18.02.2013 Views

AvAnos-KızılırmAK AvAnos YaZarlar BUlUŞMaSI

AvAnos-KızılırmAK AvAnos YaZarlar BUlUŞMaSI

AvAnos-KızılırmAK AvAnos YaZarlar BUlUŞMaSI

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kendi insanımıza satabilmek için de ona gönül alıcı bir söylemle yaklaşarak<br />

“benim insanım zekidir, çalışkandır” diyoruz.<br />

ilkelerden bir başkası ‘halkçılık’. Onuncu Yıl Marşı’nda “imtiyazsız<br />

sınıfsız birleşmiş bir kitleyiz” deniyor, fakat realiteye baktığımızda asker<br />

ve sivil bürokratlardan oluşan bir seçkinler zümresinin kurulmuş olduğunu<br />

görüyoruz. Buna bürokratik oligarşi diyoruz. Bürokratik oligarşi,<br />

halkçılığın yürürlükte olduğunu göstermek için ‘halka rağmen halk için’<br />

söylemini geliştiriyor. Böylece, “halk kendi menfaatini bilmeyebilir; biz<br />

ona rağmen, onun iyiliğine olan davranışları ve seçimleri onun yerine yaparız”<br />

diyor. Biz kimiz? Biz bürokratik oligarşiyiz, yani seçkinleriz. asker<br />

veya sivil, ya da hem asker hem sivil seçkinler zümresiyiz. Halk kendi<br />

menfaatini bilmeyebilir, dolayısıyla seçilecek olan şeyleri onların yerine<br />

biz seçer ve uygularız. Buna hukukta ‘hacir altına alınmak, vesayet’<br />

denir. Kendi gücü olmayan, eğriyi doğrudan seçemeyen, rüştünü ispat<br />

edememiş ya da belirli zorunluluklardan dolayı seçimlerini yapamayan<br />

insanların vasiye ihtiyacı vardır. Bu tür insanların yerine hareket edebilecek<br />

vasi tayin edilir. ‘Halka rağmen halk için’ lafı da “halk kendi menfaatini<br />

bilemez, tıpkı temyiz gücüne sahip olmayan insanlar gibi halkın da<br />

bir vasiye ihtiyacı vardır” anlamına geliyor. Bunu da biz uydurmuyoruz.<br />

‘Halka rağmen halk için’ söylemi tarih kitaplarına geçmiş; oradan hareketle<br />

söylüyoruz.<br />

Bir diğer ilke ‘devletçilik’... Devletçilik ilkesi de kendi içinde ikiye<br />

ayrılıyor. Birincisi ‘siyasi devletçilik’, yani ‘tek parti, tek devlet’ deniyor.<br />

Siyasi devletçilik 1946 yılına kadar geçerliydi. 1946’dan sonra çok partili<br />

sisteme geçilince, her anlamıyla değil ama bir anlamda bertaraf edildi.<br />

ancak, ‘iktisadî devletçilik’ halen devam ediyor. iktisadî devletçiliğin önlenebilmesi<br />

için hâlihazırda özelleştirme faaliyetleri yapılıyor. aslında<br />

Kit’lerin özelleştirilmesi devletçilik ilkesi ile bağlantılı faaliyetler zımnında<br />

anılabilir ama sadece Kit’lerin özelleştirilmesi yetmez; hizmet sektörünün<br />

de özelleştirmenin konusu olması gerekir. Mesela sosyal güvenlik<br />

hizmetinin, eğitimin özelleştirilmesi de bu kapsamda değerlendirilebilir.<br />

Devletçilik, uzun yıllardır milletvekillerinin elinde oyuncak olmuş; halen<br />

de öyle kullanıldığını söyleyebiliriz.<br />

Şimdi ‘devrimcilik’ ilkesine gelelim. alfabe, giyim kuşam, takvim, tevhidi<br />

tedrisat kanunu bu ilke adı altında anılıyor. Bu yasaların anayasa’ya<br />

ve demokrasiye aykırı olduğunun dermeyan edilemeyeceği belirtiliyor.<br />

Bu yasalar hakkında böyle bir kuşku mu var ki, onların demokrasiye ve<br />

169

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!