AvAnos-KızılırmAK AvAnos YaZarlar BUlUŞMaSI

şenlenir. En büyük neşe ve mutluluk ondadır. Allah beni bununla ödüllendirdi”
diyor. Bu ödülün ne olduğunu şimdi size açıklayacağım. eskiden
köy düğünlerinde ata sporumuz güreş yapılırdı. akif dede nerede bir köy
düğünü olduğunu haber alırsa pehlivanlara katılıp oraya gidiyordu. Çatalca,
Çorlu, edirne demeden gidiyor, güreşe katılıyor ve iyi güreştiği için
de üçüncülükten aşağı hiç düşmüyordu. Kazandığı paralarla hem kendi
tahsilini götürüyor hem de kız kardeşi ve annesini kimseye muhtaç olmadan
geçindiriyordu. işte yalansızlığın ödülü buydu.
akif dede okulu bitirdi. Hükümet de sözünde durdu ve hemen Baytar
işleri Genel Müdürlüğü’nde iyi bir maaşla memurluğa başladı. Mesleğini,
özellikle hayvanları seviyordu. Dolayısıyla başarılı bir baytar, yani
bugünkü deyişle veteriner olmuştu. Basamakları hızla tırmanarak genel
müdür yardımcılığına kadar çıktı. işiyle ilgili hiçbir sıkıntısı yokken de
istifa etti. Çünkü işe yeni alınan bir memur haksız yere işten çıkarılmıştı
ve akif Bey bundan dolayı çok üzgündü. Bu haksızlık ortadan kalkmadan
görevine devam etmek istemiyordu. Fakat genel müdür, haksız yere
işinden olan memuru tekrar işe alacağına söz vererek akif Bey’in dilekçesini
yırttı. akif Bey buydu; ahlakın ve karakterin adamı. Bazıları bana
soruyorlar: “Hocam, bu kadar dürüstlük ve yalansızlık 20. asırda nasıl
olabilir?” Onlara verdiğim cevabı sizlere de söylüyorum. akif dedemiz
Hz. Muhammed’i örnek almıştı. Hatta vefatından önce bunu hissediyor
ve şöyle diyor: “Herhalde sonuna geldik. Ne mutlu bana, hiçbir konuda
benzeyemediğim peygamberime galiba yaşım benzeyecek ve 63’ümde
öleceğim.” Hakikaten de öyle oluyor. akif dedenin en büyük özelliklerinden
bir tanesi de alçakgönüllülüğüydü.
akif dede aynı zamanda bir vefa adamıydı. Bununla ilgili bir örnek
vermek istiyorum. Baytar Mektebi’nin son sınıfındayken arkadaşı Hasan’la
dertleşirlerken şöyle diyor: “Hasan, sen de benim gibi doğru bir adamsın,
yalandan hoşlanmıyorsun. Devlet sallanıyor. Mezun olacağız, evleneceğiz,
çoluk çocuğa karışacağız hiçbir sigorta olmayacak; belki devlet maaş
bile veremeyecek. Çocukların durumu ne olacak? Evlenmesek mi acaba?”
Sohbet böylece devam ediyor ve aralarında bir anlaşma yapıyorlar. anlaşmaya
göre kim erken ölürse arkada kalan onun çocuklarına bakacak. aradan
yıllar geçiyor. akif Bey evlenmiş, beş çocuğu var. Baytar Hasan’ın dört
çocuğu var. Baytar Hasan vefat ediyor. akif Bey cenazeye gidip Hasan’ın
eşini bulur ve ona bundan sonra ne yapacağını sorar. Kadıncağız yanıtlar:
“Akif Bey, arkadaşını benden iyi tanırsın; aynen senin gibiydi. Ma-
49