18.02.2013 Views

AvAnos-KızılırmAK AvAnos YaZarlar BUlUŞMaSI

AvAnos-KızılırmAK AvAnos YaZarlar BUlUŞMaSI

AvAnos-KızılırmAK AvAnos YaZarlar BUlUŞMaSI

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Cenab-ı allah’ın, merhametinin yüzde birini dünyadaki gelmişgeçmiş<br />

tüm anne olan canlılara dağıttığını, böylece yaratıcının merhamet<br />

sıfatının daha çok kadında tecelli ettiğini biliyoruz. Buna rağmen, kadın<br />

olmak merhametli olmanın garantisi değil. Çünkü kadınlar da, erkekler<br />

de ancak yüksek bir ahlaki değere talip olurlarsa insan onuruna yakışan<br />

davranışlar sergileyebilirler. Dünya üzerinde adalet, barış ve huzur, sadece<br />

kadınların merhametli olmasıyla değil, ancak tüm insanların merhametli<br />

olmasıyla sağlanabilir.<br />

Bizi birleştirecek olan cinsiyetimiz değil, dünyaya karşı genel tavır<br />

alışımızdır. Bizi birleştirecek olan “hayat nedir?” sorusuna verdiğimiz cevaptır;<br />

ahlaki duruşumuz ve öncelikler sıralamamızdır. Bu açıdan baktığımızda<br />

Fatma Hanım’ın ifadesini kullanacak olursak; dünyayı kalbi<br />

olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayırabiliriz. Kalbi olanlar, sorumluluk<br />

duygusu ile titreyenler, insana ve eşyaya merhamet ile yaklaşanlar, cinsiyetlerine,<br />

milliyetlerine, ırklarına bakılmaksızın aynı taraftadırlar. O<br />

yüzden de kimlik tanımlamasını cinsiyet üzerinden değil, ‘insan oluş’<br />

üzerinden yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.<br />

soru<br />

Sizce türkiye’de sivil toplum kuruluşları kadın haklarını yeterince<br />

savunuyor mu?<br />

Nazife Şişman<br />

Öncelikle, son yıllara kadar sivil toplum örgütlerinin, özellikle de<br />

kadın hakları konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinin ne kadar sivil<br />

olduklarını konuşmakta yarar var. Çünkü, Cumhuriyet döneminde<br />

kadının çok merkezde olduğu bir modernleşme süreci yaşadık. Modern<br />

kadın imgesinin tüm Cumhuriyet dönemine damgasını vurduğunu göz<br />

önüne alırsak; kadın hakları adı altında kurulan derneklerin daha ziyade<br />

Cumhuriyet rejimini, laik rejimi korumak gibi sloganlarla yola çıktıklarını,<br />

doğrudan kadın haklarını savunan bir yapıya sahip olmadıklarını<br />

söyleyebiliriz. ancak, 1980’lerden sonra kadın haklarını savunan, hatta<br />

az önce bahsettiğim gibi feminizmi, kadının kurtuluşunu savunan ve<br />

daha uç noktalarda görüşlere sahip kadın derneklerinin kurulduğunu görüyoruz.<br />

Bu derneklerin içinde, radikal feminizm dediğimiz, kadın ve<br />

erkeği birbirinden tamamen ayıran, kadına cinsiyet üzerinden bir kimlik<br />

190

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!