03.04.2017 Views

Tanrıların Arabaları

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

«Yeterince klasik değil!» (Pek etkileyici.)<br />

«Çok devrimci!» (Söyleniş amacına hiç mi hiç uymuyor.)<br />

«Üniversiteler bunu kabul etmez!» (İnandırıcı.)<br />

«Başkaları da bunu denemişlerdi.» (Elıbette, ama başarabilmişler miydi?)<br />

«Bize çok anlamsız göründü!» (Buna diyecek bir şey yok!)<br />

«Bu daha ispatlanmadı!» (Quod erat demonstrandum!)<br />

Beş yüzyıl önce bir bilim adamı, mahkeme salonunda şöyle bağırıyordu: «Sağduyusu olan bir<br />

insan, dünyanın top biçiminde olabileceğini kabul edemez. Öyle olsaydı, alt tarafta kalanlar boşluğa<br />

düşerlerdi!» Ve yine bir bilim adamı, «İncilin hiç bir yerinde, dünyanın güneş çevresinde döndüğü<br />

yazmıyor. O bakımdan böyle bir iddia, kesinlikle şeytan işidir!» diye yırtınıyordu.<br />

Dar kafalılık, yeni düşünceler ortaya çıktığında, insanların yakasına yapışan bir hastalık olsa<br />

gerek. Ama yirmi birinci yüzyıla yaklaşırken, araştırmacıların bu hastalıktan kendilerini kurtarmaları<br />

ve karşılaşabilecekleri akıl almaz gerçekleri önyargıya kapılmaksızın değerlendirmeleri tek çıkar<br />

yoldur. Bu arada, yüzyıllardır dokunulmaz tanınan yasa ve bilgiler yeniden ele alınmalı, incelenmeli<br />

ve değerlendirilmelidirler. Bu atılımları durdurmaya çalışacak tepkiciler ordusu, nasıl olsa gerçekler<br />

adına savaşanlar tarafından yenilecektir. Çok değil, yirmi yıl önce, bilim çevresinde uydulardan söz<br />

edenlere deli gözüyle bakılırdı. Bugün bir sürü yapma uydu dünyanın çevresinde durmadan<br />

dönmekte. Birtakım uydular ayın ve Venüs'ün yüzüne yumuşak inişler yapmakta; birtakımı da<br />

Merih'in birinci sınıf fotoğraflarını çekerek dünyaya göndermekte... Bu fotoğrafların ilki, 1958<br />

ilkbaharında 0.000.000.000,000.000,01 vat gibi akıl almaz ölçüde küçük bir radyo dalgasıyla<br />

gönderilmişti.<br />

Ancak bugün dünya üzerinde akıl almaz d'ye bir şey kalmamıştır. 'İmkânsız' sözünün bilim<br />

adamlarınca kullanılması ise, tam anlamıyla 'imkânsızdır.' Bu gerçeği günümüzde kabul etmek<br />

istemeyenler, yarın kendi kendilerinden utanacaklardır. Öyleyse biz, binlerce yıl önce uzak<br />

gezegenlerden gelen astronotların, atalarımızı ziyaret ettiğini savunan varsayımımıza sıkı sıkıya<br />

sarılalım ve onu daha da geliştirmeye devam edelim.<br />

Atalarımız astronotların üstün teknolojisi karşısında ne yapacaklarını şaşırmışlardı. Onları 'tanrı'<br />

kabul etmiş ve tapınmaya koyulmuşlardı. Astronotların bu tepki karşısında sabırla,tapılmaya göz<br />

yummaktan başka çareleri yoktu. Bu konuda, yakın bir gelecekte bilinmeyen gezegenlere gidecek<br />

olan dünyalı uzay adamlarının da, hazırlıklı olması gerekir!<br />

Dünyamızın bazı bölgelerinde hâlâ makineli tüfeğe şeytanların silâhı olarak bakan ilkel insanlar<br />

yaşamaktadır. Öyleyse bir jet uçağı, bu insanlara, pekâlâ melekleri taşıyan bir araç olarak<br />

görünebilir. Aynı şekilde bir el radyosundan çıkan sesleri tanrıların sesi sanabilirler. Bu ilkel ve saf<br />

insanlar, bizlerin günlük hayatta kullandığımız teknik araçların öyküsünü, efsaneler biçimine<br />

sokarak, babadan oğula aktarmaktadırlar. Gökten gelen tanrılarının resimlerini yaşadıkları<br />

mağaralara çizmektedirler. Tıpkı binlerce yıl önceki ilkel insanların yaptığı gibi. Bir farkla ki,<br />

yirminci yüzyılın ilkel insanı, gördüğü uçakların resmini çizmektedir, oysa binlerce yıl önce yaşayan<br />

ilkel insanlar çok başka uçan nesneler görmüşlerdi...<br />

Kohistan, Fransa, Kuzey Amerika, Sahra, Güney Rodezya, Peru ve Şili'de bulunan mağara<br />

resimleri, varsayımımıza büyük katkıda bulunmaktadır. Bunlardan Tassili'de (Sahra) olanları, Henri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!