Tanrıların Arabaları
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Lhote adlı bir Fransız bilgini ortaya çıkartmıştı. Yüze yakın mağara duvarında rastlanan resimlerin<br />
ortak özelliği hepsinde hayvan ve insan şekilleri yanında kısa, şık elbiseler giymiş şekiller olmasıydı.<br />
Bu varlıkların ellerinde sopalar, sopaların üstünde de ne olduğu anlaşılmayan çantalar vardı. Bir<br />
duvarda, hayvan resimleri yanında Lhote'un isim babalığıyla- Büyük Merih tanrısı adını alan ve<br />
dalgıç elbisesine benzeyen elbiseler giyen bir yaratığın resmi bulunmuştu. Resmin beş metre boyunda<br />
olması, onu yapan 'vahşî'nin, hiç de sandığımız kadar vahşî olmadığını açıkça gösterir.<br />
Çünkü yerden yüksekliği de göz önünde tutulunca, bu resmin ancak bir yapı iskelesi kurularak<br />
yapıldığı ortaya çıkar. Mağara tabanının yüksekliğinde, binlerce yıldır herhangi bir değişme<br />
olmamıştır. İnsan, bu Büyük Merih tanrısına bakınca, hayal gücünü hiç zorlamadan bir uzay -ya da<br />
dalgıç- elbisesi giydiğini söyleyebilir. Kafasında, güçlü ve geniş omuzlarından başlayan bir başlık<br />
vardır. Burun ve ağız yerine birtakım yarıklar göze çarpar. Eğer bu resim tek olsaydı, şans eseri, ya<br />
da ressamının çok geniş hayal gücü sonucu çizildiğini düşünebilirdik. Ancak bu garip varlığı<br />
gösteren şekiller Tassili'deki birçok mağarada ve az değişikliklerle Kaliforniya'nın (A.B.D.) Tulare<br />
bölgesi kaya resimlerinde de vardır.<br />
İlkel insanların, ellerinden bu kadar gelebildiği için çarpık çurpuk şeyler çizdiği ileri sürülemez.<br />
Çünkü aynı mağara adamı, hayvan ve normal insan resimlerini üstün bir beceri ve ustalıkla duvara<br />
işlemiştir. Bu da onun ne gördüyse onu çizdiğini gösterir! Inyo Çounty'de (Kaliforniya) bir mağara<br />
duvarında, ilk bakışta çift çerçeveli bir hesap cetveli olduğu anlaşılan bir geometrik biçim vardır.<br />
Arkeologlar bunun tanrıları gösteren bir resim olduğunu ileri sürerler.<br />
İran'da Siyalk bölgesinde bulunan bir çömleğin üstünde kocaman dik boynuzları olan, bilinmeyen<br />
türden bir hayvan resmi vardır. Olabilir, neden olmasın? Ne var ki bu boynuzların her birinde, sağa<br />
ve sola doğru uzanan beşer helezon vardır. Arkeologlar bu resme de tanrı sembolü etiketini<br />
yapıştırmışlardır. Görüldüğü gibi tanrılar çok işe yaramaktadır. İnsanlar onların bilinmezliği ve<br />
olağanüstülüklerinden yararlanarak, açıklanamayan bir dolu şeyi açıklayıverirler. Bulunan her biçim,<br />
bir araya getirilen her kırık çömlek, yeniden düzenlenen her kalıntı, bir anda eski bir dine<br />
bağlanıverir. Eğer bulunan nesne, var olan dinlerden hiç birine uymuyorsa, silindir şapkadan çıkan<br />
tavşan gibi yepyeni, uyduruk bir din yaratılır. Her şey istenen biçime sokulmuştur; insanlar da<br />
bilginler de rahattır artık...<br />
Ama, ya Tassili, Amerika ve Fransa mağara adamları, gerçekten gördükleri şeylerin resmini<br />
çizmişlerse? Çubuklardaki, boynuzlardaki helezonlar, ilkel insanın gördüğü antenlerse? Var<br />
olmaması gereken şeylerin var olduğu bir gerçek değil mi? Daha önce de belirttiğim gibi, ilke!<br />
ressamlar gördükleri şeyi kusursuz olarak resimlerine geçirebilme yeteneğine sahiptiler: Güney<br />
Afrika'daki «Brandbergli beyaz kadın» resmi, rahatlıkla yirminci yüzyıl resimleriyle yarışabilir.<br />
Kadının üstünde kısa kollu bir kazak, bacaklarını iyice saran bir pantolon vardır. Ayrıca eldiven ve<br />
terlik giymektedir. Arkasında, elinde dikenli bir sopa tutan, çok karmaşık, maskeli başlık giymiş zayıf<br />
bir adam durmaktadır. Resim bir bütün olarak gerçekten çağımızda çizilmiş havası verir. Ancak<br />
Güney Afrika'da bir mağara duvarında bulunmuştur!<br />
İsveç ve Norveç mağara resimlerinde görülen tanrıların hepsinin tek tip, tuhaf kafaları vardır.<br />
Arkeologlara göre bunlar hayvan kafalarıdır. İlkel insanların hayvanları hem kesip yediği, hem<br />
onlara tapındığı gülünç ve saçma bir düşüncedir. Üstelik bu tanrıların yanında kanatlı gemiler ve sık<br />
sık çizilmiş tipik antenler de görülmektedir.