03.04.2017 Views

Tanrıların Arabaları

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Astronomi bilgini Şolomitski, 13 nisan 1965 günü Moskova Stenberg Enstitüsünde yaptığı<br />

konuşmada şunları söylemişti:<br />

«1964 eylülünün sonunda ve ekiminin başında, CTA 102'den gelen radyasyon enerjisi-çok<br />

fazlalaşmış, ancak bir süre sonra yeniden normale dönmüştü. Yıl sonuna doğru kaynağın gücü<br />

ansızın yine yükseldi, ilk kaydı düşürmemizden tam 100 gün sonra ikinci bir doruğa vardı.»<br />

Şolomitski'nin şefi Profesör Şlovski de radyasyonda bu tür dalgalanmaların normal olmadığını<br />

eklemişti .<br />

Bu arada Hollandalı astrofizikçi Maarten Sohmidt, kesin ölçülere dayanarak,<br />

CTA 102'nin dünyadan 10 milyar ışık yılı uzakta olduğunu ortaya koymuştu. Bu durumda akıllı<br />

yaratıkların yolladığı radyo ışınları 10 milyar yıl önce yola çıkmış oluyordu. Ancak günümüzün son<br />

hesapları, dünyanın o zamanlarda var olmadığını gösteriyordu. Bu anlayış uzaydaki başka hayatların<br />

araştırılması işlemi için bir bakıma bitirme vuruşuydu.<br />

Bununla birlikte uzayda hayat arama, hiç bir başarı şansına sahip olmasaydı, Amerika Rusya,<br />

Jodrell Bank ve Almanya'daki Stockert astrofizikçileri, araştırmalarını kocaman yöneltme<br />

antenleriyle radyo yıldızlar ve kazarlar üzerinde” yoğunlaştırmazlardı. Epsilon - Eridiani ve Tau -<br />

Ceti yıldızları bizden 10.2 ve 11.8 ışık yılı uzaktadırlar. Yani bu 'komşularımıza' yollanacak radyo<br />

dalgaları 11 yılda hedefe varabilir ve 22 yıl içinde bir karşılık almamız sağlanabilir. Daha uzaktaki<br />

yıldızlarla radyo dalgaları aracılığıyla haberleşme, aynı oranda daha uzun süreler gerektirir.<br />

Milyonlarca ışık yılı uzaklıkta kurulmuş uygarlıklarla haberleşme ise bu yolla imkânsızdır. Peki bu<br />

çeşit bir atılım için elimizdeki tek teknik kaynak, radyo dalgaları mıdır?<br />

Örneğin, varlığımızı gözle görünür biçimde belli edebiliriz. Jupiter ya da Merih'e yöneltilecek<br />

güçlü bir Laser ışınının, oralarda akıllı yaratıklar yaşadığı sürece, dikkati çekmemesi imkânsızdır[-<br />

].Bir başka düşünce de, geniş alanlarda büyük renk farklılıkları gösterecek, aynı zamanda da evrensel<br />

bir geçerliliği olan matematik ya da geometrik bir sembolü temsil edecek türden bitkiler ekmektir.<br />

Atılgan ve mantıklı bir öneri şu biçimdedir: Kenarları 600 mil uzunluğunda olacak bir eşkenar<br />

üçgenin kenarlarına patates ve ortasındaki bir daireye buğday ekilebilir. Böylece her yaz kenarları<br />

yeşil, ortası sarı bir eşkenar üçgen oluşur. Bu durumda eğer onları aradığımız gibi, bizi arayan akıllı<br />

yaratıklar varsa, söz konusu şekil hemen dikkati çeker. Çünkü neresinden bakılırsa bakılsın, hiç bir<br />

şekilde bir tabiat harikasına benzemeyecektir. Bir başka düşünce de, ışıklarını dikine yollayacak bir<br />

fenerler zinciri kurmayı önermiştir. Bu fenerlerin yaratacağı ışık denizi uzaklardan bakınca bir atom<br />

modeline benzeyecektir. Bu türden daha bir çok öneri vardır.<br />

Bütün bu öneriler, birilerinin bizi gözlemesi halinde geçerli olabilecektir. Yoksa bu sorunu yanlış<br />

yerinden mi tutuyoruz?<br />

Gizli olan her şeye antipati duymamıza rağmen, daha kesin açıklanamamış bazı fiziksel olaylara<br />

bakmamazlık edemeyiz: Örneğin, geniş bir bilimsel temel üzerinde kanıtlandığı halde henüz<br />

açıklanamamış olan zekî beyinler arasındaki düşünce alış verişi konusuna .<br />

Birçok üniversitenin parapsikoloji bölümünde, manyetizma, hayal, düşünce nakli v.b. gibi daha<br />

önce açıklanamamış olaylar, çok kesin bilimsel yöntemlerle araştırılmaktadırlar. Bu incelemeler<br />

sırasında birtakım hayalet hikâyeleri ve dinsel çılgınlıkların ürünü olan olaylar aradan<br />

çıkarılmaktadır. Pek yakın zamanlara kadar tabu sayılan bu araştırma alanında, büyük gelişmeler<br />

kaydedilmiştir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!