03.04.2017 Views

Tanrıların Arabaları

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ir parçasıyım.<br />

Bu şaşırtıcı düşünce teknoloji gerçeklerine uygulanınca şöyle bir görüntü ortaya çıkar. New<br />

York'taki dev bir elektronik beyin, bütün fizik bilgileriyle doldurulabilir. Nereden ve ne zaman<br />

sorguya çekilirse çekilsin, karşılığı saniyeden de küçük zaman birimleri içinde verilebilir. Bir başka<br />

elektronik beyin de Zürih'te bütün tıp bilgilerini toplayabilir. Moskova'daki bir başkası bütün biyoloji<br />

bilgilerini, Kahire'deki bir benzeri de bütün astronomi bilgilerini kapsayabilir. Radyo bağlantısıyla<br />

Kahire'deki elektronik beyin, saniyenin yüzde birinde Zürih'tekine karşılık verebilir. Edgar Cayce'ın<br />

beyni de, bugün ufak çapta uygulanmakta olan elektronik beyin birleştirmesine benzer biçimde<br />

çalışıyor olmalıydı. Şimdi cesur bir tahminde bulunacağım: Ya bütün beyinlerde, her türlü canlı<br />

yaratıkla ilişki kurmayı sağlayacak bilinmeyen enerji biçimleri varsa? Bugün insan beyninin ancak<br />

onda birinin gücü ve çalışma biçimini biliyoruz. Peki geriye kalan onda dokuz ne yapıyor?<br />

Birçok hastalığın irade yoluyla iyileştirildiği bir gerçektir, ancak bu konuda kesin bir bilimsel<br />

açıklama, hatta kesin bir bilgi bile yoktur. Beyinde en güçlü enerji biçimlerinin var olduğunu kabul<br />

edersek, beyinden yayılacak güçlü bir tepki, her yana anında yayılacaktır. Eğer bilim bu «vahşî<br />

düşünceyi gözle görülebilir biçime getirirse, uzaydaki bütün zekâların aynı yapıda oldukları anlaşılır.<br />

Bu olağanüstü düşüncenin gerçekten var olabileceğini göstermek için 29-30 mayıs 1955 tarihleri<br />

arasında yapılmış olan bir deneyin raporunu vereyim. Söz konusu iki gün içinde 1008 insan, aynı<br />

saniyede birtakım resimler, cümleler ve sembol grupları üzerinde konsantre olmuşlardı. Bu yoğun<br />

düşünceler uzaya yayılmışlardı. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Deneyde görev alan kişilerden hiç biri ötekini<br />

tanımıyordu ve oturdukları yerler arasında yüzlerce kilometrelik farklar vardı. Bununla birlikte bu<br />

kişilerin yüzde 2.7'si bir resim, daha doğrusu bir atom modelinin resmini gördüklerini belirtmişlerdi.<br />

Aralarında herhangi bir anlaşma söz konusu olamayacağı için yüzde 2.7'si aynı «aklî resmi» görmüş<br />

olmaları şaşırtıcıdır. Telepati? Hokus pokus? Şans? Kesin olan bir şey varsa, o da her şeyi daha iyi<br />

bilmediğimizdir.<br />

Şimdilik açıklanamayan bu alanlardan yeniden konumuza dönelim.<br />

Kasım 1961'de West Virginia, Greenbank'teki Ulusal Radyo Astronomi Gözleme Evinde on bir<br />

yetkilinin gizli bir toplantı yaptığı artık bir sır değildir. Bu toplantının da konusu, dünya dışı akıllı<br />

yaratıklardır. Aralarında Dr. Giuseppe Cacconi, Dr. Su Şu Huang, Dr. Philip Morrison, Dr. Frank<br />

Drake, Dr. Otto Struve, Dr. Carl Sağan ve Nobel ödülü almış Melvin Calvin de bulunan bilim<br />

adamları, Green Bank Formülü olarak bilinen sonuca varmışlardı. Bu formüle göre galaksimizde<br />

bizimle ilişki kurmaya çalışan ya da kendileriyle ilişki kurulmasını bekleyen 50 milyon değişik<br />

uygarlık bulunduğunu göstermektedir.<br />

N = R+ fp Bu formülde:<br />

: Güneşimize benzeyen yıldızların ortalama sayısı : üstünde canlı bulunması mümkün yıldızlar<br />

: insan standartlarına uygun hayatın gelişmesi için gerekli koşulları sağlayabilecek gezegenlerin<br />

ortalama sayısı : bu tür gezegenlerden üstünde gerçekten hayat gelişenler fi : güneşlerinin ömrü<br />

boyunca kend1 güçleriyle hareket edebilen akıllı canlıların bulunduğu gezegenler fc : teknik<br />

uygarlıklarını geliştirmiş akıllı yaratıkların yaşadığı gezegenler L : ancak uzun süre ayakta kalan<br />

uygarlıkların birbirleriyle karşılaşabilmeleri bakımından, uygarlıkların hayat süresi Formüldeki her<br />

bölüm için en ufak sayıları aldığımızda,<br />

N=R+fpnef|fjfCL

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!