Toyuncak November 2020

Sektör
HAYAL DÜNYASI
Ben KEDİ Ahmet. Yine bu sayıda
da beraberiz, beni okuduğunuz için
sizlere minnettarım. Sevgiler saygılar
bizden…
İnanın eski çocukluk ve gençlik
yıllarımı arıyor ve tekrar yaşamak
istiyorum. Neden mi? Tertemiz bir
hayat. İnsanlar birbirlerini çok iyi
tanıyor. Sevgi saygı çerçevesinde
hayatı sürdürmeye devam ediyor.
Kimse kimsenin arkasından
konuşmaz, konuşsa bile yüzüne
karşı söyleyeceğini söyler, gülüp
geçerdi. İnanın hafta sonu oldu mu
buluşur; sinema, piknik ve her hangi
bir yerde buluşup sohbet ederlerdi.
Ayrıca o zamanlar el radyoları vardı.
Onları arkadaşlarımızla beraber
dinler radyoda işte Arkası Yarın
Orhan Boran ve Yuki Katil Kim gibi
dizileri yani radyo programlarını
takip eder, dinlerdik. Daha sonra
TV yayına girdi orda da Bonanza,
Dallas gibi küçük ev dizilerini zevkle
izlerdik. Hafta sonları yarışma şarkı
ve skeçler olan programı zevkle izler,
stres atardık. Vallahi ne günlerdi,
sonra maçları TRT TV’den izler,
zevkli bir dünyanın içinde dolaşırdık.
İnanın çok mutlu yaşamımız vardı.
Nerde o günler, nerde o saygı sevgi,
nerde o aile zenginliği… Her şey
para pul değildi. Arıyorum o günleri
ama geri gelmeyeceğini bildiğim için
bari yazılarımla değinerek, mutlu
olup o günlerin hayal dünyasında
dolaşıyorum.
Her neyse gelelim konumuza.
Büyüdük yaşlandık çoluk çocuk
sahibi olduk hatta torun sahibiyiz
bile gerçi hayat yine de çok güzel.
Yaşamak, güzel insanları sevmek ve
sevilmek daha da güzel ama bir şey
var. Akşamları eve gelince yemeğimi
yiyorum, çayımı yudumlarken, TV
karşısına oturuyorum. Her hangi bir
kanalı açıyorum. Diziler inanın bütün
kanallar sanki aynı saatte sözleşmiş
gibi o sükseli abartılı dizilerle dolu,
hangisini seyredeceğimize şaşıyoruz,
ayrıca senaryolara bakınız. Hiç bir
şey yok. Yalnızca abartılmış konu
ve insanları lüks içinde göstermek
amacıyla TV kanallar sanki yarışıyor.
Dizilerin çoğu da doğu yöresinde
çekilmiş, sanki o yöre böyle gibiymiş
gibi abartılmış.
Diziler muhteşem… O sanat, o süper
evler, o giyimler ve o masadaki
yemekler… İnanın masada bir yemek
çeşidi var sanki alay edercesine.
‘Biz buyuz’ demek mi istiyorlar! bu
kadar aç insan varken. Kapıdaki lüks
arabalar, çocuklarının korumalarla
okula gitmesi, o evin önünde bir sürü
koruma, o bayanların makyajları,
dekolteli elbiseleri süper ama bir
maruzat var dizilerin çoğu doğuda
çevriliyor. Ege ve Akdeniz’e bir şey
diyemem, oraların giyim ve yaşantıları
az çok belli ama bizim doğu insanımız
biraz daha mutaassıp, daha dikkatli,
aile yapıları dinimize göre daha kurallı
ama anlayamıyorum hangi kanalı
açarsanız açın, dizilerin çoğu doğu
tarafında çekilmiş ama o bayanların
giyinişleri, o tavırları, o onun peşinde
koşan erkekler, ne kadar abartılmış.
Bence yanlış doğuyu dünyaya başka
kapıdan mı göstermek amacıyla
kullanıyorlar, yoksa hayal dünyasında
mı dolaşıyorlar? Erkeklerinin hepsi
mafya, silah kaçakçısı, babadan
oğula geçen varisler, çocuklarını
yurt dışında okutmaları, sonra
da okuduktan sonra da yüksek
lisanslı mafya ayakları… Nedir bu
şaka gibi diziler. Yazık bu halkı
bu kadar karalamayın, doğuyu bu
kadar lüks göstermeyin, biz ülke
olarak mutaassıp insanlarız, biz
anamızı bacımızı, kardeşimizi iyi
tanıyan insanlarız. Bizim örf ve
adetlerimizi çiğnemeyiniz. Aslında
söylenecek daha çok şey var ama
özetle anlattıysam ne mutlu bana.
Söyleyeceğim son kelime, bunlar
HAYAL DÜNYASINDA yaşayan
insanlar…
SAYGILARIMLA
Ahmet ŞUNGAR
(KEDİ)
96 Kasım 2020