09.12.2020 Views

IT Network Kasım Aralık 2020

IT Network Kasım Aralık 2020

IT Network Kasım Aralık 2020

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

5G beraberinde yeni gelir<br />

fırsatları getirecek<br />

Yüzde Yüz Yerli Olta.la<br />

Platformumuz İle Oltaya<br />

Gelmeyin…<br />

İnternetten satışa vergi muafiyeti!<br />

Siber korsanlar İzmir depreminde<br />

sahneye çıktı<br />

B İ L G İ T E K N O L O J İ L E R İ D E R G İ S İ<br />

25 <strong>Kasım</strong> • 05 <strong>Aralık</strong> • <strong>2020</strong> • KDV Dahil 25 TL


Türk Yazılımı Dünyaya Açıldı!<br />

Üç yıl önce hayata geçirilen ve ilk uygulaması Antalya’da başlayan yerli mobil asistan icibot, dünyanın en ünlü yazılım<br />

şirketlerinin ilgi odağı olmuştu. İlk uygulaması Antalya bölgesindeki otellerde yapılan ve Covid-19 salgını nedeni ile öne çıkan<br />

temassız iletişim anlayışı ile öne çıkan icibot, kısa sürede birçok otel ve işletme tarafından uygulanmaya başlandı. Bu talep daha<br />

güçlü yatırımlar yapmak, uygulamaların daha güçlü bir teknolojik altyapı ile sunulması ve dünya pazarına açılması noktasında<br />

B1 ve Pargesoft ortaklığı ile seyahat teknolojileri alanında yeni bir birliktelik doğurdu. Büyük bir ekip ve sunduğu teknoloji<br />

çözümü ile otelleri misafirle buluşturan platformlar geliştirmeye devam eden şirket, dünya çapında binlerce oteli milyonlarca<br />

insanla bir araya getirmeyi hedefliyor.<br />

Otellerin misafir ilişkilerine destek sağlayan ve gelirini arttıran mobil uygulamalar, aynı zamanda turizm sektörüne de birçok<br />

yeni gelir modeli kazandıracak.<br />

Türkiye Yazılım Sektörü adına çok önemli olan bu tarz girişimlerin daha da artarak devam edeceğine inanıyoruz.<br />

2021’i şekillendirecek ağ trendleri<br />

COVID-19 pandemisi ile hızla değişen çalışma ve yaşam biçiminden hareketle, 2021 yılında ağ teknolojilerine yön verecek<br />

trendler de önceliklere göre şekilleniyor. Zyxel <strong>Network</strong>s, yaptığı bir duyuruyla hem kurumların hem de kanalın geleceğinde<br />

önem sahibi olacak 2021 ağ trendlerini detaylandırdı. Detayları dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz.<br />

İnternetten alışveriş yaparken şirketin bilgilerini mutlaka kontrol edin<br />

Pandemi süreciyle birlikte hız kazanan internet üzerinden alışverişler, bir diğer adıyla e-ticaret bazı riskleri de beraberinde<br />

getiriyor. Alışveriş için mağaza ve alışveriş merkezlerini gezmek yerine bulunduğu yerden sipariş vererek ürünü elde etme<br />

yolunu tercih eden tüketiciler, alışveriş yaparken sahte ve paravan sitelerle çok cazip fiyatlar sunanlara dikkat etmeli. Aracı<br />

hizmet sağlayıcıların da önemli sorumlulukları var. “Ürün alırken nelere dikkat etmeli”, “İlgili firmayla sorun yaşanırsa nasıl bir<br />

yol izlenmeli” sorularının cevabını okurlarımız için hazırlayan Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından Avukat Elvan<br />

Kakıcı Şimşek yapılması gerekenleri anlattı.<br />

Teknoloji İlgi Odağı<br />

Zor bir dönemden geçen dünyada diğer sektörlere göre biraz daha az etkilenen bilişim dünyasındaki gelişmeler hızla devam<br />

ediyor. Uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma yaşam standardımız haline geldiği hayatımızda gerekli olan yatırımları, çözümleri<br />

ve donanımsal yeniliklerin olduğu içerikleri okurlarımız için hazırladık. Daha bir dönem hayatımızın vazgeçilmezi olacak<br />

uzaktan çalışma platformu için gerekli teknoloji haberlerinin yanı sıra, hayatımızı kolaylaştıran teknolojik yenilikleri ve<br />

araştırma haberlerini de bulacağınız sektör market sayfalarımızda ayrıca son dönemin öne çıkan e-ticaret alanındaki yaşanılan<br />

gelişmelerle ilgili detayları da bulabilirsiniz.<br />

Hayatımıza mutluluk katan yeni teknolojilerle haberleriyle dolu bir sonraki sayımızda yeniden görüşmek üzere…<br />

Sağlıkla Kalın…<br />

Ahmet Mızrak<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr


iÇiNDEKiLER<br />

Artan<br />

trafiğe çözüm<br />

akıllı video<br />

sistemleri<br />

06<br />

21<br />

Güncelleme<br />

yaparken<br />

verilerinizden<br />

olmayın!<br />

26-27<br />

Intercity<br />

Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural<br />

Ak: “Kusursuz<br />

Bir Formula 1TM<br />

Organizasyonu<br />

Gerçekleştirdik”


25 kasım / 05 <strong>Aralık</strong> <strong>2020</strong><br />

<strong>IT</strong>network<br />

BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

35<br />

2021 yılının<br />

teknoloji<br />

trendleri<br />

neler<br />

olacak?<br />

30<br />

Zyxel,<br />

2021’i<br />

şekillendirecek<br />

ağ<br />

trendlerini<br />

açıkladı!<br />

İstikrarlı<br />

büyümenin<br />

anahtarı<br />

dijitalleşme<br />

oldu<br />

38<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />

İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />

İMTİYAZ SAHİBİ<br />

H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

(Sorumlu)<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />

SIDIKA AKYOL KAYIR<br />

sidika.kayir@aplusmedya.com<br />

GE NEL YA YIN MÜ DÜ RÜ<br />

AHMET MIZRAK<br />

ahmet.mizrak@img.com.tr<br />

DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />

YUSUF OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

HABER MERKEZİ<br />

ENES KARADAYI<br />

enes.karadayi@img.com.tr<br />

KAT KI DA BU LU NAN LAR<br />

Doç. Dr. M.ALİ ÖZ BU DUN<br />

ozbudun@gmail.com<br />

ÖMER KARDAŞ<br />

omer.kardas@ihlas.com.tr<br />

ALİ İLKER YÜCEER<br />

ali@mak ro bil.com.tr<br />

TEKNİK MÜDÜR<br />

TAYFUN AYDIN<br />

Tayfun.aydin@img.com.tr<br />

GRAFİK TASARIM<br />

HAKAN SÖZTUTAN<br />

hakan.soztutan@img.com.tr<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

Cuma KARAMAN<br />

cuma.karaman@img.com.tr<br />

MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />

Yusuf DEMİRKAZIK<br />

yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />

A BO NE VE DAĞI TIM<br />

İSMAİL ÖZÇELİK<br />

ismail.ozcelik@img.com.tr<br />

Reklam Rezervasyon<br />

A PLUS MEDYA<br />

NISH ISTANBUL RESIDENCE<br />

Çobançeşme Mah. Sanayi Cad.<br />

No: 44/B - D: 167 Yenibosna/<br />

Bahçelievler - İstanbul<br />

Reklam İletişim<br />

reklam@aplusmedya.com<br />

Tel : 0212 216 99 13<br />

Gsm : 0552 805 34 35<br />

İdare Merkezi:<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 22 22<br />

Renk Ayrımı:<br />

Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi<br />

CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />

No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 30 00


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Artan trafiğe çözüm akıllı video sistemleri<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

6<br />

Bireysel ve gruplar halinde seyahat edebilme<br />

olanağı, güzergah ve saat tercihlerinde<br />

esneklik sağlaması ile pandemi<br />

döneminde artan şehirlerarası araç<br />

trafiği ile eşzamanlı olarak, güvenliğin<br />

sağlanması ve ihlallerin algılanması<br />

daha da önem kazandı.<br />

Gelişmiş iletişim ve bilgi teknolojileri<br />

kullanılarak hayata geçirilen akıllı ulaşım<br />

sistemleri, tam da bu noktada sunduğu<br />

hızlı ve çok çeşitli teknolojilerle<br />

yaşamı kolaylaştırıyor. “Akıllı yollar”<br />

trafik güvenliğinin yanı sıra, çok yönlü<br />

veri transferi, yolların uygun kapasiteyle<br />

kullanılması, denetleyici ve önleyici faaliyetlerin<br />

hızlı koordinasyonu ve enerji<br />

verimliliği gibi pek çok faydayı aynı anda<br />

sağlıyor.<br />

Karayolu güvenliği ve emniyetini iyileştirmenin<br />

yanında, elektrikli kontrol<br />

sistemleri ile denetlenen trafik akışı<br />

sürücülerin hız limitlerine uymalarını<br />

sağlıyor, yolcu ve yük hareketlerinin etkinliği<br />

ve hızını artırıyor ve yoğunlaşan<br />

trafiğe çözüm sağlanırken, artan kaza<br />

riski de yönetiliyor.<br />

Milestone Systems Güney Doğu Avrupa<br />

Sorumlusu Özgür Uygur video yönetim<br />

sistemleri kullanılan akıllı uygulamalar<br />

hakkında bilgi verdi:<br />

“Artık dünyanın pek çok büyük şehrinde<br />

yapay zeka, makinaların öğrenmesi,<br />

büyük veri, bulut bilişim ve güçlü video<br />

yönetim sistemleri alanındaki gelişmeler<br />

sayesinde şehirlerin sağlıklı, güvenli<br />

ve akıllı olarak nitelendirilmesini sağlamak<br />

için ileri teknoloji kullanılıyor. Ulaşım<br />

uzmanlarının verdiği bilgilere göre,<br />

<strong>2020</strong> yılında kullanımı yüzde 70’ten fazla<br />

artan ülkemiz karayollarında da hızlı,<br />

güvenli ve etkin bir trafik yaklaşımı Video<br />

Yönetim Sistemlerinin sunduğu teknolojilerle<br />

hayat buluyor.<br />

Video Yönetim Sistemleri platformu,<br />

temelde yürüttüğü video yönetim işlevi<br />

ile kameralardan ve sensör, IoT cihazı<br />

gibi diğer kaynaklardan bilgi topluyor,<br />

depoluyor, düzenliyor ve platform ile entegre<br />

çalışan çok sayıda farklı uygulama<br />

sayesinde operatörlerin bu bilgileri izlemesini,<br />

yönetmesini ve yanıtlamasını<br />

kolaylaştırıyor. Video yönetim yazılımı<br />

dendiği zaman akla gelen ilk unsur güvenlik.<br />

Ancak günümüzde kullanılan<br />

analiz algoritmaları ve uygulamalar<br />

sayesinde yapılabilenler güvenliğin çok<br />

ötesine geçiyor.<br />

Belirlenen noktalara yerleştirilen sensörlerden<br />

toplanan hız, konum vb. veriler,<br />

kontrol merkezindeki yazılıma aktarılırken,<br />

trafik yönetimini ve sinyalizasyon<br />

alternatiflerinin belirlenmesini mümkün<br />

kılmanın yanında, trafik akışına<br />

etki edebilecek kaza ve benzeri durumlar<br />

halinde hızlı ve etkin müdahale imkanı<br />

da sunuyor. Akıllı yol uygulamaları<br />

ile ayrıca her geçen gün artan araç<br />

sayısının yükselttiği yakıt tüketimi ve<br />

karbon salınımı gibi faktörler de kontrol<br />

altına alınarak, çevreye de katkı sağlanıyor.<br />

Bugün ülkemizde Video Yönetim Sistemleri<br />

kullanılarak yapılan çalışmalar<br />

çok çeşitli. Akıllı video teknolojileri karayolları<br />

ve tünellerde hız ihlallerinin<br />

tespiti ve anlık olarak raporlanması,<br />

kazaların algılanması ve bildirimi, plakasız<br />

araç algılama, plaka tanıma ile çalıntı<br />

araç ve marka, model, renk bilgileri<br />

ile şüpheli araç arama, otoyollarda veya<br />

tünellerde duran/bekleyen araç algılama,<br />

bir kişinin hassas veya tehlikeli bir<br />

Pandemi hayatlarımızdaki<br />

pek çok değişimle<br />

beraber, seyahat<br />

tercihlerimizi de değiştirdi.<br />

<strong>2020</strong> yılının ilk<br />

yarısında getirilen kısıtlamaların<br />

ardından<br />

havayollarında iç hat<br />

yolcu sayısı geçen yıla<br />

göre yüzde 55’den fazla<br />

azalırken karayolları<br />

ulaşımı ciddi oranda<br />

arttı.<br />

alana girdiğini tespit etme gibi imkanlar<br />

sunuyor. Akıllı trafik yönetim sistemleriyle<br />

ayrıca araç kuyruklarını, yanlış<br />

yöne girenleri, yola düşen/dökülen yükleri<br />

tespit etmek de mümkün.<br />

Bunların yanında yol güvenliğini en çok<br />

etkileyen unsurlardan biri olan hava durumu<br />

takibi ve anlık olarak dijital tabelalara<br />

ve diğer mecralara aktarımı, hatta<br />

tünel içerisindeki hava kalitesinin, nem<br />

ve sıcaklık ölçümünün yapılması ve bu<br />

verilerin anlık video ile ilişkilendirilmesi<br />

de sağlanıyor.<br />

Videonun gücüyle, birbirinden bağımsız<br />

sistemler tek bir platforma bağlanarak,<br />

nedeni ve sonucu sunabilen verilere<br />

hızlıca ulaşılabiliyor. Bu da hem olaylara<br />

müdahale hem de trafik verilerinin analiz<br />

ve raporlanma süreçlerinde yetkililere<br />

önemli ölçüde operasyonel verimlilik<br />

sağlıyor.”


Mehmet Okan ERÖZDEN<br />

Ülke Müdürü Thales Cloud Protection<br />

& Licensing – Data Protection<br />

Günümüzde veri güvenliğini<br />

ilgilendiren en büyük<br />

sorunlardan biri, ortalama<br />

bir şirkette bilgi işlem (<strong>IT</strong>)<br />

altyapısının giderek daha<br />

karmaşık bir hale gelmesidir.<br />

Bir kurumun <strong>IT</strong> altyapısı<br />

artık sadece masaüstü<br />

bilgisayarlarla veya sunucularla<br />

sınırlı değildir. Aksine,<br />

çoklu bulut hizmetlerinin<br />

giderek daha fazla<br />

tercih edildiği görülmektedir.<br />

<strong>2020</strong> Thales Veri Tehdit<br />

Raporu- Global Baskısına<br />

göre, kurumlar ortalama<br />

olarak 29 farklı bulut hizmetinden<br />

faydalanmaktadır.<br />

Güvenlik parametrelerinin<br />

giderek daha da<br />

belirsiz hale geldiği bir ortamda,<br />

kurumlar dağıtık <strong>IT</strong><br />

kaynaklarını tutarlı bir bütünlük<br />

arz eden politikalarla<br />

yönetme güçlüğüyle<br />

karşı karşıyadır.<br />

Veri Güvenliğine İlişkin Zorluklar…<br />

“Veri Güvenliği Denkleminden<br />

Karmaşayı Çıkarmak”<br />

Her bir şirkette eski ve yeni platformlar bir<br />

arada bulunur. Ancak, yeni platformlar beraberinde<br />

yeni riskler getirir. <strong>IT</strong> güvenlik<br />

ekibinin yapılandırması, takip etmesi ve güvenlik<br />

altına almayı öğrenmesi gereken her<br />

yeni ortam, veri ihlaline neden olabilecek<br />

bir ihmal veya hata için de yeni bir ihtimal<br />

demektir. Sayıları giderek artan global ve<br />

bölgesel gizlilik yönetmeliklerinin birbirinden<br />

farklı gereklilikleri göz önünde bulundurulduğunda,<br />

bu durum daha da karmaşık<br />

bir hale gelmektedir. Kurumların, hassas<br />

verilerini korurken kanunlara etkili bir şekilde<br />

uyum sağlayabilmesi için güncel eğilimlerden<br />

uzak kalmış geleneksel yaklaşımlara<br />

güvenmesi artık söz konusu değildir.<br />

Öyleyse, bu karmaşa sorununu<br />

çözmemiz gerekir…<br />

Çok sayıda yönetmelik ve artan bulut<br />

kullanımının yanı sıra (son derece dağıtık<br />

iş gücünü bir kenara bırakalım), veride de<br />

çok büyük bir artışa tanıklık ettik. Tüm bu<br />

etkenler, hassas verileri riske atmaktadır.<br />

Kurumlarda görünürlüğün olmaması ve<br />

operasyonel anlamda bir karmaşa olması<br />

nedeniyle, kurumlar hassas verilerinin nerede<br />

saklandığını bilemiyor. Karmaşa konusunda<br />

hissedilen bu kaygı oldukça önemli bir<br />

sorun. Zira; <strong>2020</strong> Thales Veri Tehdit Raporu-<br />

Global Baskısında, katılımcıların neredeyse<br />

yüzde 40’ı karmaşayı güvenliğin önünde bir<br />

numaralı engel olarak göstermiştir.<br />

Şekil 1: Operasyonel karmaşa, veri güvenliğini<br />

sağlamada en büyük engeldir.<br />

Yeni nesil bütünleşik veri<br />

korumaya giriş<br />

Kurumlara, hassas verilerini kuruma ait<br />

tesislerde ve bulutta saklama gücünü<br />

verebilmek amacıyla, Thales’in veri koruma<br />

inovasyonunda yıllara yayılan deneyimine<br />

dayanarak elimizdeki en iyi Vormetric<br />

ve SafeNet KeySecure teknolojilerini tek<br />

bir platformda birleştirdik. Thales’in yeni<br />

CipherTrust Veri Güvenliği Platformu, büyüklüğü<br />

ne olursa olsun kurumlarda veri<br />

güvenliğini sadeleştirerek, uyum zamanını<br />

hızlandırarak ve bulut ortamına geçiş sürecini<br />

güvenlik altına alarak toplam mülkiyet<br />

maliyetini azaltıyor.


Sürekli kontrol eden yönetim<br />

konsolu<br />

Genişletilebilir bir altyapı üzerine kurulu<br />

olan bu yeni platform, <strong>IT</strong> ve güvenlik departmanlarının<br />

durağan verileri standart<br />

ve tekrarlanabilir şekilde keşfetmesini, sınıflandırmasını<br />

ve korumasını sağlıyor.<br />

Ayrıca, veri güvenliği yönetimi, tek pencere<br />

sistemi kullanılarak sadeleştiriliyor. Diğer<br />

bir ifadeyle, kurumlara dışarıdan gelen tehditlere<br />

karşı durma, içeriden bir ihlale karşı<br />

savunmada olma ve sürekli kontrol etme<br />

gibi amaçlara yönelik güçlü araçlar veren<br />

merkezi bir yönetim konsolu oluşturuluyor.<br />

Şekil 2: Thales CipherTrust Veri<br />

Güvenliği Platformu<br />

Karmaşa artık bir mesele değil. Thales CipherTrust<br />

Veri Güvenliği Platformu sayesinde<br />

kurumlar artık en hassas verilerini güvenle<br />

koruyabilirler… Nasıl mı?<br />

Thales İle Verilere Her Yerden<br />

Ulaşım<br />

Keşfet: Bir kurum, nerede olursa olsun verilerini<br />

keşfedebilmeli ve sınıflandırabilmeli.<br />

Veriler çok çeşitli formlarda olabilir; dosyalar,<br />

veri tabanları ve büyük veriler.<br />

Veriler, kuruma ait tesislerde, bulutta veya<br />

yedekleme sistemlerinde bulunabilir. Veri<br />

güvenliği ve uyum, korunmasız hassas verileri<br />

bilgisayar korsanlarından ve denetçilerden<br />

önce bulmakla başlar. Bu yeni çözümle<br />

birlikte, kurumlar; veri bulma, sınıflandırma<br />

ve risk analizine dair etkili yöntemleriyle<br />

tesislerde ve bulutta bulunan hassas<br />

verileri için tam bir görünürlük elde edebileceklerdir.<br />

Koru: Kurum, hassas verilerinin nerede olduğunu<br />

öğrenir öğrenmez şifreleme veya tokenize<br />

etme gibi koruyucu önlemleri uygulamaya<br />

sokabilir. Hassas verilerin, şifreleme<br />

ve tokenizasyon yoluyla başarılı bir şekilde<br />

güvenlik altına alınabilmesi için, öncelikle<br />

şifreleme anahtarlarının kurum tarafından<br />

güvenlik altına alınması, yönetilmesi<br />

ve kontrol edilmesi gerekir. Yeni platform,<br />

geniş bir yelpazeye dayanan veri koruma<br />

vakalarını desteklemek için oldukça kapsamlı<br />

veri güvenliği becerileri sunmaktadır.<br />

Bu beceriler arasında, dosya düzeyinde<br />

erişim kontrolü olan şifrelemeler, uygulama<br />

katmanı şifrelemesi, veri tabanı şifrelemesi,<br />

maskeleme, politika tabanlı dinamik veri<br />

maskelemesiyle kasasız(vaultless) tokenizasyon<br />

ve kasalı(vaulted) tokenizasyon yer<br />

almaktadır.<br />

Anahtar Yönetimi<br />

Merkezileştirilmeli<br />

Kontrol et: Son olarak, kurumun veri erişimini<br />

kontrol etmesi ve anahtar yönetimini<br />

merkezileştirmesi gerekir. Bütün veri güvenliği<br />

yönetmelikleri ve kanunları kurumların<br />

verilerine ve şifreleme anahtarlarına<br />

sağlanan izinli ve izinsiz bütün erişimleri<br />

takip, tespit ve kontrol etmesini ve raporlamasını<br />

gerektirir. Bu platform, çoklu bulut<br />

hizmeti sağlayıcıları (CSP) ve hibrit bulut<br />

ortamlarında şifreleme anahtarlarının<br />

merkezi olarak yönetilebilmesi ve güvenlik<br />

politikalarının oluşturulabilmesi için güçlü<br />

bir kilit yönetimi yapılmasını sağlar. Böylece,<br />

kurumlar bulutta, kuruma ait tesislerde<br />

ve hibrit ortamlarda bulundurduğu hassas<br />

verilerini kontrol edebilir ve koruyabilir.<br />

İş ortamı değişiklik göstermeye devam<br />

ettikçe (özellikle veriler oldukça dağıtık<br />

iş gücünden buluta doğru büyük bir hızla<br />

taşınıyorken), kurumların verileri hakkında<br />

net bir bilgiye sahip olmaları gerekir.<br />

Kurumlar, ancak bu sayede verilerini<br />

keşfedebilir, koruyabilir ve kontrol edebilir.<br />

Veri güvenliğini nasıl sadeleştirebileceğiniz<br />

konusunda daha fazla bilgiye<br />

ulaşmak için “Discover, Protect &<br />

Control Your Data in the Cloud” başlıklı<br />

webinarımızı izleyebilirsiniz.<br />

https://www.brighttalk.com/<br />

webinar/discover-protect-control-your-data-in-the-cloud/


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

5G beraberinde yeni gelir fırsatları getirecek<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

10<br />

Dünyanın dört bir yanında mobil iletişim<br />

altyapılarında 5G’ye geçiş başlarken,<br />

iletişim çözümleri pazarının<br />

genişlemesi ve büyümesi bekleniyor.<br />

Yeni standardın getireceği faydaların<br />

başında mevcut ağ kısıtlamalarını<br />

kaldırması ve bir zamanlar imkânsız<br />

olarak görülen uygulamaların gerçeğe<br />

dönüşmesi geliyor. Yüksek hız ve düşük<br />

gecikme süreleri, ağlardaki veri<br />

ağırlıklı ve gecikme hassasiyeti yüksek<br />

uygulamaların kolayca çalıştırılmasını<br />

sağlarken, her geçen gün giderek artan<br />

internetten video izleme, dosya indirme<br />

ve veri aktarımı gibi işlemler de hız<br />

kazanacak.<br />

GlobalData’nın araştırmasına göre,<br />

2019 yılında tüm dünyadaki veri trafiğinin<br />

sadece yüzde 1’ini taşıyan 5G,<br />

2024 yılına geldiğimizde bu trafiğin en<br />

az dörtte birini karşılayacak.<br />

GSMA Intelligence’ın tahminleri ise<br />

5G’nin bireysel kullanıcılardan çok kurumsal<br />

dünyada daha fazla etki sahibi<br />

olacak ilk iletişim standardı olacağını<br />

işaret ediyor. Dönüşüm etkisi yüksek<br />

olması beklenen 5G’nin, 3G’den 4G’ye<br />

geçişe oranla daha fazla inovasyona<br />

yol açacağı öngörülüyor. Her ne kadar<br />

5G’nin büyümesinde tüketicilerin rol<br />

sahibi olması beklense de, yeni teknolojinin<br />

işletmelerin operasyonlarında<br />

da önemli rol oynaması ve birçok sektörde<br />

ekonomik büyüme yaratması<br />

bekleniyor.<br />

İş dünyasında 5G<br />

farkındalığı<br />

Pandeminin başlattığı değişim, seyahat<br />

sınırlamaları dolayısıyla belirli zorluklar<br />

yaratıyor. Bu nedenle iş sürekliliğini<br />

sağlama ve gelecek stratejilerinde<br />

ilerleme konusunda güçlük yaşayan<br />

şirketler, BT planlarını öncelik listelerinden<br />

çıkartıyor. BT karar vericileri<br />

için 5G listede olsa dahi, uygulanması,<br />

faydaları ve kurulumu konusunda kafa<br />

karışıklığı söz konusu. Bu konuda ayrıca<br />

farkındalık da henüz gelişmiş değil.<br />

Accenture’ın bir çalışması, kurumların<br />

5G teknolojisinin yıkıcı gücünü hafife<br />

aldıklarını ve dörtte üçünün 5G’nin<br />

sunacağı faydaları ve potansiyel kullanım<br />

alanlarını tasarlamakta zorluk<br />

çektiğini ortaya koyuyor.<br />

Ağ kanalı iş ortaklarını hangi<br />

fırsatlar bekliyor?<br />

Zyxel’e göre, ağ çözümleri kanalının<br />

önünde, iş liderlerine 5G’nin somut<br />

getirilerini anlatabilmek için büyük<br />

bir fırsat yatıyor. Kanal oyuncuları, yol<br />

Zyxel, yüksek hız ve düşük gecikme ile öne çıkan<br />

yeni mobil iletişim standardı 5G’nin ağ kanalı için sunacağı<br />

fırsatları değerlendirdi.<br />

haritalarını basitleştirme konusunda iş<br />

dünyasını destekleyerek adaptasyonu<br />

hızlandırabilirler.<br />

Dijitalleşmek isteyen şirketlerin sayısı<br />

önümüzdeki dönemde artacak ve kanal<br />

iş ortakları, işletmelerin bu evrimleşen<br />

ortamda ağ sürekliliğini sağlama<br />

konusunda kritik bir rol oynayacak. Yıl<br />

2021’yi gösterirken, konfor bölgelerinden<br />

çıkmak ve 5G’yi kullanımdaki altyapıların<br />

bir parçası haline getirme bir<br />

gerekliliğe dönüşecek.<br />

İş dünyası için 5G mobil özel ağlar<br />

(MPN’ler), daha fazla kontrol ve güvenlik<br />

gerektiren korunaklı veri<br />

akışları ile özel kapsama alanları<br />

sağlayan, amaca özel iş ağlarıdır.<br />

5G MPN’ler ağa bağlı teknolojiler<br />

arasında uzaktan veri izleme ve büyük<br />

veri otobanları sebebiyle üretim,<br />

perakende, medya ve eğlence, sağlık,<br />

konaklama, lojistik, ulaşım ve finansal<br />

hizmetler endüstrilerindeki kurumlar<br />

için ultra güvenli ağ çözümleri sunan<br />

çözümlerdir.<br />

Ancak MPN’ler, 5G ağlarına özel değildir.<br />

Bugün birçok operatör, 4G LTE<br />

MPN hizmetlerini sistem entegratörlerine<br />

ve büyük işletmelere sunuyorlar.<br />

5G’ye geçiş ile özellikle tamamen<br />

5G’den oluşan bağımsız (SA) moda<br />

özel ağ dilimleme (network slicing)<br />

teknolojisi, yüksek kapasite (eMBB),<br />

düşük gecikme süresi ve yüksek hız,<br />

kurumların 5G MPN’yi tercih etmesi<br />

için önemli bir neden olacak. Üreticiler<br />

fiziksel işlem ve operasyonları oldukça<br />

zor bir ortamda dijital teknoloji ve<br />

akıllı bilişim ile bir araya getirirken<br />

yüksek hacimde veri taşıyan güvenilir<br />

ve esnek 5G ağlar, akıllı fabrikalar için<br />

önemli bir rol oynayacak.<br />

Erken yol alanlar yeni gelir<br />

kapılarını aralayabilecek<br />

Satış yöneticilerinin ve teknik destek<br />

mühendislerinin eğitimleri, müşterilere<br />

5G’nin potansiyel faydalarını ve<br />

sınırlarını anlatmanın yanı sıra, müşterinin<br />

ihtiyaçlarını karşılayacak ağ<br />

tasarımlarını ve keşiflerini nasıl gerçekleştireceklerini<br />

de görmelerini sağlayacak.<br />

Örneğin 5G uygulamalarını<br />

hayata geçirmek için, uçtan uca 5G uygulamalarını<br />

sunabilecek uyumlu routerlar<br />

ve access pointler farklılaşmada<br />

kilit rol oynayacak.<br />

Operatörlerin 2021’in ikinci yarısında<br />

5G SA modundaki ağları ve<br />

MPN kiralama hizmetlerini sunmaya<br />

hazırlanması, kanal iş ortaklarının da<br />

çalışmalara başlamasını gerektiriyor.<br />

Çözümlerini çeşitlendirmek ve yeni<br />

gelir akışları yaratmak isteyenler,<br />

operatörler 2021’de 5G MPN<br />

hizmetlerini sunmaya başladığında,<br />

kendi 5G çözümlerini de hazır<br />

etmeliler.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Okullarda sağlıklı havalandırma sistemleri şart<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

12<br />

Pandemi dönemiyle<br />

birlikte okullar<br />

başta olmak üzere<br />

toplu alanlardaki<br />

havalandırma<br />

sistemleri ve iç<br />

hava sağlığı, en çok<br />

konuşulan konular<br />

arasında yerini aldı.<br />

İç mekânlardaki<br />

hava kalitesinin<br />

artırılmasının lüks<br />

değil öğrencilerin<br />

sağlığı için şart<br />

olduğunu söyleyen<br />

Systemair HSK Genel<br />

Müdürü Ayça<br />

Eroğlu, başta öğrenciler ve öğretmenler olmak<br />

üzere toplum sağlığı için okullardaki<br />

iklimlendirme sistemlerinin önemine dikkat<br />

çekerek şunları söyledi:<br />

Mekanik havalandırmayla virüs<br />

yayılımı azaltılabilir<br />

“Kış aylarının gelmesiyle birlikte mekanik<br />

havalandırma sistemi olmayan birçok sınıfta<br />

pencere ve kapıların açık şekilde derslerin<br />

yapıldığı biliyoruz. Bu durum, bir yandan<br />

bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini azaltırken<br />

öte yandan kış aylarında sınıf içerisinde<br />

esen soğuk rüzgâr ve düşen sıcaklıklar sebebiyle<br />

ders işlemeyi imkânsız hale getirip<br />

öğrencilerin soğuk algınlığına yakalanmasına<br />

sebep olabilir. Öte yandan, okullarda<br />

yeterli taze havanın sağlanamaması, kötü<br />

hava dağılımı, düşük egzoz hava debileri,<br />

ısıtma-soğutma ve havalandırma sistemlerinin<br />

bakımlarının yapılmaması, yüksek seviyelerde<br />

uçucu organik bileşikler ve sınıflardaki<br />

sıcaklık kontrolünün doğru bir şekilde<br />

yapılmaması da hem bulaşıcı hastalıkların<br />

yayılması hem de öğrencilerin başarılarının<br />

düşmesi açısından büyük problem taşıyor.<br />

Okullarda zamanının büyük bir bölümünü<br />

geçiren öğrenci ve öğretmenlerin sağlığı için<br />

iç hava kalitesi ve taze hava miktarının artırılması<br />

olmazsa olmaz. Pandemi döneminde<br />

bir virüsün ne kadar hızlı yayılabildiğini tüm<br />

dünya istenmeyen bir şekilde deneyimledi.<br />

Bu nedenle okullar, sadece öğrenci ve<br />

öğretmenler için değil toplum sağlığı için<br />

de kritik önem taşıyor. Uzmanlar, halen<br />

çalışmalar devam etse de COVID-19<br />

virüsünü içeren küçük parçacıkların havada<br />

yüzerek potansiyel olarak enfekte olmuş bir<br />

kişiyle yakın temasta bulunmayan birine de<br />

bulaşabileceğini söylüyor. Bir odaya ya da binaya<br />

daha fazla taze hava sağlamanın virüs<br />

içeren parçacıkları seyreltebileceği veya bir<br />

kişinin enfekte olmaya yetecek kadar virüsü<br />

soluma riskini azaltabileceği de belirtiliyor.<br />

Tüm bu nedenlerle, mevcut binalardaki iklimlendirme<br />

sistemlerinin iyileştirilmesi ve<br />

yeni binalarda doğru tasarımların geliştirilmesi<br />

çok önemli. Kirletici kaynakların azaltılması,<br />

havanın daha fazla ve verimli filtrelerden<br />

geçirilmesi, sistemlerinin bakımımın<br />

doğru ve zamanında yapılması gibi pek çok<br />

faktöre dikkat edilmesi gerekiyor.”<br />

Kamuoyunu özellikle pandemi şartlarında kapalı alanlardaki<br />

iç hava sağlığının önemi konusunda bilinçlendirmek<br />

amacıyla “Taze Hava Akımı” kampanyasını başlatan Systemair<br />

HSK, kademeli olarak okullarda devam eden eğitim-öğretim<br />

döneminde okullardaki iklimlendirme sistemlerine<br />

dikkat çekiyor. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarının<br />

yanı sıra ortam havasının öğrencilerin sağlığı ve verimi için<br />

kritik önem taşıdığını vurgulayan Systemair HSK Genel<br />

Müdürü Ayça Eroğlu, yeni normal döneminde kapalı alanlardaki<br />

iklimlendirme koşullarının endişe yaratmaya devam<br />

ettiğini söyledi.<br />

“Hedefimiz okullarda sağlıklı<br />

koşullar sağlamak”<br />

Sınıflardaki sıcaklık ve CO2 seviyelerinin<br />

pencerelerin açılması ve kapatılmasıyla<br />

kontrol edildiği günlerin dünyada yakında<br />

sona ereceğini ve Türkiye’de de gelecek<br />

nesillerin sağlığı için çalışılması gerektiğini<br />

vurgulayan Ayça Eroğlu; “Günümüzde,<br />

okullardaki iklimlendirme sistemlerinin dış<br />

ortam hava kirliliğinden ve gürültüden etkilenmeden<br />

içeriye kaliteli taze hava sağlaması<br />

bekleniyor. Okullarda uygulanacak mekanik<br />

havalandırma sistemleri, öğrencilerin başarısını<br />

artırmanın yanında salgın hastalıkların<br />

yayılmasını da yavaşlatacak bir unsur.<br />

Aileler ve toplum için çocuklarına okullarda<br />

sağlık sorunlarına neden olmayan koşullar<br />

sağlanması son derecede önemli. Biz de<br />

Systemair HSK olarak ülkemizdeki okulların<br />

sağlıklı olmasının gelecek nesillerin de sağlıklı<br />

olması anlamına geleceğini biliyoruz ve<br />

bu doğrultuda çalışıyoruz” dedi.<br />

Yeni normal döneminde toplu<br />

alanlarda sağlıklı bir iç hava<br />

mümkün<br />

Havalandırma sistemlerinin soluduğumuz<br />

havayı ısıtan, soğutan, nemlendiren<br />

ve temizleyen sistemler olarak hayati önem<br />

taşıdığını söyleyen Eroğlu, sözlerini şöyle<br />

sürdürdü: “Yıllar önce bir lüks olarak görülen<br />

bu sistemler, hayatımızın büyük kısmını<br />

geçirdiğimiz modern binaların ayrılmaz<br />

parçaları haline geldi. Yavaş yavaş kontrollü<br />

sosyal hayata geçtiğimiz bugünlerde artık<br />

havalandırma sistemlerinin daha hassas<br />

filtre kademeleri, UV-C lambalar ve daha<br />

fazla taze havalı sistemlerle en baştan ele<br />

alınması gerekecek. Okullar gibi toplu alanlarda<br />

taze hava ihtiyacını karşılamak için<br />

kullanılan klima santralleri; modüler olma,<br />

kolay bakım ve en önemlisi temizlenebilme<br />

özellikleriyle de büyük avantaj sağlıyor. Klima<br />

santrallerinin ilk günkü performanslarını<br />

koruması ve sağlıklı bir şekilde taze iç<br />

ortam havası sağlama fonksiyonlarını yerine<br />

getirebilmeleri için doğru bakım kritik önem<br />

taşıyor. Bu sayede klima santralleri kapalı ve<br />

toplu alanlar için fayda sağlayan sistemlere<br />

dönüşüyor.”<br />

Taze hava oranı iki katına çıktığında<br />

öğrencilerin verimliliği yüzde 14 arttı<br />

Amerikan Isıtma, Soğutma ve Havalandırma<br />

Mühendisleri Derneği’nin (ASHRAE)<br />

HVAC&R Research Dergisi’nde yer alan bir<br />

araştırmanın sonuçlarına göre sağlığın yanı<br />

sıra iklimlendirme sistemlerinin öğrencilerinin<br />

verimine de büyük katkıda bulunduğunu<br />

söyleyen Eroğlu; “Araştırmada, taze hava<br />

oranının iki katına çıkarılmasının öğrencilerin<br />

performansında yüzde 14’lük bir gelişme<br />

sağladığını, sınıf sıcaklığındaki 1°C’lik düşüşün<br />

ise performansa etkisinin yüzde 4 olduğunu<br />

görüyoruz. Elbette bu sonuçlar pek çok<br />

farklı parametreye bağlı ancak iklimlendirme<br />

sistemlerinin etkisinin çok büyük olduğunu<br />

söyleyebiliriz” dedi.<br />

“Taze Hava Akımı<br />

kampanyamızla kamuoyunu<br />

bilinçlendirmeyi hedefliyoruz”<br />

Yaklaşık 10 senedir Türkiye’de klima santralleri<br />

sektörünün lideri Systemair HSK<br />

olarak havalandırma konusunda kamuoyundaki<br />

farkındalığı artırmak için “Taze<br />

Hava Akımı” isimli bir kampanyaya imza<br />

attıklarını söyleyen Ayça Eroğlu, sözlerini<br />

şöyle tamamladı: “İç hava kalitesiyle ilgili<br />

düzenleyici gereklilikler geliştiriliyor ancak<br />

hâlâ yeterli seviyeye gelmedi. Biz de kampanyamızla<br />

kamuoyu nezdinde taze havanın<br />

önemi konusunda bilinçlendirme çalışmaları<br />

yapacağız. Taze hava, artık sadece<br />

müteahhitlerin veya yatırımcıların ilgi alanı<br />

olmaktan çıkıp yaşamının büyük bir kısmını<br />

bu mekânlarda geçiren insanların ortak<br />

endişesi haline geliyor. Son kullanıcılar da<br />

bulundukları mekânlarda daha verimli ve<br />

tamamen taze hava sağlayan iklimlendirme<br />

sistemleri kullanılmasının teşvik edilmesine<br />

katkıda bulunabilirler. Örneğin ebeveynler,<br />

çocuklarının okullarının doğru şekilde havalandırılıp<br />

havalandırılmadığını sorgulayabilirler.<br />

Böylelikle toplumun her kademesinde<br />

sağlanacak bilinç artışı ve sorgulama<br />

mevcut sistemlerin daha sağlıklı sistemlerle<br />

değişmesine katkıda bulunacak.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Akıllı telefonlarda görülmedik oyun ve<br />

streaming deneyimi<br />

Dünya teknoloji devi MediaTek, ülkemizde küresel ve yerli akıllı<br />

telefon ve tablet markalarının yanı sıra akıllı TV ve modem gibi<br />

yerli cihaz ve teknoloji üreticileriyle iş birlikleri ile büyümesini<br />

sürdürüyor. Türkiye akıllı telefon pazarı genelindeki payını 3 yılda<br />

yüzde 32 seviyesine çıkaran ve yerli üretim akıllı telefonlarda da<br />

yüzde 100 pazar payına ulaşan MediaTek, Türkiye’deki ilk basın<br />

toplantısını geçekleştirdi. Basın toplantısında MediaTek’in yeni<br />

teknolojileri Türk tüketicilerine ve teknoloji firmalarına sunma azmine<br />

vurgu yapıldı. Toplantıda ayrıca MediaTek’in üstün özellikli<br />

“oyun telefonları” çağını başlatan Helio G Serisi işlemci ailesinin<br />

ve amiral gemisi G95 işlemcinin Türkiye duyurusu da yapıldı…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

14<br />

Dünyanın önde gelen teknoloji geliştiricilerinden<br />

MediaTek, Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk<br />

basın toplantısında ülkemizde tüketicilere ve<br />

iş birliği yaptığı teknoloji şirketlerine geleceğe<br />

uyumlu akıllı telefon, akıllı TV ve bağlantı cihazlarının<br />

gelişimi için yeni nesil teknoloji çözümleri<br />

sunma azmine vurgu yaptı.<br />

Covid 19 pandemisi nedeniyle internet üzerinden<br />

gerçekleştirilen basın toplantısında MediaTek,<br />

bugüne dek geliştirdiği güçlü oyun işlemcisi<br />

MediaTek Helio G95’in duyurusunu da<br />

gerçekleştirdi. Oyun telefonları çağını başlatan<br />

geliştirilmiş yeni nesil MediaTek HyperEngine<br />

oyun teknolojisine sahip G Serisi işlemci ailesinin<br />

amiral gemisi MediaTek G95, çoklu kamera<br />

desteği, benzersiz bağlantı gücü ve gerçek zamanlı<br />

video akışı (streaming) için yapay zeka<br />

destekli süper çözünürlük gibi özellikler sağlıyor.<br />

MediaTek G Series’in benzersiz bağlantı,<br />

oyun, streaming ve kullanım performansı<br />

özellikleri, küresel akıllı telefon üreticisi Xiaomi<br />

iş birliğinde, yüksek özellikli üç farklı akıllı<br />

telefon modeliyle Türk tüketicisine ilk kez <strong>2020</strong><br />

yılı içerisinde sunuldu.<br />

Yerli Üretim Akıllı Telefonlarda<br />

Yüzde 100 Pazar Payı<br />

Türkiye akıllı telefon pazarı genelindeki payını<br />

3 yılda yüzde 12’den yüzde 32 seviyesine çıkaran<br />

MediaTek, 2019 yılı ikinci yarısı itibarıyla<br />

da yerli üretim akıllı telefonlarda yüzde 100 pazar<br />

payına ulaştı. Bu tarihten sonra ülkemizde<br />

üretilen tüm akıllı telefonlar, gücünü Media-<br />

Tek işlemcilerden alıyor. MediaTek, ülkemizde<br />

yerli akıllı TV ve bağlantı cihazları pazarında<br />

da güçlü bir konumda bulunuyor. MediaTek’in<br />

pazar payı, yerli üretim akıllı TV’lerde yüzde<br />

95, tabletlerde yüzde 45, fiber modem ve VDSL<br />

modemlerde yüzde 95 seviyesinde bulunuyor.<br />

Türkiye MediaTek için Önemli<br />

Basın toplantısında söz alan MediaTek MEA<br />

Bölgesi Kurumsal Satış ve Pazarlama Direktörü<br />

Rami Osman, şirketin küresel iş büyüklüğü<br />

hakkında bilgiler verdi ve “Türkiye, MediaTek’in<br />

çok önem verdiği bir ülke. Küresel<br />

ve yerli üretici iş birliklerimizle Türkiye akıllı<br />

telefon ve tablet pazarındaki payımız, 3 yıl içerisinde<br />

3 katına çıktı. Tüketicilere gücünü MediaTek<br />

işlemcilerden alan en kaliteli ürünleri<br />

sunmak için akıllı TV üreticileri, internet servis<br />

sağlayıcıları ve farklı şirketlerle iş birliklerimiz<br />

gelişerek sürüyor. Türkiye’nin önemli ve katma<br />

değerli bir teknoloji ürün üreticisi ve ihracatçısı<br />

olma potansiyeline inanıyoruz. Bu dinamik<br />

ülkenin tüketicilerine, her segmentte en son<br />

teknolojileri, iş ortaklarımızla birlikte sunmaya,<br />

yerli teknoloji üreticileri için de güveni<br />

lir iş ortağı olmaya devam edeceğiz” dedi.<br />

Türk Şirketlerinin Rekabet<br />

Gücü, Küresel Pazarda Daha<br />

Güçlü Bir Konum Getirebilir<br />

Küresel ticaretteki gelişmelerin ülkeler arasında<br />

üretim kaymalarına işaret ettiğini vurgulayan<br />

Rami Osman, “Türkiye bu önemli fırsatı<br />

değerlendirme şansına sahip. Yerli teknoloji firmaları,<br />

rekabetçi güçlerini kanıtlamış durumdalar<br />

ve bu gücün daha da artması, Türkiye’nin<br />

küresel teknoloji pazarından daha fazla pay<br />

almasını sağlayacaktır. Yerli şirketlerle Türkiye’ye<br />

küresel pazarda güç sağlayacak konularda<br />

çok yakın iş birliği yapıyoruz, yeni nesil<br />

akıllı telefon ve tabletlerin yanı sıra, akıllı TV<br />

ve bağlantı teknolojileri alanlarında da işlerimizi<br />

önceliklendirerek sürdürüyoruz. Türkiye<br />

pazarında geleceğe uyumlu teknolojiler ve<br />

iş birliklerimizle büyümeyi hedefliyoruz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Modem Üretimi Katma Değerli,<br />

Üretim ve İhracat Odaklı Yeni<br />

Bir Alan Olabilir<br />

Türkiye akıllı telefon pazarından aldıkları<br />

payı, 3 yıl içerisinde yüzde 12’den yüzde 32’e<br />

çıkardıklarını ifade eden MediaTek Türkiye<br />

Kurumsal Satış Direktörü Sezer Şenol, “Türkiye<br />

pazarı 2019 yılında 10 milyon adedin üzerinde<br />

gerçekleşti. Pandemi ve diğer olumsuz koşullarına<br />

rağmen pazarın <strong>2020</strong> yılında da 10 milyon<br />

adedin üzerinde gerçekleşeceğini ön görüyoruz.<br />

Xiaomi, Huawei, Samsung, OPPO gibi<br />

küresel markaların yanı sıra, General Mobile,<br />

Casper, Vestel gibi yerli üretici iş birliklerimizle,<br />

Türkiye’deki pazar payımızı yüzde 32 seviyesine<br />

çıkardık. Her yıl satılan her 3 telefondan biri,<br />

gücünü MediaTek teknolojisinden alıyor. Daha<br />

da önemlisi, 2019 yılının ikinci yarısından itibaren<br />

Türkiye’de üretilen tüm yerli telefonlarda<br />

MediaTek işlemciler kullanıldı. Türkiye’deki<br />

iş birliklerimiz, teknolojinin diğer alanlarına<br />

da uzanıyor. Android TV ve akıllı TV üretiminde<br />

Vestel ve Arçelik, tablet üretiminde Reeder,<br />

modem cihazlarında Türk Telekom, Türksat,<br />

Turkcell, D-Smart, Millenicom, Hometech;<br />

akıllı ödeme sistemlerinde Koç Grubu şirketi<br />

Token Financials ile iş birliği yapıyoruz” dedi.<br />

Sezer Şenol sözlerine şöyle devam etti: “Konjonktürel<br />

gelişmeler ve yeni regülasyonlar, yerli<br />

üretim telefonlara iç pazarda avantaj sağlıyor.<br />

Öte yandan, Türk Telekom ve Turkcell gibi şirketlerin<br />

modem üretimi girişimlerine hız vermesi,<br />

Türkiye için akıllı telefon, tablet ve TV<br />

üretiminin yanı sıra katma değerli üretim ve<br />

ihracat odaklı yeni bir teknoloji alanı açacaktır.<br />

MediaTek, Türkiye ekonomisi ve Türk şirketlerine<br />

büyüme yolunda eşlik etme azmindedir”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Toplantıda ayrıca, farklı segmentlerde akıllı telefonlara<br />

hızlı ve akıllı 5G bağlantı özelliği getirecek<br />

olan MediaTek Dimensity Serisi 1000+,<br />

820, 800, 800U ve 720 işlemcilerin ön tanıtımı<br />

da yapıldı.<br />

G Yazılır, Gaming Okunur<br />

MediaTek basın toplantısında, Türkiye lansmanı<br />

yapılan yeni üst sınıf işlemci MediaTek<br />

Helio G95 ve G Serisi ürün ailesi, daha canlı<br />

görseller, temasa daha hızlı tepki veren ekranlar<br />

ve daha güçlü bir internet bağlantısı gibi<br />

özelliklerle, akıllı telefonlarda bir üst seviyeye<br />

taşıyor.<br />

MediaTek HyperEngine oyun teknolojisiyle<br />

benzersiz bir oyun deneyimi sunan MediaTek<br />

Helio G Serisi işlemciler, akıllı telefonlara daha<br />

güçlü internet bağlantısı ve üst düzey oyun,<br />

streaming, grafik, kamera, işlemci, bağlantı ve<br />

enerji verimliliği özellikleri getiriyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dijital dönüşümün ivme kazandığı<br />

dönemdeyiz<br />

IBM’in dünya çapında düzenlediği Think Zirvesi’nin<br />

Türkiye bölümünde, pandemi nedeniyle hızlanan dijital<br />

dönüşüm konuşuldu. Türkiye’de de kullanıma sunulan<br />

dijital eğitim platformu Open P-TECH sistemine,<br />

Türkçe dil seçeneği eklendi…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

16<br />

IBM’in birçok ülkede düzenlediği Think zirveleri,<br />

COVID-19 salgını nedeniyle bu yıl dijital<br />

olarak yapılıyor. Zirvenin Türkiye ayağı<br />

Think Digital Türkiye, IBM’in ülkemizdeki<br />

faaliyetlerinin 82. yıl dönümünü kutladığı 11<br />

<strong>Kasım</strong> Çarşamba günü gerçekleşti. Akbank<br />

Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Hakan Binbaşgil, FutureBright ve Davranış<br />

Enstitüsü Kurucusu Akan Abdula, IBM<br />

Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />

Bridget Van Kralingen’in yer aldığı etkinliğe;<br />

farklı sektör temsilcileri ve iş dünyasının<br />

önde gelen isimleri katıldı. “Nasıl ilerleyeceğimizi<br />

yeniden düşünelim” ana temasıyla düzenlenen<br />

zirvede, IBM’in yılın ilk yarısında<br />

Türkiye’de kullanıma sunduğu dijital eğitim<br />

platformu Open P-TECH’in, sistemine Türkçe’yi<br />

de eklediği duyuruldu.<br />

Bu dönemde çeviklik ve<br />

esnekliğin önemi öne çıkıyor<br />

Salgın sebebiyle dijitalleşmenin benimsenme<br />

hızının ivme kazandığını belirten IBM<br />

Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen;<br />

yıllar alabilecek süreçlerin, artık birkaç aya<br />

sığdırılabildiğini vurguladı: “82 yıldır Türkiye’de<br />

var olmanın bilinci ve güveniyle, tarihin,<br />

geriye dönüp bu dönemi; dijital dönüşümün<br />

hızlandığı ve hep birlikte, ülkemizin<br />

yeni teknolojik atılımının, temellerini attığımız<br />

dönem olarak göreceğine inanıyorum.<br />

Belirsizliği ve sürekli değişimi dikkate alarak<br />

yıllardır çeviklik ve esneklik ihtiyacından<br />

söz ediyoruz ve içinde bulunduğumuz dönem,<br />

kuruluşlarımızda bu yetenekleri oluşturmamızın<br />

ne kadar önemli olduğunu net<br />

bir şekilde gösteriyor.”<br />

IBM’in Türkiye’de iyi teknoloji alanındaki<br />

liderliğini güçlendirmeyi amaçladıklarını<br />

belirten Sözmen; dijital dönüşümün ortaya<br />

çıkaracağı fırsatların değerlendirilmesi için<br />

gerekli en önemli adımın, geleceğin teknik ve<br />

profesyonel becerilerine hazırlıklı bir neslin<br />

yetiştirilmesi olduğunun da altını çizdi.<br />

Fiziksel ve dijital arasındaki<br />

denge değişiyor<br />

IBM Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />

Bridget Van Kralingen salgının iş dünyasındaki<br />

etkilerine değindi. Bu dönemde yöneticileri<br />

bekleyen zorluğun, doğru kararları<br />

alabilmek ve gereken cesur adımları atmak<br />

olduğunu belirten Kralingen sözlerine şöyle<br />

devam etti: “İşletmelerin ve hükümetlerin<br />

virüsün ilk etkisine ne denli hızlı tepki<br />

verdiklerini gördük. Ekonomilerdeki<br />

iyileşmenin yavaş yavaş olacağı belli oluyor.<br />

Ancak dünyadaki birçok sektörden iş<br />

liderleriyle konuşurken, bir şeyin çok net<br />

olduğunu görüyorum. Bu dönem dijitalliğe<br />

geçiş hızlanacak.”<br />

Fiziksel ile dijital arasında dengenin büyük<br />

ölçüde değiştiğini belirten Kralingen, cümlesini<br />

şu örneklerle açıkladı: “Büyük bir sağlık<br />

kuruluşunun sağlık hizmeti için aldığı telefon<br />

sayısı günde bin 500’den 43 bine yükseldi.<br />

60 yaş üzeri tüm bankacılık müşterileri<br />

de artık dijitale erişebildikleri için bankalar,<br />

birçok şubenin yeniden açılamayacağını öngörüyor.”<br />

Dijital hizmetleri daha önce hiç kullanmamış<br />

kişilerin de internet alışverişi, görüntülü<br />

aramalar ve diğer çevrimiçi deneyimlere<br />

yoğun bir şekilde yöneldiğini belirten<br />

Kralingen; algılarının ve tercihlerinin kalıcı<br />

olarak değişeceğini vurguladı. Kralingen,<br />

son olarak dijitalleşmenin hız kazandığı bu<br />

dönemde iş liderlerine gereken üç ana eylem<br />

önerisinde bulundu:<br />

• Müşterilerle iletişimde yeni yollar bulmak<br />

ve müşteri deneyimini geliştirmek<br />

• Her sektöre özel uyarlanmış açık bir iş mimarisi<br />

ve teknik mimariye sahip olmak<br />

• Ölçeklendirilmiş bir girişimci zihniyetiyle iş<br />

esnekliği ve çevikliği oluşturmak<br />

Hızlanan dijitalleşmenin sektördeki yansımaları<br />

Think Digital Türkiye’nin ana oturumlarında,<br />

gazeteci Serdar Turan moderatörlüğünde iki<br />

panel düzenlendi. SOCAR CDTO’su Hakan<br />

Irgıt, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı<br />

BT ve Otomasyon Direktörü İsmihan Baysal<br />

Anderson, EnerjiSA CIO’su Mehmet Fırat<br />

ve MLP Care Dijital Dönüşüm Ofisi Koordinatörü<br />

Tijen Çağlayan’ın katıldığı ilk panelin<br />

konusu; şirketlerin inovasyon stratejileri<br />

oldu. Kurumların dijital dünyaya entegrasyonda<br />

neler yaptıklarının paylaşıldığı panelde<br />

konuklar, dijitalleşmede hayata geçirdiği<br />

stratejilerden bahsettiler.<br />

Turan’ın IBM Türkiye Dijital Satış Ülke Lideri<br />

IşıL Kılıç Gürtüna’yla yönettiği ikinci<br />

panelde ise iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu<br />

ve hepsiburada.com CEO’su Murat Emirdağ<br />

konuk olarak katıldı. Panelde konuklar;<br />

pandemi döneminde ödeme sistemleri<br />

perspektifinden süreci nasıl geçirdiklerini,<br />

halihazırda iş modelinde dijitalleşmeyi<br />

merkeze alan kurumların süreçte nasıl<br />

ilerlediğini ve organizasyon yapılarının nasıl<br />

adapte olabildiğini paylaştılar.<br />

Müşterilerin çoğu verileri etkili<br />

bir şekilde kullanamıyor<br />

İçinde bulunduğumuz dönemin etkileriyle<br />

dijital dönüşümün daha yakından tecrübe<br />

edildiğini belirten IBM Türkiye Bulut ve<br />

Kognitif Ülke Lideri Arzu Sözen, birlikte<br />

çalıştığı müşterilerinden üç önemli geri<br />

bildirim aldıklarını belirtti: “Hibrit bulut<br />

platformlara geçmek isteyen ya da geçmeyi<br />

planlayan müşterilerimizin oranı yüzde 80.<br />

Bu müşterilerimiz daha esnek, daha açık ve<br />

daha az merkezileştirilmiş, güvenli altyapılara<br />

ihtiyaç duyuyor. İkinci geri bildirim ise<br />

otomasyon hakkında. Yapılan araştırmalar<br />

şirketlerin, düşük değerli işlere 120 milyar<br />

saatten fazla insan kaynağı harcadığını gösteriyor.<br />

Halbuki bu kaynak daha değerli işlerde<br />

ve işlevsel bir şekilde kullanılabilir. Bunun<br />

için uçtan uca otomatikleştirilmiş sistemlere<br />

ihtiyaç var” dedi ve sözlerine aldıkları<br />

son geri bildirimin veri olduğunu belirterek<br />

devam etti. Sözen, bunun en önemli konu<br />

olduğunun da altını çizdi: “Müşterilerimizin<br />

neredeyse yüzde 90’ı, verileri doğru bir şekilde<br />

toplayamadıklarını ya da etkili bir şekilde<br />

kullanamadıklarını bizimle paylaştı. Tam<br />

da bu sebeple veri merkezli kültürel ve dijital<br />

dönüşümlere ihtiyaç duyuyor. Biz de IBM<br />

olarak bütün bu geri bildirimlere Open Shift<br />

cloud container tabanlı hibrit yazılımlarla<br />

yanıt veriyoruz.”<br />

Ücretsiz dijital eğitim<br />

platformu Open P-TECH artık<br />

Türkçe<br />

Bu yılın ilk yarısında IBM tarafından Türkiye’de<br />

kullanıma sunulan dijital eğitim<br />

platformu Open P-TECH sistemine, Türkçe<br />

dil seçeneği eklendi. Platform gençleri ve eğitimcileri,<br />

yapay zeka, bulut bilişim ve siber<br />

güvenlik gibi teknolojiler ile tanıştırmanın<br />

yanı sıra, tasarım odaklı düşünme, çeviklik<br />

gibi profesyonel beceriler konusunda bilgilendirmek<br />

amacıyla kullanıma sunuldu. Bu<br />

teknik ve profesyonel beceriler, ayrıca “yeni<br />

yaka meslekler” olarak adlandırılan doğru<br />

becerilere sahip olmanın; belirli bir diplomaya<br />

sahip olmaktan daha önemli olduğu iş<br />

kollarını da kapsıyor. IBM Hibrit Bulut teknolojisi<br />

üzerine kurulan Open P-Tech, üçüncü<br />

partiler tarafından sağlanan mikro hizmetler<br />

aracılığıyla da kullanıcılarına, kolay<br />

oturum açma ve farklı eğitim içeriklerinden<br />

de faydalanma olanağı sağlıyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dijital Güvenlik Servisi sahte siteleri<br />

yapay zekâ ile yakalıyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Turkcell’in mobil hatlar üzerinden internet<br />

hizmeti alan müşterilerini virüs, zararlı içerik<br />

ve dolandırıcılık amaçlı kurulan sahte sitelerden<br />

korumak amacıyla kurduğu Dijital<br />

Güvenlik Servisi, veri tabanını her geçen gün<br />

daha da genişletiyor. Turkcell siber güvenlik<br />

ekibinin sürekli güncellediği yaklaşık 410 bin<br />

riskli siteye karşı koruma sunan servis, yapay<br />

zekâ destekli algoritması sayesinde veri<br />

tabanını sürekli güncelleyerek kullanıcılarına<br />

siber risklere karşı en güncel korumayı<br />

sağlıyor.<br />

Dijital Güvenlik Servisi, bu yıl içerisinde eklenen<br />

özellikle müşterilerinin e-posta, sosyal<br />

medya hesabı, web siteleri, uygulama ve<br />

servislerde kullanılan şifrelerine yönelik sızıntıları<br />

kontrol hizmeti vermeye başlamıştı.<br />

Turkcell müşterileri, servise abone olduktan<br />

sonra, yeni şifre sızıntılarına karşı SMS ile<br />

uyarılırken geçmişte yaşanmış olan şifre<br />

sızıntıları konusunda da bilgilendiriliyor.<br />

Böylece kullanıcılar şifresi ele geçirilmiş<br />

Turkcell’in müşterilerine daha güvenli bir internet<br />

deneyimi yaşamaları için sunduğu Dijital Güvenlik Servisi,<br />

dolandırıcıların açtığı sahte internet sitelerine karşı yapay<br />

zekâ teknolojisinden faydalanıyor. Yapay zekâ destekli<br />

algoritma sayesinde her geçen gün daha da güçlenen<br />

servis sahte sitelere karşı veri tabanını sürekli genişleterek<br />

yeni zararlı içerikleri tespit etmeye başlıyor.<br />

olan ve farkında olmadan kullanmaya<br />

devam ettikleri servisleri tekrar güvenle<br />

kullanmaya başlayabiliyor.<br />

Ataç Tansuğ: Siber güvenliğin<br />

önemi arttı<br />

Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden<br />

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ataç<br />

Tansuğ, pandemi sürecinde artan internet<br />

kullanımının etkisiyle siber saldırılarda<br />

da yoğunlaşma olduğunu belirtti. Tansuğ,<br />

“Şubat ayında hizmete aldığımız Dijital Güvenlik<br />

Servisi, günümüzün artan siber tehditlerine<br />

karşı müşterilerimize kapsamlı bir<br />

koruma sağlıyor. Önceliğimiz müşterilerimizin<br />

güvenli bir internet deneyimi yaşamasına<br />

yardımcı olmak. Önümüzdeki dönemde<br />

de müşterilerimizin güvenli internet kullanımı<br />

için Dijital Güvenlik Servisi’mizi geliştirmeye<br />

devam edeceğiz” diye konuştu.<br />

‘Oltalama’ya karşı da koruyor<br />

Dijital Güvenlik Servisi, özellikle ‘oltalama’<br />

olarak adlandırılan ve genellikle büyük alışveriş<br />

sitelerinin veya bankaların internet sitelerinin<br />

kopyalarını yaparak kullanıcıların<br />

şifrelerini ele geçirmeye çalışan sitelere karşı<br />

da etkili bir koruma sunuyor. Kullanıcılar<br />

mobil hatları üzerinden internete bağlıyken<br />

güvenli olmayan internet sitelerine girmeye<br />

çalıştıklarında içeriğin zararlı olabileceğine<br />

dair bir uyarı alıyor. Böylece kullanıcıların<br />

bu tip sitelere farkında olmadan girmesinin<br />

önüne geçilmesi amaçlanıyor.<br />

Turkcell aboneleri GUVENLIK yazıp 2200’a<br />

SMS atarak aylık 4,99 TL karşılığında bu servisten<br />

faydalanabiliyor. Servise abone olarak<br />

şifrelerini ve kişisel verilerini koruma altına<br />

alan aboneler internette güvenle dolaşabilmenin<br />

yanı sıra günlük 1GB data hediyesi de<br />

kazanıyor.<br />

E-Ticarette tüm zamanların rekoru kırıldı!<br />

E-Ticaret, <strong>2020</strong>’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 52 artarken,<br />

Eylül ayındaki yüzde 60’lık büyüme tüm zamanların<br />

rekoru olarak kayıtlara geçti.<br />

18<br />

İnternetten banka ve kredi kartı ile yapılan<br />

ödeme işlemleri, bu yıl Temmuz’da 22 milyar<br />

981 milyon, Ağustos’ta 21 milyar 277 milyon,<br />

Eylül’de ise 23 milyar 671 milyon lira olmak<br />

üzere üçüncü çeyrekte toplam 67 milyar 930<br />

milyon lira olarak gerçekleşti.<br />

Avantajix.com Kurucu Ortağı Güçlü Kayral,<br />

geçen yıl aynı dönemde yapılan işlemlerin toplamının<br />

44 milyar 598 milyon lira olduğunu<br />

anımsatarak, “Üçüncü çeyrekte, geçen yılın<br />

aynı dönemine göre büyüme yüzde 52 oldu. Eylül<br />

ayında büyüme yüzde 60 olarak gerçekleşti<br />

ki bu, tüm zamanların rekoru olarak kayıtlara<br />

geçti. Bu yıl pandemi nedeniyle kısıtlamaların<br />

yapıldığı ikinci çeyrekte ise 53 milyar 759 milyon<br />

liralık internetten ödeme işlemi yapıldı.<br />

Geçen yıl aynı dönemde 38 milyar 815 milyon<br />

liralık işlem yapıldığı göz önüne alınırsa yüzde<br />

38’lik büyümeye işaret ediyor.”<br />

Pandemi döneminde e-ticaretin milyonlarca<br />

yeni müşteri kazandığını, 10 milyonu aşkın<br />

kredi kartının ilk kez internetten alışverişte<br />

kullanıldığını kaydeden Kayral, şunları söyledi:<br />

“İkinci çeyrekteki büyümenin daha düşük<br />

olmasının nedeni pandemi kısıtlamalarından<br />

dolayı tatil-seyahat harcamalarının bu<br />

dönemde neredeyse sıfırlanması. Türkiye<br />

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD)<br />

verilerine göre tatil-seyahat, e-ticaretin<br />

lokomotifi. E-Ticarette işlem ve müşteri sayısı<br />

artsa da tatil seyahat harcaması olmayınca<br />

büyüme sınırlı oluyor. Kısıtlamaların haziran<br />

ayında kısmen kalkmasıyla birlikte tatilseyahat<br />

harcamaları da sisteme girmeye<br />

başladı. Biz de tüm zamanların rekorlarını<br />

görmeye başladık. <strong>2020</strong>’nın son çeyreğinde<br />

de rekorların sürmesini bekliyoruz. Özellikle<br />

E-Ticaret ayı olarak bilinen, global kampanyaların<br />

düzenlendiği kasım ayı rakamlarını<br />

merakla bekliyoruz. 11.11 kampanyalarına<br />

çok büyük katılım oldu. Bazı dev e-ticaret firmaları,<br />

kampanyalarını tüm kasım ayına yaydılar.<br />

Kampanyanın tanıtımlarına çok büyük<br />

harcamalar yapılıyor. Mutlaka bunun karşılığı<br />

rakamlara yansıyacaktır.”<br />

Avantajix.com’un gıdadan giyime, turizmden<br />

elektroniğe, kozmetikten mobilyaya kadar çok<br />

geniş yelpazede 500’ü aşkın sanal mağazayı tek<br />

çatı altında toplayan, bu mağazalara Avantajix.<br />

com üzerinden giderek alışveriş yapanlara<br />

nakit para ödeyen bir site olduğunu anımsatan<br />

Kayral, “E-Ticaret ekositeminin bir parçasıyız.<br />

Olumlu ya da olumsuz gelişmelerden direkt<br />

olarak etkileniyoruz. Sektördeki büyüme bize<br />

de olumlu yansıdı” ifadelerini kullandı.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dilek hanım sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?<br />

Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim<br />

üyesiyim. Çevre Kirliliği üzerine çok sayıda<br />

akademik çalışmalarım bulunmaktadır. Nano-<br />

Biotech Ar-Ge İnovasyon şirketinin kurucusu<br />

ve Nanoksia Biyoteknoloji AŞ’nin Yönetim Kurulu<br />

üyesiyim. Ekibimle birlikte, değişik sektörlerin<br />

ihtiyaçlarına yönelik Bitkisel Sentez<br />

Nanopartiküllü ürünler geliştirmekteyiz.<br />

Prof.Dr. Dilek Demirezen Yılmaz<br />

Nanoksia Yönetim Kurulu Üyesi & Direktör<br />

El, yer yüzey ve ekipman dezenfektanları, güneş panelleri için verim artırıcı<br />

ürünler, tekstil sektörü için nanoteknolojik çözümler projelerimiz<br />

arasındandır.<br />

Nanoksia dezenfektanı geliştirme sürecini<br />

anlatabilir misiniz?<br />

NanoBiotech Ar-Ge İnovasyon şirketi 2017 yılında kuruldu. Bitkisel<br />

Sentez Nano Gümüş içeren %99, 95’i saf su olan insan ve çevre sağlığı<br />

için zararlı kimyasallar içermeyen “Biyolojik” Dezenfektan Projemizle,<br />

UNIDO- TUBİTAK işbirliği ile düzenlenen “Küresel Temiz Teknolojiler<br />

Programı (GCIP)’na” katıldık. Dikkat çeken projemizi hayata geçirerek,<br />

Nanoksia dezenfektanın markalaşma ve patentleme sürecine başladık.<br />

Nanoksia Biyoteknoloji AŞ’nin kurulması ile ürün satışına başlanarak,<br />

yüksek teknolojili, alanında bir ilk olmaya aday Fabrikamızın kurulumu<br />

gerçekleştirilmiştir.<br />

Nanoksia olarak rakiplerinize göre<br />

farklılaştığınız noktalardan bahseder misiniz?<br />

Nanoksia Dezenfektan, Çevre ve İnsan sağlığına olumsuz birçok etkisi<br />

bulunan Kimyasal Dezenfektanların yerini alabilecek Bitkisel içerikli<br />

bir üründür. Ürünün PCT patent süreci devam etmektedir. Mevcutta<br />

kullanılan Kimyasal içerikli ürünlere karşı büyük avantaj sağlayan bu<br />

ürün, öncelikle alerjik ve de hassas bağışıklık sistemine sahip kişiler<br />

için yüksek fayda sağlayacaktır.<br />

“Nanoksia Dezenfektan bakteri, mantar, spor,<br />

mikobakteri, bakteriyofaj ve virüslere karşı etkili<br />

olup, 30 sn ile 5 dakika arasında %99,999 oranında<br />

giderim sağlamaktadır. Corona dahil virüs<br />

etkenlik testleri İtalya’da yaptırılmıştır. Nanoksia<br />

dezenfektanın deride tahriş edici olmadığı ve Solunmasında<br />

sakınca olmadığı akredite Laboratuvar<br />

testlerince kanıtlanmıştır.<br />

Bitki özütlerinden elde edildiği ve içinde insan ve<br />

çevre sağlığı açısından dost ”Dünyanın ilk vegan<br />

dezenfektanı olup TSEK 142 standardına uygundur.<br />

Aynı zamanda ürün TSE Helal Belgesine de<br />

sahiptir.<br />

Nanoksia, bugün Dezenfektan sektöründe;<br />

Ekolojik,Bitkisel, Vegan, İnsan dostu ürün<br />

özellikleri, Yüksek teknolojiyi ve özellikle<br />

Nanoteknolojiyi ileri bir şekilde kullanması<br />

ile farklılaşıyor. Nanoksia’nın üretiminde,<br />

farklı bitki türleri kullanarak gümüş<br />

sentezi yapılıyor. Bu sayede doğaya ve insan<br />

sağlığına zararsız %100 bitkisel endüstriyel<br />

ürünlerin üretilmesi sağlanıyor. Nanoksia<br />

üstün ürün özelliklerini ve üretim<br />

yöntemini, ulusal ve uluslararası PATENT<br />

ile koruma altına almıştır. Havacılık gibi<br />

Uçuş Güvenliğinin Küresel olarak denetim<br />

altında tutulduğu sektörlerinde kullanımı<br />

için Onay alan Nanoksia, bu testlerden de<br />

tam puan alarak Uçak içi Dezenfeksiyonunda kullanılabilen ender ürünler<br />

arasına girmiştir.<br />

Kısaca, Nanoksia aşağıda belirtilen özellikleri<br />

ile Fark yaratıyor;<br />

Bitkisel nanogümüşpartiküller ile çevreye ve insan sağlığına zararsız<br />

Bakterisidal-Virüsidal-Fungisidal çözümler sunması.<br />

Sıfır Zararlı Kimyasal :Canlı metabolizmasının işleyişini bozan, alerjik<br />

reaksiyonlara sebep olan kimyasal maddeler içermemesi ALKOL,<br />

HİDROJENPEROKSİT, KLOR,FLOR,SLS-BPA,içermez. Çevre ve İnsana dost<br />

ürün üretimi.<br />

İnsan temasına uygun, Solunum toksitesine yol açmaz Yutulmasında<br />

sakınca yoktur,<br />

Cilt temasında sakınca yoktur,Gözler için tahriş edici değildir.<br />

Sadece ECHA tarafından onaylı yüksek saflıkta gümüş (999,9) kullanılır.<br />

Üretimde 10 ton üründe 8 gr organik atık.<br />

Sağlık Bakanlığı ve birçok Akredite laboratuarlar tarafından onaylı ve<br />

sertifikalı.<br />

Kullanım Alanları:<br />

Sağlık:<br />

Yoğun bakım üniteleri, yenidoğan kuvözlerinde, cerrahi odası, doğum<br />

odası, hasta odaları, ameliyathaneler, bekleme salonları gibi genel yerlerin<br />

ve yüzeylerin dezenfeksiyonunda<br />

Turizm:<br />

Oteller, tatil köyleri ve turizm işletmelerinin tüm ortak alanlarında ve klima<br />

filter dezenfeksiyonunda<br />

Endüstri ve Hayvancılık:<br />

Gıda ve yem üretim alanlarında yüzey ekipmanlarının dezenfeksiyonunda;<br />

Küçük ve Büyükbaş hayvan çiftlikleri ile Kanatlı hayvancılık sektöründe;<br />

Fabrikaların yemekhane ve giyinme odaları gibi ortak alanların<br />

dezenfeksiyonunda<br />

Havacılık:<br />

Uçak kabin içleri, havalimanları, bekleme salonları, ofisler, lojistik<br />

hizmetlerde kullanılan tüm ekipmanların dezenfeksiyonunda<br />

Taşıtlar:<br />

Filo ve günlük kiralama tasıtlarında; özel ve kamuya ait tüm taşıtların<br />

kabin içi ve klima dezenfeksiyonunda<br />

Ulaşım:<br />

Otobüsler, metro, minibüs, vapur, feribot, tren, tramvay gibi toplu tasıma<br />

araçlarının iç dezenfeksiyonunda<br />

Kamu:<br />

Okul, kres, cami, kamu ve özel sektör binaları, alışveriş merkezleri, spor<br />

salonları, lokantalar ve dinlenme tesisleri dezenfeksiyonunda


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Prof. Dr. Bayat:<br />

“Yerli 5G altyapısı 2021’de devreye girebilir”<br />

Yerli ve milli 5G altyapısının geliştirilmesinde sorumluluk<br />

üstlenen Prof. Dr. Oğuz Bayat, “5G, 2021 yılı içinde seçilen<br />

bölgelerde son kullanıcıların hizmetine açılabilir ve yaygınlaşma<br />

süreci başlayabilir” dedi. Bayat, 5G’nin veri hızında<br />

100 katlık artış ve cihaz bağlanma kapasitesi için 10 kat<br />

genişleme anlamına geleceğini de belirtti.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Yerli ve milli 5G teknolojisinin geliştirilmesine<br />

yönelik 20 firma ve yaklaşık 500 mühendisin<br />

yoğun bir çalışma içinde olduğunu belirten<br />

Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Bayat,<br />

altyapının 2021 yılı içinde seçilen bölgelerde<br />

son kullanıcıların hizmetine açılabileceği ve<br />

yaygınlaşma sürecinin başlayabileceğini ifade<br />

etti.<br />

5G altyapısının geliştirilmesine yönelik çalışmaların<br />

TÜBİTAK’ın desteğiyle ve 250 milyon<br />

TL teşvikle başladığını hatırlatan Prof. Dr. Bayat.<br />

projenin bugün itibarıyla ticari ve savunma<br />

sanayi olarak iki koldan geliştirildiğini vurguladı.<br />

Görev üstlenen firmaların üzerlerine düşen<br />

yazılım ve görevleri başarıyla yerine getirdiğini<br />

belirten Bayat, bir sonraki aşamada tüm<br />

komponentlerin entegre edilmesinin planlandığını<br />

ifade ederek şunları söyledi: “Uçtan uca<br />

entegrasyon testleri ve performans kriterleri<br />

gerçekleştiği zaman 5G sahaya inebilecektir.<br />

Bu gelişmeler doğrultusunda, 2021 yılı içinde<br />

seçilen bölgelerde son kullanıcıların hizmetine<br />

açılabilir ve yaygınlaşma süreci başlayabilir.”<br />

Hedef, veri güvenliği ve dışa<br />

bağımlılığın azaltılması<br />

Altyapının yerli ve milli olması ile veri iletişimi<br />

güvenliği ve ekonomik olarak dışa bağımlılığın<br />

azaltılmasının hedeflendiğini belirten Prof. Dr.<br />

Oğuz Bayat, projenin Türkiye’ye kazandıracaklarını<br />

şöyle anlattı: “5G altyapısı birçok farklı<br />

sektöre yenilikler katacak. Örneğin; uzaktan<br />

robotik ameliyatlara imkan verecek. Çoklu<br />

robotların, insansız hava araçlarının, uzaktan<br />

milisaniye içerisinde kontrolünü sağlayabilecek.<br />

Bu değerli teknolojinin hakimi olan şirketler<br />

yeni teknoloji liderleri olacak. Güvenilir<br />

şifreli 5G ve nesnelerin interneti (IoT) haberleşmesi<br />

ise savunma alanında kritik bir gelişme<br />

olacaktır.”<br />

100 katlı veri hızı<br />

Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri<br />

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Bayat,<br />

5G’nin hayata geçmesinin Türkiye’de telekom<br />

hizmetlerinde meydana getireceği değişiklikler<br />

konusunda ise şu bilgileri verdi: “5G yüksek<br />

kapasite, yüksek hız ve çok az gecikme<br />

gereksinimleri ile tasarlanan bir radyo erişim<br />

şebekesidir. Teorik olarak, 4G şebekesi 100<br />

Mbps hız sağlar iken, 5G şebekesi 10 Gpbs hız<br />

sağlayabilecektir. Bu, veri hızında 100 katlık bir<br />

artış ve cihaz bağlanma kapasitesi için 10 kat<br />

genişleme anlamına gelmektedir. Diğer önemli<br />

bir özelliği ise nerede ise gerçek zamanlı bir<br />

şebeke olmayı temel alan milisaniye gecikmeli<br />

erişim ağı olmasıdır. Bu özellikleri taşıyan bir<br />

radyo erişim ağı birçok yeni uygulamaların<br />

hayata geçirilmesini başaracaktır.”<br />

GSM Birliği’nin tahminlerine göre 5 yıl içerisinde<br />

dünyada 1.7 milyar kişinin 5G ağından<br />

yararlanacağını belirten Bayat, “İnternete bağlı<br />

cihazları (IoT) da katarsak, bu süre zarfında 75<br />

milyar cihazın 5G ağına bağlanacağı tahmin<br />

ediliyor” dedi.<br />

“500’e yakın uzman<br />

kazandırdık”<br />

Altınbaş Üniversitesi’nde son 3 yılda 5G, IoT,<br />

yapay zeka, siber güvenlik alanlarında verilen<br />

dersler ve yapılan akademik çalışmalar ile Türkiye’ye<br />

500’e yakın uzmanın kazandırıldığını<br />

belirten Prof. Dr. Bayat, “Öğrencilerimiz çalıştıkları<br />

firmalara bu alanlarda öncülük etme<br />

şansı buldular” dedi. Üniversitede, 5G radyo<br />

kaynak yönetimi ve 5G güvenliği alanlarında<br />

doktora düzeyinde değerli çalışmalar yapıldığı<br />

bilgisini veren Prof. Dr. Oğuz Bayat, bu çalışmalar<br />

sonucunda 5G güvenlik altyapısında kullanılmak<br />

üzere ek bir güvenlik katmanı geliştirildiğini<br />

ve cihazların güvenli bir şekilde iletişim<br />

kurabileceği bir haberleşme modeli tasarlandığını<br />

ifade etti.<br />

İş için teknoloji!<br />

Türkiye’nin teknoloji markası Casper, dijital dönüşüm sürecine<br />

sunduğu çalışmaları “iş için teknoloji” çatısı altında<br />

topluyor. Uzman mühendisleri, yeni nesil bilgisayarları,<br />

yerinde üretimi, lojistik ve teknik servis hizmetleri<br />

ile iş hayatını kolaylaştıran kurumsal çözümler sunuyor…<br />

20<br />

Üretkenliği ve motivasyonu artırmanın önemi,<br />

çalışanların başarısı, teknolojik ve dijital<br />

çözümlerin verimliliğine bağlıdır. “Casper İş<br />

Çözümleri”, kurumların ihtiyaç ve taleplerine<br />

uygun çözümler üreterek hedeflerine<br />

ulaşmaları yolunda bir iş ortağıdır. Kurumların<br />

ergonomik, işlevsel ve performanslı ürünler<br />

kullanması ve sonrasında da iş yaşamlarını<br />

sorunsuz sürdürmeleri öncelikli önem<br />

taşımaktadır. Casper, “Kurumsal Çözümler”<br />

kapsamında hızlı servis ağı, kolay entegre sistemleri,<br />

yerli üretimi ve yerinde servis hizmeti<br />

ile kurumların iş yaşamını kolaylaştıran teknolojik<br />

çözümler sunar.<br />

Tüm iş çözümleri için güncel teknoloji içeren<br />

yüksek performanslı ve dayanıklı ürünlerle<br />

çalışmalara değer katan Casper, kurumlara<br />

özel teknolojilerle, hızlı teslimat, ek garanti süresi,<br />

yerinde servis hizmeti, kuruma özel imaj<br />

desteği, 7 farklı ilde 21 Bölge Servisi ile 1 saat<br />

ve 24 saat servis imkanları ile her an kesintisiz<br />

hizmet sağlıyor. Kobiler, perakende, sağlık ve<br />

finans sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelere<br />

iş gücüne ve uzmanlıklara uygun teknolojiler<br />

seçmesi konusunda uzmanlık ve destek<br />

verir.<br />

Casper akıllı telefon ve tabletler, son dönemde<br />

oldukça kritik öneme sahip olan mobilite<br />

ihtiyacına geniş kullanım alternatifleri sunmaktadır.<br />

Kafe ve restoranların, hastanelerin,<br />

bankaların ve sahada ekipleri bulunan pek çok<br />

işletmenin ihtiyacı olan performans ve güce<br />

Casper ürünleri ile ulaşabilirsiniz.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Güncelleme yaparken verilerinizden olmayın!<br />

Daha iyi performans, daha iyi tasarım ya da bazen<br />

oluşan problemlerin çözümleri için işletim sistemlerine<br />

güncellemeler geliyor. Basit bir işlem olarak görülen<br />

bu güncellemeler sırasında ise değerli verilerin zarar<br />

görebildiğine dikkat çeken Veri Kurtarma Hizmetleri<br />

Genel Müdürü Serap Günal, güncellemeler sırasında<br />

en sık karşılaşılan 5 hataya dikkat çekiyor…<br />

Güncelleme sırasında karşılaşılan hatalardan<br />

dolayı kullanıcıların verileri<br />

de zarar görebiliyor. Verileri yedeklemenin<br />

işletim sistemlerinin güncellemesi<br />

aşamasında önemli bir basamağı oluşturduğuna<br />

dikkat çeken Veri Kurtarma<br />

Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal,<br />

işletim sistemlerini güncellerken veri<br />

kaybına neden olan 5 hataya dikkat çekiyor.<br />

1. Güç kaybı. Herhangi bir büyük sistem<br />

güncellemesi sırasındaki yaşanan güç<br />

kaybı, verilere zarar verebiliyor. Güncellemenin<br />

yarıda kalması ve sistem üzerinde<br />

biçimlendirme durumunun gerçekleşmesi<br />

gibi durumlar verilerin zarar<br />

görmesine neden oluyor. Bu durumlarla<br />

karşılaşılmaması adına güncelleme esnasında<br />

güç kaybının yaşanmamasına<br />

dikkat edilmesi gerekiyor.<br />

2. Yeterli depolama alanının olmaması.<br />

İşletim sistemi güncellemesi sırasında<br />

sürücüde yeterince boş alan olmaması,<br />

yalnızca kısmi bir kurulumdan sonra<br />

sistemin yeniden başlatılmasına neden<br />

olabiliyor. Sistem başlatılamayacağından<br />

herhangi bir dosyaya erişimi de<br />

kilitleyecektir. Bu yüzden, herhangi<br />

bir büyük güncelleme işleminden önce<br />

sürücü alanınızı kontrol etmek en<br />

iyisidir. Çoğu güncelleme, yüklemeyi<br />

kabul etmeden önce bilgi ekranında ne<br />

kadar sistem alanı gerektiğini söylüyor.<br />

Kurulum sırasında kullanılan geçici<br />

dosyaları barındırmak için sistem alanı<br />

gereksinimini iki katına çıkarmak fayda<br />

sağlıyor.<br />

3. Sürücü arızası. Tahmin edilebileceği<br />

gibi, işletim sistemini güncellerken yaşanabilecek<br />

bir sürücü arızası, herhangi<br />

bir zamanda yaşanan bir sürücü arızası<br />

kadar felaket sonuçlar doğurabiliyor. Bu<br />

durumda dosyalara erişim mümkün olmuyor<br />

ve onları geri alabilmek için profesyonel<br />

bir veri kurtarma hizmetine ihtiyaç<br />

duyuluyor.<br />

4. Kullanıcı hataları. Bilinmeyen sebeplerden<br />

dolayı işletim sistemi güncellemesi<br />

sırasında hatalar oluşabiliyor. Buradaki<br />

veri kaybına neden olan durum,<br />

aslında kullanıcı faktörüne bağlı oluyor.<br />

Güncelleme sırasında gerçekleşen problemlere<br />

karşı ekranda açılan bilgilendirici<br />

pencerelere dikkat edilmesi gerekirken,<br />

kullanıcı tarafından yapılan yanlış<br />

bir tercih verilere zarar veriyor. Kullanıcı<br />

hatalarından kaçınmak için, kurulum<br />

sırasında görünen açılır pencereler de<br />

dahil olmak üzere talimatları dikkatlice<br />

okumak gerekiyor.<br />

5. EFS şifrelemesinin kaldırılmaması.<br />

Windows’ta dosya şifreleme sistemi olan<br />

EFS, verilerin güvenliğini sağlamaya yarıyor.<br />

Ancak EFS şifrelemesi ile şifrelenen<br />

veriler, güncelleme sonrasında kullanıcılara<br />

veri kayıpları yaşatabiliyor. Şifrelenmiş<br />

dosyaların geri planında kullandığı<br />

anahtar kimlik dosyası, güncelleme ile<br />

birlikte eski işletim sistemi içerisinde<br />

kaldığı için verilere ulaşmayı engelliyor.<br />

Kullanıcıların güncelleme öncesinde<br />

EFS şifrelemeye sahip verilerinin olup<br />

olmadığına ya da bu özelliğin açık olup<br />

olmadığına dikkat etmesi gerekiyor.<br />

Neyin yanlış gidebileceği ile ilgili tüm<br />

olasılıklarla birlikte, işletim sistemini<br />

güncellemeyi planlarken yapılacaklar<br />

listesindeki ilk şey, bir yedekleme oluşturmak<br />

olduğunu belirten Veri Kurtarma<br />

Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal,<br />

öncelikle verilerin bulut ya da başka<br />

bir sürücüye yedeklenmesi gerektiğini,<br />

yedeklemeden sonra kontrol etmeyi<br />

unutmayı öneriyor. Olası kötü senaryolar<br />

karşısında da cihazlara müdahale edilmemesinin<br />

altını çizen Günal, kesinlikle<br />

bir profesyonel veri kurtarma hizmetinin<br />

alınması gerektiğini dile getiriyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

21


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Yüzde Yüz Yerli<br />

Olta.la Platformumuz<br />

İle Oltaya Gelmeyin…<br />

Sektör Röportaj<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Ozan İnan<br />

Teknoser Genel Müdürü<br />

Bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının önemli oyuncularının<br />

başında gelen Teknoser’in yaygın saha gücünü, güvenlik<br />

çözümlerini, donanım ve yazılım çözümlerini, pandemi<br />

dönemine yönelik yapılan çalışma ve yatırımları Teknoser<br />

Genel Müdürü Ozan İnan ile konuştuk. İnan; dünün olduğu<br />

gibi bugünün de en büyük veri güvenlik ihlallerinden<br />

birisinin yine oltalama saldırıları olduğunu ve bu alanda<br />

tamamen yerli kaynaklarla geliştirdikleri milli çözüm olan<br />

Olta.la platformu ile kurumlara önemli ve net çözüm sunduklarını<br />

belirtirken, POS ödeme sistemleri alanında sahada<br />

elde ettikleri liderlik ve sundukları çözümler ile pandemi<br />

döneminin daha sağlıklı iletişim ve işleyiş ile sürdüğünü,<br />

başta sağlık sistemi olmak üzere dijital sistemlerde herhangi<br />

bir aksaklık yaşanmadan yaşamın sürdüğünü söyledi.<br />

Bunun için sahada çalışmak zorunda olan “görünmez<br />

kahramanların” çok önemli payı olduğuna değinen İnan,<br />

pandeminin gelecek planlarında herhangi bir değişime neden<br />

olmadığını sadece sürece bazı ek yatırımların girmesi<br />

gerektiğini bu sayede de önümüzdeki dönemlerde bugünlerden<br />

alınan derslerle, yarınlara daha güvenlik bakmayı<br />

hedeflediklerini söyledi…<br />

22<br />

Altyapı ve veri güvenliği<br />

alanında sunduğunuz çözümler<br />

nelerdir?<br />

Teknoser olarak 76 hizmet noktası ve 850’yi<br />

aşkın çalışanımızla bilgi ve iletişim teknolojileri<br />

pazarının lider sistem entegrasyonu<br />

ve saha hizmetleri şirketiyiz. Yaygın saha<br />

gücümüzle bulut bilişim sistemlerinden<br />

sanallaştırmaya, güvenlik çözümlerinden<br />

donanım ve yazılım çözümlerine kadar<br />

birçok alanda hizmet verebiliyoruz. POS<br />

ödeme sistemlerine yönelik saha hizmetleri<br />

alanına uzun yıllardır liderlik ediyoruz.<br />

Veri güvenliğinin ihlali<br />

noktasında öne çıkan başlıklar<br />

ve önlenmesi için alınması<br />

gereken tedbirler neler?<br />

Hedef aldıkları bilgi varlıklarını ele geçirerek<br />

maddi veya manevi çeşitli nedenlerle<br />

kötüye kullanmayı amaçlayan siber saldırganlar,<br />

özellikle elektronik posta altyapıları<br />

ve internet üzerinden oltalama (Phishing)<br />

adı verilen saldırı yöntemiyle insanları hedefliyorlar.<br />

Siber saldırganlar, e-posta ve<br />

internet kullanım alışkanlıklarından faydalanarak<br />

kullanıcıları ve güvenlik çözümlerini<br />

aldatmayı amaçlıyorlar. Bu sayede<br />

enjekte ettikleri zararlı kod parçalarıyla<br />

kullanıcı bilgilerine erişerek sistem dışına<br />

çıkarabiliyorlar.<br />

Yapılan araştırmalara göre her yıl neredeyse<br />

10 kat artarak devam eden oltalama<br />

saldırıları işletmeler için büyük bir tehdit<br />

oluşturuyor.<br />

Tamamen yerli kaynaklarla geliştirilmiş<br />

milli bir çözüm olan Olta.la platformu ile<br />

şirket çalışanlarına yönelik sürekli ve özelleştirilmiş<br />

oltalama simülasyonları gerçekleştirilerek,<br />

gelebilecek gerçek saldırılara<br />

karşı hazır olmalarını sağlıyoruz. Olay müdahale<br />

modülü ise gerçek bir oltalama saldırısı<br />

durumunda, işletmenin otomatik ve<br />

manuel adımlar atarak saldırının etkisini<br />

ortadan kaldırmasına olanak tanıyor.<br />

Bir diğer önemli başlık buluta artan saldırılar.<br />

Siber güvenlik şirketi McAfee’ye göre<br />

<strong>2020</strong> yılının Ocak ve Nisan ayları arasında<br />

bulut tabanlı siber saldırılar yüzde 630<br />

oranında arttı. Teknoser’in sunduğu ve<br />

NetDataSoft gibi ülkemizden çıkan kıymetli<br />

“teknoloji evleri” tarafından geliştirilmiş<br />

olan Blockchain tabanlı, en son teknolojiler<br />

kullanılarak tamamen yerli ve milli kaynaklarla<br />

geliştirilen “Akıllı veri yönetimi ve<br />

paylaşımı” gibi çözümlerimiz hem büyük<br />

kolaylık sağlıyor hem ek maliyet avantajı<br />

getiriyor. Verilerin tüm kontrolü müşteride<br />

kalıyor. Hem yatayda hem dikeyde büyüyebilen,<br />

her türlü veriyi Blockchain mantığıyla<br />

yedekte tutan, tüm platformlarla ve<br />

işletim sistemiyle çalışabilen, donanım ve<br />

markadan bağımsız, açık kaynak olmayan<br />

tamamen yerli ve milli bir çözüm. Verileri<br />

güvenle saklayabilmeyi ve bu verilere hızla<br />

erişebilmeyi sağlıyor. Bu çözümle dosyalar<br />

ve veriler Blockchain tabanlı olarak parçalanıp<br />

bölünerek saklandığından virüs<br />

bulaşma ihtimali sıfır. Ayrıca tüm veriler<br />

özel kriptolama algoritmaları kullanılarak<br />

şifreleniyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sunduğunuz çözümleriniz<br />

ile en çok hangi sektörlere<br />

yöneliyorsunuz?<br />

Perakende, bankacılık, e-ticaret, endüstri,<br />

telekomünikasyon, sağlık, ulaşım, ödeme<br />

sistemleri en çok çalıştığımız sektörler arasında<br />

yer alıyor.<br />

Veri güvenliğinin önemli<br />

noktaları ve dijital veri güvenliği<br />

noktasındaki farkındalığın<br />

artırılması için neler yapılması<br />

gerektiği konusundaki<br />

görüşlerinizi alabilir miyiz?<br />

Öncelikle kullanıcılar gerçekten uyanık<br />

olmalı. Şüpheci olmanın hiçbir sakıncası<br />

yok.<br />

Güvensiz kablosuz bağlantılar üzerinden<br />

internet erişimi sağlamayın. Güvenlik zafiyetlerine<br />

izin vermeyecek şekilde önlem<br />

alın. Güvenlik tedbirleri alınmadan internete<br />

açık hale getirilen sistemler otomatik<br />

olarak siber saldırganların hedefi oluyor.<br />

Çalışanlar arasında paylaşılan şirket içi<br />

bilgiler ve dokümanlar, uygulamalarda<br />

bulunan güvenlik açıkları nedeniyle veri<br />

sızıntısına yol açabiliyor. BT liderleri<br />

evden çalışan personelin bilgi teknolojileri<br />

hizmetlerine ve uygulamalarına güvenli<br />

erişimlerini sağlamalı.<br />

Siber güvenlik konusunda yeni bir farkındalığa<br />

ihtiyacımız var. Siber saldırılara karşı<br />

önlemler ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu<br />

(KVKK) paralelinde veri gizliliğinin<br />

sağlanması için çözümlerimizin önemli bir<br />

işlevi var.<br />

Pandemi döneminde<br />

yaşanılanlar doğallığın<br />

ötesindeydi. Siz kurum olarak<br />

bu dönemi nasıl atlattınız/<br />

atlatıyorsunuz?<br />

Salgının ilk başladığı günden bu yana<br />

tüm seçenekleri gözden geçirdik ve çeşitli<br />

stratejiler belirledik. 76 noktada 81 ili ve<br />

KKTC’yi kapsayan bir şirket olarak birçok<br />

noktayı çok ayrıntılı bir şekilde ele aldık<br />

ve planlarımızı incelikle detaylandırdık.<br />

Çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve iş<br />

ortaklarımızın sağlıklı ve güvende olabilmesi<br />

için alınabilecek tüm önlemleri aldık.<br />

Çalışanlarımızın yüzde 90’ı sahada, yüzde<br />

10’u evlerinde görevlerini sürdürüyor. Sağlık<br />

kuruluşları, marketler, akaryakıt istasyonları,<br />

havayolları, güvenlik güçleri ve<br />

bankalar gibi bazı yerlerde evden çalışma<br />

olanağı olmayan kişilerin sahaya çıkması<br />

ve çalışmaya devam etmesi gerekiyor. Buraların<br />

çalışmaya devam edebilmesi içinse<br />

başta iletişim olmak üzere tüm teknoloji<br />

altyapısının kusursuz bir şekilde işler durumda<br />

olması önem taşıyor. Şu an interneti<br />

bu kadar rahat kullanabiliyorsak, POS<br />

makineleri kesintisiz bir şekilde çalışmaya<br />

devam ediyorsa, sağlık sistemindeki dijital<br />

sistemlerde herhangi bir aksaklık olmuyorsa<br />

bunun arkasında “görünmez kahramanların”<br />

payı çok büyük.<br />

Uzaktan çalışma/eğitim modeli<br />

yeni dönemin öne çıkan en<br />

önemli başlıklarından birisi<br />

oldu. Bu noktada öne çıkan<br />

tehditler ve alınması gereken<br />

tedbirlerden bahseder misiniz?<br />

Kısa süre önce, dünyanın önde gelen teknoloji<br />

devlerinden Cisco, çok yeni bir araştırma<br />

paylaştı. Şirketin dünya genelinde 3.000<br />

BT yöneticisi ile gerçekleştirdiği “Güvenli<br />

Uzaktan Çalışmanın Geleceği” raporundan<br />

elde edilen sonuçlara göre, çalışanlarının<br />

uzaktan çalışmasını destekleyen şirketlerin<br />

yüzde 62’sinin karşılaştığı en büyük siber<br />

güvenlik sorunu, güvenli erişim. Her iki<br />

katılımcıdan biri, şirketin sağladığı dizüstü<br />

bilgisayarlar ve kişisel cihazlar dahil olmak<br />

üzere uç noktaların, uzaktan çalışma ortamında<br />

güvenlik anlamında önemli bir zorluk<br />

olduğunu düşünüyor.<br />

Kurumlara ek maliyetlere katlanmamalarını<br />

ve verilerini yerli ve milli kaynaklarla<br />

geliştirilen bulut hizmetlerinde saklamalarını<br />

öneriyorum. Ayrıca uzak masaüstü<br />

hizmetlerini genel ağlara maruz bırakmayın,<br />

her zaman güçlü şifre, kullanıcı adı ve<br />

parola kullanın. Tüm cihazlarınızda yazılımlarınızı<br />

güncel tutun. E-posta eklerine<br />

veya tanımadığınız kişilerden gelen mesajlara<br />

şüpheyle yaklaşın ve şüphelendiyseniz<br />

açmadan silin. Saldırganlar hedeflerini tamamlamadan<br />

önce saldırıyı erken bir aşamada<br />

belirlemek ve durdurmak için EDR ve<br />

SandBox gibi uç nokta güvenlik çözümlerimizi<br />

kullanın. Kurumsal ortamınızı korumak<br />

için çalışanlarınızı eğitin.<br />

Güvenli e-ticaret için olması<br />

gerekenler ve yapılması geren<br />

yatırımlardan bahseder misiniz?<br />

Güvenli bir alışveriş için öncelikle tüketiciler<br />

bağlantının güvenli olmasına dikkat<br />

etmeli. Kişisel bilgisayar dışında ortak ağlardan<br />

online alışveriş yapmayın. Alışveriş<br />

yapılacak sitenin SSL veya SET gibi güvenlik<br />

standartlarına sahip olduğundan emin<br />

olun. Alışveriş yapılacak site daha önce tanınan<br />

bir site değilse satıcının adresi, telefonu,<br />

e-posta adresi ve firmanın adını açık<br />

olarak yayınlayıp yayınlanmadığını kontrol<br />

edin. Ödeme bilgilerinin girildiği sayfanın<br />

adres çubuğunda “http” değil “https” yazmalı.<br />

Ödeme sırasında 3D Secure ödeme<br />

sistemleri kullanılmalı. Ödeme kredi kartı<br />

yerine sanal kartla yapılmalı. Satıcılar<br />

da ödeme altyapılarını seçerken öncelikle<br />

PCI-DSS sertifikasına ve SSL veya SET gibi<br />

güvenlik standartlarına sahip bir sağlayıcı<br />

olduğundan emin olmalılar.<br />

En az 5 yıl sonrası için<br />

beklenilen birçok yatırım<br />

yeni normal ile kurumların<br />

zorunlulukları olarak hızlıca<br />

yapılmaya başlandı. Sizce bu<br />

yatırımlar için kurumlar altyapı<br />

ve veri güvenliği olarak hazırlar<br />

mıydı? Hazırlıklı olmayan<br />

hızlı yatırımlar gelecek için<br />

kurumlarda ne gibi sıkıntılar<br />

doğuracak?<br />

Hızlı bir dönüşüm yaşanması için altta buna<br />

hazır ordularınızın olması gerekir. Oysa;<br />

zamanında dijital dönüşümü lüks olarak<br />

gören ve şu an dijitalleşme kararları alanlar<br />

için çok büyük riskler var. Çünkü dijital<br />

dönüşümün ikiz kardeşi: siber güvenlik.<br />

Yani şirketinize uygun olan siber güvenlik<br />

altyapısını 1-2 günde oluşturamazsınız. İşinizin<br />

tabiatına göre siber güvenlik ihtiyaçları<br />

ve alacağınız önlemler değişir. Jenerik<br />

önlemler alabilirsiniz ama sizin bütünsel<br />

bir çözüm için çözümü sağlayanlara “dijital<br />

yolculuğunuzu” detaylı anlatmanız lazım.<br />

Bugün çok hızlı bir dönüşüm olduğu için şirketin<br />

ihtiyaçları tam bilinemediği için butik<br />

çözümler oluşturulamıyor. Mutlaka arada<br />

kaçan risk faktörleri var. Önümüzdeki 2-3<br />

yıl içinde bugünkü hızlı dijital dönüşümün<br />

faturası karşımıza çıkacak. Özellikle siber<br />

güvenlikte çok büyük zafiyetler olduğuna<br />

inanıyorum. Çünkü günü kurtarmaya yönelik<br />

hızlı adımlar atıldı. Attığınız her hızlı<br />

adımla da atlanan yerler oldu. Hedefine vardın<br />

mı vardın, nereleri atladın oraları sonradan<br />

göreceğiz.<br />

Önümüzdeki dönem hedefleriniz<br />

nelerdir? Gelecek planlarınızdaki<br />

öncelikleriniz ve hedeflerinizdeki<br />

değişimlerden bahseder<br />

misiniz?<br />

Önümüzdeki dönemde mevcut,<br />

bugüne kadar yaptığımız, kendimizi<br />

geliştirme faaliyetlerimiz ile ortaya çıkan<br />

çözümlerimizi önce grup şirketlerimiz,<br />

sonra ülkemiz ve küresel ölçekte fayda<br />

üretecek şekilde paydaşlarımıza sunmak,<br />

onlara ulaştırmak istiyoruz. Pandemi öncesinden<br />

beri siber güvenliğe önem veren<br />

bir firma olduğumuz için bugünlere yönelik<br />

bazı fikirlerimiz vardı. Özellikle “blockchain”<br />

alanında geliştirilmesi gereken yazılımların,<br />

siber güvenlik zafiyetlerini kapatacağına<br />

inanıyorduk. Önümüzdeki dönemlerde<br />

bununla ilgili bazı yeni çözümleri paydaşlarla<br />

buluşturmak niyetindeyiz. Yatırımlarımızda<br />

pandemi ile bir yön değişikliği yok<br />

ama sürece bazı ek yatırımların girmesi<br />

gerekti. Özellikle servis alanında çok yaygın<br />

bir hizmet ağı olan bir firma olarak, servis<br />

verdiğimiz firmaların ve servis veren çalışanlarımızın<br />

can güvenliğini kesinlikle en<br />

üst seviyeye taşımak için önceliğimiz şu<br />

anda bu merkezde. O yüzden de önümüzdeki<br />

dönemlerde bugünlerden aldığımız<br />

derslerle, yarınımızla ilgili olası hataları minimize<br />

ettiğimizi düşünüyoruz.<br />

23


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Personele iletilen evraklar dijitalleşiyor<br />

İş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeleri<br />

dijitalleştiren KolayPeyk Platformu, işverenlerin yükümlülüklerini<br />

kanuni açıdan ispatlamalarını sağlıyor.<br />

Turizm, lojistik, gayrimenkul, sağlık, perakende gibi<br />

tüm sektörlerdeki işverenler, çalışanlarına yaptıkları<br />

yazılı bildirimlerini KolayPeyk Platformu üzerinden<br />

yaptıklarında, mevzuatta öngörülen yükümlülüklerini<br />

yerine getirmiş oluyorlar ve zaman damgalı olarak<br />

gönderilen tüm belgeler, resmi evrak niteliği taşıyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

24<br />

KolayPeyk Platformu ile personel yönetimi<br />

süreçlerindeki tüm evrakların dijitalleştiğini<br />

ve ayrıca kağıt döküm almaya<br />

gerek kalmadığını kaydeden Kolaysoft<br />

Teknoloji AŞ Kurumsal İş Geliştirme<br />

Uzmanı Derya Gökkaya, şunları söyledi:<br />

“KolayPeyk Platformu üzerinden iş kanunları<br />

gereği personele tebliğ edilmesi<br />

gereken; ücret, hesap pusulaları, puantaj,<br />

sözleşme, ihtar, iş güvenliği, KVKK<br />

bildirimleri, izin onayları gibi bildirimler<br />

e-imza ile imzalanıp, TÜBİTAK zaman<br />

damgası ile mühürlenerek çalışanlara<br />

tebliği yapılıyor. Yine, aynı platform<br />

üzerinden, personel kendisine gelen<br />

bildirimi TÜBİTAK zaman damgası ile<br />

mühürleyerek onaylıyor. TÜBİTAK zaman<br />

damgası; belli bir verinin belirtilen<br />

bir tarihte var olduğunu kanıtlar. Zaman<br />

damgası sunucusu, zaman damgalarını<br />

imzalamak için açık anahtar teknolojisini<br />

kullanarak, verinin bütünlüğünü<br />

ve belirli bir tarihteki varlığını onaylar.<br />

5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’na<br />

göre zaman damgası, bir elektronik verinin,<br />

üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği,<br />

alındığı ve/veya kaydedildiği zamanın<br />

tespit edilmesi amacıyla, elektronik<br />

sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından<br />

elektronik imzayla doğrulanan kaydı<br />

ifade ediyor. KolayPeyk Platformunda,<br />

verilerin ispatı noktasında zaman damgası<br />

esas alınıyor, gönderilen bildirimler<br />

ve gönderilen bildirimlerin onayı resmi<br />

evrak statüsüne ulaşıyor ve bu evraklar<br />

T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler<br />

Bakanlığı ve T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu<br />

(SGK) tarafından kabul edilmektedir”<br />

dedi.<br />

KolayPeyk, işletmelere hangi<br />

faydaları sunmaktadır?<br />

KolayPeyk Platformunun dijital olduğunu<br />

ve pandemi döneminde kağıt temasını<br />

önlediği için dünyanın dikkatini çektiğini<br />

ifade eden Kolaysoft Teknoloji AŞ<br />

Kurumsal İş Geliştirme Uzmanı Derya<br />

Gökkaya, aynı zamanda IASP (Uluslararası<br />

Teknoparklar Birliği) tarafından<br />

inovatif ürünler içerisinde dünyaya ilan<br />

edildiğini anlattı.<br />

KolayPeyk’in işletmelere sağladığı<br />

faydalara değinen Derya Gökkaya,<br />

konuşmasına şöyle devam etti:<br />

“KolayPeyk ile çalışan işletmeler; etkili<br />

bir zaman yönetimi sağlamanın yanı<br />

sıra, gönderdikleri belgeleri hukuki bir<br />

statüye kavuşturuyor. Gönderilen belgeler,<br />

hukuki delil niteliği kazanıyor. Bu<br />

sistem ile arşivleme derdi ortadan kalkıyor<br />

ve geleneksel uygulamanın yarattığı<br />

kargo, kağıt ve toner, bordro nüshaların<br />

arşivlenmesi vb. süreçlerin yol açtığı işgücü<br />

ve maliyet gibi giderlerin de önüne<br />

geçiliyor. İşletmelere kontrol kolaylığı<br />

sağlarken, her geçen gün gelişen İnsan<br />

Kaynakları (İK) yönetimine teknolojik<br />

destek sağlanarak, tüm İK süreçlerini<br />

hızlandırıyor. Zaman, maliyet, hukuki<br />

nitelik kazandırması gibi birçok teknolojik<br />

imkanı sağlıyor” diye konuştu.<br />

KolayPeyk’in modülleri<br />

nelerdir?<br />

*Bordro: Ay sonlarında düzenlenen<br />

personel bordroları, bordro sahiplerine<br />

bildirilmek zorundadır. Bu bordrolar,<br />

KolayPeyk üzerinden personellere gönderilip,<br />

personelden resmi olarak tebliğ<br />

onayı alınabilmektedir.<br />

*Özlük İşlemleri: Fiziki ortamda tutulan<br />

personel özlük dosyaları, KolayPeyk sayesinde<br />

elektronik ortamda saklanabilmektedir.<br />

*Sözleşme: Çalışanlarla ile yapılan tüm<br />

sözleşmeler KolayPeyk üzerinden yapılabilmektedir.<br />

KolayPeyk üzerinden yapılan<br />

bu sözleşmeler yasal hale gelmektedir.<br />

*KVKK/Tüm Bildirimler: Personelle ilgili<br />

tüm bildirimler (KKVK, Covid-19 vb.),<br />

KolayPeyk üzerinden yasal olarak yapılabilmektedir.<br />

*Savunma/İhtarlar: Çalışanların savunmaların<br />

alınması, gerektiğinde ihtar<br />

gönderilmesi işlemleri KolayPeyk üzerinden<br />

yapılabilmektedir.<br />

*Maaş/Prim/Hedef Performans: Çalışanların,<br />

ay sonlarında düzenlenen<br />

bordroya bağlı olarak oluşan puantaj,<br />

ücret hesap pusulası vb. bildirimleri işletmeler<br />

tarafından, KolayPeyk üzerinden<br />

gönderilebilmektedir.<br />

*İş Güvenliği Bildirimleri: İşletmelerin iş<br />

güvenliği uzmanları KolayPeyk üzerinden<br />

yetkilendirilebilmektedir. Yetki verilen<br />

iş güvenliği uzmanları, iş güvenliğine<br />

ilişkin tüm belgeleri KolayPeyk sistemi<br />

üzerinden gönderebilirler.<br />

*Mazaret İzni/Yıllık İzin/Görevlendirme/Avans<br />

Talep vb. Talep Formları: Çalışanlar,<br />

izin talep formalarını, avans<br />

talep formlarını, seyahat talep vb. formlarını<br />

KolayPeyk üzerinden yönetici onayına<br />

gönderebilirler.<br />

*Anlık Form Tasarlama: İşletmeler<br />

anlık olarak, doküman, anket ve form<br />

tasarımlarını, KolayPeyk üzerinden<br />

yapabilirler. Bu belgeler istenildiğinde,<br />

personel onay akışına dahil edilerek<br />

personele iletilebilir. Bu belgeler, excell<br />

formatına dönüştürülerek, istenilen raporlar<br />

oluşturulabilir. Örnek olarak; firmalar<br />

personellerinin kronik rahatsızlığı<br />

olup olmadığını öğrenmek amacıyla<br />

formlar oluşturabilirler.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Siber güvenlik çözümlerine yerli bulut alternatifi<br />

Kritik endüstrilerdeki iletişim ve yerel cihaz verilerini<br />

inceleme için yurt dışındaki sunucularına aktaran<br />

siber güvenlik çözümleri, verileri Türkiye’de tutması<br />

gereken sektörlerdeki BT departmanlarının gözünden<br />

kaçabiliyor. Yeni bulut hizmetini tanıtan Keepnet<br />

Labs, her koşulda güvenliği artırırken, verilerin de ülkemizde<br />

kalmasını sağlıyor.<br />

Yabancı menşeli siber güvenlik çözümleri,<br />

güvenlik incelemesi adı altında bazı yerel<br />

ve iletişim verilerini yurt dışındaki sunucularında<br />

incelemeye alıyor. Kanun ve yönetmeliklerle<br />

verilerin tamamının Türkiye’de<br />

tutulma zorunluluğu bulunan finans gibi<br />

kritik sektörlerde, bu durum BT departmanlarının<br />

gözünden kaçabiliyor.<br />

Tamamını Türkiye’de geliştirdiği siber güvenlik<br />

çözümlerini yerli buluta taşıyan Keepnet<br />

Labs, böylece finans, sigorta, enerji, havacılık<br />

ve kamu gibi alanlarda hem sistem ve<br />

kullanıcı güvenliğini artırıyor hem de yasal<br />

gerekliliklerle uyumluluk sağlıyor.<br />

Her 8 kişiden 1’i veri<br />

sızıntısına sebep oluyor<br />

Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik<br />

Bankacılık Hizmetleri Hakkındaki Yönetmelik,<br />

bankacılık endüstrisinde kullanılacak<br />

bulut sistemlerinin de Türkiye’de konumlandırılmasını<br />

zorunlu hale getirirken, Cumhurbaşkanlığı<br />

Dijital Dönüşüm Ofisi’nin yayınladığı<br />

Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi<br />

ile Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK)<br />

da kamu kurumları, enerji, havacılık, sigorta<br />

gibi kritik sektörlerde verilerin Türkiye’de<br />

kalması ve yerli bulut kullanılmasını tavsiye<br />

ediyor.<br />

Buradan hareketle, siber güvenlik çözümlerini<br />

Türkiye’de geliştiren ve Yerli Malı sertifikasına<br />

sahip olan Keepnet Labs, artık Türkiye’deki<br />

bulut sistemiyle kolayca ulaşılabilir<br />

ve her yerden kullanılabilir güvenlik çözümleri<br />

sunuyor.<br />

Kurumların yüzde 85’inin oltalama saldırılarına<br />

maruz kaldığını belirten ve her 8<br />

kişiden 1’inin hacker’lar tarafından istenen<br />

verileri paylaştığını belirten Keepnet Labs<br />

Türkiye Ülke Müdürü Erdinç Balcı, “Oltalama<br />

saldırıları, tüm sektörleri olumsuz<br />

etkiliyor. Saldırganlar önce çalışanların<br />

sistemlerine, daha sonra da şirket ağlarına<br />

sızarak kurumların önemli verilerini ele geçirebiliyorlar.<br />

Türkiye’de ve dünyada 300’ün<br />

üzerinde kurumsal şirketin güvenliğini sağlayan<br />

Anti-Phishing platformumuzu Türkiye’de<br />

bulut ortamına taşırken, sadece kanun<br />

ve düzenlemelere uyumluluk sağlamakla<br />

kalmıyoruz, kurum içi sistemlere göre bulutun<br />

her an güncel ve çalışır durumda olması<br />

avantajını da sağlıyoruz” dedi.<br />

Yerli bulut ile güvenlik<br />

çözümü hep güncel kalıyor<br />

Bulut çözümleri, kurum içindeki (on-premise)<br />

sistemlere göre sürekli güncel kalma<br />

avantajı sağlarken, şirketlerin iç ağından ya<br />

da ürünlerin kurulu olduğu sunuculardan<br />

kaynaklanan sorunların çözümleri aksatması<br />

ihtimalini da tamamen ortadan kaldırıyor.<br />

Tam yedekli altyapı üzerinde ve SLA<br />

şartları dahilinde yüzde 99,99 oranında “uptime”<br />

garantisi sunan Keepnet Labs bulut<br />

hizmeti, SSL şifrelemesi, IP adreslerine özel<br />

erişim kısıtlaması özellikleriyle verilerin en<br />

sıkı biçimde korunmasını sağlıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Tech Data, Avrupa’da yılın distribütörü seçildi<br />

Tech Data, Avrupa çapında 7 binin üzerindeki bayinin<br />

görüş ve oylamalarına göre verilen ödüllerde “Avrupa’da<br />

Yılın Distribütörü” ve “Avrupa’da En İyi Müşteri<br />

Hizmetlerini Sunan Distribütör” ödüllerini kazandı…<br />

Tech Data, kanal ortaklarının önemli hizmet<br />

alanlarındaki performanslarına göre distribütörleri<br />

değerlendirdiği CONTEXT ChannelWatch<br />

<strong>2020</strong> Ödüllerinde “Avrupa’da Yılın<br />

Distribütörü” ve “Avrupa’da En İyi Müşteri<br />

Hizmetlerini Sunan Distribütör” ödüllerinin<br />

sahibi oldu. Dünyanın en büyük online BT<br />

bayii anketleri arasında yer alan CONTEXT<br />

ChannelWatch her yıl 7 binin üzerindeki BT<br />

bayisinin davranış, görüş ve öngörülerine yönelik<br />

önemli tespitler sunuyor. Anket kapsamında<br />

her ülkenin bayileri birlikte çalıştıkları<br />

distribütörleri CONTEXT ChannelWatch Yılın<br />

Distribütör Ödüllerine aday gösterebiliyor.<br />

Tech Data Avrupa Başkanı Patrick Zammit,<br />

şirketinin kazandığı başarılara dair şu görüşleri<br />

paylaştı: “Bu ödüllerin, yalnızca bir ülkeden<br />

değil, tüm Avrupa’dan değerli müşterilerimizin<br />

doğrudan geri bildirimleri sonucunda gelmesi<br />

bizim için özellikle gurur verici. Bu zorlu yıl boyunca,<br />

iş arkadaşlarımızın sağlığını ve refahını<br />

korumaya odaklanırken, kanal ortaklarımızı<br />

desteklemeye ve etkili bir çözüm ve hizmet gamının<br />

yanı sıra yeni nesil teknoloji ürünleriyle<br />

ortaklarımızın işlerine değer katmaya devam<br />

ettik. Ortaklarımızın başarısını kendileri için<br />

bir tutkuya dönüştürmüş olan ve güvenilir danışmanlar<br />

olarak bölgedeki müşterilerimizle<br />

değerli ilişkilerimizi güçlendirmek için çok<br />

çalışan Tech Data ekibi adına bu takdiri kabul<br />

etmekten büyük mutluluk duyuyorum.”<br />

CONTEXT Kurucu Ortağı ve CEO’su Howard<br />

Davies, ise şunları söyledi: “Bu ödüller, bayilerin<br />

Tech Data’yı, BT dağıtım sektöründeki<br />

olağanüstü konumunu ve bu zorlu zamanda<br />

sunduğu yüksek kaliteli ve esnek desteğin yanı<br />

sıra pazara sunduğu hizmetleri ne kadar takdir<br />

ettiğinin bir göstergesi. Ödülün ortaya net bir<br />

şekilde koyduğu bir diğer gerçek ise Tech Data’nın<br />

kanal ortaklarıyla kurmuş olduğu güçlü<br />

ilişki. Bayilerin Tech Data’ya duydukları güven,<br />

iş ortamında yaşanan belirsizlik dönemlerinde<br />

sürdürülebilir ve üretken bir BT kanalı olmanın<br />

da anahtarlarından biri.”<br />

CONTEXT ayrıca Tech Data’nın hem İspanya<br />

hem de Portekiz’de ChannelWatch <strong>2020</strong> Ödülleri<br />

kapsamında Yılın Distribütörü ve En Yenilikçi<br />

Distribütör olarak tanımlandığını da teyit<br />

etti.<br />

25


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />

Kusursuz Bir<br />

Formula 1TM Organizasyonu Gerçekleştirdik<br />

Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />

26<br />

Intercity Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural Ak, Intercity<br />

İstanbul Park’ın 13-14-15 <strong>Kasım</strong><br />

tarihlerinde ev sahipliği<br />

yaptığı, dünyanın en büyük<br />

motor sporları organizasyonu<br />

olan Formula 1 TM ’i kusursuz<br />

olarak tamamladıklarını ifade<br />

etti. Vural Ak, “9 yıl aranın<br />

ardından çok kısa bir sürede<br />

hazırlıklarını tamamladığımız<br />

bu organizasyondan ülke<br />

olarak alnımızın akı ile çıktık.<br />

<strong>2020</strong> yılında dünyada en çok<br />

insana ulaşan ve etkileşim<br />

alan organizasyona imza attık.<br />

FIA, pistimizin en iyi pistlere<br />

verilen Grade 1 lisansını 3<br />

yıllığına onayladı” dedi…<br />

Intercity İstanbul Park’ta 13-14-15 <strong>Kasım</strong><br />

tarihlerinde gerçekleştirilen dünyanın en<br />

büyük motor sporları etkinliği Formula 1 TM<br />

yarışının ardından Intercity Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural Ak yaşanan tüm süreçlere<br />

ilişkin detayların paylaşıldığı bir basın<br />

toplantısında açıklamalarda bulundu.<br />

T.C. Cumhurbaşkanlığı tarafından 29 <strong>Aralık</strong><br />

2016 tarihinde alınan yetki belgesi ile yaklaşık<br />

dört yıldır bu dev organizasyonu Türkiye<br />

ve İstanbul’a kazandırmak için büyük çaba<br />

harcadıklarını ifade eden Vural Ak, 9 yıl aranın<br />

ardından tekrar bu yarışı İstanbul’a getirmek<br />

kadar bu yarışı sorunsuz bir şekilde<br />

tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını<br />

ifade etti.<br />

Gece Gündüz Çalıştık<br />

<strong>2020</strong> yılı takvimine Intercity İstanbul Park’ın<br />

da girdiğinin açıklanması ile pisti hazır hale<br />

getirmek için büyük çaba harcadıklarını dile<br />

getiren Vural Ak, “İlk müjdeyi paylaştığımız<br />

25 Ağustos’ta başta Türkiye olmak üzere<br />

tüm dünyada, yarışların en güzel pistlerden<br />

biri olan Intercity İstanbul Park’a döneceğinin<br />

mutluluğunu hem pilotlar hem takımlar<br />

hem de tüm motor sporları tutkunları yaşadı.<br />

Dünyanın en ucuz Formula 1 TM yarışı biletlerini<br />

satışa çıkardık ve ilk iki günde 80 bin bilet<br />

sattık. Hepimiz bu yarışı çok özlemiştik.<br />

Ancak pandemiden dolayı yarışın seyircisiz<br />

yapılması kararı alındı. En kısa sürede tüm<br />

bilet ücretlerini iade ettik. Yarışın seyircisiz<br />

yapılması ve herkesin ekranları başında bu<br />

organizasyonu seyredecek olması bizlere<br />

daha da büyük bir sorumluluk yükledi. Sadece<br />

3 ay gibi kısa bir sürede dünyanın en<br />

büyük organizasyonunu gerçekleştirmek için<br />

yüzlerce arkadaşımızla gece gündüz çalıştık<br />

ve sonunda müthiş bir başarıya imza attık.<br />

Ne mutlu ki bize, devletimizden bir lira para<br />

almadan kendi imkanlarımızla yarışı tamamladık”<br />

açıklamasında bulundu.<br />

Pistimiz Herkesi Kendine Hayran<br />

Bıraktı<br />

Formula 1 TM yarışlarının İstanbul’a geleceğinin<br />

duyurulmasının ardından yaptığı<br />

birçok açıklamada Intercity İstanbul Park<br />

pistinin eşsiz ve çok özel bir pist olduğuna<br />

vurgu yaptığını belirten Intercity Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Vural Ak yarış sırasında ve<br />

sonrasında başta Formula 1 TM yöneticileri<br />

olmak üzere hem pilotların hem de takım<br />

direktörlerinin pistle ilgili övgü dolu<br />

açıklamalarını hatırlattı. Yaptığı açıklamalarda<br />

yağmur yağması durumunda sezonun<br />

en çok konuşulacak yarışına imza atılacağını


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

belirttiğini ifade eden Vural Ak, “Pistimizde<br />

9 yıldır yarış yapılmıyordu ve takımların değişen<br />

araçlarla birlikte piste dair bilgileri de<br />

neredeyse sıfırlanmıştı. Pistimizin asfaltını<br />

yıllarca iyi bir kondisyonda muhafaza ettik<br />

ancak açık yarış araçları için tehlike oluşturabilecek<br />

bir ufalanma sorunu başladığından<br />

ve yeni nesil Formula 1 TM araçlarının yarattığı<br />

yüksek yere basma kuvvetinden bu sorunun<br />

bir tehlike oluşturma riskine karşı böyle<br />

önemli bir organizasyon için risk almak<br />

istemedik. FIA ve Formula 1 TM yetkilileri ile<br />

görüşmelerimiz sonrası onların da onayını<br />

alarak asfaltın yenilenmesi yönünde karar<br />

verdik ve hızlıca organize olarak Ulaştırma<br />

ve Altyapı Bakanlığı’mızın desteğiyle çok<br />

kısa bir sürede asfaltımızı yeniledik. Asfaltın<br />

yenileme işlemi sırasında pistimizin dünyaca<br />

ünlü mimarı Herman Tilke ve ekibinden yerinde<br />

destek alarak tüm süreçleri başından<br />

itibaren denetleyip yöneterek çalışmaları<br />

hassasiyetle tamamladık. Asfaltın yenilenmesi<br />

ile Formula 1 TM yetkilileri yarış gününe<br />

kadar incelemelerini yapıp onayları verdiler.<br />

Yağan yağmur pilotları zorlasa da ilk günden<br />

beri dediğimiz gibi aslında pilotaj yeteneklerini<br />

ve takım stratejilerini zorlayan harika<br />

bir yarış izledik. Pistimiz herkesi kendine<br />

hayran bıraktı. Yarış sonunda açıklamalar<br />

yapan tüm yetkililer, pilotlar ve takım direktörleri<br />

gelecek yıllarda da burada yarışmak<br />

için can attıklarını açıkladı. Birkaç açıklama<br />

örneği paylaşmam gerekirse şu ifadeleri görebilirsiniz;<br />

Formula 1 TM Sportif Direktörü Ross Brawn,<br />

“Türkiye Hükümeti ve Intercity Istanbul<br />

Park yönetimi pisti sansasyonel bir yarışa<br />

ev sahipliği yapacak konuma getirme<br />

konusunda harika bir iş çıkardı. Pandemi<br />

sürecinde bu kadar kısa bir sürede bu pisti<br />

hazır hale getirmek büyük başarı. Sürücüler<br />

unutmamalılar ki pistin koşulları hepsi<br />

için aynı şartlar altındaydı ve bu bir yarış.<br />

Pistin bu şekilde olması onlara yeteneklerini<br />

sergilemesi için de bir şans verdi.”<br />

FIA Formula 1 TM Yarış Direktörü Michael<br />

Masi, “İstanbul Park pistinde oldukça fazla<br />

değişiklik yapıldı, çünkü pistin FIA’dan onay<br />

aldığı son tarih 2017 yılıydı. Pisti, Türkiye<br />

Grand Prix’sine hazırlayabilmek için çok fazla<br />

çalışma yapılması gerekiyordu. Tüm bunlar,<br />

Türk hükümetinin ve pist sahiplerinin<br />

desteği sayesinde mümkün oldu. Hazırlıkların<br />

bu kadar kısa sürede gerçekleşmesinden<br />

ötürü yapılan işi takdir etmemiz gerekiyor.”<br />

Mercedes Takım Patronu Toto Wolff:<br />

“İstanbul›a dönmekten çok mutluyuz.<br />

Herkes çok misafirperver, piste de çok güzel,<br />

umarım tekrar geri döneriz.”<br />

Kariyerinin 7’nci şampiyonluğunu kazanan<br />

Mercedes takımının sürücüsü Lewis Hamilton:<br />

“Türkiye gibi yarışların takvimde daha<br />

fazla olması lazım. Böyle hafta sonlarından<br />

daha çok istiyorum. Daha fazla aldatmacalı<br />

şartlar gerekiyor. Böyle olunca daha fazla fırsat<br />

oluyor. Nasıl bir pilot olduğumu herkese<br />

gösterdim. Yarışı araba değil, ben kazandım.”<br />

Ferrari Takım Patronu Mattia Binotto: “Bu<br />

yılın en iyi yarışını ben evde olduğumda yaşadık.”<br />

Üç Yıllık Grade 1 Lisansı Alındı<br />

Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />

yarışın kusursuz geçmesi ve pistin de harika<br />

bir noktaya gelmesi ile FIA’nın en özel pistlere<br />

verdiği ‘Grade 1’ lisansını Intercity İstanbul<br />

Park’ın üç yıllığına almaya hak kazandığını<br />

açıkladı. Üç ay gibi kısa bir sürede pisti hazırlamak<br />

için başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />

Erdoğan’ın desteğini aldıklarını belirten<br />

Vural Ak, “Bu başarının arkasından büyük<br />

bir ekip ve takım çalışması var. Cumhurbaşkanımız<br />

Recep Tayyip Erdoğan’ın yarışı T.C<br />

Cumhurbaşkanlığı Himayelerine alması ile<br />

tüm kurumlar seferber oldu. Ulaştırma ve<br />

Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Bakanlığımız<br />

asfaltın yenilenmesini gerçekleştirirken,<br />

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın koordinasyonunda<br />

tüm kamu kurumları büyük<br />

destek verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve<br />

Jandarma Komutanlığı çalışmalarını aralıksız<br />

sürdürdü. İstanbul Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatlarıyla<br />

tüm belediye ekipleri ve kurumları seferber<br />

oldu. TBMM Başkanı Mustafa Şentop da<br />

yarış günü şampiyonlara kupalarını takdim<br />

ederek bizleri onurlandırdı. İlk günden bu<br />

yana yarış için profesyonelce ve dostça destek<br />

veren FIA ve Formula 1 TM yöneticilerine<br />

ve İcra Kurulu Başkanı Chase Carey’e de teşekkür<br />

ediyorum. Dünyaca ünlü sanatçımız<br />

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat<br />

Karahan’ın İstiklal Marşımızı seslendirmesi<br />

ve Solo Türk’ün F16’larla yaptığı inanılmaz<br />

gösteri organizasyonumuza değer kattı.<br />

Dünya, İstanbul’u Konuştu<br />

Intercity İstanbul Park’ta geçtiğimiz hafta<br />

yapılan organizasyon için yaklaşık 5 bin yabancı<br />

konuğun İstanbul’a geldiğini hatırlatan<br />

Vural Ak, “Pandemi nedeniyle dünyada<br />

tüm spor organizasyonları ertelendi. EURO<br />

<strong>2020</strong> ve Tokyo <strong>2020</strong> Olimpiyatları da yapılamadı.<br />

Bu nedenle sporseverler Formula 1 TM<br />

yarışlarını daha da büyük ilgi ile takip etti.<br />

Geçtiğimiz hafta boyunca İstanbul tüm dünya<br />

medyasında büyük yer buldu ve sosyal<br />

medyada yapılan paylaşımlarla sürekli en<br />

çok paylaşım yapılan konular arasına girdi.<br />

Uzun zamandır İstanbul’un ihtiyacı olan bu<br />

tanıtımla yeniden milyonların gözü İstanbul’a<br />

çevrildi. Yarışın bu kadar heyecan dolu<br />

ve eğlenceli olması da paylaşımların zirveye<br />

çıkmasına destek oldu” diye konuştu.<br />

2021 İçin Görüşmeler Sürüyor<br />

Bu kadar önemli bir başarının ardından yarışın<br />

önümüzdeki senelerde de Türkiye’de<br />

yapılması için görüşmelere hemen başladıklarını<br />

vurgulayan Intercity Yönetim Kurulu<br />

Başkanı Vural Ak, “Formula 1 TM CEO’su ve<br />

İcra Kurulu Başkanı Chase Carey’i hafta<br />

sonu İstanbul’da ağırladık. Türkiye ve İstanbul’da<br />

Formula 1 TM yarışlarına gösterilen ilgi<br />

karşısında şaşkınlık içindeydi. Sadece bir yıl<br />

değil, yıllarca sürecek bir yarışın takvime<br />

dahil edilmesi için görüşmelerimiz sürüyor.<br />

FIA’dan aldığımız üç yıllık lisans zaten pistimizin<br />

her gelişmeye her an hazır olduğunun<br />

da kanıtı” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Zoom, daha güvenli bir ortamı<br />

Qualys ile sağlıyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

28<br />

Qualys, bulut konteynerdeki uygulamalar<br />

için çalışma zamanı koruma özellikleri sağlayan<br />

Container Runtime Security çözümünü<br />

duyurdu. Bu devrim niteliğindeki yeni<br />

yaklaşım, bulut konteyner görüntüsüne son<br />

derece hafif bir Qualys kod parçacığı yerleştirerek,<br />

çalışma zamanında bulut konteyner<br />

davranışının politika odaklı izlenmesini,<br />

tespit edilmesini ve engellenmesini sağlıyor.<br />

Bu özellik, ana bilgisayar düğümlerinde yönetilmesi<br />

ve yönetilmesi zor olan ve hizmet<br />

olarak bulut konteyner ortamlarında çalışmayan<br />

güvenlik çözümleriyle ek yük ve ayrıcalıklı<br />

bulut konteynerlerin hantal yönetimine<br />

olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Qualys<br />

Runtime Container Security, görüntüde bir<br />

kez uygulandıktan sonra, konteyner nerede<br />

başlatıldığına bakılmaksızın her bir bulut<br />

konteyner da çalışır ve herhangi bir ek yönetim<br />

bulut konteynera ihtiyaç duymuyor. Bu<br />

yeni çözüm, kritik dosya erişimi izleme ve<br />

engelleme, ağ mikro segmentasyonu, güvenlik<br />

açığı ve istismar azaltma ve sanal yama<br />

gibi bulut konteyner güvenliği kullanım durumlarını<br />

gerçek zamanlı olarak ele alır.<br />

Güvenlik Açıkları Ortadan<br />

Kalkıyor<br />

Zoom Güvenlik İşlemleri Direktörü Randolph<br />

Barr, “Zoom olarak tüm iş yükü<br />

türlerinde önleme, algılama ve yanıtlama<br />

özelliklerine yönelik kapsamlı güvenlik<br />

programımızı geliştirmeye devam ediyoruz.<br />

Bulut konteyner çalışma zamanı güvenliği<br />

için önemli kullanım örnekleri arasında güvenlikle<br />

ilgili örnek uygulamalara öncelik<br />

verme, saldırıları azaltma ve izleme sayılabilir.<br />

Qualys Container Runtime Security tüm<br />

bulut konteyner altyapılarında çalışan bulut<br />

konteynera alınmış iş yükleri için algılama<br />

ve yanıtlama özelliklerimizi daha da genişletme<br />

konusunda önemli bir rol oynayacak”<br />

dedi.<br />

Genel Qualys Container Security çözümü,<br />

oluştur-gönder-çalıştır bulut konteyner<br />

işlem hattında güvenlik açığı yönetimi, algılama<br />

ve yanıtlama ile kapsamlı bir bulut<br />

konteyner güvenliği programı sunar. Qualys<br />

Container Runtime Security ile müşteriler:<br />

• Kapsamlı ve ilke temelli izlemenin yanı sıra<br />

dosya erişimi, ağ iletişimi ve işlem davranışları<br />

gibi bulut konteyner çalışma zamanı<br />

davranışlarını engelleyebilir<br />

• Parçalı özel davranış politikaları oluşturabilir,<br />

yerleşik politika kitaplığındaki politikaları<br />

kullanabilir veya öğrenilen konteyner<br />

davranışlarına göre otomatik olarak politikalar<br />

oluşturabilir.<br />

• Docker, Kubernetes, AWS Elastic Kubernetes<br />

Service, AWS Elastik Container Service,<br />

Azure Kubernetes Service ve Google<br />

Kubernetes Engine’ın yanı sıra Azure Container<br />

Instances, AWS Fargate ve Google<br />

CloudRun gibi hizmet olarak bulut konteyner<br />

ortamları dahil tüm bulut konteyner<br />

ortamlarında standardize ve garanti edilmiş<br />

Qualys, Container Security Çözümüne çalışma-zamanı<br />

savunma yetenekleri ve otomatik uygulama ekliyor.<br />

Bu yeni çözüm, geleneksel sunucu tabanlı bulut konteyner<br />

ve daha yeni hizmet olarak bulut konteyner ortamları<br />

karşısında derin görünürlük ve çalışma zamanı<br />

uygulama koruması sağlıyor…<br />

bulut konteyner çalışma-zamanı güvenliği<br />

sağlayan yenilikçi bir «imajı takip edin» enstrümantasyon<br />

yaklaşımıyla bulut konteyner<br />

imajlarını CI/CD oluşturma işlem hattında<br />

cihazlandırabilirler.<br />

IDC Güvenlik Ürünleri Program Başkan Yardımcısı<br />

Frank Dickson; “Kubernetes tam da<br />

günümüz BT ve yazılım geliştirme alanlarında<br />

birçok ilgili sorunu çözmede uzman olduğu<br />

bir zamanda büyüme yoluna girdi. Fakat<br />

bulut konteyner temelli uygulama geliştirme<br />

tamamen farklı bir yazılım yaklaşımı olduğundan<br />

bulut konteynerların güvenliğini<br />

sağlamak için yeni araçlar gerekiyor. Kubernetes<br />

sabit bir altyapı olarak yönetilebilir, ancak<br />

gerçek şu ki bulut konteyner yapılandırmaları<br />

çalışma zamanı sırasında kayabilir.<br />

Qualys yaklaşımı, güvenliğin yerleşik araçlarla<br />

bulut konteyner görüntüsünü izlemesini<br />

desteklerken çalışan bulut konteynerlar<br />

için görünürlük ve davranış uygulamalarına<br />

imkan tanıyor. Ayrıca bu çözüm, “bulut konteynerı<br />

izle” yaklaşımını da kolaylaştırıyor<br />

ve uygulamalar Docker, Kubernetes, AWS<br />

Fargate gibi daha olgun bulut konteyner ve<br />

yönetilen bulut konteyner ortamlarına geçirilirken<br />

DevOps ve uygulama ekiplerine de<br />

geleceği sağlam geliştirme koruması sunuyor”<br />

dedi.<br />

Qualys Container Security çözümü, oluştur-gönder-çalıştır<br />

bulut konteyner işlem<br />

hattında güvenlik açığı yönetimi, algılama<br />

ve yanıtlama ile kapsamlı bir bulut konteyner<br />

güvenliği programı sunar.<br />

Qualys Güneydoğu Avrupa ve Türkiye Bölge<br />

Müdürü Emir Arslanagic; “Qualys politika<br />

tabanlı davranışı kullanarak, orta düzeyde<br />

teknik bilgiye sahip olan güvenlik uzmanları,<br />

farklı DevOps ortamlarında tek bir uygulamadan<br />

çalışan konteynerler ve Docker<br />

ana bilgisayarlarındaki güvenlik tehditlerini<br />

algılayabilir ve yanıtlayabilir” dedi.<br />

Qualys başkanı ve CEO’su Philippe Courtot<br />

“Bulut konteyner DevOps işlem hattı<br />

genelinde tek bir uygulamada Algılama ve<br />

Yanıtlama, bulut konteynera alınmış uygulamaların<br />

güvenliğini etkin biçimde sağlamada<br />

oldukça önemlidir, çünkü yüksek hızlı<br />

DevOps bulut konteyner işlem hattı, çalışma<br />

zamanı sırasında kötü amaçlı kişiler<br />

tarafından suistimal edilebilir. Bu nedenle<br />

bulut iş yüklerine güvenlik eklememiz ve<br />

çalışan bulut konteynerları da korumamız<br />

gerekmektedir. Qualys, çalışan bulut konteynerları<br />

şirket içinde, özel bulutlarda ya da<br />

hizmet olarak bulut konteyner genel bulutlarında<br />

korumak amacıyla ilke temelli davranış<br />

algılama ve yanıtlama özelliklerinin eklenmesiyle<br />

Container Security çözümümüze<br />

savunma özelliklerini dahil ediyor” dedi.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

İnternetten satışa vergi muafiyeti!<br />

E-ticaret yapanlara vergi muafiyeti getiren karar<br />

TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilerek Cumhurbaşkanı’nın<br />

onayıyla Resmi Gazete’de yayımlandı.<br />

7256 sayılı kanunla internetten satış yapanlara 1<br />

Ocak 2021 itibarıyla vergi muafiyeti uygulanacak…<br />

Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle,<br />

evlerinde imal ettikleri ürünleri internet<br />

üzerinden satanlar gelir vergisinden muaf<br />

tutulacak. İş yeri bulunmaksızın sanayi tipi<br />

veya seri üretim yapabilen makine ve alet<br />

kullanmaksızın e-ticaret yapanlar vergi muaflığı<br />

kapsamında değerlendirilecek. Vergi<br />

muafiyeti, 1 Ocak 2021 itibarıyla uygulanmaya<br />

başlanacak.<br />

Çalışanı olana yüzde 2,<br />

olmayana yüzde 4<br />

Vergi muafiyetinden yararlanabilmek için vergiden<br />

muaf esnaf belgesi alınması, ticari hesap<br />

açılması, tüm hasılatın özellikle bu hesap aracılığıyla<br />

tahsil edilmesi ve hasılat tutarının 220<br />

bin TL’yi aşmaması gerekiyor. Bankalar, hesaplara<br />

aktarılan tutar üzerinden aktarım tarihi<br />

itibarıyla çalışanı bulunmayanlara yüzde 4 gelir<br />

vergisi kesintisi uygulayacak. Çalışanı olanlar<br />

için ise yüzde 2 gelir vergisi esas alınacak.<br />

Dijital pazarlama gelir<br />

artışıyla eş anlamlı<br />

E-ticaret yapanlara sağlanan vergi muafiyetini<br />

değerlendiren EG Bilişim Teknolojileri<br />

CEO’su Gökhan Bülbül, “2000’li yıllardan<br />

sonra yaşanan ve ticareti kolaylaştıran teknolojik<br />

gelişmelerin bir parçası olarak ortaya<br />

çıkan e-ticaret, günümüzde milyonlarca insan<br />

için vazgeçilmez bir gelir kapısı haline<br />

geldi. Sosyal medyanın da bir iş alanı olarak<br />

görülmeye başlanmasıyla e-ticaretin alanı<br />

çok daha fazla genişledi. Vergi kanunlarında<br />

değişiklik yapılmasına ilişkin kanunla e-ticarette<br />

vergi muafiyeti, e-ticaret yapanlara<br />

ve yapmak isteyenlere büyük avantajlar sunuyor.<br />

EG Bilişim Teknolojileri olarak bizler<br />

de e-ticaret yapanlara ve ürünlerini internet<br />

üzerinden müşterileriyle buluşturmak isteyenlere<br />

destek oluyoruz. Etkili dijital pazarlama<br />

stratejileriyle e-ticaret yapanların<br />

hedef kitlelerine ulaşabilmelerini ve potansiyel<br />

müşterilerine tam zamanında, doğru<br />

mecradan temas edebilmelerini sağlıyoruz.<br />

Her iş ortağımıza özel olarak oluşturduğumuz<br />

reklam kampanyalarıyla Google’daki<br />

görünürlüklerini artırarak satış oranlarının<br />

yükselmesine katkıda bulunuyoruz” dedi.<br />

İhracat yapanlara yüzde 50<br />

vergi istisnası<br />

Yurt dışına e-ticaret gümrük beyannamesiyle<br />

gerçekleştirilen satışlarda ise yüzde 50 kazanç<br />

istisnası uygulanacak. İhracat kapsamına<br />

ağırlık ve tutar itibarıyla Posta İdaresi<br />

ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler<br />

tarafından düzenlenen elektronik ticaret<br />

gümrük beyannamesiyle gerçekleştirilen<br />

mal ihracatları giriyor. Yazılım, tasarım, proje<br />

gibi hizmet ihracatı kapsamında elde edilen<br />

gelirler düzenleme kapsamına alınmıyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Arena, güneş enerjisi teknolojilerine giriyor<br />

Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan<br />

Arena, Borsa İstanbul’da yaptığı son açıklamada şirket<br />

bünyesinde “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri” iş biriminin<br />

kurulmasına karar verdiğini duyurdu. Birim bünyesinde,<br />

başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir temiz enerji<br />

üretimi teknolojilerine ait ürünlerin dağıtımı yapılacak…<br />

Türkiye’nin lider teknoloji sağlayıcısı Arena,<br />

duyurduğu “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri”<br />

iş birimi altında ilk aşamada Set Photo – Voltaic<br />

(PV) güneş enerjisi panellerinin, Huawei<br />

Güneş Paneli Inverter’larının ve Nexans Solar<br />

Kablo ürünlerinin dağıtımı yapılacak. Bununla<br />

birlikte birimin çatısı altında, iş ortakları<br />

ve müşterilerin ihtiyaç duyabileceği finansal<br />

çözüm ve teknik destek hizmetleri sunulacak.<br />

“Temiz enerji, sadece enerji<br />

şirketlerinin değil, hepimizin<br />

çevremize ve geleceğe olan<br />

sorumluluğu!”<br />

“Tüm dünya ve tabii ki ülkemizde küresel ısınmaya<br />

bağlı olarak artan doğa felaketleri ve oluşan<br />

çevre bilinci insanlığı fosil yakıtlar yerine<br />

yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeye<br />

zorluyor. Bu bilinç ile yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />

olan yatırımlar artarken, bu yatırımların<br />

ana öğesi olan teknoloji ürünlerinin maliyetleri<br />

düşüyor. Bu da doğal olarak yatırımları<br />

mali olarak cazip hale getiriyor” diyen Arena<br />

Grup CEO’su Serkan Çelik sözlerine şöyle devam<br />

etti; “Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA)<br />

Yenilenebilir Enerji <strong>2020</strong> Raporu’nda, yeni tip<br />

koronavirüse (Kovid-19) rağmen dünyada bu<br />

yıl yenilenebilir enerji yüzde 4 artışla rekor<br />

büyümeye imza atacak. Ülkemizde de enerji<br />

ihtiyacına bağlı olarak gerek devletimizin yenilenebilir<br />

enerji yatırımlarına sağladığı teşvikler<br />

ile gerekse bu yatırımların her geçen gün finansal<br />

olarak daha avantajlı hale gelmesi ile büyüyen<br />

bir yenilenebilir enerji üretim kapasitesi<br />

görüyoruz. Güneş enerjisi diğer alternatiflere<br />

kıyasla daha küçük ölçeklerde yatırım yapılmasına<br />

elverişli ve geri dönüş süresi çok daha<br />

kısa yatırım modeli ile pek çok yatırımcı ve<br />

tüketici için cazip bir alan. Ayrıca istikrarlı bir<br />

tedarik zinciri yapısı oluşması yatırımcıların<br />

daha güvenle hareket edebilmesini sağlayacak.<br />

Arena olarak, tedarik süreci yönetimindeki 30<br />

yıllık tecrübemiz ile sunacağımız finansal çözümler<br />

ile bu sektörde istikrarlı, güvenilir bir<br />

tedarik zinciri yapısı oluşmasına ve iş ortaklarımızın<br />

iş hacminin artmasına katkı sağlamak<br />

için çalışacağız” dedi.<br />

Çevreye ve geleceğe karşı insani sorumluluğun<br />

gereği olarak bu alana yatırım yapma kararı<br />

alan Arena, bünyesindeki “Yenilenebilir<br />

Enerji Teknolojileri” iş birimi ile başta güneş<br />

enerjisi olmak üzere yenilenebilir temiz enerji<br />

yatırımlarını desteklemeyi, bu yatırımların<br />

hayata geçirilmesinde ihtiyaç duyulan tüm<br />

teknoloji ürünlerini sağlamayı ve bu ürünleri iş<br />

ortakları ve müşterilerinin ihtiyaç duyabileceği<br />

finansal çözüm ve teknik hizmetlerle pazara<br />

sunmayı amaçlıyor.<br />

29


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Zyxel, 2021’i şekillendirecek ağ<br />

trendlerini açıkladı!<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

30<br />

Bu yıl içerisinde yapay zeka (AI) ve buluta<br />

odaklanan <strong>2020</strong> tahminlerine rağmen, herkesin<br />

beklentilerine zıt gelişmelerle karşılaştık.<br />

<strong>2020</strong>, hem piyasa istikrarsızlığı hem de kitlesel<br />

dijital dönüşüm açısından önemli bir değişim<br />

yılı oldu. Sağlam düzenlere sahip olmayan işletmeler<br />

zorlanırken, iş sürekliliğini çeşitlendirmek<br />

ve sürdürmek için hem bir fırsat hem<br />

de gereklilik olarak önemini artıran uzaktan<br />

çalışma sistemine geçiş hızlandı.<br />

Sonuç olarak salgın, inovasyonu yavaşlatmadı.<br />

Yönetilebilir Servis Sağlayıcıları/Entegratörler<br />

(MSP’ler) ve Katma Değerli İş<br />

Ortakları(VAR’lar), her boyuttaki şirketin iş<br />

sürekliliğini korumasına ve yeni ve mevcut<br />

zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada<br />

çok önemli bir rol oynadıklarını gösterdiler.<br />

Günümüzde birçok işletme, ağa bağlanan<br />

yeni cihazların artışı ve yaygın uzaktan çalışma<br />

operasyonlarını uygulama zorluklarıyla<br />

karşı karşıya. Değişen şartlar ve zorluklar, iş<br />

dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu çözümlerin<br />

de değişmesine sebep oluyor.<br />

Tüm bu değişimlerin ışığında, Zyxel<br />

<strong>Network</strong>s’ün açıkladığı 2021 ağ trendleri<br />

aşağıdaki gibi sıralanıyor.<br />

Yüksek yoğunluklu ortamlar için WiFi 6<br />

WiFi 6, ağ gecikmesini azaltırken genel kapasiteyi<br />

artırarak ağ performansını önemli ölçüde<br />

iyileştirmek ve geliştirmek için ağ dönüşümüne<br />

öncülük edecek.<br />

Daha fazla bağlı cihazın olduğu yüksek yoğunluklu<br />

ortamlarda bile her kullanıcı için<br />

daha hızlı ve daha tutarlı bağlantılar sağlayacak<br />

olan WiFi 6 sayesinde, performansta veya<br />

yanıt süresinde bozulma olmadan daha fazla<br />

kullanıcı ve cihaz ağlara bağlanabilecek.<br />

COVID-19 pandemisi ile hızla değişen çalışma ve yaşam<br />

biçiminden hareketle, 2021 yılında ağ teknolojilerine<br />

yön verecek trendler de önceliklere göre şekilleniyor.<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s, yaptığı bir duyuruyla hem kurumların<br />

hem de kanalın geleceğinde önem sahibi olacak 2021<br />

ağ trendlerini detaylandırdı.<br />

Bulut tabanlı ağ: Hem bir<br />

anlayış hem de bir çözüm<br />

Uzaktan çalışma yoluyla yeni esneklik ve erişim<br />

seviyeleri sunan bulut teknolojisi, işletmelerin<br />

çalışma biçiminde devrim yarattı. Bulut<br />

tabanlı ağların benimsenmesi, işletmelerin<br />

maliyetlerini azaltırken verimliliğini artırabiliyor,<br />

böylece kurumların BT hizmetlerini<br />

uzaktan yönetmelerine olanak tanıyor. Bulut<br />

teknolojisinin sunduğu uzak sunuculardaki<br />

barındırma sistemleri, bilgiyi koruyup veri<br />

kaybını önleyerek daha güvenli bir çözüm sunuyor.<br />

Bir iş ağını buluta taşımak söz konusu<br />

olduğunda kurumların birçok farklı konuyu<br />

göz önünde bulundurmaları gerekiyor olsa da,<br />

şirketlerin öncelikli yaklaşımlarını belirlemeleri<br />

önem taşıyor. Bir ağ altyapısını buluta taşımak<br />

zaman alıyor ve işletmenin her seviyesinden<br />

çalışanın adaptasyonunu gerektiriyor.<br />

Ölçek fark etmeksizin, tüm kuruluşların<br />

buluta geçişlerinin arkasında açıkça<br />

tanımlanmış bir stratejisi ve iş hedefi olması<br />

gerekiyor. Önümüzdeki dönemde hem VAR’lar<br />

hem de MSP’ler, buluta sorunsuz bir geçiş sağlamak<br />

için kurumsal son kullanıcılara yakın<br />

bir şekilde çalışmalılar.<br />

5G: Gelmiş geçmiş en hızlı<br />

veri yolu<br />

5G, işletmeler için ağ iletişiminde devrim yaratacak<br />

ve ortalama 150-200 Mbps hızında<br />

çalışan fiber ağlara kıyasla daha yüksek hızlar<br />

sağlayarak, hizmet sağlayıcılar için ideal<br />

bir çözüm sunacak. Ayrıca yeni nesil mobil<br />

iletişim teknolojisi, her ölçekteki işletmede<br />

devrim yaratabilecek daha düşük gecikme,<br />

daha yüksek kapasite, gelişmiş esneklik,<br />

güvenlik ve gerçek zamanlı hizmetler<br />

sağlayacak.<br />

GSMA’ya göre, 2025 yılına kadar dünya<br />

nüfusunun üçte birini kapsaması muhtemel<br />

5G ağları, işletmeler için önemli avantajlar<br />

sağlama potansiyeline sahip. Daha yüksek<br />

bant genişliğine sahip 5G ağlarının çoğalması,<br />

işletmelerin yüksek hacimli verileri transfer<br />

etmelerini kolaylaştıracak ve daha sonra sınır<br />

bilişim için fırsatlar yaratacak. Bu durum,<br />

bulut sunucularına gönderilen ve bulut<br />

sunucularından alınan veri miktarını azalttığı<br />

için işletmeler için büyük fayda sağlıyor.<br />

Hibrit ağ: İşletmeler için ideal<br />

çözüm<br />

BT ağlarının rolü değişiyor: Geleneksel ağ<br />

modellerinin, bir kuruluşun ihtiyaçlarına ve<br />

günümüzün dijitalleşmiş dünyasında ortaya<br />

çıkan teknolojilere uyum sağlaması ve değişmesi<br />

beklenir.<br />

Çalışanlar artık bir ofisle sınırlı olmadığından,<br />

hibrit ağ, birçok işletme için ideal bir<br />

çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Hibrit ağ,<br />

kullanıcılar, cihazlar ve sahalar arasında<br />

bağlantılar oluşturmak için iki farklı ağ<br />

teknolojisi kullanır. Her zamankinden daha<br />

fazla ‘dağıtık’ sistemde çalışana sahip olan<br />

işletmelerin bazı kullanıcıları Ethernet üzerinden,<br />

bazıları Wi-Fi ve bazıları da evden<br />

internet veya 4G / 5G kablosuz ağları üzerinden<br />

çalışabilirler. İşletmeler, Bulut Tarafından<br />

Yönetilen Ağ veya SD-WAN gibi teknolojileri<br />

kullanarak, farklı bağlantılardan gelen trafiği<br />

kolaylıkla yönetebilir ve merkezi ağa yönlendirebilir.<br />

Zyxel <strong>Network</strong>s EMEA Başkan Yardımcısı Jean-Marc<br />

Guignier şunları belirtiyor, “Farklı ağ<br />

altyapılarının kullanılması, ağ kesintisi riskini<br />

azaltıyor. Hibrit ağlar daha fazla esneklik ve<br />

kapasite, iyileştirilmiş uygulama performansı<br />

ve daha ucuz fiyat noktaları sunuyor. MSP’lerin,<br />

müşterilerin bu hibrit ortamları planlamasına<br />

ve yönetmesine yardımcı olarak<br />

kendilerini sektör uzmanları ve güvenilir danışman<br />

olarak konumlandırmaları gerekiyor.”<br />

Güvenlik ve veri gizliliği bir<br />

numaralı öncelik olmaya<br />

devam ediyor<br />

Güvenlik, 2021’de MSP’ler için başlıca<br />

öncelik olarak kalacak. Siber suçlar daha<br />

nitelikli hale geldikçe ve saldırı yöntemleri<br />

karmaşıklaştıkça, daha fazla güvenlik<br />

için sürekli yarış devam edecek. Bu yarış,<br />

dağıtık forma bürünen iş gücü nedeniyle<br />

daha zorlu bir hal alabilir. Çalışanların farklı<br />

konumlardan ve farklı cihazlardan bir ağa<br />

bağlanması ağı savunmasız bırakabilir ve<br />

siber saldırılara açık hale getirebilir.<br />

Pandemi süresince MSP’lerin bilgi, uzmanlık<br />

ve becerileri, bu konunun önemini bir kez<br />

daha ortaya koydu. IDC istatistiklerine göre,<br />

yönetilen hizmet sağlayıcıların %59’u diğer<br />

tüm iş modellerinden daha fazla güvenlik teklifi<br />

sunuyor ve gelecekte bu istatistiğin daha<br />

önemli hale gelmesi bekleniyor.<br />

Kurumsal kanalın geleceği<br />

IDC verilerine göre, çalışanların %41’i pandemi<br />

sonrasında da bir süre evden çalışmaya<br />

devam edecek. Dolayısıylas ağ üzerindeki<br />

talepler artmaya devam edecek ve MSP’ler<br />

değişen iş ortamlarında ağ sürekliliğini sağlamak<br />

için çok önemli bir rol oynayacak.<br />

Daha fazla işletme, mevcut ekonomik ortama<br />

yanıt olarak, artık şirket içinde sahip olmadıkları<br />

BT uzmanlığı için üçüncü taraf uzmanlara<br />

güvenecek. Bu ihtiyacı kolaylaştırmak<br />

için, VAR’lar ve MSP’ler, çalkantılı zamanlarda<br />

müşterilerine yeni trendler ve teknolojiler<br />

hakkında değerli tavsiyeler ve uzmanlık sunmak<br />

için ekiplerini eğitmeye ve geliştirmeye<br />

önem vermeli.<br />

2021’de eğitime yatırım yapan ve gelişen<br />

teknolojiyi farklılaştırıcı olarak benimseyen<br />

MSP’ler başarılı olacak. Ancak bu başarıyı<br />

elde etmek isteyen sağlayıcıların çok geç olmadan<br />

güncel trendlere uyum sağlamaları<br />

gerekiyor.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Turkcell Global Bilgi’de ‘Dijital’ ofis dönemi<br />

Yurt içinde ve yurt dışındaki<br />

25 deneyim merkezinde<br />

16 bin çalışanıyla<br />

müşterilerine hizmet<br />

veren sektörünün öncüsü<br />

Turkcell Global Bilgi,<br />

dijitalleşme kapsamında<br />

‘dijital ofis’ uygulaması<br />

‘Globalim’i çalışanlarının<br />

hizmetine sundu.<br />

Dijital İK Gönüllüleri’nden<br />

gelen fikirler ışığında,<br />

İnsan Kaynakları<br />

ve Bilgi Teknolojileri ekiplerinin desteğiyle<br />

yürütülen “Dijital İnsan Kaynakları Projesi”<br />

kapsamında geliştirilen ‘Globalim’ uygulaması,<br />

sade ve esnek yapısının yanı sıra kişiselleştirilebilen<br />

bir ürün.<br />

‘Dijital deneyim platformu’ olarak tanımlanan<br />

‘Globalim’ uygulamasına hem mobil<br />

hem de web üzerinden kolaylıkla ulaşılabiliyor.<br />

Çalışanlar uygulama aracılığıyla<br />

çalışma arkadaşlarıyla canlı yayınlara katılabiliyor,<br />

kariyer fırsatlarını inceleyebiliyor,<br />

ihtiyaç duydukları kişilerin yetenek ve iletişim<br />

bilgilerine rahatça ulaşabiliyorlar.<br />

Tek tuşla tüm ofis hizmetleri<br />

bir arada<br />

Uygulamada ayrıca, tek tuşla bordro görüntüleme,<br />

kişisel gelişimi ve motivasyonu<br />

Türkiye’nin müşteri deneyimi çözümleri merkezi Turkcell<br />

Global Bilgi, çalışanlarına ofiste gerçekleştirdikleri tüm<br />

işlemleri dijital ortam üzerinden gerçekleştirme imkanı<br />

sunan ‘Globalim’ uygulamasını hayata geçirdi. Turkcell<br />

Global Bilgi çalışanları hem mobil, hem de web üzerinden<br />

ulaşılabilen uygulamayla bordro görüntüleme, eğitim fırsatlarını<br />

takip etme, evrak onaylama gibi pek çok hizmete<br />

hızla ve kolayca ulaşabiliyor.<br />

destekleyici paylaşımları takip etme, izin<br />

girişi yapma, eğitim fırsatlarını görebilme,<br />

operasyonel verilerini görüntüleme, çevik<br />

board ile işlerini takip edebilme, dijital imza<br />

ile evrakları onaylayabilme ve servis saatlerini<br />

inceleme gibi birçok farklı özellik bulunuyor.<br />

Kullanıcılar kendi tercihlerine göre<br />

kişiselleştirebildikleri uygulama üzerinden<br />

hem sosyalleşebiliyor hem de dijital asistan<br />

desteği alarak sorularına kolaylıkla yanıt bulabiliyorlar.<br />

Zafer Çavdar: Dijitalleşme<br />

çalışmalarımız hız kesmeden<br />

sürecek<br />

Turkcell Global Bilgi İnsan Kaynakları Direktörü<br />

Zafer Çavdar, şirketlerini dijitalleşme<br />

yolculuğunda bir adım öteye taşıyan<br />

ve “çalışanlara eşsiz bir dijital deneyim yaşatmak”<br />

vizyonuyla geliştirilen ‘Globalim’<br />

uygulamasının haklı gururunu taşıdıklarını<br />

belirtti. Çavdar, “Pandemi süreci tüm<br />

şirketlere dijitalleşmenin ne kadar önemli<br />

ve gerekli olduğunu net bir şekilde gösterdi.<br />

Turkcell Global Bilgi olarak biz de dijitalleşme<br />

yolculuğumuzda çalışanlarımıza daha<br />

etkin hizmet sunabilmek ve verimliliğimizi<br />

artırabilmek adına örnek bir uygulama geliştirdik.<br />

Önümüzdeki dönemde de çalışanlarımızın<br />

dijital deneyimlerini artırabilmek için<br />

çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.<br />

‘Globalim’ uygulamasının gelişim yolculuğu<br />

boyunca gücüne güç katmaya devam etmesini<br />

ve ‘dijital insan kaynakları’ uygulaması<br />

alanında herkese örnek olmasını ümit ediyorum”<br />

ifadelerini kullandı.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Ericsson’dan Türkiye’ye yapay zeka ve<br />

otomasyon merkezi<br />

Yapay zeka ve otomasyon alanında araştırmalar yapılacak<br />

yeni merkez Ericsson’un Operations Engine modelinden<br />

faydalanacak. Servis sağlayıcıların dijital dönüşüm<br />

girişimlerini destekleyecek, Yerel Araştırma ve Geliştirme<br />

ekosistemini destekleyecek…<br />

Ericsson, Türkiye’de Yapay Zeka (AI) ve<br />

Makine Öğrenimi (Machine Learning) dahil<br />

olmak üzere yeni nesil teknolojilere dayalı<br />

yüksek değerli mühendislik ve tasarım<br />

çözümlerinin teşvik edilmesini amaçlayan<br />

yeni merkezini duyurdu.<br />

130 yıldan bu yana Türkiye’deki varlığını<br />

sürdüren Ericsson, Araştırma ve Geliştirme<br />

faaliyetleriyle ülke ekonomisine katkıda bulunuyor<br />

ve yerel üretim olanakları sağlıyor.<br />

Ericsson, Türkiye’nin uzun vadeli vizyonuna<br />

bağlılığının bir parçası olarak, yerel Ar-Ge<br />

ekosisteminin desteklenmesi ve Uygulama,<br />

Geliştirme ve Bakım (ADM) portföyünü geliştirmek<br />

için büyümeye devam ediyor.<br />

Yapay zeka yeteneklerinden faydalanacak<br />

olan merkezin, servis sağlayıcıların dijital<br />

planlarını ayrıntılı bir şekilde tasarlayabilmelerine<br />

yardımcı olması amaçlanıyor.<br />

Ericsson Genel Müdürü Işıl Yalçın yeni açılacak<br />

merkezle ilgili olarak şunları söyledi: “Dijital<br />

dönüşümden geçen servis sağlayıcılar,<br />

yeni hizmetleri pazara ilk sunan ve ihtiyaç<br />

duyulan çevikliğe ulaşmak için giderek daha<br />

fazla yapay zeka ve otomasyona yöneliyor.<br />

Ericsson olarak yeni merkezimizin kurulmasıyla<br />

birlikte ekosistemimizi daha da geliştirecek,<br />

sadece Türkiye de günümüzün teknolojik<br />

ortamında ihtiyaç duydukları araçlara<br />

Türk mühendislerimizle destek olacağız.”<br />

En son Ericsson Mobilite Raporuna göre,<br />

5G’nin 2025 yılına kadar Orta Doğu ve Kuzey<br />

Afrika (MENA) bölgesinde 80 milyon aboneye<br />

ulaşması ve toplam mobil aboneliklerin<br />

yüzde 10’unu temsil etmesi bekleniyor. Sonuç<br />

olarak servis sağlayıcılar, verilerde yaşanan<br />

büyük artışı desteklemede çok önemli<br />

zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve genellikle<br />

Bilişim Teknolojileri dönüşümü stratejilerinin<br />

bir parçası olarak ağ ve uygulama performansını<br />

iyileştirme yoluna gidiyor.<br />

Ericsson, Yönetilen Hizmetler Merkezi’ne<br />

servis sağlayıcıların müşterileriyle olan etkileşimlerini<br />

artırmak için çeşitli yapay zeka<br />

tabanlı yönetim hizmetleri ekleyerek 5G’ye<br />

giden yolda onların yanında olmaya ve desteklemeye<br />

devam edecek.<br />

31


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Micro Focus, Ar-Ge’si Ankara’da Yapılan<br />

Çözümlerle Tüm Dünyaya Hizmet Verecek!<br />

Micro Focus’un Türkiye’deki en önemli<br />

müşteri etkinliği “Micro Focus Virtual Realize<br />

Tour ‘20” bu yıl ilk kez sanal olarak gerçekleştirildi.<br />

Bilişim teknolojileri alanındaki son<br />

trendlerin masaya yatırıldığı yarım gün süren<br />

etkinlikte, farklı sektörlerden duayenler konuşmacı<br />

olarak yer aldı. Micro Focus Türkiye<br />

ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca’nın<br />

açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, Micro<br />

Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi<br />

ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da<br />

özel bir konuşma yaptı.<br />

2 özel panelin gerçekleştirildiği etkinlikte 3 ayrı<br />

<strong>IT</strong> network salonda ürün bazında paralel oturumlar düzenlendi.<br />

Moderatörlüğünü Cüneyt Özdemir’in<br />

yaptığı “Dijital Dönüşümde Yapay Zeka” oturumunda,<br />

farklı sektörlerden üst düzey katılımcılar<br />

konuyu derinlemesine tartışarak, kendi başarı<br />

hikayelerini paylaştı. Paneller sonrasında<br />

ise 3 ayrı salonda gerçekleşen başarı hikayesi<br />

sunumlarıyla finanstan, perakendeye, holdingden<br />

havacılık sektörüne kadar farklı sektörlerden<br />

şirketlerin Micro Focus çözümleriyle<br />

gerçekleştirdikleri başarılı projeler masaya<br />

yatırılarak dinleyicilerle paylaşıldı.<br />

Sektör Market<br />

32<br />

“Dönüşümde yapay zeka öne<br />

çıkıyor”<br />

Bu özel etkinlikte köklü deneyim ve teknolojinin<br />

getirdiği yenilikleri harmanlayarak<br />

oluşturdukları çözüm ve hizmetleri, katılımcılarla<br />

buluşturduklarını belirten Micro Focus<br />

Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz<br />

Kırca, şirketlerin teknolojik dönüşümünde<br />

yapay zeka temelli teknolojilerin öne çıktığını<br />

ifade etti. En başarılı teknolojik dönüşüm projelerinde<br />

Micro Focus olarak yer almaktan mutlu<br />

olduklarını dile getiren Kırca, “Tüm dünyada<br />

farklı sektörlerdeki kurumlarla çalışıyoruz.<br />

Gerek siber güvenlik gerek büyük veri gerekse<br />

bulutta Micro Focus’un başka yatırımları olmasını<br />

da gönülden istiyor ve umuyorum” dedi.<br />

Birkaç ay önce gerçekleşen ve büyük yankı<br />

uyandıran Atar Labs’ın satın alınmasıyla ilgili<br />

olarak da Kırca şöyle konuştu: “Özellikle bu<br />

dönemde Micro Focus gibi global bir yazılım<br />

devinin Türkiye’ye yaptığı R&D yatırımının<br />

çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca<br />

bu durum, ülke olarak pazar potansiyelimizi<br />

de gözler önüne seriyor. Yine sektörde takip<br />

edilen bu konuyu ve güvenlik sektöründeki son<br />

gelişmeleri de katılımcılarımızla paylaşmak da<br />

bizim için heyecan vericiydi.”<br />

Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Micro Focus’un<br />

müşteri ve iş ortaklarına yönelik en kapsamlı etkinliği olan<br />

“Micro Focus Virtual Realize Tour ‘20” ilk kez sanal olarak<br />

gerçekleştirdi. 500’ün üzerinde katılımcının izlediği etkinlikte<br />

bilişim teknolojileri alanındaki son trendler konuşuldu,<br />

farklı sektörlerden şirketler başarı hikayelerini paylaştı.<br />

Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi ve<br />

Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da etkinlikte Micro Focus<br />

ve yazılım sektörünün Türkiye’de geldiği noktaya ilişkin<br />

önemli açıklamalarda bulundu.<br />

“Maliyetlerini düşürmelerini<br />

sağlıyoruz”<br />

Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch,<br />

açılışta yaptığı konuşmasında Micro Focus<br />

olarak her zaman müşteri odaklı hareket ettiklerini<br />

belirtti. Şirket olarak başarılarını müşterilerinin<br />

başarısına bağladıklarını ifade eden<br />

Murdoch, “Müşterilerimizin <strong>IT</strong>’lerini dijital<br />

dönüşümle sadeleştirmek, işte karşılaştıkları<br />

zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı<br />

olmak ve pazardaki fırsatları hayata geçirmelerini<br />

sağlamak bizim en önemli misyonumuz.<br />

40 yıllık deneyimimizle yenilikçi teknolojilerimizi<br />

müşterilerimizin daha başarılı olması için<br />

geliştiriyor, dünya genelinde 40 binin üzerinde<br />

müşterimize 600’ün üzerinde ürünle hizmet<br />

veriyoruz. Yüksek teknolojili çözümlerimizi<br />

pragmatik bir yaklaşımla müşterilerin hem<br />

bulundukları alanda hızlanması ve işlerini<br />

geleceğe dönüştürmeleri için tasarlarken aynı<br />

zamanda onların maliyetlerini düşürmelerini<br />

sağlıyoruz” dedi.<br />

“Türkiye, teknolojide heyecan<br />

verici bir merkez”<br />

Konuşmasında teknolojide kilit noktalarda<br />

liderliklerini güçlendirmek için satın alma<br />

fırsatlarını da değerlendirdiklerini ifade eden<br />

Murdoch, bunun son örneğinin Türkiye’de<br />

Atar Labs’ı satın almak olduğunu anlattı. Murdoch,<br />

konuyla ilgili şöyle konuştu: “Atar Labs<br />

Türkiye’nin lider siber güvenlik şirketi. Bu satın<br />

alma sadece mevcut güvenlik portföyümüzü<br />

tamamlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelişen<br />

Türkiye’ye olan inancımızı ve bağlılığımızı<br />

da gösteriyor. Türkiye teknolojide heyecan<br />

verici bir merkez. Türkiye’ye son gittiğimde<br />

özellikle yeni İstanbul Havalimanı’nın teknolojisinden<br />

ve orada yaratılan dijital dönüşüm<br />

yaklaşımından ve Türk Hava Yolları, Akbank,<br />

Garanti gibi birçok kurumla yaptığımız etkileyici<br />

çalışmalardan çok etkilendim. Sanayi ve<br />

Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’ın vizyonu,<br />

Türkiye’nin teknoloji sektöründe ortaya<br />

koyduğu gelişim de beni etkiledi. Hiç şüphe yok<br />

ki bu durum, Türkiye›de bir satın alma yapma<br />

güven ve kararına olmamızın önemli bir<br />

parçasıydı, inanılmaz derecede heyecanlandık.<br />

Türkiye, yeni teknolojiyi benimseme tutkusu<br />

ve yeteneği olan genç bir nüfusa sahip. Atar’ın<br />

satın alınması ve Türkiye’de araştırma ve geliştirmeye<br />

devam eden taahhüdümüz aracılığıyla<br />

bu konuya tam anlamıyla katıldığımız için<br />

mutlu ve minnettarım. “<br />

Siber güvenlikte en büyük<br />

satın alma<br />

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank<br />

da konuşmasında Micro Focus’un AtarLabs’ı<br />

satın alarak İsrail, İspanya, Portekiz, İtalya<br />

ve Hollanda gibi ülkeler arasından tercihini<br />

Türk mühendislerinden yana yaptığını belirtti.<br />

Böylece siber güvenlik alanında ülkemizdeki<br />

en büyük satın almanın gerçekleştiğini dile<br />

getiren Bakan Varank, “Yazılımda dünyanın<br />

ilk 10 şirketinden biri olan Micro Focus, siber<br />

güvenlik Ar-Ge’sini bundan böyle Ankara’da<br />

yapacak. Bu yatırım, aslında önemli mesajlar<br />

içeriyor. Türkiye yatırımcılara güven veriyor.<br />

Bu satın almayla birlikte; Atar Labs’ın kabiliyetleri<br />

Türkiye sınırlarından çıkıp, dünyanın<br />

diğer ülkelerine kolaylıkla yayılabilecek. Ben<br />

siber güvenlikteki bu başarının, yazılım sektöründeki<br />

diğer girişimcilere de örnek olacağından<br />

eminim” dedi.<br />

“Hedef 500 bin yazılımcı”<br />

Bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini<br />

çok önemsediklerini de ifade eden Bakan<br />

Mustafa Varank, sözlerine şöyle devam etti: “Dijital<br />

dönüşüm ya da yapay zekâ temelli tüm teknolojilerin<br />

tabanında yazılım var. Sektörü daha<br />

da ileriye taşımak için; yatırımları destekliyor,<br />

finansa erişim imkânlarını çeşitlendiriyor, Ar-Ge<br />

ekosistemini besliyor ve sektörün omurgası olan<br />

insan kaynağını yetiştiriyoruz. TÜBİTAK son 5<br />

yılda, bin 200 projeye 1 milyar liranın üzerinde<br />

kaynak aktardı. Teknoloji tabanlı start-up’ların<br />

finansa erişimini kolaylaştırmak için girişim<br />

sermayesi fonları kuruyoruz. İnsan kaynağı alanında<br />

en temel hedefimiz, hâlihazırda 170 bin<br />

seviyelerinde olan yazılımcı sayısını 2023 yılına<br />

kadar en az 500 bine yükseltmek. Sahip olduğumuz<br />

bu güçlü altyapı ve sunduğumuz destekler;<br />

Peak Games ya da Atar Labs gibi pek çok start<br />

up’ın doğmasına, gelişmesine ve küresel bir markaya<br />

dönüşmesine katkı sağlıyor. Önümüzdeki<br />

dönemde daha nice başarı hikâyelerine hep birlikte<br />

şahit olacağız.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Takımlar sahada yarıştı GB kullanımı % 245 arttı<br />

Dünyanın en çok takip edilen spor organizasyonlarından<br />

biri olan Formula 1’de takımlar<br />

pistte kıyasıya yarışırken, Turkcell<br />

de İstanbul Park ve çevresindeki iletişimin<br />

hızlı ve kesintisiz olarak sürmesini sağladı.<br />

Etkinlik öncesi pist ve çevresindeki iletişim<br />

ünitelerinin kapasitesini artıran Turkcell,<br />

yurtdışından gelen ekiplerin artan iletişim<br />

ihtiyaçlarını karşılamak için de bölgede gerekli<br />

tüm önlemleri aldı.<br />

9 yıl aradan sonra İstanbul’da koşulan ve<br />

Lewis Hamilton’un birinciliğiyle sonuçlanan<br />

yarışlar sonunda ortaya çarpıcı internet ve<br />

konuşma rakamları da çıktı. Yarış ekipleri ve<br />

görevlilerin data kullanımı, antrenman, sıralama<br />

ve yarış günü dahil olmak üzere 3 gün<br />

boyunca toplamda 3 bin GB oldu. Artış miktarı<br />

sadece bir günde normal zamana göre<br />

yüzde 245 yükseldi. Konuşma süresi de aynı<br />

şekilde yüzde 109 artarak toplamda yaklaşık<br />

40 bin dakika olarak gerçekleşti.<br />

TV+ izleyici sayısı 350 bini aştı<br />

Pandemi nedeniyle seyircinin alınmadığı<br />

20 pilot ve 10 takımın yarıştığı dünyanın en önemli spor<br />

organizasyonu Formula 1’in ardından ortaya dikkat çekici<br />

rakamlar çıktı. Yarışlar sırasında pist ve çevresindeki iletişimi<br />

kesintisiz ve hızlı şekilde sağlayan Turkcell’in şebekesinde<br />

kullanılan data miktarı, normal döneme göre bir<br />

günde yüzde 245 artarak, toplamda yaklaşık 3 bin GB (Gigabyte)<br />

oldu. Yarışseverlerin evlerinden takip ettiği Formula<br />

1 Türkiye Grand Prix’sini TV+ üzerinden takip edenlerin<br />

sayısı ise 350 bini aştı.<br />

Formula 1 yarışlarına Türk seyircisi ekran<br />

başında büyük ilgi gösterdi. Turkcell’in dijital<br />

televizyon uygulaması TV+ üzerinden<br />

350 bini aşkın yarışsever Formula 1’i takip<br />

etti. Formula 1 Türkiye Grand Prix’si, TV+<br />

tarafından yayınlanan ve bu sezon koşulan<br />

Formula 1 yarışları arasında en çok izlenen<br />

yarış olma unvanına da sahip oldu.<br />

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Turkcell<br />

Genel Müdürü Murat Erkan, “Türkiye’nin<br />

tanıtımı için son derece önemli olan<br />

ve 150’yi aşkın ülkede 2 milyar kişinin izlediği<br />

bu organizasyonun kusursuz işlemesi için<br />

Turkcell olarak biz de üzerimize düşeni yaptık.<br />

Yarışlar boyunca gerek pilotların gerekse<br />

takımlarda görev yapanların rahat ve kesintisiz<br />

olarak iletişim kurması için tüm imkânlarımızı<br />

seferber ettik. Pist ve etrafında<br />

normal zamanın çok üstünde ortaya çıkan<br />

kullanım miktarlarını şebekemizde doğru<br />

şekilde yöneterek, ülkemize yakışır bir hizmet<br />

verdik. Pandemi nedeniyle yarışları evlerinden<br />

izlemek zorunda kalan yarışseverlere<br />

Formula 1’in tüm heyecanını dijital televizyon<br />

platformumuz TV+ üzerinden yaşama<br />

imkânı sunduk. Güçlü altyapımızla ülkemiz<br />

için son derece önemli olan Formula 1 Türkiye<br />

Grand Prix’sine destek verdiğimiz için<br />

son derece mutluyuz. Dünyanın en önemli<br />

spor organizasyonlarından birinin ülkemize<br />

tekrar kazandırılmasında rol oynayan ve<br />

başarılı bir organizasyonla ülkemizin adının<br />

tüm dünyada bir kez daha duyurulmasına<br />

vesile olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum”<br />

dedi.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

“Wi-Fi 6 denince akla gelen marka olmayı<br />

hedefliyoruz”<br />

Kablosuz ağ pazarında<br />

uzun yıllardır<br />

lider olan ve<br />

pazara yön veren<br />

TP-Link®, en yeni<br />

Wi-Fi teknolojisi<br />

olan Wi-Fi 6’ya<br />

geçişin daha hızlı<br />

olmasını bekliyor. Wi-Fi standartlarının teknolojik<br />

olarak ortaya çıkmasından yaklaşık<br />

5-6 yıl sonra pazarda egemen hale gelebildiğini<br />

söyleyen TP-Link Ülke Müdürü Ryan Yang,<br />

“Wi-Fi 6’da bu sürenin daha kısa olacağını tahmin<br />

ediyoruz” diyor.<br />

TP-Link’in tüm stratejisini bu geçişin daha<br />

kısa olacağı beklentisiyle yaptığını ve pazarda<br />

da bu doğrultuda tepkiler gözlemlediklerini<br />

ifade eden Yang, “Örneğin bir önceki Wi-Fi<br />

standardı olan 802.11ac’li (Wi-Fi 5) ilk ürünler<br />

2013 yılında satışa sunulmaya başlandı. AC’nin<br />

pazara egemen olması ise <strong>2020</strong> yılını buldu.<br />

Wi-Fi 6 yani AX teknolojisinin ise 2022 ya da en<br />

geç 2024’te en çok satılan teknoloji haline gelmesini<br />

bekliyoruz” diyor. Wi-Fi 6’ya geçişin ülkeden<br />

ülkeye değişiklik gösterdiğini söyleyen<br />

Yang, “ABD, Japonya gibi ülkelerde daha hızlı<br />

geçiş yaşanıyor. Bu ülkelerde bu yıl satılan ağ<br />

ürünleri içinde Wi-Fi 6’lı ürünlerin payı biraz<br />

Wi-Fi 6’lı ürünlerin daha hızlı kullanıma geçeceğini<br />

belirten TP-Link Ülke Müdürü Ryan Yang, en zengin<br />

ürün grubuyla TP-Link’in Wi-Fi 6 denince akla ilk<br />

gelen marka olmayı hedeflediğini söylüyor…<br />

daha yüksek. 2021’de bu payda sıçrama olacağını<br />

öngörüyoruz” diyor.<br />

Covid salgınının etkileri<br />

Covid salgınının, insanların evlerdeki ağ gereksinimlerini<br />

daha iyi fark etmelerine neden<br />

olduğunu belirten Yang, “Evden çalışma ve<br />

uzaktan eğitim, ağ ürünlerine talebi arttırdı.<br />

Kullanıcılar daha hızlı ve kaliteli internet bağlantısı<br />

istiyor. Bu Wi-Fi 6 ürünlerine talebi de<br />

olumlu etkiliyor” diyor. Buna karşın salgından<br />

tüm dünya ekonomilerinin olumsuz etkilendiğine<br />

ve ekonomik daralmanın daha net öngörü<br />

yapmayı engellediğine dikkat çeken Yang, “Wi-<br />

Fi 6’lı ürünlerin 2022-2024 döneminde pazarda<br />

egemen olmasını bekliyoruz. TP-Link olarak<br />

biz Wi-Fi 6’ya yatırımımızı hiç azaltmadan<br />

sürdürüyoruz. Şu anda hem ürün grubu olarak<br />

hem model sayısı olarak en geniş ürün seçeneğine<br />

sahip markalardan biriyiz. Amacımız,<br />

Wi-Fi 6 dendiğinde akla gelen ilk marka olmak.<br />

Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz” diyor.<br />

Türkiye’de 2019 yılında ilk Wi-Fi 6’lı ürünü satışa<br />

sunduklarını ve bu ay itibarıyla model sayısını<br />

dokuza çıkardıklarını vurgulayan Yang,<br />

bu sayının daha da artacağını belirtiyor. “Türkiye<br />

pazarında daha önceki Wi-Fi standartlarının<br />

ilk satışa sunulduğu yıllara göre Wi-Fi<br />

6’ya daha fazla ilgi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.<br />

Henüz toplam satışlar içindeki oranı<br />

az ama örneğin AC’nin ilk satışa sunulduğundaki<br />

orandan bir hayli yüksek. Eğer TL’deki<br />

değer kaybı olmasaydı bu oranın daha yüksek<br />

olması mümkündü” diyen Yang, 2021 yılında<br />

Türkiye’de ağ pazarında AC’nin (Wi-Fi 5) giriş<br />

standardı olacağını ve Wi-Fi 6’nın pazardaki<br />

payını artıracağını beklediklerini ifade ediyor.<br />

33


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

HUAWEI, MateBook 14’ü Türkiye’de<br />

tüketiciler ile buluşturuyor<br />

HUAWEI, MateBook Serisi’ne katılan en yeni ultra taşınabilir<br />

dizüstü bilgisayarı olan HUAWEI MateBook<br />

14’ü Türkiye’de tüketiciler ile buluşturuyor. HUAWEI<br />

MateBook 14, sağlam ve hafif bir gövde içinde serinin<br />

şık tasarımına ve akıllı özelliklerine sahip.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

34<br />

14 inç HUAWEI MateBook, 4,9 mm ince<br />

çerçeveli FullView ekrana sahip. İnce<br />

çerçeveler, kompakt dizüstü bilgisayarın<br />

taşınabilirlikten ödün vermeden yüzde<br />

90 gibi etkileyici bir ekran-gövde oranına<br />

ulaşmasını sağlıyor. Dizüstü bilgisayar,<br />

aynı zamanda, makale okumak, internette<br />

gezinmek ve kodlama gibi günlük üretkenlik<br />

ihtiyaçları için 16:9 ekran oranına<br />

sahip muadil ürünlere göre daha fazla<br />

içerik görüntülemeyi sağlayan 3:2 ekran<br />

oranını kullanan piyasadaki nadir bilgisayarlardan<br />

biri. HUAWEI MateBook 14’ün<br />

15,9mm boyutlarındaki ince metal gövdesi<br />

yalnızca 1,49 kg ağırlığında.<br />

185 PPI ekranı ile 2160x1440 çözünürlüğü,<br />

RGB renk gamının yüzde 100’ünü,<br />

1500:1’lik kontrast oranını ve 300 nit maksimum<br />

parlaklığı destekleyen HUAWEI<br />

MateBook 14, renge duyarlı iş yükleri ve<br />

multimedya eğlencesi için ideal bir kullanım<br />

sunuyor. Kullanıcılar ister yüksek çözünürlüklü<br />

görüntüler izlesin ister fotoğraflara<br />

baksın, sunulan keskin görüntüler,<br />

zengin ayrıntılar ve canlı renkler, sürükleyici<br />

ve sinematik bir deneyim sağlıyor.<br />

HUAWEI MateBook 14, daha canlı ve ayrıntıları<br />

net bir şekilde gösteren 2K FullView<br />

ekranla birlikte sunuluyor. Ayrıca<br />

ekran, mavi ışık emisyonlarını etkin bir<br />

şekilde filtreleyen ve dizüstü bilgisayarı<br />

uzun süre kullanmak zorunda olan kişilerin<br />

gözlerini koruyan TÜV Rheinland<br />

Düşük Mavi Işık Sertifikasına da sahip.<br />

Çarpıcı Yüksek Performans<br />

Ultra taşınabilir HUAWEI MateBook 14,<br />

AMD Ryzen 4000 H-Serisi işlemci ve entegre<br />

AMD Radeon Grafik kartıyla yüksek<br />

işlem ve grafik gücü sunuyor. Performans<br />

modu etkinleştirildiğinde işlemciyi<br />

40W’a kadar yükselterek, toplu görüntü<br />

düzenleme ve kodlama gibi görevlerde kullanıcılara<br />

daha fazla talep için ekstra güç<br />

sağlıyor. Dizüstü bilgisayar, daha yoğun<br />

iş yüklerinde bile sorunsuz ve güvenilir<br />

performansı desteklemek için çift kanal<br />

modunda çalışan 16 GB DDR4 RAM ve 512<br />

GB yüksek performanslı PCIe SSD ile yapılandırılabiliyor.<br />

Çift HUAWEI Shark fan,<br />

kullanıcıların sessizce odaklanmasına ve<br />

çalışmasına olanak tanıyan gelişmiş soğutma<br />

performansı ve fan akustiği sunan<br />

daha yoğun “S” şeklinde yeni bir kanat tasarımına<br />

sahip.<br />

Pil ömrü de iyi bir kullanıcı deneyimi için<br />

çok önemli. HUAWEI MateBook 14’ün<br />

içinde, olağanüstü pil ömrü sunmak için<br />

Huawei’nin akıllı güç yönetimi çözümüyle<br />

birlikte çalışan 56 Wh’lik pil bulunuyor. Dizüstü<br />

bilgisayar, tek bir şarjla 10 saate kadar<br />

sürekli 1080p video oynatmayı destekleyerek<br />

kullanıcıların hareket halindeyken<br />

bile sevdikleri videoları çevrimiçi olarak<br />

izlemelerine olanak tanıyor. Desteklenen<br />

Huawei telefonları için yıldırım hızında<br />

şarj sağlayabilen taşınabilir bir HUAWEI<br />

SuperCharge şarj cihazı ile geliyor. Ek<br />

olarak, USB bağlantı noktaları varsayılan<br />

olarak her zaman açık modda bulunuyor.<br />

Böylece kullanıcılar dizüstü bilgisayar kapalıyken<br />

bile diğer çevre birimlerini rahatlıkla<br />

şarj edebiliyorlar.<br />

Her Senaryoda Üretkenlik<br />

Verimlilik merkezi olarak tasarlanan HU-<br />

AWEI MateBook 14, Windows ve Android<br />

cihazlar arasındaki uçurumu kapatan,<br />

Huawei tarafından geliştirilen bir çözüm<br />

olan Huawei Share’i destekliyor. Huawei<br />

Share Çoklu Ekran İş Birliği ile kullanıcılar,<br />

bu özelliği destekleyen Huawei akıllı<br />

telefonlarını PC üzerinden sorunsuz bir<br />

şekilde kontrol edebiliyor, dosyaları birbirleri<br />

arasında aktarabiliyor, klavye ve fare<br />

gibi çevre birimlerini paylaşabiliyor ve her<br />

iki yazılım ekosistemine aynı anda erişim<br />

sağlayabiliyorlar. Bu özellikte yapılan iyileştirmeler,<br />

kullanıcıların akıllı telefona<br />

kaydedilen dosyaları doğrudan PC üzerinden<br />

tek bir ekranda aramalarına, açmalarına<br />

ve üzerinde çalışmalarına olanak<br />

tanıyor.<br />

HUAWEI MateBook 14, 8 GB RAM ve 256<br />

GB SSD ve 16 GB RAM ve 512 GB SSD seçenekleri<br />

ile ön satışa sunuluyor. Sırasıyla<br />

6.999 TL (4 ay vade farksız taksit fırsatıyla)<br />

ve 8.699 TL (6 ay vade farksız taksit<br />

fırsatıyla) tavsiye edilen son tüketici satış<br />

fiyatına sahip bilgisayarlar Huawei Online<br />

Mağaza üzerinden ön satışa sunuluyor. Ön<br />

siparişte 100 TL depozito ödemesi yapan<br />

kullanıcılara, ürünün toplam fiyatı üzerinden<br />

200 TL daha indirim yapılıyor. Ayrıca<br />

ön siparişe özel olarak, HUAWEI Bilgisayar<br />

Çantası ve HUAWEI Bluetooth Mouse<br />

sadece 1 TL farkla kullanıcılara sunuluyor.<br />

Teslimattan sonra siparişlerim sekmesinden<br />

“İnceleme Yaz” seçeneğine tıklayarak<br />

yorum bırakan tüketiciler, Huawei Band<br />

3e’yi 1 TL karşılığı alabileceği kupon kodu<br />

da kazanıyorlar.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

2021 yılının teknoloji trendleri neler olacak?<br />

2021’e girmeye sayılı günler kaldı. Peki, dünyayı yeni<br />

yılda ne gibi teknolojik yenilikler bekliyor?<br />

150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Generali Sigorta,<br />

2021 yılında yeni teknoloji olarak öne<br />

çıkacak ve günlük hayatta daha fazla yer bulacak<br />

trendleri açıkladı.<br />

5G tüm hızıyla geliyor<br />

Teknoloji dünyasında 2021 yılında yaşanacak<br />

dönüm noktalarından biri 5G teknolojisi<br />

olarak ön plana çıkıyor. 5G teknolojisi küresel<br />

çapta kullanılmaya başlanacak. Yakın<br />

zamanda hayatımıza girmesi planlanan 5G<br />

birçok yeniliği de beraberinde getirecek. 5G<br />

telefon dışında sağlık, otomotiv, eğlence ve<br />

hizmet gibi birçok sektörde de köklü değişikliklerin<br />

kapısını aralayacak.<br />

Robot asistanlar<br />

yaygınlaşacak<br />

Dünyanın farklı bölgelerinde robot hastabakıcılar,<br />

güvenlik görevlileri, hostesler ve<br />

garsonlar kullanılıyor. 2021 yılında ise bu<br />

teknoloji evlere girecek. Özellikle akıllı evlerde<br />

kullanılacak olan bu robot asistanlar,<br />

gelecek 10 yılda gündelik hayattaki birçok işi<br />

kolaylaştıracak.<br />

Akıllı film ve diziler geliyor<br />

2019 yılında piyasaya sürülen Black Mirror:<br />

Bandersnatch seyirciye sunduğu tercihlerle<br />

büyük ilgi toplamıştı. 2021’de izleyiciyi hikâyenin<br />

gelişimine dahil edecek akıllı dizi ve<br />

filmlerin sayısı artacak.<br />

Uzaktan çalışma<br />

yaygınlaşacak<br />

Covid-19 öncesinde evden çalışma, işverenlerin<br />

çok da tercih etmediği bir çalışma<br />

modeliydi. Ancak, pandemi sürecinin<br />

getirdiği zorunluluklardan biri haline geldi.<br />

2021 yılında dijital uygulamaların desteğiyle<br />

ofis ve insan kaynakları maliyetlerini<br />

düşüren uzaktan çalışma sistemi daha da<br />

yaygınlaşacak.<br />

Akıllı asistanlar otomobilde<br />

Siri ve Google Asistan gibi sesli komutla çalışan<br />

akıllı asistan teknolojisi 2021’de yaygınlaşmaya<br />

devam edecek. Otomobil üreticileri,<br />

yeni modelleri akıllı asistanlarla donatmaya<br />

başlayacak.<br />

Katlanabilir telefon dönemi<br />

Akıllı telefon teknolojisinin en yeni üyesi katlanabilen<br />

telefonlar uzun süredir gündemde<br />

olan bir teknoloji. Bu teknoloji bir süredir<br />

kullanılıyor ancak yeni üretici firmaların bu<br />

tip telefonlara üretecek olmaları dolayısıyla<br />

2021’de katlanabilen akıllı telefonların popülerliği<br />

artacak.<br />

Sınırsız depolama alanı<br />

Dijital dönüşümün getirdiği önemli sorunlardan<br />

biri depolama alanı. 2021 yılında kullanıcılara<br />

ücretsiz ve sınırsız depolama alanlarının<br />

sağlanması bekleniyor. Bu durum<br />

mevcut dosyaları, fotoğrafları ve videoları<br />

silme sorununu ortadan kaldıracak.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Panasonic’ten hassas ve yüksek<br />

performanslı yangın algılama çözümü<br />

Panasonic Aktif Hassas Hava Örneklemeli<br />

(Emişli) Yangın Algılama Dedektörü, klasik<br />

algılama yöntemlerinin (duman dedektörü, ısı<br />

dedektörü, kombine dedektör vb.) yeterli olmadığı<br />

ve dumanın zamanında algılanmasında<br />

zorluk yaşanabileceği durumlarda öne çıkıyor.<br />

Fabrika, yüksek tavanlı alışveriş merkezi holleri<br />

gibi alanlarda hava örnekleme sistemi kurulumu<br />

sayesinde, daha hassas ve yüksek performanslı<br />

yangın algılama mümkün hale geliyor.<br />

Sistem, hava örnekleme borularına çekilen ortam<br />

havasının içindeki partikülleri, lazer ışınları<br />

yardımıyla algılayarak alarm veriyor.<br />

Panasonic Aktif Hassas Hava Örneklemeli<br />

(Emişli) Yangın Algılama Dedektörleri; özellikle<br />

data center, <strong>IT</strong> ve bilgi işlem odaları, soğuk<br />

hava depoları, temiz odalar, tavan yüksekliği<br />

yüksek olan hangar, depo, atrium, endüstriyel<br />

tesis gibi alanlarda tercih ediliyor.<br />

Aktif hava emişli sistemler, çok hassas hava<br />

Yaşam alanlarımızda karşılaşabileceğimiz en önemli risk<br />

ve tehlikelerin başında yangınlar geliyor. Sonuçları göz<br />

önüne alındığında özellikle insanların kalabalık şekilde<br />

bulunduğu alanlarda gereken önlemlerin titizlikle alınması<br />

büyük önem taşıyor. Profesyonel yangın algılama sistemleri<br />

ve güvenlik çözümleri ile dünya standardında koruma<br />

vadeden Panasonic markasının Aktif Hassas Hava<br />

Örneklemeli (Emişli) Yangın Algılama Dedektörü, kalite ve<br />

teknolojisi ile üstün güvenlik sunuyor.<br />

çekmeli duman algılama sistemi ve çok hassas<br />

hava çekmeli duman algılama sistemleri olarak<br />

da adlandırılan hava örnekleme sistemlerinin,<br />

EN 54-20 Standardı’na ve Türkiye Yangından<br />

Korunma Yönetmeliği Uygulama Kılavuzu’na<br />

uygun olarak projelendirilmesi gerekiyor. EN<br />

54-20 Standardı’na göre hava örneklemeli dedektörler<br />

üç sınıfa ayrılıyor: Sınıf A (Çok Yüksek<br />

Hassasiyet), Sınıf B (Yüksek Hassasiyet) ve Sınıf<br />

C (Normal Hassasiyet).<br />

Bu sistemin kullanıldığı alanlar, çok geniş<br />

hacimlerden meydana geldiğinden yangın<br />

sırasında oluşabilecek duman uzun bir süre<br />

yoğunlaşamayabiliyor. Bu durumu klasik algılama<br />

yöntemleriyle tespit etmek ise geç kalınmasına<br />

ve yangının büyümesine sebep olabiliyor.<br />

Bunu önlemek için, Sınıf A hassasiyete<br />

sahip hava çekmeli duman algılama cihazlarının<br />

tercih edilmesi öneriliyor. Bu cihazların<br />

genel kullanımlar haricinde, aşağıdaki gibi özel<br />

kullanımları da bulunuyor:<br />

* Oda içi koruma için asma tavan boşluğunda,<br />

* Yükseltilmiş döşeme altından kabin içlerinde,<br />

* Havalandırma kanalı içerisinde,<br />

* <strong>IT</strong> odalarına kabinet içlerinde,<br />

* Kablo tavaları ve tünellerinde.<br />

35


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Netaş, satış gelirini % 34 artırdı<br />

Ana hissedarı ZTE ile yerlileştirme ve yeni nesil IPTV<br />

teknolojilerine odaklanan Netaş, üçüncü çeyrekte de<br />

büyümesini sürdürdü. Dokuz aylık finansal sonuçlarına<br />

göre, Netaş’ın satış geliri yüzde 34 artarak 1.119<br />

milyon TL’ye çıktı. FAVÖK marjını da yüzde 3,9’a yükselten<br />

Netaş’ın söz konusu dönemde karı 43,1 milyon<br />

TL olarak gerçekleşti.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

36<br />

Türkiye’nin bölgedeki ArGe ve teknoloji<br />

gücü Netaş, <strong>2020</strong> yılının dokuz aylık sonuçlarını<br />

açıkladı. Buna göre Netaş, ZTE<br />

ile birlikte özellikle telekom pazarındaki<br />

büyümesinin de etkisiyle satış gelirlerini<br />

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />

34 artırarak 1.119 milyon TL’ye, FAVÖK<br />

marjını yüzde 3,9’a, kârını ise 43,1 milyon<br />

TL’ye yükseltti.<br />

Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “Dünyayı<br />

saran pandemi ve piyasalardaki çalkantılara<br />

rağmen üçüncü çeyrekte de<br />

operasyonel verimliliğimizi arttırdık,<br />

dikeylerde derinleşerek istikrarlı büyümemizi<br />

sürdürdük. Bu sayede hem satış<br />

gelirlerimizde büyüme hem de FAVÖK’te<br />

artış elde ettik. Bu dönemde kamu ve<br />

özel sektör kuruluşlarının dijital dönüşüm<br />

süreçlerinde iş ortağı olarak etkinliğimizi<br />

sürdürdük. ArGe’mizin köklü<br />

bir kası olan telekom alanında ZTE ile<br />

atılımlarımıza devam ettik. Yerlileştirmenin<br />

yanı sıra, IPTV gibi ileri telekom<br />

teknolojilerine odaklandık. Önümüzdeki<br />

dönemde ZTE ile özellikle telekom<br />

teknolojileri alanında işbirliğimizi daha<br />

da derinleşerek, gerek yurtiçinde gerekse<br />

yurtdışında büyümemizi sürdüreceğiz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Telekomda yeni nesil<br />

teknolojiler ve yerlileştirme<br />

çalışmaları ile büyüyeceğiz<br />

Büyümede, telekom sektöründe üstlendikleri<br />

internet erişim ürünleri ve internet<br />

altyapı projelerinin etkisinin olduğuna<br />

da işaret eden Altay, şöyle devam etti:<br />

“ArGe organizasyonumuz bünyesinde<br />

telekom operatörleri için geliştirdiğimiz<br />

yazılım çözümleri ile sunduğumuz<br />

çeşitlendirilmiş hizmetler, telekom pazarındaki<br />

satış hacmimizi artırdı. 2019<br />

yılında ana hissedarımız ZTE’nin FTTx<br />

fiber altyapı sistemleri ile başladığımız<br />

yerlileştirme çalışmalarımıza <strong>2020</strong> yılında<br />

VDSL Modem, Fiber Modem (Home<br />

Gateway) ile devam ettik. Bir operatörümüz<br />

ile sabit çekirdek şebeke modernizasyon<br />

projesini hayata geçirdik. Yine<br />

mobil abonelere sunulan dijital servislerin<br />

testlerini başarılı şekilde gerçekleştirdik.<br />

Son dönemde ise, ZTE ile birlikte<br />

yerlileştirme faaliyetlerimizin yanı<br />

sıra, yeni nesil IPTV platformu gibi ileri<br />

teknolojilere odaklanarak, telekom pazarında<br />

etkinliğimizi daha da artırmayı<br />

hedefledik.”<br />

Lider sistem entegratörü<br />

kimliğimizle 3. Çeyrekte<br />

de dijital dönüşüm<br />

çalışmalarımıza devam ettik<br />

Netaş’ın kendi ArGe yetkinlikleri ile<br />

kamu ve özel sektörde dijital dönüşüm,<br />

yazılım geliştirme, iş zekası ve analitiği<br />

gibi projelerle büyüme hedeflerini gerçekleştirmeye<br />

devam ettiğinin altını<br />

çizen Altay, “Bu dönemde, sistem entegratörü<br />

yetkinliğimizle Adalet Bakanlığı’nın<br />

dijital dönüşümünde etkinliğimizi<br />

daha da artırırken, metro, tren gibi ulaşım<br />

sektöründe de projeler üstlendik.<br />

Yine Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası<br />

markalar, online ticaret siteleri ve<br />

holdinglerin dijital dönüşüm süreçlerinde<br />

rol almayı sürdürdük” dedi.<br />

Test ve yönetilen hizmetler<br />

büyümede başı çekti<br />

Bu dönemde Netaş ArGe çatısı altında<br />

Visium test ürün ailesiyle geliştirilen<br />

“Katma Değerli Test Yazılımları” çözüm<br />

portföyünü genişlettiklerini kaydeden<br />

Altay, başta finans ve telekom olmak<br />

üzere test hizmetleri alanında müşteri<br />

sayısını artırarak bu alandaki hızlı<br />

büyümeyi sürdürdüklerini ifade etti.<br />

Ağ yönetimi ve siber güvenlik hizmetlerini<br />

kapsayan “yönetilen hizmetler”<br />

alanında da önemli büyüme kaydettiklerini<br />

vurgulayan Altay, “Siber güvenlik<br />

alanında müşteri sayımızı ve derinliğimizi<br />

artırırken, Türkiye’nin en büyük<br />

havalimanlarından birini de portföyümüze<br />

kattık. Bilişim Destek Hizmetleri<br />

(BDH) şirketimiz ise, ülkemizin en çok<br />

teknoloji desteğine ihtiyacı olduğu pandemi<br />

döneminde çalışmalarını büyük<br />

bir özverili ile sürdürmeye devam etti”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Yurtdışı pazarlarda<br />

ağırlığımızı artırıyor, yerli ArGe<br />

ürünleriyle ihracata devam<br />

ediyoruz<br />

Yurtdışı satışlarını geçen yıla göre yüzde<br />

10 artıran Netaş’ın özellikle Cezayir,<br />

Kazakistan ve Katar pazarına odaklandığına<br />

işaret eden Altay, “Üçüncü çeyrekte<br />

de uluslararası pazarlarda ZTE<br />

ile telekom altyapısı üzerine projeler<br />

gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu<br />

kapsamda, Kazakistan’ın dijital dönüşümü<br />

çerçevesinde ZTE ile birlikte yeni<br />

projeler kazandık. Cezayir ve KKTC’de<br />

aldığımız projelerimizin kuruluşlarında<br />

da tamamlama sürecine geçtik. Bu pazarlarda<br />

kendi ArGe’mizde geliştirdiğimiz<br />

akıllı etkinlik platformumuz Eventizer’ın<br />

ihracatında büyüme kaydettik.<br />

Öte yandan, NetRD şirketimizdeki 400<br />

mühendisimizle, Kuzey Amerika’ya telekomünikasyon<br />

yazılımları ihraç etmeye<br />

de devam ettik” dedi.<br />

Yakın coğrafyanın yüksek<br />

teknoloji eğitim merkezi<br />

olmayı hedefliyoruz<br />

Kısa bir süre önce hayata geçirdikleri<br />

yüksek teknoloji eğitim merkezi n-telligent<br />

institute ile yakın coğrafyaya bilgi<br />

birikimi ihraç etmek istediklerini de<br />

belirten Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

“Türkiye’de ‘Netaş mühendis okulu’dur<br />

söylemini ekole dönüştürerek yüksek<br />

teknoloji merkezimiz n-telligent institute<br />

ile yarım asrı aşkın birikimimizi<br />

ekosistemimize açtık. n-telligent institute’un,<br />

sadece Türkiye’de değil bölgede de<br />

yüksek eğitim teknoloji merkezi olmasını<br />

hedefliyoruz. 53 yıldır güçlü ArGemiz<br />

ile teknoloji ihracatı yaparken, şimdi de<br />

yüksek teknoloji eğitimlerimizi ihraç etmeye<br />

hazırlanıyoruz.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

realme’nin yeni gücü görücüye çıktı<br />

Dünyanın en hızlı büyüyen akıllı telefon markası realme,<br />

gelişmiş kamerası ve hızlı şarj özelliği ile gençlere<br />

çok daha fazla performans ve çeviklik kazandıracak<br />

yeni telefonu realme 7’yi tanıttı.<br />

‘Cesaret Et’ sloganına olan inancıyla gelişmiş<br />

teknolojileri popüler hale getirme vizyonununu<br />

bir araya getiren realme, Sony 64<br />

MP Dörtlü Kamera kurulumunu lansman<br />

dönemine özel 2.999 TL fiyat segmentine<br />

getiren ilk akıllı telefon üreticisi oldu. Dikkat<br />

çekici özelliklere sahip realme 7, yüksek<br />

performans için 90Hz Ultra Akıcı Ekran,<br />

30W Dart Şarj, 5000 mAh büyük pil ve güçlü<br />

işlemciyi bir arada sunuyor. realme 7, 12<br />

<strong>Kasım</strong> tarihinden itibaren sürpriz fiyatıyla<br />

hepsiburada ve amazon kanallarında satışta<br />

çıkıyor.<br />

Sony 64MP Ultra Geniş Açılı<br />

Dörtlü Kamera kurulumuyla<br />

daha keskin fotoğraflar çekin<br />

realme, daha fazla gencin fotoğrafçılıktan<br />

keyif almasına yardımcı olmak için Sony<br />

64MP Geniş Açılı Dört Kameralı kurulumu<br />

lansman dönemine özel 2.999 TL fiyat<br />

segmentine getiriyor. 64MP ana kamera,<br />

6944x9248 boyutlarında yüksek çözünürlüklü<br />

fotoğraflara olanak tanıyan Sony IMX882,<br />

f/1.8 diyafram ve sektör lideri 1/1.73 oranıyla<br />

birlikte geliyor.<br />

Cihaz ayrıca Yıldız, Tripod, Portre, Panorama<br />

ve diğer modları destekliyor. Ayrıca<br />

Siberpunk, Flamingo ve Modern Altın dahil<br />

olmak üzere benzersiz gece manzarası fotoğrafları<br />

çekilebilmesini sağlayan en popüler<br />

gece filtrelerini de içeriyor.<br />

8MP Ultra Geniş Açılı lensin 119° görüş açısı<br />

ve f/2.3 diyaframa sahip. Ayrıca f/2.4 geniş<br />

diyafram açıklığına sahip 4 cm özel makro<br />

lensi, yakın nesnelerin en kaliteli şekilde<br />

çekilmesine ve kullanıcıların mikro dünyanın<br />

cazibesine kapılmasına yardımcı<br />

oluyor. Siyah beyaz portre lensi, ana lensin<br />

yardımcısı olarak görev yapıyor ve<br />

yaratıcı portreler çekilmesine yardımcı<br />

oluyor.<br />

30W Dart Şarj ve 5000mAh<br />

büyük pille daha hızlı şarj -<br />

realme 7, 5000mAh büyük pili ile uzun kullanım<br />

ömrü sunarak düşük pil kaygısını ortadan<br />

kaldırıyor. 30W Dart Şarj, telefonun 26<br />

dakikada %50 şarj oranına ulaşmasını sağlıyor.<br />

realme 30W Dart Şarj, hem güvenlik<br />

hem de verimlilik için düşük voltaj ve yüksek<br />

akım çözümünü benimsiyor.<br />

Doğanın ayna özelliğinden esinlenen realme<br />

7 serisi, parlak ayna tasarımıyla dikkat çekiyor.<br />

Yeni bir görsel etki sağlayan cesur tasarımı<br />

çarpıcı ışık efektleriyle bir araya gelerek<br />

doğal bir güzellik oluşturuyor. Klasik CD<br />

dokularına sahip popüler AG işlemesi, telefonun<br />

daha kaliteli görünmesini sağlıyor.<br />

90Hz ekranı ve güçlü<br />

işlemcisiyle oyunları daha<br />

akıcı oynayın<br />

Oyunlar için özel olarak yüksek performans<br />

sunacak şekilde tasarlanan realme 7, Helio<br />

G95’i ilk kullanan akıllı telefon olurken Antutu’da<br />

300.000 puana ulaştı. Delikli 6,5 inç<br />

FHD+ Ultra Akıcı ekrana sahip olan realme<br />

7’nin ekran/gövde oranı ise %90,5. Tüm bu<br />

gelişmiş özellikler realme 7’yi benzerleri arasında<br />

oyun oynamak için en ideal seçenek<br />

haline getiriyor.<br />

Telefon bilgi güvenliği<br />

için yan kenardaki düğme<br />

ile entegre parmak izi<br />

sensörünü kullanıyor.<br />

Sony 64MP Geniş Açılı Dört Kameralı Kuruluma<br />

sahip ilk akıllı telefon olan realme<br />

7, 5000 mAh büyük pili ve oyun oynarken<br />

telefonun şarj edilmesini sağlayan 30W Dart<br />

Şarj ile oyun oynamayı daha keyifli hale<br />

getiriyor. Mükemmel performansa sahip<br />

8 çekirdekli işlemcisi ve 90Hz Ultra Akıcı<br />

ekranı realme 7’yi yüksek performansa ihtiyaç<br />

duyan gençler için mükemmel bir seçenek<br />

haline getiriyor ve kullanıcılara üstün<br />

bir deneyim sunuyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

“Gelecek çok kanallı alışverişte”<br />

FutureCommerce360<br />

perakende<br />

konferansı, bu<br />

sabah dijital ortamda<br />

gerçekleştirildi.<br />

Konferans<br />

boyunca perakende<br />

ve e-ticaretin<br />

geleceği,<br />

yeni teknolojiler, iş modelleri ve başarılı uygulamalar<br />

perakende sektörünün önde gelen<br />

isimleri tarafından tartışıldı. Konferansta<br />

ana konuşmacılardan biri olan Amazon Avrupa<br />

ve Türkiye Kamu Politikaları Direktörü<br />

Eirini Zafeiratou, çok kanallı alışverişin,<br />

perakende sektörünün geleceği olduğunun<br />

altını çizdi.<br />

“Perakendenin Yükselişi: COVID-19 sürecinde<br />

çoklu kanallar sektörü nasıl dönüştürdü?”<br />

başlıklı bir konuşma gerçekleştiren<br />

Zafeiratou, “Para harcadığımız mecralarda<br />

değişimler oldu ve dijital ortamda yapılan<br />

Bu yıl ikincisi düzenlenen konferansta ana konuşmacılar<br />

arasında yer alan Amazon Avrupa ve Türkiye Kamu Politikaları<br />

Direktörü Eirini Zafeiratou, COVID-19’un tüm dünyada<br />

perakende sektörünü nasıl dönüştürdüğüne ve “yeni<br />

normal” olarak tanımlanan bu dönemde çok kanallı perakendedeki<br />

büyümeye dair değerlendirmelerde bulundu.<br />

perakende satın alımlarda artışlar gözlemledik.<br />

Bu durum, yarının alışveriş alışkanlıkları<br />

ile ilgili bazı tahminlere sebep oldu.<br />

Bu tahminlerin bir bölümü, evlerde kalınan<br />

dönemdeki gerçek trendlere dayanırken,<br />

diğerleri perakendenin geleceğinin nasıl<br />

olacağına dair spekülasyonlardan oluşuyor.<br />

Pandemiden uzun bir süre önce dahi, online<br />

alışverişin fiziksel mağaza ve perakende sektörünü<br />

olumsuz etkilediğine dair söylemler<br />

vardı. Bu tahminlerin es geçtiği nokta, online<br />

alışverişin fiziksel dükkanlarla çok yakın bir<br />

ilişkide olduğu, hatta çoğu zaman onlara ihtiyaç<br />

duyduğu gerçeği.”<br />

Zafeiratou, “Araştırmalar, pandemi<br />

döneminde dahi online satışlara atfedilmiş<br />

birçok satın alımın, aslında hem fiziksel mağazalara<br />

hem online sistemlere dayalı olan,<br />

çoklu kanal satışları olduklarını gösteriyor.<br />

Asıl ilginç olan ise perakendecilerin online<br />

kanallarındaki büyümenin çok büyük bir<br />

bölümünün, bir şekilde fiziksel mağazalarla<br />

bağlantılı olarak gerçekleşiyor olması” ifadelerini<br />

kullandı.<br />

37


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

İstikrarlı büyümenin anahtarı<br />

dijitalleşme oldu<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

38<br />

Güçlü büyümesini sürdüren Turkcell, <strong>2020</strong><br />

üçüncü çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını<br />

açıkladı. Tüm hedeflerinde karlı büyüme<br />

gösteren Turkcell Grubu’nun, <strong>2020</strong> yılının<br />

üçüncü çeyreğinde konsolide bazda toplam<br />

gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />

16,1 artışla 7,6 milyar TL’ye ulaştı. Şirketin<br />

FAVÖK’ü 3,4 milyar TL olarak gerçekleşirken<br />

FAVÖK marjı ise yüzde 44,4’e yükseldi. FVÖK<br />

1,88 milyar TL’ye yükselirken, FVÖK marjı da<br />

yüzde 24,5 oldu. Turkcell’in <strong>2020</strong>’nin üçüncü<br />

çeyreğinde net kârı yıldan yıla yüzde 51,1 artarak<br />

1,2 milyar TL olarak gerçekleşirken, mobil<br />

bileşik ARPU büyümesi yıldan yıla yüzde 14<br />

artışla 52 TL’ye ulaştı.<br />

Turkcell <strong>2020</strong>’nin ilk 9 ayında<br />

1,1 milyon net faturalı müşteri<br />

kazandı<br />

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Turkcell’in<br />

müşterilerin ihtiyaçlarına cevap veren<br />

ve sektöre öncülük eden çözümleri sayesinde<br />

geçen yılın aynı dönemine göre 1,1 milyon<br />

net faturalı müşteri kazandıklarını belirterek<br />

şunları söyledi: “Dijital dönüşümün ivme<br />

kazandığı 3. çeyrekte Turkcell olarak bütün<br />

metriklerde güçlü bir büyüme gösterdik. Bu<br />

dönemde hem altyapımız hem de yenilikçi dijital<br />

servislerimiz ile müşterilerimizin yanında<br />

olduk. Sadece bu çeyrekte 317 bin faturalı müşteri<br />

daha Turkcell dedi. Böylece yılın başından<br />

beri 1,1 milyon net faturalı müşteri kazanmış<br />

olduk. Milletimizin Turkcell’i tercih etmesi en<br />

büyük motivasyon kaynağımız.”<br />

Erkan şöyle devam etti: “Yeni normale geçiş dönemi<br />

olan bu süreçte dijital dönüşüme uyum<br />

sağlayan iş modelimiz ve dijital servislerimiz<br />

sayesinde beklentilerin üzerinde sonuçlara<br />

imza attık. Turkcell tarihinin en başarılı 3.<br />

çeyrek sonuçlarından birini aldık ve yıl sonu<br />

için belirlediğimiz hedeflerimizi yukarı yönde<br />

güncelledik.”<br />

Özellikle pandemi döneminde artan dijital<br />

tüketimi ve değişen müşteri alışkanlıklarını<br />

yakından takip ettiklerini belirten Erkan,<br />

“Müşterilerimizin fiber hızında internet<br />

ihtiyacına cevap veren Superbox ürünümüzün<br />

abone sayısı bu çeyrekte 60 bin artışla 551 bine<br />

ulaştı. Bu aynı zamanda geçen yılın aynı dönemindeki<br />

müşterinin 2,5 katı anlamına geliyor.<br />

Dijital satış kanallarımıza olan ilgi de her geçen<br />

gün artıyor. Sabit işimiz hariç Turkcell Türkiye<br />

bireysel satışlarında dijital kanallarımızın<br />

payı yüzde 12 olarak gerçekleşti. Dijital<br />

Turkcell Grubu, <strong>2020</strong> yılının üçüncü çeyreğinde tüm<br />

alanlarda güçlü büyüme gösterirken, gelirlerini geçen<br />

yılın aynı dönemine göre yüzde 16,1 artışla 7,6 milyar<br />

TL’ye çıkardı. Grup bazında FAVÖK 3,4 milyar TL’ye<br />

ulaştı, FAVÖK marjı ise 1,3 puan artışla yüzde 44,4 olarak<br />

gerçekleşti. Son çeyrekte faturalı müşteri bazını<br />

net 317 bin artıran Turkcell, yılın ilk 9 ayında ise net<br />

faturalı müşteri sayısını 1,1 milyon artırmayı başardı…<br />

kanallarımız üzerinden yapılan siparişlerin<br />

satışa dönme oranı yıllık bazda 2 katı olurken,<br />

aylık ortalama ziyaretçi sayımız ise 28 milyon<br />

olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu.<br />

Dijital servisler yenilikçi<br />

çözümlerle büyümeye devam<br />

ediyor<br />

Turkcell dijital servisleri inovatif özellikleriyle<br />

öne çıkan yeni çözümleriyle tekil bazda güçlü<br />

büyümesini sürdürüyor. 3. çeyrekte Turkcell’in<br />

dijital servisleri tekil gelir bazında yıldan yıla<br />

yüzde 28 büyürken, Turkcell dijital servislerine<br />

yenilerini eklemeye de devam etti. Turkcell<br />

mühendisleri tarafından geliştirilen ve TV<br />

izleme deneyimini dönüştüren Android TV çözümü<br />

‘TV+ Ready’ ürünü takıldığı televizyonu<br />

akıllı TV’ye dönüştürüyor. TV+ Ready içerisindeki<br />

TV+ uygulaması sayesinde kullanıcılar<br />

150’den fazla canlı TV kanalına ve binlerce<br />

filme diledikleri her ekrandan ulaşabiliyor.<br />

Uzaktan toplantı deneyimini bir üst seviyeye<br />

taşıyan BiP Meet ise kullanıcılara kişisel verilerini<br />

korurken, hızlı ve güvenli biçimde uzaktan<br />

toplantı yapabilme imkanı tanıyor. Turkcell’in<br />

3. çeyrekte kullanıma sunduğu bir diğer yeni<br />

servis ise dosya transfer hizmeti ‘lifebox transfer’<br />

oldu. lifebox transfer sayesinde kullanıcılar<br />

paylaşmak istedikleri dosyayı e-posta adresi<br />

aracılığıyla karşı tarafa güvenli bir şekilde gönderebiliyor.<br />

Paycell uygulamasının aktif<br />

kullanıcı sayısı 4,6 milyon oldu<br />

Turkcell’in kullanıcılarına ve üye iş yerlerine<br />

geniş yelpazede çözümler sunan techfin platformu<br />

Paycell’in ödeme deneyimlerini uçtan<br />

uca değiştirdiğini vurgulayan Turkcell Genel<br />

Müdürü Murat Erkan, “Dijital dönüşümün<br />

hızlı şekilde değiştirdiği alışkanlıklarımızdan<br />

birisi de dijital ödeme tarafında yaşanıyor. Bu<br />

dönemde ödeme alışkanlıkları dijitalleşen kullanıcılar<br />

Paycell’i tercih etmeye devam ettiler.<br />

Paycell uygulamamızın aktif kullanıcı sayısı<br />

<strong>2020</strong> yılının üçüncü çeyreği itibarıyla 4,6 milyon<br />

olarak gerçekleşti. Toplam işlem hacmi 2,2<br />

milyar TL olarak gerçekleşen Paycell platformumuzun<br />

grup dışı gelir büyümesi yıllık bazda<br />

yüzde 85’lik artış gösterdi. <strong>2020</strong>’nin üçüncü<br />

çeyreğinde 11 bin üye iş yerinde kullanılan<br />

Paycell ile maliyet ve verimlilik avantajları sağlayan<br />

mevzuatlara uygun ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na<br />

başvuruda bulunan ilk Android POS<br />

cihazı Paycell Android POS’u da müşterilerimizin<br />

kullanımına sunduk” diye konuştu.<br />

Kurumların dijital dönüşümü<br />

Dijital İş Servisleri ile hızlanıyor<br />

Kurumsal müşterilerine uçtan uca dijital dönüşüm<br />

hizmeti sunan Dijital İş Servisleri’nin<br />

gelirleri <strong>2020</strong>’nin üçüncü çeyreğinde yıldan<br />

yıla yüzde 40 artış gösterdi. Şirketlerin dijital<br />

dönüşümüne bulut teknolojileri, veri merkezi<br />

hizmetleri, siber güvenlik, bilgi teknolojileri<br />

ve nesnelerin interneti alanlarında katkı sağladıklarının<br />

altını çizen Erkan, sözlerine şöyle<br />

devam etti: “Dijital İş Çözümleri işimiz kapsamında<br />

özel sektör şirketleri ve kamu kuruluşlarının<br />

dijital dönüşüm yolculuklarında süreçleri<br />

hızlandırıyoruz. Sağlık sektörünün dijitalleşmesi<br />

adına 2017 yılında Yozgat Şehir Hastanesi<br />

ile başladığımız süreçte, yakın zamanda açılışı<br />

gerçekleşecek Tekirdağ Şehir Hastanesi’yle birlikte<br />

toplam 7 hastanenin dijital altyapısını biz<br />

sağlıyoruz. 3. çeyrekte kurumlar için sunmaya<br />

başladığımız güvenli dijital imza ve dijital<br />

evrak çözümlerimiz ile sektörde öncü olmaya<br />

devam ediyoruz.”<br />

<strong>2020</strong>’de yatırımlar 9 milyar<br />

TL’yi bulacak<br />

Turkcell yatırımlarına hız kesmeden devam<br />

ediyor. <strong>2020</strong> yılı sonuna kadar toplam yatırımlarımızın<br />

yaklaşık 9 milyar TL seviyesine<br />

ulaşmasını bekliyoruz. Turkcell’in 26 yıldır<br />

Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ve istihdam<br />

üreten şirketlerden birisi olduğunu belirten Erkan,<br />

“Türkiye’nin Turkcell’i olarak bu ülke için<br />

değer üretmeye devam edeceğiz” dedi.<br />

Beklentileri aşan büyüme ile<br />

birlikte hedefleri yükseltti<br />

Turkcell’in güçlü iş modeli ve etkin bilanço<br />

yönetimi, pandeminin ardından yeni dönemde<br />

hızlı büyümeyi de beraberinde getirdi. Üçüncü<br />

çeyrekte Turkcell’in Ukrayna’daki operasyonları<br />

karlı büyüme gösterirken, Belarus, Ukrayna<br />

ve KKTC operasyonlarımızdan elde edilen<br />

gelir, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde<br />

25,3 artışla 658 milyon TL olarak gerçekleşti.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

E-imza’yı en çok e-Devlet uygulamalarında<br />

kullanıyoruz<br />

10.11.<strong>2020</strong><br />

E-imzanın kullanıldığı<br />

alanlar her geçen<br />

gün genişliyor. 5070<br />

Sayılı Elektronik İmza<br />

Kanunu’nda tarif edilen<br />

ve ıslak imza ile<br />

aynı hukuki geçerliliğe<br />

sahip olan e-imza,<br />

yüzde 50 oranında<br />

e-Devlet uygulamalarında<br />

kullanılıyor.<br />

E-Devlet ile bireyler SGK hizmet dökümünü,<br />

tapu bilgilerini alabiliyor; e-nabız, emeklilik<br />

işlemleri, üniversite kaydı, adres değişikliği<br />

bildirimi, e-pasaport gönderi takibi gibi<br />

bir çok işlemi yapabiliyor. Aynı zamanda<br />

e-nabız, e-dava, e-kayıt, e-şirket, e-fatura gibi<br />

uygulamalar e-imza kullanımının bireysel<br />

tarafta yaygınlaşmasını hızlandırıyor.<br />

Kurumlar tasarruf etmek için<br />

e-imzaya yöneldi<br />

İmza süreçlerini zamandan ve mekândan<br />

bağımsız hale getiren e-imza; marka<br />

patent, bilirkişi, ihracat destek ödemesi,<br />

yabancıların çalışma izinleri gibi çeşitli<br />

resmi işlem başvurularında tercih ediliyor. İK<br />

süreçlerinde de kullanılan e-imzadan; çalışan<br />

hizmet sözleşmelerinde, bordro işlemlerinde,<br />

banka talimatlarının gönderilmesinde,<br />

performans, izin, fazla mesai ve masraf<br />

onay formlarında yararlanmak mümkün.<br />

Islak imza gerektiren tüm uygulamalarda<br />

kullanılabilen e-imzanın kurumsal kullanım<br />

alanları arasında; genel kurul, ortaklar<br />

Ipsos tarafından yapılan “Elektronik İmza Kullanım<br />

Alışkanlıkları” araştırmasına göre, e-imza en çok<br />

e-Devlet uygulamaları ve kamu projelerinde kullanılıyor.<br />

İkinci sırada bankacılık işlemleri var. 51 milyon<br />

kullanıcısı olan e-Devlet Kapısı’ndaki pek çok uygulamada<br />

e-imza kullanılabiliyor.<br />

kurulu ve yönetim kurulu kararlarının<br />

imzalanması, bayi ağı iletişimi ve sipariş<br />

süreçleri, elektronik arşivin e-imzalanması,<br />

ihalelere katılım gibi işlemler yer alıyor.<br />

51 milyon kişi e-Devlet<br />

Kapısı’nı kullanıyor<br />

Ekim ayı itibarıyla E-Devlet Kapısı’na kayıtlı<br />

kullanıcı sayısı 51 milyon 160 bin 948 kişiye<br />

ulaşmış durumda. E-Devlet Kapısı’ndan 5<br />

bin 261 farklı hizmet sunulurken, e-Devlet<br />

Kapısı mobil uygulamasından ise 2 bin 807<br />

hizmet veriliyor. E-Devlet Kapısı’nda en fazla<br />

kullanılan ilk üç hizmet ise, hizmet dökümü<br />

sorgulama, dava dosyası sorgulama, HES<br />

kodu üretme ve sorgulama olarak sıralanıyor.<br />

Ayda 5 gün kazandırıyor<br />

Ipsos tarafından gerçekleştirilen “Elektronik<br />

İmza Kullanım Alışkanlıkları” araştırmasının<br />

sonuçları, e-imzanın, ıslak imza karşısında<br />

zaman, iş gücü ve maliyet avantajı<br />

sağladığını ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına<br />

göre, e-imza kullanan bireyler, ayda<br />

ortalama 5 gün kazanıyor. Ortalama 3,5 günde<br />

tamamlanabilen imza süreçleri, e-imza ile<br />

entegre uygulamalarla 1 saatte sonuçlanıyor.<br />

Beş kişiden biri e-imza<br />

kullanıyor<br />

Kullanım alanları giderek artan e-imza hakkında<br />

bilgi veren E-GÜVEN Genel Müdürü<br />

Can Orhun, “E-imza, bireylerin ve kurumların<br />

ıslak imza ile gerçekleştirdikleri işlemlerin<br />

dijital ortamda gerçekleştirilmesini<br />

sağlıyor. Ipsos’un ‘Elektronik İmza Kullanım<br />

Alışkanlıkları’ araştırmasına göre, bireylerin<br />

beşte biri imza gerektiren tüm süreçlerde<br />

elektronik imza kullanmayı tercih ediyor.<br />

Yapılan araştırma, e-Devlet uygulamalarının<br />

ve kamu projelerinin, e-imzanın en fazla<br />

kullanıldığı işlemlerin başında geldiğini<br />

gösteriyor. Sıralamayı; bankacılık işlemleri,<br />

kayıtlı elektronik posta (KEP) işlemleri,<br />

e-fatura, e-defter ve e-arşiv işlemleri takip<br />

ediyor. Araştırmanın sonuçlarının da ortaya<br />

koyduğu gibi, e-imza günümüz iş yapış modellerinin<br />

ayrılmaz bir parçası konuma gelmiş<br />

bulunuyor.” dedi.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Nebula Astro ile çocuklar eğlencenin keyfini çıkarıyor<br />

Yalnızca bir elma büyüklüğünde<br />

olan Anker<br />

Nebula Astro taşınabilir<br />

projektör, 100<br />

inç büyüklüğünde dev<br />

görüntüler sunarak<br />

hem çocukların hem<br />

de ebeveynlerin istedikleri<br />

her yerde eğlenceli vakit geçirebilmelerini<br />

sağlıyor.<br />

Gözünüz arkada kalmayacak<br />

Android 7.1 işletim sistemiyle çalışan taşınabilir<br />

projektör, Netflix ve Amazon Prime’daki<br />

favori dizi ve filmlerin birkaç dokunuşla<br />

izlenebilmesini mümkün kılarken, çocuklar<br />

ise onlar için özel tasarlanan ve ebeveyn<br />

kontrolleriyle kendilerine uygun içerikler izlemelerini<br />

sağlayan YouTube Kids’in keyfini<br />

çıkarabiliyor.<br />

Astro’nun parlak DLP ampulüne merak salan<br />

çocukların gözlerini korumak için Eye<br />

Guard Teknolojisi ile donatılan projektör,<br />

Anker Nebula Astro taşınabilir projektör, pandemi<br />

döneminde evde daha çok vakit geçiren çocuklar<br />

için eğlenceyi her yere taşıyor. Ufak boyutu ile cep<br />

sineması yakıştırmasını hak eden Nebula Astro, 100<br />

ANSI lümen yüksek parlaklık değeri ve 2,5 saatlik pil<br />

ömrüyle evin arzu edilen köşesini sürükleyici bir sinema<br />

salonuna dönüştürüyor…<br />

ampulüne 60 cm yaklaşılması durumunda<br />

projeksiyonu durdurarak önündeki kişinin<br />

gözlerine zarar vermiyor.<br />

2 saatte tamamen şarj oluyor<br />

Astro, 3250 mAh kapasiteli piliyle 2,5 saate<br />

kadar kesintisiz video oynatıp, 14 saate<br />

kadar Bluetooth Hoparlör modunda müzik<br />

çalabiliyor. Pili sıfırdan tam dolu hale<br />

getirmek için yalnızca 2 saat boyunca şarj<br />

etmek yeterli oluyor.<br />

Kumandasının yanı sıra, Nebula Connect<br />

adlı mobil uygulaması aracılığıyla da projektörü<br />

kolaylıkla kontrol etmek mümkün.<br />

Zengin bağlantı yetenekleri<br />

Astro’nun kabiliyetlerini favori HDMI,<br />

USB-C ve Bluetooth cihazlarınızı projektöre<br />

bağlayarak artırabilmek mümkün. Öte yandan<br />

AirPlay üzerinden Apple cihazları kablosuz<br />

olarak Astro’ya bağlayabilir ve favori<br />

içeriklerinizi anında yansıtabilirsiniz.<br />

39


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Siber korsanlar İzmir depreminde<br />

sahneye çıktı<br />

Özellikle doğal afet gibi olağanüstü<br />

süreçlerde pek çok insan, mağdur olanlara<br />

yardım etmek için seferber oluyor.<br />

Bunun bir örneği de 6,6 büyüklüğündeki<br />

depremle sarsılan İzmir’de yaşanıyor.<br />

Güncel verilere göre 114 kişinin hayatını<br />

kaybettiği, 1035 kişinin yaralandığı<br />

deprem sonrasında arama kurtarma<br />

çalışmaları devam ederken gönüllü<br />

vatandaşlar da çalışmalara destek veriyor,<br />

bölgedeki depremzedelerin ihtiyaçlarını<br />

karşılıyor veya maddi yardımda bulunuyor.<br />

Ancak siber saldırganlar, insani duygularla<br />

yapılan bu faaliyetleri bir vurgun<br />

fırsatı olarak görüyor.<br />

<strong>IT</strong> network İzmir depreminin siber korsanları harekete<br />

geçirdiğini söyleyerek vatandaşları uyaran<br />

yerli siber güvenlik ürünleri üreticisi Berqnet<br />

Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu,<br />

“Dolandırıcılar, doğal afet sonrası<br />

insanlarda oluşan duygusal boşluktan faydalanarak<br />

para toplamaya çalışırken siber<br />

saldırganlara da kişisel verileri çalmanın<br />

yolları açılıyor. Bu noktada dolandırılmanın<br />

yanı sıra kişisel verilerinizi çalmak<br />

isteyen korsanların hedefi olabilirsiniz.”<br />

dedi.<br />

Sektör Market<br />

40<br />

“Gönüllü olmak ister<br />

misiniz?” gibi tuzak formlara<br />

dikkat<br />

Depremin ardından gündeme gelen dolandırıcılık<br />

yöntemlerine değinen Berqnet<br />

Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu,<br />

“Geçtiğimiz günlerde sosyal medya ve telefon<br />

uygulamaları üzerinden AKUT Arama<br />

Kurtarma Derneği’nin bazı ürünlere<br />

ihtiyacı olduğu belirtilerek iban numarasına<br />

bağış yapılması istenen paylaşımlar<br />

gündeme gelmiş; dernek, kendi resmi<br />

sitesinde yayınlanmadığı sürece bu paylaşımlara<br />

itibar edilmemesi konusunda<br />

vatandaşları uyarmıştı. Yardımlaşmanın<br />

bu denli yoğun olduğu zamanlarda insanları<br />

zayıf noktalarından vurmanın peşinde<br />

olan siber saldırganların da “İzmir’e<br />

Bağış”, “İzmir’e Yardım” gibi çağrılarla<br />

yalnızca paranın değil kişisel verilerin de<br />

peşinde olduğunu görüyoruz. Bu yüzden<br />

resmi sitelerde ve resmi sosyal medya<br />

hesaplarında paylaşılmadığı sürece bu<br />

tür çağrılara inanmamak ve paylaşılan<br />

Siber korsanlar İzmir depreminin ardından yardımsever<br />

vatandaşları hedef almaya başladı. Doğal afetlerin<br />

siber saldırganlar için bir vurgun fırsatı olduğunu<br />

söyleyen Berqnet Firewall Genel Müdürü Hakan<br />

Hintoğlu, “Akut gönüllüsü olmak ister misiniz?” veya<br />

“AFAD’a katılın” gibi tuzak formlarla kişisel verileriniz<br />

çalınıyor olabilir” dedi.<br />

herhangi bir bağlantıya tıklamamak çok<br />

önemli. Çünkü “Akut gönüllüsü olmak<br />

ister misiniz?”, “AFAD’a katılın” gibi tuzak<br />

formlarla kişisel verileriniz çalınıyor olabilir”<br />

diye uyardı.<br />

“Toplumsal olaylar<br />

saldırganlar için her zaman<br />

fırsat niteliği taşıyor”<br />

Ülkemizde ve dünyada gelişen toplumsal<br />

ve kitlesel olayların siber saldırganlar için<br />

her zaman birer fırsat niteliği taşıdığını<br />

belirten Hintoğlu: “Bunu koronavirüs<br />

sürecinde de görüyoruz. Pandeminin<br />

başlamasıyla birlikte koronavirüs içeren<br />

alan adları alınarak birçok fidye saldırısı<br />

planlanıyor ve koronavirüs temalı alan adları<br />

yüzde 50 daha fazla zararlı yazılım riskine<br />

sahip. Çünkü böyle hassas dönemlerde<br />

siber korsanlar yeni tuzaklar kurmakta<br />

asla gecikmiyorlar. Örneğin yine pandemi<br />

döneminde kendilerini ‹CİMER Duyuru<br />

Grubu’ olarak adlandıran siber korsanlar,<br />

‘gerçek zamanlı koronavirüs haritaları’ adı<br />

altında zararlı yazılımların yüklü olduğu<br />

uygulamaları vatandaşların kimlik ve<br />

banka bilgileri gibi kişisel verilerini ele geçirmek<br />

için kullanmaya başladı. Deprem<br />

gibi doğal afetlerin yaşandığı dönemlerde<br />

artan duyarlılığı da fırsat bilen siber saldırganlar,<br />

bu gibi dönemlerde faaliyetlerini<br />

yoğunlaştırarak farkındalık düzeyi düşük<br />

olan kişi ve kurumları tehdit etmeye<br />

devam ediyor” diyerek konunun önemini<br />

vurguladı.<br />

Siber güvenlik hayati önem<br />

taşıyor<br />

İnternet ortamında yapılan<br />

bilinçsiz davranışlar ve ufak sanılan<br />

dikkatsizliklerin, geri dönüşü olmayan<br />

maddi ve manevi kayıplara yol<br />

açabileceğine dikkat çeken Hakan Hintoğlu,<br />

önlem almanın tıpkı doğal afetler<br />

gibi siber saldırılardan korunmada da<br />

hayati önem taşıdığını ifade etti. Hintoğlu,<br />

“İnternet kullanıcıları, çeşitli vaatlere<br />

aldanarak tek tıkla bilgisayarlarının şifrelenmesine<br />

ve hassas bilgilerinin saldırganlar<br />

tarafından ele geçirilmesine izin<br />

verebiliyor. Özellikle de duygularla hareket<br />

edilen deprem gibi doğal afetlerin meydana<br />

geldiği zorlu süreçlerde siber korsanlara<br />

gün doğuyor. Dernek üyeliği, gönüllü<br />

çalışmalara katılım formları, üyelik aidatı<br />

gibi pek çok yolla vatandaşların yalnızca<br />

parası değil, kart şifreleri, kimlik bilgileri,<br />

parolaları ve hesap bilgileri de çalınıyor.<br />

Akabinde başlayan fidye isteme süreci ise<br />

yerine konulamayacak kayıplar yaşanmasına<br />

neden olabiliyor. Bu kayıpların yaşanmaması<br />

için başta bireysel siber güvenlik<br />

farkındalığının artırılması gerekiyor. Siber<br />

güvenlik önlemlerinin alınmasına imkan<br />

veren firewall ve antivirüs gibi çözümlerin<br />

kullanılması ise hayati önem taşıyor” şeklinde<br />

konuştu.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Sağlıklı gülüşler için HONOR’dan akıllı diş fırçası<br />

HONOR’un akıllı ürün stratejisi kapsamında geliştirdiği<br />

HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş Fırçası, tek<br />

şarjla 6 aylık kullanım, sesten daha hızlı titreşim özelliği<br />

ve farklı akıllı modlarıyla bir diş fırçasından çok<br />

daha ötesini sunuyor.<br />

HUAWEI Technologies çatısı altında gençlere<br />

yönelik teknolojik ürünleriyle değer yaratan<br />

HONOR, 1+8+N akıllı ekosistem stratejisi<br />

kapsamında sağlıklı yaşama yönelik yeni<br />

ürünlerinden HONOR Choice Usmile Sonic<br />

Elektrikli Diş Fırçası’nı da kullanıcıyla buluşturmaya<br />

hazırlanıyor. Akıllı birçok özelliğe<br />

sahip olan bu diş fırçası, ağız sağlığına<br />

önem veren teknoloji meraklılarının gözdesi<br />

olmaya aday.<br />

HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş<br />

Fırçası, içerisinde yer alan sonic drive teknolojisi<br />

sayesinde dakikada 38 bin kez titreşimle<br />

diş macununu, dişleri derinlemesine temizleyebilen<br />

ince köpüğe dönüştürebiliyor.<br />

Bu ince köpük, diş aralarında kalan yemek<br />

artıklarını, plağı ve parçaları derinlemesine<br />

temizliyor. Dört farklı temizleme modu<br />

bulunan fırça, bu sayede istenilen türde bir<br />

temizliği de mümkün kılıyor. Varsayılan<br />

modda belirli bir güçte titreşerek temizleme<br />

gerçekleştiren Usmile Sonic Elektrikli<br />

Diş Fırçası, Beyazlık Modu’nda ise iki farklı<br />

frekans arasında titreşimi değiştirerek, daha<br />

beyaz dişler sağlıyor. Temizlik ve Yumuşak<br />

gibi iki farklı moda daha sahip olan fırça, her<br />

modda her bölgeyi en az 30 saniye temizlemeniz<br />

için 30 saniye sonrasında titreşerek<br />

sizi uyarıyor. Toplamda 2 dakika kullanımdan<br />

sonra ise otomatik olarak durarak gerekli<br />

fırçalama süresini de belirlemiş oluyor.<br />

Farklı türde temizlik için iki<br />

farklı uç<br />

Usmile Sonic Elektrikli Diş Fırçası, iki farklı<br />

uçla birlikte sunuluyor. Beyazlık için özel<br />

geliştirilen uç, DuPont tarafından geliştirilen<br />

ve elmas şekilli kıllar barındırıyor. Bu sayede<br />

normal fırçalara göre yüzde 30 daha iyi<br />

temizleme imkânı sunuyor. Ayrıca bu fırça,<br />

kullanımla birlikte beyazlaşmaya başlayarak,<br />

fırça değiştirme zamanının geldiğini<br />

de göstermiş oluyor. Yumuşak uçlu bir fırça<br />

ise DuPont’un yuvarlak uçlu fırça kılları sayesinde<br />

diş hassasiyeti olan kişilere daha<br />

uygun.<br />

Fırça içerisindeki akıllı sensörler sayesinde<br />

ise dişlerinize aşırı bastırdığınızda bunu algılayarak<br />

yavaşlıyor ve dişlerinizi de koruyor.<br />

6 ay boyunca şarja gerek yok!<br />

HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş<br />

Fırçası, neredeyse bir akıllı telefonunki kadar<br />

2500mAh’lik geniş kapasiteli bataryasıyla<br />

ve verimli enerji tasarrufu algoritması<br />

sayesinde, günde iki defa ikişer dakikalık<br />

kullanımla 6 ay boyunca şarj ihtiyacı duymuyor.<br />

Pili dolduğunda ise otomatik olarak<br />

şarj durarak, pil performansını korumaya<br />

da yardımcı oluyor. Fırça hiç kullanılmadan<br />

beklediğinde ise 1 yıla kadar şarjını korur.<br />

IP7X suya dayanıklılık sertifikası bulunan<br />

diş fırçası, 1 metre derinlikteki suda 30 dakika<br />

boyunca durabiliyor. Bu sayede fırçanızı<br />

tamamen suyun altında yıkayarak hijyenini<br />

de sağlayabilirsiniz.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Dynabook Türkiye kurumsal PC pazarına girdi<br />

dynabook, verimliliği artıran ve iş hayatının zorluklarına<br />

çözüm sağlayan yenilikçi ürün ve çözümleriyle<br />

Türkiye kurumsal PC pazarına giriş yapıyor…<br />

Dynabook Europe, Türkiye’de kurumsal PC<br />

pazarına girdiğini duyurdu. Sharp Corporation,<br />

2018’de Toshiba Client Solutions’ı<br />

satın aldığında bu birimi dynabook olarak<br />

yeni bir markaya dönüştürdü. Toshiba’nın<br />

35 yılı aşkın dizüstü bilgisayar mirası üzerine<br />

inşa edilen dynabook, dünya genelindeki<br />

markalaşma ve genişleme sürecine devam<br />

ediyor. dynabook, EMEA bölgesindeki mevcut<br />

büyüme stratejisinin en son adımı olarak<br />

Türkiye’de kurumsal PC pazarına giriş<br />

yapıyor. Türkiye’de kurumsal PC pazarının<br />

güçlü isimlerinden biri olmayı ve farklı bir<br />

B2B portföyü sunmayı hedefleyen dynabook,<br />

Türkiye’nin önde gelen teknoloji distribütörlerinden<br />

biri olan Aktepe Bilişim ile distribütörlük<br />

anlaşması imzaladı.<br />

Türkiye’de bilgisayar çözümleri pazarına<br />

girmekten büyük bir heyecan duyduklarını<br />

belirten Dynabook Europe Türkiye İş Birimi<br />

Direktörü Ronald Ravel, “Türkiye’deki KOBİ<br />

ekosistemi olağanüstü büyüme yetenekleri<br />

ve iş gereksinimleri ile çok heyecan verici bir<br />

pazar. <strong>2020</strong>’nin ilk 5 ayında Türkiye’deki BT<br />

teknoloji ürünleri satışlarında yüzde 12’lik<br />

bir artış gerçekleştiğini görüyoruz. Günlük<br />

mevcut ekonomi süreçleri dijitalleşmeyi,<br />

mobiliteyi ve her zaman etkileşimde olmayı,<br />

işletmeler için temel rekabet avantajı haline<br />

getiriyor. Bu gerçeklik de kurumsal BT sektöründe<br />

yeni bir vizyonu gerektiriyor” dedi.<br />

Ravel sözlerine şöyle devam etti:<br />

“Türkiye›deki varlığımızı güçlendirmeyi<br />

ve B2B alanında lider yenilikçi teknoloji<br />

çözümleri sağlayan bir şirket olmayı<br />

amaçlıyoruz. İşletmelerin dijital dönüşüm<br />

gibi zorlukların üstesinden gelmelerine ve iş<br />

güçlerini mobil hale getirmelerine yardımcı<br />

olmak istiyoruz. Toshiba’nın 30 yılı aşkın<br />

mühendislik mükemmelliğinden güç alan<br />

ve artık Sharp’ın AIOT teknolojilerinden,<br />

tedarik ve üretim yeteneklerinden faydalanan<br />

ürün portföyümüz, tüm bu dönüşüme<br />

mükemmel bir şekilde uyuyor. Küçük ve orta<br />

ölçekli işletmelerin iş yeteneklerini güçlendirmek<br />

için tasarlanan dynabook’un pazar<br />

stratejisi, yerel paydaşlarla yakın ilişkiler<br />

kurmaya dayanıyor. Aktepe ile olan iş birliğimiz<br />

Türkiye kurumsal PC pazarında lider<br />

konuma yerleşmemizde büyük rol oynayacak.”<br />

Türkiye kurumsal PC pazarındaki iddialı<br />

büyüme hedeflerinin altını çizen Aktepe Bilişim<br />

Satış Direktörü Gökmen Aktepe, “Sürekli<br />

gelişen kurumsal BT pazarının öncü<br />

şirketlerinden biri olan dynabook ile iş birliği<br />

yapmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Bilgisayar<br />

satışları dünya genelinde artmaya<br />

devam ediyor. Canalys’e göre <strong>2020</strong> yılının<br />

üçüncü çeyreğinde son on yılın rekoru kırıldı.<br />

CONTEXT verilerine göre de Türkiye›deki<br />

dizüstü PC satışları, <strong>2020</strong> yılının ilk 5 ayında<br />

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63<br />

arttı. İş dünyası ve kamu sektörü, ‘yeni normale’<br />

yönelik özel gereksinimleri karşılayan,<br />

özel olarak tasarlanmış tekliflere ihtiyaç<br />

duyuyor. dynabook’un KOBİ’ler ve kurumların<br />

yanı sıra özel ve kamu sektöründeki işletmeler<br />

için birçok farklı segmentte hızla ilk<br />

tercih haline geleceğine inanıyorum” dedi.<br />

41


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Dynabook, Intel 11.Nesil işlemcili iki<br />

yeni premium modelini duyurdu<br />

Gücünü yüksek performans sunan 28W işlemcilerden<br />

alan 13,3 inç Portégé X30L-J, hafifliği ve küçük<br />

boyutlarıyla dikkat çekerken; en son Intel® teknolojileriyle<br />

donatılan 14 inç Portégé X40-J, yeni mobil çalışma<br />

dünyası için özel tasarımıyla öne çıkıyor…<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

42<br />

Dynabook Europe GmbH, iş dünyasına<br />

yönelik premium ürünlerden oluşan<br />

Portégé ürün ailesinin iki yeni modelini<br />

duyurdu. Gücünü 11. Nesil Intel® Core<br />

işlemcilerden alan sadece 906 g ağırlığındaki<br />

Portégé X30L-J ve Portégé X40-J,<br />

üstün performansı, gelişmiş grafik özelliklerini<br />

ve uzun pil ömrünü küçük ama<br />

sağlam bir form faktöründe bir araya<br />

getiriyor.<br />

Hızlı ve ince<br />

Yeni modeller güçlerini Intel’in en son 11.<br />

Nesil 10nm dört çekirdekli Intel® Core<br />

işlemcilerinden alıyor. İnce ve şık tasarıma<br />

sahip bu iki yeni model, mobil kullanıcılara<br />

en iyi performansı sunmak üzere<br />

Intel’in yeni yüksek güçlü 28 Watt i3,<br />

i5 ve i7 işlemcilerini içeriyor. 32 GB DDR4<br />

3200 MHz çift kanallı belleğe sahip olan<br />

her iki model, kullanıcılara gün boyunca<br />

rahat çalışma olanağı sağlamak için<br />

ultra hızlı PCIe SSD depolama (1 TB’ye<br />

kadar) seçeneği sunuyor. Geleneksel olarak<br />

ayrı ekran kartlarıyla ilişkilendirilen<br />

performans ve görsel düzeylerine ulaşmak<br />

için her iki model de yeni Intel® Iris®<br />

Xe GPU ile birlikte geliyor.<br />

Güçlü tasarım<br />

Yenilenmiş renklerle, tamamen yeni bir<br />

tasarım kullanılarak üretilen ilk modeller<br />

olan Portégé X30L-J ve Portégé X40-J,<br />

ekran alanını en üst düzeye çıkaran ve<br />

boyutu en aza indiren dört tarafında<br />

ince çerçevesi, kasası ve menteşeleriyle<br />

yepyeni bir görünüme ve hisse kavuştu.<br />

Her iki modelin de dokunmatik FHD In-<br />

Cell ekran ve Privacy filtresi dahil olmak<br />

üzere farklı ekran seçenekleri bulunuyor.<br />

X30L-J’nin ek olarak 470 N<strong>IT</strong> parlaklığa<br />

ve düşük güç tüketimine sahip parlak<br />

13,3 inç Sharp IGZO FHD mat ekran<br />

seçeneği bulunuyor 180 derecelik açıya<br />

sahip sağlam menteşelerle donatılan<br />

her iki model kolay paylaşım için masa<br />

üzerinde düz bir şekilde açılabiliyor. Arkadan<br />

aydınlatmalı çerçevesiz klavyesi<br />

ve “cam hissi” veren hassas dokunmatik<br />

yüzeyi (Precision TouchPad) ve isteğe<br />

bağlı parmak izi okuyuculu SecurePad<br />

ile ergonomik bir kullanıcı deneyimi sunuyor.<br />

Yeni Portégé modelleri, kullanıcılara dizüstü<br />

bilgisayarlarının en zorlu çalışma<br />

koşullarında dahi kolayca kullanabilecekleri<br />

konusunda gönül rahatlığı sağlamak<br />

için MIL STD 810G standardını<br />

karşılayacak şekilde tasarlandı. X30L-J,<br />

sağlamlık ve esneklik arasında mükemmel<br />

bir denge için hafif magnezyum alaşımlı<br />

bir kasaya sahip. Yeni ayrı Airflow<br />

soğutma sistemi, her iki cihazın da optimum<br />

sıcaklıklarda çalışmasını sağlıyor.<br />

Dizüstü bilgisayarları yükselten yeni<br />

lastik ayaklar ise daha fazla soğutma,<br />

stabilite ve konfor sağlıyor.<br />

Hareket halindeyken<br />

kullanıma hazır<br />

15 saate (X30L-J) ve 14 saate (X40-J) kadar<br />

etkileyici bir pil ömrüne¹ sahip olan<br />

cihazlar hareket halindeyken priz bulma<br />

endişelerini ortadan kaldırıyor. Ayrıca,<br />

hızlı şarj işlevi yalnızca 30 dakikada yüzde<br />

40 şarj sağlayarak bir kahve molasıyla<br />

iş gününün geri kalanı için yeterli pil<br />

ömrü sağlıyor. Her iki dizüstü bilgisayar<br />

da anında açılabilme yeteneği bulunuyor.<br />

Bu, bilgisayarın açılması ve kullanıma<br />

hazır hale gelmesi arasındaki süreyi<br />

en aza indiriyor. Aklınıza herhangi bir<br />

fikir geldiğinde bilgisayarınızı hızla açıp<br />

fikrinizi uygulamaya geçirebiliyorsunuz.<br />

En son bağlantı teknolojileri<br />

X30L-J ve X40-J, hem kablosuz hem de<br />

kablolu bağlantı seçenekleriyle herhangi<br />

bir çalışma ortamına kolayca uyum sağlıyor.<br />

Her ikisinde de yeni Thunderbolt 4<br />

destekli iki adet USB-C bağlantı noktası<br />

bulunuyor. Tek seferde cihazlarını şarj<br />

edebiliyor, dosya aktarabiliyor ve bağlanabiliyor.<br />

Ayrıca tam boyutlu HDMI<br />

bağlantı noktası, iki USB 3.1 Type-A bağlantı<br />

noktası, 3.5 mm ses jak girişi ve taşınabilir<br />

depolama ihtiyaçları için mikro<br />

SD kart yuvası bulunuyor. X30L-J üzerinde<br />

daha fazla bağlantı seçeneği için RJ45<br />

Ethernet girişi bulunuyor. Her iki modelde<br />

kablosuz bağlantı için en son Intel®<br />

802.11ax (WiFi 6) + BT 5.1 modülü bulunuyor.<br />

X30L-J, 2021 yılından itibaren<br />

isteğe bağlı LTE seçeneği de sunacak.<br />

Dynabook Türkiye İş Birimi Direktörü<br />

Ronald Ravel, “Artık her zaman her yerde<br />

olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Hem<br />

iş hem de günlük hayatımızın gelişen ihtiyaçları,<br />

kullanıcıların bu yaşam tarzına<br />

ayak uydurmakla kalmayıp kendisiyle<br />

birlikte gelişebilen bir cihaza ihtiyaç<br />

duymaları anlamına geliyor. Bu iki yeni<br />

modelimiz, kullanıcılara ihtiyaç duydukları<br />

her yerde kesintisiz üretkenlik,<br />

yaratıcılık ve iş birliği için gereken her<br />

şeyi sağlayarak sürekli yenilik vizyonumuzu<br />

hayata geçiriyor. Sharp Corporation’ın<br />

tam mülkiyetinde olmalarından<br />

bu yana Dynabook tarafından piyasaya<br />

sürülen ilk cihazlar olan bu modeller,<br />

gelecekteki teknolojiler için bir mihenk<br />

taşı olma özelliği taşıyor ve 35 yıllık mirasımızda<br />

heyecan verici yeni bir sayfa<br />

açıyor” dedi.<br />

Kasa gibi sağlam güvenlik<br />

X30L-J ve X40-J, Dynabook’un şu an ve<br />

geleceğin siber tehditlerine karşı koruma<br />

sağlayan Microsoft’un katı Güvenli<br />

Çekirdek cihaz gerekliliklerini karşılayan<br />

her geçen gün daha da büyüyen cihaz<br />

portföyüne katılıyor. Yeni modeller<br />

Dynabook’un özel BIOS’u ve kullanıma<br />

hazır donanım, yazılım ve kimlik korumadan<br />

oluşan özel bir güvenlik kombinasyonunu<br />

bir araya getiriyor. Her iki<br />

cihaz kurumsal düzeyde şifreleme, yüz<br />

tanıma ve parmak izi ile kimlik doğrulama<br />

ve gizlilik için Web kamerası kapağı<br />

içeriyor. Cihazdan uzaklaşıldığında<br />

çalınmayı önlemek için her iki cihazın<br />

üzerinde güvenlik kilidi bulunuyor. Bu,<br />

cihazlarından uzaklaşmak durumunda<br />

kalan kullanıcılara gönül rahatlığı sağlıyor.<br />

Her iki cihazda FHD Privacy ekranı<br />

ile yapılandırılabiliyor. Bu sayede ekran<br />

içeriği klavyede tek bir tuşa basarak ekran<br />

görünür hale getirilebiliyor.<br />

Portégé X30L-J ve X40-J, <strong>2020</strong> <strong>Kasım</strong> ayı<br />

içinde satışa sunulacak.


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Alneo, 2021’de sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor<br />

Albaraka Türk tarafından hayata geçirilen insha Ventures<br />

çatısı altında hizmet veren yeni nesil dijital ödeme uygulaması<br />

Alneo, 2019 yılı başından beri sürdürdüğü faaliyetlerinde<br />

başarılı büyümesiyle dikkat çekiyor. Alneo, bugün<br />

50’yi aşkın sektörde, ortalama 20 bine yakın müşterisiyle<br />

Türkiye’nin akıllı telefonlarını POS cihazına dönüştürüyor…<br />

Dijital bankacılığın hızlı, işlevsel uygulaması<br />

Alneo, fiziksel POS cihazından bağımsız<br />

olarak şirketlerin kolay tahsilat almasına ve<br />

müşterilerin daha pratik ödeme yapabilmelerine<br />

imkan sağlayan yeni nesil bir ödeme<br />

platformu olarak hayata geçirilmişti. Türkiye’nin<br />

ilk yapay zeka destekli, kolay ve hızlı<br />

ödeme platformu olan Alneo ile geleneksel<br />

POS cihazı olmadan tüm kredi kartlarından,<br />

zaman ve mekandan bağımsız ödeme<br />

alınabiliyor. Sanal POS altyapısı kullanarak<br />

tahsilat ve ödeme yapılabilen sistemde; karekod,<br />

OCR (Kart okuma) teknolojileri veya<br />

sms ve e-posta ile link gönderme seçenekleri<br />

mevcut.<br />

“Aylık yüzde 30 büyüme<br />

oranlarına ulaştık”<br />

Alneo uygulaması piyasaya ilk çıktığı günden<br />

bu zaman kadar ulaştığı 20 bine yakın<br />

müşterisinin yüzde 60’ı tarafından aktif<br />

olarak kullanılıyor. Bugüne kadar yaptığı<br />

100 binden fazla işlemin 200 milyon TL’den<br />

fazla hacmi bulunurken, bu işlem adedi ve<br />

hacminin daha da arttığını söyleyen Alneo<br />

Direktörü Zehra Aksoy ayrıca “Uygulama,<br />

hayata geçtiği günden bu yana aylık yüzde<br />

30 büyüme oranlarına ulaştı. Biz, Alneo ile iş<br />

yerlerinin ödeme almak için POS cihazlarını<br />

yanlarında taşıma derdinden kurtarmakla<br />

kalmadık, hayatlarını kolaylaştırmak için<br />

onları yakından takip etmeye devam ediyoruz.<br />

Şu an hazır giyim sektöründen 1500,<br />

gıda sektöründen 1000, otomotiv sektöründen<br />

600 aktif POS kullanıcısına uygulamamız<br />

ile ödeme alanında ayrıcalıklar sağlıyoruz.<br />

Kuaförlerden, özel ana okullarına kadar<br />

50’den fazla sektör tarafından tercih ediliyoruz.<br />

Bu kadar farklı sektörden bu kadar fazla<br />

müşterimizin olması ve bu müşterilerimizin<br />

uygulamayı aktif olarak kullanması güçlü<br />

ekibimiz ve altyapımız ile ödeme tarafında<br />

çok çeşitli sektörlerin müşterilerinin taleplerini<br />

karşıladığımızı gösteriyor” diyerek sözlerine<br />

devam etti.<br />

2021’de ödeme alma çeşitleri<br />

artacak<br />

Alneo, 2021 yılında uygulamanın kullanım<br />

alanını artırmak için çalışmalarını sürdürüyor.<br />

Yeni yılda, online şube hizmeti vermeye<br />

başlayacak olan Alneo ayrıca, doğrudan Alneo<br />

Pos uygulamasına entegre çalışacak fiziksel<br />

kart okuyucuyu da hayata geçirmeye<br />

hazırlanıyor. Fiziksel Kart Okuyucu ile 4 adet<br />

olan ödeme alma çeşidi artmış olacak.<br />

Alneo, iş yerlerinin hayatını<br />

kolaylaştırıyor<br />

Alneo Üye İş Yeri uygulaması ile şirketler,<br />

hat/işletim bedeli, sabit ücret, rulo masrafı,<br />

taahhüt ve kota hedefi olmaksızın birden<br />

fazla POS cihazıyla yürütülen karmaşık kredi<br />

kartı tahsilatlarını kolayca yönetebiliyor.<br />

Alneo Üye İşyerleri tahsilatlarını gerçekleştirmek<br />

istediği müşterilerine SMS/Link ile<br />

ödeme talimatı göndererek ödemelerini tahsil<br />

edebiliyor.<br />

Alneo Cüzdan uygulaması ise tüm banka/<br />

kredi kartlarını tek bir dijital cüzdan altında<br />

saklıyor. Müşteriler, Alneo Üye İşyerleri’nde<br />

karekod kullanılarak hızlı ve güvenli bir ödeme<br />

gerçekleştirebildiği gibi OCR teknolojisi<br />

de doğrudan banka/kredi kartı detaylarını<br />

paylaşarak güvenli bir şekilde ödeme gerçekleştirebiliyor.<br />

Alneo Cüzdan uygulaması<br />

ile müşteriler, tüm kredi kartlarını bu dijital<br />

cüzdana tanımlayarak alışverişlerinde<br />

istediği bankanın kredi kartını gönül<br />

rahatlığıyla kullanabiliyor ve ödemelerini<br />

tek çekim veya taksitle kolayca yapabiliyor.<br />

Alneo’nun avantajları:<br />

- Bütün kartlara taksit imkanı var.<br />

- Tahsilatlar, ertesi gün iş yerlerinin hesabına<br />

aktarılıyor.<br />

- Hızlı ve kolay seçeneklerle zamandan tasarruf<br />

sağlıyor.<br />

- 3D Secure, GO, PCI DSS sertifikalı sistemler<br />

ile güvenli ödeme imkanı sunuyor ve uzman<br />

ekibi ile iş yerlerini 7/24 dolandırıcılıktan koruyor.<br />

- Anında destek ve özel kampanyalar sunuyor.<br />

- Yıllık POS ücreti yok.<br />

- POS kurulum bedeli yok.<br />

- Hat işletim ücreti yok.<br />

- Hizmet bedeli yok.<br />

- Verimsizlik ücreti ve taahhüt yok.<br />

- Kota yok.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Geleceğin televizyonu ‘Vestel Andoid TV’ görücüye çıktı<br />

Geçen yıl Barselona’da<br />

düzenlenen Mobil Dünya<br />

Kongresi’nde Android<br />

P işletim sistemi ile<br />

çalışan Android TV’yi<br />

üreteceğini duyuran<br />

Vestel, ilk ürününü satışa sundu. İçeriği keşfetmek<br />

ve önermek için uygun ve kullanışlı bir yol<br />

sunarak kullanıcılara benzersiz bir televizyon<br />

deneyimi yaşatacak olan Android TV’nin özellikleri<br />

arasında; sesle komut edilebilen Bluetooth<br />

kumandası, Google Assistan desteği, Dahili<br />

Chromecast gibi birçok yenilik bulunuyor. Vestel<br />

Android TV ile kullanıcılar, gişe rekorları kıran<br />

son filmlere, canlı maç sonuçlarına anında<br />

erişebilmenin yanı sıra aynı ekran üzerinden<br />

sesle televizyon ve içerik yönetimi yapabiliyor.<br />

Vestel Android TV, Dahili Chromecast (ChromeCast<br />

Built-in) özelliği sayesinde ekstra<br />

Vestel, Android P işletim sistemli yeni ürünü Android TV’yi<br />

tanıttı. Android TV’nin özellikleri arasında sesle komut<br />

edilebilen Bluetooth kumandası, Google Assistant desteği,<br />

Dahili Chromecast gibi birçok yenilik bulunuyor.<br />

ekipmana ihtiyaç duymadan mobil cihazlarından<br />

medya ve ekran görüntüsü aktarabiliyor.<br />

Google ve Netflix sertifikalarına sahip Vestel<br />

Android TV, Lisanslı AndroidTV ürünlerinde<br />

bulunması gereken güvenlik standartlarını da<br />

yerine getirebiliyor.<br />

4 GB DAHİLİ HAFIZAYA SAHİP<br />

Google tarafından dizayn edilmiş reference+<br />

platformu sayesinde AndroidTV’ler için<br />

özelleşmiş 3 binin üzerinde uygulamaya Vestel<br />

kalitesinde erişim imkanı sağlayarak gelişmiş<br />

bir kullanıcı deneyimi sunacak olan Vestel<br />

Android TV, 4GB dahili hafızaya ve 4GB işletim<br />

sistem hafızasına sahip. Vestel’in son teknolojiye<br />

sahip Android televizyonu, DTS HD, Dolby<br />

Audio Processing ve Dolby Atmos teknolojileri<br />

ile yüksek kaliteli ses, HDR10 ve Dolby Vision<br />

teknolojileri ile de yüksek kaliteli video deneyimi<br />

sunuyor.<br />

43


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

İnternetten alışveriş yaparken<br />

şirketin bilgilerini mutlaka kontrol edin<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

44<br />

“Ürün alırken nelere dikkat etmeli”, “İlgili<br />

firmayla sorun yaşanırsa nasıl bir yol<br />

izlenmeli” sorularının cevabını Kakıcı &<br />

Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından<br />

Avukat Elvan Kakıcı Şimşek verdi.<br />

İnternetten alışveriş yapmak hala birçok<br />

insan için şüpheler barındıran bir konu.<br />

Türkiye’de uzun bir geçmişe sahip olan<br />

e-ticaret sektörü, büyük bir potansiyele<br />

sahip. Kredi kartı bilgilerinin kötü niyetli<br />

kişilerin eline geçmesi, sipariş verilmesine<br />

rağmen ürünün alıcıya ulaşmaması,<br />

ürünün vaat edilen kalitede olmaması gibi<br />

faktörler internetten alışverişin riskleri<br />

arasında.<br />

Şirketlerin kurumsal kimlikleri<br />

kontrol edilmeli<br />

Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından<br />

Avukat Elvan Kakıcı Şimşek,<br />

“Bilindik çoklu ürün satış sitelerinin aracı<br />

hizmet sağlayıcılardır. Bu ve benzeri<br />

sitelerde ürün veya hizmet sunanlar ise<br />

hizmet sağlayıcılardır” diyerek, Aracı hizmet<br />

sağlayıcılarının, çeşitli yükümlülükleri<br />

vardır. Bunlardan biri alıcılara bilgi<br />

verme yükümlülüğüdür. Aracı hizmet<br />

sağlayıcıları kendilerine ait elektronik ortamda<br />

kendilerine ait kurumsal kimlik ve<br />

iletişim bilgilerini mutlaka bulundurmak<br />

zorundadır. Bu bilgiler aracı hizmet sağlayıcılarının<br />

kayıtlı elektronik posta adresi,<br />

telefon numarası, varsa işletme adı veya<br />

tescilli marka, ticaret unvanı, MERSİS<br />

numarası ve merkez adresidir. Dolayısıyla<br />

alışveriş yapan müşteriler, alışveriş yaptıkları<br />

aracı hizmet sağlayıcının iletişim<br />

bilgilerinin varlığını, adreslerini ve kurumsal<br />

kimliklerini kontrol etmelidir. Şeklinde<br />

görüşlerini dile getirdi.<br />

Kakıcı Şimşek, e-ticarette aracı hizmet<br />

sağlayıcıların dikkat edilmesi gereken<br />

noktaları anlattı: “Aracı hizmet sağlayıcı,<br />

siparişe ilişkin bazı ayırt edici bilgileri de<br />

belirtmekle yükümlüdür. Bu bilgiler; ödenecek<br />

toplam tutar, sipariş özeti ve sipariş<br />

özetini değiştirebilecek teknik imkânlardır.<br />

Dolayısıyla müşteriler, satın alma esnasında<br />

siparişlerine ilişkin bilgilerinin de<br />

yer alıp almadığını kontrol etmelidirler.<br />

Pandemi süreciyle birlikte hız kazanan internet<br />

üzerinden alışverişler, bir diğer adıyla e-ticaret bazı<br />

riskleri de beraberinde getiriyor. Alışveriş için mağaza ve<br />

alışveriş merkezlerini gezmek yerine bulunduğu yerden<br />

sipariş vererek ürünü elde etme yolunu tercih eden<br />

tüketiciler, alışveriş yaparken sahte ve paravan sitelerle<br />

çok cazip fiyatlar sunanlara dikkat etmeli. Aracı hizmet<br />

sağlayıcıların da önemli sorumlulukları var.<br />

Tüketici açık, sade ve anlaşılır<br />

bir dille aydınlatılmalı<br />

Ayrıca aracı hizmet sağlayıcılar kişisel verileri<br />

korumakla yükümlüdür dolayısıyla<br />

müşteri açık bir şekilde kişisel verilerinin<br />

korunmasını ihlal eden bir hal görüyorsa<br />

buna da dikkat etmelidir. Yine aracı hizmet<br />

sağlayıcısının satış gerçekleşmeden<br />

önce tüketiciyi açık, sade ve anlaşılır bir<br />

dille aydınlatma yükümlülüğü vardır. Bu<br />

yükümlülük uyarınca aracı hizmet sağlayıcı;<br />

mal alım-satımı, olası uyuşmazlıklar<br />

ve kişisel verilerin korunması hakkında<br />

bilgiler vermeli ve alıcılar için iletişim bilgilerini<br />

ve adreslerini mutlaka belirtmelidir.<br />

Ayrıca tüketicinin cayma hakkının ön bilgilendirme<br />

formunda ve mesafeli satış sözleşmesinde<br />

belirgin bir şekilde, uygulamada<br />

16 punto göstermeleri gerekmektedir.<br />

Bu madde haricindeki maddelerin ise 12<br />

puntolu bir şekilde yazılması gerekmektedir.<br />

Alıcı bu hallerin mevcut olup olmadığını<br />

da incelemelidir.<br />

Ciddi idari para cezaları var<br />

İlgili maddeye göre, aracı hizmet<br />

sağlayıcılar, gerçek ve tüzel kişiler<br />

tarafından sağlanan ürünlerin içeriklerini<br />

kontrol etmek ya da içeriğe konu mal veya<br />

hizmetin hukuka uygun olup olmadığını<br />

araştırmakla yükümlü değillerdir. Ancak<br />

hizmet sağlayıcısı ile tüketici arasındaki<br />

iletişimi sağlayacak bilgileri platformda<br />

bulundurmalıdır. Elektronik Ticaretin<br />

Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da aracı<br />

hizmet sağlayıcılar açısından yaptırımlar<br />

ayrıntılı düzenlenmemişse de Türk<br />

Ceza Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri<br />

Kanunu, Kişisel Verilerin Korunması<br />

Kanunu açısından önemli sorumlulukları<br />

bulunmaktadır. Ciddi idari para cezaları<br />

ile karşı karşıya gelebilmektedirler. Sayılı<br />

sebeplerle aracı hizmet sağlayıcıların<br />

yaratmış olduğu ürün ve hizmet satım<br />

platformları tüketiciye muhatap<br />

oluşturacak, sorunlarına çözüm bulacak<br />

bilgi ve yükümlülüklerini de aydınlatma<br />

metinlerinde bilahare barındıracaktır.<br />

İl Müdürlüğüne yazılı bir<br />

şekilde şikâyette bulunulabilir<br />

Aracı hizmet sağlayıcısı hakkında alıcıların<br />

şikâyetleri varsa, elektronik ortamda<br />

e-Devlet ya da bakanlığın internet sitesi<br />

üzerinden şikâyette bulunabilirler. Fiziken<br />

bir başvuru yapılmak istenirse şikâyetçi,<br />

kendi ikametgâhının bulunduğu yerdeki<br />

İl Müdürlüğüne yazılı bir şekilde şikâyette<br />

bulunabilir. Ayrıca yönetmelik hükmü<br />

uyarınca şikâyetçi; gerçek kişi ise adı ve<br />

soyadı ile imzası ve ikametgâh adresinin;<br />

tüzel kişi ise unvanı ve adresi ile temsile<br />

yetkili kişinin veya vekilinin adı ve soyadı<br />

ile imzasının başvuruda yer alması gerekir.<br />

Aracı hizmet sağlayıcıları pazar<br />

yeri gibidirler<br />

Aracı hizmet sağlayıcı; başkalarına ait ticari<br />

ve iktisadi faaliyetlerin yapılmasına<br />

elektronik ortamı sağlayan gerçek ve tüzel<br />

kişileri ifade eder. Aracı hizmet sağlayıcıları<br />

çoğu zaman tüzel kişilerdir. Benzetme<br />

yapmak gerekirse aracı hizmet sağlayıcıları<br />

adeta bir pazar yeri gibidirler. Birden fazla<br />

elektronik ticaret faaliyetinde bulunan<br />

kişilerin bünyesinde satış yapmalarını sağlar.<br />

Aracı hizmet sağlayıcının sitesi üzerinden<br />

hizmet veren ya da ürün satan gerçek<br />

veya tüzel kişiler ise hizmet sağlayıcıdır.<br />

Örnek vermek gerekirse turizm paketini<br />

elektronik ortamda satan seyahat acentesi<br />

hizmet sağlayıcıyken, bu turu düzenlemeyen<br />

ancak turun satışına elektronik<br />

ortamda aracılık eden kişiye aracı hizmet<br />

sağlayıcısı denmektedir.”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Pandemi sonrası dünyada ağ kalitesini<br />

korumak!<br />

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY<br />

(Ernst & Young), telekomünikasyon sektöründeki<br />

büyüme trendlerini teknolojik dönüşüm,<br />

insan kaynağı ve siber güvenlik gibi çeşitli<br />

açılardan incelediği Telekomünikasyon Operatörleri<br />

için En Büyük 10 Risk - <strong>2020</strong> raporunun<br />

sonuçlarını açıkladı. Dünyanın önde gelen telekomünikasyon<br />

şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle<br />

yapılan görüşmeler ve tüketici anketi<br />

sonucu oluşturulan rapor, sektörün büyümek<br />

için gelecek 12 aylık dönemde yönetmesi gereken<br />

riskleri mercek altına alıyor.<br />

Raporda telekomünikasyon şirketlerinin<br />

Covid-19 pandemisi sürecinde ağ kullanım<br />

talebindeki artış ile yaşanan güçlüklerin<br />

üstesinden gelmede büyük ölçüde başarılı<br />

olduğu ifade ediliyor. Buna karşın altyapı<br />

dayanıklılığının korunması ve erişimin<br />

genişletilmesine yönelik baskının sektörün<br />

karşı karşıya olduğu en büyük güçlükler<br />

olduğu vurgulanıyor.<br />

Pandemi küresel<br />

telekomünikasyon trafiğini<br />

%70 artırdı<br />

Rapora göre; pandemi dönemi başındaki ilk<br />

sokağa çıkma kısıtlamaları ile birlikte küresel<br />

telekomünikasyon trafiğinde yüzde 70’e varan<br />

bir yükseliş görüldü ve şirketler bu talebi karşılamada<br />

gerekli adımları atmaya çalıştılar. Bununla<br />

birlikte, Birleşik Krallık’taki tüketicilerin<br />

yüzde 42’si telekomünikasyon şirketlerinin<br />

kaynaklarını genişbant kalitesini korumaya<br />

yönlendirmeleri gerektiğini ifade ederken,<br />

ABD’li tüketicilerin yüzde 32’si ise pandemi<br />

EY’ın Telekomünikasyon Operatörleri için En Büyük 10 Risk<br />

- <strong>2020</strong> raporuna göre; pandemi döneminde artan talebin<br />

etkisiyle ağ kalitesinin korunması şirketler için büyük<br />

önem taşıyor. Rapor, telekomünikasyon şirketlerinin<br />

dijital dönüşüm planlarını pandeminin etkisiyle yeniden<br />

gözden geçirdiğine işaret ediyor. Raporda ayrıca kişisel<br />

verilerin korunmasına ilişkin değişen düzenlemelerin ve<br />

yeni nesil mobil telekomünikasyon hizmeti 5G’ye hazırlığın<br />

telekomünikasyon şirketleri için öne çıkan riskleri<br />

oluşturduğu belirtiliyor<br />

başlangıcından bu yana ev internetinin güvenilirliği,<br />

hızı ve bağlantısından memnun olmadıklarını<br />

belirtiyor.<br />

Sektör, yetkinlikleri<br />

geliştirmeye odaklanmalı<br />

“Genel olarak pandemi sırasında uzaktan<br />

çalışma, evde eğitim ve eğlencede yaşanan ağ<br />

kullanım artışı karşısında telekomünikasyon<br />

şirketlerinin başarılı bir performans<br />

sergilediklerini gözlemledik” diyen EY<br />

Türkiye Risk Danışmanlığı Hizmetleri ve<br />

Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon<br />

Sektör Lideri Emre Beşli, rapor sonuçları<br />

ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Öte<br />

yandan önümüzdeki döneme baktığımızda<br />

sektörde gelirlerin pek çok ürün kategorisinde<br />

düşüş göstermesi yüksek ihtimal dâhilinde<br />

görünüyor. Telekomünikasyon şirketlerinin<br />

bu ortamda yetkinliklerini geliştirmeye odaklanmaları<br />

ve özellikle yeni normalde büyüme<br />

kaydetmek için müşteri memnuniyetini sürdürmeleri<br />

önem taşıyor.”<br />

Dijitalleşme girişimleri yeniden<br />

yapılandırılıyor<br />

Rapora göre dijitalleşme girişimlerinin devam<br />

ettirilmesi önündeki engeller telekomünikasyon<br />

sektörünün risk gündeminde ikinci sırada<br />

yer alıyor. Telekomünikasyon şirketlerinin<br />

%78’i Covid-19 pandemisinin etkisiyle otomasyon<br />

ve dijital dönüşüm programlarının hızını<br />

yeniden gözden geçiriyor veya adapte ediyor.<br />

Bununla birlikte veri analizi ve yapay zekâ<br />

alanlarında yetenek açığı devam ediyor.<br />

Tedarik zincirlerindeki<br />

aksamalar 5G’ye hazırlığı<br />

geciktirebilir<br />

Raporda ayrıca, küresel ticarette yaşanan<br />

olumsuz gelişmelerin ağ ekipmanlarının sağlandığı<br />

tedarik zincirlerinde aksamalar yaşanmasına<br />

neden olduğu ve bu durumun yeni<br />

nesil mobil telekomünikasyon hizmeti 5G’ye<br />

hazırlığı geciktirebileceğine ilişkin sektörde<br />

endişe yarattığı ifade ediliyor. Kişisel verilerin<br />

korunmasına ilişkin değişen düzenlemeler<br />

de telekomünikasyon şirketleri için öne çıkan<br />

riskler arasında yer alıyor. Birleşik Krallık’taki<br />

tüketicilerin ancak yüzde 47’sinin online verilerinin<br />

kendi kontrollerinde olduğunu düşündüklerini<br />

belirtiyor.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Dilediğin kişinin IBAN’ına para transferi<br />

Kullanıcıların ihtiyaç duydukları, hayatlarını kolaylaştıracak<br />

çözümler sunmak için çalışmaya devam<br />

eden Papara, Sözleşmeli hesap sahipleri için, başkalarının<br />

IBAN’ına ücretsiz ve 7/24 anında para transferi<br />

gerçekleştirme hizmetini başlattı. Artık Papara<br />

kullanıcıları sadece birkaç adımda başkalarının<br />

IBAN’ına ücretsiz para transferi gerçekleştirebiliyor.<br />

EFT saatini beklemeden ışık<br />

hızında transfer<br />

Bankadan bankaya para transferlerinde işlem ücreti<br />

alınırken Papara’da IBAN’a transferde işlem ücreti<br />

ödenmiyor. Ayrıca Papara’da, dilediğin kişinin<br />

IBAN’ına 7/24 para transferi yapabilmek için banka<br />

hesabının olmasına da gerek yok; bir banka hesabı<br />

Geleneksel finansal uygulamalar karşısında rekabetçi ve<br />

kullanıcı odaklı çözümler sunarak yeni bir deneyim yaratmaya<br />

çalışan Papara, hizmetlerine IBAN ile para transferi<br />

özelliğini de ekledi. Sözleşmeli hesap sahibi Papara kullanıcıları<br />

artık başkalarının IBAN’ına ücretsiz para transferi<br />

gerçekleştirebilecek…<br />

olmadan da işlemler gerçekleştirilebiliyor.<br />

Papara, kullanıcılarına para transferi yapılan<br />

IBAN’ları kaydetme ve kayıtlı IBAN’lardan seçerek<br />

hızlıca gönderim yapabilme imkanı da sağlıyor.<br />

Papara’dan IBAN’a TL olarak para transferi yapılabilecek<br />

anlaşmalı bankalar arasında; QNB Finans<br />

Bankası, Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası, Vakıfbank,<br />

Akbank, ING Bank, Türkiye Finans Katılım<br />

Bankası ve Ziraat Bankası yer alıyor. Papara’dan<br />

IBAN’a döviz olarak para transferi yapılabilecek<br />

anlaşmalı bankalar arasında ise, Akbank, Garanti<br />

Bankası ve QNB Finans Bankası yer alıyor.<br />

45


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Pazar araştırması, COVID-19’un dijital<br />

dönüşümü hızlandırdığını gösteriyor<br />

Uç bilişimdeki artan işletme talepleriyle EMEA Bölgesinde<br />

2019 ve 2023 yılları arasında özel bağlanabilirliğin<br />

5 kat artması öngörülüyor<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

46<br />

Equinix tarafından yapılan pazar araştırması<br />

Global Interconnection Index (GXI)’e<br />

göre COVID-19 pandemi süreci, işletmelerin<br />

önümüzdeki üç yıl içinde planladığı dijital<br />

altyapı dönüşüm projelerinde çarpıcı bir etki<br />

yaratacak. Araştırmanın 4. Sayısına göre<br />

telekomünikasyon, bulut & BT, içerik & dijital<br />

medya gibi sektörlerin içinde bulunduğu dijital<br />

servis sağlayıcıların ve teknoloji sağlayıcıların,<br />

uç (edge) bilişim teknolojisindeki dijital boşlukları<br />

kapatmaya yönelik taleplerin artması ile<br />

birlikte özel bağlanabilirliğin 2019 ile 2023 yılları<br />

arasında 5 Kat artacağını tahmin ediliyor.<br />

Pandemi, dijitale geçiş sürecini hızlandırmaya<br />

devam ediyor. Telekomünikasyon, bulut ve bilişim<br />

teknolojileri gibi uzaktan çalışmanın daha<br />

kolay olduğu işletmelerin bölgedeki diğer sektörleri<br />

geride bırakarak EMEA’daki toplam ara<br />

bağlantı bant genişliği büyümesine katkısının<br />

yüzde 54 oranında olması bekleniyor. Frankfurt,<br />

Amsterdam, Paris ve Londra’nın; Avrupa<br />

ara bağlantı bant genişliği artışında başı çeken<br />

metropoller olması ve bölgenin tamamının<br />

küresel ara bağlantı bant genişliğinin yüzde<br />

23’ünü (3,782 Tbps) oluşturması öngörülüyor.<br />

Araştırmada yer alan bir diğer bulgu ise, işletmeler<br />

arasında veri aktarımı için özel bağlanabilirliğin<br />

ölçüsü olan toplam ara bağlantı bant<br />

genişliğinin, EMEA bölgesinde 2019’dan 2023’e<br />

kadar yüzde 45 bileşik yıllık büyüme oranına<br />

(CAGR) ulaşacağına ilişkin tahmin. Beklenen<br />

büyüme, dijital dönüşüm ve özellikle de dijital<br />

altyapılarını merkezi konumlardan dağıtık uç<br />

(edge) bilişim teknolojisine taşıyan işletmelerin<br />

artan taleplerinden kaynaklanıyor. Bu durum,<br />

işletmelerin iş akışlarını insanlara, nesnelere,<br />

konumlara, buluta ve verilere daha yakın konumlandırma<br />

talepleri ile bu bileşenler arasındaki<br />

iş akışlarını stratejik olarak birbirine<br />

bağlamaları ve gerçek zamanlı etkileşimleri ölçeklendirip<br />

desteklemesiyle ortaya çıkıyor. Bir<br />

örnek vermek gerekirse, bu bağlantının kapasitesi,<br />

gezegendeki her bir insanın (7,8 milyar)<br />

tam DNA dizilimini bir saat içinde iletmek için<br />

yeterli bant genişliği olan 64 zetabayt veri alışverişine<br />

eşdeğer.<br />

Sektör Öngörüsü:<br />

GXI’ın 4. sayısı, küresel makro eğilimlerin ve<br />

COVID-19’un diğer endüstri iş kollarını nasıl<br />

etkilediğine dair öngörülerde de bulunuyor:<br />

• Dijital dönüşüm modelleri şekil değiştiriyor<br />

* GXI’ın 4. Sayısına göre dijital dönüşüm projeleri,<br />

hizmet sağlayıcıların, müşterilerinden<br />

yaklaşık 2 kat daha fazla ara bağlantı bant genişliği<br />

kullanacağına dair tahminler doğrultusunda<br />

değişti.<br />

* Ayrıca, hizmet sağlayıcılardan gelecek bu talep<br />

artışının, yine pandemi sonrasına hazırlanan<br />

müşterilerinin, özellikle dijital dönüşüme<br />

öncelik verenlerin- taleplerini karşılamak üzere<br />

oluşması bekleniyor.<br />

* Araştırma, dijital altyapısını dönüştürmüş<br />

işletmelerin, iş modellerini değiştirmek için<br />

hizmet sağlayıcılara bağımlı olanlar karşısında<br />

rekabet güçlerini arttıracakları ve iş hacimlerini<br />

büyütmeye devam edecekleri tahmininde<br />

de bulunuyor.<br />

• Geleneksel işletmeler, iş yüklerini uç bilişim<br />

öncelikli bir mimariye taşıyor<br />

* GXI’ın 4. Sayısı sigorta ve bankacılık, üretim<br />

ve profesyonel hizmetler gibi geleneksel sektörleri<br />

barındıran kurumların 2023’e kadar küresel<br />

ara bağlantı bant genişliğinin %30’unu temsil<br />

edeceğini öngörüyor. Bu durum, bütün BT<br />

altyapısını ölçeklendirme sırasında iş yüklerinin<br />

uç teknolojisine taşıma ihtiyacının artmasıyla<br />

ortaya çıkıyor. Bu geleneksel işletmelerin<br />

ara bağlantı bant genişliği artış hızının 2023’e<br />

kadar yıllık yüzde 50’ye ulaşması bekleniyor.<br />

* Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi (ML)<br />

gibi yenilikçi sektörlerden oluşan ve hem<br />

kamu hem de özel sektör kurumlarını içeren<br />

segmentte ise ara bağlantı bant genişliğinin<br />

2019-2023 arasında yüzde 47 yıllık bileşik büyüme<br />

oranına (CAGR) ulaşacağı tahmin ediliyor.<br />

Bu kapsamda, sağlık, yaşam bilimleri (lifesciences),<br />

hükümet ve eğitim kurumlarının,<br />

ara bağlantı hızlarını arttırma konusunda başı<br />

çekecek geleneksel işletmeler olması bekleniyor.<br />

• İşletmeler, “ağ etkisi”nden faydalanıyor<br />

* İşletmeler, en çok kullanıcıya, servis<br />

sağlayıcıya erişebildiği ve ticari faaliyetlerin<br />

yoğun olduğu lokasyonlarda bulunarak dijital<br />

avantajlarını en üst düzeye çıkarıyor. Bu süreç<br />

“ağ etkisi” olarak adlandırılıyor. IDC’ye göre,<br />

2025 yılına kadar dijital liderlerin %80›i, son<br />

müşterilerine sunduğu hizmet değerini artırmak<br />

dâhil birçok farklı alanda birden fazla ekosisteme<br />

bağlı olmanın etkisini görecek.<br />

* Dijital ekosistemlerde, gerçek zamanlı etkileşimi<br />

desteklemek için uygulama değişimi<br />

hem önemli hem de gereklidir ve bu durum<br />

işletmeler için bir ağ etkisi yaratır. GXI’ın 4.<br />

Sayısı, hizmet sağlayıcılardan ağlara ve bulut/<br />

bilişim teknolojisi hizmet sağlayıcılarına olan<br />

bağlanabilirliği 2019’dan 2023’e kadar tahmini<br />

olarak yüzde 49’luk yıllık bileşik büyüme oranı<br />

(CAGR) etkisi ile ekosistem ara bağlantısının<br />

iki ana kaynağı olacağını öngörüyor.<br />

GXI’ın 4. Sayısı, operatör bağımsız veri merkezleri<br />

içindeki dağıtık BT değişim noktalarında,<br />

iş ortakları ve servis sağlayıcılarla, ara bağlantı<br />

bant genişliğindeki - özel olarak ve doğrudan<br />

trafik alışverişi için sağlanan toplam kapasite<br />

- büyümeyi izleyerek, ölçerek ve tahmin ederek<br />

ön görüler sunmaktadır.<br />

Alıntılar:<br />

• David Cappuccio, Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />

Analist ve Henrique Cecci, Kıdemli Direktör<br />

Analist, Gartner: “Birbirine bağlı hizmetler,<br />

bulut sağlayıcıları, dağıtılmış bulut, uç hizmetleri<br />

ve SaaS seçenekleri artmaya devam<br />

ederken, yalnızca geleneksel bir veri merkezi<br />

topolojisine bağlı kalmanın sunacağı avantajlar<br />

sınırlı olacaktır. Bu bir günde gerçekleşecek<br />

bir değişiklik değil; fakat müşterilerimize ve iş<br />

dünyasına nasıl hizmet sunduğumuzu düşündüğümüzde<br />

ortaya çıkan evrimsel bir değişikliktir.<br />

Bu durum, dış faktörlerin veri merkezine<br />

fiziksel erişimi sınırlayabileceği (acil karantina<br />

gibi) yeni gerçeklikle birleştiğinde, altyapı planlamasında<br />

yeni fikirler oluşuyor.”<br />

• Claire Macland, Pazarlamadan Sorumlu<br />

Kıdemli Başkan Yardımcısı, Equinix: “Dijital<br />

liderler, doğru dijital dönüşüm girişimlerini<br />

planlayıp uygulamaya koyarak pandemi sonrası<br />

iyileşme sürecine hazırlanmalıdır. Doğru<br />

konumları, iş ortaklarını ve olasılıkları bir araya<br />

getirecek kurumsal altyapıya sahip olanların<br />

uzun vadede önemli avantajlar elde edeceğine<br />

inanıyoruz.”<br />

• Eugene Bergen Henegouwen, Başkan, EMEA,<br />

Equinix: “COVID-19 pandemisi, bölgede hali<br />

hazırda dijital dönüşüm içerisinde olan sektörlerin<br />

dönüşüm sürecini hızlandırdı. Avrupa’daki<br />

%45 bileşik yıllık büyüme oranı<br />

(CAGR) tahmini, işletmelerin giderek dijitalleşen<br />

bir ekonomide rekabet edebilmek için ara<br />

bağlantı kapasitelerini artırmaya yönelik artan<br />

taleplerinin bir göstergesidir. Gittikçe uzaktan<br />

yönetilen ve dağıtık bir ortamda, işletmelerin<br />

rekabet avantajı elde etmek için müşterileri ve<br />

iş ortaklarıyla bağlantı kurmanın yenilikçi yollarını<br />

bulması; artık daha da kritik hale geldi.<br />

• Aslıhan Güreşcier, Genel Müdür, Türkiye,<br />

Equinix: “GXI’ın 4. Sayısı, dijitalleşmenin CO-<br />

VID-19’un etkisiyle hızlandığını ortaya koyuyor<br />

ve özel bağlantıların EMEA bölgesinde<br />

2023 yılına kadar beş kat artacağını öngörüyor.<br />

Türkiye’de dijital dönüşüm, girişimci ve<br />

yaratıcı kültürümüzle paralel bir şekilde gerçekleşiyor.<br />

Ülkemizde gelişen veri merkezi pazarı,<br />

ekosistemin tüm paydaşlarına doğrudan,<br />

esnek, güvenli ve yüksek performanslı erişim<br />

sağlamak için ara bağlantıya dayanmaktadır.<br />

Equinix, dijital dönüşüm yolculuklarını hızlandırmak<br />

isteyen kuruluşlar için ara bağlantı<br />

odaklı bir iş modeli ve rekabete ayak uydurmak<br />

için dijital altyapı sağlıyor”


BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />

<strong>IT</strong>network<br />

Türkiye’de üretilecek, Avrupa ve ABD’de kullanılacak<br />

İngiltere’de kurulan ve tamamı Türk AR-GE<br />

ekiplerinin ürünü siber güvenlik yazılımları<br />

geliştiren Keepnet Labs, İzmir Bakırçay Üniversitesi<br />

ile yapay zeka konusunda önemli bir iş<br />

birliği protokolü imzaladığını açıkladı.<br />

İş birliği kapsamında, üniversite bünyesindeki<br />

Veri Analitiği ve Mekansal Veri Modelleme Uygulama<br />

ve Araştırma Merkezi (VAM) ile ortak<br />

çalışma grupları oluşturulması ve siber güvenlik<br />

odaklı yapay zeka çalışmaları yürütülmesi<br />

planlanıyor.<br />

Geliştirdiği siber savunma yazılımları Türkiye’de ve dünyada,<br />

farklı sektörlerdeki kurumlarda kullanılan Keepnet<br />

Labs, İzmir Bakırçay Üniversitesi ile yaptığı işbirliği kapsamında<br />

Veri Analitiği ve Mekansal Veri Modelleme Uygulama<br />

ve Araştırma Merkezi (VAM) bünyesinde ortak çalışma<br />

grupları oluşturarak, siber güvenlik odaklı yapay zeka<br />

çalışmaları yapacak. İş birliği, geleceğin iki önemli teknoloji<br />

başlığı olan siber güvenlik ve yapay zeka alanlarında<br />

insan gücü yetişmesine de katkı sağlayacak…<br />

Ortaya çıkan ürün, İngiltere,<br />

Fransa ve ABD’deki<br />

kullanıcılara ulaşacak<br />

Keepnet Labs, VAM ile siber güvenlik başlığında<br />

ve e-posta güvenliği gibi ilgili alt alanlarında,<br />

tanımlayıcı ve kestirimci veri analitiği<br />

konularında çalışma yürütecek. Bu çalışmalar<br />

ile Türkiye’de üretilen ve yapay zeka kullanan<br />

ürünler, Keepnet Labs tarafından Türkiye’nin<br />

yanı sıra, İngiltere, Fransa ve ABD’deki müşterilerin<br />

kullanımına sunulacak.<br />

İş birliği ile Türkiye’deki nitelikli insan<br />

gücünün ve yüksek teknoloji sahipliğinin<br />

artmasına katkı sağlanırken, İzmir Bakırçay<br />

Üniversitesi de ürettiği bilgiyi ve sahip olduğu<br />

tecrübeyi pratiğe dökerek, Keepnet Labs vasıtasıyla<br />

dünyanın kullanımına sunacak.<br />

Bilimsel araştırmalar, ortak<br />

webinar’lar, kitap ve atölye<br />

çalışmaları da yapılacak<br />

İzmir Bakırçay Üniversitesi bünyesinde yıl içerisinde<br />

kurulan VAM, başta sağlık, çevre, mühendislik<br />

ve finans gelen alanlarda araştırmacıların<br />

ve kuruluşların ihtiyaç duyduğu büyük<br />

ölçekli veri analitiği sistemlerinin tasarımını,<br />

analizini ve uygulamasını gerçekleştiriyor.<br />

Öncelikli hedefi bölgesel, ulusal ve uluslararası<br />

sorunlara büyük veri analitiği uygulamaları ile<br />

sürdürülebilir çözümler hazırlamak olan merkez,<br />

kar amacı güdülmeyen süreci ile toplum<br />

yararına politikalar üretecek.<br />

Keepnet Labs ve VAM arasındaki işbirliği ile<br />

gerçekleştirilecek diğer faaliyetler arasında bilimsel<br />

araştırmalar, AR-GE projeleri, literatür<br />

taramaları ve raporlama, ortak bilimsel ve eğitici<br />

toplantılar ile webinar’lar, atölye çalışmaları,<br />

kitap ve broşürler, veri paylaşımı gelecek.<br />

Ayrıca, projelerde ya da akademik eğitimlerde<br />

Keepnet Labs ve üniversite personeli görev yapabilecek.<br />

Sektör Market<br />

<strong>IT</strong> network<br />

Akıllı şehirlerde yapay zeka ve merkezi<br />

yönetim büyük önem taşıyor<br />

Akıllı şehirlerde güvenlik için mobilite, bağlantı ve yapay<br />

zeka büyük önem taşıyor. Dünya nüfusunun yüzde<br />

66’sının şehirlerde yaşayacağı öngörülürken, bu süreçte<br />

güvenlik güçlerinin verimli çalışması de mobil, yapay zeka<br />

tabanlı ve ağa bağlı ekipmanlar yardımıyla sağlanacak…<br />

Bireysel çalışan, iletişim kabiliyeti bulunmayan<br />

geleneksel çözümlerin birbiriyle haberleşememesi,<br />

kapsamlı bir şehir yönetimine geçişi yavaşlatıyor.<br />

Buna ek olarak, sahada bireysel olarak<br />

çalışan her bir sisteminin merkezi yönetim tarafında<br />

süreçleri takip eden bir güvenlik ya da emniyet<br />

yetkilisi gibi bir temsilcisi olmasına ihtiyaç<br />

duyuluyor. Bu durum, manuel yönetilen, sürekli<br />

takibe dayalı ve akıllı olmayan bir şehir yönetimine<br />

sebebiyet veriyor. Birbiriyle haberleşemeyen<br />

ekipmanların ve sistemlerin kullanımı, olay ve<br />

suçluların tespitini yavaşlatıyor.<br />

Entegre, bağlantı kurabilen yapay zeka tabanlı<br />

çözümler ise şehir güvenliğine yeni bir yaklaşım<br />

getiriyor. Dijital bir ağ üzerinden tam gözetim<br />

gerçekleştirilmesine imkan sağlayan yeni nesil<br />

teknolojiler, yapay zeka ile birleştiğinde, sadece<br />

yerel değil, küresel güvenlik tehditleri de bertaraf<br />

edilebiliyor.<br />

Konuyu değerlendiren Ekin Smart City Solutions<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Akif Ekin, “Bugün karşı<br />

karşıya olduğumuz tehditlerin neredeyse tamamı<br />

küresel bağlantılar taşıyor. Yerel güvenlik güçlerinin,<br />

bölgesel, ulusal ve uluslararası kurumlarla<br />

haberleşebilmesi için akıllı ve güçlü gözetim<br />

sistemlerinin olması artık bir zorunluluk haline<br />

geldi. Bunu gerçekleştirebilmek için birbirinden<br />

ayrı çalışan değil, merkezi olarak yönetilebilen,<br />

kendi aralarında haberleşebilen, yapay zeka tabanlı<br />

ve bütünleşik çalışabilen dijital sistemlere<br />

ihtiyaç var” dedi.<br />

Yapay Zeka tabanlı tümleşik<br />

güvenlik çözümü: Ekin Red<br />

Eagle OS<br />

Ekin Smart City Solutions çözüm ailesindeki akıllı<br />

güvenlik uygulamalarının başında, Türkiye’de<br />

geliştirdikleri kendi yazılımları olan Ekin Red<br />

Eagle – Akıllı Şehir Yönetim Sistemi geliyor. Tüm<br />

güvenlik sistem ve sensörlerini tek bir noktadan<br />

yönetme kolaylığı sağlayan yazılım, sistemler<br />

arası haberleşmeyi sağlıyor. Yazılım, yapay zeka<br />

tabanlı olması sayesinde, sistem görüntülerini<br />

analiz ederek, yüz tanımadan, otomatik plaka<br />

tanımaya birçok şehir yönetim fonksiyonunun<br />

tek bir çatı altında yönetilmesine imkan sağlıyor.<br />

Red Eagle OS, bu sayede retroaktif soruşturmalar<br />

ve veri paylaşımı için kanıt bulmayı kolaylaştırıyor.<br />

Güvenlik güçlerinin suçluları yakalamasını<br />

büyük ölçüde hızlandıran yazılım, 7/24 çalışan<br />

dijital bir emniyet gücü ortaya çıkartıyor.<br />

İsviçre’de de kullanılan sistemi değerlendiren<br />

Zürih Polis Birliği Başkanı Gerhard Schraub,<br />

”Tüm dünyada emniyet güçleri dijitalleşiyor. Artık<br />

40 yıl önceki anlayışla bir şehir güvenliğini<br />

sağlamak mümkün değil. Ekin Smart City Solutions,<br />

dünyada yüz tanıma, plaka tanıma, hız<br />

ölçümü, park eden araçların takibi ve tam ölçekte<br />

video gözetim çözümlerini bir arada sunan tek<br />

şirket. Yaptığımız yatırımın karşılığını alıyoruz<br />

ve sistemi başka emniyet güçlerine de tavsiye ediyoruz”<br />

şeklinde konuştu.<br />

47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!