Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
5G beraberinde yeni gelir<br />
fırsatları getirecek<br />
Yüzde Yüz Yerli Olta.la<br />
Platformumuz İle Oltaya<br />
Gelmeyin…<br />
İnternetten satışa vergi muafiyeti!<br />
Siber korsanlar İzmir depreminde<br />
sahneye çıktı<br />
B İ L G İ T E K N O L O J İ L E R İ D E R G İ S İ<br />
25 <strong>Kasım</strong> • 05 <strong>Aralık</strong> • <strong>2020</strong> • KDV Dahil 25 TL
Türk Yazılımı Dünyaya Açıldı!<br />
Üç yıl önce hayata geçirilen ve ilk uygulaması Antalya’da başlayan yerli mobil asistan icibot, dünyanın en ünlü yazılım<br />
şirketlerinin ilgi odağı olmuştu. İlk uygulaması Antalya bölgesindeki otellerde yapılan ve Covid-19 salgını nedeni ile öne çıkan<br />
temassız iletişim anlayışı ile öne çıkan icibot, kısa sürede birçok otel ve işletme tarafından uygulanmaya başlandı. Bu talep daha<br />
güçlü yatırımlar yapmak, uygulamaların daha güçlü bir teknolojik altyapı ile sunulması ve dünya pazarına açılması noktasında<br />
B1 ve Pargesoft ortaklığı ile seyahat teknolojileri alanında yeni bir birliktelik doğurdu. Büyük bir ekip ve sunduğu teknoloji<br />
çözümü ile otelleri misafirle buluşturan platformlar geliştirmeye devam eden şirket, dünya çapında binlerce oteli milyonlarca<br />
insanla bir araya getirmeyi hedefliyor.<br />
Otellerin misafir ilişkilerine destek sağlayan ve gelirini arttıran mobil uygulamalar, aynı zamanda turizm sektörüne de birçok<br />
yeni gelir modeli kazandıracak.<br />
Türkiye Yazılım Sektörü adına çok önemli olan bu tarz girişimlerin daha da artarak devam edeceğine inanıyoruz.<br />
2021’i şekillendirecek ağ trendleri<br />
COVID-19 pandemisi ile hızla değişen çalışma ve yaşam biçiminden hareketle, 2021 yılında ağ teknolojilerine yön verecek<br />
trendler de önceliklere göre şekilleniyor. Zyxel <strong>Network</strong>s, yaptığı bir duyuruyla hem kurumların hem de kanalın geleceğinde<br />
önem sahibi olacak 2021 ağ trendlerini detaylandırdı. Detayları dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz.<br />
İnternetten alışveriş yaparken şirketin bilgilerini mutlaka kontrol edin<br />
Pandemi süreciyle birlikte hız kazanan internet üzerinden alışverişler, bir diğer adıyla e-ticaret bazı riskleri de beraberinde<br />
getiriyor. Alışveriş için mağaza ve alışveriş merkezlerini gezmek yerine bulunduğu yerden sipariş vererek ürünü elde etme<br />
yolunu tercih eden tüketiciler, alışveriş yaparken sahte ve paravan sitelerle çok cazip fiyatlar sunanlara dikkat etmeli. Aracı<br />
hizmet sağlayıcıların da önemli sorumlulukları var. “Ürün alırken nelere dikkat etmeli”, “İlgili firmayla sorun yaşanırsa nasıl bir<br />
yol izlenmeli” sorularının cevabını okurlarımız için hazırlayan Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından Avukat Elvan<br />
Kakıcı Şimşek yapılması gerekenleri anlattı.<br />
Teknoloji İlgi Odağı<br />
Zor bir dönemden geçen dünyada diğer sektörlere göre biraz daha az etkilenen bilişim dünyasındaki gelişmeler hızla devam<br />
ediyor. Uzaktan eğitim ve uzaktan çalışma yaşam standardımız haline geldiği hayatımızda gerekli olan yatırımları, çözümleri<br />
ve donanımsal yeniliklerin olduğu içerikleri okurlarımız için hazırladık. Daha bir dönem hayatımızın vazgeçilmezi olacak<br />
uzaktan çalışma platformu için gerekli teknoloji haberlerinin yanı sıra, hayatımızı kolaylaştıran teknolojik yenilikleri ve<br />
araştırma haberlerini de bulacağınız sektör market sayfalarımızda ayrıca son dönemin öne çıkan e-ticaret alanındaki yaşanılan<br />
gelişmelerle ilgili detayları da bulabilirsiniz.<br />
Hayatımıza mutluluk katan yeni teknolojilerle haberleriyle dolu bir sonraki sayımızda yeniden görüşmek üzere…<br />
Sağlıkla Kalın…<br />
Ahmet Mızrak<br />
ahmet.mizrak@img.com.tr
iÇiNDEKiLER<br />
Artan<br />
trafiğe çözüm<br />
akıllı video<br />
sistemleri<br />
06<br />
21<br />
Güncelleme<br />
yaparken<br />
verilerinizden<br />
olmayın!<br />
26-27<br />
Intercity<br />
Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Vural<br />
Ak: “Kusursuz<br />
Bir Formula 1TM<br />
Organizasyonu<br />
Gerçekleştirdik”
25 kasım / 05 <strong>Aralık</strong> <strong>2020</strong><br />
<strong>IT</strong>network<br />
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
35<br />
2021 yılının<br />
teknoloji<br />
trendleri<br />
neler<br />
olacak?<br />
30<br />
Zyxel,<br />
2021’i<br />
şekillendirecek<br />
ağ<br />
trendlerini<br />
açıkladı!<br />
İstikrarlı<br />
büyümenin<br />
anahtarı<br />
dijitalleşme<br />
oldu<br />
38<br />
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK<br />
İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA<br />
İMTİYAZ SAHİBİ<br />
H. FERRUH IŞIK<br />
GENEL MÜDÜR<br />
(Sorumlu)<br />
MEHMET SÖZTUTAN<br />
mehmet.soztutan@img.com.tr<br />
GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ<br />
SIDIKA AKYOL KAYIR<br />
sidika.kayir@aplusmedya.com<br />
GE NEL YA YIN MÜ DÜ RÜ<br />
AHMET MIZRAK<br />
ahmet.mizrak@img.com.tr<br />
DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ<br />
YUSUF OKÇU<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
HABER MERKEZİ<br />
ENES KARADAYI<br />
enes.karadayi@img.com.tr<br />
KAT KI DA BU LU NAN LAR<br />
Doç. Dr. M.ALİ ÖZ BU DUN<br />
ozbudun@gmail.com<br />
ÖMER KARDAŞ<br />
omer.kardas@ihlas.com.tr<br />
ALİ İLKER YÜCEER<br />
ali@mak ro bil.com.tr<br />
TEKNİK MÜDÜR<br />
TAYFUN AYDIN<br />
Tayfun.aydin@img.com.tr<br />
GRAFİK TASARIM<br />
HAKAN SÖZTUTAN<br />
hakan.soztutan@img.com.tr<br />
FİNANS MÜDÜRÜ<br />
Cuma KARAMAN<br />
cuma.karaman@img.com.tr<br />
MUHASEBE MÜDÜRÜ<br />
Yusuf DEMİRKAZIK<br />
yusuf.demirkazik@img.com.tr<br />
A BO NE VE DAĞI TIM<br />
İSMAİL ÖZÇELİK<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
Reklam Rezervasyon<br />
A PLUS MEDYA<br />
NISH ISTANBUL RESIDENCE<br />
Çobançeşme Mah. Sanayi Cad.<br />
No: 44/B - D: 167 Yenibosna/<br />
Bahçelievler - İstanbul<br />
Reklam İletişim<br />
reklam@aplusmedya.com<br />
Tel : 0212 216 99 13<br />
Gsm : 0552 805 34 35<br />
İdare Merkezi:<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 22 22<br />
Renk Ayrımı:<br />
Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi<br />
CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza<br />
No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />
Tel: 0212 454 30 00
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Artan trafiğe çözüm akıllı video sistemleri<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
6<br />
Bireysel ve gruplar halinde seyahat edebilme<br />
olanağı, güzergah ve saat tercihlerinde<br />
esneklik sağlaması ile pandemi<br />
döneminde artan şehirlerarası araç<br />
trafiği ile eşzamanlı olarak, güvenliğin<br />
sağlanması ve ihlallerin algılanması<br />
daha da önem kazandı.<br />
Gelişmiş iletişim ve bilgi teknolojileri<br />
kullanılarak hayata geçirilen akıllı ulaşım<br />
sistemleri, tam da bu noktada sunduğu<br />
hızlı ve çok çeşitli teknolojilerle<br />
yaşamı kolaylaştırıyor. “Akıllı yollar”<br />
trafik güvenliğinin yanı sıra, çok yönlü<br />
veri transferi, yolların uygun kapasiteyle<br />
kullanılması, denetleyici ve önleyici faaliyetlerin<br />
hızlı koordinasyonu ve enerji<br />
verimliliği gibi pek çok faydayı aynı anda<br />
sağlıyor.<br />
Karayolu güvenliği ve emniyetini iyileştirmenin<br />
yanında, elektrikli kontrol<br />
sistemleri ile denetlenen trafik akışı<br />
sürücülerin hız limitlerine uymalarını<br />
sağlıyor, yolcu ve yük hareketlerinin etkinliği<br />
ve hızını artırıyor ve yoğunlaşan<br />
trafiğe çözüm sağlanırken, artan kaza<br />
riski de yönetiliyor.<br />
Milestone Systems Güney Doğu Avrupa<br />
Sorumlusu Özgür Uygur video yönetim<br />
sistemleri kullanılan akıllı uygulamalar<br />
hakkında bilgi verdi:<br />
“Artık dünyanın pek çok büyük şehrinde<br />
yapay zeka, makinaların öğrenmesi,<br />
büyük veri, bulut bilişim ve güçlü video<br />
yönetim sistemleri alanındaki gelişmeler<br />
sayesinde şehirlerin sağlıklı, güvenli<br />
ve akıllı olarak nitelendirilmesini sağlamak<br />
için ileri teknoloji kullanılıyor. Ulaşım<br />
uzmanlarının verdiği bilgilere göre,<br />
<strong>2020</strong> yılında kullanımı yüzde 70’ten fazla<br />
artan ülkemiz karayollarında da hızlı,<br />
güvenli ve etkin bir trafik yaklaşımı Video<br />
Yönetim Sistemlerinin sunduğu teknolojilerle<br />
hayat buluyor.<br />
Video Yönetim Sistemleri platformu,<br />
temelde yürüttüğü video yönetim işlevi<br />
ile kameralardan ve sensör, IoT cihazı<br />
gibi diğer kaynaklardan bilgi topluyor,<br />
depoluyor, düzenliyor ve platform ile entegre<br />
çalışan çok sayıda farklı uygulama<br />
sayesinde operatörlerin bu bilgileri izlemesini,<br />
yönetmesini ve yanıtlamasını<br />
kolaylaştırıyor. Video yönetim yazılımı<br />
dendiği zaman akla gelen ilk unsur güvenlik.<br />
Ancak günümüzde kullanılan<br />
analiz algoritmaları ve uygulamalar<br />
sayesinde yapılabilenler güvenliğin çok<br />
ötesine geçiyor.<br />
Belirlenen noktalara yerleştirilen sensörlerden<br />
toplanan hız, konum vb. veriler,<br />
kontrol merkezindeki yazılıma aktarılırken,<br />
trafik yönetimini ve sinyalizasyon<br />
alternatiflerinin belirlenmesini mümkün<br />
kılmanın yanında, trafik akışına<br />
etki edebilecek kaza ve benzeri durumlar<br />
halinde hızlı ve etkin müdahale imkanı<br />
da sunuyor. Akıllı yol uygulamaları<br />
ile ayrıca her geçen gün artan araç<br />
sayısının yükselttiği yakıt tüketimi ve<br />
karbon salınımı gibi faktörler de kontrol<br />
altına alınarak, çevreye de katkı sağlanıyor.<br />
Bugün ülkemizde Video Yönetim Sistemleri<br />
kullanılarak yapılan çalışmalar<br />
çok çeşitli. Akıllı video teknolojileri karayolları<br />
ve tünellerde hız ihlallerinin<br />
tespiti ve anlık olarak raporlanması,<br />
kazaların algılanması ve bildirimi, plakasız<br />
araç algılama, plaka tanıma ile çalıntı<br />
araç ve marka, model, renk bilgileri<br />
ile şüpheli araç arama, otoyollarda veya<br />
tünellerde duran/bekleyen araç algılama,<br />
bir kişinin hassas veya tehlikeli bir<br />
Pandemi hayatlarımızdaki<br />
pek çok değişimle<br />
beraber, seyahat<br />
tercihlerimizi de değiştirdi.<br />
<strong>2020</strong> yılının ilk<br />
yarısında getirilen kısıtlamaların<br />
ardından<br />
havayollarında iç hat<br />
yolcu sayısı geçen yıla<br />
göre yüzde 55’den fazla<br />
azalırken karayolları<br />
ulaşımı ciddi oranda<br />
arttı.<br />
alana girdiğini tespit etme gibi imkanlar<br />
sunuyor. Akıllı trafik yönetim sistemleriyle<br />
ayrıca araç kuyruklarını, yanlış<br />
yöne girenleri, yola düşen/dökülen yükleri<br />
tespit etmek de mümkün.<br />
Bunların yanında yol güvenliğini en çok<br />
etkileyen unsurlardan biri olan hava durumu<br />
takibi ve anlık olarak dijital tabelalara<br />
ve diğer mecralara aktarımı, hatta<br />
tünel içerisindeki hava kalitesinin, nem<br />
ve sıcaklık ölçümünün yapılması ve bu<br />
verilerin anlık video ile ilişkilendirilmesi<br />
de sağlanıyor.<br />
Videonun gücüyle, birbirinden bağımsız<br />
sistemler tek bir platforma bağlanarak,<br />
nedeni ve sonucu sunabilen verilere<br />
hızlıca ulaşılabiliyor. Bu da hem olaylara<br />
müdahale hem de trafik verilerinin analiz<br />
ve raporlanma süreçlerinde yetkililere<br />
önemli ölçüde operasyonel verimlilik<br />
sağlıyor.”
Mehmet Okan ERÖZDEN<br />
Ülke Müdürü Thales Cloud Protection<br />
& Licensing – Data Protection<br />
Günümüzde veri güvenliğini<br />
ilgilendiren en büyük<br />
sorunlardan biri, ortalama<br />
bir şirkette bilgi işlem (<strong>IT</strong>)<br />
altyapısının giderek daha<br />
karmaşık bir hale gelmesidir.<br />
Bir kurumun <strong>IT</strong> altyapısı<br />
artık sadece masaüstü<br />
bilgisayarlarla veya sunucularla<br />
sınırlı değildir. Aksine,<br />
çoklu bulut hizmetlerinin<br />
giderek daha fazla<br />
tercih edildiği görülmektedir.<br />
<strong>2020</strong> Thales Veri Tehdit<br />
Raporu- Global Baskısına<br />
göre, kurumlar ortalama<br />
olarak 29 farklı bulut hizmetinden<br />
faydalanmaktadır.<br />
Güvenlik parametrelerinin<br />
giderek daha da<br />
belirsiz hale geldiği bir ortamda,<br />
kurumlar dağıtık <strong>IT</strong><br />
kaynaklarını tutarlı bir bütünlük<br />
arz eden politikalarla<br />
yönetme güçlüğüyle<br />
karşı karşıyadır.<br />
Veri Güvenliğine İlişkin Zorluklar…<br />
“Veri Güvenliği Denkleminden<br />
Karmaşayı Çıkarmak”<br />
Her bir şirkette eski ve yeni platformlar bir<br />
arada bulunur. Ancak, yeni platformlar beraberinde<br />
yeni riskler getirir. <strong>IT</strong> güvenlik<br />
ekibinin yapılandırması, takip etmesi ve güvenlik<br />
altına almayı öğrenmesi gereken her<br />
yeni ortam, veri ihlaline neden olabilecek<br />
bir ihmal veya hata için de yeni bir ihtimal<br />
demektir. Sayıları giderek artan global ve<br />
bölgesel gizlilik yönetmeliklerinin birbirinden<br />
farklı gereklilikleri göz önünde bulundurulduğunda,<br />
bu durum daha da karmaşık<br />
bir hale gelmektedir. Kurumların, hassas<br />
verilerini korurken kanunlara etkili bir şekilde<br />
uyum sağlayabilmesi için güncel eğilimlerden<br />
uzak kalmış geleneksel yaklaşımlara<br />
güvenmesi artık söz konusu değildir.<br />
Öyleyse, bu karmaşa sorununu<br />
çözmemiz gerekir…<br />
Çok sayıda yönetmelik ve artan bulut<br />
kullanımının yanı sıra (son derece dağıtık<br />
iş gücünü bir kenara bırakalım), veride de<br />
çok büyük bir artışa tanıklık ettik. Tüm bu<br />
etkenler, hassas verileri riske atmaktadır.<br />
Kurumlarda görünürlüğün olmaması ve<br />
operasyonel anlamda bir karmaşa olması<br />
nedeniyle, kurumlar hassas verilerinin nerede<br />
saklandığını bilemiyor. Karmaşa konusunda<br />
hissedilen bu kaygı oldukça önemli bir<br />
sorun. Zira; <strong>2020</strong> Thales Veri Tehdit Raporu-<br />
Global Baskısında, katılımcıların neredeyse<br />
yüzde 40’ı karmaşayı güvenliğin önünde bir<br />
numaralı engel olarak göstermiştir.<br />
Şekil 1: Operasyonel karmaşa, veri güvenliğini<br />
sağlamada en büyük engeldir.<br />
Yeni nesil bütünleşik veri<br />
korumaya giriş<br />
Kurumlara, hassas verilerini kuruma ait<br />
tesislerde ve bulutta saklama gücünü<br />
verebilmek amacıyla, Thales’in veri koruma<br />
inovasyonunda yıllara yayılan deneyimine<br />
dayanarak elimizdeki en iyi Vormetric<br />
ve SafeNet KeySecure teknolojilerini tek<br />
bir platformda birleştirdik. Thales’in yeni<br />
CipherTrust Veri Güvenliği Platformu, büyüklüğü<br />
ne olursa olsun kurumlarda veri<br />
güvenliğini sadeleştirerek, uyum zamanını<br />
hızlandırarak ve bulut ortamına geçiş sürecini<br />
güvenlik altına alarak toplam mülkiyet<br />
maliyetini azaltıyor.
Sürekli kontrol eden yönetim<br />
konsolu<br />
Genişletilebilir bir altyapı üzerine kurulu<br />
olan bu yeni platform, <strong>IT</strong> ve güvenlik departmanlarının<br />
durağan verileri standart<br />
ve tekrarlanabilir şekilde keşfetmesini, sınıflandırmasını<br />
ve korumasını sağlıyor.<br />
Ayrıca, veri güvenliği yönetimi, tek pencere<br />
sistemi kullanılarak sadeleştiriliyor. Diğer<br />
bir ifadeyle, kurumlara dışarıdan gelen tehditlere<br />
karşı durma, içeriden bir ihlale karşı<br />
savunmada olma ve sürekli kontrol etme<br />
gibi amaçlara yönelik güçlü araçlar veren<br />
merkezi bir yönetim konsolu oluşturuluyor.<br />
Şekil 2: Thales CipherTrust Veri<br />
Güvenliği Platformu<br />
Karmaşa artık bir mesele değil. Thales CipherTrust<br />
Veri Güvenliği Platformu sayesinde<br />
kurumlar artık en hassas verilerini güvenle<br />
koruyabilirler… Nasıl mı?<br />
Thales İle Verilere Her Yerden<br />
Ulaşım<br />
Keşfet: Bir kurum, nerede olursa olsun verilerini<br />
keşfedebilmeli ve sınıflandırabilmeli.<br />
Veriler çok çeşitli formlarda olabilir; dosyalar,<br />
veri tabanları ve büyük veriler.<br />
Veriler, kuruma ait tesislerde, bulutta veya<br />
yedekleme sistemlerinde bulunabilir. Veri<br />
güvenliği ve uyum, korunmasız hassas verileri<br />
bilgisayar korsanlarından ve denetçilerden<br />
önce bulmakla başlar. Bu yeni çözümle<br />
birlikte, kurumlar; veri bulma, sınıflandırma<br />
ve risk analizine dair etkili yöntemleriyle<br />
tesislerde ve bulutta bulunan hassas<br />
verileri için tam bir görünürlük elde edebileceklerdir.<br />
Koru: Kurum, hassas verilerinin nerede olduğunu<br />
öğrenir öğrenmez şifreleme veya tokenize<br />
etme gibi koruyucu önlemleri uygulamaya<br />
sokabilir. Hassas verilerin, şifreleme<br />
ve tokenizasyon yoluyla başarılı bir şekilde<br />
güvenlik altına alınabilmesi için, öncelikle<br />
şifreleme anahtarlarının kurum tarafından<br />
güvenlik altına alınması, yönetilmesi<br />
ve kontrol edilmesi gerekir. Yeni platform,<br />
geniş bir yelpazeye dayanan veri koruma<br />
vakalarını desteklemek için oldukça kapsamlı<br />
veri güvenliği becerileri sunmaktadır.<br />
Bu beceriler arasında, dosya düzeyinde<br />
erişim kontrolü olan şifrelemeler, uygulama<br />
katmanı şifrelemesi, veri tabanı şifrelemesi,<br />
maskeleme, politika tabanlı dinamik veri<br />
maskelemesiyle kasasız(vaultless) tokenizasyon<br />
ve kasalı(vaulted) tokenizasyon yer<br />
almaktadır.<br />
Anahtar Yönetimi<br />
Merkezileştirilmeli<br />
Kontrol et: Son olarak, kurumun veri erişimini<br />
kontrol etmesi ve anahtar yönetimini<br />
merkezileştirmesi gerekir. Bütün veri güvenliği<br />
yönetmelikleri ve kanunları kurumların<br />
verilerine ve şifreleme anahtarlarına<br />
sağlanan izinli ve izinsiz bütün erişimleri<br />
takip, tespit ve kontrol etmesini ve raporlamasını<br />
gerektirir. Bu platform, çoklu bulut<br />
hizmeti sağlayıcıları (CSP) ve hibrit bulut<br />
ortamlarında şifreleme anahtarlarının<br />
merkezi olarak yönetilebilmesi ve güvenlik<br />
politikalarının oluşturulabilmesi için güçlü<br />
bir kilit yönetimi yapılmasını sağlar. Böylece,<br />
kurumlar bulutta, kuruma ait tesislerde<br />
ve hibrit ortamlarda bulundurduğu hassas<br />
verilerini kontrol edebilir ve koruyabilir.<br />
İş ortamı değişiklik göstermeye devam<br />
ettikçe (özellikle veriler oldukça dağıtık<br />
iş gücünden buluta doğru büyük bir hızla<br />
taşınıyorken), kurumların verileri hakkında<br />
net bir bilgiye sahip olmaları gerekir.<br />
Kurumlar, ancak bu sayede verilerini<br />
keşfedebilir, koruyabilir ve kontrol edebilir.<br />
Veri güvenliğini nasıl sadeleştirebileceğiniz<br />
konusunda daha fazla bilgiye<br />
ulaşmak için “Discover, Protect &<br />
Control Your Data in the Cloud” başlıklı<br />
webinarımızı izleyebilirsiniz.<br />
https://www.brighttalk.com/<br />
webinar/discover-protect-control-your-data-in-the-cloud/
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
5G beraberinde yeni gelir fırsatları getirecek<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
10<br />
Dünyanın dört bir yanında mobil iletişim<br />
altyapılarında 5G’ye geçiş başlarken,<br />
iletişim çözümleri pazarının<br />
genişlemesi ve büyümesi bekleniyor.<br />
Yeni standardın getireceği faydaların<br />
başında mevcut ağ kısıtlamalarını<br />
kaldırması ve bir zamanlar imkânsız<br />
olarak görülen uygulamaların gerçeğe<br />
dönüşmesi geliyor. Yüksek hız ve düşük<br />
gecikme süreleri, ağlardaki veri<br />
ağırlıklı ve gecikme hassasiyeti yüksek<br />
uygulamaların kolayca çalıştırılmasını<br />
sağlarken, her geçen gün giderek artan<br />
internetten video izleme, dosya indirme<br />
ve veri aktarımı gibi işlemler de hız<br />
kazanacak.<br />
GlobalData’nın araştırmasına göre,<br />
2019 yılında tüm dünyadaki veri trafiğinin<br />
sadece yüzde 1’ini taşıyan 5G,<br />
2024 yılına geldiğimizde bu trafiğin en<br />
az dörtte birini karşılayacak.<br />
GSMA Intelligence’ın tahminleri ise<br />
5G’nin bireysel kullanıcılardan çok kurumsal<br />
dünyada daha fazla etki sahibi<br />
olacak ilk iletişim standardı olacağını<br />
işaret ediyor. Dönüşüm etkisi yüksek<br />
olması beklenen 5G’nin, 3G’den 4G’ye<br />
geçişe oranla daha fazla inovasyona<br />
yol açacağı öngörülüyor. Her ne kadar<br />
5G’nin büyümesinde tüketicilerin rol<br />
sahibi olması beklense de, yeni teknolojinin<br />
işletmelerin operasyonlarında<br />
da önemli rol oynaması ve birçok sektörde<br />
ekonomik büyüme yaratması<br />
bekleniyor.<br />
İş dünyasında 5G<br />
farkındalığı<br />
Pandeminin başlattığı değişim, seyahat<br />
sınırlamaları dolayısıyla belirli zorluklar<br />
yaratıyor. Bu nedenle iş sürekliliğini<br />
sağlama ve gelecek stratejilerinde<br />
ilerleme konusunda güçlük yaşayan<br />
şirketler, BT planlarını öncelik listelerinden<br />
çıkartıyor. BT karar vericileri<br />
için 5G listede olsa dahi, uygulanması,<br />
faydaları ve kurulumu konusunda kafa<br />
karışıklığı söz konusu. Bu konuda ayrıca<br />
farkındalık da henüz gelişmiş değil.<br />
Accenture’ın bir çalışması, kurumların<br />
5G teknolojisinin yıkıcı gücünü hafife<br />
aldıklarını ve dörtte üçünün 5G’nin<br />
sunacağı faydaları ve potansiyel kullanım<br />
alanlarını tasarlamakta zorluk<br />
çektiğini ortaya koyuyor.<br />
Ağ kanalı iş ortaklarını hangi<br />
fırsatlar bekliyor?<br />
Zyxel’e göre, ağ çözümleri kanalının<br />
önünde, iş liderlerine 5G’nin somut<br />
getirilerini anlatabilmek için büyük<br />
bir fırsat yatıyor. Kanal oyuncuları, yol<br />
Zyxel, yüksek hız ve düşük gecikme ile öne çıkan<br />
yeni mobil iletişim standardı 5G’nin ağ kanalı için sunacağı<br />
fırsatları değerlendirdi.<br />
haritalarını basitleştirme konusunda iş<br />
dünyasını destekleyerek adaptasyonu<br />
hızlandırabilirler.<br />
Dijitalleşmek isteyen şirketlerin sayısı<br />
önümüzdeki dönemde artacak ve kanal<br />
iş ortakları, işletmelerin bu evrimleşen<br />
ortamda ağ sürekliliğini sağlama<br />
konusunda kritik bir rol oynayacak. Yıl<br />
2021’yi gösterirken, konfor bölgelerinden<br />
çıkmak ve 5G’yi kullanımdaki altyapıların<br />
bir parçası haline getirme bir<br />
gerekliliğe dönüşecek.<br />
İş dünyası için 5G mobil özel ağlar<br />
(MPN’ler), daha fazla kontrol ve güvenlik<br />
gerektiren korunaklı veri<br />
akışları ile özel kapsama alanları<br />
sağlayan, amaca özel iş ağlarıdır.<br />
5G MPN’ler ağa bağlı teknolojiler<br />
arasında uzaktan veri izleme ve büyük<br />
veri otobanları sebebiyle üretim,<br />
perakende, medya ve eğlence, sağlık,<br />
konaklama, lojistik, ulaşım ve finansal<br />
hizmetler endüstrilerindeki kurumlar<br />
için ultra güvenli ağ çözümleri sunan<br />
çözümlerdir.<br />
Ancak MPN’ler, 5G ağlarına özel değildir.<br />
Bugün birçok operatör, 4G LTE<br />
MPN hizmetlerini sistem entegratörlerine<br />
ve büyük işletmelere sunuyorlar.<br />
5G’ye geçiş ile özellikle tamamen<br />
5G’den oluşan bağımsız (SA) moda<br />
özel ağ dilimleme (network slicing)<br />
teknolojisi, yüksek kapasite (eMBB),<br />
düşük gecikme süresi ve yüksek hız,<br />
kurumların 5G MPN’yi tercih etmesi<br />
için önemli bir neden olacak. Üreticiler<br />
fiziksel işlem ve operasyonları oldukça<br />
zor bir ortamda dijital teknoloji ve<br />
akıllı bilişim ile bir araya getirirken<br />
yüksek hacimde veri taşıyan güvenilir<br />
ve esnek 5G ağlar, akıllı fabrikalar için<br />
önemli bir rol oynayacak.<br />
Erken yol alanlar yeni gelir<br />
kapılarını aralayabilecek<br />
Satış yöneticilerinin ve teknik destek<br />
mühendislerinin eğitimleri, müşterilere<br />
5G’nin potansiyel faydalarını ve<br />
sınırlarını anlatmanın yanı sıra, müşterinin<br />
ihtiyaçlarını karşılayacak ağ<br />
tasarımlarını ve keşiflerini nasıl gerçekleştireceklerini<br />
de görmelerini sağlayacak.<br />
Örneğin 5G uygulamalarını<br />
hayata geçirmek için, uçtan uca 5G uygulamalarını<br />
sunabilecek uyumlu routerlar<br />
ve access pointler farklılaşmada<br />
kilit rol oynayacak.<br />
Operatörlerin 2021’in ikinci yarısında<br />
5G SA modundaki ağları ve<br />
MPN kiralama hizmetlerini sunmaya<br />
hazırlanması, kanal iş ortaklarının da<br />
çalışmalara başlamasını gerektiriyor.<br />
Çözümlerini çeşitlendirmek ve yeni<br />
gelir akışları yaratmak isteyenler,<br />
operatörler 2021’de 5G MPN<br />
hizmetlerini sunmaya başladığında,<br />
kendi 5G çözümlerini de hazır<br />
etmeliler.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Okullarda sağlıklı havalandırma sistemleri şart<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
12<br />
Pandemi dönemiyle<br />
birlikte okullar<br />
başta olmak üzere<br />
toplu alanlardaki<br />
havalandırma<br />
sistemleri ve iç<br />
hava sağlığı, en çok<br />
konuşulan konular<br />
arasında yerini aldı.<br />
İç mekânlardaki<br />
hava kalitesinin<br />
artırılmasının lüks<br />
değil öğrencilerin<br />
sağlığı için şart<br />
olduğunu söyleyen<br />
Systemair HSK Genel<br />
Müdürü Ayça<br />
Eroğlu, başta öğrenciler ve öğretmenler olmak<br />
üzere toplum sağlığı için okullardaki<br />
iklimlendirme sistemlerinin önemine dikkat<br />
çekerek şunları söyledi:<br />
Mekanik havalandırmayla virüs<br />
yayılımı azaltılabilir<br />
“Kış aylarının gelmesiyle birlikte mekanik<br />
havalandırma sistemi olmayan birçok sınıfta<br />
pencere ve kapıların açık şekilde derslerin<br />
yapıldığı biliyoruz. Bu durum, bir yandan<br />
bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini azaltırken<br />
öte yandan kış aylarında sınıf içerisinde<br />
esen soğuk rüzgâr ve düşen sıcaklıklar sebebiyle<br />
ders işlemeyi imkânsız hale getirip<br />
öğrencilerin soğuk algınlığına yakalanmasına<br />
sebep olabilir. Öte yandan, okullarda<br />
yeterli taze havanın sağlanamaması, kötü<br />
hava dağılımı, düşük egzoz hava debileri,<br />
ısıtma-soğutma ve havalandırma sistemlerinin<br />
bakımlarının yapılmaması, yüksek seviyelerde<br />
uçucu organik bileşikler ve sınıflardaki<br />
sıcaklık kontrolünün doğru bir şekilde<br />
yapılmaması da hem bulaşıcı hastalıkların<br />
yayılması hem de öğrencilerin başarılarının<br />
düşmesi açısından büyük problem taşıyor.<br />
Okullarda zamanının büyük bir bölümünü<br />
geçiren öğrenci ve öğretmenlerin sağlığı için<br />
iç hava kalitesi ve taze hava miktarının artırılması<br />
olmazsa olmaz. Pandemi döneminde<br />
bir virüsün ne kadar hızlı yayılabildiğini tüm<br />
dünya istenmeyen bir şekilde deneyimledi.<br />
Bu nedenle okullar, sadece öğrenci ve<br />
öğretmenler için değil toplum sağlığı için<br />
de kritik önem taşıyor. Uzmanlar, halen<br />
çalışmalar devam etse de COVID-19<br />
virüsünü içeren küçük parçacıkların havada<br />
yüzerek potansiyel olarak enfekte olmuş bir<br />
kişiyle yakın temasta bulunmayan birine de<br />
bulaşabileceğini söylüyor. Bir odaya ya da binaya<br />
daha fazla taze hava sağlamanın virüs<br />
içeren parçacıkları seyreltebileceği veya bir<br />
kişinin enfekte olmaya yetecek kadar virüsü<br />
soluma riskini azaltabileceği de belirtiliyor.<br />
Tüm bu nedenlerle, mevcut binalardaki iklimlendirme<br />
sistemlerinin iyileştirilmesi ve<br />
yeni binalarda doğru tasarımların geliştirilmesi<br />
çok önemli. Kirletici kaynakların azaltılması,<br />
havanın daha fazla ve verimli filtrelerden<br />
geçirilmesi, sistemlerinin bakımımın<br />
doğru ve zamanında yapılması gibi pek çok<br />
faktöre dikkat edilmesi gerekiyor.”<br />
Kamuoyunu özellikle pandemi şartlarında kapalı alanlardaki<br />
iç hava sağlığının önemi konusunda bilinçlendirmek<br />
amacıyla “Taze Hava Akımı” kampanyasını başlatan Systemair<br />
HSK, kademeli olarak okullarda devam eden eğitim-öğretim<br />
döneminde okullardaki iklimlendirme sistemlerine<br />
dikkat çekiyor. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarının<br />
yanı sıra ortam havasının öğrencilerin sağlığı ve verimi için<br />
kritik önem taşıdığını vurgulayan Systemair HSK Genel<br />
Müdürü Ayça Eroğlu, yeni normal döneminde kapalı alanlardaki<br />
iklimlendirme koşullarının endişe yaratmaya devam<br />
ettiğini söyledi.<br />
“Hedefimiz okullarda sağlıklı<br />
koşullar sağlamak”<br />
Sınıflardaki sıcaklık ve CO2 seviyelerinin<br />
pencerelerin açılması ve kapatılmasıyla<br />
kontrol edildiği günlerin dünyada yakında<br />
sona ereceğini ve Türkiye’de de gelecek<br />
nesillerin sağlığı için çalışılması gerektiğini<br />
vurgulayan Ayça Eroğlu; “Günümüzde,<br />
okullardaki iklimlendirme sistemlerinin dış<br />
ortam hava kirliliğinden ve gürültüden etkilenmeden<br />
içeriye kaliteli taze hava sağlaması<br />
bekleniyor. Okullarda uygulanacak mekanik<br />
havalandırma sistemleri, öğrencilerin başarısını<br />
artırmanın yanında salgın hastalıkların<br />
yayılmasını da yavaşlatacak bir unsur.<br />
Aileler ve toplum için çocuklarına okullarda<br />
sağlık sorunlarına neden olmayan koşullar<br />
sağlanması son derecede önemli. Biz de<br />
Systemair HSK olarak ülkemizdeki okulların<br />
sağlıklı olmasının gelecek nesillerin de sağlıklı<br />
olması anlamına geleceğini biliyoruz ve<br />
bu doğrultuda çalışıyoruz” dedi.<br />
Yeni normal döneminde toplu<br />
alanlarda sağlıklı bir iç hava<br />
mümkün<br />
Havalandırma sistemlerinin soluduğumuz<br />
havayı ısıtan, soğutan, nemlendiren<br />
ve temizleyen sistemler olarak hayati önem<br />
taşıdığını söyleyen Eroğlu, sözlerini şöyle<br />
sürdürdü: “Yıllar önce bir lüks olarak görülen<br />
bu sistemler, hayatımızın büyük kısmını<br />
geçirdiğimiz modern binaların ayrılmaz<br />
parçaları haline geldi. Yavaş yavaş kontrollü<br />
sosyal hayata geçtiğimiz bugünlerde artık<br />
havalandırma sistemlerinin daha hassas<br />
filtre kademeleri, UV-C lambalar ve daha<br />
fazla taze havalı sistemlerle en baştan ele<br />
alınması gerekecek. Okullar gibi toplu alanlarda<br />
taze hava ihtiyacını karşılamak için<br />
kullanılan klima santralleri; modüler olma,<br />
kolay bakım ve en önemlisi temizlenebilme<br />
özellikleriyle de büyük avantaj sağlıyor. Klima<br />
santrallerinin ilk günkü performanslarını<br />
koruması ve sağlıklı bir şekilde taze iç<br />
ortam havası sağlama fonksiyonlarını yerine<br />
getirebilmeleri için doğru bakım kritik önem<br />
taşıyor. Bu sayede klima santralleri kapalı ve<br />
toplu alanlar için fayda sağlayan sistemlere<br />
dönüşüyor.”<br />
Taze hava oranı iki katına çıktığında<br />
öğrencilerin verimliliği yüzde 14 arttı<br />
Amerikan Isıtma, Soğutma ve Havalandırma<br />
Mühendisleri Derneği’nin (ASHRAE)<br />
HVAC&R Research Dergisi’nde yer alan bir<br />
araştırmanın sonuçlarına göre sağlığın yanı<br />
sıra iklimlendirme sistemlerinin öğrencilerinin<br />
verimine de büyük katkıda bulunduğunu<br />
söyleyen Eroğlu; “Araştırmada, taze hava<br />
oranının iki katına çıkarılmasının öğrencilerin<br />
performansında yüzde 14’lük bir gelişme<br />
sağladığını, sınıf sıcaklığındaki 1°C’lik düşüşün<br />
ise performansa etkisinin yüzde 4 olduğunu<br />
görüyoruz. Elbette bu sonuçlar pek çok<br />
farklı parametreye bağlı ancak iklimlendirme<br />
sistemlerinin etkisinin çok büyük olduğunu<br />
söyleyebiliriz” dedi.<br />
“Taze Hava Akımı<br />
kampanyamızla kamuoyunu<br />
bilinçlendirmeyi hedefliyoruz”<br />
Yaklaşık 10 senedir Türkiye’de klima santralleri<br />
sektörünün lideri Systemair HSK<br />
olarak havalandırma konusunda kamuoyundaki<br />
farkındalığı artırmak için “Taze<br />
Hava Akımı” isimli bir kampanyaya imza<br />
attıklarını söyleyen Ayça Eroğlu, sözlerini<br />
şöyle tamamladı: “İç hava kalitesiyle ilgili<br />
düzenleyici gereklilikler geliştiriliyor ancak<br />
hâlâ yeterli seviyeye gelmedi. Biz de kampanyamızla<br />
kamuoyu nezdinde taze havanın<br />
önemi konusunda bilinçlendirme çalışmaları<br />
yapacağız. Taze hava, artık sadece<br />
müteahhitlerin veya yatırımcıların ilgi alanı<br />
olmaktan çıkıp yaşamının büyük bir kısmını<br />
bu mekânlarda geçiren insanların ortak<br />
endişesi haline geliyor. Son kullanıcılar da<br />
bulundukları mekânlarda daha verimli ve<br />
tamamen taze hava sağlayan iklimlendirme<br />
sistemleri kullanılmasının teşvik edilmesine<br />
katkıda bulunabilirler. Örneğin ebeveynler,<br />
çocuklarının okullarının doğru şekilde havalandırılıp<br />
havalandırılmadığını sorgulayabilirler.<br />
Böylelikle toplumun her kademesinde<br />
sağlanacak bilinç artışı ve sorgulama<br />
mevcut sistemlerin daha sağlıklı sistemlerle<br />
değişmesine katkıda bulunacak.”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Akıllı telefonlarda görülmedik oyun ve<br />
streaming deneyimi<br />
Dünya teknoloji devi MediaTek, ülkemizde küresel ve yerli akıllı<br />
telefon ve tablet markalarının yanı sıra akıllı TV ve modem gibi<br />
yerli cihaz ve teknoloji üreticileriyle iş birlikleri ile büyümesini<br />
sürdürüyor. Türkiye akıllı telefon pazarı genelindeki payını 3 yılda<br />
yüzde 32 seviyesine çıkaran ve yerli üretim akıllı telefonlarda da<br />
yüzde 100 pazar payına ulaşan MediaTek, Türkiye’deki ilk basın<br />
toplantısını geçekleştirdi. Basın toplantısında MediaTek’in yeni<br />
teknolojileri Türk tüketicilerine ve teknoloji firmalarına sunma azmine<br />
vurgu yapıldı. Toplantıda ayrıca MediaTek’in üstün özellikli<br />
“oyun telefonları” çağını başlatan Helio G Serisi işlemci ailesinin<br />
ve amiral gemisi G95 işlemcinin Türkiye duyurusu da yapıldı…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
14<br />
Dünyanın önde gelen teknoloji geliştiricilerinden<br />
MediaTek, Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk<br />
basın toplantısında ülkemizde tüketicilere ve<br />
iş birliği yaptığı teknoloji şirketlerine geleceğe<br />
uyumlu akıllı telefon, akıllı TV ve bağlantı cihazlarının<br />
gelişimi için yeni nesil teknoloji çözümleri<br />
sunma azmine vurgu yaptı.<br />
Covid 19 pandemisi nedeniyle internet üzerinden<br />
gerçekleştirilen basın toplantısında MediaTek,<br />
bugüne dek geliştirdiği güçlü oyun işlemcisi<br />
MediaTek Helio G95’in duyurusunu da<br />
gerçekleştirdi. Oyun telefonları çağını başlatan<br />
geliştirilmiş yeni nesil MediaTek HyperEngine<br />
oyun teknolojisine sahip G Serisi işlemci ailesinin<br />
amiral gemisi MediaTek G95, çoklu kamera<br />
desteği, benzersiz bağlantı gücü ve gerçek zamanlı<br />
video akışı (streaming) için yapay zeka<br />
destekli süper çözünürlük gibi özellikler sağlıyor.<br />
MediaTek G Series’in benzersiz bağlantı,<br />
oyun, streaming ve kullanım performansı<br />
özellikleri, küresel akıllı telefon üreticisi Xiaomi<br />
iş birliğinde, yüksek özellikli üç farklı akıllı<br />
telefon modeliyle Türk tüketicisine ilk kez <strong>2020</strong><br />
yılı içerisinde sunuldu.<br />
Yerli Üretim Akıllı Telefonlarda<br />
Yüzde 100 Pazar Payı<br />
Türkiye akıllı telefon pazarı genelindeki payını<br />
3 yılda yüzde 12’den yüzde 32 seviyesine çıkaran<br />
MediaTek, 2019 yılı ikinci yarısı itibarıyla<br />
da yerli üretim akıllı telefonlarda yüzde 100 pazar<br />
payına ulaştı. Bu tarihten sonra ülkemizde<br />
üretilen tüm akıllı telefonlar, gücünü Media-<br />
Tek işlemcilerden alıyor. MediaTek, ülkemizde<br />
yerli akıllı TV ve bağlantı cihazları pazarında<br />
da güçlü bir konumda bulunuyor. MediaTek’in<br />
pazar payı, yerli üretim akıllı TV’lerde yüzde<br />
95, tabletlerde yüzde 45, fiber modem ve VDSL<br />
modemlerde yüzde 95 seviyesinde bulunuyor.<br />
Türkiye MediaTek için Önemli<br />
Basın toplantısında söz alan MediaTek MEA<br />
Bölgesi Kurumsal Satış ve Pazarlama Direktörü<br />
Rami Osman, şirketin küresel iş büyüklüğü<br />
hakkında bilgiler verdi ve “Türkiye, MediaTek’in<br />
çok önem verdiği bir ülke. Küresel<br />
ve yerli üretici iş birliklerimizle Türkiye akıllı<br />
telefon ve tablet pazarındaki payımız, 3 yıl içerisinde<br />
3 katına çıktı. Tüketicilere gücünü MediaTek<br />
işlemcilerden alan en kaliteli ürünleri<br />
sunmak için akıllı TV üreticileri, internet servis<br />
sağlayıcıları ve farklı şirketlerle iş birliklerimiz<br />
gelişerek sürüyor. Türkiye’nin önemli ve katma<br />
değerli bir teknoloji ürün üreticisi ve ihracatçısı<br />
olma potansiyeline inanıyoruz. Bu dinamik<br />
ülkenin tüketicilerine, her segmentte en son<br />
teknolojileri, iş ortaklarımızla birlikte sunmaya,<br />
yerli teknoloji üreticileri için de güveni<br />
lir iş ortağı olmaya devam edeceğiz” dedi.<br />
Türk Şirketlerinin Rekabet<br />
Gücü, Küresel Pazarda Daha<br />
Güçlü Bir Konum Getirebilir<br />
Küresel ticaretteki gelişmelerin ülkeler arasında<br />
üretim kaymalarına işaret ettiğini vurgulayan<br />
Rami Osman, “Türkiye bu önemli fırsatı<br />
değerlendirme şansına sahip. Yerli teknoloji firmaları,<br />
rekabetçi güçlerini kanıtlamış durumdalar<br />
ve bu gücün daha da artması, Türkiye’nin<br />
küresel teknoloji pazarından daha fazla pay<br />
almasını sağlayacaktır. Yerli şirketlerle Türkiye’ye<br />
küresel pazarda güç sağlayacak konularda<br />
çok yakın iş birliği yapıyoruz, yeni nesil<br />
akıllı telefon ve tabletlerin yanı sıra, akıllı TV<br />
ve bağlantı teknolojileri alanlarında da işlerimizi<br />
önceliklendirerek sürdürüyoruz. Türkiye<br />
pazarında geleceğe uyumlu teknolojiler ve<br />
iş birliklerimizle büyümeyi hedefliyoruz”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Modem Üretimi Katma Değerli,<br />
Üretim ve İhracat Odaklı Yeni<br />
Bir Alan Olabilir<br />
Türkiye akıllı telefon pazarından aldıkları<br />
payı, 3 yıl içerisinde yüzde 12’den yüzde 32’e<br />
çıkardıklarını ifade eden MediaTek Türkiye<br />
Kurumsal Satış Direktörü Sezer Şenol, “Türkiye<br />
pazarı 2019 yılında 10 milyon adedin üzerinde<br />
gerçekleşti. Pandemi ve diğer olumsuz koşullarına<br />
rağmen pazarın <strong>2020</strong> yılında da 10 milyon<br />
adedin üzerinde gerçekleşeceğini ön görüyoruz.<br />
Xiaomi, Huawei, Samsung, OPPO gibi<br />
küresel markaların yanı sıra, General Mobile,<br />
Casper, Vestel gibi yerli üretici iş birliklerimizle,<br />
Türkiye’deki pazar payımızı yüzde 32 seviyesine<br />
çıkardık. Her yıl satılan her 3 telefondan biri,<br />
gücünü MediaTek teknolojisinden alıyor. Daha<br />
da önemlisi, 2019 yılının ikinci yarısından itibaren<br />
Türkiye’de üretilen tüm yerli telefonlarda<br />
MediaTek işlemciler kullanıldı. Türkiye’deki<br />
iş birliklerimiz, teknolojinin diğer alanlarına<br />
da uzanıyor. Android TV ve akıllı TV üretiminde<br />
Vestel ve Arçelik, tablet üretiminde Reeder,<br />
modem cihazlarında Türk Telekom, Türksat,<br />
Turkcell, D-Smart, Millenicom, Hometech;<br />
akıllı ödeme sistemlerinde Koç Grubu şirketi<br />
Token Financials ile iş birliği yapıyoruz” dedi.<br />
Sezer Şenol sözlerine şöyle devam etti: “Konjonktürel<br />
gelişmeler ve yeni regülasyonlar, yerli<br />
üretim telefonlara iç pazarda avantaj sağlıyor.<br />
Öte yandan, Türk Telekom ve Turkcell gibi şirketlerin<br />
modem üretimi girişimlerine hız vermesi,<br />
Türkiye için akıllı telefon, tablet ve TV<br />
üretiminin yanı sıra katma değerli üretim ve<br />
ihracat odaklı yeni bir teknoloji alanı açacaktır.<br />
MediaTek, Türkiye ekonomisi ve Türk şirketlerine<br />
büyüme yolunda eşlik etme azmindedir”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Toplantıda ayrıca, farklı segmentlerde akıllı telefonlara<br />
hızlı ve akıllı 5G bağlantı özelliği getirecek<br />
olan MediaTek Dimensity Serisi 1000+,<br />
820, 800, 800U ve 720 işlemcilerin ön tanıtımı<br />
da yapıldı.<br />
G Yazılır, Gaming Okunur<br />
MediaTek basın toplantısında, Türkiye lansmanı<br />
yapılan yeni üst sınıf işlemci MediaTek<br />
Helio G95 ve G Serisi ürün ailesi, daha canlı<br />
görseller, temasa daha hızlı tepki veren ekranlar<br />
ve daha güçlü bir internet bağlantısı gibi<br />
özelliklerle, akıllı telefonlarda bir üst seviyeye<br />
taşıyor.<br />
MediaTek HyperEngine oyun teknolojisiyle<br />
benzersiz bir oyun deneyimi sunan MediaTek<br />
Helio G Serisi işlemciler, akıllı telefonlara daha<br />
güçlü internet bağlantısı ve üst düzey oyun,<br />
streaming, grafik, kamera, işlemci, bağlantı ve<br />
enerji verimliliği özellikleri getiriyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Dijital dönüşümün ivme kazandığı<br />
dönemdeyiz<br />
IBM’in dünya çapında düzenlediği Think Zirvesi’nin<br />
Türkiye bölümünde, pandemi nedeniyle hızlanan dijital<br />
dönüşüm konuşuldu. Türkiye’de de kullanıma sunulan<br />
dijital eğitim platformu Open P-TECH sistemine,<br />
Türkçe dil seçeneği eklendi…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
16<br />
IBM’in birçok ülkede düzenlediği Think zirveleri,<br />
COVID-19 salgını nedeniyle bu yıl dijital<br />
olarak yapılıyor. Zirvenin Türkiye ayağı<br />
Think Digital Türkiye, IBM’in ülkemizdeki<br />
faaliyetlerinin 82. yıl dönümünü kutladığı 11<br />
<strong>Kasım</strong> Çarşamba günü gerçekleşti. Akbank<br />
Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Hakan Binbaşgil, FutureBright ve Davranış<br />
Enstitüsü Kurucusu Akan Abdula, IBM<br />
Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />
Bridget Van Kralingen’in yer aldığı etkinliğe;<br />
farklı sektör temsilcileri ve iş dünyasının<br />
önde gelen isimleri katıldı. “Nasıl ilerleyeceğimizi<br />
yeniden düşünelim” ana temasıyla düzenlenen<br />
zirvede, IBM’in yılın ilk yarısında<br />
Türkiye’de kullanıma sunduğu dijital eğitim<br />
platformu Open P-TECH’in, sistemine Türkçe’yi<br />
de eklediği duyuruldu.<br />
Bu dönemde çeviklik ve<br />
esnekliğin önemi öne çıkıyor<br />
Salgın sebebiyle dijitalleşmenin benimsenme<br />
hızının ivme kazandığını belirten IBM<br />
Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen;<br />
yıllar alabilecek süreçlerin, artık birkaç aya<br />
sığdırılabildiğini vurguladı: “82 yıldır Türkiye’de<br />
var olmanın bilinci ve güveniyle, tarihin,<br />
geriye dönüp bu dönemi; dijital dönüşümün<br />
hızlandığı ve hep birlikte, ülkemizin<br />
yeni teknolojik atılımının, temellerini attığımız<br />
dönem olarak göreceğine inanıyorum.<br />
Belirsizliği ve sürekli değişimi dikkate alarak<br />
yıllardır çeviklik ve esneklik ihtiyacından<br />
söz ediyoruz ve içinde bulunduğumuz dönem,<br />
kuruluşlarımızda bu yetenekleri oluşturmamızın<br />
ne kadar önemli olduğunu net<br />
bir şekilde gösteriyor.”<br />
IBM’in Türkiye’de iyi teknoloji alanındaki<br />
liderliğini güçlendirmeyi amaçladıklarını<br />
belirten Sözmen; dijital dönüşümün ortaya<br />
çıkaracağı fırsatların değerlendirilmesi için<br />
gerekli en önemli adımın, geleceğin teknik ve<br />
profesyonel becerilerine hazırlıklı bir neslin<br />
yetiştirilmesi olduğunun da altını çizdi.<br />
Fiziksel ve dijital arasındaki<br />
denge değişiyor<br />
IBM Küresel Pazar Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />
Bridget Van Kralingen salgının iş dünyasındaki<br />
etkilerine değindi. Bu dönemde yöneticileri<br />
bekleyen zorluğun, doğru kararları<br />
alabilmek ve gereken cesur adımları atmak<br />
olduğunu belirten Kralingen sözlerine şöyle<br />
devam etti: “İşletmelerin ve hükümetlerin<br />
virüsün ilk etkisine ne denli hızlı tepki<br />
verdiklerini gördük. Ekonomilerdeki<br />
iyileşmenin yavaş yavaş olacağı belli oluyor.<br />
Ancak dünyadaki birçok sektörden iş<br />
liderleriyle konuşurken, bir şeyin çok net<br />
olduğunu görüyorum. Bu dönem dijitalliğe<br />
geçiş hızlanacak.”<br />
Fiziksel ile dijital arasında dengenin büyük<br />
ölçüde değiştiğini belirten Kralingen, cümlesini<br />
şu örneklerle açıkladı: “Büyük bir sağlık<br />
kuruluşunun sağlık hizmeti için aldığı telefon<br />
sayısı günde bin 500’den 43 bine yükseldi.<br />
60 yaş üzeri tüm bankacılık müşterileri<br />
de artık dijitale erişebildikleri için bankalar,<br />
birçok şubenin yeniden açılamayacağını öngörüyor.”<br />
Dijital hizmetleri daha önce hiç kullanmamış<br />
kişilerin de internet alışverişi, görüntülü<br />
aramalar ve diğer çevrimiçi deneyimlere<br />
yoğun bir şekilde yöneldiğini belirten<br />
Kralingen; algılarının ve tercihlerinin kalıcı<br />
olarak değişeceğini vurguladı. Kralingen,<br />
son olarak dijitalleşmenin hız kazandığı bu<br />
dönemde iş liderlerine gereken üç ana eylem<br />
önerisinde bulundu:<br />
• Müşterilerle iletişimde yeni yollar bulmak<br />
ve müşteri deneyimini geliştirmek<br />
• Her sektöre özel uyarlanmış açık bir iş mimarisi<br />
ve teknik mimariye sahip olmak<br />
• Ölçeklendirilmiş bir girişimci zihniyetiyle iş<br />
esnekliği ve çevikliği oluşturmak<br />
Hızlanan dijitalleşmenin sektördeki yansımaları<br />
Think Digital Türkiye’nin ana oturumlarında,<br />
gazeteci Serdar Turan moderatörlüğünde iki<br />
panel düzenlendi. SOCAR CDTO’su Hakan<br />
Irgıt, Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı<br />
BT ve Otomasyon Direktörü İsmihan Baysal<br />
Anderson, EnerjiSA CIO’su Mehmet Fırat<br />
ve MLP Care Dijital Dönüşüm Ofisi Koordinatörü<br />
Tijen Çağlayan’ın katıldığı ilk panelin<br />
konusu; şirketlerin inovasyon stratejileri<br />
oldu. Kurumların dijital dünyaya entegrasyonda<br />
neler yaptıklarının paylaşıldığı panelde<br />
konuklar, dijitalleşmede hayata geçirdiği<br />
stratejilerden bahsettiler.<br />
Turan’ın IBM Türkiye Dijital Satış Ülke Lideri<br />
IşıL Kılıç Gürtüna’yla yönettiği ikinci<br />
panelde ise iyzico CEO’su Barbaros Özbugutu<br />
ve hepsiburada.com CEO’su Murat Emirdağ<br />
konuk olarak katıldı. Panelde konuklar;<br />
pandemi döneminde ödeme sistemleri<br />
perspektifinden süreci nasıl geçirdiklerini,<br />
halihazırda iş modelinde dijitalleşmeyi<br />
merkeze alan kurumların süreçte nasıl<br />
ilerlediğini ve organizasyon yapılarının nasıl<br />
adapte olabildiğini paylaştılar.<br />
Müşterilerin çoğu verileri etkili<br />
bir şekilde kullanamıyor<br />
İçinde bulunduğumuz dönemin etkileriyle<br />
dijital dönüşümün daha yakından tecrübe<br />
edildiğini belirten IBM Türkiye Bulut ve<br />
Kognitif Ülke Lideri Arzu Sözen, birlikte<br />
çalıştığı müşterilerinden üç önemli geri<br />
bildirim aldıklarını belirtti: “Hibrit bulut<br />
platformlara geçmek isteyen ya da geçmeyi<br />
planlayan müşterilerimizin oranı yüzde 80.<br />
Bu müşterilerimiz daha esnek, daha açık ve<br />
daha az merkezileştirilmiş, güvenli altyapılara<br />
ihtiyaç duyuyor. İkinci geri bildirim ise<br />
otomasyon hakkında. Yapılan araştırmalar<br />
şirketlerin, düşük değerli işlere 120 milyar<br />
saatten fazla insan kaynağı harcadığını gösteriyor.<br />
Halbuki bu kaynak daha değerli işlerde<br />
ve işlevsel bir şekilde kullanılabilir. Bunun<br />
için uçtan uca otomatikleştirilmiş sistemlere<br />
ihtiyaç var” dedi ve sözlerine aldıkları<br />
son geri bildirimin veri olduğunu belirterek<br />
devam etti. Sözen, bunun en önemli konu<br />
olduğunun da altını çizdi: “Müşterilerimizin<br />
neredeyse yüzde 90’ı, verileri doğru bir şekilde<br />
toplayamadıklarını ya da etkili bir şekilde<br />
kullanamadıklarını bizimle paylaştı. Tam<br />
da bu sebeple veri merkezli kültürel ve dijital<br />
dönüşümlere ihtiyaç duyuyor. Biz de IBM<br />
olarak bütün bu geri bildirimlere Open Shift<br />
cloud container tabanlı hibrit yazılımlarla<br />
yanıt veriyoruz.”<br />
Ücretsiz dijital eğitim<br />
platformu Open P-TECH artık<br />
Türkçe<br />
Bu yılın ilk yarısında IBM tarafından Türkiye’de<br />
kullanıma sunulan dijital eğitim<br />
platformu Open P-TECH sistemine, Türkçe<br />
dil seçeneği eklendi. Platform gençleri ve eğitimcileri,<br />
yapay zeka, bulut bilişim ve siber<br />
güvenlik gibi teknolojiler ile tanıştırmanın<br />
yanı sıra, tasarım odaklı düşünme, çeviklik<br />
gibi profesyonel beceriler konusunda bilgilendirmek<br />
amacıyla kullanıma sunuldu. Bu<br />
teknik ve profesyonel beceriler, ayrıca “yeni<br />
yaka meslekler” olarak adlandırılan doğru<br />
becerilere sahip olmanın; belirli bir diplomaya<br />
sahip olmaktan daha önemli olduğu iş<br />
kollarını da kapsıyor. IBM Hibrit Bulut teknolojisi<br />
üzerine kurulan Open P-Tech, üçüncü<br />
partiler tarafından sağlanan mikro hizmetler<br />
aracılığıyla da kullanıcılarına, kolay<br />
oturum açma ve farklı eğitim içeriklerinden<br />
de faydalanma olanağı sağlıyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Dijital Güvenlik Servisi sahte siteleri<br />
yapay zekâ ile yakalıyor<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Turkcell’in mobil hatlar üzerinden internet<br />
hizmeti alan müşterilerini virüs, zararlı içerik<br />
ve dolandırıcılık amaçlı kurulan sahte sitelerden<br />
korumak amacıyla kurduğu Dijital<br />
Güvenlik Servisi, veri tabanını her geçen gün<br />
daha da genişletiyor. Turkcell siber güvenlik<br />
ekibinin sürekli güncellediği yaklaşık 410 bin<br />
riskli siteye karşı koruma sunan servis, yapay<br />
zekâ destekli algoritması sayesinde veri<br />
tabanını sürekli güncelleyerek kullanıcılarına<br />
siber risklere karşı en güncel korumayı<br />
sağlıyor.<br />
Dijital Güvenlik Servisi, bu yıl içerisinde eklenen<br />
özellikle müşterilerinin e-posta, sosyal<br />
medya hesabı, web siteleri, uygulama ve<br />
servislerde kullanılan şifrelerine yönelik sızıntıları<br />
kontrol hizmeti vermeye başlamıştı.<br />
Turkcell müşterileri, servise abone olduktan<br />
sonra, yeni şifre sızıntılarına karşı SMS ile<br />
uyarılırken geçmişte yaşanmış olan şifre<br />
sızıntıları konusunda da bilgilendiriliyor.<br />
Böylece kullanıcılar şifresi ele geçirilmiş<br />
Turkcell’in müşterilerine daha güvenli bir internet<br />
deneyimi yaşamaları için sunduğu Dijital Güvenlik Servisi,<br />
dolandırıcıların açtığı sahte internet sitelerine karşı yapay<br />
zekâ teknolojisinden faydalanıyor. Yapay zekâ destekli<br />
algoritma sayesinde her geçen gün daha da güçlenen<br />
servis sahte sitelere karşı veri tabanını sürekli genişleterek<br />
yeni zararlı içerikleri tespit etmeye başlıyor.<br />
olan ve farkında olmadan kullanmaya<br />
devam ettikleri servisleri tekrar güvenle<br />
kullanmaya başlayabiliyor.<br />
Ataç Tansuğ: Siber güvenliğin<br />
önemi arttı<br />
Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden<br />
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ataç<br />
Tansuğ, pandemi sürecinde artan internet<br />
kullanımının etkisiyle siber saldırılarda<br />
da yoğunlaşma olduğunu belirtti. Tansuğ,<br />
“Şubat ayında hizmete aldığımız Dijital Güvenlik<br />
Servisi, günümüzün artan siber tehditlerine<br />
karşı müşterilerimize kapsamlı bir<br />
koruma sağlıyor. Önceliğimiz müşterilerimizin<br />
güvenli bir internet deneyimi yaşamasına<br />
yardımcı olmak. Önümüzdeki dönemde<br />
de müşterilerimizin güvenli internet kullanımı<br />
için Dijital Güvenlik Servisi’mizi geliştirmeye<br />
devam edeceğiz” diye konuştu.<br />
‘Oltalama’ya karşı da koruyor<br />
Dijital Güvenlik Servisi, özellikle ‘oltalama’<br />
olarak adlandırılan ve genellikle büyük alışveriş<br />
sitelerinin veya bankaların internet sitelerinin<br />
kopyalarını yaparak kullanıcıların<br />
şifrelerini ele geçirmeye çalışan sitelere karşı<br />
da etkili bir koruma sunuyor. Kullanıcılar<br />
mobil hatları üzerinden internete bağlıyken<br />
güvenli olmayan internet sitelerine girmeye<br />
çalıştıklarında içeriğin zararlı olabileceğine<br />
dair bir uyarı alıyor. Böylece kullanıcıların<br />
bu tip sitelere farkında olmadan girmesinin<br />
önüne geçilmesi amaçlanıyor.<br />
Turkcell aboneleri GUVENLIK yazıp 2200’a<br />
SMS atarak aylık 4,99 TL karşılığında bu servisten<br />
faydalanabiliyor. Servise abone olarak<br />
şifrelerini ve kişisel verilerini koruma altına<br />
alan aboneler internette güvenle dolaşabilmenin<br />
yanı sıra günlük 1GB data hediyesi de<br />
kazanıyor.<br />
E-Ticarette tüm zamanların rekoru kırıldı!<br />
E-Ticaret, <strong>2020</strong>’nin üçüncü çeyreğinde yüzde 52 artarken,<br />
Eylül ayındaki yüzde 60’lık büyüme tüm zamanların<br />
rekoru olarak kayıtlara geçti.<br />
18<br />
İnternetten banka ve kredi kartı ile yapılan<br />
ödeme işlemleri, bu yıl Temmuz’da 22 milyar<br />
981 milyon, Ağustos’ta 21 milyar 277 milyon,<br />
Eylül’de ise 23 milyar 671 milyon lira olmak<br />
üzere üçüncü çeyrekte toplam 67 milyar 930<br />
milyon lira olarak gerçekleşti.<br />
Avantajix.com Kurucu Ortağı Güçlü Kayral,<br />
geçen yıl aynı dönemde yapılan işlemlerin toplamının<br />
44 milyar 598 milyon lira olduğunu<br />
anımsatarak, “Üçüncü çeyrekte, geçen yılın<br />
aynı dönemine göre büyüme yüzde 52 oldu. Eylül<br />
ayında büyüme yüzde 60 olarak gerçekleşti<br />
ki bu, tüm zamanların rekoru olarak kayıtlara<br />
geçti. Bu yıl pandemi nedeniyle kısıtlamaların<br />
yapıldığı ikinci çeyrekte ise 53 milyar 759 milyon<br />
liralık internetten ödeme işlemi yapıldı.<br />
Geçen yıl aynı dönemde 38 milyar 815 milyon<br />
liralık işlem yapıldığı göz önüne alınırsa yüzde<br />
38’lik büyümeye işaret ediyor.”<br />
Pandemi döneminde e-ticaretin milyonlarca<br />
yeni müşteri kazandığını, 10 milyonu aşkın<br />
kredi kartının ilk kez internetten alışverişte<br />
kullanıldığını kaydeden Kayral, şunları söyledi:<br />
“İkinci çeyrekteki büyümenin daha düşük<br />
olmasının nedeni pandemi kısıtlamalarından<br />
dolayı tatil-seyahat harcamalarının bu<br />
dönemde neredeyse sıfırlanması. Türkiye<br />
Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD)<br />
verilerine göre tatil-seyahat, e-ticaretin<br />
lokomotifi. E-Ticarette işlem ve müşteri sayısı<br />
artsa da tatil seyahat harcaması olmayınca<br />
büyüme sınırlı oluyor. Kısıtlamaların haziran<br />
ayında kısmen kalkmasıyla birlikte tatilseyahat<br />
harcamaları da sisteme girmeye<br />
başladı. Biz de tüm zamanların rekorlarını<br />
görmeye başladık. <strong>2020</strong>’nın son çeyreğinde<br />
de rekorların sürmesini bekliyoruz. Özellikle<br />
E-Ticaret ayı olarak bilinen, global kampanyaların<br />
düzenlendiği kasım ayı rakamlarını<br />
merakla bekliyoruz. 11.11 kampanyalarına<br />
çok büyük katılım oldu. Bazı dev e-ticaret firmaları,<br />
kampanyalarını tüm kasım ayına yaydılar.<br />
Kampanyanın tanıtımlarına çok büyük<br />
harcamalar yapılıyor. Mutlaka bunun karşılığı<br />
rakamlara yansıyacaktır.”<br />
Avantajix.com’un gıdadan giyime, turizmden<br />
elektroniğe, kozmetikten mobilyaya kadar çok<br />
geniş yelpazede 500’ü aşkın sanal mağazayı tek<br />
çatı altında toplayan, bu mağazalara Avantajix.<br />
com üzerinden giderek alışveriş yapanlara<br />
nakit para ödeyen bir site olduğunu anımsatan<br />
Kayral, “E-Ticaret ekositeminin bir parçasıyız.<br />
Olumlu ya da olumsuz gelişmelerden direkt<br />
olarak etkileniyoruz. Sektördeki büyüme bize<br />
de olumlu yansıdı” ifadelerini kullandı.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Dilek hanım sizi ve firmanızı tanıyabilir miyiz?<br />
Erciyes Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim<br />
üyesiyim. Çevre Kirliliği üzerine çok sayıda<br />
akademik çalışmalarım bulunmaktadır. Nano-<br />
Biotech Ar-Ge İnovasyon şirketinin kurucusu<br />
ve Nanoksia Biyoteknoloji AŞ’nin Yönetim Kurulu<br />
üyesiyim. Ekibimle birlikte, değişik sektörlerin<br />
ihtiyaçlarına yönelik Bitkisel Sentez<br />
Nanopartiküllü ürünler geliştirmekteyiz.<br />
Prof.Dr. Dilek Demirezen Yılmaz<br />
Nanoksia Yönetim Kurulu Üyesi & Direktör<br />
El, yer yüzey ve ekipman dezenfektanları, güneş panelleri için verim artırıcı<br />
ürünler, tekstil sektörü için nanoteknolojik çözümler projelerimiz<br />
arasındandır.<br />
Nanoksia dezenfektanı geliştirme sürecini<br />
anlatabilir misiniz?<br />
NanoBiotech Ar-Ge İnovasyon şirketi 2017 yılında kuruldu. Bitkisel<br />
Sentez Nano Gümüş içeren %99, 95’i saf su olan insan ve çevre sağlığı<br />
için zararlı kimyasallar içermeyen “Biyolojik” Dezenfektan Projemizle,<br />
UNIDO- TUBİTAK işbirliği ile düzenlenen “Küresel Temiz Teknolojiler<br />
Programı (GCIP)’na” katıldık. Dikkat çeken projemizi hayata geçirerek,<br />
Nanoksia dezenfektanın markalaşma ve patentleme sürecine başladık.<br />
Nanoksia Biyoteknoloji AŞ’nin kurulması ile ürün satışına başlanarak,<br />
yüksek teknolojili, alanında bir ilk olmaya aday Fabrikamızın kurulumu<br />
gerçekleştirilmiştir.<br />
Nanoksia olarak rakiplerinize göre<br />
farklılaştığınız noktalardan bahseder misiniz?<br />
Nanoksia Dezenfektan, Çevre ve İnsan sağlığına olumsuz birçok etkisi<br />
bulunan Kimyasal Dezenfektanların yerini alabilecek Bitkisel içerikli<br />
bir üründür. Ürünün PCT patent süreci devam etmektedir. Mevcutta<br />
kullanılan Kimyasal içerikli ürünlere karşı büyük avantaj sağlayan bu<br />
ürün, öncelikle alerjik ve de hassas bağışıklık sistemine sahip kişiler<br />
için yüksek fayda sağlayacaktır.<br />
“Nanoksia Dezenfektan bakteri, mantar, spor,<br />
mikobakteri, bakteriyofaj ve virüslere karşı etkili<br />
olup, 30 sn ile 5 dakika arasında %99,999 oranında<br />
giderim sağlamaktadır. Corona dahil virüs<br />
etkenlik testleri İtalya’da yaptırılmıştır. Nanoksia<br />
dezenfektanın deride tahriş edici olmadığı ve Solunmasında<br />
sakınca olmadığı akredite Laboratuvar<br />
testlerince kanıtlanmıştır.<br />
Bitki özütlerinden elde edildiği ve içinde insan ve<br />
çevre sağlığı açısından dost ”Dünyanın ilk vegan<br />
dezenfektanı olup TSEK 142 standardına uygundur.<br />
Aynı zamanda ürün TSE Helal Belgesine de<br />
sahiptir.<br />
Nanoksia, bugün Dezenfektan sektöründe;<br />
Ekolojik,Bitkisel, Vegan, İnsan dostu ürün<br />
özellikleri, Yüksek teknolojiyi ve özellikle<br />
Nanoteknolojiyi ileri bir şekilde kullanması<br />
ile farklılaşıyor. Nanoksia’nın üretiminde,<br />
farklı bitki türleri kullanarak gümüş<br />
sentezi yapılıyor. Bu sayede doğaya ve insan<br />
sağlığına zararsız %100 bitkisel endüstriyel<br />
ürünlerin üretilmesi sağlanıyor. Nanoksia<br />
üstün ürün özelliklerini ve üretim<br />
yöntemini, ulusal ve uluslararası PATENT<br />
ile koruma altına almıştır. Havacılık gibi<br />
Uçuş Güvenliğinin Küresel olarak denetim<br />
altında tutulduğu sektörlerinde kullanımı<br />
için Onay alan Nanoksia, bu testlerden de<br />
tam puan alarak Uçak içi Dezenfeksiyonunda kullanılabilen ender ürünler<br />
arasına girmiştir.<br />
Kısaca, Nanoksia aşağıda belirtilen özellikleri<br />
ile Fark yaratıyor;<br />
Bitkisel nanogümüşpartiküller ile çevreye ve insan sağlığına zararsız<br />
Bakterisidal-Virüsidal-Fungisidal çözümler sunması.<br />
Sıfır Zararlı Kimyasal :Canlı metabolizmasının işleyişini bozan, alerjik<br />
reaksiyonlara sebep olan kimyasal maddeler içermemesi ALKOL,<br />
HİDROJENPEROKSİT, KLOR,FLOR,SLS-BPA,içermez. Çevre ve İnsana dost<br />
ürün üretimi.<br />
İnsan temasına uygun, Solunum toksitesine yol açmaz Yutulmasında<br />
sakınca yoktur,<br />
Cilt temasında sakınca yoktur,Gözler için tahriş edici değildir.<br />
Sadece ECHA tarafından onaylı yüksek saflıkta gümüş (999,9) kullanılır.<br />
Üretimde 10 ton üründe 8 gr organik atık.<br />
Sağlık Bakanlığı ve birçok Akredite laboratuarlar tarafından onaylı ve<br />
sertifikalı.<br />
Kullanım Alanları:<br />
Sağlık:<br />
Yoğun bakım üniteleri, yenidoğan kuvözlerinde, cerrahi odası, doğum<br />
odası, hasta odaları, ameliyathaneler, bekleme salonları gibi genel yerlerin<br />
ve yüzeylerin dezenfeksiyonunda<br />
Turizm:<br />
Oteller, tatil köyleri ve turizm işletmelerinin tüm ortak alanlarında ve klima<br />
filter dezenfeksiyonunda<br />
Endüstri ve Hayvancılık:<br />
Gıda ve yem üretim alanlarında yüzey ekipmanlarının dezenfeksiyonunda;<br />
Küçük ve Büyükbaş hayvan çiftlikleri ile Kanatlı hayvancılık sektöründe;<br />
Fabrikaların yemekhane ve giyinme odaları gibi ortak alanların<br />
dezenfeksiyonunda<br />
Havacılık:<br />
Uçak kabin içleri, havalimanları, bekleme salonları, ofisler, lojistik<br />
hizmetlerde kullanılan tüm ekipmanların dezenfeksiyonunda<br />
Taşıtlar:<br />
Filo ve günlük kiralama tasıtlarında; özel ve kamuya ait tüm taşıtların<br />
kabin içi ve klima dezenfeksiyonunda<br />
Ulaşım:<br />
Otobüsler, metro, minibüs, vapur, feribot, tren, tramvay gibi toplu tasıma<br />
araçlarının iç dezenfeksiyonunda<br />
Kamu:<br />
Okul, kres, cami, kamu ve özel sektör binaları, alışveriş merkezleri, spor<br />
salonları, lokantalar ve dinlenme tesisleri dezenfeksiyonunda
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Prof. Dr. Bayat:<br />
“Yerli 5G altyapısı 2021’de devreye girebilir”<br />
Yerli ve milli 5G altyapısının geliştirilmesinde sorumluluk<br />
üstlenen Prof. Dr. Oğuz Bayat, “5G, 2021 yılı içinde seçilen<br />
bölgelerde son kullanıcıların hizmetine açılabilir ve yaygınlaşma<br />
süreci başlayabilir” dedi. Bayat, 5G’nin veri hızında<br />
100 katlık artış ve cihaz bağlanma kapasitesi için 10 kat<br />
genişleme anlamına geleceğini de belirtti.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Yerli ve milli 5G teknolojisinin geliştirilmesine<br />
yönelik 20 firma ve yaklaşık 500 mühendisin<br />
yoğun bir çalışma içinde olduğunu belirten<br />
Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Bayat,<br />
altyapının 2021 yılı içinde seçilen bölgelerde<br />
son kullanıcıların hizmetine açılabileceği ve<br />
yaygınlaşma sürecinin başlayabileceğini ifade<br />
etti.<br />
5G altyapısının geliştirilmesine yönelik çalışmaların<br />
TÜBİTAK’ın desteğiyle ve 250 milyon<br />
TL teşvikle başladığını hatırlatan Prof. Dr. Bayat.<br />
projenin bugün itibarıyla ticari ve savunma<br />
sanayi olarak iki koldan geliştirildiğini vurguladı.<br />
Görev üstlenen firmaların üzerlerine düşen<br />
yazılım ve görevleri başarıyla yerine getirdiğini<br />
belirten Bayat, bir sonraki aşamada tüm<br />
komponentlerin entegre edilmesinin planlandığını<br />
ifade ederek şunları söyledi: “Uçtan uca<br />
entegrasyon testleri ve performans kriterleri<br />
gerçekleştiği zaman 5G sahaya inebilecektir.<br />
Bu gelişmeler doğrultusunda, 2021 yılı içinde<br />
seçilen bölgelerde son kullanıcıların hizmetine<br />
açılabilir ve yaygınlaşma süreci başlayabilir.”<br />
Hedef, veri güvenliği ve dışa<br />
bağımlılığın azaltılması<br />
Altyapının yerli ve milli olması ile veri iletişimi<br />
güvenliği ve ekonomik olarak dışa bağımlılığın<br />
azaltılmasının hedeflendiğini belirten Prof. Dr.<br />
Oğuz Bayat, projenin Türkiye’ye kazandıracaklarını<br />
şöyle anlattı: “5G altyapısı birçok farklı<br />
sektöre yenilikler katacak. Örneğin; uzaktan<br />
robotik ameliyatlara imkan verecek. Çoklu<br />
robotların, insansız hava araçlarının, uzaktan<br />
milisaniye içerisinde kontrolünü sağlayabilecek.<br />
Bu değerli teknolojinin hakimi olan şirketler<br />
yeni teknoloji liderleri olacak. Güvenilir<br />
şifreli 5G ve nesnelerin interneti (IoT) haberleşmesi<br />
ise savunma alanında kritik bir gelişme<br />
olacaktır.”<br />
100 katlı veri hızı<br />
Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri<br />
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oğuz Bayat,<br />
5G’nin hayata geçmesinin Türkiye’de telekom<br />
hizmetlerinde meydana getireceği değişiklikler<br />
konusunda ise şu bilgileri verdi: “5G yüksek<br />
kapasite, yüksek hız ve çok az gecikme<br />
gereksinimleri ile tasarlanan bir radyo erişim<br />
şebekesidir. Teorik olarak, 4G şebekesi 100<br />
Mbps hız sağlar iken, 5G şebekesi 10 Gpbs hız<br />
sağlayabilecektir. Bu, veri hızında 100 katlık bir<br />
artış ve cihaz bağlanma kapasitesi için 10 kat<br />
genişleme anlamına gelmektedir. Diğer önemli<br />
bir özelliği ise nerede ise gerçek zamanlı bir<br />
şebeke olmayı temel alan milisaniye gecikmeli<br />
erişim ağı olmasıdır. Bu özellikleri taşıyan bir<br />
radyo erişim ağı birçok yeni uygulamaların<br />
hayata geçirilmesini başaracaktır.”<br />
GSM Birliği’nin tahminlerine göre 5 yıl içerisinde<br />
dünyada 1.7 milyar kişinin 5G ağından<br />
yararlanacağını belirten Bayat, “İnternete bağlı<br />
cihazları (IoT) da katarsak, bu süre zarfında 75<br />
milyar cihazın 5G ağına bağlanacağı tahmin<br />
ediliyor” dedi.<br />
“500’e yakın uzman<br />
kazandırdık”<br />
Altınbaş Üniversitesi’nde son 3 yılda 5G, IoT,<br />
yapay zeka, siber güvenlik alanlarında verilen<br />
dersler ve yapılan akademik çalışmalar ile Türkiye’ye<br />
500’e yakın uzmanın kazandırıldığını<br />
belirten Prof. Dr. Bayat, “Öğrencilerimiz çalıştıkları<br />
firmalara bu alanlarda öncülük etme<br />
şansı buldular” dedi. Üniversitede, 5G radyo<br />
kaynak yönetimi ve 5G güvenliği alanlarında<br />
doktora düzeyinde değerli çalışmalar yapıldığı<br />
bilgisini veren Prof. Dr. Oğuz Bayat, bu çalışmalar<br />
sonucunda 5G güvenlik altyapısında kullanılmak<br />
üzere ek bir güvenlik katmanı geliştirildiğini<br />
ve cihazların güvenli bir şekilde iletişim<br />
kurabileceği bir haberleşme modeli tasarlandığını<br />
ifade etti.<br />
İş için teknoloji!<br />
Türkiye’nin teknoloji markası Casper, dijital dönüşüm sürecine<br />
sunduğu çalışmaları “iş için teknoloji” çatısı altında<br />
topluyor. Uzman mühendisleri, yeni nesil bilgisayarları,<br />
yerinde üretimi, lojistik ve teknik servis hizmetleri<br />
ile iş hayatını kolaylaştıran kurumsal çözümler sunuyor…<br />
20<br />
Üretkenliği ve motivasyonu artırmanın önemi,<br />
çalışanların başarısı, teknolojik ve dijital<br />
çözümlerin verimliliğine bağlıdır. “Casper İş<br />
Çözümleri”, kurumların ihtiyaç ve taleplerine<br />
uygun çözümler üreterek hedeflerine<br />
ulaşmaları yolunda bir iş ortağıdır. Kurumların<br />
ergonomik, işlevsel ve performanslı ürünler<br />
kullanması ve sonrasında da iş yaşamlarını<br />
sorunsuz sürdürmeleri öncelikli önem<br />
taşımaktadır. Casper, “Kurumsal Çözümler”<br />
kapsamında hızlı servis ağı, kolay entegre sistemleri,<br />
yerli üretimi ve yerinde servis hizmeti<br />
ile kurumların iş yaşamını kolaylaştıran teknolojik<br />
çözümler sunar.<br />
Tüm iş çözümleri için güncel teknoloji içeren<br />
yüksek performanslı ve dayanıklı ürünlerle<br />
çalışmalara değer katan Casper, kurumlara<br />
özel teknolojilerle, hızlı teslimat, ek garanti süresi,<br />
yerinde servis hizmeti, kuruma özel imaj<br />
desteği, 7 farklı ilde 21 Bölge Servisi ile 1 saat<br />
ve 24 saat servis imkanları ile her an kesintisiz<br />
hizmet sağlıyor. Kobiler, perakende, sağlık ve<br />
finans sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelere<br />
iş gücüne ve uzmanlıklara uygun teknolojiler<br />
seçmesi konusunda uzmanlık ve destek<br />
verir.<br />
Casper akıllı telefon ve tabletler, son dönemde<br />
oldukça kritik öneme sahip olan mobilite<br />
ihtiyacına geniş kullanım alternatifleri sunmaktadır.<br />
Kafe ve restoranların, hastanelerin,<br />
bankaların ve sahada ekipleri bulunan pek çok<br />
işletmenin ihtiyacı olan performans ve güce<br />
Casper ürünleri ile ulaşabilirsiniz.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Güncelleme yaparken verilerinizden olmayın!<br />
Daha iyi performans, daha iyi tasarım ya da bazen<br />
oluşan problemlerin çözümleri için işletim sistemlerine<br />
güncellemeler geliyor. Basit bir işlem olarak görülen<br />
bu güncellemeler sırasında ise değerli verilerin zarar<br />
görebildiğine dikkat çeken Veri Kurtarma Hizmetleri<br />
Genel Müdürü Serap Günal, güncellemeler sırasında<br />
en sık karşılaşılan 5 hataya dikkat çekiyor…<br />
Güncelleme sırasında karşılaşılan hatalardan<br />
dolayı kullanıcıların verileri<br />
de zarar görebiliyor. Verileri yedeklemenin<br />
işletim sistemlerinin güncellemesi<br />
aşamasında önemli bir basamağı oluşturduğuna<br />
dikkat çeken Veri Kurtarma<br />
Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal,<br />
işletim sistemlerini güncellerken veri<br />
kaybına neden olan 5 hataya dikkat çekiyor.<br />
1. Güç kaybı. Herhangi bir büyük sistem<br />
güncellemesi sırasındaki yaşanan güç<br />
kaybı, verilere zarar verebiliyor. Güncellemenin<br />
yarıda kalması ve sistem üzerinde<br />
biçimlendirme durumunun gerçekleşmesi<br />
gibi durumlar verilerin zarar<br />
görmesine neden oluyor. Bu durumlarla<br />
karşılaşılmaması adına güncelleme esnasında<br />
güç kaybının yaşanmamasına<br />
dikkat edilmesi gerekiyor.<br />
2. Yeterli depolama alanının olmaması.<br />
İşletim sistemi güncellemesi sırasında<br />
sürücüde yeterince boş alan olmaması,<br />
yalnızca kısmi bir kurulumdan sonra<br />
sistemin yeniden başlatılmasına neden<br />
olabiliyor. Sistem başlatılamayacağından<br />
herhangi bir dosyaya erişimi de<br />
kilitleyecektir. Bu yüzden, herhangi<br />
bir büyük güncelleme işleminden önce<br />
sürücü alanınızı kontrol etmek en<br />
iyisidir. Çoğu güncelleme, yüklemeyi<br />
kabul etmeden önce bilgi ekranında ne<br />
kadar sistem alanı gerektiğini söylüyor.<br />
Kurulum sırasında kullanılan geçici<br />
dosyaları barındırmak için sistem alanı<br />
gereksinimini iki katına çıkarmak fayda<br />
sağlıyor.<br />
3. Sürücü arızası. Tahmin edilebileceği<br />
gibi, işletim sistemini güncellerken yaşanabilecek<br />
bir sürücü arızası, herhangi<br />
bir zamanda yaşanan bir sürücü arızası<br />
kadar felaket sonuçlar doğurabiliyor. Bu<br />
durumda dosyalara erişim mümkün olmuyor<br />
ve onları geri alabilmek için profesyonel<br />
bir veri kurtarma hizmetine ihtiyaç<br />
duyuluyor.<br />
4. Kullanıcı hataları. Bilinmeyen sebeplerden<br />
dolayı işletim sistemi güncellemesi<br />
sırasında hatalar oluşabiliyor. Buradaki<br />
veri kaybına neden olan durum,<br />
aslında kullanıcı faktörüne bağlı oluyor.<br />
Güncelleme sırasında gerçekleşen problemlere<br />
karşı ekranda açılan bilgilendirici<br />
pencerelere dikkat edilmesi gerekirken,<br />
kullanıcı tarafından yapılan yanlış<br />
bir tercih verilere zarar veriyor. Kullanıcı<br />
hatalarından kaçınmak için, kurulum<br />
sırasında görünen açılır pencereler de<br />
dahil olmak üzere talimatları dikkatlice<br />
okumak gerekiyor.<br />
5. EFS şifrelemesinin kaldırılmaması.<br />
Windows’ta dosya şifreleme sistemi olan<br />
EFS, verilerin güvenliğini sağlamaya yarıyor.<br />
Ancak EFS şifrelemesi ile şifrelenen<br />
veriler, güncelleme sonrasında kullanıcılara<br />
veri kayıpları yaşatabiliyor. Şifrelenmiş<br />
dosyaların geri planında kullandığı<br />
anahtar kimlik dosyası, güncelleme ile<br />
birlikte eski işletim sistemi içerisinde<br />
kaldığı için verilere ulaşmayı engelliyor.<br />
Kullanıcıların güncelleme öncesinde<br />
EFS şifrelemeye sahip verilerinin olup<br />
olmadığına ya da bu özelliğin açık olup<br />
olmadığına dikkat etmesi gerekiyor.<br />
Neyin yanlış gidebileceği ile ilgili tüm<br />
olasılıklarla birlikte, işletim sistemini<br />
güncellemeyi planlarken yapılacaklar<br />
listesindeki ilk şey, bir yedekleme oluşturmak<br />
olduğunu belirten Veri Kurtarma<br />
Hizmetleri Genel Müdürü Serap Günal,<br />
öncelikle verilerin bulut ya da başka<br />
bir sürücüye yedeklenmesi gerektiğini,<br />
yedeklemeden sonra kontrol etmeyi<br />
unutmayı öneriyor. Olası kötü senaryolar<br />
karşısında da cihazlara müdahale edilmemesinin<br />
altını çizen Günal, kesinlikle<br />
bir profesyonel veri kurtarma hizmetinin<br />
alınması gerektiğini dile getiriyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
21
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Yüzde Yüz Yerli<br />
Olta.la Platformumuz<br />
İle Oltaya Gelmeyin…<br />
Sektör Röportaj<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Ozan İnan<br />
Teknoser Genel Müdürü<br />
Bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının önemli oyuncularının<br />
başında gelen Teknoser’in yaygın saha gücünü, güvenlik<br />
çözümlerini, donanım ve yazılım çözümlerini, pandemi<br />
dönemine yönelik yapılan çalışma ve yatırımları Teknoser<br />
Genel Müdürü Ozan İnan ile konuştuk. İnan; dünün olduğu<br />
gibi bugünün de en büyük veri güvenlik ihlallerinden<br />
birisinin yine oltalama saldırıları olduğunu ve bu alanda<br />
tamamen yerli kaynaklarla geliştirdikleri milli çözüm olan<br />
Olta.la platformu ile kurumlara önemli ve net çözüm sunduklarını<br />
belirtirken, POS ödeme sistemleri alanında sahada<br />
elde ettikleri liderlik ve sundukları çözümler ile pandemi<br />
döneminin daha sağlıklı iletişim ve işleyiş ile sürdüğünü,<br />
başta sağlık sistemi olmak üzere dijital sistemlerde herhangi<br />
bir aksaklık yaşanmadan yaşamın sürdüğünü söyledi.<br />
Bunun için sahada çalışmak zorunda olan “görünmez<br />
kahramanların” çok önemli payı olduğuna değinen İnan,<br />
pandeminin gelecek planlarında herhangi bir değişime neden<br />
olmadığını sadece sürece bazı ek yatırımların girmesi<br />
gerektiğini bu sayede de önümüzdeki dönemlerde bugünlerden<br />
alınan derslerle, yarınlara daha güvenlik bakmayı<br />
hedeflediklerini söyledi…<br />
22<br />
Altyapı ve veri güvenliği<br />
alanında sunduğunuz çözümler<br />
nelerdir?<br />
Teknoser olarak 76 hizmet noktası ve 850’yi<br />
aşkın çalışanımızla bilgi ve iletişim teknolojileri<br />
pazarının lider sistem entegrasyonu<br />
ve saha hizmetleri şirketiyiz. Yaygın saha<br />
gücümüzle bulut bilişim sistemlerinden<br />
sanallaştırmaya, güvenlik çözümlerinden<br />
donanım ve yazılım çözümlerine kadar<br />
birçok alanda hizmet verebiliyoruz. POS<br />
ödeme sistemlerine yönelik saha hizmetleri<br />
alanına uzun yıllardır liderlik ediyoruz.<br />
Veri güvenliğinin ihlali<br />
noktasında öne çıkan başlıklar<br />
ve önlenmesi için alınması<br />
gereken tedbirler neler?<br />
Hedef aldıkları bilgi varlıklarını ele geçirerek<br />
maddi veya manevi çeşitli nedenlerle<br />
kötüye kullanmayı amaçlayan siber saldırganlar,<br />
özellikle elektronik posta altyapıları<br />
ve internet üzerinden oltalama (Phishing)<br />
adı verilen saldırı yöntemiyle insanları hedefliyorlar.<br />
Siber saldırganlar, e-posta ve<br />
internet kullanım alışkanlıklarından faydalanarak<br />
kullanıcıları ve güvenlik çözümlerini<br />
aldatmayı amaçlıyorlar. Bu sayede<br />
enjekte ettikleri zararlı kod parçalarıyla<br />
kullanıcı bilgilerine erişerek sistem dışına<br />
çıkarabiliyorlar.<br />
Yapılan araştırmalara göre her yıl neredeyse<br />
10 kat artarak devam eden oltalama<br />
saldırıları işletmeler için büyük bir tehdit<br />
oluşturuyor.<br />
Tamamen yerli kaynaklarla geliştirilmiş<br />
milli bir çözüm olan Olta.la platformu ile<br />
şirket çalışanlarına yönelik sürekli ve özelleştirilmiş<br />
oltalama simülasyonları gerçekleştirilerek,<br />
gelebilecek gerçek saldırılara<br />
karşı hazır olmalarını sağlıyoruz. Olay müdahale<br />
modülü ise gerçek bir oltalama saldırısı<br />
durumunda, işletmenin otomatik ve<br />
manuel adımlar atarak saldırının etkisini<br />
ortadan kaldırmasına olanak tanıyor.<br />
Bir diğer önemli başlık buluta artan saldırılar.<br />
Siber güvenlik şirketi McAfee’ye göre<br />
<strong>2020</strong> yılının Ocak ve Nisan ayları arasında<br />
bulut tabanlı siber saldırılar yüzde 630<br />
oranında arttı. Teknoser’in sunduğu ve<br />
NetDataSoft gibi ülkemizden çıkan kıymetli<br />
“teknoloji evleri” tarafından geliştirilmiş<br />
olan Blockchain tabanlı, en son teknolojiler<br />
kullanılarak tamamen yerli ve milli kaynaklarla<br />
geliştirilen “Akıllı veri yönetimi ve<br />
paylaşımı” gibi çözümlerimiz hem büyük<br />
kolaylık sağlıyor hem ek maliyet avantajı<br />
getiriyor. Verilerin tüm kontrolü müşteride<br />
kalıyor. Hem yatayda hem dikeyde büyüyebilen,<br />
her türlü veriyi Blockchain mantığıyla<br />
yedekte tutan, tüm platformlarla ve<br />
işletim sistemiyle çalışabilen, donanım ve<br />
markadan bağımsız, açık kaynak olmayan<br />
tamamen yerli ve milli bir çözüm. Verileri<br />
güvenle saklayabilmeyi ve bu verilere hızla<br />
erişebilmeyi sağlıyor. Bu çözümle dosyalar<br />
ve veriler Blockchain tabanlı olarak parçalanıp<br />
bölünerek saklandığından virüs<br />
bulaşma ihtimali sıfır. Ayrıca tüm veriler<br />
özel kriptolama algoritmaları kullanılarak<br />
şifreleniyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Sunduğunuz çözümleriniz<br />
ile en çok hangi sektörlere<br />
yöneliyorsunuz?<br />
Perakende, bankacılık, e-ticaret, endüstri,<br />
telekomünikasyon, sağlık, ulaşım, ödeme<br />
sistemleri en çok çalıştığımız sektörler arasında<br />
yer alıyor.<br />
Veri güvenliğinin önemli<br />
noktaları ve dijital veri güvenliği<br />
noktasındaki farkındalığın<br />
artırılması için neler yapılması<br />
gerektiği konusundaki<br />
görüşlerinizi alabilir miyiz?<br />
Öncelikle kullanıcılar gerçekten uyanık<br />
olmalı. Şüpheci olmanın hiçbir sakıncası<br />
yok.<br />
Güvensiz kablosuz bağlantılar üzerinden<br />
internet erişimi sağlamayın. Güvenlik zafiyetlerine<br />
izin vermeyecek şekilde önlem<br />
alın. Güvenlik tedbirleri alınmadan internete<br />
açık hale getirilen sistemler otomatik<br />
olarak siber saldırganların hedefi oluyor.<br />
Çalışanlar arasında paylaşılan şirket içi<br />
bilgiler ve dokümanlar, uygulamalarda<br />
bulunan güvenlik açıkları nedeniyle veri<br />
sızıntısına yol açabiliyor. BT liderleri<br />
evden çalışan personelin bilgi teknolojileri<br />
hizmetlerine ve uygulamalarına güvenli<br />
erişimlerini sağlamalı.<br />
Siber güvenlik konusunda yeni bir farkındalığa<br />
ihtiyacımız var. Siber saldırılara karşı<br />
önlemler ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu<br />
(KVKK) paralelinde veri gizliliğinin<br />
sağlanması için çözümlerimizin önemli bir<br />
işlevi var.<br />
Pandemi döneminde<br />
yaşanılanlar doğallığın<br />
ötesindeydi. Siz kurum olarak<br />
bu dönemi nasıl atlattınız/<br />
atlatıyorsunuz?<br />
Salgının ilk başladığı günden bu yana<br />
tüm seçenekleri gözden geçirdik ve çeşitli<br />
stratejiler belirledik. 76 noktada 81 ili ve<br />
KKTC’yi kapsayan bir şirket olarak birçok<br />
noktayı çok ayrıntılı bir şekilde ele aldık<br />
ve planlarımızı incelikle detaylandırdık.<br />
Çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve iş<br />
ortaklarımızın sağlıklı ve güvende olabilmesi<br />
için alınabilecek tüm önlemleri aldık.<br />
Çalışanlarımızın yüzde 90’ı sahada, yüzde<br />
10’u evlerinde görevlerini sürdürüyor. Sağlık<br />
kuruluşları, marketler, akaryakıt istasyonları,<br />
havayolları, güvenlik güçleri ve<br />
bankalar gibi bazı yerlerde evden çalışma<br />
olanağı olmayan kişilerin sahaya çıkması<br />
ve çalışmaya devam etmesi gerekiyor. Buraların<br />
çalışmaya devam edebilmesi içinse<br />
başta iletişim olmak üzere tüm teknoloji<br />
altyapısının kusursuz bir şekilde işler durumda<br />
olması önem taşıyor. Şu an interneti<br />
bu kadar rahat kullanabiliyorsak, POS<br />
makineleri kesintisiz bir şekilde çalışmaya<br />
devam ediyorsa, sağlık sistemindeki dijital<br />
sistemlerde herhangi bir aksaklık olmuyorsa<br />
bunun arkasında “görünmez kahramanların”<br />
payı çok büyük.<br />
Uzaktan çalışma/eğitim modeli<br />
yeni dönemin öne çıkan en<br />
önemli başlıklarından birisi<br />
oldu. Bu noktada öne çıkan<br />
tehditler ve alınması gereken<br />
tedbirlerden bahseder misiniz?<br />
Kısa süre önce, dünyanın önde gelen teknoloji<br />
devlerinden Cisco, çok yeni bir araştırma<br />
paylaştı. Şirketin dünya genelinde 3.000<br />
BT yöneticisi ile gerçekleştirdiği “Güvenli<br />
Uzaktan Çalışmanın Geleceği” raporundan<br />
elde edilen sonuçlara göre, çalışanlarının<br />
uzaktan çalışmasını destekleyen şirketlerin<br />
yüzde 62’sinin karşılaştığı en büyük siber<br />
güvenlik sorunu, güvenli erişim. Her iki<br />
katılımcıdan biri, şirketin sağladığı dizüstü<br />
bilgisayarlar ve kişisel cihazlar dahil olmak<br />
üzere uç noktaların, uzaktan çalışma ortamında<br />
güvenlik anlamında önemli bir zorluk<br />
olduğunu düşünüyor.<br />
Kurumlara ek maliyetlere katlanmamalarını<br />
ve verilerini yerli ve milli kaynaklarla<br />
geliştirilen bulut hizmetlerinde saklamalarını<br />
öneriyorum. Ayrıca uzak masaüstü<br />
hizmetlerini genel ağlara maruz bırakmayın,<br />
her zaman güçlü şifre, kullanıcı adı ve<br />
parola kullanın. Tüm cihazlarınızda yazılımlarınızı<br />
güncel tutun. E-posta eklerine<br />
veya tanımadığınız kişilerden gelen mesajlara<br />
şüpheyle yaklaşın ve şüphelendiyseniz<br />
açmadan silin. Saldırganlar hedeflerini tamamlamadan<br />
önce saldırıyı erken bir aşamada<br />
belirlemek ve durdurmak için EDR ve<br />
SandBox gibi uç nokta güvenlik çözümlerimizi<br />
kullanın. Kurumsal ortamınızı korumak<br />
için çalışanlarınızı eğitin.<br />
Güvenli e-ticaret için olması<br />
gerekenler ve yapılması geren<br />
yatırımlardan bahseder misiniz?<br />
Güvenli bir alışveriş için öncelikle tüketiciler<br />
bağlantının güvenli olmasına dikkat<br />
etmeli. Kişisel bilgisayar dışında ortak ağlardan<br />
online alışveriş yapmayın. Alışveriş<br />
yapılacak sitenin SSL veya SET gibi güvenlik<br />
standartlarına sahip olduğundan emin<br />
olun. Alışveriş yapılacak site daha önce tanınan<br />
bir site değilse satıcının adresi, telefonu,<br />
e-posta adresi ve firmanın adını açık<br />
olarak yayınlayıp yayınlanmadığını kontrol<br />
edin. Ödeme bilgilerinin girildiği sayfanın<br />
adres çubuğunda “http” değil “https” yazmalı.<br />
Ödeme sırasında 3D Secure ödeme<br />
sistemleri kullanılmalı. Ödeme kredi kartı<br />
yerine sanal kartla yapılmalı. Satıcılar<br />
da ödeme altyapılarını seçerken öncelikle<br />
PCI-DSS sertifikasına ve SSL veya SET gibi<br />
güvenlik standartlarına sahip bir sağlayıcı<br />
olduğundan emin olmalılar.<br />
En az 5 yıl sonrası için<br />
beklenilen birçok yatırım<br />
yeni normal ile kurumların<br />
zorunlulukları olarak hızlıca<br />
yapılmaya başlandı. Sizce bu<br />
yatırımlar için kurumlar altyapı<br />
ve veri güvenliği olarak hazırlar<br />
mıydı? Hazırlıklı olmayan<br />
hızlı yatırımlar gelecek için<br />
kurumlarda ne gibi sıkıntılar<br />
doğuracak?<br />
Hızlı bir dönüşüm yaşanması için altta buna<br />
hazır ordularınızın olması gerekir. Oysa;<br />
zamanında dijital dönüşümü lüks olarak<br />
gören ve şu an dijitalleşme kararları alanlar<br />
için çok büyük riskler var. Çünkü dijital<br />
dönüşümün ikiz kardeşi: siber güvenlik.<br />
Yani şirketinize uygun olan siber güvenlik<br />
altyapısını 1-2 günde oluşturamazsınız. İşinizin<br />
tabiatına göre siber güvenlik ihtiyaçları<br />
ve alacağınız önlemler değişir. Jenerik<br />
önlemler alabilirsiniz ama sizin bütünsel<br />
bir çözüm için çözümü sağlayanlara “dijital<br />
yolculuğunuzu” detaylı anlatmanız lazım.<br />
Bugün çok hızlı bir dönüşüm olduğu için şirketin<br />
ihtiyaçları tam bilinemediği için butik<br />
çözümler oluşturulamıyor. Mutlaka arada<br />
kaçan risk faktörleri var. Önümüzdeki 2-3<br />
yıl içinde bugünkü hızlı dijital dönüşümün<br />
faturası karşımıza çıkacak. Özellikle siber<br />
güvenlikte çok büyük zafiyetler olduğuna<br />
inanıyorum. Çünkü günü kurtarmaya yönelik<br />
hızlı adımlar atıldı. Attığınız her hızlı<br />
adımla da atlanan yerler oldu. Hedefine vardın<br />
mı vardın, nereleri atladın oraları sonradan<br />
göreceğiz.<br />
Önümüzdeki dönem hedefleriniz<br />
nelerdir? Gelecek planlarınızdaki<br />
öncelikleriniz ve hedeflerinizdeki<br />
değişimlerden bahseder<br />
misiniz?<br />
Önümüzdeki dönemde mevcut,<br />
bugüne kadar yaptığımız, kendimizi<br />
geliştirme faaliyetlerimiz ile ortaya çıkan<br />
çözümlerimizi önce grup şirketlerimiz,<br />
sonra ülkemiz ve küresel ölçekte fayda<br />
üretecek şekilde paydaşlarımıza sunmak,<br />
onlara ulaştırmak istiyoruz. Pandemi öncesinden<br />
beri siber güvenliğe önem veren<br />
bir firma olduğumuz için bugünlere yönelik<br />
bazı fikirlerimiz vardı. Özellikle “blockchain”<br />
alanında geliştirilmesi gereken yazılımların,<br />
siber güvenlik zafiyetlerini kapatacağına<br />
inanıyorduk. Önümüzdeki dönemlerde<br />
bununla ilgili bazı yeni çözümleri paydaşlarla<br />
buluşturmak niyetindeyiz. Yatırımlarımızda<br />
pandemi ile bir yön değişikliği yok<br />
ama sürece bazı ek yatırımların girmesi<br />
gerekti. Özellikle servis alanında çok yaygın<br />
bir hizmet ağı olan bir firma olarak, servis<br />
verdiğimiz firmaların ve servis veren çalışanlarımızın<br />
can güvenliğini kesinlikle en<br />
üst seviyeye taşımak için önceliğimiz şu<br />
anda bu merkezde. O yüzden de önümüzdeki<br />
dönemlerde bugünlerden aldığımız<br />
derslerle, yarınımızla ilgili olası hataları minimize<br />
ettiğimizi düşünüyoruz.<br />
23
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Personele iletilen evraklar dijitalleşiyor<br />
İş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeleri<br />
dijitalleştiren KolayPeyk Platformu, işverenlerin yükümlülüklerini<br />
kanuni açıdan ispatlamalarını sağlıyor.<br />
Turizm, lojistik, gayrimenkul, sağlık, perakende gibi<br />
tüm sektörlerdeki işverenler, çalışanlarına yaptıkları<br />
yazılı bildirimlerini KolayPeyk Platformu üzerinden<br />
yaptıklarında, mevzuatta öngörülen yükümlülüklerini<br />
yerine getirmiş oluyorlar ve zaman damgalı olarak<br />
gönderilen tüm belgeler, resmi evrak niteliği taşıyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
24<br />
KolayPeyk Platformu ile personel yönetimi<br />
süreçlerindeki tüm evrakların dijitalleştiğini<br />
ve ayrıca kağıt döküm almaya<br />
gerek kalmadığını kaydeden Kolaysoft<br />
Teknoloji AŞ Kurumsal İş Geliştirme<br />
Uzmanı Derya Gökkaya, şunları söyledi:<br />
“KolayPeyk Platformu üzerinden iş kanunları<br />
gereği personele tebliğ edilmesi<br />
gereken; ücret, hesap pusulaları, puantaj,<br />
sözleşme, ihtar, iş güvenliği, KVKK<br />
bildirimleri, izin onayları gibi bildirimler<br />
e-imza ile imzalanıp, TÜBİTAK zaman<br />
damgası ile mühürlenerek çalışanlara<br />
tebliği yapılıyor. Yine, aynı platform<br />
üzerinden, personel kendisine gelen<br />
bildirimi TÜBİTAK zaman damgası ile<br />
mühürleyerek onaylıyor. TÜBİTAK zaman<br />
damgası; belli bir verinin belirtilen<br />
bir tarihte var olduğunu kanıtlar. Zaman<br />
damgası sunucusu, zaman damgalarını<br />
imzalamak için açık anahtar teknolojisini<br />
kullanarak, verinin bütünlüğünü<br />
ve belirli bir tarihteki varlığını onaylar.<br />
5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu’na<br />
göre zaman damgası, bir elektronik verinin,<br />
üretildiği, değiştirildiği, gönderildiği,<br />
alındığı ve/veya kaydedildiği zamanın<br />
tespit edilmesi amacıyla, elektronik<br />
sertifika hizmet sağlayıcısı tarafından<br />
elektronik imzayla doğrulanan kaydı<br />
ifade ediyor. KolayPeyk Platformunda,<br />
verilerin ispatı noktasında zaman damgası<br />
esas alınıyor, gönderilen bildirimler<br />
ve gönderilen bildirimlerin onayı resmi<br />
evrak statüsüne ulaşıyor ve bu evraklar<br />
T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler<br />
Bakanlığı ve T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu<br />
(SGK) tarafından kabul edilmektedir”<br />
dedi.<br />
KolayPeyk, işletmelere hangi<br />
faydaları sunmaktadır?<br />
KolayPeyk Platformunun dijital olduğunu<br />
ve pandemi döneminde kağıt temasını<br />
önlediği için dünyanın dikkatini çektiğini<br />
ifade eden Kolaysoft Teknoloji AŞ<br />
Kurumsal İş Geliştirme Uzmanı Derya<br />
Gökkaya, aynı zamanda IASP (Uluslararası<br />
Teknoparklar Birliği) tarafından<br />
inovatif ürünler içerisinde dünyaya ilan<br />
edildiğini anlattı.<br />
KolayPeyk’in işletmelere sağladığı<br />
faydalara değinen Derya Gökkaya,<br />
konuşmasına şöyle devam etti:<br />
“KolayPeyk ile çalışan işletmeler; etkili<br />
bir zaman yönetimi sağlamanın yanı<br />
sıra, gönderdikleri belgeleri hukuki bir<br />
statüye kavuşturuyor. Gönderilen belgeler,<br />
hukuki delil niteliği kazanıyor. Bu<br />
sistem ile arşivleme derdi ortadan kalkıyor<br />
ve geleneksel uygulamanın yarattığı<br />
kargo, kağıt ve toner, bordro nüshaların<br />
arşivlenmesi vb. süreçlerin yol açtığı işgücü<br />
ve maliyet gibi giderlerin de önüne<br />
geçiliyor. İşletmelere kontrol kolaylığı<br />
sağlarken, her geçen gün gelişen İnsan<br />
Kaynakları (İK) yönetimine teknolojik<br />
destek sağlanarak, tüm İK süreçlerini<br />
hızlandırıyor. Zaman, maliyet, hukuki<br />
nitelik kazandırması gibi birçok teknolojik<br />
imkanı sağlıyor” diye konuştu.<br />
KolayPeyk’in modülleri<br />
nelerdir?<br />
*Bordro: Ay sonlarında düzenlenen<br />
personel bordroları, bordro sahiplerine<br />
bildirilmek zorundadır. Bu bordrolar,<br />
KolayPeyk üzerinden personellere gönderilip,<br />
personelden resmi olarak tebliğ<br />
onayı alınabilmektedir.<br />
*Özlük İşlemleri: Fiziki ortamda tutulan<br />
personel özlük dosyaları, KolayPeyk sayesinde<br />
elektronik ortamda saklanabilmektedir.<br />
*Sözleşme: Çalışanlarla ile yapılan tüm<br />
sözleşmeler KolayPeyk üzerinden yapılabilmektedir.<br />
KolayPeyk üzerinden yapılan<br />
bu sözleşmeler yasal hale gelmektedir.<br />
*KVKK/Tüm Bildirimler: Personelle ilgili<br />
tüm bildirimler (KKVK, Covid-19 vb.),<br />
KolayPeyk üzerinden yasal olarak yapılabilmektedir.<br />
*Savunma/İhtarlar: Çalışanların savunmaların<br />
alınması, gerektiğinde ihtar<br />
gönderilmesi işlemleri KolayPeyk üzerinden<br />
yapılabilmektedir.<br />
*Maaş/Prim/Hedef Performans: Çalışanların,<br />
ay sonlarında düzenlenen<br />
bordroya bağlı olarak oluşan puantaj,<br />
ücret hesap pusulası vb. bildirimleri işletmeler<br />
tarafından, KolayPeyk üzerinden<br />
gönderilebilmektedir.<br />
*İş Güvenliği Bildirimleri: İşletmelerin iş<br />
güvenliği uzmanları KolayPeyk üzerinden<br />
yetkilendirilebilmektedir. Yetki verilen<br />
iş güvenliği uzmanları, iş güvenliğine<br />
ilişkin tüm belgeleri KolayPeyk sistemi<br />
üzerinden gönderebilirler.<br />
*Mazaret İzni/Yıllık İzin/Görevlendirme/Avans<br />
Talep vb. Talep Formları: Çalışanlar,<br />
izin talep formalarını, avans<br />
talep formlarını, seyahat talep vb. formlarını<br />
KolayPeyk üzerinden yönetici onayına<br />
gönderebilirler.<br />
*Anlık Form Tasarlama: İşletmeler<br />
anlık olarak, doküman, anket ve form<br />
tasarımlarını, KolayPeyk üzerinden<br />
yapabilirler. Bu belgeler istenildiğinde,<br />
personel onay akışına dahil edilerek<br />
personele iletilebilir. Bu belgeler, excell<br />
formatına dönüştürülerek, istenilen raporlar<br />
oluşturulabilir. Örnek olarak; firmalar<br />
personellerinin kronik rahatsızlığı<br />
olup olmadığını öğrenmek amacıyla<br />
formlar oluşturabilirler.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Siber güvenlik çözümlerine yerli bulut alternatifi<br />
Kritik endüstrilerdeki iletişim ve yerel cihaz verilerini<br />
inceleme için yurt dışındaki sunucularına aktaran<br />
siber güvenlik çözümleri, verileri Türkiye’de tutması<br />
gereken sektörlerdeki BT departmanlarının gözünden<br />
kaçabiliyor. Yeni bulut hizmetini tanıtan Keepnet<br />
Labs, her koşulda güvenliği artırırken, verilerin de ülkemizde<br />
kalmasını sağlıyor.<br />
Yabancı menşeli siber güvenlik çözümleri,<br />
güvenlik incelemesi adı altında bazı yerel<br />
ve iletişim verilerini yurt dışındaki sunucularında<br />
incelemeye alıyor. Kanun ve yönetmeliklerle<br />
verilerin tamamının Türkiye’de<br />
tutulma zorunluluğu bulunan finans gibi<br />
kritik sektörlerde, bu durum BT departmanlarının<br />
gözünden kaçabiliyor.<br />
Tamamını Türkiye’de geliştirdiği siber güvenlik<br />
çözümlerini yerli buluta taşıyan Keepnet<br />
Labs, böylece finans, sigorta, enerji, havacılık<br />
ve kamu gibi alanlarda hem sistem ve<br />
kullanıcı güvenliğini artırıyor hem de yasal<br />
gerekliliklerle uyumluluk sağlıyor.<br />
Her 8 kişiden 1’i veri<br />
sızıntısına sebep oluyor<br />
Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik<br />
Bankacılık Hizmetleri Hakkındaki Yönetmelik,<br />
bankacılık endüstrisinde kullanılacak<br />
bulut sistemlerinin de Türkiye’de konumlandırılmasını<br />
zorunlu hale getirirken, Cumhurbaşkanlığı<br />
Dijital Dönüşüm Ofisi’nin yayınladığı<br />
Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi<br />
ile Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK)<br />
da kamu kurumları, enerji, havacılık, sigorta<br />
gibi kritik sektörlerde verilerin Türkiye’de<br />
kalması ve yerli bulut kullanılmasını tavsiye<br />
ediyor.<br />
Buradan hareketle, siber güvenlik çözümlerini<br />
Türkiye’de geliştiren ve Yerli Malı sertifikasına<br />
sahip olan Keepnet Labs, artık Türkiye’deki<br />
bulut sistemiyle kolayca ulaşılabilir<br />
ve her yerden kullanılabilir güvenlik çözümleri<br />
sunuyor.<br />
Kurumların yüzde 85’inin oltalama saldırılarına<br />
maruz kaldığını belirten ve her 8<br />
kişiden 1’inin hacker’lar tarafından istenen<br />
verileri paylaştığını belirten Keepnet Labs<br />
Türkiye Ülke Müdürü Erdinç Balcı, “Oltalama<br />
saldırıları, tüm sektörleri olumsuz<br />
etkiliyor. Saldırganlar önce çalışanların<br />
sistemlerine, daha sonra da şirket ağlarına<br />
sızarak kurumların önemli verilerini ele geçirebiliyorlar.<br />
Türkiye’de ve dünyada 300’ün<br />
üzerinde kurumsal şirketin güvenliğini sağlayan<br />
Anti-Phishing platformumuzu Türkiye’de<br />
bulut ortamına taşırken, sadece kanun<br />
ve düzenlemelere uyumluluk sağlamakla<br />
kalmıyoruz, kurum içi sistemlere göre bulutun<br />
her an güncel ve çalışır durumda olması<br />
avantajını da sağlıyoruz” dedi.<br />
Yerli bulut ile güvenlik<br />
çözümü hep güncel kalıyor<br />
Bulut çözümleri, kurum içindeki (on-premise)<br />
sistemlere göre sürekli güncel kalma<br />
avantajı sağlarken, şirketlerin iç ağından ya<br />
da ürünlerin kurulu olduğu sunuculardan<br />
kaynaklanan sorunların çözümleri aksatması<br />
ihtimalini da tamamen ortadan kaldırıyor.<br />
Tam yedekli altyapı üzerinde ve SLA<br />
şartları dahilinde yüzde 99,99 oranında “uptime”<br />
garantisi sunan Keepnet Labs bulut<br />
hizmeti, SSL şifrelemesi, IP adreslerine özel<br />
erişim kısıtlaması özellikleriyle verilerin en<br />
sıkı biçimde korunmasını sağlıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Tech Data, Avrupa’da yılın distribütörü seçildi<br />
Tech Data, Avrupa çapında 7 binin üzerindeki bayinin<br />
görüş ve oylamalarına göre verilen ödüllerde “Avrupa’da<br />
Yılın Distribütörü” ve “Avrupa’da En İyi Müşteri<br />
Hizmetlerini Sunan Distribütör” ödüllerini kazandı…<br />
Tech Data, kanal ortaklarının önemli hizmet<br />
alanlarındaki performanslarına göre distribütörleri<br />
değerlendirdiği CONTEXT ChannelWatch<br />
<strong>2020</strong> Ödüllerinde “Avrupa’da Yılın<br />
Distribütörü” ve “Avrupa’da En İyi Müşteri<br />
Hizmetlerini Sunan Distribütör” ödüllerinin<br />
sahibi oldu. Dünyanın en büyük online BT<br />
bayii anketleri arasında yer alan CONTEXT<br />
ChannelWatch her yıl 7 binin üzerindeki BT<br />
bayisinin davranış, görüş ve öngörülerine yönelik<br />
önemli tespitler sunuyor. Anket kapsamında<br />
her ülkenin bayileri birlikte çalıştıkları<br />
distribütörleri CONTEXT ChannelWatch Yılın<br />
Distribütör Ödüllerine aday gösterebiliyor.<br />
Tech Data Avrupa Başkanı Patrick Zammit,<br />
şirketinin kazandığı başarılara dair şu görüşleri<br />
paylaştı: “Bu ödüllerin, yalnızca bir ülkeden<br />
değil, tüm Avrupa’dan değerli müşterilerimizin<br />
doğrudan geri bildirimleri sonucunda gelmesi<br />
bizim için özellikle gurur verici. Bu zorlu yıl boyunca,<br />
iş arkadaşlarımızın sağlığını ve refahını<br />
korumaya odaklanırken, kanal ortaklarımızı<br />
desteklemeye ve etkili bir çözüm ve hizmet gamının<br />
yanı sıra yeni nesil teknoloji ürünleriyle<br />
ortaklarımızın işlerine değer katmaya devam<br />
ettik. Ortaklarımızın başarısını kendileri için<br />
bir tutkuya dönüştürmüş olan ve güvenilir danışmanlar<br />
olarak bölgedeki müşterilerimizle<br />
değerli ilişkilerimizi güçlendirmek için çok<br />
çalışan Tech Data ekibi adına bu takdiri kabul<br />
etmekten büyük mutluluk duyuyorum.”<br />
CONTEXT Kurucu Ortağı ve CEO’su Howard<br />
Davies, ise şunları söyledi: “Bu ödüller, bayilerin<br />
Tech Data’yı, BT dağıtım sektöründeki<br />
olağanüstü konumunu ve bu zorlu zamanda<br />
sunduğu yüksek kaliteli ve esnek desteğin yanı<br />
sıra pazara sunduğu hizmetleri ne kadar takdir<br />
ettiğinin bir göstergesi. Ödülün ortaya net bir<br />
şekilde koyduğu bir diğer gerçek ise Tech Data’nın<br />
kanal ortaklarıyla kurmuş olduğu güçlü<br />
ilişki. Bayilerin Tech Data’ya duydukları güven,<br />
iş ortamında yaşanan belirsizlik dönemlerinde<br />
sürdürülebilir ve üretken bir BT kanalı olmanın<br />
da anahtarlarından biri.”<br />
CONTEXT ayrıca Tech Data’nın hem İspanya<br />
hem de Portekiz’de ChannelWatch <strong>2020</strong> Ödülleri<br />
kapsamında Yılın Distribütörü ve En Yenilikçi<br />
Distribütör olarak tanımlandığını da teyit<br />
etti.<br />
25
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />
Kusursuz Bir<br />
Formula 1TM Organizasyonu Gerçekleştirdik<br />
Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />
26<br />
Intercity Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Vural Ak, Intercity<br />
İstanbul Park’ın 13-14-15 <strong>Kasım</strong><br />
tarihlerinde ev sahipliği<br />
yaptığı, dünyanın en büyük<br />
motor sporları organizasyonu<br />
olan Formula 1 TM ’i kusursuz<br />
olarak tamamladıklarını ifade<br />
etti. Vural Ak, “9 yıl aranın<br />
ardından çok kısa bir sürede<br />
hazırlıklarını tamamladığımız<br />
bu organizasyondan ülke<br />
olarak alnımızın akı ile çıktık.<br />
<strong>2020</strong> yılında dünyada en çok<br />
insana ulaşan ve etkileşim<br />
alan organizasyona imza attık.<br />
FIA, pistimizin en iyi pistlere<br />
verilen Grade 1 lisansını 3<br />
yıllığına onayladı” dedi…<br />
Intercity İstanbul Park’ta 13-14-15 <strong>Kasım</strong><br />
tarihlerinde gerçekleştirilen dünyanın en<br />
büyük motor sporları etkinliği Formula 1 TM<br />
yarışının ardından Intercity Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Vural Ak yaşanan tüm süreçlere<br />
ilişkin detayların paylaşıldığı bir basın<br />
toplantısında açıklamalarda bulundu.<br />
T.C. Cumhurbaşkanlığı tarafından 29 <strong>Aralık</strong><br />
2016 tarihinde alınan yetki belgesi ile yaklaşık<br />
dört yıldır bu dev organizasyonu Türkiye<br />
ve İstanbul’a kazandırmak için büyük çaba<br />
harcadıklarını ifade eden Vural Ak, 9 yıl aranın<br />
ardından tekrar bu yarışı İstanbul’a getirmek<br />
kadar bu yarışı sorunsuz bir şekilde<br />
tamamlamanın mutluluğunu yaşadıklarını<br />
ifade etti.<br />
Gece Gündüz Çalıştık<br />
<strong>2020</strong> yılı takvimine Intercity İstanbul Park’ın<br />
da girdiğinin açıklanması ile pisti hazır hale<br />
getirmek için büyük çaba harcadıklarını dile<br />
getiren Vural Ak, “İlk müjdeyi paylaştığımız<br />
25 Ağustos’ta başta Türkiye olmak üzere<br />
tüm dünyada, yarışların en güzel pistlerden<br />
biri olan Intercity İstanbul Park’a döneceğinin<br />
mutluluğunu hem pilotlar hem takımlar<br />
hem de tüm motor sporları tutkunları yaşadı.<br />
Dünyanın en ucuz Formula 1 TM yarışı biletlerini<br />
satışa çıkardık ve ilk iki günde 80 bin bilet<br />
sattık. Hepimiz bu yarışı çok özlemiştik.<br />
Ancak pandemiden dolayı yarışın seyircisiz<br />
yapılması kararı alındı. En kısa sürede tüm<br />
bilet ücretlerini iade ettik. Yarışın seyircisiz<br />
yapılması ve herkesin ekranları başında bu<br />
organizasyonu seyredecek olması bizlere<br />
daha da büyük bir sorumluluk yükledi. Sadece<br />
3 ay gibi kısa bir sürede dünyanın en<br />
büyük organizasyonunu gerçekleştirmek için<br />
yüzlerce arkadaşımızla gece gündüz çalıştık<br />
ve sonunda müthiş bir başarıya imza attık.<br />
Ne mutlu ki bize, devletimizden bir lira para<br />
almadan kendi imkanlarımızla yarışı tamamladık”<br />
açıklamasında bulundu.<br />
Pistimiz Herkesi Kendine Hayran<br />
Bıraktı<br />
Formula 1 TM yarışlarının İstanbul’a geleceğinin<br />
duyurulmasının ardından yaptığı<br />
birçok açıklamada Intercity İstanbul Park<br />
pistinin eşsiz ve çok özel bir pist olduğuna<br />
vurgu yaptığını belirten Intercity Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Vural Ak yarış sırasında ve<br />
sonrasında başta Formula 1 TM yöneticileri<br />
olmak üzere hem pilotların hem de takım<br />
direktörlerinin pistle ilgili övgü dolu<br />
açıklamalarını hatırlattı. Yaptığı açıklamalarda<br />
yağmur yağması durumunda sezonun<br />
en çok konuşulacak yarışına imza atılacağını
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
belirttiğini ifade eden Vural Ak, “Pistimizde<br />
9 yıldır yarış yapılmıyordu ve takımların değişen<br />
araçlarla birlikte piste dair bilgileri de<br />
neredeyse sıfırlanmıştı. Pistimizin asfaltını<br />
yıllarca iyi bir kondisyonda muhafaza ettik<br />
ancak açık yarış araçları için tehlike oluşturabilecek<br />
bir ufalanma sorunu başladığından<br />
ve yeni nesil Formula 1 TM araçlarının yarattığı<br />
yüksek yere basma kuvvetinden bu sorunun<br />
bir tehlike oluşturma riskine karşı böyle<br />
önemli bir organizasyon için risk almak<br />
istemedik. FIA ve Formula 1 TM yetkilileri ile<br />
görüşmelerimiz sonrası onların da onayını<br />
alarak asfaltın yenilenmesi yönünde karar<br />
verdik ve hızlıca organize olarak Ulaştırma<br />
ve Altyapı Bakanlığı’mızın desteğiyle çok<br />
kısa bir sürede asfaltımızı yeniledik. Asfaltın<br />
yenileme işlemi sırasında pistimizin dünyaca<br />
ünlü mimarı Herman Tilke ve ekibinden yerinde<br />
destek alarak tüm süreçleri başından<br />
itibaren denetleyip yöneterek çalışmaları<br />
hassasiyetle tamamladık. Asfaltın yenilenmesi<br />
ile Formula 1 TM yetkilileri yarış gününe<br />
kadar incelemelerini yapıp onayları verdiler.<br />
Yağan yağmur pilotları zorlasa da ilk günden<br />
beri dediğimiz gibi aslında pilotaj yeteneklerini<br />
ve takım stratejilerini zorlayan harika<br />
bir yarış izledik. Pistimiz herkesi kendine<br />
hayran bıraktı. Yarış sonunda açıklamalar<br />
yapan tüm yetkililer, pilotlar ve takım direktörleri<br />
gelecek yıllarda da burada yarışmak<br />
için can attıklarını açıkladı. Birkaç açıklama<br />
örneği paylaşmam gerekirse şu ifadeleri görebilirsiniz;<br />
Formula 1 TM Sportif Direktörü Ross Brawn,<br />
“Türkiye Hükümeti ve Intercity Istanbul<br />
Park yönetimi pisti sansasyonel bir yarışa<br />
ev sahipliği yapacak konuma getirme<br />
konusunda harika bir iş çıkardı. Pandemi<br />
sürecinde bu kadar kısa bir sürede bu pisti<br />
hazır hale getirmek büyük başarı. Sürücüler<br />
unutmamalılar ki pistin koşulları hepsi<br />
için aynı şartlar altındaydı ve bu bir yarış.<br />
Pistin bu şekilde olması onlara yeteneklerini<br />
sergilemesi için de bir şans verdi.”<br />
FIA Formula 1 TM Yarış Direktörü Michael<br />
Masi, “İstanbul Park pistinde oldukça fazla<br />
değişiklik yapıldı, çünkü pistin FIA’dan onay<br />
aldığı son tarih 2017 yılıydı. Pisti, Türkiye<br />
Grand Prix’sine hazırlayabilmek için çok fazla<br />
çalışma yapılması gerekiyordu. Tüm bunlar,<br />
Türk hükümetinin ve pist sahiplerinin<br />
desteği sayesinde mümkün oldu. Hazırlıkların<br />
bu kadar kısa sürede gerçekleşmesinden<br />
ötürü yapılan işi takdir etmemiz gerekiyor.”<br />
Mercedes Takım Patronu Toto Wolff:<br />
“İstanbul›a dönmekten çok mutluyuz.<br />
Herkes çok misafirperver, piste de çok güzel,<br />
umarım tekrar geri döneriz.”<br />
Kariyerinin 7’nci şampiyonluğunu kazanan<br />
Mercedes takımının sürücüsü Lewis Hamilton:<br />
“Türkiye gibi yarışların takvimde daha<br />
fazla olması lazım. Böyle hafta sonlarından<br />
daha çok istiyorum. Daha fazla aldatmacalı<br />
şartlar gerekiyor. Böyle olunca daha fazla fırsat<br />
oluyor. Nasıl bir pilot olduğumu herkese<br />
gösterdim. Yarışı araba değil, ben kazandım.”<br />
Ferrari Takım Patronu Mattia Binotto: “Bu<br />
yılın en iyi yarışını ben evde olduğumda yaşadık.”<br />
Üç Yıllık Grade 1 Lisansı Alındı<br />
Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak<br />
yarışın kusursuz geçmesi ve pistin de harika<br />
bir noktaya gelmesi ile FIA’nın en özel pistlere<br />
verdiği ‘Grade 1’ lisansını Intercity İstanbul<br />
Park’ın üç yıllığına almaya hak kazandığını<br />
açıkladı. Üç ay gibi kısa bir sürede pisti hazırlamak<br />
için başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />
Erdoğan’ın desteğini aldıklarını belirten<br />
Vural Ak, “Bu başarının arkasından büyük<br />
bir ekip ve takım çalışması var. Cumhurbaşkanımız<br />
Recep Tayyip Erdoğan’ın yarışı T.C<br />
Cumhurbaşkanlığı Himayelerine alması ile<br />
tüm kurumlar seferber oldu. Ulaştırma ve<br />
Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ve Bakanlığımız<br />
asfaltın yenilenmesini gerçekleştirirken,<br />
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın koordinasyonunda<br />
tüm kamu kurumları büyük<br />
destek verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve<br />
Jandarma Komutanlığı çalışmalarını aralıksız<br />
sürdürdü. İstanbul Büyükşehir Belediye<br />
Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatlarıyla<br />
tüm belediye ekipleri ve kurumları seferber<br />
oldu. TBMM Başkanı Mustafa Şentop da<br />
yarış günü şampiyonlara kupalarını takdim<br />
ederek bizleri onurlandırdı. İlk günden bu<br />
yana yarış için profesyonelce ve dostça destek<br />
veren FIA ve Formula 1 TM yöneticilerine<br />
ve İcra Kurulu Başkanı Chase Carey’e de teşekkür<br />
ediyorum. Dünyaca ünlü sanatçımız<br />
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat<br />
Karahan’ın İstiklal Marşımızı seslendirmesi<br />
ve Solo Türk’ün F16’larla yaptığı inanılmaz<br />
gösteri organizasyonumuza değer kattı.<br />
Dünya, İstanbul’u Konuştu<br />
Intercity İstanbul Park’ta geçtiğimiz hafta<br />
yapılan organizasyon için yaklaşık 5 bin yabancı<br />
konuğun İstanbul’a geldiğini hatırlatan<br />
Vural Ak, “Pandemi nedeniyle dünyada<br />
tüm spor organizasyonları ertelendi. EURO<br />
<strong>2020</strong> ve Tokyo <strong>2020</strong> Olimpiyatları da yapılamadı.<br />
Bu nedenle sporseverler Formula 1 TM<br />
yarışlarını daha da büyük ilgi ile takip etti.<br />
Geçtiğimiz hafta boyunca İstanbul tüm dünya<br />
medyasında büyük yer buldu ve sosyal<br />
medyada yapılan paylaşımlarla sürekli en<br />
çok paylaşım yapılan konular arasına girdi.<br />
Uzun zamandır İstanbul’un ihtiyacı olan bu<br />
tanıtımla yeniden milyonların gözü İstanbul’a<br />
çevrildi. Yarışın bu kadar heyecan dolu<br />
ve eğlenceli olması da paylaşımların zirveye<br />
çıkmasına destek oldu” diye konuştu.<br />
2021 İçin Görüşmeler Sürüyor<br />
Bu kadar önemli bir başarının ardından yarışın<br />
önümüzdeki senelerde de Türkiye’de<br />
yapılması için görüşmelere hemen başladıklarını<br />
vurgulayan Intercity Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Vural Ak, “Formula 1 TM CEO’su ve<br />
İcra Kurulu Başkanı Chase Carey’i hafta<br />
sonu İstanbul’da ağırladık. Türkiye ve İstanbul’da<br />
Formula 1 TM yarışlarına gösterilen ilgi<br />
karşısında şaşkınlık içindeydi. Sadece bir yıl<br />
değil, yıllarca sürecek bir yarışın takvime<br />
dahil edilmesi için görüşmelerimiz sürüyor.<br />
FIA’dan aldığımız üç yıllık lisans zaten pistimizin<br />
her gelişmeye her an hazır olduğunun<br />
da kanıtı” dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Zoom, daha güvenli bir ortamı<br />
Qualys ile sağlıyor<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
28<br />
Qualys, bulut konteynerdeki uygulamalar<br />
için çalışma zamanı koruma özellikleri sağlayan<br />
Container Runtime Security çözümünü<br />
duyurdu. Bu devrim niteliğindeki yeni<br />
yaklaşım, bulut konteyner görüntüsüne son<br />
derece hafif bir Qualys kod parçacığı yerleştirerek,<br />
çalışma zamanında bulut konteyner<br />
davranışının politika odaklı izlenmesini,<br />
tespit edilmesini ve engellenmesini sağlıyor.<br />
Bu özellik, ana bilgisayar düğümlerinde yönetilmesi<br />
ve yönetilmesi zor olan ve hizmet<br />
olarak bulut konteyner ortamlarında çalışmayan<br />
güvenlik çözümleriyle ek yük ve ayrıcalıklı<br />
bulut konteynerlerin hantal yönetimine<br />
olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Qualys<br />
Runtime Container Security, görüntüde bir<br />
kez uygulandıktan sonra, konteyner nerede<br />
başlatıldığına bakılmaksızın her bir bulut<br />
konteyner da çalışır ve herhangi bir ek yönetim<br />
bulut konteynera ihtiyaç duymuyor. Bu<br />
yeni çözüm, kritik dosya erişimi izleme ve<br />
engelleme, ağ mikro segmentasyonu, güvenlik<br />
açığı ve istismar azaltma ve sanal yama<br />
gibi bulut konteyner güvenliği kullanım durumlarını<br />
gerçek zamanlı olarak ele alır.<br />
Güvenlik Açıkları Ortadan<br />
Kalkıyor<br />
Zoom Güvenlik İşlemleri Direktörü Randolph<br />
Barr, “Zoom olarak tüm iş yükü<br />
türlerinde önleme, algılama ve yanıtlama<br />
özelliklerine yönelik kapsamlı güvenlik<br />
programımızı geliştirmeye devam ediyoruz.<br />
Bulut konteyner çalışma zamanı güvenliği<br />
için önemli kullanım örnekleri arasında güvenlikle<br />
ilgili örnek uygulamalara öncelik<br />
verme, saldırıları azaltma ve izleme sayılabilir.<br />
Qualys Container Runtime Security tüm<br />
bulut konteyner altyapılarında çalışan bulut<br />
konteynera alınmış iş yükleri için algılama<br />
ve yanıtlama özelliklerimizi daha da genişletme<br />
konusunda önemli bir rol oynayacak”<br />
dedi.<br />
Genel Qualys Container Security çözümü,<br />
oluştur-gönder-çalıştır bulut konteyner<br />
işlem hattında güvenlik açığı yönetimi, algılama<br />
ve yanıtlama ile kapsamlı bir bulut<br />
konteyner güvenliği programı sunar. Qualys<br />
Container Runtime Security ile müşteriler:<br />
• Kapsamlı ve ilke temelli izlemenin yanı sıra<br />
dosya erişimi, ağ iletişimi ve işlem davranışları<br />
gibi bulut konteyner çalışma zamanı<br />
davranışlarını engelleyebilir<br />
• Parçalı özel davranış politikaları oluşturabilir,<br />
yerleşik politika kitaplığındaki politikaları<br />
kullanabilir veya öğrenilen konteyner<br />
davranışlarına göre otomatik olarak politikalar<br />
oluşturabilir.<br />
• Docker, Kubernetes, AWS Elastic Kubernetes<br />
Service, AWS Elastik Container Service,<br />
Azure Kubernetes Service ve Google<br />
Kubernetes Engine’ın yanı sıra Azure Container<br />
Instances, AWS Fargate ve Google<br />
CloudRun gibi hizmet olarak bulut konteyner<br />
ortamları dahil tüm bulut konteyner<br />
ortamlarında standardize ve garanti edilmiş<br />
Qualys, Container Security Çözümüne çalışma-zamanı<br />
savunma yetenekleri ve otomatik uygulama ekliyor.<br />
Bu yeni çözüm, geleneksel sunucu tabanlı bulut konteyner<br />
ve daha yeni hizmet olarak bulut konteyner ortamları<br />
karşısında derin görünürlük ve çalışma zamanı<br />
uygulama koruması sağlıyor…<br />
bulut konteyner çalışma-zamanı güvenliği<br />
sağlayan yenilikçi bir «imajı takip edin» enstrümantasyon<br />
yaklaşımıyla bulut konteyner<br />
imajlarını CI/CD oluşturma işlem hattında<br />
cihazlandırabilirler.<br />
IDC Güvenlik Ürünleri Program Başkan Yardımcısı<br />
Frank Dickson; “Kubernetes tam da<br />
günümüz BT ve yazılım geliştirme alanlarında<br />
birçok ilgili sorunu çözmede uzman olduğu<br />
bir zamanda büyüme yoluna girdi. Fakat<br />
bulut konteyner temelli uygulama geliştirme<br />
tamamen farklı bir yazılım yaklaşımı olduğundan<br />
bulut konteynerların güvenliğini<br />
sağlamak için yeni araçlar gerekiyor. Kubernetes<br />
sabit bir altyapı olarak yönetilebilir, ancak<br />
gerçek şu ki bulut konteyner yapılandırmaları<br />
çalışma zamanı sırasında kayabilir.<br />
Qualys yaklaşımı, güvenliğin yerleşik araçlarla<br />
bulut konteyner görüntüsünü izlemesini<br />
desteklerken çalışan bulut konteynerlar<br />
için görünürlük ve davranış uygulamalarına<br />
imkan tanıyor. Ayrıca bu çözüm, “bulut konteynerı<br />
izle” yaklaşımını da kolaylaştırıyor<br />
ve uygulamalar Docker, Kubernetes, AWS<br />
Fargate gibi daha olgun bulut konteyner ve<br />
yönetilen bulut konteyner ortamlarına geçirilirken<br />
DevOps ve uygulama ekiplerine de<br />
geleceği sağlam geliştirme koruması sunuyor”<br />
dedi.<br />
Qualys Container Security çözümü, oluştur-gönder-çalıştır<br />
bulut konteyner işlem<br />
hattında güvenlik açığı yönetimi, algılama<br />
ve yanıtlama ile kapsamlı bir bulut konteyner<br />
güvenliği programı sunar.<br />
Qualys Güneydoğu Avrupa ve Türkiye Bölge<br />
Müdürü Emir Arslanagic; “Qualys politika<br />
tabanlı davranışı kullanarak, orta düzeyde<br />
teknik bilgiye sahip olan güvenlik uzmanları,<br />
farklı DevOps ortamlarında tek bir uygulamadan<br />
çalışan konteynerler ve Docker<br />
ana bilgisayarlarındaki güvenlik tehditlerini<br />
algılayabilir ve yanıtlayabilir” dedi.<br />
Qualys başkanı ve CEO’su Philippe Courtot<br />
“Bulut konteyner DevOps işlem hattı<br />
genelinde tek bir uygulamada Algılama ve<br />
Yanıtlama, bulut konteynera alınmış uygulamaların<br />
güvenliğini etkin biçimde sağlamada<br />
oldukça önemlidir, çünkü yüksek hızlı<br />
DevOps bulut konteyner işlem hattı, çalışma<br />
zamanı sırasında kötü amaçlı kişiler<br />
tarafından suistimal edilebilir. Bu nedenle<br />
bulut iş yüklerine güvenlik eklememiz ve<br />
çalışan bulut konteynerları da korumamız<br />
gerekmektedir. Qualys, çalışan bulut konteynerları<br />
şirket içinde, özel bulutlarda ya da<br />
hizmet olarak bulut konteyner genel bulutlarında<br />
korumak amacıyla ilke temelli davranış<br />
algılama ve yanıtlama özelliklerinin eklenmesiyle<br />
Container Security çözümümüze<br />
savunma özelliklerini dahil ediyor” dedi.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
İnternetten satışa vergi muafiyeti!<br />
E-ticaret yapanlara vergi muafiyeti getiren karar<br />
TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilerek Cumhurbaşkanı’nın<br />
onayıyla Resmi Gazete’de yayımlandı.<br />
7256 sayılı kanunla internetten satış yapanlara 1<br />
Ocak 2021 itibarıyla vergi muafiyeti uygulanacak…<br />
Resmi Gazete’de yayımlanan düzenlemeyle,<br />
evlerinde imal ettikleri ürünleri internet<br />
üzerinden satanlar gelir vergisinden muaf<br />
tutulacak. İş yeri bulunmaksızın sanayi tipi<br />
veya seri üretim yapabilen makine ve alet<br />
kullanmaksızın e-ticaret yapanlar vergi muaflığı<br />
kapsamında değerlendirilecek. Vergi<br />
muafiyeti, 1 Ocak 2021 itibarıyla uygulanmaya<br />
başlanacak.<br />
Çalışanı olana yüzde 2,<br />
olmayana yüzde 4<br />
Vergi muafiyetinden yararlanabilmek için vergiden<br />
muaf esnaf belgesi alınması, ticari hesap<br />
açılması, tüm hasılatın özellikle bu hesap aracılığıyla<br />
tahsil edilmesi ve hasılat tutarının 220<br />
bin TL’yi aşmaması gerekiyor. Bankalar, hesaplara<br />
aktarılan tutar üzerinden aktarım tarihi<br />
itibarıyla çalışanı bulunmayanlara yüzde 4 gelir<br />
vergisi kesintisi uygulayacak. Çalışanı olanlar<br />
için ise yüzde 2 gelir vergisi esas alınacak.<br />
Dijital pazarlama gelir<br />
artışıyla eş anlamlı<br />
E-ticaret yapanlara sağlanan vergi muafiyetini<br />
değerlendiren EG Bilişim Teknolojileri<br />
CEO’su Gökhan Bülbül, “2000’li yıllardan<br />
sonra yaşanan ve ticareti kolaylaştıran teknolojik<br />
gelişmelerin bir parçası olarak ortaya<br />
çıkan e-ticaret, günümüzde milyonlarca insan<br />
için vazgeçilmez bir gelir kapısı haline<br />
geldi. Sosyal medyanın da bir iş alanı olarak<br />
görülmeye başlanmasıyla e-ticaretin alanı<br />
çok daha fazla genişledi. Vergi kanunlarında<br />
değişiklik yapılmasına ilişkin kanunla e-ticarette<br />
vergi muafiyeti, e-ticaret yapanlara<br />
ve yapmak isteyenlere büyük avantajlar sunuyor.<br />
EG Bilişim Teknolojileri olarak bizler<br />
de e-ticaret yapanlara ve ürünlerini internet<br />
üzerinden müşterileriyle buluşturmak isteyenlere<br />
destek oluyoruz. Etkili dijital pazarlama<br />
stratejileriyle e-ticaret yapanların<br />
hedef kitlelerine ulaşabilmelerini ve potansiyel<br />
müşterilerine tam zamanında, doğru<br />
mecradan temas edebilmelerini sağlıyoruz.<br />
Her iş ortağımıza özel olarak oluşturduğumuz<br />
reklam kampanyalarıyla Google’daki<br />
görünürlüklerini artırarak satış oranlarının<br />
yükselmesine katkıda bulunuyoruz” dedi.<br />
İhracat yapanlara yüzde 50<br />
vergi istisnası<br />
Yurt dışına e-ticaret gümrük beyannamesiyle<br />
gerçekleştirilen satışlarda ise yüzde 50 kazanç<br />
istisnası uygulanacak. İhracat kapsamına<br />
ağırlık ve tutar itibarıyla Posta İdaresi<br />
ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler<br />
tarafından düzenlenen elektronik ticaret<br />
gümrük beyannamesiyle gerçekleştirilen<br />
mal ihracatları giriyor. Yazılım, tasarım, proje<br />
gibi hizmet ihracatı kapsamında elde edilen<br />
gelirler düzenleme kapsamına alınmıyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Arena, güneş enerjisi teknolojilerine giriyor<br />
Türkiye’nin en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan<br />
Arena, Borsa İstanbul’da yaptığı son açıklamada şirket<br />
bünyesinde “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri” iş biriminin<br />
kurulmasına karar verdiğini duyurdu. Birim bünyesinde,<br />
başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir temiz enerji<br />
üretimi teknolojilerine ait ürünlerin dağıtımı yapılacak…<br />
Türkiye’nin lider teknoloji sağlayıcısı Arena,<br />
duyurduğu “Yenilenebilir Enerji Teknolojileri”<br />
iş birimi altında ilk aşamada Set Photo – Voltaic<br />
(PV) güneş enerjisi panellerinin, Huawei<br />
Güneş Paneli Inverter’larının ve Nexans Solar<br />
Kablo ürünlerinin dağıtımı yapılacak. Bununla<br />
birlikte birimin çatısı altında, iş ortakları<br />
ve müşterilerin ihtiyaç duyabileceği finansal<br />
çözüm ve teknik destek hizmetleri sunulacak.<br />
“Temiz enerji, sadece enerji<br />
şirketlerinin değil, hepimizin<br />
çevremize ve geleceğe olan<br />
sorumluluğu!”<br />
“Tüm dünya ve tabii ki ülkemizde küresel ısınmaya<br />
bağlı olarak artan doğa felaketleri ve oluşan<br />
çevre bilinci insanlığı fosil yakıtlar yerine<br />
yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeye<br />
zorluyor. Bu bilinç ile yenilenebilir enerji kaynaklarına<br />
olan yatırımlar artarken, bu yatırımların<br />
ana öğesi olan teknoloji ürünlerinin maliyetleri<br />
düşüyor. Bu da doğal olarak yatırımları<br />
mali olarak cazip hale getiriyor” diyen Arena<br />
Grup CEO’su Serkan Çelik sözlerine şöyle devam<br />
etti; “Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA)<br />
Yenilenebilir Enerji <strong>2020</strong> Raporu’nda, yeni tip<br />
koronavirüse (Kovid-19) rağmen dünyada bu<br />
yıl yenilenebilir enerji yüzde 4 artışla rekor<br />
büyümeye imza atacak. Ülkemizde de enerji<br />
ihtiyacına bağlı olarak gerek devletimizin yenilenebilir<br />
enerji yatırımlarına sağladığı teşvikler<br />
ile gerekse bu yatırımların her geçen gün finansal<br />
olarak daha avantajlı hale gelmesi ile büyüyen<br />
bir yenilenebilir enerji üretim kapasitesi<br />
görüyoruz. Güneş enerjisi diğer alternatiflere<br />
kıyasla daha küçük ölçeklerde yatırım yapılmasına<br />
elverişli ve geri dönüş süresi çok daha<br />
kısa yatırım modeli ile pek çok yatırımcı ve<br />
tüketici için cazip bir alan. Ayrıca istikrarlı bir<br />
tedarik zinciri yapısı oluşması yatırımcıların<br />
daha güvenle hareket edebilmesini sağlayacak.<br />
Arena olarak, tedarik süreci yönetimindeki 30<br />
yıllık tecrübemiz ile sunacağımız finansal çözümler<br />
ile bu sektörde istikrarlı, güvenilir bir<br />
tedarik zinciri yapısı oluşmasına ve iş ortaklarımızın<br />
iş hacminin artmasına katkı sağlamak<br />
için çalışacağız” dedi.<br />
Çevreye ve geleceğe karşı insani sorumluluğun<br />
gereği olarak bu alana yatırım yapma kararı<br />
alan Arena, bünyesindeki “Yenilenebilir<br />
Enerji Teknolojileri” iş birimi ile başta güneş<br />
enerjisi olmak üzere yenilenebilir temiz enerji<br />
yatırımlarını desteklemeyi, bu yatırımların<br />
hayata geçirilmesinde ihtiyaç duyulan tüm<br />
teknoloji ürünlerini sağlamayı ve bu ürünleri iş<br />
ortakları ve müşterilerinin ihtiyaç duyabileceği<br />
finansal çözüm ve teknik hizmetlerle pazara<br />
sunmayı amaçlıyor.<br />
29
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Zyxel, 2021’i şekillendirecek ağ<br />
trendlerini açıkladı!<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
30<br />
Bu yıl içerisinde yapay zeka (AI) ve buluta<br />
odaklanan <strong>2020</strong> tahminlerine rağmen, herkesin<br />
beklentilerine zıt gelişmelerle karşılaştık.<br />
<strong>2020</strong>, hem piyasa istikrarsızlığı hem de kitlesel<br />
dijital dönüşüm açısından önemli bir değişim<br />
yılı oldu. Sağlam düzenlere sahip olmayan işletmeler<br />
zorlanırken, iş sürekliliğini çeşitlendirmek<br />
ve sürdürmek için hem bir fırsat hem<br />
de gereklilik olarak önemini artıran uzaktan<br />
çalışma sistemine geçiş hızlandı.<br />
Sonuç olarak salgın, inovasyonu yavaşlatmadı.<br />
Yönetilebilir Servis Sağlayıcıları/Entegratörler<br />
(MSP’ler) ve Katma Değerli İş<br />
Ortakları(VAR’lar), her boyuttaki şirketin iş<br />
sürekliliğini korumasına ve yeni ve mevcut<br />
zorluklara uyum sağlamasına yardımcı olmada<br />
çok önemli bir rol oynadıklarını gösterdiler.<br />
Günümüzde birçok işletme, ağa bağlanan<br />
yeni cihazların artışı ve yaygın uzaktan çalışma<br />
operasyonlarını uygulama zorluklarıyla<br />
karşı karşıya. Değişen şartlar ve zorluklar, iş<br />
dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu çözümlerin<br />
de değişmesine sebep oluyor.<br />
Tüm bu değişimlerin ışığında, Zyxel<br />
<strong>Network</strong>s’ün açıkladığı 2021 ağ trendleri<br />
aşağıdaki gibi sıralanıyor.<br />
Yüksek yoğunluklu ortamlar için WiFi 6<br />
WiFi 6, ağ gecikmesini azaltırken genel kapasiteyi<br />
artırarak ağ performansını önemli ölçüde<br />
iyileştirmek ve geliştirmek için ağ dönüşümüne<br />
öncülük edecek.<br />
Daha fazla bağlı cihazın olduğu yüksek yoğunluklu<br />
ortamlarda bile her kullanıcı için<br />
daha hızlı ve daha tutarlı bağlantılar sağlayacak<br />
olan WiFi 6 sayesinde, performansta veya<br />
yanıt süresinde bozulma olmadan daha fazla<br />
kullanıcı ve cihaz ağlara bağlanabilecek.<br />
COVID-19 pandemisi ile hızla değişen çalışma ve yaşam<br />
biçiminden hareketle, 2021 yılında ağ teknolojilerine<br />
yön verecek trendler de önceliklere göre şekilleniyor.<br />
Zyxel <strong>Network</strong>s, yaptığı bir duyuruyla hem kurumların<br />
hem de kanalın geleceğinde önem sahibi olacak 2021<br />
ağ trendlerini detaylandırdı.<br />
Bulut tabanlı ağ: Hem bir<br />
anlayış hem de bir çözüm<br />
Uzaktan çalışma yoluyla yeni esneklik ve erişim<br />
seviyeleri sunan bulut teknolojisi, işletmelerin<br />
çalışma biçiminde devrim yarattı. Bulut<br />
tabanlı ağların benimsenmesi, işletmelerin<br />
maliyetlerini azaltırken verimliliğini artırabiliyor,<br />
böylece kurumların BT hizmetlerini<br />
uzaktan yönetmelerine olanak tanıyor. Bulut<br />
teknolojisinin sunduğu uzak sunuculardaki<br />
barındırma sistemleri, bilgiyi koruyup veri<br />
kaybını önleyerek daha güvenli bir çözüm sunuyor.<br />
Bir iş ağını buluta taşımak söz konusu<br />
olduğunda kurumların birçok farklı konuyu<br />
göz önünde bulundurmaları gerekiyor olsa da,<br />
şirketlerin öncelikli yaklaşımlarını belirlemeleri<br />
önem taşıyor. Bir ağ altyapısını buluta taşımak<br />
zaman alıyor ve işletmenin her seviyesinden<br />
çalışanın adaptasyonunu gerektiriyor.<br />
Ölçek fark etmeksizin, tüm kuruluşların<br />
buluta geçişlerinin arkasında açıkça<br />
tanımlanmış bir stratejisi ve iş hedefi olması<br />
gerekiyor. Önümüzdeki dönemde hem VAR’lar<br />
hem de MSP’ler, buluta sorunsuz bir geçiş sağlamak<br />
için kurumsal son kullanıcılara yakın<br />
bir şekilde çalışmalılar.<br />
5G: Gelmiş geçmiş en hızlı<br />
veri yolu<br />
5G, işletmeler için ağ iletişiminde devrim yaratacak<br />
ve ortalama 150-200 Mbps hızında<br />
çalışan fiber ağlara kıyasla daha yüksek hızlar<br />
sağlayarak, hizmet sağlayıcılar için ideal<br />
bir çözüm sunacak. Ayrıca yeni nesil mobil<br />
iletişim teknolojisi, her ölçekteki işletmede<br />
devrim yaratabilecek daha düşük gecikme,<br />
daha yüksek kapasite, gelişmiş esneklik,<br />
güvenlik ve gerçek zamanlı hizmetler<br />
sağlayacak.<br />
GSMA’ya göre, 2025 yılına kadar dünya<br />
nüfusunun üçte birini kapsaması muhtemel<br />
5G ağları, işletmeler için önemli avantajlar<br />
sağlama potansiyeline sahip. Daha yüksek<br />
bant genişliğine sahip 5G ağlarının çoğalması,<br />
işletmelerin yüksek hacimli verileri transfer<br />
etmelerini kolaylaştıracak ve daha sonra sınır<br />
bilişim için fırsatlar yaratacak. Bu durum,<br />
bulut sunucularına gönderilen ve bulut<br />
sunucularından alınan veri miktarını azalttığı<br />
için işletmeler için büyük fayda sağlıyor.<br />
Hibrit ağ: İşletmeler için ideal<br />
çözüm<br />
BT ağlarının rolü değişiyor: Geleneksel ağ<br />
modellerinin, bir kuruluşun ihtiyaçlarına ve<br />
günümüzün dijitalleşmiş dünyasında ortaya<br />
çıkan teknolojilere uyum sağlaması ve değişmesi<br />
beklenir.<br />
Çalışanlar artık bir ofisle sınırlı olmadığından,<br />
hibrit ağ, birçok işletme için ideal bir<br />
çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Hibrit ağ,<br />
kullanıcılar, cihazlar ve sahalar arasında<br />
bağlantılar oluşturmak için iki farklı ağ<br />
teknolojisi kullanır. Her zamankinden daha<br />
fazla ‘dağıtık’ sistemde çalışana sahip olan<br />
işletmelerin bazı kullanıcıları Ethernet üzerinden,<br />
bazıları Wi-Fi ve bazıları da evden<br />
internet veya 4G / 5G kablosuz ağları üzerinden<br />
çalışabilirler. İşletmeler, Bulut Tarafından<br />
Yönetilen Ağ veya SD-WAN gibi teknolojileri<br />
kullanarak, farklı bağlantılardan gelen trafiği<br />
kolaylıkla yönetebilir ve merkezi ağa yönlendirebilir.<br />
Zyxel <strong>Network</strong>s EMEA Başkan Yardımcısı Jean-Marc<br />
Guignier şunları belirtiyor, “Farklı ağ<br />
altyapılarının kullanılması, ağ kesintisi riskini<br />
azaltıyor. Hibrit ağlar daha fazla esneklik ve<br />
kapasite, iyileştirilmiş uygulama performansı<br />
ve daha ucuz fiyat noktaları sunuyor. MSP’lerin,<br />
müşterilerin bu hibrit ortamları planlamasına<br />
ve yönetmesine yardımcı olarak<br />
kendilerini sektör uzmanları ve güvenilir danışman<br />
olarak konumlandırmaları gerekiyor.”<br />
Güvenlik ve veri gizliliği bir<br />
numaralı öncelik olmaya<br />
devam ediyor<br />
Güvenlik, 2021’de MSP’ler için başlıca<br />
öncelik olarak kalacak. Siber suçlar daha<br />
nitelikli hale geldikçe ve saldırı yöntemleri<br />
karmaşıklaştıkça, daha fazla güvenlik<br />
için sürekli yarış devam edecek. Bu yarış,<br />
dağıtık forma bürünen iş gücü nedeniyle<br />
daha zorlu bir hal alabilir. Çalışanların farklı<br />
konumlardan ve farklı cihazlardan bir ağa<br />
bağlanması ağı savunmasız bırakabilir ve<br />
siber saldırılara açık hale getirebilir.<br />
Pandemi süresince MSP’lerin bilgi, uzmanlık<br />
ve becerileri, bu konunun önemini bir kez<br />
daha ortaya koydu. IDC istatistiklerine göre,<br />
yönetilen hizmet sağlayıcıların %59’u diğer<br />
tüm iş modellerinden daha fazla güvenlik teklifi<br />
sunuyor ve gelecekte bu istatistiğin daha<br />
önemli hale gelmesi bekleniyor.<br />
Kurumsal kanalın geleceği<br />
IDC verilerine göre, çalışanların %41’i pandemi<br />
sonrasında da bir süre evden çalışmaya<br />
devam edecek. Dolayısıylas ağ üzerindeki<br />
talepler artmaya devam edecek ve MSP’ler<br />
değişen iş ortamlarında ağ sürekliliğini sağlamak<br />
için çok önemli bir rol oynayacak.<br />
Daha fazla işletme, mevcut ekonomik ortama<br />
yanıt olarak, artık şirket içinde sahip olmadıkları<br />
BT uzmanlığı için üçüncü taraf uzmanlara<br />
güvenecek. Bu ihtiyacı kolaylaştırmak<br />
için, VAR’lar ve MSP’ler, çalkantılı zamanlarda<br />
müşterilerine yeni trendler ve teknolojiler<br />
hakkında değerli tavsiyeler ve uzmanlık sunmak<br />
için ekiplerini eğitmeye ve geliştirmeye<br />
önem vermeli.<br />
2021’de eğitime yatırım yapan ve gelişen<br />
teknolojiyi farklılaştırıcı olarak benimseyen<br />
MSP’ler başarılı olacak. Ancak bu başarıyı<br />
elde etmek isteyen sağlayıcıların çok geç olmadan<br />
güncel trendlere uyum sağlamaları<br />
gerekiyor.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Turkcell Global Bilgi’de ‘Dijital’ ofis dönemi<br />
Yurt içinde ve yurt dışındaki<br />
25 deneyim merkezinde<br />
16 bin çalışanıyla<br />
müşterilerine hizmet<br />
veren sektörünün öncüsü<br />
Turkcell Global Bilgi,<br />
dijitalleşme kapsamında<br />
‘dijital ofis’ uygulaması<br />
‘Globalim’i çalışanlarının<br />
hizmetine sundu.<br />
Dijital İK Gönüllüleri’nden<br />
gelen fikirler ışığında,<br />
İnsan Kaynakları<br />
ve Bilgi Teknolojileri ekiplerinin desteğiyle<br />
yürütülen “Dijital İnsan Kaynakları Projesi”<br />
kapsamında geliştirilen ‘Globalim’ uygulaması,<br />
sade ve esnek yapısının yanı sıra kişiselleştirilebilen<br />
bir ürün.<br />
‘Dijital deneyim platformu’ olarak tanımlanan<br />
‘Globalim’ uygulamasına hem mobil<br />
hem de web üzerinden kolaylıkla ulaşılabiliyor.<br />
Çalışanlar uygulama aracılığıyla<br />
çalışma arkadaşlarıyla canlı yayınlara katılabiliyor,<br />
kariyer fırsatlarını inceleyebiliyor,<br />
ihtiyaç duydukları kişilerin yetenek ve iletişim<br />
bilgilerine rahatça ulaşabiliyorlar.<br />
Tek tuşla tüm ofis hizmetleri<br />
bir arada<br />
Uygulamada ayrıca, tek tuşla bordro görüntüleme,<br />
kişisel gelişimi ve motivasyonu<br />
Türkiye’nin müşteri deneyimi çözümleri merkezi Turkcell<br />
Global Bilgi, çalışanlarına ofiste gerçekleştirdikleri tüm<br />
işlemleri dijital ortam üzerinden gerçekleştirme imkanı<br />
sunan ‘Globalim’ uygulamasını hayata geçirdi. Turkcell<br />
Global Bilgi çalışanları hem mobil, hem de web üzerinden<br />
ulaşılabilen uygulamayla bordro görüntüleme, eğitim fırsatlarını<br />
takip etme, evrak onaylama gibi pek çok hizmete<br />
hızla ve kolayca ulaşabiliyor.<br />
destekleyici paylaşımları takip etme, izin<br />
girişi yapma, eğitim fırsatlarını görebilme,<br />
operasyonel verilerini görüntüleme, çevik<br />
board ile işlerini takip edebilme, dijital imza<br />
ile evrakları onaylayabilme ve servis saatlerini<br />
inceleme gibi birçok farklı özellik bulunuyor.<br />
Kullanıcılar kendi tercihlerine göre<br />
kişiselleştirebildikleri uygulama üzerinden<br />
hem sosyalleşebiliyor hem de dijital asistan<br />
desteği alarak sorularına kolaylıkla yanıt bulabiliyorlar.<br />
Zafer Çavdar: Dijitalleşme<br />
çalışmalarımız hız kesmeden<br />
sürecek<br />
Turkcell Global Bilgi İnsan Kaynakları Direktörü<br />
Zafer Çavdar, şirketlerini dijitalleşme<br />
yolculuğunda bir adım öteye taşıyan<br />
ve “çalışanlara eşsiz bir dijital deneyim yaşatmak”<br />
vizyonuyla geliştirilen ‘Globalim’<br />
uygulamasının haklı gururunu taşıdıklarını<br />
belirtti. Çavdar, “Pandemi süreci tüm<br />
şirketlere dijitalleşmenin ne kadar önemli<br />
ve gerekli olduğunu net bir şekilde gösterdi.<br />
Turkcell Global Bilgi olarak biz de dijitalleşme<br />
yolculuğumuzda çalışanlarımıza daha<br />
etkin hizmet sunabilmek ve verimliliğimizi<br />
artırabilmek adına örnek bir uygulama geliştirdik.<br />
Önümüzdeki dönemde de çalışanlarımızın<br />
dijital deneyimlerini artırabilmek için<br />
çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz.<br />
‘Globalim’ uygulamasının gelişim yolculuğu<br />
boyunca gücüne güç katmaya devam etmesini<br />
ve ‘dijital insan kaynakları’ uygulaması<br />
alanında herkese örnek olmasını ümit ediyorum”<br />
ifadelerini kullandı.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Ericsson’dan Türkiye’ye yapay zeka ve<br />
otomasyon merkezi<br />
Yapay zeka ve otomasyon alanında araştırmalar yapılacak<br />
yeni merkez Ericsson’un Operations Engine modelinden<br />
faydalanacak. Servis sağlayıcıların dijital dönüşüm<br />
girişimlerini destekleyecek, Yerel Araştırma ve Geliştirme<br />
ekosistemini destekleyecek…<br />
Ericsson, Türkiye’de Yapay Zeka (AI) ve<br />
Makine Öğrenimi (Machine Learning) dahil<br />
olmak üzere yeni nesil teknolojilere dayalı<br />
yüksek değerli mühendislik ve tasarım<br />
çözümlerinin teşvik edilmesini amaçlayan<br />
yeni merkezini duyurdu.<br />
130 yıldan bu yana Türkiye’deki varlığını<br />
sürdüren Ericsson, Araştırma ve Geliştirme<br />
faaliyetleriyle ülke ekonomisine katkıda bulunuyor<br />
ve yerel üretim olanakları sağlıyor.<br />
Ericsson, Türkiye’nin uzun vadeli vizyonuna<br />
bağlılığının bir parçası olarak, yerel Ar-Ge<br />
ekosisteminin desteklenmesi ve Uygulama,<br />
Geliştirme ve Bakım (ADM) portföyünü geliştirmek<br />
için büyümeye devam ediyor.<br />
Yapay zeka yeteneklerinden faydalanacak<br />
olan merkezin, servis sağlayıcıların dijital<br />
planlarını ayrıntılı bir şekilde tasarlayabilmelerine<br />
yardımcı olması amaçlanıyor.<br />
Ericsson Genel Müdürü Işıl Yalçın yeni açılacak<br />
merkezle ilgili olarak şunları söyledi: “Dijital<br />
dönüşümden geçen servis sağlayıcılar,<br />
yeni hizmetleri pazara ilk sunan ve ihtiyaç<br />
duyulan çevikliğe ulaşmak için giderek daha<br />
fazla yapay zeka ve otomasyona yöneliyor.<br />
Ericsson olarak yeni merkezimizin kurulmasıyla<br />
birlikte ekosistemimizi daha da geliştirecek,<br />
sadece Türkiye de günümüzün teknolojik<br />
ortamında ihtiyaç duydukları araçlara<br />
Türk mühendislerimizle destek olacağız.”<br />
En son Ericsson Mobilite Raporuna göre,<br />
5G’nin 2025 yılına kadar Orta Doğu ve Kuzey<br />
Afrika (MENA) bölgesinde 80 milyon aboneye<br />
ulaşması ve toplam mobil aboneliklerin<br />
yüzde 10’unu temsil etmesi bekleniyor. Sonuç<br />
olarak servis sağlayıcılar, verilerde yaşanan<br />
büyük artışı desteklemede çok önemli<br />
zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve genellikle<br />
Bilişim Teknolojileri dönüşümü stratejilerinin<br />
bir parçası olarak ağ ve uygulama performansını<br />
iyileştirme yoluna gidiyor.<br />
Ericsson, Yönetilen Hizmetler Merkezi’ne<br />
servis sağlayıcıların müşterileriyle olan etkileşimlerini<br />
artırmak için çeşitli yapay zeka<br />
tabanlı yönetim hizmetleri ekleyerek 5G’ye<br />
giden yolda onların yanında olmaya ve desteklemeye<br />
devam edecek.<br />
31
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Micro Focus, Ar-Ge’si Ankara’da Yapılan<br />
Çözümlerle Tüm Dünyaya Hizmet Verecek!<br />
Micro Focus’un Türkiye’deki en önemli<br />
müşteri etkinliği “Micro Focus Virtual Realize<br />
Tour ‘20” bu yıl ilk kez sanal olarak gerçekleştirildi.<br />
Bilişim teknolojileri alanındaki son<br />
trendlerin masaya yatırıldığı yarım gün süren<br />
etkinlikte, farklı sektörlerden duayenler konuşmacı<br />
olarak yer aldı. Micro Focus Türkiye<br />
ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca’nın<br />
açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte, Micro<br />
Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi<br />
ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da<br />
özel bir konuşma yaptı.<br />
2 özel panelin gerçekleştirildiği etkinlikte 3 ayrı<br />
<strong>IT</strong> network salonda ürün bazında paralel oturumlar düzenlendi.<br />
Moderatörlüğünü Cüneyt Özdemir’in<br />
yaptığı “Dijital Dönüşümde Yapay Zeka” oturumunda,<br />
farklı sektörlerden üst düzey katılımcılar<br />
konuyu derinlemesine tartışarak, kendi başarı<br />
hikayelerini paylaştı. Paneller sonrasında<br />
ise 3 ayrı salonda gerçekleşen başarı hikayesi<br />
sunumlarıyla finanstan, perakendeye, holdingden<br />
havacılık sektörüne kadar farklı sektörlerden<br />
şirketlerin Micro Focus çözümleriyle<br />
gerçekleştirdikleri başarılı projeler masaya<br />
yatırılarak dinleyicilerle paylaşıldı.<br />
Sektör Market<br />
32<br />
“Dönüşümde yapay zeka öne<br />
çıkıyor”<br />
Bu özel etkinlikte köklü deneyim ve teknolojinin<br />
getirdiği yenilikleri harmanlayarak<br />
oluşturdukları çözüm ve hizmetleri, katılımcılarla<br />
buluşturduklarını belirten Micro Focus<br />
Türkiye ve Yunanistan Genel Müdürü Deniz<br />
Kırca, şirketlerin teknolojik dönüşümünde<br />
yapay zeka temelli teknolojilerin öne çıktığını<br />
ifade etti. En başarılı teknolojik dönüşüm projelerinde<br />
Micro Focus olarak yer almaktan mutlu<br />
olduklarını dile getiren Kırca, “Tüm dünyada<br />
farklı sektörlerdeki kurumlarla çalışıyoruz.<br />
Gerek siber güvenlik gerek büyük veri gerekse<br />
bulutta Micro Focus’un başka yatırımları olmasını<br />
da gönülden istiyor ve umuyorum” dedi.<br />
Birkaç ay önce gerçekleşen ve büyük yankı<br />
uyandıran Atar Labs’ın satın alınmasıyla ilgili<br />
olarak da Kırca şöyle konuştu: “Özellikle bu<br />
dönemde Micro Focus gibi global bir yazılım<br />
devinin Türkiye’ye yaptığı R&D yatırımının<br />
çok kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca<br />
bu durum, ülke olarak pazar potansiyelimizi<br />
de gözler önüne seriyor. Yine sektörde takip<br />
edilen bu konuyu ve güvenlik sektöründeki son<br />
gelişmeleri de katılımcılarımızla paylaşmak da<br />
bizim için heyecan vericiydi.”<br />
Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden Micro Focus’un<br />
müşteri ve iş ortaklarına yönelik en kapsamlı etkinliği olan<br />
“Micro Focus Virtual Realize Tour ‘20” ilk kez sanal olarak<br />
gerçekleştirdi. 500’ün üzerinde katılımcının izlediği etkinlikte<br />
bilişim teknolojileri alanındaki son trendler konuşuldu,<br />
farklı sektörlerden şirketler başarı hikayelerini paylaştı.<br />
Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile Sanayi ve<br />
Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da etkinlikte Micro Focus<br />
ve yazılım sektörünün Türkiye’de geldiği noktaya ilişkin<br />
önemli açıklamalarda bulundu.<br />
“Maliyetlerini düşürmelerini<br />
sağlıyoruz”<br />
Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch,<br />
açılışta yaptığı konuşmasında Micro Focus<br />
olarak her zaman müşteri odaklı hareket ettiklerini<br />
belirtti. Şirket olarak başarılarını müşterilerinin<br />
başarısına bağladıklarını ifade eden<br />
Murdoch, “Müşterilerimizin <strong>IT</strong>’lerini dijital<br />
dönüşümle sadeleştirmek, işte karşılaştıkları<br />
zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı<br />
olmak ve pazardaki fırsatları hayata geçirmelerini<br />
sağlamak bizim en önemli misyonumuz.<br />
40 yıllık deneyimimizle yenilikçi teknolojilerimizi<br />
müşterilerimizin daha başarılı olması için<br />
geliştiriyor, dünya genelinde 40 binin üzerinde<br />
müşterimize 600’ün üzerinde ürünle hizmet<br />
veriyoruz. Yüksek teknolojili çözümlerimizi<br />
pragmatik bir yaklaşımla müşterilerin hem<br />
bulundukları alanda hızlanması ve işlerini<br />
geleceğe dönüştürmeleri için tasarlarken aynı<br />
zamanda onların maliyetlerini düşürmelerini<br />
sağlıyoruz” dedi.<br />
“Türkiye, teknolojide heyecan<br />
verici bir merkez”<br />
Konuşmasında teknolojide kilit noktalarda<br />
liderliklerini güçlendirmek için satın alma<br />
fırsatlarını da değerlendirdiklerini ifade eden<br />
Murdoch, bunun son örneğinin Türkiye’de<br />
Atar Labs’ı satın almak olduğunu anlattı. Murdoch,<br />
konuyla ilgili şöyle konuştu: “Atar Labs<br />
Türkiye’nin lider siber güvenlik şirketi. Bu satın<br />
alma sadece mevcut güvenlik portföyümüzü<br />
tamamlamakla kalmıyor, aynı zamanda gelişen<br />
Türkiye’ye olan inancımızı ve bağlılığımızı<br />
da gösteriyor. Türkiye teknolojide heyecan<br />
verici bir merkez. Türkiye’ye son gittiğimde<br />
özellikle yeni İstanbul Havalimanı’nın teknolojisinden<br />
ve orada yaratılan dijital dönüşüm<br />
yaklaşımından ve Türk Hava Yolları, Akbank,<br />
Garanti gibi birçok kurumla yaptığımız etkileyici<br />
çalışmalardan çok etkilendim. Sanayi ve<br />
Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank’ın vizyonu,<br />
Türkiye’nin teknoloji sektöründe ortaya<br />
koyduğu gelişim de beni etkiledi. Hiç şüphe yok<br />
ki bu durum, Türkiye›de bir satın alma yapma<br />
güven ve kararına olmamızın önemli bir<br />
parçasıydı, inanılmaz derecede heyecanlandık.<br />
Türkiye, yeni teknolojiyi benimseme tutkusu<br />
ve yeteneği olan genç bir nüfusa sahip. Atar’ın<br />
satın alınması ve Türkiye’de araştırma ve geliştirmeye<br />
devam eden taahhüdümüz aracılığıyla<br />
bu konuya tam anlamıyla katıldığımız için<br />
mutlu ve minnettarım. “<br />
Siber güvenlikte en büyük<br />
satın alma<br />
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank<br />
da konuşmasında Micro Focus’un AtarLabs’ı<br />
satın alarak İsrail, İspanya, Portekiz, İtalya<br />
ve Hollanda gibi ülkeler arasından tercihini<br />
Türk mühendislerinden yana yaptığını belirtti.<br />
Böylece siber güvenlik alanında ülkemizdeki<br />
en büyük satın almanın gerçekleştiğini dile<br />
getiren Bakan Varank, “Yazılımda dünyanın<br />
ilk 10 şirketinden biri olan Micro Focus, siber<br />
güvenlik Ar-Ge’sini bundan böyle Ankara’da<br />
yapacak. Bu yatırım, aslında önemli mesajlar<br />
içeriyor. Türkiye yatırımcılara güven veriyor.<br />
Bu satın almayla birlikte; Atar Labs’ın kabiliyetleri<br />
Türkiye sınırlarından çıkıp, dünyanın<br />
diğer ülkelerine kolaylıkla yayılabilecek. Ben<br />
siber güvenlikteki bu başarının, yazılım sektöründeki<br />
diğer girişimcilere de örnek olacağından<br />
eminim” dedi.<br />
“Hedef 500 bin yazılımcı”<br />
Bakanlık olarak yazılım ekosisteminin geliştirilmesini<br />
çok önemsediklerini de ifade eden Bakan<br />
Mustafa Varank, sözlerine şöyle devam etti: “Dijital<br />
dönüşüm ya da yapay zekâ temelli tüm teknolojilerin<br />
tabanında yazılım var. Sektörü daha<br />
da ileriye taşımak için; yatırımları destekliyor,<br />
finansa erişim imkânlarını çeşitlendiriyor, Ar-Ge<br />
ekosistemini besliyor ve sektörün omurgası olan<br />
insan kaynağını yetiştiriyoruz. TÜBİTAK son 5<br />
yılda, bin 200 projeye 1 milyar liranın üzerinde<br />
kaynak aktardı. Teknoloji tabanlı start-up’ların<br />
finansa erişimini kolaylaştırmak için girişim<br />
sermayesi fonları kuruyoruz. İnsan kaynağı alanında<br />
en temel hedefimiz, hâlihazırda 170 bin<br />
seviyelerinde olan yazılımcı sayısını 2023 yılına<br />
kadar en az 500 bine yükseltmek. Sahip olduğumuz<br />
bu güçlü altyapı ve sunduğumuz destekler;<br />
Peak Games ya da Atar Labs gibi pek çok start<br />
up’ın doğmasına, gelişmesine ve küresel bir markaya<br />
dönüşmesine katkı sağlıyor. Önümüzdeki<br />
dönemde daha nice başarı hikâyelerine hep birlikte<br />
şahit olacağız.”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Takımlar sahada yarıştı GB kullanımı % 245 arttı<br />
Dünyanın en çok takip edilen spor organizasyonlarından<br />
biri olan Formula 1’de takımlar<br />
pistte kıyasıya yarışırken, Turkcell<br />
de İstanbul Park ve çevresindeki iletişimin<br />
hızlı ve kesintisiz olarak sürmesini sağladı.<br />
Etkinlik öncesi pist ve çevresindeki iletişim<br />
ünitelerinin kapasitesini artıran Turkcell,<br />
yurtdışından gelen ekiplerin artan iletişim<br />
ihtiyaçlarını karşılamak için de bölgede gerekli<br />
tüm önlemleri aldı.<br />
9 yıl aradan sonra İstanbul’da koşulan ve<br />
Lewis Hamilton’un birinciliğiyle sonuçlanan<br />
yarışlar sonunda ortaya çarpıcı internet ve<br />
konuşma rakamları da çıktı. Yarış ekipleri ve<br />
görevlilerin data kullanımı, antrenman, sıralama<br />
ve yarış günü dahil olmak üzere 3 gün<br />
boyunca toplamda 3 bin GB oldu. Artış miktarı<br />
sadece bir günde normal zamana göre<br />
yüzde 245 yükseldi. Konuşma süresi de aynı<br />
şekilde yüzde 109 artarak toplamda yaklaşık<br />
40 bin dakika olarak gerçekleşti.<br />
TV+ izleyici sayısı 350 bini aştı<br />
Pandemi nedeniyle seyircinin alınmadığı<br />
20 pilot ve 10 takımın yarıştığı dünyanın en önemli spor<br />
organizasyonu Formula 1’in ardından ortaya dikkat çekici<br />
rakamlar çıktı. Yarışlar sırasında pist ve çevresindeki iletişimi<br />
kesintisiz ve hızlı şekilde sağlayan Turkcell’in şebekesinde<br />
kullanılan data miktarı, normal döneme göre bir<br />
günde yüzde 245 artarak, toplamda yaklaşık 3 bin GB (Gigabyte)<br />
oldu. Yarışseverlerin evlerinden takip ettiği Formula<br />
1 Türkiye Grand Prix’sini TV+ üzerinden takip edenlerin<br />
sayısı ise 350 bini aştı.<br />
Formula 1 yarışlarına Türk seyircisi ekran<br />
başında büyük ilgi gösterdi. Turkcell’in dijital<br />
televizyon uygulaması TV+ üzerinden<br />
350 bini aşkın yarışsever Formula 1’i takip<br />
etti. Formula 1 Türkiye Grand Prix’si, TV+<br />
tarafından yayınlanan ve bu sezon koşulan<br />
Formula 1 yarışları arasında en çok izlenen<br />
yarış olma unvanına da sahip oldu.<br />
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Turkcell<br />
Genel Müdürü Murat Erkan, “Türkiye’nin<br />
tanıtımı için son derece önemli olan<br />
ve 150’yi aşkın ülkede 2 milyar kişinin izlediği<br />
bu organizasyonun kusursuz işlemesi için<br />
Turkcell olarak biz de üzerimize düşeni yaptık.<br />
Yarışlar boyunca gerek pilotların gerekse<br />
takımlarda görev yapanların rahat ve kesintisiz<br />
olarak iletişim kurması için tüm imkânlarımızı<br />
seferber ettik. Pist ve etrafında<br />
normal zamanın çok üstünde ortaya çıkan<br />
kullanım miktarlarını şebekemizde doğru<br />
şekilde yöneterek, ülkemize yakışır bir hizmet<br />
verdik. Pandemi nedeniyle yarışları evlerinden<br />
izlemek zorunda kalan yarışseverlere<br />
Formula 1’in tüm heyecanını dijital televizyon<br />
platformumuz TV+ üzerinden yaşama<br />
imkânı sunduk. Güçlü altyapımızla ülkemiz<br />
için son derece önemli olan Formula 1 Türkiye<br />
Grand Prix’sine destek verdiğimiz için<br />
son derece mutluyuz. Dünyanın en önemli<br />
spor organizasyonlarından birinin ülkemize<br />
tekrar kazandırılmasında rol oynayan ve<br />
başarılı bir organizasyonla ülkemizin adının<br />
tüm dünyada bir kez daha duyurulmasına<br />
vesile olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum”<br />
dedi.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
“Wi-Fi 6 denince akla gelen marka olmayı<br />
hedefliyoruz”<br />
Kablosuz ağ pazarında<br />
uzun yıllardır<br />
lider olan ve<br />
pazara yön veren<br />
TP-Link®, en yeni<br />
Wi-Fi teknolojisi<br />
olan Wi-Fi 6’ya<br />
geçişin daha hızlı<br />
olmasını bekliyor. Wi-Fi standartlarının teknolojik<br />
olarak ortaya çıkmasından yaklaşık<br />
5-6 yıl sonra pazarda egemen hale gelebildiğini<br />
söyleyen TP-Link Ülke Müdürü Ryan Yang,<br />
“Wi-Fi 6’da bu sürenin daha kısa olacağını tahmin<br />
ediyoruz” diyor.<br />
TP-Link’in tüm stratejisini bu geçişin daha<br />
kısa olacağı beklentisiyle yaptığını ve pazarda<br />
da bu doğrultuda tepkiler gözlemlediklerini<br />
ifade eden Yang, “Örneğin bir önceki Wi-Fi<br />
standardı olan 802.11ac’li (Wi-Fi 5) ilk ürünler<br />
2013 yılında satışa sunulmaya başlandı. AC’nin<br />
pazara egemen olması ise <strong>2020</strong> yılını buldu.<br />
Wi-Fi 6 yani AX teknolojisinin ise 2022 ya da en<br />
geç 2024’te en çok satılan teknoloji haline gelmesini<br />
bekliyoruz” diyor. Wi-Fi 6’ya geçişin ülkeden<br />
ülkeye değişiklik gösterdiğini söyleyen<br />
Yang, “ABD, Japonya gibi ülkelerde daha hızlı<br />
geçiş yaşanıyor. Bu ülkelerde bu yıl satılan ağ<br />
ürünleri içinde Wi-Fi 6’lı ürünlerin payı biraz<br />
Wi-Fi 6’lı ürünlerin daha hızlı kullanıma geçeceğini<br />
belirten TP-Link Ülke Müdürü Ryan Yang, en zengin<br />
ürün grubuyla TP-Link’in Wi-Fi 6 denince akla ilk<br />
gelen marka olmayı hedeflediğini söylüyor…<br />
daha yüksek. 2021’de bu payda sıçrama olacağını<br />
öngörüyoruz” diyor.<br />
Covid salgınının etkileri<br />
Covid salgınının, insanların evlerdeki ağ gereksinimlerini<br />
daha iyi fark etmelerine neden<br />
olduğunu belirten Yang, “Evden çalışma ve<br />
uzaktan eğitim, ağ ürünlerine talebi arttırdı.<br />
Kullanıcılar daha hızlı ve kaliteli internet bağlantısı<br />
istiyor. Bu Wi-Fi 6 ürünlerine talebi de<br />
olumlu etkiliyor” diyor. Buna karşın salgından<br />
tüm dünya ekonomilerinin olumsuz etkilendiğine<br />
ve ekonomik daralmanın daha net öngörü<br />
yapmayı engellediğine dikkat çeken Yang, “Wi-<br />
Fi 6’lı ürünlerin 2022-2024 döneminde pazarda<br />
egemen olmasını bekliyoruz. TP-Link olarak<br />
biz Wi-Fi 6’ya yatırımımızı hiç azaltmadan<br />
sürdürüyoruz. Şu anda hem ürün grubu olarak<br />
hem model sayısı olarak en geniş ürün seçeneğine<br />
sahip markalardan biriyiz. Amacımız,<br />
Wi-Fi 6 dendiğinde akla gelen ilk marka olmak.<br />
Bu doğrultuda çalışmaya devam ediyoruz” diyor.<br />
Türkiye’de 2019 yılında ilk Wi-Fi 6’lı ürünü satışa<br />
sunduklarını ve bu ay itibarıyla model sayısını<br />
dokuza çıkardıklarını vurgulayan Yang,<br />
bu sayının daha da artacağını belirtiyor. “Türkiye<br />
pazarında daha önceki Wi-Fi standartlarının<br />
ilk satışa sunulduğu yıllara göre Wi-Fi<br />
6’ya daha fazla ilgi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.<br />
Henüz toplam satışlar içindeki oranı<br />
az ama örneğin AC’nin ilk satışa sunulduğundaki<br />
orandan bir hayli yüksek. Eğer TL’deki<br />
değer kaybı olmasaydı bu oranın daha yüksek<br />
olması mümkündü” diyen Yang, 2021 yılında<br />
Türkiye’de ağ pazarında AC’nin (Wi-Fi 5) giriş<br />
standardı olacağını ve Wi-Fi 6’nın pazardaki<br />
payını artıracağını beklediklerini ifade ediyor.<br />
33
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
HUAWEI, MateBook 14’ü Türkiye’de<br />
tüketiciler ile buluşturuyor<br />
HUAWEI, MateBook Serisi’ne katılan en yeni ultra taşınabilir<br />
dizüstü bilgisayarı olan HUAWEI MateBook<br />
14’ü Türkiye’de tüketiciler ile buluşturuyor. HUAWEI<br />
MateBook 14, sağlam ve hafif bir gövde içinde serinin<br />
şık tasarımına ve akıllı özelliklerine sahip.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
34<br />
14 inç HUAWEI MateBook, 4,9 mm ince<br />
çerçeveli FullView ekrana sahip. İnce<br />
çerçeveler, kompakt dizüstü bilgisayarın<br />
taşınabilirlikten ödün vermeden yüzde<br />
90 gibi etkileyici bir ekran-gövde oranına<br />
ulaşmasını sağlıyor. Dizüstü bilgisayar,<br />
aynı zamanda, makale okumak, internette<br />
gezinmek ve kodlama gibi günlük üretkenlik<br />
ihtiyaçları için 16:9 ekran oranına<br />
sahip muadil ürünlere göre daha fazla<br />
içerik görüntülemeyi sağlayan 3:2 ekran<br />
oranını kullanan piyasadaki nadir bilgisayarlardan<br />
biri. HUAWEI MateBook 14’ün<br />
15,9mm boyutlarındaki ince metal gövdesi<br />
yalnızca 1,49 kg ağırlığında.<br />
185 PPI ekranı ile 2160x1440 çözünürlüğü,<br />
RGB renk gamının yüzde 100’ünü,<br />
1500:1’lik kontrast oranını ve 300 nit maksimum<br />
parlaklığı destekleyen HUAWEI<br />
MateBook 14, renge duyarlı iş yükleri ve<br />
multimedya eğlencesi için ideal bir kullanım<br />
sunuyor. Kullanıcılar ister yüksek çözünürlüklü<br />
görüntüler izlesin ister fotoğraflara<br />
baksın, sunulan keskin görüntüler,<br />
zengin ayrıntılar ve canlı renkler, sürükleyici<br />
ve sinematik bir deneyim sağlıyor.<br />
HUAWEI MateBook 14, daha canlı ve ayrıntıları<br />
net bir şekilde gösteren 2K FullView<br />
ekranla birlikte sunuluyor. Ayrıca<br />
ekran, mavi ışık emisyonlarını etkin bir<br />
şekilde filtreleyen ve dizüstü bilgisayarı<br />
uzun süre kullanmak zorunda olan kişilerin<br />
gözlerini koruyan TÜV Rheinland<br />
Düşük Mavi Işık Sertifikasına da sahip.<br />
Çarpıcı Yüksek Performans<br />
Ultra taşınabilir HUAWEI MateBook 14,<br />
AMD Ryzen 4000 H-Serisi işlemci ve entegre<br />
AMD Radeon Grafik kartıyla yüksek<br />
işlem ve grafik gücü sunuyor. Performans<br />
modu etkinleştirildiğinde işlemciyi<br />
40W’a kadar yükselterek, toplu görüntü<br />
düzenleme ve kodlama gibi görevlerde kullanıcılara<br />
daha fazla talep için ekstra güç<br />
sağlıyor. Dizüstü bilgisayar, daha yoğun<br />
iş yüklerinde bile sorunsuz ve güvenilir<br />
performansı desteklemek için çift kanal<br />
modunda çalışan 16 GB DDR4 RAM ve 512<br />
GB yüksek performanslı PCIe SSD ile yapılandırılabiliyor.<br />
Çift HUAWEI Shark fan,<br />
kullanıcıların sessizce odaklanmasına ve<br />
çalışmasına olanak tanıyan gelişmiş soğutma<br />
performansı ve fan akustiği sunan<br />
daha yoğun “S” şeklinde yeni bir kanat tasarımına<br />
sahip.<br />
Pil ömrü de iyi bir kullanıcı deneyimi için<br />
çok önemli. HUAWEI MateBook 14’ün<br />
içinde, olağanüstü pil ömrü sunmak için<br />
Huawei’nin akıllı güç yönetimi çözümüyle<br />
birlikte çalışan 56 Wh’lik pil bulunuyor. Dizüstü<br />
bilgisayar, tek bir şarjla 10 saate kadar<br />
sürekli 1080p video oynatmayı destekleyerek<br />
kullanıcıların hareket halindeyken<br />
bile sevdikleri videoları çevrimiçi olarak<br />
izlemelerine olanak tanıyor. Desteklenen<br />
Huawei telefonları için yıldırım hızında<br />
şarj sağlayabilen taşınabilir bir HUAWEI<br />
SuperCharge şarj cihazı ile geliyor. Ek<br />
olarak, USB bağlantı noktaları varsayılan<br />
olarak her zaman açık modda bulunuyor.<br />
Böylece kullanıcılar dizüstü bilgisayar kapalıyken<br />
bile diğer çevre birimlerini rahatlıkla<br />
şarj edebiliyorlar.<br />
Her Senaryoda Üretkenlik<br />
Verimlilik merkezi olarak tasarlanan HU-<br />
AWEI MateBook 14, Windows ve Android<br />
cihazlar arasındaki uçurumu kapatan,<br />
Huawei tarafından geliştirilen bir çözüm<br />
olan Huawei Share’i destekliyor. Huawei<br />
Share Çoklu Ekran İş Birliği ile kullanıcılar,<br />
bu özelliği destekleyen Huawei akıllı<br />
telefonlarını PC üzerinden sorunsuz bir<br />
şekilde kontrol edebiliyor, dosyaları birbirleri<br />
arasında aktarabiliyor, klavye ve fare<br />
gibi çevre birimlerini paylaşabiliyor ve her<br />
iki yazılım ekosistemine aynı anda erişim<br />
sağlayabiliyorlar. Bu özellikte yapılan iyileştirmeler,<br />
kullanıcıların akıllı telefona<br />
kaydedilen dosyaları doğrudan PC üzerinden<br />
tek bir ekranda aramalarına, açmalarına<br />
ve üzerinde çalışmalarına olanak<br />
tanıyor.<br />
HUAWEI MateBook 14, 8 GB RAM ve 256<br />
GB SSD ve 16 GB RAM ve 512 GB SSD seçenekleri<br />
ile ön satışa sunuluyor. Sırasıyla<br />
6.999 TL (4 ay vade farksız taksit fırsatıyla)<br />
ve 8.699 TL (6 ay vade farksız taksit<br />
fırsatıyla) tavsiye edilen son tüketici satış<br />
fiyatına sahip bilgisayarlar Huawei Online<br />
Mağaza üzerinden ön satışa sunuluyor. Ön<br />
siparişte 100 TL depozito ödemesi yapan<br />
kullanıcılara, ürünün toplam fiyatı üzerinden<br />
200 TL daha indirim yapılıyor. Ayrıca<br />
ön siparişe özel olarak, HUAWEI Bilgisayar<br />
Çantası ve HUAWEI Bluetooth Mouse<br />
sadece 1 TL farkla kullanıcılara sunuluyor.<br />
Teslimattan sonra siparişlerim sekmesinden<br />
“İnceleme Yaz” seçeneğine tıklayarak<br />
yorum bırakan tüketiciler, Huawei Band<br />
3e’yi 1 TL karşılığı alabileceği kupon kodu<br />
da kazanıyorlar.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
2021 yılının teknoloji trendleri neler olacak?<br />
2021’e girmeye sayılı günler kaldı. Peki, dünyayı yeni<br />
yılda ne gibi teknolojik yenilikler bekliyor?<br />
150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Generali Sigorta,<br />
2021 yılında yeni teknoloji olarak öne<br />
çıkacak ve günlük hayatta daha fazla yer bulacak<br />
trendleri açıkladı.<br />
5G tüm hızıyla geliyor<br />
Teknoloji dünyasında 2021 yılında yaşanacak<br />
dönüm noktalarından biri 5G teknolojisi<br />
olarak ön plana çıkıyor. 5G teknolojisi küresel<br />
çapta kullanılmaya başlanacak. Yakın<br />
zamanda hayatımıza girmesi planlanan 5G<br />
birçok yeniliği de beraberinde getirecek. 5G<br />
telefon dışında sağlık, otomotiv, eğlence ve<br />
hizmet gibi birçok sektörde de köklü değişikliklerin<br />
kapısını aralayacak.<br />
Robot asistanlar<br />
yaygınlaşacak<br />
Dünyanın farklı bölgelerinde robot hastabakıcılar,<br />
güvenlik görevlileri, hostesler ve<br />
garsonlar kullanılıyor. 2021 yılında ise bu<br />
teknoloji evlere girecek. Özellikle akıllı evlerde<br />
kullanılacak olan bu robot asistanlar,<br />
gelecek 10 yılda gündelik hayattaki birçok işi<br />
kolaylaştıracak.<br />
Akıllı film ve diziler geliyor<br />
2019 yılında piyasaya sürülen Black Mirror:<br />
Bandersnatch seyirciye sunduğu tercihlerle<br />
büyük ilgi toplamıştı. 2021’de izleyiciyi hikâyenin<br />
gelişimine dahil edecek akıllı dizi ve<br />
filmlerin sayısı artacak.<br />
Uzaktan çalışma<br />
yaygınlaşacak<br />
Covid-19 öncesinde evden çalışma, işverenlerin<br />
çok da tercih etmediği bir çalışma<br />
modeliydi. Ancak, pandemi sürecinin<br />
getirdiği zorunluluklardan biri haline geldi.<br />
2021 yılında dijital uygulamaların desteğiyle<br />
ofis ve insan kaynakları maliyetlerini<br />
düşüren uzaktan çalışma sistemi daha da<br />
yaygınlaşacak.<br />
Akıllı asistanlar otomobilde<br />
Siri ve Google Asistan gibi sesli komutla çalışan<br />
akıllı asistan teknolojisi 2021’de yaygınlaşmaya<br />
devam edecek. Otomobil üreticileri,<br />
yeni modelleri akıllı asistanlarla donatmaya<br />
başlayacak.<br />
Katlanabilir telefon dönemi<br />
Akıllı telefon teknolojisinin en yeni üyesi katlanabilen<br />
telefonlar uzun süredir gündemde<br />
olan bir teknoloji. Bu teknoloji bir süredir<br />
kullanılıyor ancak yeni üretici firmaların bu<br />
tip telefonlara üretecek olmaları dolayısıyla<br />
2021’de katlanabilen akıllı telefonların popülerliği<br />
artacak.<br />
Sınırsız depolama alanı<br />
Dijital dönüşümün getirdiği önemli sorunlardan<br />
biri depolama alanı. 2021 yılında kullanıcılara<br />
ücretsiz ve sınırsız depolama alanlarının<br />
sağlanması bekleniyor. Bu durum<br />
mevcut dosyaları, fotoğrafları ve videoları<br />
silme sorununu ortadan kaldıracak.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Panasonic’ten hassas ve yüksek<br />
performanslı yangın algılama çözümü<br />
Panasonic Aktif Hassas Hava Örneklemeli<br />
(Emişli) Yangın Algılama Dedektörü, klasik<br />
algılama yöntemlerinin (duman dedektörü, ısı<br />
dedektörü, kombine dedektör vb.) yeterli olmadığı<br />
ve dumanın zamanında algılanmasında<br />
zorluk yaşanabileceği durumlarda öne çıkıyor.<br />
Fabrika, yüksek tavanlı alışveriş merkezi holleri<br />
gibi alanlarda hava örnekleme sistemi kurulumu<br />
sayesinde, daha hassas ve yüksek performanslı<br />
yangın algılama mümkün hale geliyor.<br />
Sistem, hava örnekleme borularına çekilen ortam<br />
havasının içindeki partikülleri, lazer ışınları<br />
yardımıyla algılayarak alarm veriyor.<br />
Panasonic Aktif Hassas Hava Örneklemeli<br />
(Emişli) Yangın Algılama Dedektörleri; özellikle<br />
data center, <strong>IT</strong> ve bilgi işlem odaları, soğuk<br />
hava depoları, temiz odalar, tavan yüksekliği<br />
yüksek olan hangar, depo, atrium, endüstriyel<br />
tesis gibi alanlarda tercih ediliyor.<br />
Aktif hava emişli sistemler, çok hassas hava<br />
Yaşam alanlarımızda karşılaşabileceğimiz en önemli risk<br />
ve tehlikelerin başında yangınlar geliyor. Sonuçları göz<br />
önüne alındığında özellikle insanların kalabalık şekilde<br />
bulunduğu alanlarda gereken önlemlerin titizlikle alınması<br />
büyük önem taşıyor. Profesyonel yangın algılama sistemleri<br />
ve güvenlik çözümleri ile dünya standardında koruma<br />
vadeden Panasonic markasının Aktif Hassas Hava<br />
Örneklemeli (Emişli) Yangın Algılama Dedektörü, kalite ve<br />
teknolojisi ile üstün güvenlik sunuyor.<br />
çekmeli duman algılama sistemi ve çok hassas<br />
hava çekmeli duman algılama sistemleri olarak<br />
da adlandırılan hava örnekleme sistemlerinin,<br />
EN 54-20 Standardı’na ve Türkiye Yangından<br />
Korunma Yönetmeliği Uygulama Kılavuzu’na<br />
uygun olarak projelendirilmesi gerekiyor. EN<br />
54-20 Standardı’na göre hava örneklemeli dedektörler<br />
üç sınıfa ayrılıyor: Sınıf A (Çok Yüksek<br />
Hassasiyet), Sınıf B (Yüksek Hassasiyet) ve Sınıf<br />
C (Normal Hassasiyet).<br />
Bu sistemin kullanıldığı alanlar, çok geniş<br />
hacimlerden meydana geldiğinden yangın<br />
sırasında oluşabilecek duman uzun bir süre<br />
yoğunlaşamayabiliyor. Bu durumu klasik algılama<br />
yöntemleriyle tespit etmek ise geç kalınmasına<br />
ve yangının büyümesine sebep olabiliyor.<br />
Bunu önlemek için, Sınıf A hassasiyete<br />
sahip hava çekmeli duman algılama cihazlarının<br />
tercih edilmesi öneriliyor. Bu cihazların<br />
genel kullanımlar haricinde, aşağıdaki gibi özel<br />
kullanımları da bulunuyor:<br />
* Oda içi koruma için asma tavan boşluğunda,<br />
* Yükseltilmiş döşeme altından kabin içlerinde,<br />
* Havalandırma kanalı içerisinde,<br />
* <strong>IT</strong> odalarına kabinet içlerinde,<br />
* Kablo tavaları ve tünellerinde.<br />
35
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Netaş, satış gelirini % 34 artırdı<br />
Ana hissedarı ZTE ile yerlileştirme ve yeni nesil IPTV<br />
teknolojilerine odaklanan Netaş, üçüncü çeyrekte de<br />
büyümesini sürdürdü. Dokuz aylık finansal sonuçlarına<br />
göre, Netaş’ın satış geliri yüzde 34 artarak 1.119<br />
milyon TL’ye çıktı. FAVÖK marjını da yüzde 3,9’a yükselten<br />
Netaş’ın söz konusu dönemde karı 43,1 milyon<br />
TL olarak gerçekleşti.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
36<br />
Türkiye’nin bölgedeki ArGe ve teknoloji<br />
gücü Netaş, <strong>2020</strong> yılının dokuz aylık sonuçlarını<br />
açıkladı. Buna göre Netaş, ZTE<br />
ile birlikte özellikle telekom pazarındaki<br />
büyümesinin de etkisiyle satış gelirlerini<br />
geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />
34 artırarak 1.119 milyon TL’ye, FAVÖK<br />
marjını yüzde 3,9’a, kârını ise 43,1 milyon<br />
TL’ye yükseltti.<br />
Netaş CEO’su C. Müjdat Altay, “Dünyayı<br />
saran pandemi ve piyasalardaki çalkantılara<br />
rağmen üçüncü çeyrekte de<br />
operasyonel verimliliğimizi arttırdık,<br />
dikeylerde derinleşerek istikrarlı büyümemizi<br />
sürdürdük. Bu sayede hem satış<br />
gelirlerimizde büyüme hem de FAVÖK’te<br />
artış elde ettik. Bu dönemde kamu ve<br />
özel sektör kuruluşlarının dijital dönüşüm<br />
süreçlerinde iş ortağı olarak etkinliğimizi<br />
sürdürdük. ArGe’mizin köklü<br />
bir kası olan telekom alanında ZTE ile<br />
atılımlarımıza devam ettik. Yerlileştirmenin<br />
yanı sıra, IPTV gibi ileri telekom<br />
teknolojilerine odaklandık. Önümüzdeki<br />
dönemde ZTE ile özellikle telekom<br />
teknolojileri alanında işbirliğimizi daha<br />
da derinleşerek, gerek yurtiçinde gerekse<br />
yurtdışında büyümemizi sürdüreceğiz”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Telekomda yeni nesil<br />
teknolojiler ve yerlileştirme<br />
çalışmaları ile büyüyeceğiz<br />
Büyümede, telekom sektöründe üstlendikleri<br />
internet erişim ürünleri ve internet<br />
altyapı projelerinin etkisinin olduğuna<br />
da işaret eden Altay, şöyle devam etti:<br />
“ArGe organizasyonumuz bünyesinde<br />
telekom operatörleri için geliştirdiğimiz<br />
yazılım çözümleri ile sunduğumuz<br />
çeşitlendirilmiş hizmetler, telekom pazarındaki<br />
satış hacmimizi artırdı. 2019<br />
yılında ana hissedarımız ZTE’nin FTTx<br />
fiber altyapı sistemleri ile başladığımız<br />
yerlileştirme çalışmalarımıza <strong>2020</strong> yılında<br />
VDSL Modem, Fiber Modem (Home<br />
Gateway) ile devam ettik. Bir operatörümüz<br />
ile sabit çekirdek şebeke modernizasyon<br />
projesini hayata geçirdik. Yine<br />
mobil abonelere sunulan dijital servislerin<br />
testlerini başarılı şekilde gerçekleştirdik.<br />
Son dönemde ise, ZTE ile birlikte<br />
yerlileştirme faaliyetlerimizin yanı<br />
sıra, yeni nesil IPTV platformu gibi ileri<br />
teknolojilere odaklanarak, telekom pazarında<br />
etkinliğimizi daha da artırmayı<br />
hedefledik.”<br />
Lider sistem entegratörü<br />
kimliğimizle 3. Çeyrekte<br />
de dijital dönüşüm<br />
çalışmalarımıza devam ettik<br />
Netaş’ın kendi ArGe yetkinlikleri ile<br />
kamu ve özel sektörde dijital dönüşüm,<br />
yazılım geliştirme, iş zekası ve analitiği<br />
gibi projelerle büyüme hedeflerini gerçekleştirmeye<br />
devam ettiğinin altını<br />
çizen Altay, “Bu dönemde, sistem entegratörü<br />
yetkinliğimizle Adalet Bakanlığı’nın<br />
dijital dönüşümünde etkinliğimizi<br />
daha da artırırken, metro, tren gibi ulaşım<br />
sektöründe de projeler üstlendik.<br />
Yine Türkiye’de faaliyet gösteren uluslararası<br />
markalar, online ticaret siteleri ve<br />
holdinglerin dijital dönüşüm süreçlerinde<br />
rol almayı sürdürdük” dedi.<br />
Test ve yönetilen hizmetler<br />
büyümede başı çekti<br />
Bu dönemde Netaş ArGe çatısı altında<br />
Visium test ürün ailesiyle geliştirilen<br />
“Katma Değerli Test Yazılımları” çözüm<br />
portföyünü genişlettiklerini kaydeden<br />
Altay, başta finans ve telekom olmak<br />
üzere test hizmetleri alanında müşteri<br />
sayısını artırarak bu alandaki hızlı<br />
büyümeyi sürdürdüklerini ifade etti.<br />
Ağ yönetimi ve siber güvenlik hizmetlerini<br />
kapsayan “yönetilen hizmetler”<br />
alanında da önemli büyüme kaydettiklerini<br />
vurgulayan Altay, “Siber güvenlik<br />
alanında müşteri sayımızı ve derinliğimizi<br />
artırırken, Türkiye’nin en büyük<br />
havalimanlarından birini de portföyümüze<br />
kattık. Bilişim Destek Hizmetleri<br />
(BDH) şirketimiz ise, ülkemizin en çok<br />
teknoloji desteğine ihtiyacı olduğu pandemi<br />
döneminde çalışmalarını büyük<br />
bir özverili ile sürdürmeye devam etti”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Yurtdışı pazarlarda<br />
ağırlığımızı artırıyor, yerli ArGe<br />
ürünleriyle ihracata devam<br />
ediyoruz<br />
Yurtdışı satışlarını geçen yıla göre yüzde<br />
10 artıran Netaş’ın özellikle Cezayir,<br />
Kazakistan ve Katar pazarına odaklandığına<br />
işaret eden Altay, “Üçüncü çeyrekte<br />
de uluslararası pazarlarda ZTE<br />
ile telekom altyapısı üzerine projeler<br />
gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu<br />
kapsamda, Kazakistan’ın dijital dönüşümü<br />
çerçevesinde ZTE ile birlikte yeni<br />
projeler kazandık. Cezayir ve KKTC’de<br />
aldığımız projelerimizin kuruluşlarında<br />
da tamamlama sürecine geçtik. Bu pazarlarda<br />
kendi ArGe’mizde geliştirdiğimiz<br />
akıllı etkinlik platformumuz Eventizer’ın<br />
ihracatında büyüme kaydettik.<br />
Öte yandan, NetRD şirketimizdeki 400<br />
mühendisimizle, Kuzey Amerika’ya telekomünikasyon<br />
yazılımları ihraç etmeye<br />
de devam ettik” dedi.<br />
Yakın coğrafyanın yüksek<br />
teknoloji eğitim merkezi<br />
olmayı hedefliyoruz<br />
Kısa bir süre önce hayata geçirdikleri<br />
yüksek teknoloji eğitim merkezi n-telligent<br />
institute ile yakın coğrafyaya bilgi<br />
birikimi ihraç etmek istediklerini de<br />
belirten Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />
“Türkiye’de ‘Netaş mühendis okulu’dur<br />
söylemini ekole dönüştürerek yüksek<br />
teknoloji merkezimiz n-telligent institute<br />
ile yarım asrı aşkın birikimimizi<br />
ekosistemimize açtık. n-telligent institute’un,<br />
sadece Türkiye’de değil bölgede de<br />
yüksek eğitim teknoloji merkezi olmasını<br />
hedefliyoruz. 53 yıldır güçlü ArGemiz<br />
ile teknoloji ihracatı yaparken, şimdi de<br />
yüksek teknoloji eğitimlerimizi ihraç etmeye<br />
hazırlanıyoruz.”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
realme’nin yeni gücü görücüye çıktı<br />
Dünyanın en hızlı büyüyen akıllı telefon markası realme,<br />
gelişmiş kamerası ve hızlı şarj özelliği ile gençlere<br />
çok daha fazla performans ve çeviklik kazandıracak<br />
yeni telefonu realme 7’yi tanıttı.<br />
‘Cesaret Et’ sloganına olan inancıyla gelişmiş<br />
teknolojileri popüler hale getirme vizyonununu<br />
bir araya getiren realme, Sony 64<br />
MP Dörtlü Kamera kurulumunu lansman<br />
dönemine özel 2.999 TL fiyat segmentine<br />
getiren ilk akıllı telefon üreticisi oldu. Dikkat<br />
çekici özelliklere sahip realme 7, yüksek<br />
performans için 90Hz Ultra Akıcı Ekran,<br />
30W Dart Şarj, 5000 mAh büyük pil ve güçlü<br />
işlemciyi bir arada sunuyor. realme 7, 12<br />
<strong>Kasım</strong> tarihinden itibaren sürpriz fiyatıyla<br />
hepsiburada ve amazon kanallarında satışta<br />
çıkıyor.<br />
Sony 64MP Ultra Geniş Açılı<br />
Dörtlü Kamera kurulumuyla<br />
daha keskin fotoğraflar çekin<br />
realme, daha fazla gencin fotoğrafçılıktan<br />
keyif almasına yardımcı olmak için Sony<br />
64MP Geniş Açılı Dört Kameralı kurulumu<br />
lansman dönemine özel 2.999 TL fiyat<br />
segmentine getiriyor. 64MP ana kamera,<br />
6944x9248 boyutlarında yüksek çözünürlüklü<br />
fotoğraflara olanak tanıyan Sony IMX882,<br />
f/1.8 diyafram ve sektör lideri 1/1.73 oranıyla<br />
birlikte geliyor.<br />
Cihaz ayrıca Yıldız, Tripod, Portre, Panorama<br />
ve diğer modları destekliyor. Ayrıca<br />
Siberpunk, Flamingo ve Modern Altın dahil<br />
olmak üzere benzersiz gece manzarası fotoğrafları<br />
çekilebilmesini sağlayan en popüler<br />
gece filtrelerini de içeriyor.<br />
8MP Ultra Geniş Açılı lensin 119° görüş açısı<br />
ve f/2.3 diyaframa sahip. Ayrıca f/2.4 geniş<br />
diyafram açıklığına sahip 4 cm özel makro<br />
lensi, yakın nesnelerin en kaliteli şekilde<br />
çekilmesine ve kullanıcıların mikro dünyanın<br />
cazibesine kapılmasına yardımcı<br />
oluyor. Siyah beyaz portre lensi, ana lensin<br />
yardımcısı olarak görev yapıyor ve<br />
yaratıcı portreler çekilmesine yardımcı<br />
oluyor.<br />
30W Dart Şarj ve 5000mAh<br />
büyük pille daha hızlı şarj -<br />
realme 7, 5000mAh büyük pili ile uzun kullanım<br />
ömrü sunarak düşük pil kaygısını ortadan<br />
kaldırıyor. 30W Dart Şarj, telefonun 26<br />
dakikada %50 şarj oranına ulaşmasını sağlıyor.<br />
realme 30W Dart Şarj, hem güvenlik<br />
hem de verimlilik için düşük voltaj ve yüksek<br />
akım çözümünü benimsiyor.<br />
Doğanın ayna özelliğinden esinlenen realme<br />
7 serisi, parlak ayna tasarımıyla dikkat çekiyor.<br />
Yeni bir görsel etki sağlayan cesur tasarımı<br />
çarpıcı ışık efektleriyle bir araya gelerek<br />
doğal bir güzellik oluşturuyor. Klasik CD<br />
dokularına sahip popüler AG işlemesi, telefonun<br />
daha kaliteli görünmesini sağlıyor.<br />
90Hz ekranı ve güçlü<br />
işlemcisiyle oyunları daha<br />
akıcı oynayın<br />
Oyunlar için özel olarak yüksek performans<br />
sunacak şekilde tasarlanan realme 7, Helio<br />
G95’i ilk kullanan akıllı telefon olurken Antutu’da<br />
300.000 puana ulaştı. Delikli 6,5 inç<br />
FHD+ Ultra Akıcı ekrana sahip olan realme<br />
7’nin ekran/gövde oranı ise %90,5. Tüm bu<br />
gelişmiş özellikler realme 7’yi benzerleri arasında<br />
oyun oynamak için en ideal seçenek<br />
haline getiriyor.<br />
Telefon bilgi güvenliği<br />
için yan kenardaki düğme<br />
ile entegre parmak izi<br />
sensörünü kullanıyor.<br />
Sony 64MP Geniş Açılı Dört Kameralı Kuruluma<br />
sahip ilk akıllı telefon olan realme<br />
7, 5000 mAh büyük pili ve oyun oynarken<br />
telefonun şarj edilmesini sağlayan 30W Dart<br />
Şarj ile oyun oynamayı daha keyifli hale<br />
getiriyor. Mükemmel performansa sahip<br />
8 çekirdekli işlemcisi ve 90Hz Ultra Akıcı<br />
ekranı realme 7’yi yüksek performansa ihtiyaç<br />
duyan gençler için mükemmel bir seçenek<br />
haline getiriyor ve kullanıcılara üstün<br />
bir deneyim sunuyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
“Gelecek çok kanallı alışverişte”<br />
FutureCommerce360<br />
perakende<br />
konferansı, bu<br />
sabah dijital ortamda<br />
gerçekleştirildi.<br />
Konferans<br />
boyunca perakende<br />
ve e-ticaretin<br />
geleceği,<br />
yeni teknolojiler, iş modelleri ve başarılı uygulamalar<br />
perakende sektörünün önde gelen<br />
isimleri tarafından tartışıldı. Konferansta<br />
ana konuşmacılardan biri olan Amazon Avrupa<br />
ve Türkiye Kamu Politikaları Direktörü<br />
Eirini Zafeiratou, çok kanallı alışverişin,<br />
perakende sektörünün geleceği olduğunun<br />
altını çizdi.<br />
“Perakendenin Yükselişi: COVID-19 sürecinde<br />
çoklu kanallar sektörü nasıl dönüştürdü?”<br />
başlıklı bir konuşma gerçekleştiren<br />
Zafeiratou, “Para harcadığımız mecralarda<br />
değişimler oldu ve dijital ortamda yapılan<br />
Bu yıl ikincisi düzenlenen konferansta ana konuşmacılar<br />
arasında yer alan Amazon Avrupa ve Türkiye Kamu Politikaları<br />
Direktörü Eirini Zafeiratou, COVID-19’un tüm dünyada<br />
perakende sektörünü nasıl dönüştürdüğüne ve “yeni<br />
normal” olarak tanımlanan bu dönemde çok kanallı perakendedeki<br />
büyümeye dair değerlendirmelerde bulundu.<br />
perakende satın alımlarda artışlar gözlemledik.<br />
Bu durum, yarının alışveriş alışkanlıkları<br />
ile ilgili bazı tahminlere sebep oldu.<br />
Bu tahminlerin bir bölümü, evlerde kalınan<br />
dönemdeki gerçek trendlere dayanırken,<br />
diğerleri perakendenin geleceğinin nasıl<br />
olacağına dair spekülasyonlardan oluşuyor.<br />
Pandemiden uzun bir süre önce dahi, online<br />
alışverişin fiziksel mağaza ve perakende sektörünü<br />
olumsuz etkilediğine dair söylemler<br />
vardı. Bu tahminlerin es geçtiği nokta, online<br />
alışverişin fiziksel dükkanlarla çok yakın bir<br />
ilişkide olduğu, hatta çoğu zaman onlara ihtiyaç<br />
duyduğu gerçeği.”<br />
Zafeiratou, “Araştırmalar, pandemi<br />
döneminde dahi online satışlara atfedilmiş<br />
birçok satın alımın, aslında hem fiziksel mağazalara<br />
hem online sistemlere dayalı olan,<br />
çoklu kanal satışları olduklarını gösteriyor.<br />
Asıl ilginç olan ise perakendecilerin online<br />
kanallarındaki büyümenin çok büyük bir<br />
bölümünün, bir şekilde fiziksel mağazalarla<br />
bağlantılı olarak gerçekleşiyor olması” ifadelerini<br />
kullandı.<br />
37
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
İstikrarlı büyümenin anahtarı<br />
dijitalleşme oldu<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
38<br />
Güçlü büyümesini sürdüren Turkcell, <strong>2020</strong><br />
üçüncü çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını<br />
açıkladı. Tüm hedeflerinde karlı büyüme<br />
gösteren Turkcell Grubu’nun, <strong>2020</strong> yılının<br />
üçüncü çeyreğinde konsolide bazda toplam<br />
gelirleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />
16,1 artışla 7,6 milyar TL’ye ulaştı. Şirketin<br />
FAVÖK’ü 3,4 milyar TL olarak gerçekleşirken<br />
FAVÖK marjı ise yüzde 44,4’e yükseldi. FVÖK<br />
1,88 milyar TL’ye yükselirken, FVÖK marjı da<br />
yüzde 24,5 oldu. Turkcell’in <strong>2020</strong>’nin üçüncü<br />
çeyreğinde net kârı yıldan yıla yüzde 51,1 artarak<br />
1,2 milyar TL olarak gerçekleşirken, mobil<br />
bileşik ARPU büyümesi yıldan yıla yüzde 14<br />
artışla 52 TL’ye ulaştı.<br />
Turkcell <strong>2020</strong>’nin ilk 9 ayında<br />
1,1 milyon net faturalı müşteri<br />
kazandı<br />
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, Turkcell’in<br />
müşterilerin ihtiyaçlarına cevap veren<br />
ve sektöre öncülük eden çözümleri sayesinde<br />
geçen yılın aynı dönemine göre 1,1 milyon<br />
net faturalı müşteri kazandıklarını belirterek<br />
şunları söyledi: “Dijital dönüşümün ivme<br />
kazandığı 3. çeyrekte Turkcell olarak bütün<br />
metriklerde güçlü bir büyüme gösterdik. Bu<br />
dönemde hem altyapımız hem de yenilikçi dijital<br />
servislerimiz ile müşterilerimizin yanında<br />
olduk. Sadece bu çeyrekte 317 bin faturalı müşteri<br />
daha Turkcell dedi. Böylece yılın başından<br />
beri 1,1 milyon net faturalı müşteri kazanmış<br />
olduk. Milletimizin Turkcell’i tercih etmesi en<br />
büyük motivasyon kaynağımız.”<br />
Erkan şöyle devam etti: “Yeni normale geçiş dönemi<br />
olan bu süreçte dijital dönüşüme uyum<br />
sağlayan iş modelimiz ve dijital servislerimiz<br />
sayesinde beklentilerin üzerinde sonuçlara<br />
imza attık. Turkcell tarihinin en başarılı 3.<br />
çeyrek sonuçlarından birini aldık ve yıl sonu<br />
için belirlediğimiz hedeflerimizi yukarı yönde<br />
güncelledik.”<br />
Özellikle pandemi döneminde artan dijital<br />
tüketimi ve değişen müşteri alışkanlıklarını<br />
yakından takip ettiklerini belirten Erkan,<br />
“Müşterilerimizin fiber hızında internet<br />
ihtiyacına cevap veren Superbox ürünümüzün<br />
abone sayısı bu çeyrekte 60 bin artışla 551 bine<br />
ulaştı. Bu aynı zamanda geçen yılın aynı dönemindeki<br />
müşterinin 2,5 katı anlamına geliyor.<br />
Dijital satış kanallarımıza olan ilgi de her geçen<br />
gün artıyor. Sabit işimiz hariç Turkcell Türkiye<br />
bireysel satışlarında dijital kanallarımızın<br />
payı yüzde 12 olarak gerçekleşti. Dijital<br />
Turkcell Grubu, <strong>2020</strong> yılının üçüncü çeyreğinde tüm<br />
alanlarda güçlü büyüme gösterirken, gelirlerini geçen<br />
yılın aynı dönemine göre yüzde 16,1 artışla 7,6 milyar<br />
TL’ye çıkardı. Grup bazında FAVÖK 3,4 milyar TL’ye<br />
ulaştı, FAVÖK marjı ise 1,3 puan artışla yüzde 44,4 olarak<br />
gerçekleşti. Son çeyrekte faturalı müşteri bazını<br />
net 317 bin artıran Turkcell, yılın ilk 9 ayında ise net<br />
faturalı müşteri sayısını 1,1 milyon artırmayı başardı…<br />
kanallarımız üzerinden yapılan siparişlerin<br />
satışa dönme oranı yıllık bazda 2 katı olurken,<br />
aylık ortalama ziyaretçi sayımız ise 28 milyon<br />
olarak gerçekleşti” şeklinde konuştu.<br />
Dijital servisler yenilikçi<br />
çözümlerle büyümeye devam<br />
ediyor<br />
Turkcell dijital servisleri inovatif özellikleriyle<br />
öne çıkan yeni çözümleriyle tekil bazda güçlü<br />
büyümesini sürdürüyor. 3. çeyrekte Turkcell’in<br />
dijital servisleri tekil gelir bazında yıldan yıla<br />
yüzde 28 büyürken, Turkcell dijital servislerine<br />
yenilerini eklemeye de devam etti. Turkcell<br />
mühendisleri tarafından geliştirilen ve TV<br />
izleme deneyimini dönüştüren Android TV çözümü<br />
‘TV+ Ready’ ürünü takıldığı televizyonu<br />
akıllı TV’ye dönüştürüyor. TV+ Ready içerisindeki<br />
TV+ uygulaması sayesinde kullanıcılar<br />
150’den fazla canlı TV kanalına ve binlerce<br />
filme diledikleri her ekrandan ulaşabiliyor.<br />
Uzaktan toplantı deneyimini bir üst seviyeye<br />
taşıyan BiP Meet ise kullanıcılara kişisel verilerini<br />
korurken, hızlı ve güvenli biçimde uzaktan<br />
toplantı yapabilme imkanı tanıyor. Turkcell’in<br />
3. çeyrekte kullanıma sunduğu bir diğer yeni<br />
servis ise dosya transfer hizmeti ‘lifebox transfer’<br />
oldu. lifebox transfer sayesinde kullanıcılar<br />
paylaşmak istedikleri dosyayı e-posta adresi<br />
aracılığıyla karşı tarafa güvenli bir şekilde gönderebiliyor.<br />
Paycell uygulamasının aktif<br />
kullanıcı sayısı 4,6 milyon oldu<br />
Turkcell’in kullanıcılarına ve üye iş yerlerine<br />
geniş yelpazede çözümler sunan techfin platformu<br />
Paycell’in ödeme deneyimlerini uçtan<br />
uca değiştirdiğini vurgulayan Turkcell Genel<br />
Müdürü Murat Erkan, “Dijital dönüşümün<br />
hızlı şekilde değiştirdiği alışkanlıklarımızdan<br />
birisi de dijital ödeme tarafında yaşanıyor. Bu<br />
dönemde ödeme alışkanlıkları dijitalleşen kullanıcılar<br />
Paycell’i tercih etmeye devam ettiler.<br />
Paycell uygulamamızın aktif kullanıcı sayısı<br />
<strong>2020</strong> yılının üçüncü çeyreği itibarıyla 4,6 milyon<br />
olarak gerçekleşti. Toplam işlem hacmi 2,2<br />
milyar TL olarak gerçekleşen Paycell platformumuzun<br />
grup dışı gelir büyümesi yıllık bazda<br />
yüzde 85’lik artış gösterdi. <strong>2020</strong>’nin üçüncü<br />
çeyreğinde 11 bin üye iş yerinde kullanılan<br />
Paycell ile maliyet ve verimlilik avantajları sağlayan<br />
mevzuatlara uygun ve Gelir İdaresi Başkanlığı’na<br />
başvuruda bulunan ilk Android POS<br />
cihazı Paycell Android POS’u da müşterilerimizin<br />
kullanımına sunduk” diye konuştu.<br />
Kurumların dijital dönüşümü<br />
Dijital İş Servisleri ile hızlanıyor<br />
Kurumsal müşterilerine uçtan uca dijital dönüşüm<br />
hizmeti sunan Dijital İş Servisleri’nin<br />
gelirleri <strong>2020</strong>’nin üçüncü çeyreğinde yıldan<br />
yıla yüzde 40 artış gösterdi. Şirketlerin dijital<br />
dönüşümüne bulut teknolojileri, veri merkezi<br />
hizmetleri, siber güvenlik, bilgi teknolojileri<br />
ve nesnelerin interneti alanlarında katkı sağladıklarının<br />
altını çizen Erkan, sözlerine şöyle<br />
devam etti: “Dijital İş Çözümleri işimiz kapsamında<br />
özel sektör şirketleri ve kamu kuruluşlarının<br />
dijital dönüşüm yolculuklarında süreçleri<br />
hızlandırıyoruz. Sağlık sektörünün dijitalleşmesi<br />
adına 2017 yılında Yozgat Şehir Hastanesi<br />
ile başladığımız süreçte, yakın zamanda açılışı<br />
gerçekleşecek Tekirdağ Şehir Hastanesi’yle birlikte<br />
toplam 7 hastanenin dijital altyapısını biz<br />
sağlıyoruz. 3. çeyrekte kurumlar için sunmaya<br />
başladığımız güvenli dijital imza ve dijital<br />
evrak çözümlerimiz ile sektörde öncü olmaya<br />
devam ediyoruz.”<br />
<strong>2020</strong>’de yatırımlar 9 milyar<br />
TL’yi bulacak<br />
Turkcell yatırımlarına hız kesmeden devam<br />
ediyor. <strong>2020</strong> yılı sonuna kadar toplam yatırımlarımızın<br />
yaklaşık 9 milyar TL seviyesine<br />
ulaşmasını bekliyoruz. Turkcell’in 26 yıldır<br />
Türkiye’ye en fazla yatırım yapan ve istihdam<br />
üreten şirketlerden birisi olduğunu belirten Erkan,<br />
“Türkiye’nin Turkcell’i olarak bu ülke için<br />
değer üretmeye devam edeceğiz” dedi.<br />
Beklentileri aşan büyüme ile<br />
birlikte hedefleri yükseltti<br />
Turkcell’in güçlü iş modeli ve etkin bilanço<br />
yönetimi, pandeminin ardından yeni dönemde<br />
hızlı büyümeyi de beraberinde getirdi. Üçüncü<br />
çeyrekte Turkcell’in Ukrayna’daki operasyonları<br />
karlı büyüme gösterirken, Belarus, Ukrayna<br />
ve KKTC operasyonlarımızdan elde edilen<br />
gelir, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde<br />
25,3 artışla 658 milyon TL olarak gerçekleşti.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
E-imza’yı en çok e-Devlet uygulamalarında<br />
kullanıyoruz<br />
10.11.<strong>2020</strong><br />
E-imzanın kullanıldığı<br />
alanlar her geçen<br />
gün genişliyor. 5070<br />
Sayılı Elektronik İmza<br />
Kanunu’nda tarif edilen<br />
ve ıslak imza ile<br />
aynı hukuki geçerliliğe<br />
sahip olan e-imza,<br />
yüzde 50 oranında<br />
e-Devlet uygulamalarında<br />
kullanılıyor.<br />
E-Devlet ile bireyler SGK hizmet dökümünü,<br />
tapu bilgilerini alabiliyor; e-nabız, emeklilik<br />
işlemleri, üniversite kaydı, adres değişikliği<br />
bildirimi, e-pasaport gönderi takibi gibi<br />
bir çok işlemi yapabiliyor. Aynı zamanda<br />
e-nabız, e-dava, e-kayıt, e-şirket, e-fatura gibi<br />
uygulamalar e-imza kullanımının bireysel<br />
tarafta yaygınlaşmasını hızlandırıyor.<br />
Kurumlar tasarruf etmek için<br />
e-imzaya yöneldi<br />
İmza süreçlerini zamandan ve mekândan<br />
bağımsız hale getiren e-imza; marka<br />
patent, bilirkişi, ihracat destek ödemesi,<br />
yabancıların çalışma izinleri gibi çeşitli<br />
resmi işlem başvurularında tercih ediliyor. İK<br />
süreçlerinde de kullanılan e-imzadan; çalışan<br />
hizmet sözleşmelerinde, bordro işlemlerinde,<br />
banka talimatlarının gönderilmesinde,<br />
performans, izin, fazla mesai ve masraf<br />
onay formlarında yararlanmak mümkün.<br />
Islak imza gerektiren tüm uygulamalarda<br />
kullanılabilen e-imzanın kurumsal kullanım<br />
alanları arasında; genel kurul, ortaklar<br />
Ipsos tarafından yapılan “Elektronik İmza Kullanım<br />
Alışkanlıkları” araştırmasına göre, e-imza en çok<br />
e-Devlet uygulamaları ve kamu projelerinde kullanılıyor.<br />
İkinci sırada bankacılık işlemleri var. 51 milyon<br />
kullanıcısı olan e-Devlet Kapısı’ndaki pek çok uygulamada<br />
e-imza kullanılabiliyor.<br />
kurulu ve yönetim kurulu kararlarının<br />
imzalanması, bayi ağı iletişimi ve sipariş<br />
süreçleri, elektronik arşivin e-imzalanması,<br />
ihalelere katılım gibi işlemler yer alıyor.<br />
51 milyon kişi e-Devlet<br />
Kapısı’nı kullanıyor<br />
Ekim ayı itibarıyla E-Devlet Kapısı’na kayıtlı<br />
kullanıcı sayısı 51 milyon 160 bin 948 kişiye<br />
ulaşmış durumda. E-Devlet Kapısı’ndan 5<br />
bin 261 farklı hizmet sunulurken, e-Devlet<br />
Kapısı mobil uygulamasından ise 2 bin 807<br />
hizmet veriliyor. E-Devlet Kapısı’nda en fazla<br />
kullanılan ilk üç hizmet ise, hizmet dökümü<br />
sorgulama, dava dosyası sorgulama, HES<br />
kodu üretme ve sorgulama olarak sıralanıyor.<br />
Ayda 5 gün kazandırıyor<br />
Ipsos tarafından gerçekleştirilen “Elektronik<br />
İmza Kullanım Alışkanlıkları” araştırmasının<br />
sonuçları, e-imzanın, ıslak imza karşısında<br />
zaman, iş gücü ve maliyet avantajı<br />
sağladığını ortaya koyuyor. Araştırma bulgularına<br />
göre, e-imza kullanan bireyler, ayda<br />
ortalama 5 gün kazanıyor. Ortalama 3,5 günde<br />
tamamlanabilen imza süreçleri, e-imza ile<br />
entegre uygulamalarla 1 saatte sonuçlanıyor.<br />
Beş kişiden biri e-imza<br />
kullanıyor<br />
Kullanım alanları giderek artan e-imza hakkında<br />
bilgi veren E-GÜVEN Genel Müdürü<br />
Can Orhun, “E-imza, bireylerin ve kurumların<br />
ıslak imza ile gerçekleştirdikleri işlemlerin<br />
dijital ortamda gerçekleştirilmesini<br />
sağlıyor. Ipsos’un ‘Elektronik İmza Kullanım<br />
Alışkanlıkları’ araştırmasına göre, bireylerin<br />
beşte biri imza gerektiren tüm süreçlerde<br />
elektronik imza kullanmayı tercih ediyor.<br />
Yapılan araştırma, e-Devlet uygulamalarının<br />
ve kamu projelerinin, e-imzanın en fazla<br />
kullanıldığı işlemlerin başında geldiğini<br />
gösteriyor. Sıralamayı; bankacılık işlemleri,<br />
kayıtlı elektronik posta (KEP) işlemleri,<br />
e-fatura, e-defter ve e-arşiv işlemleri takip<br />
ediyor. Araştırmanın sonuçlarının da ortaya<br />
koyduğu gibi, e-imza günümüz iş yapış modellerinin<br />
ayrılmaz bir parçası konuma gelmiş<br />
bulunuyor.” dedi.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Nebula Astro ile çocuklar eğlencenin keyfini çıkarıyor<br />
Yalnızca bir elma büyüklüğünde<br />
olan Anker<br />
Nebula Astro taşınabilir<br />
projektör, 100<br />
inç büyüklüğünde dev<br />
görüntüler sunarak<br />
hem çocukların hem<br />
de ebeveynlerin istedikleri<br />
her yerde eğlenceli vakit geçirebilmelerini<br />
sağlıyor.<br />
Gözünüz arkada kalmayacak<br />
Android 7.1 işletim sistemiyle çalışan taşınabilir<br />
projektör, Netflix ve Amazon Prime’daki<br />
favori dizi ve filmlerin birkaç dokunuşla<br />
izlenebilmesini mümkün kılarken, çocuklar<br />
ise onlar için özel tasarlanan ve ebeveyn<br />
kontrolleriyle kendilerine uygun içerikler izlemelerini<br />
sağlayan YouTube Kids’in keyfini<br />
çıkarabiliyor.<br />
Astro’nun parlak DLP ampulüne merak salan<br />
çocukların gözlerini korumak için Eye<br />
Guard Teknolojisi ile donatılan projektör,<br />
Anker Nebula Astro taşınabilir projektör, pandemi<br />
döneminde evde daha çok vakit geçiren çocuklar<br />
için eğlenceyi her yere taşıyor. Ufak boyutu ile cep<br />
sineması yakıştırmasını hak eden Nebula Astro, 100<br />
ANSI lümen yüksek parlaklık değeri ve 2,5 saatlik pil<br />
ömrüyle evin arzu edilen köşesini sürükleyici bir sinema<br />
salonuna dönüştürüyor…<br />
ampulüne 60 cm yaklaşılması durumunda<br />
projeksiyonu durdurarak önündeki kişinin<br />
gözlerine zarar vermiyor.<br />
2 saatte tamamen şarj oluyor<br />
Astro, 3250 mAh kapasiteli piliyle 2,5 saate<br />
kadar kesintisiz video oynatıp, 14 saate<br />
kadar Bluetooth Hoparlör modunda müzik<br />
çalabiliyor. Pili sıfırdan tam dolu hale<br />
getirmek için yalnızca 2 saat boyunca şarj<br />
etmek yeterli oluyor.<br />
Kumandasının yanı sıra, Nebula Connect<br />
adlı mobil uygulaması aracılığıyla da projektörü<br />
kolaylıkla kontrol etmek mümkün.<br />
Zengin bağlantı yetenekleri<br />
Astro’nun kabiliyetlerini favori HDMI,<br />
USB-C ve Bluetooth cihazlarınızı projektöre<br />
bağlayarak artırabilmek mümkün. Öte yandan<br />
AirPlay üzerinden Apple cihazları kablosuz<br />
olarak Astro’ya bağlayabilir ve favori<br />
içeriklerinizi anında yansıtabilirsiniz.<br />
39
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Siber korsanlar İzmir depreminde<br />
sahneye çıktı<br />
Özellikle doğal afet gibi olağanüstü<br />
süreçlerde pek çok insan, mağdur olanlara<br />
yardım etmek için seferber oluyor.<br />
Bunun bir örneği de 6,6 büyüklüğündeki<br />
depremle sarsılan İzmir’de yaşanıyor.<br />
Güncel verilere göre 114 kişinin hayatını<br />
kaybettiği, 1035 kişinin yaralandığı<br />
deprem sonrasında arama kurtarma<br />
çalışmaları devam ederken gönüllü<br />
vatandaşlar da çalışmalara destek veriyor,<br />
bölgedeki depremzedelerin ihtiyaçlarını<br />
karşılıyor veya maddi yardımda bulunuyor.<br />
Ancak siber saldırganlar, insani duygularla<br />
yapılan bu faaliyetleri bir vurgun<br />
fırsatı olarak görüyor.<br />
<strong>IT</strong> network İzmir depreminin siber korsanları harekete<br />
geçirdiğini söyleyerek vatandaşları uyaran<br />
yerli siber güvenlik ürünleri üreticisi Berqnet<br />
Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu,<br />
“Dolandırıcılar, doğal afet sonrası<br />
insanlarda oluşan duygusal boşluktan faydalanarak<br />
para toplamaya çalışırken siber<br />
saldırganlara da kişisel verileri çalmanın<br />
yolları açılıyor. Bu noktada dolandırılmanın<br />
yanı sıra kişisel verilerinizi çalmak<br />
isteyen korsanların hedefi olabilirsiniz.”<br />
dedi.<br />
Sektör Market<br />
40<br />
“Gönüllü olmak ister<br />
misiniz?” gibi tuzak formlara<br />
dikkat<br />
Depremin ardından gündeme gelen dolandırıcılık<br />
yöntemlerine değinen Berqnet<br />
Firewall Genel Müdürü Hakan Hintoğlu,<br />
“Geçtiğimiz günlerde sosyal medya ve telefon<br />
uygulamaları üzerinden AKUT Arama<br />
Kurtarma Derneği’nin bazı ürünlere<br />
ihtiyacı olduğu belirtilerek iban numarasına<br />
bağış yapılması istenen paylaşımlar<br />
gündeme gelmiş; dernek, kendi resmi<br />
sitesinde yayınlanmadığı sürece bu paylaşımlara<br />
itibar edilmemesi konusunda<br />
vatandaşları uyarmıştı. Yardımlaşmanın<br />
bu denli yoğun olduğu zamanlarda insanları<br />
zayıf noktalarından vurmanın peşinde<br />
olan siber saldırganların da “İzmir’e<br />
Bağış”, “İzmir’e Yardım” gibi çağrılarla<br />
yalnızca paranın değil kişisel verilerin de<br />
peşinde olduğunu görüyoruz. Bu yüzden<br />
resmi sitelerde ve resmi sosyal medya<br />
hesaplarında paylaşılmadığı sürece bu<br />
tür çağrılara inanmamak ve paylaşılan<br />
Siber korsanlar İzmir depreminin ardından yardımsever<br />
vatandaşları hedef almaya başladı. Doğal afetlerin<br />
siber saldırganlar için bir vurgun fırsatı olduğunu<br />
söyleyen Berqnet Firewall Genel Müdürü Hakan<br />
Hintoğlu, “Akut gönüllüsü olmak ister misiniz?” veya<br />
“AFAD’a katılın” gibi tuzak formlarla kişisel verileriniz<br />
çalınıyor olabilir” dedi.<br />
herhangi bir bağlantıya tıklamamak çok<br />
önemli. Çünkü “Akut gönüllüsü olmak<br />
ister misiniz?”, “AFAD’a katılın” gibi tuzak<br />
formlarla kişisel verileriniz çalınıyor olabilir”<br />
diye uyardı.<br />
“Toplumsal olaylar<br />
saldırganlar için her zaman<br />
fırsat niteliği taşıyor”<br />
Ülkemizde ve dünyada gelişen toplumsal<br />
ve kitlesel olayların siber saldırganlar için<br />
her zaman birer fırsat niteliği taşıdığını<br />
belirten Hintoğlu: “Bunu koronavirüs<br />
sürecinde de görüyoruz. Pandeminin<br />
başlamasıyla birlikte koronavirüs içeren<br />
alan adları alınarak birçok fidye saldırısı<br />
planlanıyor ve koronavirüs temalı alan adları<br />
yüzde 50 daha fazla zararlı yazılım riskine<br />
sahip. Çünkü böyle hassas dönemlerde<br />
siber korsanlar yeni tuzaklar kurmakta<br />
asla gecikmiyorlar. Örneğin yine pandemi<br />
döneminde kendilerini ‹CİMER Duyuru<br />
Grubu’ olarak adlandıran siber korsanlar,<br />
‘gerçek zamanlı koronavirüs haritaları’ adı<br />
altında zararlı yazılımların yüklü olduğu<br />
uygulamaları vatandaşların kimlik ve<br />
banka bilgileri gibi kişisel verilerini ele geçirmek<br />
için kullanmaya başladı. Deprem<br />
gibi doğal afetlerin yaşandığı dönemlerde<br />
artan duyarlılığı da fırsat bilen siber saldırganlar,<br />
bu gibi dönemlerde faaliyetlerini<br />
yoğunlaştırarak farkındalık düzeyi düşük<br />
olan kişi ve kurumları tehdit etmeye<br />
devam ediyor” diyerek konunun önemini<br />
vurguladı.<br />
Siber güvenlik hayati önem<br />
taşıyor<br />
İnternet ortamında yapılan<br />
bilinçsiz davranışlar ve ufak sanılan<br />
dikkatsizliklerin, geri dönüşü olmayan<br />
maddi ve manevi kayıplara yol<br />
açabileceğine dikkat çeken Hakan Hintoğlu,<br />
önlem almanın tıpkı doğal afetler<br />
gibi siber saldırılardan korunmada da<br />
hayati önem taşıdığını ifade etti. Hintoğlu,<br />
“İnternet kullanıcıları, çeşitli vaatlere<br />
aldanarak tek tıkla bilgisayarlarının şifrelenmesine<br />
ve hassas bilgilerinin saldırganlar<br />
tarafından ele geçirilmesine izin<br />
verebiliyor. Özellikle de duygularla hareket<br />
edilen deprem gibi doğal afetlerin meydana<br />
geldiği zorlu süreçlerde siber korsanlara<br />
gün doğuyor. Dernek üyeliği, gönüllü<br />
çalışmalara katılım formları, üyelik aidatı<br />
gibi pek çok yolla vatandaşların yalnızca<br />
parası değil, kart şifreleri, kimlik bilgileri,<br />
parolaları ve hesap bilgileri de çalınıyor.<br />
Akabinde başlayan fidye isteme süreci ise<br />
yerine konulamayacak kayıplar yaşanmasına<br />
neden olabiliyor. Bu kayıpların yaşanmaması<br />
için başta bireysel siber güvenlik<br />
farkındalığının artırılması gerekiyor. Siber<br />
güvenlik önlemlerinin alınmasına imkan<br />
veren firewall ve antivirüs gibi çözümlerin<br />
kullanılması ise hayati önem taşıyor” şeklinde<br />
konuştu.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Sağlıklı gülüşler için HONOR’dan akıllı diş fırçası<br />
HONOR’un akıllı ürün stratejisi kapsamında geliştirdiği<br />
HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş Fırçası, tek<br />
şarjla 6 aylık kullanım, sesten daha hızlı titreşim özelliği<br />
ve farklı akıllı modlarıyla bir diş fırçasından çok<br />
daha ötesini sunuyor.<br />
HUAWEI Technologies çatısı altında gençlere<br />
yönelik teknolojik ürünleriyle değer yaratan<br />
HONOR, 1+8+N akıllı ekosistem stratejisi<br />
kapsamında sağlıklı yaşama yönelik yeni<br />
ürünlerinden HONOR Choice Usmile Sonic<br />
Elektrikli Diş Fırçası’nı da kullanıcıyla buluşturmaya<br />
hazırlanıyor. Akıllı birçok özelliğe<br />
sahip olan bu diş fırçası, ağız sağlığına<br />
önem veren teknoloji meraklılarının gözdesi<br />
olmaya aday.<br />
HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş<br />
Fırçası, içerisinde yer alan sonic drive teknolojisi<br />
sayesinde dakikada 38 bin kez titreşimle<br />
diş macununu, dişleri derinlemesine temizleyebilen<br />
ince köpüğe dönüştürebiliyor.<br />
Bu ince köpük, diş aralarında kalan yemek<br />
artıklarını, plağı ve parçaları derinlemesine<br />
temizliyor. Dört farklı temizleme modu<br />
bulunan fırça, bu sayede istenilen türde bir<br />
temizliği de mümkün kılıyor. Varsayılan<br />
modda belirli bir güçte titreşerek temizleme<br />
gerçekleştiren Usmile Sonic Elektrikli<br />
Diş Fırçası, Beyazlık Modu’nda ise iki farklı<br />
frekans arasında titreşimi değiştirerek, daha<br />
beyaz dişler sağlıyor. Temizlik ve Yumuşak<br />
gibi iki farklı moda daha sahip olan fırça, her<br />
modda her bölgeyi en az 30 saniye temizlemeniz<br />
için 30 saniye sonrasında titreşerek<br />
sizi uyarıyor. Toplamda 2 dakika kullanımdan<br />
sonra ise otomatik olarak durarak gerekli<br />
fırçalama süresini de belirlemiş oluyor.<br />
Farklı türde temizlik için iki<br />
farklı uç<br />
Usmile Sonic Elektrikli Diş Fırçası, iki farklı<br />
uçla birlikte sunuluyor. Beyazlık için özel<br />
geliştirilen uç, DuPont tarafından geliştirilen<br />
ve elmas şekilli kıllar barındırıyor. Bu sayede<br />
normal fırçalara göre yüzde 30 daha iyi<br />
temizleme imkânı sunuyor. Ayrıca bu fırça,<br />
kullanımla birlikte beyazlaşmaya başlayarak,<br />
fırça değiştirme zamanının geldiğini<br />
de göstermiş oluyor. Yumuşak uçlu bir fırça<br />
ise DuPont’un yuvarlak uçlu fırça kılları sayesinde<br />
diş hassasiyeti olan kişilere daha<br />
uygun.<br />
Fırça içerisindeki akıllı sensörler sayesinde<br />
ise dişlerinize aşırı bastırdığınızda bunu algılayarak<br />
yavaşlıyor ve dişlerinizi de koruyor.<br />
6 ay boyunca şarja gerek yok!<br />
HONOR Choice Usmile Sonic Elektrikli Diş<br />
Fırçası, neredeyse bir akıllı telefonunki kadar<br />
2500mAh’lik geniş kapasiteli bataryasıyla<br />
ve verimli enerji tasarrufu algoritması<br />
sayesinde, günde iki defa ikişer dakikalık<br />
kullanımla 6 ay boyunca şarj ihtiyacı duymuyor.<br />
Pili dolduğunda ise otomatik olarak<br />
şarj durarak, pil performansını korumaya<br />
da yardımcı oluyor. Fırça hiç kullanılmadan<br />
beklediğinde ise 1 yıla kadar şarjını korur.<br />
IP7X suya dayanıklılık sertifikası bulunan<br />
diş fırçası, 1 metre derinlikteki suda 30 dakika<br />
boyunca durabiliyor. Bu sayede fırçanızı<br />
tamamen suyun altında yıkayarak hijyenini<br />
de sağlayabilirsiniz.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Dynabook Türkiye kurumsal PC pazarına girdi<br />
dynabook, verimliliği artıran ve iş hayatının zorluklarına<br />
çözüm sağlayan yenilikçi ürün ve çözümleriyle<br />
Türkiye kurumsal PC pazarına giriş yapıyor…<br />
Dynabook Europe, Türkiye’de kurumsal PC<br />
pazarına girdiğini duyurdu. Sharp Corporation,<br />
2018’de Toshiba Client Solutions’ı<br />
satın aldığında bu birimi dynabook olarak<br />
yeni bir markaya dönüştürdü. Toshiba’nın<br />
35 yılı aşkın dizüstü bilgisayar mirası üzerine<br />
inşa edilen dynabook, dünya genelindeki<br />
markalaşma ve genişleme sürecine devam<br />
ediyor. dynabook, EMEA bölgesindeki mevcut<br />
büyüme stratejisinin en son adımı olarak<br />
Türkiye’de kurumsal PC pazarına giriş<br />
yapıyor. Türkiye’de kurumsal PC pazarının<br />
güçlü isimlerinden biri olmayı ve farklı bir<br />
B2B portföyü sunmayı hedefleyen dynabook,<br />
Türkiye’nin önde gelen teknoloji distribütörlerinden<br />
biri olan Aktepe Bilişim ile distribütörlük<br />
anlaşması imzaladı.<br />
Türkiye’de bilgisayar çözümleri pazarına<br />
girmekten büyük bir heyecan duyduklarını<br />
belirten Dynabook Europe Türkiye İş Birimi<br />
Direktörü Ronald Ravel, “Türkiye’deki KOBİ<br />
ekosistemi olağanüstü büyüme yetenekleri<br />
ve iş gereksinimleri ile çok heyecan verici bir<br />
pazar. <strong>2020</strong>’nin ilk 5 ayında Türkiye’deki BT<br />
teknoloji ürünleri satışlarında yüzde 12’lik<br />
bir artış gerçekleştiğini görüyoruz. Günlük<br />
mevcut ekonomi süreçleri dijitalleşmeyi,<br />
mobiliteyi ve her zaman etkileşimde olmayı,<br />
işletmeler için temel rekabet avantajı haline<br />
getiriyor. Bu gerçeklik de kurumsal BT sektöründe<br />
yeni bir vizyonu gerektiriyor” dedi.<br />
Ravel sözlerine şöyle devam etti:<br />
“Türkiye›deki varlığımızı güçlendirmeyi<br />
ve B2B alanında lider yenilikçi teknoloji<br />
çözümleri sağlayan bir şirket olmayı<br />
amaçlıyoruz. İşletmelerin dijital dönüşüm<br />
gibi zorlukların üstesinden gelmelerine ve iş<br />
güçlerini mobil hale getirmelerine yardımcı<br />
olmak istiyoruz. Toshiba’nın 30 yılı aşkın<br />
mühendislik mükemmelliğinden güç alan<br />
ve artık Sharp’ın AIOT teknolojilerinden,<br />
tedarik ve üretim yeteneklerinden faydalanan<br />
ürün portföyümüz, tüm bu dönüşüme<br />
mükemmel bir şekilde uyuyor. Küçük ve orta<br />
ölçekli işletmelerin iş yeteneklerini güçlendirmek<br />
için tasarlanan dynabook’un pazar<br />
stratejisi, yerel paydaşlarla yakın ilişkiler<br />
kurmaya dayanıyor. Aktepe ile olan iş birliğimiz<br />
Türkiye kurumsal PC pazarında lider<br />
konuma yerleşmemizde büyük rol oynayacak.”<br />
Türkiye kurumsal PC pazarındaki iddialı<br />
büyüme hedeflerinin altını çizen Aktepe Bilişim<br />
Satış Direktörü Gökmen Aktepe, “Sürekli<br />
gelişen kurumsal BT pazarının öncü<br />
şirketlerinden biri olan dynabook ile iş birliği<br />
yapmaktan büyük heyecan duyuyoruz. Bilgisayar<br />
satışları dünya genelinde artmaya<br />
devam ediyor. Canalys’e göre <strong>2020</strong> yılının<br />
üçüncü çeyreğinde son on yılın rekoru kırıldı.<br />
CONTEXT verilerine göre de Türkiye›deki<br />
dizüstü PC satışları, <strong>2020</strong> yılının ilk 5 ayında<br />
geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 63<br />
arttı. İş dünyası ve kamu sektörü, ‘yeni normale’<br />
yönelik özel gereksinimleri karşılayan,<br />
özel olarak tasarlanmış tekliflere ihtiyaç<br />
duyuyor. dynabook’un KOBİ’ler ve kurumların<br />
yanı sıra özel ve kamu sektöründeki işletmeler<br />
için birçok farklı segmentte hızla ilk<br />
tercih haline geleceğine inanıyorum” dedi.<br />
41
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Dynabook, Intel 11.Nesil işlemcili iki<br />
yeni premium modelini duyurdu<br />
Gücünü yüksek performans sunan 28W işlemcilerden<br />
alan 13,3 inç Portégé X30L-J, hafifliği ve küçük<br />
boyutlarıyla dikkat çekerken; en son Intel® teknolojileriyle<br />
donatılan 14 inç Portégé X40-J, yeni mobil çalışma<br />
dünyası için özel tasarımıyla öne çıkıyor…<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
42<br />
Dynabook Europe GmbH, iş dünyasına<br />
yönelik premium ürünlerden oluşan<br />
Portégé ürün ailesinin iki yeni modelini<br />
duyurdu. Gücünü 11. Nesil Intel® Core<br />
işlemcilerden alan sadece 906 g ağırlığındaki<br />
Portégé X30L-J ve Portégé X40-J,<br />
üstün performansı, gelişmiş grafik özelliklerini<br />
ve uzun pil ömrünü küçük ama<br />
sağlam bir form faktöründe bir araya<br />
getiriyor.<br />
Hızlı ve ince<br />
Yeni modeller güçlerini Intel’in en son 11.<br />
Nesil 10nm dört çekirdekli Intel® Core<br />
işlemcilerinden alıyor. İnce ve şık tasarıma<br />
sahip bu iki yeni model, mobil kullanıcılara<br />
en iyi performansı sunmak üzere<br />
Intel’in yeni yüksek güçlü 28 Watt i3,<br />
i5 ve i7 işlemcilerini içeriyor. 32 GB DDR4<br />
3200 MHz çift kanallı belleğe sahip olan<br />
her iki model, kullanıcılara gün boyunca<br />
rahat çalışma olanağı sağlamak için<br />
ultra hızlı PCIe SSD depolama (1 TB’ye<br />
kadar) seçeneği sunuyor. Geleneksel olarak<br />
ayrı ekran kartlarıyla ilişkilendirilen<br />
performans ve görsel düzeylerine ulaşmak<br />
için her iki model de yeni Intel® Iris®<br />
Xe GPU ile birlikte geliyor.<br />
Güçlü tasarım<br />
Yenilenmiş renklerle, tamamen yeni bir<br />
tasarım kullanılarak üretilen ilk modeller<br />
olan Portégé X30L-J ve Portégé X40-J,<br />
ekran alanını en üst düzeye çıkaran ve<br />
boyutu en aza indiren dört tarafında<br />
ince çerçevesi, kasası ve menteşeleriyle<br />
yepyeni bir görünüme ve hisse kavuştu.<br />
Her iki modelin de dokunmatik FHD In-<br />
Cell ekran ve Privacy filtresi dahil olmak<br />
üzere farklı ekran seçenekleri bulunuyor.<br />
X30L-J’nin ek olarak 470 N<strong>IT</strong> parlaklığa<br />
ve düşük güç tüketimine sahip parlak<br />
13,3 inç Sharp IGZO FHD mat ekran<br />
seçeneği bulunuyor 180 derecelik açıya<br />
sahip sağlam menteşelerle donatılan<br />
her iki model kolay paylaşım için masa<br />
üzerinde düz bir şekilde açılabiliyor. Arkadan<br />
aydınlatmalı çerçevesiz klavyesi<br />
ve “cam hissi” veren hassas dokunmatik<br />
yüzeyi (Precision TouchPad) ve isteğe<br />
bağlı parmak izi okuyuculu SecurePad<br />
ile ergonomik bir kullanıcı deneyimi sunuyor.<br />
Yeni Portégé modelleri, kullanıcılara dizüstü<br />
bilgisayarlarının en zorlu çalışma<br />
koşullarında dahi kolayca kullanabilecekleri<br />
konusunda gönül rahatlığı sağlamak<br />
için MIL STD 810G standardını<br />
karşılayacak şekilde tasarlandı. X30L-J,<br />
sağlamlık ve esneklik arasında mükemmel<br />
bir denge için hafif magnezyum alaşımlı<br />
bir kasaya sahip. Yeni ayrı Airflow<br />
soğutma sistemi, her iki cihazın da optimum<br />
sıcaklıklarda çalışmasını sağlıyor.<br />
Dizüstü bilgisayarları yükselten yeni<br />
lastik ayaklar ise daha fazla soğutma,<br />
stabilite ve konfor sağlıyor.<br />
Hareket halindeyken<br />
kullanıma hazır<br />
15 saate (X30L-J) ve 14 saate (X40-J) kadar<br />
etkileyici bir pil ömrüne¹ sahip olan<br />
cihazlar hareket halindeyken priz bulma<br />
endişelerini ortadan kaldırıyor. Ayrıca,<br />
hızlı şarj işlevi yalnızca 30 dakikada yüzde<br />
40 şarj sağlayarak bir kahve molasıyla<br />
iş gününün geri kalanı için yeterli pil<br />
ömrü sağlıyor. Her iki dizüstü bilgisayar<br />
da anında açılabilme yeteneği bulunuyor.<br />
Bu, bilgisayarın açılması ve kullanıma<br />
hazır hale gelmesi arasındaki süreyi<br />
en aza indiriyor. Aklınıza herhangi bir<br />
fikir geldiğinde bilgisayarınızı hızla açıp<br />
fikrinizi uygulamaya geçirebiliyorsunuz.<br />
En son bağlantı teknolojileri<br />
X30L-J ve X40-J, hem kablosuz hem de<br />
kablolu bağlantı seçenekleriyle herhangi<br />
bir çalışma ortamına kolayca uyum sağlıyor.<br />
Her ikisinde de yeni Thunderbolt 4<br />
destekli iki adet USB-C bağlantı noktası<br />
bulunuyor. Tek seferde cihazlarını şarj<br />
edebiliyor, dosya aktarabiliyor ve bağlanabiliyor.<br />
Ayrıca tam boyutlu HDMI<br />
bağlantı noktası, iki USB 3.1 Type-A bağlantı<br />
noktası, 3.5 mm ses jak girişi ve taşınabilir<br />
depolama ihtiyaçları için mikro<br />
SD kart yuvası bulunuyor. X30L-J üzerinde<br />
daha fazla bağlantı seçeneği için RJ45<br />
Ethernet girişi bulunuyor. Her iki modelde<br />
kablosuz bağlantı için en son Intel®<br />
802.11ax (WiFi 6) + BT 5.1 modülü bulunuyor.<br />
X30L-J, 2021 yılından itibaren<br />
isteğe bağlı LTE seçeneği de sunacak.<br />
Dynabook Türkiye İş Birimi Direktörü<br />
Ronald Ravel, “Artık her zaman her yerde<br />
olduğumuz bir dünyada yaşıyoruz. Hem<br />
iş hem de günlük hayatımızın gelişen ihtiyaçları,<br />
kullanıcıların bu yaşam tarzına<br />
ayak uydurmakla kalmayıp kendisiyle<br />
birlikte gelişebilen bir cihaza ihtiyaç<br />
duymaları anlamına geliyor. Bu iki yeni<br />
modelimiz, kullanıcılara ihtiyaç duydukları<br />
her yerde kesintisiz üretkenlik,<br />
yaratıcılık ve iş birliği için gereken her<br />
şeyi sağlayarak sürekli yenilik vizyonumuzu<br />
hayata geçiriyor. Sharp Corporation’ın<br />
tam mülkiyetinde olmalarından<br />
bu yana Dynabook tarafından piyasaya<br />
sürülen ilk cihazlar olan bu modeller,<br />
gelecekteki teknolojiler için bir mihenk<br />
taşı olma özelliği taşıyor ve 35 yıllık mirasımızda<br />
heyecan verici yeni bir sayfa<br />
açıyor” dedi.<br />
Kasa gibi sağlam güvenlik<br />
X30L-J ve X40-J, Dynabook’un şu an ve<br />
geleceğin siber tehditlerine karşı koruma<br />
sağlayan Microsoft’un katı Güvenli<br />
Çekirdek cihaz gerekliliklerini karşılayan<br />
her geçen gün daha da büyüyen cihaz<br />
portföyüne katılıyor. Yeni modeller<br />
Dynabook’un özel BIOS’u ve kullanıma<br />
hazır donanım, yazılım ve kimlik korumadan<br />
oluşan özel bir güvenlik kombinasyonunu<br />
bir araya getiriyor. Her iki<br />
cihaz kurumsal düzeyde şifreleme, yüz<br />
tanıma ve parmak izi ile kimlik doğrulama<br />
ve gizlilik için Web kamerası kapağı<br />
içeriyor. Cihazdan uzaklaşıldığında<br />
çalınmayı önlemek için her iki cihazın<br />
üzerinde güvenlik kilidi bulunuyor. Bu,<br />
cihazlarından uzaklaşmak durumunda<br />
kalan kullanıcılara gönül rahatlığı sağlıyor.<br />
Her iki cihazda FHD Privacy ekranı<br />
ile yapılandırılabiliyor. Bu sayede ekran<br />
içeriği klavyede tek bir tuşa basarak ekran<br />
görünür hale getirilebiliyor.<br />
Portégé X30L-J ve X40-J, <strong>2020</strong> <strong>Kasım</strong> ayı<br />
içinde satışa sunulacak.
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Alneo, 2021’de sürdürülebilir büyümeyi hedefliyor<br />
Albaraka Türk tarafından hayata geçirilen insha Ventures<br />
çatısı altında hizmet veren yeni nesil dijital ödeme uygulaması<br />
Alneo, 2019 yılı başından beri sürdürdüğü faaliyetlerinde<br />
başarılı büyümesiyle dikkat çekiyor. Alneo, bugün<br />
50’yi aşkın sektörde, ortalama 20 bine yakın müşterisiyle<br />
Türkiye’nin akıllı telefonlarını POS cihazına dönüştürüyor…<br />
Dijital bankacılığın hızlı, işlevsel uygulaması<br />
Alneo, fiziksel POS cihazından bağımsız<br />
olarak şirketlerin kolay tahsilat almasına ve<br />
müşterilerin daha pratik ödeme yapabilmelerine<br />
imkan sağlayan yeni nesil bir ödeme<br />
platformu olarak hayata geçirilmişti. Türkiye’nin<br />
ilk yapay zeka destekli, kolay ve hızlı<br />
ödeme platformu olan Alneo ile geleneksel<br />
POS cihazı olmadan tüm kredi kartlarından,<br />
zaman ve mekandan bağımsız ödeme<br />
alınabiliyor. Sanal POS altyapısı kullanarak<br />
tahsilat ve ödeme yapılabilen sistemde; karekod,<br />
OCR (Kart okuma) teknolojileri veya<br />
sms ve e-posta ile link gönderme seçenekleri<br />
mevcut.<br />
“Aylık yüzde 30 büyüme<br />
oranlarına ulaştık”<br />
Alneo uygulaması piyasaya ilk çıktığı günden<br />
bu zaman kadar ulaştığı 20 bine yakın<br />
müşterisinin yüzde 60’ı tarafından aktif<br />
olarak kullanılıyor. Bugüne kadar yaptığı<br />
100 binden fazla işlemin 200 milyon TL’den<br />
fazla hacmi bulunurken, bu işlem adedi ve<br />
hacminin daha da arttığını söyleyen Alneo<br />
Direktörü Zehra Aksoy ayrıca “Uygulama,<br />
hayata geçtiği günden bu yana aylık yüzde<br />
30 büyüme oranlarına ulaştı. Biz, Alneo ile iş<br />
yerlerinin ödeme almak için POS cihazlarını<br />
yanlarında taşıma derdinden kurtarmakla<br />
kalmadık, hayatlarını kolaylaştırmak için<br />
onları yakından takip etmeye devam ediyoruz.<br />
Şu an hazır giyim sektöründen 1500,<br />
gıda sektöründen 1000, otomotiv sektöründen<br />
600 aktif POS kullanıcısına uygulamamız<br />
ile ödeme alanında ayrıcalıklar sağlıyoruz.<br />
Kuaförlerden, özel ana okullarına kadar<br />
50’den fazla sektör tarafından tercih ediliyoruz.<br />
Bu kadar farklı sektörden bu kadar fazla<br />
müşterimizin olması ve bu müşterilerimizin<br />
uygulamayı aktif olarak kullanması güçlü<br />
ekibimiz ve altyapımız ile ödeme tarafında<br />
çok çeşitli sektörlerin müşterilerinin taleplerini<br />
karşıladığımızı gösteriyor” diyerek sözlerine<br />
devam etti.<br />
2021’de ödeme alma çeşitleri<br />
artacak<br />
Alneo, 2021 yılında uygulamanın kullanım<br />
alanını artırmak için çalışmalarını sürdürüyor.<br />
Yeni yılda, online şube hizmeti vermeye<br />
başlayacak olan Alneo ayrıca, doğrudan Alneo<br />
Pos uygulamasına entegre çalışacak fiziksel<br />
kart okuyucuyu da hayata geçirmeye<br />
hazırlanıyor. Fiziksel Kart Okuyucu ile 4 adet<br />
olan ödeme alma çeşidi artmış olacak.<br />
Alneo, iş yerlerinin hayatını<br />
kolaylaştırıyor<br />
Alneo Üye İş Yeri uygulaması ile şirketler,<br />
hat/işletim bedeli, sabit ücret, rulo masrafı,<br />
taahhüt ve kota hedefi olmaksızın birden<br />
fazla POS cihazıyla yürütülen karmaşık kredi<br />
kartı tahsilatlarını kolayca yönetebiliyor.<br />
Alneo Üye İşyerleri tahsilatlarını gerçekleştirmek<br />
istediği müşterilerine SMS/Link ile<br />
ödeme talimatı göndererek ödemelerini tahsil<br />
edebiliyor.<br />
Alneo Cüzdan uygulaması ise tüm banka/<br />
kredi kartlarını tek bir dijital cüzdan altında<br />
saklıyor. Müşteriler, Alneo Üye İşyerleri’nde<br />
karekod kullanılarak hızlı ve güvenli bir ödeme<br />
gerçekleştirebildiği gibi OCR teknolojisi<br />
de doğrudan banka/kredi kartı detaylarını<br />
paylaşarak güvenli bir şekilde ödeme gerçekleştirebiliyor.<br />
Alneo Cüzdan uygulaması<br />
ile müşteriler, tüm kredi kartlarını bu dijital<br />
cüzdana tanımlayarak alışverişlerinde<br />
istediği bankanın kredi kartını gönül<br />
rahatlığıyla kullanabiliyor ve ödemelerini<br />
tek çekim veya taksitle kolayca yapabiliyor.<br />
Alneo’nun avantajları:<br />
- Bütün kartlara taksit imkanı var.<br />
- Tahsilatlar, ertesi gün iş yerlerinin hesabına<br />
aktarılıyor.<br />
- Hızlı ve kolay seçeneklerle zamandan tasarruf<br />
sağlıyor.<br />
- 3D Secure, GO, PCI DSS sertifikalı sistemler<br />
ile güvenli ödeme imkanı sunuyor ve uzman<br />
ekibi ile iş yerlerini 7/24 dolandırıcılıktan koruyor.<br />
- Anında destek ve özel kampanyalar sunuyor.<br />
- Yıllık POS ücreti yok.<br />
- POS kurulum bedeli yok.<br />
- Hat işletim ücreti yok.<br />
- Hizmet bedeli yok.<br />
- Verimsizlik ücreti ve taahhüt yok.<br />
- Kota yok.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Geleceğin televizyonu ‘Vestel Andoid TV’ görücüye çıktı<br />
Geçen yıl Barselona’da<br />
düzenlenen Mobil Dünya<br />
Kongresi’nde Android<br />
P işletim sistemi ile<br />
çalışan Android TV’yi<br />
üreteceğini duyuran<br />
Vestel, ilk ürününü satışa sundu. İçeriği keşfetmek<br />
ve önermek için uygun ve kullanışlı bir yol<br />
sunarak kullanıcılara benzersiz bir televizyon<br />
deneyimi yaşatacak olan Android TV’nin özellikleri<br />
arasında; sesle komut edilebilen Bluetooth<br />
kumandası, Google Assistan desteği, Dahili<br />
Chromecast gibi birçok yenilik bulunuyor. Vestel<br />
Android TV ile kullanıcılar, gişe rekorları kıran<br />
son filmlere, canlı maç sonuçlarına anında<br />
erişebilmenin yanı sıra aynı ekran üzerinden<br />
sesle televizyon ve içerik yönetimi yapabiliyor.<br />
Vestel Android TV, Dahili Chromecast (ChromeCast<br />
Built-in) özelliği sayesinde ekstra<br />
Vestel, Android P işletim sistemli yeni ürünü Android TV’yi<br />
tanıttı. Android TV’nin özellikleri arasında sesle komut<br />
edilebilen Bluetooth kumandası, Google Assistant desteği,<br />
Dahili Chromecast gibi birçok yenilik bulunuyor.<br />
ekipmana ihtiyaç duymadan mobil cihazlarından<br />
medya ve ekran görüntüsü aktarabiliyor.<br />
Google ve Netflix sertifikalarına sahip Vestel<br />
Android TV, Lisanslı AndroidTV ürünlerinde<br />
bulunması gereken güvenlik standartlarını da<br />
yerine getirebiliyor.<br />
4 GB DAHİLİ HAFIZAYA SAHİP<br />
Google tarafından dizayn edilmiş reference+<br />
platformu sayesinde AndroidTV’ler için<br />
özelleşmiş 3 binin üzerinde uygulamaya Vestel<br />
kalitesinde erişim imkanı sağlayarak gelişmiş<br />
bir kullanıcı deneyimi sunacak olan Vestel<br />
Android TV, 4GB dahili hafızaya ve 4GB işletim<br />
sistem hafızasına sahip. Vestel’in son teknolojiye<br />
sahip Android televizyonu, DTS HD, Dolby<br />
Audio Processing ve Dolby Atmos teknolojileri<br />
ile yüksek kaliteli ses, HDR10 ve Dolby Vision<br />
teknolojileri ile de yüksek kaliteli video deneyimi<br />
sunuyor.<br />
43
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
İnternetten alışveriş yaparken<br />
şirketin bilgilerini mutlaka kontrol edin<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
44<br />
“Ürün alırken nelere dikkat etmeli”, “İlgili<br />
firmayla sorun yaşanırsa nasıl bir yol<br />
izlenmeli” sorularının cevabını Kakıcı &<br />
Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından<br />
Avukat Elvan Kakıcı Şimşek verdi.<br />
İnternetten alışveriş yapmak hala birçok<br />
insan için şüpheler barındıran bir konu.<br />
Türkiye’de uzun bir geçmişe sahip olan<br />
e-ticaret sektörü, büyük bir potansiyele<br />
sahip. Kredi kartı bilgilerinin kötü niyetli<br />
kişilerin eline geçmesi, sipariş verilmesine<br />
rağmen ürünün alıcıya ulaşmaması,<br />
ürünün vaat edilen kalitede olmaması gibi<br />
faktörler internetten alışverişin riskleri<br />
arasında.<br />
Şirketlerin kurumsal kimlikleri<br />
kontrol edilmeli<br />
Kakıcı & Şimşek Hukuk Bürosu kurucularından<br />
Avukat Elvan Kakıcı Şimşek,<br />
“Bilindik çoklu ürün satış sitelerinin aracı<br />
hizmet sağlayıcılardır. Bu ve benzeri<br />
sitelerde ürün veya hizmet sunanlar ise<br />
hizmet sağlayıcılardır” diyerek, Aracı hizmet<br />
sağlayıcılarının, çeşitli yükümlülükleri<br />
vardır. Bunlardan biri alıcılara bilgi<br />
verme yükümlülüğüdür. Aracı hizmet<br />
sağlayıcıları kendilerine ait elektronik ortamda<br />
kendilerine ait kurumsal kimlik ve<br />
iletişim bilgilerini mutlaka bulundurmak<br />
zorundadır. Bu bilgiler aracı hizmet sağlayıcılarının<br />
kayıtlı elektronik posta adresi,<br />
telefon numarası, varsa işletme adı veya<br />
tescilli marka, ticaret unvanı, MERSİS<br />
numarası ve merkez adresidir. Dolayısıyla<br />
alışveriş yapan müşteriler, alışveriş yaptıkları<br />
aracı hizmet sağlayıcının iletişim<br />
bilgilerinin varlığını, adreslerini ve kurumsal<br />
kimliklerini kontrol etmelidir. Şeklinde<br />
görüşlerini dile getirdi.<br />
Kakıcı Şimşek, e-ticarette aracı hizmet<br />
sağlayıcıların dikkat edilmesi gereken<br />
noktaları anlattı: “Aracı hizmet sağlayıcı,<br />
siparişe ilişkin bazı ayırt edici bilgileri de<br />
belirtmekle yükümlüdür. Bu bilgiler; ödenecek<br />
toplam tutar, sipariş özeti ve sipariş<br />
özetini değiştirebilecek teknik imkânlardır.<br />
Dolayısıyla müşteriler, satın alma esnasında<br />
siparişlerine ilişkin bilgilerinin de<br />
yer alıp almadığını kontrol etmelidirler.<br />
Pandemi süreciyle birlikte hız kazanan internet<br />
üzerinden alışverişler, bir diğer adıyla e-ticaret bazı<br />
riskleri de beraberinde getiriyor. Alışveriş için mağaza ve<br />
alışveriş merkezlerini gezmek yerine bulunduğu yerden<br />
sipariş vererek ürünü elde etme yolunu tercih eden<br />
tüketiciler, alışveriş yaparken sahte ve paravan sitelerle<br />
çok cazip fiyatlar sunanlara dikkat etmeli. Aracı hizmet<br />
sağlayıcıların da önemli sorumlulukları var.<br />
Tüketici açık, sade ve anlaşılır<br />
bir dille aydınlatılmalı<br />
Ayrıca aracı hizmet sağlayıcılar kişisel verileri<br />
korumakla yükümlüdür dolayısıyla<br />
müşteri açık bir şekilde kişisel verilerinin<br />
korunmasını ihlal eden bir hal görüyorsa<br />
buna da dikkat etmelidir. Yine aracı hizmet<br />
sağlayıcısının satış gerçekleşmeden<br />
önce tüketiciyi açık, sade ve anlaşılır bir<br />
dille aydınlatma yükümlülüğü vardır. Bu<br />
yükümlülük uyarınca aracı hizmet sağlayıcı;<br />
mal alım-satımı, olası uyuşmazlıklar<br />
ve kişisel verilerin korunması hakkında<br />
bilgiler vermeli ve alıcılar için iletişim bilgilerini<br />
ve adreslerini mutlaka belirtmelidir.<br />
Ayrıca tüketicinin cayma hakkının ön bilgilendirme<br />
formunda ve mesafeli satış sözleşmesinde<br />
belirgin bir şekilde, uygulamada<br />
16 punto göstermeleri gerekmektedir.<br />
Bu madde haricindeki maddelerin ise 12<br />
puntolu bir şekilde yazılması gerekmektedir.<br />
Alıcı bu hallerin mevcut olup olmadığını<br />
da incelemelidir.<br />
Ciddi idari para cezaları var<br />
İlgili maddeye göre, aracı hizmet<br />
sağlayıcılar, gerçek ve tüzel kişiler<br />
tarafından sağlanan ürünlerin içeriklerini<br />
kontrol etmek ya da içeriğe konu mal veya<br />
hizmetin hukuka uygun olup olmadığını<br />
araştırmakla yükümlü değillerdir. Ancak<br />
hizmet sağlayıcısı ile tüketici arasındaki<br />
iletişimi sağlayacak bilgileri platformda<br />
bulundurmalıdır. Elektronik Ticaretin<br />
Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da aracı<br />
hizmet sağlayıcılar açısından yaptırımlar<br />
ayrıntılı düzenlenmemişse de Türk<br />
Ceza Kanunu, Fikir ve Sanat Eserleri<br />
Kanunu, Kişisel Verilerin Korunması<br />
Kanunu açısından önemli sorumlulukları<br />
bulunmaktadır. Ciddi idari para cezaları<br />
ile karşı karşıya gelebilmektedirler. Sayılı<br />
sebeplerle aracı hizmet sağlayıcıların<br />
yaratmış olduğu ürün ve hizmet satım<br />
platformları tüketiciye muhatap<br />
oluşturacak, sorunlarına çözüm bulacak<br />
bilgi ve yükümlülüklerini de aydınlatma<br />
metinlerinde bilahare barındıracaktır.<br />
İl Müdürlüğüne yazılı bir<br />
şekilde şikâyette bulunulabilir<br />
Aracı hizmet sağlayıcısı hakkında alıcıların<br />
şikâyetleri varsa, elektronik ortamda<br />
e-Devlet ya da bakanlığın internet sitesi<br />
üzerinden şikâyette bulunabilirler. Fiziken<br />
bir başvuru yapılmak istenirse şikâyetçi,<br />
kendi ikametgâhının bulunduğu yerdeki<br />
İl Müdürlüğüne yazılı bir şekilde şikâyette<br />
bulunabilir. Ayrıca yönetmelik hükmü<br />
uyarınca şikâyetçi; gerçek kişi ise adı ve<br />
soyadı ile imzası ve ikametgâh adresinin;<br />
tüzel kişi ise unvanı ve adresi ile temsile<br />
yetkili kişinin veya vekilinin adı ve soyadı<br />
ile imzasının başvuruda yer alması gerekir.<br />
Aracı hizmet sağlayıcıları pazar<br />
yeri gibidirler<br />
Aracı hizmet sağlayıcı; başkalarına ait ticari<br />
ve iktisadi faaliyetlerin yapılmasına<br />
elektronik ortamı sağlayan gerçek ve tüzel<br />
kişileri ifade eder. Aracı hizmet sağlayıcıları<br />
çoğu zaman tüzel kişilerdir. Benzetme<br />
yapmak gerekirse aracı hizmet sağlayıcıları<br />
adeta bir pazar yeri gibidirler. Birden fazla<br />
elektronik ticaret faaliyetinde bulunan<br />
kişilerin bünyesinde satış yapmalarını sağlar.<br />
Aracı hizmet sağlayıcının sitesi üzerinden<br />
hizmet veren ya da ürün satan gerçek<br />
veya tüzel kişiler ise hizmet sağlayıcıdır.<br />
Örnek vermek gerekirse turizm paketini<br />
elektronik ortamda satan seyahat acentesi<br />
hizmet sağlayıcıyken, bu turu düzenlemeyen<br />
ancak turun satışına elektronik<br />
ortamda aracılık eden kişiye aracı hizmet<br />
sağlayıcısı denmektedir.”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Pandemi sonrası dünyada ağ kalitesini<br />
korumak!<br />
Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY<br />
(Ernst & Young), telekomünikasyon sektöründeki<br />
büyüme trendlerini teknolojik dönüşüm,<br />
insan kaynağı ve siber güvenlik gibi çeşitli<br />
açılardan incelediği Telekomünikasyon Operatörleri<br />
için En Büyük 10 Risk - <strong>2020</strong> raporunun<br />
sonuçlarını açıkladı. Dünyanın önde gelen telekomünikasyon<br />
şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle<br />
yapılan görüşmeler ve tüketici anketi<br />
sonucu oluşturulan rapor, sektörün büyümek<br />
için gelecek 12 aylık dönemde yönetmesi gereken<br />
riskleri mercek altına alıyor.<br />
Raporda telekomünikasyon şirketlerinin<br />
Covid-19 pandemisi sürecinde ağ kullanım<br />
talebindeki artış ile yaşanan güçlüklerin<br />
üstesinden gelmede büyük ölçüde başarılı<br />
olduğu ifade ediliyor. Buna karşın altyapı<br />
dayanıklılığının korunması ve erişimin<br />
genişletilmesine yönelik baskının sektörün<br />
karşı karşıya olduğu en büyük güçlükler<br />
olduğu vurgulanıyor.<br />
Pandemi küresel<br />
telekomünikasyon trafiğini<br />
%70 artırdı<br />
Rapora göre; pandemi dönemi başındaki ilk<br />
sokağa çıkma kısıtlamaları ile birlikte küresel<br />
telekomünikasyon trafiğinde yüzde 70’e varan<br />
bir yükseliş görüldü ve şirketler bu talebi karşılamada<br />
gerekli adımları atmaya çalıştılar. Bununla<br />
birlikte, Birleşik Krallık’taki tüketicilerin<br />
yüzde 42’si telekomünikasyon şirketlerinin<br />
kaynaklarını genişbant kalitesini korumaya<br />
yönlendirmeleri gerektiğini ifade ederken,<br />
ABD’li tüketicilerin yüzde 32’si ise pandemi<br />
EY’ın Telekomünikasyon Operatörleri için En Büyük 10 Risk<br />
- <strong>2020</strong> raporuna göre; pandemi döneminde artan talebin<br />
etkisiyle ağ kalitesinin korunması şirketler için büyük<br />
önem taşıyor. Rapor, telekomünikasyon şirketlerinin<br />
dijital dönüşüm planlarını pandeminin etkisiyle yeniden<br />
gözden geçirdiğine işaret ediyor. Raporda ayrıca kişisel<br />
verilerin korunmasına ilişkin değişen düzenlemelerin ve<br />
yeni nesil mobil telekomünikasyon hizmeti 5G’ye hazırlığın<br />
telekomünikasyon şirketleri için öne çıkan riskleri<br />
oluşturduğu belirtiliyor<br />
başlangıcından bu yana ev internetinin güvenilirliği,<br />
hızı ve bağlantısından memnun olmadıklarını<br />
belirtiyor.<br />
Sektör, yetkinlikleri<br />
geliştirmeye odaklanmalı<br />
“Genel olarak pandemi sırasında uzaktan<br />
çalışma, evde eğitim ve eğlencede yaşanan ağ<br />
kullanım artışı karşısında telekomünikasyon<br />
şirketlerinin başarılı bir performans<br />
sergilediklerini gözlemledik” diyen EY<br />
Türkiye Risk Danışmanlığı Hizmetleri ve<br />
Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon<br />
Sektör Lideri Emre Beşli, rapor sonuçları<br />
ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Öte<br />
yandan önümüzdeki döneme baktığımızda<br />
sektörde gelirlerin pek çok ürün kategorisinde<br />
düşüş göstermesi yüksek ihtimal dâhilinde<br />
görünüyor. Telekomünikasyon şirketlerinin<br />
bu ortamda yetkinliklerini geliştirmeye odaklanmaları<br />
ve özellikle yeni normalde büyüme<br />
kaydetmek için müşteri memnuniyetini sürdürmeleri<br />
önem taşıyor.”<br />
Dijitalleşme girişimleri yeniden<br />
yapılandırılıyor<br />
Rapora göre dijitalleşme girişimlerinin devam<br />
ettirilmesi önündeki engeller telekomünikasyon<br />
sektörünün risk gündeminde ikinci sırada<br />
yer alıyor. Telekomünikasyon şirketlerinin<br />
%78’i Covid-19 pandemisinin etkisiyle otomasyon<br />
ve dijital dönüşüm programlarının hızını<br />
yeniden gözden geçiriyor veya adapte ediyor.<br />
Bununla birlikte veri analizi ve yapay zekâ<br />
alanlarında yetenek açığı devam ediyor.<br />
Tedarik zincirlerindeki<br />
aksamalar 5G’ye hazırlığı<br />
geciktirebilir<br />
Raporda ayrıca, küresel ticarette yaşanan<br />
olumsuz gelişmelerin ağ ekipmanlarının sağlandığı<br />
tedarik zincirlerinde aksamalar yaşanmasına<br />
neden olduğu ve bu durumun yeni<br />
nesil mobil telekomünikasyon hizmeti 5G’ye<br />
hazırlığı geciktirebileceğine ilişkin sektörde<br />
endişe yarattığı ifade ediliyor. Kişisel verilerin<br />
korunmasına ilişkin değişen düzenlemeler<br />
de telekomünikasyon şirketleri için öne çıkan<br />
riskler arasında yer alıyor. Birleşik Krallık’taki<br />
tüketicilerin ancak yüzde 47’sinin online verilerinin<br />
kendi kontrollerinde olduğunu düşündüklerini<br />
belirtiyor.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Dilediğin kişinin IBAN’ına para transferi<br />
Kullanıcıların ihtiyaç duydukları, hayatlarını kolaylaştıracak<br />
çözümler sunmak için çalışmaya devam<br />
eden Papara, Sözleşmeli hesap sahipleri için, başkalarının<br />
IBAN’ına ücretsiz ve 7/24 anında para transferi<br />
gerçekleştirme hizmetini başlattı. Artık Papara<br />
kullanıcıları sadece birkaç adımda başkalarının<br />
IBAN’ına ücretsiz para transferi gerçekleştirebiliyor.<br />
EFT saatini beklemeden ışık<br />
hızında transfer<br />
Bankadan bankaya para transferlerinde işlem ücreti<br />
alınırken Papara’da IBAN’a transferde işlem ücreti<br />
ödenmiyor. Ayrıca Papara’da, dilediğin kişinin<br />
IBAN’ına 7/24 para transferi yapabilmek için banka<br />
hesabının olmasına da gerek yok; bir banka hesabı<br />
Geleneksel finansal uygulamalar karşısında rekabetçi ve<br />
kullanıcı odaklı çözümler sunarak yeni bir deneyim yaratmaya<br />
çalışan Papara, hizmetlerine IBAN ile para transferi<br />
özelliğini de ekledi. Sözleşmeli hesap sahibi Papara kullanıcıları<br />
artık başkalarının IBAN’ına ücretsiz para transferi<br />
gerçekleştirebilecek…<br />
olmadan da işlemler gerçekleştirilebiliyor.<br />
Papara, kullanıcılarına para transferi yapılan<br />
IBAN’ları kaydetme ve kayıtlı IBAN’lardan seçerek<br />
hızlıca gönderim yapabilme imkanı da sağlıyor.<br />
Papara’dan IBAN’a TL olarak para transferi yapılabilecek<br />
anlaşmalı bankalar arasında; QNB Finans<br />
Bankası, Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası, Vakıfbank,<br />
Akbank, ING Bank, Türkiye Finans Katılım<br />
Bankası ve Ziraat Bankası yer alıyor. Papara’dan<br />
IBAN’a döviz olarak para transferi yapılabilecek<br />
anlaşmalı bankalar arasında ise, Akbank, Garanti<br />
Bankası ve QNB Finans Bankası yer alıyor.<br />
45
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Pazar araştırması, COVID-19’un dijital<br />
dönüşümü hızlandırdığını gösteriyor<br />
Uç bilişimdeki artan işletme talepleriyle EMEA Bölgesinde<br />
2019 ve 2023 yılları arasında özel bağlanabilirliğin<br />
5 kat artması öngörülüyor<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
46<br />
Equinix tarafından yapılan pazar araştırması<br />
Global Interconnection Index (GXI)’e<br />
göre COVID-19 pandemi süreci, işletmelerin<br />
önümüzdeki üç yıl içinde planladığı dijital<br />
altyapı dönüşüm projelerinde çarpıcı bir etki<br />
yaratacak. Araştırmanın 4. Sayısına göre<br />
telekomünikasyon, bulut & BT, içerik & dijital<br />
medya gibi sektörlerin içinde bulunduğu dijital<br />
servis sağlayıcıların ve teknoloji sağlayıcıların,<br />
uç (edge) bilişim teknolojisindeki dijital boşlukları<br />
kapatmaya yönelik taleplerin artması ile<br />
birlikte özel bağlanabilirliğin 2019 ile 2023 yılları<br />
arasında 5 Kat artacağını tahmin ediliyor.<br />
Pandemi, dijitale geçiş sürecini hızlandırmaya<br />
devam ediyor. Telekomünikasyon, bulut ve bilişim<br />
teknolojileri gibi uzaktan çalışmanın daha<br />
kolay olduğu işletmelerin bölgedeki diğer sektörleri<br />
geride bırakarak EMEA’daki toplam ara<br />
bağlantı bant genişliği büyümesine katkısının<br />
yüzde 54 oranında olması bekleniyor. Frankfurt,<br />
Amsterdam, Paris ve Londra’nın; Avrupa<br />
ara bağlantı bant genişliği artışında başı çeken<br />
metropoller olması ve bölgenin tamamının<br />
küresel ara bağlantı bant genişliğinin yüzde<br />
23’ünü (3,782 Tbps) oluşturması öngörülüyor.<br />
Araştırmada yer alan bir diğer bulgu ise, işletmeler<br />
arasında veri aktarımı için özel bağlanabilirliğin<br />
ölçüsü olan toplam ara bağlantı bant<br />
genişliğinin, EMEA bölgesinde 2019’dan 2023’e<br />
kadar yüzde 45 bileşik yıllık büyüme oranına<br />
(CAGR) ulaşacağına ilişkin tahmin. Beklenen<br />
büyüme, dijital dönüşüm ve özellikle de dijital<br />
altyapılarını merkezi konumlardan dağıtık uç<br />
(edge) bilişim teknolojisine taşıyan işletmelerin<br />
artan taleplerinden kaynaklanıyor. Bu durum,<br />
işletmelerin iş akışlarını insanlara, nesnelere,<br />
konumlara, buluta ve verilere daha yakın konumlandırma<br />
talepleri ile bu bileşenler arasındaki<br />
iş akışlarını stratejik olarak birbirine<br />
bağlamaları ve gerçek zamanlı etkileşimleri ölçeklendirip<br />
desteklemesiyle ortaya çıkıyor. Bir<br />
örnek vermek gerekirse, bu bağlantının kapasitesi,<br />
gezegendeki her bir insanın (7,8 milyar)<br />
tam DNA dizilimini bir saat içinde iletmek için<br />
yeterli bant genişliği olan 64 zetabayt veri alışverişine<br />
eşdeğer.<br />
Sektör Öngörüsü:<br />
GXI’ın 4. sayısı, küresel makro eğilimlerin ve<br />
COVID-19’un diğer endüstri iş kollarını nasıl<br />
etkilediğine dair öngörülerde de bulunuyor:<br />
• Dijital dönüşüm modelleri şekil değiştiriyor<br />
* GXI’ın 4. Sayısına göre dijital dönüşüm projeleri,<br />
hizmet sağlayıcıların, müşterilerinden<br />
yaklaşık 2 kat daha fazla ara bağlantı bant genişliği<br />
kullanacağına dair tahminler doğrultusunda<br />
değişti.<br />
* Ayrıca, hizmet sağlayıcılardan gelecek bu talep<br />
artışının, yine pandemi sonrasına hazırlanan<br />
müşterilerinin, özellikle dijital dönüşüme<br />
öncelik verenlerin- taleplerini karşılamak üzere<br />
oluşması bekleniyor.<br />
* Araştırma, dijital altyapısını dönüştürmüş<br />
işletmelerin, iş modellerini değiştirmek için<br />
hizmet sağlayıcılara bağımlı olanlar karşısında<br />
rekabet güçlerini arttıracakları ve iş hacimlerini<br />
büyütmeye devam edecekleri tahmininde<br />
de bulunuyor.<br />
• Geleneksel işletmeler, iş yüklerini uç bilişim<br />
öncelikli bir mimariye taşıyor<br />
* GXI’ın 4. Sayısı sigorta ve bankacılık, üretim<br />
ve profesyonel hizmetler gibi geleneksel sektörleri<br />
barındıran kurumların 2023’e kadar küresel<br />
ara bağlantı bant genişliğinin %30’unu temsil<br />
edeceğini öngörüyor. Bu durum, bütün BT<br />
altyapısını ölçeklendirme sırasında iş yüklerinin<br />
uç teknolojisine taşıma ihtiyacının artmasıyla<br />
ortaya çıkıyor. Bu geleneksel işletmelerin<br />
ara bağlantı bant genişliği artış hızının 2023’e<br />
kadar yıllık yüzde 50’ye ulaşması bekleniyor.<br />
* Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi (ML)<br />
gibi yenilikçi sektörlerden oluşan ve hem<br />
kamu hem de özel sektör kurumlarını içeren<br />
segmentte ise ara bağlantı bant genişliğinin<br />
2019-2023 arasında yüzde 47 yıllık bileşik büyüme<br />
oranına (CAGR) ulaşacağı tahmin ediliyor.<br />
Bu kapsamda, sağlık, yaşam bilimleri (lifesciences),<br />
hükümet ve eğitim kurumlarının,<br />
ara bağlantı hızlarını arttırma konusunda başı<br />
çekecek geleneksel işletmeler olması bekleniyor.<br />
• İşletmeler, “ağ etkisi”nden faydalanıyor<br />
* İşletmeler, en çok kullanıcıya, servis<br />
sağlayıcıya erişebildiği ve ticari faaliyetlerin<br />
yoğun olduğu lokasyonlarda bulunarak dijital<br />
avantajlarını en üst düzeye çıkarıyor. Bu süreç<br />
“ağ etkisi” olarak adlandırılıyor. IDC’ye göre,<br />
2025 yılına kadar dijital liderlerin %80›i, son<br />
müşterilerine sunduğu hizmet değerini artırmak<br />
dâhil birçok farklı alanda birden fazla ekosisteme<br />
bağlı olmanın etkisini görecek.<br />
* Dijital ekosistemlerde, gerçek zamanlı etkileşimi<br />
desteklemek için uygulama değişimi<br />
hem önemli hem de gereklidir ve bu durum<br />
işletmeler için bir ağ etkisi yaratır. GXI’ın 4.<br />
Sayısı, hizmet sağlayıcılardan ağlara ve bulut/<br />
bilişim teknolojisi hizmet sağlayıcılarına olan<br />
bağlanabilirliği 2019’dan 2023’e kadar tahmini<br />
olarak yüzde 49’luk yıllık bileşik büyüme oranı<br />
(CAGR) etkisi ile ekosistem ara bağlantısının<br />
iki ana kaynağı olacağını öngörüyor.<br />
GXI’ın 4. Sayısı, operatör bağımsız veri merkezleri<br />
içindeki dağıtık BT değişim noktalarında,<br />
iş ortakları ve servis sağlayıcılarla, ara bağlantı<br />
bant genişliğindeki - özel olarak ve doğrudan<br />
trafik alışverişi için sağlanan toplam kapasite<br />
- büyümeyi izleyerek, ölçerek ve tahmin ederek<br />
ön görüler sunmaktadır.<br />
Alıntılar:<br />
• David Cappuccio, Kıdemli Başkan Yardımcısı<br />
Analist ve Henrique Cecci, Kıdemli Direktör<br />
Analist, Gartner: “Birbirine bağlı hizmetler,<br />
bulut sağlayıcıları, dağıtılmış bulut, uç hizmetleri<br />
ve SaaS seçenekleri artmaya devam<br />
ederken, yalnızca geleneksel bir veri merkezi<br />
topolojisine bağlı kalmanın sunacağı avantajlar<br />
sınırlı olacaktır. Bu bir günde gerçekleşecek<br />
bir değişiklik değil; fakat müşterilerimize ve iş<br />
dünyasına nasıl hizmet sunduğumuzu düşündüğümüzde<br />
ortaya çıkan evrimsel bir değişikliktir.<br />
Bu durum, dış faktörlerin veri merkezine<br />
fiziksel erişimi sınırlayabileceği (acil karantina<br />
gibi) yeni gerçeklikle birleştiğinde, altyapı planlamasında<br />
yeni fikirler oluşuyor.”<br />
• Claire Macland, Pazarlamadan Sorumlu<br />
Kıdemli Başkan Yardımcısı, Equinix: “Dijital<br />
liderler, doğru dijital dönüşüm girişimlerini<br />
planlayıp uygulamaya koyarak pandemi sonrası<br />
iyileşme sürecine hazırlanmalıdır. Doğru<br />
konumları, iş ortaklarını ve olasılıkları bir araya<br />
getirecek kurumsal altyapıya sahip olanların<br />
uzun vadede önemli avantajlar elde edeceğine<br />
inanıyoruz.”<br />
• Eugene Bergen Henegouwen, Başkan, EMEA,<br />
Equinix: “COVID-19 pandemisi, bölgede hali<br />
hazırda dijital dönüşüm içerisinde olan sektörlerin<br />
dönüşüm sürecini hızlandırdı. Avrupa’daki<br />
%45 bileşik yıllık büyüme oranı<br />
(CAGR) tahmini, işletmelerin giderek dijitalleşen<br />
bir ekonomide rekabet edebilmek için ara<br />
bağlantı kapasitelerini artırmaya yönelik artan<br />
taleplerinin bir göstergesidir. Gittikçe uzaktan<br />
yönetilen ve dağıtık bir ortamda, işletmelerin<br />
rekabet avantajı elde etmek için müşterileri ve<br />
iş ortaklarıyla bağlantı kurmanın yenilikçi yollarını<br />
bulması; artık daha da kritik hale geldi.<br />
• Aslıhan Güreşcier, Genel Müdür, Türkiye,<br />
Equinix: “GXI’ın 4. Sayısı, dijitalleşmenin CO-<br />
VID-19’un etkisiyle hızlandığını ortaya koyuyor<br />
ve özel bağlantıların EMEA bölgesinde<br />
2023 yılına kadar beş kat artacağını öngörüyor.<br />
Türkiye’de dijital dönüşüm, girişimci ve<br />
yaratıcı kültürümüzle paralel bir şekilde gerçekleşiyor.<br />
Ülkemizde gelişen veri merkezi pazarı,<br />
ekosistemin tüm paydaşlarına doğrudan,<br />
esnek, güvenli ve yüksek performanslı erişim<br />
sağlamak için ara bağlantıya dayanmaktadır.<br />
Equinix, dijital dönüşüm yolculuklarını hızlandırmak<br />
isteyen kuruluşlar için ara bağlantı<br />
odaklı bir iş modeli ve rekabete ayak uydurmak<br />
için dijital altyapı sağlıyor”
BİL Gİ TEK NO LO Jİ LE Rİ DER Gİ Sİ<br />
<strong>IT</strong>network<br />
Türkiye’de üretilecek, Avrupa ve ABD’de kullanılacak<br />
İngiltere’de kurulan ve tamamı Türk AR-GE<br />
ekiplerinin ürünü siber güvenlik yazılımları<br />
geliştiren Keepnet Labs, İzmir Bakırçay Üniversitesi<br />
ile yapay zeka konusunda önemli bir iş<br />
birliği protokolü imzaladığını açıkladı.<br />
İş birliği kapsamında, üniversite bünyesindeki<br />
Veri Analitiği ve Mekansal Veri Modelleme Uygulama<br />
ve Araştırma Merkezi (VAM) ile ortak<br />
çalışma grupları oluşturulması ve siber güvenlik<br />
odaklı yapay zeka çalışmaları yürütülmesi<br />
planlanıyor.<br />
Geliştirdiği siber savunma yazılımları Türkiye’de ve dünyada,<br />
farklı sektörlerdeki kurumlarda kullanılan Keepnet<br />
Labs, İzmir Bakırçay Üniversitesi ile yaptığı işbirliği kapsamında<br />
Veri Analitiği ve Mekansal Veri Modelleme Uygulama<br />
ve Araştırma Merkezi (VAM) bünyesinde ortak çalışma<br />
grupları oluşturarak, siber güvenlik odaklı yapay zeka<br />
çalışmaları yapacak. İş birliği, geleceğin iki önemli teknoloji<br />
başlığı olan siber güvenlik ve yapay zeka alanlarında<br />
insan gücü yetişmesine de katkı sağlayacak…<br />
Ortaya çıkan ürün, İngiltere,<br />
Fransa ve ABD’deki<br />
kullanıcılara ulaşacak<br />
Keepnet Labs, VAM ile siber güvenlik başlığında<br />
ve e-posta güvenliği gibi ilgili alt alanlarında,<br />
tanımlayıcı ve kestirimci veri analitiği<br />
konularında çalışma yürütecek. Bu çalışmalar<br />
ile Türkiye’de üretilen ve yapay zeka kullanan<br />
ürünler, Keepnet Labs tarafından Türkiye’nin<br />
yanı sıra, İngiltere, Fransa ve ABD’deki müşterilerin<br />
kullanımına sunulacak.<br />
İş birliği ile Türkiye’deki nitelikli insan<br />
gücünün ve yüksek teknoloji sahipliğinin<br />
artmasına katkı sağlanırken, İzmir Bakırçay<br />
Üniversitesi de ürettiği bilgiyi ve sahip olduğu<br />
tecrübeyi pratiğe dökerek, Keepnet Labs vasıtasıyla<br />
dünyanın kullanımına sunacak.<br />
Bilimsel araştırmalar, ortak<br />
webinar’lar, kitap ve atölye<br />
çalışmaları da yapılacak<br />
İzmir Bakırçay Üniversitesi bünyesinde yıl içerisinde<br />
kurulan VAM, başta sağlık, çevre, mühendislik<br />
ve finans gelen alanlarda araştırmacıların<br />
ve kuruluşların ihtiyaç duyduğu büyük<br />
ölçekli veri analitiği sistemlerinin tasarımını,<br />
analizini ve uygulamasını gerçekleştiriyor.<br />
Öncelikli hedefi bölgesel, ulusal ve uluslararası<br />
sorunlara büyük veri analitiği uygulamaları ile<br />
sürdürülebilir çözümler hazırlamak olan merkez,<br />
kar amacı güdülmeyen süreci ile toplum<br />
yararına politikalar üretecek.<br />
Keepnet Labs ve VAM arasındaki işbirliği ile<br />
gerçekleştirilecek diğer faaliyetler arasında bilimsel<br />
araştırmalar, AR-GE projeleri, literatür<br />
taramaları ve raporlama, ortak bilimsel ve eğitici<br />
toplantılar ile webinar’lar, atölye çalışmaları,<br />
kitap ve broşürler, veri paylaşımı gelecek.<br />
Ayrıca, projelerde ya da akademik eğitimlerde<br />
Keepnet Labs ve üniversite personeli görev yapabilecek.<br />
Sektör Market<br />
<strong>IT</strong> network<br />
Akıllı şehirlerde yapay zeka ve merkezi<br />
yönetim büyük önem taşıyor<br />
Akıllı şehirlerde güvenlik için mobilite, bağlantı ve yapay<br />
zeka büyük önem taşıyor. Dünya nüfusunun yüzde<br />
66’sının şehirlerde yaşayacağı öngörülürken, bu süreçte<br />
güvenlik güçlerinin verimli çalışması de mobil, yapay zeka<br />
tabanlı ve ağa bağlı ekipmanlar yardımıyla sağlanacak…<br />
Bireysel çalışan, iletişim kabiliyeti bulunmayan<br />
geleneksel çözümlerin birbiriyle haberleşememesi,<br />
kapsamlı bir şehir yönetimine geçişi yavaşlatıyor.<br />
Buna ek olarak, sahada bireysel olarak<br />
çalışan her bir sisteminin merkezi yönetim tarafında<br />
süreçleri takip eden bir güvenlik ya da emniyet<br />
yetkilisi gibi bir temsilcisi olmasına ihtiyaç<br />
duyuluyor. Bu durum, manuel yönetilen, sürekli<br />
takibe dayalı ve akıllı olmayan bir şehir yönetimine<br />
sebebiyet veriyor. Birbiriyle haberleşemeyen<br />
ekipmanların ve sistemlerin kullanımı, olay ve<br />
suçluların tespitini yavaşlatıyor.<br />
Entegre, bağlantı kurabilen yapay zeka tabanlı<br />
çözümler ise şehir güvenliğine yeni bir yaklaşım<br />
getiriyor. Dijital bir ağ üzerinden tam gözetim<br />
gerçekleştirilmesine imkan sağlayan yeni nesil<br />
teknolojiler, yapay zeka ile birleştiğinde, sadece<br />
yerel değil, küresel güvenlik tehditleri de bertaraf<br />
edilebiliyor.<br />
Konuyu değerlendiren Ekin Smart City Solutions<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Akif Ekin, “Bugün karşı<br />
karşıya olduğumuz tehditlerin neredeyse tamamı<br />
küresel bağlantılar taşıyor. Yerel güvenlik güçlerinin,<br />
bölgesel, ulusal ve uluslararası kurumlarla<br />
haberleşebilmesi için akıllı ve güçlü gözetim<br />
sistemlerinin olması artık bir zorunluluk haline<br />
geldi. Bunu gerçekleştirebilmek için birbirinden<br />
ayrı çalışan değil, merkezi olarak yönetilebilen,<br />
kendi aralarında haberleşebilen, yapay zeka tabanlı<br />
ve bütünleşik çalışabilen dijital sistemlere<br />
ihtiyaç var” dedi.<br />
Yapay Zeka tabanlı tümleşik<br />
güvenlik çözümü: Ekin Red<br />
Eagle OS<br />
Ekin Smart City Solutions çözüm ailesindeki akıllı<br />
güvenlik uygulamalarının başında, Türkiye’de<br />
geliştirdikleri kendi yazılımları olan Ekin Red<br />
Eagle – Akıllı Şehir Yönetim Sistemi geliyor. Tüm<br />
güvenlik sistem ve sensörlerini tek bir noktadan<br />
yönetme kolaylığı sağlayan yazılım, sistemler<br />
arası haberleşmeyi sağlıyor. Yazılım, yapay zeka<br />
tabanlı olması sayesinde, sistem görüntülerini<br />
analiz ederek, yüz tanımadan, otomatik plaka<br />
tanımaya birçok şehir yönetim fonksiyonunun<br />
tek bir çatı altında yönetilmesine imkan sağlıyor.<br />
Red Eagle OS, bu sayede retroaktif soruşturmalar<br />
ve veri paylaşımı için kanıt bulmayı kolaylaştırıyor.<br />
Güvenlik güçlerinin suçluları yakalamasını<br />
büyük ölçüde hızlandıran yazılım, 7/24 çalışan<br />
dijital bir emniyet gücü ortaya çıkartıyor.<br />
İsviçre’de de kullanılan sistemi değerlendiren<br />
Zürih Polis Birliği Başkanı Gerhard Schraub,<br />
”Tüm dünyada emniyet güçleri dijitalleşiyor. Artık<br />
40 yıl önceki anlayışla bir şehir güvenliğini<br />
sağlamak mümkün değil. Ekin Smart City Solutions,<br />
dünyada yüz tanıma, plaka tanıma, hız<br />
ölçümü, park eden araçların takibi ve tam ölçekte<br />
video gözetim çözümlerini bir arada sunan tek<br />
şirket. Yaptığımız yatırımın karşılığını alıyoruz<br />
ve sistemi başka emniyet güçlerine de tavsiye ediyoruz”<br />
şeklinde konuştu.<br />
47