15.10.2014 Aufrufe

HABER AVRUPA - EUROPA JOURNAL OKTOBER 2014

Sie wollen auch ein ePaper? Erhöhen Sie die Reichweite Ihrer Titel.

YUMPU macht aus Druck-PDFs automatisch weboptimierte ePaper, die Google liebt.

EKİM <strong>2014</strong><br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong> - 2<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Farklı bir dili öğrenmek ve öğrenilen dilde<br />

iletişim kurmak, kültürler arası seyreden<br />

bir araçla evrensel bir yolculuk yapmak<br />

gibidir. Bu nedenle herkes en azından bir<br />

yabancı dili öğrenmeye veya çocuklarına<br />

öğretmeye çalışmaktadır. Özellikle Türkiye’de<br />

bu uğurda da oldukça yüklü maddi<br />

bedeller ödenmektedir. Yabancı dil öğrenmek<br />

bir amaçsa, bir yabancı dilde iletişim<br />

kurmak da ticari gerekliliklerin dışında ayrı<br />

bir saygınlık vesilesi olarak görülmektedir.<br />

Söz konusu çocuklar olunca, çocukların<br />

küçük yaştan itibaren bir yabancı dili<br />

öğrenmeleri veya içinde doğdukları kültür<br />

ortamlarında birinci, ikinci dilleri edinmeleri<br />

yetişkinlere göre daha kolay olmaktadır.<br />

Çünkü çocukların dil ve iletişim<br />

becerileri onların içine doğduğu kültür ve<br />

bu kültürün taşıyıcıları ile kurdukları ilişkilerle<br />

sürekli olarak gelişmektedir. Bu gelişim<br />

sürecinde beyinleri de dil öğrenmeye<br />

programlanmış olduğundan, duydukları<br />

sesleri ve sözleri edinen çocuklar, aynı<br />

zamanda edindikleri dilin sözsüz iletişim ve<br />

beden dili normlarını da öğrenmektedir.<br />

Bu durumda, çocukların doğal olarak dil<br />

edinme becerisine sahip oldukları ve dil<br />

gelişimlerini sürdürdükleri; doğuştan<br />

getirdikleri iletişim yeteneklerini çevresel<br />

koşullara bağlı olarak geliştirdikleri söylenebilir.<br />

Dolayısıyla çocuklar ne kadar erken<br />

yaşta ikinci bir dil ve kültürle tanışırsa,<br />

öğrenilen ikinci dil o kadar kalıcı olur ve<br />

başarılı dil gelişiminin yanı sıra, ikinci dilin<br />

ve kültürün taşıyıcıları ile de sağlıklı ilişkiler<br />

kurulabilir.<br />

Dili bir araştırma objesi olarak ele alan<br />

bilimciler, iki dillilikle ilgili dilbilimsel<br />

yetkinliği açıklayan bir tanım üzerinde<br />

henüz hemfikir olamadılar. Bununla birlikte<br />

çocukların ilk üç yıl içindeki dil öğrenme<br />

yeteneklerinin dikkat çekici düzeyde olduğunu<br />

kabul ettiler. Bu yaşlarda birden fazla<br />

dili aynı anda öğrenme kapasitesine sahip<br />

olan çocuklar, özellikle ilk beş yıl içinde ana<br />

dilini edinme sürecine benzer bir şekilde<br />

edindikleri ikinci, üçüncü dilleri anadili<br />

düzeyinde ve aksansız konuşabiliyor.<br />

Birden fazla dili konuşanlara iki dilli diyoruz.<br />

Weinreich (1987), iki dillileri tanımlarken,<br />

bireyin her iki dili de gereksinim<br />

duyduğu an değiştirerek rahatça kullanması<br />

gibi genel bir açıklama yapmıştır. İki<br />

dilli olmanın ölçüsünü de her iki dili de çok<br />

iyi düzeyde kullanabilme becerisi şeklinde<br />

açıklamıştır (Weinreich1987: 53). Buna<br />

karşın McLaughlin (1984: 8) ve Köppe<br />

(1994: 4) iki dillileri tanımlarken bir orta yol<br />

bulmaya çalışmışlar ve iki dilli insanları, bir<br />

dili ana dili düzeyinde konuşan ve ikinci bir<br />

dili de gerektiği ortamlarda kendini ifade<br />

edecek kadar kullanma yetkinliğine sahip<br />

olan kimseler olarak değerlendirmişlerdir.<br />

Bu görüşe göre her iki dilin anadili yetkinliği<br />

düzeyinde olması gerekmemektedir.<br />

Bununla birlikte iki dilli bir toplumsal ve<br />

sosyal hayatın gerçekleşebilmesi için çevresel<br />

koşulların ve dil öğrenme süreçlerinin<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

Bireysel iki dillilik ve çocuklarımız<br />

Avrupa’dan IŞİD saflarına katılan gençlerin tekrar<br />

geri dönme ihtimali hükümetleri alarma geçirdi...<br />

Avrupa’da IŞİD korkusu<br />

Avrupa Birliği ülkeleri, örgüt saflarına<br />

katılmış ve AB vatandaşlığı olan binlerce<br />

gencin, tekrar bu ülkelere döndükleri<br />

taktirde nasıl bir yol haritası izleneceğini<br />

tartışıyor.<br />

Özellikle Fransa, Almanya ve İngiltere gibi<br />

ülkeler bu kişilerin Avrupa’ya döndüklerinde<br />

“potansiyel bir tehlike” ve “tehdit<br />

unsuru” olabileceklerini ve bunun önüne<br />

geçilmesi için neler yapılabileceği<br />

üzerine çalışmalar yapıyor.<br />

Birçok ülke, belli örgütler içinde savaştıkları<br />

tespit edilmiş kişilerin yargılanıp hapis<br />

cezası alması ve bu kişilere yaptırımlar uygulanması<br />

noktasında adımlar atsa da, bu<br />

sorunun sadece hukuki ve cezai yaptırımlarla<br />

çözülemeyeceği noktasında hemfikir.<br />

Avusturya’dan IŞİD’e katılan Boşnak<br />

kökenli 17 ve 15 yaşındaki Samra ve Sabina'nın<br />

aileleriyle irtibata geçerek pişman<br />

olduklarını ve tekrar geri dönmek istediklerini<br />

belirtmeleri tartışmaları da beraberinde<br />

getirirken, bu konuda İçişleri Bakanlığı’nın<br />

nasıl hareket edeceği merakla<br />

bekleniyor.<br />

Sosyologlar geri dönen veya dönecek “bu<br />

gençlere sadece ceza vermek ve onları<br />

cezaevine göndermek, daha da radikalleşmelerine<br />

neden olabilir” uyarısını yaparken,<br />

Avrupa genelinde “radikalleşmeden<br />

arınma” programlarının hayata geçirilmesi<br />

gerektiğini belirtiyorlar.<br />

Almanya’da uygulanan “Hayat” ve İngiltere’de<br />

“The Al Furqan” ve “The Channel”<br />

gibi projelerin daha da geliştirilmesi ve<br />

diğer Avrupa ülkelerinde de hayata geçirilmesi<br />

gündemdeki yerini korurken, özellikle<br />

Avrupa’da en çok Müslümanın<br />

yaşadığı ülke olan Fransa bu projelerden<br />

yararlanmak istiyor. Bu programların odak<br />

noktasını “radikalleşme eğimli” olan kişilerin<br />

önlerinin kesilmesi oluşturuyor.<br />

de uygun olması gerekir.<br />

Koşulların ve süreçlerin farklılığı, iki dillilik<br />

üzerinde de doğal- kültürel iki dillik,<br />

elit - yerel iki dillilik veya erken-geç iki<br />

dillilik gibi bir dizi sınıflandırmaların<br />

yapılmasına neden olmuştur.<br />

Erken veya geç yaşta kazanılan iki dillik<br />

yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız<br />

açısından önemli görülmektedir. Erken<br />

yaşta kazanılan iki dillik, çocuğun dil edinimi<br />

yaşını geçmeden, yani dilbilgisi kuralı<br />

bilinci oluşmadan önce ikinci bir dil ile<br />

tanışması ile olur ki bu da yaklaşık 10<br />

yaşına kadar sürer. Bu yaştan sonra dilbilgisi<br />

kuralları ile yabancı dil veya ikinci dil<br />

olarak öğrenilen dil zaman içinde çevresel<br />

faktörlerin de olumlu etkisiyle iki dilliğe<br />

ulaşır (Boeckmann 1977: 28). Okul ve aile<br />

gibi çevresel faktörlerin yetersiz olması<br />

halinde ise iki taraflı yarı dillilik (Semilinguismus)<br />

tehlikesi ortaya çıkar ki bu konu<br />

üzerinde hassasiyetle durulmalıdır.<br />

Birincil ve ikincil iki dilli kavramları bilim<br />

insanları tarafından kapsamlı bir şekilde<br />

incelenmiş. Çocuk birinci ve ikinci dili aynı<br />

zaman dilimi içinde birlikte ediniyorsa,<br />

KAYNAKLAR:<br />

Apeltauer, Ernst. (1997). Grundlagen des Erst- und Fremdsprachenerwerbs.<br />

Eine Einführung. Berlin, München u.a.: Langenscheidt.<br />

Baker, Colin. (4. baskı). 2006. Foundations of Bilingual Education<br />

and Bilingualism. Clevedon, England: Multilingual Matters.<br />

Boeckmann, Klaus-Börge. (1997). Zweisprachigkeit und Schulerfolg:<br />

das Beispiel Burgenland. Frankfurt am Main, Berlin u.a.:Lang.<br />

birincil iki dilli; yok eğer ikinci dili birinci dilden<br />

sonra öğreniyorsa ikincil iki dilli oluyor<br />

(Apeltauer 1977: 45). Baker (2005: 97) ise<br />

bu görüşü destekler nitelikte görüş öne<br />

sürüyor ve karma evliliklerden dünyaya<br />

gelen çocukların çevresel şartların yerine<br />

getirilmesi halinde doğuştan itibaren iki<br />

dilli olacaklarını belirtiyor.<br />

Özetle, yurtdışında yaşayan kuşakların toplum<br />

içinde kendini özgürce ifade edebilmesi<br />

için ileri düzeyde Almanca öğrenmesi;<br />

Türk kültür ve medeniyetinden kopmaması,<br />

dünya ile bütünleşmiş bir hayat sürebilmesi<br />

içinde Türkçe öğrenmesi, Türkiye ve<br />

yaşadığı çevredeki Türk toplumu ile iletişimini<br />

koparmaması gerekir. Çocukların<br />

Türkçe ve Almanca dışında ikinci, üçüncü<br />

dilleri öğrenmeleri için gerekli ortamların<br />

hazırlanması; teşvik edilmesi, yatırımlar<br />

arasında eğitim yatırımının öncelikler<br />

arasına alınması ve gelecek kuşakların çok<br />

dilli yetiştirilmesi gerekir.<br />

Köppe, Regina. (1997). Sprachentrennung im frühen bilingualen<br />

Erstspracherwerb Französisch, Deutsch. Tübingen: Narr.<br />

McLaughlin, Barry. (1984). Second language acquisition in<br />

childhood: Vol. 1. Preschool children (2nd ed.). Hillsdale,<br />

NJ: Erlbaum. (ERIC Document No. ED154604).<br />

Weinreich, Uriel. (1977). Sprache in Kontakt. Ergebnisse und<br />

Probleme der Zweisprachigkeitsforschung. München: Beck.<br />

bezahlte Anzeige<br />

Tag der offenenTür!<br />

Sonntag, 26.Oktober<br />

von 10:00 - 17:00 Uhr<br />

Jugend und Energie:<br />

unsere Zukunft!<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

R<br />

E<br />

C H<br />

I<br />

15.10.<strong>2014</strong> - 10.11.<strong>2014</strong><br />

SAYI: 41 EKİM <strong>2014</strong> - AUSGABE: 41 <strong>OKTOBER</strong> <strong>2014</strong><br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Retour- und Postsendungen:<br />

Mehmet Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

Für Werbeanfragen<br />

Tel. (+43) 512 31 71 67<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

Reisen Sie mit den vergünstigten<br />

öffentlichen<br />

Verkehrsmitteln an!<br />

Weitere Informationen unter www.tirol.gv.at

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!