Pharma Turkey Mayıs 2021

May - June 2021 

SPECIAL SHOUT OUT TO ALL THE PHARMACY 

PORTERS, OUR PERMANENT HEALTHCARE 

PROFESSIONALS, WORKERS OF OUR HEALTHY LIFE, 

HAPPY WORLD PHARMACISTS DAY! 

DAİMİ SAĞLIK BEKÇİLERİMİZ, 

SAĞLIKLI HAYATIMIZIN EMEKÇİLERİ 

ECZACILARIMIZIN, 

ECZACILIK GÜNÜ KUTLU OLSUN! 

Novagenix Performs the First 

Bioequivalence Studies for Drugs Used in 

the Treatment of Covid-19 in Turkey 

Türkiye’de COVİD-19 Tedavisinde 

Kullanılan İlaçlar için İlk Biyoeşdeğerlik 

Çalışmasını Novagenix Yaptı

Teşekkür Ederiz. 

Bir harfe binlerce anlam sığdıran, sağlıklı 

yarınlar için hayatlara dokunan tüm 

eczacılarımıza teşekkür ederiz. 

14 Mayıs 

Eczacılık Günü 

kutlu olsun.

Publisher 

H. Ferruh IŞIK 

on behalf of 

İSTMAG Magazin Gazetecilik 

İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. 

Managing Editor 

(Responsible) 

Mehmet SÖZTUTAN 

mehmet.soztutan@img.com.tr 

Editors 

Duygu SAZAN 

duygu.sazan@img.com.tr 

Recep ARSLANTAŞ 

recep.arslantas@img.com.tr 

Graphic & Design 

Tayfun AYDIN 

tayfun.aydin@img.com.tr 

Advertising Coordinator 

Recep ARSLANTAŞ 


Foreign Relations Manager 

Ayça SARİOĞLU 

ayca.sarioglu@img.com.tr 

Digital Assets Manager 

Emre YENER 

emre.yener@img.com.tr 

Web Developer 

Amine Nur Yılmaz 

amine.yilmaz@img.com.tr 

Accounting Manager 

Cuma KARAMAN 

cuma.karaman@img.com.tr 

Finance Manager 

Yusuf Demirkazık 

yusuf.demirkazik@img.com.tr 

Subscription 

İsmail ÖZÇELİK 

ismail.özcelik@img.com.tr 

Head Office 

İHLAS MEDIA CENTER 

Merkez Mahallesi 29 Ekim 

Caddesi No:11 Medya Blok Kat:1 

34197 Yenibosna / İstanbul / 

Turkey 

Tel: 0212 454 22 22 

Faks: 0212 454 22 93 

Index 

İçindekiler 

14 

All Conveniences for Pharmacists are on the Pocket 

Eczacılar için Tüm Kolaylıklar Cepte 

30 

Enjoy a Healthy Season with the Power of Bee Products 

Arı Ürünlerinin Gücü ile Sağlıklı Bir Mevsim Geçirin 

36 

Can Allergic Rhinitis and Eye Allergy Increase the Risk of 

Coronavirus Transmission? 

Alerjik Nezle ve Göz Alerjisi Koronavirüs Bulaşma Riskini 

Artırabilir mi? 

52 

Abdi İbrahim’s Organization 2025 to 

Build the Future Today 

Abdi İbrahim, Organizasyon 2025’le 

Geleceği Bugünden Yakalayacak 

54 

Critical Information to Maintain a Healthy Intestinal 

Microbiota in Children 

Çocuklarda Sağlıklı Bir Bağırsak Mikrobiyatası Sağlamak 

için Kritik Bilgiler 

Printing 

İhlas Gazetecilik A.Ş 

Merkez Mahallesi 29 Ekim Cad. 

İhlas Plaza NO: 11/A 41 

Yenibosna / İstanbul / TURKEY 

Tel: 0 212 454 30 00

NOW IF I SAY “NEVER MIND”, HOW WOULD 

YOU CONSIDER THIS SENTENCE? 

Dating back hundreds of years, this profession represents the sacred duty of always 

improving human health. Our pharmacists, who are great veterans of human health, 

make great efforts at every stage from the production stage to the delivery of the drug 

to the patient. They play the most important and critical roles of the treatment phase in 

the fight against diseases. With the uninterrupted service, they show extraordinary 

strength in helping every individual who needs 24/7 health to meet what they need. 

Especially, in these difficult days, our people and our pharmacists have a great share in 

our country’s ability to overcome this difficult period with the least damage. Our 

pharmacists are always there for our people, providing superhuman support for them 

to gain health or stay healthy. 

We appreciate great service of our pharmacists, who are the secret heroes of our 

health, to the medical industry on the May 14th Pharmacy Day. Happy Pharmacist Day… 

While I proudly emphasize the value of our pharmacists in this issue, I do not want to 

pass without thanking our other healthcare professionals and all representatives of the 

health sector. We have been walking on bumpy roads for more than a year and we 

almost longed for a stable life ... 

Here, developments, inventions, interviews, predictions and much more about the 

health sector trying to pull us out of all these difficulties await you in our following 

pages. 

Stay healthy until we meet you in our next issue with promising news! 

DUYGU SAZAN 

Editor 

duygu.sazan@img.com.tr 

ŞİMDİ BEN “SAĞLIK OLSUN” DESEM, 

BU CÜMLEME NASIL BİR ANLAM 

YÜKLERDİNİZ? 

Yüzlerce yıllık bir geçmişe dayanan bu meslek, insan sağlığını her daim iyileştirmek gibi 

kutsal bir görevi temsil ediyor. İnsan sağlığının büyük emektarı eczacılarımız, ilacın 

üretim safhasından hastaya ulaştırılmasına kadar her aşamada büyük çabalar harcıyor. 

Hastalıklara karşı verilen mücadelede, tedavi aşamasının en önemli, en kritik rollerini 

üstleniyor. Kesintisiz hizmetle, 7/24 sağlığa ihtiyacı olan her bireyin, ihtiyacı olana 

kavuşmasında olağanüstü güç gösteriyor. 

Özellikle, içerisinde bulunduğumuz bu zor günlerde, insanlarımızın, ülkemizin bu zorlu 

süreci en az hasarla atlatabilmesinde eczacılarımızın da payı çok fazla. Eczacılarımız, 

her daim insanlarımızın yanında oluyor, sağlığı kazanabilmeleri veya sağlıklı 

kalabilmeleri için insanüstü bir destek sağlıyorlar. 

Sağlığımızın gizli kahramanı eczacılarımızın 14 Mayıs Eczacılık Günü’nü saygıyla ve 

minnetle kutluyoruz… 

Eczacılarımızın değerini bu sayımızda gururla vurgularken, diğer sağlık çalışanlarımıza 

ve sağlık sektörünün tüm paydaşlarına da yine teşekkür etmeden geçmek istemiyorum. 

Bir yılı aşkın süredir engebeli yollardan yürüyoruz ve adeta stabil bir hayata hasret 

kaldık… 

İşte tüm bu zorluklardan bizi çekip çıkarmaya çalışan tüm sağlık sektörüne ilişkin 

gelişmeler, buluşlar, röportajlar, öngörüler ve çok daha fazlası ilerleyen sayfalarımızda 

sizleri bekliyor. 

Umut vaat eden haberlerle bir sonraki sayımızda sizlerle buluşuncaya dek sağlıkla 

kalın! 

4 Pharma

Advertorial 

CEVA Logistics, 

Isıya Duyarlı Ürünler 

için Geliştirdiği Yeni 

Çözümü, FORPATIENTS 

Sağlık Lojistiği Alt 

Markasıyla Hayata 

Geçiriyor 

Dünya Sağlık Günü’nde bir açıklama 

yapan CEVA Logistics, sağlık ve eczacılık 

sektörlerinde faaliyet gösteren 

müşterilerine verdiği desteği genişletmek 

için yeni bir alt marka kurduğunu ve 

şirketin sunduğu geniş lojistik hizmetleri 

yelpazesinin hastalar için olumlu 

sonuçlar doğuracağını duyurdu. CEVA 

FORPATIENTS markası, hastaları tedarik 

zincirinin merkezinde konumlandıran 

uçtan uça lojistik çözümlerini artık sağlık 

ve eczacılık şirketlerine temin edebiliyor. 

Çözüm paketinin bir parçası olarak şirket, 

2021 yılının ikinci çeyreğinde hizmete 

girecek olan yeni bir ısıya duyarlı lojistik 

ürünü lanse edecek. 

“FORPATIENTS alt markası, 

KOVİD-19 aşıları dahil olmak 

üzere hasta merkezli sağlık 

lojistiği çözümlerinin CEVA 

Logistics için ne kadar önemli 

olduğunun bir göstergesi” 

Hasta merkezli hizmetlere odaklanmaya devam 

ediyor 

CEVA FORPATIENTS adlı sağlık lojistiği çözümü ısıya 

duyarlı çözümleri, eczacılık ve biyo-eczacılık, tıbbi cihazlar, 

tüketici sağlığı, hastane ve evde bakım ve de tanı & 

laboratuvar hizmetleri alanlarını kapsıyor. Sağlık alanında 

sunduğu global hizmetleri FORPATIENTS çatısı altında 

merkezileştiren CEVA Logistics, hem müşterilerine 

sunduğu hizmet yelpazesinin görünürlüğünü 

arttırıyor hem de hastaların bu sürecin merkezinde 

konumlandırılmasını temin ediyor. Lojistik çözümlerinin 

genel medikal uygulamaları ve sağlık ihtiyaçlarını nasıl 

destekleyebildiğine dikkat çekmek isteyen şirket, reklam 

ve sosyal medya kampanyası başlatıyor. 

Hastalara daha iyi hizmet vermek isteyen CEVA’nın sağlık 

çözümleri; kalite, gizlilik ve uyum şartlarını göz önünde 

bulunduruyor ve hem GxP & GDP şartlarına hem de tüm 

ulusal ve uluslararası mevzuat yükümlülüklerine sıkı sıkıya 

bağlı kalarak hizmet veriyor. 

Şirket, bu alanlardaki hizmetleri ürün teslim alma 

aşamasından teslim etme aşamasına kadar yönetilmesini 

sağlıyor. Bazı mevzuat ve uyum bilgileriyle CEVA sağlık 

çözümleri hakkında ek bilgi edinmek için alt markamıza 

özel internet sitesini ziyaret edebilirsiniz: 

www.cevalogisticsforpatients.com. 

Kırktan fazla sıcaklık kontrollü hava navlunu 

istasyonu global talebe destek olacak 

Yeni CEVA Logistics çözümü, dünyanın her yerinde sıcaklık 

kontrollü tesislere yatırım yapılmasını gerektiriyor. 

Taşımacılık ve lojistik alanında dünyanın lider isimlerinden 

bir olan ana şirketi CMA CGM Grubun desteğini arkasına 

alan CEVA, 2021 yılı sonuna kadar kırktan fazla hava 

navlunu istasyonundan oluşan bir network işletmeyi 

taahhüt ediyor. Bu istasyonların bazıları, kontrat lojistiği 

desteği gibi başka hizmetler de sunacak. 


“Global ticaret rotalarında hizmet verebilmek için stratejik lokasyonlardaki sıcaklık kontrollü 

hava navlunu istasyonları dahil uçtan uça tedarik zinciri imkanlarına yatırım yapıyor” 

Bir bütün olarak bakıldığında bu istasyonlar, sadece 

bölgesel pazarlarda sağlık ürünleri için büyük çaplı 

geçit kapısı olmakla kalmayıp dünyanın her yerindeki 

1450’den fazla sağlık ticareti rotasına da ürün tedarik 

edecek. Global networkü sayesinde CEVA, aktif & pasif 

paketleme ve paketli halde konteynıra sığmayan mallara 

yönelik çözümler dahil olmak üzere ısıya duyarlı ürün 

paketleme çözümleriyle sayısız müşteri gönderisine 

hizmet verebilecek. Sunduğu hizmetlerin bir parçası 

olarak CEVA, gerçek zamanlı kararlar verilebilmesi için 

gömülü lokasyon ve sıcaklık IoT cihazları üzerinden 

öncü seviyede görünürlük ve izleme çözümleri sağlıyor. 

Bilgilerin, şirketin ödüllü tedarik zinciri yönetim aracı 

Maxtrix® sistemine ve global kontrol kulesi teknolojisine 

iletilmesiyle 7/24 sevkiyat denetimi yapılabilecek. Bu 

çok katmanlı yaklaşım sayesinde sevkiyatlar, gerekli 

sıcaklık değerleri korunarak gerçekleştiriliyor ve bu, sağlık 

alanındaki müşterilerimiz için son derece önemli. Aşı ve 

ilaç taşımacılığının dünyanın her yerinde artmaya devam 

ettiğinin bilincinde olan CEVA, bazı KOVİD-19 aşıları dahil 

olmak üzere -2 ila -8 derece arasında taşınması gereken 

ürünlere odaklanıyor ancak şirket, taşıma esnasında 

daha düşük sıcaklıklarda saklanması gereken aşılar dahil 

başka ürünler için müşterilerine hizmet verebilecek 

kapasiteye sahip. Rota risk değerlendirmesi, performans 

& kapasite yönetimi ve tamamen entegre soğuk zincir 

nakliye ve depo yönetim çözümü de CEVA’nın yaklaşımına 

dahil. Şirket; çeşitli rotaların, ambalajlama ve taşımacılık 

tercihlerinin sürdürülebilirliği ve karbon izi hakkında da 

bilgi veriyor. 

Global sağlık ve eczacılık ürünleri lojistiği alanında 

uzman CEVA Logistics 

Global sağlık ve eczacılık piyasalarında hâlihazırda 

beş yüzden fazla sağlık ve canlı bilimi şirketine hizmet 

vermekte olan CEVA, sağlık alanında dünya genelinde 

elliden fazla kontrat lojistiği operasyonunu ve en büyük 

30 tıbbi cihaz tedarik zincirinin 20’sini yönetiyor. Kısa bir 

süre önce “Optimizing Healthcare Supply Chains Beyond 

2021” (2021 Yılından Sonra Sağlık Tedarik Zincirlerinin 

Optimize Edilmesi) başlıklı bir webinar düzenleyen 

şirket, sektörün nasıl değiştiğini ve gelecekte bizi nelerin 

beklediğini analiz etmek için global eczacılık ve sağlık 

sektörlerini masaya yatıran uzman konuşmacıları ağırladı. 

Pharma 7

Advertorial 

Global Sağlık Sektöründen Sorumlu CEVA Başkan 

Yardımcısı Niels Van Nanem konuyla ilgili şunları 

söyledi: “Müşterilerimiz, dünyanın her yerindeki 

hastalar için hayati değer taşıyan aşıları, tıbbi cihazları, 

ilaçları ve diğer destek ürünlerini tedarik ediyor. 

Örneğin diyabet hastaları, insülin tedarik zinciri 

güvenirliliğinden endişe etmemeli. Isıya duyarlı ürün 

çözümleri yelpazesini genişletmekte olan CEVA, karşı 

karşıya kaldığımız lojistik zorluklar ne olursa olsun 

hasta ihtiyaçlarının temin edilmesini garanti ediyor. 

Her sevkiyatta bir hastaya ulaştığımızın bilincindeyiz”. 

CEVA Logistics CEO’su Mathieu Friedberg “Günlük 

hayatımızı etkilemeye devam eden pandemi 

nedeniyle global sağlık piyasasında geçtiğimiz yıl 

büyük değişimler oldu. Sağlıkta yeni bir dönemin 

başlamasıyla pandemi, ileri teknoloji ve evde hasta 

bakımı kavramlarını birleştirdi. Şartlara hızlıca uyum 

sağlayabilen bir lojistik hizmet sağlayıcısı olarak CEVA, 

müşterileri ve dolaylı olarak hastalar için yeni sağlık 

lojistiği çözümleri sunmaya devam ediyor. Bugün 

hayata geçen FORPATIENTS alt markamız, hastalara 

daha iyi hizmet vermek için esnek ve güvenilir bir 

tedarik zinciri sunma kararlılığımızın bir göstergesi” 

dedi. 


HAPPY PHARMACY WEEK! 

14 MAYIS ECZACILIK HAFTASI KUTLU OLSUN! 

Undoubtedly, our pharmacists have the 

most important responsibility in the process 

from the production of the drug until it 

reaches our patients. The contributions of our 

pharmacists are very important in the rational 

use of medicines that increase day by day. The 

devoted work of our pharmacists in combating 

the Covid-19 pandemic is admirable. The 

contribution of our pharmacists to the success 

we have achieved in health is quite high. We 

never forget the efforts of our pharmacists in the 

aim of providing the best health service to our 

people. Our pharmacists are the most successful 

health professionals with their responsibilities. 

Pharmacy class was opened under Tıbbiye-i 

Adliye-i Şahane (Imperial School of Medicine) 

on May 14, 1839, in order to provide scientific 

education for the Pharmacy profession. May 

14, which is the anniversary of the start of 

Scientific Pharmacy education, is celebrated as 

a pharmacy week every year in our country. 

As the Pharma Turkey team, we congratulate all 

our pharmacists on May 14 Pharmacy Weeks 

and wish them continued success in their 

career. Stay healthy until we see you in our July- 

August 2021 issue. 

İlacın üretiminden, hastalarımıza ulaşıncaya 

kadar geçen süreçte hiç şüphesiz en önemli 

sorumluluk eczacılarımızda. Her geçen gün 

artan akılcı ilaç kullanımında eczacılarımızın 

katkıları oldukça önemli. Covid-19 

pandemisiyle mücadelede eczacılarımızın 

fedakâr çalışmaları takdire şayan. Sağlıkta elde 

ettiğimiz başarılarda eczacılarımızın katkısı 

oldukça yüksek. İnsanımıza en iyi sağlık 

hizmetinin verilmesi hedefinde eczacılarımızın 

gayretlerini hiç unutamayız. Eczacılarımız, 

üstlenmiş oldukları sorumluluklarla en 

başarılı sağlık paydaşlarıdırlar. 

14 Mayıs 1839 tarihinde mektebi Tıbbiye-i 

Adliye-i Şahane ’ye bağlı, Eczacılık mesleğine 

yönelik bağımsız olarak eğitim vermek üzere 

bir sınıf açıldı. Bilimsel Eczacılık öğretimine 

başlanmasının yıldönümü olan 14 Mayıs 

ülkemizde her yıl eczacılık haftası olarak 

kutlanmakta. 

Pharma Turkey ekibi olarak, bütün 

eczacılarımızın 14 Mayıs Eczacılık haftalarını 

tebrik ediyoruz, başarılarının devamını 

diliyoruz. Temmuz-Ağustos 2021 sayımızda 

görüşünceye kadar esen kalın. 

RECEP ARSLANTAŞ 

COORDINATOR 



SPECIAL SHOUT OUT TO ALL THE PHARMACY PORTERS, 

OUR PERMANENT HEALTHCARE PROFESSIONALS, 

WORKERS OF OUR HEALTHY LIFE, 

HAPPY WORLD PHARMACISTS DAY! 

DAİMİ SAĞLIK BEKÇİLERİMİZ, 

SAĞLIKLI HAYATIMIZIN EMEKÇİLERİ 

ECZACILARIMIZIN, 

ECZACILIK GÜNÜ KUTLU OLSUN! 


Dating back hundreds of years, this 

profession represents the sacred duty 

of always improving human health. Our 

pharmacists, who are great veterans of 

human health, make great efforts at every 

stage from the production stage to the 

delivery of the drug to the patient. They 

play the most important and critical roles 

of the treatment phase in the fight against 

diseases. With the uninterrupted service, 

they show extraordinary strength in helping 

every individual who needs 24/7 health to 

meet what they need. Especially, in these 

difficult days, our people and our pharmacists 

have a great share in our country’s ability 

to overcome this difficult period with the 

least damage. Our pharmacists are always 

there for our people, providing superhuman 

support for them to gain health or stay 

healthy. We appreciate great service of our 

pharmacists, who are the secret heroes of 

our health, to the medical industry on the 

May 14th Pharmacy Day. Happy Pharmacist 

Day… 

Yüzlerce yıllık bir geçmişe dayanan bu 

meslek, insan sağlığını her daim iyileştirmek 

gibi kutsal bir görevi temsil ediyor. İnsan 

sağlığının büyük emektarı eczacılarımız, ilacın 

üretim safhasından hastaya ulaştırılmasına 

kadar her aşamada büyük çabalar harcıyor. 

Hastalıklara karşı verilen mücadelede, tedavi 

aşamasının en önemli, en kritik rollerini 

üstleniyor. Kesintisiz hizmetle, 7/24 sağlığa 

ihtiyacı olan her bireyin, ihtiyacı olana 

kavuşmasında olağanüstü güç gösteriyor. 

Özellikle, içerisinde bulunduğumuz bu zor 

günlerde, insanlarımızın, ülkemizin bu 

zorlu süreci en az hasarla atlatabilmesinde 

eczacılarımızın da payı çok fazla. 

Eczacılarımız, her daim insanlarımızın 

yanında oluyor, sağlığı kazanabilmeleri 

veya sağlıklı kalabilmeleri için insanüstü bir 

destek sağlıyorlar. 

Sağlığımızın gizli kahramanı eczacılarımızın 

14 Mayıs Eczacılık Günü’nü saygıyla ve 

minnetle kutluyoruz… 


New Products of Berko Pharmaceuticals are at 

Medicine’s Service 

Berko İlaç’ın Yeni Ürünleri Tıbbın Hizmetinde 

Berko Pharmaceuticals, which has been working and 

producing for public health for more than thirty-five years 

with its vision of a “For Healthy Tomorrows”, continues 

to serve Turkish medicine. Berko Pharmaceuticals’ new 

products LAXAMOT 667 mg/ml syrup, PENSIVIR 1% 

cream and MIKONID 750 mg/200 mg/100 mg vaginal 

ovule were put into service of the health sector. 

LAXAMOT 667 mg/ml syrup 

Ingredients: 1000 ml solution contains 667 g Lactulose. 

Indications: Constipation: To maintain the normal 

physiological rhythm of the colon. 

In cases where a soft stool consistency is medically 

desired (after surgery on the hemorrhoids, colon or anus). 

Hepatic encephalopathy (HE): Used in the treatment and 

prophylaxis of hepatic coma or precoma. 

Otuz beş yılı aşkın süredir “Sağlıklı Yarınlara” vizyonuyla, 

toplum sağlığı için çalışan ve üreten Berko İlaç, Türk 

tıbbına hizmet etmeye devam ediyor. Berko İlaç’ın yeni 

ürünleri LAXAMOT 667 mg/ml şurup, PENSİVİR %1 krem 

ve MİKONİD 750 mg/200 mg/100 mg vajinal ovül sağlık 

sektörünün hizmetine sunuldu. 

LAXAMOT 667 mg/ml şurup 

İçerik: 1000 ml çözelti, 667 g Laktüloz içerir. 

Endikasyonu: Konstipasyon: Kolonun normal fizyolojik 

ritmini kazanmasını sağlamak. 

Gaita kıvamının yumuşak olmasının tıbben arzulandığı 

durumlarda (hemoroid, kolon ya da anüse yönelik cerrahi 

girişimlerden sonra). Hepatik ensefalopati (HE): Hepatik 

koma veya prekomanın tedavi ve profilaksisinde kullanılır. 

PENSİVİR %1 krem 

İçerik: Her 1 g krem, 10 mg Pensiklovir içerir. 

Endikasyonu: Pensivir uçuk (herpes labialis) tedavisinde 

endikedir. 

PENSIVIR 1% cream 

Ingredients: Each 1 g cream contains 10 mg Pensiclovir. 

Indications: Pensivir is indicated in the treatment of 

herpes labialis. 

MIKONID 750 mg/200 mg/100 mg vaginal ovule 

Ingredients: Each vaginal ovule contains 750 mg 

Metronidazole, 200 mg Miconazole nitrate, 100 mg 

Lidocaine (Base). 

Indications: It is used in the treatment of candidal 

vulvovaginitis caused by Candida albicans, bacterial 

vaginosis caused by Gardnerella vaginalis and anaerobic 

bacteria, and trichomonal vaginitis caused by Trichomonas 

vaginalis, and mixed vaginal infections. 

MİKONİD 750 mg/200 mg/100 mg vajinal ovül 

İçerik: Her 1 vajinal ovül, 750 mg Metronidazol, 200 mg 

Mikonazol nitrat, 100 mg Lidokain (Baz) içerir. 

Endikasyonu: Candida albicans’ın oluşturduğu kandidal 

vulvovajinit; Gardnerella vaginalis ve anaerob bakterilerin 

oluşturduğu bakteriyel vajinoz ve Trichomonas 

vaginalis’in oluşturduğu trikomonal vajinit ile karma 

vajinal enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. 


Avrasya’nın Lider 

Medikal Fuarı 

3-5 Haziran 

2021 

Online Etkinlik Tarihleri 

26 - 27 Mayıs 2021 

Hastane Günleri 

3 - 5 Haziran 2021 

Distribütör Günleri 

9 Haziran - 9 Eylül 2021 

Online İş Bağlantıları 

www.expomedistanbul.com @expomedeurasia @expomed-eurasia 

Destekleyen 

Kurulufl 

Küresel 

Fuar Endüstrisi 

Birliği 

Onaylı Fuar 

TÜYAP Tüyap ‹stanbul FUAR Fair Convention VE KONGRE and Congress MERKEZ‹ Center 

Büyükçekmece, ‹stanbul 

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİNCE TOBB (TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR. 

Üye Kurulufl 

Uluslararas› 

Kongreler Birli€i 

Üye Kurulufl 

TÜRK‹YE FUAR 

YAPIMCILARI DERNE⁄‹ 

M - C 

TSE - ISO 

10002 

TS EN ISO 9001:2015

All Conveniences for Pharmacists are on the Pocket 

Eczacılar için Tüm Kolaylıklar Cepte 

Haziran 2020’de kurulan ve kısa sürede yüzde 40 

büyüyen Novadan, üye eczacıların ilaç dışı sağlık 

ürünlerinde hem alım hem de satış işlemleri için hizmet 

veriyor. Eczacılık sektörüne yenilikçi bakış açısıyla 

katkılar sunan Novadan, mobil uygulama hizmetiyle 

ilk yılda beş bin, ikinci yılda tüm eczacılara ulaşmayı 

planlıyor. 

Eczacılara özel çözümlerle bilinen yerli girişim Novadan, 

sunduğu teknoloji odaklı çözümlerle eczacılık sektörünün 

gelişimine katkılar sunuyor. Üye sayısı 3 bine yaklaşan ve 

yüzde 40 büyüyen platform, eczacıların ihtiyaç duydukları 

sağlık ürünlerini temin etmenin yanı sıra çoklu arama 

özelliği, takas sistemi gibi hizmetlerle dikkat çekiyor. 

Haki Poyraz, Founding Partners of Novadan 

Founded in June 2020 and growing 40 percent in a short 

time, Novadan provides service for both purchasing 

and selling of non-pharmaceutical health products of 

member pharmacists. Offering contributions to the 

pharmacy industry with an innovative perspective, 

Novadan plans to reach five thousand in the first year 

and all pharmacists in the second year with its mobile 

application service. 

The domestic startup Novadan, known for its solutions 

specific to pharmacists, contributes to the development 

of the pharmaceutical industry with its technologyoriented 

solutions. The platform, whose number of 

members reaches nearly 3 thousand and grows by 40 

percent, draws attention with services such as multiple 

search feature and clearing system as well as providing 

health products that pharmacists need. 

30 dakikadan 1,5 dakikaya indi 

Platformda yer alan çoklu arama özelliği, eczacıların 

alacakları ürünlere tek kaynaktan çok daha hızlı 

ulaşmalarını sağlıyor. İhtiyaç duydukları ürünleri en 

az sayıda kullanıcıdan sipariş veren eczacılar, sipariş 

işlemlerinde kaybettikleri zamanı ürünleri toplu olarak 

tek ekrandan görüp sipariş vererek minimuma indiriyor. 

Novadan’ın patentli hizmeti, bir eczacının yarım saatte 

yaptığı uygun sepeti oluşturma işini 1,5 dakika gibi kısa bir 

süreye düşürüyor. 

From 30 minutes to 1.5 minutes 

The multiple search feature on the platform allows 

pharmacists to access the products they will buy from a 

single source much faster. The pharmacists, who order 

the products they need from the least number of users, 

minimize the time they lose in ordering by seeing the 

products on a single screen and ordering them to a 

minimum. Novadan’s patented service reduces the work 

of a pharmacist to create the appropriate basket in half 

an hour to as little as 1.5 minutes. 


The pharmacist’s stock is gone 

There is also a clearing system in pharmacies in Novadan 

for high-stocks with approaching expiry dates. Novadan, 

which aims to be beneficial to pharmacists in different 

fields and to facilitate their lives, enables pharmacies to 

buy products from pharmacists who sell on the platform 

at the most affordable prices, without high stock costs. 

In this way, pharmacies, which increase their profitability, 

prevent the disposal of high stocked products with an 

approaching expiry date and prevent an average of 20 

thousand TL loss per year. 

It is predicted to be used by all pharmacists in two 

years 

The platform, which invests to bring solutions to the 

problems and needs of pharmacists, will bring its services 

such as multiple searches, shopping and barter to mobile 

applications in May. Novadan mobile application, which 

provides secure transactions with the Banking Regulation 

and Supervision Agency (BDDK) approved payment 

system, is aimed to be used by at least 5,000 pharmacists 

in a year, and by all pharmacists who actively use the 

internet in a 2-year period. 

They thrive by listening to pharmacists 

Stating that they take the opinions and usage habits of 

pharmacists and pharmacy employees into consideration 

while developing Novadan, Haki Poyraz, one of the 

Founding Partners of Novadan, said, “Novadan is a service 

platform rather than a shopping platform. Technological 

solutions, which we facilitate the lives of pharmacists 

in terms of shopping and service, are among the most 

important criteria for nearly 3 thousand members to 

choose us. Our pharmacists registered with Novadan use 

our platform for both purchasing and sales transactions.” 

Eczacının stok derdi bitti 

Novadan’da eczanelerde son kullanma tarihi yaklaşan 

yüksek stoklu ürünler için takas sistemi de bulunuyor. 

Farklı alanlarda eczacılara faydalı olmayı ve hayatlarını 

kolaylaştırmayı amaçlayan Novadan, eczanelerin 

alacakları ürünleri yüksek stok maliyetine girmeden 

kendilerine uygun miktarlarda ve en uygun fiyata 

platformda satış yapan eczacılardan alabilmelerini 

sağlıyor. Böylece karlılıklarını artıran eczaneler, son 

kullanma tarihi yaklaşan yüksek stoklu ürünlerin çöpe 

atılmasını engelleyerek yılda ortalama 20 bin TL’lik kaybın 

önüne geçiyorlar. 

İki yılda tüm eczacıların kullanması öngörülüyor 

Eczacıların sorunlarına ve ihtiyaçlarına yönelik çözümler 

getirmek üzere yatırım yapan platform, Mayıs ayında çoklu 

arama, alışveriş, takas gibi hizmetlerini mobil uygulamaya 

taşıyacak. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu 

(BDDK) onaylı ödeme sistemiyle güvenli işlem sağlayan 

Novadan mobil uygulamasının bir yıllık süreçte en az 5 bin 

eczacı tarafından, 2 yıllık süreçte ise interneti aktif kullanan 

tüm eczacılar tarafından kullanması hedefleniyor. 

Eczacıları dinleyerek gelişiyorlar 

Novadan’ı geliştirirken eczacı ve eczane çalışanlarının 

görüşlerini ve kullanım alışkanlarını dikkate aldıklarını 

söyleyen Novadan Kurucu Ortaklarından Haki Poyraz, 

“Novadan bir alışveriş platformundan ziyade bir hizmet 

platformu. Alışveriş ve hizmet konusunda eczacıların 

hayatlarını kolaylaştırdığımız teknolojik çözümler, 3 bine 

yakın üyemizin bizi tercih etmesindeki en önemli kriterlerin 

başında geliyor. Novadan’a kayıtlı olan eczacılarımız 

hem alım hem de satış işlemleri için platformumuzu 

kullanıyor.” dedi. 


Roche Pharmaceuticals Turkey Continues to Support 

Patients Fighting Cancer 

Roche İlaç Türkiye Kanserle Mücadele Eden Hastalara Destek 

Olmaya Devam Ediyor 


Developed by the Pink Traces Women’s Cancers 

Association and carried out under the sponsorship of 

Roche Pharmaceuticals Turkey, The Pinkline Program 

provides online interviews possibility for women who 

struggle with cancer, psychologists and dieticians. 

While Roche Pharmaceuticals Turkey continuing to work 

towards the goal of “achieving faster and better results 

for more patients”, on the other hand, projects are 

implemented to meet the needs of patients and their 

relatives throughout the patient journey. In this context, 

Roche launched its website www.yasamicin.com, which 

contains all kinds of information on oncology, its largest 

field of study, in September 2020. Since May 2020, it 

continues to sponsor the Pinkline Program developed by 

the Pink Traces Women’s Cancers Association. 

The COVID-19 pandemic, which affected the whole 

world, also negatively affected patients struggling with 

cancer and their relatives. While the rates of going to 

hospitals decreased due to the risk of transmission, both 

the treatment processes and the psychology of cancer 

patients were negatively affected by this process. The 

Pinkline Program, which was implemented based on this 

need, offers cancer patients who are at risk of infection 

during the pandemic process and who are unable to 

access related health services, with the opportunity to 

meet online with expert psychologists and dieticians. 

Roche Pharmaceuticals Turkey announced support to 

women on March 8 International Women’s Day, with the 

Pinkline Program which provides women undergoing 

treatment of cancer actively can benefit once again. 

Women struggling with cancer receive support to 

overcome this difficult process by meeting with volunteer 

dieticians and clinical psychologists who are experts in 

their fields. Cancer patients who apply to the program 

have the opportunity to meet with experts one-on-one 

by providing live meetings via digital platforms. 

To date, a total of 175 clients, 82 in the field of diet 

and nutrition and 93 in psychotherapy counseling have 

benefited from the Pinkline Program sponsored by 

Roche Pharmaceuticals Turkey aiming to support cancer 

patients’ fight against cancer and the negative effects 

of the pandemic. Most of the women who came as 

consultants attended more than two sessions. Roche 

Pharmaceuticals Turkey aims to support more women 

through the Pinkline Program in order to support them in 

related areas in their fight against cancer in 2021. 

Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği’nin geliştirdiği ve 

Roche İlaç Türkiye’nin sponsorluğunda gerçekleştirilen 

Pinkline Programı, kanserle mücadele eden kadınlar 

için, uzman psikologlar ve diyetisyenler ile online 

görüşme imkânı sunuyor. 

Roche İlaç Türkiye, “daha fazla hasta için daha hızlı ve daha 

iyi sonuçlara ulaşma” hedefi doğrultusunda çalışmalarını 

sürdürürken bir yandan da tüm hasta yolculuğu boyunca, 

hastaların ve hasta yakınlarının ihtiyaçlarını karşılamak 

üzere projeler hayata geçiyor. Bu kapsamda Roche, en 

büyük çalışma alanı olan onkoloji ile ilgili her tür bilgiyi 

içeren www.yasamicin.com web sitesini Eylül 2020’de 

yayına geçirdi. 2020’nin mayıs ayından bu yana ise Pembe 

İzler Kadın Kanserleri Derneği tarafından geliştirilen 

Pinkline Programı’nın sponsorluğuna devam ediyor. 

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi, 

kanserle mücadele eden hastaları ve hasta yakınlarını da 

olumsuz etkiledi. Bulaşma riski nedeniyle, hastanelere 

gitme oranları düşerken kanser hastalarının hem tedavi 

süreçleri hem de psikolojileri bu süreçten olumsuz 

etkilendi. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak hayata geçirilen 

Pinkline Programı, pandemi sürecinde enfeksiyon 

riski olan ve ilgili sağlık hizmetlerine erişemeyecek 

durumda olan kanser hastalarına, uzman psikologlar ve 

diyetisyenler ile online görüşme imkanı sunuyor. 

Roche İlaç Türkiye, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, aktif 

olarak kanser tedavisi gören kadınların yararlanabildiği 

Pinkline Projesi ile kadınlara desteğini bir kez daha 

duyurdu. Kanserle mücadele eden kadınlar, konularında 

uzman gönüllü diyetisyen ve klinik psikologlar ile 

görüşerek bu zorlu süreci atlatmak için destek alıyorlar. 

Programa başvuran kanser hastaları, dijital platformlar 

üzerinden canlı görüşme sağlayarak uzmanlarla birebir 

görüşme imkanı buluyorlar. 

Kanser hastası kadınların, kanserle ve pandeminin 

olumsuz etkileriyle mücadelelerine destek olmayı 

amaçlayan Roche İlaç Türkiye’nin sponsor olduğu Pinkline 

Programı’ndan, bugüne kadar diyet ve beslenme alanında 

82, psikoterapi danışmanlığından ise 93 kişi olmak üzere 

toplamda 175 danışan yararlandı. Danışan olarak gelen 

kadınların pek çoğu ikiden fazla seansa katıldı. Roche İlaç 

Türkiye, 2021 yılında PinkLine Programı aracılığıyla daha 

fazla sayıda kadına ulaşarak kanserle mücadelelerinde 

onlara ilgili alanlarda destek sunmayı amaçlıyor. 


Novagenix Performs 

the First Bioequivalence 

Studies for Drugs Used 

in the Treatment of 

Covid-19 in Turkey 

Onursal Sağlam, 

General Manager, Novagenix 

Türkiye’de COVİD-19 

Tedavisinde Kullanılan 

İlaçlar için İlk Biyoeşdeğerlik 

Çalışmasını Novagenix Yaptı 

It is an excerpt from the 40th issue of Nuve Bulletin… 

Nüve: Mr. Onursal Sağlam, could you inform us about 

Novagenix? 

A process for making bioequivalence studies for generic 

drugs began in the middle of the 1990s in Turkey as well 

as all over the world. The bioequivalence (BE) study is 

the process of proving that we have the generic product 

similar to the innovator product in terms of efficacy and 

safety. A certain period has been given to generic drug 

manufacturers in order to complete these works for 

which they are responsible with the regulation published 

in Turkey in 1994, but since there is no organization that 

can meet this need in Turkey yet, Turkish Pharmacists’ 

Association (TPA) took action with the Technology 

Development Foundation of Turkey (TTGV). TPA 

management of the period completed negotiations with 

companies with know-how and a project was written for 

the World Bank in 1997. The building we are currently in 

was completed in 1999 and the devices were purchased 

with a World Bank loan. The 6-8 month installation process 

was completed by fulfilling the physical requirements and 

quality requirements according to TITCK, FDA, EMA or 

ICH, which is a higher segment, within the framework of 

international rules, good laboratory practices and good 

clinical practices. The opening of our building was made 

on 30 January 2000 by President Süleyman Demirel, 

who also laid the foundation. In his opening speech, he 

emphasized an important issue by saying “The Turkish 

Pharmacists’ Association has closed a shame in this 

country” because until then, companies had to go abroad 

regarding this issue and there was a great financial loss. 

Nüve Bülten 40. Sayısından alıntıdır… 

Nüve: Sn. Onursal Sağlam, Novagenix hakkında bilgi 

verir misiniz? 

1990’lı yılların ortasında tüm dünyada olduğu gibi 

Türkiye’de de jenerik ilaçlarda biyoeşdeğerlik 

çalışmalarının yapılmasına yönelik bir süreç başladı. 

Biyoeşdeğerlik (BE) çalışması innovatör ürünle etkinlik 

ve güvenlilik açısından benzer jenerik ürüne sahip 

olduğunuzu kanıtlama işlemidir. 1994 yılında Türkiye’de 

yayınlanan yönetmelikle jenerik ilaç üreticilerine 

sorumlusu oldukları bu çalışmaları tamamlamaları 

için belli bir süre tanındı ancak Türkiye’de henüz bu 

ihtiyaca karşılık verecek bir kuruluş olmadığından Türk 

Eczacıları Birliği (TEB), Türk Teknoloji Geliştirme Vakfı 

ile harekete geçti. Dönemin TEB yönetimi, know-how’a 

sahip firmalarla görüşmeleri tamamladı ve 1997 yılında 

Dünya Bankası’na bir proje yazıldı. 1999 yılında halen 

bulunduğumuz bina tamamlandı ve cihazlar Dünya 

Bankası kredisi ile satın alındı. 6-8 aylık kurulum süreci, 

uluslararası kurallar olan iyi laboratuvar uygulamaları ve 

iyi klinik uygulamaları çerçevesinde TİTCK, FDA, EMA ya 

da bir üst segment olan ICH’ye göre fiziksel gereklilikler 

ve kalite gereklilikleri yerine getirilerek tamamlandı. 30 

Ocak 2000 tarihinde binamızın açılışı, temelini de atan 

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından yapıldı. 

Açılış konuşmasında “Türk Eczacıları Birliği bu ülkede bir 

ayıbı kapattı” diyerek önemli bir konuya vurgu yapmıştı 

çünkü o güne kadar firmalar bu konuyla ilgili olarak 

yurtdışına gitmek zorundaydı ve büyük bir maddi kayıp 

yaşanıyordu. 

Biz dört kişilik bir çekirdek ekip olarak çalışmaya başladık. 


We started to work as a four-person core team. Novagenix 

has managed and being managed by professional teams 

from the very beginning. These teams include academics. 

For example, our lecture Prof. Dr. Rümeysa Demirdamar... 

One of the essential pillars in a bioequivalence study is 

the clinical center. The clinical center had to be opened 

in a research or university hospital in accordance with the 

current rules. Our lecture Prof. Dr. Aydın Erenemişoğlu 

was both a pioneer in opening the clinical center at Erciyes 

University and also worked as a responsible researcher in 

this business. Thus, with Novagenix taking the lead, the 

first Good Clinical Practise and Research Center opened 

in Turkey in 2000. It is no coincidence that the center of 

the current domestic vaccine study is Erciyes University 

Good Clinical Practise and Research Center. 

We have initiated the opening of the centers, where 

human studies, which is one of the essential components 

of a pharmaceutical R & D in Turkey, will be run in 

good quality and taking into account all the necessary 

regulations. Moreover, we realized that there is no 

insurance policy in clinical trials organized for the 

volunteers who participated in the study in Turkey and 

we started initiatives for this. 

Nüve: What has the scope of this policy determined 

in your work? 

Firstly, the physical and mental damages suffered by 

the volunteers participating in the study in any way are 

compensated. Second, any possible damage (physical 

or mental) caused by the physician or the study team 

is compensated. We have not been obliged to use this 

policy until today. However, in the absence of insurance, 

it is not allowed to work ethically. 

We started our work in 2000. At first, we were going 

slow like everyone else. We tried to learn some things 

gropingly here. Our advantage was that we had a partner 

abroad and as the core team, we received training in 

quality and installation of other systems for a month at 

their center. 

Nüve: You are bioassaying drugs developed for 

coronavirus. Can you talk about this a little bit? 

How is the bioequivalence study conducted for the 

Favipiravir drug used in the treatment of Covid-19? 

At the beginning of January 2020, news was coming 

from China; we followed very closely. What is happening, 

when will it come to us, what is the pandemic process, 

that theoretical knowledge in the trainings we received 

started to be reflected in practice. Because today there 

is so much mobilization ... We faced the reality in March. 

Of course, we could not decide how to manage this at 

the first stage. We held long meetings with the clinical 

study team here almost every evening. What can we do? 

What algorithm can we follow? We should have started 

the work as soon as possible. Many questions about Covid 

and many antiviral drug names began to be pronounced. 

Novagenix en başından beri profesyonel ekipler tarafından 

yönetildi ve yönetiliyor. Bu ekiplere akademisyenler de 

dahil. Örneğin o dönemde Hacettepe Üniversitesi’nde 

görev yapan Sayın Prof. Dr. Rümeysa Demirdamar 

hocamız... 

Bir biyoeşdeğerlik çalışmasında gerekli ayaklardan 

biri klinik merkezdir. Klinik merkezin mevcut kurallar 

çerçevesinde bir araştırma ya da üniversite hastanesinde 

açılması gerekiyordu. Sn. Prof. Dr. Aydın Erenmemişoğlu 

hocamız klinik merkezin Erciyes Üniversitesi’nde açılması 

konusunda hem öncü oldu hem de bu işin içinde sorumlu 

araştırmacı olarak görev aldı. Böylece 2000 yılında 

Novagenix’in ön ayak olmasıyla Türkiye’de ilk İyi Klinik 

Uygulamaları merkezi açıldı. Şu anki yerli aşı çalışmasının 

merkezinin de Erciyes Üniversitesi İyi Klinik Uygulamaları 

Merkezi olması bir tesadüf değil. 

Türkiye’de bir ilaç ar-ge’sinin olmazsa olmaz 

parçalarından biri olan insan üzerinde yapılacak 

çalışmaların yürütüleceği merkezlerin iyi kalitede ve 

bütün gerekli yönetmeliklerin göz önünde tutularak 

açılmasına ön ayak olduk. Dahası Türkiye’de çalışmalara 

katılan gönüllülere yönelik olarak düzenlenen klinik 

çalışmalarda sigorta poliçesinin olmadığını fark ettik ve 

bunun için girişimleri başlattık. 

Nüve: Bu poliçenin kapsamı çalışmalarınızda neyi 

belirledi? 

Birincisi çalışmaya katılan gönüllülerin herhangi bir 

şekilde uğradıkları bedensel ve ruhsal zararlar tazmin 

ediliyor. 


İkincisi hekim ya da çalışma ekibinden kaynaklanan olası 

bir hasar (fiziksel ya da ruhsal) tazmin ediliyor. Bugüne 

kadar bu poliçeyi kullanma zorunluluğumuz olmadı. 

Ancak sigortanın olmaması durumunda etik olarak 

çalışmaya izin verilmiyor. 2000 yılında çalışmalarımıza 

başladık. İlk zamanlar biz de herkes gibi yavaş gidiyorduk. 

Biz burada el yordamıyla bazı şeyleri öğrenmeye çalıştık. 

Bizim avantajımız yurt dışı ortağımızın olmasıydı ve 

çekirdek ekip olarak onların merkezinde bir ay kalite ve 

diğer sistemlerin kurulum eğitimlerini aldık. 

One of them was Favipiravir and came from China. Let’s 

not miss a point here. Not only in the world engaged 

in this process in Turkey, everyone who stopped work 

bioequivalence clinical study: France, Germany, Canada, 

India, Jordan .... Then, about Favipiravir, “Will we produce 

it?” Generic companies started to come, saying. Let’s do 

the bioequivalence, but how do we do it? So we came 

up with an algorithm. First of all, we had to prove that 

people were Covid negative. PCR was established in 

the Microbiology Laboratory of Gaziantep University. 

After taking the swab, a system that will give results in 

3 hours was established. Participants’ swabs were taken, 

it was ensured that they never separated, negative ones 

were isolated. Part of the application hotel in Gaziantep 

University was opened with the permission of our rector 

teacher. Volunteers were taken to the hotel and followed 

under the control of an attendant, provided that they 

did not leave the room for 5 days. Later, when leaving 

the hotel, the PCR test was performed again and the 

negative ones were taken to the special research area 

of the clinic and it was ensured that they never leave the 

clinic. In this way, we finished 8 - 9 studies. In addition to 

these, since this algorithm was found very safe by TITCK, 

we were allowed to apply other studies. In this period, 

we cannot deny the support of TITCK and the Clinical 

Research Department. Thus, we started to study other 

drugs besides Favipiravir studies. Be done when the 

work is done by those of us working in the world’s other 

regions Turkey was a step forward. The algorithms here 

have begun to be applied by other countries. In fact, as 

we mentioned at the beginning of the speech, it is very 

important to be a pioneer not only in our country but also 

in the world. 

Nüve: Koronavirüs için geliştirilen ilaçların biyoanalizini 

yapıyorsunuz. Bu konudan biraz bahseder misiniz? 

Covid-19 tedavisinde kullanılan Favipiravir maddesi için 

biyoeşdeğerlik çalışması nasıl yapılıyor? 

2020 yılı Ocak ayının başında Çin’den haberler geliyordu; 

biz çok yakın takip ettik. Ne oluyor, bize ne zaman 

gelecek, pandemi süreci nedir, aldığımız eğitimlerdeki 

o teorik bilgiler uygulamada yansımaya başladı. Çünkü 

günümüzde mobilizasyon o kadar fazla ki... Mart ayında 

gerçekle yüzleştik. Tabi biz bunu nasıl yöneteceğimize 

hemen ilk aşamada karar veremedik. Hemen her akşam 

buradaki klinik çalışma ekibiyle uzun süren toplantılar 

yaptık. Neler yapabiliriz? Nasıl bir algoritma izleyebiliriz? 

Çalışmaları bir an önce başlatmalıydık. Covid ile ilgili birçok 

soru gelmeye, birçok antiviral ilaç ismi telaffuz edilmeye 

başlandı. Bunlardan biri de Favipiravir’di ve Çin’den 

geliyordu. Burada bir noktayı kaçırmayalım. Sadece 

Türkiye’de değil dünyada bu işle uğraşan, biyoeşdeğerlik 

klinik çalışma yapan herkes çalışmaları durdurdu: Fransa, 

Almanya, Kanada, Hindistan, Ürdün…. Bunun ardından 

Favipiravir ile ilgili “biz de üretir miyiz?” diyerek jenerik 

firmalar gelmeye başladı. Biyoeşdeğerliğini yapalım ama 

nasıl yapacağız? O zaman biz bir algoritma çıkardık. 

Öncelikle kişilerin Covid negatif olduğunu kanıtlamamız 

gerekiyordu. Gaziantep Üniversitesinin Mikrobiyoloji 

Laboratuvarı’na PCR kuruldu. Sürüntüyü aldıktan sonra 

3 saatte sonuç verecek bir sistem kuruldu. Katılımcıların 

sürüntüleri alındı, hiç ayrılmamaları sağlandı, negatif 

olanlar izole edildi. Gaziantep Üniversitesi’ndeki uygulama 

otelinin bir kısmı rektör hocamızın izniyle kullanıma açıldı. 

Gönüllüler otele alınıp 5 gün boyunca odadan çıkmamak 

şartıyla birer görevli kontrolünde takip edildi. Sonra 

otelden ayrılırken tekrar PCR testi yapılıp yine negatif 

olanlar kliniğe özel araştırma alanına alındı ve klinikten 

hiç ayrılmamaları sağlandı. Bu şekilde 8 - 9 çalışma 

bitirdik. Bunların yanında bu algoritma TİTCK tarafından 

çok uygulanabilir güvenli bulunduğu için diğer çalışmaları 

da uygulamamıza izin verildi. Bu dönemde TİTCK ve 

Klinik Araştırmalar Dairesi’nin desteğini yadsıyamayız. 

Böylelikle Favipiravir çalışmalarının yanında diğer ilaçları 

da çalışmaya başladık. Dünyanın diğer bölgelerinde 

çalışmalar yapılamaz haldeyken bu çalışmaların bizde 

yapılıyor olması Türkiye’yi bir adım öne çıkardı. 


Studies continue, we are going through very difficult 

processes. We scanned many people during the peak 

numbers and the vast majority were positive. While 

these studies were carried out in the clinical center, 

we developed analytical methods in our bioanalytical 

laboratory. During the period of curfews, we worked here 

day and night, without listening to the weekend or official 

holidays. After the development of the analysis method, 

we validated it and as Novagenix, we completed the work 

in 10 days and delivered the report. We reduced the work 

we did in 6 months in the 2000s to 1 month today. This 

is a result of time, experience, and the infrastructure 

working very well. This job is a multidisciplinary job. This 

ensured that the Ministry of Health had easy access to 

Favipiravir, which the public needed. If we hadn’t worked 

with Favipiravir, we would be waiting for the drug from 

China or another country. This is a meaningful study for 

our country. 

Nüve: There is something we are curious about. Why 

do mRNA vaccines need to be stored at -70 oC? 

We are not very distant people from the -80 oC world. We 

know very well that the biological sample will deteriorate 

at what temperatures and in how long. There are 

concepts such as long term and short term stability. The 

main problem here is stability. In other words, the mRNA 

vaccine may stay alive for 2 hours at room temperature, 

but there is such a large geography that you have to reach 

in the world that there are logistical problems. Suppose 

it is produced in Ankara. It cannot go to the USA to New 

York state under normal transportation conditions. Its 

journey is long. 

Buradaki algoritmalar başka ülkeler tarafından da 

uygulanmaya başlandı. Aslında konuşma başında 

bahsettiğimiz gibi, sadece ülkemizde değil dünyada da 

öncü olmak çok önemli. Çalışmalar devam ediyor, çok 

zorlu süreçlerden geçiyoruz. Sayıların pik yaptığı dönemde 

pek çok kişiyi taradık ve büyük çoğunluk pozitif çıktı. Klinik 

merkezde bu çalışmalar yapılırken biz de biyoanalitik 

laboratuvarımızda analitik yöntemleri geliştirdik. Sokağa 

çıkma kısıtlamalarının olduğu süreçte gece gündüz, 

hafta sonu, resmî tatil dinlemeden burada çalıştık. 

Analiz yönteminin geliştirilmesinin ardından valide ettik 

ve Novagenix olarak çalışmayı 10 günde tamamlayarak 

raporu teslim ettik. 2000’li yıllarda 6 ayda yaptığımız 

çalışmaları bugün 1 aya kadar indirdik. Bu hem zaman, 

hem tecrübe, hem de altyapının çok iyi çalışmasının bir 

sonucu. Bu iş multidisipliner bir iş. Bu şunu sağladı: 

Sağlık Bakanlığı kamunun ihtiyaç duyduğu Favipiravire 

kolay erişti. Favipiravir çalışmamış olsaydık Çin’den ya da 

başka ülkeden gelecek ilacı bekliyor olacaktık. Bu ülkemiz 

için anlamlı bir çalışma. 

Nüve: Merak ettiğimiz bir konu var. Neden mRNA 

aşılarının -70 oC’de saklanması gerekiyor? 

Biz -80oC’lik dünyaya çok uzak insanlar değiliz. Biyolojik 

örneğin hangi sıcaklıklarda ne kadar süre içinde 

bozulacağını çok iyi biliyoruz. Uzun dönem ve kısa dönem 

stabilitesi diye kavramlar var. Burada asıl problem 

stabilite. Yani mRNA aşısı belki oda sıcaklığında 2 saat 

canlı kalıyordur ama dünyada ulaşmanız gereken o kadar 

büyük bir coğrafya var ki lojistik problemleri var. Ankara’da 

üretildiğini varsayalım. ABD’ye New York eyaletine normal 

taşıma koşullarında gidemez. 


Yolculuğu uzun. Stabilite problemlerini aşabilmesi için 

-80oC saklama ve taşıma koşullarına ihtiyaçları var. Biz de 

burada taşırken aynı şekilde taşıyoruz. Kuru buzun içinde 

taşıyoruz ya da konteynerlerimiz var. O taşıma kutularını 

-40oC’de yeterli miktarda kuru buz ile doldurup içine prob 

ve termometre koyup valide ettiğimiz sistemler. Burada 

mRNA için de aynı şey geçerli. -70oC’de çok uzun süre 

saklanabiliyor. Tabii çok uzun sürenin de açılımını çok iyi 

yapmak lazım. Şu anki teknolojide Moderna da BionTech 

de mRNA aşı çalışması yapıyor. Aralarında farklılıklar var. 

Moderna -20oC’de stabil kalabiliyor. Ama BionTech’in 

aşısı -70oC’de stabil kalıyor. Ancak bizim için -70, -80 

dereceler vazgeçilmez dereceler. Çünkü 3 ay sonra o 

örneğin stabilitesi bozulmamış olsun ve analiz ettiğimizde 

aynı sonuçları elde edelim istiyoruz. 

They need -80 oC storage and transportation conditions 

to overcome stability problems. We carry it the same 

way as we carry it here. We carry it in dry ice or we have 

containers. Systems where we fill those transport boxes 

with sufficient amount of dry ice at -40 oC, put probe and 

thermometer in them and validate them. 

The same goes for mRNA here. It can be stored at 

-70oC for a very long time. Of course, it is necessary to 

make a very good explanation of the very long time. 

In the current technology, Moderna and BionTech are 

also working on mRNA vaccines. There are differences 

between them. Moderna can stay stable at -20 oC. But 

BionTech’s vaccine stays stable at -70 oC. However, -70, 

-80 degrees are indispensable degrees for us. Because 

after 3 months, we want that sample to be intact and get 

the same results when we analyze it. 

Nüve: You use -86 oC Deep Freezers of Nuve while 

providing these stability, right? 

Yes. -86 oC is very important for us. When we get the 

sample that we call very valuable from the participant, we 

immediately pipette it. Nuve centrifuges are also used in 

the clinic. We centrifuge the samples with a Refrigerated 

Centrifuge. It is put into dry ice and transferred there. It is 

sealed in 3 ml tubes and immediately taken to the -86oC 

deep freezer. We set up data loggers to monitor -86 oC. 

That information is noted so that the cold chain never 

breaks. 

Nüve: Then if mRNA vaccines come, Nuve Freezers 

are needed? 

Certainly, there are many needs. That’s why: The local 

power here emerges in Turkey. Become a distributor of 

as many x, y, z brands as you want. When you pick up the 

phone, it will take 1 month until you start from there and 

come here to the laboratory or hospital or health center. 

What are we going to do in this situation? Then I think 

Nuve will produce as many as we do with Favipiravir. 

Nüve: Siz bu stabiliteleri sağlarken Nüve’nin -86oC 

Derin Dondurucularını kullanıyorsunuz, değil mi? 

Evet. Bizim için -86oC çok önemli. Biz katılımcıdan 

çok değerli dediğimiz örneği aldığımız zaman hemen 

pipetliyoruz. Yine klinikte Nüve santrifüjler kullanılıyor. 

Örnekleri Soğutmalı Santrifüj ile santrifüjlüyoruz. Kuru 

buzlar içine konuluyor ve buraya transfer ediliyor. 3 ml’lik 

tüplere kapatılıyor ve -86oC derin dondurucuya hemen 

kaldırılıyor. -86oC’yi takip etmek için data loggerlar 

koyuyoruz. O bilgiler not ediliyor böylelikle soğuk zincir 

hiç kırılmıyor. 

Nüve: O zaman mRNA aşıları gelirse Nüve Derin 

Donduruculara ihtiyaç var? 

Kesinlikle, hem de çok sayıda ihtiyaç var. Nedeni de 

şu: Türkiye’de yerelin gücü burada ortaya çıkıyor. Siz 

istediğiniz kadar x, y, z markalarının distribütörü olun. 

Telefonu kaldırdığınız zaman oradan yola çıkıp buraya 

laboratuvar ya da hastane ya da sağlık merkezine gelelim 

diyene kadar 1 ay geçecek. Ne yapacağız bu durumda? 

O zaman Nüve aynı bizim Favipiravir’de yaptığımız gibi 

kaç tane lazımsa üretecek diye düşünüyorum. Bizler 

ülkemizin ihtiyacına ve talebine cevap vereceğiz. 

Nüve: Nüve cihazlarını çalışmalarınızda hangi 

işlemlerde ve ne amaçla kullanıyorsunuz? Cihazların 

performanslarından memnun musunuz? 

Yaptığımız iş biyoeşdeğerlik çalışmaları ve çok parçalı 

işler. Sadece bu fiziksel alanın dışında dışındaki 

alanlarda da süreçleri var. Bizde 2 tip ürününüz 

var. Soğutmalı santrifüjleriniz ve -86oC dolaplarınız. 

Soğutmalı santrifüjlerimizi 2005’ten beri kullanıyoruz. 

Klinik merkezlerimizde de kullanıyoruz. Daha sonra 

2018 yılında -80 oC derecelik dolap ihtiyacımız oldu. 

Eskiden beri kullandığımız yabancı menşeili ürünlerin 

soğutma sistemleri arızalanmaya başladı, artık tamir 

edilemez hale geldi. Türkiye’de bu işleri yapabilen insan 

sayısı da yok denecek kadar az. Nüve bu konuda kendini 

kanıtlamış bir firma ve bizim hem fiyat hem de ürün 


We will respond to the needs and demands of our country. 

Nüve: In which processes and for what purpose do you 

use Nuve devices in your work? Are you satisfied with 

the performance of the devices? 

The work we do is bioequivalence studies and multi-part 

jobs. They only have processes outside of this physical 

space. We have 2 types of products. Your refrigerated 

centrifuges and -86oC cabinets. We have been using our 

refrigerated centrifuges since 2005. We also use it in our 

clinical centers. Later, in 2018, we needed a cabinet of 

-80 oC. The cooling systems of foreign origin products 

that we used for a long time began to malfunction and 

became irreparable. Turkey small enough to be negligible 

in the number of people that can do these jobs. Nuve 

is a company that has proven itself in this regard, and 

it met our expectations in terms of both price and 

product performance. We have 2 deep freezers with 

590 lt volume. We are currently operating both of our 

devices. The number will increase over time as the needs 

increase. On the other hand, I have seen how intensively 

refrigerated centrifuges are used, all of them work like 

full performance hours as long as maintenance repairs 

are made. 

Nüve: What about your work in the upcoming period? 

For the upcoming period, Novagenix plans to switch 

from molecules we call small synthetic molecules to 

large molecules. In fact, this is one of the milestones for 

us, a leap forward. Now, the pharmaceutical industry 

in the world talks about conventional drugs on the one 

hand, and on the other hand, on biological technology. 

The product produced with mRNA technology, which 

we just talked about, is a biotechnological product. 

Generic manufacturers will need independent research 

organizations to prove the effects and safety of the drug, 

as well as on the biological side. There are currently few 

centers in the world. Our goal with Novagenix is to be in 

these numbered centers. We are taking our steps in this 

area. We started to build both our human resources and 

our equipment investments accordingly. 

performansı açısından beklentilerimizi karşıladı. 2 adet 

590 lt hacimli derin dondurucumuz var. Her iki cihazımızı 

da şu an çalıştırıyoruz. Sayı zamanla ihtiyaçlar arttığında 

artacaktır. Diğer taraftan soğutmalı santrifüjlerin de nasıl 

yoğun kullanıldıklarını gördüm, hepsi bakım onarımları 

yapıldığı sürece tam performans saat gibi çalışıyorlar. 

Nüve: Önümüzdeki dönemdeki çalışmalarınızla ilgili 

bilgi verir misiniz? 

Önümüzdeki dönem için Novagenix, küçük sentetik 

molekül dediğimiz moleküllerden büyük moleküllere 

geçmeyi planlıyor. Aslında bu bizim için kilometre 

taşlarından biri, bir sıçrama. Artık dünyadaki ilaç 

endüstrisi bir yandan konvansiyonel ilaçları konuşurken 

bir yandan da biyolojik teknoloji üzerinden konuşuyor. 

Biraz önce konuştuğumuz mRNA teknolojisi ile üretilen 

ürün bir biyoteknolojik ürün. Jenerik üreticilerin ilacın 

etkileri ve güvenliğini kanıtlayacak bağımsız araştırma 

kuruluşlarına ihtiyacı olduğu gibi biyolojik tarafta da 

buna ihtiyacı olacak. Dünyada şu anda sayılı merkez 

var. Novagenix ile hedefimiz bu sayılı merkezlerin içinde 

olmak. Bu alanda adımlarımızı atıyoruz. Hem insan 

kaynağımızı hem de ekipman yatırımlarımızı ona göre 

kurgulamaya başladık. 

BİYOEŞDEĞERLİK & BİYOYARARLANIM Nedir? 

Biyoyararlanım (BY), farmasötik biçim içinden etkin 

maddenin absorbe edilme ve vücut içindeki etki yerine 

erişebilme hızı ve derecesidir. Oral yoldan verilen bir 

ilacın biyoyararlanımının ölçülmesinde kullanılan temel 

parametreler “plazma konsantrasyonu-zaman eğrisi 

altında kalan alan (Eğri Altındaki Alan, EAA)” ve “plazma 

doruk maksimum ilaç konsantrasyonu”dur (Cmaks). 

Biyoeşdeğerlik (BE) ise, farmasötik eşdeğer olan (örneğin 

ikisi de tablet/kapsül olan) iki farklı ilaç ürününün, 

aynı molar dozlarda verilişinden sonra -hız ve derece 

boyutlarıyla- biyoyararlanımlarının ve böylece terapötik 

etkilerinin benzer olmasıdır. 

What is BIOAVAILABILITY (BY) & BIOEQUIVALENCE? 

Bioavailability (BY) is the rate and degree of absorption 

of the active substance through the pharmaceutical 

form and reaching its site of action in the body. The 

main parameters used to measure the bioavailability of 

an orally administered drug are “area under the plasma 

concentration-time curve (Area Under the Curve, AUC)” 

and “plasma peak maximum drug concentration (Cmax)”. 

Bioequivalence (BE) is that two different drug products 

that are pharmaceutical equivalent (for example, both 

tablets / capsules) have similar bioavailability and hence 

therapeutic effects after administration at the same 

molar doses. 


Bayer Young Science Ambassadors Project Continues 

with New Applications in its 10th Year 

Bayer Genç Bilim Elçileri Projesi 10. Yılında Yeni 

Uygulamalarla Devam Ediyor 

Bayer Young Science Ambassadors Project, 

which Bayer has been conducting with the 

Community Volunteers Foundation (Toplum 

Gönüllüleri Vakfı) (TOG) for 10 years in line 

with its Science for a Better Life mission, 

continues to meet young people in different 

application areas in its new period. The 

project, which continued its applications on 

the online platform during the pandemic 

period, reached 3344 young people and 40735 

children in 10 years. 

Bayer Young Science Ambassadors Project, which 

Bayer has been conducting with the Community 

Volunteers Foundation for 10 years, continues its 

activities during the pandemic period. Bayer and 

TOG, which have been carrying out the project on 

the online platform since March 2020, continue 

to touch the lives of young people from the same 

channels in 2021. In the project, where distance 

education and the quarantine period are turned 

into opportunities, practices and studies with 

teachers continue at full speed within the scope 

of both primary school students and ambassadors 

and teacher training. Turkey’s reaching young 

people with the training, science literacy training 

given to the four corners of the digital channels. 

Young people continue to spread the seeds 

of science by reaching primary school children 

through similar channels. 

New targets are set as well as new applications 

While the education of volunteer teachers and 

students continues unabated, the project, which 

focuses on social media to keep primary school 

students’ interest in science alive, reaches children 

with easy and fun experiments that can be done 

at home. In addition, with the participation of 

90 teachers from 34 different cities, a total of 

5 teacher training was successfully completed 

in this process. Taking it as a mission to spread 

science and reach children in this way during 

the pandemic process, Bayer Young Science 

Ambassadors reached 3344 young people and 

40735 children in 10 years. With the project, it is 

aimed to reach over 2000 students in 2021. 

Bayer’in Daha İyi Bir Yaşam için Bilim misyonu doğrultusunda 10 

yıldır Toplum Gönüllüleri Vakfı(TOG) ile birlikte yürüttüğü Bayer 

Genç Bilim Elçileri projesi yeni döneminde de farklı uygulama 

alanlarında gençlerle buluşmaya devam ediyor. Pandemi 

döneminde online platformda uygulamalarını sürdüren proje 10 

yılda 3344 gence ve 40735 çocuğa ulaştı. 

Bayer’in 10 yıldır Toplum Gönüllüleri Vakfı ile birlikte yürüttüğü 

Bayer Genç Bilim Elçileri Projesi, faaliyetlerine pandemi 

döneminde de devam ediyor. 2020 yılı Mart ayından beri projeyi 

online platformda yürüten Bayer ve TOG, 2021 yılında da yine aynı 

mecralardan gençlerin hayatına dokunmayı sürdürüyor. Uzaktan 

eğitimin ve karantina döneminin fırsata çevrildiği projede hem 

ilköğretim öğrencileri ve elçiler hem de öğretmen eğitimleri 

kapsamında öğretmenlerle uygulama ve çalışmalar tüm hızıyla 

devam ediyor. Gerçekleştirilen eğitimlerle Türkiye’nin dört bir 

yanına dijital kanallardan ulaşılarak gençlere bilim okuryazarlığı 

eğitimi veriliyor. Gençler yine benzer kanallarla ilköğretim çağındaki 

çocuklara ulaşarak bilim tohumları serpmeye kaldığı yerden devam 

ediyor. 

Yeni uygulamaların yanı sıra yeni hedefler belirlendi 

Gönüllü öğretmen ve öğrencilerin eğitimleri hız kesmeden 

sürerken, ilköğretim öğrencilerinin bilime olan ilgisini canlı tutmak 

için sosyal medyayı da odağına alan proje, evde yapılabilen kolay 

ve eğlenceli deneylerle çocuklara ulaşıyor. Bunun yanı sıra tam 34 

farklı şehirden 90 öğretmenin katılımı ile tam 5 öğretmen eğitimi 

de bu süreçte başarı ile tamamlandı. Pandemi sürecinde de bilimi 

yaymayı, çocuklara bu yol ile ulaşmayı misyon edinen Bayer Genç 

Bilim Elçileri, 10 yılda 3344 gence ve 40735 çocuğa ulaştı. Proje ile 

2021 yılı içinde 2000’nin üzerinde öğrenciye ulaşılması hedefleniyor. 


Meaningful Award of Golden Compass to 

Abdi İbrahim Sustainability Report 

Abdi İbrahim Sürdürülebilirlik Raporu Altın Pusula’dan Anlamlı Ödül 

Dr. M. Oğuzcan Bülbül, Public Relations and Corporate Communications Director at Abdi İbrahim 

Abdi İbrahim, the leader of the Turkish 

pharmaceutical industry, has achieved a new 

success in its healing journey, which it has 

continued for 109 years with courage, 

passion and responsibility. The 2017- 

2018 Sustainability Report, approved 

by the Global Reporting Initiative (GRI), 

which covers Abdi İbrahim’s activities 

in economic, corporate, social and 

environmental areas, was awarded in the 

Corporate Reports category by the Golden 

Compass. 

Abdi İbrahim, which has been working to improve the 

lives it touches since 1912, focuses on continuous improvement in 

all its activities, based on the idea that the world is borrowed from 

future generations. Abdi İbrahim, which has made very significant 

success stories in sustainability in addition to its 109-year history 

and 19 years of industry leadership, was awarded with its 2017- 

2018 Sustainability Report in the Corporate Reports category of the 

Golden Compass. 

The report has been shared with the public since 2013 

Abdi İbrahim, which has been a participant of the United Nations 

Global Compact (UNGC) since 2010, focuses on carrying out its 

sustainability activities within the framework of 10 global principles 

and publishes the Progress Statement every year. 

Taking steps to improve itself continuously in the field of 

sustainability, Abdi İbrahim has been bringing the sustainability 

report to the attention of the public since 2013. The report prepared 

with an integrated approach with the requirements of the Global 

Reporting Initiative (GRI) GRI Standards: The United Nations Global 

Compact (UNGC) and the (WEPs-Women’s Empowerment Principles), 

has consists of qualitative and quantitative data compiled from Abdi 

İbrahim’s headquarters, production facilities and field units. 

Abdi İbrahim, in its 4th Sustainability Report covering the period 

of 2017-2018, includes data on corporate, economic, human 

resources, environment, and projects carried out with internal and 

external stakeholders in the light of the materiality and stakeholder 

engagement principles of GRI, UNGC and WEPs reporting 

requirements. 

“Sustainability is an integral part of our business strategy” 

Stating that they see Abdi İbrahim’s sustainability strategy as parts 

of a whole that complement and support each other, without 

thinking separately from their business strategies, Dr. M. Oğuzcan 

Bülbül, Public Relations and Corporate Communications Director at 

Abdi İbrahim said, “We are aware of our responsibility for a healthier 

society and a more livable world. As Abdi İbrahim, we always 

prioritize leaving a “good” mark on the society and the world we live 

in while continuing our economic activities. This award we received 

is a proof of our efforts and sensitivity in this field.” 

Türk ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim, 109 yıldır cesaret, 

tutku ve sorumlulukla devam ettiği iyileştirme yolculuğunda 

yeni bir başarıya daha imza attı. Abdi İbrahim’in ekonomik, 

kurumsal, sosyal ve çevresel alanlarda gerçekleştirdiği 

faaliyetlerini kapsayan Küresel Raporlama Girişimi (Global 

Reporting Initiative-GRI) onaylı 2017-2018 Sürdürülebilirlik 

Raporu, Altın Pusula’da Kurumsal Raporlar kategorisinde 

ödüle layık görüldü. 

1912 yılından bu yana dokunduğu hayatları iyileştirmek için 

çalışan Abdi İbrahim, dünyanın gelecek nesillerden ödünç 

alındığı düşüncesinden hareketle, tüm faaliyetlerinde sürekli 

iyileştirmeye odaklanıyor. 109 yıllık geçmişi ve 19 yıldır 

devam eden sektör liderliğinin yanı sıra sürdürülebilirlik 

konusunda da çok anlamlı başarı öykülerine imza atan Abdi 

İbrahim, yayımladığı 2017-2018 Sürdürülebilirlik Raporu ile 

Altın Pusula’da Kurumsal Raporlar kategorisinde ödüle layık 

görüldü. 

Rapor, 2013’ten beri kamuoyu ile paylaşılıyor 

2010 yılı itibariyle Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler 

Sözleşmesi (UNGC-United Nations Global Compact) katılımcısı 

olan Abdi İbrahim, sürdürülebilirlik çalışmalarını 10 küresel 

ilke çerçevesinde yürütmeye odaklanarak her yıl İlerleme 

Bildirimi’ni yayımlıyor. 

Sürdürülebilirlik alanında kendini sürekli geliştiren adımlar 

atan Abdi İbrahim, 2013’ten bu yana da sürdürülebilirlik 

raporunu kamuoyunun dikkatine sunuyor. Küresel Raporlama 

Girişimi (GRI-Global Reporting Initiative) GRI Standartları: 

Temel İlkeleri ile Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler 

Sözleşmesi (UNGC) ve Kadının Güçlenmesi Prensipleri (WEPs- 

Women’s Empowerment Principles) gereklilikleri ile entegre 

bir yaklaşımla hazırlanan rapor, Abdi İbrahim’in genel merkezi, 

üretim tesisleri ve saha birimlerinden derlenen kalitatif ve 

kantitatif verilerden oluşuyor. 

Abdi İbrahim, 2017 – 2018 dönemini kapsayan 4. 

Sürdürülebilirlik Raporu’nda kurumsal, ekonomik, insan 

kaynakları, çevre alanındaki veriler ile GRI, UNGC ve WEPs 

raporlama gerekliliklerinin önemlilik ve paydaş katılımı ilkeleri 

ışığında, iç ve dış paydaşlarla yürütülen projelere yer veriyor. 

“Sürdürülebilirlik, iş stratejimizin ayrılmaz bir parçası” 

Abdi İbrahim’in sürdürülebilirlik stratejisini iş stratejilerinden 

ayrı düşünmeden, birbirini tamamlayan ve besleyen bir bütünün 

parçaları olarak gördüklerini söyleyen Abdi İbrahim Kamu 

İlişkileri ve Kurumsal İletişim Direktörü Dr. M. Oğuzcan Bülbül 

de “Daha sağlıklı bir toplum ve daha yaşanır bir dünya için 

üstlendiğimiz sorumluluğun farkındayız. Abdi İbrahim olarak 

ekonomik faaliyetlerimizi sürdürürken, topluma ve içinde 

yaşadığımız dünyaya ‘iyi’ iz bırakmayı daima öncelik olarak 

görüyoruz. Aldığımız bu ödül de bu alandaki çabalarımızın ve 

hassasiyetimizin bir kanıtı” dedi. 


Lozenge Containing Pomegranate Peel Extract Has Been 

Proved To Destroy The Coronavirus! 

Nar Kabuğu Özütü İçeren Pastilin Koronavirüsü Yok Ettiği İspatlandı! 

Prof. Erdem Yeşilada, Head of Pharmacognosy and Phytotherapy 

Department Yeditepe University Faculty of Pharmacy 

By leading scientific institutions in Turkey as a 

result of research conducted in the laboratory in 

February 2021, the lozenges containing pomegranate 

peel extract, proved that it destroy corona virus. 

Prof. Erdem Yeşilada, Head of Pharmacognosy and 

Phytotherapy Department Yeditepe University 

Faculty of Pharmacy, and Prof. Gülgün Dilek Arman, 

Infectious Diseases and Clinical Microbiology 

Specialist shared the results of the research and 

shared important information about public health 

and protective measures. 

Pointing out the importance of taking support from 

herbal products since the first day of the pandemic, 

experts state that supplements containing 100% natural 

photoactive standardized specially to increase body 

resistance should be used. 

Turkey’s leading scientific institutions, as a result of 

his research, confirmed that the lozenges containing 

pomegranate peel extract, destroy viruses such as MERS, 

SARS notably Covid-19. 

It has also been proven that it does not harm cells 

In the research organized in the laboratory environment; 

a lozenge solution containing Covid-19 positive cells 

and pomegranate peel extract was placed in a pool. It 

was observed that the lozenge with pomegranate peel 

extract killed Covid-19 positive cells in as little as an hour. 

It was also proven that no damage was caused to other 

living cells during this time. 

Türkiye’nin önde gelen bilim kuruluşu tarafından 

Şubat 2021 tarihinde laboratuvar ortamında yapılan 

araştırmalar sonucunda, nar kabuğu özütü içeren 

pastilin, korona virüsü yok ettiği ispatlandı. 11 Mart 

Perşembe günü düzenlenen online basın toplantısında 

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi 

ve Fitoterapi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. 

Erdem Yeşilada ile Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik 

Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman, 

araştırma sonuçlarını paylaşarak toplum sağlığı ve 

koruyucu önlemler hakkında önemli bilgiler paylaştılar. 

Pandeminin başladığı ilk günden bu yana bitkisel 

ürünlerden destek alınmasının önemini vurgulayan 

uzmanlar, özellikle vücut direncini artırmak için 

standardize edilmiş %100 doğal fitoaktifler içeren 

takviyelerin kullanılması gerektiğini belirtiyorlar. 

Türkiye’nin önde gelen bilim kuruluşu, yaptığı araştırma 

sonucunda, nar kabuğu özütü içeren pastilin, COVID-19 

başta olmak üzere MERS, SARS gibi virüsleri yok ettiğini 

onayladı. 

Hücrelere zarar vermediği de kanıtlandı 

Laboratuvar ortamında düzenlenen araştırmada; bir 

havuza Covid-19 pozitif hücreler ve nar kabuğu özütü 

içeren pastil solüsyonu yerleştirildi. Bir saat gibi kısa bir 

zaman içinde nar kabuğu özütlü pastilin Covid-19 pozitif 

hücreleri öldürdüğü gözlemlendi. Bu süre içinde diğer 

canlı hücrelere hiçbir zarar gelmediği de kanıtlandı. 

Düzenlenen basın toplantısında Prof. Dr. Erdem 

Yeşilada konuyla ilgili şunları söyledi; “Covid-19 

salgını hastalıklardan korunma, bağışıklık sisteminin 

güçlendirilmesi ve tedavi konusunda birçok yeni 

yaklaşımı ön plana çıkardı. Fitoterapi de bunlardan birisi. 

“Fitoterapi” kavramı tamamen kanıta dayalı, sağlıkta 

koruyucu ve bütünsel yaklaşımları değerlendiren bir bilim 

dalıdır. Ben de bilim adamı olarak, bilimsel kanıta dayalı 

besin takviyelerinin kullanılması faydalı buluyorum. 

Geçtiğimiz yıl Haziran ayında İtalya’da yapılan ve nar 

kabuğu özütü içeren pastil kullanımının virüsü %91 

oranında yok ettiğini ispatlayan bir araştırmadan 

bahsetmiştim. Türkiye’nin önde gelen bir bilim kuruluşu 

da uzun süredir üzerinde çalıştığı bir araştırmayı 

sonuçlandırdı. Ne mutlu ki, araştırmaya göre nar kabuğu 

özütü içeren pastilin COVID-19’u yok ettiği resmi olarak ilk 

kez ülkemizde onayladı. Araştırma laboratuvar ortamında 

düzenlendi. 


At the press conference, Prof. Dr. Erdem Yeşilada said 

the following on the subject; “The Covid-19 outbreak has 

highlighted many new approaches in terms of protection 

from diseases, strengthening the immune system and 

treatment. Phytotherapy is one of them. The concept of 

“phytotherapy” is a science that is based on evidence and 

evaluates protective and holistic approaches in health. As 

a scientist, I find it useful to use nutritional supplements 

based on scientific evidence. 

I mentioned a study conducted in Italy in June last 

year that proved that the use of lozenges containing 

pomegranate peel extract destroyed the virus by 91%. a 

leading scientific institutions in Turkey also concluded a 

long time working on his research. Fortunately, research 

has officially confirmed for the first time in our country 

that the lozenge containing pomegranate peel extract 

destroys COVID-19. The research was organized in a 

laboratory environment. Covid-19 positive cells and 

lozenges in liquid form were placed in a pool. It was 

observed that the liquid lozenge formula containing 

pomegranate peel extract killed Covid-19 positive cells in 

as little as an hour. Best of all, it was seen that there was 

no damage to other living cells during this time. 

Emphasizing that our most important helpers in the fight 

against corona virus are lozenges, Yeşilada said, “Those 

who visit areas with limited ventilation or stay in these 

areas all day due to their work, those who frequently use 

public transportation, those who work in plazas, those 

who frequently go to shopping malls or markets increase 

the risk on themselves. It is vital that these people 

take protective measures. I and my colleagues have 

emphasized many times that the first incubation center 

of the virus is the saliva and throat line. We know that 

especially polyphenol rich pomegranate peel, turmeric 

and ginger-containing lozenges prevent the virus from 

coming down the throat. Because the lozenge generates 

a barrier in the mouth and prevents the virus from 

entering the cells. Thus, a set is formed in the throat area 

and the virus cannot reach the lung. Anyone can get these 

lozenges from pharmacies. It is an important measure 

that will protect us against the virus, especially when we 

take it about 1 hour before entering the crowded areas. 

Stating that the work done on the subject in Italy is now 

approved in Turkey, Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman said, “As 

a result of the use of lozenges containing pomegranate 

peel extract, turmeric and ginger for two weeks on cold 

and flu cases, it has been observed that new attacks are 

very low, even in the third week, attacks are reduced, the 

duration of the disease is shortened, and complicated 

cases develop significantly less.” 

Stressing that coming together in social life is inevitable, 

it would be beneficial to use this product with proven 

benefits. “There are also pediatric forms that we can give 

to our children on the way to work or school. It is very 

effective to hold it until it melts in the mouth three times 

Prof. Gülgün Dilek Arman, Infectious Diseases and Clinical 

Microbiology Specialist 

Bir havuza Covid-19 pozitif hücreler ve likit formda 

pastil yerleştirildi. Bir saat gibi kısa bir zaman içinde 

nar kabuğu özütü içeren likit pastil formülünün Covid-19 

pozitif hücrelerini öldürdüğü gözlemlendi. İşin en iyi 

yanı bu süre içinde diğer canlı hücrelere hiçbir zarar 

gelmediği de görüldü. Korona virüsle mücadelede en 

önemli yardımcılarımızın pastiller olduğunu vurgulayan 

Yeşilada; “Havalandırmanın kısıtlı olduğu alanları 

ziyaret edenler ya da işi gereği tüm gün bu alanlarda 

bulunanlar, toplu taşımayı sıklıkla kullananlar, plazalarda 

çalışanlar, sık sık AVM’ye ya da markete gidenler kendi 

üzerlerindeki riski daha da artırıyorlar. Bu kişilerin 

koruyucu önlemler almaları hayati önem taşıyor. Virüsün 

ilk kuluçka merkezinin tükürük ve boğaz hattı olduğunu 

ben ve meslektaşlarım birçok kez vurguladık. Özellikle 

polifenol açısından zengin nar kabuğu, zerdeçal ve 

zencefil içerikli pastillerin virüsün boğazdan aşağı 

inmesini engellediğini biliyoruz. Çünkü pastil ağızda bir 

bariyer oluşturarak virüsün hücrelere girişini engelliyor. 

Böylece boğaz bölgesine bir set oluşuyor ve virüs akciğere 

ulaşamıyor. Herkes bu pastillere eczanelerden ulaşabilir. 

Özellikle kalabalığın yoğun olduğu alanlara girmeden 

yaklaşık 1 saat önce aldığımızda bizi virüse karşı koruyacak 

önemli bir tedbirdir” dedi. 

Konuyla ilgili İtalya’da yapılan çalışmaların artık Türkiye’de 

de onaylandığını belirten Prof. Dr. Gülgün Dilek Arman: 

“Soğuk algınlığı ve grip olguları üzerinde nar kabuğu 

ekstresi, zerdeçal ve zencefil bulunan pastillerin iki 

haftalık kullanımı sonucunda, yeni gelişen atakların çok 

az olduğu hatta üçüncü haftada atakların iyice azaldığı, 

hastalık süresinin kısaldığı, komplike olguların belirgin 

olarak çok daha az sayıda geliştiği gözlemlenmiştir” dedi. 

Toplumsal yaşamda bir araya gelişlerin kaçınılmaz 

olduğunu, dolayısıyla yararı ispatlanmış bu ürünü 

kullanmanın faydalı olacağını vurgulayan Arman; “İşe 

giderken, okula giderken çocuğumuza verebileceğimiz 

pediatrik formları da var. 


a day, then not eat or drink anything for an hour. Even 

if we were first vaccinated, which we were vaccinated, 

we still need to continue to be protected, because in 

cases where vaccines do not protect against infection, 

there is no possibility that the whole population will be 

vaccinated, so we may be at risk of infecting other people. 

I would like to mention it over and over again: The salivary 

gland is a tissue that contains a much larger amount of 

ACE 2 receptors than the lungs, and these super emitters 

can be defined as a condition that may develop as a result 

of proliferation in the salivary glands. Chinese researchers 

especially have publications on this subject. In this sense, 

suppressing the virus as much as possible, especially at the 

saliva level, will provide an important advantage in terms 

of reducing contagiousness. I do not expect a change in 

sensitivity regarding mutations to lozenges made up of 

such plant-based substances. Likewise, there will be no 

problem in using the lozenge with the vaccine. While the 

vaccine provides protection throughout our body, it will 

support this lozenge by generating an obstacle at the 

entrance gate.” 

Günde üç defa ağızda eriyinceye kadar tutup, sonra bir 

saat süreyle herhangi bir şey yiyip içmemek çok etkili olur. 

Öncelikle aşılansak bile, ki aşılandık, yine de korunmaya 

devam etmemiz gerekiyor çünkü aşıların enfekte olmaya 

karşı korumadığı durumlarda tüm toplumun aşılanmış 

olması olasılığı da söz konusu olmadığından, hastalığı 

başka insanlara bulaştırma riskimiz olabilir. 

Özellikle tekrar tekrar belirtmek istiyorum: Tükürük bezi 

akciğerden çok daha fazla miktarda ACE 2 reseptörü 

içeren bir doku ve bu süper yayıcılar belki de tükürük 

bezlerindeki çoğalma sonucu gelişebilen bir durum olarak 

da tanımlanabiliyor. Çinli araştırmacıların özellikle bu 

konuda yayınları var. Bu anlamda baktığımızda özellikle 

tükürük düzeyinde virüsün olabildiğince baskılanabilmesi 

bulaştırıcılığı azaltmak açısından önemli bir avantaj 

sağlayacaktır. Bu kadar bitkiye dayalı maddelerden oluşan 

pastile karşı mutasyonlarla ilgili, bir duyarlılık değişimi 

olacağını beklemiyorum. Aynı şekilde aşıyla birlikte 

pastilin kullanılmasında herhangi bir sıkıntı olmayacaktır. 

Aşı bir taraftan vücudumuzun genelinde bir koruyuculuk 

sağlarken bu pastilde giriş kapısında bir engel oluşturarak 

destek olacaktır” dedi. 


Seyahatinize dair ihtiyaç duyduğunuz 

herşey için en uygun fiyatlarla hizmetinizdeyiz. 

Merkez Mah. Ladin Sk. Kuyumcukent No: 4M / Ofis No: 642 Bahçelievler - İST.

Enjoy a Healthy Season with the Power of Bee Products 

Arı Ürünlerinin Gücü ile Sağlıklı Bir Mevsim Geçirin 

Balparmak 40 yıllık uzmanlığıyla sunduğu bal, propolis 

ve iki yeni takviye edici gıda ürünü ApiteraDox ve 

ApiteraGest ile bağışıklık sistemini destekleyerek 

baharı sağlıkla karşılamanız için yanınızda oluyor 

Bahar aylarında yaşanan ani hava değişimleri, polenlerden 

kaynaklanan alerjik sorunlar bağışıklık sistemimizi de 

doğrudan etkiliyor. Sağlığımıza ekstra dikkat etmemiz 

gereken bu dönemde bağışıklık sistemimizi güçlü 

tutmamız büyük önem taşıyor. Tam 40 yıldır bal ve 

katma değerli arı ürünlerini kovandan sofraya en doğal 

ve saf haliyle tüketicilere sunan ve bu ürünleri sağlıklı 

yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline getirmek için 

çalışan Balparmak, bahar aylarına hazırlıksız yakalanmak 

istemeyenleri yalnız bırakmıyor. 

Balparmak, with its 40 years of expertise, is with 

you to welcome spring healthily by supporting the 

immune system with honey, propolis and two new 

food supplements ApiteraDox and ApiteraGest. 

Sudden weather changes experienced in spring, allergic 

problems caused by pollen directly affect our immune 

system. In this period when we need to pay extra 

attention to our health, it is of great importance to keep 

our immune system strong. Offering honey and valueadded 

bee products to consumers in the most natural 

and pure form from the hive to the table for 40 years 

and working to make these products an indispensable 

element of a healthy life, Balparmak does not leave those 

who do not want to be caught unprepared for spring. 

Sindirime yardımcı ve arındırıcı etki: ApiteraDox ve 

ApiteraGest 

Balparmak Apitera serisine yeni eklenen ApiteraDox 

ve ApiteraGest, bal ve propolis ile bağışıklık sistemini 

desteklemeye devam ediyor. ApiteraDox, içeriğindeki 

altınotu, barut ağacı kabuğu, enginar, maydanoz tohumu 

ve tarçın ile toksinlerin vücuttan atılmasına yardımcı 

olarak detoks etkisi yaratıyor. Kakule, rezene ekstresi, 

kekik ekstresi, tıbbi nane ekstresi içeren ApiteraGest 

ise sindirim sistemini destekliyor. 7 adet tek kullanımlık 

saşe içeren özel ambalajında satışa sunulan Balparmak 

ApiteraDox ve ApiteraGest, içerdikleri doğal bal sayesinde 

tek başına ya da içeceklere karıştırılarak tüketilebiliyor. 

Helping digestion and purifying effect: ApiteraDox 

and ApiteraGest 

ApiteraDox and ApiteraGest, newly added to the 

Balparmak Apitera series, continue to support the 

immune system with honey and propolis. ApiteraDox 

creates a detox effect by helping to remove toxins from 

the body with gold leaf, gunpowder tree bark, artichoke, 

parsley seeds and cinnamon. ApiteraGest, which contains 

cardamom, fennel extract, thyme extract, medicinal 

mint extract, supports the digestive system. Balparmak 

ApiteraDox and ApiteraGest, which are offered for sale in 

their special packaging containing 7 disposable sachets, 


can be consumed alone or mixed with beverages thanks 

to the natural honey they contain. 

Boost your immune system with propolis 

Propolis, a very valuable hive product, attracts great 

attention especially during the pandemic process due to 

its benefit to the immune system. Scientific researches 

conducted today reveal that this valuable product, 

which has been used in the protection of human health 

throughout history and in the treatment of various 

diseases, can help treatment in cancer patients as well 

as its antimicrobial (bacteria, virus), antioxidant, antiinflammatory 

(anti-inflammatory) properties. 

Balparmak Propolis, a product developed as a result 

of research projects carried out with the support of 

TUBITAK, at the R&D Center with Balparmak’s innovative 

and scientific approach, is obtained without using any 

alcohol, including glycol. Thanks to the single-use special 

packaging of Balparmak Propolis, which contains 100% 

local propolis, there is no need to count drops and 

remains hygienic. Balparmak Propolis, which is offered 

for sale in pharmacies in two different forms for children 

and adults, is recommended to be consumed by adding 

honey or other foods and drinks once a day or 1 each in 

the morning and evening. 

Access natural honey in the most reliable way 

Reaching natural honey is only possible by choosing 

products from packaged, analyzed and reliable brands. 

Balparmak transparently reveals the entire journey of 

honey, which it analyzes in at least 100 parameters, from 

the hive to the table. With the priospot system used in 

a food item for the first time in the world, Balparmak 

gives consumers the opportunity to trace the honey 

they eat. When the consumer reads the QR code on 

the product packaging to his smartphone, he can easily 

access the information about which flowers and plants 

are the source of the honey, as well as the analysis report 

of honey, and he can be sure that he consumes natural 

honey. 

Flavonoids such as quercetin, hesperidin and apigenin 

found in honey help protect against heart, cancer and 

diabetes diseases. The body is purified from toxins thanks 

to gluconic and malic acids, which are naturally found 

in honey. The mucilage contained in honey covers the 

inner surface of the stomach and intestines, preventing 

burning in the stomach and bloating in the intestines. 

Bağışıklık sisteminizi propolis ile güçlendirin 

Çok değerli bir kovan ürünü olan propolis, bağışıklık 

sistemine olan faydası nedeniyle özellikle pandemi 

sürecinde yoğun ilgi görüyor. Tarih boyunca insan 

sağlığının korunması ve çeşitli hastalıkların tedavisinde 

kullanılan bu değerli ürünün, antimikrobiyal (bakteri, 

virüs), antioksidan, antienflamatuvar (iltihap giderici) 

özelliklerinin yanı sıra kanser hastalarında tedaviye 

yardımcı olabildiği, günümüzde yürütülen bilimsel 

araştırmalarla ortaya koyuluyor. 

Balparmak’ın inovatif ve bilimsel yaklaşımıyla Ar- 

Ge Merkezi’nde, TÜBİTAK desteğiyle gerçekleştirilen 

araştırma projeleri sonucunda geliştirilen ürünü 

Balparmak Propolis, glikol dahil hiçbir bir alkol 

kullanılmadan elde ediliyor. Yüzde 100 yerli propolis içeren 

Balparmak Propolis’in tek kullanımlık özel ambalajı 

sayesinde hem damla saymaya gerek kalmıyor hem de 

hijyenik kalıyor. Çocuklar ve yetişkinler için iki ayrı formda 

eczanelerde satışa sunulan Balparmak Propolis’in günde 

1 adet veya sabah ve akşamları 1’er adet, bal veya diğer 

yiyecek ve içeceklere ilave edilerek tüketilmesi öneriliyor. 

Doğal bala en güvenilir şekilde ulaşın 

Doğal bala ulaşmak yalnızca ambalajlı, analiz edilmiş ve 

güvenilir markaların ürünlerini tercih etmekle mümkün. 

Balparmak da en az 100 parametrede analiz ettiği balın, 

kovandan sofraya ulaşana kadar olan tüm yolculuğunu 

şeffaf bir şekilde gözler önüne seriyor. Dünyada ilk 

defa bir gıda maddesinde kullanılan priospot sistemi ile 

Balparmak, tüketicilere yediği balın izini sürme imkânı 

veriyor. Tüketici, ürün ambalajlarında yer alan QR kodu 

akıllı telefonuna okuttuğunda balın analiz raporunun 

yanı sıra balın kaynağının hangi çiçek ve bitkiler olduğu 

bilgisine rahatlıkla ulaşılabiliyor, doğal bal tükettiğinden 

emin olabiliyor. 

Balda bulunan kuersetin, hesperidin ve apigenin gibi 

flavonoidler kalp, kanser ve diyabet hastalıklarından 

korunmaya yardımcı oluyor. Balda doğal olarak bulunan 

organik asitlerden glukonik ve malik asit sayesinde vücut, 

toksinlerden arınıyor. Balın içerdiği musilaj ise mide ve 

bağırsakların iç yüzeyini kaplayarak; midede yanma ve 

bağırsaklarda şişkinlik oluşumunu önlüyor. 


Strong Immune Formula Granny’s, Now in Turkey 

Güçlü Bağışıklığın Formülü Granny’s, Artık Türkiye’de 

Pandemi nedeniyle daha sık tercih etmeye başladığımız 

pastil grubuna katılan yepyeni bir vitamin olan Granny’s 

içerisinde bulunan zencefil, çinko, propolis ve C vitamini 

ile bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Aynı zamanda 

bitkisel tatlandırıcı stevia ile ağızlarda lezzetli bir 

aroma bırakan bitki özlü Granny’s, vücudu virüslere 

karşı da adeta bir kalkan gibi koruyor. 

Uzmanlar tarafından geliştirilen pastil sayesinde 

boğaz ağrıları ve tahriş olmuş dokular rahatlıyor ve 

yatışıyor. Granny’s hafif ve orta şiddetli boğaz ağrılarında 

yutkunma güçlüğü ve boğaz şişliği gibi şikâyetlerin 

azaltılmasını sağlıyor. İçeriğindeki doğal propolis 

sayesinde ses kısıklığının giderilmesine, çinko 

bileşenleriyle de tahriş olmuş mukozal dokuların sebep 

olduğu kuru öksürüğün bastırılmasına yardımcı olan 

Granny’s herhangi bir yapay tatlandırıcı içermiyor, bunun 

yanı sıra dört adedi ile günlük çinko ve C vitamini ihtiyacını 

da karşılıyor. 

Granny, a brand new vitamin that joins the lozenge 

group, which we have started to prefer more 

frequently due to the pandemic, strengthens the 

immune system with ginger, zinc, propolis and 

vitamin C. At the same time, the herbal sweetener 

stevia leaves a delicious aroma in the mouth and the 

herbal essence Granny protects the body like a shield 

against viruses. 

Thanks to the lozenge developed by experts, sore 

throats and irritated tissues are relieved and soothed. 

Granny’s helps to reduce complaints such as swallowing 

difficulties and throat swelling in mild to moderate 

sore throats. Granny, which helps to relieve hoarseness 

thanks to its natural propolis content and to suppress dry 

cough caused by irritated mucosal tissues with its zinc 

components, does not contain any artificial sweeteners, 

as well as meets the daily need for zinc and vitamin C with 

four of them. 

Granny’s nedir? 

Ses kısıklığı, boğaz ağrısı ve hafif öksürük şikâyeti olan 

kişilerin kısa sürede rahatlaması ve şekere benzemesi 

nedeniyle en sık tercih edilen vitaminler arasında sayılır. 

Belirtiler kendini gösterdiği zaman alınması tavsiye 

edilir. Zaman kaybetmeden kullanılırsa belirtiler 

yoğunlaşmadan sorunun önüne geçebilir. Belirtiler ve 

ağrılar çoktan başlamışsa da kullanılabilir. Bu durumda 

sürecin daha rahat geçirilmesine yardımcı olur. 

What is Granny’s? 

People with hoarseness, sore throat and mild cough are 

considered among the most preferred vitamins due to 

their relief and resemblance to sugar in a short time. It 

is recommended to be taken when symptoms manifest 

themselves. If used without wasting time, it can prevent 

the problem before the symptoms intensify. It can also 

be used if symptoms and pain have already begun. In this 

case, it helps to pass the process more comfortably. 


Granny’s nasıl kullanılır? 

Kullanımı oldukça basittir. Kaç yaşından itibaren 

kullanılabileceği ve günlük ne kadar alınabileceği 

ambalajı üzerinde belirtilmektedir. Günlük alınabilecek 

maksimum miktar önerisinde bulunulmaktadır ve 

kişinin ihtiyacına göre belirtilen bu adede kadar istendiği 

zaman, istendiği miktarda kullanılabileceği anlamına 

gelmektedir. Çocukların kullanımına uygun pastil çeşitleri 

ise kısıtlıdır. 

How is Granny’s used? 

It is very simple to use. It is stated on the packaging from 

how old it can be used and how much it can be taken 

daily. The maximum amount that can be taken per day 

is recommended and it means that it can be used at 

any time and in the desired amount up to this number 

specified according to the needs of the person. The types 

of lozenges suitable for use by children are limited. 

Granny’s faydaları nelerdir? 

-“Öksürüğe iyi gelir mi?” ya da “Boğaz ağrısına iyi gelir 

mi?” gibi sorularınız varsa bu tür şikâyetler üzerinde 

etkilidir. Soğuk algınlığı olan kişiler üzerinde aşağıdaki 

etkilere sahiptir. 

-Sert bir şekere benzer ve ağızda emilerek tüketilir. Böylece 

tükürük bezleri çalıştırır ve yutkunmayı kolaylaştırır. 

Boğaz ağrısını hafifletir. İçinde bulunan antibakteriyel 

etken maddeler sayesinde boğazınızı rahatlatır. 

-Öksürüğe iyi gelir. Solunum 

yollarını yumuşatarak özellikle kuru öksürüğü giderir. 

-Ferahlık hissi verir. İçerdiği yüksek aroma sayesinde 

solunum yollarını açar. 

-İlaç kullanımını azaltır. Hastalık belirtilerini hafifleterek 

kişinin kendini daha iyi hissetmesine ve hastalık sürecini 

antibiyotik almadan atlatmasına yardımcı olur. 

What are the benefits of Granny’s? 

- “Is it good for coughing?” or “Is it good for a sore 

throat?” If you have questions such as this is effective on 

complaints. It has the following effects on people with 

the common cold. 

-It looks like a hard candy and is consumed by being 

absorbed in the mouth. Thus, it activates the salivary 

glands and facilitates swallowing. It relieves sore throat. 

It relieves your throat thanks to the antibacterial active 

ingredients it contains. 

-It is good for cough. It especially relieves dry cough by 

softening the respiratory tract. 

-Gives a feeling of freshness. Thanks to the high aroma it 

contains, it opens the respiratory tract. 

-Reduces drug use. It helps the person to feel better and 

overcome the disease process without taking antibiotics 

by alleviating the symptoms of the disease. 


Can Allergic Rhinitis and Eye Allergy Increase the Risk of 

Coronavirus Transmission? 

Alerjik Nezle ve Göz Alerjisi Koronavirüs Bulaşma Riskini 

Artırabilir mi? 

Bahar aylarının gelmesiyle birlikte polenler etrafa 

yayılmaya başladı. Alerjisi olan kişilerde belirtilerin 

başlamasına neden olan polenler aynı zamanda göz 

alerjisi ve alerjik nezlesi olan kişilerinde belirtilerin 

şiddetlenmesine ve alevlenmesine neden olabilir. 

Alerjiye bağlı belirtiler nedeniyle Koronavirüsün 

bulaşmasına neden olabiliriz. Alerji ve Astım Derneği 

Başkanı Prof. Dr. Ahmet Akçay, konuyla ilgili önemli 

bilgilendirmelerde bulundu. 

Prof. Ahmet Akçay, President of Allergy and 

Asthma Association (Alerji ve Astım Derneği) 

With the arrival of spring, pollen started to 

spread around. Pollen, which causes the onset of 

symptoms in people with allergies, can also cause 

an exacerbation and exacerbation of symptoms in 

people with eye allergies and allergic rhinitis. We 

can cause coronavirus transmission due to allergyrelated 

symptoms. President of Allergy and Asthma 

Association (Alerji ve Astım Derneği) Prof. Ahmet 

Akçay gave important information on the subject. 

Allergic rhinitis, eye allergy and pollen 

Common causes of allergic rhinitis and eye allergies are 

house dust mites, pollens, pet allergens and molds. With 

the arrival of spring, life can be a nightmare for those 

with allergic rhinitis and eye allergies due to pollen. If 

your symptoms such as frequent colds, nasal congestion, 

sneezing, watery eyes and itching appear in the spring 

months when pollen appears, you have a pollen allergy. 

Among the pollens, especially tree pollens start in 

February and March. Grass pollen emerges in May and 

June, and weed pollen in autumn. 

Pollen can also affect allergic asthma 

Allergy-related asthma is the most common form of 

asthma. If your asthma is particularly due to a pollen 

Alerjik nezle, göz alerjisi ve polenler 

Alerjik nezle ve göz alerjisi nedenleri sıklıkla ev tozu mite, 

polenler, evcil hayvan alerjenleri ve küflerdir. Baharın 

gelmesiyle birlikte polenlere bağlı alerjik nezle ve göz 

alerjisi olanlar için hayat kabus olabilir. Sık nezle, burun 

tıkanması hapşırma, gözlerde sulanma ve kaşınma gibi 

belirtileriniz polenlerin ortaya çıktığı bahar aylarında 

ortaya çıkıyorsa polen alerjiniz var demektir. Polenlerden 

özellikle ağaç polenleri Şubat ve Mart aylarında 

başlamaktadır. Mayıs ve Haziran aylarında ise çimenlerin 

polenleri, sonbahar aylarında yabani ot polenleri ortaya 

çıkmaktadır. 

Polenler aynı zamanda alerjik astımı da etkileyebilir 

Alerjiye bağlı astım, astımın en yaygın şeklidir. 

Astımınız özellikle polen alerjisine bağlı ise, alerjenlerin 

solunmasıyla hastalık belirtileri tetiklenecektir. 

Alerjenler, toz akarları, evcil hayvan tüyleri, polen veya küf 

gibi birçok farklı nedenler olabilir. Alerjiye bağlı astımda, 

alerjenler bağışıklık sisteminde başlayan bir yanıtı tetikler. 

Karmaşık bir reaksiyon yoluyla, bu alerjenler daha sonra 

akciğerlerin hava yollarındaki bronşların iltihaplanmasına 

neden olur. Bu iltihap, öksürük, hırıltılı solunum ve diğer 

astım belirtilerine neden olan şeydir. Alerjenlere maruz 

kalma astım belirtilerini tetikleyebilir. 

Alerjik astım, alerjik nezle ve göz alerjisi belirtileri 

nelerdir? 

Alerjik nezle, alerjik astım ve göz alerjisinin belirtileri 

kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı kişilerde 

belirtileri günlük hayatın akışını etkileyecek şiddete 

varabilir. Bu durumda ne okulda başarılı olunabilir ne de 

iş hayatında başarılı olunabilir. Çünkü hayat bize kabus 

hale gelmiştir bile 


allergy, the symptoms of the disease will be triggered 

by inhaling the allergens. There can be many different 

causes such as allergens, dust mites, pet hair, pollen or 

mold. In allergic asthma, allergens trigger a response that 

starts in the immune system. Through a complex reaction, 

these allergens then cause inflammation of the bronchi 

in the airways of the lungs. This inflammation is what 

causes coughing, wheezing, and other asthma symptoms. 

Exposure to allergens can trigger asthma symptoms. 

What are the symptoms of allergic asthma, allergic 

rhinitis and eye allergy? 

Symptoms of allergic rhinitis, allergic asthma and eye 

allergy can vary from person to person. In some people, 

the symptoms can be severe enough to affect the flow 

of daily life. In this case, one can neither be successful in 

school nor be successful in business life. Because life has 

already become a nightmare for us 

Symptoms of allergic asthma include: 

-Grunt, 

-Cough, 

Chest tightness, 

-Shortness of breath. 

Symptoms of allergic rhinitis include: 

Obstruction of the nose, 

Runny nose 

Watery eyes, 

Redness and irritation in the eyes, 

Irritation in the throat, 

Symptoms of an eye allergy include: 

Intense itching in the eyes and the urge to rub the eyes, 

Red eyes 

Watery or white, mucus discharge. 

Swollen eyelids. 

Can allergic rhinitis and eye allergy increase the risk 

of coronavirus transmission? 

Pollen exposure weakens immunity against viruses by 

reducing the antiviral interferon response. If waves of 

infection coincide with high pollen concentrations in the 

air, it contributes to Coronavirus transmission. If allergic 

rhinitis and eye allergy are due to pollens, symptoms such 

as itching in the nose, cold, nasal congestion, and itching 

in the eyes occur with the emergence of pollen. As a 

result, the hands frequently touch the nose and eyes, as a 

result, the coronavirus is transmitted more easily from the 

surrounding area. At the same time, if an allergic person 

has a coronavirus, it is easier for us to infect others with 

the coronavirus by sneezing, touching the environment 

by hands touching the nose and eyes. For these reasons, 

it is very important to treat those with allergic diseases to 

prevent symptoms when pollen emerges. 

Alerjik astım belirtileri şunları içerir: 

-Hırıltı, 

-Öksürme, 

-Göğüste sıkışma, 

-Nefes darlığı. 

Alerjik nezle belirtileri şunları içerir: 

-Burun tıkanıklığı, 

-Burun akıntısı, 

-Gözlerde sulanma, 

-Gözlerde kızarıklık ve tahriş, 

-Boğazda tahriş, 

Göz alerjisinin belirtileri şunları içerir: 

-Gözlerde yoğun kaşıntı ve gözleri ovma dürtüsü, 

-Kırmızı gözler, 

-Sulu veya beyaz, mukus akıntısı. 

-Şişmiş göz kapakları. 

Alerjik nezle ve göz alerjisi koronavirüs bulaşma riskini 

artırabilir mi? 

Polen maruziyeti, antiviral interferon tepkisini azaltarak 

virüslerine karşı bağışıklığı zayıflatır. Enfeksiyon dalgaları 

havadaki yüksek polen konsantrasyonlarıyla çakışırsa 

Koronavirüs bulaşmasına katkı sağlar. 

Alerjik nezle ve göz alerjisi polenlere bağlıysa polenlerin 

ortaya çıkmasıyla birlikte burunda kaşınma, nezle, 

burun tıkanması, gözlerde kaşınma gibi belirtiler ortaya 

çıkmaktadır. Bunun sonucu sık sık eller burun ve göze 

dokunmakta bunun sonucunda da etraftan koronavirüs 

daha kolay bulaşmaktadır. Aynı zamanda alerjik birinde 

Koronavirüs olması durumunda hapşırma, burna ve 

göze dokunan ellerin etrafa dokunması ile Koronavirüsü 

başkalarına bulaştırmamız daha kolay olmaktadır. Bu 

nedenlerden dolayı alerjik hastalığı olanların polenlerin 

ortaya çıkmasıyla birlikte belirtileri engellemek için tedavi 

edilmesi çok önemlidir. 


Alerjik nezle ile Koronavirüs nasıl ayrılır? 

Koronavirüs olanlarda yüksek ateş, halsizlik, kas 

ağrısı, koku ve tat alma sorunu olurken polen alerjisine 

bağlı alerjik nezle ve göz alerjisi olanlarda bu belirtiler 

görülmez. Alerjik nezlesi olanlarda peşpeşe hapşırma ve 

burun kaşınması ön planda olmaktadır. Küçük çocuklarda 

yüksek ateş daha az olması nedeniyle alerjik nezle ile 

Koronavirüs birbirine daha çok karışmaktadır. Ancak, 

çocuklarda da peşpeşe hapşırma ve burun kaşınması ön 

planda olması alerjik nezleyi akla getirmelidir. 

How to differentiate allergic rhinitis and coronavirus? 

Those with coronavirus have high fever, weakness, 

muscle pain, smell and taste problems, while those with 

allergic rhinitis and eye allergies due to pollen allergy 

do not have these symptoms. Consecutive sneezing and 

nasal itching are at the forefront in those with allergic 

rhinitis. Since high fever is less in young children, allergic 

rhinitis and Coronavirus are more confused with each 

other. However, the fact that consecutive sneezing and 

nasal itching in children are at the forefront should bring 

allergic flu to mind. 

How is the diagnosis of allergic rhinitis and asthma? 

Your family history and medical history are also important 

in diagnosing allergic rhinitis and eye allergy. The allergist 

will examine your medical and family history after a 

detailed review. After that, your allergist can do some 

tests to determine the trigger, the substance that causes 

the symptoms. These tests can be skin testing, blood 

testing, and molecular allergy testing. 

Molecular Allergy Test for pollen allergy 

Molecular allergy test will be very useful, especially if 

your pollen allergy is very serious. Molecular allergy test 

will be useful for the diagnosis of oral allergy syndrome, 

especially in people with symptoms such as itching in 

the mouth and swelling of the lips. Whether there is 

vegetable, fruit and nut allergy due to cross-reaction 

to pollen allergy can also be revealed by this test. With 

this test, true allergies can be distinguished from cross 

reactions. In this way, it can be revealed which allergens 

should be included in the allergy vaccine and whether the 

sublingual allergy vaccine will be beneficial. 

Treatment of allergic rhinitis and eye allergy 

The most effective method in the treatment of allergies 

is to avoid the allergen that causes the allergy. 

Alerjik nezle ve astımın teşhisi nasıl yapılır? 

Alerjik nezle ve göz alerjisinin teşhisinde aile geçmişiniz 

ve tıbbi öykünüz de önemlidir. Alerji uzmanı, tıbbi ve 

aile geçmişinizi detaylı bir şekilde inceledikten sonra 

muayene edecektir. Bunun akabinde alerji uzmanınız 

tetikleyiciyi yani belirtilere neden olan maddeyi belirlemek 

için bazı testler yapabilir. Bu testler deri testi, kan testi ve 

moleküler alerji testi olabilir. 

Polen alerjisi için Moleküler Alerji Testi 

Özellikle polen alerjiniz çok fazla ve ciddiyse moleküler 

alerji testi çok faydalı olacaktır. Özellikle ağız içinde 

kaşıntı, dudakta şişme gibi belirtiler olan kişilerde oral 

alerji sendromu tanısı için moleküler alerji testi faydalı 

olacaktır. Polen alerjisine çapraz reaksiyon nedeniyle 

bağlı sebze, meyve ve kuruyemiş alerjisi olup olmadığı 

da bu test sayesinde ortaya çıkabilmektedir. Bu testle 

gerçek alerjiler çapraz reaksiyondan ayrılabilir. Bu sayede 

alerji aşısı içine hangi alerjenlerin konulması gerektiği 

ve dil altı alerji aşısının faydalı olup olmayacağı ortaya 

çıkabilmektedir. 

Alerjik nezle ve göz alerjisinin tedavisi 

Alerjilerin tedavisinde en etkili yöntem alerjiye neden 

olan maddeden yani alerjenden kaçınmaktır. Ancak konu 

polenler olunca kaçınmak çok da mümkün olmayabilir. 

Çünkü polenler rüzgarın etkisiyle havada her yerde 

bulunmakta ve alerjisi olanlara zarar vermektedir. 

Bu sebeple tedavi gerekebilir. Alerjik nezlenin ve göz 

alerjisinin çeşitli tedavi yöntemleri bulunur. Bu tedavi 

yöntemleri kişinin belirtilerine ve belirtilerin şiddetine 

göre değişkenlik gösterebilir. Göz alerjisi ve alerjik 

nezlenin tedavisinde ilaç tedavisi, aşı tedavisi ve kaçınma 

yöntemleri uygulanabilir. 

İlaç tedavisi 

Reaksiyon belirtilerinin hafiflemesi için birtakım ilaçlar 

kullanılabilir. Antihistaminikler, dekonjestanlar, göz 

damlaları, burun spreyleri ve kortikostreoidler gibi 

çeşitli ilaçlar tedavide kullanılabilir. Bu ilaçların bir kısmı 

reçetesiz olarak satılmaktadır. Ancak ilaç kullanmadan 

önce mutlaka alerji uzmanına danışılması gerekir. Aksi 

durumda yanlış kullanılan ilaçlar belirtilerin tekrar 

gelmesine neden olabilirken gereksiz ilaç kullanımı bazı 

yan etkileri de beraberinde getirebilir. 


However, when it comes to pollen, it may not be possible 

to avoid. Because pollen is everywhere in the air with the 

effect of the wind and harms allergy sufferers. For this 

reason, treatment may be required. There are various 

treatment methods for allergic rhinitis and eye allergy. 

These treatment methods may vary according to the 

person’s symptoms and the severity of the symptoms. 

Drug therapy, vaccine therapy and avoidance methods 

can be used in the treatment of eye allergies and allergic 

rhinitis. 

Medication 

Some medications can be used to relieve reaction 

symptoms. Various medications such as antihistamines, 

decongestants, eye drops, nasal sprays and corticosteroids 

can be used in treatment. Some of these drugs are 

available without a prescription. However, an allergist 

should be consulted before using medication. Otherwise, 

incorrectly used drugs may cause the symptoms to come 

back, while unnecessary drug use may also bring some 

side effects. 

Immunotherapy (Vaccine Therapy - Allergy Vaccine) 

If you have severe allergies, your doctor may recommend 

immunotherapy, or allergy vaccine, as it is known. You can 

use this treatment plan with medications to control your 

symptoms. These vaccines reduce your immune response 

to certain allergens over time. This treatment method is 

a long-term treatment and the success rate is very high. 

Allergy vaccines are recommended especially for people 

using medication for a long time and for people with 

severe symptoms. 

Thanks to allergy vaccines, complaints disappear, the 

need for medication is eliminated, and as a result, the 

quality of life increases. Vaccine treatment should be 

done and followed by an allergist. Molecular allergy 

testing should be used for an effective allergy vaccine for 

those with too much pollen allergy. Vaccine treatment 

is a treatment method that can continue for 3-5 years. 

The effect of the vaccine emerges after the 6th month 

of vaccine treatment. If the benefit of the vaccine does 

not appear within 12 months with the vaccine treatment, 

the vaccine treatment is discontinued. In case of success 

in vaccine treatment, the effect of the vaccine continues 

for 5-10 years after the vaccine is discontinued. Even if 

the symptoms will return after 5-10 years, the symptoms 

will not be as high as before. 

Avoiding pollen allergy 

There are some ways that people with pollen allergies 

can follow to reduce symptoms. These methods can be 

detailed as follows: 

When should people with pollen allergy go out? 

* During the pollen season, the density of pollen in the air 

İmmünoterapi (Aşı Tedavisi – Alerji Aşısı) 

Şiddetli alerjiniz varsa doktorunuz immünoterapi veya 

bilinen adıyla alerji aşısı önerebilir. Bu tedavi planını 

semptomlarınızı kontrol etmek için ilaçlarla birlikte 

kullanabilirsiniz. Bu aşılar, zamanla belirli alerjenlere 

karşı bağışıklık tepkinizi azaltır. Bu tedavi yöntemi uzun 

süreli devam eden bir tedavidir ve başarı oranı çok 

yüksektir. Özellikle uzun süre ilaç kullanan kişilerde 

ve belirtilerin şiddetli olduğu kişilerde alerji aşıları 

önerilmektedir. 

Alerji aşıları sayesinde şikayetler ortadan kalkmakta, ilaç 

ihtiyacı ortadan kalkmakta ve bunun neticesinde hayat 

kalitesi de artmaktadır. Aşı tedavisinin bir alerji uzmanı 

tarafından yapılması ve takip edilmesi gereklidir. Çok fazla 

polen alerjisi olanlarda etkili alerji aşısı için moleküler 

alerji testinden faydalanmak gerekir. Aşı tedavisi 3-5 

yıl devam edebilen bir tedavi yöntemidir. Aşı tedavisinin 

6. ayından sonra aşının etkisi ortaya çıkmaktadır. Aşı 

tedavisiyle 12 ay içinde aşının faydası ortaya çıkmaz ise aşı 

tedavisine son verilir. Aşı tedavisinde başarı elde edilmesi 

halinde aşının kesilmesinden sonra aşının etkisi 5-10 

yıl süreyle devam etmektedir. 5-10 sene sonra belirtiler 

geriye gelecek olsa bile eskisi kadar belirtiler yüksek 

seviyede olmayacaktır. 

Polen alerjisinden kaçınma 

Polen alerjisi olan kişilerin, belirtileri azaltmak için 

izleyebileceği bazı yollar vardır. Bu yöntemler şu şekilde 

detaylandırılabilir: 

Polen alerjisi olanlar ne zaman dışarı çıkmalı? 

*Polen sezonu boyunca, havadaki polenlerin yoğunluğu 

aynı değildir; günden güne hatta aynı gün içinde bile 

değişiklik gösterebilir. 


is not the same; It may vary from day to day or even within 

the same day. People with pollen allergy need to take 

into account their pollen count when they go outside. 

* Pollen density usually starts to increase in the morning 

hours, peaks at noon and gradually decreases. Pollen is 

at its lowest during the day, before sunrise and in the 

evening. 

* However, this situation varies. There is a lot of pollen 

even in the evening when pollen numbers are high. 

Pollen density is affected by weather conditions 

* In windy weather, pollen stays in the air and its spreading 

areas increase. 

* In rainy weather, there are very significant decreases in 

the pollen concentration in the air. 

* Pollen density is indicated in meteorology reports; 

these reports need to be followed up. 

Personal protection 

* When you go out during the pollen season, you can 

wear a visor hat, wide goggles and a mask. 

* When you return home, change your clothes, wash 

your hair and face with plenty of water, take a shower if 

possible. 

* You should avoid activities such as mowing grass and 

collecting dry leaves. 

* Special gels applied around the nose can retain pollen 

and prevent it from entering the nose. 

Protection of living spaces 

* Take care to keep doors and windows closed when 

pollen is intense. 

* Do not dry your clothes outside during the pollen 

season. 

* Use a pollen filtered air conditioner in your home and 

car. 

* Keep the windows closed while driving. 

As a result, people with pollen allergy, which is the cause 

of allergic rhinitis, eye allergy and asthma, should be more 

careful in the spring months and start treatment early 

when symptoms are seen. It will also be very beneficial 

for those with allergy symptoms to stay away from public 

areas, pay attention to masks and distance, and frequent 

hand washing. 

Polen alerjisi olan kişilerin dışarı çıktıkları zaman polen 

sayılarını dikkate almaları gerekir. 

*Polenlerin yoğunluğu genellikle sabah saatlerinde 

artmaya başlar, öğle saatlerinde zirve yapar ve gittikçe 

azalır. Polenlerin gün içinde en düşük yoğunlukta olduğu 

saatler güneş doğmadan önceki ve akşam saatleridir. 

*Ancak bu durum değişkenlik gösterir. Polen sayılarının 

yoğun olduğu zamanlar akşam saatlerinde bile çok sayıda 

polen bulunur. 

Polen yoğunluğu hava durumundan etkilenir 

*Rüzgarlı havalarda polenlerin havada kalma süreleri ve 

yayılma alanları artar. 

*Yağmurlu havalarda, havadaki polen yoğunluğunda çok 

belirgin düşüşler olur. 

*Meteoroloji raporlarında polen yoğunluğu 

belirtilmektedir; bu raporların takip edilmesi gerekir. 

Kişisel korunma 

*Polen sezonunda dışarı çıktığınızda siperli şapka, geniş 

gözlük ve maske kullanabilirsiniz. 

*Eve döndüğünüzde giysilerinizi değiştirin, saçınızı ve 

yüzünüzü bol su ile yıkayın, mümkünse duş alın. 

*Çim biçme, kuru yaprakları toplama gibi faaliyetlerden 

kaçınmalısınız. 

*Burun çevresine uygulanan özel jeller, polenleri tutarak 

burun içine girmesini önleyebilir. 

Yaşam alanlarının korunması 

*Kapı ve pencereleri polenlerin yoğun olduğu zamanlarda 

kapalı tutmaya özen gösterin. 

*Polen sezonunda çamaşırlarınızı dışarıda kurutmayın. 

*Evinizde ve arabanızda polen filtreli klima kullanın. 

*Araba kullanırken camları kapalı tutun. 

Sonuç olarak özellikle alerjik nezle, göz alerjisi ve astımın 

nedeni polen alerjisi olanların bahar aylarında çok daha 

dikkatli olması, belirtilerin görülmesiyle erkenden tedavi 

başlanması Koronavirüs’ün bulaşmasına karşı da çok 

önemli bir tedavi yaklaşımı olacaktır. Alerji belirtileri 

olanların toplu alanlardan uzak durmaları, maske ve 

mesafeye dikkat etmeleri ve sık el yıkamaları da çok 

faydalı olacaktır. 


“Atopic Dermatitis” 

Awareness by 

Pierre Fabre 

Pierre Fabre’den “Atopik Dermatit” Bilinçlendirmesi 

The “Satellite Symposium” within the scope of 

Virtual Dermatology Meeting of the Turkish Society 

of Dermatology was held with the sponsorship of 

Pierre Fabre and moderated by Ali İhsan Varol. 

At the symposium, where information about Pierre Fabre 

company, which has a long history, operating in fields that 

complement each other as Medicine, Dermocosmetic 

and Consumer Health, and the Eau Thermale Avène 

Hydrotherapy center where patients from all over the 

world find healing, Prof. Dr. Gonca Gökdemir shared 

information about Atopic Dermatitis treatment. 

At the symposium, moderated by Ali İhsan Varol 

and attended by two guests attending the Avène 

hydrotherapy center, the guests shared their experiences 

of atopic dermatitis and their treatment processes with 

the participants. 

With the discovery of Avène thermal water, this adventure 

full of healing, health and beauty spread from a small 

town in France to the whole world. The soothing, relaxing 

and refreshing effects of the Avène thermal spring are 

discovered when a horse in the town, bruised due to a skin 

disease, goes to this water source and heals. Since then, 

thermal water has been delivered to consumers by being 

bottled untouched from its source. Avène Thermal Spring 

Water is the main component of all Avène products. In 

addition, patients from all over the world continue to 

be healed at the Avène Thermal Hydrotherapy center 

located at the source of the water. 

Türk Dermatoloji Derneği Sanal Dermatoloji Buluşması 

kapsamındaki “Uydu Sempozyumu” Pierre Fabre 

sponsorluğu ve Ali İhsan Varol’un moderatörlüğünde 

gerçekleşti. 

İlaç, Dermokozmetik ve Tüketici Sağlığı olarak birbirini 

tamamlayan alanlarda faaliyet gösteren, köklü bir 

geçmişe sahip Pierre Fabre firması ve dünyanın dört bir 

yanından gelen hastaların şifa bulduğu Eau Thermale 

Avène Hidroterapi merkezi hakkında bilgilerin paylaşıldığı 

sempozyumda, Prof. Dr. Gonca Gökdemir Atopik Dermatit 

tedavisi hakkında bilgiler paylaştı. 

Ali İhsan Varol moderatörlüğünda, Avène hidroterapi 

merkezine giden iki konuğun da katılımıyla devam eden 

sempozyumda, konuklar atopik dermatit rahatsızlığı 

kaynaklı yaşadıklarını ve tedavi süreçlerini katılımcılarla 

paylaştılar. Avène termal suyun keşfiyle, Fransa’nın 

küçük bir kasabasından tüm dünyaya yayılan şifa, sağlık 

ve güzellik dolu bu serüven başlamıştır. Kasabada cilt 

hastalığı nedeniyle yara bere içinde olan bir atın bu su 

kaynağına gidip iyileşmesiyle Avène termal su kaynağının 

yatıştırıcı, rahatlatıcı ve ferahlatıcı etkileri keşfedilir. O 

zamandan bu yana termal su, kaynağından el değmeden 

şişelenerek tüketicilere ulaştırılmaktadır. Avène Termal 

Su, tüm Avène ürünlerinin ana bileşenidir. Ayrıca 

suyun kaynağında bulunan Avène Termal Hidroterapi 

merkezinde dünyanın dört bir yanından gelen hastalar şifa 

bulmaya devam ediyor. 


Amgen’s “Stronger Together” Campaign Encourages to Act 

Together to Protect Women’s Health in Turkey 

Amgen’in “Birlikte Güçlüyüz” Kampanyası, Türkiye’deki Kadınları 

Sağlıklarını Korumak İçin Ortak Harekete Geçmeye Teşvik Ediyor 

The first focus of the campaign is on osteoporosis, 

which is undiagnosed and poorly treated in many 

parts of the world, leading to loss of function and 

independe1 

Women are invited to visit www.birliktegucluyuz.info 

to access information and educational tools which 

will help them and other women to be healthier in 

their lives. 

In March we celebrate International Women’s Day, 

Amgen, bone health, heart health and cancer, such as 

in Turkey to shed light on critical women’s health issue 

‘Stronger Together’ campaign launched. Women rely 

heavily on health information from their families and 

friends, so family members and friends, who are the 

main source of information, can play an important role 

in getting women to take action.2 The campaign aims 

to facilitate and develop these discussions and provide 

easy-to-understand health information and tools to help 

women become stronger together on their journey to a 

healthier life.4 

Especially in the COVID-19 epidemic, some women have 

to postpone or even cancel their routine medical care, so 

campaigns for women’s health gain more importance.3 

Studies show that, due to long-standing inequalities 

and social differences, women often have much more 

difficulty than men during the pandemic, find themselves 

in a caregiver role, and it becomes more difficult for them 

Kampanyanın ilk odak noktası, dünyanın birçok 

yerinde tanı koyulmayan ve yetersiz tedavi edilen, 

fonksiyon ve bağımsızlık kaybına yol açan osteoporoz 

hakkındadır. 

Kadınlar, kendilerinin ve hayatlarında yer alan diğer 

kadınların daha sağlıklı olmalarını sağlayacak 

bilgi ve eğitim araçlarına erişmek için www. 

birliktegucluyuz.info adresini ziyaret etmeye davet 

ediliyorlar. 

Dünya Kadınlar Günü’nü kutladığımız Mart ayında, Amgen, 

kemik sağlığı, kalp sağlığı ve kanser gibi kritik kadın 

sağlığı sorunlarına ışık tutmak için Türkiye’de ‘Birlikte 

Güçlüyüz’ kampanyasını başlattı. Kadınlar, ailelerinden ve 

arkadaşlarından edindikleri sağlık bilgilerine büyük ölçüde 

güveniyor, böylece temel bilgi kaynağı olan aile üyeleri 

ve arkadaşlar kadınların harekete geçmesini sağlamada 

önemli rol oynayabiliyor. Kampanya, bu tartışmaları 

kolaylaştırmak, geliştirmek ve kadınların daha sağlıklı bir 

yaşama giden yolculuklarında birlikte daha güçlü hale 

gelebilmeleri için kolay anlaşılabilir sağlık bilgilerini ve 

araçlarını sağlamayı amaçlıyor. 

Özellikle COVID-19 salgınında bazı kadınlar rutin tıbbi 

bakımlarını ertelemek, hatta tamamen iptal etmek 

durumunda kalıyorlar, o yüzden kadın sağlığına yönelik 

kampanyalar daha da önem kazanıyor. Araştırmalar, uzun 

süredir var olan eşitsizlikler ve sosyal farklılıklar nedeniyle, 

pandemi sırasında çoğunlukla kadınların erkeklerden çok 


to take care of themselves. 

“Amgen, has long been focused on improving the health 

of women is conducting studies worldwide. Our recent 

international research showed that women have some 

basic knowledge of health, but do not know enough 

about the tools available to put that knowledge into 

action,” said Güldem Berkman, General Manager, Amgen 

Turkey & Gensenta. “We are committed to encouraging 

discussion on this topic - in their families, social groups, 

and across generations with ‘We are Stronger Together’ 

campaign to help women take the right steps to protect 

their health and women.” 

The campaign published the results of a study involving 

300 women, focusing primarily on osteoporosis and 

bone health. The findings, women majority in Turkey 

(94%) in to remain independent acknowledged that 

plays an important role in bone health, one of the two 

women (49%) that the distress was revealed that the 

conversation with the doctor about bone health.5 

Dr. Aylin Löle, Founder, Awen for Us, said, “We know that 

women have to undertake unpaid domestic labor due to 

gender roles, but during the pandemic it is evident that 

they often ignore their own health. “We are Stronger 

Together campaign of Amgen will serve as an important 

reminder to women to protect their health, as well as to 

look out for each other in times like these when women’s 

access to health resources and health information is more 

limited.” Awan For Us is doing partnership with Amgen 

to announce important information about the campaign 

women in Turkey. 

Osteoporosis is a serious health condition that is often 

underdiagnosed.6 It is estimated that one out of every 

three Turkish women has osteoporosis.[1] After suffering 

a bone fracture, most patients remain undiagnosed and 

untreated for osteoporosis, the underlying cause of 

the fracture. Following a fracture, 40% of patients are 

unable to walk independently and 80% have difficulty 

in daily activities such as driving and grocery shopping. 

In addition to physical limitations, osteoporosis and 

fractures can significantly affect women’s mental and 

emotional health.6 

daha zorlandıklarını, kendilerini bakım veren rolünde 

bulduklarını ve kendilerine bakmalarının daha zor hale 

geldiğini gösteriyor. 

Amgen Türkiye ve Gensenta Genel Müdürü Güldem 

Berkman “Amgen, uzun süredir, kadın sağlığını 

iyileştirmeye odaklı dünya çapında çalışmalar yürütüyor. 

Yakın zamanda yaptığımız uluslararası araştırmamız, 

kadınların sağlıkla ilgili bazı temel bilgileri olduğunu, 

ancak bu bilgiyi harekete dönüştürmek için mevcut 

araçlar hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıklarını 

gösterdi” diyerek ekledi: “Birlikte Güçlüyüz” kampanyası 

aracılığıyla, kadınların sağlıklarını korumak için doğru 

adımları atmalarına yardımcı olmaya ve kadınlar arasında 

– ailelerinde, sosyal gruplarında ve nesiller boyunca – bu 

konudaki tartışmaları teşvik etmeye kararlıyız.” 

Kampanya, öncelikle osteoporoz ve kemik sağlığına 

odaklanarak, 300 kadını kapsayan bir araştırmanın 

sonuçlarını yayınladı. Bulgular, Türkiye’de kadınların 

çoğunluğunun (%94) bağımsız kalabilme konusunda 

kemik sağlığının önemli bir rol oynadığını kabul ettiğini, 

iki kadından birinin (%49) endişe duymadığından, kemik 

sağlığı konusunda doktoru ile konuşmadığını ortaya 

koydu. 

Awen For Us Kurucusu Dr. Aylin Löle: “Kadınların 

toplumsal cinsiyete dayalı roller nedeniyle ev içi ücretsiz 

emeği üstlenmek durumunda kaldıklarını biliyoruz, 

ancak pandemi sırasında açık şekilde görülüyor ki, kendi 

sağlıklarını genellikle göz ardı ediyorlar. Amgen’in Birlikte 

Güçlüyüz kampanyası, kadınlara sağlıklarını korumaları 

için ve aynı zamanda kadınların sağlık kaynaklarının ve 

sağlık bilgilerine erişiminin daha sınırlı olduğu bu gibi 

zamanlarda birbirlerini kollamaları için önemli bir hatırlatıcı 

görevi görecek” dedi. Awen For Us, kampanyayla ilgili 

önemli bilgileri Türkiye’deki kadınlara yaymak için Amgen 

ile ortaklık yapıyor. 

Osteoporoz, genellikle yetersiz tanı konulan ciddi bir 

sağlık durumudur. Her üç Türk kadınından birinde 

osteoporoz olduğu tahmin edilmektedir. Bir kemik kırığı 

yaşadıktan sonra çoğu hasta, kırığın altında yatan neden 

olan osteoporoz için teşhis ve tedavi edilmeyebiliyor. Bir 

kırılmayı takiben, hastaların %40’ı bağımsız yürüyemiyor 


We Are Stronger Together Findings of Women’s 

Health Research5 

Research revealed some remarkable findings about the 

challenges they face and how they see women’s bone 

health in Turkey. 

• Women can recognize early signs of osteoporosis: Most 

women are among the early signs of deterioration of 

bone health; He knows that there is a bone that breaks 

easily (88%), loss of height over time (87%) and back pain 

(71%). 

• As far as screening tools are concerned, rates are 

lower in taking action, even though there is awareness: 

Although three out of four women (73%) stated that 

bone density scans are important in understanding bone 

health, 60% had never had a scan. 

• Most of the women have never completed a fracture 

risk assessment*: 45% of the women participating in 

the study have never heard of or had a fracture risk 

assessment done; 20% of them heard about it but never 

had it done. Those who had a broken risk assessment 

made up 10% of the group. 

• Despite the prevalence of osteoporosis and the role 

of family history, this topic is rarely discussed: Only one 

tenth (12%) of respondents said they discussed health 

issues with family and friends. 

• Trust in doctors is high, but important women’s health 

issues are not regularly on the agenda: Almost all (98%) 

of the women participating in the study said that they 

saw their doctors or healthcare professionals as the most 

reliable source of information. However, about one in 

five women (19%) who did not talk to their doctors about 

bone health stated that they did not do this as this issue 

was not raised by their doctors beforehand. 

Women should talk about bone health at their next 

appointment with their doctor and encourage other 

women in their lives to take proactive steps to improve 

bone health. The campaign invites women to participate 

in a new physical activity in Breakout Challenge to help 

improve their health, and post photos and videos via 

social media using the hashtag #BirlikteGüçlüyüz 

For more information on how to get involved and access 

tools to talk to your doctor, other family members and 

friends about women’s health, visit www.birliktegucluyuz. 

info 

*The Fracture Risk Assessment Tool (FRAX) assesses a person's risk of 

having an osteoporosis-related fracture in the next 10 years and uses 

a formula that describes age, weight, gender, smoking history, alcohol 

use, and fracture history. 

Kırık Riski Değerlendirme Aracı (FRAX), bir kişinin önümüzdeki 

10 yıl içinde osteoporozla ilişkili bir kırığa sahip olma riskini 

değerlendirir ve yaş, kilo, cinsiyet, sigara geçmişi, alkol kullanımı 

ve kırık geçmişini açıklayan bir formül kullanır. 

ve %80’i araba kullanmak ve market alışverişi gibi günlük 

aktivitelerde zorlanıyor. Fiziksel sınırlamalara ek olarak, 

osteoporoz ve kırıklar kadınların zihinsel ve duygusal 

sağlığını önemli ölçüde etkileyebiliyor.6 

Birlikte Güçlüyüz Kadın Sağlığı Araştırmasının 

Bulguları5 

Araştırma, Türkiye’de kadınların kemik sağlığına nasıl 

baktıkları ve karşılaştıkları zorluklarla ilgili bazı dikkat 

çekici bulguları ortaya çıkardı. 

• Kadınlar osteoporozun erken belirtilerini fark 

edebiliyorlar: Kadınların çoğu, kemik sağlığının 

bozulmasındaki erken belirtiler arasında; kolay kırılan bir 

kemiğin (%88), zamanla ortaya çıkan boy kaybının (%87) 

ve sırt ağrılarının (%71) olduğunu biliyor. 

• Tarama araçları söz konusu olduğunda, farkındalık olsa 

da harekete geçmede oranlar daha düşük: Dört kadından 

üçü (%73) kemik yoğunluğu taramalarının kemik sağlığını 

anlamada önemli olduğunu belirtse de, %60’ı hiç tarama 

yaptırmamıştı. 

• Kadınların çoğu bir kırık riski değerlendirmesini hiç 

tamamlamamış: Araştırmaya katılan kadınların %45’i, kırık 

riski değerlendirmesini hiç duymamış veya yaptırmamış; 

%20’si bunu duymuş ama hiç yaptırmamıştı. Kırık 

risk değerlendirmesi yaptıranlar ise grubun %10’unu 

oluşturuyordu. 

• Osteoporozun yaygınlığına ve aile öyküsünün rolüne 

rağmen, bu konu nadiren tartışılıyor: Yanıt verenlerin 

sadece onda biri (%12), sağlık konularını aile ve 

arkadaşlarıyla konuştuklarını söyledi. 

• Doktorlara güven yüksek ancak önemli kadın sağlığı 

konuları düzenli olarak gündemde yer almayabiliyor: 

Araştırmaya katılan kadınların neredeyse tamamı (%98), 

doktorlarını veya sağlık uzmanlarını en güvenilir bilgi 

kaynağı olarak gördüklerini söyledi. Ancak, doktorlarıyla 

kemik sağlığı hakkında konuşmayan yaklaşık beş kadından 

biri (%19), doktorları tarafından bu konu önceden 

gündeme getirilmediğinden bunu yapmadığını belirtti. 

Kadınlar, doktorlarıyla bir sonraki randevularında kemik 

sağlığı hakkında konuşmalı ve yaşamlarındaki diğer 

kadınları kemik sağlığını iyileştirmek için proaktif adımlar 

atmaya teşvik etmeliler. Kampanya, kadınları sağlıklarını 

iyileştirmeye yardımcı olmak için Breakout Challenge’da 

yeni bir fiziksel aktiviteye katılmaya ve #BirlikteGüçlüyüz 

etiketini kullanarak sosyal medya aracılığıyla fotoğraf ve 

videolar yayınlamaya davet ediyor. 

Nasıl katılacağınız ve doktorunuzla, diğer aile üyeleri ve 

arkadaşlarınızla kadın sağlığı hakkında konuşma araçlarına 

nasıl erişeceğiniz konusunda daha fazla bilgi için www. 

birliktegucluyuz.info adresini ziyaret edebilirsiniz. 

46 Pharma 

References: 

1. International Osteoporosis Foundation. Epidemiology. https://www.osteoporosis.foundation/health-professionals/fragility-fractures/epidemiology. 

Access was provided in 2021. 

2. Bidmon S, Terlutter R. Gender Differences in Searching for Health Information on the Internet and the Virtual Patient-Physician Relationship in 

Germany: Exploratory Results on How Men and Women Differ and Why. J Med Internet Res. 2015; 17 (6): e156. Released on June 22, 2015. doi: 10.2196 

/ jmir.4127 

3. Ateev Mehrotra et al. The Impact of the COVID-19 Pandemic on Outpatient Care: Visits Return to Prepandemic Levels, but Not for All Providers and 

Patients (Commonwealth Fund, October 2020). https://doi.org/10.26099/41xy-9m57 

4. Simba H and Ngcobo S. Are pandemics gender neutral? Women’s health and COVID-19. Front. Glob. Womens Health, October 19, 2020 | https://doi. 

org/10.3389/fgwh.2020.570666 

5. Kantar Health Research. Unpublished data. 2021. 

6. International Osteoporosis Foundation. About Osteoporosis.

Abbott is Stepping up Local Production in Turkey to 

Include Science-Based Nutrition Products 

Abbott, Türkiye’deki Yerel Üretimine Bilimsel Beslenme 

Ürünlerini de Dahil Ederek Hız Veriyor 

Ebru Kaya, General Manager, Abbott’s 

Nutrition Business in Turkey 

Abbott announced today, that 

the Company is starting local 

manufacturing of sciencebased 

nutritional products in 

partnership with Gönenli Süt 

AŞ, which operates in the 

Gönen district of Balıkesir. 

Since its debut more 

than 130 years, Abbott 

has constantly developed 

life-changing products and 

solutions in nutrition, diagnostics, 

medical devices, and branded generic 

medicines. In 2017, Abbott started full manufacturing of 

some of its local pharmaceutical product range in Turkey, 

with plans to reach 90% by 2023. Abbott aims at creating 

value for Turkey’s healthcare system with its sciencebased 

nutrition products as well. Abbott’s manufacturing 

localization will be part of a 5-year plan, with the first batch 

expected to be launched on the local market in the first half 

of 2021. Science-based nutritional products that had been 

imported into Turkey so far will now be locally produced, 

including 92% of pediatric products in the first phase of the 

plan. 

Developing science-based nutritional products to support 

the nutritional needs of people with chronic diseases to 

keep them strong and active, Abbott embraces the goal 

to improve the lives of more than 3 billion people globally 

by the year 2030. To achieve this goal, Abbott prioritizes 

product innovation, high-quality standards, and sustainable 

partnerships to deliver long-term impact. 

“Our localization project will make significant 

contributions” 

Ebru Kaya, General Manager for Abbott’s nutrition business 

in Turkey, had this to say: “In the light of Turkey’s 10th 

Development Plan stating the goal to improve health 

services and access to medicines, we decided to localize 

the production of our science-based nutritional products in 

2018. Since then, we have been planning our localization 

process to establish a sustainable organization. We are proud 

and excited to provide an added value to our economy. We 

believe that our localization project will make significant 

contributions to healthcare services in our country.” 

Abbott, Balıkesir’in Gönen ilçesinde faaliyet 

gösteren Gönenli Süt ve Süt Ürünleri Gıda San. ve 

Tic. A.Ş. ile işbirliğine giderek bilimsel beslenme 

ürünlerinin yerel üretimini başlattığını duyurdu. 

Kuruluşunun üzerinden geçen 130’u aşkın yılda 

beslenme, tanı, tıbbi cihazlar ve markalı jenerik ilaçlar 

alanlarında yaşamları değiştiren ürün ve çözümler 

geliştirmeye düzenli olarak devam eden Abbott, 2017 

yılında yerel ilaç ürün gamının bir bölümünün tam 

kapasiteyle üretimine başlamıştı. 2023 yılı itibarıyla 

söz konusu ürün gamının üretiminde yüzde 90 oranına 

ulaşmayı planlayan Abbott, bilimsel beslenme 

ürünleriyle de Türkiye’nin sağlık hizmetleri sistemi 

için değer yaratmayı hedefliyor. Abbott’un toplamda 

5 yıllık bir planı içeren üretimde yerelleşme hamlesi 

kapsamında ilk ürünlerin 2021’in ilk yarısında piyasaya 

sunulması bekleniyor. Proje ile birlikte Türkiye’nin 

bugüne kadar ithal ettiği bilimsel beslenme ürünleri, 

planın ilk aşamasında pediatrik ürünlerin yüzde 

92’sini de kapsayacak şekilde yerel olarak üretilecek. 

Abbott, kronik hastalıkları olan kişilerin beslenme 

ihtiyaçlarını desteklemek ve onları yaşamda hem 

güçlü hem de aktif tutmak için bilimsel beslenme 

ürünleri geliştirerek, 2030 yılına kadar dünya 

genelinde 3 milyardan fazla insanın yaşamlarını 

iyileştirme hedefini benimsiyor. Abbott, bu hedefe 

ulaşmak ve uzun vadeli etki sağlamak için ürün 

inovasyonu, yüksek kalite standartları ve sürdürülebilir 

ortaklıklara öncelik veriyor. 

“Üretimde yerelleşme projemizin önemli katkıları 

olacak” 

Abbott Nütrisyon Türkiye Genel Müdürü Ebru Kaya, 

konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: 

“2018 yılında, sağlık hizmetlerinin ve ilaçlara erişimin 

iyileştirilmesi hedefinin vurgulandığı Türkiye’nin 

10’uncu Kalkınma Planı ışığında bilimsel beslenme 

ürünlerimizin yerel üretimine karar vermiştik. O 

tarihten bu yana, sürdürülebilir bir organizasyonu 

tesis etme adına üretimde yerelleşme süreçlerimizin 

planlamasını yapmaya devam ettik. Ekonomimize 

katma değer sağlayacak olan bu projemizle hem 

gurur hem de heyecan duyuyoruz. Yerel üretim 

projemizin ülkemizin sağlık hizmetlerine önemli 

katkılarda bulunacağına inanıyoruz.” 


Product of the Year Found 

Their Owners! 

Yılın Ürünleri Sahiplerini Buldu! 


Selected by the votes of Turkish consumers, Product of the 

Year, which were held in 45 countries, including Turkey 

within the scope of the “Selected Product of the Year” 

program, was announced at the awards ceremony presented 

by actor Efe Tunçer. 

Selected by the votes of Turkish consumers, Product of the Year, 

which were held in 45 countries, including Turkey within the 

scope of the “Selected Product of the Year” program organized 

for the sixth time this year in Turkey, was announced. As a result 

of the survey conducted by Research firm Nielsen on 4012 

consumers across Turkey within the scope of the program where 

innovative products are determined; 9 innovative products 

from the food, beverage, ice cream, automotive, technology, 

cleaning and consumer health sectors were awarded by Turkish 

consumers. Product of the Year accepts entries every year from 

consumer goods that demonstrate innovation and were launched 

within the last 24 months. Participating products are then 

placed into specific categories such as food, beverages, personal 

care, household care, etc. with a product then being chosen as a 

winner in its category through a nationally representative faceto-face 

survey conducted by Nielsen. Winning products are 

announced in March of each year and acquire the right to use 

the POY seal in marketing communications for 1 year. 

YSU_2021_200x270mm.indd 1 13.04.2021 14:47 

Turkish consumers rewarded 9 products 

Turkish consumers rewarded 9 products at the online award 

ceremony presented by the famous actor Efe Tunçer. Algida 

Maraş Sütübol in the category of “ice cream”, Bridgestone 

Weather Control A005 Evo in the category of “Four Season 

Tire”, Castrol Magnatec Stop-Start ve Castrol Magnatec 

(Dualock Technology) in the category of “Mineral Oil”, Fairy 

Platinum Hijyen in the category of “Hand Dishwashing 

Detergent”, Lipton Sade Yeşil Çay in the category of “Green Tea”, 

Lipton Yellow Label Demlik Süzen Poşet Çay in the category of 

“Tea”, Pharmaton Essentials in the category of “Multivitamin”, 

Şenpiliç Annemin Köftesi in the category of “Processed 

Chicken Products”, and TTEC Airbeat Duo in the category of 

“Headphones” were the products deemed worthy of awards by 

Turkish consumers. 

Türkiye dahil 45 ülkede düzenlenen “Yılın Seçilmiş Ürünü” 

programı kapsamında Türk tüketicilerinin oylarıyla 

belirlenen “Yılın Ürünleri”, oyuncu Efe Tunçer’in sunduğu 

ödül töreniyle açıklandı. 

Türkiye’de 6. kez gerçekleştirilen “Yılın Seçilmiş Ürünü” 

programı kapsamında Türk tüketicilerinin oylarıyla belirlenen 

“Yılın Ürünleri” açıklandı. Araştırma şirketi Nielsen’in Türkiye 

genelinde 4.012 tüketiciyle yaptığı anketler sonucunda kazanan 

inovatif ürünlerin belirlendiği program kapsamında; gıda, 

içecek, dondurma, otomotiv, teknoloji, temizlik ve tüketici 

sağlığı sektörlerinden yenilikçi 9 ürün Türk tüketicileri 

tarafından ödüle layık görüldü. Son 24 ayda pazara çıkan 

ürünlerin katıldığı ve tüketicilerin ürünleri albenisi, inovatif 

özelliği ve performansına göre değerlendirdiği program 

kapsamında ödül alan ürünler, Türk tüketicilerinin referansı 

olan ‘Yılın seçilmiş Ürünü’ (YSÜ) logosunu 1 yıl boyunca tüm 

reklamlarında, ürün paketlerinde ve iletişim çalışmalarında 

kullanabilecek. 

Türk tüketicileri 9 ürünü ödüllendirdi 

Ünlü oyuncu Efe Tunçer’in sunuculuğunu yaptığı ve online 

formatta düzenlenen ödül töreninde Türk tüketicileri 9 ürünü 

ödüllendirdi. Algida Maraş Sütübol “dondurma”, Bridgestone 

Weather Control A005 EVO “Dört Mevsim Lastiği”, Castrol 

MAGNATEC ve Castrol MAGNATEC Stop-Start (Dualock 

Teknolojisi) “Madeni Yağ”, Fairy Platinum Hijyen “Elde Bulaşık 

Yıkama Deterjanı”, Lipton Sade Yeşil Çay “Yeşil Çay”, Lipton 

Yellow Label “Çay”, Pharmaton Essentials Serisi “Multivitamin”, 

Şenpiliç Annemin Köftesi Serisi “İşlenmiş Tavuk Ürünleri” ve 

TTEC Airbeat Duo Gerçek Kablosuz TWS Bluetooth “Kulaklık” 

kategorisinde Türk tüketicileri tarafından ödüle layık görülen 

ürünler oldu.

Chiesi Group Announces Performance Growth in 2020 

Chiesi Grup’tan 2020 Yılı Performans Başarısı 

Chiesi Group currently employs 6,389 people 

worldwide, 2,119 of whom are in Italy, and has 

a turnover of €2.229 billion. Chiesi’s business 

comprises 30 affiliates, seven research centers, three 

production sites and a commercial presence in a 

total of 90 countries. These results are confirmation 

of significant growth in 2020 for Chiesi, which has 

been a Benefit Company since 2018 and Certified B 

Corporation since 2019. 

Chiesi, the U.S. affiliate of Chiesi Farmaceutici, an 

international research-focused healthcare Group (Chiesi 

Group), announced performance growth of Chiesi Group 

in 2020, with a turnover of €2.229 billion and an increase 

of 11.8% compared to 2019. 

Chiesi Group currently employs 6,389 people, 2,119 of 

whom are in Italy, within a global business consisting 

of 30 affiliates, seven research centers located in Italy, 

France, the U.S., Canada, China, the UK and Sweden, 

three production sites in Italy, France and Brazil, and a 

commercial presence in 90 countries. 

This continuing growth is the result of the efforts of 

each of Chiesi’s affiliates around the world. The Group’s 

overall turnover breaks down into €401 million generated 

by the UK, €254 million by the U.S., €262 million by 

Chiesi Italy, €260 million by Germany, €149 million by 

France, €126 million by Spain, as well as €292 million 

by the Europe Mid-Size area and €320 million by the 

China & International area. Chiesi Global Rare Diseases 

has also contributed to reaching this objective with a 

turnover of €164 million. This new business unit, which 

was set up at sites in Parma and Boston, Massachusetts, 

at the beginning of 2020, aims to make advances in the 

research and development of new therapeutic solutions 

for rare and ultra-rare diseases. 

The company formed several key strategic partnerships 

at an international level in 2020. One of the most 

important agreements was reached with Moderna, Inc, 

aimed at discovering, developing and marketing new 

candidate therapies for the treatment of pulmonary 

arterial hypertension (PAH). In November 2020, an 

exclusive partnership was announced with Kaia Health, 

a leading company in the digital therapy sector, for the 

European marketing of Kaia COPD Management, an 

app for pulmonary rehabilitation in people affected by 

chronic obstructive pulmonary disease (COPD). 

Chiesi Grup dünya genelinde 2119’u İtalya’da olmak 

üzere 6389 kişiyi istihdam ediyor ve 2 milyar 229 milyon 

avro ciroya sahip. Chiesi; 30 iştirak, 7 araştırma merkezi, 

3 üretim tesisi ile toplam 90 ülkede faaliyet gösteriyor. 

Bu sonuçlar, 2018’den beri bir Benefit Şirketi ve 

2019’dan beri B Corp sertifikalı olan Chiesi’nin 2020’de 

önemli bir büyüme gösterdiğinin teyididir. 

İtalya, Parma merkezli, dünya genelinde 30 iştirake sahip 

uluslararası araştırma odaklı bir ilaç grubu olan Chiesi’de 

büyüme devam ediyor. Şirket cirosu 2020 yılında bir 

önceki yıla göre %11.8 artışla 2 milyar 229 milyon avroya 

ulaştı. 

Grup halihazırda 30 iştirak, İtalya, Fransa, ABD, Kanada, 

Çin, Birleşik Krallık ve İsveç’te bulunan 7 araştırma 

merkezi ve İtalya, Fransa ve Brezilya’da 3 üretim 

tesisinden oluşan global işletme bünyesinde ve 90 

ülkedeki ticari varlığıyla 2.119’u İtalya’da olmak üzere 

6389 kişiyi istihdam ediyor. 

Chiesi’nin dünya genelinde sürekli büyümesi her bir 

iştirakinin gösterdiği çabalarının bir sonucu. Grubun 

toplam cirosunun 401 milyon avrosu BK’da, 254 milyon 

avrosu ABD’de, 262 milyon avrosu Chiesi İtalya’da, 

260 milyon avrosu Almanya’da, 149 milyon avrosu 

Fransa’da, 126 milyon avrosu İspanya’da, 292 milyon 

avrosu Avrupa’nın Orta Ölçekli bölgesinde ve 320 milyon 

avrosu Çin ve Uluslararası bölgede elde edilmektedir. 

Chiesi Global Nadir Hastalıklar da 164 milyon avro 

ciro ile bu hedefe ulaşılmasına katkıda bulunmuştur. 

2020’nin başında Massachusetts, Parma ve Boston’daki 

tesislerde kurulan bu yeni iş birimi, nadir ve ultra nadir 

hastalıklar için yeni terapötik çözümlerin araştırılması ve 

geliştirilmesinde ilerleme kaydetmeyi hedeflemektedir. 

Şirket, 2020 yılında uluslararası düzeyde kilit birkaç 

stratejik ortaklık kurdu. En önemli anlaşmalardan 

biri Moderna şirketi ile yapılmış olup bu sözleşme ile 

Pulmoner Arteriyel Hipertansiyon (PAH) tedavisi için yeni 

aday tedavileri keşfetmek, geliştirmek ve pazarlamak 

amaçlanmaktadır. Kasım 2020’de, kronik obstrüktif 

akciğer hastalığı (KOAH) olan kişilerde Pulmoner 

rehabilitasyon için bir uygulama olan “Kaia COPD 

Management”’ın Avrupa’da pazarlanması için dijital 

tedavi sektörünün önde gelen şirketlerinden Kaia Health 

ile kurulan özel ortaklık duyuruldu. 


Abdi İbrahim’s Organization 2025 to 

Build the Future Today 

Abdi İbrahim, Organizasyon 2025’le 

Geleceği Bugünden Yakalayacak 

Abdi İbrahim, the leader of the Turkish pharmaceutical 

industry for a solid 19 years now, has restructured 

to satisfy the demands of the current times and 

achieve its Vision 2025 goals. This initiative, named 

Organization 2025, establishes a more agile and 

efficient business model. In his account of this 

development, Dr. Süha Taşpolatoğlu, Abdi İbrahim 

CEO says: “This restructuring will enable us to make a 

stronger progress towards our goals” 

Abdi İbrahim, the leader of the TURKISH pharmaceutical 

industry, is restructuring so as to meet the evolving 

business needs. Launched in parallel to the Vision 2025 

strategy, Organization 2025 strives for a management 

approach that delivers on the agility standards of the 

present times. 

“We are going to make a stronger progress towards 

our goals” 

Abdi İbrahim CEO Dr. Süha Taşpolatoğlu noted the key 

value of having a new organization, “As the healing 

power of the changing world, Abdi İbrahim will make 

a stronger and more solid progress towards the local 

and global goals of the Vision 2025 strategy, thanks 

to the reorganization as well as the newcomers to the 

Abdi İbrahim family. I wish this new organization brings 

success to our company.” 

Key appointments under reorganization 

Organization 2025 originates from potential year- 

2025 scenarios on corporate organization and is 

guided by Abdi İbrahim’s long-term strategies. Built 

on a commitment to deliver a more efficient business 

model and business continuity, the reorganization 

formed new units and updated the scope of a number 

of departments. The actions and appointments in this 

regard include the following: 

• The Marketing & Sales Group for Prescription Products 

is created, and Dr. Oğuz Mülazımoğlu is assigned to 

lead this unit. A number of other departments are 

unified under this group, coupled with the creation of 

General Treatments Group Directorate and Specific 

Treatments Group Directorate. The General Treatments 

Group Director position is taken by Figen Bilgen, and the 

Specific Treatments Group Director by Çiğdem Yılmaz. 

• The office of the International Markets Vice President 

is changed to International Markets Group, with Köksal 

Ülgen assigned as the head. 

• Domestic and international supply processes have 

been fully revamped. 

Türk ilaç sektörünün 19 yıldır kesintisiz pazar lideri 

olan Abdi İbrahim, çağın taleplerine yanıt verebilmek 

ve Vizyon 2025 stratejisinde ortaya konulan hedeflerine 

ulaşabilmek amacıyla, yeni bir yapılanmayı hayata 

geçirdi. Organizasyon 2025 adı verilen yapılanmayla 

daha çevik ve verimli bir iş modeli benimseniyor. 

Abdi İbrahim CEO’su Dr. Süha Taşpolatoğlu, “Bu yeni 

yapılanma sayesinde hedeflerimize çok daha güçlü 

adımlarla ilerleyeceğiz” dedi. 

TÜRK ilaç sektörünün lideri Abdi İbrahim, iş dünyasının 

değişen taleplerine yanıt verebilmek amacıyla, 

organizasyonel bir yapılanmaya gitti. Şirketin Vizyon 

2025 stratejisine paralel olarak hayata geçirilen ve 

Organizasyon 2025 adı verilen yapılanmayla, çağın 

gerektirdiği çevikliğe sahip bir yönetim anlayışı 

hedefleniyor. 

“Hedeflerimize çok daha güçlü ilerleyeceğiz” 

Abdi İbrahim CEO’su Dr. Süha Taşpolatoğlu, yeni 

organizasyon yapısının önemine işaret ederek, 

“Değişen dünyanın iyileştiren gücü Abdi İbrahim, yeni 

organizasyonel yapılanması ve Abdi İbrahim ailesinin 

yeni üyeleriyle birlikte, Vizyon 2025 stratejisinde ortaya 

konulan ulusal ve global hedeflere doğru, çok daha güçlü 

ve kararlı adımlarla ilerleyecektir. Yeni organizasyonel 

yapımızın şirketimiz için hayırlı olmasını umuyorum” 

dedi. 

Yeni yapılanmayla önemli atamalar 

Organizasyon 2025, Abdi İbrahim’in uzun vadeli 

stratejileri doğrultusunda şirket organizasyonunun 2025 

yılında nasıl olacağına yönelik geliştirilen senaryolardan 

hareketle oluşturuldu. Daha verimli bir iş modeli ve 

iş sürekliliği vadeden bu yapılanma kapsamında yeni 

birimler oluşturulurken, mevcut bazı birimlerin de görev 

kapsamı güncellendi. Bu çerçevede atılan adımlar ve 

yapılan görevlendirmeler özetle şu şekilde: 

• Reçeteli Ürünler Pazarlama ve Satış Grup Başkanlığı 

oluşturuldu ve bu göreve Dr. Oğuz Mülazımoğlu atandı. 

Bu başkanlık bünyesinde bazı bölümler birleştirildi, 

Genel Tedaviler Grup Direktörlüğü ile Özel Tedaviler 

Grup Direktörlüğü oluşturuldu. Genel Tedaviler Grup 

Direktörlüğü’ne Figen Bilgen, Özel Tedaviler Grup 

Direktörlüğü’ne de Çiğdem Yılmaz atandı. 

• Uluslararası Pazarlar Genel Müdür Yardımcılığı bölümü, 

Uluslararası Pazarlar Grup Başkanlığı olarak değişti ve 

grup başkanlığı görevine Köksal Ülgen atandı. 

• Yurt içi ve yurt dışı tüm tedarik süreçleri yeniden 

yapılandırıldı. 


Dr. Süha Taşpolatoğlu, Abdi İbrahim CEO 

Consequently, a Supply Chain Group has been formed 

under the leadership of Altuğ Uysal. 

• The Business and Product Development Group is built 

in a bid to synchronize and integrate the Licensing and 

Market Access, and Business Development and R&D 

directorates. 

• New Products, Process Development and Projects 

Manager Ramazan Karaduman is promoted to 

AbdiBio R&D and Projects Director role. Until the next 

appointment as AbdiBio Group Lead, Karaduman will 

also be responsible for the management of the AbdiBio 

plant. 

• Legal Affairs Directorate is extended to become the 

Legal Affairs and Compliance Directorate, a unit to 

directly report to CFO. 

• The Strategy Coordination and Innovation Office is 

developed for the coordination and innovation of all 

things strategy-related. 

• The title of Abdi İbrahim Otsuka Managing Director 

Elif Elkin will change to Abdi İbrahim Otsuka General 

Manager. 

People and Culture Group replacing HR 

• Human Resources Department has been redesigned 

as the People and Culture Group including the internal 

communications function. Hakan Onel is appointed as 

the head of this group. In addition, Human Resources 

Manager for Marketing & Sales, Engin Dirik is reassigned 

to the role of Human Resources Director for Marketing 

& Sales, while Tuğba Gencer’s post changed from Human 

Resources Manager at Esenyurt Campus to Human 

Resources Manager at Esenyurt Campus. 

Tedarik Zinciri Grup Başkanlığı oluşturuldu ve bu göreve 

Altuğ Uysal atandı. 

• Ruhsatlandırma ve Pazar Erişim ile İş Geliştirme ve 

Ar-Ge direktörlüklerinin eşgüdümlü ve entegre olarak 

çalışabilmeleri amacıyla İş ve Ürün Geliştirme Grup 

Başkanlığı oluşturuldu. 

• Yeni Ürün, Süreç İyileştirme ve Projeler Müdürü olarak 

görev yapan Ramazan Karaduman, AbdiBio Ar-Ge ve 

Projeler Direktörü olarak terfien atandı. Karaduman, 

AbdiBio Grup Başkanlığı’na yeni bir atama yapılana dek 

AbdiBio tesisinin yönetiminden de sorumlu olacak. 

• Hukuk İşleri Direktörlüğü, uyum fonksiyonunu da 

kapsayacak şekilde Hukuk İşleri ve Uyum Direktörlüğü 

adı altında CFO’ya bağlandı. 

• Strateji ile ilgili tüm süreçlerin koordinasyonundan ve 

inovasyondan sorumlu olacak Strateji Koordinasyon ve 

İnovasyon Ofisi Müdürlüğü kuruldu. 

• Abdi İbrahim Otsuka bünyesinde Şirket Yöneticisi olarak 

görev yapmakta olan Elif Elkin, Abdi İbrahim Otsuka 

Genel Müdürü unvanı ile çalışmalarına devam edecek. 

İK yerine İnsan ve Kültür Grup Başkanlığı 

• İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcılığı yapısı iç 

iletişim fonksiyonunu da kapsayacak şekilde yeniden 

tasarlanarak İnsan ve Kültür Grup Başkanlığı oluşturuldu. 

Bu göreve Hakan Onel atandı. Bunun yanı sıra Pazarlama 

ve Satış İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yapan 

Engin Dirik, Pazarlama ve Satış İnsan Kaynakları 

Direktörlüğü, Esenyurt Kampüs İnsan Kaynakları Müdürü 

Tuğba Gencer de Esenyurt Kampüs İnsan Kaynakları 

Direktörlüğü görevlerine getirildi. 


Critical Information to Maintain a Healthy Intestinal 

Microbiota in Children 

Çocuklarda Sağlıklı Bir Bağırsak Mikrobiyatası 

Sağlamak için Kritik Bilgiler 

Prof. Dr. Şirin Güven, Child Health and 

Diseases Specialist 

Child Health and Diseases Specialist Prof. Dr. Şirin 

Güven drew attention to the importance of intestinal 

microbiota in the development of infants and children 

and shared useful information for a healthy intestinal 

microbiota. 

“Our microbiota is as unique as our fingerprint, it is 

personal” 

All microorganisms living in the human body, ie 

bacteria, viruses, fungi, are called microbiota. Our 

microbiota is as unique as our fingerprint, it is personal. 

In addition to our genetic characteristics, birth type, 

diet, early life environmental factors and antibiotic use 

are critical in our microbiota development. 

Although it has been accepted for many years that 

microorganisms are harmful and cause diseases, close 

to 100 trillion friendly bacteria live in the human body. 

These friendly bacteria are of great importance in 

keeping us healthy. 

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şirin 

Güven, bebek ve çocukların gelişiminde bağırsak 

mikrobiyotasının önemine dikkat çekerek sağlıklı bir 

bağırsak mikrobiyotası için faydalı bilgiler paylaştı… 

“Mikrobiyotamız parmak izimiz gibi benzersizdir, kişiye 

özeldir” 

İnsan vücudunda yaşayan tüm mikroorganizmalar 

yani bakteriler, virüsler, mantarlar mikrobiyota olarak 

adlandırılmaktadır. Mikrobiyotamız parmak izimiz gibi 

benzersizdir, kişiye özeldir. Genetik özelliklerimizin 

yanı sıra doğum şekli, beslenme şekli, erken yaşamda 

çevresel faktörler ve antibiyotik kullanımı mikrobiyota 

gelişimimizde kritik öneme sahiptir. 

Uzun yıllar mikroorganizmaların zararlı ve hastalıklara 

neden olduğu kanısı kabul görmüş olsa da insan 

vücudunda 100 trilyona yakın dost bakteri yaşamaktadır. 

Bu dost bakteriler sağlıklı kalmamızda büyük bir önem 

taşımaktadır. 

Doğum şekli bebeğin sağlıklı gelişimini nasıl 

etkiliyor? 

İnsan vücudunda çok bilinen iki cins bakteri bulunuyor: 

Lactobasiller ve Bifidobakteriler. Bebekler büyük 

oranda bu yararlı mikroorganizmaları, normal doğum 

sırasında anneden almaktadır. Sezaryenle doğan 

bebekler doğum kanalından geçmediği için maalesef 


How does the mode of delivery affect the healthy 

development of the baby? 

There are two well-known types of bacteria in the 

human body:

Lactobacilli and Bifidobacteria. Babies largely ingest 

these beneficial microorganisms from the mother 

during normal delivery. Unfortunately, babies born by 

cesarean section cannot take these beneficial / friendly 

bacteria because they do not pass through the birth 

canal, and the risk of chronic diseases such as asthma, 

allergies and obesity increases in these babies. 

“Breast milk is an extraordinary source of 

probiotics and prebiotics.” 

Another factor that is at least as important as normal 

birth for the healthy microbiota development of 

the baby is that the baby receives breast milk. For a 

healthy start of life, it is recommended that all babies 

start breastfeeding immediately after birth, only 

breastfeeding is given for the first 6 months, and 

breastfeeding should be continued until the age of 2 

years and beyond with appropriate foods after the 6th 

month. Containing many friendly bacteria, breast milk 

is a miraculous probiotic. It also contains prebiotics 

that feed the bacteria. In the future, it protects the 

baby from cancer and chronic diseases. 

In case of medical necessity, if cesarean section is 

unavoidable and the baby cannot receive breast milk, 

babies cannot receive Bifidobacteria, which constitute 

90-95% of friendly bacteria. Probiotic supplements 

can be given to these babies in consultation with the 

physician. According to the doctor’s recommendation, 

certain types of proven effects through clinical studies 

can be purchased from the pharmacy. 

When do we recommend probiotics for children? 

Studies show that probiotics containing beneficial 

bacteria are effective in the treatment of diarrhea due 

to infection, prevention of diarrhea due to antibiotic 

use, and infantile colic. Therefore, adding probiotics 

during antibiotic use will prevent diarrhea and also the 

formation of chronic diseases. The use of probiotics 

in children is generally safe, but caution should be 

exercised in critically ill patients with immune system 

disorders and multiple organ failure. 

“Vitamin D plays an important role in the 

development of babies and children as well as 

friendly bacteria.” 

Vitamin D circulates in the blood as a hormone. 

It ensures the healthy development of bones by 

controlling the calcium and phosphate levels in our 

body. Also; Supports nerve-muscle and immune 

system functions, reduces upper respiratory tract 

infections. 

bu yararlı/dost bakterileri alamazlar ve bu bebeklerde 

astım, alerji, obezite gibi kronik hastalıklara yakalanma 

riski artar. 

“Anne sütü olağanüstü bir probiyotik ve prebiyotik 

kaynağıdır.” 

Bebeğin sağlıklı mikrobiyota gelişimi için en az normal 

doğum kadar önemli olan diğer bir etmen ise bebeğin 

anne sütü almasıdır. Yaşama sağlıklı başlaması için, 

tüm bebeklerin doğumdan hemen sonra emzirmeye 

başlatılması, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi ve 6. 

aydan sonra uygun besinlerle beraber emzirmenin 2 

yaş ve ötesine kadar devam ettirilmesi önerilmektedir. 

Birçok dost bakteri içeren anne sütü mucizevi bir 

probiyotiktir. Aynı zamanda bakterileri besleyen 

prebiyotikleri de içermektedir. İlerleyen dönemde ise 

bebeği kanser ve kronik hastalıklardan korur. 

Tıbbı gereklilik durumunda sezaryen kaçınılmazsa ve 

bebek anne sütü alamıyorsa, bebekler dost bakterilerin 

%90-95 ini oluşturan Bifidobakterileri alamazlar. 

Bu bebeklere hekime danışarak probiyotik takviyesi 

verilebilir. Hekim önerisine göre klinik çalışmalar ile 

etkisi kanıtlanmış belli türler eczaneden alınabilir. 

Çocuklarda probiyotikleri hangi durumlarda 

öneririz? 

Araştırmalarda, faydalı bakterileri içeren 

probiyotiklerin enfeksiyona bağlı ishallerin tedavisinde, 

antibiyotik kullanımına bağlı ishalin önlenmesinde, 

infantil kolikte etkili olduğu gösteriliyor. Bu yüzden 

antibiyotik kullanımı esnasında probiyotik eklemek 

ishali ve aynı zamanda kronik hastalıkların oluşumunu 

da önleyecektir. Çocuklarda probiyotik kullanımı 

genellikle güvenlidir ancak bağışıklık sisteminde 

bozukluk olan ve çoklu organ yetmezliği olan kritik 

hastalarda dikkat edilmelidir. 

“Dost bakteriler kadar D vitamini de bebek ve 

çocukların gelişiminde önemli bir rol üstlenir” 

D vitamini kanda bir hormon olarak dolaşır. 

Vücudumuzda kalsiyum ve fosfat düzeyini kontrol 

ederek kemiklerin sağlıklı gelişimini sağlar. Ayrıca; 

sinir-kas ve bağışıklık sistemi fonksiyonlarını destekler, 

üst solunum yolu enfeksiyonlarını azaltır. 


Nazan Demirci Kalay has been Appointed as Marketing Manager 

(Respiratory) at AstraZeneca Turkey 

Nazan Demirci Kalay, 

AstraZeneca Türkiye Solunum Pazarlama Müdürü oldu 

Nazan Demirci Kalay, who graduated from Istanbul 

Technical University, Faculty of Science, Department 

of Chemistry in 2007, completed her MBA at Faculty 

of Business Administration Sabancı University in 2009. 

Nazan Demirci Kalay, who started her career as Oncology 

Sales and Marketing Assistant at GSK Turkey in 2010, 

worked as Sales Representative in 2012-2015 and as 

Senior Product Manager in 2015-2018. Demirci Kalay, 

who joined AstraZeneca Turkey family as Metebolizma 

Product Manager in 2018, has been working as 

Metebolizma Senior Product Manager since 2020. 

Nazan Demirci Kalay will continue her next career 

as Marketing Manager (Respiratory) at AstraZeneca 

Turkey. 

2007 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri 

Fakültesi Kimya Bölümü’nden mezun olan Nazan 

Demirci Kalay, 2009 yılında Sabancı Üniversitesi 

İşletme Fakültesi’nde MBA yüksek lisansını tamamladı. 

Kariyerine 2010 yılında GSK Türkiye’de Onkoloji Satış 

ve Pazarlama Asistanı olarak başlayan Nazan Demirci 

Kalay, 2012-2015 yıllarında Satış Temsilcisi ve 2015-2018 

yıllarında Ürün Müdürü olarak görev aldı. 2018 yılında 

Metebolizma Ürün Müdürü olarak AstraZeneca Türkiye 

ailesine katılan Demirci Kalay, 2020 yılından bu yana 

Metebolizma Kıdemli Ürün Müdürü olarak görev alıyordu. 

Nazan Demirci Kalay bundan sonraki kariyerine 

AstraZeneca Türkiye Solunum Pazarlama Müdürü olarak 

devam edecek. 


Çiğdem Özkaplan was Appointed as New Business Unit Director, 

Respiratory and Immunology at AstraZeneca Turkey 

Çiğdem Özkaplan, AstraZeneca Türkiye İmmünoloji İş Birimi Müdürü Oldu 

Çiğdem Özkaplan, Business Unit Director, 

Respiratory and Immunology at AstraZeneca Turkey 

Çiğdem Özkaplan, who has nearly 15 years of 

experience in different positions in the health sector, 

began working as as new Business Unit Director, 

Respiratory and Immunology at AstraZeneca Turkey. 

Çiğdem Küçük Özkaplan graduated from Middle East 

Technical University, Department of Chemistry, Faculty 

of Science in 2007, and started her career in AstraZeneca 

Sales Department in 2007. Joining Astellas Pharma Turkey 

in 2009, Özkaplan served here until 2013 and served 

as Key Account Manager and Product Manager roles 

respectively. Çiğdem Özkaplan returned to AstraZeneca, 

where she had started her career, as Respiratory Division 

Product Manager between 2013-2014, after she acted 

as Key Account Manager at IMS Health Turkey in 2014. 

Serving as Senior Product Manager between 2016 

and 2018, Özkaplan served as Director of Respiratory 

Marketing, AstraZeneca Turkey by being responsible for 

the Pharmacy Channel in a part of her work since 2018. 

Çiğdem Özkaplan will continue her career as Business Unit 

Director, Respiratory and Immunology at AstraZeneca 

Turkey from now on. 

Sağlık sektöründeki farklı görevlerde 15 yıla yakın 

deneyime sahip olan Çiğdem Özkaplan, AstraZeneca 

Türkiye Solunum & İmmünoloji İş Birimi’nde Pazarlama 

ve Satış’tan sorumlu İmmünoloji İş Birimi Müdürü 

olarak göreve başladı. 

2007 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri 

Fakültesi Kimya Bölümü’nden mezun olan Çiğdem 

Özkaplan, kariyerine 2007 yılında AstraZeneca Satış 

Departmanı’nda başladı. 2009 yılında Astellas Pharma 

Türkiye’ye katılan Özkaplan, burada 2013 yılına kadar 

görev yaptı ve sırasıyla Kilit Müşteri Yöneticisi ve Ürün 

Yöneticisi rollerini yürüttü. Çiğdem Özkaplan, 2013- 

2014 yılları arasında IMS Sağlık Türkiye’de Kilit Müşteri 

Yöneticisi olarak görev almasının ardından 2014 yılında, 

kariyerine başladığı AstraZeneca’ya Solunum Bölümü 

Ürün Yöneticisi göreviyle döndü. 2016-2018 yılları 

arasında Kıdemli Ürün Yöneticisi olarak görev yapan 

Özkaplan, 2018 yılından bu yana görevinin bir kısmında 

aynı zamanda Eczane Kanalı’ndan da sorumlu olmak 

suretiyle AstraZeneca Türkiye Solunum Pazarlama 

Müdürü olarak görev yapıyordu. Çiğdem Özkaplan bundan 

sonraki kariyerine AstraZeneca Türkiye’de Pazarlama ve 

Satış’tan sorumlu İmmünoloji İş Birimi Müdürü olarak 

devam edecek. 


Başak Yılmaz is Corporate Relations Manager at Janssen Turkey 

Janssen Türkiye’nin Kurumsal İlişkiler Direktörü Başak Yılmaz Oldu 

Başak Yılmaz Corporate Relations 

Manager, Janssen Turkey 

Başak Yılmaz has been appointed as new Corporate 

Relations Manager at, Janssen Turkey, pharmaceutical 

company of Johnson & Johnson’s, one of the world’s 

largest healthcare company. 

Operating in Turkey for 22 years with its 135 years of 

scientific heritage, innovative perspective and global 

vision that feeds patient-centered approach, Janssen 

Turkey has incorporated Başak Yılmaz its the leadership 

team as Corporate Relations Manager. 

Beginning her career as Corporate Relations Manager as 

of February 1, 2021 in Janssen Turkey, which established 

strong business associations with society for public 

health, academia and health professionals, Başak Yılmaz 

will be responsible for the management of business 

processes and teams in Corporate Affairs, Regulatory 

Affairs and Market Access department. 

Başak Yılmaz graduated from, Department of Chemical 

Engineering, Yıldız Technical University. Having achieved 

many successes in the pharmaceutical industry with 

her strong strategic thinking, inclusive and overarching 

leadership for more than 20 years, Yılmaz worked in 

various roles in Regulatory Affairs and Market Access 

Area between 2001-2015. Başak Yılmaz, who joined the 

Investigative Pharmaceutical Companies Association in 

2016 as the Director of Health Policies, has been working 

as the Deputy Secretary General at AIFD since 2017. 

Dünyanın en büyük sağlık şirketlerinden biri olan Johnson 

& Johnson’ın ilaç şirketi Janssen Türkiye’nin Kurumsal 

İlişkiler Direktörlüğüne Başak Yılmaz atandı. 

135 yıllık bilimsel mirası, inovatif bakış açısı ve global 

vizyonundan beslenen hasta odaklı yaklaşımı ile 22 yıldır 

Türkiye’de faaliyet gösteren Janssen Türkiye, Başak 

Yılmaz’ı Kurumsal İlişkiler Direktörü olarak liderlik 

ekibine dahil etti. 

Toplum sağlığı için kamu, akademi ve sağlık çalışanlarıyla 

güçlü iş birlikleri kuran Janssen Türkiye’de, 1 Şubat 2021 

itibarıyla Janssen Türkiye Kurumsal İlişkiler Direktörü 

olarak göreve başlayan Başak Yılmaz, Kurumsal 

İlişkiler, Ruhsatlandırma ve Pazara Erişim departmanı iş 

süreçlerinin ve ekiplerinin yönetiminden sorumlu olacak. 

Başak Yılmaz, Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya 

Mühendisliği Bölümünden mezun oldu.20 yılı aşkın süredir 

ilaç sektöründe güçlü stratejik düşünme, dahil edici ve 

kapsayıcı liderlik özellikleriyle birçok başarıya imza atan 

Yılmaz, 2001-2015 yılları arasında Ruhsatlandırma ve 

Pazar Erişim Alanı’nda çeşitli rollerde görev aldı. 2016 

yılında Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’ne Sağlık 

Politikaları Direktörü olarak katılan Başak Yılmaz 2017 

yılından beri AIFD’de Genel Sekreter Yardımcısı olarak 

görev almaktaydı. 


Merck Turkey Announces Two Key Appointments 

Merck Türkiye’den İki Önemli Atama 

Erdal Pazı, Merck, Financial Control Department of the Northern European Region 

Seda Has, Merck Turkey, Director of Financial Control 

Being assigned to Northern Europe Region, Erdal Pazı, 

who served Merck Turkey as Director of Financial 

Control since 2015, left his position to Seda Has who 

has 26 years of experience in Finance. 

Erdal Pazı, who served Merck Turkey as Director of 

Financial Control since 2015, was appointed to the 

Financial Control Department of the Northern European 

Region as of 01 April 2021. In this context, Pazı will be 

responsible for a total of 8 countries, consisting of Nordics 

(Sweden, Norway, Denmark, Finland, Iceland) and Baltics 

(Latvia, Lithuania, Estonia). Pazı, who is a member of the 

Leadership Team at Merck Turkey during his tenure, Pazı 

has contributed significantly to the transformation of 

Merck in recent years. 

Having completed his undergraduate education in 

the Department of Political Science and International 

Relations at Marmara University, Pazı has a total of 16 

years of finance experience in various positions within 

the Finance Department at Danone, Actavis and Novartis 

companies, respectively, before joining Merck. 

His 5 promoted overseas assignments took place for 

different regions and functions at Merck Turkey in the 

Merck Türkiye bünyesinde 2015 yılından bu yana 

Finansal Kontrol Müdürü olarak görev yapmakta olan 

Erdal Pazı, Kuzey Avrupa Bölgesi’ne atanarak yerini, 

Finans alanında 26 yıllık tecrübeye sahip Seda Has’a 

bıraktı. 

2015 yılından bu yana Merck Türkiye’de “Finansal Kontrol 

Müdürü” olarak görev yapan Erdal Pazı, 01 Nisan 2021 

tarihi itibariyle Kuzey Avrupa Bölgesi Finansal Kontrol 

Müdürlüğü’ne atandı. Bu kapsamda Sayın Pazı; Nordics 

(İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya, İzlanda) ve Baltics 

(Letonya, Litvanya, Estonya) ülkelerinden oluşan toplam 

8 ülkeden sorumlu olacaktır. Görev yaptığı süre içinde, 

Merck Türkiye Liderlik Ekibinin bir üyesi olan Sn. Pazı, 

Merck’in son yıllardaki dönüşümüne önemli katkılarda 

bulunmuştur. 

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası 

İlişkiler Bölümü’nde lisans eğitimini tamamlayan Pazı, 

Merck’e katılmadan önce sırasıyla Danone, Actavis ve 

Novartis şirketlerinde Finans Departmanı bünyesindeki 

çeşitli pozisyonlarda, toplamda 16 yıllık finans deneyimine 

sahiptir. 


last 4 years. Including assignment of Erdal Pazı, a total 

of 21 employees of Merck Turkey moved to different 

positions abroad in the last 5 years. They worked in shortterm 

or permanent positions in countries in different 

geographies such as America, Germany, Switzerland, 

Northern Europe and South Africa. 

These appointments are a clear indicator for the 

determination and success of Merck Turkey in the 

development and promotion to foreign positions subjects 

of its employees. 

On the other hand, Seda Has was appointed to the 

position of Erdal Pazı, Director of Financial Control at 

Merck Turkey as of March 15, 2021. After completing her 

undergraduate education at Boğaziçi University Business 

Administration Department; Has has a total of 26 years 

of experience in Control, Audit, Financial Planning and 

Analysis, Reporting, Commercial Finance, Purchasing at 

Ak-Al Tekstil, Xerox, Coca Cola and MSD companies. Has 

was Finance Director at MSD Animal Health Unit in Turkey 

& Israel and Iran lastly. Previously, she worked at Coca 

Cola in many different positions such as Senior Business 

Analyst, Commercial Finance Manager, Financial Control 

& Planning and Reporting Manager, Purchasing Process 

and System Manager, respectively. 

With this appointment, Seda Has, who will support the 

relevant fields of Merck Turkey as a business partner in 

achieving their operational and strategic goals, also has 

been a member of the country Leadership Team. 

Son 4 senede Merck Türkiye’den değişik bölgelere ve 

fonksiyonlara, 5 terfien yurtdışı ataması gerçekleşti. 

Erdal Pazı’nın ataması da dahil olmak üzere, son 5 yılda 

ise toplam 21 Merck Türkiye çalışanı yurtdışında farklı 

pozisyonlara geçti. Amerika, Almanya, İsviçre, Kuzey 

Avrupa, Güney Afrika gibi farklı coğrafyalardaki ülkelerde, 

kısa süreli ya da kalıcı pozisyonlarda görevler aldılar. 

Bu atamalar, Merck Türkiye’nin çalışanlarının gelişimi ve 

yurtdışı pozisyonlarına terfisi konularındaki kararlılığının 

ve başarısının net bir göstergesidir. 

Diğer yandan, 15 Mart 2021 tarihi itbariyle, Erdal 

Pazı’dan boşalan Merck Türkiye Finansal Kontrol 

Müdürü pozisyonuna Sn. Seda Has atanmıştır. Sn. Has, 

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde lisans eğitimini 

tamamlamasının ardından; Ak-Al Tekstil, Xerox, Coca 

Cola ve MSD firmalarında Kontrol, Denetim, Finansal 

Planlama ve Analiz, Raporlama, Ticari Finans, Satın Alma 

alanlarında toplamda 26 yıllık deneyime sahiptir. Sn. Has, 

en son MSD Hayvan Sağlığı Birimi’nde Türkiye & İsrail 

ve İran ülkelerinden sorumlu Finans Lideri olarak görev 

yapıyordu. Daha öncesinde ise, Coca Cola’da sırasıyla 

Kıdemli İş Analisti, Ticari Finans Müdürü, Finansal Kontrol 

& Planlama ve Raporlama Müdürü, Satın Alma Süreç ve 

Sistem Müdürü gibi birçok farklı pozisyonda rol almıştır. 

Bu atamayla, Merck Türkiye’nin ilgili alanlarının 

operasyonel ve stratejik hedeflerine ulaşmasına iş ortağı 

olarak destek verecek olan Seda Has, ülke Liderlik 

Ekibinin de bir üyesi olmuştur. 


Senior Assignment for Abroad in Boehringer Ingelheim Turkey 

Boehringer Ingelheim Türkiye’den Yurtdışına Üst Düzey Atama 

Dr. Çağlar Karakurum, Head of Medical Affairs / Region META 

(Middle East, Turkey, Africa), Boehringer Ingelheim 

Serving as Medical Director at Boehringer Ingelheim 

Turkey, Dr. Çağlar Karakurum was appointed as new 

Head of Medical Affairs / Region META (Middle East, 

Turkey, Africa) at Boehringer Ingelheim. Karakurum 

will continue his duty from Dubai from now on. 

Improving the health and quality of life of patients, the 

research-driven pharmaceutical company, Boehringer 

Ingelheim Turkey continues its global assignments 

based on the principles of investing in its employees and 

diversifying organizational opportunities. 

Serving as Medical Director at Boehringer Ingelheim 

Turkey since 2017, Dr. Çağlar Karakurum has been 

appointed as new Head of Medical Affairs / Region META 

(Middle East, Turkey, Africa) at Boehringer Ingelheim. 

Karakurum, who continues his duty from Dubai as of 

January 2021, has more than 20 years of experience in 

the health sector. 

Boehringer Ingelheim Türkiye’de Medikal Direktörü 

olarak görev yapan Dr. Çağlar Karakurum, META 

Bölgesi’ne META Medikal İşler Direktörü olarak atandı. 

Karakurum, bundan sonra görevine Dubai’den devam 

edecek. 

İnsan ve hayvan sağlığını geliştirme hedefiyle faaliyetlerini 

sürdüren araştırma ve geliştirme odaklı ilaç şirketi 

Boehringer Ingelheim Türkiye, çalışanlarına yatırım 

yapma ve organizasyonel fırsatları çeşitlendirme ilkelerine 

istinaden global atamalarına devam ediyor. 

2017 yılından bu yana Boehringer Ingelheim Türkiye’de 

Medikal Direktör olarak görev yapan Dr. Çağlar 

Karakurum, META Medikal İşler Direktörü unvanı ile 

META Bölgesi’nde (Orta Doğu, Türkiye ve Afrika) görev 

almaya başladı. 

Ocak 2021 tarihi itibariyle görevine Dubai’den devam eden 

Karakurum’un sağlık sektöründe 20 yılı aşkın tecrübesi 

bulunuyor. 

Çağlar Karakurum Kimdir? 

1999 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun 

olan Çağlar Karakurum ardından İzmir Dr. Suat Seren 

Solunum Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma 

Hastanesi’nde, Solunum Hastalıkları uzmanlık derecesini 

aldı. İlaç sektöründe çalışmaya Roche Türkiye’de Medikal 

Müdür olarak başlayan Karakurum, sonrasında Grup 

Medikal Müdür rolünü üstlendi. 2011-2014 yılları arasında 

sırasıyla Almirall ve Novartis firmalarında, İspanya ve 

İsviçre’de de yerleşik olarak global medikal rollerinde 

görev yaptı. 2014 yılında ise GlaxoSmithKline firmasında, 

MENA-CIS (Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Bağımsız Devletler 

Topluluğu) Bölge Solunum Medikal Direktörü olarak 

kariyerine devam etti. 


Who is Çağlar Karakurum? 

Çağlar Karakurum graduated from Faculty of Medicine, 

Ege University in 1999 and then he received his 

Respiratory Diseases specialty degree in Respiratory 

Diseases and Surgery Training and Research Hospital. 

Karakurum started working as Medical Director at Roche 

Turkey in the pharmaceutical sector, then assumed the 

role of Group Medical Director. Between 2011-2014, he 

served in global medical roles at Almirall and Novartis 

companies, respectively, in Spain and Switzerland. In 

2014, he continued his career at GlaxoSmithKline as 

the Regional Respiratory Medical Director of MENA- 

CIS (Middle East, North Africa and Commonwealth of 

Independent States).

Adil Lamrani Appointed as Sanofi Turkey, Iran and the 

Levant Finance Director 

Sanofi Türkiye, İran ve Levant Finans Direktörü Olarak 

Adil Lamrani Atandı 

Adil Lamrani, Iran and the Levant Finance Director, 

Sanofi Turkey 

Sanofi Türkiye, İran ve Levant Finans Direktörü olarak 

Adil Lamrani göreve getirildi. Lamrani son olarak, 2017 

yılından bu yana Sanofi Fas, Tunus ve Libya Finans 

Direktörü olarak görev yapmaktaydı. 

Kariyerine 1998 yılında Deloitte’da Danışman olarak 

başlayan Adil Lamrani, Sanofi’ye Fransa merkez ofiste 

Finansal Sistem ve Süreçlerden sorumlu Proje Direktörü 

olarak 2002 yılında katılmıştı. Sanofi’deki kariyeri 

boyunca SAP Proje Liderliği, satın alma ve entegrasyon 

süreçlerinde proje yöneticiliği gibi farklı proje yönetim 

süreçlerinde ve büyük dönüşüm projelerinde görev alan 

Lamrani; sırasıyla Uluslararası Operasyonlar ve Global 

Koordinasyon organizasyonları altında olarak Sanofi Grup 

İç Denetim Direktörü olarak çalışmış ve 2015 yılında Ülke 

Satın alma Direktörü olarak Fas’a atanmıştı. Buradaki 

görevi esnasında eş zamanlı olarak SBS bünyesinde 

Afrika Satın alma Direktörü olarak da görev almıştı. 

Université Denis Diderot Paris VII ESTP Mühendislik 

Bölümü mezunu olan Adil Lamrani, ESSEC İş 

Okulundan yüksek lisans derecesine sahiptir. 

Adil Lamrani was appointed as Sanofi Turkey, Iran and 

the Levant Finance Director. Recently, Lamrani was 

serving as the Finance Director of Sanofi Morocco, 

Tunisia and Libya since 2017. 

Adil Lamrani, who started his career as a Consultant at 

Deloitte in 1998, joined Sanofi in 2002 as the Project 

Director responsible for Financial System and Processes 

at the head office in France. During his career at 

Sanofi, Lamrani has been involved in different project 

management processes such as SAP Project Leadership, 

project management in purchasing and integration 

processes, and large transformation projects, he worked 

as Sanofi Group Internal Audit Director under International 

Operations and Global Coordination organizations 

respectively, and was appointed to Morocco as Country 

Procurement Director in 2015. During his tenure here, he 

also worked as the Africa Purchasing Director at SBS. 

Adil Lamrani is a graduate of Université Denis Diderot 

Paris VII ESTP Engineering Department and holds a 

master’s degree from ESSEC Business School.

Pharma Turkey Mayıs 2021

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?