Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>OKB</strong> <strong>TEDAVİSİNDE</strong> <strong>BDT</strong><br />
Dr. Nergis LAPSEKİLİ<br />
Psikiyatri Uzmanı
<strong>OKB</strong> <strong>OKB</strong>’ nin tedavisinde iki etkin yöntem<br />
tanımlanmıştır:Bilişsel davranışçı tedavi ve<br />
farmakoterapi.<br />
Yol gösterici olarak değerlendirilen iki tedavi<br />
klavuzunda vurgulanan noktalar şunlardır.
The Expert Consensus Guidelines for Treatment of<br />
OCD (March, Frances, Carpenter, & Kahn, 1997):<br />
Başlangıç Tedavi Stratejisinin Seçimi: Bilişsel davranışçı<br />
tedavi, özellikle genç hastalar için birincil tedavi seçeneği<br />
olarak gösterilmektedir. Ancak hangi yaşta olursa olsun,<br />
şiddet arttıkça <strong>BDT</strong>’ ye ilaç tedavisini eklemek, çok ciddi<br />
durumlarda ise öncelikle ilaçlarla başlamak ilk tedavi<br />
seçeneğidir.<br />
<strong>BDT</strong> ye haftalık seanslarla başlanması önerilmektedir.<br />
1320 seans birçok hasta için yeterli olacaktır ancak bazı<br />
hastalar daha az ya da daha çok seansa ihtiyaç<br />
duyabilirler.
APA Practise Guideline 2007:<br />
<strong>OKB</strong> için ilk seçenek tedavi yöntemleri, <strong>BDT</strong> ve SGİ’dir.<br />
Başlangıç tedavi şeklinin seçimi kişiye özgüldür ve aşağıdaki<br />
faktörlere dayanmaktadır:<br />
• Hastanın semptomlarının doğası ve şiddeti.<br />
• Eşlik eden psikiyatrik ve genel tıbbi durumlar.<br />
• <strong>BDT</strong>’nin ulaşılabilirliği<br />
• Hastanın geçmiş tedavi öyküsü, mevcut tedavileri, kapasitesi<br />
ve tercihleri.<br />
Tek başına <strong>BDT</strong>; şiddetli depresyonu ya da anksiyetesi<br />
olmayan, tedaviye koopere olmasını engelleyecek bir tıbbi<br />
durumu olmayan ya da ilaç tedavisi uygulanmamasını tercih<br />
eden hastalarda tavsiye edilmektedir.<br />
Tek başına SGİ ise daha önce bir ilaca iyi cevap vermiş olan<br />
ya da SGİ ile tedavi seçeneğini tercih eden hastalar için<br />
önerilmektedir.<br />
Kombine tedavi bazı hastalarda monoterapiden daha etkilidir<br />
fakat tüm hastalarda gerekli değildir.
FARMAKOTERAPILERI PLASEBO ILE KARŞıLAŞTıRAN<br />
ÇOK MERKEZLI BIR METAANALIZIN (GREIST ET AL.,<br />
1995) SONUÇLARı ŞÖYLE;<br />
farmakoterapide iyileşme plaseboya göre belirgin<br />
olarak daha iyi olduğu halde halen yeterli değil.<br />
<strong>OKB</strong> şiddetindeki azalma %2040 arasında<br />
değişmekte,<br />
uygun doz ve sürede tedavilerden sonra bile klinik<br />
olarak belirgin olan rezidüel semptomlar kalıyor,<br />
ayrıca SRI tedavisi kesildiğinde <strong>OKB</strong><br />
semptomlarının hızlı bir şekilde tekrar ortaya çıktığı<br />
da çalışmalarla gösterilen sonuçlardan.
Diğer bir etkin tedavi şekli ise ERP tekniklerini içeren<br />
<strong>BDT</strong>’dir.<br />
<strong>BDT</strong>’den sonra semptom şiddetinde azalma ortalama<br />
%60’tır (Franklin ve ark., 2000).<br />
Hastaların takiplerde de iyilik hallerinin devam ettiği<br />
gözlemlenmiştir (Foa & Kozak, 1996).<br />
Bununla birlikte hastalarda anksiyete uyandıran<br />
uygulamaları nedeniyle hastaların bir kısmı bu tedaviyi<br />
reddetmekte ya da bir kısmı da tedaviyi bırakmaktadırlar<br />
(Kozak, Liebowitz & Foa, 2000).
Etkili bir tedavi uygulayabilmek, hastalığın ve klinik<br />
görünümünün, her bir bireyde, tam ve dikkatli bir şekilde<br />
anlaşılmasıyla olur.<br />
Tedavi planlaması, ayrıntılı, kapsamlı ve bireysel<br />
değerlendirme stratejisine dayalı olmalıdır.<br />
Tedavi arayışında olan her birey için bir vaka<br />
formülasyonu geliştirilmelidir.
<strong>OKB</strong> HASTASıNı DEĞERLENDIRIRKEN HASTADAN<br />
VEYA HASTALıĞıN DOĞASıNDAN KAYNAKLANABILEN<br />
GÜÇLÜKLER OLACAKTıR.<br />
Belirsizliğe tahammülsüzlük, kesinlik, hata yapmakla ilgili<br />
kaygılar, patolojik şüphe ve kararsızlık gibi obsesyonel<br />
özellikler, değerlendirme sürecindeki engellerdir.
Değerlendirme güçlüklerini aşmak için ipuçları:<br />
1. Bu sürecin senin için çok zorlu bir süreç olduğunu<br />
biliyorum. Karar vermekte güçlük çekeceğinin<br />
farkındayım. Bir test verince; bu anketi doldurmanın<br />
senin için rahatsızlık verici olduğunun farkındayım.<br />
2. Değerlendirme bu süreç için çok önemli. Neden<br />
değerlendirmenin çok önemli olduğunu anlat. Bunun<br />
tedavi sürecini planlamak için önemli olduğunu anlat.<br />
3. Değerlendirme sürecinde çok fazla test verme. Mmpı<br />
ve projektif testler hiç verme. Hastaya değerlendirme<br />
ölçekleri için ilave zaman verebilir hatta testteki<br />
maddeleri biz okuyabiliriz.<br />
4. Terapinin anlamı hakkında hastanın değerlendirmesini<br />
de ele al.<br />
5. Doğru cevap verir miyim diye endişe etme. Çünkü sen<br />
cevap verdiğinde, bunu anlamak, tedavi için gereken<br />
bilgiyi edinmek benim işim.
****FORMÜLASYON:<br />
1. Obsesyonlar<br />
2. Kompulsiyonlar/Mental kontrol stratejileri<br />
3. Değerlendirmeler (Appraisal)<br />
4. Hastayı korkutan düşünce: **obsesif düşünceyle<br />
katastrofi yaratan düşünce birbirinden farklıdır.<br />
5. Tetikleyiciler<br />
6. Baş etme stratejileri ne kadar etkin? Etkinlikle ilgili algısı<br />
ne?<br />
7. Bunları kontrol edemediğinde ne olacağından korkuyor?
Obsesyonların değerlendirilmesi:<br />
obsesyonu tetikleyen durumların ortaya konması.<br />
hastanın günün yaklaşık olarak ne kadarı hangi<br />
obsesyonla geçiyor?<br />
hastanın obsesyonlarını nasıl değerlendirdiğinin<br />
belirlenmesi (appraisal)<br />
hastanın olacağından korktuğu olumsuz sonuçlar<br />
Kompulsiyonları değerlendirilmesi:<br />
davranışsal kaçınmanın ölçülmesi<br />
obsesyonu kontrol stratejileri<br />
güvenlik sağlayıcı davranışların sorgulanması.
Örneğin ölümle ilgili obsesif ruminasyonları olan genç<br />
hasta.<br />
Kişi için ölümün korkunç olmasından öte olasılığının<br />
yüksek olması önemli.<br />
Hasta genç ölmeyeceğine kanıt/güvence istiyor.<br />
Burada tehlike güvence veren olarak doktorun<br />
kullanılması.<br />
Doktorun bu döngüye girmemesi önemli.
)<br />
Obsesyonların<br />
değerlendirilmesi<br />
Standart tanısal ve<br />
psikiyatrik değerlendirme<br />
Semptom temelli<br />
değerlendirme (ölçekler)<br />
Bilişseldavranışçı<br />
vaka formülasyonu<br />
Kompulsiyonların<br />
değerlendirilmesi
Düşünceyi çok önemsemebu nedenle düşünceyi çok<br />
monitorize etmek<strong>OKB</strong> PSİKOPATOLOJİSİ<br />
İntrüziv düşünceyiyorumlamak<br />
olası sonuçlarını yordamak <strong>OKB</strong><br />
(tam da rachmanın söylediği nokta)<br />
Bu tedavi, obsesyonların kişinin istenmeyen intruziv<br />
düşünce, imge ya da dürtülerinin olmasını katastrofik<br />
yanlış yorumlamaları nedeniyle oluştuğu bilişsel teorisi<br />
üstüne kurulmuştur (Rachman 1997, 1998).<br />
Sonuç olarak; (a) yanlış yorumlamalar devam ettiği<br />
sürece obsesyonlar sürer, (b) yanlış yorumlamalar<br />
ortadan kalktığında ya da zayıfladığında obsesyonlar da<br />
azalır ya da ortadan kalkar.
Örneğin; “metro istasyonunda önünde bekleyen yolcuyu<br />
raylara itmek” şeklinde bir intrüzyonu olan hasta.<br />
Hasta deli olduğuna inanarak gelir. “Neden bu<br />
düşüncelere sahibim ve neden bunları kontrol<br />
edemiyorum. Bende yanlış giden bir şey olmalı”. Fakat<br />
herkesin intrüzyonu olduğunu hastaya göstermek gerekir.<br />
Örneğin dışarıda tuvalete girecek herhangi biri de<br />
tuvaletin kirli olduğunu ve hasta olabileceğini düşünebilir.<br />
1. NOKTA: NEYDEN KORKTUĞUNU GÖSTER<br />
2. NOKTA: HERKESİN OBSESYONU OLABİLİR.
AMA nasıl normal bir düşünce obsesyona dönüşür? Bu<br />
şeyleri düşündüğün ama bunlara takıntı demediğin ve<br />
bunlardan rahatsız olmadığın dönemler olmadı mı?<br />
3. NOKTA:<br />
hastalık öncesindeviewed as meaningless<br />
hastalık sonrasındaviewed as meaningfull<br />
BİLİŞSEL TEDAVİDE ANLAM ÜZERİNDE DURULUR<br />
(APPRAİSAL)
**** “COGNİTİVE THERAPY NEVER TREATS<br />
OBSESSİONAL FEAR”. HASTAYA KORKUSUNUN<br />
İRRASYONEL OLDUĞUNU GÖSTERMEYE ÇALIŞMAK<br />
ETKİLİ DEĞİLDİR. YAPILACAK ŞEY BUNUN ANLAMI<br />
ÜZERİNE KONUŞMAKTIR. BUNUN OLACAĞI İLE İLGİLİ<br />
KANITLARIN VAR MI DEĞİL; BU YORUMUN DOĞRU<br />
OLDUĞUNA DAİR KANITIN VAR MI DEMEK<br />
GEREKİR.****
<strong>OKB</strong>’de hatalı değerlendirmeler (Faulty appraisals): 6 tane<br />
1. ABARTILMIŞ TEHDİT ALGISI: tüm anksiyete bozukluklarında.<br />
2. BELİRSİZLİĞE TAHAMMÜLSÜZLÜK: hayatında kesinlikle<br />
tamamen emin olarak yaptığın neler var. Hastaya bunu göstermek<br />
gerekir. Hasta çok ufak, çok önemsiz şeylerden bile emin olmaya<br />
çalışıyor. “hastaya belirsizlikle yaşamayı öğretmek gerekir”<br />
3. ABARTILMIŞ SORUMLULUK: olumsuz sonuçları engelleyebilecek<br />
gücünün olduğunu düşünme. Yaptığı şeylerden sorumluluk duyma<br />
şeklinde değil; olabilecek şeylerden sorumlu olma duygusu.<br />
4. DÜŞÜNCENİN ÖNEMİNİ ABARTMAK (DÜŞÜNCEYLE EYLEMİ<br />
EŞ GÖRMEK /THOUGHT ACTİON FUSİON)<br />
5. DÜŞÜNCEYİ KONTROL ETME: düşünceyi kontrol edebilirim ve<br />
etmeliyim. <strong>OKB</strong> hastası herkesin düşüncesini kontrol edebileceğini<br />
zanneder ve bunu onlara öğretebilmemiz için bize gelirler. Hastaya<br />
problemin kontrol edememesi değil, çok fazla kontrol etmesi<br />
olduğunu göstermeliyiz.<br />
6. DUYGUSAL ÇIKARIMSAMA (EMOTIONAL REASONİNG):<br />
düşünce kişiyi çok fazla endişelendiriyor. Bu nedenle de çok fazla<br />
önem atfediyor.
**Tedavide iki şey yapılır:<br />
1. Değerlendirmeyi değiştir<br />
2. Kompulsiyon/Nötralizasyonu ortadan kaldır<br />
**Bu amaçla yapılan <strong>BDT</strong>’nin bileşenleri:<br />
1. Psikoeğitim (<strong>OKB</strong>’nin bilişsel modeli ve tedavisi ile ilgili<br />
eğitmek)<br />
2. Bilişsel yeniden yapılandırma<br />
3. Maruz bırakma<br />
4. ERP ile bilişsel yeniden yapılandırma
HASTAYI <strong>BDT</strong> İLE İLGİLİ OLARAK EĞİTMEK<br />
Düşünce sürecinin doğasını açıkla,<br />
Obsesyonları normalize et,<br />
Tedavinin temel mantığını açıkla,<br />
“camel effect”i göster : Deve egzersizini hastanın<br />
anksiyetesinin azaldığı 4.5. Seanslarda yapmak gerekir.<br />
Hasta hayal etmekte zorlanıyorsa, önce bir resim<br />
gösterilip sonra aklında tutması istenebilir.<br />
Tüm tedavi modelini ve tedavi hedeflerini ele al.
BİLİŞSEL YENİDEN YAPILANDIRMA:<br />
*Üç amacı var<br />
Kendi değerlendirmesi: bu obsesyona yapılabilecek<br />
değerlendirmelerden sadece biridir.<br />
Kendi değerlendirmesi sadece kendisinin<br />
düşündüğü/hayal ettiği bir olasılıktırimagined<br />
consequences<br />
Değerlendirme ve ona verilen tepki çok seçici.
tanımlanan her bir “false appraisal” için<br />
ABARTILMIŞ TEHDİT ALGISI<br />
BELİRSİZLİĞE TAHAMMÜLSÜZLÜK<br />
ABARTILMIŞ SORUMLULUK<br />
OVERİMPORTANCE OF THOUGHT<br />
DÜŞÜNCEYİ KONTROL ETME<br />
EMOTIONAL REASONİNG<br />
kullanılabilecek teknikler var
Örneğin “ abartılmış tehdit algısı” nı ele almak için;<br />
olasılık hesaplaması (Van Oppen and Arntz’s<br />
(1994))<br />
derine inme tekniği (Beck et al. (1979) and J. S.<br />
Beck (1995))<br />
Bu müdahalenin amacı; hastanın, durumun aşırı<br />
derecede tehlikeli ve tehdit edici olduğuna dair yapmış<br />
olduğu değerlendirmenin abartılmış bir değerlendirme<br />
olduğunu kabul etmesidir.
H: KİTABA ELLERSEM KİRLİ HİSSEDERİM.<br />
D: KİRLİLİKLE İLGİLİ KÖTÜ OLAN NEDİR?<br />
H: DİĞER İNSANLAR DA ONA DOKUNMUŞTUR.<br />
D: BUNUNLA İLGİLİ KÖTÜ OLAN NE?<br />
H: EĞER BU İNSANLARDAN BİRİ HASTAYSA<br />
D: BU İNSANLARDAN BİRİNİN HASTA OLMASIYLA<br />
İLGİLİ SENİ KORKUTAN NEDİR?<br />
H: BEN BU KİTABA DOKUNUNCA MİKROPLAR BANA<br />
GEÇER.<br />
D: EĞER MİKROPLAR SANA GEÇERSE SONRASINDA<br />
NE OLACAĞĞINI DÜŞÜNÜYORSUN?<br />
H: ÇOK HASTALANABİLİRİM.<br />
D: SENİN İÇİN YAKALANABİLECEĞİN EN KÖTÜ<br />
HASTALIK NEDİR?<br />
H: AİDS OLABİLİR VE ÖLEBİLİRİM.
BURADA EN ÖNEMLİ NOKTA İYİ BİR ÖZET<br />
YAPMAKTIR… Kitapçıdaki kitaplara dokunursam<br />
hastalanırım ve ölürüm. Yani kitapçıdaki kitaplara<br />
dokunmak bir insanı öldürebilir. Gerçekten kitaplara<br />
dokunmanın ölüme yol açabileceğine inanıyor musunuz?<br />
Devlet sizce kitapların üstüne dikkat, ellersen ölürsün<br />
yazmalı mı? Kitaplara dokunduğu için kaç kişi ölmüştür?<br />
Burada amaç, hasta olmayacağına dair güvence<br />
vermeye çalışmak değil; hasta olma olasılığını<br />
olduğundan büyük gördüğünü göstermeye çalışmaktır.<br />
Hastaya kanda hücreler var. Seni korur dememek<br />
gerekir. O zaman korkusunu ele almış olursun. Ama<br />
önemli olan yorumunu ele almaktır. AYRICA O ZAMAN<br />
GÜVEN ARAMA DÖNGÜSÜNE GİRMİŞ OLURSUN.
Eğer, bu noktada hasta, tehditle ilgili değerlendirmesinin<br />
gerçek dışı olduğu ile ilgili hemfikir olursa, artık ERP<br />
müdahalelerine geçilebilir. ERP tehdit değerlendirmesini<br />
test etmenin bir yolu olarak sunulur.
Eğer hasta tehdit değerlendirmesinin abartılı<br />
olduğunu kabul etmiyorsa, o zaman ERP için<br />
hazır değildir. Bu noktada abartılmış tehdit<br />
algısı ile ilgili bilişsel müdahalelere devam<br />
etmek gerekir.<br />
doublecolumn evidencegathering (reality testing)<br />
introduced by Beck et al. (1979) and popularized by<br />
Christine Padesky
Hastalık için bilinen, korunmasız cinsel ilişki, ortak<br />
enjektör kullanılması, kanla temas gibi belli başlı risk<br />
faktörleri için olasılık ve tehditin ciddiyetiyle ilgili tahminler<br />
yapılması ve bu yapılan tahminlerin kitaba dokunma ile<br />
ilgili olasılık tahminleriyle kıyaslanması.<br />
“Kaç kişi kitaplara dokunduğu için AİDSten ölmüştür?”<br />
“İnsanlar ne kadar sıklıkla AİDS bulaşmaksızın kitaplara<br />
dokunuyordur?” “Sen kaç kere kitaplara dokundun ve<br />
kaçında AİDS bulaştı”<br />
“AİDS’in gerçek risk faktörleriyle ilgili bu bilgilerin<br />
ışığında, acaba başlangıçta kitaplara ellemekle ilgili riski<br />
olduğundan daha fazla görme eğiliminde olduğunu<br />
söyleyebilir miyiz?”
ÖRNEĞİN SORUMLULUĞUN ABARTILMASINI ELE<br />
ALMAK İÇİN;<br />
Sorumluluk pasta grafiği kullanılabilir (Salkovskis<br />
&Wahl, 2003).<br />
Korkulan duruma yol açabilecek tüm nedenler listelenir.<br />
Önce diğer nedenlerin % kaç yer tutacağı sorulur.<br />
SonraEN SON “senin sorumluluğun bu pastada %kaç<br />
yer tutar” diye sorulur. KENDİ SORUMLULUĞUNU EN<br />
SONA SAKLAMAK EN ÖNEMLİ NOKTA.<br />
Sonra hastaya, “bu obsesyon aklına geldiğinde siz hiç<br />
*****nin ** lik payını aklınıza getirdiniz mi” denir.
Rachman (2003):<br />
ana sorumluluklar<br />
kısmi ya da paylaşılmış sorumluluklar<br />
minimal sorumluluklar<br />
Yine, bu müdahalede amaç, sorumluluk algısını abartma<br />
eğilimini hastaya göstermektir.
Hatalı değerlendirme ve inançları hedef alan bilişsel<br />
ve davranışçı müdahalelerin üzerinde çok<br />
durulduğundan, <strong>BDT</strong>’de hastayla işbirliği içinde<br />
alternatif, daha işlevsel ve uyum sağlayıcı olan bir<br />
yorum geliştirmek için çalışmanın önemi gözden<br />
kaçırılmaktadır (Clark, 1999).<br />
Oysa ki; alternatif açıklama getirebilmek, tedavi<br />
başarısı için kritik öneme sahiptir. Obsesyonlarla<br />
ilgili yorum ve inançlarının hatalı olabileceğini kabul<br />
ediyorsa, semptomlarının devamını anlayabilmek<br />
için farklı bir açıklama geliştirmek zorundadır.
MARUZ BIRAKMA:<br />
Obsesyonla ilgili hiyerarşi oluşturulur (En az<br />
tetikleyenden en çok tetikleyene doğru bir hiyerarşi)<br />
Bunu yaparken tetikleyicilerin listesini göz önünde<br />
bulundurulur.<br />
Ortalama kaygı oluşturan düşünceden başlanır.<br />
***********EXPOSURE TO SİTUATİONS THAT TRİGGER<br />
THOUGHTS: obsesif düşünceyi tetikleyen durumlara<br />
maruz bırakılır. Düşüncelerini ve değerlendirmelerini<br />
yazması istenir.<br />
Bu seans esnasında “role play”le de yapılabilir.
Etkili olabilmesi için hasta ne kadar maruz bırakılmalı? 90<br />
dak. Haftada 5 gün.<br />
Ne yapacağı hasta ile beraber seçilmeli ve önce yeniden<br />
yapılandırma yapılmalı.<br />
Maruz bırakmanın amacı;<br />
Davranışçılar anksiyeteye habitüasyon için<br />
maruz bırakmayı kullanırlar.<br />
Bilişselde maruz bırakmanın amacıobsesyonla ilgili<br />
değerlendirmeleri (APPRAİSAL) uyandırmaktır.
ERP İLE BİLİŞSEL YENİDEN YAPILANDIRMA<br />
(COGNİTİVE REFRAİNİNG OF ERP):<br />
ERPhatalı değerlendirmeleri test etmek için kullanılır.<br />
ERPhatalı değerlendirmeleri destekleyen bir şeyle mi<br />
sonuçlandı yoksa reddeden bir şeyle mi
DİRENÇLİ <strong>OKB</strong>?
Direnç, genel tıpta tedaviye cevap vermeyen bir<br />
hastalık için kullanılan bir terimdir (e.g., Rasmussen<br />
& Risen, 1997; Stein, Seedat, Shapira, &<br />
Goodman, 2001).<br />
Psikoterapide ise direnç hastanın tedaviye katılıma<br />
isteksiz olması ya da tedaviyi reddetmesine verilen<br />
addır.
Dirençli <strong>OKB</strong>’nin nedenleri?<br />
1. Yanlış tanı<br />
2. <strong>BDT</strong>’ nin uygun bir şekilde uygulanmaması<br />
3. Hastanın <strong>BDT</strong>’yi reddetmesi ya da<br />
uyumsuz olması<br />
TED Yüklü düşünce
Tabi ki hastanın dirençli <strong>OKB</strong> olarak tanımlanabilmesi<br />
için öncelikle <strong>OKB</strong> tanısı almış olması gerekir.<br />
<strong>OKB</strong> tanısı genellikle açık olmakla birlikte, <strong>OKB</strong> gibi<br />
tekrarlayan düşünce ve hareketlerle karakterize;<br />
obsesyonel ruminasyonlarla giden duygudurum<br />
bozuklukları,<br />
intruziv endişelerle (örn. YAB) ya da anılarla (örn.<br />
PTSB) giden anksiyete bozuklukları,<br />
mükemmeliyetçilikle giden kişilik bozuklukları,<br />
stereotipik davranışlar görülen yaygın gelişimsel<br />
bozukluklar ve<br />
ritüellerle giden psikotik bozukluklar gibi diğer birçok<br />
durumu <strong>OKB</strong> olarak yanlış tanımlamak mümkün<br />
olabilmektedir
<strong>OKB</strong> de bilişseldavranışçı tedavinin etkinliği<br />
kanıtlandığı için, bir hastaya <strong>BDT</strong> uygulanmaksızın<br />
dirençli demek de mümkün görünmemektedir.<br />
Hastaya uygulamanın mantığının açık olarak<br />
anlatılıp anlatılmadığı,<br />
exposure talimatlarının açık ve anlaşılır olarak<br />
verilip verilmediği ve<br />
tedavi süresince yeterli exposure yapılıp<br />
yapılmadığı,<br />
tedavi süresinin yeterli olup olmadığı konularının da<br />
açıklığa kavuşturulması önemlidir.
<strong>BDT</strong>’ ye alınan hastaların yaklaşık % 2530’ u <strong>BDT</strong><br />
tedavisini reddeder (Foa, Steketee, Grayson, & Doppelt,<br />
1983; Kozak, Liebowitz, & Foa, 2000) ve<br />
Benzer oranda hasta tedaviye başladıktan sonra erken<br />
dönemde drop olur (Kozak et al., 2000).
<strong>OKB</strong>’ nin doğası ve şiddetini değerlendirmenin yanı sıra<br />
doktor, hastanın tedaviye hazır olup olmadığını da<br />
değerlendirmelidir.<br />
4 değerlendirme sorusu özellikle sorulmalıdır:<br />
(a) Hasta <strong>OKB</strong> ve <strong>BDT</strong> modelini ne kadar iyi anladı?<br />
(b) Hastanın tedaviden beklentileri ne kadar gerçekçi?<br />
(c) Hastanın değişme motivasyonunun derecesi nedir?<br />
(d) Tedaviye engel başka herhangi bir durum var mı?
Hastanın tedavi hedeflerini açık seçikanlaşılır bir<br />
şekilde ifade edebiliyor olması, değişmeye olan<br />
motivasyonu ile ilgili önemli bir bilgi kaynağıdır.<br />
Hastaların hem uzun dönem (üniversiteye gitmek, evlenmek, bir<br />
iş bulmak ve devamlılığını sağlayabilmek vb.) ve hem de kısa<br />
dönem (normal bir şekilde okuyabilmek ve yazabilmek, normal bir süre<br />
içinde işleri yapabilmek, diğerlerinin temas ettiği objelere değebilmek vb.)<br />
hedeflerini açıklaması istenir.<br />
Bu hedeflerin açık bir şekilde ifadesinde zorlanıyor<br />
olması, hastanın motivasyonel müdahalelere ihtiyacı<br />
olduğunun göstergesidir.
Hastanın tedaviye hazır olup olmadığını<br />
değerlendirmede diğer bir kaynak da kuşkusuz<br />
gözlenebilen davranışlarıdır: TED.<br />
TED’lar tedavinin erken safhasında da bulunabilirler<br />
ve hatta ilk görüşmeden önce bile var olabilirler;<br />
örneğin görüşmeyi bir başkasına ayarlatıyor olmak,<br />
görüşmeleri kaçırmak ya da saatini değiştirmek,<br />
değerlendirme ölçeklerini doldurmamak gibi.
Tedaviyi engelleyici davranış (TED): (treatment<br />
interfering behavior) (VanDyke & Pollard, 2005)<br />
Tedaviye etkili kartılım ile uyumlu olmayan, tedavi<br />
sürecini bozan davranışlardır.<br />
Ödev yapmamak, başlıca TED olarak gösterilebilir.<br />
Görüşmeye gelmemek, gerçekle uyumlu olmayan<br />
bilgiler vermek, doktorla tartışmaya girmek yine TED’<br />
lara örnek olarak verilebilir.
1. Bir problemi olduğunu kabul etmemek.<br />
2. Yeterli düzeyde ya da sürekli olarak problemin şiddetini ya da diğerleri<br />
üzerindeki etkisini kabul etmemek.<br />
3. Tedavi için açık hedefler belirlememek.<br />
4. Tekrarlayan sorularla tartışmalara girmek ya da doktorun problemin doğası ile<br />
ilgili yaptığı açıklamaları ya da tedavi planını kabul etmemek. (bu durum<br />
genellikle tedavi, hastanın korkuya olan cevabı değil de obsesyonel korkuyu<br />
hedef aldığında meydana gelir)<br />
5. Tedavinin odağını tedavi planında bulunmayan konulara kaydırma çabaları.<br />
6. Tedavi planını ya da arkasında yatan mantığı açıklamada güçlük çekmek.<br />
7. Soruyla ilgili olmayan bilgiler verecek cevaplar vermek ya da çok fazla detaya<br />
girmek.<br />
8. Genellikle geç kalıyor olmak ya da görüşmeye gelmemek.<br />
9. Tedavi planını takip etmede zorluk çekmek (ödev yapmamak, reçete edildiği<br />
şekilde ilaçlarını almamak)<br />
10. Tedavi ekibine doğru olmayan, çelişkili ya da yanıltıcı bilgiler vermek (önemli<br />
detayları atlamak, zorluklarını tam olarak anlatmamak, farklı doktorlara farklı<br />
bilgiler vermek vb.)<br />
11. kendine zarar verici davranışlarda bulunmak, bunu ima etmek ya da bununla<br />
tehdit etmek.<br />
12. Diğerlerinin fiziksel olarak tehdit altında olduklarını hissettirecek şekilde<br />
konuşmak ya da davranmak,<br />
13. Diğer:
Tedaviden fayda görmeyi imkansızlaştıran, belirgin<br />
ve ısrarlı TED varlığı, dirence işaret eder.<br />
Bu çizginin tam tersi ucunda, tedaviye yardım edici<br />
davranış ve tutum içinde bulunma vardır. TED’ın da<br />
yokluğuyla, bu hastanın tedaviye hazır olduğu kabul<br />
edilir.<br />
Ambivalans, TED’ların makul miktarda bulunduğu<br />
ve modifiye edilmesinin kolay olduğu bir ara<br />
durumu temsil eder.
Ambivalansın üstesinden gelmek:<br />
Literatürde, birçok yazar, <strong>OKB</strong> hastalarının tedavi katılımını<br />
arttırmak için neler yapılabileceğini tartışmıştır (Abramowitz,<br />
Franklin, & Cahill, 2003; Clark, 2004; Maltby & Tolin, 2003;<br />
Rachman, 2003).<br />
Tanımladıkları stratejiler şöyle özetlenebilir;<br />
<strong>OKB</strong> ya da <strong>BDT</strong> ile ilgili uygun içgörüyü yavaş yavaş<br />
öğretmek,<br />
Tedavi ve iyileşme süreci ile ilgili gerçeğe uygun<br />
beklentiler geliştirmek ve<br />
Değişmek için motivasyonu arttırmak amaçlı girişimler
<strong>OKB</strong> semptomları ve doğasıyla ilgili tam bilgi vermek. Bu<br />
bilgi, suçluluk ve utanç duygularını da ortadan<br />
kaldırmaya yönelik olmalıdır.<br />
<strong>BDT</strong> modelini hastanın kolaylıkla anlayabileceği şekilde<br />
sunmak. Hasta kavramları kavrayamadığı ve<br />
hatırlayamadığı sürece, karışık modellerin klinik<br />
yararlılığı çok azdır. Bu model hastaya <strong>OKB</strong> belirtilerini<br />
anlaması için çok daha kullanışlı bir yol sunmalıdır ve<br />
takip edecekleri <strong>BDT</strong> uygulamaları için bir rasyonel<br />
sağlamalıdır.
Bilişsel modele direnç gösteren hastalar için beyin ve davranış<br />
arasındaki karşılıklı ilişkiyi anlatmak faydalı olacaktır.<br />
Hasta ve doktorun rol ve görevlerini anlaşılır bir şekilde<br />
açıklanmalıdır.<br />
Hastalar, kendilerinden neler beklendiğini bilmelidirler<br />
(ödevlerini yapmak gibi). ERP’ ye başlamadan önce hastaya<br />
her hafta, tedavi için ayırmak istediği vaktin ne kadar<br />
olduğunu, ödevlerini yapmak için geçici olarak askıya<br />
alabileceği iş ve sorumluluklarının neler olduğunu ve hangi<br />
gün veya zaman dilimlerini bu ödevleri yapmak için ayırmak<br />
istediğini belirlemesi istenir.
Maltby ve Tolin (2003), tedaviye uyumu (readiness)<br />
arttırmak için kullandıkları tedavi paketinde iki müdahaleye<br />
yer vermektedirler; ERP ile ilgili görüntü kayıtlarını izlemek<br />
ve daha önce bu tedaviyi almış olan hastalarla konuşmak.<br />
Maltby ve Tolin (2003), bu yöntemle, bekleme listesindeki<br />
hastaların yalnızca %20’si ERP’yi kabul ederken, uyum<br />
arttırmak amaçlı müdahaleler yaptıkları hastaların %60’ının<br />
ERP’ yi kabul ettiklerini rapor etmişlerdir. Bu sonuçlar, tedavi<br />
öncesi müdahalelerin ERP ile ilgili olarak hastanın tedaviye<br />
istekliliğini arttıracağını düşündürmektedir.
Martin Antony de kitabında benzer bir program<br />
uyguladıklarından bahsetmektedir: "hasta işbirliği<br />
programı ". Bu programda <strong>OKB</strong> hastaları sorularını ve<br />
tedaviyle ilgili kaygılarını, <strong>BDT</strong>’yi başarıyla tamamlayan<br />
hastalarla tartışmaktadırlar.<br />
“impact analysis”
Dirençle baş etmek için VanDyke & Pollard’ ın önerdiği<br />
yöntem (2005), TED’ları değiştirmek amaçlı<br />
müdahalelerin geliştirilmesini öngören tamamlayıcı<br />
bilişseldavranışçı modeldir. Bunu “readiness treatment”<br />
olarak adlandırmışlardır.<br />
VanDyke & Pollard, yaptıkları çalışmada, tedaviye<br />
dirençli 11 <strong>OKB</strong> hastasının 7’sinde bu yöntemin başarılı<br />
olduğunu göstermişlerdir. Bu tedavideki bilişsel<br />
müdahaleler, direk olarak <strong>OKB</strong> ile ilgili olan inançlara<br />
değil, TED ile ilgili inançlara yöneliktir.
“Readiness treatment”, altı basamaktan oluşur:<br />
1. Tedavi engelleyici davranışın tanımlanması,<br />
2. Hedef TED’ın seçilmesi,<br />
3. Uyumla ilgili amaçları koymak,<br />
4. Hedef davranışa katkıda bulunan faktörlerin<br />
tanımlanması,<br />
5. Katkıda bulunan faktörleri hedef alan müdahaleler<br />
tasarlamak ve uygulamak,<br />
6. <strong>OKB</strong> tedavisine yeniden başlamak.
Bazı vakalarda, tedavinin erken safhasında TED<br />
belirgin olmayabilir fakat örneğin ERP<br />
planlandığında ortaya çıkabilir.<br />
TED ne zaman tespit edilirse edilsin, tedaviye<br />
devam edilmemelidir.<br />
Burada kasıt tedaviye son vermek değildir fakat bu<br />
noktada tedavinin hedefi, hastaya bu TED’in<br />
üstesinden nasıl gelebileceği konusunda yardım<br />
etmek olmalıdır.
YÜKLÜ DÜŞÜNCELER (OVIS):<br />
DSM IV’ te yüklü düşünce şöyle tanımlanmaktadır:<br />
Sanrısal yoğunlukta olmayan, mantıksız ve ısrarcı<br />
inanç (hasta bu inancın doğru olmayabileceğini<br />
sorgulayabilmektedir).<br />
Kişinin dahil olduğu kültürel grup ya da alt grubun<br />
inancı değildir.
ERP ya da <strong>BDT</strong> tedavisi planlanmış 4 vaka<br />
serisinde yüklü düşüncenin ya da inancın şiddetinin<br />
kötü prognoz göstergesi olduğu gösterilmiştir; Foa,<br />
1979; Foa, Abramowitz, Franklin, & Kozak, 1999;<br />
Neziroglu, Stevens, YaryuraTobias, & McKay,<br />
2000; Salkovskis & Warwick, 1985.
YÜKLÜ DÜŞÜNCENİN ÜSTESİNDEN GELMEK İÇİN<br />
Alternatif Hipotez (The competing hypotheses)<br />
Salkovskis, Forrester, Richards ve Morrison (1998)<br />
tarafından tanımlanmıştır.<br />
Burada amaç, pragmatismi kullanarak, hastanın korktuğu<br />
sonuçların tam da uyguladığı çözümler nedeniyle başına<br />
geliyor olabileceğini hastaya göstermektir.<br />
Yine de, inançları değerlendirmek her zaman mümkün<br />
olmayabilir. Örneğin, korkulan sonuçlar, gelecekte yıllar sonra<br />
ortaya çıkabilecekse ya da test edilemeyecekse.
Yaratıcı Çaresizlik (Creative Hopelessness):<br />
Hayes tarafından 1999’da tanımlanmış olan bir<br />
yöntemdir.<br />
Bu metod genellikle mantık ya da kanıt<br />
kullanmaktan daha faydalıdır.
Sağlıklı değerlerin tanımlanması:<br />
Hastanın unuttuğu ya da <strong>OKB</strong>den önce<br />
önemsediği değerler ve hedefler üzerine odaklanılır.<br />
Hayes ve ark. (1999): hastanın kendi cenazesi<br />
metaforu kullanılarak, istedikleri değerlere ulaşabilmek<br />
için atılabilecek somut adımlar üzerine odaklanır.
Kendiliği değerlerden ayırmak (Disentangling the<br />
Self From the Value):<br />
Kendiliği önem verdiği değerden ayırma stratejisi,<br />
kendi ile bu değeri bir tutmanın doruluğunu<br />
sorgulamayı içerir.<br />
Bir yüklü düşüncede temel düşünce hatası aşırı<br />
genellemedir, yani hasta kendisini o değer ile tanımlar<br />
ve kimliğinin tüm diğer yönleri göz ardı edilir. Doktor,<br />
hastaya bu durumun mantığını sorgulamak suretiyle<br />
yardım eder.<br />
“Big I” ve “Little i” kavramları faydalı olabilir<br />
(Dryden, 1998; Lazarus, 1977).