10873,mehemmedfuzulipdf
10873,mehemmedfuzulipdf
10873,mehemmedfuzulipdf
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Fariğ idim cümle âlemden, bilir âlem meni,<br />
Eyb ederdi bî-xeber sanıb, benî âdem meni,<br />
Goymadı dövrân-i çerx öz hâlime xürrem meni,<br />
Şâd iken âlemde çerx etdi esîr-i qem meni,<br />
Eşq nâ-geh oldu peyda, tutdu müstehkem meni,<br />
Saldı yüz sevdâye ol geysû-yi xem-der-xem meni,<br />
Şimdi Mecnundan reh-i eşq içre sanman kem meni,<br />
Yâr xud qılmaz herem-i vesline mehrem meni.<br />
Sen ki, mehremsen sebâ billah anıb her dem meni,<br />
Söyle ey gül kim sene, bext eylemez hemdem meni,<br />
Sensiz olmam ayrı möhnetden, belâden bir zaman,<br />
El-emân, hicran belâ vü möhnetden, el-amân<br />
Bülbül-i zârem, gül-i ruhsâr-i âlinden cüda,<br />
Tûti-i lâlem, şekernisbet meqâlinden cüda.<br />
Der idim sebr eyleyim, olsam cemâlinden cüda.<br />
Bilmedim düşvâr imiş olmaq vüsâtinden cüda.<br />
Tîre oldu rûzigârım, zülf ü halinden cüda,<br />
Oldu sehrâ menzilim, vehşî qezâlinden cüda,<br />
Mû tek inceldi tenim, nâzik nâhâlinden cüda,<br />
Xem getirdi qâmetin, miskin hilâlinden cüda.<br />
Çıxdı cân-i nâtevân, şîrin zülâlinden cüda,<br />
Oldum, el-qisse, ruh-i ferhende-fâlinden cüda.<br />
Sensiz olman ayrı möhnetden, belâden bir zaman,<br />
El-amân hicran belâ vü möhnetinden, el-amân.<br />
Âlem benim mâsivâdan (bütün varlıklardan, nimetlerden)<br />
uzak olduğumu bilirdi. İnsanoğlu beni<br />
dünya ve dünya meşelerinden habersiz sanıp ayıplardı.<br />
(Fuzûlî, beyitte, kendisinin Allah'ın rızasına<br />
yöneldiğini, Allah dışındaki şeylerden uzak olduğunu<br />
belirtmek istiyor).<br />
Felek (zaman) kendi halimde mutlu, mesut bırakmadı.<br />
Alemde (dünyada) mutlu ve bahtiyarken<br />
döneklik edip beni gama esir etti.<br />
Aşk ansızın ortaya çıkıp beni sardı. O kıvrım kıvrım<br />
olan saç, beni yüzlerce sevdaya saldı.<br />
Şimdi aşk yolunda beni Mecnun'dan az sanmayın.<br />
Yarin kendisi beni kavuşma mahremine sokmaz.<br />
Vallahi sabah rüzgârı her zaman beni anmasına<br />
rağmen (benim halimden sana söz etmesine rağmen)<br />
sen bana sırsın. Ey gül yüzlü sevgili, söyle seni bana<br />
kısmet etmeyen, yakm etmeyen kimdir? (Baht sözüyle<br />
aynı zamanda beni sana yakmlaştırmayan bahttır,<br />
manası kastedilmektedir.)<br />
Ben sensiz belâ ve mihnetten bir an bile ayrı kalmam.<br />
İmdat, ayrılığın belâ ve eziyetlerinden imdat!<br />
Al yanağın gülünden ayrı düşmüş inleyen bir bülbülüm.<br />
Şekere benzer sözlerinden ayrı düşmüş lal bir<br />
tutiyim.<br />
Yüzünün güzelliğinden ayrı olsam da sabredeyim,<br />
derdim. Fakat visalinden, (kavuşmandan) ayrı olmanın<br />
(senden ayn olmanın) güç olduğunu bilmedim.<br />
Zülfünden ve beninden ayrı düşünce dünyam karardı<br />
(...rüzgârım, yelim karıştı, bulandı). Vahşi<br />
ceylanından ayrılınca menzilim (mekânım) sahra, çöl<br />
oldu.<br />
İnce, güzel fidanından (boyundan) ayrı olan tenim,<br />
bedenim (yani ben) kıl gibi inceldi. Siyah kaşından<br />
ayrılan boyum eğrildi.<br />
Şirin, tatlı suyundan (dudağından?) ayrılan güçsüz<br />
canım çıktı. Uğurlu, kutlu olan yanağından ayrılalı<br />
hikâye (hulâsa; deli divane) oldum.<br />
Ben sensiz belâ ve mihnetten bir an bile ayrı kalmam.<br />
İmdat ayrılığın belâ ve eziyetlerinden imda*