09.04.2015 Views

ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM

ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM

ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ARDAHAN VALİLİĞİ<br />

İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ<br />

ARDAHAN<br />

İL ÇEVRE DURUM RAPORU<br />

ARDAHAN 2<strong>00</strong>4


ARDAHAN VALİLİĞİ<br />

İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ<br />

ARDAHAN<br />

İL ÇEVRE DURUM RAPORU<br />

ARDAHAN 2<strong>00</strong>4


T.C.<br />

ARDAHAN VALİLİĞİ<br />

İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ<br />

Yayın No: 3<br />

Adres : Kongre Cad. No: 104 ARDAHAN<br />

Tel : 0478 211 26 <strong>00</strong> - 0478 211 22 16<br />

Fax : 0478 211 20 90<br />

http://www.ardahan@cevreorman.gov.tr<br />

Baskı : Başak Matbaacılık Ltd. Şti.<br />

Kazım Karabekir Cad. No:101/2-G İskitler ANKARA<br />

Tel: <strong>03</strong><strong>12</strong> 384 27 61 - 62


TAKDİM<br />

İnsanoğlu bir yandan bilim ve teknoloji alanındaki<br />

hızlı gelişmeler sayesinde yaşam düzeyinin<br />

yükselmesini sağlarken, diğer yandan da hayati önemi<br />

olan doğal dengenin giderek bozulmasına neden<br />

olmuştur. Bu bozulma sonucunda tüm canlıları tehdit<br />

eden hava, su ve toprağın kirlenmesine, doğal<br />

kaynakların tüketilmesine ve doğanın giderek çöplüğe<br />

dönüşmesine neden olmuştur.<br />

Ardahan İlinde çevre sorunları açısından<br />

büyük sanayi şehirlerine nazaran, önemli bir sorun<br />

yaşanmamakla birlikte mevcut sorunlar küçük<br />

ölçekli yatırım ve projelerle çözülebilecek durumdadır.<br />

Son yüzyıllarda orman alanlarında yapılan<br />

tahripler sonucu İlde orman varlığı % 6 düzeyine<br />

inmiştir. Ormanların çevreye olan önemli katkıları<br />

göz önüne alındığında orman varlığının artırılması<br />

için ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarına<br />

ağırlık verilerek sürdürülmesi gerekmektedir.<br />

Bölgeler arası sosyo-ekonomik gelişmişlik faklılıkları ülkemizin en önemli sorunlarından<br />

biridir. Gelişmişlik açısından ortaya çıkan bu faklılıklar, sadece geri kalmış bölgeler<br />

açısından değil gelişmiş bölgeler acısından da düzeltilmesi gereken önemli sorunlara neden<br />

olmaktadır. Bu sorun, az gelişmiş bölgelerden gelişmiş bölgelere doğru nüfus hareketlerine<br />

(göç) yol açmaktadır. Büyük bir stratejik öneme sahip, tarih boyunca bir çok mücadelelere<br />

sahne olmuş, doğanın tarihi değerle bütünleştiği Serhat Şehri Ardahan; bozulmamış çevresi,<br />

doğal kaynakları, ormanları, akarsuları, yaylaları ve hayvancılık gibi önemli diğer ekonomik<br />

değerlerindeki artışlarla sürekli nüfus kaybeden bir yer olmaktan kurtulmalıdır.<br />

Sağlıklı ve temiz bir çevre herkesin ortak arzusu, verimliğin ve çağdaş olmanın da<br />

gereğidir. Çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda devlet ve vatandaşlara<br />

önemli görevler düşmektedir. Ortak varlığımız olan çevreyi korumak, doğal dengenin<br />

bozmadan gelecek kuşaklara aktarmak için toplumun tüm kesimleri üzerine düşen görevi<br />

eksiksiz olarak yerine getirmelidir.<br />

İlimizdeki çevre bilincinin gelişmesine katkıda bulunacak olan Ardahan İli Çevre<br />

Durum Raporu’nun hazırlanmasında emeği geçenleri kutlarım.<br />

Aydın GÜÇLÜ<br />

Ardahan Valisi


ÖNSÖZ<br />

İnsan olarak yaşadığımız yerküre üzerinde<br />

olumlu olumsuz gelişen veya değişen herşeyden etkimiz<br />

oranında sorumlu bulunmaktayız. İnsanların<br />

ve diğer tüm canlıların hayatları boyunca ilişkilerini<br />

sürdürdükleri, karşılıklı etkileşim içinde bulundukları,<br />

fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel<br />

ortamda bu etkileşimden bir çevre değeri veya sorunu<br />

oluşturdukları bilinmektedir.<br />

Bu doğrultuda çevreyi koruma ve çevre sorunlarını<br />

giderme çalışmalarının yapılabilmesi için<br />

öncelikle bu alanda elde edilmiş bilimsel verilere<br />

sahip olunması gerekir. Belli bir konu veya obje<br />

hakkında bilginin var olması yanında bu bilgilerin<br />

bilimsel nitelik taşıması ve ulaşılabilir olması da<br />

önemlidir.<br />

Bu amaca yönelik olarak Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünce<br />

uluslararası çevre enformasyon sistemleri ile uyumlu olarak hazırlanan dispozisyona<br />

uyularak, Ülkemiz çevre değerlerinin bir parçası olan Ardahan’ın İl Çevre Durum Raporu<br />

hazırlanmıştır.<br />

Ardahan İl Çevre Durum Raporunun; İldeki ekonomik faaliyetlerde çevre değerlerinin<br />

dikkate alınmasına, araştırmacılara rehber olmasına, ÇED raporlarının hazırlanmasında<br />

kaynak oluşturmasına, korunması hedeflenen ekosistemlerin devamlılığının sağlanmasına<br />

ve karar vericilerin karar verme sürecini kısaltması hususlarında önemli katkı yapacağı düşünülmektedir.<br />

Ardahan İl Çevre Durum Raporu hazırlanırken akademik kriterlere oldukça dikkat<br />

edilmeye çalışılmış, İlimizle ilgili yayınlanmış, yayınlanmamış ulaşabildiğimiz bütün çalışmalara,<br />

raporlara ve kitaplara ulaşılarak, bilgiler olabildiği ölçüde teyit edilerek yazılmıştır.<br />

Özellikle İl, İlçe yüzölçümleri, haritaları, rakımları, dağ, çay, dere adları dikkatle birkaç kaynaktan<br />

kontrol edilerek hazırlanmıştır. Bu raporda 28 harita, 105 tablo ile 111 şekil ve resim<br />

yer almıştır. Ayrıca raporda potansiyel kaynak değerlerinin yanı sıra çevre sorunlarına da yer<br />

verilmiştir.<br />

Raporun arka kapağında yer alan Sn. Prof. Dr. İ.ATALAY ve arkadaşlarının çalışması<br />

olan Kuzeydoğu Ekosistem Haritasındaki mesaj dikkat çekicidir. Haritaya göre Ardahan’ın tarihi<br />

ekosisteminde İl alanının % 50’den fazlasının Sarıçam ormanı ekosistemi içinde kaldığı görülmektedir.<br />

Günümüzde ise bu orman varlılığı oranının % 6’lara düşmüş olmasından, orman<br />

varlığının insan eliyle (Antropojen) yüzyıllar boyunca büyük bir tahrip ve yok edilmeye uğradığı<br />

anlaşılmaktadır. Yöre isimleri (Meşe Ardahan, Doruk, Tekçam, Topçam gibi), çeşitli efsaneler,<br />

yaşlı insanlarımızın anlattıkları, toprak ve iklim faktörleri, değerli hocalarımızın çalışmalarını<br />

teyit etmektedir. Bugün ormanlarımızın korunması, ağaçlandırma çalışmalarının artarak devam<br />

etmesi bu tahribi unutturarak, umutları yeşertecek düzeydedir.Topraksız dağlar, verimsiz<br />

topraklar oluşmadan günümüzde bu olumlu sürecin başlamış olması oldukça sevindiricidir.


Ardahan İl Çevre Durum Raporu içinde yer alan çevre ile ilgili sistematik bilgilerden<br />

oluşan kanaate göre; kaliteli ve kapasiteli çayır ve meraların varlığı ile ilişkili hayvancılık, çiçekli<br />

bitki çeşitliliği ve bol balözü salgısı ile beslenen kafkas arıcılığı ( özellikle bu faaliyetlerin<br />

yem bitkileri tarımını da içine alacak şekilde organik yapılması), endüstriyel ormancılık ve<br />

ekoturizm (kanyonlarımız, göllerimiz, sulak alanlarımız, bozulmamış doğal yapı ve peyzaj)<br />

ön plana çıkan önemli potansiyel sektörlerdir. Bu önemli dört sektör arasındaki denge doğallığına<br />

yakın olduğu ölçüde, her anlamda verimliliğin daha yüksek olacağı açıktır.<br />

Raporda, İlde yaşanan iki önemli çevre sorunu imkanlar ölçüsünde ele alınarak incelenmiştir.<br />

Bunlar, su kirliliği ve katı atıklarda kaynaklanan çevre kirliliğidir.<br />

İl ve İlçelerde (Göle, Hanak, Damal ve Posof) mevcut kanalizasyon sularının tamamı<br />

hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan habitatı, tarihi dokusu ve görüntü güzelliği ile önemli<br />

bir kaynak değer ifade eden Kura Nehrine doğrudan ya da dolaylı deşarj edilmektedir. Bunun<br />

yanında İlde önemli bir geçim kaynağı olan hayvancılık faaliyetleri sonucu ortaya çıkan<br />

hayvan gübreleri çeşitli kanallarla akar sular ve su kaynaklarına taşınmaktadır. Bu durum<br />

özellikle şehrin sembolü olan Kura Nehrini önemli ölçüde kirletmekte; balık popülasyonunu<br />

olumsuz yönde etkilemekte, ayrıca bu suların, tarım alanlarının sulanması ve hayvan sürülerinin<br />

su ihtiyacının karşılanmasında kullanılması nedeniyle dolaylı olarak hayvan ve insan<br />

sağlığını da tehdit etmektedir.<br />

İldeki önemli çevre sorunlarından birisi de katı atıklardır. İl merkezinde ortaya çıkan<br />

her türlü katı, tıbbi ve tehlikeli atık, stabilize yolu dışında hiçbir altyapısı olmayan vahşi katı<br />

atık depolama sahasında depolanmaktadır. Bu durum önemli bir çevre kirliliği oluşturmaktadır.<br />

Ardahan’ın öne çıkan bu sorunları, uygun projeler ile büyük şehirlerle kıyaslanamayacak<br />

ölçüde küçük finansal kaynaklar ile çözülebilecek boyutta olduğu düşünülmektedir.<br />

Ardahan İl Çevre Durum Raporunu hazırlarken değerli yayın ve çalışmalarından<br />

yararlandığımız, Prof.Dr. İ.ATALAY’a, Prof. Dr. A.KOÇMAN’a, Prof. Dr. N.DEMİRKUŞ’a,<br />

Sn.Günay KAYA’ya teşekkürlerimizi sunarız. Bölge Üniversitelerimizin, araştırmacılarını<br />

özellikle Kura Nehri Kanyonu habitatı başta olmak üzere, çalışılmamış birçok alanda (folklorik,<br />

kültürel, sosyal, bitki çeşitliliği vb.) yeni araştırmalar yapılması yönünde yönlendirmesinin<br />

çok faydalı olacağı düşüncesindeyiz.<br />

Sınırlı imkanlar içinde, az sayıdaki teknik personelin yoğun ve özverili çalışmaları<br />

sonucu hazırlanan bu raporun, İlin potansiyel değerlerinin harekete geçirilmesi yönünde<br />

yapılacak çalışmalara ışık tutması ve belirlenen çevre sorunlarının çözümlenmesi yolunda<br />

atılmış ilk adım olması dileği ile . . .<br />

Faruk KÖKSOY<br />

İl Çevre ve Orman Müdürü


HAZIRLAYANLAR<br />

Faruk KÖKSOY 1 Özcan ÖZTÜRK 2<br />

Murat ATEŞOĞULLARI 3 Yurdagül YILDIRIM 4<br />

Kenan ÖZTÜRK 5 Ethem KARA 6<br />

1- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, İl Müdürü<br />

2- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Çevre Yönetimi ve ÇED Şube Müdürü<br />

3- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Jeoloji Mühendisi<br />

4- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Biyolog<br />

5- Orman Mühendisi<br />

6- Orman Mühendisi


İÇİNDEKİLER<br />

Sayfa No<br />

A. COĞRAFİ KAPS<strong>AM</strong><br />

A.1. Giriş ...............................................................................................................................1<br />

A.2. İl ve İlçe Sınırları ..........................................................................................................2<br />

A.3. İlin Coğrafi Durumu .......................................................................................................3<br />

A.4. İlin Topografyası ve Jeomorfolojik Durumu .................................................................5<br />

A.5. Jeolojik Yapı ve Stratigrafi ..........................................................................................16<br />

A.5.1. Metamorfizma ve Mağmatizma ........................................................................26<br />

A.5.2. Tektonik ve Paleocoğrafya ................................................................................27<br />

Kaynaklar .............................................................................................................................31<br />

B. DOĞAL KAYNAKLAR<br />

B.1. Enerji Kaynakları .........................................................................................................33<br />

B.1.1. Güneş .................................................................................................................33<br />

B.1.2. Su Gücü .............................................................................................................33<br />

B.1.3. Kömür ................................................................................................................33<br />

B.1.4. Doğalgaz ............................................................................................................34<br />

B.1.5. Rüzgar ................................................................................................................34<br />

B.1.6. Biyomas (Biyogaz, Odun, Tezek) ......................................................................35<br />

B.1.7. Petrol ..................................................................................................................36<br />

B.1.8. Jeotermal Sular ..................................................................................................36<br />

B.2. Flora ve Fauna ..............................................................................................................36<br />

B.2.1. Ormanlar ............................................................................................................36<br />

B.2.2. Çayır ve Mera ....................................................................................................36<br />

B.2.3. Sulak Alanlar .....................................................................................................36<br />

B.2.4. Endemik Bitkiler ................................................................................................36<br />

B.2.5. Fauna ve Endemik Hayvanlar ............................................................................36<br />

B.2.6. Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtı ve Tabiatı Koruma Alanları ............36<br />

B.3. Toprak ...........................................................................................................................36<br />

B.4. Su Kaynakları ...............................................................................................................37<br />

B.4.1. İçme Suyu Kaynakları ve Barajlar .....................................................................37<br />

B.4.2. Yeraltı Su Kaynakları .........................................................................................42<br />

B.4.3. Akarsular ............................................................................................................43<br />

B.4.4. Göller ve Göletler ..............................................................................................43<br />

B.5. Mineral Kaynaklar ........................................................................................................43<br />

B.5.1. Sanayi Madenleri ...............................................................................................43<br />

B.5.2. Metalik Madenler ...............................................................................................43<br />

B.5.3. Enerji Madenleri ................................................................................................43<br />

B.5.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler ............................................ 44<br />

Kaynaklar .....................................................................................................................45<br />

I


C. HAVA ( ATMOSFER VE İKLİM )<br />

C.1. İklim ve Hava ...............................................................................................................47<br />

C.1.1. Doğal Değişkenler .............................................................................................50<br />

C.1.1.1. Rüzgar .............................................................................................................50<br />

C.1.1.2. Basınç .............................................................................................................51<br />

C.1.1.3. Nem ................................................................................................................51<br />

C.1.1.4. Sıcaklık ...........................................................................................................51<br />

C.1.1.5. Buharlaşma .....................................................................................................51<br />

C.1.1.6. Yağışlar ...........................................................................................................51<br />

C.1.1.6.1. Yağmur .........................................................................................................53<br />

C.1.1.6.2. Kar, Dolu, Sis ve Kırağı ...............................................................................54<br />

C.1.1.7. Seller ...............................................................................................................55<br />

C.1.1.8. Kuraklık ..........................................................................................................56<br />

C.1.1.9. Mikroklima .....................................................................................................56<br />

C.1.2. Yapay Etmenler ..................................................................................................57<br />

C.1.2.1. Plansız Kentleşme ...........................................................................................57<br />

C.1.2.2. Yeşil Alanların Azalması .................................................................................57<br />

C.1.2.3. Isınmada Kullanılan Yakıtlar ..........................................................................57<br />

C.1.2.4. Endüstriyel Emisyonlar ..................................................................................58<br />

C.1.2.5. Trafikten Kaynaklanan Emisyonlar ................................................................58<br />

C.2. Havayı Kirletici Gazlar ve Kaynakları .........................................................................58<br />

C.2.1. Kükürtdioksit Konsantrasyonu ve Duman .........................................................58<br />

C.2.2. Partikül Madde Emisyonları ..............................................................................59<br />

C.2.3. Karbonmonoksit ................................................................................................59<br />

C.2.4. Nitrojen Oksitler ................................................................................................59<br />

C.2.5. Hidrokarbon ve Kurşun Emisyonları .................................................................60<br />

C.3. Atmosferik Kirlilik .......................................................................................................60<br />

C.3.1. Ozon Tabakasının İncelmesinin Etkileri ............................................................60<br />

C.3.2. Asit Yağmurlarının Etkileri ................................................................................60<br />

C.4. Hava Kirleticilerinin Çevreye Olan Etkileri .................................................................61<br />

C.4.1. Doğal Çevreye Olan Etkileri .............................................................................61<br />

C.4.1.1. Su Üzerindeki Etkileri ....................................................................................61<br />

C.4.1.2. Toprak Üzerine Etkileri ..................................................................................62<br />

C.4.1.3. Flora ve Fauna Üzerindeki Etkileri .................................................................62<br />

C.4.1.4. İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri ....................................................................65<br />

C.4.2. Yapay Çevreye Olan Etkileri .............................................................................65<br />

C.4.2.1. Görüntü Kirliliği Üzerine Etkileri ..................................................................65<br />

Kaynaklar. ............................................................................................................................67<br />

II


D. SU<br />

D.1. Su Kaynaklarının Kullanımı ........................................................................................69<br />

D.1.1. Yer Altı Suları ....................................................................................................69<br />

D.1.2. Akarsular ............................................................................................................71<br />

D.1.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlar .......................................................................75<br />

D.1.4. Deniz. .................................................................................................................78<br />

D.2. Doğal Drenaj Sistemleri ...............................................................................................79<br />

D.3. Su Kaynaklarının Kirliliği ve Çevreye Etkileri ............................................................79<br />

D.3.1. Yer Altı Suları ve Kirlilik ..................................................................................79<br />

D.3.2. Akarsularda Kirlilik ...........................................................................................80<br />

D.3.4.Göller, Göletler ve Rezervuarlarda Kirlilik ........................................................80<br />

D.3.4. Denizlerde Kirlilik .............................................................................................81<br />

D.4. Su ve Kıyı Yönetimi, Strateji ve Politikaları ...............................................................81<br />

D.5. Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri ............................................................................81<br />

D.5.1. Tuzluluk .............................................................................................................82<br />

D.5.2. Zehirli Gazlar .....................................................................................................82<br />

D.5.3. Azot ve Fosforun Yol Açtığı Kirlilik .................................................................82<br />

D.5.4. Ağır Metaller ve İz Elementler ..........................................................................82<br />

D.5.5. Zehirli Organik Bileşikler ..................................................................................82<br />

D.5.5.1. Siyanürler .......................................................................................................82<br />

D.5.5.2. Petrol ve Türevleri ..........................................................................................83<br />

D.5.5.3. Polikloro Naftalinler ve Bifeniller ..................................................................83<br />

D.5.5.4. Pestisitler ve Su Kirliliği ................................................................................83<br />

D.5.5.5 Gübreler ve Su Kirliliği ...................................................................................83<br />

Kaynaklar .............................................................................................................................83<br />

E. TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI<br />

E.1. Genel Toprak Yapısı .....................................................................................................85<br />

E.2. Toprak Kirliliği ...........................................................................................................1<strong>00</strong><br />

E.2.1. Kimyasal Kirlenme ..........................................................................................1<strong>00</strong><br />

E.2.1.1. Atmosferik Kirlenme ....................................................................................1<strong>00</strong><br />

E.2.1.2. Atıklardan Kirlenme ......................................................................................1<strong>00</strong><br />

E.2.2. Mikrobiyal Kirlenme .......................................................................................1<strong>00</strong><br />

E.3. Arazi. ..........................................................................................................................101<br />

E.3.1. Arazi Varlığı .....................................................................................................101<br />

E.3.1.1. Arazi Sınıfları................................................................................................101<br />

E.3.1.2. Kullanım Durumu .........................................................................................1<strong>03</strong><br />

E.3.2. Arazi Problemleri. ............................................................................................104<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................106<br />

III


F. FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER<br />

F.1. Ormanlar .....................................................................................................................107<br />

F.1.1. Ormanların Ekolojik Yapısı ..............................................................................107<br />

F.1.2. Bölgenin Orman Envanteri ...............................................................................109<br />

F.1.3. Orman Varlığının Yararları ............................................................................... 1<strong>12</strong><br />

F.1.4. Orman Sayılan Alanların Daraltılması ............................................................. 114<br />

F.2. Çayır ve Meralar ......................................................................................................... 118<br />

F.2.1. Çayır ve Meraların Varlığı ................................................................................ 118<br />

F.2.2. Kullanım Amaçları ve Yararları ........................................................................<strong>12</strong>0<br />

F.3. Flora ............................................................................................................................<strong>12</strong>1<br />

F.3.1. Türler ve Populasyonları ..................................................................................<strong>12</strong>8<br />

F.3.2. Habitat ve Topluluklar ......................................................................................140<br />

F.4. Fauna ...........................................................................................................................140<br />

F.4.1. Türler ve Populasyonları ..................................................................................140<br />

F.4.1.1. Karasal Türler ve Populasyonları ..................................................................140<br />

F.4.1.2. Aquatik Türler ve Populasyonları ..................................................................147<br />

F.4.1.2.1. Kürklü Hayvanlar .......................................................................................147<br />

F.4.1.2.2. Balıklar .......................................................................................................147<br />

F.4.2. Habitat ve Topluluklar ......................................................................................148<br />

F.4.3. Hayvan Yaşama Hakları ...................................................................................149<br />

F.4.3.1. Evcil Hayvanlar .............................................................................................149<br />

F.4.3.1.1. Sahipli Hayvanlar .......................................................................................149<br />

F.4.3.1.2. Sahipsiz Hayvanlar .....................................................................................149<br />

F.4.3.1.3. Nesli Tehlike Altında Olan ve Olması Muhtemel Olan Evcil Hayvanlar ...149<br />

F.4.3.2. Hayvan Hakları İhlalleri ................................................................................149<br />

F.4.3.3. Valilikler, Belediyeler ve Gönüllü Kuruluşlarla İşbirliği ..............................150<br />

F.5. Hassas Yöreler Kapsamında Olup (*) Bölümdeki Bilgilerin İsteneceği Alanlar ........150<br />

F.5.1. Milli Parklar .....................................................................................................150<br />

F.5.2. Tabiat Parkları ...................................................................................................150<br />

F.5.3. Tabiat Anıtı .......................................................................................................150<br />

F.5.4. Tabiat Koruma Alanları ....................................................................................150<br />

F.5.5. Orman İçi Dinlenme Yerleri .............................................................................151<br />

F.5.6. Sulak Alanlar ....................................................................................................151<br />

F.5.7. Biyogenetik Rezerv Alanları ............................................................................151<br />

F.5.8. Biyosfer Rezerv Alanları ..................................................................................152<br />

F.5.9. Özel Çevre Koruma Bölgeleri. .........................................................................152<br />

F.5.10. Av Hayvanları Koruma ve Üretme Sahaları ...................................................152<br />

F.5.11. Su Ürünleri Üretim Sahaları Çevresindeki Kıyılar .........................................153<br />

F.5.<strong>12</strong>. Endemik Bitki ve Hayvanların Yaşama Ortamı Olan Alanlar ....................... 153<br />

F.5.13. Koruma Altına Alınan Yabani Flora-Faunanın Yaşama Ortamı Olan Alanlar.154<br />

IV


F.5.14. Akdeniz’e Has Nesli Tükenmekte Olan Deniz Türlerinin Yaşama ve Beslenme<br />

Ortamı Olan Alanlar .......................................................................................155<br />

F.5.15. Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulunduğu Koruma Alanları ..........................155<br />

F.5.16. Sit Alanları ......................................................................................................155<br />

F.5.16.1. Kentsel Sit ...................................................................................................156<br />

F.5.16.2. Tarihi Sit ......................................................................................................157<br />

F.5.16.3.Arkeolojik Sit ...............................................................................................166<br />

F.5.16.4. Doğal Sit ......................................................................................................167<br />

F.5.17. Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Sözleşmesinde Yer Alan “<br />

Kültürel Miras ” ve “ Doğal Miras ” Statüsü Verilen Kültürel, Tarihi ve Doğal<br />

alanlar .............................................................................................................170<br />

F.5.17.1. Kültürel Miras Kapsamına Giren Alanlar ...................................................170<br />

F.5.17.1.1. Anıtlar .......................................................................................................170<br />

F.5.17.1.2. Yapı Toplulukları ......................................................................................174<br />

F.5.17.1.3. Sitler .........................................................................................................174<br />

F.5.17.2. Doğal Miras Kapsamına Giren Alanlar .......................................................174<br />

F.5.18 Akdeniz’de Ortak Öneme Sahip 1<strong>00</strong> Kıyısal Tarihi Sit Alanı .........................175<br />

F.5.19 Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne Göre Belirlenen “Kıta İçi Yüzeysel<br />

Suları Kapsayan İçme ve Kullanma Suyu Rezervuarları ” ...................175<br />

F.5.19.1. Mutlak Koruma Alanları .............................................................................175<br />

F.5.19.2. Kısa Mesafeli Koruma Alanı .......................................................................175<br />

F.5.19.3. Orta Mesafeli Koruma Alanı .......................................................................175<br />

F.5.19.4. Uzun Mesafeli Koruma Alanı ......................................................................175<br />

F.5.20. Hava Kalitesi Kontrol Yönetmeliği’nde Belirlenen Hassas Kirlenme<br />

Bölgeleri .........................................................................................................175<br />

F.5.21.Jeolojik ve Jeomorfolojik Oluşumların Bulunduğu Alanlar ...........................176<br />

F.5.22. Tarım Alanları178<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................178<br />

G. TURİZM<br />

G.1. Yörenin Turistik Değerleri .........................................................................................179<br />

G.1.1. Yörenin Doğal Değerleri .................................................................................179<br />

G.1.1.1. Konum ..........................................................................................................179<br />

G.1.1.2. Fiziki Özellikleri ...........................................................................................179<br />

G.1.2. Kültürel Değer .................................................................................................181<br />

G.2. Turizm Çeşitleri .........................................................................................................194<br />

G.3. Turistik Altyapı ..........................................................................................................197<br />

G.4. Turist Sayısı ...............................................................................................................197<br />

G.5. Turizm Ekonomisi ......................................................................................................199<br />

G.6. Turizm-Çevre İlişkisi .................................................................................................199<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................2<strong>00</strong><br />

V


H. TARIM VE HAYVANCILIK<br />

H.1. Genel Tarımsal Yapı ...................................................................................................201<br />

H.2. Tarımsal Üretim .........................................................................................................201<br />

H.2.1. Tarımsal Üretim ...............................................................................................201<br />

H.2.1.1. Tarla Bitkileri ................................................................................................204<br />

H.2.1.1.1. Buğdaygiller ..............................................................................................204<br />

H.2.1.1.2. Yem Bitkileri .............................................................................................205<br />

H.2.1.1.3. Endüstriyel Bitkiler ...................................................................................205<br />

H.2.1.1.4. Süs Bitkileri ...............................................................................................205<br />

H.2.1.2. Bahçe Bitkileri ..............................................................................................205<br />

H.2.1.2.1. Meyve Üretimi ...........................................................................................205<br />

H.2.1.2.2. Sebze Üretimi ............................................................................................206<br />

H.2.2 Hayvansal Üretim .............................................................................................206<br />

H.2.2.1. Büyükbaş Hayvancılık ..................................................................................208<br />

H.2.2.2. Küçükbaş Hayvancılık .................................................................................. 211<br />

H.2.2.3. Kümes Hayvancılığı (Kanatlı Üretimi) ........................................................213<br />

H.2.2.4. Su Ürünleri ...................................................................................................214<br />

H.2.2.5. Kürk Hayvancılığı ....................................................................................... 215<br />

H.2.2.6. Arıcılık ve İpekböcekçiliği ...........................................................................215<br />

H.3. Organik Tarım ............................................................................................................219<br />

H.4. Tarımsal İşletmeler .....................................................................................................219<br />

H.4.1. Kamu İşletmeleri .............................................................................................219<br />

H.4.2. Özel İşletmeler .................................................................................................222<br />

H.5. Tarımsal Faaliyetler ....................................................................................................222<br />

H.5.1. Pestisit Kullanımı. ...........................................................................................222<br />

H.5.2. Gübre Kullanımı ..............................................................................................222<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................223<br />

I. MADENCİLİK<br />

I.1. Maden Kanununa Tabi Olan Madenler ve Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan<br />

Doğal Malzemeler ......................................................................................................225<br />

I.1.1. Sanayi Madenleri ..............................................................................................225<br />

I.1.2. Metalik Madenler ..............................................................................................225<br />

I.1.3. Enerji Madenleri ...............................................................................................225<br />

I.1.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler ............................225<br />

I.2. Madencilik Faaliyetlerinin Yapıldığı Yerlerin Özellikleri ...........................................226<br />

I.3. Cevher Zenginleştirme ................................................................................................226<br />

I.4. Madencilik Faaliyetlerinin Çevre Üzerine Etkileri .....................................................226<br />

I.5. Madencilik Faaliyetleri Sonucunda Arazi Kazanım Amacıyla Yapılan<br />

Rehabilitasyon Çalışmaları ................................................................................................226<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................227<br />

VI


J. ENERJİ<br />

J.1. Kaynaklarına Göre Enerjilerin Sınıflandırılması.........................................................229<br />

J.1.1. Birincil Enerji Kaynakları .................................................................................229<br />

J.1.1.1. Güneş Enerjisi ................................................................................................229<br />

J.1.1.2. Rüzgar Enerjisi ..............................................................................................229<br />

J.1.1.3. Su Enerjisi ......................................................................................................229<br />

J.1.1.4. Biyogaz Enerjisi .............................................................................................229<br />

J.1.1.5. Biyomas Enerjisi ............................................................................................230<br />

J.1.1.6. Odun ..............................................................................................................230<br />

J.1.1.7. Kömür ............................................................................................................230<br />

J.1.1.8. Petrol ..............................................................................................................230<br />

J.1.1.9. Jeotermal Enerji .............................................................................................230<br />

J.1.1.10. Doğalgaz Enerjisi .........................................................................................230<br />

J.1.2. İkincil Enerji Kaynakları ..................................................................................230<br />

J.1.2.1. Termik Enerji .................................................................................................231<br />

J.1.2.2. Hidrolik Enerji ...............................................................................................231<br />

J.1.2.3. Nükleer Enerji ................................................................................................231<br />

J.2. Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı ......................................................................231<br />

J.3. Enerji Tasarrufu İle İlgili Yapılan Çalışmalar ..............................................................232<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................232<br />

K. SANAYİ VE TEKNOLOJİ<br />

K.1. İl Sanayinin Gelişimi, Yer Seçimi Süreçleri ve Bunu Etkileyen Etkenler. ................233<br />

K.2. Genel Anlamda Sanayi Gruplandırılması ..................................................................239<br />

K.3. Sanayinin İlçelere Göre Dağılımı ..............................................................................240<br />

K.4. Sanayi Gruplarına Göre İşyeri Sayıları ve İstihdam Durumu ....................................242<br />

K.5. Sanayi Gruplarına Göre Üretim Teknolojisi Ve Enerji Kullanımı .............................244<br />

K.6. Sanayiden Kaynaklanan Çevre Sorunları ve Alınan Önlemler ..................................244<br />

K.6.1. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği ...........................................244<br />

K.6.2. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Su Kirliliği ...............................................244<br />

K.6.3. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Toprak Kirliliği ........................................244<br />

K.6.4. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Gürültü Kirliliği .......................................244<br />

K.6.5. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Atıklar ......................................................244<br />

K.7. Sanayi Tesislerinin Acil Durum Planı ........................................................................244<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................244<br />

L. ALTYAPI, ULAŞIM VE HABERLEŞME<br />

L.1. Altyapı. .......................................................................................................................245<br />

L.1.1. Su Sistemi ........................................................................................................245<br />

L.1.2. Atık Su Sistemi, Kanalizasyon ve Arıtma Sistemi ...........................................245<br />

L.1.3. Yeşil Alanlar .....................................................................................................245<br />

L.1.4. Elektrik İletim Hatları ......................................................................................245<br />

L.1.5. Doğalgaz Boru Hatları .....................................................................................246<br />

VII


L.2. Ulaşım .........................................................................................................................246<br />

L.2.1. Karayolları .......................................................................................................246<br />

L.2.1.1. Karayolları Genel ..........................................................................................246<br />

L.2.1.2. Ulaşım Planlaması ........................................................................................247<br />

L.2.1.3. Toplu Taşım Sistemleri .................................................................................247<br />

L.2.1.4. Kent İçi Yollar ...............................................................................................248<br />

L.2.1.5. Araç Sayıları ..................................................................................................248<br />

L.2.2. Demiryolları .....................................................................................................248<br />

L.2.2.1. Kullanılan Raylı Sistemler ............................................................................248<br />

L.2.2.2. Taşımacılıkta Demiryolları ...........................................................................248<br />

L.2.3. Deniz, Göl ve Nehir Taşımacılığı ....................................................................248<br />

L.2.3.1. Limanlar ........................................................................................................248<br />

L.2.3.2. Taşımacılık ....................................................................................................248<br />

L.2.4. Havayolları .......................................................................................................248<br />

L.3. Haberleşme .................................................................................................................248<br />

L.4. İlin İmar Durumu ........................................................................................................249<br />

L.5. İldeki Baz İstasyonları Sayısı .....................................................................................250<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................250<br />

M. YERLEŞİM ALANLARI VE NÜFUS<br />

M.1. Kentsel ve Kırsal Planlama .......................................................................................251<br />

M.1.1. Kentsel Alanlar ...............................................................................................251<br />

M.1.1.1. Doğal Özelliklerin Kent Formuna Etkileri ..................................................251<br />

M.1.1.2. Kentsel Büyüme Deseni ...............................................................................252<br />

M.1.1.3. Planlı Kentsel Gelişme Alanları ...................................................................252<br />

M.1.1.4. Kentsel Alanlarda Yoğunluk ........................................................................253<br />

M.1.1.5. Kentsel Yenileme Alanları ...........................................................................253<br />

M.1.1.6. Endüstri Alanları Yer Seçimi .......................................................................253<br />

M.1.1.7. Tarihi, Kültürel, Arkeolojik ve Turistik Özellikli Alanlar ............................253<br />

M.1.2.1. Kırsal Yerleşme Deseni ................................................................................253<br />

M.1.2.2. Arazi Mülkiyeti ............................................................................................253<br />

M.2. Altyapı. ......................................................................................................................254<br />

M.3. Binalar ve Yapı Çeşitleri ............................................................................................254<br />

M.3.1. Kamu Binaları .................................................................................................254<br />

M.3.2. Okullar ............................................................................................................254<br />

M.3.3. Hastaneler ve Sağlık Tesisleri .........................................................................256<br />

M.3.4. Sosyal ve Kültürel Tesisler .............................................................................256<br />

M.3.5. Endüstriyel Yapılar .........................................................................................256<br />

M.3.6. Göçer ve Hareketli Barınaklar ........................................................................256<br />

M.3.7. Otel-Motel ve Turizm Amaçlı Diğer Yapılar ..................................................256<br />

M.3.8. Bürolar ve Dükkanlar ......................................................................................256<br />

M.3.9. Kırsal Alanda Yapılaşma .................................................................................256<br />

VIII


M.3.10. Yerel Mimari Özellikleri ...............................................................................257<br />

M.3.11. Bina Yapımında Kullanılan Yerel Materyaller ..............................................257<br />

M.4. Sosyo-Ekonomik Yapı ...............................................................................................257<br />

M.4.1. Göçler ..............................................................................................................257<br />

M.4.2. Göçebe İşçiler (Mevsimlik) ............................................................................259<br />

M.4.3. Kent Toprağının Mülkiyet Dağılımı ...............................................................259<br />

M.4.4. Konut Yapım Süreçleri ....................................................................................259<br />

M.4.5. Gecekondu Islah ve Önleme Bölgeleri ...........................................................259<br />

M.5. Yerleşim Yerlerinin Çevresel Etkileri ........................................................................260<br />

M.5.1. Binalarda Ses İzolasyonu ................................................................................260<br />

M.5.2. Havaalanları ve Çevresinde Oluşturulan Gürültü Zonları ..............................260<br />

M.5.3. Ticari ve Endüstriyel Gürültü .........................................................................260<br />

M.5.4. Kentsel Atıklar ................................................................................................260<br />

M.5.5. Binalarda Isı Yalıtımı ......................................................................................260<br />

M.6. Nüfus .........................................................................................................................260<br />

M.6.1. Nüfusun Yıllara Göre Değişimi ......................................................................260<br />

M.6.2. Nüfusun Cinsiyet ve Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ......................................260<br />

M.6.3. İl ve İlçelerin Nüfus Yoğunlukları ..................................................................261<br />

M.6.4. Nüfus Değişim Oranı ......................................................................................261<br />

M.6.5. Yer Değiştirme Olayları ..................................................................................261<br />

M.6.6. Turizm ve Seyahat ..........................................................................................261<br />

M.6.7. İşsizlik .............................................................................................................262<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................262<br />

N. ATIKLAR<br />

N.1. Evsel Katı Atıklar .......................................................................................................263<br />

N.2. Tehlikeli ve Zararlı Atıklar .........................................................................................263<br />

N.3. Özel Atıklar ................................................................................................................263<br />

N.3.1. Tıbbi Atıklar ....................................................................................................263<br />

N.3.2. Atık Yağlar .......................................................................................................264<br />

N.3.3. Pil ve Aküler ....................................................................................................264<br />

N.3.4. Cips ve Diğer Yakma Fırınlarından Kaynaklanan Küller ................................264<br />

N.3.5. Tarama Çamurları ............................................................................................264<br />

N.3.6. Elektrik ve Elektronik Atıklar .........................................................................264<br />

N.3.7. Kullanım Ömrü Bitmiş Araçlar .......................................................................264<br />

N.4. Diğer Atıklar ..............................................................................................................264<br />

N.4.1. Radyoaktif Atıklar ...........................................................................................264<br />

N.4.2. Hayvan Kadavraları .........................................................................................264<br />

N.4.3. Mezbaha Atıkları .............................................................................................264<br />

N.5. Atık Yönetimi .............................................................................................................265<br />

N.6. Katı Atıkların Miktar ve Kompozisyonu ...................................................................265<br />

N.7. Katı Atıkların Biriktirilmesi, Toplanması, Taşınması ve Transfer İstasyonları ..........265<br />

IX


N.8. Atıkların Bertaraf Yöntemleri ....................................................................................265<br />

N.8.1. Katı Atıkların Depolanması .............................................................................265<br />

N.8.2. Atıkların Yakılması ..........................................................................................266<br />

N.8.3. Kompost ..........................................................................................................266<br />

N.9. Atıkların Geri Kazanımı ve Değerlendirilmesi ..........................................................266<br />

N.10. Atıkların Çevre Üzerindeki Etkileri .........................................................................266<br />

Kaynaklar ..........................................................................................................................267.<br />

O. GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM<br />

O.1. Gürültü .......................................................................................................................269<br />

O.1.1. Gürültü Kaynakları ..........................................................................................269<br />

O.1.1.1. Trafik Gürültüsü ...........................................................................................269<br />

O.1.1.2. Endüstri Gürültüsü .......................................................................................269<br />

O.1.1.3. İnşaat Gürültüsü ............................................................................................270<br />

O.1.1.4. Yerleşim Alanlarında Oluşan Gürültüler ......................................................271<br />

O.1.1.5. Havaalanları Yakınında Oluşan Gürültü .......................................................271<br />

O.1.2. Gürültünün Çevreye Olan Etkileri ...................................................................272<br />

O.1.2.1. Gürültünün Fiziksel Çevreye Etkileri ...........................................................272<br />

O.1.2.2. Sosyal Çevreye Etkisi ...................................................................................272<br />

O.1.3. Gürültünün İnsanlar Üzerine Etkileri ..............................................................272<br />

O.1.3.1. Fiziksel Etkisi ...............................................................................................272<br />

O.1.3.2. Fizyolojik Etkisi ...........................................................................................272<br />

O.1.3.3. Psikolojik Etkisi ...........................................................................................273<br />

O.1.3.4. Performans Etkisi .........................................................................................273<br />

O.2. Titreşim. .....................................................................................................................273<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................273<br />

P . AFETLER<br />

P.1. Afet Olayları ................................................................................................................275<br />

P.1.1. Depremler .........................................................................................................275<br />

P.1.2. Heyelan ve Çığlar .............................................................................................276<br />

P.1.3. Seller .................................................................................................................276<br />

P.1.4. Orman ve Otlak Yangınları ...............................................................................277<br />

P.1.5. Fırtınalar ...........................................................................................................277<br />

P.2. Afetler Ve Sağlık Zararları ..........................................................................................279<br />

P.2.1. Radyoaktif Maddeler ........................................................................................279<br />

P.2.2. Denize Dökülen Petrol ve Diğer Tehlikeli Atıklar ...........................................280<br />

P.2.3. Tehlikeli ve Zehirli Maddeler ...........................................................................280<br />

P.3. Afetlerin Etkileri ve Yardım Tedbirleri .......................................................................280<br />

P.3.1. Sivil Savunma Birimleri ...................................................................................281<br />

P.3.2. Yangın Kontrol ve Önleme Tedbirleri ..............................................................281<br />

P.3.3. İlkyardım Servisleri ..........................................................................................281<br />

X


P.3.4. Afetzedeler ve Mültecilerin Yeniden İskanı .....................................................282<br />

P.3.5. Tehlikeli ve Zehirli Maddelerin Sınırlar arası Taşınması İçin Alınan Tedbirler ... 282<br />

P.3.6. Afetler ve Büyük Endüstriyel Kazalar ..............................................................282<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................282<br />

R. SAĞLIK VE ÇEVRE<br />

R.1. Temel Sağlık Hizmetleri .............................................................................................283<br />

R.1.1. Sağlık Kurumlarının Dağılımı .........................................................................283<br />

R.1.2. Bulaşıcı Hastalıklar ..........................................................................................283<br />

R.1.2.1. İçme ve Kullanma Suları ..............................................................................284<br />

R.1.2.2. Denizler .........................................................................................................285<br />

R.1.2.3. Zoonoz Hastalıklar ........................................................................................285<br />

R.1.3. Gıda Hijyeni ....................................................................................................286<br />

R.1.4. Aşılama Çalışmaları .........................................................................................286<br />

R.1.5. Bebek Ölümleri ................................................................................................288<br />

R.1.6. Ölümlerin Hastalık, Yaş ve Cins Gruplarına Göre Dağılımı ...........................288<br />

R.1.7. Aile Planlaması Çalışmaları .............................................................................289<br />

R.2. Çevre Kirliliği ve Zararlarından Oluşan Sağlık Riskleri ............................................290<br />

R.2.1. Kentsel Hava Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ................................290<br />

R.2.2. Su Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri .................................................290<br />

R.2.3. Atıkların İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ..........................................................291<br />

R.2.4. Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ......................................................291<br />

R.2.5. Pestisitlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ......................................................291<br />

R.2.6. İyonize Radyasyondan Korunma. ....................................................................292<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................292<br />

S. ÇEVRE EĞİTİMİ<br />

S.1. Kamu Kuruluşlarının Çevre Eğitimi İle İlgili Faaliyetleri .........................................293<br />

S.2. Çevreyle İlgili Gönüllü Kuruluşlar ve Faaliyetleri .....................................................294<br />

S.2.1. Çevre Vakıfları .................................................................................................295<br />

S.2.2. Çevre Dernekleri ..............................................................................................296<br />

S.2.3. Çevreyle İlgili Federasyonlar ...........................................................................297<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................297<br />

T. ÇEVRE YÖNETİMİ VE PLANL<strong>AM</strong>A<br />

T.1. Çevre Kirliliğinin ve Çevresel Tahribatın Önlenmesi ................................................299<br />

T.2. Doğal Kaynakların Ekolojik Dengeler Esas Alınarak Verimli Kullanımı, Korunması ve<br />

Geliştirilmesi ..............................................................................................................3<strong>00</strong><br />

T.3. Ekonomik ve Sosyal Faaliyetlerin, Sonuçlarının Çevrenin Taşıma Kapasitesini<br />

Aşmayacak Biçimde Planlanması ............................................................................3<strong>00</strong><br />

T.4. Çevrenin İnsan-Psikososyal İhtiyaçlarıyla Uyumunun Sağlanması .........................301<br />

T.5. Çevreye Duyarlı Arazi Kullanım Planlaması ............................................................301<br />

Kaynaklar ...........................................................................................................................301<br />

XI


TABLOLAR DİZİNİ<br />

Sayfa No<br />

Tablo 1. Posof, Ardahan ve Şavşat’ta Aylara Göre Ortalama Açık, Bulutlu ve Kapalı<br />

Gün sayısı .........................................................................................................33<br />

Tablo 2. Ardahan İlinde Çıkan Kömürlerin Analiz Sonuçları .........................................34<br />

Tablo 3. Ardahan İlinde Taş Ocakları Nizamnamesine Göre Açılmış Taş ocakları ........44<br />

Tablo 4. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama İklim Verileri ...................................................50<br />

Tablo 5. Ardahan İli 16 Yıllık Yerel Basınç Miktarları ...................................................51<br />

Tablo 6. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama Nem Miktarları ...............................................51<br />

Tablo 7. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları .....................................................51<br />

Tablo 8. Ardahan İli 16 Yıllık Buharlaşma Miktarları ....................................................53<br />

Tablo 9. Ardahan İli 16 Yıllık Yağış Miktarları .............................................................53<br />

Tablo 10. Ardahan İli 15 Yıllık Kar, Dolu, Sis ve Kırağı Miktarları ..............................54<br />

Tablo 11. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Taşıt Durumu ................................................................58<br />

Tablo <strong>12</strong>. Ardahan İlinde Mevcut Su Kuyuları ve Su Seviyeleri ......................................71<br />

Tablo 13. Ardahan İli Sınırları İçinde Bulunan Nehir ve Derelerin Akım Gözlem<br />

İstasyonları Debileri ..........................................................................................71<br />

Tablo 14. Ardahan İli Periyodik Akım Ölçüm Sonuçları (2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>4 Yılları Ortalaması) ... 71<br />

Tablo 15. Ardahan İline Ait Akarsuların Özellikleri .........................................................72<br />

Tablo 16. Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü’nün Sular İle İlgili Yapmış Olduğu Çalışmalar ...82<br />

Tablo 17. Yukarı Kura Nehri Havzası Topraklarına Ait Analiz Sonuçları (*) ..................96<br />

Tablo 18. Ardahan Ağaçlandırma Proje Sahalarındaki Toprak Profillerden Alınan<br />

Örneklerinin Analizleri .....................................................................................99<br />

Tablo 19. Arazi Yetenek Sınıfları İle Eğim Dereceleri ve Toprak Özellikleri Arasındaki<br />

İlişkiler ............................................................................................................102<br />

Tablo 20. Ardahan İli Arazi Kabiliyetleri Sınıfları ve Dağılımı......................................102<br />

Tablo 21. Ardahan İli Arazi Kullanımı ...........................................................................1<strong>03</strong><br />

Tablo 22. Türkiye ve Ardahan Arazi Dağılımı (ha.) .......................................................104<br />

Tablo 23. Erozyon Sınıflandırma Kriterleri ....................................................................104<br />

Tablo 24. Ardahan İli Ormanlık Alan Miktarları ............................................................ 111<br />

Tablo 25. Ardahan İli Orman Ürünlerinin Üretimi, Maliyeti ve Satış Bilgileri .............. 111<br />

Tablo 26. İldeki Orman Alanlarının Servet ve Yıllık Artım Miktarları .......................... 111<br />

Tablo 27. Ardahan İlinde Başlangıçtan 2<strong>00</strong>5 Yılına Kadar Gerçekleşen Ağaçlandırma<br />

Çalışmaları ...................................................................................................... 116<br />

Tablo 28. Ardahan İli 1995-2<strong>00</strong>5 Yılları Arasında Tesis Edilen Ağaçlandırma Sahaları .. 117<br />

Tablo 29. Orman İşletme Müdürlüğünce Ardahan’da Tesis Edilen Gençleştirme Alanları ...118<br />

Tablo 30. İlçeler ve Alt Bölgeler Bazında Çayır Mera Alanlarının Dağılımı .................<strong>12</strong>0<br />

Tablo 31. Ardahan İlinde İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Yıllar İtibariyle Yapılan<br />

Mera Islahı Çalışmaları ...................................................................................<strong>12</strong>0<br />

Tablo 32. Ardahan İli Çayır Mera Ot Verimi .................................................................<strong>12</strong>1<br />

Tablo 33. Yörede Tespit Edilen Çift Çenekli Bitki Türleri .............................................<strong>12</strong>8<br />

Tablo 34. Ardahan İlinde Tespit Edilen Tek Çenekli Bitki Türleri .................................136<br />

XIII


Tablo 35. Ardahan İlinde Tespit Edilen Açık Tohumlu Bitki Türleri ..............................137<br />

Tablo 36. Ardahan İlinde Tespit Edilen Yenen Mantar Türleri .......................................137<br />

Tablo 37. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen İki Yaşamlılar (Amphibia) .............140<br />

Tablo 38. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Sürüngenler ( Reptilia) ...................140<br />

Tablo 39. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Kuşlar ( Aves) ................................141<br />

Tablo 40. Türkiye’de bulunan kuş türlerinin statülerine göre dağılımı ..........................144<br />

Tablo 41. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Memeliler (Mammalia) ..................145<br />

Tablo 42. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Avlanmaya Yasak Olan Dere ve Nehirler .....................153<br />

Tablo 43. Ardahan İlinde Bulunan Turizm İşletme Belgeli Konaklama Tesisleri ..........197<br />

Tablo 44. Ardahan İlinde Bulunan Seyahat Acenteleri ...................................................197<br />

Tablo 45. Belediye İşletme Belgeli Yiyecek Üretim Yerleri ...........................................197<br />

Tablo 46. Ardahan İline Giriş-Çıkış Yapan Yerli ve Yabancı Turist Sayısı ....................198<br />

Tablo 47. 2<strong>00</strong>0 Yılı Aylara Göre Giriş-Çıkış Yapan Turist Sayısı ..................................198<br />

Tablo 48. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Konaklama Ve Geceleme Sayıları ................199<br />

Tablo 49. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımı ........................................................202<br />

Tablo 50. Ardahan İlinde Önemli Bitkisel Ürünlerin Ekim alanı ve Üretim Değerleri<br />

(20<strong>03</strong> yılı fiyatları) ..........................................................................................2<strong>03</strong><br />

Tablo 51. Ardahan ilinde Hububat Alanları ve Üretim Miktarı ......................................204<br />

Tablo 52. İlde Üretimi Yapılan Yem Bitkileri .................................................................205<br />

Tablo 53. İlde Üretimi Yapılan Meyve Ağacı Türleri .....................................................205<br />

Tablo 54. İlde Üretimi Yapılan Sebze Türleri .................................................................206<br />

Tablo 55. Hayvan varlığı bakımından Ardahan’ın ülke ve bölge içindeki yeri - 2<strong>00</strong>2 ...206<br />

Tablo 56. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Hayvan Varlığı .............................................................207<br />

Tablo 57. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Büyükbaş Hayvan Varlığı .............................................208<br />

Tablo 58. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı .............208<br />

Tablo 59. Ardahan İlinden İl Dışına 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1994-20<strong>03</strong>) ....209<br />

Tablo 60. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi .............................................210<br />

Tablo 61. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi ........................................210<br />

Tablo 62. Türkiye, Ardahan Sığır Varlığı ve İl Dışına Pazarlanan Hayvan ....................210<br />

Tablo 63. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi ................................... 211<br />

Tablo 64. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Küçükbaş Hayvan Varlığı ............................................ 211<br />

Tablo 65. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı .............2<strong>12</strong><br />

Tablo 66. Ardahan İlinden İl Dışına son 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1993-2<strong>00</strong>2) . 2<strong>12</strong><br />

Tablo 67. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi Miktarı ................................2<strong>12</strong><br />

Tablo 68. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi Miktarı ...........................2<strong>12</strong><br />

Tablo 69. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi ...................................213<br />

Tablo 70. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Su Ürünleri Üretim Tablosu .........................................215<br />

Tablo 71. Ardahan İli Mevcut Bal ve Kovan Kapasitesi ................................................217<br />

Tablo 72. Türkiye’de Hanelerin Bal Tüketimi ve Gıda Harcamaları İçinde Balın Payı<br />

(1994 Tüketim Anketi Sonuçları) ...................................................................218<br />

Tablo 73. Türkiye’de Bal Talep Projeksiyonu (2<strong>00</strong>0-2<strong>00</strong>9) ...........................................218<br />

XIV


Tablo 74. İlçeler Bazında Sığırcılık, Koyunculuk ve Arıcılık İşletmeleri .......................222<br />

Tablo 75. Ardahan İlinde Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı ................................231<br />

Tablo 76. Ardahan İlinde Elektrik Enerjisi Tüketimi ......................................................231<br />

Tablo 77. Ekonomik Faaliyet, İşteki Durumu ve Cinsiyete Göre İstihdam Edilen Nüfus .... 242<br />

Tablo 78. Ardahan İli İktisadi Faal Nüfusun Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0) ....243<br />

Tablo 79. İktisadi Faaliyet Kollarına Göre İstihdam Edilen Nüfusun Yerleşim Yerlerine<br />

Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0) ......................................................................................243<br />

Tablo 80. Posof İlçesi Tapu Kütüklerinde Kayıtlı Taşınmazların Listesi ........................253<br />

Tablo 81. Ardahan İli Yurt ve Pansiyon Kapasiteleri ......................................................255<br />

Tablo 82. Ardahan’ın 1945-2<strong>00</strong>0 Yılları Arasında, Nüfusundaki Değişmeler ...............257<br />

Tablo 83. Ardahan İli 10 Yıllık Şehir ve Köy Nüfus Gelişimi ......................................258<br />

Tablo 84. Ardahan İli, <strong>12</strong> - 64 Arası Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ................260<br />

Tablo 85. Ardahan İlinin Nüfus Yoğunluğu ....................................................................261<br />

Tablo 86. Ardahan İlinde Durumlarına Göre İş Müracaatında Bulunanlar ...................262<br />

Tablo 87. İstihdam Edilen Nüfusun Ekonomik Faaliyete Göre Dağılımı .......................262<br />

Tablo 88. İşitme Sağlığı Açısından Kabul edilebilir En Büyük Gürültü Seviyeleri .......270<br />

Tablo 89. Çeşitli Kullanım Alanlarının Kabul edilebilir Üst Gürültü Seviyeleri ............271<br />

Tablo 90. Bazı Gürültü Türlerinin Desibel Dereceleri ve Psikolojik Etkileri .................273<br />

Tablo 91. 2<strong>00</strong>4 Yılı İtibariyle Ardahan İlinin Aylara Göre Radyasyon Ölçüm Değerleri; 280<br />

Tablo 92. Sağlık Kurumlarının İl Merkezi ve İlçelere Göre Dağılımı ............................283<br />

Tablo 93. Ardahan İlinde Bulaşıcı Hastalıklarla İlgili 2<strong>00</strong>4 Yılı Verileri .......................283<br />

Tablo 94. Ardahan İli İçme Suyu Fiziksel Analiz Raporu ..............................................284<br />

Tablo 95. Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (KATYONLAR) Analiz Raporu ...............284<br />

Tablo 96. Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (ANYONLAR) Analiz Raporu .................285<br />

Tablo 97. İldeki İçme ve Kullanma Sularının Durumu ...................................................285<br />

Tablo 98. İldeki Zoonoz Hastalıkların Durumu ..............................................................286<br />

Tablo 99. Ardahan İlinde 20<strong>03</strong> ve 2<strong>00</strong>4 Yıllarında Yapılan Aşı Türü ve Sayıları ..........287<br />

Tablo 1<strong>00</strong>. Ardahan İlinde Bebek Ölümlerinin Yıllara Göre Değişim Hızı .....................288<br />

Tablo 101. Ardahan İlinde Ölümlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ..............................288<br />

Tablo 102. Ardahan İlinde 2<strong>00</strong>4 Yılındaki Ölümlerin Nedenlerine Göre Dağılımı .........288<br />

Tablo 1<strong>03</strong>. Ardahan İlinde Yapılan Aile Planlaması Çalışma ve Yöntemleri ...................289<br />

Tablo 104. İl Genelindeki Sağlık Kuruluşları ve Dağılımı ...............................................289<br />

Tablo 105. İlde Çevre Konusunda Faaliyet Gösteren Dernekler ......................................296<br />

XV


ŞEKİLLER DİZİNİ<br />

Sayfa No<br />

Şekil 1. Eski Ardahan’ın Gravürü ....................................................................................1<br />

Şekil 2. Ardahan’ın İlçeleri ve Bazı İl Merkezlerine Olan Uzaklıkları ...........................3<br />

Şekil 3. Kura Nehri Vadisinden Görünüm .......................................................................5<br />

Şekil 4. Ardahan Havzasından Bir Görüntü .....................................................................8<br />

Şekil 5.<br />

Şekil 6.<br />

Arhavi – Digor Arasının NW-SE Yönünde Jeolojik, Topografik ve Vejatasyon<br />

İle İklim Verilerini Gösterir Profil ......................................................................9<br />

Limanköy-Akyaka Arasının Doğu-Batı Yönünde Jeolojik Topografik ve<br />

Vejatasyon İle İklim Verilerini Gösterir Profil ....................................................9<br />

Şekil 7. Çıldır Gölü’nün Oluşumunu Gösteren Blok Diyagram (Atalay, 1978’den) ..... 11<br />

Şekil 8. Posof Havzasından Bir Görünüm .....................................................................14<br />

Şekil 9. Posof Havzasından Görünümler .......................................................................15<br />

Şekil 10. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Stratigrafik Kesiti .............................17<br />

Şekil 11. Ardahan’da Sarıçam Ormanlarından Elde Edilen Yakacak Odun ve Tomruk ..35<br />

Şekil <strong>12</strong>. Ardahan da Tezek Hazırlıkları ..........................................................................35<br />

Şekil 13. Ardahan İlinde Su Yüzey Alanları ....................................................................37<br />

Şekil 14. Kura Nehri Yan Derelerinden Toros Deresi ......................................................38<br />

Şekil 15. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları ......................................................52<br />

Şekil 16. Ardahan’da Kış .................................................................................................54<br />

Şekil 17. Ardahan da Dolu Yağışı (Haziran 2<strong>00</strong>4) ...........................................................55<br />

Şekil 18. Ardahan İli İklim Verileri Grafiği .....................................................................55<br />

Şekil 19. Posof Havzasından Bir Görünüm .....................................................................56<br />

Şekil 20. Cot Suyu’ndan Bir Görünüm ve Ormanların Su Rejimine Katkısı (Göle) .......72<br />

Şekil 21. Kura Nehri Kaynağı Kura Çay Yeniköy Civarından Bir Görünüm ..................74<br />

Şekil 22. Çıldır Gölünde Balıkçılar ve Sarı Sazan (Ctenophoryngon idella) ..................76<br />

Şekil 23. Aktaş Gölü Florası ve Gölü Simgeleye Ak Pelikanlar ......................................76<br />

Şekil 24. Posof’taki İrili Ufaklı Göllerden Görünüm ......................................................77<br />

Şekil 25. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce Tesis Edilen Hayvan İçme Suyu Göleti ......78<br />

Şekil 26. Atık Suları Nedeniyle Kura Nehrinde Oluşan Kirlilik ......................................80<br />

Şekil 27. Çıldır Gölünde Yağış Sonrasında Oluşan Geçici Kirlilik .................................81<br />

Şekil 28. Ardahan İli Toprak Türlerini Gösteren Grafik ..................................................95<br />

Şekil 29.<br />

Ardahan İlinde Alanların Toprak Sınıflarına Göre Dağılımı...........................102<br />

Şekil 30. Ardahan İli Arazi Dağılımı Grafiği .................................................................1<strong>03</strong><br />

Şekil 31. Ardahan İli Yalnızçam Ormanlarından Bir Görünüm .....................................107<br />

Şekil 32. Ardahan’da İğne Yapraklı Ormanlar ...............................................................108<br />

Şekil 33. Yalnızçam ve Posof Ormanları .......................................................................109<br />

Şekil 34. Orman İşletme Müdürlüğü Yalnızçam Tomruk Deposu ................................. 1<strong>12</strong><br />

Şekil 35. Ardahan Sarıçam Ormanları ........................................................................... 113<br />

Şekil 36.<br />

İl Ormanlarının Alttan Köy Yerleşimleri Üsttende Yayla Yerleşimleri ile<br />

Otlatma ve Tarip Edilerek Daraltılmasına Örnek Alanlar ............................... 114<br />

XVII


Şekil 37. Ardahan’da Ağaçlandırılan Bir Alan ............................................................... 115<br />

Şekil 38. Çıldır Göl Havzasında Ağaçlandırma Çalışmaları .......................................... 115<br />

Şekil 39. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Yapılan Ağaçlandırma Tesis Çalışmalarını<br />

Gösteren Grafik ............................................................................................... 116<br />

Şekil 40. Ardahan İlinde Uzun Boylu Çayırlardan Görünüm ........................................ 118<br />

Şekil 41. Ardahan İlinde ki Çayırlardan Görünüm ........................................................ 119<br />

Şekil 42. Sarıçam Ormanlarının İndikatör Bitkisi Valeriana officinalis (Kediotu) ve<br />

Ayrıkotu ...........................................................................................................<strong>12</strong>3<br />

Şekil 43. Ardahan İli Florasından Görünüm ..................................................................<strong>12</strong>4<br />

Şekil 44. Ardahan İlinde Değişik Step Bitkileri ............................................................<strong>12</strong>4<br />

Şekil 45. Ardahan İlinde Antropojen Step Bitkilerinden Kekik ve Üçgül .....................<strong>12</strong>5<br />

Şekil 46. Ardahan’da Polen Verimi Yüksek Arıcılık İçin Önemli Bir Bitki .................<strong>12</strong>6<br />

Şekil 47. Ardahan Florasına Özgü Türlerden Bir Çiçekli Bitki .....................................<strong>12</strong>7<br />

Şekil 48. Yörede Yetişen Değişik Bitki Türleri ..............................................................<strong>12</strong>8<br />

Şekil 49. İl Florasından Asteraceae Familyasına ait Anthemis Cinsi Bitkiler. ...............135<br />

Şekil 50. Ardahan İli Flora Çeşitliliği ............................................................................136<br />

Şekil 51. Ardahan İli Florasından Örnekler ..................................................................140<br />

Şekil 52. Aktaş ve Çıldır Göllerinin Sembolü Olan Ak Pelikan ve Şehir Merkezinde<br />

Leylek .............................................................................................................144<br />

Şekil 53. Ardahan’daki Kuş Türlerinden Kanarya .........................................................144<br />

Şekil 54. Ardahan’daki Su Kuşları .................................................................................144<br />

Şekil 55. Ardahan Yaban Hayatındaki Kızıl Akbaba ve Turna ......................................145<br />

Şekil 56. Ardahan’da Yırtıcı Kuşlardan Olan Kızıl Şahin ve Puhu ...............................145<br />

Şekil 57. Ardahan da Süresiz Olarak Koruma Altına Alınan Tilki ve Karaca ...............146<br />

Şekil 58. Çıldır Gölünde Göl Alası (Salmo trutta abanticus) ........................................147<br />

Şekil 59. Yöre Halkından Tarafından Benimsenen Pelikan ...........................................148<br />

Şekil 60. Ardahan Cemal Tural Fidanlığı Orman İçi Mesire Yeri ..................................151<br />

Şekil 61. Posof Ormanlarında Yaşayan Huş Tavuğu ve Centaurea macrocephala (Sığır<br />

Pöçüğü) ...........................................................................................................154<br />

Sekil 62. Hamşioğlu Rasim Bey Konağı (Kongre Binası) .............................................156<br />

Şekil 63. Ardahan Kalesi ................................................................................................157<br />

Şekil 64. Kinzi Kalesi ....................................................................................................158<br />

Şekil 65. Kalecik Kalesi .................................................................................................159<br />

Şekil 66. Şeytan Kalesi ..................................................................................................160<br />

Şekil 67. Cak Kalesi .......................................................................................................161<br />

Şekil 68. Çıldır Akçakale Adası .....................................................................................167<br />

Şekil 69. Damal İlçesi Karadağ Yamaçlarında Oluşan Atatürk Silueti ...................... 168<br />

Şekil 70. Çıldır Gölü ......................................................................................................169<br />

Şekil 71. Ramazan Tabyası ............................................................................................170<br />

Şekil 72. Ardahan’da Şapel Kalıntısı ve Dedeşen Köyü Camisi ............................... 172<br />

Şekil 73. Kura Nehri ve Yerleşime Sakıncalı Olan Taşkın Ovası ..................................177<br />

Şekil 74. Ardahan İlinin Yöresel Yemekleri ...................................................................182<br />

XVIII


Şekil 75. Yöreye Özgü Kurutulmuş Kaz ve Erişte Yapımı ............................................184<br />

Şekil 76. Yöreye Özgü Hamur İşleri ve Tel Peyniri .......................................................185<br />

Şekil 77. Yöreye Özgü Tel Helvası ................................................................................186<br />

Şekil 78. Ardahan’a Özgü Kaşar .................................................................................... 187<br />

Şekil 79. Ardahan Halk Oyunları .................................................................................... 188<br />

Şekil 80. Ardahan Yöresel Kıyafetleri ............................................................................. 188<br />

Şekil 81. Ardahan’a Özgü Kilim Motifleri...................................................................... 189<br />

Şekil 82. Damal Bebeği .................................................................................................191<br />

Şekil 83. Ulusal Bal Festivali ........................................................................................192<br />

Şekil 84. Damal ve Çıldır Festivalleri .................................................................. 192<br />

Şekil 85. Posof Şenlikleri ...............................................................................................193<br />

Şekil 86. Yalnızçam Kayak tesisleri ...............................................................................194<br />

Şekil 87. Kura Nehrinde Rafting ....................................................................................195<br />

Şekil 88. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımını Gösteren Grafik ...........................202<br />

Şekil 89. Hububat Ekim Alanlarının Dağılımı ...............................................................204<br />

Şekil 90. Ardahan İlinde Büyükbaş Hayvancılığından Görünüm ..................................208<br />

Şekil 91. Ardahan İlinde Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Süt Üretimi Miktarı ............213<br />

Şekil 92. Ardahan’ın Sembollerinden Olan Kazlar ........................................................214<br />

Şekil 93. Ardahan’da Kafkas Arıcılığı ...........................................................................216<br />

Şekil 94. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonunda Kafkas Ana Arı Üretimi ...................217<br />

Şekil 95. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Faaliyetleri ....................220<br />

Şekil 96. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />

Göre Ana Arı Üretimi ......................................................................................220<br />

Şekil 97. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />

Göre Oğul Arı. Üretimi ...................................................................................221<br />

Şekil 98. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü nün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />

Göre Kovan Üretimi ........................................................................................221<br />

Şekil 99. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />

Göre Bal. Üretimi ............................................................................................221<br />

Şekil 1<strong>00</strong>. Ardahan İlindbe Elektrik Enerjisi Tüketimi ....................................................232<br />

Şekil 101. Ardahan İlinde Gece Görünümü .....................................................................251<br />

Şekil 102. Ardahan Şehri ve Şehrin Sembolü Kura Nehri ...............................................252<br />

Şekil 1<strong>03</strong>. Ardahan İli Nüfus Artış Hızı ...........................................................................258<br />

Şekil 104. İlde 2<strong>00</strong>4 Yılında Yapılan TOKİ Konutları .....................................................269<br />

Şekil 105. Ardahan Merkez İlçe Katı Atık Depolama Sahasındaki Tıbbi Atıkların Durumu .. 263<br />

Şekil 106. Ardahan Katı Atık Sahasında Çöp Ayıklayan Vatandaşlar ..............................267<br />

Şekil 107. Posof İlçesi Hıram Mevkiindeki Heyelan Görüntüsü .....................................276<br />

Şekil 108. Ardahan İlinde Haziran 2<strong>00</strong>4 Tarihde Dolu Yağışı ve Sonrasındaki Sel ........277<br />

Şekil 109. Ardahan İlinde Fırtınaların Enerji İletim HatlarınaVerdiği Zarar ...................278<br />

Şekil 110. Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Verilen “Çevre ve Orman” Konulu<br />

Seminer ...........................................................................................................294<br />

Şekil 111. Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfının Eğitim Çalışmalarından Görünüm ..295<br />

XIX


HARİTALAR DİZİNİ<br />

Sayfa No<br />

Harita 1. Ardahan İl Haritası ..............................................................................................4<br />

Harita 2. Ardahan ve Yöresinin Jeomorfolojisi .................................................................6<br />

Harita 3. Çıldır Gölü ve Çevresinin Jeomorfolojik Haritası (Atalay, 1978) ....................<strong>12</strong><br />

Harita 4. Posof Havzasının Jeomorfoloji Haritası ...........................................................15<br />

Harita 5. Posof Havzasının Jeoloji Haritası .....................................................................16<br />

Harita 6. Ardahan ve Çevresinin 1/5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 lik Jeolojik Haritası ....................................25<br />

Harita 7. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Jeoloji Haritası ..................................27<br />

Harita 8. 1:5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 Ölçekli Kars Paftasına Ait Tektonik Harita ......................................28<br />

Harita 9. Yukarı Kura Havzasının Morfotektonik Haritası ..............................................29<br />

Harita 10. Ardahan Yöresindeki Fayları Gösterir Harita ...................................................30<br />

Harita 11. DSİ Ardahan İli Projeleri ..................................................................................42<br />

Harita <strong>12</strong>. Ardahan İli Maden Haritası ...............................................................................44<br />

Harita 13. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası .........................47<br />

Harita 14. Kuzeydoğu Anadolu’nun Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası ...................49<br />

Harita 15. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası ...............52<br />

Harita 16. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Yağış Dağılışı Haritası ...................53<br />

Harita 17. Posof Çayı Havzasının Hidrografya Haritası ....................................................70<br />

Harita 18. Ardahan İli Hidrografya Haritası ......................................................................73<br />

Harita 19. Yukarı Kura Havzasının Toprak Haritası .........................................................86<br />

Harita 20. Posof Havzasının Toprak Haritası .....................................................................97<br />

Harita 21. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri Haritası ............................................ 110<br />

Harita 22. Kura Nehri Yukarı Doğal Havzasının Bitki Toplulukları Haritası ..................<strong>12</strong>2<br />

Harita 23. Posof Çayı Havzasının Bitki Toplulukları Haritası .........................................<strong>12</strong>7<br />

Harita 24. Ardahan İli Tarihi Eserler Haritası ..................................................................166<br />

Harita 25. Ardahan İli Eko-Turizm Haritası ....................................................................196<br />

Harita 26. Ardahan İli Karayolları Haritası .....................................................................247<br />

Harita 27. Ardahan İli İmar Haritası ................................................................................249<br />

Harita 28. Ardahan İli Deprem Haritası ..........................................................................275<br />

XXI


A. COĞRAFİ KAPS<strong>AM</strong><br />

A.1. Giriş :<br />

Genel Bilgiler :<br />

İlin Yüzölçümü : 5.<strong>03</strong>5,51 km² (5<strong>03</strong>.551 ha)<br />

İlin Koordinatları<br />

Enlem<br />

: 41º36’13” kuzey, 40º45’24” güney<br />

Boylam<br />

: 43º29’17” doğu, 42º25’43” batı<br />

İlin Nüfusu : 133.756<br />

İlçeleri<br />

: Ardahan Merkez, Göle, Hanak, Damal, Çıldır ve Posof<br />

Önemli Dağları : Allahuekber Dağları-Kabak Tepe (3055 m.), Keldağı (3<strong>03</strong>3 m.), Ilgar<br />

Dağı (2918 m), Cin Dağı (2957 m), Kısır Dağı (3197 m), Uğurlu Dağ<br />

(2765 m), Gözedağ Dağı (3167 m), Ahaşen Dağı (28<strong>12</strong>m)<br />

Önemli Akarsular : Kura Nehri, Posof Çayı, Çıldır Karaçay<br />

Önemli Gölleri : Çıldır Gölü, Aktaş Gölü<br />

Önemli Ovaları : Ardahan Ovası, Göle Ovası<br />

Önemli Havzalar : Ardahan Havzası (Hanak ve Damal İlçelerini içine alan Meşe Ardahan<br />

Havzası dahil), Göle Havzası, Posof Havzası ve Çıldır Havzası<br />

İlin Tarihi :<br />

Ardahan İlinin tarihine ait en eski yazılı belge Çıldır Gölü’nün güneybatısındaki<br />

Taşköprü Köyü Kayalığına Urartu Kralı II. Serdur’un (M.Ö. 753-735) kazdırdığı<br />

fetih kitabesidir. Yörede ilk Türk yerleşimi M.Ö. 720 yılında Kıpçaklar’ın ataları olan<br />

Kimmerler’in bölgeye gelmesiyle başlamıştır. M.S. 628 yılında Hazar Türkleri’nin bir<br />

kolu ve Ardahan adının kaynağı olan Arda Türkleri yöreyi ele geçirmişlerdir. 1069 yılında<br />

Alparslan tarafından fethedilerek Selçuklu egemenliğine giren Ardahan 1551’de Osmanlı<br />

İmparatorluğu topraklarına dahil olmuştur. Kura Nehri Yukarı Havzasında yer alan Ardahan,<br />

Göle, Hanak ve Çıldır bölgesi 93 Harbi olarak bilinen 1877 Türk-Rus Savaşı’na kadar<br />

Osmanlılar’ın “ARDAHAN SANCAĞI ”nı oluşturuyordu. O zamanki “Sancak” (Liva)<br />

deyimi, şimdiki “İl“ (Vilayet) karşılığında kullanılıyordu.<br />

Kaynak: Kültür Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 1. Eski Ardahan’ın Gravürü<br />

1


1828-1855 yıllarında Rus işgaline maruz kalan Ardahan, 1878 Berlin Antlaşmasıyla<br />

savaş tazminatı yerine Kars ve Batum’la “Elviye-i Selâse” (üç il) Ruslar’a bırakılmıştır.<br />

Bu süre zarfında esaret altında yaşamak zorunda kalan Ardahan’da yer yer ayaklanmalar<br />

olmuş ise de bu ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırılmıştır. 1918 yılında imzalanan<br />

Brest-Litovsk Anlaşması ile Osmanlılar’a iade edilmiştir. Böylece Ardahan 40 yıllık Rus<br />

hakimiyeti son bulmuştur. Resmen “Elviye-i Selâse” denilen üç sancağın, 1918 Nisanındaki<br />

ilk kurtuluştan doğan sevinci altı aydan fazla sürmemiş; 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan<br />

Mondros Ateşkes Anlaşmasıyla ordumuzun çekilmesi sonucu Ermeni ve Gürcülerin işgaline<br />

uğramıştır. Bunun üzerine Ardahan, 5 Kasım 1918’de ilk Müdafaa-i Hukuk teşkilatı<br />

olarak Kars’ta kurulan Milli Şura adlı geçici hükümete katılmış; altı ay süresince doğuda<br />

Ermenilerle, kuzeyde Gürcüler’le mücadele edilmiştir. Milli Şura Hükümetince Mondros<br />

Mütarekesi şartları reddedilmiş, I. Ardahan Kongresi (3-5 Ocak 1919) ve II. Ardahan<br />

Kongresi (7-9 Ocak 1919) ile kurtuluşa giden yol açılmıştır. Ardahan, Kazım Karabekir<br />

Paşa ve Halit Paşa komutasındaki ordumuz tarafından 23 Şubat 1921’de düşman işgalinden<br />

kurtarılmıştır.<br />

7 Temmuz 1921 tarihinde mutasarrıflık yapılan Ardahan 1926 yılında 877 sayılı<br />

kanunla ilçe yapılarak Kars iline bağlanmıştır. Halkın talebi ve SSCB’nin dağılmasıyla<br />

bölgede meydana gelen gelişmeler göz önüne alınarak 27.05.1992 tarih ve 3806 sayılı<br />

kanunla yeniden İl statüsüne kavuşmuştur.<br />

A.2. İl ve İlçe Sınırları :<br />

Merkez İlçe:<br />

Ardahan Havzası sınırları içinde yer alan Merkez İlçe, 1829 m rakımda ve 146.490 ha<br />

yüzölçümüne sahiptir. İlçe sınırları içerisinden ve şehir merkezinden Kura Nehri geçmektedir.<br />

62 köy bağlı olan Merkez İlçenin toplam nüfusu 44.794 olup, şehir merkezinde 17.274 kişi,<br />

köylerde ise 27.520 kişi yaşamaktadır.<br />

Göle İlçesi:<br />

Göle Havzası sınırları içerinde yer alan Göle İlçesi, 2050 m rakımda ve <strong>12</strong>7.<strong>00</strong>0<br />

ha yüzölçümüne sahiptir (İlçeden ayrılan 2 köy alanı düşülmüştür). 1 Belde (Köprülü) ve<br />

54 köy bağlı olan Göle İlçesinin toplam nüfusu 37.814 olup, İlçe merkezinde 10.478 kişi,<br />

köylerinde ise 27.336 kişi yaşamaktadır.<br />

Hanak İlçesi:<br />

Hanak İlçesi, 1810 m rakımda ve 60.750 ha yüzölçümüne sahiptir. 1 Belde (Ortakent)<br />

ve 23 köy bağlı (ayrıca 2 köy ilçe belediyesine bağlanmıştır) olan Hanak İlçesinin toplam<br />

nüfusu 14.873 olup, İlçe merkezinde 4.432 kişi, köylerinde ise 10.441 kişi yaşamaktadır.<br />

Damal İlçesi:<br />

Damal İlçesi, 21<strong>00</strong> m. rakımda ve 25.850 ha yüzölçümüne sahiptir. <strong>12</strong> köy bağlı<br />

olan Damal İlçesinin toplam nüfusu 8.677 olup, İlçe merkezinde 2.571 kişi, köylerinde ise<br />

6.106 kişi yaşamaktadır.<br />

2


Çıldır İlçesi:<br />

Çıldır Havzası sınırları içerinde yer alan Çıldır İlçesi, 19<strong>00</strong> m rakımda ve 83.3<strong>00</strong><br />

ha yüzölçümüne sahiptir (İlçeden ayrılan 8 köy alanı düşülmüştür). 1 Belde (Aşıkşenlik) ve<br />

35 köy bağlı olan Çıldır İlçesinin toplam nüfusu 14.869 olup, İlçe merkezinde 2.415 kişi,<br />

köylerinde ise <strong>12</strong>.454 kişi yaşamaktadır.<br />

Posof İlçesi:<br />

Posof Havzası sınırları içerinde yer alan Posof İlçesi, 15<strong>00</strong> m. rakımda ve 60.161<br />

ha yüzölçümüne sahiptir. 49 köy bağlı olan Posof İlçesinin toplam nüfusu 14.873 olup, İlçe<br />

merkezinde 2.555 kişi, köylerinde ise 10.174 kişi yaşamaktadır.<br />

Şekil 2. Ardahan’ın İlçelerine ve Bazı İl Merkezlerine Olan Uzaklıkları<br />

A.3. İlin Coğrafi Durumu :<br />

Ardahan İli 41º36’13” kuzey, 40º45’24” güney enlemleri ve 42º25’43” batı, 43º29’17”<br />

doğu boylamları arasında 1829 m. rakımda yer almaktadır. Anadolu’nun kuzeydoğusunda<br />

yer alan Ardahan İli, kuzeyinde Acaristan Özerk Cumhuriyeti, kuzeydoğusunda Gürcistan ve<br />

kısmen de Ermenistan, güney ve güneydoğusunda Kars, güneybatısında Erzurum ve batıda<br />

Artvin illeri ile sınırlıdır. İlin; Oltu, Batum, Artvin, Ahıska ve Kars’a açılan önemli geçitleri<br />

ve boğazları vardır.<br />

İl alanı ana çizgileriyle 18<strong>00</strong>-21<strong>00</strong> m yükseltilerinde ovalarında yer aldığı dalgalı bir<br />

yapıya sahip plato görünümündedir. Bu plato yüzeyinde merkezi püskürmelerle oluşan Cin<br />

Dağı (2957 m), Keldağı (3<strong>03</strong>3 m), Ilgar Dağı (2918 m), Kısır Dağı (3197 m) gibi volkan<br />

konileri vardır. İl platosunun kenar kısımlarından güneydoğusunu Allahuekber Sıradağları,<br />

kuzey batısını da Yalnızçam Sıradağları oluşturur. Yine bu plato alanı içinde güneybatıkuzeydoğu<br />

yönünde uzanan Göle, Ardahan, Çıldır ve Aktaş gibi alüvyal tabanlı ve tektonik<br />

kökenli bir takım depresyonlar bulunmaktadır. Bu depresyonlar yarma vadilerle birbirlerine<br />

bağlanmış durumdadır.<br />

3


ERMENİSTAN<br />

Harita 1. Ardahan İl Haritası<br />

4


A.4. İlin Topografyası ve Jeomorfolojik Durumu :<br />

Dağlar :<br />

Ardahan İli genel olarak dağlık bir yayla görünümündedir. İl topraklarının görünümü<br />

çoğunlukla sıra dağlarla bölünmüş, bunların arasında yüksek düzlükler, ova ve vadiler<br />

şeklindedir. İl toprakları ülkenin genel topografik yapısında görülen, batıdan doğuya<br />

doğru gidildikçe oluşan yükselimin en son noktasındadır. Ardahan İlinin kuzey kesiminde<br />

Yalnızçam Dağları (2715 m.), güney batı kesiminde ise Allahuekber Dağları-Kabak Tepe<br />

(3055 m.) bulunmaktadır. Kuzey doğusunda Keldağ’ı (3<strong>03</strong>3 m), doğusunda Akbaba Dağı<br />

(3026 m.) ve İlin en yüksek noktasını oluşturan Kısır Dağının doruğu (3197 m) ise güney<br />

kesiminde bulunmaktadır.<br />

Bunun haricinde önemli dağlar ve yükseltileri; Ardahan-Göle arasında üzerinde<br />

kayak merkezinin de bulunduğu Uğurlu Dağı (2765 m), Posof Ilgar Dağı (2918 m), Hanak<br />

Serinkuyu ve Çavdarlı Yaylalarının üzerinde bulunduğu Cin Dağı (2957 m), Posof-Göze<br />

Dağı (3167 m), Alagöz-Yaylacık Köyleri arasında Ziyaret Tepesi (2454 m), Büyük Sütlüce<br />

ve Hoçuvan arasında Kartal Tepesi (2521 m), Hanak, Alaçam-Baştoklu-Koyunpınar<br />

Yaylalarının arasında bulunan Persokıran Tepesi (2641 m.) dikkat çekenler arasındadır.<br />

Vadiler :<br />

Esasen Kura Nehri, Posof Çayı hariç (yurt dışında tekrar Kura Nehri’ne katılmaktadır)<br />

Havzadaki tüm alanın yağış ve yüzey sularını toplamaktadır. Kura Nehri, Ardahan şehir<br />

merkezindeki tarihi Ardahan Kalesinden itibaren yatağı boyunca Ülke ve İl sınırı içerisinde<br />

50-6<strong>00</strong> m. arasında değişen dar ve derin vadi (kanyon) oluşturmaktadır. Bu kanyon<br />

İl sınırları içerinde yaklaşık olarak 90 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Bunun dışında Kura<br />

Nehri’ne karışan Cot Suyu, Beşikli Mağarası, Dilekdere Köyü hattında yaklaşık 8,5 km,<br />

Çıldır-Karaçay Yıldırım Tepe batısından itibaren Sukarışan Mağarası hattında ise yaklaşık<br />

9,5 km daha küçük ölçekli dar ve derin vadi (kanyon) oluşturmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 3. Kura Nehri Vadisinden Görünüm<br />

5


Kaynak: Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY, İ., 1985)<br />

Harita 2. Ardahan ve Yöresinin Jeomorfoloji Haritası<br />

6


1950-1350 m. rakımları arasında seyreden bu derin vadiler, flora-fauna (bitki-hayvan)<br />

çeşitliliği ve doğal güzelliklerce zengin olup bilimsel araştırmalar için ise bakir bir alan<br />

oluşturmaktadır. Ayrıca bu vadi içerisinde, tarihi kale ve kulelerden olan Kazankale, Şeytan<br />

Kalesi, Kurt Kale, mağaralar ve harabeler yer almaktadır.<br />

Vadi yukarıdaki özelliklerinin yanında, rafting ve dağ-doğa (trekking)<br />

yürüyüşü sporlarına uygun parkurlar içermekte dolayısıyla ekolojik turizm potansiyeli<br />

oluşturmaktadır.<br />

Ovalar :<br />

Ardahan merkez ilçenin de üzerinde kurulduğu Ardahan Ovası, 180 km²’lik alan<br />

ile İlin en büyük ovasıdır. Ovanın ortasında Kura (Kür) Nehri geçmektedir. Göl ve akarsu<br />

depolarının yer aldığı ova tabanında geniş çayırlıklar görülür. Ovanın ortalama yükseltisi<br />

1850 m dir.<br />

Diğer önemli ova ise Göle İlçe merkezinin üzerinde kurulu bulunduğu 150 km²’lik<br />

Göle Ovasıdır. Göle Ovasının yüksekliği ortalama 2<strong>00</strong>0 m. civarındadır. Göle ovasında<br />

çayırlar geniş yer kaplayıp, bataklıklar mevcuttur.<br />

Ayrıca, nispeten daha küçük alanlardan oluşan Hanak Ovası (20 km²) ve Hoçuvan<br />

Ovası (14 km²) da bu grupta adlandırılabilir.<br />

Mevcut ovalar büyük oranda uzun boylu çayırlarla kaplı olup, bunların bir kısmında<br />

tahıl, yem bitkileri ve önemli oranda da çayır otu üretimi yapılmaktadır. İlkbahar ve<br />

sonbaharda ise hayvan otlatma alanı olarak kullanılmaktadır.<br />

Yaylalar :<br />

Ardahan İlindeki mevcut dağların daha çok uygun meyildeki etekleri, 3 aylık yaz<br />

mevsiminde yayla olarak kullanılmaktadır. Ortalama 2<strong>00</strong>0-28<strong>00</strong> m. yükseklikte olan bu<br />

yaylalar, sahip olduğu zengin otlaklarla hayvancılık için elverişli bir ortam oluşturmaktadır.<br />

Artvin–Ardanuç sınırında Yalnızçam Dağları üzerinde bulunan Bülbülhan Yaylası; Erzurum,<br />

Artvin ve Ardahan köylülerinin katılımı ile panayır ve pazar amaçlı kullanılmaktadır.<br />

İldeki yüksek yayla stepleri, yayla hayvancılığı bakımından büyük önem taşır. Nitekim,<br />

buradaki step topluluğuna, yayladan yararlanma süresi içinde hayvan yetiştiriciliğinin en<br />

değerli kaynağını oluşturduğu için Sözer (1972) tarafından buna “Yayla Vejatasyonu” adı<br />

verilmiştir. Nisan ayının sonundan itibaren ve <strong>May</strong>ıs ayı başlarında karların erimesi ve<br />

karasallık nedeniyle sıcaklığın hızla yükselmeğe başlaması, yayla steplerini birden bire<br />

canlandırır. Bu nedenle de, Haziran ayının ilk yarısı içinde hemen her tarafta yaylacılık<br />

faaliyeti başlar ve hayvanlar yayla alanlarına yayılır. Erken ve aşırı otlatma ile birlikte<br />

yüksek yayla stepleri erken tükenir ve en geç Eylül ayının ilk yarısında yaylalardan dönüş<br />

sona erer.<br />

Yüksek yayla steplerini oluşturan bitkilerin en çok rastlanılanları şunlardır: Agropyron<br />

intermedium, Agropyron repens (tarla ayrığı), Alopecurus pratensis (tilki kuyruğu),<br />

Artemisia sp. (yavşan otu), Alchemilla caucasica, Bromus erectus, Centaurea depressa,<br />

Galium verum, Lotus corniculatus (gazal boynuzu), Medicago varia, Onobrychis cor-<br />

7


nuata, Phleum hirsitium, Ranunculus orientalis, Salvia verticillata, Taraxacum officinale<br />

(aslan dişi), Trifolium hybridum, Thymus fallax, Veronica orientalis, Vicia sativa.<br />

Yüksek yayla stepleri kuşağı üzerinde ortalama 26<strong>00</strong>-27<strong>00</strong> m’den sonra yüksek<br />

alanlarda yine ot topluluğu olan yüksek dağ-çayır (subalpin-alpin) bitkileri yer alır. Kar<br />

örtüsünün geç kalktığı, fakat yaz devresinde (özellikle Temmuz, Ağustos ayları) ısınmanın<br />

fazla olduğu bu yerlerde dağ çayır bitkileri Haziran ayının ilk yarısında yeşillenmeye ve<br />

çiçeklenmeye başlar. Bundan sonra çabuk olgunlaşan türler, en geç Eylül ayı sonunda<br />

vejetasyon devresini tamamlar. Zaten Ekim-Kasım aylarında başlayan kar yağışları ile<br />

burada subalpin-alpin kuşağın her yanı kısa zamanda kar ile örtülür.<br />

Ardahan Havzası :<br />

Havzanın ana hatlarını; güneyde Uğurlu Dağı (2765 m), batıda Yalnızçam Sıradağları,<br />

kuzeyde Yalnızçam Sıradağlarının uzantısı Cin Dağı (2957 m) ve Ilgar Dağı (2918 m) ile<br />

doğuda ise Kısır Dağı (3197 m) oluşturmaktadır. Havza; Ardahan Merkez İlçe, Hanak ve<br />

Damal İlçelerini (Meşe Ardahan Alt Havzası) içine almaktadır. Alt rakımı ortalama 18<strong>00</strong>-<br />

19<strong>00</strong> m. yükseklikte bulunan Ardahan Havzası tamamen tektonik kökenlidir. Havzada<br />

genellikle düz ve düze yakın meyillikler görülür. Dik ve sarp meyillerin oranı, toplam havza<br />

alanı içindeki payı oldukça düşüktür.<br />

Üç meyil grubunun havza alanına oranı % olarak şöyledir:<br />

% 0 – 20 meyilli arazi havza alanının % 70.4’ünü<br />

% 20- 30 meyilli arazi havza alanının % 20.4’ünün<br />

% 30 dan fazla meyilli olan yerler ise havza alanının % 9.2’sini kapsamaktadır.<br />

Tektonik kökenli bu havzanın kenarlarında Pliyo-Kuvaterner yaşlı marnlı ve kumlu<br />

çökeller bulunmakta olup, havzanın güneydoğusunda yer alan Hasköy’e kadar uzanmaktadır.<br />

Söz konusu havza, Pliyosen sonu Kuvaterner başında oluşan faylanma sonunda çökmüş ve<br />

çöken bu alan, yüksek sahalardan gelen malzemelerle dolmuştur. Bundan dolayı havzayı<br />

dolduran çökeller, genç akarsular tarafından boşaltılmış ve böylece havzanın kenarlarını<br />

sınırlayan fay diklikleri ve yer yer volkanik temel yüzeye çıkmıştır. Kura Nehri, havzada<br />

menderesler çizerek volkano-sedimanter temele saplanmış ve bugünkü kanyon vadisini<br />

açmıştır. Yüzey sularının Kura Nehrine döküldüğü havzada geniş çayırlıklar görülür.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 4. Ardahan Havzasından Bir Görüntü<br />

8


Kaynak: Türkiye Coğrafyası (ATALAY, İ., 1985)<br />

Şekil 5. Arhavi – Digor Arasının NW-SE Yönünde Jeolojik, Topografik ve Vejatasyon İle İklim Verilerini<br />

Gösterir Profil<br />

Gösterir Profil<br />

Kaynak: Türkiye Coğrafyası (ATALAY, İ., 1985)<br />

Şekil 6. Limanköy-Akyaka Arasının Doğu-Batı Yönünde Jeolojik Topografik ve Vejatasyon İle İklim Verilerini<br />

9


Göle Havzası :<br />

Kuzeydoğu Anadolu’da volkanik kökenli Allahuekber Dağları silsilesinin<br />

kuzeybatısında yer alan Göle Havzasının alt rakımı 2<strong>00</strong>0-21<strong>00</strong> m. yüksekliğe sahiptir.<br />

Tamamen tektonik bir çukur olan Göle Havzası, alüvyal dolgu ile kaplıdır. Bu dolgu<br />

yüzeyinde çayır-bataklıklar yaygındır ve turba oluşumları gözlenmektedir. Göle Havzası,<br />

Ardahan Havzası’na sokulan Kura Çayı tarafından Kura Nehri Havzasına bağlanmıştır.<br />

Çıldır Havzası ile Çıldır ve Aktaş Gölleri :<br />

Doğu-batı yönünde uzanan eşiklerle birbirinden ayrılan her iki çanakta çökme<br />

sonucunda oluşmuştur. Çanağın derin kısımları da göllerle kaplanmıştır. Bu göllerden Aktaş<br />

Gölü kapalı bir göl olup suları acıdır. Bunun yanında güneyden Arpaçay’a açılan Çıldır Gölü<br />

ise tatlı su gölüdür.<br />

a. Çıldır Gölü ve Çevresinin Yapısal Özellikleri<br />

Gölün güneyinde ve kuzeyinde Pre-Neojen temel üzerinde milli, kumlu, çakıllı<br />

tabakalarla ardalanmalı olarak istiflenen volkano-sedimanter formasyon uzanmaktadır.<br />

Gölün kuzeyinde, bu formasyon batıya doğru eğimlidir. Bu formasyonun üstüne yer yer<br />

oturan bazaltların yaşı muhtemelen Miyosendir.<br />

Göl sahasının doğu ve batısında ise, volkano-sedimanter formasyonu örten kalın<br />

bazalt kütleleri yer almaktadır. Bunlar Kuvarterner başlarında merkezi püskürmelerden<br />

meydana gelmiştir.<br />

Gölün güneyinde ise, volkanik formasyonu örten ve aşınmadan korunmuş adalar<br />

halinde Pliyo-Kuvarterner göl çökelleri uzanır. Kuzeyde Çıldır Ovası’nın kenarlarında<br />

kumlu, çakıllı, killi, marnlı göl çökelleri yaygındır. Çıldır Ovası’nda ise, kalın bir alüvyal<br />

örtü bulunmaktadır.<br />

b. Çıldır Gölü ve Çevresinin Morfolojik Özellikleri<br />

Türkiye’nin yüksek bölgesini oluşturan Doğu Anadolu’da genellikle yapısal<br />

doğrultulara paralel olarak uzanan geniş ve büyük tektonik kökenli havzalar bulunmaktadır.<br />

Doğu Anadolu’nun önemli ovalarının yerleştiği bu havzalar, genellikle yakın bir geçmişe<br />

kadar göller tarafından işgal edilmiş ve büyük bir kısmı kapma ve taşma sonucunda dış<br />

drenaja bağlanmıştır. Ancak, bugün de tektonik kökenli derin (Van Gölü Havzası gibi)<br />

göller bulunmaktadır. Çıldır Gölü de esas itibariyle Post-Alpin dikey hareketleri sonucunda<br />

oluşmuş çanağın sular tarafından işgal edilmesi ile meydana gelmiştir. Bu göl Üst Neojen’de<br />

Doğu Anadolu’nun alçak kesimlerini işgal eden gölün kalıntısıdır.<br />

Çıldır Gölü halihazırda tektonik çanağın derin kısımlarına yerleşmiştir. Kabaca üçgen<br />

şeklindeki göl, 1959 m. yüksekliktedir ve yaklaşık olarak <strong>12</strong>4 km²’lik bir alan kaplamaktadır.<br />

Gölün güney-kuzey yönündeki uzunluğu 18,3 km, doğu-batı yönünde en geniş yeri ise 16,2<br />

km’dir. Göl sahası güneye doğru daralmakta ve güney ucunda üçgen şeklinde sığ bir koy<br />

halini almaktadır.<br />

10


Gölün derinliği 130 m’yi aştığı bilinmektedir. Gölün, özellikle kuzey kesiminin<br />

çok derin olduğu kıyı şekillerinden de anlaşılmaktadır. Göl yüzeyi şiddetli kış aylarında<br />

donmakta, tatlı olan göl sularında sazan (Cyprinus carpio), şafak balığı (Aspius spec) ve<br />

alabalık (Salmo trutta) yaşamaktadır.<br />

Gölün doğusunda ve batısında yüksekliği 3<strong>00</strong>0 m.’yi aşan volkanik kütleler bulunur.<br />

Bunlardan doğuda bulunan Akbaba Dağının en yüksek yeri 3026 m., batıdaki Kısır Dağı<br />

volkanik kütlesinin de en yüksek yeri ise 3197 m. yi bulmaktadır.<br />

Gölün kuzeyinde ise, ortalama yüksekliği 21<strong>00</strong> m. olan ve doğu-batı yönünde uzanan<br />

bir sırt yer alır. Bu sırtın batı ucu üzerinde Gölbelen Köyü civarında yüksekliği 1970-1975<br />

m. kadar olan bir gedik bulunur. Gölün güney kesiminde ise, diğer kesimlere göre son derece<br />

düz ve ortalama yükseltisi 2<strong>00</strong>0 m. civarında olan bir aşınım yüzeyi uzanır. Burada kuzeygüney<br />

yönünde uzanan bir oluk vasıtasıyla Arpaçay’a geçilmektedir. Göl havzasının doğusu<br />

ve batısı yüksek arazili volkanik sahalarla çevrili olduğu halde, güney ve kuzeyde alçak<br />

koridorlar uzanmaktadır.<br />

Çıldır Gölü’nün kıyı özellikleri; gölün güney kesimi bir tarafa bırakılırsa, diğer<br />

kısımlarındaki yüksek yüzeyler göle dik yamaçlarla inmektedir. Kuzeybatıda Gölbelen ve<br />

Gölebakan köyleri arasında batıya doğru sokulmuş geniş bir koy bulunmaktadır. Bu koya<br />

dökülen Kayınlık Deresi geniş bir birikinti yelpazesi oluşturmuştur. Gölün kuzey kıyısı ise<br />

doğrusal bir uzanış göstermekte olup diktir, girinti ve çıkıntılar son derece azdır. Gölün doğu<br />

kıyıları, diğer kısımlara göre son derece fazla girintili ve çıkıntılıdır. Akçakale Köyü ile<br />

Doğruyol Bucağı arasında büyük bir koy yerleşmiştir. Bu kesimde burunlar ve burunların<br />

nihayetinde küçük adalar bulunmaktadır. Boy Adası, Büyükada, Kuşadası bunlardan<br />

bazılarıdır. Gölün güney kesiminde, 2<strong>00</strong>0 m. civarında uzanan düzlük yüzeyinin yer aldığı<br />

alanda kıyı ise son derece düz bir uzanış göstermektedir.<br />

Şekil 7. Çıldır Gölü’nün Oluşumunu Gösteren Blok Diyagram (Atalay, 1978’den)<br />

Çıldır Gölü’nün kıyı şekillerini esas itibariyle sahanın morfolojik özelliği etkilemiştir.<br />

Gerçekten, gölün doğu ve batısında yüksek sahaların varlığı kıyının dik profil almasına<br />

11


neden olmuştur. Bunun yanında yüksek sahaları parçalayan dereler ise, kıyının girintili ve<br />

çıkıntılı olmasına yol açmıştır. Bunun yanında gölün kuzeyindeki kıyının doğrusal, girintisiz<br />

çıkıntısız bir uzanış göstermesi bu kıyıların faylı olması ile ilgilidir. Buna karşılık, gölün<br />

güneyindeki kıyıların yatık profil göstermesi, burada uzanan düzlük yüzeyin varlığından<br />

ileri geldiği söylenebilir. Bunun yanında, dalgaların kıyıyı şekillendirme faaliyetleri de<br />

kıyının şekillenmesi üzerinde az da olsa etkili olmuştur. Nitekim, bölgedeki şiddetli ve hakim<br />

rüzgarların batı-güneybatıdan esmesi gölün kuzey ve kuzeydoğu kıyılarının işlenmesinde ve<br />

buradaki kıyıların dik profilli olmasında rol oynamıştır. Bununla birlikte göl havzasının derin<br />

olması, akarsular tarafından getirilen malzemenin gölün kenarında yığılarak dolmasını ve<br />

geniş deltaların oluşmasını engellemiştir. Diğer taraftan gerek Kısır Dağı ve gerekse Akbaba<br />

Dağından gelen kuvvetli sel dereleri sahayı şiddetli bir şekilde parçalamıştır.<br />

c. Çıldır Gölü’nün Jeomorfolojik Evrimi<br />

Gölün ve çevresinin şekillenmesi ve bugünkü durumuna gelmesini anahatları ile<br />

ortaya koymak bakımından sahanın geçirdiği evrimi Tersiyer başından itibaren dikkate<br />

almak uygun olacaktır. Gölün geçirdiği jeomorfolojik evrim anahatları ile şöyledir:<br />

Doğu Anadolu Bölgesi bütünüyle Tersiyer başlarında, özellikle Oligosen sonlarında<br />

şiddetli Alpin tektonik hareketlere uğramıştır. Bu devrede oluşan fay hatlarından çıkan lavlar<br />

Pre-Neojen temeli tamamen kaplamıştır.<br />

Miyosen’de ise, Doğu Anadolu’nun depresyonları daha çok göl rejimine girmiştir ve<br />

özellikle büyük bir bölümü göl tarafından işgal edilmiştir. Bu devrede ara ara çıkan lavlar<br />

havzalara akmıştır. Bu suretle; Arpaçay, Çıldır, Kura Vadisi boyunca görülen tortularla<br />

aratabakalı volkano-sedimanter formasyonlar meydana gelmiştir.<br />

1. Yüksek Dağlık Alanlar, 2. Tepelik Sahalar, 3. Düzlük Alanlar, 4. Alüviyal Saha, 5. Az Yarılmış Vadiler, 6. Derin Yarılmış<br />

Vadiler, 7. Yarma Boğazlar, 8. Fay Diklikleri, 9. Kapma Dirseği, 10. Göl Taraçası, 11. Birikinti Konisi, <strong>12</strong>. Faylar, 13. Yol<br />

Harita 3. Çıldır Gölü ve Çevresinin Jeomorfolojik Haritası (Atalay, 1978)<br />

<strong>12</strong>


Pliyosen’de ise bölge dikey tektonik hareketlere uğramıştır. Bu hareketlerle saha<br />

kırık hatlarla parçalanmış, kırık hatlar boyunca da blok halinde yükselmeler ve çökmeler<br />

meydana gelmiştir.<br />

Özellikle, bu hareketlerle kırık hatların dışında tabakalar kıvrılmadan ziyade çeşitli<br />

yönlere eğimlenmişlerdir. Bu durum da temeldeki kütlelerin çok sert olduğunu gösterir. Bu<br />

devrede Çıldır Gölü’nün işgal ettiği depresyon ve Çıldır Havzası ana hatları ile oluşmuştur.<br />

Sözü edilen depresyon sahalar, göller tarafından işgal edilmiş ve bu göl havzalarına yüksek<br />

sahalardan taşınan materyaller birikerek killi, kumlu, çakıllı depolar oluşmuştur.<br />

Kuvaterner’de ise; aşınma, taşınma ve birikme olayları ön plana geçmiştir. Gölle işgal<br />

edilen Çıldır Havzasına kavuşan akarsular, eğimin fazla ve taban seviyesinin alçak olmasından<br />

dolayı volkanik örtüyü şiddetle kazarak parçalamışlardır. Öte yandan, yine Kuvaterner’de<br />

Çıldır Gölünün doğu ve batısında merkezi püskürmeler sonucunda batıdaki Kısır Dağı,<br />

doğudaki Akbaba Dağı volkanik konileri meydana gelmiştir. Bu konilerden çıkan lavlar<br />

ise göl havzasına kadar akmış ve Miyosen’e dahil edilen volkano-laküstür formasyonların<br />

üzerini yer yer örtmüşlerdir. Sözü edilen sahalardan çıkan lavlar Pleyistosen’den önceye,<br />

muhtemelen Kuvaterner başlarına aittir ve bu lavlar gölün güney ile kuzeyindeki sahaları<br />

kaplamamışlardır. Çünkü, söz konusu sahalarda volkano-sedimanter formasyonun üzerinde<br />

lavlar bulunmamaktadır.<br />

Çıldır Gölü yakın bir zamana kadar zaman zaman kapalı bir havza halinde kalmıştır.<br />

Ancak, Pleyistosen’in plüviyal devrelerinde gölün suları çanaktan taşmış ve bu devrelerde<br />

dış drenaja bağlanmıştır. Gerçekten, Gölbelen Köyündeki 1970-1975 m yükseklikteki<br />

gedikten gölün suları Çıldır Havzasına oradan da Kura Nehrine akmıştır. Bunun yanında,<br />

güneyde Taşbaşı Köyü civarında gölün fazla suları daha güneye, Arpaçay’a boşalmıştır.<br />

Gölün Pleyistosen’de yükseldiğine dair eski kıyı çizgilerini gölün kenarında görmek<br />

mümkündür. Nitekim, özellikle gölün kuzey kesiminde 2<strong>00</strong>0 m’nin üzerinde yerli kaya<br />

taraçaları ve sahanlıklar bulunmaktadır. Bu sahanlıklarda yassı çakılların bulunması gölün<br />

nemli devrelerde en az 2<strong>00</strong>0 m. kadar yükseldiğini kanıtlamaktadır.<br />

İşte, Pleyistosen’in nemli devresinde daha ziyade güneyden boşalma imkanı bulan<br />

göl suyu, burada bir yatak açmıştır. Bu yatağın derinleşmesi ile göl seviyesinde 10-15 m<br />

kadar bir alçalma meydana gelmiştir. Bugün de gölün fazla suları buradan Çarcı Deresi<br />

vasıtasıyla Arapaçay’a akmaktadır.<br />

Burada özellikle belirtmek gerekir ki; göl, kapma ile değil, taşma sonucunda kapalı<br />

havza olmaktan kurtulmuştur. Çünkü, Arpaçay yönünden kuzeye, yani Çıldır Gölü’ne doğru<br />

sokulan kuvvetli bir akarsu bulunmamaktadır. Taşbaşı Köyünde gölün taşması sonucunda<br />

dış drenaja bağlandığı görülmektedir. Bu taşma boğazı ise, güneyde bazaltlar üzerinde<br />

açılmıştır.<br />

Günümüzde Çıldır Gölü, güneyde bazaltlar üzerinde açılmış bir taşıma boğazı<br />

vasıtasıyla Arpaçay’a kavuşmaktadır.<br />

Posof Havzası:<br />

Posof Havzası, İldeki en az alana (60.161 ha) sahip havzadır. Çevresindeki sahanın<br />

sularını toplayarak buraya havza niteliği kazandıran Posof Çayı, güneybatı-kuzeydoğu<br />

13


yönünde yaklaşık 32 km’lik bir mesafeden sonra ülke sınırları dışında akışını sürdürmektedir.<br />

Posof Havzası; havzanın tabanını oluşturan Posof Çayının İlçeyi terk ettiği rakım (<strong>12</strong><strong>00</strong> m) ile<br />

havzanın en yüksek noktasını oluşturan Göze Dağı (3167 m) rakımları arasında değişkenlik<br />

göstermektedir. Havza, ortalama 21<strong>00</strong>- 22<strong>00</strong> m. yükseklikte volkanik formasyonlar üzerinde<br />

gelişmiş bulunan bir aşınım yüzeyi görünümündedir. Havzada heyelanların oluşturduğu irili<br />

ufaklı bir çok göl bulunmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 8. Posof Havzasından Bir Görünüm<br />

Havza, Kura Nehrinin bir kolu olan Posof Çayı ve kolları tarafından derince<br />

yarılmış, yüksek ve engebeli bir alandır. Posof Çayı, su toplama havzasını batıdan Göze<br />

Dağı üzerinden geçen su-bölümü çizgisi; Çoruh Havzasından, güneyde uzanan Ilgar Dağı<br />

su-bölümü çizgisi de, Kura Nehri Yukarı Havzasından ayrılmıştır. Havzada topografik<br />

özellikler ulaşımı güçleştirmektedir. Dar ve çoğunlukla dönemeçli yollar, yörenin ulaşımını<br />

karakterize etmektedir.<br />

Havzada 2<strong>00</strong>0 yılı itibariyle bir ilçe, 49 köy, 17 mahalle yerleşmesi bulunmaktadır.<br />

Söz konusu yerleşim birimlerinde 2<strong>00</strong>0 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam,<br />

<strong>12</strong>.729 kişi yaşamaktadır. Bu nüfus miktarının % 20,1’i (2555 kişi) Posof İlçesinde, % 79,9’u<br />

da (10.174 kişi) kırsal yerleşmelerde yaşamaktadır. Dolayısıyla, yaklaşık 60.161 ha alana<br />

sahip havzada, km 2 ye 29,3 kişi düşmektedir. Sürekli nüfus barındıran bu yerleşim yerinin<br />

dışında, sahada mevsimlik olarak yararlanılan 38 yayla yerleşim yeri de yer almaktadır.<br />

14


Kaynak: KAYA, G., 2<strong>00</strong>4<br />

Harita 4. Posof Havzasının Jeomorfoloji Haritası<br />

Yeryüzü şekilleri ve iklim koşullarının ekip biçme faaliyetlerini büyük ölçüde<br />

sınırlandırmış olduğu havzada, hayvancılık nüfusun temel geçim kaynağı haline gelmiştir.<br />

Topografik yapıdan dolayı kısa mesafelerde değişen yükselti ve eğim değerleri, farklı<br />

formasyon kuşaklarının oluşmasına yol açarak, çayır ve mera hayvancılığının önemini<br />

arttırmıştır. Ekip biçme faaliyetleri ise, daha çok hayvancılığı destekler niteliktedir.<br />

Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 9. Posof Havzasından Görünümler<br />

15


Havzada çok sayıda heyelan bölgesi de bulunmaktadır. Kuvaternerde etkisini<br />

gösteren epirojenik yükselme hareketleri Posof Çayı Vadisinin derinleşmesine ve aşınım<br />

yüzeyinin büyük çapta yarılmasına yol açmıştır. Aşındırma ve yarılma faaliyetleri geliştikçe,<br />

Miyosen dolgusu boşalmıştır. Hatta şiddetli yarılmaların etkisi, günümüzde de devam<br />

etmektedir. Yarılamanın neden olduğu denge bozulması, Çamyazı Köyünün doğusunda<br />

Hıram mevkiinde yaklaşık 15<strong>00</strong> m 2 ’lik alanda göçüklere yol açmıştır.<br />

Kaynak: KAYA, G., 2<strong>00</strong>4<br />

Harita 5. Posof Havzasının Jeoloji Haritası<br />

A.5. Jeolojik Yapı ve Stratigrafi :<br />

Yöredeki en eski kayalar Oligosen(?) yaştaki kırıntılılardan kurulu Aşıkzülali<br />

Formasyonudur. Bu formasyonun üzerine Üst Miyosen yaşta akarsu ve göl kökenli<br />

kırıntılardan meydana gelen Çamlıçatak Formasyonu açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />

Bazalt, tüf, aglomera ve bunların içerisindeki mercek ve düzeyler halinde çökellerden oluşan<br />

Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitleri, kendisinden önceki kayaları açısal<br />

uyumsuzlukla yaygın olarak örtmektedir. Olivin bazalttan oluşan ve muhtemelen Pliyosen<br />

yaşta Gümüşkavak Bazaltı kendinden eski birimleri keserek üzerlerine açısal uyumsuzlukla<br />

gelmektedir. Sonra, akma yapılı ve bol piroksen içerikli Ardahan Andeziti (Üst Pliyosen-<br />

Alt Pleyistosen yaşta), daha sonra da akma yapısı göstermeyen ve porfirik dokudaki Alt<br />

Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Ulgartepe<br />

Andeziti’nin tüm eski kayaları kestiği ve açısal uyumsuzlukla örttüğü bilinmektedir. Alt<br />

Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Damal Kırıntılıları<br />

ve Yüzlek Çökeller ise yöredeki en genç örtü niteliğindedir.<br />

16


Kaynak: KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi,MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962, 117 s.<br />

(yayımlanmamış)---Ölçeksiz<br />

Şekil 10. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Stratigrafik Kesiti<br />

17


Tersiyer<br />

Aşıkzülali Formasyonu (Oligosen-Miyosen)<br />

Bölgede yapılan çalışmalarda Oligosen-Miyosen yaşlı birimi Ketin (1949) ve Baykal<br />

(1950) Oligo-Miyosen yaşlı jipsli seri olarak tanımlamışlardır. Karaköse v.d. (1994) ise tip<br />

yüzeylemeleri sadece Aşıkzülali Köyü dolayında görülen Oligosen yaştaki bu kayaları,<br />

Aşıkzülali Formasyonu olarak adlamışlardır.<br />

Formasyonun hakim kaya türleri; kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, kireçtaşı ve çörtlü<br />

kireçtaşlarıdır. Bunlardan kiltaşı, miltaşı ve kumtaşı düzeyleri formasyonun alt kısımlarında,<br />

kireçtaşı ve çörtlü kireçtaşı düzeyleri de en üstte yer almaktadır.<br />

Kiltaşları; külrengi, siyah ve kırmızımsı kahverenginde olup, kimi seviyelerde<br />

kumtaşlarıyla sıkça ardalanmakta ve yer yer de laminalanma göstermektedir. Aşıkzülali<br />

Köyünün hemen güneyinde ve batısındaki kiltaşı yüzeylemeleri içinde kömür kırıntıları<br />

da bulunmaktadır. Ayrıca, kül renkli ve yer yer laminalı olan miltaşları, kimi düzeylerde<br />

kiltaşları ve kumtaşlarıyla ardalanmaktadır.<br />

Kumtaşları; kül renkli, koyu kül renkli, kirli sarı, sarımsı kahverenkli ve açık yeşil<br />

renkli, ince-orta- kalın tabakalı, kimi düzeyleri dereceli ve teknemsi çapraz tabakalıdır. Taneler<br />

ince-orta tane boyunda, iyi-orta boylanmış ve iyi-orta yuvarlanmıştır. Tutturulma çoğunlukla<br />

kötü, ender olarak iyi olup, kireç çimentoludur. Kumtaşları kıt fosil içermektedir.<br />

Kireçtaşları; beyaz, kirli beyaz ve açık pembe renkli, ince-orta tabakalı ve ender killi<br />

kireçtaşı seviyeli olup, bol oranda çörtlü kireçtaşı ve çörtü seviyeleri sunmaktadır. Çökelme<br />

ortamına gelen silisin, bazen yumru ve tabaka halinde birincil kökenli, bazen de kireçtaşı<br />

çatlaklarını doldurarak ikincil kökenli olarak çökeldiği gözlenmektedir. Çörtlü tabakalar, yer<br />

yer 10 ile 20 cm arasında, yer yer de 80 cm.’ye varan kalınlıktadır.<br />

Formasyonun ölçülebilen kalınlığının yaklaşık 90 m olmasına karşılık, genelde 3<strong>00</strong><br />

metrenin üzerinde bir kalınlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br />

Yapılan çalışmalarda formasyonda çok kötü korunmuş olsa da Unio kavkıları<br />

bulunabilmiştir. Kötü korunmuş bu kavkılar üzerinde yapılan çalışmalarda tür tayini<br />

yapılamadığından kesin bir yaş verilememekle birlikte, fosilin yine de Neojen yaşta<br />

olabileceği ifade edilmiştir. Paleontologların yorumu ve arazi gözlemleri ile birlikte<br />

yorumlandığında yazarlar, Aşıkzülali Formasyonunun muhtemelen Oligosen(?) yaşta<br />

çökeldiğini benimsemektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />

Çamlıçatak Formasyonu (Üst Miyosen)<br />

Bölgede çalışan araştırmacılardan Baykal (1950), Kutlu (1955 a) ve Demirse (1955)<br />

söz konusu kayaları, yine kaya türü tanımlamaları ve dokunak ilişkileri yönüyle ele almışlar,<br />

fakat adlandırmamışlardır. Formasyonun ilk adlanmasını Aktimur ve diğerleri (1991 a ve<br />

b, 1992), Kalkankale Formasyonu olarak adlandırmışlardır. Çamlıçatak Köyü çevresinde<br />

tip yüzeylemeleri görülen bu formasyona Karaköse vd. (1994) ise Çamlıçatak Formasyonu<br />

adını vermişlerdir.<br />

18


Alt düzeylerde akarsu, üst düzeylerde genelde göl kökenli çökellerin gözlendiği<br />

bu karasal ortamda, etkin ve yaygın kaya türleri kiltaşı, miltaşı, çamurtaşı, kumtaşı, çakıl<br />

taşı ve kireçli kiltaşıdır. Bu formasyonun alt düzeylerinde kömür bulmak amacıyla açılan<br />

üç yarmada 0.35 ile 1.<strong>00</strong> m. arasında değişen kalınlıkta linyit içeren dört kiltaşı seviyesi<br />

saptanmıştır (Dağ yaran, 1976). Ayrıca üst düzeylerinde, kalın ve yaygın diyatomit seviyeleri<br />

bulunmaktadır.<br />

Formasyonun hakim kaya türleri kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, çakıltaşı, kömürlü kiltaşı<br />

ve diyatomittir. Bunlardan kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, çakıltaşı ve kömürlü kiltaşı düzeyleri<br />

formasyonun alt seviyelerinde yaygın olarak görülürken, üst seviyelerde kiltaşı, miltaşı ve<br />

diyatomit düzeyleri daha kalın ve yaygın olarak yüzeylenmektedir.<br />

Kiltaşları; kül renkli ve kirli beyaz renkli olup, yer yer laminalı ve kumtaşı<br />

ardalanmalı, yer yer de kumtaşları içinde mercek, kama ve düzeyler halinde görülmektedir.<br />

Ayrıca üst düzeylerdeki kiltaşları, bazı seviyelerde kireçli kiltaşı olarak yüzeylenmektedir.<br />

Ender omurgalı fosil içermektedir.<br />

Külrengi ve koyu külrengi miltaşları, çoğunlukla kiltaşları içinde ara düzeyler halinde<br />

yüzeylenmekte olup, yer yer de laminalanma görülmektedir.<br />

Kumtaşları çoğunlukla külrenginin değişik tonlarında ve kirli beyaz renkli; çok inceince-orta<br />

tabakalı ve yer yer laminalı; yer yer de teknemsi ve tablamsı çapraz tabakalıdır.<br />

Tane boyları çok değişken olup, alt düzeylerde genellikle çok kaba-kaba-orta, üst düzeylerde<br />

ise orta-ince-çok ince tane boyunda; taneler orta-kötü boylanmış ve iyi- orta yuvarlanmıştır.<br />

Tek bir yüzeyleşmede omurgalı fosil parçaları bulunmuş, fakat çok kötü korunmuş olması<br />

nedeniyle tayin etmek mümkün olmamıştır (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />

Çakıltaşları; kül renkli ve kirli beyaz renkli olup, daha çok kumtaşları içinde yer<br />

alan kama ve merceklerle, alt seviyelerde sıkça gözlenen kanal dolgularında görülmektedir.<br />

Çok kaba ve kaba kum boyu taneli, kumtaşı katkıları da içeren çakıl taşları, çok kötü-kötü<br />

boylanmış, yarı yuvarlanmış ve az tutturulmuştur. Çakıl taşları fosil içermemektedir.<br />

Formasyonun ölçülebilen kalınlığının yaklaşık 1<strong>00</strong> m olmasına karşılık, genelde<br />

2<strong>00</strong>-250 m’ye kadar olan bir kalınlığa sahip olduğu düşünülmektedir. Formasyonda<br />

bulunan iyi korunmuş Hipparion sp. fosiline ve arazi gözlemlerine dayanılarak Çamlıçatak<br />

Formasyonunun Üst Miyosen yaşta olduğu benimsenmiştir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />

Posof Volkanitleri (Üst Miyosen- Alt Pliyosen)<br />

Bölgede çalışma yapan araştırmacılardan Ketin (1949), Baykal (1950), Demirse<br />

(1955), Kutlu (1955), Akyel (1968), Yüksel (1971) ve Erentöz (1974) volkaniklerle ilgili<br />

anlatımlarında, volkanizmanın Neojenden günümüze kadar geçen jeolojik süreçte Kars<br />

Platosu’nda etkili olduğunu ve her devrede temsilcilerinin bulunduğunu belirtmişlerdir.<br />

Bu araştırmacılar, volkanizmayı genellikle bir bütün olarak ele almışlar ve bir ayırıma<br />

gitmeyerek bazalt, andezit, tüf, aglomera birlikteliği şeklinde görmüşler ve birbiriyle olan<br />

ilişkilerine ender olarak değinmişlerdir. Karaköse v.d. (1994) ise Posof Çayı vadisinde<br />

yaygın olarak görülen bazalt, tüf, aglomera ve bunlar içerisinde mercek veya düzeyler<br />

halinde bulunan çökel kayalara ait yüzeylemeleri, Posof Volkanitleri olarak adlamayı uygun<br />

görmüşlerdir.<br />

19


Posof Volkanitlerine ait kayalar, Posof Çayı ve Kura Nehri vadilerinde, Cin Dağı<br />

ve Ulgar Tepe çevresinde, Ardahan Ovası kuzey ve kuzeybatısında, Çamlıçatak Köyü<br />

güneydoğusunda yaygın olarak görülmektedir.<br />

Posof Çayı’nın aktığı vadinin yamaçlarında görülen bazalt, tüf, aglomera ve çökel<br />

düzeyler Posof Volkanitlerine ait tip yüzeylemeleridir. Ulgar Tepeden (26<strong>00</strong> m.), Posof<br />

Çayı’na inen yol boyunca veya aynı kesit üzerindeki Çürükköprü Dere üzerinde görülen<br />

bazalt, tüf, aglomera ve çökel kayalar, tip yerler olma özelliklerinin yanı sıra, kimi kesimlerde,<br />

tip kesit olma özelliğini de taşımaktadır.<br />

Posof Volkanitlerinde hakim kaya türleri; bazalt, tüf, aglomera ve daha az gözlenen<br />

çökel kayalardır. Bunlardan tüf, aglomera ve çökel kayalar genellikle alt seviyelerde yer<br />

almaktadır.<br />

Posof Volkanitleri içindeki bazaltlar kızıl, kızılımsı kahverengi, koyu külrengi ve<br />

siyah renklidir. Çoğunlukla 0,1-2 cm arasında değişen büyüklükte gaz boşlukları bulunmaktadır.<br />

Lav akmaları 0,40-1,50 cm arasında değişen kalınlıklar sunmaktadır. Bazaltlar genellikle<br />

yoğun klinopiroksen ve plajiyoklas (labrador) kompozisyonu vermekte olup, yer yer de<br />

olivin içermektedir. Eklemleri boyunca kolay kopabilen bazaltlar, tüflerle birleşince, yörede<br />

büyük heyelanlara neden olmaktadır. Bu tür heyelanlara, Posof Çayı çevresinde sıkça rastlanmaktadır.<br />

Tüf ve aglomeralar, Posof Çayı kuzey ve güneyi, Kura Nehri Vadisi ve kuzeyi, Cindağı<br />

ve Ulgar Tepe civarında oldukça yaygın olarak yüzeylenmektedir. Kül renkli ve alacalı<br />

renkli aglomeralar içinde gaz boşluklu ve kızıl renkli bazalt çakıları oldukça bol bulunmaktadır.<br />

Aglomeralar içinde köşeli lav çakıl ve blokları bolca görülmekte olup, blokların boyutları<br />

yer yer 45 cm.’ye ulaşmaktadır.<br />

Tüfler genellikle kirli beyaz ve açık renkli olup, mostradan koparılan parçalar<br />

genellikle kolay ufalanmaktadır. Mikroskopta, plajioklas ve piroksen feno kristallerinin<br />

yığışmasından oluşmuş bir kristal tüfüdür. Tüflerde camsı hamur yoktur. Tüfler içindeki<br />

kaya ve mineral parçalarının tümü volkanitlerinden türemiş olup, karbonat çimentoyla<br />

tutturulmuştur.<br />

Posof Volkanitleri içinde yer yer yüzeyleyen çökel kayalar kumtaşı, kiltaşı, çamurtaşı<br />

ve çakıltaşı düzeylerinden oluşmaktadır. Kumtaşı ve kiltaşı düzeyleri sıkça ardalanmış<br />

olarak yüzeylerken, çakıltaşı mercek veya tabakalarını yer yer içinde bulundurmaktadır.<br />

Kumtaşı ve kiltaşı ardalanmalarına bazı yüzeylemelerde kıt çamurtaşı düzeyleri de katılmaktadır.<br />

Kiltaşları kül renkli olup, yer yer laminalı ve düzenli tabakalıdır. Bazı yüzeylemelerde,<br />

kumtaşları içinde mercek ve kamalar halinde kiltaşları görülmektedir. Kumtaşları,<br />

çoğunlukla külrenginin değişik tonlarında ve açık sarı renkli olup, ince ve orta tabakalı, yer<br />

yer laminalı ve ender çapraz tabakalıdır. Tane boyları çok değişken olup, genellikle ince-ortakalın<br />

tane boyunda, orta ve kötü boylanmış ve yarı yuvarlanmıştır. Kumtaşları çoğunlukla<br />

çimentolanmış olup, içindeki ender kanal dolgularında çoğunluğu volkanik kökenli çakıllardan<br />

oluşan çakıltaşları bulunmaktadır. Bu çakıltaşları, kül renkli ve beyaz renklidir. Çok<br />

kaba ve kaba kum boyu taneli kumtaşı katkıları içeren çakıltaşları, kötü boylanmış, köşeli ve<br />

yarı yuvarlanmış olup, çoğunlukla az tutturulmuştur.<br />

20


Posof Volkanitleri, Aşıkzülali Köyü kuzeydoğusunda Aşıkzülali Formasyonu üzerine<br />

açısal uyumsuzlukla, Altaş Köyü doğusundaki kuru dere içinde ve güneyinden akan Kura<br />

Nehri üzerindeki köprü batısında Çamlıçatak Formasyonu üzerine açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />

Posof Volkanitleri, Posof Çayı vadisinde yaklaşık olarak 14<strong>00</strong> m. kalınlık göstermesine<br />

karşılık, 18<strong>00</strong> m.’ye yakın bir kalınlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br />

Karaköse vd. (1994) yaptıkları çalışmaya göre piroklastikler içindeki mercek<br />

ve düzeylerde yüzeyleyen kırıntılarda bulunan Hipparion sp. fosilinin, Çamlıçatak<br />

Formasyonunda bulunan Hipparion sp. fosiline göre söz konusu çökelin Alt Pliyosen yaşta<br />

olduğu tespit edilmiştir. Arazi çalışmaları da dikkate alınarak Posof Volkanitlerinin yaşını<br />

Üst Miyosen-Alt Pliyosen olarak benimsemişlerdir.<br />

Gümüşkavak Bazaltı (Pliyosen)<br />

Karaköse vd. (1994), Posof doğusundaki Gümüşkavak Köyünün batı ve kuzeyinde<br />

yer alan yüzeylemelerde görülen ve Posof Volkanitleri içindeki bazaltlardan farklı ve<br />

daha genç olan diğer bir bazaltı Gümüşkavak Bazaltı olarak adlamışlardır. Gümüşkavak<br />

Bazaltları, Gümüşkavak Köyü kuzey batısı ve Savaşır Köyü güneyinde yaygın olarak<br />

yüzeylemektedir.<br />

Gümüşkavak Köyü kuzeyinde doğu-batı yönlü uzanan Godiyan Tepenin kuzeyinde<br />

görülen fay ve heyelan nedeniyle gelişen şev boyunca, Gümüşkavak Bazaltına ait tip yer ve<br />

tip kesiti görmek mümkündür.<br />

Gümüşkavak Bazaltı kahverenkli, siyah ve koyu kül renklidir. Bu bazaltlar ince<br />

kesitte, oldukça iri mineralli, ofitik veya subofitik tekstürlüdür. Çoğunlukla idiomorf ve<br />

hipidiomorf olivin içermektedir. İkincil mineral olarak klorit görülmekte olup, özellikle<br />

melanokrat minerallerde kloritleşme yaygındır. Bazaltlarda yer yer zeolitler ikincil mineral<br />

olarak bulunmaktadır. Olivinlerde kısmen serpantinleşme ve talklaşmanın yanı sıra, yaygın<br />

iddingsitleşme belirgindir. İnceleme alanındaki olivin bazaltlar, eklemleri boyunca kolayca<br />

kopmakta ve bu özellikleri nedeniyle heyelanlara neden olmaktadır (KARAKÖSE v.d.,<br />

1994).<br />

Gümüşkavak Bazaltları, Gümüşkavak Köyü kuzeyinde ve İncedere Köyü batısında<br />

görülen yüzeylemelerde Posof Volkanitlerini keserek onların üzerine açısal uyumsuzlukla<br />

gelmektedir.<br />

Gümüşkavak Bazaltının, Godiyan Tepe kuzeyindeki yarlarda yaklaşık 250 m. kalınlık<br />

göstermesine karşılık 4<strong>00</strong>-5<strong>00</strong> m.’ye varan bir kalınlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br />

Gümüşkavak Bazaltı, Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitlerini keserek,<br />

onların üzerine açısal uyumsuzlukla gelmektedir. Gümüşkavak Bazaltına ait mutlak yaş<br />

tayini bulunmamaktadır bu nedenle Gümüşkavak Bazaltının yaşı muhtemelen Pliyosen<br />

olarak benimsenmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />

21


Kuvaterner<br />

Ardahan Andeziti (Üst Miyosen-Alt Pleyistosen)<br />

Karaköse v.d (1994), akma yapıları çıplak gözle görülen, bol piroksen içeren ve<br />

Ardahan çevresinde yaygın yüzeylemeleri görülen bu andeziti, Ardahan Andeziti olarak<br />

adlamayı uygun görmüşlerdir.<br />

Söz konusu andezitin; Ardahan Ovası çevresinde, Ardahan-Şavşat karayolundan<br />

ayrılarak Cindağına giden topyolu çevresinde, Damal’dan kuzeydoğuya giden diğer bir<br />

topyolu çevresinde, Posof’un batı ve kuzeybatısında Gürcistan sınırına yakın kesimlerde<br />

görülen yüzeylemeleri tip yer olma niteliğindedir.<br />

Kırmızımsı, koyu ve açık kül renkli olan bu andezitler, çoğunlukla çıplak gözle<br />

de görülebilen akma yapısına sahiptir. Bu akma yapıları, yer yer yapraklanma şeklinde<br />

bir görünüm kazanmaktadır. Bazı yüzeylemelerde andezit akıntıları, paleotopoğrafyanın<br />

eğimine uygun aktıkları için, yapısal unsurlara benzeyen şekiller kazandıkları görülmektedir.<br />

Ardahan Andeziti mikroskopta, bazen kriptokristalen ve çoğunlukla cam hamur yerine iğne<br />

gibi plajioklas çubuklarından oluşan pilotaksitik bir tekstür sergilemektedir. Bu kayanın<br />

içinde, lökokrat fenokristalleri oluşturan plajioklaslar yer yer zonal yapılarda gösterir.<br />

Matriksi oluşturan plajioklaslar büyük alanlar kaplar ve hamuru oluşturan camın büyük bir<br />

kısmı da kristallenmiştir.<br />

Ardahan Andeziti, Posof kuzeyindeki Sarıçiçek ve Gönülaçan Köyleri dolayında,<br />

Aşıkzülali Köyü güneyindeki yarların üst kısımlarında, Gözdağı eteklerinde, Cindağı<br />

çevresinde ve Kura Nehri vadisinde Posof Volkanitleri üzerine açısal uyumsuzlukla<br />

gelmektedir. Posof merkez yayla dolayında, Gümüşkavak Bazaltıyla olan ilişkisi tam olarak<br />

görülmemekle birlikte, bölgedeki genel istif içinde, Ardahan Andezitinin, Gümüşkavak<br />

Bazaltı üzerinde olduğu hissedilmektedir.<br />

Bölgede en geniş yayılım sunan Ardahan Andeziti, bu kadar yaygın yüzeylemesine<br />

karşılık, fazla bir kalınlığa sahip değildir. Kalın olarak görüldüğü yerlerden Ardahan kuzeyi<br />

ve Süngülü Yayla çevresinde görünür kalınlık en fazla 4<strong>00</strong>-5<strong>00</strong> m. kadardır. Buna karşılık en<br />

az kalınlığı 1<strong>00</strong> m ile sınırlı olup, bu kalınlık en çok görülen kalınlıktır. Böyle değişken bir<br />

kalınlık, söz konusu lavın, paleotopoğrafyaya bağlı ve oldukça akışkan bir yapıda aktığını<br />

göstermektedir. Bu da Ardahan Andezitinin, ortalama 250-3<strong>00</strong> m. kadar bir kalınlığa sahip<br />

olduğunu düşündürmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />

Yaş tayini için; İnnocenti vd. (1982), Kars kuzeyi- Çıldır olarak belirttikleri ve büyük<br />

olasılıkla Kısırdağı batısından geçen Kars-Ardahan yolu üzerindeki andezitlerden elde<br />

ettikleri 1.8±0.1 radyometrik yaş bulguları vardır. Ayrıca Ardahan Andeziti, Üst Miyosen-<br />

Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitleri üzerine pek çok yerde uyumsuz olarak gelmektedir.<br />

Buna göre Ardahan Andezitinin yaşını, İnnocenti’nin verdiği yaşıda gözönüne alarak Üst<br />

Pliyosen- Alt Pleyistosen olarak benimsenmektedir (KARAKÖSE vd., 1994).<br />

22


Ulgartepe Andeziti (Alt Pleyistosen)<br />

Karaköse ve diğerleri (1994), kuzeydeki büyük yükseltilerde (Ulgar Tepe, Göze Dağı,<br />

Cindağı, Ahaşen Dağı) görülen, porfiritik dokudaki ve akma yapısı göstermeyen andeziti<br />

Ulgartepe Andeziti olarak adlamışlardır.<br />

Ulgartepe Andezitinin tip yerlerini Ulgar Tepe, Cindağı, Göze Dağı ve Gazi Tepe<br />

gibi yükseltilerdeki yüzeylemelerde görmek mümkündür.<br />

Ulgartepe Andeziti; kirli beyaz, açık külrengi, külrengi, açık pembe ve yer yer de<br />

kızılımsı renklerdeki löko porfiritik andezitleri mikroskopta incelediğimizde mikrolitler<br />

halinde bulunan plajioklaslarla birlikte, kristallenmemiş cam hamurunun oldukça geniş<br />

alanlar kapladığı ve porfiritik özelliği sağlayan fenokristallerinde lökokrat ve melanokrat<br />

mineraller olduğu görülmektedir. Plajioklaslar, ince kesitte izlenen başlıca lökokrat mineral<br />

olup, hem hamur içinde mikrolitler halinde hem de iri fenokristaller halinde görülür. Zonlu<br />

yapıları çok belirgindir. Yapılan mikroskobik ölçmelerde yaklaşık 22.5 derecede bir sönme<br />

bulunmuş olup, bu da bize kristalin andezin bileşiminde olduğunu göstermektedir. Porfiritik<br />

andezitler diğer volkanitlere göre, daha çok sulu mineral içermektedir. Bu nedenle, stratigrafik<br />

konumları ile birlikte buna bağlı magmatik aktiviteleri oldukça önem kazanmaktadır.<br />

Ulgartepe Andeziti; Ulgar Tepe, Cin Dağı, Göze Dağı ve Keldağ gibi günümüz<br />

topografyasından oldukça yüksek yerlerde, Ardahan Andezitini keserek çıkmaktadır.<br />

Ulgartepe Andezitinin görünür kalınlığı 250-450 m. arasında değişmektedir. Buna<br />

karşılık genelde kalınlığının 3<strong>00</strong>-350 m. kadar olduğu düşünülmektedir.<br />

Ulgartepe Andeziti Ardahan Andezitini kestiğine göre, Ulgartepe Andezitinin yaşı<br />

daha genç yaşta olmalıdır. Karaköse ve diğerleri (1994), Ulgartepe Andezitinin yaşını Alt<br />

Pleyistosen’den daha genç olarak düşünmektedir (KARAKÖSE vd., 1994).<br />

Damal Kırıntılıları (Alt Pleyistosen)<br />

Karaköse vd. (1994); kil, kum, çakıl ve yer yer blok boyutunda kırıntılılardan oluşan<br />

% 90-95 oranında volkanik kökenli gereç içeren çok az tutturulmuş ve Damal güneyinde<br />

yaygın yüzeylemeleri bulunan çökellere Damal Kırıntılıları adını kullanmayı uygun<br />

görmüşlerdir.<br />

Söz konusu çökeller; Damal ve Hanak İlçe merkezleri çevresindeki sırtlarda,<br />

Börkköy güneydoğusundaki sırtlarda, Ardahan-Çamlıçatak yolu üzerinde yaygın olarak<br />

yüzeylemektedir.<br />

Söz konusu çökellere ait tip yerleri Damal ve Hanak İlçe merkezleri arasındaki sırtta,<br />

bu sırtın doğusundan akan Alabalık Derenin yamaçlarında ve Ardahan-Çamlıçatak karayolu<br />

üzerindeki yüzeylemelerde görmek mümkündür.<br />

Genellikle açık kül renkli ve külrenkli olan bu çökellerde, tabakalanma çoğunlukla<br />

belirgin olup, Ardahan-Çamlıçatak yolu üzerinde görüldüğü gibi, yer yer çapraz tabakalanma<br />

da göstermektedir. Birimin tabakalanma göstermeyen düzeyleri de bulunmaktadır. Bu<br />

karasal çökeller, çoğunlukla kum ve çakıl boyutunda malzeme içermekle birlikte, bazı<br />

23


yüzeylemelerde blok boyutunda malzemeye de rastlanmaktadır. Yaygın olarak kanal<br />

dolguları görülmektedir. Bu kırıntılılar kil çimentolu olup, çoğunlukla az tutturulmuş veya<br />

tutturulmamıştır. Damal Kırıntılıları bu özelliği nedeniyle çevrede kum ve çakıl ocağı<br />

olarak ta kullanılmaktadır.<br />

Damal Kırıntılıları; Hanak İlçe merkezi çevresinde Çamlıçatak Formasyonu üzerine,<br />

Çamlıçatak-Çıldır yolu üzerinde Cot Suyu kuzeyinde ve Ortakent Köyü güneyinde Posof<br />

Volkanitleri üzerine, Borkköy ve Ortakent Köyleri yakın çevresiyle Hanak suyunun, Bağırsak<br />

Dereye dönüştüğü kesimlere yakın yüzeylemelerde Ardahan Andeziti üzerine, Alaçam Köyü<br />

güneyi ile Eski Beyrehatun Köyü doğusundaki Çıldır yolunda Ulgartepe Andeziti üzerine<br />

açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />

Damal Kırıntılıları 5-45 m arasında değişen kalınlıklar göstermektedir. Bölgedeki<br />

tüm volkanik örtü üzerine açısal uyumsuzlukla gelen Damal kırıntılılarının yaşı Alt<br />

Pleyistosen’den daha genç düşünülmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />

Eski ve Yeni Alüvyonlar:<br />

Kil boyundan çakıl boyuna kadar değişen boyutta malzemeyi içeren alüvyonlar,<br />

bölgede önemli genişlikte alanlar kaplamaktadır. Bunlardan eski alüvyonlar Ardahan<br />

güneyinde üç alanda görülmektedir. Yeni alüvyonlar ise, Ardahan ovasındaki en büyük<br />

yüzeylemesi başta olmak üzere Kura Nehri, Karaçayır Dere, Hanak Suyu, Alabalık Suyu,<br />

Bağırsak Dere ve Posof Çayı yataklarında yer yer genişleyen ve daralan boyutlarda<br />

görülmektedir.<br />

Çoğunlukla kül renkli, yer yer de sarımsı kül renkli alüvyonlar, ritmik ve düzgün<br />

yatay tabakalıdır. Akarsu kökenli kil, mil, kum, çakıl ve yer yer de çamurtaşından oluşan<br />

alüvyonlar, alt kısımlarında oluşuk dışı çakıl ile oluşuk içi çamur topakları içermekte ve<br />

teknemsi çapraz tabakalanma gösteren çakıllı kum düzeylerinden oluşmaktadır. Üst kısımlara<br />

doğru ise, düzlemsel çapraz tabakalı, yatay ve ince tabakalı, yer yer laminalı, kum, mil ve<br />

kilden oluşan tutturulmamış düzeyler gözlenmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />

24


Kaynak: Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Harita 6. Ardahan ve Çevresinin 1/5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 lik Jeolojik Haritası<br />

25


A.5.1. Metamorfizma ve Magmatizma :<br />

Kars-Ardahan Platosu’nu oluşturan lavlar daha çok eksojen türde olup, domlardan<br />

ve çatlak püskürmelerinden kaynaklanmıştır. Bu tip püskürmeler, küçük göl havzalarıyla<br />

birlikte, daha çok düz morfolojilerde yer almıştır. Üst bölümün en yaşlı lavları 1.8 milyon<br />

yıl ve daha gençtir.<br />

Bölgede elde edilen veriler, güney kuşaktaki kalkalen etkinliğin sona erdiği Geç<br />

Miyosen’den sonra, kuzeyde kalkalen etkinliğin başladığını göstermektedir.<br />

Ardahan bölgesindeki volkanik etkinliğin başlangıcı olan üst Miyosen-Pliyosen‘de<br />

proklastik+lav yerleşimi yaygın olarak önemli bir volkanik evre oluştururken, daha sonraki<br />

evrenin (Pleyistosen-1.8 my.) ürünleri, daha çok lav akıntılarından meydana gelmiştir.<br />

Yörenin ikinci evre volkanik ürünleri, tipik olarak kalkalen kompozisyonda olup, ortalama<br />

olarak güney kuşaktakilerden daha düşük K 2<br />

O içeriğine sahiptirler. Güneyde oluşan kıtasal<br />

çarpışma, Arap Levhası kenarının kıvrımlanmasına yol açmıştır. Tipik bir sodik-alkalen<br />

etkinlik tarafından izlenen güney kuşaktaki kalkalen volkanizmanın bitimi ve andezitik<br />

volkanik cephenin kuzeye doğru göçü sonucunda, yöre volkanizmasında önemli bir unsur<br />

olan, ikinci evre andezitik volkanizma etkili olmaya başlamıştır.<br />

Doğu Anadolu’nun genç volkanizmasının kökeni ile ilgili görüşlerde bulunmaktadır.<br />

İnnocenti ve diğerleri (1976, 1980, 1982 ) Van Gölü kuzeyindeki volkanitlerin kökenini,<br />

Neojen boyunca Arabistan Levhasının Anadolu-İran Levhasının altında itilmesi sonucu<br />

açılan çatlaklardan türemeye bağlarken; Tokel (1984) Doğu Anadolu’daki volkanizmanın<br />

yitim kökenli olamayacağını belirterek, volkanizmayı riftleşme ve buna bağlı manto<br />

yükseliminin oluşturduğunu savunmuştur. Şengör ve Kidd (1979), Savcı (1980), Şaroğlu ve<br />

diğerleri (1980) ise Doğu Anadolu’da Orta Miyosen’den bu yana süregelen sıkışma nedeniyle<br />

kalınlaşan kabuğun kısmi ergimesiyle volkanizmanın oluştuğunu belirtmiştir.<br />

Ardahan bölgesindeki volkanizmaya ait Posof Volkanitleri ve Gümüşkavak Bazaltı<br />

alkalen bir kompozisyon gösterirken, ikinci evreye ait Ardahan Andeziti ve Ulgartepe<br />

Andezitinde kalkalen bir kompozisyon görülmektedir. Bu da alkalen olarak başlayıp, kalkalen<br />

bir kompozisyonda devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca bölgede yapılan çalışmalardaki<br />

jeokimya verilerine bakıldığında; yöreye yerleşen volkanizmanın, hibritik bir magmanın<br />

ürünü olduğu bilinmektedir. Bu durumda yükselen magmanın bir süre kabukta bekleyerek<br />

kirlendiği ve yöreye daha sonra yerleştiği düşünülmelidir.<br />

Sonuç olarak yöredeki volkanizmanın, Orta Miyosen’den beri süre gelen sıkışma<br />

rejimi sonucunda kalınlaşan kıta kabuğu içinde , mantonun yükselimiyle oluştuğu ve böylece<br />

manto-kabuk ilişkisinin ortaya çıktığı düşünülmektedir.<br />

26


Kaynak: KARAKÖSE, vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962, 117 s.<br />

(yayımlanmamış)<br />

Harita 7. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Jeoloji Haritası<br />

A.5.2. Tektonik ve Paleocoğrafya :<br />

Ardahan ve yöresi Pontus ve Toros orojenik kuşaklarının birbirlerine yaklaştığı bir<br />

zonda yer almaktadır. Bölgedeki Orta Eosen yaşlı denizel kırıntılılar, daha önce çökelmiş<br />

Üst Paleosen-Alt Eosen kayaları üzerine açısal uyumsuzlukla gelmektedir. Bu denizel<br />

kırıntılılar arasında ve yoğun olarak üst düzeylerinde tüf, aglomera bazalt lavı ve andezit<br />

lavı yer almaktadır. Bölge Oligosen ve sonrasında karasallaşmaya başlamıştır. Bu devrede<br />

Güney Anadolu’daki Alt Miyosen denizel transgresyonu sırasında Kars Platosu yükselmeye<br />

başlamıştır. Plato, Oligosen ve sonrasında çoğunlukla düşey bir tektonikle yer yer alçalarak,<br />

çukurluklar molas çökelleriyle dolmuş ve böylece büyük basenler oluşmuştur.<br />

27


Pontus dağlarının güney kenarında, önceden var olan yapılar boyunca oluşan<br />

yükselim, şiddetli orta Miyosen kıvrımlanması tarafından gerçekleşmiştir.<br />

Bu önemli tektonik faz sırasında Doğu Anadolu’da birçok dağ arası havza oluşmuş ve<br />

Üst Miyosen’de bu havalar değişen oranlarda volkanik ürünlerinde bulunduğu göl ve akarsu<br />

çökelleri tarafından doldurulmuştur. Böylece Kars baseni volkanitleri, oldukça az çökel<br />

içerikleriyle kendini belli etmektedir. Bunların üzerine gelen volkanitler yaklaşık 5<strong>00</strong>-1<strong>00</strong>0<br />

m. kalınlıktadır. Bu dizilimin alt kısımlarında volkano-tortullarla ara tabakalı piroklastikler<br />

egemendir. Üste doğru lavlar ve özellikle domlar hakim olup, tüf ve aglomeralar talidir.<br />

Karaköse vd. (1994) bölgede yaptığı çalışmada, Ardahan ve yakın çevresinde<br />

saptanan faylar, kuzeybatı-güneydoğu (KB-GD) ve kuzeydoğu-güneybatı (KD-GB) yönlü<br />

gidişler olup birbirlerini 80° ile 110° arasında değişen açılarla kesmektedir.<br />

Ayrıca bu faylarla dar açı yapan ikincil faylarda bulunmaktadır. Bu fayların büyük<br />

bir bölümü doğrultu atımlıdır. Bunlardan KD-GB yönlü olanların sol yanal atımlı, KB-GD<br />

yönlü olanların ise, sağ yanal atımlı olma olasılıklarının yüksek olduğu düşünülmektedir.<br />

KD-GB yönlü faylara örnek olarak; Börk Köy doğusundan başlayarak güneybatıya yaklaşık<br />

15 km. devam ederek Kızılkilise Köyüne yaklaşan iki fay gösterilebilir.<br />

Kaynak: ERENTÖZ, C., Türkiye Jeoloji Haritası, 1974<br />

Harita 8. 1:5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 Ölçekli Kars Paftasına Ait Tektonik Harita<br />

28


KD-GB yönlü fayların doğrultuları genellikle K 60-75 D arasında değişmektedir.<br />

Kuzeybatıda yer alan KD-GB yönlü faylar boyunca çok sayıda heyelan, ötelenmiş yan<br />

dere ve soğuk su kaynağı yer almaktadır. Söz konusu fayların bu özelliği, bunların diri fay<br />

olabileceği kuşkusunu arttırmaktadır. KB-GD yönlü faylara örnek olarak da; Yalnızçam ile<br />

Akyaka Köyü arasından geçerek kuzeybatıya doğru Çeğilli ve Derindere Köylerine kadar<br />

devam eden fay gösterilebilir. KB-GD yönlü fayların doğrultuları da genellikle K 60-70 B<br />

arasında değişmektedir<br />

1. Kuvaterner Aüvyal Ovalar 2. Neojen Volkanik 3. Tersiyer, Volkano-sedimanter 4. Paleozoyik, Kristalize Kireçtaşı<br />

5. Volkanitler, Bazalt, Andezit 6. Faylar 7. Muhtemel Faylar 8. Volkan Konisi 9. Epirojenik Yükselme Yerleri 10. Epirojenik<br />

Alçalma Yerleri<br />

Kaynak: KOÇMAN,A.,1989<br />

Harita 9. Yukarı Kura Havzasının Morfotektonik Haritası<br />

29


Kaynak: KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962, 117 s.<br />

(yayımlanmamış)<br />

Harita 10. Ardahan Yöresindeki Fayları Gösterir Harita<br />

30


KAYNAKLAR:<br />

Ardahan Valiliği, Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />

ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />

ERENTÖZ,C.,<br />

Türkiye Jeoloji Haritası (1:5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0), Kars Paftası, MTA Yayını, Ankara,<br />

1974<br />

KİRZİOĞLU, F., Ardahan Armağanı, Ankara, 1990<br />

KARAKÖSE, vd., Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Genel Müdürlüğü, Rapor No:<br />

9962, 117 s. (yayımlanmamış), 1994<br />

KONUKÇU, E., Ardahan Tarihi, 1999<br />

SÖZER, A.N., Kuzeydoğu Anadolu’da Yaylacılık, Turhan Basımevi, Ankara, 1972<br />

GEMİCİ, Y., ve SEÇMEN, Ö., Kuzey Anadolu Ormanları Üzerinde Ekolojik Gözlemler,<br />

Ege Coğrafya Dergisi, Sayı: 5, 1990<br />

KOÇMAN,A., Yukarı Kura Havzasının Toprakları, Ege Coğrafya Dergisi, Sayı:2, 1984<br />

KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />

31


B. DOĞAL KAYNAKLAR<br />

B.1. Enerji Kaynakları<br />

B.1.1. Güneş :<br />

İl Meteoroloji Müdürlüğü’nün son 16 yıllık verilerine göre Ardahan’da yılda 89,5<br />

gün, güneşli geçmektedir. Güneşli geçen saatler veya yıllık birleşik sıcaklıklarla ilgili bilgiler<br />

tam olarak bulunmamakla birlikte yılda ortalama güneşlenme süresi 540 saat-dakika/gün<br />

olarak tespit edilmiştir. İlde alt bölgeler arasında önemli farklılıklar olmamakla birlikte hiç<br />

bir alt bölge, yılda 1<strong>00</strong>0 saatten fazla güneş almamaktadır. İl (yılda 2<strong>00</strong>0 veya daha fazla<br />

saat güneş alan), Ege veya Akdeniz illeri ile karşılaştırıldığında güneş enerjisi bakımından<br />

oldukça düşük sayılır.<br />

Tablo 1. Posof, Ardahan ve Şavşat’ta Aylara Göre Ortalama Açık, Bulutlu ve Kapalı Gün sayısı<br />

İstasyonlar Gün sayısı O Ş M N M H T A E E K A Yıllık<br />

Açık Gün 5.7 6.2 6.3 3.9 3.4 4.1 3.8 6.4 9.5 8.8 6.4 6.8 71.3<br />

Posof<br />

(1968-1995)<br />

Bulutlu Gün 17.4 14.5 16.4 19.4 20.6 19.9 20.4 19.0 16.9 15.8 15.1 15.1 210.5<br />

Kapalı Gün 7.9 7.6 8.3 6.7 7.0 6.0 6.8 5.6 3.7 6.4 8.4 9.0 83.4<br />

Açık Gün 4.5 4.7 6.0 4.4 3.1 5.4 6.9 9.0 11.0 9.1 6.8 4.5 75.4<br />

Ardahan<br />

(1960-2<strong>00</strong>2)<br />

Bulutlu Gün 17.9 16.4 18.1 18.5 22.3 21.0 22.0 20.2 17.3 17.4 16.5 17.5 224.1<br />

Kapalı Gün 8.6 7.1 7.0 7.1 5.7 3.9 2.1 1.8 2.1 4.9 6.7 8.9 65.9<br />

Açık Gün 6.0 5.9 5.8 4.8 3.8 4.9 6.0 7.7 9.2 9.0 5.4 5.8 74.8<br />

Şavşat<br />

(1958-1990)<br />

Bulutlu Gün 13.9 <strong>12</strong>.5 15.2 15.5 19.5 18.7 17.2 17.2 15.4 13.5 14.2 13.5 186.3<br />

Kapalı Gün 11.2 9.8 9.9 9.7 7.8 6.4 7.8 6.0 5.5 8.5 9.9 11.2 104.3<br />

Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />

B.1.2. Su Gücü :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.2. Akarsular bölümünde verilmiştir.<br />

B.1.3. Kömür :<br />

Karaköse vd. (1994), bölgede yaptığı çalışmada kömür ile ilgili en önemli bulgu<br />

Türkiye-Gürcistan sınırındaki Türkgözü Köyüne bağlı Pala Mahallesinin hemen doğusundan<br />

akmakta olan Zetava Deresi içindedir. Bu kömür bulgusu, oldukça küçük bir yüzeyleme<br />

olmasına karşılık, yüksek kalori değeriyle önemlidir. Tüf ve aglomera düzeyleri arasındaki<br />

çökel bir cep içinde yüzeyleyen kömürden alınan örneklerin, MTA laboratuarlarında yapılan<br />

analiz sonucunda aşağıdaki değerler saptanmıştır.<br />

33


Tablo 2. Ardahan İlinde Çıkan Kömürlerin Analiz Sonuçları<br />

Kısa Analiz<br />

Kükürtler<br />

Koklaşma ISO<br />

Yöntemiyle<br />

Isı Değeri<br />

Analiz Tipleri %<br />

Orijinal Kömürde<br />

Havada Kuru<br />

Kömürde<br />

Kuru Kömürde<br />

Su % 10,29 9,29 -<br />

Kül % 32,97 33,34 36,75<br />

Uçucu Madde % 29,15 29,58 32,50<br />

Sabit Karbon % 27,59 27,79 30,75<br />

TOPL<strong>AM</strong> 1<strong>00</strong>,<strong>00</strong> 1<strong>00</strong>,<strong>00</strong> 1<strong>00</strong>,<strong>00</strong><br />

Yanar Kükürt % 1,02 1,40 1,14<br />

Külde Kükürt % 0,45 0,45 0,50<br />

Toplam Kükürt % 1,47 1,49 1,64<br />

Kok % 60,56 61,13 67,50<br />

Gaz % 39,44 38,87 32,50<br />

Koklaşma Özelliği %<br />

Siyah Toz Halinde<br />

Aşağı Kalori Kcal/kg 3210 3252 3646<br />

Yukarı Kalori Kcal/kg 3440 3478 3834<br />

Kaynak: KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Gnl. Md. Rapor No:<br />

9962, 117 s. (yayımlanmamış)<br />

Tabloda görüldüğü gibi aşağı kalorisi 3646 Kcal/kg ve yukarı kalorisi 3834 Kcal/kg<br />

olan kömür, yöre için çok önemli bir enerji kaynağıdır. Diğer taraftan, Pala Mahallesindeki bu<br />

kömür bulgusunun 2-3 km kuzey-kuzeydoğusunda Gürcistan topraklarında (Vale yakınında)<br />

1931-1986 yılları arasında kömür ocağı işletildiği bilinmektedir. Bu kömür 1-20 m. arasında<br />

değişen kalınlıkta, 350 m. derinlikte, Oligosen (?) yaşta iki ana damardan oluşmaktadır.<br />

Sonuç olarak, her iki kömür göz önüne alındığında, Türkiye’deki volkanik örtünün<br />

altında yer alan (bizdeki kömür bulgusunun altında), muhtemelen Oligosen yaştaki çökeller<br />

içinde, ekonomik bir kömür varlığını düşünmek mümkündür. Bu nedenle, söz konusu alanda<br />

yapılacak bir sondaj, bu soruya kesin bir cevap getirecek ve sonuç olumlu olursa, Doğu<br />

Anadolu’nun enerji sıkıntısına çok önemli katkı sağlayacaktır.<br />

Ayrıca Dağyaran (1976)’ya göre, Ardahan-Çamlıçatak Köyü yakın dolayında,<br />

volkano-sedimanterler içinde 90 cm. kalınlık veren ve ekonomik değeri olmayan bir diğer<br />

kömürün varlığı da bilinmektedir (KARAKÖSE,vd., 1994).<br />

B.1.4. Doğalgaz :<br />

Ardahan İlinde, TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />

yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />

yapılmıştır. Bu çalışma sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />

ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan İlin<br />

doğalgaz rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />

B.1.5. Rüzgar :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi C.1.1.1 Rüzgar bölümünde verilmiştir.<br />

34


B.1.6. Biyomas (Biyogaz, Odun, Tezek)<br />

İlde, iklimin soğuk ve uzun sürmesi yakacak oduna ihtiyacı artırmaktadır. İlde bu<br />

nedenle bilinçsiz ve dengesiz bir odun tüketimi yapılmaktadır. İl genelinde yakacak oduna<br />

olan ihtiyaç ortalama yılda 40.<strong>00</strong>0 ster yani yaklaşık olarak 14.<strong>00</strong>0 ton olmakla beraber üretim<br />

(Göle Orman İşletme Müdürlüğünün üretimi) 4.<strong>00</strong>0-5.<strong>00</strong>0 ster olarak gerçekleşmektedir.<br />

Bu durum İl ihtiyacını 1/10 ununu ifade etmektedir. Dolayısıyla ekonomik durumu zayıf<br />

olan orman kaynaklarına uzak geniş halk kesimi yakacak odundan yararlanamamaktadır.<br />

Yakacak odun açığı ormanlara baskıyı arttırdığı gibi tarımsal alanda kullanılması gereken<br />

hayvan gübresinin (tezek) ısınma amaçlı kullanımına neden olmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 11. Ardahan’da Sarıçam Ormanlarından Elde Edilen Yakacak Odun ve Tomruk<br />

Bugün çok küçük rakamlar ifade edilen katı yakıt (kömür) tüketimi alışkanlığı<br />

başlamış olmasına rağmen yaklaşık olarak 50.<strong>00</strong>0 ton kurutulmuş gübre olan tezek kullanımı<br />

devam etmektedir. Bunun için yörede özellikle orman köylerinde ve İl genelinde katı yakıt<br />

tüketimi teşvik edilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Böylece yakacak oduna baskı azaltılmış ve<br />

hayvan gübreleri de gerçek amacında yani organik tarımda kullanılmış olacaktır.<br />

Netice olarak yanmış hayvan gübresi bazında düşünüldüğü takdirde yaklaşık 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0<br />

ton organik gübre amacına uygun kullanılmayarak ortalama 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 dönüm tarım alanında<br />

organik gübre açığı oluşmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil <strong>12</strong>. Ardahan da Tezek Hazırlıkları<br />

35


B.1.7. Petrol :<br />

Ardahan İlinde, TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />

yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />

yapılmıştır. Bu çalışma sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />

ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan İlin<br />

petrol rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />

B.1.8. Jeotermal Sular :<br />

Aktimur vd. (1991), bölgede yaptığı çalışmaya göre Binbaşak Fayının Kura Vadisini<br />

kestiği yerlerde ve Susuz’un yaklaşık 10 km. kadar batısında kaplıca olabilecek sıcaklıkta<br />

sıcak su kaynakları bulunmaktadır (Karaköse v.d., 1994).<br />

B.2. Flora ve Fauna<br />

B.2.1. Ormanlar :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.1.1.2 bölümünde verilmiştir.<br />

B.2.2. Çayır ve Mera :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.2.1 bölümünde verilmiştir.<br />

B.2.3. Sulak Alanlar :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.5.6 bölümünde verilmiştir.<br />

B.2.4. Endemik Bitkiler :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.5.<strong>12</strong> (Endemik Bitki ve Hayvanların Yaşam Ortamı<br />

Olan Alanlar) bölümünde verilmiştir.<br />

B.2.5. Fauna ve Endemik Hayvanlar :<br />

Bu konu ile ilgili bilgi F.4 bölümünde ayrıntılı olarak verilmiştir.<br />

B.2.6. Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtı ve Tabiatı Koruma Alanları :<br />

B.3. Toprak :<br />

Bu konu ile ilgili bilgi F.5 bölümünde verilmiştir.<br />

Bu konu ile ilgili bilgi E.1 bölümünde verilmiştir.<br />

36


B.4. Su Kaynakları<br />

İl genelinde su yüzeylerinin dağılımı; doğal göl alanı 8.9<strong>00</strong> ha (Çıldır gölünün Kars<br />

İline bağlanan bölümü çıkarılmıştır), akarsu alanı 1059 ha ve gölet alanı ise 13 ha dır<br />

Kaynak: Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 13. Ardahan İlinde Su Yüzey Alanları<br />

B.4.1. İçme Suyu Kaynakları ve Barajlar :<br />

İlde su kaynakları açısından sıkıntı bulunmamakla birlikte bazı yüksek rakımdaki<br />

yerleşik köyler ile yaylalarda hayvanlar için içme suyu sıkıntısı oldukça fazladır. İldeki<br />

mevcut su kaynaklarını; yeraltı suları, nehirler, göller ve göletler oluşturmaktadır.<br />

İlde içme suyu kaynaklarının yeterli olmasına rağmen depolama ve dağıtım<br />

şebekeleri açısından yetersiz kalmaktadır. İl merkezi suyu 18-22 km uzaklığında Çataldere<br />

mevkiindeki kaynak suyundan ve Suatan ile Küçükdere kaynaklarından sağlanmaktadır.<br />

Suatan ve Küçükdere kaynaklarının toplam debisi 133 lt/s civarındadır.<br />

Ardahan Merkez yeni içme suyu şebekesi ve isale hattının yapımına 1998 yılında<br />

başlanmış, 2<strong>00</strong>1 yılı sonunda tamamlanmıştır. Eksik kalan 4<strong>00</strong>0 ve 1<strong>00</strong>0 tonluk iki adet<br />

deponun yapımı için İller Bankası’na yetki verilmiş olup, 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 yılları içerisinde<br />

depoların yapımı planlanmaktadır.<br />

Çıldır Belediyesinin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla İller Bankası 14.<br />

Bölge Müdürlüğü tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında ilk etüdü yapılan Hışırganlık-2 kaynağında ilk<br />

etüt günü yapılan debi ölçümleri sonucunda <strong>12</strong>,3 lt/sn olarak tespit edilmiş olup rasatlar<br />

devam etmektedir.<br />

37


Posof Belediyesinin içme suyunu karşılamak amacıyla, İller Bankası 14. Bölge<br />

Müdürlüğü tarafından etüdü yapılan ve yine rasatlarına devam edilecek olan Isarual-1<br />

kaynağında 5 lt/sn, Isarual-2 kaynağında ise 5 lt/sn’lik (etüt günü) debi ölçümleri yapılmıştır.<br />

Bu iki kaynağın birbirine olan olan mesafesi 1 km olup, Posof İlçesine olan uzaklığı ise<br />

yaklaşık olarak 13 km.’dir.<br />

Ortakent Belde (Hanak İlçesi) Belediyesinin içme suyunu karşılamak amacıyla İller<br />

Bankası 14. Bölge Müdürlüğü tarafından etüdüne başlanılan Belde merkezinden yaklaşık<br />

olarak 8 km mesafedeki Sulakçayır mevkiinde bulunan 1. grup kaynaktan 7,0 lt/sn, 2. grup<br />

kaynaktan 5,0 lt/sn, 3. grup kaynaktan ise 3.0 lt/sn olmak üzere toplam 15,0 lt/sn’lik debi<br />

ölçülmüştür.<br />

Ardahan İline bağlı Aşıkşenlik Belde (Çıldır İlçesi) ve Hanak Belediyelerinin içme<br />

suyu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla İller Bankası 14. Bölge Müdürlüğü tarafından kaynak<br />

araştırması devam etmektedir.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 14. Kura Nehri Yan Derelerinden Toros Deresi<br />

İl genelinde bulunan 237 köyden <strong>12</strong>8 inde şebekeli, 99’unda ise çeşmeli su<br />

bulunmaktadır. 10 köyün suyu ise yeterli değildir.<br />

Ardahan İlinde DSİ tarafından inşa edilen veya işletilen herhangi bir depolama,<br />

sulama ve enerji tesisi bulunmamaktadır. Ancak Ardahan İlinin su ve toprak kaynaklarının<br />

geliştirilmesi ve sosyo-ekonomik refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla “Kura Projesi”<br />

geliştirilmiştir. Proje kapsamında sınır aşan akarsularımızdan olan Kura nehrinin üzerinde<br />

yapılacak depolama ve sulama tesisleriyle yöredeki arazilerin sulu tarıma açılması yanında<br />

enerji üretilmesi de öngörülmektedir. Bu kapsamda Kura Projesi Master Plan Raporunda yer<br />

alan tesislerin bir kısmının planlama ve kati proje çalışmalarına geçilmiş olup bu çalışmalara<br />

devam edilmektedir.<br />

38


Kura Projesi Master Raporu’nda yer alan depolama tesisleri, HES ve sulamalarının<br />

karakteristikleri şöyledir:<br />

Altınbulak Barajı<br />

Amacı<br />

: Sulama<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 2.2<strong>00</strong> m<br />

Talveg Kotu<br />

: 2.160 m<br />

Talvegden Yüksekliği : 40 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 152 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 155 m 3<br />

Depolama Hacmi : 22.187 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 2197 m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : 1.756 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: İncesu ve Karanlık Dere<br />

Yıllık Ortalama Akım : 28,05 hm 3<br />

Karasu Barajı<br />

Amacı<br />

: Sulama<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 2.195 m<br />

Talveg Kotu<br />

: 2.168 m<br />

Talvegden Yüksekliği : 27 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 174 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 106.5<strong>00</strong> m 3<br />

Depolama Hacmi : 11.156 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 2.192 m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : 2.463 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: Kızılmezar deresi<br />

Yıllık Ortalama Akım : 25,52 hm 3<br />

Altınbulak ve Karasu Barajları Göle Ovası Sulaması<br />

Brüt Sulama Alanı : 15.666 ha<br />

Sulama Alanı<br />

: 14.726 ha<br />

Net Sulama Alanı : 13.253 ha<br />

Durançam Barajı<br />

Amacı<br />

: Sulama<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 2.013 m<br />

Talveg Kotu<br />

: 1.996,50 m<br />

Talvegden Yüksekliği : 16,50 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 109 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 39.<strong>00</strong>0 m 3<br />

Depolama Hacmi : 28.215 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 2010 m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : 5.114 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: Bağırsak deresi<br />

Yıllık Ortalama Akım : 63,38 hm 3<br />

39


Durançam Barajı Göle Ovası Sulaması<br />

Brüt Sulama Alanı : 7.491 ha<br />

Sulama Alanı<br />

: 7.042 ha<br />

Net Sulama Alanı : 6.338 ha<br />

Burmadere Barajı<br />

Amacı<br />

: Sulama<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 1.956 m<br />

Talveg Kotu<br />

: 1.924 m<br />

Talvegden Yüksekliği : 32 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 190 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 195.670 m 3<br />

Depolama Hacmi : 10.790 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 1.953 m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : 1.052 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: Bağırsak deresi<br />

Yıllık Ortalama Akım : 45,49 hm 3<br />

Burmadere Barajı Hanak Ovasu Sulaması<br />

Brüt sulama Alanı : 2.8<strong>00</strong> ha<br />

Sulama Alanı<br />

: 2.632 ha<br />

Net Sulama Alanı : 2.369 ha<br />

Beşikkaya Barajı<br />

Amacı<br />

: Sulama + Enerji<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 1.965 m<br />

Talveg Kotu<br />

: 1.858,60 m<br />

Talvegden Yüksekliği : 106,40 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 413 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 3.950.<strong>00</strong>0 m 3<br />

Depolama Hacmi : 274.586 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 1.962 m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : 9.546 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: Değirmen dere ve Fatmaçayır deresi<br />

Yıllık Ortalama Akım : 321,24 hm 3<br />

Beşikkaya Barajı Enerji Durumu<br />

Brüt Düşü<br />

: 652 m<br />

Kurulu Güç<br />

: 140 MW<br />

Yıllık Toplam Enerji : 309,95 GWh<br />

Beşikkkaya Barajı ve Yanderelerden Ardahan Ovası Sulaması<br />

Brüt Sulama Alanı : 19.147 ha<br />

Sulama Alanı<br />

: 17.998 ha<br />

Net Sulama Alanı : 16.198 ha<br />

40


Köroğlu Barajı<br />

Amacı<br />

: Enerji<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 1.754 m<br />

Talveg Kotu<br />

: 1.625 m<br />

Talvegden Yüksekliği : <strong>12</strong>9 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 398 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 4.315.<strong>00</strong>0 m 3<br />

Depolama Hacmi : 302.551 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 1.751 m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : <strong>12</strong>,207 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: Kura Nehri<br />

Yıllık Ortalama Akım : 311,63 hm 3<br />

Köroğlu Barajı Enerji Durumu<br />

Brüt Düşü<br />

: 174 m<br />

Kurulu Güç<br />

: 44,08 MW<br />

Yıllık Toplam Enerji : 191,46 GWh<br />

Kayabeyi Barajı<br />

Amacı<br />

: Enerji<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 1.580 m<br />

Talveg Kotu<br />

: 1.450 m<br />

Talvegden Yüksekliği : 130 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 209 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 2.1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 m 3<br />

Depolama Hacmi : <strong>12</strong>1.948 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 1.577 m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : 2.834 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: Kura Nehri<br />

Yıllık Ortalama Akım : 695,94 hm 3<br />

Kayabeyi Barajı Enerji Durumu<br />

Brüt Düşü<br />

: 177 m<br />

Kurulu Güç<br />

: 77,49 MW<br />

Yıllık Toplam Enerji : 249,48 GWh<br />

Gürtürk Barajı<br />

Amacı<br />

: Enerji<br />

Tipi<br />

: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />

Kret Kotu<br />

: 1.405 m<br />

Talveg Kotu<br />

: 1.298 m<br />

Talvegden Yüksekliği : 107 m<br />

Kret Uzunluğu<br />

: 406 m<br />

Toplam Dolgu Hacmi : 5.230.<strong>00</strong>0 m 3<br />

Depolama Hacmi : 221.015 hm 3<br />

Normal İşletme Kotu : 1.4<strong>00</strong> m<br />

Maksimum Rezervuar Alanı : 5.648 km 2<br />

Su Kaynağı<br />

: Kura nehri<br />

Yıllık Ortalama Akım : 794,82 hm 3<br />

41


Gürtürk Barajı Enerji Durumu<br />

Brüt Düşü<br />

: 1<strong>03</strong> m<br />

Kurulu Güç<br />

: 44,75 MW<br />

Yıllık Toplam Enerji : 161,26 GWh<br />

Harita 11. DSİ Ardahan İli Projeleri<br />

DSİ Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilmiş olan Kura Projesinin hayata geçirilmesi<br />

durumunda karakteristikleri verilen sulama amaçlı barajlarla Ardahan İli sınırları içerisinde;<br />

Ardahan Ovasında 19.147 ha, Göle Ovasında 23.157 ha, Hanak Ovasında 2.8<strong>00</strong> ha tarım<br />

arazisi olmak üzere toplam 45.104 ha tarım arazisi sulanacaktır.<br />

Ayrıca Kura Projesinde bulunan, Ön İnceleme ve Master Planı tamamlanan<br />

karakteristikleri verilen baraj ve HES ler ile; toplam 537,9 MW kurulu güç ile yıllık toplam<br />

1489,8 GWh enerji üretilmesi öngörülmektedir.<br />

B.4.2. Yeraltı Su Kaynakları :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.1. Yeraltı Suları bölümünde verilmiştir.<br />

42


B.4.3. Akarsular :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.2 bölümünde verilmiştir.<br />

B.4.4. Göller ve Göletler :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.3 bölümünde verilmiştir.<br />

B.5. Mineral Kaynaklar :<br />

İl genelinde metalik hammadde olabilecek herhangi bir cevherleşme bulunmamıştır.<br />

Ancak endüstriyel hammadde ve yapı malzemesi bakımından zengin sayılır.<br />

B.5.1. Sanayi Madenleri :<br />

Kil: Posof Volkanitlerinin alt düzeylerinde görülen kirli beyaz ve sarımsı beyaz<br />

renkli tüfler, yer yer ileri derecede kaolinleşme (killeşme) göstermektedir. Bundan dolayı bu<br />

tüfler çimento, porselen ve tuğla hammaddesi olarak kullanmaya uygun olabilir. Söz konusu<br />

tüfler Çıldır-Kura Vadisi arasında, Kars dolaylarında ve Kars-Arpaçay yolu yakınlarında<br />

yüzeylenmektedir.<br />

Diyatomit: Karaköse vd. (1994) te ilde yaptığı çalışmaya göre, Ardahan-Çamlıçatak<br />

Köyü kuzeydoğusundaki Tavşan Tepede diyatomit saptanmıştır. Tavşan Tepeden alınan<br />

örneğin petrografik incelenmesinde örnekte bol miktarda diatome kavkısı görülmüş ve<br />

çok sayıda kuvars tanesi de bulunmuştur. Alınan örnekler üzerinde yapılan kimyasal analiz<br />

sonucunda,<br />

SiO 2<br />

% 65,35 Fe 2<br />

O 3<br />

% 4,15<br />

Al 2<br />

O 3<br />

% 17,50 CaO % 1,65<br />

MgO % 1,<strong>00</strong> Na 2<br />

O % 1,20<br />

K 2<br />

O % 0,85 A.Za % 7,75<br />

Oranları saptanmış olup, diyatomitin Fe 2<br />

O oranı % 5’ten küçük olduğu için sanayide<br />

kullanılabilir olduğu ortaya çıkmıştır.<br />

Tras: Posof Volkanitleri içerisinde, çeşitli kesimlerde çimento sanayinde bağlayıcı<br />

madde olarak kullanılabilecek özellikte tras bulunmaktadır.<br />

B.5.2. Metalik Madenler :<br />

Ardahan İl sınırları içinde yapılan çalışmalarda metalik madenlere rastlanmamıştır.<br />

B.5.3. Enerji Madenleri :<br />

İlde yapılan çalışmalarda kömür dışında enerji madenine rastlanamamıştır. Kömürle<br />

ilgili bilgi B.1.3’te detaylı olarak verilmiştir.<br />

43


Kaynak : MTA Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Harita <strong>12</strong>. Ardahan İli Maden Haritası<br />

B.5.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler :<br />

Kum ve Çakıl: Damal Kırıntılılarının yüzeylediği pek çok yer kum ve çakıl ocağı<br />

olarak işletilmeye elverişledir. Buna en güzel örnek, Ardahan Çamlıçatak yolunun 8 km<br />

sinde yolun kuzeyinde yer alan ocaktır. Ayrıca İlde Kura Nehri taşkın ovası, Hanak Çayı ve<br />

Posof Çayı’nda kum ve çakıl ocakları bulunmaktadır.<br />

Tablo 3. Ardahan İlinde Taş Ocakları Nizamnamesine Göre Açılmış Taş ocakları<br />

Malzemenin Cinsi Bulunduğu Saha Mevkisi Ruhsat Alanı (m 2 )<br />

Taş Ocağı Damal Oburocak Oburocak Köyü 25.<strong>00</strong>0<br />

Taş Ocağı Posof Merkez Ilgar Dağı 16.9<strong>00</strong><br />

Taş Ocağı Posof Merkez Ilgar Dağı 40.<strong>00</strong>0<br />

Taş Ocağı Posof Eminbey Değirmen Mevki 20.<strong>00</strong>0<br />

Taş Ocağı Damal Merkez Kızlar Kayası 15.<strong>00</strong>0<br />

Kum Ocağı Merkez Ortageçit Emiroğlu 32.<strong>12</strong>4<br />

Kum Ocağı Merkez Akyaka Köyü Kura Nehri Mevkii 7<strong>00</strong><br />

Kaynak: Ardahan İl Özel İdare Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

44


KAYNAKLAR:<br />

Ardahan İl Özel İdare Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4, Kars<br />

İller Bankası 14. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4, Erzurum<br />

Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4, Ardahan<br />

KARAKÖSE,vd., Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Genel. Müdürllüğü. Rapor<br />

No: 9962, 117 s. (yayımlanmamış), 1994<br />

MTA Genel Müdürlüğü, Ankara, 2<strong>00</strong>4<br />

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Ankara, 2<strong>00</strong>4<br />

45


C. HAVA (ATMOSFER VE İKLİM )<br />

C.1. İklim ve Hava :<br />

Türkiye, kuzeyde bulunan kontinantal ve maritim (denizel) polar hava kütlesi ile<br />

güneyden sokulan kontinantal tropikal hava kütlesinin etkisi altındadır. Kış devresinde<br />

Sibirya ve Kuzeybatı Avrupa’dan İl yüzeyine kontinantal ve maritim polar hava kütlesi<br />

sokulmaktadır. Bu hava kütlesi özellikle kış devresinin büyük bir bölümünde Kuzeydoğu<br />

Anadolu’nun iç kısmını etkilemektedir. Bu hava kütlesinin işgali altında Anadolu’da<br />

şiddetli soğuk hava şartları hüküm sürmektedir. Antisiklonal rejim altında depresyonlarda<br />

sık sık soğuk hava kütlesinin yığılması ile sıcaklık terselmesi oluşmakta ve buna bağlı<br />

olarak da şiddetli soğuklar hüküm sürmektedir. Yine bu hava kütlesi nadiren kar yağışlarına<br />

yol açmakta ve bölge kış devresinde en az yağış almaktadır.<br />

Yörenin yüksek olması ve yüzey şekillerinin değişkenlik göstermesi dolayısıyla<br />

İl genelinde karasal iklim hakim olduğundan, kışlar uzun, sert ve kar yağışlıdır. Denizden<br />

yüksekliği 1829 m. ve karayolu ile denize uzaklığı 211 km olan İlde; yaz mevsiminde en<br />

yüksek 35,0 0 C‘ye kadar çıkabilen sıcaklıkların, kışın –36,3 0 C’ye kadar düştüğü görülür.<br />

İl Mekezinin karasallık derecesi % 47,5 iken, bu oran Posof’ta % 34,1, Kars’ta % 49,7,<br />

Erzurum’da % 47,9 ve Sarıkamış’ta % 56’dır.<br />

Kaynak : Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ. 1985)<br />

Harita 13. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası<br />

47


Kura Nehri Yukarı Havzasında yükselti, orografik koşullar ve yıl boyunca çeşitli<br />

özellikte hava kütlelerinin etkisi nedeniyle karasal bir iklim hüküm sürer. Yıl, biri soğuk<br />

(kış) ve öteki orta derecede sıcak (yaz) olmak üzere, eşit sayılabilecek iki döneme ayrılmıştır.<br />

Geçiş mevsimleri çok kısa ve belirsizdir. Kış sıcaklıklarının çok düşük olmasına bağlı olarak<br />

yıllık sıcaklık farkları yüksektir ve donlu günler dönemi uzun (ortalama 140-186 gün) sürer.<br />

Ortalama sıcaklık, bütün kış aylarında 0 °C’den azdır ve en sıcak ayda (temmuz) 16-17<br />

°C’yi pek aşmamaktadır.<br />

Yükselti ve orografik koşullar kuzey-kuzeybatıdaki Karadeniz’in ılıtıcı etkilerini<br />

önlemesi yanında, yağış tutarlarının dağılışında da önemli farklara yol açar. Nitekim, bakı<br />

koşulları elverişli olan yüksek dağlık yamaçlara daha çok yağış düştüğü halde, platolardan<br />

depresyonlara doğru yağış yavaş yavaş azalmaktadır. Öte yandan, sıcaklığın düşük olduğu<br />

sonbahar ve kış aylarında yağış tutarları yüksek değildir. Bu mevsimlerde saha daha çok<br />

soğuk kontinental hava kütlelerinin etkisi altında bulunmaktadır. Ancak, frontal faaliyetlerin<br />

artması ile birlikte mart ayından itibaren yaz aylarına doğru yağış tutarlarında giderek bir<br />

artış görülür. Nitekim, maksimum yağış değerleri <strong>May</strong>ıs (Hanak 85.4 mm, Damal 73.1 mm)<br />

ya da Haziranda (Ardahan 98.0 mm, Göle 89.5 mm, Posof 88.2 mm) düşmektedir. Ortalama<br />

yıllık yağış tutarlarına göre Kura Nehri Yukarı Havzası, orta derecede yağış alan (Ardahan<br />

548,4 mm, Göle 599.0 mm, Posof 583.6 mm) yarı nemli bir sahadır. Yağışın sıcaklıkla<br />

ilişkisi, yani yağış etkinliği dikkate alınırsa, Thornthwaite yöntemine göre bu havzanın her<br />

yanı yarı nemli özellik taşımakta, mikrotermal yani soğuk iklimler grubu içinde yer almakta<br />

ve yıl boyunca kurak sayılabilecek bir döneme sahip bulunmaktadır. Bununla birlikte,<br />

havzanın en kuzey kesiminde bulunan Posof çevresi dar bir alanda Karadeniz’in etkilerini<br />

kısmen yansıtır. Burada kuytu bir vadinin yamacında yer alan Posof İlçesi ve çevresinde,<br />

sarıçamlarla beraber Doğu Karadeniz Bölümünün bitki topluluklarına ait göknar ve ladin<br />

türleri olduğu gibi bazı kültür bitkileri yetişme olanağı bulmuştur.<br />

İlin batı ve kuzeyinde daha çok Karadeniz ikliminin özellikleri görülür. Bu özellik<br />

bitki örtüsünde de kendini gösterir. Batı ve kuzeyde özellikle Posof İlçesi ile Artvin’e komşu<br />

olan yörelerde ormanlık ve çalılıklar yer alırken, diğer yerlerde çayır ve meralar yaygınlık<br />

göstermektedir.<br />

Göle Ovasında kışlar ağır geçer. Her tarafı yüksek dağlarla çevrilmiş çanak<br />

biçimindeki ovada kışın hava akımı az olur. Bu durumda soğuyan ve ağırlaşan hava aşağı<br />

doğru hareket eder ve sıcaklık kaybına uğrayarak dondurucu bir hal alır. Böylece toprak<br />

örtüsü ve bataklıklar donar. Ovayı kuşatan ve biraz esinti gören dağların yamaçları daha<br />

az soğuktur. Kış aylarında bazen ovanın yüzeyini kalın bir sis tabakası örter ve etrafındaki<br />

dağlardan bakılınca burası adeta bir deniz gibi gözükür. Bu ovaya kışın rüzgarın en soğuğu<br />

kuzeybatıdan gelir ve buna “Ardahan Yeli” denir.<br />

Etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 1.4<strong>00</strong> m. yükseklikte bulunan Posof İlçesinde<br />

ise Doğu Karadeniz ikliminin sert şekli hüküm sürer. Burada mikro klima tipi iklim hakim<br />

olduğundan, kışlar yağışlı, yazlar ise sıcak geçmektedir. Bu iklimin en belirgin özelliği<br />

yağışlardır. 2. Alt Bölge olan Posof bölgesi; yıllık ortalama yağış miktarı (6<strong>00</strong> mm) ve<br />

ortalama yüksek sıcaklıkların daha fazla olması ile nispeten daha ılıman bir iklime sahiptir.<br />

Bu alana her mevsimde yağış düşer. Bölgede kış mevsimi altı ay sürer. Bu esnada yağışlar<br />

hep kar halindedir ve boldur. <strong>May</strong>ısa kadar kar yağdığı da olur. İlkbahar ve sonbaharda sisler<br />

oluşur. Yaz mevsimi esnasında yağmur eksik olmaz.<br />

48


İl genelinde sıcaklık yağışlardan ve havanın sık sık bulutlu kalışından etkilenir. Yaz<br />

mevsimi adeta bir ilkbahar serinliğindedir. Durum böyle olunca buralarda geniş ormanların<br />

varlığı kendiliğinden oluşur. Açık kalan yerler ve vadiler devamlı bir yeşillik içerisindedir.<br />

Kaynak : Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ. 1985)<br />

Harita 14. Kuzeydoğu Anadolu’nun Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası<br />

Ardahan’da yağışlar; kışın kar, yılın diğer mevsimlerinde yağmur olmak üzere her<br />

mevsimde görülmekle birlikte en fazla yağış Nisan, <strong>May</strong>ıs ve Haziran aylarına rastlar. İl<br />

genelinde yıllık 548,4 mm. yağış ortalaması görülmektedir. Sonbaharın ilk soğukları Eylül<br />

ayının sonunda başlar, ilkbaharda <strong>May</strong>ıs ayının ortalarına kadar devam eder. İlkbahar geç<br />

donları 15 Hazirana kadar sürmekte ve sonbahar erken donları da 5 Eylülde görülmeye<br />

başlamaktadır. Kış mevsimi genellikle Ekim ayı sonlarında başlayıp, Nisan ayı sonlarına<br />

kadar sürmekte olup, ortalama kar örtülü gün sayısı <strong>12</strong>7,8 gündür. 16 yıllık ortalama sıcaklık<br />

3,7 O C ve ortalama bağıl nem oranı % 71,7 olarak gerçekleşmiştir. 2,0 ile 8,0 arası oranında<br />

bulutluluk ve kapalı gün sayısının 51 olarak gerçekleşmesi; İlde iklimin genel olarak serin<br />

geçmesinin en önemli nedenleri arasında dikkat çekmektedir. İlde ortalama rüzgar hızı 2.2<br />

m/s ve bölgeyi etkileyen hakim rüzgar yönü; 1968-1990 yılları arasındaki 23 yıllık kayıtlara<br />

göre 3211 esme sayısı toplamı ile 1. derece batı-güneybatı (WSW)’dır.<br />

49


AYLAR<br />

Tablo 4. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama İklim Verileri<br />

Ortalama<br />

Sıcaklık<br />

°C<br />

En Yüksek<br />

Sıcaklık<br />

°C<br />

En Düşük<br />

Sıcaklık<br />

°C<br />

Ort. Yağış<br />

Miktarı<br />

(mm)<br />

Ortalama Kar<br />

Örtülü Gün<br />

Sayısı<br />

Ortalama<br />

Açık Gün<br />

Sayısı*<br />

İlkbahar Geç<br />

ve Sonbahar<br />

Erken Don<br />

Tarihleri<br />

OCAK -10,8 -4,1 -17,1 17,6 30,3 5,5<br />

ŞUBAT -10,4 -3,2 -17,4 22,7 28,3 6,5<br />

MART -4,4 2,2 -11,3 31,6 25,6 7,2<br />

NİSAN 4,4 11,0 -2,7 54,1 6,2 5,9<br />

MAYIS 9,4 16,5 2,3 77,0 0,4 4,3<br />

HAZIRAN <strong>12</strong>,8 20,4 5,2 91,6 6,1 15 Haz. / - 4<br />

TEMMUZ 16,4 24,6 8,4 69,3 8,1<br />

AĞUSTOS 16,3 25,2 8,3 46,0 9,8<br />

EYLÜL <strong>12</strong>,0 21,2 3,5 33,4 <strong>12</strong>,5 05 Eyl. / - 4<br />

EKİM 6,6 14,9 -0,8 41,0 1,0 10,3<br />

KASIM -0,7 6,7 -6,9 33,9 10,7 8,4<br />

ARALIK -7,3 -0,8 -13,1 30,1 25,3 4,9<br />

YILLIK 3,7 11,2 -3,5 548,4 <strong>12</strong>7,8 89,5<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4. (*) Bulutluluk oranı; 0-10 olarak derecelendirilmiştir.<br />

C.1.1. Doğal Değişkenler<br />

C.1.1.1. Rüzgar :<br />

Bilindiği gibi, ülkemiz “Batı Rüzgarları” kuşağı içerisinde bulunmaktadır. Yani<br />

ülkemiz batıdan doğuya doğru adeta bir vidanın dönmesi gibi ilerleyen hava kütlelerinin<br />

etkisi altındadır. Kuzeyden gelen hava kütleleri soğuk nemli ve karasal, güneyden gelen<br />

hava kütleleri ise daha ziyade karasal yani kurudur.<br />

Yıllık ortalama durum ele alındığında, Ardahan da genel olarak güneybatı sektörden<br />

esen rüzgarların hakim olduğunu görmekteyiz. Bunu kuzeydoğudan esen rüzgarlar<br />

izlemektedir. Nitekim, Rubinstein formülü kullanılarak yapılan değerlendirmede hakim<br />

rüzgar yönü Ardahan ve Posof ta S76,5° W’dır.<br />

Ocak ayında bölgenin her tarafında güneybatı sektörden esen rüzgarlar egemendir.<br />

Yine bu devrede Rubinstein formülüne göre tespit edilen hakim rüzgar yönleri Ardahan’da<br />

S63° W, Posof’ta S 76,5° W’dır.<br />

Yaz dönemine gelince, bu dönemi karakterize etmek için de Temmuz ayında esen<br />

rüzgarlar ele alınmalıdır. Kış döneminin aksine yaz döneminde kuzeydoğudan güneybatıya<br />

doğru esen rüzgarlar hakim duruma geçmektedir. Aslında bu devrede yüksek basınç şartları<br />

arz eden Doğu Karadeniz’den, alçak basınç şartlarına bürünen Anadolu’ya doğru genel<br />

bir hava akımı mevcuttur. Temmuz ayındaki hakim rüzgar yönleri Ardahan’da N 85,5°W,<br />

Posof’ta S 76°W’dır.<br />

Yaz döneminde kuzey sektörden sokulan hava kütleleri nisbi nem yönünden zengin<br />

olduğu için sahada yaz kuraklığının hafiflemesine ve bu rüzgarı alan kuzey yamaçlarda<br />

orman örtüsünün tutunmasına neden olmaktadır.<br />

İlde ortalama rüzgar hızı 2.2 m/s ve bölgeyi etkileyen hakim rüzgar yönü; 1968-1990<br />

yılları arasındaki 23 yıllık kayıtlara göre 3211 esme sayısı toplamı ile 1. derece batı-güneybatı<br />

(WSW)’dır.<br />

50


C.1.1.2. Basınç :<br />

Tablo 5. Ardahan İli 16 Yıllık Yerel Basınç Miktarları<br />

AYLAR<br />

OCAK<br />

ŞUBAT<br />

MART<br />

NİSAN<br />

MAYIS<br />

HAZİRAN<br />

TEMMUZ<br />

AĞUSTOS<br />

EYLÜL<br />

EKİM<br />

KASIM<br />

ARALIK<br />

YILLIK<br />

En Düşük Yerel<br />

Basınç(Hp)<br />

En Yüksek Yerel<br />

Basınç(Hp)<br />

Ortalama Yerel<br />

Basınç(Hp)<br />

8<strong>03</strong>.9 8<strong>00</strong>.4 801.6 8<strong>03</strong>.5 806.7 808.8 806.5 811.0 813.3 814.5 809.8 808.0 8<strong>00</strong>.0<br />

834.5 832.4 826.0 824.5 823.0 824.4 823.4 824.0 826.7 830.7 832.5 831.2 834.0<br />

820,0 817.3 814.8 815.1 816.5 816.5 816.8 818.1 820.2 822.3 821.7 820.4 818.3<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

C.1.1.3. Nem :<br />

Tablo 6. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama Nem Miktarları<br />

AYLAR<br />

OCAK<br />

ŞUBAT<br />

MART<br />

NİSAN<br />

MAYIS<br />

HAZİRAN<br />

TEMMUZ<br />

AĞUSTOS<br />

EYLÜL<br />

EKİM<br />

KASIM<br />

ARALIK<br />

YILLIK<br />

(Ortalama)<br />

Ortalama Buhar<br />

Basıncı (Hp)<br />

Ortalama Bağıl<br />

Nem %<br />

En Düşük Bağıl<br />

Nem %<br />

2.3 2.3 3.6 5.8 8.0 10.4 <strong>12</strong>.5 11.6 8.4 6.6 4.5 3.1 6.6<br />

76,3 76,1 75,2 70,3 69,0 71,7 69,2 65,4 63,7 70,5 74,4 78,1 71,7<br />

45 48 43 40 38 38 37 36 33 27 45 47 39,75<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

C.1.1.4. Sıcaklık :<br />

Tablo 7. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları<br />

AYLAR<br />

OCAK<br />

ŞUBAT<br />

MART<br />

NİSAN<br />

MAYIS<br />

HAZIRAN<br />

TEMMUZ<br />

AĞUSTOS<br />

EYLÜL<br />

EKİM<br />

KASIM<br />

ARALIK<br />

YILLIK<br />

(Ortalama)<br />

Ortalama<br />

sıcaklık °C<br />

En yüksek<br />

sıcaklık °C<br />

En düşük<br />

sıcaklık °C<br />

-10,8 -10,4 -4,4 4,4 9,4 <strong>12</strong>,8 16,4 16,3 <strong>12</strong>,0 6,6 -0,7 -7,3 3,7<br />

-4,1 -3,2 2,2 11,0 16,5 20,4 24,6 25,2 21,2 14,9 6,7 -0,8 11,2<br />

-17,1 -17,4 -11,3 -2,7 2,3 5,2 8,4 8,3 3,5 -0,8 -6,9 -13,5 -3,5<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

51


Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 15. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları<br />

Kaynak : Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ.)<br />

Harita 15. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası<br />

52


C.1.1.5. Buharlaşma :<br />

Tablo 8. Ardahan İli 16 Yıllık Buharlaşma Miktarları<br />

AYLAR MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM YILLIK<br />

Ortalama buharlaşma<br />

(mm)<br />

82.2 148.2 164.8 166.5 <strong>12</strong>8.8 35.4 -<br />

Günlük en çok<br />

buharlaşma (mm)<br />

8.2 6.9 10.2 8.8 6.4 3.7 10.0<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

C.1.1.6. Yağışlar<br />

C.1.1.6.1. Yağmur :<br />

Tablo 9. Ardahan İli 16 Yıllık Yağış Miktarları<br />

AYLAR<br />

OCAK<br />

ŞUBAT<br />

MART<br />

NİSAN<br />

MAYIS<br />

HAZIRAN<br />

TEMMUZ<br />

AĞUSTOS<br />

EYLÜL<br />

EKİM<br />

KASIM<br />

ARALIK<br />

YILLIK<br />

Ortalama toplam<br />

yağış miktarı (mm)<br />

Günlük en çok yağış<br />

miktarı (mm)<br />

17.6 22.7 31.6 54.1 77.0 91.6 69.3 46.0 33,4 41,0 33.9 30.1 548,4<br />

13.4 28.0 16.3 36.5 29.3 29.7 32.8 30.4 31.1 25.1 22.9 40.0 40.0<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Kaynak: Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ.)<br />

Harita 16. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Yağış Dağılışı Haritası<br />

53


C.1.1.6.2. Kar, Dolu, Sis ve Kırağı :<br />

İlde ilkbahar geç donları 15 Hazirana kadar sürmekte ve sonbahar erken donları da<br />

5 Eylülde görülmeye başlamaktadır. Kış mevsimi genellikle Ekim ayı sonlarında başlayıp,<br />

Nisan ayı sonlarına kadar sürmekte olup, ortalama kar örtülü gün sayısı <strong>12</strong>7,8 gündür.<br />

Tablo 10. Ardahan İli 15 Yıllık Kar, Dolu, Sis ve Kırağı Miktarları<br />

AYLAR<br />

OCAK<br />

ŞUBAT<br />

MART<br />

NİSAN<br />

MAYIS<br />

HAZİRAN<br />

TEMMUZ<br />

AĞUSTOS<br />

EYLÜL<br />

EKİM<br />

KASIM<br />

ARALIK<br />

YILLIK<br />

(Ortalama)<br />

Ortalama Kar Örtülü<br />

Gün Sayısı<br />

En Yüksek Kar<br />

Örtüsü Kalınlığı cm.<br />

Ortalama Sisli Günler<br />

Sayısı<br />

Ortalama Dolulu<br />

Günler Sayısı<br />

Ortalama Kırağılı<br />

Günler Sayısı<br />

30.3 28.3 25.6 6.2 0.4 - - - - 1.0 10.7 25.3 <strong>12</strong>7.8<br />

56.0 80.0 75.0 25.0 15.0 - - - - 6.0 29.0 42.0 80.0<br />

4.3 3.4 2.3 0.4 - - 0.2 - - 0.3 1.1 3.1 15.1<br />

- - - 0.1 0.5 0.7 0.2 0.3 0.1 0.1 - - 2.1<br />

0.2 - 1.5 7.9 4.6 1.8 0.1 0.3 6.5 15.8 13.4 3.5 55.7<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 16. Ardahan’da Kış<br />

54


Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 17. Ardahan da Dolu Yağışı (Haziran 2<strong>00</strong>4)<br />

Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 18. Ardahan İli İklim Verileri Grafiği<br />

C.1.1.7. Seller :<br />

Bu konu hakkında bilgi P.1.3’te ayrıntılı olarak verilmiştir.<br />

55


C.1.1.8. Kuraklık :<br />

İlde yıllık yağış miktarı 5<strong>00</strong>-7<strong>00</strong> mm arasında değişmektedir. Ortalama olarak<br />

Ardahan’a 548,4 mm, Göle’ye 626 mm, Hanak’a 535 mm, Posof’a 6<strong>00</strong> mm’nin üstünde<br />

yağış düşmektedir. Nitekim yıllık ortalaması 548,4 mm olan Ardahan’a en fazla 792 mm<br />

(1967), en az 315 mm (1969) yağış düşmüştür. Ardahan’da 91,6 mm olan Haziran yağış<br />

ortalaması , en fazla 176 mm (1967), en az 32 mm (1969) arasında değişme göstermiştir.<br />

Yaz döneminde kuzey sektörden sokulan hava kütleleri nisbi nem yönünden zengin<br />

olduğu için sahada yaz kuraklığının hafiflemesine ve bu rüzgarı alan kuzey yamaçlarda<br />

orman örtüsünün tutunmasını sağlamaktadır.<br />

İlde yıllık ortalama % 71,7 olan nisbi nem, aşağı yukarı yılın bütün aylarında da %<br />

70’in üzerinde seyretmektedir.<br />

İl genelinde bitkilerin gelişim gösterdiği vejatasyon döneminde 16 yıllık ortalamalara<br />

göre kuraklık görülmemektedir. Yıllık ortalama yağış miktarı üç istasyonda (Ardahan, Posof<br />

ve Göle) 548- 620 mm arasında değişmekte olup, vejatasyon döneminde (<strong>May</strong>ıs, Haziran,<br />

Temmuz, Ağustos) düzenli dağılış göstererek yaklaşık 3<strong>00</strong> mm yağış düşmektedir.<br />

C.1.1.9. Mikroklima :<br />

Etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 1.5<strong>00</strong> m. yükseklikte bulunan Posof İlçesi<br />

ise Doğu Karadeniz ikliminin sert şekli hüküm sürer. Burada mikroklima tipi iklim hakim<br />

olduğundan, kışlar yağışlı, yazlar ise sıcak geçmektedir. Bu iklimin en belirgin özelliği<br />

yağışlardır. 2. Alt Bölge olan Posof bölgesi; yıllık ortalama yağış miktarı (6<strong>00</strong> mm) ve<br />

ortalama yüksek sıcaklıkların daha fazla olması ile nispeten daha ılıman bir iklime sahiptir<br />

Bu alana her mevsimde yağış düşer. Bölgede kış mevsimi altı ay sürer. Bu esnada yağışlar<br />

hep kar halindedir ve boldur. <strong>May</strong>ısa kadar kar yağdığı da olur. İlkbahar ve sonbaharda sisler<br />

oluşur. Yaz mevsimi süresince yağmur eksik olmaz.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 19. Posof Havzasından Bir Görünüm<br />

56


C.1.2. Yapay Etmenler<br />

C.1.2.1. Plansız Kentleşme :<br />

Ardahan İlinde plansız kentleşmede yaşanan en büyük sorun, alt yapı yetersizliğinden<br />

kaynaklanmaktadır. Bu sorun belediye tarafından çözülmeye çalışılmaktadır.<br />

C.1.2.2. Yeşil Alanların Azalması :<br />

İlde mevcut yeşil alanların (park, bahçe) toplamı <strong>12</strong>.<strong>00</strong>0 m²’dir. İmar planında ayrılan<br />

alanların toplamı ise 280.<strong>00</strong>0 m² dir. İlde kişi başına düşen yeşil alan miktarı ise <strong>12</strong> m²’dir.<br />

C.1.2.3. Isınmada Kullanılan Yakıtlar :<br />

Ardahan İli hava kirliliği bakımdan 3. derece iller arasında olup, genelde yakıt olarak<br />

kömür başta olmak üzere odun, tezek, elektrik, fuel-oil ve motorin kullanılmaktadır.<br />

İl genelinde kullanılan yakıtlar ile ilgili olarak; 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığının<br />

Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 02/11/1986 tarihli ve 19269 sayılı Resmi Gazete’de<br />

yayımlanan Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği ile Çevre ve Orman Bakanlığının<br />

27/04/2<strong>00</strong>4 tarihli ve 2<strong>00</strong>4/4 sayılı Genelgesine dayanılarak 16.07.2<strong>00</strong>4 tarih ve <strong>03</strong><br />

nolu Ardahan İli Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile aşağıda belirtilen standartlar getirilmiştir.<br />

a- Isınma Amaçlı Yerli Kömürler<br />

Kalori Miktarı<br />

:En az 3<strong>00</strong>0 (-2<strong>00</strong>) kcal/kg<br />

Toplam Kükürt Miktarı(Kuru bazda) :En çok % 2.5<br />

Kömür Ebadı :En az 18-150 mm (+ -%10)<br />

Kül Oranı maximum %14+2 ise kömürdeki kalori değeri minimum 6<strong>00</strong>0 kcal/kg<br />

b- Isınma Amaçlı İthal Kömürler<br />

Uçucu Madde Miktarı(Kuru bazda) :% <strong>12</strong>-28 (+1 tolerans)<br />

Kalori Miktarı (Orijinalde) :En az 62<strong>00</strong> kcal/kg (-4<strong>00</strong> kcal/kg tolerans)<br />

Kükürt Miktarı(Kuru bazda) :En çok % 0.9<br />

Nem Miktarı (Orijinalde) :En çok %10<br />

Kül (Kuru bazda)<br />

:En çok % 14 (+1 tolerans)<br />

Şişme indeksi : max. 1<br />

Kömür Ebadı<br />

:En az 18-150 mm (+-%10 tolerans)<br />

Sıvı yakıtlarla ilgili olarakta yine aynı Karar gereği; Ardahan İli belediye mücavir<br />

alanı içerisinde sıvı yakıt olarak, kükürt miktarı en çok 1.5 olan TÜPRAŞ 615 kalorifer<br />

yakıtının kullanılmasına ve TÜPRAŞ tarafından üretilen yüksek kükürt içeren 6 nolu fueloilin,<br />

kükürtdioksit emisyonunu Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde belirtilen sınır<br />

değerlere uygun olarak arıtan baca gazı arıtım tesisine/teknolojisine sahip sanayi tesislerinde<br />

kullanımına izi verilmesine, bu koşullar dışında 6 no lu fuel-oilin kullanımının önlenmesine,<br />

sıvı yakıt taşıyıcı ve satıcı firmaların bu konuda uyarılmasına karar verilmiştir.<br />

Ardahan İlinde hava kirliliği ile ilgili olarak sayısal veriye dayalı bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

57


C.1.2.4. Endüstriyel Emisyonlar :<br />

Endüstri tesislerinde kullanılan yakıta bağlı olarak atmosfere belli oranlarda<br />

emisyonlar bırakılmaktadır. Organize sanayi bölgesi bulunmayan İlde, endüstri tesisleri<br />

bulunmadığından endüstriden kaynaklanan bir kirlilik oluşmamaktadır. Bu nedenle bu konu<br />

hakkında herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamıştır.<br />

C.1.2.5. Trafikten Kaynaklanan Emisyonlar :<br />

İldeki motorlu kara taşıtlarının cinsi ve sayısı Tablo 11’de verilmiştir.<br />

Tablo 11 . Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Taşıt Durumu<br />

ARAÇLAR<br />

2<strong>00</strong>4 YILI ARAÇ DURUMU<br />

Motorsiklet 18<br />

Otomobil 1395<br />

Minibüs 682<br />

Otobüs 36<br />

Kamyonet 3<strong>00</strong><br />

Kamyon 335<br />

Traktör 2670<br />

Çekici 13<br />

Özel Ağır Taşıt 51<br />

Tanker 17<br />

Arazi Taşıtı 57<br />

GENEL TOPL<strong>AM</strong> 5574<br />

Kaynak: Ardahan İl Trafik Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

İlde bir adet egzoz ölçüm istasyonu bulunmakta olup, düzenli olarak emisyon<br />

ölçümleri Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfı tarafından yapılmaktadır. Çevre Koruma<br />

Vakfı 2<strong>00</strong>4 verilerine göre; 318 adet özel oto, 1015 adet resmi oto olmak üzere toplam<br />

1.333 adet Ardahan İlinde egzoz emisyon ölçümü yapılmıştır.Emisyon kontrol donanımı<br />

bulunmayan her bir taşıtın, 50 litrelik bir benzin sarfiyatıyla atmosfere;<br />

5-7,5 kg. Karbonmonoksit (CO)<br />

0,15 – 0,3 kg Hidrokarbon (HC)<br />

15 gr Kükürtdioksit (SO 2<br />

)<br />

30 gr İnorganik Madde<br />

<strong>12</strong> gr Oksitler karışmaktadır.<br />

C.2. Havayı Kirletici Gazlar ve Kaynakları<br />

C.2.1. Kükürtdioksit Konsantrasyonu ve Duman :<br />

Kükürtoksitleri, kükürt ihtiva eden maddelerin yakılması sonucu oluşur. Havadaki<br />

kükürt oksitler içerisinde en önemli pay kükürtdioksit gazına aittir. Kükürtdioksit atmosferde<br />

hızlı bir şekilde oksitlenmeyle kükürttrioksit ve sülfatlara dönüşür. SO 2<br />

sülfürik asit anhidriti<br />

olup; yağmur ve yoğuşmuş nem damlalarıyla birlikte havada bu asidin oluşmasına neden<br />

58


olur. Oluşan bu asit yağmur suyunun pH’ını düşürerek, yağmur suları ile yeryüzüne inerek<br />

bir çok etkilere neden olmaktadır. Atmosferik korozyon, canlılar üzerine olan etkileri örnek<br />

olarak verilebilir.<br />

İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmadığından herhangi bir veri elde<br />

edilememiştir.<br />

C.2.2. Partikül Madde Emisyonları :<br />

Saf su damlacıkları hariç atmosferde bulunan çok küçük katı parçacıklara ve sıvı<br />

damlacıklara partikül denir. Partiküller de gazlar gibi atmosfer kirletici maddelerdir. Başlıca<br />

partiküller şunlardır; sis veya pus, duman, toz, is. Sis veya pus havadaki çok küçük su<br />

zerrecikleridir. Bunlardan bazıları havadaki su buharının yoğunlaşmasıyla, bazıları da deniz<br />

suyunun sıçramasıyla oluşur.<br />

Duman, organik ve inorganik buharların havada yoğunlaşması sonucu meydana gelen<br />

parçacıklardır. Toz, büyük katı parçacıkların ufalanmasıyla meydana gelen parçacıklardır.<br />

İs, yanma sonucu meydana gelen siyah parçacıklardır. Atmosferde yukarıda sayılan cansız<br />

partiküllerden başka, canlı partiküller de vardır. Bunlar; bakteriler, mantarlar, mayalar ve<br />

yosunlardır. Atmosferde bulunan partiküllerin başlıca zararları, atmosferin bulanıklığını<br />

arttırarak görüş mesafesini düşürmeleri, solunum sistemini bozmaları ve zehirli gazları<br />

akciğerlere kadar taşımalarıdır.<br />

İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmadığından herhangi bir veri elde<br />

edilememiştir.<br />

C.2.3. Karbonmonoksit :<br />

Karbonmonoksit (CO) atmosferde bulunan en yaygın ve en zararlı hava kirleticilerinden<br />

birisidir. Yapay ve doğal olmak üzere iki kaynaktan meydana gelir. Özellikle otomobil<br />

egzoz gazlarında önemli miktarda bulunur. Ayrıca yanmanın iyi olmadığı diğer bütün<br />

aktiviteler sonucu önemli oranda karbonmonoksit oluşur ve atmosfere karışır. Yapılan çalışmalar<br />

CO konsantrasyonu 1<strong>00</strong> ppm’in üzerinde olan atmosferin, insanlar üzerinde çok<br />

tehlikeli hatta öldürücü etkisi olduğunu göstermektedir. CO’in insanlar üzerindeki öldürücü<br />

etkisi kandaki hemoglobinle reaksiyona girmesiyle oluşur. Hemoglobinin canlı vücudundaki<br />

normal görevi olan oksijeni akciğerlerden alıp oksihemoglobin halinde vücuttaki<br />

hücrelere, vücuttaki hücrelerde meydana gelen karbondioksiti akciğerlere taşımaktadır. Bu<br />

reaksiyon CO ile de meydana gelmekte ve karboksihemoglobin oluşmaktadır. Bu durumda<br />

hemoglobinin, oksihemoglobin haline gelmesi ve hücrelere yeniden oksijen taşıması güç<br />

olmaktadır. Böylece belli bir karboksihemoglobin konsantrasyonunda canlının ölmesi kaçınılmaz<br />

olmaktadır.<br />

C.2.4. Nitrojen Oksitler :<br />

Atmosferdeki azot oksitleri, N 2<br />

O, NO, NO 2<br />

dir. Atmosfere karışan N 2<br />

O gazının tümü,<br />

azotlu maddelerin mikrobik bozulmaları sonucu meydana gelir. NO gazının ise yaklaşık<br />

%80’i doğal kaynaklardan, %20’si yapay kaynaklardan meydana gelir. NO 2<br />

gazının esas<br />

kaynağı ise NO gazıdır. NO gazının bir kısmı hava oksijeni ile yükseltgenerek NO 2<br />

haline<br />

dönüşür. Yapay kaynaklardan meydana gelen NO gazı daha çok yerleşim merkezlerinde<br />

59


meydana geldiği için belirli yerlerde konsantrasyonu çok fazla yükselebilir. Bu da başta<br />

insan sağlığı olmak üzere bir çok canlı üzerinde son derece zararlı olmaktadır.<br />

NO X<br />

denince, NO ve NO 2<br />

her ikisini birden kapsamaktadır. Bu gazların her ikisi de<br />

insan sağlığına zararlıdır. NO 2<br />

burun ve boğazı tahriş eden kötü kokulu bir gazdır. Kokusunun<br />

alınma eşik sınırı 1-3 ppm dir. Havadaki konsantrasyonu 10 ppm’in üzerine çıkınca gözde ve<br />

mukozada yanmalar meydana gelir. Hayvanlar üzerinde yapılan denemelerde konsantrasyon<br />

artmasıyla ölüme götüren zehirlenmelerin meydana geldiği ve 1<strong>00</strong> ppm’de ise çok kısa<br />

zamanda ölümlerin meydana geldiği tespit edilmiştir. Troposferde bulunan NO gazından bir<br />

kısmı yükseltgenmeden stratosfere sızabilir. Bu sızma daha çok süpersonik uçaklardan ve<br />

nükleer denemelerden ileri gelir. Bu sızan NO gazı doğrudan ozon tabakasına karışır ve ozon<br />

tabakasının parçalanmasına neden olur.<br />

C.2.5. Hidrokarbon ve Kurşun Emisyonları :<br />

İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmadığından herhangi bir veri elde<br />

edilememiştir.<br />

C.3. Atmosferik Kirlilik<br />

C.3.1. Ozon Tabakasının İncelmesinin Etkileri :<br />

Atmosfer yeryüzünden birkaç kilometre yukarıya kadar uzanmaktadır. Atmosferin<br />

en alt tabakası troposfer olup yeryüzünden yüksekliği, orta ve kutup enlemlerinde 10 km,<br />

ekvatorda ise 18 km civarındadır. Ozon molekülleri atmosferde bulundukları yere göre farklı<br />

karakteristik özellik gösterir.<br />

Atmosferdeki ozonun yaklaşık 5.90’ı yeryüzünden itibaren başlayan 10 ila 40<br />

km arası yükseklikteki stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği tüm<br />

canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen morötesi<br />

radyasyonu yani ultraviole ışınları absorbe etmesidir. Bu ışın tutuma işlemi, oksijenin ozona<br />

parçalanarak tekrar oksijene dönüşmesi sırasında ultraviole ışınlarını kullanması sonucunda<br />

meydana gelmektedir. Dışardan herhangi bir kimyasal madde ilavesi olmadığı taktirde<br />

ozon oluşumu ve parçalanması devamlı bir şekilde sürmekte ve sonuçta zararlı ultraviole<br />

ışınları bu tabaka tarafından tutulmuş olmaktadır. Doğal bazı olaylar (sıcaklık değişimi, hava<br />

akımları gibi) ozon dengesini zaman zaman bozmakla birlikte bu durum ozon miktarında<br />

önemli değişikliğe yol açmamaktadır.<br />

Ozon yoğunluğunun ultraviole ışınlarını tutuma görevi yapamayacak kadar azalması<br />

ozon tabakasının delinmesi olarak adlandırılmaktadır. Bu durum gerçekte ozon tabakasındaki<br />

bir delik olmayıp ozon tabakasındaki incelme olayıdır. Stratosfer tabakasındaki ozonun<br />

yararlı olmasına karşın gezegenimizin yüzeyine yakın atmosfer tabakasında (traposfer) %10<br />

oranında bulunan ozonun yıkıcı etkisi vardır. Atmosferdeki diğer moleküllerle reaksiyona<br />

giren ozonun bitki ve hayvanların canlı dokularına zararı vardır.<br />

C.3.2. Asit Yağmurlarının Etkileri :<br />

Çeşitli endüstriyel faaliyetler, konutlarda ısınma amaçlı olarak kullanılan fosil<br />

yakıtlar, motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları ile fosil yakıtlara dayalı olarak enerji üreten<br />

termik santrallerin faaliyetleri sonucu hava kirlenmekte ve kükürtdioksit, azotoksit, partikül<br />

60


madde ve hidrokarbon molekülleri atmosfere yayılmaktadır. 2 ile 7 gün arasında havada<br />

asılı kalabilen bu kirleticiler zaman zaman çok uzaklara taşınabilmekte atmosferdeki su<br />

partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfüroz asit (HSO), sülfürik asit (H 2<br />

SO 4<br />

)<br />

ve nitrik asit (HNO 3<br />

) oluşumuna sebebiyet vermektedir. Bunların geri dönüşleri kuru ve yaş<br />

asit depolanması şeklinde olur. Yaş depolamada atmosferde oluşan bütün ürünler, yağmur<br />

ve kar içindeki çözülmüş halde taşınırlar. Kuru depolamada ise atmosferdeki partiküllerin<br />

ve gazların yeryüzüne taşınması esnasında yağmur ve kar bulunmaz, sis içindeki aerosol<br />

şeklinde bulunurlar.<br />

Hiçbir yabancı maddeyle kirletilmemiş bir atmosferde bile yağmur suyu hafif asit<br />

karakterdedir ve pH derecesi 5,6 dır. Çeşitli yanma olayları sonucu havaya karışan SOx,<br />

NO X<br />

gibi gazlar yağışla birleşerek asit meydana getirebilmekte bunların yeryüzüne yağması<br />

ile asit yağmurları olmaktadır. Asit yağmurlarının zararları şöyledir:<br />

- Asit yağmurları göl akarsularda asit dengesini bozarak, önce hassas canlılar olmak<br />

üzere tüm canlıları etkilemekte, hatta bazı türlerin ölümüne yol açmaktadır.<br />

- Tarihsel kalıntıların, çelik köprülerin, demiryollarının aşınmasına ve tahribatına<br />

neden olmaktadır.<br />

- En büyük etki ormanlar üzerinde görülmektedir. Asidik yağışlar ağaçların en önemli<br />

organı olan yapraklardaki büyüme ve gelişmeyi engellemektedir.<br />

- Yeryüzüne inen asit yağmurları suya ve toprağa geçerek onların fizikokimyasal<br />

yapısını değiştirmekte, neticede toprak ve suyla ilişkide olan canlılar etkilenmektedir.<br />

C.4. Hava Kirleticilerinin Çevreye Olan Etkileri<br />

C.4.1. Doğal Çevreye Olan Etkileri<br />

C.4.1.1. Su Üzerindeki Etkileri :<br />

Suların kirlenme sorunu, hiç şüphesiz çağdaş medeniyetin doğal ortamı bozmasının<br />

en fazla endişe verici görüntülerinden birini oluşturmaktadır. Eğer insan faaliyeti kısa ve uzun<br />

vadede, kirlilik etkenlerinin tamamını engelleyemezse yakın bir zamanda kara ve okyanus<br />

sularının kirliliği çağdaş bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Su krizi zaten dünyanın en<br />

önemli sorunlarından biridir.<br />

Su kirliliğinin etkileri ve mekanizması, bütün zararları iyi bilinmesine rağmen,<br />

üzerinde pek durulmamaktadır. Kirli ajanların tabiatı, biyolojik faaliyet türleri, çok sayıda<br />

çalışmaya konu olmuştur. Ancak konu çok karışıktır, çünkü bir çok katı madde suda eriyebilir<br />

veya süspansiyon halinde ortaya çıktığı bölgelerin çok uzağına sürüklenebilir ve orada<br />

ortaya çıkar. Su ortamındaki bu homojenliğin sonucu suya bulaşan kirleticiler akış yönünde<br />

bulunan bütün organizmalar üzerinde faaliyetlerini sürdürürler ve hatta aynı şekilde açık<br />

deniz ya da deniz kıyılarındaki bölgelerde aynı etkiyi gösterirler.<br />

Suların kirlenmesinde bir başka önemli sorun da erimiş oksijen azlığıdır. Atmosfer<br />

çok kirlenmiş olsa bile, çok ender durumlar dışında, normalde eşdeğer konsantrasyonu<br />

içermesine rağmen, sudan tamamen farklıdır.<br />

61


Suların kirlenmesinde bir başka etkeni de zirai mücadele için yapılan ilaçlamalarda,<br />

havadaki ilaç zerrelerinin rüzgarla sulara taşınması oluşturmaktadır. Ayrıca asit yağmurları<br />

da kirliliği arttırmaktadır. Havadaki kirleticilerin yağışlar ve rüzgar gibi atmosferik etkenlerle<br />

uzun mesafelere taşınması ve yerüstü sularına karışması sonucu su kirliliği meydana<br />

gelmektedir.<br />

Bilindiği gibi pH skalası 7,0’nin altındaki değerler asidik, 7,0’nin üstündeki değerler<br />

ise alkalidir. Dolayısıyla 7,0’nin altında asidite artmaktadır. pH’ın 6,0’dan 5,0’e düşmesi<br />

asiditede 10 katlık, 6,0’dan 4,0’e düşmesi ise 1<strong>00</strong> katlık bir artış ifade eder. Yağmur suları<br />

genellikle hafif asidik ise de pH değeri 5,6’nın altında olan yağışlar “asit yağmuru” olarak<br />

adlandırılır.<br />

Sanayileşme ve kentleşmeye bağlı olarak Amerika ve Avrupa’da asit yağmurları<br />

büyük önem kazanmıştır. Örneğin İsveç ve Batı Avrupa’da yağmur suyunun pH araştırması<br />

(Oden.1969) göstermektedir ki yağmur suları, yıldan yıla daha asitli olmaya başlamıştır.<br />

C.4.1.2. Toprak Üzerine Etkileri :<br />

Toprak hiç şüphesiz yerleşme, besin ihtiyacı ve yaşam ortamı olarak biyosferin önemli<br />

unsurlarından birini oluşturur. Bunun dolaylı veya dolaysız kirlenmesi, canlılar açısından son<br />

derece önemli problemleri de beraberinde getirmektedir. Toprağın kirlenmesi su ve havaya<br />

oranla daha karışık olduğu için düzeltilmesi de o oranda zor ve masraflı olmaktadır.<br />

Hava kirliliğinin aksine toprağın kirlenmesi şehirlerden çok özellikle kırsal kesimi<br />

ilgilendirir. Endüstri merkezleri olan büyük şehirlerde ve endüstri bölgelerinde hava kirlenmesi<br />

çok sık görülür. Ancak her şeyden önce bazı modern zirai tekniklerin yayılması sonucu<br />

da toprak kirlenmektedir. Bugün gelişen modern tarım teknolojisi artan miktarlarda besin<br />

üretmektedir. Halbuki tarıma elverişli olmayan toprakların kullanılması ve endüstrileşme,<br />

nüfus artışının bir sonucu olarak şehirlerin gelişmesi, ekilebilir ve kullanılabilir tarım<br />

alanlarını azaltmıştır.<br />

Modern tarım ilaçları ki çoğu kimyasal maddelerdir ve üretimi arttırmak için<br />

kullanılır ancak yüksek dozlarda devamlı olarak kullanıldığında içerdiği zehirli maddeler<br />

sebebiyle toprağı kirletir. Toprak kirlenmesi de üzerinde yaşamakta olan canlıları çok yönlü<br />

etkilemektedir. Atmosferdeki aerosol şeklindeki ağır metaller (civa, molibden, kurşun,<br />

kadmiyum vb.) atmosfer hareketleriyle toprağa düşerler ve sonuçta kirlenmeye sebep<br />

olurlar. Ayrıca yüzeysel sularla sürüklenen fosfat ve nitrat artıkları yer altı sularını kirletir.<br />

Dolayısıyla toprak, atmosfer ve hidrosfer arasında zorunlu bir geçit oluşturur.<br />

C.4.1.3. Flora ve Fauna Üzerindeki Etkileri :<br />

Atmosfer kirliliği bütün hayvan türleri üzerinde kötü etki yapmaktadır. Atmosfer<br />

kirliliği bazen biyosonöz üzerinde yıkıcı bir etki yaparak yalnız tabiatın korunması<br />

bakımından değil aynı zamanda zirai çevrede (kültür bitkileri ve ormanlar) ve insan sağlığı<br />

üzerinde de son derece etkilidir.<br />

Gerek çiçeksiz gerekse çiçekli bitkiler hava kirliliğine karşı çok hassastırlar. Bitkiler<br />

arasında özellikle çamların ve likenlerin etkilenme dereceleri çok fazla olup, bunlar biyolojik<br />

kirlenmenin endikatörleri olarak kabul edilirler.<br />

62


SO 2<br />

, yalnız atmosferi büyük ölçüde kirleten bir madde değil aynı zamanda havada çok<br />

yüksek oranlarda bulunduğunda bitkiler için zehirleyici etkiler yapmaktadır. Bu kirleticinin<br />

kötü etkileri yüzyıla yakın bir süreden beri bilinmektedir.<br />

SO 2<br />

, yapraklı bitkilerde yaprak dokusu bozukluklarına sebep olarak buradaki iletim<br />

demetlerini etkilemektedir.<br />

Kültür bitkileri arasında yem bitkileri (özellikle kaba yonca), pamuk, hindiba, marul<br />

en hassas olanlarıdır. Sonra hububat ve turpgiller gelir. Mısır, armut, elma ve badem bu gaza<br />

karşı daha toleranslıdır.<br />

Tarla yabancı otları ile yol kenarlarındaki arsız otlar da bir evvelkiler kadar SO 2<br />

gazına hassastırlar. Bu arada bazıları örneğin Anagallis arvensis, Stellaria media, Plantago<br />

lanceolata SO 2<br />

gazına karşı oldukça dayanaklı bitkilerdir. Bunların bolluğu bir yerde bu<br />

gazın kirletici etkisini belirleyen biyolojik endikatörler olarak kabul edilir.<br />

Kozalaklı bitkilerden Sarı Çam ( Pinus sylvestris) ve Göknar ( Abies sp.) türleri<br />

SO 2<br />

’e en hassas olanlarıdır. Bilhassa Orta Avrupa’da ve İngiltere’de, bu türler atmosferin<br />

SO 2<br />

gazı ile kirlenmesi sonucu, çok fazla tahrip olmuşlardır.<br />

Yapraklarını döken ağaçlardan Kayın ve Kestane türlerinin yaprakları kükürtten bile<br />

çok etkilenmekte ve yaprak dokuları hemen bozulmaktadır.<br />

Havada SO 2<br />

gazı 1 ppm yoğunluğa ulaştığında bitkilerin yaşaması zorlaşır. Çiçekli<br />

bitkilerin büyük kısmı 0.1 ppm yoğunlukta etkilenmeye başlarlar ve bu yoğunluk bir üst<br />

sınır oluşturur. Mantarlar, SO 2<br />

veya kükürtten türemiş gazlara karşı çok hassastırlar. Yalnız<br />

bu madde bazı kültür bitkilerinde patojenlere karşı korunmada kullanılmaktadır.<br />

Likenler de, SO 2<br />

gazına karşı son derece hassastırlar ve SO 2<br />

yoğunluğu 35 ppb ye<br />

ulaştığında tamamen yok olmaktadırlar. Halbuki büyük şehirlerdeki SO 2<br />

miktarı ortalama<br />

1<strong>00</strong> ppb’dır. Bu sebeple birçok liken, SO 2<br />

ile kirlenmeden ötürü bu şehirlerde kaybolmuştur.<br />

İngiltere’de Belfast’da şehir merkezinden uzaklaştıkça ağaç gövdeleri üzerinde yaşayan<br />

likenler artmaktadır ( Fenton, 1961-1964). Başka bir deyişle SO 2<br />

oranı atmosferde arttıkça<br />

likenler yok olmaktadır.<br />

Likenlerin SO 2<br />

gazlarına karşı çok hassas olmalarının nedeni, kabuk veya taşlar<br />

üzerinde beslenme elementlerince fakir veya steril substratların üzerinde epifit yaşayan bu<br />

çiçeksiz bitkilerin çok özel ekofizyolojik durumlarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca likenler<br />

yoğunluğu son derce azalmış sıvılardaki çeşitli maddeleri absorbe etme kapasitesine sahiptir.<br />

Çünkü kendileri için mutlaka gerekli olan mineral maddeleri sadece yağmur sularıyla toprağa<br />

taşınmış veya erimiş bileşiklerden alırlar.<br />

Kirlenmiş atmosferde bulunan azotlu bileşiklerden (PAN) peroksiaçil nitrat,<br />

yaprakların alt yüzeyinde metalik veya gümüş cam renginin oluşmasıyla karakterize edilir. Bu<br />

görüntü parankima dokusu hücrelerindeki boşluklarda bu gazın sıkışmasıyla oluşmaktadır.<br />

Ozon da bitkiler için çok tehlikelidir. Bunun etkisi 50 ppb’den sonra görülmeye başlar<br />

ve 1<strong>00</strong> ppb’den sonra ise otsu ve odunlu bitkiler solmaya başlar. Bu durum bilhassa yaprağın<br />

üst yüzünde dağılmış siyah lekelerin görünmesiyle kendini gösterir. Son zamanlarda ozonla<br />

63


SO 2<br />

arasında bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. 1<strong>00</strong> ppb yoğunluğunda ozon ve SO 2<br />

gazı<br />

karıştığında bitkilere zehir etkisi yapmaktadır.<br />

Otomobillerin eksozlarından atmosfere yayılan kurşun daha sonra bitkilere ve toprağa<br />

geçer ve burada az eriyebilir olduğu için uzun zaman kalabilir. Ruhling ve Tyler (1968)’de<br />

kurşunun yosunlarda (Hypnum, Hyloconium, Pleurozium) biriktiğini göstermişlerdir.<br />

Kurşun miktarının artması bitkilerde dokunun çoğalmasına neden olmaktadır. Özellikle<br />

kültür bitkileri kurşun kirlenmesine karşı çok hassastır.<br />

Atmosfer kirliliği kültür bitkilerine olan kötü etkileri sonucunda milyonlarca dolar<br />

zarara sebep olmaktadır (ABD’de 1968’de yarım milyar dolar). Ayrıca atmosfer kirliliğinin<br />

orman toplulukları üzerine olan etkileri sonucu Avrupa’da binlerce hektar orman yok<br />

olmuştur.<br />

Belirli bir yerdeki kirli hava etkisini daha çok dolaylı bir şekilde gösterir ve sonuçta<br />

zehirlenmelere sebebiyet verir.<br />

Flor da, zehirleyici bir elementtir. Normal fizyolojik reaksiyonlar içerisinde bitkiler<br />

için rolü sınırlıdır.<br />

Sığır ve koyunlar flordan, besin zinciri içerisinde bulaşma yolu ile yavaş yavaş<br />

zehirlenirler. Flor, metabolizması yapılamayan bir maddedir ve bitkilerde stoplazma<br />

içerisinde birikmektedir. Kuru dokuda 2<strong>00</strong>0 mg/kg sınırına varabilir. Flor gazı türevleri<br />

bitkilere stomalar yolu ile girer. Diğerleri erimeyen toz parçaları şeklinde toprağa düşer ya<br />

da erimiş olarak nehir suyuna ve oradan da bitki kökleri yolu ile alınır. Monokotil bitkilerden<br />

Zambaklar (Lilium), Gensiyanlar (Gentiana), koniferlerden Sarı Çam (P. Sylvestris),<br />

Göknar (Abies) flor kirlenmesine karşı çok hassastır. Kültür bitkilerinden meyva ağaçları<br />

da çok fazla etkilenmektedir. Örneğin aluminyum fabrikasına yakın yerlerde bulunan şeftali<br />

ağaçlarının tümü yok olmuştur. Çamlar atmosferdeki flor yoğunluğu 60-1<strong>00</strong> ppb’ye eriştiği<br />

zaman yapraklarında siyah ölü noktalar oluşabilmektedir.<br />

İşte bu bitkilerle beslenen hayvanlar yüksek dozda flor aldıklarında (vücut ağırlığının<br />

her kg’ı için 1.5 mg’dan fazla) floroz adı verilen kronik bir zehirlenmeye veya hastalığa<br />

neden olur. Floroz, artan dozlarda çeşitli bozukluklara sebep olur. Örneğin organizma daha<br />

az dayanıklı hale gelir ve damarlı bir yapı oluşur. Sonra kemiklerde deformasyon gözlenir.<br />

Florla kirletilen bir besin uzun süre yenecek olursa, evcil hayvanlarda kan bozukluğuna<br />

(kaseksi) sebep olur. Koyun ve sığırlarda kan bozukluğu durumu flor yoğunluğu 30-50<br />

ppm’e çıktığı zaman gerçekleşir. Bu miktarın koyun ve domuzlarda 1<strong>00</strong> ppm, tavuklarda ise<br />

3<strong>00</strong> ppm’e kadar çıktığı saptanmıştır. Süt hayvanlarında ise sütün azalması yanında sütün<br />

yağ oranı da düşer.<br />

Florozdan ölen hayvanlarda yapılan otopsilerde böbrek ve böbreküstü bezlerinde<br />

nekroz’lar (ölü siyah noktalar) ve böbrek kanallarında doku bozuklukları gözlenmiştir.<br />

Arılar da flor kirlenmesinden çok fazla etkilenen hayvanlar arasındadır. Atmosfere<br />

bulaşan diğer bir kirletici kurşun olup ciddi rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Bu element<br />

evcil hayvanlar tarafından yutulduktan sonra etkileri mevzii kalmaktadır. Haddehane ve<br />

mineral çıkarılan yerlerde otlayan hayvanlarda kurşun kirlenmesi tespit edilmiştir.<br />

64


C.4.1.4. İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri :<br />

İnsan, atmosfer kirliliğinin etkilediği canlılardan birini oluşturmaktadır. Bugünkü<br />

araştırmalar göstermiştir ki şehirler en çok kükürt bakımından kirlenmektedir. Bu kirlenme<br />

etkisini gizli bir şekilde 10 yıl gibi uzun sürelerde göstermektedir.<br />

Klinik anketler şehirlerde ölümlerin ve hastalıkların artmasını, havada SO 2<br />

dumanının<br />

artmasına bağlamaktadır. Bu konuda en belirgin örnek 1952 yılında Londra’da yaşamış<br />

ve 5-9 Aralık 1952’de 4<strong>00</strong>0 insan SO 2<br />

gazından ölmüş ve binlerce insan da diğer akciğer<br />

rahatsızlıklarına yakalanmıştır.<br />

Otomobillerin eksozlarından çıkan peroksiasetil nitrat gözlerde kanlanmaya sebep<br />

olmaktadır. Amerika’da Los Angeles’te meydana gelen peroksiasetil nitrat kirlenmeleri ciddi<br />

rahatsızlıklara sebebiyet vermiştir.<br />

Atmosfer kirliliğinin kronik etkileri, insan sağlığına olan zararlarıdır. Bunlar arasında<br />

kronik bronşitler, astım ve nihayet akciğer kanserleri gelmektedir.<br />

İngiltere’de endüstri merkezlerinde ölenlerin % 10’u kronik bronşitten olup bunların<br />

% 21’ini 40-59 yaşları arasındaki insanlar oluşturmuştur. Kronik bronşitin en yoğun şekli<br />

Japonya’da Kawasaki şehrinde yaşanmıştır. Burada şehir nüfusunun % 60’ı kronik bronşite<br />

yakalanmıştır. Bu durum yani kronik bronşit önce kuru öksürük ve balgam çıkarma şeklinde<br />

başlamış bilehare gittikçe solunum sıkıntısı, solunum yetersizliği ve bu da kalp yetersizliğini<br />

doğurmuştur.<br />

Sigara dumanı da müzmin bronşite sebep olmaktadır. 40 yaşından sonra sigara<br />

içenler içmeyenlere oranla % 1 daha fazla etkilenmektedir.<br />

Atmosfer kirliliği maalesef hastalıkların artmasına da sebep olmaktadır. Amerika<br />

ve İngiltere’de yapılan araştırmalar göstermiştir ki havada günlük SO 2<br />

gazı miktarının<br />

yükselmesi hidrokarbonların devamlı yanması, şehirlerde kronik bronşitten ölenlerin sayısını<br />

arttırmıştır.<br />

Akciğer amfizemleri özellikle atmosfer kirliliğinin yoğun olduğu şehirlerde görülen<br />

bir solunum rahatsızlığıdır. Bu hastalık, solunum parankimasının elastikiyetini kaybetmesine<br />

ve çeperlerde incelme sonucu akciğerlerdeki alveollerin açılmasına neden olmaktadır. Bu da<br />

akciğer kanamalarına sebebiyet verir.<br />

Atmosferdeki tozların alerjik bünyelerde astıma sebep olması büyük şehirlerde<br />

yine kirlenme sonucu oluşur ve solunum sisteminde çok büyük sıkıntılara sebep olur. Şehir<br />

atmosferinde benzantren, floranten ve benzopiren gibi kanserojen polisiklik hidrokarbonların<br />

bulunması, kanserin yayılmasında önemli bir rol oynamaktadır.<br />

C.4.2. Yapay Çevreye Olan Etkileri<br />

C.4.2.1. Görüntü Kirliliği Üzerine Etkileri :<br />

Üretildiği coğrafi yere ve enleme göre, partiküllerin havadaki miktarı ve şeklinde<br />

önemli derecelerde azalma ve yükselmeler görülür.<br />

65


Aerosollerin yoğunluğu, normal atmosferde 1 m 3 ’te 10 7 partikül, endüstrinin yoğun<br />

olduğu kirli atmosferde ise 1 m 3 ’te 2x10 9 ’dan fazladır. Aitken partiküllerin miktarına gelince;<br />

bu, dağların en ücra köşesinde 1<strong>00</strong>x10 8 / m 3 , kirli büyük şehir havasında 50x10 11 / m 3 olarak<br />

ölçülmüştür. Şehirlerdeki havada tozların ortalama miktarı 0.06-0.1 µ gr/m 3 ’tür.<br />

Aerosollerin atmosfere dağılışı homojen değildir. Aerosoller atmosferin alt<br />

tabakalarında çok boldur, troposferin üzerinde ise çok azalır, sonra stratosferde 16-28<br />

kilometrelerde tekrar artar. İnsan toprak seviyesindeki havada meydana getirdiği bulanıklıkla<br />

önemli bir müdahalede bulunur. Buna karşılık stratosfer tabakasındakiler tamamen tabii<br />

kökenlidir. Bu tabaka volkanik tozlardan, meteorit partiküllerinden ve kükürtlü hidrojenle,<br />

atmosferdeki amonyağın kükürtlü gazlarla oluşturduğu amonyum sülfat parçacıklarından<br />

oluşur. İnsanlar tarafından oluşturulan aerosoller, vejetasyonun oluşturduğundan daha<br />

fazladır. Vejetasyon her yıl atmosfere önemli miktarlarda terpenler bırakır. Bu sıvı parçacıklar<br />

tropikal bölgelerde uydulardan mavimsi buhar şeklinde görülür. Atmosferdeki aerosollerin<br />

yoğunluğu coğrafi yere ve enlem derecesine göre değişmektedir. Gerçekten biyosferde<br />

partiküllerle yükü geniş bir bölge ile az yüklü diğer bir bölge mevcuttur. Keza Amazon,<br />

Ekvator Afrika’sı ve Güneybatı Asya üzerinde aerosollerden meydana gelen mavimsi sis<br />

tabakası mevcuttur. Endüstrinin yoğun olduğu Kuzey Amerika ve Avrupa’da gri renkte bir<br />

toz tabakası görülür.<br />

Yapılan araştırmalar sonucu son 10-20 yılda atmosferdeki aerosollerin artma eğiliminde<br />

oldukları saptanmıştır. Hodge (1971) son çeyrek asırda atmosferin geçirme katsayısının % 9<br />

oranında azaldığını göstermiştir. Bu da bize bu zaman sırasında atmosferin saydamlığının 2<br />

kat kadar azaldığını göstermektedir. Davitalia (1965) Kafkas Dağlarının yüksek seviyelerinde<br />

bir yıl sırasında önemli miktarda toz yığıldığını göstermiştir. Bu araştırmacı bu dağlardaki<br />

karlarda toz miktarının 1930-1963 yılları arasında 20 kat arttığını gözlemiştir. Araştırıcılar<br />

bunu Sovyet endüstrisinin bu yıllardaki gelişmesine bağlamaktadır.<br />

Bryson ve Wenland bulanıklığın artma sebepleri arasında en belirgin faktörün<br />

son yıllarda kuzey yarım kürede endüstri faaliyetlerinin artmasına bağlamaktadır. Ayrıca<br />

volkanizma faaliyetleri de havadaki partiküllerin artmasına sebep olmaktadır.<br />

Modern endüstri faaliyetleri şüphesiz troposferde aerosollerin miktarını arttırmaktadır.<br />

Diğer taraftan stratosferde azot ve kükürt gazı bileşikleri derhal yeni partiküller oluşturur ve<br />

bunlar muhtemelen Aitken çekirdekleri etrafında kondenzasyonla oluşurlar.<br />

Bölgesel veya mezoiklim ölçeğinde meteorolojik değişmeler atmosfer kirliliğine<br />

bağlıdır. Çok kirlenmiş şehir bölgelerinin mezoiklimleri hissedilir derecede değişikli<br />

gösterir.<br />

Burada birinci etki güneşlenme üzerine dolayısıyla toprağın aydınlanmasına etki<br />

edecektir. Bu, mevsimlere bağlı olarak azalabilir. Ayrıca kış şartlarında sis oluşacaktır.<br />

Bu duman (smog) olayı yüzyılımızın başından beri endüstri şehirlerinin korkulu rüyası<br />

olmaya devam etmektedir. Şehirler üzerinde durgun havalarda, sıcaklık terselmesi olmadığı<br />

zamanlarda, kirliliğinin meydana getirdiği bir tabaka veya kubbe oluşur. Bu tabaka sarıesmer<br />

renktedir ve azot peroksit (NO 2<br />

) oluşumuna sebep olur.<br />

Toz ve gazların şehir üzerinde oluşturduğu bu kirli kubbe ancak rüzgar veya yağmurla<br />

dağılır. Şu da var ki yıkarı doğru hava hareketleri kirlenme kubbesini besleyerek yağışlara<br />

66


sebep olur. Tozlar, özellikle benzinli motorlarda çıkan kurşunca zengin partiküller atmosfer<br />

nemi için etkili kondenzasyon çekirdeklerini oluşturur ve şehir çevrelerinde etkili yağışlar<br />

neden olur.<br />

Sisin veya dumanın bulunmadığı, fakat kirli tabakanın (kubbenin) bulunması, durgun<br />

havalarda kuvvetli bir radyasyon absorbsiyonuna neden olur. Bu durum şehirlerde görüş<br />

mesafesini büyük ölçüde engeller.<br />

KAYNAKLAR:<br />

AKMAN, Çevre Kirliliği ve Ekolojik Etkileri, 1996<br />

Adana İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />

Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Trafik Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfı, 2<strong>00</strong>4<br />

ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />

ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />

67


D. SU<br />

D.1. Su Kaynaklarının Kullanımı<br />

D.1.1. Yer altı Suları :<br />

İl sınırları içinde Ardahan ve Göle ovalarında DSİ tarafından Planlama Kademesinde<br />

Hidrojeolojik Etüt yapılmıştır. Buna göre;<br />

Ardahan Ovası:<br />

Neojen yaşlı, kalınlığı 50-3<strong>00</strong> m arasında değişen kil, kum, silt, çakıl ihtiva eden<br />

tortul tabakalardan ve bunun üzerine gelen kalınlığı 5-25 m arasında olan Kura Nehri ve yan<br />

kollarının oluşturduğu birimlerden meydana gelmektedir.<br />

Ovanın yer altı suyu etüdünü yapmak amacıyla 15 adet araştırma ve 4 adet içme suyu<br />

kuyusu açılmıştır. Kuyu derinlikleri <strong>12</strong>-325 m, statik seviye 1-4 m, dinamik seviye 6-27 m.,<br />

verimleri 1-20 lt/s arasında değişmektedir. Ovada akifer özelliği taşıyan formasyon, kalınlığı<br />

5-25 m arasında değişmektedir.<br />

Göle Ovası:<br />

Neojen yaşlı, kalınlığı 3<strong>00</strong> m’yi bulan kil, silt, kum ve çakıl ihtiva eden tortul<br />

tabakalardan ve bunun üzerine gelen kalınlığı 8-10 m arasında değişen alüvyon birimlerden<br />

meydana gelmektedir.<br />

Ovanın yer altı suyu etüdünü yapmak amacıyla 10 adet araştırma su sondaj kuyusu<br />

açılmıştır. Kuyu derinlikleri 17-295 m., statik seviye 1-<strong>12</strong> m, dinamik seviye 2-20 m, verim<br />

2-25 lt/s arasında değişmektedir. Ovada akifer özelliği taşıyan formasyon, sedimantasyona<br />

eşlik eden volkanizma sonucu oluşan tüf ve neojenin kumlu çakıllı seviyeleridir.<br />

Ardahan ve Göle ovalarının yer altı suyu potansiyeli 40 hm³/yıl olarak hesaplanmıştır.<br />

Posof Havzası:<br />

Posof Havzasında yer altı suyu ile ilgili olarak yalnızca Köy Hizmetleri tarafından<br />

açılan su kuyuları sayesinde sayısal veri elde edilmiştir. Başta litolojik özellikler olmak<br />

üzere, topografik durum, doğal bitki örtüsü ve iklim özellikleri dikkate alındığında, Posof<br />

Havzasında yer altı suyu gelişimi için, uygun şartlar taşımadığı görülür. Nitekim, akarsular<br />

tarafından dar ve derin vadilerle parçalanmış olan havzada, topografya oldukça engebeli<br />

bir görünüm kazanmıştır. Kısa mesafelerde yükselti farklarının fazla olması, eğimin<br />

artmasına neden olurken, suyun zemine sızmasını da büyük ölçüde engellemektedir.<br />

Bu durum, sahada yer altı suyu gelişimini olumsuz yönde etkileyen önemli bir faktör olarak<br />

ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan, Posof Çayının her iki tarafında da yaygın olan volkanik<br />

kayaçlar zeminin sızma kapasitesini azaltmaktadır.<br />

Yine eğim değerlerinin %35-40’dan fazla olması nedeniyle, yağmur sularının büyük<br />

bir kısmı zemine sızmadan yüzeysel akışa geçmektedir. Posof Çayı Havzasında, yer altı suyu<br />

69


oluşumunu ve gelişimini güçleştiren bu olumsuz şartlara rağmen, Posof Çayı vadi tabanına<br />

yakın kesimlerde, çok sayıda soğuk su kaynağı bulunmaktadır. Sahanın sık bitki örtüsüyle<br />

kaplı nispeten az eğimli yamaçlarında, andezit ve bazalt gibi geçirimsiz kayaçların, yarık<br />

ve çatlakları boyunca, yüzey suları yer altına sızarak, bu kaynakları meydana getirirler.<br />

Nitekim, çoğu güneybatı-kuzeydoğu yönlü ana fay hatları çevresinde, sıralı diziliş gösteren<br />

söz konusu kaynaklar, sahada yağış miktarının yeterli ve nispeten düzenli dağılımı ile yıl<br />

boyunca beslenirler. Genellikle, yağış suları ile beslenen yer altı suyu, yağış miktarının yıl<br />

içerisinde gösterdiği grafiğe paralel olarak maksimum seviyeye <strong>May</strong>ıs ve Haziran aylarında<br />

ulaşır. Yer altı sularının maksimum seviyeye ulaştığı bu aylarda, dar sahalı olsa da taban<br />

suyu seviyesinin yüzeye çok yaklaşması sonucu dik vadi yamaçlarında yer yer basınçları<br />

artan kaynak suları artezyen yapmaktadır.<br />

Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />

Harita 17. Posof Çayı Havzasının Hidrografya Haritası<br />

Havzada yer altı suyu potansiyelinin en fazla olduğu kesim, Türkgözü, Binbaşıeminbey<br />

ve Gürarmut Köyleri çevresindeki nispeten az eğimli sahalardır. Bu kesimlerde, yer altı<br />

suyunun yüzeye yakın olması, söz konusu alanda heyelanlar sonucu oluşan göllerle ilgilidir.<br />

Yine Posof Çayının güneyinde, Alköy doğusundaki sık bitki örtülü ve dolayısıyla da, kalın<br />

toprak tabakalı yüzeylerde zemine sızma nispete fazladır. Posof Çayı vadisinin yukarı<br />

kesmindeki orman örtüsünden yoksun alanlar yer altı suyu bakımından oldukça fakirdir.<br />

Gerek yıllık yağış miktarının yüksek ve yıl içerisindeki dağılımının nispeten düzenli<br />

olması gerekse de, akarsu şebekesinin oldukça sık olması, havzada içme ve kullanma suyu<br />

sorununu yaratmamaktadır.<br />

70


Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün İl genelinde yaptığı su sondajları<br />

sonucunda elde edilen statik ve dinamik su seviyeleri aşağıdaki gibidir:<br />

Tablo <strong>12</strong> . Ardahan İlinde Mevcut Su Kuyuları ve Su Seviyeleri<br />

Sıra<br />

Su Kuyunun Açıldığı İlçe<br />

Kuyu Derinliği Statik Su Dinamik Su<br />

No<br />

İlçe<br />

Köy-Mevkii<br />

(m) Seviyesi (m) Seviyesi (m)<br />

1 Merkez Çobanlı 132 64 85<br />

2 Merkez Ömerağa 80 11,3 19,3<br />

3 Merkez Kocaköy 170 75 88<br />

4 Merkez 25.Mek.Piy.Tugayı 94 0 15,1<br />

5 Merkez Köy Hizm. İl Md. 90 49 55<br />

6 Merkez Dağcı 76 37,5 53<br />

7 Merkez Hasköy 26 0 5,1<br />

8 Merkez Küçük Sütlüce 170 130 146<br />

9 Merkez Alagöz 146 83 105<br />

10 Merkez Çağlayık 140 83 105<br />

11 Merkez Ortageçit 84 21 78<br />

<strong>12</strong> Merkez Tazeköy 32 2 15<br />

13 Göle Yiğitkonağı 92 14,2 18,8<br />

14 Göle Ballıtepe 76 24,5 28,6<br />

15 Göle Askeri Garnizon 150 51,70 62<br />

16 Göle Samandöken 31 0 24<br />

17 Göle Gülistan 37 0,9 4<br />

18 Göle Çayırbaşı Jand.K. 54,6 4,5 11<br />

19 Göle Ağılyolu 27 0 11,5<br />

20 Göle Tahtakıran 40 5 29<br />

21 Göle Yeni Demirkapı 60 1 40<br />

22 Çıldır Kayabeyi 236 80 96<br />

23 Çıldır Eski Beyrehatun 166 106 142<br />

24 Çıldır Kurtkale 96 31,5 38,5<br />

25 Posof Yurtbekler 24 0 22,5<br />

26 Damal Eskikılıç 148,4 0,3 ?<br />

27 Hanak İncedere 132 50 91,5<br />

28 Hanak Çayağzı 78 33 35<br />

Kaynak: Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

D.1.2. Akarsular :<br />

Ardahan İli sınırları içinde bulunan nehir ve derelerin en düşük ve en yüksek debileri<br />

ise şöyledir;<br />

Sıra<br />

No<br />

Tablo 13. Ardahan İli Sınırları İçinde Bulunan Nehir ve Derelerin Akım Gözlem İstasyonları Debileri<br />

İstasyon No Suyun Adı İstasyonun Adı<br />

En Düşük<br />

Debisi<br />

(m 3 /sn)<br />

En Yüksek<br />

Debisi<br />

(m 3 /sn)<br />

Ortalama<br />

Debi<br />

(m 3 /sn)<br />

1 24-18 Kantarlı Çayı Çayağzı 1,21 22,45 5,49<br />

2 24-50 Kayınlık Dere Balçeşme 0,53 7,95 2,08<br />

3 24-53 Kura Nehri Çatalköprüler 2,50 43,40 11,50<br />

4 24-63 Cot Suyu Koyunpınar 0,57 15,65 3,31<br />

5 24-65 Türkmendere Senemoğlu 0,26 5,64 1,40<br />

6 24-68 Kur Suyu Duraçam 0,23 10,74 2,09<br />

7 24-80 Posof Çayı Posof 2,57 15,50 5,50<br />

8 24-86 Hanak Çayı Hanak 0,51 11,31 1,98<br />

Kaynak: DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 14. Ardahan İli Periyodik Akım Ölçüm Sonuçları (2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>4 Yılları Ortalaması)<br />

71


Sıra<br />

No<br />

Suyun Adı<br />

İstasyonun Adı<br />

Ortalama Debi<br />

(m 3 /sn)<br />

1 Hasköy Ardahan Mrkez 0,283<br />

2 Çataldere Değirmenli Köyü 0,285<br />

3 Dağevi Çataldere 0,029<br />

4 Tora Dere Ardıçdere Köyü 0,073<br />

5 Gölebakan Köyü Çıldır 0,429<br />

6 Gölbelen Köyü Çıldır 0,163<br />

7 Damlıca, Karakale, Taşdeğirmen Çıldır 0,253<br />

8 Gırman Çayı Posof 0,3<strong>12</strong><br />

9 Çambeli Köyü Posof 0,097<br />

Kaynak: DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 20. Cot Suyundan Bir Görünüm ve Ormanların Su Rejimine Katkısı (Göle)<br />

Tablo 15. Ardahan İline Ait Akarsuların Özellikleri<br />

Adı<br />

Toplam<br />

Uzunluğu<br />

(Km)<br />

İl Sınırlarındaki<br />

Uzunluğu (km)<br />

OrtalamaDebisi<br />

(m³/sn)<br />

Hanak Çayı 11 11 1,98<br />

Kayınlık Deresi 16 16 2,08<br />

Kür Çayı 51 51 2,09<br />

Kura Nehri 1523 76 11,50<br />

İl Sınırları İçindeki Başlangıç ve Bitiş<br />

Noktaları<br />

Komer Köyünden başlayıp Cot suyu ile<br />

birleştiği yerde biter<br />

Balçeşme Köyünün 1 km mansabından başlayıp<br />

Fatmaçayır deresinin birleştiği yerde biter<br />

Tellioğlu Köyünün 1 km mansabından başlayıp<br />

Fatmaçayır deresinin birleştiği yerde biter<br />

Çatalköprü Köyünün 7 km güneybatısından<br />

başlayıp ülke dışına çıkar<br />

Posof Çayı - 19 5,50 Posof ilçesinden başlayarak ülke dışına çıkar<br />

Türkmen Deresi 14 14 1,40<br />

Gedik Köyünün 1,5 km kuzeyinden başlar ve<br />

Göle’nin Sorni deresi 3 km kuzeyinde biter<br />

Kantarlı Çayı - - 5,49<br />

Cot Suyu - - 3,31<br />

Kaynak: DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

72


Harita 18. Ardahan İli Hidrografya HaritasıKura Nehri:<br />

73


Kura Nehri :<br />

Yurdumuzda Doğu Anadolu Bölgesi’nden doğup Azerbaycan topraklarında Aras<br />

Nehri ile birleşerek Hazar Denizi’ne dökülen Kura Nehri’nin toplam 1515 km. olan<br />

uzunluğunun 189 km.’lik bölümü Türkiye sınırları içindedir.<br />

Kura Nehri, Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğu kesimindeki Allahuekber<br />

Dağları’nın kuzey yamaçlarından doğan Kayınlıkdere, Türkmendere (Sami Deresi) ve Kura<br />

(Kür) Çayı’nın, Göle Ovasının kuzeybatısında birleşmesiyle oluşur. Kura ya da Kür adı, bazı<br />

kaynaklarda ırmağın tümü için kullanılır. Kura, Göle ovasının kuzeybatısında Yiğitkonağı<br />

Köyü’nün eski adıyla anılan dar ve derin Türkeşen Boğazı’na girer. Güneydoğu-kuzeybatı<br />

doğrultusunda 32 km. boyunca uzanan boğaz, birer çöküntü alanı olan Göle ile Ardahan<br />

ovalarını birbirine bağlar. Nehir, Türkeşen Boğazı’nı geçerken yer yer menderesler oluşturur.<br />

Uğurlu Dağı ile Kılıç Dağı arasına sıkışmış olan boğazda, bu dağlardan gelen küçük kolları<br />

içine alır. Ardahan Ovasına ulaştıktan sonra Yalnızçam Dağlarının yamaçlarında ve çevredeki<br />

yüksek platolardan gelen pek çok dereyi de alarak, o çöküntü alanının güney kenarı yakınında<br />

menderesler oluşturur. Yatağın bu kesiminde kopuk menderesler ve ırmağın eskiden daha<br />

kuzeyde aktığını gösteren terkedilmiş yataklar vardır. Ardahan’ın batısında yer alan Dedegül<br />

Köyünün güneyindeki terkedilmiş yatağın uzunluğu 2 km.’yi aşar. Ovanın doğusunda Ardahan<br />

ile Sugöze Köyü arasında bir çok terkedilmiş yatak ve menderes yeniği vardır. Ardahan<br />

Ovası’nda akarsu eğiminin çok az olması bu yüzey şekillerinin oluşmasına yol açmıştır.<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 21. Kura Nehri Kaynağı Kura Çay Yeniköy Civarından Bir Görünüm<br />

Kura Nehri, Ardahan Ovası’ndan sonra kuzeydoğuda gene dar ve derin, ama Türkeşen<br />

(Yiğitkonağı) Boğazı’ndan çok da uzun olan Miyalashor Boğazı’na girer. Miyalashor Boğazı,<br />

genellikle güneybatı, kuzeydoğu doğrultusunda 65 km. boyunca Gürcistan sınırına kadar<br />

uzanır. Kura Nehri daha önceleri olgunluğa erişmiş eski vadi içerisinde akarken, sonradan<br />

74


derine doğru yatağını şiddetle kazarak bugünkü boğazı oluşturmuş ve geniş bir oluk<br />

biçimindeki eski vadilerinin tabanı yukarıda kalmıştır. Bunlar, günümüzdeki vadi tabanından<br />

2<strong>00</strong>-3<strong>00</strong> m. yükseklikte yer alan ana kaya şekilleri ve terkedilmiş akarsu yataklarıdır.<br />

Kura’nın, Ardahan Ovası’nın kuzeydoğusunda Miyalashor Boğazı’na girerken18<strong>00</strong><br />

m. olan taban yüksekliği Türkiye topraklarından çıkarken 13<strong>00</strong> m’dir. Boğaz boyunca fazla<br />

daralıp genişlemeyen vadi tabanının ortalama eğimi % 0.7’dir. Bu eğim, boğazı kuzeydoğu<br />

ucuna doğru gidildikçe artar ve özellikle Karaçay’ın Kura Irmağına katıldığı yerden sonra<br />

% 0.8’i bulur. Yarılmanın en şiddetli olduğu ve vadi tabanının en çok derinleştiği kesim<br />

de burasıdır. Bu kesimden Kura Irmağının vadisinde tespitini kolaylaştıran bir kırık (fay)<br />

çizgisini izlediği anlaşılmaktadır. Çıldır İlçesine bağlı Kuzukaya Köyünün doğusunda Kura,<br />

birdenbire yön değiştirerek iyice kuzeydoğuya yönelir. Karaçay’ın, Kura’ya kavuştuğu<br />

yerin yakınındaki Çermik yöresinden çıkan sıcak maden suyu kaynakları da, bu kesimde<br />

akarsu vadisinin bir kırık çizgisine uyduğunu kanıtlar. Irmağın, Ardahan’ın doğusunda<br />

Karaçay’dan başka aldığı önemli kollar Kısır Dağından Ağıldere adıyla çıkan Ölçek Suyu ve<br />

Hanak yönünden gelen sularla beslenen Cot Suyudur. Bu sularda dağ alabalığı mevcut olup<br />

bilinçsiz avlanma nedeniyle azalma sürecindedir. Ayrıca Kura Nehri’nde ve yan derelerinde<br />

Gümüş Balığı yaşamaktadır.<br />

Kura Nehri, Akkiraz (Kertene) Köyü’nün doğusundan başlayıp bir süre<br />

Türkiye-Gürcistan sınırında aktıktan sonra Kurtkale yakınlarındaki Tavşan Sırtı yöresinde<br />

Gürcistan’a oradan da Azerbaycan topraklarına ulaşır ve Aras Nehri ile birleşerek<br />

Hazar Denizine dökülür. Türkiye’de su toplama alanı 4852 km² dir. Ortalama debisi ise,<br />

Türkiye’deki yukarı çığırında 25 m³/sn’dir. Irmağın suları Nisanda en yüksek düzeyine<br />

erişir. Yatağında en az suyun bulunduğu ay genellikle Eylül ve Ekim aylarıdır.<br />

D.1.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlar :<br />

Çıldır Gölü:<br />

Doğu Anadolu Bölgesinin Van Gölü’nden sonra en büyük gölü olan Çıldır Gölü, Çıldır<br />

İlçe merkezine 2 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Deniz seviyesinden 1959 m. yüksekliğinde,<br />

en geniş yerden kuzey-güney yönünde 18,3 km uzunluğunda ve doğu-batı yönünde 16,2 km<br />

genişliğinde yaklaşık olarak <strong>12</strong>4 km² yüzölçümünde ve 1<strong>00</strong> m.’den fazla derinlikte kabaca<br />

üçgen biçiminde olan Çıldır Gölü, Kısır Dağı ile Akbaba Dağı arasında yer almaktadır. Çıldır<br />

Gölü’nün yüzeyi kış aylarında buzla kaplanmaktadır.<br />

Kuzey-Batı yönünde uzanan Singer sırtları, Çıldır Gölü ile Çıldır Ovası’nı birbirinden<br />

ayırır. Bu halde göl, her tarafından kendisine doğru dikilen yüksek dağlarla çevrilmiştir. Bu<br />

bakımdan gölün, Çıldır tarafı daha düzlüktür. Bu taraftaki kıyılarda ince ince düzlükler ve<br />

kumlu plajlar vardır.<br />

Tatlı su gölü olan Çıldır Gölü; Gölebakan ve Gülyüzü (Kars), Doğruyol (Kars)<br />

Köy derelerinden ve kar sularından beslenir. Göl güneye doğru gitgide daralır. Kamervan<br />

Adası’ndan sonra Zavot Boğazı’dan ötede küçük bir genişleme daha yapar. Genişleme<br />

yaptığı yere Küçük Göl de denir. Gölün fazla suları belirli bir akıntı ile bu boğaza doğru<br />

toplanır ve buradan sonra hızlı bir akışla Telek Suyu adıyla gölden çıkarak Kars Çayı’na<br />

doğru akar. En fazla akış yaz başında olur (10-15 m 3 ), yaz sonu ve sonbahara doğru ise akış<br />

çok azalır ve saniyede 3 m 3 ’e kadar düşer.<br />

75


Gölün kuzeydoğusuna yakın bir yerinde, bir dönüme yakın bir genişlikte Akçakale<br />

veya Kuşadası olarak adlandırılan ve bir yarımadanın kopmasından ortaya çıkan küçük bir ada<br />

bulunmaktadır. Bu ada üzerinde çeşitli kuş türleri barınır. Karabatak, Balıkçıl, Tulumboğaz<br />

ve Martı en önemlileridir. Bu kuşlar kışın Karadeniz’e göç ederler.<br />

Çıldır Gölü balık açısından oldukça zengindir. Kıyılardaki dere ağızlarında alabalık<br />

bulunur. Gölde en çok bulunan balık türü, sazan balığıdır. Gölde tatlı su kefali de vardır.<br />

Foto: Ü.KILIÇ<br />

Şekil 22. Çıldır Gölünde Balıkçılar ve Sarı Sazan (Ctenophoryngon idella)<br />

Aktaş (Hozapin) Gölü:<br />

Hozapin Gölü olarak da bilinen İlin ikinci büyük gölü olan Aktaş Gölü, Çıldır<br />

Ovası’nın kuzeybatı kesiminde Çıldır İlçesi ve Gürcistan arasında yer almaktadır. Aktaş<br />

Gölünün 14 km²’lik kısmı Ardahan sınırları içerisinde, 13 km²’lik kısmı da Gürcistan’da<br />

olmak üzere toplam 27 km²’lik alana sahiptir. Yüksekliği 1794 m ve bilinen en derin noktası<br />

10 m. olan göl kapalı bir havza halindedir ve alanı gitgide daralmaktadır. Gölün suyu acı ve<br />

sodalı olduğundan gölde canlı barınamamaktaydı. Ancak, son yıllarda gölde bir çok balık<br />

türünün tespiti ile yapısında önemli değişiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Gölde devamlı<br />

hareket halinde bulunan <strong>12</strong> adacık vardır. İlkbaharda göl yatağından taşan sular bir akıntı<br />

oluşturur ve bu akıntıya Zigaristav Deresi denir.<br />

Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 23. Aktaş Gölü Florası ve Gölü Simgeleye Ak Pelikanlar<br />

76


Ayı Gölü:<br />

Arsiyan Dağı ile Cin Dağı arasında yer alan göl, 0.5 km 2 kadar bir alana sahiptir.<br />

Göl kenarından çok sayıda küçük kaynak çıkmakta ve bu sular gölü beslemektedir. Gölden<br />

taşan suların oluşturduğu ve Hanak İlçesine doğru Cin Dağı’nın diplerini izleyerek akan Ayı<br />

Deresinden, yöre halkı yaz aylarında hayvan sulamada yararlanmaktadır.<br />

Karagöl (Vakla Gölü):<br />

Arsıyan Dağı’nın Posof tarafında Baykent (Vakla) ve Alabalık (Sayho) Köyleri<br />

yakınlarında bulunan göl, 10.<strong>00</strong>0 m 2 (10 dekar) alana sahiptir. Düz bir alanda yer alan gölün<br />

çevresi çimenlik olup, gölde bol alabalık bulunur. Gölden çıkan küçük bir dere Posof İlçesine<br />

doğru akar.<br />

Balık Gölü:<br />

Posof İlçesi sınırlarındaki Kanlıdağ’ın kuzey tarafında yer alır. Küçük bir alanı<br />

kaplayan gölde alabalık bulunur.<br />

Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 24. Posof’taki İrili Ufaklı Göllerden Görünüm<br />

Kanlı Göl:<br />

Posof İlçesi Eminbey (Cilvana) Köyü’nün batısında (Gümüşkavak) Zendar ve<br />

Civantel (İncedere) Köyleri arasında yer alan göl, 8.<strong>00</strong>0 m 2 (8 dekar) alan kaplamaktadır.<br />

Göl suları derin olup, kıyısı sazlık ve bataklıktır. Gölde sazan balığı bulunmaktadır.<br />

Ayaz Göl:<br />

Posof İlçesi Eminbey (Cilvana) Köyünün hemen doğusunda 10.<strong>00</strong>0 m 2 (10<br />

dekar) genişliğinde küçük bir düzlüğün ortasında ve 20-30m. derinliktedir. Gölde balık<br />

bulunmamaktadır.<br />

77


Sagre’nin Gölleri:<br />

Posof İlçe merkezinin 6 km. kadar doğusunda Sagre ile Al Köyü yakınlarında birbirine<br />

yakın olan Sülüklü ve Kamışlık Göllerinin genel ismine Sagre’nin Gölleri denir ve 7.<strong>00</strong>0 m 2<br />

(7 dekar) alan kaplamaktadır.<br />

Davar Gölü:<br />

Posof İlçesinin batısında Hırhat Dağı’nın kuzey tarafında 3.<strong>00</strong>0 m 2 (3 dekar)<br />

genişliğindedir. Gölde balık bulunmamaktadır.<br />

Arile (Balık) Gölü:<br />

Posof İlçesinin doğusunda, Gürcistan sınırına yakın Süngülü (Arale) Köyünün<br />

yanında 8 dönüm kadar genişliğe sahiptir. Gölde alabalık boldur. Gölün kenarları çıplak ve<br />

kumludur.<br />

Alabalık Gölü:<br />

Posof İlçesi Alabalık Köyü’nün batısında yer alan alabalık popülasyonunca zengin<br />

bir göldür.<br />

Ayrıca İl genelinde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yaylalarda<br />

hayvanların içme suyu amaçlı yapılan 72 adet gölet bulunmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 25. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce Tesis Edilen Hayvan İçme Suyu Göleti<br />

D.1.4. Deniz :<br />

Ardahan İlinin denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />

78


D.2. Doğal Drenaj Sistemleri :<br />

Kura Nehri Havzası ile Ardahan İl idari sınırları içindeki alan, su ayırım çizgileri<br />

boyunca örtüşmektedir. Kura Nehri, havzadaki bütün küçük dere ve çayları toplayarak,<br />

Posof Havzasındaki yüzeysel sular da Posof Çayında toplanarak ülke dışında Kura Nehri ile<br />

birleşerek Hazar Denizi’ne dökülür.<br />

Göle Havzasında drenaj sistemi yetersiz kaldığından bataklık oluşumları gözlenmekte<br />

olup, bu havzada da suni drenaj hendekleri açılarak bataklık oluşumlarına sebep olan durgun<br />

sular drene edilmelidir. Böylece havzanın tarımsal kullanım alanı arttırılmış olacaktır.<br />

D.3. Su Kaynaklarının Kirliliği ve Çevreye Etkileri :<br />

D.3.1. Yer altı Suları ve Kirlilik :<br />

Yüzeysel sularda, özellikle akarsularda, akış sırasında su, toprağın üst tabakalarında<br />

bulunan organik maddeleri bünyesine alır. Bu organik maddelerin suda çözünmüş halde<br />

bulunan oksijenle yükseltgenmesi sonucunda, sudaki çözünmüş oksijen miktarı azalır.<br />

Reaksiyonun son ürünü olarak karbondioksit oluşur ve sudaki karbondioksit miktarı artmaya<br />

başlar. Bu olay olurken, suyun oksijen kazanımı (özellikle atmosferden) devam ettiği ve<br />

paralelinde de üretilen karbondioksitin atmosfere verilmesinden dolayı, suda önemli bir<br />

değişim meydana gelmemektedir.<br />

Ancak, olay yer altı sularında farklı cereyan etmektedir. Yeraltına doğru sızan sularda<br />

da aynı olay oluşmakta, toprağın üst tabakalarında bulunan organik maddeler nedeniyle,<br />

yükseltgenme sonucu sudaki çözünmüş oksijen miktarı azalmakta ve karbondioksit miktarı<br />

artmaktadır. Yalnız, buradaki farklılık yer altına doğru sızan bu sular, oksijen kazanma<br />

şansına sahip olmadığından, öyle bir an gelir ki sudaki oksijen miktarı sıfıra düşer, bunun<br />

paralelinde karbondioksit miktarı artar. Böylece ortam, aerob şartlardan anaerob şartlara<br />

dönüşür. Anaerobik şartlardaki reaksiyonlar sonucunda ise, suda karbondioksitin yanı<br />

sıra amonyak, metan, hidrojen sülfür ve diğer birçok uçucu organik bileşik ortaya çıkar.<br />

Yer altındaki basınç nedeniyle, bu gazlar suda doygunluk değişimlerinin çok üstündeki<br />

miktarlarda çözünmüş halde kalırlar. Bu sular, sonuçta yüzeysel sulara karışırlar. Yüzeysel<br />

suların oksijen kazanımları mümkün olduğundan, böyle bir durumda yüzeysel sulara karışan<br />

suların kalitesi ne olursa olsun, oluşmuş olan gazlar atmosfere uçarken, çözünmüş oksijen<br />

miktarında artışlar gözlenecektir.<br />

İl Merkezinin katı atıklarının toplandığı Kartalpınar mevkisindeki katı atık depolama<br />

sahasına düşen yağış suları yer altı suyuna karışmaktadır. Karışan bu sızıntı suları, insan<br />

ve diğer canlıların sağlığını tehtid etmektedir. Ardahan İlinde ve köylerinde kanalizasyon<br />

şebekesi yok denecek kadar azdır. Bu durumda yer altı suları bakımından büyük bir risk<br />

oluşturmaktadır. Özellikle köylerde insan ve hayvan atıkları (gübre yığınları) yüzeysel<br />

suları ve yer altı sularını olumsuz yönde etkilemekte olup, su kaynaklarının kirlenmesine ve<br />

kullanılmaz hale gelmesine neden olmaktadır. Özellikle Merkez İlçe başta olmak üzere<br />

ildeki bütün ilçe ve köylerde bir an önce kanalizasyon şebekesinin yapılması yer altı<br />

suları açısından oldukça yararlı olacaktır. Kanalizasyon şebekesi yapılırken heyelanlı<br />

bölgelerde yapılacak olan kanalizasyon çalışmalarında rijit olmayan atık su boruları<br />

kullanılmasına da özen gösterilmelidir.<br />

79


D.3.2. Akarsularda Kirlilik :<br />

İl merkezindeki yerleşim birimlerinin % 60’nın bağlı olduğu kanalizasyon suları ve<br />

sistem dışında alıcı ortama deşarj edilen atık sular su kaynaklarını kirletmektedir. Deşarj<br />

noktalarında oluşan bu kirlilik nedeniyle kışın aylarca devam eden yüzey buzlanmasının<br />

altındaki bölümlerde, balık ölümleri gözlenmektedir. Yaz aylarında da debisi oldukça azalan<br />

Nehrin deşarj noktalarından çevreye kötü kokular yayılmakta ve suda yaşayan canlılar<br />

olumsuz yönde etkilenmektedir.<br />

Ayrıca tarım ve hayvancılığın en önemli geçim kaynağı olduğu İlde, Kura Nehri<br />

önemli bir su kaynağıdır. Tarım alanlarının sulanması ve hayvan sürülerinin su ihtiyacı<br />

büyük ölçüde Kura Nehri’nden sağlandığından oluşan bu kirlilik doğrudan ve dolaylı olarak<br />

tarımsal ve hayvansal ürünleri etkilemektedir.<br />

İlde akarsulardaki kirlilik ile ilgili herhangi ayrıntılı bir bilimsel çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 26. Atık Suları Nedeniyle Kura Nehrinde Oluşan Kirlilik<br />

D.3.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlarda Kirlilik :<br />

<strong>12</strong>4 km 2 ’lik alanı kaplayan ve yöre halkının yakın zamana kadar içme suyunu<br />

sağladığı Çıldır Gölü, DSİ tarafından yapılan derivasyon kanalıyla yukarı havzadan toplanan<br />

suların göle taşınması ile belli dönemlerde az da olsa kirlenmektedir. Özellikle erozyona<br />

sebep olacak kadar aşırı, sağanak yağışların ve kar sularının taşıdığı sediment (çakıl, kum,<br />

kil) geçici bir kirlilik oluşturmaktadır. Gölde oluşan bu kirlilik ile ilgili ayrıntılı bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

80


Foto: Ü.Kılıç<br />

Şekil 27. Çıldır Gölünde Yağış Sonrasında Oluşan Geçici Kirlilik<br />

D.3.4. Denizlerde Kirlilik :<br />

Ardahan İlinin denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />

D.4. Su ve Kıyı Yönetimi, Strateji ve Politikaları :<br />

İlde su yönetimi uygulamaları; 2872 sayılı Çevre Kanununun Su Kirliliği Kontrolü<br />

Yönetmeliği doğrultusunda Çevre ve Orman Bakanlığının taşra teşkilatı olan İl Çevre ve<br />

Orman Müdürlüğünce yapılmaktadır. Su kirliliğinin önlenmesi için ilgili Yönetmelik<br />

hükümleri ve Mahalli Çevre Kurulu Kararları ile bazı kısıtlamalar getirilmektedir.<br />

D.5. Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri :<br />

Su ortamı, adında da anlaşılacağı gibi bütün su kaynaklarını içine alır. Yağışlarla oluşan<br />

yüzey akışları değişik büyüklükteki akarsular ve haliçler kanalıyla denizlerde son bulur.<br />

Yüzey sularının şekil ve büyüklüğünde meydana gelecek her değişme yeni özel durumdaki<br />

hayat şartlarına adapte olmuş organizma topluluklarını ve bu topluluğu meydana getiren<br />

mikroorganizma türlerini ortaya çıkarır. Akarsular üzerinde yapılan kabartma ve biriktirme<br />

yapıları arasında oluşan baraj göllerinde, morfolojik yapının farklı olması nedeniyle yeni<br />

organizma türleri ortaya çıkar. Baraj göllerinin mansap tarafındaki akarsu kısmında da nehrin<br />

normal biyolojik türleri ortaya çıkar. Baraj göllerinin mansap tarafındaki akarsu kısmında da<br />

nehrin normal biyolojik türleri, suyun derinden çıkması ve düşük sıcaklığa, düşük oksijen<br />

konsantrasyonuna ve farklı kimyasal yapıya sahip olması sebebiyle değişir.<br />

Yakın zamana kadar su kirlenmesinin incelenmesi sağlık açısından ele alınmıştır.<br />

Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler için bu fikir tazeliğini korumaktadır. Her şeyden önce<br />

81


toplumların ihtiyacı olan sağlıklı, en azından sağlığa zarar vermeyecek içme ve kullanma<br />

suyunun temin edilmesi gerekir. Bunu, kullanılmış suların uygun bir şekilde uzaklaştırılması<br />

ve diğer çevre problemlerinin çözümü takip eder. Bugün, su kirlenmesi sadece sağlık<br />

tesirleri yönünden değil, kaynakların korunması ve en uygun şekilde kullanılmasının temini<br />

yollarının araştırılması yönüyle de ele alınmalıdır.<br />

Tablo 16: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü’nün Sular İle İlgili Yapmış Olduğu Çalışmalar<br />

İÇME KULLANMA SULARI<br />

İçme Kullanma<br />

(Şebeke Suyu)<br />

Kaynak<br />

Kuyu<br />

Nehir<br />

Dere<br />

Göl<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

Alınan Örnek Türü ve Sayısı 52 191 136 52 2 433<br />

Kimyasal<br />

Örnek Sayısı 8 18 1 - - 27<br />

Uygun Değil 1 - - - - 1<br />

Fiziksel<br />

Örnek Sayısı 263 55 - - - 318<br />

Uygun Değil 2 4 - - - 6<br />

Bakteriyolojik<br />

Muayene Sayısı 278 275 1 1 - 522<br />

Uygun Değil 141 111 1 1 - 247<br />

Klorlama Sayısı 29 3 - - - 32<br />

Klor<br />

Kontrol Sayısı 573 7 - - - 580<br />

Yeterli 58 7 - - - 65<br />

Yetersiz 515 - - - - 515<br />

Kaynak: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

D.5.1. Tuzluluk<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.2. Zehirli Gazlar<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.3. Azot ve Fosforun Yol Açtığı Kirlilik<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.4. Ağır Metaller ve İz Elementler<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.5. Zehirli Organik Bileşikler<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.5.1. Siyanürler<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

82


D.5.5.2. Petrol ve Türevleri<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.5.3. Polikloro Naftalinler ve Bifeniller<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.5.4. Pestisitler ve Su Kirliliği<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

D.5.5.5 Gübreler ve Su Kirliliği<br />

Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />

Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, Kars, 2<strong>00</strong>4<br />

Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>2<br />

ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />

ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />

Uşak İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />

83


E.1. Genel Toprak Yapısı :<br />

E. TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI<br />

Ardahan İli toprakları çok büyük ölçüde Çıldır Gölü hariç Yukarı Kura Nehri Havzası<br />

ile örtüşmektedir. Bilindiği gibi her türlü araştırmada havza bütünlüğü dikkate alındığında<br />

daha doğru neticelere ulaşılabilmektedir. Dolayısıyla “Ardahan İli Toprakları” ile “Yukarı<br />

Kura Nehri Havzası Toprakları” terimleri birbiri yerine kullanılması doğru olacaktır.<br />

Büyük Toprak Grupları<br />

Yukarı Kura Nehri havzasında toprak yapan faktörlerin etkisi altında ortaya çıkmış<br />

toprak tiplerinin dağılış alanları Harita 19 üzerinde gösterilmiştir. Havzadaki başlıca toprak<br />

tipleri zonal, intrazonal ve azonal olmak üzere sınıflandırılmıştır.<br />

A-Zonal Topraklar<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında iklim, relief ve vejetasyon şartlarının hakim damgasını<br />

taşıyan, fakat geniş alanlarda dağılış göstermeyen zonal topraklar bulunmaktadır. İl genelinde<br />

belirli ve sınırlı yerlerde dağılış gösteren bu topraklar pek çeşitlilik göstermemekte, ancak<br />

iki tip (çernozyom ve kestane rengi step toprakları) olarak belirmektedir. Drenaj şartları<br />

iyi olan düz ve hafif eğimli alanlarda gelişen bu topraklar üzerinde ana malzemenin etkisi<br />

silinmiş durumdadır. Bunların ortalama 18<strong>00</strong>-21<strong>00</strong> m yükseklik, hafif eğim (% 2-3 ) ve iyi<br />

drenaj şartları altında gelişmiş olan çernozyomlarla, kireçce zengin killi, kumlu ve milli<br />

depolar üzerinde gelişmiş bulunan kestane rengi step topraklarının profillerinde belirli olarak<br />

A, B ve C horizonlarının bulunuşu, İldeki öteki toprak tiplerinden ayrı ve olgun topraklar<br />

olduklarına kanıt sayılabilir.<br />

Aşağıda bu grupta yer alan toprakların dağılış alanları ve profil özellikleri<br />

açıklanmıştır.<br />

A-1. Çernozyomlar (Kara Topraklar)<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında çernozyomlar, özellikle yoğun bir çayır örtüsünün<br />

kapladığı belirli alanlarda ve yarı nemli/nemli karasal iklim şartları altında gelişmiştir. Sahip<br />

oldukları özelliklerle tipik çernozyomlar olarak ayrılan bu topraklar, genellikle 18<strong>00</strong>-21<strong>00</strong><br />

m yükseklikler içinde düz ya da hafif eğimli ve drenaj şartları iyi olan arazilerde dağılış<br />

göstermektedir. Bu topraklarda organik maddenin fazla olması, çayırlardan oluşan organik<br />

maddenin düşük sıcaklıktan dolayı tamamen ayrışmayarak toprakta birikmesinden ileri<br />

gelir. Aşınmaya uğramayan ve çeşitli olaylarla degrade olmayan bu toprakların derinliği<br />

1 m’nin üzerinde olup A, B ve C horizonları vardır. Öte yandan bu topraklar, koyu grimsi<br />

kahverenginden (10 YR, 3/2) siyah renge (10YR, 2/1) kadar değişen renk tonlarına sahiptirler.<br />

Çernozyomların özelliklerinden biriside kalsifikasyon olup kireç B ve C horizonlarında<br />

genellikle hafif oranda (% 0,5-2) bulunmaktadır(*). Bu durum, toprağın nemli şartlar altında<br />

fazla yıkanmasından ileri gelmiştir. Yoğun bir çayır formasyonunun altında oluşan bu<br />

topraklarda organik madde oranı da fazladır ve kimyasal analizlere göre yüzeyden alt katlara<br />

doğru profil boyunca azalan bir dağılış göstermektedir(**).<br />

85


Kaynak: KOÇMAN,A.,1989<br />

Harita 19. Yukarı Kura Havzasının Toprak Haritası<br />

Öte yandan, kimyasal analizlerin sonuçlarına göre, örnek alınmış sahadaki çernozyom<br />

çoğunlukla hafif asit reaksiyonludur(***). Fiziksel analizlerin sonuçlarına göre de; bu<br />

topraklar, genel olarak kil ve killi tın oldukları için ince tekstürlüdür. Çernozyomların İldeki<br />

yayılışına gelince; bunlar, Göle depresyonunun kuzeydoğusunda; Çobanköy, Gülistan,<br />

Durucasu, Büyükaltınbulak ve Dölekçayırı Köyleri çevresinde, güneyde; Çakırüzüm,<br />

Göle, Senemoğlu, arasındaki alanda, batıda; Köprülü, Serinçayır-Samandöken, Günorta,<br />

Kırlarçayırı ve Terziali çayırı düzünde; ayrıca Hanak’ın doğu ve kuzeydoğusunda; Yanıklı,<br />

Alabalık Deresi ve Selamverdi Mahallesi arasında kalan alanlarda yayılış göstermektedir.<br />

Göle depresyonunun kuzeydoğusundaki çernozyomlar kristalize kireçtaşı ve andezit ana<br />

kayası üzerinde oluştuğu halde, güney ve batıda bazalt, Hanak doğu-kuzeydoğusunda bazalt<br />

ve killi, kumlu, milli Pliyo-Kuvaterner depoları üzerinde gelişmişlerdir.<br />

86


İlin çeşitli yerlerinde sınırlı olarak yayılış gösteren çernozyomların profil özelliklerini<br />

açıklamaya geçmeden önce, bu toprakların oluşumunda etkili olan faktörlere kısaca değinmek<br />

gerekir.<br />

(*) Kireç bakımından toprak sınıfları:<br />

Toprak sınıfı CaCO 3<br />

(%)<br />

Kireçsiz Topraklar 0,5’den az<br />

Hafif Kireçli 0,5-2<br />

Kireçli 2-5<br />

Çok kireçli 5-10<br />

Çok Fazla Kireçli 10’dan çok<br />

(**) Organik madde yönünden değerlendirme aşağıdaki çizelgeye göre yapılmıştır:<br />

Çok fakir<br />

%0,5’den az<br />

Fakir %0,5-1,0<br />

Orta %1-0-2,0<br />

Zengin %2,0-5,0<br />

Çok zengin %5,0-10,0<br />

Pek zengin %10,0-20,0<br />

Organik toprak %20,0-50,0<br />

(***) Toprak pH’larının değerlendirilmesinde aşağıdaki reaksiyon sınıfları kullanılmıştır:<br />

Reaksiyon<br />

pH<br />

Çok kuvvetli asit<br />

4’den az<br />

Kuvvetli asit 4,0-4,9<br />

Orta derecede asit 5,0-5,9<br />

Hafif asit 6,0-6,9<br />

Hafif alkalin 7,1-8,0<br />

Orta derece alkalin 8,1-9,0<br />

Kuvvetli alkalin 9,1-10,0<br />

Çok kuvvetli alkalin 10,0’dan çok<br />

Bilindiği gibi çernozyom tipi topraklar orta kuşağın yarı kurak, yarı nemli ya da nemli,<br />

fakat karasal iklim şartları altında, toprağa zengin organik madde sağlayan gür bir step-çayır<br />

vejetasyonunun bulunduğu bölgelerde oluşmaktadır. Nitekim, yıllık yağış tutarının 5<strong>00</strong>-6<strong>00</strong><br />

mm arasında değiştiği (Göle 599 mm, Hanak 508 mm, Ardahan 548,4 mm), yıllık ortalama<br />

sıcaklığın 3-4 ºC kadar (Ardahan 3,7 ºC ) olduğu araştırma sahasında çernozyomlar oluşma<br />

olanağı bulmuştur. Öte yandan, sıcaklık ve yağış şartları birlikte dikkate alınırsa (Erinç’in<br />

indisine göre yağış etkililiğinin yıllık değeri Ardahan’da 33,8 dir) sahanın yarı nemli olduğu<br />

anlaşılır. Yağış tutarı ve dolayısıyla yağış rejimi de bu tip toprakların oluşumuna uygun<br />

görülmektedir. Nitekim, vejetasyon döneminin sıcaklık ve yağışın arttığı ilkbahar ve yaz<br />

aylarına rastlaması, toprakta biyolojik hayatın canlanmasına, toprak yüzeyinde birikmiş<br />

olan bitki artıklarının humusa dönüşmesine olanak sağlamaktadır. Hafif eğim ve iyi drenaj<br />

şartları da bu tip toprağın özendiren nedenler arasındadır. Şu halde toprak yapan faktörlerden<br />

iklim ve vejetasyonunun sahadaki özel durumu ve diğer faktörlerin (topoğrafya) ortak etkisi<br />

altında çernozyom tipi topraklar oluşmuş bulunmaktadır.<br />

87


Öte yandan Yukarı Kura Nehri Havzasındaki çernozyomlar, Bunting’in Sovyet<br />

Rusya’da “Güney Çernozyomları” olarak ayırdığı toprakların özelliklerine uymaktadır.<br />

Bunlar, karışık ot örtüsü altında oluşmuş, koyu gri renkli % 3-6 oranında humus içeren<br />

topraklardır. Bu toprakların 40-70 cm kalınlığındaki A horizonu granüler strüktürdedir.1-1,5<br />

m derinlikte beyaz lekeler şeklinde kireç birikimi görülür<br />

Havzada oluşmuş çernozyom tipi topraklara örnek olarak Göle Serinçayır Köyü<br />

verilebilir.<br />

Yer<br />

: Göle; Serinçayır Köyü civarı<br />

Yükseklik : 2060 m<br />

Vejetasyon : Çayır Otları<br />

Anakaya<br />

: Bazalt<br />

Topografya : Düzlük<br />

Eğim : %1-2<br />

Arazi Kullanılması : Otlak ve kuru ot üretimi<br />

A-2. Kestanerengi Step Toprakları<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasının kestanerengi step toprakları, genel olarak kireç<br />

bakımından zengin killi, kumlu ve milli Plio-Kuvarterner depoları üzerinde gelişmişlerdir.<br />

Bu topraklar da çernozyomlar gibi sınırlı bir dağılışa sahiptirler.<br />

Havzadaki kestanerengi step topraklarının görüldüğü başlıca yerler, Hasköy<br />

(Hoçuvan) depresyonu çevresi ile daha kuzeyde Hanak Ovasının batı ve kuzey batısında kalan<br />

orta derece eğimli (%5-8) ve akarsularla parçalanmış bulunan plato alanlarıdır. Ayrıca bu iki<br />

saha arasında Ölçek suyu vadisinin iki yanında güneyden kuzeye doğru genişleyerek uzanan<br />

alanda bu tip topraklar yer alır. Doğal vejetasyonu yüksek yayla step türlerinin oluşturduğu<br />

ve yıllık ortalama yağış tutarının 5<strong>00</strong> mm’nin üzerinde bulunduğu bu alanlarda gelişen<br />

kestanerengi step toprakları sürekli olarak kullanılmaktadır. Bu topraklarda, çoğunlukla tahıl<br />

ve patates üretimi yapılır ve ekilmeyen arazilerde hayvancılık önem kazanır. Fakat buralarda<br />

toprağın verimli olmasına karşılık, düşük sıcaklık ve yaz sonunda görülen hafif kuraklık<br />

diğer ürünlerin üretimini sınırlandıran başlıca faktörlerdir.<br />

Havzadaki kestanerengi step toprakları, yüzeyde koyu kahverengiden grimsi<br />

kahverengine (10 YR, 3/3 ve 10 YR, 4/2) kadar değişen, granüler ve hafif asit reaksiyonlu bir<br />

A horizonuna sahiptir. Daha altta bu horizonun geçişli bir sınırla birleştiği daha açık renkli<br />

killi ve killi tın tekstürlü B horizonu vardır. Bu horizondan sonra yine kesin olmayan bir<br />

sınırla, çok kireçli, killi, kumlu ve milli deponun ayrışmasından meydana gelen C horizonuna<br />

geçilir. Ortalama 60-70 cm kalınlık gösteren bu topraklarda A ve B horizonları önemli<br />

ölçüde yıkanmaya uğramış, kireç birikimi daha çok C horizonunda meydana gelmiştir. Orta<br />

derecede yoğun bir ot formasyonunun altında oluşan bu topraklarda organik madde oranı<br />

yüzeyden alt katlara doğru azalma gösterir.<br />

Havzada kestanerengi step topraklarına örnek olarak; Hoçuvan (Hasköy)<br />

verilebilir.<br />

88


Yer<br />

: Hasköy (Hoçuvan); Güllü değirmen yeri<br />

Yükseklik : 1975 m<br />

Vejetasyon : Çayır-Step<br />

Anakaya<br />

: Kireçli killi, kumlu, milli depo<br />

Topgrafya : Tepe yamacı<br />

Eğim : % 7-8<br />

Arazi kullanılması : Tarla<br />

B-Azonal Topraklar<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında en büyük toprak grubunu azonal topraklar meydana<br />

getirmiştir. Burada tektonik çöküntü havzaları ile dağlık ve platomsu alanlar arsında kalan<br />

bazı küçük depresyonların tabanında biriken alüvyonlar üzerinde alüvyal ve hidromorfik<br />

alüvyal topraklar meydana gelmiştir. Öte yandan özellikle depresyonların kenarında bu<br />

alanlarda açılan derelerin oluşturduğu birikinti konileri üzerinde ve dik eğimli yamaçların<br />

eteklerinde kolüvyal topraklar bulunmaktadır. Sahanın eğimli yüzeylere sahip dağlık ve<br />

platoluk alanlarında da çok geniş yer tutan litosoller oluşmuşlardır.<br />

Havzadaki bütün bu toprak tiplerinin oluşumunda aşınma ve birikme olayları etkili<br />

olmuştur. Gerçekten, dağlık yamaçlar kuvvetli eğimden dolayı sürekli olarak aşınmaya<br />

uğramışlardır ve uğramaktadırlar. Aşınan malzeme sürekli olarak depresyonlara taşınmıştır.<br />

Bu nedenle, söz konusu alanlardaki topraklarda zonlaşma, yani profil horizonları oluşumu<br />

görülmemektedir. Başka bir anlatımla, sürekli ve fazla olarak oluşan aşınım ve birikme<br />

toprak gelişimini engellemekte ve kesintiye uğratmaktadır. Bu yüzden de profil oluşumu<br />

çok sınırlı kalmıştır.<br />

Aşağıda havzadaki azonal büyük toprak grubu içinde bulunan alüvyal, hidromorfik<br />

alüvyal, kolüvyal topraklarla litosollerin özellikleri açıklanmıştır.<br />

B-1. Alüvyal Topraklar<br />

Havzada bulunan alüvyal topraklar, Göle Ovasının kuzeydoğu, doğu, batı ve<br />

kuzeybatı kenar kısımlarında genişçe bir kuşak halinde ve Ardahan ile Çıldır ovalarında<br />

dağılış gösteriler. Bunlar düz ve düze yakın (eğim % 1) ya da hafif meyilli (% 2-3) alanlarda<br />

zaman zaman taşkına ve siltasyona uğrayan ve ancak yer yer zayıf profil gelişimi gösteren<br />

topraklardır. Havzadaki alüvyal toprakların özellikleri, bir yandan taşkın ve millenme<br />

şartlarına, bir yandan da bunların kaynaklandığı malzemenin rengine ve litolojik özelliğine<br />

bağlıdır. Örneğin, Göle ovasında Dereyolu Köyünün 2<strong>00</strong> m doğusunda dere kenarındaki<br />

profilde unsur boyutları farklı ve değişik renkte seviyelerin meydana gelmiş olduğu<br />

gözlenmiştir. Bu profilde en üstte 35 cm kalınlığında granüler yapıda ve organik madde<br />

bakımından çok zengin bir zon, bunun altında 5-8 cm kalınlığında küçük çakıllı ikinci bir<br />

zon ve bunun da altında 25-30 cm kalınlığında sarımsı renkte kompakt ve sütunumsu yapı<br />

gösteren bir başka zon yer almaktadır.<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında taşkın ve siltasyon devresi, ilkbahar ve yaz mevsiminin<br />

ilk aylarına rastlar. Bu dönemde sıcaklığın yükselmesi ile birlikte karların erimesi ve yağışların<br />

artması, Kura Nehri ve kollarının akımında artış meydana getirir. Akarsu ve dere yataklarında<br />

katı malzeme taşınması da artar. Su altında kalan yerlerin dışında, tabansuyu seviyesi yükselir.<br />

Bu sahalarda, yani depresyonlarda tabansuyu seviyesinin yüksek olması ve sık sık taşkınların<br />

89


meydana gelmesi alüvyal toprakların yıkanmasına yol açar. Nitekim, yerine göre değişmekle<br />

birlikte, yıkanma topraklarının daha çok hafif asit olmasına neden olmuştur.<br />

Alüvyal topraklar sahasında, uzun süre taşkına ve siltasyona uğramayan Ardahan,<br />

Göle ve Çıldır ovalarının hafif eğimli ve drenaj bakımından elverişli bazı kenar kısımlarında,<br />

yoğun bir ot örtüsü altında yerine göre 5-10 cm kalınlığında bir A horizonunun gelişmesi<br />

görülmektedir. Bu şekilde zayıf profil gelişmesi gösteren alüvyal topraklara örnek olarak<br />

Çıldır Ovası’nın Yakınsu Köyü örnek verilebilir.<br />

Yer<br />

: Çıldır Ovası, Yakınsu Köyü<br />

Yükseklik : 1925 m<br />

Vejetasyon : Çayır otları<br />

Ana kaya<br />

: Alüvyal depo<br />

Toğoğrafya : Düzlük<br />

Eğim : % 1-2<br />

Arazi kullanılması : Ot üretimi<br />

Sonuç olarak, Havzadaki koyu gri ya da koyu grimsi kahverenginde killi, killi-siltli ve<br />

killi-tın tekstürlü olan alüvyal toprakları orta derecede organik maddeye sahiptirler. Nitekim,<br />

bu topaklardan alınan örneklerde organik madde oranının % 1,41-3,90 arasında değiştiği<br />

saptanmıştır. Oldukça verimli sayılan bu topraklarda, yerine göre tahıl ve Ardahan Ovasında<br />

olduğu gibi patates yetiştirilmekte veya hayvancılık için ot elde edilmektedir.<br />

B-2. Hidromorfik Alüvyal Topraklar<br />

Havzada alüvyal toprakların bulunduğu alanlarda hidromorfik alüvyal topraklarda<br />

genişçe yer tutmaktadır. Bilindiği gibi, bu topraklar sürekli ya da yılın büyük bir bölümünde<br />

su altında kalan alüvyal arazi niteliğindedir. Daha açık bir anlatımla drenaj şartları kötü<br />

alüvyal topraklardır.<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında hidromorfik alüvyal toprakların görüldüğü alanlar ve<br />

bu alanlarda bulunuş nedenlerine gelince; Göle, Ardahan, Hasköy ve Çıldır depresyonlarına<br />

doğru çevreden çok sayıda yan dere inmektedir. Bu dereler, aynı zamanda depresyonların<br />

içinden geçen Kura, Hanak Suyu, Ölçek Suyu ve Karaçay gibi akarsuların çeşitli kollarını<br />

oluştururlar. Ovaların tabanında yatak derinliği çok az olan bütün akarsular, ilkbahar ve yazın<br />

ilk aylarında yağışların artması ve karların erimesi ile oluşan fazla su yükünü taşıyamazlar<br />

ve yataklarından kolayca taşarlar. Bu taşkınlar, yılın büyük bir kısmında geçici ya da sürekli<br />

olarak bataklıkların oluşmasına yol açarlar. Bu durum, sahada hidromorfik alüvyal toprakların<br />

meydana gelmesine neden olan ana faktörlerden birisidir. Aynı alanlarda, taban suyunun<br />

sürekli olarak yüksek kalmasının ve hidromorfik alüvyal toprakların oluşumunu sonuçlandıran<br />

başka nedenlerde vardır. Devlet Su İşleri tarafından Göle ve Ardahan Ovaları’nın tabanında<br />

açılan sondaj kuyularına ait kesitler incelenirse, ortalama 5-10 m ve hatta bazı yerlerde 1-2<br />

m’den sonra kalın bir kil tabakasına geçildiği görülür. Bilindiği gibi, kilin geçirimsiz olması<br />

taban suyunun sürekli olarak yüksek kalmasına neden olmaktadır. Öte yandan, özellikle Göle<br />

Ovasında Tahatakıran Köyü-Kümbeti, Tahtakıran Köyü-Çayırbaşı Bucağı, Çayırbaşı Bucağı-<br />

Malyatağı Tepe arasında ve Çardaklı Köyünün bulunduğu yerde depresyon yüzeyinin 5-10<br />

m yükseklikte temele ait volkanik tepecikler bulunmaktadır. bu tepelerin önünde sürekli<br />

bataklıkların bulunması anlamlıdır. Altta ve az derinde geçirimsiz killer üzerinde bulunan taban<br />

suyu, bu kompakt ve geçirimliliği çok az olan volkanik tepelerin önünde tıkanıp kalmaktadır.<br />

90


Özetle söylemek gerekirse, hidromorfik alüvyal toprakların, taban suyu seviyesinin yüksek<br />

olduğu kesimlerde sürekli olarak suya doymuş olması, oksidasyona engel olmakta ve<br />

redüksiyona yol açmakta, bu olaylara bağlı olarak da toprak da renk lekeleri ve gley horizonu<br />

oluşmaktadır. Öte yandan çayır ve saz vejetasyonu altında bulunan hidromorfik alüvyal<br />

topraklar, bu bitkilerin toprağa karışması ile organik madde bakımından zenginleşmişlerdir.<br />

Bu topraklar, genellikle asit reaksiyon gösterirler. Ancak, kireç ve organik madde oranının<br />

fazla olduğu yerlerde hafif alkalen reaksiyonlu duruma geçerler.<br />

Havzadaki Hidromorfik alüvyal topraklara örnek olarak Göle Çayırbaşı Bucağı örnek<br />

verilebilir:<br />

Yer<br />

: Göle; Çayırbaşı Bucağı<br />

Yükseklik : 2<strong>00</strong>0 m<br />

Vejetasyon : Çayır<br />

Anakaya<br />

: Killi alüvyal<br />

Topoğrafya : Düzlük<br />

Eğim : %1<br />

Arazi kullanılması : Boş<br />

B-3. Kolüvyal topraklar<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında kolüvyal toprakların dağılış alanı oldukça sınırlıdır.<br />

Bu tip topraklar daha çok Ardahan ve Göle Ovalarını çevreleyen dik eğimli yamaçların<br />

önünde, bu depresyonlara açılan çeşitli büyüklükteki akarsuların oluşturduğu birikinti<br />

koni ve yelpazeleri ya da yamaç molozları üzerinde oluşmuşlardır. Kolüvyal topraklar,<br />

Ardahan Ovası kenarında batıdan itibaren kuzey ve kuzeydoğuda dağılış gösterirler. Göle<br />

depresyonunda ise, ovanın güneydoğu kesimlerinde sınırlı bir yayılışları vardır.<br />

Havzadaki kolüvyal topraklar A ve C horizonlu genç topraklardır. Birikinti konileri<br />

ve birikinti yelpazelerinin sürekli taşkın ve birikmeye uğrayan yerlerinde A horizonu<br />

gelişmemiştir. Toprakta daha çok kaba taş ve molozlar bulunur. Buna karşılık, taşkına ve<br />

birikmeye uğramayan yerlerde ise A horizonu oldukça gelişmiştir ve yüzeyde seyrek ya da sık<br />

bir bitki örtüsü yerleşmiştir. Öte yandan, depresyonların tabana doğru, bu toprakları oluşturan<br />

akarsuların hızı ve birikinti konilerinin eğimi azaldıkça toprağın yapısını meydana getiren<br />

unsurların boyutu da küçülmekte ve alüvyal toprak unsurları büyüklüğüne eşit olmaktadır.<br />

Bu nedenle alüvyal topraklar bile kolüvyal topraklar arasındaki sınırı belirtmek güçtür.<br />

Örneğin Ardahan Ovasının kenarındaki kolüvyal toprakların ana malzemesini Yalnızçam<br />

Dağlarından ve çevredeki tepelik alanlardan gelen çakıl, kum ve mil gibi unsurlar oluşturur.<br />

Burada dik yamaçların eteğinde daha çok çakıl, kum ve moloz gibi iri unsurlar fazla olduğu<br />

halde ova yüzeyine doğru ufak boyutlu unsurlar baskın duruma geçer. Bu toprakların ovaya<br />

doğru olan bazı kesimlerinde ortalama 25-40 cm derinliğinde A horizonu gelişmiştir. Burada<br />

Çetinsu Köyünün yakınında açılan bir profilde şu özellikler gözlenmiştir.<br />

Yer<br />

: Ardahan Ovası; Çetinsu Köyünün 5<strong>00</strong> m kuzeydoğusu<br />

Yükseklik : 1850 m<br />

Vejetasyon : Çayır otları<br />

Ana kaya<br />

: Birikinti konisi malzemesi<br />

Topoğrafya : Hafif eğimli birikinti konisi yüzeyi<br />

Eğim : % 3-4<br />

Arazi kullanılması : Otlak<br />

91


Havzadaki kolüvyal topraklar çok geçirimli bir yapıya sahiptir. Bu topraklar<br />

yağışlarla çok derinlere kadar yıkanmış ve topraktaki serbest halde kireç sağlayacak (Göle<br />

depresyonundaki hariç) ana kaya da bulunmamaktadır. Kimyasal analizler bu toprakların<br />

hafif asit ve nötral olduklarını göstermektedir.<br />

B-4. Litosoller<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında litosoller, öteki toprak tipleri arasında çok geniş bir<br />

yayılma alanına sahiptir. Dağlık alanların çok eğimli yamaçları üzerinde ve akarsuların<br />

şiddetle yardığı plato yüzeylerinde oluşan litosoller, sürekli aşınmaya uğrayan A ve C<br />

horizonlu topraklaradır. Bunlar, çoğunlukla kaba kum, küçük çakıl ve kil gibi unsurlardan<br />

meydana gelmişlerdir. Toprağın derinliği, aktüel erozyonun şiddetine ve dış faktörlerin<br />

(fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak) ana malzemeye etki derecesine bağlıdır. Eğer<br />

yüzeydeki otsu bitkilerin artıklarından organik madde sağlanmışsa toprağın üst horizonu (A<br />

horizonu) koyu gri kahverenktedir. Bu horizon kaba tekstürlü ve yıkanmaya uğramışsa daha<br />

açık renkte olabilir. C horizonunun rengi daha çok ana kayayı yansıtır.<br />

Havzada eğimin % 15-40 arasında değiştiği Yalnızçam Dağlarının havzaya<br />

bakan yamaçları üzerinde, Allahüekber Dağlarında, Cindağı, Ulgar Dağı, Keldağı, Kısır<br />

Dağı gibi volkanik konilerinin yamaçlarında, Göle-Ardahan depresyonları arasında, Göle<br />

depresyonunun güneydoğusunda, Hanak çevresindeki plato alanlarında ve Posof Çayı<br />

havzasında litosoller çok geniş bir yayılma alanına sahiptirler. Bu topraklar çok yerde A<br />

horizonundan yoksun, ayrışmış bir C horizonuna sahip iskelet toprakları özelliğindedir.<br />

Toprakta çakıl ve kaba kum oranı çokça fazladır. Çok yerde kirece raslanılmamıştır. Kimyasal<br />

analizlerin sonuçlarına göre, bu topraklar hafif asit ya da hafif alkali reaksiyonludur. Aktüel<br />

erozyonun azaldığı Hanak çevresinde ve Göle-Ardahan arasındaki plâto alanlarında 10-15 cm<br />

derinliğinde A horizonlu litosoller oluşmuştur. Burada Güneşgören Köyü (Hanak) yakınında<br />

açılan bir profil çukurunda aşağıdaki özellikler görülmüştür.<br />

Yer<br />

: Hanak; Güneşgören Köyü<br />

Yükseklik : 2075 m<br />

Vejetasyon : Step otları<br />

Anakaya<br />

: Bazalt<br />

Topoğrafya : Yamaç<br />

Eğim : %<strong>12</strong><br />

Arazi kullanılması : Boş<br />

C- İntrazonal Topraklar<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında, oluşumu daha çok jeomorfolojik özelliklere ve bu<br />

özelliklerden yüksek reliefin neden olduğu elverişsiz iklim şartlarına bağlanabilen bazı<br />

toprak tipleri vardır. İntrazonal büyük toprak grubu içinde düşünülen bu tip topraklar,<br />

eğim ve yüksekliğin fazla, elverişsiz iklim şartlarının etkin olduğu yerlerde gelişme<br />

göstermişlerdir. Havzada orman sınırının üstünde kalan yüksek dağ çayırları alanında düşük<br />

sıcaklık nedeniyle pedojenez süresi, yıl içinde ancak 3-4 aylık çok kısa bir dönemi kapsar.<br />

Dolayısıyla buralarda toprak oluşumu ve özellikle organik madde ayrışımı çok yavaş bir<br />

gelişme gösterir. Öte yandan, iğne yapraklı ağaçların meydana getirdiği orman sahaları ve<br />

çevresinde, sığ veya orta derecede derin ve genellikle zayıf bir profil gelişmesi gösteren<br />

topraklar vardır. Buralarda ise; eğim, yükselti, akarsularla parçalanma ve aşınma toprakların<br />

92


gelişimini etkilemiş, derinliği az, genç topraklar olarak kalmalarını sonuçlandırmıştır.<br />

Sahada, intrazonal toprak tipleri arasında jeomorfolojik özellikleri en iyi yansıtan topraklar<br />

kahverengi orman ve yüksek dağ çayır topraklarıdır.<br />

C-1. Kahverengi Orman Toprakları<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasındaki kahverengi orman toprakları, genellikle iğne<br />

yapraklı ağaçların (özellikle sarıçam) meydana getirdiği orman alanlarında ve bu alanlardan<br />

itibaren çevreye doğru dağılış gösterirler. Havzada bu tip topraklar, ortalama 2<strong>00</strong>0 m’den<br />

25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m’ye kadar yükselen sahalar üzerinde gelişmişlerdir. Fazla eğim (% 8-15) toprak<br />

aşınmasını kolaylaştırdığından bu topraklar hemen her tarafta (bir dereceye kadar) genç bir<br />

oluşum safhasında bulunmaktadır. Yüzeysel erozyonun şiddetli olduğu vadi yamaçlarında,<br />

dağ eteklerinde ve tepelik arazilerde toprağın üst kısmı aşınarak incelmiştir. Hatta ormanın<br />

tahrip edilerek ortadan kaldırıldığı ya da aşırı hayvan otlatmasının yapıldığı yerlerde aşınma<br />

çok ilerlemiştir. Bu gibi yerlerde kahverengi orman toprakları, litosollerle bir arada ya da<br />

geçişli olarak bulunurlar. Bu duruma karşılık, elverişli eğimlerde (% 8-10), özellikle orman<br />

ya da yoğun bir ot bitki örtüsü altında orta derecede derin bir profil gelişmesi gösteren<br />

topraklar vardır. Fakat bu nitelikteki topraklar, havzada sınırlı ve küçük alanlar halinde<br />

dağılış gösterirler.<br />

Yukarıda açıklanan nedenlerle, havzadaki kahverengi orman toprakları her tarafta<br />

aynı oluşum ve gelişim özellikleri göstermediklerinden intrazonal topraklar grubu içinde ele<br />

alınmıştır. Havzanın kahverengi orman toprakları, öteki toprak tipleri arasında genişçe bir<br />

yayılma alanına sahiptir. Bunlar, Göle depresyonunun güneyinden başlayarak güneybatı ve<br />

batıya doğru litosollerle yüksek dağ çayır toprakları arasında dar, fakat kesintisiz bir kuşak<br />

halinde dağılış gösterirler. Ayrıca bu toprak tipine, Posof Çayı havzasının kuzeyinde ve<br />

güneydoğusunda havzanın orta bölümlerinde Hanak’ın ve Kura Nehri ile Cot Suyu arasında<br />

dağınık, yer yer kesintiye uğrayan alanlar halinde rastlanılmaktadır. Bütün bu sahalardaki<br />

kahverengi orman toprağı andezit, bazalt, trakit, dasit ve zayıf bir profil gelişmesi gösteren<br />

topraklar genellikle eğimleri % 8 den, % 15-18’e kadar değişen yamaçlar üzerinde yer alır.<br />

Yükseklik arttıkça daha fazla eğimlere ulaşılmakta ve eğim oranı fazlalaştıkça da toprak<br />

kalınlığında önemli ölçüde azalma görülmektedir.<br />

Öte yandan; fiziksel ve kimyasal analizlere göre, bu topraklar granüler yapıda,<br />

organik madde bakımından zengin ve killi tın tekstürlüdür. Eğimin elverişli ve aşınmanın rol<br />

oynamadığı orman sahalarının bazı yerlerinde toprak yüzeyinde kalınlığı 0,5 cm’yi bulan,<br />

kısmen ayrışmış organik bir kat (çürüntü mul) vardır. Bunun altında kalınlığı 30-40 cm<br />

kadar olan koyu kahverengi ve hafif asit reaksiyon gösteren A horizonu bulunur. Zayıf bir<br />

oluşum gösteren B horizonu ise, 15-20 cm kalınlığındadır. Hemen her yerde horizon sınırları<br />

geçişlidir ve toprak derinlikleri 30-70 cm arasında değişir. Toprağın hafif asit özelliği ve<br />

profil boyunca kireç oranının azlığı, bu toprakların fazla yıkanmasından ileri gelmektedir.<br />

Kahverengi orman toprakları sahası, havzanın fazla yağış alan bölümleri arasındadır ve yıllık<br />

yağış tutarı 5<strong>00</strong>-8<strong>00</strong> mm arasında değişir. Kahverengi orman topraklarına örnek olarak Göle<br />

Karınca Düzü Orman Alanı verilebilir.<br />

Yer<br />

Yükseklik<br />

Vejetasyon<br />

Ana kaya<br />

: Göle; Karıncadüzü Orman Alanı<br />

: 2150 m<br />

: Sarıçam ormanı ve orman altı otsu bitkileri<br />

: Yamaç deposu ve aglomera<br />

93


Topoğrafya : Eğimli düzlük<br />

Eğim : % 10<br />

Arazi kullanılması : Orman alanı<br />

C-2. Yüksek Dağ Çayır Toprakları<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasının 25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan yerlerinde belirli<br />

bir profil gelişimine sahip olmayan yüksek dağ çayır toprakları yayılış gösterir. İntrazonal<br />

topraklar grubundan olan bu topraklar; yüksek fakat hafif eğimli sahalarda ve soğuk iklim<br />

şartları altında oluşmuştur. Daha önce belirtildiği gibi, uzun süre yerde kalan kar örtüsü<br />

ve düşük sıcaklık nedeniyle yılın ancak 3-4 ayı pedojeneze elverişlidir. Bu şartlar altında<br />

toprak organizmalarının faaliyeti ve dolayısıyla organik madde ayrışımı çok yavaş olur.<br />

Böyle olmakla birlikte, oldukça sık bir bitki örtüsü (yüksek dağ çayırları altında bulunan bu<br />

topraklarda organik madde oranı fazladır. Toprak A ve C profiline sahip olup genellikle sığ ve<br />

taşlıdır. Üst toprak koyu kahverengi ya da koyu grimsi kahverengi ve ince bir yapı gösterir.<br />

Fiziksel ve kimyasal analiz sonuçlarına göre, genellikle asit ve kuvvetli asit reaksiyonu<br />

gösteren bu toprakların tekstürü siltli tın ya da siltli kil tındır.<br />

Havzadaki yüksek dağ çayır toprakları dar şeritler halinde ve kesintili olarak güneyde<br />

Allahüekber Dağları ve Kısır Dağı üzerinde, Çıldır depresyonunun doğusundaki yüksek dağlık<br />

alanda, batıda Çadır Çağı, Yalnızçam Dağları ve Gözedağ’ın havzaya bakan yüksek yamaçları<br />

üzerinde, Cindağı, Ulgar Dağı ve Keldağı volkan kütlelerinin yamaçlarında yaygındır.<br />

Aşağıdaki profil açıklaması bu toprakların özelliklerini açık olarak ortaya<br />

koymaktadır.<br />

Yer<br />

: Yalnızçam Dağları; Bülbülan Yaylası, Bülbülan Hanları doğusu<br />

Yükseklik : 26<strong>00</strong> m<br />

Vejetasyon : Yüksek dağ çayır bitkileri<br />

Ana kaya<br />

: Andezit<br />

Topoğrafya : Yüksek dağ yamacı<br />

Eğim : %4-5<br />

Arazi kullanılması : Yayla otlağı<br />

Taşlık, Kayalık ve Kumluk Alanlar<br />

Havzada, Kura Nehri ve kollarının oluşturduğu derin yarma vadilerinin yamaçları,<br />

fiziksel parçalanmanın etkin olduğu yüksek ve fazla eğimli dağlık yamaçlar (Allahüekber<br />

Dağları, Kısır Dağı, Keldağı, Cindağı, Yalnızçam Dağları gibi), Göle ve Ardahan<br />

depresyonlarında Kura Nehrinin, Çıldır Ovasında Karaçay’ın taşkın yatakları “taşlık, kayalık<br />

ve kumluk” alanlar kapsamına alınabilir. Bu nitelikteki yerlerde herhangi bir toprak gelişimi<br />

söz konusu değildir. Öte yandan, genellikle vejetasyondan yoksun olan bu alanların iktisadi<br />

olarak değerlendirilmesi de mümkün görülmemektedir.<br />

Sonuç<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasındaki toprak tiplerinin oluşumu ve dağılışı üzerinde ana<br />

kayadan çok; iklim, relief ve vejetasyonun etkili olduğu görülmektedir. Bu yüksek ve engebeli<br />

sahada aşınma ve birikme olayları, dolaysıyla jeomorfolojik faktörler toprak tiplerinin<br />

94


oluşumunda çok etkili olmuştur. Gerçekten çok yer tutan dağlık ve plâtoluk alanlarda,<br />

kuvvetli eğimden dolayı aşınma süreklidir. Aşınma ile oluşan malzeme depresyonlara<br />

taşınmakta ve bu yüzden çoğunlukla toprak örtüsünde profil horizonları yavaş gelişmekte<br />

ya da hiç oluşmamaktadır. Öte yandan, havzada bugüne kadar süre gelen orman tahripleri<br />

ve aşırı hayvan otlatma doğal denge durumunun bozulmasına ve erozyonun ilerlemesine yol<br />

açmıştır.<br />

Havzada, toprak tiplerinin dağılışında relieften sonra iklim ve bitki örtüsünün etkili<br />

olduğu söylenebilir. Bilindiği gibi, zonal topraklar grubuna giren havzadaki topraklardan<br />

çernozyomlar ve kestanerengi step toprakları, soğuk ve orta derecede nemli step vejetasyon<br />

sahalarının topraklarıdır. Fakat bu tip topraklar, havzada belirli yerlerde ve sınırlı olarak<br />

dağılış göstermektedir.<br />

Buna karşılık, yüksek relief ve elverişsiz iklim şartları pedojenezin gidişini<br />

etkilemiştir. Havzada orman sınırının (25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m.) üstünde kalan yüksek dağ çayırları<br />

sahasında düşük sıcaklık nedeniyle pedojenez süresi yıl içinde çok kısa bir dönemi (3-4 ay)<br />

kapsamaktadır. Bu husus, toprak oluşumunun ve özellikle organik madde ayrışımının çok<br />

yavaş bir gelişme göstermesine yol açmaktadır.<br />

Şu halde; havzada oluşmuş bulunan toprak tipleri yüksek, engebeli ve orta derecede<br />

nemli bölgeleri karakterize eden topraklardır. Gerçekten havza yüksektir ve iklim bölümünde<br />

belirtildiği gibi, sahanın büyük bir kısmında yıllık yağış tutarları 4<strong>00</strong>-8<strong>00</strong> mm arasındadır.<br />

Yıllık sıcaklık ortalamaları, 3-4 ºC kadardır. Vejetasyon olarak step-çayır ve orman<br />

formasyonu hakimdir.<br />

Toprakların dağılışını gösteren haritaya göre havzanın en büyük kısmını, azonal<br />

topraklardan olan alüvyal, hidromorfik alüvyal, kolüvyal topraklar ve litosoller kaplar.<br />

Havzanın % 73,9’u bu topraklara sahiptir. Buna karşılık, az yer tutmakla birlikte zonal<br />

topraklardan olan çernozyomlar ve kestanerengi step topraklarının oranı % 7,4’dür.<br />

İntrazonal topraklar ise % 18,7 oranında olup kahverengi orman toprakları ve yüksek dağ<br />

çayır topraklarından ibarettir.<br />

Azonal Topraklar % 73,9<br />

Zonal Topraklar % 7,4<br />

ntrazonal Topraklar %% 18,7<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 28. Ardahan İli Toprak Türlerini Gösteren Grafik<br />

95


Havzadaki toprak tiplerinin oluşumu ve dağılışı üzerinde ana kayadan çok; iklim,<br />

relief ve vejetasyonun etkili olduğu söylenebilir. Nitekim, zonal topraklar grubuna giren<br />

ve havzada bulunan topraklardan çernozyomlar ve kestanerengi step toprakları, soğuk ve<br />

orta derecede nemli step vejetasyonu alanlarının topraklarıdır. Buna karşılık, yüksek relief<br />

ve elverişsiz iklim koşulları pedojenezin gidişini etkilemiştir. Havzada eğim, ana kaya ve<br />

jeomorfolojik özelliklerin etkisi altında kahverengi orman toprakları, yüksek dağ-çayır<br />

toprakları ve litosoller gibi çeşitli toprak tipleri geniş alanlar kaplarlar. Alüvyal ve hidromorfik<br />

alüvyal topraklar ise depresyonlarda yaygındır.<br />

Tablo 17. Yukarı Kura Nehri Havzası Topraklarına Ait Analiz Sonuçları (*)<br />

Büyük<br />

Toprak<br />

Grupları<br />

Toprak Tipi<br />

Toprak Örneğinin<br />

Alındığı Yer<br />

Horizon<br />

Derinlik<br />

( cm )<br />

Tekstür pH CaCO 3<br />

Madde<br />

Organik<br />

(%)<br />

A 0-52 Kil 6,0 0,0 6,43<br />

ZONAL TOPRAKLAR<br />

Çernozyom<br />

Kestanerengi Step<br />

Toprağı<br />

Göle; Serinçayır<br />

Köyü<br />

Hasköy; Güllü<br />

Değirmen Yeri<br />

B 52-85 Kil 6,5 0,9 2,90<br />

C 85-<strong>12</strong>0 Kil 6,9 1,6 0,95<br />

A 0-35 Kil 6,0 0,3 7,06<br />

B 35-55 Kil 6,2 2,1 3,09<br />

C 55-70 Killi-tın 8,1 6,1 0,86<br />

AZONAL TOPRAKLAR<br />

Alüvyal Toprak<br />

Hidromorfik Alüvyal<br />

Toprak<br />

Kolüvyal Toprak<br />

Çıldır Ovası; Yakınsu<br />

Köyü<br />

Göle; Çayırbaşı<br />

Bucağı<br />

Ardahan Ovası;<br />

Çetinsu Köyü<br />

A 0-15 Siltli-kil 6,8 0,0 3,90<br />

C 15-40<br />

Kumlukilli<br />

tın<br />

7,9 0,2 0,96<br />

A 0-35 Kil 7,0 0,0 13,25<br />

C 35-90 Kil 7,7 0,2 4,27<br />

A 0-35 Kumlu-kil 6,8 0,0 4,<strong>12</strong><br />

C 35-65<br />

Kum,<br />

çakıl, kil<br />

7,2 0,0 2,<strong>03</strong><br />

Litosol<br />

Hanak; Güneşgören<br />

Köyü<br />

A 0-10 Siltli-kil 7,2 0,3 4,90<br />

A 0-30 Killi 6,5 0,5 8,05<br />

İNTRAZONAL<br />

TOPRAKLAR<br />

Kahverengi Orman<br />

Toprağı<br />

Yüksek Dağ Çayır<br />

Toprağı<br />

Göle; Karıncadüzü<br />

Orman Alanı<br />

Yalnızçam Dağları;<br />

Bülbülan Yaylası<br />

Kaynak: KOÇMAN, A. Yukarı Kura Havzasının Toprakları<br />

B 30-47 Killi-tın 6,6 0,5 2,65<br />

C 47-55 Kumlu-kil 6,9 0,8 0,62<br />

A 0-20 Kil 4,6 0,0 13,34<br />

96


Posof Havzasının Toprakları:<br />

Posof Havzasında zonal toprak grubundan çernezyom ve kestane rengi step<br />

topraklarına rastlanmamaktadır. Azonal toprak grubundan Litosoller geniş alan<br />

kaplamaktadır. Nitekim, havzadaki dik yamaçlar, erozyon ve sellenmeyi kuvvetlendirerek,<br />

inorganik maddelerin aşağı kesimlere ve vadi kenarlarına birikmesine, bu alanlarda azonal<br />

toprak tiplerinin oluşumuna neden olmuştur. Bu arada, elverişli iklim koşullarına bağlı<br />

olarak, bazı kesimlerde oluşan sık bitki örtüsü, bu yamaçlardaki erozyon ve sellenmeyi<br />

frenlerken, bir taraftan da toprakta bir zonlaşma oluşmasında aktif rol oynamıştır. Posof<br />

İlçe merkezinin doğu ve batısı ile Güllüce, Aşıkzülali, Yurtbaşı, Yolağzı, Günbatan, Akballı,<br />

Baykent, Söğütlükaya ve Boşdere köyleri çevresinde de yaygınlık gösteren toprak tipinde<br />

erozyon ve birikim süreçleri, horizonlaşmaya imkan vermemektedir.<br />

POSOF HAVZASI’NIN TOPRAK HARİTASI<br />

Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />

Harita 20. Posof Havzasının Toprak Haritası<br />

Havzadaki toprak tipleri, dikey yönde de değişiklik göstermektedir. Nitekim,<br />

ortalama 14<strong>00</strong> m yükseklikteki Posof Çayı tabanına yakın kesimlerde, taşkın ve<br />

millemeden dolayı horizonlaşma göstermeyen genç alüvyal topraklar yayılış gösterirken,<br />

vadi yamaçlarının hemen sütündeki nisbeten alçak kesimlerde kahverengi orman toprakları<br />

gelişmiştir. Hemen hemen aynı yükseltilerde akarsuların oluşturduğu eski şekiller üzerinde<br />

alüvyal topraklar ile yamaç molozları üzerinde gelişen kolivyal topraklar yaygınlık gösterir.<br />

97


Yaklaşık 16<strong>00</strong>-19<strong>00</strong> m’ler arasındaki yükselti kuşağında ise, dağlık alanların çok eğimli<br />

yamaçları üzerinde, sürekli aşınmaya uğrayan C horizonlu topraklar yer almaktadır.<br />

Havzanın en yüksek kesimlerini oluşturan Göze ve Ulgar Dağlarında glassiyal ve<br />

periglassiyal süreçlerin etkisi altında, çıplak, taşlık-kayalık alanlar meydana gelmiştir.<br />

Olumsuz iklim koşullarının da etkisi ile bu sahalarda bitki örtüsü bulunmamaktadır. Bu<br />

sahaların az eğimli yüzeylerinde toprak gelişimine uygun koşullar olmasına rağmen, termik<br />

değerler toprak oluşumuna pek fırsat vermemekte bu nedenle de organik ayrışmanın çok<br />

yavaş ilerlediği yüksek dağ-çayır toprakları gelişme göstermiştir.<br />

Havzada, toprak tiplerinin oluşumu ile ilgili genel bir değerlendirme yapılacak olursa,<br />

toprak tiplerinin oluşmasında ve bunların fiziksel ve kimyasal özelliklerinin belirlenmesinde<br />

asıl etkili faktörlerin iklim, bitki örtüsü ve reliyev koşulları olduğu söylenebilir. Yıllık yağış<br />

ortalamalarının havzanın hemen her yerinde 4<strong>00</strong> m’den fazla olması, toprak oluşumunu<br />

uygun sahalarda sıcaklığın 0 o C’nin altına çok az periyotlarla inmesi yanında, toprağa organik<br />

madde sağlayan sık bitki örtüsünün yer yer kesintiye uğramakla birlikte geniş yer tutması,<br />

toprakların horizonlaşması ve profillerin gelişmesinde etkilidir. Topografya faktörü ise,<br />

çeşitli yönlerden etkisinde bulunarak, havzadaki toprak tiplerinin dikey yönde gelişmesine<br />

yol açmıştır. Özellikle eğim değerlerinin çok yüksek olması, topografyanın etkisini daha da<br />

arttırmıştır.<br />

Nitekim Posof Çayı Havzasında eğimin çok fazla olması ve doğal bitki örtüsünün de<br />

yer yer tahrip edilmesinden dolayı, şiddetli bir toprak aşınımı söz konusudur. Havzanın bitki<br />

örtüsünden yoksun eğimli yamaçları boyunca, ana kayanın tüm özelliklerini yansıtan ayrışmış<br />

bir C horizonuna sahip sığ topraklar gelişme göstermiştir. Azonal topraklar kuruduğunda<br />

yer alan bu tür topraklarda erozyon ve birikim süreçleri horizonlaşmaya imkan vermez. Bu<br />

nedenle, azonal topraklar yeni teşekkül etmiş olan topraklar ya da genç topraklar olarak da<br />

nitelendirilmektedir. Belirtilen bu ortam koşulları altında sahada, zonal toprak gruplarına<br />

rastlanmazken intrazonal topraklardan kahverengi orman toprakları ve yüksek dağ çayır<br />

toprakları, azonal toprak gruplarından da alüvyal topraklar, kolüvyal topraklar ve litosoller<br />

geniş yayılış alanına sahiptirler.<br />

98


Tablo 18. Ardahan Ağaçlandırma Proje Sahalarındaki Toprak Profillerden Alınan Örneklerinin Analizleri<br />

Profilin<br />

Alındığı Yer<br />

Ardahan<br />

Ovapınar<br />

Köyü<br />

Ardahan<br />

Merkez<br />

Akyaka<br />

Köyü<br />

Ardahan<br />

Merkez<br />

Akyaka<br />

Köyü<br />

Ardahan<br />

Merkez<br />

Hasköy<br />

Ardahan<br />

Merkez<br />

Yalnızçam<br />

Ardahan<br />

Posof<br />

Kolköy<br />

Profilin<br />

Alındığı<br />

Tarih<br />

Derinlik<br />

Lab.<br />

No<br />

Kum<br />

%<br />

Toz<br />

%<br />

Kil<br />

%<br />

Toprak<br />

Türü<br />

ph<br />

Toplam<br />

Kireç<br />

%<br />

Tuz<br />

%<br />

Ecx10¯³<br />

Milimhous<br />

14.10.1999 271 8,43 33,82 57,75 Kil 5,37 4,40 0,<strong>00</strong>4 0,07 9,13<br />

11.08.1999<br />

06.11.1998<br />

Organik<br />

Madde<br />

%<br />

0-30 182 48,37 17,65 33,98 Kumlu Killi Balçık 6,08 3,32 0,010 0,22 6,98<br />

30-60 183 45,28 18,68 36,04 Kumlu Killi Balçık 6,<strong>03</strong> 2,99 0,<strong>00</strong>5 0,<strong>12</strong> 3,22<br />

60-90 184 47,60 17,31 35,08 Kumlu Killi Balçık 6,16 2,99 0,<strong>00</strong>4 0,11 1,62<br />

K+ Na+<br />

Birimler: mE/1<strong>00</strong> gr<br />

Toprak<br />

0-30 437 21,42 20,61 57,97 Kil 7,38 5,83 0,023 0,38 4,<strong>00</strong> 0,92 0,75<br />

0-30 438 16,19 18,72 65,10 Kil 8,14 6,70 0,027 0,47 3,45 0,62 2,45<br />

0-30 439 22,31 19,27 58,42 Kil 8,26 8,02 0,043 0,78 3,22 0,73 3,81<br />

0-30 440 16,43 21,34 62,23 Kil 7,80 5,98 0,021 0,35 3,65 0,68 1,24<br />

0-30 441 18,30 20,<strong>03</strong> 60,67 Kil 7,48 3,74 0,<strong>03</strong>1 0,56 3,44 1,05 1,89<br />

0-30 442 21,48 22,49 56,<strong>03</strong> Kil 8,57 3,95 0,110 1,86 2,73 0,84 13,25<br />

0-30 443 28,62 20,53 50,85 Kil 7,26 3,92 0,016 0,30 2,35 1,<strong>00</strong> 0,07<br />

0-30 444 28,59 19,25 52,16 Kil 7,17 5,60 0,<strong>03</strong>1 0,47 3,84 0,86 0,25<br />

0-30 445 23,50 22,15 54,35 Kil 8,47 3,65 0,113 1,60 4,30 0,76 <strong>12</strong>,49<br />

0-30 446 26,45 18,64 54,91 Kil 8,36 3,98 0,102 1,50 4,06 0,87 11,93<br />

0-30 447 28,99 19,44 51,57 Kil 7,90 7,17 0,155 3,02 2,81 0,90 6,54<br />

0-30 448 65,66 9,34 25,<strong>00</strong> Kumlu Killi Balçık 8,46 3,42 0,<strong>03</strong>3 0,76 0,65 0,41 3,13<br />

0-30 449 54,28 8,49 37,23 Kumlu Kil 8,99 4,90 0,070 1,40 1,76 0,91 10,60<br />

0-30 145 Balçık<br />

30-60 146 Killi Balçık<br />

60-90 147 Kumlu balçık<br />

0-30 Killi Balçık<br />

30-60 Kil<br />

-<strong>12</strong>0 Balçık<br />

0-30 Kumlu Balçık<br />

30-60 Balçık<br />

60-90 Kumlu Balçık<br />

99


E.2. Toprak Kirliliği<br />

E.2.1. Kimyasal Kirlenme<br />

E.2.1.1. Atmosferik Kirlenme :<br />

Atmosferik kirleticilerinin bir çoğu önemli ölçülerde toprak özelliklerine zarar<br />

verebilmektedir. Bu kirleticilerden en önemlileri ise; SO 2<br />

, NOx, CO 2<br />

, değişik türlerdeki<br />

partiküler maddeler ve içeriğindeki ağır metal bulunduran gazlar olarak sınırlanabilir.<br />

SO 2<br />

, NOx, ve CO 2<br />

gibi gazlar özellikle yağış dönemlerinde asit yağmurları şeklinde<br />

toprağa inmekte ve torak pH’ının değişmesine neden olmaktadır. Bu değişim toprak<br />

üzerindeki bitkisel yaşamla birlikte toprak içerisindeki canlı yaşamını da etkilemektedir.<br />

Ayrıca toprak içerisindeki kimyasal duyarlılığın bozulmasına neden olup, bir çok kirleticiyi<br />

hareketli faza geçirmekte ve yer altı suyu kirliliğine yol açmaktadır. Bununla birlikte toprağın<br />

yapısındaki Ca ve Mg elementlerinin yıkanmasına neden olarak toprağın zayıflamasına ve<br />

tarımsal verimin düşmesine neden olmaktadır.<br />

Ardahan İli genelinde atmosferik kirlenme ile ilgili olarak herhangi bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

E.2.1.2. Atıklardan Kirlenme :<br />

Toprak kirliliğinin oluşmasında evsel, endüstriyel ve tarımsal faaliyetler sonucunda<br />

oluşan katı atık ve sıvı atıkların oldukça önemli bir yeri vardır. Evsel ve endüstriyel katı<br />

atıklar çoğunlukla yerel yönetimlerce toplanarak bir depolama tesisinde bertaraf edilmektedir.<br />

Ancak bu atıklardan meydana gelebilecek sızıntı suları yeterli koruyucu önlemler alınmazsa<br />

yeraltı sularını kirletmekte, meydana gelen bu kirlilik suların tarımsal amaçlı kullanılmasını<br />

engellemektedir. Ayrıca bu suların içerisinde bol miktarda bulunan özellikle Pb, Cd, Ni, Hg<br />

gibi ağır metallerden oluşan zehirli maddeler, besin zinciri vasıtasıyla topraktan veya sudan<br />

canlı bünyesine geçmekte ve değişik ekolojik sorunlara neden olmaktadır. Ayrıca endüstriyel<br />

amaçlı hammadde yığınları da yine benzer sorunlara yol açabilmektedir.<br />

Özellikle İl merkezi katı atık deposunda yağışların neden olduğu yüzey suları ve<br />

rüzgarla taşınan kirlilik, özellikle Kartalpınar Köyü ve Halil Efendisi Mahallesine ait tarım<br />

alanlarını tehtid etmektedir.<br />

E.2.2. Mikrobiyal Kirlenme :<br />

Değişik faaliyetler sonucunda oluşan atıksukarda (evsel, endüstriyel ve bazı<br />

sağlık kurumlarından kaynaklanan) çok sayıda ve türde bakteri, virüs gibi organizmalar<br />

bulunabilmektedir. Bu suların tarımsal amaçlı kullanımları veya toprak yüzeyine yayılarak<br />

bertaraf edilmesi gibi durumlarda toprak bünyesine bol miktarda istenmeyen türdeki<br />

(salmonella, shigella, tifo basili, hepatit virüsleri ve entero virüsler gibi) organizmalar<br />

toprak bünyesine geçebilmektedir. Bu canlıların toprağın fiziksel ve kimyasal yapısına<br />

(gözeneklilik, sıcaklık, tutma kapasitesi, nem içeriği vb.) bağlı olarak 7 günden 7 yıla<br />

kadar değişen sürelerde yaşayabilmektedir. Örneğin Salmonella Sp. toprakta 15-280 gün,<br />

1<strong>00</strong>


Salmonella Typhi ise 2-<strong>12</strong>0 gün yaşayabilmektedir. Genellikle bakterilerin büyük çoğunluğu,<br />

helmintler ve protozoalar çaplarının daha büyük olması nedeniyle toprakta filtrasyon<br />

mekanizmasıyla, hepatit, tifo vb. bir çok hastalığa neden olan virüsler ise adsorbsiyon ile<br />

tutulabilmekte ve bir süre sonra da yok olmaktadırlar. Ancak toprak özelliklerinin uygun<br />

olmadığı (gözenekliliğin büyük, adsorblama kapasitesinin küçük olduğu veya kırık ve<br />

çatlıklı yapıların bulunduğu zeminlerin varlığı) durumlardan sonra bu virüsler herhangi<br />

bir engelle karşılaşmadan yeraltı suyu kaynaklarına ulaşabilmektedir. İçme sularından<br />

kaynaklanan bir çok hastalığın nedeni de budur. Hastalıklara neden olan organizmaların<br />

bulunduğu atık suların toprağa verilmesinden önce toprak özelliklerinin çok iyi tespit<br />

edilmesi gerekmektedir.<br />

Ardahan İlinde, İl Sağlık Müdürlüğü’nün mikrobiyal kirlenme ile ilgili çalışmaları<br />

D.5’te (Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri) verilmiştir.<br />

E.3. Arazi<br />

E.3.1. Arazi Varlığı<br />

E.3.1.1. Arazi Sınıfları :<br />

Arazi yetenek sınıfları, arazinin eğimine ve toprağın özelliklerine göre bağlı olarak<br />

sekiz sınıf halinde ayırt edilmektedir. Genel prensip olarak I, II ve III. sınıf arazinin tarıma<br />

ayırt edilmesi uygundur. Buna karşılık V, VI ve VII. sınıf arazinin ormancılığa veya meraya<br />

ayırt edilmesi gerekmektedir. Genellikle IV. sınıf arazinin tarıma ayrılması düşünülmekte ise<br />

de bu konuda karar vermeden bölgedeki iklim özellikleri ve sosyo-ekonomik yapı göz önüne<br />

alınmalıdır. IV. sınıf arazide eğimin fazlalığı, toprağın sığ oluşu, toprağın türü ve erozyon<br />

şiddeti, bölgenin iklim özelliklerine göre tarıma değil ormana veya meraya tahsis edilmesi<br />

gerekmektedir. IV. sınıf arazide tarım veya mera işletmesi için muhakkak gerekli toprak<br />

koruması tedbirleri alınmalıdır. VIII. sınıf arazi ise genellikle çıplak kayalıkların, kumulların<br />

ve yerleşim bölgelerinin bulunduğu arazilerdir.<br />

Derinlik denilince, toprağın sert ana kayaya kadar olan toprak derinliği veya bitki<br />

köklerinin ulaşabildiği derinlik anlaşılır. Toprağın sert ana kayaya olan derinliğe ‘mutlak derinlik’<br />

ve köklerin ulaşabildiği derinliğe ‘fizyolojik derinlik’ denir. Her iki derinlik açısından<br />

Toprak Derinliğinde,<br />

0-30 sığ<br />

31-60 orta derin<br />

61-<strong>12</strong>0 derin<br />

> <strong>12</strong>0 çok derin olarak adlandırılır.<br />

Eğim kriterleri ise;<br />

0-20 Düz, hafif eğimli<br />

21-40 Eğimli<br />

41-60 Dik<br />

60 < Sarp olarak adlandırılır<br />

101


Arazi Sınıfı<br />

Tablo 19. Arazi Yetenek Sınıfları İle Eğim Dereceleri ve Toprak Özellikleri Arasındaki İlişkiler<br />

Arazi Eğimi<br />

I < %2<br />

II % 2-6<br />

III % 7-15<br />

Fizyolojik Toprak<br />

Derinliği (cm)<br />

1<strong>00</strong><br />

75-1<strong>00</strong><br />

75-1<strong>00</strong><br />

50-75<br />

50-75<br />

25-50<br />

IV % 7-15 25-50<br />

V % 16-25 < 25<br />

VI<br />

VII<br />

% 16-25<br />

% 26-45<br />

% 26-45<br />

> %46<br />

> 25<br />

> 25<br />

Toprak Türü<br />

(Üst Toprak)<br />

Kumlu Balçık<br />

İnce Kumlu Balçık<br />

Pek İnce Kumlu Balçık<br />

Tozlu Balçık<br />

Kumlu Killi Balçık<br />

Kumlu Balçık<br />

Killi Balçık<br />

Tozlu Killi Balçık<br />

Balçıklı Kil<br />

Kumlu Balçık<br />

Killi Balçık<br />

Tozlu Killi Balçık<br />

Balçıklı Kil<br />

Balçıklı Kum<br />

Balçıklı Kil<br />

Kil<br />

Balçıklı Kum<br />

Kil-Ağır Kil<br />

Kum<br />

Kil-Ağır Kil<br />

Kum<br />

Kil-Ağır Kil<br />

Toprak Yüzeyinin<br />

Taşlılığı (%)<br />

< %0,1<br />

% 0,1-3<br />

% 0,1-3<br />

% 3-15<br />

% 3-15<br />

% 3-15<br />

% 15-90<br />

> %90<br />

VIII > % 46 > 25 Kum > %90<br />

Kaynak: KANTARCI, D., Türkiye Arazi Yetenek Sınıfları İle Arazi Kullanımının Bölgesel Durumu.<br />

Tablo 20. Ardahan İli Arazi Kabiliyetleri Sınıfları ve Dağılımı<br />

I. - II. Sınıf III. – V. Sınıf VI. – VIII TOPL<strong>AM</strong><br />

Alan (ha.) % Alan (ha.) % Alan (ha.) % Alan (ha.) %<br />

141.492,7 29,22 235.475,25 48,63 107.232,05 22,15 5<strong>03</strong>.551 1<strong>00</strong><br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü., 2<strong>00</strong>4<br />

Kaynak: İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 29. Ardahan İlinde Alanların Toprak Sınıflarına Göre Dağılımı<br />

102


Genel manada toprak yapısı; kullanma kabiliyet sınıfları 8 adet olup, toprak zarar ve<br />

sınırlandırmaları I. sınıfdan VIII. sınıfa doğru giderek artmaktadır. İşlemeli tarım için uygun<br />

olan arazi I. ve IV. sınıf arazilerdir.<br />

Ardahan’da sulu tarım yapılan arazi I. ve II. Sınıf araziden oluşmaktadır. Posof alt<br />

bölgesi hariç, tarım alanları büyük oranda I-III. sınıf araziler üzerinde yapılmaktadır. Posof<br />

alt bölgesinde; mevcut genel arazi yapısı gereği sulu tarım III. ve IV. sınıf arazide, kuru tarım<br />

büyük oranda III.-V. sınıf arazilerde ve yaklaşık % 18’i ise VI. sınıf arazide yapılmaktadır.<br />

İlde çayır alanlarının (70.<strong>12</strong>7 ha.) büyük bir kısmı ovalarda bulunup, I. ve IV. sınıf<br />

arazi yapısındadır. Meralar büyük bir alana (228.114 ha.) sahip olup, III. ve VII. sınıf araziler<br />

üzerinde bulunmaktadır. İlde orman ve fundalık alanlar (30.752,5 ha) genellikle dik ve sarp<br />

eğilimli olup, IV.-VII. sınıf araziler üzerinde olduğu görülmektedir. Toprakların % 19,63’ü<br />

derin, % 52,70’i orta derin ve % 27,67’si ise sığdır. İlde çorak arazi, çıplak kayalık veya<br />

moloz, ırmak taşkın yatakları yok denecek kadar az bulunmaktadır. Ayrıca İl geneli alan<br />

içerisinde yaklaşık olarak 9972 ha. su yüzeyi bulunmaktadır.<br />

İl geneli alanların % 15’inde hafif, % 60’ında orta ve % 25’inde ise şiddetli yüzey<br />

erozyonu olduğu tespit edilmiştir. Ardahan’da yağış ve topografik yapı olumlu olup, araziler<br />

uygun kullanıldığı takdirde erozyon önlenebilecek durumdadır. Erozyonun önlenmesinde<br />

ise; çayır-mera alanlarının kapasitesine uygun olarak, otlatma dönem ve şeklinin de (küçükbaş<br />

ve büyükbaş değişikliği-münavebeli otlatma) göz önünde bulundurularak kullanılması ve<br />

de ağaçlandırma çalışmalarında sürekliliğin sağlanması büyük önem taşımaktadır.<br />

E.3.1.2. Kullanım Durumu :<br />

Tablo 21. Ardahan İli Arazi Kullanımı<br />

Arazi Durumu Yüz Ölçümü (ha) Yüzölçümü (%)<br />

Tarıma Elverişli Arazi 84.295,8 16,74<br />

Çayır Arazisi 70.<strong>12</strong>7 13,92<br />

Mera Arazi 228.114 45,30<br />

Ormanlık-Fundalık Arazi 30.752,5 6,11<br />

Tarım Dışı Arazi 90.261,7 17,93<br />

TOPL<strong>AM</strong> 5<strong>03</strong>.551 1<strong>00</strong><br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Kaynak: İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ve İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 30. Ardahan İli Arazi Dağılımı Grafiği<br />

1<strong>03</strong>


Grafikte de görüldüğü üzere Ardahan’da çayır mera alanlarının oranı yüksek %<br />

59,22 (298.241 ha), orman alanlarının oranı ise düşüktür % 6,11 (30.752,5 ha). Toplam alan<br />

içerisinde % 16,74 (84.295,8 ha) olan tarım alanının; % 3,5’i sulanan tarım alanı, % 4,3’ü<br />

nadas alanı ve % 92,2’i de kuru tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Tarım dışı alanın; %<br />

11,19’u su alanı, % 14,93 yerleşim yeri ve kullanılmayan alan (taşlık, kayalık vs.) ile tefrik<br />

edilmeyen alan (hali arazi) teşkil etmektedir.<br />

Tablo 22. Türkiye ve Ardahan Arazi Dağılımı (ha.)<br />

ARAZİ DURUMU ARDAHAN (ha.) % TÜRKİYE (ha.) %<br />

Tarıma Elverişli Arazi 84.295,8 16,74 26.968.<strong>00</strong>0 34,4<br />

Çayır-Mera Arazisi 298.241 59,22 20.5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 26,2<br />

Ormanlık-Fundalık Arazi 30.752,5 6,11 20.7<strong>03</strong>.<strong>00</strong>0 26,4<br />

Tarım Dışı Arazi 89.057 17,93 10.184.7<strong>00</strong> 13,0<br />

TOPL<strong>AM</strong> 5<strong>03</strong>.551 0.64 78.355.7<strong>00</strong> 1<strong>00</strong><br />

Kaynak: 1991,1995,2<strong>00</strong>1.D.İ.E., A.T.İ.M.,İPKM . (2<strong>00</strong>0 yılında Çıldır ilçesinden ayrılan köyler hariçtir.)<br />

Ardahan İli Türkiye yüzölçümünde % 0,64’lük alana sahiptir. Ardahan İlinde çayır<br />

mera alanlarının fazlalığı (% 59,22) ile birlikte kaliteli ve kapasiteli oluşu hayvancılık için<br />

iyi bir potansiyel oluşturmaktadır. Bu çayır mera alanının; 228.114 ha.’ı (% 76.48) mera<br />

alanı olup, 70.<strong>12</strong>7 ha.’ı (% 23,52) ise çayır alanıdır. Buna karşılık orman alanlarının (% 6.11)<br />

çok az olması kış mevsiminin birkaç derece daha sert geçmesine neden olmaktadır.<br />

E.3.2. Arazi Problemleri :<br />

Erozyon, yeryüzünde ana kaya üzerindeki toprağın çeşitli etkenlerle aşınıp taşınması<br />

olayıdır. Erozyon çeşitlerinden su erozyonu; diğer erozyon çeşitleri içerisinde en yaygın<br />

ve en etkilisi olduğundan özellikle yurdumuzda toprak erozyonu denilince suların neden<br />

olduğu erozyon akla gelmektedir.<br />

Yüzey erozyonu; eğimli bir arazi üzerinde toprak parçacıklarının yağmur sularının<br />

etkisi ile yerlerinden oynatılıp, eğim yönünde aşağı doğru taşınması olayıdır. Yüzey erozyonu<br />

bitki örtüsünden yoksun ve korumasız kullanılan arazide şiddetini artırır. Yüzey erozyonu<br />

şiddetine göre altı sınıfa ayrılır.<br />

Tablo 23. Erozyon Sınıflandırma Kriterleri<br />

Erozyon Sınıfı İsimlendirme Kriter<br />

0 Erozyon Yok Erozyon yok ya da ihmal edilebilir derecede az<br />

1 Hafif Erozyon Toprağın % 0-25 i taşınmış<br />

2 Orta Şiddetli Erozyon Üst toprağın % 25-75 i taşınmış<br />

3 Şiddetli Erozyon Üst toprağın % 75-1<strong>00</strong> ü taşınmış<br />

4 Çok Şiddetli Erozyon Üst toprağın tamamı, alt toprağın % 25-75 i taşınmış<br />

5 Son Derece Şiddetli Erozyon Üst toprağın tamamı, alt toprağın % 75 ten fazlası taşınmış<br />

Kaynak: Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü, Tamim No: 14<br />

104


Erozyona etki eden faktörler; iklim, topografya, vejetasyon, ana kaya, toprak ve<br />

insandır.<br />

Zaman ve erozyon açısından İl topraklarının oluşum ve gelişimi üzerinde zaman<br />

ve erozyonun etkilerine değinmek gerekirse; Yukarı Kura Nehri Havzası, tarihin çok erken<br />

çağlarında yerleşmeye sahne olmuş, çeşitli boyların savaş ve istilasına uğramış bir sahadır.<br />

Nitekim, Havzanın hemen her tarafında yüksek sırt ve tepeler üzerinde rastlanan eski yapı<br />

kalıntıları bu durumu kanıtlamaktadır. Bugün kırsal nüfus oranı çok yüksek (% 78,4) olan<br />

Yukarı Kura Nehri Havzasında hakim ekonomik etkinlik hayvancılık olup çok az ölçüde<br />

tarla tarımı yapılmaktadır. Başta iklim olmak üzere, yeryüzü şekilleri ve toprak şartları tarla<br />

tarımını büyük ölçüde sınırlandırmıştır. Ancak, geniş çayır ve otlak alanların varlığı burada<br />

hayvancılık için çok elverişli bir ortam yaratmıştır.<br />

Burada hayvancılığın en yaygın şekli yaylacılıktır. Fakat Yukarı Kura Nehri Havzası<br />

yaylalarında düzenli bir hayvan otlatma ve otlak bakımı yoktur. Artan nüfus sayısına ve<br />

geçim güçlüklerine bağlı olarak çoğalan hayvan sayısı, yaylalarda “aşırı otlatma problemi”ne<br />

yol açmıştır. Aşırı otlatma nedeniyle doğal bitki kompozisyonu bozulmuş ve yine aşırı<br />

otlatmanın sonucu olarak gelişen toprak erozyonunun olumsuz etkileri havzanın hemen her<br />

tarafında gözle görülür duruma gelmiştir. Bununla birlikte, iklimin sert ve soğuk olması da<br />

orman tahriplerinin erken başlamasına ve orman alanlarının daralmasına, dolayısıyla toprak<br />

erozyonunun gelişmesine neden olmuştur.<br />

Öte yandan, Yukarı Kura Nehri Havzasının konumu nedeniyle Pleyistosen’deki<br />

iklim değişmelerinden geniş ölçüde etkilenmiş olacağı açıktır. Pleyistosen’deki intergalsiyal<br />

devrelerde flüviyal aşındırma ön plana geçmiş ve havza topraklarının aşınmasında önemli rol<br />

oynamıştır. Glasiyal devrelerde ise sahanın yüksek kesimlerinde periglasiyal iklim şartları<br />

hüküm sürmüştür. Ancak, bu sahada eğimin çok fazla olması topoğrafyanın yarılmasına ve<br />

erozyonun şiddetlenmesine yol açmıştır. Günümüzde de (son 15-20 yıl öncesine kadar) devam<br />

eden şiddetli erozyon olayları etkisi ile havzanın her yerinde topraklar iyice gelişme olanağı<br />

bulamamıştır. Başka bir anlatımla, geçen zaman ne kadar uzun olursa olsun havzanın sürekli<br />

olarak erozyona uğrayan alanlarında toprak gelişmesi sınırlı kalmıştır. Bununla birlikte,<br />

toprak oluşumu bakımından havzada daha stabil şartların bulunduğu depolar üzerinde ve<br />

özelikle yoğun bir çayır step bitki örtüsünün kapladığı yarı nemli/nemli karasal iklim şartları<br />

altındaki belirli alanlarda gelişmiş olgun topraklar bulunmaktadır.<br />

Bugün için Ardahan İli sınırları içerisindeki alanların % 15’inde hafif, % 60’ında<br />

orta ve %25’inde ise şiddetli yüzey erozyonu tespit edilmiştir. Gerçekte Ardahan’da yağış,<br />

toprak ve topografik yapı olumlu olduğundan, araziler uygun kullanıldığı takdirde erozyon<br />

önlenebilecek durumdadır. Zaten Türkiye genelinde % 80 alanda şiddetli erozyon olduğu<br />

bilinmektedir. Bu durum Ardahan İli ile kıyaslandığında erozyonun önlenebilir olduğu<br />

görülmektedir. Bu yüzden bugüne kadar erozyon programı İlde uygulanmamıştır.<br />

Ancak aşırı ve düzensiz otlama nedeniyle bitki örtüsünün zayıfladığı, meyilin yüksek<br />

olduğu ve toprağın çabuk çözünen ana kayalardan oluştuğu alanlarda erozyon varlığını<br />

sürdürmektedir. Bunun dışında çay ve akarsu yatakları boyunca, şiddetli yağışlarda ve<br />

erken ilkbahar mevsiminde ani sıcaklardan oluşan kar erimeleri ile yer yer kıyı oyulmaları<br />

görülmektedir. Bu nedenle;<br />

105


- Mera alanlarındaki erozyonun önlenmesi için mevcut alanların kapasitesi<br />

doğrultusunda düzenli otlatılması, erken ve geç otlatmalardan sakınılması gerekmektedir.<br />

Yörede son yıllarda küçük baş hayvan sayısındaki önemli azalma erozyonun şiddetinin<br />

düşmesine yaramıştır.<br />

- Kıyı oyulmalarına karşı en ekonomik tedbir, kıyı boyunca söğüt, iğde vb. çelikleri<br />

ile ağaçlandırmak ve yer yer uygun kenarlara büyük taşlar ile set oluşturmaktır.<br />

- İlkbahar mevsiminde karların erimesi ile yüzeysel akış şeklinde konsolide sediment<br />

taşıyarak boşa giden kar suları mera tipi teraslar yapılarak toprak tarafından emilmesi<br />

sağlanmalıdır.<br />

- Gerek oyuntularda, yazın kuruyan derelerde ve başkaca uygun alanlarda kuru<br />

duvar, misk eşik, sed, sedde ve göletler tesis edilerek suların hızının önlenmesi ile beraber<br />

havzalardaki su rejimi düzenlenmeli, yaz ortalarına kadar hayvanların içme suyu olarak<br />

kullanmaları temin edilmelidir.<br />

KAYNAKLAR<br />

Adana İl Çevre Durumu, 20<strong>03</strong><br />

Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

1991,1995, 2<strong>00</strong>1.D.İ.E., A.T.İ.M.<br />

Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />

ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />

Sivas İli Çevre Durum Raporu, 2<strong>00</strong>2<br />

KILCI, M., İzmir Orman Toprak Laboratuar Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Orman Genel Müdürlüğü, Tamim No: 4<strong>12</strong>5, 1987<br />

KÖKSOY, F., Ardahan İlinde Ağaçlandırma Semineri, 1999<br />

KOÇMAN, A,. Ege Coğrafyası Dergisi, Ocak,1984<br />

KANTARCI, D., Türkiye Arazi Yetenek Sınıfları İle Arazi Kullanımının Bölgesel Durumu,<br />

1983<br />

106


F. FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER<br />

Doğal çevre koşullarının ortak etkisi nedeniyle Kura Nehri Yukarı Havzasında<br />

farklı özellikte bitki toplulukları yaygındır. Gerçekten, havzada yükselti bakımından farklı<br />

alanların bulunuşu, çöküntü çukurlarının (Göle, Ardahan, Çıldır, Hasköy ve Aktaş Ovaları)<br />

yanı başında yüksek plato ve dağların yer alışı bitki toplulukları bakımından bir çeşitliliğin<br />

varlığını ortaya koyar. Öte yandan, bu havza geniş anlamda Kuzeydoğu Anadolu karasal<br />

ikliminin etkisinde bulunmaktadır. Ancak, kuzeyde çok dar bir alanda, özellikle Posof<br />

çevresinde kısmen Karadeniz’in etkileri görülür. Bununla birlikte, bitki örtüsünün bugünkü<br />

durumunu almasında yüzyıllardan beri süregelen orman tahriplerinin ve aşırı hayvan<br />

otlatmanın etkileri yadsınamaz. Nitekim, bugün step bitkileri ile kaplı olan yüksek plato<br />

alanlarının büyük bir bölümü önceleri ormanla örtülü bulunuyordu (Harita 21). Örneğin,<br />

Meşe Ardahan (Hanak), Çamlıçatak, Uluçam gibi eski ve yeni yerel adlar, önceleri buralarda<br />

orman varlığının fazla olduğunu gösteren kanıtlar niteliğindedir (Kuzeydoğu Anadolu’nun<br />

Ekosistemleri Atalay, İ., vd., 1985).<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 31. Ardahan İli Yalnızçam Ormanlarından Bir Görünüm<br />

Özetle; başta iklim koşulları olmak üzere, morfolojik ve edafik faktörler Kura Nehri<br />

Yukarı Havzasında belirgin olarak bir takım bitki topluluklarının ortaya çıkmasına neden<br />

olmuş ve alçak kesimlerden (çöküntü ovalarından) daha yüksek kesimlere doğru birbirinden<br />

farklı özellikte bitki kuşakları meydan gelmiştir.<br />

F.1. Ormanlar<br />

F.1.1. Ormanların Ekolojik Yapısı :<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasında, doğal bitki örtüsünün bugünkü görünümünü ortaya<br />

koyan ve bu bitki örtüsü içinde farklı toplulukların yer almasına neden olan ana faktör iklim<br />

107


olmuştur. Kuzeydoğu Anadolu karasal ikliminin geniş etkisinde bulunan Kura Nehri Yukarı<br />

Havzasının hakim vejetasyon formasyonu genel anlamda “uzun ve şiddetli kış mevsimine<br />

ve kısa vejetasyon devresine uymuş bulunan iğneli ormanlar” meydana getirmiş olması<br />

gerekir.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 32. Ardahan’da İğne Yapraklı Ormanlar<br />

Orman Alanları<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasında orman alanları Göle, Ardahan, Hanak ve Posof<br />

çevresinde dar sınırlar içerisinde dağılış göstermektedir. Önceleri daha geniş alanlar<br />

kaplayan ormanların, yüzyıllardan beri süre gelen hayvan otlatma ve şiddetli tahriplerle,<br />

bugün sınırları çok daralmıştır. Orman, yalnız belirtilen yerlerin çevresinde küçük parçalar<br />

halinde kalmıştır.<br />

İl genelinde iklim koşulları doğal ormanın yayılışını ve yetişme sınırını alttan ve üstten<br />

belirler. Çünkü, ormanın kolayca yetişmesi için gerekli olan sıcaklığın vejetasyon devresinde<br />

yetersiz ve bu dönemin kısa olması, karlı ve şiddetli soğuk kışların hüküm sürmesi ormanın<br />

yetişme sınırını üstten ve yine vejetasyon döneminde yağış ve bağıl (nisbi) nem oranının<br />

düşük olması ise bu kez ormanı alttan sınırlandırmaktadır. İklim koşullarının etkisi göz<br />

önünde tutularak yapılan gözlemlere göre, Kura Nehri Yukarı Havzasında ormanın doğal<br />

alt sınırı ortalama olarak 18<strong>00</strong> m’den geçmektedir. Üst sınır ise, 25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m arasındadır.<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasında, bütün ormanların hakim ağaç türünü iğne<br />

yapraklılardan soğuk ve nemli iklim isteyen Pinus silvestris (Sarıçam) meydana getirir.<br />

Posof Havzası sınırları içinde sarıçamlarla birlikte Picea orientalis (Ladin) ve daha az<br />

olarak Abies nordmanniana (Göknar), yükseklerde Betula pendula (Huş) karışmış olarak<br />

bulunur. Saf Sarıçam orman topluluklarına dağınık olarak Hanak ve Ardahan depresyonunun<br />

kuzeydoğusunda Kura yarma vadisinin iki yanında, Çamlıçatak (Hamamlı Ormanı), Ölçek<br />

ve Altaş Köyleri civarında, Kura-Cot Suyu kavşağı arasında (Kumsallar yeri), Danalık,<br />

Topuzoğlu, Kışla, Harmanyeri, Şahinbey ve Başağıl Tepelerinde; daha yoğun olarak da<br />

Ardahan Ovasının güneybatısındaki Uğurlu Dağının Yalnızçam Bucağına bakan yamaçları<br />

ile Kılıç Dağının Kura Vadisine ulaşan yamaçları üzerinde ve Göle depresyonun güneygüneybatısındaki<br />

dağlık, tepelik alanlarında rastlanır.<br />

108


Havzada orman topluluğuna dahil edilebilecek Meşe, Kavak ve Huş birliklerine de<br />

rastlanır. Çok sınırlı bir alanda dağılış gösteren bu topluluklar daha çok Posof Havzasında,<br />

Derindere Vadisinin yamaçlarında Meşe (Quercus armeniaca), Titrek Kavak (populus<br />

trematula), Kurtyuvası Tepe ve Mermerler Dere vadisi kenarında ise Huş (Betula pendula)<br />

olarak belirlenmiştir.<br />

Ardahan’da orman topluluklarının altında, lokal bir yayılışı olmayan, türce<br />

zengin otsu bitkiler de bulunmaktadır. Bunların aynı kuşakta yayılış gösteren yüksek<br />

yayla step bitkilerini oluşturan türler olduğu anlaşılmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 33. Yalnızçam ve Posof Ormanları<br />

F.1.2. Bölgenin Orman Envanteri :<br />

Ardahan yüzölçümünün % 6,11’i (30.752,5 ha) orman ve fundalık alanlar<br />

oluşturmaktadır. İlde genel alan içerisinde ormanlık alan, Türkiye (% 26) ve Dünya (%<br />

30) ortalamasının çok altında kalmaktadır. İldeki ormanlar büyük oranda saf Sarıçamdan<br />

oluşmaktadır. İl geneli 5<strong>03</strong>.551 ha’lık alan içerisinde ormanlık alan 30.752,5 ha. olup, İl<br />

orman varlığı açısından fakir olduğu söylenebilir.<br />

İlde ormanlık alanın yayılım gösterdiği yerler; Ardahan İli merkez ilçeye bağlı<br />

Bağdeşen, Hasköy, Çatalköprü, Yalnızçam Köylerinin kuzeyindeki Uğurlu Dağı, Kura<br />

Nehri’nin sağ ve sol yamaçları boyunca Göle İlçesi Yeniköy Köyü çevresine kadar<br />

uzanmaktadır. Ormanlar Göle İlçesinde; Uğurtaş, Köprülü, Durançam, Kalecik, Okçu,<br />

Çalıvere, Çakırüzüm, Yeniköy, Samandöken Köyleri mülki sınırları içinde, Merkez İlçe<br />

de Çamlıçatak, Ölçek ve Altaş Köylerinin mülki sınırları içinde kalmaktadır. Hanak İlçesi,<br />

Baştoklu, Alaçam kuzeyinde Şahin Tepesine kadar yayılım göstermektedir. Posof İlçesinde<br />

de; ağırlıklı Alköyü, Yeniköy olmak üzere hemen hemen tüm köylerin mülkü sınırlarında<br />

orman bulunmaktadır.<br />

Ardahan ve Göle Orman İşletme Müdürlüklerine bağlı İşletme Şeflikleri itibariyle<br />

ormanlık saha miktarı mevcut Amenajman planları verilerine göre aşağıdaki gibidir.<br />

109


Kaynak: Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ., 1985)<br />

Harita 21. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri Haritası<br />

110


Tablo 24. Ardahan İli Ormanlık Alan Miktarları<br />

İşletme Şefliği<br />

Koru Baltalık Toplam<br />

Prodüktif<br />

Verimli Bozuk Verimli Bozuk<br />

Orman<br />

(Ha.) (Ha.) (Ha.) (Ha.)<br />

(Ha.)<br />

Toplam<br />

Bozuk<br />

Orman<br />

(Ha.)<br />

Toplam<br />

Ormanlık<br />

Alan<br />

(Ha.)<br />

Açıklık<br />

Alan<br />

(Ha.)<br />

Toplam<br />

Alan<br />

(Ha.)<br />

Ardahan 3705 422 - 818 3.705 1.240 4.945 298615 3<strong>03</strong>560<br />

Posof 2451 3835<br />

-<br />

1.781,5 2.451 5.616,5 8.067,5 52.093,5 60.161<br />

Yalnızçam 5.433 452 - - 5.433 452 5.885 38.395,5 44.280,5<br />

Göle<br />

(Köroğlu-Uğurlu)<br />

11.391 425 - 39 11.391 464 11.855 <strong>12</strong>7.814 139.669<br />

TOPL<strong>AM</strong> 22.980 5.135 - 2.638,5 22.980 7.772,5 30.752,5 516.918 547.650,5*<br />

Kaynak: Göle Orman İşletme Müdürlüğü 2<strong>00</strong>4<br />

* Toplam Alan İşletme Müdürlüğünün çalışma alanıdır<br />

Tablo 25. Ardahan İli Orman Ürünlerinin Üretimi, Maliyeti ve Satış Bilgileri<br />

Ürün Adı<br />

2<strong>00</strong>1<br />

Üretimi<br />

(m3)<br />

2<strong>00</strong>2<br />

Üretimi<br />

(m3)<br />

20<strong>03</strong><br />

Üretimi<br />

(m3)<br />

Üretim<br />

(m3)<br />

Maliyet<br />

Bedeli (YTL)<br />

2<strong>00</strong>4<br />

Satış Miktarı<br />

(m3)<br />

Satış Tutarı<br />

(YTL)<br />

Tomruk 6583 5304 5115 7623 255.431 7331 950.975<br />

Tel Direk 19 15 3 639 24.371 20 3.582<br />

Maden Direği 210 358 479 133 5.862 470 50.437<br />

Sanayi Odunu 35 18 16 11 387 7 594<br />

Kağıtlık Odun 432 715 726 995 32.188 723 70.890<br />

Sırık Siter - 35 11 360 41.336 101 5.149<br />

Yakacak Odun 1458 1850 <strong>12</strong>96 2488 6.647 1318 56.988<br />

TOPL<strong>AM</strong> 8737 8395 7646 <strong>12</strong>.249 366.222 9970 1.138.614<br />

Kaynak: Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Orman alanlarının servet ve yıllık artım miktarları Amenajman Plan verilene göre<br />

tablodaki gibidir. Bu yıllık artım mevcut orman ağaçlarının her yıl yapmış oldukları büyüme<br />

miktarıdır.<br />

Tablo 26. İldeki Orman Alanlarının Servet ve Yıllık Artım Miktarları<br />

İşletme Şefliği Toplam Servet (m³) Yıllık Artım (m³)<br />

Ardahan 411.109 9.290<br />

Posof 334.932 <strong>12</strong>.409<br />

Yalnızçam 1.042.255 19.<strong>12</strong>4<br />

Göle 2.270.809 38.<strong>03</strong>2<br />

TOPL<strong>AM</strong> 4.059.105 78.855<br />

Kaynak: Ardahan Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

111


Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 34. Orman İşletme Müdürlüğü Yalnızçam Tomruk Deposu<br />

F.1.3. Orman Varlığının Yararları :<br />

İnsanoğlu var olduğu günden bu yana çevresini kuşatan ormanlardan faydalanma<br />

yollarını aramıştır. Önceleri bu faydalanma yalnızca barınmak, avlanmak, yapacak ve<br />

yakacak odun temin etmek biçiminde olmuş, daha sonraları ormanların diğer kollektif<br />

faydalarını öğrenmiş ve ormanlardan gittikçe çeşitlenen biçimde faydalanmaya başlanmıştır.<br />

Bu faydaları şöyle özetleyebiliriz.<br />

Ormanlar yaşantımızın her safhasında ihtiyaç duyduğumuz yapacak ve yakacak<br />

hammadde kaynağıdır. Bunun yanı sıra bitkisel nitelikli tohum, çiçek, kozalak vb.<br />

mineral nitelikli çakıl, kum vb. hammadde kaynaklarının bir kısmı da ormanlardan elde<br />

edilmektedir.<br />

Ormanlar, bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su şebekesi gibidirler. Kar ve yağmur<br />

biçimindeki yağışı yaprakları, dalları, gövdesi ve kökleri ile tutarak, sellerin ve taşkınların<br />

oluşmasını önler. Ayrıca yer altı sularının oluşmasına yardım eder.<br />

Ormanlar erozyonu önler, rüzgarın hızını azaltır, toprağı kökleri ile tutarak yağışların<br />

ve akarsuların toprağı taşımasını önler. Ülkemiz topraklarının 4/5’inde var olan erozyonun<br />

düşmanı ormanlardır.<br />

Ormanlar, yaban hayatı ve av kaynaklarını korur. Nesli tükenmekte olan hayvanların<br />

üretimi, korunması ve barınmasında koruma alanları oluşturur. Bu sahalar milyonlarca<br />

canlının yuvasıdır.<br />

1<strong>12</strong>


Ormanlar, bitki örtüsü ve toprak içerisinde büyük miktarda karbon depoladıklarından,<br />

iklim üzerinde olumlu etkiler yaparlar. Aşırı sıcakları düzenler, sıcağı soğuğu dengeler;<br />

yaz sıcaklığını azaltırken, kış sıcaklığını artırır. Radyasyonu etkisini azaltır. Su buharını<br />

yoğunlaştırarak yağmur haline gelmesini sağlar, öte yandan rüzgarın hızını azaltarak toprak<br />

ve kar savurmalarını ve rüzgarın kurutucu etkisini yok eder. Bu nedenle açık alanlara oranla<br />

ormanlarda gündüzler serin, geceler ise sıcaktır.<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 35. Ardahan Sarıçam Ormanları<br />

Ormanlar eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme imkanı sağlar.<br />

Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları<br />

kendisine çekerek rekreasyon imkanı sunar.<br />

Yerleşim alanları çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesi insan sağlığı<br />

bakımından büyük önem taşır. Ormanların insan sağlığı üzerindeki bütün bu olumlu<br />

yararları nedeniyle büyük kentlerin çevresinde ormanlar yetiştirilmektedir, dinlenme yerleri<br />

kurulmaktadır. 25 m boyunda bir kayın ağacı saatte 40 kişinin çıkardığı CO 2<br />

yok eder ve<br />

saatte 5 kg.O 2<br />

üretir. Yani çeşitli kaynaklardan atmosfere verilen O 2<br />

’nin % 47’sini ormanlar<br />

üretmektedir.<br />

Ormanlar, orman içinde ve dışında yaşayan insanlara çeşitli iş alanları sağlar, işsizliği<br />

önlemede etkin bir rol oynar, böylece köyden kente göçü azaltır.<br />

Ormanlar, ulusal savunma ve güvenlik bakımından da çok önemlidir. Askeri birliklerin<br />

savaş tesisleri ile araç ve gereçlerinin gizlenmesinde, savaş ekonomisi bakımından değer<br />

taşıyan reçine, katran ve tanenli maddelerin elde edilmesinde yarar sağlar. Ormanlar ayrıca<br />

113


arajların ekonomik ömrünü uzatır. Doğal afetleri önler, ülke turizmine katkıda bulunur.<br />

Ormanlar, doğal güzellikleri ve sayılamayacak kadar çok faydalarıyla iyi baktığımız taktirde<br />

tükenmez doğal bir kaynaktır.<br />

Ormanların yukarıda sayılan yararlarının ve çevre değerlerine olan önemli katkılarının<br />

yanında; Ardahan İlinde, yağış sularını depolayarak, mera hayvancılığı açısından çok önemli<br />

olan, kaynak sularını besleyerek su rejimini düzenlemektedir. Ayrıca otlatma dönemlerinde<br />

sert iklime ılıman etki yapması, soğuk sert ya da kuru sıcak rüzgarların etkisini azaltarak mera<br />

bitkilerinin nem ihtiyacını dengelemekte, aşırı sıcak ve güneşli günler ile soğuk günlerde<br />

hayvanlar için gölgelik ve koruyucu görev yapmaktadır.<br />

F.1.4. Orman Sayılan Alanların Daraltılması :<br />

İldeki ormanlar yüzyıllar boyunca tahribe uğramış ve büyük oranlarda yok edilmiştir.<br />

Özellikle iklim şartlarının olumsuzluğu sebebiyle, mera hayvancılığının aşırı ve bilinçsiz<br />

yapılması ile yaylacılık faaliyetleriyle ormanlar daraltılmıştır. Ormanlara soğuk iklimden<br />

dolayı yakacak ihtiyacı olarak, bina, ahır ve samanlık inşaası için yapacak tomruk ihtiyacı<br />

olarak (Bu inşaatların dam örtülüğü olarak soğuktan korunmak için sadece kalın toprak<br />

tabakası kullanılmıştır. Rutubetli iklim özelliği de taşıyan İlde, binadaki örtü altı yapacak<br />

tomruklar sık sık çürümüş ve yeniden inşa için ormanlara baskı sürmüştür.) yayla yerleşim<br />

yerlerinde ormanlar üst rakımlardan otlatma ihtiyacı gibi nedenler ve özellikle süt ürünleri<br />

üretimi için gerekli olan ısıtma ihtiyacı ormanlara baskıyı artırarak ormanların daraltılmasına<br />

neden olmuştur. Ayrıca köy yerleşim yerlerinde de ormanların otlatma ve tarımsal faaliyet<br />

ihtiyacı için (özellikle Posof İlçesi), son yüzyıllarda da işgal, savaş ve göç gibi nedenlerle<br />

yukarıda anlatılan yanlış faaliyetlerin birlikte bulunması tahrip sürecini hızlandırmıştır.<br />

Foto : Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 36. İl Ormanlarının Alttan Köy Yerleşimleri Üsttende Yayla Yerleşimleri ile Otlatma ve Tarip Edilerek<br />

Daraltılmasına Örnek Alanlar<br />

Netice olarak; İlde anlatılan Tekçam ve Uğuz Taşı Efsanelerinin, yöresel isimlerin<br />

(Tekçam, Uluçam, Doruk, Topçam, Meşe Ardahan vb.), toprak analiz sonuçlarının, yörede<br />

yapılan ekosistem araştırmalarının, topografik faktörler ile iklim faktörlerinin ve yaşlı yöre<br />

insanların anlatımlarının sentezinden bugünkü orman varlığının, İl alanının % 50 si civarında<br />

olduğu anlaşılmaktadır. Ancak tahrip edilen yerlerde toprak faktörleri bozulmadığından eski<br />

orman alanlarının yerini genellikle kaliteli mera bitkileri almıştır. Son yıllarda köylerde<br />

yaşayan insanların bakış açılarında orman lehine değişim oluşmuş idarecilerin de teşvik ve<br />

desteği ile ağaçlandırma talepleri artan bir süreçte devam etmektedir.<br />

114


İl genelinde ağaçlandırma programları artarak devam etmekte ve bunun sonucunda<br />

toprak ve iklim faktörlerinin orman kuruluşuna uygun olmasından dolayı tesis edilen gelişimi<br />

iyi olan ağaçlandırma alanları dikkat çekmektedir (Şekil 39, Tablo 27 ve 28).<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 37. Ardahan’da Ağaçlandırılan Bir Alan<br />

Ormanların daraltılmasını ve baskıyı azaltmak için tespit edilen; İl genelinde 6831<br />

sayılı Orman Kanunu’nun 31. maddesi (mülki hudutlarında verimli devlet ormanı bulunan<br />

köyler) kapsamında 46 adet ve 32. maddesi (mülki hudutlarında verimsiz devlet ormanı<br />

bulunan köyler) kapsamında da 41 adet olmak üzere toplam 87 orman köyü bulunmaktadır.<br />

Or-Köy vasıtasıyla yıllık yatırım miktarları ölçüsünde orman köyleri; çatı örtüsü, besi<br />

hayvancılığı, süt sığırcılığı, arıcılık ve halıcılık kredilerinden yararlandırılmaktadır. Yine<br />

Or-Köy kapsamındaki köylere Orman İdaresi tarafından yapacakları bina ve yakacak<br />

ihtiyacı için piyasa fiyatlarından oldukça düşük bedellerle tomruk ve yakacak odun tahsis<br />

edilmektedir.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 38. Çıldır Göl Havzasında Ağaçlandırma Çalışmaları<br />

115


Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 39. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Yapılan Ağaçlandırma Tesis alışmalarını Gösteren Grafik<br />

Tablo 27.Ardahan İlinde Başlangıçtan 2<strong>00</strong>5 Yılına Kadar Gerçekleşen Ağaçlandırma Çalışmaları<br />

İL<br />

MÜDÜRLÜĞÜ<br />

PROJE ADI ve<br />

YERİ<br />

PROJE ALANI (Ha)<br />

1990 öncesi<br />

1990<br />

YILLAR İTİBARİYLE YAPIILAN TESİS ÇALIŞMALARI<br />

1991<br />

1992<br />

1993<br />

1994<br />

1995<br />

1996<br />

1997<br />

1998<br />

1999<br />

2<strong>00</strong>0<br />

2<strong>00</strong>1<br />

2<strong>00</strong>2<br />

20<strong>03</strong><br />

2<strong>00</strong>4<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

Ur 255 398 185 250 45 70 25 105 2<strong>00</strong> 85 386 450 260 60 150 560 810 4<strong>03</strong>9<br />

Düzpınar 10 10 10<br />

Yalnızçam 271 271 25-M 271<br />

Uğurlu 566 3<strong>12</strong> 15 40-M 20 347<br />

ARDAHAN<br />

Posof+Aşıkzülali <strong>12</strong>61<strong>12</strong>50 70 55 65 2<strong>00</strong> 30 70 1740<br />

Çıldır 7<strong>00</strong> 245 29 55 30 140 499<br />

Okçuyayla 1044 331 331<br />

Muzarat 470 70 70<br />

Ziyaret Sr.Maliye 220 220 150 370<br />

İŞLETME<br />

TOPL<strong>AM</strong>I<br />

47972642 2<strong>00</strong> 250 45 160 80 105 2<strong>00</strong> 330 480 450 535 260 210 710 10207677<br />

116


Tablo 28. Ardahan İli 1995-2<strong>00</strong>4 Yılları Arasında Tesis Edilen Ağaçlandırma Sahaları<br />

Sıra No İlçesi Köyü Projesi Nevi Alan (Ha.)<br />

1 Merkez Değirmenli Ur Serisi Ağaçlandırma 3<strong>00</strong><br />

2 Merkez Ardıçdere Ur Serisi Ağaçlandırma 60<br />

3 Merkez Derindere Ur Serisi Ağaçlandırma 15<br />

4 Merkez Güzçimeni Ur Serisi Ağaçlandırma 96<br />

5 Merkez Yaylacık Ur Serisi Ağaçlandırma 150<br />

6 Merkez Ağzıpek Ur Serisi Ağaçlandırma 1<strong>03</strong><br />

7 Merkez Çamlıçatak Ur Serisi Ağaçlandırma 30<br />

8 Merkez Yalnızçam Ur Serisi Ağaçlandırma 85<br />

9 Merkez Ovapınar Ur Serisi Ağaçlandırma 130<br />

10 Merkez Akyaka Ur Serisi Ağaçlandırma 85<br />

11 Merkez Küçük Sütlüce Ur Serisi Ağaçlandırma 80<br />

<strong>12</strong> Merkez Çataldere Ur Serisi Ağaçlandırma 243<br />

13 Merkez Gürçayır Ur Serisi Ağaçlandırma 150<br />

14 Merkez Sugöze Ur Serisi Ağaçlandırma 140<br />

15 Merkez Ölçek Ur Serisi Ağaçlandırma 70<br />

16 Merkez Tepeler Ur Serisi Ağaçlandırma 130<br />

17 Merkez Tunçoluk Ur Serisi Ağaçlandırma 70<br />

18 Merkez Kartalpınar ve Baştoklu Köyleri Ur Serisi Ağaçlandırma 140<br />

19 Posof Al Köyü Posof Serisi Ağaçlandırma 40<br />

20 Posof Kol Köyü Posof Serisi Ağaçlandırma 66<br />

21 Posof Asmakonak Posof Serisi Ağaçlandırma 40<br />

22 Posof Sarıdarı Posof Serisi Ağaçlandırma 15<br />

23 Posof Uğurca Posof Serisi Ağaçlandırma 78<br />

24 Posof Aşıkzülali Posof Serisi Ağaçlandırma 65<br />

25 Posof Alabalık Posof Serisi Ağaçlandırma 20<br />

26 Posof Yeniköy ve Savaşır Köyleri Posof Serisi Ağaçlandırma 75<br />

27 Göle Yiğit Konağı Uğurlu Serisi Ağaçlandırma 220<br />

28 Göle Bellitepe Uğurlu Serisi Ağaçlandırma 70<br />

29 Hanak Yünbüken Ur Serisi Ağaçlandırma 185<br />

30 Hanak Altınemek Köyü Ur Serisi Ağaçlandırma 80<br />

31 Hanak Binbaşak Köyü Ur Serisi Ağaçlandırma 65<br />

32 Hanak Çayağzı Köyü Ur Serisi Ağaçlandırma 80<br />

33 Damal İkizdere Ur Serisi Ağaçlandırma 85<br />

34 Damal Eskikılıç Ur Serisi Ağaçlandırma 165<br />

35 Damal Y.Gündeş Ur Serisi Ağaçlandırma 21<br />

36 Damal Dereköy ve Otağlı Köyleri Ur Serisi Ağaçlandırma 75<br />

37 Çıldır Öncül Çıldır Serisi Ağaçlandırma 65<br />

38 Çıldır Meryem Çıldır Serisi Ağaçlandırma 29<br />

39 Çıldır Aşıkşenlik Çıldır Serisi Ağaçlandırma 226<br />

40 Çıldır Gölebakan Köyü Çıldır Serisi Ağaçlandırma 145<br />

TOPL<strong>AM</strong> Ağaçlandırma 3987<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

117


Tablo 29. Orman İşletme Müdürlüğünce Ardahan’da Tesis Edilen Gençleştirme Alanları<br />

Yıllar 1998 ve Öncesi 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4 Toplam<br />

Suni Tesis (Ha) 540 74 130 92 130 140 1.106<br />

Tabii Tesis (Ha) 892 - 55 94 - 130 1.171<br />

TOPL<strong>AM</strong> (Ha) 1.432 74 185 186 130 270 2.277<br />

Kaynak: Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

F.2. Çayır ve Meralar<br />

F.2.1. Çayır ve Meraların Varlığı :<br />

İlde tamamı tespit ve tescil çalışmaları yapılmamış çok kaliteli ve kapasiteli yaklaşık<br />

4<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 ha mera alanı potansiyel alanı olarak mevcuttur. Bu meralarda otlatma gün sayısının<br />

160-180 gün fazla olmasına karşın, çok sayıda hayvanın bitki örtüsünü fazla tahrip etmeden<br />

açık alanlarda otlatılmasında geleneksel yaylacılık faaliyetinin önemli bir payı vardır. Yöre<br />

halkı, ilkbaharda (<strong>May</strong>ıs-Haziran) iki ay köy çevresinde, yazın (Temmuz-Ağustos) iki ay<br />

yaylada hayvanlarını barındırmaktadırlar. Sonbaharda (Eylül-Ekim) ise köy çevresindeki<br />

mera alanlarının, dinlenerek otlatma kapasitesi açısından uygun duruma gelmesi ile beraber<br />

tarım arazilerinde de hasat yapıldığından daha geniş alanlarda hayvanlar otlatılmaktadır.<br />

Böylece tabii ama uygun olan bir rotasyon planı uygulanmaktadır.<br />

Foto: Ü.Kılıç<br />

Şekil 40. Ardahan İlinde Uzun Boylu Çayırlardan Görünüm<br />

118


Ancak birçok yerde ilkbaharda karların erimesiyle bitkilerde canlanma olmadan<br />

(Nisan) yapılan erken otlatma, sonbaharda ise otlatma, hava sıcaklığının sıfırın altına<br />

düştüğü, günlerin tamamına yakını donlu geçtiği, dolayısıyla bitki örtüsünün dondan<br />

olumsuz etkilenerek zayıf düştüğü dönemde (Kasım), yapılan geç otlatma; hem hayvanların<br />

beslenmesini yetersiz kılmakta, hem de bitkilerin kök ve tohumları tahrip olduğundan mera<br />

alanlarının ot kapasitesi düşmesine böylece toprağın açığa çıkarak yüzeysel erozyonun<br />

oluşmasına sebebiyet vermektedir.<br />

Anlaşıldığı üzere daha çok köy yerleşim yerlerine yakın olan mera alanları aşırı,<br />

düzensiz, erken ve geç otlatma ile yıpratılmış ve faydalı bitki türleri azaltılmış durumdadır.<br />

Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 41. Ardahan İlinde ki Çayırlardan Görünüm<br />

Doğu Anadolu yüksek rakımlı ve orman kenarı meralarında gübrelemenin meralarda<br />

verim ve bitki kompozisyonuna etkilerini belirlemek amacıyla, 2<strong>00</strong>0-2<strong>00</strong>2 yılları arasında<br />

Doğu Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü’nden Güven M. tarafından Ardahan İli<br />

meralarında yıpranan ve taban meranın tipik örneği sayılan Çamlıçatak Köyü’ne ait Putka<br />

(Sazara) Gölü civarındaki merada bir çalışma yapılmıştır. Araştırma Ardahan İli Çamlıçatak<br />

Köyü orman kenarı merasında 1931 m rakıma sahip alanda yürütülmüştür. Denemede azotun<br />

N o<br />

, N 5<br />

, N 10<br />

ve N 15<br />

(0, 5, 10,15 kg N/da) dozu, fosforun P , P , P (0, 5, 10 kg P O /da) dozu<br />

o 5 10 2 5<br />

ve kükürtün S o<br />

, S 1<br />

, S 2<br />

(0, 2.5, 5 S kg/da) dozu uygulanmıştır. Böylece araştırma 4 azot dozu<br />

x 3 fosfor dozu x 3 kükürt dozu x 3 tekerrür olmak üzere toplam 108 parselden meydana<br />

gelmiştir. Denemede hasat döneminde her parselden 3’er adet 0.5 x 0.5 m ebatlarında çerçeve<br />

atılarak çerçeve içindeki bitkiler hasat edilmiştir. Bu çerçevelerden ikisi kuru ot verimini,<br />

biri ise botanik kompozisyonu tespit etmek için kullanılmıştır.<br />

Araştırmada verim ve botanik kompozisyon yıllara göre önemli bir farklılık<br />

göstermiştir. Yağışlı geçen 2<strong>00</strong>1 yılında ortalama olarak kuru ot verimi (365.9 kg/da) diğer<br />

yıllardan yaklaşık olarak iki kat daha yüksek olarak belirlenmiştir. Azot ve fosforlu gübreleme<br />

kuru ot verimini önemli derecede artırırken kükürtün verime etkisi önemli olmamıştır.<br />

Denemede azot ve fosforlu gübreler buğdaygil türü bitkilerin oranını artırmış, kükürtün<br />

ise botanik kompozisyona önemli bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Azotlu gübreler<br />

botanik kompozisyonda baklagillerin oranını azaltırken fosforlu gübrelerin baklagil oranını<br />

artırdığı kaydedilmiştir. Gerek azotlu ve gerekse fosforlu gübreler kompozisyondaki diğer<br />

familyalara ait bitkilerin oranını azaltarak tür kompozisyonuna olumlu etkide bulunmuştur.<br />

119


Bu çalışmanın yürütüldüğü alanlarda ve benzer ekolojilerde kuru ot verimi botanik<br />

kompozisyon ve gübrenin ekonomikliği göz önünde bulundurularak, 5 kg/da P 2<br />

O 5<br />

+10 kg/da N<br />

gübre dozu önerilmektedir. Yine kükürdün, verim ve botanik kompozisyona etkisinin olmadığı<br />

tespit edilmiştir.<br />

Ardahan İlinde çayır ve mera alanlarının toplamı 298.241 ha’ dır. Bu alanların ilçeler<br />

bazında (alt bölgelere göre) dağılımı tabloda verilmiştir.<br />

Tablo 30. İlçeler ve Alt Bölgeler Bazında Çayır Mera Alanlarının Dağılımı<br />

İlçe Toplam Alan (Ha.)<br />

İl Geneli Çayır Mera Alanları (ha.)<br />

Çayır Mera Toplam<br />

I. Zon (Alt Bölge)<br />

MERKEZ 146.490 - 74.525 86.827<br />

ÇILDIR 83.3<strong>00</strong> - 25.154 34.904<br />

D<strong>AM</strong>AL 25.850 - 15.010 19.845<br />

GÖLE <strong>12</strong>7.<strong>00</strong>0 - 48.816 67.628<br />

HANAK 60.750 - 28.405 31.970<br />

II. Zon (Alt Bölge)<br />

POSOF 60.161 - 36.204 44.504<br />

TOPL<strong>AM</strong> 5<strong>03</strong>.551 70.<strong>12</strong>7 228.114 298.241<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 31. Ardahan İlinde İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Yıllar İtibariyle Yapılan Mera Islahı Çalışmaları<br />

YILLAR İTİBARİYLE YAPIILAN TESİS ÇALIŞMALARI<br />

PROJE ADI<br />

ve YERİ<br />

1990<br />

öncesi<br />

1990<br />

1991<br />

1992<br />

1993<br />

1994<br />

1995<br />

1996<br />

1997<br />

1998<br />

1999<br />

2<strong>00</strong>0<br />

2<strong>00</strong>1<br />

2<strong>00</strong>2<br />

20<strong>03</strong><br />

2<strong>00</strong>4<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

Ardahan 50 50 50 - - - - - - - - - - - - 375 525<br />

Çamlıçatak - - - - - - - - - 80 30 50 - - - - 160<br />

Çataldere - - - - - - - - - <strong>12</strong>0 20 - - - - - 140<br />

Değirmenli - - - - - - - 70 - - - - - - - <strong>12</strong>5 195<br />

Göle - - - - - - - - - - - - - - - - -<br />

Posof - - - - - - - - - - - - - - - 50 50<br />

Çıldır - - - - - - - - - - - - - - - 50 50<br />

TOPL<strong>AM</strong> 50 50 50 - - - - 70 - 2<strong>00</strong> 50 50 - - - 6<strong>00</strong> 1<strong>12</strong>0<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

F.2.2. Kullanım Amaçları ve Yararları :<br />

İlde çayır alanları I. ve IV. sınıf araziler üzerinde bulunmaktadır. Mera alanları ise III.<br />

ve VII. sınıf araziler üzerinde bulunmaktadır. Çayır mera alanları; genelde tarıma elverişli<br />

alanlar içerisinde olduğundan ve yeterli yağış aldıkları için kaba yem verimi açısından son<br />

derece verimlidirler.<br />

<strong>12</strong>0


Tablo 32. Ardahan İli Çayır Mera Ot Verimi<br />

Alan (ha.) Kuru ot Verimi (kg/ha) Toplam Verim (Ton/Yıl)<br />

Mera Alanı (ha) 228.114 1.5<strong>00</strong> 342.171<br />

Çayır Alanı (ha) 70.<strong>12</strong>7 5.<strong>00</strong>0 287.820<br />

Toplam (ha) 298.241 Toplam Verim (ton/yıl) 629.991<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

F.3. Flora<br />

Havzada yöresel olarak bitki formasyonlarını zenginleştiren husus; kuvvetli relief,<br />

bakı ve yükselti farklarının doğduğu dikey basamaklanmaya bağlı olarak iklim özelliklerinde<br />

meydana gelen değişmelerdir. Nitekim, havzada temelden yüksek olan depresyonlarla (Göle<br />

2<strong>00</strong>0 m, Ardahan 18<strong>00</strong>-19<strong>00</strong> m, Çıldır 2<strong>00</strong>0 m) bu depresyonların çevresindeki yüksek<br />

platolar üzerinde (ortalama 2<strong>00</strong>0-22<strong>00</strong> m) ve dağlık alanlar (Yalnızçam Dağları 26<strong>00</strong>-27<strong>00</strong><br />

m, Ulgar Dağı 2918 m, Keldağı 3<strong>03</strong>3 m ve diğerleri) arasında iklim ve buna bağlı olarak<br />

da bitki topluluklarının dağılışı bakımından farklılıklar ortaya çıkmaktadır .<br />

Öte yandan, bitki topluluklarının dağılışında yükselti ve bakı faktörlerinin rol<br />

oynadığı da göze çarpar. Yıllık yağış tutarları bakımından havzanın güneyindeki Allahüekber<br />

Dağlarının Göle Ovasına bakan kuzey yamaçları ile doğuda kalan Kısır Dağı ve Ulgar<br />

Dağının özellikle Posof Havzasına bakan kuzey yamaçları en fazla yağış alan yerlerdir. Buna<br />

karşılık, batıdaki Yalnızçam Dağları ile aynı doğrultuda uzanan öteki dağların Kura Nehri<br />

havzasına bakan kuzey yamaçlarında yağış tutarlarındaki azalma dikkati çeker. Gerçekten,<br />

buradaki yüksek dağların Kura Nehri Havzası için bir yağış duvarı oluşturduğu söylenebilir.<br />

Nitekim, Yalnızçam Dağlarının Ardanuç-Şavşat tarafına bakan kuzey yamaçları 24<strong>00</strong>-25<strong>00</strong><br />

m’ye kadar Sarıçam ve Göknar ormanı ile kaplı olduğu halde, Kura Nehri Havzasında kalan<br />

güney yamaçları bu örtüden yoksundur.<br />

İl genelinde relief, yükselti ve iklim özelliklerinde görülen bu farklılıkların etkisi<br />

toprak örtüsünde de görülür. Şöyleki, depresyonlarda taban suyunun yüksek olduğu alüvyal<br />

ve hidromorfik alüvyal topraklar üzerinde higrofit ve mezofit türler hakim iken, plato<br />

yüzeylerinde litosoller, kestanerengi step toprakları ve çernozyomlar üzerinde step türleri,<br />

daha yüksek yerlerde furda yapılı, sığ ve asit özellikte yüksek dağ çayır topraklarında subalpinalpin<br />

türler yer almıştır. Şu halde, toprak koşulları havzadaki bitki türlerinin yayılışında ve<br />

toplulukların oluşumunda önemli rol oynamıştır.<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasında, özellikle günümüzde nüfus ve hayvan artışına<br />

bağlı olarak aşırı otlatma şiddetle devam etmektedir. İklimin sert ve soğuk olması da<br />

orman tahriplerine hız kazandırmıştır. Bütün bu nedenlerle, orman alanları daralmış, bitki<br />

kompozisyonları bozulmuş, bazı türler ortadan kalkmış, Astragalus (geven), thymus (kekik),<br />

Scrophularia (sığırkuyruğu), Agropyron (ayrık) ve Conium (baldıranotu) gibi kozmopolit<br />

bitkiler yaygınlaşmış, toprak aşınması da hızlanmış bulunmaktadır.<br />

<strong>12</strong>1


Kaynak: KOÇMAN,A., 1989<br />

Harita 22. Kura Nehri Yukarı Doğal Havzasının Bitki Toplulukları Haritası<br />

Bitki Toplulukları<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasında bitki topluluklarının yayılışını etkileyen bütün<br />

faktörler ve toplulukların tür kompozisyonları göz ününde tutulursa, üç otsu bitki kuşağı ile<br />

bir orman alanı ayırt edilebilir. Bunları bulundukları yükselti basamaklarına göre şu şekilde<br />

sıralamak mümkündür:<br />

1- Depresyon alanlarında ortalama 2<strong>00</strong>0-21<strong>00</strong> ’ye kadar çıkan çayır-step bitkileri,<br />

2- 21<strong>00</strong>-26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m arasında kalan yüksek yayla stepleri(andropojen step),<br />

3- 26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan alanların yüksek dağ-çayır (subalpin-alpin) bitkileri,<br />

4- 18<strong>00</strong>-25<strong>00</strong>/26<strong>00</strong> m arasında kalan orman alanları.<br />

<strong>12</strong>2


Aşağıda her topluluğun ayrı ayrı yayılış alanı, tür kompozisyonu ve yetişme ortamının<br />

özellikleri incelenecektir.<br />

1-Depresyon Alanlarında Çayır-step Bitkileri<br />

Ortalama yükseltisi farklı, fakat 2<strong>00</strong>0-21<strong>00</strong> m’yi pek geçmeyen ve çok yerde<br />

taban suyunun yüksek olduğu Göle (2<strong>00</strong>0 m), Serinçayır (21<strong>00</strong> m), Hasköy (2<strong>00</strong>0 m) gibi<br />

depresyonlardaki alüvyal ve hidromorfik alüvyal topraklar üzerinde tür bakımından zengin<br />

çayır-step özelliğinde ot toplulukları yayılış gösterir. Bu depresyonlarda kış çok sert ve soğuk<br />

geçer ve yıllık yağış ortalaması 450-6<strong>00</strong> mm arasında değişir. Daha çok yarı-nemcil (mezofit)<br />

türlerin hakim olduğu bu alanlarda otlar, elverişli bir yetişme ortamı bulduğu için daha sık,<br />

daha gür ve uzun boylu bir örtü oluşturur. Nisan ayının sonuna doğru karların erimesi ve<br />

sıcaklık derecesinin yükselmesi ile birlikte depresyonların tabanı yavaş yavaş yeşillenmeye<br />

ve yağışlı geçen <strong>May</strong>ıs-Haziran aylarında otlar boy vermeye başlar. Haziran sonu ve Temmuz<br />

ayında çiçeklenip tohum bağlayan bu otlar, çok yerde biçilebilen çayır özelliğindedir. Örneğin,<br />

çok az yerinde arpa ve buğday tarımı yapılan Göle, Çıldır, Hanak, Hasköy ve kısmen de<br />

Ardahan Ovasında otların her yıl biçilmesi hayvancılık ekonomisine bağlı bir faaliyettir.<br />

Adı geçen depresyonların kenar kısımlarında tahıl tarımı yapılan ve fakat dinlendirilmeye<br />

bırakılan tarlalarda bazı bitkilerin (Papaver orientale, Gladiolus atroviolaceus, Onobrychis<br />

stenostachya, Vicia cracca, Dianthus calocephalus, Senecio vernalis, Anthemis montana)<br />

çiçeklenmesi ile çayır-step kırmızı, beyaz, sarı ve mor bir görünüm kazanır. Ancak, en geç<br />

Temmuz sonuna doğru bu bitkiler çiçeklerini dökmeye başladığından bu güzel görünüm<br />

de ortadan kalkar. Bununla birlikte, zaman zaman meydana gelen yağışlar ya da kuraklığa<br />

dayanıklı bazı türler sayesinde stepin yeşilliği Eylül sonuna kadar sürebilir.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 42. Sarıçam Ormanlarının İndikatör Bitkisi Valeriana officinalis (Kediotu) ve Ayrıkotu<br />

Yukarıda adı geçen depresyonlarda yayılış gösteren çayır-step bitkilerinin başlıcaları<br />

şunlardır: Anthemis montana (papatya), Bromus japanicus, Centaurea depressa (peygamber<br />

çiçeği), Cephaleria sp. (acımık), Dianthus calocephalus, Erempoa persica, Erigon acris,<br />

Filago arvensis, Filipendula hexapetala, Gladiolus atroviolaceus, Lotus corniculatus (gazal<br />

boynuzu), Medicago varia, Onobrychis stenostachya, Papaver orientale (gelincik), Papaver<br />

rhoeas, Phleum montanum, Rumex acetosia, Rumex alpinus, Senecio vernalis, Sanguisorba<br />

minor, Salvia verticillata, Trifolium repens (üçgül), Trifolium pratense (çayır üçgülü), Vicia<br />

cracca (aralık bitkisi).<br />

<strong>12</strong>3


Liste halinde verilen bu otsu (çayır-step) bitkilerinden başka türler de vardır. Fakat,<br />

bunlar pek yaygın değildir. Aynı depresyonlarda taban suyu seviyesinin yüksek olduğu<br />

yerlerde ve bataklıklarda yetişen higrofitler de çoktur. Buna karşılık, bütün bu alanlarda<br />

doğal olarak büyüyen hiçbir ağaç türüne rastlanmamıştır.<br />

Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 43. Ardahan İli Florasından Görünüm<br />

2-Yüksek Yayla Stepleri (Antropojen Stepler)<br />

Depresyonları çevreleyen yamaçlarda ve Kura Nehri ve kollarının derince yardığı<br />

plato yüzeylerinde (2<strong>00</strong>0-22<strong>00</strong> m); Cindağı, Ilgar Dağı, Keldağı, Kısır Dağı volkanik<br />

konilerinin 26<strong>00</strong>-27<strong>00</strong> m ye yükselen yamaçlarında, Yalnızçam ve Allahüekber Dağlarının<br />

orman örtüsünden yoksun etek ve yamaçlarında türce zengin ve bazıları kozmopolit olan<br />

step bitkileri yayılış gösterir.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 44 .Ardahan İlinde Değişik Step Bitkileri<br />

Depresyonlardaki gür çayır-step örtüsü ile subalpin-alpin alanlar arasında geniş<br />

yayılma ve gelişme ortamı bulan bu topluluğu, yüksek yayla stepleri adı altında farklı bir<br />

kuşak halinde ayırmak mümkündür. Soğuk iklim koşulları altında ve genel olarak taşlı<br />

topraklar (litosoller) üstünde yetişen bu step bitkileri yer yer farklı görünümler arz ederler.<br />

Örneğin, çernozyom topraklarının dağılış gösterdiği Hanak kuzeyinde, Göle Ovasının<br />

<strong>12</strong>4


kuzeydoğusunda ve Serinçayır çevresinde elverişli bir yetişme ortamı bulduğu için step,<br />

daha sık ve uzun boylu, yeşilliğini uzu süre koruyan bir örtü oluşturur. Aynı şekilde, orman<br />

örtüsünün kaldırıldığı ve kahverengi orman toprağının aşınmaya uğradığı Göle Ovasının<br />

güneydoğusunda, Ardahan-Hanak yolunun her iki yanında, Posof Havzasının nemli, fakat<br />

ormandan yoksun bütün kesimlerinde yüksek yayla stepleri yayılma olanağı bulmuştur.<br />

Bununla birlikte, erken ve aşırı hayvan otlatma nedeniyle bazı alanlarda yüksek yayla<br />

steplerinin kompozisyonu bozulmuş, bazı türler ortadan kalkmış ve klimaks olmayan<br />

Conium, Astragalus ve Verbascum gibi kozmopolit türler yer yer hakim duruma geçmiştir.<br />

Örneğin, Ilgar Dağının Damal-Posof şosesinin geçtiği yamaçlar, Damal çevresi, Kurtkale<br />

Bucağının kuzeybatısındaki Gökdağ’ın yamaçları bu durumdadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 45. Ardahan İlinde Antropojen Step Bitkilerinden Kekik ve Üçgül<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasının yüksek yayla stepleri, yayla hayvancılığı bakımından<br />

büyük önem taşır. Nitekim, burada step topluluğu, yayladan yararlanma süresi içinde hayvan<br />

yetiştiriciliğinin en değerli kaynağını oluşturduğu için Sözer buna “yayla vejetasyonu” adını<br />

vermiştir. Nisan ayının sonundan itibaren ve <strong>May</strong>ıs ayı başlarında karların ortadan kalkması<br />

ve karasallık nedeniyle sıcaklığın hızla yükselmeye başlaması yayla steplerini birden bire<br />

canlandırır. Bu nedenle de, Haziran ayının ilk yarısı içinde hemen her tarafta yaylacılık<br />

faaliyeti başlar ve hayvanlar yayla alanlarında yayılır. Erken ve aşırı otlatma ile birlikte<br />

yüksek yayla stepleri erken tükenir ve en geç Eylül ayının ilk yarısında yaylalardan dönüş<br />

sona erer.<br />

Yüksek yayla steplerini oluşturan bitkilerin en çok rastlananları şunlardır:<br />

Agropyron intermedium, Agropyron repens (tarla ayrığı), Alopecurus pratensis (tilki<br />

kuyruğu), Artemisia sp.(yavşan otu), Alchemilla caucasica, Bromus tomentalus, Bromus<br />

erectus, Centaurea depressa, Galium verum, Lotus corniculatus (gazal boynuzu), Medicago<br />

varia, Onobrychis cornuta, Phleum hirsitum, Ranunculus orientalis, Salvia verticillata,<br />

Taraxacum officinale (aslan dişi), Trifolium hybridum, Thymus fallax, Veronica orientalis,<br />

Vicia sativa.<br />

Bütün bu türler 2<strong>00</strong>0/22<strong>00</strong>-26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’ler arasında kalan platolar yüzeyinde, dağ<br />

yamaçlarında ve aynı kuşak içinde bulunan orman altlarında yaygın olarak yetişmektedir.<br />

Yüksek yayla steplerine ait bitki kompozisyonunu oluşturan bu türlerden bazıları yer yer<br />

<strong>12</strong>5


yoğunluk kazanmakta ve birlikler meydana getirmektedir. Gerçekten, eğimin fazla olduğu<br />

yamaçlarda daha çok Astragalus’lar, aşırı otlatma alanlarında sığır kuyrukları ve Conium<br />

maculatum’lar (baldıran otu), az eğimli tepelik alanlarda ve taşlı çakıllı yerlerde yine<br />

Astragalus (geven), Bromus erectus, Artemisia sp., Rumex alpinus, Medicago varia, Koeleria<br />

cristata’lar yaygın olup birlikler oluştururlar.<br />

3- Yüksek Dağ-Çayır (Subalpin-Alpin) Bitkileri:<br />

Yüksek yayla stepleri kuşağı üzerinde, ortalama 26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’den sonra yüksek<br />

alanlarda yine ot topluluğu olan yüksek dağ-çayır (subalpin-alpin) bitkileri yer alır. Kar<br />

örtüsünün geç kalktığı, fakat yaz devresinde (özellikle Temmuz, Ağustos ayları) ısınmanın<br />

fazla olduğu bu yerlerde dağ-çayır bitkileri haziran sonunda yeşillenmeye ve çiçeklenmeye<br />

başlar. Bundan sonra çabuk olgunlaşan türler, en geç Eylül ayı sonunda vejetasyon devresini<br />

tamamlar. Zaten Ekim-Kasım aylarında başlayan kar yağışları ile burada subalpin-alpin<br />

kuşağının her yanı kısa zamanda örtülür.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 46 . Ardahan’da Polen Verimi Yüksek Arıcılık İçin Önemli Bir Bitki<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasının 26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan belirli yerlerinden<br />

toplanan bitki örnekleri arasında, kozmopolit türler hariç, subalpin ve alpin türlerinin hakim<br />

olduğu görülür. Örneğin, Yalnızçam Dağları üzerinde 26<strong>00</strong> m yükseklikteki Bülbülan Yaylası<br />

ve Çadır (Kordevan) Dağı yamaçlarından alınan bitki örnekleri arasında subalpin ya da alpin<br />

kuşağı karakterize eden Acanthus diascorides (Ayı pençesi), Aster alpinus (yıldız çiçeği),<br />

Festuca varia (koyun yumağı), Helichrysum plicatum, Myosotis lithospermifolia, Subbaldia<br />

parviflora gibi türler saptanmıştır.<br />

Ilgar Dağının (2918 m) batı yamacından geçen Damal-Posof şosesinin üst tarafındaki<br />

28<strong>00</strong> m’den daha yüksek yerlerden toplanan bitki örnekleri de bu alanın yüksek dağ-çayır<br />

kuşağı içinde kaldığını göstermektedir. Burada subalpin-alpin topluluğunun bileşimine giren<br />

türlerin bazıları şunlardır: Alchemilla caucasica, Anthemis cretia, Draba bruinfolia, Festuca<br />

varia, Gentiana verna, Minuartia anatolica, Myosotis lithospremmifolia, Sibbaldia parviflora.<br />

<strong>12</strong>6


Yukarıda örnek olarak verilen alanlar dışında, Kısır Dağı, Eğrikar Dağı, Cindağı,<br />

Keldağı, İnek Tepe gibi dağlık kütlelerin 26<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan yerlerinde de subalpinalpin<br />

türler yaygın durumdadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 47. Ardahan Florasına Özgü Türlerden Bir Çiçekli Bitki<br />

Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />

Harita 23. Posof Çayı Havzasının Bitki Toplulukları Haritası<br />

<strong>12</strong>7


F.3.1. Türler ve Populasyonları :<br />

Türlerin Türkçe isimleri bitki listeleri içinde verilmiş olup, “Türkçe Bitki Adları Sözlüğü”<br />

Prof. Dr. Turhan BAYTOP, Türk Dil Kurumu Yayınına göre değerlendirilmiştir. Ancak<br />

bazı türlerin Türkçe isim veya yöresel ismine rastlanılmamaktadır. Bu nedenle bitki türleri<br />

binominal yazım kurallarına göre bilim dili olan Latince olarak değerlendirilmektedir.<br />

Ardahan İlinde araştırmacıların tespit ettiği ve ilgili literatürlerde geçen yaklaşık<br />

15<strong>00</strong> kadar bitki türüne rastlanmış olup bunlardan önemli bulunanlar aşağıda liste halinde<br />

verilmiştir.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 48. Yörede Yetişen Değişik Bitki Türleri<br />

Tablo 33. Yörede Tespit Edilen Çift Çenekli Bitki Türleri<br />

DİVİSİO : SPERMATOPHYTA (TOHUMLU BİTKİLER)<br />

SUBDİVİSİO : ANGIOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR)<br />

CLASSİS : DICOTYLEDONES (ÇİFT ÇENEKLİLER)<br />

* Endemizm<br />

BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

ACANTHACEAE<br />

AYIPENÇESİGİLLER<br />

Acanthus diascorides Ayı pençesi Yamaçlar, stepler -<br />

ACERACEAE<br />

Acer tataricum L., Acer campestre L.subsp.campestre Akça ağaç Nemli toprak -<br />

APIACEAE<br />

Eryngium billardieri Delar., Eryngium campestre<br />

L.var.virens Link<br />

Boğa dikeni<br />

MAYDANOZGİLLER<br />

Kayalık<br />

Yamaçlar, stepler -<br />

Scandix iberica Bieb. Atkişnek otu Yamaçlar, stepler -<br />

Falcaria vulgaris Bernh. Kazayağı Kayalık yamaçlar -<br />

Angelica sylvestris L.var.sylvestris, Angelica sylvestris<br />

L.var.stenocarpa Lallem -<br />

Kayalık yamaçlar, stepler<br />

Angelica sylvestris var.stenoptera - Kayalık yamaçlar, stepler E<br />

Heracleum platytaenium Tavşancıl otu Dağ çayırı, dere yatağı E<br />

Ferula orientalis Çakşırotu Kaya açıklığı, step E<br />

-<br />

<strong>12</strong>8


BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

ASTERACEAE<br />

PAPATYAGİLLER<br />

Anthemis montana, Anthemis cretia, Anthemis<br />

tinctoria L.var.discodea (All.)DC., Anthemis tinctoria Papatya<br />

var.pallida,<br />

Boş alanlar, kayalık yamaç -<br />

Anthemis melanoloma subsp.melanoloma Papatya Boş alanlar, kayalık yamaç E<br />

İnula montbretiana Dc. Andızotu Kurak yamaç, step -<br />

Inula helenium subsp. orgyalis Andızotu Kurak yamaç, step E<br />

Senecio vernalis Waldst. Et Kit., Senecio<br />

taraxacifolium (Bieb.)DC.var.discoideus Matthews,<br />

Senecio platyphyllus DC.platyphyllus<br />

Kanarya otu<br />

Boş alanlar, kayalık yamaç<br />

Senecio platyphyllus DC.var.glandulosus Matthews Kanarya otu Boş alanlar, kayalık yamaç E<br />

Achillea biebersteinii Afan. Civanperçemi Step,kayalık yamaç -<br />

Centaurea triumfettii All., Centaurea pulcherrima<br />

Willd.var.pulcherrima, Centaurea cheiranthifoliaWilld.<br />

var.purpurascens(D:C:)Wagenitz<br />

Centaurea pulcherrima Willd.var.<br />

freynii(Sint.)Wagenitz, Centaurea wiedemanniana,<br />

Peygamber<br />

Çiçeği<br />

Kayalık yamaç, Step<br />

Peygamber<br />

Çiçeği Kayalık yamaç, Step E<br />

Centaurea depressa Bieb. Yatık gökbaş Kayalık yamaç -<br />

Centaurea macrocephala Sığır pöçüğü Kayalık yamaç E<br />

Echınops purngens Trautv.var.transcaucasicus<br />

Topuz<br />

Yol kenarı,<br />

Orman açığı<br />

Leontodon hispidus L.var.hispidus - Step, kayalık -<br />

Xeranthemum annuum L. Dağ karanfili Step -<br />

Taraxacum crepidiforme Dc. Ssp.<br />

Crepidiforme, Taraxacum serotinum<br />

Kara hindiba Eriyen kar örtü yakını -<br />

Taraxacum officinale Aslan dişi Dağ çayırı -<br />

Crepis sancta (L.) Babcock - Kayalık volkanik yamaç, step<br />

Cirsium arvense<br />

Cirsium lappaceum subsp.tenuilobum<br />

Köygöçüren<br />

(Diken)<br />

Köygöçüren<br />

(Diken)<br />

Çayır,<br />

Yol kenarı<br />

Çayır,<br />

Yol kenarı<br />

Bellis perennis Koyungözü Açık alan -<br />

Aster alpinus - -<br />

Artemissia sp. Yavşan otu Yol kenarı -<br />

Helichrysum plicatum Ölmez otu Step, kayalık -<br />

Filago arvensis - Step, kayalık -<br />

Erigeron acris Şifa otu Step, kayalık -<br />

Xanthium strumartium Pıtrak Step, kayalık -<br />

Doronicum balansae Öküzgözü Step, kayalık E<br />

Carduuspycnocephalus ssp. Breviphyllarius Devedikeni Açık alan -<br />

Trapagon aureus Boiss. Teke sakalı Step, tarla, kaya açıklığı -<br />

Tussilago farfara Öksürük otu Kumlu ve nemli alanlar -<br />

Onopordum turcicum Danin. Eşek dikeni Step, Kayalık<br />

Tanacetum parthenium (L.) Schuktz Bip. Gümüş düğme Step, Kayalık<br />

Arctium minus (Hill) Bernh. subsp. pubens<br />

(Babington) Arenes<br />

Dulavrat otu<br />

Step, Kayalık<br />

Chondrilla juncea L. var juncea Ak hindiba Step, Kayalık<br />

Cichorium intybus L. (Yabani hindiba) Step, Kayalık<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

E<br />

<strong>12</strong>9


BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

BERBERİDACEAE<br />

Berberis vulgaris L. Kadın tuzluğu Tarla -<br />

BETULACEAE<br />

HUŞGİLLER<br />

Betula pendula Huş -<br />

Alnus glutinosa Kızıl ağaç -<br />

BORAGINACEAE<br />

Lappula barbata (Bieb.) Gürke<br />

Myosotis alpestris F. W.Schmidt<br />

ssp. Alpestris<br />

-<br />

HODANGİLLER<br />

Bozkır, taşlı ve volkanik<br />

yamaçlar, çorak yerler -<br />

Boncuk otu Kayalık yamaçlar -<br />

Myosotis lithospermifolia Unutmabeni Kayalık yamaçlar -<br />

Cerinthe minor L. ssp. Auriculata<br />

(Ten.) Domac<br />

Alkanna orientalis (L.) Boiss. Var.<br />

orientalis<br />

Mum çiçeği Yamaçlar, yol kenarları -<br />

Havacıva otu<br />

Kayalık yerler, volkanik<br />

yamaçlar<br />

Onosma tauricum Pallas ex Willd.var. tauricum Yalancı havacıva otu Volkanik yamaçlar -<br />

Onosma linearilobum Yalancı havacıva otu Volkanik yamaçlar E<br />

Anchuza azurea Miller var. azurea Sığırdili -<br />

BRASSICACEAE<br />

HARDALGİLLER<br />

Brassica rapa L Şalgam -<br />

Aethionema arabicum<br />

(L.) Andrz.ex Dc.<br />

- Taşlık yamaç -<br />

Euclidum syriacum (L.) R.Br. - Step -<br />

Fibigia clypeata (L.) medik. - Kayalık yamaç -<br />

Arabis nova Vill. Gümüş sepet Taşlık alan -<br />

Hesperis bicuspidata (Willd.) Poiret - Kayalık yamaç -<br />

Sinapis arvensis Yabani Hardal Tarla -<br />

Raphanus raphanistrum L. Yabani turp Tarla -<br />

Crambe orientalis L. var. orientalis<br />

Conringia orientalis (L.) Andrz.var. orientalis Yabani tütün Tarla, nemli alanlar -<br />

Lepidium perfoliatum L. Tere Nemli ve ekili alanlar -<br />

Alyssum linifolium Steph.ex Willd.var.linifolium,<br />

Alyssum desertorum Staf. var.desertorum, Alyssum<br />

minus (L.) Rothm. Var. minus, Alyssum repens Baumg<br />

var. trichostachyum (Rupr.) Hayek, Alyssum murale<br />

Waldst. et Kit var. murale<br />

Kuduz otu<br />

Tarla, nemli alanlar<br />

-<br />

Draba bruniifolia Stev. var. bruniifolia. - Kayalık yamaçlar -<br />

Draba bruniifolia Stev. var.armeniaca Coode et Cullen - Kayalık yamaçlar E<br />

Cardamine uliginosa Bieb., Cardemine impatiens<br />

L.var. impatiens, Cardemine impatiens L.var.pectinata<br />

(Pallas) Trautve<br />

Çayır teresi Tarla, nemli alanlar -<br />

BUTOMACEAE<br />

Butomus umbellatus<br />

C<strong>AM</strong>PANULACEAE<br />

Asyneuma virgatum (Labill.) Bornm.<br />

Ssp. Virgatum<br />

Hasır otu<br />

ÇANÇİÇEĞİGİLLER<br />

- Kayalık yamaçlar -<br />

Campanula tridendata, Campanula aucheri Çan çiçeği Kayalık yamaçlar -<br />

CAPRİFOLİACAE<br />

HANIMELİGİLLER<br />

Lonicera caprifolium Hanımeli Yol kenarı, ormaniçi açıklık -<br />

E<br />

130


BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

CARYOPHYLLACEAE<br />

Arenaria cucubaloides Smith, Arenaria leptoclados<br />

(Reichb.)Guss., Arenaria gypsophiloides Lmant. Varç<br />

gypsophiloides<br />

Dianthus crinitus Sm. var. Crinitus, Dianthus<br />

calocephalus Boiss.<br />

Süpürge otu<br />

Karanfil<br />

KARANFİLGİLLER<br />

Taşlık alan,<br />

Çayır<br />

Volkanik kaya yamaçları ve<br />

step<br />

Gypsophila elegans Bieb. Çöven Yamaçlar, step -<br />

Gypsophila smlatrix Çöven Yamaçlar, step E<br />

Silene spergulifolia (Desf.) Bieb., Silene montbretiana<br />

Boiss., Silene vulgaris (Moench)Garcke var.vulgaris Salkım çiçeği Yamaçlar ve step -<br />

Minuartia circassica (Albow) Woron., Minuartia<br />

subtilis (Fenzl)Hand.-Mazz. - Yamaçlar ve step -<br />

Minuartia corymbulosa (Boiss.et Bal.)McNeill var.<br />

breviflora (Boiss)McNeill), - Yamaçlar ve step E<br />

CHENOPODİACEAE<br />

Chenopodium folisum (Moench)<br />

Aschers., Chenopodium album L. subsp. album var.<br />

album<br />

CORYLACEAE<br />

KAZAYAĞIGİLLER<br />

Sirken Step, yol kenarları -<br />

Corylus avellana L. var. avellana Yaban fındığı -<br />

Carpinus orientalis Gürgen -<br />

CRASSULACEAE<br />

Sedum album L., Sedum pallidum Bieb.var.<br />

bithynicum (Boiss.)Chamberlain Dam koruğu Kayalık yamaçlar -<br />

CRUCIFERAE<br />

LAHANAGİLLER-TURPGİLLER<br />

Capsella bursa-pastoris Çoban çantası Yol kenarı -<br />

CUSCUTACEAE<br />

Cuscuta epithymum (L.)L. epithymum, Cuscuta<br />

approximata Babington var.<br />

Approximata, Cuscuta approximata Babington var.<br />

macranthera (Boiss.)Feinbr.et<br />

Greuter<br />

DİPSACACEAE<br />

Küsküt<br />

KÜSKÜTGİLLER<br />

Step, kayalık yamaçlar<br />

Cephalaria sp. Pelemir Dere kenarı -<br />

ELAEAGNACEAE<br />

Eleagnus angustifolia Kuş iğdesi Dere yatağı -<br />

ERİCACEAE<br />

FUNDAGİLLER<br />

Rhododendron flavum Komar Step, kayalık yamaçlar -<br />

Rhododendron caucasicum Kaful Step, kayalık yamaçlar -<br />

Rhododendron ponticum Mor çiçekli orman Step, kayalık yamaçlar -<br />

EUPHORBIACEAE<br />

SÜTLEĞENGİLLER<br />

Euphorbia macroclada Boiss. Sütleğen Step, kayalık yamaçlar -<br />

EQUISETACEAE<br />

Eguisetum ramosissium Desf.<br />

FABACEAE<br />

Çok dallı at kuyruğu<br />

BAKLAGİLLER<br />

Astragalus microcephalus Willd., Astragalus cicer L.,<br />

Astragalus fragrans Willd. Geven Bozkır -<br />

Astragalus czorochensis Geven Bozkır E<br />

Pisum sativum L.subsp.sativum var.sativum Yem bezelyesi Çayır,Açık alan -<br />

-<br />

-<br />

-<br />

131


BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

Lotus corniculatus L. var. alpinus Ser., Lotus<br />

corniculatus L.var. corniculatus Ser. Gazal boynuzu Farklı yükseklik ve habitat -<br />

Trifolium repens, Trifolium repens L.var.macrorrhizum<br />

(Boiss.)Boiss., Trifolium pratense, Trifolium pratense<br />

L.var.pratense, Trifolium hybridum, Trifolium arvense<br />

L.var.gracile (thuill.)DC., Trifolium fragiferum L.var.<br />

fragiferum<br />

Üçgül<br />

Çayır,<br />

Açık alan<br />

Erempoa persica - Tarla, step -<br />

Medicago varia, Medicago lupina L. Yonca Tarla, step -<br />

Vicia cracca, Vicia balansae Boiss., Vicia pannonica<br />

Crantz. var. pannonica<br />

Fiğ Tarla, step -<br />

Onobrychis stenostachya, Onobrychis cornuta,<br />

Onobrychis transcaucasica Grossh. Dağ çöveni Kaya açıklıkları -<br />

FAGACEAE<br />

Qercus itraburensis, Qercus petraea, Qercus<br />

hartwissiana,<br />

Fagus orientalis<br />

GENTİANACEAE<br />

Meşe<br />

Kayın<br />

KAYINGİLLER<br />

Kaya açıklıkları, farklı<br />

yükseklik ve habitat<br />

Yamaçlar, farklı yükseklik ve<br />

habitat<br />

KIZILKANTARONGİLLER<br />

Gentiana verna Kantaron Nemli habitat -<br />

GERANIACEAE<br />

Geranium tuberosum sp. Tuberosum, Geranium<br />

lucidum L., Geranium purpureum Vill., Turna gagası Yol kenarı -<br />

Geranium ibericum subsp.jubatum, Geranium<br />

asphodeloides subsp.sintenisii<br />

GLOBULARIACEAE<br />

Globularia trichosantha Fisch.<br />

Et. Mey. Ssp. Subsp. trichosantha<br />

ILLECEBRACEAE<br />

Turna gagası Yol kenarı E<br />

Küre çiçeği Kayalık yerler -<br />

Herniaria incana Lam. - Kuru ve taşlı yerler -<br />

JUGLANDACEAE<br />

Juglans regia L. Ceviz Orman içi -<br />

L<strong>AM</strong>IACEAE<br />

Thymus pubescens Boiss. Et Kotschy ex Celak var.<br />

Pubescens, Thymus praecox Opiz subsp.grossheimii<br />

(Ronniger)Jalas var.grossheimii, Thymus longicaulis<br />

C.Presl.subsp.longicaulis var.subisophyllus<br />

Teucrium orientale L.var glabrescens Hausskn.ex<br />

Bornm.<br />

Kekik<br />

BALLIBABAGİLLER<br />

Stepler, açık kayalık yerler<br />

Yer meşesi Yüksek habitatlar -<br />

Ziziphora tenuior L. Dağ reyhanı Bozkır, yamaçlar -<br />

Lamium macrodon, Lamium album L., Ballıbaba Açık alan,ince tekstürlütoprak -<br />

Lamium armenium subsp.sintenisii Ballıbaba Açık alan,ince tekstürlütoprak E<br />

Salvia verticilata<br />

Salvia aethiopis L.<br />

Geniş yapraklı<br />

adaçayı<br />

Adaçayı<br />

Volkanik yamaçlar, yol<br />

kenarları<br />

Volkanik yamaçlar, yol<br />

kenarları -<br />

Stachys iberica Bieb.subsp.iberica var. iberica Karabaş Volkanik yamaçlar -<br />

Stachys (L.) L. subsp.annua var.annua Yaz karabaşı Volkanik yamaçlar -<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

132


BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

Nepeta nuda L.subsp.nuda Kedi otu Tarla kenarı -<br />

Coronilla varia Yabani burçak Bozkır, yamaçlar -<br />

Mentha longifolia Tüylü nane Nemli alan, dere yakını -<br />

Ajuga chamaepitys <strong>May</strong>asıl otu Farklı habitatlar -<br />

LINACEAE<br />

KETENGİLLER<br />

Linum tenuifolium L. Ketenotu Step, yamaçlar -<br />

MALVACEAE<br />

EBEGÜMECİGİLLER<br />

Malva sylvestris, Malva neglecta Wallr Ebe gümeci Yol kenarı -<br />

Alcea calvertii (Boiss.) Boiss. Hiro otu Step, yamaç<br />

PAEONIACEAE<br />

Paeonıa wittmanniana Hartwiss et Lindll.Var<br />

nudicarpa Schipcz<br />

PAPAVERACEAE<br />

Şakayık Step, yamaçlar -<br />

GELİNCİKGİLLER<br />

Papaver pseudoorientale (Fedde) Medw., Papaver<br />

orientale, Papaver orientale L.var.orientale, Papaver<br />

paucifoliatum (Trautv.) Fedde, Papaver macrostomum<br />

Boiss.et Huet ex Biss., Papaver rhoeas,<br />

Gelincik<br />

Kayalık yamaç,<br />

Step<br />

-<br />

Papaver fugax Poiret var. platydiscus Cullen<br />

PRİMULACEAE<br />

Androsace villosa L.<br />

Gelincik<br />

Kayalık yamaç,<br />

step<br />

ÇUHAÇİÇEĞİGİLLER<br />

Lysimachia atropurpurea Karga otu Ormaniçi açıklıklar -<br />

POLYGONACEAE<br />

Rumex acetocella L., Rumex alpinus L., Rumex<br />

cristatus DC.<br />

Polygonum convolvulus L., Polygonum persicaria L.<br />

RANUNCULACEAE<br />

Adonis flammea Jacq., Adonis aestivalis L.subsp.<br />

aestivalis<br />

KARABUĞDAYGİLLER<br />

Kuzu kulağı Tarla, bahçe -<br />

Çoban deyneği,<br />

Kuş ekmeği<br />

DÜĞÜNÇİÇEĞİGİLLER<br />

Tarla, bahçe -<br />

Keklikgözü Step, kayalık -<br />

E<br />

Ranunculus orientalis, Ranunculus buhsei Boiss.,<br />

Ranunculus oreophilus Bieb., Ranunculus caucasicus<br />

Bieb.subsp. subleiocarpus (som.et Lev.)Davis,<br />

Ranunculus grandiflorus L., Ranunculus trichophyllus<br />

Chaix<br />

Düğün çiçeği<br />

Volkanik kayalar,<br />

Nemli alanlar<br />

-<br />

Nigella segetalis Bieb. Çörek otu Nemli alanlar -<br />

Trollius ranunculinus (Smith) Stearn Altıntop Nemli habitat -<br />

Aconitum anthora L., Aconitum orientale Miller,<br />

Aconitum anthoron **<br />

Kaplanboğan<br />

Dere yatağı,<br />

Kaya arası<br />

Delphinium flexuosum Bieb. Hezeran Nemli alanlar -<br />

-<br />

ROSACEAE<br />

GÜLGİLLER<br />

Rosa canina L.<br />

Rosa gallica<br />

Kuşburnu<br />

Gül<br />

Orman kenarı,<br />

Çalılık alan<br />

Orman kenarı,<br />

Çalılık alan<br />

Prunus kurdica Yabani erik Orman açıklığı E<br />

-<br />

-<br />

133


BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

Rubus caesius L., Rubus canescens DC.var. glabratus<br />

(Godron) Davis et Meikle<br />

Rubus ideaeus<br />

Böğürtlen<br />

Ahududu<br />

Dere boyu,<br />

Orman ve kaya açıklığı -<br />

Dere boyu,<br />

Orman ve kaya açıklığı<br />

-<br />

Malus sylvestris Miller subsp.sylvestris, Malus<br />

sylvestris Miller subsp.orientalis (A.Uglitzkich)<br />

Browicz var. orientalis<br />

Yabani Elma<br />

Açık alan<br />

-<br />

Sorbus aucuparia L. Yabani üvez Meşe ve karaçam ormanları -<br />

Pyrus communis, Pyrus salicifolia Pallas var.<br />

salicifolia<br />

Armut Açık alan -<br />

Cerasus avium (L.) Moench Kiraz Bahçelik alanlar -<br />

Cerasus vulgaris Miller Vişne Bahçelik alanlar -<br />

Filipendula hexapetala<br />

Keçisakalı<br />

Orman içi açıklık, yüzeysel<br />

taşlıklı stepler<br />

Alchemilla caucasica Buser Fındık otu Değişken habitat -<br />

Sanguisorba minor, Sanguisorba officinalis L. Çayır düğmesi -<br />

Fragaria vesca<br />

Yabani çilek<br />

Orman içi açıklık, yüzeysel<br />

taşlıklı stepler<br />

Cotoneaster salicifolia Dağ muşmulası Orman açıkları,step -<br />

SALİCACEAE<br />

SÖĞÜTGİLLER<br />

Salix alba Aksöğüt Yol kenarı -<br />

Salix caprea Keçi söğüdü Dere, su kenarı -<br />

Salix nigra Kara söğüt Dere, su kenarı -<br />

Salix viminalis Sepetçi söğüdü Dere, su kenarı -<br />

Populus alba Ak kavak Tepe, yamaç -<br />

Populus tremula Titrek kavak Tepe, yamaç -<br />

Populus nigra L.subsp. nigra Kara kavak Tepe, yamaç -<br />

SCROPHULARIACEAE<br />

SIRACAOTUGİLLER<br />

-<br />

-<br />

Verbascum glomeratum, Verbascum oriantale,<br />

Verbascum varians Freyn et Sint.var.varians,<br />

Verbascum cheiranthifolium Boiss. Var.<br />

cheiranthifolium<br />

Sığırkuyruğu<br />

Açık alan,<br />

Dağ çayırları<br />

-<br />

Scrophularia scopolii (Hoppe ex)Pers.var.adenocalyx<br />

Somm.et Lev., Scrophularia libanotica Boiss.subsp<br />

libanotica var.urartuensis R.Mill., Scrophularia<br />

xanthoglossa Boiss.var.decipiens (Boiss.et Kotscyh)<br />

Boiss.<br />

Sıracaotu<br />

Nemli çayır,<br />

Volkanik alan<br />

-<br />

Scrophularia cryptophila<br />

Digitalis ferruginea L.subsp. ferruginea<br />

Veronica gentianoides Vahl., Veronica beccabunga L.,<br />

Veronica officinalis L.<br />

Pedicularis caucasica Bieb.<br />

SOLANACEAE<br />

Sıracaotu<br />

Yüksük otu<br />

Yavşan otu<br />

PATLICANGİLLER<br />

Nemli çayır,<br />

Volkanik alan<br />

Step,çayır,<br />

Kayalık alan<br />

Step,çayır,<br />

Kayalık alan<br />

Hyoscyamus niger L. Siyah banotu Nemli topraklar<br />

E<br />

-<br />

-<br />

134


BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />

ULMACEAE<br />

Ulmus minor<br />

Kara ağaç<br />

Nemli doğu ve kuzey<br />

yamaçlar<br />

-<br />

URTİCACEAE<br />

Urtica dioica Isırgan Nemli topraklar -<br />

VİOLACEAE<br />

Viola tricolor L., Viola arvensis Murray Menekşe Nemli topraklar -<br />

VALERİANACEAE<br />

KEDİOTUGİLLER<br />

Valeriana officinalis Kedi otu Yüksek dağ stepleri -<br />

** Risk Altında Bulunan Türler<br />

Kaynak: DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands, ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun<br />

Faydalı Bitkileri, DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma, KOÇMAN, A. Ege<br />

Coğrafyası, ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler, ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />

Foto : Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 49. İl Florasından Asteraceae Familyasına ait Anthemis Cinsi Bitkiler.<br />

135


Tablo 34. Ardahan İlinde Tespit Edilen Tek Çenekli Bitki Türleri<br />

DİVİSİO : SPERMATOPHYTA<br />

SUBDİVİSİO : ANGIOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR)<br />

CLASSİS : MONOCOTYLEDONES (TEK ÇENEKLİLER)<br />

BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E<br />

GR<strong>AM</strong>İNAE (POACEAE)<br />

BUĞDAYGİLLER<br />

Cynodon dactylon Ayrık otu Step, kayalık yerler -<br />

Dactylis glomerata Ayrık Step, kayalık yerler -<br />

Hordeum murinum Yabani arpa Step, kayalık yerler -<br />

Elymus hispidus (Opiz) Melderis<br />

Ssp. barbulatus (Schur) Melderis<br />

- Step, kayalık yerler -<br />

Bromus japonicus Thunb. ssp. Japonicus, Bromus<br />

tomentalus, Bromus erectus<br />

Brom Kuru yamaçlar -<br />

Phleum hirsitum, Phleum montanum Kelp kuyruğu Step, kayalık yerler -<br />

Agropyron repens, Agropyron intermedium Tarla ayrığı Step, kayalık yerler -<br />

Alopecurus pratensis, Alopecurus myosuroides<br />

Hudson var.myosuroides<br />

Tilki kuyruğu Step -<br />

Festuca valesiaca Schleicher ex Gaudin Yumak otu Step -<br />

Festuca varia Koyun yumağı Dağ yamacı -<br />

Poa trivialis, Poa bulbosa L.var.vivipara Salkım otu Stepler -<br />

Bothriochloa ischaemum (L. Keng) Sarı sakalotu Step, yol kenarları -<br />

Agrostis capillaris L.var.capillaris Süs çayır otu Kuru yamaçlar -<br />

Zea mays L.subsp.mays Mısır Tarla, ekili alanlar -<br />

İRİDACEAE<br />

SÜSENGİLLER<br />

Gladiolus atroviolaceus Salep otu Kayalık, step -<br />

LILIACEAE<br />

Z<strong>AM</strong>BAKGİLLER<br />

Allium kunthianum Vved., Allium szovitsii Regel Soğan Stepler, taşlı yamaçlar -<br />

Lilium monadelphum Bieb.var armenum (Miscz.et<br />

Grossh.) Davis et Henderson Zambak Kayalık, step -<br />

Lilium kasselringanum** Zambak Kayalık, step -<br />

Muscari neglectum Guss. Gavurbaşı Kayalık, step<br />

** Risk Altında Bulunan Türler<br />

Kaynak: DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands, ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun<br />

Faydalı Bitkileri, DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma, KOÇMAN, A. Ege<br />

Coğrafyası, ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler, ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 50. Ardahan İli Flora Çeşitliliği<br />

136


Tablo 35. Ardahan İlinde Tespit Edilen Açık Tohumlu Bitki Türleri<br />

DİVİSİO<br />

SUBDİVİSİO<br />

: SPERMATOPHYTA (TOHUMLU BİTKİLER)<br />

: GYMNOSPERMAE (AÇIK TOHUMLULAR)<br />

BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E.<br />

CUPRESSACEAE<br />

Juniperus communis L. subsp. hemisphaerica<br />

(Presl) Nyman<br />

Adi ardıç<br />

SERVİGİLLER<br />

Orman üst sınırı<br />

Juniperus excelsa Boylu ardıç Sığ ve Taşlık topraklar<br />

Juniperus oxycedrus L.subsp. oxycedrus Katran ardıcı Sığ ve Taşlık topraklar<br />

Juniperus foetidissima Kokulu ardıç Sığ ve Taşlık topraklar<br />

Juniperus sabina L. Yayılıcı ardıç Sığ ve Taşlık topraklar<br />

PİNACEAE<br />

Ç<strong>AM</strong>GİLLER<br />

Pinus sylvestris Sarıçam Dağ, Yamaçlar<br />

Abies nordmanniana (Stev.) Spach subsp.<br />

nordmanniana<br />

Picea orietalis (L.) Link<br />

Doğu Karadeniz<br />

Göknarı<br />

Doğu Ladini<br />

Dağ, Yamaçlar<br />

Yamaçlar,<br />

Dağ<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

-<br />

Kaynak: DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands, ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun<br />

Faydalı Bitkileri, DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma, KOÇMAN, A. Ege<br />

Coğrafyası, ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler, ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />

Tablo 36. Ardahan İlinde Tespit Edilen Yenen Mantar Türleri<br />

MANTARLAR (FUNGİ):<br />

BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT<br />

Rhizopogon luteolus Domalan Kumlu iğne yapraklı ve çam meşçereleri toprağı<br />

Lactarius volemus Tirmit Kayın ormanı, çam meşçereleri<br />

Armillaria mellea Bal mantarı Yaşlı ağaç, kütüklerin kaidesi ve civarı<br />

Agaricus campestris Çayır mantarı Çayır, çimen ve tarlalar<br />

Lepiota procera Şemsiye mantarı Yapraklı ağaç ormanları<br />

Phlegmacium variecolor Değişken renkli mantar İğne yapraklı ağaç ormanları, çam meşçereleri<br />

Boletus badius Doru renkli şişkin mantar İğne yapraklı ağaç ormanları, çam meşçereleri<br />

Kaynak : ANŞİN, R., Orman Fitopatolojisi, Sümer S., Türkiyenin Yenen Mantarları<br />

137


138


139


Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 51. Ardahan İli Florasından Örnekler<br />

F.3.2. Habitat ve Topluluklar :<br />

F.4. Fauna<br />

Bitki listeleri içinde türlerin habitatları belirtilmiştir.<br />

F.4.1. Türler ve Populasyonları<br />

F.4.1.1. Karasal Türler ve Populasyonları :<br />

Ardahan İli ve çevresinde tespit edilen yaban hayatı grupları ve habitatları aşağıda<br />

listeler halinde verilmiştir.<br />

Tablo 37. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen İki Yaşamlılar (Amphibia)<br />

LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />

BUFONIDAE<br />

KARA KURBAĞALARI<br />

Bufo viridis Gece kurbağası Taş altı, toprak içi -<br />

RANIDAE<br />

SU KURBAĞASIGİLLER<br />

Rana camerani<br />

Şeritli kurbağa<br />

Çıplak dağların ıslak zeminli<br />

çayırlık bölgelerinde<br />

-<br />

Kaynak : DEMİRSOY,1997, Amfibiler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası<br />

Tablo 38. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Sürüngenler ( Reptilia)<br />

LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />

TESTUDINIDAE<br />

KARA KAPLUMBAĞALARI<br />

Testuda graeca Adi tosbağa -<br />

140


LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />

GEKKONIDAE<br />

GECE KERTENKELELERİ-GEKOLAR<br />

Hemidactylus turcisus Genişparmaklı keler Taş altı, kaya yarıkları -<br />

LACERTIDAE<br />

GERÇEK KERTENKELELER<br />

Lacerta parva Cüce kertenkele Taşlık, topraklı ve az bitkili stepler -<br />

Lacerta valentini Kaya kertenkelesi Kayalık ve iri taşlık kısımlar -<br />

Lacerta agilis Kars kertenkelesi Taşlık, step -<br />

Lacerta armeniaca Hemşin kertenkelesi Step, taşlık alan -<br />

Lacerta derjugini Artvin kertenkelesi Taşlık, step, nemli çayır -<br />

Lacerta parvula Gürcü kertenkelesi Taşlık, kayalık -<br />

Lacerta unisexualis Ağrı kertenkelesi Bozkır, yamaç -<br />

Lacerta uzzelli Uzzel kertenkelesi Taşlık, kayalık, orman -<br />

Ophisops elegans Tarla kertenkelesi Taş altları -<br />

COLUBRIDAE<br />

SUYILANIGİLLER<br />

Coronella austriaca Avusturya yılanı Çayır ve taşlıklar -<br />

VIPERIDAE<br />

ENGEREKGİLLER<br />

Vipera lebetina Koca engerek Düz ova, ormansız ve taşlık yamaçlar -<br />

TYPHLOPIDAE<br />

KÖRYILANLAR<br />

Typholops vermicularis Kör yılan Taş altları -<br />

Kaynak : DEMİRSOY,1997, Sürüngenler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası<br />

Tablo 39. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Kuşlar ( Aves)<br />

LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM STATÜ<br />

ALAUDIDAE<br />

TARLAKUŞUGİLLER<br />

Eremophila alpestris Kulaklı toygar Dağlık arazi - Y<br />

HIRUNDINIDAE<br />

Ptyonoprogne rupestris<br />

Delichon urbica<br />

MOTACILLIDAE<br />

Kaya kırlangıcı<br />

Ev kırlangıcı<br />

KIRLANGIÇGİLLER<br />

Dik dağ yamaçları,<br />

dik kayalıklar - G<br />

İnsan yerleşimleri,<br />

-<br />

Dağlarda kayalıklar<br />

G<br />

KUYRUK SALLAYANGİLLER<br />

Anthus spinotella Dağ incirkuşu Dağlık arazi - Y, KZ<br />

141


LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM STATÜ<br />

PRUNELLIDAE<br />

BOZBOĞAZGİLLER<br />

Prunella collaris Büyük dağbülbülü Çıplak dağ yamaçları - Y<br />

TURDIDAE<br />

ARDIÇKUŞUGİLLER<br />

Phoenicurus ochruros<br />

Kara kızılkuyruk<br />

Kayalıklar, seyrek<br />

olarak yerleşim<br />

yerlerinde<br />

- G<br />

Oenanthe oenanthe Kuyrukkakan Taşlı yamaçlar - G<br />

Oenanthe finschii<br />

Ak sırtlı<br />

kuyrukkakan<br />

Kayalık, çıplak<br />

yamaçlar<br />

- G<br />

Monticola saxatilis Taşkızılı Kayalıklar - G<br />

TICHODR<strong>AM</strong>ADIDAE<br />

DUVAR TIRMAŞIKLARI<br />

Tichodroma muraria Duvar Tırmaşıkkuşu Kayalıklar - Y<br />

PASSERIDAE<br />

SERÇEGİLLER<br />

Petronia petronia Kaya Serçesi Taşlı yamaçlar - Y<br />

Montifringilla nivalis Kar Serçesi Kayalık yamaçlar - G<br />

FRINGILLIDAE<br />

Serinus pusillus<br />

Carduelis flavirostris<br />

EMBERIZIDAE<br />

Kara Iskete<br />

Sarı Gagalı<br />

Ketenkuşu<br />

İSPİNOZGİLLER<br />

Tektük çalılık olan<br />

taşlı yamaçlar - Y<br />

Çayırlık ve taşlık<br />

arazi<br />

- Y, KZ<br />

KİRAZKUŞUGİLLER<br />

Miliaria calandra<br />

Tarla Kirazkuşu<br />

Tarımsal arazi,<br />

çayırlar, bozkır,<br />

yamaçlar<br />

- Y<br />

PELECANİDAE<br />

PELİKANGİLLER<br />

Pelecanus crispus Tepeli pelikan Göl - G,Y,T<br />

Pelecanus onocrotalus Ak pelikan Göl - G,Y,KZ<br />

GRUİDAE<br />

TURNAGİLLER<br />

Grus grus Turna Açık alan - G,Y,T<br />

Anthropoides virgo Telli turna Açık alan - G,Y,T<br />

TETRAONİDAE<br />

ÜRKEKLİKLER<br />

Tetrao mlokosiewiczi Huş tavuğu Orman E Y<br />

CİCONİİDAE<br />

LEYLEKGİLLER<br />

Ciconia ciconia Leylek Açık alan - Y,G,T<br />

Ciconia nigra Kara leylek Açık alan - G,T<br />

142


LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM STATÜ<br />

ANATİDAE<br />

ÖRDEKGİLLER<br />

Anas platyrhynchos Yeşilbaş Sulak alanlar - Y<br />

Tadorna ferruginea Angıt Göl - G<br />

LARİDAE<br />

MARTIGİLLER<br />

Larus cachinnans Gümüşi martı Göller, su kenarları - Y<br />

CHARADRİİDAE<br />

YAĞMURKUŞUGİLLER<br />

Chettusia gregaria Sürmeli kızkuşu Bozkır - G<br />

SCOLOPACIDAE<br />

ÇULLUKGİLLER<br />

Scolopax rusticola Çulluk Orman - Y,KZ,T<br />

PHASİANİDAE<br />

SÜLÜNGİLLER-TAVUKSULAR<br />

Tetraogallus caspius Ur keklik Kayalık alan, orman - Y<br />

Coturnix coturnix Bıldırcın Kayalık alan, orman - G,Y<br />

STURNİDAE<br />

SIĞIRCIKGİLLER<br />

Sturnus vulgaris Sığırcık Kayalık alan, orman - Y<br />

CORVIDAE<br />

Pyrrhocorax pyrrhocorax<br />

Kızıl Gagalı<br />

Dağkargası<br />

KARGAGİLLER<br />

Kayalık arazi - Y<br />

Corvus frugilegus Ekin Kargası Step, Orman Y<br />

Corvus monedula<br />

Küçük Karga<br />

Meskun Mahal,<br />

orman<br />

Corvus corone corone Karaleş Kargası Orman, açık arazi Y<br />

Corvus corone palescens Leş Kargası Orman, Açık arazi Y<br />

Pica pica Saksağan Y<br />

Corvus corax<br />

STRIGIDAE<br />

Bubo bubo<br />

ACCİPİTRİDAE<br />

Kuzgun<br />

Puhu<br />

Az çok açık arazi,<br />

dağlar<br />

BAYKUŞGİLLER<br />

Çayırlık ve taşlık<br />

arazi<br />

YIRTICI KUŞLAR<br />

Y<br />

- Y<br />

- G<br />

Circus pygargus Çayır delicesi Orman - G,T<br />

Buteo rufinus Kızıl şahin Açık alan - Y,KZ<br />

Gyps fulvus Kızıl akbaba Bozkır, dağ, çayır - Y,G,T<br />

Aegypius monachus Kara akbaba Bozkır, dağ, çayır - Y,G,T<br />

Gypaetus barbatus Sakallı akbaba Bozkır, dağ, çayır - Y<br />

Aquila pomarina Küçük orman kartalı Bozkır, dağ, çayır - Y<br />

Aquila chrysaetos Kaya kartalı Bozkır, dağ, çayır - Y,KZ<br />

Kaynak : DEMİRSOY,1997, Kuşlar ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı<br />

Genel.Müdürlüğü., Personeli Güçlendirme Vakfı, Türkiyede Yaşayan Kuşlar<br />

143


Tablo 40. Türkiye’de bulunan kuş türlerinin statülerine göre dağılımı<br />

G Göçmen türler<br />

Y Yerli türler<br />

T Transit göçer türler<br />

KZ Kış ziyaretçisi türler<br />

Kaynak : KİZİROĞLU, 1989, Türkiye’nin Kuşları<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 52. Aktaş ve Çıldır Göllerinin Sembolü Olan Ak Pelikan ve Şehir Merkezinde Leylek Yuvası<br />

Foto:Ü.Kılıç<br />

Şekil 53. Ardahan’daki Kuş Türlerinden Kanarya<br />

Foto: Ü. Kılıç<br />

Şekil 54. Ardahan’daki Su Kuşları<br />

144


Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 55. Ardahan Yaban Hayatındaki Kızıl Akbaba ve Turna<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 56. Ardahan’da Yırtıcı Kuşlardan Olan Kızıl Şahin ve Puhu<br />

Tablo 41. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Memeliler (Mammalia)<br />

LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />

RHINOLOPHIDAE<br />

NALBURUNLUYARASALAR<br />

Rhinolophus ferrumequinum Büyük nalburunlu yarasa Mağara -<br />

Rhinolophus euryale Akdeniz nalburunlu yarasası Mağara -<br />

MOLOSSİDAE<br />

KUYRUKLU YARASALAR<br />

Tadarida teniotis Kahverengi uzun kulaklı yarasa Mağara -<br />

CRICETIDAE<br />

AVURTLAKLAR<br />

Cricetulus migratorius Cüce avurtlak Yaylalar, step -<br />

Meriones vinogradori Küçük çölsıçanı Step,kayalık yamaçlar -<br />

SPALACIDAE<br />

KÖRFARELER<br />

Apodemus mystacinus Kaya faresi Taşlık ve kayalıklar -<br />

145


LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />

LEPORIDAE<br />

TAVŞANLAR<br />

Lepus europaeus Kır tavşanı Her türlü habitat -<br />

DIPODIDAE<br />

ARAPTAVŞANLARI<br />

Allactaga elater Arap tavşanı Step -<br />

SCIURIDAE<br />

SİNCAPGİLLER<br />

Sciurus vulgaris Kırmızı sincap Yaylalar, step -<br />

Sciurus anomalus Anadolu Sincabı Orman, Step -<br />

CERVİDAE<br />

GEYİKLER<br />

Capreolus capreolus Karaca Orman -<br />

BOVIDAE<br />

İÇİBOŞBOYNUZLULAR<br />

Capra aegagrus Dağ keçisi Taşıl ve kayalıklar -<br />

MUSTALİDAE<br />

SANSARGİLLER<br />

Mustela ermenia Kakım Step, yayla -<br />

Meles meles Porsuk Su kenarı -<br />

Martes martes Ağaç sansarı Step, yayla -<br />

Martes foina Kaya sansarı Step, yayla -<br />

Lutra lutra Su Samuru Çay, Nehir<br />

CANIDAE<br />

KÖPEKGİLLER<br />

Canis lupus Gri kurt Step, yayla -<br />

Vulpes vulpes Tilki Her türlü habitat -<br />

FELİDAE<br />

KEDİLER<br />

Lynx lynx Vaşak Step, yayla -<br />

SUİDAE<br />

ESKİDÜNYA DOMUZLARI<br />

Sus scrofa Yaban domuzu Step, yayla -<br />

URSİDAE<br />

AYIGİLLER<br />

Ursus arctros Bozayı Orman -<br />

Kaynak : DEMİRSOY,1997, Memeliler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası<br />

Foto: Ü.Kılıç<br />

Şekil 57. Ardahan da Süresiz Olarak Koruma Altına Alınan Tilki ve Karaca<br />

Foto: A.İnce<br />

146


F.4.1.2. Aquatik Türler ve Populasyonları<br />

F.4.1.2.1. Kürklü Hayvanlar :<br />

Yörede aquatik alan ve kıyı şeridi üzerinde yaşayan kürklü hayvan türü olarak su<br />

samuru tespit edilmiştir. Ayrıca bu alanlar dışında kürklü hayvan olarak; kurt, ayı ve tilki<br />

bulunmakla birlikte hassas durumlarından ötürü bu hayvanların avı yasaklanmıştır.<br />

F.4.1.2.2. Balıklar :<br />

İldeki tüm akarsuları gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss- kültür alabalığı)<br />

üretimi için idealdir. İlin akarsuları balıkçılık veya sportif amaçlı amatör balıkçılık için<br />

uygun olup, bu akarsularda yoğun olarak sazan türleri (Cyprinidae familyası) ve yayın<br />

balığı (Silirus glanis) bulunmaktadır. Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü tarafından,<br />

Çıldır Gölünde yapılan stok tayininde Cyprinidae familyasından ekonomik değeri yüksek<br />

olan Aynalı Sazan (C.carpio) 22,56 ton, Karabalık (C.capoeta) 117,15 ton, Bıyıklı-Murza<br />

(B.plebejus) 17,07 ton ve Tatlı Su Kefali (L.cephalus) 57,50 ton olmak üzere toplam 214,28<br />

ton olarak tahmin edilmiştir.<br />

Tarım İl Müdürlüğü tarafından Çıldır Gölü’nde deneme amaçlı alabalık kafes<br />

balıkçılığı yaptırılmıştır. Olumlu sonuç alınmasına rağmen bölge yetiştiricileri üretime devam<br />

etmemişlerdir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve DSİ tarafından Çıldır Gölü, Posof’taki göller<br />

ve Kura Nehrine her yıl ortalama 150-2<strong>00</strong> bin sazan balığı yavrusu bırakılmaktadır.<br />

İlde Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yetiştiren 2 adet su ürünleri<br />

yetiştiriciliği tesisi bulunmaktadır.<br />

Foto: Ü.Kılıç<br />

Şekil 58. Çıldır Gölünde Göl Alası (Salmo trutta abanticus)<br />

147


F.4.2. Habitat ve Topluluklar<br />

Ardahan İli, yaban hayatı yaşama ortamı için son derece uygun bakir bir bölgedir.<br />

İlde yaban hayatı için uygun yerler oluşturan orman, çalılık, sulak alan ve kanyon gibi doğal<br />

barınak alanları bulunmaktadır.<br />

Aşağı Kafkasya Ormanlarında yaşayan Huş Tavuğu, ülkemizde de yalnızca Posof<br />

Ormanlarında yaşamaktadır. Huş Tavuğu’nun yaşam alanı bulduğu Posof Ormanları; Doğa<br />

Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak<br />

ayrılmıştır. Esas rengi metalik siyah olan huş tavuğunun erkek bireyinin baş, boyun ve sırtı<br />

metalik yeşildir. Kuyruk tüyleri uzun ve dışa doğru kıvrıktır. Dişi birey ise kahve ve siyah<br />

lekelidir.Alt kısmı gridir ve koyu lekeler taşır. Gaga, siyah ayaklar ve iris koyu kahvedir.<br />

Erkek bireyin başında kırmızı bir leke vardır.<br />

Tepeli Pelikan, Türkiye’de sadece 5 sulak alanda kuluçkaya yatmaktadır. Ardahan<br />

İlindeki Aktaş Gölü de, Tepeli Pelikanların kuluçkaya yattığı 5 sulak alandan biridir. Çıldır<br />

ve Aktaş Göllerinde gözlemlenen Tepeli Pelikan ve Ak Pelikanlar özellikle yöre halkı<br />

tarafından korunmaktadır.<br />

Foto: Ü.Kılıç<br />

Şekil 59. Yöre Halkından Tarafından Benimsenen Pelikan<br />

Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Ardahan-Kars yolu 4. km’sinde 50 Ha<br />

büyüklüğünde Sazara (Putka, Gölbaşı) Gölü diye anılan sulak alan koruma altına alınmıştır.<br />

Ayrıca Yiğitkonağı Sazlığı, Gölebakan Sazlığı, Altaş Köyü Sazlığı bulunmaktadır. Bu sulak<br />

alanlarda ve Kura Nehri’nin Ardahan Ovasından geçtiği yerlerde oluşan sazlık-sulak galeriler<br />

çeşitli göçmen kuşların bulunduğu önemli kuş alanlarıdır.<br />

148


Kura Nehri’nin İl Merkezinden Gürcistan sınırına kadar oluşturduğu kanyon İldeki<br />

yaban hayatı ve yok olma tehlikesi altında bulunan bitkiler için son derece önemli bir alanı<br />

oluşturmaktadır. Bu kanyonda yaşam alanı bulan en önemli türler; Kızıl Akbaba, Kaya<br />

Kartalı, Sakallı Akbaba, Küçük Orman Kartalı, Kızıl Şahin, Ur Keklik ve Puhudur.<br />

İl havzasında önemli kaynak değeri olan özellikle orman içi tatlı su ve çaylarda<br />

bulunan dağ alabalığı (Salmo trutta macrostigma) populasyonu hızla azalmaktadır. Bu<br />

nedenle bu sular yıl boyu avlanmaya kapalıdır.<br />

Ayrıca İlde yaban hayatı ve zengin bir flora çeşitliliğine sahip önemli bir alan olan<br />

Ilgar Dağı ve çevresinin korunma altına alınması gereklidir. İlde Ilgar Dağı ve çevresinde,<br />

diğer ormanlık ve sulak alanlarda yaşayan başlıca türler; Yaban Domuzu, Tilki, Tavşan, Kurt,<br />

Karaca, Ördek, Doğan, Şahin, Kartal, Baykuş, Keklik, Orman Çulluğu, Su Samuru, Kirpi,<br />

Telli Turna, Kırlangıç, Sürmeli Kızkuşu, Çayır Delicesi ve diğer göçmen kuşlardır.<br />

F.4.3. Hayvan Yaşama Hakları<br />

F.4.3.1. Evcil Hayvanlar<br />

F.4.3.1.1. Sahipli Hayvanlar :<br />

İlde sahipli hayvan sayısı ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmadığından bu konu<br />

hakkında bilgi edinilememiştir.<br />

F.4.3.1.2. Sahipsiz Hayvanlar :<br />

Özellikle kırsal kesimde ve ilçelerde sayıları kontrolsüz bir şekilde artan sahipsiz,<br />

başıboş köpekler İl merkezine getirilerek terk edilmektedir. Genellikle çöplerden beslenmeye<br />

çalışan bu hayvanların açlık çektiği ve aşırı soğuklardan etkilendiği hatta öldükleri<br />

gözlenmektedir.<br />

Ayrıca park, bahçe vb. boş alanları sahiplenen bu hayvanlar savunma iç güdüsü ile<br />

saldırganlaşmakta insan sağlığı ve güvenliği açısından tehlike oluşturmaktadır.<br />

Sorunun çözümü amacıyla İlde 24.06.2<strong>00</strong>4 tarih ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma<br />

Kanunu doğrultusunda Hayvanları Koruma Kurulu oluşturulmuştur. Kurul 2<strong>00</strong>4 Aralık ayı<br />

toplantısında aldığı karar doğrultusunda sahipsiz hayvanlarla ilgili olarak; hayvan barınağı<br />

kurulması, aşılama, kısırlaştırma, sahiplendirme çalışmaları planlanmaktadır.<br />

F.4.3.1.3. Nesli Tehlike Altında Olan ve Olması Muhtemel Olan Evcil Hayvanlar :<br />

İlde nesli tehlikede olan ve olması muhtemel evcil hayvan türü bulunmamaktadır.<br />

F.4.3.2. Hayvan Hakları İhlalleri :<br />

İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmamıştır.<br />

149


F.4.3.3. Valilikler, Belediyeler ve Gönüllü Kuruluşlarla İşbirliği :<br />

Mahalli Çevre Kurulu ve Hayvanları Koruma Kurulu çalışmaları kapsamında<br />

bir araya gelen Belediye ve ilgili İl Müdürlükleri alınan kararlar doğrultusunda iş birliği<br />

içerisinde çevre sorunlarının (katı atıklar, sokak hayvanları, çevre eğitimi) tespiti ve çözümü<br />

alanlarında çalışmalar yürütmektedir.<br />

F.5. Hassas Yöreler Kapsamında Olup (*) Bölümdeki Bilgilerin İsteneceği Alanlar :<br />

F.5.1. Milli Parklar :<br />

2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Milli Park; bilimsel ve<br />

estetik bakımdan, ulusal ve uluslar arası ender bulunan doğal ve kültürel kaynak değerleri<br />

ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip doğa parçalarını ifade eder. Bu tanıma göre<br />

İlde, Milli Park alanı bulunmamaktadır.<br />

Ancak Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü hudutları içerisinde yer alan 15 Haziran<br />

15 Temmuz tarihleri arasında Karadağ yamaçlarında oluşan Atatürk Siluetinin oluştuğu<br />

alanın Milli Park veya Tabiat Parkı ilan edilmesi için Ardahan Valiliğince girişimde<br />

bulunulmuştur.<br />

F.5.2. Tabiat Parkları :<br />

2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Tabiat Parkı; bitki örtüsü<br />

ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine<br />

uygun tabiat parçaları olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre, İlde Tabiat Parkı ile ilgili<br />

envanter çalışması yapılmamıştır.<br />

F.5.3. Tabiat Anıtı :<br />

2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Tabiat Anıtı; doğa ve doğa<br />

olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değerlere sahip ulusal park esasları<br />

dahilinde korunan doğa parçalarıdır. Bu tanıma göre, İlde Tabiat Anıtı ile ilgili envanter<br />

çalışması yapılmamıştır.<br />

F.5.4. Tabiat Koruma Alanları :<br />

2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Tabiatı Koruma Alanları;<br />

bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan ender, tehlikeye açık veya kaybolmaya yüz tutmuş<br />

ekosistemler, türler ve doğal olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri içeren ve mutlak<br />

olarak korunması gerekli olan, yalnızca bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılan<br />

doğa parçalarıdır. Bu tanıma göre, İlde ilan edilmiş Tabiat Koruma alanı bulunmamaktadır.<br />

Ancak, Çıldır Şeytan Kalesinin bulunduğu kanyon bölgesi içinde barındırdığı habitatla bu<br />

vasıfları taşıdığı ve bu nedenle Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Tabiatı Koruma<br />

Alanı olarak önerilmesi düşünülmektedir.<br />

150


F.5.5. Orman İçi Dinlenme Yerleri :<br />

Orman içi dinlenme yerleri, rekreasyonel ve estetik kaynak değerlerine sahip, halkın<br />

piknik ve kamp kullanımına açık, ormanlık alanlardır.<br />

Ardahan-Kars Karayolu 5. km civarındaki Cemal Tural Fidanlığı adını taşıyan, halkın<br />

mesire-piknik yeri olarak kullandığı ve aynı zamanda Ardahan Ulusal Bal Festivalinin de<br />

yapıldığı orman alanı Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel<br />

Müdürlüğünün 11.04.2<strong>00</strong>1 tarih ve MPGDİD.8.ER.01/143 sayılı yazıları ile “Cemal Tural<br />

Fidanlığı B-Tipi Orman İçi Mesire Yeri” olarak tescil edilmiş ve 2<strong>00</strong>2 yılında Gelişim Projesi<br />

yapılarak onaylanmıştır. Bu alanda elektrik projesi, çeşmeler, kamelyalar, piknik masaları,<br />

tuvalet, çöp toplama depolarının yapımı gibi alt yapı çalışmaları tamamlanmıştır. Diğer<br />

tesislerin de bu proje doğrultusunda yapılması planlanmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 60. Ardahan Cemal Tural Fidanlığı Orman İçi Mesire Yeri<br />

F.5.6. Sulak Alanlar :<br />

Uluslararası öneme sahip Sulak Alanlar Sözleşmesine (R<strong>AM</strong>SAR) göre sulak alanlar,<br />

çekilmiş halde derinliği 6 m’yi geçmeyen (deniz sularının bulunduğu yerler dahil) çok veya<br />

az tuzlu, tatlı su, durgun veya akan, daimi veya geçici, tabii veya suni, su çukurları, sulu veya<br />

turbalı alanlar, çayırlar ve bataklıklardır.<br />

Bu tanıma uygun olarak, Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Ardahan-Kars<br />

yolu 4. km’sinde 50 Ha büyüklüğünde Sazara (Putka, Gölbaşı) Gölü diye anılan sulak alan<br />

koruma altına alınmıştır.<br />

İlde ayrıca Yiğitkonağı Sazlığı, Gölebakan Sazlığı ve Altaş Köyü Sazlığı<br />

bulunmaktadır. Bu sulak alanlarda ve Kura Nehri’nin Ardahan Ovasından geçtiği yerlerde<br />

oluşan sazlık-sulak galeriler çeşitli göçmen kuşların bulunduğu önemli kuş alanlarıdır.<br />

F.5.7. Biyogenetik Rezerv Alanları :<br />

Biyogenetik rezerv, ilk kez 1970 yılında UNESCO Genel Konferansının 16. oturumunda<br />

başlatılan MAB (İnsan ve Biyosfer) Programı çerçevesinde ele alınmıştır. Doğal dengeyi<br />

151


sağlamak ve bu suretle çeşitli yaşama ortamlarındaki hayvan ve bitki türlerinin çeşitliliğini<br />

devam ettirmek amacıyla, koruma altında bulundurulan bir veya birden fazla tipik, emsalsiz,<br />

varlığı tehlikeye düşmüş ve ender niteliklere sahip ekosistemlere “biyogenetik rezerv” denir.<br />

Ardahan İli özellikle Posof İlçesi, dünyadaki ekonomik değeri olan dört önemli ırktan<br />

birisi olan Kafkas Arı Irkının (Apis Mellifera Caucasica Gorb.) ülkemizdeki yaşam alanıdır.<br />

Kafkas Arı Irkının yerli gen kaynağı olarak tescil edilmesi işlemleri devam etmektedir. Ayrıca<br />

bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi Arıcılık ve İpekböcekçiliği (H.2.2.6) bölümünde verilmiştir.<br />

F.5.8. Biyosfer Rezerv Alanları :<br />

1970 yılında UNESCO Genel Konferansının 16. oturumunda başlatılan MAB (İnsan<br />

ve Biyosfer) Programı çerçevesinde dünya üzerinde iklim ve yaban hayatı ile karakterize<br />

olunan belli başlı biyomları temsil eden türler ile yaşam ortamları, çeşitli ekosistem veya<br />

tabii peyzaj özelliklerini ihtiva eden alanlar “biyosfer rezerv alanı” olarak tanımlanır.<br />

Bu tanıma uygun İl sınırları içinde biyosfer rezerv alanı araştırması yapılmamıştır.<br />

F.5.9. Özel Çevre Koruma Bölgeleri :<br />

Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına<br />

duyarlı alanlarda tabii güzelliklerin gelecek nesillere ulaşmasını sağlamak amacıyla, kırsal<br />

ve kentsel alanda arazi kullanım kararına uygun olarak tespit edilen koruma alanlarına “Özel<br />

Çevre Koruma Bölgesi” denir.<br />

Bu tanıma uygun İl sınırları içinde özel çevre koruma bölgesi bulunmamaktadır.<br />

F.5.10. Av Hayvanları Koruma ve Üretme Sahaları :<br />

Ülkemizde çok çeşitli faktörlerle azalan av ve yaban hayvanlarını kendi doğal<br />

yaşama ortamlarında gerekli bakım tedbirleri alarak korumak, üremelerini ve normal<br />

yoğunluğa ulaşmalarını sağlamak amacıyla “Yaban Hayatı Koruma ve Üretme Sahaları”<br />

oluşturulmaktadır.<br />

Yaban Hayatı Koruma ve Üretme Sahalarında;<br />

- Ayrılacak olan içinde koruma altına alınacak tür ya da türlerin doğal olarak üreyip<br />

çoğalmalarına olanak sağlayacak düzeyde popülasyon bulunmalıdır.<br />

- Ayrılacak alanda hayvanların barınma ve beslenme gereksinimini karşılayacak<br />

optimum yaşama koşulları bulunmalıdır.<br />

- Koruma ve üreme alanları trafik yoğunluğu yüksek ulaşım yollarının uzağında,<br />

etkin bir denetimin sağlanabileceği ve ideal olarak tek girişli yolu olan alanlar olmalıdır.<br />

- Alanın yakın çevresinde korunan hayvanların üreyip çoğaldıklarında yaşayabilecekleri<br />

uygun ve doğal yaşama ortamları bulunmalıdır. Koruma ve üretme alanı olarak ayrılacak<br />

alanların makro ölçüde tasarlanan alana çekirdek oluşturacak konumda bulunmalarına<br />

dikkat edilmelidir.<br />

152


- Ayrılacak alanın tespitinde korunacak hayvanın özellikleri ile yöredeki envanter<br />

sonuçları dikkate alınmalıdır. Alan saptanmasında türe göre birim alan standartlarına<br />

uyulmalıdır.<br />

- Alanın sınırlarının doğal çizgilerden geçmesine dikkat edilmelidir.<br />

- Dış sınırlar belirlenirken, korunacak ya da yetiştirilecek hayvanların alan içindeki<br />

doğal yaşam ortamları dikkate alınmalıdır.<br />

İlde bu konuda koruma altında olan karacalar için, Ardahan İl Çevre ve Orman<br />

Müdürlüğünce yaban hayatı koruma, geliştirme ve üretme alanı için gerekli alt yapı<br />

çalışmalarına başlanmıştır.<br />

F.5.11. Su Ürünleri Üretim Sahaları Çevresindeki Kıyılar :<br />

Ardahan İlinde avlanmanın tamamen yasaklandığı iç sular aşağıdaki gibidir.<br />

Tablo 42. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Avlanmaya Yasak Olan Dere ve Nehirler<br />

İlçe Sahanın Adı Yasaklanan Sahaların Sınırı<br />

Posof Alabalık Gölü Alabalık Gölü’nün tamamı<br />

Posof<br />

Posof<br />

Hanak<br />

Hanak<br />

Ardahan<br />

Merkez<br />

Ardahan<br />

Merkez<br />

Ardahan<br />

Merkez<br />

Kazankaya<br />

Deresi<br />

Alabalık Deresi<br />

Alabalık Suyu<br />

(Kımılık Çayı)<br />

Cankelek Suyu<br />

Alabalık Deresi<br />

Rum Deresi<br />

Toros Deresi<br />

(Torodere)<br />

Kaleönü Köyü’nden başlayıp Kırkköy’den devam ederek Bük Deresi birleşme<br />

noktasına kadar 8.5<strong>00</strong> m.’lik mesafe<br />

Yurtbaşı (Sakabul)- Kırkköy (Bükdere) birleşme noktasına kadar olan 6.<strong>00</strong>0 m.’lik<br />

mesafe<br />

Yukarı Aydere Köyü üstündeki Hanyeri Harabelerinden başlayıp Aşağı Aydere- Yukarı<br />

Karakale- Aşağı Karakale- Çat Köyü- Aşağı Çat Mahallesi- Altınemir (Konduravul)<br />

Köylerinden geçerek Koyunpınar Köyü üstünden Piyade Geçer Mevkiine kadar<br />

yaklaşık 19.<strong>00</strong>0 m.’lik mesafe.<br />

Canelek Köyü Yaylası’nın üstünden başlayıp Serinkuyu Yaylası’ndan geçerek<br />

Aşağı Çat Mahallesinde Alabalık Suyu ile birleştiği noktaya kadar olan 8.250 m.’lik<br />

mesafe.<br />

Fatmaçayır Yaylası’ndan başlayıp Beşikkaya Mevkiinden geçerek Kura Nehri’ne<br />

dökülünceye kadar 8.<strong>00</strong>0 m.’lik mesafe.<br />

Bülbülan Hanları’ndan başlayıp Bağdeşen Köyü’ne kadar olan 7.<strong>00</strong>0 m’lik mesafe<br />

Ardıçdere Yaylası’ndan başlayıp Ardıçdere Köyü’nde biten 4.250 m’lik mesafe<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

F.5.<strong>12</strong>. Endemik Bitki ve Hayvanların Yaşama Ortamı Olan Alanlar :<br />

Kura Nehri Yukarı Havzasının flora özelliğine gelince; bu yöre Holarktik flora<br />

alemi içinde Paleoboreal bölgenin Avrupa bölümü ile Turan-Önasya (İrano-Turanian)<br />

step bölümünün geçiş alanı üzerinde yer almaktadır. Bu konumu ile araştırma alanının<br />

Pleistosen’deki iklim değişmelerinden geniş ölçüde etkilenmiş olacağı ve farklı flora<br />

153


ölgelerine ait türlere sahip bulunacağı açıktır. Pleyistosen’deki interglasiyal devrelerde,<br />

Kura oluğu aracılığı ile Turan-Önasya florasına ait step türleri havzaya sokularak yüksek<br />

alanlara kadar geniş yayılma imkanı bulmuş olmalıdır. Buna karşılık, glasiyal devrelerde<br />

ise, step alanı daralmış, Doğu Karadeniz ve Kafkas Dağları üzerinden Pleoboreal Avrupa<br />

bölümü florası havzaya girmiştir. Birkaç kez tekrarlanan bu progressif ve regressif yer<br />

değiştirmeler, değişik floralara ait unsurların karışmalarına, bazı relikt (Posof Havzasında<br />

Huş ve Titrek Kavak) türlerle Turan-Önasya florasına ait endemik türlerin (Alyssum sp.,<br />

Astragallus ornithopoides, Centaurea depressa, Eremopoa persica, Scrophularia sp., Salvia<br />

verticillata) meydana gelmesine yol açmıştır. Havzada endemizmin oluşmasında özellikle<br />

yükseklik ve yerel iklim koşullarının önemli bir rol oynadığı ileri sürülebilir.<br />

İlde endemik bitki olarak da; Angelica sylvestris var. stenoptera, Heracleum<br />

platytaenium, Ferula orientalis, Anthemis melanoloma subsp.melanoloma, Inula helenium<br />

subsp. orgyalis, Senecio platyphyllus DC. var. Glandulosus Matthews, Centaurea pulcherrima<br />

Willd. var. Freynii (Sint.) Wagenitz, Centaurea macrocephala, Centaurea wiedemanniana,<br />

Cirsium lappaceum subsp.tenuilobum, Doronicum balansae, Alkanna orientalis (L.) Boiss.<br />

Var.orientalis, Onosma linearilobum, Draba bruniifolia Stev. var. armeniaca Coode et<br />

Cullen, Gypsophila smlatrix, Minuartia corymbulosa (Boiss.et Bal.) McNeill var. breviflora<br />

(Boiss)McNeill), Astragalus czorochensis, Geranium ibericum subsp. jubatum, Geranium<br />

asphodeloides subsp.sintenisii, Lamium armenium subsp.sintenisii, Papaver fugax Poiret<br />

var. platydiscus Cullen, Prunus kurdica, Scrophularia cryptophila bulunmaktadır.<br />

Posof Havzasındaki Huş ormanları altında yaşam alanı bulan Huş Tavuğunun varlığı<br />

tespit edilerek Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce<br />

“Av Koruma ve Geliştirme Alanı” olarak ayrılmıştır. Huş Tavuğu araştırmacılar tarafından<br />

endemik olarak değerlendirilmektedir.<br />

Şekil 61. Posof Ormanlarında Yaşayan Huş Tavuğu ve Centaurea macrocephala (Sığır Pöçüğü)<br />

F.5.13. Koruma Altına Alınan Yabani Flora-Faunanın Yaşama Ortamı Olan Alanlar :<br />

Ardahan Ormanları önemli kuş alanı olup, Herpetofauna ve Kız Böcekleri açısından<br />

korumaya bağımlı bir alandır. Yalnızçam Dağları da yine önemli kuş ve bitki alanlarına<br />

sahip olmakla birlikte memeliler açısından da izlenmesi gerekli bir alandır. Aktaş ve Çıldır<br />

Gölleri ise önemli kuş alanı olup, kuşlar bakımından korumaya bağımlı alanlar arasında<br />

yer almaktadır.<br />

154


Önemli kuş alanı statüsünde yer alan Çıldır ve Aktaş Göllerinde yer alan önemli<br />

türler; Pelecanus onocrotalus (Ak Pelikan), Pelecanus crispus (Tepeli Pelikan), Melanitta<br />

fusca (Kadife Ördek), Larus armenicus (Van Gölü Martısı), Tadorna ferruginea (Angıt)’dır.<br />

Yine önemli kuş alanlarına sahip olan Ardahan Ormanlarında ise; Circus pygargus (Çayır<br />

Delicesi), Grus grus (Turna) türleri koruma altındadır..<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi ayrıca F.4.2. (Habitat ve Topluluklar) bölümünde<br />

verilmiştir.<br />

F.5.14. Akdeniz’e Has Nesli Tükenmekte Olan Deniz Türlerinin Yaşama ve Beslenme<br />

Ortamı Olan Alanlar:<br />

Ardahan İlinin herhangi bir denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />

F.5.15. Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulunduğu Koruma Alanları :<br />

İlde ve ilçelerinde bulunan kale ve kuleler, tabyalar, kilise ve şapel kalıntıları, mezar<br />

taşları ve Çıldır Gölü içerisinde yer alan Akçakale Adası koruma altına alınan alanlar<br />

içerisinde yer almaktadır.<br />

İlde koruma altına alınan Çıldır Gölü Akçakale Adası ile ilgili bir efsane bilinmektedir.<br />

Bu efsaneye göre :<br />

Çok eskiden Çıldır Gölü’nün yerinde bir güzel mi güzel bir şehir varmış. Bu şehrin bir<br />

de beyi varmış. Nedendir bilinmez bu bey Akçakale’de otururmuş. Çukurda kurulmuş olan<br />

bu şehrin, dokuz kurna musluklu bir çeşmesi varmış. Bey, “Gece gündüz çeşmeden su alanlar<br />

sakın çeşmeyi kapatmayı unutmasınlar yoksa şehri su basar.” diye sıkı sıkı tembihlermiş.<br />

Şehirde kadın erkeklerde bu buyruğa uyarmış.<br />

Bir gün akşamın karanlığı basmak üzereyken çeşmeden su doldurmakta olan bir<br />

kıza, yedi yıldır gurbette olan ağabeyinin geldiğini müjdelemişler. Dokuz kurna musluklu<br />

çeşmenin bir musluğundan su dolduran kız sevincinden ne yapacağını bilememiş; yedi<br />

yıldır hasretini çektiği ağabeyini görmek için evinin yolunu tutmuş. Koşup giderken de<br />

çeşmenin musluğunu kapatmayı unutmuş. Bütün gece çeşmeden akan sular yavaş yavaş<br />

şehri basmaya başlamış; önce çukur yerlerdeki evler su altında kalırken, dokuz kurnalı<br />

çeşmenin yeri de belli olmaz hale gelmiş. Evi biraz da yüksekte olanlar işin farkına varınca<br />

evini barkını, eşyasını bırakıp çoluk çocuğunu alıp tepelere kaçarak canlarını kurtarmışlar.<br />

Ertesi gün şehirden ancak kilisenin kümbeti görülmüş ve akşama kadar onlar da sular altında<br />

kalmış. Şehirden sağ kurtulup kaçanlar Akçakale Adası’na gelmişler. Çıldır Gölü, efsaneye<br />

göre dibindeki o dokuz kurnalı çeşmenin suyundan ortaya çıkmıştır. Eğer (güneydeki)<br />

Taşbaşından bu gölün ayağı Zarşat’a (Arpaçay) doğru akmasaydı Akçakale Adası ile öteki<br />

köyleri de su basardı.<br />

F.5.16. Sit Alanları :<br />

Sit alanları; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünleri<br />

olup yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari vb. özelliklerini yansıtan kent ve kent<br />

kalıntıları, önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri<br />

ile korunması gerekli alanları ifade eder.<br />

155


Bu tanıma göre; Ardahan İlinde Çıldır Gölü içerisinde yer alan Akçakale Adası 1.<br />

derece sit alanıdır. Ayrıca İl merkezinde ve ilçelerde bulunan Ardahan Kalesi, Çıldır Şeytan<br />

Kalesi, Çıldır yakınlarındaki Kara Kale, Kışlahanak (Avcılar) Kalesi, Kazan Kale, Orağaz<br />

Kalesi, Altaş Kale, Kalecik Kale, Kurt Kale, Sevimli Kalesi, Cak Kalesi, Savaşır Kalesi, Mere<br />

Kalesi, Kol Kale, Kırnav Kale, Ölçek Köyü Kalesi, Kinzi Kalesi, Bozmenler’e ait yazılar ve<br />

yapıtlar, Dedeşen Köyü’ndeki Külliye, Hanak yakınlarındaki Karakale, Yiğit Konağı Kulesi,<br />

Çakıldere Kulesi, Uğurlutaş Köyü Kulesi, Uğuz Dağı Kulesi, Söğütlükaya Köyü batısındaki<br />

Kule kalıntısı, Söğütlükaya Köyü doğusundaki Kule kalıntısı, Ziyaret Deresi’ndeki Kule,<br />

Tepeler Köyü Kulesi, sit alanı içerisinde yer almaktadır.<br />

F.5.16.1. Kentsel Sit :<br />

Kentsel Sit; mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada<br />

bulunmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla olan, kültürel ve tabii<br />

çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar) birlikte<br />

bulundukları alanlardır.<br />

İlde yöreye özgü mimari biçimlerine sahip birçok bina bulunmaktadır. Bunlardan<br />

en önemlisi İl merkezinde bulunan ve 1911 yılında Osmanlı mimarisine göre inşa edilen<br />

Hamşioğlu Rasim Bey Konağı’dır. Bu yapı <strong>03</strong>-05 Ocak 1919 tarihleri arasında 2. Ardahan<br />

Kongresine ev sahipliği yapmış olup bu nedenle Kongre Binası olarak adlandırılmıştır.<br />

Ayrıca İldeki diğer önemli tarihi sivil mimari eserleri Vali Hurşit Bey Konağı ve şu<br />

anda iş hanı olarak kullanılan Akkoş’un Binasıdır. Bu yapılar kentsel sit alanlarıdır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Sekil 62. Hamşioğlu Rasim Bey Konağı (Kongre Binası)<br />

156


F.5.16.2. Tarihi Sit :<br />

Tarihi Sit; önemli tarihi olayların cereyan ettiği ve bu sebeple korunması gerekli<br />

yerlerdir. Buna göre, İlde tarihi olaylara sahne olan çok sayıda kale ve kule bulunmaktadır.<br />

Bunlar :<br />

Ardahan Kalesi :<br />

Şehir merkezinin kuzeyindeki Halil Efendi Mahallesi ile şehir merkezini birbirinden<br />

ayıran Kura Nehri’nin hemen sol kıyısında bulunmaktadır. İlk inşa evresi kesin olarak<br />

bilinmeyen Ardahan Kalesi’nin Selçuklular tarafından yapıldığı ve Osmanlılar döneminde<br />

de sürekli olarak kullanıldığı bilinmektedir.<br />

Kale’nin inşasında mimari açıdan dikdörtgen bir plan düzeni esas alınmıştır. Klasik<br />

Osmanlı hisarları görünümündeki kalenin, ana girişi batıdandır ve giriş kapısının eyvan<br />

tarzında yüksek bir kemeri bulunmaktadır. Giriş kapısının üzerinde 963 H. tarihli bir inşa<br />

kitabesi vardır. Dikdörtgen plan oluşturan sur duvarları baştan başa kare tabanlı ve çokgen<br />

planlı çok sayıda kule ile desteklenmiştir. Kale içerisinde bir mescit ve hamam kalıntısı<br />

bulunmaktadır. Kale dendanları, duvar örgü tekniği, çokgen kuleleri ve konumlandırılmış<br />

biçimi ile Rumeli Hisarının küçük ölçüde ele alınmış bir varyasyonu gibidir.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 63. Ardahan Kalesi<br />

Kazan Kale :<br />

Ardahan’ın yaklaşık <strong>12</strong>-13 km kuzeydoğusunda Kura Vadisi’nin nehrin akış yönüne<br />

göre sağında yer almaktadır. Kesin tarihi bilinmeyen kale çevresinde eski yerleşim izleri<br />

mevcuttur. Büyük oranda yıkılmış olan kaleden sadece doğu yönündeki kule kısmı ayakta<br />

157


kalarak günümüze ulaşabilmiştir. Bu kulenin M.S. 8-9. yüzyıllarda Türkistan’daki Kazan<br />

bölgesinden gelip, bu yörede yaşadıkları bilinen Türkler tarafından inşa edildiği bilinmektedir.<br />

Yüksekliği 15 metre olan bu kulenin, burada daha önce mevcut olan bir yerleşim üzerine<br />

sonradan inşa edildiği anlaşılmıştır.<br />

Altaş (Ur) Kalesi :<br />

Ardahan–Hanak karayolunun 18. km.’sindeki Altaş (Ur) Köyü’nün doğusunda yer<br />

alan sivri bir tepe üzerine kurulmuştur. Tarihi kaynaklarda sadece adı ve yeri belirtilen<br />

kalenin, ilk yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak VII.-VIII. yüzyıldan beri bu<br />

kalenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Çevresinde eski yerleşim izlerinin varlığı tespit<br />

edilen kalenin, Türk dönemi öncesine ait kalıntılar üzerine Türk döneminde inşa edilmiş<br />

olması kuvvetle muhtemeldir.<br />

Kinzi Kalesi :<br />

Ardahan’ın 30 km. batısında Bağdeşen Köyü’nün kuzeyinde yer almaktadır. Kalenin<br />

inşa tarihi bilinmemekle birlikte önemli bir geçit noktasında bulunması buranın milattan<br />

önceki asırlardan beri mevcut olduğunu göstermektedir. Konum ve altyapı özellikleri<br />

bakımından Urartu Kalelerinin genel karakteristik özelliklerini akla getirmekte olup,<br />

çevreden yaklaşık 130 metrelik yüksekliği ile ortaçağ şatolarını andırmaktadır. Üç yönden<br />

derin vadilerle çevrilmiş yüksek bir dağın dil biçimindeki uzantısı üzerine kurulmuş olan<br />

kalenin, iç ve dış bölümlerden oluştuğu anlaşılmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 64. Kinzi Kalesi<br />

158


Kalecik Kalesi :<br />

Göle ilçesine bağlı Kalecik Köyünün yaklaşık 450-5<strong>00</strong> metre güneyinde, köyden<br />

gelen derenin oluşturduğu vadi ile Kura Vadisi’nin kesiştiği noktada sarp bir alana<br />

kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, M.Ö. VIII. yüzyılda<br />

yöreye egemen olan Urartular tarafından yaptırılmış olduğu tahmin edilen yöre kaleleri ile<br />

benzerlik göstermektedir. Üç yönden çok dik ve sarp kayalıların sınırladığı ve akarsuları ile<br />

birlikte iki derin vadinin kesiştiği bir konumda inşa edilmiştir.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 65. Kalecik Kalesi<br />

Şeytan Kalesi :<br />

Çıldır İlçe merkezinden 1 km. uzaklıktaki Yıldırımtepe Köyünün yaklaşık 1,5 km.<br />

kuzeydoğusunda Karaçay Vadisinde oldukça sarp ve müstahkem bir alana kurulmuştur.<br />

Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yörenin diğer kalelerinde olduğu gibi bu kalenin<br />

de mimari özellikleri Urartu kalelerini andırmaktadır. Tarihi kaynaklarda bu kaleye Çıldıran<br />

Kalesi, Kal’a –ı Şeytan, Kaçiş, İblis Hisarı gibi adlar verilmiştir.<br />

Bugün Çıldır yönünden tek bir yolla gidilebilen kalenin, üç yanı oldukça derin bir<br />

yataktan dolaşarak akan Karaçay’ın sınırladığı sarp bir yarımada üzerine kurulmuş olması,<br />

kaleyi kolay kolay ele geçirilmeyecek müstahkem bir konuma sokmuştur. Kalenin oturtulduğu<br />

oldukça yüksek, sarp ve yalçın kayalık alan yapının güvenliği açısından en az burçlar kadar<br />

önemlidir. Kayalık konumun etrafı yaklaşık 2 metre yükseklikte sur duvarları ile çevrilmiştir.<br />

Kale surlarının içinde bir şapel ve su sarnıcı bulunmaktadır. Ayrıca suya inen gizli bir su<br />

yolunun mevcudiyeti günümüze yıkıntı halinde gelen izlerden anlaşılmaktadır. Şeytan<br />

Kalesi yöredeki en önemli kalelerden biri olup, tarihte bir çok savaşın bu mevkide yapıldığı<br />

bilinmektedir. Kale sırasıyla; Med, Pers, Roma, Sasani, Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu,<br />

Akkoyunlu, Safavi ve Osmanlı gibi çeşitli uygarlıklara yerleşim yeri olmuş, bu dönemlerde<br />

kaleye birtakım onarım ve eklemeler de yapılmıştır.<br />

159


Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 66. Şeytan Kalesi<br />

Kurt Kale :<br />

Çıldır İlçe merkezinin yaklaşık 36 km. kuzeydoğusundaki Kurtkale nahiyesinin 1<br />

km. güneyinde ve Gürcistan sınırında bulunmaktadır. Kura Nehri’nin üç yanını oldukça derin<br />

bir yataktan dolaşarak aktığı sarp bir yarımada üzerine kurulmuştur. Yapılış tarihi ve adını<br />

nereden aldığı konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, konum ve mimari bakımından<br />

Şeytan Kalesi ile benzer özellikler göstermesi nedeniyle, Kurtkale’nin de Şeytan Kalesi ile<br />

birlikte birbirine yakın tarihlerde inşa edilmiş olduğu izlenimi vermektedir. Yöre halkına<br />

göre kale adını, kuzeydeki girişin solundaki kurt figüründen almıştır. Üç yanı vadiyle çevrili<br />

sarp bir konumda inşa edilmiş olan kalenin, bir iç kale bir de dış kaleden ibaret olduğu<br />

anlaşılmaktadır. Konumu açısından bakıldığında Kurtkale’nin boğazı ve sınırı güvenlik<br />

altına almak için yaptırılmış bir savunma yapısı olduğu, merkeze yapılabilecek saldırıların<br />

doğudan gelecek olanını, merkeze yakın Şeytan Kalesi’ne gelmeden önce durdurabilmek<br />

amacıyla inşa edildiği, bir bakıma da bir ön karakol vazifesi üstlendiği akla getirmektedir.<br />

Kalenin, Kura Nehri ile bağlantısını sağlayan bir gizli su yolu bulunmaktadır. Ayrıca bir giriş<br />

ve küçük bir apsise sahip şapel, su sarnıcı ve hamam kalıntıları mevcuttur.<br />

Sevimli Kalesi :<br />

Hanak İlçe merkezinin yaklaşık 18-20 km. güneydoğusundaki Sevimli (Vel)<br />

Köyü’nün takriben 5<strong>00</strong> m. güneyinde, Kura Nehri Vadisi’nde, yarımada biçimli sarp bir tepe<br />

üzerinde yer almaktadır.<br />

Kesin tarihi bilinmeyen ve mimarisi büyük oranda değişmiş olan kale Urartu kalelerinin<br />

özelliklerini akla getirmektedir. Kaleye biri kuzeyden (köyden), biri kuzeybatıdan, biri<br />

güneydoğudan ve bir diğeri de güneybatıdan olmak üzere dört tabii yolla ulaşılmaktadır.<br />

160


Cak Kalesi :<br />

Posof’a bağlı Türkgözü (Yurtbekir) sınır karakolu yakınlarında, Türkiye-Gürcistan<br />

sınırını çizen Cak Suyu kenarında, yüksek ve sarp bir tepe üzerinde inşa edilmiştir. Tarihi<br />

konusunda kesinlik bulunmayan kalenin konumu, plan ve mimarisi itibariyle Ortaçağda,<br />

kurulduğu yerdeki önemli geçidi kontrol altında tutmak amacıyla ve karakol mahiyetinde<br />

küçük bir kale olarak inşa edildiği anlaşılmaktadır.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 67. Cak Kalesi<br />

Savaşır Kalesi :<br />

Posof İlçesine bağlı Savaşır (Cancah) Köyünün güneydoğusunda üç yanı vadi ile<br />

çevrili, dil biçiminde sivri bir tepe üzerine kurulmuştur. Kesin inşa tarihi bilinmeyen kalenin<br />

Ortaçağda inşa edilmiş bir kuleden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.<br />

Mere Kalesi :<br />

Ardahan-Posof yolu üzerinde, Posof’a yaklaşık 5 km., güneydoğusunda yer<br />

almaktadır. Kesin inşa tarihi bilinmeyen kalenin tarihi kaynaklarda ismine rastlanmaktadır.<br />

Kale doğu-batı istikametinde ve dikdörtgen planda inşa edilmiştir. Doğu ve güney yönü<br />

oldukça harap durumda olan kalenin güneybatı yamacında bugün tahrip olmuş bir kilise<br />

kalıntısı bulunmaktadır.<br />

Kol Kale :<br />

Posof İlçe merkezinin yaklaşık 6 km. batısında bulunan Kol Köyü’nün doğusunda<br />

yüksekçe bir tepe üzerinde yer almaktadır. Yapılış tarihi bilinmeyen kalenin milattan sonraki<br />

asırlarda yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir.<br />

161


Kırnav Kale :<br />

Hanak İlçesinin 5 km. batısında Ardahan-Hanak karayolu üzerinde yer almaktadır.<br />

Bu kalenin de kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Alçak bir tepe üzerinde yer alan kale,<br />

oldukça yüksek beden duvarlarına sahiptir. Bu kalenin güneyinde sıralanan tepeler üzerinde<br />

belirli aralıklarla inşa edilmiş, daha küçük ölçekte 2-3 kale kalıntısı daha bulunmaktadır.<br />

Ölçek Köyü Kalesi :<br />

Ardahan’ın 15 km. kadar doğusunda, Ölçek Köyü’nün güneybatısındaki sarp tepe<br />

üzerinde bulunmaktadır. Kalenin güneydoğu, doğu ve kuzeydoğu yönlerini, köyün batısından<br />

geçen Taşlıdere Suyu çevrelemektedir. Tarihi kaynaklarda sadece adına değinilen Ölçek<br />

Kalesi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekteyse de, buranın ilk çağlardan beri mevcut<br />

olduğu anlaşılmaktadır. Kalenin yapım tekniği ve çevredeki eski yerleşim izleri, bölgedeki<br />

Türk dönemi öncesine ait kalelerin en eskilerinden biri olduğunu göstermektedir. Kalenin,<br />

köyün bulunduğu zemin seviyesinden takriben 130 m. yükseklikte ve üçgen şeklinde dağla<br />

kayalığın üzerine inşa edildiği görülmektedir. Kale çevresinde, eski iskan izleri ile bugünkü<br />

köy yerleşimine ait evler mevcuttur.<br />

Dedeşen Köyü Kale Kalıntıları:<br />

Kale kalıntıları, Göle ilçesine bağlı Dedeşen Köyünün kuzey sırtlarında<br />

bulunan alçak tepe üzerinde yer almaktadır. İlk yapım tarihi bilenmeyen kalenin, tarihi<br />

kaynaklarda adına da değinilmediği görülmektedir. Ancak tarihi kaynaklarda, Dedeşen<br />

Köyünde yer alan cami, türbe, medrese, hamam ve çeşmenin varlığından söz edildiği<br />

tespit edilmektedir.<br />

Kaynaklarda, klasik Osmanlı üslubunu yansıtan bu yapıların XV.-XVI. yüzyıla ait<br />

olduğu kabul edilmektedir. Kalıntılar harap halde de olsa, kalenin daha eski dönemlerden<br />

kaldığını göstermekle birlikte, buranın Selçuklulardan bu yana Türk yerleşim bölgesi<br />

özelliğini devam ettirdiğini göstermektedir. İçinde XV. yüzyıldan kalma bir türbenin de<br />

bulunduğu Dedeşen köyünün adı, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferinden bu yana aynı<br />

isimle anılarak ve değişmeden günümüze kadar gelmiştir.<br />

Tarihi kaynaklarda Göle Kalesi diye bir kaleden söz edilmektedir. Aynı kalenin Yavuz<br />

Sultan Selim’in Çaldıran seferinden dönerken, buradan geçtiği sırada harabe halinde olduğu<br />

belirtilmektedir. Yapılan incelemelerde Göle’nin içinde ve yakın çevresinde böyle bir kale<br />

kalıntısına rastlanmadığı söylenmektedir. Ancak, Dedeşen Köyü kale kalıntılarının Göle’ye<br />

en yakın kale kalıntısı olması ve köyün adını, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferinde<br />

buradan geçişi sırasında almasından hareketle tarihi kaynaklara Göle Kalesi olarak geçen<br />

kalıntıların burası olduğu ifade edilmektedir.<br />

Kapladığı alan bakımından yörenin en büyük kalelerinden biri olan Dedeşen Köyü<br />

Kalesi’nin duvarları, bugünkü köyün kuzey kısımlarını da içine alacak şekilde geniştir.<br />

Tamamen yıkılmış olmasına rağmen, kalan izlerden 250x350 m. boyutlarında, dikdörtgen bir<br />

162


alana kurulduğu anlaşılan kalenin doğu surlarının yarım silindirik burçlarla takviye edildiği<br />

görülmektedir.<br />

Kale yerleşiminde bir-iki yerde tahrip edilmiş ve yatık vaziyette koç heykelleri<br />

bulunmuştur. Bu koç heykelleriyle aynı yerde köye bakan yamaçta kafası tahrip edilmiş at<br />

şeklinde bir mezar taşının bulunması, eskiden beri burasının Türkmenler tarafından iskan<br />

edildiğini gösteren önemli kalıntılardan biridir.<br />

Çıldır Yakınlarında Karakale:<br />

Çıldır İlçe merkezinin yaklaşık 8 km. doğusunda bulunan Karakale Köyü’nün 3<strong>00</strong><br />

m. doğusunda ve Karaçıngıl Deresi’nin akış yönüne göre sağında, sarp kayalıklar üzerine<br />

konumlandırılmış bir kaledir. Karakale’nin ilk yapım tarihi kesin olarak bilinmediği gibi,<br />

tarihi kaynaklarda da adına rastlanmamaktadır. Çevresindeki eski yerleşim izleri ve kale<br />

yapım tekniği Karakale’nin, yöredeki en eski kale yerleşimlerinden biri olduğu izlenimini<br />

vermektedir.<br />

Büyük ölçüde yıkılmış olan kale, vadiye hakim bir noktaya inşa edilmiştir. Kalan<br />

izlerden yapının, bir dış kale ile bir de iç kaleden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Dış kale<br />

surları büyük oranda yıkılmıştır. Dış kaleye oranla daha sağlam olan iç kalenin oval planlı<br />

olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin güneyindeki dereyle bağlantılı bir su tüneline sahip<br />

olduğu, ancak bu kısmın bugün harap ve tamamıyla kapanmış olduğu görülmektedir.<br />

Kalenin güneybatı yönünde içi doldurulmuş bir sarnıç kalıntısı vardır. Ayrıca kale çevresinde<br />

tarih öncesi dönemlere kadar indirilebilecek eski yerleşim izlerinin mevcut olduğu da<br />

görülmektedir.<br />

Kışlahanak (Avcılar) Kalesi:<br />

Eskiden Meşe Ardahan da denilen Hanak ilçesinin ilk merkezi olan ve bugün Hanak’a<br />

3 km. uzaklıktaki Kışlahanak (Avcılar) Köyünün 2 km. kadar kuzeybatısında, Kalecik<br />

mevkii denilen yerde bulunmaktadır. Kalenin batı ve güneyinden Hanak (Maçkap) Çayı<br />

geçmektedir. Tarihi kaynaklarda sadece adına değinilen Kışlahanak Kalesi’nin ilk yapım<br />

evresi ve kesin tarihi bilinmemektedir. Ancak çevresindeki eski yerleşim izleri ve yapım<br />

tekniği göz önüne alındığında, bu kalıntının da bölgedeki en eski kale yerleşimlerinden biri<br />

olduğu tahmin edilmektedir.<br />

Üçgen biçimli ve sivri bir tepenin üzerine kurulmuş olan kale, iki bölümlü bir hisardan<br />

oluşmaktadır. Güneydeki hisar, iri blok taşlardan inşa edilmiştir. Bunun gerisindeki ikinci<br />

hisar ise daha yüksekte olup, güneydekinin üç katı büyüklüğünde ve yaklaşık <strong>12</strong>x15 m.<br />

boyutlarındadır. Kalenin kuzeyinde, derince bir savunma hendeği bulunmaktadır. Kalenin,<br />

Maçkap Suyu’na kadar inen gizli bir su yolunun mevcut olduğu yöre halkı tarafından ifade<br />

edilmekle birlikte, bugün bunlardan hiçbir ize rastlanmamıştır. Kışlahanak Kalesi’nin<br />

güneyindeki Kaleboynu mevkii diye adlandırılan tepe üzerinde ayrıca bugün tamamen<br />

yıkılmış olan eski bir kalenin izleri daha mevcuttur.<br />

163


Hanak Yakınlarında Karakale:<br />

Hanak İlçe merkezinin yaklaşık 19-20 km. kuzeybatısındaki Cin Dağı’nın l km.<br />

doğusundaki Karakale Köyü’nün doğu ucunda yer alır. Tarihi kaynaklarda sadece adı geçen<br />

bu kalenin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak temel seviyesinde günümüze gelebilmiş<br />

olan bu yerleşimin çevresindeki eskiye ait izlerden, bu kale kalıntısının bölgedeki en eski<br />

yerleşimlerden biri olduğu sanılmaktadır. Karakale, doğusundan geçen vadiye hakim bir tepe<br />

üzerinde inşa edilmiştir. Kale yerleşimin kuzeyden bir savunma hendeği ile sınırlandırıldığı<br />

anlaşılmaktadır.<br />

Ziyaretdere Kulesi:<br />

Ardahan merkeze bağlı Bağdeşen (Kinzo Damal) Köyü yakınlarında, Ziyaretdere<br />

mevkiinde bulunan bir kuledir. Kura Nehri’nin geçtiği bu vadiyi kontrol altında tutmak<br />

amacıyla ortaçağlarda yaptırılmış bir kule olabileceği kanaati hakimdir. Kule yüksek, doğal<br />

bir kayalık üzerinde yer almaktadır. Kule çevresinde, çok sayıda doğal mağara ve kaya<br />

oyukları da bulunmaktadır. Kura Nehri seviyesinden yaklaşık 1<strong>00</strong> m. yükseklikte inşa edilmiş<br />

kulenin güney cephesinde düz, diğer yönleri yuvarlak ve silindirik şekilde inşa edilmiştir.<br />

Üst kısmı yıkılmış olan kulenin gerçek yüksekliğini tam olarak kestirmek güçtür.<br />

Kaide kısmı iri ve düzgün taşlardan inşa edilen kulenin, gövde kısmında düzgün kesme taş<br />

malzeme ve horasan harcı kullanılmıştır.<br />

Tepeler (Konk) Köyü Kulesi:<br />

Ardahan’ın 10 km. batısındaki Tepeler (Konk) Köyü’nün güneyindeki yüksek bir tepe<br />

üzerinde bulunmaktadır. Hayli tahrip olmuş kuleden, çok az bir parça kalmıştır. Bu parçalar<br />

da çok az yükseltideki duvar izleridir. Moloz malzemeyle inşa edilmiş kule duvarlarında<br />

Horasan harcı kullanılmıştır. Kule çevresinde daha geniş olan alanda eski yerleşim izleri<br />

mevcuttur<br />

Yiğit Konağı Köyü Kulesi:<br />

Göle ile Ardahan arasında ve Ardahan’a 28 km. uzaklıktaki Yığitkonağı Köyü’nün<br />

4-5 km. yakınında, Kura Nehri’nin akış yönüne göre solundaki bir tepe üzerinde yer<br />

almaktadır. Doğal kayalık üzerine inşa edilen kule, hayli harap durumdadır. Yapının kuzey<br />

yönünde bulunan mazgal pencere, kulenin diğer yönlerinde de benzer açıklıkların bulunduğu<br />

izlenimini vermektedir. Yığitkonağı Kulesi’nin, çevreyi gözetim altında tutabilecek bir yerde<br />

inşa edilmesi, kulenin ortaçağlarda hayli fonksiyonel olduklarını düşündürmektedir.<br />

Çakıldere Köyü Kulesi:<br />

Ardahan İl merkezine bağlı Çakıldere köyünün yaklaşık 5-6 km. kuzeybatısında alçak<br />

bir tepe üzerine kurulmuştur. Kübik altyapı üzerine kare planlı olarak inşa edilen kulenin üst<br />

kısımları yıkıktır. Kulenin sağlam kalan kısmının yüksekliği yaklaşık 5,5-6 m. kadardır.<br />

164


Uğurlutaş (Dört Kilise) Köyü Kulesi:<br />

Göle İlçesine bağlı Uğurlutaş (Dört Kilise) Köyü’nün doğusundaki Bellitaş<br />

mevkiindedir. Büyük bir kısmı yıkılmış olan kule, hayli harap haldedir. Kalan izlerden, plan<br />

ve mimarisi hakkında net bir fikir sahibi olabilmek mümkün değildir.<br />

Uğuz (Mağlisa) Dağı Kulesi:<br />

Hanak İlçesinin yaklaşık <strong>12</strong>-13 km. doğusundaki Börk Köyü’nün l km. kadar<br />

doğusunda yer alanı yüksek bir dağın tepesine inşa edilmiştir. Uğuz ya da Ziyaret Dağı da<br />

denilen bu dağın tepesinde, halk arasında Kula veya Mağlisa denilen bir kule vardır. Kulenin<br />

dibinde bir tandır ocağı kalıntısına rastlanmıştır.<br />

Ahbar-üd Devt-is Selçukiyye’de yer alan bir bölüm, aynı zamanda bir efsane niteliği<br />

taşımakta, Oğuz efsanesinden izler taşımaktadır. Kitapta, 1067-1068 kışını Tiflis’te geçiren<br />

Sultan Alparslan’ın ilkbaharda yukarı Kura boylarına ve Ardahan Bölgesi’ne yürüdüğü<br />

anlatılırken şu ifadeler yer almaktadır: “Nemrut İbnı-i Kenan’ın sakin olduğu ve oradan<br />

göklere çıkmak istediği memleketi (Ardahan suyu solundaki Uğuz Dağı ve etrafını) harap<br />

ederek, onun civarına bir memleket ve bir mescit bina etti.” Bu tarihi kayıtta adı geçen ve<br />

Nemrut gibi göklere çıkmak isteyen memleket beyinin Üç Uğuz kardeşler efsanesinde anlatılan<br />

ve Uğuz Dağı’nda kulesi bulunan Uğuz Beyi olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır.<br />

Söğütlükaya (Hunemis) Köyü Batısındaki Kule Kalıntısı:<br />

Posof İlçe merkezinin yaklaşık 5 km. güneybatısındaki Söğütlükaya (Hunemis)<br />

Köyü’nün 3<strong>00</strong>-4<strong>00</strong> m. kuzeyinde, Posof Çayı Vadisi’nde suyun akış yönüne göre solda<br />

bulunan bir kule kalıntısıdır. Bugün büyük ölçüde harap halde olan kuleden sadece güney<br />

duvarı kalabilmiştir.<br />

Söğütlükaya (Hunemis) Köyü Doğusundaki Kule Kalıntısı:<br />

Posof İlçe merkezinin yaklaşık 5 km. güneybatısındaki Söğütlükaya (Hunemis)<br />

Köyü’nün 3<strong>00</strong>-4<strong>00</strong> m. kuzeydoğusunda, Posof Çayı Vadisi’nde, suyun akış yönüne göre<br />

sağda, sarp bir tepe üzerinde yer almaktadır. Bugün üst kısımları yıkılmış olan kulenin batı<br />

duvarı düz, doğu, kuzey ve güney duvarları hafif bombeli olarak inşa edilmiştir. Sağlam<br />

kalan duvar yüksekliği yaklaşık 4 m. civarındadır.<br />

165


Kaynak: Kaleler ve Kuleler Kenti Ardahan<br />

Harita 24. Ardahan İli Tarihi Eserler Haritası<br />

F.5.16.3. Arkeolojik Sit :<br />

Antik bir yerleşimin veya eski bir medeniyetin kalıntılarının bulunduğu yer veya su<br />

altında bilinen veya ortaya çıkartılan korunması gereken alanlara arkeolojik sit denir.<br />

Çıldır Gölü içerisinde 22<strong>00</strong> metre karelik bir alana sahip olan Akçakale Adasında,<br />

bulunan kalıntılar, burada daha önce bir yerleşim yerinin bulunduğunu göstermektedir.<br />

Akçakale Adası doğal güzellikleri yanı sıra birinci derecede arkeolojik sit alanıdır.<br />

166


Tarih öncesi dönemlere ait kalıntıların mevcut olduğu ada şehrinin, ilk yerleşim<br />

evresinin hangi döneme ait olduğu tam olarak tespit edilememiştir. Ancak yapılan ilk<br />

yüzey araştırmalarında elde edilen veriler, adadaki ilk yerleşimin Cilalı Taş çağına (MÖ<br />

4<strong>00</strong>0) kadar uzanabileceğini göstermektedir. Adada, üzeri düz bir dolma tepenin (tümülüs)<br />

eteklerine açılan çukurlara kurulmuş olan Dolmenler (Taşlıdam) bulunmaktadır. 1943<br />

yılında yapılan yüzey araştırmalarında burada çok kaba, mat ve siyah renkli çanakçömlek<br />

parçaları bulunmuştur. Dolmenlerin ve bu kapların yapılış şekilleri ve işçilikleri,<br />

Neolitik devre ait oldukları fikrini güçlendirmektedir. Ada yerleşiminde bugün net olarak<br />

anlaşılabilen bir kale, bir şapel ve bir kule kalıntısı bulunmaktadır. Ayrıca ada üzerinde<br />

kayalar üzerine işlenmiş çeşitli motifler bulunmaktadır. Değişik dönemlerde yapıldığı<br />

anlaşılan bu motiflerin çoğunluğunu haç motifleri oluşturmaktadır.<br />

Foto: Ü.Kılıç<br />

Şekil 68. Çıldır Akçakale Adası<br />

F.5.16.4. Doğal Sit :<br />

Doğal Sit; ilginç özellik ve güzelliklere sahip olan ve ender bulunan korunması<br />

gerekli alanlar ve taşınmaz tabiat alanlarıdır. Ardahan İli coğrafi yapısı ve tarihi geçmişinden<br />

kaynaklanan kendine özgü doğal ve tarihi değerlere sahiptir. Ardahan İli, Doğu Anadolu<br />

Bölgesine has doğal yapısı ve ikliminin yanında; çevresindeki farklı iklim ve ekosistem<br />

havzaları ile olan ilişkilerinden dolayı zengin ve farklı güzellikleri bir arada barındırmaktadır.<br />

Yüksek ovaları, zengin çiçek çeşitliliğine sahip yaylaları ve iki gölü ile Ardahan keşfedilmeyi<br />

bekleyen bir doğa cennetidir.<br />

167


İlin Belli Başlı Doğal Güzellikleri Şunlardır:<br />

Atatürk Silueti<br />

İlin önemli doğal güzelliği Ardahan İli Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü Karadağ<br />

yamaçlarına yansıyan Atatürk siluetidir. Her yıl 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında<br />

oluşan bu olay bir doğa harikasıdır. Bu tarihler arasında güneş batarken dağın yamacında<br />

bulunan dere yatağının bir tarafının gölgesi diğer tarafına yansımakta ve tamamen doğal<br />

olarak Atatürk’ün siluetini oluşturmaktadır<br />

Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 69. Damal İlçesi Karadağ Yamaçlarında Oluşan Atatürk Silueti<br />

Bülbülhan Yaylası<br />

İl Merkezine 36 km uzaklıkta Yalnızçam Dağları’nın üzerinde bulunan eşsiz güzelliklere<br />

sahip Bülbülhan Yaylası, İl’in Doğu Karadeniz Bölgesine açılan penceresi konumundadır.<br />

Zengin bitki çeşidi ile ilkbahar aylarında eşsiz bir güzelliğe kavuşmaktadır. Birçok yerleşim<br />

yeri arasında (Ardahan, Artvin, Göle, Şavşat) bir kesişme noktası olan yayla, yaz aylarında bu<br />

yöre insanlarının bir araya gelerek ticaret yaptıkları bir pazar görünümündedir. Tamamlanmak<br />

üzere olan Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç karayolunun hizmete girmesi ile alternatif bir<br />

festival alanı olacaktır.<br />

Çıldır Gölü<br />

İl merkezinin 45 km doğusunda ve deniz seviyesinden 1.959 m yükseklikte<br />

bulunmaktadır. <strong>12</strong>4 km 2’ lik bir alana sahip olan bu tatlı su gölü Doğu Anadolu Bölgesinin<br />

Van Gölünden sonra en büyük gölüdür. Çıldır Gölü; adası, kuşları ve balıkları ile ayrı bir<br />

güzelliğe sahiptir. Çevresinde bulunan tarihi eserler ve doğal güzellikleri ile önemli bir turizm<br />

168


potansiyeline sahiptir. Göl içerisinde 16 tür balık yaşamaktadır. Göl yüzeyinin kış aylarında<br />

buzla kaplanmasıyla birlikte insanların burada at kızakları ile dolaşması ve buzları kırarak<br />

balık tutmaları ilginç görüntüler oluşturmaktadır.<br />

Foto: Ü. Kılıç<br />

Şekil 70. Çıldır Gölü<br />

Yalnızçam Yaylası:<br />

2765 metre rakıma sahip olup etrafı dağlarla çevrilidir. Doğal güzelliklerinin<br />

yanında çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapması nedeniyle tarihi ve kültürel bakımdan<br />

da oldukça zengin bir bölgedir. Üzerinde bulunduğu Uğurludağ’ın Ardahan ve Göle<br />

İlçesi arasında yol güzergahında bulunması ulaşımı kolaylaştırmakta bölgeye ayrı bir<br />

güzellik ve cazibe katmaktadır. Geniş ve taşsız bir arazi yapısına sahip olan yayla yaz ve kış<br />

turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Ardahan Valiliği tarafından hazırlanan<br />

“Yalnızçam Uğurludağ Kış Sporları ve Yayla Turizm Merkezi” projesinin uygulamaya geçilmesi<br />

halinde Yalnızçam Yaylası bölgenin önemli kayak merkezlerinden biri olmaya adaydır.<br />

Okçuoğlu Yaylası:<br />

Göle İlçesi Köroğlu Dağı’nın eteklerinde yer almaktadır. Okçuoğlu Yaylası, Ekim-<br />

<strong>May</strong>ıs aylarında bol yağış alması ve dağın tepesinin ağaçtan yoksun bulunması nedeniyle<br />

kayak pisti yapımına uygundur. Yaylada yaşayan çeşitli yabani hayvanlar buranın diğer<br />

bir doğal güzelliğidir. Bu özelliği nedeniyle av turizmi açısından da önemli bir potansiyele<br />

sahiptir.<br />

169


F.5.17. Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Sözleşmesinde Yer Alan “Kültürel<br />

Miras” ve “Doğal Miras” Statüsü Verilen Kültürel, Tarihi ve Doğal Alanlar<br />

F.5.17.1. Kültürel Miras Kapsamına Giren Alanlar<br />

F.5.17.1.1. Anıtlar :<br />

Anıtlar; tarihi bilim veya sanat açısından ender evrensel değerdeki mimari eserler,<br />

heykel ve resim alanındaki şahaserler, arkeolojik nitelikte eleman veya yapılar, kitabeler,<br />

mağaralar ve eleman bileşimleridir.<br />

Ardahan ve çevresinde XIX. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş birkaç köprü örneği<br />

bulunmaktadır. Ancak bu köprüler içerisinde şüphesiz en önemlisi, bölgedeki en eski köprü<br />

özelliğini taşıyan Çıldır-Taşköprü Köyündeki Urartu Kralı II. Sarduri’ye ait köprüdür.<br />

Ayrıca İlde anıt olarak; tabyalar, kiliseler, şapeller ve camiler de dikkat<br />

çekmektedir.<br />

Ramazan Tabyası<br />

Ardahan İl merkezinin 5 km kuzeyinde yer alan Osmanlı yapısı tabyanın 19. yüzyılın<br />

başlarında inşa edildiği bilinmektedir. 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus<br />

savaşından önce yapılan tabya bu savaşta önemli bir rol oynamıştır. 25<strong>00</strong> m. yükseklikte<br />

bir tepe üzerine yapılan tabya yeraltında kışlalar ve bunun etrafında toprak yığınlarından<br />

meydana gelmektedir. Yörenin en yüksek tabyası olup, U şeklinde inşa edilmiş ve şehri<br />

üç yandan gözetleme imkanına sahiptir.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 71. Ramazan Tabyası<br />

170


Ölçek Köyü Kilisesi<br />

Ardahan’ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü’nde yer alan bir kilise kalıntısıdır.<br />

Yapım tarihi tam kestirilemeyen bu kilisenin X-XI. Yüzyıllardan kalmış olabileceği tahmin<br />

edilmektedir.<br />

Kalıntılar oldukça harap durumdadır. Kilise yakınlarında, kare biçimli oyuğa<br />

sahip eski bir sunak taşı çevreye gelişi güzel atılmış bir şekilde durmaktadır.<br />

Övündü (Vaşlop) Manastır Kilisesi<br />

Çıldır İlçesine bağlı Kurtkale Beldesinin yaklaşık l km. kadar doğusundaki Övündü<br />

(Vaşlop) Köyü’nün 450-5<strong>00</strong> m. güneyinde bulunan vadide, Kura Nehri’nin akış yönüne göre<br />

solunda yer almaktadır. Bu kilisenin yaklaşık 150-2<strong>00</strong> m. kuzeyindeki kayalıkta ise eski<br />

mağara yerleşimleri bulunmaktadır.<br />

Kesin yapım tarihi hakkında fikir yürütülmesinin güç olduğu ifade edilen bu<br />

kilisenin XI.-XII. yüzyıllardan kalmış olabileceği düşünülmektedir. Kilise, yörede<br />

bulunan Hıristiyan mimarisine ait kalıntılardan farklı bir plan özelliğine sahiptir.<br />

Diğerlerinden farklı olarak ve çok programlı şekilde inşa edilmiştir. Küçük ölçülerde<br />

ele alınmış ve bir manastır kilisesi özelliği gösteren yapının iç mekanı, iki bölümden<br />

oluşmaktadır. İbadethane olarak düzenlenmiş olan güney kısım, tek katlı olarak inşa<br />

edilmiştir. Manastır odalarının yer aldığı kuzey kısım, iki katlı bir düzenlemeye sahiptir.<br />

Yöre halkı, manastırın bir çevre duvarı ile çevrili olduğunu, alt katlarında ahır ve<br />

yemekhane bölümlerinin bulunduğunu ifade etmektedir. Ancak, bugün bu mekanları<br />

tespit etmek güçtür.<br />

Sensop Kilisesi<br />

Çıldır İlçesine bağlı Kurtkale Beldesinin yaklaşık l km kuzeydoğusunda yer alan Akdarı<br />

(Çamorda) Köyü’nün 5 km. kuzeydoğusundaki yüksek düzlükte ve eski bir yerleşim yerinin<br />

ortasında bulunmaktadır. Kesin yapım tarihi hakkında bir bilgi bulunmayan kilisenin X.-XI.<br />

yüzyıllardan kalmış olabileceği tahmin edilmektedir. Güney duvarı bugün tamamen yıkılmıştır.<br />

Ancak diğer duvarlar ve örtü kısmı sağlamdır. Girişinin güneyden olduğu anlaşılmaktadır.<br />

Kilisenin kuzey yönü maşatlık olarak düzenlenmiştir. Ancak buradaki mezarlar kaçak<br />

kazılarla tahrip edilmiştir. Kilise çevresinde daha büyük bir yerleşime ait izler mevcuttur. Bu<br />

yerleşime ait taşlar üzerinde figürlü bezemelerin olduğu (kertenkele figürü) yöre halkı<br />

tarafından ifade edilmişse de, bezemeli herhangi bir taşa rastlanmamıştır.<br />

Şapeller<br />

Ardahan Bölgesinde X.-XI. yüzyıllardan kalma çok sayıda kilise ve şapel yer<br />

almaktadır. Söz konusu kilise ve şapellerin Kıpçak-Gürcü hakimiyeti sırasında inşa edildiği<br />

sanılmaktadır. Bu yapıların, Osmanlı hakimiyeti döneminde onarılarak bölgedeki Hıristiyan<br />

halk tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Kiliselerin dışında, küçük kilise diyebileceğimiz<br />

şapellerin ise şunlar olduğu söylenebilir: Ardahan şehir merkezinin kuzeydoğusunda ve<br />

merkezde kilise mevkiinde iki ayrı şapel, Ölçek-Tulumba Mezrası Şapeli, Kazankale’nin<br />

171


güneyindeki şapel, Akyaka (Koduzhara) Şapeli, Yalnızçam yaylasında iki ayrı şapel, Sarme<br />

Köprüsü yakınındaki şapel, Çakıldere Köyü yakınındaki şapel, Uğurlutaş’ta (Dört Kilise)<br />

üç ayrı şapel, Budaklı (Cicor) Şapeli, Kotanlı (Sikheref) Şapeli, Gülyüzü (Pekreşen) Şapeli,<br />

Şeytan Kalesi Şapeli, Kurtkale beldesinin güneyindeki Kurtkale Şapeli, Börk Köyü Şapeli,<br />

Çak Kalesi yakınında iki ayrı şapel, Çambeli Şapeli, Alköyü Şapeli.<br />

Yukarıda isimlerini verdiğimiz şapellerin hemen hepsi tamamen harap haldedir.<br />

Günümüze çok az olmakla birlikte yine de kalıntıları kalmıştır.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 72. Ardahan’da Şapel Kalıntısı ve Dedeşen Köyü Camisi<br />

Camiler<br />

Tarihi kaynaklardan geçmişte Ardahan ve çevresinde ayrıca çok sayıda caminin<br />

varlığı da bilinmektedir. Bu kaynaklarda sadece Çıldır ve çevresinde (Çıldır Eyaleti) XIX.<br />

yüzyıldan itibaren 240 cami (sancak sınırları içinde 240 cami) bulunduğu ifade edilmektedir.<br />

Ancak bugün Çıldır’da çok az cami örneği kalmıştır. XIX. yüzyılda, kaynaklara göre Çıldır<br />

Sancağı sınırları içinde 240 cami ve mescit, 1 medrese, 1 rüştiye, Türkler için 49, Hıristiyanlar<br />

içinse 13 ilkokul ve 15 lise, ayrıca 5 hamam, 9 han ve 564 işyeri bulunmaktaydı.<br />

Ardahan Merkez İlçe Halil Efendi Mahallesi’nde kalenin yaklaşık 150-2<strong>00</strong> m.<br />

kuzeybatısında bulunan Arap Camii 1915 yılında içerisinde insanlarla birlikte yakıldığından<br />

günümüzde bu camiye Arap (Yanık) Camii denilmektedir. Arap (Yanık) Camii olarak bilinen<br />

bu yapının tahrip edilmesiyle temel seviyesinde kalan kısmı ile birlikte günümüzde park<br />

olarak değerlendirilmektedir.<br />

Ardahan Merkez Mevlid Efendi Camii:<br />

Ardahan İl merkezinde Halil Efendi Mahallesi’nde, kalenin yaklaşık 150-2<strong>00</strong> m.<br />

doğusunda yer almaktadır. Giriş kapısında bulunan kitabeye göre, ilk yapının 1701 tarihinde<br />

kesme taşlardan inşa edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu caminin yakın tarihlerde gövde<br />

duvarlarının yarıdan yukarısı ve üst örtüsü yenilenmiştir.<br />

172


Müderris İbrahim Efendi Camii:<br />

Ardahan İl merkezinde Halil Efendi Mahallesi’nde, kalenin yaklaşık 1<strong>00</strong> m. kadar<br />

kuzeybatısında bulunmaktadır. Giriş kapısı kemer köşeliğinde yer alan ve “Amele Osman sene<br />

1185” ibarelerinin geçtiği Usta Kitabesi’nden, caminin 1711 yılında kesme taşlardan yaptırılmış<br />

olduğu anlaşılmaktadır. Yapı Dedeşen Köyü Camii’nden sonra yöredeki sağlam kalmış ikinci<br />

en eski tarihi cami olma özelliğini taşımaktadır. Ancak bugün özel mülkiyet elinde bulunan ve<br />

samanlık olarak kullanılan bu yapının, bakımsız ve mezbelelik durumundan kurtarılarak kısa<br />

zamanda restorasyonunun yapılması ve işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir.<br />

Derviş Bey Camii:<br />

Ardahan Şehir merkezide, kalenin güneybatısında ve Alabalık Deresi yakınında<br />

bulunmaktadır. Giriş kapısı kemerinin sağında ve solunda kitabeler bulunmaktadır. Bu kitabelerde<br />

<strong>12</strong>85 tarihi yer aldığından caminin <strong>12</strong>85 H./1868 M. tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Camii<br />

malzeme bakımından tamamıyla düzgün kesme taştan inşa edildiği görülmektedir.<br />

Ölçek Köyü Camii:<br />

Ardahan’ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü’nde bulunmaktadır. 1895 yılında<br />

yaptırılmış olan cami, 1966 yılında büyük bir onarım geçirmiştir. Caminin biri kuzeydoğu biride<br />

kuzeybatı köşede olmak üzere iki minaresi bulunmaktadır. Kuzeydoğu köşede yer alan minare<br />

ahşaptan olup orijinal minaredir. Yöredeki tek ahşap minare olmasıyla dikkat çekmektedir.<br />

Dedeşen Köyü Camii:<br />

Göle İlçesine bağlı Dedeşen Köyü’nde bulunmaktadır. Caminin kesin yapım tarihi bilinmemekle<br />

beraber plan ve mimari özelliklerinden hareketle XV. yüzyıldan kaldığı tahmin edilmektedir.<br />

Bugün giriş kapısı üzerinde yeni harflerle 15<strong>00</strong> yılında kesme taşlardan inşa ettirildiği<br />

bir kayıt mevcuttur. Camii tek hutbeli Osmanlı Camii geleneğinde inşa edilmiş bir camidir.<br />

Posof Merkez Camii:<br />

Posof İlçe merkezinde, tesviye edilmiş eğimli bir arazide bulunmaktadır. Giriş<br />

kapısındaki yeni harflerle yazılmış kitabesine göre 1883 tarihinde yaptırılmıştır.<br />

Baştoklu Köyü Camii<br />

Hanak İlçesine 6 km. batısında bulunan Baştoklu Köyünde bulunmaktadır. <strong>12</strong>41.<br />

H/1825.M tarihinde yapılmış, 1993 yılında orijinalliği muhafaza edilerek büyük onarım<br />

geçirmiştir. Büyük onarım yapılırken Tercan taşından bir minare ilave edilmiştir. Kare<br />

şekline sahip cami, muntazam kesme taşlardan yapılmıştır.<br />

Gölbelen (Urta) Kilise-Camii:<br />

Çıldır İlçesi’nin yaklaşık 7 km. güneybatısındaki Gölbelen Köyü’nde yer almaktadır.<br />

XI. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen kilise onarılarak cami haline getirilmiştir. Camiye<br />

çevrilirken güney duvarın ortasında bir mihrap, batıya ise zengin süslemeli ahşap bir minber<br />

konulmuştur. Binanın orijinal batı girişi kapatılarak, bugün kuzeyden yeni bir giriş açılmıştır.<br />

Tamamen düzgün kesme taştan inşa edilmiş olan yapının içerisi sıvanarak boyanmıştır.<br />

173


Kayabeyi Kilise-Camii:<br />

Çıldır İlçesi’nin yaklaşık 10 km. kuzeydoğusundaki Kayabeyi Köyü’nde<br />

bulunmaktadır. Kilise olarak X-XI. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen bina gerekli<br />

bakım ve tadilatlardan sonra cami olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Caminin batı duvarında<br />

Osmanlıca olarak “sene 1336” ibaresi yer almaktadır. Miladi 1918 senesine tekabül eden bu<br />

tarih, kilisenin camiye çevriliş tarihi olarak tahmin edilmektedir. Cami bütünüyle düzgün<br />

kesme taşlardan inşa edilmiştir.<br />

F.5.17.1.2. Yapı Toplulukları :<br />

Her yörenin mimarisi iklimine, coğrafi şartlarına, bitki örtüsüne ve insanların yaşam<br />

tarzlarına göre şekillenmiştir. Denizden uzaklık, 2<strong>00</strong>0 m yükseklik gibi dezavantajlara sahip<br />

olan ilde de kendine özgü bir mimari tarz gelişmiştir. Bu yöredeki konutlar kalın duvarlı,<br />

dışa az açıklı ve toprak dam örtülü olarak inşa edilmiştir. Konutlar daha çok soğuğu ve sıcağı<br />

geçirmeyen taş malzeme ile aralarda duvar esnekliğini sağlamak üzere kalın ahşap kirişler<br />

tercih edilmiştir.<br />

Ardahan ve çevresinde yöreye özgü mimari biçimlerine sahip birçok bina<br />

bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi İl merkezinde bulunan ve 1911 yılında Osmanlı<br />

mimarisine göre inşa edilen Hamşioğlu Rasim Bey Konağı’dır. Bu yapı <strong>03</strong>-05 Ocak 1919<br />

tarihleri arasında 1. Ardahan Kongresi’ne ve 1919 tarihleri arasında 2. Ardahan Kongresi’ne<br />

ev sahipliği yapmış olup, bu nedenle bugün Kongre Binası olarak adlandırılmaktadır.<br />

Tek katlı ve uzun dikdörtgen planda inşa edilen yapı, düzgün kesme taş işçiliğine sahiptir.<br />

Isıtma sistemi olarak bu yöreye özgü, kapalı bir ocak sistemi olan ve peç olarak adlandırılan<br />

sistem kullanılmıştır. Oda zeminleri ahşap döşemedir. Bölgenin mimari özelliklerini çok iyi<br />

yansıtan bina bugün İl Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmaktadır.<br />

İldeki diğer önemli sivil mimari eserleri olarak da; Ardahan Derviş Bey Camii, Kasap<br />

Derviş’in Binası, Dursun Soylu Evi, Karakadıoğlu Evi, Abdullah Öğüt Evi, Akkoş’un Binası,<br />

Kamil Ağa Konağı ve Celal Çevik Evini sayabiliriz.<br />

F.5.17.1.3. Sitler :<br />

Sitler; bulunduğu İle ait tarihsel, estetik, etnolojik veya antropolojik bakımdan istisnai<br />

evrensel değeri olan insan ürünü eserler, doğa veya insanın ortak eserleri ve arkeolojik sitleri<br />

kapsayan alanlardır.<br />

İle ait doğa eseri ve arkeolojik sit alanı olarak her yıl 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri<br />

arasında Damal İlçesinin Yukarı Gündeş Köyü Karadağ yamaçlarında oluşan Atatürk Silueti<br />

ve 1. derece arkeolojik sit alanı olan Akçakale Adası gösterilebilir.<br />

F.5.17.2. Doğal Miras Kapsamına Giren Alanlar :<br />

- Estetik veya bilimsel açıdan istisnai evrensel değeri olan, fiziksel veya biyolojik<br />

oluşumlardan veya bu tür oluşum topluluklarından müteşekkil doğal anıtlar.<br />

- Bilim veya muhafaza açısından istisnai evrensel değeri olan jeolojik veya fizyografik<br />

oluşumlar ve tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerinin yetiştiği kesinlikle<br />

belirlenmiş alanlar.<br />

174


- Bilim muhafaza veya doğal güzellik açısından istisnai evrensel değeri olan sitler<br />

veya kesinlikle belirlenmiş alanlar doğal miras kapsamına giren alanları temsil eder.<br />

Bu tanımlara göre İlde, doğal miras alanına giren alanlar ile ilgili bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

F.5.18 Akdeniz’de Ortak Öneme Sahip 1<strong>00</strong> Kıyısal Tarihi Sit Alanı :<br />

Ardahan İli söz konusu bölge dışındadır.<br />

F.5.19 Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne Göre Belirlenen “Kıta İçi Yüzeysel Suları<br />

Kapsayan İçme ve Kullanma Suyu Rezervuarları ”<br />

F.5.19.1. Mutlak Koruma Alanları :<br />

Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan suni ve<br />

tabii göller etrafında en yüksek su seviyesinde su ile karanın meydana getirdiği çizgiden<br />

itibaren yatay 3<strong>00</strong> m. genişliğinde kara alanıdır. Bahis konusu alanın havza sınırını aşması<br />

halinde mutlak koruma alanı havza sınırında son bulur. İlde, mutlak koruma alanı ile ilgili<br />

bir çalışma yapılmamıştır.<br />

F.5.19.2. Kısa Mesafeli Koruma Alanı :<br />

Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak koruma alanı üst sınırından itibaren yatay 7<strong>00</strong> m.<br />

genişliğindeki kara alanıdır. Bahis konusu alan sınırının su toplama havzası sınırını aşması<br />

halinde kısa mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. İlde, kısa mesafeli koruma<br />

alanı ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />

F.5.19.3. Orta Mesafeli Koruma Alanı :<br />

Orta mesafeli koruma alanı, kısa mesafeli koruma alanı üst sınırından itibaren yatay<br />

1<strong>00</strong>0 m. genişliğindeki kara alanıdır. Bahis konusu alan sınırının su toplama havzası sınırını<br />

aşması halinde orta mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. İlde, orta mesafeli<br />

koruma alanı ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />

F.5.19.4. Uzun Mesafeli Koruma Alanı :<br />

Uzun mesafeli koruma alanı, orta mesafeli koruma alanının üst sınırından başlamak<br />

üzere su toplama havzasının sonuna kadar uzanan bütün kara alanıdır. İlde, uzun mesafeli<br />

koruma alanı ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />

F.5.20. Hava Kalitesi Kontrol Yönetmeliği’nde Belirlenen Hassas Kirlenme Bölgeleri:<br />

Ardahan İli hava kirliliği bakımdan 3. derece iller arasında olup, İlde sanayinin<br />

gelişmemiş olması hava kirliliğinin daha az oranda yaşanmasına neden olmaktadır. İlde<br />

hassas kirlenme bölgelerinin tespiti ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.<br />

175


F.5.21. Jeolojik ve Jeomorfolojik Oluşumların Bulunduğu Alanlar :<br />

Yöredeki en eski kayalar Oligosen(?) yaştaki kırıntılılardan kurulu Aşıkzülali<br />

Formasyonudur. Bu formasyonun üzerine Üst Miyosen yaşta akarsu ve göl kökenli<br />

kırıntılardan meydana gelen Çamlıçatak Formasyonu açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />

Bazalt, tüf, aglomera ve bunların içerisindeki mercek ve düzeyler halinde çökellerden oluşan<br />

Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitleri, kendisinden önceki kayaları açısal<br />

uyumsuzlukla yaygın olarak örtmektedir. Olivin bazalttan oluşan ve muhtemelen Pliyosen<br />

yaşta Gümüşkavak Bazaltı kendinden eski birimleri keserek üzerlerine açısal uyumsuzlukla<br />

gelmektedir. Sonra, akma yapılı ve bol piroksen içerikli Ardahan Andeziti (Üst Pliyosen-<br />

Alt Pleyistosen yaşta), daha sonra da akma yapısı göstermeyen ve porfirik dokudaki Alt<br />

Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Ulgartepe<br />

Andeziti’nin tüm eski kayaları kestiği ve açısal uyumsuzlukla örttüğü bilinmektedir. Alt<br />

Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Damal Kırıntılıları<br />

ve Yüzlek Çökeller ise yöredeki en genç örtü nitelindedir.<br />

İldeki belli başlı jeolojik ve jeomorfolojik alanlar;<br />

Ardahan Havzası ve Kura Nehri Kanyonu: Tektonik kökenli bu havzanın<br />

kenarlarında Pliyo-Kuvaterner marnlı ve kumlu çökeller bulunmakta olup, havzanın<br />

güneydoğusunda yer alan Hasköy’e kadar uzanmaktadır. Söz konusu havza Pliyosen sonu<br />

Kuvaterner başında oluşan faylanma sonunda çökmüş ve çöken bu alan, yüksek sahalardan<br />

gelen malzemelerle dolmuştur. Bundan dolayı, havzayı dolduran çökeller, genç akarsular<br />

tarafından boşaltılmış ve böylece havzanın kenarlarını sınırlayan fay diklikleri ve yer<br />

yer volkanik temel yüzeye çıkmıştır. Kura Nehri, havzada menderesler çizerek volkanosedimanter<br />

temele saplanmış olup, İl sınırı içerisinde 50-6<strong>00</strong> m. arasında değişen dar, derin<br />

ve yaklaşık olarak 90 km’lik bir uzunluğa sahip bugünkü kanyon vadisini açmıştır. Kanyon,<br />

rafting ve doğa yürüyüşü sporlarına uygun parkurlar içermekte dolayısıyla ekolojik turizm<br />

potansiyeli oluşturmaktadır.<br />

Çıldır ve Aktaş Gölleri : Doğu-batı yönünde uzanan eşiklerle birbirinden ayrılan<br />

her iki çanak çökme sonu oluşmuştur. Çanağın derin kısımları da göllerle kaplanmıştır.<br />

Doğu Anadolu’da Volkanizma Tersiyerin ilk dönemlerinde oluşmaya başlamıştır. Miyosende<br />

Kuzeydoğu Anadolu’daki deprosyonlar daha çok göl rejimi altında kalmışlar, bu devrede<br />

ara ara çıkan volkanik malzemeler göl havzalarına akmışlardır. Böylece; Arpaçay, Çıldır,<br />

Kura Vadisi’nin bulunduğu alanlarda tortullarla ara tabakalı volkanik, volkano-sedimanter<br />

araziler oluşmuştur. Pliyosende ise orojenik hareketlere maruz kalmış ve sonuçta faylar<br />

boyunca blok halinde çökmeler meydana gelmiştir. Bu esnada Çıldır Havzası ana hatları ile<br />

oluşmuştur. Kuvaternerde, Çıldır Gölü’nün doğu ve batısında merkezi püskürmeler meydana<br />

gelmiş ve bu püskürmeler ile doğuda Akbaba, batıda Kısırdağ volkan konileri oluşmuştur. Bu<br />

merkezlerden çıkan bazik lavlar Çıldır Gölü Havzasına akmıştır. Söz konusu merkezlerden<br />

çıkan lavlar, günümüzdeki Çıldır Gölü’nün kuzey ve güneyindeki sahaları kaplamıştır.<br />

Çıldır Gölü yakın zamana kadar, zaman zaman kapalı bir havza halinde kalmıştır.<br />

Ancak Pleistosenin plüvyal devrelerinde görülen fazla sular kuzeybatıdaki Gölbelen<br />

Köyü’ndeki 1970-1975 m. yüksekliğindeki gedikten Çıldır Havzası’na ve oradan da Kura<br />

Nehri’ne akmıştır. Öte yandan gölün kuzey kesiminde 2<strong>00</strong>0 m. civarında yerli kaya taraçaları<br />

ve sahanlıklar bulunmaktadır. Bu sahanlıklarda yassı çakılların varlıkları plüvyal devrede<br />

gölün en az 2<strong>00</strong>0 m.’ye kadar yükseldiğini göstermektedir.<br />

176


Halihazırda Çıldır Gölü, güneyde bazaltlar üzerinde açılmış bir taşıma boğazı<br />

vasıtasıyla Arpaçay’a kavuşmaktadır. Kapalı bir çanak şeklinde olan Aktaş Gölü’nün<br />

suları içme ve kullanmaya elverişli değildir, ancak bu göl de plüvyal devrede fazla sularını<br />

kuzeybatıdaki eşikten Kura’ya akıtmıştır.<br />

İlde jeolojik olarak ve jeomorfolojik yönden yerleşime açılması sakıncalı alanlar;<br />

Ardahan İl merkezindeki Kura Nehrinin ilkbahar aylarında karların erimesi ile<br />

oluşan ve oldukça geniş alan kaplayan taşkın ovasındaki güncel alüvyonlar, yer altı su<br />

seviyesinin yüksek olması nedeniyle sıvılaşma riski fazla olduğundan yerleşime sakıncalı<br />

alan olarak gösterilebilir.<br />

Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 73. Kura Nehri ve Yerleşime Sakıncalı Olan Taşkın Ovası<br />

Ardahan İl merkezinden de geçen Alabalık Deresi, ilkbahar aylarında ani sıcaklık<br />

artışı nedeniyle kar ile buzların erimesiyle ve kısa süre içinde fazla yağış alan zamanlarda<br />

taşmaktadır. Bu nedenle şimdiki dere yatağında ve doldurulan eski dere yatağında<br />

(Kars köprüsünün bulunduğu yolun her iki yanı) yapılaşmaya gidilmemeli ve var olan<br />

yapılaşmadan kısa zamanda arındırılmalıdır.<br />

Şehrin yerleşime en uygun yerleri olarak ise; ana kaya üzerine kurulu Halil Efendi<br />

Mahallesi ve şehrin güneyinde yer alan Yaylacık ve Gürçayır Köylerinin bulunduğu<br />

yamaçlar olarak gösterilebilir.<br />

Ayrıca Karaköse v.d. (1994) bölgede yaptığı çalışmada, Ardahan Ovası ve Posof<br />

Çayı’na doğru yönelmiş birkaç alüvyon yelpazesi bulunmakta olduğunu belirtmişlerdir. Bu<br />

alüvyon yelpazelerinin bulunduğu alanlar da yerleşime sakıncalı alan olarak gösterilebilir.<br />

Yine Ardahan İli Posof İlçesinde eğimi yüksek yamaçlarda lokal ve bölgesel kaymalar<br />

oluşmuştur. Posof İlçesinde heyelan riski bulunan Kopuzlu, Çambeli, Türkgözü,<br />

Günlüce ve Demirdöven Köyleri de yerleşime sakıncalı alan olarak gösterilebilir. Posof<br />

gibi eğimli arazilerde topografik haritalar eğimi gösterse de, eğim derecesinin önemini<br />

yansıtmazlar. Bu nedene Posof İlçe ve köylerini içine de alan eğim haritalarının yapılması<br />

da yararlı olacaktır.<br />

177


Ardahan İl merkezi ve ilçelerinden Çıldır, Damal, Göle ve Hanak Türkiye Deprem<br />

Bölgeleri Haritasına göre 2. derece deprem bölgesinde yer alırken Posof İlçesi ise 3. derece<br />

deprem bölgesinde yer almaktadır.<br />

Yukarıda sayılan Ardahan Merkez Kura Nehri taşkın ovası, İl merkezinden geçen<br />

Alabalık Deresi çevresi, heyelan riski taşıyan Posof İlçesi köyleri yerleşime sakıncalı yerler<br />

olarak gösterilebilir.<br />

2. derece deprem bölgesinde bulunan yerlerden olan Ardahan Merkez, Çıldır,<br />

Damal, Göle ve Hanak ile heyelan riski taşıyan Posof’ta öncelikli olarak ayrıntılı bir<br />

şekilde jeolojik etüt raporları hazırlanmalı ve risk haritaları oluşturularak yerleşime<br />

uygunluk haritaları yapılmalıdır. Ayrıca her türlü yapılarda (tek katlı yapılarda bile)<br />

parsel bazında imar planına esas jeolojik-jeoteknik rapor hazırlanmalıdır.<br />

F.5.22. Tarım Alanları :<br />

Ardahan’da tarım, en önemli iki ekonomik faaliyetten biridir. Nüfusunun % 70’i kırsal<br />

alanda yaşayan İlde, halkın en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. İl genelinde toplam<br />

84.295,8 hektar tarım arazisi bulunmaktadır. Bu arazinin % 2’si sulanabilir, % 20’si nadas<br />

ve % 78’i kuru arazidir. 20<strong>03</strong> yılında Doğrudan Gelir Desteği ve Çiftçiyi Kayıt Altına Alma<br />

Projesi kapsamında 16.797 çiftçiye toplam 10.560.367.344.<strong>00</strong>0 TL ödeme öngörülmüştür.<br />

Ardahan ili yazlık arpa ve buğday tarımı açısından büyük bir potansiyele sahiptir. İl<br />

genelinde yıllık ortalama olarak 17.525 ton buğday, 71.817 ton arpa üretilmektedir. Tarım<br />

arazilerinde şeker pancarı, patates ve yem bitkileri üretimi için çiftçilere destek verilmekte<br />

olup, deneme amaçlı üretimlerin önümüzdeki yıllarda artış göstermesi beklenmektedir.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands<br />

DEMİRSOY, İki Yaşamlılar ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, 1997<br />

DEMİRSOY, Sürüngenler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası,1997<br />

DEMİRSOY, Kuşlar ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, 1997<br />

DEMİRSOY, Memeliler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, 1997<br />

Kars ve Ardahan Yöresi Çevre Sorunlarının İncelenmesi Raporu, Çevre Bakanlğı<br />

KİZİROĞLU, Türkiye’nin Kuşları1989,<br />

KARAKÖSE, vd., Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Genel Müdürlüğü, Rapor<br />

No: 9962, 117 s. (yayımlanmamış), 1994<br />

SÜMER, S., Türkiyenin Yenen Mantarları<br />

ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun Faydalı Bitkileri<br />

DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma<br />

ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler<br />

KOÇMAN, A. Ege Coğrafya Dergisi<br />

Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Personeli Güçlendirme Vakfı, Türkiye’de<br />

Yaşayan Kuşlar<br />

ANŞİN, R., Orman Fitopatolojisi<br />

ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />

178


G. TURİZM<br />

G.1. Yörenin Turistik Değerleri<br />

G.1.1. Yörenin Doğal Değerleri<br />

G.1.1.1. Konum :<br />

Ardahan İli çok önemli tarihi, doğal ve turistik değer taşıyan eserlere sahiptir. Ancak<br />

potansiyelinin fazla olmasına rağmen tanıtımının yeterince yapılamaması, önemli turizm<br />

merkezlerinden uzak olması ve altyapı çalışmalarının tamamlanamaması gibi etkenlerle, ülke<br />

turizminde hak ettiği yeri alamamıştır. Son yıllarda Ardahan Valiliği ile Kültür ve Turizm<br />

Bakanlığı nezdinde yapılan çalışmalarla, İlin ülke turizmi içinde hak ettiği yeri almasına<br />

gayret gösterilmektedir.<br />

İlde turizmi etkileyen önemli doğal kaynakların konumu şöyledir:<br />

Çıldır Gölü; Çıldır Ovası’nın kuzeybatı kesiminde Çıldır İlçesi ve Gürcistan arasında<br />

yer almaktadır.<br />

Aktaş (Hozapin) Gölü; Çıldır İlçesi ile Gürcistan ülke sınırları arasında olup, ülke<br />

sınır çizgisi gölü ikiye ayırmaktadır.<br />

Atatürk Silueti; Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü Karadağ yamaçlarında 15<br />

Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında oluşmaktadır.<br />

Kura Nehri Kanyonu; İl merkezi tarihi Ardahan Kalesi civarında başlayıp, İl ve<br />

Ülke sınırına kadar yaklaşık 90 km uzunluğundadır. Merkez, Çıldır ve Hanak İlçelerinin<br />

idari sınırlarının içerisinden geçmektedir.<br />

Bülbülhan Yaylası; Merkez İlçe sınırları içerisinde Yalnızçam Dağları’nın 26<strong>00</strong>-<br />

27<strong>00</strong> m rakım arasında yer alan Erzurum, Artvin, Ardahan’a bağlı 30-40 civarında köyün<br />

yaylacılık yaptığı geçici yerleşimlerden oluşan yüksek platodur. Yayla, Ardahan İl merkezine<br />

36 km uzaklıktadır.<br />

Ardahan Ormanları; Merkez İlçede Yalnızçam Dağlarının 2<strong>00</strong>0-25<strong>00</strong> m arasındaki<br />

kuzey ve doğu bakılı yamaçlarında , Hanak İlçesi’nin 2<strong>00</strong>0-23<strong>00</strong> m. arasındaki kuzey bakılı<br />

yamaçlarında, Göle İlçesi’nin 21<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m arasındaki kuzey ve doğu bakılı yamaçlarında<br />

1<strong>00</strong>0 ha ile 2<strong>00</strong>0 ha arasında değişen parçalar halinde yer almaktadır.<br />

Posof Ormanları; Posof Havzasında 15<strong>00</strong>-24<strong>00</strong> m arasındaki her bakıdaki<br />

yamaçlarda parçalı, karışık ve saf ormanlar oluşmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin en büyük<br />

Huş meşceresine sahiptir.<br />

G.1.1.2. Fiziki Özellikleri :<br />

Çıldır İlçe sınırları içinde bulunan Çıldır Gölü ve Akçakale Adası önemli turizm<br />

potansiyeline sahiptir. Doğu Anadolu Bölgesinde Van Gölü’nden sonra ikinci büyük göl olan<br />

179


Çıldır Gölü;1959 m. rakımda, <strong>12</strong>4 km 2 ’lik alana sahip olup, derinliği 1<strong>00</strong> m den fazladır.<br />

Göl yüzeyinin kış aylarında buzla kaplanmasıyla birlikte insanların burada atlı kızakları ile<br />

dolaşması ve buzları kırarak balık tutmaları ilginç görüntüler oluşturmaktadır. 1998 yılında<br />

Valiliğin teklifi üzerine Çıldır İlçe sınırları içinde bulunan doğal değerlerden Çıldır Gölü<br />

ve Akçakale Adası Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1. derece Sit Alanı ilan edilmiş,<br />

ayrıca turistik belde olarak değerlendirilmesi statüsü uygun görülmüştür. Tarih boyunca bir<br />

çok uygarlığın yerleşimine sahne olması nedeniyle üzerinde bir çok tarihi kalıntı bulunmakla<br />

birlikte kazı çalışmaları devam etmektedir. Çıldır Gölü ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.3. (Göller,<br />

Göletler ve Rezervuarlar) bölümünde verilmiştir.<br />

İlin ikinci büyük gölü olan Aktaş Gölü’nün 14 km²’lik kısmı Ardahan sınırları<br />

içerisinde, 13 km²lik kısmı da Gürcistan’da olmak üzere toplam 27 km²’lik alana sahiptir.<br />

Yüksekliği 1794 m ve bilinen en derin noktası 10 m. olan göl kapalı bir havza halindedir<br />

ve alanı gitgide daralmaktadır. Gölün suyu acı ve sodalı olduğundan akuatik yaşam<br />

çeşitliliğini sınırlamaktadır. Ancak, son yıllarda gölde bir çok balık türünün tespiti ile<br />

yapısında önemli değişiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Gölde devamlı hareket halinde<br />

bulunan <strong>12</strong> adacık vardır. İlkbaharda göl yatağından taşan sular bir akıntı oluşturur ve bu<br />

akıntıya Zigaristav Deresi denir. Aktaş Gölü, ak pelikan ile tepeli pelikanın üreme- yaşama<br />

alanı olması ve çevresindeki flora çeşitliliği ile eko- turizm için önemli bir potansiyel<br />

oluşturmaktadır..<br />

İlde önemli bir turizm potansiyeline sahip, Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü Karadağ<br />

yamaçlarında 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında oluşan Atatürk Siluetinin ender bir<br />

doğa olayı olarak görülmesi, ayrı bir alternatif turizm potansiyeli olarak değerlendirilmektedir.<br />

Siluet, Karadağ yamaçlarında gün batımı sırasında irili ufaklı volkanit kayaların oluşturduğu<br />

gölge olup, yaklaşık 10 dakika kadar izlenmektedir.<br />

Kura Nehri, Ardahan Kalesinden itibaren yatağı boyunca Ülke ve İl sınırı içerisinde<br />

1950 m. ile 1350 m. rakımları arasında değişen dar ve derin vadi (kanyon) oluşturmaktadır.<br />

Bu kanyon İl sınırları içerinde yaklaşık olarak 90 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Kura Vadisi,<br />

flora-fauna çeşitliliği ve doğal güzelliklerce zengin olup, bilimsel araştırmalar için ise bakir<br />

bir alan oluşturmaktadır. Ayrıca bu vadi içerisinde; Kazankale, Şeytan Kalesi, Kurt Kale,<br />

mağaralar, harabeler, kule ve çeşitli tarihi kalıntılar yer almaktadır. Vadi bu özelliklerinin<br />

yanında rafting ve trekking (dağ-doğa yürüyüşü) sporlarına uygun parkurlar içermesiyle de<br />

ekolojik turizm potansiyeli oluşturmaktadır.<br />

İl merkezine 36. km uzaklıktaki Yalnızçam Dağlarının üzerinde Artvin-Ardanuç<br />

sınırında bulunan Bülbülhan Yaylası, İlin Karadeniz Bölgesine açılan bir penceresi durumunda<br />

olup, zengin florası ile ilkbahar-yaz aylarında eşsiz bir güzelliğe kavuşmaktadır. Ardahan,<br />

Artvin ve Erzurum İllerinin kesişme noktası olan bu yayla, yaz aylarında yöre insanlarının<br />

bir araya getiren bir merkez durumundadır. Yaylada periyodik olarak büyük hayvan pazarı<br />

ile panayır kurulmaktadır.<br />

Ardahan ormanlarının dar bölgelerde ve yüksek rakımlarda kaliteli Sarıçam (Pinus<br />

silvestris) ormanlarından oluşması ekosisteminin diğer sarıçam ormanlarından farklı<br />

olmasına neden olmaktadır. Bu bakımından yerli ve yabancı bilim adamlarınca uluslar arası<br />

öneme sahip korunması gereken orman alanı olarak tespit edilmiştir. Bu ormanlar içindeki ve<br />

kenarındaki alanlarda flora-fauna çeşitliliği ve endemik türleri (Kız Böcekleri risk altındaki<br />

bilinen önemli türdür.) ile dikkat çekmektedir.<br />

180


Mikroklima iklimine sahip Posof Havzasında yer alan Posof Ormanları; Huş,<br />

Sarıçam, Ladin, Göknar, Kayın, Meşe, Ihlamur, Gürgen, Karaağaç, Titrek Kavak gibi ibreli<br />

ve yapraklı orman ağacı türlerinden ve çeşitli ağaççık ile çalılardan meydana gelmektedir.<br />

Bu ormanlarda endemik türlerden Huş Tavuğu bulunmakta olup eko-turizm için önemli<br />

bir potansiyele sahiptir. Ayrıca Türkiye’de Huş Ağacı (Betula) en geniş alanda meşcere ve<br />

orman alanı Posof’ta bulunmaktadır.<br />

G.1.2. Kültürel Değer :<br />

Kuleler ve kaleler kenti olarakta bilinen Ardahan da bir çok tarihi eser ve sit<br />

alanı bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Çıldır Gölü içerisinde yer alan ve halen kazı<br />

çalışmalarının da devam ettiği 1. derece sit alanı olan Akçakale Adasıdır. Ayrıca İl<br />

merkezinde ve ilçelerde bulunan Ardahan Kalesi, Çıldır Şeytan Kalesi, Çıldır yakınlarındaki<br />

Kara Kale, Kışlahanak (Avcılar )Kalesi, Kazan Kalesi, Orağaz Kalesi, Altaş Kalesi, Kalecik<br />

Kalesi, Kurt Kale, Sevimli Kalesi, Cak Kalesi, Savaşır Kalesi, Mere Kalesi, Kol Kale,<br />

Kırnav Kale, Ölçek Köyü Kalesi, Kinzi Kalesi, Bozmenler’e ait yazılar ve yapıtlar, Dedeşen<br />

Köyündeki Külliye, Hanak yakınlarındaki Karakale, Yiğit Konağı Kulesi, Çakıldere Kulesi,<br />

Uğurlutaş Köyü Kulesi, Uğuz Dağı Kulesi, Söğütlükaya Köyü batısındaki Kule kalıntısı,<br />

Söğütlükaya Köyü doğusundaki Kule kalıntısı, Ziyaret Deresindeki Kule, Tepeler Köyü<br />

Kulesi, sit alanı içerisinde yer almaktadır.<br />

Ayrıca halk mutfağı, yöresel halk oyunları, el sanatları ve festivalleri de İlin özgün<br />

kültürel değerleri olarak dikkat çekmektedir.<br />

Halk Mutfağı :<br />

Anadolu’da her yörenin kendine has yemek kültürü ve damak zevki olduğunu<br />

görürüz. Bu kültür, yörenin coğrafi, ekonomik yapı ve iklim özelliklerini üzerinde taşır. Bu<br />

nedenle Ardahan’da da tarım ve hayvancılığa dayalı bir mutfak kültürü gelişmiştir.<br />

Yörenin yemek kültürü ağırlıklı olarak tahıl, et ve hayvansal ürünlere dayanmaktadır.<br />

Tahıl ürünü olarak en çok buğday kullanılır. Kaz etinin yörede ayrı bir yeri bulunmaktadır. Sığır<br />

ve koyun eti de yaz aylarında taze, kış aylarında da kavurma olarak fazlaca tüketilmektedir.<br />

Ayrıca yerel bitkilerin canlandığı (vejatasyon döneminde) çok sayıda doğal bitki ile çeşitli<br />

yemekler yapılmaktadır.<br />

Yemek kültüründe Ardahan Merkez, Göle, Damal, Çıldır, Hanak ve Damal İlçelerinin<br />

bulunduğu platoda üretilen et ve süt ürünleri ile bu platonun sınırında yer alan Posof-Ahıska<br />

Havzası, Şavşat-Ardanuç Havzası ve Oltu-Olur-Bardız Havzalarında üretilerek özellikle<br />

Ardahan Platosunda pazarlanan meyve ve sebze ürünleri yüzyıllarca sentezlenerek Ardahan<br />

Mutfağını oluşturmuştur. Bu yöre mutfağını oluşturan çeşitlerin başlıcaları;<br />

Çorbalar<br />

Kesme Aşı; yeteri kadar un, su, tuz biraraya getirilerek hamur sert kıvamda yoğrulur.<br />

Bu kıvamdaki hamur 0.5 cm kalınlığında yufka haline getirilir. Yufka erişte şeklinde dilimlenir,<br />

dilimler unla karıştırıldıktan sonra kaynayan suya bırakılır. Dövülmüş sarımsak ve ayran ilave<br />

181


edilerek karıştırılır isteğe göre nane, karabiber vb. baharatlar ile soğanla birlikte tereyağında<br />

hazırlanan anık, kaynayan çorbaya ilave edilir. Son olarak leblebi büyüklüğünde yine kendi<br />

hamurundan hazırlanan parçalar kızartılarak servisten önce çorbanın üzerine konur.<br />

Evelik Aşı; yazın taze, kışın kurutulmuş evelik yaprakları, tereyağında soğan, baharat<br />

ile birlikte kavrularak bulgur ve küçük doğranmış yağlı kaz eti (yazın isteğe göre dana eti)<br />

parçaları ilave edilerek pişirilir.<br />

Helle Aşı ; 3-4 kaşık un tereyağı ile kavrulur ve üzerine bir litre su konulur yavaş<br />

yavaş karıştırılarak pişirilir.<br />

Süt Aşı; sütü kaynattıktan sonra içine pirinç (isteğe göre bulgur veya yarma) ve tuz<br />

ilave edilerek pişirilir.<br />

Cincar (Isırgan) Çorbası; yazın taze, kışın kurutulmuş ısırgan yaprakları pirinç<br />

veya bulgurla pişirilir.<br />

Yarpuz (Nane) Çorbası; yazın taze, kışın kurutulmuş nane yaprakları pirinç veya<br />

bulgur ile ayran ilave edilerek pişirilir.<br />

Saray Çorbası; davetlerde yemek öncesi verilir. Malzemeleri tavuk suyu, bir su<br />

bardağı yoğurt beş yemek kaşığı un, tereyağı ve nane. Tavuk haşlandıktan sonra suyu ayrı<br />

bir kapta yoğurt ve unla karıştırılır. Tavuk suyu katılarak sürekli karıştırılarak pişirilir. Tavuk<br />

eti küçük parçalara ayrılarak çorbaya katılır, üstüne de nane eklenir.<br />

Püşrük Çorbasında kullanılan malzemeler; iki kaşık yağ, bir soğan, deri peyniri, un<br />

ve sudur. Yağ ve soğan kavrulur içine yeterince su ilave edilir. Deri peyniri içine konarak<br />

karıştırılır. Diğer tarafta un su ile açılıp, çorbanın içine döküp devamlı karıştırılır. Pişince<br />

üzerine aş otu (İsteğe göre çemen) konur.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 74. Ardahan İlinin Yöresel Yemekleri<br />

182


Yemekler<br />

Kaz Yahnisi; kaz eti büyük parçalar halinde bol soğanlı, karabiberli ve patatesli az<br />

su ile haşlanır, suyunu çektikten sonra servise sunulur.<br />

Fırında Kaz; ince dilimlenmiş patates ve az haşlanmış kaz eti parçaları ile fırında<br />

tepside oturtma şeklinde pişirilir.İsteğe göre karabiber ve az soğan ilave edilebilir.<br />

Kaz Pilavı; haşlanmış kaz eti ile suyundan yapılan bulgur pilavı ile birlikte servis<br />

yapılır.<br />

Mantı (Hingal); un, su, tuz, yumurta katılarak hazırlanan hamur orta incelikte<br />

açılır (2 mm kalınlığında) ve küçük kareler (5 cm 2 ) şeklinde kesilir. İçine kıyma, soğan ve<br />

baharattan (özellikle çemen bitkisi) hazırlanan harç konularak kapatılır. Kapatma kare,büzme<br />

gibi değişik şekillerde yapılabilir. Daha sonra tepside yanyana dizilen malzeme kaynayan<br />

suyun içine atılarak pişirilir, üzerine sarımsaklı yoğurt ile pul biberli veya isteğe göre naneli<br />

tereyağı gezdirilerek servis yapılır.<br />

Karnıcırık; un, su, tuz katılarak hazırlanan hamur şerit haline (1 cm kalınlığında)<br />

getirilir ve 2 cm boyutunda kesilerek parmakla ortasına bastırılarak şekil verilir. Bol suda<br />

haşlanarak süzülür ve üstüne yağ gezdirilir. İsteğe göre üzerine peynir de (tulum peyniri<br />

tercih edilir) konulabilir.<br />

Kayıtma (Yaprak Mantı = Hangel); Un, su, tuz, yumurta katılarak hazırlanan<br />

hamur orta incelikte açılır, kare veya üçgen şeklinde kesilir. Bol suda haşlanarak süzülür,<br />

üstüne sarımsaklı yoğurt konur ve kızdırılmış tereyağı gezdirilir. İsteğe göre baharat ekilir.<br />

Sulu Köfte (Aş Otlu); kıyma, pirinç, tuz , biber katılarak hazırlanan karışım küçük<br />

yuvarlak köfte haline getirilir. Salça ve yağ kavrulur üzerine su ilave edilir kaynayınca<br />

hazırlanan köfteler ve az miktarda patates dilimleri ilave edilerek pişirilir.<br />

Haşıl ; yarma (kabuğu alınmış, kırılmış buğday danesi) az un ve tuz ilave edilerek<br />

pişirilir. Tepsiye alınır ortası kaşıkla açılarak içine kızdırılmış tereyağı konur. Kenarlarına<br />

haşlanmış, ayrıştırılmış veya dövülmüş et dizilir (isteğe göre az süt dökülerek) servis yapılır.<br />

Yoğurtla yenmesi tavsiye edilir.<br />

Evelik Sarması; yazın taze toplanan evelik yaprakları sıcak suda hafif haşlanır.<br />

Yaprakların içine pirinç, kıyma, salça, tuz ve biber katılarak hazırlanan karışım konur ve<br />

sarılır. Tencereye dizilir üzerine su ve az tereyağı konur ve pişirilir. Servis taze yoğurtla<br />

birlikte yapılır.<br />

Piti: kullanılan malzemeler; nohut, soğan, parça et, yufka, karabiber, sarıköktür<br />

(zerdecel). Nohut haşlanır, diğer tarafta et ve soğan kavrularak ilave edilen baharatlarla<br />

birlikte haşlanan nohut karıştırılarak bir miktar pişirilir. Yufka tabağa serilir üstüne et<br />

karışımı konur. Yufka ile birlikte yenilir.<br />

Ayrıca kımı Turşusu Kavurması, Pancar Kavurması, Kuş Ekmeği (Madımak)<br />

Kavurması yaz mevsiminde yörede yetişen taze bitkilerden yapılır. Ayrıca Erişte Pilavı,<br />

Etli Patates ve Taze Fasulye yörede yapılan yaygın yemekler arasındadır.<br />

183


Foto: Ü. Kılıç<br />

Şekil 75. Yöreye Özgü Kurutulmuş Kaz ve Erişte Yapımı<br />

Hamur İşleri<br />

Kete; Genellikle yolluk olarak ve misafir için yapılır. Un, az maya, yeteri kadar tuz<br />

ve ılık su ile kulak memesi kıvamında hamur yapılarak orta büyüklükte bezelere ayrılır. İnce<br />

yufkalar açılır, her yufkaya tereyağı sürülerek ikiye katlanır. Tekrar tereyağı sürülüp katlama<br />

işlemine el ayasından biraz büyük oluncaya kadar devam edilir. Daha önce tereyağında<br />

kavrulmuş unun içine isteğe göre ceviz içi de katılarak bu malzeme hazırlanan yufkanın içine<br />

koyularak kapatılır. Kapatılarak yuvarlak şekline gelen bu malzeme baskılanarak tepsiye<br />

dizilir. Üzerine yumurta sarısı sürülerek sac altında veya fırında pişirilir.<br />

Kör Kete (Ekmek Ketesi); Genellikle fırında veya sacda ekmek pişirildiği zaman<br />

tereyağında kavrulmuş unun ekmek hamurunun içine konularak pişirilmesi.<br />

Katmer; un, su, tuz katılarak hazırlanan hamur çok ince yufkalar halinde açılır. Her<br />

yufkanın arasına tereyağı sürülür, yufkalara üst üste konularak rulo şeklinde yuvarlanır.<br />

Parmak yardımıyla tepsinin tamamına yerleştirilir ve yayılır. Fırında veya sac altında<br />

pişirilir.<br />

Bişi–Mafiş; un, su, tuz, maya katılarak kulak memesi kıvamında hamur hazırlanır.<br />

Bişide küçük bezeler haline getirilen hamur yuvarlak açılır, mafişde ise hamur yufka halinde<br />

açılır baklava dilimi şeklinde kesilerek kızgın yağda kızartılır. Peynir veya bal ile yenilir.<br />

Gevrek (Yufkası); un, tuz, kaymak katılarak çok sert olmayan hamur hazırlanır<br />

ve saçta yufka halinde pişirilir (Yufka gevreği), tepsi içinde saç altında veya fırında aynı<br />

hamurdan gagalası pişirilir.<br />

Mısır (Cadı) Gevreği; mısır ununa kaymak ve yeteri kadar tuz ilavesi ile hazırlanan<br />

kek kıvamındaki hamur tepsiye yayılır sac altı veya fırında pişirilir. Tepsi ile servis yapılır.<br />

Yanında taze yoğurtla berber kaşıkla yenir.<br />

Feselli; una, tereyağı, az maya, tuz ve su katılarak kulak memesi yumuşaklığında<br />

hamur yapılır. İnce yufka açılır yağlanır, tekrar kapatılır. Dinlendirilerek, tekrar oklavayla<br />

açılarak sac üstünde pişirilir.<br />

184


Su Böreği; bir tepsi için 6 yumurta, yarım çay bardağı sıvıyağ, bir çay bardağı su<br />

kulak memesi kıvamından biraz sert hamur yapılıncaya kadar un ilave edilerek yoğrulur. Bu<br />

hamurdan çok ince yufkalar açılır. Bir yufka kenara ayrılır, diğer yufkalar kaynamakta olan<br />

tuzlu suda kısa süre haşlanıp, çıkarılarak soğuk su bulunan kapta soğutularak bir iki dakika<br />

suyu süzdürülür. Tepsinin altına haşlanmayan bir yufka tereyağı ile yağlanarak yerleştirilir.<br />

Onun üstüne haşlanan yufkalar arasına bol tereyağı sürülerek yerleştirilir. Toplam yufka<br />

sayısının yarısından sonra az peynir yaydırılarak üzerine kalan yufkaların yine aralarına<br />

tereyağı sürülerek kapatılır ve fırında pişirilir, dilimlenerek servis yapılır.<br />

Haçapor; Daha çok ekmek pişirilince yapılır. Ekmek hamurunun içerisine tulum peyniri<br />

veya sıcakta eriyen peynir çeşidi ile az tereyağı konularak sac üstünde veya fırında pişirilir.<br />

Döndürme;Yeni doğum yapmış inekten sağılan ağız (bulama) denilen süte benzer<br />

sıvıya az un ve tuz katılarak cıvık kıvamda dibi yağlanmış tavada pişirilmesi. (bir çeşit krep)<br />

Ayrıca aynı malzeme kek kıvamında yapılarak poğaça hamuru büyüklüğünde fırında da<br />

pişirilir buna da bulama pağaçı denir.<br />

Sinor; yufkalık hamur yoğrulur, bu hamurdan ince yufka açılır pişirildikten sonra<br />

herbir yufka rulo haline getirilir bu rulolar yaklaşık 3 cm boylarında dilimlenir ve dik bir<br />

şekilde yağlanmış tepsiye dizilir. Üzerine tereyağı gezdirilir fırına verilir fırından çıkınca<br />

sıcak sıcak üzerine isteğe göre erik marmelatı (pelverde), bal veya sarımsaklı yoğurt<br />

gezdirilerek servis yapılır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 76. Yöreye Özgü Hamur İşleri ve Tel Peyniri<br />

Aparatifler<br />

Lalanga; 2 yumurta, bir su bardağı yoğurt, tuz ve undan az kıvamlı hamur yapılır.<br />

Kızdırılmış yağda kaşıkla dökülerek kızartılır. İsteyen peynirle isteyen balla yer.<br />

Kuymak; iki su bardağı kaymak ateşte eritilirken bir çay bardağı mısır unu yedirilerek<br />

karıştırılır. Kaynamaya başlayınca bir çay bardağı su ilavesiyle hızlı karıştırılmaya devam<br />

edilerek üzerine yağ çıkacak kıvama geldiğinde ateşten alınarak servis yapılır.<br />

185


Kelecoş; pişirilmiş yufkalar parçalanıp tepsiye dizilirken aralarına isteğe göre erik<br />

marmelatı ya da sarımsaklı yoğurt ilave edilerek üzerine tereyağı gezdirilir.<br />

Harşo (Ekmek aşı); Bayat ekmekler yayvan tabağa doğranır. Tereyağında soğan pembeleştirilir.<br />

Üzerine 2 bardak su ilave edilir. Bir taşım kaynatılır bu suyun içine peynir ve yumurta<br />

küçük parçalar halinde dökülüp ateşten alınarak doğranmış ekmeklerin üzerine dökülür.<br />

Tatlılar<br />

Tel Helvası; un tereyağında çok hafif kavrulur ve tepsiye koyulur. Ayrıca bal iyice<br />

kıvamlanana (karamel kıvamı) kadar ateşte karıştırılarak ısıtılır, bu kıvamda iken ılıtılarak<br />

elde tel tel haline gelene kadar sündürülür. Daha sonra tepsideki kavrulmuş unla karıştırılarak<br />

tel tel haline getirilir ve servise sunulur.<br />

Kıkırtlı Un Helvası; yağ, un, şeker ya da baldan yapılır. Yağa un katılarak kavrulur.<br />

Azıcık sararınca şeker veya bal ilave edilir. Kendini toplayınca tepsiye alınır.<br />

Hasuta; önce tereyağı eritilir üzerine nişasta (patates, mısır veya buğday) ilave edilir.<br />

Pişirmeye devam ederken isteğe göre kıvamlı şeker şerbeti bal veya pekmez karıştırılır<br />

servise sunulur.<br />

Zülbiyet; tereyağı, bal ya da pekmez karıştırılıp, ısıtılarak yapılan tatlı bir<br />

yiyecektir.<br />

Şekerleme; genelde bayramlarda, gelin görmeye giderken ya da bebek görmeye<br />

giderken yapılır. 3<strong>00</strong> gr yağ, un, 10 kaşık toz veya pudra şekerinden yapılır. Şekerle tereyağı<br />

iyice beyazlaşıncaya kadar çırpılır ve un ilave edilerek iyice yoğrulur, yumurta büyüklüğünde<br />

parçalara ayrılır. Avuç içinde yuvarlanarak ikiye kesilir ve tepsiye dizilir. Fırında üzeri<br />

pembeleşinceye kadar pişirilir ve daha sonra üzerine pudra şekeri serpilir.<br />

Lokma (Lokum) Tatlısı, Süt Helvası, Katmer Tatlısı yöremizde yapılan tatlılar<br />

arasındadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 77. Yöreye Özgü Tel Helvası<br />

186


Diğer Yemekler<br />

Ayrıca İlde bulunan dere ve çaylardan avlanan balıklar (Yayın Balığı, Sarı<br />

Sazan, Alabalık) ile Doğu Karadenizden gelen bazı deniz balıkları da (Hamsi Balığı)<br />

tüketilmektedir.<br />

Bunun dışında yine ilde genelde üretilmeyen yakın havzalar olan Şavşat, Ardanuç,<br />

Oltu, Olur ve Posof İlçesinde yetişen bazı meyvelerin marmelatları ve kurutulmuşları kış<br />

mevsimi boyunca tüketilir. (Kuşburnu, Kızılcık, Erik, Dut, Sarol)<br />

Süt Ürünleri<br />

İlde; süt ürünlerinden çok yaygın ve bol miktarda kaşar, beyaz peynir, çeçil peyniri,<br />

tulum peyniri, tel peynir, çürük peynir, lor ve kışın ayran yapmak için yazdan hazırlanan<br />

kurut yapılmaktadır.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 78. Ardahan’a Özgü Kaşar<br />

Yöresel Halk Oyunları :<br />

Ardahan’ın bütün yörelerinde hemen hemen aynı oyunlar oynanır. Enstrüman olarak<br />

genellikle davul ve zurna, Kafkas oyunlarında ise Akordeon ve Nagara adı verilen davul<br />

kullanılır. Ardahan yöresi genelde Halay ve Bar şekli oyunlar oynar. Ardahan da oynanan<br />

oyun adları Doğu Anadolu Bölgesindeki illerde oynanan bazı oyunlarla aynı adı taşısa da,<br />

benzerlerinden daha hareketli estetik figür farklılıkları vardır. Yörede oynanan belli başlı<br />

oyunlar ise şunlardır:<br />

187


Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 79. Ardahan Halk Oyunları<br />

A. Bar Oyunları<br />

Ağır Bar, Sallama, Temur Ağa, Tamzara, Hey Nare, Lorke, Şeker Oğlan, Sarı Seyran,<br />

Kaçıke, Tavuk Barı, Gazelo, Hoş Bilezik, Haran, Döne, Kıskanç, Kürdün Kızı, Ardahan’ın<br />

Yolları (Dümme), Hafif Bar, Paşa Göçtü, Lezkinka, Delilo<br />

B. Tek Oyunlar<br />

On dört, Şeyh Şamil, Ay Gızı Bir Mezara Doldurur, Beş Açılan, Karabat, Hanım<br />

Yaylada, Terekeme.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 80. Ardahan Yöresel Kıyafetleri<br />

188


El Sanatları:<br />

Halıcılık: Tarihi ve kültürel değerler açısından oldukça zengin bir mirasa sahip<br />

olan İlde, halıcılık oldukça yaygındır. Yöre kadınları tarih boyunca evlerindeki tezgahlarda<br />

dokudukları halılarla bu kültürü günümüze kadar taşımışlardır.<br />

Yörede dokunan halılarda Kafkas-Osmanlı-Türk sentezinin izleri görülmektedir.<br />

Selçuklu halı sanatının hayvan ve bitki motifleri, Osmanlının geometrik ve dinsel motifleri<br />

en çok kullanılan figürlerdir. Yörede bulunan her ailenin kendine has özel desenleri olup,<br />

halılarda kullanılan her motif ve renk ayrı bir duygunun ifadesidir. Kadınların el emeği, göz<br />

nuru olan yöresel Kafkas halılarında nilüfer çiçeği mutluluğu, daire sonsuzluğu anlatırken,<br />

beyaz saflığı, siyah hata ve yanlışlıkları, kırmızı hareket ve din sevgisini, sarı kötülük ve<br />

üzüntüyü, mavi ise güç ve doğruluğu simgeler. Kullanılan desenlerin kendine has isimleri<br />

bulunmaktadır. Gelin Tacı, Pernik, Çengel, Kilim, Yüzü Koyun, Kafkas, Derme, Lezgi<br />

Kazağı, Koç Boynuzu, Gül ve Gül Dalı en çok kullanılan desenlerdir.<br />

Bu kültür mirasını gelecek nesillere taşımak ve tanıtımını yapmak, genç kız<br />

ve kadınlara yeni istihdam alanları yaratmak amacıyla gerek Valilik, gerekse Halk<br />

Eğitim Merkezi Müdürlüklerince çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. İl ve ilçe Halk Eğitim<br />

Merkezleri Müdürlükleri kurslar açmakta ve gençlere eğitim vererek halıcılığın İl geneline<br />

yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.<br />

Yörede dokunan halılarda doğal ve canlı renkler elde etmek için bitkilerden, köklerden<br />

ve meyvelerden boyalar hazırlanmaktadır. Genellikle ev halısı üretilen bu atölyelerde isteğe<br />

göre araba halıları, çantalar, isimlikler, minderler ve duvar yastıkları da dokunmaktadır.<br />

Çalışanlar ilmik başına ücret ödenmekte olup ortalama günde 4-5 bin ilmik atılmaktadır.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 81. Ardahan’a Özgü Kilim Motifi<br />

189


Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 81. Ardahan’a Özgü Kilim Motifleri<br />

Kilim: İlde kilim dokumacılığı az da olsa devam etmektedir. Yöre insanı kilimlerinde,<br />

tamamen kendine özgü yöntemlerle elde ettiği boyaları kullanmaktadır. Yöre kadınları<br />

kimi zaman gazel adını verdiği bitki kökünü kaynatarak kahverengiyi, kimi zaman evelik<br />

kökünden kırmızıyı, kimi zaman samanı kaynatarak sarıyı, kimi zaman mantı suyuna attığı<br />

paslı demirlerin pasını attıktan sonra gazel kökünü de katarak siyah rengini elde etmişlerdir.<br />

Damal Bebeği : Damal İlçesi ve yöresi Orta Asya’dan Avrupa’ya göç eden Türk<br />

boylarının geçiş güzergahında bulunan bir yerleşim alanıdır. Yöre halkı “Türkmen” olup<br />

günümüze kadar kendi gelenek ve göreneklerini korumuşlardır. Bu yörenin en önemli<br />

özelliklerinden biri, yörede yaşayan kadınların Orta Asya Oğuz Türkleri’nin kıyafetlerini<br />

kullanmalarıdır. Bu kıyafetler üç etek, önlük, gömlek, şalvar, yelek, cepken, göğüslük, tor,<br />

fes, takye ve kolçak gibi parçalardan oluşur. Günümüzde de kullanılan bu kıyafetler giyenin<br />

yaşına, sosyal durumuna ve ekonomik gücüne göre değişiklik gösterir. Örneğin bu kıyafetin<br />

bir parçası olan göğüslüğün koyu renkli kumaştan yapılanını yaşlı kadınlar ve dul kadınlar,<br />

tamamen boncuktan yapılanını ise genç kadınlar giyer. Genç kadın, gelin, evli kadın, çocuklu<br />

kadın, dul kadın, oğlu askere gitmiş kadın ve ninelerin başlarına taktıkları başlığın farklı<br />

özellikleri vardır. Yeni evli kadın en az beş entari, üç etek, bir yeleği bir arada giyer.<br />

Geçmişte yöre kadınları bu kıyafetlerin küçüklerini ağaçtan yapılan bebeklere<br />

giydirerek çocuklarına oyuncak yapmaktaydılar. Günümüzde bu giysiler plastik bebekler<br />

üzerine giydirilerek meraklılarına satılmaktadır. Bu giysiler iyi bir işçilik ve el emeği ile<br />

kumaş bezler üzerine boncuklarla işlenerek yapılmaktadır. Bu bebekler 1996 yılında<br />

Japonya’da düzenlenen “Yöresel Folklorik Bebekler” yarışmasında el emeği kategorisinde<br />

dünya birincisi olmuştur.<br />

190


Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 82. Damal Bebeği<br />

Yöredeki Diğer El Sanatları :<br />

Gurcun (Heybe), yöresel folklorik bebek giysileri, yolluk, göğüslük, hasır, keçe, yün<br />

çorap, patik, yöresel dantel, yün iplik, kayış, at koşum araçlarıdır.<br />

Festivaller:<br />

Son yıllarda yöremizin doğal güzelliklerini ve ürünlerini tanıtmak amacıyla çeşitli<br />

festivaller ve şenlikler düzenlenmektedir. Artık geleneksel hale gelen bu festivaller ile bölgenin<br />

sahip olduğu tarihi ve doğal değerlerin ülke çapında tanıtımı yapılarak İl genelinde turizmin<br />

gelişmesine katkıda bulunulmaktadır. Düzenlenen festivaller sayesinde yörenin kendine has<br />

ve ekonomik değere haiz olan bal ve kaşar peyniri gibi ürünlerinin, gerek tanıtımının yapılması<br />

ile, gerekse festival alanında kurulan standlar ile pazarlama imkanlarının sağlanması sayesinde<br />

İlin ticari yaşamında canlılık meydana getirilmektedir. Her geçen yıl biraz daha gelişen ve<br />

daha geniş kitlelere hitap etmeye başlayan bu etkinliklerin en önemlileri şunlardır:<br />

Ardahan Ulusal Bal Festivali :<br />

2<strong>00</strong>4 yılında 6.’sı düzenlenen Ardahan Ulusal Bal Festivalinin amacı yöre arıcılığını<br />

geliştirmek ve festival yoluyla İlin tanıtımını yapmaktır. Festival Ağustos ayının ilk haftası<br />

düzenlenmektedir. Festival boyunca düzenlenen konserler, ağalık ve bal güzeli yarışmaları gibi<br />

etkinliklerle İlin sosyal yaşamının canlanmasına katkıda bulunulmaktadır. Festival alanında<br />

yöre esnafı tarafından kurulan standlarda başta bal olmak üzere İle özgü ürünlerin satışı<br />

yapılmakta, böylece ticari yaşamda da bir canlılık olmaktadır. Geleneksel olarak düzenlenen<br />

bu festivale İlde yaşayan halkın yanında İl dışında yaşayan Ardahanlılar tarafından da oldukça<br />

geniş katılım olmaktadır.<br />

191


Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 83. Ulusal Bal Festivali<br />

Damal Şenliği :<br />

Damal İlçesine bağlı Yukarı Gündeş Köyü Karadağ yamaçlarına 15 Haziran-15 Temmuz<br />

tarihleri arasında düşen Atatürk siluetinin tanıtımını yapmak amacıyla düzenlenmektedir. Çeşitli<br />

yarışmalar ve konserlerle süslenen bu festivale yöreden ve yurt çapından birçok vatandaşımız<br />

katılmaktadır. Atatürk silueti nedeniyle ulusal düzeyde yayın yapan televizyonlarda da sık<br />

sık yer alan bu festival her yıl biraz daha canlılığını artırmaktadır.<br />

Foto: Ü.Kılıç<br />

Şekil 84. Damal ve Çıldır Festivalleri<br />

Çıldır Gölü Festivali :<br />

Çıldır İlçesinde her yıl baharın gelişi ile birlikte Çıldır Gölü içindeki Akçakale Adası<br />

üzerinde yapılmaktadır. Eşine ender rastlanacak güzellikte olan Çıldır Gölü’nü ve tarihi<br />

kalıntıları ile Akçakale Adası’nı tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu festival ile Çıldır’ın asırlara<br />

dayanan tarihi kültürü ve yörenin turistik değerleri ön plana çıkarılarak İlçe turizmine<br />

ivme kazandırılmaktadır. Yöre halkı ve çevre ilçelerden gelen vatandaşlarında katılımıyla<br />

kutlanan festivalde çeşitli yarışmalar ve değişik etkinlikler düzenlenmektedir.<br />

192


Göle Ulusal Kaşar Festivali:<br />

Her yıl temmuz ayının ilk haftası kutlanan bu festivalle, yöreye özgü kaşar peyniri<br />

başta olmak üzere hayvan ve hayvan ürünlerinin tanıtımı amaçlanmaktadır. Festival alanında<br />

açılan standlarda üreticiler hem ürünlerini tanıtmakta hem de pazarlamasını yapmaktadır.<br />

Böylece festival tanıtım yapmanın yanında İlçede ticari canlılığın artmasına da katkıda<br />

bulunmaktadır. Festivalde konserlerin yanı sıra “En İyi Kaşar” ve “En İyi Besi Hayvanı”<br />

gibi üreticileri daha kaliteli üretim yapmaya teşvik edecek yarışmalar düzenlenmektedir.<br />

Canibek Yaylası Şenlikleri:<br />

Göle İlçesinin Köprülü Beldesinde Ardahan yöresini tanıtma ve yayla turizmini<br />

arttırmak amacıyla her yıl temmuz ayının ilk haftasında düzenlenmektedir. Bu festival<br />

ile İlin üç beldesinden biri olan Köprülü’de sosyal ekonomik yaşamın canlı tutulması<br />

amaçlanmaktadır.<br />

Posof 19 <strong>May</strong>ıs Şenlikleri:<br />

Ülkemizde her yıl kutladığımız “19 <strong>May</strong>ıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”<br />

Posof İlçesinde bir şenlik havasında kutlanmaktadır. Çevre ilçe ve köylerden gelen halkın<br />

katılımıyla coşkulu bir ortamda kutlanan 19 <strong>May</strong>ıs kutlamaları artık gelenek halini almıştır.<br />

Şenlik alanına gelen halk bir yandan hazırlanan programı izlerken, diğer yandan çevredeki<br />

ağaçlık alanlarda piknik yaparak eğlenmektedir.<br />

Foto: Ü.KILIÇ<br />

Şekil 85. Posof Şenlikleri<br />

193


G.2. Turizm Çeşitleri :<br />

Kış Turizmi:<br />

Kışın uzun sürmesi, yeterli kar yağışı, yükselti farkları ve bu yükselti farklarındaki spora<br />

uygun meyil gruplarının bir çok yerde müsait olması gibi faktörler, Ardahan da kış sporları için<br />

son derece elverişli bir doğal ortam yaratmaktadır. Bu doğrultuda Ardahan Valiliğince, 1998<br />

yılı içinde İl merkezine <strong>12</strong> km uzaklıktaki Yalnızçam-Uğurludağ bölgesindeki ormanlık alanda<br />

kış sporları ve yayla turizmi amacıyla proje tanzimi başlatılmıştır. Seçilen yer ile ilgili çeşitli<br />

kamu kurumlarının incelemesi sonucu “Alp Disiplini” kayak yarışlarına uygun merkez haline<br />

getirilebileceği belirlenmiştir. İl Özel İdaresi tarafından programa alınmış proje doğrultusunda,<br />

32 hektar 1150 m 2 arazi satın alınmış ve harita, çevre düzeni gibi işlemler tamamlanmıştır. Söz<br />

konusu yere Valilik imkanlarıyla 1 adet günübirlik konaklama tesisi, 1 adet kafeterya ve 6<strong>00</strong> m<br />

hat boylu “baby lift” tesisi yapılarak Ocak 20<strong>03</strong> tarihinde hizmete açılmıştır.<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 86. Yalnızçam Kayak tesisleri<br />

Ayrıca, kış aylarında buz tutan Çıldır Gölü üzerinde ve çevresindeki dağlarda kayak,<br />

buz pateni ile bir çok kış sporlarının yapılabileceği imkanı olduğundan, Çıldır Gölü ve<br />

çevresi de kış turizmine aday bir bölgedir.<br />

Ekolojik Turizm:<br />

Yayla Turizmi; genelde yaylalardan oluşan İl coğrafyasında geleneksel yaylacılık<br />

devam etmektedir. Ayrıca, iklimin ve toprak faktörlerinin olumlu katkısıyla bitki çeşitliliğinin<br />

zengin olduğu yaylalar, görüntü güzelliği bakımından dikkat çekmektedir. Yaylalardaki<br />

geçici yerleşim merkezlerinde üretilen yöreye özgü et ve süt ürünleri ile yukarıda ifade<br />

edilen doğal güzellikler birleştiğinde yayla turizmi için potansiyel değer oluşmaktadır.<br />

194


İlde birçok bölgede yayla turizmine uygun geçici yerleşim alanlarının da bulunduğu<br />

yaylalar mevcut olup, Bülbülhan Yaylası yayla turizmi açısından dikkat çekmektedir.<br />

Ekolojik turizm açısından Kura Nehri ve bazı yan kolları olan çayların oluşturduğu<br />

kanyonlarda, flora ve fauna çeşitliliği bakımından değişik ekosistemleri barındırmaktadır.<br />

Bu özellikleri ile araştırmacıların ve ilgili turistlerin dikkatini çekecek bakir ortamlar ve<br />

doğal güzellikler oluşturmaktadır.<br />

Kültür Turizmi<br />

İlin tarihi coğrafyası kültür turizmi bakımından da yeterli kaynak değere sahiptir.<br />

Ayrıntıları F.5.16 bölümünde yazılan çeşitli tarihi eserler, sit ve doğal sit alanlarından<br />

bazıları şunlardır;<br />

Çıldır Gölü’ndeki Akçakale Adası, Ardahan Kalesi, Çıldır Şeytan Kalesi, Çıldır<br />

yakınlarındaki Kara Kale, Kışlahanak (Avcılar) Kalesi, Kazan Kalesi, Orağaz Kalesi, Altaş<br />

Kalesi, Kalecik Kalesi, Kurt Kale, Sevimli Kalesi, Cak Kalesi, Savaşır Kalesi, Mere Kalesi,<br />

Kol Kale, Kırnav Kale, Ölçek Köyü Kalesi, Kinzi Kalesi, Bozmenler’e ait yazılar ve<br />

yapıtlar, Dedeşen Köyündeki Külliye, Hanak yakınlarındaki Karakale, Yiğit Konağı Kulesi,<br />

Çakıldere Kulesi, Uğurlutaş Köyü Kulesi, Uğuz Dağı Kulesi, Söğütlükaya Köyü batısındaki<br />

Kule kalıntısı, Söğütlükaya Köyü doğusundaki Kule kalıntısı, Ziyaret Deresindeki Kule,<br />

Tepeler Köyü Kulesi, Ramazan Tabyası, Ölçek Köyü Kilisesi, Övündü (Vaşlop) Kilisesi,<br />

Sensop Kilisesi ve şapeller.<br />

Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler<br />

İl sınırları içinde yaklaşık 90 km uzunluğunda olan Kura Nehri boyunca Rafting<br />

yapmak için değişik etaplarda uygun parkurlar bulunmaktadır. Ayrıca Kura Nehri Kanyonu<br />

başta olmak üzere İlin bir çok yerinde özellikle <strong>May</strong>ıs ile Ekim ayları arasında günün<br />

her saatinde yapılabilecek olan Trekking (Dağ-Doğa Yürüyüşü) için uygun parkurlar da<br />

bulunmaktadır. İl, olta balıkçılığı ve av turizmi için de önemli bir potansiyele sahiptir.<br />

Foto: Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü<br />

Şekil 87. Kura Nehrinde Rafting<br />

195


Harita 25. Ardahan İli Eko-Turizm Haritası<br />

196


G.3. Turistik Altyapı :<br />

Tablo 43. Ardahan İlinde Bulunan Turizm İşletme Belgeli Konaklama Tesisleri<br />

Sıra<br />

No<br />

Adı-Ünvanı İşletme Türü Adres Telefon<br />

1<br />

2<br />

3<br />

Büyük Ardahan Oteli<br />

(2 Yıldızlı)<br />

Büyük Klas Oteli<br />

(2 Yıldızlı)<br />

Türkgözü Oteli<br />

( 2 Yıldızlı)<br />

Turizm İşletme<br />

Belgeli<br />

Turizm İşletme<br />

Belgeli<br />

Turizm İşletme<br />

Belgeli<br />

Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Kaptanpaşa Mah. Kars Cad.<br />

Ardahan<br />

Kaptanpaşa Mah. Atatürk Cad.<br />

Ardahan<br />

Seyitören Köyü Posof Yolu<br />

üzeri Damal Ardahan<br />

211 64 98<br />

211 56 77<br />

661 10 <strong>12</strong><br />

Tablo 44. Ardahan İlinde Bulunan Seyahat Acenteleri<br />

Sıra No Adı Ünvanı Adres Telefon<br />

1<br />

Kars Çobanoğlu Turizm Seyahat Acentesine bağlı<br />

bilet satış bürosu<br />

Karagöl Mah. Kongre Cad.<br />

Koç İş Hanı Ardahan<br />

211 28 42<br />

2<br />

Kars Sınır Seyahat Acentense bağlı bilet satış<br />

bürosu<br />

Kazım Karabekir Cad. No:32<br />

Ardahan<br />

211 57 58<br />

Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 45. Belediye İşletme Belgeli Yiyecek Üretim Yerleri<br />

Sıra No Adı Ünvanı Adresi Telefon No<br />

1 Lokanta Deniz Karagöl Mah. Hal Cad. Hamam Sok. Ardahan 211 63 32<br />

2 Sevimli Restoran<br />

Kaptanpaşa Mah İnönü Cad. No:9<br />

Ardahan<br />

211 33 76<br />

3 Bingöl Lokantası Kaptanpaşa Mah. İnönü Cad. No:40 Ardahan 211 40 14<br />

4 Karadeniz Restoran Karagöl Mah. Kongre Cad. No:41 Ardahan 211 35 98<br />

5 Beslen Restorant<br />

Kaptanpaşa Mah. Atatürk Cad. Polis Karakolu<br />

Karşısı Ardahan<br />

211 34 78<br />

Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />

G.4. Turist Sayısı :<br />

İlin komşu Gürcistan’a açılan 2 sınır kapısı vardır. Bunlardan Posof İlçesinde bulunan<br />

Türkgözü Sınır Kapısı şu an faaliyette, Çıldır İlçesindeki Aktaş Sınır Kapısı ise faaliyette<br />

değildir.<br />

197


Ardahan’ın İl olmasından sonra 1998 yılından itibaren kayıt altına alınan Türkgözü<br />

sınır kapısından giriş çıkış yapan yolcu istatistikleri yıllara göre dağılımı tabloda<br />

belirtilmiştir.<br />

Tablo 46. Ardahan İline Giriş-Çıkış Yapan Yerli ve Yabancı Turist Sayısı<br />

YILLAR<br />

GİREN<br />

ÇIKAN<br />

YERLİ YABANCI YERLİ YABANCI<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

1998 24888 3<strong>12</strong>54 18930 23780 98855<br />

1999 16725 26496 17960 17473 78654<br />

2<strong>00</strong>0 6422 25779 6366 15480 54047<br />

2<strong>00</strong>1 4552 19.023 4.301 11.339 39.315<br />

2<strong>00</strong>2 3.554 14.424 4.531 14.982 37.491<br />

20<strong>03</strong> 5.135 10.599 4.223 <strong>12</strong>.930 32.887<br />

2<strong>00</strong>4 6.354 13.841 3.926 11.605 35.726<br />

Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Sınır ticaretin devam ettiği yıllarda giriş çıkışların daha yoğun olduğu gözlenmektedir.<br />

Gürcistan’dan yapılan ucuz mazot ticaretinin durdurulmasından sonra giriş çıkışlarda<br />

büyük ölçüde azalma olmuştur.<br />

Tablo 47. 2<strong>00</strong>0 Yılı Aylara Göre Giriş-Çıkış Yapan Turist Sayısı<br />

AYLAR<br />

GİRİŞ YAPAN TURİST<br />

ÇIKIŞ YAPAN TURİST<br />

YERLİ YABANCI YERLİ YABANCI<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

OCAK 174 518 <strong>12</strong>1 350 1.163<br />

ŞUBAT 149 436 156 4<strong>03</strong> 1.144<br />

MART 4<strong>12</strong> 1.071 264 1.159 2.906<br />

NİSAN 480 1.331 338 1.267 3.416<br />

MAYIS 937 2.629 562 2.447 6.575<br />

HAZİRAN 859 1.299 344 860 3.362<br />

TEMMUZ 579 1.365 384 969 3.297<br />

AĞUSTOS 516 1.257 399 1.087 3.259<br />

EYLÜL 569 1.195 393 934 3.091<br />

EKİM 759 1.<strong>12</strong>6 4<strong>12</strong> 1.<strong>00</strong>6 3.3<strong>03</strong><br />

KASIM 550 998 291 581 2.420<br />

ARALIK 370 616 262 542 1.790<br />

TOPL<strong>AM</strong> 6.354 13.841 3.926 11.605 35.726<br />

Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İlinde konaklama ve geceleme istatistikleri incelendiğinde, 20<strong>03</strong> yılı<br />

itbariyle ilde toplam 48.980 kişinin konakladığı ve geceleme sayısının da 74.924 olduğu<br />

görülmektedir Tesislere göre baktığımızda; turizm işletme belgeli tesiste 3.116’sı yabancı,<br />

<strong>12</strong>.773’ü yerli olmak üzere toplam <strong>12</strong>.988 kişi konaklamakta olup, bu kişilere ait toplam<br />

geceleme sayısı ise 25.891’dir. Belediye belgeli tesislerde ise 3.871’i yabancı, 32.<strong>12</strong>1’i yerli<br />

olmak üzere toplam 35.992 kişi konaklama yaparken, toplam geceleme sayısı 74.924 tür.<br />

198


Tablo 48. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Konaklama Ve Geceleme Sayıları<br />

Yıllar<br />

Konaklayan Kişi Sayısı<br />

Geceleme Sayısı<br />

Yerli Yabancı Toplam Yerli Yabancı Toplam<br />

1997 9.174 3.595 <strong>12</strong>.769 10.922 7.853 18.775<br />

1998 2.494 4.192 6.686 2.526 4.976 7.502<br />

1999 8131 5.216 13.347 9.491 8.464 17.955<br />

2<strong>00</strong>0 16.<strong>00</strong>9 2.641 18.650 17.270 11.540 28.810<br />

2<strong>00</strong>1 18.973 1.707 20.680 20.534 21.50 22.681<br />

2<strong>00</strong>2 48.132 3.656 51.788 52.438 51.31 57.569<br />

20<strong>03</strong> 45.109 6.987 48.980 63.984 10.940 74.924<br />

Kaynak: TKB Araştırma Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

G.5. Turizm Ekonomisi :<br />

İlin turizm ve rekreasyon potansiyelinin incelenmesi sonucunda; İlde turizm ve<br />

rekreasyona yönelik alt ve üst yapı yatırımlarının yeterince yapılmadığı, ekonomik yaşamda<br />

turizm sektörünün arka planda kaldığı, sektöre İl içi ve İl dışından yeterli sermayenin<br />

çekilemediği, kişi başına düşen gelir seviyesinin düşüklüğünden kaynaklanan talep<br />

yetersizliğinin konaklama dışı rekreasyonel faaliyetlerin gelişimini olumsuz etkilediği, insan<br />

kaynaklarını turizm konusunda motive edecek eğitim çalışmalarının yeterince yapılmadığı,<br />

doğal kaynakların ve kültürel kaynakların turizm ve rekreasyonel talep artırıcı nitelikte<br />

geliştirilmediği, kısaca İlin bu konudaki mevcut potansiyelinden yararlanma düzeyinin<br />

yetersiz olduğu bilinmektedir.<br />

İlin turizm potansiyelinin daha etkin değerlendirilmesi ve gelir yaratacak bir yapıya<br />

kavuşturulması amacıyla; turizm alt yapısının geliştirilmesi (doğal çevrenin geliştirilmesi<br />

ve rekreasyon turizminde kullanılması, tarih ve kültürel kaynakların korunması ve kültür<br />

turizminde kullanılması, insan kaynaklarının eğitim ve kültür düzeylerinin yükseltilmesiyle<br />

turizme motivasyonu, turizmin geliştirilmesine yönelik alt yapı, plan-proje gereksinim, nitelik<br />

ve önceliklerin belirlenmesi) ve turizmde arz ve talebin nicelik ve niteliğinin yönlendirilmesi<br />

(yatırımların mekansal dağılımında kaynak israfını önleyecek hiyerarşik ilişkilerin<br />

kurulması ve önceliklerin belirlenerek, nicelik ve niteliklerinin tespit edilmesi, potansiyel<br />

kaynaklara dayalı geliştirilecek turizm türlerinin belirlenmesi ve yatırımların bu kapsamda<br />

çeşitlendirilmesi, talep artışı sağlayacak fiziki ve organizasyonel kararların alınması) amacına<br />

uygun olarak planlar yapılması ve uygulamaya konulması gerekmektedir.<br />

G.6. Turizm-Çevre İlişkisi :<br />

Turizm ve çevrenin olumlu ilişkisinin kurulması halinde turizmin, ulusal parkların<br />

korunmasına, düzenlenmesine, tarihi sitlerin restorasyonuna, turizm amaçlı işlevsel<br />

kullanımlara yardımı olabilir. Başarılı bir turizm planlaması doğal ve insan yapısı kaynakların,<br />

özellikle tarihi mirasın korunmasını gerektirir. Doğal çevrenin, tarihi ve arkeolojik sitlerin,<br />

anıtların korunması turizmin olumlu yan etkisidir. Ardahan açısından da turizm ve çevre<br />

ilişkisi olarak olaya bakıldığında; genel yaklaşımlar İl için de aynıdır. Fakat İlde turizm<br />

faaliyetleri gelişmediğinden insan kaynakları ve bunların etkilendiği bir etkinlik söz konusu<br />

değildir. Alt yapı eksikliği ve sosyal yaklaşımlardaki yetersizliğin yanında doğal ortam ile<br />

tarih örgüsü bakımından kaynak değerler yeterlidir.<br />

199


KAYNAKLAR :<br />

Ardahan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>4<br />

ÇANTAY,G., Ardahan da Türk Mimarisi<br />

GÜNDOĞDU,H., Kaleler ve Kuleler Kenti Ardahan, 2<strong>00</strong>0<br />

ERTUĞRUL, E., Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Araştırma Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

2<strong>00</strong>


H.1. Genel Tarımsal Yapı :<br />

H. TARIM VE HAYVANCILIK<br />

Ardahan ekonomisi genel olarak tarım ve özelde de hayvancılık sektörüne<br />

dayanmaktadır. İlin yüzölçümü (5<strong>03</strong>.551 ha) olup, İl genelinde tarıma elverişli alan ise<br />

(84.295,8 ha) % 16,7 dir. Uygun olmayan iklim şartları nedeniyle bitkisel üretim yem bitkileri<br />

dışındaki üretim sahalarında verim açısından son derece düşüktür. Ancak kalite bakımından<br />

özellikle de ekolojik bakımından oldukça iyi durumdadır. İlde yapılan bitkisel üretim ve arı<br />

ürünlerinin hemen hemen tamamı ekolojiktir.<br />

İlde 19.256 adet tarım ve hayvancılık işletmesi mevcuttur. Bu işletmelerin 19.254’ü<br />

aile işletmesidir. 1 adeti aile ortaklığı (Ar-Et A.Ş.), 1 adeti ise devlete ait tarım ve hayvancılık<br />

işletmesidir (TİGEM). İldeki tarım işletmelerinin % 95 ‘i bitkisel ve hayvansal üretimin<br />

birlikte yapıldığı polikültür işletmelerdir. Sadece bitkisel üretim yapan işletmeler % 4 ve<br />

sadece hayvansal üretim yapan işletmeler ise % 1’dir. Sektörde yer alan işletmelerin tamamına<br />

yakını küçük ölçekli, kapalı ekonomi tipi, geleneksel üretimde bulunan aile işletmeleridir.<br />

Türkiye genelinde olduğu gibi Ardahan İlindeki tarım işletmeleri, hızlı nüfus artışı<br />

ve artan nüfusun tarım dışı sektörde istihdam edilmesi zorunluluğuna karşılık, bu sektörlerde<br />

iş gücü talebinin nüfus artışına uygun düzeyde artırılamaması; tarımın gelişim hızının nüfus<br />

artışını karşılamada yetersiz kalması ve miras yoluyla arazilerin bölünmesi gibi nedenlerle<br />

giderek küçülmüştür. İlin en önemli tarımsal aktivitesi mera hayvancılığı olması nedeniyle<br />

tarım alanlarının işlemeli tarımdan ziyade, mera-yayla öncesi ve sonrası doğal otlaklık<br />

olarak değerlendirilmesi şeklindedir. 3-4 aylık mera ve yayla süresi içerisinde bu alanlardan,<br />

tamamen hububat (arpa, buğday) ve kaba yem (fiğ, korunga, çavdar, yulaf, çayır otu) üretimi<br />

sağlanmaktadır.<br />

İlde tarımsal faaliyet içerisinde hayvancılık ön plandadır. Mevcut tarımsal<br />

işletmelerin % 95.6’sı hayvancılık yapmaktadır. Hayvancılık işletmelerinin tamamında sığır<br />

yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu işletmelerden bir kısmı aynı zamanda koyunculuk veya<br />

arıcılıkta yapmaktadır.<br />

H.2. Tarımsal Üretim :<br />

Ardahan genel yapısı gibi tarımsal arazilerin de yüksek rakımda olması, mevsimsel<br />

şartlar, gece-gündüz ısı farklılıklarının yüksek oluşu, bitki yetiştirme periyodunun kısa<br />

oluşu, nedeniyle tarımda ürün çeşitliğini kısıtlamaktadır. İlde genellikle kuru tarım<br />

sistemi hakimdir. Zaten tarımsal sulamaya yönelik olarak da kayda değer bir yatırım<br />

bulunmamaktadır. Bitkisel üretim büyük oranda tahıllar üzerinde yoğunlaşmıştır. Hububat<br />

üretiminde; hububat+nadas+hububat veya hububat+tek yıllık yem bitkileri (fiğ)+hububat<br />

sistemi uygulanmaktadır.<br />

Ardahan’da toplam 84.295,8 hektar tarım arazisi mevcut olup bunun % 80,46’sında<br />

(67.825,7 ha) hububat (tahıl) tarımı yapılmaktadır. Tarıma elverişli ancak kullanılmayan<br />

arazilerin oranı % 4,35 ve nadas arazilerinin oranı da % 4,30 olup, toplam % 8,65 oranında<br />

boş kalan arazi kullanılmayıp tarımsal bir sorun olarak süregelmektedir. Tabloda İlde tarım<br />

arazilerinin kullanım durumuna göre dağılımları verilmiştir.<br />

201


Tablo 49. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımı<br />

ARAZİNİN CİNSİ<br />

MİKTARI<br />

(ha)<br />

TARIM ARAZİSİNE<br />

ORANI (%)<br />

Hububat (Tahıl) Arazisi 67.825,7 80,46<br />

Nadas Arazisi 3.622,8 4,30<br />

Yem Bitkileri 7.764,5 9,21<br />

Endüstri Bitkileri 807 0,96<br />

Yemeklik Baklagiller 50 0,06<br />

Meyvelik 544,5 0,64<br />

Sebzelik 17,8 0,02<br />

Kullanılmayan Tarım Arazisi 3.663,5 4,35<br />

Toplam Tarım Arazisi 84.295,8 1<strong>00</strong>,0<br />

Kaynak: DİE,1997 Köy Envanteri,ARDAHAN. DİE,2<strong>00</strong>1 Genel Tarım Sayımı Geçici Sonuçları<br />

A.T.İ.M.,20<strong>03</strong><br />

Türkiye genelinde tarla bitkileri ekiliş alanları (17.848.426 ha.) içerisinde % 78,22’lik<br />

oranla en fazla hububat tarımı yapılmaktadır (DİE, 2<strong>00</strong>0). Aynı şekilde, Ardahan İli tahıl ekim<br />

alanı (67.825,7 ha.), toplam ekilen alan (84.295,8 ha.) içerisinde % 80,46 ile en fazla paya<br />

sahiptir. Ardahan genelinde hububat üretimi içinde ekim alanı en fazla olan arpadır. Daha<br />

sonra buğday gelmektedir. Tarla ürünleri çeşitliliği bakımından alt bölgeler arasında çok<br />

önemli farklılıklar görülmemektedir.<br />

Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 88. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımını Gösteren Grafik<br />

DİE, KHGM ve Tarım İl Müdürlüğü kaynaklarından tespit edildiği üzere Ardahan<br />

İli tarım arazilerinin (84.295,8 ha.) 47.975 ha’.ı sulanabilecek alandır. Mevcut haliyle<br />

202


sulanan olarak belirtilen arazilerin %79,5’i KHGM tarafından (devlet sulaması) sulanmakta,<br />

%20,5’lik kısım ise halk tarafından sulanmaktadır.<br />

DSİ tarafından yapılan ancak İlin tarım alanlarının sulamasına hiçbir katkısı olmayan<br />

Ardahan-Çıldır Kuzey Derivasyon Kanalı ile Çıldır Gölü’ne su takviyesi yapılarak Çıldır HES<br />

Ι ‘in enerji üretimine ve Kars-Arpaçay Ovasının sulamasına yardımcı olması amaçlanmıştır.<br />

İl için ancak DSİ tarafından planlanan “Kura Projesi” ile, sulanabilir alanlar büyük<br />

oranda sulama imkanı bulacaktır. İlde büyük miktarda I. ve IV. sınıf tarım arazisinin sulamaya<br />

açılması ile aşağıda belirtilen alanlarda önemli gelişmeler sağlanacaktır.<br />

• Mevcut ekim alanları içerisinde en büyük paya sahip tahılların sulu tarım<br />

koşullarında yetiştirilmesi ile verimin en az 2 kat artması,<br />

• Endüstri bitkilerinden patates ekiliş alanları ve patates veriminde artış sağlanması<br />

ve patates tohumculuğu projelerinin daha kolay işlerlik kazanması,<br />

• Bölge için hayati önem taşıyan yem bitkileri (yonca, korunga, fiğ) ekiliş alanlarının<br />

ve verimlerinin artması,<br />

• Çayırlarda sulama yapılması ile ot kalite ve veriminin artması,<br />

• Suni çayır ıslahı ve beraberinde bunun için gerekli olan bitki tohumu üretimi<br />

(çayır üçgülü, çayır salkım otu, kılçıksız brom, kelp kuyruğu, kırmızı yumak)<br />

yetiştiriciliğinin gelişmesi,<br />

• Süt ve besi sığırcılığında çok gerekli olan silaj üretimi için çayır otu ve yem<br />

bitkilerinin yanında Posof alt bölgesinde silajlık mısır üretimi yapılması,<br />

• En azından İlin ihtiyacını karşılayacak seviyede sebze üretiminin yapılması,<br />

• Genel manada verimliliğin artması ile ekiliş alanlarının da artacağı ve dolaylı<br />

olarak önemli bir tarımsal sorun olan nadas alanlarının azaltılması gibi<br />

gelişmelerle, geleneksel tarım yapısında ve İl ekonomisinde çok önemli gelişmeler<br />

sağlanacaktır.<br />

H.2.1. Bitkisel Üretim<br />

Tablo 50. Ardahan İlinde Önemli Bitkisel Ürünlerin Ekim alanı ve Üretim Değerleri (20<strong>03</strong> yılı fiyatları)<br />

Ürünler<br />

Ekim Alanı (Ha.)<br />

Üretim Miktarı<br />

(ton)<br />

Üretim Değeri<br />

(Milyon TL.) (*)<br />

Buğday 11.699 17.525 1.226.465<br />

Arpa 45.802 71.817 5.253.011<br />

Çavdar 2.211 3.267 306.717<br />

Yulaf 781 0,974 297.706<br />

Fasulye (Taze) 50 1.250 <strong>12</strong>.375<br />

Korunga (Ot) 2.594 2.213 1.527.707<br />

Fiğ (Dane) 1.565 2.360 4.645.520<br />

Elma (Posof Yerel Elması) (Ağaç Sayısı) 16.740(ağaç) 2<strong>00</strong> 106.449<br />

Patates 770 1.504 1.083.208<br />

TOPL<strong>AM</strong> 65.472 101.1<strong>00</strong> 41.<strong>00</strong>4.387<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

(*) Üretilen toplam ürün Mahalli Pazar fiyatı ile çarpılarak üretim değeri bulunmuştur. Bu değerden % 60 oranında<br />

Üretim maliyeti düşülmesi gerekmektedir. 41.<strong>00</strong>4.387.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0TL X 0,60 = 24.602.632.2<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.TL<br />

2<strong>03</strong>


H.2.1.1. Tarla Bitkileri<br />

H.2.1.1.1. Buğdaygiller :<br />

Tablo 51. Ardahan ilinde Hububat Alanları ve Üretim Miktarı<br />

Ürün Ekilen Alan (ha) Üretim (ton) Üretim Değeri (milyon TL)<br />

Buğday 11.699 17.525 1.226.465<br />

Arpa 45.802 71.817 5.253.011<br />

Çavdar 2.211 3.267 306.717<br />

Yulaf 781 0,974 297.706<br />

TOPL<strong>AM</strong> 63.493 92.609,974 7.083.899<br />

Kaynak : Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tahıl ekili alanların % 18,42’i buğday, % 76,86’sı arpa, % 3,48’i çavdar ve % 1,24’ünü<br />

de yulaf oluşturmaktadır .<br />

İlde tahıl üretimi; buğdayın bir kısmı hariç diğer üretim hayvan besleme materyali<br />

sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Üretilen buğday, öz tüketim ihtiyacı olan kısım bölgedeki<br />

değirmen veya un fabrikalarında öğütülerek kış mevsimi için stoklanmaktadır. Üretilen tahıl<br />

içerisinden, gelecek ekim sezonu içi tohumluk miktar alındıktan sonra diğer kısmı kırma<br />

yapılarak hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Bazı işletmeler üretim fazlalıklarını ise İl<br />

içinde pazarlamaktadırlar.<br />

Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 89. Hububat Ekim Alanlarının Dağılımı<br />

204


H.2.1.1.2. Yem Bitkileri :<br />

Yem<br />

Bitkileri<br />

Tablo 52. İlde Üretimi Yapılan Yem Bitkileri<br />

Ekiliş (da) Dane Üretimi (ton) Üretim Değeri (milyon TL)<br />

Korunga 410 2.213 1.527.707<br />

Fiğ 50.749 2.360 4.645.520<br />

Macar Fiği 5 - -<br />

Yonca 1.089 - -<br />

Slajlık Mısır 55.880 - -<br />

Kaynak : İl Tarım Müdürlüğü 2<strong>00</strong>4<br />

H.2.1.1.3. Endüstriyel Bitkiler :<br />

Ardahan genel yapısı gibi tarımsal arazilerin de yüksek rakımda olması, ısı<br />

farklılıklarının yüksek oluşu ve bitki yetiştirme periyodunun kısa oluşu gibi nedenlerle<br />

endüstriyel bitkiler yetiştirilmemektedir.<br />

H.2.1.1.4. Süs Bitkileri :<br />

İlde süs bitkisi üretimi yapılmamaktadır.<br />

H.2.1.2. Bahçe Bitkileri<br />

H.2.1.2.1. Meyve Üretimi :<br />

Ardahan İli meyve üretimi içerisinde ilk sıralarda elma, erik ve armut ürünleri yer<br />

almaktadır. Meyve, genel olarak mikroklima özelliğine sahip olan Posof alt bölgesinde<br />

ve Çıldır İlçesi Kurtkale havzasında yetiştirilmektedir. Sadece Posof elması (yerel) ticari<br />

kapsamda değerlendirilmektedir. Diğerleri ise öz tüketimde kullanılmaktadır.<br />

İlde meyve ürünleri üretiminde ağırlıklı pay (üretim değeri olarak) yumuşak çekirdekliler<br />

ürünleri üretimi ilk sırayı almaktadır. Meyve ürünleri üretiminde yumuşak çekirdeklilerden<br />

sonra ikinci ürün grup taş çekirdekliler ve üçüncü grup ise sert kabuklular gelmektedir.<br />

Ardahan İli meyve üretiminin Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye içinde önemli bir<br />

meyve üretimi payı bulunmamaktadır.<br />

Tablo 53. İlde Üretimi Yapılan Meyve Ağacı Türleri<br />

1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong><br />

Meyve<br />

Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim<br />

Cinsi<br />

Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton)<br />

Armut 20.550 205 20.5<strong>00</strong> 341 20.650 426 20.6<strong>00</strong> 425,3 20.6<strong>00</strong> 453 14.880 52<br />

Elma 40.7<strong>00</strong> 520 40.7<strong>00</strong> 959 40.7<strong>00</strong> 899 39.7<strong>00</strong> 1.132,5 39.7<strong>00</strong> 423 50.150 602<br />

Erik 26.8<strong>00</strong> 587 26.8<strong>00</strong> 587 27.3<strong>00</strong> 183 24.5<strong>00</strong> 661 24.5<strong>00</strong> 671 21.640 231<br />

Kızılcık 1<strong>00</strong> 1 75 0,3 50 0,5 62 0,4<br />

Kiraz <strong>12</strong>0 8 1.<strong>00</strong>0 10 1.250 2,5 1.3<strong>00</strong> 13 1.1<strong>00</strong> 2,2 6<strong>00</strong> 1,9<br />

Vişne 6.<strong>00</strong>0 8 5.8<strong>00</strong> 80 <strong>12</strong>.1<strong>00</strong> 183 6.1<strong>00</strong> 86,5 6.1<strong>00</strong> 86,5<br />

Dut 1.5<strong>00</strong> 25 750 35 1.4<strong>00</strong> 26 1.422 29<br />

Ceviz 7<strong>00</strong> 34 1.5<strong>00</strong> 25 1.<strong>00</strong>0 40 1.150 28,5 1.450 30 1.8<strong>00</strong> 36<br />

Kaynak : Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

205


H.2.1.2.2. Sebze Üretimi :<br />

Ardahan İli sebze ürünleri üretiminin çoğunluğu Posof alt bölgesi olmak üzere<br />

Merkez, Çıldır ve az da olsa diğer ilçelerde yapılmaktadır. Posof İlçesinde üretilen<br />

fasulye yerel bir ürün olarak bilinmekte ve öz tüketim haricinde, bir kısmı da ticari olarak<br />

değerlendirilmektedir. Türkiye ve bölge sebze ürünleri üretimi içerisinde İlde üretilen önemli<br />

bir ürün bulunmamaktadır.<br />

Tablo 54. İlde Üretimi Yapılan Sebze Türleri<br />

ÜRÜN ÇEŞİDİ EKİLEN ALAN (ha) VERİM (kg/ha) ÜRETİM MİKTARI (ton)<br />

Barbunya 10 5<strong>00</strong> 50<br />

Sivri Biber 1,5 1.<strong>00</strong>0 1,5<br />

Domates 3 4.<strong>00</strong>0 <strong>12</strong><br />

Fasulye 20 2.<strong>00</strong>0 40<br />

Havuç 1 1.<strong>00</strong>0 1<br />

Hıyar 2 4.5<strong>00</strong> 9<br />

Beyaz Lahana 18 11.444 206<br />

Göbekli Marul 3 2.666 8<br />

Kıvırcık Marul 2 3.<strong>00</strong>0 6<br />

Taze Sarımsak 1 2.<strong>00</strong>0 2<br />

Kuru Sarımsak 3,5 9.142 32<br />

Taze Soğan 2,5 2.<strong>00</strong>0 5<br />

Kuru Soğan 26 11.152 290<br />

Şalgam - - -<br />

Turp 0,3 3.<strong>00</strong>0 0,9<br />

Kuru Fasulye 130 3.3<strong>00</strong> 429<br />

Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

H.2.2. Hayvansal Üretim<br />

Tablo 55. Hayvan varlığı bakımından Ardahan’ın ülke ve bölge içindeki yeri - 2<strong>00</strong>2<br />

Adet<br />

(Milyon TL)<br />

TÜRKİYE DOĞU ANADOLU ARDAHAN ADET (%) PAZARL<strong>AM</strong>A<br />

DEĞERİ (%)<br />

Pazarlananın<br />

Değeri<br />

Adet<br />

Pazarlananın<br />

Değeri<br />

Adet<br />

Pazarlananın<br />

Değeri<br />

(3/1) (3/2) (3/1) (3/2)<br />

Koyun 25.173.706 838.866.613 9.165.072 285.938.855 36.581 1.395.074 0,15 0.40 0,17 0,49<br />

Koyun(Merinos) 524.432 16.695.931 456 16.753 - - - - - -<br />

Koyun (Yerli) 17.414.516 597.152.967 6.661.139 218.257.779 25.266 1.0<strong>12</strong>.627 0,15 0,38 0,17 0,46<br />

Kuzu (Merinos) 175.448 5.805.<strong>12</strong>8 26 618 - - - - - -<br />

Kuzu (Yerli) 7.059.310 219.2<strong>12</strong>.587 2.5<strong>03</strong>.451 67.633.704 11.315 382.447 0,16 0,45 0,17 0,57<br />

Kıl keçisi 6.519.332 193.620.097 1.310.443 34.160.571 922 23.221 0,01 0,07 0,01 0,07<br />

Kıl keçisi 4.694.336 147.484.919 964.542 26.737.158 556 <strong>12</strong>.973 0,01 0,06 0,01 0,05<br />

Kıl keçisi oğlağı 1.824.996 46.135.178 345.901 7.423.413 366 10.248 0,02 0,11 0,02 0,14<br />

Tiftik keçisi 260.762 6.283.914 0 0 - - - - - -<br />

206


Adet<br />

TÜRKİYE DOĞU ANADOLU ARDAHAN ADET (%) PAZARL<strong>AM</strong>A<br />

DEĞERİ (%)<br />

Pazarlananın<br />

Değeri<br />

Adet<br />

Pazarlananın<br />

Değeri<br />

Adet<br />

Pazarlananın<br />

Değeri<br />

(3/1) (3/2) (3/1) (3/2)<br />

Tiftik keçisi 198.772 5.097.930 0 0 - - - - - -<br />

Tiftik keçisi oğl 61.990 1.185.984 0 0 - - - - - -<br />

Sığır 9.8<strong>03</strong>.498 2.023.338.286 2.332.059 383.873.2<strong>12</strong> 249.220 39.329.268 2,54 10,69 1,94 10,25<br />

Sığır (Kültür) 1.052.224 315.478.311 101.665 27.788.3<strong>12</strong> 7.254 1.709.527 0,69 7,14 0,54 6,15<br />

Sığır (K.Melezi) 2.491.528 529.0<strong>12</strong>.964 479.307 89.554.063 77.447 13.336.373 3,11 16,16 2,52 14,89<br />

Sığır (Yerli) 2.108.202 311.256.577 840.323 <strong>12</strong>1.291.518 70.251 11.2<strong>12</strong>.060 3,33 8,36 3,60 9,24<br />

Dana (Kültür) 807.562 233.774.251 76.159 19.364.413 4.260 969.151 0,53 5,59 0,41 5,<strong>00</strong><br />

Dana (K.Melez) 1.866.021 407.428.595 314.758 55.643.191 53.818 8.017.211 2,88 17,10 1,97 14,41<br />

Dana (Yerli) 1.477.961 226.387.588 519.847 70.231.715 36.190 4.084.946 2,45 6,96 1,80 5,82<br />

Manda <strong>12</strong>1.077 18.1<strong>00</strong>.772 19.673 3.299.136 64 8.680 0,05 0,33 0,05 0,26<br />

Manda 75.748 <strong>12</strong>.469.963 <strong>12</strong>.708 2.329.1<strong>12</strong> 44 6.6<strong>00</strong> 0,06 0,35 0,05 0,28<br />

Manda yavrusu 45.329 5.630.809 6.965 970.024 20 2.080 0,04 0,29 0,04 0,21<br />

At 248.992 0 65.953 0 11.163 - 4,48 16,93 - -<br />

Katır 94.924 0 9.085 0 - - - - - -<br />

Eşek 417.214 0 57.413 0 1.029 - 0,25 1,79 - -<br />

Deve 887 0 <strong>12</strong> 0 - - - - - -<br />

Domuz 3.595 0 0 0 - - - - - -<br />

Tavuk 245.776.323 708.279.989 10.083.241 26.377.747 <strong>12</strong>8.480 350.590 0,05 1,27 0.05 1,33<br />

Et tavuğu 188.637.066 544.593.568 7.326.951 17.963.638 - - - - - -<br />

Yumurta tavuğu 57.139.257 163.686.421 2.756.290 8.414.108 <strong>12</strong>8.480 350.590 0,22 4,66 0,21 4,17<br />

Hindi 3.092.408 26.154.056 492.7<strong>00</strong> 3.382.975 16.715 181.458 0,54 3,39 0,69 5,36<br />

Ördek 832.091 3.334.153 168.015 624.265 2.842 17.816 0,34 1,69 0,53 2,85<br />

Kaz 1.4<strong>00</strong>.136 8.325.935 552.386 3.278.751 180.977 1.294.807 <strong>12</strong>,9332,7715,55 39,49<br />

Arı Kovanı 4.160.892 0 592.326 0 18.789 - 0,45 3,17 - -<br />

Açılan ipekb.K. 3.839 0 0 0 0 - 0,<strong>00</strong> - - -<br />

TOPL<strong>AM</strong> - 3.826.3<strong>03</strong>.815 - 740.935.5<strong>12</strong> 0 42.6<strong>00</strong>.915 - - 1,11 5,75<br />

Kaynak: Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Araştırma Müdürlüğü (E., Ertuğrul, 2<strong>00</strong>4)<br />

Tablo 56. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Hayvan Varlığı<br />

Sığır<br />

Cinsi Baş Oran (%)<br />

Kültür 25.<strong>00</strong>0 10<br />

Melez 221.<strong>00</strong>0 85<br />

Yerli 13.<strong>00</strong>0 5<br />

Toplam 259.<strong>00</strong>0 1<strong>00</strong><br />

Manda 80 1<strong>00</strong><br />

Yerli (Karaman) 42.444 1<strong>00</strong><br />

Koyun<br />

Merinos - -<br />

Toplam 42.444 1<strong>00</strong><br />

Keçi 3.161 1<strong>00</strong><br />

Tek Tırnaklı 15.<strong>03</strong>5 1<strong>00</strong><br />

Kanatlı 306.<strong>00</strong>0 1<strong>00</strong><br />

Arı (Koloni Varlığı<br />

Yeni Usül (Langstroth) 21.628 99,5<br />

Eski Usül 90 0,5<br />

Toplam 21.718 1<strong>00</strong><br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

207


H.2.2.1. Büyükbaş Hayvancılık :<br />

Tablo 57. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Büyükbaş Hayvan Varlığı<br />

Sığır<br />

Oran<br />

Cinsi<br />

Baş<br />

(%)<br />

Kültür 25.<strong>00</strong>0 10<br />

Melez 221.<strong>00</strong>0 85<br />

Yerli 13.<strong>00</strong>0 5<br />

Toplam 259.<strong>00</strong>0 1<strong>00</strong><br />

Manda 80 1<strong>00</strong><br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

İlde tarımsal faaliyet içerisinde hayvancılık ön plandadır. Mevcut tarımsal<br />

işletmelerin % 95.6’sı hayvancılık yapmaktadır. Hayvancılık işletmelerinin tamamında sığır<br />

yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu işletmelerden bir kısmı aynı zamanda koyunculuk veya<br />

arıcılıkta yapmaktadır. Hayvancılık İşletmeleri büyüklüklerine göre dağlımı Tablo 58.’de<br />

verilmiştir. Sığırcılık işletmelerinde, 15 adet ve üzeri büyükbaş hayvana sahip işletme % 42<br />

civarındadır. Burada bir işletmeye ortalama 13-14 baş sığır düşmektedir.<br />

Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 90. Ardahan İlinde Büyükbaş Hayvancılığından Görünüm<br />

Tablo 58. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı.<br />

İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ (Adet)<br />

SIĞIR 1-10 11-25 26-50 >50<br />

İl Geneli İşletme (%) 38,22 44,60 15,44 1,74<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İlinde henüz gerçek manada besicilik işletmeleri bulunmamaktadır. Daha çok,<br />

besi materyali kaynağını oluşturan büyük baş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Diğer bir deyişle,<br />

Ardahan İli önemli bir büyükbaş hayvan üretim merkezi olarak adlandırılabilir. Ülkemizin<br />

değişik bölgelerindeki bir çok modern besicilik işletmeleri, besi materyalini (genç sığırlar) büyük<br />

oranda İlden sağlamaktadır. Örneğin 20<strong>03</strong> yılında Ardahan İlinden diğer illere 28.098 adet<br />

208


üyükbaş hayvan sevkıyatı yapılmıştır. Çoğunlukla besi olgunluğuna ulaşmayan bu hayvanların<br />

gerekli besiye alınmadan pazarlandığından veya bir kısım besisini almış olan kasaplık hayvanların<br />

İl dışına pazarlanması; hayvansal üretim sanayiinde değerlendirilmediği için İl’de önemli<br />

bir ekonomik kayba neden olmaktadır. Bunun yanında nakliyat masrafı, canlı ağırlık kaybı ve<br />

hastalıkların yayılması da yine İl ve ülke ekonomisindeki kayıplar hanesine yazılmaktadır.<br />

Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun bir biçimde<br />

üretim ve kalitesinin arttırılması, gerek İlin gerekse Türkiye ekonomisi açısından büyük<br />

önem taşımaktadır. Bunun başarılabilmesi ise, büyük ölçüde pazarlama organizasyon ve<br />

fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine bağlıdır.<br />

Hayvansal üretimin yapıldığı işletmelerde; örneğin yetiştirme ve besi faaliyetlerinde<br />

başarıya ulaşılsa dahi, pazarlamada ortaya çıkan problemler çözülmedikçe, üretim ve kaliteyi<br />

yükseltmek çoğu zaman güç ve bazen de olanaksızdır. Hayvansal ürünlerin pazarlaması,<br />

ürünlerin hammaddeden mamul halini alıp, tüketim aşamasına geçme anına kadar devam<br />

eder. Bu bakımdan pazarlama, hayvansal ürünlerin imalat safhalarını da kapsamaktadır. Ürün<br />

çeşitliği ve beraberinde sağlanacak kaliteli sunum da pazarlamada önemli bir etmendir.<br />

Tablo 59. Ardahan İlinden İl Dışına 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1994-20<strong>03</strong>)<br />

YIL 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong><br />

SIĞIR 34.917 27.820 35.323 35.328 37.956 38.<strong>00</strong>1 68.237 49.890 81.138 28.098<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 59.’da dikkat çeken 2<strong>00</strong>0 yılları itibariyle canlı hayvan sevkıyatındaki büyük<br />

artışın en önemli nedenleri arasında, özellikle canlı hayvan ve et ithalatının durdurulması,<br />

yurda kaçak hayvan girişinin büyük oranda önlenmesi ve kaçak hayvan hareketlerinin<br />

tamamen önlenmesi ile oluşan yurt içi talebin, yurt içi kaynaklarından karşılanması sonucu<br />

olduğu ortaya çıkmaktadır.<br />

İlde Zavot Sığır Irkı Ardahan-Kars Bölgesine adapte olmuş yerel bir ırk olup; genotipi<br />

simental ve esmer ırkının melezidir. % 4 yağlı, 1<strong>00</strong>0 kg/yıllık süt verimli, boz-gri renkli,<br />

kombine verimlidir. Yerli ırklardan daha yüksek verimlidir. Ardahan’da ülke genelinde olduğu<br />

gibi etçi sığır ırkları bulunmamakla birlikte, besicilik konusunda uzmanlaşmış işletme sayısı<br />

da yok denecek azdır. Üretilen hayvanlardan besi materyali olabilecek 1-3 yaş arası erkek sığır<br />

3-4 aylık mera besisinden sonra tam olarak besi olgunluğu sağlanmadan, çoğunluğu İl dışı<br />

olmak üzere pazarlanmaktadır. Bunun en önemli nedeni sermaye birikim yetersizliği, besicilik<br />

için gerekli olan karma ve kesif yemin pahalılığı ve barınak şartlarının yetersizliğidir.<br />

Ayrıca yıllara göre değişmekle beraber her yıl, İl dışına pazarlanmak üzere 13.<strong>00</strong>0 ile<br />

15.<strong>00</strong>0 arası sığır, kurban dönemi için besiye alınmaktadır.<br />

İlde et üretimi; kontrolsüz kesim olan mecburi kesim, köylerde zati ihtiyaç kesimleri<br />

ve kurbanlık kesimden, kontrollü kesim olarak da kasaplık kesimden sağlanmaktadır.<br />

Kasaplık kesimler; Belediye mezbahalarında ve Ar-Et A.Ş. Kombinasında yapılmaktadır.<br />

Kasaplık kesimlerin bir kısmı çevre iller (Rize, Artvin, Iğdır) için fason kesim diğer bir<br />

kısmı ise iç tüketime yönelik yapılmaktadır (Tablo 60).<br />

209


Tablo 60. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi<br />

YIL<br />

Adet<br />

BÜYÜKBAŞ<br />

Et (Ton)<br />

1993 4.420 430<br />

1994 4.720 475<br />

1995 3.060 340<br />

1996 3.660 447<br />

1997 4.631 484<br />

1998 4.299 416<br />

1999 3.190 438<br />

2<strong>00</strong>0 8.2<strong>03</strong> 1.<strong>03</strong>7<br />

2<strong>00</strong>1 3.218 407<br />

2<strong>00</strong>2 2.9<strong>03</strong> 367<br />

Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0. Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>2. (*) 2<strong>00</strong>0 yılı yaz<br />

mevsiminde yaşanan kuraklık nedeniyle fazla sayıda hayvan elden çıkarılmıştır<br />

Tablo 61. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi<br />

YIL<br />

BÜYÜKBAŞ KÜÇÜKBAŞ TOPL<strong>AM</strong> ET<br />

ÜRETİMİ (Ton)<br />

ADET ET (Ton) ADET ET (Ton)<br />

2<strong>00</strong>2 <strong>12</strong>.235 1.224 14.050 211 1.435<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müd.,2<strong>00</strong>2. (*) Kontrolsüz kesimler; mecburi kesimler, köylerde zati ihtiyaç kesimleri<br />

ve kurbanlık kesimlerden oluşmaktadır. Veriler yapılan alan çalışmalarından derlenmiştir. Bu grupta sığır karkası<br />

ortalama 1<strong>00</strong> kg., koyun karkası ortalama 15 kg. olarak alınmıştır.<br />

Tablo 62. Türkiye, Ardahan Sığır Varlığı ve İl Dışına Pazarlanan Hayvan<br />

YIL<br />

Türkiye<br />

Sığır Varlığı (Adet)<br />

Ardahan<br />

Sığır Varlığı (Adet)<br />

İl Dışına<br />

Pazarlanan (Adet)<br />

1993 11.910.<strong>00</strong>0 256.750 30.689<br />

1994 11.901.<strong>00</strong>0 265.6<strong>00</strong> 34.917<br />

1995 11.789.<strong>00</strong>0 258.290 27.820<br />

1996 11.886.<strong>00</strong>0 257.730 35.323<br />

1997 11.185.<strong>00</strong>0 249.610 35.328<br />

1998 11.<strong>03</strong>1.<strong>00</strong>0 264.870 37.956<br />

1999 11.054.<strong>00</strong>0 255.610 38.<strong>00</strong>1<br />

2<strong>00</strong>0 10.761.<strong>00</strong>0 256.590 68.237<br />

2<strong>00</strong>1 9.448.<strong>00</strong>0 234.457 49.890<br />

2<strong>00</strong>2 9.725.155 244.171 81.138<br />

2<strong>00</strong>4 - 259.<strong>00</strong>0 -<br />

Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0. T.K.B. Ardahan Tarım İl Müdürlüğü,1993-2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İlinde her ne kadar sütçü sığır ırkları bulunmamakla birlikte, halkın genel<br />

uğraşı hayvancılık olduğundan, her yıl ortalama elde bulundurulan 115.<strong>00</strong>0 adet inekten<br />

ortalama 113.5<strong>00</strong> ton süt üretilmektedir. Bu süt tam olarak ticari manada değerlendirilem<br />

210


emektedir. Sütün bir kısmı yok pahasına mandıracılara verilmekte, bir kısmından üretilen<br />

ürünler pazarlanmakta ve bir kısmı ise aile içi tüketimde kullanılmaktadır. 2<strong>00</strong>0 yılında İl<br />

genelinde üretilen sütün ancak % 7,11’i ticari olarak toplanarak değerlendirilmiştir.<br />

Bu mevcut potansiyelden, önemli bir ekonomik kazanç sağlanamadığından süt<br />

sığırcılığı da rasyonel olarak gelişmemektedir. Bu nedenlerle geleneksel hayvan üreticiliği<br />

devam edip gitmektedir.<br />

Tablo 63. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi<br />

BÜYÜKBAŞ<br />

YIL<br />

ADET<br />

SÜT (Ton)<br />

1993 111.020 105.435<br />

1994 116.830 1<strong>12</strong>.605<br />

1995 117.320 111.075<br />

1996 109.4<strong>00</strong> 105.085<br />

1997 <strong>12</strong>0.494 <strong>12</strong>4.218<br />

1998 106.162 101.648<br />

1999 <strong>12</strong>6.257 132.617<br />

2<strong>00</strong>0 <strong>12</strong>0.<strong>03</strong>9 115.058<br />

Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0.<br />

Ardahan İlinde 1993-2<strong>00</strong>0 yılları arası üretimi sağlanan sütün, % 97,58’ini inek sütü<br />

ve % 2,42’sini ise koyun sütü oluşturmaktadır.<br />

Ardahan İlinde süt pazarlamasının geliştirilmesi; her şeyden önce süt toplama<br />

merkezlerinin oluşturulmasına, işletme ölçeklerinin artmasına, süt üretimindeki mevsimsel<br />

farklılıkların azaltılmasına, süt işleme sanayilerinin tüketici eğilimli pazarlama konusunda<br />

eğitilmesine, rekabette ürün farklılaştırma, markalama, paketleme ve kaliteli sunum<br />

konusunun öneminin anlaşılmasına büyük ölçüde bağlıdır.<br />

H.2.2.2. Küçükbaş Hayvancılık :<br />

Tablo 64. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Küçükbaş Hayvan Varlığı<br />

Cinsi Baş Oran (%)<br />

Yerli (Karaman) 42.444 1<strong>00</strong><br />

Koyun Merinos - -<br />

Toplam 42.444 1<strong>00</strong><br />

Keçi 3.161 1<strong>00</strong><br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

İlde yetiştirilen Tuj Koyunu bölgeye adapte olmuş yerel bir ırktır. Uyluğu yağlı,<br />

kısa ve ucu yukarı kalkık bir kuyruğa sahiptir. Çıldır İlçesinde mevcut olup, çoğunlukla<br />

melezleşmiştir.<br />

211


İlde üretilen kırmızı et miktarı içerisinde sığır etinin payı % 84,50, koyun etinin<br />

payı ise % 15,50 oranına sahiptir. Ancak koyun etinin payı hızla giderek düşmektedir. VII.<br />

Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, Ardahan’da sığır ortalama karkası <strong>12</strong>0,74 kg, koyun karkası<br />

19,02 kg olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türkiye’de sığır ortalama karkası 175 kg,<br />

koyun karkası 21,62 kg olarak gerçekleşmiştir.<br />

Tablo 65. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı.<br />

İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ (Adet)<br />

KOYUN<br />

1-50 51-1<strong>00</strong> >1<strong>00</strong><br />

İl Geneli İşletme (%) 42,53 46,67 10,80<br />

Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 66. Ardahan İlinden İl Dışına son 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1993-2<strong>00</strong>2)<br />

YIL 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2<br />

KOYUN * 38.<strong>03</strong>8 30.6<strong>12</strong> 10.251 20.916 26.158 28.753 33.851 63.655 34.821 42.187<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü,1993-2<strong>00</strong>2. (*)1998 yılından sonra yapılan koyun sevkıyatının büyük bir<br />

kısmı, Iğdır’dan yayla amaçlı gelen göçerlere aittir.<br />

Tablo 67. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi Miktarı<br />

YIL<br />

ADET<br />

KÜÇÜKBAŞ<br />

ET (Ton)<br />

1993 6.960 145<br />

1994 7.920 160<br />

1995 3.350 65<br />

1996 4.170 75<br />

1997 5.799 <strong>12</strong>7<br />

1998 2.881 51<br />

1999 2.407 50<br />

2<strong>00</strong>0 * 6.241 101<br />

2<strong>00</strong>1 2.8<strong>03</strong> 50<br />

2<strong>00</strong>2 2.188 39<br />

Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0. Ardahan Tarım İl Müdürlüğü,2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>2. (*) 2<strong>00</strong>0 yılı yaz<br />

mevsiminde yaşanan kuraklık nedeniyle fazla sayıda hayvan elden çıkarılmıştır<br />

Tablo 68. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi Miktarı<br />

YIL<br />

BÜYÜKBAŞ KÜÇÜKBAŞ TOPL<strong>AM</strong><br />

ET<br />

ÜRETİMİ<br />

ADET ET (Ton) ADET ET (Ton)<br />

(Ton)<br />

2<strong>00</strong>2 <strong>12</strong>.235 1.224 14.050 211 1.435<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müd.,2<strong>00</strong>2. (*) Kontrolsüz kesimler; mecburi kesimler, köylerde zati ihtiyaç kesimleri<br />

ve kurbanlık kesimlerden oluşmaktadır. Veriler yapılan alan çalışmalarından derlenmiştir. Bu grupta sığır karkası ortalama<br />

1<strong>00</strong> kg., koyun karkası ortalama 15 kg. olarak alınmıştır<br />

2<strong>12</strong>


Tablo 69. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi<br />

YIL<br />

BÜYÜKBAŞ KÜÇÜKBAŞ TOPL<strong>AM</strong> SÜT<br />

ÜRETİMİ (Ton)<br />

ADET SÜT(Ton) ADET SÜT(Ton)<br />

1993 111.020 105.435 144.510 5.550 110.985<br />

1994 116.830 1<strong>12</strong>.605 102.610 3.950 116.555<br />

1995 117.320 111.075 65.870 2.550 113.625<br />

1996 109.4<strong>00</strong> 105.085 48.170 1.875 106.960<br />

1997 <strong>12</strong>0.494 <strong>12</strong>4.218 79.218 3.<strong>03</strong>8 <strong>12</strong>7.256<br />

1998 106.162 101.648 57.463 2.195 1<strong>03</strong>.843<br />

1999 <strong>12</strong>6.257 132.617 52.258 2.011 134.628<br />

2<strong>00</strong>0 <strong>12</strong>0.<strong>03</strong>9 115.058 33.273 1.278 116.336<br />

Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0.<br />

Ardahan İlinde 1993-2<strong>00</strong>0 yılları arası üretimi sağlanan sütün, %97,58’ini inek sütü<br />

ve %2,42’sini ise koyun sütü oluşturmaktadır.<br />

Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü,2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 91. Ardahan İlinde Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Süt Üretimi Miktarı<br />

H.2.2.3. Kümes Hayvancılığı ( Kanatlı Üretimi ) :<br />

İlde 2<strong>00</strong>4 yılı verilerine göre kanatlı hayvan sayısı 306.<strong>00</strong>0 dir. İl içinde öz tüketime<br />

yönelik yapılan kaz eti üretimi önemli bir yer tutmaktadır. Yıllık ortalama 250.<strong>00</strong>0 adet<br />

kaz varlığının 2<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0’i kış tüketimine yönelik kesilmektedir. İlkbaharda civciv üretimine<br />

müteakiben bir aylıktan itibaren mera ve hasat mevsiminden sonra da anızla doğal şartlarda<br />

beslenmektedir. Sonbaharda bir aylık süre içinde tane yem ile besi olgunluğu sağlandıktan<br />

sonra kesimi yapılmaktadır. Kazın verimi ortalama 4-7 kg karkas ve 1-1,5 kg yağ ve 1<strong>00</strong>-<br />

150 gr temiz tüy üretilebilmektedir. Kaz tüyü yastık, yorgan yapılabildiği gibi, başta spor<br />

giyim olmak üzere tekstil sanayiinde kullanılmakta ve yine tüy ile karaciğere olan yurtdışı<br />

talep dikkat çekmektedir. Bölgede 1<strong>00</strong>0 tonun üzerinde kaz eti ve yağı, 25 ton civarında tüy<br />

çoğunlukla aile içi tüketimde değerlendirilmektedir.<br />

213


İlde kolaylıkla üreyebilen ve yaşayan kaz, üretimi gelişmeye açık önemli bir<br />

potansiyeldir. Ticari amaçlı bir sektör olması sağlanabilirse ve sonuçta üretilen eti, yağı,<br />

ciğeri ve tüyü pazarlanabilirse, İl için önemli bir gelir kaynağı oluşturulabilir. Üretim yönüne<br />

uygun işleme sistemlerinin (kesimhane, tüy çıkarma, ambalajlama) kurulması da üretimi ve<br />

pazarlamayı teşvik edecektir.<br />

Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />

Şekil 92. Ardahan’ın Sembollerinden Olan Kazlar<br />

H.2.2.4. Su Ürünleri :<br />

Ardahan su ürünleri bakımından önemli bir potansiyel barındırmaktadır. İldeki iki<br />

adet büyük göl (Çıldır ve Aktaş Gölleri) ve 9 adet küçük doğal göl yanı sıra Kura Nehri ve<br />

onu besleyen diğer bir çok dere de su ürünleri açısından önem taşımaktadır.<br />

İldeki tüm akarsuları gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss- kültür alabalığı)<br />

üretimi için idealdir. İlin akarsularında balıkçılık veya sportif amaçlı amatör balıkçılık<br />

için yoğun olarak sazan türleri (Cyprinidae familyası) ve yayın balığı (Silirus glanis)<br />

bulunmaktadır. Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü tarafından, Çıldır Gölünde yapılan<br />

stok tayininde Cyprinidae familyasından ekonomik değeri yüksek olan Aynalı Sazan<br />

(C.carpio) 22,56 ton, Karabalık (C.capoeta) 117,15 ton, Bıyıklı-Murza (B.plebejus) 17,07<br />

ton ve Tatlı Su Kefali (L.cephalus) 57,50 ton olmak üzere toplam 214,28 ton olarak tahmin<br />

edilmiştir.<br />

Ardahan Tarım İl Müdürlüğü tarafından Çıldır Gölü’nde deneme amaçlı alabalık<br />

kafes balıkçılığı yaptırılmıştır. Olumlu sonuç alınmasına rağmen bölge yetiştiricileri üretime<br />

devam etmemişlerdir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve DSİ tarafından Çıldır Gölü, Posof’taki<br />

göller ve Kura Nehri’ne her yıl ortalama 150-2<strong>00</strong> bin sazan balığı yavrusu bırakılmaktadır.<br />

İlde Gökkuşağı (Oncorhynchus mykiss) alabalığı yetiştiren 2 adet su ürünleri<br />

yetiştiriciliği tesisi bulunmaktadır.<br />

214


Tablo 70. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Su Ürünleri Üretim Tablosu<br />

Balık Cinsi<br />

Üretim Mikarı (Ton)<br />

Sazan 75<br />

Alabalık 2,5<br />

TOPL<strong>AM</strong> 77,5<br />

Kaynak : Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

H.2.2.5. Kürk Hayvancılığı :<br />

İlde kürk hayvanı yetiştiriciliği yapan (as, vizon, tilki, şinşila v.b.) işletmeler<br />

bulunmamaktadır.<br />

H.2.2.6. Arıcılık ve İpekböcekçiliği :<br />

Ardahan İlinde ipekböcekçiliği yetiştiriciliği bulunmamaktadır. Ancak arıcılık,<br />

zengin bir flora çeşitliliğine sahip Ardahan için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.<br />

Türkiye dünya bal üretiminde % 5,7 paya sahip olup, Ardahan zengin florayapısı(5.650<br />

hektar yonca, korunga ve fiğ ekim alanı, 298.241 hektar çayır mer’a arazisi ayrıca arıcılığa<br />

uygun çiçekli flora bulunan diğer alanlarla birlikte yaklaşık 4<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 ha toplam alan) arıcılık<br />

konusunda çok önemli bir potansiyele sahiptir. Kalite ve kapasite açısından bakıldığında<br />

İldeki mevcut potansiyelin 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 arı kolonisini barındırabileceği görülmektedir. Oysa<br />

halihazırda yörede yaklaşık 22.<strong>00</strong>0 arı kolonisi bulunduğu, bu kolonilerden 414 ton bal elde<br />

edildiği düşünülürse, hem arı mevcudunun az olduğu, hem de koloni başına verimin düşük<br />

olduğu görülmektedir.<br />

Dünyada ekonomik değere haiz olan dört önemli arı ırkından birisi olan Kafkas arı<br />

ırkının (Apis Mellifera Caucasica Gorb.) ülkemizdeki gen merkezi Ardahan İli ,özellikle Posof<br />

İlçesi ile İlin yakın çevresidir. Arı ırklarının tescilinde dünyada kullanılan başlıca kriterlere<br />

göre Kafkas Arı ırkı ile ilgili tüm tespitler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılarak, ırkın<br />

ülkemizin yerli gen kaynağı olarak tescil edilmesi işlemleri devam etmektedir.<br />

Siyah renkli olarak bilinen Kafkas arısı, erkek arılarının thoraxtaki kıl rengi siyah,<br />

ancak, işçi arıların abdomenindeki kılları ise koyu kurşuni, gri renktedir. Dünyada bilinen en<br />

uzun dilli arı ırkı olup (7.2 mm), soğuk bölgelerde ve yüksek platolarda başarı ile çalışmakta<br />

ve dolayısıyla da İl için çok önemli bir gen kaynağıdır. Dil uzunluğunun avantajı olarak derin<br />

tüplü bitkilerin (taş yoncası gibi) nektarlarını değerlendirebilmesi bakımından, kaliteli bal<br />

üretimi için de son derece uygun bir ırk olarak bilinmektedir. Irkın doğal olarak yaşamakta<br />

olduğu coğrafyalardaki ekolojik yapı itibariyle, mevsimsel gelişmeler, çiçek yapısı ve<br />

çiçeklenme periyodu dikkate alındığında, Kafkas arı ırkı ilkbahar aylarında yavaş gelişir.<br />

Ancak, yaz aylarında çok hızlı bir gelişme göstererek populasyon bakımından en yüksek<br />

olduğu dönemde mevcut nektarı toplamada olağanüstü başarılı olur ve güz döneminde yine<br />

nüfusunu azaltarak uzun kış dönemi için stokladığı balı akıllıca değerlendirir.<br />

Genellikle soğuğa ve hastalıklara dayanıklı olan ırkın ekolojik yapı itibariyle nosema<br />

hastalığına karşı hassas olduğu bilinmektedir.<br />

215


İlde arıcılık faaliyetleri 22.<strong>00</strong>0 adet koloni ile ve sadece bal üretimine yönelik olarak<br />

yapılmaktadır. Kimyasalların kullanılmaması, arı hastalıklarının az ve buna bağlı olarak da<br />

mücadele için az ilaç kullanılmasına bağlı olarak, üretilen ballar organik bal kalitesindedir.<br />

Arıcılığın ve özellikle de ana arı üretiminin giderek ülkemizde önem kazanmasına bağlı<br />

olarak İlde, Kafkas arıcılığı da giderek önemli bir uğraş olmaya başlamıştır. Son birkaç<br />

yıldan beri yoğun arıcılık eğitimlerine paralel olarak ana arı üretiminde büyük bir artış ve<br />

bir talep patlaması yaşanmaktadır. İlde 2<strong>00</strong>4 yılında üretilen yaklaşık 8<strong>00</strong>0 adet ana arı ülke<br />

arıcılarının hizmetine sunulmuştur. Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Ardahan Arıcılık<br />

Üretme İstasyonu Müdürlüğü vasıtası ile Kafkas arıcılığın benimsetilerek yaygınlaştırılması<br />

konusundaki eğitim ve yayım çalışmaları son yıllarda arıcılarda büyük bir heves<br />

uyandırmaktadır.<br />

Foto: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 93. Ardahan’da Kafkas Arıcılığı<br />

Bütün çabalara rağmen Kafkas arıcılığı maalesef ülkemizde ve dünyada hak<br />

ettiği yerde değildir. Bunun için daha büyük gayretlere ve bilinçli olarak eğitim ve yayım<br />

çalışmaları yapmaya ihtiyaç vardır. Bu alanda faaliyet gösterecek genç ve eğitimli gençler<br />

için öncelikli bir iş ve gelir kaynağı olarak arıcılığın Ardahan ekolojik yapısı dikkate alınarak<br />

benimsetilmelidir.<br />

Halen adı geçen Müdürlük vasıtası ile İlde mevcut Kafkas arı ırkının saf olarak<br />

muhafaza edilmesi amacıyla Ülkesel Arıcılık Projesinin bir alt projesi olan “Kafkas Bal<br />

Arılarının Gen Kaynağı Olarak Muhafazası Projesi” 2<strong>00</strong>2 yılından itibaren uygulanması<br />

devam edilmekte olup, tam izole bölge olarak gezginci arıcılığa kapatılan Posof İlçesinde de<br />

2-3 yıldan beri saflaştırmaya yönelik proje çalışmaları devam etmektedir.<br />

İlde yıllık üretilen üstün kaliteli saf çiçek balı miktarı ortalama olarak 4<strong>00</strong> ton<br />

civarındadır. 2<strong>00</strong>4 yılında da 10 milyon lira/kg fiyatla satılarak 4 trilyon gelir elde edilmiştir.<br />

Ancak, üretilen organik vasıflı balların patent ve sertifikasyon işlemleri tamamlanması<br />

halinde çok daha yüksek fiyatlardan satılabilme imkanları bulunabilecektir.<br />

İlin ekolojik yapısı, zengin flora yapısı ve işgücü olanakları bakımından büyük bir<br />

arıcılık potansiyeline sahiptir. Yaklaşık olarak 1<strong>00</strong>0 çeşit nektar ve polen kaynağı bitkiye sahip<br />

olan İlde en az 1<strong>00</strong> bin arı kolonisinin ekonomik olarak faaliyet gösterebileceği bir kapasite<br />

216


mevcuttur. Ayrıca, Kafkas arı ırkı ana arılarına da ülke genelinde ve ülke dışından büyük bir<br />

talep bulunmaktadır. Bu avantajları üretimlerle destekleyerek ülke ve İl ekonomisine büyük<br />

bir katma değer yaratabilme imkanı bulunmaktadır. Bunun için de arıcılığa hak ettiği desteği<br />

vermek gerekmektedir.<br />

Sertifikasyon işlemlerinin tamamlanması halinde tamamı organik bal niteliği taşıyan<br />

her yıl üretilen 4<strong>00</strong> ton balı 3.<strong>00</strong>0 tona çıkartmak mümkün olduğu bilinmektedir. Bu da İlin<br />

ekonomisine bugünkü değerle 15-20 trilyon lira arasında katkı sağlayacaktır.<br />

Foto: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 94. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonunda Kafkas Ana Arı Üretimi<br />

Tablo 71. Ardahan İli Mevcut Bal ve Kovan Kapasitesi<br />

İlçe Adı<br />

Köy+Belde<br />

Sayısı<br />

İlçenin Alanı<br />

(Ha)<br />

Kovan Sayısı<br />

Bal Verimi (kg)<br />

Mevcut Kapasite Mevcut Kapasite<br />

Merkez 62 146.490 7.197 20.958 1<strong>12</strong>.470 523.950<br />

Hanak 23+1 60.750 4.052 34.9<strong>00</strong> 72.984 872.5<strong>00</strong><br />

Damal 35+1 83.3<strong>00</strong> 2.186 19.<strong>00</strong>0 41.522 475.<strong>00</strong>0<br />

Posof <strong>12</strong> 25.850 796 <strong>12</strong>.<strong>00</strong>0 15.666 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0<br />

Göle 49 60.161 5.966 24.025 146.448 6<strong>00</strong>.625<br />

Çıldır 54+1 <strong>12</strong>7.<strong>00</strong>0 3<strong>03</strong> 15.950 6.256 398.750<br />

TOPL<strong>AM</strong> 235+3 5<strong>03</strong>.551 20.5<strong>00</strong> <strong>12</strong>6.833 395.346 3.170.825<br />

Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 72’de görüldüğü gibi, Türkiye’de hane başına yıllık bal tüketimi kırsal kesimde<br />

yaklaşık 2,3 kg, kentsel kesimde 2,0 kg ve Türkiye ortalaması olarak ise 2,1 kg’dır. Görüldüğü<br />

gibi hane başına bal tüketimi kırsal kesimde kentsel kesimden daha yüksektir. Ancak gelir<br />

grupları dikkate alındığında tüketim, yüksek gelir gruplarında düşük gelir gruplarına göre<br />

daha yüksektir. Bu durum gelir artığında tüketimin artacağını göstermektedir.<br />

217


Tablo 72. Türkiye’de Hanelerin Bal Tüketimi ve Gıda Harcamaları İçinde Balın Payı (1994 Tüketim Anketi<br />

Sonuçları)<br />

Kırsal (Ortalama) Kent (Ortalama) Türkiye (Ortalama)<br />

Hane Başına Tüketim (Kg/yıl) 2,31 1,97 2,<strong>12</strong><br />

Hane Genişliği 4,7 4,3 4,5<br />

Gıda Harcaması İçinde Balın Payı 0,<strong>00</strong>6 0,<strong>00</strong>5 0,<strong>00</strong>5<br />

Toplam Harcama İçinde Gıdanın Payı 0,45 0,31 0,36<br />

Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 73. Türkiye’de Bal Talep Projeksiyonu (2<strong>00</strong>0-2<strong>00</strong>9)<br />

YIL TALEP ARZ ARZ FAZLASI<br />

2<strong>00</strong>0 68.5 72.6 4.1<br />

2<strong>00</strong>1 69.8 75.8 6.0<br />

2<strong>00</strong>2 73.5 79.1 5.6<br />

20<strong>03</strong> 77.4 82.6 5.2<br />

2<strong>00</strong>4 81.5 86.2 4.7<br />

2<strong>00</strong>5 85.8 90.0 4.2<br />

2<strong>00</strong>6 90.4 94.0 3.6<br />

2<strong>00</strong>7 95.2 98.1 2.9<br />

2<strong>00</strong>8 1<strong>00</strong>.2 102.4 2.2<br />

2<strong>00</strong>9 105.5 106.9 1.4<br />

Kaynak: TEAE Tarımsal Ürün Projeksiyonları, 2<strong>00</strong>4<br />

Bal tüketimini artırıcı kampanyalar ve reklam programları aracılığıyla bal talebini<br />

daha fazla artırmak olasıdır. Tarımın bir parçası olan ve kırsal kesimde topraksız kişiler için<br />

önemli bir istihdam alanı olan bal üretimi teşvik edilebilir. Ancak üretim artışına paralel<br />

olarak bal talebini artırıcı ve pazarlamasını geliştirici önlemlerde alınmalıdır.<br />

Ardahan’da üretilen balın perakende satışı için ambalajlama sorunu bulunmaktadır. Bu<br />

amaçla 2<strong>00</strong>2 yılında Hanak İlçesinde bir adet bal paketleme tesisi kurulmuştur. Üretilen balın<br />

bir kısmı perakende satış yerleri tarafından paketlenmekte ve bir kısmı ise ambalajlanmadan<br />

direk tüketiciye pazarlanmaktadır.<br />

Balın satışı, bir kısmı İlde pazarlanmakta ve diğer önemli bir kısmı ise genellikle<br />

İstanbul ve Ankara’da yaşayan akrabalar aracılığıyla yapılmaktadır. İlde kurulacak yeni bal<br />

paketleme/ambalajlama tesisleri pazarlamada önemli katkı sağlayacaktır.<br />

İlde bu alanda daha önce faaliyet gösteren Arıcılık Derneği kapatılarak, Arı<br />

Yetiştiricileri Birliği kurulması kararlaştırılmıştır. İlde 650 civarında arı yetiştiricisi<br />

bulunmaktadır. Kurulmakta olan birlik, arı yetiştiriciliği ve bu alanda ürün pazarlama amacı<br />

taşımaktadır.<br />

218


H.3. Organik Tarım :<br />

Organik (ekolojik) tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan<br />

dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemidir. Organik tarım<br />

esas itibariyle sentetik kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında;<br />

organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitki direncini artırma, parazit,<br />

parazitoit ve predatörlerden yararlanmayı tavsiye eden ve bu olanakların kapalı bir sistemde<br />

oluşturulmasını talep eden bir sözleşmeli üretim sistemdir.<br />

Ülkemizde 11 Temmuz 2<strong>00</strong>2 tarih ve 248<strong>12</strong> sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak<br />

yürürlüğe giren “Organik Tarım Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” gereği<br />

organik tarım uygulamalarına başlanmıştır. Bir ürünün organik olabilmesi için, mevcut<br />

yönetmelik gereğince, ekolojik tarıma uygun olarak yetiştirildiğinin, satın alma, depolama,<br />

işleme, paketleme ve satış aşamalarında da ekolojik yöntemlere göre uygun işlem gördüğünün<br />

bağımsız bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından denetlenip onaylanması gerekir.<br />

Halen ülkemizde üretilen organik ürünlerin %90’dan fazlası ihraç edilmektedir.<br />

Üretilen ürünlerin büyük kısmı ise kuru ve kurutulmuş ürünlerdir. En önemli yurtdışı<br />

pazarlar başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, Japonya ve ABD’dir. Dünyada gittikçe<br />

gelişen organik üretim ve tüketime paralel olarak ülkemizde iç pazarda da tüketicilerin<br />

bilinçlenmesine paralel olarak büyük artışlar meydana gelmesi beklenmektir. Türkiye’nin<br />

organik tarım ürünleri ihracatı 1996 yılında miktar olarak 3.678 ton ve değer olarak yaklaşık<br />

8 milyon dolar iken, 20<strong>03</strong> yılında miktar olarak 21.083 ton ve değer olarak yaklaşık 37<br />

milyon dolara ulaşmıştır. Ülkemizde yüze yakın çeşit organik ürün üretilmektedir ve çoğusu<br />

yöresel tarım ürünleridir.<br />

Ardahan İli ekolojik yapısı organik tarım yapılmaya son derece müsaittir. Ancak,<br />

İlde ekolojik tarım yapılmamaktadır.. İl için uygun görülen ekolojik ürünler, I. Alt bölgede<br />

kısa vadede patates üretimi uzun vadede hayvansal ürün (et, süt ve bal vb.) ön görülmektedir.<br />

II. alt bölge olan Posof ilçesinde de yine patates üretimi ve yerel tarımsal çeşit olan Posof<br />

Elması, fasulye ve diğer sebze çeşitleri ekolojik ürün olarak üretim potansiyeline sahiptir.<br />

H.4. Tarımsal İşletmeler<br />

H.4.1. Kamu İşletmeleri :<br />

Uygun ekolojisi, nektar ve polen kaynağı zengin çiçek florası ve iş gücü olanakları<br />

bakımından büyük arıcılık potansiyeline sahip olan İlimizde; arıcılarımızın damızlık Kafkas<br />

ana arı ve oğul arı ile Langstroth tipi standart kovan ve kovan parçaları taleplerini karşılamak<br />

üzere 1969 yılında “Ardahan Arıcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü” olarak kurulan ve<br />

1971 yılından itibaren Tarım İl Müdürlüğüne bağlı kuruluş olarak “Arıcılık Üretme İstasyonu<br />

Müdürlüğü” adı altında faaliyetlerini devam ettirmektedir.<br />

Ana arı, oğul arı, kovan ve bal üretiminde belirlenen hedeflere ulaşmak üzere<br />

faaliyetlere devam etmekte olup, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca uygulamaya konulan<br />

Ülkesel Arıcılık Projesinin bir alt projesi olan “Kafkas Bal Arılarının Gen Kaynağı<br />

olarak Muhafazası projesi” hali hazırda uygulanmaktadır. Proje ile ilgili özet bilgi vermek<br />

gerekirse; 2<strong>00</strong>2 yılında, proje için gerekli olan genetik materyal olarak kullanılacak sürüyü<br />

219


oluşturmak için Ardahan İli Posof İlçesi ve köyleri taranarak 150 adet saf Kafkas arı kolonisi<br />

satın alınmak suretiyle, proje uygulanmasına başlanmıştır.<br />

Bu proje ile arıların hırçınlık, hastalıklara dayanıklılık, verimlilik (bal, yavru) ve ırk<br />

özellikleri sezon boyunca takip edilerek aranan özellikler bakımından en iyi 50 koloni tespit<br />

edildikten sonra bu kolonilerden larva transferi ile 150 adet saf Kafkas ırkı ana arı üretilmiş<br />

ve bu ana arılar 2<strong>00</strong>4 yılı Ağustos ayında yine belirlenen en iyi kolonisi erkek arıları ile suni<br />

olarak döllendirilmişlerdir. Suni olarak ve döllendirilen bu ana arılarla 5 çerçeveli oğul arı<br />

oluşturma çalışmaları devam etmektedir.<br />

Foto: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 95. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Faaliyetleri<br />

Bu projenin dışında, 2<strong>00</strong>1 yılında “Ardahan Arıcılığının Geliştirilmesi ve Ana Arı<br />

Üretimi Projesi” kapsamında Ardahan Valiliğince, Mahalli İdareler Fonundan temin edilen<br />

finansmanla, Posof İlçesinde dejenere olduğu tespit edilen kolonilerin ıslah amacıyla ana<br />

arılarının, yörede ürettirilen kaliteli ana arılarla, değiştirilmesine devam edilmektedir. Ancak, bu<br />

proje için temin edilen paranın zamanında kullanılamaması ve eleman eksikliği gibi sebeplerle<br />

20<strong>03</strong> yılı uygulamaları yapılmamıştır. 2<strong>00</strong>4 yılı çalışmalarına ise devam edilmektedir.<br />

Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 96. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Ana Arı Üretimi<br />

220


Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 97. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Oğul Arı. Üretimi<br />

Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 98. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Kovan Üretimi<br />

Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 99. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Bal Üretimi<br />

221


H.4.2. Özel İşletmeler :<br />

Tablo 74. İlçeler Bazında Sığırcılık, Koyunculuk ve Arıcılık İşletmeleri<br />

İlçelere Göre İşletme Sayıları<br />

FAALİYET KONUSU<br />

Merkez<br />

Çıldır<br />

Damal<br />

Göle<br />

Hanak<br />

Posof<br />

Toplam<br />

İşletme<br />

Sayısı<br />

Ruhsatlı<br />

İşletme<br />

Sayısı<br />

Üretim<br />

Miktarı<br />

(ton/yıl)<br />

Buğday Unu 2 - - - 2 - 4 ( * ) 9<strong>00</strong><br />

Ekmek Süt ve<br />

Süt Mamulleri<br />

7 2 2 6 2 3 22 16 4<strong>00</strong>0<br />

Kaşar 11 - - 22 - - 33 7 1465<br />

Tereyağı - - - - - - - 131.7<br />

B.Peynir - - - - - - -<br />

Et ve Et Mamulleri 2 - - - - - 2 2<br />

Yem Fabrikası 1 - - - - - 1 1 10 ton/saat<br />

Toplam 23 2 2 28 4 3 62 26<br />

Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

(*) Ruhsata Tabi Değildir.<br />

H.5. Tarımsal Faaliyetler<br />

H.5.1. Pestisit Kullanımı :<br />

İlde zirai ilaç bayii olmadığı için zirai mücadelede gereksinim duyulan pestisitler<br />

Tarım İl Müdürlüğü Döner Sermayesi tarafından getirilip Bitki Koruma Şubesi tarafından<br />

satılmaktadır. Tarım İl Müdürlüğünce satılan pestisitler aşağıda çıkarılmıştır:<br />

Buğday Sürme Hastalığı için ;<br />

Etkili Madde Adı Formülasyonu Dozu<br />

Manep 80 WP 1<strong>00</strong> kg. tohuma 150 gr.<br />

Patates Mildiyösü ve Böceği için ;<br />

Etkili Madde Adı Formülasyonu Dozu<br />

Bakır oksit %50 WP 1<strong>00</strong> lt. suya 4<strong>00</strong> gr.<br />

Deltamethrin 25 gr/lt EC 1<strong>00</strong> lt. suya 30 ml.<br />

Cypermethrin 2<strong>00</strong> gr/lt EC 1<strong>00</strong> lt suya 20 ml<br />

Tarla Faresi için ;<br />

Etkili Madde Adı Formülasyonu Dozu<br />

Çinko fosfür %80 gr Toz 1<strong>00</strong> kg buğdaya 2 kg.<br />

H.5.2. Gübre Kullanımı :<br />

İlde gübre üreten fabrika bulunmamaktadır. Gübre ihtiyacı Tarım Kredi Kooperatifleri<br />

ve İlde bulunan gübre bayilerinden temin edilmektedir. İle sınır olan Gürcistan’dan, İl<br />

222


esnafınca, gerek İl içi gerekse İl dışına pazarlanmak üzere gübre ithalatı yapılmaktadır. Bu<br />

kapsamda 2<strong>00</strong>2 yılında 6.<strong>00</strong>0 ton gübre ithal edilmiştir.<br />

İlde 1999’da 17.280 ton, 2<strong>00</strong>0’de 16.315 ton gübre kullanılmıştır. 2<strong>00</strong>0 yılı Türkiye<br />

tüketimi ise 10.424.828 tondur (Kaynak;DİE,Tarımsal Yapı,1999-2<strong>00</strong>0). Ülke genelinde yapılan<br />

sübvansiyonların düşürülmesi ve destekleme şeklinin değişmesiyle, gübre kullanımında<br />

giderek azalma görülmektedir.<br />

İlde yoğun miktarda üretilen organik gübre (hayvan gübresi) kırsal kesimde<br />

geleneksel yakacak olarak kullanılmaktadır. Söz konusu gübrenin çürütülerek tarım<br />

alanında kullanılmasının sağlanması; ekolojik tarım açısından çevre koruma açısından ve<br />

verimlilik açısından hayati önem taşımaktadır. Şayet “Biyogaz” üretim üniteleri kurularak<br />

değerlendirilirse, bir çok yönlü ekonomik kazanım söz konusu olacaktır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ertuğrul, E., Ardahan İli Uygun Yatırım Alanları Araştırması, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

223


224


I. MADENCİLİK<br />

Ülke ekonomilerinin önemli sektörlerinden biri olan madencilik, ulusların sosyoekonomik<br />

kalkınmaları için gerekli olan enerji ve sanayiinin temel hammaddelerini sağlayan<br />

tüm faaliyetleri kapsamaktadır.<br />

Madenler, ülkelerin doğal kaynaklarından biri olup, giderek artan talepleri karşılamak<br />

yüzünden de işletilmeleri kaçınılmazdır. Ancak kullanılmakta olan maden çıkarma<br />

metotlarına bakılmaksızın, her türlü maden işletmeleri yoğun olarak arazi bozulmalarına ve<br />

doğal çevrenin tahribine sebep olmaktadır.<br />

Madencilik işletmeleriyle doğal kaynaklar olan madenler ve mineraller insan refahı<br />

için bir taraftan ekonomiye kazandırılırken, diğer taraftan ekolojik çevreye verilen büyük<br />

tahribat ve zararları çoğu zaman ne yazık ki göz ardı edilmektedir. Faaliyetlerin yapıldığı<br />

alanlarda ve özellikle açık işletme yöntemi ile çalışılan sahalarda, çalışmalar bittikten sonra<br />

topografya, jeolojik yapı, röliyef, su rejimi, iklim ve peyzaj tamamen değişmekte ve bitki<br />

örtüsü de harap olmaktadır.<br />

I.1. Maden Kanununa Tabi Olan Madenler ve Taş Ocakları Nizamnamesine tabi Olan<br />

Doğal Malzemeler<br />

I.1.1. Sanayi Madenleri :<br />

Ayrıntıları B.5.1. de verilen İlde bulunan sanayi madenlerinden kil, diyatomit ve<br />

trastan sanayi alanında yararlanılamamaktadır. Bu sayılan sanayi madenlerinden yeterli<br />

ölçüde yararlanılırsa İl ekonomisine önemli bir katma değer sağlayacaktır.<br />

I.1.2. Metalik Madenler :<br />

İl genelinde metalik maden bulunmadığından, metalik maden işletmeleri de<br />

bulunmamaktadır.<br />

I.1.3. Enerji Madenleri :<br />

İlde enerji madenlerinden kömür bulunmakta olup, Karaköse vd. (1994), bölgede<br />

yaptığı çalışmada en önemli bulgu Türkiye-Gürcistan sınırındaki Türkgözü Köyü’ne<br />

bağlı Pala Mahallesi’nin hemen doğusundan akmakta olan Zetava Deresi içindedir. MTA<br />

laboratuarlarında yapılan analiz sonucuna göre, alt kalori değeri 3646 Kcal/kg ve üst kalori<br />

değeri 3834 Kcal/kg olan kömür, yöre için çok önemli bir enerji kaynağıdır.<br />

Ancak İlde bulunan bu kömür yatakları işletilmemektedir. Söz konusu alanlarda<br />

yapılacak sondajlar, kömür rezervi konusunda bir cevap getirecek ve sonuç olumlu olursa,<br />

Doğu Anadolu’nun enerji sıkıntısına çok önemli katkı sağlayacak ve İl ekonomisine önemli<br />

bir katma değer sağlayacaktır..<br />

I.1.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi B.5.4 verilmiştir.<br />

225


I.2. Madencilik Faaliyetlerinin Yapıldığı Yerlerin Özellikleri :<br />

İl genelinde işletilen ruhsatlı sahalar genellikle taş ocağı ve kum ocağı olarak<br />

işletilmektedir. İl alanının büyük bir alanını kaplayan volkanitlerden bazalt ve andezitler<br />

İldeki ruhsatlı taş ocakları için uygun yerler oluşturur. Kum ve çakıl ocakları; Kura Nehri<br />

taşkın ovasındaki güncel alüvyonlar üzerinde ve Posof Çayı ile Hanak Çayının debisinin<br />

yüksek olduğu zamanlarda getirmiş olduğu malzemelerin biriktiği güncel alüvyon yataklarda<br />

bulunmaktadır. İlde açılmış taş ocakları ile kum ve çakıl ocakları, genellikle VII. ve VIII. sınıf<br />

orman vasfı olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazilerde bulunmaktadır.<br />

Nehir kıyısında yapılan kum ocağı işletmeciliğinde, kıyı çizgisi bozulmayacak şekilde<br />

koruma bandı bırakılmaktadır.<br />

I.3. Cevher Zenginleştirme :<br />

İlde, Maden Kanununa tabi madenler ile Taş Ocakları Nizamnamesine tabi<br />

doğal malzemelerin çıkarılmasını müteakiben yapılan cevher zenginleştirme yöntemleri<br />

bulunmamaktadır.<br />

Ancak İlde bulunan taş ocakları ile kum ve çakıl ocaklarından alınan malzemeler<br />

kırma-eleme yöntemi ile basit zenginleştirme işlemine tabi tutulmaktadır. Bu işlemler<br />

sırasında çevreye olan etkileri minimum seviyeye ulaştırmak için bu ocaklarda deşarj ve<br />

emisyon izni almaları hususunda gerekli işlemler Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce<br />

takip edilmektedir.<br />

I.4. Madencilik Faaliyetlerinin Çevre Üzerine Etkileri :<br />

İlde yapılan madencilik faaliyetlerin tamamı kum ve çakıl ocağı alanındadır. Bu<br />

işletmeler ormanlık alanlarda olmayıp, açık işletme şeklinde yapılmaktadır. İşletmelerde ÇED<br />

Ön Raporlarında işletme sırasında sıyrılan bitkisel toprak, üretimin yapılmayacağı alanda<br />

depolanarak rüzgar ve yağmur erozyonuna maruz kalmaması için üzeri çimlendirileceği<br />

ve işletme süresi sonunda ise depolanan toprak, alanın yeniden topografyaya uygun hale<br />

getirilecek şekilde faaliyet alanına serileceği taahhüt edilmektedir.<br />

Açık işletmelerde, malzemeyi ana kayaçtan ayırmak için patlatma yapılmaktadır.<br />

Patlayıcı, parlayıcı madde satmaya yetkili yerlerden temin edilmektedir. Patlayıcı maddelerin<br />

kullanılması, korunması, taşınması konularında “Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle<br />

Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı,<br />

Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi” usul ve esaslarına ilişkin 29 Eylül 1987 tarih<br />

ve 19589 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 87/<strong>12</strong>028 karar sayılı tüzüğe uygun olarak<br />

uzman personel tarafından ve jandarma kontrolünde yapılmaktadır. Patlatma için deliklerin<br />

oluşturulması, doldurulması ve patlatılması sırasında ve sonrasında gerek Çalışma Bakanlığı<br />

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tedbirlerine ve gerekse 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerine<br />

bağlı kalınmaktadır.<br />

I.5. Madencilik Faaliyetleri Sonucunda Arazi Kazanım Amacıyla Yapılan Rehabilitasyon<br />

Çalışmaları :<br />

İlde bulunan madencilik faaliyetleri açık işletme şeklinde yapılmaktadır. Açık ocak<br />

işletmeciliğinde, faaliyetin yapıldığı alanda kendine özgü olan ve kısmen kalıcı oluşan<br />

226


çukurlar ve şevler gibi yeryüzü şekilleri meydana gelmektedir. Ocağın işletilmesiyle tahrip<br />

edilip ve doğal dengesi bozulacak araziyi, işletme sonrasında çeşitli rekreasyon yöntemleriyle<br />

ilk haline getirmek olası değildir. Yapılacak onarım çalışmaları, bozulmuş araziyi eskiye<br />

en yakın konuma getirilmeye çalışılarak çevresiyle her açıdan uyumlu olmasını sağlamaya<br />

yönelik olacaktır. İşletme sırasında sıyrılan bitkisel toprak, üretimin yapılmayacağı alanda<br />

depolanarak rüzgar ve yağmur erozyonuna maruz kalmaması için üzeri çimlendirileceği<br />

yönünde işletme sahibi tarafından taahhüt edilmektedir. İşletme sonunda ise depolanan<br />

toprak ve konkasör tesisinde arta kalan malzeme, alanın yeniden topografyaya uygun hale<br />

getirilecek şekilde faaliyet alanına serilmektedir.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan İl Özel İdare Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi,MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962,<br />

117 s. (yayımlanmamış)<br />

DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, Kars, 2<strong>00</strong>4<br />

227


228


J. ENERJİ<br />

J.1. Kaynaklarına Göre Enerjilerin Sınıflandırılması<br />

J.1.1. Birincil Enerji Kaynakları :<br />

Birincil enerji kaynakları; güneş, rüzgar, su, biyogaz, biyomas, odun, kömür,<br />

petrol, jeotermal sular ve doğal gaz olarak bilinir. Bunlar gerekli enerji kullanımına<br />

dönüştürülünceye kadar makinelerde ısınma amacıyla ve türbin veya motor gibi araçlarda<br />

kullanıncaya kadar işe yaramaz. Dünyada birçok ülkede pek çok birincil enerjinin ziyan<br />

olmasının sebebi onu gerekli hizmete çevirecek olan donanımın tasarımındaki veya<br />

gelişmesindeki yetersizliklerdir.<br />

J.1.1.1. Güneş Enerjisi :<br />

Güneş enerjisi, insanların bir çok ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılabilen<br />

yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Güneş pilleri, termal güneş santralleri, pasif güneş enerjisi<br />

sistemleri konut ve işyerlerindeki güneş kolektörleri ile enerji elde etmek mümkündür.<br />

Mevcut verilere göre Ardahan’da yılda 89,5 gün, güneşli geçmektedir. Güneşli geçen<br />

saatler veya yıllık birleşik sıcaklıklarla ilgili bilgiler tam olarak bulunmamakla birlikte yılda<br />

ortalama güneşlenme süresi 540 saat-dakika/gün olarak tespit edilmiştir. İlde alt bölgeler<br />

arasında önemli farklılıklar olmamakla birlikte hiç bir alt bölge, yılda 1<strong>00</strong>0 saatten fazla<br />

güneş almamaktadır. İl (yılda 2<strong>00</strong>0 veya daha fazla saat güneş alan), Ege veya Akdeniz İlleri<br />

ile karşılaştırıldığında güneş enerjisi bakımından oldukça zayıf kalmaktadır.<br />

Bu nedenle İlde, güneş enerjisinden yararlanmak için herhangi bir proje üretilmemekte<br />

ve yöre halkı da bu enerjiden yararlanma imkanı bulamamaktadır.<br />

J.1.1.2. Rüzgar Enerjisi :<br />

Rüzgar, atmosferde bol ve serbest olarak bulunan yenilenebilir ve temiz bir enerji<br />

kaynağıdır. İlde ortalama rüzgar hızı 2.2 m/s ve bölgeyi etkileyen hakim rüzgar yönü; 1968-<br />

1990 yılları arasındaki 23 yıllık kayıtlara göre 3211 esme sayısı toplamı ile 1. derece batıgüneybatı<br />

(WSW) olmakla birlikte, Ardahan İli genelinde rüzgar enerjisinden yararlanmak<br />

için bir çalışma yapılmamıştır.<br />

J.1.1.3. Su Enerjisi :<br />

Su enerjisi olarak, denizlerde bulunan dalga enerjisinden yararlanılarak enerji<br />

üretilmesi kastedilmektedir. Bu nedenle Ardahan İlinin denize kıyısı olmadığı için, su<br />

enerjisinden yararlanılamamaktadır.<br />

J.1.1.4. Biyogaz Enerjisi :<br />

Bitkisel atık ve benzeri organik atıkların oksijensiz ortamda fermantasyonu ile elde<br />

edilen biyogaz enerjisinin, İl genelinde üretim ve tüketimi bulunmamaktadır.<br />

229


J.1.1.5. Biyomas Enerjisi :<br />

Bitkisel ürünlerin, hayvan ve orman atıklarının, tropik çayırların, şehir ve endüstri<br />

atıklarının çevrimi yoluyla elde edilen biyomas enerjisinin, İl genelinde üretim ve tüketimi<br />

bulunmamaktadır.<br />

J.1.1.6. Odun :<br />

İklimin soğuk ve uzun sürmesi yakacak oduna ihtiyacı artırmaktadır. İlde bilinçsiz<br />

ve dengesiz bir odun tüketimi yapılmaktadır. İl genelinde yakacak oduna olan ihtiyaç<br />

ortalama yılda 40.<strong>00</strong>0 ster yani yaklaşık olarak 14.<strong>00</strong>0 ton olmakla beraber, üretim (Göle<br />

Orman İşletme Müdürlüğünün üretimi) 4.<strong>00</strong>0- 5.<strong>00</strong>0 ster olarak gerçekleşmektedir. Bu<br />

durum İl ihtiyacınının 1/10’ununu ifade etmektedir. 14.<strong>00</strong>0 ton yakacak odunun; <strong>12</strong>.5<strong>00</strong><br />

tonu konutlarda, 750 tonu ticaret alanında ve 750 tonu ise resmi dairelerde kullanılmaktadır.<br />

Üretilen yakacak odunun tamamı Sarıçamdan elde edilmektedir.<br />

J.1.1.7. Kömür :<br />

İl genelinde kömür amaçlı yapılan daha önceki çalışmalara ait veriler B.1.3’te<br />

verilmiş olup, Ardahan İli sınırları içinde kömür işletmesi bulunmamaktadır.<br />

J.1.1.8. Petrol :<br />

Ardahan İlinde TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />

yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />

yapılmıştır. Bu çalışma, sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />

ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan, İlin<br />

petrol rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />

J.1.1.9. Jeotermal Enerji :<br />

Aktimur vd. (1991), bölgede yaptığı çalışmaya göre Binbaşak Fayı’nın Kura Vadisi’ni<br />

kestiği yerlerde ve Susuz’un yaklaşık 10 km. kadar batısında kaplıca olabilecek sıcaklıkta<br />

sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Ancak söz konusu kaynaktan enerji elde etmek amacıyla<br />

bir çalışma yapılmamıştır.<br />

J.1.1.10. Doğalgaz Enerjisi :<br />

Ardahan İlinde, TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />

yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />

yapılmıştır. Bu çalışma, sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />

ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan İlin<br />

doğalgaz rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />

J.1.2. İkincil Enerji Kaynakları :<br />

Doğada potansiyel halde bulunan birincil enerji kaynaklarının çeşitli teknolojik<br />

donanımlarla bir çevrim sonucu enerji üretiminin elde edildiği termik, hidrolik ve nükleer<br />

enerji kaynaklarıdır.<br />

230


J.1.2.1. Termik Enerji:<br />

Termik santraller; kömür, motorin, doğalgaz, fuel-oil, jeotermal enerji kaynaklarının<br />

kullanılması ile elektrik enerjisinin üretildiği tesislerdir. Bu tesislerden elde edilen enerjiye<br />

termik enerji denilmektedir. İl sınırları içinde termik santral bulunmamaktadır.<br />

J.1.2.2. Hidrolik Enerji :<br />

Hidrolik santrallerde akarsu gücünden yararlanılarak elektrik enerjisi elde edilmesidir.<br />

İl sınırları içinde hidrolik santral bulunmamaktadır. Ancak Kura Nehri Projesi doğrultusunda<br />

İl sınırları içinde kurulması planlanan hidrolik santrallerle ilgili bilgi B.4.1’de ayrıntılı olarak<br />

verilmiştir.<br />

J.1.2.3. Nükleer Enerji :<br />

Doğada bulunan radyoaktif elementlerden yararlanılarak nükleer santrallerde elektrik<br />

enerjisi elde edilmesidir. İl sınırları içinde radyoaktif kaynak rezervi ile ilgili bir çalışma<br />

yapılmamış olup, nükleer santralde bulunmamaktadır.<br />

J.2. Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı :<br />

Tablo 75. Ardahan İlinde Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı<br />

Elektrik (Kwh) Petrol Ürünleri(ton) Odun (ton) Doğal gaz (m3)<br />

Mesken 21.<strong>12</strong>5.593 - <strong>12</strong>.5<strong>00</strong> -<br />

Ticaret 7.4<strong>12</strong>.153 - 750 --<br />

Sanayi 101.804 - - -<br />

Resmi Daire <strong>12</strong>.<strong>12</strong>5.593 - 750 -<br />

Diğer 9.467.202 - - -<br />

TOPL<strong>AM</strong> 50.232.345 - 14.<strong>00</strong>0 -<br />

Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü , Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo76. Ardahan İlinde Elektrik Enerjisi Tüketimi<br />

Tüketildiği Yer<br />

Miktarı<br />

Resmi Daire <strong>12</strong>.<strong>12</strong>5.593<br />

Belediye 383.475<br />

Kit 1.502.858<br />

Sanayi 101.804<br />

Ticarethane 7.4<strong>12</strong>.153<br />

Mesken 21.072.471<br />

Şantiye 387.392<br />

Hayır Kurumu 343.720<br />

İçme Ve Kullanma Suyu 541.683<br />

Aydınlatma 6.361.196<br />

Toplam Tüketime Sunulan 50.232.345<br />

Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

231


Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 1<strong>00</strong>. Ardahan İlinde Elektrik Enerjisi Tüketimi<br />

J.3. Enerji Tasarrufu ile İlgili Yapılan Çalışmalar :<br />

İlde enerji tasarrufu konusunda yapılan bir çalışma bulunmamaktadır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Meteoroloji İl Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

232


K. SANAYİ VE TEKNOLOJİ<br />

K.1. İl Sanayiinin Gelişimi, Yer Seçimi Süreçleri ve Bunu Etkileyen Etkenler :<br />

Ardahan’da sanayi kesimi üretiminin İl ekonomisine katkısı yok denecek kadar<br />

azdır. Üretimin girdilerine ve büyük pazarlara uzak olan, ayrıca yeterli sermaye birikimi<br />

olmayan İlde, sanayileşme yeterince gelişme gösterememiştir. Bölgede oluşan imalat<br />

sanayi ve sınırlı düzeyde gelişmiş olup, genelde bölgesel pazara hitap eden bir özellik<br />

göstermektedir.<br />

Bölgenin içinde bulunduğu olumsuzlukların en aza indirilmesi için sanayileşmenin<br />

sağlanması, buna bağlı olarak da gelir düzeyinin arttırılması gerekmektedir. Bölgenin içinde<br />

bulunduğu olumsuzlukların en aza indirilmesi için sanayileşmenin sağlanması, buna bağlı<br />

olarak da gelir düzeyinin arttırılması gerekmektedir. Geleneksel ekonomik yapının (tarım<br />

ve hayvancılığa dayalı) kırılarak, iktisadi aktiviteye ivme kazandırılabilmesi için imalat<br />

sanayiine yönelik üretim tesislerinin kurulması gerekmektedir.<br />

Ardahan İli için uygun yatırım konuları önerilirken, (Erdoğan, E., 2<strong>00</strong>4)’e göre<br />

öncelikle Ardahan’daki doğal kaynak potansiyeli göz önünde tutulmalıdır. Tarım, yer altı<br />

(maden kaynakları) ve yer üstü varlıklardan (orman varlığı) meydana gelen doğal kaynak<br />

potansiyeli, öncelikle ve kolaylıkla değerlendirilebilecek kaynakları oluşturur. Ardahan<br />

İli ekonomisinde sanayi sektörü payının çok düşük olduğu ve sanayi sektörüne girdi<br />

sağlayacak tarım ve hayvancılık sektöründeki gelişmeler dikkate alındığında, doğal kaynak<br />

potansiyeline öncelik verilmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.<br />

Yatırım alanları önerilmesine teşkil eden diğer kriter ise , İl ve bölgedeki sanayiinin<br />

ileri ve geri entegrasyonuna ilişkin olarak önerilen yatırımlar olmalıdır.<br />

Ön araştırmalar, yerinde yapılan incelemeler ile yönelik daha önce yapılan çalışmalar<br />

ve sektör uzmanlarıyla yapılan görüşmeler sonucunda Ardahan‘a yönelik olarak 16 adet<br />

yatırım konusu önerilmiştir. İl için önerilen yatırım konuları aşağıda verilmektedir.<br />

Ardahan’ın Doğal Kaynak Potansiyelini Değerlendirmeye Yönelik Yatırımlar:<br />

Ardahan‘ın doğal kaynak potansiyelini meydana getiren tarım ve hayvancılık<br />

sektörüne dayalı olarak yapılabilirliği öngörülen yatırım konuları aşağıdaki gibidir.<br />

a. Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Yapılabilecek Yatırımlar<br />

Türkiye nüfusunun yaklaşık % 35’i kırsal kesimde yaşamakta ve çalışan nüfusun<br />

yaklaşık % 48,4’ü tarımda istihdam edilmektedir. 2<strong>00</strong>1 yılı itibariyle GSYH’nın % <strong>12</strong>.1’ini<br />

oluşturan tarım sektörü ayrıca gıda maddeleri talebinin önemli bir kısmını karşılamaktadır.<br />

Türkiye’de hayvancılık sektörünün Milli Gelir içindeki payı % 6, kırsal gelirler<br />

içindeki payı ise % 25 civarındadır. Hayvancılıkta ileri durumda olan ülkelerde ise bu oran<br />

% 60-80’ler seviyesindedir. Ülkemizin hayvancılığın milli gelire olan katkısı ve gelirler<br />

içinde aldığı pay dikkate alındığında, bu sektörün önemi ve mevcut potansiyelinin iyi<br />

değerlendirilemediği anlaşılmaktadır. Ülkemiz hayvan varlığının çokluğuna rağmen birim<br />

başına verimlilik oldukça düşüktür. Ülkemizde artan nüfusun meydana getirdiği talep ve<br />

233


yükselen sosyo-ekonomik refah düzeyi hayvansal protein üretiminin artırılmasını gerekli<br />

kılmaktadır. Aynı zamanda dış pazar potansiyelinin de bulunması hayvancılığın önemini<br />

daha da artırmaktadır.<br />

Başlıca hayvancılık faaliyetleri; büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığı kümes hayvancılığı,<br />

arıcılık ve su ürünleri yetiştiriciliğidir. Hayvansal proteinin dolayısıyla hayvansal<br />

üretimin artırılmasında hayvan varlığı yanında, birim hayvandan alınan elde edilen verim<br />

de oldukça önemlidir. Hayvansal ürünlerin üretiminde mevcut ihtisaslaşmış işletmelerin<br />

miktarının yetersizliği ve daha çok hayvansal ürünler üretiminin bitkisel üretimle birlikte<br />

yapılması, birim hayvan başına düşen verimi etkilemekte, hayvansal üretim potansiyelinin<br />

yeterince değerlendirilmesine olanak vermemektedir. Birim başına verimi etkileyen<br />

diğer önemli etkenler ise; hayvanların büyük bir bölümünün düşük verimli ırklardan oluşması,<br />

yem üretiminin yetersizliği, yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengesizlik,<br />

hastalıklarla mücadelenin yetersizliği, pazarlama zincirinin uzunluğu ve örgütlenmenin<br />

eksikliğidir.<br />

Nüfusunun % 70,3’ü kırsal kesimde yaşayan, iktisadi faal nüfusunun % 77,8’i tarım<br />

sektöründe istihdam edildiği Ardahan İlinde, tarımsal hasıla (cari fiyatlarla) toplam İl<br />

hasılasının % 46,6’sını, Doğu Anadolu Bölgesi tarımsal hasılasının % 3,44’ünü ve Türkiye<br />

tarımsal hasılasının ise % 0,29’unu oluşturmaktadır.<br />

Ardahan İline tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik olarak 9 adet yatırım konusu<br />

öngörülmüştür. İl hayvancılığının gelişimi açısından aşağıda önerilen yatırım konuları orta<br />

büyük işletme niteliğinde olmadığı sürece geçimlik düzeyde kalacak veya imalat sanayi ve<br />

ticari açıdan sınırlı ölçüde ele alınacaktır. Tarım ve hayvancılık sektöründe önerilen yatırım<br />

konuları ise şöyledir:<br />

• Arıcılık v Kafkas ırkı ana arı üretimi<br />

• Kaz yetiştiriciliği<br />

• Kafeste ve /veya havuzda alabalık yetiştiriciliği<br />

• Süt sığırcılığı<br />

• Besi sığırcılığı<br />

• Eve yumurta tavukçuluğu<br />

• Seracılık, meyve ve sebze yetiştiriciliği<br />

• Organik tarım ürünleri üretimi<br />

• Kaba yem üretimi<br />

a.1. Arıcılık ve Kafkas Irkı Ana Arı Üretimi:<br />

Arıcılık toprağa bağımlı olmadan ve herkes tarafından yapılabilen tarımsal bir üretim<br />

kolu olup, istihdam oluşturması açısından sosyo-ekonomik bir öneme sahiptir. Ardahan İli,<br />

Dünyada yetiştirilmekte olan ve ekonomik değere sahip olduğu bitki florası ile arıcılık<br />

alanında önemli bir potansiyele sahiptir. Kafkas arı ırkının korunmasına yönelik İl, Artvin ili<br />

hariç diğer bütün bölgelerden her türlü arı girişine yasaklanmıştır. Posof İlçesi ise bu açıdan<br />

tamamen izole bölge statüsündedir. İlde geniş bir alana sahip çayır- mera alanlarında bulunan<br />

nektar ve polen kaynağı ballı bitki için çeşit sayısı 6<strong>00</strong>’ün üzerinde olup, uygun konaklatma<br />

yerlerinde 80-1<strong>00</strong> bin koloni arı ile yetiştiricilik yapılabilme potansiyeline sahiptir. Bu konu<br />

ile ilgili daha geniş bilgi H.2.2.6 (Arıcılık ve İpekböcekçiliği) bölümünde verilmiştir.<br />

234


a.2. Kaz Yetiştiriciliği:<br />

İl, öz tüketime yönelik yapılan kaz eti üretimi de önemli bir yer tutmaktadır. Yıllık<br />

ortalama 250.<strong>00</strong>0 adet kaz varlığının 2<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0’i kış tüketimine yönelik kesilmektedir. Bu<br />

rakamlar Türkiye toplam kaz varlığının yaklaşık % 15’i, Doğu Anadolu Bölgesi kaz<br />

varlığının ise yaklaşık olarak % 35’i olup, pazarlanan kısmının değeri de yaklaşık olarak<br />

1.3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 YTL’dir. İlkbaharda civciv üretimine müteakiben bir aylıktan itibaren mera ve<br />

hasat mevsiminden sonrada anızla doğal şartlarda beslenmektedir. Sonbaharda bir aylık süre<br />

zarfında tane yem ile besi olgunluğu sağlandıktan sonra kesimi yapılmaktadır. Kazın verimi<br />

ortalama 4-7 kg karkas, 1-1,5 kg yağ ve 1<strong>00</strong>-150 gr temiz tüy üretilmektedir. Kaz tüyü yastık,<br />

yorgan yapılabildiği gibi, başta spor giyim olmak üzere tekstil sanayisinde kullanılmakta ve<br />

yine tüy ve karaciğere olan yurtdışı talep dikkat çekmektedir. Bölgede 1<strong>00</strong>0 tonun üzerinde<br />

kaz eti ve yağı, 25 ton civarında tüy çoğunlukla aile içi tüketiminde değerlendirilmektedir.<br />

İlde kolaylıkla üreyebilen ve yaşayan kaz, üretimi gelişmeye açık önemli bir<br />

potansiyeldir. Ticari amaçlı bir sektör olması sağlanabilirse ve sonuçta üretilen eti, yağı, ciğeri<br />

ve tüyü pazarlanması durumunda, İl için önemli bir gelir kaynağı oluşturulabilir. Üretim<br />

yönüne uygun işleme sistemlerinin (kesimhane, tüy çıkarma, ambalajlama) kurulması da<br />

üretimi ve pazarlamayı teşvik edecektir.<br />

a.3. Kafeste ve/veya Havuzda Alabalık Yetiştiriciliği:<br />

İlde su ürünleri üretimi bakımından önemli bir potansiyel bulunmaktadır. 2 adet büyük<br />

ve 9 adet küçük doğal gölün yanı sıra Kura Nehri’ne katılan diğer akarsu ve derelerde Tarım<br />

İl Müdürlüğü tarafından yürütülen suni balıklandırma çalışmaları, tatlı su balıkçılığının geliştirilmesine<br />

olumlu katkı sağlamaktadır. Doğu Anadolu Projesi Ana Planı kapsamında ön fizibilitesi<br />

yapılan Çıldır Gölü’nde kafeste alabalık yetiştiriciliği projesi yapılabilir bulunmaktadır.<br />

İlde ayrıca Posof alt bölgesi başta olmak üzere bir çok ilçede, bulunan doğal dere ve su kaynaklarında<br />

havuz balıkçılığı yapılması şartları uygun bulunmuştur. Yatırımın yapılıp yapılmaması<br />

kararında balık yemi fiyatları ile balık fiyatlarına ilişkin bekleyişler etkili olacaktır.<br />

a.4. Süt Sığırcılığı:<br />

Nüfusun önemli bir bölümü tarımla uğraşan İlde, hayvancılık ve hayvansal ürünler<br />

ekonomik ve sosyal hayata yön vermektedir. Önemli derecede sağılabilir hayvan varlığı ve<br />

süt üretimi bulunan İlde, süt sığırcılığı önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen tam<br />

anlamı ile değerlendirilememektedir. Yörede yaylacılığın yaygın olması ve mevcut yolların<br />

bozuk olması nedeniyle sütün belli merkezlerde toplanarak değerlendirilmesi zor olmaktadır.<br />

İldeki üreticiler elde ettikleri sütü kendi ihtiyaçları karşıladıktan sonra yöredeki mandıracılara<br />

satmaktadırlar. İldeki hayvancılığı geliştirmek için bölgede süt toplama merkezlerinin<br />

oluşturulmasına bağlıdır. Süt toplama merkezleri ile üreticiler ellerindeki sütü hijyenik<br />

koşullarda soğutmalı depolarda bir araya getirerek pazarlık yapma gücü kazanacaklardır.<br />

Yörede mevcut hayvancılığı geliştirilmesi açısından süt toplama merkezlerinin faaliyete<br />

geçirilmesi durumunda İlde süt sığırcılığında önemli bir potansiyel bulunmaktadır.<br />

a.5. Besi Sığırcılığı:<br />

İlde ülke genelinde olduğu gibi etçi sığır ırkları bulunmamakla birlikte besicilik<br />

konusunda uzmanlaşmış işletme sayısı yok denecek kadar azdır. Üretilen hayvanlardan besi<br />

235


olacak 1-3 yaş arası erkek sığır, 3-4 aylık mera besisinden sonra tam olarak besi olgunluğu<br />

sağlanmadan, çoğunluğu İl dışında olmak üzere pazarlanmaktadır. Şüphesiz bunun en<br />

önemli nedeni sermaye birikiminin yetersizliği, besicilik için gerekli olan karma ve kesif<br />

yemin pahalılığı ve barınak şartlarının yetersizliğidir. İldeki tek entegre tesis olan Ar-Et<br />

A.Ş. besicilik yapma, kesimhane ve et ürünleri üretme imkanlarına sahiptir. Kısa bir dönem<br />

çalışmış olan tesis sermaye yetersizliği ve pazar sıkıntısı nedeniyle faaliyetine ara vermiştir.<br />

Şu anda kendi satış noktası için ve bazen de fason kesim yapmaktadır. Ardahan–Kars yöresine<br />

adapte olmuş yerel bir ırk olan Zavot Sığır genotimi, Simental ve Esmer ırkının melezidir.<br />

Yerli ırktan daha yüksek verimlidir. Doğu Anadolu Projesi Ana Planı kapsamında İl için<br />

hazırlanan ve ön fizibilite olarak değerlendirilen “Ardahan İli Besi Sığırcılığı” yapılabilir<br />

bulunmuştur. Ardahan için önerilen besi sığırcılığı, İlde sığır yetiştiriciliğine yönelik mevcut<br />

olan altyapının daha iyi değerlendirilmesi ve hayvancılığın geleneksel yapıdan kurtarılarak<br />

daha çok pazara dönük bir yapıya kavuşturulmasını sağlamaya yöneliktir.<br />

a.6. Et ve Yumurta Tavukçuluğu:<br />

İstihdamı geliştirmede, İl ekonomisine ve kırsal ekonomik kalkınmaya önemli<br />

katkıları olacak entansif tavuk eti ve yumurta tavukçuluğu üretimi bölge talebi ve dış satım<br />

olanakları da göz önüne alınarak geliştirilmelidir.<br />

a.7. Seracılık, Meyve ve Sebze Üretimi:<br />

İklime bağlı kalınmadan, bütün yıl boyunca ekonomik olarak bitkisel üretim<br />

(sebze, meyve, çiçek) yapılabilen cam plastik vb. ışık geçirebilen malzeme ile örtülerek<br />

değişik biçimlerde inşa edilen, yüksek sistemli ve tüm iklim elemanlarının denetimine<br />

olanak sağlanabilen örtü altı yetiştiriciliği tesisleridir. İl bitkisel üretimi içerisinde çok<br />

küçük bir yer kaplayan sebze-meyve yetiştiriciliği geliştirilmesi ve istihdama katkısı olacağı<br />

düşünüldüğünden başta Posof alt bölgesinde olmak üzere yapılabilir bulunmuştur.<br />

Sera işletmeciliğini kısıtlayıcı en önemli etmen, bitkinin gelişimine en uygun sıcaklığı<br />

sağlamak için katlanılan maliyettir. Serada üretilmesi uygun olan sebzeye ilişkin ayrıntılı<br />

pazar araştırması yapılmalıdır.<br />

a.8. Organik (Ekolojik) Tarım:<br />

Ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan dengeyi yeniden kurmaya<br />

yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemidir. Organik tarım esas itibariyle sentetik<br />

kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında; organik ve yeşil<br />

gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitki direncini artırma, parazit, parazitoit<br />

ve predatörlerden yararlanmayı tavsiye eden ve bu olanakların kapalı bir sistemde<br />

oluşturulmasını talep eden bir sözleşmeli üretim sistemdir.<br />

Ülkemizde 11 Temmuz 2<strong>00</strong>2 tarih ve 248<strong>12</strong> sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak<br />

yürürlüğe giren “Organik Tarım Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” gereği<br />

organik tarım uygulamalarına başlanmıştır. Bir ürünün organik olabilmesi için, mevcut<br />

yönetmelik gereğince, ekolojik tarıma uygun olarak yetiştirildiğinin, satın alma, depolama,<br />

işleme, paketleme ve satış aşamalarında da ekolojik yöntemlere göre uygun işlem gördüğünün<br />

bağımsız bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından denetlenip onaylanması<br />

gerekir. Halen ülkemizde üretilen organik ürünlerin % 90’dan fazlası ihraç edilmektedir.<br />

236


Üretilen ürünlerin büyük kısmı ise kuru ve kurutulmuş ürünlerdir. En önemli yurtdışı<br />

pazarlar başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, Japonya ve ABD‘dir. Dünyada gittikçe<br />

gelişen organik üretim ve tüketime paralel olarak ülkemizde iç pazarda da tüketicilerin<br />

bilinçlenmesine paralel olarak büyük artışlar meydana gelmesi beklenmektir. Türkiye‘nin<br />

organik tarım ürünleri ihracatı 1996 yılında miktar olarak 3.678 ton ve değer olarak yaklaşık<br />

8 milyon dolar iken, 20<strong>03</strong> yılında miktar olarak 21.083 ton ve değer olarak yaklaşık 37<br />

milyon dolara ulaşmıştır. Ülkemizde yüze yakın çeşit organik ürün üretilmektedir ve çoğu<br />

yöresel tarım ürünleridir.<br />

Ardahan İli ekolojik yapısı organik tarım yapılmaya son derece müsaittir. İl için<br />

uygun görülen ekolojik ürünler; I. Alt bölgede kısa vadede patates üretimi, uzun vadede<br />

hayvansal ürün (et, süt ve bal vb.) ön görülmektedir. II. Alt bölge olan Posof İlçesinde de<br />

yine patates üretimi ve yerel tarımsal çeşit olan Posof Elması, fasulye ve diğer sebze çeşitleri<br />

ekolojik ürün olarak üretim potansiyeline sahiptir.<br />

a.9. Kaba Yem Üretimi:<br />

Tarıma elverişli olduğu halde kullanılmayan tarım arazileri üzerinde yem bitkileri<br />

üretiminin teşvik edilmesi, İlin kaliteli kaba yem açığının kapatılarak gelecekte ihtiyaç<br />

duyulacak kaba yem ihtiyacını karşılanabilmesi çayır ve meralardaki erken otlatmanın<br />

önlenmesi, yabancı otlarla etkin mücadelenin yapılması, toprakta verimliliğinin ve<br />

sürekliliğinin artırılması, bozulan çayır ve meraların ıslahının yapılması ve tarla ziraatı<br />

içinde yem bitkileri ekim alanının artırılması gereklidir. İl de kaba yem ihtiyacının çayırmeralardan<br />

elde edilen ot (% 72), ikinci sıradaki kaba yem kaynağı tahıllar ve fiğden (% 24)<br />

elde edilen samandan karşılanmaktadır. Kaliteli kaba yem üretimi açısından bakıldığında ise<br />

İlde yem bitkileri üretimi yetersiz kalmaktadır. Hayvan beslemede saman, esasında dolgu<br />

maddesi olarak kullanılması gerekirken ana besin maddesi olarak kullanılmaktadır. Kayda<br />

değer bir besleme yetisine sahip olmayan samanın yerini yem bitkileri almalıdır. Samanın<br />

kullanılmaması ile oluşacak kaba yem açığının ve hayvan ırkının gelişmesiyle daha da çok<br />

ihtiyaç duyulacak olan miktarın karşılanması ancak kaba yem kaynağının geliştirilmesi<br />

ile mümkündür. Kaliteli kaba yem üretiminin artırılması ile üretim masraflarının azalarak<br />

hayvancılığın ve hayvansal üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlanmış olacaktır.<br />

b. İmalat Sanayii de Yapılabilecek Yatırımlar;<br />

Ardahan İlinin doğal kaynak potansiyelinin (özellik tarım ve hayvancılık)<br />

değerlendirmeye ve bu ürünlerin katma değerinin artırılmasına yönelik olarak yedi adet<br />

yatırım konusu önerilmiş olup bu yatırım konuları aşağıdaki gibidir;<br />

• Ham deri işleme tesisi<br />

• Makarna üretim tesisi<br />

• Entegre süt ve süt ürünleri işleme tesisi<br />

• Yem üretim tesisi<br />

• Yün ipliği üretim tesisi<br />

• El halısı ve kilim dokuma tesisi<br />

• Bal paketleme ve arı ürünleri tesisi<br />

237


.1. Ham Deri İşleme Tesisi:<br />

Ardahan’da İl dışında canlı hayvan ticareti ön planda olup, kesimlerin büyük<br />

bir kısmı İl dışında yapılmaktadır. İl de et ve et ürünleri sanayiinin önem kazanmasına<br />

paralel olarak deri işlemeciliği ön plana çıkacaktır. İlin mevcut hayvancılık potansiyeli<br />

açısından yerel kaynağa dayalı bir imalat sanayii olan ham deri işletmeciliği yapılabilir<br />

bulunmaktadır. Ayrıca bölgede deri ve yapağı işleyen sanayii kuruluşları yaygın olmayıp,<br />

çevre iller ve bölge genelinde ham deri potansiyelinde kaynak olarak göz önünde<br />

bulundurulabilir. Bu amaçla İl için Doğu Anadolu Projesi Ana Planı kapsamında projesi<br />

bölge üniversiteleri tarafında oluşturulan “Ortak Girişimcilerce” hazırlanan “Ardahan İli<br />

ham deri işletme tesisinin” kurulması ile yörede istihdamın ve gelir düzeyinin artmasına,<br />

hayvancılığa dayalı ham maddenin değerlendirilmesine ve uzun vadede İlin kalkınmasına<br />

önem sağlayacaktır.<br />

b.2. Makarna Üretim Tesisi:<br />

Yine Doğu Anadolu Projesi Ana Plan kapsamında hazırlanan ve ön fizibilite düzeyinde<br />

değerlenilen “Ardahan İli makarna üretim tesisinin” yapılan teknik mali ve ekonomik açıdan<br />

yapılabilir bulunmuştur. Doğu Anadolu Bölgesinde makarna tesisi olmayışı ve ihracat<br />

açısından önemli bir pazar olan Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetlerine yakın olma gibi<br />

avantajları vardır.<br />

b.3. Entegre Süt Ve Süt Ürünleri İşleme Tesisi:<br />

2<strong>00</strong>0 yılında İl genelinde toplanan süt miktarının ortalama % 68’ini İlde bulunan<br />

altı adet süt işleme tesislerince satın alınıp işlenmiştir. Toplaman sütün % 32’lik kısmını ise<br />

sezonluk mandıralar (32 adet) işlemişlerdir. Köylerdeki üreticiler ürettikleri sütten peynir<br />

(çeçil, yağlı, teleme, lor, çökelek), yoğurt ve tereyağı yapmaktadırlar. İlde bulunan mevcut<br />

süt işleme tesislerinin 2-3 tanesinde süt ve süt ürünleri ambalajlanarak, diğerlerinde ise<br />

ambalajlanmadan satılmaktadır. İlde bulunan süt işleme tesisleri ürettikleri süt ürünlerini<br />

(kaşar peyniri, tereyağı, beyaz peynir) büyük miktarını İl dışına pazarlamaktadırlar. 2<strong>00</strong>2<br />

yılı itibariyle İlde toplam 38 adet süt ve süt ürünleri imalathanesi bulunmakta ve kapasitesi<br />

1.818 ton/yıldır.<br />

Süt ürünleri içinde kaşar peyniri üretimi ön plana çıkmaktadır. Ardahan İlinde süt<br />

ve süt ürünlerinin geliştirilmesi her şeyden önce süt toplama merkezlerinin oluşturulmasına<br />

süt üretimindeki mevsimsel farkların azalmasına, süt işleme sanayilerinin tüketici eğilimli,<br />

pazarlama konusunda eğitilmesine, ürün farklılaştırılmasına, markalama, paketleme ve<br />

kaliteli arz konusunun anlaşılmasına bağlıdır. İle önerilen entegre süt ve süt ürünleri tesisinin<br />

anlaşmalı üretici bağlantılarının kurulduğu, süt toplama merkezlerinin organize edildiği ve<br />

aynı zamanda minimum ham madde ihtiyacını kendi üretimi ile karşılayabilecek nitelikte<br />

olduğu önerilmektedir.<br />

b.4. Yem Üretim Tesisi:<br />

İl kesif yem ihtiyacı Ardahan Dem-San, Ar-Yem Ardahan Yem, Kars Yem ve bölgenin<br />

diğer illerdeki yem fabrikalarından sağlanmaktadır. İl hayvancılığının gelişmesi ve yetersiz<br />

kalan kaliteli yem ihtiyacının karşılanması için yem üretim tesisi önerilmektedir.<br />

238


.5. Yün İpliği Tesisi:<br />

Yöre hayvanlarının yününün kısa lifli olması nedeniyle halı, kilim ve kaba kumaş ipliğinde<br />

kullanılabilir özelliktedir. Yöreden ve komşu ülkelerden yün temininde de sorun bulunmadığından<br />

yün ipliği tesisi kurulması durumunda İl ekonomisine katkı koyacağı öngörülmektedir.<br />

b.6. El Halısı ve Kilimi:<br />

Yerli girdi kullanılan ve emek yoğun istihdam gerektiren bu tür el sanatları faaliyetleri<br />

gerek İl düzeyinde gelirin yükselmesi bakımından gerekse istihdam açısından büyük önem<br />

taşımaktadır.<br />

b.7. Bal Paketleme Ve Arı Ürünleri Tesisi:<br />

İl bal üretiminin gerek yurt içinde gerekse yurtdışında daha etkin bir şekilde satılmasına<br />

imkan vereceği düşüncesi ile önerilmiştir. Balın sertifikasyon ve derecelendirilmesinin<br />

yapılması, balda marka yaratılması kaliteli bal üretimini arttıracağı gibi bal pazarlamasını<br />

da olumlu yönde etkileyecektir. Böyle bir tesisin yapılabilirliğinin,ortak hareket eden birden<br />

fazla bal üreticisinin bir araya gelmesiyle daha anlamlı olacağı düşünülmektedir.<br />

K.2. Genel Anlamda Sanayi Gruplandırılması :<br />

Organize Sanayi Bölgesi (OSB):<br />

Sanayinin sağlıklı ve çevreye zarar vermeksizin gelişmesi açısından organize sanayi<br />

bölgeleri ve küçük sanayi siteleri büyük önem taşımaktadır. Bunlardan özellikle organize sanayi<br />

bölgeleri, işletmelere sağlanmış oldukları dışsal faydalardan ötürü il sanayisinin gelişmesinde<br />

önemli işlevler yerine getirmektedir. İlde sadece, İl merkezinde 132 işyerine sahip bir adet<br />

Küçük Sanayi Sitesi bulunmaktadır. İlde faaliyette olan OSB bulunmamaktadır.<br />

Kurulma çalışmaları devam eden Ardahan Organize Sanayi Bölgesi; 1996 yılında<br />

yatırım programına alınmıştır. Merkez ilçenin Kartalpınar Köyü mevkiinde yaklaşık 150<br />

hektarlık alan organize sanayi bölgesi olarak tespit edilmiş ve bu alanın jeolojik etütleri ve<br />

haritaları tamamlanmıştır.<br />

Organize Sanayi Bölgesinin kurulacağı yerin ve Kartalpınar Köyünün kadastro<br />

çalışmaları yaptırılmıştır. Şahıslardan satın alınacak arazilerle ilgili kamu yararı kararı<br />

da alınmış, kamulaştırılacak alan içerisinde bulunan Hazine ve Maliye’ye ait yerler ile<br />

şahıslara ait yerlerin tespiti yapılmıştır. Kamulaştırma faaliyetlerinin % 80’i tamamlanmıştır.<br />

Çalışmalar devam etmektedir.<br />

Küçük Sanayi Siteleri (KSS):<br />

Ardahan İl Merkezinde 1996 yılında Küçük Sanayi Sitesi kurulmuş olup, bu alanda<br />

132 iş yeri ve idare binası bulunmaktadır. Göle ve Hanak İlçelerinde Küçük Sanayi Sitesi<br />

kurma çalışmaları devam etmektedir.<br />

Göle Küçük Sanayi Sitesi için 21.9<strong>00</strong> m 2 ’lik yer tahsisi yapılmış ve zemin etüt<br />

raporları hazırlanmıştır. Altyapı projeleri çizim aşamasındadır.<br />

239


Hanak Küçük Sanayi Sitesi için yapı kooparatifi kurulmuş olup, Belediye tarafından<br />

17.567 m2’lik yer tahsisi yapılmıştır.<br />

Damal İlçesndeki Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooparatifleri kurulmuş olmasına<br />

karşın, herhangi bir faaliyet bulunmamaktadır. Posof İlçesi Küçük Sanayi Sitesi 2<strong>00</strong>2<br />

yılında fesh edilmiştir. Çıldır İlçesinde ise Küçük Sanayi Sitesine yönelik bir çalışma<br />

bulunmamaktadır.<br />

K.3. Sanayinin İlçelere Göre Dağılımı :<br />

İl genelinde biri kamuya ait olmak üzere toplam <strong>12</strong> adet sanayi tesisi bulunmaktadır.<br />

Özel sektöre ait 11 adet sanayi tesisinin 7 si İl merkezinde, 4 ü de Göle ilçesinde<br />

bulunmaktadır.<br />

Özel Sektör Sanayi Tesisleri<br />

1. Ardahan Et ve Et Ürünleri sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Et ve Ete Dayalı Mamuller (Entegre Tesisi)<br />

: 32 kişi<br />

: 150.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Halil Efendi Mahallesi Ardahan<br />

Küçük baş hayvan kesimi<br />

Büyük baş hayvan kesimi<br />

Sucuk Üretimi<br />

Pastırma Üretimi<br />

Sosis Üretimi<br />

Kavurma Üretimi<br />

Salam Üretimi<br />

: 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl (1 yıl 3<strong>00</strong> gün alınmıştır)<br />

: 30.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />

: 9<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />

: 90.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />

: 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />

: 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />

: 60.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />

2. Anasüt Süt Ürünleri Sanayi Anonim Şirketi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Süt ve Süt Ürünleri (Entegre Tesisi)<br />

: 30 kişi (15’i daimi, 15’i geçici)<br />

: 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Kars yolu üzeri Göle Ardahan<br />

: <strong>12</strong>5 ton/gün—34.5<strong>00</strong> ton/yıl<br />

3. Alibey Süt Ürünleri Sanayi ve Limited Şirketi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Süt ve Süt Ürünleri (Entegre Tesisi)<br />

: 15 kişi<br />

: 5.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Kars yolu üzeri Göle Ardahan<br />

: 7.5<strong>00</strong> ton/yıl<br />

240


4. Doğu-Pen PVC Pencere Sistemleri İmalathanesi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: PVC Plastik Doğrama<br />

: 6 kişi<br />

: 15.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Küçük Sanayi Tesisi Ardahan<br />

: 3.5<strong>00</strong> mk/yıl<br />

5. Demsan Yem ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Büyükbaş ve küçükbaş besicilik hayvan yemi<br />

: 10 kişi<br />

: 40.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Şavşat Yolu üzeri Ardahan<br />

: 10 ton/saat<br />

6. Ar-Yem Ardahan Yem Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Besicilik yem ve yem ürünleri<br />

: 8 kişi<br />

: 50.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Halil Efendi Mah. Ardahan Et Yanı Ardahan<br />

: 5 ton/saat<br />

7. Barış Oto Lastik Kaplama Sanayi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Oto lastik kaplama<br />

: 10 kişi<br />

: 25.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Küçük Sanayi Sitesi Ardahan<br />

: 7.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />

8. Sayan Tavukçuluk Tarım Hayvan Ürünleri Limited Şirketi<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

gün)<br />

: Yumurta<br />

: 15 kişi<br />

: 1.1<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Acısu yolu üzeri Göle Ardahan<br />

: 32<strong>00</strong> adet/gün (% 1<strong>00</strong> kapasite ile çalışırsa 40.<strong>00</strong>0 adet/<br />

9. Ayvazoğlu Süt ve Süt Ürünleri İmalatı<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Yoğurt, tereyağı, beyaz peynir, kaşar peyniri<br />

: 20 kişi<br />

: 25.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Arıcılık Üretimi İstasyonu yanı Ardahan<br />

: <strong>12</strong> ton/gün<br />

241


10. Aydemiroğlu Gıda Ağaç Ürünleri Petrol Hayvancılık Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti.<br />

Üretim Konusu<br />

: Ağaç ve ağaç ürünleri<br />

Personel Durumu : 5 kişi<br />

Tescilli Sermayesi : 1.5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

Adresi<br />

: Küçük Sanayi Sitesi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi :---<br />

11. Şanlıtürk Süt Ürünleri İnş.Taah.İth.İhr.San ve Tic. Ltd. Şti.<br />

Üretim Konusu<br />

Personel Durumu<br />

Tescilli Sermayesi<br />

Adresi<br />

Yıllık Üretim Kapasitesi<br />

: Süt ve süt ürünleri<br />

: 10 kişi<br />

: 50.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

: Yeni Ardahan yolu üzeri Göle Ardahan<br />

: 6 ton/gün<br />

K.4. Sanayi Gruplarına Göre İşyeri Sayıları ve İstihdam Durumu :<br />

Tablo 77. Ekonomik Faaliyet, İşteki Durumu ve Cinsiyete Göre İstihdam Edilen Nüfus<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

ÜCRETLİ<br />

İŞTEKİ DURUMU<br />

İŞVEREN<br />

T E K E K E K<br />

Gıda, İçki ve Tütün Sanayi 155 149 6 95 2 10 -<br />

Dokuma, Giyim Eşyası ve Deri Sanayi 154 75 79 44 60 2 -<br />

Orman Ürünleri ve Mobilya 104 1<strong>03</strong> 1 26 - 10 -<br />

Kağıt, Kağıt Ürünleri ve Basın Sanayi 21 18 3 13 3 2 -<br />

Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi <strong>12</strong> 11 1 7 1 - -<br />

Metal Ana Sanayi 6 6 - 5 - - -<br />

Metal Eşya, Makine ve Tech, Ulaştırma<br />

Aracı, İlmi Meslek Ölçme Aletleri Sanayi<br />

<strong>12</strong>7 <strong>12</strong>6 1 54 1 7 -<br />

Diğer İmalat Sanayi 13 6 7 1 7 2 -<br />

Kimya, Petrol, Kömür, Kauçuk ve Plastik<br />

Mamülleri Sanayi<br />

26 26 - 17 - 1 -<br />

TOPL<strong>AM</strong> 618 520 98 262 74 34 -<br />

Kaynak: DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />

2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Ardahan İlindeki <strong>12</strong> ve daha yukarı<br />

yaştaki nüfus (1<strong>00</strong>.889) içindeki iş gücü 73.223 kişidir. İş gücüne katılma oranı % 73 olup,<br />

cinsiyete göre önemli farklılıklar görülmektedir. İş gücüne katılma oranı erkek nüfus için %<br />

78, kadın nüfus için % 67’dir.<br />

İktisaden faal nüfusun (69.582) iş kollarına göre dağılımı incelendiğinde ise, faal<br />

nüfusun tanımındaki payının % 77,8, toplum hizmetleri iş kolundaki payının %15,7, ticaret iş<br />

kolundaki payının % 2,5 ve imalat sanayi iş kolundaki payın ise % 0,9 olduğu görülmektedir.<br />

İstihdam edilen nüfusun, işgücü nüfusu içindeki oranı erkek nüfus için % 94, kadın nüfus<br />

için % 97’dir. Aynı dönem itibariyle İlde işsizlik oranı % 5 dir. Bu oran iş gücündeki her 1<strong>00</strong><br />

kişiden 5’inin işsiz olduğunu göstermektedir.<br />

242


Tablo 78. Ardahan İli İktisadi Faal Nüfusun Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0)<br />

Faaliyet Kolları<br />

Türkiye D.Anadolu Bölgesi Ardahan<br />

İstihdam (%) İstihdam (%) İstihdam (%)<br />

Ziraat, Avcılık, Ormancılık, ve Balıkçılık <strong>12</strong>.576.827 48,4 1.467.898 66,4 54.<strong>12</strong>5 77,8<br />

Madencilik ve Taş Ocakçılığı 96.<strong>03</strong>5 0,4 4.144 0,2 13 0,0<br />

İmalat Sanayi 3.276.173 <strong>12</strong>,6 60.381 2,7 618 0,9<br />

Elektrik, Gaz ve Su 98.152 0,4 7.530 0,3 109 0,2<br />

İnşaat 1.196.246 4,6 69.795 3,2 846 1,2<br />

Ticaret, Lokanta ve Oteller 2.5<strong>12</strong>.777 9,7 98.164 4,4 1.725 2,5<br />

Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama 853.255 3,3 43.248 2,0 751 1,1<br />

Mali Hizm Sig. Aracı ve Yard Hizm. 808.<strong>12</strong>6 3,1 23.164 1,0 45 0,6<br />

Toplum Hizm. Sos. Ve Kişisel Hizm. 4.545.535 17,5 432.226 19,6 10.905 15,7<br />

İyi Tanımlanmamış Faaliyetler 34.015 0,1 3.805 0,2 45 0,1<br />

TOPL<strong>AM</strong> 25.997.141 1<strong>00</strong> 2.210.255 1<strong>00</strong> 69.582 1<strong>00</strong><br />

Kaynak: DİE, “2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı” Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri<br />

Tablodan da görüldüğü gibi İl aktif nüfusunun büyük çoğunluğu tarım sektöründe<br />

çalışmaktadır. Faaliyet kollarına göre Ardahan İl aktif nüfusu oranları Türkiye ve Doğu<br />

Anadolu Bölgesi oranları ile karşılaştırıldığında, tarım sektöründe çalışanların oranının<br />

Türkiye oranının 29,4 ve Bölge oranının da 11,4 puan üstünde olduğu görülmektedir. Sanayi<br />

sektöründe çalışanların oranına baktığımızda ise, Türkiye ve Bölge oranının Ardahan İl<br />

sanayi sektöründe çalışan oranlarının çok üzerinde olduğu görülmektedir.<br />

Tablo 79. İktisadi Faaliyet Kollarına Göre İstihdam Edilen Nüfusun Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0)<br />

İktisadi Faaliyet<br />

Koları<br />

ÇILDIR<br />

D<strong>AM</strong>AL<br />

GÖLE<br />

HANAK<br />

POSOF<br />

İLÇE<br />

MERKEZİ<br />

TOPL<strong>AM</strong>I<br />

İL<br />

MERKEZİ<br />

TOPL<strong>AM</strong>I<br />

BUCAK ve<br />

KÖYLERİN<br />

TOPL<strong>AM</strong>I<br />

İL GENELİ<br />

TOPL<strong>AM</strong>I<br />

%<br />

Ziraat, Avcılık,<br />

Ormancılık, ve<br />

31 370 164 340 60 965 268 52.892 54.<strong>12</strong>5 77,8<br />

Balıkçılık<br />

Madencilik ve Taş<br />

Ocakçılığı<br />

2 - 1 - 0 3 5 5 13 0,0<br />

İmalat Sanayi 11 30 78 27 21 167 151 3<strong>00</strong> 618 0,9<br />

Elektrik, Gaz ve Su 6 2 6 5 5 24 59 26 109 0,2<br />

İnşaat 26 6 50 21 10 113 390 343 846 1,2<br />

Ticaret, Lokanta ve<br />

Oteller<br />

57 51 287 92 92 579 64 505 1725 2,5<br />

Ulaştırma, Haberleşme<br />

ve Depolama<br />

32 15 77 22 69 215 224 3<strong>12</strong> 751 1,1<br />

Mali Hizm Sig. Aracı<br />

ve Yard Hizm.<br />

19 4 70 28 32 153 171 <strong>12</strong>1 445 0,6<br />

Toplum Hizm. Sos. Ve<br />

Kişisel Hizm.<br />

563 923 2.493 265 518 4.762 3.738 2.405 10.905 15,7<br />

İyi Tanımlanmamış<br />

Faaliyetler<br />

1 1 4 - - 6 13 26 45 0,1<br />

TOPL<strong>AM</strong> 748 1.402 3.230 8<strong>00</strong> 807 6.987 5.660 56.935 69.582 1<strong>00</strong>,0<br />

% 1,1 2,0 4,6 1,1 1,2 10,1 8,1 81,8 1<strong>00</strong>,0<br />

Kaynak: DİE Ardahan 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus sayımı “Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri”<br />

243


Tablodan da görüldüğü gibi bucak ve köylerdeki aktif nüfusun % 92,9’u tarım,<br />

% 4,4 ü toplum hizmetleri, % 0,9’u ticaret ve % 0,5’i imalat sektöründe iken, İl ve İlçe<br />

merkezlerindeki aktif nüfusun % 9,7’si tarım, % 67,2’si toplum hizmetleri, %2,5’i sanayi ve<br />

% 9,6’sı ticaret sektöründe yer almaktadır.<br />

K.5. Sanayi Gruplarına Göre Üretim Teknolojisi ve Enerji Kullanımı :<br />

İlde Sanayi tesislerinin 2<strong>00</strong>4 yılı sonu itibariyle yıllık toplam enerji tüketimi 101.804<br />

Kwh tır.<br />

K.6. Sanayiden Kaynaklanan Çevre Sorunları ve Alınan Önlemler<br />

K.6.1. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği :<br />

Hava kirliliği akımından 3. derece iller arasında olan Ardahan İlinde, büyük ölçekli<br />

sanayi tesisi bulunmadığından, sanayiden kaynaklı hava kirliliği oluşmamaktadır.<br />

K.6.2. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Su Kirliliği :<br />

İlde büyük ölçekli sanayi tesisi bulunmadığından, sanayiden kaynaklı önemli ölçüde<br />

bir su kirliliği oluşmamaktadır.<br />

K.6.3. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Toprak Kirliliği :<br />

Sanayiden kaynaklanan toprak kirliliği hakkında yapılmış bir çalışma<br />

bulunmamaktadır.<br />

K.6.4. Sanayi Tesislerinden kaynaklanan Gürültü Kirliliği :<br />

İlde bu konu hakkında bir çalışma yapılmamıştır.<br />

K.6.5. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Atıklar :<br />

İldeki bulunan küçük ölçekli sanayi tesislerinde arıtma tesisi bulunmamakla birlikte,<br />

herhangi bir sanayi tesisi için tehlikeli ve zararlı atıkların özellikleri, miktarı, çeşidi ve<br />

bertaraf yöntemleri ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />

K.7. Sanayi Tesislerinin Acil Durum Planı :<br />

İlde bulunan sanayi tesislerinin acil durum planı bulunmamaktadır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan TEDAŞ İl Müdürlüğü, 20<strong>03</strong>4<br />

DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />

Uygun Yatırım Alanları Araştırması (Ardahan), TKB Araştırma Müdürlüğü, Ankara, 2<strong>00</strong>4<br />

244


L. ALTYAPI, ULAŞIM VE HABERLEŞME<br />

L.1. Altyapı<br />

L.1.1. Su Sistemi :<br />

İlde su kaynakları açısından sıkıntı bulunmamaktadır. Ancak yaylalarda hayvanlar<br />

için içme suyu sıkıntısı oldukça fazladır. Su kaynaklarını; yeraltı suları, nehirler, göller ve<br />

göletler oluşturmaktadır.<br />

İlde içme suyu ihtiyacı; kaynaklar açısından sıkıntı bulunmamakla birlikte depolama<br />

ve dağıtım şebekeleri açısından yetersiz kalmaktadır. İl merkezi suyu 18-22 km uzaklığında<br />

Çataldere mevkiindeki kaynak suyu ile Suatan ve Küçükdere kaynaklarından sağlanmaktadır.<br />

Suatan ve Küçükdere kaynaklarının toplam debisi 133 lt/s civarındadır.<br />

Ardahan Merkez yeni içme suyu şebekesi ve isale hattının yapımına 1998 yılında<br />

başlanmış olup, 2<strong>00</strong>1 yılı sonunda tamamlanmıştır. Eksik kalan 4<strong>00</strong>0 ve 1<strong>00</strong>0 tonluk iki<br />

adet deponun yapımı için İller Bankası’na yetki verilmiş olup, 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 yılları içerisinde<br />

depoların yapımı planlanmaktadır.<br />

İshale hattı boruları çelik ve aspes olmak üzere iki kısımdan oluşmakta olup, şehir<br />

şebekesi ise aspes ve plastik borulardan oluşmaktadır.<br />

L.1.2. Atık Su Sistemi, Kanalizasyon ve Arıtma Sistemi :<br />

İlde arıtma tesisi bulunmamaktadır. İlde kanalizasyon şebekesinin 2/3’lük kısmı<br />

mevcut olup, evsel atık sular 30 km’lik kanalizasyon şebekesi ile Kura Nehri’ne deşarj<br />

edilmektedir. Kanalizasyon olmayan yerlerde atık sular, foseptik çukurlarda toplanarak<br />

belediye tarafından vidanjörle alınmaktadır.<br />

Yağmur suları için bir şebeke ağı olmayıp yüzeysel olarak Alabalık Deresi ve Kura<br />

Nehri’ne verilmektedir.<br />

L.1.3. Yeşil Alanlar :<br />

Yeşil alanlar, kentin nefes almasını sağlayan, iklimi dengeleyen, hava kirliliğini azaltan,<br />

gürültüye perde oluşturan ve en önemlisi de insanları psikolojik olarak rahatlatan önemli bir<br />

faktördür. İlde mevcut yeşil alanların (park, bahçe) toplamı <strong>12</strong>.<strong>00</strong>0 m 2 olup, imar planında<br />

yeşil alan için ayrılan alan ise 280.<strong>00</strong>0 m 2’ dir. Standartlara göre kentlerde olması gereken pasif<br />

yeşil alan miktarı 7 m 2 iken, İlde kişi başına düşen pasif yeşil alan miktarı <strong>12</strong> m 2 ’dir.<br />

L.1.4. Elektrik İletim Hatları :<br />

İlde iki adet 154 Kv’lık hat olup, Ardahan-Artvin hattı 82.959 m, Ardahan-Çıldır<br />

hattı ise 78.377 m dir. İlde 380 Kv’lık hat bulunmamaktadır.<br />

245


L.1.5. Doğalgaz Boru Hatları :<br />

İlde doğal gaz kullanımı bulunmamaktadır. Ancak Türkmenistan-Türkiye-Avrupa<br />

doğalgaz boru hattının Ardahan- Kars- Erzurum bölümü, Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol<br />

hattına paralel olarak Posof-Türkgözü sınır kapısından başlamaktadır. Bu hat; Posof,<br />

Damal, Hanak, Ardahan ve Göle İlçe sınırlarından geçerek Kars üzerinden devam edip,<br />

Erzurum’daki iletim hattına bağlantı yapılacak olan bölümü kapsamaktadır. Yapımı<br />

planlanan doğal gaz boru hattından İl merkezine de doğal gaz verilmesi talebiyle ilgili<br />

çalışmalar sürdürülmektedir<br />

L.2. Ulaşım<br />

L.2.1. Karayolları<br />

L.2.1.1. Karayolları Genel :<br />

Ardahan, coğrafi konum itibariyle ana ulaşım yollarına uzak bir ildir. Ulaşım<br />

yönünden sadece karayolu imkanları ile diğer illere bağlı olan İl, ulaşımda coğrafi konumun<br />

ve belirli merkezlere olan uzaklığının sıkıntısı yaşanmaktadır.<br />

Ardahan karayolu ile komşuları Kars, Artvin veya Erzurum illeri üzerinden diğer illere<br />

bağlanır. Ardahan’ın kuzeyinde yer alan Artvin, güneyinde yer alan Kars ve güneybatısında<br />

yer alan Erzurum ile olan karayolu bağlantıları, bölgenin coğrafi özelliği sebebiyle vadilerden<br />

ve dağ sırtlarından geçen karayolu oldukça virajlı, inişli ve çıkışlıdır.<br />

Ardahan İlinde 398 km. devlet ve il yolu bulunmaktadır. Bunun 321 km’si sathi<br />

kaplama, 56 km’si stabilize kaplama ve 21 km’si ise toprak tesviye yoldur. İlin Karadeniz<br />

Bölgesi ile bağlantısını sağlayan tek yol Ardahan-Şavşat karayoludur. Bu yol güzergahının<br />

dağlık olması zaman zaman ulaşımı zorlaştırdığından, alternatif olarak yapımı devam<br />

eden Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç karayolu tamamlandığında mesafe ve coğrafi şartlar<br />

bakımından daha elverişli koşullar sağlayacaktır.<br />

İlin, Gürcistan’a açılan Türkgözü gümrük kapısına karayolu uzaklığı 90 km., Aktaş<br />

gümrük kapısına uzaklığı ise 65 km’dir.<br />

İldeki köy yolu ağı 1739 km. olup, bunun 987 km’si stabilize, 211 km’si tesviye, 511<br />

km’si ham yol ve 30 km’si ise asfalttır. Köy yollarında asfalt oranının az oluşu ve ağır iklim<br />

koşullarından dolayı, özellikle kış mevsiminde ulaşımda zorluk yaşanmaktadır.<br />

İl merkezine en yakın havayolu ve demiryolu bağlantısı 90 km. mesafede Kars<br />

ilinden ve en yakın deniz yolu bağlantısı ise 211 km’lik mesafede Artvin-Hopa üzerinden<br />

sağlanmaktadır.<br />

246


Kaynak: Karayolları <strong>12</strong>6. Şube Şefliği<br />

Harita 26. Ardahan İli Karayolları Haritası<br />

L.2.1.2. Ulaşım Planlaması :<br />

Ardahan İli şehir içi yolcu taşımacılığında istihab haddi 14+1 olan 6 adet minibüs<br />

kullanılmaktadır.<br />

L.2.1.3. Toplu Taşım Sistemleri :<br />

Ardahan İlinde nüfus yoğunluğu fazla olmadığından, halen faaliyet göstermekte olan<br />

6 adet minibüs ihtiyacı karşılamaktadır. Araçlarda yakıt olarak mazot kullanılmakta olup, 6<br />

araç yıllık ortalama 84 milyar TL. tutarında mazot tüketmektedir.<br />

247


L.2.1.4. Kent İçi Yollar :<br />

Şehir içi yolcu taşımacılığı yapan minibüslerin güzergah ve durakları 2<strong>00</strong>4 yılı İl<br />

Trafik Komisyonu Kararı ile;<br />

1- Yüksekokul- Hastane- Şehir Merkezi- Sanayi<br />

2- Arıcılık- Köprübaşı- Şehir Merkezi- Hastane<br />

3- Askeri (Jandarma) Lojmanları- Karagöl Mahallesi- Şehir Merkezi- Hastane<br />

olarak belirlenmiş olup, alınan karar doğrultusunda hareket edilerek hizmet verilmektedir.<br />

İl genelinde araç sayısının az olması nedeniyle gürültü kirliliği, hava kirliliği ve trafik<br />

sıkışıklığı gibi olumsuz etkiler bulunmamaktadır.<br />

L.2.1.5. Araç Sayıları :<br />

Ardahan İli araç sayıları ile ilgili bilgi C.1.2.5. (Trafikten Kaynaklanan Emisyonlar)<br />

bölümünde verilmiştir.<br />

L.2.2. Demiryolları<br />

L.2.2.1. Kullanılan Raylı Sistemler :<br />

İlde hafif-ağır metro, banliyö ve tramvay gibi raylı taşıma sistemleri<br />

bulunmamaktadır.<br />

L.2.2.2. Taşımacılıkta Demiryolları :<br />

İlin demiryolu bağlantısı olmayıp, en yakın demiryolu bağlantısı 90 km. mesafede<br />

Kars ilinden sağlanmaktadır.<br />

L.2.3. Deniz, Göl ve Nehir Taşımacılığı<br />

L.2.3.1. Limanlar:<br />

Ardahan İlinin deniz ile kıyısı bulunmamaktadır.<br />

L.2.3.2. Taşımacılık:<br />

İlin deniz ile kıyısı olmadığından deniz taşımacılığı yapılmamaktadır.<br />

L.2.4. Havayolları:<br />

İlde havaalanı bulunmamakla birlikte İle en yakın havaalanı, 90 km. mesafedeki Kars<br />

ilinde bulunmaktadır.<br />

L.3. Haberleşme :<br />

İlde tesis şekli yarser olan telefon hatlarının toplam uzunluğu 299 km. iken tesis şekli<br />

havai olan telefon hatlarının toplam uzunluğu ise 470 km. dir.<br />

248


L.4. İlin İmar Durumu :<br />

İlin yeni imar planı 1999 yılında yapılmıştır. Şehir merkezinde kat yüksekliği Z+4<br />

olup, mahallelerde zemin durumuna göre kat yüksekliği 2 ve 3 kat arasında değişmektedir.<br />

Uygulamada toplam inşaat alanı, taşınmazın % 60’ı olarak yapılmaktadır. İlin revizyon planı<br />

yapılmamıştır.<br />

yapılmamıştır .<br />

Kaynak: Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />

Harita 27. Ardahan İli İmar Haritası<br />

249


L.5. İldeki Baz İstasyonları Sayısı :<br />

Ardahan İl sınırları içerisinde Türk Telekoma ait 2 adet NMT (mobil baz istasyonu)<br />

ve GSM şirketlerine ait (Turkcell, Telsim, Aycell) toplam 24 adet baz istasyonu mevcuttur.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Emniyet Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan TEDAŞ İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan Telekom İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>2<br />

250


M.1. Kentsel ve Kırsal Planlama<br />

M.1.1. Kentsel Alanlar<br />

M. YERLEŞİM ALANLARI VE NÜFUS<br />

M.1.1.1. Doğal Özelliklerin Kent Formuna Etkileri :<br />

Genel olarak dağlık bir yayla görünümünde olan İl, 1829 m rakımda yer almakta olup<br />

5.<strong>03</strong>5,51 km 2 (5<strong>03</strong>.551 ha) yüz ölçümüne sahiptir. İl topraklarının görünümü çoğunlukla<br />

sıra dağlarla bölünmüş, bunların arasında yüksek düzlükler, ova ve vadiler şeklindedir. İl<br />

toprakları ülkenin genel topografik yapısında görülen, batıdan doğuya doğru gidildikçe<br />

oluşan yükselimin en son noktasındadır. İlin en yüksek noktasını güneyinde yer alan Kısır<br />

Dağı (3197m.) oluşturur.<br />

İl merkezi, Neojen yaşlı volkanitler ve Kura Nehrinin de geçtiği Ardahan Ovası<br />

boyunca güncel alüvyonlar üzerine kurulmuştur. Ardahan İlinin ilk yerleşim yeri; hem<br />

güvenlik, hem ova hakimiyetini sağlamak, hem de su ihtiyacını karşılamak amacıyla Kura<br />

Nehri sınırında bulunan falezlerin üzerine kurulan Ardahan Kalesinin çevresinde kurulmuştur.<br />

Kura Nehrinin taşkın ovası durumunda olan Ardahan Ovası, Kura Nehrinin kuzey tarafında<br />

bulunduğundan yerleşim yerleri Kura Nehrinin güney kıyısı boyunca kurulmuştur. Şehrin<br />

oluşumunda en önemli faktör, şehri bölen Kura Nehridir.<br />

Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 101 . Ardahan İlinde Gece Görünümü<br />

251


M.1.1.2. Kentsel Büyüme Deseni :<br />

Ardahan İlinin ilk yerleşim yeri, M.1.1.1 (Doğal Özelliklerin Kent Formuna Etkileri)<br />

bölümünde de anlatıldığı gibi Ardahan Kalesi çevresinde başlamıştır. Kura Nehrinin<br />

kuzeyinde bulunan Ardahan Ovasında tarımsal faaliyetler ile ovanın etrafındaki yamaç ve<br />

yaylalarda hayvancılık faaliyetleri tarihten beri süregelmektedir. Ayrıca şehrin sembolü olan<br />

Kura Nehrinde de aynı zamanda balıkçılık faaliyetleri yapılmaktadır. Şehir merkezinde<br />

halkın dinleneceği iki park ve Ardahan-Kars karayolunun 5. km’sinde rekreasyonel amaçlı<br />

kullanılan Cemal Tural Fidanlığı Orman İçi Mesire Piknik Yeri bulunmaktadır.<br />

İlin yerleşime uygunluğunu incelemek gerekirse; ayrıntıları F.5.21 (Jeolojik ve<br />

Jeomorfolojik Oluşumların Bulunduğu Alanlar) bölümünde verilen Kura Nehri taşkın ovası<br />

ve hemen hemen her yıl sele neden olan Alabalık Deresi çevresi kent merkezi için yerleşime<br />

sakıncalı alanlar olarak gösterilebilir. Bu nedenle şehrin yerleşime en uygun yerleri olarak;<br />

ana kaya üzerine kurulu Halil Efendi Mahallesi ve şehrin güneyinde yer alan Yaylacık<br />

ve Gürçayır Köylerinin bulunduğu yamaçlar gösterilebilir. Ancak İlin, Afet İşleri Genel<br />

Müdürlüğü’nün hazırladığı Deprem Bölgeleri Haritasına göre 2. derece deprem bölgesinde<br />

yer alması da dikkate alınırsa yeni yerleşim yerlerinin seçimi için, şehrin ayrıntılı bir şekilde<br />

jeolojik etüt raporu hazırlanmalı ve risk haritaları oluşturularak yerleşime uygunluk<br />

haritası yapılmalıdır. Ayrıca her türlü yapılarda (tek katlı yapılarda bile) parsel bazında<br />

imar planına esas jeolojik-jeoteknik rapor hazırlanmalıdır.<br />

Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />

Şekil 102. Ardahan Şehri ve Şehrin Sembolü Kura Nehri<br />

M.1.1.3. Planlı Kentsel Gelişme Alanları :<br />

İlde gelişme yönleri, Ardahan-Göle ve Ardahan-Kars karayollarına doğru uygun<br />

alanlar oluşturmaktadır.<br />

252


Kentte planlı olarak gelişmiş olan yerleşim alanlarında bulunan konut ve ticaret<br />

tesisleri de yine, şehrin tek ulaşım kaynağı olan karayolu üzerinde yoğunlaşmıştır.<br />

M.1.1.4. Kentsel Alanlarda Yoğunluk :<br />

2<strong>00</strong>0 nüfus sayımına göre İlin nüfusu 133.756 ve İlin yüz ölçümü de 5.<strong>03</strong>5,51 km² olduğuna<br />

göre ilin nüfus yoğunluğu ise 27,6 kişi/ km 2’ dir. Bu sayı İl merkezinde 38 kişi/km 2’ dir.<br />

M.1.1.5. Kentsel Yenileme Alanları :<br />

Kent dokusunun korunması amacıyla yapılan özel bir çalışma olmayıp, imar planı ve<br />

yapı denetiminde yer alan hükümler uygulanmaktadır.<br />

M.1.1.6. Endüstri Alanları Yer Seçimi:<br />

Bu konu (K) Sanayi ve Teknoloji bölümünde ayrıntılı olarak işlenmiştir.<br />

M.1.1.7. Tarihi, Kültürel, Arkeolojik ve Turistik Özellikli Alanlar :<br />

İlde, kent içinde yer alan tarihi, kültürel arkeolojik ve turizm açısından değerli<br />

olan yerler F.5.15., F.5.16., F.5.17 ve G (Turizm) bölümünde anlatılmış olup, bu yerlerde<br />

restorasyon ve yenileme çalışması yapılmamıştır.<br />

M.1.2.1. Kırsal Yerleşme Deseni :<br />

İl nüfusu, 1965 yılına kadar istikrarlı bir artış göstermiştir. 1975 yılına kadar nüfus<br />

artışında sayısal artma devam etmektedir, ancak artış hızında düşüş görülmektedir. 1975<br />

yılından sonra nüfus ve nüfus artış hızında sürekli bir düşüş görülmektedir. Ardahan İlinde<br />

tarım ekonomisinin hakim olması nedeniyle nüfusun, halen % 70’i kırsal kesimde % 30’u ise<br />

İl ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Kırsal kesimdeki doğurganlık oranı yüksek olmasına<br />

rağmen nüfus artış hızındaki düşüş, tamamen büyük şehirlere sürekli göç verme olayına<br />

dayanmaktadır. Göç olayı, daha çok çalışabilir nüfus oranında yaşanmaktadır.<br />

M.1.2.2. Arazi Mülkiyeti :<br />

Tablo 80 . Posof İlçesi Tapu Kütüklerinde Kayıtlı Taşınmazların Listesi<br />

TAŞINMAZLAR İLÇE MERKEZİ İLÇE MERKEZİNE AİT KÖYLER<br />

TARLA 1.777.891 m 2 3.807.166 m 2<br />

ÇAYIR 223.207 m 2 1.840.988 m 2<br />

ARSA 114.094 m 2 134.937 m 2<br />

BAHÇE 239.996 m 2 239.996 m 2<br />

HANE 69.138 m 2 58.175 m 2<br />

BELEDİYE 27.665 m 2 -<br />

KÖY TÜZEL KİŞİ 80.241 m 2 -<br />

DİYANET VAKFI 2.047 m 2 -<br />

ÖZEL İDARE <strong>12</strong>.276 m 2 -<br />

HAZİNE 10.<strong>03</strong>1.822 m 2 54.971 m 2<br />

TARIM MÜD. 920 m 2 -<br />

KARAYOLLARI 5.043 m 2 -<br />

Kaynak: Posof İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğü<br />

253


M.2. Altyapı :<br />

Bu konu ile ilgili bilgi Ulaşım ve Alt Yapı (L) bölümünde ayrıntılı olarak<br />

verilmiştir.<br />

M.3. Binalar ve Yapı Çeşitleri<br />

M.3.1. Kamu Binaları :<br />

Nüfus ve yapılaşmanın yoğun olmadığı Ardahan İlinde, kamu binaları kent merkezinde<br />

toplanmıştır.<br />

M.3.2. Okullar :<br />

2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Ardahan İlinde, 6 yaş ve yukarı nüfusun<br />

içinde okuma-yazma bilenlerin oranı % 84,6’dır. Bu oran erkeklerde % 92,41 iken kadınlarda<br />

ise % 76,05’tir. Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye açısından incelendiğinde ise; 6 yaş ve<br />

üzeri nüfusun içinde okuma yazma bilenlerin oranı Doğu Anadolu Bölgesinde % 77,71<br />

iken, Türkiye genelinde % 87,30’dur.<br />

Okul Öncesi Eğitim<br />

2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında, İl genelinde toplam 91 ana sınıfı mevcuttur. Merkez<br />

ilçede müstakil binaya sahip bir anaokulu vardır. Bu okullarda 24 kadrolu ve 75 kadrosuz<br />

usta öğretici olmak üzere toplam 99 öğretmen görev yapmaktadır.<br />

İlköğretim<br />

İlde 218 ilköğretim okulu mevcut olup, bunların 19’u ilçe merkezlerinde, 199’u<br />

ise köylerde bulunmaktadır. Bu okulların 2’si yatılı ilköğretim bölge okulu (YİBO), 4’ü<br />

ise pansiyonlu ilköğretim okuludur (PİO). 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında bu okullarda toplam<br />

20.042 öğrenci eğitim görmekte ve toplam 886 öğretmen görev yapmaktadır. İlde 2<strong>00</strong>4-<br />

2<strong>00</strong>5 eğitim öğretim dönemi için 1 öğretmene ortalama 29 öğrenci düşmektedir.<br />

2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında öğrenci azlığı nedeniyle 17 okul kapalı olup bu okulların<br />

öğrenci sayısı 115’tir. İlde 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında taşımalı eğitim kapsamında yer alan<br />

1<strong>03</strong> okulun 2540 öğrencisi, 16 merkeze taşınmaktadır.<br />

Ortaöğretim<br />

İldeki 20 ortaöğretim kurumundan 9 tanesi genel ortaöğretim kurumu olup, 7’si Lise,<br />

1’i Süper Lise ve 1 tanesi de Anadolu Lisesi statüsündedir. Genel ortaöğretim kurumlarında<br />

2.814 öğrenci öğrenim görmekte ve bu öğrenciler için 107 öğretmen görev yapmaktadır.<br />

Mesleki ve teknik ortaöğretimde ise 10 okul mevcuttur. Bunlar; 1 Ticaret Meslek<br />

Lisesi, 1 Anadolu İmam Hatip Lisesi, 1 Endüstri Meslek Lisesi, 2 Kız Meslek Lisesi, 1<br />

Sağlık Meslek Lisesi ve 4 Çok Programlı Lise statüsündedir. Bu okullarda 84 öğretmen<br />

eşliğinde 1.010 öğrenci eğitim görmektedir.<br />

254


Özel Öğretim<br />

İlde 625 sayılı yasa doğrultusunda açılmış 2 dershane, 2 motorlu taşıt sürücü kursu<br />

olmak üzere 4 özel öğretim kurumu mevcuttur.<br />

Halk Eğitimi<br />

İl genelinde toplam 6 Halk Eğitim Merkezinde her yaş ve eğitim düzeyindeki<br />

yurttaşlara çeşitli konularda kurslar düzenlenerek eğitim verilmektedir. 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim<br />

yılında açılan 55 kursta 881 erkek, 1.451 bayan olmak üzere toplam 2.332 kursiyer eğitim<br />

görmektedir.<br />

Çıraklık Eğitimi<br />

Çıraklık eğitimi alanında 20<strong>03</strong>-2<strong>00</strong>4 öğretim yılında açılan kurslarda 92 kursiyere<br />

ustalık, 78 kursiyere de kalfalık belgesi verilmiştir.<br />

Ardahan Meslek Yüksekokulu<br />

Ardahan Meslek Yüksekokulu, Kars Kafkas Üniversitesine bağlı olarak 1999-2<strong>00</strong>0<br />

eğitim-öğretim yılında Büro Yönetimi ve Sekreterlik, Arıcılık ve Et Endüstrisi bölümleri ile<br />

eğitime başlanmış, bu bölümlere 2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>2 eğitim ve öğretim yılında İşletmecilik Bölümü<br />

ile Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları bölümü eklenmiştir. 2<strong>00</strong>2 yılından sonrada<br />

İthalat-İhracat, Elektrik ve Makine Bölümleri açılmıştır.<br />

Ardahan Meslek Yüksekokulu’nda 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 eğitim ve öğretim döneminde 7<br />

bölümde 161 kız, 317 erkek öğrenci olmak üzere toplam 478 öğrenci eğitim görmektedir.<br />

Ardahan Meslek Yüksekokulu’nun akademik kadrosu 1 Doçent Doktor ve 8 Öğretim<br />

Görevlisinden oluşmaktadır. Diğer akademik kadrolar ise, Kafkas Üniversitesi tarafından<br />

desteklenmektedir.<br />

Meslek Yüksekokulunda öğretim üyeleri ve elemanları için 1 misafirhane ve 4<br />

daireden oluşan 1 lojman bulunmaktadır.<br />

Tablo 81: Ardahan İli Yurt ve Pansiyon Kapasiteleri<br />

OKULUN ADI<br />

ÖĞRENCİ KAPASİTESİ<br />

KIZ ERKEK TOPL<strong>AM</strong><br />

ARDAHAN LİSESİ PANSİYONU 66 116 182<br />

İM<strong>AM</strong>-HATİP LİSESİ - 95 95<br />

YATILI BÖLGE İLKÖĞRETİM OKULU 216 340 556<br />

TEKEL 75. YIL PİO 90 91 181<br />

ÇILDIR LİSESİ PANSİYONU 40 146 186<br />

ÇILDIR KIZ PİO 85 - 85<br />

GÖLE 75. YIL İMKB YİBO 240 410 650<br />

GÖLE 30 EYLÜL PİO 78 - 78<br />

POSOF HALİT PAŞA PİO 55 60 115<br />

GENEL TOPL<strong>AM</strong> 870 <strong>12</strong>58 2<strong>12</strong>8<br />

Kaynak: Ardahan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

255


M.3.3. Hastaneler ve Sağlık Tesisleri :<br />

Hastane Sayısı : 3<br />

Sağlık Ocağı Sayısı : 25<br />

Sağlık Evi Sayısı : 99<br />

Dispanser Sayısı : 1<br />

Toplam Yatak Sayısı : 268 (Askeri Hastane Dahil)<br />

Toplam Sağlık Personeli Sayısı : 443<br />

M.3.4. Sosyal ve Kültürel Tesisler :<br />

İlde sosyal ve kültürel amaçlı olarak kullanılan Milli Egemenlik Parkı ve Kürboyu<br />

Parkı bulunmaktadır.<br />

Ayrıca Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde bir adet kapalı spor salonu, bir adet<br />

şehir stadyumu, 1 adet kayak tesisi, 1 adet Çıldır Gençlik Merkezi, 5 İlçe ve 2 Beldede semt<br />

sahası mevcuttur.Yine Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Gençlik<br />

Merkezi, İldeki gençlere sosyal ve kültürel alanda çeşitli imkanlar sağlamıştır.<br />

İlde ayrıca, hikaye yazarı Dursun AKÇ<strong>AM</strong>’ın anısına 2<strong>00</strong>4 yılı itibariyle Dursun<br />

AKÇ<strong>AM</strong> Kültür ve Eğitim Merkezi yapılması çalışmalarına başlanmıştır.<br />

M.3.5. Endüstriyel Yapılar :<br />

İlde halen Organize Sanayi Bölgesi bulunmamakta, ancak şehir merkezine 5 km<br />

mesafede Kartalpınar Köyü Mevkiinde 150 ha’lık olan üzerinde kurulma çalışmaları devam<br />

etmektedir. Merkez İlçede küçük bir sanayi sitesi bulunmakta, diğer ilçelerde ise kurulma<br />

çalışmaları devam etmektedir.<br />

M.3.6. Göçer ve Hareketli Barınaklar :<br />

İlde göçer ve hareketli barınak bulunmamaktadır.<br />

M.3.7. Otel-Motel ve Turizm Amaçlı Diğer Yapılar :<br />

İlde yerel yönetimin, turizm tesislerinin çevreyle uyumu için herhangi bir çalışması<br />

bulunmamaktadır.<br />

.<br />

M.3.8. Bürolar ve Dükkanlar :<br />

İl merkezinde 32<strong>00</strong> adet mesken ve işyeri olup, bunun yaklaşık 6<strong>00</strong> adedi büro ve<br />

işyeridir.<br />

M.3.9. Kırsal Alanda Yapılaşma :<br />

İlde kırsal alandaki yerleşim bölgelerinin büyük bir kısmı, dağ ve tepelerin<br />

genellikle su kaynaklarının bulunduğu yamaçlara yerleşmişlerdir. Yöre halkı, genellikle<br />

hayvancılık sektörüyle geçimini sağlamaktadır. Bu faaliyeti de mera hayvancılığı şeklinde<br />

sürdürmektedir. İklim şartlarının sert ve ağır oluşu, uzun kış mevsiminde hayvanların kapalı<br />

256


alanlarda beslenmesini gerektirmiştir. Bu yüzden her ne kadar arazinin otlatılmaya müsait<br />

olduğu mevsimlerde mera hayvancılığı yapılsa da uzun kış mevsiminde (6 ay) hayvanlar<br />

için çok miktarda yeme ihtiyaç vardır. Bu yemler İlde, arpa, buğday, korunga ve fiğ gibi yem<br />

bitkilerinin ekilip biçilmesine uygun alanlar gerektirdiği gibi çayırlardan da bol miktarda<br />

tabii ot temini gerektirmiştir. Dolayısıyla yöre insanı, yem bitkileri temin edilecek alanlar<br />

ile hayvanların otlattığı meraların arasında su kaynaklarını da kullanabileceği genellikle dağ<br />

etekleri veya yamaçlara yerleşim yerlerini kurmuşlardır.<br />

M.3.10. Yerel Mimari Özellikleri :<br />

Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.5.17.1.2 bölümünde verilmiştir.<br />

M.3.11. Bina Yapımında Kullanılan Yerel Materyaller :<br />

Her yörenin mimarisi iklimine, coğrafi şartlarına, bitki örtüsüne ve insanların yaşam<br />

tarzlarına göre şekillenmiştir. Denizden uzaklık, 2<strong>00</strong>0 m yükseklik gibi dezavantajlara sahip<br />

olan ilde de kendine özgü bir mimari tarz gelişmiştir. Bu yöredeki konutlar kalın duvarlı,<br />

dışa az açıklı ve toprak dam örtülü olarak inşa edilmiştir. Konutlar daha çok soğuğu ve sıcağı<br />

geçirmeyen taş malzeme ile aralarda duvar esnekliğini sağlamak üzere kalın ahşap kirişler<br />

tercih edilmiştir.<br />

İlin jeolojisi gereği yörede volkanik kayaçlar (andezit ve bazalt) geniş alanlar<br />

kaplamaktadır. Bu nedenle yöredeki eski yapılarda yapı malzemesi olarak genellikle bazalt<br />

ve andezit kullanılmıştır. Günümüzde ise bilinen inşaat tekniği doğrultusunda betonarme ve<br />

yığma yapılar tesis edilmektedir.<br />

M.4. Sosyo-Ekonomik Yapı<br />

M.4.1. Göçler :<br />

Tablo 82: Ardahan’ın 1945-2<strong>00</strong>0 Yılları Arasında, Nüfusundaki Değişmeler<br />

Yıllar<br />

Ardahan<br />

Yıllık nüfus artışı<br />

Nüfusu Türkiye (%o) Ardahan(%)<br />

1945 <strong>12</strong>8.<strong>12</strong>0 10,59 -<br />

1950 140.405 21,73 18,15<br />

1955 156.855 27,75 21,91<br />

1960 174.246 28,53 20,82<br />

1965 194.380 24,63 21,65<br />

1970 209.495 25,19 14,91<br />

1975 217.741 25,01 7,80<br />

1980 209.737 20,65 -7,<strong>03</strong><br />

1985 201.439 24,88 -7,61<br />

1990 163.731 21,71 -38,96<br />

2<strong>00</strong>0 133.756 18,34 -20,22<br />

Kaynak: DİE. - Anonimous<br />

257


Tablo 82 de belirtildiği üzere Ardahan İli nüfusu 1965 yılına kadar istikrarlı bir artış<br />

göstermiştir. 1975 yılına kadar nüfus artışında sayısal artma devam etmektedir, ancak artış<br />

hızında düşüş görülmektedir. 1975 yılından sonra nüfus ve nüfus artış hızında sürekli bir<br />

düşük görülmektedir. Ardahan İlinde tarım ekonomisinin hakim olması nedeniyle nüfusun,<br />

halen % 70’i kırsal kesimde % 30’u ise şehirde yaşamaktadır. Kırsal kesimdeki doğurganlık<br />

oranı yüksek olduğundan nüfus ve nüfus artış hızındaki düşüş, tamamen büyük şehirlere<br />

sürekli göç verme olayına dayanmaktadır. Göç olayı, daha çok çalışabilir nüfus oranında<br />

yaşanmaktadır.<br />

İLÇE<br />

Tablo 83: Ardahan İli 10 Yıllık Şehir ve Köy Nüfus Gelişimi<br />

1990 (1) 2<strong>00</strong>0 Yıllık Nüfus Artış Hızı (%o)<br />

Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam<br />

MERKEZ 16.761 35.813 52.574 17.274 27.520 44.794 3,01 -26,33 -16,01<br />

ÇILDIR 2.119 16.460 18.579 2.415 <strong>12</strong>.454 14.869 13,07 -27,88 -22,27<br />

D<strong>AM</strong>AL 2.326 7.876 10.202 2.571 6.106 8.677 10,01 -25,45 -16,19<br />

GÖLE 7.542 36.742 44.284 10.478 27.336 37.814 32,87 -29,56 -15,79<br />

HANAK 3.082 16.349 19.431 4.432 10.441 14.873 36,32 -44,83 -26,72<br />

POSOF 2.208 16.453 18.661 2.555 10.174 <strong>12</strong>.729 14,59 -48,05 -38,24<br />

TOPL<strong>AM</strong> 34.<strong>03</strong>8 <strong>12</strong>9.693 163.731 39.725 94.<strong>03</strong>1 133.756 15,45 -32,15 -20,22<br />

Kaynak: DİE. 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayım Sonuçları. (1) DİE. Tarafından 1990 Genel Nüfus Sayımı’nın kesin<br />

sonuçları, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı günündeki idari bölünüşe göre yeniden<br />

İlde nüfusun % 47,80’ini (63.923) kadınlar, % 52,20’sini (69.833) erkekler<br />

oluşturmaktadır. 2<strong>00</strong>0 yılı genel nüfus sayım sonuçlarına göre toplam nüfusun 39.725’i (%<br />

29.70) İlçe merkezinde, 94.<strong>03</strong>1’i (% 70.30) ise köy ve beldelerde bulunmaktadır. Buna göre<br />

Ardahan İli kırsal nüfusunun %o –32,15 oranında azaldığı ve şehir nüfusunun ise %o 15,45<br />

oranında arttığı görülmektedir.<br />

Kaynak: Ardahan İl Nüfus Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Şekil 1<strong>03</strong>. Ardahan İli Nüfus Artış Hızı<br />

258


M.4.2. Göçebe İşçiler (Mevsimlik) :<br />

Bu konu hakkında detaylı bilgi edinilememiştir.<br />

M.4.3. Kent Toprağının Mülkiyet Dağılımı :<br />

Bu konu hakkında detaylı bilgi edinilememiştir.<br />

M.4.4. Konut Yapım Süreçleri :<br />

1970-1980’li yıllarda İl dışına hızlı göç süreci yaşanmış olup, İldeki inşaat sektörünü<br />

durma noktasına getirmiştir. Bu süreçten önce yapılan konutlar genellikle mühendislik<br />

tekniğinden yoksun, ağır iklim koşullarına dayanıksız yapılar olduğu ve oturulma riski<br />

taşıdığından bu durum sonraki yıllarda konut sıkıntısını daha da arttırmıştır.<br />

1992 yılında İl statüsüne kavuşan Ardahan’da yapılan kamu kurum lojmanları konut<br />

sıkıntısını bir ölçüde azaltmıştır. Fakat yeni gelen memur sayısı var olan lojman sayısından<br />

fazla olduğu için konut ihtiyacı sürekli artan oranda devam etmiştir. Son yıllarda İlde kiraların<br />

arz talep dengesinden dolayı getirisinin fazla olması az da olsa yerli girişimciyi harekete<br />

geçirmiş ve konut yapım süreci başlamıştır. Son olarak 2<strong>00</strong>4 yılında Başbakanlık Toplu<br />

Konut İdaresinin (TOKİ) İlde yaptığı 192 adet konut, İldeki konut açığının kapanmasına çok<br />

önemli katkı sağlamış olup, en az aynı miktarda yeni konut yapımı halinde ihtiyaç minimum<br />

seviyeye inmiş olacaktır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 104. İlde 2<strong>00</strong>4 Yılında Yapılan TOKİ Konutları<br />

M.4.5. Gecekondu Islah ve Önleme Bölgeleri :<br />

İlde gecekonduları yasallaştırmak için yapılan herhangi bir çalışma bulunmamakta olup,<br />

Belediye tarafından gecekondu yapımına izin verilmeyerek sıkı denetim uygulanmaktadır.<br />

259


M.5. Yerleşim Yerlerinin Çevresel Etkileri<br />

M.5.1. Binalarda Ses İzolasyonu :<br />

İl genelinde gürültü kirliliği olmadığından, binalarda gürültü sorununu çözmede<br />

kullanılan inşaat tekniklerine baş vurulmamaktadır.<br />

M.5.2. Havaalanları ve Çevresinde Oluşturulan Gürültü Zonları :<br />

Ardahan İlinde havaalanı bulunmamaktadır.<br />

M.5.3. Ticari ve Endüstriyel Gürültü :<br />

Sanayinin olmadığı İl genelinde, endüstriyel kullanımdan kaynaklanan gürültünün<br />

önlenmesi için bir çalışma yapılmamaktadır. Ancak İlde ticari amaçlı eğlence yerlerinde meydana<br />

gelen gürültüyü önlenmesi amacıyla 11 Aralık 1986 tarih ve 19308 sayılı Resmi Gazetede<br />

yayımlanarak yürürlüğe giren “Gürültü Kontrolü Yönetmeli” hükümlerine göre, İl Çevre ve<br />

Orman Müdürlüğü tarafından denetimler yapılmaktadır. Gazino, bar vb. gibi gürültü oluşturan<br />

bu alanlarda iç gürültü değerlerinin aşılmaması için gürültü ölçüm cihazları takılmakta, dış<br />

gürültü değerlerinin aşıldığı yerlerde ise ses yalıtımı yaptırılarak ilgili Yönetmelik gereği sınır<br />

değerler sağlanarak oluşan gürültü kirliliği önlenmeye çalışılmaktadır.<br />

M.5.4. Kentsel Atıklar :<br />

İlde günlük miktarı 15-20 ton olan katı atıklar, ev ve işyerlerinden elden ve sabit<br />

konteynerlerden düzenli olarak toplanmaktadır. Toplanan katı atıklar ile 4 km. uzaklıkta<br />

bulunan Kartalpınar mevkiinde yaklaşık 4.5<strong>00</strong> m 2 ’lik alanda depolanmaktadır.<br />

M.5.5. Binalarda Isı Yalıtımı :<br />

Binalarda isi yalıtımının yapılması hakkında yerel yönetimin özel bir uygulaması<br />

olmayıp, imar planı ve yapı denetiminde yer alan hükümlere göre yapılmaktadır.<br />

M.6. Nüfus<br />

M.6.1. Nüfusun Yıllara Göre Değişimi :<br />

Bu konu ile ilgili bilgi M.4.1 (Göçler) bölümünde verilmiştir.<br />

M.6.2. Nüfusun Cinsiyet ve Yaş Gruplarına Göre Dağılımı :<br />

Tablo 84. Ardahan İli, <strong>12</strong> - 64 Arası Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı<br />

Yaş <strong>12</strong>-14 15-19 20-39 40-64<br />

Toplam 9.5<strong>12</strong> (%7.11) 14.233 (%10.64) 40.438 (%30.23) 26.952 (%20.15)<br />

Kaynak: DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı.<br />

260


İl geneli nüfusu; <strong>12</strong> yaş altı % 24.60, <strong>12</strong>-64 yaş arası % 68.14 ve 65 yaş üzeri %7.26<br />

olarak dağılım göstermektedir.<br />

İl genelinde erkek nüfusun yarısı 23 yaşından, kadın nüfusun yarısı da 24 yaşından<br />

gençtir. Genel olarak kadınların medyan yaşı (Medyan Yaş; Bir nüfusu oluşturan kişilerin<br />

küçükten büyüğe sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Buna göre, nüfusun yarısı bu<br />

yaştan küçük, diğer yarısı da büyüktür.) erkeklerin medyan yaşından daha büyük iken, Çıldır<br />

İlçe merkezinde tam tersi bir durum söz konusudur. İl genelinde erkek-kadın arasında medyan<br />

yaş farkı oldukça azdır. Çıldır İlçe merkezi ortalama 21 medyan yaş ile diğer ilçelerden daha<br />

genç bir nüfusa sahiptir. Köylerde kadın-erkek medyan yaşı 24’tür.<br />

M.6.3. İl ve İlçelerin Nüfus Yoğunlukları :<br />

Tablo 85. Ardahan İlinin Nüfus Yoğunluğu<br />

İLÇE ADI TOPL<strong>AM</strong> NÜFUS NÜFUS YOĞUNLUĞU<br />

Merkez 44.794 38<br />

Çıldır 14.869 20<br />

Damal 8.677 26<br />

Göle 37.814 27<br />

Hanak 14.873 27<br />

Posof <strong>12</strong>.729 20<br />

TOPL<strong>AM</strong> 133.756 28<br />

Kaynak: Ardahan İl Nüfus Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

M.6.4. Nüfus Değişim Oranı :<br />

Bu konu ile ilgili bilgi M.6.1’de verilmiştir.<br />

M.6.5. Yer Değiştirme Olayları :<br />

Ardahan İlinde göçlerin tamamı sadece ekonomik sebeplerden kaynaklanmayıp,<br />

bunun yanında bölgedeki iklimin yanı sıra eğitim, sağlık ve ulaşım gibi sosyal hizmetlerin<br />

yetersizliği de rol oynamıştır.<br />

Türkiye’de nüfus hareketlerinin büyük çoğunluğunu kırdan kente göç teşkil etmektedir.<br />

Göç alan illerin tamamı, ülkenin sosyo-ekonomik bakımdan gelişmiş batı bölgelerinde, göç<br />

veren illerin çoğu ise Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde bulunmaktadır.<br />

Ardahan 1975’lerden beri en fazla göç veren illerin başında gelmektedir<br />

M.6.6. Turizm ve Seyahat :<br />

İlde turistik amaçlı nüfusun yoğunlaştığı bölge bulunmamaktadır.<br />

261


M.6.7. İşsizlik :<br />

Tablo 86. Ardahan İlinde Durumlarına Göre İş Müracaatında Bulunanlar<br />

NORMAL ENGELLİ ESKİ HÜKÜMLÜ TOPL<strong>AM</strong><br />

E K E K E K E K<br />

Sosyal Durumuna Göre 804 462 <strong>12</strong>0 26 57 981 488<br />

Vasıflı 659 440 40 <strong>12</strong> 20 - 719 452<br />

Vasıfsız 145 22 80 14 37 - 262 36<br />

Kaynak: DİE. 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />

Ardahan İlinde, istihdam edilen nüfusun (69.582) işgücü içindeki oranı; erkek nüfus<br />

için (38.704) % 94, kadın nüfus için (30.878) % 97’dir. İşsiz nüfusun (3.641 - % 4.97),<br />

işgücü içindeki oranı; erkek nüfus için (2.607) % 3.56, kadın nüfus için (1.<strong>03</strong>4) % 1.41’dir.<br />

İşsiz nüfusun büyük çoğunluğunu genç nüfus oluşturmaktadır. İşsiz nüfusun % 69’u 30 yaşın<br />

altındadır.<br />

Tablo 87. İstihdam Edilen Nüfusun Ekonomik Faaliyete Göre Dağılımı<br />

SEKTÖR<br />

Nüfus<br />

İstihdam<br />

Erkek Kadın Toplam %<br />

Tarım, hayvancılık, avcılık, ormancılık ve balıkçılık 24.541 29.584 54.<strong>12</strong>5 77.78<br />

Madencilik ve taşocağı 13 - 13 0.02<br />

İmalat sanayi 520 98 618 0.88<br />

Elektrik,gaz,su 102 7 109 0.15<br />

İnşaat 845 1 846 1.22<br />

Toptan perakende ticaret, lokanta ve oteller 1.625 1<strong>00</strong> 1.725 2.49<br />

Diğer 11.058 1.088 <strong>12</strong>.146 17.46<br />

Toplam İstihdam Edilen Nüfus 38.704 30.878<br />

69.582<br />

(%95.<strong>03</strong>)<br />

1<strong>00</strong><br />

Kaynak: DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />

İstihdam edilen erkek nüfusun % 63.40’ı tarım sektöründe, % 33’ü hizmet sektöründe<br />

çalışmaktadır. Kadın nüfusun % 95.80’i tarım sektöründe çalışmaktadır. İl geneli istihdam<br />

edilen nüfusun % 54’ü ücretsiz aile işçisi olup, bu oran erkek nüfus için % 25, kadın nüfus<br />

için % 90’dır. Yine erkeklerin % 42’si ve kadınların % 5’i kendi hesabına çalışmakta iken,<br />

erkeklerin % 31’i ve kadınların % 4’ü ücretli çalışmaktadır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>24<br />

Ardahan İl Nüfus Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

DİE., 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı Sonuçları<br />

Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>2<br />

262


N. ATIKLAR<br />

N.1. Evsel Katı Atıklar :<br />

Günlük faaliyetler sonucunda, ev ortamında üretilebilecek tehlikeli ve zararlı<br />

atıklardır. Yiyecek atıkları, ev eşyası atıkları, ambalaj malzemeleri (cam şişeler, kağıt-karton,<br />

teneke kutular) ve yakacak atıkları (kül) bunlardan bazılarıdır. İldeki çöp toplama işlemi<br />

Belediye Temizlik İşleri tarafından yürütülmektedir. Günlük yaklaşık olarak kış mevsiminde<br />

20 ton, yaz mevsiminde ise 15 ton katı atık toplanan İlde, tıbbi atıklar evsel atıklarla birlikte<br />

toplanmakta ve bu durum ciddi bir risk oluşturmaktadır.<br />

N.2. Tehlikeli ve Zararlı Atıklar :<br />

Teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan, çevre ve insan sağlığını tehdit eden<br />

endüstriyel nitelikli atıklardır. Endüstriyel atıkların tehlikeli ve zararlı özellik taşıyanları,<br />

tehlikeli atık olarak adlandırılır. İlde büyük ölçekli sanayi tesisi olmadığından bu konu ile<br />

ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />

N.3. Özel Atıklar<br />

N.3.1. Tıbbi atıklar :<br />

Hastane ve benzeri sağlık kurulularından kaynaklanan ve pek çok hastalığa sebep<br />

olabilen atıklardır. Tıbbi atıklar özelliklerine göre; patalojik (doku, organ, vücut parçaları,<br />

kan ve vücut sıvıları), kesiciler (iğne uçları, bistüriler, jiletler, kırık camlar vb.) ve ecza<br />

atıkları (kullanım tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaç, aşı ve serumlar) olmak üzere üç<br />

gruba ayrılır.<br />

İldeki tıbbi atıklar patalojik, kesiciler ve ecza atıklarından oluşmaktadır. Bu atıklar;<br />

tıbbi atık üreten sağlık kuruluşları tarafından tıbbi atık poşetlerinde (kırmızı poşetler)<br />

biriktirilerek, diğer katı atıklarla birlikte Belediye tarafından toplanarak katı atık sahasına<br />

taşınarak depolanmaktadır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 105. Ardahan Merkez İlçe Katı Atık Depolama Sahasındaki Tıbbi Atıkların Durumu<br />

263


N.3.2. Atık Yağlar :<br />

Atık yağlar su ve toprak kirliliğine sebep olmaktadır. Bir litre kullanılmış motor<br />

yağı 8<strong>00</strong> ton suyu zehirleyebilmektedir. İlde bulunan sanayi sitesinde araç bakımı<br />

sonucu ortaya çıkan atık yağlar, işletme sahipleri tarafından ısınma amaçlı yakıt olarak<br />

kullanılmaktadır.<br />

N.3.3. Pil ve Aküler :<br />

İlde; ihtiva ettikleri ağır metallerden dolayı toprak ve su kirliliğine sebep olan piller<br />

ile akü, elektrik ve elektronik atıklarının ayrı toplanması, geri kazanımı ile ilgili ayrıntılı bir<br />

çalışma yapılmamaktadır.<br />

Ancak ekonomik değeri olan akü ve elektronik atıklar, hurdacılıkla uğraşan<br />

vatandaşlarca toplanarak bu atıkların geri kazanımı sağlanmaktadır. Pillerde ise aynı durum<br />

söz konusu olmayıp evsel atıklarla birlikte atılmaktadır.<br />

N.3.4. Cips ve Diğer Yakma Fırınlarından Kaynaklanan Küller :<br />

Cips, fabrika bacalarındaki kükürt tutucu baca filtrelerinden çıkan atıklardır. İl<br />

sınırları içinde bu atıkları oluşturacak sanayi tesisi bulunmamaktadır.<br />

N.3.5. Tarama Çamurları :<br />

İl sınırları içinde bu atıkları oluşturacak sanayi tesisi bulunmamaktadır.<br />

N.3.6. Elektrik ve Elektronik Atıklar :<br />

İl genelinde elektrik ve elektronik atıklar, diğer evsel atıklardan ayrı olarak<br />

toplanmamakla birlikte bu atıkların geri kazanım çalışması da bulunmamaktadır.<br />

N.3.7. Kullanım Ömrü Bitmiş Araçlar :<br />

İlde, kullanımı bitmiş (makine, taşıt vb.) bu tür atıkların geri kazanımları ile ilgili bir<br />

çalışma yapılmamaktadır.<br />

N.4. Diğer Atıklar<br />

N.4.1. Radyoaktif Atıklar :<br />

Nükleer reaktör işlemleri, tıp araştırmaları, askeri ve sınai etkinlikler gibi kaynaklardan<br />

üretilen atıklar olup, İl genelinde radyoaktif atık oluşturacak tesis bulunmamaktadır.<br />

N.4.2. Hayvan Kadavraları :<br />

İlde genelinde toplanan hayvan kadavraları, belediye tarafından toplanıp katı atık<br />

depolama sahasında depolanmaktadır.<br />

264


N.4.3. Mezbaha Atıkları :<br />

İlde bir adet 3. sınıf mezbaha olup, günlük ortalama olarak 80-1<strong>00</strong> lt atık su açığa<br />

çıkmakta ve bu miktar tehlikeli bir durum yaratmamaktadır. Mezbaha atıklarının, geri<br />

kazanım çalışması yapılmamaktadır.<br />

N.5. Atık Yönetimi<br />

Çöplerin toplanması veya bertaraf edilmesine kadar tüm hizmetlerin bir plan<br />

çerçevesinde ele alınması ve öncelikle bu atıkların değerlendirilmesi veya geri kazanılmasına<br />

atık yönetimi denilmektedir. İlde katı atıklar Belediye tarafından vahşi depolama merkezinde<br />

(katı atık sahası) depolanmakta ancak bu atıkların değerlendirilmesi ve geri kazanılması ile<br />

ilgili bir çalışma yapılmamaktadır.<br />

N.6. Katı Atıkların Miktar ve Kompozisyonu<br />

İlde günlük yaklaşık olarak kış mevsiminde 20 ton, yaz mevsiminde ise 15 ton katı<br />

atık toplanmakta olup, bu katı atıkların çoğu evsel atıklardır. Kış mevsimi çok sert geçen<br />

İlde, ısınmak için kullanılan yakıtlardan arta kalan atıklar, kış mevsimindeki günlük katı atık<br />

miktarını arttırmaktadır.<br />

N.7. Katı Atıkların Biriktirilmesi, Toplanması, Taşınması ve Transfer İstasyonları :<br />

İlde katı atıkların biriktirilmesi, toplanması, taşınması ve depolanması Belediyece<br />

yapılmaktadır.<br />

İldeki katı atıkların büyük bölümünü oluşturan evsel atıklar belli saatlerde ev ve iş<br />

yerlerinden çöp poşetleri içinde elden ya da İlin değişik yerlerinde kurulu sabit konteynırlardan<br />

Belediyeye ait üç adet sıkıştırmalı çöp aracı ile toplanmaktadır.<br />

Ancak hastane ve dispanser gibi sağlık kuruluşlarınca üretilen ve diğer atıklardan<br />

ayrı biriktirilen tehlikeli ve tıbbi atıklar da evsel atıklarla birlikte toplanmakta ve katı atık<br />

sahasına dökülmektedir.<br />

Konu İl Mahalli Çevre Kurulu gündemine alınmış tehlikeli ve tıbbi atıkların bu<br />

işe ayrılmış özel konteynırlarda toplanarak, düzenlenecek geçici depolama sahalarında<br />

depolanması yönünde karar alınmış ancak yeterli araç-gereç ve personel olmayışı nedeniyle<br />

uygulama yapılamamaktadır.<br />

İl genelinde katı atıkların toplanmasında yaşanan en büyük sorun, yeterli miktarda<br />

konteynırın olmayışı ve halkın çöp toplama saatlerine yeterince özen göstermeyişidir.<br />

N.8. Atıkların Bertaraf Yöntemleri<br />

N.8.1. Katı Atıkların Depolanması :<br />

İl merkezindeki katı atıklar, İl merkezine 4 km uzaklıkta Kartalpınar mevkiinde<br />

yaklaşık 4.5<strong>00</strong> m 2 lik bir alanı kaplayan vahşi depolama sahasında depolanmaktadır.<br />

265


Stabilize yolu dışında hiçbir alt yapısı olmayan katı atık depolama sahası, konum<br />

açısından aranan katı atık sahası için aranan niteliklere sahip olup yaklaşık ömrü 40-50 yıl<br />

arasındadır.<br />

Mevcut vahşi depolama alanında hiç bir ayrıştırma veya başka işleme tabi tutulmayan<br />

katı atıklar geniş bir alana yayılmış durumdadır.<br />

N.8.2. Atıkların Yakılması :<br />

Atıkların yakılması, çöplerin özel bir şekilde projelendirilmiş fırınlarda yakılmasından<br />

ibaret olup, İl genelinde yakma tesisi bulunmamaktadır.<br />

N.8.3. Kompost :<br />

Kompostlama, uygun yöntem ve ekipmanlar kullanılarak, katı atık içinde bulunan<br />

organik maddelerin, kontrollü bir şekilde mikroorganizmalar tarafında dekompoze (çürüme)<br />

edilmesi ve toprak için çok önemli olan gübreye dönüştürülmesi olup, İl genelinde kompost<br />

tesisi bulunmamaktadır.<br />

N.9. Atıkların Geri Kazanımı ve Değerlendirilmesi :<br />

Geri kazanım, geri dönüşüm ve tekrar kullanımın ötesinde; atıkların özelliklerinden<br />

yararlanılarak içindeki bileşenlerin fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle başka<br />

ürünlere veya enerjiye çevrilmesidir.<br />

İl genelinde atıkların geri kazanımı, değerlendirmesi, katı atık bileşenlerinin<br />

belirlenmesi ve katı atıkların içinde geri kazanmaya değer maddelerin olup olmadığı<br />

konularıyla ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />

N.10. Atıkların Çevre Üzerindeki Etkileri :<br />

İlde mevcut biriktirme ve toplama işlemlerinin yürütülmesi işlemi belediye<br />

tarafından yapılmaktadır. Katı atıklar, toplama saatlerinde ev ve iş yerlerinden kapalı kap<br />

veya poşetlerle elden ya da İlin değişik yerlerine kurulu sabit konteynırlardan, sıkıştırmalı<br />

çöp toplama araçları ile toplanmaktadır. Toplanan katı atıklar, katı atık depolama sahasına<br />

taşınmaktadır. Çöp toplama araçlarında çalışan görevli personel, eldiven kullanmakta ancak<br />

koruyucu maske takmamaktadır.<br />

İlde katı atıkların büyük bölümünü evsel atıklar oluşturmaktadır. Evsel atıkların<br />

toplanmasında; personel ve araç sayısının yetersizliği, çöplerin zamanında toplanamaması,<br />

halkın çöpleri belediye çöp toplama araçlarına veya konteynırlara saatinde teslim etmekte<br />

yeterli duyarlılığı göstermemesi gibi nedenlerle olumsuzluklar yaşanmaktadır.Bu nedenle<br />

yol kenarlarında biriktirilen ve çevreye yayılan atıklar, İl merkezinde de çevre kirliliği<br />

yaratmaktadır. Özellikle yaz aylarında bu kirlilik insan ve çevre sağlığı açısından daha da<br />

tehlikeli olmaktadır.<br />

İlde yaklaşık olarak kış aylarında 20 ton/gün, diğer mevsimlerde ise 15 ton/gün katı atık<br />

toplanmaktadır. Tıbbi atık üreten Ardahan Devlet Hastanesi, Askeri Hastane, Sağlık Ocakları<br />

ve Verem Savaş Dispanseri tıbbi ve tehlikeli atıkları kurumlarına ait konteynır ve depolarda<br />

266


ayrı toplamalarına rağmen bu atıklar belediye tarafından evsel atıklarla birlikte toplanarak İl<br />

merkezine 4 km uzaklıkta bulunan katı atık depolama sahasına dökülmektedir.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 106. Ardahan Katı Atık Sahasında Çöp Ayıklayan Vatandaşlar<br />

Katı atık depolama sahası tarım arazilerine oldukça yakındır. Geniş bir alana dökülen<br />

atıklar rüzgar, yağmur suları, yaban hayvanları (özellikle kuşlar) ve çeşitli amaçlarla atıklardan<br />

yararlanmaya çalışan vatandaşlar tarafından çevreye yayılmakta ve özellikle tarım arazileri<br />

üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bütün atıkların (evsel, tıbbi ve tehlikeli) bir arada<br />

bulunduğu katı atık sahasında bazı vatandaşlar, sahadaki atıklardan yararlanmak amacıyla<br />

bu atıkları karıştırarak ayıklamaktadır. Bu durum başta bu işle uğraşanlar olmak üzere insan<br />

sağlığı üzerinde büyük risk oluşturmaktadır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />

Çevre El Kitabı, Çevre Bakanlığı, 20<strong>03</strong><br />

267


268


O. GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM<br />

O.1. Gürültü :<br />

Gürültü, insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen,<br />

fiziksel ve psikolojik dengelerini bozabilen, iş performansını azaltan, çevrenin güzelliğini<br />

ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren önemli bir çevre kirliliği türüdür. Gürültüyü<br />

kısaca, insanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen sesler olarakta tanımlayabiliriz.<br />

Özellikle büyük kentlerde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede olup, Dünya Sağlık<br />

Örgütünce belirlenen ölçülerin üzerindedir.<br />

Kent gürültüsünü artıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz<br />

ve zamansız klakson çalmaları ve belediye sınırları içerisinde bulunan endüstri bölgelerinden<br />

çıkan gürültüler gelmektedir. Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek<br />

sesler, zamansız yapılan bakım-onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler<br />

insanların işitme sağlığını ve algılanmasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve<br />

psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır.<br />

Ses şiddetinin ölçü birimi desibeldir (dB). Desibel insan sağlığının en çok hassas<br />

olduğu orta ve yüksek frekansların özellikle vurgulandığı bir ses değerlendirmesi birimidir.<br />

Normal solunum yani işitme eşiği sıfır (0) olarak kabul edilirse.<br />

Normal solunum : 0 dB<br />

İki kişinin konuşması : 60 dB<br />

Kalabalık trafik : 70 dB<br />

Torna tezgahı : 85 dB<br />

Metro treni : 1<strong>00</strong> dB<br />

0-30 dB arası çok sessiz, 30-50 dB arası sessiz, 50-60 dB arası orta derecede gürültülü,<br />

60-70 dB arası gürültülü ve 70-80 dB arası ise çok gürültülü ortam olarak sınıflandırılır.<br />

O.1.1. Gürültü Kaynakları<br />

O.1.1.1. Trafik Gürültüsü :<br />

Kent gürültüsünü arttıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz<br />

ve zamansız klakson çalmalarıdır. Karayolları taşımacılığının günden güne artması trafik<br />

gürültüsünün şiddetini arttırmıştır. Bunun için pek çok gelişmiş ülkede trafik gürültüsünü<br />

kontrol tedbirleri alınmıştır. Trafik yoğunluğu bulunmayan Ardahan İlinde, trafikten<br />

kaynaklanan gürültü bulunmamaktadır. Bu nedenle bu konu ile ilgili olarak bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

O.1.1.2. Endüstri Gürültüsü :<br />

Gürültü kaynakları oranları ele alındığında endüstri gürültüsünün toplam gürültü<br />

içerisindeki oranı % 6 civarındadır. Endüstrinin neden olduğu gürültü pek fazla olmamasına<br />

rağmen orada çalışan insanlar açısından büyük öneme sahiptir. İnsanlar fazla gürültüden “ağır<br />

işitme” meslek hastalığına yakalanabilir. Ağır işitme meslek hastalıkları sanayi dallarına<br />

269


göre az veya çok oranda olabilmektedir. Örnek olarak, Güney Almanya’da 1969-1978 yılları<br />

arasında demir-çelik sanayiinde çalışan işçilerin 17<strong>00</strong> kadarı gürültüden ağır işitme hastalığına<br />

maruz kalmışlardır. Sanayi kuruluşlarına göre ağır işitme hastalıkları oranları şöyledir:<br />

Elektro Sanayi % 4.1<br />

Kimya Sanayi % 2.6<br />

Odun Sanayi % 2.6<br />

Mensucat % 5.0<br />

İnşaat % 2.7<br />

Madencilik % 63<br />

Taş sanayi % 4<br />

Diğer % 11<br />

Kısaca özetlenecek olursa, gürültüden dolayı meydana gelen çevre sorunları,<br />

gürültüye neden olan etken durunca ani olarak son bulur ve herhangi bir tortu veya kalıntı<br />

bırakmaz. Gürültüden dolayı herhangi bir maddi kirlenme veya radyasyon olmadığına göre<br />

canlı varlıkların zehirlenmesi, yanması veya tahrip olması söz konusu değildir.<br />

Tablo 88. İşitme Sağlığı Açısından Kabul edilebilir En Büyük Gürültü Seviyeleri<br />

Gürültüye Maruz Kalınan Süre<br />

Max. Gürültü Seviyesi (dBA)<br />

7,5 saat/gün 80<br />

4 saat/gün 90<br />

1 saat/gün 95<br />

0,5 saat/gün 1<strong>00</strong><br />

0,25 saat/gün 105<br />

İlde sanayi olmadığından sanayiden kaynaklanan gürültü ile ilgili bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

O.1.1.3. İnşaat Gürültüsü :<br />

Gürültü kaynakları oranları ele alındığında inşaat gürültüsünün toplam gürültü<br />

içerisindeki oranı % 3 civarındadır. İnşaat gürültülerinin, toplumu rahatsız etmesi ve<br />

gürültünün azaltılması bakımından önemli özellikleri vardır.<br />

1. Bölge sakinleri, uzun süre yaşadıkları çevresindeki gürültülere alışmıştır. İnşaat<br />

sırasında gürültü ile birlikte ortaya çıkan toz ve diğer maddeler toplumu rahatsız eder.<br />

2. İnşaat işleri genel olarak açık sahada yapılır. Dolayısıyla gürültü önleme tedbirlerinin<br />

alınması çok zordur.<br />

3. Planlama ve bölgeleme teknikleri bu tip gürültüler için geçersizdir. Çünkü işin süresi<br />

sınırlıdır.<br />

4. Gürültü seviyesi gün boyunca büyük ölçüde değişir. Gürültünün büyük bir kısmı<br />

Impuls karakterlidir. Bu da insanları daha fazla rahatsız eder.<br />

5. İnşaat süresince çeşitli süreçlerden çok değişik şiddet ve karakterde gürültü ortaya<br />

çıkar<br />

6. İnşaat işlerinin tabiat icabı, gürültü kontrolü için alınacak tedbirler son derece zordur.<br />

270


Bütün bu anlatılara rağmen gürültünün azalması için kompresörlere ve diğer patlayıcı<br />

aletlere susturucu takılması tavsiye edilir. Böylece gürültü kaynağından önlenmiş olur. Bu<br />

mümkün olmadığı takdirde inşaat sahasının etrafı gürültüyü azaltacak şekilde perdelerle<br />

çevrilmelidir.<br />

İlde inşaat sektörü canlı olmadığından inşaat gürültüsü konusu ile ilgili bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

O.1.1.4. Yerleşim Alanlarında Oluşan Gürültüler :<br />

Meskenlerde, televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan<br />

bakım ve onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler insanların işitme sağlığını<br />

ve algılanmasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta,<br />

iş verimini azaltmaktadır. İlde yerleşim alanlarında oluşan gürültüler ile ilgili bir çalışma<br />

yapılamamıştır.<br />

Toplumun Gürültü Seviyelerine Gösterdiği Tepki:<br />

Toplumsal Reaksiyon Ortalama dBA<br />

Yok 55<br />

Seyrek Şikayet 65<br />

Çok Yaygın Şikayet 70<br />

Aşırı Huzursuz Olma 75<br />

Bölgeyi Terk Etmek 80<br />

Tablo 89 . Çeşitli Kullanım Alanlarının Kabul edilebilir Üst Gürültü Seviyeleri<br />

Kullanım Alanı<br />

Ses Basıncı Düzeyi (Gündüz) dBA<br />

Dinlenme Alanları<br />

Tiyatro Salonları 25<br />

Konferans Salonları 30<br />

Otel Yatak Odaları 30<br />

Otel Restoranları 35<br />

Sağlık Yapıları<br />

Hastaneler 35<br />

Konutlar<br />

Yatak Odaları 35<br />

Oturma Odaları 60<br />

Servis Bölümleri (Mutfak, Banyo) 70<br />

Eğitim Yapıları<br />

Eğitim Çalışması Derslikler, Laboratuar 45<br />

Spor Salonu, Yemekhaneler 60<br />

Endüstri Yapıları 65<br />

Fabrikalar (Küçük) 70<br />

Fabrikalar (Büyük) 80<br />

Kaynak : Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />

O.1.1.5. Havaalanları Yakınında Oluşan Gürültü :<br />

Ardahan İlinde havaalanı bulunmamaktadır.<br />

271


O.1.2. Gürültünün Çevreye Olan Etkileri<br />

O.1.2.1. Gürültünün Fiziksel Çevreye Etkileri :<br />

Gürültü kirliliği olmayan İlde, bu konuyla ilgili bir çalışma yapılmamakla birlikte,<br />

gürültü kaynakları göz önüne alınarak İlin imar planında gürültüyü önlemeye karşı bir<br />

uygulama da bulunmamaktadır<br />

O.1.2.2. Sosyal Çevreye Etkisi :<br />

Gürültülü ve sakin hastanelerde tedavi gören hastalar üzerinde yapılan araştırmalar,<br />

gerek dahili gerekse de dışarıdan gürültüye maruz kalan hastanelerde hastaların tedavi için<br />

daha uzun süre yatmaları gerektiğini ortaya koymuştur. Bu açıkça para olarak gürültünün<br />

maliyetini ortaya koymuştur. Bununla birlikte alınan uyku hapları, sanayide kaybedilen<br />

zaman ve apartmanlar için gerekli olan gürültü izolasyonlarına yapılan harcamaların<br />

değerlendirilmesi oldukça zordur.<br />

İl genelinde gürültü kirliliği olmadığından bu konu ile ilgili detaylı bir çalışma<br />

yapılmamıştır.<br />

O.1.3. Gürültünün İnsanlar Üzerine Etkileri<br />

O.1.3.1. Fiziksel Etkisi :<br />

Gürültünün işitme duyusunda oluşturduğu olumsuz etkilerdir. Gürültünün, insan<br />

organizması üzerindeki en büyük fiziksel etkisi, geçici veya sürekli işitme bozuklukları<br />

yaratmasıdır. Geçici etkilerin en çok karşılaşılanı geçici işitme (duyma) eşiği kayması ve<br />

duyma yorulması olarak bilinen işitme duyarlılığındaki geçici kayıptır. Etkilenimin çok fazla<br />

olduğu ve işitme sisteminin eski özelliklerine kavuşmadan tekrar gürültüden etkilendiği<br />

durumlarda işitme kaybı kalıcı olmaktadır<br />

O.1.3.2. Fizyolojik Etkisi :<br />

Gürültünün vücut aktivitesi üzerinde yapmış olduğu değişikliklerin başında; kas<br />

gerilmeleri, kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp<br />

atışlarında yavaşlama, göz bebeğinin büyümesi, ani refleks ve uykusuzluk gelmektedir.<br />

Ayrıca; migren, ülser, gastrit vb. hastalıkların ortaya çıkmasında gürültünün de önemli<br />

bir etkisi olabileceği ileri sürülmekle birlikte bu hastalıkların oluşmasında doğrudan etkili<br />

olduğu henüz kanıtlanmış değildir.<br />

Gürültünün yarattığı olumsuz etkilere bağlı olarak fizyolojik özellikleri şu şekilde<br />

sıralanabilir.<br />

L= 30-65 dBA : Konforsuzluk, rahatsızlık, öfke , kızgınlık, konsantrasyon ve uyku<br />

bozukluğu<br />

L= 65-90 dBA : Fizyolojik tepkilerin başlaması; kan basıncının artması, kalp atışı<br />

ve solunum hızlanması, beyin sıvısındaki basıncın azalması, ani<br />

refleksler<br />

L= 90-<strong>12</strong>0 dBA : Fizyolojik tepkilerin artması, baş ağrıları<br />

L= <strong>12</strong>0 dBA’dan büyük: İç kulakta sürekli hasar ve dengenin bozulması<br />

L= 140 dBA’dan büyük: Ciddi beyin tahribatı<br />

272


O.1.3.3. Psikolojik Etkisi :<br />

Gürültünün psikolojik etkilerinin başında; sinir bozuklukları, korku, rahatsızlık,<br />

tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde de yavaşlama gelir. Ani olarak yükselen gürültü<br />

düzeyleri insanlarda korku yaratabilmekte, gürültüden etkilenim sürse bile daha sonra<br />

normale dönüş olmaktadır.<br />

Gürültünün insan davranışlar bozuklukları üzerine yapmış olduğu etkiler Tablo<br />

90’da verilmiştir.<br />

Tablo 90 . Bazı Gürültü Türlerinin Desibel Dereceleri ve Psikolojik Etkileri<br />

Gürültü Türü Db Derecesi Psikolojik Etkisi<br />

Uzay Roketleri 170<br />

Canavar Düdükleri 150<br />

Kulak Dayanma Sınırı 140<br />

Makineli Delici <strong>12</strong>0<br />

Motosiklet 110<br />

Kabare Müziği 1<strong>00</strong><br />

Metro Gürültüsü 90<br />

Tehlikeli Bölge 85 Psikolojik Belirtiler<br />

Çalar Saat 80 (II. Basamak)<br />

Telefon Zili 70<br />

İnsan Sesi 60 Psikolojik Belirtiler<br />

Uyku Gürültüsü 30 (I. Basamak)<br />

Kaynak: Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />

Kulak ağrısı, sinir hücrelerinin<br />

bozulması<br />

Sinirsel ve psikolojik bozukluklar<br />

(III. Basamak)<br />

O.1.3.4. Performansa Etkisi :<br />

Gürültünün; iş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu ve hareketlerin<br />

yavaşlaması gibi performansa etkileri mevcuttur.<br />

Gürültüye maruz kalma süresi ve gürültünün şiddeti, insana vereceği zararı etkiler.<br />

Endüstri alanında yapılan araştırmalar göstermiştir ki; işyeri gürültüsü azaldığında işin<br />

zorluk derecesi de azalmakta, verim yükselmekte ve iş kazaları azalmaktadır.<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; meslek hastalıklarının % 10’u,<br />

gürültü sonucu meydana gelen işitme kaybı olarak tespit edilmiştir. Meslek hastalıklarının<br />

pek çoğu tedavi edilebildiği halde, işitme kaybının tedavisi yapılamamaktadır.<br />

O.2. Titreşim :<br />

Bu konu ayrıntılı bilgi elde edilememiştir..<br />

KAYNAKLAR<br />

Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />

Çevre Bakanlığı, Çevre Notları, 1998<br />

Samsun İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />

273


274


P . AFETLER<br />

P.1. Afet Olayları<br />

P.1.1. Depremler :<br />

Ardahan İli; Merkez, Çıldır, Damal, Göle ve Hanak İlçeleri Afet İşleri Genel<br />

Müdürlüğünün hazırladığı Deprem Bölgeleri Haritasına göre 2. derece deprem bölgesinde<br />

yer alırken, Posof İlçesi ise 3. derece deprem bölgesinde yer almaktadır.<br />

Mevcut kayıtlara göre, İlde meydana gelen depremler;<br />

- Ardahan’da<br />

1888 M= 6,1 büyüklüğünde<br />

1905 M= 4,9 Ardahan ve köylerinde önemli hasarlar olmuştur<br />

19255 M= 5,5 Ardahan ve köylerinde hasar ve 140 ölü<br />

- Çıldır’da<br />

1925 M=5,8 büyüklüğünde<br />

1929 M= 4,4<br />

1969 M= 4,7<br />

- Posof’ta<br />

11.05.1940 M= 5,2 Posof civarı, köylerde 70 bina yıkılmıştır.<br />

- Göle’de<br />

28.5.19<strong>03</strong> M=5,8 Göle ve civarında 8<strong>00</strong>0 yıkık ve hasarlı yapı oluşmuş<br />

ve 1<strong>00</strong>0 can kaybı<br />

Harita 28. Ardahan İli Deprem Haritası<br />

275


P.1.2. Heyelan ve Çığlar :<br />

Ardahan İli Posof İlçesinde eğimi yüksek yamaçlarda (Hıram Mevkii gibi) lokal ve<br />

bölgesel çapta heyelanlar oluşmuştur. Posof İlçesi Kopuzlu, Çambeli, Türkgözü, Günlüce<br />

ve Demirdöven köylerinde sık sık heyelan meydana gelmektedir. Ardahan İlinde heyelanlar<br />

nedeniyle şimdiye kadar can kaybı olmamıştır. Ancak 07.04.2<strong>00</strong>4 tarihinde Göle yolu<br />

üzeri Tepeler Köyü mevkiinde heyelan olması nedeniyle Ardahan-Göle karayolu çökmüş<br />

ve 3/0 enerji dağıtım hattındaki direkler zarar görmüştür. Heyelandan dolayı yerleri kayan<br />

direklerin yeri değiştirilerek 1 adet durdurucu direk eklenerek hat normale döndürülmüştür<br />

(Hasar Bedeli 6 milyar TL).<br />

İlde çığa maruz kalan alan bulunmamakla birlikte şimdiye kadar kayda değer çığ<br />

düşme olayına rastlanmamıştır.<br />

Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 107. Posof İlçesi Hıram Mevkiindeki Heyelan Görüntüsü<br />

P.1.3. Seller :<br />

Ardahan İli (D) hassasiyetinde olup, doğal afetlere karşı hassas il statüsündedir.<br />

İlde hemen hemen her yıl özellikle bahar aylarında şiddetli yağmurlar ve ani sıcaklık artışı<br />

sebebiyle sel baskınları meydana gelmektedir. 1988 yılında Çıldır İlçesi başta olmak üzere<br />

Ardahan genelinde sel baskınlarında dolayı 106 ağır hasar, 239 orta hasar ve 299 az hasar<br />

olmak üzere toplam 644 konut hasar görmüştür.<br />

04-05 Mart 2<strong>00</strong>4 tarihinde meydana gelen sel felaketinde Ardahan-Posof karayolu<br />

üzerindeki Aktaş Köprüsü yıkılmış ve bu nedenle köprüden Kura Nehri’ne düşen bir araçta<br />

3 kişi ölü, 1 kişi de yaralı olarak çıkarılmıştır. Ayrıca aynı selden dolayı Merkez İlçe Atatürk<br />

Mahallesi’nde 50’ye yakın iş yeri ve 50 kadar ev ve ahırı su basmıştır. Bu selde de 4 büyük<br />

baş hayvan telef olmuştur.<br />

276


29 <strong>May</strong>ıs 2<strong>00</strong>4 tarihinde meydana gelen sel felaketinde Alabalık Deresi’nin<br />

taşması sonucu meydana gelen selden dolayı 1 kişi yaralanmış, 1 ev yıkılmış ve 4 ev hasar<br />

görmüştür.<br />

23 Haziran 2<strong>00</strong>4 tarihinde Ardahan Merkezde meydana gelen sel felaketinde 1 kişi<br />

hayatını kaybederken 69 evi de su basmıştır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 108. Ardahan İlinde Haziran 2<strong>00</strong>4 Tarihde Dolu Yağışı ve Sonrasındaki Sel<br />

Ayrıca tarihi kayıtlarda H.1311/M.1895 yılında Meşe Ardahan denilen Hanak, Damal<br />

ve bir çok köylerinde büyük bir dolu afeti yaşandığı, bunun neticesinde ekinlerin yok olduğu,<br />

meraların önemli ölçüde zarar gördüğü ve hatta küçük baş hayvanları ve kümes hayvanlarına<br />

da zarar verdiği ifade edilmektedir.<br />

P.1.4. Orman ve Otlak Yangınları<br />

İlde bulunan orman ve otlaklarda, büyük ekonomik değerli yangınlar meydana<br />

gelmemekle birlikte zaman zaman özellikle Yalnızçam Ormanları’nda insan kaynaklı kök<br />

ve örtü yangını oluşmaktadır.<br />

Aynı şekilde büyük ekonomik değerli olmamakla birlikte uzun boylu dağ çayırlarından<br />

oluşan ve otlatılmayan bazı alanlarda sonbaharda otların kuruması ve nisbi nemin düşmesi<br />

ile birlikte yangın tehlikesi oluşmakta, bazen de küçük ölçekli otlak yangınları çıkmaktadır.<br />

P.1.5. Fırtınalar :<br />

Ardahan 1992 yılında İl statüsüne kavuştuğundan, mevcut kayıtlar 1992 yılı ve<br />

sonrasını kapsamaktadır. Ardahan İlinde kış mevsimi uzun, sert ve kar yağışlıdır. Bu olumsuz<br />

hava koşulları her türlü arazi çalışmasını olumsuz yönde etkilemekte özellikle enerji dağıtım<br />

hatlarında sık sık hasarlar meydana gelmektedir.<br />

277


Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü<br />

Şekil 109. Ardahan İlinde Fırtınaların Enerji İletim HatlarınaVerdiği Zarar<br />

Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü kayıtlarına göre; Ardahan İl merkezinde 30.01.2<strong>00</strong>2<br />

ile 01.02.2<strong>00</strong>2 tarihleri arasında yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle meydana gelen hasar<br />

tespit çalışmaları sonucunda aşağıdaki gibidir:<br />

1- Kanalizasyon terfi binaları motorları,<br />

şebeke, kolektör hattı hasarı<br />

3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

2- İçme suyu ishale ve şebeke hattında<br />

meydana gelen hasar<br />

225.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

3- Şehir şebekesindeki kar temizleme ve kar nakli 75.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

6<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />

İlde meydana gelen fırtınalar nedeniyle Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü<br />

dağıtım hatlarında meydana gelen hasarlar ise;<br />

<strong>03</strong>.07.2<strong>00</strong>2 tarihinde Göle İlçesinde meydana gelen hortum neticesinde 8 adet 3/0<br />

enerji nakil hattı direği yıkılmıştır. Enerjinin kesintiye uğramaması için yerine ağaç direkler<br />

dikilerek takviye yapılmış ve enerji verilmiştir. <strong>03</strong>.09.2<strong>00</strong>2 tarihinde 3/0 direkler yeniden<br />

yapılarak hat normale döndürülmüştür (Hasar Bedeli:25 milyar TL).<br />

20.08.2<strong>00</strong>4 tarihinde Hoçuvan-Hasköy bölgesinde meydana gelen hortum neticesinde<br />

3/0 Enerji nakil hattında 5 adet galvanizli cıvatalı direk yıkılmıştır. Enerjinin kesintiye<br />

278


uğramaması amacıyla hat 14 adet ağaç direkle takviye edilmiştir. Daha sonra 5 adet 3/0 direk<br />

dikilerek hat normale döndürülmüştür (Hasar Bedeli:17 milyar TL).<br />

25.11.2<strong>00</strong>4 tarihinde İl genelinde meydana gelen kar fırtınası nedeniyle Çıldır<br />

İlçesinde 8 köyün bağlı olduğu Aşağı Cambazlar grubu enerjisiz kalmıştır. Kar fırtınası<br />

nedeniyle iletkenlerde aşırı buz yükü oluşmuş, 6 adet orta gerilim direği arasındaki orta<br />

gerilim hattı kopmuş ve 2 adet direğin kırılmasının yanı sıra traversler de fırtınadan hasar<br />

görmüştür. 5 gün süreyle 8 köye enerji verilemediği gibi fırtına olan bölgeye araçlarla<br />

ulaşılamamıştır. Fırtına sonrasında direkler arasında kopan hattın iletkenleri yeniden<br />

çekilmiş, <strong>12</strong> adet VKS İzalatör değiştirilmiş, direkler ve traversler yenilenmiştir (Hasar<br />

Bedeli:3 milyar TL).<br />

P.2. Afetler ve Sağlık Zararları<br />

P.2.1. Radyoaktif Maddeler :<br />

Ülkemiz, civarında bulunan özellikle komşularımız topraklarında kurulu nükleer<br />

reaktörlerden kaynaklanabilecek teknolojik afet riski ile karşı karşıyadır. Bu reaktörlerden<br />

1977’de inşası tamamlanan ve ülkemize en yakın konumda bulunan Ermenistan’da kurulu<br />

olan VVER-440/230 tipli Metsamor Nükleer Reaktörü Erivan’a 40 km, Iğdır sınırına<br />

yaklaşık 16 km., Kars’tan ise kuşbakışı 1<strong>00</strong> km uzaklıkta bunmaktadır. Bu reaktör başta<br />

Iğdır olmak üzere, Kars ve Ardahan için ciddi bir risk taşımaktadır.<br />

Daha santral kurulmadan önce bazı Sovyet bilim adamları bu santralın Ağrı Dağı<br />

fay hattı üzerinde olduğu ve bölgenin ana su kaynaklarına radyasyon karışımı tehlikesinin<br />

yüksek olduğunu bildirerek projenin hayata geçmesine karşı çıkmışlardı. Metsamor Nükleer<br />

Santrali’nde ikinci reaktörün 1980’de inşa edilmesiyle üretim gücü 880 KW/saate ulaşmıştır.<br />

Sonuç itibarıyla çevreye vereceği zararlar hesaba alınmadan santralin fay hattı üzerinde inşa<br />

edilmesi, yeterli güvenlik ve teknik donanımı olmayan, reaktörün soğutulması için soğutucu<br />

suyun yetersizliği ve soğutma sisteminin eskimiş olan birinci nesil proje ile inşa edilmesi de<br />

bölgenin ekolojik durumu için ciddi tehlikeler doğurmaktadır.<br />

Ermenistan hükümeti, santralin Richter ölçeğine göre dokuz şiddetinde depreme<br />

karşı dayanıklı olduğunu ifade etse de santralin fay hattı üzerinde olması, 1988 depreminde<br />

zarar görmesi ve kullanıma başlamasından sonra ilk 10 yılda 150’ye yakın kaza geçirmesi<br />

sorunun ciddiyetini göstermektedir. Yapılan baskılar sonucu Metsamor Nükleer Reaktörü<br />

geçici bir süreliğine kapatılmasına rağmen, Ermenistan’da 1995 yılında ortaya çıkan<br />

enerji krizinden dolayı kapatılan iki santralden biri tekrar çalıştırmaya başlandı. AB defalarca<br />

Nükleer Santralin kapatılmasını talep etse de Ermenistan alternatif enerji üretimi olmadığını<br />

ileri sürerek santrali kapatmamıştır.<br />

Komşu ülkelerden radyoaktif madde kullanımı sonucu oluşan zararlarla ilgili olarak<br />

İl Sivil Savunma Müdürlüğünce, her gün öğleden önce beş ve öğleden sonra da beş kez<br />

olmak üzere günde on kez radyasyon ölçümleri yapılmaktadır. Ölçümler bir çizelge halinde<br />

her ay sonunda Sivil Savunma Genel Müdürlüğüne gönderilmekte olup, ölçüm sonuçları<br />

Sivil Savunma Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmektedir.<br />

279


Tablo 91 . 2<strong>00</strong>4 Yılı İtibariyle Ardahan İlinin Aylara Göre Radyasyon Ölçüm Değerleri;<br />

Aylar(2<strong>00</strong>4 yılı)<br />

Ölçüm Birimi (m Sv/h)<br />

(Aylık Ortalama)<br />

Ocak 0,545<br />

Şubat 0,505<br />

Mart 0,520<br />

Nisan 0,460<br />

<strong>May</strong>ıs 0,427<br />

Haziran 0,398<br />

Temmuz 0,399<br />

Ağustos 0,428<br />

Eylül 0,444<br />

Ekim 0,373<br />

Kasım 0,420<br />

Aralık 0,405<br />

Kaynak: Ardahan İl Sivil savunma Müdürlüğü<br />

Radyasyon Değeri İnsana Olan Etkisi<br />

0,0 – 75 Herkes için tehlikesiz<br />

75 – 150 Savaş Dozu<br />

150-3<strong>00</strong> Hastalık Başlangıç Dozu<br />

3<strong>00</strong>-450 Ölüm Dozu Başlangıcı<br />

450-6<strong>00</strong> % 50 Öldürücü Doz<br />

6<strong>00</strong> ve yukarısı Herkes için % 1<strong>00</strong> Ölüm Dozu<br />

P.2.2. Denize Dökülen Petrol ve Diğer Tehlikeli Atıklar :<br />

İlin denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />

P.2.3. Tehlikeli ve Zehirli Maddeler :<br />

Tehlikeli atıklar teknolojik gelişmeye bağlı olarak ortaya çıkan ve insan sağlığını<br />

tehdit eden endüstriyel nitelikli atıklardır. İlde tehlikeli ve zehirli maddelerin depolanması,<br />

taşınması ve kullanımı sırasında halk sağlığına zarar verecek derecede bir olay olmamıştır.<br />

P.3. Afetlerin Etkileri ve Yardım Tedbirleri :<br />

Afetlerin önlenmesi, zararların azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması ve afet<br />

anında etkili bir kurtarma, ilk yardım ve geçici iskan faaliyetlerinin yürütülmesi için gerek<br />

merkezde ve gerekse illerde alınması gereken tedbirler ve yapılması gereken çalışmalar Afet<br />

Yönetmeliği ile belirlenmiştir.<br />

Bu Yönetmelik ile, Devletin tüm güç ve kaynaklarını afetten önce planlayarak, afetin<br />

meydana gelmesi halinde, devlet güçlerinin afet bölgesine en hızlı şekilde ulaşmasını ve<br />

afetzedelere en etkili kurtarma ve ilk yardım hizmetinin yapılmasını sağlamaktır. Herhangi<br />

280


ir bölgede afet olması durumunda afet hizmetlerine ilişkin çalışmalara, gerek merkezde<br />

ve gerekse afet bölgesindeki tüm askeri birlikleri ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının<br />

katılması zorunludur.<br />

7269 sayılı “Genel Hayata Etkili Afetler Nedeni ile Alınacak Tedbirlerle Yapılacak<br />

Olan Yardımlara Dair Yasa”nın 4. maddesi ve bu maddeye dayanarak hazırlanan ve yürürlükte<br />

olan “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik” bu<br />

çalışmaları afet öncesinde düzenlemek ve gerçekleştirmek üzere düşünülmüştür. Buna göre<br />

her il ve ilçenin herhangi bir afet olayında uygulamak üzere acil yardım teşkilat planları<br />

mevcuttur. Bu planlarda, Vali ve Kaymakamın başkanlığında kurulan örgütün görev ve<br />

sorumlulukları belirtilmiştir.<br />

Genel hayatı geniş ölçüde etkileyen afetlerde ise ilgili yasaya göre Bayındırlık ve<br />

İskan Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında oluşturulan “Afetler Merkez Koordinasyon<br />

Kurulu” başkanının çağrısı üzerine toplanır. Gerekli kararları alır ve uygulamasını sağlar.<br />

İlde meydana gelebilecek doğal afetlere karşı; İl Sivil Savunma Müdürlüğüne ait<br />

içerisinde kaldırma yastıkları, jeneratör, beton kırma makinesi, ağaç kesme testeresi,<br />

kompresör, hidrolik kesme ayırma takımı, vakumlu sedye, motopomp ve içerisinde diğer<br />

kurtarma malzemeleri bulunan 1 adet Mercedes MB 8<strong>00</strong> kamyon ve 1 adet Ford Ranger<br />

pikap bulunmaktadır.<br />

Arama kurtarma faaliyetlerinde görev yapmak üzere İl Sivil Savunma Müdürlüğü<br />

personeli ile birlikte İldeki diğer kamu kurum ve kuruluşlarından oluşturulmuş toplam 20<br />

personel mevcut olup, söz konusu personelin eğitim ve tatbikatları belirli zamanlarda İl Sivil<br />

Savunma Müdürlüğünce yapılmakta ve sürekli göreve hazır halde tutulmaktadır.<br />

İlde olası bir afette, afetin büyüklük ve hasar derecesine göre ilk önce Erzurum Sivil<br />

Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğünden ve ihtiyaç duyulması halinde komşu<br />

illerin İl Sivil Savunma Müdürlüğünden yardım talebinde bulunulacaktır.<br />

P.3.1. Sivil Savunma Birimleri :<br />

İlde Sivil Savunma Müdürlüğü mevcut olup, 20 personeli ve 2 adet arama kurtarma<br />

aracı ile hizmet vermektedir. İlde ayrıca sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu herhangi bir<br />

sivil savunma birimi bulunmamaktadır.<br />

P.3.2. Yangın Kontrol ve Önleme Tedbirleri :<br />

İlde meydana gelebilecek yangınların söndürülmesi ve önlenmesi ile ilgili tedbirler,<br />

Belediye İtfaiye teşkilatınca yapılmaktadır. İl Sivil Savunma Müdürlüğü ancak büyük<br />

yangınlarda, Belediye itfaiye birimlerini personel olarak takviye edecektir.<br />

P.3.3. İlkyardım Servisleri :<br />

İl Sivil Savunma Müdürlüğü bünyesinde İldeki vatandaşlardan oluşturulan Sivil<br />

Savunma Servisleri mevcut olup, bu servislerden bir tanesi de İlkyardım ve Ambulans<br />

servisidir. Bu serviste görev alan mükellefler, seferberlik ve savaş durumunda ve afetlerde<br />

yaralılara ilk yardım yapmak, yaralı taşımak ve sağlık personeline yardımcı olacak şekilde<br />

281


görev yapmak üzere teşkilatlandırılmıştır. Bu servislerin eğitim ve tatbikatları belirli<br />

zamanlarda İl Sivil Savunma Müdürlüğünce yapılmaktadır.<br />

P.3.4. Afetzedeler ve Mültecilerin Yeniden İskanı :<br />

İlde meydana gelebilecek bir afet sonrasında afetzede durumunda olan vatandaşların<br />

iskanı, daha önce tespiti yapılan iki ayrı yerde, İl Sivil Savunma Müdürlüğünde mevcut<br />

bulunan çadırlar ile çadır kentlerin kurulması ile temin edilecektir.<br />

P.3.5. Tehlikeli ve Zehirli Maddelerin Sınırlar Arası Taşınması İçin Alınan Tedbirler :<br />

İlde tehlikeli ve zehirli maddelerin depolanması, taşınması, kullanımı sırasında<br />

oluşan bir kaza bulunmamaktadır. Böyle bir kaza olması durumunda İl Sivil Savunma<br />

Müdürlüğünce gerekli tedbirler alınacaktır. Buna göre böyle bir kaza olasılığına karşın<br />

tedbir olarak, İl Sivil Savunma Müdürlüğü koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü, Tarım<br />

İl Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve Ardahan Belediyesinden oluşan <strong>12</strong> kişilik bir NBC<br />

(Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal) timi kurulmuştur. Böyle bir kaza anında ilk önce NBC<br />

timi olay yerine gidip bölgeyi kontrol altına alacaktır. Çevreye yayılan tehlikeli ve zararlı<br />

maddenin cinsi, miktarı ve boyutu tespit edilerek etkileyeceği alan hesaplanıp gerektiğinde<br />

yakınında bulunan yerleşim yerinin tahliye edilmesi sağlanacaktır. Daha sonra da atığın<br />

cinsine göre imha yoluna gidilecektir.<br />

P.3.6. Afetler ve Büyük Endüstriyel Kazalar :<br />

Afetler ve büyük endüstriyel kazalar sonucunda nükleer kaza ve bir gaz sızıntısı<br />

tehlikesi ile karşı karşıya kalınması durumunda ilde yaşayanlar tahliye edilecektir. Afetten<br />

sonra ağır hasar gören ve yıkılma tehlikesi bulunan binalar var ise vatandaşlar uyarılacak ve<br />

binalara girmeleri engellenecek, yıkılma tehlikesi olan binaların yıktırılmaları için gerekli<br />

çalışmalar yapılacaktır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi<br />

TABBAN, A., Kentlerin Jeolojisi ve Deprem Durumu, Jeoloji Mühendisleri Odası Yayını,<br />

2<strong>00</strong>0, Ankara<br />

Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan İl Sivil Savunma Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

282


R. SAĞLIK VE ÇEVRE<br />

R.1. Temel Sağlık Hizmetleri<br />

R.1.1. Sağlık Kurumlarının Dağılımı :<br />

Tablo 92. Sağlık Kurumlarının İl Merkezi ve İlçelere Göre Dağılımı<br />

İLÇE ADI<br />

HASTANE<br />

SAĞLIK<br />

MERKEZİ<br />

AÇSAP<br />

MERKEZİ<br />

VEREM<br />

SAVAŞ<br />

DİSP.<br />

HALK<br />

SAĞLIK<br />

LAB.<br />

SAĞLIK<br />

OCAĞI<br />

SAĞLIK<br />

EVİ<br />

Merkez 1 - 1 1 1 8 28<br />

Hanak - - - - - 3 14<br />

Damal - - - - - 1 5<br />

Posof 1 - - - - 4 15<br />

Göle 1 - - - - 5 23<br />

Çıldır - 1 - - - 4 14<br />

TOPL<strong>AM</strong> 3 1 1 1 1 25 99<br />

Kaynak : İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

İlde 3 hastane, 25 sağlık ocağı ve 1 dispanserde 268 yatak olup, toplam 443 personelle<br />

sağlık alanında hizmet verilmektedir.<br />

R.1.2. Bulaşıcı Hastalıklar :<br />

Tablo 93 . Ardahan İlinde Bulaşıcı Hastalıklarla İlgili 2<strong>00</strong>4 Yılı Verileri<br />

Yaş Gruplararı<br />

Cinsiyet<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Enfluenza<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Kızamık<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Amipli<br />

Dizanteri<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Serum<br />

Hepatit<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Kuduz<br />

Şüpheli<br />

Isırık<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Streptokok<br />

Anjini<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Tüberküloz<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Tifo<br />

(Salmonellosis)<br />

Bulaşıcı<br />

Sarılık<br />

Vaka<br />

Ölüm<br />

Şarbon<br />

0 Yaş E 0 1 5 1<br />

1-4<br />

K 0 3 1<br />

E 0 <strong>12</strong> 14 4<br />

5-9<br />

K 1 7 17 4<br />

E 0 1 6 42 9 1<br />

10-14<br />

K 3 2 7 13 6<br />

E 1 1 1 64 5 1 1<br />

15-24<br />

K 3 18 9<br />

E 5 76 7 4 1<br />

25-44<br />

K 16 3 19 6 1<br />

E 4 2 70 8 6 2<br />

45-64<br />

K 14 1 24 6 3 3<br />

E 10 26 6 2 1 1<br />

65+<br />

K 7 2 17 3 1 1<br />

E 4 8 1 2<br />

Toplam<br />

K 1 1 3 4 1 1<br />

E 27 3 23 3 265 40 13 2 5<br />

K 45 2 17 7 1<strong>12</strong> 38 5 2 1 5<br />

TOPL<strong>AM</strong> 70 5 40 10 377 78 18 2 3 10<br />

Kaynak: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

283


R.1.2.1. İçme ve Kullanma Suları :<br />

Tablo 94. Ardahan İli İçme Suyu Fiziksel Analiz Raporu<br />

İçme Suyu Fiziksel Analiz Raporu<br />

Değirmendere<br />

Kaynağı<br />

(61,52 lt/s)<br />

Küçükdere<br />

Kaynağı<br />

(73,66 lt/s)<br />

Su Atan<br />

Kaynağı<br />

(45 lt/s)<br />

Merkez<br />

Depo<br />

Görünüş Tortusuz Tortusuz Tortusuz Tortusuz<br />

Bulanıklık (NTU) 1.0 1.0 1.0 1.0<br />

Renk 1.0 1.0 1.0 1.0<br />

Koku ve Tat Kokusuz Kokusuz Kokusuz Kokusuz<br />

Elektriki İletkenlik<br />

(25oC) (Mikroohm/cm)<br />

102.0 1<strong>03</strong>.9 72.1 104.2<br />

PH 7.60 7.3 7.20 7.10<br />

Toplam sertlik (Fr.S) 3.0 3.3 2.0 3.6<br />

Geçici sertlik kalıcı sertlik (Fr.S) 3.0 3.3 2.0 3.6<br />

Kalıcı Sertlik (Fr.S) 0.0 0.0 0.0 0.0<br />

Fenolftalein Alkalinitesi mg/l<br />

(CaCO3 cinsinden)<br />

Toplam Alkalinite mg/l<br />

(CaCO3 cinsinden)<br />

Buharlaştırma Kalıntısı mg/l<br />

(CaCO3 cinsinden)<br />

0.0 0.0 0.0 0.0<br />

40.4 42.4 31.5 39.6<br />

76.5 77.9 54.1 78.1<br />

Organik Madde, KMnO 4<br />

Cinsinden 096 0.96 0.40 0.14<br />

Kaynak: İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 95 . Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (KATYONLAR) Analiz Raporu<br />

İçme Suyu Kimyasal Analizi<br />

KATYONLAR<br />

Değirmendere<br />

Kaynağı<br />

(61,52 lt/s)<br />

Küçükdere<br />

Kaynağı<br />

(73,66 lt/s)<br />

Su Atan<br />

Kaynağı<br />

(45 lt/s)<br />

Merkez Depo<br />

Kalsiyum<br />

mg/l 7.84 10.19 5.20 7.<strong>00</strong><br />

mek/l 0.39 0.51 0.26 0.35<br />

Magnezyum<br />

mg/l 2.62 1.91 1.70 4.42<br />

mek/l 0.22 0.16 0.14 0.36<br />

Amonyum<br />

mg/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />

mek/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />

Sodyum<br />

mg/l - - - -<br />

mek/l - - - -<br />

Potasyum<br />

mg/l - - - -<br />

mek/l - - - -<br />

Toplam Demir<br />

mg/l 0.02 0.02 0.02 0.02<br />

mek/l 0.<strong>00</strong>07 0.<strong>00</strong>07 0.<strong>00</strong>07 0.<strong>00</strong>08<br />

Toplam Mangan<br />

mek/l - - - -<br />

mg/l - - - -<br />

Kaynak: İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

284


Tablo 96 . Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (ANYONLAR) Analiz Raporu<br />

İçme Suyu Kimyasal Analizi<br />

ANYONLAR<br />

Değirmendere<br />

Kaynağı<br />

(61,52 lt/s)<br />

Küçükdere<br />

Kaynağı<br />

(73,66 lt/s)<br />

Su Atan<br />

Kaynağı<br />

(45 lt/s)<br />

Merkez Depo<br />

Karbonat<br />

Mg/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />

mek/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />

Bikarbonat<br />

Mg/l 49.29 51.75 38.44 48.31<br />

mek/l 0.81 0.85 0.63 0.79<br />

Klorür<br />

Mg/l 6.79 5.82 3.92 5.66<br />

mek/l 0.19 0.16 0.11 0.16<br />

Sülfat<br />

Mg/l 0.36 0.38 0.38 4.30<br />

mek/l 0.01 0.01 0.01 0.09<br />

Nitrit<br />

Mg/l 0.<strong>00</strong>0 0.<strong>00</strong>0 0.<strong>00</strong>6 0.<strong>00</strong>0<br />

mek/l 0.<strong>00</strong><strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><strong>00</strong> 0.<strong>00</strong>01 0.<strong>00</strong><strong>00</strong><br />

Nitrat<br />

Mg/l - - - -<br />

mek/l - - - -<br />

Orto Fosfat<br />

Mg/l - - - -<br />

mek/l - - - -<br />

Kaynak: İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 97. İldeki İçme ve Kullanma Sularının Durumu<br />

İÇME KULLANMA SULARI<br />

İçme<br />

Kullanma<br />

(Şebeke suyu)<br />

Kaynak<br />

Kuyu<br />

Nehir<br />

Dere<br />

Göl<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

Kimyasal<br />

Fiziksel<br />

Bakteriyolojik<br />

Sayısı 52 191 136 52 2 433<br />

Örnek sayısı 8 18 1 - - 27<br />

Uygun değil 1 - - - - 1<br />

Örnek sayısı 263 55 - - - 318<br />

Uygun değil 2 4 - - - 6<br />

Muayene sayısı 278 275 1 1 - 522<br />

Uygun değil 141 111 1 1 - 247<br />

Klorlama sayısı 29 3 - - - 32<br />

Klor<br />

Kontrol sayısı 573 7 - - - 580<br />

Yeterli 58 7 - - - 65<br />

Yetersiz 515 - - - - 515<br />

Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

R.1.2.2. Denizler :<br />

Ardahan İlinin herhangi bir denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />

R.1.2.3. Zoonoz Hastalıklar :<br />

Zoonoz hastalıklar, hayvanlardan insanlara geçen bulaşıcı hastalıklardır.<br />

285


Tablo 98. İldeki Zoonoz Hastalıkların Durumu<br />

ZOONOZ HASTALIK 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />

KUDUZ (Şüpheli Isırık) 409 414<br />

Brusellosis 4 1<br />

Şarbon 14 6<br />

Kaynak : İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

R.1.3. Gıda Hijyeni :<br />

İlde, gıda denetim hizmetleri, 28.06.1995 tarih ve 22327 sayılı Resmi Gazetede<br />

yayımlanarak yürürlüğe giren 560 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 07.11.1995 tarih ve<br />

22456 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve cezai müeyyideleri belirleyen<br />

4<strong>12</strong>8 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler doğrultusunda yapılmakta iken, 05.06.2<strong>00</strong>4 tarih<br />

ve 25483 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5179 sayılı “Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve<br />

Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki<br />

Kanunun” yürürlüğe girmesi ile bundan böyle gıda denetim hizmetleri adı geçen kanun ve<br />

çıkarılacak yönetmelikler doğrultusunda Tarım İl Müdürlüğü tarafından icra edilmektedir.<br />

İl genelinde 22’si ekmek fırını, 33’ü süt ve süt mamulleri üreten işyeri, 2’si mezbaha,<br />

4’ü değirmen olmak üzere toplam 61 adet gıda üreten işyeri faaliyet göstermektedir.<br />

İşletmelerin denetleme faaliyetleri paralelinde sürdürülmekte olan kayıt altına alınması<br />

çalışmalarında, 2<strong>00</strong>4 yılı içerisinde Tarım İl Müdürlüğünce, kapasitesi 60 beygir gücünün<br />

altındaki toplam 14 işletmeye gıda sicili ve üretim izni, Ardahan Belediyesine ait mezbahaya<br />

da 3. sınıf mezbaha ruhsatnamesi verilmiş ve kapasitesi 60 beygir gücünün üzerinde bulunan<br />

1 işletmeye ise Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünce<br />

üreteceği ilave 4 ürün için üretim izni verilmiştir.<br />

Ekmek Fırınları: Merkez İlçe sınırları içerisinde 2<strong>00</strong>4 yılı ilk 6 aylık dönem içerisinde,<br />

yapılan denetimlerde 6 adet fırından alınan ekmek numuneleri Kars İl Kontrol Laboratuarı’na<br />

gönderilerek muhtelif fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerin yapılması sağlanmıştır.<br />

Analiz sonuçlarında mevzuata aykırı herhangi bir durumla karşılaşılmamıştır.<br />

Süt Mamulleri Üreten İşyerleri: İl genelindeki toplam faaliyet gösteren 33 adet İşletmenin<br />

tamamı denetlenmiş ve Göle İlçesinde faaliyet gösteren 3 adet işletmede üretilmiş olan<br />

kaşar peyniri numunesi, muhtelif analizlerin yapılabilmesi amacı ile Kars İl Kontrol<br />

Laboratuarı’na sevk edilmiştir. Analizlerin neticesinde mevzuata aykırı herhangi bir durumla<br />

karşılaşılmamıştır.<br />

Kombina ve Kesimevleri: İl genelinde, özel teşebbüse ait olan 1 adet kombina ile Ardahan<br />

Belediyesi’ne ait olan 1 adet 3. sınıf kesimevi ruhsatlı işletme faaliyet göstermektedir. Bu<br />

işletmelere yönelik denetim faaliyetleri program dahilinde gerçekleştirilmiştir.<br />

R.1.4. Aşılama Çalışmaları :<br />

İl genelinde yaş gruplarına göre yapılan aşı çeşitleri aşağıda verilmiştir;<br />

286


0-5 yaş grubu çocuklara : Difteri, Boğmaca, Tetanoz (Karma), Polio (Çocuk<br />

felci), Kızamık, BCG (Verem), Hepatit B<br />

5-16 yaş grubu çocuklara : Difteri, Tetanoz (Karma), Kızamık, Tetanoz, BCG<br />

15-49 yaş grubu kadınlara (Doğurganlık çağı) : Gebe tetanozu<br />

Tablo 99. Ardahan İlinde 20<strong>03</strong> ve 2<strong>00</strong>4 Yıllarında Yapılan Aşı Türü ve Sayıları<br />

AŞI TÜRÜ 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />

DBT- Polio 1 1883 2391<br />

DBT- Polio 2 1780 2415<br />

DBT- Polio 3 1714 2288<br />

Kızamık 1781 2241<br />

Hepatit B 1 1842 2301<br />

Hepatit B 2 1816 2261<br />

Hepatit B 3 1848 1983<br />

BCG 1535 1633<br />

Gebe Tetanozu 1 702 1028<br />

Gebe Tetanozu 2 409 752<br />

Kaynak: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

AŞI ÇALIŞMALARINI YÜRÜTEN BİRİMLER :<br />

- Ardahan Merkez Sağlık Ocağı : 2 Sağlık Memuru, 1 Hemşire, 6 Ebe<br />

- Ardahan 2 Nolu Sağlık Ocağı : 2 Hemşire, 2 Ebe<br />

- Hasköy Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />

- Sulakyurt Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />

- Çamlıçatak Sağlık ocağı : 1 Ebe<br />

- Yalnızçam Sağlık Ocağı : 2 Ebe<br />

- Posof Merkez Sağlık Ocağı : 2 Sağlık Memuru, 2 Ebe, 1 Hemşire<br />

- Yeniköy Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />

- Aşıkzülali Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru<br />

- Eminbey Sağlık Ocağı : 1 Hemşire<br />

- Damal Merkez Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru, 1 Hemşire, 4 Ebe<br />

- Hanak Merkez Sağlık Ocağı : 3 Sağlık Memuru, 4 Ebe, 2 Hemşire<br />

- Koyunpınar Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru, 2 Ebe<br />

- Ortakent Sağlık Ocağı : 1 Hemşire, 1 Ebe<br />

- Göle Merkez Sağlık Ocağı : 3 Sağlık Memuru, 9 Hemşire, 4 Ebe<br />

- Köprülü Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru, 1 Ebe<br />

- Ağılyolu Sağlık Ocağı : 3 Ebe<br />

- Çıldır Merkez Sağlık Ocağı : 2 Sağlık Memuru, 4 Ebe<br />

- Kurtkale Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />

- Yakınsu Sağlık Ocağı : 2 Ebe<br />

- Meryem Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />

tarafından aşılama çalışmaları yürütülmektedir.<br />

Personeli olmayan Ağzıpek, Tunçoluk, Gümüşparmak, Kuytuca, Sağlık Ocaklarının<br />

aşılama çalışmaları Merkez Sağlık Ocakları tarafından yürütülmektedir.<br />

287


R.1.5. Bebek Ölümleri :<br />

Tablo 1<strong>00</strong>. Ardahan İlinde Bebek Ölümlerinin Yıllara Göre Değişim Hızı<br />

YILLAR 1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />

ORANLAR (Binde) 45.58 19.91 24.44 25.23 37.93 22,3 18,37<br />

Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />

R.1.6. Ölümlerin Hastalık, Yaş ve Cins Gruplarına Göre Dağılımı :<br />

Tablo 101. Ardahan İlinde Ölümlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı<br />

YAŞ<br />

GRUPLARI<br />

0 yaş<br />

1-4 yaş<br />

5-9 yaş<br />

10-14 yaş<br />

15-19 yaş<br />

20-24 yaş<br />

25-29 yaş<br />

30-34 yaş<br />

35-39 yaş<br />

40-44 yaş<br />

45-49 yaş<br />

50-54 yaş<br />

55-59 yaş<br />

60-64 yaş<br />

65-69 yaş<br />

70-74 yaş<br />

75-79 yaş<br />

80-84 yaş<br />

85+<br />

TOPL<strong>AM</strong><br />

SAYISI<br />

9 9 2 2 2 1 3 1 1 2 4 13 <strong>12</strong> 23 24 56 37 49 32 282<br />

Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 102. Ardahan İlinde 2<strong>00</strong>4 Yılındaki Ölümlerin Nedenlerine Göre Dağılımı<br />

HASTALIK TÜRÜ 2<strong>00</strong>4<br />

Kalp Hastalıkları <strong>12</strong>4<br />

Hipertansiyon 14<br />

KOAH 22<br />

Akciğer kanseri 18<br />

Pinomoni 3<br />

Mide Kanseri 9<br />

Prostat Kanseri 3<br />

Solunum Yetmezliği 21<br />

Lösemi 2<br />

Yaşlılık 7<br />

Böbrek Yetmezliği 2<br />

Pankreas Kanseri 3<br />

Bağırsak Kanseri 1<br />

Beyin Kanaması <strong>12</strong><br />

Organ Yetmezliği 3<br />

Nedeni Tespit Edilemeyenler 25<br />

Malnütrisyon 2<br />

Farenks Kanseri 1<br />

Özefagus Kanseri 1<br />

Diyabet 1<br />

Menenjit 1<br />

Adenokarsinom 2<br />

Gastroenterit 1<br />

Emboli 2<br />

Co Zehirlenmesi 1<br />

Nedeni Bilinmeyen Kanser 1<br />

TOPL<strong>AM</strong> 282<br />

Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

288


R.1.7. Aile Planlaması Çalışmaları :<br />

İlde 1 AÇSAP Merkezi, 25 Sağlık Ocağı, 1 Sağlık Merkezi ve 3 Devlet Hastanesi<br />

aile planlaması çalışmalarını yürütmektedir. İlde uygulana aile planlaması çalışmaları; oral<br />

kontraseptif (Doğum kontrol hapları), kondom (prezervatif), enjektabl formlar ve RİA ( rahim<br />

içi araç) yöntemlerdir. 2<strong>00</strong>1 yılına kadar Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğünce 3<br />

aylık sarfa göre temin edilen malzemeler artık 6 aylık 2 dönem halinde temin edilmektedir.<br />

İsteyen kullanıcılara reçete edilerek de temini sağlanmaktadır.<br />

Aile planlaması çalışmalarını uygulayan sağlık kuruluşlarında personel (Pratisyen<br />

Hekim, Ebe, Hemşire) Sağlık Bakanlığının 3 aylık periyotlarla düzenlediği kurslara katılarak<br />

sertifikalandırılmaktadır. Yeni gelen sağlık personeli yetersiz görüldüğü taktirde hizmet içi<br />

eğitime alınmaktadır.<br />

İlde devlet Hastanesinde Nüfus Planlama Kliniği faaliyete geçmek üzeredir. Bu<br />

klinikte 1 Kadın Doğum Uzmanı, 1 Pratisyen Hekim (RİA ve MR Sertifikalı) ve 1 Ebe<br />

aile planlaması hizmeti verecektir. Uzman sayısı kadrodaki standartlara ulaştığında klinikte<br />

Tüpliğasyonu, Vazektomi vs. ile aile planlaması çalışmaları da halka verilecektir.<br />

RİA uygulamaları sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır. Diğer aile planlaması<br />

yöntemleri (Doğum Kontrol Hapı, Kondom) sağlık personelinin bire bir ev ziyaretlerinde<br />

halka sunulacaktır.<br />

Tablo 1<strong>03</strong>. Ardahan İlinde Yapılan Aile Planlaması Çalışma ve Yöntemleri<br />

YÖNTEM 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />

HAP 915 1601<br />

KONDOM 26.250 40.577<br />

RİA 733 656<br />

ENJEKSİYON 119 4<br />

Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Tablo 104. İl Genelindeki Sağlık Kuruluşları ve Dağılımı<br />

İLÇE ADI<br />

HASTANE<br />

SAĞLIK<br />

MERKEZİ<br />

AÇSAP<br />

MERKEİ<br />

VEREM<br />

SAVAŞ<br />

DİSPANSERİ<br />

HALK<br />

SAĞLIĞI<br />

LAB.<br />

SAĞLIK<br />

OCAĞI<br />

SAĞLIK<br />

EVİ<br />

MERKEZ 1 - 1 1 1 8 28<br />

HANAK - - - - 3 14<br />

D<strong>AM</strong>AL - - - - - 1 5<br />

POSOF 1 - - - - 4 15<br />

GÖLE 1 - - - - 5 23<br />

ÇILDIR - 1 - - - 4 14<br />

TOPL<strong>AM</strong> 3 1 1 1 1 25 99<br />

Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

289


R.2. Çevre Kirliliği ve Zararlarından Oluşan Sağlık Riskleri<br />

R.2.1. Kentsel Hava Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />

İnsan, atmosfer kirliliğinin başlıca kurbanlarından birini oluşturmaktadır. Bugünkü<br />

araştırmalar göstermiştir ki şehirler en çok kükürt bakımından kirlenmektedir. Bu kirlenme<br />

etkisini gizli bir şekilde 10 yıl gibi uzun sürelerde göstermektedir. Klinik anketler şehirlerde<br />

ölümlerin ve hastalıkların artmasını, havada SO 2<br />

dumanının artmasına bağlamaktadır. Bu<br />

konuda en belirgin örnek 1952 yılında Londra’da yaşamış ve 5-9 Aralık 1952’de 4<strong>00</strong>0 insan<br />

SO 2<br />

gazından ölmüş ve binlerce insan da diğer akciğer rahatsızlıklarına yakalanmıştır.<br />

Otomobillerin eksozlarından çıkan Peroksiasetil nitrat gözlerde kanlanmaya sebep<br />

olmaktadır. Amerika’da Los Angeles kentinde meydana gelen peroksiasetil nitrat kirlenmeleri<br />

ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vermiştir.<br />

Atmosfer kirliliğinin kronik etkileri, insan sağlığına olan zararlarıdır. Bunlar arasında<br />

kronik bronşitler, astım ve akciğer kanserleri gelmektedir.<br />

İngiltere’de endüstri merkezlerinde ölenlerin % 10’u kronik bronşitten olup bunların %<br />

21’ini 40-59 yaşları arasındaki insanlar oluşturmuştur. Kronik bronşitin en yoğun şekli Japonya’da<br />

Kawasaki şehrinde yaşanmıştır. Burada şehir nüfusunun % 60’ı kronik bronşite yakalanmıştır.<br />

Bu durum yani kronik bronşit önce kuru öksürük ve balgam çıkarma şeklinde başlamış<br />

ve gittikçe solunum sıkıntısı, solunum yetersizliği sonucunda kalp yetersizliğini doğurmuştur.<br />

Akciğer amfizemleri özellikle atmosfer kirliliğinin yoğun olduğu şehirlerde görülen<br />

bir solunum rahatsızlığıdır. Bu hastalık, solunum parankimasının elastikiyetini kaybetmesine<br />

ve çeperlerde incelme sonucu akciğerlerdeki alveollerin açılmasına neden olmaktadır. Bu da<br />

akciğer kanamalarına sebebiyet verir.<br />

R.2.2. Su Kirliliğinin İnsan Sağlığı üzerine Etkileri :<br />

Gaz, sıvı veya katı olan kirletici maddelerin sınırsız büyümesi bütün hidrosferi<br />

kirletmeye yeterli olmaktadır. Bulaşmanın yayılması, büyük ölçüde bunların çözünürlük<br />

derecelerine bağlıdır. Yapılan çalışmalar, suda az çözülen maddelerin örneğin sıvı<br />

hidrokarbonlar veya organik böcek öldürücüleri, göl veya deniz biyosenozlarına girerek bir<br />

çok bozukluklara sebep olmaktadır. Suyun biyolojik kirlenmesi aynı zamanda kıyı ve kara<br />

sularında fermente olabilen çok çeşitli maddelerin atılmasından da meydana gelir. Bunların<br />

kökenleri farklı olabilir. Örneğin kentsel veya endüstriyel artıklar, dışkısal maddeler, şeker<br />

ve kağıt endüstrisinin yıkama suları gibi.<br />

Suyun biyolojik kirliliği güçlü bir bakteriyolojik bulaşma ile gerçekleşir. Bu<br />

özellikle üçüncü dünya ülkelerinde çok ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açar. Kara ve kıyı<br />

bölgelerdeki suların mikrobiyolojik kirlenmesinin yayılması sonunda, kolibasilinin veya<br />

karaciğer virüslerinin sebep olduğu enfeksiyonlarda artmaya yol açar. Pandemi Kolera’nın<br />

son yıllarda yayılması, sulardaki bu biyolojik bulaşmanın sonuçlarından doğan korkunç<br />

epidemiyolik sorunları göstermektedir. Diğer önemli patojen enfeksiyonlar, suların biyolojik<br />

kirlenmesiyle kolaylaşmıştır. Örneğin Tifo, Dizanteri ve Barsak Virüsleri gibi.<br />

İl merkezinden geçen Kura Nehrine hiçbir arıtmaya tutulmadan deşarj edilen atık<br />

sular (kanalizasyon gibi) bu anlamda risk taşımaktadır.<br />

290


R.2.3. Atıkların İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />

Atıklarla ilgili problemler, insanların kabileler, köyler ve toplumlar halinde bir<br />

araya gelmesi ve hayatın bir parçası olan atıkların birikmesiyle ortaya çıkmıştır. Ortaçağda;<br />

kasabalarda yiyecek ve diğer katı atıkların sokaklara, yollara, açık arazilere atılması ile<br />

farelerin barınmasına ve beslenmesine uygun ortam meydana getirmiştir. Farelerin insan ve<br />

hayvanları ısırması sonucunda veba hastalığı yayılmıştır.<br />

Çöplerden hastalık taşıyan en önemli iki etken sinekler ve farelerdir. Sinekler çok<br />

çabuk ve fazla üreme kabiliyetine sahiptir. 1 dm³ çöplükte 25<strong>00</strong> sinek üreyebilmekte ve<br />

bunlar; dizanteri, tifo, sarılık vb. bir çok hastalık etkenini insanlara taşımaktadır.<br />

İlde bu anlamda Kartalpınar Köyü civarındaki katı atık depolama alanı ile İl ve<br />

İlçelere bağlı tüm köylerde hiçbir planlamaya bağlı kalmaksızın yığınlanan hayvan gübreleri<br />

ve çöpler insan sağlığı açısından risk taşımaktadır.<br />

R.2.4. Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />

Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede<br />

olup, Dünya Sağlık Örgütünce belirlenen ölçülerin üzerindedir. Kent gürültüsünü arttıran<br />

sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz ve zamansız klakson çalmaları<br />

ve belediye sınırları içerisinde bulunan endüstri bölgelerinden çıkan gürültüler gelmektedir.<br />

Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan<br />

bakım-onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler insanların işitme sağlığını<br />

ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş<br />

verimini azaltmaktadır.<br />

Gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkilerini 4’e ayırabiliriz:<br />

1-Fiziksel Etkileri : Geçici veya sürekli işitme bozuklukları.<br />

2-Fizyolojik Etkileri : Kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda<br />

hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, ani refleks.<br />

3-Psikolojik Etkileri : Davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik ve stres.<br />

4-Performans Etkileri : İş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozuklukları, hareketlerin<br />

yavaşlaması.<br />

Gürültüye maruz kalma süresi ve gürültünün şiddeti, insana vereceği zararı etkiler.<br />

Endüstri alanında yapılan araştırmalar göstermiştir ki; iş yeri gürültüsü azaltıldığında işin<br />

zorluğu da azalmakta, verim yükselmekte ve iş kazaları azalmaktadır.<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; meslek hastalıklarının % 10’u,<br />

gürültü sonucu meydana gelen işitme kaybı olarak tespit edilmiştir. Meslek hastalıklarının<br />

pek çoğu tedavi edilebildiği halde, işitme kaybının tedavisi yapılamamaktadır.<br />

R.2.5. Pestisitlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />

Tarım ilaçlarının biyolojik açıdan zararlı varlıklara karşı etkili fakat memelilere,<br />

sıcak kanlı hayvanlara, özellikle insanlara karşı az zehirli ya da zehirsiz olması istenir.<br />

Şimdiye kadar yapılan ve halihazırda kullanılan ilaçlardan çok azı bu nitelikleri taşır. Büyük<br />

çoğunluğu hem kontrol ettikleri canlılara karşı hem de insan ve memelilere çok zehirlidir.<br />

291


Bunların bir kısmı uygulandıkları bitki, toprak ve su ortamında uzun süre bozulmadan<br />

kalabilen, tüm canlıların vücudunda birikebilen zehirlerdir. Zararlı etkilerini yavaş yavaş<br />

uzun süre içerisinde belli etmeden yaparlar.<br />

Tarımsal amaçla bugün milyonlarca ton tarım ilacı, milyonlarca dönüm araziye<br />

uygulanmaktadır. Bunların büyük kısmı uygulama yerlerinden başka yerlere gitmekte ya<br />

da taşınmaktadır. Toprağın pestisitlerle kirlenmesi, kullanılan kimyasal maddeler kalıcı<br />

olduğu zaman önemli sakıncalar doğurur. Eğer bir pestisit bakteri, fungus, güneş ışığı ya da<br />

kimyasal yollarla yapısı bozulmamışsa zamanla toprakta birikerek bitkiler tarafından alınıp<br />

besin zinciri yoluyla diğer hayvanların ve insanın sağlığını tehdit eder.<br />

İlde pestisit kullanımı alışkanlığı oluşmamakla beraber son yıllarda münferit<br />

kullanımlara rastlanmaktadır. İlin organik tarım alt yapısı ve bozulmamış doğal yaşam ortamı<br />

dikkate alındığında pestisit kullanımı engellenmesi gerekliliği açıktır.<br />

R.2.6. İyonize Radyasyondan Korunma :<br />

İyonize radyasyonun etkileri farklı iki gruba ayrılır: somatik etkiler ve germinal<br />

etkiler. Birincisi bireyin fizyolojisini etkiler ve hemen hemen ölüm anından, ortalama yaşında<br />

belirgin bir küçülmeye kadar çeşitli sorunlara meydan verebilir. Diğer etkiler gametogeneze<br />

aittir. Çeşitli araştırmalar göstermiştir ki mayoz halindeki hücreler iyonize radyasyonlara<br />

karşı duyarlıdır, Bu bize ışınlamanın mutajen etkisini açıklamaktadır. Döldeki subletal veya<br />

ölü mutasyonların indüklenmesi 3 farklı olaya sebep olur:<br />

Birincisi kromozomların bozulmasıyla sonuçlanır. Diğer iki olay, genetik kodun<br />

kimyasal değişmeleriyle kendini gösterir. İyonize ışınlar azotlu bazlara etki eden etkilenen<br />

kodun yapısını karıştıran serbest köklerin çekirdeğinde kendini gösterir.<br />

Çok sayıda deneysel araştırma, iyonize radyasyonların biyolojik etkilerini daha<br />

iyi değerlendirilmesini sağlamıştır. Bu deneyler memeliler ve dolayısıyla diğer hayvan ve<br />

bitki türleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Kuvvetli bir yayılma ile ortaya koyulan kirliliğin<br />

örnekleri üzerinde yapılan klinik anketler, ışımaların insan nesli üzerindeki etkilerinin<br />

tanınmasına çok şeyler getirmiştir.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />

AKMAN, Çevre Kirliliği ve Ekolojik Etkileri, 1996<br />

292


S. ÇEVRE EĞİTİMİ<br />

Toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, olumlu<br />

ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve sorunların çözümünde bireylerin aktif<br />

katılımlarını sağlamak çevre eğitiminin temel hedefidir.<br />

Çevre ile ilgili konularda aktif katılım sağlayacak, olumsuzluklara karşı tepki<br />

oluşturacak, bireysel çıkarların toplumsal çıkarlardan ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini<br />

kavratacak bir eğitim yönetimi uygulanmalıdır.<br />

Çevre eğitimi yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan<br />

davranışını da etkilemelidir. Bunun için eğitim çalışmalarında işitsel ve görsel materyaller<br />

ile uygulamaya ağırlık verilmelidir.<br />

Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında gösterilen çabaların<br />

amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamalarının sağlanmasıdır. Bunu<br />

sağlayacak olan da insanın kendisidir. Çünkü çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve<br />

geliştiren de insandır. Günümüzde çevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı temel insan<br />

haklarından biri olarak kabul etmektedir. Bu ise ancak kaliteli bir eğitimle mümkündür.<br />

İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin vazgeçilmez nitelikte oluşu, çevre kavramının<br />

günümüzde kazandığı boyutlar, çevrenin ulusal düzeyde olduğu kadar, uluslar arası düzeyde<br />

de yeni yaklaşımlarla ele alınması gereğini ortaya çıkarmıştır.<br />

Anayasanın 56. Maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına<br />

sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve kirlenmesini önlemek devletin ve<br />

vatandaşın ödevidir.” denilmektedir. Bu doğrultuda çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin<br />

önlenmesi konusunda devlete ve vatandaşlara çeşitli ödevler düşmektedir.<br />

Ülkemizde bugün ortaya çıkan sorunların ana nedenlerinden birisi, bilgi edinme ve<br />

bilinçlenmede karşılaşılan eksikliklerdir. Çevre bilincine sahip olmayan bir insan, yaşadığı<br />

dünyayı kendisinden sonra başkalarının da kullanacağını bilemez.<br />

Toplumumuzun büyük bir kısmında çevre bilincinin yeterince oluşmamasıyla<br />

nedeniyledir ki çevre, ilgilenmeye değmeyen bir konu olarak algılanmaktadır. Çevre<br />

eğitiminin ana hedefi ise, yeni bir insan tipini, ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma<br />

kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre<br />

sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir.<br />

S.1. Kamu Kuruluşlarının Çevre Eğitimi İle İlgili Faaliyetleri :<br />

İlde çevre eğitimi, ilköğretim çağından başlayarak halkın tüm kesimini kapsayacak<br />

şekilde verilmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü 20<strong>03</strong> yılında,<br />

Valilik ve Belediye ile birlikte işbirliğine giderek, İlin çevre sorunları ve çözüm yollarını<br />

içeren bir broşür hazırlamış ve dağıtımı sağlanmıştır.<br />

Ayrıca; 2<strong>00</strong>2-20<strong>03</strong>, 20<strong>03</strong>-2<strong>00</strong>4 eğitim ve öğretim yıllarında İl Çevre ve Orman<br />

Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde okul öncesi ve ilköğretim öğrencilerine<br />

yönelik “Çevre ve Orman” konulu seminerler verilmiştir. Bu seminerler ile öğrencilere; çevre,<br />

293


çevre eğitiminin amacı, çevre kirliliği ve çeşitleri, çevre kirliliğini önleyecek tedbirler, orman,<br />

ormanın yararları ve orman sevgisi konularında olumlu davranış değişikliği kazandırmayı<br />

hedefleyen eğitim çalışmaları yapılmıştır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 110. Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Verilen “Çevre ve Orman” Konulu Seminer<br />

S.2. Çevreyle İlgili Gönüllü Kuruluşlar ve Faaliyetleri :<br />

S.2.1. Çevre Vakıfları :<br />

Çevre vakfı olarak İl genelinde, Ardahan Valiliğine bağlı Ardahan İli Çevre Koruma<br />

Vakfı faaliyet göstermektedir.<br />

Ardahan İli Çevre Koruma Vakfı<br />

Vakıf, 10.10.1995 tarih ve 4960 sayılı vakıf senedi ile kurulmuş olup Vali Hurşitbey<br />

Cad. No:20 adresinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Vakıf Kuruluşundan itibaren İlin çevre<br />

sorunları ile ilgili olarak kanunların sınırları içinde vakıf senedinde belirtilen amaçların<br />

gerçekleştirilmesine yönelik çeşitli konularda hizmet vermektedir.<br />

Bu kapsamda;<br />

1- İnsan sağlığının korunması<br />

2- Çevrenin korunması ve iyileştirilmesi<br />

3- Kırsal ve kentsel alanda arazinin ve tabii kaynakların en uygun şekilde kullanılması<br />

ve korunması<br />

4- Her türlü çevre kirliliğinin önlenmesi<br />

5- Ülkemizin doğal bitki ve hayvan varlığı ile tabii tarihi zenginliklerinin korunması<br />

için maddi ve manevi katkıda bulunmak için çalışmaktadır.<br />

294


Vakfın Bu Alanda Bu Güne Kadar Yaptığı Çalışmalar;<br />

‣ Vakıf, çöp konteynırları temin ederek Ardahan’ın çeşitli mahallelerine yerleştirmiştir.<br />

‣ İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Ardahan Belediyesiyle ortaklaşa çevre temizliği<br />

kampanyaları düzenlemiştir.<br />

‣ Toplumda çevre bilincinin geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla İl Çevre ve<br />

Orman Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa okul öncesi ve ilköğretim<br />

okullarında çeşitli eğitici seminerler düzenlemiştir.<br />

‣ 20<strong>03</strong> yılında Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğü ve İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

ile ortaklaşa düzenlenen TYÇP (Toplum Yararına Çalışma Projesi) kapsamında<br />

“Cadde ve Sokakların Temizliği” ile “Okul ve Bahçelerin Temizliği” alanlarında 2<br />

proje düzenlenmiş 28 kişi beş ay süreyle istihdam edilmiştir. Adı geçen proje süresi<br />

sonrasında 1 kişi bir ay süreyle istihdam edilmiş bir kişi ise halen çalışmaktadır.<br />

‣ 2<strong>00</strong>4 yılında Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğü ve İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

ile ortaklaşa düzenlenen TYÇP (Toplum Yararına Çalışma Projesi) kapsamında<br />

Boylu Fidan Üretimi ve Bakımı Projesi düzenlenmiştir. Bu proje 4 ay sürmüş ve <strong>12</strong><br />

kişi istihdam edilmiştir. Bu katılımcılardan 1 kişi halen vakıf bünyesinde istihdam<br />

edilmektedir.<br />

Vakıf, ayrıca egzoz emisyon ölçümleri yapmaktadır. 2<strong>00</strong>4 yılında 318 adet resmi ve<br />

1015 adet sivil aracın egzoz emisyon ölçümü yapılmıştır.<br />

Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />

Şekil 111. Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfının Eğitim Çalışmalarından Görünüm<br />

295


S.2.2. Çevre Dernekleri :<br />

Tablo 105 . İlde Çevre Konusunda Faaliyet Gösteren Dernekler<br />

Sıra No Derneğin Adı Kuruluş Tarihi<br />

1 Ardahan’ı Tanıtma ve Güzelleştirme Derneği 1989<br />

2 Ardahan Mahalle ve Köylerini Güzelleştirme Derneği 30.05.1995<br />

3 Çıldır Gölü ve Adalarını Geliştirme Güzelleştirme Derneği 24.10.2<strong>00</strong>2<br />

Kaynak: Ardahan Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Ardahan’ı Tanıtma ve Güzelleştirme Derneği:<br />

Dernek 1989 yılında kurulmuş olup, merkezi Ardahan’da bulunmaktadır.<br />

Derneğin Amacı ve Faaliyetleri:<br />

1) Ardahan İlinin tarihi, sosyal, coğrafik, ekonomik yönleriyle tanıtmak için açık oturumlar<br />

düzenlemek, sergi, festival, şenlikler gerçekleştirmek,<br />

2) Ardahan’ı tanıtıcı kitap, broşür ve bültenler hazırlayarak yayınlamak,<br />

3) Ardahan’ın tarihi eserlerini tanıtmak, onamak ve korumak için geziler düzenlemek,<br />

4) Ardahan’a özgü gelenek ve göreneklerini derlenerek ve belgelenerek yaşatmak,<br />

5) Ardahan’ın tarihi günlerinin anılması için çalışma yapmak, kutlama programlarına<br />

yardımcı olmak,<br />

6) Ardahan İlini güzelleştirmek, ağaç dikimini özendirmek, yeşil alanların artırılması<br />

ve doğal dengenin korunması için yazılı ve sözlü çalışmaları yoğunlaştırmak ve ilgili<br />

kuruşlarla iş birliği içerisinde çalışmak,<br />

7) Derneğin ismini tanıtmak ve faaliyetlerini yaygınlaştırmak amacıyla tanınmış sanatçılar<br />

getirerek konser, tiyatro, film gezi ve açık oturumlar düzenlemek, yılın önemli gün ve<br />

haftalarında (trafik, gezi, sağlık, turizm, çevre, Kızılay vb.) günün önemini belirten<br />

paneller düzenlemek,<br />

8) Dernek bünyesinde tiyatro, saz ekipleri, halk koroları oluşturup, çalışmaları halka<br />

sergilemek,<br />

9) Ardahan halkının kaynaşmasının sağlanması için ve derneğin ismini tanıtmak ve<br />

yaymak amacıyla müzikli yemek ve eğlenceler düzenlemek,<br />

Ardahan Mahalle ve Köylerini Koruma ve Güzelleştirme Derneği:<br />

Dernek, 30.05.1995 yılında kurulmuştur.Dernek kurucuları ve üyeleri merkez köy ve<br />

mahalle muhtarlarından oluşmaktadır.<br />

Derneğin Amacı ve Faaliyetleri:<br />

1) İlin mahalle ve köyleri güzelleştirmek, mahalle köylerin yollarını onarmak ve<br />

betonlamak, doğal tabiatını, kültürel ve sanatsal değerlerini korumak.<br />

2) Ardahan İlinin kültürel zenginliğini ülkeye kazandırmak.<br />

3) Amatör müzik, folklor, tiyatro, resim, fotoğraf gibi görsel konularda genç kabiliyetleri<br />

ortaya çıkarmak.Başarılı olanları ödüllendirmek ve teşvik etmek.<br />

4) Festival, şenlik, bale, sempozyum, panel ve yarışmalar düzenlemek.<br />

296


Çıldır Gölü ve Adalarını Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği:<br />

Dernek, 24.10.2<strong>00</strong>4 yılında kurulmuş olup, şubesi bulunmayan deneğin merkezi<br />

Çıldır İlçesidir.<br />

Derneğin Amacı ve Faaliyetleri:<br />

1. Çıldır Gölü’nün doğal güzelliğini ve doğal yapısını korumak<br />

2. Çıldır Gölü’nde mevcut su ürünlerinin korunması, ekonomiye kazandırılmasının<br />

özendirilmesi ve özellikle balıkçılığı geliştirmek ve yaygınlaştırmak<br />

3. Çıldır Gölü ve çevresindeki sit alanlarının korunması ve turizme kazandırılması<br />

4. Çıldır Gölü’nün kirlenmesini önlemek<br />

5. Uluslar arası R<strong>AM</strong>SAR sözleşmesinin Çıldır Gölü için öngördüğü her türlü koruma<br />

ve özendirme faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek<br />

6. Derneğe gelir sağlamak için çekilişler düzenlemek<br />

7. Çıldır Gölü’nün tanıtımı için panel, konferans ve her türlü etkinlik düzenlemek<br />

8. Çıldır nüfusuna kayıtlı vatandaşların yoğun olduğu yerleşim yerlerinde şube açmak.<br />

S.2.3. Çevreyle İlgili Federasyonlar :<br />

İl genelinde çevre ile ilgili bir federasyon bulunmamaktadır.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />

Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, Ankara, 20<strong>03</strong><br />

297


298


T. ÇEVRE YÖNETİMİ VE PLANL<strong>AM</strong>A<br />

Çevre yönetimi; optimal kaynak kullanımını çevresel zararların minimize edilmesini,<br />

insan ihtiyaçları ve doğal kaynaklar arasındaki dengeyi sağlar ve yönlendirir. Uygulama,<br />

değerlendirme ve planlama yaklaşımlarını içinde bulunduran çevre yönetimi, orta ve uzun<br />

vadeli çevre stratejilerinin gerçekçi ve tutarlı olmasını sağlar.<br />

Çevre yönetimi, temelde insan ve doğa ilişkilerini, gelişimini, nüfus artışı, ekonomik<br />

büyüme, enerji kullanımı, yaşam standardı, eğitim ve kaynaklar gibi dinamik parametrelerin<br />

etkileşimlerini ve bu konulardaki bilgileri geniş bir düşünce çerçevesinde bir arada ele alıp,<br />

bir ülkenin mevcut potansiyelinden yola çıkarak orta ve uzun vadede gerçekçi ve sağlıklı<br />

çevre politikalarının izlenmesi için stratejilerle birlikte bir çatı oluşturur. Böyle bir çatı<br />

oluştururken en önemli girdiyi Çevre Durum Raporları oluşturur.<br />

Sürdürülebilir kalkınma içerisinde ekonomik büyüme ve ekolojik dengenin<br />

birbirleriyle uyumlu ve dengeli bir biçimde çalışması sağlıklı ve dinamik çevre durum<br />

raporlarının varlığıyla sıkı ilişkilidir.<br />

Çevre yönetiminde, insan faaliyetlerinin çevreye olan istenmeyen etkilerini önlemek<br />

düşüncesi optimal kaynak kullanımı ve çevresel zararların minimize edilmesi, kaynaketki<br />

zincirinin parçalarını oluşturur. Çevre problemlerinin, birbirinden ayrılmış sorunlar<br />

olmadığı, bunların birbiriyle karşılıklı ilişki içerisinde oldukları göz ardı edilmeden bütün<br />

konular çevre yönetimi çerçevesinde birlikte değerlendirilmelidir.<br />

T.1. Çevre Kirliliğinin ve Çevresel Tahribatın Önlenmesi :<br />

Ardahan İli sınırları içerisinde düzenli bir çöp depolama sahasının olmaması en<br />

büyük çevre sorunlarından biridir. Katı atık depolama sahası, İl merkezine 4 km uzaklıktaki<br />

(Kartalpınar mevkiinde) tarım arazilerine ve eski Ardahan-Hanak karayoluna oldukça<br />

yakındır. Alanın çevresinde hiçbir koruma ve önlem alınmadığından tıbbi, tehlikeli ve<br />

evsel atıklar çeşitli etkenlerle (yağmur suları, yaban hayvanları ve özellikle kuşlar) çevreye<br />

yayılarak önemli bir çevre sorunu oluşturmaktadır. Ayrıca çöplerden geri dönüşümlü atıklar;<br />

özellikle tıbbi ve tehlikeli atıkların saklama kapları, kan ve serum şişeleri, plastik<br />

hortumlar çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere bazı bilinçsiz vatandaşlarca çöpten<br />

toplanmaktadır. Bu durum tehlikeli bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Rüzgarla<br />

da çevreye yayılan poşet ve benzeri hafif evsel atıklar tarım arazilerine önemli zararlar<br />

verdiği gibi görsel açıdan da önemli bir kirlilik yaratmaktadır.<br />

İlçelerde de atıklarla ilgili benzer sorunlar yaşanmaktadır. Toplanan katı, tıbbi ve<br />

tehlikeli atıklar yol kenarlarına, su kaynaklarına yakın yerlere gelişigüzel dökülmekte, çevre<br />

ve görüntü kirliliği oluşturmaktadır. İl ve ilçelerde oluşan çevre kirliliğinin önlenmesi ve<br />

giderilmesi yönünde İl Çevre ve Orman Müdürlüğü bazı çalışmalar yapmış; Mahalli Çevre<br />

Kurulunda konu ile ilgili kararlar çıkarılmış, kirliliğin oluşmasına neden olan özel ve resmi<br />

kurumların uyarılması ve bu konuda bilgilendirilmesi faaliyetleri devam etmektedir. Ancak<br />

bu faaliyetlerin atıkların yönetimini de içine alan sürdürülebilir projelerle desteklenmesi<br />

gerekmektedir.<br />

299


T.2. Doğal Kaynakların Ekolojik Dengeler Esas Alınarak Verimli Kullanımı,<br />

Korunması ve Geliştirilmesi:<br />

İl sınırları içerisinde tarım arazileri yönünden organik maddece zengin özellikle<br />

yem bitkileri tarımına elverişli verimli topraklar bulunmaktadır. Bu topraklar aynı zamanda<br />

olumlu iklim faktörleriyle birlikte ormancılık, mera hayvancılığı ve arıcılık açısından<br />

optimum koşulları oluşturmaktadır. Nektar verimi yüksek yüzlerce çeşit çiçekli bitki, suni<br />

ve doğal yoldan hızlı gelişen kaliteli sarıçam ormanları ile ete ve süte dönüşebilen kaliteli,<br />

kapasiteli mera bitkileri oldukça uygun yetişme ortamı bulmaktadır. Dolayısıyla bu topraklar<br />

organik tarım açısından çok önemli bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle önemli doğal kaynak<br />

değeri olan toprakların gübre ve kimyasallarla kirletilmeden, erozyonla kaybedilmeden<br />

sürdürülebilir ve potansiyeline uygun değerlendirilerek korunması gerekir.<br />

İl alanının bütün yüzey sularını toplayan Kura Nehri diğer önemli bir doğal<br />

kaynaktır. Nehri besleyen dere ve çaylar ile içinde barındırdığı canlılar özel bir ekosistem<br />

oluşturmuştur.<br />

Nehre kanalizasyon sularının arıtılmadan deşarj edilmesinden kaynaklanan su kirliliği<br />

İlde karşılaşılan önemli bir sorundur. Su kirliliğinin başlıca kaynağı şehrin kanalizasyon<br />

sularıdır. % 60 oranında kanalizasyona bağlı bulunan İlde, kanalizasyon suları hiçbir arıtmaya<br />

tabi tutulmadan doğrudan şehrin ortasından geçen Kura Nehri’ne deşarj edilmektedir. Bu<br />

durum şehrin sembolü haline de gelen Kura Nehri’ni önemli ölçüde kirletmekte, özellikle<br />

yaz aylarında debisi oldukça azalan Nehir, çevreye kötü koku yaymakta ve suda yaşayan<br />

balıkları etkilemektedir.<br />

Önemli bir diğer doğal kaynak ise orman ekosistemleridir. Geçmiş yıllarda büyük<br />

tahripler geçirmiş olan İl orman varlığı ağır kış şartlarında tutuşturucu olarak kullanılmak<br />

üzere yaşlı sarıçam ağaçlarının toprak üstü dip kısımlarından usulsüz çıra alımı bilinçsizce<br />

devam etmektedir. Direnci azalan bu sarıçam fertleri rüzgarın etkisiyle devrilmekte dolayısıyla<br />

ormanın kapalılık dengesinin bozulmasına ve ekonomik kayıplara neden olunmaktadır.<br />

Bunun dışında İl ormanları özellikle son yıllarda içinde ve çevresinde yaşayan halk tarafından<br />

genellikle bilinçli bir şekilde korunmakta ve amacına uygun kullanılmaktadır. Ayrıca bu<br />

ormanlar uluslar arası korunması gereken ormanlar statüsünde değerlendirilmekte ve doğa<br />

korumacıları ve araştırmacıların dikkatini çekmektedir.<br />

T.3. Ekonomik ve Sosyal Faaliyetlerin, Sonuçlarının Çevrenin Taşıma Kapasitesini<br />

Aşmayacak Biçimde Planlanması:<br />

Tarım ve hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı bölgede ortaya çıkan hayvan gübreleri<br />

açık alanlarda toplanmakta ve bu atıklardan ilkel yöntemlerle gübre ve yakıt olarak<br />

yararlanılmaktadır. Bu durum özellikle yaz aylarında çevre ve insan sağlığına zararlı bir<br />

ortam yarattığı gibi ekonomik açıdan da önemli kayıplara neden olmaktadır.<br />

Hayvan gübreleri ile ilgili uygun tip projeler yapılarak (gübre çukurları tesisi ve geri dönüşümü<br />

projesi gibi) çevreye olan olumsuzluklar ve ekonomik kayıplar ortadan kaldırılmalıdır.<br />

3<strong>00</strong>


İlde sanayii ve yoğun nüfus artışına (İl dışına göç yaşanmaktadır) dayalı ağır bir<br />

çevre sorununun olmayışı ve doğal yapının henüz bozulmaması ile birlikte modern kent<br />

kültürü de tam anlamıyla gelişmemiştir. Ayrıca eğitim yetersizliği ve benzeri nedenlerle<br />

halkın çevre bilinci ile ilgili duyarlılığı oluşmamıştır.<br />

Şu anda İlde büyük kentlere kıyasla önemli bir çevre sorunu olmasa da yapılacak<br />

eğitim çalışmalarıyla, alınacak küçük önlem ve yatırımlarla daha temiz, sağlıklı ve güzel bir<br />

çevre oluşturmak mümkün olacaktır. Bu kapsamda;<br />

- Çöp depolama alanı, tıbbi ve tehlikeli atıkların geçici depolanacağı bölümleri<br />

de içerecek şekilde ve İlin bu konudaki ihtiyacına cevap verecek büyüklükte yeniden<br />

düzenlenmelidir.<br />

- Su kirliliğinin önlenebilmesi için de kaba arıtma sistemlerinden başlayarak gelişmiş<br />

arıtma sistemleri kurmaya yönelik projelerin yapılması gerekmektedir. Su kirliliğinin nüfus<br />

artışı ve (küçük boyutlu da olsa) gelişen sanayiye bağlı artması önümüzdeki yıllarda önemli<br />

bir çevre sorunu oluşturacağı gibi tarım ve hayvancılığı da olumsuz yönde etkilemesinin<br />

önüne geçilmelidir.<br />

T.4. Çevrenin İnsan-Psikososyal İhtiyaçlarıyla Uyumunun Sağlanması:<br />

Yeryüzündeki bütün canlılar; güneş, hava, su ve toprak gibi doğal kaynakları kullanma<br />

yolu ile birbirine bağlıdır. İnsan da bir canlı olarak bu zincirin bir halkasıdır. İnsanların iyi bir<br />

çevrede temiz hava, temiz su ve yeşil bir ortamda yaşama isteği doğal bir ihtiyacın gereğidir.<br />

İnsanın içinde bulunduğu fiziksel çevrenin aynı zamanda insanın psikolojik ihtiyaçları içinde<br />

önemli olduğu kanaati son yıllarda yaygınlık kazanmıştır. Böylece fiziksel çevre olgusu<br />

psikoloji disiplininin ilgi alanlarından bir tanesi haline gelmiştir.<br />

Bu kriterler doğrultusunda İldeki yapı değerlendirildiğinde, yukarıdaki bölümlerde<br />

de ifade edilen çevre sorunları doğal yapıyı bozmayan çevre sorunlarıdır. Bu sorunlarda<br />

uygun projelerle giderilebildiği takdirde, insanın psikolojik ihtiyaçlarına cevap verecek<br />

mevcut doğal ortamlar korunacaktır.<br />

T.5. Çevreye Duyarlı Arazi Kullanım Planlaması:<br />

İlde doğal kaynaklardan ormanların planlanması 1960’lı yıllardan beri devam<br />

etmektedir. Bu planlar daha çok odun ve tomruk üretimi ve tensil çalışmalarıyla ilgili olup,<br />

günümüzde ise ormanların fonksiyonel planlaması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.<br />

Diğer bir doğal kaynak olan meraların amenajmanı ise 1998 yılında yürürlüğe giren<br />

4342 sayılı Mera Kanunu doğrultusunda devam etmekte olup, 2<strong>00</strong>5 yılından itibaren İlçeler<br />

bazında otlatma planlamasının bitirilmesi hedeflenmiştir. Bunun dışında diğer arazilerle<br />

ilgili planlama çalışmasına henüz geçilmemiştir.<br />

KAYNAKLAR<br />

Ardahan İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />

Sivas İli Çevre Durum Raporu, 2<strong>00</strong>2, Sivas<br />

301


302

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!