ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM
ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM
ardahanicd2004.pdf 23396KB May 03 2011 12:00:00 AM
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ARDAHAN VALİLİĞİ<br />
İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ<br />
ARDAHAN<br />
İL ÇEVRE DURUM RAPORU<br />
ARDAHAN 2<strong>00</strong>4
ARDAHAN VALİLİĞİ<br />
İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ<br />
ARDAHAN<br />
İL ÇEVRE DURUM RAPORU<br />
ARDAHAN 2<strong>00</strong>4
T.C.<br />
ARDAHAN VALİLİĞİ<br />
İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ<br />
Yayın No: 3<br />
Adres : Kongre Cad. No: 104 ARDAHAN<br />
Tel : 0478 211 26 <strong>00</strong> - 0478 211 22 16<br />
Fax : 0478 211 20 90<br />
http://www.ardahan@cevreorman.gov.tr<br />
Baskı : Başak Matbaacılık Ltd. Şti.<br />
Kazım Karabekir Cad. No:101/2-G İskitler ANKARA<br />
Tel: <strong>03</strong><strong>12</strong> 384 27 61 - 62
TAKDİM<br />
İnsanoğlu bir yandan bilim ve teknoloji alanındaki<br />
hızlı gelişmeler sayesinde yaşam düzeyinin<br />
yükselmesini sağlarken, diğer yandan da hayati önemi<br />
olan doğal dengenin giderek bozulmasına neden<br />
olmuştur. Bu bozulma sonucunda tüm canlıları tehdit<br />
eden hava, su ve toprağın kirlenmesine, doğal<br />
kaynakların tüketilmesine ve doğanın giderek çöplüğe<br />
dönüşmesine neden olmuştur.<br />
Ardahan İlinde çevre sorunları açısından<br />
büyük sanayi şehirlerine nazaran, önemli bir sorun<br />
yaşanmamakla birlikte mevcut sorunlar küçük<br />
ölçekli yatırım ve projelerle çözülebilecek durumdadır.<br />
Son yüzyıllarda orman alanlarında yapılan<br />
tahripler sonucu İlde orman varlığı % 6 düzeyine<br />
inmiştir. Ormanların çevreye olan önemli katkıları<br />
göz önüne alındığında orman varlığının artırılması<br />
için ağaçlandırma ve erozyon kontrolü çalışmalarına<br />
ağırlık verilerek sürdürülmesi gerekmektedir.<br />
Bölgeler arası sosyo-ekonomik gelişmişlik faklılıkları ülkemizin en önemli sorunlarından<br />
biridir. Gelişmişlik açısından ortaya çıkan bu faklılıklar, sadece geri kalmış bölgeler<br />
açısından değil gelişmiş bölgeler acısından da düzeltilmesi gereken önemli sorunlara neden<br />
olmaktadır. Bu sorun, az gelişmiş bölgelerden gelişmiş bölgelere doğru nüfus hareketlerine<br />
(göç) yol açmaktadır. Büyük bir stratejik öneme sahip, tarih boyunca bir çok mücadelelere<br />
sahne olmuş, doğanın tarihi değerle bütünleştiği Serhat Şehri Ardahan; bozulmamış çevresi,<br />
doğal kaynakları, ormanları, akarsuları, yaylaları ve hayvancılık gibi önemli diğer ekonomik<br />
değerlerindeki artışlarla sürekli nüfus kaybeden bir yer olmaktan kurtulmalıdır.<br />
Sağlıklı ve temiz bir çevre herkesin ortak arzusu, verimliğin ve çağdaş olmanın da<br />
gereğidir. Çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusunda devlet ve vatandaşlara<br />
önemli görevler düşmektedir. Ortak varlığımız olan çevreyi korumak, doğal dengenin<br />
bozmadan gelecek kuşaklara aktarmak için toplumun tüm kesimleri üzerine düşen görevi<br />
eksiksiz olarak yerine getirmelidir.<br />
İlimizdeki çevre bilincinin gelişmesine katkıda bulunacak olan Ardahan İli Çevre<br />
Durum Raporu’nun hazırlanmasında emeği geçenleri kutlarım.<br />
Aydın GÜÇLÜ<br />
Ardahan Valisi
ÖNSÖZ<br />
İnsan olarak yaşadığımız yerküre üzerinde<br />
olumlu olumsuz gelişen veya değişen herşeyden etkimiz<br />
oranında sorumlu bulunmaktayız. İnsanların<br />
ve diğer tüm canlıların hayatları boyunca ilişkilerini<br />
sürdürdükleri, karşılıklı etkileşim içinde bulundukları,<br />
fiziki, biyolojik, sosyal, ekonomik ve kültürel<br />
ortamda bu etkileşimden bir çevre değeri veya sorunu<br />
oluşturdukları bilinmektedir.<br />
Bu doğrultuda çevreyi koruma ve çevre sorunlarını<br />
giderme çalışmalarının yapılabilmesi için<br />
öncelikle bu alanda elde edilmiş bilimsel verilere<br />
sahip olunması gerekir. Belli bir konu veya obje<br />
hakkında bilginin var olması yanında bu bilgilerin<br />
bilimsel nitelik taşıması ve ulaşılabilir olması da<br />
önemlidir.<br />
Bu amaca yönelik olarak Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünce<br />
uluslararası çevre enformasyon sistemleri ile uyumlu olarak hazırlanan dispozisyona<br />
uyularak, Ülkemiz çevre değerlerinin bir parçası olan Ardahan’ın İl Çevre Durum Raporu<br />
hazırlanmıştır.<br />
Ardahan İl Çevre Durum Raporunun; İldeki ekonomik faaliyetlerde çevre değerlerinin<br />
dikkate alınmasına, araştırmacılara rehber olmasına, ÇED raporlarının hazırlanmasında<br />
kaynak oluşturmasına, korunması hedeflenen ekosistemlerin devamlılığının sağlanmasına<br />
ve karar vericilerin karar verme sürecini kısaltması hususlarında önemli katkı yapacağı düşünülmektedir.<br />
Ardahan İl Çevre Durum Raporu hazırlanırken akademik kriterlere oldukça dikkat<br />
edilmeye çalışılmış, İlimizle ilgili yayınlanmış, yayınlanmamış ulaşabildiğimiz bütün çalışmalara,<br />
raporlara ve kitaplara ulaşılarak, bilgiler olabildiği ölçüde teyit edilerek yazılmıştır.<br />
Özellikle İl, İlçe yüzölçümleri, haritaları, rakımları, dağ, çay, dere adları dikkatle birkaç kaynaktan<br />
kontrol edilerek hazırlanmıştır. Bu raporda 28 harita, 105 tablo ile 111 şekil ve resim<br />
yer almıştır. Ayrıca raporda potansiyel kaynak değerlerinin yanı sıra çevre sorunlarına da yer<br />
verilmiştir.<br />
Raporun arka kapağında yer alan Sn. Prof. Dr. İ.ATALAY ve arkadaşlarının çalışması<br />
olan Kuzeydoğu Ekosistem Haritasındaki mesaj dikkat çekicidir. Haritaya göre Ardahan’ın tarihi<br />
ekosisteminde İl alanının % 50’den fazlasının Sarıçam ormanı ekosistemi içinde kaldığı görülmektedir.<br />
Günümüzde ise bu orman varlılığı oranının % 6’lara düşmüş olmasından, orman<br />
varlığının insan eliyle (Antropojen) yüzyıllar boyunca büyük bir tahrip ve yok edilmeye uğradığı<br />
anlaşılmaktadır. Yöre isimleri (Meşe Ardahan, Doruk, Tekçam, Topçam gibi), çeşitli efsaneler,<br />
yaşlı insanlarımızın anlattıkları, toprak ve iklim faktörleri, değerli hocalarımızın çalışmalarını<br />
teyit etmektedir. Bugün ormanlarımızın korunması, ağaçlandırma çalışmalarının artarak devam<br />
etmesi bu tahribi unutturarak, umutları yeşertecek düzeydedir.Topraksız dağlar, verimsiz<br />
topraklar oluşmadan günümüzde bu olumlu sürecin başlamış olması oldukça sevindiricidir.
Ardahan İl Çevre Durum Raporu içinde yer alan çevre ile ilgili sistematik bilgilerden<br />
oluşan kanaate göre; kaliteli ve kapasiteli çayır ve meraların varlığı ile ilişkili hayvancılık, çiçekli<br />
bitki çeşitliliği ve bol balözü salgısı ile beslenen kafkas arıcılığı ( özellikle bu faaliyetlerin<br />
yem bitkileri tarımını da içine alacak şekilde organik yapılması), endüstriyel ormancılık ve<br />
ekoturizm (kanyonlarımız, göllerimiz, sulak alanlarımız, bozulmamış doğal yapı ve peyzaj)<br />
ön plana çıkan önemli potansiyel sektörlerdir. Bu önemli dört sektör arasındaki denge doğallığına<br />
yakın olduğu ölçüde, her anlamda verimliliğin daha yüksek olacağı açıktır.<br />
Raporda, İlde yaşanan iki önemli çevre sorunu imkanlar ölçüsünde ele alınarak incelenmiştir.<br />
Bunlar, su kirliliği ve katı atıklarda kaynaklanan çevre kirliliğidir.<br />
İl ve İlçelerde (Göle, Hanak, Damal ve Posof) mevcut kanalizasyon sularının tamamı<br />
hiçbir arıtmaya tabi tutulmadan habitatı, tarihi dokusu ve görüntü güzelliği ile önemli<br />
bir kaynak değer ifade eden Kura Nehrine doğrudan ya da dolaylı deşarj edilmektedir. Bunun<br />
yanında İlde önemli bir geçim kaynağı olan hayvancılık faaliyetleri sonucu ortaya çıkan<br />
hayvan gübreleri çeşitli kanallarla akar sular ve su kaynaklarına taşınmaktadır. Bu durum<br />
özellikle şehrin sembolü olan Kura Nehrini önemli ölçüde kirletmekte; balık popülasyonunu<br />
olumsuz yönde etkilemekte, ayrıca bu suların, tarım alanlarının sulanması ve hayvan sürülerinin<br />
su ihtiyacının karşılanmasında kullanılması nedeniyle dolaylı olarak hayvan ve insan<br />
sağlığını da tehdit etmektedir.<br />
İldeki önemli çevre sorunlarından birisi de katı atıklardır. İl merkezinde ortaya çıkan<br />
her türlü katı, tıbbi ve tehlikeli atık, stabilize yolu dışında hiçbir altyapısı olmayan vahşi katı<br />
atık depolama sahasında depolanmaktadır. Bu durum önemli bir çevre kirliliği oluşturmaktadır.<br />
Ardahan’ın öne çıkan bu sorunları, uygun projeler ile büyük şehirlerle kıyaslanamayacak<br />
ölçüde küçük finansal kaynaklar ile çözülebilecek boyutta olduğu düşünülmektedir.<br />
Ardahan İl Çevre Durum Raporunu hazırlarken değerli yayın ve çalışmalarından<br />
yararlandığımız, Prof.Dr. İ.ATALAY’a, Prof. Dr. A.KOÇMAN’a, Prof. Dr. N.DEMİRKUŞ’a,<br />
Sn.Günay KAYA’ya teşekkürlerimizi sunarız. Bölge Üniversitelerimizin, araştırmacılarını<br />
özellikle Kura Nehri Kanyonu habitatı başta olmak üzere, çalışılmamış birçok alanda (folklorik,<br />
kültürel, sosyal, bitki çeşitliliği vb.) yeni araştırmalar yapılması yönünde yönlendirmesinin<br />
çok faydalı olacağı düşüncesindeyiz.<br />
Sınırlı imkanlar içinde, az sayıdaki teknik personelin yoğun ve özverili çalışmaları<br />
sonucu hazırlanan bu raporun, İlin potansiyel değerlerinin harekete geçirilmesi yönünde<br />
yapılacak çalışmalara ışık tutması ve belirlenen çevre sorunlarının çözümlenmesi yolunda<br />
atılmış ilk adım olması dileği ile . . .<br />
Faruk KÖKSOY<br />
İl Çevre ve Orman Müdürü
HAZIRLAYANLAR<br />
Faruk KÖKSOY 1 Özcan ÖZTÜRK 2<br />
Murat ATEŞOĞULLARI 3 Yurdagül YILDIRIM 4<br />
Kenan ÖZTÜRK 5 Ethem KARA 6<br />
1- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, İl Müdürü<br />
2- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Çevre Yönetimi ve ÇED Şube Müdürü<br />
3- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Jeoloji Mühendisi<br />
4- Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Biyolog<br />
5- Orman Mühendisi<br />
6- Orman Mühendisi
İÇİNDEKİLER<br />
Sayfa No<br />
A. COĞRAFİ KAPS<strong>AM</strong><br />
A.1. Giriş ...............................................................................................................................1<br />
A.2. İl ve İlçe Sınırları ..........................................................................................................2<br />
A.3. İlin Coğrafi Durumu .......................................................................................................3<br />
A.4. İlin Topografyası ve Jeomorfolojik Durumu .................................................................5<br />
A.5. Jeolojik Yapı ve Stratigrafi ..........................................................................................16<br />
A.5.1. Metamorfizma ve Mağmatizma ........................................................................26<br />
A.5.2. Tektonik ve Paleocoğrafya ................................................................................27<br />
Kaynaklar .............................................................................................................................31<br />
B. DOĞAL KAYNAKLAR<br />
B.1. Enerji Kaynakları .........................................................................................................33<br />
B.1.1. Güneş .................................................................................................................33<br />
B.1.2. Su Gücü .............................................................................................................33<br />
B.1.3. Kömür ................................................................................................................33<br />
B.1.4. Doğalgaz ............................................................................................................34<br />
B.1.5. Rüzgar ................................................................................................................34<br />
B.1.6. Biyomas (Biyogaz, Odun, Tezek) ......................................................................35<br />
B.1.7. Petrol ..................................................................................................................36<br />
B.1.8. Jeotermal Sular ..................................................................................................36<br />
B.2. Flora ve Fauna ..............................................................................................................36<br />
B.2.1. Ormanlar ............................................................................................................36<br />
B.2.2. Çayır ve Mera ....................................................................................................36<br />
B.2.3. Sulak Alanlar .....................................................................................................36<br />
B.2.4. Endemik Bitkiler ................................................................................................36<br />
B.2.5. Fauna ve Endemik Hayvanlar ............................................................................36<br />
B.2.6. Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtı ve Tabiatı Koruma Alanları ............36<br />
B.3. Toprak ...........................................................................................................................36<br />
B.4. Su Kaynakları ...............................................................................................................37<br />
B.4.1. İçme Suyu Kaynakları ve Barajlar .....................................................................37<br />
B.4.2. Yeraltı Su Kaynakları .........................................................................................42<br />
B.4.3. Akarsular ............................................................................................................43<br />
B.4.4. Göller ve Göletler ..............................................................................................43<br />
B.5. Mineral Kaynaklar ........................................................................................................43<br />
B.5.1. Sanayi Madenleri ...............................................................................................43<br />
B.5.2. Metalik Madenler ...............................................................................................43<br />
B.5.3. Enerji Madenleri ................................................................................................43<br />
B.5.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler ............................................ 44<br />
Kaynaklar .....................................................................................................................45<br />
I
C. HAVA ( ATMOSFER VE İKLİM )<br />
C.1. İklim ve Hava ...............................................................................................................47<br />
C.1.1. Doğal Değişkenler .............................................................................................50<br />
C.1.1.1. Rüzgar .............................................................................................................50<br />
C.1.1.2. Basınç .............................................................................................................51<br />
C.1.1.3. Nem ................................................................................................................51<br />
C.1.1.4. Sıcaklık ...........................................................................................................51<br />
C.1.1.5. Buharlaşma .....................................................................................................51<br />
C.1.1.6. Yağışlar ...........................................................................................................51<br />
C.1.1.6.1. Yağmur .........................................................................................................53<br />
C.1.1.6.2. Kar, Dolu, Sis ve Kırağı ...............................................................................54<br />
C.1.1.7. Seller ...............................................................................................................55<br />
C.1.1.8. Kuraklık ..........................................................................................................56<br />
C.1.1.9. Mikroklima .....................................................................................................56<br />
C.1.2. Yapay Etmenler ..................................................................................................57<br />
C.1.2.1. Plansız Kentleşme ...........................................................................................57<br />
C.1.2.2. Yeşil Alanların Azalması .................................................................................57<br />
C.1.2.3. Isınmada Kullanılan Yakıtlar ..........................................................................57<br />
C.1.2.4. Endüstriyel Emisyonlar ..................................................................................58<br />
C.1.2.5. Trafikten Kaynaklanan Emisyonlar ................................................................58<br />
C.2. Havayı Kirletici Gazlar ve Kaynakları .........................................................................58<br />
C.2.1. Kükürtdioksit Konsantrasyonu ve Duman .........................................................58<br />
C.2.2. Partikül Madde Emisyonları ..............................................................................59<br />
C.2.3. Karbonmonoksit ................................................................................................59<br />
C.2.4. Nitrojen Oksitler ................................................................................................59<br />
C.2.5. Hidrokarbon ve Kurşun Emisyonları .................................................................60<br />
C.3. Atmosferik Kirlilik .......................................................................................................60<br />
C.3.1. Ozon Tabakasının İncelmesinin Etkileri ............................................................60<br />
C.3.2. Asit Yağmurlarının Etkileri ................................................................................60<br />
C.4. Hava Kirleticilerinin Çevreye Olan Etkileri .................................................................61<br />
C.4.1. Doğal Çevreye Olan Etkileri .............................................................................61<br />
C.4.1.1. Su Üzerindeki Etkileri ....................................................................................61<br />
C.4.1.2. Toprak Üzerine Etkileri ..................................................................................62<br />
C.4.1.3. Flora ve Fauna Üzerindeki Etkileri .................................................................62<br />
C.4.1.4. İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri ....................................................................65<br />
C.4.2. Yapay Çevreye Olan Etkileri .............................................................................65<br />
C.4.2.1. Görüntü Kirliliği Üzerine Etkileri ..................................................................65<br />
Kaynaklar. ............................................................................................................................67<br />
II
D. SU<br />
D.1. Su Kaynaklarının Kullanımı ........................................................................................69<br />
D.1.1. Yer Altı Suları ....................................................................................................69<br />
D.1.2. Akarsular ............................................................................................................71<br />
D.1.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlar .......................................................................75<br />
D.1.4. Deniz. .................................................................................................................78<br />
D.2. Doğal Drenaj Sistemleri ...............................................................................................79<br />
D.3. Su Kaynaklarının Kirliliği ve Çevreye Etkileri ............................................................79<br />
D.3.1. Yer Altı Suları ve Kirlilik ..................................................................................79<br />
D.3.2. Akarsularda Kirlilik ...........................................................................................80<br />
D.3.4.Göller, Göletler ve Rezervuarlarda Kirlilik ........................................................80<br />
D.3.4. Denizlerde Kirlilik .............................................................................................81<br />
D.4. Su ve Kıyı Yönetimi, Strateji ve Politikaları ...............................................................81<br />
D.5. Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri ............................................................................81<br />
D.5.1. Tuzluluk .............................................................................................................82<br />
D.5.2. Zehirli Gazlar .....................................................................................................82<br />
D.5.3. Azot ve Fosforun Yol Açtığı Kirlilik .................................................................82<br />
D.5.4. Ağır Metaller ve İz Elementler ..........................................................................82<br />
D.5.5. Zehirli Organik Bileşikler ..................................................................................82<br />
D.5.5.1. Siyanürler .......................................................................................................82<br />
D.5.5.2. Petrol ve Türevleri ..........................................................................................83<br />
D.5.5.3. Polikloro Naftalinler ve Bifeniller ..................................................................83<br />
D.5.5.4. Pestisitler ve Su Kirliliği ................................................................................83<br />
D.5.5.5 Gübreler ve Su Kirliliği ...................................................................................83<br />
Kaynaklar .............................................................................................................................83<br />
E. TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI<br />
E.1. Genel Toprak Yapısı .....................................................................................................85<br />
E.2. Toprak Kirliliği ...........................................................................................................1<strong>00</strong><br />
E.2.1. Kimyasal Kirlenme ..........................................................................................1<strong>00</strong><br />
E.2.1.1. Atmosferik Kirlenme ....................................................................................1<strong>00</strong><br />
E.2.1.2. Atıklardan Kirlenme ......................................................................................1<strong>00</strong><br />
E.2.2. Mikrobiyal Kirlenme .......................................................................................1<strong>00</strong><br />
E.3. Arazi. ..........................................................................................................................101<br />
E.3.1. Arazi Varlığı .....................................................................................................101<br />
E.3.1.1. Arazi Sınıfları................................................................................................101<br />
E.3.1.2. Kullanım Durumu .........................................................................................1<strong>03</strong><br />
E.3.2. Arazi Problemleri. ............................................................................................104<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................106<br />
III
F. FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER<br />
F.1. Ormanlar .....................................................................................................................107<br />
F.1.1. Ormanların Ekolojik Yapısı ..............................................................................107<br />
F.1.2. Bölgenin Orman Envanteri ...............................................................................109<br />
F.1.3. Orman Varlığının Yararları ............................................................................... 1<strong>12</strong><br />
F.1.4. Orman Sayılan Alanların Daraltılması ............................................................. 114<br />
F.2. Çayır ve Meralar ......................................................................................................... 118<br />
F.2.1. Çayır ve Meraların Varlığı ................................................................................ 118<br />
F.2.2. Kullanım Amaçları ve Yararları ........................................................................<strong>12</strong>0<br />
F.3. Flora ............................................................................................................................<strong>12</strong>1<br />
F.3.1. Türler ve Populasyonları ..................................................................................<strong>12</strong>8<br />
F.3.2. Habitat ve Topluluklar ......................................................................................140<br />
F.4. Fauna ...........................................................................................................................140<br />
F.4.1. Türler ve Populasyonları ..................................................................................140<br />
F.4.1.1. Karasal Türler ve Populasyonları ..................................................................140<br />
F.4.1.2. Aquatik Türler ve Populasyonları ..................................................................147<br />
F.4.1.2.1. Kürklü Hayvanlar .......................................................................................147<br />
F.4.1.2.2. Balıklar .......................................................................................................147<br />
F.4.2. Habitat ve Topluluklar ......................................................................................148<br />
F.4.3. Hayvan Yaşama Hakları ...................................................................................149<br />
F.4.3.1. Evcil Hayvanlar .............................................................................................149<br />
F.4.3.1.1. Sahipli Hayvanlar .......................................................................................149<br />
F.4.3.1.2. Sahipsiz Hayvanlar .....................................................................................149<br />
F.4.3.1.3. Nesli Tehlike Altında Olan ve Olması Muhtemel Olan Evcil Hayvanlar ...149<br />
F.4.3.2. Hayvan Hakları İhlalleri ................................................................................149<br />
F.4.3.3. Valilikler, Belediyeler ve Gönüllü Kuruluşlarla İşbirliği ..............................150<br />
F.5. Hassas Yöreler Kapsamında Olup (*) Bölümdeki Bilgilerin İsteneceği Alanlar ........150<br />
F.5.1. Milli Parklar .....................................................................................................150<br />
F.5.2. Tabiat Parkları ...................................................................................................150<br />
F.5.3. Tabiat Anıtı .......................................................................................................150<br />
F.5.4. Tabiat Koruma Alanları ....................................................................................150<br />
F.5.5. Orman İçi Dinlenme Yerleri .............................................................................151<br />
F.5.6. Sulak Alanlar ....................................................................................................151<br />
F.5.7. Biyogenetik Rezerv Alanları ............................................................................151<br />
F.5.8. Biyosfer Rezerv Alanları ..................................................................................152<br />
F.5.9. Özel Çevre Koruma Bölgeleri. .........................................................................152<br />
F.5.10. Av Hayvanları Koruma ve Üretme Sahaları ...................................................152<br />
F.5.11. Su Ürünleri Üretim Sahaları Çevresindeki Kıyılar .........................................153<br />
F.5.<strong>12</strong>. Endemik Bitki ve Hayvanların Yaşama Ortamı Olan Alanlar ....................... 153<br />
F.5.13. Koruma Altına Alınan Yabani Flora-Faunanın Yaşama Ortamı Olan Alanlar.154<br />
IV
F.5.14. Akdeniz’e Has Nesli Tükenmekte Olan Deniz Türlerinin Yaşama ve Beslenme<br />
Ortamı Olan Alanlar .......................................................................................155<br />
F.5.15. Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulunduğu Koruma Alanları ..........................155<br />
F.5.16. Sit Alanları ......................................................................................................155<br />
F.5.16.1. Kentsel Sit ...................................................................................................156<br />
F.5.16.2. Tarihi Sit ......................................................................................................157<br />
F.5.16.3.Arkeolojik Sit ...............................................................................................166<br />
F.5.16.4. Doğal Sit ......................................................................................................167<br />
F.5.17. Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Sözleşmesinde Yer Alan “<br />
Kültürel Miras ” ve “ Doğal Miras ” Statüsü Verilen Kültürel, Tarihi ve Doğal<br />
alanlar .............................................................................................................170<br />
F.5.17.1. Kültürel Miras Kapsamına Giren Alanlar ...................................................170<br />
F.5.17.1.1. Anıtlar .......................................................................................................170<br />
F.5.17.1.2. Yapı Toplulukları ......................................................................................174<br />
F.5.17.1.3. Sitler .........................................................................................................174<br />
F.5.17.2. Doğal Miras Kapsamına Giren Alanlar .......................................................174<br />
F.5.18 Akdeniz’de Ortak Öneme Sahip 1<strong>00</strong> Kıyısal Tarihi Sit Alanı .........................175<br />
F.5.19 Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne Göre Belirlenen “Kıta İçi Yüzeysel<br />
Suları Kapsayan İçme ve Kullanma Suyu Rezervuarları ” ...................175<br />
F.5.19.1. Mutlak Koruma Alanları .............................................................................175<br />
F.5.19.2. Kısa Mesafeli Koruma Alanı .......................................................................175<br />
F.5.19.3. Orta Mesafeli Koruma Alanı .......................................................................175<br />
F.5.19.4. Uzun Mesafeli Koruma Alanı ......................................................................175<br />
F.5.20. Hava Kalitesi Kontrol Yönetmeliği’nde Belirlenen Hassas Kirlenme<br />
Bölgeleri .........................................................................................................175<br />
F.5.21.Jeolojik ve Jeomorfolojik Oluşumların Bulunduğu Alanlar ...........................176<br />
F.5.22. Tarım Alanları178<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................178<br />
G. TURİZM<br />
G.1. Yörenin Turistik Değerleri .........................................................................................179<br />
G.1.1. Yörenin Doğal Değerleri .................................................................................179<br />
G.1.1.1. Konum ..........................................................................................................179<br />
G.1.1.2. Fiziki Özellikleri ...........................................................................................179<br />
G.1.2. Kültürel Değer .................................................................................................181<br />
G.2. Turizm Çeşitleri .........................................................................................................194<br />
G.3. Turistik Altyapı ..........................................................................................................197<br />
G.4. Turist Sayısı ...............................................................................................................197<br />
G.5. Turizm Ekonomisi ......................................................................................................199<br />
G.6. Turizm-Çevre İlişkisi .................................................................................................199<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................2<strong>00</strong><br />
V
H. TARIM VE HAYVANCILIK<br />
H.1. Genel Tarımsal Yapı ...................................................................................................201<br />
H.2. Tarımsal Üretim .........................................................................................................201<br />
H.2.1. Tarımsal Üretim ...............................................................................................201<br />
H.2.1.1. Tarla Bitkileri ................................................................................................204<br />
H.2.1.1.1. Buğdaygiller ..............................................................................................204<br />
H.2.1.1.2. Yem Bitkileri .............................................................................................205<br />
H.2.1.1.3. Endüstriyel Bitkiler ...................................................................................205<br />
H.2.1.1.4. Süs Bitkileri ...............................................................................................205<br />
H.2.1.2. Bahçe Bitkileri ..............................................................................................205<br />
H.2.1.2.1. Meyve Üretimi ...........................................................................................205<br />
H.2.1.2.2. Sebze Üretimi ............................................................................................206<br />
H.2.2 Hayvansal Üretim .............................................................................................206<br />
H.2.2.1. Büyükbaş Hayvancılık ..................................................................................208<br />
H.2.2.2. Küçükbaş Hayvancılık .................................................................................. 211<br />
H.2.2.3. Kümes Hayvancılığı (Kanatlı Üretimi) ........................................................213<br />
H.2.2.4. Su Ürünleri ...................................................................................................214<br />
H.2.2.5. Kürk Hayvancılığı ....................................................................................... 215<br />
H.2.2.6. Arıcılık ve İpekböcekçiliği ...........................................................................215<br />
H.3. Organik Tarım ............................................................................................................219<br />
H.4. Tarımsal İşletmeler .....................................................................................................219<br />
H.4.1. Kamu İşletmeleri .............................................................................................219<br />
H.4.2. Özel İşletmeler .................................................................................................222<br />
H.5. Tarımsal Faaliyetler ....................................................................................................222<br />
H.5.1. Pestisit Kullanımı. ...........................................................................................222<br />
H.5.2. Gübre Kullanımı ..............................................................................................222<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................223<br />
I. MADENCİLİK<br />
I.1. Maden Kanununa Tabi Olan Madenler ve Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan<br />
Doğal Malzemeler ......................................................................................................225<br />
I.1.1. Sanayi Madenleri ..............................................................................................225<br />
I.1.2. Metalik Madenler ..............................................................................................225<br />
I.1.3. Enerji Madenleri ...............................................................................................225<br />
I.1.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler ............................225<br />
I.2. Madencilik Faaliyetlerinin Yapıldığı Yerlerin Özellikleri ...........................................226<br />
I.3. Cevher Zenginleştirme ................................................................................................226<br />
I.4. Madencilik Faaliyetlerinin Çevre Üzerine Etkileri .....................................................226<br />
I.5. Madencilik Faaliyetleri Sonucunda Arazi Kazanım Amacıyla Yapılan<br />
Rehabilitasyon Çalışmaları ................................................................................................226<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................227<br />
VI
J. ENERJİ<br />
J.1. Kaynaklarına Göre Enerjilerin Sınıflandırılması.........................................................229<br />
J.1.1. Birincil Enerji Kaynakları .................................................................................229<br />
J.1.1.1. Güneş Enerjisi ................................................................................................229<br />
J.1.1.2. Rüzgar Enerjisi ..............................................................................................229<br />
J.1.1.3. Su Enerjisi ......................................................................................................229<br />
J.1.1.4. Biyogaz Enerjisi .............................................................................................229<br />
J.1.1.5. Biyomas Enerjisi ............................................................................................230<br />
J.1.1.6. Odun ..............................................................................................................230<br />
J.1.1.7. Kömür ............................................................................................................230<br />
J.1.1.8. Petrol ..............................................................................................................230<br />
J.1.1.9. Jeotermal Enerji .............................................................................................230<br />
J.1.1.10. Doğalgaz Enerjisi .........................................................................................230<br />
J.1.2. İkincil Enerji Kaynakları ..................................................................................230<br />
J.1.2.1. Termik Enerji .................................................................................................231<br />
J.1.2.2. Hidrolik Enerji ...............................................................................................231<br />
J.1.2.3. Nükleer Enerji ................................................................................................231<br />
J.2. Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı ......................................................................231<br />
J.3. Enerji Tasarrufu İle İlgili Yapılan Çalışmalar ..............................................................232<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................232<br />
K. SANAYİ VE TEKNOLOJİ<br />
K.1. İl Sanayinin Gelişimi, Yer Seçimi Süreçleri ve Bunu Etkileyen Etkenler. ................233<br />
K.2. Genel Anlamda Sanayi Gruplandırılması ..................................................................239<br />
K.3. Sanayinin İlçelere Göre Dağılımı ..............................................................................240<br />
K.4. Sanayi Gruplarına Göre İşyeri Sayıları ve İstihdam Durumu ....................................242<br />
K.5. Sanayi Gruplarına Göre Üretim Teknolojisi Ve Enerji Kullanımı .............................244<br />
K.6. Sanayiden Kaynaklanan Çevre Sorunları ve Alınan Önlemler ..................................244<br />
K.6.1. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği ...........................................244<br />
K.6.2. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Su Kirliliği ...............................................244<br />
K.6.3. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Toprak Kirliliği ........................................244<br />
K.6.4. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Gürültü Kirliliği .......................................244<br />
K.6.5. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Atıklar ......................................................244<br />
K.7. Sanayi Tesislerinin Acil Durum Planı ........................................................................244<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................244<br />
L. ALTYAPI, ULAŞIM VE HABERLEŞME<br />
L.1. Altyapı. .......................................................................................................................245<br />
L.1.1. Su Sistemi ........................................................................................................245<br />
L.1.2. Atık Su Sistemi, Kanalizasyon ve Arıtma Sistemi ...........................................245<br />
L.1.3. Yeşil Alanlar .....................................................................................................245<br />
L.1.4. Elektrik İletim Hatları ......................................................................................245<br />
L.1.5. Doğalgaz Boru Hatları .....................................................................................246<br />
VII
L.2. Ulaşım .........................................................................................................................246<br />
L.2.1. Karayolları .......................................................................................................246<br />
L.2.1.1. Karayolları Genel ..........................................................................................246<br />
L.2.1.2. Ulaşım Planlaması ........................................................................................247<br />
L.2.1.3. Toplu Taşım Sistemleri .................................................................................247<br />
L.2.1.4. Kent İçi Yollar ...............................................................................................248<br />
L.2.1.5. Araç Sayıları ..................................................................................................248<br />
L.2.2. Demiryolları .....................................................................................................248<br />
L.2.2.1. Kullanılan Raylı Sistemler ............................................................................248<br />
L.2.2.2. Taşımacılıkta Demiryolları ...........................................................................248<br />
L.2.3. Deniz, Göl ve Nehir Taşımacılığı ....................................................................248<br />
L.2.3.1. Limanlar ........................................................................................................248<br />
L.2.3.2. Taşımacılık ....................................................................................................248<br />
L.2.4. Havayolları .......................................................................................................248<br />
L.3. Haberleşme .................................................................................................................248<br />
L.4. İlin İmar Durumu ........................................................................................................249<br />
L.5. İldeki Baz İstasyonları Sayısı .....................................................................................250<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................250<br />
M. YERLEŞİM ALANLARI VE NÜFUS<br />
M.1. Kentsel ve Kırsal Planlama .......................................................................................251<br />
M.1.1. Kentsel Alanlar ...............................................................................................251<br />
M.1.1.1. Doğal Özelliklerin Kent Formuna Etkileri ..................................................251<br />
M.1.1.2. Kentsel Büyüme Deseni ...............................................................................252<br />
M.1.1.3. Planlı Kentsel Gelişme Alanları ...................................................................252<br />
M.1.1.4. Kentsel Alanlarda Yoğunluk ........................................................................253<br />
M.1.1.5. Kentsel Yenileme Alanları ...........................................................................253<br />
M.1.1.6. Endüstri Alanları Yer Seçimi .......................................................................253<br />
M.1.1.7. Tarihi, Kültürel, Arkeolojik ve Turistik Özellikli Alanlar ............................253<br />
M.1.2.1. Kırsal Yerleşme Deseni ................................................................................253<br />
M.1.2.2. Arazi Mülkiyeti ............................................................................................253<br />
M.2. Altyapı. ......................................................................................................................254<br />
M.3. Binalar ve Yapı Çeşitleri ............................................................................................254<br />
M.3.1. Kamu Binaları .................................................................................................254<br />
M.3.2. Okullar ............................................................................................................254<br />
M.3.3. Hastaneler ve Sağlık Tesisleri .........................................................................256<br />
M.3.4. Sosyal ve Kültürel Tesisler .............................................................................256<br />
M.3.5. Endüstriyel Yapılar .........................................................................................256<br />
M.3.6. Göçer ve Hareketli Barınaklar ........................................................................256<br />
M.3.7. Otel-Motel ve Turizm Amaçlı Diğer Yapılar ..................................................256<br />
M.3.8. Bürolar ve Dükkanlar ......................................................................................256<br />
M.3.9. Kırsal Alanda Yapılaşma .................................................................................256<br />
VIII
M.3.10. Yerel Mimari Özellikleri ...............................................................................257<br />
M.3.11. Bina Yapımında Kullanılan Yerel Materyaller ..............................................257<br />
M.4. Sosyo-Ekonomik Yapı ...............................................................................................257<br />
M.4.1. Göçler ..............................................................................................................257<br />
M.4.2. Göçebe İşçiler (Mevsimlik) ............................................................................259<br />
M.4.3. Kent Toprağının Mülkiyet Dağılımı ...............................................................259<br />
M.4.4. Konut Yapım Süreçleri ....................................................................................259<br />
M.4.5. Gecekondu Islah ve Önleme Bölgeleri ...........................................................259<br />
M.5. Yerleşim Yerlerinin Çevresel Etkileri ........................................................................260<br />
M.5.1. Binalarda Ses İzolasyonu ................................................................................260<br />
M.5.2. Havaalanları ve Çevresinde Oluşturulan Gürültü Zonları ..............................260<br />
M.5.3. Ticari ve Endüstriyel Gürültü .........................................................................260<br />
M.5.4. Kentsel Atıklar ................................................................................................260<br />
M.5.5. Binalarda Isı Yalıtımı ......................................................................................260<br />
M.6. Nüfus .........................................................................................................................260<br />
M.6.1. Nüfusun Yıllara Göre Değişimi ......................................................................260<br />
M.6.2. Nüfusun Cinsiyet ve Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ......................................260<br />
M.6.3. İl ve İlçelerin Nüfus Yoğunlukları ..................................................................261<br />
M.6.4. Nüfus Değişim Oranı ......................................................................................261<br />
M.6.5. Yer Değiştirme Olayları ..................................................................................261<br />
M.6.6. Turizm ve Seyahat ..........................................................................................261<br />
M.6.7. İşsizlik .............................................................................................................262<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................262<br />
N. ATIKLAR<br />
N.1. Evsel Katı Atıklar .......................................................................................................263<br />
N.2. Tehlikeli ve Zararlı Atıklar .........................................................................................263<br />
N.3. Özel Atıklar ................................................................................................................263<br />
N.3.1. Tıbbi Atıklar ....................................................................................................263<br />
N.3.2. Atık Yağlar .......................................................................................................264<br />
N.3.3. Pil ve Aküler ....................................................................................................264<br />
N.3.4. Cips ve Diğer Yakma Fırınlarından Kaynaklanan Küller ................................264<br />
N.3.5. Tarama Çamurları ............................................................................................264<br />
N.3.6. Elektrik ve Elektronik Atıklar .........................................................................264<br />
N.3.7. Kullanım Ömrü Bitmiş Araçlar .......................................................................264<br />
N.4. Diğer Atıklar ..............................................................................................................264<br />
N.4.1. Radyoaktif Atıklar ...........................................................................................264<br />
N.4.2. Hayvan Kadavraları .........................................................................................264<br />
N.4.3. Mezbaha Atıkları .............................................................................................264<br />
N.5. Atık Yönetimi .............................................................................................................265<br />
N.6. Katı Atıkların Miktar ve Kompozisyonu ...................................................................265<br />
N.7. Katı Atıkların Biriktirilmesi, Toplanması, Taşınması ve Transfer İstasyonları ..........265<br />
IX
N.8. Atıkların Bertaraf Yöntemleri ....................................................................................265<br />
N.8.1. Katı Atıkların Depolanması .............................................................................265<br />
N.8.2. Atıkların Yakılması ..........................................................................................266<br />
N.8.3. Kompost ..........................................................................................................266<br />
N.9. Atıkların Geri Kazanımı ve Değerlendirilmesi ..........................................................266<br />
N.10. Atıkların Çevre Üzerindeki Etkileri .........................................................................266<br />
Kaynaklar ..........................................................................................................................267.<br />
O. GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM<br />
O.1. Gürültü .......................................................................................................................269<br />
O.1.1. Gürültü Kaynakları ..........................................................................................269<br />
O.1.1.1. Trafik Gürültüsü ...........................................................................................269<br />
O.1.1.2. Endüstri Gürültüsü .......................................................................................269<br />
O.1.1.3. İnşaat Gürültüsü ............................................................................................270<br />
O.1.1.4. Yerleşim Alanlarında Oluşan Gürültüler ......................................................271<br />
O.1.1.5. Havaalanları Yakınında Oluşan Gürültü .......................................................271<br />
O.1.2. Gürültünün Çevreye Olan Etkileri ...................................................................272<br />
O.1.2.1. Gürültünün Fiziksel Çevreye Etkileri ...........................................................272<br />
O.1.2.2. Sosyal Çevreye Etkisi ...................................................................................272<br />
O.1.3. Gürültünün İnsanlar Üzerine Etkileri ..............................................................272<br />
O.1.3.1. Fiziksel Etkisi ...............................................................................................272<br />
O.1.3.2. Fizyolojik Etkisi ...........................................................................................272<br />
O.1.3.3. Psikolojik Etkisi ...........................................................................................273<br />
O.1.3.4. Performans Etkisi .........................................................................................273<br />
O.2. Titreşim. .....................................................................................................................273<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................273<br />
P . AFETLER<br />
P.1. Afet Olayları ................................................................................................................275<br />
P.1.1. Depremler .........................................................................................................275<br />
P.1.2. Heyelan ve Çığlar .............................................................................................276<br />
P.1.3. Seller .................................................................................................................276<br />
P.1.4. Orman ve Otlak Yangınları ...............................................................................277<br />
P.1.5. Fırtınalar ...........................................................................................................277<br />
P.2. Afetler Ve Sağlık Zararları ..........................................................................................279<br />
P.2.1. Radyoaktif Maddeler ........................................................................................279<br />
P.2.2. Denize Dökülen Petrol ve Diğer Tehlikeli Atıklar ...........................................280<br />
P.2.3. Tehlikeli ve Zehirli Maddeler ...........................................................................280<br />
P.3. Afetlerin Etkileri ve Yardım Tedbirleri .......................................................................280<br />
P.3.1. Sivil Savunma Birimleri ...................................................................................281<br />
P.3.2. Yangın Kontrol ve Önleme Tedbirleri ..............................................................281<br />
P.3.3. İlkyardım Servisleri ..........................................................................................281<br />
X
P.3.4. Afetzedeler ve Mültecilerin Yeniden İskanı .....................................................282<br />
P.3.5. Tehlikeli ve Zehirli Maddelerin Sınırlar arası Taşınması İçin Alınan Tedbirler ... 282<br />
P.3.6. Afetler ve Büyük Endüstriyel Kazalar ..............................................................282<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................282<br />
R. SAĞLIK VE ÇEVRE<br />
R.1. Temel Sağlık Hizmetleri .............................................................................................283<br />
R.1.1. Sağlık Kurumlarının Dağılımı .........................................................................283<br />
R.1.2. Bulaşıcı Hastalıklar ..........................................................................................283<br />
R.1.2.1. İçme ve Kullanma Suları ..............................................................................284<br />
R.1.2.2. Denizler .........................................................................................................285<br />
R.1.2.3. Zoonoz Hastalıklar ........................................................................................285<br />
R.1.3. Gıda Hijyeni ....................................................................................................286<br />
R.1.4. Aşılama Çalışmaları .........................................................................................286<br />
R.1.5. Bebek Ölümleri ................................................................................................288<br />
R.1.6. Ölümlerin Hastalık, Yaş ve Cins Gruplarına Göre Dağılımı ...........................288<br />
R.1.7. Aile Planlaması Çalışmaları .............................................................................289<br />
R.2. Çevre Kirliliği ve Zararlarından Oluşan Sağlık Riskleri ............................................290<br />
R.2.1. Kentsel Hava Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ................................290<br />
R.2.2. Su Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri .................................................290<br />
R.2.3. Atıkların İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ..........................................................291<br />
R.2.4. Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ......................................................291<br />
R.2.5. Pestisitlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri ......................................................291<br />
R.2.6. İyonize Radyasyondan Korunma. ....................................................................292<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................292<br />
S. ÇEVRE EĞİTİMİ<br />
S.1. Kamu Kuruluşlarının Çevre Eğitimi İle İlgili Faaliyetleri .........................................293<br />
S.2. Çevreyle İlgili Gönüllü Kuruluşlar ve Faaliyetleri .....................................................294<br />
S.2.1. Çevre Vakıfları .................................................................................................295<br />
S.2.2. Çevre Dernekleri ..............................................................................................296<br />
S.2.3. Çevreyle İlgili Federasyonlar ...........................................................................297<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................297<br />
T. ÇEVRE YÖNETİMİ VE PLANL<strong>AM</strong>A<br />
T.1. Çevre Kirliliğinin ve Çevresel Tahribatın Önlenmesi ................................................299<br />
T.2. Doğal Kaynakların Ekolojik Dengeler Esas Alınarak Verimli Kullanımı, Korunması ve<br />
Geliştirilmesi ..............................................................................................................3<strong>00</strong><br />
T.3. Ekonomik ve Sosyal Faaliyetlerin, Sonuçlarının Çevrenin Taşıma Kapasitesini<br />
Aşmayacak Biçimde Planlanması ............................................................................3<strong>00</strong><br />
T.4. Çevrenin İnsan-Psikososyal İhtiyaçlarıyla Uyumunun Sağlanması .........................301<br />
T.5. Çevreye Duyarlı Arazi Kullanım Planlaması ............................................................301<br />
Kaynaklar ...........................................................................................................................301<br />
XI
TABLOLAR DİZİNİ<br />
Sayfa No<br />
Tablo 1. Posof, Ardahan ve Şavşat’ta Aylara Göre Ortalama Açık, Bulutlu ve Kapalı<br />
Gün sayısı .........................................................................................................33<br />
Tablo 2. Ardahan İlinde Çıkan Kömürlerin Analiz Sonuçları .........................................34<br />
Tablo 3. Ardahan İlinde Taş Ocakları Nizamnamesine Göre Açılmış Taş ocakları ........44<br />
Tablo 4. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama İklim Verileri ...................................................50<br />
Tablo 5. Ardahan İli 16 Yıllık Yerel Basınç Miktarları ...................................................51<br />
Tablo 6. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama Nem Miktarları ...............................................51<br />
Tablo 7. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları .....................................................51<br />
Tablo 8. Ardahan İli 16 Yıllık Buharlaşma Miktarları ....................................................53<br />
Tablo 9. Ardahan İli 16 Yıllık Yağış Miktarları .............................................................53<br />
Tablo 10. Ardahan İli 15 Yıllık Kar, Dolu, Sis ve Kırağı Miktarları ..............................54<br />
Tablo 11. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Taşıt Durumu ................................................................58<br />
Tablo <strong>12</strong>. Ardahan İlinde Mevcut Su Kuyuları ve Su Seviyeleri ......................................71<br />
Tablo 13. Ardahan İli Sınırları İçinde Bulunan Nehir ve Derelerin Akım Gözlem<br />
İstasyonları Debileri ..........................................................................................71<br />
Tablo 14. Ardahan İli Periyodik Akım Ölçüm Sonuçları (2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>4 Yılları Ortalaması) ... 71<br />
Tablo 15. Ardahan İline Ait Akarsuların Özellikleri .........................................................72<br />
Tablo 16. Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü’nün Sular İle İlgili Yapmış Olduğu Çalışmalar ...82<br />
Tablo 17. Yukarı Kura Nehri Havzası Topraklarına Ait Analiz Sonuçları (*) ..................96<br />
Tablo 18. Ardahan Ağaçlandırma Proje Sahalarındaki Toprak Profillerden Alınan<br />
Örneklerinin Analizleri .....................................................................................99<br />
Tablo 19. Arazi Yetenek Sınıfları İle Eğim Dereceleri ve Toprak Özellikleri Arasındaki<br />
İlişkiler ............................................................................................................102<br />
Tablo 20. Ardahan İli Arazi Kabiliyetleri Sınıfları ve Dağılımı......................................102<br />
Tablo 21. Ardahan İli Arazi Kullanımı ...........................................................................1<strong>03</strong><br />
Tablo 22. Türkiye ve Ardahan Arazi Dağılımı (ha.) .......................................................104<br />
Tablo 23. Erozyon Sınıflandırma Kriterleri ....................................................................104<br />
Tablo 24. Ardahan İli Ormanlık Alan Miktarları ............................................................ 111<br />
Tablo 25. Ardahan İli Orman Ürünlerinin Üretimi, Maliyeti ve Satış Bilgileri .............. 111<br />
Tablo 26. İldeki Orman Alanlarının Servet ve Yıllık Artım Miktarları .......................... 111<br />
Tablo 27. Ardahan İlinde Başlangıçtan 2<strong>00</strong>5 Yılına Kadar Gerçekleşen Ağaçlandırma<br />
Çalışmaları ...................................................................................................... 116<br />
Tablo 28. Ardahan İli 1995-2<strong>00</strong>5 Yılları Arasında Tesis Edilen Ağaçlandırma Sahaları .. 117<br />
Tablo 29. Orman İşletme Müdürlüğünce Ardahan’da Tesis Edilen Gençleştirme Alanları ...118<br />
Tablo 30. İlçeler ve Alt Bölgeler Bazında Çayır Mera Alanlarının Dağılımı .................<strong>12</strong>0<br />
Tablo 31. Ardahan İlinde İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Yıllar İtibariyle Yapılan<br />
Mera Islahı Çalışmaları ...................................................................................<strong>12</strong>0<br />
Tablo 32. Ardahan İli Çayır Mera Ot Verimi .................................................................<strong>12</strong>1<br />
Tablo 33. Yörede Tespit Edilen Çift Çenekli Bitki Türleri .............................................<strong>12</strong>8<br />
Tablo 34. Ardahan İlinde Tespit Edilen Tek Çenekli Bitki Türleri .................................136<br />
XIII
Tablo 35. Ardahan İlinde Tespit Edilen Açık Tohumlu Bitki Türleri ..............................137<br />
Tablo 36. Ardahan İlinde Tespit Edilen Yenen Mantar Türleri .......................................137<br />
Tablo 37. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen İki Yaşamlılar (Amphibia) .............140<br />
Tablo 38. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Sürüngenler ( Reptilia) ...................140<br />
Tablo 39. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Kuşlar ( Aves) ................................141<br />
Tablo 40. Türkiye’de bulunan kuş türlerinin statülerine göre dağılımı ..........................144<br />
Tablo 41. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Memeliler (Mammalia) ..................145<br />
Tablo 42. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Avlanmaya Yasak Olan Dere ve Nehirler .....................153<br />
Tablo 43. Ardahan İlinde Bulunan Turizm İşletme Belgeli Konaklama Tesisleri ..........197<br />
Tablo 44. Ardahan İlinde Bulunan Seyahat Acenteleri ...................................................197<br />
Tablo 45. Belediye İşletme Belgeli Yiyecek Üretim Yerleri ...........................................197<br />
Tablo 46. Ardahan İline Giriş-Çıkış Yapan Yerli ve Yabancı Turist Sayısı ....................198<br />
Tablo 47. 2<strong>00</strong>0 Yılı Aylara Göre Giriş-Çıkış Yapan Turist Sayısı ..................................198<br />
Tablo 48. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Konaklama Ve Geceleme Sayıları ................199<br />
Tablo 49. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımı ........................................................202<br />
Tablo 50. Ardahan İlinde Önemli Bitkisel Ürünlerin Ekim alanı ve Üretim Değerleri<br />
(20<strong>03</strong> yılı fiyatları) ..........................................................................................2<strong>03</strong><br />
Tablo 51. Ardahan ilinde Hububat Alanları ve Üretim Miktarı ......................................204<br />
Tablo 52. İlde Üretimi Yapılan Yem Bitkileri .................................................................205<br />
Tablo 53. İlde Üretimi Yapılan Meyve Ağacı Türleri .....................................................205<br />
Tablo 54. İlde Üretimi Yapılan Sebze Türleri .................................................................206<br />
Tablo 55. Hayvan varlığı bakımından Ardahan’ın ülke ve bölge içindeki yeri - 2<strong>00</strong>2 ...206<br />
Tablo 56. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Hayvan Varlığı .............................................................207<br />
Tablo 57. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Büyükbaş Hayvan Varlığı .............................................208<br />
Tablo 58. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı .............208<br />
Tablo 59. Ardahan İlinden İl Dışına 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1994-20<strong>03</strong>) ....209<br />
Tablo 60. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi .............................................210<br />
Tablo 61. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi ........................................210<br />
Tablo 62. Türkiye, Ardahan Sığır Varlığı ve İl Dışına Pazarlanan Hayvan ....................210<br />
Tablo 63. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi ................................... 211<br />
Tablo 64. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Küçükbaş Hayvan Varlığı ............................................ 211<br />
Tablo 65. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı .............2<strong>12</strong><br />
Tablo 66. Ardahan İlinden İl Dışına son 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1993-2<strong>00</strong>2) . 2<strong>12</strong><br />
Tablo 67. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi Miktarı ................................2<strong>12</strong><br />
Tablo 68. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi Miktarı ...........................2<strong>12</strong><br />
Tablo 69. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi ...................................213<br />
Tablo 70. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Su Ürünleri Üretim Tablosu .........................................215<br />
Tablo 71. Ardahan İli Mevcut Bal ve Kovan Kapasitesi ................................................217<br />
Tablo 72. Türkiye’de Hanelerin Bal Tüketimi ve Gıda Harcamaları İçinde Balın Payı<br />
(1994 Tüketim Anketi Sonuçları) ...................................................................218<br />
Tablo 73. Türkiye’de Bal Talep Projeksiyonu (2<strong>00</strong>0-2<strong>00</strong>9) ...........................................218<br />
XIV
Tablo 74. İlçeler Bazında Sığırcılık, Koyunculuk ve Arıcılık İşletmeleri .......................222<br />
Tablo 75. Ardahan İlinde Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı ................................231<br />
Tablo 76. Ardahan İlinde Elektrik Enerjisi Tüketimi ......................................................231<br />
Tablo 77. Ekonomik Faaliyet, İşteki Durumu ve Cinsiyete Göre İstihdam Edilen Nüfus .... 242<br />
Tablo 78. Ardahan İli İktisadi Faal Nüfusun Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0) ....243<br />
Tablo 79. İktisadi Faaliyet Kollarına Göre İstihdam Edilen Nüfusun Yerleşim Yerlerine<br />
Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0) ......................................................................................243<br />
Tablo 80. Posof İlçesi Tapu Kütüklerinde Kayıtlı Taşınmazların Listesi ........................253<br />
Tablo 81. Ardahan İli Yurt ve Pansiyon Kapasiteleri ......................................................255<br />
Tablo 82. Ardahan’ın 1945-2<strong>00</strong>0 Yılları Arasında, Nüfusundaki Değişmeler ...............257<br />
Tablo 83. Ardahan İli 10 Yıllık Şehir ve Köy Nüfus Gelişimi ......................................258<br />
Tablo 84. Ardahan İli, <strong>12</strong> - 64 Arası Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ................260<br />
Tablo 85. Ardahan İlinin Nüfus Yoğunluğu ....................................................................261<br />
Tablo 86. Ardahan İlinde Durumlarına Göre İş Müracaatında Bulunanlar ...................262<br />
Tablo 87. İstihdam Edilen Nüfusun Ekonomik Faaliyete Göre Dağılımı .......................262<br />
Tablo 88. İşitme Sağlığı Açısından Kabul edilebilir En Büyük Gürültü Seviyeleri .......270<br />
Tablo 89. Çeşitli Kullanım Alanlarının Kabul edilebilir Üst Gürültü Seviyeleri ............271<br />
Tablo 90. Bazı Gürültü Türlerinin Desibel Dereceleri ve Psikolojik Etkileri .................273<br />
Tablo 91. 2<strong>00</strong>4 Yılı İtibariyle Ardahan İlinin Aylara Göre Radyasyon Ölçüm Değerleri; 280<br />
Tablo 92. Sağlık Kurumlarının İl Merkezi ve İlçelere Göre Dağılımı ............................283<br />
Tablo 93. Ardahan İlinde Bulaşıcı Hastalıklarla İlgili 2<strong>00</strong>4 Yılı Verileri .......................283<br />
Tablo 94. Ardahan İli İçme Suyu Fiziksel Analiz Raporu ..............................................284<br />
Tablo 95. Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (KATYONLAR) Analiz Raporu ...............284<br />
Tablo 96. Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (ANYONLAR) Analiz Raporu .................285<br />
Tablo 97. İldeki İçme ve Kullanma Sularının Durumu ...................................................285<br />
Tablo 98. İldeki Zoonoz Hastalıkların Durumu ..............................................................286<br />
Tablo 99. Ardahan İlinde 20<strong>03</strong> ve 2<strong>00</strong>4 Yıllarında Yapılan Aşı Türü ve Sayıları ..........287<br />
Tablo 1<strong>00</strong>. Ardahan İlinde Bebek Ölümlerinin Yıllara Göre Değişim Hızı .....................288<br />
Tablo 101. Ardahan İlinde Ölümlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı ..............................288<br />
Tablo 102. Ardahan İlinde 2<strong>00</strong>4 Yılındaki Ölümlerin Nedenlerine Göre Dağılımı .........288<br />
Tablo 1<strong>03</strong>. Ardahan İlinde Yapılan Aile Planlaması Çalışma ve Yöntemleri ...................289<br />
Tablo 104. İl Genelindeki Sağlık Kuruluşları ve Dağılımı ...............................................289<br />
Tablo 105. İlde Çevre Konusunda Faaliyet Gösteren Dernekler ......................................296<br />
XV
ŞEKİLLER DİZİNİ<br />
Sayfa No<br />
Şekil 1. Eski Ardahan’ın Gravürü ....................................................................................1<br />
Şekil 2. Ardahan’ın İlçeleri ve Bazı İl Merkezlerine Olan Uzaklıkları ...........................3<br />
Şekil 3. Kura Nehri Vadisinden Görünüm .......................................................................5<br />
Şekil 4. Ardahan Havzasından Bir Görüntü .....................................................................8<br />
Şekil 5.<br />
Şekil 6.<br />
Arhavi – Digor Arasının NW-SE Yönünde Jeolojik, Topografik ve Vejatasyon<br />
İle İklim Verilerini Gösterir Profil ......................................................................9<br />
Limanköy-Akyaka Arasının Doğu-Batı Yönünde Jeolojik Topografik ve<br />
Vejatasyon İle İklim Verilerini Gösterir Profil ....................................................9<br />
Şekil 7. Çıldır Gölü’nün Oluşumunu Gösteren Blok Diyagram (Atalay, 1978’den) ..... 11<br />
Şekil 8. Posof Havzasından Bir Görünüm .....................................................................14<br />
Şekil 9. Posof Havzasından Görünümler .......................................................................15<br />
Şekil 10. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Stratigrafik Kesiti .............................17<br />
Şekil 11. Ardahan’da Sarıçam Ormanlarından Elde Edilen Yakacak Odun ve Tomruk ..35<br />
Şekil <strong>12</strong>. Ardahan da Tezek Hazırlıkları ..........................................................................35<br />
Şekil 13. Ardahan İlinde Su Yüzey Alanları ....................................................................37<br />
Şekil 14. Kura Nehri Yan Derelerinden Toros Deresi ......................................................38<br />
Şekil 15. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları ......................................................52<br />
Şekil 16. Ardahan’da Kış .................................................................................................54<br />
Şekil 17. Ardahan da Dolu Yağışı (Haziran 2<strong>00</strong>4) ...........................................................55<br />
Şekil 18. Ardahan İli İklim Verileri Grafiği .....................................................................55<br />
Şekil 19. Posof Havzasından Bir Görünüm .....................................................................56<br />
Şekil 20. Cot Suyu’ndan Bir Görünüm ve Ormanların Su Rejimine Katkısı (Göle) .......72<br />
Şekil 21. Kura Nehri Kaynağı Kura Çay Yeniköy Civarından Bir Görünüm ..................74<br />
Şekil 22. Çıldır Gölünde Balıkçılar ve Sarı Sazan (Ctenophoryngon idella) ..................76<br />
Şekil 23. Aktaş Gölü Florası ve Gölü Simgeleye Ak Pelikanlar ......................................76<br />
Şekil 24. Posof’taki İrili Ufaklı Göllerden Görünüm ......................................................77<br />
Şekil 25. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce Tesis Edilen Hayvan İçme Suyu Göleti ......78<br />
Şekil 26. Atık Suları Nedeniyle Kura Nehrinde Oluşan Kirlilik ......................................80<br />
Şekil 27. Çıldır Gölünde Yağış Sonrasında Oluşan Geçici Kirlilik .................................81<br />
Şekil 28. Ardahan İli Toprak Türlerini Gösteren Grafik ..................................................95<br />
Şekil 29.<br />
Ardahan İlinde Alanların Toprak Sınıflarına Göre Dağılımı...........................102<br />
Şekil 30. Ardahan İli Arazi Dağılımı Grafiği .................................................................1<strong>03</strong><br />
Şekil 31. Ardahan İli Yalnızçam Ormanlarından Bir Görünüm .....................................107<br />
Şekil 32. Ardahan’da İğne Yapraklı Ormanlar ...............................................................108<br />
Şekil 33. Yalnızçam ve Posof Ormanları .......................................................................109<br />
Şekil 34. Orman İşletme Müdürlüğü Yalnızçam Tomruk Deposu ................................. 1<strong>12</strong><br />
Şekil 35. Ardahan Sarıçam Ormanları ........................................................................... 113<br />
Şekil 36.<br />
İl Ormanlarının Alttan Köy Yerleşimleri Üsttende Yayla Yerleşimleri ile<br />
Otlatma ve Tarip Edilerek Daraltılmasına Örnek Alanlar ............................... 114<br />
XVII
Şekil 37. Ardahan’da Ağaçlandırılan Bir Alan ............................................................... 115<br />
Şekil 38. Çıldır Göl Havzasında Ağaçlandırma Çalışmaları .......................................... 115<br />
Şekil 39. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Yapılan Ağaçlandırma Tesis Çalışmalarını<br />
Gösteren Grafik ............................................................................................... 116<br />
Şekil 40. Ardahan İlinde Uzun Boylu Çayırlardan Görünüm ........................................ 118<br />
Şekil 41. Ardahan İlinde ki Çayırlardan Görünüm ........................................................ 119<br />
Şekil 42. Sarıçam Ormanlarının İndikatör Bitkisi Valeriana officinalis (Kediotu) ve<br />
Ayrıkotu ...........................................................................................................<strong>12</strong>3<br />
Şekil 43. Ardahan İli Florasından Görünüm ..................................................................<strong>12</strong>4<br />
Şekil 44. Ardahan İlinde Değişik Step Bitkileri ............................................................<strong>12</strong>4<br />
Şekil 45. Ardahan İlinde Antropojen Step Bitkilerinden Kekik ve Üçgül .....................<strong>12</strong>5<br />
Şekil 46. Ardahan’da Polen Verimi Yüksek Arıcılık İçin Önemli Bir Bitki .................<strong>12</strong>6<br />
Şekil 47. Ardahan Florasına Özgü Türlerden Bir Çiçekli Bitki .....................................<strong>12</strong>7<br />
Şekil 48. Yörede Yetişen Değişik Bitki Türleri ..............................................................<strong>12</strong>8<br />
Şekil 49. İl Florasından Asteraceae Familyasına ait Anthemis Cinsi Bitkiler. ...............135<br />
Şekil 50. Ardahan İli Flora Çeşitliliği ............................................................................136<br />
Şekil 51. Ardahan İli Florasından Örnekler ..................................................................140<br />
Şekil 52. Aktaş ve Çıldır Göllerinin Sembolü Olan Ak Pelikan ve Şehir Merkezinde<br />
Leylek .............................................................................................................144<br />
Şekil 53. Ardahan’daki Kuş Türlerinden Kanarya .........................................................144<br />
Şekil 54. Ardahan’daki Su Kuşları .................................................................................144<br />
Şekil 55. Ardahan Yaban Hayatındaki Kızıl Akbaba ve Turna ......................................145<br />
Şekil 56. Ardahan’da Yırtıcı Kuşlardan Olan Kızıl Şahin ve Puhu ...............................145<br />
Şekil 57. Ardahan da Süresiz Olarak Koruma Altına Alınan Tilki ve Karaca ...............146<br />
Şekil 58. Çıldır Gölünde Göl Alası (Salmo trutta abanticus) ........................................147<br />
Şekil 59. Yöre Halkından Tarafından Benimsenen Pelikan ...........................................148<br />
Şekil 60. Ardahan Cemal Tural Fidanlığı Orman İçi Mesire Yeri ..................................151<br />
Şekil 61. Posof Ormanlarında Yaşayan Huş Tavuğu ve Centaurea macrocephala (Sığır<br />
Pöçüğü) ...........................................................................................................154<br />
Sekil 62. Hamşioğlu Rasim Bey Konağı (Kongre Binası) .............................................156<br />
Şekil 63. Ardahan Kalesi ................................................................................................157<br />
Şekil 64. Kinzi Kalesi ....................................................................................................158<br />
Şekil 65. Kalecik Kalesi .................................................................................................159<br />
Şekil 66. Şeytan Kalesi ..................................................................................................160<br />
Şekil 67. Cak Kalesi .......................................................................................................161<br />
Şekil 68. Çıldır Akçakale Adası .....................................................................................167<br />
Şekil 69. Damal İlçesi Karadağ Yamaçlarında Oluşan Atatürk Silueti ...................... 168<br />
Şekil 70. Çıldır Gölü ......................................................................................................169<br />
Şekil 71. Ramazan Tabyası ............................................................................................170<br />
Şekil 72. Ardahan’da Şapel Kalıntısı ve Dedeşen Köyü Camisi ............................... 172<br />
Şekil 73. Kura Nehri ve Yerleşime Sakıncalı Olan Taşkın Ovası ..................................177<br />
Şekil 74. Ardahan İlinin Yöresel Yemekleri ...................................................................182<br />
XVIII
Şekil 75. Yöreye Özgü Kurutulmuş Kaz ve Erişte Yapımı ............................................184<br />
Şekil 76. Yöreye Özgü Hamur İşleri ve Tel Peyniri .......................................................185<br />
Şekil 77. Yöreye Özgü Tel Helvası ................................................................................186<br />
Şekil 78. Ardahan’a Özgü Kaşar .................................................................................... 187<br />
Şekil 79. Ardahan Halk Oyunları .................................................................................... 188<br />
Şekil 80. Ardahan Yöresel Kıyafetleri ............................................................................. 188<br />
Şekil 81. Ardahan’a Özgü Kilim Motifleri...................................................................... 189<br />
Şekil 82. Damal Bebeği .................................................................................................191<br />
Şekil 83. Ulusal Bal Festivali ........................................................................................192<br />
Şekil 84. Damal ve Çıldır Festivalleri .................................................................. 192<br />
Şekil 85. Posof Şenlikleri ...............................................................................................193<br />
Şekil 86. Yalnızçam Kayak tesisleri ...............................................................................194<br />
Şekil 87. Kura Nehrinde Rafting ....................................................................................195<br />
Şekil 88. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımını Gösteren Grafik ...........................202<br />
Şekil 89. Hububat Ekim Alanlarının Dağılımı ...............................................................204<br />
Şekil 90. Ardahan İlinde Büyükbaş Hayvancılığından Görünüm ..................................208<br />
Şekil 91. Ardahan İlinde Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Süt Üretimi Miktarı ............213<br />
Şekil 92. Ardahan’ın Sembollerinden Olan Kazlar ........................................................214<br />
Şekil 93. Ardahan’da Kafkas Arıcılığı ...........................................................................216<br />
Şekil 94. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonunda Kafkas Ana Arı Üretimi ...................217<br />
Şekil 95. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Faaliyetleri ....................220<br />
Şekil 96. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />
Göre Ana Arı Üretimi ......................................................................................220<br />
Şekil 97. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />
Göre Oğul Arı. Üretimi ...................................................................................221<br />
Şekil 98. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü nün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />
Göre Kovan Üretimi ........................................................................................221<br />
Şekil 99. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara<br />
Göre Bal. Üretimi ............................................................................................221<br />
Şekil 1<strong>00</strong>. Ardahan İlindbe Elektrik Enerjisi Tüketimi ....................................................232<br />
Şekil 101. Ardahan İlinde Gece Görünümü .....................................................................251<br />
Şekil 102. Ardahan Şehri ve Şehrin Sembolü Kura Nehri ...............................................252<br />
Şekil 1<strong>03</strong>. Ardahan İli Nüfus Artış Hızı ...........................................................................258<br />
Şekil 104. İlde 2<strong>00</strong>4 Yılında Yapılan TOKİ Konutları .....................................................269<br />
Şekil 105. Ardahan Merkez İlçe Katı Atık Depolama Sahasındaki Tıbbi Atıkların Durumu .. 263<br />
Şekil 106. Ardahan Katı Atık Sahasında Çöp Ayıklayan Vatandaşlar ..............................267<br />
Şekil 107. Posof İlçesi Hıram Mevkiindeki Heyelan Görüntüsü .....................................276<br />
Şekil 108. Ardahan İlinde Haziran 2<strong>00</strong>4 Tarihde Dolu Yağışı ve Sonrasındaki Sel ........277<br />
Şekil 109. Ardahan İlinde Fırtınaların Enerji İletim HatlarınaVerdiği Zarar ...................278<br />
Şekil 110. Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Verilen “Çevre ve Orman” Konulu<br />
Seminer ...........................................................................................................294<br />
Şekil 111. Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfının Eğitim Çalışmalarından Görünüm ..295<br />
XIX
HARİTALAR DİZİNİ<br />
Sayfa No<br />
Harita 1. Ardahan İl Haritası ..............................................................................................4<br />
Harita 2. Ardahan ve Yöresinin Jeomorfolojisi .................................................................6<br />
Harita 3. Çıldır Gölü ve Çevresinin Jeomorfolojik Haritası (Atalay, 1978) ....................<strong>12</strong><br />
Harita 4. Posof Havzasının Jeomorfoloji Haritası ...........................................................15<br />
Harita 5. Posof Havzasının Jeoloji Haritası .....................................................................16<br />
Harita 6. Ardahan ve Çevresinin 1/5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 lik Jeolojik Haritası ....................................25<br />
Harita 7. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Jeoloji Haritası ..................................27<br />
Harita 8. 1:5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 Ölçekli Kars Paftasına Ait Tektonik Harita ......................................28<br />
Harita 9. Yukarı Kura Havzasının Morfotektonik Haritası ..............................................29<br />
Harita 10. Ardahan Yöresindeki Fayları Gösterir Harita ...................................................30<br />
Harita 11. DSİ Ardahan İli Projeleri ..................................................................................42<br />
Harita <strong>12</strong>. Ardahan İli Maden Haritası ...............................................................................44<br />
Harita 13. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası .........................47<br />
Harita 14. Kuzeydoğu Anadolu’nun Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası ...................49<br />
Harita 15. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası ...............52<br />
Harita 16. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Yağış Dağılışı Haritası ...................53<br />
Harita 17. Posof Çayı Havzasının Hidrografya Haritası ....................................................70<br />
Harita 18. Ardahan İli Hidrografya Haritası ......................................................................73<br />
Harita 19. Yukarı Kura Havzasının Toprak Haritası .........................................................86<br />
Harita 20. Posof Havzasının Toprak Haritası .....................................................................97<br />
Harita 21. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri Haritası ............................................ 110<br />
Harita 22. Kura Nehri Yukarı Doğal Havzasının Bitki Toplulukları Haritası ..................<strong>12</strong>2<br />
Harita 23. Posof Çayı Havzasının Bitki Toplulukları Haritası .........................................<strong>12</strong>7<br />
Harita 24. Ardahan İli Tarihi Eserler Haritası ..................................................................166<br />
Harita 25. Ardahan İli Eko-Turizm Haritası ....................................................................196<br />
Harita 26. Ardahan İli Karayolları Haritası .....................................................................247<br />
Harita 27. Ardahan İli İmar Haritası ................................................................................249<br />
Harita 28. Ardahan İli Deprem Haritası ..........................................................................275<br />
XXI
A. COĞRAFİ KAPS<strong>AM</strong><br />
A.1. Giriş :<br />
Genel Bilgiler :<br />
İlin Yüzölçümü : 5.<strong>03</strong>5,51 km² (5<strong>03</strong>.551 ha)<br />
İlin Koordinatları<br />
Enlem<br />
: 41º36’13” kuzey, 40º45’24” güney<br />
Boylam<br />
: 43º29’17” doğu, 42º25’43” batı<br />
İlin Nüfusu : 133.756<br />
İlçeleri<br />
: Ardahan Merkez, Göle, Hanak, Damal, Çıldır ve Posof<br />
Önemli Dağları : Allahuekber Dağları-Kabak Tepe (3055 m.), Keldağı (3<strong>03</strong>3 m.), Ilgar<br />
Dağı (2918 m), Cin Dağı (2957 m), Kısır Dağı (3197 m), Uğurlu Dağ<br />
(2765 m), Gözedağ Dağı (3167 m), Ahaşen Dağı (28<strong>12</strong>m)<br />
Önemli Akarsular : Kura Nehri, Posof Çayı, Çıldır Karaçay<br />
Önemli Gölleri : Çıldır Gölü, Aktaş Gölü<br />
Önemli Ovaları : Ardahan Ovası, Göle Ovası<br />
Önemli Havzalar : Ardahan Havzası (Hanak ve Damal İlçelerini içine alan Meşe Ardahan<br />
Havzası dahil), Göle Havzası, Posof Havzası ve Çıldır Havzası<br />
İlin Tarihi :<br />
Ardahan İlinin tarihine ait en eski yazılı belge Çıldır Gölü’nün güneybatısındaki<br />
Taşköprü Köyü Kayalığına Urartu Kralı II. Serdur’un (M.Ö. 753-735) kazdırdığı<br />
fetih kitabesidir. Yörede ilk Türk yerleşimi M.Ö. 720 yılında Kıpçaklar’ın ataları olan<br />
Kimmerler’in bölgeye gelmesiyle başlamıştır. M.S. 628 yılında Hazar Türkleri’nin bir<br />
kolu ve Ardahan adının kaynağı olan Arda Türkleri yöreyi ele geçirmişlerdir. 1069 yılında<br />
Alparslan tarafından fethedilerek Selçuklu egemenliğine giren Ardahan 1551’de Osmanlı<br />
İmparatorluğu topraklarına dahil olmuştur. Kura Nehri Yukarı Havzasında yer alan Ardahan,<br />
Göle, Hanak ve Çıldır bölgesi 93 Harbi olarak bilinen 1877 Türk-Rus Savaşı’na kadar<br />
Osmanlılar’ın “ARDAHAN SANCAĞI ”nı oluşturuyordu. O zamanki “Sancak” (Liva)<br />
deyimi, şimdiki “İl“ (Vilayet) karşılığında kullanılıyordu.<br />
Kaynak: Kültür Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 1. Eski Ardahan’ın Gravürü<br />
1
1828-1855 yıllarında Rus işgaline maruz kalan Ardahan, 1878 Berlin Antlaşmasıyla<br />
savaş tazminatı yerine Kars ve Batum’la “Elviye-i Selâse” (üç il) Ruslar’a bırakılmıştır.<br />
Bu süre zarfında esaret altında yaşamak zorunda kalan Ardahan’da yer yer ayaklanmalar<br />
olmuş ise de bu ayaklanmalar kanlı bir şekilde bastırılmıştır. 1918 yılında imzalanan<br />
Brest-Litovsk Anlaşması ile Osmanlılar’a iade edilmiştir. Böylece Ardahan 40 yıllık Rus<br />
hakimiyeti son bulmuştur. Resmen “Elviye-i Selâse” denilen üç sancağın, 1918 Nisanındaki<br />
ilk kurtuluştan doğan sevinci altı aydan fazla sürmemiş; 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan<br />
Mondros Ateşkes Anlaşmasıyla ordumuzun çekilmesi sonucu Ermeni ve Gürcülerin işgaline<br />
uğramıştır. Bunun üzerine Ardahan, 5 Kasım 1918’de ilk Müdafaa-i Hukuk teşkilatı<br />
olarak Kars’ta kurulan Milli Şura adlı geçici hükümete katılmış; altı ay süresince doğuda<br />
Ermenilerle, kuzeyde Gürcüler’le mücadele edilmiştir. Milli Şura Hükümetince Mondros<br />
Mütarekesi şartları reddedilmiş, I. Ardahan Kongresi (3-5 Ocak 1919) ve II. Ardahan<br />
Kongresi (7-9 Ocak 1919) ile kurtuluşa giden yol açılmıştır. Ardahan, Kazım Karabekir<br />
Paşa ve Halit Paşa komutasındaki ordumuz tarafından 23 Şubat 1921’de düşman işgalinden<br />
kurtarılmıştır.<br />
7 Temmuz 1921 tarihinde mutasarrıflık yapılan Ardahan 1926 yılında 877 sayılı<br />
kanunla ilçe yapılarak Kars iline bağlanmıştır. Halkın talebi ve SSCB’nin dağılmasıyla<br />
bölgede meydana gelen gelişmeler göz önüne alınarak 27.05.1992 tarih ve 3806 sayılı<br />
kanunla yeniden İl statüsüne kavuşmuştur.<br />
A.2. İl ve İlçe Sınırları :<br />
Merkez İlçe:<br />
Ardahan Havzası sınırları içinde yer alan Merkez İlçe, 1829 m rakımda ve 146.490 ha<br />
yüzölçümüne sahiptir. İlçe sınırları içerisinden ve şehir merkezinden Kura Nehri geçmektedir.<br />
62 köy bağlı olan Merkez İlçenin toplam nüfusu 44.794 olup, şehir merkezinde 17.274 kişi,<br />
köylerde ise 27.520 kişi yaşamaktadır.<br />
Göle İlçesi:<br />
Göle Havzası sınırları içerinde yer alan Göle İlçesi, 2050 m rakımda ve <strong>12</strong>7.<strong>00</strong>0<br />
ha yüzölçümüne sahiptir (İlçeden ayrılan 2 köy alanı düşülmüştür). 1 Belde (Köprülü) ve<br />
54 köy bağlı olan Göle İlçesinin toplam nüfusu 37.814 olup, İlçe merkezinde 10.478 kişi,<br />
köylerinde ise 27.336 kişi yaşamaktadır.<br />
Hanak İlçesi:<br />
Hanak İlçesi, 1810 m rakımda ve 60.750 ha yüzölçümüne sahiptir. 1 Belde (Ortakent)<br />
ve 23 köy bağlı (ayrıca 2 köy ilçe belediyesine bağlanmıştır) olan Hanak İlçesinin toplam<br />
nüfusu 14.873 olup, İlçe merkezinde 4.432 kişi, köylerinde ise 10.441 kişi yaşamaktadır.<br />
Damal İlçesi:<br />
Damal İlçesi, 21<strong>00</strong> m. rakımda ve 25.850 ha yüzölçümüne sahiptir. <strong>12</strong> köy bağlı<br />
olan Damal İlçesinin toplam nüfusu 8.677 olup, İlçe merkezinde 2.571 kişi, köylerinde ise<br />
6.106 kişi yaşamaktadır.<br />
2
Çıldır İlçesi:<br />
Çıldır Havzası sınırları içerinde yer alan Çıldır İlçesi, 19<strong>00</strong> m rakımda ve 83.3<strong>00</strong><br />
ha yüzölçümüne sahiptir (İlçeden ayrılan 8 köy alanı düşülmüştür). 1 Belde (Aşıkşenlik) ve<br />
35 köy bağlı olan Çıldır İlçesinin toplam nüfusu 14.869 olup, İlçe merkezinde 2.415 kişi,<br />
köylerinde ise <strong>12</strong>.454 kişi yaşamaktadır.<br />
Posof İlçesi:<br />
Posof Havzası sınırları içerinde yer alan Posof İlçesi, 15<strong>00</strong> m. rakımda ve 60.161<br />
ha yüzölçümüne sahiptir. 49 köy bağlı olan Posof İlçesinin toplam nüfusu 14.873 olup, İlçe<br />
merkezinde 2.555 kişi, köylerinde ise 10.174 kişi yaşamaktadır.<br />
Şekil 2. Ardahan’ın İlçelerine ve Bazı İl Merkezlerine Olan Uzaklıkları<br />
A.3. İlin Coğrafi Durumu :<br />
Ardahan İli 41º36’13” kuzey, 40º45’24” güney enlemleri ve 42º25’43” batı, 43º29’17”<br />
doğu boylamları arasında 1829 m. rakımda yer almaktadır. Anadolu’nun kuzeydoğusunda<br />
yer alan Ardahan İli, kuzeyinde Acaristan Özerk Cumhuriyeti, kuzeydoğusunda Gürcistan ve<br />
kısmen de Ermenistan, güney ve güneydoğusunda Kars, güneybatısında Erzurum ve batıda<br />
Artvin illeri ile sınırlıdır. İlin; Oltu, Batum, Artvin, Ahıska ve Kars’a açılan önemli geçitleri<br />
ve boğazları vardır.<br />
İl alanı ana çizgileriyle 18<strong>00</strong>-21<strong>00</strong> m yükseltilerinde ovalarında yer aldığı dalgalı bir<br />
yapıya sahip plato görünümündedir. Bu plato yüzeyinde merkezi püskürmelerle oluşan Cin<br />
Dağı (2957 m), Keldağı (3<strong>03</strong>3 m), Ilgar Dağı (2918 m), Kısır Dağı (3197 m) gibi volkan<br />
konileri vardır. İl platosunun kenar kısımlarından güneydoğusunu Allahuekber Sıradağları,<br />
kuzey batısını da Yalnızçam Sıradağları oluşturur. Yine bu plato alanı içinde güneybatıkuzeydoğu<br />
yönünde uzanan Göle, Ardahan, Çıldır ve Aktaş gibi alüvyal tabanlı ve tektonik<br />
kökenli bir takım depresyonlar bulunmaktadır. Bu depresyonlar yarma vadilerle birbirlerine<br />
bağlanmış durumdadır.<br />
3
ERMENİSTAN<br />
Harita 1. Ardahan İl Haritası<br />
4
A.4. İlin Topografyası ve Jeomorfolojik Durumu :<br />
Dağlar :<br />
Ardahan İli genel olarak dağlık bir yayla görünümündedir. İl topraklarının görünümü<br />
çoğunlukla sıra dağlarla bölünmüş, bunların arasında yüksek düzlükler, ova ve vadiler<br />
şeklindedir. İl toprakları ülkenin genel topografik yapısında görülen, batıdan doğuya<br />
doğru gidildikçe oluşan yükselimin en son noktasındadır. Ardahan İlinin kuzey kesiminde<br />
Yalnızçam Dağları (2715 m.), güney batı kesiminde ise Allahuekber Dağları-Kabak Tepe<br />
(3055 m.) bulunmaktadır. Kuzey doğusunda Keldağ’ı (3<strong>03</strong>3 m), doğusunda Akbaba Dağı<br />
(3026 m.) ve İlin en yüksek noktasını oluşturan Kısır Dağının doruğu (3197 m) ise güney<br />
kesiminde bulunmaktadır.<br />
Bunun haricinde önemli dağlar ve yükseltileri; Ardahan-Göle arasında üzerinde<br />
kayak merkezinin de bulunduğu Uğurlu Dağı (2765 m), Posof Ilgar Dağı (2918 m), Hanak<br />
Serinkuyu ve Çavdarlı Yaylalarının üzerinde bulunduğu Cin Dağı (2957 m), Posof-Göze<br />
Dağı (3167 m), Alagöz-Yaylacık Köyleri arasında Ziyaret Tepesi (2454 m), Büyük Sütlüce<br />
ve Hoçuvan arasında Kartal Tepesi (2521 m), Hanak, Alaçam-Baştoklu-Koyunpınar<br />
Yaylalarının arasında bulunan Persokıran Tepesi (2641 m.) dikkat çekenler arasındadır.<br />
Vadiler :<br />
Esasen Kura Nehri, Posof Çayı hariç (yurt dışında tekrar Kura Nehri’ne katılmaktadır)<br />
Havzadaki tüm alanın yağış ve yüzey sularını toplamaktadır. Kura Nehri, Ardahan şehir<br />
merkezindeki tarihi Ardahan Kalesinden itibaren yatağı boyunca Ülke ve İl sınırı içerisinde<br />
50-6<strong>00</strong> m. arasında değişen dar ve derin vadi (kanyon) oluşturmaktadır. Bu kanyon<br />
İl sınırları içerinde yaklaşık olarak 90 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Bunun dışında Kura<br />
Nehri’ne karışan Cot Suyu, Beşikli Mağarası, Dilekdere Köyü hattında yaklaşık 8,5 km,<br />
Çıldır-Karaçay Yıldırım Tepe batısından itibaren Sukarışan Mağarası hattında ise yaklaşık<br />
9,5 km daha küçük ölçekli dar ve derin vadi (kanyon) oluşturmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 3. Kura Nehri Vadisinden Görünüm<br />
5
Kaynak: Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY, İ., 1985)<br />
Harita 2. Ardahan ve Yöresinin Jeomorfoloji Haritası<br />
6
1950-1350 m. rakımları arasında seyreden bu derin vadiler, flora-fauna (bitki-hayvan)<br />
çeşitliliği ve doğal güzelliklerce zengin olup bilimsel araştırmalar için ise bakir bir alan<br />
oluşturmaktadır. Ayrıca bu vadi içerisinde, tarihi kale ve kulelerden olan Kazankale, Şeytan<br />
Kalesi, Kurt Kale, mağaralar ve harabeler yer almaktadır.<br />
Vadi yukarıdaki özelliklerinin yanında, rafting ve dağ-doğa (trekking)<br />
yürüyüşü sporlarına uygun parkurlar içermekte dolayısıyla ekolojik turizm potansiyeli<br />
oluşturmaktadır.<br />
Ovalar :<br />
Ardahan merkez ilçenin de üzerinde kurulduğu Ardahan Ovası, 180 km²’lik alan<br />
ile İlin en büyük ovasıdır. Ovanın ortasında Kura (Kür) Nehri geçmektedir. Göl ve akarsu<br />
depolarının yer aldığı ova tabanında geniş çayırlıklar görülür. Ovanın ortalama yükseltisi<br />
1850 m dir.<br />
Diğer önemli ova ise Göle İlçe merkezinin üzerinde kurulu bulunduğu 150 km²’lik<br />
Göle Ovasıdır. Göle Ovasının yüksekliği ortalama 2<strong>00</strong>0 m. civarındadır. Göle ovasında<br />
çayırlar geniş yer kaplayıp, bataklıklar mevcuttur.<br />
Ayrıca, nispeten daha küçük alanlardan oluşan Hanak Ovası (20 km²) ve Hoçuvan<br />
Ovası (14 km²) da bu grupta adlandırılabilir.<br />
Mevcut ovalar büyük oranda uzun boylu çayırlarla kaplı olup, bunların bir kısmında<br />
tahıl, yem bitkileri ve önemli oranda da çayır otu üretimi yapılmaktadır. İlkbahar ve<br />
sonbaharda ise hayvan otlatma alanı olarak kullanılmaktadır.<br />
Yaylalar :<br />
Ardahan İlindeki mevcut dağların daha çok uygun meyildeki etekleri, 3 aylık yaz<br />
mevsiminde yayla olarak kullanılmaktadır. Ortalama 2<strong>00</strong>0-28<strong>00</strong> m. yükseklikte olan bu<br />
yaylalar, sahip olduğu zengin otlaklarla hayvancılık için elverişli bir ortam oluşturmaktadır.<br />
Artvin–Ardanuç sınırında Yalnızçam Dağları üzerinde bulunan Bülbülhan Yaylası; Erzurum,<br />
Artvin ve Ardahan köylülerinin katılımı ile panayır ve pazar amaçlı kullanılmaktadır.<br />
İldeki yüksek yayla stepleri, yayla hayvancılığı bakımından büyük önem taşır. Nitekim,<br />
buradaki step topluluğuna, yayladan yararlanma süresi içinde hayvan yetiştiriciliğinin en<br />
değerli kaynağını oluşturduğu için Sözer (1972) tarafından buna “Yayla Vejatasyonu” adı<br />
verilmiştir. Nisan ayının sonundan itibaren ve <strong>May</strong>ıs ayı başlarında karların erimesi ve<br />
karasallık nedeniyle sıcaklığın hızla yükselmeğe başlaması, yayla steplerini birden bire<br />
canlandırır. Bu nedenle de, Haziran ayının ilk yarısı içinde hemen her tarafta yaylacılık<br />
faaliyeti başlar ve hayvanlar yayla alanlarına yayılır. Erken ve aşırı otlatma ile birlikte<br />
yüksek yayla stepleri erken tükenir ve en geç Eylül ayının ilk yarısında yaylalardan dönüş<br />
sona erer.<br />
Yüksek yayla steplerini oluşturan bitkilerin en çok rastlanılanları şunlardır: Agropyron<br />
intermedium, Agropyron repens (tarla ayrığı), Alopecurus pratensis (tilki kuyruğu),<br />
Artemisia sp. (yavşan otu), Alchemilla caucasica, Bromus erectus, Centaurea depressa,<br />
Galium verum, Lotus corniculatus (gazal boynuzu), Medicago varia, Onobrychis cor-<br />
7
nuata, Phleum hirsitium, Ranunculus orientalis, Salvia verticillata, Taraxacum officinale<br />
(aslan dişi), Trifolium hybridum, Thymus fallax, Veronica orientalis, Vicia sativa.<br />
Yüksek yayla stepleri kuşağı üzerinde ortalama 26<strong>00</strong>-27<strong>00</strong> m’den sonra yüksek<br />
alanlarda yine ot topluluğu olan yüksek dağ-çayır (subalpin-alpin) bitkileri yer alır. Kar<br />
örtüsünün geç kalktığı, fakat yaz devresinde (özellikle Temmuz, Ağustos ayları) ısınmanın<br />
fazla olduğu bu yerlerde dağ çayır bitkileri Haziran ayının ilk yarısında yeşillenmeye ve<br />
çiçeklenmeye başlar. Bundan sonra çabuk olgunlaşan türler, en geç Eylül ayı sonunda<br />
vejetasyon devresini tamamlar. Zaten Ekim-Kasım aylarında başlayan kar yağışları ile<br />
burada subalpin-alpin kuşağın her yanı kısa zamanda kar ile örtülür.<br />
Ardahan Havzası :<br />
Havzanın ana hatlarını; güneyde Uğurlu Dağı (2765 m), batıda Yalnızçam Sıradağları,<br />
kuzeyde Yalnızçam Sıradağlarının uzantısı Cin Dağı (2957 m) ve Ilgar Dağı (2918 m) ile<br />
doğuda ise Kısır Dağı (3197 m) oluşturmaktadır. Havza; Ardahan Merkez İlçe, Hanak ve<br />
Damal İlçelerini (Meşe Ardahan Alt Havzası) içine almaktadır. Alt rakımı ortalama 18<strong>00</strong>-<br />
19<strong>00</strong> m. yükseklikte bulunan Ardahan Havzası tamamen tektonik kökenlidir. Havzada<br />
genellikle düz ve düze yakın meyillikler görülür. Dik ve sarp meyillerin oranı, toplam havza<br />
alanı içindeki payı oldukça düşüktür.<br />
Üç meyil grubunun havza alanına oranı % olarak şöyledir:<br />
% 0 – 20 meyilli arazi havza alanının % 70.4’ünü<br />
% 20- 30 meyilli arazi havza alanının % 20.4’ünün<br />
% 30 dan fazla meyilli olan yerler ise havza alanının % 9.2’sini kapsamaktadır.<br />
Tektonik kökenli bu havzanın kenarlarında Pliyo-Kuvaterner yaşlı marnlı ve kumlu<br />
çökeller bulunmakta olup, havzanın güneydoğusunda yer alan Hasköy’e kadar uzanmaktadır.<br />
Söz konusu havza, Pliyosen sonu Kuvaterner başında oluşan faylanma sonunda çökmüş ve<br />
çöken bu alan, yüksek sahalardan gelen malzemelerle dolmuştur. Bundan dolayı havzayı<br />
dolduran çökeller, genç akarsular tarafından boşaltılmış ve böylece havzanın kenarlarını<br />
sınırlayan fay diklikleri ve yer yer volkanik temel yüzeye çıkmıştır. Kura Nehri, havzada<br />
menderesler çizerek volkano-sedimanter temele saplanmış ve bugünkü kanyon vadisini<br />
açmıştır. Yüzey sularının Kura Nehrine döküldüğü havzada geniş çayırlıklar görülür.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 4. Ardahan Havzasından Bir Görüntü<br />
8
Kaynak: Türkiye Coğrafyası (ATALAY, İ., 1985)<br />
Şekil 5. Arhavi – Digor Arasının NW-SE Yönünde Jeolojik, Topografik ve Vejatasyon İle İklim Verilerini<br />
Gösterir Profil<br />
Gösterir Profil<br />
Kaynak: Türkiye Coğrafyası (ATALAY, İ., 1985)<br />
Şekil 6. Limanköy-Akyaka Arasının Doğu-Batı Yönünde Jeolojik Topografik ve Vejatasyon İle İklim Verilerini<br />
9
Göle Havzası :<br />
Kuzeydoğu Anadolu’da volkanik kökenli Allahuekber Dağları silsilesinin<br />
kuzeybatısında yer alan Göle Havzasının alt rakımı 2<strong>00</strong>0-21<strong>00</strong> m. yüksekliğe sahiptir.<br />
Tamamen tektonik bir çukur olan Göle Havzası, alüvyal dolgu ile kaplıdır. Bu dolgu<br />
yüzeyinde çayır-bataklıklar yaygındır ve turba oluşumları gözlenmektedir. Göle Havzası,<br />
Ardahan Havzası’na sokulan Kura Çayı tarafından Kura Nehri Havzasına bağlanmıştır.<br />
Çıldır Havzası ile Çıldır ve Aktaş Gölleri :<br />
Doğu-batı yönünde uzanan eşiklerle birbirinden ayrılan her iki çanakta çökme<br />
sonucunda oluşmuştur. Çanağın derin kısımları da göllerle kaplanmıştır. Bu göllerden Aktaş<br />
Gölü kapalı bir göl olup suları acıdır. Bunun yanında güneyden Arpaçay’a açılan Çıldır Gölü<br />
ise tatlı su gölüdür.<br />
a. Çıldır Gölü ve Çevresinin Yapısal Özellikleri<br />
Gölün güneyinde ve kuzeyinde Pre-Neojen temel üzerinde milli, kumlu, çakıllı<br />
tabakalarla ardalanmalı olarak istiflenen volkano-sedimanter formasyon uzanmaktadır.<br />
Gölün kuzeyinde, bu formasyon batıya doğru eğimlidir. Bu formasyonun üstüne yer yer<br />
oturan bazaltların yaşı muhtemelen Miyosendir.<br />
Göl sahasının doğu ve batısında ise, volkano-sedimanter formasyonu örten kalın<br />
bazalt kütleleri yer almaktadır. Bunlar Kuvarterner başlarında merkezi püskürmelerden<br />
meydana gelmiştir.<br />
Gölün güneyinde ise, volkanik formasyonu örten ve aşınmadan korunmuş adalar<br />
halinde Pliyo-Kuvarterner göl çökelleri uzanır. Kuzeyde Çıldır Ovası’nın kenarlarında<br />
kumlu, çakıllı, killi, marnlı göl çökelleri yaygındır. Çıldır Ovası’nda ise, kalın bir alüvyal<br />
örtü bulunmaktadır.<br />
b. Çıldır Gölü ve Çevresinin Morfolojik Özellikleri<br />
Türkiye’nin yüksek bölgesini oluşturan Doğu Anadolu’da genellikle yapısal<br />
doğrultulara paralel olarak uzanan geniş ve büyük tektonik kökenli havzalar bulunmaktadır.<br />
Doğu Anadolu’nun önemli ovalarının yerleştiği bu havzalar, genellikle yakın bir geçmişe<br />
kadar göller tarafından işgal edilmiş ve büyük bir kısmı kapma ve taşma sonucunda dış<br />
drenaja bağlanmıştır. Ancak, bugün de tektonik kökenli derin (Van Gölü Havzası gibi)<br />
göller bulunmaktadır. Çıldır Gölü de esas itibariyle Post-Alpin dikey hareketleri sonucunda<br />
oluşmuş çanağın sular tarafından işgal edilmesi ile meydana gelmiştir. Bu göl Üst Neojen’de<br />
Doğu Anadolu’nun alçak kesimlerini işgal eden gölün kalıntısıdır.<br />
Çıldır Gölü halihazırda tektonik çanağın derin kısımlarına yerleşmiştir. Kabaca üçgen<br />
şeklindeki göl, 1959 m. yüksekliktedir ve yaklaşık olarak <strong>12</strong>4 km²’lik bir alan kaplamaktadır.<br />
Gölün güney-kuzey yönündeki uzunluğu 18,3 km, doğu-batı yönünde en geniş yeri ise 16,2<br />
km’dir. Göl sahası güneye doğru daralmakta ve güney ucunda üçgen şeklinde sığ bir koy<br />
halini almaktadır.<br />
10
Gölün derinliği 130 m’yi aştığı bilinmektedir. Gölün, özellikle kuzey kesiminin<br />
çok derin olduğu kıyı şekillerinden de anlaşılmaktadır. Göl yüzeyi şiddetli kış aylarında<br />
donmakta, tatlı olan göl sularında sazan (Cyprinus carpio), şafak balığı (Aspius spec) ve<br />
alabalık (Salmo trutta) yaşamaktadır.<br />
Gölün doğusunda ve batısında yüksekliği 3<strong>00</strong>0 m.’yi aşan volkanik kütleler bulunur.<br />
Bunlardan doğuda bulunan Akbaba Dağının en yüksek yeri 3026 m., batıdaki Kısır Dağı<br />
volkanik kütlesinin de en yüksek yeri ise 3197 m. yi bulmaktadır.<br />
Gölün kuzeyinde ise, ortalama yüksekliği 21<strong>00</strong> m. olan ve doğu-batı yönünde uzanan<br />
bir sırt yer alır. Bu sırtın batı ucu üzerinde Gölbelen Köyü civarında yüksekliği 1970-1975<br />
m. kadar olan bir gedik bulunur. Gölün güney kesiminde ise, diğer kesimlere göre son derece<br />
düz ve ortalama yükseltisi 2<strong>00</strong>0 m. civarında olan bir aşınım yüzeyi uzanır. Burada kuzeygüney<br />
yönünde uzanan bir oluk vasıtasıyla Arpaçay’a geçilmektedir. Göl havzasının doğusu<br />
ve batısı yüksek arazili volkanik sahalarla çevrili olduğu halde, güney ve kuzeyde alçak<br />
koridorlar uzanmaktadır.<br />
Çıldır Gölü’nün kıyı özellikleri; gölün güney kesimi bir tarafa bırakılırsa, diğer<br />
kısımlarındaki yüksek yüzeyler göle dik yamaçlarla inmektedir. Kuzeybatıda Gölbelen ve<br />
Gölebakan köyleri arasında batıya doğru sokulmuş geniş bir koy bulunmaktadır. Bu koya<br />
dökülen Kayınlık Deresi geniş bir birikinti yelpazesi oluşturmuştur. Gölün kuzey kıyısı ise<br />
doğrusal bir uzanış göstermekte olup diktir, girinti ve çıkıntılar son derece azdır. Gölün doğu<br />
kıyıları, diğer kısımlara göre son derece fazla girintili ve çıkıntılıdır. Akçakale Köyü ile<br />
Doğruyol Bucağı arasında büyük bir koy yerleşmiştir. Bu kesimde burunlar ve burunların<br />
nihayetinde küçük adalar bulunmaktadır. Boy Adası, Büyükada, Kuşadası bunlardan<br />
bazılarıdır. Gölün güney kesiminde, 2<strong>00</strong>0 m. civarında uzanan düzlük yüzeyinin yer aldığı<br />
alanda kıyı ise son derece düz bir uzanış göstermektedir.<br />
Şekil 7. Çıldır Gölü’nün Oluşumunu Gösteren Blok Diyagram (Atalay, 1978’den)<br />
Çıldır Gölü’nün kıyı şekillerini esas itibariyle sahanın morfolojik özelliği etkilemiştir.<br />
Gerçekten, gölün doğu ve batısında yüksek sahaların varlığı kıyının dik profil almasına<br />
11
neden olmuştur. Bunun yanında yüksek sahaları parçalayan dereler ise, kıyının girintili ve<br />
çıkıntılı olmasına yol açmıştır. Bunun yanında gölün kuzeyindeki kıyının doğrusal, girintisiz<br />
çıkıntısız bir uzanış göstermesi bu kıyıların faylı olması ile ilgilidir. Buna karşılık, gölün<br />
güneyindeki kıyıların yatık profil göstermesi, burada uzanan düzlük yüzeyin varlığından<br />
ileri geldiği söylenebilir. Bunun yanında, dalgaların kıyıyı şekillendirme faaliyetleri de<br />
kıyının şekillenmesi üzerinde az da olsa etkili olmuştur. Nitekim, bölgedeki şiddetli ve hakim<br />
rüzgarların batı-güneybatıdan esmesi gölün kuzey ve kuzeydoğu kıyılarının işlenmesinde ve<br />
buradaki kıyıların dik profilli olmasında rol oynamıştır. Bununla birlikte göl havzasının derin<br />
olması, akarsular tarafından getirilen malzemenin gölün kenarında yığılarak dolmasını ve<br />
geniş deltaların oluşmasını engellemiştir. Diğer taraftan gerek Kısır Dağı ve gerekse Akbaba<br />
Dağından gelen kuvvetli sel dereleri sahayı şiddetli bir şekilde parçalamıştır.<br />
c. Çıldır Gölü’nün Jeomorfolojik Evrimi<br />
Gölün ve çevresinin şekillenmesi ve bugünkü durumuna gelmesini anahatları ile<br />
ortaya koymak bakımından sahanın geçirdiği evrimi Tersiyer başından itibaren dikkate<br />
almak uygun olacaktır. Gölün geçirdiği jeomorfolojik evrim anahatları ile şöyledir:<br />
Doğu Anadolu Bölgesi bütünüyle Tersiyer başlarında, özellikle Oligosen sonlarında<br />
şiddetli Alpin tektonik hareketlere uğramıştır. Bu devrede oluşan fay hatlarından çıkan lavlar<br />
Pre-Neojen temeli tamamen kaplamıştır.<br />
Miyosen’de ise, Doğu Anadolu’nun depresyonları daha çok göl rejimine girmiştir ve<br />
özellikle büyük bir bölümü göl tarafından işgal edilmiştir. Bu devrede ara ara çıkan lavlar<br />
havzalara akmıştır. Bu suretle; Arpaçay, Çıldır, Kura Vadisi boyunca görülen tortularla<br />
aratabakalı volkano-sedimanter formasyonlar meydana gelmiştir.<br />
1. Yüksek Dağlık Alanlar, 2. Tepelik Sahalar, 3. Düzlük Alanlar, 4. Alüviyal Saha, 5. Az Yarılmış Vadiler, 6. Derin Yarılmış<br />
Vadiler, 7. Yarma Boğazlar, 8. Fay Diklikleri, 9. Kapma Dirseği, 10. Göl Taraçası, 11. Birikinti Konisi, <strong>12</strong>. Faylar, 13. Yol<br />
Harita 3. Çıldır Gölü ve Çevresinin Jeomorfolojik Haritası (Atalay, 1978)<br />
<strong>12</strong>
Pliyosen’de ise bölge dikey tektonik hareketlere uğramıştır. Bu hareketlerle saha<br />
kırık hatlarla parçalanmış, kırık hatlar boyunca da blok halinde yükselmeler ve çökmeler<br />
meydana gelmiştir.<br />
Özellikle, bu hareketlerle kırık hatların dışında tabakalar kıvrılmadan ziyade çeşitli<br />
yönlere eğimlenmişlerdir. Bu durum da temeldeki kütlelerin çok sert olduğunu gösterir. Bu<br />
devrede Çıldır Gölü’nün işgal ettiği depresyon ve Çıldır Havzası ana hatları ile oluşmuştur.<br />
Sözü edilen depresyon sahalar, göller tarafından işgal edilmiş ve bu göl havzalarına yüksek<br />
sahalardan taşınan materyaller birikerek killi, kumlu, çakıllı depolar oluşmuştur.<br />
Kuvaterner’de ise; aşınma, taşınma ve birikme olayları ön plana geçmiştir. Gölle işgal<br />
edilen Çıldır Havzasına kavuşan akarsular, eğimin fazla ve taban seviyesinin alçak olmasından<br />
dolayı volkanik örtüyü şiddetle kazarak parçalamışlardır. Öte yandan, yine Kuvaterner’de<br />
Çıldır Gölünün doğu ve batısında merkezi püskürmeler sonucunda batıdaki Kısır Dağı,<br />
doğudaki Akbaba Dağı volkanik konileri meydana gelmiştir. Bu konilerden çıkan lavlar<br />
ise göl havzasına kadar akmış ve Miyosen’e dahil edilen volkano-laküstür formasyonların<br />
üzerini yer yer örtmüşlerdir. Sözü edilen sahalardan çıkan lavlar Pleyistosen’den önceye,<br />
muhtemelen Kuvaterner başlarına aittir ve bu lavlar gölün güney ile kuzeyindeki sahaları<br />
kaplamamışlardır. Çünkü, söz konusu sahalarda volkano-sedimanter formasyonun üzerinde<br />
lavlar bulunmamaktadır.<br />
Çıldır Gölü yakın bir zamana kadar zaman zaman kapalı bir havza halinde kalmıştır.<br />
Ancak, Pleyistosen’in plüviyal devrelerinde gölün suları çanaktan taşmış ve bu devrelerde<br />
dış drenaja bağlanmıştır. Gerçekten, Gölbelen Köyündeki 1970-1975 m yükseklikteki<br />
gedikten gölün suları Çıldır Havzasına oradan da Kura Nehrine akmıştır. Bunun yanında,<br />
güneyde Taşbaşı Köyü civarında gölün fazla suları daha güneye, Arpaçay’a boşalmıştır.<br />
Gölün Pleyistosen’de yükseldiğine dair eski kıyı çizgilerini gölün kenarında görmek<br />
mümkündür. Nitekim, özellikle gölün kuzey kesiminde 2<strong>00</strong>0 m’nin üzerinde yerli kaya<br />
taraçaları ve sahanlıklar bulunmaktadır. Bu sahanlıklarda yassı çakılların bulunması gölün<br />
nemli devrelerde en az 2<strong>00</strong>0 m. kadar yükseldiğini kanıtlamaktadır.<br />
İşte, Pleyistosen’in nemli devresinde daha ziyade güneyden boşalma imkanı bulan<br />
göl suyu, burada bir yatak açmıştır. Bu yatağın derinleşmesi ile göl seviyesinde 10-15 m<br />
kadar bir alçalma meydana gelmiştir. Bugün de gölün fazla suları buradan Çarcı Deresi<br />
vasıtasıyla Arapaçay’a akmaktadır.<br />
Burada özellikle belirtmek gerekir ki; göl, kapma ile değil, taşma sonucunda kapalı<br />
havza olmaktan kurtulmuştur. Çünkü, Arpaçay yönünden kuzeye, yani Çıldır Gölü’ne doğru<br />
sokulan kuvvetli bir akarsu bulunmamaktadır. Taşbaşı Köyünde gölün taşması sonucunda<br />
dış drenaja bağlandığı görülmektedir. Bu taşma boğazı ise, güneyde bazaltlar üzerinde<br />
açılmıştır.<br />
Günümüzde Çıldır Gölü, güneyde bazaltlar üzerinde açılmış bir taşıma boğazı<br />
vasıtasıyla Arpaçay’a kavuşmaktadır.<br />
Posof Havzası:<br />
Posof Havzası, İldeki en az alana (60.161 ha) sahip havzadır. Çevresindeki sahanın<br />
sularını toplayarak buraya havza niteliği kazandıran Posof Çayı, güneybatı-kuzeydoğu<br />
13
yönünde yaklaşık 32 km’lik bir mesafeden sonra ülke sınırları dışında akışını sürdürmektedir.<br />
Posof Havzası; havzanın tabanını oluşturan Posof Çayının İlçeyi terk ettiği rakım (<strong>12</strong><strong>00</strong> m) ile<br />
havzanın en yüksek noktasını oluşturan Göze Dağı (3167 m) rakımları arasında değişkenlik<br />
göstermektedir. Havza, ortalama 21<strong>00</strong>- 22<strong>00</strong> m. yükseklikte volkanik formasyonlar üzerinde<br />
gelişmiş bulunan bir aşınım yüzeyi görünümündedir. Havzada heyelanların oluşturduğu irili<br />
ufaklı bir çok göl bulunmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 8. Posof Havzasından Bir Görünüm<br />
Havza, Kura Nehrinin bir kolu olan Posof Çayı ve kolları tarafından derince<br />
yarılmış, yüksek ve engebeli bir alandır. Posof Çayı, su toplama havzasını batıdan Göze<br />
Dağı üzerinden geçen su-bölümü çizgisi; Çoruh Havzasından, güneyde uzanan Ilgar Dağı<br />
su-bölümü çizgisi de, Kura Nehri Yukarı Havzasından ayrılmıştır. Havzada topografik<br />
özellikler ulaşımı güçleştirmektedir. Dar ve çoğunlukla dönemeçli yollar, yörenin ulaşımını<br />
karakterize etmektedir.<br />
Havzada 2<strong>00</strong>0 yılı itibariyle bir ilçe, 49 köy, 17 mahalle yerleşmesi bulunmaktadır.<br />
Söz konusu yerleşim birimlerinde 2<strong>00</strong>0 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre toplam,<br />
<strong>12</strong>.729 kişi yaşamaktadır. Bu nüfus miktarının % 20,1’i (2555 kişi) Posof İlçesinde, % 79,9’u<br />
da (10.174 kişi) kırsal yerleşmelerde yaşamaktadır. Dolayısıyla, yaklaşık 60.161 ha alana<br />
sahip havzada, km 2 ye 29,3 kişi düşmektedir. Sürekli nüfus barındıran bu yerleşim yerinin<br />
dışında, sahada mevsimlik olarak yararlanılan 38 yayla yerleşim yeri de yer almaktadır.<br />
14
Kaynak: KAYA, G., 2<strong>00</strong>4<br />
Harita 4. Posof Havzasının Jeomorfoloji Haritası<br />
Yeryüzü şekilleri ve iklim koşullarının ekip biçme faaliyetlerini büyük ölçüde<br />
sınırlandırmış olduğu havzada, hayvancılık nüfusun temel geçim kaynağı haline gelmiştir.<br />
Topografik yapıdan dolayı kısa mesafelerde değişen yükselti ve eğim değerleri, farklı<br />
formasyon kuşaklarının oluşmasına yol açarak, çayır ve mera hayvancılığının önemini<br />
arttırmıştır. Ekip biçme faaliyetleri ise, daha çok hayvancılığı destekler niteliktedir.<br />
Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 9. Posof Havzasından Görünümler<br />
15
Havzada çok sayıda heyelan bölgesi de bulunmaktadır. Kuvaternerde etkisini<br />
gösteren epirojenik yükselme hareketleri Posof Çayı Vadisinin derinleşmesine ve aşınım<br />
yüzeyinin büyük çapta yarılmasına yol açmıştır. Aşındırma ve yarılma faaliyetleri geliştikçe,<br />
Miyosen dolgusu boşalmıştır. Hatta şiddetli yarılmaların etkisi, günümüzde de devam<br />
etmektedir. Yarılamanın neden olduğu denge bozulması, Çamyazı Köyünün doğusunda<br />
Hıram mevkiinde yaklaşık 15<strong>00</strong> m 2 ’lik alanda göçüklere yol açmıştır.<br />
Kaynak: KAYA, G., 2<strong>00</strong>4<br />
Harita 5. Posof Havzasının Jeoloji Haritası<br />
A.5. Jeolojik Yapı ve Stratigrafi :<br />
Yöredeki en eski kayalar Oligosen(?) yaştaki kırıntılılardan kurulu Aşıkzülali<br />
Formasyonudur. Bu formasyonun üzerine Üst Miyosen yaşta akarsu ve göl kökenli<br />
kırıntılardan meydana gelen Çamlıçatak Formasyonu açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />
Bazalt, tüf, aglomera ve bunların içerisindeki mercek ve düzeyler halinde çökellerden oluşan<br />
Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitleri, kendisinden önceki kayaları açısal<br />
uyumsuzlukla yaygın olarak örtmektedir. Olivin bazalttan oluşan ve muhtemelen Pliyosen<br />
yaşta Gümüşkavak Bazaltı kendinden eski birimleri keserek üzerlerine açısal uyumsuzlukla<br />
gelmektedir. Sonra, akma yapılı ve bol piroksen içerikli Ardahan Andeziti (Üst Pliyosen-<br />
Alt Pleyistosen yaşta), daha sonra da akma yapısı göstermeyen ve porfirik dokudaki Alt<br />
Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Ulgartepe<br />
Andeziti’nin tüm eski kayaları kestiği ve açısal uyumsuzlukla örttüğü bilinmektedir. Alt<br />
Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Damal Kırıntılıları<br />
ve Yüzlek Çökeller ise yöredeki en genç örtü niteliğindedir.<br />
16
Kaynak: KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi,MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962, 117 s.<br />
(yayımlanmamış)---Ölçeksiz<br />
Şekil 10. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Stratigrafik Kesiti<br />
17
Tersiyer<br />
Aşıkzülali Formasyonu (Oligosen-Miyosen)<br />
Bölgede yapılan çalışmalarda Oligosen-Miyosen yaşlı birimi Ketin (1949) ve Baykal<br />
(1950) Oligo-Miyosen yaşlı jipsli seri olarak tanımlamışlardır. Karaköse v.d. (1994) ise tip<br />
yüzeylemeleri sadece Aşıkzülali Köyü dolayında görülen Oligosen yaştaki bu kayaları,<br />
Aşıkzülali Formasyonu olarak adlamışlardır.<br />
Formasyonun hakim kaya türleri; kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, kireçtaşı ve çörtlü<br />
kireçtaşlarıdır. Bunlardan kiltaşı, miltaşı ve kumtaşı düzeyleri formasyonun alt kısımlarında,<br />
kireçtaşı ve çörtlü kireçtaşı düzeyleri de en üstte yer almaktadır.<br />
Kiltaşları; külrengi, siyah ve kırmızımsı kahverenginde olup, kimi seviyelerde<br />
kumtaşlarıyla sıkça ardalanmakta ve yer yer de laminalanma göstermektedir. Aşıkzülali<br />
Köyünün hemen güneyinde ve batısındaki kiltaşı yüzeylemeleri içinde kömür kırıntıları<br />
da bulunmaktadır. Ayrıca, kül renkli ve yer yer laminalı olan miltaşları, kimi düzeylerde<br />
kiltaşları ve kumtaşlarıyla ardalanmaktadır.<br />
Kumtaşları; kül renkli, koyu kül renkli, kirli sarı, sarımsı kahverenkli ve açık yeşil<br />
renkli, ince-orta- kalın tabakalı, kimi düzeyleri dereceli ve teknemsi çapraz tabakalıdır. Taneler<br />
ince-orta tane boyunda, iyi-orta boylanmış ve iyi-orta yuvarlanmıştır. Tutturulma çoğunlukla<br />
kötü, ender olarak iyi olup, kireç çimentoludur. Kumtaşları kıt fosil içermektedir.<br />
Kireçtaşları; beyaz, kirli beyaz ve açık pembe renkli, ince-orta tabakalı ve ender killi<br />
kireçtaşı seviyeli olup, bol oranda çörtlü kireçtaşı ve çörtü seviyeleri sunmaktadır. Çökelme<br />
ortamına gelen silisin, bazen yumru ve tabaka halinde birincil kökenli, bazen de kireçtaşı<br />
çatlaklarını doldurarak ikincil kökenli olarak çökeldiği gözlenmektedir. Çörtlü tabakalar, yer<br />
yer 10 ile 20 cm arasında, yer yer de 80 cm.’ye varan kalınlıktadır.<br />
Formasyonun ölçülebilen kalınlığının yaklaşık 90 m olmasına karşılık, genelde 3<strong>00</strong><br />
metrenin üzerinde bir kalınlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br />
Yapılan çalışmalarda formasyonda çok kötü korunmuş olsa da Unio kavkıları<br />
bulunabilmiştir. Kötü korunmuş bu kavkılar üzerinde yapılan çalışmalarda tür tayini<br />
yapılamadığından kesin bir yaş verilememekle birlikte, fosilin yine de Neojen yaşta<br />
olabileceği ifade edilmiştir. Paleontologların yorumu ve arazi gözlemleri ile birlikte<br />
yorumlandığında yazarlar, Aşıkzülali Formasyonunun muhtemelen Oligosen(?) yaşta<br />
çökeldiğini benimsemektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />
Çamlıçatak Formasyonu (Üst Miyosen)<br />
Bölgede çalışan araştırmacılardan Baykal (1950), Kutlu (1955 a) ve Demirse (1955)<br />
söz konusu kayaları, yine kaya türü tanımlamaları ve dokunak ilişkileri yönüyle ele almışlar,<br />
fakat adlandırmamışlardır. Formasyonun ilk adlanmasını Aktimur ve diğerleri (1991 a ve<br />
b, 1992), Kalkankale Formasyonu olarak adlandırmışlardır. Çamlıçatak Köyü çevresinde<br />
tip yüzeylemeleri görülen bu formasyona Karaköse vd. (1994) ise Çamlıçatak Formasyonu<br />
adını vermişlerdir.<br />
18
Alt düzeylerde akarsu, üst düzeylerde genelde göl kökenli çökellerin gözlendiği<br />
bu karasal ortamda, etkin ve yaygın kaya türleri kiltaşı, miltaşı, çamurtaşı, kumtaşı, çakıl<br />
taşı ve kireçli kiltaşıdır. Bu formasyonun alt düzeylerinde kömür bulmak amacıyla açılan<br />
üç yarmada 0.35 ile 1.<strong>00</strong> m. arasında değişen kalınlıkta linyit içeren dört kiltaşı seviyesi<br />
saptanmıştır (Dağ yaran, 1976). Ayrıca üst düzeylerinde, kalın ve yaygın diyatomit seviyeleri<br />
bulunmaktadır.<br />
Formasyonun hakim kaya türleri kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, çakıltaşı, kömürlü kiltaşı<br />
ve diyatomittir. Bunlardan kiltaşı, miltaşı, kumtaşı, çakıltaşı ve kömürlü kiltaşı düzeyleri<br />
formasyonun alt seviyelerinde yaygın olarak görülürken, üst seviyelerde kiltaşı, miltaşı ve<br />
diyatomit düzeyleri daha kalın ve yaygın olarak yüzeylenmektedir.<br />
Kiltaşları; kül renkli ve kirli beyaz renkli olup, yer yer laminalı ve kumtaşı<br />
ardalanmalı, yer yer de kumtaşları içinde mercek, kama ve düzeyler halinde görülmektedir.<br />
Ayrıca üst düzeylerdeki kiltaşları, bazı seviyelerde kireçli kiltaşı olarak yüzeylenmektedir.<br />
Ender omurgalı fosil içermektedir.<br />
Külrengi ve koyu külrengi miltaşları, çoğunlukla kiltaşları içinde ara düzeyler halinde<br />
yüzeylenmekte olup, yer yer de laminalanma görülmektedir.<br />
Kumtaşları çoğunlukla külrenginin değişik tonlarında ve kirli beyaz renkli; çok inceince-orta<br />
tabakalı ve yer yer laminalı; yer yer de teknemsi ve tablamsı çapraz tabakalıdır.<br />
Tane boyları çok değişken olup, alt düzeylerde genellikle çok kaba-kaba-orta, üst düzeylerde<br />
ise orta-ince-çok ince tane boyunda; taneler orta-kötü boylanmış ve iyi- orta yuvarlanmıştır.<br />
Tek bir yüzeyleşmede omurgalı fosil parçaları bulunmuş, fakat çok kötü korunmuş olması<br />
nedeniyle tayin etmek mümkün olmamıştır (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />
Çakıltaşları; kül renkli ve kirli beyaz renkli olup, daha çok kumtaşları içinde yer<br />
alan kama ve merceklerle, alt seviyelerde sıkça gözlenen kanal dolgularında görülmektedir.<br />
Çok kaba ve kaba kum boyu taneli, kumtaşı katkıları da içeren çakıl taşları, çok kötü-kötü<br />
boylanmış, yarı yuvarlanmış ve az tutturulmuştur. Çakıl taşları fosil içermemektedir.<br />
Formasyonun ölçülebilen kalınlığının yaklaşık 1<strong>00</strong> m olmasına karşılık, genelde<br />
2<strong>00</strong>-250 m’ye kadar olan bir kalınlığa sahip olduğu düşünülmektedir. Formasyonda<br />
bulunan iyi korunmuş Hipparion sp. fosiline ve arazi gözlemlerine dayanılarak Çamlıçatak<br />
Formasyonunun Üst Miyosen yaşta olduğu benimsenmiştir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />
Posof Volkanitleri (Üst Miyosen- Alt Pliyosen)<br />
Bölgede çalışma yapan araştırmacılardan Ketin (1949), Baykal (1950), Demirse<br />
(1955), Kutlu (1955), Akyel (1968), Yüksel (1971) ve Erentöz (1974) volkaniklerle ilgili<br />
anlatımlarında, volkanizmanın Neojenden günümüze kadar geçen jeolojik süreçte Kars<br />
Platosu’nda etkili olduğunu ve her devrede temsilcilerinin bulunduğunu belirtmişlerdir.<br />
Bu araştırmacılar, volkanizmayı genellikle bir bütün olarak ele almışlar ve bir ayırıma<br />
gitmeyerek bazalt, andezit, tüf, aglomera birlikteliği şeklinde görmüşler ve birbiriyle olan<br />
ilişkilerine ender olarak değinmişlerdir. Karaköse v.d. (1994) ise Posof Çayı vadisinde<br />
yaygın olarak görülen bazalt, tüf, aglomera ve bunlar içerisinde mercek veya düzeyler<br />
halinde bulunan çökel kayalara ait yüzeylemeleri, Posof Volkanitleri olarak adlamayı uygun<br />
görmüşlerdir.<br />
19
Posof Volkanitlerine ait kayalar, Posof Çayı ve Kura Nehri vadilerinde, Cin Dağı<br />
ve Ulgar Tepe çevresinde, Ardahan Ovası kuzey ve kuzeybatısında, Çamlıçatak Köyü<br />
güneydoğusunda yaygın olarak görülmektedir.<br />
Posof Çayı’nın aktığı vadinin yamaçlarında görülen bazalt, tüf, aglomera ve çökel<br />
düzeyler Posof Volkanitlerine ait tip yüzeylemeleridir. Ulgar Tepeden (26<strong>00</strong> m.), Posof<br />
Çayı’na inen yol boyunca veya aynı kesit üzerindeki Çürükköprü Dere üzerinde görülen<br />
bazalt, tüf, aglomera ve çökel kayalar, tip yerler olma özelliklerinin yanı sıra, kimi kesimlerde,<br />
tip kesit olma özelliğini de taşımaktadır.<br />
Posof Volkanitlerinde hakim kaya türleri; bazalt, tüf, aglomera ve daha az gözlenen<br />
çökel kayalardır. Bunlardan tüf, aglomera ve çökel kayalar genellikle alt seviyelerde yer<br />
almaktadır.<br />
Posof Volkanitleri içindeki bazaltlar kızıl, kızılımsı kahverengi, koyu külrengi ve<br />
siyah renklidir. Çoğunlukla 0,1-2 cm arasında değişen büyüklükte gaz boşlukları bulunmaktadır.<br />
Lav akmaları 0,40-1,50 cm arasında değişen kalınlıklar sunmaktadır. Bazaltlar genellikle<br />
yoğun klinopiroksen ve plajiyoklas (labrador) kompozisyonu vermekte olup, yer yer de<br />
olivin içermektedir. Eklemleri boyunca kolay kopabilen bazaltlar, tüflerle birleşince, yörede<br />
büyük heyelanlara neden olmaktadır. Bu tür heyelanlara, Posof Çayı çevresinde sıkça rastlanmaktadır.<br />
Tüf ve aglomeralar, Posof Çayı kuzey ve güneyi, Kura Nehri Vadisi ve kuzeyi, Cindağı<br />
ve Ulgar Tepe civarında oldukça yaygın olarak yüzeylenmektedir. Kül renkli ve alacalı<br />
renkli aglomeralar içinde gaz boşluklu ve kızıl renkli bazalt çakıları oldukça bol bulunmaktadır.<br />
Aglomeralar içinde köşeli lav çakıl ve blokları bolca görülmekte olup, blokların boyutları<br />
yer yer 45 cm.’ye ulaşmaktadır.<br />
Tüfler genellikle kirli beyaz ve açık renkli olup, mostradan koparılan parçalar<br />
genellikle kolay ufalanmaktadır. Mikroskopta, plajioklas ve piroksen feno kristallerinin<br />
yığışmasından oluşmuş bir kristal tüfüdür. Tüflerde camsı hamur yoktur. Tüfler içindeki<br />
kaya ve mineral parçalarının tümü volkanitlerinden türemiş olup, karbonat çimentoyla<br />
tutturulmuştur.<br />
Posof Volkanitleri içinde yer yer yüzeyleyen çökel kayalar kumtaşı, kiltaşı, çamurtaşı<br />
ve çakıltaşı düzeylerinden oluşmaktadır. Kumtaşı ve kiltaşı düzeyleri sıkça ardalanmış<br />
olarak yüzeylerken, çakıltaşı mercek veya tabakalarını yer yer içinde bulundurmaktadır.<br />
Kumtaşı ve kiltaşı ardalanmalarına bazı yüzeylemelerde kıt çamurtaşı düzeyleri de katılmaktadır.<br />
Kiltaşları kül renkli olup, yer yer laminalı ve düzenli tabakalıdır. Bazı yüzeylemelerde,<br />
kumtaşları içinde mercek ve kamalar halinde kiltaşları görülmektedir. Kumtaşları,<br />
çoğunlukla külrenginin değişik tonlarında ve açık sarı renkli olup, ince ve orta tabakalı, yer<br />
yer laminalı ve ender çapraz tabakalıdır. Tane boyları çok değişken olup, genellikle ince-ortakalın<br />
tane boyunda, orta ve kötü boylanmış ve yarı yuvarlanmıştır. Kumtaşları çoğunlukla<br />
çimentolanmış olup, içindeki ender kanal dolgularında çoğunluğu volkanik kökenli çakıllardan<br />
oluşan çakıltaşları bulunmaktadır. Bu çakıltaşları, kül renkli ve beyaz renklidir. Çok<br />
kaba ve kaba kum boyu taneli kumtaşı katkıları içeren çakıltaşları, kötü boylanmış, köşeli ve<br />
yarı yuvarlanmış olup, çoğunlukla az tutturulmuştur.<br />
20
Posof Volkanitleri, Aşıkzülali Köyü kuzeydoğusunda Aşıkzülali Formasyonu üzerine<br />
açısal uyumsuzlukla, Altaş Köyü doğusundaki kuru dere içinde ve güneyinden akan Kura<br />
Nehri üzerindeki köprü batısında Çamlıçatak Formasyonu üzerine açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />
Posof Volkanitleri, Posof Çayı vadisinde yaklaşık olarak 14<strong>00</strong> m. kalınlık göstermesine<br />
karşılık, 18<strong>00</strong> m.’ye yakın bir kalınlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br />
Karaköse vd. (1994) yaptıkları çalışmaya göre piroklastikler içindeki mercek<br />
ve düzeylerde yüzeyleyen kırıntılarda bulunan Hipparion sp. fosilinin, Çamlıçatak<br />
Formasyonunda bulunan Hipparion sp. fosiline göre söz konusu çökelin Alt Pliyosen yaşta<br />
olduğu tespit edilmiştir. Arazi çalışmaları da dikkate alınarak Posof Volkanitlerinin yaşını<br />
Üst Miyosen-Alt Pliyosen olarak benimsemişlerdir.<br />
Gümüşkavak Bazaltı (Pliyosen)<br />
Karaköse vd. (1994), Posof doğusundaki Gümüşkavak Köyünün batı ve kuzeyinde<br />
yer alan yüzeylemelerde görülen ve Posof Volkanitleri içindeki bazaltlardan farklı ve<br />
daha genç olan diğer bir bazaltı Gümüşkavak Bazaltı olarak adlamışlardır. Gümüşkavak<br />
Bazaltları, Gümüşkavak Köyü kuzey batısı ve Savaşır Köyü güneyinde yaygın olarak<br />
yüzeylemektedir.<br />
Gümüşkavak Köyü kuzeyinde doğu-batı yönlü uzanan Godiyan Tepenin kuzeyinde<br />
görülen fay ve heyelan nedeniyle gelişen şev boyunca, Gümüşkavak Bazaltına ait tip yer ve<br />
tip kesiti görmek mümkündür.<br />
Gümüşkavak Bazaltı kahverenkli, siyah ve koyu kül renklidir. Bu bazaltlar ince<br />
kesitte, oldukça iri mineralli, ofitik veya subofitik tekstürlüdür. Çoğunlukla idiomorf ve<br />
hipidiomorf olivin içermektedir. İkincil mineral olarak klorit görülmekte olup, özellikle<br />
melanokrat minerallerde kloritleşme yaygındır. Bazaltlarda yer yer zeolitler ikincil mineral<br />
olarak bulunmaktadır. Olivinlerde kısmen serpantinleşme ve talklaşmanın yanı sıra, yaygın<br />
iddingsitleşme belirgindir. İnceleme alanındaki olivin bazaltlar, eklemleri boyunca kolayca<br />
kopmakta ve bu özellikleri nedeniyle heyelanlara neden olmaktadır (KARAKÖSE v.d.,<br />
1994).<br />
Gümüşkavak Bazaltları, Gümüşkavak Köyü kuzeyinde ve İncedere Köyü batısında<br />
görülen yüzeylemelerde Posof Volkanitlerini keserek onların üzerine açısal uyumsuzlukla<br />
gelmektedir.<br />
Gümüşkavak Bazaltının, Godiyan Tepe kuzeyindeki yarlarda yaklaşık 250 m. kalınlık<br />
göstermesine karşılık 4<strong>00</strong>-5<strong>00</strong> m.’ye varan bir kalınlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir.<br />
Gümüşkavak Bazaltı, Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitlerini keserek,<br />
onların üzerine açısal uyumsuzlukla gelmektedir. Gümüşkavak Bazaltına ait mutlak yaş<br />
tayini bulunmamaktadır bu nedenle Gümüşkavak Bazaltının yaşı muhtemelen Pliyosen<br />
olarak benimsenmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />
21
Kuvaterner<br />
Ardahan Andeziti (Üst Miyosen-Alt Pleyistosen)<br />
Karaköse v.d (1994), akma yapıları çıplak gözle görülen, bol piroksen içeren ve<br />
Ardahan çevresinde yaygın yüzeylemeleri görülen bu andeziti, Ardahan Andeziti olarak<br />
adlamayı uygun görmüşlerdir.<br />
Söz konusu andezitin; Ardahan Ovası çevresinde, Ardahan-Şavşat karayolundan<br />
ayrılarak Cindağına giden topyolu çevresinde, Damal’dan kuzeydoğuya giden diğer bir<br />
topyolu çevresinde, Posof’un batı ve kuzeybatısında Gürcistan sınırına yakın kesimlerde<br />
görülen yüzeylemeleri tip yer olma niteliğindedir.<br />
Kırmızımsı, koyu ve açık kül renkli olan bu andezitler, çoğunlukla çıplak gözle<br />
de görülebilen akma yapısına sahiptir. Bu akma yapıları, yer yer yapraklanma şeklinde<br />
bir görünüm kazanmaktadır. Bazı yüzeylemelerde andezit akıntıları, paleotopoğrafyanın<br />
eğimine uygun aktıkları için, yapısal unsurlara benzeyen şekiller kazandıkları görülmektedir.<br />
Ardahan Andeziti mikroskopta, bazen kriptokristalen ve çoğunlukla cam hamur yerine iğne<br />
gibi plajioklas çubuklarından oluşan pilotaksitik bir tekstür sergilemektedir. Bu kayanın<br />
içinde, lökokrat fenokristalleri oluşturan plajioklaslar yer yer zonal yapılarda gösterir.<br />
Matriksi oluşturan plajioklaslar büyük alanlar kaplar ve hamuru oluşturan camın büyük bir<br />
kısmı da kristallenmiştir.<br />
Ardahan Andeziti, Posof kuzeyindeki Sarıçiçek ve Gönülaçan Köyleri dolayında,<br />
Aşıkzülali Köyü güneyindeki yarların üst kısımlarında, Gözdağı eteklerinde, Cindağı<br />
çevresinde ve Kura Nehri vadisinde Posof Volkanitleri üzerine açısal uyumsuzlukla<br />
gelmektedir. Posof merkez yayla dolayında, Gümüşkavak Bazaltıyla olan ilişkisi tam olarak<br />
görülmemekle birlikte, bölgedeki genel istif içinde, Ardahan Andezitinin, Gümüşkavak<br />
Bazaltı üzerinde olduğu hissedilmektedir.<br />
Bölgede en geniş yayılım sunan Ardahan Andeziti, bu kadar yaygın yüzeylemesine<br />
karşılık, fazla bir kalınlığa sahip değildir. Kalın olarak görüldüğü yerlerden Ardahan kuzeyi<br />
ve Süngülü Yayla çevresinde görünür kalınlık en fazla 4<strong>00</strong>-5<strong>00</strong> m. kadardır. Buna karşılık en<br />
az kalınlığı 1<strong>00</strong> m ile sınırlı olup, bu kalınlık en çok görülen kalınlıktır. Böyle değişken bir<br />
kalınlık, söz konusu lavın, paleotopoğrafyaya bağlı ve oldukça akışkan bir yapıda aktığını<br />
göstermektedir. Bu da Ardahan Andezitinin, ortalama 250-3<strong>00</strong> m. kadar bir kalınlığa sahip<br />
olduğunu düşündürmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />
Yaş tayini için; İnnocenti vd. (1982), Kars kuzeyi- Çıldır olarak belirttikleri ve büyük<br />
olasılıkla Kısırdağı batısından geçen Kars-Ardahan yolu üzerindeki andezitlerden elde<br />
ettikleri 1.8±0.1 radyometrik yaş bulguları vardır. Ayrıca Ardahan Andeziti, Üst Miyosen-<br />
Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitleri üzerine pek çok yerde uyumsuz olarak gelmektedir.<br />
Buna göre Ardahan Andezitinin yaşını, İnnocenti’nin verdiği yaşıda gözönüne alarak Üst<br />
Pliyosen- Alt Pleyistosen olarak benimsenmektedir (KARAKÖSE vd., 1994).<br />
22
Ulgartepe Andeziti (Alt Pleyistosen)<br />
Karaköse ve diğerleri (1994), kuzeydeki büyük yükseltilerde (Ulgar Tepe, Göze Dağı,<br />
Cindağı, Ahaşen Dağı) görülen, porfiritik dokudaki ve akma yapısı göstermeyen andeziti<br />
Ulgartepe Andeziti olarak adlamışlardır.<br />
Ulgartepe Andezitinin tip yerlerini Ulgar Tepe, Cindağı, Göze Dağı ve Gazi Tepe<br />
gibi yükseltilerdeki yüzeylemelerde görmek mümkündür.<br />
Ulgartepe Andeziti; kirli beyaz, açık külrengi, külrengi, açık pembe ve yer yer de<br />
kızılımsı renklerdeki löko porfiritik andezitleri mikroskopta incelediğimizde mikrolitler<br />
halinde bulunan plajioklaslarla birlikte, kristallenmemiş cam hamurunun oldukça geniş<br />
alanlar kapladığı ve porfiritik özelliği sağlayan fenokristallerinde lökokrat ve melanokrat<br />
mineraller olduğu görülmektedir. Plajioklaslar, ince kesitte izlenen başlıca lökokrat mineral<br />
olup, hem hamur içinde mikrolitler halinde hem de iri fenokristaller halinde görülür. Zonlu<br />
yapıları çok belirgindir. Yapılan mikroskobik ölçmelerde yaklaşık 22.5 derecede bir sönme<br />
bulunmuş olup, bu da bize kristalin andezin bileşiminde olduğunu göstermektedir. Porfiritik<br />
andezitler diğer volkanitlere göre, daha çok sulu mineral içermektedir. Bu nedenle, stratigrafik<br />
konumları ile birlikte buna bağlı magmatik aktiviteleri oldukça önem kazanmaktadır.<br />
Ulgartepe Andeziti; Ulgar Tepe, Cin Dağı, Göze Dağı ve Keldağ gibi günümüz<br />
topografyasından oldukça yüksek yerlerde, Ardahan Andezitini keserek çıkmaktadır.<br />
Ulgartepe Andezitinin görünür kalınlığı 250-450 m. arasında değişmektedir. Buna<br />
karşılık genelde kalınlığının 3<strong>00</strong>-350 m. kadar olduğu düşünülmektedir.<br />
Ulgartepe Andeziti Ardahan Andezitini kestiğine göre, Ulgartepe Andezitinin yaşı<br />
daha genç yaşta olmalıdır. Karaköse ve diğerleri (1994), Ulgartepe Andezitinin yaşını Alt<br />
Pleyistosen’den daha genç olarak düşünmektedir (KARAKÖSE vd., 1994).<br />
Damal Kırıntılıları (Alt Pleyistosen)<br />
Karaköse vd. (1994); kil, kum, çakıl ve yer yer blok boyutunda kırıntılılardan oluşan<br />
% 90-95 oranında volkanik kökenli gereç içeren çok az tutturulmuş ve Damal güneyinde<br />
yaygın yüzeylemeleri bulunan çökellere Damal Kırıntılıları adını kullanmayı uygun<br />
görmüşlerdir.<br />
Söz konusu çökeller; Damal ve Hanak İlçe merkezleri çevresindeki sırtlarda,<br />
Börkköy güneydoğusundaki sırtlarda, Ardahan-Çamlıçatak yolu üzerinde yaygın olarak<br />
yüzeylemektedir.<br />
Söz konusu çökellere ait tip yerleri Damal ve Hanak İlçe merkezleri arasındaki sırtta,<br />
bu sırtın doğusundan akan Alabalık Derenin yamaçlarında ve Ardahan-Çamlıçatak karayolu<br />
üzerindeki yüzeylemelerde görmek mümkündür.<br />
Genellikle açık kül renkli ve külrenkli olan bu çökellerde, tabakalanma çoğunlukla<br />
belirgin olup, Ardahan-Çamlıçatak yolu üzerinde görüldüğü gibi, yer yer çapraz tabakalanma<br />
da göstermektedir. Birimin tabakalanma göstermeyen düzeyleri de bulunmaktadır. Bu<br />
karasal çökeller, çoğunlukla kum ve çakıl boyutunda malzeme içermekle birlikte, bazı<br />
23
yüzeylemelerde blok boyutunda malzemeye de rastlanmaktadır. Yaygın olarak kanal<br />
dolguları görülmektedir. Bu kırıntılılar kil çimentolu olup, çoğunlukla az tutturulmuş veya<br />
tutturulmamıştır. Damal Kırıntılıları bu özelliği nedeniyle çevrede kum ve çakıl ocağı<br />
olarak ta kullanılmaktadır.<br />
Damal Kırıntılıları; Hanak İlçe merkezi çevresinde Çamlıçatak Formasyonu üzerine,<br />
Çamlıçatak-Çıldır yolu üzerinde Cot Suyu kuzeyinde ve Ortakent Köyü güneyinde Posof<br />
Volkanitleri üzerine, Borkköy ve Ortakent Köyleri yakın çevresiyle Hanak suyunun, Bağırsak<br />
Dereye dönüştüğü kesimlere yakın yüzeylemelerde Ardahan Andeziti üzerine, Alaçam Köyü<br />
güneyi ile Eski Beyrehatun Köyü doğusundaki Çıldır yolunda Ulgartepe Andeziti üzerine<br />
açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />
Damal Kırıntılıları 5-45 m arasında değişen kalınlıklar göstermektedir. Bölgedeki<br />
tüm volkanik örtü üzerine açısal uyumsuzlukla gelen Damal kırıntılılarının yaşı Alt<br />
Pleyistosen’den daha genç düşünülmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />
Eski ve Yeni Alüvyonlar:<br />
Kil boyundan çakıl boyuna kadar değişen boyutta malzemeyi içeren alüvyonlar,<br />
bölgede önemli genişlikte alanlar kaplamaktadır. Bunlardan eski alüvyonlar Ardahan<br />
güneyinde üç alanda görülmektedir. Yeni alüvyonlar ise, Ardahan ovasındaki en büyük<br />
yüzeylemesi başta olmak üzere Kura Nehri, Karaçayır Dere, Hanak Suyu, Alabalık Suyu,<br />
Bağırsak Dere ve Posof Çayı yataklarında yer yer genişleyen ve daralan boyutlarda<br />
görülmektedir.<br />
Çoğunlukla kül renkli, yer yer de sarımsı kül renkli alüvyonlar, ritmik ve düzgün<br />
yatay tabakalıdır. Akarsu kökenli kil, mil, kum, çakıl ve yer yer de çamurtaşından oluşan<br />
alüvyonlar, alt kısımlarında oluşuk dışı çakıl ile oluşuk içi çamur topakları içermekte ve<br />
teknemsi çapraz tabakalanma gösteren çakıllı kum düzeylerinden oluşmaktadır. Üst kısımlara<br />
doğru ise, düzlemsel çapraz tabakalı, yatay ve ince tabakalı, yer yer laminalı, kum, mil ve<br />
kilden oluşan tutturulmamış düzeyler gözlenmektedir (KARAKÖSE v.d., 1994).<br />
24
Kaynak: Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Harita 6. Ardahan ve Çevresinin 1/5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 lik Jeolojik Haritası<br />
25
A.5.1. Metamorfizma ve Magmatizma :<br />
Kars-Ardahan Platosu’nu oluşturan lavlar daha çok eksojen türde olup, domlardan<br />
ve çatlak püskürmelerinden kaynaklanmıştır. Bu tip püskürmeler, küçük göl havzalarıyla<br />
birlikte, daha çok düz morfolojilerde yer almıştır. Üst bölümün en yaşlı lavları 1.8 milyon<br />
yıl ve daha gençtir.<br />
Bölgede elde edilen veriler, güney kuşaktaki kalkalen etkinliğin sona erdiği Geç<br />
Miyosen’den sonra, kuzeyde kalkalen etkinliğin başladığını göstermektedir.<br />
Ardahan bölgesindeki volkanik etkinliğin başlangıcı olan üst Miyosen-Pliyosen‘de<br />
proklastik+lav yerleşimi yaygın olarak önemli bir volkanik evre oluştururken, daha sonraki<br />
evrenin (Pleyistosen-1.8 my.) ürünleri, daha çok lav akıntılarından meydana gelmiştir.<br />
Yörenin ikinci evre volkanik ürünleri, tipik olarak kalkalen kompozisyonda olup, ortalama<br />
olarak güney kuşaktakilerden daha düşük K 2<br />
O içeriğine sahiptirler. Güneyde oluşan kıtasal<br />
çarpışma, Arap Levhası kenarının kıvrımlanmasına yol açmıştır. Tipik bir sodik-alkalen<br />
etkinlik tarafından izlenen güney kuşaktaki kalkalen volkanizmanın bitimi ve andezitik<br />
volkanik cephenin kuzeye doğru göçü sonucunda, yöre volkanizmasında önemli bir unsur<br />
olan, ikinci evre andezitik volkanizma etkili olmaya başlamıştır.<br />
Doğu Anadolu’nun genç volkanizmasının kökeni ile ilgili görüşlerde bulunmaktadır.<br />
İnnocenti ve diğerleri (1976, 1980, 1982 ) Van Gölü kuzeyindeki volkanitlerin kökenini,<br />
Neojen boyunca Arabistan Levhasının Anadolu-İran Levhasının altında itilmesi sonucu<br />
açılan çatlaklardan türemeye bağlarken; Tokel (1984) Doğu Anadolu’daki volkanizmanın<br />
yitim kökenli olamayacağını belirterek, volkanizmayı riftleşme ve buna bağlı manto<br />
yükseliminin oluşturduğunu savunmuştur. Şengör ve Kidd (1979), Savcı (1980), Şaroğlu ve<br />
diğerleri (1980) ise Doğu Anadolu’da Orta Miyosen’den bu yana süregelen sıkışma nedeniyle<br />
kalınlaşan kabuğun kısmi ergimesiyle volkanizmanın oluştuğunu belirtmiştir.<br />
Ardahan bölgesindeki volkanizmaya ait Posof Volkanitleri ve Gümüşkavak Bazaltı<br />
alkalen bir kompozisyon gösterirken, ikinci evreye ait Ardahan Andeziti ve Ulgartepe<br />
Andezitinde kalkalen bir kompozisyon görülmektedir. Bu da alkalen olarak başlayıp, kalkalen<br />
bir kompozisyonda devam ettiğini göstermektedir. Ayrıca bölgede yapılan çalışmalardaki<br />
jeokimya verilerine bakıldığında; yöreye yerleşen volkanizmanın, hibritik bir magmanın<br />
ürünü olduğu bilinmektedir. Bu durumda yükselen magmanın bir süre kabukta bekleyerek<br />
kirlendiği ve yöreye daha sonra yerleştiği düşünülmelidir.<br />
Sonuç olarak yöredeki volkanizmanın, Orta Miyosen’den beri süre gelen sıkışma<br />
rejimi sonucunda kalınlaşan kıta kabuğu içinde , mantonun yükselimiyle oluştuğu ve böylece<br />
manto-kabuk ilişkisinin ortaya çıktığı düşünülmektedir.<br />
26
Kaynak: KARAKÖSE, vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962, 117 s.<br />
(yayımlanmamış)<br />
Harita 7. Ardahan ve Çevresinin Genelleştirilmiş Jeoloji Haritası<br />
A.5.2. Tektonik ve Paleocoğrafya :<br />
Ardahan ve yöresi Pontus ve Toros orojenik kuşaklarının birbirlerine yaklaştığı bir<br />
zonda yer almaktadır. Bölgedeki Orta Eosen yaşlı denizel kırıntılılar, daha önce çökelmiş<br />
Üst Paleosen-Alt Eosen kayaları üzerine açısal uyumsuzlukla gelmektedir. Bu denizel<br />
kırıntılılar arasında ve yoğun olarak üst düzeylerinde tüf, aglomera bazalt lavı ve andezit<br />
lavı yer almaktadır. Bölge Oligosen ve sonrasında karasallaşmaya başlamıştır. Bu devrede<br />
Güney Anadolu’daki Alt Miyosen denizel transgresyonu sırasında Kars Platosu yükselmeye<br />
başlamıştır. Plato, Oligosen ve sonrasında çoğunlukla düşey bir tektonikle yer yer alçalarak,<br />
çukurluklar molas çökelleriyle dolmuş ve böylece büyük basenler oluşmuştur.<br />
27
Pontus dağlarının güney kenarında, önceden var olan yapılar boyunca oluşan<br />
yükselim, şiddetli orta Miyosen kıvrımlanması tarafından gerçekleşmiştir.<br />
Bu önemli tektonik faz sırasında Doğu Anadolu’da birçok dağ arası havza oluşmuş ve<br />
Üst Miyosen’de bu havalar değişen oranlarda volkanik ürünlerinde bulunduğu göl ve akarsu<br />
çökelleri tarafından doldurulmuştur. Böylece Kars baseni volkanitleri, oldukça az çökel<br />
içerikleriyle kendini belli etmektedir. Bunların üzerine gelen volkanitler yaklaşık 5<strong>00</strong>-1<strong>00</strong>0<br />
m. kalınlıktadır. Bu dizilimin alt kısımlarında volkano-tortullarla ara tabakalı piroklastikler<br />
egemendir. Üste doğru lavlar ve özellikle domlar hakim olup, tüf ve aglomeralar talidir.<br />
Karaköse vd. (1994) bölgede yaptığı çalışmada, Ardahan ve yakın çevresinde<br />
saptanan faylar, kuzeybatı-güneydoğu (KB-GD) ve kuzeydoğu-güneybatı (KD-GB) yönlü<br />
gidişler olup birbirlerini 80° ile 110° arasında değişen açılarla kesmektedir.<br />
Ayrıca bu faylarla dar açı yapan ikincil faylarda bulunmaktadır. Bu fayların büyük<br />
bir bölümü doğrultu atımlıdır. Bunlardan KD-GB yönlü olanların sol yanal atımlı, KB-GD<br />
yönlü olanların ise, sağ yanal atımlı olma olasılıklarının yüksek olduğu düşünülmektedir.<br />
KD-GB yönlü faylara örnek olarak; Börk Köy doğusundan başlayarak güneybatıya yaklaşık<br />
15 km. devam ederek Kızılkilise Köyüne yaklaşan iki fay gösterilebilir.<br />
Kaynak: ERENTÖZ, C., Türkiye Jeoloji Haritası, 1974<br />
Harita 8. 1:5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 Ölçekli Kars Paftasına Ait Tektonik Harita<br />
28
KD-GB yönlü fayların doğrultuları genellikle K 60-75 D arasında değişmektedir.<br />
Kuzeybatıda yer alan KD-GB yönlü faylar boyunca çok sayıda heyelan, ötelenmiş yan<br />
dere ve soğuk su kaynağı yer almaktadır. Söz konusu fayların bu özelliği, bunların diri fay<br />
olabileceği kuşkusunu arttırmaktadır. KB-GD yönlü faylara örnek olarak da; Yalnızçam ile<br />
Akyaka Köyü arasından geçerek kuzeybatıya doğru Çeğilli ve Derindere Köylerine kadar<br />
devam eden fay gösterilebilir. KB-GD yönlü fayların doğrultuları da genellikle K 60-70 B<br />
arasında değişmektedir<br />
1. Kuvaterner Aüvyal Ovalar 2. Neojen Volkanik 3. Tersiyer, Volkano-sedimanter 4. Paleozoyik, Kristalize Kireçtaşı<br />
5. Volkanitler, Bazalt, Andezit 6. Faylar 7. Muhtemel Faylar 8. Volkan Konisi 9. Epirojenik Yükselme Yerleri 10. Epirojenik<br />
Alçalma Yerleri<br />
Kaynak: KOÇMAN,A.,1989<br />
Harita 9. Yukarı Kura Havzasının Morfotektonik Haritası<br />
29
Kaynak: KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962, 117 s.<br />
(yayımlanmamış)<br />
Harita 10. Ardahan Yöresindeki Fayları Gösterir Harita<br />
30
KAYNAKLAR:<br />
Ardahan Valiliği, Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />
ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />
ERENTÖZ,C.,<br />
Türkiye Jeoloji Haritası (1:5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0), Kars Paftası, MTA Yayını, Ankara,<br />
1974<br />
KİRZİOĞLU, F., Ardahan Armağanı, Ankara, 1990<br />
KARAKÖSE, vd., Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Genel Müdürlüğü, Rapor No:<br />
9962, 117 s. (yayımlanmamış), 1994<br />
KONUKÇU, E., Ardahan Tarihi, 1999<br />
SÖZER, A.N., Kuzeydoğu Anadolu’da Yaylacılık, Turhan Basımevi, Ankara, 1972<br />
GEMİCİ, Y., ve SEÇMEN, Ö., Kuzey Anadolu Ormanları Üzerinde Ekolojik Gözlemler,<br />
Ege Coğrafya Dergisi, Sayı: 5, 1990<br />
KOÇMAN,A., Yukarı Kura Havzasının Toprakları, Ege Coğrafya Dergisi, Sayı:2, 1984<br />
KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />
31
B. DOĞAL KAYNAKLAR<br />
B.1. Enerji Kaynakları<br />
B.1.1. Güneş :<br />
İl Meteoroloji Müdürlüğü’nün son 16 yıllık verilerine göre Ardahan’da yılda 89,5<br />
gün, güneşli geçmektedir. Güneşli geçen saatler veya yıllık birleşik sıcaklıklarla ilgili bilgiler<br />
tam olarak bulunmamakla birlikte yılda ortalama güneşlenme süresi 540 saat-dakika/gün<br />
olarak tespit edilmiştir. İlde alt bölgeler arasında önemli farklılıklar olmamakla birlikte hiç<br />
bir alt bölge, yılda 1<strong>00</strong>0 saatten fazla güneş almamaktadır. İl (yılda 2<strong>00</strong>0 veya daha fazla<br />
saat güneş alan), Ege veya Akdeniz illeri ile karşılaştırıldığında güneş enerjisi bakımından<br />
oldukça düşük sayılır.<br />
Tablo 1. Posof, Ardahan ve Şavşat’ta Aylara Göre Ortalama Açık, Bulutlu ve Kapalı Gün sayısı<br />
İstasyonlar Gün sayısı O Ş M N M H T A E E K A Yıllık<br />
Açık Gün 5.7 6.2 6.3 3.9 3.4 4.1 3.8 6.4 9.5 8.8 6.4 6.8 71.3<br />
Posof<br />
(1968-1995)<br />
Bulutlu Gün 17.4 14.5 16.4 19.4 20.6 19.9 20.4 19.0 16.9 15.8 15.1 15.1 210.5<br />
Kapalı Gün 7.9 7.6 8.3 6.7 7.0 6.0 6.8 5.6 3.7 6.4 8.4 9.0 83.4<br />
Açık Gün 4.5 4.7 6.0 4.4 3.1 5.4 6.9 9.0 11.0 9.1 6.8 4.5 75.4<br />
Ardahan<br />
(1960-2<strong>00</strong>2)<br />
Bulutlu Gün 17.9 16.4 18.1 18.5 22.3 21.0 22.0 20.2 17.3 17.4 16.5 17.5 224.1<br />
Kapalı Gün 8.6 7.1 7.0 7.1 5.7 3.9 2.1 1.8 2.1 4.9 6.7 8.9 65.9<br />
Açık Gün 6.0 5.9 5.8 4.8 3.8 4.9 6.0 7.7 9.2 9.0 5.4 5.8 74.8<br />
Şavşat<br />
(1958-1990)<br />
Bulutlu Gün 13.9 <strong>12</strong>.5 15.2 15.5 19.5 18.7 17.2 17.2 15.4 13.5 14.2 13.5 186.3<br />
Kapalı Gün 11.2 9.8 9.9 9.7 7.8 6.4 7.8 6.0 5.5 8.5 9.9 11.2 104.3<br />
Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />
B.1.2. Su Gücü :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.2. Akarsular bölümünde verilmiştir.<br />
B.1.3. Kömür :<br />
Karaköse vd. (1994), bölgede yaptığı çalışmada kömür ile ilgili en önemli bulgu<br />
Türkiye-Gürcistan sınırındaki Türkgözü Köyüne bağlı Pala Mahallesinin hemen doğusundan<br />
akmakta olan Zetava Deresi içindedir. Bu kömür bulgusu, oldukça küçük bir yüzeyleme<br />
olmasına karşılık, yüksek kalori değeriyle önemlidir. Tüf ve aglomera düzeyleri arasındaki<br />
çökel bir cep içinde yüzeyleyen kömürden alınan örneklerin, MTA laboratuarlarında yapılan<br />
analiz sonucunda aşağıdaki değerler saptanmıştır.<br />
33
Tablo 2. Ardahan İlinde Çıkan Kömürlerin Analiz Sonuçları<br />
Kısa Analiz<br />
Kükürtler<br />
Koklaşma ISO<br />
Yöntemiyle<br />
Isı Değeri<br />
Analiz Tipleri %<br />
Orijinal Kömürde<br />
Havada Kuru<br />
Kömürde<br />
Kuru Kömürde<br />
Su % 10,29 9,29 -<br />
Kül % 32,97 33,34 36,75<br />
Uçucu Madde % 29,15 29,58 32,50<br />
Sabit Karbon % 27,59 27,79 30,75<br />
TOPL<strong>AM</strong> 1<strong>00</strong>,<strong>00</strong> 1<strong>00</strong>,<strong>00</strong> 1<strong>00</strong>,<strong>00</strong><br />
Yanar Kükürt % 1,02 1,40 1,14<br />
Külde Kükürt % 0,45 0,45 0,50<br />
Toplam Kükürt % 1,47 1,49 1,64<br />
Kok % 60,56 61,13 67,50<br />
Gaz % 39,44 38,87 32,50<br />
Koklaşma Özelliği %<br />
Siyah Toz Halinde<br />
Aşağı Kalori Kcal/kg 3210 3252 3646<br />
Yukarı Kalori Kcal/kg 3440 3478 3834<br />
Kaynak: KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Gnl. Md. Rapor No:<br />
9962, 117 s. (yayımlanmamış)<br />
Tabloda görüldüğü gibi aşağı kalorisi 3646 Kcal/kg ve yukarı kalorisi 3834 Kcal/kg<br />
olan kömür, yöre için çok önemli bir enerji kaynağıdır. Diğer taraftan, Pala Mahallesindeki bu<br />
kömür bulgusunun 2-3 km kuzey-kuzeydoğusunda Gürcistan topraklarında (Vale yakınında)<br />
1931-1986 yılları arasında kömür ocağı işletildiği bilinmektedir. Bu kömür 1-20 m. arasında<br />
değişen kalınlıkta, 350 m. derinlikte, Oligosen (?) yaşta iki ana damardan oluşmaktadır.<br />
Sonuç olarak, her iki kömür göz önüne alındığında, Türkiye’deki volkanik örtünün<br />
altında yer alan (bizdeki kömür bulgusunun altında), muhtemelen Oligosen yaştaki çökeller<br />
içinde, ekonomik bir kömür varlığını düşünmek mümkündür. Bu nedenle, söz konusu alanda<br />
yapılacak bir sondaj, bu soruya kesin bir cevap getirecek ve sonuç olumlu olursa, Doğu<br />
Anadolu’nun enerji sıkıntısına çok önemli katkı sağlayacaktır.<br />
Ayrıca Dağyaran (1976)’ya göre, Ardahan-Çamlıçatak Köyü yakın dolayında,<br />
volkano-sedimanterler içinde 90 cm. kalınlık veren ve ekonomik değeri olmayan bir diğer<br />
kömürün varlığı da bilinmektedir (KARAKÖSE,vd., 1994).<br />
B.1.4. Doğalgaz :<br />
Ardahan İlinde, TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />
yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />
yapılmıştır. Bu çalışma sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />
ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan İlin<br />
doğalgaz rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />
B.1.5. Rüzgar :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi C.1.1.1 Rüzgar bölümünde verilmiştir.<br />
34
B.1.6. Biyomas (Biyogaz, Odun, Tezek)<br />
İlde, iklimin soğuk ve uzun sürmesi yakacak oduna ihtiyacı artırmaktadır. İlde bu<br />
nedenle bilinçsiz ve dengesiz bir odun tüketimi yapılmaktadır. İl genelinde yakacak oduna<br />
olan ihtiyaç ortalama yılda 40.<strong>00</strong>0 ster yani yaklaşık olarak 14.<strong>00</strong>0 ton olmakla beraber üretim<br />
(Göle Orman İşletme Müdürlüğünün üretimi) 4.<strong>00</strong>0-5.<strong>00</strong>0 ster olarak gerçekleşmektedir.<br />
Bu durum İl ihtiyacını 1/10 ununu ifade etmektedir. Dolayısıyla ekonomik durumu zayıf<br />
olan orman kaynaklarına uzak geniş halk kesimi yakacak odundan yararlanamamaktadır.<br />
Yakacak odun açığı ormanlara baskıyı arttırdığı gibi tarımsal alanda kullanılması gereken<br />
hayvan gübresinin (tezek) ısınma amaçlı kullanımına neden olmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 11. Ardahan’da Sarıçam Ormanlarından Elde Edilen Yakacak Odun ve Tomruk<br />
Bugün çok küçük rakamlar ifade edilen katı yakıt (kömür) tüketimi alışkanlığı<br />
başlamış olmasına rağmen yaklaşık olarak 50.<strong>00</strong>0 ton kurutulmuş gübre olan tezek kullanımı<br />
devam etmektedir. Bunun için yörede özellikle orman köylerinde ve İl genelinde katı yakıt<br />
tüketimi teşvik edilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır. Böylece yakacak oduna baskı azaltılmış ve<br />
hayvan gübreleri de gerçek amacında yani organik tarımda kullanılmış olacaktır.<br />
Netice olarak yanmış hayvan gübresi bazında düşünüldüğü takdirde yaklaşık 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0<br />
ton organik gübre amacına uygun kullanılmayarak ortalama 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 dönüm tarım alanında<br />
organik gübre açığı oluşmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil <strong>12</strong>. Ardahan da Tezek Hazırlıkları<br />
35
B.1.7. Petrol :<br />
Ardahan İlinde, TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />
yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />
yapılmıştır. Bu çalışma sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />
ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan İlin<br />
petrol rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />
B.1.8. Jeotermal Sular :<br />
Aktimur vd. (1991), bölgede yaptığı çalışmaya göre Binbaşak Fayının Kura Vadisini<br />
kestiği yerlerde ve Susuz’un yaklaşık 10 km. kadar batısında kaplıca olabilecek sıcaklıkta<br />
sıcak su kaynakları bulunmaktadır (Karaköse v.d., 1994).<br />
B.2. Flora ve Fauna<br />
B.2.1. Ormanlar :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.1.1.2 bölümünde verilmiştir.<br />
B.2.2. Çayır ve Mera :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.2.1 bölümünde verilmiştir.<br />
B.2.3. Sulak Alanlar :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.5.6 bölümünde verilmiştir.<br />
B.2.4. Endemik Bitkiler :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.5.<strong>12</strong> (Endemik Bitki ve Hayvanların Yaşam Ortamı<br />
Olan Alanlar) bölümünde verilmiştir.<br />
B.2.5. Fauna ve Endemik Hayvanlar :<br />
Bu konu ile ilgili bilgi F.4 bölümünde ayrıntılı olarak verilmiştir.<br />
B.2.6. Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtı ve Tabiatı Koruma Alanları :<br />
B.3. Toprak :<br />
Bu konu ile ilgili bilgi F.5 bölümünde verilmiştir.<br />
Bu konu ile ilgili bilgi E.1 bölümünde verilmiştir.<br />
36
B.4. Su Kaynakları<br />
İl genelinde su yüzeylerinin dağılımı; doğal göl alanı 8.9<strong>00</strong> ha (Çıldır gölünün Kars<br />
İline bağlanan bölümü çıkarılmıştır), akarsu alanı 1059 ha ve gölet alanı ise 13 ha dır<br />
Kaynak: Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 13. Ardahan İlinde Su Yüzey Alanları<br />
B.4.1. İçme Suyu Kaynakları ve Barajlar :<br />
İlde su kaynakları açısından sıkıntı bulunmamakla birlikte bazı yüksek rakımdaki<br />
yerleşik köyler ile yaylalarda hayvanlar için içme suyu sıkıntısı oldukça fazladır. İldeki<br />
mevcut su kaynaklarını; yeraltı suları, nehirler, göller ve göletler oluşturmaktadır.<br />
İlde içme suyu kaynaklarının yeterli olmasına rağmen depolama ve dağıtım<br />
şebekeleri açısından yetersiz kalmaktadır. İl merkezi suyu 18-22 km uzaklığında Çataldere<br />
mevkiindeki kaynak suyundan ve Suatan ile Küçükdere kaynaklarından sağlanmaktadır.<br />
Suatan ve Küçükdere kaynaklarının toplam debisi 133 lt/s civarındadır.<br />
Ardahan Merkez yeni içme suyu şebekesi ve isale hattının yapımına 1998 yılında<br />
başlanmış, 2<strong>00</strong>1 yılı sonunda tamamlanmıştır. Eksik kalan 4<strong>00</strong>0 ve 1<strong>00</strong>0 tonluk iki adet<br />
deponun yapımı için İller Bankası’na yetki verilmiş olup, 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 yılları içerisinde<br />
depoların yapımı planlanmaktadır.<br />
Çıldır Belediyesinin içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla İller Bankası 14.<br />
Bölge Müdürlüğü tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında ilk etüdü yapılan Hışırganlık-2 kaynağında ilk<br />
etüt günü yapılan debi ölçümleri sonucunda <strong>12</strong>,3 lt/sn olarak tespit edilmiş olup rasatlar<br />
devam etmektedir.<br />
37
Posof Belediyesinin içme suyunu karşılamak amacıyla, İller Bankası 14. Bölge<br />
Müdürlüğü tarafından etüdü yapılan ve yine rasatlarına devam edilecek olan Isarual-1<br />
kaynağında 5 lt/sn, Isarual-2 kaynağında ise 5 lt/sn’lik (etüt günü) debi ölçümleri yapılmıştır.<br />
Bu iki kaynağın birbirine olan olan mesafesi 1 km olup, Posof İlçesine olan uzaklığı ise<br />
yaklaşık olarak 13 km.’dir.<br />
Ortakent Belde (Hanak İlçesi) Belediyesinin içme suyunu karşılamak amacıyla İller<br />
Bankası 14. Bölge Müdürlüğü tarafından etüdüne başlanılan Belde merkezinden yaklaşık<br />
olarak 8 km mesafedeki Sulakçayır mevkiinde bulunan 1. grup kaynaktan 7,0 lt/sn, 2. grup<br />
kaynaktan 5,0 lt/sn, 3. grup kaynaktan ise 3.0 lt/sn olmak üzere toplam 15,0 lt/sn’lik debi<br />
ölçülmüştür.<br />
Ardahan İline bağlı Aşıkşenlik Belde (Çıldır İlçesi) ve Hanak Belediyelerinin içme<br />
suyu ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla İller Bankası 14. Bölge Müdürlüğü tarafından kaynak<br />
araştırması devam etmektedir.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 14. Kura Nehri Yan Derelerinden Toros Deresi<br />
İl genelinde bulunan 237 köyden <strong>12</strong>8 inde şebekeli, 99’unda ise çeşmeli su<br />
bulunmaktadır. 10 köyün suyu ise yeterli değildir.<br />
Ardahan İlinde DSİ tarafından inşa edilen veya işletilen herhangi bir depolama,<br />
sulama ve enerji tesisi bulunmamaktadır. Ancak Ardahan İlinin su ve toprak kaynaklarının<br />
geliştirilmesi ve sosyo-ekonomik refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla “Kura Projesi”<br />
geliştirilmiştir. Proje kapsamında sınır aşan akarsularımızdan olan Kura nehrinin üzerinde<br />
yapılacak depolama ve sulama tesisleriyle yöredeki arazilerin sulu tarıma açılması yanında<br />
enerji üretilmesi de öngörülmektedir. Bu kapsamda Kura Projesi Master Plan Raporunda yer<br />
alan tesislerin bir kısmının planlama ve kati proje çalışmalarına geçilmiş olup bu çalışmalara<br />
devam edilmektedir.<br />
38
Kura Projesi Master Raporu’nda yer alan depolama tesisleri, HES ve sulamalarının<br />
karakteristikleri şöyledir:<br />
Altınbulak Barajı<br />
Amacı<br />
: Sulama<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 2.2<strong>00</strong> m<br />
Talveg Kotu<br />
: 2.160 m<br />
Talvegden Yüksekliği : 40 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 152 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 155 m 3<br />
Depolama Hacmi : 22.187 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 2197 m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : 1.756 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: İncesu ve Karanlık Dere<br />
Yıllık Ortalama Akım : 28,05 hm 3<br />
Karasu Barajı<br />
Amacı<br />
: Sulama<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 2.195 m<br />
Talveg Kotu<br />
: 2.168 m<br />
Talvegden Yüksekliği : 27 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 174 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 106.5<strong>00</strong> m 3<br />
Depolama Hacmi : 11.156 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 2.192 m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : 2.463 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: Kızılmezar deresi<br />
Yıllık Ortalama Akım : 25,52 hm 3<br />
Altınbulak ve Karasu Barajları Göle Ovası Sulaması<br />
Brüt Sulama Alanı : 15.666 ha<br />
Sulama Alanı<br />
: 14.726 ha<br />
Net Sulama Alanı : 13.253 ha<br />
Durançam Barajı<br />
Amacı<br />
: Sulama<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 2.013 m<br />
Talveg Kotu<br />
: 1.996,50 m<br />
Talvegden Yüksekliği : 16,50 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 109 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 39.<strong>00</strong>0 m 3<br />
Depolama Hacmi : 28.215 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 2010 m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : 5.114 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: Bağırsak deresi<br />
Yıllık Ortalama Akım : 63,38 hm 3<br />
39
Durançam Barajı Göle Ovası Sulaması<br />
Brüt Sulama Alanı : 7.491 ha<br />
Sulama Alanı<br />
: 7.042 ha<br />
Net Sulama Alanı : 6.338 ha<br />
Burmadere Barajı<br />
Amacı<br />
: Sulama<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 1.956 m<br />
Talveg Kotu<br />
: 1.924 m<br />
Talvegden Yüksekliği : 32 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 190 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 195.670 m 3<br />
Depolama Hacmi : 10.790 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 1.953 m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : 1.052 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: Bağırsak deresi<br />
Yıllık Ortalama Akım : 45,49 hm 3<br />
Burmadere Barajı Hanak Ovasu Sulaması<br />
Brüt sulama Alanı : 2.8<strong>00</strong> ha<br />
Sulama Alanı<br />
: 2.632 ha<br />
Net Sulama Alanı : 2.369 ha<br />
Beşikkaya Barajı<br />
Amacı<br />
: Sulama + Enerji<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 1.965 m<br />
Talveg Kotu<br />
: 1.858,60 m<br />
Talvegden Yüksekliği : 106,40 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 413 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 3.950.<strong>00</strong>0 m 3<br />
Depolama Hacmi : 274.586 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 1.962 m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : 9.546 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: Değirmen dere ve Fatmaçayır deresi<br />
Yıllık Ortalama Akım : 321,24 hm 3<br />
Beşikkaya Barajı Enerji Durumu<br />
Brüt Düşü<br />
: 652 m<br />
Kurulu Güç<br />
: 140 MW<br />
Yıllık Toplam Enerji : 309,95 GWh<br />
Beşikkkaya Barajı ve Yanderelerden Ardahan Ovası Sulaması<br />
Brüt Sulama Alanı : 19.147 ha<br />
Sulama Alanı<br />
: 17.998 ha<br />
Net Sulama Alanı : 16.198 ha<br />
40
Köroğlu Barajı<br />
Amacı<br />
: Enerji<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 1.754 m<br />
Talveg Kotu<br />
: 1.625 m<br />
Talvegden Yüksekliği : <strong>12</strong>9 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 398 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 4.315.<strong>00</strong>0 m 3<br />
Depolama Hacmi : 302.551 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 1.751 m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : <strong>12</strong>,207 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: Kura Nehri<br />
Yıllık Ortalama Akım : 311,63 hm 3<br />
Köroğlu Barajı Enerji Durumu<br />
Brüt Düşü<br />
: 174 m<br />
Kurulu Güç<br />
: 44,08 MW<br />
Yıllık Toplam Enerji : 191,46 GWh<br />
Kayabeyi Barajı<br />
Amacı<br />
: Enerji<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 1.580 m<br />
Talveg Kotu<br />
: 1.450 m<br />
Talvegden Yüksekliği : 130 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 209 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 2.1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 m 3<br />
Depolama Hacmi : <strong>12</strong>1.948 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 1.577 m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : 2.834 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: Kura Nehri<br />
Yıllık Ortalama Akım : 695,94 hm 3<br />
Kayabeyi Barajı Enerji Durumu<br />
Brüt Düşü<br />
: 177 m<br />
Kurulu Güç<br />
: 77,49 MW<br />
Yıllık Toplam Enerji : 249,48 GWh<br />
Gürtürk Barajı<br />
Amacı<br />
: Enerji<br />
Tipi<br />
: Akış yukarısı yüzü beton kaplamalı kaya dolgu<br />
Kret Kotu<br />
: 1.405 m<br />
Talveg Kotu<br />
: 1.298 m<br />
Talvegden Yüksekliği : 107 m<br />
Kret Uzunluğu<br />
: 406 m<br />
Toplam Dolgu Hacmi : 5.230.<strong>00</strong>0 m 3<br />
Depolama Hacmi : 221.015 hm 3<br />
Normal İşletme Kotu : 1.4<strong>00</strong> m<br />
Maksimum Rezervuar Alanı : 5.648 km 2<br />
Su Kaynağı<br />
: Kura nehri<br />
Yıllık Ortalama Akım : 794,82 hm 3<br />
41
Gürtürk Barajı Enerji Durumu<br />
Brüt Düşü<br />
: 1<strong>03</strong> m<br />
Kurulu Güç<br />
: 44,75 MW<br />
Yıllık Toplam Enerji : 161,26 GWh<br />
Harita 11. DSİ Ardahan İli Projeleri<br />
DSİ Genel Müdürlüğü tarafından geliştirilmiş olan Kura Projesinin hayata geçirilmesi<br />
durumunda karakteristikleri verilen sulama amaçlı barajlarla Ardahan İli sınırları içerisinde;<br />
Ardahan Ovasında 19.147 ha, Göle Ovasında 23.157 ha, Hanak Ovasında 2.8<strong>00</strong> ha tarım<br />
arazisi olmak üzere toplam 45.104 ha tarım arazisi sulanacaktır.<br />
Ayrıca Kura Projesinde bulunan, Ön İnceleme ve Master Planı tamamlanan<br />
karakteristikleri verilen baraj ve HES ler ile; toplam 537,9 MW kurulu güç ile yıllık toplam<br />
1489,8 GWh enerji üretilmesi öngörülmektedir.<br />
B.4.2. Yeraltı Su Kaynakları :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.1. Yeraltı Suları bölümünde verilmiştir.<br />
42
B.4.3. Akarsular :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.2 bölümünde verilmiştir.<br />
B.4.4. Göller ve Göletler :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.3 bölümünde verilmiştir.<br />
B.5. Mineral Kaynaklar :<br />
İl genelinde metalik hammadde olabilecek herhangi bir cevherleşme bulunmamıştır.<br />
Ancak endüstriyel hammadde ve yapı malzemesi bakımından zengin sayılır.<br />
B.5.1. Sanayi Madenleri :<br />
Kil: Posof Volkanitlerinin alt düzeylerinde görülen kirli beyaz ve sarımsı beyaz<br />
renkli tüfler, yer yer ileri derecede kaolinleşme (killeşme) göstermektedir. Bundan dolayı bu<br />
tüfler çimento, porselen ve tuğla hammaddesi olarak kullanmaya uygun olabilir. Söz konusu<br />
tüfler Çıldır-Kura Vadisi arasında, Kars dolaylarında ve Kars-Arpaçay yolu yakınlarında<br />
yüzeylenmektedir.<br />
Diyatomit: Karaköse vd. (1994) te ilde yaptığı çalışmaya göre, Ardahan-Çamlıçatak<br />
Köyü kuzeydoğusundaki Tavşan Tepede diyatomit saptanmıştır. Tavşan Tepeden alınan<br />
örneğin petrografik incelenmesinde örnekte bol miktarda diatome kavkısı görülmüş ve<br />
çok sayıda kuvars tanesi de bulunmuştur. Alınan örnekler üzerinde yapılan kimyasal analiz<br />
sonucunda,<br />
SiO 2<br />
% 65,35 Fe 2<br />
O 3<br />
% 4,15<br />
Al 2<br />
O 3<br />
% 17,50 CaO % 1,65<br />
MgO % 1,<strong>00</strong> Na 2<br />
O % 1,20<br />
K 2<br />
O % 0,85 A.Za % 7,75<br />
Oranları saptanmış olup, diyatomitin Fe 2<br />
O oranı % 5’ten küçük olduğu için sanayide<br />
kullanılabilir olduğu ortaya çıkmıştır.<br />
Tras: Posof Volkanitleri içerisinde, çeşitli kesimlerde çimento sanayinde bağlayıcı<br />
madde olarak kullanılabilecek özellikte tras bulunmaktadır.<br />
B.5.2. Metalik Madenler :<br />
Ardahan İl sınırları içinde yapılan çalışmalarda metalik madenlere rastlanmamıştır.<br />
B.5.3. Enerji Madenleri :<br />
İlde yapılan çalışmalarda kömür dışında enerji madenine rastlanamamıştır. Kömürle<br />
ilgili bilgi B.1.3’te detaylı olarak verilmiştir.<br />
43
Kaynak : MTA Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Harita <strong>12</strong>. Ardahan İli Maden Haritası<br />
B.5.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler :<br />
Kum ve Çakıl: Damal Kırıntılılarının yüzeylediği pek çok yer kum ve çakıl ocağı<br />
olarak işletilmeye elverişledir. Buna en güzel örnek, Ardahan Çamlıçatak yolunun 8 km<br />
sinde yolun kuzeyinde yer alan ocaktır. Ayrıca İlde Kura Nehri taşkın ovası, Hanak Çayı ve<br />
Posof Çayı’nda kum ve çakıl ocakları bulunmaktadır.<br />
Tablo 3. Ardahan İlinde Taş Ocakları Nizamnamesine Göre Açılmış Taş ocakları<br />
Malzemenin Cinsi Bulunduğu Saha Mevkisi Ruhsat Alanı (m 2 )<br />
Taş Ocağı Damal Oburocak Oburocak Köyü 25.<strong>00</strong>0<br />
Taş Ocağı Posof Merkez Ilgar Dağı 16.9<strong>00</strong><br />
Taş Ocağı Posof Merkez Ilgar Dağı 40.<strong>00</strong>0<br />
Taş Ocağı Posof Eminbey Değirmen Mevki 20.<strong>00</strong>0<br />
Taş Ocağı Damal Merkez Kızlar Kayası 15.<strong>00</strong>0<br />
Kum Ocağı Merkez Ortageçit Emiroğlu 32.<strong>12</strong>4<br />
Kum Ocağı Merkez Akyaka Köyü Kura Nehri Mevkii 7<strong>00</strong><br />
Kaynak: Ardahan İl Özel İdare Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
44
KAYNAKLAR:<br />
Ardahan İl Özel İdare Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4, Kars<br />
İller Bankası 14. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4, Erzurum<br />
Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4, Ardahan<br />
KARAKÖSE,vd., Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Genel. Müdürllüğü. Rapor<br />
No: 9962, 117 s. (yayımlanmamış), 1994<br />
MTA Genel Müdürlüğü, Ankara, 2<strong>00</strong>4<br />
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Ankara, 2<strong>00</strong>4<br />
45
C. HAVA (ATMOSFER VE İKLİM )<br />
C.1. İklim ve Hava :<br />
Türkiye, kuzeyde bulunan kontinantal ve maritim (denizel) polar hava kütlesi ile<br />
güneyden sokulan kontinantal tropikal hava kütlesinin etkisi altındadır. Kış devresinde<br />
Sibirya ve Kuzeybatı Avrupa’dan İl yüzeyine kontinantal ve maritim polar hava kütlesi<br />
sokulmaktadır. Bu hava kütlesi özellikle kış devresinin büyük bir bölümünde Kuzeydoğu<br />
Anadolu’nun iç kısmını etkilemektedir. Bu hava kütlesinin işgali altında Anadolu’da<br />
şiddetli soğuk hava şartları hüküm sürmektedir. Antisiklonal rejim altında depresyonlarda<br />
sık sık soğuk hava kütlesinin yığılması ile sıcaklık terselmesi oluşmakta ve buna bağlı<br />
olarak da şiddetli soğuklar hüküm sürmektedir. Yine bu hava kütlesi nadiren kar yağışlarına<br />
yol açmakta ve bölge kış devresinde en az yağış almaktadır.<br />
Yörenin yüksek olması ve yüzey şekillerinin değişkenlik göstermesi dolayısıyla<br />
İl genelinde karasal iklim hakim olduğundan, kışlar uzun, sert ve kar yağışlıdır. Denizden<br />
yüksekliği 1829 m. ve karayolu ile denize uzaklığı 211 km olan İlde; yaz mevsiminde en<br />
yüksek 35,0 0 C‘ye kadar çıkabilen sıcaklıkların, kışın –36,3 0 C’ye kadar düştüğü görülür.<br />
İl Mekezinin karasallık derecesi % 47,5 iken, bu oran Posof’ta % 34,1, Kars’ta % 49,7,<br />
Erzurum’da % 47,9 ve Sarıkamış’ta % 56’dır.<br />
Kaynak : Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ. 1985)<br />
Harita 13. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ocak Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası<br />
47
Kura Nehri Yukarı Havzasında yükselti, orografik koşullar ve yıl boyunca çeşitli<br />
özellikte hava kütlelerinin etkisi nedeniyle karasal bir iklim hüküm sürer. Yıl, biri soğuk<br />
(kış) ve öteki orta derecede sıcak (yaz) olmak üzere, eşit sayılabilecek iki döneme ayrılmıştır.<br />
Geçiş mevsimleri çok kısa ve belirsizdir. Kış sıcaklıklarının çok düşük olmasına bağlı olarak<br />
yıllık sıcaklık farkları yüksektir ve donlu günler dönemi uzun (ortalama 140-186 gün) sürer.<br />
Ortalama sıcaklık, bütün kış aylarında 0 °C’den azdır ve en sıcak ayda (temmuz) 16-17<br />
°C’yi pek aşmamaktadır.<br />
Yükselti ve orografik koşullar kuzey-kuzeybatıdaki Karadeniz’in ılıtıcı etkilerini<br />
önlemesi yanında, yağış tutarlarının dağılışında da önemli farklara yol açar. Nitekim, bakı<br />
koşulları elverişli olan yüksek dağlık yamaçlara daha çok yağış düştüğü halde, platolardan<br />
depresyonlara doğru yağış yavaş yavaş azalmaktadır. Öte yandan, sıcaklığın düşük olduğu<br />
sonbahar ve kış aylarında yağış tutarları yüksek değildir. Bu mevsimlerde saha daha çok<br />
soğuk kontinental hava kütlelerinin etkisi altında bulunmaktadır. Ancak, frontal faaliyetlerin<br />
artması ile birlikte mart ayından itibaren yaz aylarına doğru yağış tutarlarında giderek bir<br />
artış görülür. Nitekim, maksimum yağış değerleri <strong>May</strong>ıs (Hanak 85.4 mm, Damal 73.1 mm)<br />
ya da Haziranda (Ardahan 98.0 mm, Göle 89.5 mm, Posof 88.2 mm) düşmektedir. Ortalama<br />
yıllık yağış tutarlarına göre Kura Nehri Yukarı Havzası, orta derecede yağış alan (Ardahan<br />
548,4 mm, Göle 599.0 mm, Posof 583.6 mm) yarı nemli bir sahadır. Yağışın sıcaklıkla<br />
ilişkisi, yani yağış etkinliği dikkate alınırsa, Thornthwaite yöntemine göre bu havzanın her<br />
yanı yarı nemli özellik taşımakta, mikrotermal yani soğuk iklimler grubu içinde yer almakta<br />
ve yıl boyunca kurak sayılabilecek bir döneme sahip bulunmaktadır. Bununla birlikte,<br />
havzanın en kuzey kesiminde bulunan Posof çevresi dar bir alanda Karadeniz’in etkilerini<br />
kısmen yansıtır. Burada kuytu bir vadinin yamacında yer alan Posof İlçesi ve çevresinde,<br />
sarıçamlarla beraber Doğu Karadeniz Bölümünün bitki topluluklarına ait göknar ve ladin<br />
türleri olduğu gibi bazı kültür bitkileri yetişme olanağı bulmuştur.<br />
İlin batı ve kuzeyinde daha çok Karadeniz ikliminin özellikleri görülür. Bu özellik<br />
bitki örtüsünde de kendini gösterir. Batı ve kuzeyde özellikle Posof İlçesi ile Artvin’e komşu<br />
olan yörelerde ormanlık ve çalılıklar yer alırken, diğer yerlerde çayır ve meralar yaygınlık<br />
göstermektedir.<br />
Göle Ovasında kışlar ağır geçer. Her tarafı yüksek dağlarla çevrilmiş çanak<br />
biçimindeki ovada kışın hava akımı az olur. Bu durumda soğuyan ve ağırlaşan hava aşağı<br />
doğru hareket eder ve sıcaklık kaybına uğrayarak dondurucu bir hal alır. Böylece toprak<br />
örtüsü ve bataklıklar donar. Ovayı kuşatan ve biraz esinti gören dağların yamaçları daha<br />
az soğuktur. Kış aylarında bazen ovanın yüzeyini kalın bir sis tabakası örter ve etrafındaki<br />
dağlardan bakılınca burası adeta bir deniz gibi gözükür. Bu ovaya kışın rüzgarın en soğuğu<br />
kuzeybatıdan gelir ve buna “Ardahan Yeli” denir.<br />
Etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 1.4<strong>00</strong> m. yükseklikte bulunan Posof İlçesinde<br />
ise Doğu Karadeniz ikliminin sert şekli hüküm sürer. Burada mikro klima tipi iklim hakim<br />
olduğundan, kışlar yağışlı, yazlar ise sıcak geçmektedir. Bu iklimin en belirgin özelliği<br />
yağışlardır. 2. Alt Bölge olan Posof bölgesi; yıllık ortalama yağış miktarı (6<strong>00</strong> mm) ve<br />
ortalama yüksek sıcaklıkların daha fazla olması ile nispeten daha ılıman bir iklime sahiptir.<br />
Bu alana her mevsimde yağış düşer. Bölgede kış mevsimi altı ay sürer. Bu esnada yağışlar<br />
hep kar halindedir ve boldur. <strong>May</strong>ısa kadar kar yağdığı da olur. İlkbahar ve sonbaharda sisler<br />
oluşur. Yaz mevsimi esnasında yağmur eksik olmaz.<br />
48
İl genelinde sıcaklık yağışlardan ve havanın sık sık bulutlu kalışından etkilenir. Yaz<br />
mevsimi adeta bir ilkbahar serinliğindedir. Durum böyle olunca buralarda geniş ormanların<br />
varlığı kendiliğinden oluşur. Açık kalan yerler ve vadiler devamlı bir yeşillik içerisindedir.<br />
Kaynak : Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ. 1985)<br />
Harita 14. Kuzeydoğu Anadolu’nun Temmuz Ayı Sıcaklık Dağılışı Haritası<br />
Ardahan’da yağışlar; kışın kar, yılın diğer mevsimlerinde yağmur olmak üzere her<br />
mevsimde görülmekle birlikte en fazla yağış Nisan, <strong>May</strong>ıs ve Haziran aylarına rastlar. İl<br />
genelinde yıllık 548,4 mm. yağış ortalaması görülmektedir. Sonbaharın ilk soğukları Eylül<br />
ayının sonunda başlar, ilkbaharda <strong>May</strong>ıs ayının ortalarına kadar devam eder. İlkbahar geç<br />
donları 15 Hazirana kadar sürmekte ve sonbahar erken donları da 5 Eylülde görülmeye<br />
başlamaktadır. Kış mevsimi genellikle Ekim ayı sonlarında başlayıp, Nisan ayı sonlarına<br />
kadar sürmekte olup, ortalama kar örtülü gün sayısı <strong>12</strong>7,8 gündür. 16 yıllık ortalama sıcaklık<br />
3,7 O C ve ortalama bağıl nem oranı % 71,7 olarak gerçekleşmiştir. 2,0 ile 8,0 arası oranında<br />
bulutluluk ve kapalı gün sayısının 51 olarak gerçekleşmesi; İlde iklimin genel olarak serin<br />
geçmesinin en önemli nedenleri arasında dikkat çekmektedir. İlde ortalama rüzgar hızı 2.2<br />
m/s ve bölgeyi etkileyen hakim rüzgar yönü; 1968-1990 yılları arasındaki 23 yıllık kayıtlara<br />
göre 3211 esme sayısı toplamı ile 1. derece batı-güneybatı (WSW)’dır.<br />
49
AYLAR<br />
Tablo 4. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama İklim Verileri<br />
Ortalama<br />
Sıcaklık<br />
°C<br />
En Yüksek<br />
Sıcaklık<br />
°C<br />
En Düşük<br />
Sıcaklık<br />
°C<br />
Ort. Yağış<br />
Miktarı<br />
(mm)<br />
Ortalama Kar<br />
Örtülü Gün<br />
Sayısı<br />
Ortalama<br />
Açık Gün<br />
Sayısı*<br />
İlkbahar Geç<br />
ve Sonbahar<br />
Erken Don<br />
Tarihleri<br />
OCAK -10,8 -4,1 -17,1 17,6 30,3 5,5<br />
ŞUBAT -10,4 -3,2 -17,4 22,7 28,3 6,5<br />
MART -4,4 2,2 -11,3 31,6 25,6 7,2<br />
NİSAN 4,4 11,0 -2,7 54,1 6,2 5,9<br />
MAYIS 9,4 16,5 2,3 77,0 0,4 4,3<br />
HAZIRAN <strong>12</strong>,8 20,4 5,2 91,6 6,1 15 Haz. / - 4<br />
TEMMUZ 16,4 24,6 8,4 69,3 8,1<br />
AĞUSTOS 16,3 25,2 8,3 46,0 9,8<br />
EYLÜL <strong>12</strong>,0 21,2 3,5 33,4 <strong>12</strong>,5 05 Eyl. / - 4<br />
EKİM 6,6 14,9 -0,8 41,0 1,0 10,3<br />
KASIM -0,7 6,7 -6,9 33,9 10,7 8,4<br />
ARALIK -7,3 -0,8 -13,1 30,1 25,3 4,9<br />
YILLIK 3,7 11,2 -3,5 548,4 <strong>12</strong>7,8 89,5<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4. (*) Bulutluluk oranı; 0-10 olarak derecelendirilmiştir.<br />
C.1.1. Doğal Değişkenler<br />
C.1.1.1. Rüzgar :<br />
Bilindiği gibi, ülkemiz “Batı Rüzgarları” kuşağı içerisinde bulunmaktadır. Yani<br />
ülkemiz batıdan doğuya doğru adeta bir vidanın dönmesi gibi ilerleyen hava kütlelerinin<br />
etkisi altındadır. Kuzeyden gelen hava kütleleri soğuk nemli ve karasal, güneyden gelen<br />
hava kütleleri ise daha ziyade karasal yani kurudur.<br />
Yıllık ortalama durum ele alındığında, Ardahan da genel olarak güneybatı sektörden<br />
esen rüzgarların hakim olduğunu görmekteyiz. Bunu kuzeydoğudan esen rüzgarlar<br />
izlemektedir. Nitekim, Rubinstein formülü kullanılarak yapılan değerlendirmede hakim<br />
rüzgar yönü Ardahan ve Posof ta S76,5° W’dır.<br />
Ocak ayında bölgenin her tarafında güneybatı sektörden esen rüzgarlar egemendir.<br />
Yine bu devrede Rubinstein formülüne göre tespit edilen hakim rüzgar yönleri Ardahan’da<br />
S63° W, Posof’ta S 76,5° W’dır.<br />
Yaz dönemine gelince, bu dönemi karakterize etmek için de Temmuz ayında esen<br />
rüzgarlar ele alınmalıdır. Kış döneminin aksine yaz döneminde kuzeydoğudan güneybatıya<br />
doğru esen rüzgarlar hakim duruma geçmektedir. Aslında bu devrede yüksek basınç şartları<br />
arz eden Doğu Karadeniz’den, alçak basınç şartlarına bürünen Anadolu’ya doğru genel<br />
bir hava akımı mevcuttur. Temmuz ayındaki hakim rüzgar yönleri Ardahan’da N 85,5°W,<br />
Posof’ta S 76°W’dır.<br />
Yaz döneminde kuzey sektörden sokulan hava kütleleri nisbi nem yönünden zengin<br />
olduğu için sahada yaz kuraklığının hafiflemesine ve bu rüzgarı alan kuzey yamaçlarda<br />
orman örtüsünün tutunmasına neden olmaktadır.<br />
İlde ortalama rüzgar hızı 2.2 m/s ve bölgeyi etkileyen hakim rüzgar yönü; 1968-1990<br />
yılları arasındaki 23 yıllık kayıtlara göre 3211 esme sayısı toplamı ile 1. derece batı-güneybatı<br />
(WSW)’dır.<br />
50
C.1.1.2. Basınç :<br />
Tablo 5. Ardahan İli 16 Yıllık Yerel Basınç Miktarları<br />
AYLAR<br />
OCAK<br />
ŞUBAT<br />
MART<br />
NİSAN<br />
MAYIS<br />
HAZİRAN<br />
TEMMUZ<br />
AĞUSTOS<br />
EYLÜL<br />
EKİM<br />
KASIM<br />
ARALIK<br />
YILLIK<br />
En Düşük Yerel<br />
Basınç(Hp)<br />
En Yüksek Yerel<br />
Basınç(Hp)<br />
Ortalama Yerel<br />
Basınç(Hp)<br />
8<strong>03</strong>.9 8<strong>00</strong>.4 801.6 8<strong>03</strong>.5 806.7 808.8 806.5 811.0 813.3 814.5 809.8 808.0 8<strong>00</strong>.0<br />
834.5 832.4 826.0 824.5 823.0 824.4 823.4 824.0 826.7 830.7 832.5 831.2 834.0<br />
820,0 817.3 814.8 815.1 816.5 816.5 816.8 818.1 820.2 822.3 821.7 820.4 818.3<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
C.1.1.3. Nem :<br />
Tablo 6. Ardahan İli 16 Yıllık Ortalama Nem Miktarları<br />
AYLAR<br />
OCAK<br />
ŞUBAT<br />
MART<br />
NİSAN<br />
MAYIS<br />
HAZİRAN<br />
TEMMUZ<br />
AĞUSTOS<br />
EYLÜL<br />
EKİM<br />
KASIM<br />
ARALIK<br />
YILLIK<br />
(Ortalama)<br />
Ortalama Buhar<br />
Basıncı (Hp)<br />
Ortalama Bağıl<br />
Nem %<br />
En Düşük Bağıl<br />
Nem %<br />
2.3 2.3 3.6 5.8 8.0 10.4 <strong>12</strong>.5 11.6 8.4 6.6 4.5 3.1 6.6<br />
76,3 76,1 75,2 70,3 69,0 71,7 69,2 65,4 63,7 70,5 74,4 78,1 71,7<br />
45 48 43 40 38 38 37 36 33 27 45 47 39,75<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
C.1.1.4. Sıcaklık :<br />
Tablo 7. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları<br />
AYLAR<br />
OCAK<br />
ŞUBAT<br />
MART<br />
NİSAN<br />
MAYIS<br />
HAZIRAN<br />
TEMMUZ<br />
AĞUSTOS<br />
EYLÜL<br />
EKİM<br />
KASIM<br />
ARALIK<br />
YILLIK<br />
(Ortalama)<br />
Ortalama<br />
sıcaklık °C<br />
En yüksek<br />
sıcaklık °C<br />
En düşük<br />
sıcaklık °C<br />
-10,8 -10,4 -4,4 4,4 9,4 <strong>12</strong>,8 16,4 16,3 <strong>12</strong>,0 6,6 -0,7 -7,3 3,7<br />
-4,1 -3,2 2,2 11,0 16,5 20,4 24,6 25,2 21,2 14,9 6,7 -0,8 11,2<br />
-17,1 -17,4 -11,3 -2,7 2,3 5,2 8,4 8,3 3,5 -0,8 -6,9 -13,5 -3,5<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
51
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 15. Ardahan İli 16 Yıllık Sıcaklık Ortalamaları<br />
Kaynak : Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ.)<br />
Harita 15. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası<br />
52
C.1.1.5. Buharlaşma :<br />
Tablo 8. Ardahan İli 16 Yıllık Buharlaşma Miktarları<br />
AYLAR MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM YILLIK<br />
Ortalama buharlaşma<br />
(mm)<br />
82.2 148.2 164.8 166.5 <strong>12</strong>8.8 35.4 -<br />
Günlük en çok<br />
buharlaşma (mm)<br />
8.2 6.9 10.2 8.8 6.4 3.7 10.0<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
C.1.1.6. Yağışlar<br />
C.1.1.6.1. Yağmur :<br />
Tablo 9. Ardahan İli 16 Yıllık Yağış Miktarları<br />
AYLAR<br />
OCAK<br />
ŞUBAT<br />
MART<br />
NİSAN<br />
MAYIS<br />
HAZIRAN<br />
TEMMUZ<br />
AĞUSTOS<br />
EYLÜL<br />
EKİM<br />
KASIM<br />
ARALIK<br />
YILLIK<br />
Ortalama toplam<br />
yağış miktarı (mm)<br />
Günlük en çok yağış<br />
miktarı (mm)<br />
17.6 22.7 31.6 54.1 77.0 91.6 69.3 46.0 33,4 41,0 33.9 30.1 548,4<br />
13.4 28.0 16.3 36.5 29.3 29.7 32.8 30.4 31.1 25.1 22.9 40.0 40.0<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Kaynak: Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ.)<br />
Harita 16. Kuzeydoğu Anadolu’nun Yıllık Ortalama Yağış Dağılışı Haritası<br />
53
C.1.1.6.2. Kar, Dolu, Sis ve Kırağı :<br />
İlde ilkbahar geç donları 15 Hazirana kadar sürmekte ve sonbahar erken donları da<br />
5 Eylülde görülmeye başlamaktadır. Kış mevsimi genellikle Ekim ayı sonlarında başlayıp,<br />
Nisan ayı sonlarına kadar sürmekte olup, ortalama kar örtülü gün sayısı <strong>12</strong>7,8 gündür.<br />
Tablo 10. Ardahan İli 15 Yıllık Kar, Dolu, Sis ve Kırağı Miktarları<br />
AYLAR<br />
OCAK<br />
ŞUBAT<br />
MART<br />
NİSAN<br />
MAYIS<br />
HAZİRAN<br />
TEMMUZ<br />
AĞUSTOS<br />
EYLÜL<br />
EKİM<br />
KASIM<br />
ARALIK<br />
YILLIK<br />
(Ortalama)<br />
Ortalama Kar Örtülü<br />
Gün Sayısı<br />
En Yüksek Kar<br />
Örtüsü Kalınlığı cm.<br />
Ortalama Sisli Günler<br />
Sayısı<br />
Ortalama Dolulu<br />
Günler Sayısı<br />
Ortalama Kırağılı<br />
Günler Sayısı<br />
30.3 28.3 25.6 6.2 0.4 - - - - 1.0 10.7 25.3 <strong>12</strong>7.8<br />
56.0 80.0 75.0 25.0 15.0 - - - - 6.0 29.0 42.0 80.0<br />
4.3 3.4 2.3 0.4 - - 0.2 - - 0.3 1.1 3.1 15.1<br />
- - - 0.1 0.5 0.7 0.2 0.3 0.1 0.1 - - 2.1<br />
0.2 - 1.5 7.9 4.6 1.8 0.1 0.3 6.5 15.8 13.4 3.5 55.7<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 16. Ardahan’da Kış<br />
54
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 17. Ardahan da Dolu Yağışı (Haziran 2<strong>00</strong>4)<br />
Kaynak: Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 18. Ardahan İli İklim Verileri Grafiği<br />
C.1.1.7. Seller :<br />
Bu konu hakkında bilgi P.1.3’te ayrıntılı olarak verilmiştir.<br />
55
C.1.1.8. Kuraklık :<br />
İlde yıllık yağış miktarı 5<strong>00</strong>-7<strong>00</strong> mm arasında değişmektedir. Ortalama olarak<br />
Ardahan’a 548,4 mm, Göle’ye 626 mm, Hanak’a 535 mm, Posof’a 6<strong>00</strong> mm’nin üstünde<br />
yağış düşmektedir. Nitekim yıllık ortalaması 548,4 mm olan Ardahan’a en fazla 792 mm<br />
(1967), en az 315 mm (1969) yağış düşmüştür. Ardahan’da 91,6 mm olan Haziran yağış<br />
ortalaması , en fazla 176 mm (1967), en az 32 mm (1969) arasında değişme göstermiştir.<br />
Yaz döneminde kuzey sektörden sokulan hava kütleleri nisbi nem yönünden zengin<br />
olduğu için sahada yaz kuraklığının hafiflemesine ve bu rüzgarı alan kuzey yamaçlarda<br />
orman örtüsünün tutunmasını sağlamaktadır.<br />
İlde yıllık ortalama % 71,7 olan nisbi nem, aşağı yukarı yılın bütün aylarında da %<br />
70’in üzerinde seyretmektedir.<br />
İl genelinde bitkilerin gelişim gösterdiği vejatasyon döneminde 16 yıllık ortalamalara<br />
göre kuraklık görülmemektedir. Yıllık ortalama yağış miktarı üç istasyonda (Ardahan, Posof<br />
ve Göle) 548- 620 mm arasında değişmekte olup, vejatasyon döneminde (<strong>May</strong>ıs, Haziran,<br />
Temmuz, Ağustos) düzenli dağılış göstererek yaklaşık 3<strong>00</strong> mm yağış düşmektedir.<br />
C.1.1.9. Mikroklima :<br />
Etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 1.5<strong>00</strong> m. yükseklikte bulunan Posof İlçesi<br />
ise Doğu Karadeniz ikliminin sert şekli hüküm sürer. Burada mikroklima tipi iklim hakim<br />
olduğundan, kışlar yağışlı, yazlar ise sıcak geçmektedir. Bu iklimin en belirgin özelliği<br />
yağışlardır. 2. Alt Bölge olan Posof bölgesi; yıllık ortalama yağış miktarı (6<strong>00</strong> mm) ve<br />
ortalama yüksek sıcaklıkların daha fazla olması ile nispeten daha ılıman bir iklime sahiptir<br />
Bu alana her mevsimde yağış düşer. Bölgede kış mevsimi altı ay sürer. Bu esnada yağışlar<br />
hep kar halindedir ve boldur. <strong>May</strong>ısa kadar kar yağdığı da olur. İlkbahar ve sonbaharda sisler<br />
oluşur. Yaz mevsimi süresince yağmur eksik olmaz.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 19. Posof Havzasından Bir Görünüm<br />
56
C.1.2. Yapay Etmenler<br />
C.1.2.1. Plansız Kentleşme :<br />
Ardahan İlinde plansız kentleşmede yaşanan en büyük sorun, alt yapı yetersizliğinden<br />
kaynaklanmaktadır. Bu sorun belediye tarafından çözülmeye çalışılmaktadır.<br />
C.1.2.2. Yeşil Alanların Azalması :<br />
İlde mevcut yeşil alanların (park, bahçe) toplamı <strong>12</strong>.<strong>00</strong>0 m²’dir. İmar planında ayrılan<br />
alanların toplamı ise 280.<strong>00</strong>0 m² dir. İlde kişi başına düşen yeşil alan miktarı ise <strong>12</strong> m²’dir.<br />
C.1.2.3. Isınmada Kullanılan Yakıtlar :<br />
Ardahan İli hava kirliliği bakımdan 3. derece iller arasında olup, genelde yakıt olarak<br />
kömür başta olmak üzere odun, tezek, elektrik, fuel-oil ve motorin kullanılmaktadır.<br />
İl genelinde kullanılan yakıtlar ile ilgili olarak; 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığının<br />
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 02/11/1986 tarihli ve 19269 sayılı Resmi Gazete’de<br />
yayımlanan Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği ile Çevre ve Orman Bakanlığının<br />
27/04/2<strong>00</strong>4 tarihli ve 2<strong>00</strong>4/4 sayılı Genelgesine dayanılarak 16.07.2<strong>00</strong>4 tarih ve <strong>03</strong><br />
nolu Ardahan İli Mahalli Çevre Kurulu Kararı ile aşağıda belirtilen standartlar getirilmiştir.<br />
a- Isınma Amaçlı Yerli Kömürler<br />
Kalori Miktarı<br />
:En az 3<strong>00</strong>0 (-2<strong>00</strong>) kcal/kg<br />
Toplam Kükürt Miktarı(Kuru bazda) :En çok % 2.5<br />
Kömür Ebadı :En az 18-150 mm (+ -%10)<br />
Kül Oranı maximum %14+2 ise kömürdeki kalori değeri minimum 6<strong>00</strong>0 kcal/kg<br />
b- Isınma Amaçlı İthal Kömürler<br />
Uçucu Madde Miktarı(Kuru bazda) :% <strong>12</strong>-28 (+1 tolerans)<br />
Kalori Miktarı (Orijinalde) :En az 62<strong>00</strong> kcal/kg (-4<strong>00</strong> kcal/kg tolerans)<br />
Kükürt Miktarı(Kuru bazda) :En çok % 0.9<br />
Nem Miktarı (Orijinalde) :En çok %10<br />
Kül (Kuru bazda)<br />
:En çok % 14 (+1 tolerans)<br />
Şişme indeksi : max. 1<br />
Kömür Ebadı<br />
:En az 18-150 mm (+-%10 tolerans)<br />
Sıvı yakıtlarla ilgili olarakta yine aynı Karar gereği; Ardahan İli belediye mücavir<br />
alanı içerisinde sıvı yakıt olarak, kükürt miktarı en çok 1.5 olan TÜPRAŞ 615 kalorifer<br />
yakıtının kullanılmasına ve TÜPRAŞ tarafından üretilen yüksek kükürt içeren 6 nolu fueloilin,<br />
kükürtdioksit emisyonunu Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği’nde belirtilen sınır<br />
değerlere uygun olarak arıtan baca gazı arıtım tesisine/teknolojisine sahip sanayi tesislerinde<br />
kullanımına izi verilmesine, bu koşullar dışında 6 no lu fuel-oilin kullanımının önlenmesine,<br />
sıvı yakıt taşıyıcı ve satıcı firmaların bu konuda uyarılmasına karar verilmiştir.<br />
Ardahan İlinde hava kirliliği ile ilgili olarak sayısal veriye dayalı bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
57
C.1.2.4. Endüstriyel Emisyonlar :<br />
Endüstri tesislerinde kullanılan yakıta bağlı olarak atmosfere belli oranlarda<br />
emisyonlar bırakılmaktadır. Organize sanayi bölgesi bulunmayan İlde, endüstri tesisleri<br />
bulunmadığından endüstriden kaynaklanan bir kirlilik oluşmamaktadır. Bu nedenle bu konu<br />
hakkında herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamıştır.<br />
C.1.2.5. Trafikten Kaynaklanan Emisyonlar :<br />
İldeki motorlu kara taşıtlarının cinsi ve sayısı Tablo 11’de verilmiştir.<br />
Tablo 11 . Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Taşıt Durumu<br />
ARAÇLAR<br />
2<strong>00</strong>4 YILI ARAÇ DURUMU<br />
Motorsiklet 18<br />
Otomobil 1395<br />
Minibüs 682<br />
Otobüs 36<br />
Kamyonet 3<strong>00</strong><br />
Kamyon 335<br />
Traktör 2670<br />
Çekici 13<br />
Özel Ağır Taşıt 51<br />
Tanker 17<br />
Arazi Taşıtı 57<br />
GENEL TOPL<strong>AM</strong> 5574<br />
Kaynak: Ardahan İl Trafik Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
İlde bir adet egzoz ölçüm istasyonu bulunmakta olup, düzenli olarak emisyon<br />
ölçümleri Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfı tarafından yapılmaktadır. Çevre Koruma<br />
Vakfı 2<strong>00</strong>4 verilerine göre; 318 adet özel oto, 1015 adet resmi oto olmak üzere toplam<br />
1.333 adet Ardahan İlinde egzoz emisyon ölçümü yapılmıştır.Emisyon kontrol donanımı<br />
bulunmayan her bir taşıtın, 50 litrelik bir benzin sarfiyatıyla atmosfere;<br />
5-7,5 kg. Karbonmonoksit (CO)<br />
0,15 – 0,3 kg Hidrokarbon (HC)<br />
15 gr Kükürtdioksit (SO 2<br />
)<br />
30 gr İnorganik Madde<br />
<strong>12</strong> gr Oksitler karışmaktadır.<br />
C.2. Havayı Kirletici Gazlar ve Kaynakları<br />
C.2.1. Kükürtdioksit Konsantrasyonu ve Duman :<br />
Kükürtoksitleri, kükürt ihtiva eden maddelerin yakılması sonucu oluşur. Havadaki<br />
kükürt oksitler içerisinde en önemli pay kükürtdioksit gazına aittir. Kükürtdioksit atmosferde<br />
hızlı bir şekilde oksitlenmeyle kükürttrioksit ve sülfatlara dönüşür. SO 2<br />
sülfürik asit anhidriti<br />
olup; yağmur ve yoğuşmuş nem damlalarıyla birlikte havada bu asidin oluşmasına neden<br />
58
olur. Oluşan bu asit yağmur suyunun pH’ını düşürerek, yağmur suları ile yeryüzüne inerek<br />
bir çok etkilere neden olmaktadır. Atmosferik korozyon, canlılar üzerine olan etkileri örnek<br />
olarak verilebilir.<br />
İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmadığından herhangi bir veri elde<br />
edilememiştir.<br />
C.2.2. Partikül Madde Emisyonları :<br />
Saf su damlacıkları hariç atmosferde bulunan çok küçük katı parçacıklara ve sıvı<br />
damlacıklara partikül denir. Partiküller de gazlar gibi atmosfer kirletici maddelerdir. Başlıca<br />
partiküller şunlardır; sis veya pus, duman, toz, is. Sis veya pus havadaki çok küçük su<br />
zerrecikleridir. Bunlardan bazıları havadaki su buharının yoğunlaşmasıyla, bazıları da deniz<br />
suyunun sıçramasıyla oluşur.<br />
Duman, organik ve inorganik buharların havada yoğunlaşması sonucu meydana gelen<br />
parçacıklardır. Toz, büyük katı parçacıkların ufalanmasıyla meydana gelen parçacıklardır.<br />
İs, yanma sonucu meydana gelen siyah parçacıklardır. Atmosferde yukarıda sayılan cansız<br />
partiküllerden başka, canlı partiküller de vardır. Bunlar; bakteriler, mantarlar, mayalar ve<br />
yosunlardır. Atmosferde bulunan partiküllerin başlıca zararları, atmosferin bulanıklığını<br />
arttırarak görüş mesafesini düşürmeleri, solunum sistemini bozmaları ve zehirli gazları<br />
akciğerlere kadar taşımalarıdır.<br />
İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmadığından herhangi bir veri elde<br />
edilememiştir.<br />
C.2.3. Karbonmonoksit :<br />
Karbonmonoksit (CO) atmosferde bulunan en yaygın ve en zararlı hava kirleticilerinden<br />
birisidir. Yapay ve doğal olmak üzere iki kaynaktan meydana gelir. Özellikle otomobil<br />
egzoz gazlarında önemli miktarda bulunur. Ayrıca yanmanın iyi olmadığı diğer bütün<br />
aktiviteler sonucu önemli oranda karbonmonoksit oluşur ve atmosfere karışır. Yapılan çalışmalar<br />
CO konsantrasyonu 1<strong>00</strong> ppm’in üzerinde olan atmosferin, insanlar üzerinde çok<br />
tehlikeli hatta öldürücü etkisi olduğunu göstermektedir. CO’in insanlar üzerindeki öldürücü<br />
etkisi kandaki hemoglobinle reaksiyona girmesiyle oluşur. Hemoglobinin canlı vücudundaki<br />
normal görevi olan oksijeni akciğerlerden alıp oksihemoglobin halinde vücuttaki<br />
hücrelere, vücuttaki hücrelerde meydana gelen karbondioksiti akciğerlere taşımaktadır. Bu<br />
reaksiyon CO ile de meydana gelmekte ve karboksihemoglobin oluşmaktadır. Bu durumda<br />
hemoglobinin, oksihemoglobin haline gelmesi ve hücrelere yeniden oksijen taşıması güç<br />
olmaktadır. Böylece belli bir karboksihemoglobin konsantrasyonunda canlının ölmesi kaçınılmaz<br />
olmaktadır.<br />
C.2.4. Nitrojen Oksitler :<br />
Atmosferdeki azot oksitleri, N 2<br />
O, NO, NO 2<br />
dir. Atmosfere karışan N 2<br />
O gazının tümü,<br />
azotlu maddelerin mikrobik bozulmaları sonucu meydana gelir. NO gazının ise yaklaşık<br />
%80’i doğal kaynaklardan, %20’si yapay kaynaklardan meydana gelir. NO 2<br />
gazının esas<br />
kaynağı ise NO gazıdır. NO gazının bir kısmı hava oksijeni ile yükseltgenerek NO 2<br />
haline<br />
dönüşür. Yapay kaynaklardan meydana gelen NO gazı daha çok yerleşim merkezlerinde<br />
59
meydana geldiği için belirli yerlerde konsantrasyonu çok fazla yükselebilir. Bu da başta<br />
insan sağlığı olmak üzere bir çok canlı üzerinde son derece zararlı olmaktadır.<br />
NO X<br />
denince, NO ve NO 2<br />
her ikisini birden kapsamaktadır. Bu gazların her ikisi de<br />
insan sağlığına zararlıdır. NO 2<br />
burun ve boğazı tahriş eden kötü kokulu bir gazdır. Kokusunun<br />
alınma eşik sınırı 1-3 ppm dir. Havadaki konsantrasyonu 10 ppm’in üzerine çıkınca gözde ve<br />
mukozada yanmalar meydana gelir. Hayvanlar üzerinde yapılan denemelerde konsantrasyon<br />
artmasıyla ölüme götüren zehirlenmelerin meydana geldiği ve 1<strong>00</strong> ppm’de ise çok kısa<br />
zamanda ölümlerin meydana geldiği tespit edilmiştir. Troposferde bulunan NO gazından bir<br />
kısmı yükseltgenmeden stratosfere sızabilir. Bu sızma daha çok süpersonik uçaklardan ve<br />
nükleer denemelerden ileri gelir. Bu sızan NO gazı doğrudan ozon tabakasına karışır ve ozon<br />
tabakasının parçalanmasına neden olur.<br />
C.2.5. Hidrokarbon ve Kurşun Emisyonları :<br />
İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmadığından herhangi bir veri elde<br />
edilememiştir.<br />
C.3. Atmosferik Kirlilik<br />
C.3.1. Ozon Tabakasının İncelmesinin Etkileri :<br />
Atmosfer yeryüzünden birkaç kilometre yukarıya kadar uzanmaktadır. Atmosferin<br />
en alt tabakası troposfer olup yeryüzünden yüksekliği, orta ve kutup enlemlerinde 10 km,<br />
ekvatorda ise 18 km civarındadır. Ozon molekülleri atmosferde bulundukları yere göre farklı<br />
karakteristik özellik gösterir.<br />
Atmosferdeki ozonun yaklaşık 5.90’ı yeryüzünden itibaren başlayan 10 ila 40<br />
km arası yükseklikteki stratosfer tabakasında bulunur. Bu bölgedeki ozonun özelliği tüm<br />
canlı varlıkları, doğal kaynakları ve tarımsal ürünleri olumsuz yönde etkileyen morötesi<br />
radyasyonu yani ultraviole ışınları absorbe etmesidir. Bu ışın tutuma işlemi, oksijenin ozona<br />
parçalanarak tekrar oksijene dönüşmesi sırasında ultraviole ışınlarını kullanması sonucunda<br />
meydana gelmektedir. Dışardan herhangi bir kimyasal madde ilavesi olmadığı taktirde<br />
ozon oluşumu ve parçalanması devamlı bir şekilde sürmekte ve sonuçta zararlı ultraviole<br />
ışınları bu tabaka tarafından tutulmuş olmaktadır. Doğal bazı olaylar (sıcaklık değişimi, hava<br />
akımları gibi) ozon dengesini zaman zaman bozmakla birlikte bu durum ozon miktarında<br />
önemli değişikliğe yol açmamaktadır.<br />
Ozon yoğunluğunun ultraviole ışınlarını tutuma görevi yapamayacak kadar azalması<br />
ozon tabakasının delinmesi olarak adlandırılmaktadır. Bu durum gerçekte ozon tabakasındaki<br />
bir delik olmayıp ozon tabakasındaki incelme olayıdır. Stratosfer tabakasındaki ozonun<br />
yararlı olmasına karşın gezegenimizin yüzeyine yakın atmosfer tabakasında (traposfer) %10<br />
oranında bulunan ozonun yıkıcı etkisi vardır. Atmosferdeki diğer moleküllerle reaksiyona<br />
giren ozonun bitki ve hayvanların canlı dokularına zararı vardır.<br />
C.3.2. Asit Yağmurlarının Etkileri :<br />
Çeşitli endüstriyel faaliyetler, konutlarda ısınma amaçlı olarak kullanılan fosil<br />
yakıtlar, motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları ile fosil yakıtlara dayalı olarak enerji üreten<br />
termik santrallerin faaliyetleri sonucu hava kirlenmekte ve kükürtdioksit, azotoksit, partikül<br />
60
madde ve hidrokarbon molekülleri atmosfere yayılmaktadır. 2 ile 7 gün arasında havada<br />
asılı kalabilen bu kirleticiler zaman zaman çok uzaklara taşınabilmekte atmosferdeki su<br />
partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfüroz asit (HSO), sülfürik asit (H 2<br />
SO 4<br />
)<br />
ve nitrik asit (HNO 3<br />
) oluşumuna sebebiyet vermektedir. Bunların geri dönüşleri kuru ve yaş<br />
asit depolanması şeklinde olur. Yaş depolamada atmosferde oluşan bütün ürünler, yağmur<br />
ve kar içindeki çözülmüş halde taşınırlar. Kuru depolamada ise atmosferdeki partiküllerin<br />
ve gazların yeryüzüne taşınması esnasında yağmur ve kar bulunmaz, sis içindeki aerosol<br />
şeklinde bulunurlar.<br />
Hiçbir yabancı maddeyle kirletilmemiş bir atmosferde bile yağmur suyu hafif asit<br />
karakterdedir ve pH derecesi 5,6 dır. Çeşitli yanma olayları sonucu havaya karışan SOx,<br />
NO X<br />
gibi gazlar yağışla birleşerek asit meydana getirebilmekte bunların yeryüzüne yağması<br />
ile asit yağmurları olmaktadır. Asit yağmurlarının zararları şöyledir:<br />
- Asit yağmurları göl akarsularda asit dengesini bozarak, önce hassas canlılar olmak<br />
üzere tüm canlıları etkilemekte, hatta bazı türlerin ölümüne yol açmaktadır.<br />
- Tarihsel kalıntıların, çelik köprülerin, demiryollarının aşınmasına ve tahribatına<br />
neden olmaktadır.<br />
- En büyük etki ormanlar üzerinde görülmektedir. Asidik yağışlar ağaçların en önemli<br />
organı olan yapraklardaki büyüme ve gelişmeyi engellemektedir.<br />
- Yeryüzüne inen asit yağmurları suya ve toprağa geçerek onların fizikokimyasal<br />
yapısını değiştirmekte, neticede toprak ve suyla ilişkide olan canlılar etkilenmektedir.<br />
C.4. Hava Kirleticilerinin Çevreye Olan Etkileri<br />
C.4.1. Doğal Çevreye Olan Etkileri<br />
C.4.1.1. Su Üzerindeki Etkileri :<br />
Suların kirlenme sorunu, hiç şüphesiz çağdaş medeniyetin doğal ortamı bozmasının<br />
en fazla endişe verici görüntülerinden birini oluşturmaktadır. Eğer insan faaliyeti kısa ve uzun<br />
vadede, kirlilik etkenlerinin tamamını engelleyemezse yakın bir zamanda kara ve okyanus<br />
sularının kirliliği çağdaş bir sorun olarak karşımıza çıkacaktır. Su krizi zaten dünyanın en<br />
önemli sorunlarından biridir.<br />
Su kirliliğinin etkileri ve mekanizması, bütün zararları iyi bilinmesine rağmen,<br />
üzerinde pek durulmamaktadır. Kirli ajanların tabiatı, biyolojik faaliyet türleri, çok sayıda<br />
çalışmaya konu olmuştur. Ancak konu çok karışıktır, çünkü bir çok katı madde suda eriyebilir<br />
veya süspansiyon halinde ortaya çıktığı bölgelerin çok uzağına sürüklenebilir ve orada<br />
ortaya çıkar. Su ortamındaki bu homojenliğin sonucu suya bulaşan kirleticiler akış yönünde<br />
bulunan bütün organizmalar üzerinde faaliyetlerini sürdürürler ve hatta aynı şekilde açık<br />
deniz ya da deniz kıyılarındaki bölgelerde aynı etkiyi gösterirler.<br />
Suların kirlenmesinde bir başka önemli sorun da erimiş oksijen azlığıdır. Atmosfer<br />
çok kirlenmiş olsa bile, çok ender durumlar dışında, normalde eşdeğer konsantrasyonu<br />
içermesine rağmen, sudan tamamen farklıdır.<br />
61
Suların kirlenmesinde bir başka etkeni de zirai mücadele için yapılan ilaçlamalarda,<br />
havadaki ilaç zerrelerinin rüzgarla sulara taşınması oluşturmaktadır. Ayrıca asit yağmurları<br />
da kirliliği arttırmaktadır. Havadaki kirleticilerin yağışlar ve rüzgar gibi atmosferik etkenlerle<br />
uzun mesafelere taşınması ve yerüstü sularına karışması sonucu su kirliliği meydana<br />
gelmektedir.<br />
Bilindiği gibi pH skalası 7,0’nin altındaki değerler asidik, 7,0’nin üstündeki değerler<br />
ise alkalidir. Dolayısıyla 7,0’nin altında asidite artmaktadır. pH’ın 6,0’dan 5,0’e düşmesi<br />
asiditede 10 katlık, 6,0’dan 4,0’e düşmesi ise 1<strong>00</strong> katlık bir artış ifade eder. Yağmur suları<br />
genellikle hafif asidik ise de pH değeri 5,6’nın altında olan yağışlar “asit yağmuru” olarak<br />
adlandırılır.<br />
Sanayileşme ve kentleşmeye bağlı olarak Amerika ve Avrupa’da asit yağmurları<br />
büyük önem kazanmıştır. Örneğin İsveç ve Batı Avrupa’da yağmur suyunun pH araştırması<br />
(Oden.1969) göstermektedir ki yağmur suları, yıldan yıla daha asitli olmaya başlamıştır.<br />
C.4.1.2. Toprak Üzerine Etkileri :<br />
Toprak hiç şüphesiz yerleşme, besin ihtiyacı ve yaşam ortamı olarak biyosferin önemli<br />
unsurlarından birini oluşturur. Bunun dolaylı veya dolaysız kirlenmesi, canlılar açısından son<br />
derece önemli problemleri de beraberinde getirmektedir. Toprağın kirlenmesi su ve havaya<br />
oranla daha karışık olduğu için düzeltilmesi de o oranda zor ve masraflı olmaktadır.<br />
Hava kirliliğinin aksine toprağın kirlenmesi şehirlerden çok özellikle kırsal kesimi<br />
ilgilendirir. Endüstri merkezleri olan büyük şehirlerde ve endüstri bölgelerinde hava kirlenmesi<br />
çok sık görülür. Ancak her şeyden önce bazı modern zirai tekniklerin yayılması sonucu<br />
da toprak kirlenmektedir. Bugün gelişen modern tarım teknolojisi artan miktarlarda besin<br />
üretmektedir. Halbuki tarıma elverişli olmayan toprakların kullanılması ve endüstrileşme,<br />
nüfus artışının bir sonucu olarak şehirlerin gelişmesi, ekilebilir ve kullanılabilir tarım<br />
alanlarını azaltmıştır.<br />
Modern tarım ilaçları ki çoğu kimyasal maddelerdir ve üretimi arttırmak için<br />
kullanılır ancak yüksek dozlarda devamlı olarak kullanıldığında içerdiği zehirli maddeler<br />
sebebiyle toprağı kirletir. Toprak kirlenmesi de üzerinde yaşamakta olan canlıları çok yönlü<br />
etkilemektedir. Atmosferdeki aerosol şeklindeki ağır metaller (civa, molibden, kurşun,<br />
kadmiyum vb.) atmosfer hareketleriyle toprağa düşerler ve sonuçta kirlenmeye sebep<br />
olurlar. Ayrıca yüzeysel sularla sürüklenen fosfat ve nitrat artıkları yer altı sularını kirletir.<br />
Dolayısıyla toprak, atmosfer ve hidrosfer arasında zorunlu bir geçit oluşturur.<br />
C.4.1.3. Flora ve Fauna Üzerindeki Etkileri :<br />
Atmosfer kirliliği bütün hayvan türleri üzerinde kötü etki yapmaktadır. Atmosfer<br />
kirliliği bazen biyosonöz üzerinde yıkıcı bir etki yaparak yalnız tabiatın korunması<br />
bakımından değil aynı zamanda zirai çevrede (kültür bitkileri ve ormanlar) ve insan sağlığı<br />
üzerinde de son derece etkilidir.<br />
Gerek çiçeksiz gerekse çiçekli bitkiler hava kirliliğine karşı çok hassastırlar. Bitkiler<br />
arasında özellikle çamların ve likenlerin etkilenme dereceleri çok fazla olup, bunlar biyolojik<br />
kirlenmenin endikatörleri olarak kabul edilirler.<br />
62
SO 2<br />
, yalnız atmosferi büyük ölçüde kirleten bir madde değil aynı zamanda havada çok<br />
yüksek oranlarda bulunduğunda bitkiler için zehirleyici etkiler yapmaktadır. Bu kirleticinin<br />
kötü etkileri yüzyıla yakın bir süreden beri bilinmektedir.<br />
SO 2<br />
, yapraklı bitkilerde yaprak dokusu bozukluklarına sebep olarak buradaki iletim<br />
demetlerini etkilemektedir.<br />
Kültür bitkileri arasında yem bitkileri (özellikle kaba yonca), pamuk, hindiba, marul<br />
en hassas olanlarıdır. Sonra hububat ve turpgiller gelir. Mısır, armut, elma ve badem bu gaza<br />
karşı daha toleranslıdır.<br />
Tarla yabancı otları ile yol kenarlarındaki arsız otlar da bir evvelkiler kadar SO 2<br />
gazına hassastırlar. Bu arada bazıları örneğin Anagallis arvensis, Stellaria media, Plantago<br />
lanceolata SO 2<br />
gazına karşı oldukça dayanaklı bitkilerdir. Bunların bolluğu bir yerde bu<br />
gazın kirletici etkisini belirleyen biyolojik endikatörler olarak kabul edilir.<br />
Kozalaklı bitkilerden Sarı Çam ( Pinus sylvestris) ve Göknar ( Abies sp.) türleri<br />
SO 2<br />
’e en hassas olanlarıdır. Bilhassa Orta Avrupa’da ve İngiltere’de, bu türler atmosferin<br />
SO 2<br />
gazı ile kirlenmesi sonucu, çok fazla tahrip olmuşlardır.<br />
Yapraklarını döken ağaçlardan Kayın ve Kestane türlerinin yaprakları kükürtten bile<br />
çok etkilenmekte ve yaprak dokuları hemen bozulmaktadır.<br />
Havada SO 2<br />
gazı 1 ppm yoğunluğa ulaştığında bitkilerin yaşaması zorlaşır. Çiçekli<br />
bitkilerin büyük kısmı 0.1 ppm yoğunlukta etkilenmeye başlarlar ve bu yoğunluk bir üst<br />
sınır oluşturur. Mantarlar, SO 2<br />
veya kükürtten türemiş gazlara karşı çok hassastırlar. Yalnız<br />
bu madde bazı kültür bitkilerinde patojenlere karşı korunmada kullanılmaktadır.<br />
Likenler de, SO 2<br />
gazına karşı son derece hassastırlar ve SO 2<br />
yoğunluğu 35 ppb ye<br />
ulaştığında tamamen yok olmaktadırlar. Halbuki büyük şehirlerdeki SO 2<br />
miktarı ortalama<br />
1<strong>00</strong> ppb’dır. Bu sebeple birçok liken, SO 2<br />
ile kirlenmeden ötürü bu şehirlerde kaybolmuştur.<br />
İngiltere’de Belfast’da şehir merkezinden uzaklaştıkça ağaç gövdeleri üzerinde yaşayan<br />
likenler artmaktadır ( Fenton, 1961-1964). Başka bir deyişle SO 2<br />
oranı atmosferde arttıkça<br />
likenler yok olmaktadır.<br />
Likenlerin SO 2<br />
gazlarına karşı çok hassas olmalarının nedeni, kabuk veya taşlar<br />
üzerinde beslenme elementlerince fakir veya steril substratların üzerinde epifit yaşayan bu<br />
çiçeksiz bitkilerin çok özel ekofizyolojik durumlarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca likenler<br />
yoğunluğu son derce azalmış sıvılardaki çeşitli maddeleri absorbe etme kapasitesine sahiptir.<br />
Çünkü kendileri için mutlaka gerekli olan mineral maddeleri sadece yağmur sularıyla toprağa<br />
taşınmış veya erimiş bileşiklerden alırlar.<br />
Kirlenmiş atmosferde bulunan azotlu bileşiklerden (PAN) peroksiaçil nitrat,<br />
yaprakların alt yüzeyinde metalik veya gümüş cam renginin oluşmasıyla karakterize edilir. Bu<br />
görüntü parankima dokusu hücrelerindeki boşluklarda bu gazın sıkışmasıyla oluşmaktadır.<br />
Ozon da bitkiler için çok tehlikelidir. Bunun etkisi 50 ppb’den sonra görülmeye başlar<br />
ve 1<strong>00</strong> ppb’den sonra ise otsu ve odunlu bitkiler solmaya başlar. Bu durum bilhassa yaprağın<br />
üst yüzünde dağılmış siyah lekelerin görünmesiyle kendini gösterir. Son zamanlarda ozonla<br />
63
SO 2<br />
arasında bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. 1<strong>00</strong> ppb yoğunluğunda ozon ve SO 2<br />
gazı<br />
karıştığında bitkilere zehir etkisi yapmaktadır.<br />
Otomobillerin eksozlarından atmosfere yayılan kurşun daha sonra bitkilere ve toprağa<br />
geçer ve burada az eriyebilir olduğu için uzun zaman kalabilir. Ruhling ve Tyler (1968)’de<br />
kurşunun yosunlarda (Hypnum, Hyloconium, Pleurozium) biriktiğini göstermişlerdir.<br />
Kurşun miktarının artması bitkilerde dokunun çoğalmasına neden olmaktadır. Özellikle<br />
kültür bitkileri kurşun kirlenmesine karşı çok hassastır.<br />
Atmosfer kirliliği kültür bitkilerine olan kötü etkileri sonucunda milyonlarca dolar<br />
zarara sebep olmaktadır (ABD’de 1968’de yarım milyar dolar). Ayrıca atmosfer kirliliğinin<br />
orman toplulukları üzerine olan etkileri sonucu Avrupa’da binlerce hektar orman yok<br />
olmuştur.<br />
Belirli bir yerdeki kirli hava etkisini daha çok dolaylı bir şekilde gösterir ve sonuçta<br />
zehirlenmelere sebebiyet verir.<br />
Flor da, zehirleyici bir elementtir. Normal fizyolojik reaksiyonlar içerisinde bitkiler<br />
için rolü sınırlıdır.<br />
Sığır ve koyunlar flordan, besin zinciri içerisinde bulaşma yolu ile yavaş yavaş<br />
zehirlenirler. Flor, metabolizması yapılamayan bir maddedir ve bitkilerde stoplazma<br />
içerisinde birikmektedir. Kuru dokuda 2<strong>00</strong>0 mg/kg sınırına varabilir. Flor gazı türevleri<br />
bitkilere stomalar yolu ile girer. Diğerleri erimeyen toz parçaları şeklinde toprağa düşer ya<br />
da erimiş olarak nehir suyuna ve oradan da bitki kökleri yolu ile alınır. Monokotil bitkilerden<br />
Zambaklar (Lilium), Gensiyanlar (Gentiana), koniferlerden Sarı Çam (P. Sylvestris),<br />
Göknar (Abies) flor kirlenmesine karşı çok hassastır. Kültür bitkilerinden meyva ağaçları<br />
da çok fazla etkilenmektedir. Örneğin aluminyum fabrikasına yakın yerlerde bulunan şeftali<br />
ağaçlarının tümü yok olmuştur. Çamlar atmosferdeki flor yoğunluğu 60-1<strong>00</strong> ppb’ye eriştiği<br />
zaman yapraklarında siyah ölü noktalar oluşabilmektedir.<br />
İşte bu bitkilerle beslenen hayvanlar yüksek dozda flor aldıklarında (vücut ağırlığının<br />
her kg’ı için 1.5 mg’dan fazla) floroz adı verilen kronik bir zehirlenmeye veya hastalığa<br />
neden olur. Floroz, artan dozlarda çeşitli bozukluklara sebep olur. Örneğin organizma daha<br />
az dayanıklı hale gelir ve damarlı bir yapı oluşur. Sonra kemiklerde deformasyon gözlenir.<br />
Florla kirletilen bir besin uzun süre yenecek olursa, evcil hayvanlarda kan bozukluğuna<br />
(kaseksi) sebep olur. Koyun ve sığırlarda kan bozukluğu durumu flor yoğunluğu 30-50<br />
ppm’e çıktığı zaman gerçekleşir. Bu miktarın koyun ve domuzlarda 1<strong>00</strong> ppm, tavuklarda ise<br />
3<strong>00</strong> ppm’e kadar çıktığı saptanmıştır. Süt hayvanlarında ise sütün azalması yanında sütün<br />
yağ oranı da düşer.<br />
Florozdan ölen hayvanlarda yapılan otopsilerde böbrek ve böbreküstü bezlerinde<br />
nekroz’lar (ölü siyah noktalar) ve böbrek kanallarında doku bozuklukları gözlenmiştir.<br />
Arılar da flor kirlenmesinden çok fazla etkilenen hayvanlar arasındadır. Atmosfere<br />
bulaşan diğer bir kirletici kurşun olup ciddi rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Bu element<br />
evcil hayvanlar tarafından yutulduktan sonra etkileri mevzii kalmaktadır. Haddehane ve<br />
mineral çıkarılan yerlerde otlayan hayvanlarda kurşun kirlenmesi tespit edilmiştir.<br />
64
C.4.1.4. İnsan Sağlığı Üzerindeki Etkileri :<br />
İnsan, atmosfer kirliliğinin etkilediği canlılardan birini oluşturmaktadır. Bugünkü<br />
araştırmalar göstermiştir ki şehirler en çok kükürt bakımından kirlenmektedir. Bu kirlenme<br />
etkisini gizli bir şekilde 10 yıl gibi uzun sürelerde göstermektedir.<br />
Klinik anketler şehirlerde ölümlerin ve hastalıkların artmasını, havada SO 2<br />
dumanının<br />
artmasına bağlamaktadır. Bu konuda en belirgin örnek 1952 yılında Londra’da yaşamış<br />
ve 5-9 Aralık 1952’de 4<strong>00</strong>0 insan SO 2<br />
gazından ölmüş ve binlerce insan da diğer akciğer<br />
rahatsızlıklarına yakalanmıştır.<br />
Otomobillerin eksozlarından çıkan peroksiasetil nitrat gözlerde kanlanmaya sebep<br />
olmaktadır. Amerika’da Los Angeles’te meydana gelen peroksiasetil nitrat kirlenmeleri ciddi<br />
rahatsızlıklara sebebiyet vermiştir.<br />
Atmosfer kirliliğinin kronik etkileri, insan sağlığına olan zararlarıdır. Bunlar arasında<br />
kronik bronşitler, astım ve nihayet akciğer kanserleri gelmektedir.<br />
İngiltere’de endüstri merkezlerinde ölenlerin % 10’u kronik bronşitten olup bunların<br />
% 21’ini 40-59 yaşları arasındaki insanlar oluşturmuştur. Kronik bronşitin en yoğun şekli<br />
Japonya’da Kawasaki şehrinde yaşanmıştır. Burada şehir nüfusunun % 60’ı kronik bronşite<br />
yakalanmıştır. Bu durum yani kronik bronşit önce kuru öksürük ve balgam çıkarma şeklinde<br />
başlamış bilehare gittikçe solunum sıkıntısı, solunum yetersizliği ve bu da kalp yetersizliğini<br />
doğurmuştur.<br />
Sigara dumanı da müzmin bronşite sebep olmaktadır. 40 yaşından sonra sigara<br />
içenler içmeyenlere oranla % 1 daha fazla etkilenmektedir.<br />
Atmosfer kirliliği maalesef hastalıkların artmasına da sebep olmaktadır. Amerika<br />
ve İngiltere’de yapılan araştırmalar göstermiştir ki havada günlük SO 2<br />
gazı miktarının<br />
yükselmesi hidrokarbonların devamlı yanması, şehirlerde kronik bronşitten ölenlerin sayısını<br />
arttırmıştır.<br />
Akciğer amfizemleri özellikle atmosfer kirliliğinin yoğun olduğu şehirlerde görülen<br />
bir solunum rahatsızlığıdır. Bu hastalık, solunum parankimasının elastikiyetini kaybetmesine<br />
ve çeperlerde incelme sonucu akciğerlerdeki alveollerin açılmasına neden olmaktadır. Bu da<br />
akciğer kanamalarına sebebiyet verir.<br />
Atmosferdeki tozların alerjik bünyelerde astıma sebep olması büyük şehirlerde<br />
yine kirlenme sonucu oluşur ve solunum sisteminde çok büyük sıkıntılara sebep olur. Şehir<br />
atmosferinde benzantren, floranten ve benzopiren gibi kanserojen polisiklik hidrokarbonların<br />
bulunması, kanserin yayılmasında önemli bir rol oynamaktadır.<br />
C.4.2. Yapay Çevreye Olan Etkileri<br />
C.4.2.1. Görüntü Kirliliği Üzerine Etkileri :<br />
Üretildiği coğrafi yere ve enleme göre, partiküllerin havadaki miktarı ve şeklinde<br />
önemli derecelerde azalma ve yükselmeler görülür.<br />
65
Aerosollerin yoğunluğu, normal atmosferde 1 m 3 ’te 10 7 partikül, endüstrinin yoğun<br />
olduğu kirli atmosferde ise 1 m 3 ’te 2x10 9 ’dan fazladır. Aitken partiküllerin miktarına gelince;<br />
bu, dağların en ücra köşesinde 1<strong>00</strong>x10 8 / m 3 , kirli büyük şehir havasında 50x10 11 / m 3 olarak<br />
ölçülmüştür. Şehirlerdeki havada tozların ortalama miktarı 0.06-0.1 µ gr/m 3 ’tür.<br />
Aerosollerin atmosfere dağılışı homojen değildir. Aerosoller atmosferin alt<br />
tabakalarında çok boldur, troposferin üzerinde ise çok azalır, sonra stratosferde 16-28<br />
kilometrelerde tekrar artar. İnsan toprak seviyesindeki havada meydana getirdiği bulanıklıkla<br />
önemli bir müdahalede bulunur. Buna karşılık stratosfer tabakasındakiler tamamen tabii<br />
kökenlidir. Bu tabaka volkanik tozlardan, meteorit partiküllerinden ve kükürtlü hidrojenle,<br />
atmosferdeki amonyağın kükürtlü gazlarla oluşturduğu amonyum sülfat parçacıklarından<br />
oluşur. İnsanlar tarafından oluşturulan aerosoller, vejetasyonun oluşturduğundan daha<br />
fazladır. Vejetasyon her yıl atmosfere önemli miktarlarda terpenler bırakır. Bu sıvı parçacıklar<br />
tropikal bölgelerde uydulardan mavimsi buhar şeklinde görülür. Atmosferdeki aerosollerin<br />
yoğunluğu coğrafi yere ve enlem derecesine göre değişmektedir. Gerçekten biyosferde<br />
partiküllerle yükü geniş bir bölge ile az yüklü diğer bir bölge mevcuttur. Keza Amazon,<br />
Ekvator Afrika’sı ve Güneybatı Asya üzerinde aerosollerden meydana gelen mavimsi sis<br />
tabakası mevcuttur. Endüstrinin yoğun olduğu Kuzey Amerika ve Avrupa’da gri renkte bir<br />
toz tabakası görülür.<br />
Yapılan araştırmalar sonucu son 10-20 yılda atmosferdeki aerosollerin artma eğiliminde<br />
oldukları saptanmıştır. Hodge (1971) son çeyrek asırda atmosferin geçirme katsayısının % 9<br />
oranında azaldığını göstermiştir. Bu da bize bu zaman sırasında atmosferin saydamlığının 2<br />
kat kadar azaldığını göstermektedir. Davitalia (1965) Kafkas Dağlarının yüksek seviyelerinde<br />
bir yıl sırasında önemli miktarda toz yığıldığını göstermiştir. Bu araştırmacı bu dağlardaki<br />
karlarda toz miktarının 1930-1963 yılları arasında 20 kat arttığını gözlemiştir. Araştırıcılar<br />
bunu Sovyet endüstrisinin bu yıllardaki gelişmesine bağlamaktadır.<br />
Bryson ve Wenland bulanıklığın artma sebepleri arasında en belirgin faktörün<br />
son yıllarda kuzey yarım kürede endüstri faaliyetlerinin artmasına bağlamaktadır. Ayrıca<br />
volkanizma faaliyetleri de havadaki partiküllerin artmasına sebep olmaktadır.<br />
Modern endüstri faaliyetleri şüphesiz troposferde aerosollerin miktarını arttırmaktadır.<br />
Diğer taraftan stratosferde azot ve kükürt gazı bileşikleri derhal yeni partiküller oluşturur ve<br />
bunlar muhtemelen Aitken çekirdekleri etrafında kondenzasyonla oluşurlar.<br />
Bölgesel veya mezoiklim ölçeğinde meteorolojik değişmeler atmosfer kirliliğine<br />
bağlıdır. Çok kirlenmiş şehir bölgelerinin mezoiklimleri hissedilir derecede değişikli<br />
gösterir.<br />
Burada birinci etki güneşlenme üzerine dolayısıyla toprağın aydınlanmasına etki<br />
edecektir. Bu, mevsimlere bağlı olarak azalabilir. Ayrıca kış şartlarında sis oluşacaktır.<br />
Bu duman (smog) olayı yüzyılımızın başından beri endüstri şehirlerinin korkulu rüyası<br />
olmaya devam etmektedir. Şehirler üzerinde durgun havalarda, sıcaklık terselmesi olmadığı<br />
zamanlarda, kirliliğinin meydana getirdiği bir tabaka veya kubbe oluşur. Bu tabaka sarıesmer<br />
renktedir ve azot peroksit (NO 2<br />
) oluşumuna sebep olur.<br />
Toz ve gazların şehir üzerinde oluşturduğu bu kirli kubbe ancak rüzgar veya yağmurla<br />
dağılır. Şu da var ki yıkarı doğru hava hareketleri kirlenme kubbesini besleyerek yağışlara<br />
66
sebep olur. Tozlar, özellikle benzinli motorlarda çıkan kurşunca zengin partiküller atmosfer<br />
nemi için etkili kondenzasyon çekirdeklerini oluşturur ve şehir çevrelerinde etkili yağışlar<br />
neden olur.<br />
Sisin veya dumanın bulunmadığı, fakat kirli tabakanın (kubbenin) bulunması, durgun<br />
havalarda kuvvetli bir radyasyon absorbsiyonuna neden olur. Bu durum şehirlerde görüş<br />
mesafesini büyük ölçüde engeller.<br />
KAYNAKLAR:<br />
AKMAN, Çevre Kirliliği ve Ekolojik Etkileri, 1996<br />
Adana İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />
Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Meteoroloji Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Trafik Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfı, 2<strong>00</strong>4<br />
ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />
ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />
67
D. SU<br />
D.1. Su Kaynaklarının Kullanımı<br />
D.1.1. Yer altı Suları :<br />
İl sınırları içinde Ardahan ve Göle ovalarında DSİ tarafından Planlama Kademesinde<br />
Hidrojeolojik Etüt yapılmıştır. Buna göre;<br />
Ardahan Ovası:<br />
Neojen yaşlı, kalınlığı 50-3<strong>00</strong> m arasında değişen kil, kum, silt, çakıl ihtiva eden<br />
tortul tabakalardan ve bunun üzerine gelen kalınlığı 5-25 m arasında olan Kura Nehri ve yan<br />
kollarının oluşturduğu birimlerden meydana gelmektedir.<br />
Ovanın yer altı suyu etüdünü yapmak amacıyla 15 adet araştırma ve 4 adet içme suyu<br />
kuyusu açılmıştır. Kuyu derinlikleri <strong>12</strong>-325 m, statik seviye 1-4 m, dinamik seviye 6-27 m.,<br />
verimleri 1-20 lt/s arasında değişmektedir. Ovada akifer özelliği taşıyan formasyon, kalınlığı<br />
5-25 m arasında değişmektedir.<br />
Göle Ovası:<br />
Neojen yaşlı, kalınlığı 3<strong>00</strong> m’yi bulan kil, silt, kum ve çakıl ihtiva eden tortul<br />
tabakalardan ve bunun üzerine gelen kalınlığı 8-10 m arasında değişen alüvyon birimlerden<br />
meydana gelmektedir.<br />
Ovanın yer altı suyu etüdünü yapmak amacıyla 10 adet araştırma su sondaj kuyusu<br />
açılmıştır. Kuyu derinlikleri 17-295 m., statik seviye 1-<strong>12</strong> m, dinamik seviye 2-20 m, verim<br />
2-25 lt/s arasında değişmektedir. Ovada akifer özelliği taşıyan formasyon, sedimantasyona<br />
eşlik eden volkanizma sonucu oluşan tüf ve neojenin kumlu çakıllı seviyeleridir.<br />
Ardahan ve Göle ovalarının yer altı suyu potansiyeli 40 hm³/yıl olarak hesaplanmıştır.<br />
Posof Havzası:<br />
Posof Havzasında yer altı suyu ile ilgili olarak yalnızca Köy Hizmetleri tarafından<br />
açılan su kuyuları sayesinde sayısal veri elde edilmiştir. Başta litolojik özellikler olmak<br />
üzere, topografik durum, doğal bitki örtüsü ve iklim özellikleri dikkate alındığında, Posof<br />
Havzasında yer altı suyu gelişimi için, uygun şartlar taşımadığı görülür. Nitekim, akarsular<br />
tarafından dar ve derin vadilerle parçalanmış olan havzada, topografya oldukça engebeli<br />
bir görünüm kazanmıştır. Kısa mesafelerde yükselti farklarının fazla olması, eğimin<br />
artmasına neden olurken, suyun zemine sızmasını da büyük ölçüde engellemektedir.<br />
Bu durum, sahada yer altı suyu gelişimini olumsuz yönde etkileyen önemli bir faktör olarak<br />
ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan, Posof Çayının her iki tarafında da yaygın olan volkanik<br />
kayaçlar zeminin sızma kapasitesini azaltmaktadır.<br />
Yine eğim değerlerinin %35-40’dan fazla olması nedeniyle, yağmur sularının büyük<br />
bir kısmı zemine sızmadan yüzeysel akışa geçmektedir. Posof Çayı Havzasında, yer altı suyu<br />
69
oluşumunu ve gelişimini güçleştiren bu olumsuz şartlara rağmen, Posof Çayı vadi tabanına<br />
yakın kesimlerde, çok sayıda soğuk su kaynağı bulunmaktadır. Sahanın sık bitki örtüsüyle<br />
kaplı nispeten az eğimli yamaçlarında, andezit ve bazalt gibi geçirimsiz kayaçların, yarık<br />
ve çatlakları boyunca, yüzey suları yer altına sızarak, bu kaynakları meydana getirirler.<br />
Nitekim, çoğu güneybatı-kuzeydoğu yönlü ana fay hatları çevresinde, sıralı diziliş gösteren<br />
söz konusu kaynaklar, sahada yağış miktarının yeterli ve nispeten düzenli dağılımı ile yıl<br />
boyunca beslenirler. Genellikle, yağış suları ile beslenen yer altı suyu, yağış miktarının yıl<br />
içerisinde gösterdiği grafiğe paralel olarak maksimum seviyeye <strong>May</strong>ıs ve Haziran aylarında<br />
ulaşır. Yer altı sularının maksimum seviyeye ulaştığı bu aylarda, dar sahalı olsa da taban<br />
suyu seviyesinin yüzeye çok yaklaşması sonucu dik vadi yamaçlarında yer yer basınçları<br />
artan kaynak suları artezyen yapmaktadır.<br />
Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />
Harita 17. Posof Çayı Havzasının Hidrografya Haritası<br />
Havzada yer altı suyu potansiyelinin en fazla olduğu kesim, Türkgözü, Binbaşıeminbey<br />
ve Gürarmut Köyleri çevresindeki nispeten az eğimli sahalardır. Bu kesimlerde, yer altı<br />
suyunun yüzeye yakın olması, söz konusu alanda heyelanlar sonucu oluşan göllerle ilgilidir.<br />
Yine Posof Çayının güneyinde, Alköy doğusundaki sık bitki örtülü ve dolayısıyla da, kalın<br />
toprak tabakalı yüzeylerde zemine sızma nispete fazladır. Posof Çayı vadisinin yukarı<br />
kesmindeki orman örtüsünden yoksun alanlar yer altı suyu bakımından oldukça fakirdir.<br />
Gerek yıllık yağış miktarının yüksek ve yıl içerisindeki dağılımının nispeten düzenli<br />
olması gerekse de, akarsu şebekesinin oldukça sık olması, havzada içme ve kullanma suyu<br />
sorununu yaratmamaktadır.<br />
70
Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün İl genelinde yaptığı su sondajları<br />
sonucunda elde edilen statik ve dinamik su seviyeleri aşağıdaki gibidir:<br />
Tablo <strong>12</strong> . Ardahan İlinde Mevcut Su Kuyuları ve Su Seviyeleri<br />
Sıra<br />
Su Kuyunun Açıldığı İlçe<br />
Kuyu Derinliği Statik Su Dinamik Su<br />
No<br />
İlçe<br />
Köy-Mevkii<br />
(m) Seviyesi (m) Seviyesi (m)<br />
1 Merkez Çobanlı 132 64 85<br />
2 Merkez Ömerağa 80 11,3 19,3<br />
3 Merkez Kocaköy 170 75 88<br />
4 Merkez 25.Mek.Piy.Tugayı 94 0 15,1<br />
5 Merkez Köy Hizm. İl Md. 90 49 55<br />
6 Merkez Dağcı 76 37,5 53<br />
7 Merkez Hasköy 26 0 5,1<br />
8 Merkez Küçük Sütlüce 170 130 146<br />
9 Merkez Alagöz 146 83 105<br />
10 Merkez Çağlayık 140 83 105<br />
11 Merkez Ortageçit 84 21 78<br />
<strong>12</strong> Merkez Tazeköy 32 2 15<br />
13 Göle Yiğitkonağı 92 14,2 18,8<br />
14 Göle Ballıtepe 76 24,5 28,6<br />
15 Göle Askeri Garnizon 150 51,70 62<br />
16 Göle Samandöken 31 0 24<br />
17 Göle Gülistan 37 0,9 4<br />
18 Göle Çayırbaşı Jand.K. 54,6 4,5 11<br />
19 Göle Ağılyolu 27 0 11,5<br />
20 Göle Tahtakıran 40 5 29<br />
21 Göle Yeni Demirkapı 60 1 40<br />
22 Çıldır Kayabeyi 236 80 96<br />
23 Çıldır Eski Beyrehatun 166 106 142<br />
24 Çıldır Kurtkale 96 31,5 38,5<br />
25 Posof Yurtbekler 24 0 22,5<br />
26 Damal Eskikılıç 148,4 0,3 ?<br />
27 Hanak İncedere 132 50 91,5<br />
28 Hanak Çayağzı 78 33 35<br />
Kaynak: Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
D.1.2. Akarsular :<br />
Ardahan İli sınırları içinde bulunan nehir ve derelerin en düşük ve en yüksek debileri<br />
ise şöyledir;<br />
Sıra<br />
No<br />
Tablo 13. Ardahan İli Sınırları İçinde Bulunan Nehir ve Derelerin Akım Gözlem İstasyonları Debileri<br />
İstasyon No Suyun Adı İstasyonun Adı<br />
En Düşük<br />
Debisi<br />
(m 3 /sn)<br />
En Yüksek<br />
Debisi<br />
(m 3 /sn)<br />
Ortalama<br />
Debi<br />
(m 3 /sn)<br />
1 24-18 Kantarlı Çayı Çayağzı 1,21 22,45 5,49<br />
2 24-50 Kayınlık Dere Balçeşme 0,53 7,95 2,08<br />
3 24-53 Kura Nehri Çatalköprüler 2,50 43,40 11,50<br />
4 24-63 Cot Suyu Koyunpınar 0,57 15,65 3,31<br />
5 24-65 Türkmendere Senemoğlu 0,26 5,64 1,40<br />
6 24-68 Kur Suyu Duraçam 0,23 10,74 2,09<br />
7 24-80 Posof Çayı Posof 2,57 15,50 5,50<br />
8 24-86 Hanak Çayı Hanak 0,51 11,31 1,98<br />
Kaynak: DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 14. Ardahan İli Periyodik Akım Ölçüm Sonuçları (2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>4 Yılları Ortalaması)<br />
71
Sıra<br />
No<br />
Suyun Adı<br />
İstasyonun Adı<br />
Ortalama Debi<br />
(m 3 /sn)<br />
1 Hasköy Ardahan Mrkez 0,283<br />
2 Çataldere Değirmenli Köyü 0,285<br />
3 Dağevi Çataldere 0,029<br />
4 Tora Dere Ardıçdere Köyü 0,073<br />
5 Gölebakan Köyü Çıldır 0,429<br />
6 Gölbelen Köyü Çıldır 0,163<br />
7 Damlıca, Karakale, Taşdeğirmen Çıldır 0,253<br />
8 Gırman Çayı Posof 0,3<strong>12</strong><br />
9 Çambeli Köyü Posof 0,097<br />
Kaynak: DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 20. Cot Suyundan Bir Görünüm ve Ormanların Su Rejimine Katkısı (Göle)<br />
Tablo 15. Ardahan İline Ait Akarsuların Özellikleri<br />
Adı<br />
Toplam<br />
Uzunluğu<br />
(Km)<br />
İl Sınırlarındaki<br />
Uzunluğu (km)<br />
OrtalamaDebisi<br />
(m³/sn)<br />
Hanak Çayı 11 11 1,98<br />
Kayınlık Deresi 16 16 2,08<br />
Kür Çayı 51 51 2,09<br />
Kura Nehri 1523 76 11,50<br />
İl Sınırları İçindeki Başlangıç ve Bitiş<br />
Noktaları<br />
Komer Köyünden başlayıp Cot suyu ile<br />
birleştiği yerde biter<br />
Balçeşme Köyünün 1 km mansabından başlayıp<br />
Fatmaçayır deresinin birleştiği yerde biter<br />
Tellioğlu Köyünün 1 km mansabından başlayıp<br />
Fatmaçayır deresinin birleştiği yerde biter<br />
Çatalköprü Köyünün 7 km güneybatısından<br />
başlayıp ülke dışına çıkar<br />
Posof Çayı - 19 5,50 Posof ilçesinden başlayarak ülke dışına çıkar<br />
Türkmen Deresi 14 14 1,40<br />
Gedik Köyünün 1,5 km kuzeyinden başlar ve<br />
Göle’nin Sorni deresi 3 km kuzeyinde biter<br />
Kantarlı Çayı - - 5,49<br />
Cot Suyu - - 3,31<br />
Kaynak: DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
72
Harita 18. Ardahan İli Hidrografya HaritasıKura Nehri:<br />
73
Kura Nehri :<br />
Yurdumuzda Doğu Anadolu Bölgesi’nden doğup Azerbaycan topraklarında Aras<br />
Nehri ile birleşerek Hazar Denizi’ne dökülen Kura Nehri’nin toplam 1515 km. olan<br />
uzunluğunun 189 km.’lik bölümü Türkiye sınırları içindedir.<br />
Kura Nehri, Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeydoğu kesimindeki Allahuekber<br />
Dağları’nın kuzey yamaçlarından doğan Kayınlıkdere, Türkmendere (Sami Deresi) ve Kura<br />
(Kür) Çayı’nın, Göle Ovasının kuzeybatısında birleşmesiyle oluşur. Kura ya da Kür adı, bazı<br />
kaynaklarda ırmağın tümü için kullanılır. Kura, Göle ovasının kuzeybatısında Yiğitkonağı<br />
Köyü’nün eski adıyla anılan dar ve derin Türkeşen Boğazı’na girer. Güneydoğu-kuzeybatı<br />
doğrultusunda 32 km. boyunca uzanan boğaz, birer çöküntü alanı olan Göle ile Ardahan<br />
ovalarını birbirine bağlar. Nehir, Türkeşen Boğazı’nı geçerken yer yer menderesler oluşturur.<br />
Uğurlu Dağı ile Kılıç Dağı arasına sıkışmış olan boğazda, bu dağlardan gelen küçük kolları<br />
içine alır. Ardahan Ovasına ulaştıktan sonra Yalnızçam Dağlarının yamaçlarında ve çevredeki<br />
yüksek platolardan gelen pek çok dereyi de alarak, o çöküntü alanının güney kenarı yakınında<br />
menderesler oluşturur. Yatağın bu kesiminde kopuk menderesler ve ırmağın eskiden daha<br />
kuzeyde aktığını gösteren terkedilmiş yataklar vardır. Ardahan’ın batısında yer alan Dedegül<br />
Köyünün güneyindeki terkedilmiş yatağın uzunluğu 2 km.’yi aşar. Ovanın doğusunda Ardahan<br />
ile Sugöze Köyü arasında bir çok terkedilmiş yatak ve menderes yeniği vardır. Ardahan<br />
Ovası’nda akarsu eğiminin çok az olması bu yüzey şekillerinin oluşmasına yol açmıştır.<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 21. Kura Nehri Kaynağı Kura Çay Yeniköy Civarından Bir Görünüm<br />
Kura Nehri, Ardahan Ovası’ndan sonra kuzeydoğuda gene dar ve derin, ama Türkeşen<br />
(Yiğitkonağı) Boğazı’ndan çok da uzun olan Miyalashor Boğazı’na girer. Miyalashor Boğazı,<br />
genellikle güneybatı, kuzeydoğu doğrultusunda 65 km. boyunca Gürcistan sınırına kadar<br />
uzanır. Kura Nehri daha önceleri olgunluğa erişmiş eski vadi içerisinde akarken, sonradan<br />
74
derine doğru yatağını şiddetle kazarak bugünkü boğazı oluşturmuş ve geniş bir oluk<br />
biçimindeki eski vadilerinin tabanı yukarıda kalmıştır. Bunlar, günümüzdeki vadi tabanından<br />
2<strong>00</strong>-3<strong>00</strong> m. yükseklikte yer alan ana kaya şekilleri ve terkedilmiş akarsu yataklarıdır.<br />
Kura’nın, Ardahan Ovası’nın kuzeydoğusunda Miyalashor Boğazı’na girerken18<strong>00</strong><br />
m. olan taban yüksekliği Türkiye topraklarından çıkarken 13<strong>00</strong> m’dir. Boğaz boyunca fazla<br />
daralıp genişlemeyen vadi tabanının ortalama eğimi % 0.7’dir. Bu eğim, boğazı kuzeydoğu<br />
ucuna doğru gidildikçe artar ve özellikle Karaçay’ın Kura Irmağına katıldığı yerden sonra<br />
% 0.8’i bulur. Yarılmanın en şiddetli olduğu ve vadi tabanının en çok derinleştiği kesim<br />
de burasıdır. Bu kesimden Kura Irmağının vadisinde tespitini kolaylaştıran bir kırık (fay)<br />
çizgisini izlediği anlaşılmaktadır. Çıldır İlçesine bağlı Kuzukaya Köyünün doğusunda Kura,<br />
birdenbire yön değiştirerek iyice kuzeydoğuya yönelir. Karaçay’ın, Kura’ya kavuştuğu<br />
yerin yakınındaki Çermik yöresinden çıkan sıcak maden suyu kaynakları da, bu kesimde<br />
akarsu vadisinin bir kırık çizgisine uyduğunu kanıtlar. Irmağın, Ardahan’ın doğusunda<br />
Karaçay’dan başka aldığı önemli kollar Kısır Dağından Ağıldere adıyla çıkan Ölçek Suyu ve<br />
Hanak yönünden gelen sularla beslenen Cot Suyudur. Bu sularda dağ alabalığı mevcut olup<br />
bilinçsiz avlanma nedeniyle azalma sürecindedir. Ayrıca Kura Nehri’nde ve yan derelerinde<br />
Gümüş Balığı yaşamaktadır.<br />
Kura Nehri, Akkiraz (Kertene) Köyü’nün doğusundan başlayıp bir süre<br />
Türkiye-Gürcistan sınırında aktıktan sonra Kurtkale yakınlarındaki Tavşan Sırtı yöresinde<br />
Gürcistan’a oradan da Azerbaycan topraklarına ulaşır ve Aras Nehri ile birleşerek<br />
Hazar Denizine dökülür. Türkiye’de su toplama alanı 4852 km² dir. Ortalama debisi ise,<br />
Türkiye’deki yukarı çığırında 25 m³/sn’dir. Irmağın suları Nisanda en yüksek düzeyine<br />
erişir. Yatağında en az suyun bulunduğu ay genellikle Eylül ve Ekim aylarıdır.<br />
D.1.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlar :<br />
Çıldır Gölü:<br />
Doğu Anadolu Bölgesinin Van Gölü’nden sonra en büyük gölü olan Çıldır Gölü, Çıldır<br />
İlçe merkezine 2 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Deniz seviyesinden 1959 m. yüksekliğinde,<br />
en geniş yerden kuzey-güney yönünde 18,3 km uzunluğunda ve doğu-batı yönünde 16,2 km<br />
genişliğinde yaklaşık olarak <strong>12</strong>4 km² yüzölçümünde ve 1<strong>00</strong> m.’den fazla derinlikte kabaca<br />
üçgen biçiminde olan Çıldır Gölü, Kısır Dağı ile Akbaba Dağı arasında yer almaktadır. Çıldır<br />
Gölü’nün yüzeyi kış aylarında buzla kaplanmaktadır.<br />
Kuzey-Batı yönünde uzanan Singer sırtları, Çıldır Gölü ile Çıldır Ovası’nı birbirinden<br />
ayırır. Bu halde göl, her tarafından kendisine doğru dikilen yüksek dağlarla çevrilmiştir. Bu<br />
bakımdan gölün, Çıldır tarafı daha düzlüktür. Bu taraftaki kıyılarda ince ince düzlükler ve<br />
kumlu plajlar vardır.<br />
Tatlı su gölü olan Çıldır Gölü; Gölebakan ve Gülyüzü (Kars), Doğruyol (Kars)<br />
Köy derelerinden ve kar sularından beslenir. Göl güneye doğru gitgide daralır. Kamervan<br />
Adası’ndan sonra Zavot Boğazı’dan ötede küçük bir genişleme daha yapar. Genişleme<br />
yaptığı yere Küçük Göl de denir. Gölün fazla suları belirli bir akıntı ile bu boğaza doğru<br />
toplanır ve buradan sonra hızlı bir akışla Telek Suyu adıyla gölden çıkarak Kars Çayı’na<br />
doğru akar. En fazla akış yaz başında olur (10-15 m 3 ), yaz sonu ve sonbahara doğru ise akış<br />
çok azalır ve saniyede 3 m 3 ’e kadar düşer.<br />
75
Gölün kuzeydoğusuna yakın bir yerinde, bir dönüme yakın bir genişlikte Akçakale<br />
veya Kuşadası olarak adlandırılan ve bir yarımadanın kopmasından ortaya çıkan küçük bir ada<br />
bulunmaktadır. Bu ada üzerinde çeşitli kuş türleri barınır. Karabatak, Balıkçıl, Tulumboğaz<br />
ve Martı en önemlileridir. Bu kuşlar kışın Karadeniz’e göç ederler.<br />
Çıldır Gölü balık açısından oldukça zengindir. Kıyılardaki dere ağızlarında alabalık<br />
bulunur. Gölde en çok bulunan balık türü, sazan balığıdır. Gölde tatlı su kefali de vardır.<br />
Foto: Ü.KILIÇ<br />
Şekil 22. Çıldır Gölünde Balıkçılar ve Sarı Sazan (Ctenophoryngon idella)<br />
Aktaş (Hozapin) Gölü:<br />
Hozapin Gölü olarak da bilinen İlin ikinci büyük gölü olan Aktaş Gölü, Çıldır<br />
Ovası’nın kuzeybatı kesiminde Çıldır İlçesi ve Gürcistan arasında yer almaktadır. Aktaş<br />
Gölünün 14 km²’lik kısmı Ardahan sınırları içerisinde, 13 km²’lik kısmı da Gürcistan’da<br />
olmak üzere toplam 27 km²’lik alana sahiptir. Yüksekliği 1794 m ve bilinen en derin noktası<br />
10 m. olan göl kapalı bir havza halindedir ve alanı gitgide daralmaktadır. Gölün suyu acı ve<br />
sodalı olduğundan gölde canlı barınamamaktaydı. Ancak, son yıllarda gölde bir çok balık<br />
türünün tespiti ile yapısında önemli değişiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Gölde devamlı<br />
hareket halinde bulunan <strong>12</strong> adacık vardır. İlkbaharda göl yatağından taşan sular bir akıntı<br />
oluşturur ve bu akıntıya Zigaristav Deresi denir.<br />
Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 23. Aktaş Gölü Florası ve Gölü Simgeleye Ak Pelikanlar<br />
76
Ayı Gölü:<br />
Arsiyan Dağı ile Cin Dağı arasında yer alan göl, 0.5 km 2 kadar bir alana sahiptir.<br />
Göl kenarından çok sayıda küçük kaynak çıkmakta ve bu sular gölü beslemektedir. Gölden<br />
taşan suların oluşturduğu ve Hanak İlçesine doğru Cin Dağı’nın diplerini izleyerek akan Ayı<br />
Deresinden, yöre halkı yaz aylarında hayvan sulamada yararlanmaktadır.<br />
Karagöl (Vakla Gölü):<br />
Arsıyan Dağı’nın Posof tarafında Baykent (Vakla) ve Alabalık (Sayho) Köyleri<br />
yakınlarında bulunan göl, 10.<strong>00</strong>0 m 2 (10 dekar) alana sahiptir. Düz bir alanda yer alan gölün<br />
çevresi çimenlik olup, gölde bol alabalık bulunur. Gölden çıkan küçük bir dere Posof İlçesine<br />
doğru akar.<br />
Balık Gölü:<br />
Posof İlçesi sınırlarındaki Kanlıdağ’ın kuzey tarafında yer alır. Küçük bir alanı<br />
kaplayan gölde alabalık bulunur.<br />
Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 24. Posof’taki İrili Ufaklı Göllerden Görünüm<br />
Kanlı Göl:<br />
Posof İlçesi Eminbey (Cilvana) Köyü’nün batısında (Gümüşkavak) Zendar ve<br />
Civantel (İncedere) Köyleri arasında yer alan göl, 8.<strong>00</strong>0 m 2 (8 dekar) alan kaplamaktadır.<br />
Göl suları derin olup, kıyısı sazlık ve bataklıktır. Gölde sazan balığı bulunmaktadır.<br />
Ayaz Göl:<br />
Posof İlçesi Eminbey (Cilvana) Köyünün hemen doğusunda 10.<strong>00</strong>0 m 2 (10<br />
dekar) genişliğinde küçük bir düzlüğün ortasında ve 20-30m. derinliktedir. Gölde balık<br />
bulunmamaktadır.<br />
77
Sagre’nin Gölleri:<br />
Posof İlçe merkezinin 6 km. kadar doğusunda Sagre ile Al Köyü yakınlarında birbirine<br />
yakın olan Sülüklü ve Kamışlık Göllerinin genel ismine Sagre’nin Gölleri denir ve 7.<strong>00</strong>0 m 2<br />
(7 dekar) alan kaplamaktadır.<br />
Davar Gölü:<br />
Posof İlçesinin batısında Hırhat Dağı’nın kuzey tarafında 3.<strong>00</strong>0 m 2 (3 dekar)<br />
genişliğindedir. Gölde balık bulunmamaktadır.<br />
Arile (Balık) Gölü:<br />
Posof İlçesinin doğusunda, Gürcistan sınırına yakın Süngülü (Arale) Köyünün<br />
yanında 8 dönüm kadar genişliğe sahiptir. Gölde alabalık boldur. Gölün kenarları çıplak ve<br />
kumludur.<br />
Alabalık Gölü:<br />
Posof İlçesi Alabalık Köyü’nün batısında yer alan alabalık popülasyonunca zengin<br />
bir göldür.<br />
Ayrıca İl genelinde Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yaylalarda<br />
hayvanların içme suyu amaçlı yapılan 72 adet gölet bulunmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 25. Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce Tesis Edilen Hayvan İçme Suyu Göleti<br />
D.1.4. Deniz :<br />
Ardahan İlinin denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />
78
D.2. Doğal Drenaj Sistemleri :<br />
Kura Nehri Havzası ile Ardahan İl idari sınırları içindeki alan, su ayırım çizgileri<br />
boyunca örtüşmektedir. Kura Nehri, havzadaki bütün küçük dere ve çayları toplayarak,<br />
Posof Havzasındaki yüzeysel sular da Posof Çayında toplanarak ülke dışında Kura Nehri ile<br />
birleşerek Hazar Denizi’ne dökülür.<br />
Göle Havzasında drenaj sistemi yetersiz kaldığından bataklık oluşumları gözlenmekte<br />
olup, bu havzada da suni drenaj hendekleri açılarak bataklık oluşumlarına sebep olan durgun<br />
sular drene edilmelidir. Böylece havzanın tarımsal kullanım alanı arttırılmış olacaktır.<br />
D.3. Su Kaynaklarının Kirliliği ve Çevreye Etkileri :<br />
D.3.1. Yer altı Suları ve Kirlilik :<br />
Yüzeysel sularda, özellikle akarsularda, akış sırasında su, toprağın üst tabakalarında<br />
bulunan organik maddeleri bünyesine alır. Bu organik maddelerin suda çözünmüş halde<br />
bulunan oksijenle yükseltgenmesi sonucunda, sudaki çözünmüş oksijen miktarı azalır.<br />
Reaksiyonun son ürünü olarak karbondioksit oluşur ve sudaki karbondioksit miktarı artmaya<br />
başlar. Bu olay olurken, suyun oksijen kazanımı (özellikle atmosferden) devam ettiği ve<br />
paralelinde de üretilen karbondioksitin atmosfere verilmesinden dolayı, suda önemli bir<br />
değişim meydana gelmemektedir.<br />
Ancak, olay yer altı sularında farklı cereyan etmektedir. Yeraltına doğru sızan sularda<br />
da aynı olay oluşmakta, toprağın üst tabakalarında bulunan organik maddeler nedeniyle,<br />
yükseltgenme sonucu sudaki çözünmüş oksijen miktarı azalmakta ve karbondioksit miktarı<br />
artmaktadır. Yalnız, buradaki farklılık yer altına doğru sızan bu sular, oksijen kazanma<br />
şansına sahip olmadığından, öyle bir an gelir ki sudaki oksijen miktarı sıfıra düşer, bunun<br />
paralelinde karbondioksit miktarı artar. Böylece ortam, aerob şartlardan anaerob şartlara<br />
dönüşür. Anaerobik şartlardaki reaksiyonlar sonucunda ise, suda karbondioksitin yanı<br />
sıra amonyak, metan, hidrojen sülfür ve diğer birçok uçucu organik bileşik ortaya çıkar.<br />
Yer altındaki basınç nedeniyle, bu gazlar suda doygunluk değişimlerinin çok üstündeki<br />
miktarlarda çözünmüş halde kalırlar. Bu sular, sonuçta yüzeysel sulara karışırlar. Yüzeysel<br />
suların oksijen kazanımları mümkün olduğundan, böyle bir durumda yüzeysel sulara karışan<br />
suların kalitesi ne olursa olsun, oluşmuş olan gazlar atmosfere uçarken, çözünmüş oksijen<br />
miktarında artışlar gözlenecektir.<br />
İl Merkezinin katı atıklarının toplandığı Kartalpınar mevkisindeki katı atık depolama<br />
sahasına düşen yağış suları yer altı suyuna karışmaktadır. Karışan bu sızıntı suları, insan<br />
ve diğer canlıların sağlığını tehtid etmektedir. Ardahan İlinde ve köylerinde kanalizasyon<br />
şebekesi yok denecek kadar azdır. Bu durumda yer altı suları bakımından büyük bir risk<br />
oluşturmaktadır. Özellikle köylerde insan ve hayvan atıkları (gübre yığınları) yüzeysel<br />
suları ve yer altı sularını olumsuz yönde etkilemekte olup, su kaynaklarının kirlenmesine ve<br />
kullanılmaz hale gelmesine neden olmaktadır. Özellikle Merkez İlçe başta olmak üzere<br />
ildeki bütün ilçe ve köylerde bir an önce kanalizasyon şebekesinin yapılması yer altı<br />
suları açısından oldukça yararlı olacaktır. Kanalizasyon şebekesi yapılırken heyelanlı<br />
bölgelerde yapılacak olan kanalizasyon çalışmalarında rijit olmayan atık su boruları<br />
kullanılmasına da özen gösterilmelidir.<br />
79
D.3.2. Akarsularda Kirlilik :<br />
İl merkezindeki yerleşim birimlerinin % 60’nın bağlı olduğu kanalizasyon suları ve<br />
sistem dışında alıcı ortama deşarj edilen atık sular su kaynaklarını kirletmektedir. Deşarj<br />
noktalarında oluşan bu kirlilik nedeniyle kışın aylarca devam eden yüzey buzlanmasının<br />
altındaki bölümlerde, balık ölümleri gözlenmektedir. Yaz aylarında da debisi oldukça azalan<br />
Nehrin deşarj noktalarından çevreye kötü kokular yayılmakta ve suda yaşayan canlılar<br />
olumsuz yönde etkilenmektedir.<br />
Ayrıca tarım ve hayvancılığın en önemli geçim kaynağı olduğu İlde, Kura Nehri<br />
önemli bir su kaynağıdır. Tarım alanlarının sulanması ve hayvan sürülerinin su ihtiyacı<br />
büyük ölçüde Kura Nehri’nden sağlandığından oluşan bu kirlilik doğrudan ve dolaylı olarak<br />
tarımsal ve hayvansal ürünleri etkilemektedir.<br />
İlde akarsulardaki kirlilik ile ilgili herhangi ayrıntılı bir bilimsel çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 26. Atık Suları Nedeniyle Kura Nehrinde Oluşan Kirlilik<br />
D.3.3. Göller, Göletler ve Rezervuarlarda Kirlilik :<br />
<strong>12</strong>4 km 2 ’lik alanı kaplayan ve yöre halkının yakın zamana kadar içme suyunu<br />
sağladığı Çıldır Gölü, DSİ tarafından yapılan derivasyon kanalıyla yukarı havzadan toplanan<br />
suların göle taşınması ile belli dönemlerde az da olsa kirlenmektedir. Özellikle erozyona<br />
sebep olacak kadar aşırı, sağanak yağışların ve kar sularının taşıdığı sediment (çakıl, kum,<br />
kil) geçici bir kirlilik oluşturmaktadır. Gölde oluşan bu kirlilik ile ilgili ayrıntılı bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
80
Foto: Ü.Kılıç<br />
Şekil 27. Çıldır Gölünde Yağış Sonrasında Oluşan Geçici Kirlilik<br />
D.3.4. Denizlerde Kirlilik :<br />
Ardahan İlinin denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />
D.4. Su ve Kıyı Yönetimi, Strateji ve Politikaları :<br />
İlde su yönetimi uygulamaları; 2872 sayılı Çevre Kanununun Su Kirliliği Kontrolü<br />
Yönetmeliği doğrultusunda Çevre ve Orman Bakanlığının taşra teşkilatı olan İl Çevre ve<br />
Orman Müdürlüğünce yapılmaktadır. Su kirliliğinin önlenmesi için ilgili Yönetmelik<br />
hükümleri ve Mahalli Çevre Kurulu Kararları ile bazı kısıtlamalar getirilmektedir.<br />
D.5. Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri :<br />
Su ortamı, adında da anlaşılacağı gibi bütün su kaynaklarını içine alır. Yağışlarla oluşan<br />
yüzey akışları değişik büyüklükteki akarsular ve haliçler kanalıyla denizlerde son bulur.<br />
Yüzey sularının şekil ve büyüklüğünde meydana gelecek her değişme yeni özel durumdaki<br />
hayat şartlarına adapte olmuş organizma topluluklarını ve bu topluluğu meydana getiren<br />
mikroorganizma türlerini ortaya çıkarır. Akarsular üzerinde yapılan kabartma ve biriktirme<br />
yapıları arasında oluşan baraj göllerinde, morfolojik yapının farklı olması nedeniyle yeni<br />
organizma türleri ortaya çıkar. Baraj göllerinin mansap tarafındaki akarsu kısmında da nehrin<br />
normal biyolojik türleri ortaya çıkar. Baraj göllerinin mansap tarafındaki akarsu kısmında da<br />
nehrin normal biyolojik türleri, suyun derinden çıkması ve düşük sıcaklığa, düşük oksijen<br />
konsantrasyonuna ve farklı kimyasal yapıya sahip olması sebebiyle değişir.<br />
Yakın zamana kadar su kirlenmesinin incelenmesi sağlık açısından ele alınmıştır.<br />
Gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler için bu fikir tazeliğini korumaktadır. Her şeyden önce<br />
81
toplumların ihtiyacı olan sağlıklı, en azından sağlığa zarar vermeyecek içme ve kullanma<br />
suyunun temin edilmesi gerekir. Bunu, kullanılmış suların uygun bir şekilde uzaklaştırılması<br />
ve diğer çevre problemlerinin çözümü takip eder. Bugün, su kirlenmesi sadece sağlık<br />
tesirleri yönünden değil, kaynakların korunması ve en uygun şekilde kullanılmasının temini<br />
yollarının araştırılması yönüyle de ele alınmalıdır.<br />
Tablo 16: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü’nün Sular İle İlgili Yapmış Olduğu Çalışmalar<br />
İÇME KULLANMA SULARI<br />
İçme Kullanma<br />
(Şebeke Suyu)<br />
Kaynak<br />
Kuyu<br />
Nehir<br />
Dere<br />
Göl<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
Alınan Örnek Türü ve Sayısı 52 191 136 52 2 433<br />
Kimyasal<br />
Örnek Sayısı 8 18 1 - - 27<br />
Uygun Değil 1 - - - - 1<br />
Fiziksel<br />
Örnek Sayısı 263 55 - - - 318<br />
Uygun Değil 2 4 - - - 6<br />
Bakteriyolojik<br />
Muayene Sayısı 278 275 1 1 - 522<br />
Uygun Değil 141 111 1 1 - 247<br />
Klorlama Sayısı 29 3 - - - 32<br />
Klor<br />
Kontrol Sayısı 573 7 - - - 580<br />
Yeterli 58 7 - - - 65<br />
Yetersiz 515 - - - - 515<br />
Kaynak: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
D.5.1. Tuzluluk<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.2. Zehirli Gazlar<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.3. Azot ve Fosforun Yol Açtığı Kirlilik<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.4. Ağır Metaller ve İz Elementler<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.5. Zehirli Organik Bileşikler<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.5.1. Siyanürler<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
82
D.5.5.2. Petrol ve Türevleri<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.5.3. Polikloro Naftalinler ve Bifeniller<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.5.4. Pestisitler ve Su Kirliliği<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
D.5.5.5 Gübreler ve Su Kirliliği<br />
Ardahan İlinde bu konu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />
Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, Kars, 2<strong>00</strong>4<br />
Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>2<br />
ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />
ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />
Uşak İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />
83
E.1. Genel Toprak Yapısı :<br />
E. TOPRAK VE ARAZİ KULLANIMI<br />
Ardahan İli toprakları çok büyük ölçüde Çıldır Gölü hariç Yukarı Kura Nehri Havzası<br />
ile örtüşmektedir. Bilindiği gibi her türlü araştırmada havza bütünlüğü dikkate alındığında<br />
daha doğru neticelere ulaşılabilmektedir. Dolayısıyla “Ardahan İli Toprakları” ile “Yukarı<br />
Kura Nehri Havzası Toprakları” terimleri birbiri yerine kullanılması doğru olacaktır.<br />
Büyük Toprak Grupları<br />
Yukarı Kura Nehri havzasında toprak yapan faktörlerin etkisi altında ortaya çıkmış<br />
toprak tiplerinin dağılış alanları Harita 19 üzerinde gösterilmiştir. Havzadaki başlıca toprak<br />
tipleri zonal, intrazonal ve azonal olmak üzere sınıflandırılmıştır.<br />
A-Zonal Topraklar<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında iklim, relief ve vejetasyon şartlarının hakim damgasını<br />
taşıyan, fakat geniş alanlarda dağılış göstermeyen zonal topraklar bulunmaktadır. İl genelinde<br />
belirli ve sınırlı yerlerde dağılış gösteren bu topraklar pek çeşitlilik göstermemekte, ancak<br />
iki tip (çernozyom ve kestane rengi step toprakları) olarak belirmektedir. Drenaj şartları<br />
iyi olan düz ve hafif eğimli alanlarda gelişen bu topraklar üzerinde ana malzemenin etkisi<br />
silinmiş durumdadır. Bunların ortalama 18<strong>00</strong>-21<strong>00</strong> m yükseklik, hafif eğim (% 2-3 ) ve iyi<br />
drenaj şartları altında gelişmiş olan çernozyomlarla, kireçce zengin killi, kumlu ve milli<br />
depolar üzerinde gelişmiş bulunan kestane rengi step topraklarının profillerinde belirli olarak<br />
A, B ve C horizonlarının bulunuşu, İldeki öteki toprak tiplerinden ayrı ve olgun topraklar<br />
olduklarına kanıt sayılabilir.<br />
Aşağıda bu grupta yer alan toprakların dağılış alanları ve profil özellikleri<br />
açıklanmıştır.<br />
A-1. Çernozyomlar (Kara Topraklar)<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında çernozyomlar, özellikle yoğun bir çayır örtüsünün<br />
kapladığı belirli alanlarda ve yarı nemli/nemli karasal iklim şartları altında gelişmiştir. Sahip<br />
oldukları özelliklerle tipik çernozyomlar olarak ayrılan bu topraklar, genellikle 18<strong>00</strong>-21<strong>00</strong><br />
m yükseklikler içinde düz ya da hafif eğimli ve drenaj şartları iyi olan arazilerde dağılış<br />
göstermektedir. Bu topraklarda organik maddenin fazla olması, çayırlardan oluşan organik<br />
maddenin düşük sıcaklıktan dolayı tamamen ayrışmayarak toprakta birikmesinden ileri<br />
gelir. Aşınmaya uğramayan ve çeşitli olaylarla degrade olmayan bu toprakların derinliği<br />
1 m’nin üzerinde olup A, B ve C horizonları vardır. Öte yandan bu topraklar, koyu grimsi<br />
kahverenginden (10 YR, 3/2) siyah renge (10YR, 2/1) kadar değişen renk tonlarına sahiptirler.<br />
Çernozyomların özelliklerinden biriside kalsifikasyon olup kireç B ve C horizonlarında<br />
genellikle hafif oranda (% 0,5-2) bulunmaktadır(*). Bu durum, toprağın nemli şartlar altında<br />
fazla yıkanmasından ileri gelmiştir. Yoğun bir çayır formasyonunun altında oluşan bu<br />
topraklarda organik madde oranı da fazladır ve kimyasal analizlere göre yüzeyden alt katlara<br />
doğru profil boyunca azalan bir dağılış göstermektedir(**).<br />
85
Kaynak: KOÇMAN,A.,1989<br />
Harita 19. Yukarı Kura Havzasının Toprak Haritası<br />
Öte yandan, kimyasal analizlerin sonuçlarına göre, örnek alınmış sahadaki çernozyom<br />
çoğunlukla hafif asit reaksiyonludur(***). Fiziksel analizlerin sonuçlarına göre de; bu<br />
topraklar, genel olarak kil ve killi tın oldukları için ince tekstürlüdür. Çernozyomların İldeki<br />
yayılışına gelince; bunlar, Göle depresyonunun kuzeydoğusunda; Çobanköy, Gülistan,<br />
Durucasu, Büyükaltınbulak ve Dölekçayırı Köyleri çevresinde, güneyde; Çakırüzüm,<br />
Göle, Senemoğlu, arasındaki alanda, batıda; Köprülü, Serinçayır-Samandöken, Günorta,<br />
Kırlarçayırı ve Terziali çayırı düzünde; ayrıca Hanak’ın doğu ve kuzeydoğusunda; Yanıklı,<br />
Alabalık Deresi ve Selamverdi Mahallesi arasında kalan alanlarda yayılış göstermektedir.<br />
Göle depresyonunun kuzeydoğusundaki çernozyomlar kristalize kireçtaşı ve andezit ana<br />
kayası üzerinde oluştuğu halde, güney ve batıda bazalt, Hanak doğu-kuzeydoğusunda bazalt<br />
ve killi, kumlu, milli Pliyo-Kuvaterner depoları üzerinde gelişmişlerdir.<br />
86
İlin çeşitli yerlerinde sınırlı olarak yayılış gösteren çernozyomların profil özelliklerini<br />
açıklamaya geçmeden önce, bu toprakların oluşumunda etkili olan faktörlere kısaca değinmek<br />
gerekir.<br />
(*) Kireç bakımından toprak sınıfları:<br />
Toprak sınıfı CaCO 3<br />
(%)<br />
Kireçsiz Topraklar 0,5’den az<br />
Hafif Kireçli 0,5-2<br />
Kireçli 2-5<br />
Çok kireçli 5-10<br />
Çok Fazla Kireçli 10’dan çok<br />
(**) Organik madde yönünden değerlendirme aşağıdaki çizelgeye göre yapılmıştır:<br />
Çok fakir<br />
%0,5’den az<br />
Fakir %0,5-1,0<br />
Orta %1-0-2,0<br />
Zengin %2,0-5,0<br />
Çok zengin %5,0-10,0<br />
Pek zengin %10,0-20,0<br />
Organik toprak %20,0-50,0<br />
(***) Toprak pH’larının değerlendirilmesinde aşağıdaki reaksiyon sınıfları kullanılmıştır:<br />
Reaksiyon<br />
pH<br />
Çok kuvvetli asit<br />
4’den az<br />
Kuvvetli asit 4,0-4,9<br />
Orta derecede asit 5,0-5,9<br />
Hafif asit 6,0-6,9<br />
Hafif alkalin 7,1-8,0<br />
Orta derece alkalin 8,1-9,0<br />
Kuvvetli alkalin 9,1-10,0<br />
Çok kuvvetli alkalin 10,0’dan çok<br />
Bilindiği gibi çernozyom tipi topraklar orta kuşağın yarı kurak, yarı nemli ya da nemli,<br />
fakat karasal iklim şartları altında, toprağa zengin organik madde sağlayan gür bir step-çayır<br />
vejetasyonunun bulunduğu bölgelerde oluşmaktadır. Nitekim, yıllık yağış tutarının 5<strong>00</strong>-6<strong>00</strong><br />
mm arasında değiştiği (Göle 599 mm, Hanak 508 mm, Ardahan 548,4 mm), yıllık ortalama<br />
sıcaklığın 3-4 ºC kadar (Ardahan 3,7 ºC ) olduğu araştırma sahasında çernozyomlar oluşma<br />
olanağı bulmuştur. Öte yandan, sıcaklık ve yağış şartları birlikte dikkate alınırsa (Erinç’in<br />
indisine göre yağış etkililiğinin yıllık değeri Ardahan’da 33,8 dir) sahanın yarı nemli olduğu<br />
anlaşılır. Yağış tutarı ve dolayısıyla yağış rejimi de bu tip toprakların oluşumuna uygun<br />
görülmektedir. Nitekim, vejetasyon döneminin sıcaklık ve yağışın arttığı ilkbahar ve yaz<br />
aylarına rastlaması, toprakta biyolojik hayatın canlanmasına, toprak yüzeyinde birikmiş<br />
olan bitki artıklarının humusa dönüşmesine olanak sağlamaktadır. Hafif eğim ve iyi drenaj<br />
şartları da bu tip toprağın özendiren nedenler arasındadır. Şu halde toprak yapan faktörlerden<br />
iklim ve vejetasyonunun sahadaki özel durumu ve diğer faktörlerin (topoğrafya) ortak etkisi<br />
altında çernozyom tipi topraklar oluşmuş bulunmaktadır.<br />
87
Öte yandan Yukarı Kura Nehri Havzasındaki çernozyomlar, Bunting’in Sovyet<br />
Rusya’da “Güney Çernozyomları” olarak ayırdığı toprakların özelliklerine uymaktadır.<br />
Bunlar, karışık ot örtüsü altında oluşmuş, koyu gri renkli % 3-6 oranında humus içeren<br />
topraklardır. Bu toprakların 40-70 cm kalınlığındaki A horizonu granüler strüktürdedir.1-1,5<br />
m derinlikte beyaz lekeler şeklinde kireç birikimi görülür<br />
Havzada oluşmuş çernozyom tipi topraklara örnek olarak Göle Serinçayır Köyü<br />
verilebilir.<br />
Yer<br />
: Göle; Serinçayır Köyü civarı<br />
Yükseklik : 2060 m<br />
Vejetasyon : Çayır Otları<br />
Anakaya<br />
: Bazalt<br />
Topografya : Düzlük<br />
Eğim : %1-2<br />
Arazi Kullanılması : Otlak ve kuru ot üretimi<br />
A-2. Kestanerengi Step Toprakları<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasının kestanerengi step toprakları, genel olarak kireç<br />
bakımından zengin killi, kumlu ve milli Plio-Kuvarterner depoları üzerinde gelişmişlerdir.<br />
Bu topraklar da çernozyomlar gibi sınırlı bir dağılışa sahiptirler.<br />
Havzadaki kestanerengi step topraklarının görüldüğü başlıca yerler, Hasköy<br />
(Hoçuvan) depresyonu çevresi ile daha kuzeyde Hanak Ovasının batı ve kuzey batısında kalan<br />
orta derece eğimli (%5-8) ve akarsularla parçalanmış bulunan plato alanlarıdır. Ayrıca bu iki<br />
saha arasında Ölçek suyu vadisinin iki yanında güneyden kuzeye doğru genişleyerek uzanan<br />
alanda bu tip topraklar yer alır. Doğal vejetasyonu yüksek yayla step türlerinin oluşturduğu<br />
ve yıllık ortalama yağış tutarının 5<strong>00</strong> mm’nin üzerinde bulunduğu bu alanlarda gelişen<br />
kestanerengi step toprakları sürekli olarak kullanılmaktadır. Bu topraklarda, çoğunlukla tahıl<br />
ve patates üretimi yapılır ve ekilmeyen arazilerde hayvancılık önem kazanır. Fakat buralarda<br />
toprağın verimli olmasına karşılık, düşük sıcaklık ve yaz sonunda görülen hafif kuraklık<br />
diğer ürünlerin üretimini sınırlandıran başlıca faktörlerdir.<br />
Havzadaki kestanerengi step toprakları, yüzeyde koyu kahverengiden grimsi<br />
kahverengine (10 YR, 3/3 ve 10 YR, 4/2) kadar değişen, granüler ve hafif asit reaksiyonlu bir<br />
A horizonuna sahiptir. Daha altta bu horizonun geçişli bir sınırla birleştiği daha açık renkli<br />
killi ve killi tın tekstürlü B horizonu vardır. Bu horizondan sonra yine kesin olmayan bir<br />
sınırla, çok kireçli, killi, kumlu ve milli deponun ayrışmasından meydana gelen C horizonuna<br />
geçilir. Ortalama 60-70 cm kalınlık gösteren bu topraklarda A ve B horizonları önemli<br />
ölçüde yıkanmaya uğramış, kireç birikimi daha çok C horizonunda meydana gelmiştir. Orta<br />
derecede yoğun bir ot formasyonunun altında oluşan bu topraklarda organik madde oranı<br />
yüzeyden alt katlara doğru azalma gösterir.<br />
Havzada kestanerengi step topraklarına örnek olarak; Hoçuvan (Hasköy)<br />
verilebilir.<br />
88
Yer<br />
: Hasköy (Hoçuvan); Güllü değirmen yeri<br />
Yükseklik : 1975 m<br />
Vejetasyon : Çayır-Step<br />
Anakaya<br />
: Kireçli killi, kumlu, milli depo<br />
Topgrafya : Tepe yamacı<br />
Eğim : % 7-8<br />
Arazi kullanılması : Tarla<br />
B-Azonal Topraklar<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında en büyük toprak grubunu azonal topraklar meydana<br />
getirmiştir. Burada tektonik çöküntü havzaları ile dağlık ve platomsu alanlar arsında kalan<br />
bazı küçük depresyonların tabanında biriken alüvyonlar üzerinde alüvyal ve hidromorfik<br />
alüvyal topraklar meydana gelmiştir. Öte yandan özellikle depresyonların kenarında bu<br />
alanlarda açılan derelerin oluşturduğu birikinti konileri üzerinde ve dik eğimli yamaçların<br />
eteklerinde kolüvyal topraklar bulunmaktadır. Sahanın eğimli yüzeylere sahip dağlık ve<br />
platoluk alanlarında da çok geniş yer tutan litosoller oluşmuşlardır.<br />
Havzadaki bütün bu toprak tiplerinin oluşumunda aşınma ve birikme olayları etkili<br />
olmuştur. Gerçekten, dağlık yamaçlar kuvvetli eğimden dolayı sürekli olarak aşınmaya<br />
uğramışlardır ve uğramaktadırlar. Aşınan malzeme sürekli olarak depresyonlara taşınmıştır.<br />
Bu nedenle, söz konusu alanlardaki topraklarda zonlaşma, yani profil horizonları oluşumu<br />
görülmemektedir. Başka bir anlatımla, sürekli ve fazla olarak oluşan aşınım ve birikme<br />
toprak gelişimini engellemekte ve kesintiye uğratmaktadır. Bu yüzden de profil oluşumu<br />
çok sınırlı kalmıştır.<br />
Aşağıda havzadaki azonal büyük toprak grubu içinde bulunan alüvyal, hidromorfik<br />
alüvyal, kolüvyal topraklarla litosollerin özellikleri açıklanmıştır.<br />
B-1. Alüvyal Topraklar<br />
Havzada bulunan alüvyal topraklar, Göle Ovasının kuzeydoğu, doğu, batı ve<br />
kuzeybatı kenar kısımlarında genişçe bir kuşak halinde ve Ardahan ile Çıldır ovalarında<br />
dağılış gösteriler. Bunlar düz ve düze yakın (eğim % 1) ya da hafif meyilli (% 2-3) alanlarda<br />
zaman zaman taşkına ve siltasyona uğrayan ve ancak yer yer zayıf profil gelişimi gösteren<br />
topraklardır. Havzadaki alüvyal toprakların özellikleri, bir yandan taşkın ve millenme<br />
şartlarına, bir yandan da bunların kaynaklandığı malzemenin rengine ve litolojik özelliğine<br />
bağlıdır. Örneğin, Göle ovasında Dereyolu Köyünün 2<strong>00</strong> m doğusunda dere kenarındaki<br />
profilde unsur boyutları farklı ve değişik renkte seviyelerin meydana gelmiş olduğu<br />
gözlenmiştir. Bu profilde en üstte 35 cm kalınlığında granüler yapıda ve organik madde<br />
bakımından çok zengin bir zon, bunun altında 5-8 cm kalınlığında küçük çakıllı ikinci bir<br />
zon ve bunun da altında 25-30 cm kalınlığında sarımsı renkte kompakt ve sütunumsu yapı<br />
gösteren bir başka zon yer almaktadır.<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında taşkın ve siltasyon devresi, ilkbahar ve yaz mevsiminin<br />
ilk aylarına rastlar. Bu dönemde sıcaklığın yükselmesi ile birlikte karların erimesi ve yağışların<br />
artması, Kura Nehri ve kollarının akımında artış meydana getirir. Akarsu ve dere yataklarında<br />
katı malzeme taşınması da artar. Su altında kalan yerlerin dışında, tabansuyu seviyesi yükselir.<br />
Bu sahalarda, yani depresyonlarda tabansuyu seviyesinin yüksek olması ve sık sık taşkınların<br />
89
meydana gelmesi alüvyal toprakların yıkanmasına yol açar. Nitekim, yerine göre değişmekle<br />
birlikte, yıkanma topraklarının daha çok hafif asit olmasına neden olmuştur.<br />
Alüvyal topraklar sahasında, uzun süre taşkına ve siltasyona uğramayan Ardahan,<br />
Göle ve Çıldır ovalarının hafif eğimli ve drenaj bakımından elverişli bazı kenar kısımlarında,<br />
yoğun bir ot örtüsü altında yerine göre 5-10 cm kalınlığında bir A horizonunun gelişmesi<br />
görülmektedir. Bu şekilde zayıf profil gelişmesi gösteren alüvyal topraklara örnek olarak<br />
Çıldır Ovası’nın Yakınsu Köyü örnek verilebilir.<br />
Yer<br />
: Çıldır Ovası, Yakınsu Köyü<br />
Yükseklik : 1925 m<br />
Vejetasyon : Çayır otları<br />
Ana kaya<br />
: Alüvyal depo<br />
Toğoğrafya : Düzlük<br />
Eğim : % 1-2<br />
Arazi kullanılması : Ot üretimi<br />
Sonuç olarak, Havzadaki koyu gri ya da koyu grimsi kahverenginde killi, killi-siltli ve<br />
killi-tın tekstürlü olan alüvyal toprakları orta derecede organik maddeye sahiptirler. Nitekim,<br />
bu topaklardan alınan örneklerde organik madde oranının % 1,41-3,90 arasında değiştiği<br />
saptanmıştır. Oldukça verimli sayılan bu topraklarda, yerine göre tahıl ve Ardahan Ovasında<br />
olduğu gibi patates yetiştirilmekte veya hayvancılık için ot elde edilmektedir.<br />
B-2. Hidromorfik Alüvyal Topraklar<br />
Havzada alüvyal toprakların bulunduğu alanlarda hidromorfik alüvyal topraklarda<br />
genişçe yer tutmaktadır. Bilindiği gibi, bu topraklar sürekli ya da yılın büyük bir bölümünde<br />
su altında kalan alüvyal arazi niteliğindedir. Daha açık bir anlatımla drenaj şartları kötü<br />
alüvyal topraklardır.<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında hidromorfik alüvyal toprakların görüldüğü alanlar ve<br />
bu alanlarda bulunuş nedenlerine gelince; Göle, Ardahan, Hasköy ve Çıldır depresyonlarına<br />
doğru çevreden çok sayıda yan dere inmektedir. Bu dereler, aynı zamanda depresyonların<br />
içinden geçen Kura, Hanak Suyu, Ölçek Suyu ve Karaçay gibi akarsuların çeşitli kollarını<br />
oluştururlar. Ovaların tabanında yatak derinliği çok az olan bütün akarsular, ilkbahar ve yazın<br />
ilk aylarında yağışların artması ve karların erimesi ile oluşan fazla su yükünü taşıyamazlar<br />
ve yataklarından kolayca taşarlar. Bu taşkınlar, yılın büyük bir kısmında geçici ya da sürekli<br />
olarak bataklıkların oluşmasına yol açarlar. Bu durum, sahada hidromorfik alüvyal toprakların<br />
meydana gelmesine neden olan ana faktörlerden birisidir. Aynı alanlarda, taban suyunun<br />
sürekli olarak yüksek kalmasının ve hidromorfik alüvyal toprakların oluşumunu sonuçlandıran<br />
başka nedenlerde vardır. Devlet Su İşleri tarafından Göle ve Ardahan Ovaları’nın tabanında<br />
açılan sondaj kuyularına ait kesitler incelenirse, ortalama 5-10 m ve hatta bazı yerlerde 1-2<br />
m’den sonra kalın bir kil tabakasına geçildiği görülür. Bilindiği gibi, kilin geçirimsiz olması<br />
taban suyunun sürekli olarak yüksek kalmasına neden olmaktadır. Öte yandan, özellikle Göle<br />
Ovasında Tahatakıran Köyü-Kümbeti, Tahtakıran Köyü-Çayırbaşı Bucağı, Çayırbaşı Bucağı-<br />
Malyatağı Tepe arasında ve Çardaklı Köyünün bulunduğu yerde depresyon yüzeyinin 5-10<br />
m yükseklikte temele ait volkanik tepecikler bulunmaktadır. bu tepelerin önünde sürekli<br />
bataklıkların bulunması anlamlıdır. Altta ve az derinde geçirimsiz killer üzerinde bulunan taban<br />
suyu, bu kompakt ve geçirimliliği çok az olan volkanik tepelerin önünde tıkanıp kalmaktadır.<br />
90
Özetle söylemek gerekirse, hidromorfik alüvyal toprakların, taban suyu seviyesinin yüksek<br />
olduğu kesimlerde sürekli olarak suya doymuş olması, oksidasyona engel olmakta ve<br />
redüksiyona yol açmakta, bu olaylara bağlı olarak da toprak da renk lekeleri ve gley horizonu<br />
oluşmaktadır. Öte yandan çayır ve saz vejetasyonu altında bulunan hidromorfik alüvyal<br />
topraklar, bu bitkilerin toprağa karışması ile organik madde bakımından zenginleşmişlerdir.<br />
Bu topraklar, genellikle asit reaksiyon gösterirler. Ancak, kireç ve organik madde oranının<br />
fazla olduğu yerlerde hafif alkalen reaksiyonlu duruma geçerler.<br />
Havzadaki Hidromorfik alüvyal topraklara örnek olarak Göle Çayırbaşı Bucağı örnek<br />
verilebilir:<br />
Yer<br />
: Göle; Çayırbaşı Bucağı<br />
Yükseklik : 2<strong>00</strong>0 m<br />
Vejetasyon : Çayır<br />
Anakaya<br />
: Killi alüvyal<br />
Topoğrafya : Düzlük<br />
Eğim : %1<br />
Arazi kullanılması : Boş<br />
B-3. Kolüvyal topraklar<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında kolüvyal toprakların dağılış alanı oldukça sınırlıdır.<br />
Bu tip topraklar daha çok Ardahan ve Göle Ovalarını çevreleyen dik eğimli yamaçların<br />
önünde, bu depresyonlara açılan çeşitli büyüklükteki akarsuların oluşturduğu birikinti<br />
koni ve yelpazeleri ya da yamaç molozları üzerinde oluşmuşlardır. Kolüvyal topraklar,<br />
Ardahan Ovası kenarında batıdan itibaren kuzey ve kuzeydoğuda dağılış gösterirler. Göle<br />
depresyonunda ise, ovanın güneydoğu kesimlerinde sınırlı bir yayılışları vardır.<br />
Havzadaki kolüvyal topraklar A ve C horizonlu genç topraklardır. Birikinti konileri<br />
ve birikinti yelpazelerinin sürekli taşkın ve birikmeye uğrayan yerlerinde A horizonu<br />
gelişmemiştir. Toprakta daha çok kaba taş ve molozlar bulunur. Buna karşılık, taşkına ve<br />
birikmeye uğramayan yerlerde ise A horizonu oldukça gelişmiştir ve yüzeyde seyrek ya da sık<br />
bir bitki örtüsü yerleşmiştir. Öte yandan, depresyonların tabana doğru, bu toprakları oluşturan<br />
akarsuların hızı ve birikinti konilerinin eğimi azaldıkça toprağın yapısını meydana getiren<br />
unsurların boyutu da küçülmekte ve alüvyal toprak unsurları büyüklüğüne eşit olmaktadır.<br />
Bu nedenle alüvyal topraklar bile kolüvyal topraklar arasındaki sınırı belirtmek güçtür.<br />
Örneğin Ardahan Ovasının kenarındaki kolüvyal toprakların ana malzemesini Yalnızçam<br />
Dağlarından ve çevredeki tepelik alanlardan gelen çakıl, kum ve mil gibi unsurlar oluşturur.<br />
Burada dik yamaçların eteğinde daha çok çakıl, kum ve moloz gibi iri unsurlar fazla olduğu<br />
halde ova yüzeyine doğru ufak boyutlu unsurlar baskın duruma geçer. Bu toprakların ovaya<br />
doğru olan bazı kesimlerinde ortalama 25-40 cm derinliğinde A horizonu gelişmiştir. Burada<br />
Çetinsu Köyünün yakınında açılan bir profilde şu özellikler gözlenmiştir.<br />
Yer<br />
: Ardahan Ovası; Çetinsu Köyünün 5<strong>00</strong> m kuzeydoğusu<br />
Yükseklik : 1850 m<br />
Vejetasyon : Çayır otları<br />
Ana kaya<br />
: Birikinti konisi malzemesi<br />
Topoğrafya : Hafif eğimli birikinti konisi yüzeyi<br />
Eğim : % 3-4<br />
Arazi kullanılması : Otlak<br />
91
Havzadaki kolüvyal topraklar çok geçirimli bir yapıya sahiptir. Bu topraklar<br />
yağışlarla çok derinlere kadar yıkanmış ve topraktaki serbest halde kireç sağlayacak (Göle<br />
depresyonundaki hariç) ana kaya da bulunmamaktadır. Kimyasal analizler bu toprakların<br />
hafif asit ve nötral olduklarını göstermektedir.<br />
B-4. Litosoller<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında litosoller, öteki toprak tipleri arasında çok geniş bir<br />
yayılma alanına sahiptir. Dağlık alanların çok eğimli yamaçları üzerinde ve akarsuların<br />
şiddetle yardığı plato yüzeylerinde oluşan litosoller, sürekli aşınmaya uğrayan A ve C<br />
horizonlu topraklaradır. Bunlar, çoğunlukla kaba kum, küçük çakıl ve kil gibi unsurlardan<br />
meydana gelmişlerdir. Toprağın derinliği, aktüel erozyonun şiddetine ve dış faktörlerin<br />
(fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak) ana malzemeye etki derecesine bağlıdır. Eğer<br />
yüzeydeki otsu bitkilerin artıklarından organik madde sağlanmışsa toprağın üst horizonu (A<br />
horizonu) koyu gri kahverenktedir. Bu horizon kaba tekstürlü ve yıkanmaya uğramışsa daha<br />
açık renkte olabilir. C horizonunun rengi daha çok ana kayayı yansıtır.<br />
Havzada eğimin % 15-40 arasında değiştiği Yalnızçam Dağlarının havzaya<br />
bakan yamaçları üzerinde, Allahüekber Dağlarında, Cindağı, Ulgar Dağı, Keldağı, Kısır<br />
Dağı gibi volkanik konilerinin yamaçlarında, Göle-Ardahan depresyonları arasında, Göle<br />
depresyonunun güneydoğusunda, Hanak çevresindeki plato alanlarında ve Posof Çayı<br />
havzasında litosoller çok geniş bir yayılma alanına sahiptirler. Bu topraklar çok yerde A<br />
horizonundan yoksun, ayrışmış bir C horizonuna sahip iskelet toprakları özelliğindedir.<br />
Toprakta çakıl ve kaba kum oranı çokça fazladır. Çok yerde kirece raslanılmamıştır. Kimyasal<br />
analizlerin sonuçlarına göre, bu topraklar hafif asit ya da hafif alkali reaksiyonludur. Aktüel<br />
erozyonun azaldığı Hanak çevresinde ve Göle-Ardahan arasındaki plâto alanlarında 10-15 cm<br />
derinliğinde A horizonlu litosoller oluşmuştur. Burada Güneşgören Köyü (Hanak) yakınında<br />
açılan bir profil çukurunda aşağıdaki özellikler görülmüştür.<br />
Yer<br />
: Hanak; Güneşgören Köyü<br />
Yükseklik : 2075 m<br />
Vejetasyon : Step otları<br />
Anakaya<br />
: Bazalt<br />
Topoğrafya : Yamaç<br />
Eğim : %<strong>12</strong><br />
Arazi kullanılması : Boş<br />
C- İntrazonal Topraklar<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında, oluşumu daha çok jeomorfolojik özelliklere ve bu<br />
özelliklerden yüksek reliefin neden olduğu elverişsiz iklim şartlarına bağlanabilen bazı<br />
toprak tipleri vardır. İntrazonal büyük toprak grubu içinde düşünülen bu tip topraklar,<br />
eğim ve yüksekliğin fazla, elverişsiz iklim şartlarının etkin olduğu yerlerde gelişme<br />
göstermişlerdir. Havzada orman sınırının üstünde kalan yüksek dağ çayırları alanında düşük<br />
sıcaklık nedeniyle pedojenez süresi, yıl içinde ancak 3-4 aylık çok kısa bir dönemi kapsar.<br />
Dolayısıyla buralarda toprak oluşumu ve özellikle organik madde ayrışımı çok yavaş bir<br />
gelişme gösterir. Öte yandan, iğne yapraklı ağaçların meydana getirdiği orman sahaları ve<br />
çevresinde, sığ veya orta derecede derin ve genellikle zayıf bir profil gelişmesi gösteren<br />
topraklar vardır. Buralarda ise; eğim, yükselti, akarsularla parçalanma ve aşınma toprakların<br />
92
gelişimini etkilemiş, derinliği az, genç topraklar olarak kalmalarını sonuçlandırmıştır.<br />
Sahada, intrazonal toprak tipleri arasında jeomorfolojik özellikleri en iyi yansıtan topraklar<br />
kahverengi orman ve yüksek dağ çayır topraklarıdır.<br />
C-1. Kahverengi Orman Toprakları<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasındaki kahverengi orman toprakları, genellikle iğne<br />
yapraklı ağaçların (özellikle sarıçam) meydana getirdiği orman alanlarında ve bu alanlardan<br />
itibaren çevreye doğru dağılış gösterirler. Havzada bu tip topraklar, ortalama 2<strong>00</strong>0 m’den<br />
25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m’ye kadar yükselen sahalar üzerinde gelişmişlerdir. Fazla eğim (% 8-15) toprak<br />
aşınmasını kolaylaştırdığından bu topraklar hemen her tarafta (bir dereceye kadar) genç bir<br />
oluşum safhasında bulunmaktadır. Yüzeysel erozyonun şiddetli olduğu vadi yamaçlarında,<br />
dağ eteklerinde ve tepelik arazilerde toprağın üst kısmı aşınarak incelmiştir. Hatta ormanın<br />
tahrip edilerek ortadan kaldırıldığı ya da aşırı hayvan otlatmasının yapıldığı yerlerde aşınma<br />
çok ilerlemiştir. Bu gibi yerlerde kahverengi orman toprakları, litosollerle bir arada ya da<br />
geçişli olarak bulunurlar. Bu duruma karşılık, elverişli eğimlerde (% 8-10), özellikle orman<br />
ya da yoğun bir ot bitki örtüsü altında orta derecede derin bir profil gelişmesi gösteren<br />
topraklar vardır. Fakat bu nitelikteki topraklar, havzada sınırlı ve küçük alanlar halinde<br />
dağılış gösterirler.<br />
Yukarıda açıklanan nedenlerle, havzadaki kahverengi orman toprakları her tarafta<br />
aynı oluşum ve gelişim özellikleri göstermediklerinden intrazonal topraklar grubu içinde ele<br />
alınmıştır. Havzanın kahverengi orman toprakları, öteki toprak tipleri arasında genişçe bir<br />
yayılma alanına sahiptir. Bunlar, Göle depresyonunun güneyinden başlayarak güneybatı ve<br />
batıya doğru litosollerle yüksek dağ çayır toprakları arasında dar, fakat kesintisiz bir kuşak<br />
halinde dağılış gösterirler. Ayrıca bu toprak tipine, Posof Çayı havzasının kuzeyinde ve<br />
güneydoğusunda havzanın orta bölümlerinde Hanak’ın ve Kura Nehri ile Cot Suyu arasında<br />
dağınık, yer yer kesintiye uğrayan alanlar halinde rastlanılmaktadır. Bütün bu sahalardaki<br />
kahverengi orman toprağı andezit, bazalt, trakit, dasit ve zayıf bir profil gelişmesi gösteren<br />
topraklar genellikle eğimleri % 8 den, % 15-18’e kadar değişen yamaçlar üzerinde yer alır.<br />
Yükseklik arttıkça daha fazla eğimlere ulaşılmakta ve eğim oranı fazlalaştıkça da toprak<br />
kalınlığında önemli ölçüde azalma görülmektedir.<br />
Öte yandan; fiziksel ve kimyasal analizlere göre, bu topraklar granüler yapıda,<br />
organik madde bakımından zengin ve killi tın tekstürlüdür. Eğimin elverişli ve aşınmanın rol<br />
oynamadığı orman sahalarının bazı yerlerinde toprak yüzeyinde kalınlığı 0,5 cm’yi bulan,<br />
kısmen ayrışmış organik bir kat (çürüntü mul) vardır. Bunun altında kalınlığı 30-40 cm<br />
kadar olan koyu kahverengi ve hafif asit reaksiyon gösteren A horizonu bulunur. Zayıf bir<br />
oluşum gösteren B horizonu ise, 15-20 cm kalınlığındadır. Hemen her yerde horizon sınırları<br />
geçişlidir ve toprak derinlikleri 30-70 cm arasında değişir. Toprağın hafif asit özelliği ve<br />
profil boyunca kireç oranının azlığı, bu toprakların fazla yıkanmasından ileri gelmektedir.<br />
Kahverengi orman toprakları sahası, havzanın fazla yağış alan bölümleri arasındadır ve yıllık<br />
yağış tutarı 5<strong>00</strong>-8<strong>00</strong> mm arasında değişir. Kahverengi orman topraklarına örnek olarak Göle<br />
Karınca Düzü Orman Alanı verilebilir.<br />
Yer<br />
Yükseklik<br />
Vejetasyon<br />
Ana kaya<br />
: Göle; Karıncadüzü Orman Alanı<br />
: 2150 m<br />
: Sarıçam ormanı ve orman altı otsu bitkileri<br />
: Yamaç deposu ve aglomera<br />
93
Topoğrafya : Eğimli düzlük<br />
Eğim : % 10<br />
Arazi kullanılması : Orman alanı<br />
C-2. Yüksek Dağ Çayır Toprakları<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasının 25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan yerlerinde belirli<br />
bir profil gelişimine sahip olmayan yüksek dağ çayır toprakları yayılış gösterir. İntrazonal<br />
topraklar grubundan olan bu topraklar; yüksek fakat hafif eğimli sahalarda ve soğuk iklim<br />
şartları altında oluşmuştur. Daha önce belirtildiği gibi, uzun süre yerde kalan kar örtüsü<br />
ve düşük sıcaklık nedeniyle yılın ancak 3-4 ayı pedojeneze elverişlidir. Bu şartlar altında<br />
toprak organizmalarının faaliyeti ve dolayısıyla organik madde ayrışımı çok yavaş olur.<br />
Böyle olmakla birlikte, oldukça sık bir bitki örtüsü (yüksek dağ çayırları altında bulunan bu<br />
topraklarda organik madde oranı fazladır. Toprak A ve C profiline sahip olup genellikle sığ ve<br />
taşlıdır. Üst toprak koyu kahverengi ya da koyu grimsi kahverengi ve ince bir yapı gösterir.<br />
Fiziksel ve kimyasal analiz sonuçlarına göre, genellikle asit ve kuvvetli asit reaksiyonu<br />
gösteren bu toprakların tekstürü siltli tın ya da siltli kil tındır.<br />
Havzadaki yüksek dağ çayır toprakları dar şeritler halinde ve kesintili olarak güneyde<br />
Allahüekber Dağları ve Kısır Dağı üzerinde, Çıldır depresyonunun doğusundaki yüksek dağlık<br />
alanda, batıda Çadır Çağı, Yalnızçam Dağları ve Gözedağ’ın havzaya bakan yüksek yamaçları<br />
üzerinde, Cindağı, Ulgar Dağı ve Keldağı volkan kütlelerinin yamaçlarında yaygındır.<br />
Aşağıdaki profil açıklaması bu toprakların özelliklerini açık olarak ortaya<br />
koymaktadır.<br />
Yer<br />
: Yalnızçam Dağları; Bülbülan Yaylası, Bülbülan Hanları doğusu<br />
Yükseklik : 26<strong>00</strong> m<br />
Vejetasyon : Yüksek dağ çayır bitkileri<br />
Ana kaya<br />
: Andezit<br />
Topoğrafya : Yüksek dağ yamacı<br />
Eğim : %4-5<br />
Arazi kullanılması : Yayla otlağı<br />
Taşlık, Kayalık ve Kumluk Alanlar<br />
Havzada, Kura Nehri ve kollarının oluşturduğu derin yarma vadilerinin yamaçları,<br />
fiziksel parçalanmanın etkin olduğu yüksek ve fazla eğimli dağlık yamaçlar (Allahüekber<br />
Dağları, Kısır Dağı, Keldağı, Cindağı, Yalnızçam Dağları gibi), Göle ve Ardahan<br />
depresyonlarında Kura Nehrinin, Çıldır Ovasında Karaçay’ın taşkın yatakları “taşlık, kayalık<br />
ve kumluk” alanlar kapsamına alınabilir. Bu nitelikteki yerlerde herhangi bir toprak gelişimi<br />
söz konusu değildir. Öte yandan, genellikle vejetasyondan yoksun olan bu alanların iktisadi<br />
olarak değerlendirilmesi de mümkün görülmemektedir.<br />
Sonuç<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasındaki toprak tiplerinin oluşumu ve dağılışı üzerinde ana<br />
kayadan çok; iklim, relief ve vejetasyonun etkili olduğu görülmektedir. Bu yüksek ve engebeli<br />
sahada aşınma ve birikme olayları, dolaysıyla jeomorfolojik faktörler toprak tiplerinin<br />
94
oluşumunda çok etkili olmuştur. Gerçekten çok yer tutan dağlık ve plâtoluk alanlarda,<br />
kuvvetli eğimden dolayı aşınma süreklidir. Aşınma ile oluşan malzeme depresyonlara<br />
taşınmakta ve bu yüzden çoğunlukla toprak örtüsünde profil horizonları yavaş gelişmekte<br />
ya da hiç oluşmamaktadır. Öte yandan, havzada bugüne kadar süre gelen orman tahripleri<br />
ve aşırı hayvan otlatma doğal denge durumunun bozulmasına ve erozyonun ilerlemesine yol<br />
açmıştır.<br />
Havzada, toprak tiplerinin dağılışında relieften sonra iklim ve bitki örtüsünün etkili<br />
olduğu söylenebilir. Bilindiği gibi, zonal topraklar grubuna giren havzadaki topraklardan<br />
çernozyomlar ve kestanerengi step toprakları, soğuk ve orta derecede nemli step vejetasyon<br />
sahalarının topraklarıdır. Fakat bu tip topraklar, havzada belirli yerlerde ve sınırlı olarak<br />
dağılış göstermektedir.<br />
Buna karşılık, yüksek relief ve elverişsiz iklim şartları pedojenezin gidişini<br />
etkilemiştir. Havzada orman sınırının (25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m.) üstünde kalan yüksek dağ çayırları<br />
sahasında düşük sıcaklık nedeniyle pedojenez süresi yıl içinde çok kısa bir dönemi (3-4 ay)<br />
kapsamaktadır. Bu husus, toprak oluşumunun ve özellikle organik madde ayrışımının çok<br />
yavaş bir gelişme göstermesine yol açmaktadır.<br />
Şu halde; havzada oluşmuş bulunan toprak tipleri yüksek, engebeli ve orta derecede<br />
nemli bölgeleri karakterize eden topraklardır. Gerçekten havza yüksektir ve iklim bölümünde<br />
belirtildiği gibi, sahanın büyük bir kısmında yıllık yağış tutarları 4<strong>00</strong>-8<strong>00</strong> mm arasındadır.<br />
Yıllık sıcaklık ortalamaları, 3-4 ºC kadardır. Vejetasyon olarak step-çayır ve orman<br />
formasyonu hakimdir.<br />
Toprakların dağılışını gösteren haritaya göre havzanın en büyük kısmını, azonal<br />
topraklardan olan alüvyal, hidromorfik alüvyal, kolüvyal topraklar ve litosoller kaplar.<br />
Havzanın % 73,9’u bu topraklara sahiptir. Buna karşılık, az yer tutmakla birlikte zonal<br />
topraklardan olan çernozyomlar ve kestanerengi step topraklarının oranı % 7,4’dür.<br />
İntrazonal topraklar ise % 18,7 oranında olup kahverengi orman toprakları ve yüksek dağ<br />
çayır topraklarından ibarettir.<br />
Azonal Topraklar % 73,9<br />
Zonal Topraklar % 7,4<br />
ntrazonal Topraklar %% 18,7<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 28. Ardahan İli Toprak Türlerini Gösteren Grafik<br />
95
Havzadaki toprak tiplerinin oluşumu ve dağılışı üzerinde ana kayadan çok; iklim,<br />
relief ve vejetasyonun etkili olduğu söylenebilir. Nitekim, zonal topraklar grubuna giren<br />
ve havzada bulunan topraklardan çernozyomlar ve kestanerengi step toprakları, soğuk ve<br />
orta derecede nemli step vejetasyonu alanlarının topraklarıdır. Buna karşılık, yüksek relief<br />
ve elverişsiz iklim koşulları pedojenezin gidişini etkilemiştir. Havzada eğim, ana kaya ve<br />
jeomorfolojik özelliklerin etkisi altında kahverengi orman toprakları, yüksek dağ-çayır<br />
toprakları ve litosoller gibi çeşitli toprak tipleri geniş alanlar kaplarlar. Alüvyal ve hidromorfik<br />
alüvyal topraklar ise depresyonlarda yaygındır.<br />
Tablo 17. Yukarı Kura Nehri Havzası Topraklarına Ait Analiz Sonuçları (*)<br />
Büyük<br />
Toprak<br />
Grupları<br />
Toprak Tipi<br />
Toprak Örneğinin<br />
Alındığı Yer<br />
Horizon<br />
Derinlik<br />
( cm )<br />
Tekstür pH CaCO 3<br />
Madde<br />
Organik<br />
(%)<br />
A 0-52 Kil 6,0 0,0 6,43<br />
ZONAL TOPRAKLAR<br />
Çernozyom<br />
Kestanerengi Step<br />
Toprağı<br />
Göle; Serinçayır<br />
Köyü<br />
Hasköy; Güllü<br />
Değirmen Yeri<br />
B 52-85 Kil 6,5 0,9 2,90<br />
C 85-<strong>12</strong>0 Kil 6,9 1,6 0,95<br />
A 0-35 Kil 6,0 0,3 7,06<br />
B 35-55 Kil 6,2 2,1 3,09<br />
C 55-70 Killi-tın 8,1 6,1 0,86<br />
AZONAL TOPRAKLAR<br />
Alüvyal Toprak<br />
Hidromorfik Alüvyal<br />
Toprak<br />
Kolüvyal Toprak<br />
Çıldır Ovası; Yakınsu<br />
Köyü<br />
Göle; Çayırbaşı<br />
Bucağı<br />
Ardahan Ovası;<br />
Çetinsu Köyü<br />
A 0-15 Siltli-kil 6,8 0,0 3,90<br />
C 15-40<br />
Kumlukilli<br />
tın<br />
7,9 0,2 0,96<br />
A 0-35 Kil 7,0 0,0 13,25<br />
C 35-90 Kil 7,7 0,2 4,27<br />
A 0-35 Kumlu-kil 6,8 0,0 4,<strong>12</strong><br />
C 35-65<br />
Kum,<br />
çakıl, kil<br />
7,2 0,0 2,<strong>03</strong><br />
Litosol<br />
Hanak; Güneşgören<br />
Köyü<br />
A 0-10 Siltli-kil 7,2 0,3 4,90<br />
A 0-30 Killi 6,5 0,5 8,05<br />
İNTRAZONAL<br />
TOPRAKLAR<br />
Kahverengi Orman<br />
Toprağı<br />
Yüksek Dağ Çayır<br />
Toprağı<br />
Göle; Karıncadüzü<br />
Orman Alanı<br />
Yalnızçam Dağları;<br />
Bülbülan Yaylası<br />
Kaynak: KOÇMAN, A. Yukarı Kura Havzasının Toprakları<br />
B 30-47 Killi-tın 6,6 0,5 2,65<br />
C 47-55 Kumlu-kil 6,9 0,8 0,62<br />
A 0-20 Kil 4,6 0,0 13,34<br />
96
Posof Havzasının Toprakları:<br />
Posof Havzasında zonal toprak grubundan çernezyom ve kestane rengi step<br />
topraklarına rastlanmamaktadır. Azonal toprak grubundan Litosoller geniş alan<br />
kaplamaktadır. Nitekim, havzadaki dik yamaçlar, erozyon ve sellenmeyi kuvvetlendirerek,<br />
inorganik maddelerin aşağı kesimlere ve vadi kenarlarına birikmesine, bu alanlarda azonal<br />
toprak tiplerinin oluşumuna neden olmuştur. Bu arada, elverişli iklim koşullarına bağlı<br />
olarak, bazı kesimlerde oluşan sık bitki örtüsü, bu yamaçlardaki erozyon ve sellenmeyi<br />
frenlerken, bir taraftan da toprakta bir zonlaşma oluşmasında aktif rol oynamıştır. Posof<br />
İlçe merkezinin doğu ve batısı ile Güllüce, Aşıkzülali, Yurtbaşı, Yolağzı, Günbatan, Akballı,<br />
Baykent, Söğütlükaya ve Boşdere köyleri çevresinde de yaygınlık gösteren toprak tipinde<br />
erozyon ve birikim süreçleri, horizonlaşmaya imkan vermemektedir.<br />
POSOF HAVZASI’NIN TOPRAK HARİTASI<br />
Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />
Harita 20. Posof Havzasının Toprak Haritası<br />
Havzadaki toprak tipleri, dikey yönde de değişiklik göstermektedir. Nitekim,<br />
ortalama 14<strong>00</strong> m yükseklikteki Posof Çayı tabanına yakın kesimlerde, taşkın ve<br />
millemeden dolayı horizonlaşma göstermeyen genç alüvyal topraklar yayılış gösterirken,<br />
vadi yamaçlarının hemen sütündeki nisbeten alçak kesimlerde kahverengi orman toprakları<br />
gelişmiştir. Hemen hemen aynı yükseltilerde akarsuların oluşturduğu eski şekiller üzerinde<br />
alüvyal topraklar ile yamaç molozları üzerinde gelişen kolivyal topraklar yaygınlık gösterir.<br />
97
Yaklaşık 16<strong>00</strong>-19<strong>00</strong> m’ler arasındaki yükselti kuşağında ise, dağlık alanların çok eğimli<br />
yamaçları üzerinde, sürekli aşınmaya uğrayan C horizonlu topraklar yer almaktadır.<br />
Havzanın en yüksek kesimlerini oluşturan Göze ve Ulgar Dağlarında glassiyal ve<br />
periglassiyal süreçlerin etkisi altında, çıplak, taşlık-kayalık alanlar meydana gelmiştir.<br />
Olumsuz iklim koşullarının da etkisi ile bu sahalarda bitki örtüsü bulunmamaktadır. Bu<br />
sahaların az eğimli yüzeylerinde toprak gelişimine uygun koşullar olmasına rağmen, termik<br />
değerler toprak oluşumuna pek fırsat vermemekte bu nedenle de organik ayrışmanın çok<br />
yavaş ilerlediği yüksek dağ-çayır toprakları gelişme göstermiştir.<br />
Havzada, toprak tiplerinin oluşumu ile ilgili genel bir değerlendirme yapılacak olursa,<br />
toprak tiplerinin oluşmasında ve bunların fiziksel ve kimyasal özelliklerinin belirlenmesinde<br />
asıl etkili faktörlerin iklim, bitki örtüsü ve reliyev koşulları olduğu söylenebilir. Yıllık yağış<br />
ortalamalarının havzanın hemen her yerinde 4<strong>00</strong> m’den fazla olması, toprak oluşumunu<br />
uygun sahalarda sıcaklığın 0 o C’nin altına çok az periyotlarla inmesi yanında, toprağa organik<br />
madde sağlayan sık bitki örtüsünün yer yer kesintiye uğramakla birlikte geniş yer tutması,<br />
toprakların horizonlaşması ve profillerin gelişmesinde etkilidir. Topografya faktörü ise,<br />
çeşitli yönlerden etkisinde bulunarak, havzadaki toprak tiplerinin dikey yönde gelişmesine<br />
yol açmıştır. Özellikle eğim değerlerinin çok yüksek olması, topografyanın etkisini daha da<br />
arttırmıştır.<br />
Nitekim Posof Çayı Havzasında eğimin çok fazla olması ve doğal bitki örtüsünün de<br />
yer yer tahrip edilmesinden dolayı, şiddetli bir toprak aşınımı söz konusudur. Havzanın bitki<br />
örtüsünden yoksun eğimli yamaçları boyunca, ana kayanın tüm özelliklerini yansıtan ayrışmış<br />
bir C horizonuna sahip sığ topraklar gelişme göstermiştir. Azonal topraklar kuruduğunda<br />
yer alan bu tür topraklarda erozyon ve birikim süreçleri horizonlaşmaya imkan vermez. Bu<br />
nedenle, azonal topraklar yeni teşekkül etmiş olan topraklar ya da genç topraklar olarak da<br />
nitelendirilmektedir. Belirtilen bu ortam koşulları altında sahada, zonal toprak gruplarına<br />
rastlanmazken intrazonal topraklardan kahverengi orman toprakları ve yüksek dağ çayır<br />
toprakları, azonal toprak gruplarından da alüvyal topraklar, kolüvyal topraklar ve litosoller<br />
geniş yayılış alanına sahiptirler.<br />
98
Tablo 18. Ardahan Ağaçlandırma Proje Sahalarındaki Toprak Profillerden Alınan Örneklerinin Analizleri<br />
Profilin<br />
Alındığı Yer<br />
Ardahan<br />
Ovapınar<br />
Köyü<br />
Ardahan<br />
Merkez<br />
Akyaka<br />
Köyü<br />
Ardahan<br />
Merkez<br />
Akyaka<br />
Köyü<br />
Ardahan<br />
Merkez<br />
Hasköy<br />
Ardahan<br />
Merkez<br />
Yalnızçam<br />
Ardahan<br />
Posof<br />
Kolköy<br />
Profilin<br />
Alındığı<br />
Tarih<br />
Derinlik<br />
Lab.<br />
No<br />
Kum<br />
%<br />
Toz<br />
%<br />
Kil<br />
%<br />
Toprak<br />
Türü<br />
ph<br />
Toplam<br />
Kireç<br />
%<br />
Tuz<br />
%<br />
Ecx10¯³<br />
Milimhous<br />
14.10.1999 271 8,43 33,82 57,75 Kil 5,37 4,40 0,<strong>00</strong>4 0,07 9,13<br />
11.08.1999<br />
06.11.1998<br />
Organik<br />
Madde<br />
%<br />
0-30 182 48,37 17,65 33,98 Kumlu Killi Balçık 6,08 3,32 0,010 0,22 6,98<br />
30-60 183 45,28 18,68 36,04 Kumlu Killi Balçık 6,<strong>03</strong> 2,99 0,<strong>00</strong>5 0,<strong>12</strong> 3,22<br />
60-90 184 47,60 17,31 35,08 Kumlu Killi Balçık 6,16 2,99 0,<strong>00</strong>4 0,11 1,62<br />
K+ Na+<br />
Birimler: mE/1<strong>00</strong> gr<br />
Toprak<br />
0-30 437 21,42 20,61 57,97 Kil 7,38 5,83 0,023 0,38 4,<strong>00</strong> 0,92 0,75<br />
0-30 438 16,19 18,72 65,10 Kil 8,14 6,70 0,027 0,47 3,45 0,62 2,45<br />
0-30 439 22,31 19,27 58,42 Kil 8,26 8,02 0,043 0,78 3,22 0,73 3,81<br />
0-30 440 16,43 21,34 62,23 Kil 7,80 5,98 0,021 0,35 3,65 0,68 1,24<br />
0-30 441 18,30 20,<strong>03</strong> 60,67 Kil 7,48 3,74 0,<strong>03</strong>1 0,56 3,44 1,05 1,89<br />
0-30 442 21,48 22,49 56,<strong>03</strong> Kil 8,57 3,95 0,110 1,86 2,73 0,84 13,25<br />
0-30 443 28,62 20,53 50,85 Kil 7,26 3,92 0,016 0,30 2,35 1,<strong>00</strong> 0,07<br />
0-30 444 28,59 19,25 52,16 Kil 7,17 5,60 0,<strong>03</strong>1 0,47 3,84 0,86 0,25<br />
0-30 445 23,50 22,15 54,35 Kil 8,47 3,65 0,113 1,60 4,30 0,76 <strong>12</strong>,49<br />
0-30 446 26,45 18,64 54,91 Kil 8,36 3,98 0,102 1,50 4,06 0,87 11,93<br />
0-30 447 28,99 19,44 51,57 Kil 7,90 7,17 0,155 3,02 2,81 0,90 6,54<br />
0-30 448 65,66 9,34 25,<strong>00</strong> Kumlu Killi Balçık 8,46 3,42 0,<strong>03</strong>3 0,76 0,65 0,41 3,13<br />
0-30 449 54,28 8,49 37,23 Kumlu Kil 8,99 4,90 0,070 1,40 1,76 0,91 10,60<br />
0-30 145 Balçık<br />
30-60 146 Killi Balçık<br />
60-90 147 Kumlu balçık<br />
0-30 Killi Balçık<br />
30-60 Kil<br />
-<strong>12</strong>0 Balçık<br />
0-30 Kumlu Balçık<br />
30-60 Balçık<br />
60-90 Kumlu Balçık<br />
99
E.2. Toprak Kirliliği<br />
E.2.1. Kimyasal Kirlenme<br />
E.2.1.1. Atmosferik Kirlenme :<br />
Atmosferik kirleticilerinin bir çoğu önemli ölçülerde toprak özelliklerine zarar<br />
verebilmektedir. Bu kirleticilerden en önemlileri ise; SO 2<br />
, NOx, CO 2<br />
, değişik türlerdeki<br />
partiküler maddeler ve içeriğindeki ağır metal bulunduran gazlar olarak sınırlanabilir.<br />
SO 2<br />
, NOx, ve CO 2<br />
gibi gazlar özellikle yağış dönemlerinde asit yağmurları şeklinde<br />
toprağa inmekte ve torak pH’ının değişmesine neden olmaktadır. Bu değişim toprak<br />
üzerindeki bitkisel yaşamla birlikte toprak içerisindeki canlı yaşamını da etkilemektedir.<br />
Ayrıca toprak içerisindeki kimyasal duyarlılığın bozulmasına neden olup, bir çok kirleticiyi<br />
hareketli faza geçirmekte ve yer altı suyu kirliliğine yol açmaktadır. Bununla birlikte toprağın<br />
yapısındaki Ca ve Mg elementlerinin yıkanmasına neden olarak toprağın zayıflamasına ve<br />
tarımsal verimin düşmesine neden olmaktadır.<br />
Ardahan İli genelinde atmosferik kirlenme ile ilgili olarak herhangi bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
E.2.1.2. Atıklardan Kirlenme :<br />
Toprak kirliliğinin oluşmasında evsel, endüstriyel ve tarımsal faaliyetler sonucunda<br />
oluşan katı atık ve sıvı atıkların oldukça önemli bir yeri vardır. Evsel ve endüstriyel katı<br />
atıklar çoğunlukla yerel yönetimlerce toplanarak bir depolama tesisinde bertaraf edilmektedir.<br />
Ancak bu atıklardan meydana gelebilecek sızıntı suları yeterli koruyucu önlemler alınmazsa<br />
yeraltı sularını kirletmekte, meydana gelen bu kirlilik suların tarımsal amaçlı kullanılmasını<br />
engellemektedir. Ayrıca bu suların içerisinde bol miktarda bulunan özellikle Pb, Cd, Ni, Hg<br />
gibi ağır metallerden oluşan zehirli maddeler, besin zinciri vasıtasıyla topraktan veya sudan<br />
canlı bünyesine geçmekte ve değişik ekolojik sorunlara neden olmaktadır. Ayrıca endüstriyel<br />
amaçlı hammadde yığınları da yine benzer sorunlara yol açabilmektedir.<br />
Özellikle İl merkezi katı atık deposunda yağışların neden olduğu yüzey suları ve<br />
rüzgarla taşınan kirlilik, özellikle Kartalpınar Köyü ve Halil Efendisi Mahallesine ait tarım<br />
alanlarını tehtid etmektedir.<br />
E.2.2. Mikrobiyal Kirlenme :<br />
Değişik faaliyetler sonucunda oluşan atıksukarda (evsel, endüstriyel ve bazı<br />
sağlık kurumlarından kaynaklanan) çok sayıda ve türde bakteri, virüs gibi organizmalar<br />
bulunabilmektedir. Bu suların tarımsal amaçlı kullanımları veya toprak yüzeyine yayılarak<br />
bertaraf edilmesi gibi durumlarda toprak bünyesine bol miktarda istenmeyen türdeki<br />
(salmonella, shigella, tifo basili, hepatit virüsleri ve entero virüsler gibi) organizmalar<br />
toprak bünyesine geçebilmektedir. Bu canlıların toprağın fiziksel ve kimyasal yapısına<br />
(gözeneklilik, sıcaklık, tutma kapasitesi, nem içeriği vb.) bağlı olarak 7 günden 7 yıla<br />
kadar değişen sürelerde yaşayabilmektedir. Örneğin Salmonella Sp. toprakta 15-280 gün,<br />
1<strong>00</strong>
Salmonella Typhi ise 2-<strong>12</strong>0 gün yaşayabilmektedir. Genellikle bakterilerin büyük çoğunluğu,<br />
helmintler ve protozoalar çaplarının daha büyük olması nedeniyle toprakta filtrasyon<br />
mekanizmasıyla, hepatit, tifo vb. bir çok hastalığa neden olan virüsler ise adsorbsiyon ile<br />
tutulabilmekte ve bir süre sonra da yok olmaktadırlar. Ancak toprak özelliklerinin uygun<br />
olmadığı (gözenekliliğin büyük, adsorblama kapasitesinin küçük olduğu veya kırık ve<br />
çatlıklı yapıların bulunduğu zeminlerin varlığı) durumlardan sonra bu virüsler herhangi<br />
bir engelle karşılaşmadan yeraltı suyu kaynaklarına ulaşabilmektedir. İçme sularından<br />
kaynaklanan bir çok hastalığın nedeni de budur. Hastalıklara neden olan organizmaların<br />
bulunduğu atık suların toprağa verilmesinden önce toprak özelliklerinin çok iyi tespit<br />
edilmesi gerekmektedir.<br />
Ardahan İlinde, İl Sağlık Müdürlüğü’nün mikrobiyal kirlenme ile ilgili çalışmaları<br />
D.5’te (Su Kaynaklarında Kirlilik Etkenleri) verilmiştir.<br />
E.3. Arazi<br />
E.3.1. Arazi Varlığı<br />
E.3.1.1. Arazi Sınıfları :<br />
Arazi yetenek sınıfları, arazinin eğimine ve toprağın özelliklerine göre bağlı olarak<br />
sekiz sınıf halinde ayırt edilmektedir. Genel prensip olarak I, II ve III. sınıf arazinin tarıma<br />
ayırt edilmesi uygundur. Buna karşılık V, VI ve VII. sınıf arazinin ormancılığa veya meraya<br />
ayırt edilmesi gerekmektedir. Genellikle IV. sınıf arazinin tarıma ayrılması düşünülmekte ise<br />
de bu konuda karar vermeden bölgedeki iklim özellikleri ve sosyo-ekonomik yapı göz önüne<br />
alınmalıdır. IV. sınıf arazide eğimin fazlalığı, toprağın sığ oluşu, toprağın türü ve erozyon<br />
şiddeti, bölgenin iklim özelliklerine göre tarıma değil ormana veya meraya tahsis edilmesi<br />
gerekmektedir. IV. sınıf arazide tarım veya mera işletmesi için muhakkak gerekli toprak<br />
koruması tedbirleri alınmalıdır. VIII. sınıf arazi ise genellikle çıplak kayalıkların, kumulların<br />
ve yerleşim bölgelerinin bulunduğu arazilerdir.<br />
Derinlik denilince, toprağın sert ana kayaya kadar olan toprak derinliği veya bitki<br />
köklerinin ulaşabildiği derinlik anlaşılır. Toprağın sert ana kayaya olan derinliğe ‘mutlak derinlik’<br />
ve köklerin ulaşabildiği derinliğe ‘fizyolojik derinlik’ denir. Her iki derinlik açısından<br />
Toprak Derinliğinde,<br />
0-30 sığ<br />
31-60 orta derin<br />
61-<strong>12</strong>0 derin<br />
> <strong>12</strong>0 çok derin olarak adlandırılır.<br />
Eğim kriterleri ise;<br />
0-20 Düz, hafif eğimli<br />
21-40 Eğimli<br />
41-60 Dik<br />
60 < Sarp olarak adlandırılır<br />
101
Arazi Sınıfı<br />
Tablo 19. Arazi Yetenek Sınıfları İle Eğim Dereceleri ve Toprak Özellikleri Arasındaki İlişkiler<br />
Arazi Eğimi<br />
I < %2<br />
II % 2-6<br />
III % 7-15<br />
Fizyolojik Toprak<br />
Derinliği (cm)<br />
1<strong>00</strong><br />
75-1<strong>00</strong><br />
75-1<strong>00</strong><br />
50-75<br />
50-75<br />
25-50<br />
IV % 7-15 25-50<br />
V % 16-25 < 25<br />
VI<br />
VII<br />
% 16-25<br />
% 26-45<br />
% 26-45<br />
> %46<br />
> 25<br />
> 25<br />
Toprak Türü<br />
(Üst Toprak)<br />
Kumlu Balçık<br />
İnce Kumlu Balçık<br />
Pek İnce Kumlu Balçık<br />
Tozlu Balçık<br />
Kumlu Killi Balçık<br />
Kumlu Balçık<br />
Killi Balçık<br />
Tozlu Killi Balçık<br />
Balçıklı Kil<br />
Kumlu Balçık<br />
Killi Balçık<br />
Tozlu Killi Balçık<br />
Balçıklı Kil<br />
Balçıklı Kum<br />
Balçıklı Kil<br />
Kil<br />
Balçıklı Kum<br />
Kil-Ağır Kil<br />
Kum<br />
Kil-Ağır Kil<br />
Kum<br />
Kil-Ağır Kil<br />
Toprak Yüzeyinin<br />
Taşlılığı (%)<br />
< %0,1<br />
% 0,1-3<br />
% 0,1-3<br />
% 3-15<br />
% 3-15<br />
% 3-15<br />
% 15-90<br />
> %90<br />
VIII > % 46 > 25 Kum > %90<br />
Kaynak: KANTARCI, D., Türkiye Arazi Yetenek Sınıfları İle Arazi Kullanımının Bölgesel Durumu.<br />
Tablo 20. Ardahan İli Arazi Kabiliyetleri Sınıfları ve Dağılımı<br />
I. - II. Sınıf III. – V. Sınıf VI. – VIII TOPL<strong>AM</strong><br />
Alan (ha.) % Alan (ha.) % Alan (ha.) % Alan (ha.) %<br />
141.492,7 29,22 235.475,25 48,63 107.232,05 22,15 5<strong>03</strong>.551 1<strong>00</strong><br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü., 2<strong>00</strong>4<br />
Kaynak: İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 29. Ardahan İlinde Alanların Toprak Sınıflarına Göre Dağılımı<br />
102
Genel manada toprak yapısı; kullanma kabiliyet sınıfları 8 adet olup, toprak zarar ve<br />
sınırlandırmaları I. sınıfdan VIII. sınıfa doğru giderek artmaktadır. İşlemeli tarım için uygun<br />
olan arazi I. ve IV. sınıf arazilerdir.<br />
Ardahan’da sulu tarım yapılan arazi I. ve II. Sınıf araziden oluşmaktadır. Posof alt<br />
bölgesi hariç, tarım alanları büyük oranda I-III. sınıf araziler üzerinde yapılmaktadır. Posof<br />
alt bölgesinde; mevcut genel arazi yapısı gereği sulu tarım III. ve IV. sınıf arazide, kuru tarım<br />
büyük oranda III.-V. sınıf arazilerde ve yaklaşık % 18’i ise VI. sınıf arazide yapılmaktadır.<br />
İlde çayır alanlarının (70.<strong>12</strong>7 ha.) büyük bir kısmı ovalarda bulunup, I. ve IV. sınıf<br />
arazi yapısındadır. Meralar büyük bir alana (228.114 ha.) sahip olup, III. ve VII. sınıf araziler<br />
üzerinde bulunmaktadır. İlde orman ve fundalık alanlar (30.752,5 ha) genellikle dik ve sarp<br />
eğilimli olup, IV.-VII. sınıf araziler üzerinde olduğu görülmektedir. Toprakların % 19,63’ü<br />
derin, % 52,70’i orta derin ve % 27,67’si ise sığdır. İlde çorak arazi, çıplak kayalık veya<br />
moloz, ırmak taşkın yatakları yok denecek kadar az bulunmaktadır. Ayrıca İl geneli alan<br />
içerisinde yaklaşık olarak 9972 ha. su yüzeyi bulunmaktadır.<br />
İl geneli alanların % 15’inde hafif, % 60’ında orta ve % 25’inde ise şiddetli yüzey<br />
erozyonu olduğu tespit edilmiştir. Ardahan’da yağış ve topografik yapı olumlu olup, araziler<br />
uygun kullanıldığı takdirde erozyon önlenebilecek durumdadır. Erozyonun önlenmesinde<br />
ise; çayır-mera alanlarının kapasitesine uygun olarak, otlatma dönem ve şeklinin de (küçükbaş<br />
ve büyükbaş değişikliği-münavebeli otlatma) göz önünde bulundurularak kullanılması ve<br />
de ağaçlandırma çalışmalarında sürekliliğin sağlanması büyük önem taşımaktadır.<br />
E.3.1.2. Kullanım Durumu :<br />
Tablo 21. Ardahan İli Arazi Kullanımı<br />
Arazi Durumu Yüz Ölçümü (ha) Yüzölçümü (%)<br />
Tarıma Elverişli Arazi 84.295,8 16,74<br />
Çayır Arazisi 70.<strong>12</strong>7 13,92<br />
Mera Arazi 228.114 45,30<br />
Ormanlık-Fundalık Arazi 30.752,5 6,11<br />
Tarım Dışı Arazi 90.261,7 17,93<br />
TOPL<strong>AM</strong> 5<strong>03</strong>.551 1<strong>00</strong><br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Kaynak: İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ve İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 30. Ardahan İli Arazi Dağılımı Grafiği<br />
1<strong>03</strong>
Grafikte de görüldüğü üzere Ardahan’da çayır mera alanlarının oranı yüksek %<br />
59,22 (298.241 ha), orman alanlarının oranı ise düşüktür % 6,11 (30.752,5 ha). Toplam alan<br />
içerisinde % 16,74 (84.295,8 ha) olan tarım alanının; % 3,5’i sulanan tarım alanı, % 4,3’ü<br />
nadas alanı ve % 92,2’i de kuru tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Tarım dışı alanın; %<br />
11,19’u su alanı, % 14,93 yerleşim yeri ve kullanılmayan alan (taşlık, kayalık vs.) ile tefrik<br />
edilmeyen alan (hali arazi) teşkil etmektedir.<br />
Tablo 22. Türkiye ve Ardahan Arazi Dağılımı (ha.)<br />
ARAZİ DURUMU ARDAHAN (ha.) % TÜRKİYE (ha.) %<br />
Tarıma Elverişli Arazi 84.295,8 16,74 26.968.<strong>00</strong>0 34,4<br />
Çayır-Mera Arazisi 298.241 59,22 20.5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 26,2<br />
Ormanlık-Fundalık Arazi 30.752,5 6,11 20.7<strong>03</strong>.<strong>00</strong>0 26,4<br />
Tarım Dışı Arazi 89.057 17,93 10.184.7<strong>00</strong> 13,0<br />
TOPL<strong>AM</strong> 5<strong>03</strong>.551 0.64 78.355.7<strong>00</strong> 1<strong>00</strong><br />
Kaynak: 1991,1995,2<strong>00</strong>1.D.İ.E., A.T.İ.M.,İPKM . (2<strong>00</strong>0 yılında Çıldır ilçesinden ayrılan köyler hariçtir.)<br />
Ardahan İli Türkiye yüzölçümünde % 0,64’lük alana sahiptir. Ardahan İlinde çayır<br />
mera alanlarının fazlalığı (% 59,22) ile birlikte kaliteli ve kapasiteli oluşu hayvancılık için<br />
iyi bir potansiyel oluşturmaktadır. Bu çayır mera alanının; 228.114 ha.’ı (% 76.48) mera<br />
alanı olup, 70.<strong>12</strong>7 ha.’ı (% 23,52) ise çayır alanıdır. Buna karşılık orman alanlarının (% 6.11)<br />
çok az olması kış mevsiminin birkaç derece daha sert geçmesine neden olmaktadır.<br />
E.3.2. Arazi Problemleri :<br />
Erozyon, yeryüzünde ana kaya üzerindeki toprağın çeşitli etkenlerle aşınıp taşınması<br />
olayıdır. Erozyon çeşitlerinden su erozyonu; diğer erozyon çeşitleri içerisinde en yaygın<br />
ve en etkilisi olduğundan özellikle yurdumuzda toprak erozyonu denilince suların neden<br />
olduğu erozyon akla gelmektedir.<br />
Yüzey erozyonu; eğimli bir arazi üzerinde toprak parçacıklarının yağmur sularının<br />
etkisi ile yerlerinden oynatılıp, eğim yönünde aşağı doğru taşınması olayıdır. Yüzey erozyonu<br />
bitki örtüsünden yoksun ve korumasız kullanılan arazide şiddetini artırır. Yüzey erozyonu<br />
şiddetine göre altı sınıfa ayrılır.<br />
Tablo 23. Erozyon Sınıflandırma Kriterleri<br />
Erozyon Sınıfı İsimlendirme Kriter<br />
0 Erozyon Yok Erozyon yok ya da ihmal edilebilir derecede az<br />
1 Hafif Erozyon Toprağın % 0-25 i taşınmış<br />
2 Orta Şiddetli Erozyon Üst toprağın % 25-75 i taşınmış<br />
3 Şiddetli Erozyon Üst toprağın % 75-1<strong>00</strong> ü taşınmış<br />
4 Çok Şiddetli Erozyon Üst toprağın tamamı, alt toprağın % 25-75 i taşınmış<br />
5 Son Derece Şiddetli Erozyon Üst toprağın tamamı, alt toprağın % 75 ten fazlası taşınmış<br />
Kaynak: Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü, Tamim No: 14<br />
104
Erozyona etki eden faktörler; iklim, topografya, vejetasyon, ana kaya, toprak ve<br />
insandır.<br />
Zaman ve erozyon açısından İl topraklarının oluşum ve gelişimi üzerinde zaman<br />
ve erozyonun etkilerine değinmek gerekirse; Yukarı Kura Nehri Havzası, tarihin çok erken<br />
çağlarında yerleşmeye sahne olmuş, çeşitli boyların savaş ve istilasına uğramış bir sahadır.<br />
Nitekim, Havzanın hemen her tarafında yüksek sırt ve tepeler üzerinde rastlanan eski yapı<br />
kalıntıları bu durumu kanıtlamaktadır. Bugün kırsal nüfus oranı çok yüksek (% 78,4) olan<br />
Yukarı Kura Nehri Havzasında hakim ekonomik etkinlik hayvancılık olup çok az ölçüde<br />
tarla tarımı yapılmaktadır. Başta iklim olmak üzere, yeryüzü şekilleri ve toprak şartları tarla<br />
tarımını büyük ölçüde sınırlandırmıştır. Ancak, geniş çayır ve otlak alanların varlığı burada<br />
hayvancılık için çok elverişli bir ortam yaratmıştır.<br />
Burada hayvancılığın en yaygın şekli yaylacılıktır. Fakat Yukarı Kura Nehri Havzası<br />
yaylalarında düzenli bir hayvan otlatma ve otlak bakımı yoktur. Artan nüfus sayısına ve<br />
geçim güçlüklerine bağlı olarak çoğalan hayvan sayısı, yaylalarda “aşırı otlatma problemi”ne<br />
yol açmıştır. Aşırı otlatma nedeniyle doğal bitki kompozisyonu bozulmuş ve yine aşırı<br />
otlatmanın sonucu olarak gelişen toprak erozyonunun olumsuz etkileri havzanın hemen her<br />
tarafında gözle görülür duruma gelmiştir. Bununla birlikte, iklimin sert ve soğuk olması da<br />
orman tahriplerinin erken başlamasına ve orman alanlarının daralmasına, dolayısıyla toprak<br />
erozyonunun gelişmesine neden olmuştur.<br />
Öte yandan, Yukarı Kura Nehri Havzasının konumu nedeniyle Pleyistosen’deki<br />
iklim değişmelerinden geniş ölçüde etkilenmiş olacağı açıktır. Pleyistosen’deki intergalsiyal<br />
devrelerde flüviyal aşındırma ön plana geçmiş ve havza topraklarının aşınmasında önemli rol<br />
oynamıştır. Glasiyal devrelerde ise sahanın yüksek kesimlerinde periglasiyal iklim şartları<br />
hüküm sürmüştür. Ancak, bu sahada eğimin çok fazla olması topoğrafyanın yarılmasına ve<br />
erozyonun şiddetlenmesine yol açmıştır. Günümüzde de (son 15-20 yıl öncesine kadar) devam<br />
eden şiddetli erozyon olayları etkisi ile havzanın her yerinde topraklar iyice gelişme olanağı<br />
bulamamıştır. Başka bir anlatımla, geçen zaman ne kadar uzun olursa olsun havzanın sürekli<br />
olarak erozyona uğrayan alanlarında toprak gelişmesi sınırlı kalmıştır. Bununla birlikte,<br />
toprak oluşumu bakımından havzada daha stabil şartların bulunduğu depolar üzerinde ve<br />
özelikle yoğun bir çayır step bitki örtüsünün kapladığı yarı nemli/nemli karasal iklim şartları<br />
altındaki belirli alanlarda gelişmiş olgun topraklar bulunmaktadır.<br />
Bugün için Ardahan İli sınırları içerisindeki alanların % 15’inde hafif, % 60’ında<br />
orta ve %25’inde ise şiddetli yüzey erozyonu tespit edilmiştir. Gerçekte Ardahan’da yağış,<br />
toprak ve topografik yapı olumlu olduğundan, araziler uygun kullanıldığı takdirde erozyon<br />
önlenebilecek durumdadır. Zaten Türkiye genelinde % 80 alanda şiddetli erozyon olduğu<br />
bilinmektedir. Bu durum Ardahan İli ile kıyaslandığında erozyonun önlenebilir olduğu<br />
görülmektedir. Bu yüzden bugüne kadar erozyon programı İlde uygulanmamıştır.<br />
Ancak aşırı ve düzensiz otlama nedeniyle bitki örtüsünün zayıfladığı, meyilin yüksek<br />
olduğu ve toprağın çabuk çözünen ana kayalardan oluştuğu alanlarda erozyon varlığını<br />
sürdürmektedir. Bunun dışında çay ve akarsu yatakları boyunca, şiddetli yağışlarda ve<br />
erken ilkbahar mevsiminde ani sıcaklardan oluşan kar erimeleri ile yer yer kıyı oyulmaları<br />
görülmektedir. Bu nedenle;<br />
105
- Mera alanlarındaki erozyonun önlenmesi için mevcut alanların kapasitesi<br />
doğrultusunda düzenli otlatılması, erken ve geç otlatmalardan sakınılması gerekmektedir.<br />
Yörede son yıllarda küçük baş hayvan sayısındaki önemli azalma erozyonun şiddetinin<br />
düşmesine yaramıştır.<br />
- Kıyı oyulmalarına karşı en ekonomik tedbir, kıyı boyunca söğüt, iğde vb. çelikleri<br />
ile ağaçlandırmak ve yer yer uygun kenarlara büyük taşlar ile set oluşturmaktır.<br />
- İlkbahar mevsiminde karların erimesi ile yüzeysel akış şeklinde konsolide sediment<br />
taşıyarak boşa giden kar suları mera tipi teraslar yapılarak toprak tarafından emilmesi<br />
sağlanmalıdır.<br />
- Gerek oyuntularda, yazın kuruyan derelerde ve başkaca uygun alanlarda kuru<br />
duvar, misk eşik, sed, sedde ve göletler tesis edilerek suların hızının önlenmesi ile beraber<br />
havzalardaki su rejimi düzenlenmeli, yaz ortalarına kadar hayvanların içme suyu olarak<br />
kullanmaları temin edilmelidir.<br />
KAYNAKLAR<br />
Adana İl Çevre Durumu, 20<strong>03</strong><br />
Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
1991,1995, 2<strong>00</strong>1.D.İ.E., A.T.İ.M.<br />
Ardahan Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
ATALAY, İ., Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri, 1985<br />
ATALAY, İ., Türkiye Coğrafyası, İzmir, 1997<br />
Sivas İli Çevre Durum Raporu, 2<strong>00</strong>2<br />
KILCI, M., İzmir Orman Toprak Laboratuar Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Orman Genel Müdürlüğü, Tamim No: 4<strong>12</strong>5, 1987<br />
KÖKSOY, F., Ardahan İlinde Ağaçlandırma Semineri, 1999<br />
KOÇMAN, A,. Ege Coğrafyası Dergisi, Ocak,1984<br />
KANTARCI, D., Türkiye Arazi Yetenek Sınıfları İle Arazi Kullanımının Bölgesel Durumu,<br />
1983<br />
106
F. FLORA-FAUNA VE HASSAS YÖRELER<br />
Doğal çevre koşullarının ortak etkisi nedeniyle Kura Nehri Yukarı Havzasında<br />
farklı özellikte bitki toplulukları yaygındır. Gerçekten, havzada yükselti bakımından farklı<br />
alanların bulunuşu, çöküntü çukurlarının (Göle, Ardahan, Çıldır, Hasköy ve Aktaş Ovaları)<br />
yanı başında yüksek plato ve dağların yer alışı bitki toplulukları bakımından bir çeşitliliğin<br />
varlığını ortaya koyar. Öte yandan, bu havza geniş anlamda Kuzeydoğu Anadolu karasal<br />
ikliminin etkisinde bulunmaktadır. Ancak, kuzeyde çok dar bir alanda, özellikle Posof<br />
çevresinde kısmen Karadeniz’in etkileri görülür. Bununla birlikte, bitki örtüsünün bugünkü<br />
durumunu almasında yüzyıllardan beri süregelen orman tahriplerinin ve aşırı hayvan<br />
otlatmanın etkileri yadsınamaz. Nitekim, bugün step bitkileri ile kaplı olan yüksek plato<br />
alanlarının büyük bir bölümü önceleri ormanla örtülü bulunuyordu (Harita 21). Örneğin,<br />
Meşe Ardahan (Hanak), Çamlıçatak, Uluçam gibi eski ve yeni yerel adlar, önceleri buralarda<br />
orman varlığının fazla olduğunu gösteren kanıtlar niteliğindedir (Kuzeydoğu Anadolu’nun<br />
Ekosistemleri Atalay, İ., vd., 1985).<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 31. Ardahan İli Yalnızçam Ormanlarından Bir Görünüm<br />
Özetle; başta iklim koşulları olmak üzere, morfolojik ve edafik faktörler Kura Nehri<br />
Yukarı Havzasında belirgin olarak bir takım bitki topluluklarının ortaya çıkmasına neden<br />
olmuş ve alçak kesimlerden (çöküntü ovalarından) daha yüksek kesimlere doğru birbirinden<br />
farklı özellikte bitki kuşakları meydan gelmiştir.<br />
F.1. Ormanlar<br />
F.1.1. Ormanların Ekolojik Yapısı :<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasında, doğal bitki örtüsünün bugünkü görünümünü ortaya<br />
koyan ve bu bitki örtüsü içinde farklı toplulukların yer almasına neden olan ana faktör iklim<br />
107
olmuştur. Kuzeydoğu Anadolu karasal ikliminin geniş etkisinde bulunan Kura Nehri Yukarı<br />
Havzasının hakim vejetasyon formasyonu genel anlamda “uzun ve şiddetli kış mevsimine<br />
ve kısa vejetasyon devresine uymuş bulunan iğneli ormanlar” meydana getirmiş olması<br />
gerekir.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 32. Ardahan’da İğne Yapraklı Ormanlar<br />
Orman Alanları<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasında orman alanları Göle, Ardahan, Hanak ve Posof<br />
çevresinde dar sınırlar içerisinde dağılış göstermektedir. Önceleri daha geniş alanlar<br />
kaplayan ormanların, yüzyıllardan beri süre gelen hayvan otlatma ve şiddetli tahriplerle,<br />
bugün sınırları çok daralmıştır. Orman, yalnız belirtilen yerlerin çevresinde küçük parçalar<br />
halinde kalmıştır.<br />
İl genelinde iklim koşulları doğal ormanın yayılışını ve yetişme sınırını alttan ve üstten<br />
belirler. Çünkü, ormanın kolayca yetişmesi için gerekli olan sıcaklığın vejetasyon devresinde<br />
yetersiz ve bu dönemin kısa olması, karlı ve şiddetli soğuk kışların hüküm sürmesi ormanın<br />
yetişme sınırını üstten ve yine vejetasyon döneminde yağış ve bağıl (nisbi) nem oranının<br />
düşük olması ise bu kez ormanı alttan sınırlandırmaktadır. İklim koşullarının etkisi göz<br />
önünde tutularak yapılan gözlemlere göre, Kura Nehri Yukarı Havzasında ormanın doğal<br />
alt sınırı ortalama olarak 18<strong>00</strong> m’den geçmektedir. Üst sınır ise, 25<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m arasındadır.<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasında, bütün ormanların hakim ağaç türünü iğne<br />
yapraklılardan soğuk ve nemli iklim isteyen Pinus silvestris (Sarıçam) meydana getirir.<br />
Posof Havzası sınırları içinde sarıçamlarla birlikte Picea orientalis (Ladin) ve daha az<br />
olarak Abies nordmanniana (Göknar), yükseklerde Betula pendula (Huş) karışmış olarak<br />
bulunur. Saf Sarıçam orman topluluklarına dağınık olarak Hanak ve Ardahan depresyonunun<br />
kuzeydoğusunda Kura yarma vadisinin iki yanında, Çamlıçatak (Hamamlı Ormanı), Ölçek<br />
ve Altaş Köyleri civarında, Kura-Cot Suyu kavşağı arasında (Kumsallar yeri), Danalık,<br />
Topuzoğlu, Kışla, Harmanyeri, Şahinbey ve Başağıl Tepelerinde; daha yoğun olarak da<br />
Ardahan Ovasının güneybatısındaki Uğurlu Dağının Yalnızçam Bucağına bakan yamaçları<br />
ile Kılıç Dağının Kura Vadisine ulaşan yamaçları üzerinde ve Göle depresyonun güneygüneybatısındaki<br />
dağlık, tepelik alanlarında rastlanır.<br />
108
Havzada orman topluluğuna dahil edilebilecek Meşe, Kavak ve Huş birliklerine de<br />
rastlanır. Çok sınırlı bir alanda dağılış gösteren bu topluluklar daha çok Posof Havzasında,<br />
Derindere Vadisinin yamaçlarında Meşe (Quercus armeniaca), Titrek Kavak (populus<br />
trematula), Kurtyuvası Tepe ve Mermerler Dere vadisi kenarında ise Huş (Betula pendula)<br />
olarak belirlenmiştir.<br />
Ardahan’da orman topluluklarının altında, lokal bir yayılışı olmayan, türce<br />
zengin otsu bitkiler de bulunmaktadır. Bunların aynı kuşakta yayılış gösteren yüksek<br />
yayla step bitkilerini oluşturan türler olduğu anlaşılmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 33. Yalnızçam ve Posof Ormanları<br />
F.1.2. Bölgenin Orman Envanteri :<br />
Ardahan yüzölçümünün % 6,11’i (30.752,5 ha) orman ve fundalık alanlar<br />
oluşturmaktadır. İlde genel alan içerisinde ormanlık alan, Türkiye (% 26) ve Dünya (%<br />
30) ortalamasının çok altında kalmaktadır. İldeki ormanlar büyük oranda saf Sarıçamdan<br />
oluşmaktadır. İl geneli 5<strong>03</strong>.551 ha’lık alan içerisinde ormanlık alan 30.752,5 ha. olup, İl<br />
orman varlığı açısından fakir olduğu söylenebilir.<br />
İlde ormanlık alanın yayılım gösterdiği yerler; Ardahan İli merkez ilçeye bağlı<br />
Bağdeşen, Hasköy, Çatalköprü, Yalnızçam Köylerinin kuzeyindeki Uğurlu Dağı, Kura<br />
Nehri’nin sağ ve sol yamaçları boyunca Göle İlçesi Yeniköy Köyü çevresine kadar<br />
uzanmaktadır. Ormanlar Göle İlçesinde; Uğurtaş, Köprülü, Durançam, Kalecik, Okçu,<br />
Çalıvere, Çakırüzüm, Yeniköy, Samandöken Köyleri mülki sınırları içinde, Merkez İlçe<br />
de Çamlıçatak, Ölçek ve Altaş Köylerinin mülki sınırları içinde kalmaktadır. Hanak İlçesi,<br />
Baştoklu, Alaçam kuzeyinde Şahin Tepesine kadar yayılım göstermektedir. Posof İlçesinde<br />
de; ağırlıklı Alköyü, Yeniköy olmak üzere hemen hemen tüm köylerin mülkü sınırlarında<br />
orman bulunmaktadır.<br />
Ardahan ve Göle Orman İşletme Müdürlüklerine bağlı İşletme Şeflikleri itibariyle<br />
ormanlık saha miktarı mevcut Amenajman planları verilerine göre aşağıdaki gibidir.<br />
109
Kaynak: Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri (ATALAY,İ., 1985)<br />
Harita 21. Kuzeydoğu Anadolu’nun Ekosistemleri Haritası<br />
110
Tablo 24. Ardahan İli Ormanlık Alan Miktarları<br />
İşletme Şefliği<br />
Koru Baltalık Toplam<br />
Prodüktif<br />
Verimli Bozuk Verimli Bozuk<br />
Orman<br />
(Ha.) (Ha.) (Ha.) (Ha.)<br />
(Ha.)<br />
Toplam<br />
Bozuk<br />
Orman<br />
(Ha.)<br />
Toplam<br />
Ormanlık<br />
Alan<br />
(Ha.)<br />
Açıklık<br />
Alan<br />
(Ha.)<br />
Toplam<br />
Alan<br />
(Ha.)<br />
Ardahan 3705 422 - 818 3.705 1.240 4.945 298615 3<strong>03</strong>560<br />
Posof 2451 3835<br />
-<br />
1.781,5 2.451 5.616,5 8.067,5 52.093,5 60.161<br />
Yalnızçam 5.433 452 - - 5.433 452 5.885 38.395,5 44.280,5<br />
Göle<br />
(Köroğlu-Uğurlu)<br />
11.391 425 - 39 11.391 464 11.855 <strong>12</strong>7.814 139.669<br />
TOPL<strong>AM</strong> 22.980 5.135 - 2.638,5 22.980 7.772,5 30.752,5 516.918 547.650,5*<br />
Kaynak: Göle Orman İşletme Müdürlüğü 2<strong>00</strong>4<br />
* Toplam Alan İşletme Müdürlüğünün çalışma alanıdır<br />
Tablo 25. Ardahan İli Orman Ürünlerinin Üretimi, Maliyeti ve Satış Bilgileri<br />
Ürün Adı<br />
2<strong>00</strong>1<br />
Üretimi<br />
(m3)<br />
2<strong>00</strong>2<br />
Üretimi<br />
(m3)<br />
20<strong>03</strong><br />
Üretimi<br />
(m3)<br />
Üretim<br />
(m3)<br />
Maliyet<br />
Bedeli (YTL)<br />
2<strong>00</strong>4<br />
Satış Miktarı<br />
(m3)<br />
Satış Tutarı<br />
(YTL)<br />
Tomruk 6583 5304 5115 7623 255.431 7331 950.975<br />
Tel Direk 19 15 3 639 24.371 20 3.582<br />
Maden Direği 210 358 479 133 5.862 470 50.437<br />
Sanayi Odunu 35 18 16 11 387 7 594<br />
Kağıtlık Odun 432 715 726 995 32.188 723 70.890<br />
Sırık Siter - 35 11 360 41.336 101 5.149<br />
Yakacak Odun 1458 1850 <strong>12</strong>96 2488 6.647 1318 56.988<br />
TOPL<strong>AM</strong> 8737 8395 7646 <strong>12</strong>.249 366.222 9970 1.138.614<br />
Kaynak: Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Orman alanlarının servet ve yıllık artım miktarları Amenajman Plan verilene göre<br />
tablodaki gibidir. Bu yıllık artım mevcut orman ağaçlarının her yıl yapmış oldukları büyüme<br />
miktarıdır.<br />
Tablo 26. İldeki Orman Alanlarının Servet ve Yıllık Artım Miktarları<br />
İşletme Şefliği Toplam Servet (m³) Yıllık Artım (m³)<br />
Ardahan 411.109 9.290<br />
Posof 334.932 <strong>12</strong>.409<br />
Yalnızçam 1.042.255 19.<strong>12</strong>4<br />
Göle 2.270.809 38.<strong>03</strong>2<br />
TOPL<strong>AM</strong> 4.059.105 78.855<br />
Kaynak: Ardahan Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
111
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 34. Orman İşletme Müdürlüğü Yalnızçam Tomruk Deposu<br />
F.1.3. Orman Varlığının Yararları :<br />
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana çevresini kuşatan ormanlardan faydalanma<br />
yollarını aramıştır. Önceleri bu faydalanma yalnızca barınmak, avlanmak, yapacak ve<br />
yakacak odun temin etmek biçiminde olmuş, daha sonraları ormanların diğer kollektif<br />
faydalarını öğrenmiş ve ormanlardan gittikçe çeşitlenen biçimde faydalanmaya başlanmıştır.<br />
Bu faydaları şöyle özetleyebiliriz.<br />
Ormanlar yaşantımızın her safhasında ihtiyaç duyduğumuz yapacak ve yakacak<br />
hammadde kaynağıdır. Bunun yanı sıra bitkisel nitelikli tohum, çiçek, kozalak vb.<br />
mineral nitelikli çakıl, kum vb. hammadde kaynaklarının bir kısmı da ormanlardan elde<br />
edilmektedir.<br />
Ormanlar, bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su şebekesi gibidirler. Kar ve yağmur<br />
biçimindeki yağışı yaprakları, dalları, gövdesi ve kökleri ile tutarak, sellerin ve taşkınların<br />
oluşmasını önler. Ayrıca yer altı sularının oluşmasına yardım eder.<br />
Ormanlar erozyonu önler, rüzgarın hızını azaltır, toprağı kökleri ile tutarak yağışların<br />
ve akarsuların toprağı taşımasını önler. Ülkemiz topraklarının 4/5’inde var olan erozyonun<br />
düşmanı ormanlardır.<br />
Ormanlar, yaban hayatı ve av kaynaklarını korur. Nesli tükenmekte olan hayvanların<br />
üretimi, korunması ve barınmasında koruma alanları oluşturur. Bu sahalar milyonlarca<br />
canlının yuvasıdır.<br />
1<strong>12</strong>
Ormanlar, bitki örtüsü ve toprak içerisinde büyük miktarda karbon depoladıklarından,<br />
iklim üzerinde olumlu etkiler yaparlar. Aşırı sıcakları düzenler, sıcağı soğuğu dengeler;<br />
yaz sıcaklığını azaltırken, kış sıcaklığını artırır. Radyasyonu etkisini azaltır. Su buharını<br />
yoğunlaştırarak yağmur haline gelmesini sağlar, öte yandan rüzgarın hızını azaltarak toprak<br />
ve kar savurmalarını ve rüzgarın kurutucu etkisini yok eder. Bu nedenle açık alanlara oranla<br />
ormanlarda gündüzler serin, geceler ise sıcaktır.<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 35. Ardahan Sarıçam Ormanları<br />
Ormanlar eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme imkanı sağlar.<br />
Havası, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları<br />
kendisine çekerek rekreasyon imkanı sunar.<br />
Yerleşim alanları çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesi insan sağlığı<br />
bakımından büyük önem taşır. Ormanların insan sağlığı üzerindeki bütün bu olumlu<br />
yararları nedeniyle büyük kentlerin çevresinde ormanlar yetiştirilmektedir, dinlenme yerleri<br />
kurulmaktadır. 25 m boyunda bir kayın ağacı saatte 40 kişinin çıkardığı CO 2<br />
yok eder ve<br />
saatte 5 kg.O 2<br />
üretir. Yani çeşitli kaynaklardan atmosfere verilen O 2<br />
’nin % 47’sini ormanlar<br />
üretmektedir.<br />
Ormanlar, orman içinde ve dışında yaşayan insanlara çeşitli iş alanları sağlar, işsizliği<br />
önlemede etkin bir rol oynar, böylece köyden kente göçü azaltır.<br />
Ormanlar, ulusal savunma ve güvenlik bakımından da çok önemlidir. Askeri birliklerin<br />
savaş tesisleri ile araç ve gereçlerinin gizlenmesinde, savaş ekonomisi bakımından değer<br />
taşıyan reçine, katran ve tanenli maddelerin elde edilmesinde yarar sağlar. Ormanlar ayrıca<br />
113
arajların ekonomik ömrünü uzatır. Doğal afetleri önler, ülke turizmine katkıda bulunur.<br />
Ormanlar, doğal güzellikleri ve sayılamayacak kadar çok faydalarıyla iyi baktığımız taktirde<br />
tükenmez doğal bir kaynaktır.<br />
Ormanların yukarıda sayılan yararlarının ve çevre değerlerine olan önemli katkılarının<br />
yanında; Ardahan İlinde, yağış sularını depolayarak, mera hayvancılığı açısından çok önemli<br />
olan, kaynak sularını besleyerek su rejimini düzenlemektedir. Ayrıca otlatma dönemlerinde<br />
sert iklime ılıman etki yapması, soğuk sert ya da kuru sıcak rüzgarların etkisini azaltarak mera<br />
bitkilerinin nem ihtiyacını dengelemekte, aşırı sıcak ve güneşli günler ile soğuk günlerde<br />
hayvanlar için gölgelik ve koruyucu görev yapmaktadır.<br />
F.1.4. Orman Sayılan Alanların Daraltılması :<br />
İldeki ormanlar yüzyıllar boyunca tahribe uğramış ve büyük oranlarda yok edilmiştir.<br />
Özellikle iklim şartlarının olumsuzluğu sebebiyle, mera hayvancılığının aşırı ve bilinçsiz<br />
yapılması ile yaylacılık faaliyetleriyle ormanlar daraltılmıştır. Ormanlara soğuk iklimden<br />
dolayı yakacak ihtiyacı olarak, bina, ahır ve samanlık inşaası için yapacak tomruk ihtiyacı<br />
olarak (Bu inşaatların dam örtülüğü olarak soğuktan korunmak için sadece kalın toprak<br />
tabakası kullanılmıştır. Rutubetli iklim özelliği de taşıyan İlde, binadaki örtü altı yapacak<br />
tomruklar sık sık çürümüş ve yeniden inşa için ormanlara baskı sürmüştür.) yayla yerleşim<br />
yerlerinde ormanlar üst rakımlardan otlatma ihtiyacı gibi nedenler ve özellikle süt ürünleri<br />
üretimi için gerekli olan ısıtma ihtiyacı ormanlara baskıyı artırarak ormanların daraltılmasına<br />
neden olmuştur. Ayrıca köy yerleşim yerlerinde de ormanların otlatma ve tarımsal faaliyet<br />
ihtiyacı için (özellikle Posof İlçesi), son yüzyıllarda da işgal, savaş ve göç gibi nedenlerle<br />
yukarıda anlatılan yanlış faaliyetlerin birlikte bulunması tahrip sürecini hızlandırmıştır.<br />
Foto : Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 36. İl Ormanlarının Alttan Köy Yerleşimleri Üsttende Yayla Yerleşimleri ile Otlatma ve Tarip Edilerek<br />
Daraltılmasına Örnek Alanlar<br />
Netice olarak; İlde anlatılan Tekçam ve Uğuz Taşı Efsanelerinin, yöresel isimlerin<br />
(Tekçam, Uluçam, Doruk, Topçam, Meşe Ardahan vb.), toprak analiz sonuçlarının, yörede<br />
yapılan ekosistem araştırmalarının, topografik faktörler ile iklim faktörlerinin ve yaşlı yöre<br />
insanların anlatımlarının sentezinden bugünkü orman varlığının, İl alanının % 50 si civarında<br />
olduğu anlaşılmaktadır. Ancak tahrip edilen yerlerde toprak faktörleri bozulmadığından eski<br />
orman alanlarının yerini genellikle kaliteli mera bitkileri almıştır. Son yıllarda köylerde<br />
yaşayan insanların bakış açılarında orman lehine değişim oluşmuş idarecilerin de teşvik ve<br />
desteği ile ağaçlandırma talepleri artan bir süreçte devam etmektedir.<br />
114
İl genelinde ağaçlandırma programları artarak devam etmekte ve bunun sonucunda<br />
toprak ve iklim faktörlerinin orman kuruluşuna uygun olmasından dolayı tesis edilen gelişimi<br />
iyi olan ağaçlandırma alanları dikkat çekmektedir (Şekil 39, Tablo 27 ve 28).<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 37. Ardahan’da Ağaçlandırılan Bir Alan<br />
Ormanların daraltılmasını ve baskıyı azaltmak için tespit edilen; İl genelinde 6831<br />
sayılı Orman Kanunu’nun 31. maddesi (mülki hudutlarında verimli devlet ormanı bulunan<br />
köyler) kapsamında 46 adet ve 32. maddesi (mülki hudutlarında verimsiz devlet ormanı<br />
bulunan köyler) kapsamında da 41 adet olmak üzere toplam 87 orman köyü bulunmaktadır.<br />
Or-Köy vasıtasıyla yıllık yatırım miktarları ölçüsünde orman köyleri; çatı örtüsü, besi<br />
hayvancılığı, süt sığırcılığı, arıcılık ve halıcılık kredilerinden yararlandırılmaktadır. Yine<br />
Or-Köy kapsamındaki köylere Orman İdaresi tarafından yapacakları bina ve yakacak<br />
ihtiyacı için piyasa fiyatlarından oldukça düşük bedellerle tomruk ve yakacak odun tahsis<br />
edilmektedir.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 38. Çıldır Göl Havzasında Ağaçlandırma Çalışmaları<br />
115
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 39. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Yapılan Ağaçlandırma Tesis alışmalarını Gösteren Grafik<br />
Tablo 27.Ardahan İlinde Başlangıçtan 2<strong>00</strong>5 Yılına Kadar Gerçekleşen Ağaçlandırma Çalışmaları<br />
İL<br />
MÜDÜRLÜĞÜ<br />
PROJE ADI ve<br />
YERİ<br />
PROJE ALANI (Ha)<br />
1990 öncesi<br />
1990<br />
YILLAR İTİBARİYLE YAPIILAN TESİS ÇALIŞMALARI<br />
1991<br />
1992<br />
1993<br />
1994<br />
1995<br />
1996<br />
1997<br />
1998<br />
1999<br />
2<strong>00</strong>0<br />
2<strong>00</strong>1<br />
2<strong>00</strong>2<br />
20<strong>03</strong><br />
2<strong>00</strong>4<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
Ur 255 398 185 250 45 70 25 105 2<strong>00</strong> 85 386 450 260 60 150 560 810 4<strong>03</strong>9<br />
Düzpınar 10 10 10<br />
Yalnızçam 271 271 25-M 271<br />
Uğurlu 566 3<strong>12</strong> 15 40-M 20 347<br />
ARDAHAN<br />
Posof+Aşıkzülali <strong>12</strong>61<strong>12</strong>50 70 55 65 2<strong>00</strong> 30 70 1740<br />
Çıldır 7<strong>00</strong> 245 29 55 30 140 499<br />
Okçuyayla 1044 331 331<br />
Muzarat 470 70 70<br />
Ziyaret Sr.Maliye 220 220 150 370<br />
İŞLETME<br />
TOPL<strong>AM</strong>I<br />
47972642 2<strong>00</strong> 250 45 160 80 105 2<strong>00</strong> 330 480 450 535 260 210 710 10207677<br />
116
Tablo 28. Ardahan İli 1995-2<strong>00</strong>4 Yılları Arasında Tesis Edilen Ağaçlandırma Sahaları<br />
Sıra No İlçesi Köyü Projesi Nevi Alan (Ha.)<br />
1 Merkez Değirmenli Ur Serisi Ağaçlandırma 3<strong>00</strong><br />
2 Merkez Ardıçdere Ur Serisi Ağaçlandırma 60<br />
3 Merkez Derindere Ur Serisi Ağaçlandırma 15<br />
4 Merkez Güzçimeni Ur Serisi Ağaçlandırma 96<br />
5 Merkez Yaylacık Ur Serisi Ağaçlandırma 150<br />
6 Merkez Ağzıpek Ur Serisi Ağaçlandırma 1<strong>03</strong><br />
7 Merkez Çamlıçatak Ur Serisi Ağaçlandırma 30<br />
8 Merkez Yalnızçam Ur Serisi Ağaçlandırma 85<br />
9 Merkez Ovapınar Ur Serisi Ağaçlandırma 130<br />
10 Merkez Akyaka Ur Serisi Ağaçlandırma 85<br />
11 Merkez Küçük Sütlüce Ur Serisi Ağaçlandırma 80<br />
<strong>12</strong> Merkez Çataldere Ur Serisi Ağaçlandırma 243<br />
13 Merkez Gürçayır Ur Serisi Ağaçlandırma 150<br />
14 Merkez Sugöze Ur Serisi Ağaçlandırma 140<br />
15 Merkez Ölçek Ur Serisi Ağaçlandırma 70<br />
16 Merkez Tepeler Ur Serisi Ağaçlandırma 130<br />
17 Merkez Tunçoluk Ur Serisi Ağaçlandırma 70<br />
18 Merkez Kartalpınar ve Baştoklu Köyleri Ur Serisi Ağaçlandırma 140<br />
19 Posof Al Köyü Posof Serisi Ağaçlandırma 40<br />
20 Posof Kol Köyü Posof Serisi Ağaçlandırma 66<br />
21 Posof Asmakonak Posof Serisi Ağaçlandırma 40<br />
22 Posof Sarıdarı Posof Serisi Ağaçlandırma 15<br />
23 Posof Uğurca Posof Serisi Ağaçlandırma 78<br />
24 Posof Aşıkzülali Posof Serisi Ağaçlandırma 65<br />
25 Posof Alabalık Posof Serisi Ağaçlandırma 20<br />
26 Posof Yeniköy ve Savaşır Köyleri Posof Serisi Ağaçlandırma 75<br />
27 Göle Yiğit Konağı Uğurlu Serisi Ağaçlandırma 220<br />
28 Göle Bellitepe Uğurlu Serisi Ağaçlandırma 70<br />
29 Hanak Yünbüken Ur Serisi Ağaçlandırma 185<br />
30 Hanak Altınemek Köyü Ur Serisi Ağaçlandırma 80<br />
31 Hanak Binbaşak Köyü Ur Serisi Ağaçlandırma 65<br />
32 Hanak Çayağzı Köyü Ur Serisi Ağaçlandırma 80<br />
33 Damal İkizdere Ur Serisi Ağaçlandırma 85<br />
34 Damal Eskikılıç Ur Serisi Ağaçlandırma 165<br />
35 Damal Y.Gündeş Ur Serisi Ağaçlandırma 21<br />
36 Damal Dereköy ve Otağlı Köyleri Ur Serisi Ağaçlandırma 75<br />
37 Çıldır Öncül Çıldır Serisi Ağaçlandırma 65<br />
38 Çıldır Meryem Çıldır Serisi Ağaçlandırma 29<br />
39 Çıldır Aşıkşenlik Çıldır Serisi Ağaçlandırma 226<br />
40 Çıldır Gölebakan Köyü Çıldır Serisi Ağaçlandırma 145<br />
TOPL<strong>AM</strong> Ağaçlandırma 3987<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
117
Tablo 29. Orman İşletme Müdürlüğünce Ardahan’da Tesis Edilen Gençleştirme Alanları<br />
Yıllar 1998 ve Öncesi 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4 Toplam<br />
Suni Tesis (Ha) 540 74 130 92 130 140 1.106<br />
Tabii Tesis (Ha) 892 - 55 94 - 130 1.171<br />
TOPL<strong>AM</strong> (Ha) 1.432 74 185 186 130 270 2.277<br />
Kaynak: Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
F.2. Çayır ve Meralar<br />
F.2.1. Çayır ve Meraların Varlığı :<br />
İlde tamamı tespit ve tescil çalışmaları yapılmamış çok kaliteli ve kapasiteli yaklaşık<br />
4<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 ha mera alanı potansiyel alanı olarak mevcuttur. Bu meralarda otlatma gün sayısının<br />
160-180 gün fazla olmasına karşın, çok sayıda hayvanın bitki örtüsünü fazla tahrip etmeden<br />
açık alanlarda otlatılmasında geleneksel yaylacılık faaliyetinin önemli bir payı vardır. Yöre<br />
halkı, ilkbaharda (<strong>May</strong>ıs-Haziran) iki ay köy çevresinde, yazın (Temmuz-Ağustos) iki ay<br />
yaylada hayvanlarını barındırmaktadırlar. Sonbaharda (Eylül-Ekim) ise köy çevresindeki<br />
mera alanlarının, dinlenerek otlatma kapasitesi açısından uygun duruma gelmesi ile beraber<br />
tarım arazilerinde de hasat yapıldığından daha geniş alanlarda hayvanlar otlatılmaktadır.<br />
Böylece tabii ama uygun olan bir rotasyon planı uygulanmaktadır.<br />
Foto: Ü.Kılıç<br />
Şekil 40. Ardahan İlinde Uzun Boylu Çayırlardan Görünüm<br />
118
Ancak birçok yerde ilkbaharda karların erimesiyle bitkilerde canlanma olmadan<br />
(Nisan) yapılan erken otlatma, sonbaharda ise otlatma, hava sıcaklığının sıfırın altına<br />
düştüğü, günlerin tamamına yakını donlu geçtiği, dolayısıyla bitki örtüsünün dondan<br />
olumsuz etkilenerek zayıf düştüğü dönemde (Kasım), yapılan geç otlatma; hem hayvanların<br />
beslenmesini yetersiz kılmakta, hem de bitkilerin kök ve tohumları tahrip olduğundan mera<br />
alanlarının ot kapasitesi düşmesine böylece toprağın açığa çıkarak yüzeysel erozyonun<br />
oluşmasına sebebiyet vermektedir.<br />
Anlaşıldığı üzere daha çok köy yerleşim yerlerine yakın olan mera alanları aşırı,<br />
düzensiz, erken ve geç otlatma ile yıpratılmış ve faydalı bitki türleri azaltılmış durumdadır.<br />
Foto: F. Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 41. Ardahan İlinde ki Çayırlardan Görünüm<br />
Doğu Anadolu yüksek rakımlı ve orman kenarı meralarında gübrelemenin meralarda<br />
verim ve bitki kompozisyonuna etkilerini belirlemek amacıyla, 2<strong>00</strong>0-2<strong>00</strong>2 yılları arasında<br />
Doğu Anadolu Ormancılık Araştırma Müdürlüğü’nden Güven M. tarafından Ardahan İli<br />
meralarında yıpranan ve taban meranın tipik örneği sayılan Çamlıçatak Köyü’ne ait Putka<br />
(Sazara) Gölü civarındaki merada bir çalışma yapılmıştır. Araştırma Ardahan İli Çamlıçatak<br />
Köyü orman kenarı merasında 1931 m rakıma sahip alanda yürütülmüştür. Denemede azotun<br />
N o<br />
, N 5<br />
, N 10<br />
ve N 15<br />
(0, 5, 10,15 kg N/da) dozu, fosforun P , P , P (0, 5, 10 kg P O /da) dozu<br />
o 5 10 2 5<br />
ve kükürtün S o<br />
, S 1<br />
, S 2<br />
(0, 2.5, 5 S kg/da) dozu uygulanmıştır. Böylece araştırma 4 azot dozu<br />
x 3 fosfor dozu x 3 kükürt dozu x 3 tekerrür olmak üzere toplam 108 parselden meydana<br />
gelmiştir. Denemede hasat döneminde her parselden 3’er adet 0.5 x 0.5 m ebatlarında çerçeve<br />
atılarak çerçeve içindeki bitkiler hasat edilmiştir. Bu çerçevelerden ikisi kuru ot verimini,<br />
biri ise botanik kompozisyonu tespit etmek için kullanılmıştır.<br />
Araştırmada verim ve botanik kompozisyon yıllara göre önemli bir farklılık<br />
göstermiştir. Yağışlı geçen 2<strong>00</strong>1 yılında ortalama olarak kuru ot verimi (365.9 kg/da) diğer<br />
yıllardan yaklaşık olarak iki kat daha yüksek olarak belirlenmiştir. Azot ve fosforlu gübreleme<br />
kuru ot verimini önemli derecede artırırken kükürtün verime etkisi önemli olmamıştır.<br />
Denemede azot ve fosforlu gübreler buğdaygil türü bitkilerin oranını artırmış, kükürtün<br />
ise botanik kompozisyona önemli bir etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Azotlu gübreler<br />
botanik kompozisyonda baklagillerin oranını azaltırken fosforlu gübrelerin baklagil oranını<br />
artırdığı kaydedilmiştir. Gerek azotlu ve gerekse fosforlu gübreler kompozisyondaki diğer<br />
familyalara ait bitkilerin oranını azaltarak tür kompozisyonuna olumlu etkide bulunmuştur.<br />
119
Bu çalışmanın yürütüldüğü alanlarda ve benzer ekolojilerde kuru ot verimi botanik<br />
kompozisyon ve gübrenin ekonomikliği göz önünde bulundurularak, 5 kg/da P 2<br />
O 5<br />
+10 kg/da N<br />
gübre dozu önerilmektedir. Yine kükürdün, verim ve botanik kompozisyona etkisinin olmadığı<br />
tespit edilmiştir.<br />
Ardahan İlinde çayır ve mera alanlarının toplamı 298.241 ha’ dır. Bu alanların ilçeler<br />
bazında (alt bölgelere göre) dağılımı tabloda verilmiştir.<br />
Tablo 30. İlçeler ve Alt Bölgeler Bazında Çayır Mera Alanlarının Dağılımı<br />
İlçe Toplam Alan (Ha.)<br />
İl Geneli Çayır Mera Alanları (ha.)<br />
Çayır Mera Toplam<br />
I. Zon (Alt Bölge)<br />
MERKEZ 146.490 - 74.525 86.827<br />
ÇILDIR 83.3<strong>00</strong> - 25.154 34.904<br />
D<strong>AM</strong>AL 25.850 - 15.010 19.845<br />
GÖLE <strong>12</strong>7.<strong>00</strong>0 - 48.816 67.628<br />
HANAK 60.750 - 28.405 31.970<br />
II. Zon (Alt Bölge)<br />
POSOF 60.161 - 36.204 44.504<br />
TOPL<strong>AM</strong> 5<strong>03</strong>.551 70.<strong>12</strong>7 228.114 298.241<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 31. Ardahan İlinde İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Yıllar İtibariyle Yapılan Mera Islahı Çalışmaları<br />
YILLAR İTİBARİYLE YAPIILAN TESİS ÇALIŞMALARI<br />
PROJE ADI<br />
ve YERİ<br />
1990<br />
öncesi<br />
1990<br />
1991<br />
1992<br />
1993<br />
1994<br />
1995<br />
1996<br />
1997<br />
1998<br />
1999<br />
2<strong>00</strong>0<br />
2<strong>00</strong>1<br />
2<strong>00</strong>2<br />
20<strong>03</strong><br />
2<strong>00</strong>4<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
Ardahan 50 50 50 - - - - - - - - - - - - 375 525<br />
Çamlıçatak - - - - - - - - - 80 30 50 - - - - 160<br />
Çataldere - - - - - - - - - <strong>12</strong>0 20 - - - - - 140<br />
Değirmenli - - - - - - - 70 - - - - - - - <strong>12</strong>5 195<br />
Göle - - - - - - - - - - - - - - - - -<br />
Posof - - - - - - - - - - - - - - - 50 50<br />
Çıldır - - - - - - - - - - - - - - - 50 50<br />
TOPL<strong>AM</strong> 50 50 50 - - - - 70 - 2<strong>00</strong> 50 50 - - - 6<strong>00</strong> 1<strong>12</strong>0<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
F.2.2. Kullanım Amaçları ve Yararları :<br />
İlde çayır alanları I. ve IV. sınıf araziler üzerinde bulunmaktadır. Mera alanları ise III.<br />
ve VII. sınıf araziler üzerinde bulunmaktadır. Çayır mera alanları; genelde tarıma elverişli<br />
alanlar içerisinde olduğundan ve yeterli yağış aldıkları için kaba yem verimi açısından son<br />
derece verimlidirler.<br />
<strong>12</strong>0
Tablo 32. Ardahan İli Çayır Mera Ot Verimi<br />
Alan (ha.) Kuru ot Verimi (kg/ha) Toplam Verim (Ton/Yıl)<br />
Mera Alanı (ha) 228.114 1.5<strong>00</strong> 342.171<br />
Çayır Alanı (ha) 70.<strong>12</strong>7 5.<strong>00</strong>0 287.820<br />
Toplam (ha) 298.241 Toplam Verim (ton/yıl) 629.991<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
F.3. Flora<br />
Havzada yöresel olarak bitki formasyonlarını zenginleştiren husus; kuvvetli relief,<br />
bakı ve yükselti farklarının doğduğu dikey basamaklanmaya bağlı olarak iklim özelliklerinde<br />
meydana gelen değişmelerdir. Nitekim, havzada temelden yüksek olan depresyonlarla (Göle<br />
2<strong>00</strong>0 m, Ardahan 18<strong>00</strong>-19<strong>00</strong> m, Çıldır 2<strong>00</strong>0 m) bu depresyonların çevresindeki yüksek<br />
platolar üzerinde (ortalama 2<strong>00</strong>0-22<strong>00</strong> m) ve dağlık alanlar (Yalnızçam Dağları 26<strong>00</strong>-27<strong>00</strong><br />
m, Ulgar Dağı 2918 m, Keldağı 3<strong>03</strong>3 m ve diğerleri) arasında iklim ve buna bağlı olarak<br />
da bitki topluluklarının dağılışı bakımından farklılıklar ortaya çıkmaktadır .<br />
Öte yandan, bitki topluluklarının dağılışında yükselti ve bakı faktörlerinin rol<br />
oynadığı da göze çarpar. Yıllık yağış tutarları bakımından havzanın güneyindeki Allahüekber<br />
Dağlarının Göle Ovasına bakan kuzey yamaçları ile doğuda kalan Kısır Dağı ve Ulgar<br />
Dağının özellikle Posof Havzasına bakan kuzey yamaçları en fazla yağış alan yerlerdir. Buna<br />
karşılık, batıdaki Yalnızçam Dağları ile aynı doğrultuda uzanan öteki dağların Kura Nehri<br />
havzasına bakan kuzey yamaçlarında yağış tutarlarındaki azalma dikkati çeker. Gerçekten,<br />
buradaki yüksek dağların Kura Nehri Havzası için bir yağış duvarı oluşturduğu söylenebilir.<br />
Nitekim, Yalnızçam Dağlarının Ardanuç-Şavşat tarafına bakan kuzey yamaçları 24<strong>00</strong>-25<strong>00</strong><br />
m’ye kadar Sarıçam ve Göknar ormanı ile kaplı olduğu halde, Kura Nehri Havzasında kalan<br />
güney yamaçları bu örtüden yoksundur.<br />
İl genelinde relief, yükselti ve iklim özelliklerinde görülen bu farklılıkların etkisi<br />
toprak örtüsünde de görülür. Şöyleki, depresyonlarda taban suyunun yüksek olduğu alüvyal<br />
ve hidromorfik alüvyal topraklar üzerinde higrofit ve mezofit türler hakim iken, plato<br />
yüzeylerinde litosoller, kestanerengi step toprakları ve çernozyomlar üzerinde step türleri,<br />
daha yüksek yerlerde furda yapılı, sığ ve asit özellikte yüksek dağ çayır topraklarında subalpinalpin<br />
türler yer almıştır. Şu halde, toprak koşulları havzadaki bitki türlerinin yayılışında ve<br />
toplulukların oluşumunda önemli rol oynamıştır.<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasında, özellikle günümüzde nüfus ve hayvan artışına<br />
bağlı olarak aşırı otlatma şiddetle devam etmektedir. İklimin sert ve soğuk olması da<br />
orman tahriplerine hız kazandırmıştır. Bütün bu nedenlerle, orman alanları daralmış, bitki<br />
kompozisyonları bozulmuş, bazı türler ortadan kalkmış, Astragalus (geven), thymus (kekik),<br />
Scrophularia (sığırkuyruğu), Agropyron (ayrık) ve Conium (baldıranotu) gibi kozmopolit<br />
bitkiler yaygınlaşmış, toprak aşınması da hızlanmış bulunmaktadır.<br />
<strong>12</strong>1
Kaynak: KOÇMAN,A., 1989<br />
Harita 22. Kura Nehri Yukarı Doğal Havzasının Bitki Toplulukları Haritası<br />
Bitki Toplulukları<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasında bitki topluluklarının yayılışını etkileyen bütün<br />
faktörler ve toplulukların tür kompozisyonları göz ününde tutulursa, üç otsu bitki kuşağı ile<br />
bir orman alanı ayırt edilebilir. Bunları bulundukları yükselti basamaklarına göre şu şekilde<br />
sıralamak mümkündür:<br />
1- Depresyon alanlarında ortalama 2<strong>00</strong>0-21<strong>00</strong> ’ye kadar çıkan çayır-step bitkileri,<br />
2- 21<strong>00</strong>-26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m arasında kalan yüksek yayla stepleri(andropojen step),<br />
3- 26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan alanların yüksek dağ-çayır (subalpin-alpin) bitkileri,<br />
4- 18<strong>00</strong>-25<strong>00</strong>/26<strong>00</strong> m arasında kalan orman alanları.<br />
<strong>12</strong>2
Aşağıda her topluluğun ayrı ayrı yayılış alanı, tür kompozisyonu ve yetişme ortamının<br />
özellikleri incelenecektir.<br />
1-Depresyon Alanlarında Çayır-step Bitkileri<br />
Ortalama yükseltisi farklı, fakat 2<strong>00</strong>0-21<strong>00</strong> m’yi pek geçmeyen ve çok yerde<br />
taban suyunun yüksek olduğu Göle (2<strong>00</strong>0 m), Serinçayır (21<strong>00</strong> m), Hasköy (2<strong>00</strong>0 m) gibi<br />
depresyonlardaki alüvyal ve hidromorfik alüvyal topraklar üzerinde tür bakımından zengin<br />
çayır-step özelliğinde ot toplulukları yayılış gösterir. Bu depresyonlarda kış çok sert ve soğuk<br />
geçer ve yıllık yağış ortalaması 450-6<strong>00</strong> mm arasında değişir. Daha çok yarı-nemcil (mezofit)<br />
türlerin hakim olduğu bu alanlarda otlar, elverişli bir yetişme ortamı bulduğu için daha sık,<br />
daha gür ve uzun boylu bir örtü oluşturur. Nisan ayının sonuna doğru karların erimesi ve<br />
sıcaklık derecesinin yükselmesi ile birlikte depresyonların tabanı yavaş yavaş yeşillenmeye<br />
ve yağışlı geçen <strong>May</strong>ıs-Haziran aylarında otlar boy vermeye başlar. Haziran sonu ve Temmuz<br />
ayında çiçeklenip tohum bağlayan bu otlar, çok yerde biçilebilen çayır özelliğindedir. Örneğin,<br />
çok az yerinde arpa ve buğday tarımı yapılan Göle, Çıldır, Hanak, Hasköy ve kısmen de<br />
Ardahan Ovasında otların her yıl biçilmesi hayvancılık ekonomisine bağlı bir faaliyettir.<br />
Adı geçen depresyonların kenar kısımlarında tahıl tarımı yapılan ve fakat dinlendirilmeye<br />
bırakılan tarlalarda bazı bitkilerin (Papaver orientale, Gladiolus atroviolaceus, Onobrychis<br />
stenostachya, Vicia cracca, Dianthus calocephalus, Senecio vernalis, Anthemis montana)<br />
çiçeklenmesi ile çayır-step kırmızı, beyaz, sarı ve mor bir görünüm kazanır. Ancak, en geç<br />
Temmuz sonuna doğru bu bitkiler çiçeklerini dökmeye başladığından bu güzel görünüm<br />
de ortadan kalkar. Bununla birlikte, zaman zaman meydana gelen yağışlar ya da kuraklığa<br />
dayanıklı bazı türler sayesinde stepin yeşilliği Eylül sonuna kadar sürebilir.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 42. Sarıçam Ormanlarının İndikatör Bitkisi Valeriana officinalis (Kediotu) ve Ayrıkotu<br />
Yukarıda adı geçen depresyonlarda yayılış gösteren çayır-step bitkilerinin başlıcaları<br />
şunlardır: Anthemis montana (papatya), Bromus japanicus, Centaurea depressa (peygamber<br />
çiçeği), Cephaleria sp. (acımık), Dianthus calocephalus, Erempoa persica, Erigon acris,<br />
Filago arvensis, Filipendula hexapetala, Gladiolus atroviolaceus, Lotus corniculatus (gazal<br />
boynuzu), Medicago varia, Onobrychis stenostachya, Papaver orientale (gelincik), Papaver<br />
rhoeas, Phleum montanum, Rumex acetosia, Rumex alpinus, Senecio vernalis, Sanguisorba<br />
minor, Salvia verticillata, Trifolium repens (üçgül), Trifolium pratense (çayır üçgülü), Vicia<br />
cracca (aralık bitkisi).<br />
<strong>12</strong>3
Liste halinde verilen bu otsu (çayır-step) bitkilerinden başka türler de vardır. Fakat,<br />
bunlar pek yaygın değildir. Aynı depresyonlarda taban suyu seviyesinin yüksek olduğu<br />
yerlerde ve bataklıklarda yetişen higrofitler de çoktur. Buna karşılık, bütün bu alanlarda<br />
doğal olarak büyüyen hiçbir ağaç türüne rastlanmamıştır.<br />
Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 43. Ardahan İli Florasından Görünüm<br />
2-Yüksek Yayla Stepleri (Antropojen Stepler)<br />
Depresyonları çevreleyen yamaçlarda ve Kura Nehri ve kollarının derince yardığı<br />
plato yüzeylerinde (2<strong>00</strong>0-22<strong>00</strong> m); Cindağı, Ilgar Dağı, Keldağı, Kısır Dağı volkanik<br />
konilerinin 26<strong>00</strong>-27<strong>00</strong> m ye yükselen yamaçlarında, Yalnızçam ve Allahüekber Dağlarının<br />
orman örtüsünden yoksun etek ve yamaçlarında türce zengin ve bazıları kozmopolit olan<br />
step bitkileri yayılış gösterir.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 44 .Ardahan İlinde Değişik Step Bitkileri<br />
Depresyonlardaki gür çayır-step örtüsü ile subalpin-alpin alanlar arasında geniş<br />
yayılma ve gelişme ortamı bulan bu topluluğu, yüksek yayla stepleri adı altında farklı bir<br />
kuşak halinde ayırmak mümkündür. Soğuk iklim koşulları altında ve genel olarak taşlı<br />
topraklar (litosoller) üstünde yetişen bu step bitkileri yer yer farklı görünümler arz ederler.<br />
Örneğin, çernozyom topraklarının dağılış gösterdiği Hanak kuzeyinde, Göle Ovasının<br />
<strong>12</strong>4
kuzeydoğusunda ve Serinçayır çevresinde elverişli bir yetişme ortamı bulduğu için step,<br />
daha sık ve uzun boylu, yeşilliğini uzu süre koruyan bir örtü oluşturur. Aynı şekilde, orman<br />
örtüsünün kaldırıldığı ve kahverengi orman toprağının aşınmaya uğradığı Göle Ovasının<br />
güneydoğusunda, Ardahan-Hanak yolunun her iki yanında, Posof Havzasının nemli, fakat<br />
ormandan yoksun bütün kesimlerinde yüksek yayla stepleri yayılma olanağı bulmuştur.<br />
Bununla birlikte, erken ve aşırı hayvan otlatma nedeniyle bazı alanlarda yüksek yayla<br />
steplerinin kompozisyonu bozulmuş, bazı türler ortadan kalkmış ve klimaks olmayan<br />
Conium, Astragalus ve Verbascum gibi kozmopolit türler yer yer hakim duruma geçmiştir.<br />
Örneğin, Ilgar Dağının Damal-Posof şosesinin geçtiği yamaçlar, Damal çevresi, Kurtkale<br />
Bucağının kuzeybatısındaki Gökdağ’ın yamaçları bu durumdadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 45. Ardahan İlinde Antropojen Step Bitkilerinden Kekik ve Üçgül<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasının yüksek yayla stepleri, yayla hayvancılığı bakımından<br />
büyük önem taşır. Nitekim, burada step topluluğu, yayladan yararlanma süresi içinde hayvan<br />
yetiştiriciliğinin en değerli kaynağını oluşturduğu için Sözer buna “yayla vejetasyonu” adını<br />
vermiştir. Nisan ayının sonundan itibaren ve <strong>May</strong>ıs ayı başlarında karların ortadan kalkması<br />
ve karasallık nedeniyle sıcaklığın hızla yükselmeye başlaması yayla steplerini birden bire<br />
canlandırır. Bu nedenle de, Haziran ayının ilk yarısı içinde hemen her tarafta yaylacılık<br />
faaliyeti başlar ve hayvanlar yayla alanlarında yayılır. Erken ve aşırı otlatma ile birlikte<br />
yüksek yayla stepleri erken tükenir ve en geç Eylül ayının ilk yarısında yaylalardan dönüş<br />
sona erer.<br />
Yüksek yayla steplerini oluşturan bitkilerin en çok rastlananları şunlardır:<br />
Agropyron intermedium, Agropyron repens (tarla ayrığı), Alopecurus pratensis (tilki<br />
kuyruğu), Artemisia sp.(yavşan otu), Alchemilla caucasica, Bromus tomentalus, Bromus<br />
erectus, Centaurea depressa, Galium verum, Lotus corniculatus (gazal boynuzu), Medicago<br />
varia, Onobrychis cornuta, Phleum hirsitum, Ranunculus orientalis, Salvia verticillata,<br />
Taraxacum officinale (aslan dişi), Trifolium hybridum, Thymus fallax, Veronica orientalis,<br />
Vicia sativa.<br />
Bütün bu türler 2<strong>00</strong>0/22<strong>00</strong>-26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’ler arasında kalan platolar yüzeyinde, dağ<br />
yamaçlarında ve aynı kuşak içinde bulunan orman altlarında yaygın olarak yetişmektedir.<br />
Yüksek yayla steplerine ait bitki kompozisyonunu oluşturan bu türlerden bazıları yer yer<br />
<strong>12</strong>5
yoğunluk kazanmakta ve birlikler meydana getirmektedir. Gerçekten, eğimin fazla olduğu<br />
yamaçlarda daha çok Astragalus’lar, aşırı otlatma alanlarında sığır kuyrukları ve Conium<br />
maculatum’lar (baldıran otu), az eğimli tepelik alanlarda ve taşlı çakıllı yerlerde yine<br />
Astragalus (geven), Bromus erectus, Artemisia sp., Rumex alpinus, Medicago varia, Koeleria<br />
cristata’lar yaygın olup birlikler oluştururlar.<br />
3- Yüksek Dağ-Çayır (Subalpin-Alpin) Bitkileri:<br />
Yüksek yayla stepleri kuşağı üzerinde, ortalama 26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’den sonra yüksek<br />
alanlarda yine ot topluluğu olan yüksek dağ-çayır (subalpin-alpin) bitkileri yer alır. Kar<br />
örtüsünün geç kalktığı, fakat yaz devresinde (özellikle Temmuz, Ağustos ayları) ısınmanın<br />
fazla olduğu bu yerlerde dağ-çayır bitkileri haziran sonunda yeşillenmeye ve çiçeklenmeye<br />
başlar. Bundan sonra çabuk olgunlaşan türler, en geç Eylül ayı sonunda vejetasyon devresini<br />
tamamlar. Zaten Ekim-Kasım aylarında başlayan kar yağışları ile burada subalpin-alpin<br />
kuşağının her yanı kısa zamanda örtülür.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 46 . Ardahan’da Polen Verimi Yüksek Arıcılık İçin Önemli Bir Bitki<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasının 26<strong>00</strong>/27<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan belirli yerlerinden<br />
toplanan bitki örnekleri arasında, kozmopolit türler hariç, subalpin ve alpin türlerinin hakim<br />
olduğu görülür. Örneğin, Yalnızçam Dağları üzerinde 26<strong>00</strong> m yükseklikteki Bülbülan Yaylası<br />
ve Çadır (Kordevan) Dağı yamaçlarından alınan bitki örnekleri arasında subalpin ya da alpin<br />
kuşağı karakterize eden Acanthus diascorides (Ayı pençesi), Aster alpinus (yıldız çiçeği),<br />
Festuca varia (koyun yumağı), Helichrysum plicatum, Myosotis lithospermifolia, Subbaldia<br />
parviflora gibi türler saptanmıştır.<br />
Ilgar Dağının (2918 m) batı yamacından geçen Damal-Posof şosesinin üst tarafındaki<br />
28<strong>00</strong> m’den daha yüksek yerlerden toplanan bitki örnekleri de bu alanın yüksek dağ-çayır<br />
kuşağı içinde kaldığını göstermektedir. Burada subalpin-alpin topluluğunun bileşimine giren<br />
türlerin bazıları şunlardır: Alchemilla caucasica, Anthemis cretia, Draba bruinfolia, Festuca<br />
varia, Gentiana verna, Minuartia anatolica, Myosotis lithospremmifolia, Sibbaldia parviflora.<br />
<strong>12</strong>6
Yukarıda örnek olarak verilen alanlar dışında, Kısır Dağı, Eğrikar Dağı, Cindağı,<br />
Keldağı, İnek Tepe gibi dağlık kütlelerin 26<strong>00</strong> m’nin üstünde kalan yerlerinde de subalpinalpin<br />
türler yaygın durumdadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 47. Ardahan Florasına Özgü Türlerden Bir Çiçekli Bitki<br />
Kaynak: KAYA, G., Posof İlçesinin Coğrafyası, 2<strong>00</strong>4<br />
Harita 23. Posof Çayı Havzasının Bitki Toplulukları Haritası<br />
<strong>12</strong>7
F.3.1. Türler ve Populasyonları :<br />
Türlerin Türkçe isimleri bitki listeleri içinde verilmiş olup, “Türkçe Bitki Adları Sözlüğü”<br />
Prof. Dr. Turhan BAYTOP, Türk Dil Kurumu Yayınına göre değerlendirilmiştir. Ancak<br />
bazı türlerin Türkçe isim veya yöresel ismine rastlanılmamaktadır. Bu nedenle bitki türleri<br />
binominal yazım kurallarına göre bilim dili olan Latince olarak değerlendirilmektedir.<br />
Ardahan İlinde araştırmacıların tespit ettiği ve ilgili literatürlerde geçen yaklaşık<br />
15<strong>00</strong> kadar bitki türüne rastlanmış olup bunlardan önemli bulunanlar aşağıda liste halinde<br />
verilmiştir.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 48. Yörede Yetişen Değişik Bitki Türleri<br />
Tablo 33. Yörede Tespit Edilen Çift Çenekli Bitki Türleri<br />
DİVİSİO : SPERMATOPHYTA (TOHUMLU BİTKİLER)<br />
SUBDİVİSİO : ANGIOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR)<br />
CLASSİS : DICOTYLEDONES (ÇİFT ÇENEKLİLER)<br />
* Endemizm<br />
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
ACANTHACEAE<br />
AYIPENÇESİGİLLER<br />
Acanthus diascorides Ayı pençesi Yamaçlar, stepler -<br />
ACERACEAE<br />
Acer tataricum L., Acer campestre L.subsp.campestre Akça ağaç Nemli toprak -<br />
APIACEAE<br />
Eryngium billardieri Delar., Eryngium campestre<br />
L.var.virens Link<br />
Boğa dikeni<br />
MAYDANOZGİLLER<br />
Kayalık<br />
Yamaçlar, stepler -<br />
Scandix iberica Bieb. Atkişnek otu Yamaçlar, stepler -<br />
Falcaria vulgaris Bernh. Kazayağı Kayalık yamaçlar -<br />
Angelica sylvestris L.var.sylvestris, Angelica sylvestris<br />
L.var.stenocarpa Lallem -<br />
Kayalık yamaçlar, stepler<br />
Angelica sylvestris var.stenoptera - Kayalık yamaçlar, stepler E<br />
Heracleum platytaenium Tavşancıl otu Dağ çayırı, dere yatağı E<br />
Ferula orientalis Çakşırotu Kaya açıklığı, step E<br />
-<br />
<strong>12</strong>8
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
ASTERACEAE<br />
PAPATYAGİLLER<br />
Anthemis montana, Anthemis cretia, Anthemis<br />
tinctoria L.var.discodea (All.)DC., Anthemis tinctoria Papatya<br />
var.pallida,<br />
Boş alanlar, kayalık yamaç -<br />
Anthemis melanoloma subsp.melanoloma Papatya Boş alanlar, kayalık yamaç E<br />
İnula montbretiana Dc. Andızotu Kurak yamaç, step -<br />
Inula helenium subsp. orgyalis Andızotu Kurak yamaç, step E<br />
Senecio vernalis Waldst. Et Kit., Senecio<br />
taraxacifolium (Bieb.)DC.var.discoideus Matthews,<br />
Senecio platyphyllus DC.platyphyllus<br />
Kanarya otu<br />
Boş alanlar, kayalık yamaç<br />
Senecio platyphyllus DC.var.glandulosus Matthews Kanarya otu Boş alanlar, kayalık yamaç E<br />
Achillea biebersteinii Afan. Civanperçemi Step,kayalık yamaç -<br />
Centaurea triumfettii All., Centaurea pulcherrima<br />
Willd.var.pulcherrima, Centaurea cheiranthifoliaWilld.<br />
var.purpurascens(D:C:)Wagenitz<br />
Centaurea pulcherrima Willd.var.<br />
freynii(Sint.)Wagenitz, Centaurea wiedemanniana,<br />
Peygamber<br />
Çiçeği<br />
Kayalık yamaç, Step<br />
Peygamber<br />
Çiçeği Kayalık yamaç, Step E<br />
Centaurea depressa Bieb. Yatık gökbaş Kayalık yamaç -<br />
Centaurea macrocephala Sığır pöçüğü Kayalık yamaç E<br />
Echınops purngens Trautv.var.transcaucasicus<br />
Topuz<br />
Yol kenarı,<br />
Orman açığı<br />
Leontodon hispidus L.var.hispidus - Step, kayalık -<br />
Xeranthemum annuum L. Dağ karanfili Step -<br />
Taraxacum crepidiforme Dc. Ssp.<br />
Crepidiforme, Taraxacum serotinum<br />
Kara hindiba Eriyen kar örtü yakını -<br />
Taraxacum officinale Aslan dişi Dağ çayırı -<br />
Crepis sancta (L.) Babcock - Kayalık volkanik yamaç, step<br />
Cirsium arvense<br />
Cirsium lappaceum subsp.tenuilobum<br />
Köygöçüren<br />
(Diken)<br />
Köygöçüren<br />
(Diken)<br />
Çayır,<br />
Yol kenarı<br />
Çayır,<br />
Yol kenarı<br />
Bellis perennis Koyungözü Açık alan -<br />
Aster alpinus - -<br />
Artemissia sp. Yavşan otu Yol kenarı -<br />
Helichrysum plicatum Ölmez otu Step, kayalık -<br />
Filago arvensis - Step, kayalık -<br />
Erigeron acris Şifa otu Step, kayalık -<br />
Xanthium strumartium Pıtrak Step, kayalık -<br />
Doronicum balansae Öküzgözü Step, kayalık E<br />
Carduuspycnocephalus ssp. Breviphyllarius Devedikeni Açık alan -<br />
Trapagon aureus Boiss. Teke sakalı Step, tarla, kaya açıklığı -<br />
Tussilago farfara Öksürük otu Kumlu ve nemli alanlar -<br />
Onopordum turcicum Danin. Eşek dikeni Step, Kayalık<br />
Tanacetum parthenium (L.) Schuktz Bip. Gümüş düğme Step, Kayalık<br />
Arctium minus (Hill) Bernh. subsp. pubens<br />
(Babington) Arenes<br />
Dulavrat otu<br />
Step, Kayalık<br />
Chondrilla juncea L. var juncea Ak hindiba Step, Kayalık<br />
Cichorium intybus L. (Yabani hindiba) Step, Kayalık<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
E<br />
<strong>12</strong>9
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
BERBERİDACEAE<br />
Berberis vulgaris L. Kadın tuzluğu Tarla -<br />
BETULACEAE<br />
HUŞGİLLER<br />
Betula pendula Huş -<br />
Alnus glutinosa Kızıl ağaç -<br />
BORAGINACEAE<br />
Lappula barbata (Bieb.) Gürke<br />
Myosotis alpestris F. W.Schmidt<br />
ssp. Alpestris<br />
-<br />
HODANGİLLER<br />
Bozkır, taşlı ve volkanik<br />
yamaçlar, çorak yerler -<br />
Boncuk otu Kayalık yamaçlar -<br />
Myosotis lithospermifolia Unutmabeni Kayalık yamaçlar -<br />
Cerinthe minor L. ssp. Auriculata<br />
(Ten.) Domac<br />
Alkanna orientalis (L.) Boiss. Var.<br />
orientalis<br />
Mum çiçeği Yamaçlar, yol kenarları -<br />
Havacıva otu<br />
Kayalık yerler, volkanik<br />
yamaçlar<br />
Onosma tauricum Pallas ex Willd.var. tauricum Yalancı havacıva otu Volkanik yamaçlar -<br />
Onosma linearilobum Yalancı havacıva otu Volkanik yamaçlar E<br />
Anchuza azurea Miller var. azurea Sığırdili -<br />
BRASSICACEAE<br />
HARDALGİLLER<br />
Brassica rapa L Şalgam -<br />
Aethionema arabicum<br />
(L.) Andrz.ex Dc.<br />
- Taşlık yamaç -<br />
Euclidum syriacum (L.) R.Br. - Step -<br />
Fibigia clypeata (L.) medik. - Kayalık yamaç -<br />
Arabis nova Vill. Gümüş sepet Taşlık alan -<br />
Hesperis bicuspidata (Willd.) Poiret - Kayalık yamaç -<br />
Sinapis arvensis Yabani Hardal Tarla -<br />
Raphanus raphanistrum L. Yabani turp Tarla -<br />
Crambe orientalis L. var. orientalis<br />
Conringia orientalis (L.) Andrz.var. orientalis Yabani tütün Tarla, nemli alanlar -<br />
Lepidium perfoliatum L. Tere Nemli ve ekili alanlar -<br />
Alyssum linifolium Steph.ex Willd.var.linifolium,<br />
Alyssum desertorum Staf. var.desertorum, Alyssum<br />
minus (L.) Rothm. Var. minus, Alyssum repens Baumg<br />
var. trichostachyum (Rupr.) Hayek, Alyssum murale<br />
Waldst. et Kit var. murale<br />
Kuduz otu<br />
Tarla, nemli alanlar<br />
-<br />
Draba bruniifolia Stev. var. bruniifolia. - Kayalık yamaçlar -<br />
Draba bruniifolia Stev. var.armeniaca Coode et Cullen - Kayalık yamaçlar E<br />
Cardamine uliginosa Bieb., Cardemine impatiens<br />
L.var. impatiens, Cardemine impatiens L.var.pectinata<br />
(Pallas) Trautve<br />
Çayır teresi Tarla, nemli alanlar -<br />
BUTOMACEAE<br />
Butomus umbellatus<br />
C<strong>AM</strong>PANULACEAE<br />
Asyneuma virgatum (Labill.) Bornm.<br />
Ssp. Virgatum<br />
Hasır otu<br />
ÇANÇİÇEĞİGİLLER<br />
- Kayalık yamaçlar -<br />
Campanula tridendata, Campanula aucheri Çan çiçeği Kayalık yamaçlar -<br />
CAPRİFOLİACAE<br />
HANIMELİGİLLER<br />
Lonicera caprifolium Hanımeli Yol kenarı, ormaniçi açıklık -<br />
E<br />
130
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
CARYOPHYLLACEAE<br />
Arenaria cucubaloides Smith, Arenaria leptoclados<br />
(Reichb.)Guss., Arenaria gypsophiloides Lmant. Varç<br />
gypsophiloides<br />
Dianthus crinitus Sm. var. Crinitus, Dianthus<br />
calocephalus Boiss.<br />
Süpürge otu<br />
Karanfil<br />
KARANFİLGİLLER<br />
Taşlık alan,<br />
Çayır<br />
Volkanik kaya yamaçları ve<br />
step<br />
Gypsophila elegans Bieb. Çöven Yamaçlar, step -<br />
Gypsophila smlatrix Çöven Yamaçlar, step E<br />
Silene spergulifolia (Desf.) Bieb., Silene montbretiana<br />
Boiss., Silene vulgaris (Moench)Garcke var.vulgaris Salkım çiçeği Yamaçlar ve step -<br />
Minuartia circassica (Albow) Woron., Minuartia<br />
subtilis (Fenzl)Hand.-Mazz. - Yamaçlar ve step -<br />
Minuartia corymbulosa (Boiss.et Bal.)McNeill var.<br />
breviflora (Boiss)McNeill), - Yamaçlar ve step E<br />
CHENOPODİACEAE<br />
Chenopodium folisum (Moench)<br />
Aschers., Chenopodium album L. subsp. album var.<br />
album<br />
CORYLACEAE<br />
KAZAYAĞIGİLLER<br />
Sirken Step, yol kenarları -<br />
Corylus avellana L. var. avellana Yaban fındığı -<br />
Carpinus orientalis Gürgen -<br />
CRASSULACEAE<br />
Sedum album L., Sedum pallidum Bieb.var.<br />
bithynicum (Boiss.)Chamberlain Dam koruğu Kayalık yamaçlar -<br />
CRUCIFERAE<br />
LAHANAGİLLER-TURPGİLLER<br />
Capsella bursa-pastoris Çoban çantası Yol kenarı -<br />
CUSCUTACEAE<br />
Cuscuta epithymum (L.)L. epithymum, Cuscuta<br />
approximata Babington var.<br />
Approximata, Cuscuta approximata Babington var.<br />
macranthera (Boiss.)Feinbr.et<br />
Greuter<br />
DİPSACACEAE<br />
Küsküt<br />
KÜSKÜTGİLLER<br />
Step, kayalık yamaçlar<br />
Cephalaria sp. Pelemir Dere kenarı -<br />
ELAEAGNACEAE<br />
Eleagnus angustifolia Kuş iğdesi Dere yatağı -<br />
ERİCACEAE<br />
FUNDAGİLLER<br />
Rhododendron flavum Komar Step, kayalık yamaçlar -<br />
Rhododendron caucasicum Kaful Step, kayalık yamaçlar -<br />
Rhododendron ponticum Mor çiçekli orman Step, kayalık yamaçlar -<br />
EUPHORBIACEAE<br />
SÜTLEĞENGİLLER<br />
Euphorbia macroclada Boiss. Sütleğen Step, kayalık yamaçlar -<br />
EQUISETACEAE<br />
Eguisetum ramosissium Desf.<br />
FABACEAE<br />
Çok dallı at kuyruğu<br />
BAKLAGİLLER<br />
Astragalus microcephalus Willd., Astragalus cicer L.,<br />
Astragalus fragrans Willd. Geven Bozkır -<br />
Astragalus czorochensis Geven Bozkır E<br />
Pisum sativum L.subsp.sativum var.sativum Yem bezelyesi Çayır,Açık alan -<br />
-<br />
-<br />
-<br />
131
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
Lotus corniculatus L. var. alpinus Ser., Lotus<br />
corniculatus L.var. corniculatus Ser. Gazal boynuzu Farklı yükseklik ve habitat -<br />
Trifolium repens, Trifolium repens L.var.macrorrhizum<br />
(Boiss.)Boiss., Trifolium pratense, Trifolium pratense<br />
L.var.pratense, Trifolium hybridum, Trifolium arvense<br />
L.var.gracile (thuill.)DC., Trifolium fragiferum L.var.<br />
fragiferum<br />
Üçgül<br />
Çayır,<br />
Açık alan<br />
Erempoa persica - Tarla, step -<br />
Medicago varia, Medicago lupina L. Yonca Tarla, step -<br />
Vicia cracca, Vicia balansae Boiss., Vicia pannonica<br />
Crantz. var. pannonica<br />
Fiğ Tarla, step -<br />
Onobrychis stenostachya, Onobrychis cornuta,<br />
Onobrychis transcaucasica Grossh. Dağ çöveni Kaya açıklıkları -<br />
FAGACEAE<br />
Qercus itraburensis, Qercus petraea, Qercus<br />
hartwissiana,<br />
Fagus orientalis<br />
GENTİANACEAE<br />
Meşe<br />
Kayın<br />
KAYINGİLLER<br />
Kaya açıklıkları, farklı<br />
yükseklik ve habitat<br />
Yamaçlar, farklı yükseklik ve<br />
habitat<br />
KIZILKANTARONGİLLER<br />
Gentiana verna Kantaron Nemli habitat -<br />
GERANIACEAE<br />
Geranium tuberosum sp. Tuberosum, Geranium<br />
lucidum L., Geranium purpureum Vill., Turna gagası Yol kenarı -<br />
Geranium ibericum subsp.jubatum, Geranium<br />
asphodeloides subsp.sintenisii<br />
GLOBULARIACEAE<br />
Globularia trichosantha Fisch.<br />
Et. Mey. Ssp. Subsp. trichosantha<br />
ILLECEBRACEAE<br />
Turna gagası Yol kenarı E<br />
Küre çiçeği Kayalık yerler -<br />
Herniaria incana Lam. - Kuru ve taşlı yerler -<br />
JUGLANDACEAE<br />
Juglans regia L. Ceviz Orman içi -<br />
L<strong>AM</strong>IACEAE<br />
Thymus pubescens Boiss. Et Kotschy ex Celak var.<br />
Pubescens, Thymus praecox Opiz subsp.grossheimii<br />
(Ronniger)Jalas var.grossheimii, Thymus longicaulis<br />
C.Presl.subsp.longicaulis var.subisophyllus<br />
Teucrium orientale L.var glabrescens Hausskn.ex<br />
Bornm.<br />
Kekik<br />
BALLIBABAGİLLER<br />
Stepler, açık kayalık yerler<br />
Yer meşesi Yüksek habitatlar -<br />
Ziziphora tenuior L. Dağ reyhanı Bozkır, yamaçlar -<br />
Lamium macrodon, Lamium album L., Ballıbaba Açık alan,ince tekstürlütoprak -<br />
Lamium armenium subsp.sintenisii Ballıbaba Açık alan,ince tekstürlütoprak E<br />
Salvia verticilata<br />
Salvia aethiopis L.<br />
Geniş yapraklı<br />
adaçayı<br />
Adaçayı<br />
Volkanik yamaçlar, yol<br />
kenarları<br />
Volkanik yamaçlar, yol<br />
kenarları -<br />
Stachys iberica Bieb.subsp.iberica var. iberica Karabaş Volkanik yamaçlar -<br />
Stachys (L.) L. subsp.annua var.annua Yaz karabaşı Volkanik yamaçlar -<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
132
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
Nepeta nuda L.subsp.nuda Kedi otu Tarla kenarı -<br />
Coronilla varia Yabani burçak Bozkır, yamaçlar -<br />
Mentha longifolia Tüylü nane Nemli alan, dere yakını -<br />
Ajuga chamaepitys <strong>May</strong>asıl otu Farklı habitatlar -<br />
LINACEAE<br />
KETENGİLLER<br />
Linum tenuifolium L. Ketenotu Step, yamaçlar -<br />
MALVACEAE<br />
EBEGÜMECİGİLLER<br />
Malva sylvestris, Malva neglecta Wallr Ebe gümeci Yol kenarı -<br />
Alcea calvertii (Boiss.) Boiss. Hiro otu Step, yamaç<br />
PAEONIACEAE<br />
Paeonıa wittmanniana Hartwiss et Lindll.Var<br />
nudicarpa Schipcz<br />
PAPAVERACEAE<br />
Şakayık Step, yamaçlar -<br />
GELİNCİKGİLLER<br />
Papaver pseudoorientale (Fedde) Medw., Papaver<br />
orientale, Papaver orientale L.var.orientale, Papaver<br />
paucifoliatum (Trautv.) Fedde, Papaver macrostomum<br />
Boiss.et Huet ex Biss., Papaver rhoeas,<br />
Gelincik<br />
Kayalık yamaç,<br />
Step<br />
-<br />
Papaver fugax Poiret var. platydiscus Cullen<br />
PRİMULACEAE<br />
Androsace villosa L.<br />
Gelincik<br />
Kayalık yamaç,<br />
step<br />
ÇUHAÇİÇEĞİGİLLER<br />
Lysimachia atropurpurea Karga otu Ormaniçi açıklıklar -<br />
POLYGONACEAE<br />
Rumex acetocella L., Rumex alpinus L., Rumex<br />
cristatus DC.<br />
Polygonum convolvulus L., Polygonum persicaria L.<br />
RANUNCULACEAE<br />
Adonis flammea Jacq., Adonis aestivalis L.subsp.<br />
aestivalis<br />
KARABUĞDAYGİLLER<br />
Kuzu kulağı Tarla, bahçe -<br />
Çoban deyneği,<br />
Kuş ekmeği<br />
DÜĞÜNÇİÇEĞİGİLLER<br />
Tarla, bahçe -<br />
Keklikgözü Step, kayalık -<br />
E<br />
Ranunculus orientalis, Ranunculus buhsei Boiss.,<br />
Ranunculus oreophilus Bieb., Ranunculus caucasicus<br />
Bieb.subsp. subleiocarpus (som.et Lev.)Davis,<br />
Ranunculus grandiflorus L., Ranunculus trichophyllus<br />
Chaix<br />
Düğün çiçeği<br />
Volkanik kayalar,<br />
Nemli alanlar<br />
-<br />
Nigella segetalis Bieb. Çörek otu Nemli alanlar -<br />
Trollius ranunculinus (Smith) Stearn Altıntop Nemli habitat -<br />
Aconitum anthora L., Aconitum orientale Miller,<br />
Aconitum anthoron **<br />
Kaplanboğan<br />
Dere yatağı,<br />
Kaya arası<br />
Delphinium flexuosum Bieb. Hezeran Nemli alanlar -<br />
-<br />
ROSACEAE<br />
GÜLGİLLER<br />
Rosa canina L.<br />
Rosa gallica<br />
Kuşburnu<br />
Gül<br />
Orman kenarı,<br />
Çalılık alan<br />
Orman kenarı,<br />
Çalılık alan<br />
Prunus kurdica Yabani erik Orman açıklığı E<br />
-<br />
-<br />
133
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
Rubus caesius L., Rubus canescens DC.var. glabratus<br />
(Godron) Davis et Meikle<br />
Rubus ideaeus<br />
Böğürtlen<br />
Ahududu<br />
Dere boyu,<br />
Orman ve kaya açıklığı -<br />
Dere boyu,<br />
Orman ve kaya açıklığı<br />
-<br />
Malus sylvestris Miller subsp.sylvestris, Malus<br />
sylvestris Miller subsp.orientalis (A.Uglitzkich)<br />
Browicz var. orientalis<br />
Yabani Elma<br />
Açık alan<br />
-<br />
Sorbus aucuparia L. Yabani üvez Meşe ve karaçam ormanları -<br />
Pyrus communis, Pyrus salicifolia Pallas var.<br />
salicifolia<br />
Armut Açık alan -<br />
Cerasus avium (L.) Moench Kiraz Bahçelik alanlar -<br />
Cerasus vulgaris Miller Vişne Bahçelik alanlar -<br />
Filipendula hexapetala<br />
Keçisakalı<br />
Orman içi açıklık, yüzeysel<br />
taşlıklı stepler<br />
Alchemilla caucasica Buser Fındık otu Değişken habitat -<br />
Sanguisorba minor, Sanguisorba officinalis L. Çayır düğmesi -<br />
Fragaria vesca<br />
Yabani çilek<br />
Orman içi açıklık, yüzeysel<br />
taşlıklı stepler<br />
Cotoneaster salicifolia Dağ muşmulası Orman açıkları,step -<br />
SALİCACEAE<br />
SÖĞÜTGİLLER<br />
Salix alba Aksöğüt Yol kenarı -<br />
Salix caprea Keçi söğüdü Dere, su kenarı -<br />
Salix nigra Kara söğüt Dere, su kenarı -<br />
Salix viminalis Sepetçi söğüdü Dere, su kenarı -<br />
Populus alba Ak kavak Tepe, yamaç -<br />
Populus tremula Titrek kavak Tepe, yamaç -<br />
Populus nigra L.subsp. nigra Kara kavak Tepe, yamaç -<br />
SCROPHULARIACEAE<br />
SIRACAOTUGİLLER<br />
-<br />
-<br />
Verbascum glomeratum, Verbascum oriantale,<br />
Verbascum varians Freyn et Sint.var.varians,<br />
Verbascum cheiranthifolium Boiss. Var.<br />
cheiranthifolium<br />
Sığırkuyruğu<br />
Açık alan,<br />
Dağ çayırları<br />
-<br />
Scrophularia scopolii (Hoppe ex)Pers.var.adenocalyx<br />
Somm.et Lev., Scrophularia libanotica Boiss.subsp<br />
libanotica var.urartuensis R.Mill., Scrophularia<br />
xanthoglossa Boiss.var.decipiens (Boiss.et Kotscyh)<br />
Boiss.<br />
Sıracaotu<br />
Nemli çayır,<br />
Volkanik alan<br />
-<br />
Scrophularia cryptophila<br />
Digitalis ferruginea L.subsp. ferruginea<br />
Veronica gentianoides Vahl., Veronica beccabunga L.,<br />
Veronica officinalis L.<br />
Pedicularis caucasica Bieb.<br />
SOLANACEAE<br />
Sıracaotu<br />
Yüksük otu<br />
Yavşan otu<br />
PATLICANGİLLER<br />
Nemli çayır,<br />
Volkanik alan<br />
Step,çayır,<br />
Kayalık alan<br />
Step,çayır,<br />
Kayalık alan<br />
Hyoscyamus niger L. Siyah banotu Nemli topraklar<br />
E<br />
-<br />
-<br />
134
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E*<br />
ULMACEAE<br />
Ulmus minor<br />
Kara ağaç<br />
Nemli doğu ve kuzey<br />
yamaçlar<br />
-<br />
URTİCACEAE<br />
Urtica dioica Isırgan Nemli topraklar -<br />
VİOLACEAE<br />
Viola tricolor L., Viola arvensis Murray Menekşe Nemli topraklar -<br />
VALERİANACEAE<br />
KEDİOTUGİLLER<br />
Valeriana officinalis Kedi otu Yüksek dağ stepleri -<br />
** Risk Altında Bulunan Türler<br />
Kaynak: DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands, ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun<br />
Faydalı Bitkileri, DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma, KOÇMAN, A. Ege<br />
Coğrafyası, ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler, ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />
Foto : Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 49. İl Florasından Asteraceae Familyasına ait Anthemis Cinsi Bitkiler.<br />
135
Tablo 34. Ardahan İlinde Tespit Edilen Tek Çenekli Bitki Türleri<br />
DİVİSİO : SPERMATOPHYTA<br />
SUBDİVİSİO : ANGIOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR)<br />
CLASSİS : MONOCOTYLEDONES (TEK ÇENEKLİLER)<br />
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E<br />
GR<strong>AM</strong>İNAE (POACEAE)<br />
BUĞDAYGİLLER<br />
Cynodon dactylon Ayrık otu Step, kayalık yerler -<br />
Dactylis glomerata Ayrık Step, kayalık yerler -<br />
Hordeum murinum Yabani arpa Step, kayalık yerler -<br />
Elymus hispidus (Opiz) Melderis<br />
Ssp. barbulatus (Schur) Melderis<br />
- Step, kayalık yerler -<br />
Bromus japonicus Thunb. ssp. Japonicus, Bromus<br />
tomentalus, Bromus erectus<br />
Brom Kuru yamaçlar -<br />
Phleum hirsitum, Phleum montanum Kelp kuyruğu Step, kayalık yerler -<br />
Agropyron repens, Agropyron intermedium Tarla ayrığı Step, kayalık yerler -<br />
Alopecurus pratensis, Alopecurus myosuroides<br />
Hudson var.myosuroides<br />
Tilki kuyruğu Step -<br />
Festuca valesiaca Schleicher ex Gaudin Yumak otu Step -<br />
Festuca varia Koyun yumağı Dağ yamacı -<br />
Poa trivialis, Poa bulbosa L.var.vivipara Salkım otu Stepler -<br />
Bothriochloa ischaemum (L. Keng) Sarı sakalotu Step, yol kenarları -<br />
Agrostis capillaris L.var.capillaris Süs çayır otu Kuru yamaçlar -<br />
Zea mays L.subsp.mays Mısır Tarla, ekili alanlar -<br />
İRİDACEAE<br />
SÜSENGİLLER<br />
Gladiolus atroviolaceus Salep otu Kayalık, step -<br />
LILIACEAE<br />
Z<strong>AM</strong>BAKGİLLER<br />
Allium kunthianum Vved., Allium szovitsii Regel Soğan Stepler, taşlı yamaçlar -<br />
Lilium monadelphum Bieb.var armenum (Miscz.et<br />
Grossh.) Davis et Henderson Zambak Kayalık, step -<br />
Lilium kasselringanum** Zambak Kayalık, step -<br />
Muscari neglectum Guss. Gavurbaşı Kayalık, step<br />
** Risk Altında Bulunan Türler<br />
Kaynak: DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands, ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun<br />
Faydalı Bitkileri, DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma, KOÇMAN, A. Ege<br />
Coğrafyası, ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler, ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 50. Ardahan İli Flora Çeşitliliği<br />
136
Tablo 35. Ardahan İlinde Tespit Edilen Açık Tohumlu Bitki Türleri<br />
DİVİSİO<br />
SUBDİVİSİO<br />
: SPERMATOPHYTA (TOHUMLU BİTKİLER)<br />
: GYMNOSPERMAE (AÇIK TOHUMLULAR)<br />
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT E.<br />
CUPRESSACEAE<br />
Juniperus communis L. subsp. hemisphaerica<br />
(Presl) Nyman<br />
Adi ardıç<br />
SERVİGİLLER<br />
Orman üst sınırı<br />
Juniperus excelsa Boylu ardıç Sığ ve Taşlık topraklar<br />
Juniperus oxycedrus L.subsp. oxycedrus Katran ardıcı Sığ ve Taşlık topraklar<br />
Juniperus foetidissima Kokulu ardıç Sığ ve Taşlık topraklar<br />
Juniperus sabina L. Yayılıcı ardıç Sığ ve Taşlık topraklar<br />
PİNACEAE<br />
Ç<strong>AM</strong>GİLLER<br />
Pinus sylvestris Sarıçam Dağ, Yamaçlar<br />
Abies nordmanniana (Stev.) Spach subsp.<br />
nordmanniana<br />
Picea orietalis (L.) Link<br />
Doğu Karadeniz<br />
Göknarı<br />
Doğu Ladini<br />
Dağ, Yamaçlar<br />
Yamaçlar,<br />
Dağ<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
-<br />
Kaynak: DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands, ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun<br />
Faydalı Bitkileri, DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma, KOÇMAN, A. Ege<br />
Coğrafyası, ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler, ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />
Tablo 36. Ardahan İlinde Tespit Edilen Yenen Mantar Türleri<br />
MANTARLAR (FUNGİ):<br />
BİLİMSEL ADI TÜRKÇE ADI HABİTAT<br />
Rhizopogon luteolus Domalan Kumlu iğne yapraklı ve çam meşçereleri toprağı<br />
Lactarius volemus Tirmit Kayın ormanı, çam meşçereleri<br />
Armillaria mellea Bal mantarı Yaşlı ağaç, kütüklerin kaidesi ve civarı<br />
Agaricus campestris Çayır mantarı Çayır, çimen ve tarlalar<br />
Lepiota procera Şemsiye mantarı Yapraklı ağaç ormanları<br />
Phlegmacium variecolor Değişken renkli mantar İğne yapraklı ağaç ormanları, çam meşçereleri<br />
Boletus badius Doru renkli şişkin mantar İğne yapraklı ağaç ormanları, çam meşçereleri<br />
Kaynak : ANŞİN, R., Orman Fitopatolojisi, Sümer S., Türkiyenin Yenen Mantarları<br />
137
138
139
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 51. Ardahan İli Florasından Örnekler<br />
F.3.2. Habitat ve Topluluklar :<br />
F.4. Fauna<br />
Bitki listeleri içinde türlerin habitatları belirtilmiştir.<br />
F.4.1. Türler ve Populasyonları<br />
F.4.1.1. Karasal Türler ve Populasyonları :<br />
Ardahan İli ve çevresinde tespit edilen yaban hayatı grupları ve habitatları aşağıda<br />
listeler halinde verilmiştir.<br />
Tablo 37. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen İki Yaşamlılar (Amphibia)<br />
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />
BUFONIDAE<br />
KARA KURBAĞALARI<br />
Bufo viridis Gece kurbağası Taş altı, toprak içi -<br />
RANIDAE<br />
SU KURBAĞASIGİLLER<br />
Rana camerani<br />
Şeritli kurbağa<br />
Çıplak dağların ıslak zeminli<br />
çayırlık bölgelerinde<br />
-<br />
Kaynak : DEMİRSOY,1997, Amfibiler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası<br />
Tablo 38. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Sürüngenler ( Reptilia)<br />
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />
TESTUDINIDAE<br />
KARA KAPLUMBAĞALARI<br />
Testuda graeca Adi tosbağa -<br />
140
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />
GEKKONIDAE<br />
GECE KERTENKELELERİ-GEKOLAR<br />
Hemidactylus turcisus Genişparmaklı keler Taş altı, kaya yarıkları -<br />
LACERTIDAE<br />
GERÇEK KERTENKELELER<br />
Lacerta parva Cüce kertenkele Taşlık, topraklı ve az bitkili stepler -<br />
Lacerta valentini Kaya kertenkelesi Kayalık ve iri taşlık kısımlar -<br />
Lacerta agilis Kars kertenkelesi Taşlık, step -<br />
Lacerta armeniaca Hemşin kertenkelesi Step, taşlık alan -<br />
Lacerta derjugini Artvin kertenkelesi Taşlık, step, nemli çayır -<br />
Lacerta parvula Gürcü kertenkelesi Taşlık, kayalık -<br />
Lacerta unisexualis Ağrı kertenkelesi Bozkır, yamaç -<br />
Lacerta uzzelli Uzzel kertenkelesi Taşlık, kayalık, orman -<br />
Ophisops elegans Tarla kertenkelesi Taş altları -<br />
COLUBRIDAE<br />
SUYILANIGİLLER<br />
Coronella austriaca Avusturya yılanı Çayır ve taşlıklar -<br />
VIPERIDAE<br />
ENGEREKGİLLER<br />
Vipera lebetina Koca engerek Düz ova, ormansız ve taşlık yamaçlar -<br />
TYPHLOPIDAE<br />
KÖRYILANLAR<br />
Typholops vermicularis Kör yılan Taş altları -<br />
Kaynak : DEMİRSOY,1997, Sürüngenler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası<br />
Tablo 39. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Kuşlar ( Aves)<br />
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM STATÜ<br />
ALAUDIDAE<br />
TARLAKUŞUGİLLER<br />
Eremophila alpestris Kulaklı toygar Dağlık arazi - Y<br />
HIRUNDINIDAE<br />
Ptyonoprogne rupestris<br />
Delichon urbica<br />
MOTACILLIDAE<br />
Kaya kırlangıcı<br />
Ev kırlangıcı<br />
KIRLANGIÇGİLLER<br />
Dik dağ yamaçları,<br />
dik kayalıklar - G<br />
İnsan yerleşimleri,<br />
-<br />
Dağlarda kayalıklar<br />
G<br />
KUYRUK SALLAYANGİLLER<br />
Anthus spinotella Dağ incirkuşu Dağlık arazi - Y, KZ<br />
141
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM STATÜ<br />
PRUNELLIDAE<br />
BOZBOĞAZGİLLER<br />
Prunella collaris Büyük dağbülbülü Çıplak dağ yamaçları - Y<br />
TURDIDAE<br />
ARDIÇKUŞUGİLLER<br />
Phoenicurus ochruros<br />
Kara kızılkuyruk<br />
Kayalıklar, seyrek<br />
olarak yerleşim<br />
yerlerinde<br />
- G<br />
Oenanthe oenanthe Kuyrukkakan Taşlı yamaçlar - G<br />
Oenanthe finschii<br />
Ak sırtlı<br />
kuyrukkakan<br />
Kayalık, çıplak<br />
yamaçlar<br />
- G<br />
Monticola saxatilis Taşkızılı Kayalıklar - G<br />
TICHODR<strong>AM</strong>ADIDAE<br />
DUVAR TIRMAŞIKLARI<br />
Tichodroma muraria Duvar Tırmaşıkkuşu Kayalıklar - Y<br />
PASSERIDAE<br />
SERÇEGİLLER<br />
Petronia petronia Kaya Serçesi Taşlı yamaçlar - Y<br />
Montifringilla nivalis Kar Serçesi Kayalık yamaçlar - G<br />
FRINGILLIDAE<br />
Serinus pusillus<br />
Carduelis flavirostris<br />
EMBERIZIDAE<br />
Kara Iskete<br />
Sarı Gagalı<br />
Ketenkuşu<br />
İSPİNOZGİLLER<br />
Tektük çalılık olan<br />
taşlı yamaçlar - Y<br />
Çayırlık ve taşlık<br />
arazi<br />
- Y, KZ<br />
KİRAZKUŞUGİLLER<br />
Miliaria calandra<br />
Tarla Kirazkuşu<br />
Tarımsal arazi,<br />
çayırlar, bozkır,<br />
yamaçlar<br />
- Y<br />
PELECANİDAE<br />
PELİKANGİLLER<br />
Pelecanus crispus Tepeli pelikan Göl - G,Y,T<br />
Pelecanus onocrotalus Ak pelikan Göl - G,Y,KZ<br />
GRUİDAE<br />
TURNAGİLLER<br />
Grus grus Turna Açık alan - G,Y,T<br />
Anthropoides virgo Telli turna Açık alan - G,Y,T<br />
TETRAONİDAE<br />
ÜRKEKLİKLER<br />
Tetrao mlokosiewiczi Huş tavuğu Orman E Y<br />
CİCONİİDAE<br />
LEYLEKGİLLER<br />
Ciconia ciconia Leylek Açık alan - Y,G,T<br />
Ciconia nigra Kara leylek Açık alan - G,T<br />
142
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM STATÜ<br />
ANATİDAE<br />
ÖRDEKGİLLER<br />
Anas platyrhynchos Yeşilbaş Sulak alanlar - Y<br />
Tadorna ferruginea Angıt Göl - G<br />
LARİDAE<br />
MARTIGİLLER<br />
Larus cachinnans Gümüşi martı Göller, su kenarları - Y<br />
CHARADRİİDAE<br />
YAĞMURKUŞUGİLLER<br />
Chettusia gregaria Sürmeli kızkuşu Bozkır - G<br />
SCOLOPACIDAE<br />
ÇULLUKGİLLER<br />
Scolopax rusticola Çulluk Orman - Y,KZ,T<br />
PHASİANİDAE<br />
SÜLÜNGİLLER-TAVUKSULAR<br />
Tetraogallus caspius Ur keklik Kayalık alan, orman - Y<br />
Coturnix coturnix Bıldırcın Kayalık alan, orman - G,Y<br />
STURNİDAE<br />
SIĞIRCIKGİLLER<br />
Sturnus vulgaris Sığırcık Kayalık alan, orman - Y<br />
CORVIDAE<br />
Pyrrhocorax pyrrhocorax<br />
Kızıl Gagalı<br />
Dağkargası<br />
KARGAGİLLER<br />
Kayalık arazi - Y<br />
Corvus frugilegus Ekin Kargası Step, Orman Y<br />
Corvus monedula<br />
Küçük Karga<br />
Meskun Mahal,<br />
orman<br />
Corvus corone corone Karaleş Kargası Orman, açık arazi Y<br />
Corvus corone palescens Leş Kargası Orman, Açık arazi Y<br />
Pica pica Saksağan Y<br />
Corvus corax<br />
STRIGIDAE<br />
Bubo bubo<br />
ACCİPİTRİDAE<br />
Kuzgun<br />
Puhu<br />
Az çok açık arazi,<br />
dağlar<br />
BAYKUŞGİLLER<br />
Çayırlık ve taşlık<br />
arazi<br />
YIRTICI KUŞLAR<br />
Y<br />
- Y<br />
- G<br />
Circus pygargus Çayır delicesi Orman - G,T<br />
Buteo rufinus Kızıl şahin Açık alan - Y,KZ<br />
Gyps fulvus Kızıl akbaba Bozkır, dağ, çayır - Y,G,T<br />
Aegypius monachus Kara akbaba Bozkır, dağ, çayır - Y,G,T<br />
Gypaetus barbatus Sakallı akbaba Bozkır, dağ, çayır - Y<br />
Aquila pomarina Küçük orman kartalı Bozkır, dağ, çayır - Y<br />
Aquila chrysaetos Kaya kartalı Bozkır, dağ, çayır - Y,KZ<br />
Kaynak : DEMİRSOY,1997, Kuşlar ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı<br />
Genel.Müdürlüğü., Personeli Güçlendirme Vakfı, Türkiyede Yaşayan Kuşlar<br />
143
Tablo 40. Türkiye’de bulunan kuş türlerinin statülerine göre dağılımı<br />
G Göçmen türler<br />
Y Yerli türler<br />
T Transit göçer türler<br />
KZ Kış ziyaretçisi türler<br />
Kaynak : KİZİROĞLU, 1989, Türkiye’nin Kuşları<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 52. Aktaş ve Çıldır Göllerinin Sembolü Olan Ak Pelikan ve Şehir Merkezinde Leylek Yuvası<br />
Foto:Ü.Kılıç<br />
Şekil 53. Ardahan’daki Kuş Türlerinden Kanarya<br />
Foto: Ü. Kılıç<br />
Şekil 54. Ardahan’daki Su Kuşları<br />
144
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 55. Ardahan Yaban Hayatındaki Kızıl Akbaba ve Turna<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 56. Ardahan’da Yırtıcı Kuşlardan Olan Kızıl Şahin ve Puhu<br />
Tablo 41. Ardahan İli ve Çevresinde Tespit Edilen Memeliler (Mammalia)<br />
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />
RHINOLOPHIDAE<br />
NALBURUNLUYARASALAR<br />
Rhinolophus ferrumequinum Büyük nalburunlu yarasa Mağara -<br />
Rhinolophus euryale Akdeniz nalburunlu yarasası Mağara -<br />
MOLOSSİDAE<br />
KUYRUKLU YARASALAR<br />
Tadarida teniotis Kahverengi uzun kulaklı yarasa Mağara -<br />
CRICETIDAE<br />
AVURTLAKLAR<br />
Cricetulus migratorius Cüce avurtlak Yaylalar, step -<br />
Meriones vinogradori Küçük çölsıçanı Step,kayalık yamaçlar -<br />
SPALACIDAE<br />
KÖRFARELER<br />
Apodemus mystacinus Kaya faresi Taşlık ve kayalıklar -<br />
145
LATİNCE İSMİ TÜRKÇE İSMİ HABİTAT ENDEMİZM<br />
LEPORIDAE<br />
TAVŞANLAR<br />
Lepus europaeus Kır tavşanı Her türlü habitat -<br />
DIPODIDAE<br />
ARAPTAVŞANLARI<br />
Allactaga elater Arap tavşanı Step -<br />
SCIURIDAE<br />
SİNCAPGİLLER<br />
Sciurus vulgaris Kırmızı sincap Yaylalar, step -<br />
Sciurus anomalus Anadolu Sincabı Orman, Step -<br />
CERVİDAE<br />
GEYİKLER<br />
Capreolus capreolus Karaca Orman -<br />
BOVIDAE<br />
İÇİBOŞBOYNUZLULAR<br />
Capra aegagrus Dağ keçisi Taşıl ve kayalıklar -<br />
MUSTALİDAE<br />
SANSARGİLLER<br />
Mustela ermenia Kakım Step, yayla -<br />
Meles meles Porsuk Su kenarı -<br />
Martes martes Ağaç sansarı Step, yayla -<br />
Martes foina Kaya sansarı Step, yayla -<br />
Lutra lutra Su Samuru Çay, Nehir<br />
CANIDAE<br />
KÖPEKGİLLER<br />
Canis lupus Gri kurt Step, yayla -<br />
Vulpes vulpes Tilki Her türlü habitat -<br />
FELİDAE<br />
KEDİLER<br />
Lynx lynx Vaşak Step, yayla -<br />
SUİDAE<br />
ESKİDÜNYA DOMUZLARI<br />
Sus scrofa Yaban domuzu Step, yayla -<br />
URSİDAE<br />
AYIGİLLER<br />
Ursus arctros Bozayı Orman -<br />
Kaynak : DEMİRSOY,1997, Memeliler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası<br />
Foto: Ü.Kılıç<br />
Şekil 57. Ardahan da Süresiz Olarak Koruma Altına Alınan Tilki ve Karaca<br />
Foto: A.İnce<br />
146
F.4.1.2. Aquatik Türler ve Populasyonları<br />
F.4.1.2.1. Kürklü Hayvanlar :<br />
Yörede aquatik alan ve kıyı şeridi üzerinde yaşayan kürklü hayvan türü olarak su<br />
samuru tespit edilmiştir. Ayrıca bu alanlar dışında kürklü hayvan olarak; kurt, ayı ve tilki<br />
bulunmakla birlikte hassas durumlarından ötürü bu hayvanların avı yasaklanmıştır.<br />
F.4.1.2.2. Balıklar :<br />
İldeki tüm akarsuları gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss- kültür alabalığı)<br />
üretimi için idealdir. İlin akarsuları balıkçılık veya sportif amaçlı amatör balıkçılık için<br />
uygun olup, bu akarsularda yoğun olarak sazan türleri (Cyprinidae familyası) ve yayın<br />
balığı (Silirus glanis) bulunmaktadır. Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü tarafından,<br />
Çıldır Gölünde yapılan stok tayininde Cyprinidae familyasından ekonomik değeri yüksek<br />
olan Aynalı Sazan (C.carpio) 22,56 ton, Karabalık (C.capoeta) 117,15 ton, Bıyıklı-Murza<br />
(B.plebejus) 17,07 ton ve Tatlı Su Kefali (L.cephalus) 57,50 ton olmak üzere toplam 214,28<br />
ton olarak tahmin edilmiştir.<br />
Tarım İl Müdürlüğü tarafından Çıldır Gölü’nde deneme amaçlı alabalık kafes<br />
balıkçılığı yaptırılmıştır. Olumlu sonuç alınmasına rağmen bölge yetiştiricileri üretime devam<br />
etmemişlerdir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve DSİ tarafından Çıldır Gölü, Posof’taki göller<br />
ve Kura Nehrine her yıl ortalama 150-2<strong>00</strong> bin sazan balığı yavrusu bırakılmaktadır.<br />
İlde Gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss) yetiştiren 2 adet su ürünleri<br />
yetiştiriciliği tesisi bulunmaktadır.<br />
Foto: Ü.Kılıç<br />
Şekil 58. Çıldır Gölünde Göl Alası (Salmo trutta abanticus)<br />
147
F.4.2. Habitat ve Topluluklar<br />
Ardahan İli, yaban hayatı yaşama ortamı için son derece uygun bakir bir bölgedir.<br />
İlde yaban hayatı için uygun yerler oluşturan orman, çalılık, sulak alan ve kanyon gibi doğal<br />
barınak alanları bulunmaktadır.<br />
Aşağı Kafkasya Ormanlarında yaşayan Huş Tavuğu, ülkemizde de yalnızca Posof<br />
Ormanlarında yaşamaktadır. Huş Tavuğu’nun yaşam alanı bulduğu Posof Ormanları; Doğa<br />
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak<br />
ayrılmıştır. Esas rengi metalik siyah olan huş tavuğunun erkek bireyinin baş, boyun ve sırtı<br />
metalik yeşildir. Kuyruk tüyleri uzun ve dışa doğru kıvrıktır. Dişi birey ise kahve ve siyah<br />
lekelidir.Alt kısmı gridir ve koyu lekeler taşır. Gaga, siyah ayaklar ve iris koyu kahvedir.<br />
Erkek bireyin başında kırmızı bir leke vardır.<br />
Tepeli Pelikan, Türkiye’de sadece 5 sulak alanda kuluçkaya yatmaktadır. Ardahan<br />
İlindeki Aktaş Gölü de, Tepeli Pelikanların kuluçkaya yattığı 5 sulak alandan biridir. Çıldır<br />
ve Aktaş Göllerinde gözlemlenen Tepeli Pelikan ve Ak Pelikanlar özellikle yöre halkı<br />
tarafından korunmaktadır.<br />
Foto: Ü.Kılıç<br />
Şekil 59. Yöre Halkından Tarafından Benimsenen Pelikan<br />
Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Ardahan-Kars yolu 4. km’sinde 50 Ha<br />
büyüklüğünde Sazara (Putka, Gölbaşı) Gölü diye anılan sulak alan koruma altına alınmıştır.<br />
Ayrıca Yiğitkonağı Sazlığı, Gölebakan Sazlığı, Altaş Köyü Sazlığı bulunmaktadır. Bu sulak<br />
alanlarda ve Kura Nehri’nin Ardahan Ovasından geçtiği yerlerde oluşan sazlık-sulak galeriler<br />
çeşitli göçmen kuşların bulunduğu önemli kuş alanlarıdır.<br />
148
Kura Nehri’nin İl Merkezinden Gürcistan sınırına kadar oluşturduğu kanyon İldeki<br />
yaban hayatı ve yok olma tehlikesi altında bulunan bitkiler için son derece önemli bir alanı<br />
oluşturmaktadır. Bu kanyonda yaşam alanı bulan en önemli türler; Kızıl Akbaba, Kaya<br />
Kartalı, Sakallı Akbaba, Küçük Orman Kartalı, Kızıl Şahin, Ur Keklik ve Puhudur.<br />
İl havzasında önemli kaynak değeri olan özellikle orman içi tatlı su ve çaylarda<br />
bulunan dağ alabalığı (Salmo trutta macrostigma) populasyonu hızla azalmaktadır. Bu<br />
nedenle bu sular yıl boyu avlanmaya kapalıdır.<br />
Ayrıca İlde yaban hayatı ve zengin bir flora çeşitliliğine sahip önemli bir alan olan<br />
Ilgar Dağı ve çevresinin korunma altına alınması gereklidir. İlde Ilgar Dağı ve çevresinde,<br />
diğer ormanlık ve sulak alanlarda yaşayan başlıca türler; Yaban Domuzu, Tilki, Tavşan, Kurt,<br />
Karaca, Ördek, Doğan, Şahin, Kartal, Baykuş, Keklik, Orman Çulluğu, Su Samuru, Kirpi,<br />
Telli Turna, Kırlangıç, Sürmeli Kızkuşu, Çayır Delicesi ve diğer göçmen kuşlardır.<br />
F.4.3. Hayvan Yaşama Hakları<br />
F.4.3.1. Evcil Hayvanlar<br />
F.4.3.1.1. Sahipli Hayvanlar :<br />
İlde sahipli hayvan sayısı ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmadığından bu konu<br />
hakkında bilgi edinilememiştir.<br />
F.4.3.1.2. Sahipsiz Hayvanlar :<br />
Özellikle kırsal kesimde ve ilçelerde sayıları kontrolsüz bir şekilde artan sahipsiz,<br />
başıboş köpekler İl merkezine getirilerek terk edilmektedir. Genellikle çöplerden beslenmeye<br />
çalışan bu hayvanların açlık çektiği ve aşırı soğuklardan etkilendiği hatta öldükleri<br />
gözlenmektedir.<br />
Ayrıca park, bahçe vb. boş alanları sahiplenen bu hayvanlar savunma iç güdüsü ile<br />
saldırganlaşmakta insan sağlığı ve güvenliği açısından tehlike oluşturmaktadır.<br />
Sorunun çözümü amacıyla İlde 24.06.2<strong>00</strong>4 tarih ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma<br />
Kanunu doğrultusunda Hayvanları Koruma Kurulu oluşturulmuştur. Kurul 2<strong>00</strong>4 Aralık ayı<br />
toplantısında aldığı karar doğrultusunda sahipsiz hayvanlarla ilgili olarak; hayvan barınağı<br />
kurulması, aşılama, kısırlaştırma, sahiplendirme çalışmaları planlanmaktadır.<br />
F.4.3.1.3. Nesli Tehlike Altında Olan ve Olması Muhtemel Olan Evcil Hayvanlar :<br />
İlde nesli tehlikede olan ve olması muhtemel evcil hayvan türü bulunmamaktadır.<br />
F.4.3.2. Hayvan Hakları İhlalleri :<br />
İl genelinde bu konu hakkında bir çalışma yapılmamıştır.<br />
149
F.4.3.3. Valilikler, Belediyeler ve Gönüllü Kuruluşlarla İşbirliği :<br />
Mahalli Çevre Kurulu ve Hayvanları Koruma Kurulu çalışmaları kapsamında<br />
bir araya gelen Belediye ve ilgili İl Müdürlükleri alınan kararlar doğrultusunda iş birliği<br />
içerisinde çevre sorunlarının (katı atıklar, sokak hayvanları, çevre eğitimi) tespiti ve çözümü<br />
alanlarında çalışmalar yürütmektedir.<br />
F.5. Hassas Yöreler Kapsamında Olup (*) Bölümdeki Bilgilerin İsteneceği Alanlar :<br />
F.5.1. Milli Parklar :<br />
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Milli Park; bilimsel ve<br />
estetik bakımdan, ulusal ve uluslar arası ender bulunan doğal ve kültürel kaynak değerleri<br />
ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip doğa parçalarını ifade eder. Bu tanıma göre<br />
İlde, Milli Park alanı bulunmamaktadır.<br />
Ancak Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü hudutları içerisinde yer alan 15 Haziran<br />
15 Temmuz tarihleri arasında Karadağ yamaçlarında oluşan Atatürk Siluetinin oluştuğu<br />
alanın Milli Park veya Tabiat Parkı ilan edilmesi için Ardahan Valiliğince girişimde<br />
bulunulmuştur.<br />
F.5.2. Tabiat Parkları :<br />
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Tabiat Parkı; bitki örtüsü<br />
ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine<br />
uygun tabiat parçaları olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma göre, İlde Tabiat Parkı ile ilgili<br />
envanter çalışması yapılmamıştır.<br />
F.5.3. Tabiat Anıtı :<br />
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Tabiat Anıtı; doğa ve doğa<br />
olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değerlere sahip ulusal park esasları<br />
dahilinde korunan doğa parçalarıdır. Bu tanıma göre, İlde Tabiat Anıtı ile ilgili envanter<br />
çalışması yapılmamıştır.<br />
F.5.4. Tabiat Koruma Alanları :<br />
2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nda tanımlanan şekliyle Tabiatı Koruma Alanları;<br />
bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan ender, tehlikeye açık veya kaybolmaya yüz tutmuş<br />
ekosistemler, türler ve doğal olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri içeren ve mutlak<br />
olarak korunması gerekli olan, yalnızca bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılan<br />
doğa parçalarıdır. Bu tanıma göre, İlde ilan edilmiş Tabiat Koruma alanı bulunmamaktadır.<br />
Ancak, Çıldır Şeytan Kalesinin bulunduğu kanyon bölgesi içinde barındırdığı habitatla bu<br />
vasıfları taşıdığı ve bu nedenle Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Tabiatı Koruma<br />
Alanı olarak önerilmesi düşünülmektedir.<br />
150
F.5.5. Orman İçi Dinlenme Yerleri :<br />
Orman içi dinlenme yerleri, rekreasyonel ve estetik kaynak değerlerine sahip, halkın<br />
piknik ve kamp kullanımına açık, ormanlık alanlardır.<br />
Ardahan-Kars Karayolu 5. km civarındaki Cemal Tural Fidanlığı adını taşıyan, halkın<br />
mesire-piknik yeri olarak kullandığı ve aynı zamanda Ardahan Ulusal Bal Festivalinin de<br />
yapıldığı orman alanı Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel<br />
Müdürlüğünün 11.04.2<strong>00</strong>1 tarih ve MPGDİD.8.ER.01/143 sayılı yazıları ile “Cemal Tural<br />
Fidanlığı B-Tipi Orman İçi Mesire Yeri” olarak tescil edilmiş ve 2<strong>00</strong>2 yılında Gelişim Projesi<br />
yapılarak onaylanmıştır. Bu alanda elektrik projesi, çeşmeler, kamelyalar, piknik masaları,<br />
tuvalet, çöp toplama depolarının yapımı gibi alt yapı çalışmaları tamamlanmıştır. Diğer<br />
tesislerin de bu proje doğrultusunda yapılması planlanmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 60. Ardahan Cemal Tural Fidanlığı Orman İçi Mesire Yeri<br />
F.5.6. Sulak Alanlar :<br />
Uluslararası öneme sahip Sulak Alanlar Sözleşmesine (R<strong>AM</strong>SAR) göre sulak alanlar,<br />
çekilmiş halde derinliği 6 m’yi geçmeyen (deniz sularının bulunduğu yerler dahil) çok veya<br />
az tuzlu, tatlı su, durgun veya akan, daimi veya geçici, tabii veya suni, su çukurları, sulu veya<br />
turbalı alanlar, çayırlar ve bataklıklardır.<br />
Bu tanıma uygun olarak, Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Ardahan-Kars<br />
yolu 4. km’sinde 50 Ha büyüklüğünde Sazara (Putka, Gölbaşı) Gölü diye anılan sulak alan<br />
koruma altına alınmıştır.<br />
İlde ayrıca Yiğitkonağı Sazlığı, Gölebakan Sazlığı ve Altaş Köyü Sazlığı<br />
bulunmaktadır. Bu sulak alanlarda ve Kura Nehri’nin Ardahan Ovasından geçtiği yerlerde<br />
oluşan sazlık-sulak galeriler çeşitli göçmen kuşların bulunduğu önemli kuş alanlarıdır.<br />
F.5.7. Biyogenetik Rezerv Alanları :<br />
Biyogenetik rezerv, ilk kez 1970 yılında UNESCO Genel Konferansının 16. oturumunda<br />
başlatılan MAB (İnsan ve Biyosfer) Programı çerçevesinde ele alınmıştır. Doğal dengeyi<br />
151
sağlamak ve bu suretle çeşitli yaşama ortamlarındaki hayvan ve bitki türlerinin çeşitliliğini<br />
devam ettirmek amacıyla, koruma altında bulundurulan bir veya birden fazla tipik, emsalsiz,<br />
varlığı tehlikeye düşmüş ve ender niteliklere sahip ekosistemlere “biyogenetik rezerv” denir.<br />
Ardahan İli özellikle Posof İlçesi, dünyadaki ekonomik değeri olan dört önemli ırktan<br />
birisi olan Kafkas Arı Irkının (Apis Mellifera Caucasica Gorb.) ülkemizdeki yaşam alanıdır.<br />
Kafkas Arı Irkının yerli gen kaynağı olarak tescil edilmesi işlemleri devam etmektedir. Ayrıca<br />
bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi Arıcılık ve İpekböcekçiliği (H.2.2.6) bölümünde verilmiştir.<br />
F.5.8. Biyosfer Rezerv Alanları :<br />
1970 yılında UNESCO Genel Konferansının 16. oturumunda başlatılan MAB (İnsan<br />
ve Biyosfer) Programı çerçevesinde dünya üzerinde iklim ve yaban hayatı ile karakterize<br />
olunan belli başlı biyomları temsil eden türler ile yaşam ortamları, çeşitli ekosistem veya<br />
tabii peyzaj özelliklerini ihtiva eden alanlar “biyosfer rezerv alanı” olarak tanımlanır.<br />
Bu tanıma uygun İl sınırları içinde biyosfer rezerv alanı araştırması yapılmamıştır.<br />
F.5.9. Özel Çevre Koruma Bölgeleri :<br />
Ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik önemi olan çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına<br />
duyarlı alanlarda tabii güzelliklerin gelecek nesillere ulaşmasını sağlamak amacıyla, kırsal<br />
ve kentsel alanda arazi kullanım kararına uygun olarak tespit edilen koruma alanlarına “Özel<br />
Çevre Koruma Bölgesi” denir.<br />
Bu tanıma uygun İl sınırları içinde özel çevre koruma bölgesi bulunmamaktadır.<br />
F.5.10. Av Hayvanları Koruma ve Üretme Sahaları :<br />
Ülkemizde çok çeşitli faktörlerle azalan av ve yaban hayvanlarını kendi doğal<br />
yaşama ortamlarında gerekli bakım tedbirleri alarak korumak, üremelerini ve normal<br />
yoğunluğa ulaşmalarını sağlamak amacıyla “Yaban Hayatı Koruma ve Üretme Sahaları”<br />
oluşturulmaktadır.<br />
Yaban Hayatı Koruma ve Üretme Sahalarında;<br />
- Ayrılacak olan içinde koruma altına alınacak tür ya da türlerin doğal olarak üreyip<br />
çoğalmalarına olanak sağlayacak düzeyde popülasyon bulunmalıdır.<br />
- Ayrılacak alanda hayvanların barınma ve beslenme gereksinimini karşılayacak<br />
optimum yaşama koşulları bulunmalıdır.<br />
- Koruma ve üreme alanları trafik yoğunluğu yüksek ulaşım yollarının uzağında,<br />
etkin bir denetimin sağlanabileceği ve ideal olarak tek girişli yolu olan alanlar olmalıdır.<br />
- Alanın yakın çevresinde korunan hayvanların üreyip çoğaldıklarında yaşayabilecekleri<br />
uygun ve doğal yaşama ortamları bulunmalıdır. Koruma ve üretme alanı olarak ayrılacak<br />
alanların makro ölçüde tasarlanan alana çekirdek oluşturacak konumda bulunmalarına<br />
dikkat edilmelidir.<br />
152
- Ayrılacak alanın tespitinde korunacak hayvanın özellikleri ile yöredeki envanter<br />
sonuçları dikkate alınmalıdır. Alan saptanmasında türe göre birim alan standartlarına<br />
uyulmalıdır.<br />
- Alanın sınırlarının doğal çizgilerden geçmesine dikkat edilmelidir.<br />
- Dış sınırlar belirlenirken, korunacak ya da yetiştirilecek hayvanların alan içindeki<br />
doğal yaşam ortamları dikkate alınmalıdır.<br />
İlde bu konuda koruma altında olan karacalar için, Ardahan İl Çevre ve Orman<br />
Müdürlüğünce yaban hayatı koruma, geliştirme ve üretme alanı için gerekli alt yapı<br />
çalışmalarına başlanmıştır.<br />
F.5.11. Su Ürünleri Üretim Sahaları Çevresindeki Kıyılar :<br />
Ardahan İlinde avlanmanın tamamen yasaklandığı iç sular aşağıdaki gibidir.<br />
Tablo 42. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Avlanmaya Yasak Olan Dere ve Nehirler<br />
İlçe Sahanın Adı Yasaklanan Sahaların Sınırı<br />
Posof Alabalık Gölü Alabalık Gölü’nün tamamı<br />
Posof<br />
Posof<br />
Hanak<br />
Hanak<br />
Ardahan<br />
Merkez<br />
Ardahan<br />
Merkez<br />
Ardahan<br />
Merkez<br />
Kazankaya<br />
Deresi<br />
Alabalık Deresi<br />
Alabalık Suyu<br />
(Kımılık Çayı)<br />
Cankelek Suyu<br />
Alabalık Deresi<br />
Rum Deresi<br />
Toros Deresi<br />
(Torodere)<br />
Kaleönü Köyü’nden başlayıp Kırkköy’den devam ederek Bük Deresi birleşme<br />
noktasına kadar 8.5<strong>00</strong> m.’lik mesafe<br />
Yurtbaşı (Sakabul)- Kırkköy (Bükdere) birleşme noktasına kadar olan 6.<strong>00</strong>0 m.’lik<br />
mesafe<br />
Yukarı Aydere Köyü üstündeki Hanyeri Harabelerinden başlayıp Aşağı Aydere- Yukarı<br />
Karakale- Aşağı Karakale- Çat Köyü- Aşağı Çat Mahallesi- Altınemir (Konduravul)<br />
Köylerinden geçerek Koyunpınar Köyü üstünden Piyade Geçer Mevkiine kadar<br />
yaklaşık 19.<strong>00</strong>0 m.’lik mesafe.<br />
Canelek Köyü Yaylası’nın üstünden başlayıp Serinkuyu Yaylası’ndan geçerek<br />
Aşağı Çat Mahallesinde Alabalık Suyu ile birleştiği noktaya kadar olan 8.250 m.’lik<br />
mesafe.<br />
Fatmaçayır Yaylası’ndan başlayıp Beşikkaya Mevkiinden geçerek Kura Nehri’ne<br />
dökülünceye kadar 8.<strong>00</strong>0 m.’lik mesafe.<br />
Bülbülan Hanları’ndan başlayıp Bağdeşen Köyü’ne kadar olan 7.<strong>00</strong>0 m’lik mesafe<br />
Ardıçdere Yaylası’ndan başlayıp Ardıçdere Köyü’nde biten 4.250 m’lik mesafe<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
F.5.<strong>12</strong>. Endemik Bitki ve Hayvanların Yaşama Ortamı Olan Alanlar :<br />
Kura Nehri Yukarı Havzasının flora özelliğine gelince; bu yöre Holarktik flora<br />
alemi içinde Paleoboreal bölgenin Avrupa bölümü ile Turan-Önasya (İrano-Turanian)<br />
step bölümünün geçiş alanı üzerinde yer almaktadır. Bu konumu ile araştırma alanının<br />
Pleistosen’deki iklim değişmelerinden geniş ölçüde etkilenmiş olacağı ve farklı flora<br />
153
ölgelerine ait türlere sahip bulunacağı açıktır. Pleyistosen’deki interglasiyal devrelerde,<br />
Kura oluğu aracılığı ile Turan-Önasya florasına ait step türleri havzaya sokularak yüksek<br />
alanlara kadar geniş yayılma imkanı bulmuş olmalıdır. Buna karşılık, glasiyal devrelerde<br />
ise, step alanı daralmış, Doğu Karadeniz ve Kafkas Dağları üzerinden Pleoboreal Avrupa<br />
bölümü florası havzaya girmiştir. Birkaç kez tekrarlanan bu progressif ve regressif yer<br />
değiştirmeler, değişik floralara ait unsurların karışmalarına, bazı relikt (Posof Havzasında<br />
Huş ve Titrek Kavak) türlerle Turan-Önasya florasına ait endemik türlerin (Alyssum sp.,<br />
Astragallus ornithopoides, Centaurea depressa, Eremopoa persica, Scrophularia sp., Salvia<br />
verticillata) meydana gelmesine yol açmıştır. Havzada endemizmin oluşmasında özellikle<br />
yükseklik ve yerel iklim koşullarının önemli bir rol oynadığı ileri sürülebilir.<br />
İlde endemik bitki olarak da; Angelica sylvestris var. stenoptera, Heracleum<br />
platytaenium, Ferula orientalis, Anthemis melanoloma subsp.melanoloma, Inula helenium<br />
subsp. orgyalis, Senecio platyphyllus DC. var. Glandulosus Matthews, Centaurea pulcherrima<br />
Willd. var. Freynii (Sint.) Wagenitz, Centaurea macrocephala, Centaurea wiedemanniana,<br />
Cirsium lappaceum subsp.tenuilobum, Doronicum balansae, Alkanna orientalis (L.) Boiss.<br />
Var.orientalis, Onosma linearilobum, Draba bruniifolia Stev. var. armeniaca Coode et<br />
Cullen, Gypsophila smlatrix, Minuartia corymbulosa (Boiss.et Bal.) McNeill var. breviflora<br />
(Boiss)McNeill), Astragalus czorochensis, Geranium ibericum subsp. jubatum, Geranium<br />
asphodeloides subsp.sintenisii, Lamium armenium subsp.sintenisii, Papaver fugax Poiret<br />
var. platydiscus Cullen, Prunus kurdica, Scrophularia cryptophila bulunmaktadır.<br />
Posof Havzasındaki Huş ormanları altında yaşam alanı bulan Huş Tavuğunun varlığı<br />
tespit edilerek Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünce<br />
“Av Koruma ve Geliştirme Alanı” olarak ayrılmıştır. Huş Tavuğu araştırmacılar tarafından<br />
endemik olarak değerlendirilmektedir.<br />
Şekil 61. Posof Ormanlarında Yaşayan Huş Tavuğu ve Centaurea macrocephala (Sığır Pöçüğü)<br />
F.5.13. Koruma Altına Alınan Yabani Flora-Faunanın Yaşama Ortamı Olan Alanlar :<br />
Ardahan Ormanları önemli kuş alanı olup, Herpetofauna ve Kız Böcekleri açısından<br />
korumaya bağımlı bir alandır. Yalnızçam Dağları da yine önemli kuş ve bitki alanlarına<br />
sahip olmakla birlikte memeliler açısından da izlenmesi gerekli bir alandır. Aktaş ve Çıldır<br />
Gölleri ise önemli kuş alanı olup, kuşlar bakımından korumaya bağımlı alanlar arasında<br />
yer almaktadır.<br />
154
Önemli kuş alanı statüsünde yer alan Çıldır ve Aktaş Göllerinde yer alan önemli<br />
türler; Pelecanus onocrotalus (Ak Pelikan), Pelecanus crispus (Tepeli Pelikan), Melanitta<br />
fusca (Kadife Ördek), Larus armenicus (Van Gölü Martısı), Tadorna ferruginea (Angıt)’dır.<br />
Yine önemli kuş alanlarına sahip olan Ardahan Ormanlarında ise; Circus pygargus (Çayır<br />
Delicesi), Grus grus (Turna) türleri koruma altındadır..<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi ayrıca F.4.2. (Habitat ve Topluluklar) bölümünde<br />
verilmiştir.<br />
F.5.14. Akdeniz’e Has Nesli Tükenmekte Olan Deniz Türlerinin Yaşama ve Beslenme<br />
Ortamı Olan Alanlar:<br />
Ardahan İlinin herhangi bir denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />
F.5.15. Kültür ve Tabiat Varlıklarının Bulunduğu Koruma Alanları :<br />
İlde ve ilçelerinde bulunan kale ve kuleler, tabyalar, kilise ve şapel kalıntıları, mezar<br />
taşları ve Çıldır Gölü içerisinde yer alan Akçakale Adası koruma altına alınan alanlar<br />
içerisinde yer almaktadır.<br />
İlde koruma altına alınan Çıldır Gölü Akçakale Adası ile ilgili bir efsane bilinmektedir.<br />
Bu efsaneye göre :<br />
Çok eskiden Çıldır Gölü’nün yerinde bir güzel mi güzel bir şehir varmış. Bu şehrin bir<br />
de beyi varmış. Nedendir bilinmez bu bey Akçakale’de otururmuş. Çukurda kurulmuş olan<br />
bu şehrin, dokuz kurna musluklu bir çeşmesi varmış. Bey, “Gece gündüz çeşmeden su alanlar<br />
sakın çeşmeyi kapatmayı unutmasınlar yoksa şehri su basar.” diye sıkı sıkı tembihlermiş.<br />
Şehirde kadın erkeklerde bu buyruğa uyarmış.<br />
Bir gün akşamın karanlığı basmak üzereyken çeşmeden su doldurmakta olan bir<br />
kıza, yedi yıldır gurbette olan ağabeyinin geldiğini müjdelemişler. Dokuz kurna musluklu<br />
çeşmenin bir musluğundan su dolduran kız sevincinden ne yapacağını bilememiş; yedi<br />
yıldır hasretini çektiği ağabeyini görmek için evinin yolunu tutmuş. Koşup giderken de<br />
çeşmenin musluğunu kapatmayı unutmuş. Bütün gece çeşmeden akan sular yavaş yavaş<br />
şehri basmaya başlamış; önce çukur yerlerdeki evler su altında kalırken, dokuz kurnalı<br />
çeşmenin yeri de belli olmaz hale gelmiş. Evi biraz da yüksekte olanlar işin farkına varınca<br />
evini barkını, eşyasını bırakıp çoluk çocuğunu alıp tepelere kaçarak canlarını kurtarmışlar.<br />
Ertesi gün şehirden ancak kilisenin kümbeti görülmüş ve akşama kadar onlar da sular altında<br />
kalmış. Şehirden sağ kurtulup kaçanlar Akçakale Adası’na gelmişler. Çıldır Gölü, efsaneye<br />
göre dibindeki o dokuz kurnalı çeşmenin suyundan ortaya çıkmıştır. Eğer (güneydeki)<br />
Taşbaşından bu gölün ayağı Zarşat’a (Arpaçay) doğru akmasaydı Akçakale Adası ile öteki<br />
köyleri de su basardı.<br />
F.5.16. Sit Alanları :<br />
Sit alanları; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünleri<br />
olup yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari vb. özelliklerini yansıtan kent ve kent<br />
kalıntıları, önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri<br />
ile korunması gerekli alanları ifade eder.<br />
155
Bu tanıma göre; Ardahan İlinde Çıldır Gölü içerisinde yer alan Akçakale Adası 1.<br />
derece sit alanıdır. Ayrıca İl merkezinde ve ilçelerde bulunan Ardahan Kalesi, Çıldır Şeytan<br />
Kalesi, Çıldır yakınlarındaki Kara Kale, Kışlahanak (Avcılar) Kalesi, Kazan Kale, Orağaz<br />
Kalesi, Altaş Kale, Kalecik Kale, Kurt Kale, Sevimli Kalesi, Cak Kalesi, Savaşır Kalesi, Mere<br />
Kalesi, Kol Kale, Kırnav Kale, Ölçek Köyü Kalesi, Kinzi Kalesi, Bozmenler’e ait yazılar ve<br />
yapıtlar, Dedeşen Köyü’ndeki Külliye, Hanak yakınlarındaki Karakale, Yiğit Konağı Kulesi,<br />
Çakıldere Kulesi, Uğurlutaş Köyü Kulesi, Uğuz Dağı Kulesi, Söğütlükaya Köyü batısındaki<br />
Kule kalıntısı, Söğütlükaya Köyü doğusundaki Kule kalıntısı, Ziyaret Deresi’ndeki Kule,<br />
Tepeler Köyü Kulesi, sit alanı içerisinde yer almaktadır.<br />
F.5.16.1. Kentsel Sit :<br />
Kentsel Sit; mimari, mahalli, tarihsel, estetik ve sanat özelliği bulunan ve bir arada<br />
bulunmaları sebebiyle teker teker taşıdıkları kıymetten daha fazla olan, kültürel ve tabii<br />
çevre elemanlarının (yapılar, bahçeler, bitki örtüleri, yerleşim dokuları, duvarlar) birlikte<br />
bulundukları alanlardır.<br />
İlde yöreye özgü mimari biçimlerine sahip birçok bina bulunmaktadır. Bunlardan<br />
en önemlisi İl merkezinde bulunan ve 1911 yılında Osmanlı mimarisine göre inşa edilen<br />
Hamşioğlu Rasim Bey Konağı’dır. Bu yapı <strong>03</strong>-05 Ocak 1919 tarihleri arasında 2. Ardahan<br />
Kongresine ev sahipliği yapmış olup bu nedenle Kongre Binası olarak adlandırılmıştır.<br />
Ayrıca İldeki diğer önemli tarihi sivil mimari eserleri Vali Hurşit Bey Konağı ve şu<br />
anda iş hanı olarak kullanılan Akkoş’un Binasıdır. Bu yapılar kentsel sit alanlarıdır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Sekil 62. Hamşioğlu Rasim Bey Konağı (Kongre Binası)<br />
156
F.5.16.2. Tarihi Sit :<br />
Tarihi Sit; önemli tarihi olayların cereyan ettiği ve bu sebeple korunması gerekli<br />
yerlerdir. Buna göre, İlde tarihi olaylara sahne olan çok sayıda kale ve kule bulunmaktadır.<br />
Bunlar :<br />
Ardahan Kalesi :<br />
Şehir merkezinin kuzeyindeki Halil Efendi Mahallesi ile şehir merkezini birbirinden<br />
ayıran Kura Nehri’nin hemen sol kıyısında bulunmaktadır. İlk inşa evresi kesin olarak<br />
bilinmeyen Ardahan Kalesi’nin Selçuklular tarafından yapıldığı ve Osmanlılar döneminde<br />
de sürekli olarak kullanıldığı bilinmektedir.<br />
Kale’nin inşasında mimari açıdan dikdörtgen bir plan düzeni esas alınmıştır. Klasik<br />
Osmanlı hisarları görünümündeki kalenin, ana girişi batıdandır ve giriş kapısının eyvan<br />
tarzında yüksek bir kemeri bulunmaktadır. Giriş kapısının üzerinde 963 H. tarihli bir inşa<br />
kitabesi vardır. Dikdörtgen plan oluşturan sur duvarları baştan başa kare tabanlı ve çokgen<br />
planlı çok sayıda kule ile desteklenmiştir. Kale içerisinde bir mescit ve hamam kalıntısı<br />
bulunmaktadır. Kale dendanları, duvar örgü tekniği, çokgen kuleleri ve konumlandırılmış<br />
biçimi ile Rumeli Hisarının küçük ölçüde ele alınmış bir varyasyonu gibidir.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 63. Ardahan Kalesi<br />
Kazan Kale :<br />
Ardahan’ın yaklaşık <strong>12</strong>-13 km kuzeydoğusunda Kura Vadisi’nin nehrin akış yönüne<br />
göre sağında yer almaktadır. Kesin tarihi bilinmeyen kale çevresinde eski yerleşim izleri<br />
mevcuttur. Büyük oranda yıkılmış olan kaleden sadece doğu yönündeki kule kısmı ayakta<br />
157
kalarak günümüze ulaşabilmiştir. Bu kulenin M.S. 8-9. yüzyıllarda Türkistan’daki Kazan<br />
bölgesinden gelip, bu yörede yaşadıkları bilinen Türkler tarafından inşa edildiği bilinmektedir.<br />
Yüksekliği 15 metre olan bu kulenin, burada daha önce mevcut olan bir yerleşim üzerine<br />
sonradan inşa edildiği anlaşılmıştır.<br />
Altaş (Ur) Kalesi :<br />
Ardahan–Hanak karayolunun 18. km.’sindeki Altaş (Ur) Köyü’nün doğusunda yer<br />
alan sivri bir tepe üzerine kurulmuştur. Tarihi kaynaklarda sadece adı ve yeri belirtilen<br />
kalenin, ilk yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak VII.-VIII. yüzyıldan beri bu<br />
kalenin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Çevresinde eski yerleşim izlerinin varlığı tespit<br />
edilen kalenin, Türk dönemi öncesine ait kalıntılar üzerine Türk döneminde inşa edilmiş<br />
olması kuvvetle muhtemeldir.<br />
Kinzi Kalesi :<br />
Ardahan’ın 30 km. batısında Bağdeşen Köyü’nün kuzeyinde yer almaktadır. Kalenin<br />
inşa tarihi bilinmemekle birlikte önemli bir geçit noktasında bulunması buranın milattan<br />
önceki asırlardan beri mevcut olduğunu göstermektedir. Konum ve altyapı özellikleri<br />
bakımından Urartu Kalelerinin genel karakteristik özelliklerini akla getirmekte olup,<br />
çevreden yaklaşık 130 metrelik yüksekliği ile ortaçağ şatolarını andırmaktadır. Üç yönden<br />
derin vadilerle çevrilmiş yüksek bir dağın dil biçimindeki uzantısı üzerine kurulmuş olan<br />
kalenin, iç ve dış bölümlerden oluştuğu anlaşılmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 64. Kinzi Kalesi<br />
158
Kalecik Kalesi :<br />
Göle ilçesine bağlı Kalecik Köyünün yaklaşık 450-5<strong>00</strong> metre güneyinde, köyden<br />
gelen derenin oluşturduğu vadi ile Kura Vadisi’nin kesiştiği noktada sarp bir alana<br />
kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, M.Ö. VIII. yüzyılda<br />
yöreye egemen olan Urartular tarafından yaptırılmış olduğu tahmin edilen yöre kaleleri ile<br />
benzerlik göstermektedir. Üç yönden çok dik ve sarp kayalıların sınırladığı ve akarsuları ile<br />
birlikte iki derin vadinin kesiştiği bir konumda inşa edilmiştir.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 65. Kalecik Kalesi<br />
Şeytan Kalesi :<br />
Çıldır İlçe merkezinden 1 km. uzaklıktaki Yıldırımtepe Köyünün yaklaşık 1,5 km.<br />
kuzeydoğusunda Karaçay Vadisinde oldukça sarp ve müstahkem bir alana kurulmuştur.<br />
Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yörenin diğer kalelerinde olduğu gibi bu kalenin<br />
de mimari özellikleri Urartu kalelerini andırmaktadır. Tarihi kaynaklarda bu kaleye Çıldıran<br />
Kalesi, Kal’a –ı Şeytan, Kaçiş, İblis Hisarı gibi adlar verilmiştir.<br />
Bugün Çıldır yönünden tek bir yolla gidilebilen kalenin, üç yanı oldukça derin bir<br />
yataktan dolaşarak akan Karaçay’ın sınırladığı sarp bir yarımada üzerine kurulmuş olması,<br />
kaleyi kolay kolay ele geçirilmeyecek müstahkem bir konuma sokmuştur. Kalenin oturtulduğu<br />
oldukça yüksek, sarp ve yalçın kayalık alan yapının güvenliği açısından en az burçlar kadar<br />
önemlidir. Kayalık konumun etrafı yaklaşık 2 metre yükseklikte sur duvarları ile çevrilmiştir.<br />
Kale surlarının içinde bir şapel ve su sarnıcı bulunmaktadır. Ayrıca suya inen gizli bir su<br />
yolunun mevcudiyeti günümüze yıkıntı halinde gelen izlerden anlaşılmaktadır. Şeytan<br />
Kalesi yöredeki en önemli kalelerden biri olup, tarihte bir çok savaşın bu mevkide yapıldığı<br />
bilinmektedir. Kale sırasıyla; Med, Pers, Roma, Sasani, Selçuklu, İlhanlı, Karakoyunlu,<br />
Akkoyunlu, Safavi ve Osmanlı gibi çeşitli uygarlıklara yerleşim yeri olmuş, bu dönemlerde<br />
kaleye birtakım onarım ve eklemeler de yapılmıştır.<br />
159
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 66. Şeytan Kalesi<br />
Kurt Kale :<br />
Çıldır İlçe merkezinin yaklaşık 36 km. kuzeydoğusundaki Kurtkale nahiyesinin 1<br />
km. güneyinde ve Gürcistan sınırında bulunmaktadır. Kura Nehri’nin üç yanını oldukça derin<br />
bir yataktan dolaşarak aktığı sarp bir yarımada üzerine kurulmuştur. Yapılış tarihi ve adını<br />
nereden aldığı konusunda kesin bir bilgi olmamakla birlikte, konum ve mimari bakımından<br />
Şeytan Kalesi ile benzer özellikler göstermesi nedeniyle, Kurtkale’nin de Şeytan Kalesi ile<br />
birlikte birbirine yakın tarihlerde inşa edilmiş olduğu izlenimi vermektedir. Yöre halkına<br />
göre kale adını, kuzeydeki girişin solundaki kurt figüründen almıştır. Üç yanı vadiyle çevrili<br />
sarp bir konumda inşa edilmiş olan kalenin, bir iç kale bir de dış kaleden ibaret olduğu<br />
anlaşılmaktadır. Konumu açısından bakıldığında Kurtkale’nin boğazı ve sınırı güvenlik<br />
altına almak için yaptırılmış bir savunma yapısı olduğu, merkeze yapılabilecek saldırıların<br />
doğudan gelecek olanını, merkeze yakın Şeytan Kalesi’ne gelmeden önce durdurabilmek<br />
amacıyla inşa edildiği, bir bakıma da bir ön karakol vazifesi üstlendiği akla getirmektedir.<br />
Kalenin, Kura Nehri ile bağlantısını sağlayan bir gizli su yolu bulunmaktadır. Ayrıca bir giriş<br />
ve küçük bir apsise sahip şapel, su sarnıcı ve hamam kalıntıları mevcuttur.<br />
Sevimli Kalesi :<br />
Hanak İlçe merkezinin yaklaşık 18-20 km. güneydoğusundaki Sevimli (Vel)<br />
Köyü’nün takriben 5<strong>00</strong> m. güneyinde, Kura Nehri Vadisi’nde, yarımada biçimli sarp bir tepe<br />
üzerinde yer almaktadır.<br />
Kesin tarihi bilinmeyen ve mimarisi büyük oranda değişmiş olan kale Urartu kalelerinin<br />
özelliklerini akla getirmektedir. Kaleye biri kuzeyden (köyden), biri kuzeybatıdan, biri<br />
güneydoğudan ve bir diğeri de güneybatıdan olmak üzere dört tabii yolla ulaşılmaktadır.<br />
160
Cak Kalesi :<br />
Posof’a bağlı Türkgözü (Yurtbekir) sınır karakolu yakınlarında, Türkiye-Gürcistan<br />
sınırını çizen Cak Suyu kenarında, yüksek ve sarp bir tepe üzerinde inşa edilmiştir. Tarihi<br />
konusunda kesinlik bulunmayan kalenin konumu, plan ve mimarisi itibariyle Ortaçağda,<br />
kurulduğu yerdeki önemli geçidi kontrol altında tutmak amacıyla ve karakol mahiyetinde<br />
küçük bir kale olarak inşa edildiği anlaşılmaktadır.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 67. Cak Kalesi<br />
Savaşır Kalesi :<br />
Posof İlçesine bağlı Savaşır (Cancah) Köyünün güneydoğusunda üç yanı vadi ile<br />
çevrili, dil biçiminde sivri bir tepe üzerine kurulmuştur. Kesin inşa tarihi bilinmeyen kalenin<br />
Ortaçağda inşa edilmiş bir kuleden ibaret olduğu anlaşılmaktadır.<br />
Mere Kalesi :<br />
Ardahan-Posof yolu üzerinde, Posof’a yaklaşık 5 km., güneydoğusunda yer<br />
almaktadır. Kesin inşa tarihi bilinmeyen kalenin tarihi kaynaklarda ismine rastlanmaktadır.<br />
Kale doğu-batı istikametinde ve dikdörtgen planda inşa edilmiştir. Doğu ve güney yönü<br />
oldukça harap durumda olan kalenin güneybatı yamacında bugün tahrip olmuş bir kilise<br />
kalıntısı bulunmaktadır.<br />
Kol Kale :<br />
Posof İlçe merkezinin yaklaşık 6 km. batısında bulunan Kol Köyü’nün doğusunda<br />
yüksekçe bir tepe üzerinde yer almaktadır. Yapılış tarihi bilinmeyen kalenin milattan sonraki<br />
asırlarda yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir.<br />
161
Kırnav Kale :<br />
Hanak İlçesinin 5 km. batısında Ardahan-Hanak karayolu üzerinde yer almaktadır.<br />
Bu kalenin de kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Alçak bir tepe üzerinde yer alan kale,<br />
oldukça yüksek beden duvarlarına sahiptir. Bu kalenin güneyinde sıralanan tepeler üzerinde<br />
belirli aralıklarla inşa edilmiş, daha küçük ölçekte 2-3 kale kalıntısı daha bulunmaktadır.<br />
Ölçek Köyü Kalesi :<br />
Ardahan’ın 15 km. kadar doğusunda, Ölçek Köyü’nün güneybatısındaki sarp tepe<br />
üzerinde bulunmaktadır. Kalenin güneydoğu, doğu ve kuzeydoğu yönlerini, köyün batısından<br />
geçen Taşlıdere Suyu çevrelemektedir. Tarihi kaynaklarda sadece adına değinilen Ölçek<br />
Kalesi’nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekteyse de, buranın ilk çağlardan beri mevcut<br />
olduğu anlaşılmaktadır. Kalenin yapım tekniği ve çevredeki eski yerleşim izleri, bölgedeki<br />
Türk dönemi öncesine ait kalelerin en eskilerinden biri olduğunu göstermektedir. Kalenin,<br />
köyün bulunduğu zemin seviyesinden takriben 130 m. yükseklikte ve üçgen şeklinde dağla<br />
kayalığın üzerine inşa edildiği görülmektedir. Kale çevresinde, eski iskan izleri ile bugünkü<br />
köy yerleşimine ait evler mevcuttur.<br />
Dedeşen Köyü Kale Kalıntıları:<br />
Kale kalıntıları, Göle ilçesine bağlı Dedeşen Köyünün kuzey sırtlarında<br />
bulunan alçak tepe üzerinde yer almaktadır. İlk yapım tarihi bilenmeyen kalenin, tarihi<br />
kaynaklarda adına da değinilmediği görülmektedir. Ancak tarihi kaynaklarda, Dedeşen<br />
Köyünde yer alan cami, türbe, medrese, hamam ve çeşmenin varlığından söz edildiği<br />
tespit edilmektedir.<br />
Kaynaklarda, klasik Osmanlı üslubunu yansıtan bu yapıların XV.-XVI. yüzyıla ait<br />
olduğu kabul edilmektedir. Kalıntılar harap halde de olsa, kalenin daha eski dönemlerden<br />
kaldığını göstermekle birlikte, buranın Selçuklulardan bu yana Türk yerleşim bölgesi<br />
özelliğini devam ettirdiğini göstermektedir. İçinde XV. yüzyıldan kalma bir türbenin de<br />
bulunduğu Dedeşen köyünün adı, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferinden bu yana aynı<br />
isimle anılarak ve değişmeden günümüze kadar gelmiştir.<br />
Tarihi kaynaklarda Göle Kalesi diye bir kaleden söz edilmektedir. Aynı kalenin Yavuz<br />
Sultan Selim’in Çaldıran seferinden dönerken, buradan geçtiği sırada harabe halinde olduğu<br />
belirtilmektedir. Yapılan incelemelerde Göle’nin içinde ve yakın çevresinde böyle bir kale<br />
kalıntısına rastlanmadığı söylenmektedir. Ancak, Dedeşen Köyü kale kalıntılarının Göle’ye<br />
en yakın kale kalıntısı olması ve köyün adını, Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferinde<br />
buradan geçişi sırasında almasından hareketle tarihi kaynaklara Göle Kalesi olarak geçen<br />
kalıntıların burası olduğu ifade edilmektedir.<br />
Kapladığı alan bakımından yörenin en büyük kalelerinden biri olan Dedeşen Köyü<br />
Kalesi’nin duvarları, bugünkü köyün kuzey kısımlarını da içine alacak şekilde geniştir.<br />
Tamamen yıkılmış olmasına rağmen, kalan izlerden 250x350 m. boyutlarında, dikdörtgen bir<br />
162
alana kurulduğu anlaşılan kalenin doğu surlarının yarım silindirik burçlarla takviye edildiği<br />
görülmektedir.<br />
Kale yerleşiminde bir-iki yerde tahrip edilmiş ve yatık vaziyette koç heykelleri<br />
bulunmuştur. Bu koç heykelleriyle aynı yerde köye bakan yamaçta kafası tahrip edilmiş at<br />
şeklinde bir mezar taşının bulunması, eskiden beri burasının Türkmenler tarafından iskan<br />
edildiğini gösteren önemli kalıntılardan biridir.<br />
Çıldır Yakınlarında Karakale:<br />
Çıldır İlçe merkezinin yaklaşık 8 km. doğusunda bulunan Karakale Köyü’nün 3<strong>00</strong><br />
m. doğusunda ve Karaçıngıl Deresi’nin akış yönüne göre sağında, sarp kayalıklar üzerine<br />
konumlandırılmış bir kaledir. Karakale’nin ilk yapım tarihi kesin olarak bilinmediği gibi,<br />
tarihi kaynaklarda da adına rastlanmamaktadır. Çevresindeki eski yerleşim izleri ve kale<br />
yapım tekniği Karakale’nin, yöredeki en eski kale yerleşimlerinden biri olduğu izlenimini<br />
vermektedir.<br />
Büyük ölçüde yıkılmış olan kale, vadiye hakim bir noktaya inşa edilmiştir. Kalan<br />
izlerden yapının, bir dış kale ile bir de iç kaleden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Dış kale<br />
surları büyük oranda yıkılmıştır. Dış kaleye oranla daha sağlam olan iç kalenin oval planlı<br />
olduğu tahmin edilmektedir. Kalenin güneyindeki dereyle bağlantılı bir su tüneline sahip<br />
olduğu, ancak bu kısmın bugün harap ve tamamıyla kapanmış olduğu görülmektedir.<br />
Kalenin güneybatı yönünde içi doldurulmuş bir sarnıç kalıntısı vardır. Ayrıca kale çevresinde<br />
tarih öncesi dönemlere kadar indirilebilecek eski yerleşim izlerinin mevcut olduğu da<br />
görülmektedir.<br />
Kışlahanak (Avcılar) Kalesi:<br />
Eskiden Meşe Ardahan da denilen Hanak ilçesinin ilk merkezi olan ve bugün Hanak’a<br />
3 km. uzaklıktaki Kışlahanak (Avcılar) Köyünün 2 km. kadar kuzeybatısında, Kalecik<br />
mevkii denilen yerde bulunmaktadır. Kalenin batı ve güneyinden Hanak (Maçkap) Çayı<br />
geçmektedir. Tarihi kaynaklarda sadece adına değinilen Kışlahanak Kalesi’nin ilk yapım<br />
evresi ve kesin tarihi bilinmemektedir. Ancak çevresindeki eski yerleşim izleri ve yapım<br />
tekniği göz önüne alındığında, bu kalıntının da bölgedeki en eski kale yerleşimlerinden biri<br />
olduğu tahmin edilmektedir.<br />
Üçgen biçimli ve sivri bir tepenin üzerine kurulmuş olan kale, iki bölümlü bir hisardan<br />
oluşmaktadır. Güneydeki hisar, iri blok taşlardan inşa edilmiştir. Bunun gerisindeki ikinci<br />
hisar ise daha yüksekte olup, güneydekinin üç katı büyüklüğünde ve yaklaşık <strong>12</strong>x15 m.<br />
boyutlarındadır. Kalenin kuzeyinde, derince bir savunma hendeği bulunmaktadır. Kalenin,<br />
Maçkap Suyu’na kadar inen gizli bir su yolunun mevcut olduğu yöre halkı tarafından ifade<br />
edilmekle birlikte, bugün bunlardan hiçbir ize rastlanmamıştır. Kışlahanak Kalesi’nin<br />
güneyindeki Kaleboynu mevkii diye adlandırılan tepe üzerinde ayrıca bugün tamamen<br />
yıkılmış olan eski bir kalenin izleri daha mevcuttur.<br />
163
Hanak Yakınlarında Karakale:<br />
Hanak İlçe merkezinin yaklaşık 19-20 km. kuzeybatısındaki Cin Dağı’nın l km.<br />
doğusundaki Karakale Köyü’nün doğu ucunda yer alır. Tarihi kaynaklarda sadece adı geçen<br />
bu kalenin kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak temel seviyesinde günümüze gelebilmiş<br />
olan bu yerleşimin çevresindeki eskiye ait izlerden, bu kale kalıntısının bölgedeki en eski<br />
yerleşimlerden biri olduğu sanılmaktadır. Karakale, doğusundan geçen vadiye hakim bir tepe<br />
üzerinde inşa edilmiştir. Kale yerleşimin kuzeyden bir savunma hendeği ile sınırlandırıldığı<br />
anlaşılmaktadır.<br />
Ziyaretdere Kulesi:<br />
Ardahan merkeze bağlı Bağdeşen (Kinzo Damal) Köyü yakınlarında, Ziyaretdere<br />
mevkiinde bulunan bir kuledir. Kura Nehri’nin geçtiği bu vadiyi kontrol altında tutmak<br />
amacıyla ortaçağlarda yaptırılmış bir kule olabileceği kanaati hakimdir. Kule yüksek, doğal<br />
bir kayalık üzerinde yer almaktadır. Kule çevresinde, çok sayıda doğal mağara ve kaya<br />
oyukları da bulunmaktadır. Kura Nehri seviyesinden yaklaşık 1<strong>00</strong> m. yükseklikte inşa edilmiş<br />
kulenin güney cephesinde düz, diğer yönleri yuvarlak ve silindirik şekilde inşa edilmiştir.<br />
Üst kısmı yıkılmış olan kulenin gerçek yüksekliğini tam olarak kestirmek güçtür.<br />
Kaide kısmı iri ve düzgün taşlardan inşa edilen kulenin, gövde kısmında düzgün kesme taş<br />
malzeme ve horasan harcı kullanılmıştır.<br />
Tepeler (Konk) Köyü Kulesi:<br />
Ardahan’ın 10 km. batısındaki Tepeler (Konk) Köyü’nün güneyindeki yüksek bir tepe<br />
üzerinde bulunmaktadır. Hayli tahrip olmuş kuleden, çok az bir parça kalmıştır. Bu parçalar<br />
da çok az yükseltideki duvar izleridir. Moloz malzemeyle inşa edilmiş kule duvarlarında<br />
Horasan harcı kullanılmıştır. Kule çevresinde daha geniş olan alanda eski yerleşim izleri<br />
mevcuttur<br />
Yiğit Konağı Köyü Kulesi:<br />
Göle ile Ardahan arasında ve Ardahan’a 28 km. uzaklıktaki Yığitkonağı Köyü’nün<br />
4-5 km. yakınında, Kura Nehri’nin akış yönüne göre solundaki bir tepe üzerinde yer<br />
almaktadır. Doğal kayalık üzerine inşa edilen kule, hayli harap durumdadır. Yapının kuzey<br />
yönünde bulunan mazgal pencere, kulenin diğer yönlerinde de benzer açıklıkların bulunduğu<br />
izlenimini vermektedir. Yığitkonağı Kulesi’nin, çevreyi gözetim altında tutabilecek bir yerde<br />
inşa edilmesi, kulenin ortaçağlarda hayli fonksiyonel olduklarını düşündürmektedir.<br />
Çakıldere Köyü Kulesi:<br />
Ardahan İl merkezine bağlı Çakıldere köyünün yaklaşık 5-6 km. kuzeybatısında alçak<br />
bir tepe üzerine kurulmuştur. Kübik altyapı üzerine kare planlı olarak inşa edilen kulenin üst<br />
kısımları yıkıktır. Kulenin sağlam kalan kısmının yüksekliği yaklaşık 5,5-6 m. kadardır.<br />
164
Uğurlutaş (Dört Kilise) Köyü Kulesi:<br />
Göle İlçesine bağlı Uğurlutaş (Dört Kilise) Köyü’nün doğusundaki Bellitaş<br />
mevkiindedir. Büyük bir kısmı yıkılmış olan kule, hayli harap haldedir. Kalan izlerden, plan<br />
ve mimarisi hakkında net bir fikir sahibi olabilmek mümkün değildir.<br />
Uğuz (Mağlisa) Dağı Kulesi:<br />
Hanak İlçesinin yaklaşık <strong>12</strong>-13 km. doğusundaki Börk Köyü’nün l km. kadar<br />
doğusunda yer alanı yüksek bir dağın tepesine inşa edilmiştir. Uğuz ya da Ziyaret Dağı da<br />
denilen bu dağın tepesinde, halk arasında Kula veya Mağlisa denilen bir kule vardır. Kulenin<br />
dibinde bir tandır ocağı kalıntısına rastlanmıştır.<br />
Ahbar-üd Devt-is Selçukiyye’de yer alan bir bölüm, aynı zamanda bir efsane niteliği<br />
taşımakta, Oğuz efsanesinden izler taşımaktadır. Kitapta, 1067-1068 kışını Tiflis’te geçiren<br />
Sultan Alparslan’ın ilkbaharda yukarı Kura boylarına ve Ardahan Bölgesi’ne yürüdüğü<br />
anlatılırken şu ifadeler yer almaktadır: “Nemrut İbnı-i Kenan’ın sakin olduğu ve oradan<br />
göklere çıkmak istediği memleketi (Ardahan suyu solundaki Uğuz Dağı ve etrafını) harap<br />
ederek, onun civarına bir memleket ve bir mescit bina etti.” Bu tarihi kayıtta adı geçen ve<br />
Nemrut gibi göklere çıkmak isteyen memleket beyinin Üç Uğuz kardeşler efsanesinde anlatılan<br />
ve Uğuz Dağı’nda kulesi bulunan Uğuz Beyi olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır.<br />
Söğütlükaya (Hunemis) Köyü Batısındaki Kule Kalıntısı:<br />
Posof İlçe merkezinin yaklaşık 5 km. güneybatısındaki Söğütlükaya (Hunemis)<br />
Köyü’nün 3<strong>00</strong>-4<strong>00</strong> m. kuzeyinde, Posof Çayı Vadisi’nde suyun akış yönüne göre solda<br />
bulunan bir kule kalıntısıdır. Bugün büyük ölçüde harap halde olan kuleden sadece güney<br />
duvarı kalabilmiştir.<br />
Söğütlükaya (Hunemis) Köyü Doğusundaki Kule Kalıntısı:<br />
Posof İlçe merkezinin yaklaşık 5 km. güneybatısındaki Söğütlükaya (Hunemis)<br />
Köyü’nün 3<strong>00</strong>-4<strong>00</strong> m. kuzeydoğusunda, Posof Çayı Vadisi’nde, suyun akış yönüne göre<br />
sağda, sarp bir tepe üzerinde yer almaktadır. Bugün üst kısımları yıkılmış olan kulenin batı<br />
duvarı düz, doğu, kuzey ve güney duvarları hafif bombeli olarak inşa edilmiştir. Sağlam<br />
kalan duvar yüksekliği yaklaşık 4 m. civarındadır.<br />
165
Kaynak: Kaleler ve Kuleler Kenti Ardahan<br />
Harita 24. Ardahan İli Tarihi Eserler Haritası<br />
F.5.16.3. Arkeolojik Sit :<br />
Antik bir yerleşimin veya eski bir medeniyetin kalıntılarının bulunduğu yer veya su<br />
altında bilinen veya ortaya çıkartılan korunması gereken alanlara arkeolojik sit denir.<br />
Çıldır Gölü içerisinde 22<strong>00</strong> metre karelik bir alana sahip olan Akçakale Adasında,<br />
bulunan kalıntılar, burada daha önce bir yerleşim yerinin bulunduğunu göstermektedir.<br />
Akçakale Adası doğal güzellikleri yanı sıra birinci derecede arkeolojik sit alanıdır.<br />
166
Tarih öncesi dönemlere ait kalıntıların mevcut olduğu ada şehrinin, ilk yerleşim<br />
evresinin hangi döneme ait olduğu tam olarak tespit edilememiştir. Ancak yapılan ilk<br />
yüzey araştırmalarında elde edilen veriler, adadaki ilk yerleşimin Cilalı Taş çağına (MÖ<br />
4<strong>00</strong>0) kadar uzanabileceğini göstermektedir. Adada, üzeri düz bir dolma tepenin (tümülüs)<br />
eteklerine açılan çukurlara kurulmuş olan Dolmenler (Taşlıdam) bulunmaktadır. 1943<br />
yılında yapılan yüzey araştırmalarında burada çok kaba, mat ve siyah renkli çanakçömlek<br />
parçaları bulunmuştur. Dolmenlerin ve bu kapların yapılış şekilleri ve işçilikleri,<br />
Neolitik devre ait oldukları fikrini güçlendirmektedir. Ada yerleşiminde bugün net olarak<br />
anlaşılabilen bir kale, bir şapel ve bir kule kalıntısı bulunmaktadır. Ayrıca ada üzerinde<br />
kayalar üzerine işlenmiş çeşitli motifler bulunmaktadır. Değişik dönemlerde yapıldığı<br />
anlaşılan bu motiflerin çoğunluğunu haç motifleri oluşturmaktadır.<br />
Foto: Ü.Kılıç<br />
Şekil 68. Çıldır Akçakale Adası<br />
F.5.16.4. Doğal Sit :<br />
Doğal Sit; ilginç özellik ve güzelliklere sahip olan ve ender bulunan korunması<br />
gerekli alanlar ve taşınmaz tabiat alanlarıdır. Ardahan İli coğrafi yapısı ve tarihi geçmişinden<br />
kaynaklanan kendine özgü doğal ve tarihi değerlere sahiptir. Ardahan İli, Doğu Anadolu<br />
Bölgesine has doğal yapısı ve ikliminin yanında; çevresindeki farklı iklim ve ekosistem<br />
havzaları ile olan ilişkilerinden dolayı zengin ve farklı güzellikleri bir arada barındırmaktadır.<br />
Yüksek ovaları, zengin çiçek çeşitliliğine sahip yaylaları ve iki gölü ile Ardahan keşfedilmeyi<br />
bekleyen bir doğa cennetidir.<br />
167
İlin Belli Başlı Doğal Güzellikleri Şunlardır:<br />
Atatürk Silueti<br />
İlin önemli doğal güzelliği Ardahan İli Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü Karadağ<br />
yamaçlarına yansıyan Atatürk siluetidir. Her yıl 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında<br />
oluşan bu olay bir doğa harikasıdır. Bu tarihler arasında güneş batarken dağın yamacında<br />
bulunan dere yatağının bir tarafının gölgesi diğer tarafına yansımakta ve tamamen doğal<br />
olarak Atatürk’ün siluetini oluşturmaktadır<br />
Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 69. Damal İlçesi Karadağ Yamaçlarında Oluşan Atatürk Silueti<br />
Bülbülhan Yaylası<br />
İl Merkezine 36 km uzaklıkta Yalnızçam Dağları’nın üzerinde bulunan eşsiz güzelliklere<br />
sahip Bülbülhan Yaylası, İl’in Doğu Karadeniz Bölgesine açılan penceresi konumundadır.<br />
Zengin bitki çeşidi ile ilkbahar aylarında eşsiz bir güzelliğe kavuşmaktadır. Birçok yerleşim<br />
yeri arasında (Ardahan, Artvin, Göle, Şavşat) bir kesişme noktası olan yayla, yaz aylarında bu<br />
yöre insanlarının bir araya gelerek ticaret yaptıkları bir pazar görünümündedir. Tamamlanmak<br />
üzere olan Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç karayolunun hizmete girmesi ile alternatif bir<br />
festival alanı olacaktır.<br />
Çıldır Gölü<br />
İl merkezinin 45 km doğusunda ve deniz seviyesinden 1.959 m yükseklikte<br />
bulunmaktadır. <strong>12</strong>4 km 2’ lik bir alana sahip olan bu tatlı su gölü Doğu Anadolu Bölgesinin<br />
Van Gölünden sonra en büyük gölüdür. Çıldır Gölü; adası, kuşları ve balıkları ile ayrı bir<br />
güzelliğe sahiptir. Çevresinde bulunan tarihi eserler ve doğal güzellikleri ile önemli bir turizm<br />
168
potansiyeline sahiptir. Göl içerisinde 16 tür balık yaşamaktadır. Göl yüzeyinin kış aylarında<br />
buzla kaplanmasıyla birlikte insanların burada at kızakları ile dolaşması ve buzları kırarak<br />
balık tutmaları ilginç görüntüler oluşturmaktadır.<br />
Foto: Ü. Kılıç<br />
Şekil 70. Çıldır Gölü<br />
Yalnızçam Yaylası:<br />
2765 metre rakıma sahip olup etrafı dağlarla çevrilidir. Doğal güzelliklerinin<br />
yanında çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapması nedeniyle tarihi ve kültürel bakımdan<br />
da oldukça zengin bir bölgedir. Üzerinde bulunduğu Uğurludağ’ın Ardahan ve Göle<br />
İlçesi arasında yol güzergahında bulunması ulaşımı kolaylaştırmakta bölgeye ayrı bir<br />
güzellik ve cazibe katmaktadır. Geniş ve taşsız bir arazi yapısına sahip olan yayla yaz ve kış<br />
turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Ardahan Valiliği tarafından hazırlanan<br />
“Yalnızçam Uğurludağ Kış Sporları ve Yayla Turizm Merkezi” projesinin uygulamaya geçilmesi<br />
halinde Yalnızçam Yaylası bölgenin önemli kayak merkezlerinden biri olmaya adaydır.<br />
Okçuoğlu Yaylası:<br />
Göle İlçesi Köroğlu Dağı’nın eteklerinde yer almaktadır. Okçuoğlu Yaylası, Ekim-<br />
<strong>May</strong>ıs aylarında bol yağış alması ve dağın tepesinin ağaçtan yoksun bulunması nedeniyle<br />
kayak pisti yapımına uygundur. Yaylada yaşayan çeşitli yabani hayvanlar buranın diğer<br />
bir doğal güzelliğidir. Bu özelliği nedeniyle av turizmi açısından da önemli bir potansiyele<br />
sahiptir.<br />
169
F.5.17. Dünya Kültür ve Tabiat Mirasının Korunması Sözleşmesinde Yer Alan “Kültürel<br />
Miras” ve “Doğal Miras” Statüsü Verilen Kültürel, Tarihi ve Doğal Alanlar<br />
F.5.17.1. Kültürel Miras Kapsamına Giren Alanlar<br />
F.5.17.1.1. Anıtlar :<br />
Anıtlar; tarihi bilim veya sanat açısından ender evrensel değerdeki mimari eserler,<br />
heykel ve resim alanındaki şahaserler, arkeolojik nitelikte eleman veya yapılar, kitabeler,<br />
mağaralar ve eleman bileşimleridir.<br />
Ardahan ve çevresinde XIX. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş birkaç köprü örneği<br />
bulunmaktadır. Ancak bu köprüler içerisinde şüphesiz en önemlisi, bölgedeki en eski köprü<br />
özelliğini taşıyan Çıldır-Taşköprü Köyündeki Urartu Kralı II. Sarduri’ye ait köprüdür.<br />
Ayrıca İlde anıt olarak; tabyalar, kiliseler, şapeller ve camiler de dikkat<br />
çekmektedir.<br />
Ramazan Tabyası<br />
Ardahan İl merkezinin 5 km kuzeyinde yer alan Osmanlı yapısı tabyanın 19. yüzyılın<br />
başlarında inşa edildiği bilinmektedir. 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus<br />
savaşından önce yapılan tabya bu savaşta önemli bir rol oynamıştır. 25<strong>00</strong> m. yükseklikte<br />
bir tepe üzerine yapılan tabya yeraltında kışlalar ve bunun etrafında toprak yığınlarından<br />
meydana gelmektedir. Yörenin en yüksek tabyası olup, U şeklinde inşa edilmiş ve şehri<br />
üç yandan gözetleme imkanına sahiptir.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 71. Ramazan Tabyası<br />
170
Ölçek Köyü Kilisesi<br />
Ardahan’ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü’nde yer alan bir kilise kalıntısıdır.<br />
Yapım tarihi tam kestirilemeyen bu kilisenin X-XI. Yüzyıllardan kalmış olabileceği tahmin<br />
edilmektedir.<br />
Kalıntılar oldukça harap durumdadır. Kilise yakınlarında, kare biçimli oyuğa<br />
sahip eski bir sunak taşı çevreye gelişi güzel atılmış bir şekilde durmaktadır.<br />
Övündü (Vaşlop) Manastır Kilisesi<br />
Çıldır İlçesine bağlı Kurtkale Beldesinin yaklaşık l km. kadar doğusundaki Övündü<br />
(Vaşlop) Köyü’nün 450-5<strong>00</strong> m. güneyinde bulunan vadide, Kura Nehri’nin akış yönüne göre<br />
solunda yer almaktadır. Bu kilisenin yaklaşık 150-2<strong>00</strong> m. kuzeyindeki kayalıkta ise eski<br />
mağara yerleşimleri bulunmaktadır.<br />
Kesin yapım tarihi hakkında fikir yürütülmesinin güç olduğu ifade edilen bu<br />
kilisenin XI.-XII. yüzyıllardan kalmış olabileceği düşünülmektedir. Kilise, yörede<br />
bulunan Hıristiyan mimarisine ait kalıntılardan farklı bir plan özelliğine sahiptir.<br />
Diğerlerinden farklı olarak ve çok programlı şekilde inşa edilmiştir. Küçük ölçülerde<br />
ele alınmış ve bir manastır kilisesi özelliği gösteren yapının iç mekanı, iki bölümden<br />
oluşmaktadır. İbadethane olarak düzenlenmiş olan güney kısım, tek katlı olarak inşa<br />
edilmiştir. Manastır odalarının yer aldığı kuzey kısım, iki katlı bir düzenlemeye sahiptir.<br />
Yöre halkı, manastırın bir çevre duvarı ile çevrili olduğunu, alt katlarında ahır ve<br />
yemekhane bölümlerinin bulunduğunu ifade etmektedir. Ancak, bugün bu mekanları<br />
tespit etmek güçtür.<br />
Sensop Kilisesi<br />
Çıldır İlçesine bağlı Kurtkale Beldesinin yaklaşık l km kuzeydoğusunda yer alan Akdarı<br />
(Çamorda) Köyü’nün 5 km. kuzeydoğusundaki yüksek düzlükte ve eski bir yerleşim yerinin<br />
ortasında bulunmaktadır. Kesin yapım tarihi hakkında bir bilgi bulunmayan kilisenin X.-XI.<br />
yüzyıllardan kalmış olabileceği tahmin edilmektedir. Güney duvarı bugün tamamen yıkılmıştır.<br />
Ancak diğer duvarlar ve örtü kısmı sağlamdır. Girişinin güneyden olduğu anlaşılmaktadır.<br />
Kilisenin kuzey yönü maşatlık olarak düzenlenmiştir. Ancak buradaki mezarlar kaçak<br />
kazılarla tahrip edilmiştir. Kilise çevresinde daha büyük bir yerleşime ait izler mevcuttur. Bu<br />
yerleşime ait taşlar üzerinde figürlü bezemelerin olduğu (kertenkele figürü) yöre halkı<br />
tarafından ifade edilmişse de, bezemeli herhangi bir taşa rastlanmamıştır.<br />
Şapeller<br />
Ardahan Bölgesinde X.-XI. yüzyıllardan kalma çok sayıda kilise ve şapel yer<br />
almaktadır. Söz konusu kilise ve şapellerin Kıpçak-Gürcü hakimiyeti sırasında inşa edildiği<br />
sanılmaktadır. Bu yapıların, Osmanlı hakimiyeti döneminde onarılarak bölgedeki Hıristiyan<br />
halk tarafından kullanıldığı bilinmektedir. Kiliselerin dışında, küçük kilise diyebileceğimiz<br />
şapellerin ise şunlar olduğu söylenebilir: Ardahan şehir merkezinin kuzeydoğusunda ve<br />
merkezde kilise mevkiinde iki ayrı şapel, Ölçek-Tulumba Mezrası Şapeli, Kazankale’nin<br />
171
güneyindeki şapel, Akyaka (Koduzhara) Şapeli, Yalnızçam yaylasında iki ayrı şapel, Sarme<br />
Köprüsü yakınındaki şapel, Çakıldere Köyü yakınındaki şapel, Uğurlutaş’ta (Dört Kilise)<br />
üç ayrı şapel, Budaklı (Cicor) Şapeli, Kotanlı (Sikheref) Şapeli, Gülyüzü (Pekreşen) Şapeli,<br />
Şeytan Kalesi Şapeli, Kurtkale beldesinin güneyindeki Kurtkale Şapeli, Börk Köyü Şapeli,<br />
Çak Kalesi yakınında iki ayrı şapel, Çambeli Şapeli, Alköyü Şapeli.<br />
Yukarıda isimlerini verdiğimiz şapellerin hemen hepsi tamamen harap haldedir.<br />
Günümüze çok az olmakla birlikte yine de kalıntıları kalmıştır.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 72. Ardahan’da Şapel Kalıntısı ve Dedeşen Köyü Camisi<br />
Camiler<br />
Tarihi kaynaklardan geçmişte Ardahan ve çevresinde ayrıca çok sayıda caminin<br />
varlığı da bilinmektedir. Bu kaynaklarda sadece Çıldır ve çevresinde (Çıldır Eyaleti) XIX.<br />
yüzyıldan itibaren 240 cami (sancak sınırları içinde 240 cami) bulunduğu ifade edilmektedir.<br />
Ancak bugün Çıldır’da çok az cami örneği kalmıştır. XIX. yüzyılda, kaynaklara göre Çıldır<br />
Sancağı sınırları içinde 240 cami ve mescit, 1 medrese, 1 rüştiye, Türkler için 49, Hıristiyanlar<br />
içinse 13 ilkokul ve 15 lise, ayrıca 5 hamam, 9 han ve 564 işyeri bulunmaktaydı.<br />
Ardahan Merkez İlçe Halil Efendi Mahallesi’nde kalenin yaklaşık 150-2<strong>00</strong> m.<br />
kuzeybatısında bulunan Arap Camii 1915 yılında içerisinde insanlarla birlikte yakıldığından<br />
günümüzde bu camiye Arap (Yanık) Camii denilmektedir. Arap (Yanık) Camii olarak bilinen<br />
bu yapının tahrip edilmesiyle temel seviyesinde kalan kısmı ile birlikte günümüzde park<br />
olarak değerlendirilmektedir.<br />
Ardahan Merkez Mevlid Efendi Camii:<br />
Ardahan İl merkezinde Halil Efendi Mahallesi’nde, kalenin yaklaşık 150-2<strong>00</strong> m.<br />
doğusunda yer almaktadır. Giriş kapısında bulunan kitabeye göre, ilk yapının 1701 tarihinde<br />
kesme taşlardan inşa edildiği anlaşılmaktadır. Ancak bu caminin yakın tarihlerde gövde<br />
duvarlarının yarıdan yukarısı ve üst örtüsü yenilenmiştir.<br />
172
Müderris İbrahim Efendi Camii:<br />
Ardahan İl merkezinde Halil Efendi Mahallesi’nde, kalenin yaklaşık 1<strong>00</strong> m. kadar<br />
kuzeybatısında bulunmaktadır. Giriş kapısı kemer köşeliğinde yer alan ve “Amele Osman sene<br />
1185” ibarelerinin geçtiği Usta Kitabesi’nden, caminin 1711 yılında kesme taşlardan yaptırılmış<br />
olduğu anlaşılmaktadır. Yapı Dedeşen Köyü Camii’nden sonra yöredeki sağlam kalmış ikinci<br />
en eski tarihi cami olma özelliğini taşımaktadır. Ancak bugün özel mülkiyet elinde bulunan ve<br />
samanlık olarak kullanılan bu yapının, bakımsız ve mezbelelik durumundan kurtarılarak kısa<br />
zamanda restorasyonunun yapılması ve işlevsel hale getirilmesi gerekmektedir.<br />
Derviş Bey Camii:<br />
Ardahan Şehir merkezide, kalenin güneybatısında ve Alabalık Deresi yakınında<br />
bulunmaktadır. Giriş kapısı kemerinin sağında ve solunda kitabeler bulunmaktadır. Bu kitabelerde<br />
<strong>12</strong>85 tarihi yer aldığından caminin <strong>12</strong>85 H./1868 M. tarihinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Camii<br />
malzeme bakımından tamamıyla düzgün kesme taştan inşa edildiği görülmektedir.<br />
Ölçek Köyü Camii:<br />
Ardahan’ın 15 km. doğusundaki Ölçek Köyü’nde bulunmaktadır. 1895 yılında<br />
yaptırılmış olan cami, 1966 yılında büyük bir onarım geçirmiştir. Caminin biri kuzeydoğu biride<br />
kuzeybatı köşede olmak üzere iki minaresi bulunmaktadır. Kuzeydoğu köşede yer alan minare<br />
ahşaptan olup orijinal minaredir. Yöredeki tek ahşap minare olmasıyla dikkat çekmektedir.<br />
Dedeşen Köyü Camii:<br />
Göle İlçesine bağlı Dedeşen Köyü’nde bulunmaktadır. Caminin kesin yapım tarihi bilinmemekle<br />
beraber plan ve mimari özelliklerinden hareketle XV. yüzyıldan kaldığı tahmin edilmektedir.<br />
Bugün giriş kapısı üzerinde yeni harflerle 15<strong>00</strong> yılında kesme taşlardan inşa ettirildiği<br />
bir kayıt mevcuttur. Camii tek hutbeli Osmanlı Camii geleneğinde inşa edilmiş bir camidir.<br />
Posof Merkez Camii:<br />
Posof İlçe merkezinde, tesviye edilmiş eğimli bir arazide bulunmaktadır. Giriş<br />
kapısındaki yeni harflerle yazılmış kitabesine göre 1883 tarihinde yaptırılmıştır.<br />
Baştoklu Köyü Camii<br />
Hanak İlçesine 6 km. batısında bulunan Baştoklu Köyünde bulunmaktadır. <strong>12</strong>41.<br />
H/1825.M tarihinde yapılmış, 1993 yılında orijinalliği muhafaza edilerek büyük onarım<br />
geçirmiştir. Büyük onarım yapılırken Tercan taşından bir minare ilave edilmiştir. Kare<br />
şekline sahip cami, muntazam kesme taşlardan yapılmıştır.<br />
Gölbelen (Urta) Kilise-Camii:<br />
Çıldır İlçesi’nin yaklaşık 7 km. güneybatısındaki Gölbelen Köyü’nde yer almaktadır.<br />
XI. yüzyıldan kaldığı tahmin edilen kilise onarılarak cami haline getirilmiştir. Camiye<br />
çevrilirken güney duvarın ortasında bir mihrap, batıya ise zengin süslemeli ahşap bir minber<br />
konulmuştur. Binanın orijinal batı girişi kapatılarak, bugün kuzeyden yeni bir giriş açılmıştır.<br />
Tamamen düzgün kesme taştan inşa edilmiş olan yapının içerisi sıvanarak boyanmıştır.<br />
173
Kayabeyi Kilise-Camii:<br />
Çıldır İlçesi’nin yaklaşık 10 km. kuzeydoğusundaki Kayabeyi Köyü’nde<br />
bulunmaktadır. Kilise olarak X-XI. yüzyıllarda inşa edildiği tahmin edilen bina gerekli<br />
bakım ve tadilatlardan sonra cami olarak kullanılmaya başlanılmıştır. Caminin batı duvarında<br />
Osmanlıca olarak “sene 1336” ibaresi yer almaktadır. Miladi 1918 senesine tekabül eden bu<br />
tarih, kilisenin camiye çevriliş tarihi olarak tahmin edilmektedir. Cami bütünüyle düzgün<br />
kesme taşlardan inşa edilmiştir.<br />
F.5.17.1.2. Yapı Toplulukları :<br />
Her yörenin mimarisi iklimine, coğrafi şartlarına, bitki örtüsüne ve insanların yaşam<br />
tarzlarına göre şekillenmiştir. Denizden uzaklık, 2<strong>00</strong>0 m yükseklik gibi dezavantajlara sahip<br />
olan ilde de kendine özgü bir mimari tarz gelişmiştir. Bu yöredeki konutlar kalın duvarlı,<br />
dışa az açıklı ve toprak dam örtülü olarak inşa edilmiştir. Konutlar daha çok soğuğu ve sıcağı<br />
geçirmeyen taş malzeme ile aralarda duvar esnekliğini sağlamak üzere kalın ahşap kirişler<br />
tercih edilmiştir.<br />
Ardahan ve çevresinde yöreye özgü mimari biçimlerine sahip birçok bina<br />
bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi İl merkezinde bulunan ve 1911 yılında Osmanlı<br />
mimarisine göre inşa edilen Hamşioğlu Rasim Bey Konağı’dır. Bu yapı <strong>03</strong>-05 Ocak 1919<br />
tarihleri arasında 1. Ardahan Kongresi’ne ve 1919 tarihleri arasında 2. Ardahan Kongresi’ne<br />
ev sahipliği yapmış olup, bu nedenle bugün Kongre Binası olarak adlandırılmaktadır.<br />
Tek katlı ve uzun dikdörtgen planda inşa edilen yapı, düzgün kesme taş işçiliğine sahiptir.<br />
Isıtma sistemi olarak bu yöreye özgü, kapalı bir ocak sistemi olan ve peç olarak adlandırılan<br />
sistem kullanılmıştır. Oda zeminleri ahşap döşemedir. Bölgenin mimari özelliklerini çok iyi<br />
yansıtan bina bugün İl Sağlık Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılmaktadır.<br />
İldeki diğer önemli sivil mimari eserleri olarak da; Ardahan Derviş Bey Camii, Kasap<br />
Derviş’in Binası, Dursun Soylu Evi, Karakadıoğlu Evi, Abdullah Öğüt Evi, Akkoş’un Binası,<br />
Kamil Ağa Konağı ve Celal Çevik Evini sayabiliriz.<br />
F.5.17.1.3. Sitler :<br />
Sitler; bulunduğu İle ait tarihsel, estetik, etnolojik veya antropolojik bakımdan istisnai<br />
evrensel değeri olan insan ürünü eserler, doğa veya insanın ortak eserleri ve arkeolojik sitleri<br />
kapsayan alanlardır.<br />
İle ait doğa eseri ve arkeolojik sit alanı olarak her yıl 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri<br />
arasında Damal İlçesinin Yukarı Gündeş Köyü Karadağ yamaçlarında oluşan Atatürk Silueti<br />
ve 1. derece arkeolojik sit alanı olan Akçakale Adası gösterilebilir.<br />
F.5.17.2. Doğal Miras Kapsamına Giren Alanlar :<br />
- Estetik veya bilimsel açıdan istisnai evrensel değeri olan, fiziksel veya biyolojik<br />
oluşumlardan veya bu tür oluşum topluluklarından müteşekkil doğal anıtlar.<br />
- Bilim veya muhafaza açısından istisnai evrensel değeri olan jeolojik veya fizyografik<br />
oluşumlar ve tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerinin yetiştiği kesinlikle<br />
belirlenmiş alanlar.<br />
174
- Bilim muhafaza veya doğal güzellik açısından istisnai evrensel değeri olan sitler<br />
veya kesinlikle belirlenmiş alanlar doğal miras kapsamına giren alanları temsil eder.<br />
Bu tanımlara göre İlde, doğal miras alanına giren alanlar ile ilgili bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
F.5.18 Akdeniz’de Ortak Öneme Sahip 1<strong>00</strong> Kıyısal Tarihi Sit Alanı :<br />
Ardahan İli söz konusu bölge dışındadır.<br />
F.5.19 Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne Göre Belirlenen “Kıta İçi Yüzeysel Suları<br />
Kapsayan İçme ve Kullanma Suyu Rezervuarları ”<br />
F.5.19.1. Mutlak Koruma Alanları :<br />
Mutlak koruma alanı, içme ve kullanma suyu temin edilen ve edilecek olan suni ve<br />
tabii göller etrafında en yüksek su seviyesinde su ile karanın meydana getirdiği çizgiden<br />
itibaren yatay 3<strong>00</strong> m. genişliğinde kara alanıdır. Bahis konusu alanın havza sınırını aşması<br />
halinde mutlak koruma alanı havza sınırında son bulur. İlde, mutlak koruma alanı ile ilgili<br />
bir çalışma yapılmamıştır.<br />
F.5.19.2. Kısa Mesafeli Koruma Alanı :<br />
Kısa mesafeli koruma alanı, mutlak koruma alanı üst sınırından itibaren yatay 7<strong>00</strong> m.<br />
genişliğindeki kara alanıdır. Bahis konusu alan sınırının su toplama havzası sınırını aşması<br />
halinde kısa mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. İlde, kısa mesafeli koruma<br />
alanı ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />
F.5.19.3. Orta Mesafeli Koruma Alanı :<br />
Orta mesafeli koruma alanı, kısa mesafeli koruma alanı üst sınırından itibaren yatay<br />
1<strong>00</strong>0 m. genişliğindeki kara alanıdır. Bahis konusu alan sınırının su toplama havzası sınırını<br />
aşması halinde orta mesafeli koruma alanı havza sınırında son bulur. İlde, orta mesafeli<br />
koruma alanı ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />
F.5.19.4. Uzun Mesafeli Koruma Alanı :<br />
Uzun mesafeli koruma alanı, orta mesafeli koruma alanının üst sınırından başlamak<br />
üzere su toplama havzasının sonuna kadar uzanan bütün kara alanıdır. İlde, uzun mesafeli<br />
koruma alanı ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />
F.5.20. Hava Kalitesi Kontrol Yönetmeliği’nde Belirlenen Hassas Kirlenme Bölgeleri:<br />
Ardahan İli hava kirliliği bakımdan 3. derece iller arasında olup, İlde sanayinin<br />
gelişmemiş olması hava kirliliğinin daha az oranda yaşanmasına neden olmaktadır. İlde<br />
hassas kirlenme bölgelerinin tespiti ile ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır.<br />
175
F.5.21. Jeolojik ve Jeomorfolojik Oluşumların Bulunduğu Alanlar :<br />
Yöredeki en eski kayalar Oligosen(?) yaştaki kırıntılılardan kurulu Aşıkzülali<br />
Formasyonudur. Bu formasyonun üzerine Üst Miyosen yaşta akarsu ve göl kökenli<br />
kırıntılardan meydana gelen Çamlıçatak Formasyonu açısal uyumsuzlukla gelmektedir.<br />
Bazalt, tüf, aglomera ve bunların içerisindeki mercek ve düzeyler halinde çökellerden oluşan<br />
Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaştaki Posof Volkanitleri, kendisinden önceki kayaları açısal<br />
uyumsuzlukla yaygın olarak örtmektedir. Olivin bazalttan oluşan ve muhtemelen Pliyosen<br />
yaşta Gümüşkavak Bazaltı kendinden eski birimleri keserek üzerlerine açısal uyumsuzlukla<br />
gelmektedir. Sonra, akma yapılı ve bol piroksen içerikli Ardahan Andeziti (Üst Pliyosen-<br />
Alt Pleyistosen yaşta), daha sonra da akma yapısı göstermeyen ve porfirik dokudaki Alt<br />
Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Ulgartepe<br />
Andeziti’nin tüm eski kayaları kestiği ve açısal uyumsuzlukla örttüğü bilinmektedir. Alt<br />
Pleyistosenden daha genç yaşta olduğu düşünülen (Karaköse, v.d., 1994) Damal Kırıntılıları<br />
ve Yüzlek Çökeller ise yöredeki en genç örtü nitelindedir.<br />
İldeki belli başlı jeolojik ve jeomorfolojik alanlar;<br />
Ardahan Havzası ve Kura Nehri Kanyonu: Tektonik kökenli bu havzanın<br />
kenarlarında Pliyo-Kuvaterner marnlı ve kumlu çökeller bulunmakta olup, havzanın<br />
güneydoğusunda yer alan Hasköy’e kadar uzanmaktadır. Söz konusu havza Pliyosen sonu<br />
Kuvaterner başında oluşan faylanma sonunda çökmüş ve çöken bu alan, yüksek sahalardan<br />
gelen malzemelerle dolmuştur. Bundan dolayı, havzayı dolduran çökeller, genç akarsular<br />
tarafından boşaltılmış ve böylece havzanın kenarlarını sınırlayan fay diklikleri ve yer<br />
yer volkanik temel yüzeye çıkmıştır. Kura Nehri, havzada menderesler çizerek volkanosedimanter<br />
temele saplanmış olup, İl sınırı içerisinde 50-6<strong>00</strong> m. arasında değişen dar, derin<br />
ve yaklaşık olarak 90 km’lik bir uzunluğa sahip bugünkü kanyon vadisini açmıştır. Kanyon,<br />
rafting ve doğa yürüyüşü sporlarına uygun parkurlar içermekte dolayısıyla ekolojik turizm<br />
potansiyeli oluşturmaktadır.<br />
Çıldır ve Aktaş Gölleri : Doğu-batı yönünde uzanan eşiklerle birbirinden ayrılan<br />
her iki çanak çökme sonu oluşmuştur. Çanağın derin kısımları da göllerle kaplanmıştır.<br />
Doğu Anadolu’da Volkanizma Tersiyerin ilk dönemlerinde oluşmaya başlamıştır. Miyosende<br />
Kuzeydoğu Anadolu’daki deprosyonlar daha çok göl rejimi altında kalmışlar, bu devrede<br />
ara ara çıkan volkanik malzemeler göl havzalarına akmışlardır. Böylece; Arpaçay, Çıldır,<br />
Kura Vadisi’nin bulunduğu alanlarda tortullarla ara tabakalı volkanik, volkano-sedimanter<br />
araziler oluşmuştur. Pliyosende ise orojenik hareketlere maruz kalmış ve sonuçta faylar<br />
boyunca blok halinde çökmeler meydana gelmiştir. Bu esnada Çıldır Havzası ana hatları ile<br />
oluşmuştur. Kuvaternerde, Çıldır Gölü’nün doğu ve batısında merkezi püskürmeler meydana<br />
gelmiş ve bu püskürmeler ile doğuda Akbaba, batıda Kısırdağ volkan konileri oluşmuştur. Bu<br />
merkezlerden çıkan bazik lavlar Çıldır Gölü Havzasına akmıştır. Söz konusu merkezlerden<br />
çıkan lavlar, günümüzdeki Çıldır Gölü’nün kuzey ve güneyindeki sahaları kaplamıştır.<br />
Çıldır Gölü yakın zamana kadar, zaman zaman kapalı bir havza halinde kalmıştır.<br />
Ancak Pleistosenin plüvyal devrelerinde görülen fazla sular kuzeybatıdaki Gölbelen<br />
Köyü’ndeki 1970-1975 m. yüksekliğindeki gedikten Çıldır Havzası’na ve oradan da Kura<br />
Nehri’ne akmıştır. Öte yandan gölün kuzey kesiminde 2<strong>00</strong>0 m. civarında yerli kaya taraçaları<br />
ve sahanlıklar bulunmaktadır. Bu sahanlıklarda yassı çakılların varlıkları plüvyal devrede<br />
gölün en az 2<strong>00</strong>0 m.’ye kadar yükseldiğini göstermektedir.<br />
176
Halihazırda Çıldır Gölü, güneyde bazaltlar üzerinde açılmış bir taşıma boğazı<br />
vasıtasıyla Arpaçay’a kavuşmaktadır. Kapalı bir çanak şeklinde olan Aktaş Gölü’nün<br />
suları içme ve kullanmaya elverişli değildir, ancak bu göl de plüvyal devrede fazla sularını<br />
kuzeybatıdaki eşikten Kura’ya akıtmıştır.<br />
İlde jeolojik olarak ve jeomorfolojik yönden yerleşime açılması sakıncalı alanlar;<br />
Ardahan İl merkezindeki Kura Nehrinin ilkbahar aylarında karların erimesi ile<br />
oluşan ve oldukça geniş alan kaplayan taşkın ovasındaki güncel alüvyonlar, yer altı su<br />
seviyesinin yüksek olması nedeniyle sıvılaşma riski fazla olduğundan yerleşime sakıncalı<br />
alan olarak gösterilebilir.<br />
Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 73. Kura Nehri ve Yerleşime Sakıncalı Olan Taşkın Ovası<br />
Ardahan İl merkezinden de geçen Alabalık Deresi, ilkbahar aylarında ani sıcaklık<br />
artışı nedeniyle kar ile buzların erimesiyle ve kısa süre içinde fazla yağış alan zamanlarda<br />
taşmaktadır. Bu nedenle şimdiki dere yatağında ve doldurulan eski dere yatağında<br />
(Kars köprüsünün bulunduğu yolun her iki yanı) yapılaşmaya gidilmemeli ve var olan<br />
yapılaşmadan kısa zamanda arındırılmalıdır.<br />
Şehrin yerleşime en uygun yerleri olarak ise; ana kaya üzerine kurulu Halil Efendi<br />
Mahallesi ve şehrin güneyinde yer alan Yaylacık ve Gürçayır Köylerinin bulunduğu<br />
yamaçlar olarak gösterilebilir.<br />
Ayrıca Karaköse v.d. (1994) bölgede yaptığı çalışmada, Ardahan Ovası ve Posof<br />
Çayı’na doğru yönelmiş birkaç alüvyon yelpazesi bulunmakta olduğunu belirtmişlerdir. Bu<br />
alüvyon yelpazelerinin bulunduğu alanlar da yerleşime sakıncalı alan olarak gösterilebilir.<br />
Yine Ardahan İli Posof İlçesinde eğimi yüksek yamaçlarda lokal ve bölgesel kaymalar<br />
oluşmuştur. Posof İlçesinde heyelan riski bulunan Kopuzlu, Çambeli, Türkgözü,<br />
Günlüce ve Demirdöven Köyleri de yerleşime sakıncalı alan olarak gösterilebilir. Posof<br />
gibi eğimli arazilerde topografik haritalar eğimi gösterse de, eğim derecesinin önemini<br />
yansıtmazlar. Bu nedene Posof İlçe ve köylerini içine de alan eğim haritalarının yapılması<br />
da yararlı olacaktır.<br />
177
Ardahan İl merkezi ve ilçelerinden Çıldır, Damal, Göle ve Hanak Türkiye Deprem<br />
Bölgeleri Haritasına göre 2. derece deprem bölgesinde yer alırken Posof İlçesi ise 3. derece<br />
deprem bölgesinde yer almaktadır.<br />
Yukarıda sayılan Ardahan Merkez Kura Nehri taşkın ovası, İl merkezinden geçen<br />
Alabalık Deresi çevresi, heyelan riski taşıyan Posof İlçesi köyleri yerleşime sakıncalı yerler<br />
olarak gösterilebilir.<br />
2. derece deprem bölgesinde bulunan yerlerden olan Ardahan Merkez, Çıldır,<br />
Damal, Göle ve Hanak ile heyelan riski taşıyan Posof’ta öncelikli olarak ayrıntılı bir<br />
şekilde jeolojik etüt raporları hazırlanmalı ve risk haritaları oluşturularak yerleşime<br />
uygunluk haritaları yapılmalıdır. Ayrıca her türlü yapılarda (tek katlı yapılarda bile)<br />
parsel bazında imar planına esas jeolojik-jeoteknik rapor hazırlanmalıdır.<br />
F.5.22. Tarım Alanları :<br />
Ardahan’da tarım, en önemli iki ekonomik faaliyetten biridir. Nüfusunun % 70’i kırsal<br />
alanda yaşayan İlde, halkın en önemli geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. İl genelinde toplam<br />
84.295,8 hektar tarım arazisi bulunmaktadır. Bu arazinin % 2’si sulanabilir, % 20’si nadas<br />
ve % 78’i kuru arazidir. 20<strong>03</strong> yılında Doğrudan Gelir Desteği ve Çiftçiyi Kayıt Altına Alma<br />
Projesi kapsamında 16.797 çiftçiye toplam 10.560.367.344.<strong>00</strong>0 TL ödeme öngörülmüştür.<br />
Ardahan ili yazlık arpa ve buğday tarımı açısından büyük bir potansiyele sahiptir. İl<br />
genelinde yıllık ortalama olarak 17.525 ton buğday, 71.817 ton arpa üretilmektedir. Tarım<br />
arazilerinde şeker pancarı, patates ve yem bitkileri üretimi için çiftçilere destek verilmekte<br />
olup, deneme amaçlı üretimlerin önümüzdeki yıllarda artış göstermesi beklenmektedir.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
DAVİS, Flora of Turkey and the East Aegean Islands<br />
DEMİRSOY, İki Yaşamlılar ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, 1997<br />
DEMİRSOY, Sürüngenler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası,1997<br />
DEMİRSOY, Kuşlar ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, 1997<br />
DEMİRSOY, Memeliler ile Genel ve Türkiye Zoocoğrafyası, 1997<br />
Kars ve Ardahan Yöresi Çevre Sorunlarının İncelenmesi Raporu, Çevre Bakanlğı<br />
KİZİROĞLU, Türkiye’nin Kuşları1989,<br />
KARAKÖSE, vd., Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi, MTA Genel Müdürlüğü, Rapor<br />
No: 9962, 117 s. (yayımlanmamış), 1994<br />
SÜMER, S., Türkiyenin Yenen Mantarları<br />
ÖZTÜRK, M., ÖZÇELİK, H., Doğu Anadolu’nun Faydalı Bitkileri<br />
DEMİRKUŞ, N., Çiçek Dağı ve Çevresi (Posof/Kars) Florası Üzerine Bir Araştırma<br />
ANŞİN, R., Tohumlu Bitkiler<br />
KOÇMAN, A. Ege Coğrafya Dergisi<br />
Milli Parklar ve Av Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü, Personeli Güçlendirme Vakfı, Türkiye’de<br />
Yaşayan Kuşlar<br />
ANŞİN, R., Orman Fitopatolojisi<br />
ACARTÜRK, R., Şifalı Bitkiler Flora ve Sağlığımız<br />
178
G. TURİZM<br />
G.1. Yörenin Turistik Değerleri<br />
G.1.1. Yörenin Doğal Değerleri<br />
G.1.1.1. Konum :<br />
Ardahan İli çok önemli tarihi, doğal ve turistik değer taşıyan eserlere sahiptir. Ancak<br />
potansiyelinin fazla olmasına rağmen tanıtımının yeterince yapılamaması, önemli turizm<br />
merkezlerinden uzak olması ve altyapı çalışmalarının tamamlanamaması gibi etkenlerle, ülke<br />
turizminde hak ettiği yeri alamamıştır. Son yıllarda Ardahan Valiliği ile Kültür ve Turizm<br />
Bakanlığı nezdinde yapılan çalışmalarla, İlin ülke turizmi içinde hak ettiği yeri almasına<br />
gayret gösterilmektedir.<br />
İlde turizmi etkileyen önemli doğal kaynakların konumu şöyledir:<br />
Çıldır Gölü; Çıldır Ovası’nın kuzeybatı kesiminde Çıldır İlçesi ve Gürcistan arasında<br />
yer almaktadır.<br />
Aktaş (Hozapin) Gölü; Çıldır İlçesi ile Gürcistan ülke sınırları arasında olup, ülke<br />
sınır çizgisi gölü ikiye ayırmaktadır.<br />
Atatürk Silueti; Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü Karadağ yamaçlarında 15<br />
Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında oluşmaktadır.<br />
Kura Nehri Kanyonu; İl merkezi tarihi Ardahan Kalesi civarında başlayıp, İl ve<br />
Ülke sınırına kadar yaklaşık 90 km uzunluğundadır. Merkez, Çıldır ve Hanak İlçelerinin<br />
idari sınırlarının içerisinden geçmektedir.<br />
Bülbülhan Yaylası; Merkez İlçe sınırları içerisinde Yalnızçam Dağları’nın 26<strong>00</strong>-<br />
27<strong>00</strong> m rakım arasında yer alan Erzurum, Artvin, Ardahan’a bağlı 30-40 civarında köyün<br />
yaylacılık yaptığı geçici yerleşimlerden oluşan yüksek platodur. Yayla, Ardahan İl merkezine<br />
36 km uzaklıktadır.<br />
Ardahan Ormanları; Merkez İlçede Yalnızçam Dağlarının 2<strong>00</strong>0-25<strong>00</strong> m arasındaki<br />
kuzey ve doğu bakılı yamaçlarında , Hanak İlçesi’nin 2<strong>00</strong>0-23<strong>00</strong> m. arasındaki kuzey bakılı<br />
yamaçlarında, Göle İlçesi’nin 21<strong>00</strong>-26<strong>00</strong> m arasındaki kuzey ve doğu bakılı yamaçlarında<br />
1<strong>00</strong>0 ha ile 2<strong>00</strong>0 ha arasında değişen parçalar halinde yer almaktadır.<br />
Posof Ormanları; Posof Havzasında 15<strong>00</strong>-24<strong>00</strong> m arasındaki her bakıdaki<br />
yamaçlarda parçalı, karışık ve saf ormanlar oluşmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin en büyük<br />
Huş meşceresine sahiptir.<br />
G.1.1.2. Fiziki Özellikleri :<br />
Çıldır İlçe sınırları içinde bulunan Çıldır Gölü ve Akçakale Adası önemli turizm<br />
potansiyeline sahiptir. Doğu Anadolu Bölgesinde Van Gölü’nden sonra ikinci büyük göl olan<br />
179
Çıldır Gölü;1959 m. rakımda, <strong>12</strong>4 km 2 ’lik alana sahip olup, derinliği 1<strong>00</strong> m den fazladır.<br />
Göl yüzeyinin kış aylarında buzla kaplanmasıyla birlikte insanların burada atlı kızakları ile<br />
dolaşması ve buzları kırarak balık tutmaları ilginç görüntüler oluşturmaktadır. 1998 yılında<br />
Valiliğin teklifi üzerine Çıldır İlçe sınırları içinde bulunan doğal değerlerden Çıldır Gölü<br />
ve Akçakale Adası Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1. derece Sit Alanı ilan edilmiş,<br />
ayrıca turistik belde olarak değerlendirilmesi statüsü uygun görülmüştür. Tarih boyunca bir<br />
çok uygarlığın yerleşimine sahne olması nedeniyle üzerinde bir çok tarihi kalıntı bulunmakla<br />
birlikte kazı çalışmaları devam etmektedir. Çıldır Gölü ile ilgili ayrıntılı bilgi D.1.3. (Göller,<br />
Göletler ve Rezervuarlar) bölümünde verilmiştir.<br />
İlin ikinci büyük gölü olan Aktaş Gölü’nün 14 km²’lik kısmı Ardahan sınırları<br />
içerisinde, 13 km²lik kısmı da Gürcistan’da olmak üzere toplam 27 km²’lik alana sahiptir.<br />
Yüksekliği 1794 m ve bilinen en derin noktası 10 m. olan göl kapalı bir havza halindedir<br />
ve alanı gitgide daralmaktadır. Gölün suyu acı ve sodalı olduğundan akuatik yaşam<br />
çeşitliliğini sınırlamaktadır. Ancak, son yıllarda gölde bir çok balık türünün tespiti ile<br />
yapısında önemli değişiklikler olduğu anlaşılmaktadır. Gölde devamlı hareket halinde<br />
bulunan <strong>12</strong> adacık vardır. İlkbaharda göl yatağından taşan sular bir akıntı oluşturur ve bu<br />
akıntıya Zigaristav Deresi denir. Aktaş Gölü, ak pelikan ile tepeli pelikanın üreme- yaşama<br />
alanı olması ve çevresindeki flora çeşitliliği ile eko- turizm için önemli bir potansiyel<br />
oluşturmaktadır..<br />
İlde önemli bir turizm potansiyeline sahip, Damal İlçesi Yukarı Gündeş Köyü Karadağ<br />
yamaçlarında 15 Haziran-15 Temmuz tarihleri arasında oluşan Atatürk Siluetinin ender bir<br />
doğa olayı olarak görülmesi, ayrı bir alternatif turizm potansiyeli olarak değerlendirilmektedir.<br />
Siluet, Karadağ yamaçlarında gün batımı sırasında irili ufaklı volkanit kayaların oluşturduğu<br />
gölge olup, yaklaşık 10 dakika kadar izlenmektedir.<br />
Kura Nehri, Ardahan Kalesinden itibaren yatağı boyunca Ülke ve İl sınırı içerisinde<br />
1950 m. ile 1350 m. rakımları arasında değişen dar ve derin vadi (kanyon) oluşturmaktadır.<br />
Bu kanyon İl sınırları içerinde yaklaşık olarak 90 km’lik bir uzunluğa sahiptir. Kura Vadisi,<br />
flora-fauna çeşitliliği ve doğal güzelliklerce zengin olup, bilimsel araştırmalar için ise bakir<br />
bir alan oluşturmaktadır. Ayrıca bu vadi içerisinde; Kazankale, Şeytan Kalesi, Kurt Kale,<br />
mağaralar, harabeler, kule ve çeşitli tarihi kalıntılar yer almaktadır. Vadi bu özelliklerinin<br />
yanında rafting ve trekking (dağ-doğa yürüyüşü) sporlarına uygun parkurlar içermesiyle de<br />
ekolojik turizm potansiyeli oluşturmaktadır.<br />
İl merkezine 36. km uzaklıktaki Yalnızçam Dağlarının üzerinde Artvin-Ardanuç<br />
sınırında bulunan Bülbülhan Yaylası, İlin Karadeniz Bölgesine açılan bir penceresi durumunda<br />
olup, zengin florası ile ilkbahar-yaz aylarında eşsiz bir güzelliğe kavuşmaktadır. Ardahan,<br />
Artvin ve Erzurum İllerinin kesişme noktası olan bu yayla, yaz aylarında yöre insanlarının<br />
bir araya getiren bir merkez durumundadır. Yaylada periyodik olarak büyük hayvan pazarı<br />
ile panayır kurulmaktadır.<br />
Ardahan ormanlarının dar bölgelerde ve yüksek rakımlarda kaliteli Sarıçam (Pinus<br />
silvestris) ormanlarından oluşması ekosisteminin diğer sarıçam ormanlarından farklı<br />
olmasına neden olmaktadır. Bu bakımından yerli ve yabancı bilim adamlarınca uluslar arası<br />
öneme sahip korunması gereken orman alanı olarak tespit edilmiştir. Bu ormanlar içindeki ve<br />
kenarındaki alanlarda flora-fauna çeşitliliği ve endemik türleri (Kız Böcekleri risk altındaki<br />
bilinen önemli türdür.) ile dikkat çekmektedir.<br />
180
Mikroklima iklimine sahip Posof Havzasında yer alan Posof Ormanları; Huş,<br />
Sarıçam, Ladin, Göknar, Kayın, Meşe, Ihlamur, Gürgen, Karaağaç, Titrek Kavak gibi ibreli<br />
ve yapraklı orman ağacı türlerinden ve çeşitli ağaççık ile çalılardan meydana gelmektedir.<br />
Bu ormanlarda endemik türlerden Huş Tavuğu bulunmakta olup eko-turizm için önemli<br />
bir potansiyele sahiptir. Ayrıca Türkiye’de Huş Ağacı (Betula) en geniş alanda meşcere ve<br />
orman alanı Posof’ta bulunmaktadır.<br />
G.1.2. Kültürel Değer :<br />
Kuleler ve kaleler kenti olarakta bilinen Ardahan da bir çok tarihi eser ve sit<br />
alanı bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi Çıldır Gölü içerisinde yer alan ve halen kazı<br />
çalışmalarının da devam ettiği 1. derece sit alanı olan Akçakale Adasıdır. Ayrıca İl<br />
merkezinde ve ilçelerde bulunan Ardahan Kalesi, Çıldır Şeytan Kalesi, Çıldır yakınlarındaki<br />
Kara Kale, Kışlahanak (Avcılar )Kalesi, Kazan Kalesi, Orağaz Kalesi, Altaş Kalesi, Kalecik<br />
Kalesi, Kurt Kale, Sevimli Kalesi, Cak Kalesi, Savaşır Kalesi, Mere Kalesi, Kol Kale,<br />
Kırnav Kale, Ölçek Köyü Kalesi, Kinzi Kalesi, Bozmenler’e ait yazılar ve yapıtlar, Dedeşen<br />
Köyündeki Külliye, Hanak yakınlarındaki Karakale, Yiğit Konağı Kulesi, Çakıldere Kulesi,<br />
Uğurlutaş Köyü Kulesi, Uğuz Dağı Kulesi, Söğütlükaya Köyü batısındaki Kule kalıntısı,<br />
Söğütlükaya Köyü doğusundaki Kule kalıntısı, Ziyaret Deresindeki Kule, Tepeler Köyü<br />
Kulesi, sit alanı içerisinde yer almaktadır.<br />
Ayrıca halk mutfağı, yöresel halk oyunları, el sanatları ve festivalleri de İlin özgün<br />
kültürel değerleri olarak dikkat çekmektedir.<br />
Halk Mutfağı :<br />
Anadolu’da her yörenin kendine has yemek kültürü ve damak zevki olduğunu<br />
görürüz. Bu kültür, yörenin coğrafi, ekonomik yapı ve iklim özelliklerini üzerinde taşır. Bu<br />
nedenle Ardahan’da da tarım ve hayvancılığa dayalı bir mutfak kültürü gelişmiştir.<br />
Yörenin yemek kültürü ağırlıklı olarak tahıl, et ve hayvansal ürünlere dayanmaktadır.<br />
Tahıl ürünü olarak en çok buğday kullanılır. Kaz etinin yörede ayrı bir yeri bulunmaktadır. Sığır<br />
ve koyun eti de yaz aylarında taze, kış aylarında da kavurma olarak fazlaca tüketilmektedir.<br />
Ayrıca yerel bitkilerin canlandığı (vejatasyon döneminde) çok sayıda doğal bitki ile çeşitli<br />
yemekler yapılmaktadır.<br />
Yemek kültüründe Ardahan Merkez, Göle, Damal, Çıldır, Hanak ve Damal İlçelerinin<br />
bulunduğu platoda üretilen et ve süt ürünleri ile bu platonun sınırında yer alan Posof-Ahıska<br />
Havzası, Şavşat-Ardanuç Havzası ve Oltu-Olur-Bardız Havzalarında üretilerek özellikle<br />
Ardahan Platosunda pazarlanan meyve ve sebze ürünleri yüzyıllarca sentezlenerek Ardahan<br />
Mutfağını oluşturmuştur. Bu yöre mutfağını oluşturan çeşitlerin başlıcaları;<br />
Çorbalar<br />
Kesme Aşı; yeteri kadar un, su, tuz biraraya getirilerek hamur sert kıvamda yoğrulur.<br />
Bu kıvamdaki hamur 0.5 cm kalınlığında yufka haline getirilir. Yufka erişte şeklinde dilimlenir,<br />
dilimler unla karıştırıldıktan sonra kaynayan suya bırakılır. Dövülmüş sarımsak ve ayran ilave<br />
181
edilerek karıştırılır isteğe göre nane, karabiber vb. baharatlar ile soğanla birlikte tereyağında<br />
hazırlanan anık, kaynayan çorbaya ilave edilir. Son olarak leblebi büyüklüğünde yine kendi<br />
hamurundan hazırlanan parçalar kızartılarak servisten önce çorbanın üzerine konur.<br />
Evelik Aşı; yazın taze, kışın kurutulmuş evelik yaprakları, tereyağında soğan, baharat<br />
ile birlikte kavrularak bulgur ve küçük doğranmış yağlı kaz eti (yazın isteğe göre dana eti)<br />
parçaları ilave edilerek pişirilir.<br />
Helle Aşı ; 3-4 kaşık un tereyağı ile kavrulur ve üzerine bir litre su konulur yavaş<br />
yavaş karıştırılarak pişirilir.<br />
Süt Aşı; sütü kaynattıktan sonra içine pirinç (isteğe göre bulgur veya yarma) ve tuz<br />
ilave edilerek pişirilir.<br />
Cincar (Isırgan) Çorbası; yazın taze, kışın kurutulmuş ısırgan yaprakları pirinç<br />
veya bulgurla pişirilir.<br />
Yarpuz (Nane) Çorbası; yazın taze, kışın kurutulmuş nane yaprakları pirinç veya<br />
bulgur ile ayran ilave edilerek pişirilir.<br />
Saray Çorbası; davetlerde yemek öncesi verilir. Malzemeleri tavuk suyu, bir su<br />
bardağı yoğurt beş yemek kaşığı un, tereyağı ve nane. Tavuk haşlandıktan sonra suyu ayrı<br />
bir kapta yoğurt ve unla karıştırılır. Tavuk suyu katılarak sürekli karıştırılarak pişirilir. Tavuk<br />
eti küçük parçalara ayrılarak çorbaya katılır, üstüne de nane eklenir.<br />
Püşrük Çorbasında kullanılan malzemeler; iki kaşık yağ, bir soğan, deri peyniri, un<br />
ve sudur. Yağ ve soğan kavrulur içine yeterince su ilave edilir. Deri peyniri içine konarak<br />
karıştırılır. Diğer tarafta un su ile açılıp, çorbanın içine döküp devamlı karıştırılır. Pişince<br />
üzerine aş otu (İsteğe göre çemen) konur.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 74. Ardahan İlinin Yöresel Yemekleri<br />
182
Yemekler<br />
Kaz Yahnisi; kaz eti büyük parçalar halinde bol soğanlı, karabiberli ve patatesli az<br />
su ile haşlanır, suyunu çektikten sonra servise sunulur.<br />
Fırında Kaz; ince dilimlenmiş patates ve az haşlanmış kaz eti parçaları ile fırında<br />
tepside oturtma şeklinde pişirilir.İsteğe göre karabiber ve az soğan ilave edilebilir.<br />
Kaz Pilavı; haşlanmış kaz eti ile suyundan yapılan bulgur pilavı ile birlikte servis<br />
yapılır.<br />
Mantı (Hingal); un, su, tuz, yumurta katılarak hazırlanan hamur orta incelikte<br />
açılır (2 mm kalınlığında) ve küçük kareler (5 cm 2 ) şeklinde kesilir. İçine kıyma, soğan ve<br />
baharattan (özellikle çemen bitkisi) hazırlanan harç konularak kapatılır. Kapatma kare,büzme<br />
gibi değişik şekillerde yapılabilir. Daha sonra tepside yanyana dizilen malzeme kaynayan<br />
suyun içine atılarak pişirilir, üzerine sarımsaklı yoğurt ile pul biberli veya isteğe göre naneli<br />
tereyağı gezdirilerek servis yapılır.<br />
Karnıcırık; un, su, tuz katılarak hazırlanan hamur şerit haline (1 cm kalınlığında)<br />
getirilir ve 2 cm boyutunda kesilerek parmakla ortasına bastırılarak şekil verilir. Bol suda<br />
haşlanarak süzülür ve üstüne yağ gezdirilir. İsteğe göre üzerine peynir de (tulum peyniri<br />
tercih edilir) konulabilir.<br />
Kayıtma (Yaprak Mantı = Hangel); Un, su, tuz, yumurta katılarak hazırlanan<br />
hamur orta incelikte açılır, kare veya üçgen şeklinde kesilir. Bol suda haşlanarak süzülür,<br />
üstüne sarımsaklı yoğurt konur ve kızdırılmış tereyağı gezdirilir. İsteğe göre baharat ekilir.<br />
Sulu Köfte (Aş Otlu); kıyma, pirinç, tuz , biber katılarak hazırlanan karışım küçük<br />
yuvarlak köfte haline getirilir. Salça ve yağ kavrulur üzerine su ilave edilir kaynayınca<br />
hazırlanan köfteler ve az miktarda patates dilimleri ilave edilerek pişirilir.<br />
Haşıl ; yarma (kabuğu alınmış, kırılmış buğday danesi) az un ve tuz ilave edilerek<br />
pişirilir. Tepsiye alınır ortası kaşıkla açılarak içine kızdırılmış tereyağı konur. Kenarlarına<br />
haşlanmış, ayrıştırılmış veya dövülmüş et dizilir (isteğe göre az süt dökülerek) servis yapılır.<br />
Yoğurtla yenmesi tavsiye edilir.<br />
Evelik Sarması; yazın taze toplanan evelik yaprakları sıcak suda hafif haşlanır.<br />
Yaprakların içine pirinç, kıyma, salça, tuz ve biber katılarak hazırlanan karışım konur ve<br />
sarılır. Tencereye dizilir üzerine su ve az tereyağı konur ve pişirilir. Servis taze yoğurtla<br />
birlikte yapılır.<br />
Piti: kullanılan malzemeler; nohut, soğan, parça et, yufka, karabiber, sarıköktür<br />
(zerdecel). Nohut haşlanır, diğer tarafta et ve soğan kavrularak ilave edilen baharatlarla<br />
birlikte haşlanan nohut karıştırılarak bir miktar pişirilir. Yufka tabağa serilir üstüne et<br />
karışımı konur. Yufka ile birlikte yenilir.<br />
Ayrıca kımı Turşusu Kavurması, Pancar Kavurması, Kuş Ekmeği (Madımak)<br />
Kavurması yaz mevsiminde yörede yetişen taze bitkilerden yapılır. Ayrıca Erişte Pilavı,<br />
Etli Patates ve Taze Fasulye yörede yapılan yaygın yemekler arasındadır.<br />
183
Foto: Ü. Kılıç<br />
Şekil 75. Yöreye Özgü Kurutulmuş Kaz ve Erişte Yapımı<br />
Hamur İşleri<br />
Kete; Genellikle yolluk olarak ve misafir için yapılır. Un, az maya, yeteri kadar tuz<br />
ve ılık su ile kulak memesi kıvamında hamur yapılarak orta büyüklükte bezelere ayrılır. İnce<br />
yufkalar açılır, her yufkaya tereyağı sürülerek ikiye katlanır. Tekrar tereyağı sürülüp katlama<br />
işlemine el ayasından biraz büyük oluncaya kadar devam edilir. Daha önce tereyağında<br />
kavrulmuş unun içine isteğe göre ceviz içi de katılarak bu malzeme hazırlanan yufkanın içine<br />
koyularak kapatılır. Kapatılarak yuvarlak şekline gelen bu malzeme baskılanarak tepsiye<br />
dizilir. Üzerine yumurta sarısı sürülerek sac altında veya fırında pişirilir.<br />
Kör Kete (Ekmek Ketesi); Genellikle fırında veya sacda ekmek pişirildiği zaman<br />
tereyağında kavrulmuş unun ekmek hamurunun içine konularak pişirilmesi.<br />
Katmer; un, su, tuz katılarak hazırlanan hamur çok ince yufkalar halinde açılır. Her<br />
yufkanın arasına tereyağı sürülür, yufkalara üst üste konularak rulo şeklinde yuvarlanır.<br />
Parmak yardımıyla tepsinin tamamına yerleştirilir ve yayılır. Fırında veya sac altında<br />
pişirilir.<br />
Bişi–Mafiş; un, su, tuz, maya katılarak kulak memesi kıvamında hamur hazırlanır.<br />
Bişide küçük bezeler haline getirilen hamur yuvarlak açılır, mafişde ise hamur yufka halinde<br />
açılır baklava dilimi şeklinde kesilerek kızgın yağda kızartılır. Peynir veya bal ile yenilir.<br />
Gevrek (Yufkası); un, tuz, kaymak katılarak çok sert olmayan hamur hazırlanır<br />
ve saçta yufka halinde pişirilir (Yufka gevreği), tepsi içinde saç altında veya fırında aynı<br />
hamurdan gagalası pişirilir.<br />
Mısır (Cadı) Gevreği; mısır ununa kaymak ve yeteri kadar tuz ilavesi ile hazırlanan<br />
kek kıvamındaki hamur tepsiye yayılır sac altı veya fırında pişirilir. Tepsi ile servis yapılır.<br />
Yanında taze yoğurtla berber kaşıkla yenir.<br />
Feselli; una, tereyağı, az maya, tuz ve su katılarak kulak memesi yumuşaklığında<br />
hamur yapılır. İnce yufka açılır yağlanır, tekrar kapatılır. Dinlendirilerek, tekrar oklavayla<br />
açılarak sac üstünde pişirilir.<br />
184
Su Böreği; bir tepsi için 6 yumurta, yarım çay bardağı sıvıyağ, bir çay bardağı su<br />
kulak memesi kıvamından biraz sert hamur yapılıncaya kadar un ilave edilerek yoğrulur. Bu<br />
hamurdan çok ince yufkalar açılır. Bir yufka kenara ayrılır, diğer yufkalar kaynamakta olan<br />
tuzlu suda kısa süre haşlanıp, çıkarılarak soğuk su bulunan kapta soğutularak bir iki dakika<br />
suyu süzdürülür. Tepsinin altına haşlanmayan bir yufka tereyağı ile yağlanarak yerleştirilir.<br />
Onun üstüne haşlanan yufkalar arasına bol tereyağı sürülerek yerleştirilir. Toplam yufka<br />
sayısının yarısından sonra az peynir yaydırılarak üzerine kalan yufkaların yine aralarına<br />
tereyağı sürülerek kapatılır ve fırında pişirilir, dilimlenerek servis yapılır.<br />
Haçapor; Daha çok ekmek pişirilince yapılır. Ekmek hamurunun içerisine tulum peyniri<br />
veya sıcakta eriyen peynir çeşidi ile az tereyağı konularak sac üstünde veya fırında pişirilir.<br />
Döndürme;Yeni doğum yapmış inekten sağılan ağız (bulama) denilen süte benzer<br />
sıvıya az un ve tuz katılarak cıvık kıvamda dibi yağlanmış tavada pişirilmesi. (bir çeşit krep)<br />
Ayrıca aynı malzeme kek kıvamında yapılarak poğaça hamuru büyüklüğünde fırında da<br />
pişirilir buna da bulama pağaçı denir.<br />
Sinor; yufkalık hamur yoğrulur, bu hamurdan ince yufka açılır pişirildikten sonra<br />
herbir yufka rulo haline getirilir bu rulolar yaklaşık 3 cm boylarında dilimlenir ve dik bir<br />
şekilde yağlanmış tepsiye dizilir. Üzerine tereyağı gezdirilir fırına verilir fırından çıkınca<br />
sıcak sıcak üzerine isteğe göre erik marmelatı (pelverde), bal veya sarımsaklı yoğurt<br />
gezdirilerek servis yapılır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 76. Yöreye Özgü Hamur İşleri ve Tel Peyniri<br />
Aparatifler<br />
Lalanga; 2 yumurta, bir su bardağı yoğurt, tuz ve undan az kıvamlı hamur yapılır.<br />
Kızdırılmış yağda kaşıkla dökülerek kızartılır. İsteyen peynirle isteyen balla yer.<br />
Kuymak; iki su bardağı kaymak ateşte eritilirken bir çay bardağı mısır unu yedirilerek<br />
karıştırılır. Kaynamaya başlayınca bir çay bardağı su ilavesiyle hızlı karıştırılmaya devam<br />
edilerek üzerine yağ çıkacak kıvama geldiğinde ateşten alınarak servis yapılır.<br />
185
Kelecoş; pişirilmiş yufkalar parçalanıp tepsiye dizilirken aralarına isteğe göre erik<br />
marmelatı ya da sarımsaklı yoğurt ilave edilerek üzerine tereyağı gezdirilir.<br />
Harşo (Ekmek aşı); Bayat ekmekler yayvan tabağa doğranır. Tereyağında soğan pembeleştirilir.<br />
Üzerine 2 bardak su ilave edilir. Bir taşım kaynatılır bu suyun içine peynir ve yumurta<br />
küçük parçalar halinde dökülüp ateşten alınarak doğranmış ekmeklerin üzerine dökülür.<br />
Tatlılar<br />
Tel Helvası; un tereyağında çok hafif kavrulur ve tepsiye koyulur. Ayrıca bal iyice<br />
kıvamlanana (karamel kıvamı) kadar ateşte karıştırılarak ısıtılır, bu kıvamda iken ılıtılarak<br />
elde tel tel haline gelene kadar sündürülür. Daha sonra tepsideki kavrulmuş unla karıştırılarak<br />
tel tel haline getirilir ve servise sunulur.<br />
Kıkırtlı Un Helvası; yağ, un, şeker ya da baldan yapılır. Yağa un katılarak kavrulur.<br />
Azıcık sararınca şeker veya bal ilave edilir. Kendini toplayınca tepsiye alınır.<br />
Hasuta; önce tereyağı eritilir üzerine nişasta (patates, mısır veya buğday) ilave edilir.<br />
Pişirmeye devam ederken isteğe göre kıvamlı şeker şerbeti bal veya pekmez karıştırılır<br />
servise sunulur.<br />
Zülbiyet; tereyağı, bal ya da pekmez karıştırılıp, ısıtılarak yapılan tatlı bir<br />
yiyecektir.<br />
Şekerleme; genelde bayramlarda, gelin görmeye giderken ya da bebek görmeye<br />
giderken yapılır. 3<strong>00</strong> gr yağ, un, 10 kaşık toz veya pudra şekerinden yapılır. Şekerle tereyağı<br />
iyice beyazlaşıncaya kadar çırpılır ve un ilave edilerek iyice yoğrulur, yumurta büyüklüğünde<br />
parçalara ayrılır. Avuç içinde yuvarlanarak ikiye kesilir ve tepsiye dizilir. Fırında üzeri<br />
pembeleşinceye kadar pişirilir ve daha sonra üzerine pudra şekeri serpilir.<br />
Lokma (Lokum) Tatlısı, Süt Helvası, Katmer Tatlısı yöremizde yapılan tatlılar<br />
arasındadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 77. Yöreye Özgü Tel Helvası<br />
186
Diğer Yemekler<br />
Ayrıca İlde bulunan dere ve çaylardan avlanan balıklar (Yayın Balığı, Sarı<br />
Sazan, Alabalık) ile Doğu Karadenizden gelen bazı deniz balıkları da (Hamsi Balığı)<br />
tüketilmektedir.<br />
Bunun dışında yine ilde genelde üretilmeyen yakın havzalar olan Şavşat, Ardanuç,<br />
Oltu, Olur ve Posof İlçesinde yetişen bazı meyvelerin marmelatları ve kurutulmuşları kış<br />
mevsimi boyunca tüketilir. (Kuşburnu, Kızılcık, Erik, Dut, Sarol)<br />
Süt Ürünleri<br />
İlde; süt ürünlerinden çok yaygın ve bol miktarda kaşar, beyaz peynir, çeçil peyniri,<br />
tulum peyniri, tel peynir, çürük peynir, lor ve kışın ayran yapmak için yazdan hazırlanan<br />
kurut yapılmaktadır.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 78. Ardahan’a Özgü Kaşar<br />
Yöresel Halk Oyunları :<br />
Ardahan’ın bütün yörelerinde hemen hemen aynı oyunlar oynanır. Enstrüman olarak<br />
genellikle davul ve zurna, Kafkas oyunlarında ise Akordeon ve Nagara adı verilen davul<br />
kullanılır. Ardahan yöresi genelde Halay ve Bar şekli oyunlar oynar. Ardahan da oynanan<br />
oyun adları Doğu Anadolu Bölgesindeki illerde oynanan bazı oyunlarla aynı adı taşısa da,<br />
benzerlerinden daha hareketli estetik figür farklılıkları vardır. Yörede oynanan belli başlı<br />
oyunlar ise şunlardır:<br />
187
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 79. Ardahan Halk Oyunları<br />
A. Bar Oyunları<br />
Ağır Bar, Sallama, Temur Ağa, Tamzara, Hey Nare, Lorke, Şeker Oğlan, Sarı Seyran,<br />
Kaçıke, Tavuk Barı, Gazelo, Hoş Bilezik, Haran, Döne, Kıskanç, Kürdün Kızı, Ardahan’ın<br />
Yolları (Dümme), Hafif Bar, Paşa Göçtü, Lezkinka, Delilo<br />
B. Tek Oyunlar<br />
On dört, Şeyh Şamil, Ay Gızı Bir Mezara Doldurur, Beş Açılan, Karabat, Hanım<br />
Yaylada, Terekeme.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 80. Ardahan Yöresel Kıyafetleri<br />
188
El Sanatları:<br />
Halıcılık: Tarihi ve kültürel değerler açısından oldukça zengin bir mirasa sahip<br />
olan İlde, halıcılık oldukça yaygındır. Yöre kadınları tarih boyunca evlerindeki tezgahlarda<br />
dokudukları halılarla bu kültürü günümüze kadar taşımışlardır.<br />
Yörede dokunan halılarda Kafkas-Osmanlı-Türk sentezinin izleri görülmektedir.<br />
Selçuklu halı sanatının hayvan ve bitki motifleri, Osmanlının geometrik ve dinsel motifleri<br />
en çok kullanılan figürlerdir. Yörede bulunan her ailenin kendine has özel desenleri olup,<br />
halılarda kullanılan her motif ve renk ayrı bir duygunun ifadesidir. Kadınların el emeği, göz<br />
nuru olan yöresel Kafkas halılarında nilüfer çiçeği mutluluğu, daire sonsuzluğu anlatırken,<br />
beyaz saflığı, siyah hata ve yanlışlıkları, kırmızı hareket ve din sevgisini, sarı kötülük ve<br />
üzüntüyü, mavi ise güç ve doğruluğu simgeler. Kullanılan desenlerin kendine has isimleri<br />
bulunmaktadır. Gelin Tacı, Pernik, Çengel, Kilim, Yüzü Koyun, Kafkas, Derme, Lezgi<br />
Kazağı, Koç Boynuzu, Gül ve Gül Dalı en çok kullanılan desenlerdir.<br />
Bu kültür mirasını gelecek nesillere taşımak ve tanıtımını yapmak, genç kız<br />
ve kadınlara yeni istihdam alanları yaratmak amacıyla gerek Valilik, gerekse Halk<br />
Eğitim Merkezi Müdürlüklerince çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. İl ve ilçe Halk Eğitim<br />
Merkezleri Müdürlükleri kurslar açmakta ve gençlere eğitim vererek halıcılığın İl geneline<br />
yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır.<br />
Yörede dokunan halılarda doğal ve canlı renkler elde etmek için bitkilerden, köklerden<br />
ve meyvelerden boyalar hazırlanmaktadır. Genellikle ev halısı üretilen bu atölyelerde isteğe<br />
göre araba halıları, çantalar, isimlikler, minderler ve duvar yastıkları da dokunmaktadır.<br />
Çalışanlar ilmik başına ücret ödenmekte olup ortalama günde 4-5 bin ilmik atılmaktadır.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 81. Ardahan’a Özgü Kilim Motifi<br />
189
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 81. Ardahan’a Özgü Kilim Motifleri<br />
Kilim: İlde kilim dokumacılığı az da olsa devam etmektedir. Yöre insanı kilimlerinde,<br />
tamamen kendine özgü yöntemlerle elde ettiği boyaları kullanmaktadır. Yöre kadınları<br />
kimi zaman gazel adını verdiği bitki kökünü kaynatarak kahverengiyi, kimi zaman evelik<br />
kökünden kırmızıyı, kimi zaman samanı kaynatarak sarıyı, kimi zaman mantı suyuna attığı<br />
paslı demirlerin pasını attıktan sonra gazel kökünü de katarak siyah rengini elde etmişlerdir.<br />
Damal Bebeği : Damal İlçesi ve yöresi Orta Asya’dan Avrupa’ya göç eden Türk<br />
boylarının geçiş güzergahında bulunan bir yerleşim alanıdır. Yöre halkı “Türkmen” olup<br />
günümüze kadar kendi gelenek ve göreneklerini korumuşlardır. Bu yörenin en önemli<br />
özelliklerinden biri, yörede yaşayan kadınların Orta Asya Oğuz Türkleri’nin kıyafetlerini<br />
kullanmalarıdır. Bu kıyafetler üç etek, önlük, gömlek, şalvar, yelek, cepken, göğüslük, tor,<br />
fes, takye ve kolçak gibi parçalardan oluşur. Günümüzde de kullanılan bu kıyafetler giyenin<br />
yaşına, sosyal durumuna ve ekonomik gücüne göre değişiklik gösterir. Örneğin bu kıyafetin<br />
bir parçası olan göğüslüğün koyu renkli kumaştan yapılanını yaşlı kadınlar ve dul kadınlar,<br />
tamamen boncuktan yapılanını ise genç kadınlar giyer. Genç kadın, gelin, evli kadın, çocuklu<br />
kadın, dul kadın, oğlu askere gitmiş kadın ve ninelerin başlarına taktıkları başlığın farklı<br />
özellikleri vardır. Yeni evli kadın en az beş entari, üç etek, bir yeleği bir arada giyer.<br />
Geçmişte yöre kadınları bu kıyafetlerin küçüklerini ağaçtan yapılan bebeklere<br />
giydirerek çocuklarına oyuncak yapmaktaydılar. Günümüzde bu giysiler plastik bebekler<br />
üzerine giydirilerek meraklılarına satılmaktadır. Bu giysiler iyi bir işçilik ve el emeği ile<br />
kumaş bezler üzerine boncuklarla işlenerek yapılmaktadır. Bu bebekler 1996 yılında<br />
Japonya’da düzenlenen “Yöresel Folklorik Bebekler” yarışmasında el emeği kategorisinde<br />
dünya birincisi olmuştur.<br />
190
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 82. Damal Bebeği<br />
Yöredeki Diğer El Sanatları :<br />
Gurcun (Heybe), yöresel folklorik bebek giysileri, yolluk, göğüslük, hasır, keçe, yün<br />
çorap, patik, yöresel dantel, yün iplik, kayış, at koşum araçlarıdır.<br />
Festivaller:<br />
Son yıllarda yöremizin doğal güzelliklerini ve ürünlerini tanıtmak amacıyla çeşitli<br />
festivaller ve şenlikler düzenlenmektedir. Artık geleneksel hale gelen bu festivaller ile bölgenin<br />
sahip olduğu tarihi ve doğal değerlerin ülke çapında tanıtımı yapılarak İl genelinde turizmin<br />
gelişmesine katkıda bulunulmaktadır. Düzenlenen festivaller sayesinde yörenin kendine has<br />
ve ekonomik değere haiz olan bal ve kaşar peyniri gibi ürünlerinin, gerek tanıtımının yapılması<br />
ile, gerekse festival alanında kurulan standlar ile pazarlama imkanlarının sağlanması sayesinde<br />
İlin ticari yaşamında canlılık meydana getirilmektedir. Her geçen yıl biraz daha gelişen ve<br />
daha geniş kitlelere hitap etmeye başlayan bu etkinliklerin en önemlileri şunlardır:<br />
Ardahan Ulusal Bal Festivali :<br />
2<strong>00</strong>4 yılında 6.’sı düzenlenen Ardahan Ulusal Bal Festivalinin amacı yöre arıcılığını<br />
geliştirmek ve festival yoluyla İlin tanıtımını yapmaktır. Festival Ağustos ayının ilk haftası<br />
düzenlenmektedir. Festival boyunca düzenlenen konserler, ağalık ve bal güzeli yarışmaları gibi<br />
etkinliklerle İlin sosyal yaşamının canlanmasına katkıda bulunulmaktadır. Festival alanında<br />
yöre esnafı tarafından kurulan standlarda başta bal olmak üzere İle özgü ürünlerin satışı<br />
yapılmakta, böylece ticari yaşamda da bir canlılık olmaktadır. Geleneksel olarak düzenlenen<br />
bu festivale İlde yaşayan halkın yanında İl dışında yaşayan Ardahanlılar tarafından da oldukça<br />
geniş katılım olmaktadır.<br />
191
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 83. Ulusal Bal Festivali<br />
Damal Şenliği :<br />
Damal İlçesine bağlı Yukarı Gündeş Köyü Karadağ yamaçlarına 15 Haziran-15 Temmuz<br />
tarihleri arasında düşen Atatürk siluetinin tanıtımını yapmak amacıyla düzenlenmektedir. Çeşitli<br />
yarışmalar ve konserlerle süslenen bu festivale yöreden ve yurt çapından birçok vatandaşımız<br />
katılmaktadır. Atatürk silueti nedeniyle ulusal düzeyde yayın yapan televizyonlarda da sık<br />
sık yer alan bu festival her yıl biraz daha canlılığını artırmaktadır.<br />
Foto: Ü.Kılıç<br />
Şekil 84. Damal ve Çıldır Festivalleri<br />
Çıldır Gölü Festivali :<br />
Çıldır İlçesinde her yıl baharın gelişi ile birlikte Çıldır Gölü içindeki Akçakale Adası<br />
üzerinde yapılmaktadır. Eşine ender rastlanacak güzellikte olan Çıldır Gölü’nü ve tarihi<br />
kalıntıları ile Akçakale Adası’nı tanıtmayı amaçlamaktadır. Bu festival ile Çıldır’ın asırlara<br />
dayanan tarihi kültürü ve yörenin turistik değerleri ön plana çıkarılarak İlçe turizmine<br />
ivme kazandırılmaktadır. Yöre halkı ve çevre ilçelerden gelen vatandaşlarında katılımıyla<br />
kutlanan festivalde çeşitli yarışmalar ve değişik etkinlikler düzenlenmektedir.<br />
192
Göle Ulusal Kaşar Festivali:<br />
Her yıl temmuz ayının ilk haftası kutlanan bu festivalle, yöreye özgü kaşar peyniri<br />
başta olmak üzere hayvan ve hayvan ürünlerinin tanıtımı amaçlanmaktadır. Festival alanında<br />
açılan standlarda üreticiler hem ürünlerini tanıtmakta hem de pazarlamasını yapmaktadır.<br />
Böylece festival tanıtım yapmanın yanında İlçede ticari canlılığın artmasına da katkıda<br />
bulunmaktadır. Festivalde konserlerin yanı sıra “En İyi Kaşar” ve “En İyi Besi Hayvanı”<br />
gibi üreticileri daha kaliteli üretim yapmaya teşvik edecek yarışmalar düzenlenmektedir.<br />
Canibek Yaylası Şenlikleri:<br />
Göle İlçesinin Köprülü Beldesinde Ardahan yöresini tanıtma ve yayla turizmini<br />
arttırmak amacıyla her yıl temmuz ayının ilk haftasında düzenlenmektedir. Bu festival<br />
ile İlin üç beldesinden biri olan Köprülü’de sosyal ekonomik yaşamın canlı tutulması<br />
amaçlanmaktadır.<br />
Posof 19 <strong>May</strong>ıs Şenlikleri:<br />
Ülkemizde her yıl kutladığımız “19 <strong>May</strong>ıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı”<br />
Posof İlçesinde bir şenlik havasında kutlanmaktadır. Çevre ilçe ve köylerden gelen halkın<br />
katılımıyla coşkulu bir ortamda kutlanan 19 <strong>May</strong>ıs kutlamaları artık gelenek halini almıştır.<br />
Şenlik alanına gelen halk bir yandan hazırlanan programı izlerken, diğer yandan çevredeki<br />
ağaçlık alanlarda piknik yaparak eğlenmektedir.<br />
Foto: Ü.KILIÇ<br />
Şekil 85. Posof Şenlikleri<br />
193
G.2. Turizm Çeşitleri :<br />
Kış Turizmi:<br />
Kışın uzun sürmesi, yeterli kar yağışı, yükselti farkları ve bu yükselti farklarındaki spora<br />
uygun meyil gruplarının bir çok yerde müsait olması gibi faktörler, Ardahan da kış sporları için<br />
son derece elverişli bir doğal ortam yaratmaktadır. Bu doğrultuda Ardahan Valiliğince, 1998<br />
yılı içinde İl merkezine <strong>12</strong> km uzaklıktaki Yalnızçam-Uğurludağ bölgesindeki ormanlık alanda<br />
kış sporları ve yayla turizmi amacıyla proje tanzimi başlatılmıştır. Seçilen yer ile ilgili çeşitli<br />
kamu kurumlarının incelemesi sonucu “Alp Disiplini” kayak yarışlarına uygun merkez haline<br />
getirilebileceği belirlenmiştir. İl Özel İdaresi tarafından programa alınmış proje doğrultusunda,<br />
32 hektar 1150 m 2 arazi satın alınmış ve harita, çevre düzeni gibi işlemler tamamlanmıştır. Söz<br />
konusu yere Valilik imkanlarıyla 1 adet günübirlik konaklama tesisi, 1 adet kafeterya ve 6<strong>00</strong> m<br />
hat boylu “baby lift” tesisi yapılarak Ocak 20<strong>03</strong> tarihinde hizmete açılmıştır.<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 86. Yalnızçam Kayak tesisleri<br />
Ayrıca, kış aylarında buz tutan Çıldır Gölü üzerinde ve çevresindeki dağlarda kayak,<br />
buz pateni ile bir çok kış sporlarının yapılabileceği imkanı olduğundan, Çıldır Gölü ve<br />
çevresi de kış turizmine aday bir bölgedir.<br />
Ekolojik Turizm:<br />
Yayla Turizmi; genelde yaylalardan oluşan İl coğrafyasında geleneksel yaylacılık<br />
devam etmektedir. Ayrıca, iklimin ve toprak faktörlerinin olumlu katkısıyla bitki çeşitliliğinin<br />
zengin olduğu yaylalar, görüntü güzelliği bakımından dikkat çekmektedir. Yaylalardaki<br />
geçici yerleşim merkezlerinde üretilen yöreye özgü et ve süt ürünleri ile yukarıda ifade<br />
edilen doğal güzellikler birleştiğinde yayla turizmi için potansiyel değer oluşmaktadır.<br />
194
İlde birçok bölgede yayla turizmine uygun geçici yerleşim alanlarının da bulunduğu<br />
yaylalar mevcut olup, Bülbülhan Yaylası yayla turizmi açısından dikkat çekmektedir.<br />
Ekolojik turizm açısından Kura Nehri ve bazı yan kolları olan çayların oluşturduğu<br />
kanyonlarda, flora ve fauna çeşitliliği bakımından değişik ekosistemleri barındırmaktadır.<br />
Bu özellikleri ile araştırmacıların ve ilgili turistlerin dikkatini çekecek bakir ortamlar ve<br />
doğal güzellikler oluşturmaktadır.<br />
Kültür Turizmi<br />
İlin tarihi coğrafyası kültür turizmi bakımından da yeterli kaynak değere sahiptir.<br />
Ayrıntıları F.5.16 bölümünde yazılan çeşitli tarihi eserler, sit ve doğal sit alanlarından<br />
bazıları şunlardır;<br />
Çıldır Gölü’ndeki Akçakale Adası, Ardahan Kalesi, Çıldır Şeytan Kalesi, Çıldır<br />
yakınlarındaki Kara Kale, Kışlahanak (Avcılar) Kalesi, Kazan Kalesi, Orağaz Kalesi, Altaş<br />
Kalesi, Kalecik Kalesi, Kurt Kale, Sevimli Kalesi, Cak Kalesi, Savaşır Kalesi, Mere Kalesi,<br />
Kol Kale, Kırnav Kale, Ölçek Köyü Kalesi, Kinzi Kalesi, Bozmenler’e ait yazılar ve<br />
yapıtlar, Dedeşen Köyündeki Külliye, Hanak yakınlarındaki Karakale, Yiğit Konağı Kulesi,<br />
Çakıldere Kulesi, Uğurlutaş Köyü Kulesi, Uğuz Dağı Kulesi, Söğütlükaya Köyü batısındaki<br />
Kule kalıntısı, Söğütlükaya Köyü doğusundaki Kule kalıntısı, Ziyaret Deresindeki Kule,<br />
Tepeler Köyü Kulesi, Ramazan Tabyası, Ölçek Köyü Kilisesi, Övündü (Vaşlop) Kilisesi,<br />
Sensop Kilisesi ve şapeller.<br />
Turizm Amaçlı Sportif Faaliyetler<br />
İl sınırları içinde yaklaşık 90 km uzunluğunda olan Kura Nehri boyunca Rafting<br />
yapmak için değişik etaplarda uygun parkurlar bulunmaktadır. Ayrıca Kura Nehri Kanyonu<br />
başta olmak üzere İlin bir çok yerinde özellikle <strong>May</strong>ıs ile Ekim ayları arasında günün<br />
her saatinde yapılabilecek olan Trekking (Dağ-Doğa Yürüyüşü) için uygun parkurlar da<br />
bulunmaktadır. İl, olta balıkçılığı ve av turizmi için de önemli bir potansiyele sahiptir.<br />
Foto: Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü<br />
Şekil 87. Kura Nehrinde Rafting<br />
195
Harita 25. Ardahan İli Eko-Turizm Haritası<br />
196
G.3. Turistik Altyapı :<br />
Tablo 43. Ardahan İlinde Bulunan Turizm İşletme Belgeli Konaklama Tesisleri<br />
Sıra<br />
No<br />
Adı-Ünvanı İşletme Türü Adres Telefon<br />
1<br />
2<br />
3<br />
Büyük Ardahan Oteli<br />
(2 Yıldızlı)<br />
Büyük Klas Oteli<br />
(2 Yıldızlı)<br />
Türkgözü Oteli<br />
( 2 Yıldızlı)<br />
Turizm İşletme<br />
Belgeli<br />
Turizm İşletme<br />
Belgeli<br />
Turizm İşletme<br />
Belgeli<br />
Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Kaptanpaşa Mah. Kars Cad.<br />
Ardahan<br />
Kaptanpaşa Mah. Atatürk Cad.<br />
Ardahan<br />
Seyitören Köyü Posof Yolu<br />
üzeri Damal Ardahan<br />
211 64 98<br />
211 56 77<br />
661 10 <strong>12</strong><br />
Tablo 44. Ardahan İlinde Bulunan Seyahat Acenteleri<br />
Sıra No Adı Ünvanı Adres Telefon<br />
1<br />
Kars Çobanoğlu Turizm Seyahat Acentesine bağlı<br />
bilet satış bürosu<br />
Karagöl Mah. Kongre Cad.<br />
Koç İş Hanı Ardahan<br />
211 28 42<br />
2<br />
Kars Sınır Seyahat Acentense bağlı bilet satış<br />
bürosu<br />
Kazım Karabekir Cad. No:32<br />
Ardahan<br />
211 57 58<br />
Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 45. Belediye İşletme Belgeli Yiyecek Üretim Yerleri<br />
Sıra No Adı Ünvanı Adresi Telefon No<br />
1 Lokanta Deniz Karagöl Mah. Hal Cad. Hamam Sok. Ardahan 211 63 32<br />
2 Sevimli Restoran<br />
Kaptanpaşa Mah İnönü Cad. No:9<br />
Ardahan<br />
211 33 76<br />
3 Bingöl Lokantası Kaptanpaşa Mah. İnönü Cad. No:40 Ardahan 211 40 14<br />
4 Karadeniz Restoran Karagöl Mah. Kongre Cad. No:41 Ardahan 211 35 98<br />
5 Beslen Restorant<br />
Kaptanpaşa Mah. Atatürk Cad. Polis Karakolu<br />
Karşısı Ardahan<br />
211 34 78<br />
Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />
G.4. Turist Sayısı :<br />
İlin komşu Gürcistan’a açılan 2 sınır kapısı vardır. Bunlardan Posof İlçesinde bulunan<br />
Türkgözü Sınır Kapısı şu an faaliyette, Çıldır İlçesindeki Aktaş Sınır Kapısı ise faaliyette<br />
değildir.<br />
197
Ardahan’ın İl olmasından sonra 1998 yılından itibaren kayıt altına alınan Türkgözü<br />
sınır kapısından giriş çıkış yapan yolcu istatistikleri yıllara göre dağılımı tabloda<br />
belirtilmiştir.<br />
Tablo 46. Ardahan İline Giriş-Çıkış Yapan Yerli ve Yabancı Turist Sayısı<br />
YILLAR<br />
GİREN<br />
ÇIKAN<br />
YERLİ YABANCI YERLİ YABANCI<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
1998 24888 3<strong>12</strong>54 18930 23780 98855<br />
1999 16725 26496 17960 17473 78654<br />
2<strong>00</strong>0 6422 25779 6366 15480 54047<br />
2<strong>00</strong>1 4552 19.023 4.301 11.339 39.315<br />
2<strong>00</strong>2 3.554 14.424 4.531 14.982 37.491<br />
20<strong>03</strong> 5.135 10.599 4.223 <strong>12</strong>.930 32.887<br />
2<strong>00</strong>4 6.354 13.841 3.926 11.605 35.726<br />
Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Sınır ticaretin devam ettiği yıllarda giriş çıkışların daha yoğun olduğu gözlenmektedir.<br />
Gürcistan’dan yapılan ucuz mazot ticaretinin durdurulmasından sonra giriş çıkışlarda<br />
büyük ölçüde azalma olmuştur.<br />
Tablo 47. 2<strong>00</strong>0 Yılı Aylara Göre Giriş-Çıkış Yapan Turist Sayısı<br />
AYLAR<br />
GİRİŞ YAPAN TURİST<br />
ÇIKIŞ YAPAN TURİST<br />
YERLİ YABANCI YERLİ YABANCI<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
OCAK 174 518 <strong>12</strong>1 350 1.163<br />
ŞUBAT 149 436 156 4<strong>03</strong> 1.144<br />
MART 4<strong>12</strong> 1.071 264 1.159 2.906<br />
NİSAN 480 1.331 338 1.267 3.416<br />
MAYIS 937 2.629 562 2.447 6.575<br />
HAZİRAN 859 1.299 344 860 3.362<br />
TEMMUZ 579 1.365 384 969 3.297<br />
AĞUSTOS 516 1.257 399 1.087 3.259<br />
EYLÜL 569 1.195 393 934 3.091<br />
EKİM 759 1.<strong>12</strong>6 4<strong>12</strong> 1.<strong>00</strong>6 3.3<strong>03</strong><br />
KASIM 550 998 291 581 2.420<br />
ARALIK 370 616 262 542 1.790<br />
TOPL<strong>AM</strong> 6.354 13.841 3.926 11.605 35.726<br />
Kaynak : İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İlinde konaklama ve geceleme istatistikleri incelendiğinde, 20<strong>03</strong> yılı<br />
itbariyle ilde toplam 48.980 kişinin konakladığı ve geceleme sayısının da 74.924 olduğu<br />
görülmektedir Tesislere göre baktığımızda; turizm işletme belgeli tesiste 3.116’sı yabancı,<br />
<strong>12</strong>.773’ü yerli olmak üzere toplam <strong>12</strong>.988 kişi konaklamakta olup, bu kişilere ait toplam<br />
geceleme sayısı ise 25.891’dir. Belediye belgeli tesislerde ise 3.871’i yabancı, 32.<strong>12</strong>1’i yerli<br />
olmak üzere toplam 35.992 kişi konaklama yaparken, toplam geceleme sayısı 74.924 tür.<br />
198
Tablo 48. Ardahan İlinde Yıllar İtibariyle Konaklama Ve Geceleme Sayıları<br />
Yıllar<br />
Konaklayan Kişi Sayısı<br />
Geceleme Sayısı<br />
Yerli Yabancı Toplam Yerli Yabancı Toplam<br />
1997 9.174 3.595 <strong>12</strong>.769 10.922 7.853 18.775<br />
1998 2.494 4.192 6.686 2.526 4.976 7.502<br />
1999 8131 5.216 13.347 9.491 8.464 17.955<br />
2<strong>00</strong>0 16.<strong>00</strong>9 2.641 18.650 17.270 11.540 28.810<br />
2<strong>00</strong>1 18.973 1.707 20.680 20.534 21.50 22.681<br />
2<strong>00</strong>2 48.132 3.656 51.788 52.438 51.31 57.569<br />
20<strong>03</strong> 45.109 6.987 48.980 63.984 10.940 74.924<br />
Kaynak: TKB Araştırma Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
G.5. Turizm Ekonomisi :<br />
İlin turizm ve rekreasyon potansiyelinin incelenmesi sonucunda; İlde turizm ve<br />
rekreasyona yönelik alt ve üst yapı yatırımlarının yeterince yapılmadığı, ekonomik yaşamda<br />
turizm sektörünün arka planda kaldığı, sektöre İl içi ve İl dışından yeterli sermayenin<br />
çekilemediği, kişi başına düşen gelir seviyesinin düşüklüğünden kaynaklanan talep<br />
yetersizliğinin konaklama dışı rekreasyonel faaliyetlerin gelişimini olumsuz etkilediği, insan<br />
kaynaklarını turizm konusunda motive edecek eğitim çalışmalarının yeterince yapılmadığı,<br />
doğal kaynakların ve kültürel kaynakların turizm ve rekreasyonel talep artırıcı nitelikte<br />
geliştirilmediği, kısaca İlin bu konudaki mevcut potansiyelinden yararlanma düzeyinin<br />
yetersiz olduğu bilinmektedir.<br />
İlin turizm potansiyelinin daha etkin değerlendirilmesi ve gelir yaratacak bir yapıya<br />
kavuşturulması amacıyla; turizm alt yapısının geliştirilmesi (doğal çevrenin geliştirilmesi<br />
ve rekreasyon turizminde kullanılması, tarih ve kültürel kaynakların korunması ve kültür<br />
turizminde kullanılması, insan kaynaklarının eğitim ve kültür düzeylerinin yükseltilmesiyle<br />
turizme motivasyonu, turizmin geliştirilmesine yönelik alt yapı, plan-proje gereksinim, nitelik<br />
ve önceliklerin belirlenmesi) ve turizmde arz ve talebin nicelik ve niteliğinin yönlendirilmesi<br />
(yatırımların mekansal dağılımında kaynak israfını önleyecek hiyerarşik ilişkilerin<br />
kurulması ve önceliklerin belirlenerek, nicelik ve niteliklerinin tespit edilmesi, potansiyel<br />
kaynaklara dayalı geliştirilecek turizm türlerinin belirlenmesi ve yatırımların bu kapsamda<br />
çeşitlendirilmesi, talep artışı sağlayacak fiziki ve organizasyonel kararların alınması) amacına<br />
uygun olarak planlar yapılması ve uygulamaya konulması gerekmektedir.<br />
G.6. Turizm-Çevre İlişkisi :<br />
Turizm ve çevrenin olumlu ilişkisinin kurulması halinde turizmin, ulusal parkların<br />
korunmasına, düzenlenmesine, tarihi sitlerin restorasyonuna, turizm amaçlı işlevsel<br />
kullanımlara yardımı olabilir. Başarılı bir turizm planlaması doğal ve insan yapısı kaynakların,<br />
özellikle tarihi mirasın korunmasını gerektirir. Doğal çevrenin, tarihi ve arkeolojik sitlerin,<br />
anıtların korunması turizmin olumlu yan etkisidir. Ardahan açısından da turizm ve çevre<br />
ilişkisi olarak olaya bakıldığında; genel yaklaşımlar İl için de aynıdır. Fakat İlde turizm<br />
faaliyetleri gelişmediğinden insan kaynakları ve bunların etkilendiği bir etkinlik söz konusu<br />
değildir. Alt yapı eksikliği ve sosyal yaklaşımlardaki yetersizliğin yanında doğal ortam ile<br />
tarih örgüsü bakımından kaynak değerler yeterlidir.<br />
199
KAYNAKLAR :<br />
Ardahan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>4<br />
ÇANTAY,G., Ardahan da Türk Mimarisi<br />
GÜNDOĞDU,H., Kaleler ve Kuleler Kenti Ardahan, 2<strong>00</strong>0<br />
ERTUĞRUL, E., Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Araştırma Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
2<strong>00</strong>
H.1. Genel Tarımsal Yapı :<br />
H. TARIM VE HAYVANCILIK<br />
Ardahan ekonomisi genel olarak tarım ve özelde de hayvancılık sektörüne<br />
dayanmaktadır. İlin yüzölçümü (5<strong>03</strong>.551 ha) olup, İl genelinde tarıma elverişli alan ise<br />
(84.295,8 ha) % 16,7 dir. Uygun olmayan iklim şartları nedeniyle bitkisel üretim yem bitkileri<br />
dışındaki üretim sahalarında verim açısından son derece düşüktür. Ancak kalite bakımından<br />
özellikle de ekolojik bakımından oldukça iyi durumdadır. İlde yapılan bitkisel üretim ve arı<br />
ürünlerinin hemen hemen tamamı ekolojiktir.<br />
İlde 19.256 adet tarım ve hayvancılık işletmesi mevcuttur. Bu işletmelerin 19.254’ü<br />
aile işletmesidir. 1 adeti aile ortaklığı (Ar-Et A.Ş.), 1 adeti ise devlete ait tarım ve hayvancılık<br />
işletmesidir (TİGEM). İldeki tarım işletmelerinin % 95 ‘i bitkisel ve hayvansal üretimin<br />
birlikte yapıldığı polikültür işletmelerdir. Sadece bitkisel üretim yapan işletmeler % 4 ve<br />
sadece hayvansal üretim yapan işletmeler ise % 1’dir. Sektörde yer alan işletmelerin tamamına<br />
yakını küçük ölçekli, kapalı ekonomi tipi, geleneksel üretimde bulunan aile işletmeleridir.<br />
Türkiye genelinde olduğu gibi Ardahan İlindeki tarım işletmeleri, hızlı nüfus artışı<br />
ve artan nüfusun tarım dışı sektörde istihdam edilmesi zorunluluğuna karşılık, bu sektörlerde<br />
iş gücü talebinin nüfus artışına uygun düzeyde artırılamaması; tarımın gelişim hızının nüfus<br />
artışını karşılamada yetersiz kalması ve miras yoluyla arazilerin bölünmesi gibi nedenlerle<br />
giderek küçülmüştür. İlin en önemli tarımsal aktivitesi mera hayvancılığı olması nedeniyle<br />
tarım alanlarının işlemeli tarımdan ziyade, mera-yayla öncesi ve sonrası doğal otlaklık<br />
olarak değerlendirilmesi şeklindedir. 3-4 aylık mera ve yayla süresi içerisinde bu alanlardan,<br />
tamamen hububat (arpa, buğday) ve kaba yem (fiğ, korunga, çavdar, yulaf, çayır otu) üretimi<br />
sağlanmaktadır.<br />
İlde tarımsal faaliyet içerisinde hayvancılık ön plandadır. Mevcut tarımsal<br />
işletmelerin % 95.6’sı hayvancılık yapmaktadır. Hayvancılık işletmelerinin tamamında sığır<br />
yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu işletmelerden bir kısmı aynı zamanda koyunculuk veya<br />
arıcılıkta yapmaktadır.<br />
H.2. Tarımsal Üretim :<br />
Ardahan genel yapısı gibi tarımsal arazilerin de yüksek rakımda olması, mevsimsel<br />
şartlar, gece-gündüz ısı farklılıklarının yüksek oluşu, bitki yetiştirme periyodunun kısa<br />
oluşu, nedeniyle tarımda ürün çeşitliğini kısıtlamaktadır. İlde genellikle kuru tarım<br />
sistemi hakimdir. Zaten tarımsal sulamaya yönelik olarak da kayda değer bir yatırım<br />
bulunmamaktadır. Bitkisel üretim büyük oranda tahıllar üzerinde yoğunlaşmıştır. Hububat<br />
üretiminde; hububat+nadas+hububat veya hububat+tek yıllık yem bitkileri (fiğ)+hububat<br />
sistemi uygulanmaktadır.<br />
Ardahan’da toplam 84.295,8 hektar tarım arazisi mevcut olup bunun % 80,46’sında<br />
(67.825,7 ha) hububat (tahıl) tarımı yapılmaktadır. Tarıma elverişli ancak kullanılmayan<br />
arazilerin oranı % 4,35 ve nadas arazilerinin oranı da % 4,30 olup, toplam % 8,65 oranında<br />
boş kalan arazi kullanılmayıp tarımsal bir sorun olarak süregelmektedir. Tabloda İlde tarım<br />
arazilerinin kullanım durumuna göre dağılımları verilmiştir.<br />
201
Tablo 49. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımı<br />
ARAZİNİN CİNSİ<br />
MİKTARI<br />
(ha)<br />
TARIM ARAZİSİNE<br />
ORANI (%)<br />
Hububat (Tahıl) Arazisi 67.825,7 80,46<br />
Nadas Arazisi 3.622,8 4,30<br />
Yem Bitkileri 7.764,5 9,21<br />
Endüstri Bitkileri 807 0,96<br />
Yemeklik Baklagiller 50 0,06<br />
Meyvelik 544,5 0,64<br />
Sebzelik 17,8 0,02<br />
Kullanılmayan Tarım Arazisi 3.663,5 4,35<br />
Toplam Tarım Arazisi 84.295,8 1<strong>00</strong>,0<br />
Kaynak: DİE,1997 Köy Envanteri,ARDAHAN. DİE,2<strong>00</strong>1 Genel Tarım Sayımı Geçici Sonuçları<br />
A.T.İ.M.,20<strong>03</strong><br />
Türkiye genelinde tarla bitkileri ekiliş alanları (17.848.426 ha.) içerisinde % 78,22’lik<br />
oranla en fazla hububat tarımı yapılmaktadır (DİE, 2<strong>00</strong>0). Aynı şekilde, Ardahan İli tahıl ekim<br />
alanı (67.825,7 ha.), toplam ekilen alan (84.295,8 ha.) içerisinde % 80,46 ile en fazla paya<br />
sahiptir. Ardahan genelinde hububat üretimi içinde ekim alanı en fazla olan arpadır. Daha<br />
sonra buğday gelmektedir. Tarla ürünleri çeşitliliği bakımından alt bölgeler arasında çok<br />
önemli farklılıklar görülmemektedir.<br />
Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 88. Ardahan İli Tarım Arazilerinin Dağılımını Gösteren Grafik<br />
DİE, KHGM ve Tarım İl Müdürlüğü kaynaklarından tespit edildiği üzere Ardahan<br />
İli tarım arazilerinin (84.295,8 ha.) 47.975 ha’.ı sulanabilecek alandır. Mevcut haliyle<br />
202
sulanan olarak belirtilen arazilerin %79,5’i KHGM tarafından (devlet sulaması) sulanmakta,<br />
%20,5’lik kısım ise halk tarafından sulanmaktadır.<br />
DSİ tarafından yapılan ancak İlin tarım alanlarının sulamasına hiçbir katkısı olmayan<br />
Ardahan-Çıldır Kuzey Derivasyon Kanalı ile Çıldır Gölü’ne su takviyesi yapılarak Çıldır HES<br />
Ι ‘in enerji üretimine ve Kars-Arpaçay Ovasının sulamasına yardımcı olması amaçlanmıştır.<br />
İl için ancak DSİ tarafından planlanan “Kura Projesi” ile, sulanabilir alanlar büyük<br />
oranda sulama imkanı bulacaktır. İlde büyük miktarda I. ve IV. sınıf tarım arazisinin sulamaya<br />
açılması ile aşağıda belirtilen alanlarda önemli gelişmeler sağlanacaktır.<br />
• Mevcut ekim alanları içerisinde en büyük paya sahip tahılların sulu tarım<br />
koşullarında yetiştirilmesi ile verimin en az 2 kat artması,<br />
• Endüstri bitkilerinden patates ekiliş alanları ve patates veriminde artış sağlanması<br />
ve patates tohumculuğu projelerinin daha kolay işlerlik kazanması,<br />
• Bölge için hayati önem taşıyan yem bitkileri (yonca, korunga, fiğ) ekiliş alanlarının<br />
ve verimlerinin artması,<br />
• Çayırlarda sulama yapılması ile ot kalite ve veriminin artması,<br />
• Suni çayır ıslahı ve beraberinde bunun için gerekli olan bitki tohumu üretimi<br />
(çayır üçgülü, çayır salkım otu, kılçıksız brom, kelp kuyruğu, kırmızı yumak)<br />
yetiştiriciliğinin gelişmesi,<br />
• Süt ve besi sığırcılığında çok gerekli olan silaj üretimi için çayır otu ve yem<br />
bitkilerinin yanında Posof alt bölgesinde silajlık mısır üretimi yapılması,<br />
• En azından İlin ihtiyacını karşılayacak seviyede sebze üretiminin yapılması,<br />
• Genel manada verimliliğin artması ile ekiliş alanlarının da artacağı ve dolaylı<br />
olarak önemli bir tarımsal sorun olan nadas alanlarının azaltılması gibi<br />
gelişmelerle, geleneksel tarım yapısında ve İl ekonomisinde çok önemli gelişmeler<br />
sağlanacaktır.<br />
H.2.1. Bitkisel Üretim<br />
Tablo 50. Ardahan İlinde Önemli Bitkisel Ürünlerin Ekim alanı ve Üretim Değerleri (20<strong>03</strong> yılı fiyatları)<br />
Ürünler<br />
Ekim Alanı (Ha.)<br />
Üretim Miktarı<br />
(ton)<br />
Üretim Değeri<br />
(Milyon TL.) (*)<br />
Buğday 11.699 17.525 1.226.465<br />
Arpa 45.802 71.817 5.253.011<br />
Çavdar 2.211 3.267 306.717<br />
Yulaf 781 0,974 297.706<br />
Fasulye (Taze) 50 1.250 <strong>12</strong>.375<br />
Korunga (Ot) 2.594 2.213 1.527.707<br />
Fiğ (Dane) 1.565 2.360 4.645.520<br />
Elma (Posof Yerel Elması) (Ağaç Sayısı) 16.740(ağaç) 2<strong>00</strong> 106.449<br />
Patates 770 1.504 1.083.208<br />
TOPL<strong>AM</strong> 65.472 101.1<strong>00</strong> 41.<strong>00</strong>4.387<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
(*) Üretilen toplam ürün Mahalli Pazar fiyatı ile çarpılarak üretim değeri bulunmuştur. Bu değerden % 60 oranında<br />
Üretim maliyeti düşülmesi gerekmektedir. 41.<strong>00</strong>4.387.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0TL X 0,60 = 24.602.632.2<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.TL<br />
2<strong>03</strong>
H.2.1.1. Tarla Bitkileri<br />
H.2.1.1.1. Buğdaygiller :<br />
Tablo 51. Ardahan ilinde Hububat Alanları ve Üretim Miktarı<br />
Ürün Ekilen Alan (ha) Üretim (ton) Üretim Değeri (milyon TL)<br />
Buğday 11.699 17.525 1.226.465<br />
Arpa 45.802 71.817 5.253.011<br />
Çavdar 2.211 3.267 306.717<br />
Yulaf 781 0,974 297.706<br />
TOPL<strong>AM</strong> 63.493 92.609,974 7.083.899<br />
Kaynak : Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tahıl ekili alanların % 18,42’i buğday, % 76,86’sı arpa, % 3,48’i çavdar ve % 1,24’ünü<br />
de yulaf oluşturmaktadır .<br />
İlde tahıl üretimi; buğdayın bir kısmı hariç diğer üretim hayvan besleme materyali<br />
sağlamak amacıyla yapılmaktadır. Üretilen buğday, öz tüketim ihtiyacı olan kısım bölgedeki<br />
değirmen veya un fabrikalarında öğütülerek kış mevsimi için stoklanmaktadır. Üretilen tahıl<br />
içerisinden, gelecek ekim sezonu içi tohumluk miktar alındıktan sonra diğer kısmı kırma<br />
yapılarak hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Bazı işletmeler üretim fazlalıklarını ise İl<br />
içinde pazarlamaktadırlar.<br />
Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 89. Hububat Ekim Alanlarının Dağılımı<br />
204
H.2.1.1.2. Yem Bitkileri :<br />
Yem<br />
Bitkileri<br />
Tablo 52. İlde Üretimi Yapılan Yem Bitkileri<br />
Ekiliş (da) Dane Üretimi (ton) Üretim Değeri (milyon TL)<br />
Korunga 410 2.213 1.527.707<br />
Fiğ 50.749 2.360 4.645.520<br />
Macar Fiği 5 - -<br />
Yonca 1.089 - -<br />
Slajlık Mısır 55.880 - -<br />
Kaynak : İl Tarım Müdürlüğü 2<strong>00</strong>4<br />
H.2.1.1.3. Endüstriyel Bitkiler :<br />
Ardahan genel yapısı gibi tarımsal arazilerin de yüksek rakımda olması, ısı<br />
farklılıklarının yüksek oluşu ve bitki yetiştirme periyodunun kısa oluşu gibi nedenlerle<br />
endüstriyel bitkiler yetiştirilmemektedir.<br />
H.2.1.1.4. Süs Bitkileri :<br />
İlde süs bitkisi üretimi yapılmamaktadır.<br />
H.2.1.2. Bahçe Bitkileri<br />
H.2.1.2.1. Meyve Üretimi :<br />
Ardahan İli meyve üretimi içerisinde ilk sıralarda elma, erik ve armut ürünleri yer<br />
almaktadır. Meyve, genel olarak mikroklima özelliğine sahip olan Posof alt bölgesinde<br />
ve Çıldır İlçesi Kurtkale havzasında yetiştirilmektedir. Sadece Posof elması (yerel) ticari<br />
kapsamda değerlendirilmektedir. Diğerleri ise öz tüketimde kullanılmaktadır.<br />
İlde meyve ürünleri üretiminde ağırlıklı pay (üretim değeri olarak) yumuşak çekirdekliler<br />
ürünleri üretimi ilk sırayı almaktadır. Meyve ürünleri üretiminde yumuşak çekirdeklilerden<br />
sonra ikinci ürün grup taş çekirdekliler ve üçüncü grup ise sert kabuklular gelmektedir.<br />
Ardahan İli meyve üretiminin Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye içinde önemli bir<br />
meyve üretimi payı bulunmamaktadır.<br />
Tablo 53. İlde Üretimi Yapılan Meyve Ağacı Türleri<br />
1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong><br />
Meyve<br />
Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim Ağaç Verim<br />
Cinsi<br />
Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton) Sayısı (ton)<br />
Armut 20.550 205 20.5<strong>00</strong> 341 20.650 426 20.6<strong>00</strong> 425,3 20.6<strong>00</strong> 453 14.880 52<br />
Elma 40.7<strong>00</strong> 520 40.7<strong>00</strong> 959 40.7<strong>00</strong> 899 39.7<strong>00</strong> 1.132,5 39.7<strong>00</strong> 423 50.150 602<br />
Erik 26.8<strong>00</strong> 587 26.8<strong>00</strong> 587 27.3<strong>00</strong> 183 24.5<strong>00</strong> 661 24.5<strong>00</strong> 671 21.640 231<br />
Kızılcık 1<strong>00</strong> 1 75 0,3 50 0,5 62 0,4<br />
Kiraz <strong>12</strong>0 8 1.<strong>00</strong>0 10 1.250 2,5 1.3<strong>00</strong> 13 1.1<strong>00</strong> 2,2 6<strong>00</strong> 1,9<br />
Vişne 6.<strong>00</strong>0 8 5.8<strong>00</strong> 80 <strong>12</strong>.1<strong>00</strong> 183 6.1<strong>00</strong> 86,5 6.1<strong>00</strong> 86,5<br />
Dut 1.5<strong>00</strong> 25 750 35 1.4<strong>00</strong> 26 1.422 29<br />
Ceviz 7<strong>00</strong> 34 1.5<strong>00</strong> 25 1.<strong>00</strong>0 40 1.150 28,5 1.450 30 1.8<strong>00</strong> 36<br />
Kaynak : Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
205
H.2.1.2.2. Sebze Üretimi :<br />
Ardahan İli sebze ürünleri üretiminin çoğunluğu Posof alt bölgesi olmak üzere<br />
Merkez, Çıldır ve az da olsa diğer ilçelerde yapılmaktadır. Posof İlçesinde üretilen<br />
fasulye yerel bir ürün olarak bilinmekte ve öz tüketim haricinde, bir kısmı da ticari olarak<br />
değerlendirilmektedir. Türkiye ve bölge sebze ürünleri üretimi içerisinde İlde üretilen önemli<br />
bir ürün bulunmamaktadır.<br />
Tablo 54. İlde Üretimi Yapılan Sebze Türleri<br />
ÜRÜN ÇEŞİDİ EKİLEN ALAN (ha) VERİM (kg/ha) ÜRETİM MİKTARI (ton)<br />
Barbunya 10 5<strong>00</strong> 50<br />
Sivri Biber 1,5 1.<strong>00</strong>0 1,5<br />
Domates 3 4.<strong>00</strong>0 <strong>12</strong><br />
Fasulye 20 2.<strong>00</strong>0 40<br />
Havuç 1 1.<strong>00</strong>0 1<br />
Hıyar 2 4.5<strong>00</strong> 9<br />
Beyaz Lahana 18 11.444 206<br />
Göbekli Marul 3 2.666 8<br />
Kıvırcık Marul 2 3.<strong>00</strong>0 6<br />
Taze Sarımsak 1 2.<strong>00</strong>0 2<br />
Kuru Sarımsak 3,5 9.142 32<br />
Taze Soğan 2,5 2.<strong>00</strong>0 5<br />
Kuru Soğan 26 11.152 290<br />
Şalgam - - -<br />
Turp 0,3 3.<strong>00</strong>0 0,9<br />
Kuru Fasulye 130 3.3<strong>00</strong> 429<br />
Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
H.2.2. Hayvansal Üretim<br />
Tablo 55. Hayvan varlığı bakımından Ardahan’ın ülke ve bölge içindeki yeri - 2<strong>00</strong>2<br />
Adet<br />
(Milyon TL)<br />
TÜRKİYE DOĞU ANADOLU ARDAHAN ADET (%) PAZARL<strong>AM</strong>A<br />
DEĞERİ (%)<br />
Pazarlananın<br />
Değeri<br />
Adet<br />
Pazarlananın<br />
Değeri<br />
Adet<br />
Pazarlananın<br />
Değeri<br />
(3/1) (3/2) (3/1) (3/2)<br />
Koyun 25.173.706 838.866.613 9.165.072 285.938.855 36.581 1.395.074 0,15 0.40 0,17 0,49<br />
Koyun(Merinos) 524.432 16.695.931 456 16.753 - - - - - -<br />
Koyun (Yerli) 17.414.516 597.152.967 6.661.139 218.257.779 25.266 1.0<strong>12</strong>.627 0,15 0,38 0,17 0,46<br />
Kuzu (Merinos) 175.448 5.805.<strong>12</strong>8 26 618 - - - - - -<br />
Kuzu (Yerli) 7.059.310 219.2<strong>12</strong>.587 2.5<strong>03</strong>.451 67.633.704 11.315 382.447 0,16 0,45 0,17 0,57<br />
Kıl keçisi 6.519.332 193.620.097 1.310.443 34.160.571 922 23.221 0,01 0,07 0,01 0,07<br />
Kıl keçisi 4.694.336 147.484.919 964.542 26.737.158 556 <strong>12</strong>.973 0,01 0,06 0,01 0,05<br />
Kıl keçisi oğlağı 1.824.996 46.135.178 345.901 7.423.413 366 10.248 0,02 0,11 0,02 0,14<br />
Tiftik keçisi 260.762 6.283.914 0 0 - - - - - -<br />
206
Adet<br />
TÜRKİYE DOĞU ANADOLU ARDAHAN ADET (%) PAZARL<strong>AM</strong>A<br />
DEĞERİ (%)<br />
Pazarlananın<br />
Değeri<br />
Adet<br />
Pazarlananın<br />
Değeri<br />
Adet<br />
Pazarlananın<br />
Değeri<br />
(3/1) (3/2) (3/1) (3/2)<br />
Tiftik keçisi 198.772 5.097.930 0 0 - - - - - -<br />
Tiftik keçisi oğl 61.990 1.185.984 0 0 - - - - - -<br />
Sığır 9.8<strong>03</strong>.498 2.023.338.286 2.332.059 383.873.2<strong>12</strong> 249.220 39.329.268 2,54 10,69 1,94 10,25<br />
Sığır (Kültür) 1.052.224 315.478.311 101.665 27.788.3<strong>12</strong> 7.254 1.709.527 0,69 7,14 0,54 6,15<br />
Sığır (K.Melezi) 2.491.528 529.0<strong>12</strong>.964 479.307 89.554.063 77.447 13.336.373 3,11 16,16 2,52 14,89<br />
Sığır (Yerli) 2.108.202 311.256.577 840.323 <strong>12</strong>1.291.518 70.251 11.2<strong>12</strong>.060 3,33 8,36 3,60 9,24<br />
Dana (Kültür) 807.562 233.774.251 76.159 19.364.413 4.260 969.151 0,53 5,59 0,41 5,<strong>00</strong><br />
Dana (K.Melez) 1.866.021 407.428.595 314.758 55.643.191 53.818 8.017.211 2,88 17,10 1,97 14,41<br />
Dana (Yerli) 1.477.961 226.387.588 519.847 70.231.715 36.190 4.084.946 2,45 6,96 1,80 5,82<br />
Manda <strong>12</strong>1.077 18.1<strong>00</strong>.772 19.673 3.299.136 64 8.680 0,05 0,33 0,05 0,26<br />
Manda 75.748 <strong>12</strong>.469.963 <strong>12</strong>.708 2.329.1<strong>12</strong> 44 6.6<strong>00</strong> 0,06 0,35 0,05 0,28<br />
Manda yavrusu 45.329 5.630.809 6.965 970.024 20 2.080 0,04 0,29 0,04 0,21<br />
At 248.992 0 65.953 0 11.163 - 4,48 16,93 - -<br />
Katır 94.924 0 9.085 0 - - - - - -<br />
Eşek 417.214 0 57.413 0 1.029 - 0,25 1,79 - -<br />
Deve 887 0 <strong>12</strong> 0 - - - - - -<br />
Domuz 3.595 0 0 0 - - - - - -<br />
Tavuk 245.776.323 708.279.989 10.083.241 26.377.747 <strong>12</strong>8.480 350.590 0,05 1,27 0.05 1,33<br />
Et tavuğu 188.637.066 544.593.568 7.326.951 17.963.638 - - - - - -<br />
Yumurta tavuğu 57.139.257 163.686.421 2.756.290 8.414.108 <strong>12</strong>8.480 350.590 0,22 4,66 0,21 4,17<br />
Hindi 3.092.408 26.154.056 492.7<strong>00</strong> 3.382.975 16.715 181.458 0,54 3,39 0,69 5,36<br />
Ördek 832.091 3.334.153 168.015 624.265 2.842 17.816 0,34 1,69 0,53 2,85<br />
Kaz 1.4<strong>00</strong>.136 8.325.935 552.386 3.278.751 180.977 1.294.807 <strong>12</strong>,9332,7715,55 39,49<br />
Arı Kovanı 4.160.892 0 592.326 0 18.789 - 0,45 3,17 - -<br />
Açılan ipekb.K. 3.839 0 0 0 0 - 0,<strong>00</strong> - - -<br />
TOPL<strong>AM</strong> - 3.826.3<strong>03</strong>.815 - 740.935.5<strong>12</strong> 0 42.6<strong>00</strong>.915 - - 1,11 5,75<br />
Kaynak: Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Araştırma Müdürlüğü (E., Ertuğrul, 2<strong>00</strong>4)<br />
Tablo 56. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Hayvan Varlığı<br />
Sığır<br />
Cinsi Baş Oran (%)<br />
Kültür 25.<strong>00</strong>0 10<br />
Melez 221.<strong>00</strong>0 85<br />
Yerli 13.<strong>00</strong>0 5<br />
Toplam 259.<strong>00</strong>0 1<strong>00</strong><br />
Manda 80 1<strong>00</strong><br />
Yerli (Karaman) 42.444 1<strong>00</strong><br />
Koyun<br />
Merinos - -<br />
Toplam 42.444 1<strong>00</strong><br />
Keçi 3.161 1<strong>00</strong><br />
Tek Tırnaklı 15.<strong>03</strong>5 1<strong>00</strong><br />
Kanatlı 306.<strong>00</strong>0 1<strong>00</strong><br />
Arı (Koloni Varlığı<br />
Yeni Usül (Langstroth) 21.628 99,5<br />
Eski Usül 90 0,5<br />
Toplam 21.718 1<strong>00</strong><br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
207
H.2.2.1. Büyükbaş Hayvancılık :<br />
Tablo 57. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 yılı Büyükbaş Hayvan Varlığı<br />
Sığır<br />
Oran<br />
Cinsi<br />
Baş<br />
(%)<br />
Kültür 25.<strong>00</strong>0 10<br />
Melez 221.<strong>00</strong>0 85<br />
Yerli 13.<strong>00</strong>0 5<br />
Toplam 259.<strong>00</strong>0 1<strong>00</strong><br />
Manda 80 1<strong>00</strong><br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
İlde tarımsal faaliyet içerisinde hayvancılık ön plandadır. Mevcut tarımsal<br />
işletmelerin % 95.6’sı hayvancılık yapmaktadır. Hayvancılık işletmelerinin tamamında sığır<br />
yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bu işletmelerden bir kısmı aynı zamanda koyunculuk veya<br />
arıcılıkta yapmaktadır. Hayvancılık İşletmeleri büyüklüklerine göre dağlımı Tablo 58.’de<br />
verilmiştir. Sığırcılık işletmelerinde, 15 adet ve üzeri büyükbaş hayvana sahip işletme % 42<br />
civarındadır. Burada bir işletmeye ortalama 13-14 baş sığır düşmektedir.<br />
Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 90. Ardahan İlinde Büyükbaş Hayvancılığından Görünüm<br />
Tablo 58. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı.<br />
İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ (Adet)<br />
SIĞIR 1-10 11-25 26-50 >50<br />
İl Geneli İşletme (%) 38,22 44,60 15,44 1,74<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İlinde henüz gerçek manada besicilik işletmeleri bulunmamaktadır. Daha çok,<br />
besi materyali kaynağını oluşturan büyük baş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Diğer bir deyişle,<br />
Ardahan İli önemli bir büyükbaş hayvan üretim merkezi olarak adlandırılabilir. Ülkemizin<br />
değişik bölgelerindeki bir çok modern besicilik işletmeleri, besi materyalini (genç sığırlar) büyük<br />
oranda İlden sağlamaktadır. Örneğin 20<strong>03</strong> yılında Ardahan İlinden diğer illere 28.098 adet<br />
208
üyükbaş hayvan sevkıyatı yapılmıştır. Çoğunlukla besi olgunluğuna ulaşmayan bu hayvanların<br />
gerekli besiye alınmadan pazarlandığından veya bir kısım besisini almış olan kasaplık hayvanların<br />
İl dışına pazarlanması; hayvansal üretim sanayiinde değerlendirilmediği için İl’de önemli<br />
bir ekonomik kayba neden olmaktadır. Bunun yanında nakliyat masrafı, canlı ağırlık kaybı ve<br />
hastalıkların yayılması da yine İl ve ülke ekonomisindeki kayıplar hanesine yazılmaktadır.<br />
Hayvan ve hayvansal ürünlerin çağın değişen koşullarına uygun bir biçimde<br />
üretim ve kalitesinin arttırılması, gerek İlin gerekse Türkiye ekonomisi açısından büyük<br />
önem taşımaktadır. Bunun başarılabilmesi ise, büyük ölçüde pazarlama organizasyon ve<br />
fonksiyonlarının etkin bir biçimde yerine getirilmesine bağlıdır.<br />
Hayvansal üretimin yapıldığı işletmelerde; örneğin yetiştirme ve besi faaliyetlerinde<br />
başarıya ulaşılsa dahi, pazarlamada ortaya çıkan problemler çözülmedikçe, üretim ve kaliteyi<br />
yükseltmek çoğu zaman güç ve bazen de olanaksızdır. Hayvansal ürünlerin pazarlaması,<br />
ürünlerin hammaddeden mamul halini alıp, tüketim aşamasına geçme anına kadar devam<br />
eder. Bu bakımdan pazarlama, hayvansal ürünlerin imalat safhalarını da kapsamaktadır. Ürün<br />
çeşitliği ve beraberinde sağlanacak kaliteli sunum da pazarlamada önemli bir etmendir.<br />
Tablo 59. Ardahan İlinden İl Dışına 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1994-20<strong>03</strong>)<br />
YIL 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong><br />
SIĞIR 34.917 27.820 35.323 35.328 37.956 38.<strong>00</strong>1 68.237 49.890 81.138 28.098<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 59.’da dikkat çeken 2<strong>00</strong>0 yılları itibariyle canlı hayvan sevkıyatındaki büyük<br />
artışın en önemli nedenleri arasında, özellikle canlı hayvan ve et ithalatının durdurulması,<br />
yurda kaçak hayvan girişinin büyük oranda önlenmesi ve kaçak hayvan hareketlerinin<br />
tamamen önlenmesi ile oluşan yurt içi talebin, yurt içi kaynaklarından karşılanması sonucu<br />
olduğu ortaya çıkmaktadır.<br />
İlde Zavot Sığır Irkı Ardahan-Kars Bölgesine adapte olmuş yerel bir ırk olup; genotipi<br />
simental ve esmer ırkının melezidir. % 4 yağlı, 1<strong>00</strong>0 kg/yıllık süt verimli, boz-gri renkli,<br />
kombine verimlidir. Yerli ırklardan daha yüksek verimlidir. Ardahan’da ülke genelinde olduğu<br />
gibi etçi sığır ırkları bulunmamakla birlikte, besicilik konusunda uzmanlaşmış işletme sayısı<br />
da yok denecek azdır. Üretilen hayvanlardan besi materyali olabilecek 1-3 yaş arası erkek sığır<br />
3-4 aylık mera besisinden sonra tam olarak besi olgunluğu sağlanmadan, çoğunluğu İl dışı<br />
olmak üzere pazarlanmaktadır. Bunun en önemli nedeni sermaye birikim yetersizliği, besicilik<br />
için gerekli olan karma ve kesif yemin pahalılığı ve barınak şartlarının yetersizliğidir.<br />
Ayrıca yıllara göre değişmekle beraber her yıl, İl dışına pazarlanmak üzere 13.<strong>00</strong>0 ile<br />
15.<strong>00</strong>0 arası sığır, kurban dönemi için besiye alınmaktadır.<br />
İlde et üretimi; kontrolsüz kesim olan mecburi kesim, köylerde zati ihtiyaç kesimleri<br />
ve kurbanlık kesimden, kontrollü kesim olarak da kasaplık kesimden sağlanmaktadır.<br />
Kasaplık kesimler; Belediye mezbahalarında ve Ar-Et A.Ş. Kombinasında yapılmaktadır.<br />
Kasaplık kesimlerin bir kısmı çevre iller (Rize, Artvin, Iğdır) için fason kesim diğer bir<br />
kısmı ise iç tüketime yönelik yapılmaktadır (Tablo 60).<br />
209
Tablo 60. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi<br />
YIL<br />
Adet<br />
BÜYÜKBAŞ<br />
Et (Ton)<br />
1993 4.420 430<br />
1994 4.720 475<br />
1995 3.060 340<br />
1996 3.660 447<br />
1997 4.631 484<br />
1998 4.299 416<br />
1999 3.190 438<br />
2<strong>00</strong>0 8.2<strong>03</strong> 1.<strong>03</strong>7<br />
2<strong>00</strong>1 3.218 407<br />
2<strong>00</strong>2 2.9<strong>03</strong> 367<br />
Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0. Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>2. (*) 2<strong>00</strong>0 yılı yaz<br />
mevsiminde yaşanan kuraklık nedeniyle fazla sayıda hayvan elden çıkarılmıştır<br />
Tablo 61. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi<br />
YIL<br />
BÜYÜKBAŞ KÜÇÜKBAŞ TOPL<strong>AM</strong> ET<br />
ÜRETİMİ (Ton)<br />
ADET ET (Ton) ADET ET (Ton)<br />
2<strong>00</strong>2 <strong>12</strong>.235 1.224 14.050 211 1.435<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müd.,2<strong>00</strong>2. (*) Kontrolsüz kesimler; mecburi kesimler, köylerde zati ihtiyaç kesimleri<br />
ve kurbanlık kesimlerden oluşmaktadır. Veriler yapılan alan çalışmalarından derlenmiştir. Bu grupta sığır karkası<br />
ortalama 1<strong>00</strong> kg., koyun karkası ortalama 15 kg. olarak alınmıştır.<br />
Tablo 62. Türkiye, Ardahan Sığır Varlığı ve İl Dışına Pazarlanan Hayvan<br />
YIL<br />
Türkiye<br />
Sığır Varlığı (Adet)<br />
Ardahan<br />
Sığır Varlığı (Adet)<br />
İl Dışına<br />
Pazarlanan (Adet)<br />
1993 11.910.<strong>00</strong>0 256.750 30.689<br />
1994 11.901.<strong>00</strong>0 265.6<strong>00</strong> 34.917<br />
1995 11.789.<strong>00</strong>0 258.290 27.820<br />
1996 11.886.<strong>00</strong>0 257.730 35.323<br />
1997 11.185.<strong>00</strong>0 249.610 35.328<br />
1998 11.<strong>03</strong>1.<strong>00</strong>0 264.870 37.956<br />
1999 11.054.<strong>00</strong>0 255.610 38.<strong>00</strong>1<br />
2<strong>00</strong>0 10.761.<strong>00</strong>0 256.590 68.237<br />
2<strong>00</strong>1 9.448.<strong>00</strong>0 234.457 49.890<br />
2<strong>00</strong>2 9.725.155 244.171 81.138<br />
2<strong>00</strong>4 - 259.<strong>00</strong>0 -<br />
Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0. T.K.B. Ardahan Tarım İl Müdürlüğü,1993-2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İlinde her ne kadar sütçü sığır ırkları bulunmamakla birlikte, halkın genel<br />
uğraşı hayvancılık olduğundan, her yıl ortalama elde bulundurulan 115.<strong>00</strong>0 adet inekten<br />
ortalama 113.5<strong>00</strong> ton süt üretilmektedir. Bu süt tam olarak ticari manada değerlendirilem<br />
210
emektedir. Sütün bir kısmı yok pahasına mandıracılara verilmekte, bir kısmından üretilen<br />
ürünler pazarlanmakta ve bir kısmı ise aile içi tüketimde kullanılmaktadır. 2<strong>00</strong>0 yılında İl<br />
genelinde üretilen sütün ancak % 7,11’i ticari olarak toplanarak değerlendirilmiştir.<br />
Bu mevcut potansiyelden, önemli bir ekonomik kazanç sağlanamadığından süt<br />
sığırcılığı da rasyonel olarak gelişmemektedir. Bu nedenlerle geleneksel hayvan üreticiliği<br />
devam edip gitmektedir.<br />
Tablo 63. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi<br />
BÜYÜKBAŞ<br />
YIL<br />
ADET<br />
SÜT (Ton)<br />
1993 111.020 105.435<br />
1994 116.830 1<strong>12</strong>.605<br />
1995 117.320 111.075<br />
1996 109.4<strong>00</strong> 105.085<br />
1997 <strong>12</strong>0.494 <strong>12</strong>4.218<br />
1998 106.162 101.648<br />
1999 <strong>12</strong>6.257 132.617<br />
2<strong>00</strong>0 <strong>12</strong>0.<strong>03</strong>9 115.058<br />
Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0.<br />
Ardahan İlinde 1993-2<strong>00</strong>0 yılları arası üretimi sağlanan sütün, % 97,58’ini inek sütü<br />
ve % 2,42’sini ise koyun sütü oluşturmaktadır.<br />
Ardahan İlinde süt pazarlamasının geliştirilmesi; her şeyden önce süt toplama<br />
merkezlerinin oluşturulmasına, işletme ölçeklerinin artmasına, süt üretimindeki mevsimsel<br />
farklılıkların azaltılmasına, süt işleme sanayilerinin tüketici eğilimli pazarlama konusunda<br />
eğitilmesine, rekabette ürün farklılaştırma, markalama, paketleme ve kaliteli sunum<br />
konusunun öneminin anlaşılmasına büyük ölçüde bağlıdır.<br />
H.2.2.2. Küçükbaş Hayvancılık :<br />
Tablo 64. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Küçükbaş Hayvan Varlığı<br />
Cinsi Baş Oran (%)<br />
Yerli (Karaman) 42.444 1<strong>00</strong><br />
Koyun Merinos - -<br />
Toplam 42.444 1<strong>00</strong><br />
Keçi 3.161 1<strong>00</strong><br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
İlde yetiştirilen Tuj Koyunu bölgeye adapte olmuş yerel bir ırktır. Uyluğu yağlı,<br />
kısa ve ucu yukarı kalkık bir kuyruğa sahiptir. Çıldır İlçesinde mevcut olup, çoğunlukla<br />
melezleşmiştir.<br />
211
İlde üretilen kırmızı et miktarı içerisinde sığır etinin payı % 84,50, koyun etinin<br />
payı ise % 15,50 oranına sahiptir. Ancak koyun etinin payı hızla giderek düşmektedir. VII.<br />
Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda, Ardahan’da sığır ortalama karkası <strong>12</strong>0,74 kg, koyun karkası<br />
19,02 kg olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türkiye’de sığır ortalama karkası 175 kg,<br />
koyun karkası 21,62 kg olarak gerçekleşmiştir.<br />
Tablo 65. İl Geneli Hayvancılık İşletmelerinin Büyüklüklerine Göre Dağılımı.<br />
İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ (Adet)<br />
KOYUN<br />
1-50 51-1<strong>00</strong> >1<strong>00</strong><br />
İl Geneli İşletme (%) 42,53 46,67 10,80<br />
Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 66. Ardahan İlinden İl Dışına son 10 Yıllık Canlı Hayvan Sevkıyatı (1993-2<strong>00</strong>2)<br />
YIL 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2<br />
KOYUN * 38.<strong>03</strong>8 30.6<strong>12</strong> 10.251 20.916 26.158 28.753 33.851 63.655 34.821 42.187<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü,1993-2<strong>00</strong>2. (*)1998 yılından sonra yapılan koyun sevkıyatının büyük bir<br />
kısmı, Iğdır’dan yayla amaçlı gelen göçerlere aittir.<br />
Tablo 67. Ardahan İlinde Kontrollü Kesim ve Et Üretimi Miktarı<br />
YIL<br />
ADET<br />
KÜÇÜKBAŞ<br />
ET (Ton)<br />
1993 6.960 145<br />
1994 7.920 160<br />
1995 3.350 65<br />
1996 4.170 75<br />
1997 5.799 <strong>12</strong>7<br />
1998 2.881 51<br />
1999 2.407 50<br />
2<strong>00</strong>0 * 6.241 101<br />
2<strong>00</strong>1 2.8<strong>03</strong> 50<br />
2<strong>00</strong>2 2.188 39<br />
Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0. Ardahan Tarım İl Müdürlüğü,2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>2. (*) 2<strong>00</strong>0 yılı yaz<br />
mevsiminde yaşanan kuraklık nedeniyle fazla sayıda hayvan elden çıkarılmıştır<br />
Tablo 68. Ardahan İlinde Kontrolsüz Kesim (*) ve Et Üretimi Miktarı<br />
YIL<br />
BÜYÜKBAŞ KÜÇÜKBAŞ TOPL<strong>AM</strong><br />
ET<br />
ÜRETİMİ<br />
ADET ET (Ton) ADET ET (Ton)<br />
(Ton)<br />
2<strong>00</strong>2 <strong>12</strong>.235 1.224 14.050 211 1.435<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müd.,2<strong>00</strong>2. (*) Kontrolsüz kesimler; mecburi kesimler, köylerde zati ihtiyaç kesimleri<br />
ve kurbanlık kesimlerden oluşmaktadır. Veriler yapılan alan çalışmalarından derlenmiştir. Bu grupta sığır karkası ortalama<br />
1<strong>00</strong> kg., koyun karkası ortalama 15 kg. olarak alınmıştır<br />
2<strong>12</strong>
Tablo 69. Ardahan İlinde Sağılan Hayvan Sayısı ve Süt Üretimi<br />
YIL<br />
BÜYÜKBAŞ KÜÇÜKBAŞ TOPL<strong>AM</strong> SÜT<br />
ÜRETİMİ (Ton)<br />
ADET SÜT(Ton) ADET SÜT(Ton)<br />
1993 111.020 105.435 144.510 5.550 110.985<br />
1994 116.830 1<strong>12</strong>.605 102.610 3.950 116.555<br />
1995 117.320 111.075 65.870 2.550 113.625<br />
1996 109.4<strong>00</strong> 105.085 48.170 1.875 106.960<br />
1997 <strong>12</strong>0.494 <strong>12</strong>4.218 79.218 3.<strong>03</strong>8 <strong>12</strong>7.256<br />
1998 106.162 101.648 57.463 2.195 1<strong>03</strong>.843<br />
1999 <strong>12</strong>6.257 132.617 52.258 2.011 134.628<br />
2<strong>00</strong>0 <strong>12</strong>0.<strong>03</strong>9 115.058 33.273 1.278 116.336<br />
Kaynak: DİE,Tarımsal Yapı ve Üretim,1993-2<strong>00</strong>0.<br />
Ardahan İlinde 1993-2<strong>00</strong>0 yılları arası üretimi sağlanan sütün, %97,58’ini inek sütü<br />
ve %2,42’sini ise koyun sütü oluşturmaktadır.<br />
Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü,2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 91. Ardahan İlinde Büyükbaş ve Küçükbaş Hayvan Süt Üretimi Miktarı<br />
H.2.2.3. Kümes Hayvancılığı ( Kanatlı Üretimi ) :<br />
İlde 2<strong>00</strong>4 yılı verilerine göre kanatlı hayvan sayısı 306.<strong>00</strong>0 dir. İl içinde öz tüketime<br />
yönelik yapılan kaz eti üretimi önemli bir yer tutmaktadır. Yıllık ortalama 250.<strong>00</strong>0 adet<br />
kaz varlığının 2<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0’i kış tüketimine yönelik kesilmektedir. İlkbaharda civciv üretimine<br />
müteakiben bir aylıktan itibaren mera ve hasat mevsiminden sonra da anızla doğal şartlarda<br />
beslenmektedir. Sonbaharda bir aylık süre içinde tane yem ile besi olgunluğu sağlandıktan<br />
sonra kesimi yapılmaktadır. Kazın verimi ortalama 4-7 kg karkas ve 1-1,5 kg yağ ve 1<strong>00</strong>-<br />
150 gr temiz tüy üretilebilmektedir. Kaz tüyü yastık, yorgan yapılabildiği gibi, başta spor<br />
giyim olmak üzere tekstil sanayiinde kullanılmakta ve yine tüy ile karaciğere olan yurtdışı<br />
talep dikkat çekmektedir. Bölgede 1<strong>00</strong>0 tonun üzerinde kaz eti ve yağı, 25 ton civarında tüy<br />
çoğunlukla aile içi tüketimde değerlendirilmektedir.<br />
213
İlde kolaylıkla üreyebilen ve yaşayan kaz, üretimi gelişmeye açık önemli bir<br />
potansiyeldir. Ticari amaçlı bir sektör olması sağlanabilirse ve sonuçta üretilen eti, yağı,<br />
ciğeri ve tüyü pazarlanabilirse, İl için önemli bir gelir kaynağı oluşturulabilir. Üretim yönüne<br />
uygun işleme sistemlerinin (kesimhane, tüy çıkarma, ambalajlama) kurulması da üretimi ve<br />
pazarlamayı teşvik edecektir.<br />
Kaynak: Serhat Şehri Ardahan, 2<strong>00</strong>2<br />
Şekil 92. Ardahan’ın Sembollerinden Olan Kazlar<br />
H.2.2.4. Su Ürünleri :<br />
Ardahan su ürünleri bakımından önemli bir potansiyel barındırmaktadır. İldeki iki<br />
adet büyük göl (Çıldır ve Aktaş Gölleri) ve 9 adet küçük doğal göl yanı sıra Kura Nehri ve<br />
onu besleyen diğer bir çok dere de su ürünleri açısından önem taşımaktadır.<br />
İldeki tüm akarsuları gökkuşağı alabalığı (Oncorhynchus mykiss- kültür alabalığı)<br />
üretimi için idealdir. İlin akarsularında balıkçılık veya sportif amaçlı amatör balıkçılık<br />
için yoğun olarak sazan türleri (Cyprinidae familyası) ve yayın balığı (Silirus glanis)<br />
bulunmaktadır. Trabzon Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü tarafından, Çıldır Gölünde yapılan<br />
stok tayininde Cyprinidae familyasından ekonomik değeri yüksek olan Aynalı Sazan<br />
(C.carpio) 22,56 ton, Karabalık (C.capoeta) 117,15 ton, Bıyıklı-Murza (B.plebejus) 17,07<br />
ton ve Tatlı Su Kefali (L.cephalus) 57,50 ton olmak üzere toplam 214,28 ton olarak tahmin<br />
edilmiştir.<br />
Ardahan Tarım İl Müdürlüğü tarafından Çıldır Gölü’nde deneme amaçlı alabalık<br />
kafes balıkçılığı yaptırılmıştır. Olumlu sonuç alınmasına rağmen bölge yetiştiricileri üretime<br />
devam etmemişlerdir. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve DSİ tarafından Çıldır Gölü, Posof’taki<br />
göller ve Kura Nehri’ne her yıl ortalama 150-2<strong>00</strong> bin sazan balığı yavrusu bırakılmaktadır.<br />
İlde Gökkuşağı (Oncorhynchus mykiss) alabalığı yetiştiren 2 adet su ürünleri<br />
yetiştiriciliği tesisi bulunmaktadır.<br />
214
Tablo 70. Ardahan İli 2<strong>00</strong>4 Yılı Su Ürünleri Üretim Tablosu<br />
Balık Cinsi<br />
Üretim Mikarı (Ton)<br />
Sazan 75<br />
Alabalık 2,5<br />
TOPL<strong>AM</strong> 77,5<br />
Kaynak : Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
H.2.2.5. Kürk Hayvancılığı :<br />
İlde kürk hayvanı yetiştiriciliği yapan (as, vizon, tilki, şinşila v.b.) işletmeler<br />
bulunmamaktadır.<br />
H.2.2.6. Arıcılık ve İpekböcekçiliği :<br />
Ardahan İlinde ipekböcekçiliği yetiştiriciliği bulunmamaktadır. Ancak arıcılık,<br />
zengin bir flora çeşitliliğine sahip Ardahan için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.<br />
Türkiye dünya bal üretiminde % 5,7 paya sahip olup, Ardahan zengin florayapısı(5.650<br />
hektar yonca, korunga ve fiğ ekim alanı, 298.241 hektar çayır mer’a arazisi ayrıca arıcılığa<br />
uygun çiçekli flora bulunan diğer alanlarla birlikte yaklaşık 4<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 ha toplam alan) arıcılık<br />
konusunda çok önemli bir potansiyele sahiptir. Kalite ve kapasite açısından bakıldığında<br />
İldeki mevcut potansiyelin 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 arı kolonisini barındırabileceği görülmektedir. Oysa<br />
halihazırda yörede yaklaşık 22.<strong>00</strong>0 arı kolonisi bulunduğu, bu kolonilerden 414 ton bal elde<br />
edildiği düşünülürse, hem arı mevcudunun az olduğu, hem de koloni başına verimin düşük<br />
olduğu görülmektedir.<br />
Dünyada ekonomik değere haiz olan dört önemli arı ırkından birisi olan Kafkas arı<br />
ırkının (Apis Mellifera Caucasica Gorb.) ülkemizdeki gen merkezi Ardahan İli ,özellikle Posof<br />
İlçesi ile İlin yakın çevresidir. Arı ırklarının tescilinde dünyada kullanılan başlıca kriterlere<br />
göre Kafkas Arı ırkı ile ilgili tüm tespitler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılarak, ırkın<br />
ülkemizin yerli gen kaynağı olarak tescil edilmesi işlemleri devam etmektedir.<br />
Siyah renkli olarak bilinen Kafkas arısı, erkek arılarının thoraxtaki kıl rengi siyah,<br />
ancak, işçi arıların abdomenindeki kılları ise koyu kurşuni, gri renktedir. Dünyada bilinen en<br />
uzun dilli arı ırkı olup (7.2 mm), soğuk bölgelerde ve yüksek platolarda başarı ile çalışmakta<br />
ve dolayısıyla da İl için çok önemli bir gen kaynağıdır. Dil uzunluğunun avantajı olarak derin<br />
tüplü bitkilerin (taş yoncası gibi) nektarlarını değerlendirebilmesi bakımından, kaliteli bal<br />
üretimi için de son derece uygun bir ırk olarak bilinmektedir. Irkın doğal olarak yaşamakta<br />
olduğu coğrafyalardaki ekolojik yapı itibariyle, mevsimsel gelişmeler, çiçek yapısı ve<br />
çiçeklenme periyodu dikkate alındığında, Kafkas arı ırkı ilkbahar aylarında yavaş gelişir.<br />
Ancak, yaz aylarında çok hızlı bir gelişme göstererek populasyon bakımından en yüksek<br />
olduğu dönemde mevcut nektarı toplamada olağanüstü başarılı olur ve güz döneminde yine<br />
nüfusunu azaltarak uzun kış dönemi için stokladığı balı akıllıca değerlendirir.<br />
Genellikle soğuğa ve hastalıklara dayanıklı olan ırkın ekolojik yapı itibariyle nosema<br />
hastalığına karşı hassas olduğu bilinmektedir.<br />
215
İlde arıcılık faaliyetleri 22.<strong>00</strong>0 adet koloni ile ve sadece bal üretimine yönelik olarak<br />
yapılmaktadır. Kimyasalların kullanılmaması, arı hastalıklarının az ve buna bağlı olarak da<br />
mücadele için az ilaç kullanılmasına bağlı olarak, üretilen ballar organik bal kalitesindedir.<br />
Arıcılığın ve özellikle de ana arı üretiminin giderek ülkemizde önem kazanmasına bağlı<br />
olarak İlde, Kafkas arıcılığı da giderek önemli bir uğraş olmaya başlamıştır. Son birkaç<br />
yıldan beri yoğun arıcılık eğitimlerine paralel olarak ana arı üretiminde büyük bir artış ve<br />
bir talep patlaması yaşanmaktadır. İlde 2<strong>00</strong>4 yılında üretilen yaklaşık 8<strong>00</strong>0 adet ana arı ülke<br />
arıcılarının hizmetine sunulmuştur. Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı Ardahan Arıcılık<br />
Üretme İstasyonu Müdürlüğü vasıtası ile Kafkas arıcılığın benimsetilerek yaygınlaştırılması<br />
konusundaki eğitim ve yayım çalışmaları son yıllarda arıcılarda büyük bir heves<br />
uyandırmaktadır.<br />
Foto: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 93. Ardahan’da Kafkas Arıcılığı<br />
Bütün çabalara rağmen Kafkas arıcılığı maalesef ülkemizde ve dünyada hak<br />
ettiği yerde değildir. Bunun için daha büyük gayretlere ve bilinçli olarak eğitim ve yayım<br />
çalışmaları yapmaya ihtiyaç vardır. Bu alanda faaliyet gösterecek genç ve eğitimli gençler<br />
için öncelikli bir iş ve gelir kaynağı olarak arıcılığın Ardahan ekolojik yapısı dikkate alınarak<br />
benimsetilmelidir.<br />
Halen adı geçen Müdürlük vasıtası ile İlde mevcut Kafkas arı ırkının saf olarak<br />
muhafaza edilmesi amacıyla Ülkesel Arıcılık Projesinin bir alt projesi olan “Kafkas Bal<br />
Arılarının Gen Kaynağı Olarak Muhafazası Projesi” 2<strong>00</strong>2 yılından itibaren uygulanması<br />
devam edilmekte olup, tam izole bölge olarak gezginci arıcılığa kapatılan Posof İlçesinde de<br />
2-3 yıldan beri saflaştırmaya yönelik proje çalışmaları devam etmektedir.<br />
İlde yıllık üretilen üstün kaliteli saf çiçek balı miktarı ortalama olarak 4<strong>00</strong> ton<br />
civarındadır. 2<strong>00</strong>4 yılında da 10 milyon lira/kg fiyatla satılarak 4 trilyon gelir elde edilmiştir.<br />
Ancak, üretilen organik vasıflı balların patent ve sertifikasyon işlemleri tamamlanması<br />
halinde çok daha yüksek fiyatlardan satılabilme imkanları bulunabilecektir.<br />
İlin ekolojik yapısı, zengin flora yapısı ve işgücü olanakları bakımından büyük bir<br />
arıcılık potansiyeline sahiptir. Yaklaşık olarak 1<strong>00</strong>0 çeşit nektar ve polen kaynağı bitkiye sahip<br />
olan İlde en az 1<strong>00</strong> bin arı kolonisinin ekonomik olarak faaliyet gösterebileceği bir kapasite<br />
216
mevcuttur. Ayrıca, Kafkas arı ırkı ana arılarına da ülke genelinde ve ülke dışından büyük bir<br />
talep bulunmaktadır. Bu avantajları üretimlerle destekleyerek ülke ve İl ekonomisine büyük<br />
bir katma değer yaratabilme imkanı bulunmaktadır. Bunun için de arıcılığa hak ettiği desteği<br />
vermek gerekmektedir.<br />
Sertifikasyon işlemlerinin tamamlanması halinde tamamı organik bal niteliği taşıyan<br />
her yıl üretilen 4<strong>00</strong> ton balı 3.<strong>00</strong>0 tona çıkartmak mümkün olduğu bilinmektedir. Bu da İlin<br />
ekonomisine bugünkü değerle 15-20 trilyon lira arasında katkı sağlayacaktır.<br />
Foto: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 94. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonunda Kafkas Ana Arı Üretimi<br />
Tablo 71. Ardahan İli Mevcut Bal ve Kovan Kapasitesi<br />
İlçe Adı<br />
Köy+Belde<br />
Sayısı<br />
İlçenin Alanı<br />
(Ha)<br />
Kovan Sayısı<br />
Bal Verimi (kg)<br />
Mevcut Kapasite Mevcut Kapasite<br />
Merkez 62 146.490 7.197 20.958 1<strong>12</strong>.470 523.950<br />
Hanak 23+1 60.750 4.052 34.9<strong>00</strong> 72.984 872.5<strong>00</strong><br />
Damal 35+1 83.3<strong>00</strong> 2.186 19.<strong>00</strong>0 41.522 475.<strong>00</strong>0<br />
Posof <strong>12</strong> 25.850 796 <strong>12</strong>.<strong>00</strong>0 15.666 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0<br />
Göle 49 60.161 5.966 24.025 146.448 6<strong>00</strong>.625<br />
Çıldır 54+1 <strong>12</strong>7.<strong>00</strong>0 3<strong>03</strong> 15.950 6.256 398.750<br />
TOPL<strong>AM</strong> 235+3 5<strong>03</strong>.551 20.5<strong>00</strong> <strong>12</strong>6.833 395.346 3.170.825<br />
Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 72’de görüldüğü gibi, Türkiye’de hane başına yıllık bal tüketimi kırsal kesimde<br />
yaklaşık 2,3 kg, kentsel kesimde 2,0 kg ve Türkiye ortalaması olarak ise 2,1 kg’dır. Görüldüğü<br />
gibi hane başına bal tüketimi kırsal kesimde kentsel kesimden daha yüksektir. Ancak gelir<br />
grupları dikkate alındığında tüketim, yüksek gelir gruplarında düşük gelir gruplarına göre<br />
daha yüksektir. Bu durum gelir artığında tüketimin artacağını göstermektedir.<br />
217
Tablo 72. Türkiye’de Hanelerin Bal Tüketimi ve Gıda Harcamaları İçinde Balın Payı (1994 Tüketim Anketi<br />
Sonuçları)<br />
Kırsal (Ortalama) Kent (Ortalama) Türkiye (Ortalama)<br />
Hane Başına Tüketim (Kg/yıl) 2,31 1,97 2,<strong>12</strong><br />
Hane Genişliği 4,7 4,3 4,5<br />
Gıda Harcaması İçinde Balın Payı 0,<strong>00</strong>6 0,<strong>00</strong>5 0,<strong>00</strong>5<br />
Toplam Harcama İçinde Gıdanın Payı 0,45 0,31 0,36<br />
Kaynak: Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 73. Türkiye’de Bal Talep Projeksiyonu (2<strong>00</strong>0-2<strong>00</strong>9)<br />
YIL TALEP ARZ ARZ FAZLASI<br />
2<strong>00</strong>0 68.5 72.6 4.1<br />
2<strong>00</strong>1 69.8 75.8 6.0<br />
2<strong>00</strong>2 73.5 79.1 5.6<br />
20<strong>03</strong> 77.4 82.6 5.2<br />
2<strong>00</strong>4 81.5 86.2 4.7<br />
2<strong>00</strong>5 85.8 90.0 4.2<br />
2<strong>00</strong>6 90.4 94.0 3.6<br />
2<strong>00</strong>7 95.2 98.1 2.9<br />
2<strong>00</strong>8 1<strong>00</strong>.2 102.4 2.2<br />
2<strong>00</strong>9 105.5 106.9 1.4<br />
Kaynak: TEAE Tarımsal Ürün Projeksiyonları, 2<strong>00</strong>4<br />
Bal tüketimini artırıcı kampanyalar ve reklam programları aracılığıyla bal talebini<br />
daha fazla artırmak olasıdır. Tarımın bir parçası olan ve kırsal kesimde topraksız kişiler için<br />
önemli bir istihdam alanı olan bal üretimi teşvik edilebilir. Ancak üretim artışına paralel<br />
olarak bal talebini artırıcı ve pazarlamasını geliştirici önlemlerde alınmalıdır.<br />
Ardahan’da üretilen balın perakende satışı için ambalajlama sorunu bulunmaktadır. Bu<br />
amaçla 2<strong>00</strong>2 yılında Hanak İlçesinde bir adet bal paketleme tesisi kurulmuştur. Üretilen balın<br />
bir kısmı perakende satış yerleri tarafından paketlenmekte ve bir kısmı ise ambalajlanmadan<br />
direk tüketiciye pazarlanmaktadır.<br />
Balın satışı, bir kısmı İlde pazarlanmakta ve diğer önemli bir kısmı ise genellikle<br />
İstanbul ve Ankara’da yaşayan akrabalar aracılığıyla yapılmaktadır. İlde kurulacak yeni bal<br />
paketleme/ambalajlama tesisleri pazarlamada önemli katkı sağlayacaktır.<br />
İlde bu alanda daha önce faaliyet gösteren Arıcılık Derneği kapatılarak, Arı<br />
Yetiştiricileri Birliği kurulması kararlaştırılmıştır. İlde 650 civarında arı yetiştiricisi<br />
bulunmaktadır. Kurulmakta olan birlik, arı yetiştiriciliği ve bu alanda ürün pazarlama amacı<br />
taşımaktadır.<br />
218
H.3. Organik Tarım :<br />
Organik (ekolojik) tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan<br />
dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemidir. Organik tarım<br />
esas itibariyle sentetik kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında;<br />
organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitki direncini artırma, parazit,<br />
parazitoit ve predatörlerden yararlanmayı tavsiye eden ve bu olanakların kapalı bir sistemde<br />
oluşturulmasını talep eden bir sözleşmeli üretim sistemdir.<br />
Ülkemizde 11 Temmuz 2<strong>00</strong>2 tarih ve 248<strong>12</strong> sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak<br />
yürürlüğe giren “Organik Tarım Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” gereği<br />
organik tarım uygulamalarına başlanmıştır. Bir ürünün organik olabilmesi için, mevcut<br />
yönetmelik gereğince, ekolojik tarıma uygun olarak yetiştirildiğinin, satın alma, depolama,<br />
işleme, paketleme ve satış aşamalarında da ekolojik yöntemlere göre uygun işlem gördüğünün<br />
bağımsız bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından denetlenip onaylanması gerekir.<br />
Halen ülkemizde üretilen organik ürünlerin %90’dan fazlası ihraç edilmektedir.<br />
Üretilen ürünlerin büyük kısmı ise kuru ve kurutulmuş ürünlerdir. En önemli yurtdışı<br />
pazarlar başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, Japonya ve ABD’dir. Dünyada gittikçe<br />
gelişen organik üretim ve tüketime paralel olarak ülkemizde iç pazarda da tüketicilerin<br />
bilinçlenmesine paralel olarak büyük artışlar meydana gelmesi beklenmektir. Türkiye’nin<br />
organik tarım ürünleri ihracatı 1996 yılında miktar olarak 3.678 ton ve değer olarak yaklaşık<br />
8 milyon dolar iken, 20<strong>03</strong> yılında miktar olarak 21.083 ton ve değer olarak yaklaşık 37<br />
milyon dolara ulaşmıştır. Ülkemizde yüze yakın çeşit organik ürün üretilmektedir ve çoğusu<br />
yöresel tarım ürünleridir.<br />
Ardahan İli ekolojik yapısı organik tarım yapılmaya son derece müsaittir. Ancak,<br />
İlde ekolojik tarım yapılmamaktadır.. İl için uygun görülen ekolojik ürünler, I. Alt bölgede<br />
kısa vadede patates üretimi uzun vadede hayvansal ürün (et, süt ve bal vb.) ön görülmektedir.<br />
II. alt bölge olan Posof ilçesinde de yine patates üretimi ve yerel tarımsal çeşit olan Posof<br />
Elması, fasulye ve diğer sebze çeşitleri ekolojik ürün olarak üretim potansiyeline sahiptir.<br />
H.4. Tarımsal İşletmeler<br />
H.4.1. Kamu İşletmeleri :<br />
Uygun ekolojisi, nektar ve polen kaynağı zengin çiçek florası ve iş gücü olanakları<br />
bakımından büyük arıcılık potansiyeline sahip olan İlimizde; arıcılarımızın damızlık Kafkas<br />
ana arı ve oğul arı ile Langstroth tipi standart kovan ve kovan parçaları taleplerini karşılamak<br />
üzere 1969 yılında “Ardahan Arıcılık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü” olarak kurulan ve<br />
1971 yılından itibaren Tarım İl Müdürlüğüne bağlı kuruluş olarak “Arıcılık Üretme İstasyonu<br />
Müdürlüğü” adı altında faaliyetlerini devam ettirmektedir.<br />
Ana arı, oğul arı, kovan ve bal üretiminde belirlenen hedeflere ulaşmak üzere<br />
faaliyetlere devam etmekte olup, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca uygulamaya konulan<br />
Ülkesel Arıcılık Projesinin bir alt projesi olan “Kafkas Bal Arılarının Gen Kaynağı<br />
olarak Muhafazası projesi” hali hazırda uygulanmaktadır. Proje ile ilgili özet bilgi vermek<br />
gerekirse; 2<strong>00</strong>2 yılında, proje için gerekli olan genetik materyal olarak kullanılacak sürüyü<br />
219
oluşturmak için Ardahan İli Posof İlçesi ve köyleri taranarak 150 adet saf Kafkas arı kolonisi<br />
satın alınmak suretiyle, proje uygulanmasına başlanmıştır.<br />
Bu proje ile arıların hırçınlık, hastalıklara dayanıklılık, verimlilik (bal, yavru) ve ırk<br />
özellikleri sezon boyunca takip edilerek aranan özellikler bakımından en iyi 50 koloni tespit<br />
edildikten sonra bu kolonilerden larva transferi ile 150 adet saf Kafkas ırkı ana arı üretilmiş<br />
ve bu ana arılar 2<strong>00</strong>4 yılı Ağustos ayında yine belirlenen en iyi kolonisi erkek arıları ile suni<br />
olarak döllendirilmişlerdir. Suni olarak ve döllendirilen bu ana arılarla 5 çerçeveli oğul arı<br />
oluşturma çalışmaları devam etmektedir.<br />
Foto: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 95. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Faaliyetleri<br />
Bu projenin dışında, 2<strong>00</strong>1 yılında “Ardahan Arıcılığının Geliştirilmesi ve Ana Arı<br />
Üretimi Projesi” kapsamında Ardahan Valiliğince, Mahalli İdareler Fonundan temin edilen<br />
finansmanla, Posof İlçesinde dejenere olduğu tespit edilen kolonilerin ıslah amacıyla ana<br />
arılarının, yörede ürettirilen kaliteli ana arılarla, değiştirilmesine devam edilmektedir. Ancak, bu<br />
proje için temin edilen paranın zamanında kullanılamaması ve eleman eksikliği gibi sebeplerle<br />
20<strong>03</strong> yılı uygulamaları yapılmamıştır. 2<strong>00</strong>4 yılı çalışmalarına ise devam edilmektedir.<br />
Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 96. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Ana Arı Üretimi<br />
220
Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 97. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Oğul Arı. Üretimi<br />
Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 98. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Kovan Üretimi<br />
Kaynak: Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 99. Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğünün Gerçekleştirdiği Yıllara Göre Bal Üretimi<br />
221
H.4.2. Özel İşletmeler :<br />
Tablo 74. İlçeler Bazında Sığırcılık, Koyunculuk ve Arıcılık İşletmeleri<br />
İlçelere Göre İşletme Sayıları<br />
FAALİYET KONUSU<br />
Merkez<br />
Çıldır<br />
Damal<br />
Göle<br />
Hanak<br />
Posof<br />
Toplam<br />
İşletme<br />
Sayısı<br />
Ruhsatlı<br />
İşletme<br />
Sayısı<br />
Üretim<br />
Miktarı<br />
(ton/yıl)<br />
Buğday Unu 2 - - - 2 - 4 ( * ) 9<strong>00</strong><br />
Ekmek Süt ve<br />
Süt Mamulleri<br />
7 2 2 6 2 3 22 16 4<strong>00</strong>0<br />
Kaşar 11 - - 22 - - 33 7 1465<br />
Tereyağı - - - - - - - 131.7<br />
B.Peynir - - - - - - -<br />
Et ve Et Mamulleri 2 - - - - - 2 2<br />
Yem Fabrikası 1 - - - - - 1 1 10 ton/saat<br />
Toplam 23 2 2 28 4 3 62 26<br />
Kaynak: Ardahan Tarım İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
(*) Ruhsata Tabi Değildir.<br />
H.5. Tarımsal Faaliyetler<br />
H.5.1. Pestisit Kullanımı :<br />
İlde zirai ilaç bayii olmadığı için zirai mücadelede gereksinim duyulan pestisitler<br />
Tarım İl Müdürlüğü Döner Sermayesi tarafından getirilip Bitki Koruma Şubesi tarafından<br />
satılmaktadır. Tarım İl Müdürlüğünce satılan pestisitler aşağıda çıkarılmıştır:<br />
Buğday Sürme Hastalığı için ;<br />
Etkili Madde Adı Formülasyonu Dozu<br />
Manep 80 WP 1<strong>00</strong> kg. tohuma 150 gr.<br />
Patates Mildiyösü ve Böceği için ;<br />
Etkili Madde Adı Formülasyonu Dozu<br />
Bakır oksit %50 WP 1<strong>00</strong> lt. suya 4<strong>00</strong> gr.<br />
Deltamethrin 25 gr/lt EC 1<strong>00</strong> lt. suya 30 ml.<br />
Cypermethrin 2<strong>00</strong> gr/lt EC 1<strong>00</strong> lt suya 20 ml<br />
Tarla Faresi için ;<br />
Etkili Madde Adı Formülasyonu Dozu<br />
Çinko fosfür %80 gr Toz 1<strong>00</strong> kg buğdaya 2 kg.<br />
H.5.2. Gübre Kullanımı :<br />
İlde gübre üreten fabrika bulunmamaktadır. Gübre ihtiyacı Tarım Kredi Kooperatifleri<br />
ve İlde bulunan gübre bayilerinden temin edilmektedir. İle sınır olan Gürcistan’dan, İl<br />
222
esnafınca, gerek İl içi gerekse İl dışına pazarlanmak üzere gübre ithalatı yapılmaktadır. Bu<br />
kapsamda 2<strong>00</strong>2 yılında 6.<strong>00</strong>0 ton gübre ithal edilmiştir.<br />
İlde 1999’da 17.280 ton, 2<strong>00</strong>0’de 16.315 ton gübre kullanılmıştır. 2<strong>00</strong>0 yılı Türkiye<br />
tüketimi ise 10.424.828 tondur (Kaynak;DİE,Tarımsal Yapı,1999-2<strong>00</strong>0). Ülke genelinde yapılan<br />
sübvansiyonların düşürülmesi ve destekleme şeklinin değişmesiyle, gübre kullanımında<br />
giderek azalma görülmektedir.<br />
İlde yoğun miktarda üretilen organik gübre (hayvan gübresi) kırsal kesimde<br />
geleneksel yakacak olarak kullanılmaktadır. Söz konusu gübrenin çürütülerek tarım<br />
alanında kullanılmasının sağlanması; ekolojik tarım açısından çevre koruma açısından ve<br />
verimlilik açısından hayati önem taşımaktadır. Şayet “Biyogaz” üretim üniteleri kurularak<br />
değerlendirilirse, bir çok yönlü ekonomik kazanım söz konusu olacaktır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan İl Tarım Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ertuğrul, E., Ardahan İli Uygun Yatırım Alanları Araştırması, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan Arıcılık Üretme İstasyonu Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
223
224
I. MADENCİLİK<br />
Ülke ekonomilerinin önemli sektörlerinden biri olan madencilik, ulusların sosyoekonomik<br />
kalkınmaları için gerekli olan enerji ve sanayiinin temel hammaddelerini sağlayan<br />
tüm faaliyetleri kapsamaktadır.<br />
Madenler, ülkelerin doğal kaynaklarından biri olup, giderek artan talepleri karşılamak<br />
yüzünden de işletilmeleri kaçınılmazdır. Ancak kullanılmakta olan maden çıkarma<br />
metotlarına bakılmaksızın, her türlü maden işletmeleri yoğun olarak arazi bozulmalarına ve<br />
doğal çevrenin tahribine sebep olmaktadır.<br />
Madencilik işletmeleriyle doğal kaynaklar olan madenler ve mineraller insan refahı<br />
için bir taraftan ekonomiye kazandırılırken, diğer taraftan ekolojik çevreye verilen büyük<br />
tahribat ve zararları çoğu zaman ne yazık ki göz ardı edilmektedir. Faaliyetlerin yapıldığı<br />
alanlarda ve özellikle açık işletme yöntemi ile çalışılan sahalarda, çalışmalar bittikten sonra<br />
topografya, jeolojik yapı, röliyef, su rejimi, iklim ve peyzaj tamamen değişmekte ve bitki<br />
örtüsü de harap olmaktadır.<br />
I.1. Maden Kanununa Tabi Olan Madenler ve Taş Ocakları Nizamnamesine tabi Olan<br />
Doğal Malzemeler<br />
I.1.1. Sanayi Madenleri :<br />
Ayrıntıları B.5.1. de verilen İlde bulunan sanayi madenlerinden kil, diyatomit ve<br />
trastan sanayi alanında yararlanılamamaktadır. Bu sayılan sanayi madenlerinden yeterli<br />
ölçüde yararlanılırsa İl ekonomisine önemli bir katma değer sağlayacaktır.<br />
I.1.2. Metalik Madenler :<br />
İl genelinde metalik maden bulunmadığından, metalik maden işletmeleri de<br />
bulunmamaktadır.<br />
I.1.3. Enerji Madenleri :<br />
İlde enerji madenlerinden kömür bulunmakta olup, Karaköse vd. (1994), bölgede<br />
yaptığı çalışmada en önemli bulgu Türkiye-Gürcistan sınırındaki Türkgözü Köyü’ne<br />
bağlı Pala Mahallesi’nin hemen doğusundan akmakta olan Zetava Deresi içindedir. MTA<br />
laboratuarlarında yapılan analiz sonucuna göre, alt kalori değeri 3646 Kcal/kg ve üst kalori<br />
değeri 3834 Kcal/kg olan kömür, yöre için çok önemli bir enerji kaynağıdır.<br />
Ancak İlde bulunan bu kömür yatakları işletilmemektedir. Söz konusu alanlarda<br />
yapılacak sondajlar, kömür rezervi konusunda bir cevap getirecek ve sonuç olumlu olursa,<br />
Doğu Anadolu’nun enerji sıkıntısına çok önemli katkı sağlayacak ve İl ekonomisine önemli<br />
bir katma değer sağlayacaktır..<br />
I.1.4. Taş Ocakları Nizamnamesine Tabi Olan Doğal Malzemeler :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi B.5.4 verilmiştir.<br />
225
I.2. Madencilik Faaliyetlerinin Yapıldığı Yerlerin Özellikleri :<br />
İl genelinde işletilen ruhsatlı sahalar genellikle taş ocağı ve kum ocağı olarak<br />
işletilmektedir. İl alanının büyük bir alanını kaplayan volkanitlerden bazalt ve andezitler<br />
İldeki ruhsatlı taş ocakları için uygun yerler oluşturur. Kum ve çakıl ocakları; Kura Nehri<br />
taşkın ovasındaki güncel alüvyonlar üzerinde ve Posof Çayı ile Hanak Çayının debisinin<br />
yüksek olduğu zamanlarda getirmiş olduğu malzemelerin biriktiği güncel alüvyon yataklarda<br />
bulunmaktadır. İlde açılmış taş ocakları ile kum ve çakıl ocakları, genellikle VII. ve VIII. sınıf<br />
orman vasfı olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan arazilerde bulunmaktadır.<br />
Nehir kıyısında yapılan kum ocağı işletmeciliğinde, kıyı çizgisi bozulmayacak şekilde<br />
koruma bandı bırakılmaktadır.<br />
I.3. Cevher Zenginleştirme :<br />
İlde, Maden Kanununa tabi madenler ile Taş Ocakları Nizamnamesine tabi<br />
doğal malzemelerin çıkarılmasını müteakiben yapılan cevher zenginleştirme yöntemleri<br />
bulunmamaktadır.<br />
Ancak İlde bulunan taş ocakları ile kum ve çakıl ocaklarından alınan malzemeler<br />
kırma-eleme yöntemi ile basit zenginleştirme işlemine tabi tutulmaktadır. Bu işlemler<br />
sırasında çevreye olan etkileri minimum seviyeye ulaştırmak için bu ocaklarda deşarj ve<br />
emisyon izni almaları hususunda gerekli işlemler Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce<br />
takip edilmektedir.<br />
I.4. Madencilik Faaliyetlerinin Çevre Üzerine Etkileri :<br />
İlde yapılan madencilik faaliyetlerin tamamı kum ve çakıl ocağı alanındadır. Bu<br />
işletmeler ormanlık alanlarda olmayıp, açık işletme şeklinde yapılmaktadır. İşletmelerde ÇED<br />
Ön Raporlarında işletme sırasında sıyrılan bitkisel toprak, üretimin yapılmayacağı alanda<br />
depolanarak rüzgar ve yağmur erozyonuna maruz kalmaması için üzeri çimlendirileceği<br />
ve işletme süresi sonunda ise depolanan toprak, alanın yeniden topografyaya uygun hale<br />
getirilecek şekilde faaliyet alanına serileceği taahhüt edilmektedir.<br />
Açık işletmelerde, malzemeyi ana kayaçtan ayırmak için patlatma yapılmaktadır.<br />
Patlayıcı, parlayıcı madde satmaya yetkili yerlerden temin edilmektedir. Patlayıcı maddelerin<br />
kullanılması, korunması, taşınması konularında “Tekel Dışı Bırakılan Patlayıcı Maddelerle<br />
Av Malzemesi ve Benzerlerinin Üretimi, İthali, Taşınması, Saklanması, Depolanması, Satışı,<br />
Kullanılması, Yok Edilmesi, Denetlenmesi” usul ve esaslarına ilişkin 29 Eylül 1987 tarih<br />
ve 19589 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 87/<strong>12</strong>028 karar sayılı tüzüğe uygun olarak<br />
uzman personel tarafından ve jandarma kontrolünde yapılmaktadır. Patlatma için deliklerin<br />
oluşturulması, doldurulması ve patlatılması sırasında ve sonrasında gerek Çalışma Bakanlığı<br />
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği tedbirlerine ve gerekse 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerine<br />
bağlı kalınmaktadır.<br />
I.5. Madencilik Faaliyetleri Sonucunda Arazi Kazanım Amacıyla Yapılan Rehabilitasyon<br />
Çalışmaları :<br />
İlde bulunan madencilik faaliyetleri açık işletme şeklinde yapılmaktadır. Açık ocak<br />
işletmeciliğinde, faaliyetin yapıldığı alanda kendine özgü olan ve kısmen kalıcı oluşan<br />
226
çukurlar ve şevler gibi yeryüzü şekilleri meydana gelmektedir. Ocağın işletilmesiyle tahrip<br />
edilip ve doğal dengesi bozulacak araziyi, işletme sonrasında çeşitli rekreasyon yöntemleriyle<br />
ilk haline getirmek olası değildir. Yapılacak onarım çalışmaları, bozulmuş araziyi eskiye<br />
en yakın konuma getirilmeye çalışılarak çevresiyle her açıdan uyumlu olmasını sağlamaya<br />
yönelik olacaktır. İşletme sırasında sıyrılan bitkisel toprak, üretimin yapılmayacağı alanda<br />
depolanarak rüzgar ve yağmur erozyonuna maruz kalmaması için üzeri çimlendirileceği<br />
yönünde işletme sahibi tarafından taahhüt edilmektedir. İşletme sonunda ise depolanan<br />
toprak ve konkasör tesisinde arta kalan malzeme, alanın yeniden topografyaya uygun hale<br />
getirilecek şekilde faaliyet alanına serilmektedir.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan İl Özel İdare Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
KARAKÖSE,vd., 1994, Ardahan-Posof Dolayının Jeolojisi,MTA Gnl. Md. Rapor No: 9962,<br />
117 s. (yayımlanmamış)<br />
DSİ XXIV. Bölge Müdürlüğü, Kars, 2<strong>00</strong>4<br />
227
228
J. ENERJİ<br />
J.1. Kaynaklarına Göre Enerjilerin Sınıflandırılması<br />
J.1.1. Birincil Enerji Kaynakları :<br />
Birincil enerji kaynakları; güneş, rüzgar, su, biyogaz, biyomas, odun, kömür,<br />
petrol, jeotermal sular ve doğal gaz olarak bilinir. Bunlar gerekli enerji kullanımına<br />
dönüştürülünceye kadar makinelerde ısınma amacıyla ve türbin veya motor gibi araçlarda<br />
kullanıncaya kadar işe yaramaz. Dünyada birçok ülkede pek çok birincil enerjinin ziyan<br />
olmasının sebebi onu gerekli hizmete çevirecek olan donanımın tasarımındaki veya<br />
gelişmesindeki yetersizliklerdir.<br />
J.1.1.1. Güneş Enerjisi :<br />
Güneş enerjisi, insanların bir çok ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılabilen<br />
yenilenebilir bir enerji kaynağıdır. Güneş pilleri, termal güneş santralleri, pasif güneş enerjisi<br />
sistemleri konut ve işyerlerindeki güneş kolektörleri ile enerji elde etmek mümkündür.<br />
Mevcut verilere göre Ardahan’da yılda 89,5 gün, güneşli geçmektedir. Güneşli geçen<br />
saatler veya yıllık birleşik sıcaklıklarla ilgili bilgiler tam olarak bulunmamakla birlikte yılda<br />
ortalama güneşlenme süresi 540 saat-dakika/gün olarak tespit edilmiştir. İlde alt bölgeler<br />
arasında önemli farklılıklar olmamakla birlikte hiç bir alt bölge, yılda 1<strong>00</strong>0 saatten fazla<br />
güneş almamaktadır. İl (yılda 2<strong>00</strong>0 veya daha fazla saat güneş alan), Ege veya Akdeniz İlleri<br />
ile karşılaştırıldığında güneş enerjisi bakımından oldukça zayıf kalmaktadır.<br />
Bu nedenle İlde, güneş enerjisinden yararlanmak için herhangi bir proje üretilmemekte<br />
ve yöre halkı da bu enerjiden yararlanma imkanı bulamamaktadır.<br />
J.1.1.2. Rüzgar Enerjisi :<br />
Rüzgar, atmosferde bol ve serbest olarak bulunan yenilenebilir ve temiz bir enerji<br />
kaynağıdır. İlde ortalama rüzgar hızı 2.2 m/s ve bölgeyi etkileyen hakim rüzgar yönü; 1968-<br />
1990 yılları arasındaki 23 yıllık kayıtlara göre 3211 esme sayısı toplamı ile 1. derece batıgüneybatı<br />
(WSW) olmakla birlikte, Ardahan İli genelinde rüzgar enerjisinden yararlanmak<br />
için bir çalışma yapılmamıştır.<br />
J.1.1.3. Su Enerjisi :<br />
Su enerjisi olarak, denizlerde bulunan dalga enerjisinden yararlanılarak enerji<br />
üretilmesi kastedilmektedir. Bu nedenle Ardahan İlinin denize kıyısı olmadığı için, su<br />
enerjisinden yararlanılamamaktadır.<br />
J.1.1.4. Biyogaz Enerjisi :<br />
Bitkisel atık ve benzeri organik atıkların oksijensiz ortamda fermantasyonu ile elde<br />
edilen biyogaz enerjisinin, İl genelinde üretim ve tüketimi bulunmamaktadır.<br />
229
J.1.1.5. Biyomas Enerjisi :<br />
Bitkisel ürünlerin, hayvan ve orman atıklarının, tropik çayırların, şehir ve endüstri<br />
atıklarının çevrimi yoluyla elde edilen biyomas enerjisinin, İl genelinde üretim ve tüketimi<br />
bulunmamaktadır.<br />
J.1.1.6. Odun :<br />
İklimin soğuk ve uzun sürmesi yakacak oduna ihtiyacı artırmaktadır. İlde bilinçsiz<br />
ve dengesiz bir odun tüketimi yapılmaktadır. İl genelinde yakacak oduna olan ihtiyaç<br />
ortalama yılda 40.<strong>00</strong>0 ster yani yaklaşık olarak 14.<strong>00</strong>0 ton olmakla beraber, üretim (Göle<br />
Orman İşletme Müdürlüğünün üretimi) 4.<strong>00</strong>0- 5.<strong>00</strong>0 ster olarak gerçekleşmektedir. Bu<br />
durum İl ihtiyacınının 1/10’ununu ifade etmektedir. 14.<strong>00</strong>0 ton yakacak odunun; <strong>12</strong>.5<strong>00</strong><br />
tonu konutlarda, 750 tonu ticaret alanında ve 750 tonu ise resmi dairelerde kullanılmaktadır.<br />
Üretilen yakacak odunun tamamı Sarıçamdan elde edilmektedir.<br />
J.1.1.7. Kömür :<br />
İl genelinde kömür amaçlı yapılan daha önceki çalışmalara ait veriler B.1.3’te<br />
verilmiş olup, Ardahan İli sınırları içinde kömür işletmesi bulunmamaktadır.<br />
J.1.1.8. Petrol :<br />
Ardahan İlinde TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />
yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />
yapılmıştır. Bu çalışma, sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />
ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan, İlin<br />
petrol rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />
J.1.1.9. Jeotermal Enerji :<br />
Aktimur vd. (1991), bölgede yaptığı çalışmaya göre Binbaşak Fayı’nın Kura Vadisi’ni<br />
kestiği yerlerde ve Susuz’un yaklaşık 10 km. kadar batısında kaplıca olabilecek sıcaklıkta<br />
sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Ancak söz konusu kaynaktan enerji elde etmek amacıyla<br />
bir çalışma yapılmamıştır.<br />
J.1.1.10. Doğalgaz Enerjisi :<br />
Ardahan İlinde, TPAO tarafından 2<strong>00</strong>4 yılında iki boyutlu sismik veri toplama<br />
yöntemi ile Ardahan ve Göle Havzasının petrol ve doğalgaz rezervine ilişkin bir ön çalışma<br />
yapılmıştır. Bu çalışma, sondaj öncesi yapılan ve verilerin toplandığı yaklaşık 60 km’lik bir<br />
ön çalışma olup, bu çalışmadan alınan veriler değerlendirme aşamasında olduğundan İlin<br />
doğalgaz rezervine ilişkin bir sonuç elde edilememiştir.<br />
J.1.2. İkincil Enerji Kaynakları :<br />
Doğada potansiyel halde bulunan birincil enerji kaynaklarının çeşitli teknolojik<br />
donanımlarla bir çevrim sonucu enerji üretiminin elde edildiği termik, hidrolik ve nükleer<br />
enerji kaynaklarıdır.<br />
230
J.1.2.1. Termik Enerji:<br />
Termik santraller; kömür, motorin, doğalgaz, fuel-oil, jeotermal enerji kaynaklarının<br />
kullanılması ile elektrik enerjisinin üretildiği tesislerdir. Bu tesislerden elde edilen enerjiye<br />
termik enerji denilmektedir. İl sınırları içinde termik santral bulunmamaktadır.<br />
J.1.2.2. Hidrolik Enerji :<br />
Hidrolik santrallerde akarsu gücünden yararlanılarak elektrik enerjisi elde edilmesidir.<br />
İl sınırları içinde hidrolik santral bulunmamaktadır. Ancak Kura Nehri Projesi doğrultusunda<br />
İl sınırları içinde kurulması planlanan hidrolik santrallerle ilgili bilgi B.4.1’de ayrıntılı olarak<br />
verilmiştir.<br />
J.1.2.3. Nükleer Enerji :<br />
Doğada bulunan radyoaktif elementlerden yararlanılarak nükleer santrallerde elektrik<br />
enerjisi elde edilmesidir. İl sınırları içinde radyoaktif kaynak rezervi ile ilgili bir çalışma<br />
yapılmamış olup, nükleer santralde bulunmamaktadır.<br />
J.2. Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı :<br />
Tablo 75. Ardahan İlinde Enerji Tüketiminin Sektörlere Dağılımı<br />
Elektrik (Kwh) Petrol Ürünleri(ton) Odun (ton) Doğal gaz (m3)<br />
Mesken 21.<strong>12</strong>5.593 - <strong>12</strong>.5<strong>00</strong> -<br />
Ticaret 7.4<strong>12</strong>.153 - 750 --<br />
Sanayi 101.804 - - -<br />
Resmi Daire <strong>12</strong>.<strong>12</strong>5.593 - 750 -<br />
Diğer 9.467.202 - - -<br />
TOPL<strong>AM</strong> 50.232.345 - 14.<strong>00</strong>0 -<br />
Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü , Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo76. Ardahan İlinde Elektrik Enerjisi Tüketimi<br />
Tüketildiği Yer<br />
Miktarı<br />
Resmi Daire <strong>12</strong>.<strong>12</strong>5.593<br />
Belediye 383.475<br />
Kit 1.502.858<br />
Sanayi 101.804<br />
Ticarethane 7.4<strong>12</strong>.153<br />
Mesken 21.072.471<br />
Şantiye 387.392<br />
Hayır Kurumu 343.720<br />
İçme Ve Kullanma Suyu 541.683<br />
Aydınlatma 6.361.196<br />
Toplam Tüketime Sunulan 50.232.345<br />
Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
231
Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 1<strong>00</strong>. Ardahan İlinde Elektrik Enerjisi Tüketimi<br />
J.3. Enerji Tasarrufu ile İlgili Yapılan Çalışmalar :<br />
İlde enerji tasarrufu konusunda yapılan bir çalışma bulunmamaktadır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Meteoroloji İl Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
232
K. SANAYİ VE TEKNOLOJİ<br />
K.1. İl Sanayiinin Gelişimi, Yer Seçimi Süreçleri ve Bunu Etkileyen Etkenler :<br />
Ardahan’da sanayi kesimi üretiminin İl ekonomisine katkısı yok denecek kadar<br />
azdır. Üretimin girdilerine ve büyük pazarlara uzak olan, ayrıca yeterli sermaye birikimi<br />
olmayan İlde, sanayileşme yeterince gelişme gösterememiştir. Bölgede oluşan imalat<br />
sanayi ve sınırlı düzeyde gelişmiş olup, genelde bölgesel pazara hitap eden bir özellik<br />
göstermektedir.<br />
Bölgenin içinde bulunduğu olumsuzlukların en aza indirilmesi için sanayileşmenin<br />
sağlanması, buna bağlı olarak da gelir düzeyinin arttırılması gerekmektedir. Bölgenin içinde<br />
bulunduğu olumsuzlukların en aza indirilmesi için sanayileşmenin sağlanması, buna bağlı<br />
olarak da gelir düzeyinin arttırılması gerekmektedir. Geleneksel ekonomik yapının (tarım<br />
ve hayvancılığa dayalı) kırılarak, iktisadi aktiviteye ivme kazandırılabilmesi için imalat<br />
sanayiine yönelik üretim tesislerinin kurulması gerekmektedir.<br />
Ardahan İli için uygun yatırım konuları önerilirken, (Erdoğan, E., 2<strong>00</strong>4)’e göre<br />
öncelikle Ardahan’daki doğal kaynak potansiyeli göz önünde tutulmalıdır. Tarım, yer altı<br />
(maden kaynakları) ve yer üstü varlıklardan (orman varlığı) meydana gelen doğal kaynak<br />
potansiyeli, öncelikle ve kolaylıkla değerlendirilebilecek kaynakları oluşturur. Ardahan<br />
İli ekonomisinde sanayi sektörü payının çok düşük olduğu ve sanayi sektörüne girdi<br />
sağlayacak tarım ve hayvancılık sektöründeki gelişmeler dikkate alındığında, doğal kaynak<br />
potansiyeline öncelik verilmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.<br />
Yatırım alanları önerilmesine teşkil eden diğer kriter ise , İl ve bölgedeki sanayiinin<br />
ileri ve geri entegrasyonuna ilişkin olarak önerilen yatırımlar olmalıdır.<br />
Ön araştırmalar, yerinde yapılan incelemeler ile yönelik daha önce yapılan çalışmalar<br />
ve sektör uzmanlarıyla yapılan görüşmeler sonucunda Ardahan‘a yönelik olarak 16 adet<br />
yatırım konusu önerilmiştir. İl için önerilen yatırım konuları aşağıda verilmektedir.<br />
Ardahan’ın Doğal Kaynak Potansiyelini Değerlendirmeye Yönelik Yatırımlar:<br />
Ardahan‘ın doğal kaynak potansiyelini meydana getiren tarım ve hayvancılık<br />
sektörüne dayalı olarak yapılabilirliği öngörülen yatırım konuları aşağıdaki gibidir.<br />
a. Tarım ve Hayvancılık Sektöründe Yapılabilecek Yatırımlar<br />
Türkiye nüfusunun yaklaşık % 35’i kırsal kesimde yaşamakta ve çalışan nüfusun<br />
yaklaşık % 48,4’ü tarımda istihdam edilmektedir. 2<strong>00</strong>1 yılı itibariyle GSYH’nın % <strong>12</strong>.1’ini<br />
oluşturan tarım sektörü ayrıca gıda maddeleri talebinin önemli bir kısmını karşılamaktadır.<br />
Türkiye’de hayvancılık sektörünün Milli Gelir içindeki payı % 6, kırsal gelirler<br />
içindeki payı ise % 25 civarındadır. Hayvancılıkta ileri durumda olan ülkelerde ise bu oran<br />
% 60-80’ler seviyesindedir. Ülkemizin hayvancılığın milli gelire olan katkısı ve gelirler<br />
içinde aldığı pay dikkate alındığında, bu sektörün önemi ve mevcut potansiyelinin iyi<br />
değerlendirilemediği anlaşılmaktadır. Ülkemiz hayvan varlığının çokluğuna rağmen birim<br />
başına verimlilik oldukça düşüktür. Ülkemizde artan nüfusun meydana getirdiği talep ve<br />
233
yükselen sosyo-ekonomik refah düzeyi hayvansal protein üretiminin artırılmasını gerekli<br />
kılmaktadır. Aynı zamanda dış pazar potansiyelinin de bulunması hayvancılığın önemini<br />
daha da artırmaktadır.<br />
Başlıca hayvancılık faaliyetleri; büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığı kümes hayvancılığı,<br />
arıcılık ve su ürünleri yetiştiriciliğidir. Hayvansal proteinin dolayısıyla hayvansal<br />
üretimin artırılmasında hayvan varlığı yanında, birim hayvandan alınan elde edilen verim<br />
de oldukça önemlidir. Hayvansal ürünlerin üretiminde mevcut ihtisaslaşmış işletmelerin<br />
miktarının yetersizliği ve daha çok hayvansal ürünler üretiminin bitkisel üretimle birlikte<br />
yapılması, birim hayvan başına düşen verimi etkilemekte, hayvansal üretim potansiyelinin<br />
yeterince değerlendirilmesine olanak vermemektedir. Birim başına verimi etkileyen<br />
diğer önemli etkenler ise; hayvanların büyük bir bölümünün düşük verimli ırklardan oluşması,<br />
yem üretiminin yetersizliği, yem fiyatları ile ürün fiyatları arasındaki dengesizlik,<br />
hastalıklarla mücadelenin yetersizliği, pazarlama zincirinin uzunluğu ve örgütlenmenin<br />
eksikliğidir.<br />
Nüfusunun % 70,3’ü kırsal kesimde yaşayan, iktisadi faal nüfusunun % 77,8’i tarım<br />
sektöründe istihdam edildiği Ardahan İlinde, tarımsal hasıla (cari fiyatlarla) toplam İl<br />
hasılasının % 46,6’sını, Doğu Anadolu Bölgesi tarımsal hasılasının % 3,44’ünü ve Türkiye<br />
tarımsal hasılasının ise % 0,29’unu oluşturmaktadır.<br />
Ardahan İline tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik olarak 9 adet yatırım konusu<br />
öngörülmüştür. İl hayvancılığının gelişimi açısından aşağıda önerilen yatırım konuları orta<br />
büyük işletme niteliğinde olmadığı sürece geçimlik düzeyde kalacak veya imalat sanayi ve<br />
ticari açıdan sınırlı ölçüde ele alınacaktır. Tarım ve hayvancılık sektöründe önerilen yatırım<br />
konuları ise şöyledir:<br />
• Arıcılık v Kafkas ırkı ana arı üretimi<br />
• Kaz yetiştiriciliği<br />
• Kafeste ve /veya havuzda alabalık yetiştiriciliği<br />
• Süt sığırcılığı<br />
• Besi sığırcılığı<br />
• Eve yumurta tavukçuluğu<br />
• Seracılık, meyve ve sebze yetiştiriciliği<br />
• Organik tarım ürünleri üretimi<br />
• Kaba yem üretimi<br />
a.1. Arıcılık ve Kafkas Irkı Ana Arı Üretimi:<br />
Arıcılık toprağa bağımlı olmadan ve herkes tarafından yapılabilen tarımsal bir üretim<br />
kolu olup, istihdam oluşturması açısından sosyo-ekonomik bir öneme sahiptir. Ardahan İli,<br />
Dünyada yetiştirilmekte olan ve ekonomik değere sahip olduğu bitki florası ile arıcılık<br />
alanında önemli bir potansiyele sahiptir. Kafkas arı ırkının korunmasına yönelik İl, Artvin ili<br />
hariç diğer bütün bölgelerden her türlü arı girişine yasaklanmıştır. Posof İlçesi ise bu açıdan<br />
tamamen izole bölge statüsündedir. İlde geniş bir alana sahip çayır- mera alanlarında bulunan<br />
nektar ve polen kaynağı ballı bitki için çeşit sayısı 6<strong>00</strong>’ün üzerinde olup, uygun konaklatma<br />
yerlerinde 80-1<strong>00</strong> bin koloni arı ile yetiştiricilik yapılabilme potansiyeline sahiptir. Bu konu<br />
ile ilgili daha geniş bilgi H.2.2.6 (Arıcılık ve İpekböcekçiliği) bölümünde verilmiştir.<br />
234
a.2. Kaz Yetiştiriciliği:<br />
İl, öz tüketime yönelik yapılan kaz eti üretimi de önemli bir yer tutmaktadır. Yıllık<br />
ortalama 250.<strong>00</strong>0 adet kaz varlığının 2<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0’i kış tüketimine yönelik kesilmektedir. Bu<br />
rakamlar Türkiye toplam kaz varlığının yaklaşık % 15’i, Doğu Anadolu Bölgesi kaz<br />
varlığının ise yaklaşık olarak % 35’i olup, pazarlanan kısmının değeri de yaklaşık olarak<br />
1.3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 YTL’dir. İlkbaharda civciv üretimine müteakiben bir aylıktan itibaren mera ve<br />
hasat mevsiminden sonrada anızla doğal şartlarda beslenmektedir. Sonbaharda bir aylık süre<br />
zarfında tane yem ile besi olgunluğu sağlandıktan sonra kesimi yapılmaktadır. Kazın verimi<br />
ortalama 4-7 kg karkas, 1-1,5 kg yağ ve 1<strong>00</strong>-150 gr temiz tüy üretilmektedir. Kaz tüyü yastık,<br />
yorgan yapılabildiği gibi, başta spor giyim olmak üzere tekstil sanayisinde kullanılmakta ve<br />
yine tüy ve karaciğere olan yurtdışı talep dikkat çekmektedir. Bölgede 1<strong>00</strong>0 tonun üzerinde<br />
kaz eti ve yağı, 25 ton civarında tüy çoğunlukla aile içi tüketiminde değerlendirilmektedir.<br />
İlde kolaylıkla üreyebilen ve yaşayan kaz, üretimi gelişmeye açık önemli bir<br />
potansiyeldir. Ticari amaçlı bir sektör olması sağlanabilirse ve sonuçta üretilen eti, yağı, ciğeri<br />
ve tüyü pazarlanması durumunda, İl için önemli bir gelir kaynağı oluşturulabilir. Üretim<br />
yönüne uygun işleme sistemlerinin (kesimhane, tüy çıkarma, ambalajlama) kurulması da<br />
üretimi ve pazarlamayı teşvik edecektir.<br />
a.3. Kafeste ve/veya Havuzda Alabalık Yetiştiriciliği:<br />
İlde su ürünleri üretimi bakımından önemli bir potansiyel bulunmaktadır. 2 adet büyük<br />
ve 9 adet küçük doğal gölün yanı sıra Kura Nehri’ne katılan diğer akarsu ve derelerde Tarım<br />
İl Müdürlüğü tarafından yürütülen suni balıklandırma çalışmaları, tatlı su balıkçılığının geliştirilmesine<br />
olumlu katkı sağlamaktadır. Doğu Anadolu Projesi Ana Planı kapsamında ön fizibilitesi<br />
yapılan Çıldır Gölü’nde kafeste alabalık yetiştiriciliği projesi yapılabilir bulunmaktadır.<br />
İlde ayrıca Posof alt bölgesi başta olmak üzere bir çok ilçede, bulunan doğal dere ve su kaynaklarında<br />
havuz balıkçılığı yapılması şartları uygun bulunmuştur. Yatırımın yapılıp yapılmaması<br />
kararında balık yemi fiyatları ile balık fiyatlarına ilişkin bekleyişler etkili olacaktır.<br />
a.4. Süt Sığırcılığı:<br />
Nüfusun önemli bir bölümü tarımla uğraşan İlde, hayvancılık ve hayvansal ürünler<br />
ekonomik ve sosyal hayata yön vermektedir. Önemli derecede sağılabilir hayvan varlığı ve<br />
süt üretimi bulunan İlde, süt sığırcılığı önemli bir potansiyele sahip olmasına rağmen tam<br />
anlamı ile değerlendirilememektedir. Yörede yaylacılığın yaygın olması ve mevcut yolların<br />
bozuk olması nedeniyle sütün belli merkezlerde toplanarak değerlendirilmesi zor olmaktadır.<br />
İldeki üreticiler elde ettikleri sütü kendi ihtiyaçları karşıladıktan sonra yöredeki mandıracılara<br />
satmaktadırlar. İldeki hayvancılığı geliştirmek için bölgede süt toplama merkezlerinin<br />
oluşturulmasına bağlıdır. Süt toplama merkezleri ile üreticiler ellerindeki sütü hijyenik<br />
koşullarda soğutmalı depolarda bir araya getirerek pazarlık yapma gücü kazanacaklardır.<br />
Yörede mevcut hayvancılığı geliştirilmesi açısından süt toplama merkezlerinin faaliyete<br />
geçirilmesi durumunda İlde süt sığırcılığında önemli bir potansiyel bulunmaktadır.<br />
a.5. Besi Sığırcılığı:<br />
İlde ülke genelinde olduğu gibi etçi sığır ırkları bulunmamakla birlikte besicilik<br />
konusunda uzmanlaşmış işletme sayısı yok denecek kadar azdır. Üretilen hayvanlardan besi<br />
235
olacak 1-3 yaş arası erkek sığır, 3-4 aylık mera besisinden sonra tam olarak besi olgunluğu<br />
sağlanmadan, çoğunluğu İl dışında olmak üzere pazarlanmaktadır. Şüphesiz bunun en<br />
önemli nedeni sermaye birikiminin yetersizliği, besicilik için gerekli olan karma ve kesif<br />
yemin pahalılığı ve barınak şartlarının yetersizliğidir. İldeki tek entegre tesis olan Ar-Et<br />
A.Ş. besicilik yapma, kesimhane ve et ürünleri üretme imkanlarına sahiptir. Kısa bir dönem<br />
çalışmış olan tesis sermaye yetersizliği ve pazar sıkıntısı nedeniyle faaliyetine ara vermiştir.<br />
Şu anda kendi satış noktası için ve bazen de fason kesim yapmaktadır. Ardahan–Kars yöresine<br />
adapte olmuş yerel bir ırk olan Zavot Sığır genotimi, Simental ve Esmer ırkının melezidir.<br />
Yerli ırktan daha yüksek verimlidir. Doğu Anadolu Projesi Ana Planı kapsamında İl için<br />
hazırlanan ve ön fizibilite olarak değerlendirilen “Ardahan İli Besi Sığırcılığı” yapılabilir<br />
bulunmuştur. Ardahan için önerilen besi sığırcılığı, İlde sığır yetiştiriciliğine yönelik mevcut<br />
olan altyapının daha iyi değerlendirilmesi ve hayvancılığın geleneksel yapıdan kurtarılarak<br />
daha çok pazara dönük bir yapıya kavuşturulmasını sağlamaya yöneliktir.<br />
a.6. Et ve Yumurta Tavukçuluğu:<br />
İstihdamı geliştirmede, İl ekonomisine ve kırsal ekonomik kalkınmaya önemli<br />
katkıları olacak entansif tavuk eti ve yumurta tavukçuluğu üretimi bölge talebi ve dış satım<br />
olanakları da göz önüne alınarak geliştirilmelidir.<br />
a.7. Seracılık, Meyve ve Sebze Üretimi:<br />
İklime bağlı kalınmadan, bütün yıl boyunca ekonomik olarak bitkisel üretim<br />
(sebze, meyve, çiçek) yapılabilen cam plastik vb. ışık geçirebilen malzeme ile örtülerek<br />
değişik biçimlerde inşa edilen, yüksek sistemli ve tüm iklim elemanlarının denetimine<br />
olanak sağlanabilen örtü altı yetiştiriciliği tesisleridir. İl bitkisel üretimi içerisinde çok<br />
küçük bir yer kaplayan sebze-meyve yetiştiriciliği geliştirilmesi ve istihdama katkısı olacağı<br />
düşünüldüğünden başta Posof alt bölgesinde olmak üzere yapılabilir bulunmuştur.<br />
Sera işletmeciliğini kısıtlayıcı en önemli etmen, bitkinin gelişimine en uygun sıcaklığı<br />
sağlamak için katlanılan maliyettir. Serada üretilmesi uygun olan sebzeye ilişkin ayrıntılı<br />
pazar araştırması yapılmalıdır.<br />
a.8. Organik (Ekolojik) Tarım:<br />
Ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan dengeyi yeniden kurmaya<br />
yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemidir. Organik tarım esas itibariyle sentetik<br />
kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanımının yasaklanmasının yanında; organik ve yeşil<br />
gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitki direncini artırma, parazit, parazitoit<br />
ve predatörlerden yararlanmayı tavsiye eden ve bu olanakların kapalı bir sistemde<br />
oluşturulmasını talep eden bir sözleşmeli üretim sistemdir.<br />
Ülkemizde 11 Temmuz 2<strong>00</strong>2 tarih ve 248<strong>12</strong> sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak<br />
yürürlüğe giren “Organik Tarım Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik” gereği<br />
organik tarım uygulamalarına başlanmıştır. Bir ürünün organik olabilmesi için, mevcut<br />
yönetmelik gereğince, ekolojik tarıma uygun olarak yetiştirildiğinin, satın alma, depolama,<br />
işleme, paketleme ve satış aşamalarında da ekolojik yöntemlere göre uygun işlem gördüğünün<br />
bağımsız bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşu tarafından denetlenip onaylanması<br />
gerekir. Halen ülkemizde üretilen organik ürünlerin % 90’dan fazlası ihraç edilmektedir.<br />
236
Üretilen ürünlerin büyük kısmı ise kuru ve kurutulmuş ürünlerdir. En önemli yurtdışı<br />
pazarlar başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, Japonya ve ABD‘dir. Dünyada gittikçe<br />
gelişen organik üretim ve tüketime paralel olarak ülkemizde iç pazarda da tüketicilerin<br />
bilinçlenmesine paralel olarak büyük artışlar meydana gelmesi beklenmektir. Türkiye‘nin<br />
organik tarım ürünleri ihracatı 1996 yılında miktar olarak 3.678 ton ve değer olarak yaklaşık<br />
8 milyon dolar iken, 20<strong>03</strong> yılında miktar olarak 21.083 ton ve değer olarak yaklaşık 37<br />
milyon dolara ulaşmıştır. Ülkemizde yüze yakın çeşit organik ürün üretilmektedir ve çoğu<br />
yöresel tarım ürünleridir.<br />
Ardahan İli ekolojik yapısı organik tarım yapılmaya son derece müsaittir. İl için<br />
uygun görülen ekolojik ürünler; I. Alt bölgede kısa vadede patates üretimi, uzun vadede<br />
hayvansal ürün (et, süt ve bal vb.) ön görülmektedir. II. Alt bölge olan Posof İlçesinde de<br />
yine patates üretimi ve yerel tarımsal çeşit olan Posof Elması, fasulye ve diğer sebze çeşitleri<br />
ekolojik ürün olarak üretim potansiyeline sahiptir.<br />
a.9. Kaba Yem Üretimi:<br />
Tarıma elverişli olduğu halde kullanılmayan tarım arazileri üzerinde yem bitkileri<br />
üretiminin teşvik edilmesi, İlin kaliteli kaba yem açığının kapatılarak gelecekte ihtiyaç<br />
duyulacak kaba yem ihtiyacını karşılanabilmesi çayır ve meralardaki erken otlatmanın<br />
önlenmesi, yabancı otlarla etkin mücadelenin yapılması, toprakta verimliliğinin ve<br />
sürekliliğinin artırılması, bozulan çayır ve meraların ıslahının yapılması ve tarla ziraatı<br />
içinde yem bitkileri ekim alanının artırılması gereklidir. İl de kaba yem ihtiyacının çayırmeralardan<br />
elde edilen ot (% 72), ikinci sıradaki kaba yem kaynağı tahıllar ve fiğden (% 24)<br />
elde edilen samandan karşılanmaktadır. Kaliteli kaba yem üretimi açısından bakıldığında ise<br />
İlde yem bitkileri üretimi yetersiz kalmaktadır. Hayvan beslemede saman, esasında dolgu<br />
maddesi olarak kullanılması gerekirken ana besin maddesi olarak kullanılmaktadır. Kayda<br />
değer bir besleme yetisine sahip olmayan samanın yerini yem bitkileri almalıdır. Samanın<br />
kullanılmaması ile oluşacak kaba yem açığının ve hayvan ırkının gelişmesiyle daha da çok<br />
ihtiyaç duyulacak olan miktarın karşılanması ancak kaba yem kaynağının geliştirilmesi<br />
ile mümkündür. Kaliteli kaba yem üretiminin artırılması ile üretim masraflarının azalarak<br />
hayvancılığın ve hayvansal üretimin sürdürülebilirliğine katkı sağlanmış olacaktır.<br />
b. İmalat Sanayii de Yapılabilecek Yatırımlar;<br />
Ardahan İlinin doğal kaynak potansiyelinin (özellik tarım ve hayvancılık)<br />
değerlendirmeye ve bu ürünlerin katma değerinin artırılmasına yönelik olarak yedi adet<br />
yatırım konusu önerilmiş olup bu yatırım konuları aşağıdaki gibidir;<br />
• Ham deri işleme tesisi<br />
• Makarna üretim tesisi<br />
• Entegre süt ve süt ürünleri işleme tesisi<br />
• Yem üretim tesisi<br />
• Yün ipliği üretim tesisi<br />
• El halısı ve kilim dokuma tesisi<br />
• Bal paketleme ve arı ürünleri tesisi<br />
237
.1. Ham Deri İşleme Tesisi:<br />
Ardahan’da İl dışında canlı hayvan ticareti ön planda olup, kesimlerin büyük<br />
bir kısmı İl dışında yapılmaktadır. İl de et ve et ürünleri sanayiinin önem kazanmasına<br />
paralel olarak deri işlemeciliği ön plana çıkacaktır. İlin mevcut hayvancılık potansiyeli<br />
açısından yerel kaynağa dayalı bir imalat sanayii olan ham deri işletmeciliği yapılabilir<br />
bulunmaktadır. Ayrıca bölgede deri ve yapağı işleyen sanayii kuruluşları yaygın olmayıp,<br />
çevre iller ve bölge genelinde ham deri potansiyelinde kaynak olarak göz önünde<br />
bulundurulabilir. Bu amaçla İl için Doğu Anadolu Projesi Ana Planı kapsamında projesi<br />
bölge üniversiteleri tarafında oluşturulan “Ortak Girişimcilerce” hazırlanan “Ardahan İli<br />
ham deri işletme tesisinin” kurulması ile yörede istihdamın ve gelir düzeyinin artmasına,<br />
hayvancılığa dayalı ham maddenin değerlendirilmesine ve uzun vadede İlin kalkınmasına<br />
önem sağlayacaktır.<br />
b.2. Makarna Üretim Tesisi:<br />
Yine Doğu Anadolu Projesi Ana Plan kapsamında hazırlanan ve ön fizibilite düzeyinde<br />
değerlenilen “Ardahan İli makarna üretim tesisinin” yapılan teknik mali ve ekonomik açıdan<br />
yapılabilir bulunmuştur. Doğu Anadolu Bölgesinde makarna tesisi olmayışı ve ihracat<br />
açısından önemli bir pazar olan Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetlerine yakın olma gibi<br />
avantajları vardır.<br />
b.3. Entegre Süt Ve Süt Ürünleri İşleme Tesisi:<br />
2<strong>00</strong>0 yılında İl genelinde toplanan süt miktarının ortalama % 68’ini İlde bulunan<br />
altı adet süt işleme tesislerince satın alınıp işlenmiştir. Toplaman sütün % 32’lik kısmını ise<br />
sezonluk mandıralar (32 adet) işlemişlerdir. Köylerdeki üreticiler ürettikleri sütten peynir<br />
(çeçil, yağlı, teleme, lor, çökelek), yoğurt ve tereyağı yapmaktadırlar. İlde bulunan mevcut<br />
süt işleme tesislerinin 2-3 tanesinde süt ve süt ürünleri ambalajlanarak, diğerlerinde ise<br />
ambalajlanmadan satılmaktadır. İlde bulunan süt işleme tesisleri ürettikleri süt ürünlerini<br />
(kaşar peyniri, tereyağı, beyaz peynir) büyük miktarını İl dışına pazarlamaktadırlar. 2<strong>00</strong>2<br />
yılı itibariyle İlde toplam 38 adet süt ve süt ürünleri imalathanesi bulunmakta ve kapasitesi<br />
1.818 ton/yıldır.<br />
Süt ürünleri içinde kaşar peyniri üretimi ön plana çıkmaktadır. Ardahan İlinde süt<br />
ve süt ürünlerinin geliştirilmesi her şeyden önce süt toplama merkezlerinin oluşturulmasına<br />
süt üretimindeki mevsimsel farkların azalmasına, süt işleme sanayilerinin tüketici eğilimli,<br />
pazarlama konusunda eğitilmesine, ürün farklılaştırılmasına, markalama, paketleme ve<br />
kaliteli arz konusunun anlaşılmasına bağlıdır. İle önerilen entegre süt ve süt ürünleri tesisinin<br />
anlaşmalı üretici bağlantılarının kurulduğu, süt toplama merkezlerinin organize edildiği ve<br />
aynı zamanda minimum ham madde ihtiyacını kendi üretimi ile karşılayabilecek nitelikte<br />
olduğu önerilmektedir.<br />
b.4. Yem Üretim Tesisi:<br />
İl kesif yem ihtiyacı Ardahan Dem-San, Ar-Yem Ardahan Yem, Kars Yem ve bölgenin<br />
diğer illerdeki yem fabrikalarından sağlanmaktadır. İl hayvancılığının gelişmesi ve yetersiz<br />
kalan kaliteli yem ihtiyacının karşılanması için yem üretim tesisi önerilmektedir.<br />
238
.5. Yün İpliği Tesisi:<br />
Yöre hayvanlarının yününün kısa lifli olması nedeniyle halı, kilim ve kaba kumaş ipliğinde<br />
kullanılabilir özelliktedir. Yöreden ve komşu ülkelerden yün temininde de sorun bulunmadığından<br />
yün ipliği tesisi kurulması durumunda İl ekonomisine katkı koyacağı öngörülmektedir.<br />
b.6. El Halısı ve Kilimi:<br />
Yerli girdi kullanılan ve emek yoğun istihdam gerektiren bu tür el sanatları faaliyetleri<br />
gerek İl düzeyinde gelirin yükselmesi bakımından gerekse istihdam açısından büyük önem<br />
taşımaktadır.<br />
b.7. Bal Paketleme Ve Arı Ürünleri Tesisi:<br />
İl bal üretiminin gerek yurt içinde gerekse yurtdışında daha etkin bir şekilde satılmasına<br />
imkan vereceği düşüncesi ile önerilmiştir. Balın sertifikasyon ve derecelendirilmesinin<br />
yapılması, balda marka yaratılması kaliteli bal üretimini arttıracağı gibi bal pazarlamasını<br />
da olumlu yönde etkileyecektir. Böyle bir tesisin yapılabilirliğinin,ortak hareket eden birden<br />
fazla bal üreticisinin bir araya gelmesiyle daha anlamlı olacağı düşünülmektedir.<br />
K.2. Genel Anlamda Sanayi Gruplandırılması :<br />
Organize Sanayi Bölgesi (OSB):<br />
Sanayinin sağlıklı ve çevreye zarar vermeksizin gelişmesi açısından organize sanayi<br />
bölgeleri ve küçük sanayi siteleri büyük önem taşımaktadır. Bunlardan özellikle organize sanayi<br />
bölgeleri, işletmelere sağlanmış oldukları dışsal faydalardan ötürü il sanayisinin gelişmesinde<br />
önemli işlevler yerine getirmektedir. İlde sadece, İl merkezinde 132 işyerine sahip bir adet<br />
Küçük Sanayi Sitesi bulunmaktadır. İlde faaliyette olan OSB bulunmamaktadır.<br />
Kurulma çalışmaları devam eden Ardahan Organize Sanayi Bölgesi; 1996 yılında<br />
yatırım programına alınmıştır. Merkez ilçenin Kartalpınar Köyü mevkiinde yaklaşık 150<br />
hektarlık alan organize sanayi bölgesi olarak tespit edilmiş ve bu alanın jeolojik etütleri ve<br />
haritaları tamamlanmıştır.<br />
Organize Sanayi Bölgesinin kurulacağı yerin ve Kartalpınar Köyünün kadastro<br />
çalışmaları yaptırılmıştır. Şahıslardan satın alınacak arazilerle ilgili kamu yararı kararı<br />
da alınmış, kamulaştırılacak alan içerisinde bulunan Hazine ve Maliye’ye ait yerler ile<br />
şahıslara ait yerlerin tespiti yapılmıştır. Kamulaştırma faaliyetlerinin % 80’i tamamlanmıştır.<br />
Çalışmalar devam etmektedir.<br />
Küçük Sanayi Siteleri (KSS):<br />
Ardahan İl Merkezinde 1996 yılında Küçük Sanayi Sitesi kurulmuş olup, bu alanda<br />
132 iş yeri ve idare binası bulunmaktadır. Göle ve Hanak İlçelerinde Küçük Sanayi Sitesi<br />
kurma çalışmaları devam etmektedir.<br />
Göle Küçük Sanayi Sitesi için 21.9<strong>00</strong> m 2 ’lik yer tahsisi yapılmış ve zemin etüt<br />
raporları hazırlanmıştır. Altyapı projeleri çizim aşamasındadır.<br />
239
Hanak Küçük Sanayi Sitesi için yapı kooparatifi kurulmuş olup, Belediye tarafından<br />
17.567 m2’lik yer tahsisi yapılmıştır.<br />
Damal İlçesndeki Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooparatifleri kurulmuş olmasına<br />
karşın, herhangi bir faaliyet bulunmamaktadır. Posof İlçesi Küçük Sanayi Sitesi 2<strong>00</strong>2<br />
yılında fesh edilmiştir. Çıldır İlçesinde ise Küçük Sanayi Sitesine yönelik bir çalışma<br />
bulunmamaktadır.<br />
K.3. Sanayinin İlçelere Göre Dağılımı :<br />
İl genelinde biri kamuya ait olmak üzere toplam <strong>12</strong> adet sanayi tesisi bulunmaktadır.<br />
Özel sektöre ait 11 adet sanayi tesisinin 7 si İl merkezinde, 4 ü de Göle ilçesinde<br />
bulunmaktadır.<br />
Özel Sektör Sanayi Tesisleri<br />
1. Ardahan Et ve Et Ürünleri sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Et ve Ete Dayalı Mamuller (Entegre Tesisi)<br />
: 32 kişi<br />
: 150.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Halil Efendi Mahallesi Ardahan<br />
Küçük baş hayvan kesimi<br />
Büyük baş hayvan kesimi<br />
Sucuk Üretimi<br />
Pastırma Üretimi<br />
Sosis Üretimi<br />
Kavurma Üretimi<br />
Salam Üretimi<br />
: 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl (1 yıl 3<strong>00</strong> gün alınmıştır)<br />
: 30.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />
: 9<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />
: 90.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />
: 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />
: 3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />
: 60.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />
2. Anasüt Süt Ürünleri Sanayi Anonim Şirketi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Süt ve Süt Ürünleri (Entegre Tesisi)<br />
: 30 kişi (15’i daimi, 15’i geçici)<br />
: 1<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Kars yolu üzeri Göle Ardahan<br />
: <strong>12</strong>5 ton/gün—34.5<strong>00</strong> ton/yıl<br />
3. Alibey Süt Ürünleri Sanayi ve Limited Şirketi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Süt ve Süt Ürünleri (Entegre Tesisi)<br />
: 15 kişi<br />
: 5.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Kars yolu üzeri Göle Ardahan<br />
: 7.5<strong>00</strong> ton/yıl<br />
240
4. Doğu-Pen PVC Pencere Sistemleri İmalathanesi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: PVC Plastik Doğrama<br />
: 6 kişi<br />
: 15.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Küçük Sanayi Tesisi Ardahan<br />
: 3.5<strong>00</strong> mk/yıl<br />
5. Demsan Yem ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Büyükbaş ve küçükbaş besicilik hayvan yemi<br />
: 10 kişi<br />
: 40.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Şavşat Yolu üzeri Ardahan<br />
: 10 ton/saat<br />
6. Ar-Yem Ardahan Yem Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Besicilik yem ve yem ürünleri<br />
: 8 kişi<br />
: 50.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Halil Efendi Mah. Ardahan Et Yanı Ardahan<br />
: 5 ton/saat<br />
7. Barış Oto Lastik Kaplama Sanayi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Oto lastik kaplama<br />
: 10 kişi<br />
: 25.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Küçük Sanayi Sitesi Ardahan<br />
: 7.<strong>00</strong>0 adet/yıl<br />
8. Sayan Tavukçuluk Tarım Hayvan Ürünleri Limited Şirketi<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
gün)<br />
: Yumurta<br />
: 15 kişi<br />
: 1.1<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Acısu yolu üzeri Göle Ardahan<br />
: 32<strong>00</strong> adet/gün (% 1<strong>00</strong> kapasite ile çalışırsa 40.<strong>00</strong>0 adet/<br />
9. Ayvazoğlu Süt ve Süt Ürünleri İmalatı<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Yoğurt, tereyağı, beyaz peynir, kaşar peyniri<br />
: 20 kişi<br />
: 25.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Arıcılık Üretimi İstasyonu yanı Ardahan<br />
: <strong>12</strong> ton/gün<br />
241
10. Aydemiroğlu Gıda Ağaç Ürünleri Petrol Hayvancılık Pazarlama San. Tic. Ltd. Şti.<br />
Üretim Konusu<br />
: Ağaç ve ağaç ürünleri<br />
Personel Durumu : 5 kişi<br />
Tescilli Sermayesi : 1.5<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
Adresi<br />
: Küçük Sanayi Sitesi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi :---<br />
11. Şanlıtürk Süt Ürünleri İnş.Taah.İth.İhr.San ve Tic. Ltd. Şti.<br />
Üretim Konusu<br />
Personel Durumu<br />
Tescilli Sermayesi<br />
Adresi<br />
Yıllık Üretim Kapasitesi<br />
: Süt ve süt ürünleri<br />
: 10 kişi<br />
: 50.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
: Yeni Ardahan yolu üzeri Göle Ardahan<br />
: 6 ton/gün<br />
K.4. Sanayi Gruplarına Göre İşyeri Sayıları ve İstihdam Durumu :<br />
Tablo 77. Ekonomik Faaliyet, İşteki Durumu ve Cinsiyete Göre İstihdam Edilen Nüfus<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
ÜCRETLİ<br />
İŞTEKİ DURUMU<br />
İŞVEREN<br />
T E K E K E K<br />
Gıda, İçki ve Tütün Sanayi 155 149 6 95 2 10 -<br />
Dokuma, Giyim Eşyası ve Deri Sanayi 154 75 79 44 60 2 -<br />
Orman Ürünleri ve Mobilya 104 1<strong>03</strong> 1 26 - 10 -<br />
Kağıt, Kağıt Ürünleri ve Basın Sanayi 21 18 3 13 3 2 -<br />
Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi <strong>12</strong> 11 1 7 1 - -<br />
Metal Ana Sanayi 6 6 - 5 - - -<br />
Metal Eşya, Makine ve Tech, Ulaştırma<br />
Aracı, İlmi Meslek Ölçme Aletleri Sanayi<br />
<strong>12</strong>7 <strong>12</strong>6 1 54 1 7 -<br />
Diğer İmalat Sanayi 13 6 7 1 7 2 -<br />
Kimya, Petrol, Kömür, Kauçuk ve Plastik<br />
Mamülleri Sanayi<br />
26 26 - 17 - 1 -<br />
TOPL<strong>AM</strong> 618 520 98 262 74 34 -<br />
Kaynak: DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />
2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Ardahan İlindeki <strong>12</strong> ve daha yukarı<br />
yaştaki nüfus (1<strong>00</strong>.889) içindeki iş gücü 73.223 kişidir. İş gücüne katılma oranı % 73 olup,<br />
cinsiyete göre önemli farklılıklar görülmektedir. İş gücüne katılma oranı erkek nüfus için %<br />
78, kadın nüfus için % 67’dir.<br />
İktisaden faal nüfusun (69.582) iş kollarına göre dağılımı incelendiğinde ise, faal<br />
nüfusun tanımındaki payının % 77,8, toplum hizmetleri iş kolundaki payının %15,7, ticaret iş<br />
kolundaki payının % 2,5 ve imalat sanayi iş kolundaki payın ise % 0,9 olduğu görülmektedir.<br />
İstihdam edilen nüfusun, işgücü nüfusu içindeki oranı erkek nüfus için % 94, kadın nüfus<br />
için % 97’dir. Aynı dönem itibariyle İlde işsizlik oranı % 5 dir. Bu oran iş gücündeki her 1<strong>00</strong><br />
kişiden 5’inin işsiz olduğunu göstermektedir.<br />
242
Tablo 78. Ardahan İli İktisadi Faal Nüfusun Faaliyet Kollarına Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0)<br />
Faaliyet Kolları<br />
Türkiye D.Anadolu Bölgesi Ardahan<br />
İstihdam (%) İstihdam (%) İstihdam (%)<br />
Ziraat, Avcılık, Ormancılık, ve Balıkçılık <strong>12</strong>.576.827 48,4 1.467.898 66,4 54.<strong>12</strong>5 77,8<br />
Madencilik ve Taş Ocakçılığı 96.<strong>03</strong>5 0,4 4.144 0,2 13 0,0<br />
İmalat Sanayi 3.276.173 <strong>12</strong>,6 60.381 2,7 618 0,9<br />
Elektrik, Gaz ve Su 98.152 0,4 7.530 0,3 109 0,2<br />
İnşaat 1.196.246 4,6 69.795 3,2 846 1,2<br />
Ticaret, Lokanta ve Oteller 2.5<strong>12</strong>.777 9,7 98.164 4,4 1.725 2,5<br />
Ulaştırma, Haberleşme ve Depolama 853.255 3,3 43.248 2,0 751 1,1<br />
Mali Hizm Sig. Aracı ve Yard Hizm. 808.<strong>12</strong>6 3,1 23.164 1,0 45 0,6<br />
Toplum Hizm. Sos. Ve Kişisel Hizm. 4.545.535 17,5 432.226 19,6 10.905 15,7<br />
İyi Tanımlanmamış Faaliyetler 34.015 0,1 3.805 0,2 45 0,1<br />
TOPL<strong>AM</strong> 25.997.141 1<strong>00</strong> 2.210.255 1<strong>00</strong> 69.582 1<strong>00</strong><br />
Kaynak: DİE, “2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı” Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri<br />
Tablodan da görüldüğü gibi İl aktif nüfusunun büyük çoğunluğu tarım sektöründe<br />
çalışmaktadır. Faaliyet kollarına göre Ardahan İl aktif nüfusu oranları Türkiye ve Doğu<br />
Anadolu Bölgesi oranları ile karşılaştırıldığında, tarım sektöründe çalışanların oranının<br />
Türkiye oranının 29,4 ve Bölge oranının da 11,4 puan üstünde olduğu görülmektedir. Sanayi<br />
sektöründe çalışanların oranına baktığımızda ise, Türkiye ve Bölge oranının Ardahan İl<br />
sanayi sektöründe çalışan oranlarının çok üzerinde olduğu görülmektedir.<br />
Tablo 79. İktisadi Faaliyet Kollarına Göre İstihdam Edilen Nüfusun Yerleşim Yerlerine Göre Dağılımı (2<strong>00</strong>0)<br />
İktisadi Faaliyet<br />
Koları<br />
ÇILDIR<br />
D<strong>AM</strong>AL<br />
GÖLE<br />
HANAK<br />
POSOF<br />
İLÇE<br />
MERKEZİ<br />
TOPL<strong>AM</strong>I<br />
İL<br />
MERKEZİ<br />
TOPL<strong>AM</strong>I<br />
BUCAK ve<br />
KÖYLERİN<br />
TOPL<strong>AM</strong>I<br />
İL GENELİ<br />
TOPL<strong>AM</strong>I<br />
%<br />
Ziraat, Avcılık,<br />
Ormancılık, ve<br />
31 370 164 340 60 965 268 52.892 54.<strong>12</strong>5 77,8<br />
Balıkçılık<br />
Madencilik ve Taş<br />
Ocakçılığı<br />
2 - 1 - 0 3 5 5 13 0,0<br />
İmalat Sanayi 11 30 78 27 21 167 151 3<strong>00</strong> 618 0,9<br />
Elektrik, Gaz ve Su 6 2 6 5 5 24 59 26 109 0,2<br />
İnşaat 26 6 50 21 10 113 390 343 846 1,2<br />
Ticaret, Lokanta ve<br />
Oteller<br />
57 51 287 92 92 579 64 505 1725 2,5<br />
Ulaştırma, Haberleşme<br />
ve Depolama<br />
32 15 77 22 69 215 224 3<strong>12</strong> 751 1,1<br />
Mali Hizm Sig. Aracı<br />
ve Yard Hizm.<br />
19 4 70 28 32 153 171 <strong>12</strong>1 445 0,6<br />
Toplum Hizm. Sos. Ve<br />
Kişisel Hizm.<br />
563 923 2.493 265 518 4.762 3.738 2.405 10.905 15,7<br />
İyi Tanımlanmamış<br />
Faaliyetler<br />
1 1 4 - - 6 13 26 45 0,1<br />
TOPL<strong>AM</strong> 748 1.402 3.230 8<strong>00</strong> 807 6.987 5.660 56.935 69.582 1<strong>00</strong>,0<br />
% 1,1 2,0 4,6 1,1 1,2 10,1 8,1 81,8 1<strong>00</strong>,0<br />
Kaynak: DİE Ardahan 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus sayımı “Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri”<br />
243
Tablodan da görüldüğü gibi bucak ve köylerdeki aktif nüfusun % 92,9’u tarım,<br />
% 4,4 ü toplum hizmetleri, % 0,9’u ticaret ve % 0,5’i imalat sektöründe iken, İl ve İlçe<br />
merkezlerindeki aktif nüfusun % 9,7’si tarım, % 67,2’si toplum hizmetleri, %2,5’i sanayi ve<br />
% 9,6’sı ticaret sektöründe yer almaktadır.<br />
K.5. Sanayi Gruplarına Göre Üretim Teknolojisi ve Enerji Kullanımı :<br />
İlde Sanayi tesislerinin 2<strong>00</strong>4 yılı sonu itibariyle yıllık toplam enerji tüketimi 101.804<br />
Kwh tır.<br />
K.6. Sanayiden Kaynaklanan Çevre Sorunları ve Alınan Önlemler<br />
K.6.1. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Hava Kirliliği :<br />
Hava kirliliği akımından 3. derece iller arasında olan Ardahan İlinde, büyük ölçekli<br />
sanayi tesisi bulunmadığından, sanayiden kaynaklı hava kirliliği oluşmamaktadır.<br />
K.6.2. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Su Kirliliği :<br />
İlde büyük ölçekli sanayi tesisi bulunmadığından, sanayiden kaynaklı önemli ölçüde<br />
bir su kirliliği oluşmamaktadır.<br />
K.6.3. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Toprak Kirliliği :<br />
Sanayiden kaynaklanan toprak kirliliği hakkında yapılmış bir çalışma<br />
bulunmamaktadır.<br />
K.6.4. Sanayi Tesislerinden kaynaklanan Gürültü Kirliliği :<br />
İlde bu konu hakkında bir çalışma yapılmamıştır.<br />
K.6.5. Sanayi Tesislerinden Kaynaklanan Atıklar :<br />
İldeki bulunan küçük ölçekli sanayi tesislerinde arıtma tesisi bulunmamakla birlikte,<br />
herhangi bir sanayi tesisi için tehlikeli ve zararlı atıkların özellikleri, miktarı, çeşidi ve<br />
bertaraf yöntemleri ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />
K.7. Sanayi Tesislerinin Acil Durum Planı :<br />
İlde bulunan sanayi tesislerinin acil durum planı bulunmamaktadır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan TEDAŞ İl Müdürlüğü, 20<strong>03</strong>4<br />
DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />
Uygun Yatırım Alanları Araştırması (Ardahan), TKB Araştırma Müdürlüğü, Ankara, 2<strong>00</strong>4<br />
244
L. ALTYAPI, ULAŞIM VE HABERLEŞME<br />
L.1. Altyapı<br />
L.1.1. Su Sistemi :<br />
İlde su kaynakları açısından sıkıntı bulunmamaktadır. Ancak yaylalarda hayvanlar<br />
için içme suyu sıkıntısı oldukça fazladır. Su kaynaklarını; yeraltı suları, nehirler, göller ve<br />
göletler oluşturmaktadır.<br />
İlde içme suyu ihtiyacı; kaynaklar açısından sıkıntı bulunmamakla birlikte depolama<br />
ve dağıtım şebekeleri açısından yetersiz kalmaktadır. İl merkezi suyu 18-22 km uzaklığında<br />
Çataldere mevkiindeki kaynak suyu ile Suatan ve Küçükdere kaynaklarından sağlanmaktadır.<br />
Suatan ve Küçükdere kaynaklarının toplam debisi 133 lt/s civarındadır.<br />
Ardahan Merkez yeni içme suyu şebekesi ve isale hattının yapımına 1998 yılında<br />
başlanmış olup, 2<strong>00</strong>1 yılı sonunda tamamlanmıştır. Eksik kalan 4<strong>00</strong>0 ve 1<strong>00</strong>0 tonluk iki<br />
adet deponun yapımı için İller Bankası’na yetki verilmiş olup, 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 yılları içerisinde<br />
depoların yapımı planlanmaktadır.<br />
İshale hattı boruları çelik ve aspes olmak üzere iki kısımdan oluşmakta olup, şehir<br />
şebekesi ise aspes ve plastik borulardan oluşmaktadır.<br />
L.1.2. Atık Su Sistemi, Kanalizasyon ve Arıtma Sistemi :<br />
İlde arıtma tesisi bulunmamaktadır. İlde kanalizasyon şebekesinin 2/3’lük kısmı<br />
mevcut olup, evsel atık sular 30 km’lik kanalizasyon şebekesi ile Kura Nehri’ne deşarj<br />
edilmektedir. Kanalizasyon olmayan yerlerde atık sular, foseptik çukurlarda toplanarak<br />
belediye tarafından vidanjörle alınmaktadır.<br />
Yağmur suları için bir şebeke ağı olmayıp yüzeysel olarak Alabalık Deresi ve Kura<br />
Nehri’ne verilmektedir.<br />
L.1.3. Yeşil Alanlar :<br />
Yeşil alanlar, kentin nefes almasını sağlayan, iklimi dengeleyen, hava kirliliğini azaltan,<br />
gürültüye perde oluşturan ve en önemlisi de insanları psikolojik olarak rahatlatan önemli bir<br />
faktördür. İlde mevcut yeşil alanların (park, bahçe) toplamı <strong>12</strong>.<strong>00</strong>0 m 2 olup, imar planında<br />
yeşil alan için ayrılan alan ise 280.<strong>00</strong>0 m 2’ dir. Standartlara göre kentlerde olması gereken pasif<br />
yeşil alan miktarı 7 m 2 iken, İlde kişi başına düşen pasif yeşil alan miktarı <strong>12</strong> m 2 ’dir.<br />
L.1.4. Elektrik İletim Hatları :<br />
İlde iki adet 154 Kv’lık hat olup, Ardahan-Artvin hattı 82.959 m, Ardahan-Çıldır<br />
hattı ise 78.377 m dir. İlde 380 Kv’lık hat bulunmamaktadır.<br />
245
L.1.5. Doğalgaz Boru Hatları :<br />
İlde doğal gaz kullanımı bulunmamaktadır. Ancak Türkmenistan-Türkiye-Avrupa<br />
doğalgaz boru hattının Ardahan- Kars- Erzurum bölümü, Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol<br />
hattına paralel olarak Posof-Türkgözü sınır kapısından başlamaktadır. Bu hat; Posof,<br />
Damal, Hanak, Ardahan ve Göle İlçe sınırlarından geçerek Kars üzerinden devam edip,<br />
Erzurum’daki iletim hattına bağlantı yapılacak olan bölümü kapsamaktadır. Yapımı<br />
planlanan doğal gaz boru hattından İl merkezine de doğal gaz verilmesi talebiyle ilgili<br />
çalışmalar sürdürülmektedir<br />
L.2. Ulaşım<br />
L.2.1. Karayolları<br />
L.2.1.1. Karayolları Genel :<br />
Ardahan, coğrafi konum itibariyle ana ulaşım yollarına uzak bir ildir. Ulaşım<br />
yönünden sadece karayolu imkanları ile diğer illere bağlı olan İl, ulaşımda coğrafi konumun<br />
ve belirli merkezlere olan uzaklığının sıkıntısı yaşanmaktadır.<br />
Ardahan karayolu ile komşuları Kars, Artvin veya Erzurum illeri üzerinden diğer illere<br />
bağlanır. Ardahan’ın kuzeyinde yer alan Artvin, güneyinde yer alan Kars ve güneybatısında<br />
yer alan Erzurum ile olan karayolu bağlantıları, bölgenin coğrafi özelliği sebebiyle vadilerden<br />
ve dağ sırtlarından geçen karayolu oldukça virajlı, inişli ve çıkışlıdır.<br />
Ardahan İlinde 398 km. devlet ve il yolu bulunmaktadır. Bunun 321 km’si sathi<br />
kaplama, 56 km’si stabilize kaplama ve 21 km’si ise toprak tesviye yoldur. İlin Karadeniz<br />
Bölgesi ile bağlantısını sağlayan tek yol Ardahan-Şavşat karayoludur. Bu yol güzergahının<br />
dağlık olması zaman zaman ulaşımı zorlaştırdığından, alternatif olarak yapımı devam<br />
eden Ardahan-Yalnızçam-Ardanuç karayolu tamamlandığında mesafe ve coğrafi şartlar<br />
bakımından daha elverişli koşullar sağlayacaktır.<br />
İlin, Gürcistan’a açılan Türkgözü gümrük kapısına karayolu uzaklığı 90 km., Aktaş<br />
gümrük kapısına uzaklığı ise 65 km’dir.<br />
İldeki köy yolu ağı 1739 km. olup, bunun 987 km’si stabilize, 211 km’si tesviye, 511<br />
km’si ham yol ve 30 km’si ise asfalttır. Köy yollarında asfalt oranının az oluşu ve ağır iklim<br />
koşullarından dolayı, özellikle kış mevsiminde ulaşımda zorluk yaşanmaktadır.<br />
İl merkezine en yakın havayolu ve demiryolu bağlantısı 90 km. mesafede Kars<br />
ilinden ve en yakın deniz yolu bağlantısı ise 211 km’lik mesafede Artvin-Hopa üzerinden<br />
sağlanmaktadır.<br />
246
Kaynak: Karayolları <strong>12</strong>6. Şube Şefliği<br />
Harita 26. Ardahan İli Karayolları Haritası<br />
L.2.1.2. Ulaşım Planlaması :<br />
Ardahan İli şehir içi yolcu taşımacılığında istihab haddi 14+1 olan 6 adet minibüs<br />
kullanılmaktadır.<br />
L.2.1.3. Toplu Taşım Sistemleri :<br />
Ardahan İlinde nüfus yoğunluğu fazla olmadığından, halen faaliyet göstermekte olan<br />
6 adet minibüs ihtiyacı karşılamaktadır. Araçlarda yakıt olarak mazot kullanılmakta olup, 6<br />
araç yıllık ortalama 84 milyar TL. tutarında mazot tüketmektedir.<br />
247
L.2.1.4. Kent İçi Yollar :<br />
Şehir içi yolcu taşımacılığı yapan minibüslerin güzergah ve durakları 2<strong>00</strong>4 yılı İl<br />
Trafik Komisyonu Kararı ile;<br />
1- Yüksekokul- Hastane- Şehir Merkezi- Sanayi<br />
2- Arıcılık- Köprübaşı- Şehir Merkezi- Hastane<br />
3- Askeri (Jandarma) Lojmanları- Karagöl Mahallesi- Şehir Merkezi- Hastane<br />
olarak belirlenmiş olup, alınan karar doğrultusunda hareket edilerek hizmet verilmektedir.<br />
İl genelinde araç sayısının az olması nedeniyle gürültü kirliliği, hava kirliliği ve trafik<br />
sıkışıklığı gibi olumsuz etkiler bulunmamaktadır.<br />
L.2.1.5. Araç Sayıları :<br />
Ardahan İli araç sayıları ile ilgili bilgi C.1.2.5. (Trafikten Kaynaklanan Emisyonlar)<br />
bölümünde verilmiştir.<br />
L.2.2. Demiryolları<br />
L.2.2.1. Kullanılan Raylı Sistemler :<br />
İlde hafif-ağır metro, banliyö ve tramvay gibi raylı taşıma sistemleri<br />
bulunmamaktadır.<br />
L.2.2.2. Taşımacılıkta Demiryolları :<br />
İlin demiryolu bağlantısı olmayıp, en yakın demiryolu bağlantısı 90 km. mesafede<br />
Kars ilinden sağlanmaktadır.<br />
L.2.3. Deniz, Göl ve Nehir Taşımacılığı<br />
L.2.3.1. Limanlar:<br />
Ardahan İlinin deniz ile kıyısı bulunmamaktadır.<br />
L.2.3.2. Taşımacılık:<br />
İlin deniz ile kıyısı olmadığından deniz taşımacılığı yapılmamaktadır.<br />
L.2.4. Havayolları:<br />
İlde havaalanı bulunmamakla birlikte İle en yakın havaalanı, 90 km. mesafedeki Kars<br />
ilinde bulunmaktadır.<br />
L.3. Haberleşme :<br />
İlde tesis şekli yarser olan telefon hatlarının toplam uzunluğu 299 km. iken tesis şekli<br />
havai olan telefon hatlarının toplam uzunluğu ise 470 km. dir.<br />
248
L.4. İlin İmar Durumu :<br />
İlin yeni imar planı 1999 yılında yapılmıştır. Şehir merkezinde kat yüksekliği Z+4<br />
olup, mahallelerde zemin durumuna göre kat yüksekliği 2 ve 3 kat arasında değişmektedir.<br />
Uygulamada toplam inşaat alanı, taşınmazın % 60’ı olarak yapılmaktadır. İlin revizyon planı<br />
yapılmamıştır.<br />
yapılmamıştır .<br />
Kaynak: Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />
Harita 27. Ardahan İli İmar Haritası<br />
249
L.5. İldeki Baz İstasyonları Sayısı :<br />
Ardahan İl sınırları içerisinde Türk Telekoma ait 2 adet NMT (mobil baz istasyonu)<br />
ve GSM şirketlerine ait (Turkcell, Telsim, Aycell) toplam 24 adet baz istasyonu mevcuttur.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Emniyet Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan TEDAŞ İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan Telekom İl Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>2<br />
250
M.1. Kentsel ve Kırsal Planlama<br />
M.1.1. Kentsel Alanlar<br />
M. YERLEŞİM ALANLARI VE NÜFUS<br />
M.1.1.1. Doğal Özelliklerin Kent Formuna Etkileri :<br />
Genel olarak dağlık bir yayla görünümünde olan İl, 1829 m rakımda yer almakta olup<br />
5.<strong>03</strong>5,51 km 2 (5<strong>03</strong>.551 ha) yüz ölçümüne sahiptir. İl topraklarının görünümü çoğunlukla<br />
sıra dağlarla bölünmüş, bunların arasında yüksek düzlükler, ova ve vadiler şeklindedir. İl<br />
toprakları ülkenin genel topografik yapısında görülen, batıdan doğuya doğru gidildikçe<br />
oluşan yükselimin en son noktasındadır. İlin en yüksek noktasını güneyinde yer alan Kısır<br />
Dağı (3197m.) oluşturur.<br />
İl merkezi, Neojen yaşlı volkanitler ve Kura Nehrinin de geçtiği Ardahan Ovası<br />
boyunca güncel alüvyonlar üzerine kurulmuştur. Ardahan İlinin ilk yerleşim yeri; hem<br />
güvenlik, hem ova hakimiyetini sağlamak, hem de su ihtiyacını karşılamak amacıyla Kura<br />
Nehri sınırında bulunan falezlerin üzerine kurulan Ardahan Kalesinin çevresinde kurulmuştur.<br />
Kura Nehrinin taşkın ovası durumunda olan Ardahan Ovası, Kura Nehrinin kuzey tarafında<br />
bulunduğundan yerleşim yerleri Kura Nehrinin güney kıyısı boyunca kurulmuştur. Şehrin<br />
oluşumunda en önemli faktör, şehri bölen Kura Nehridir.<br />
Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 101 . Ardahan İlinde Gece Görünümü<br />
251
M.1.1.2. Kentsel Büyüme Deseni :<br />
Ardahan İlinin ilk yerleşim yeri, M.1.1.1 (Doğal Özelliklerin Kent Formuna Etkileri)<br />
bölümünde de anlatıldığı gibi Ardahan Kalesi çevresinde başlamıştır. Kura Nehrinin<br />
kuzeyinde bulunan Ardahan Ovasında tarımsal faaliyetler ile ovanın etrafındaki yamaç ve<br />
yaylalarda hayvancılık faaliyetleri tarihten beri süregelmektedir. Ayrıca şehrin sembolü olan<br />
Kura Nehrinde de aynı zamanda balıkçılık faaliyetleri yapılmaktadır. Şehir merkezinde<br />
halkın dinleneceği iki park ve Ardahan-Kars karayolunun 5. km’sinde rekreasyonel amaçlı<br />
kullanılan Cemal Tural Fidanlığı Orman İçi Mesire Piknik Yeri bulunmaktadır.<br />
İlin yerleşime uygunluğunu incelemek gerekirse; ayrıntıları F.5.21 (Jeolojik ve<br />
Jeomorfolojik Oluşumların Bulunduğu Alanlar) bölümünde verilen Kura Nehri taşkın ovası<br />
ve hemen hemen her yıl sele neden olan Alabalık Deresi çevresi kent merkezi için yerleşime<br />
sakıncalı alanlar olarak gösterilebilir. Bu nedenle şehrin yerleşime en uygun yerleri olarak;<br />
ana kaya üzerine kurulu Halil Efendi Mahallesi ve şehrin güneyinde yer alan Yaylacık<br />
ve Gürçayır Köylerinin bulunduğu yamaçlar gösterilebilir. Ancak İlin, Afet İşleri Genel<br />
Müdürlüğü’nün hazırladığı Deprem Bölgeleri Haritasına göre 2. derece deprem bölgesinde<br />
yer alması da dikkate alınırsa yeni yerleşim yerlerinin seçimi için, şehrin ayrıntılı bir şekilde<br />
jeolojik etüt raporu hazırlanmalı ve risk haritaları oluşturularak yerleşime uygunluk<br />
haritası yapılmalıdır. Ayrıca her türlü yapılarda (tek katlı yapılarda bile) parsel bazında<br />
imar planına esas jeolojik-jeoteknik rapor hazırlanmalıdır.<br />
Foto: F.Yıldız, Ardahan<br />
Şekil 102. Ardahan Şehri ve Şehrin Sembolü Kura Nehri<br />
M.1.1.3. Planlı Kentsel Gelişme Alanları :<br />
İlde gelişme yönleri, Ardahan-Göle ve Ardahan-Kars karayollarına doğru uygun<br />
alanlar oluşturmaktadır.<br />
252
Kentte planlı olarak gelişmiş olan yerleşim alanlarında bulunan konut ve ticaret<br />
tesisleri de yine, şehrin tek ulaşım kaynağı olan karayolu üzerinde yoğunlaşmıştır.<br />
M.1.1.4. Kentsel Alanlarda Yoğunluk :<br />
2<strong>00</strong>0 nüfus sayımına göre İlin nüfusu 133.756 ve İlin yüz ölçümü de 5.<strong>03</strong>5,51 km² olduğuna<br />
göre ilin nüfus yoğunluğu ise 27,6 kişi/ km 2’ dir. Bu sayı İl merkezinde 38 kişi/km 2’ dir.<br />
M.1.1.5. Kentsel Yenileme Alanları :<br />
Kent dokusunun korunması amacıyla yapılan özel bir çalışma olmayıp, imar planı ve<br />
yapı denetiminde yer alan hükümler uygulanmaktadır.<br />
M.1.1.6. Endüstri Alanları Yer Seçimi:<br />
Bu konu (K) Sanayi ve Teknoloji bölümünde ayrıntılı olarak işlenmiştir.<br />
M.1.1.7. Tarihi, Kültürel, Arkeolojik ve Turistik Özellikli Alanlar :<br />
İlde, kent içinde yer alan tarihi, kültürel arkeolojik ve turizm açısından değerli<br />
olan yerler F.5.15., F.5.16., F.5.17 ve G (Turizm) bölümünde anlatılmış olup, bu yerlerde<br />
restorasyon ve yenileme çalışması yapılmamıştır.<br />
M.1.2.1. Kırsal Yerleşme Deseni :<br />
İl nüfusu, 1965 yılına kadar istikrarlı bir artış göstermiştir. 1975 yılına kadar nüfus<br />
artışında sayısal artma devam etmektedir, ancak artış hızında düşüş görülmektedir. 1975<br />
yılından sonra nüfus ve nüfus artış hızında sürekli bir düşüş görülmektedir. Ardahan İlinde<br />
tarım ekonomisinin hakim olması nedeniyle nüfusun, halen % 70’i kırsal kesimde % 30’u ise<br />
İl ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Kırsal kesimdeki doğurganlık oranı yüksek olmasına<br />
rağmen nüfus artış hızındaki düşüş, tamamen büyük şehirlere sürekli göç verme olayına<br />
dayanmaktadır. Göç olayı, daha çok çalışabilir nüfus oranında yaşanmaktadır.<br />
M.1.2.2. Arazi Mülkiyeti :<br />
Tablo 80 . Posof İlçesi Tapu Kütüklerinde Kayıtlı Taşınmazların Listesi<br />
TAŞINMAZLAR İLÇE MERKEZİ İLÇE MERKEZİNE AİT KÖYLER<br />
TARLA 1.777.891 m 2 3.807.166 m 2<br />
ÇAYIR 223.207 m 2 1.840.988 m 2<br />
ARSA 114.094 m 2 134.937 m 2<br />
BAHÇE 239.996 m 2 239.996 m 2<br />
HANE 69.138 m 2 58.175 m 2<br />
BELEDİYE 27.665 m 2 -<br />
KÖY TÜZEL KİŞİ 80.241 m 2 -<br />
DİYANET VAKFI 2.047 m 2 -<br />
ÖZEL İDARE <strong>12</strong>.276 m 2 -<br />
HAZİNE 10.<strong>03</strong>1.822 m 2 54.971 m 2<br />
TARIM MÜD. 920 m 2 -<br />
KARAYOLLARI 5.043 m 2 -<br />
Kaynak: Posof İlçesi Tapu Sicil Müdürlüğü<br />
253
M.2. Altyapı :<br />
Bu konu ile ilgili bilgi Ulaşım ve Alt Yapı (L) bölümünde ayrıntılı olarak<br />
verilmiştir.<br />
M.3. Binalar ve Yapı Çeşitleri<br />
M.3.1. Kamu Binaları :<br />
Nüfus ve yapılaşmanın yoğun olmadığı Ardahan İlinde, kamu binaları kent merkezinde<br />
toplanmıştır.<br />
M.3.2. Okullar :<br />
2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre Ardahan İlinde, 6 yaş ve yukarı nüfusun<br />
içinde okuma-yazma bilenlerin oranı % 84,6’dır. Bu oran erkeklerde % 92,41 iken kadınlarda<br />
ise % 76,05’tir. Doğu Anadolu Bölgesi ve Türkiye açısından incelendiğinde ise; 6 yaş ve<br />
üzeri nüfusun içinde okuma yazma bilenlerin oranı Doğu Anadolu Bölgesinde % 77,71<br />
iken, Türkiye genelinde % 87,30’dur.<br />
Okul Öncesi Eğitim<br />
2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında, İl genelinde toplam 91 ana sınıfı mevcuttur. Merkez<br />
ilçede müstakil binaya sahip bir anaokulu vardır. Bu okullarda 24 kadrolu ve 75 kadrosuz<br />
usta öğretici olmak üzere toplam 99 öğretmen görev yapmaktadır.<br />
İlköğretim<br />
İlde 218 ilköğretim okulu mevcut olup, bunların 19’u ilçe merkezlerinde, 199’u<br />
ise köylerde bulunmaktadır. Bu okulların 2’si yatılı ilköğretim bölge okulu (YİBO), 4’ü<br />
ise pansiyonlu ilköğretim okuludur (PİO). 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında bu okullarda toplam<br />
20.042 öğrenci eğitim görmekte ve toplam 886 öğretmen görev yapmaktadır. İlde 2<strong>00</strong>4-<br />
2<strong>00</strong>5 eğitim öğretim dönemi için 1 öğretmene ortalama 29 öğrenci düşmektedir.<br />
2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında öğrenci azlığı nedeniyle 17 okul kapalı olup bu okulların<br />
öğrenci sayısı 115’tir. İlde 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim yılında taşımalı eğitim kapsamında yer alan<br />
1<strong>03</strong> okulun 2540 öğrencisi, 16 merkeze taşınmaktadır.<br />
Ortaöğretim<br />
İldeki 20 ortaöğretim kurumundan 9 tanesi genel ortaöğretim kurumu olup, 7’si Lise,<br />
1’i Süper Lise ve 1 tanesi de Anadolu Lisesi statüsündedir. Genel ortaöğretim kurumlarında<br />
2.814 öğrenci öğrenim görmekte ve bu öğrenciler için 107 öğretmen görev yapmaktadır.<br />
Mesleki ve teknik ortaöğretimde ise 10 okul mevcuttur. Bunlar; 1 Ticaret Meslek<br />
Lisesi, 1 Anadolu İmam Hatip Lisesi, 1 Endüstri Meslek Lisesi, 2 Kız Meslek Lisesi, 1<br />
Sağlık Meslek Lisesi ve 4 Çok Programlı Lise statüsündedir. Bu okullarda 84 öğretmen<br />
eşliğinde 1.010 öğrenci eğitim görmektedir.<br />
254
Özel Öğretim<br />
İlde 625 sayılı yasa doğrultusunda açılmış 2 dershane, 2 motorlu taşıt sürücü kursu<br />
olmak üzere 4 özel öğretim kurumu mevcuttur.<br />
Halk Eğitimi<br />
İl genelinde toplam 6 Halk Eğitim Merkezinde her yaş ve eğitim düzeyindeki<br />
yurttaşlara çeşitli konularda kurslar düzenlenerek eğitim verilmektedir. 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 öğretim<br />
yılında açılan 55 kursta 881 erkek, 1.451 bayan olmak üzere toplam 2.332 kursiyer eğitim<br />
görmektedir.<br />
Çıraklık Eğitimi<br />
Çıraklık eğitimi alanında 20<strong>03</strong>-2<strong>00</strong>4 öğretim yılında açılan kurslarda 92 kursiyere<br />
ustalık, 78 kursiyere de kalfalık belgesi verilmiştir.<br />
Ardahan Meslek Yüksekokulu<br />
Ardahan Meslek Yüksekokulu, Kars Kafkas Üniversitesine bağlı olarak 1999-2<strong>00</strong>0<br />
eğitim-öğretim yılında Büro Yönetimi ve Sekreterlik, Arıcılık ve Et Endüstrisi bölümleri ile<br />
eğitime başlanmış, bu bölümlere 2<strong>00</strong>1-2<strong>00</strong>2 eğitim ve öğretim yılında İşletmecilik Bölümü<br />
ile Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları bölümü eklenmiştir. 2<strong>00</strong>2 yılından sonrada<br />
İthalat-İhracat, Elektrik ve Makine Bölümleri açılmıştır.<br />
Ardahan Meslek Yüksekokulu’nda 2<strong>00</strong>4-2<strong>00</strong>5 eğitim ve öğretim döneminde 7<br />
bölümde 161 kız, 317 erkek öğrenci olmak üzere toplam 478 öğrenci eğitim görmektedir.<br />
Ardahan Meslek Yüksekokulu’nun akademik kadrosu 1 Doçent Doktor ve 8 Öğretim<br />
Görevlisinden oluşmaktadır. Diğer akademik kadrolar ise, Kafkas Üniversitesi tarafından<br />
desteklenmektedir.<br />
Meslek Yüksekokulunda öğretim üyeleri ve elemanları için 1 misafirhane ve 4<br />
daireden oluşan 1 lojman bulunmaktadır.<br />
Tablo 81: Ardahan İli Yurt ve Pansiyon Kapasiteleri<br />
OKULUN ADI<br />
ÖĞRENCİ KAPASİTESİ<br />
KIZ ERKEK TOPL<strong>AM</strong><br />
ARDAHAN LİSESİ PANSİYONU 66 116 182<br />
İM<strong>AM</strong>-HATİP LİSESİ - 95 95<br />
YATILI BÖLGE İLKÖĞRETİM OKULU 216 340 556<br />
TEKEL 75. YIL PİO 90 91 181<br />
ÇILDIR LİSESİ PANSİYONU 40 146 186<br />
ÇILDIR KIZ PİO 85 - 85<br />
GÖLE 75. YIL İMKB YİBO 240 410 650<br />
GÖLE 30 EYLÜL PİO 78 - 78<br />
POSOF HALİT PAŞA PİO 55 60 115<br />
GENEL TOPL<strong>AM</strong> 870 <strong>12</strong>58 2<strong>12</strong>8<br />
Kaynak: Ardahan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
255
M.3.3. Hastaneler ve Sağlık Tesisleri :<br />
Hastane Sayısı : 3<br />
Sağlık Ocağı Sayısı : 25<br />
Sağlık Evi Sayısı : 99<br />
Dispanser Sayısı : 1<br />
Toplam Yatak Sayısı : 268 (Askeri Hastane Dahil)<br />
Toplam Sağlık Personeli Sayısı : 443<br />
M.3.4. Sosyal ve Kültürel Tesisler :<br />
İlde sosyal ve kültürel amaçlı olarak kullanılan Milli Egemenlik Parkı ve Kürboyu<br />
Parkı bulunmaktadır.<br />
Ayrıca Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde bir adet kapalı spor salonu, bir adet<br />
şehir stadyumu, 1 adet kayak tesisi, 1 adet Çıldır Gençlik Merkezi, 5 İlçe ve 2 Beldede semt<br />
sahası mevcuttur.Yine Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Gençlik<br />
Merkezi, İldeki gençlere sosyal ve kültürel alanda çeşitli imkanlar sağlamıştır.<br />
İlde ayrıca, hikaye yazarı Dursun AKÇ<strong>AM</strong>’ın anısına 2<strong>00</strong>4 yılı itibariyle Dursun<br />
AKÇ<strong>AM</strong> Kültür ve Eğitim Merkezi yapılması çalışmalarına başlanmıştır.<br />
M.3.5. Endüstriyel Yapılar :<br />
İlde halen Organize Sanayi Bölgesi bulunmamakta, ancak şehir merkezine 5 km<br />
mesafede Kartalpınar Köyü Mevkiinde 150 ha’lık olan üzerinde kurulma çalışmaları devam<br />
etmektedir. Merkez İlçede küçük bir sanayi sitesi bulunmakta, diğer ilçelerde ise kurulma<br />
çalışmaları devam etmektedir.<br />
M.3.6. Göçer ve Hareketli Barınaklar :<br />
İlde göçer ve hareketli barınak bulunmamaktadır.<br />
M.3.7. Otel-Motel ve Turizm Amaçlı Diğer Yapılar :<br />
İlde yerel yönetimin, turizm tesislerinin çevreyle uyumu için herhangi bir çalışması<br />
bulunmamaktadır.<br />
.<br />
M.3.8. Bürolar ve Dükkanlar :<br />
İl merkezinde 32<strong>00</strong> adet mesken ve işyeri olup, bunun yaklaşık 6<strong>00</strong> adedi büro ve<br />
işyeridir.<br />
M.3.9. Kırsal Alanda Yapılaşma :<br />
İlde kırsal alandaki yerleşim bölgelerinin büyük bir kısmı, dağ ve tepelerin<br />
genellikle su kaynaklarının bulunduğu yamaçlara yerleşmişlerdir. Yöre halkı, genellikle<br />
hayvancılık sektörüyle geçimini sağlamaktadır. Bu faaliyeti de mera hayvancılığı şeklinde<br />
sürdürmektedir. İklim şartlarının sert ve ağır oluşu, uzun kış mevsiminde hayvanların kapalı<br />
256
alanlarda beslenmesini gerektirmiştir. Bu yüzden her ne kadar arazinin otlatılmaya müsait<br />
olduğu mevsimlerde mera hayvancılığı yapılsa da uzun kış mevsiminde (6 ay) hayvanlar<br />
için çok miktarda yeme ihtiyaç vardır. Bu yemler İlde, arpa, buğday, korunga ve fiğ gibi yem<br />
bitkilerinin ekilip biçilmesine uygun alanlar gerektirdiği gibi çayırlardan da bol miktarda<br />
tabii ot temini gerektirmiştir. Dolayısıyla yöre insanı, yem bitkileri temin edilecek alanlar<br />
ile hayvanların otlattığı meraların arasında su kaynaklarını da kullanabileceği genellikle dağ<br />
etekleri veya yamaçlara yerleşim yerlerini kurmuşlardır.<br />
M.3.10. Yerel Mimari Özellikleri :<br />
Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgi F.5.17.1.2 bölümünde verilmiştir.<br />
M.3.11. Bina Yapımında Kullanılan Yerel Materyaller :<br />
Her yörenin mimarisi iklimine, coğrafi şartlarına, bitki örtüsüne ve insanların yaşam<br />
tarzlarına göre şekillenmiştir. Denizden uzaklık, 2<strong>00</strong>0 m yükseklik gibi dezavantajlara sahip<br />
olan ilde de kendine özgü bir mimari tarz gelişmiştir. Bu yöredeki konutlar kalın duvarlı,<br />
dışa az açıklı ve toprak dam örtülü olarak inşa edilmiştir. Konutlar daha çok soğuğu ve sıcağı<br />
geçirmeyen taş malzeme ile aralarda duvar esnekliğini sağlamak üzere kalın ahşap kirişler<br />
tercih edilmiştir.<br />
İlin jeolojisi gereği yörede volkanik kayaçlar (andezit ve bazalt) geniş alanlar<br />
kaplamaktadır. Bu nedenle yöredeki eski yapılarda yapı malzemesi olarak genellikle bazalt<br />
ve andezit kullanılmıştır. Günümüzde ise bilinen inşaat tekniği doğrultusunda betonarme ve<br />
yığma yapılar tesis edilmektedir.<br />
M.4. Sosyo-Ekonomik Yapı<br />
M.4.1. Göçler :<br />
Tablo 82: Ardahan’ın 1945-2<strong>00</strong>0 Yılları Arasında, Nüfusundaki Değişmeler<br />
Yıllar<br />
Ardahan<br />
Yıllık nüfus artışı<br />
Nüfusu Türkiye (%o) Ardahan(%)<br />
1945 <strong>12</strong>8.<strong>12</strong>0 10,59 -<br />
1950 140.405 21,73 18,15<br />
1955 156.855 27,75 21,91<br />
1960 174.246 28,53 20,82<br />
1965 194.380 24,63 21,65<br />
1970 209.495 25,19 14,91<br />
1975 217.741 25,01 7,80<br />
1980 209.737 20,65 -7,<strong>03</strong><br />
1985 201.439 24,88 -7,61<br />
1990 163.731 21,71 -38,96<br />
2<strong>00</strong>0 133.756 18,34 -20,22<br />
Kaynak: DİE. - Anonimous<br />
257
Tablo 82 de belirtildiği üzere Ardahan İli nüfusu 1965 yılına kadar istikrarlı bir artış<br />
göstermiştir. 1975 yılına kadar nüfus artışında sayısal artma devam etmektedir, ancak artış<br />
hızında düşüş görülmektedir. 1975 yılından sonra nüfus ve nüfus artış hızında sürekli bir<br />
düşük görülmektedir. Ardahan İlinde tarım ekonomisinin hakim olması nedeniyle nüfusun,<br />
halen % 70’i kırsal kesimde % 30’u ise şehirde yaşamaktadır. Kırsal kesimdeki doğurganlık<br />
oranı yüksek olduğundan nüfus ve nüfus artış hızındaki düşüş, tamamen büyük şehirlere<br />
sürekli göç verme olayına dayanmaktadır. Göç olayı, daha çok çalışabilir nüfus oranında<br />
yaşanmaktadır.<br />
İLÇE<br />
Tablo 83: Ardahan İli 10 Yıllık Şehir ve Köy Nüfus Gelişimi<br />
1990 (1) 2<strong>00</strong>0 Yıllık Nüfus Artış Hızı (%o)<br />
Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam Şehir Köy Toplam<br />
MERKEZ 16.761 35.813 52.574 17.274 27.520 44.794 3,01 -26,33 -16,01<br />
ÇILDIR 2.119 16.460 18.579 2.415 <strong>12</strong>.454 14.869 13,07 -27,88 -22,27<br />
D<strong>AM</strong>AL 2.326 7.876 10.202 2.571 6.106 8.677 10,01 -25,45 -16,19<br />
GÖLE 7.542 36.742 44.284 10.478 27.336 37.814 32,87 -29,56 -15,79<br />
HANAK 3.082 16.349 19.431 4.432 10.441 14.873 36,32 -44,83 -26,72<br />
POSOF 2.208 16.453 18.661 2.555 10.174 <strong>12</strong>.729 14,59 -48,05 -38,24<br />
TOPL<strong>AM</strong> 34.<strong>03</strong>8 <strong>12</strong>9.693 163.731 39.725 94.<strong>03</strong>1 133.756 15,45 -32,15 -20,22<br />
Kaynak: DİE. 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayım Sonuçları. (1) DİE. Tarafından 1990 Genel Nüfus Sayımı’nın kesin<br />
sonuçları, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı günündeki idari bölünüşe göre yeniden<br />
İlde nüfusun % 47,80’ini (63.923) kadınlar, % 52,20’sini (69.833) erkekler<br />
oluşturmaktadır. 2<strong>00</strong>0 yılı genel nüfus sayım sonuçlarına göre toplam nüfusun 39.725’i (%<br />
29.70) İlçe merkezinde, 94.<strong>03</strong>1’i (% 70.30) ise köy ve beldelerde bulunmaktadır. Buna göre<br />
Ardahan İli kırsal nüfusunun %o –32,15 oranında azaldığı ve şehir nüfusunun ise %o 15,45<br />
oranında arttığı görülmektedir.<br />
Kaynak: Ardahan İl Nüfus Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Şekil 1<strong>03</strong>. Ardahan İli Nüfus Artış Hızı<br />
258
M.4.2. Göçebe İşçiler (Mevsimlik) :<br />
Bu konu hakkında detaylı bilgi edinilememiştir.<br />
M.4.3. Kent Toprağının Mülkiyet Dağılımı :<br />
Bu konu hakkında detaylı bilgi edinilememiştir.<br />
M.4.4. Konut Yapım Süreçleri :<br />
1970-1980’li yıllarda İl dışına hızlı göç süreci yaşanmış olup, İldeki inşaat sektörünü<br />
durma noktasına getirmiştir. Bu süreçten önce yapılan konutlar genellikle mühendislik<br />
tekniğinden yoksun, ağır iklim koşullarına dayanıksız yapılar olduğu ve oturulma riski<br />
taşıdığından bu durum sonraki yıllarda konut sıkıntısını daha da arttırmıştır.<br />
1992 yılında İl statüsüne kavuşan Ardahan’da yapılan kamu kurum lojmanları konut<br />
sıkıntısını bir ölçüde azaltmıştır. Fakat yeni gelen memur sayısı var olan lojman sayısından<br />
fazla olduğu için konut ihtiyacı sürekli artan oranda devam etmiştir. Son yıllarda İlde kiraların<br />
arz talep dengesinden dolayı getirisinin fazla olması az da olsa yerli girişimciyi harekete<br />
geçirmiş ve konut yapım süreci başlamıştır. Son olarak 2<strong>00</strong>4 yılında Başbakanlık Toplu<br />
Konut İdaresinin (TOKİ) İlde yaptığı 192 adet konut, İldeki konut açığının kapanmasına çok<br />
önemli katkı sağlamış olup, en az aynı miktarda yeni konut yapımı halinde ihtiyaç minimum<br />
seviyeye inmiş olacaktır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 104. İlde 2<strong>00</strong>4 Yılında Yapılan TOKİ Konutları<br />
M.4.5. Gecekondu Islah ve Önleme Bölgeleri :<br />
İlde gecekonduları yasallaştırmak için yapılan herhangi bir çalışma bulunmamakta olup,<br />
Belediye tarafından gecekondu yapımına izin verilmeyerek sıkı denetim uygulanmaktadır.<br />
259
M.5. Yerleşim Yerlerinin Çevresel Etkileri<br />
M.5.1. Binalarda Ses İzolasyonu :<br />
İl genelinde gürültü kirliliği olmadığından, binalarda gürültü sorununu çözmede<br />
kullanılan inşaat tekniklerine baş vurulmamaktadır.<br />
M.5.2. Havaalanları ve Çevresinde Oluşturulan Gürültü Zonları :<br />
Ardahan İlinde havaalanı bulunmamaktadır.<br />
M.5.3. Ticari ve Endüstriyel Gürültü :<br />
Sanayinin olmadığı İl genelinde, endüstriyel kullanımdan kaynaklanan gürültünün<br />
önlenmesi için bir çalışma yapılmamaktadır. Ancak İlde ticari amaçlı eğlence yerlerinde meydana<br />
gelen gürültüyü önlenmesi amacıyla 11 Aralık 1986 tarih ve 19308 sayılı Resmi Gazetede<br />
yayımlanarak yürürlüğe giren “Gürültü Kontrolü Yönetmeli” hükümlerine göre, İl Çevre ve<br />
Orman Müdürlüğü tarafından denetimler yapılmaktadır. Gazino, bar vb. gibi gürültü oluşturan<br />
bu alanlarda iç gürültü değerlerinin aşılmaması için gürültü ölçüm cihazları takılmakta, dış<br />
gürültü değerlerinin aşıldığı yerlerde ise ses yalıtımı yaptırılarak ilgili Yönetmelik gereği sınır<br />
değerler sağlanarak oluşan gürültü kirliliği önlenmeye çalışılmaktadır.<br />
M.5.4. Kentsel Atıklar :<br />
İlde günlük miktarı 15-20 ton olan katı atıklar, ev ve işyerlerinden elden ve sabit<br />
konteynerlerden düzenli olarak toplanmaktadır. Toplanan katı atıklar ile 4 km. uzaklıkta<br />
bulunan Kartalpınar mevkiinde yaklaşık 4.5<strong>00</strong> m 2 ’lik alanda depolanmaktadır.<br />
M.5.5. Binalarda Isı Yalıtımı :<br />
Binalarda isi yalıtımının yapılması hakkında yerel yönetimin özel bir uygulaması<br />
olmayıp, imar planı ve yapı denetiminde yer alan hükümlere göre yapılmaktadır.<br />
M.6. Nüfus<br />
M.6.1. Nüfusun Yıllara Göre Değişimi :<br />
Bu konu ile ilgili bilgi M.4.1 (Göçler) bölümünde verilmiştir.<br />
M.6.2. Nüfusun Cinsiyet ve Yaş Gruplarına Göre Dağılımı :<br />
Tablo 84. Ardahan İli, <strong>12</strong> - 64 Arası Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı<br />
Yaş <strong>12</strong>-14 15-19 20-39 40-64<br />
Toplam 9.5<strong>12</strong> (%7.11) 14.233 (%10.64) 40.438 (%30.23) 26.952 (%20.15)<br />
Kaynak: DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı.<br />
260
İl geneli nüfusu; <strong>12</strong> yaş altı % 24.60, <strong>12</strong>-64 yaş arası % 68.14 ve 65 yaş üzeri %7.26<br />
olarak dağılım göstermektedir.<br />
İl genelinde erkek nüfusun yarısı 23 yaşından, kadın nüfusun yarısı da 24 yaşından<br />
gençtir. Genel olarak kadınların medyan yaşı (Medyan Yaş; Bir nüfusu oluşturan kişilerin<br />
küçükten büyüğe sıralandığında ortada kalan kişinin yaşıdır. Buna göre, nüfusun yarısı bu<br />
yaştan küçük, diğer yarısı da büyüktür.) erkeklerin medyan yaşından daha büyük iken, Çıldır<br />
İlçe merkezinde tam tersi bir durum söz konusudur. İl genelinde erkek-kadın arasında medyan<br />
yaş farkı oldukça azdır. Çıldır İlçe merkezi ortalama 21 medyan yaş ile diğer ilçelerden daha<br />
genç bir nüfusa sahiptir. Köylerde kadın-erkek medyan yaşı 24’tür.<br />
M.6.3. İl ve İlçelerin Nüfus Yoğunlukları :<br />
Tablo 85. Ardahan İlinin Nüfus Yoğunluğu<br />
İLÇE ADI TOPL<strong>AM</strong> NÜFUS NÜFUS YOĞUNLUĞU<br />
Merkez 44.794 38<br />
Çıldır 14.869 20<br />
Damal 8.677 26<br />
Göle 37.814 27<br />
Hanak 14.873 27<br />
Posof <strong>12</strong>.729 20<br />
TOPL<strong>AM</strong> 133.756 28<br />
Kaynak: Ardahan İl Nüfus Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
M.6.4. Nüfus Değişim Oranı :<br />
Bu konu ile ilgili bilgi M.6.1’de verilmiştir.<br />
M.6.5. Yer Değiştirme Olayları :<br />
Ardahan İlinde göçlerin tamamı sadece ekonomik sebeplerden kaynaklanmayıp,<br />
bunun yanında bölgedeki iklimin yanı sıra eğitim, sağlık ve ulaşım gibi sosyal hizmetlerin<br />
yetersizliği de rol oynamıştır.<br />
Türkiye’de nüfus hareketlerinin büyük çoğunluğunu kırdan kente göç teşkil etmektedir.<br />
Göç alan illerin tamamı, ülkenin sosyo-ekonomik bakımdan gelişmiş batı bölgelerinde, göç<br />
veren illerin çoğu ise Doğu Anadolu, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde bulunmaktadır.<br />
Ardahan 1975’lerden beri en fazla göç veren illerin başında gelmektedir<br />
M.6.6. Turizm ve Seyahat :<br />
İlde turistik amaçlı nüfusun yoğunlaştığı bölge bulunmamaktadır.<br />
261
M.6.7. İşsizlik :<br />
Tablo 86. Ardahan İlinde Durumlarına Göre İş Müracaatında Bulunanlar<br />
NORMAL ENGELLİ ESKİ HÜKÜMLÜ TOPL<strong>AM</strong><br />
E K E K E K E K<br />
Sosyal Durumuna Göre 804 462 <strong>12</strong>0 26 57 981 488<br />
Vasıflı 659 440 40 <strong>12</strong> 20 - 719 452<br />
Vasıfsız 145 22 80 14 37 - 262 36<br />
Kaynak: DİE. 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />
Ardahan İlinde, istihdam edilen nüfusun (69.582) işgücü içindeki oranı; erkek nüfus<br />
için (38.704) % 94, kadın nüfus için (30.878) % 97’dir. İşsiz nüfusun (3.641 - % 4.97),<br />
işgücü içindeki oranı; erkek nüfus için (2.607) % 3.56, kadın nüfus için (1.<strong>03</strong>4) % 1.41’dir.<br />
İşsiz nüfusun büyük çoğunluğunu genç nüfus oluşturmaktadır. İşsiz nüfusun % 69’u 30 yaşın<br />
altındadır.<br />
Tablo 87. İstihdam Edilen Nüfusun Ekonomik Faaliyete Göre Dağılımı<br />
SEKTÖR<br />
Nüfus<br />
İstihdam<br />
Erkek Kadın Toplam %<br />
Tarım, hayvancılık, avcılık, ormancılık ve balıkçılık 24.541 29.584 54.<strong>12</strong>5 77.78<br />
Madencilik ve taşocağı 13 - 13 0.02<br />
İmalat sanayi 520 98 618 0.88<br />
Elektrik,gaz,su 102 7 109 0.15<br />
İnşaat 845 1 846 1.22<br />
Toptan perakende ticaret, lokanta ve oteller 1.625 1<strong>00</strong> 1.725 2.49<br />
Diğer 11.058 1.088 <strong>12</strong>.146 17.46<br />
Toplam İstihdam Edilen Nüfus 38.704 30.878<br />
69.582<br />
(%95.<strong>03</strong>)<br />
1<strong>00</strong><br />
Kaynak: DİE, 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı<br />
İstihdam edilen erkek nüfusun % 63.40’ı tarım sektöründe, % 33’ü hizmet sektöründe<br />
çalışmaktadır. Kadın nüfusun % 95.80’i tarım sektöründe çalışmaktadır. İl geneli istihdam<br />
edilen nüfusun % 54’ü ücretsiz aile işçisi olup, bu oran erkek nüfus için % 25, kadın nüfus<br />
için % 90’dır. Yine erkeklerin % 42’si ve kadınların % 5’i kendi hesabına çalışmakta iken,<br />
erkeklerin % 31’i ve kadınların % 4’ü ücretli çalışmaktadır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>24<br />
Ardahan İl Nüfus Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
DİE., 2<strong>00</strong>0 Genel Nüfus Sayımı Sonuçları<br />
Serhat Şehri Ardahan, Ardahan Valiliği, 2<strong>00</strong>2<br />
262
N. ATIKLAR<br />
N.1. Evsel Katı Atıklar :<br />
Günlük faaliyetler sonucunda, ev ortamında üretilebilecek tehlikeli ve zararlı<br />
atıklardır. Yiyecek atıkları, ev eşyası atıkları, ambalaj malzemeleri (cam şişeler, kağıt-karton,<br />
teneke kutular) ve yakacak atıkları (kül) bunlardan bazılarıdır. İldeki çöp toplama işlemi<br />
Belediye Temizlik İşleri tarafından yürütülmektedir. Günlük yaklaşık olarak kış mevsiminde<br />
20 ton, yaz mevsiminde ise 15 ton katı atık toplanan İlde, tıbbi atıklar evsel atıklarla birlikte<br />
toplanmakta ve bu durum ciddi bir risk oluşturmaktadır.<br />
N.2. Tehlikeli ve Zararlı Atıklar :<br />
Teknolojik gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan, çevre ve insan sağlığını tehdit eden<br />
endüstriyel nitelikli atıklardır. Endüstriyel atıkların tehlikeli ve zararlı özellik taşıyanları,<br />
tehlikeli atık olarak adlandırılır. İlde büyük ölçekli sanayi tesisi olmadığından bu konu ile<br />
ilgili ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır.<br />
N.3. Özel Atıklar<br />
N.3.1. Tıbbi atıklar :<br />
Hastane ve benzeri sağlık kurulularından kaynaklanan ve pek çok hastalığa sebep<br />
olabilen atıklardır. Tıbbi atıklar özelliklerine göre; patalojik (doku, organ, vücut parçaları,<br />
kan ve vücut sıvıları), kesiciler (iğne uçları, bistüriler, jiletler, kırık camlar vb.) ve ecza<br />
atıkları (kullanım tarihi geçmiş veya kullanılmayan ilaç, aşı ve serumlar) olmak üzere üç<br />
gruba ayrılır.<br />
İldeki tıbbi atıklar patalojik, kesiciler ve ecza atıklarından oluşmaktadır. Bu atıklar;<br />
tıbbi atık üreten sağlık kuruluşları tarafından tıbbi atık poşetlerinde (kırmızı poşetler)<br />
biriktirilerek, diğer katı atıklarla birlikte Belediye tarafından toplanarak katı atık sahasına<br />
taşınarak depolanmaktadır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 105. Ardahan Merkez İlçe Katı Atık Depolama Sahasındaki Tıbbi Atıkların Durumu<br />
263
N.3.2. Atık Yağlar :<br />
Atık yağlar su ve toprak kirliliğine sebep olmaktadır. Bir litre kullanılmış motor<br />
yağı 8<strong>00</strong> ton suyu zehirleyebilmektedir. İlde bulunan sanayi sitesinde araç bakımı<br />
sonucu ortaya çıkan atık yağlar, işletme sahipleri tarafından ısınma amaçlı yakıt olarak<br />
kullanılmaktadır.<br />
N.3.3. Pil ve Aküler :<br />
İlde; ihtiva ettikleri ağır metallerden dolayı toprak ve su kirliliğine sebep olan piller<br />
ile akü, elektrik ve elektronik atıklarının ayrı toplanması, geri kazanımı ile ilgili ayrıntılı bir<br />
çalışma yapılmamaktadır.<br />
Ancak ekonomik değeri olan akü ve elektronik atıklar, hurdacılıkla uğraşan<br />
vatandaşlarca toplanarak bu atıkların geri kazanımı sağlanmaktadır. Pillerde ise aynı durum<br />
söz konusu olmayıp evsel atıklarla birlikte atılmaktadır.<br />
N.3.4. Cips ve Diğer Yakma Fırınlarından Kaynaklanan Küller :<br />
Cips, fabrika bacalarındaki kükürt tutucu baca filtrelerinden çıkan atıklardır. İl<br />
sınırları içinde bu atıkları oluşturacak sanayi tesisi bulunmamaktadır.<br />
N.3.5. Tarama Çamurları :<br />
İl sınırları içinde bu atıkları oluşturacak sanayi tesisi bulunmamaktadır.<br />
N.3.6. Elektrik ve Elektronik Atıklar :<br />
İl genelinde elektrik ve elektronik atıklar, diğer evsel atıklardan ayrı olarak<br />
toplanmamakla birlikte bu atıkların geri kazanım çalışması da bulunmamaktadır.<br />
N.3.7. Kullanım Ömrü Bitmiş Araçlar :<br />
İlde, kullanımı bitmiş (makine, taşıt vb.) bu tür atıkların geri kazanımları ile ilgili bir<br />
çalışma yapılmamaktadır.<br />
N.4. Diğer Atıklar<br />
N.4.1. Radyoaktif Atıklar :<br />
Nükleer reaktör işlemleri, tıp araştırmaları, askeri ve sınai etkinlikler gibi kaynaklardan<br />
üretilen atıklar olup, İl genelinde radyoaktif atık oluşturacak tesis bulunmamaktadır.<br />
N.4.2. Hayvan Kadavraları :<br />
İlde genelinde toplanan hayvan kadavraları, belediye tarafından toplanıp katı atık<br />
depolama sahasında depolanmaktadır.<br />
264
N.4.3. Mezbaha Atıkları :<br />
İlde bir adet 3. sınıf mezbaha olup, günlük ortalama olarak 80-1<strong>00</strong> lt atık su açığa<br />
çıkmakta ve bu miktar tehlikeli bir durum yaratmamaktadır. Mezbaha atıklarının, geri<br />
kazanım çalışması yapılmamaktadır.<br />
N.5. Atık Yönetimi<br />
Çöplerin toplanması veya bertaraf edilmesine kadar tüm hizmetlerin bir plan<br />
çerçevesinde ele alınması ve öncelikle bu atıkların değerlendirilmesi veya geri kazanılmasına<br />
atık yönetimi denilmektedir. İlde katı atıklar Belediye tarafından vahşi depolama merkezinde<br />
(katı atık sahası) depolanmakta ancak bu atıkların değerlendirilmesi ve geri kazanılması ile<br />
ilgili bir çalışma yapılmamaktadır.<br />
N.6. Katı Atıkların Miktar ve Kompozisyonu<br />
İlde günlük yaklaşık olarak kış mevsiminde 20 ton, yaz mevsiminde ise 15 ton katı<br />
atık toplanmakta olup, bu katı atıkların çoğu evsel atıklardır. Kış mevsimi çok sert geçen<br />
İlde, ısınmak için kullanılan yakıtlardan arta kalan atıklar, kış mevsimindeki günlük katı atık<br />
miktarını arttırmaktadır.<br />
N.7. Katı Atıkların Biriktirilmesi, Toplanması, Taşınması ve Transfer İstasyonları :<br />
İlde katı atıkların biriktirilmesi, toplanması, taşınması ve depolanması Belediyece<br />
yapılmaktadır.<br />
İldeki katı atıkların büyük bölümünü oluşturan evsel atıklar belli saatlerde ev ve iş<br />
yerlerinden çöp poşetleri içinde elden ya da İlin değişik yerlerinde kurulu sabit konteynırlardan<br />
Belediyeye ait üç adet sıkıştırmalı çöp aracı ile toplanmaktadır.<br />
Ancak hastane ve dispanser gibi sağlık kuruluşlarınca üretilen ve diğer atıklardan<br />
ayrı biriktirilen tehlikeli ve tıbbi atıklar da evsel atıklarla birlikte toplanmakta ve katı atık<br />
sahasına dökülmektedir.<br />
Konu İl Mahalli Çevre Kurulu gündemine alınmış tehlikeli ve tıbbi atıkların bu<br />
işe ayrılmış özel konteynırlarda toplanarak, düzenlenecek geçici depolama sahalarında<br />
depolanması yönünde karar alınmış ancak yeterli araç-gereç ve personel olmayışı nedeniyle<br />
uygulama yapılamamaktadır.<br />
İl genelinde katı atıkların toplanmasında yaşanan en büyük sorun, yeterli miktarda<br />
konteynırın olmayışı ve halkın çöp toplama saatlerine yeterince özen göstermeyişidir.<br />
N.8. Atıkların Bertaraf Yöntemleri<br />
N.8.1. Katı Atıkların Depolanması :<br />
İl merkezindeki katı atıklar, İl merkezine 4 km uzaklıkta Kartalpınar mevkiinde<br />
yaklaşık 4.5<strong>00</strong> m 2 lik bir alanı kaplayan vahşi depolama sahasında depolanmaktadır.<br />
265
Stabilize yolu dışında hiçbir alt yapısı olmayan katı atık depolama sahası, konum<br />
açısından aranan katı atık sahası için aranan niteliklere sahip olup yaklaşık ömrü 40-50 yıl<br />
arasındadır.<br />
Mevcut vahşi depolama alanında hiç bir ayrıştırma veya başka işleme tabi tutulmayan<br />
katı atıklar geniş bir alana yayılmış durumdadır.<br />
N.8.2. Atıkların Yakılması :<br />
Atıkların yakılması, çöplerin özel bir şekilde projelendirilmiş fırınlarda yakılmasından<br />
ibaret olup, İl genelinde yakma tesisi bulunmamaktadır.<br />
N.8.3. Kompost :<br />
Kompostlama, uygun yöntem ve ekipmanlar kullanılarak, katı atık içinde bulunan<br />
organik maddelerin, kontrollü bir şekilde mikroorganizmalar tarafında dekompoze (çürüme)<br />
edilmesi ve toprak için çok önemli olan gübreye dönüştürülmesi olup, İl genelinde kompost<br />
tesisi bulunmamaktadır.<br />
N.9. Atıkların Geri Kazanımı ve Değerlendirilmesi :<br />
Geri kazanım, geri dönüşüm ve tekrar kullanımın ötesinde; atıkların özelliklerinden<br />
yararlanılarak içindeki bileşenlerin fiziksel, kimyasal veya biyokimyasal yöntemlerle başka<br />
ürünlere veya enerjiye çevrilmesidir.<br />
İl genelinde atıkların geri kazanımı, değerlendirmesi, katı atık bileşenlerinin<br />
belirlenmesi ve katı atıkların içinde geri kazanmaya değer maddelerin olup olmadığı<br />
konularıyla ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.<br />
N.10. Atıkların Çevre Üzerindeki Etkileri :<br />
İlde mevcut biriktirme ve toplama işlemlerinin yürütülmesi işlemi belediye<br />
tarafından yapılmaktadır. Katı atıklar, toplama saatlerinde ev ve iş yerlerinden kapalı kap<br />
veya poşetlerle elden ya da İlin değişik yerlerine kurulu sabit konteynırlardan, sıkıştırmalı<br />
çöp toplama araçları ile toplanmaktadır. Toplanan katı atıklar, katı atık depolama sahasına<br />
taşınmaktadır. Çöp toplama araçlarında çalışan görevli personel, eldiven kullanmakta ancak<br />
koruyucu maske takmamaktadır.<br />
İlde katı atıkların büyük bölümünü evsel atıklar oluşturmaktadır. Evsel atıkların<br />
toplanmasında; personel ve araç sayısının yetersizliği, çöplerin zamanında toplanamaması,<br />
halkın çöpleri belediye çöp toplama araçlarına veya konteynırlara saatinde teslim etmekte<br />
yeterli duyarlılığı göstermemesi gibi nedenlerle olumsuzluklar yaşanmaktadır.Bu nedenle<br />
yol kenarlarında biriktirilen ve çevreye yayılan atıklar, İl merkezinde de çevre kirliliği<br />
yaratmaktadır. Özellikle yaz aylarında bu kirlilik insan ve çevre sağlığı açısından daha da<br />
tehlikeli olmaktadır.<br />
İlde yaklaşık olarak kış aylarında 20 ton/gün, diğer mevsimlerde ise 15 ton/gün katı atık<br />
toplanmaktadır. Tıbbi atık üreten Ardahan Devlet Hastanesi, Askeri Hastane, Sağlık Ocakları<br />
ve Verem Savaş Dispanseri tıbbi ve tehlikeli atıkları kurumlarına ait konteynır ve depolarda<br />
266
ayrı toplamalarına rağmen bu atıklar belediye tarafından evsel atıklarla birlikte toplanarak İl<br />
merkezine 4 km uzaklıkta bulunan katı atık depolama sahasına dökülmektedir.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 106. Ardahan Katı Atık Sahasında Çöp Ayıklayan Vatandaşlar<br />
Katı atık depolama sahası tarım arazilerine oldukça yakındır. Geniş bir alana dökülen<br />
atıklar rüzgar, yağmur suları, yaban hayvanları (özellikle kuşlar) ve çeşitli amaçlarla atıklardan<br />
yararlanmaya çalışan vatandaşlar tarafından çevreye yayılmakta ve özellikle tarım arazileri<br />
üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bütün atıkların (evsel, tıbbi ve tehlikeli) bir arada<br />
bulunduğu katı atık sahasında bazı vatandaşlar, sahadaki atıklardan yararlanmak amacıyla<br />
bu atıkları karıştırarak ayıklamaktadır. Bu durum başta bu işle uğraşanlar olmak üzere insan<br />
sağlığı üzerinde büyük risk oluşturmaktadır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Belediyesi, 2<strong>00</strong>4<br />
Çevre El Kitabı, Çevre Bakanlığı, 20<strong>03</strong><br />
267
268
O. GÜRÜLTÜ VE TİTREŞİM<br />
O.1. Gürültü :<br />
Gürültü, insanların işitme sağlığını ve algılamasını olumsuz yönde etkileyen,<br />
fiziksel ve psikolojik dengelerini bozabilen, iş performansını azaltan, çevrenin güzelliğini<br />
ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren önemli bir çevre kirliliği türüdür. Gürültüyü<br />
kısaca, insanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen sesler olarakta tanımlayabiliriz.<br />
Özellikle büyük kentlerde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede olup, Dünya Sağlık<br />
Örgütünce belirlenen ölçülerin üzerindedir.<br />
Kent gürültüsünü artıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz<br />
ve zamansız klakson çalmaları ve belediye sınırları içerisinde bulunan endüstri bölgelerinden<br />
çıkan gürültüler gelmektedir. Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek<br />
sesler, zamansız yapılan bakım-onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler<br />
insanların işitme sağlığını ve algılanmasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve<br />
psikolojik dengesini bozmakta, iş verimini azaltmaktadır.<br />
Ses şiddetinin ölçü birimi desibeldir (dB). Desibel insan sağlığının en çok hassas<br />
olduğu orta ve yüksek frekansların özellikle vurgulandığı bir ses değerlendirmesi birimidir.<br />
Normal solunum yani işitme eşiği sıfır (0) olarak kabul edilirse.<br />
Normal solunum : 0 dB<br />
İki kişinin konuşması : 60 dB<br />
Kalabalık trafik : 70 dB<br />
Torna tezgahı : 85 dB<br />
Metro treni : 1<strong>00</strong> dB<br />
0-30 dB arası çok sessiz, 30-50 dB arası sessiz, 50-60 dB arası orta derecede gürültülü,<br />
60-70 dB arası gürültülü ve 70-80 dB arası ise çok gürültülü ortam olarak sınıflandırılır.<br />
O.1.1. Gürültü Kaynakları<br />
O.1.1.1. Trafik Gürültüsü :<br />
Kent gürültüsünü arttıran sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz<br />
ve zamansız klakson çalmalarıdır. Karayolları taşımacılığının günden güne artması trafik<br />
gürültüsünün şiddetini arttırmıştır. Bunun için pek çok gelişmiş ülkede trafik gürültüsünü<br />
kontrol tedbirleri alınmıştır. Trafik yoğunluğu bulunmayan Ardahan İlinde, trafikten<br />
kaynaklanan gürültü bulunmamaktadır. Bu nedenle bu konu ile ilgili olarak bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
O.1.1.2. Endüstri Gürültüsü :<br />
Gürültü kaynakları oranları ele alındığında endüstri gürültüsünün toplam gürültü<br />
içerisindeki oranı % 6 civarındadır. Endüstrinin neden olduğu gürültü pek fazla olmamasına<br />
rağmen orada çalışan insanlar açısından büyük öneme sahiptir. İnsanlar fazla gürültüden “ağır<br />
işitme” meslek hastalığına yakalanabilir. Ağır işitme meslek hastalıkları sanayi dallarına<br />
269
göre az veya çok oranda olabilmektedir. Örnek olarak, Güney Almanya’da 1969-1978 yılları<br />
arasında demir-çelik sanayiinde çalışan işçilerin 17<strong>00</strong> kadarı gürültüden ağır işitme hastalığına<br />
maruz kalmışlardır. Sanayi kuruluşlarına göre ağır işitme hastalıkları oranları şöyledir:<br />
Elektro Sanayi % 4.1<br />
Kimya Sanayi % 2.6<br />
Odun Sanayi % 2.6<br />
Mensucat % 5.0<br />
İnşaat % 2.7<br />
Madencilik % 63<br />
Taş sanayi % 4<br />
Diğer % 11<br />
Kısaca özetlenecek olursa, gürültüden dolayı meydana gelen çevre sorunları,<br />
gürültüye neden olan etken durunca ani olarak son bulur ve herhangi bir tortu veya kalıntı<br />
bırakmaz. Gürültüden dolayı herhangi bir maddi kirlenme veya radyasyon olmadığına göre<br />
canlı varlıkların zehirlenmesi, yanması veya tahrip olması söz konusu değildir.<br />
Tablo 88. İşitme Sağlığı Açısından Kabul edilebilir En Büyük Gürültü Seviyeleri<br />
Gürültüye Maruz Kalınan Süre<br />
Max. Gürültü Seviyesi (dBA)<br />
7,5 saat/gün 80<br />
4 saat/gün 90<br />
1 saat/gün 95<br />
0,5 saat/gün 1<strong>00</strong><br />
0,25 saat/gün 105<br />
İlde sanayi olmadığından sanayiden kaynaklanan gürültü ile ilgili bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
O.1.1.3. İnşaat Gürültüsü :<br />
Gürültü kaynakları oranları ele alındığında inşaat gürültüsünün toplam gürültü<br />
içerisindeki oranı % 3 civarındadır. İnşaat gürültülerinin, toplumu rahatsız etmesi ve<br />
gürültünün azaltılması bakımından önemli özellikleri vardır.<br />
1. Bölge sakinleri, uzun süre yaşadıkları çevresindeki gürültülere alışmıştır. İnşaat<br />
sırasında gürültü ile birlikte ortaya çıkan toz ve diğer maddeler toplumu rahatsız eder.<br />
2. İnşaat işleri genel olarak açık sahada yapılır. Dolayısıyla gürültü önleme tedbirlerinin<br />
alınması çok zordur.<br />
3. Planlama ve bölgeleme teknikleri bu tip gürültüler için geçersizdir. Çünkü işin süresi<br />
sınırlıdır.<br />
4. Gürültü seviyesi gün boyunca büyük ölçüde değişir. Gürültünün büyük bir kısmı<br />
Impuls karakterlidir. Bu da insanları daha fazla rahatsız eder.<br />
5. İnşaat süresince çeşitli süreçlerden çok değişik şiddet ve karakterde gürültü ortaya<br />
çıkar<br />
6. İnşaat işlerinin tabiat icabı, gürültü kontrolü için alınacak tedbirler son derece zordur.<br />
270
Bütün bu anlatılara rağmen gürültünün azalması için kompresörlere ve diğer patlayıcı<br />
aletlere susturucu takılması tavsiye edilir. Böylece gürültü kaynağından önlenmiş olur. Bu<br />
mümkün olmadığı takdirde inşaat sahasının etrafı gürültüyü azaltacak şekilde perdelerle<br />
çevrilmelidir.<br />
İlde inşaat sektörü canlı olmadığından inşaat gürültüsü konusu ile ilgili bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
O.1.1.4. Yerleşim Alanlarında Oluşan Gürültüler :<br />
Meskenlerde, televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan<br />
bakım ve onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler insanların işitme sağlığını<br />
ve algılanmasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta,<br />
iş verimini azaltmaktadır. İlde yerleşim alanlarında oluşan gürültüler ile ilgili bir çalışma<br />
yapılamamıştır.<br />
Toplumun Gürültü Seviyelerine Gösterdiği Tepki:<br />
Toplumsal Reaksiyon Ortalama dBA<br />
Yok 55<br />
Seyrek Şikayet 65<br />
Çok Yaygın Şikayet 70<br />
Aşırı Huzursuz Olma 75<br />
Bölgeyi Terk Etmek 80<br />
Tablo 89 . Çeşitli Kullanım Alanlarının Kabul edilebilir Üst Gürültü Seviyeleri<br />
Kullanım Alanı<br />
Ses Basıncı Düzeyi (Gündüz) dBA<br />
Dinlenme Alanları<br />
Tiyatro Salonları 25<br />
Konferans Salonları 30<br />
Otel Yatak Odaları 30<br />
Otel Restoranları 35<br />
Sağlık Yapıları<br />
Hastaneler 35<br />
Konutlar<br />
Yatak Odaları 35<br />
Oturma Odaları 60<br />
Servis Bölümleri (Mutfak, Banyo) 70<br />
Eğitim Yapıları<br />
Eğitim Çalışması Derslikler, Laboratuar 45<br />
Spor Salonu, Yemekhaneler 60<br />
Endüstri Yapıları 65<br />
Fabrikalar (Küçük) 70<br />
Fabrikalar (Büyük) 80<br />
Kaynak : Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />
O.1.1.5. Havaalanları Yakınında Oluşan Gürültü :<br />
Ardahan İlinde havaalanı bulunmamaktadır.<br />
271
O.1.2. Gürültünün Çevreye Olan Etkileri<br />
O.1.2.1. Gürültünün Fiziksel Çevreye Etkileri :<br />
Gürültü kirliliği olmayan İlde, bu konuyla ilgili bir çalışma yapılmamakla birlikte,<br />
gürültü kaynakları göz önüne alınarak İlin imar planında gürültüyü önlemeye karşı bir<br />
uygulama da bulunmamaktadır<br />
O.1.2.2. Sosyal Çevreye Etkisi :<br />
Gürültülü ve sakin hastanelerde tedavi gören hastalar üzerinde yapılan araştırmalar,<br />
gerek dahili gerekse de dışarıdan gürültüye maruz kalan hastanelerde hastaların tedavi için<br />
daha uzun süre yatmaları gerektiğini ortaya koymuştur. Bu açıkça para olarak gürültünün<br />
maliyetini ortaya koymuştur. Bununla birlikte alınan uyku hapları, sanayide kaybedilen<br />
zaman ve apartmanlar için gerekli olan gürültü izolasyonlarına yapılan harcamaların<br />
değerlendirilmesi oldukça zordur.<br />
İl genelinde gürültü kirliliği olmadığından bu konu ile ilgili detaylı bir çalışma<br />
yapılmamıştır.<br />
O.1.3. Gürültünün İnsanlar Üzerine Etkileri<br />
O.1.3.1. Fiziksel Etkisi :<br />
Gürültünün işitme duyusunda oluşturduğu olumsuz etkilerdir. Gürültünün, insan<br />
organizması üzerindeki en büyük fiziksel etkisi, geçici veya sürekli işitme bozuklukları<br />
yaratmasıdır. Geçici etkilerin en çok karşılaşılanı geçici işitme (duyma) eşiği kayması ve<br />
duyma yorulması olarak bilinen işitme duyarlılığındaki geçici kayıptır. Etkilenimin çok fazla<br />
olduğu ve işitme sisteminin eski özelliklerine kavuşmadan tekrar gürültüden etkilendiği<br />
durumlarda işitme kaybı kalıcı olmaktadır<br />
O.1.3.2. Fizyolojik Etkisi :<br />
Gürültünün vücut aktivitesi üzerinde yapmış olduğu değişikliklerin başında; kas<br />
gerilmeleri, kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda hızlanma, kalp<br />
atışlarında yavaşlama, göz bebeğinin büyümesi, ani refleks ve uykusuzluk gelmektedir.<br />
Ayrıca; migren, ülser, gastrit vb. hastalıkların ortaya çıkmasında gürültünün de önemli<br />
bir etkisi olabileceği ileri sürülmekle birlikte bu hastalıkların oluşmasında doğrudan etkili<br />
olduğu henüz kanıtlanmış değildir.<br />
Gürültünün yarattığı olumsuz etkilere bağlı olarak fizyolojik özellikleri şu şekilde<br />
sıralanabilir.<br />
L= 30-65 dBA : Konforsuzluk, rahatsızlık, öfke , kızgınlık, konsantrasyon ve uyku<br />
bozukluğu<br />
L= 65-90 dBA : Fizyolojik tepkilerin başlaması; kan basıncının artması, kalp atışı<br />
ve solunum hızlanması, beyin sıvısındaki basıncın azalması, ani<br />
refleksler<br />
L= 90-<strong>12</strong>0 dBA : Fizyolojik tepkilerin artması, baş ağrıları<br />
L= <strong>12</strong>0 dBA’dan büyük: İç kulakta sürekli hasar ve dengenin bozulması<br />
L= 140 dBA’dan büyük: Ciddi beyin tahribatı<br />
272
O.1.3.3. Psikolojik Etkisi :<br />
Gürültünün psikolojik etkilerinin başında; sinir bozuklukları, korku, rahatsızlık,<br />
tedirginlik, yorgunluk ve zihinsel etkilerde de yavaşlama gelir. Ani olarak yükselen gürültü<br />
düzeyleri insanlarda korku yaratabilmekte, gürültüden etkilenim sürse bile daha sonra<br />
normale dönüş olmaktadır.<br />
Gürültünün insan davranışlar bozuklukları üzerine yapmış olduğu etkiler Tablo<br />
90’da verilmiştir.<br />
Tablo 90 . Bazı Gürültü Türlerinin Desibel Dereceleri ve Psikolojik Etkileri<br />
Gürültü Türü Db Derecesi Psikolojik Etkisi<br />
Uzay Roketleri 170<br />
Canavar Düdükleri 150<br />
Kulak Dayanma Sınırı 140<br />
Makineli Delici <strong>12</strong>0<br />
Motosiklet 110<br />
Kabare Müziği 1<strong>00</strong><br />
Metro Gürültüsü 90<br />
Tehlikeli Bölge 85 Psikolojik Belirtiler<br />
Çalar Saat 80 (II. Basamak)<br />
Telefon Zili 70<br />
İnsan Sesi 60 Psikolojik Belirtiler<br />
Uyku Gürültüsü 30 (I. Basamak)<br />
Kaynak: Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />
Kulak ağrısı, sinir hücrelerinin<br />
bozulması<br />
Sinirsel ve psikolojik bozukluklar<br />
(III. Basamak)<br />
O.1.3.4. Performansa Etkisi :<br />
Gürültünün; iş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozukluğu ve hareketlerin<br />
yavaşlaması gibi performansa etkileri mevcuttur.<br />
Gürültüye maruz kalma süresi ve gürültünün şiddeti, insana vereceği zararı etkiler.<br />
Endüstri alanında yapılan araştırmalar göstermiştir ki; işyeri gürültüsü azaldığında işin<br />
zorluk derecesi de azalmakta, verim yükselmekte ve iş kazaları azalmaktadır.<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; meslek hastalıklarının % 10’u,<br />
gürültü sonucu meydana gelen işitme kaybı olarak tespit edilmiştir. Meslek hastalıklarının<br />
pek çoğu tedavi edilebildiği halde, işitme kaybının tedavisi yapılamamaktadır.<br />
O.2. Titreşim :<br />
Bu konu ayrıntılı bilgi elde edilememiştir..<br />
KAYNAKLAR<br />
Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />
Çevre Bakanlığı, Çevre Notları, 1998<br />
Samsun İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />
273
274
P . AFETLER<br />
P.1. Afet Olayları<br />
P.1.1. Depremler :<br />
Ardahan İli; Merkez, Çıldır, Damal, Göle ve Hanak İlçeleri Afet İşleri Genel<br />
Müdürlüğünün hazırladığı Deprem Bölgeleri Haritasına göre 2. derece deprem bölgesinde<br />
yer alırken, Posof İlçesi ise 3. derece deprem bölgesinde yer almaktadır.<br />
Mevcut kayıtlara göre, İlde meydana gelen depremler;<br />
- Ardahan’da<br />
1888 M= 6,1 büyüklüğünde<br />
1905 M= 4,9 Ardahan ve köylerinde önemli hasarlar olmuştur<br />
19255 M= 5,5 Ardahan ve köylerinde hasar ve 140 ölü<br />
- Çıldır’da<br />
1925 M=5,8 büyüklüğünde<br />
1929 M= 4,4<br />
1969 M= 4,7<br />
- Posof’ta<br />
11.05.1940 M= 5,2 Posof civarı, köylerde 70 bina yıkılmıştır.<br />
- Göle’de<br />
28.5.19<strong>03</strong> M=5,8 Göle ve civarında 8<strong>00</strong>0 yıkık ve hasarlı yapı oluşmuş<br />
ve 1<strong>00</strong>0 can kaybı<br />
Harita 28. Ardahan İli Deprem Haritası<br />
275
P.1.2. Heyelan ve Çığlar :<br />
Ardahan İli Posof İlçesinde eğimi yüksek yamaçlarda (Hıram Mevkii gibi) lokal ve<br />
bölgesel çapta heyelanlar oluşmuştur. Posof İlçesi Kopuzlu, Çambeli, Türkgözü, Günlüce<br />
ve Demirdöven köylerinde sık sık heyelan meydana gelmektedir. Ardahan İlinde heyelanlar<br />
nedeniyle şimdiye kadar can kaybı olmamıştır. Ancak 07.04.2<strong>00</strong>4 tarihinde Göle yolu<br />
üzeri Tepeler Köyü mevkiinde heyelan olması nedeniyle Ardahan-Göle karayolu çökmüş<br />
ve 3/0 enerji dağıtım hattındaki direkler zarar görmüştür. Heyelandan dolayı yerleri kayan<br />
direklerin yeri değiştirilerek 1 adet durdurucu direk eklenerek hat normale döndürülmüştür<br />
(Hasar Bedeli 6 milyar TL).<br />
İlde çığa maruz kalan alan bulunmamakla birlikte şimdiye kadar kayda değer çığ<br />
düşme olayına rastlanmamıştır.<br />
Kaynak: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 107. Posof İlçesi Hıram Mevkiindeki Heyelan Görüntüsü<br />
P.1.3. Seller :<br />
Ardahan İli (D) hassasiyetinde olup, doğal afetlere karşı hassas il statüsündedir.<br />
İlde hemen hemen her yıl özellikle bahar aylarında şiddetli yağmurlar ve ani sıcaklık artışı<br />
sebebiyle sel baskınları meydana gelmektedir. 1988 yılında Çıldır İlçesi başta olmak üzere<br />
Ardahan genelinde sel baskınlarında dolayı 106 ağır hasar, 239 orta hasar ve 299 az hasar<br />
olmak üzere toplam 644 konut hasar görmüştür.<br />
04-05 Mart 2<strong>00</strong>4 tarihinde meydana gelen sel felaketinde Ardahan-Posof karayolu<br />
üzerindeki Aktaş Köprüsü yıkılmış ve bu nedenle köprüden Kura Nehri’ne düşen bir araçta<br />
3 kişi ölü, 1 kişi de yaralı olarak çıkarılmıştır. Ayrıca aynı selden dolayı Merkez İlçe Atatürk<br />
Mahallesi’nde 50’ye yakın iş yeri ve 50 kadar ev ve ahırı su basmıştır. Bu selde de 4 büyük<br />
baş hayvan telef olmuştur.<br />
276
29 <strong>May</strong>ıs 2<strong>00</strong>4 tarihinde meydana gelen sel felaketinde Alabalık Deresi’nin<br />
taşması sonucu meydana gelen selden dolayı 1 kişi yaralanmış, 1 ev yıkılmış ve 4 ev hasar<br />
görmüştür.<br />
23 Haziran 2<strong>00</strong>4 tarihinde Ardahan Merkezde meydana gelen sel felaketinde 1 kişi<br />
hayatını kaybederken 69 evi de su basmıştır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 108. Ardahan İlinde Haziran 2<strong>00</strong>4 Tarihde Dolu Yağışı ve Sonrasındaki Sel<br />
Ayrıca tarihi kayıtlarda H.1311/M.1895 yılında Meşe Ardahan denilen Hanak, Damal<br />
ve bir çok köylerinde büyük bir dolu afeti yaşandığı, bunun neticesinde ekinlerin yok olduğu,<br />
meraların önemli ölçüde zarar gördüğü ve hatta küçük baş hayvanları ve kümes hayvanlarına<br />
da zarar verdiği ifade edilmektedir.<br />
P.1.4. Orman ve Otlak Yangınları<br />
İlde bulunan orman ve otlaklarda, büyük ekonomik değerli yangınlar meydana<br />
gelmemekle birlikte zaman zaman özellikle Yalnızçam Ormanları’nda insan kaynaklı kök<br />
ve örtü yangını oluşmaktadır.<br />
Aynı şekilde büyük ekonomik değerli olmamakla birlikte uzun boylu dağ çayırlarından<br />
oluşan ve otlatılmayan bazı alanlarda sonbaharda otların kuruması ve nisbi nemin düşmesi<br />
ile birlikte yangın tehlikesi oluşmakta, bazen de küçük ölçekli otlak yangınları çıkmaktadır.<br />
P.1.5. Fırtınalar :<br />
Ardahan 1992 yılında İl statüsüne kavuştuğundan, mevcut kayıtlar 1992 yılı ve<br />
sonrasını kapsamaktadır. Ardahan İlinde kış mevsimi uzun, sert ve kar yağışlıdır. Bu olumsuz<br />
hava koşulları her türlü arazi çalışmasını olumsuz yönde etkilemekte özellikle enerji dağıtım<br />
hatlarında sık sık hasarlar meydana gelmektedir.<br />
277
Kaynak: Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü<br />
Şekil 109. Ardahan İlinde Fırtınaların Enerji İletim HatlarınaVerdiği Zarar<br />
Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü kayıtlarına göre; Ardahan İl merkezinde 30.01.2<strong>00</strong>2<br />
ile 01.02.2<strong>00</strong>2 tarihleri arasında yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle meydana gelen hasar<br />
tespit çalışmaları sonucunda aşağıdaki gibidir:<br />
1- Kanalizasyon terfi binaları motorları,<br />
şebeke, kolektör hattı hasarı<br />
3<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
2- İçme suyu ishale ve şebeke hattında<br />
meydana gelen hasar<br />
225.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
3- Şehir şebekesindeki kar temizleme ve kar nakli 75.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
6<strong>00</strong>.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0.<strong>00</strong>0 TL<br />
İlde meydana gelen fırtınalar nedeniyle Ardahan TEDAŞ Müessese Müdürlüğü<br />
dağıtım hatlarında meydana gelen hasarlar ise;<br />
<strong>03</strong>.07.2<strong>00</strong>2 tarihinde Göle İlçesinde meydana gelen hortum neticesinde 8 adet 3/0<br />
enerji nakil hattı direği yıkılmıştır. Enerjinin kesintiye uğramaması için yerine ağaç direkler<br />
dikilerek takviye yapılmış ve enerji verilmiştir. <strong>03</strong>.09.2<strong>00</strong>2 tarihinde 3/0 direkler yeniden<br />
yapılarak hat normale döndürülmüştür (Hasar Bedeli:25 milyar TL).<br />
20.08.2<strong>00</strong>4 tarihinde Hoçuvan-Hasköy bölgesinde meydana gelen hortum neticesinde<br />
3/0 Enerji nakil hattında 5 adet galvanizli cıvatalı direk yıkılmıştır. Enerjinin kesintiye<br />
278
uğramaması amacıyla hat 14 adet ağaç direkle takviye edilmiştir. Daha sonra 5 adet 3/0 direk<br />
dikilerek hat normale döndürülmüştür (Hasar Bedeli:17 milyar TL).<br />
25.11.2<strong>00</strong>4 tarihinde İl genelinde meydana gelen kar fırtınası nedeniyle Çıldır<br />
İlçesinde 8 köyün bağlı olduğu Aşağı Cambazlar grubu enerjisiz kalmıştır. Kar fırtınası<br />
nedeniyle iletkenlerde aşırı buz yükü oluşmuş, 6 adet orta gerilim direği arasındaki orta<br />
gerilim hattı kopmuş ve 2 adet direğin kırılmasının yanı sıra traversler de fırtınadan hasar<br />
görmüştür. 5 gün süreyle 8 köye enerji verilemediği gibi fırtına olan bölgeye araçlarla<br />
ulaşılamamıştır. Fırtına sonrasında direkler arasında kopan hattın iletkenleri yeniden<br />
çekilmiş, <strong>12</strong> adet VKS İzalatör değiştirilmiş, direkler ve traversler yenilenmiştir (Hasar<br />
Bedeli:3 milyar TL).<br />
P.2. Afetler ve Sağlık Zararları<br />
P.2.1. Radyoaktif Maddeler :<br />
Ülkemiz, civarında bulunan özellikle komşularımız topraklarında kurulu nükleer<br />
reaktörlerden kaynaklanabilecek teknolojik afet riski ile karşı karşıyadır. Bu reaktörlerden<br />
1977’de inşası tamamlanan ve ülkemize en yakın konumda bulunan Ermenistan’da kurulu<br />
olan VVER-440/230 tipli Metsamor Nükleer Reaktörü Erivan’a 40 km, Iğdır sınırına<br />
yaklaşık 16 km., Kars’tan ise kuşbakışı 1<strong>00</strong> km uzaklıkta bunmaktadır. Bu reaktör başta<br />
Iğdır olmak üzere, Kars ve Ardahan için ciddi bir risk taşımaktadır.<br />
Daha santral kurulmadan önce bazı Sovyet bilim adamları bu santralın Ağrı Dağı<br />
fay hattı üzerinde olduğu ve bölgenin ana su kaynaklarına radyasyon karışımı tehlikesinin<br />
yüksek olduğunu bildirerek projenin hayata geçmesine karşı çıkmışlardı. Metsamor Nükleer<br />
Santrali’nde ikinci reaktörün 1980’de inşa edilmesiyle üretim gücü 880 KW/saate ulaşmıştır.<br />
Sonuç itibarıyla çevreye vereceği zararlar hesaba alınmadan santralin fay hattı üzerinde inşa<br />
edilmesi, yeterli güvenlik ve teknik donanımı olmayan, reaktörün soğutulması için soğutucu<br />
suyun yetersizliği ve soğutma sisteminin eskimiş olan birinci nesil proje ile inşa edilmesi de<br />
bölgenin ekolojik durumu için ciddi tehlikeler doğurmaktadır.<br />
Ermenistan hükümeti, santralin Richter ölçeğine göre dokuz şiddetinde depreme<br />
karşı dayanıklı olduğunu ifade etse de santralin fay hattı üzerinde olması, 1988 depreminde<br />
zarar görmesi ve kullanıma başlamasından sonra ilk 10 yılda 150’ye yakın kaza geçirmesi<br />
sorunun ciddiyetini göstermektedir. Yapılan baskılar sonucu Metsamor Nükleer Reaktörü<br />
geçici bir süreliğine kapatılmasına rağmen, Ermenistan’da 1995 yılında ortaya çıkan<br />
enerji krizinden dolayı kapatılan iki santralden biri tekrar çalıştırmaya başlandı. AB defalarca<br />
Nükleer Santralin kapatılmasını talep etse de Ermenistan alternatif enerji üretimi olmadığını<br />
ileri sürerek santrali kapatmamıştır.<br />
Komşu ülkelerden radyoaktif madde kullanımı sonucu oluşan zararlarla ilgili olarak<br />
İl Sivil Savunma Müdürlüğünce, her gün öğleden önce beş ve öğleden sonra da beş kez<br />
olmak üzere günde on kez radyasyon ölçümleri yapılmaktadır. Ölçümler bir çizelge halinde<br />
her ay sonunda Sivil Savunma Genel Müdürlüğüne gönderilmekte olup, ölçüm sonuçları<br />
Sivil Savunma Genel Müdürlüğü tarafından değerlendirilmektedir.<br />
279
Tablo 91 . 2<strong>00</strong>4 Yılı İtibariyle Ardahan İlinin Aylara Göre Radyasyon Ölçüm Değerleri;<br />
Aylar(2<strong>00</strong>4 yılı)<br />
Ölçüm Birimi (m Sv/h)<br />
(Aylık Ortalama)<br />
Ocak 0,545<br />
Şubat 0,505<br />
Mart 0,520<br />
Nisan 0,460<br />
<strong>May</strong>ıs 0,427<br />
Haziran 0,398<br />
Temmuz 0,399<br />
Ağustos 0,428<br />
Eylül 0,444<br />
Ekim 0,373<br />
Kasım 0,420<br />
Aralık 0,405<br />
Kaynak: Ardahan İl Sivil savunma Müdürlüğü<br />
Radyasyon Değeri İnsana Olan Etkisi<br />
0,0 – 75 Herkes için tehlikesiz<br />
75 – 150 Savaş Dozu<br />
150-3<strong>00</strong> Hastalık Başlangıç Dozu<br />
3<strong>00</strong>-450 Ölüm Dozu Başlangıcı<br />
450-6<strong>00</strong> % 50 Öldürücü Doz<br />
6<strong>00</strong> ve yukarısı Herkes için % 1<strong>00</strong> Ölüm Dozu<br />
P.2.2. Denize Dökülen Petrol ve Diğer Tehlikeli Atıklar :<br />
İlin denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />
P.2.3. Tehlikeli ve Zehirli Maddeler :<br />
Tehlikeli atıklar teknolojik gelişmeye bağlı olarak ortaya çıkan ve insan sağlığını<br />
tehdit eden endüstriyel nitelikli atıklardır. İlde tehlikeli ve zehirli maddelerin depolanması,<br />
taşınması ve kullanımı sırasında halk sağlığına zarar verecek derecede bir olay olmamıştır.<br />
P.3. Afetlerin Etkileri ve Yardım Tedbirleri :<br />
Afetlerin önlenmesi, zararların azaltılması, afetlere karşı hazırlıklı olunması ve afet<br />
anında etkili bir kurtarma, ilk yardım ve geçici iskan faaliyetlerinin yürütülmesi için gerek<br />
merkezde ve gerekse illerde alınması gereken tedbirler ve yapılması gereken çalışmalar Afet<br />
Yönetmeliği ile belirlenmiştir.<br />
Bu Yönetmelik ile, Devletin tüm güç ve kaynaklarını afetten önce planlayarak, afetin<br />
meydana gelmesi halinde, devlet güçlerinin afet bölgesine en hızlı şekilde ulaşmasını ve<br />
afetzedelere en etkili kurtarma ve ilk yardım hizmetinin yapılmasını sağlamaktır. Herhangi<br />
280
ir bölgede afet olması durumunda afet hizmetlerine ilişkin çalışmalara, gerek merkezde<br />
ve gerekse afet bölgesindeki tüm askeri birlikleri ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının<br />
katılması zorunludur.<br />
7269 sayılı “Genel Hayata Etkili Afetler Nedeni ile Alınacak Tedbirlerle Yapılacak<br />
Olan Yardımlara Dair Yasa”nın 4. maddesi ve bu maddeye dayanarak hazırlanan ve yürürlükte<br />
olan “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik” bu<br />
çalışmaları afet öncesinde düzenlemek ve gerçekleştirmek üzere düşünülmüştür. Buna göre<br />
her il ve ilçenin herhangi bir afet olayında uygulamak üzere acil yardım teşkilat planları<br />
mevcuttur. Bu planlarda, Vali ve Kaymakamın başkanlığında kurulan örgütün görev ve<br />
sorumlulukları belirtilmiştir.<br />
Genel hayatı geniş ölçüde etkileyen afetlerde ise ilgili yasaya göre Bayındırlık ve<br />
İskan Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında oluşturulan “Afetler Merkez Koordinasyon<br />
Kurulu” başkanının çağrısı üzerine toplanır. Gerekli kararları alır ve uygulamasını sağlar.<br />
İlde meydana gelebilecek doğal afetlere karşı; İl Sivil Savunma Müdürlüğüne ait<br />
içerisinde kaldırma yastıkları, jeneratör, beton kırma makinesi, ağaç kesme testeresi,<br />
kompresör, hidrolik kesme ayırma takımı, vakumlu sedye, motopomp ve içerisinde diğer<br />
kurtarma malzemeleri bulunan 1 adet Mercedes MB 8<strong>00</strong> kamyon ve 1 adet Ford Ranger<br />
pikap bulunmaktadır.<br />
Arama kurtarma faaliyetlerinde görev yapmak üzere İl Sivil Savunma Müdürlüğü<br />
personeli ile birlikte İldeki diğer kamu kurum ve kuruluşlarından oluşturulmuş toplam 20<br />
personel mevcut olup, söz konusu personelin eğitim ve tatbikatları belirli zamanlarda İl Sivil<br />
Savunma Müdürlüğünce yapılmakta ve sürekli göreve hazır halde tutulmaktadır.<br />
İlde olası bir afette, afetin büyüklük ve hasar derecesine göre ilk önce Erzurum Sivil<br />
Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğünden ve ihtiyaç duyulması halinde komşu<br />
illerin İl Sivil Savunma Müdürlüğünden yardım talebinde bulunulacaktır.<br />
P.3.1. Sivil Savunma Birimleri :<br />
İlde Sivil Savunma Müdürlüğü mevcut olup, 20 personeli ve 2 adet arama kurtarma<br />
aracı ile hizmet vermektedir. İlde ayrıca sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu herhangi bir<br />
sivil savunma birimi bulunmamaktadır.<br />
P.3.2. Yangın Kontrol ve Önleme Tedbirleri :<br />
İlde meydana gelebilecek yangınların söndürülmesi ve önlenmesi ile ilgili tedbirler,<br />
Belediye İtfaiye teşkilatınca yapılmaktadır. İl Sivil Savunma Müdürlüğü ancak büyük<br />
yangınlarda, Belediye itfaiye birimlerini personel olarak takviye edecektir.<br />
P.3.3. İlkyardım Servisleri :<br />
İl Sivil Savunma Müdürlüğü bünyesinde İldeki vatandaşlardan oluşturulan Sivil<br />
Savunma Servisleri mevcut olup, bu servislerden bir tanesi de İlkyardım ve Ambulans<br />
servisidir. Bu serviste görev alan mükellefler, seferberlik ve savaş durumunda ve afetlerde<br />
yaralılara ilk yardım yapmak, yaralı taşımak ve sağlık personeline yardımcı olacak şekilde<br />
281
görev yapmak üzere teşkilatlandırılmıştır. Bu servislerin eğitim ve tatbikatları belirli<br />
zamanlarda İl Sivil Savunma Müdürlüğünce yapılmaktadır.<br />
P.3.4. Afetzedeler ve Mültecilerin Yeniden İskanı :<br />
İlde meydana gelebilecek bir afet sonrasında afetzede durumunda olan vatandaşların<br />
iskanı, daha önce tespiti yapılan iki ayrı yerde, İl Sivil Savunma Müdürlüğünde mevcut<br />
bulunan çadırlar ile çadır kentlerin kurulması ile temin edilecektir.<br />
P.3.5. Tehlikeli ve Zehirli Maddelerin Sınırlar Arası Taşınması İçin Alınan Tedbirler :<br />
İlde tehlikeli ve zehirli maddelerin depolanması, taşınması, kullanımı sırasında<br />
oluşan bir kaza bulunmamaktadır. Böyle bir kaza olması durumunda İl Sivil Savunma<br />
Müdürlüğünce gerekli tedbirler alınacaktır. Buna göre böyle bir kaza olasılığına karşın<br />
tedbir olarak, İl Sivil Savunma Müdürlüğü koordinesinde İl Emniyet Müdürlüğü, Tarım<br />
İl Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü ve Ardahan Belediyesinden oluşan <strong>12</strong> kişilik bir NBC<br />
(Nükleer, Biyolojik ve Kimyasal) timi kurulmuştur. Böyle bir kaza anında ilk önce NBC<br />
timi olay yerine gidip bölgeyi kontrol altına alacaktır. Çevreye yayılan tehlikeli ve zararlı<br />
maddenin cinsi, miktarı ve boyutu tespit edilerek etkileyeceği alan hesaplanıp gerektiğinde<br />
yakınında bulunan yerleşim yerinin tahliye edilmesi sağlanacaktır. Daha sonra da atığın<br />
cinsine göre imha yoluna gidilecektir.<br />
P.3.6. Afetler ve Büyük Endüstriyel Kazalar :<br />
Afetler ve büyük endüstriyel kazalar sonucunda nükleer kaza ve bir gaz sızıntısı<br />
tehlikesi ile karşı karşıya kalınması durumunda ilde yaşayanlar tahliye edilecektir. Afetten<br />
sonra ağır hasar gören ve yıkılma tehlikesi bulunan binalar var ise vatandaşlar uyarılacak ve<br />
binalara girmeleri engellenecek, yıkılma tehlikesi olan binaların yıktırılmaları için gerekli<br />
çalışmalar yapılacaktır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Deprem Araştırma Dairesi<br />
TABBAN, A., Kentlerin Jeolojisi ve Deprem Durumu, Jeoloji Mühendisleri Odası Yayını,<br />
2<strong>00</strong>0, Ankara<br />
Göle Orman İşletme Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan İl Sivil Savunma Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
282
R. SAĞLIK VE ÇEVRE<br />
R.1. Temel Sağlık Hizmetleri<br />
R.1.1. Sağlık Kurumlarının Dağılımı :<br />
Tablo 92. Sağlık Kurumlarının İl Merkezi ve İlçelere Göre Dağılımı<br />
İLÇE ADI<br />
HASTANE<br />
SAĞLIK<br />
MERKEZİ<br />
AÇSAP<br />
MERKEZİ<br />
VEREM<br />
SAVAŞ<br />
DİSP.<br />
HALK<br />
SAĞLIK<br />
LAB.<br />
SAĞLIK<br />
OCAĞI<br />
SAĞLIK<br />
EVİ<br />
Merkez 1 - 1 1 1 8 28<br />
Hanak - - - - - 3 14<br />
Damal - - - - - 1 5<br />
Posof 1 - - - - 4 15<br />
Göle 1 - - - - 5 23<br />
Çıldır - 1 - - - 4 14<br />
TOPL<strong>AM</strong> 3 1 1 1 1 25 99<br />
Kaynak : İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
İlde 3 hastane, 25 sağlık ocağı ve 1 dispanserde 268 yatak olup, toplam 443 personelle<br />
sağlık alanında hizmet verilmektedir.<br />
R.1.2. Bulaşıcı Hastalıklar :<br />
Tablo 93 . Ardahan İlinde Bulaşıcı Hastalıklarla İlgili 2<strong>00</strong>4 Yılı Verileri<br />
Yaş Gruplararı<br />
Cinsiyet<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Enfluenza<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Kızamık<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Amipli<br />
Dizanteri<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Serum<br />
Hepatit<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Kuduz<br />
Şüpheli<br />
Isırık<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Streptokok<br />
Anjini<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Tüberküloz<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Tifo<br />
(Salmonellosis)<br />
Bulaşıcı<br />
Sarılık<br />
Vaka<br />
Ölüm<br />
Şarbon<br />
0 Yaş E 0 1 5 1<br />
1-4<br />
K 0 3 1<br />
E 0 <strong>12</strong> 14 4<br />
5-9<br />
K 1 7 17 4<br />
E 0 1 6 42 9 1<br />
10-14<br />
K 3 2 7 13 6<br />
E 1 1 1 64 5 1 1<br />
15-24<br />
K 3 18 9<br />
E 5 76 7 4 1<br />
25-44<br />
K 16 3 19 6 1<br />
E 4 2 70 8 6 2<br />
45-64<br />
K 14 1 24 6 3 3<br />
E 10 26 6 2 1 1<br />
65+<br />
K 7 2 17 3 1 1<br />
E 4 8 1 2<br />
Toplam<br />
K 1 1 3 4 1 1<br />
E 27 3 23 3 265 40 13 2 5<br />
K 45 2 17 7 1<strong>12</strong> 38 5 2 1 5<br />
TOPL<strong>AM</strong> 70 5 40 10 377 78 18 2 3 10<br />
Kaynak: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
283
R.1.2.1. İçme ve Kullanma Suları :<br />
Tablo 94. Ardahan İli İçme Suyu Fiziksel Analiz Raporu<br />
İçme Suyu Fiziksel Analiz Raporu<br />
Değirmendere<br />
Kaynağı<br />
(61,52 lt/s)<br />
Küçükdere<br />
Kaynağı<br />
(73,66 lt/s)<br />
Su Atan<br />
Kaynağı<br />
(45 lt/s)<br />
Merkez<br />
Depo<br />
Görünüş Tortusuz Tortusuz Tortusuz Tortusuz<br />
Bulanıklık (NTU) 1.0 1.0 1.0 1.0<br />
Renk 1.0 1.0 1.0 1.0<br />
Koku ve Tat Kokusuz Kokusuz Kokusuz Kokusuz<br />
Elektriki İletkenlik<br />
(25oC) (Mikroohm/cm)<br />
102.0 1<strong>03</strong>.9 72.1 104.2<br />
PH 7.60 7.3 7.20 7.10<br />
Toplam sertlik (Fr.S) 3.0 3.3 2.0 3.6<br />
Geçici sertlik kalıcı sertlik (Fr.S) 3.0 3.3 2.0 3.6<br />
Kalıcı Sertlik (Fr.S) 0.0 0.0 0.0 0.0<br />
Fenolftalein Alkalinitesi mg/l<br />
(CaCO3 cinsinden)<br />
Toplam Alkalinite mg/l<br />
(CaCO3 cinsinden)<br />
Buharlaştırma Kalıntısı mg/l<br />
(CaCO3 cinsinden)<br />
0.0 0.0 0.0 0.0<br />
40.4 42.4 31.5 39.6<br />
76.5 77.9 54.1 78.1<br />
Organik Madde, KMnO 4<br />
Cinsinden 096 0.96 0.40 0.14<br />
Kaynak: İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 95 . Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (KATYONLAR) Analiz Raporu<br />
İçme Suyu Kimyasal Analizi<br />
KATYONLAR<br />
Değirmendere<br />
Kaynağı<br />
(61,52 lt/s)<br />
Küçükdere<br />
Kaynağı<br />
(73,66 lt/s)<br />
Su Atan<br />
Kaynağı<br />
(45 lt/s)<br />
Merkez Depo<br />
Kalsiyum<br />
mg/l 7.84 10.19 5.20 7.<strong>00</strong><br />
mek/l 0.39 0.51 0.26 0.35<br />
Magnezyum<br />
mg/l 2.62 1.91 1.70 4.42<br />
mek/l 0.22 0.16 0.14 0.36<br />
Amonyum<br />
mg/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />
mek/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />
Sodyum<br />
mg/l - - - -<br />
mek/l - - - -<br />
Potasyum<br />
mg/l - - - -<br />
mek/l - - - -<br />
Toplam Demir<br />
mg/l 0.02 0.02 0.02 0.02<br />
mek/l 0.<strong>00</strong>07 0.<strong>00</strong>07 0.<strong>00</strong>07 0.<strong>00</strong>08<br />
Toplam Mangan<br />
mek/l - - - -<br />
mg/l - - - -<br />
Kaynak: İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
284
Tablo 96 . Ardahan İli İçme Suyu Kimyasal (ANYONLAR) Analiz Raporu<br />
İçme Suyu Kimyasal Analizi<br />
ANYONLAR<br />
Değirmendere<br />
Kaynağı<br />
(61,52 lt/s)<br />
Küçükdere<br />
Kaynağı<br />
(73,66 lt/s)<br />
Su Atan<br />
Kaynağı<br />
(45 lt/s)<br />
Merkez Depo<br />
Karbonat<br />
Mg/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />
mek/l 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><br />
Bikarbonat<br />
Mg/l 49.29 51.75 38.44 48.31<br />
mek/l 0.81 0.85 0.63 0.79<br />
Klorür<br />
Mg/l 6.79 5.82 3.92 5.66<br />
mek/l 0.19 0.16 0.11 0.16<br />
Sülfat<br />
Mg/l 0.36 0.38 0.38 4.30<br />
mek/l 0.01 0.01 0.01 0.09<br />
Nitrit<br />
Mg/l 0.<strong>00</strong>0 0.<strong>00</strong>0 0.<strong>00</strong>6 0.<strong>00</strong>0<br />
mek/l 0.<strong>00</strong><strong>00</strong> 0.<strong>00</strong><strong>00</strong> 0.<strong>00</strong>01 0.<strong>00</strong><strong>00</strong><br />
Nitrat<br />
Mg/l - - - -<br />
mek/l - - - -<br />
Orto Fosfat<br />
Mg/l - - - -<br />
mek/l - - - -<br />
Kaynak: İller Bankası Genel Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 97. İldeki İçme ve Kullanma Sularının Durumu<br />
İÇME KULLANMA SULARI<br />
İçme<br />
Kullanma<br />
(Şebeke suyu)<br />
Kaynak<br />
Kuyu<br />
Nehir<br />
Dere<br />
Göl<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
Kimyasal<br />
Fiziksel<br />
Bakteriyolojik<br />
Sayısı 52 191 136 52 2 433<br />
Örnek sayısı 8 18 1 - - 27<br />
Uygun değil 1 - - - - 1<br />
Örnek sayısı 263 55 - - - 318<br />
Uygun değil 2 4 - - - 6<br />
Muayene sayısı 278 275 1 1 - 522<br />
Uygun değil 141 111 1 1 - 247<br />
Klorlama sayısı 29 3 - - - 32<br />
Klor<br />
Kontrol sayısı 573 7 - - - 580<br />
Yeterli 58 7 - - - 65<br />
Yetersiz 515 - - - - 515<br />
Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
R.1.2.2. Denizler :<br />
Ardahan İlinin herhangi bir denize kıyısı bulunmamaktadır.<br />
R.1.2.3. Zoonoz Hastalıklar :<br />
Zoonoz hastalıklar, hayvanlardan insanlara geçen bulaşıcı hastalıklardır.<br />
285
Tablo 98. İldeki Zoonoz Hastalıkların Durumu<br />
ZOONOZ HASTALIK 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />
KUDUZ (Şüpheli Isırık) 409 414<br />
Brusellosis 4 1<br />
Şarbon 14 6<br />
Kaynak : İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
R.1.3. Gıda Hijyeni :<br />
İlde, gıda denetim hizmetleri, 28.06.1995 tarih ve 22327 sayılı Resmi Gazetede<br />
yayımlanarak yürürlüğe giren 560 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 07.11.1995 tarih ve<br />
22456 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve cezai müeyyideleri belirleyen<br />
4<strong>12</strong>8 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler doğrultusunda yapılmakta iken, 05.06.2<strong>00</strong>4 tarih<br />
ve 25483 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5179 sayılı “Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve<br />
Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki<br />
Kanunun” yürürlüğe girmesi ile bundan böyle gıda denetim hizmetleri adı geçen kanun ve<br />
çıkarılacak yönetmelikler doğrultusunda Tarım İl Müdürlüğü tarafından icra edilmektedir.<br />
İl genelinde 22’si ekmek fırını, 33’ü süt ve süt mamulleri üreten işyeri, 2’si mezbaha,<br />
4’ü değirmen olmak üzere toplam 61 adet gıda üreten işyeri faaliyet göstermektedir.<br />
İşletmelerin denetleme faaliyetleri paralelinde sürdürülmekte olan kayıt altına alınması<br />
çalışmalarında, 2<strong>00</strong>4 yılı içerisinde Tarım İl Müdürlüğünce, kapasitesi 60 beygir gücünün<br />
altındaki toplam 14 işletmeye gıda sicili ve üretim izni, Ardahan Belediyesine ait mezbahaya<br />
da 3. sınıf mezbaha ruhsatnamesi verilmiş ve kapasitesi 60 beygir gücünün üzerinde bulunan<br />
1 işletmeye ise Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünce<br />
üreteceği ilave 4 ürün için üretim izni verilmiştir.<br />
Ekmek Fırınları: Merkez İlçe sınırları içerisinde 2<strong>00</strong>4 yılı ilk 6 aylık dönem içerisinde,<br />
yapılan denetimlerde 6 adet fırından alınan ekmek numuneleri Kars İl Kontrol Laboratuarı’na<br />
gönderilerek muhtelif fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerin yapılması sağlanmıştır.<br />
Analiz sonuçlarında mevzuata aykırı herhangi bir durumla karşılaşılmamıştır.<br />
Süt Mamulleri Üreten İşyerleri: İl genelindeki toplam faaliyet gösteren 33 adet İşletmenin<br />
tamamı denetlenmiş ve Göle İlçesinde faaliyet gösteren 3 adet işletmede üretilmiş olan<br />
kaşar peyniri numunesi, muhtelif analizlerin yapılabilmesi amacı ile Kars İl Kontrol<br />
Laboratuarı’na sevk edilmiştir. Analizlerin neticesinde mevzuata aykırı herhangi bir durumla<br />
karşılaşılmamıştır.<br />
Kombina ve Kesimevleri: İl genelinde, özel teşebbüse ait olan 1 adet kombina ile Ardahan<br />
Belediyesi’ne ait olan 1 adet 3. sınıf kesimevi ruhsatlı işletme faaliyet göstermektedir. Bu<br />
işletmelere yönelik denetim faaliyetleri program dahilinde gerçekleştirilmiştir.<br />
R.1.4. Aşılama Çalışmaları :<br />
İl genelinde yaş gruplarına göre yapılan aşı çeşitleri aşağıda verilmiştir;<br />
286
0-5 yaş grubu çocuklara : Difteri, Boğmaca, Tetanoz (Karma), Polio (Çocuk<br />
felci), Kızamık, BCG (Verem), Hepatit B<br />
5-16 yaş grubu çocuklara : Difteri, Tetanoz (Karma), Kızamık, Tetanoz, BCG<br />
15-49 yaş grubu kadınlara (Doğurganlık çağı) : Gebe tetanozu<br />
Tablo 99. Ardahan İlinde 20<strong>03</strong> ve 2<strong>00</strong>4 Yıllarında Yapılan Aşı Türü ve Sayıları<br />
AŞI TÜRÜ 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />
DBT- Polio 1 1883 2391<br />
DBT- Polio 2 1780 2415<br />
DBT- Polio 3 1714 2288<br />
Kızamık 1781 2241<br />
Hepatit B 1 1842 2301<br />
Hepatit B 2 1816 2261<br />
Hepatit B 3 1848 1983<br />
BCG 1535 1633<br />
Gebe Tetanozu 1 702 1028<br />
Gebe Tetanozu 2 409 752<br />
Kaynak: Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
AŞI ÇALIŞMALARINI YÜRÜTEN BİRİMLER :<br />
- Ardahan Merkez Sağlık Ocağı : 2 Sağlık Memuru, 1 Hemşire, 6 Ebe<br />
- Ardahan 2 Nolu Sağlık Ocağı : 2 Hemşire, 2 Ebe<br />
- Hasköy Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />
- Sulakyurt Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />
- Çamlıçatak Sağlık ocağı : 1 Ebe<br />
- Yalnızçam Sağlık Ocağı : 2 Ebe<br />
- Posof Merkez Sağlık Ocağı : 2 Sağlık Memuru, 2 Ebe, 1 Hemşire<br />
- Yeniköy Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />
- Aşıkzülali Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru<br />
- Eminbey Sağlık Ocağı : 1 Hemşire<br />
- Damal Merkez Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru, 1 Hemşire, 4 Ebe<br />
- Hanak Merkez Sağlık Ocağı : 3 Sağlık Memuru, 4 Ebe, 2 Hemşire<br />
- Koyunpınar Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru, 2 Ebe<br />
- Ortakent Sağlık Ocağı : 1 Hemşire, 1 Ebe<br />
- Göle Merkez Sağlık Ocağı : 3 Sağlık Memuru, 9 Hemşire, 4 Ebe<br />
- Köprülü Sağlık Ocağı : 1 Sağlık Memuru, 1 Ebe<br />
- Ağılyolu Sağlık Ocağı : 3 Ebe<br />
- Çıldır Merkez Sağlık Ocağı : 2 Sağlık Memuru, 4 Ebe<br />
- Kurtkale Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />
- Yakınsu Sağlık Ocağı : 2 Ebe<br />
- Meryem Sağlık Ocağı : 1 Ebe<br />
tarafından aşılama çalışmaları yürütülmektedir.<br />
Personeli olmayan Ağzıpek, Tunçoluk, Gümüşparmak, Kuytuca, Sağlık Ocaklarının<br />
aşılama çalışmaları Merkez Sağlık Ocakları tarafından yürütülmektedir.<br />
287
R.1.5. Bebek Ölümleri :<br />
Tablo 1<strong>00</strong>. Ardahan İlinde Bebek Ölümlerinin Yıllara Göre Değişim Hızı<br />
YILLAR 1998 1999 2<strong>00</strong>0 2<strong>00</strong>1 2<strong>00</strong>2 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />
ORANLAR (Binde) 45.58 19.91 24.44 25.23 37.93 22,3 18,37<br />
Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />
R.1.6. Ölümlerin Hastalık, Yaş ve Cins Gruplarına Göre Dağılımı :<br />
Tablo 101. Ardahan İlinde Ölümlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı<br />
YAŞ<br />
GRUPLARI<br />
0 yaş<br />
1-4 yaş<br />
5-9 yaş<br />
10-14 yaş<br />
15-19 yaş<br />
20-24 yaş<br />
25-29 yaş<br />
30-34 yaş<br />
35-39 yaş<br />
40-44 yaş<br />
45-49 yaş<br />
50-54 yaş<br />
55-59 yaş<br />
60-64 yaş<br />
65-69 yaş<br />
70-74 yaş<br />
75-79 yaş<br />
80-84 yaş<br />
85+<br />
TOPL<strong>AM</strong><br />
SAYISI<br />
9 9 2 2 2 1 3 1 1 2 4 13 <strong>12</strong> 23 24 56 37 49 32 282<br />
Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü,2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 102. Ardahan İlinde 2<strong>00</strong>4 Yılındaki Ölümlerin Nedenlerine Göre Dağılımı<br />
HASTALIK TÜRÜ 2<strong>00</strong>4<br />
Kalp Hastalıkları <strong>12</strong>4<br />
Hipertansiyon 14<br />
KOAH 22<br />
Akciğer kanseri 18<br />
Pinomoni 3<br />
Mide Kanseri 9<br />
Prostat Kanseri 3<br />
Solunum Yetmezliği 21<br />
Lösemi 2<br />
Yaşlılık 7<br />
Böbrek Yetmezliği 2<br />
Pankreas Kanseri 3<br />
Bağırsak Kanseri 1<br />
Beyin Kanaması <strong>12</strong><br />
Organ Yetmezliği 3<br />
Nedeni Tespit Edilemeyenler 25<br />
Malnütrisyon 2<br />
Farenks Kanseri 1<br />
Özefagus Kanseri 1<br />
Diyabet 1<br />
Menenjit 1<br />
Adenokarsinom 2<br />
Gastroenterit 1<br />
Emboli 2<br />
Co Zehirlenmesi 1<br />
Nedeni Bilinmeyen Kanser 1<br />
TOPL<strong>AM</strong> 282<br />
Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
288
R.1.7. Aile Planlaması Çalışmaları :<br />
İlde 1 AÇSAP Merkezi, 25 Sağlık Ocağı, 1 Sağlık Merkezi ve 3 Devlet Hastanesi<br />
aile planlaması çalışmalarını yürütmektedir. İlde uygulana aile planlaması çalışmaları; oral<br />
kontraseptif (Doğum kontrol hapları), kondom (prezervatif), enjektabl formlar ve RİA ( rahim<br />
içi araç) yöntemlerdir. 2<strong>00</strong>1 yılına kadar Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğünce 3<br />
aylık sarfa göre temin edilen malzemeler artık 6 aylık 2 dönem halinde temin edilmektedir.<br />
İsteyen kullanıcılara reçete edilerek de temini sağlanmaktadır.<br />
Aile planlaması çalışmalarını uygulayan sağlık kuruluşlarında personel (Pratisyen<br />
Hekim, Ebe, Hemşire) Sağlık Bakanlığının 3 aylık periyotlarla düzenlediği kurslara katılarak<br />
sertifikalandırılmaktadır. Yeni gelen sağlık personeli yetersiz görüldüğü taktirde hizmet içi<br />
eğitime alınmaktadır.<br />
İlde devlet Hastanesinde Nüfus Planlama Kliniği faaliyete geçmek üzeredir. Bu<br />
klinikte 1 Kadın Doğum Uzmanı, 1 Pratisyen Hekim (RİA ve MR Sertifikalı) ve 1 Ebe<br />
aile planlaması hizmeti verecektir. Uzman sayısı kadrodaki standartlara ulaştığında klinikte<br />
Tüpliğasyonu, Vazektomi vs. ile aile planlaması çalışmaları da halka verilecektir.<br />
RİA uygulamaları sağlık kuruluşlarında uygulanmaktadır. Diğer aile planlaması<br />
yöntemleri (Doğum Kontrol Hapı, Kondom) sağlık personelinin bire bir ev ziyaretlerinde<br />
halka sunulacaktır.<br />
Tablo 1<strong>03</strong>. Ardahan İlinde Yapılan Aile Planlaması Çalışma ve Yöntemleri<br />
YÖNTEM 20<strong>03</strong> 2<strong>00</strong>4<br />
HAP 915 1601<br />
KONDOM 26.250 40.577<br />
RİA 733 656<br />
ENJEKSİYON 119 4<br />
Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Tablo 104. İl Genelindeki Sağlık Kuruluşları ve Dağılımı<br />
İLÇE ADI<br />
HASTANE<br />
SAĞLIK<br />
MERKEZİ<br />
AÇSAP<br />
MERKEİ<br />
VEREM<br />
SAVAŞ<br />
DİSPANSERİ<br />
HALK<br />
SAĞLIĞI<br />
LAB.<br />
SAĞLIK<br />
OCAĞI<br />
SAĞLIK<br />
EVİ<br />
MERKEZ 1 - 1 1 1 8 28<br />
HANAK - - - - 3 14<br />
D<strong>AM</strong>AL - - - - - 1 5<br />
POSOF 1 - - - - 4 15<br />
GÖLE 1 - - - - 5 23<br />
ÇILDIR - 1 - - - 4 14<br />
TOPL<strong>AM</strong> 3 1 1 1 1 25 99<br />
Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
289
R.2. Çevre Kirliliği ve Zararlarından Oluşan Sağlık Riskleri<br />
R.2.1. Kentsel Hava Kirliliğinin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />
İnsan, atmosfer kirliliğinin başlıca kurbanlarından birini oluşturmaktadır. Bugünkü<br />
araştırmalar göstermiştir ki şehirler en çok kükürt bakımından kirlenmektedir. Bu kirlenme<br />
etkisini gizli bir şekilde 10 yıl gibi uzun sürelerde göstermektedir. Klinik anketler şehirlerde<br />
ölümlerin ve hastalıkların artmasını, havada SO 2<br />
dumanının artmasına bağlamaktadır. Bu<br />
konuda en belirgin örnek 1952 yılında Londra’da yaşamış ve 5-9 Aralık 1952’de 4<strong>00</strong>0 insan<br />
SO 2<br />
gazından ölmüş ve binlerce insan da diğer akciğer rahatsızlıklarına yakalanmıştır.<br />
Otomobillerin eksozlarından çıkan Peroksiasetil nitrat gözlerde kanlanmaya sebep<br />
olmaktadır. Amerika’da Los Angeles kentinde meydana gelen peroksiasetil nitrat kirlenmeleri<br />
ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vermiştir.<br />
Atmosfer kirliliğinin kronik etkileri, insan sağlığına olan zararlarıdır. Bunlar arasında<br />
kronik bronşitler, astım ve akciğer kanserleri gelmektedir.<br />
İngiltere’de endüstri merkezlerinde ölenlerin % 10’u kronik bronşitten olup bunların %<br />
21’ini 40-59 yaşları arasındaki insanlar oluşturmuştur. Kronik bronşitin en yoğun şekli Japonya’da<br />
Kawasaki şehrinde yaşanmıştır. Burada şehir nüfusunun % 60’ı kronik bronşite yakalanmıştır.<br />
Bu durum yani kronik bronşit önce kuru öksürük ve balgam çıkarma şeklinde başlamış<br />
ve gittikçe solunum sıkıntısı, solunum yetersizliği sonucunda kalp yetersizliğini doğurmuştur.<br />
Akciğer amfizemleri özellikle atmosfer kirliliğinin yoğun olduğu şehirlerde görülen<br />
bir solunum rahatsızlığıdır. Bu hastalık, solunum parankimasının elastikiyetini kaybetmesine<br />
ve çeperlerde incelme sonucu akciğerlerdeki alveollerin açılmasına neden olmaktadır. Bu da<br />
akciğer kanamalarına sebebiyet verir.<br />
R.2.2. Su Kirliliğinin İnsan Sağlığı üzerine Etkileri :<br />
Gaz, sıvı veya katı olan kirletici maddelerin sınırsız büyümesi bütün hidrosferi<br />
kirletmeye yeterli olmaktadır. Bulaşmanın yayılması, büyük ölçüde bunların çözünürlük<br />
derecelerine bağlıdır. Yapılan çalışmalar, suda az çözülen maddelerin örneğin sıvı<br />
hidrokarbonlar veya organik böcek öldürücüleri, göl veya deniz biyosenozlarına girerek bir<br />
çok bozukluklara sebep olmaktadır. Suyun biyolojik kirlenmesi aynı zamanda kıyı ve kara<br />
sularında fermente olabilen çok çeşitli maddelerin atılmasından da meydana gelir. Bunların<br />
kökenleri farklı olabilir. Örneğin kentsel veya endüstriyel artıklar, dışkısal maddeler, şeker<br />
ve kağıt endüstrisinin yıkama suları gibi.<br />
Suyun biyolojik kirliliği güçlü bir bakteriyolojik bulaşma ile gerçekleşir. Bu<br />
özellikle üçüncü dünya ülkelerinde çok ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açar. Kara ve kıyı<br />
bölgelerdeki suların mikrobiyolojik kirlenmesinin yayılması sonunda, kolibasilinin veya<br />
karaciğer virüslerinin sebep olduğu enfeksiyonlarda artmaya yol açar. Pandemi Kolera’nın<br />
son yıllarda yayılması, sulardaki bu biyolojik bulaşmanın sonuçlarından doğan korkunç<br />
epidemiyolik sorunları göstermektedir. Diğer önemli patojen enfeksiyonlar, suların biyolojik<br />
kirlenmesiyle kolaylaşmıştır. Örneğin Tifo, Dizanteri ve Barsak Virüsleri gibi.<br />
İl merkezinden geçen Kura Nehrine hiçbir arıtmaya tutulmadan deşarj edilen atık<br />
sular (kanalizasyon gibi) bu anlamda risk taşımaktadır.<br />
290
R.2.3. Atıkların İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />
Atıklarla ilgili problemler, insanların kabileler, köyler ve toplumlar halinde bir<br />
araya gelmesi ve hayatın bir parçası olan atıkların birikmesiyle ortaya çıkmıştır. Ortaçağda;<br />
kasabalarda yiyecek ve diğer katı atıkların sokaklara, yollara, açık arazilere atılması ile<br />
farelerin barınmasına ve beslenmesine uygun ortam meydana getirmiştir. Farelerin insan ve<br />
hayvanları ısırması sonucunda veba hastalığı yayılmıştır.<br />
Çöplerden hastalık taşıyan en önemli iki etken sinekler ve farelerdir. Sinekler çok<br />
çabuk ve fazla üreme kabiliyetine sahiptir. 1 dm³ çöplükte 25<strong>00</strong> sinek üreyebilmekte ve<br />
bunlar; dizanteri, tifo, sarılık vb. bir çok hastalık etkenini insanlara taşımaktadır.<br />
İlde bu anlamda Kartalpınar Köyü civarındaki katı atık depolama alanı ile İl ve<br />
İlçelere bağlı tüm köylerde hiçbir planlamaya bağlı kalmaksızın yığınlanan hayvan gübreleri<br />
ve çöpler insan sağlığı açısından risk taşımaktadır.<br />
R.2.4. Gürültünün İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />
Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede<br />
olup, Dünya Sağlık Örgütünce belirlenen ölçülerin üzerindedir. Kent gürültüsünü arttıran<br />
sebeplerin başında trafiğin yoğun olması, sürücülerin yersiz ve zamansız klakson çalmaları<br />
ve belediye sınırları içerisinde bulunan endüstri bölgelerinden çıkan gürültüler gelmektedir.<br />
Meskenlerde ise televizyon ve müzik aletlerinden çıkan yüksek sesler, zamansız yapılan<br />
bakım-onarımlar ile bazı işyerlerinden kaynaklanan gürültüler insanların işitme sağlığını<br />
ve algılamasını olumsuz yönde etkilemekte, fizyolojik ve psikolojik dengesini bozmakta, iş<br />
verimini azaltmaktadır.<br />
Gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkilerini 4’e ayırabiliriz:<br />
1-Fiziksel Etkileri : Geçici veya sürekli işitme bozuklukları.<br />
2-Fizyolojik Etkileri : Kan basıncının artması, dolaşım bozuklukları, solunumda<br />
hızlanma, kalp atışlarında yavaşlama, ani refleks.<br />
3-Psikolojik Etkileri : Davranış bozuklukları, aşırı sinirlilik ve stres.<br />
4-Performans Etkileri : İş veriminin düşmesi, konsantrasyon bozuklukları, hareketlerin<br />
yavaşlaması.<br />
Gürültüye maruz kalma süresi ve gürültünün şiddeti, insana vereceği zararı etkiler.<br />
Endüstri alanında yapılan araştırmalar göstermiştir ki; iş yeri gürültüsü azaltıldığında işin<br />
zorluğu da azalmakta, verim yükselmekte ve iş kazaları azalmaktadır.<br />
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre; meslek hastalıklarının % 10’u,<br />
gürültü sonucu meydana gelen işitme kaybı olarak tespit edilmiştir. Meslek hastalıklarının<br />
pek çoğu tedavi edilebildiği halde, işitme kaybının tedavisi yapılamamaktadır.<br />
R.2.5. Pestisitlerin İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri :<br />
Tarım ilaçlarının biyolojik açıdan zararlı varlıklara karşı etkili fakat memelilere,<br />
sıcak kanlı hayvanlara, özellikle insanlara karşı az zehirli ya da zehirsiz olması istenir.<br />
Şimdiye kadar yapılan ve halihazırda kullanılan ilaçlardan çok azı bu nitelikleri taşır. Büyük<br />
çoğunluğu hem kontrol ettikleri canlılara karşı hem de insan ve memelilere çok zehirlidir.<br />
291
Bunların bir kısmı uygulandıkları bitki, toprak ve su ortamında uzun süre bozulmadan<br />
kalabilen, tüm canlıların vücudunda birikebilen zehirlerdir. Zararlı etkilerini yavaş yavaş<br />
uzun süre içerisinde belli etmeden yaparlar.<br />
Tarımsal amaçla bugün milyonlarca ton tarım ilacı, milyonlarca dönüm araziye<br />
uygulanmaktadır. Bunların büyük kısmı uygulama yerlerinden başka yerlere gitmekte ya<br />
da taşınmaktadır. Toprağın pestisitlerle kirlenmesi, kullanılan kimyasal maddeler kalıcı<br />
olduğu zaman önemli sakıncalar doğurur. Eğer bir pestisit bakteri, fungus, güneş ışığı ya da<br />
kimyasal yollarla yapısı bozulmamışsa zamanla toprakta birikerek bitkiler tarafından alınıp<br />
besin zinciri yoluyla diğer hayvanların ve insanın sağlığını tehdit eder.<br />
İlde pestisit kullanımı alışkanlığı oluşmamakla beraber son yıllarda münferit<br />
kullanımlara rastlanmaktadır. İlin organik tarım alt yapısı ve bozulmamış doğal yaşam ortamı<br />
dikkate alındığında pestisit kullanımı engellenmesi gerekliliği açıktır.<br />
R.2.6. İyonize Radyasyondan Korunma :<br />
İyonize radyasyonun etkileri farklı iki gruba ayrılır: somatik etkiler ve germinal<br />
etkiler. Birincisi bireyin fizyolojisini etkiler ve hemen hemen ölüm anından, ortalama yaşında<br />
belirgin bir küçülmeye kadar çeşitli sorunlara meydan verebilir. Diğer etkiler gametogeneze<br />
aittir. Çeşitli araştırmalar göstermiştir ki mayoz halindeki hücreler iyonize radyasyonlara<br />
karşı duyarlıdır, Bu bize ışınlamanın mutajen etkisini açıklamaktadır. Döldeki subletal veya<br />
ölü mutasyonların indüklenmesi 3 farklı olaya sebep olur:<br />
Birincisi kromozomların bozulmasıyla sonuçlanır. Diğer iki olay, genetik kodun<br />
kimyasal değişmeleriyle kendini gösterir. İyonize ışınlar azotlu bazlara etki eden etkilenen<br />
kodun yapısını karıştıran serbest köklerin çekirdeğinde kendini gösterir.<br />
Çok sayıda deneysel araştırma, iyonize radyasyonların biyolojik etkilerini daha<br />
iyi değerlendirilmesini sağlamıştır. Bu deneyler memeliler ve dolayısıyla diğer hayvan ve<br />
bitki türleri üzerinde gerçekleştirilmiştir. Kuvvetli bir yayılma ile ortaya koyulan kirliliğin<br />
örnekleri üzerinde yapılan klinik anketler, ışımaların insan nesli üzerindeki etkilerinin<br />
tanınmasına çok şeyler getirmiştir.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan İl Sağlık Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, 20<strong>03</strong><br />
AKMAN, Çevre Kirliliği ve Ekolojik Etkileri, 1996<br />
292
S. ÇEVRE EĞİTİMİ<br />
Toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilgilendirmek, bilinçlendirmek, olumlu<br />
ve kalıcı davranış değişiklikleri kazandırmak ve sorunların çözümünde bireylerin aktif<br />
katılımlarını sağlamak çevre eğitiminin temel hedefidir.<br />
Çevre ile ilgili konularda aktif katılım sağlayacak, olumsuzluklara karşı tepki<br />
oluşturacak, bireysel çıkarların toplumsal çıkarlardan ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini<br />
kavratacak bir eğitim yönetimi uygulanmalıdır.<br />
Çevre eğitimi yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan<br />
davranışını da etkilemelidir. Bunun için eğitim çalışmalarında işitsel ve görsel materyaller<br />
ile uygulamaya ağırlık verilmelidir.<br />
Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında gösterilen çabaların<br />
amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamalarının sağlanmasıdır. Bunu<br />
sağlayacak olan da insanın kendisidir. Çünkü çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve<br />
geliştiren de insandır. Günümüzde çevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı temel insan<br />
haklarından biri olarak kabul etmektedir. Bu ise ancak kaliteli bir eğitimle mümkündür.<br />
İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin vazgeçilmez nitelikte oluşu, çevre kavramının<br />
günümüzde kazandığı boyutlar, çevrenin ulusal düzeyde olduğu kadar, uluslar arası düzeyde<br />
de yeni yaklaşımlarla ele alınması gereğini ortaya çıkarmıştır.<br />
Anayasanın 56. Maddesinde “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına<br />
sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve kirlenmesini önlemek devletin ve<br />
vatandaşın ödevidir.” denilmektedir. Bu doğrultuda çevrenin korunması ve çevre kirliliğinin<br />
önlenmesi konusunda devlete ve vatandaşlara çeşitli ödevler düşmektedir.<br />
Ülkemizde bugün ortaya çıkan sorunların ana nedenlerinden birisi, bilgi edinme ve<br />
bilinçlenmede karşılaşılan eksikliklerdir. Çevre bilincine sahip olmayan bir insan, yaşadığı<br />
dünyayı kendisinden sonra başkalarının da kullanacağını bilemez.<br />
Toplumumuzun büyük bir kısmında çevre bilincinin yeterince oluşmamasıyla<br />
nedeniyledir ki çevre, ilgilenmeye değmeyen bir konu olarak algılanmaktadır. Çevre<br />
eğitiminin ana hedefi ise, yeni bir insan tipini, ahlak anlayışını ve tüketim bilincini topluma<br />
kazandırmak, ihtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre<br />
sorunlarına karşı duyarlı ve bilinçli bir insan modeli yetiştirmektir.<br />
S.1. Kamu Kuruluşlarının Çevre Eğitimi İle İlgili Faaliyetleri :<br />
İlde çevre eğitimi, ilköğretim çağından başlayarak halkın tüm kesimini kapsayacak<br />
şekilde verilmeye çalışılmaktadır. Bu amaçla, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü 20<strong>03</strong> yılında,<br />
Valilik ve Belediye ile birlikte işbirliğine giderek, İlin çevre sorunları ve çözüm yollarını<br />
içeren bir broşür hazırlamış ve dağıtımı sağlanmıştır.<br />
Ayrıca; 2<strong>00</strong>2-20<strong>03</strong>, 20<strong>03</strong>-2<strong>00</strong>4 eğitim ve öğretim yıllarında İl Çevre ve Orman<br />
Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde okul öncesi ve ilköğretim öğrencilerine<br />
yönelik “Çevre ve Orman” konulu seminerler verilmiştir. Bu seminerler ile öğrencilere; çevre,<br />
293
çevre eğitiminin amacı, çevre kirliliği ve çeşitleri, çevre kirliliğini önleyecek tedbirler, orman,<br />
ormanın yararları ve orman sevgisi konularında olumlu davranış değişikliği kazandırmayı<br />
hedefleyen eğitim çalışmaları yapılmıştır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 110. Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce Verilen “Çevre ve Orman” Konulu Seminer<br />
S.2. Çevreyle İlgili Gönüllü Kuruluşlar ve Faaliyetleri :<br />
S.2.1. Çevre Vakıfları :<br />
Çevre vakfı olarak İl genelinde, Ardahan Valiliğine bağlı Ardahan İli Çevre Koruma<br />
Vakfı faaliyet göstermektedir.<br />
Ardahan İli Çevre Koruma Vakfı<br />
Vakıf, 10.10.1995 tarih ve 4960 sayılı vakıf senedi ile kurulmuş olup Vali Hurşitbey<br />
Cad. No:20 adresinde faaliyetlerini sürdürmektedir. Vakıf Kuruluşundan itibaren İlin çevre<br />
sorunları ile ilgili olarak kanunların sınırları içinde vakıf senedinde belirtilen amaçların<br />
gerçekleştirilmesine yönelik çeşitli konularda hizmet vermektedir.<br />
Bu kapsamda;<br />
1- İnsan sağlığının korunması<br />
2- Çevrenin korunması ve iyileştirilmesi<br />
3- Kırsal ve kentsel alanda arazinin ve tabii kaynakların en uygun şekilde kullanılması<br />
ve korunması<br />
4- Her türlü çevre kirliliğinin önlenmesi<br />
5- Ülkemizin doğal bitki ve hayvan varlığı ile tabii tarihi zenginliklerinin korunması<br />
için maddi ve manevi katkıda bulunmak için çalışmaktadır.<br />
294
Vakfın Bu Alanda Bu Güne Kadar Yaptığı Çalışmalar;<br />
‣ Vakıf, çöp konteynırları temin ederek Ardahan’ın çeşitli mahallelerine yerleştirmiştir.<br />
‣ İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ve Ardahan Belediyesiyle ortaklaşa çevre temizliği<br />
kampanyaları düzenlemiştir.<br />
‣ Toplumda çevre bilincinin geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla İl Çevre ve<br />
Orman Müdürlüğü ve Milli Eğitim Müdürlüğü ile ortaklaşa okul öncesi ve ilköğretim<br />
okullarında çeşitli eğitici seminerler düzenlemiştir.<br />
‣ 20<strong>03</strong> yılında Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğü ve İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
ile ortaklaşa düzenlenen TYÇP (Toplum Yararına Çalışma Projesi) kapsamında<br />
“Cadde ve Sokakların Temizliği” ile “Okul ve Bahçelerin Temizliği” alanlarında 2<br />
proje düzenlenmiş 28 kişi beş ay süreyle istihdam edilmiştir. Adı geçen proje süresi<br />
sonrasında 1 kişi bir ay süreyle istihdam edilmiş bir kişi ise halen çalışmaktadır.<br />
‣ 2<strong>00</strong>4 yılında Türkiye İş Kurumu İl Müdürlüğü ve İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
ile ortaklaşa düzenlenen TYÇP (Toplum Yararına Çalışma Projesi) kapsamında<br />
Boylu Fidan Üretimi ve Bakımı Projesi düzenlenmiştir. Bu proje 4 ay sürmüş ve <strong>12</strong><br />
kişi istihdam edilmiştir. Bu katılımcılardan 1 kişi halen vakıf bünyesinde istihdam<br />
edilmektedir.<br />
Vakıf, ayrıca egzoz emisyon ölçümleri yapmaktadır. 2<strong>00</strong>4 yılında 318 adet resmi ve<br />
1015 adet sivil aracın egzoz emisyon ölçümü yapılmıştır.<br />
Foto: Ardahan İl Çevre ve Orman Müdürlüğü<br />
Şekil 111. Ardahan Valiliği Çevre Koruma Vakfının Eğitim Çalışmalarından Görünüm<br />
295
S.2.2. Çevre Dernekleri :<br />
Tablo 105 . İlde Çevre Konusunda Faaliyet Gösteren Dernekler<br />
Sıra No Derneğin Adı Kuruluş Tarihi<br />
1 Ardahan’ı Tanıtma ve Güzelleştirme Derneği 1989<br />
2 Ardahan Mahalle ve Köylerini Güzelleştirme Derneği 30.05.1995<br />
3 Çıldır Gölü ve Adalarını Geliştirme Güzelleştirme Derneği 24.10.2<strong>00</strong>2<br />
Kaynak: Ardahan Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Ardahan’ı Tanıtma ve Güzelleştirme Derneği:<br />
Dernek 1989 yılında kurulmuş olup, merkezi Ardahan’da bulunmaktadır.<br />
Derneğin Amacı ve Faaliyetleri:<br />
1) Ardahan İlinin tarihi, sosyal, coğrafik, ekonomik yönleriyle tanıtmak için açık oturumlar<br />
düzenlemek, sergi, festival, şenlikler gerçekleştirmek,<br />
2) Ardahan’ı tanıtıcı kitap, broşür ve bültenler hazırlayarak yayınlamak,<br />
3) Ardahan’ın tarihi eserlerini tanıtmak, onamak ve korumak için geziler düzenlemek,<br />
4) Ardahan’a özgü gelenek ve göreneklerini derlenerek ve belgelenerek yaşatmak,<br />
5) Ardahan’ın tarihi günlerinin anılması için çalışma yapmak, kutlama programlarına<br />
yardımcı olmak,<br />
6) Ardahan İlini güzelleştirmek, ağaç dikimini özendirmek, yeşil alanların artırılması<br />
ve doğal dengenin korunması için yazılı ve sözlü çalışmaları yoğunlaştırmak ve ilgili<br />
kuruşlarla iş birliği içerisinde çalışmak,<br />
7) Derneğin ismini tanıtmak ve faaliyetlerini yaygınlaştırmak amacıyla tanınmış sanatçılar<br />
getirerek konser, tiyatro, film gezi ve açık oturumlar düzenlemek, yılın önemli gün ve<br />
haftalarında (trafik, gezi, sağlık, turizm, çevre, Kızılay vb.) günün önemini belirten<br />
paneller düzenlemek,<br />
8) Dernek bünyesinde tiyatro, saz ekipleri, halk koroları oluşturup, çalışmaları halka<br />
sergilemek,<br />
9) Ardahan halkının kaynaşmasının sağlanması için ve derneğin ismini tanıtmak ve<br />
yaymak amacıyla müzikli yemek ve eğlenceler düzenlemek,<br />
Ardahan Mahalle ve Köylerini Koruma ve Güzelleştirme Derneği:<br />
Dernek, 30.05.1995 yılında kurulmuştur.Dernek kurucuları ve üyeleri merkez köy ve<br />
mahalle muhtarlarından oluşmaktadır.<br />
Derneğin Amacı ve Faaliyetleri:<br />
1) İlin mahalle ve köyleri güzelleştirmek, mahalle köylerin yollarını onarmak ve<br />
betonlamak, doğal tabiatını, kültürel ve sanatsal değerlerini korumak.<br />
2) Ardahan İlinin kültürel zenginliğini ülkeye kazandırmak.<br />
3) Amatör müzik, folklor, tiyatro, resim, fotoğraf gibi görsel konularda genç kabiliyetleri<br />
ortaya çıkarmak.Başarılı olanları ödüllendirmek ve teşvik etmek.<br />
4) Festival, şenlik, bale, sempozyum, panel ve yarışmalar düzenlemek.<br />
296
Çıldır Gölü ve Adalarını Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği:<br />
Dernek, 24.10.2<strong>00</strong>4 yılında kurulmuş olup, şubesi bulunmayan deneğin merkezi<br />
Çıldır İlçesidir.<br />
Derneğin Amacı ve Faaliyetleri:<br />
1. Çıldır Gölü’nün doğal güzelliğini ve doğal yapısını korumak<br />
2. Çıldır Gölü’nde mevcut su ürünlerinin korunması, ekonomiye kazandırılmasının<br />
özendirilmesi ve özellikle balıkçılığı geliştirmek ve yaygınlaştırmak<br />
3. Çıldır Gölü ve çevresindeki sit alanlarının korunması ve turizme kazandırılması<br />
4. Çıldır Gölü’nün kirlenmesini önlemek<br />
5. Uluslar arası R<strong>AM</strong>SAR sözleşmesinin Çıldır Gölü için öngördüğü her türlü koruma<br />
ve özendirme faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemek<br />
6. Derneğe gelir sağlamak için çekilişler düzenlemek<br />
7. Çıldır Gölü’nün tanıtımı için panel, konferans ve her türlü etkinlik düzenlemek<br />
8. Çıldır nüfusuna kayıtlı vatandaşların yoğun olduğu yerleşim yerlerinde şube açmak.<br />
S.2.3. Çevreyle İlgili Federasyonlar :<br />
İl genelinde çevre ile ilgili bir federasyon bulunmamaktadır.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü, 2<strong>00</strong>4<br />
Çevre Bakanlığı, Çevre El Kitabı, Ankara, 20<strong>03</strong><br />
297
298
T. ÇEVRE YÖNETİMİ VE PLANL<strong>AM</strong>A<br />
Çevre yönetimi; optimal kaynak kullanımını çevresel zararların minimize edilmesini,<br />
insan ihtiyaçları ve doğal kaynaklar arasındaki dengeyi sağlar ve yönlendirir. Uygulama,<br />
değerlendirme ve planlama yaklaşımlarını içinde bulunduran çevre yönetimi, orta ve uzun<br />
vadeli çevre stratejilerinin gerçekçi ve tutarlı olmasını sağlar.<br />
Çevre yönetimi, temelde insan ve doğa ilişkilerini, gelişimini, nüfus artışı, ekonomik<br />
büyüme, enerji kullanımı, yaşam standardı, eğitim ve kaynaklar gibi dinamik parametrelerin<br />
etkileşimlerini ve bu konulardaki bilgileri geniş bir düşünce çerçevesinde bir arada ele alıp,<br />
bir ülkenin mevcut potansiyelinden yola çıkarak orta ve uzun vadede gerçekçi ve sağlıklı<br />
çevre politikalarının izlenmesi için stratejilerle birlikte bir çatı oluşturur. Böyle bir çatı<br />
oluştururken en önemli girdiyi Çevre Durum Raporları oluşturur.<br />
Sürdürülebilir kalkınma içerisinde ekonomik büyüme ve ekolojik dengenin<br />
birbirleriyle uyumlu ve dengeli bir biçimde çalışması sağlıklı ve dinamik çevre durum<br />
raporlarının varlığıyla sıkı ilişkilidir.<br />
Çevre yönetiminde, insan faaliyetlerinin çevreye olan istenmeyen etkilerini önlemek<br />
düşüncesi optimal kaynak kullanımı ve çevresel zararların minimize edilmesi, kaynaketki<br />
zincirinin parçalarını oluşturur. Çevre problemlerinin, birbirinden ayrılmış sorunlar<br />
olmadığı, bunların birbiriyle karşılıklı ilişki içerisinde oldukları göz ardı edilmeden bütün<br />
konular çevre yönetimi çerçevesinde birlikte değerlendirilmelidir.<br />
T.1. Çevre Kirliliğinin ve Çevresel Tahribatın Önlenmesi :<br />
Ardahan İli sınırları içerisinde düzenli bir çöp depolama sahasının olmaması en<br />
büyük çevre sorunlarından biridir. Katı atık depolama sahası, İl merkezine 4 km uzaklıktaki<br />
(Kartalpınar mevkiinde) tarım arazilerine ve eski Ardahan-Hanak karayoluna oldukça<br />
yakındır. Alanın çevresinde hiçbir koruma ve önlem alınmadığından tıbbi, tehlikeli ve<br />
evsel atıklar çeşitli etkenlerle (yağmur suları, yaban hayvanları ve özellikle kuşlar) çevreye<br />
yayılarak önemli bir çevre sorunu oluşturmaktadır. Ayrıca çöplerden geri dönüşümlü atıklar;<br />
özellikle tıbbi ve tehlikeli atıkların saklama kapları, kan ve serum şişeleri, plastik<br />
hortumlar çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere bazı bilinçsiz vatandaşlarca çöpten<br />
toplanmaktadır. Bu durum tehlikeli bulaşıcı hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. Rüzgarla<br />
da çevreye yayılan poşet ve benzeri hafif evsel atıklar tarım arazilerine önemli zararlar<br />
verdiği gibi görsel açıdan da önemli bir kirlilik yaratmaktadır.<br />
İlçelerde de atıklarla ilgili benzer sorunlar yaşanmaktadır. Toplanan katı, tıbbi ve<br />
tehlikeli atıklar yol kenarlarına, su kaynaklarına yakın yerlere gelişigüzel dökülmekte, çevre<br />
ve görüntü kirliliği oluşturmaktadır. İl ve ilçelerde oluşan çevre kirliliğinin önlenmesi ve<br />
giderilmesi yönünde İl Çevre ve Orman Müdürlüğü bazı çalışmalar yapmış; Mahalli Çevre<br />
Kurulunda konu ile ilgili kararlar çıkarılmış, kirliliğin oluşmasına neden olan özel ve resmi<br />
kurumların uyarılması ve bu konuda bilgilendirilmesi faaliyetleri devam etmektedir. Ancak<br />
bu faaliyetlerin atıkların yönetimini de içine alan sürdürülebilir projelerle desteklenmesi<br />
gerekmektedir.<br />
299
T.2. Doğal Kaynakların Ekolojik Dengeler Esas Alınarak Verimli Kullanımı,<br />
Korunması ve Geliştirilmesi:<br />
İl sınırları içerisinde tarım arazileri yönünden organik maddece zengin özellikle<br />
yem bitkileri tarımına elverişli verimli topraklar bulunmaktadır. Bu topraklar aynı zamanda<br />
olumlu iklim faktörleriyle birlikte ormancılık, mera hayvancılığı ve arıcılık açısından<br />
optimum koşulları oluşturmaktadır. Nektar verimi yüksek yüzlerce çeşit çiçekli bitki, suni<br />
ve doğal yoldan hızlı gelişen kaliteli sarıçam ormanları ile ete ve süte dönüşebilen kaliteli,<br />
kapasiteli mera bitkileri oldukça uygun yetişme ortamı bulmaktadır. Dolayısıyla bu topraklar<br />
organik tarım açısından çok önemli bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle önemli doğal kaynak<br />
değeri olan toprakların gübre ve kimyasallarla kirletilmeden, erozyonla kaybedilmeden<br />
sürdürülebilir ve potansiyeline uygun değerlendirilerek korunması gerekir.<br />
İl alanının bütün yüzey sularını toplayan Kura Nehri diğer önemli bir doğal<br />
kaynaktır. Nehri besleyen dere ve çaylar ile içinde barındırdığı canlılar özel bir ekosistem<br />
oluşturmuştur.<br />
Nehre kanalizasyon sularının arıtılmadan deşarj edilmesinden kaynaklanan su kirliliği<br />
İlde karşılaşılan önemli bir sorundur. Su kirliliğinin başlıca kaynağı şehrin kanalizasyon<br />
sularıdır. % 60 oranında kanalizasyona bağlı bulunan İlde, kanalizasyon suları hiçbir arıtmaya<br />
tabi tutulmadan doğrudan şehrin ortasından geçen Kura Nehri’ne deşarj edilmektedir. Bu<br />
durum şehrin sembolü haline de gelen Kura Nehri’ni önemli ölçüde kirletmekte, özellikle<br />
yaz aylarında debisi oldukça azalan Nehir, çevreye kötü koku yaymakta ve suda yaşayan<br />
balıkları etkilemektedir.<br />
Önemli bir diğer doğal kaynak ise orman ekosistemleridir. Geçmiş yıllarda büyük<br />
tahripler geçirmiş olan İl orman varlığı ağır kış şartlarında tutuşturucu olarak kullanılmak<br />
üzere yaşlı sarıçam ağaçlarının toprak üstü dip kısımlarından usulsüz çıra alımı bilinçsizce<br />
devam etmektedir. Direnci azalan bu sarıçam fertleri rüzgarın etkisiyle devrilmekte dolayısıyla<br />
ormanın kapalılık dengesinin bozulmasına ve ekonomik kayıplara neden olunmaktadır.<br />
Bunun dışında İl ormanları özellikle son yıllarda içinde ve çevresinde yaşayan halk tarafından<br />
genellikle bilinçli bir şekilde korunmakta ve amacına uygun kullanılmaktadır. Ayrıca bu<br />
ormanlar uluslar arası korunması gereken ormanlar statüsünde değerlendirilmekte ve doğa<br />
korumacıları ve araştırmacıların dikkatini çekmektedir.<br />
T.3. Ekonomik ve Sosyal Faaliyetlerin, Sonuçlarının Çevrenin Taşıma Kapasitesini<br />
Aşmayacak Biçimde Planlanması:<br />
Tarım ve hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı bölgede ortaya çıkan hayvan gübreleri<br />
açık alanlarda toplanmakta ve bu atıklardan ilkel yöntemlerle gübre ve yakıt olarak<br />
yararlanılmaktadır. Bu durum özellikle yaz aylarında çevre ve insan sağlığına zararlı bir<br />
ortam yarattığı gibi ekonomik açıdan da önemli kayıplara neden olmaktadır.<br />
Hayvan gübreleri ile ilgili uygun tip projeler yapılarak (gübre çukurları tesisi ve geri dönüşümü<br />
projesi gibi) çevreye olan olumsuzluklar ve ekonomik kayıplar ortadan kaldırılmalıdır.<br />
3<strong>00</strong>
İlde sanayii ve yoğun nüfus artışına (İl dışına göç yaşanmaktadır) dayalı ağır bir<br />
çevre sorununun olmayışı ve doğal yapının henüz bozulmaması ile birlikte modern kent<br />
kültürü de tam anlamıyla gelişmemiştir. Ayrıca eğitim yetersizliği ve benzeri nedenlerle<br />
halkın çevre bilinci ile ilgili duyarlılığı oluşmamıştır.<br />
Şu anda İlde büyük kentlere kıyasla önemli bir çevre sorunu olmasa da yapılacak<br />
eğitim çalışmalarıyla, alınacak küçük önlem ve yatırımlarla daha temiz, sağlıklı ve güzel bir<br />
çevre oluşturmak mümkün olacaktır. Bu kapsamda;<br />
- Çöp depolama alanı, tıbbi ve tehlikeli atıkların geçici depolanacağı bölümleri<br />
de içerecek şekilde ve İlin bu konudaki ihtiyacına cevap verecek büyüklükte yeniden<br />
düzenlenmelidir.<br />
- Su kirliliğinin önlenebilmesi için de kaba arıtma sistemlerinden başlayarak gelişmiş<br />
arıtma sistemleri kurmaya yönelik projelerin yapılması gerekmektedir. Su kirliliğinin nüfus<br />
artışı ve (küçük boyutlu da olsa) gelişen sanayiye bağlı artması önümüzdeki yıllarda önemli<br />
bir çevre sorunu oluşturacağı gibi tarım ve hayvancılığı da olumsuz yönde etkilemesinin<br />
önüne geçilmelidir.<br />
T.4. Çevrenin İnsan-Psikososyal İhtiyaçlarıyla Uyumunun Sağlanması:<br />
Yeryüzündeki bütün canlılar; güneş, hava, su ve toprak gibi doğal kaynakları kullanma<br />
yolu ile birbirine bağlıdır. İnsan da bir canlı olarak bu zincirin bir halkasıdır. İnsanların iyi bir<br />
çevrede temiz hava, temiz su ve yeşil bir ortamda yaşama isteği doğal bir ihtiyacın gereğidir.<br />
İnsanın içinde bulunduğu fiziksel çevrenin aynı zamanda insanın psikolojik ihtiyaçları içinde<br />
önemli olduğu kanaati son yıllarda yaygınlık kazanmıştır. Böylece fiziksel çevre olgusu<br />
psikoloji disiplininin ilgi alanlarından bir tanesi haline gelmiştir.<br />
Bu kriterler doğrultusunda İldeki yapı değerlendirildiğinde, yukarıdaki bölümlerde<br />
de ifade edilen çevre sorunları doğal yapıyı bozmayan çevre sorunlarıdır. Bu sorunlarda<br />
uygun projelerle giderilebildiği takdirde, insanın psikolojik ihtiyaçlarına cevap verecek<br />
mevcut doğal ortamlar korunacaktır.<br />
T.5. Çevreye Duyarlı Arazi Kullanım Planlaması:<br />
İlde doğal kaynaklardan ormanların planlanması 1960’lı yıllardan beri devam<br />
etmektedir. Bu planlar daha çok odun ve tomruk üretimi ve tensil çalışmalarıyla ilgili olup,<br />
günümüzde ise ormanların fonksiyonel planlaması ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.<br />
Diğer bir doğal kaynak olan meraların amenajmanı ise 1998 yılında yürürlüğe giren<br />
4342 sayılı Mera Kanunu doğrultusunda devam etmekte olup, 2<strong>00</strong>5 yılından itibaren İlçeler<br />
bazında otlatma planlamasının bitirilmesi hedeflenmiştir. Bunun dışında diğer arazilerle<br />
ilgili planlama çalışmasına henüz geçilmemiştir.<br />
KAYNAKLAR<br />
Ardahan İl Çevre Durum Raporu, 20<strong>03</strong><br />
Sivas İli Çevre Durum Raporu, 2<strong>00</strong>2, Sivas<br />
301
302