13.06.2015 Views

Eylül 2008 - Sayı: 142 (10671 KB) - İzmir - TMMOB İnşaat ...

Eylül 2008 - Sayı: 142 (10671 KB) - İzmir - TMMOB İnşaat ...

Eylül 2008 - Sayı: 142 (10671 KB) - İzmir - TMMOB İnşaat ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Üyelerimizden<br />

2009 DÜNYA ASTRONOMİ YILI (EVREN SİZİ BEKLİYOR)<br />

İnş. Yük. Müh. Özgen ERSAN<br />

“Bir hapishanenin demir parmaklıklı pencerelerinden iki<br />

tutuklu bakıyordu; biri yerdeki çukura, diğeri gökteki yıldızlara.-<br />

F. Langeridge”<br />

1609 yılında teleskopun astronomik gözlemlerde kullanılmaya<br />

başlanılması sebebiyle 400 üncü yılı olan 2009<br />

yılı Dünya Astronomi Birliğinin teklifiyle BM Unesco tarafından<br />

“Dünya Astronomi Yılı” ilan edilmiş ve “Evren<br />

sizi bekliyor” sloganıyla anlamlı bir anons yapılmıştır.<br />

Galileo (1564-1642), bilimsel düşüncenin kusursuz<br />

nesnellik eksende gelişmesine çok önemli katkıda bulunmuş<br />

matematikçi, astronom ve fizikçi bilim adamı<br />

idi (Bilindiği gibi dünyayı referans alan doğmatik damgalanma<br />

onun sayesinde kırılmıştır ve bu olay, tüm<br />

yeni tezlerin adeta örnek aldığı ve savunma argümanı<br />

olarak kullandığı bir idol ya da metafor haline gelmiştir).<br />

Galileo, mercek gruplanmalarının dürbün özelliğini<br />

duyunca hemen bir teleskop imal etti ve ilk astronomik<br />

gözlemleri yaptı. Güneş lekeleri ve Jüpiter’in uyduları<br />

ilk tespitleriydi. Geleneksel ve doğmatik eğilimli dönemin<br />

paradigması, mükemmellik ile güç atfettiği ve astrolojik<br />

yorumlarla ruhsal yapımıza etkin olduğunu varsaydığı<br />

gökcisimlerinin lekeli olması karşısında gerilim<br />

yüklendi. Astronomi bulguları, paradigmayı revize etmeye<br />

başladı. Hristiyanlık kurmayları, uzun süre bilmeyi<br />

inanca tehdit olarak algılamıştır. Bilimin somut yararları<br />

nedeniyle yükselmesi ve benimsenmesi karşısında,<br />

son yıllarda uzlaşma yaklaşımları artmıştır. Yeni Papa,<br />

ufo ve uzaylılar konusunda “bu olasılığı reddetmenin<br />

ilahi gücü hafifsemek anlamına geleceği” söylemiyle,<br />

2009 Astronomi Yılı öncesinde pozisyon almıştır.<br />

Dünya denilen gezegen üzerinde oluşmuş bir organizmanın,<br />

algı alanını evren ölçeğinde genişletmesi,<br />

tıpkı bir virüsün, örneğin karaciğer dokusundan içinde<br />

bulunduğu bedenin dışına, kente, dünyaya… bakabilmesi<br />

anlamında müthiş etkileyici bir gelişmedir. Son<br />

yüzyılda mikro ve makrokozmos ölçeklerinde elde<br />

edilen bilgiler, düşünsel referanslarımızı genişletmiş,<br />

felsefi vizyona, resmin bütününü görmek anlamında<br />

“armağan” olarak nitelenebilecek kadar katkı sağlamıştır.<br />

Kuşkusuz yerel bakış kısıtlamaları, değerlendirmelerimizi<br />

ve düşünsel sentezlemelerimizi de kısıtlıyor.<br />

Deniz karşımızda; bir bankta otururken bazen bir balığın<br />

suyun dışına sıçradığını görürüz. O balık, kısa bir<br />

süre için doğal yaşam ortamının dışında bulunur ve<br />

acaba değişik bir dünyanın farkına varır mı? Balıkların<br />

zihinsel etkinlikleri bunun için yetersiz kalabilir; fakat<br />

yunuslarınki daha gelişkin olabilir, en azından merak<br />

dürtüsüne sahip oldukları yönünde bazı algılamalarımız<br />

var. Acaba yunuslar, denizin üstüne, havaya sıçradıklarında<br />

gördükleri farklı dünyaya/ortama ilişkin<br />

algılarını beyinlerinde işleyip, bazı çıkarımlar yapıyor<br />

olabilirler mi?<br />

Bunu bilemeyiz; fakat insanlar için böyle bir olanak<br />

var ve bazılarımız bu olanağı ve potansiyel açılımlarını<br />

sezip bu alanda ilerleyebiliyor; vizyonunu genişletebiliyor.<br />

Astronominin alanına giren olgu ve olaylara ilişkin<br />

bilgiler, evrendeki yerimizi idrak etmemize katkıda<br />

bulunmaktadır. Evrendeki ve hayattaki yerini bilmek,<br />

insana hayatını yönetebilme konusunda yetkinlik ve<br />

hareket kabiliyeti sağlar. Bazı ülkelerde planetaryum<br />

gösterileri, eğitim protokollerinde yer almaktadır. Ay<br />

yüzeyini, kraterleri, yükseltileri, deniz olarak adlandırılan<br />

düzlükleri, gece ile gündüzün ayrım hattını, Ülker<br />

takım yıldızını, Andromeda galaksisini teleskop ile canlı<br />

olarak görmek bile ufuk açıcı, heyecan verici harika<br />

yaşam deneylerinden biridir.<br />

Ne mutlu biz dünyalılara ki, atmosferimiz yıldızları görmemize<br />

olanak veriyor. Ya daha yoğun veya toz yüklü<br />

olsaydı, o zaman güneş ve ay dışında pek bir şey göremeyebilirdik.<br />

O zaman denizlerdeki balıklardan farkımız<br />

olmayacaktı. Gerçi insanlık olarak bu şansımızı<br />

bin yıl gibi süredir kullanıyoruz. Bireysel olarak çoğunluğun<br />

değerlendirdiğini ise söyleyemeyiz. Çünkü, hayat<br />

zorunlulukları ve uyum şekerleri uğraşılarımız bizi<br />

bundan alıkoyabiliyor.<br />

36<br />

Eylül <strong>2008</strong> - <strong>142</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!