10.07.2015 Views

61. sayi PDF sayfalar_54. sayi PDF sayfalar.qxd - Hayat Online

61. sayi PDF sayfalar_54. sayi PDF sayfalar.qxd - Hayat Online

61. sayi PDF sayfalar_54. sayi PDF sayfalar.qxd - Hayat Online

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>Hayat</strong> Gerçekler “<strong>Hayat</strong>”ın İçinde GizlidirdosyaMahmut AŞKARHuzur Vermeye Geldik...Üçüncü Nesil GöçmenTürkleri/Müslümanlarıbekleyen iki ana tehlikevar. Bunlardan ilki;Kültürsüz Dindarlık:Milli kültürün yoğrulduğucoğrafyayla (kültürel)irtibatın kopmasıyla,örf, adet ve geleneklernesilden nesileintikalinde zayıfladığı,erozyona uğradığı veunutulduğu bir göçmentoplumunda, yazacakve okuyacak seviyedenuzak, hem deçok uzaklarda kalananadil de bunlara ilaveedildiğinde, tutanacaktek gövde olarak dingeriye kalır.“Bunca varlık var ikenGitmez gönül darlığı”(Yunus Emre)Almanya’ya Türk İşgücü Göçünün50. Yılı itibariyle bulunduğumuznoktadan durum değerlendirmesiyapıldığında;-Teşkilatlanmasını sayı olarak büyükölçüde tamamlamış,-Teşkilatlanmaya önayak olmuş 1.Nesil’in yerini 2. ve 3. Nesil Türklerebırakmış,-Vatan kurtarma sevdasıyla kurulanderneklerin, artık kendini kurtarma veyaburadaki kültürel kimliğini muhafazaetme sürecine girmiş ve;-”İhtiyaç fazlası” derneklerin peyderpeycemiyet hayatına veda etme dönemininbaşlamış, olduğunu görmekteyiz.Geride bıraktığımız 20. Yüzyıl sonderece ideolojik bir çağdı. Milliyetindenve dinî inançlarından bağımsızolarak, insanları birbirine yaklaştıranveya uzaklaştıran mefhumun adı ideoloijiidi. Şimdi ise dünkü ideolojilerinarkasına sığınacak ve hadiseleri mensubuolduğumuz dünya görüşüne göreyorumlayacak ortam kalmadı. İdeolojilerinyerine koyulan dinlerin arkasınasığınma, dinler üzerinden kendini ifadeetme veya dinî mensubiyete göre saflarıbelirleme devrindeyiz şimdi de...Hele hele size göre farklı bir dine mensupçoğunluğun içinde azınlık iseniz,dindar da olsanız dinsiz de, çoğunluğungözünde siz, hep “öteki” olarakkalırsınız.Yerli-çoğulcu merkezin kıyısınaiten bu tutum sizi, öncesinden dahafazla dinî kimliğinizi öne çıkarmaya,ona göre kendinizi ifade etmeğe ve“merkez”inize yönlenmeğe zorlar. Zamanla“yerli” ile “yabancı” veya Almanyave benzeri Avrupa ülkelerindeolduğu gibi, “Hıristiyan” çoğunluk ile“Müslüman” azınlık arasındaki makasgiderek açılır. Hâl böyle olunca, bundansonraki sosyo-kültürel ve hukukîbütün meselelere karşılıklı olarak yalınbir din anlayışıyla bakılır ve çözümaranır. Düne kadar Batılı devletlerinkolonisi durumunda olan bazı müslümanülkelerden gelen göçmenlerle,Türkiye gibi millî-bağımsız devlet geleneği,zengin kültürü ve tarihî geçmişiolan ülkelerden gelen müslüman göçmenlerinmillî kültür anlayışları, onaolan bağlılıkları ve hassasiyetleri arasındabüyük farklılar vardır.Yine bazı müslüman ülkelerde işgalci(Batılı) güçlere karşı yapılan kanlıeylemler, Almanya müslüman azınlığınınkahır ekseriyetini teşkil edenTürkler tarafından asla tasvip edilmediğihâlde, farklı kültürler ve milliyetlerdenoluşan müslüman göçmenleretopyekün bakan anlayışa göre; eylemci,Afganistanlı veya Filistinli olmaktanziyade, müslümandır. Madem oradakimüslüman “terörist” ise, buradaki(Almanya) Müslüman-Türk de onungibi olmaya namzettir. Merkeziyetçihâkim zihniyetin azınlık toplumu dineksenli dışlaması, sözkonusu azınlığınzamanla din eksenli yoğunlaşmasınaadeta davetiye çıkarır.Üçüncü Nesil Göçmen Türkleri/Müslümanları bekleyen iki ana tehlikevar. Bunlardan ilki; Kültürsüz Dindarlık:Milli kültürün yoğrulduğu coğrafyayla(kültürel) irtibatın kopmasıyla,örf, adet ve gelenekler nesilden nesileintikalinde zayıfladığı, erozyona uğradığıve unutulduğu bir göçmen toplumunda,yazacak ve okuyacak seviyedenuzak, hem de çok uzaklarda kalananadil de bunlara ilave edildiğinde, tutanacaktek gövde olarak din geriyekalır. Ne var ki, edebiyatı, musîkisi,folkloru, güzel sanatları ve tarihin derinliklerindensüzülerek gelen diğerkültürel değerleriyle birlikte yaşanmayandinî hayat son derece yavan ve yalınkalır. Ayrıca, mensubu olduğunuzkültürün anadil, örf-adetler, musîki,yazılı ve sözlü edebiyat gibi dinin yanısıraana öğelerini bünyesinde yaşatamayanazınlıkların kültürel varlıklarınımuhafaza etmeleri mümkün olmaz.Dindar olmazsınız demiyorum...Hatta sizden öncekilerin din anlayış veyaşayış biçimini yeterli görmeyecek,beğenmeyecek kadar da dindar olabilirsiniz.Fakat kültürsüz bir dindar: Karacaoğlan’ıbilmez, Yunus’u anlamaz,saza dudak büker, Nasreddin Hoca’yabön bön bakar, “Çayda Çıra”dan,“BaşBar”dan bihaber... Ne yazılmışıokur, ne yazanı dinler.Halbuki müslüman azınlık olarakiçinde bulunduğumuz kültür coğrafyasıgöze değil, gönüle hitap eden, zarfamahmut.askar@t-online.dedeğil mazrufa önem veren bir dindarlıkister.İkinci tehlike de; Dinsiz Kültürlülük’tür:Bin yıldan beri mayası İslâmolmuş millî kültürü dinden soyutladığınızdageriye ne kalır diye sormayı bileabes gördüğümden, geriye birşeykalmaz diyorum. Siz fert olarak dinsizolabilirsiniz. Fakat kültür dinsiz olmaz!Özellikle farklı bir kültür coğrafyasındayaşayan azınlık olarak, en basitinden,inancınız olmadığı hâlde Ramazanve Kurban bayramını yok sayamaz,görmemezlikten gelemezsiniz.Dinden arındırılmış bir kültür tasavvuruylahâkim çoğulcu-kültür içindekivarlığınızı muhafaza edemezsiniz.Her iki durumda da fert, aile ve cemiyetolarak zamanla birşeylerin tersgittiğini, huzur ortamının bozulduğunufarkedersiniz de, bu huzursuzluğun neredenkaynaklandığını pek fark edemezsiniz.Halbuki irili ufaklı, camilicamisiz kuruluşlarımız, çalkantılı denizlerinortasında huzur adacıkları veyasığınabilecğimiz güvenli limanlargibi olmalıdırlar. Çağdaş toplumlarçalkantılı, fertleri huzursuzdur. İdrakedebilenler için “Aşk Medeniyeti” nintemsilcilerinin vücuda getirdikleri kuruluşlar,uğrayana huzur veren, ayakbasanın huzur bulduğu, ferahladığımekânlardır. Çağın ileri sanayi toplumununen fazla muhtaç olduğu, aradığınimet, huzurdur. Siz siz olun, bu“nimet”in kıymetini bilin ve bu “nimet”içevrenizden esirgemeyin... Sizkuruluşlarınızı huzur adacıklarına dönüştürürseniz,size sığınacak, kapınızıçalacakların sayısı artacak da artacak...-Sizin teşkilatlarınız Aşk Medeniyeti’ninete kemiğe büründüğü mekânlarolmalı ve siz teşkilatçılar aşık olmalısınız!Çünkü teşkilatçılık aşk, teşkilatçıda aşıktır.-Teşkilat adamı: Okumuş, inanmışve başarmış insandır.-Bu umdeler, huzurlu toplumun nüvesinioluşturur: Okuyan, inanan vebaşaran nesiller...-Biz gittiğimiz yerlere sadece huzurgötürür ve sadece huzur veririz.Ekim · Oktober 2011 · Zilkâde 1432 sayfa 11

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!