13.07.2015 Views

Allah Hakkında 1."ALLÂH" Bir Tanrı Değildir - Hasan Güler ...

Allah Hakkında 1."ALLÂH" Bir Tanrı Değildir - Hasan Güler ...

Allah Hakkında 1."ALLÂH" Bir Tanrı Değildir - Hasan Güler ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Zerre küllün aynasıdır" benzetmesiyle, en muhteşem evrensel gerçekliği 1400 küsur yıl önce insanlığa bildiren oyüce Zât'ın mesajını kavrayamadılar, değerlendiremediler..."Ahad" ve "Samed" tanımlamalarıyla kendini, Rasûlullâh adı ve kisvesi altında açıklayanın seslenişiniişitemediler, "holografik gerçekliğin" ne olduğunu kapsamlı düşünemedikleri için! Zerrede yansıyan Küll'ü, mikrodaaçığa çıkan tümel Tek'i fark edemediler!Oysa işin sırrı, evren içre evrenler gerçeğini açıklayan "string teorisi" ile "holografik evren" gerçekliğini birarada düşünerek, Mutlak TEK'liğin açılımını fark edebilmekte gizliydi..."Subhanallâh" kavramının, string boyutundaki stringlerin altı yönlü hareketiyle, evren içre evrenlerin "her an yenibir şan" alışının dillenişi olduğuna..."Elhamdülillâh"ın, bu boyuttaki tekil hareketin (çokluktaki tekilliğin), ancak, onu meydana getiren tarafındandeğerlendirilebileceğinin dile gelişi olduğuna..."Allâhu ekber"in, "tanrı uludur" demek olmadığını, bu yüzden ezanın böyle Türkçeleştirilemeyeceğine; sonsuzboyutları ilminde yaratanın, yaratılmış ilimle kavranamayacağına, işaret ettiğini...Hiç düşünmediler... Akıllarına hayallerine bile getiremediler!"Arşı taşıyan meleklerin tespihidir bu" denildiğinde, varlığın oluşumundaki derinlikleri fark etmek yerine,"gökte oturan tanrının koltuğudur arş" demeyi daha kolay veya yerinde gördüler!..Evet..."Evren içre boyutsal evrenler, paralel evrenler, bir evrende olup bitenin diğer evrende açığa çıkması (suya atılan taşınyayılan dalgası gibi) ya da aynı anda değişik evrenlerde yer alan aynı bilinç türünden yaklaşımlar" hakikatinoktasından hareketle "Küll'den zerreye gidişi" ifade etmektedir..."Tüm çokluk görüntüsü (algılayandan kaynaklanan), gerçekte, TEK şuurun (ilmin) her mikroda onun yapısalözelliğine göre açığa çıkmasıdır" gerçeğini vurgulamaktaydı "holografik gerçeklik"...İyi, peki bütün bunlar hoş da...O zaman gelelim "peygamber neden gelmiş; Kur'ân neden inmiş; tanrı yoksa kime hesap verilecek; berzah, mahşer,sırat, kıyamet masal mı; bizi kim cehenneme atacak ya da cennete sokacak" sorularına... "Adaletin bu mu tanrı; 60 yılyaşatıp 600 bin milyon milyar sene yakacaksın; bu ne biçim adalet" falan lakırdılarına...Akıl çivisi olmayan, tahtaları birbirine bağlayıp tekne yapamaz ve okyanusa da açılamaz! O zaman da, tahta parçalarıdenizde kopuk kopuk kalır. Ancak bir tanesine tutunup belki hayatta kalabilir!Bu konuyu çözmenin sırrını eskiler şöyle açıklamaya çalışmışlar o günün mecazları arasında:"Kul Allâh'a eremez, Allâh kulunu kendine erdirmedikçe!"Bunu günümüz bilgisiyle, yıllar önce şöyle açıklamaya çalışmıştık..."Çokluktan TEK'liğe giden yol kapalıdır; TEK'ten çokluğa bakmasını öğrenenler sırlara ererler!"Allâh Rasûlü Muhammed Mustafa'yı, gökteki arş üzerinde oturan tanrının, tahtını taşıyan kanatlı melekleriyleyeryüzünde seçilmiş özel ulak peygamberi şeklinde kabullenen ilâhiyatçıların kapasitesiyle değerlendirenler, elbetteki yukarıda sıraladığımız sayısız soru dalgaları arasında bocalayıp kalacaklardır.Sistem ve Düzen'i kavrayamayan sınırlı düşünce sahipleri, "DİN"i dogma olarak kabullenirler!"ALLÂH" ismiyle neye işaret edildiğini fark edemedikleri için, "tek tanrılı bir dindir İslâm" derler!"Lâ ilâhe..." mesajını algılayamamışlardır.Bu yüzden de kabullenişlerini, gökte tanrı, yerde özel ulak postacı peygamber anlayışı üzerine bina etmişlerdir!

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!