06.05.2016 Views

Cinedergi 38

Binder38

Binder38

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

n KARAYİP Korsanları, 2003 yılında vizyona<br />

girdiğinde muhteşem görselliği, Johnny Depp’in<br />

sempatik oyunculuğu, Keira Knightley’nin hassas<br />

güzelliği ve Orlando Bloom’un kırılgan yakışıklılığı<br />

ile mükemmel bir bütünlük oluşturmuş ve izleyicinin<br />

gönlünü çalmıştı. Tabii sadece izleyicinin<br />

değil sinema eleştirmenlerinin de beğendiği bir<br />

filmdi ki gişe filmleri için bu başarılması zor bir<br />

olaydır. Bütün bu artıların en büyüğü ise filmin<br />

klasik korku unsurlarını komedi tabanlı bir filmde<br />

başarıyla kullanmasıydı. Bu başarının altındaki<br />

imza ise ilk üç filmin yönetmeni Gore Verbinski’ye<br />

aitti. Verbinski, Karayip Korsanları’na gelene kadar<br />

korku filmi Halka’nın ABD versiyonunu çekmiş,<br />

The Weather Man gibi underground bir komediyi<br />

başarıyla kotarmıştı. Yani hem kaliteli bir komedi<br />

hem de klasik korku unsurlarının mükemmel<br />

kullanıldığı filmlerin yönetmeniydi. Bu kabiliyetli<br />

adamın elinde bir de Johnny Depp ve diğer<br />

mükemmel isimler olunca gerçekten harika bir<br />

seriyi izler olduk. Üstelik seri çekilen filmlerde<br />

başarı çizgisi çoğunlukla aşağı gider ama Karayip<br />

Korsanları’nda bu başarı ya aynı kalıyordu veya<br />

yukarıya küçük tırmanışlar yapıyordu. Yazının<br />

başında saydığımız yıldızlar serisinin yanında<br />

ikinci ve üçüncü filmde ağırlığını koyan Bill<br />

Nighy gibi çok başarılı isimler de vardı. Nighy’nin<br />

canlandırdığı Davy Jones karakteri sinema tarihinin<br />

absurd karakterlerinin en renklilerindendi.<br />

Bu hafta vizyona giren serinin dördüncü filmi Karayip<br />

Korsanları: Gizemli Denizlerde içerik ve oyuncular<br />

anlamında bir çok farklılık barındırıyor. Keira Knightley,<br />

Orlando Bloom ve Bill Nighy gibi isimler kadroda<br />

yok. Onların yerine Penelope Cruz ve ünlü İngiliz<br />

oyuncu Ian McShane var. Bu noktada McShane’in<br />

performansına birşey diyemeyeceğim ama Cruz’un<br />

bu role uymadığı çok kesin. Burada aslında oyunculara<br />

da çok suç bulamıyorum. Çünkü filmin senaryosundaki<br />

komedi korku dengesi bozulmuş. İlk üç filmi<br />

yöneten Gore Verbinski yerine yönetmen koltuğuna<br />

Rob Marshall oturmuş. Marshall’ın sinema dili ve<br />

öyküyü algılayışı korku çizgisini yok etmiş. Tamamıyla<br />

eğlencelik, üstelik basit bir eğlencelik haline<br />

getirmiş filmi. Yönetmenin daha önceki filmlerine<br />

baktığımızda da Chicago ve Nine gibi tür olarak da<br />

Karayip Korsanları’na hiç de yakın olmayan filmleri<br />

görüyoruz. Bence son filmin öykü derinliğinin eksik<br />

olmasının en büyük sebebi yönetmen değişikliği.<br />

Gelelim filmin konusuna. Jack Sparrow yeni bir hazinenin<br />

peşindedir. Bu hazine sonsuz hayat bahşeden<br />

Gençlik Pınarı’dır. Tabii pınarın peşindeki sadece<br />

Sparrow değildir. İspanyollar ve İngilizler de bu<br />

pınarın peşindedir. Bir de araya Anjelika (Penelope<br />

Cruz) adlı bir dilber girince herşey karmakarışık bir<br />

hal alır. Sparrow Anjelika’yı yıllar önce bir rahibeyken<br />

baştan çıkarmış ve terk etmiştir. Jack Sparrow da<br />

öğrenecektir: Düşmanın kadın olacağına<br />

hayaletlerle, zombilerle savaşmak yeğdir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!