Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
çünkü en iyi filmlerinde bile teknik zaafiyetlerin<br />
had safhada olduğu bir sinemadan bahsediyoruz<br />
ve burada da rezil bir banyo yüzünden soluk, silik<br />
bir seyir konforu mevcut. (Muhtemelen VHS transferleri<br />
yüzünden iyice kötüleşmiş…)<br />
Oyunculuklardan da biraz bahsetmek gerekirse;<br />
Kimse elbette Tarık Tarcan’dan Jack Nicholson,<br />
Selin Dilmen’den de Shelley Duvall ayarında<br />
bir oyunculuk beklemiyor ama açıkçası otelde<br />
bekçinin bunlara yaksın diye bıraktığı kütüklerin<br />
bile daha fazla jest ve mimik verdiğini iddia etmek<br />
de mümkün. Zaten hiçbir zaman iyi bir oyuncu<br />
olamamış, mankenden transfer Selin Dilmen bir<br />
de kendi dublajını yapınca hepten batırmış! “Harika<br />
çocuk” Ufuk karakterine ise o kadar nefret duydum<br />
ki daha filmin başında baltayla parçalayasım<br />
geldi! Yani film bu anlamda başarılı, Tüm<br />
olmamışlığıyla, size lanetli bir otelin yapamadığını<br />
yapıp, bir psikopat haline getirebilir!<br />
Bu tamamen unutulmuş yapımı yapanlar dahil<br />
kimsenin hatırlamak istediğini sanmıyorum<br />
ama kayıp film avcıları için iyi bir ganimet<br />
olduğunu düşünüyorum. Bu filmin pek de eski<br />
sayılmamasına rağmen bu kadar unutulmuş<br />
olması sanırım Stanley Kubrick gibi mükemmeliyetçi<br />
bir ustanın eserinin ezik bir replikası<br />
olmasından kaynaklanıyor. Bir tür lanet bile<br />
sayılabilir… O kadar ki, film hakkında kendisi<br />
dışında en küçük bir materyal bulmak mümkün<br />
değil! Ne bir afiş, ne bir lobi, ne de bir set<br />
fotoğrafı… Gördüğünüz afişi bile kendim yapmak<br />
zorunda kaldım, Kıymetini bilin.<br />
Sonuçta kötü olan bir şeyi seyretmenin de çok<br />
zevkli olduğu zamanlar var. Fakat Biri Beni<br />
Gözlüyor‘un asla bir, “Drakula İstanbul’da”<br />
ya da “Ölüler Konuşmaz ki” potansiyeli<br />
taşımadığını da belirtmek isterim. Düpedüz<br />
sıkıcı yahu…