marketing europe & anatolia Sayı: 020
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Gezi Parkı’nı doğru anlamak...<br />
Bir insanın kişiliğindeki köklü değişimlerin sürecini,<br />
nedenleriyle birlikte irdeleyerek ortaya koymak tatmini<br />
çok yüksek bir deneyimdir. Sinemada ya da edebiyatta<br />
bunun birçok örneğini görebilirsiniz. Popüler örneklerden<br />
yola çıkarsak Star Wars'da Anakin karakterinin Darth<br />
Vader'e dönüşmesi en çok bilinenlerdendir. Bir başka<br />
örnekse son yıllarda izlediğim bir dizi Breaking Bad.<br />
Bunların dışında genel kalıpsa idealist bir amaçla çıkılan<br />
yolun zaman içerisinde yaşanan değişimlerle bencil<br />
ihtiyaçların tatmin aracı haline gelmesidir.<br />
Bu örneklerde insanlar, adım adım değişim geçirdikten<br />
sonra bir an geri dönüp baktıklarında artık yola çıkan kişi<br />
olmadıklarını görürler. Artık yola çıkış amaçları yerlerini<br />
daha kişisel ve bencil nedenlere terk etmiş, yola çıkan<br />
iyi insanın yerini belki hayatı boyunca karşı olduğu bir<br />
karakter almıştır.<br />
Bazen de böyle köklü bir değişim geçirerek kişiliği bencil<br />
ve kötü bir forma bürünen insanın çok değiştiğini düşünür<br />
ama süreci dikkatli incelediğimizde aslında değişmediğini<br />
sadece maskelerini kullanmayı terkettiğini görürüz.<br />
Bizim de kendi tabiriyle değişebilen, amaçlartını,<br />
inançlarını, bir gömlek gibi çıkarıp giyebilen bir<br />
başbakanımız var. İster kendi söylediği gibi değişebilme<br />
yeteneğiyle gündelik kalıplara girsin, ister aslında<br />
yola başladığı aynı kişi olduğu halde, ancak iktidarı<br />
hissetttiği için maskelerini terketmiş olsun. Bu başbakana<br />
baktığımda maalesef demokrasiye inanan, halkına<br />
güvenen milletin çıkarlarını ve toplumsal faydayı kendi<br />
çıkarlarının önünde tutabilen bir figür göremiyorum.<br />
Aksine kendi doğrularından ve toplumsal destekten<br />
yüzde yüz emin. Sabit fikirli ve bu nedenle kendisi<br />
gibi düşünmeyen herkesi art niyetli olmakla suçlayan.<br />
Kendi doğrularından çok emin olduğu için bu<br />
doğrulardan memnun olmayan kişilere sinirlenen.<br />
Anayasal haklarını kullanan insanlara, anayasayı<br />
hiçe sayarak kanunsuz marjinaller diyen. Bir ebeveyn<br />
edasıyla tüm toplumu kendi doğruları çerçevesinde<br />
şekillendirmeye çalışan, demokrasiye inandığını<br />
söyleyen ama aslında demokrasiyi odaklandığı hedefe<br />
ulaşmak için meşruiyetine temel olarak kullanıp daha<br />
sonra rafa kaldırmakta bir mahsur görmeyen birini<br />
gözlemleyebiliyorum. Tabii ki bu karakterlerin hepsinin<br />
ancak bir faşist diktatörde birarada bulunabilecek olması<br />
da aklımıza türlü türlü soru işaretleri getiriyor.<br />
İşte bu başbakan yine kendi doğrularına odaklanmış bu<br />
nedenle Gezi Parkı olaylarını anlayamamış. Zannediyor<br />
ki onbinlerce kişi iki ağacı bahane edip aslında<br />
başbakanı yıpratmak için ana muhalefet partisine hizmet<br />
ediyor. Bunun psikiyatride bir ismi var ama ben teşhisi<br />
hocalarımıza bırakıyorum.<br />
Sevgili kafası karışık başbakanım durum tam da öyle<br />
sizin anladığınız gibi değil. Evet konu Gezi Parkı'ndaki<br />
ağaçlar için başlamış olabilirr. Ancak sizin polisleriniz<br />
anayasal haklarını kullanan silahsız, bu vatandaşlarımıza<br />
saldırıp, siz de anayasayı delerek bu kişilere kanunsuz,<br />
yasa dışı marjinaller dediğiniz için, halk vatandaşına<br />
sahip çıkma luzumunu hissetti.<br />
<strong>Sayı</strong>n başbakanım sizin gözünüz hep Arap ülkelerinde<br />
olduğu için bilemezsiniz ben sizi aydınlatayım. Bu ülkenin<br />
adı Türkiye ve belki size garip gelecek ama bu ülkede<br />
yaşayan kişilere Türk denir ve bu milleti ancak kendisine<br />
hizmet eden yöneticiler idare edebilir. O liderler için<br />
bu millet gözünü kırpmadan ölüme gider ancak Emine<br />
Hanım'ın çok hoşuna gitse de sizin maço tavırlarınıza bu<br />
millet pabuç bırakmaz. Ha bu maço tavırları başkasına<br />
gösterirseniz sizi sever ama kendisine maçoluk yapmaya<br />
kalkarsanız sizi kendinizden en emin olduğunuz bir<br />
anda sandığa o kadar çabuk gömer ki tarihte esameniz<br />
okunmaz. Bu tecrübeyi edinmiş halen yaşayan liderler<br />
vardır. Birisi hemşeriniz bana inanmıyorsanız kendilerine<br />
sorabilirsiniz.<br />
Uzun lafın kısası Gezi Parkı sadece iki ağacın davası<br />
değil, Türk halkının kendi vatandaşına sahip çıkma ve<br />
halkı ile anayasaya inancını kaybetmiş bir başbakanı<br />
sırtından atma çabasıdır. Üstelik sayın başbakanımızı<br />
sırtından atmaya çalışan ilk de Türk halkı olmayacak<br />
hatırlarsanız kültürümüzde yeri olan atlar da bu<br />
başbakanı sırtlarında taşımak istememiş ve muktedir<br />
olmuşlardı.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 27