marketing europe & anatolia Sayı: 027
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tarih: Şubat - Mart 2014 <strong>Sayı</strong>: 27<br />
retorik<br />
Alo Fatih...<br />
kelebeğin<br />
fırtınası<br />
Türkiye’yi<br />
tanıtamama<br />
kampanyası...<br />
Tam bağımsız<br />
dergi
İçindekiler<br />
<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
<strong>Sayı</strong>:27 Tarih:Şubat - Mart 2014<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve<br />
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />
e-mail: eksantrik@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />
Elvin Ekşioğlu<br />
e-mail: elvin@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Haber ve Fotoğraflar<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nurgül Eryıldır Günay<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seval Duban<br />
Ekim Sölemez<br />
Danışman<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
İlan Rezervasyon<br />
Ayşe Yılmaz<br />
Yayın Türü<br />
Süreli Yayın<br />
Yönetim Yeri<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.<br />
Deniz Ap. No: 21 /15<br />
Kadıköy - İstanbul - Tr.<br />
Tel: +90 555 233 24 41<br />
e-mail: meadergi@gmail.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Agency Europe & Anatolia tarafından<br />
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri<br />
San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya<br />
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki<br />
görüşler ve hukuki<br />
sorumluluk yazarlara aittir.<br />
Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />
mobil: http://m-mea.eksantrik.com<br />
http://www.facebook.com/meadergi<br />
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />
Kısa Kısa 04 - 07<br />
Yeni Ürünler 10 - 11<br />
Medya Dünyası 12 - 13<br />
Röportaj 14 - 17<br />
kelebeğin fırtanası 19<br />
Röportaj 20 - 22<br />
retorik 25<br />
Kampanyalar 27 - 33<br />
Gezi 34 - 40<br />
reklam arası sinema 42<br />
Kültür Sanat 44 - 45<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1
Köşe<br />
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />
( editörden<br />
)<br />
Tam bağımsız olmak neden önemli?...<br />
Bu dergiyi çıkardığımız günden bugüne tam bağımsız bir dergi çıkardığımızı, hiçbir,<br />
gruba, partiye ya da cemaate hizmet etmediğimizi her fırsatta dile getiriyoruz. Bu<br />
ısrarlı açıklamamız belki bazı okuyucularımız tarafından yersiz bir söylem olarak<br />
değerlendirilmiş olabilir. Son günlerde ortaya çıkan ses kayıtları bizim bu iddiamızı<br />
dile getirirken aslında ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu.<br />
Bağımsızlık neden bu kadar önemli. Çünkü, aksi olduğunda doğruları yazmak için bir<br />
kez daha düşünmek, Ankara'dan ya da deniz aşırı ülkelerden icazet almak ve belki<br />
de doğruları hiç söyleyemeden yalan yanlış bilgilerle dezenformasyon yapmak şart<br />
olacaktı ki sektörel yayınlar da dahil olmak üzere birçok yayın malesef bu kıskaca<br />
kendisini teslim etmiş durumdadır.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>'nın hiç böyle bir kaygısı olmadı. Tek amacımız her ay<br />
doğru haber ve yazılarla hazırlanmış tarafsız, bağımsız bir dergiyi okuyucumuzla<br />
buluşturmak oldu. Bu çalışmalarımız sırasında bizi zora sokacak herhangi bir<br />
ilişkinin içerisine girmemek için iki yılı aşkın süredir, tek kuruş gelir elde etmeden<br />
çalışmalarımıza devam ediyoruz.<br />
Gönül isterdi ki bu dik duruşumuz, ilan verenler ve ilanları yönlendiren dostlarımız<br />
tarafından da takdir edilsin ve dergimiz, en azından kendini geliştirebilecek bir ilan<br />
gelirine kavuşabilsin. Belki bundan sonra dostlarımız ilanlarını bizimle paylaşıp<br />
yaşamamıza ve gelişmemize katkı vermek için daha duyarlı davranabilirler.<br />
Kalın sağlıcakla...<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3
Kısa Kısa<br />
alldesign’ın mottosu ”Aklın Gözüyle Görmek”...<br />
BMW ana sponsorluğunda<br />
düzenlenen alldesign<br />
2014 Uluslararası Tasarım<br />
Konferansları ve Yaratıcı<br />
Endüstriler fuarı,<br />
tasarım dünyasına ışık<br />
tutacak<br />
alldesign’ın fuar alanında<br />
pek çok firma en yeni<br />
tasarım ürünlerini sergileyecek:<br />
Ünlü tasarımcı<br />
ve sanatçı Arik Levy, 21 Şubat’ta BMS Mobilya standında<br />
12.00-13.30 saatleri arasında sevenlerine imza verecek<br />
Allevents tarafından BMW ana sponsorluğunda, Arçelik,<br />
Armaggan ve Işıklar Tuğla co-sponsorluğunda 21-22 Şubat<br />
2014 tarihlerinde Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde<br />
düzenlenecek olan alldesign Uluslararası Tasarım Konferansları<br />
ve Yaratıcı Endüstriler Fuarı, tasarım dünyasını<br />
üçüncü kez bir araya getirecek. Hayatımızın her alanına<br />
yön veren tasarımın ele alınacağı alldesign 2014’ün konferans<br />
bölümünde kendi dalının uzmanları tasarıma bakış<br />
açılarını ve dünyaca ödüllü işlerini izleyicilerle paylaşırken,<br />
fuar alanında ise tasarımda öne çıkan firmalar en yeni<br />
ürünlerini sergileyecek. Biletler Biletix’te.<br />
alldesign 2014 pek çok önemli konuşmacıya ev sahipliği<br />
yapacak.<br />
Hilton Kongre ve Sergi Merkezi’nde 2000 metrekarelik<br />
alanda gerçekleşecek olan alldesign 2014, tasarım konferansının<br />
yanı sıra Yaratıcı Endüstriler Fuarı’na da ev sahipliği<br />
yapacak. Odağında tasarım olan tüm firmaları aynı<br />
çatı altında sektörle ve tasarım meraklılarıyla buluşturan<br />
ve geçtiğimiz yıl çok sayıda katılımcı firmayı ve yaklaşık<br />
6000 ziyaretçiyi ağırlayan Yaratıcı Endüstriler fuarı, bu yıl<br />
da ziyaretçilerine farklı sektörlerden tasarım odaklı zengin<br />
bir ürün yelpazesi sunacak.“Aklın gözüyle görmek” mottosuyla<br />
yola çıkan alldesign’ın ana amacı, tasarımın yarattığı<br />
farkların, pazarlama, markalaşma, ergonomi gibi birçok<br />
alanda kullanımının irdelenmesi, günümüz ve geleceğin<br />
tasarımcılarına farklı bir bakış açısı kazandırması.<br />
Türkiye’nin Patent Şampiyonları Koç’tan Çıktı...<br />
Türk Patent Enstitüsü’nün “2013 yılında En Çok Yerli<br />
Patent Başvurusu Yapan Firmalar” sıralamasında Koç<br />
Topluluğu’nun 4 şirketi ilk 10’da yer alarak büyük bir<br />
başarıya imza attı. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına<br />
büyük önem veren ve Türkiye’nin ilk ‘Fikri Haklar Stratejisini’<br />
oluşturan Koç Topluluğu, geçen yıl toplam 400 patent<br />
başvurusu yaptı. Arçelik, 193 patent başvurusuyla<br />
birinci sıraya yerleşirken, onu Ford Otosan, 80 başvuruyla<br />
izledi. Listede 48 patent başvurusuyla altıncı sırayı Tofaş,<br />
20 patent başvurusuyla 9’uncu sırayı ise Türk Traktör<br />
aldı. Koç Holding CEO’su Turgay Durak, “Bu başarıda<br />
Fikri Haklar Stratejimizin büyük rolü var. Amacımız<br />
Topluluk şirketlerimizin fikri haklarını yönetebilmeleri, bu<br />
çalışmalarını uluslararası standartlarda yapma yeteneğini<br />
kazanmalarıydı. Bunu da gerçekleştirmiş olduklarını<br />
görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Her zaman dile<br />
getirdiğimiz gibi Ar-Ge faaliyetlerine ve yatırımlarına hem<br />
şirketlerimizin rekabetçiliği hem de ülkemizin geleceği<br />
adına çok önem veriyoruz ve uzun vadeli sürdürülebilir<br />
büyüme stratejimizin hayati bir parçası olarak görüyoruz”<br />
dedi.<br />
Türk<br />
Patent<br />
Enstitüsü’nün “2013<br />
yılında En Çok Yerli<br />
Patent Başvurusu<br />
Yapan Firmalar”<br />
sıralamasında Koç<br />
Topluluğu’nun 4 şirketi<br />
ilk 10’da, diğer 3 şirketi<br />
ise ilk 30’da yer aldı.<br />
Koç Topluluğu şirketleri<br />
2013 yılında toplam<br />
400 patent başvurusu<br />
yaptı. Bu sayı bir önceki yıl 310’du. Arçelik, 193 patent<br />
başvurusuyla listenin birinci sırasında yer alırken, ikinciliği<br />
80 patent başvurusuyla Ford Otosan aldı. Altıncı sırayı<br />
48 patent başvurusuyla Tofaş, dokuzuncu sırada 20 patent<br />
başvurusuyla Türk Traktör yer aldı. Patent başvurusu<br />
sıralamasına göre ilk 30 şirket arasında bulunan diğer Koç<br />
Topluluğu şirketleri ise; Otokar (11), Arçelik- LG (16) ve<br />
Tüpraş (26) oldu.<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
2013 Anadolu hayat... İnsana Saygılı<br />
Anadolu Hayat Emeklilik A.Ş. Firmalar Ödüllendirildi...<br />
Genel Müdürü Mete Uğurlu, Şirketin<br />
2013 yılı konsolide olmayan<br />
finansal sonuçlarına ilişkin<br />
olarak yaptığı basın açıklamasında<br />
aşağıdaki tespit ve değerlendirmelerde<br />
bulundu: “2013<br />
yılı ülkemizdeki ve dünyadaki siyasi/iktisadi<br />
gelişmelerin yakından<br />
takip edildiği bir yıl olmuştur. Bu dönemde, küresel<br />
ekonomi, beklentilerden daha zayıf bir toparlanma eğilimi<br />
sergilemiş, özellikle yılın ikinci yarısında, artan enflasyon<br />
beklentilerine bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerin<br />
para politikalarında sıkılaştırma eğilimine girilmiştir.<br />
Ülkemizde 2013 yılı içinde, sigorta sektörünün işleyişi<br />
ve gelişimine yönelik yasal düzenlemelere devam edilirken,<br />
hayat sigortalarında %25 ve hayat dışı sigortalarda<br />
ise %22 prim artışı sağlanmıştır. Bireysel emeklilik sisteminde<br />
ise, %25 devlet katkısının olumlu etkisi ile katılımcı<br />
sayısı bir milyon kişi artarak 4.1 milyonu aşmıştır.<br />
Kariyer.net 13. İnsana Saygı Ödülleri’nin sahipleri belli<br />
oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım Bankası ve DenizBank;<br />
Anadolu’da ise Desmer İletişim veSunExpress<br />
firmaları2013’ünen çok istihdam yaratan şirketleri oldu.<br />
En çok başvuru alan firmalar ise İstanbul’da Vatan Bilgisayar<br />
ve Yapı ve Kredi Bankası; Anadolu’da ise Rönesans<br />
Holding ve Vestel Elektronik şeklinde sıralandı.<br />
LC Waikiki, adaylar tarafından 2013’ün en beğenilen<br />
şirketi seçildi. En beğenilen iş ilanı ödülü ise Yapı ve<br />
Kredi Bankası’nın oldu. İstanbul’da Kuveyt Türk Katılım<br />
Bankası ve DenizBank; Anadolu’da ise Desmer İletişim<br />
ve SunExpress firmalarıKariyer.net 13. İnsana Saygı<br />
Ödülleri kapsamında 2013 yılının En Çok İstihdam Yaratan<br />
Şirketleri ödülüne layık görüldü<br />
Amway 2013 satışı... Avea 2013...<br />
Amway’in 2013 satış rakamları<br />
açıklandı. Son yedi yıldır<br />
istikrarlı bir büyüme gösteren<br />
şirket, 2013 yılında 11,8 milyar<br />
dolarlık rekor bir satış gerçekleştirdi.<br />
Şirket, 2014’te artan talebi<br />
karşılamak amacıyla bütün<br />
dünyada 375 milyon dolarlık bir<br />
üretim ve AR-GE yatırımı planlıyor.<br />
Genel merkezi ADA, Michigan’da bulunan Amway,<br />
2013 yılında 11,8 milyar dolarlık global satış yaptığını<br />
açıkladı. Şirketi tarafından verilen bilgilere göre 2012 yılındaki<br />
11,3 milyar dolarlık satışın ardından 2013, şirketin<br />
arka arkaya büyüme kaydettiği yedinci yıl oldu. Amway,<br />
son 14 yılın 13’ünde satışlarda gösterdiği artışla<br />
dikkat çekiyor.<br />
Beslenme destek ürünleri, Amway’in ürün grubu satışları<br />
arasındaki liderliğini 2013’te de sürdürdü. 2013’te<br />
lansmanı gerçekleştirilen yeni kilo kontrol ürünleri serisi<br />
bodykey by NUTRIWAY’in de gıda takviyesi grubunda<br />
süregelen artışı önemli ölçüde desteklediği gözlemlendi.<br />
Avea; “Akıllı ve Kârlı Büyüme”<br />
stratejisiyle 2013 yılında gelirini<br />
geçen yıla göre yüzde 10 artırarak<br />
3.838 Milyon TL olarak gerçekleştirdi.<br />
Toplam müşteri sayısını, son<br />
çeyrekte 418 bin abone ile gerçekleştirdiği<br />
rekor net büyüme sonucunda 14,5 milyona<br />
çıkaran Avea, faturalı ve faturasız abone sayısını da<br />
artırdı. Numara taşımada 2013’ün son çeyreğinde kazandığı<br />
304 bin aboneyle, 7 çeyrektir kesintisiz sürdürdüğü<br />
liderliğini koruyan Avea, numara taşımada 2013<br />
yıl toplamında ise; 916 bin net abone kazandı. Numara<br />
taşımada rakiplere açık ara fark atıp, net taşımada tek<br />
pozitifte olan operatör olarak pazarda yeni bir dönem<br />
başlattıklarını vurgulayan Avea CEO’su Erkan Akdemir:<br />
“Yürüttüğümüz ‘Akıllı Büyüme’ stratejimiz doğrultusunda<br />
yaptığımız yatırımlar, sunduğumuz teklifler ve teknoloji<br />
üreten bir şirket olma konusunda gösterdiğimiz<br />
kararlılık ile elde ettiğimiz sonuçlar; hem bireysel hem<br />
kurumsalda kesintisiz büyümemizi sağlayan bir ekosistem<br />
kurmamızda etkili oldu.“ dedi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5
Kısa Kısa<br />
Türkiye’de Google Glass<br />
Emlak Uygulaması...<br />
Türkiye’de ilk<br />
defa Google<br />
G l a s s ’ a<br />
özel emlak<br />
uygulaması<br />
geliştirildi. Bütün<br />
işlemlerin<br />
sesli komutlar<br />
ve parmak<br />
hareketleriyle dokunmatik olarak gerçekleştirildiği<br />
Google Glassuygulamasında size en uygun evi artık<br />
akıllı gözlüğünüzle bulmak mümkün. Geçtiğimiz yıl emlak<br />
sektörüne adım atan teknoloji odaklı yeni nesil seri<br />
ilan sitesi Metrekare.com sektörün ilk Google Glass<br />
uygulamasını geliştirdi. Tüm işlemlerin sesli komutlar,<br />
hareket algılayıcılar ve dokunmatik alandaki parmak<br />
hareketleriyle yönetildiği Google Glass için, tamamıyla<br />
içeride geliştirilen uygulamada kullanıcılar o an<br />
yakınlarında bulunan ve kriterlerine uygun olan satılık<br />
ve kiralık evlerden hemen haberdar olup harita üzerinde<br />
görüntüleyebiliyor, ilan detaylarını dinleyebiliyorlar.<br />
Mücevher ihracatı<br />
2014’e artışla başladı...<br />
Geride bıraktığımız yılı başarılı bir<br />
performansla kapatan mücevher<br />
sektörü 2014 yılınada yükseliş trendi<br />
ile adım attı. Mücevher İhracatçıları<br />
Birliği verilerine göre; sektörün<br />
2014 yılı Ocak ayındaki ihracatı geçen<br />
yılın aynı dönemine oranla külçe<br />
altın hariç yüzde 26,63 artışla195<br />
milyon346 bin dolara ulaştı. Bu dönemin ihracat artışı<br />
ile dikkatleri üzerine çeken ülkesi ise; dünyada mücevherin<br />
merkezi olarak kabul edilen Belçika oldu. Türk<br />
mücevher sektörünün Belçika’ya Ocak ayında yaptığı<br />
ihracat,değerde yüzde 3,647, miktarda ise yüzde 7,040<br />
oranında arttı. Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından<br />
açıklanan 2014 yılı Ocak ayı verilerine göre; Türkiye’nin<br />
külçe altın hariç mücevher ihracatı değer bazında geçen<br />
yılın aynı dönemine oranla yüzde 26,63artarak 195<br />
milyon 346 bin dolara ulaştı.Miktar bazında ise sektörün<br />
ihracatı yüzde 17,83 artışla 233 bin 393 kilogram oldu.<br />
Nestlé, 2013 yılı finansal<br />
sonuçlarını açıkladı...<br />
Dünyanın lider beslenme,<br />
sağlık ve iyi yaşam şirketi<br />
Nestlé, 2013 yılı küresel finansal<br />
sonuçlarını açıkladı.<br />
Açıklanan sonuçlara göre,<br />
Nestlé geçtiğimiz yıla göre<br />
cirosunu %2.7 oranında artırarak<br />
92,2 milyar İsviçre<br />
Frankı satışa ulaştı, organik<br />
büyüme %4.6, reel iç büyümesi % 3.1 olarak gerçekleşti.<br />
Nestlé CEO’su Paul Bulcke 2013 yılı sonuçlarıyla ilgili<br />
yaptığı değerlendirmede şu görüşlere yer verdi: “2013<br />
yılında makro çerçevede büyüme, gelişmiş ülkelerde en<br />
alt düzeyde, gelişen pazarlarda ise daha önce gördüğümüz<br />
seviyelerin altında yumuşak bir büyüme seyri izledi.<br />
Nestlé olarak bu duruma, marka desteğini artırarak,<br />
inovasyonları hızlandırarak ve fiyatlandırmalarımızın tüketici<br />
ihtiyaçlarını dikkate alacak şekilde gerçekleşmesini<br />
sağlayarak yanıt verdik”.<br />
TeknoSA<br />
2014 hedefleri...<br />
Türkiye teknoloji perakendeciliği sektörünün lideriTekno-<br />
SA, 2013 yılını başarılı finansal sonuçlar ile kapattı,<br />
2014 yılında yeni hedeflere odaklandı.<br />
Sabancı Holding Perakende ve Sigorta Grup Başkanı<br />
Haluk Dinçer, TeknoSA’nın 2014 yılında dijitalleşmenin<br />
sağladığı olanaklarla bütün kanalların entegre<br />
çalışmasına imkan veren çoklu kanal stratejisine<br />
odaklanacağının altını çizdi. Dinçer, bu çerçevede,<br />
hem mağazalaşma yatırımlarına hız vereceklerini hem<br />
de online kanalda büyüyeceklerini belirtti ve yapılacak<br />
yatırım tutarının 60 milyon TL olacağını açıkladı.<br />
6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Türk yapımı ilk uçak koltuğu uçuşa hazır...<br />
Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Assan<br />
Hanil ortaklığında kurulan Turkish Seats Industries<br />
(TSI), tasarımı Türk mühendisler tarafından yapılan ilk<br />
yerli uçak koltuğunu üretti.<br />
Türk Hava Yolları, büyük bir girişimle Türk Sivil Havacılık<br />
tarihinde bir ilke daha imza attı. Türkiye Cumhuriyeti’nin<br />
kuruluşunun 100. Yılı; 2023 vizyonu doğrultusunda<br />
açıklanan ‘yüzde yüz Türk uçağı üretimi’ hedefi<br />
kapsamında, Türk Hava Yolları, Türk Hava Yolları Teknik<br />
A.Ş. ve Kibar Holding’in Güney Koreli Hanil E-HWA ile<br />
mevcut işbirliğinin bir iştiraki olan Assan Hanil ortaklığında<br />
5 milyon dolarlık bir yatırımla kurulan Uçak Koltuk Üretimi<br />
Sanayii ve Ticaret A.Ş. (Turkish Seats Industries – TSI),<br />
ilk yerli tasarım uçak koltuğunu üretti.<br />
Türk Hava Yolları’nın ev sahipliğinde, Atatürk Havalimanı<br />
2. Hangar’da gerçekleşen, TSI tasarımı uçak koltuklarının<br />
ilk kez monte edildiği Boeing B737-800 tipi uçağın tanıtım<br />
toplantısına, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türk Hava<br />
Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Türk Hava<br />
Yolları Genel Müdürü Doç. Dr. Temel Kotil, TSI Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Doç. Dr. İsmail Demir, TSI Genel Müdürü<br />
Fahri Bayır, Hanil E-HWA Yönetim Kurulu Başkanı Dr.<br />
Yang Seok RYU, Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Ali Kibar ve Assan Hanil Genel Müdürü Okan Gedik katıldı.<br />
İlk yerli uçak koltuklarının tanıtım toplantısında konuşan<br />
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Koltuk deyip geçmeyin.<br />
Çok ciddi sertifikasyon isteyen bir emektir. Bu çok önemli<br />
bir adım. Kendi uçağımızın üretimi için bir yerden başlamak<br />
gerekiyor” dedi.<br />
Türkiye’nin Su Ayak İzi...<br />
Türkiye’yi 2009 yılında ‘su ayak izi’ kavramıyla tanıştıran<br />
Unilever Türkiye’nin lider markalarından OMO ve uluslararası<br />
doğa koruma kuruluşu WWF-Türkiye, “Türkiye’nin<br />
Su Ayak İzi”ni çıkarmak için el ele verdi.<br />
T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın desteğiyle hayata<br />
geçen proje kapsamında hazırlanan raporla; ülkemizin<br />
toplam su ayak izinin yanı sıra doğrudan ve dolaylı su<br />
kullanımı, sektörlerin su ayak izi ve suyun ekonomi içerisindeki<br />
rolü de ortaya konuldu.<br />
Unilever Operasyonlardan Sorumlu Dünya Başkanı Harish<br />
Manwani, “Unilever olarak, yaptığımız işlerde her<br />
zaman geniş kapsamlı, sürdürülebilir ve sorumlu büyümeye<br />
göre düşünür ve hareket ederiz. Bugün lansmanını<br />
yaptığımız Türkiye Su Ayakizi Raporu’nun sadece<br />
bir başlangıç olduğu unutulmamalı. Bu noktadan daha<br />
da ileriye giderek, su yönetimi ve sürdürülebilir yaşamın<br />
önemi konusunda farkındalığı artırmaya devam<br />
etmeliyiz. Bugün burada, özel sektörün, hükümetin ve<br />
STK’larının böylesine yakın temas içinde çalışması bir<br />
tesadüf değil.” Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan<br />
Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Ku-<br />
rulu Üyesi Şükrü Dinçer, “WWF-Türkiye ile çalışmalarımız,<br />
Sudaki Ayak İzim Projesiyle, bireysel ölçekteki su ayak<br />
izi hesaplamasından; daha makro ölçekteki Türkiye’nin<br />
su ayak izi hesaplamasına doğru geliştirdik. Projemizle,<br />
Türkiye’nin su ayak izi kavramını, su yönetimine entegre<br />
etmesine destek veriyoruz.” diye konuştu. WWF-Türkiye<br />
Genel Müdürü Tolga Baştak da “Türkiye’nin Su Ayak İzi<br />
Raporu’nun sonuçları, su kaynaklarının çok yönlü doğasını<br />
anlamamızı sağlayarak yaşam kaynağımızı yönetmenin<br />
yeni yollarını bulmamıza destek olacaktır. ” dedi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7
Yeni Ürünler<br />
Yeni Sony Action Cam...<br />
Sony’nin CES 2014’te tanıttığı splashproof (su sıçrama<br />
korumalı) yeni giyilebilir video kamera Action Cam HDR-<br />
AS100V, 50 Mbps’de XAVC S formatında Full HD görüntü<br />
Samsung Galaxy NotePRO -TabPRO...<br />
Samsung Electronics, en<br />
güncel teknolojiyle donatılan<br />
ve mobil deneyimde mükemmeliyeti<br />
amaçlayan Galaxy<br />
NotePRO ve TabPRO tablet<br />
serilerini, CES 2014 Tüketici<br />
Elektroniği Fuarı’nda kullanıcılarla<br />
buluşturdu. 12,2 inç’lik<br />
Galaxy NotePRO ile birlikte,<br />
12,2, 10,1 ve 8,4 inç seçenekleriyle<br />
gelen yeni TabP-<br />
RO ailesi, tablet segmentinin<br />
yeteneklerini farklı bir boyuta<br />
taşıyor.<br />
Samsung Electronics BT ve Mobil Departmanı CEO ve Başkanı<br />
JK Shin, yeni nesil tablet serisi ile ilgili olarak; “Galaxy<br />
NotePRO ile TabPRO serilerinin pazara sunulması aynı zamanda,<br />
Samsung’un tablet pazarındaki liderliğini gerçek anlamda<br />
ortaya koyacağı bir yılın başlangıcı niteliğindedir. Bu<br />
yeni seri, sınıfının en iyi içerik tüketim ve üretim olanaklarını<br />
sunarken aynı zamanda şaşırtıcı görüntüleme deneyimini<br />
kalitesi sunuyor.Canlı İzleme Uzaktan Kumandası ile beşe<br />
kadar video kamera uzaktan kontrol edilebiliyor ve PlayMemories<br />
Home düzenleme yazılımı ile birden fazla video<br />
kameradan gelen görüntüler birleştirilebiliyor.<br />
Sony’nin giyilebilir Full HD video kamerası, yollarda, tepelerde,<br />
karda veya suda adrenalinin zirveye çıktığı eğlence<br />
için yapıldı. İnce tasarımı hava ve su direncini düşürürken<br />
su sıçrama korumalı gövdesi yağmurların bataklığa dönüştürdüğü<br />
bisiklet patikalarında su geçirmez kılıfa ihtiyaç duymayacağınız<br />
anlamına geliyor. Action Cam’ın şık yeni beyaz<br />
gövdesi kavurucu sıcaklarda kurak kumullarda kum kayağı<br />
yaparken bile güneş ışınlarını yansıtıyor.<br />
NFC, Xperia ve diğer uyumlu akıllı telefon ve tabletler ile<br />
tek dokunuşta zahmetsiz bağlantı kurulmasına imkan veriyor.<br />
Görüntüleri bellek kartları veya bağlantı kablolarıyla<br />
uğraşmaya gerek kalmaksızın kolayca paylaşmak için kablosuz<br />
olarak mobil cihazınıza aktarıyorsunuz. Tek dokunuşta<br />
bağlantı aynı zamanda akıllı telefonunuza PlayMemories<br />
Mobileuygulamasın kurduysanız, video kamera açılarını<br />
doğrudan cep telefonunuzun ekranından hızlıca kontrol etmenize<br />
izin veriyor.<br />
de Samsung’un farklı tasarım perspektifi ile birlikte sunuyor.<br />
Samsung Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi ile müşterilerimize<br />
yetenekli ve kullanıcı dostu ürünler sunma hedefimizi<br />
de bir adım ileriye taşıyoruz” dedi.<br />
Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, olağanüstü ekran görselliğinin<br />
yanı sıra, birinci sınıf tasarım ve güçlü performansı<br />
da tek bir cihazda topluyor. Kullanıcıların tüm ihtiyaçlarına<br />
karşılık verecek şekilde dizayn edilen Samsung Galaxy NotePRO<br />
ve TabPRO, WQXGA ekranı güçlü içerikle birleştirerek,<br />
üstün bir mobil çözüme imza atıyor.<br />
12,2 inç’lik görsel deneyimin tadını çıkarın<br />
Büyük ekran severleri 12,2 inç’lik boyutuyla karşılayan Samsung<br />
Galaxy NotePRO ve TabPRO serisi, 4 milyonun üzerinde<br />
piksel sayısı ve olağanüstü çözünürlüğüyle, beklentilerin<br />
ötesinde bir ekran deneyiminin kapılarını aralıyor. Dünyanın<br />
ilk 12,2 inç WQXGA Widescreen (16:10) ekranını kullanıcılara<br />
sunan seri, şaşırtıcı Full HD video performansıyla da benzersiz<br />
bir deneyim yaratıyor. Yeni tablet serisi, sektöre liderlik<br />
edecek ekran özelliklerinin yanı sıra, mobiliteyi de ön planda<br />
tutarak, oldukça hafif ve ince bir çerçeveyle tasarlandı.<br />
10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Yeni Ürünler<br />
EasyPad T8Q...<br />
Quad Core işlemci, sekiz çekirdekli GPU, Android 4.2 işletim<br />
sistemi, 1 GB bellek, 8 GB depolama alanı, 1024x 768 IPS<br />
ekran, 0,3 MP ön kamera, 2 MP arka kamera özellikleriyle<br />
7.9 inçlik EasyPad T8Q beklentileri karşılıyor.<br />
Dört çekirdekli işlemcisi, sekiz çekirdekli grafik kartı ve hassas<br />
dokunmatik ekranı ile tüm uygulamalara hızlıca erişilebiliyor.<br />
Çift kamerası ile görüntülü konuşma yapılabiliyor,fotoğraf ve<br />
video çekilebiliyor aynı zamanda birkaç dokunuşla paylaşılabiliyor.<br />
Yalnızca 7 mm inceliğe sahip, şık ve sade tasarımıyla hayatı<br />
kolaylaştırmak için tasarlanan EasyPad T8Q, tek elle<br />
kolaylıkla tutulabiliyor. 320 gr ağırlığındaki hafif gövdesi ve<br />
dar çerçeve yapısıyla ise tasarım ve fonksiyonellik bir arada<br />
sunuluyor.<br />
EasyPad T8Q, 7,9 inç IPS ekranıyla kusursuz bir netlik sunuyor.<br />
IPS ekranı sayesinde, dik açıdan bakmak gibi bir zorunluluk<br />
bulunmuyor, bakış açısı 179 dereceye kadar değiştirilebiliyor.<br />
EasyPad T8Q da bulunan Mikro USB/OTG/Şarj Girişi sayesinde<br />
tek bir yuvadan bilgisayar ile senkronize edilebiliyor,<br />
OTG desteği sayesinde klavye, mouse veya USB bellek<br />
bağlanabiliyor<br />
ve aynı yuvadan<br />
şarj edilebiliyor.<br />
Bunun<br />
yanı sıra Mikro<br />
HDMI bağlantısı<br />
ile hem yüksek<br />
çözünürlüklü<br />
görüntü hem de<br />
ses tek bir kablo<br />
ile zahmetsizce<br />
aktarılabiliyor.<br />
Wi-Fi özelliği<br />
ile her ortamda en hızlı ağlara erişip her an bağlantıda<br />
kalınabiliyor. 5 saate varan pil süresi ile sosyal hesaplar ve<br />
e-postalar kontrol edilebilir. İstenilen uygulamalar indirilebillir.<br />
Yüksek ses kalitesinde istenilen ortamda müzik dinlenebilir,<br />
oyun oynayabilir, film izlenebilir.<br />
Gümüş renge sahip EasyPad T8Q, 499 TL fiyatla teknoloji<br />
marketlerde satışa sunuluyor. Ürünle ilgili detaylı bilgiye<br />
www.exper.com.tr ‘den ulaşılabilir.<br />
Toshiba’dan HD 4K Notebook...<br />
Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri’ne bağlı Toshiba Dijital<br />
Ürünler Birimi bugün dünyanın ilk Ultra HD 4K ekrana sahip<br />
notebook’larını CES 2014’te duyurdu. Tecra W50 mobil<br />
iş istasyonu (workstation) mühendisler ve 3D tasarımcılar<br />
için, Satellite® P50t ise profesyonel fotoğrafçılar, grafik<br />
tasarımcılar ve 4K film tutkunları için ideal. Her iki notebook<br />
modeli 2014’ün ortasında Türkiye de satışa sunulacak<br />
Toshiba Amerika Bilgi Sistemleri, Dijital Ürünler Birimi pazarlamadan<br />
ve mühendislikten sorumlu Başkan Yardımcısı<br />
Carl Pinto yaptığı açıklamada; “Ultra HD teknolojisinin<br />
liderlerinden biri olarak, 4K televizyondaki ustalığımızı, Full<br />
HD’nin sağladığı çözünürlüğün dört katına sahip, daha<br />
yumuşak görüntüler ve parmak ısırtan detaylar sağlayan<br />
ekranı sunarak daha da ileriye taşıyoruz. Uzun yıllara<br />
dayanan deneyimimizi ve mühendislik kaynaklarımızı Ultra<br />
HD 4K teknolojisini üst segment notebook’larımıza taşımak<br />
için kullandık, böylece hem tüketim hem de iş amaçlı<br />
kullanıcılar içerik yaratırken ve tüketirken artık yeni nesil<br />
teknolojiden faydalanabilecekler.” dedi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />
Bugün gazetesi köşe yazarı Vedat Bilgin gazeteden ayrıldı.<br />
Zaman gazetesi karikatüristi Osman Turhan gazete ile yollarını<br />
ayırdı.<br />
Milliyet gazetesi fotoğraf servisi şefi Yurttaş Tümer gazete ile<br />
yollarını ayırdı.<br />
Baydu Can, milliyet gazetesi yazı işleri müdürlüğü görevinden<br />
ayrıldı.<br />
Star gazetesi köşe yazarı Berat Özipek’ in gazete ile yolları<br />
ayrıldı.<br />
Gökhan Bacık, Bugün gazetesi yazar dahil oldu.<br />
Radikal gazetesi eki Radikal İki’ nin ekler yayın yönetmeni<br />
Tuğrul Eryılmaz, yazı işlerinde görev yapan Elif Ekinci ve müzik<br />
yazarı Naim Dilmener görevlerinden ayrıldı.<br />
Deniz Ülke Arıboğan Türkiye gazetesi ile yollarını ayırdı.<br />
Mirgün Cabas Milliyet gazetesi yazarlık görevinden ayrıldı.<br />
Geçtiğimiz haftalarda Bugün gazetesinden ayrılan Ahmet Taşgetiren<br />
Star gazetesi köşe yazarlığı görevine başladı.<br />
Yeni Şafak gazetesi köşe yazarı Osman Özsoy yazılarına son<br />
verdi.<br />
Posta gazetesi yeni haber müdürü Timur Soykan oldu, okur<br />
temsilciliği görevine Cem Kerpiççiler, dış haberler müdürlüğü<br />
görevine ise Arda Tuna getirildi.<br />
Aslı Perker, Fuat Keyman ve Ayşegül Sönmez Milliyet gazetesi<br />
köşe yazarlığı görevlerinden ayrıldılar.<br />
Erdal Şimşek, Akşam gazetesi Ankara bürosunda muhabir<br />
olarak göreve başladı.<br />
Köşe yazarı Mine Şenocaklı Vatan gazetesi<br />
ile yollarını ayırdı.<br />
Takvim gazetesi Ankara Bürosu kapatıldı.<br />
Bunun beraberinde Ankara temsilcisi<br />
Mehmet Çetingüleç, haber müdürü Mutlu<br />
Çölgeçen ve muhabir Hüsniye Oral’ ın<br />
gazete ile yolları ayrıldı.<br />
Refik Erduran, Nur Batur ve Meliha Okur<br />
Sabah gazetesindeki yazılarına son verdiler.<br />
Tayfun Devecioğlu, Mutlu Dergi Grubu’<br />
nda bulunan Fortune dergisinin genel<br />
müdürü oldu.<br />
Sabah gazetesi yazı işleri müdürü Barış<br />
Soydan, yazı işleri müdür yardımcısı<br />
Esin Sungur, sayfa sekreterleri Dilcu<br />
Aygün ve Türkan Toygarışık, haber merkezinden<br />
Ali Balcı, Nurdeniz Erken, Bülent Ergün, Dilek Kantoğlu,<br />
Neslihan Tunç, Fırat Karadeniz, Melis Çalapkulu, Ayşe<br />
Ferhangil, foto muhabirleri Cenk Ertekin ve Tijen Burultay, havalimanı<br />
muhabiri Serdar Canıpek, fotoğraf servisinden Erhan<br />
Doğan, spor servisinden Galip Öztürk ve Fehmi Özgüler, istihbarat<br />
servisinden İsmail Umut Arabacı, redaktör Eren Kayar<br />
ve karikatürist Hale Pekcan’ın görevlerine son verildi.<br />
Radikal gazetesi Yüce Zerey’i yazar kadrosuna kattı.<br />
Radikal gazetesi görsel yönetmeni Sertaç Bala, Hürriyet gazetesinde<br />
görev yapmaya başladı. Radikal gazetesi görsel<br />
yönetmeni ise Aytekin Yılmaz oldu.<br />
Bünyamin Aygün, Milliyet gazetesi fotoğraf servisi müdürlüğüne<br />
atandı.<br />
Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini yürüten Sertaç Bala,<br />
Hürriyet gazetesi ekonomi bölümü görsel yönetmenliğine geçti.<br />
Hürriyet eklerin görsel yönetmenliğini ise Serhat Gürpınar<br />
yapıyor.<br />
Birgün gazetesi ekonomi müdürü Gülşah Karadağ görevinden<br />
ayrıldı. Kendisinin yerine ekonomi editörü Burak Öz getirildi.<br />
Hürriyet gazetesi satın alma görevini yürüten Nikifor Bilak’ın<br />
gazete ile yolları ayrıldı.<br />
İlhan Taşcı Cumhuriyet gazetesinden ayrıldı.<br />
Vatan gazetesi köşe yazarı Kadir Çetinçalı’nın gazete ile ilişiği<br />
kesildi.<br />
Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />
Habertürk TV Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Kılıç, Show<br />
TV dizilerden sorumlu genel müdür yardımcısı oldu.<br />
Nasuhi Güngör TRT Türk, TRT Haber ve TRT Spor haber dairesi<br />
başkanlığı görevine getirildi.<br />
Göktan Bedük, NTV haber merkezinde göreve başladı.<br />
Bloomberg HT’ nin ekran yüzlerinden biri olan İpek Kaplan görevinden<br />
ayrıldı.<br />
Erhan Çelik, Habertürk TV genel yayın yönetmeni oldu. Show<br />
TV hafta içi ana haber spikerliği görevini ise Ece Üner üstlendi.<br />
Habertürk TV genel yayın koordinatörü Abdullah Kılıç, Show<br />
TV’ ye Araştırma Geliştirme ve Planlama Sorumlusu Genel<br />
Müdür Yardımcısı olarak atandı.<br />
Fox TV’nin yeni program müdürü Şebnem Aşkın görevine başladı.<br />
Sunucu Ece Üner’in Show TV Ana Haber’e geçmesinin ardından<br />
Habertürk TV Ana Haber koltuğuna Veyis Ateş geçti.<br />
Sports TV’de spiker olarak görev yapan Cihan Eldem kanal ile<br />
yollarını ayırdı.<br />
Fox TV yayın koordinatörü Lütfiye Pekcan’ın kanal ile yolları<br />
ayrıldı.<br />
Kısa bir süre önce TV 8’den ayrılan Yavuz Oymak Flash TV’de<br />
muhabir olarak göreve başladı.<br />
Kanal 24’ün dış haberler müdürü ve moderatörü Gökhan Gökçe<br />
ile kameraman İlker Özkap’ın kanalla yolları ayrıldı.<br />
Habertürk TV’nin haber koordinatörü Oğuz Usluer görevinden<br />
ayrıldı, yerine Suat Toktaş getirildi. Rengin Gültekin ise Habertürk<br />
TV’ye haber müdürü olarak geçiş yaptı.<br />
TRT Avaz program müdürü İbrahim Gürkan<br />
ve Sedat Kadı görevlerinden alındı. Program<br />
müdürlüğü görevine Taner Gürbüz, teknik<br />
müdürlüğüne Şükrü Şahin, yayın planlamaya<br />
Vedat Akcan, koordinatör yardımcılığına Murat<br />
Akkoç ve mali idari müdürlüğüne ise Cevdet<br />
Karakaş getirildi.<br />
TRT Haber Dairesi Başkan Yardımcılığı görevine<br />
Serhat Akça ve Tarık Akyıldız, TRT<br />
haber koordinatörlüğü görevine Yaşar Köteli,<br />
spor koordinatörlüğü görevine ise Abdurrahman<br />
Başpınar getirildi.<br />
Haftada dört gün CNN Türk ekranlarında yayınlanan<br />
Karşı Gündem programının sunucularından<br />
Akif Beki programdan ayrıldı.<br />
Tülay Şubatlı, NTV’de editör olarak göreve<br />
başladı.<br />
Habertürk muhabiri Ezgi Evcil ve Show TV sabah haberleri<br />
editörü Nil Deniz Yaman’ın görevlerine son verildi.<br />
Elektronik Basında Görev Değişiklikleri<br />
CNN Türk’ ün görsel danışmanı Bahadır İşler, cnnturk.com’ da<br />
köşe yazılarına başladı.<br />
Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />
SkyTürk 360 kanalının ismi ve logosu değişti. Kanalın yeni<br />
ismi 360 TV oldu.<br />
Çarşamba akşamları Kanal D ekranlarında yayınlanan Çalıkuşu<br />
dizisinin yayın saati 21.45 olarak değişti.<br />
Star TV’ de daha önceleri 18.30’ da başlayan Ana Haber Bülteni’<br />
nin yayın saati 19.00 olarak değiştirildi.<br />
Yapımcısı Gani Müjde olan Pis Yedili dizisi bundan böyle Pazartesi<br />
akşamları yayınlanacak.<br />
TRT’de yayınlanan “Gönül Hırsızı” dizisi bundan böyle Cuma<br />
günleri 22.30’da yayınlanacak.<br />
Kanal D’nin başrollerini Mete Horozoğlu ve Aslı Enver’ in oynadığı<br />
Kayıp dizisi pazartesi akşamları artık 21.30’da ekranlarda<br />
olacak.<br />
Benim Hala Umudum Var dizisi yeni kanalıyla her Perşembe<br />
saat 20.30’da Fox TV ekranlarında.<br />
12 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Medya Dünyası<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13
Bir kahvenin 40
Röportaj<br />
yıl hatırı vardır...<br />
Vedat Bayrak<br />
Delano Turizm<br />
Genel Müdür<br />
Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne<br />
üyelik tartışmalarının yapıldığı dönemde sektörlerin,<br />
kurumların ve daha sonraki aşamada da<br />
şirketlerin ve bireylerin<br />
Avrupa Birliği’ne uyumları incelenmiş,<br />
Türk Turizm Sektörünün çoktan<br />
bu uyumu sağladığı fark edilmiş idi.<br />
Röportaj Nurgül Eryıldır GÜNAY<br />
- İş hayatı geçmişinizden kısaca bahseder<br />
misiniz?<br />
Darüşşafaka Lisesi’nden sonra Boğaziçi<br />
Üniversitesi’nde geçirdiğim 6 yılda,<br />
İdari Bilimler Fakültesi’nde hem iş idaresi<br />
lisans derecemi ve hem de finans<br />
lisans üstü derecemi aldım.<br />
Bu yıllarda Koç Topluluğu ile başlayan<br />
26 yıllık iş hayatımın 22 güzel yılı<br />
Setur’un üst düzey yöneticiliği ile geçti.<br />
Bu dönem bana Setur markası altında<br />
seyahat acentası, duty free ve marinalarda<br />
birçok projeyi başlatma ve tamamlama<br />
imkanı yarattı. 8 yıldan beri<br />
arkadaşlarımla beraber keyifli bir çalışma<br />
ortamı yarattığım Delano şirketimde<br />
de etkinlik yönü güçlü bir turizm acenta<br />
faaliyeti, duty free ve lüks tüketime ait<br />
birçok markanın Türkiye distribütörlüğünü<br />
yapmaktayım.<br />
- Türkiye’deki event hizmetleri anlayışını<br />
nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Yıllar önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne<br />
üyelik tartışmalarının yapıldığı dönemde<br />
sektörlerin, kurumların ve daha<br />
sonraki aşamada da şirketlerin ve bireylerin<br />
Avrupa Birliği’ne uyumları incelenmiş,<br />
Türk Turizm Sektörünün çoktan<br />
bu uyumu sağladığı fark edilmişti.<br />
Türkiye’de birçok turizm şirketinin yurt<br />
dışına taşıdığı markaları ile event ve organizasyonlarda<br />
büyük başarılara imza<br />
attığını görmekteydik.<br />
Son yıllarda bu dinamik gelişimin en<br />
önemli ayağı olarak Türkiye’deki event<br />
hizmetleri tüm dünya markalarının talep<br />
ettiği, kullandığı bir hizmet olarak<br />
karşımıza çıkıyor. Bence bu gelişmenin<br />
en önemli sebebi event şirketlerinin<br />
teknoloji kullanımında, insan kaynakları<br />
yönetiminde, problem çözme tekniklerinde,<br />
teknik ve dekor yatırımlarındaki<br />
cömertçe davranmaları ve bu gelişime<br />
inanmaları.<br />
Event hizmetlerinin bu denli gelişiminde<br />
diğer önemli bir neden de kurumsal<br />
pazarın her geçen gün şekillenen talebi<br />
ve bu hizmetlere ayırdığı bütçelerin artması.<br />
74 milyon insanın yaşadığı ülkemizde<br />
genç nüfusun yapısını da düşündüğümüzde<br />
özellikle uluslararası markaların<br />
event hizmetlerinin başarılı hizmetlerini<br />
çok iyi kullandığını görüyoruz.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /15
Röportaj<br />
- İletişim ve Event hizmetlerinin müşterileriniz<br />
tarafından doğru algılandığını<br />
düşünüyor musunuz?<br />
Müşteriler her projede öncelikle iletişim<br />
şirketlerinden aldıkları çalışmaları<br />
kurumsal kimlikleriyle birlikte event şirketlerine<br />
verdikleri brief de kullansa da,<br />
pratikte event şirketlerinden konunun<br />
tümü hakkında bir çalışma beklediklerinin,<br />
event şirketinin sunumunda buna<br />
odaklı olduklarını birçok projede yaşamış<br />
biriyim.<br />
Her müşteri kendisi için çok farklı ve<br />
daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik<br />
istiyor.<br />
- Proje planlaması ve hazırlık süreçlerinde<br />
sizi en çok zorlayan unsurlar<br />
nelerdir?<br />
Her müşteri kendisi için çok farklı, her<br />
sene tekrarlanan toplantılarında bile<br />
daha önce hiç yapılmamış bir etkinlik<br />
beklentisi içinde. Bu da event şirketlerinin<br />
çok daha yaratıcı, mekan kullanımında<br />
değişik öneriler ve tabii ki yeni<br />
teknolojilerin kullanımını gerektiriyor.<br />
İçinde bulunduğumuz bilgi çağı bütün<br />
şirketlerin ve markaların hayatlarında<br />
bir ivme ve kişiselleştirme isteği yarattı.<br />
Artık kitle için üretilmiş ürün ve hizmet<br />
İstanbul gibi<br />
büyük bir şehrin<br />
1000 -1500 kişinin üzerinde<br />
çok az mekanın<br />
hizmet veriyor<br />
olması gerçekten büyük<br />
bir tehdit.<br />
modelleri işlemez hale geldi. Her firmanın<br />
kendi kurum kültürüne, yapısına ve<br />
hızına uygun hizmet almak istediği bir<br />
dönemi yaşıyoruz.<br />
Proje planlamasında karşılaştığımız<br />
en önemli sorun ülkemizde özellikle<br />
İstanbul’da yeni mekan arzının çok sınırlı<br />
olması. İstanbul gibi büyük bir şehrin<br />
1000 -1500 kişinin üzerinde çok az<br />
mekanın hizmet veriyor olması gerçekten<br />
büyük bir tehdit.<br />
- Uzun yıllar aynı zamanda turizm<br />
sektöründe de hizmet vermenizin sizin<br />
için artıları nelerdir?<br />
Uzun yıllar turizm sektöründe hizmet<br />
vermenin en önemli katkısının turizm<br />
sektöründe oluşturmuş olduğum çok<br />
değerli network olduğuna inanıyorum.<br />
Bugün sektörde tüm sivil toplum kuruluşlarının<br />
başkanlarına ve turizm yatırımcı<br />
grupların yönetim kurullarına,<br />
patronları dahil tüm yönetim kadrolarına,<br />
sektördeki değerli yönetici arkadaşlarıma<br />
her zaman kolaylıkla ulaşma<br />
imkanımın en büyük sermayem<br />
olduğuna inanıyorum.<br />
- İnsan kaynaklarındaki eleman<br />
sağladığınız kaynaklar nelerdir?<br />
Tüm önemli markaların pazarlama<br />
bölümlerindeki insan kaynaklarının bu<br />
16 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Röportaj<br />
event hizmetlerini kendi şirketlerine en<br />
başarılı şekilde dönmesi için yapılandırdığını,<br />
donanımlı bir departman kurmaya<br />
özen gösterdiğini söyleyebilirim.<br />
- Çalışma hayatınızda yaşadığınız en<br />
ilginç olay nedir?<br />
Anılardaki önemli bir olay olarak 2005<br />
yılında Johannesburg’da ICC (Dünya<br />
Ticaret Odası’nın) Uluslararası Genel<br />
Bugün bile birçok projede<br />
birlikte olduğum bu kişilerle<br />
kilometrelerce uzakta bir yerde<br />
sıcak bir karşılama ve kahve<br />
ikramını hatırladığını görüyor,<br />
memnun oluyorum.<br />
Kurul Toplantısı’nda Türkiye bir sonraki<br />
kongrenin İstanbul’da olması ve<br />
Türkiye’nin başkanlığa gelmesi imkanı<br />
vardı. Bu nedenle TOBB ve İBB başta<br />
olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarının<br />
yoğun bir şekilde katıldığı bu<br />
toplantıyı organize eden firma olarak<br />
başta Rıfat Hisarcıklıoğlu ve KadirTopbaş<br />
ve değerli delegasyonu ağırlamak<br />
görevini üstlenmiştik.<br />
Bizler daha önceden gidip tüm hazırlıkları,<br />
fuar stantlarını, sunum ve tüm organizasyonu<br />
yapmış, Dubai üzerinden<br />
gelen Türk delegasyonu beklemeye<br />
başlamış idik.<br />
Delegasyon uçaktan indiğinde ilk ziyareti<br />
çok merak ettikleri kongre merkezine<br />
gelip çalışmaları incelemek<br />
olmuş idi. Yapılan izahatlardan sonra<br />
Arçelik’in o tarihte büyük bir innovasyonu<br />
olan kahve makinası ile gruba yaptığımız<br />
ikram ‘bir fincan kahvenin 40 yıl<br />
hatırı vardır’ sözüne güzel bir hatırlatma<br />
oldu.<br />
Bugün bile birçok projede birlikte olduğum<br />
bu kişilerle kilometrelerce uzakta<br />
bir yerde sıcak bir karşılama ve kahve<br />
ikramını hatırladığını görüyor, memnun<br />
oluyorum.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 17
Köşe<br />
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
(<br />
kelebeğin<br />
fırtınası)<br />
Türkiye’yi tanıtamama kampanyası...<br />
17 Aralık tarihinden beri hükümette görevdeki bakanlarlarla ilgili<br />
yolsuzluk iddiaları, ayakkabı kutuları içindeki milyon dolarlar<br />
ve yargıyı ve emniyeti ele geçirdiği iddia edilen paralel devlet<br />
söylemleri Türkiye gündemine bomba gibi düştü.<br />
Bütün ülke bu sorunlarla çalkalanırken karşımıza birdenbire<br />
Türkiye'nin tanıtımı meselesi çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı<br />
bu yıl Türkiye'nin tanıtımı için kapalı bir ihale yaptı. Tanıtım işini<br />
Amerika'da yaşayan, Hollywood filmleri için hazırladığı afiş<br />
tasarımlarıyla tanıdığımız grafiker Emrah Yücel'e verdi. İşin<br />
bütçesi 50 milyon dolar!<br />
Bu kadar büyük bütçeli bir işin ihalesi başka şirket davet<br />
edilmeden tek bir şirkete verilince de kıyamet koptu. 17 Aralık<br />
olaylarından sonra hükümetten istifa eden AKP'nin eski Kültür<br />
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile yine eski bakanlardan<br />
Bahattin Yücel, Emrah Yücel’in 50 milyon dolarlık 2014 yılı<br />
tanıtım ihalesini, Twitter hesaplarından yazışarak sert bir şekilde<br />
eleştirdiler. Ertuğrul Günay, Twitter adresinden “Dönemimde<br />
tanıtım ihalesi, tam şeffaflıkla, bakanlık yetkilileri, turizm<br />
kuruluşları ve akademisyenlerin katılımıyla yapıldı. Hiç tek<br />
firma olmadı, şeffaf bir süreçte en az dört-beş firma alıyordu.<br />
Komisyonlar da bugünden çok düşüktü” şeklinde eleştiride<br />
bulundu. Bahattin Yücel de cevap olarak "“Dünyada altıncı<br />
sırada yer alan Türkiye için bu kampanya çok amatörce. Bu<br />
yöntemle Türkiye’nin tanıtımının performansı olmayan bir<br />
şirkete verilmesi suçtur. Eskiden yarışma jürisinde, TÜRSAB,<br />
konaklama sektörü ve Reklamcılar Derneği yer alır, birlikte karar<br />
verilirdi. Şimdi oldu bittiye getirilmiş. Tanıtma ihalesinin kapalı<br />
kapılar ardında, yarışma yapılmaksızın verilmesinde bu şirket<br />
sahibinin eski bir bakanla yakınlığı etkili oldu mu? " şeklinde<br />
açıklamalarda bulundu.<br />
Emral Yücel birçoğumuzun gururla takip ettiği, ödüllü bir<br />
grafiker. Birçoğumuz diyorum, çünkü hakkında küçük bir<br />
araştırma yapınca tamamen karşıt görüşte olan çok çarpıcı<br />
açıklamalara rastladım. Beyza'nın Kadınları filminin yönetmeni<br />
Mustafa Altıoklar filmin afişini yaptırdığı Emrah Yücel için "boş<br />
teneke" ibaresini kullanıyor. Nedenine gelince; Beyza'nın<br />
Kadınları filmi için Kore'de bulundukları sırada yanına gelen<br />
bir Koreli "siz ne yapıyorsunuz" diyerek Spartan filminin afişini<br />
gösteriyor. İki filmin afişinin neredeyse aynı olduğunu gören<br />
Mustafa Altıoklar çok sinirleniyor ve bütün afişleri kaldırtıyor.<br />
Bu olaydan bahsederken " Emrah Yücel denen boş teneke bizi<br />
rezil etti" ifadelerini kullanıyor. Daha sonra Güneşi Gördüm film<br />
afişi ile Bruce Willis'in başrolünde oynadığı Güneşin Gözyaşları<br />
film afişinin benzerliğini de ortaya koyuyor. Oray Eğin de Emrah<br />
Yücel için "Hollywood filmleri için tasarladığı afişler hep deneme<br />
afişi, hiç biri final afişi olamamış ve resmen kullanılmamış" diyor.<br />
İddialar çok ciddi!<br />
Şimdi gelelim kampanya detaylarına.<br />
Emral Yücel kampanya tanıtım filminde güzel bir noktaya<br />
değinmiş. Her ülkenin simgeleri var Türkiye'nin yok diyor.<br />
Mesela Fransa aşk, Amerika özgürlük demek. Türkiye için de<br />
böyle bir kavram, simge yaratmamız gerekiyor diye yola çıkmış.<br />
Buraya kadar herşey güzel. Sonrasında da bu stratejileri için<br />
"Turkey Home of..." sloganını bulmuşlar. Ben bu sloganın<br />
tek başına bir slogan olmadığı için akılda kalıcı olmadığını<br />
düşünüyorum. "Home of coffee", "Home of Pamukkale",<br />
"Home of Nuh'un Gemisi" gibi çok fazla açılımı örnek olarak<br />
hazırlamışlar. Çok karmaşık. Emrah Yücel bu slogan için<br />
şöyle bir açıklama yapıyor: "Evet biz 'Home of' diye bir slogan<br />
seçtik. Türkiye'ye ait bir slogan bulalım ki bir ayağı sabit olsun,<br />
bir ayağı da bizim çeşitliliğimiz olan birçok şeye dokunsun.<br />
Bunun için de baklavası, Orhan Pamuk'u, dini de tarihi de<br />
var. Galatasaray'ı da var. Aklınıza gelen her şey. Amaç bu<br />
topraklarda 36 farklı kültürün yaşadığını vurgulamak. Diyoruz<br />
ki 'Turkey home of' konseptini halkın ve insanların katılımına<br />
açmamız lazım. İnsanlar kendileri için 'Türkiye neyin evidir'<br />
sorusuna yanıt verebilecek.<br />
Kimi diyecek ki Drogba, kimi diyecek ki 'sevgi.' Kimi diyecek ki<br />
Sezen Aksu ya da Hidayet. Kimi Fenerbahçe, kimi şu parti, kimi<br />
bu parti."<br />
İyi de biz bu kampanyayı yabancılar Türkiye hakkında fikir<br />
sahibi olsunlar diye yapmıyor muyuz? Kampanya Türkiye'nin<br />
Türklere tanıtımı mı? Ne saçma bir açıklama bu böyle.<br />
Bir de bütün bunların dışında "Turkey Home of..." Kampanya<br />
görselleri Emrah Yücel'in 2010 yılı Türkiye Turizm afişeri ve yine<br />
kendisinin hazırladığı İzmir Expo 2012 broşüründeki görsellerle<br />
nerdeyse aynı olduğunu görmek beni biraz şaşırttı. 2014 yılı<br />
Türkiye tanıtımı için dev bütçeli bir iş için eski görselleri ısıtıp<br />
ısıtıp önümüze getirmek, bu iş için hiç çaba gösterilmediği,<br />
yeni bir fikir üretilmediği anlamına gelir. Umarım kampanya<br />
tanıtımında bize sundukları sadece geçici tasarımlardır. Şubat<br />
ortasındaki lansmanda çok farklı, çarpıcı tasarımlar görmeyi<br />
ümit ediyorum.<br />
Hollywood yıldızı Jullian Moore'un tanıtım filmlerinde<br />
kullanılması ise bence son derece yanlış bir seçim. Bütün<br />
filmlerinde soğuk ve bunalımlı kadın tiplemesiyle ortaya çıkan<br />
bir yıldızın, turist olarak Türkiye'ye gelmesi ve güzel anılarla<br />
ayrılması senaryosu Türk kamuoyunda hiç sıcak karşılanmadı.<br />
Yarışma programlarına bile dünyaca ünlü starları konuk<br />
ettiğimiz bir dönemde koskoca Türkiye tanıtımı filmine<br />
Jullian Moore'un seçilmesi sadece Emrah Yücel'i mutlu etti<br />
sanıyorum:)<br />
Not: Bu sayıdaki yazım sevgili eşim Yener Günay için. İyi ki<br />
doğdun canım. Birlikte güzel yıllara ve yaşlara..<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 19
Röportaj<br />
ZOW İstanbul 201<br />
Aykut Engin<br />
ZOW Türkiye Müdürü<br />
Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları,<br />
gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün daha da<br />
fazla büyüyen Doğu Avrupa arasında olduğundan<br />
ve Asya ile Avrupa arasında geçiş<br />
noktasında bulunduğundan birçok<br />
konuda olduğu gibi mobilya<br />
endüstrisinde de oldukça<br />
gelişmiş bir pazar.<br />
Röportaj Elvin Ekşioğlu<br />
- Türkiye mobilya sektörü hakkında<br />
bilgi verir misiniz? Sektör son birkaç<br />
yılda nasıl bir gelişme gösterdi?<br />
Türkiye, zengin Ortadoğu pazarları,<br />
gelişmiş Batı Avrupa ve her geçen gün<br />
daha da fazla büyüyen Doğu Avrupa<br />
arasında olduğundan ve Asya ile Avrupa<br />
arasında geçiş noktasında bulunduğundan<br />
birçok konuda olduğu gibi mobilya<br />
endüstrisinde de oldukça gelişmiş<br />
bir pazar. Türkiye’de mobilya pazarı<br />
daha çok orman ürünlerinin yoğun olduğu<br />
bölgelerde gelişim göstermiştir.<br />
Mobilya üretimi toplam istihdamdaki<br />
paylarına göre daha çok İstanbul, Ankara,<br />
Bursa, Kayseri, İzmir ve Adana şehirlerinde<br />
yoğunlaşmış durumda. Tabi<br />
buralardaki yoğunlaşmayı ham maddeye<br />
yakınlık, vasıflı işçilik ve tüketimin<br />
bir sonucu olarak yorumlamak mümkün<br />
olabiliyor. Mobilya sektörü Türkiye’de<br />
özellikle son 10 yıla baktığımızda hızla<br />
gelişim gösterdi. 10 yıl önce 350 milyon<br />
dolar olan mobilya ihracatı 2013<br />
yılı itibariyle 2 milyar dolara ulaştı. Aynı<br />
zamanda sektör 2013 yılında mobilya<br />
ihracatçısı ülkeler arasında 6 basamak<br />
birden yükselerek, 21. sıradan 15. sıraya<br />
6 basamak birdenyükseldi.2013 yılında<br />
Türkiye mobilya pazarı üretim ve<br />
ihracat sıralaması 15 iken, ithalat sıralaması<br />
28 olarak belirlendi. Bu gelişmeler<br />
gösteriyor ki Türkiye mobilya sektörü,<br />
2023 için konulan ilk 5 hedefine<br />
doğru emin adımlarla ilerliyor. Dünyada<br />
mobilya üretim pazarı 2013 yılı itibariyle<br />
437 Milyar dolar değere ulaştı.Türkiye<br />
2013 yılında 5.603 milyon dolar üretim<br />
değeriyle dünyadan %1.3 pay aldı.<br />
- Türkiye’nin mobilya sektöründe<br />
dünyadaki yeri nedir?<br />
Dünyada mobilya üretim pazarı 2013<br />
yılı itibariyle 437 Milyar dolar değere<br />
ulaştı. Türkiye dünyadan 5.603 milyon<br />
dolar üretim değeriyle %1.3, 1.638 milyon<br />
dolar ihracat değeriyle %1.3, 680<br />
ithalat değeriyle %0.6, 4.645 tüketim<br />
değeriyle %1.1 pay aldı.<br />
- Sektörün büyüme hızı hakkında bilgi<br />
verebilir misiniz?<br />
Sektör son senelerde özellikle ihracatta<br />
%15 gibi bir büyüme hızına sahip. Ülke<br />
ekonomisinin bile üzerinde büyüyen<br />
sektörün geçen yılın aynı dönemine<br />
20 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
4...
Röportaj<br />
oranla %14 gibi bir oranda azalan ithalatı<br />
bulunmakta. Dolayısıyla cari açık<br />
vermeyen nadir sektörler arasındadır.<br />
- Bu yıl 6. sı gerçekleşecek ZOW<br />
2014 Fuarı hakkında bilgi verebilir<br />
misiniz?<br />
Dünya’da Almanya ve Rusya gibi ekonomiye<br />
ve mobilya sektörüne yön veren<br />
ülkelerde gerçekleştirilen Uluslararası<br />
Mobilya Yan Sanayi ve İç Mimari<br />
Tedarik Fuarı ZOW, 2008 yılından bu<br />
yana İstanbul’da Doğu ve Batıyı bir<br />
araya getiriyor. Özellikle Türk üreticiler<br />
için yurt dışına açılma ve markalaşma<br />
yolunda çok önemli bir kapı olan ZOW<br />
2014, sektör ile ilgili son gelişmelerin<br />
de takip edilip gerekli iş bağlantılarının<br />
ofiste buluşulmuşçasına rahat gerçekleştirileceği<br />
bir platform. Yurt içi ve yurt<br />
dışından binlerce mimar, iç mimar ve<br />
tasarımcıyı buluşturan ZOW İstanbul,<br />
bu yıl 20 -23 Mart tarihleri arasında<br />
İstanbul Fuar Merkezi’nde 9. ve 10.salonlarda<br />
gerçekleşecek. ZOW İstanbul<br />
Essentials Seminerleri ile de sektörün<br />
nabzını tutuyor ve tüm dünyadan alanının<br />
uzmanları kendi deneyimlerini<br />
ziyaretçilerle paylaşıyor. ZOW Essentials,<br />
fuar gibi kendi alanında ilerliyor.<br />
Yurt içi ve yurt dışından<br />
binlerce mimar, iç mimar ve<br />
tasarımcıyı buluşturan ZOW<br />
İstanbul, bu yıl 20 -23 Mart<br />
tarihleri arasında İstanbul<br />
Fuar Merkezi’nde 9. ve<br />
10.salonlarda gerçekleşecek.<br />
ZOW Essentials ile fuarı ziyaret edenlere<br />
ve eğitim almak isteyenlere inovatif<br />
bir takım ürün ve hizmetlerle ilgili eğitim<br />
seminerleri veriyoruz. Bu çalışmamızla<br />
ayrıca sektörle üniversiteleri bir<br />
araya getirmeye çalışıyoruz. Her sene<br />
kendi alanında dünyanın en iyisini getiriyoruz.<br />
Açılış yılında Karim Rashid’i<br />
getirdik. Sonrasında bizim üretici ve<br />
mimarlarımızın,Amerikalı mimariyle<br />
ilgili bilgi almasını istedik.Bu amaçla<br />
da geçtiğimiz yıl Dror Benshetrit’i getirdik.<br />
Konsept Projeler ile birlikte organize<br />
edeceğimiz Essentials Seminer<br />
Programları’nın bu seneki ana konuşmacısı<br />
ise İtalyan tasarımcı ve mimar<br />
Massimo Iosa Ghini olacak. Iosa Ghini<br />
30 yıllık kariyeri olan ve başta dünyanın<br />
en çok bilinen ve en prestijli tasarım<br />
ödüllerinden Red Dot Tasarım Ödülü<br />
olmak üzere birçok ödüle sahip bir isim.<br />
Kendisi Ferrari gibi dünyanın en bilinen<br />
markalarının store ve showroomlarını<br />
tasarlıyor. Aynı zamanda mobilya parçaları<br />
da tasarlıyor ki asıl güzelliğin<br />
ayrıntıda saklı olduğu düşünülürse tasarımın<br />
en ince detaylarına hakim olduğunu<br />
söyleyebiliriz.<br />
22 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Alo Fatih...<br />
Son günlerde enteresan bir rant kavgasına şahitlik<br />
ediyoruz. Bir tarafta ileri demokrasi vaatleriyle iktidara<br />
gelip, teokratik bir devlet hayaliyle demokrasiyi askıya<br />
aldığını adım adım gözleyip kanaat getirdiğimiz AKP ve<br />
onun lideri Recep Tayyip Erdoğan. Diğer tarafta, teokratik<br />
dünya düzeni hayali satıp kesesini doldurmaya çalıştığına<br />
kanaat ettiğimiz Fetullah Gülen cemaati nam-ı diğer<br />
"Hizmet" Hareketi.<br />
Hal böyle olup her iki taraf da etik değerleri bir yana<br />
bırakıp bel altından vurmaya başlayınca ortalık panayır<br />
yeri gibi oldu. Bir yandan hükumet gücü kullanarak<br />
yapılan tasfiyeler, diğer yandan havada uçuşan ses ve<br />
görüntü kasetleri, yolsuzluk iddiaları, karşılıklı suçlamalar,<br />
beddualar, tabanla tavanın arasını açmaya yönelik<br />
beyanlar, karşı tarafı nankörlükle suçlarken, hükumet<br />
gücünü kullanarak dini bir cemaatin kadrolaşma ve<br />
semirmesine nasıl destek olduklarına dair başbakanın<br />
itirafları. Eee ne de olsa "merdi kıpti şecaat arzederken<br />
sirkatin söyler." sözü boşuna söylenmemiş.<br />
Tüm bunlar yaşanırken bir de "Alo Fatih" hattı ortaya çıktı<br />
ki içler acısı. Görünene göre bir başbakan, bir medya<br />
patronunu tehdit edip, kendi adamını yönetim kurulu<br />
başkan yardımcısı olarak bu gruba yerleştirmiş. Medya<br />
grubunun yayınlarını direk olarak kendisi denetleyip<br />
bu kişiyi telefonla arayarak yönlendiriyor. Eli kolu bağlı<br />
gazete ve televizyon yöneticileri de bu kanaldan gelen<br />
direktifler doğrultusunda yayın yapıyorlar.<br />
İşin daha vahimi bu yönlendirmeler, sadece yayın<br />
ilkeleri açısından ilkesel bazda ya da yayın politikasının<br />
genel çerçevesi hakkında değil. Başbakan işi gücü<br />
bırakmış, yarı zamanlı başbakan tam zamanlı gazete<br />
ve televizyon genel yayın yönetmeni olarak kendisine<br />
yeni bir çalışma takvimi oluşturmuş, televizyonda canlı<br />
yayında ne gösterileceğinden, gazetenin 24. sayfasında<br />
hangi haberin çıkacağına kadar herşeyi tek tek ve bizzat<br />
kendisi takip edip yönlendiriyor. Hal böyle olunca, muhalif<br />
lider neden TV'de konuşuyor ya da o haberi neden<br />
girdiniz gibi, direktifler görünene göre gayri ahlaki ve anti<br />
demokratik bir uygulama ve makamının gücüne dayanıp<br />
karşısındakini azarlamayı kendisine hak gören bir uslupta<br />
hedefini buluyor.<br />
Başbakan açısından durum tam anlamıyla skandal ama<br />
bir de işin medya yöneticileri boyutu var ki orası daha<br />
vahim.<br />
Olayın en masum ismi belki de bu yazının da başlığında<br />
adı geçen Fatih Saraç. Anlaşıldığına göre kendisi direk<br />
başbakandan bir görev almış. Gazetecilik birikimi ya da<br />
geçmişi olmayan, talimatları yerine getirmeye çalışan,<br />
kurumsal yapılanma ve yöneticilik vasıflarından bihaber<br />
bir garip. Ama ondan gelen talimatları uygulayan Fatih<br />
Altaylı ve TV yöneticileri için durum biraz daha farklı.<br />
Onlar bu mesleğin içerisinden gelen kişiler olarak, yapılan<br />
baskının yöntemi ve etiğini sorgulamadan işgal ettikleri<br />
makamı kamuoyunu yanlış yönlendirmek için kötüye<br />
kullanmakta herhangi bir sakınca görmüyorlar. Nedeni<br />
ister gelirlerini devam ettirme kaygısı olsun, isterse<br />
meydanı başkalarına bırakma endişesi, göründüğü<br />
kadarıyla bu omurgasız duruşu mazur gösterecek haklı<br />
bir neden bulmak mümkün değil.<br />
Tabii ki bu sonuç yıllar yılı eğitimli kadroları tasfiye edip,<br />
niteliksiz kişilere prim veren medya patronlarının ayıbı.<br />
Peki bu olaylar yaşanırken ne oluyor, "başbakan istifa<br />
mı ediyor?" Hayır o halkından oy istemeye her geçen<br />
gün daha da saldırganlaşarak, Kabataş, Gezi ve diğer<br />
olaylarda yalanlarda ısrar ederek devam ediyor. Peki<br />
medya yöneticileri, onlar da koltuklarını ısıtıp telgraf teli<br />
gibi kendilerine geleni aktarmaya devam ediyorlar.<br />
Burada herhalde en büyük görev halka düşüyor.<br />
Bu gazeteleri almamak, bu TV'leri izlememek ve bu<br />
başbakana oy vermemek halkın elinde. Umarım halk<br />
elindeki bu gücü doğru kullanır.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 25
Kampanyalar<br />
Şanş öpücüğü...<br />
Lipton Güneşi Beklerken dizisinin starları Kerem Bürsin (Kerem)<br />
ve Hande Doğandemir’in (Zeynep) rol aldığı bir reklam<br />
filmiyle tanıtılıyor. Yıla büyük bir kampanya ile başlayan Lipton,<br />
gençlere yönelik konumlandırdığı Lipton Bardak Poşet<br />
Çay’ın yeni kampanyasıyla birbirinden değerli 444 hediye<br />
kazanma şansı sunuyor.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamın başlığı: Şans Öpücüğü<br />
Reklamveren: Unilever Lipton<br />
Reklamveren yetkilisi: Toloy Tanrıdağlı,Nihan Kayı,<br />
Mert Yantaç<br />
Reklam ajansı: Alametifarika<br />
Radyo Produktor: Işıl Ege , Tunay Vural<br />
Yönetmen: Umur Turagay<br />
DOP: Yon Thomas<br />
Müzik aranjman : JHOuse<br />
Müzik : Happy Together<br />
Yaratıcı yönetmen: Kenan Ünsal, Emrah Karpuzcu<br />
Yaratıcı grup: Can Bilginer, Arkın Kahyaoğlu,<br />
Ülkünur Arslan, Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar.<br />
Stratejik planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel<br />
Ajans prodüktörü: Berkay Tahmaz, Teğin Polat<br />
Yapım şirketi: PtoT Film<br />
Medya ajansı: Mindshare<br />
Medya planlamacı: Gaye Ersöz, Özlem Ciragoz,<br />
Tuğçe İyisan, Kerem Gürel<br />
Kullanılan mecralar: TV & Dijital<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 27
Kampanyalar<br />
Garanti Bonus...<br />
Garanti Bonus, 2014’ü nurtopu gibi bir reklam kampanyasıyla<br />
karşılıyor. Aileye odaklanan kampanyanın ilk filminde,<br />
ünlü oyuncu Şahin Irmak, masraflar yüzünden kendini bebek<br />
sahibi olmaya hazır hissetmeyen bir babayı canlandırıyor.<br />
Bonus’uyla dünyaya gelen bebek, başta Irmak olmak<br />
üzere, tüm aileyi mutluluğa boğuyor. Kampanya kapsamında,<br />
televizyon, radyo, basın, açık hava, sinema ve internet<br />
mecraları kullanılıyor. Alametifarika’nın hazırladığı reklam<br />
filminin yönetmenliğini, Hakan Algül üstleniyor.<br />
Doğumhanede geçen filmde, baba Şahin Irmak, bebeğin<br />
masraflarını düşünerek birdenbire panikliyor ve doğumu<br />
engellemeye çalışıyor. Bu esnada bebek, kafasında Bonus<br />
peruğuyla, göz kırparak dünyaya geliyor. Bebeklerinin<br />
Bonus’uyla geldiğini gören anneyle baba da Bonuskafa’ya<br />
dönüşüyor. Film, ailenin bebeği mutlulukla kucağına aldığı<br />
sahneyle son buluyor.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: Garanti Ödeme Sistemleri<br />
Reklamveren Yetkilileri: Suzan Hatem, Esra Acar<br />
Taşkapılı, Pelin Önal, Öykü Eren Yenitaşlı<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Yaratıcı Yönetmen: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal<br />
Reklam Yazarı: Can Bilginer, Güldeniz Şeşen<br />
Sanat Yönetmeni: Ceylan Usman<br />
Grafiker: Nilüfer Acar<br />
Marka Direktör: Dilek Sezen<br />
Ajans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ Alptekin<br />
Strateji Ekibi: Başar Sarıkaya, Serra Akyel<br />
Yapım Şirketi: 25 Film<br />
Yönetmen: Hakan Algül<br />
Müzik: Jingle House<br />
Benim Bir Dostum Var...<br />
Post Prodüksiyon: Filimişleri<br />
Özge Özder, Aslı Tandoğan ve Ayça Varlıer öncülüğünde kurulan<br />
ve birçok ünlü sanatçının da üyesi olduğu Bana Göz<br />
Kulak Ol Duyarlı Yaşam Derneği (BGKO), hayvan esaretine<br />
“dur” demek için ilk farkındalık filmini çekti. Amaç yunus<br />
parklarına ve gösteri hayvanlarının kullanıldığı tüm oluşumlara<br />
karşı bir kampanya başlatmak.<br />
“Benim bir dostum var’’ adlı iki dakikalık spot filmde birçok<br />
ünlü sanatçı gönüllü olarak yer aldı. BGKO Duyarlı Yaşam<br />
Derneği ilk olarak 2012 yılında düzenlediği “Yunuslara Özgürlük<br />
için 50 Sanatçıdan Islak İmza” kampanyası ile yunus<br />
parklarının perde arkasını duyurmuş, Kaş’ta açılan yunus<br />
parkının kapanmasında ve kamuoyu tepkisi yaratılmasında<br />
büyük rol oynamıştı.<br />
Filmde yer alan gönüllü sanatçılar Alican Yücesoy, Aslı Tandoğan,<br />
Bennu Yıldırımlar, Binnur Kaya, Ceyda Düvenci, Demet<br />
Evgar, Kenen Ece, Levent Üzümcü, Mert Fırat, Özge<br />
Özder, Özgün, Özgür Çevik, Selim Bayraktar, Selin Demiratar,<br />
Serkan Altunorak ve Yasemin Allen.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Yapım: BGKO ve PToT film ortak yapımı<br />
Yapımcı: Işıl Ege<br />
Yönetmen: Canbert Yergüz<br />
Müzik: Barış Manisa<br />
Metin Uyarlama: Özge Özder<br />
Filmin Orijinal Yapımı: Oceanic Preservation Society<br />
28 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Damla Cam Damacana...<br />
Doğanın saflığını; Sapanca, Uludağ, Köyceğiz ve Elazığ’da<br />
bulunan, Türkiye’nin dört yanındaki el değmemiş doğal su<br />
kaynaklarından taşıyarak sunan Damla Doğal Kaynak Suyu,<br />
şimdi 8 litre cam damacana ambalajıyla tüketicilerle buluşuyor.<br />
Filmde, radyo dünyasının en sevilen DJ’lerinden Bay J’nin,<br />
“Damla şimdi cam damacanada” gibi, söylenmesi zor bir<br />
cümleyi bir türlü okuyamadığını gülümseyerek görüyoruz.<br />
Sonunda cam damacana söylemenin aslında ne kadar kolay<br />
olduğunu öğrendiğimiz filmlerle Bay J, reklam kuşağının<br />
en doğal performansını sergiliyor.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: Coca-Cola Şirketi<br />
Marka: Damla<br />
Reklam Ajansı: CONCEPT<br />
Kreatif Direktör: Kerem Özkut<br />
Yaratıcı Ekip: Sedat Dündar, Umut Dizdar, Serkan Gültekin,<br />
Fulya Gülel<br />
Marka Grup Direktörü: Arda Görgün<br />
Marka Direktörü: Yasin Özhan<br />
Marka Yöneticisi: Zeynep Kahvecioğlu<br />
Stratejik Planlama Direktörü: Hakan Demir<br />
Stratejik Planlama: Pamir Gündüz<br />
Ajans Prodüktörü: Levent Köstepen, Mert Turan<br />
Prodüksiyon Şirketi: Jaguar<br />
Yönetmen: Emre Akay<br />
Müzik: Rahman Altın<br />
Medya Ajansı: Carat<br />
Kullanılan Mecralar: Televizyon, Outdoor, Digital<br />
Kepek şampuanı; inanmıyorlar!...<br />
2009 Miss Turkey birincisi Ebru Şam eşlik ediyor. Çekimleri<br />
Orion stüdyolarında ve Sultanahmet’te iki günde tamamlanan<br />
reklam filmini İzlandalı ünlü yönetmen Thor yönetti.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamın başlığı: Clear Bitkisel Sentez<br />
Reklamveren: Unilever Clear<br />
Reklamveren Yetkilileri: Zeynep Kutlay Özcan, Şükrü<br />
Dinçer, Yasemin Özaydınlı, Handem Çelenkler<br />
Reklam Ajansı: LOWE İSTANBUL<br />
Yaratıcı Yönetmen: Can Faga<br />
Yaratıcı Ekip: Özkan Kusay, Asil Yıldız<br />
Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, kadınlara özel Stratejik Planlama: Yusuf Muslubaş, Kayansel Kaya,<br />
geliştirdiği yeni serisi “Bitkisel Sentez”i ünlü oyuncu Burak Mert Tuncer<br />
Özçivit’in yer aldığı yeni reklam filmiyle tanıtıyor. Özçivit, Marka Ekibi: Şerife Kırımlı, Sedef Türkmen, Aslı Haymana<br />
reklamda Clear kadınının güzelliğiyle baştan çıkıyor. Ajans prodüktörleri: Tuğrul Karadeniz, Ahmet Uygun<br />
Türkiye’nin ilk kepek şampuanı Clear, marka çalışmaları Yapım Şirketi: Depo Film<br />
için iki yıldır ünlü oyuncu Burak Özçivit ile çalışıyor. Global Yönetmen : Thor<br />
marka çalışmalarını Maria Sharapova, Nicole Scherzinger,<br />
Heidi Klum ve Christiano Ronaldo gibi ünlü yıldızlarla Post Prodüksiyon: İmaj<br />
Müzik: Jingle House<br />
gerçekleştiren Clear’ın kadınlara özel tasarladığı Bitkisel Medya ajansı: Mindshare<br />
Sentez serisini anlattığı reklam filminde, Burak Özçivit’e Kullanılan mecralar: TV & Dijital<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29
Kampanyalar<br />
Her piliç Erpiliç değildir...<br />
sona eren reklam filmi ileErpiliç, kuru yolum teknolojisi ve<br />
tüketiciye sağladığı faydalarla ‘Her piliç Erpiliç değildir’ marka<br />
sloganı bir kez daha kendini doğrulamış oluyor.<br />
Erpiliç’in laboratuvarlarını açtığı reklam filminde, kuru yolum<br />
teknolojisi ve tüketiciye sağladığı faydalar gıda mühendisleri<br />
tarafından anlatılıyor.<br />
Ünlü sanatçı Zara’nın rol aldığı reklam filmi iştah açan lezzet<br />
görüntüleri ve ilk reklam filminde çok beğenilen müziği<br />
ile dikkat çekiyor. Zara’nın ‘Helal olsun Erpiliç’e’ sözüyle<br />
Oyun Tadında...<br />
Fanta yeni reklam filmiyle, her yaştan oyun severi, daha fazla<br />
oyun oynamaya davet ediyor.<br />
Bu kapsamda Fanta, hem dijital hem de sokak oyunlarını<br />
sahiplenerek, çocukların ve gençlerin eğlence dünyasında,<br />
onların yanındaki duruşunu, Hayrettin’in rol aldığı yeni reklam<br />
filmiyle, eğlenceli bir dille yansıtıyor.<br />
Hayrettin’i, parkta çocuklarla saklambaç oynarken gördüğümüz<br />
reklam filminde; çocuklar, ne olursa olsun ellerinden<br />
Fanta’yı düşüremedikleri için, Hayrettin her nereye saklanırsa<br />
saklansın, yanında Fanta içen bir çocuğa denk geliyor.<br />
Bu sebeple de, hangi oyun arkadaşının yanından kaçarsa<br />
kaçsın, sonunda yakalanmaktan kurtulamıyor.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: Erpiliç<br />
Reklamveren Temsilcisi: Ömer Temel<br />
Reklam Ajansı: Teşkilat<br />
Kreatif Direktör: Sinan Alaeddinoğlu<br />
Kreatif Grup: Efe Gültekin, Necmi Banista, Yeliz Civelek,<br />
Berkay Tanır<br />
Müşteri İlişkileri: Lale Akyar, Bilge Boztarla<br />
Yönetmen: Umut Aral<br />
Yapım Şirketi: Atlantik Film<br />
Görüntü Yönetmeni: Uğur İçbak<br />
Post Prodüksiyon: İmaj Online<br />
Müzik: Zara<br />
Fotoğraf: Serdar Tanyeli<br />
Pr Ajansı: Avantgarde İletişim Danışmanlığı<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: The Coca-Cola Company<br />
Marka: Fanta<br />
Reklam Ajansı: Ogilvy & Mather<br />
Executive Kreatif Direktör : Tolga Büyükdoğanay<br />
Yaratıcı Grup Başkanı: Erkan Kaya, İlker Dağlı<br />
Reklam Yazarı: Melik Atalay, Erşan Develier<br />
Art Direktör: Gökhan Buluk, Burcu Günister<br />
Müşteri Ekibi: Banu Payzun, Şebnem Yaldızlı<br />
Ajans Prodüktörü: Fulya Akay, Begüm Özkul<br />
Stratejik Planlama: Zeynep Karahan<br />
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film<br />
Yönetmen: Hakan Yonat<br />
Müzik: Jingle House<br />
Medya Ajansı: Carat<br />
Mecralar: TV, Sinema, İnternet<br />
30 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Ben ne bileyim, Yandexmiyim?...<br />
beğenilen hizmetlerinden biri olan Haritalar kapsamındaki<br />
panoramik görüntüleri konu alan reklam filminin çekimlerini<br />
Mardin’de yerel halkın katılımıyla gerçekleştirdi.<br />
Yandex, reklam çekimlerini tarihi ve kültürel dokusuyla ön<br />
plana çıkan ilimiz Mardin’de gerçekleştirdi.<br />
Mardin’deki reklam çekimleri renkli görüntülere sahne oldu<br />
Yandex, yerelleşmeye verdiği önem doğrultusunda<br />
Türkiye’ye özel olarak geliştirdiği servisleriyle dikkat çekiyor.<br />
Yerelleşmeyi iletişim tonuna da yansıtan Yandex, en<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Reklamveren: Yandex.Türkiye Pazarlama Müdürü<br />
Çağdaş Önen<br />
Film müziği: Nilinişleri<br />
Vokal: Cenk Durmazel<br />
Yaratıcı Ekip: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal,<br />
Arkın Kahyaoğlu, Can Bilginer, Ülkünur Arslan,<br />
Hüseyin Sandık, Seden Padır, Nilüfer Acar.<br />
Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel.<br />
Ajans Prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz,<br />
Teğin Polat.<br />
Yapım Şirketi : 25 Film.<br />
Prodüksiyon Şirketi: Filimişleri<br />
Yönetmen: Ali Taner Baltacı<br />
Prodüktör: Koray Şahin, Cengizhan Fidan<br />
DOP: Özgür Eken<br />
Nerede Lezzet, Orada Maret...<br />
Türkiye şarküteri pazarının köklü markası Maret, yeni reklam<br />
filmi için sokağa çıktı. Gecenin bir yarısında önünde<br />
kuyruk oluşmuş sucuk ekmek arabasının görüntüsüyle başlayan<br />
reklam filmi, kumrucuda devam ediyor. Ertesi gün de<br />
süren lezzet yolculuğu, akşam vakti mütevazı bir pidecide<br />
son buluyor.<br />
Türkiye’nin vazgeçilmez sucuklarının üreticisi Maret’in “Nerede<br />
lezzet, orada Maret” sloganı ile 2012 Production tarafından<br />
hazırlanan reklam filminin yönetmenlik koltuğuna ise<br />
Özer Feyzioğlu oturuyor.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: TAT Gıda / Ahmet Tekin Özdener,<br />
Banu Pekkoç, Burcu Özbakır Tül, Tuba Pilavcı<br />
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB<br />
Yaratıcı Yönetmen: Gökhan Erol<br />
Yaratıcı Grup Başkanı: Ayşe Aydın<br />
Prodüksiyon Şirketi: 2012<br />
Yaratıcı Ekip: Mehmet Güney, Necmi Mutlu, Gizem Hız Prodüktör: Ezel Domaniç<br />
Genel Müdür Yardımcısı: Yiğit Kariş<br />
Yönetmen: Özer Feyzioğlu<br />
Müşteri Direktörü: Selika Özcan<br />
Post Prodüksiyon: Sinefekt<br />
Müşteri Temsilcisi: Nazlı Tüzüner<br />
Medya Ajansı: Mindshare<br />
Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31
Kampanyalar<br />
Jacobs’dan Millicano...<br />
Yüksek kaliteli kahve çekirdeklerinden üretilmiş çeşitleriyle<br />
kahve tutkunlarının tercihi olan Jacobs’un yepyeni buluşu<br />
Millicano* raflarda, reklam filmi ise televizyondaki yerini aldı.<br />
‘Quizas’, ‘Perhaps’ ya da ‘Senden, benden, bizden’ olarak<br />
bildiğimiz o meşhur şarkının eşlik ettiği reklam filminde, butik<br />
bir cafenin sahibi, yepyeni bir kahve deneyimi sunan Jacobs<br />
Millicano’yu denerken, eşsiz çekirdek kahve kokusunu takip<br />
eden müşteriler içeriye girer.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamın başlığı: JacobsMonarchMillicano<br />
Reklamveren: Mondelez International - Jacobs<br />
Reklamveren yetkilisi: Tamer Karabay, Sena Karadurmuş,<br />
Cansu Aydoğmuş<br />
Reklam ajansı: BİG-Birleşik İletişim Grubu<br />
CCO: Güngör Türkömer<br />
Yaratıcı yönetmen: Kemal Hayit<br />
Yaratıcı grup: Ömer Harmankaya, Anıl Darınç<br />
Müşteri ilişkileri grubu: Aslı Eti, Ceyda Erol, Deniz Hanaylı<br />
Stratejik planlama: Aslı Eti, Nilay Akhan<br />
Ajans prodüktörü: Tuğba Özkan<br />
Molfix’li Mert imza gününde...<br />
Molfix, “Türkiye’nin en çok sıvı tüketen bebeği Mert”in hikayesini<br />
anlattığı reklam kampanyasına yeni bir reklam filmi<br />
ile devam ediyor. Reklam filminde Mert hayranlarıyla imza<br />
günüde buluşuyor.<br />
Molfix’in “En emici bebek bezi” iddiasını sürdürdüğü kampanyanın<br />
yeni reklam filmi yayında. Türkiye’nin en çok sıvı<br />
tüketen bebeği Mert hayran kitlesi ile bir araya geliyor.<br />
İlk iki filmde kendini ispatlayan Molfix’li Mert’in hayran kitlesi<br />
arasında anneler de bulunuyor.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: Hayat Kimya – Molfix<br />
Reklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer,<br />
Gülsen Serin, Aysun Nayır, Özden Özden<br />
Reklam Ajansı: Vietnam<br />
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın<br />
Yaratıcı Grup: Rıza Çankaya, Umut Kısa, Erdem Güngör<br />
Müşteri İlişkileri: Melike Karamehmetoğlu<br />
Yapımcı: Ezel Domaniç<br />
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran<br />
Post Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt<br />
Yönetmen: Özer Feyzioğlu<br />
Sanat Yönetmeni: Burak Yerlikaya<br />
Görüntü Yönetmeni: Tolga Kutlar<br />
Fotoğraf: Volkan Hiçyılmaz<br />
Yapım Şirketi: 2012<br />
Dublaj Sanatçısı: Bekir Kaya<br />
32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Atlayıp Gitsem...<br />
Pegasus, seyahate farklı bir bakış getiren ve seyahat alışkanlıklarını<br />
değiştiren”Atlayıp Gitsem” kampanyasını hayata<br />
geçiriyor.<br />
Pegasus bu kapsamda hazırlanan 2 reklam filmiyle “Atlayıp<br />
Gitsem” diye içinden geçiren herkesin, kendinden bir parça<br />
bulmasını hedefleniyor. Reklam filmlerinin ilki; üç kişilik<br />
bir ailenin yerinde kebap yemek için günü birlikGaziantep’e<br />
gitmelerini,Gaziantepli kebapçının gözünden aktarırken<br />
ikinci film; genç bir çalışanın doğum gününü kutlamak için<br />
Paris’e gidişini, patronunun ağzından anlatıyor.<br />
Muratbey Burgu peynir...<br />
“Peynire zeka kattık, MuratbeyBurgu’yu yaptık” sloganının<br />
işlendiği reklam kampanyası Genna İstanbul tarafından<br />
hazırlandı. Reklam filmi, ineklerin bize sadece mucizevi<br />
sütlerini sunduklarını, buna karşın peynir yapmanın insan<br />
zekasının ürünü olduğunu mizahi bir dille anlatıyor. Bu bağlamda,<br />
üstün lezzeti ve benzersiz formuyla MuratbeyBurgu’nuninovatif<br />
yönü vurgulanıyor.<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: Muratbey<br />
Ürün:Muratbey Burgu<br />
Reklam Ajansı: Genna İstanbul<br />
Yaratıcı Yönetmen: Serdar Şendilmen<br />
Sanat Yönetmeni: Burak Akıncıoğlu<br />
Yaratıcı Ekip: Alptuğ Batı, Kenan Kaya, Betül Yıldırım,<br />
Nihan Şahin<br />
Stratejik Planlama: Yunus Baran<br />
Müşteri İlişkileri: Arzu Yaraş<br />
Medya Ajansı:Speed Medya<br />
Prodüksiyon Şirketi: Terra Film House<br />
Yönetmen: Hakan Yakıcı<br />
Görüntü Yönetmenleri: Murat Altınparmak, AviKarpick<br />
Reklam Filmi Künyesi<br />
Reklamveren: Pegasus<br />
Reklamveren Temsilcisi: Onur Dedeköylü, Sibel Yaman<br />
Kavuklu, Elif Yalt Başeski, Elif Tan<br />
Reklam Ajansı: Rafineri<br />
Yaratıcı Yönetmen: Ufuk Uslu<br />
Yaratıcı Grup Lideri: Tuğçe Setenay Özcan Yıldırım<br />
Yaratıcı Grup: Melih Edis, Cihan Eryılmaz, Yusuf Kayhan,<br />
Tuğkan Cabbar, Fırat Eren<br />
Stratejik Planlama: Canan Pehlivanoğlu, Can Çalışkan<br />
Marka Takımı: Seda Çaykara, Erbek Onur, Çağla İshak<br />
Ajans Prodüktörü: Kerem İlbeyli<br />
Yönetmen: Eralp Vardar<br />
Yapım Şirketi: Böcek Yapım<br />
Medya Ajansı:Vizeum<br />
Dijital & Sosyal Medya Ajansı: Rafineri<br />
E-mail Marketing: Euro Message<br />
Dijital Medya Planlama: Vizeum/Aegis Media<br />
Mobil Pazarlama: Aerodeon<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33
Günle
Gezi<br />
rden Valensiya...<br />
Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’ ya giriş yaptık<br />
kiralık arabamızla. Navigasyon cihazı sayesinde<br />
kolaylıkla otelimizi bulduk. Arabayı parkedip<br />
çantaları sürükleyerek lobiye girdik, l<br />
obide bizi son derece bakımlı ve<br />
güzel bir resepsiyonist karşıladı.<br />
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / svldbn@gmail.com<br />
Yapış yapış sıcak bir havada Valensiya’<br />
ya giriş yaptık kiralık arabamızla.<br />
Navigasyon cihazı sayesinde kolaylıkla<br />
otelimizi bulduk. Arabayı parkedip çantaları<br />
sürükleyerek lobiye girdik, lobide<br />
bizi son derece bakımlı ve güzel bir<br />
resepsiyonist karşıladı. Gerekli bilgileri<br />
verdikten sonra odaya çıkardı. Odaya<br />
girer girmez küçük bir şok dalgası<br />
geldi. Çünkü oda İkea kataloğunda ki<br />
odaların aynısıydı. Her şey İkea, kendimi<br />
Ümraniye’ de gibi hissettim :)<br />
Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra kısa<br />
bir şehir turu yapalım dedik. Yalnız<br />
hava o kadar sıcak ki insanın içi bayılıyor.<br />
Tipik lodos, yapış yapış bir hava.<br />
Havadan mıdır sudan mıdır bilmiyorum<br />
fakat o gün çok aylaklık yapasım<br />
geldi. O yüzden fotoğraf makinası da<br />
dahil hiç bir şey almadan dışarı çıktım.<br />
Sokaklarda aylak aylak dolaşarak El<br />
Carmen (Tarihi Eski Şehir)’ e doğru<br />
yol aldık. Valencia’ nın daracık ara<br />
sokaklarında dolandık. Bu ara sokaklar<br />
Cihangir’ in arka sokaklarını hiç<br />
aratmıyor. Akdeniz kanından mıdır<br />
geninden midir, nedir bilmiyorum ama<br />
insan kendini evinde gibi hissediyor bu<br />
sokaklarda dolanırken. Plaza de la Reina,<br />
Plaza del Ayuntamiento, Plaza de<br />
la Virgin vs. meydanlarını gezdik elimizi<br />
kolumuzu sallayarak. Sonrasında<br />
da hafif hafif yağan yağmurun altında<br />
yürüyüp güzel bir restaurant’ a oturduk.<br />
Burası yüksek masa ve sandalyeleriyle<br />
bir barı andırıyordu. Çok eski bir<br />
mekanmış burası fakat şu an ismini<br />
hatırlamıyorum. Mekanın duvarları<br />
eski matadorların fotoğrafları, gazete<br />
küpürleri ve boğa güreşi gösterilerinin<br />
afişleri ile donatılmıştı. Paelle, ahapot<br />
ile birlikte bol buzlu sangriaları içtikten<br />
sonra tekrar dışarı çıktık. Havanın kararmasıyla<br />
birlikte canlanan meydanlar<br />
insan sesleri ve müzikle çınlıyordu.<br />
Biz de Plaza de la Reina meydandaki<br />
merdivenlere oturup insanlara karıştık.<br />
Saat ilerleyip de uyku bastırınca otele<br />
gidip güzelcene uyuduk.<br />
Ertesi gün keşfe çıktık.<br />
Valensiya özerk bölgesinin başkenti<br />
ve kendi ismini tasiyan ilin de merkezi.<br />
Valensiya, Romalılar tarafından kurulmuş<br />
ve birçok farklı kültüre ev sahipliği<br />
yapmış. Bölgeye, Romalılar, Vizigotlar,<br />
Berberiler, Endülüs Arapları ve Aragonlar<br />
göç ederek şehri ekonomik ve<br />
kültürel olarak zenginleştirmişler.<br />
Sokağa çıkıp, elimizde harita, meydana<br />
doğru giderken ilk önce Mercado<br />
De Colon ile karşılaştık. Rengarenk<br />
çiçeklerin süslediği eski alış veriş merkezi<br />
çok şık görünüyordu. Çiçekler.....<br />
dünyanın nadide güzellikleri :)<br />
Sabahın serinliğinde aheste aheste<br />
eski şehire doğru yol aldık.<br />
Kahvaltımızı etmek için Plaza del<br />
Ayuntamiento’ ya gitmeye karar<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35
Gezi<br />
verdik. Giderken de yol üzerinde ki<br />
tarihi mekanları pas geçmedik. İlk<br />
olarak Museo Del Patriarca’ ya girdik.<br />
Sabah erken saat olduğu için içerisi<br />
bomboştu. Görevli bizi içeri sokup<br />
gitti. Biz de etrafı dolanıp kurcaladık.<br />
Dışarı çıkmak bir hayli zor oldu çünkü<br />
görevli kardeş bizi içeriye kilitleyip öyle<br />
gitmiş. Kapıyı epey bir yumrukladıktan<br />
sonra çok şükür ki birileri bizi duydu ve<br />
kapıyı açtı.<br />
Sağ salim dışarı çıktıktan sonra Plaza<br />
del Ayuntamiento’ ya vardık.<br />
Bu meydan, Belediye binasına, Museu<br />
d’Història de València (Valencia Tarih<br />
Müzesi) ve Correos y Telegrafos<br />
(Postane) binalarını barındırıyor bünyesinde.<br />
Meydanın diğer ucunda ise<br />
Valensiya tren istasyonu ve kocaman<br />
bir arena var.<br />
Ara sokaklardan dolanarak modern<br />
mimarisiyle ünlü egzotik alışveriş merkezi,<br />
tarihi eski pazar ve market olan<br />
Mercado Central’ e vardık.<br />
Bu kocaman markette yiyecek üzerine<br />
her şeyi bulmak mümkün. Hepsi taze<br />
ve lezzetli. Biz de karışık meyva salatası<br />
alıp azıcık enerji depoladık.<br />
Pazarın hemen arka sokağında ise<br />
Dışarı çıkmak bir hayli zor<br />
oldu çünkü görevli kardeş bizi<br />
içeriye kilitleyip öyle gitmiş.<br />
Kapıyı epey bir yumrukladıktan<br />
sonra çok şükür ki birileri<br />
bizi duydu ve kapıyı açtı.<br />
Mağribiler döneminde cami olarak<br />
kullanılan St. Juan kilisesi (Iglesia de<br />
Los Santos Juanes) var.<br />
Onun karşı sokağında ise geç Gotik<br />
tarzıyla inşâ edilen görkemli La Lonja<br />
(İpek Pazarı) var. Sarmal kolonlarıyla<br />
ünlü bu bina Pere Compte tarafından<br />
yapılmış ve bugün sergilerin büyük<br />
çoğunluğu burada yapılıyor.<br />
La Lonja’ yı da dolaştıktan sonra<br />
Valensiya (La Seu) Katedrali’ ne geldi<br />
sıra. Tabii buraya kadar bir sürü güzel<br />
mimari eserin önünden geçtik. Bölgede<br />
Romalılar, Vizigotlar, Berberiler, Endülüs<br />
Arapları ve Aragonlar yaşadığı<br />
için haliyle bir çok mimari eser olmuş.<br />
Gotik, barok, Fas ve Roma dönemi<br />
mimarilerinin bir karışımı olan göz alıcı<br />
Valensiya (La Seu) Katedrali için, Hz.<br />
İsa’nın son akşam yemeğini yediği kutsal<br />
kâsenin muhafaza edildiği mekân<br />
olduğu söylenmekte. Tarihi resimler,<br />
dini duvar kabartmaları ve heykellerle<br />
bezeli büyüleyici bir iç dekorasyona<br />
sahip katedral bünyesinde; bir hazine<br />
odası, Kutsal Kâse Şapeli ve bir de<br />
tarihi dini belge ve objelerin sergilendiği<br />
müze bölümü bulunuyor.<br />
36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Yüzlerce merdiven tırmanmak<br />
gerekiyor çıkmak için.<br />
Bahçedeki çeşmeden su<br />
şişelerimizi doldurup iman<br />
gücüyle tırmandık kuleye.<br />
Gezi<br />
Bir çok hristiyan tarihçi Hz.İsa’nın Son<br />
Yemek’te şarap servis etmek için kullandığı<br />
Kutsal Kase‘nin bu Katedral’de<br />
bulunduğunu işaret ediyor. Valencia<br />
Katedrali’nde bulunan bu kadehin<br />
kökeni 1.yy’a kadar gidiyor ve çoğu<br />
Papa’nın da resmi kadehi olmuşluğu<br />
var. Hatta Papa XVI.Benedict tarafından<br />
da kullanılmıştı. Kadehin 1436<br />
yılında Aragonlu V.Alfonso tarafından<br />
getirildiği söyleniyor.<br />
Katedral’in inşaası ise 13.yy’ın sonlarına<br />
dayanıyor; fakat, bu tip heybetli,<br />
sanat eseri niteliğindeki mimarilerin<br />
yapımı uzun yıllar aldığı için mimari<br />
kendi içinde farklılıklar gösterebiliyor.<br />
Örneğin bu Katedral’in üç kapısı<br />
vardır ve her biri farklı bir akımdan<br />
esinlenerek yapılmış. Ana kapı Puerta<br />
de los Hierros barok, Puerta de<br />
los Apóstoles gotik, Puerta del Palau<br />
romanesktir.<br />
Kilisenin içi gerçekten muhteşem. Çok<br />
etkileyici. İnsanı alıp başka dünyalara<br />
götürüyor gezerken. Kilisenin bir de<br />
çan kulesi var. Yüzlerce merdiven<br />
tırmanmak gerekiyor çıkmak için.<br />
Bahçedeki çeşmeden su şişelerimizi<br />
doldurup iman gücüyle tırmandık<br />
kuleye. Yolda karşılaştığımız insanlar<br />
nerelerinden nefes alacaklarını<br />
şaşırmış durumdaydı. Yalnız, bu<br />
eziyete değer doğrusu. Kilisenin çan<br />
kulesi Miguelet’in tepesinden, panoramik<br />
Valensiya manzarası mükemmel<br />
görünüyor.<br />
Valensiya (La Seu) Katedralini gezdikten<br />
sonra şehirde gezilmesi gereken<br />
tarihi yerler listesini bitirmiş olduk.<br />
O kadar yürüyüş ve tırmanışın ardından<br />
bir yerlere oturup bir şeyler<br />
atıştırmaya karar verdik.<br />
Bu sefer tarihi eski pazarın arkasında<br />
ki minik büfeleri tercih ettik. Adamlar<br />
dışarı 5 -6 tane masa koymuşlar. Bir<br />
sürü deniz ürünü ve meze var. İstediğinizi<br />
seçiyorsunuz ve onları sizin için<br />
pişiriyorlar. İnanılmaz lezzetli şeyler.<br />
Meşhur Valensiya suyunun tadına da<br />
burada baktık. Valensiya suyu, portakal<br />
suyu ve yerel şampanya Cava’nın<br />
karıştırılmasıyla elde edilen hoş bir<br />
içecek. Yediğim en güzel yemeklerden<br />
biriydi diyebilirim :) Yemek sonrası<br />
tekrar meydanlarda dolanıp kahvemizi<br />
içtik ve sonra yorgun argın otele<br />
döndük.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /37
Gezi<br />
Bir sonra ki gün Valensiya’ nın ünlü<br />
hayvanat bahçesi Bioparc’ a gittik.<br />
Şehrin içinden geçen Turia Nehri yoğun<br />
yağışlarda taşıp şehre zarar verdiği<br />
için nehrin yolu değiştirilmiş. Kalan<br />
boş alana da park inşa edilmiş. Yalnız<br />
park öyle böyle değil. Geniş yürüyüş<br />
alanları, çocuk parkları, bioparc, spor<br />
sahaları, konser alanı ve bilim ve sanat<br />
şehri de var içerisinde.<br />
2008 yılında açılan park, 10 hektarlık<br />
bir arazi üzerine kurulmuş ve Afrika,<br />
Güneydoğu Asya ve tropik habitatların<br />
oluşturulduğu birçok ayrı bölüme<br />
ayrılmış.<br />
Parkın en büyük özelliği koruma kafeslerinin<br />
veya rahatsız edici tel örgülerin<br />
olmaması. Hayvanları çok güzel<br />
bir şekilde izole etmişler. Zoo Immerse<br />
deniyormuş bu sisteme. Gezinirken<br />
sanki doğal ortamda geziyormuş gibi<br />
hissediyorsunuz.<br />
Park o kadar doğal ki, insan kendini<br />
ormanda geziyor sanıyor. Biz de gezinirken<br />
gözümüze nefis böğürtlenler<br />
çarptı. Hemen yaklaşıp homur homur<br />
yemeğe başladık. İri iri ve son derece<br />
lezzetli böğürtlenler. O sırada bir tane<br />
güvenlik görevlisi koştura koştura<br />
Böğürtlenler lemurlar içinmiş :)<br />
Lemurların yiyeceğini<br />
yediğimiz için kıyamet<br />
kopmuş :)<br />
Demek ki bu kadar doğal ortam<br />
çok da iyi değilmiş.<br />
bağırış çağırış koşmaya başladı tabii<br />
İspanyolca konuştuğu için hiçbir şey<br />
anlamadık. Bu kadar çok bağırdığına<br />
göre kesin artaksiyon vardır diye<br />
heyecan yapıp fotoğraf makinamı<br />
hazırladım. Dedim, şimdi muhteşem<br />
görüntüler yakalayacağım. Fakat hiçbir<br />
şey olmadı ve biz rezil olduk. Meğerse<br />
adam bizim için koşuyormuş. Böğürtlenler<br />
lemurlar içinmiş :) Onların yiyeceğini<br />
yediğimiz için kıyamet kopmuş.<br />
Demek ki bu kadar doğal ortam çok da<br />
iyi değilmiş.<br />
Park içerisinde bir de minik bir açık<br />
hava gösteri yeri var. Orada da kuşlarla<br />
gösteri yapıyorlar. Bu yırtıcı kuşları<br />
yakından görmek, büyüleyici.<br />
Parkın içini çok güzel tasarlamışlar.<br />
Gezinmek çok keyifli ve dinlendirici.<br />
Yalnız bu sessizliği bozan enteresan<br />
bir hırıltı ve ses vardı. Çiftleşen dev<br />
kaplumbağalar. Etraftaki insanlara<br />
aldırmadan çiftleşen çift. Her seferinde<br />
biraz daha öne ilerleyerek. Yürüyüşleri<br />
gibi bu iş de çok yavaş. Biz parktan<br />
çıkarken bile devam ediyordu:)<br />
Parktaki yaklaşık olarak 4000 tane<br />
hayvan varmış. Balıklar buna dahil mi<br />
bilmiyorum.<br />
Merkit hayvanlarına bayıldım. Madagascar<br />
filmi geldi aklıma.<br />
I like to move it, move it :)<br />
Uzun bir süre parkı dolaşıp yorulduktan<br />
sonra otele gittik. Valensiya’ da<br />
2 gece kalmayı planlamıştık fakat 1<br />
38 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
gece daha kalmaya karar verdik. Fakat<br />
otelde yer olmadığı için lobide ki yardım<br />
sever hanımdan bize yeni bir yer<br />
ayarlamasını rica ettik. Sonra da eşyalarımızı<br />
alıp yeni otele transfer olduk.<br />
Bu sefer ki odamız minikti ama hoş bir<br />
tarzı vardı. Bir apartmanın 3 – 4 katını<br />
otele çevirmişler. Sokak arasında şirin<br />
bir yer. Biraz dinlenip üzerimizi değiştirdikten<br />
sonra yemek için tekrar dışarı<br />
çıktık. Plaza de la Reina’ da müzik<br />
eşliğinde yemek yiyip sangria içtik. Yaz<br />
akşamları ve İspanya. Çok hoş.<br />
Son günümüzü de Bilim & Sanat<br />
Şehrine ayırdık. Bu devasa binalar da<br />
Turia dere yatağına inşa edilmiş.<br />
Bilim ve Sanat şehrinde bir birinden<br />
güzel yapılar var. İlki The Príncipe Felipe<br />
Science Museum. Bu 21. yy, bilim<br />
müzesi, hayatla bağlantılı, bilimde ve<br />
teknolojide yapabileceğiniz herşeyi,<br />
didaktik, interaktif ve eğlenceli şekilde<br />
öğrenmeniz için tasarlanmış.<br />
Müzenin içinde aklınıza gelebilecek<br />
herşey var. Gökyüzü, astroloji, spor,<br />
Valensiya Futbol takımının tarihi, çizgi<br />
roman kahramanları, deniz ve denizcilik,<br />
elektrik, kaşifler ve keşfettikleri,<br />
genetik yapımız, hastalıklar, ekoloji,<br />
ağaçlar, uzay mekikleri vs.<br />
The Príncipe Felipe Science<br />
Museum. Bu 21. yy, bilim<br />
müzesi, hayatla bağlantılı,<br />
bilimde ve teknolojide yapabileceğiniz<br />
herşeyi, didaktik,<br />
interaktif ve eğlenceli şekilde<br />
öğrenmeniz için tasarlanmış.<br />
Foucault sarkacı bile vardı. (Foucault<br />
sarkacı, adını Fransız fizikçi Léon<br />
Foucault’dan alan, ilk defa deneysel<br />
olarak Dünya’nın kendi ekseni çevresinde<br />
döndüğünü kanıtlayan sarkaç<br />
düzeneği.)<br />
Bu müzeyi tam anlamıyla gezmek<br />
için 1 tam gün gerekiyor bence. bizim<br />
çok fazla vaktimiz olmadığı için biraz<br />
hızlandırılmış tur yaptık.<br />
Diğer bina, L’Umbracle; Valensiya’ya<br />
özgü çiçek ve bitkilerden oluşan büyük<br />
bir yürüyüş bahçesi, aynı zamanda<br />
modern ressam ve heykeltıraşların<br />
eserleriyle bezenmiş bir açık hava<br />
galerisi.<br />
Kompleks içerisinde The Valencia<br />
Towers, şehrin en prestijli etkinlik merkezlerinden<br />
biri olan L’Àgora ve opera<br />
binası El Palau de les Arts Reina Sofia<br />
bulunuyor. Bizim gittiğimiz zaman her<br />
hangi bir etkinlik olmadığı için izleme<br />
şansımız olmadı.<br />
Yuvarlak, göz şeklindeki kubbesiyle<br />
oldukça dikkat çeken gökyüzü gözlem<br />
evi L’Hemisfèric de bu kompleks<br />
içinde. L’Hemisfèric, aynı zamanda<br />
hem lazer gösteri merkezi hem de<br />
şehrin en görkemli Imax sinemasının<br />
ev sahibi.<br />
Sona sakladığımız yere geldi sıra;<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39
Gezi<br />
L’Oceanogràfic.L’Oceanografic, Félix<br />
Candela tarafında inşa edilmiş olan su<br />
zambağı şeklinde bir yapı.<br />
Avrupa’nın en büyük açık hava okyanus<br />
akvaryumu olan L’Oceanogràfic’te,<br />
42 milyon litre su içerisinde 500 farklı<br />
türde 45.000 su canlısı yaşıyormuş.<br />
Sualtında birçok farklı katmana bölünmüş<br />
olarak sergilenen dev akvaryum<br />
içerisinde; Akdeniz, Kızıl Deniz, Kutup<br />
Denizi ve Tropik Deniz ekosistemleri<br />
oluşturulmuş.<br />
Her bölümde o ekosisteme ait canlılar<br />
yaşıyor. L’Oceanogràfic içerisinde; köpekbalıklarıyla<br />
gece uykusu, yunuslarla<br />
yüzme kursu, penguenleri besleme<br />
saati gibi renkli ve eğlenceli aktivitelere<br />
de katılabiliyorsunuz.<br />
Su delisi olan ben bu parkı gezerken<br />
resmen mest oldum. Tipim aynen<br />
böyleydi :)<br />
Çevre kirliliğine de hoş bir gönderme<br />
yapılmış. Öğleden sonra bu muhteşem<br />
kompleksten çıkıp biraz da denize girmek<br />
için Al Saler dedikleri plaja gittik.<br />
40 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
İnternette okuduğumda ben de oluşan<br />
imaj muhteşemdi fakat gidince tam bir<br />
hayal kırıklığı oldu. Valensiya’nın 12<br />
km güneyinde Albufera Gölü’ne yakın<br />
bir mevkide yer alan mavi bayraklı bu<br />
plaj Valensiya Bölgesi’nin en güzel kumuna<br />
ve en temiz denizine sahipmiş.<br />
Mavi bayrak kriterlerini sorgulamak<br />
lazım. Son derece pis tuvaletleri ve<br />
duşları olan bu plaj beni denizden soğuttu<br />
resmen. Orada vakit kaybetmektense<br />
Valensiya’ nin meşhur porselen<br />
fabrikasına gitmeye karar verdim. Tomtom’<br />
a (benim için o, Özgür :)) gerekli<br />
koordinatları girdim. Enteresan yerlerden<br />
geçip fabrikaya yaklaşınca arbayı<br />
uygun bir yere park ettim. Sonra da<br />
terkedilmiş görünen fabrikaya gittim.<br />
Tavernes Blanques banliyösünde bulunan<br />
Lladró Porselen Fabrikası’nda,<br />
porselen yapımını görebilir ve bu işin<br />
ustası olan sanatçılarla tanışarak onları<br />
tasarım yaparken izleme olanağına<br />
sahip olabilirsiniz diye okumuştum<br />
internetten. Fabrika binasının hemen<br />
yanında bulunan Lladró Müzesi; bu<br />
prestijli şirketi kuran ve ilk tasarımlarını<br />
yapan Lladró kardeşlerin büyüdüğü<br />
evin restore edilmesiyle kurulmuş.<br />
Fakat ben gittiğimde fabrika yaz tatilindeymiş.<br />
Yazın 3 ay kapalı oluyormuş<br />
fabrika. Fakat orada çalışan memur<br />
beni görünce kırmadı ve müzeyi açıp<br />
beni içeri davet etti. Hiç üşenmeden<br />
bütün aydınlatmaları açtı ve gezmem<br />
için müsade etti. Tek ricası fotoğraf<br />
çekmememdi. Minnetle bakıp, kabul<br />
ettim. Boşa gelmiş olmayacaktım.<br />
Müzeyi gezerken dibim düştü desem<br />
yeridir. Lladró kardeşlere hayranlık<br />
duydum, müthiş bir sabır ve beceri.<br />
Merak edenler için web siteleri<br />
http://www.highporcelain.com/. O kadar<br />
ince ayrıntılar var ki, insanı hayrete<br />
düşürüyor. Büyük bir hayranlıkla müzeyi<br />
gezdikten sonra memura teşekkür<br />
ederip çıktım. Sonra da yeni yerler<br />
keşfetmek için yola devam :)
Sinema<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
2014 akademi ödülleri...<br />
(<br />
reklam<br />
arası<br />
sinema)<br />
The Wolf of Wall Street<br />
Kolay kazanılan paranın kokusunu alan çarpık bir<br />
borsacının kendinden daha çarpık hikayesi, ne kadar<br />
inişli çıkışlı sürükleyici bir hikaye olsa da tekrarlı 2 saatlik<br />
"party hard" görüntüleri bir yerden sonra sıkıcı olabiliyor.<br />
Filmin o kadar oscar adaylığına rağmen hiç alamaması<br />
bile büyük bir ihtimal olarak görülebilir nasılsa Akedeminin<br />
garezlileri Martin Scorsese ve Leonardo di Caprio yu<br />
kadrosunda bulundurmakta. Prodüksüyonuna önem<br />
verilmiş sıkı bir kadroya sahip olmasına rağmen çok<br />
daha iyi işlenebilirdi. Buna rağmen 5 dalda Oscar'a aday<br />
durumda.<br />
American Hustle<br />
Başka bir katakulli filmi olan Düzenbaz ancak hayal<br />
edebileceğimiz bir kadroya sahip olup inişli çıkışlı bir<br />
hikaye. Uç noktalarda karakterler ve büyük hayatları konu<br />
alan dram 10 dalda Akedemi ödüllerine aday en az birkaç<br />
tane de hak ediyor.<br />
Captain Phillips<br />
Modern korsanlığı beyaz ekrana sürükleyici hikayesi ve<br />
Tom Hanks'in müthiş oyunculuğuyla beyaz perde çok<br />
güzel yansıtan film 2009 da gemisi Somali'li korsanlar<br />
tarafından saldırıya uğrayan Richard Phillips'in hikayesini<br />
anlatıyor. Bu muhteşem uyarlama 6 dalda Oscara aday<br />
olup bu senenin güçlü katılımcılarından.<br />
Aşağıda bu senenin adayları ve benim sübjektif<br />
tahminlerim;<br />
En İyi Film<br />
The Wolf of Wall Street<br />
American Hustle<br />
Nebraska<br />
Captain Phillips<br />
Philomena<br />
Dallas Buyers Club<br />
12 Years a Slave<br />
Gravity<br />
Her<br />
En İyi Erkek Oyuncu<br />
Christian Bale -American Hustle<br />
Bruce Dern -Nebraska<br />
Leonardo DiCaprio -The Wolf of Wall Street (Lütfen<br />
Akademi)<br />
Chiwetel Ejiofor -12 Years a Slave<br />
Matthew McConaughey -Dallas Buyers Club<br />
En iyi Kadın Oyuncu<br />
Amy Adams -American Hustle<br />
Cate Blanchett -Blue Jasmine<br />
Sandra Bullock -Gravity<br />
Judi Dench -Philomena<br />
Meryl Streep -August: Osage County<br />
42 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
20 yaşında
Kültür - Sanat<br />
Antik kentler...<br />
Yaşar Yılmaz’ın, YEM Yayın’dan yeni çıkan kitapları<br />
Türkiye’nin Antik Kentleri ve Ancient Cities of Turkey’de,<br />
Anadolu’da ve Trakya’da bulunan 118 antik kent tanıtılıyor.<br />
Türkçe ve İngilizce iki ayrı kitap olarak hazırlanan rehberde<br />
yer alan antik kentler, yerli-yabancı tarih ve arkeoloji<br />
meraklılarına kısa, öz ama doyurucu metinler, özgün fotoğraflar,<br />
güncel karayolları haritaları ve yol tarifleri eşliğinde<br />
sunuluyor.<br />
“Marmara” bölgesi ile başlayan kitaplarda Ege bölgesi<br />
“Ege”, “İç Ege”, Güneybatı Ege”; Akdeniz bölgesi “Batı Akdeniz”,<br />
“Orta Akdeniz”, “Doğu Akdeniz” olarak üçer bölüme<br />
ayrılırken, “İç Anadolu-Batı Karadeniz” sekizinci bölgeyi<br />
oluşturuyor.Günümüzde su kaynaklarının hızla tükendiğini<br />
düşünürsek, geleceğimiz için bu kentlerin bize öğreteceği<br />
çok şey olduğunu görürüz. Ephesos’ta, Perge’de,<br />
Phaselis’te hamamların ısınma teknikleri, kanalizasyonun<br />
gelişmişliği gözden kaçırılmamalıdır.”<br />
Kitaplara tüm seçkin kitabevlerinden, YEM Kitabevi’nin<br />
Beşiktaş ve Fulya’daki mağazalarından ve www.yemkitabevi.com<br />
internet adresinden ulaşılabilir.<br />
Gölgekapan...<br />
İngiltere’nin en prestijli<br />
ödülü Blue Peter sahibi yazar<br />
Ali Sparkes imzalı Gölgekapan<br />
serisinin beşinci ve<br />
son kitabı “Kayıp Dünyanın<br />
Sırrı”, Caretta Yayıncılığın<br />
gençlere özel markası Karumbe<br />
imzasıyla, yine heyecan<br />
dolu yepyeni bir macerayla<br />
okurlarıyla buluştu.<br />
Özel yeteneği sayesinde<br />
şekil değiştirip bir<br />
Gölgekapan’a dönüştüğü<br />
gün, Dax Jones’un hayatı bir daha eskisi gibi olmadı.<br />
Yalnızca kendi gibi özel yetenekli çocukların okuduğu bir<br />
okula getirildi. Burada macerayı, özgürlüğü ve eğlenceyi<br />
iç içe yaşıyor, her özel yetenekli çocuk gibi o da yeteneği<br />
konusunda kendini geliştiriyordu. Dax bir Gölgekapan<br />
olabiliyor, arkadaşları gizli dünyalardan haberler alabiliyor,<br />
nesneleri hareket ettirebiliyor, görünmez olabiliyor<br />
ya da hastalıkları iyileştirebiliyorlardı.<br />
Latif Demir’ci sergisi..<br />
İnci Deri, tüketicilerini daha<br />
yakından tanımak, satış, pazarlama,<br />
mağazacılık, eğitim<br />
ve iletişim çalışmalarını<br />
geliştirmek amacıyla algı ve<br />
konumlandırma araştırması<br />
gerçekleştirdi. Araştırma<br />
sonuçları ise usta karikatür<br />
sanatçısı Latif Demirci tarafından<br />
yorumlandı.<br />
2013 Ocak ayında açıklanan<br />
araştırma çerçevesinde tüketicilerin bakış açısını<br />
ve beklentilerini ortaya çıkaran sonuçlar elde edildi.<br />
Araştırma, Eylül 2013’te Türkiye Araştırmacılar Derneği<br />
tarafından düzenlenen Baykuş Ödülleri’nde İç görülü<br />
Baykuş ödülünü aldı.<br />
Latif Demirci, araştırma sonuçlarını mizah ile yorumlayarak<br />
tüketici davranışlarını kendi çizgisi ile ölümsüzleştirdi.<br />
Toplam 13 karikatürden oluşan eser, Ocak 2014<br />
itibarıyla İnci mağazalarının vitrinlerinde sergilenecek.<br />
44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kültür - Sanat<br />
Faber Castell, Müze etkinliği...<br />
Dünyaca ünlü yazım ve boyama gereçleri üreticisi Faber-<br />
Castell desteği ile önemli müzelerde gerçekleşen özel<br />
atölye çalışmalarında, çocuklar farklı tasarımlar yapma<br />
ve önemli eserleri inceleme fırsatı yakalıyorlar. Atölyeler,<br />
Rahmi M. Koç Müzesi, Pera Müzesi, İstanbul Oyuncak<br />
Müzesi ve Çengelhan Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenleniyor.<br />
Etkinlik: ‘Mutfak Atölyesi; Ratatouille’<br />
Yer: Fenerbahçe Vapuru<br />
Tarih: 22 Şubat Cumartesi<br />
Saat: 13:00 – 14:30<br />
Yaş: 8 - 12 Yaş Arası<br />
Etkinlik detayı: Çocuklar, bu hafta sonu minik fare Ramy<br />
ile kendilerini eğlenceli bir mutfakta bulacaklar ve pizzanın<br />
zengin tarihini günümüze birlikte aktaracaklar. Yapacakları<br />
birbirinden lezzetli pizzalarla ünlü pizza ustası Raffaela’yla<br />
yarışacaklar. Bakalım kazanan kim olacak?<br />
Rahmi M. Koç Müzesi’ndeki “Mutfak Atölyesi; Ratatouille”<br />
adlı atölyeye katılım için biletler www.biletix.com üzerinden<br />
temin edilebilir.<br />
Doğa’ya Dokun...<br />
“Doğaya Dokun!” temasıyla yola çıkan 9. Dağ Filmleri Festivali<br />
kapsamında, usta fotoğraf sanatçısı Ersin Alok, 1<br />
Mart Cumartesi günü sanatseverlerle buluşacak. Alok’un-<br />
Pusula Sanat Galerisi’nde düzenleyeceği “Gala Bataklığı”<br />
fotoğraf sergisinde, Hazar Denizi kıyısında ortaya çıkarılan<br />
prehistorik çağa ait kaya üstü resimler yer alacak.<br />
Dünya’nın saygın eski dönem tarih fotoğrafçılarından biri<br />
olan Ersin Alok, Prehistorik dönem ve sanat tarihi üzerine<br />
önemli çalışmalar gerçekleştirdi. Alok, bu çalışmalardan<br />
biri olan 9. Dağ Filmleri Festivali kapsamında düzenleyeceği<br />
“Gala Bataklığı” sergisinde sanatsever ve doğaseverlerle<br />
buluşmaya hazırlanıyor.<br />
Hazar Denizi kıyısında yer alan Gala Bataklığında yaşayan<br />
bu yerleşik toplumların kayalar üzerine yaptığı figürler<br />
suların yükselmesiyle kimi zaman altta kalıyor ,kimi zaman<br />
su yüzüne çıkıyor. 2013 yılında Ersin Alok ve ekibi tarafından<br />
yapılan araştırma gezisinde elde edilen son bulgularla<br />
birlikte gün yüzüne çıkan kaya üstü resimleri, Gala Bataklığı<br />
Sergisi’nde izleyicisini bekliyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 45