marketing europe & anatolia Sayı: 029
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tarih: Mayıs 2014 <strong>Sayı</strong>: 29<br />
retorik<br />
Ben nerde<br />
yanlış yaptım?<br />
kelebeğin<br />
fırtınası<br />
Sen neyin<br />
peşindesin...<br />
Eğitim şart
İçindekiler<br />
<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
<strong>Sayı</strong>:29 Tarih: Mayıs 2014<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve<br />
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />
e-mail: eksantrik@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />
Elvin Ekşioğlu<br />
e-mail: elvin@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Haber ve Fotoğraflar<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nurgül Eryıldır Günay<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seval Duban<br />
Ekim Sölemez<br />
Kısa Kısa 04 - 07<br />
Yeni Ürünler 10 - 11<br />
Medya Dünyası 12 - 13<br />
Röportaj 14 - 17<br />
kelebeğin fırtanası 19<br />
Danışman<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
İlan Rezervasyon<br />
Ayşe Yılmaz<br />
Reklam Dünyası 20 - 23<br />
Yayın Türü<br />
Süreli Yayın<br />
Yönetim Yeri<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.<br />
Deniz Ap. No: 21 /15<br />
Kadıköy - İstanbul - Tr.<br />
Tel: +90 555 233 24 41<br />
e-mail: meadergi@gmail.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Agency Europe & Anatolia tarafından<br />
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri<br />
San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya<br />
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki<br />
görüşler ve hukuki<br />
sorumluluk yazarlara aittir.<br />
Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />
mobil: http://m-mea.eksantrik.com<br />
http://www.facebook.com/meadergi<br />
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />
Röportaj 24 - 26<br />
retorik 29<br />
Kampanyalar 31 - 41<br />
Gezi 42 - 49<br />
Reklam arası sinema 50<br />
Kültür Sanat 52 - 53<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1
Köşe<br />
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />
( editörden<br />
)<br />
Eğitim şart...<br />
Uzun süredir Türk reklamcılığını yakından takip ediyorum, bu arada yabancı<br />
ülkelerdeki örnekleri de gözlemleme şansım oluyor. Belki dostlarımız bana alınacak<br />
ama uluslararası modellerle karşılaştırıldığında Türk reklamcılığının çok da iyi bir<br />
konumda olduğunu söyleyemeyeceğim.<br />
Maalesef altyapısız, bilgi birikiminden yoksun taklitçilik bu sektörü de kıskaca almış<br />
durumda. Piyasada yetkinliğini kanıtlamış, reklamcılığı hakkıyla yapan kişi ve<br />
kurumları ayrı tutarak belirtmeliyim ki sektörün genel yapısı çok da iç ferahlatıcı değil.<br />
Giriş puanları düşük özel okullardan sadece öğrenebildikleri, üç beş kelime İngilizce<br />
ile okuduklarını anlamaktan aciz olarak mezun olmuş bir grup lümpen, sektörün<br />
çoğunluğunu kontrol altında tutuyor. Hal böyle olunca, marka oluşturmaktan,<br />
kurumsal kampanyalardan uzak sadece sıcak satış hedefleyen, hedef kitleye<br />
ulaşmak bir yana kıyısından bile geçmeyen birsürü çöp, piyasada kirlilik yaratmaya<br />
devam ediyor.<br />
Aslında burada reklamverenin ajans seçimini doğru yaparak bu kirliliği<br />
önleyebileceğini söylemek isterdim. Ancak onların da kurumlarında ajans seçimine<br />
katkıda bulunan kadroları az önce bahsettiğim kifayetsiz elemanlardan oluştuğu için<br />
böyle bir seçenek de yakın zamanda mümkün görünmüyor.<br />
Uzun lafın kısası "eğitim şart" piyasa rekabet koşulları doğal seçilim sürecinde reklam<br />
sektörüne de normalleşmeyi getirecektir.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3
Kısa Kısa<br />
GREAT Festival of Creativity...<br />
‘GREAT Yaratıcılık Festivali’ dünyada ilk kez 20-22 Mayıs<br />
tarihlerinde İstanbul’da düzenleniyor. Festival, yaratıcılığın<br />
ön planda olduğu moda, tekstil, tasarım, mimarlık, lüks,<br />
teknoloji ve inovasyon, yiyecek ve içecek, eğitim ve sağlık<br />
gibi sektörlerde Birleşik Krallık’ın en girişimci, en ilham<br />
verici ve en etkileyici projelerini ve alanlarında dünyaca<br />
ünlü isimlerini İstanbul The Seed’de bir araya getirecek.<br />
‘GREAT Yaratıcılık Festivali, günümüz dünyasında en büyük<br />
rekabet avantajlarından biri olan yaratıcılığın her alanda<br />
oluşturduğu değeri, Birleşik Krallık’tan kişi ve kurumların<br />
yaratıcılıklarıyla farklı sektörlere yaptıkları katkıları ve<br />
sundukları çözümleri vurgulamayı amaçlıyor.<br />
Düzenlenecek panel ve oturumlarda konuklar dünyaca<br />
ünlü konuşmacıları izleme, masterclass çalışmalarına<br />
katılma ve Founders Forum, London Design Festival ve<br />
British Fashion Council gibi kurumlar tarafından düzenlenen<br />
networking seanslarında yer alma fırsatı bulacaklar.<br />
Festival alanındaki sergi, farklı sektörlerdeki yaratıcı ve<br />
ilham verici çalışmaları görme ve deneyimleme olanağı<br />
sunarken, ünlü İngiliz sanatçı Paul Cocksedge’in Birleşik<br />
Krallık ve Türkiye Cumhuriyeti bayraklarından ilham alarak<br />
yarattığı Festival’e özel enstalasyon çalışması da yine<br />
The Seed’de sergilenecek.<br />
Üç gün sürecek ‘GREAT Yaratıcılık Festivali’nde yenilikçilik<br />
ve yaratıcılığın şirketlere ve sektörlere sağladığı katma<br />
değere ve Birleşik Krallık’ın yaratıcı çözümlerine örnek<br />
oluşturan pek çok proje ve tasarım tanıtılacak. Ayrıca, düzenlenecek<br />
panellere ve masterclass çalışmalarına dünyaca<br />
ünlü bir çok konuk katılacak.<br />
KalDer Genel Kurulu yapıldı...<br />
Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 25 Nisan<br />
2014 tarihinde Marmara Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.<br />
A.Hamdi Doğan, yeniden KalDer’in Yönetim Kurulu<br />
Başkanı oldu. Yönetim kurulu üyeliklerini ise, sivil toplum<br />
kuruluşları, KOBİ, akademi dünyası ve özel sektörün<br />
önemli temsilcilerinden Yılmaz Bayraktar (Tüpraş)-<br />
KalDer Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Dr.Hasan Kuş<br />
(Acıbadem Üniversitesi) – KalDer Yönetim Kurulu Başkan<br />
Yardımcısı, Emin Direkçi (Partner Çelik) KalDer Yönetim<br />
Kurulu Sayman Üye, Ata Selçuk (Eczacıbaşı Holding),<br />
Bilal Aslan (İGDAŞ), Cem H. Bektaş (Servodata), Erdal<br />
Elbay (Maysan Mando), Dr.Erhan Baş (Bilim İlaç), Prof.<br />
Dr.Funda Sivrikaya Şerifoğlu (Düzce Üniversitesi), Fahir<br />
Altan (Saab International), Fügen Toksü (Türkiye Halkla<br />
İlişkiler Derneği), Görgün Özdemir (Otokoç), Hakan Öker<br />
(Kordsa Global), Necip Özçer (LC Waikiki), Orhan Ünal<br />
(Viko), Osman Ünal (Ekol Lojistik), Pınar Kalay (Vodafone<br />
Türkiye), Sami Boydak (İstikbal Mobilya), Sedat Soybay<br />
(Mass Arıtma), Steven Young (BOSCH), Turgay Yılmaz<br />
(Yılmazlar A.Ş) üstlendi.<br />
A. Hamdi Doğan, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı seçil-<br />
dikten sonra bir açıklama yaparak şunları söyledi:<br />
“Türkiye’nin önde gelen bir sivil toplum kuruluşunun 3.<br />
dönem yönetim kurulu başkanı seçilmiş olmaktan dolayı<br />
büyük mutluluk duyuyorum. Kalite gönüllülerinin arasında<br />
yer almanın bir ayrıcalık olduğuna yürekten inanıyorum.<br />
Türk iş dünyasının kalite alanında kaydettiği ulusal ve<br />
uluslararası başarılara tanıklık etmiş ve katkı sağlamış biri<br />
olarak, KalDer’in bu süreç içindeki başarılarını daha ileri<br />
bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Şişecam Topluluğu<br />
ilk çeyrek...<br />
Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı Mart<br />
ayı sonu itibariyle net karı 132 milyon TL<br />
oldu. Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı<br />
Ocak-Mart dönemindeki konsolide net<br />
satışları 1,6 milyar TL olarak gerçekleşti.<br />
2013 ilk çeyreğine kıyasla, bu yılın ilk<br />
çeyreğinde yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşlarında<br />
% 7,5’luk bir artışla 903 bin<br />
ton cam üreten Şişecam Topluluğu’nun<br />
soda üretimi ise % 10 artarak 524 bin tona ulaştı.<br />
Şişecam Topluluğu’nun Genel Müdür Prof. Dr. Ahmet Kırman,<br />
ilk üç aylık sonuçlarla “Mart ayı sonu itibariyle konsolide net<br />
satışlar, önceki yılın % 30 üzerinde 1.638 milyon TL olarak<br />
gerçekleşti. Brüt kar marjımız % 30, brüt karımız ise 492 milyon<br />
TL seviyesinde oluştu. Ebitda marjındaki kademeli olarak<br />
sürmekte olan iyileşme, Mart üç aylık döneminde de devam<br />
etti ve üçüncü ay sonu itibariyle konsolide Ebitda marjımız %<br />
22 oranında gerçekleşti. 2014 yılı Mart sonu itibariyle önceki<br />
yılın aynı döneminin % 80 üzerinde 363,5 milyon TL seviyesindeki<br />
konsolide Ebitda hacmine ulaşıldı. 131,9 milyon TL tutarındaki<br />
toplam, 132,8 milyon TL tutarındaki ana ortaklık payına<br />
düşen net kar oluştu.”<br />
Çimsa, ilk çeyrek...<br />
LG, 2014’ün<br />
ilk çeyrek sonuçları...<br />
LG Electronics ilk çeyrekte geçen<br />
yılın aynı dönemine oranla<br />
yüzde 319 daha fazla net kar<br />
elde ettiğini açıkladı. LG Ev<br />
Eğlencesi Bölümü’nde artan<br />
karlılığına bağlı olarak 2014’ün<br />
ilk çeyrek net karı 86.62 milyon<br />
dolara yükselirken faaliyet karı<br />
da 471.47 milyon dolar olarak<br />
bir önceki çeyrekle karşılaştırıldığında gözle görülür bir<br />
artış gösterdi. 2013’ün aynı dönemi ile karşılaştırıldığında,<br />
denetlenmemiş ilk çeyrek konsolide gelir yüzde 1.2<br />
artışla 13.35 milyar dolar olarak gerçekleşti.<br />
LG Ev Eğlencesi Bölümü, 2013’ün aynı dönemine oranla<br />
ilk çeyrekteki gelirini yüzde 3 oranındaki artışla 4.63<br />
milyar dolar olarak gerçekleştirdi. Geniş ekranlı TV’ler<br />
ve uygun ödeme koşullarına bağlı olarak yüksek satış<br />
oranı ile 224.79 milyon dolarlık faaliyet karı elde etti. LG<br />
yeni Ultra HD TV ve OLED TV ürün gamı ve farklı ekran<br />
seçenekleriyle gelirini ikinci çeyrekte daha da artırmayı<br />
hedefliyor.<br />
Genç girişimciler<br />
yarışması...<br />
40 yılı aşkın süredir Türk çimento sektörünün öncüsü<br />
olan Çimsa, 2014 yılı ilk çeyrek döneme ilişkin finansal<br />
sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Buna göre, geçen yılın<br />
aynı dönemine göre satış hasılatı %19 artarak 225 milyon<br />
TL’ye ulaşmıştır. Şirketin ilk çeyrek net dönem karı<br />
ise 36 milyon TL olarak gerçekleşti.<br />
Çimento sektörünün gelişimini sürdürdüğünü belirten<br />
Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, “Geçen<br />
yıl olduğu gibi 2014 yılının ilk çeyreğinde de ülke genelinde<br />
gerçekleştirilen büyük altyapı ve üstyapı projelerinin<br />
yanında kentsel dönüşüm projelerinin kısmi etkisiyle<br />
çimento tüketiminde artış devam etti. Çimsa olarak faaliyet<br />
gösterdiğimiz bölgelerde de önemli altyapı yatırımları<br />
var. Bu yatırımların önümüzdeki dönemde de devam<br />
etmesini bekliyoruz.<br />
40 ülkeden 10 bine yakın üyesi bulunan global girişimcilik<br />
ağı Entrepreneurs’ Organization (EO), Türkiye şubesiyle de<br />
girişimcilik iklimini geliştirmeye yönelik çalışmalarına devam<br />
ediyor. Araştırmalara göre Türkiye girişimcilik beklentisi konusunda<br />
dünyanın gerisinde kalsa da, EO Türkiye Başkanı Can<br />
Bayraktar, çözümün gençlerin girişimciliğe yönlendirilmesi olduğunu<br />
söylüyor ve hatırlatıyor: “Erken evredeki öğrenci girişimcilere<br />
yönelik dünyadaki en önemli yarışma olarak kabul<br />
gören Global Student Entrepreneur Awards (GSEA)için son<br />
başvuru tarihi yaklaşıyor”. GSEA, lise, üniversite ve lisansüstü<br />
seviyesindeki öğrenci girişimcilere dünyanın 25 ülkesinden<br />
rakipleriyle bir araya gelme, medyada yer alma ve para ödülü<br />
kazanma fırsatı sunuyor. Yarışmanın Türkiye ayağı için son<br />
başvuru tarihi 30 Eylül. Washington DC’deki finallerde verilecek<br />
para ödülü ise 150 bin dolar.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5
Kısa Kısa<br />
Intel, sosyal medyası<br />
annelere emanet…<br />
Intel Türkiye, bu yıl Anneler Günü’nde çok özel bir çalışmaya<br />
imza atarak bugünden itibaren 3 gün boyunca tüm sosyal<br />
medya hesaplarını annelerin kontrolüne bırakıyor. Bu dünyada<br />
her şeyimizi emanet ettiğimiz annelerimiz artık teknoloji<br />
dünyasında da bizim yanımızda. “Bir anne, bir teknoloji<br />
şirketinin sosyal medya sayfalarını yönetseydi nasıl olurdu?”<br />
fikrinden yola çıkan Intel Türkiye’nin Facebook ve Twitter<br />
sayfaları oldukça ilginç ve eğlenceli diyaloglara sahne olacak.<br />
Teknolojinin o kadar da anlaşılamaz bir şey olmadığını 3 gün<br />
boyunca bizlere gösterecek annelerimiz, Anneler Günü olan<br />
Pazar günü sayfayı yine sahiplerine yani çocuklarına devrediyor.<br />
Intel Türkiye, doğduğumuz andan itibaren bizi sonsuz<br />
sevgisiyle saran, en çok düşünen, en çok koruyup kollayan<br />
annelerimize gerçek dünyada olduğu kadar sanal alemde de<br />
yanımızda oldukları için teşekkür ediyor ve tüm annelerin Anneler<br />
Günü’nü böyle özel bir çalışma ile kutluyor.<br />
Kale banyolara değer<br />
kattı, Altın Çekül’ü aldı...<br />
Yapı-Endüstri<br />
Merkezi<br />
(YEM) tarafından bu yıl<br />
22. kez düzenlenen, Türk<br />
yapı sektörünün en önemli<br />
ödüllerinden Altın Çekül<br />
Yapı Ürün Ödülü 2014’e,<br />
bütünsel tasarım anlayışı<br />
ile kullanıcıların beğenisine<br />
hitap eden Kale layık<br />
görüldü. Yapı malzemesi<br />
alanında yeni teknoloji ve ürünleri destekleyerek sektörün<br />
gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan YEM’in düzenlediği,<br />
Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerden<br />
oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilen<br />
ürünler arasından, 2014 yılının en iyi ürünü “Kale-Smart Yıkama<br />
Sistemli Asma Klozet” ve “Asma Klozet Entegre Kolay<br />
Montaj Kiti”seçildi. Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan<br />
Sorumlu Başkan Yardımcısı Bahadır Kayan, Kale’nin, ‘Smart’<br />
felsefesi ile tasarladığı, tasarrufa yönelik, çevreci ürünlerle tüketicilere<br />
dost çözümler sunduğunu kaydetti.<br />
Boeing 2. Barış Kartalı<br />
Uçağını Teslim Etti...<br />
Boeing [NYSE: BA]<br />
Türkiye’nin savunma kabiliyetlerini<br />
daha da geliştirecek<br />
olan ikinci Barış<br />
Kartalı Havadan Erken<br />
Uyarı ve Kontrol uçağının<br />
(AEW&C) belirlenen takvime<br />
uygun şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bu hafta<br />
teslim etti.<br />
AEW&C uçağı, filonun ana kumanda merkezi olan Konya<br />
Hava Üssü’ne geldi. İlki 31 Ocak’ta teslim edimiş<br />
olan Barış Kartalı AEW&C uçağının üçüncüsü de bu yıl<br />
içinde teslim edilecek. Boeing, dördüncü uçağı ise 2015<br />
yılı programında teslim etmeyi planlıyor.<br />
Barış Kartalı Programı, dört uçağın yanı sıra, görev mürettebat<br />
eğitimi, görev desteği ve sistem bakımına yönelik<br />
yer destek birimlerini de içeriyor. Türk Havacılık ve<br />
Uzay Sanayii A.Ş. (TAI), Türk Hava Yolları, HAVELSAN<br />
VE MİKES programın kilit tedarikçilerini oluşturmaktadır.<br />
SABRE Ödülleri<br />
sahiplerini buldu...<br />
İletişim<br />
sektörünün<br />
uluslararası arenada en<br />
prestijli ödüllerinden sayılan<br />
10. SABRE Ödülleri sahiplerini<br />
buldu. Türkiye’nin en<br />
iyi iletişim danışmanlığı şirketi<br />
Bersay oldu.Sektörün farklı<br />
hizmet dallarını, bulunduğu coğrafyaya göre kategorilendirip<br />
araştıran ve elde edilen bulgulara göre puanlayan<br />
SABRE Ödülleri’nin EMEA (Avrupa, Orta Doğu<br />
ve Afrika) bölgesi birincileri açıklandı. Türkiye gelişen<br />
rekabetçi şartları ve büyüyen ekonomisiyle ülke kategorisinde<br />
ilk kez ödül kapsamında bağımsız olarak<br />
yer aldı. Bu yıl EMEA bölgesinde 10’uncu defa verilen,<br />
Türkiye kategorisinde ilk kez Bersay’ın ödüllendirildiği<br />
SABRE 2014 Ödülleri 20 Mayıs’ta dağıtılacak. Londra<br />
The Roundhouse’da gerçekleştirilecek görkemli törenle<br />
EMEA bölgesinde yılın iletişim danışmanı seçilen<br />
Bersay’a ödülü verilecek.<br />
6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Sustainable Brands İstanbul 2014...<br />
Sustainable<br />
Brands- Sürdürülebilir<br />
Markalar’<br />
konferanslar serisinin<br />
İstanbul<br />
ayağı, 28-29<br />
Mayıs tarihlerinde<br />
Swissotel<br />
The Bosphorus’ta<br />
gerçekleşiyor.<br />
İstanbul’da ikinci<br />
kez düzenlenen<br />
Sustainable<br />
Brands Istanbul<br />
2014’e yurt içi ve<br />
yurt dışından 65’in üzerinde konuşmacı katılıyor. Konferansta<br />
40’ı aşan oturum ve 3 workshop’la konuşmacılar<br />
ilham veren görüşlerini katılımcılarla paylaşıyor.<br />
Bu sene Yeniden Düşün, Yeniden Tasarla, Yeniden<br />
Yarat- Reimagine, Redesign, Regenerate teması ile<br />
marka, pazarlama, iletişim, inovasyon ve sürdürülebilirlik<br />
profesyonellerini buluşturan güçlü marka platformu<br />
Sustainable Brands İstanbul 2014, 28-29 Mayıs’ta Swissotel<br />
The Bosphorus’ta düzenleniyor. Değişen tüketici<br />
davranışları, marka değerlerini artıran yeni stratejiler,<br />
markalarda karlılığın değişen parametreleri, başarılı uygulamalar<br />
ve yenilikleri konuşulacağı Sustainable Brands<br />
İstanbul 2014’e 65’in üzerinde konuşmacı katılıyor. Konferansta<br />
2 gün süresince 40’ı aşan oturumların ve 3<br />
workshop’un yanı sıra bağımsız konuşmalar ve özel etkinlikler,<br />
ana ve paralel kulvarlarda gerçekleşecek. Sürdürülebilir<br />
Markalar Konferansları dünyanın çekim merkezleri<br />
olan San Diego, Londra, Rio de Janerio, Buenos Aires<br />
ve İstanbul’da düzenleniyor. Sustainable Brands Istanbul<br />
2014 ikinci yılında da global markalar ile güçlü Türk<br />
markalarını bir araya getiriyor.<br />
Konularında uzman moderatörlerin eşliğinde yapılacak<br />
atölye çalışmalarında katılımcılar beyin fırtınası yapma<br />
fırsatı buluyor, markaların başarısını artıracak yenilikçi<br />
araçlar ve yöntemler ortaya çıkıyor.<br />
17. West Anatolian Historic Rally...<br />
Klasik Otomobil Kulübü’nün uzun senelerdir organize<br />
ettiği ve bu sene 17.si düzenlenecek olan uluslararası<br />
nitelikteki “West Anatolian Historic Rally”, bu yıl 16-19<br />
Mayıs 2014 tarihlerinde Ege Bölgesi’nde düzenlenecek.<br />
Kuşadası-Söke-Torbalı-Selçuk etabında 2 gün boyunca<br />
sürecek 17. West Anatolian Historic Rally’e, her biri adeta<br />
birer sanat eseri değerinde yaklaşık 50 klasik otomobil<br />
katılacak.<br />
Shaia Hotels-Kuşadası Golf& Spa Resortsponsorluğunda<br />
gerçekleşecek olan ralli, ilk gün Kuşadası<br />
Golf&SpaResort’danstart alacak ve Selçuk taraflarında<br />
yapılacak. İkinci gün gene KuşadasıGolf&SpaResort’da<br />
nbaşlayacak 2. etap, Kuşadası ve Seferihisar arasında<br />
gerçekleşecek. Sabah 11:00’destart alacak olan rallinin<br />
finish’i ilk gün saat 19:00, ikinci gün saat 17:00 olacak.<br />
Yarışma sonuçları ve ödüller18 Mayıs gecesi düzenlenecek<br />
törenle sahiplerini bulacak.<br />
Kulüp yetkilileri bu yıl 19-20 Nisan’da düzenlenen ve rekor<br />
katılımın olduğu Bahar Rallisi gibi, bu yarışa da etkin<br />
bir katılım olacağını, Ege bölgesinde çok sayıda klasik<br />
otomobil tutkununun bulunduğunu ve bu kez İstanbul<br />
dışından da yoğun bir talep beklediklerini ifade ediyorlar.<br />
24 yıldır faaliyet gösteren Klasik Otomobil Kulübü amaçlarını<br />
şöyle açıklıyor. “Otomobillere, bilhassa döneminde<br />
belirli özelliklere sahip olan ve artık caddelerde pek rastlanamayan<br />
klasikleşmiş araçlara ilgi duyanları hedefliyoruz.<br />
Bunları korumak ve tekrar çalışır hale getirebilmek için<br />
uğraşı gösteren ve bu doğrultuda fikir alışverişinde bulunmak<br />
isteyen insanların bir araya gelmelerini sağlamak<br />
istiyoruz.”<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7
Yeni Ürünler<br />
Yeni Samsung Galaxy K zoom...<br />
4 farklı moduyla Yeni Acer...<br />
Acer Aspire Switch 10, kullanıcılara mobil iletişimin daha iyi<br />
bir yolunu sunan dört benzersiz moda sahiptir. Dizüstü bilgisayar,<br />
tablet, ekran ve çadır modlarıyla 2-in-1 dizüstü bilgisayar<br />
insanlara tek bir kullanım şeklini sunmak yerine kişilerin<br />
ürünü kullanmak istediği şekle adapte olabiliyor. Cihaz<br />
modlar arasında kolay geçiş ve mandalsız klavye yerleşimi<br />
için opsiyonel ilave depolama kapasiteleriyle birlikte manyetik<br />
bir çıkarılabilir Acer Snap Hinge tasarımı barındırıyor.<br />
Acer Aspire Switch 10, kullanıcılar nerede olursa olsunlar<br />
bir dokunuş daha bağlantıda olmalarına yardımcı olan ideal<br />
bir bilgisayardır. Ders çalışmak veya oyun oynamak isteyen<br />
gençlerden, hareket halindeyken çalışmak ve sosyal olarak<br />
bağlantıda kalmak için çok fonksiyonlu yöntemlere ihtiyaç<br />
duyan iş seyahatindeki kişilere kadar, Acer Aspire Switch 10<br />
dört farklı kullanım moduyla – dizüstü bilgisayar, tablet, ekran<br />
ve çadır – her ihtiyaca uyum sağlar.<br />
Acer Snap Hinge kullanıcıların bu dört mod arasında sorunsuzca<br />
geçiş yapabilmelerine izin verir. Mandalsız yerleşim<br />
için pazardaki diğer tüm dayanak menteşelerinden daha<br />
düzenli ve daha sorunsuz olan manyetik bir çıkarılabilir tasarıma<br />
sahip.<br />
Samsung Electronics, kamerasıyla öne çıkan yeni akıllı telefonu<br />
Galaxy K zoom’u tanıttı. Galaxy K zoom, gelişmiş dijital<br />
kamera teknolojisi ile Samsung’un Galaxy deneyimini bir<br />
araya getiriyor. Profesyonel kalitede görsel içerik üretme yeteneğine<br />
sahip, eğlenceli ve kullanımı kolay Galaxy K zoom;<br />
kolay çekim, gerçek ışık özellikleri gerçek optik zoom ve şık<br />
tasarımıyla kullanıcılara ihtiyaç duydukları mobil çözümleri<br />
sunuyor. Samsung Electronics Mobil İletişim Kıdemli Başkan<br />
Yardımcısı Sun Hong Lim Galaxy K zoom’u değerlendirerek<br />
şunları söyledi: “Galaxy K zoom; Samsung olarak,<br />
tüketicilerin çok farklı yapıdaki teknolojik taleplerini karşılama<br />
vizyonumuzu kanıtlıyor. Yeni Galaxy K zoom, kullanıcıların<br />
değer verdikleri önemli anları, kolayca ve inanılmaz<br />
netlikte görüntüleyip paylaşmalarını sağlıyor. Aynı zamanda,<br />
bir Galaxy akıllı telefonun rahatlığından ve sürekli bağlantı<br />
özelliklerinden yararlanarak ‘hepsi bir arada’ anlayışıyla bir<br />
mobil deneyim sunuyor” dedi.Optik zoom yapıldığında ve<br />
düşük ışık ortamlarında bile canlı ve net fotoğraf ve videolar<br />
(Full HD) çekebiliyor. Ayrıca cihazın Xenon flaşı, LED’lerden<br />
daha parlak bir ışık vererek görüntü kalitesini artırıyor ve doğal<br />
bir parlaklık veriyor.<br />
10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Yeni Ürünler<br />
Anneniz için Lenovo Yoga Tablet...<br />
Ashton Kutcher tarafından tasarlanan ve 18 saat pil ömrü ile<br />
prizlere veda etmemizi sağlayan Lenovo Yoga Tablet, anneler<br />
için ideal bir hediye seçeneği.<br />
Yoğun iş yaşamı, evin gündelik sıkıntıları, bir de çocukların<br />
bitmek bilmeyen istekleri… “Anneler her şeyin en güzelini<br />
hak eder” düşüncesinden yola çıkan Lenovo, bu yıl çok keyifli<br />
bir hediye seçeneği sunuyor. Kadınların hayran olduğu TV<br />
yıldızı Ashton Kutcher tarafından tasarlanan, şık, ergonomik<br />
ve trendlere uygun tasarımıyla göz dolduran Lenovo Yoga<br />
Tablet, farklı kullanım şekilleri ile de fark yaratıyor.<br />
Özel ayakçığı ile film ya da video izlerken dik şekilde, birşey<br />
yazarken de daha iyi bir görüntüleme açısı için yatay stand<br />
modunda kullanabileceği tabletin silindirik tutma kısmı ise el<br />
ergonomisine uygun olarak tasarlandığından daha rahat bir<br />
tutuş sağlıyor. Cihaz, kapalı modda elde tutulduğunda çok<br />
şık bir portföy çantayı andırdığından, annelerin ellerinden<br />
düşüremeyeceğini garanti ederiz.<br />
Yoga Tablet’i anneniz için bulunmaz yapan özellikleri bu kadar<br />
da değil. Opsiyonel klavyeye sahip cihaz, dokunmatik<br />
ekrana bir türlü ısınmayan annelerin de imdadına yetişiyor.<br />
Gümüş grisi rengi ve 8- 10 inç olmak üzere 2 ayrı versiyonuyla<br />
teknoloji mağazalarında satılan cihazın, rakiplerine kıyasla<br />
sağladığı fiyat avantajı da gözünüzden kaçmayacak.<br />
Yoga Tablet 8 inç - 599 TL<br />
Yoga Tablet 10 inç – 779 TL<br />
PlayStation®4, güncelleme...<br />
Sony Computer Entertainment Europe(SCEE)Play-<br />
Station®4 (PS4) oyun konsolunun, sosyal bağlantı<br />
seçeneklerini artıran ve oyun severlerin deneyimlerini daha<br />
anlamlı bir şekilde paylaşmasını daha da kolaylaştıran<br />
yeni özelliklere sahip sistem yazılımı güncellemesi sürüm<br />
1.70’i, 30 Nisan tarihinde yayınlayacağını açıkladı.<br />
PlayStation®Vita (PS Vita) sistem yazılımı da PS4 sistem<br />
yazılımı ile eşzamanlı olarak güncellenecek. Bu güncellemeler,<br />
birçoğu büyük bir heyecanla beklenen ve talep<br />
edilen çok sayıda yeni özellik ve iyileştirme sayesinde PS4<br />
sistemini daha da güçlendirecek.<br />
SCEE Pazarlama Direktörü Isabelle Tomatis, güncellemeyle<br />
ilgili olarak“Daha şimdiden dünya çapında 7 milyonu<br />
aşkın oyun severin yer aldığı bir topluluk oluşturan PS4’ün<br />
başarısından büyük bir gurur duyuyoruz. Başarımızın<br />
merkezinde, oyun severlerin hep yanında olmak yatıyor ve<br />
bu güncelleme de bunun çok güzel bir örneğini oluşturuyor.<br />
Topluluğumuzun sesine kulak vererek en çok beklenen ve<br />
talep edilen özellikleri sunduk. En çok sosyal bağlantıya<br />
sahip oyun konsolu olmak bizim için çok önemli” şeklinde<br />
konuştu.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />
Star gazetesi yazı işleri müdürlerinden Doğan Ertuğrul’un yayın<br />
ile yolları ayrıldı.<br />
Türkiye gazetesinde editör olarak görev yapan Adem Orhan<br />
gazeteden ayrıldı.<br />
Marie Claire dergisi genel yayın yönetmeni Ferhan İstanbullu<br />
Tuna görevinden ayrıldı, yerine Hande Tokmak getirildi.<br />
Marie Claire dergisinin yazı işleri müdürü Damla Gökdel editöryel<br />
direktörlük görevine geçti, derginin yazı işleri müdürlüğü<br />
kadrosuna şu an kimse atanmadı.<br />
Women’s Health dergisinde yazı işleri müdürlüğü görevini yürüten<br />
Sibel Yeşilçay, derginin genel yayın yönetmeni oldu.<br />
Habertürk gazetesi genel yayın yönetmenliği görevinden istifa<br />
eden Fatih Altaylı gazetedeki köşe yazarlığı görevine devam<br />
edecek.<br />
Sabah gazetesi Roma temsilcisi Yasemin Yalçın’ın yayın ile<br />
ilişiği kesildi.<br />
Star gazetesi yeni yayın koordinatörü Nuh Albayrak oldu.<br />
Atilla Akar Yurt gazetesi köşe yazarlığı görevinden ayrıldı.<br />
Habertürk gazetesi genel yayın yönetmenliği görevine Selçuk<br />
Tepeli atandı.<br />
Leyla İpekçi, Yeni Şafak gazetesinde Salı ve Cuma günleri yazılarını<br />
okurlarıyla buluşturacak.<br />
Platin dergisi haber müdürü Füsun Akay’ın yayın ile yolları<br />
ayrıldı. Akay, Eko IQ dergisinde haber müdürü olarak göreve<br />
başladı.<br />
Daha önceleri haberturk.com’un genel yayın yönetmeni yardımcılığı<br />
görevini yürüten Kürşat Oğuz<br />
ana gazetede yazı işleri müdürü oldu.<br />
Oğuz, bu görevi Emre Ergül ile birlikte<br />
yürütecek.<br />
Türkiye gazetesi yazı işleri müdürü Yücel<br />
Koç, haber müdürü Ercan Seki ve fotoğraf<br />
editörü Güliz Vural görevlerinden<br />
ayrıldılar. Gazetenin haberlerden sorumlu<br />
yazı işleri müdürlüğü görevine Sadık<br />
Söztutan, haber müdürlüğü görevine<br />
ise vekâleten Kazım Çeliker getirildi.<br />
Vatan gazetesi Washington temsilcisi İlhan<br />
Tanır yayın ile yollarını ayırdı.<br />
Aysun Öz, Habertürk gazetesi hafta<br />
sonu ekleri yönetmeni oldu.<br />
Sabah gazetesi köşe yazarı Süleyman<br />
Yaşar’ın yayın ile ilişiği kesildi.<br />
Akşam gazetesinde köşe yazarı olarak görev yapan Fikret<br />
Aydemir’in yayın ile yolları ayrıldı.<br />
Akşam gazetesi yazılarını yurt dışından kaleme alan köşe yazarı<br />
Fikret Aydemir’in yayın ile yolları ayrıldı.<br />
Mag dergisi halkla ilişkiler sorumlusu Seçil Özer görevinden<br />
ayrıldı, yerine Dilara Ertürk getirildi.<br />
Sabah gazetesinden ayrılan Süleyman Yaşar bundan böyle<br />
Taraf gazetesinde yazacak.<br />
Eren Erdem Karşı gazetesindeki genel yayın yönetmenliği<br />
görevinden ayrıldı, kendisinin görevini bundan böyle Kutlu<br />
Esendemir yürütecek. Erdem, gazetedeki yazılarına devam<br />
edecek.<br />
Karşı gazetesi insan kaynakları müdürü Deniz Çelik ve reklam<br />
müdürü Saynur Okuroğlu görevlerinden ayrıldılar.<br />
Yurt ve Bağımsız gazetelerinin Medya Grup Başkanı Tuncay<br />
Mollaveisoğlu’nun yayın ile yolları ayrıldı, yerine Merdan Yanardağ<br />
geçti.<br />
Akşam gazetesi köşe yazarı Fikri Akyüz’ün yayın ile yolları<br />
ayrıldı.<br />
Sol gazetesi genel yayın yönetmeni Kemal Okuyan görevinden<br />
ayrıldı, kendisinin yerine Aydemir Güler geçti.<br />
Salih Zengin, Sabah gazetesi hafta sonu eklerinde muhabir<br />
olarak göreve başladı.<br />
Ivana Sert bundan böyle Milliyet Televizyon ekinde ünlülerin<br />
kıyafetlerini yorumlayacak.<br />
Türkiye gazetesinde ekonomi müdürü olarak görev yapan İbrahim<br />
Kahveci’nin yayın ile ilişiği kesildi.<br />
Cüneyt Başaran, bundan böyle Çarşamba ve Cumartesi günleri<br />
ekonomi yazılarıyla Habertürk gazetesinde.<br />
Habertürk TV’de haber spikerliği, muhabirlik ve editörlük yapan<br />
Sorel Dağıstanlı Habertürk gazetesine geçti.<br />
İnci Hekimoğlu, Yurt gazetesi köşe yazarlığı görevinden ayrıldı.<br />
Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />
TGRT Haber reklam grup başkanı Mine Akdağ’ın yayın ile yolları<br />
ayrıldı. Kendisinin yerine, Tuğba Gençay getirildi.<br />
TRT Haber’de günlük haber sunan Mustafa Alcan’ın yayın ile<br />
ilişiği kesildi.<br />
TV 8’in yeni reklam genel müdürü Emre Taylar oldu.<br />
BJK TV’de genel yayın yönetmenliği görevinden ayrılan Tuğrul<br />
Yenidoğan’ın yerine Fuat Çağlar getirildi. Ayrıca TV’de haber<br />
müdürlüğü görevini ise Hakan Gündoğar üstlendi.<br />
Arzu Eğmir, TV 8’de dramalar direktörü olarak göreve başladı.<br />
Flash TV ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Ne Çıkarsa<br />
Bahtına programının sunucusu Sinem Yıldız’ ın yayın ile<br />
yolları ayrıldı, programı bunda böyle Hülya Bozkaya sunacak.<br />
Kanal A’da Ankara haber editörü olan Selahattin Serçe’nin,<br />
İstanbul haber müdürü Hüdaverdi Yıldırım’nin ve İstanbul temsilcisi<br />
olarak görev yapan Bedrettin Uğur’un kanal ile yolları<br />
ayrıldı.<br />
Erkan Dede, Beyaz TV İstanbul şubesi teknik müdürü oldu.<br />
A Haber’de yapımcı ve sunucu olarak görev<br />
yapan Selin Ongun’un yayın ile yolları ayrıldı.<br />
Elektronik Basında Görev Değişiklikleri<br />
www.tg.com.tr’nin haber müdürlüğü görevini<br />
yürüten Oğuzhan Müezzino’nun yayın ile<br />
yolları ayrıldı. Müezzino’nun yerine haber sitesinde<br />
editör olarak görev yapan Kadir Sönmez<br />
getirildi.<br />
Mevlüt Yeni, her Pazartesi online turizm gazetesi<br />
Turizmde Bu Sabah’ta yazacak.<br />
gazetevatan.com’da genel yayın yönetmenliği<br />
yapan Nilay Örnek’in yayın ile yolları ayrıldı.<br />
Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />
“Cem Ceminay Morning Show” hafta içi her<br />
gün 06:00 – 09:00 saatleri arasında bundan<br />
böyle Radyo Viva’da.<br />
Ulusal yayın yapan Kanaltürk’ün lisansı iptal edildi. Kanal bundan<br />
böyle tüm Türkiye’de değil, sadece Marmara bölgesinde<br />
izlenebilecek.<br />
Türkiye Gazeticiler Cemiyeti üyesi ve daha önceleri Son Saat,<br />
Zaman, Hizmet gibi gazetelerde görev yapan Selçuk Emre hayatını<br />
kaybetti.<br />
1980’li yıllarda AP (Associated Press)’in Türkiye muhabirliğini<br />
yapan Vedat Tayyar Erdamar yaşamını yitirdi.<br />
Kanal D’nin başrollerini Burak Özçivit ve Fahriye Evcen’in paylaştıkları<br />
“Çalıkuşu” dizisi bundan böyle Perşembe akşamları<br />
saat 20:00’de ekranlara gelecek.<br />
Yapımcılığını Barakuda Film’in üstlendiği Kanal D dizisi ‘Boynu<br />
Bükükler’ dizisi bundan sonra Cumartesi akşamları saat<br />
23:15’te yayınlanacak.<br />
Daha önceleri farklı sunucular ve kanallarla ekrana gelen ‘Bir<br />
Milyon Canlı Para’ programı yeni kanalında Mesut Yar’ın sunumuyla<br />
Pazartesi akşamları saat 20:00’de Kanal D’de.<br />
Otomotiv ve motor sporları programı ‘8. Etap’ artık her Pazar<br />
saat 13:10’da Kanal 24 ekranlarında olacak.<br />
Kanal D’de yayınlanan Çalıkuşu dizisi bundan böyle Cumartesi<br />
akşamları 23:00’de ekranlarda olacak.<br />
Star TV ekranlarında yayınlanan Kurt Seyit ve Şura dizisinin<br />
ismi yayın saati değişti. Dizi bundan böyle Kurt Seyit ve Şura<br />
İstanbul adıyla 21:30’da izleyicileriyle buluşacak.<br />
12 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Medya Dünyası<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13
Sanal mecra en
Röportaj<br />
gellenebilir mi?...<br />
eNroll Web Çözümleri Yönetici Ortağı<br />
Akgün Yardımcı<br />
Tüm erişimi engellemenin sanırım tek yolu ülkenin yurt dışı<br />
Internet çıkışını tamamen kapatmak diyebiliriz.<br />
Yani bırakın Youtube ya da Twitter’ı Gmail, Yahoo gibi yabancı<br />
çeşitli hizmetleri, yurt dışında barındırılan tüm<br />
Türk web sitelerinin de erişimini kapatmanız,<br />
Türkiye’den dünyaya giden ya da gelen tüm trafiği<br />
tamamen engelliyor olmak gerekli.<br />
Röportaj Elvin Ekşioğlu elvineksioglu@gmail.com<br />
- Sanal mecralarda gerçekten tüm - Erişim engelinden DNS, VPN ayarlarını<br />
erişim engellenebilir mi?<br />
kullanarak kurtulmak istenir-<br />
Tüm erişimi engellemenin sanırım tek ken ne gibi kayıplarımız oluyor?<br />
yolu ülkenin yurt dışı Internet çıkışını DNS basitçe, girmek istediğimiz sitenin<br />
tamamen kapatmak diyebiliriz. Yani açık adresini (aslen ip adresini) o mahalleyi<br />
bırakın Youtube ya da Twitter’ı Gmail,<br />
iyi bilen bir postacıya sormak<br />
Yahoo gibi yabancı çeşitli hizmetleri, gibi diyebiliriz. DNS sunucusunu değiştirmek<br />
yurt dışında barındırılan tüm Türk web<br />
ise; bize yanıt vermeyen ya da<br />
sitelerinin de erişimini kapatmanız, doğru adresi göstermeyen bir postacı<br />
Türkiye’den dünyaya giden ya da gelen olduğunda da postacıyı değiştirip başka<br />
tüm trafiği tamamen engelliyor olmak<br />
bir postacıya adres sormak diyebi-<br />
gerekli. Bir başka deyişle; sosyal ağlara<br />
liriz. O mahalledeki daha önceden se-<br />
ya da belirli sitelere erişimi ciddi nelerce bildiğimiz postacı yerine başka<br />
anlamda engelleyebilmek için yurtdışından<br />
mahalledeki bir postacıya sormanın<br />
hizmet veren VPN servislerine çok büyük bir maliyeti yok ama ufak<br />
erişimi de engellemek, bunu yapabilmek<br />
da olsa bu gidip gelmekten ötürü ek bir<br />
için de Türkiye’yi internetten tama-<br />
maliyet oluşturuyor.<br />
men koparmak gerekli.<br />
VPN yani sanal özel ağlarda ise durum<br />
Böyle bir durumda bile uydular üzerinden<br />
çok daha farklı. Bir kullanıcı Internet<br />
kısmi de olsa erişim imkânı devam üzerindeki veri trafiğini, gezintisini ta-<br />
edecektir.<br />
mamen yurt dışı kaynaklı bir VPN servisini<br />
Tabii böle bir durumu, böyle bir uygulamayı<br />
kullanarak yaptığında, gezindiği<br />
Türkiye’den de hiç kimsenin tüm içerik tüm sayfalara aslında yurt<br />
tasvip edeceğini, hiçbir yöneticinin de dışından erişmiş oluyor. Bu durum da<br />
uygun bulup aklına dahi getireceğini tüm bu veri trafiği için yurt dışına çıkmayı<br />
sanmam.<br />
ve dolayısıyla ülkeye ek bir maliyet<br />
oluşmasına sebep oluyor. Bunu basitçe<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /15
Röportaj<br />
şöyle örnekleyebiliriz; cep telefonu için<br />
kullandığınız ya da evde işte kullandığınız<br />
internet servis sağlayıcınız size aylık<br />
bir trafik limiti tanımlıyor, siz bu trafiğin<br />
üstünde bir trafik oluşturduğunuzda<br />
yani örneğin 5 GB lık kotanızı filmleri<br />
izleyerek doldurduğunuz ve geçtiğinizde<br />
ek bir bedel ödemek durumunda kalıyorsunuz.<br />
Servis sağlayıcınızın yani<br />
İnternet’e erişmek için para ödediğiniz<br />
kurumun bunu yapması doğal çünkü<br />
benzeri bir durum da onun için geçerli.<br />
Servis sağlayıcınızın maliyetleri içinde<br />
oluşan trafiğin önemli bir yeri var.<br />
Bir başka deyişle, İstanbul’da yaşayan<br />
bir kullanıcı ABD’deki bir VPN servisini<br />
kullanarak sunucuları Türkiye’de olan<br />
bir siteye eriştiğinde, kullanıcının erişmek<br />
istediği tüm içerik önce ABD’ye<br />
gidiyor sonra tekrar Türkiye’ye geri geliyor.<br />
Ülke olarak da biz bu gidip gelen ek<br />
veri trafiği için de altyapımıza yatırım<br />
yapmak ve ek maliyetler üstlenmek zorunda<br />
kalıyoruz.<br />
Bu ülke açısından maliyet konusunun<br />
16 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Ülke olarak da biz bu gidip<br />
gelen ek veri trafiği için de<br />
altyapımıza yatırım<br />
yapmak ve ek maliyetler<br />
üstlenmek zorunda kalıyoruz.<br />
yanı sıra kullanıcıların veri güvenliği<br />
konusu da var göz ardı edilmemesi<br />
gereken. VPN servisleri kullanırken,<br />
kendi rüştünü ispat etmiş ve mümkünse<br />
ücretli servisleri kullanmak güvenlik<br />
açısından daha doğru olur. Bilgisayarınızdan,<br />
telefonunuzdan ya da tabletinizden<br />
VPN ile İnternet’i gezindiğinizde<br />
tüm trafiğiniz size VPN servisini sağlayan<br />
kurumun eline geçiyor. Dolayısıyla<br />
girdiğiniz her bir site, açtığınız her sayfa,<br />
gönderdiğiniz her bilgi size bu sanal<br />
özel ağ servisini (VPN) sağlayan kuruluş<br />
tarafından görüntülenebilir.<br />
- 2014 İnternet yasasına rağmen neden<br />
YouTube ve Twitter engellendi?<br />
5651 sayılı yasa aslında zaten bir süredir<br />
yürürlükte idi ancak kısa bir süre<br />
önce ciddi değişikliklere uğradı. Bu<br />
değişiklikler arasında en önemlilerden<br />
biri Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında<br />
başkana ihtiyati tedbir alma<br />
yetkisinin verilmesi idi. Zaten çok tartışılan<br />
konuların başında bu yer alıyor.<br />
Önemli bir diğer değişiklik de içerik<br />
yüzünden tüm sitenin kapanması yerine<br />
sitenin içindeki adreslere bölümlere<br />
erişimin kısıtlanabilmesi yönünde<br />
yapılan düzenleme. Bu düzenleme ile<br />
örneğin Twitter.com adresine erişimi
Röportaj<br />
tamamen kapatmak yerine, mahkemece<br />
ya da TİB başkanı tarafından Twitter.com<br />
altındaki bir adrese ya da adreslere<br />
erişim kısıtlanabiliyor. Eğer TİB<br />
başkanının ihtiyati tedbir kararı sonucu<br />
erişim engellenirse, bu durumda da 48<br />
saat içinde mahkeme tarafından bir<br />
karar alınması gerekiyor, bir karar söz<br />
konusu olmaz ise tedbir kararı tekrar<br />
kalkıyor.<br />
İnternet kullanımı ya da İnternette kişilik<br />
haklarını zedeleyecek içeriğin engellenmesi<br />
için düzenlemeler olması<br />
kesinlikle gerekli. Ancak mevcut yasal<br />
düzenlemenin iyileştirilmesi gereken<br />
çok tarafı var.<br />
Son dönemde olan uygulama ise biraz<br />
farklı oldu. Çeşitli mahkemelerin farklı<br />
hesaplar farklı içerikler nedeniyle,<br />
hesapların kapatılması yönünde aldığı<br />
kararları ilgili ağlara, sitelere tebliğ<br />
edememesi ya da bu kararların uygulanmaması<br />
nedeniyle ihtiyaten sitelerin<br />
erişimi engellendi. Sadece ilgili içerikler<br />
Twitter Türkiye’de doğrudan<br />
reklam satışını kendisi<br />
yapmıyor. Türkiye’de twitter’da<br />
reklam yayınlamak istediğinizde<br />
muhatabınız bir Türk şirketi<br />
ve tabii bu şirket de ülkemiz<br />
yasalarına göre hareket<br />
ediyor, faturasını kesiyor<br />
vergisini ödüyor.<br />
yapılabilirdi ama nedense böyle bir yol<br />
izlendi. Özetle engelleme hukuki değil<br />
idari bir karar idi. Sağlıklı bir hızlı çalışan<br />
bir adli sistemde bu kararların bu<br />
konularda da bilgi sahibi nöbetçi hakimler<br />
tarafında verilebilir olması belki çok<br />
daha etkili olacaktır.<br />
- Vergi ve şube açma konusu var bir<br />
de gündemde?<br />
Burada aslında bir konuya da açıklık<br />
getirmek gerekli. Twitter Türkiye’de<br />
doğrudan reklam satışını kendisi yapmıyor.<br />
2013 başından bu yana reklam<br />
satışları için anlaştığı bir şirket var.<br />
Türkiye’de twitter’da reklam yayınlamak<br />
istediğinizde muhatabınız bu şirket<br />
ve tabii bu şirket de ülkemiz yasalarına<br />
göre hareket ediyor, faturasını<br />
kesiyor vergisini ödüyor. Yani Twitter<br />
a zaten doğrudan reklam veremiyorsunuz<br />
ve size hizmeti sağlayan şirket<br />
Türkiye Cumhuriyetinde kurulmuş ve<br />
TC yasalarına göre işlem yapan, vergi<br />
ödeyen İstanbul merkezli bir işletme.<br />
Şube açma konusuna gelince, dünyadaki<br />
her web sitesi sahibi kurumun<br />
Türkiye’de şube açması mümkün ve<br />
anlamlı değil. Bununla beraber ülkemizden<br />
gelir elde eden bu ölçekteki<br />
yabancı bir işletmenin şubesi olmasa<br />
da belki bir temsilcisinin olması pek<br />
çok problemi ortadan kaldırır. Örneğin<br />
reklam satışlarını ülkemizdeki bir işletmeye<br />
verebildikleri gibi, reklam dışı<br />
konular için de bir temsilci çok faydalı<br />
olacaktır.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 17
Köşe<br />
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
(<br />
kelebeğin<br />
fırtınası)<br />
Sen neyin peşindesin?...<br />
Türk Hava Yolları’nın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />
Bayramı’nda yayına giren yeni reklam filmi milyonların<br />
beğenisini kazandı.THY'nin bu filmi şimdiye kadar<br />
yayınlanan filmlerinden çok farklı. Sıcacık gülümsemeleri<br />
ve içten davranışlarıyla sempati toplayan minik oyuncuları<br />
hepimizi etkilemeyi başardı. Uçakları çok seven 4 köylü<br />
çocuğun kendi köylerine de uçak gelmesini hayal etmesi<br />
ve bunun için düğünden çaldıkları lambalarla köydeki<br />
toprak yolu piste dönüştürme çabaları çok sevimli. Hele<br />
bir de "çok istersek geler belki" yok mu, her izlediğimde<br />
''canııııımm'' diyorum ve yüzümde kocaman bir<br />
gülümseme oluşuyor. Bunların hepsi iyi güzel ama, işte o<br />
''ama'' bölümü işin sinir bozucu tarafı.<br />
Başka bir açıdan baktığınız zaman reklamın ana teması<br />
THY uçuşları değil, havalimanı olup olmaması. Hükümetin<br />
bütün seçim kampanyası boyunca İstanbul'da 3. havaalanı<br />
yapımı ile ilgili propagandası bu reklamla devam ediyor<br />
gibi görünüyor. Bu açıdan bakınca da o güzelim sıcacık<br />
duygular insanın yüzünde donup kalıyor. Neyse biz yine<br />
canımızı sıkmayalım, filme dönelim. Iğdır Havaalanının<br />
açılışını konu alan film, Antalya'nın Korkuteli ilçesine bağlı<br />
İmecik Köyü'nde çekilmiş. Filmin kahramanları, ilkokul<br />
öğrencileri Oğuzhan Yavuz, Elvan Büyükkursak, Nihat<br />
Küçükkursak ve Kerim Ardıç yönetmen Bahadır Karataş’ın<br />
köye gerçekleştirdiği ziyaretle keşfedilmiş. Birkaç<br />
deneme çekiminin ardından performansları beğenilen<br />
İmecik köyünün 4 çocuk yıldızı, hayatları boyunca<br />
unutamayacakları çok güzel bir deneyim yaşamışlar.<br />
Bisiklet, tablet bilgisayar, ayakkabı ve giyeceğin yanında<br />
ailelerine 1250 lira para verilen çocuklar, uçağa da ilk<br />
kez çekimler için İstanbul’a geldiklerinde binmişler. Hepsi<br />
birbirinden yetenekli çocuklardan, uçak başının üstünden<br />
yere doğru süzülürken asker selamı çakan Kerim Ardıç<br />
benim favorim :)<br />
Çocuk yıldızlar süper, yaratıcı ekip çok güzel bir iş<br />
çıkarmış, yapım da çok başarılı. Emeği geçen herkesi<br />
alkışlıyorum.<br />
Diğer dikkatimi çeken reklam ''Nudo'na su ko''.<br />
İsmi çok güzel düşünülmüş, Japonca gibi, sevimli ve<br />
komik olmuş. Ama sattıkları ne tam anlamadım. Kıvırcık<br />
şehriye diyor; sulu, çorbamsı, makarnamsı bişey. Reklam<br />
filmindeki oyuncu önce çatalla yiyip, sonra suyunu içiyor<br />
falan. Aman ne bileyim sulu sepken neydüğü belirsiz<br />
bişey gibi geldi bana. Merak edip web sitesinden ürünü<br />
inceledim. Sitedeki fotoğraflarında sulu falan değil,<br />
makarna kıvamında gibi duruyor. Alıp denemek lazım.<br />
Ama açıkca söyleyeyim, internet sitesinden bakmasaydım,<br />
denemek bile istemezdim. Reklam hoş, ama satışa<br />
yönlendirmede etkisi nedir görmek lazım.<br />
Yaz sezonu yaklaşırken dondurma reklamları haz kazandı<br />
yani pardon hız kazandı diyecektim :)<br />
Algida'nın sürekli cinsellik çağrıştıran haz peşindeysen<br />
reklam filmlerine Panda dondurma çok güzel bir gönderme<br />
yapmış. Algida olayın dozunu giitkçe artırdığı için artık<br />
mahalle bakkalından Magnum isteyemez hale geldik.<br />
Düşünsenize adam kalkıp ''ooo neyin peşindesin sen'' diye<br />
bıyık altından gülse ne cevap vereceğiz. ''haz peşindeyim''<br />
mi diyelim yani. Alt tarafı dondurma ya, nedir öyle ayılıp<br />
bayılmalar, göz süzmeler, uzaklara bakmalar falan. Panda<br />
pek çoğumuzun düşüncesini dile getirip bu saçmalıkları<br />
anlatan bir reklam çekmiş. Sosyal medyanın ilgisini çeken<br />
paylaşım rekorları kıran filmde olaydaki abartılı unsurların<br />
hepsiyle dalga geçiliyor. Dondurmadaki bu furya son<br />
zamanlarda çikolata reklamlarına da sıçramıştı. Çikolata<br />
yerken kendinden geçen, hayallere dalan, ya da ordan<br />
oraya hoplayıp zıplayan insanları gördükçe fenalık geliyor<br />
artık içime :)<br />
Son olarak Elidor'un canlandırıcı kuru şampuan<br />
reklamından bahsetmek istiyorum. Susuz yaz<br />
kapımızdayken, kuru şampuan ürünü çok tutacak gibi<br />
görünüyor :) Film çok ışıltılı, çok pırıltılı, pozitif enerji veren<br />
bir reklam olmuş. Saçınızı yıkayacak vaktiniz yoksa saç<br />
spreyi gibi saçınıza sıkıp birkaç dakika diplere masaj<br />
yapıyorsunuz. Hoooop pıspırıl havalı saçlar geri geliyor :)<br />
Vaat çok iddialı, alıp denemek lazım.<br />
Bu sayıdaki yazım her zaman bizim için en iyisini yapmaya<br />
çalışan, fedakar, canım annem için. Anneler günün kutlu<br />
olsun tatlı şukufem benim :)<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 19
Reklam Dünyası<br />
Burn’den,Futbol Dolu Bir Uygulama...<br />
renklerine bürünen uygulamada, kullanıcının girdiği bilgiler<br />
doğrultusunda kişiselleştirilmiş bir video hazırlanıyor. Binlerce<br />
taraftarın enerjisiyle hazırlanan videolar, kullanıcıların<br />
gönül verdikleri renklere desteklerini göstermelerini sağlıyor.<br />
Uygulamaya apps.facebook.com/bugunogun adresinden ve<br />
Burn Energy Drink Facebook sayfasından ulaşabilir<br />
https://www.facebook.com/BurnEnergy?ref=br_tf<br />
videonuzu paylaşabilirsiniz.<br />
Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Kulüpleri için özel<br />
ambalaj tasarımlarını satışa sunan Burn, binlerce taraftarın<br />
enerjisiyle hazırlanan reklam filminden yola çıkarak yeni bir<br />
Facebook uygulaması oluşturdu. Kullanıcıların mevcut reklam<br />
filmini kendi fotoğraflarıyla kişiselleştirebildiği videoda,<br />
maç günü evden stada gidene kadar yaşanılanlar yansıtılıyor.<br />
Kullanıcılar uygulamaya girdiklerinde, öncelikle taraftarı<br />
oldukları takımı seçiyor. O andan itibaren seçilen takımın<br />
Nike, #riskeverything 2014...<br />
Nike, #riskeverything 2014 futbol kampanyasının ikinci bölümü<br />
‘Kazanan Kalır’ı yayına soktu. İkinci reklam filminde<br />
ilk bölümün kahramanları Cristiano Ronaldo, Neymar Jr. ve<br />
Wayne Rooney’ın yanı sıra Zlatan Ibrahimovic, Eden Hazard,<br />
Andrea Pirlo, Gonzalo Higuain, Gerard Pique, Andrés<br />
Iniesta, Mario Gotze, Thiago Silva, Thibaut Courtois, Tim<br />
Howard ve David Luiz gibi ünlü futbolcular da yer aldı. Kobe<br />
Bryant, Jon Jones, Anderson Silva, Irina Shayk ve Yeşil<br />
Dev’in de aralarında bulunduğu diğer sporcular ve özel konukların<br />
da yer aldığı reklam filmi, iki takım arkadaşının bir<br />
parkta ‘Kazanan Kalır’ oyunundaki mücadelesi ile başlıyor.<br />
Mücadelenin başlamasından ve bahislerin açılmasından hemen<br />
sonra biri ‘Ben Cristiano Ronaldo’yum’ diyor ve rakibi de<br />
o halde kendisinin Neymar olacağını söylüyor.<br />
İster dünyanın en iyi oyuncusu olsun ister Brezilya’da sokaklarda<br />
oynayanlar olsun tüm futbolseverleri oyuna tutkuyla<br />
bağladıklarını söyleyen Nike Pazarlama Kurulu Başkanı Davide<br />
Grasso, ‘Kazanan Kalır’ın her genç oyuncunun arkadaşlarıyla<br />
arasındaki rekabeti öğrenmesini, kahramanı olan<br />
oyuncuyla oynama veya onun gibi olmaya çalışma deneyimlerini<br />
anlattığını belirtti. Davide Grasso, şöyle devam etti:<br />
“Korkusuz, heyecanlı ve eğlenceli oyuna inanıyoruz ve işte<br />
bu da bizim benimsemek istediğimiz bakış açısı. Nike oyuncuları<br />
uçlarda oynuyor; çünkü bir şeyi benzersiz ve sıra dışı<br />
kılmak için doğru zamanı biliyor. Biz oyunları bu dakikalar<br />
için izliyoruz, bunlar bize kendi oyunumuzu yaratmada ilham<br />
verici oluyor. İşte ‘Her Şeyi Ortaya Koy’ bu demek oluyor.<br />
Eğer o riskleri almaya hazırsan, ne yapabileceğinin söylenmesine<br />
ihtiyaç yoktur.”<br />
20 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
Vogue Eyewear yeni yüzü Ece Sükan...<br />
İtalyan gözlük markası Vogue Eyewear Ece Sükan’ın, Türkiye’deki<br />
yeni marka yüzü olduğunu duyurdu. Luxottica Türkiye<br />
Ülke Müdürü İlker Mat, Luxottica Türkiye Pazarlama<br />
Müdürü Ömer Altıkardeşler ve Ece Sükan’ın yer aldığı yeni<br />
sezon reklam filmi çekiminden kareler de ilk defa basına<br />
gösterildi. Vogue Eyewear Global Marka Direktörü Mariavittoria<br />
Di Stasi ve Luxottica Türkiye Ülke Müdürü İlker Mat, bu<br />
anlaşmadan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. “Vogue<br />
Eyewear markası ile bu yıl dünyada bir ilki gerçekleştirerek<br />
Türkiye’deki lokal marka yüzümüz olarak Ece Sükan ile anlaştık.<br />
Ece Sükan yapmış olduğu her işte son derece başarılı<br />
olmuş, stil sahibi bir profesyonel. Onun moda dünyasındaki<br />
bu duruşu, Vogue Eyewear marka değerleri ile tamamen örtüşüyor.<br />
Ece Sükan’ı, bu işbirliği kapsamında Vogue Eyewear<br />
ile yan yana görmekten çok mutluyuz.” dedi.<br />
Ece Sükan ise şunları söyledi: “Vogue Eyewear markası ile<br />
çalışmak oldukça heyecan verici ve bu işbirliğinden keyif<br />
aldığımı belirtmeliyim. Reklam çekimlerinde benim de tanıttığım<br />
koleksiyon oldukça stil sahibi, bir o kadar da renkli.<br />
Umuyorum ki herkes koleksiyonu en az benim kadar beğenir.”<br />
Gillette ve McLaren Mercedes,<br />
Yeni Pazarlama Kampanyası...<br />
P&G’nin lider erkek bakım markası Gillette, F1 tarihinin<br />
en saygın ve başarılı ekiplerinden McLaren Mercedes ile<br />
sürdürdüğü işbirliğini 2014 yılında da güçlendiriyor. İki<br />
marka, “kusursuzluk teknolojisi” odaklı yenilikçi bir pazarlama<br />
kampanyası ile kullanıcılarının karşısına çıkmaya<br />
hazırlanıyor.<br />
Avrupa, Orta doğu ve Afrika’yı kapsayan bu kampanya,<br />
Gillette ve McLaren’ın ileriye dönük ve sürekli yenilenmeyi<br />
hedefleyen kusursuzluk teknolojisi anlayışıyla teknolojinin<br />
sınırlarını zorlamasından ilham alıyor. Erkek bakımında<br />
ileri teknoloji konusunda uzman Gillette’in, McLaren Mercedes<br />
F1 sürücüleri Jenson Button ve Kevin Magnussen’in<br />
yer alacağı pazarlama kampanyası; televizyon, dijital<br />
platformlar ve mağaza içi promosyon çalışmalarını kapsayacak.<br />
Yeni kampanya için büyük heyecan duyduklarını belirten<br />
Gillette Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Tıraş Bakımı Başkan<br />
Yardımcısı Hossam Ashour “Gillette’in erkeklerin kendilerini<br />
iyi hissetmelerini ve gerçekten iyi olmalarını sağlamak<br />
konusunda zengin bir birikimi var. Bu değerleri bizimle<br />
paylaşması açısından McLaren Mercedes’ten daha iyi bir<br />
ortak düşünemezdik. McLaren üstün mühendislik ve performans<br />
konusunda 40 yıldan daha uzun süredir yeniliklere<br />
imza atıyor. Bu yüzden tıraşta kusursuzluğun önemine olan<br />
inancımızı sergilemek için ideal bir iş ortağı” dedi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /21
Reklam Dünyası<br />
Jessica Alba’lı, Magnum reklam film...<br />
Her yıl gerçekleştirdiği reklam kampanyaları çerçevesinde<br />
dünya starlarını ağırlayan Magnum, 25. yılını Hollywood yıldızı<br />
ve moda ikonu Jessica Alba ile kutlamanın heyecanını<br />
yaşıyor. Magnum’un Türkiye’de yayınlanacak reklam filmi<br />
için kamera karşısına geçen Alba, Los Angeles’taki Universal<br />
Stüdyoları’nda gerçekleşen çekimler boyunca sempatik<br />
tavırlarıyla büyük beğeni topladı.<br />
Reklam filminin yanı sıra markanın yenilikçi dijital çalışmalarında<br />
da boy gösterecek olan Jessica Alba, 2 gün süren<br />
çekimler boyunca enerjisi ile dikkat çekerken, haz tutkunlarına<br />
Mayıs ayında Türkiye’ye geleceğini de müjdeledi. Çekimler<br />
sırasında İstanbul’a geleceği için heyecanlı olduğunu<br />
belirten ünlü yıldız, “Çekimler çok keyifli ve eğlenceli geçti,<br />
haz tutkunları için Magnum’un 25. yılına özel, çok heyecanlı<br />
sürprizler hazırladık. İstanbul’a ilk kez geleceğim ve sahip<br />
olduğu tarihi zenginliği keşfetmeyi heyecanla bekliyorum.”<br />
dedi.<br />
22 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
Türk reklam pazarına yeni oyuncu...<br />
Yurt içi ve yurt dışındaki birçok kuruluşa dublaj,<br />
altyazı, çeviri ve teknik hizmet sağlayan<br />
SDS, uzman kadrosu ve teknik altyapısıyla<br />
sektörde etkin rol oynuyor. Ulusal ve uluslararası<br />
düzeyde yayın yapan birçok televizyon<br />
kanalına, video dağıtıcılarına ve önde gelen<br />
dijital platformlara hizmet veren SDS, yenilikleri<br />
yakından takip ederek, müşteri ve hizmet<br />
yelpazesini geliştirmeyi sürdürüyor.<br />
Reklam dağıtımında müşterilerine en iyiyi<br />
sunmak için yeni bir ortaklığa adım atan<br />
SDS, dünyanın en büyük reklam dağıtım<br />
şirketi Adstream’in Türkiye partneri oldu. 93<br />
ülkede 7/24 reklam dağıtım hizmeti vererek<br />
yıllık 60 milyon dolar kazanç elde eden<br />
Adstream, SDS ile Türkiye pazarına giriş<br />
yaptı. Bu ortaklığı kutlamak amacıyla Radisson<br />
Blu’da özel bir gece düzenledi. Saran Holding Yönetim<br />
Reklam dağıtımında pazarının en önemli oyuncularında<br />
‘Adstream’ Türkiye partnerini seçti. Saran Holding’in geniş<br />
Kurulu Başkanı Sadettin Saran ve Adstream CEO’su Gerry<br />
vizyonunun bir parçası olan Saran Digital Studios (SDS) ile<br />
Sutton’un katıldığı gecede, Sutton Türkiye pazarının hızlı bir<br />
bir anlaşma imzalayan Adstream, bu anlaşmayı Radisson<br />
şekilde gelişme gösterdiğini söyledi.<br />
Blu’da özel bir geceyle kutladı.<br />
PayPal, kampanyası...<br />
PayPal, ilk global marka kampanyasıyla insanların paraya<br />
dair düşüncelerine özgün bir bakış açısı getiriyor.<br />
Havas Worldwide tarafından geliştirilen “İnsan Ekonomisini<br />
Güçlendirmek” başlıklı global marka kampanyası,<br />
TV, basılı, dijital ve dış mekan mecralar aracılığıyla<br />
mağazalarda ve sosyal medyada insanlara ulaşacak.<br />
TV reklamları ilk olarak ABD, İngiltere, Almanya ve<br />
Avustralya’da yayınlanacak.<br />
PayPal Başkanı David Marcus “PayPal’ın, insanların<br />
paralarını kontrol etmelerine, keyifli deneyimler yaşayarak<br />
istedikleri gibi kullanmalarına yardımcı olmak adına bir<br />
sorumluluğu bulunmaktadır” dedi: “’İnsan Ekonomisini<br />
Güçlendirmek’ adlı kampanyamız, müşterilerimizin bizden<br />
ne beklemeleri ve talep etmeleri gerektiği konusunda bir<br />
beyan niteliğindedir. İnsanların arzu ettiklerine, istedikleri<br />
zaman sahip olmaları için güvenli, kolay ve rahat bir ödeme<br />
tecrübesi sunmak bizim önceliğimizdir.”<br />
PayPal Global Marka Başkan Yardımcısı Christina Smedley<br />
“PayPal olarak insanların paraya değil, paranın insanlığa<br />
hizmet ettiği bir dünyaya inanıyoruz” diyerek sözlerini<br />
şöyle sürdürdü: “Ürünlerimiz sayesinde insanların hayatına<br />
adeta sihirli bir değnekle dokunuyoruz. Gündelik hayatı<br />
kolaylaştırıyor ve dünyanın herkes için daha yaşanılabilir<br />
bir yer haline gelmesi için çalışıyoruz. Yeni kampanyanın<br />
ardındaki ruh, “Odağımız insanlar, kurumlar değil”<br />
anlayışıdır.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /23
Röportaj<br />
Hızlı okumanın fay<br />
Eğitimci ve Yazar<br />
Cahit Şimşek<br />
İş adamı, ofis personeli, uzman, yönetici, CEO...<br />
Hangi düzeyde olursanız olun, sektörünüzle ilgili<br />
yayınlar, günlük gazeteler, raporlar, dokümanlar, projeler<br />
ve e-postalar derken uzayan okunacaklar listesi<br />
zamanınızı gasp edebiliyor. 15 yıl önce bir yönetici<br />
günde 5-10 faks ve mektup okurken, bugün yaklaşık 200<br />
e-posta okumak durumunda kalıyor<br />
Röportaj Elvin Ekşioğlu elvineksioglu@gmail.com<br />
- Cahit Bey Hızlı Okuma Şampiyonasındaki<br />
Başarınızdan ve<br />
Kendinizden Biraz Bizlere Bahsedebilir<br />
Misiniz?<br />
Yaptığım işte en derin arzularımdan<br />
biri hizmet etmek. Bireyleri, takımları<br />
ve organizasyonları daha iyiye<br />
ve ileriye taşımak için bilgim, deneyimim<br />
ve varlığımla hizmet etmeyi<br />
kendime ilke belirledim. Gelişimi kafaya<br />
takan, hizmet etmeyi seven, en<br />
iyisini arayanların buluştuğu bir uzmanlık<br />
benim hedeflerim arasında.<br />
Öğrenmeye ve gelişime olan aşkımdan<br />
dolayı ‘kendimi yeniliyorum,<br />
gelişiyorum’ duygularını bana yaşatan<br />
her girişimimden, eylemimden<br />
çok fazla keyif alıyorum. ‘Yarın bugünden<br />
daha iyi olacağım’ diye düşünmek<br />
ve bu konuda bir şeyler yapabilmek<br />
yaptığım işe bağlılığımı ve<br />
inancımı artırıyor. 2008 yılında Dünya<br />
Hafıza Şampiyonu Melik DUYAR<br />
tarafından düzenlenen 2. TÜRKİYE<br />
HAFIZA OLİMPİYATI’nda”2008 yılı<br />
Türkiye Hızlı Okuma Şampiyonu”<br />
oldum. Bu güne kadar da rekorum<br />
24 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
egale edilemedi.<br />
- Hızlı Okuma Çalışanlara Nasıl<br />
Bir Katma Değer Sağlıyor?<br />
Öğrenme eylemini yaşamı boyunca<br />
sürdürülebilir hale getirmeyenler,<br />
profesyonel yaşamdan diskalifiye<br />
olma riskiyle karşı karşıya kalıyor.<br />
İş adamı, ofis personeli, uzman,<br />
yönetici, CEO... Hangi düzeyde<br />
olursanız olun, sektörünüzle ilgili<br />
yayınlar, günlük gazeteler, raporlar,<br />
dokümanlar, projeler ve e-postalar<br />
derken uzayan okunacaklar listesi<br />
zamanınızı gasp edebiliyor. 15 yıl<br />
önce bir yönetici günde 5-10 faks<br />
ve mektup okurken, bugün yaklaşık<br />
200 e-posta okumak durumunda<br />
kalıyor. Oysa okuma hızı, 15 yıl öncesinin<br />
yöneticisiyle aynı seviyede.<br />
Yani dakikada ortalama 150-180<br />
kelime. US News&WorldReport’un<br />
yayımladığı bir araştırmaya göre,<br />
bir üst düzey yöneticide, hafta boyunca<br />
ortalama 22 saat zaman ayırması<br />
gereken doküman birikiyor. .<br />
Bu eğitimlerle kısa bir zamanınızı<br />
ayırarak öğrendiklerinizin, ölçüle-
ydaları...
Röportaj<br />
meyecek kadar değerli olduğunu<br />
görüyorsunuz. Günde yalnızca 3-7<br />
dakika arasında zaman ayırarak<br />
okuma hızınızı 2 katına çıkarıp, iş<br />
hacminizi de en az 2 katına çıkarabiliyorsunuz.<br />
Kısaca açıklamak gerekirse<br />
Okuma hızı x 2 = İş hacmi<br />
x 2<br />
- İş Hayatında Dikkat Problemi ve<br />
Motivasyon Kaybı Yaşayan Çalışanlara<br />
Hızlı Okumanın Bir Katkısı<br />
Oluyor Mu?<br />
Dikkat, motivasyon ve odaklanmayı<br />
arttıran hızlı okuma eğitimimizle<br />
gerekiş yaşamında ki çalışanlar gerekse<br />
eğitim hayatında ki öğrenci<br />
ve akademisyenler çok daha verimli<br />
oluyor. Kaç yaşında olursanız olun,<br />
eğitim yaşamında öğrencileri yüksek<br />
performans gerektiren çok sayıda<br />
sınav bekliyor. Çoğu öğrenci bu<br />
çok önemli sınavlarda dikkatsizlikten,<br />
okuduğunu anlayamamaktan,<br />
motivasyon kaybından dolayı performansının<br />
altında başarı gösterebiliyor.<br />
Aynı durum iş yaşamında<br />
da geçerli. Çalışanlar gün içerisinde<br />
birçok e-mail, rapor veya doküman<br />
okumak zorunda. İş yaşamında yoğun<br />
stres altında çalışan çalışanlar<br />
motivasyon kaybı da yaşıyor.Bu da<br />
işlerinde verimli olamamalarına sebebiyet<br />
veriyor. Dikkat ve motivasyonun<br />
birleştiği hızlı okuma kursundan<br />
faydalanan ve hizligo.com’da<br />
eğitimini pekiştiren kişiler, çalışma<br />
hayatında okumadan kaynaklanan<br />
problemlerle rahatlıkla baş edebiliyor.Eğitimimizde<br />
yer alan dikkat ve<br />
konsantrasyonu geliştiren odaklanma,<br />
okumaya ritim ve ahenk katan<br />
okuma, okuma hızınızı ve anlama<br />
düzeyinizi ölçebileceğiniz okuma<br />
ve anlama çalışmaları gibi birçok<br />
alıştırma çalışma hayatındaki performansı<br />
oldukça arttırır.<br />
26 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Ben nerde yanlış yaptım?<br />
Kişi kendini beğenmezse çatlarmış. Ben de kendimi<br />
beğenirim, bir çok kişi de. Ancak bu beğeni, kendinin<br />
yüzde yüz doğru olduğunu baştan kabul etme düzeyine<br />
geliyorsa işte orada bir problem var demektir. İşte bu<br />
noktada muhalif görüşlere tahammülsüzlük, devamlı bir<br />
sinirlilik hali, dıştan gelen tüm eleştrilere karşı, körlük ve<br />
sağırlık kendisini göstermeye başlar.<br />
Bu tahammülsüzlük, zaman içerisinde herkesin kendisine<br />
karşı olduğu, art niyetli olduğu, aslında herşeyi bu<br />
nedenle bilerek saptırdıkları gibi bir inancın pekişmesine<br />
ve zamanla paranoyak bir bozukluğun gelişmesine neden<br />
olur.<br />
Ardından yalnızlaşma, kendine tanrısal bir güç atfetme<br />
ve ard arda yanlış kararlar alıp bunlarda ısrar etme süreci<br />
gelir.<br />
Bu durum siyasi bir erkle buluştuğunda ise diktatörlük<br />
kaçınılmaz bir son olur. İşin en acı tarafı bu kişilerin<br />
kendilerinin bir diktatöre dönüştüğünü anlayabilecek<br />
zihinsel becerilerini artık kaybetmiş olmalarıdır.<br />
Dışarıdan kendilerine yöneltilen diktatör eleştrilerini<br />
asılsız hezeyanlar zannederek, kendi haklılıklarına<br />
olan inançlarını baskı ve zulümle diğer insanlara kabul<br />
ettirmeye çalışırlar.<br />
Diğer insanlara yaptıkları baskı ve zulmü de mazur<br />
gördükleri bir doğruları vardır artık. Çünkü diğer tüm<br />
insanlar onun kendi bilinç düzeyinin çok aşağısında<br />
yer almakta, aldatılmakta ve onun gördüğü doğruları<br />
görememektedir. Bu nedenle kendisinin yaptığı zulmü,<br />
sadece diğer insanları kendilerinden korumak için aldığı<br />
tedbirler olarak görme eğilimi güç kazanır.<br />
Bu insanlar gerçekle olan bağlarını, hezeyanlar<br />
içerisinde her geçen gün kaybetmeye mahkumdurlar.<br />
Onlar için artık gerçeğe tekrar bağlanmak kendi<br />
başlarına başarabilecekleri bir süreç değildir. Bu kişilerin<br />
psikiyatristlerden, doktorun takdirine göre belki bazı<br />
sağlık tesislerinde destek alarak tedavi olmaları gerekir.<br />
Bu tür rahatsızlıklar bir ayıp değil, hastalıktır. Bu nedenle<br />
kimseyi ayıplıyor değilim. Ancak bu tür rahatsızlığı olan<br />
zihinlere bir ülkenin kaderi teslim edilemeyeceği de çok<br />
açık bir gerçektir. Bugün konuşulması gereken ülkenin en<br />
üst makamına kimin aday olacağı değil, kimin ivedilikle<br />
Türk hekimlerine teslim olması gerektiğidir.<br />
Tüm bu acı hastalık sürecinin bizim başımıza gelmemesi<br />
için ise almamız gereken çok basit bir önlem vardır.<br />
Dışarıdan gelen eleştrileri peşinen reddetmek yerine<br />
"acaba ben hata yapmış olabilir miyim?" sorusunu<br />
kendimize sormak.<br />
Allahın sağlığını kaybeden tüm mağdurlara şifa vermesi<br />
dileklerimle, umuyorum ki bu millet zihni aydın liderlere<br />
çok kısa bir sürede kavuşacaktır. Yarınlarımız aydın,<br />
zihnimiz berrak olsun.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29
Kampanyalar<br />
Kasma Algida Classics Çubukla...<br />
Algida Classics’in 23 yıl sonra yepyeni bir marka konumlaması<br />
ile tüketicilerin karşısına çıkardıklarını söyleyen Algida<br />
Pazarlama Direktörü Leyal Eskin Yılmaz, “Türkiye’nin<br />
en çok satan dondurması Algida Classics’i bu yıl yeniden<br />
konumlandırdık. Hedef kitlemizi genç dondurma severler<br />
olarak belirledik. Reklam filmlerimizi de bu konumlandırma<br />
paralelinde hazırladık. Daha önce de dondurmayı kaşıklamak<br />
fiilini dilimize kazandırmıştık, şimdi de bu reklam<br />
filmleri ile kelime haznemize çubuklamak fiilini ekledik. Yeni<br />
ürünümüzün ve hayatın tadını yaşamaya davet eden yeni<br />
reklamlarımızın büyük beğeni toplayacağına inanıyoruz.<br />
Algida Classics Beyaz Karamel şimdiden sosyal medyanın<br />
en çok konuşulan dondurması oldu, reklam filmlerimizin de<br />
benzer bir etki yaratacağını düşünüyoruz” diye konuştu.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın Başlığı: Algida Classics “Kas” & “Selfie”<br />
Reklamveren: Unilever<br />
Reklamveren Temsilcisi: Leyal Eskin Yılmaz,<br />
Kaan Camgöz, Tuğçe Aksoy, Murat Bal<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Kreatif Direktör: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal<br />
Yaratıcı Grup: Ozan Özüm Özbey, Aylin Çelik, Odisseas<br />
Sevsevme, Erkul Yazgan, Berat Pekmezci, Ozan Küme<br />
Stratejik Planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel,<br />
Ufuk Saygın<br />
Marka Direktörü : Gökhan Akbay<br />
Prodüksiyon: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz, Teğin Polat<br />
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film<br />
Prodüktör: Serkan Tırmık<br />
Yönetmen: Onur Erdem<br />
Görüntü yönetmeni: August Jakobsson<br />
Post Prodüksiyon: Post43<br />
Müzik: Jingle House<br />
Beste: Nil Karaibrahimgil<br />
Düzenleme: Cüneyt Çağlayan<br />
Medya Ajansı: Mindshare<br />
Medya Planlama: Aslıhan Anarat, Burçak Akkan,<br />
İpek Dorak, Büke Bıçaker<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31
Kampanyalar<br />
Balparmak Katla Balla...<br />
Bal pazarının lider markası Balparmak’ın yeni ürünü Balparmak<br />
Katla Balla, ilk reklam kampanyası ile tüketicilere<br />
merhaba diyor. “Balın hep yanında” mesajıyla kurgulanan<br />
reklam filminde, kafede oturan gençlerin tek kullanımlık özel<br />
ambalajıyla sunulan Balparmak Katla Balla ile içeceklerini<br />
kolay yolla tatlandırabildikleri, balın sağlık ve lezzetini her<br />
yere rahatlıkla taşıyabildikleri eğlenceli bir dille anlatılıyor.<br />
Türkiye’de ilk ve tek Easy Snap teknolojisinin kullanıldığı<br />
ambalajıyla tüketicisiyle buluşan Katla Balla reklam filminde<br />
ünlü Rus şarkısı Kalinka Türkçe sözlerle yeniden yorumlanıyor.<br />
Ana mecrası televizyon olan kampanyanın radyo, basın,<br />
açık hava, indoor, dijital mecralarda ve satış noktalarında<br />
yoğun bir görünürlük ve tadım programıyla desteklenmesi<br />
planlanıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın başlığı: Balparmak Katla Balla<br />
Reklamveren: Altıparmak Gıda<br />
Reklamveren Yetkilisi: Sumru Ordu, Ercan Şahin,<br />
Gömeç Şahin, Ayşe Özcan<br />
Reklam ajansı: UltraRPM<br />
Yaratıcı yönetmen: Cumhur Güçer<br />
Yaratıcı grup: Aren Selvioğlu, Furkan Civelek<br />
Müşteri ilişkileri: Demet Akpınar, Enhar Giritli<br />
Yapım şirketi: PTT Film<br />
Yönetmen: Gamze Turagay<br />
Medya ajansı: Universal Mccann<br />
Avea, yeni reklam filmi...<br />
Kullanılan mecralar: TV, radyo, basın, OOH, dijital<br />
Avea’nın yeni imaj reklam filmi,günümüzün hızlı ve karmaşık<br />
temposu içinde, değişim için bazen yeni bir heyecanın, yeni<br />
bir keşfin ya da içten bir paylaşımın yeterli olabileceğinihatırlatıyor…UltraRPM<br />
Reklam Ajansı tarafından hazırlanan ve<br />
yönetmenliğini Hakan Yonat’ın yaptığı reklam filminin çekimleri<br />
şehir içi ve şehir dışı olmak üzere toplam9 mekânda gerçekleştirildi.<br />
Filmin seslendirmesi Okan Bayülgen’e, müziği<br />
ise kendisi de bir Avea çalışanı olan Cenk Çelebioğlu’na ait.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Avea<br />
Reklam Veren Yetkilileri: Gelincik Onan, Beren Akdeniz,<br />
Gözde Sabuncu, Bilge Tütüncü<br />
Reklam Ajansı: UltraRPM<br />
Executive Kreatif Direktör : Hakkı Mısırlıoğlu<br />
Kreatif Direktör: Cumhur Güçer<br />
Yaratıcı Ekip: Aren Selvioğlu, Furkan Civelek,<br />
Gamze Öremiş, Süreyya Dilege<br />
Müşteri İlişkileri Ekibi: Melda Tarlan, Melissa Okçu<br />
Ajans Prodüktörü: İdris Özgül<br />
Prodüksiyon Şirketi: Kala<br />
Yönetmen: Hakan Yonat<br />
Müzik: Cenk Çelebioğlu<br />
Post Prodüksiyon: Sinefekt<br />
Fotoğraf Stüdyosu: 212<br />
Fotoğraf Sanatçısı: Emre Doğru<br />
32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Bingo’dan “Şartlı Şurtlu” reklam...<br />
Filmde, Bingo’nun reklam yüzleri Binnur ve Gonca’nın büyük<br />
bir heyecanla stüdyodaki izleyicilere tanıttığı Bingo<br />
Krem Temizleyici’nin az eforla temizlik sağlayan, yağ, sabun<br />
artığı bırakmayan ve kireci çözme performansı yüksek, üstelik<br />
kolay durulanan ve mis gibi kokan temizlik özellikleri anlatılıyor.<br />
İzleyiciler ise bu özellikler karşısında mutluluklarını<br />
gizleyemiyorlar.<br />
Kuruma yapmayan kapak teknolojisi ile piyasaya sunulan<br />
Bingo Krem Temizleyici, mutfaklara limon çiçeğinin ferahlığını<br />
getirirken, banyo için geliştirilen özel amonyaklı formülü<br />
ise derinlemesine temizlikte fark yaratıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Hayat Kimya / Bingo<br />
Reklamveren Temsilcisi: Gülhan Eğilmez, Esra Gerek,<br />
Işıl Zorlu, Fulya Geylani<br />
Reklam Ajansı: Vietnam<br />
Creative Direktör: Gürkan Günaydın<br />
Creative Grup: Rıza Çankaya, Erdem Güngör,<br />
Kenan Çetinkaya<br />
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran<br />
Müşteri İlişkileri: Tuse Tamer<br />
Prod şirketi: Kala Film<br />
Post Prodüksiyon: Sinefekt<br />
Yönetmen: Onur Erdem<br />
Prodüktör: Berna Öztürk, Hazer Baycan<br />
İçindeki enerji her şeye yeter...<br />
“İçindeki<br />
enerji her şeye yeter” diyerek, hem sorumluluklarımız hem<br />
de yapmak istediğimiz, bizi heyecanlandıran her şey için<br />
ihtiyacımız olan enerjinin içimizde olduğunu söyleyen Burn,<br />
şimdi de milyonlarca taraftara enerji verecek bir kampanyaya<br />
imza attı.<br />
Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Kulüpleri için özel<br />
ambalaj tasarımları hazırlayarak satışa sunan Burn ayrıca,<br />
üç büyük takım için enerjisi yüksek üç büyük film hazırladı.<br />
Her birinde, gerçek taraftar gruplarının bir maç günü boyunca<br />
yaşadıklarının anlatıldığı filmlerde, çalışanından öğrencisine,<br />
herkesin içinde bir de renkli taraftar kimliğinin olduğu<br />
vurgulanıyor.<br />
Sadece fotoğraflarla hazırlanan filmlerin her birinde,<br />
300’den fazla fotoğraf karesi bulunuyor. Reklam filmine<br />
özel hazırlanan müziği ve coşkulu tezahüratlarıyla, üç ayrı<br />
filmden oluşan yeni Burn kampanyası, milyonlarca taraftara<br />
enerji vermek için hazırlandı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Coca-Cola Türkiye<br />
Marka: Burn<br />
Reklam Ajansı: BÜRO<br />
Kreatif Direktör: İlker Zaharya, Esra Ayas Özalp<br />
Yaratıcı Ekip: Ceren Orun, Nilüfer Abaylı, Selin Saygın<br />
Müşteri Ekibi: Esra Kalender, Melis Tavaslıoğlu<br />
Yapımcı: Volkan Üstünel<br />
Prodüksiyon Şirketi: Rio Film<br />
Yönetmen: Özer Selik<br />
Müzik: Muratcan Tapan<br />
Medya Ajansı: Carat<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33
Kampanyalar<br />
DASK, yeni reklam filmi...<br />
yıl boyunca ekranlarda olacak. Yeni reklam filmi senaryolarının<br />
bir önceki reklam çekimlerinde Vanlı depremzedelerle<br />
yapılan sokak röportajlarından esinlenilerek oluşturulduğunu<br />
söyleyen DASK Koordinatörü İsmet Güngör “Bugüne kadar<br />
yaptığı çalışmalarla Türk halkının yüreğine dokunmuş bir yönetmenin<br />
işbirliği ile vermek istediğimiz mesajların izleyicilere<br />
en doğru şekilde ulaşacağına inanıyoruz”<br />
İlancılık Reklam Ajansı tarafından hazırlanan DASK’ın yeni<br />
reklam filminin prodüksiyonu Filmside’a ait. Reklam filmi için<br />
50 kişilik bir ekip çalıştı ve çekimler iki günde tamamlandı.<br />
Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK), “zorunlu misafirlik”<br />
konseptli iletişim kampanyasının yeni reklam filmlerini<br />
yönetmen Çağan Irmak çekti. Vanlı depremzedelerle yapılan<br />
röportajlarından esinlenilerek oluşturan yeni reklam filmleri<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: DASK<br />
Reklam Ajansı: İlancılık<br />
Reklamveren Yetkilileri: İsmet Güngör, Serpil Öztürk<br />
Müşteri İlişkileri: Viki Belman, Lora Cemal<br />
Strateji: İlker Barouh<br />
Kreatif Grup: Mithat Çalışkan, Eymür Oskay, Yılmaz Şahin<br />
Yapımevi: Filmside<br />
Yönetmen: Çağan Irmak<br />
Fotoğraf: Ahmet Tozar<br />
Her eve DYO lazım...<br />
DYO’nun yeni reklam kampanyasının yönetmenliğini Ezel<br />
Akay’ın yaptı. Reklam filminin çekimleri İstanbul Cankurtaran<br />
ve Zekeriyaköy’de gerçekleştirildi. İki gün süren çekimlerde,<br />
200 kişilik oyuncu ve figüran kadrosu ile 60 kişilik set<br />
ekibi görev aldı. Gerçek mekânların kullanıldığı filmin görüntü<br />
yönetmenliğini ise Joachim Berc üstlendi.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: DYO<br />
Reklamveren Temsilcisi: Bülent Tomaç,<br />
Yasemin Gezginer, Ebru Boztuna<br />
Reklam Ajansı: Drive Dentsu İstanbul<br />
Kreatif Direktör: Ersel Serdarlı<br />
Yaratıcı Grup: Elif Öztaş Saygıner, Onur Birinci,<br />
Mert Merdim, Deniz Gürlek, Muharrem Sezener<br />
Müşteri İlişkileri Grubu: Füsun Akay Eroğlu,<br />
R.Hande Altay<br />
Yönetmen: Ezel Akay<br />
Görüntü Yönetmeni: Joachim Berc<br />
Film Prodüksiyon: Contact Works<br />
Jingle: Dr. Jingle<br />
Orijinal Şarkı: Kanto – Nadir Göktürk<br />
Medya Ajansı: Vizeum<br />
Kullanılan Mecra: TV, basın, radyo, outdoor, dijital<br />
34 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Pompomgiller Familia’nın filminde...<br />
Familia’nın yeni reklam filminde “Pompomgiller” ailesi kamera<br />
karşısında tüm sevimliliğiyle yerini alıyor. Çocukların<br />
sevdiği sevimli bir karakter olan penguenlerin animasyon karakterlerle<br />
anlatıldığı film, Familia’nın suya dayanıklı, emici<br />
ve yumuşak yapısını vurguluyor. Filmde, anne, baba ve 2<br />
çocuktan oluşan ailenin hikayesi ekranlara taşınıyor.<br />
Reklam filmindeki karakterler, Avatar, Ice Age, Madagaskar<br />
başta olmak üzere dünyaca ünlü pek çok animasyon<br />
filminin karakterlerini tasarlayan Coşku Özdemir ve Neda<br />
Nique’nun imzasını taşıyor. Birbirinden sevimli bu 4 karakter,<br />
sempatikliğiyle şimdiden çocukların beğenisini topluyor.<br />
Pompomgiller’in, Familia ailesine katılmasını anlatan ilk tanışma<br />
filmi, penguen ailesini izleyicilerle buluşturuyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam veren: Hayat Kimya – Familia<br />
Reklamveren Temsilcisi: Aysel Aydın, Gül Yeşilay,<br />
Elif Yılmaz<br />
Reklam ajansı: Vietnam<br />
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın<br />
Yaratıcı Grup Direktörü: Rıza Çankaya<br />
Sanat Yönetmeni: Umut Kısa, Kenan Çetinkaya<br />
Reklam Yazarı: Erdem Güngör, Aslı Sevim, Ayberk Çınar<br />
Müşteri İlişkileri: İlknur Korkmaz<br />
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran<br />
Animasyon Yaratım: Robotika – Coşku Özdemir<br />
Karakter Tasarım: Fayeshu<br />
Müzik: Ses Sanayi<br />
Sen daha fazlasını yap!...<br />
Survivor’ın yarışmacıları Hilmi Cem ve Fatmagül’ün rol aldığı<br />
reklam filmi yayına girdi. Aksiyon dolu yeni reklam filminde<br />
sevilen ikili tüketicilere “Sen daha fazlasını yap!” diyor.<br />
Rexona bu filmle yalnızca bir deodorant değil, tüketicisi<br />
için bir motivasyon aracı olarak da konumlanıyor.<br />
Hem erkek hem de kadın deodorant serisinde yarattığı hareketle<br />
birlikte aktive olan yeni özel formülü sayesinde en<br />
hareketli anlarda bile ter kokusuna karşı koruma sağlamayayardımcı<br />
olan Rexona, değişen formülü ve yenilenen<br />
ürün ambalajlarıyla “Daha fazlasını yap, Rexona seni aslayarı<br />
yolda bırakmaz!” mesajını veriyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın başlığı: Rexona Survivor<br />
Reklamveren: Unilever<br />
Reklamveren yetkilisi: Handem Çelenkler, Özge Özmen,<br />
Alperen Özkan<br />
Reklam ajansı: MANAJANS / JWT<br />
Yaratıcı yönetmen: Sami Basut<br />
Yaratıcı grup: Ümit Taşlı, Deniz Ergin<br />
Müşteri ilişkileri grubu: Mehmet Numanoğlu, Mila Telyaz,<br />
Burçin Birim<br />
Stratejik planlama: Aylin San, Sema Özyurt<br />
Ajans prodüksiyon grubu: Şafak Serter, Açelya Ülkümen,<br />
Mehmet Altar<br />
Yapım şirketi: Depo Film<br />
Yönetmen: Jonas Arnby<br />
Medya ajansı: Mindshare<br />
Medya planlamacı: Engin Bilaç, Başak Çavuş,<br />
Aslıhan Anarat<br />
Kullanılan mecralar: TV, Dergi, Gazete, Digjtal<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35
Kampanyalar<br />
Kinetix Kendine Çeker...<br />
paylaşılamayan başrolde, yakışıklı bir erkek değil; Kinetix<br />
ayakkabılar var.<br />
Günlük hayattan bir kesitin kurallarının değiştirerek<br />
hikayeleştirilmesiyle ortaya çıkan reklam filminin müziği<br />
Gürhan Berkel’e, yönetmenliği ise Barış Berberoğlu’na ait.<br />
Rahat, şık ve sportif modellerle yeni sezona renkli ve enerjik<br />
bir şekilde merhaba diyen Kinetix, yeni reklam filmiyle<br />
de adından söz ettiriyor. “Kinetix Kendine Çeker” sloganıyla<br />
yola çıkan Kinetix’in kuralları değiştiren reklam filminde<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Ziylan Grup<br />
Marka: Kinetix<br />
Reklamveren Yetkilisi: Jaklin Güner, Didem Şavluğ,<br />
Özgür Saraç<br />
Müzik: Gürhan Berkel<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Yaratıcı Yönetmen: Kenan Ünsal<br />
Marka Direktörü: Dilek Sezen<br />
Reklam Yazarı: Murat Yaylagül<br />
Sanat Yönetmeni: Ceyda Koç<br />
Grafiker: Ercan Tarhan<br />
Ajans Prodüktörü: Övgü Akgürgen, Sertuğ Alptekin,<br />
Berkay Tahmaz<br />
Yapım Şirketi: Terfilm Productions<br />
Fuse Tea’den, “akan” reklam filmi...<br />
Coca-Cola’nın, buzlu çay markası Fuse Tea, Nuri Alço ve<br />
Buğra Gülsoy’un rol aldığı, “Akıyo” isimli kampanyanın reklam<br />
filmiyle, ekranlarda yerini aldı.<br />
Farklılıkların birleşmesi ve kaynaşması anlamına gelen füzyon<br />
kelimesinden alınan ilhamla yaratılan Fuse Tea, siyah<br />
çay ve meyve aromalarının birleşmesiyle ortaya çıktı. Bu yönüyle<br />
tam bir füzyon ürün olan Fuse Tea’nin limonlu, şeftalili,<br />
mango & ananaslı ve karpuzlu olmak üzere dört farklı tadı<br />
bulunuyor.<br />
Reklam filmi, kafedeki genç kadının, “Şıp diye akacak, ama<br />
tadı kalacak birşeyiniz var mı?” diyerek, istediği içeceği tarif<br />
etmesiyle başlıyor. “Bunlar yan masadan” diyerek Fuse Tea<br />
getiren garsondan sonra kameralar, Fuse Tea içerek “Akıyo”<br />
diyen Nuri Alço’ya dönüyor. Sonraki sahnede içeceğin diğer<br />
“yan masa”dan, yani yakışıklı oyuncu Buğra Gülsoy tarafından<br />
gönderildiğini anlıyor ve genç kadının heyecanla Fuse<br />
Reklam Ajansı: Plasenta Conversation Agency<br />
Prodüksiyon Şirketi: Autonomy Prodüksiyon Evi<br />
Tea içtiğini görüyoruz.<br />
Yönetmen: Uygar Kutlu<br />
Post Prodüksiyon: İmaj<br />
Kampanya Künyesi<br />
Müzik: Kerem Doğrar – Tricks<br />
Reklamveren: Coca-Cola Company<br />
Kullanılan Mecralar: TV, Radyo, Açıkhava, Dijital, Sinema<br />
Ürün: Fuse Tea<br />
36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Herkesin ayakkabıcısı FLO...<br />
“Herkesin ayakkabıcısı O, FLO” sloganıyla yayınlanan yeni<br />
reklam filminin Nil Karaibrahimgil imzalı jingle’ı şimdiden<br />
herkesin ağzına dolandı.<br />
Çekimleri üç gün süren ve önümüzdeki günlerde farklı<br />
versiyonlarıyla da ekranlara gelecek reklam filminin yapım<br />
şirketi f2/8, yönetmeni ise FelixDuart.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Ziylan Grup<br />
Marka: FLO<br />
Reklamveren Yetkilisi: Jaklin Güner, Didem Şavluğ, Özgür<br />
Saraç<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Yaratıcı Yönetmen: Kenan Ünsal<br />
Marka Direktörü: Dilek Sezen<br />
Reklam Yazarı: Murat Yaylagül<br />
Müzik: Nil’in İşleri<br />
Sanat Yönetmeni: Ceyda Koç<br />
Grafiker: Ercan Tarhan<br />
Ajans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ Alptekin<br />
Yapım Şirketi: f2/8<br />
Yapımcı: Kerem Çakmak<br />
Yönetmen: FelixDuart<br />
Hayat Su, 30. yaşında...<br />
“Hatırlanan Güzel Anlar, İçinde Hep Hayat Var” sloganıyla<br />
yola çıkan 30. Yıl Kampanyası izleyicilerle buluşuyor. Reklam<br />
filminde yer alan kişilerin çocukluk ve büyük hallerinin<br />
birbirine benzerliği de en önemli detaylardan biri. Reklam<br />
ajansı bu uyumu yakalamak için 350’si çocuk olmak üzere<br />
toplam 800 kişi ile görüşerek başarılı sonuca ulaşmış oldu.<br />
Sektörde bir ilk olan reklam kampanyası; 3 aylık hazırlık,<br />
800 görüşme, 2 set günü ve 6 haftalık post prodüksiyon süreçleri<br />
sonucunda izleyicilerle buluştu.<br />
Görüntü Yönetmeni: İsmail Çelik<br />
Prodüksiyon Amiri: Senem Çakmak<br />
Yönetmen Yardımcısı: Mustafa Hoş<br />
Kostüm Sorumlusu: RachelBenhabib<br />
Post Prodüksiyon: Post43<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Hayat Su<br />
Proje: 30. Yıl Kampanyası<br />
Reklamveren Yetkilisi: Yasemin Barkın, Ayşegül Eser,<br />
Göker Aykaç<br />
Reklam Ajansı: SesliHarfler<br />
Yaratıcı Yönetmen: Özgür Karaçak<br />
Yaratıcı Ekip: Can Özmert, Kansu Gül<br />
Marka Yöneticisi: Gözde Alptekin<br />
Marka Takımı: Selim Krespin, Nisa Ateş<br />
Reklam Yazarı: Atıl Önder, Tolga Sirkeci<br />
Sanat Yönetmeni: Gizem Arlı, Yusuf Özdoğan<br />
Tasarım: Derya Canca, Tuğçe Türkmen, Defne Savaşan,<br />
Berrin Seyirci<br />
Yazılım: Tolga Kaan Pinar, Mehmet Uzun, Erkan Eresen<br />
Fotoğraf: Adnan Sokol<br />
Jingle: Mehmet Yaranova, Tolga Türünz<br />
Yapım Şirketi: SO Prodüksiyon<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37
Kampanyalar<br />
Luppo Sufle ‘Bildiin gibi diil’...<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Ajansı: Proximity İstanbul<br />
Kreatif Ekip: Luppo Kreatif Ekibi<br />
Müşteri İlişkileri: Selen Öngör, Özge Budunç<br />
Prodüksiyon: Umut Tangör, Oben Özyakalı<br />
Yönetmen: Turgut Akaçık<br />
Demo Yönetmeni: Kağan Hanoğlu<br />
Prodüksiyon Şirketi: Autonomy<br />
Müzik: Özgür Buldum<br />
Reklamveren: Şölen<br />
Reklamveren Temsilcisi: Hayat Kapukaya, Ülkü Vural<br />
Şölen’in yepyeni ürünü Luppo Sufle’nin akıllarda iz bırakacak<br />
reklam filmi yayına girdi.“Luppo Sufle’yi bir kez tadan, bu<br />
lezzeti bir daha unutamaz ve olmadık yerde aklına gelir” fikrinden<br />
yola çıkan reklam filminin ilk sahnesindeantik Roma<br />
kentinin görüntüsü ekranlara geliyor.<br />
‘Bildiin gibi diil’ sloganı ile çıkan Luppo Sufle’nin bilinen<br />
diğer keklerden çok farklı olduğunu, bu yüzden de olmadık<br />
yerlerde akla gelebileceğini vurgulayan filmin yönetmen<br />
koltuğunda Turgut Akaçık oturuyor.<br />
Hediyemi görünce annem...<br />
Avrupa’nın bir numaralı elektronik market zinciri Media<br />
Markt, “Bir anne en çok ne kadar sevinebilir?” fikrinden yola<br />
çıktığı Publicis Bold imzalı yeni reklam kampanyasının filmini<br />
Ezel Akay yönetti<br />
40 kişilik bir mutfak ekibiyle, tüm gün süren Media Markt Anneler<br />
Günü kampanya filmi çekimleri İstanbul’da Polenezköy<br />
yakınlarında, Cumhuriyetköy’de bir çiftlik evinde gerçekleştirildi.<br />
Annelerin ne kadar sevinebileceğini merak edenleri, “Anneler<br />
Günü” hediyelerini almaları için mağazalarına davet eden<br />
Media Markt’ın yeni kampanyası, 6 Mayıs itibariyle televizyon,<br />
gazete ve dijital mecralarda yer alıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Media Markt<br />
Marka: Media Markt<br />
Reklamveren Yetkilileri: Nurçin Koçoğlu,<br />
Çağanur Atay Uçtu, Volkan Çevik<br />
Reklam Ajansı: Publicis Bold<br />
Kreatif Direktör: Tarkan Barlas<br />
Yaratıcı Ekip: Sedef Karakaş (Sanat Yönetmeni),<br />
Barış Sinsi (Metin Yazarı)<br />
Müşteri İlişkileri Direktörü: Gözde Aldinç Atamer<br />
Müşteri İlişkileri Ekip: Egem Özgür (Süpervizör),<br />
Bahar Öztürk (Müşteri Temsilcisi)<br />
Ajans Yapımcısı: Arzu Köksal<br />
Medya Planlama Ajansı: Carat<br />
Yapım Şirketi: Contact Works<br />
Yönetmen: Ezel Akay<br />
Mecralar: TV, gazete, dijital<br />
38 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Örümcek Adam ve Big Babol...<br />
Sony Pictures ile yapılan özel anlaşma kapsamında, Kampanya Künyesi<br />
İnanılmaz Örümcek Adam ve Big Babol markası, Big Müşteri: Perfetti Van Melle<br />
Babol’un yepyeni ürününde buluştu.<br />
Ürün: Big Babol<br />
Big Babol’un İnanılmaz Örümcek Adam’lı dikkat çekici Reklam Veren Yetkilileri: Serkan Ergün, Çiğdem Tüzüner,<br />
reklam filmi de televizyon ekranlarında yerini aldı.<br />
İdil Ziyaoğlu<br />
“İnanılmaz Örümcek Adam 2”yi sinema salonunda izleyen Reklam Ajansı: Selection<br />
çocuklar, Örümcek Adam’ın ekrandan kendilerine fırlattığı Yaratıcı Ekip: International Team Selection<br />
ağ ile büyük şaşkınlık yaşar. Üzerlerine fırlayan ağda bulunan<br />
Big Babol’u çiğneyip balon şişiren çocuklar, heyecan Medya Ajansı: Media Republic<br />
Lokasyon:İtalya - Milano<br />
dolu macerayı keyifle seyretmeye devam eder.<br />
Medya Planlama: Günay Aranoğlu, Yasin Aktürk<br />
Kullanılan Mecralar: Televizyon<br />
Aşkın resmi dondurması Cornetto...<br />
Aşkın resmi dondurması Cornetto, iki yeni ürünü In Love Toffee<br />
Krokan ve In Love Cookie’nin reklam filmiyle ekranlarda<br />
yer almaya başladı. Cornetto’nun marka yüzü Yalın, bu yıl<br />
hem reklam filminde rol aldı hem de filmin yaza damgasını<br />
vuracak aşk dolu müziğini yaptı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın başlığı: Cornetto In Love Cookie & Toffee<br />
Reklamveren: Unilever / Cornetto<br />
Reklamveren yetkilisi: Eser Lapanta, Zeynep Doğan,<br />
Nazlı Özcan, Gizem Erbaş<br />
Reklam ajansı: Lola/Lowe & Partners<br />
Yaratıcı yönetmen: Fran Torres<br />
Yaratıcı grup: Francisco Cassis<br />
Müşteri ilişkileri grubu: Tom Elliston, Pablo Arango<br />
Stratejik planlama: Mindshare<br />
Ajans prodüktörü: Cristina Español<br />
Yapım şirketi: República<br />
Medya ajansı: Mindshare<br />
Medya planlamacı: İpek Dorak<br />
Kullanılan mecralar: Sinema, Televizyon, Dijital<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39
Kampanyalar<br />
Mazhar Alanson inşaat denetiminde...<br />
Ünlü besteci ve yorumcu Mazhar Alanson, İstanbul<br />
Ataşehir’de hayata geçirilen Trendist Ataşehir projesinin<br />
ikinci reklam filmi ile bir kez daha ekranlarda. Marka yüzü<br />
olduğu projenin vaadlerini yerine getirip getirmediğini yerinde<br />
görmek isteyen ünlü sanatçı bu kez proje alanını ziyaret<br />
ediyor.<br />
Satış ofisinde proje ile ilgili bilgi alan ve örnek daireleri ziyaret<br />
eden Mazhar Alanson, tatlı sert üslubuyla aklındaki sorularını<br />
peş peşe sıralayarak, satış temsilcisinden bilgi alıyor.<br />
Bareti ile şantiye alanını da bizzat yerinde denetleyen ve<br />
inşaat süreci ile ilgili gelişmeleri öğrenen Mazhar Alanson,<br />
hızla yükselen proje karşınında memnuniyetini gizlemiyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Grey Yapı<br />
Reklam Ajansı: Türk Mutfağı İletişim Hizmetleri<br />
Ajans Başkanı: İbrahim Güler<br />
Kreatif Ekip: Alim Aras, Dilara Yeşildağlı, Fatih Akgül<br />
Müşteri İlişkileri: Melek Çakıcı<br />
Prodüksiyon Şirketi: Sugar Rush<br />
Yönetmen: Ali Erdemci<br />
Daha çok yaz...<br />
Pegasus’un yeni reklam filminde, Pegasus misafirlerinin yaz<br />
tatillerini yurt içinde ve yurt dışında diledikleri şehirlerde geçirerek<br />
yaz mevsimini dolu dolu hissederek yaşayabilecekleri<br />
fikri üzerinden iletişim yapılıyor. Yaza davet eden reklam<br />
filminin çekimleri, Barselona’da 9, Antalya ve Alanya’da ise 5<br />
ayrı mekanda, yaklaşık 35 ana oyuncu ve 90 figüran oyuncu<br />
ile gerçekleşti. Ana çekimlerde oyuncular dışında Türkiye’de<br />
yaklaşık 60 kişilik ekip yer aldı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Kampanya adı: Daha çok yaz<br />
Reklamveren: Pegasus<br />
Reklamveren temsilcisi: Onur Dedeköylü,<br />
Sibel Yaman Kavuklu, Nazlı Elif Tan<br />
Reklam ajansı: Rafineri<br />
Yaratıcı yönetmen: Ufuk Uslu<br />
Yaratıcı grup lideri: Setenay Özcan Yıldırım<br />
Yaratıcı grup: Melih Edis, Cihan Eryılmaz, Yusuf Kayhan,<br />
Tuğkan Cabbar, Fırat Eren<br />
Stratejik planlama: Canan Pehlivanoğlu, Can Çalışkan,<br />
Tuna Ongu<br />
Marka takımı: Erbek Onur, Çağla İshak<br />
Ajans prodüktörü: Kerem İlbeyli<br />
Yönetmen: Serdar Dönmez<br />
Yapım şirketi: Depo film<br />
Yapımcılar: Ender Sevim, Melisa Gürkan<br />
40 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Yedigün Meyve Bahçesi...<br />
‘Türkiye Meyvesini Seçiyor’ kampanyası için çekilen reklam<br />
filminde meyvesini seçtirmeyen manavdan çıkarak Yedigün<br />
Meyve Bahçesi’ne girenler, istedikleri meyveleri seçmenin<br />
keyfini yaşıyor. Yedigün reklam filminde Kenan Doğulu’nun<br />
‘Aşk Oyunu’ isimli sevilen şarkısına yazılan yeni sözlerle, tüketicilere<br />
seçeneklerinin fazla olduğu ve istediklerini seçebilecekleri<br />
anlatılıyor.<br />
Siemens Ankastre’nin “mükemmel bir mutfak lüks değil” mesajıyla<br />
hazırladığı yeni reklam kampanyasının, cookControl68<br />
ankastre fırın için çekilen ilk filmi yayına girdi.<br />
Reklam filminde; tasarımıyla mutfaklara şıklık katan, teknolojik<br />
ve fonksiyonel özellikleriyle hayatı kolaylaştıran Siemens<br />
ankastre fırının, profesyonel aşçıların ustaca pişirdiği<br />
birçok yemeği, lezzetli ve kolay bir şekilde pişirdiği anlatılıyor.<br />
68 farklı yemeği aşçıların ustalığıyla pişirebilen cook-<br />
Control68 fırının üstün özellikleri, mutfakta yemek pişirmek<br />
için sıraya giren onlarca profesyonel aşçı üzerinden şaşırtıcı<br />
ve eğlenceli bir anlatımla sunuluyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: YEDİGÜN<br />
Reklamveren yetkilileri: Deniz Aktürk Erdem,<br />
Seren Çankırı, Umut Pakkan, Melih Şener<br />
Reklam Ajansı: Karbonat<br />
Yaratıcı Yönetmen: Cenk Gümüşçüoğlu<br />
Strateji: Elif Özkacar<br />
Reklam Yazarı: Varol Döken<br />
Yaratıcı Ekip: Levent Aybay, Bora Gündüz, Elif Özkacar,<br />
Murat Can Erkahraman, Nilay Tan<br />
Ajans Prodüktörü: Metehan Korkmazel<br />
Marka Yönetimi: Nazlı Özçetin, Naz Kurtuluş<br />
Yapım Şirketi: ShortCut<br />
Yönetmen: Müfit Samık<br />
Yapımcı: Esra Seyrekbasan Onar<br />
PepsiCo Prodüksiyon Danışmanı: Sena Alpsan<br />
Jingle: JingleHouse<br />
Şarkı: Kenan Doğulu<br />
Koreografi: Sanem Demirkaya<br />
Mükemmel bir mutfak lüks değil...<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Siemens Beyaz Eşya<br />
Reklamveren Yetkilisi: Ayşe Özkaya, Gamze Su<br />
Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB<br />
Yaratıcı Bölüm Başkanı: Kurtcebe Turgul<br />
Kreatif Direktör: Gökhan Erol<br />
Yaratıcı Grup: Eren Koçaker, Engin Erden<br />
Müşteri İlişkileri Grubu: Aslı Bleda, Miray Türker,<br />
Filiz Şahin<br />
Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek<br />
Yapım Şirketi: Shortcut<br />
Yönetmen: Ariel Goldenberg<br />
Müzik: Ömer Ahunbay<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 41
Arnavut
Gezi<br />
tluk’ta dört gün...<br />
Vize istemiyor olması ve ucuz uçak bileti<br />
alabildiğimiz için 4 günlük tatilimizi Arnavutluk’ta<br />
geçirmeye karar verdik. Pegasus havayollarından 240 TL’ye<br />
gidiş-dönüş uçak biletimizi aldıktan sonra, booking.com’dan<br />
merkeze yakın bir konumda otel rezervasyonu da yaptırdık.<br />
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / svldbn@gmail.com<br />
Vize istemiyor olması ve ucuz uçak bileti<br />
alabildiğimiz için 4 günlük tatilimizi<br />
Arnavutluk’ ta geçirmeye karar verdik.<br />
Pegasus havayollarından 240 TL’ ye<br />
gidiş – dönüş uçak biletimizi aldıktan<br />
sonra, booking.com’ dan merkeze<br />
yakın bir konumda otel rezervasyonu<br />
da yaptırdık.<br />
Uçağımız 14:20’ de kalktı ve 1,5 saatlik<br />
yolculuktan sonra Tiran’ a vardık. Tiran<br />
Rahibe Teresa Havaalanı oldukça<br />
küçük bir yer. Havaalanından çıkıp<br />
sağnak yağmur altında minibüs’ e<br />
binip, Tiran merkeze gitmek üzere yola<br />
koyulduk. Ulaşım çok ucuz:) Oldukça<br />
eski olan minibüs’ e 19 km’ lik yol için 5<br />
TL (250 Leke) ödedik.<br />
Merkezde inip oteli bulmak için yürümeye<br />
başladık. Biraz zor oldu ama<br />
2 tane polis sayesinde oteli bulduk<br />
ve onları eşliğinde otele vardık. Polis<br />
nezaretinde gidince, otel sahibi hanım<br />
biraz işkillendi ama durumu öğrenince<br />
sorun çıkmadı:)<br />
Eşyalarımız yerleştirip, turistik haritanında<br />
fotoğrafını çektikten sonra keşfe<br />
başladık. Haritanın aslını bulamadığımız<br />
için tüm gezi boyunca fotoğrafından<br />
faydalandık.<br />
Keşiften önce Arnavutluk hakkında<br />
biraz bilgi vereyim.<br />
Arnavutluk Cumhuriyeti, (Arnavutça:<br />
Republika e Shqipërisë), Balkan<br />
Yarımadası’nda yüzölçümü 28,748<br />
km² olan bir ülke. Komşuları kuzeyde<br />
Karadağ, kuzeydoğusunda Kosova,<br />
doğusunda Makedonya ve güneyinde<br />
Yunanistan. Ülkenin batısında da Adriyatik<br />
Denizi ve güneybatısında İyonya<br />
Denizi’ne kıyısı var.<br />
Arnavutlar, tarihçilere göre eski İlliryalıların<br />
devamı. Antik İllirya bugünkü<br />
Dalmaçya sahil bölgesi, (bugünkü Hırvatistan<br />
ve Karadağ) ve pek çok Roma<br />
İmparatoru bu bölgeden çıkmış.<br />
Enver Hoca’nın 1941 - 1985 yılları<br />
arası tüm dünyaya kapatarak komünist<br />
düzende yönettiği ülke olan Arnavutluk,<br />
neredeyse 50 yıl boyunca dünyadan<br />
izole bir şekilde yaşamış. Hiç bir<br />
Arnavutun ülke sınırları dışına çıkmasına<br />
izin verilmemiş, ve hiç bir yabancının<br />
da ülke topraklarına girmesine<br />
müsade edilmemiş. Kuzey Kore misali,<br />
ülke yıllarca dünyadan izole biçimde<br />
yaşamış. Enver Hoca zamanın tüm komünist<br />
güçleriyle kavga ederek giderek<br />
içine kapanmış ve tek başına kalmanın<br />
korkusuyla ülkenin 4 bir tarafına<br />
750.000 adet “bunker” (askeri sığınak)<br />
yaptırmış. Ülke nüfusu 3.5 milyon olduğu<br />
düşünülürse nerdeyse her 5 kişiye<br />
bir bunker düşmekte. Bunker’ ları ülkenin<br />
4 bir yanında görmek mümkün.<br />
Enver Hoca zamanında, Arnavutluk<br />
terlikten , ampüle , bisikletten , tuğlaya<br />
kadar herşeyi kendisi üretmiş ve kendi<br />
kendine yetmeye çalışmış. Enver<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 43
Gezi<br />
Hoca’nın ölümünden sonra komünist<br />
düzen devam etse de onun zamanındaki<br />
kadar sert geçmemiş. Mart<br />
1992‘de komünist düzen sona ermiş.<br />
92 - 98 yılları arası Enver Hoca zamanında<br />
kurulan tüm fabrikalar , devlet<br />
hizmet binaları, betonların içindeki<br />
demirlere kadar herşey talan edilmiş.<br />
Zamanında standart bir yaşam için<br />
herşeyi üretebilen ülke , artık hiçbirşey<br />
üretemez hale ge ip, tamamen dışarıya<br />
bağımlı hale gelmiş. Herkes işini<br />
kaybetmiş ve fakirlik yaygınlaşmış.<br />
2000’ den sonra yabancı fonların desteği<br />
ile ülke altyapsını yeniden inşaa<br />
etmeye başlamış ve halen de devam<br />
ediyor.<br />
Bu kısa bilgiden sonra gezi yazısına<br />
devam ediyorum :)<br />
Otelden ayrılmadan önce nerede<br />
yemek yiyebileceğimiz sorduk. Hanım<br />
efendi bizi otantik bir restaurant olan<br />
“Oda” isimli yere yönlendirdi. Restaurant<br />
Avni Rüstemi Caddesine giderken<br />
bir ara sokakta. Tiran’ ın bu kısmı<br />
gecekondu mahallesi gibi. Eski evler,<br />
pazarlar var.<br />
Caddede dolanırken bizi yağmur yakaladı,<br />
biz de gökkuşağını yakaladık.<br />
Hoca’nın ölümünden<br />
sonra komünist düzen devam<br />
etse de onun zamanındaki<br />
kadar sert geçmemiş.<br />
Mart 1992‘de komünist<br />
düzen sona ermiş.<br />
Bu caddede sıra sıra kafeler var fakat<br />
daha çok birahane tipinde yerler. Biranızı<br />
içip yemeğinizi yiyebiliyorsunuz.<br />
Burada kelle ve kokoreç oldukça talep<br />
görüyor. Sokakları dolaştıktan sonra<br />
Oda’ yı bulup daldık içeri.<br />
İçerisi otantik eşyalarla döşenmiş eski<br />
bir ev burası. Dışarıda minik bir bahçesi<br />
var. İçeride 2 gözlü bir restaurant.<br />
Duvarında aileye ait siyah beyaz<br />
fotoğraflar, el işi danteller, eski bakraçlar<br />
var. Oldukça şirin bir yer. Mekanı<br />
işleten hanım, İngilizce bilmiyor fakat<br />
yemek isimleri biraz Türkçe’ yi andırıyor.<br />
Ben arnavut ciğeri yemek istedim<br />
ama orada öyle bir şey yok:) Ciğer var<br />
fakat konsept farklı. Güveçte, peynir,<br />
soğan, salça ve baharatlarla pişmiş ciğer.<br />
Tadı 10 numara 5 yıldız. Resmen<br />
mest oldum yerken.<br />
Onun haricinde ıspanaklı Arnavut<br />
böreği ve içi peynir dolu biberlerden<br />
söyledik. Bir de söğüş salata. Onların<br />
mutfağında da bol bol salata, domates<br />
ve biber var. Damak tatları bizimkine<br />
çok yakın. Arnavutluk’ ta ev yapımı<br />
rakı da çok meşhur. Yemekle birlikte<br />
hanımefendi bize rakı da getirdi.<br />
44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
Sonra gözümüze bir mekan<br />
kestirip biralarımız içtik.<br />
Tiran’ daki insanlar 2 tane<br />
turist kadını biraz yadırgadılar.<br />
Bizim rakının yerini tutmasa da tadı<br />
fena değil. Sek içiliyor bunlar. Bir iki<br />
çeşidini denedik, en çok böğürtlenden<br />
yapılanını sevdik.<br />
Yemeğimizi kalktık ve bir kafe ya da<br />
bara gidelim dedik. Biraz ileride bir<br />
mekanı gözümüze kestirmiştik. 3 katlı<br />
müstakil bir bina, çok şık bir yer, dışarıdan<br />
bara benziyor. Daldık içeriye 2<br />
hatun. İçeriye girince de dumur olduk.<br />
Bize bakan yaklaşık 3 kadar erkek :)<br />
Maç seyreden abiler, o bölgede kadınlar<br />
pek dışarıya çıkmıyor akşamları.<br />
Dışarıda yeme içme kültürleri yok.<br />
Meraklı bakışlar altında (kendimi “Arabesk”<br />
filminde İstanbul’ u soran Müjde<br />
Ar gibi hissettim:)) gidebileceğimiz mekan<br />
isimlerini sorduk. Barmen çocuk<br />
bir kağıda mekan isimlerini yazıp verdi<br />
ve hemen dışarı attık kendimizi.<br />
İskender Meydanına yürüyüp mekan<br />
sorabileceğimiz insanlara bakındık.<br />
Sonra da gayet medeni bir çift bulup<br />
atladık önlerine. Tiran’ ın en gelişmiş<br />
bölgesi ve eğlence merkezinin olduğu<br />
yer olan Blloku’ yu tarif etti bize.<br />
Tiran çok küçük bir yer olduğu için<br />
heryere yürüyerek çok rahat gidebiliyorsunuz.<br />
Nihayet Blloku’ u bulduk<br />
ve sokaklarını arşınladık.<br />
Sonra gözümüze bir mekan kestirip<br />
biralarımız içtik. Tiran’ daki insanlar<br />
2 tane turist kadını biraz yadırgadılar.<br />
Hele de Türkiye’ den geldiğimizi<br />
duyduklarında hayret dolu gözlerle<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /45
Gezi<br />
bize baktılar.<br />
Biralarımızı içip biraz da üşüyünce<br />
otele gidip uyumaya karar verdik. Giderken<br />
de boş Tiran sokaklarının tadını<br />
çıkardık.<br />
İskender Bey Meydanı ışıl ışıl görünüyordu.<br />
Burada da led aydınlatma şehrin<br />
tüm güzelliğini gözler önüne seriyor.<br />
Meydanın tam ortasında Arnavutların<br />
ulusal kahramanı İskender Bey’in atın<br />
üstünde olduğu bir heykel bulunuyor.<br />
Meydanın çevresinde Milli Tarih<br />
müzesi,Ethem Bey Camii,belediye binası<br />
ve diğer hükümet binaları bulunuyor.<br />
Sessiz Tiran sokaklarında yürüyüp<br />
otelimize gittik.<br />
Sabah odamızın içine doğan güneşle<br />
uyandık ve bu güneşli havayı denizin<br />
kenarında, Durres’ te geçirmeye karar<br />
verdik.<br />
Tiran’ da İngilizce bilen çok az olduğu<br />
için zor bela nereden otobüse binebileceğimizi<br />
öğrendik. 2 km kadar<br />
yürüdükten sonra minibüslerin kalktığı<br />
durağı bulduk. Minibüsler çok çok eski<br />
ve dökülmek üzere. Hızları 60 km’ yi<br />
geçmiyor. Durres – Tiran arası 38 km.<br />
Yaklaşık 1 saat süren yolculuğun ardından<br />
Durres’ e vardık. Otogarda inip<br />
sahile doğru yürüdük. Yine sora sora<br />
Arnavutluk’ un en büyük<br />
liman kenti.<br />
Durres’te görülecek yerler,<br />
Kral Zoro Sarayı, Antik<br />
Tiyatro,<br />
Durres Kalesi ve kiliseler.<br />
sahil yolunu bulduk.<br />
Sahilde bizi 15. yy’ da Bizanslılar<br />
tarafından inşa edilen Venetian kulesi<br />
karşıladı. Durres, Tiran’ dan sonra,<br />
Arnavutluk’ un 2. büyük şehri.<br />
Kale, günümüzde restaurant olarak<br />
kullanılıyor. Üst katın manzarası gayet<br />
iyi fakat şehirde pek iştah açıcı bir<br />
durum yok.<br />
Durres, Arnavutluk’ un Batı Avrupa’ ya<br />
açılan kapısı durumunda. Limandan<br />
her gün İtalya’ya dev feribotlar hareket<br />
ediyor. Arnavutluk’ un en büyük liman<br />
kenti. Durres’ te görülecek yerler, Kral<br />
Zoro Sarayı, Antik Tiyatro, Durres Kalesi<br />
ve kiliseler. Kule civarında hızlıca<br />
bir şeyler yedikten sonra Durres’ i gezmeye<br />
başladık. Parktaki şirin heykeller<br />
oldukça hoşumuza gitti.<br />
Sahil şeridindeki Pazar tezgahları ve<br />
satılan eşyalar halkın durumunu gayet<br />
açık bir şekilde gözler önüne seriyor.<br />
İstanbul’ un 30 yıl önceki hali geldi<br />
aklıma.<br />
Sahilde ayı oynatan çingeneler bile<br />
gördük. Fakat para karşılığında<br />
fotoğraf çektirdikleri için fotoğraflarını<br />
çekmedik. Hayvanların böyle şeylere<br />
alet edilmesine üzülüyorum.<br />
46 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
Durres’ in bu kısmı nispeten daha<br />
zengin. Şık ve güzel restaurant’ lar var.<br />
Deniz çok berrak. Suyun dibini çok net<br />
görebiliyorsunuz.<br />
Minik sahil turunu da bitirip şehrin iç<br />
tarafına doğru yürüdük ve kaleden<br />
kalan surları gezdik. Artık surların içleri<br />
ev olarak kullanılıyor. Fakat son derece<br />
köhne evler.<br />
Şehir yeniden yapılandırılıyor. Yeni<br />
inşa edilen oteller ve binalar var.<br />
Sokak aralarını da gezip bitirince daha<br />
fazla vakit kaybetmeyip Tiran’ a dönelim<br />
dedik. Otogara gittik fakat oraya<br />
gidince fikrimizi değiştirip Elbasan’ a<br />
gitmeye karar verdik. Akşam Elbasan<br />
tava yer, öyle döneriz dedik:)<br />
Otogardan Elbasan minibüslerine bindik.<br />
Buradaki minibüsler daha da eski.<br />
Minibüs dolunca tıngır mıngır yola<br />
çıktık. Yine 60 km sürat ile:)<br />
Durres – Tiran arası 83 km fakat biz o<br />
yolu 2 saatte gittik. Yollar çok bozuk,<br />
delik deşik asfalt ve daracık. Aradaki<br />
tüm köylerde durduk. Darallar geldi<br />
gitti bana.<br />
Yol boyunca yüzlerce “bunker” gördük<br />
yeşil arazilerde. Dikkatimi en çok da<br />
yol üzerindeki mezarlar çekti. 50’ ye<br />
yakın mezar gördüm. Bunlar sadece<br />
gördüklerim. Hepsinin etrafı yapma<br />
çiçeklerle süslüydü.<br />
Elbasan, Arnavutluk’ un<br />
3. büyük şehri.<br />
Böylece 3 büyükleri gezmiş<br />
oluyoruz :)<br />
Fatih Sultan Mehmet’in<br />
1466’daki seferi sırasında,<br />
Fatih burada konaklamış ve<br />
buraya “İl-basan”<br />
ismini vermiş.<br />
2 saatlik yolculuğun ardından otogarda<br />
minibüsten indik ve zor bela şehir<br />
merkezini öğrendik. Meğerse minnacık<br />
bir yermiş.<br />
Merkezde kocaman bir meydan var.<br />
Herşey bu meydan da toplanmış. Meydana<br />
ulaşmak için Aqif Pasha Parkından<br />
geçiyorsunuz.<br />
Parkın hemen köşesinde etnoğrafya<br />
müzesi var fakat saat 15:00’ de kapanmış.<br />
Dolayısıyla içini gezemedik.<br />
Elbasan, Arnavutluk’ un 3. büyük şehri.<br />
Böylece 3 büyükleri gezmiş oluyoruz :)<br />
Fatih Sultan Mehmet’in 1466’daki<br />
seferi sırasında, Fatih burada konaklamış<br />
ve buraya “İl-basan” ismini vermiş.<br />
Büyük bir kalenin inşa ettirilmesinin<br />
ardından Osmanlı’nın sancağı haline<br />
gelmiş. Bu dönemde doğal olarak şehir<br />
gelişmiş ve Arnavutluk’ta İslam’ın<br />
merkezlerinden biri haline gelmiş.<br />
Ancak pek çok kilise de inşa edilmiş.<br />
Sonuçta Elbasan’da kozmopolit<br />
bir yapı oluşmuş. 2. Dünya Savaşı<br />
sırasında şehir bayağı tahrip edilmiş,<br />
sonrasında ise komünizmin idealleri<br />
doğrultusunda bir endüstri şehri haline<br />
gelmiş. Şehre girmeden önce bir tepeden<br />
aşağı iniyor minibüs, o sırada,<br />
endüstrileşmenin ve komünizmin<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 47
Gezi<br />
kalıntıları devasa fabrikalar karşımıza<br />
çıktı. Neredeyse ovayı kaplayan şehrin<br />
kıyısında, kahverengi, paslı, metalik<br />
endüstri tesisleri göğe yükselen<br />
bacalarıyla, masif yapılarıyla Mad-Max<br />
filminin dekorunu andırıyordu.<br />
Kaleyi sorduğumuzda parkın ilerisinde<br />
dediler. Bakındık ama kaleye benzer<br />
bir şey göremedik. Parkın içinden geçtikten<br />
sonra meydana çıktık ve kaleyi<br />
görünce dumur olduk. Kalede bi’ lokma<br />
bir şey çıktı. Tek katlı ev gibi bir kale.<br />
Meydanın bir köşesinde de Bezistanit<br />
Bazilikasının kalınıtılarına rastladık.<br />
Bazilikanın hemen yanında Remax<br />
emlaktan satılık tarihi bir hamam da<br />
bulduk. Minik meydanı gezdikten sonra<br />
sur içlerini de keşfetmek için sur kapısından<br />
içeri daldık. Sur kapısındaki<br />
çeşmeden de su içmeyi ihmal etmedik.<br />
İlk girişte 2 tane şık bar karşılıyor sizi<br />
sonra da betonarme evler. Sanırım<br />
burası Elbasan’ ın en lüks semti.<br />
Sur içindeki sokaklar oldukça eski ve<br />
taşlardan yapılmış. Evler de sokak<br />
da çok şirin. Kale içindeki gezinirken<br />
karşımıza Sultan Camii (Xhamia<br />
Mbretërore) çıktı. Cami 1492 yılında 2.<br />
Beyazıd tarafından yaptırılmış.1967’de<br />
kapatılan cami, 1990’da yeniden<br />
ibadete açılmış. Muhtemelen bu camii<br />
48 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Arnavut erkekleri kadınlara<br />
karşı çok kaba, tam<br />
anlamıyla hödükler.<br />
Orada kadınlar ikinci sınıf<br />
insan. Yemek muhteşem<br />
fakat servis rezildi.<br />
de yağmalanmış ve eski halinden eser<br />
kalmamış. Restora edilip kullanılmaya<br />
devam ediliyor.Saat kulesine<br />
ve meydana tekrar bakındıktan<br />
sonra Elbasan tava yemek için<br />
uygun bir mekan aradık.<br />
Kimse ingilizce bilmediği için<br />
mekanı bulmak oldukça zor<br />
oldu. İtalya’ da yaşayıp oralı<br />
olan bir tane abi bize yol gösterdi.<br />
Oranın en meşhur yeri<br />
Real Scampes’ miş.<br />
Mekan, kalenin yuvarlak kulelerinin<br />
içine yapılmış. Kapıdan<br />
girince ortam birden değişti.<br />
Yemyeşil bir bahçe, mis kokulu<br />
bahar çiçekleri. Mekana bayıldık.<br />
Babil’ in Asma Bahçeleri<br />
geldi aklıma.<br />
Bahçeyi mest olmuş bir vaziyette<br />
dolandıktan sonra yemek<br />
yemek için restaurant kısmına oturduk.<br />
Restaurant kısmı da oldukça şıktı.<br />
Arnavutluk’ ta gittiğim en güzel mekan<br />
burasıydı. Elbasan tava yemeğe<br />
gittiğimiz için onu sipariş ettik, yanına<br />
da kırmızı şarap. Tadı gerçekten<br />
muhteşemdi. Yemeğimizi yiyip güneşi<br />
de batırdıktan sonra hesabı isteyip<br />
kalkmak istedik.<br />
Arnavut erkekleri kadınlara karşı çok<br />
kaba, tam anlamıyla hödükler. Orada<br />
kadınlar ikinci sınıf insan. Yemek muhteşem<br />
fakat servis rezildi. Neredeyse<br />
biz gidip kendimiz alacaktık yeni şarap<br />
siparişlerini. Fiyat listesinde sadece<br />
yemeklerin fiyatı yazıyor, içkilerin ki<br />
yok. Bize kadeh şarap için 100 Leke<br />
demişti garson fakat adisyonda 175<br />
yazıyordu. Kasada hesabı öderken<br />
servis yapan çocuk 200 leke dedi.<br />
Sonra iki garson birbirine girdi. Aradaki<br />
farkı cebe indirecekmiş meğerse abi.<br />
Özetle, hesap öderken kontrol etmekte<br />
fayda var. Garsonlara kıl olmuş bir<br />
vaziyette oradan çıkıp minibüse bindik.<br />
Tiran minibüs’ ü doldu ve nihayet kalktık.<br />
Tiran – Elbasan arası 45 km. Yaklaşık<br />
1 saat sürüyor, dur kalk derken.<br />
Biz sıcak minibüse girince şarabın da
Gezi<br />
etkisiyle minibüste uyumuşuz. Minibüs<br />
bir yerde durdu ve herkes indi. Fakat<br />
bir sokak arası olduğu için biz nereye<br />
geldiğimizi anlamadık. Şöföre sorduk o<br />
da ingilizce bilmiyor. Sonra adam birini<br />
aradı telefonu bana verdi. Adam, sorun<br />
ne dedi, ben de biz Tiran’ a gitmek<br />
istiyoruz, adam da, orası Tiran dedi.<br />
Sonra şöföre İskender Bey meydanın<br />
sorarak kahkahalar eşliğinde meydana<br />
yürüdük. Meğerse Blloku’ nun paralinde<br />
bir yerdeymişiz.<br />
Yolda yürürken, Tiran’ a ilk geldiğimiz<br />
gün gözüme kestirdiğim pastanenin<br />
önünden geçtik, bu sefer pas geçmedik,<br />
içeri daldık.Ne kadar pasta varsa<br />
hepsini söyledik. Tiramisu beni hayal<br />
kırıklığına uğrattı. Revaniye benzer<br />
fakat beyaz renkli, üzeri karamelli,<br />
görünütüsü pek afilli olmayan bir pasta<br />
vardı. İşte ona bayıldım. Muhteşemdi.<br />
Tatlımızı yedikten sonra yine Blloku’n<br />
yolunu tuttuk ve bir mekana gidip sohbet<br />
idip bir şeyler içtik.<br />
Ertesi gün Tiran içinde dolaşıp, alış<br />
veriş yapmayı planladık. Sabah kalkıp<br />
güzel bir kahvaltı ettikten sonra şehrin<br />
ara sokaklarını dolaştık. Bunker’ lar<br />
burada yolumuza çıktı. Savaşaı hatırlatan<br />
şeylerin parklarda olması çok itici<br />
geldi bana.Minik bir göletin etrafında<br />
Teleferiğe bindik başladık<br />
dağa doğru yol almaya. Teleferik<br />
gidiş-dönüş fiyatı 800 leke.<br />
Yol epey uzun. Yukarı çıkarken<br />
sağnak yağmur ve sis bastırdı.<br />
Aşağıda görünen<br />
yerler çok güzeldi.<br />
yer alan Grand Park’ ı gezdik. Hava<br />
kapalı olduğu için parkta çok fazla<br />
durmadık. Onu da bitirdikten sonra<br />
yapacak bir şey kalmadı:) Şehir o<br />
kadar minik ki.Baktık saat daha erken<br />
Dajti dağına gidelim dedik. Bindik bir<br />
otobüse, son durakta indik.<br />
O sırada yağmur başladı. Orada bir<br />
beyefendiye oraya nasıl gideceğimizi<br />
sorduk. Eğer yakınsa yürümek istiyoruz<br />
dedik. Abi önce bir tipimize baktı,<br />
sonra da etrafa, dedi ki takip edin beni.<br />
Bizi dağa çıkan teleferiğe kadar götürdü.<br />
İyi ki de öyle yaptı yoksa kaybolurmuşuz.<br />
Teleferiğe bindik başladık dağa doğru<br />
yol almaya. Teleferik gidiş-dönüş fiyatı<br />
800 leke. Yol epey uzun. Yukarı çıkarken<br />
sağnak yağmur ve sis bastırdı.<br />
Aşağıda görünen yerler çok güzeldi.<br />
Kocaman bahçesi olan evler, sebze,<br />
meyve bahçeleri, yemyeşil bir doğa.<br />
Turist olarak gelen için güzel de, orada<br />
yaşayan için gerçekten zor bir hayat.<br />
Sağnak yağmurun altında teleferikten<br />
inip koşa koşa restauranta girdik. Dajti<br />
dağında lüks bir otel bir de restaurant<br />
mevcut. Islanan eşyalarımızı kaloriferin<br />
üzerine serip sis manzarası<br />
eşliğinde yemeğimizi yedik.Son teleferik<br />
18:30’ da hareket edeceği için biz<br />
de yemeğimizi yiyiyp keyif yaptıktan<br />
sonra yine merkeze döndük. O akşam<br />
son akşamımız olduğu için yine Blloku’<br />
a gittik. Zaten gidecek başka da yer<br />
yok:)Çok güzel mekanlar var fakat<br />
içeride sifara içildiği için çok rahatsız<br />
edici. Dumandan gözleri yanıyor<br />
insanın. O sebepten bir kaç mekan<br />
gezmek zorunda kaldık. Saat epey<br />
geç olunca da yağmur altında ıslana<br />
ıslana otele döndük.Ertesi sabah uçağımız<br />
erken saatte olduğu için sabah<br />
erken kalktık. Çantaları alıp otobüs<br />
durağına giderken yine İskender Bey<br />
meydanından geçtik. Farketik ki hiç<br />
tarihi mekan gezmemişiz. Sadece<br />
keyif tatili yapmışız. Hiç olmazsa bir iki<br />
fotoğrafımız olsun diye yağmur altında<br />
hatıra fotoğrafı çekilip havaalanına<br />
doğru yola çıktık.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 49
Sinema<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Sinemanın Toplumdaki Etkisi...<br />
(<br />
reklam<br />
arası<br />
sinema)<br />
Sadece izlemenin değil yapmanın yapabilmenin etkisi, seçmenin seçebilmenin. Niye<br />
özgürlüktür sanat insanın kendini ifade etmesi ise. Sadece sanat yapan mı özgürdür.<br />
Sanat etrafına özgürlük dağıtır çünkü her gün aynı duvara bakan insana isteği desene,<br />
istediği renklere bakabilme özgürlüğü verir. Her gün aynı sözleri duyan adamın isteği<br />
kelimeleri okuyabilme, istediği fikirleri dinleme özgürlüğü verir. İstediğimiz dünyaları,<br />
hayallerimizi yansıtır sanat. İnsanın sınırlı hayal gücünü başkalarının yardımıyla<br />
genişletmesidir. Okuyucu anlamadan, boşlukları dolduramadan yazarın yazdıklarının ne<br />
anlamı vardır.<br />
Sinema sanatın bir bütünü gibidir. Resmin görselliği, anlatımın duysallığını,<br />
hikayenin empatisini tek bir eser içinde barındırır. İnsanların başka dünyalar başka<br />
hayatlara girdikleri bir boyuttur. Bizi en çok etkileyen şeyler izlediklerimiz midir, yoksa<br />
yaşadıklarımız mı? Yaşamamız için temiziyle, pisiyle, küfrüyle, tatlı diliyle, açığıyla,<br />
kapalısıyla her şeyi görmeli, duymalıyız gerçek hayattaki gibi aynen. İcra edildiği gibi,<br />
görülmesi istenildiği gibi. Sansürsüz; düz bir şekilde.<br />
Sansür ise sadece sanatçının ifade özgürlüğünü değil insanın istediklerini görme, okuma<br />
özgürlüğüne bir engeldir. Eserleri sansürlemek aynı zaman da görüşü de sansürlemek<br />
anlamına gelir. Yani dansçıyı dövmek değil daha çok izleyenin gözünü kapatmaya<br />
benzer. Aynı okulları kapatmanın öğretmeye değil öğrenmeye bir engel olması gibi.<br />
Haklarımızı yargı adı altında susturmalara yedirtmemeliyiz. Belki sanat karşılık veremez<br />
ama biz verebiliriz.<br />
50 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
20 yaşında
Kültür - Sanat<br />
Castrol ile Le Mans Heyecanı...<br />
100 yılı aşkınsüredir motor sporlarında dünyanın en iyi<br />
yarış takımları ile beraber çalışıp, sayısız başarılar elde<br />
eden Castrol, Türkiye’de de motor sporları tutkusu ve deneyiminibizzat<br />
son tüketiciye yaşatmak hedefiyle www.<br />
gucludeneyimler.com web sitesi üzerinden yepyeni bir<br />
kampanya serisine imza atıyor. Castrol Türkiye’nin sürekli<br />
olarak güncelleyeceği ve yeni etkinliklerini duyuracağı<br />
www.gucludeneyimler.com web sitesi üzerinden start alan<br />
kampanyanın ilk ayağında, en büyük hayalini paylaşan ve<br />
jüri tarafından seçilecek 2 talihli maceracı, Castrol EDGE<br />
destekli Audi Sport Takımı’yla 14-15 Haziran tarihlerinde<br />
Fransa’dadüzenlenecek 24 saatLe Mans yarışı heyecanına<br />
yerinde ortak olacak. 25 Mayıs gece yarısına kadar<br />
Castrol’ün www.gucludeneyimler.comadresli web sitesi<br />
üzerindenyaratıcı gücünü kullanarak, sınırlarını zorlayan<br />
en büyük hayalini paylaşanlar arasından seçilecek 2 talihli,<br />
aynı zamanda Castrol ve Audi’nin VIP konuğu olarak<br />
test sürüşleri dâhil olmak üzere benzersiz etkinlik ve konaklama<br />
ayrıcalıklarını da yaşama şansına erişecek.<br />
Karmakarışık...<br />
Aksigorta çalışanları<br />
tarafından 2008<br />
yılında kurulan “Ekmek<br />
Arası Tiyatro<br />
Kulübü”, İngiliz Yazar<br />
Ray Cooney’in<br />
“Karmakarışık” adlı<br />
oyunu ile tiyatroseverlerle<br />
buluşmaya<br />
hazırlanıyor.<br />
Bugüne kadar Aziz<br />
Nesin’in “Düdükçülerle<br />
Fırçacıların Savaşı”,<br />
Shakespeare’in “Bir<br />
Yaz Gecesi Rüyası”, Haldun Taner’in “Ay Işığında<br />
Şamata”, Haldun Dormen’in Amphytrion ve Moliere’in<br />
Cimri adlı oyunlarını sergileyen Aksigorta “Ekmek Arası<br />
Tiyatro Kulübü”, “Karmakarışık” adlı oyunu 14 Mayıs<br />
Çarşamba günü Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde saat<br />
20:00’de sergileyecek.<br />
Bir Dostluk Hikâyesi...<br />
Goody kedi - köpek mamalarının,<br />
Tiyatrokare ile birlikte<br />
hazırladığı ve tiyatro<br />
sanatçısı Nedim Saban tarafından<br />
kaleme alınan “Bir<br />
Dostluk Hikâyesi” adlı oyun,<br />
hayvan sevgisine duyarlı ve<br />
eğlenceli yaklaşımı ile şimdiye<br />
kadar 40’a yakın eğitim<br />
kurumunda ve sayısız kültür<br />
merkezinde sahnelendi.<br />
“Bir Dostluk Hikâyesi”, Goody’nin iş ortağı Hepsiburada.com’un<br />
misafir edeceği çocuklar için 10 Mayıs 2014<br />
tarihinde saat 14.00’de Profilo Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.<br />
Goody Çocuk Tiyatrosu’nun “Bir Dostluk Hikâyesi” adlı<br />
müzikli çocuk oyunu ile ilgili tüm detaylara www.facebook.com/Goodymama’dan;<br />
Goody markalı ürünler ve<br />
markanın sahibi Türkiye’nin ilk yerli kuru mama üreticisi<br />
Tropikal Pet hakkındaki bilgiye ise www.goody.com.tr ve<br />
www.tropikalpet.com.tr adreslerinden ulaşılabilirsiniz.<br />
52 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kültür - Sanat<br />
Diktatörlüğün Psikolojisi...<br />
İranlı Profesör Fathali M. Moghaddam’ın geçen sene Mayıs<br />
Ayı’nda Sn. Emine Erdoğan’a armağan ettiği kitap,<br />
Türkçe’ye çevrilerek raflardaki yerini aldı. 10 günde üçbinin<br />
üzerinde bir satışla, demokrasi ve psikoloji dengesini<br />
merak edenlere ışık tuttu.<br />
Kitapta, diktatörlüğün psikolojik analizi yapılırken; halkların<br />
diktatörlükten nasıl korunabileceklerine ve nasıl kurtulabileceklerine<br />
dair paha biçilmez öneriler de bulunuyor.<br />
Dünyadaki farklı diktatörlük örneklerini, psikolojik yaklaşımlarla<br />
sebep sonuç ilişkisine dayanarak ele alan Diktatörlüğün<br />
Psikolojisi; tarih, siyaset bilimi, psikoloji ve yaşanmış<br />
hikayeleri merak edenlere kolay ve anlaşılır bir dil ile<br />
roman tadında aktarıyor.<br />
Türkiye’de 3P Yayıncılık tarafından yayımlanan “Diktatörlüğün<br />
Psikolojisi”liderlik ve sosyal psikolojinin de incelendiği;<br />
okul, iş yaşamı ve günlük hayatta karşılaştığımız<br />
küçük büyük diktatörleri tanıma, anlama ve çözümlemeye<br />
dair ipuçlarını da içeriyor.<br />
Kokosnuss Türkiye’de...<br />
Sevimli, arkadaş canlısı, barışçı, sağlıklı beslenen ve çevreci<br />
yavru ateş ejderhası Kokosnuss’un maceraları 12<br />
kitap halinde Türkçe ’ye çevrildi. Çocukları her seferinde<br />
bambaşka ortamlara götürüp, farklı karakterlerle tanıştıran<br />
Kokosnuss, bir kitapta korsanlarla karşılaşırken, bir başka<br />
kitapta şövalyelerin esrarengiz dünyasına adım atıyor.<br />
Mumyalardan cadılara, vampirlerden Vikinglere dek farklı<br />
karakterlerle bir araya gelen Kokosnuss bir macerasında<br />
elinde define haritasıyla balta girmemiş gizemli ormanlarda<br />
hazine sandığını arıyor, bir başka macerasında<br />
Okyanus’a açılıyor, bir diğerindeyse Atlantis’i keşfediyor.<br />
Nefis çevirisi ve kaliteli baskısıyla abm Yayınevi tarafından<br />
çıkarılan seri şimdiden çocukların en favori kitaplarından<br />
biri olmayı başardı. Alman yazar ve çizer IngoSiegner tarafından<br />
ilk macerası 2002 yılında Almanya’da yayınlanan<br />
Kokosnuss, bugüne dek Avrupa’nın hemen hemen her<br />
ülkesinde yayınlandı, onlarca farklı dile çevrildi ve büyük<br />
bir beğeniyle okundu. Film çalışmaları devam eden Kokosnuss<br />
bugün Avrupa’nın en tanınan ve sevilen çocuk<br />
karakterleri arasında yer alıyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 53