26.03.2017 Views

marketing europe & anatolia Sayı: 029

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Tarih: Mayıs 2014 <strong>Sayı</strong>: 29<br />

retorik<br />

Ben nerde<br />

yanlış yaptım?<br />

kelebeğin<br />

fırtınası<br />

Sen neyin<br />

peşindesin...<br />

Eğitim şart


İçindekiler<br />

<strong>marketing</strong><br />

<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

<strong>Sayı</strong>:29 Tarih: Mayıs 2014<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve<br />

Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />

e-mail: eksantrik@eksantrik.com<br />

P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />

Genel Yayın Yönetmeni ve<br />

Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />

Elvin Ekşioğlu<br />

e-mail: elvin@eksantrik.com<br />

P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />

Haber ve Fotoğraflar<br />

Agency Europe & Anatolia<br />

Katkıda Bulunanlar<br />

Nurgül Eryıldır Günay<br />

Ali Erdem Ekşioğlu<br />

Seval Duban<br />

Ekim Sölemez<br />

Kısa Kısa 04 - 07<br />

Yeni Ürünler 10 - 11<br />

Medya Dünyası 12 - 13<br />

Röportaj 14 - 17<br />

kelebeğin fırtanası 19<br />

Danışman<br />

Abdullah Ekşioğlu<br />

İlan Rezervasyon<br />

Ayşe Yılmaz<br />

Reklam Dünyası 20 - 23<br />

Yayın Türü<br />

Süreli Yayın<br />

Yönetim Yeri<br />

Agency Europe & Anatolia<br />

Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.<br />

Deniz Ap. No: 21 /15<br />

Kadıköy - İstanbul - Tr.<br />

Tel: +90 555 233 24 41<br />

e-mail: meadergi@gmail.com<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Agency Europe & Anatolia tarafından<br />

Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />

Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri<br />

San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya<br />

da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />

çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />

Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki<br />

görüşler ve hukuki<br />

sorumluluk yazarlara aittir.<br />

Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />

hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />

mobil: http://m-mea.eksantrik.com<br />

http://www.facebook.com/meadergi<br />

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />

Röportaj 24 - 26<br />

retorik 29<br />

Kampanyalar 31 - 41<br />

Gezi 42 - 49<br />

Reklam arası sinema 50<br />

Kültür Sanat 52 - 53<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1


Köşe<br />

Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />

( editörden<br />

)<br />

Eğitim şart...<br />

Uzun süredir Türk reklamcılığını yakından takip ediyorum, bu arada yabancı<br />

ülkelerdeki örnekleri de gözlemleme şansım oluyor. Belki dostlarımız bana alınacak<br />

ama uluslararası modellerle karşılaştırıldığında Türk reklamcılığının çok da iyi bir<br />

konumda olduğunu söyleyemeyeceğim.<br />

Maalesef altyapısız, bilgi birikiminden yoksun taklitçilik bu sektörü de kıskaca almış<br />

durumda. Piyasada yetkinliğini kanıtlamış, reklamcılığı hakkıyla yapan kişi ve<br />

kurumları ayrı tutarak belirtmeliyim ki sektörün genel yapısı çok da iç ferahlatıcı değil.<br />

Giriş puanları düşük özel okullardan sadece öğrenebildikleri, üç beş kelime İngilizce<br />

ile okuduklarını anlamaktan aciz olarak mezun olmuş bir grup lümpen, sektörün<br />

çoğunluğunu kontrol altında tutuyor. Hal böyle olunca, marka oluşturmaktan,<br />

kurumsal kampanyalardan uzak sadece sıcak satış hedefleyen, hedef kitleye<br />

ulaşmak bir yana kıyısından bile geçmeyen birsürü çöp, piyasada kirlilik yaratmaya<br />

devam ediyor.<br />

Aslında burada reklamverenin ajans seçimini doğru yaparak bu kirliliği<br />

önleyebileceğini söylemek isterdim. Ancak onların da kurumlarında ajans seçimine<br />

katkıda bulunan kadroları az önce bahsettiğim kifayetsiz elemanlardan oluştuğu için<br />

böyle bir seçenek de yakın zamanda mümkün görünmüyor.<br />

Uzun lafın kısası "eğitim şart" piyasa rekabet koşulları doğal seçilim sürecinde reklam<br />

sektörüne de normalleşmeyi getirecektir.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3


Kısa Kısa<br />

GREAT Festival of Creativity...<br />

‘GREAT Yaratıcılık Festivali’ dünyada ilk kez 20-22 Mayıs<br />

tarihlerinde İstanbul’da düzenleniyor. Festival, yaratıcılığın<br />

ön planda olduğu moda, tekstil, tasarım, mimarlık, lüks,<br />

teknoloji ve inovasyon, yiyecek ve içecek, eğitim ve sağlık<br />

gibi sektörlerde Birleşik Krallık’ın en girişimci, en ilham<br />

verici ve en etkileyici projelerini ve alanlarında dünyaca<br />

ünlü isimlerini İstanbul The Seed’de bir araya getirecek.<br />

‘GREAT Yaratıcılık Festivali, günümüz dünyasında en büyük<br />

rekabet avantajlarından biri olan yaratıcılığın her alanda<br />

oluşturduğu değeri, Birleşik Krallık’tan kişi ve kurumların<br />

yaratıcılıklarıyla farklı sektörlere yaptıkları katkıları ve<br />

sundukları çözümleri vurgulamayı amaçlıyor.<br />

Düzenlenecek panel ve oturumlarda konuklar dünyaca<br />

ünlü konuşmacıları izleme, masterclass çalışmalarına<br />

katılma ve Founders Forum, London Design Festival ve<br />

British Fashion Council gibi kurumlar tarafından düzenlenen<br />

networking seanslarında yer alma fırsatı bulacaklar.<br />

Festival alanındaki sergi, farklı sektörlerdeki yaratıcı ve<br />

ilham verici çalışmaları görme ve deneyimleme olanağı<br />

sunarken, ünlü İngiliz sanatçı Paul Cocksedge’in Birleşik<br />

Krallık ve Türkiye Cumhuriyeti bayraklarından ilham alarak<br />

yarattığı Festival’e özel enstalasyon çalışması da yine<br />

The Seed’de sergilenecek.<br />

Üç gün sürecek ‘GREAT Yaratıcılık Festivali’nde yenilikçilik<br />

ve yaratıcılığın şirketlere ve sektörlere sağladığı katma<br />

değere ve Birleşik Krallık’ın yaratıcı çözümlerine örnek<br />

oluşturan pek çok proje ve tasarım tanıtılacak. Ayrıca, düzenlenecek<br />

panellere ve masterclass çalışmalarına dünyaca<br />

ünlü bir çok konuk katılacak.<br />

KalDer Genel Kurulu yapıldı...<br />

Türkiye Kalite Derneği’nin (KalDer) Genel Kurulu 25 Nisan<br />

2014 tarihinde Marmara Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.<br />

A.Hamdi Doğan, yeniden KalDer’in Yönetim Kurulu<br />

Başkanı oldu. Yönetim kurulu üyeliklerini ise, sivil toplum<br />

kuruluşları, KOBİ, akademi dünyası ve özel sektörün<br />

önemli temsilcilerinden Yılmaz Bayraktar (Tüpraş)-<br />

KalDer Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, Dr.Hasan Kuş<br />

(Acıbadem Üniversitesi) – KalDer Yönetim Kurulu Başkan<br />

Yardımcısı, Emin Direkçi (Partner Çelik) KalDer Yönetim<br />

Kurulu Sayman Üye, Ata Selçuk (Eczacıbaşı Holding),<br />

Bilal Aslan (İGDAŞ), Cem H. Bektaş (Servodata), Erdal<br />

Elbay (Maysan Mando), Dr.Erhan Baş (Bilim İlaç), Prof.<br />

Dr.Funda Sivrikaya Şerifoğlu (Düzce Üniversitesi), Fahir<br />

Altan (Saab International), Fügen Toksü (Türkiye Halkla<br />

İlişkiler Derneği), Görgün Özdemir (Otokoç), Hakan Öker<br />

(Kordsa Global), Necip Özçer (LC Waikiki), Orhan Ünal<br />

(Viko), Osman Ünal (Ekol Lojistik), Pınar Kalay (Vodafone<br />

Türkiye), Sami Boydak (İstikbal Mobilya), Sedat Soybay<br />

(Mass Arıtma), Steven Young (BOSCH), Turgay Yılmaz<br />

(Yılmazlar A.Ş) üstlendi.<br />

A. Hamdi Doğan, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı seçil-<br />

dikten sonra bir açıklama yaparak şunları söyledi:<br />

“Türkiye’nin önde gelen bir sivil toplum kuruluşunun 3.<br />

dönem yönetim kurulu başkanı seçilmiş olmaktan dolayı<br />

büyük mutluluk duyuyorum. Kalite gönüllülerinin arasında<br />

yer almanın bir ayrıcalık olduğuna yürekten inanıyorum.<br />

Türk iş dünyasının kalite alanında kaydettiği ulusal ve<br />

uluslararası başarılara tanıklık etmiş ve katkı sağlamış biri<br />

olarak, KalDer’in bu süreç içindeki başarılarını daha ileri<br />

bir noktaya taşımayı hedefliyoruz.<br />

4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kısa Kısa<br />

Şişecam Topluluğu<br />

ilk çeyrek...<br />

Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı Mart<br />

ayı sonu itibariyle net karı 132 milyon TL<br />

oldu. Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı<br />

Ocak-Mart dönemindeki konsolide net<br />

satışları 1,6 milyar TL olarak gerçekleşti.<br />

2013 ilk çeyreğine kıyasla, bu yılın ilk<br />

çeyreğinde yurtiçi ve yurtdışındaki kuruluşlarında<br />

% 7,5’luk bir artışla 903 bin<br />

ton cam üreten Şişecam Topluluğu’nun<br />

soda üretimi ise % 10 artarak 524 bin tona ulaştı.<br />

Şişecam Topluluğu’nun Genel Müdür Prof. Dr. Ahmet Kırman,<br />

ilk üç aylık sonuçlarla “Mart ayı sonu itibariyle konsolide net<br />

satışlar, önceki yılın % 30 üzerinde 1.638 milyon TL olarak<br />

gerçekleşti. Brüt kar marjımız % 30, brüt karımız ise 492 milyon<br />

TL seviyesinde oluştu. Ebitda marjındaki kademeli olarak<br />

sürmekte olan iyileşme, Mart üç aylık döneminde de devam<br />

etti ve üçüncü ay sonu itibariyle konsolide Ebitda marjımız %<br />

22 oranında gerçekleşti. 2014 yılı Mart sonu itibariyle önceki<br />

yılın aynı döneminin % 80 üzerinde 363,5 milyon TL seviyesindeki<br />

konsolide Ebitda hacmine ulaşıldı. 131,9 milyon TL tutarındaki<br />

toplam, 132,8 milyon TL tutarındaki ana ortaklık payına<br />

düşen net kar oluştu.”<br />

Çimsa, ilk çeyrek...<br />

LG, 2014’ün<br />

ilk çeyrek sonuçları...<br />

LG Electronics ilk çeyrekte geçen<br />

yılın aynı dönemine oranla<br />

yüzde 319 daha fazla net kar<br />

elde ettiğini açıkladı. LG Ev<br />

Eğlencesi Bölümü’nde artan<br />

karlılığına bağlı olarak 2014’ün<br />

ilk çeyrek net karı 86.62 milyon<br />

dolara yükselirken faaliyet karı<br />

da 471.47 milyon dolar olarak<br />

bir önceki çeyrekle karşılaştırıldığında gözle görülür bir<br />

artış gösterdi. 2013’ün aynı dönemi ile karşılaştırıldığında,<br />

denetlenmemiş ilk çeyrek konsolide gelir yüzde 1.2<br />

artışla 13.35 milyar dolar olarak gerçekleşti.<br />

LG Ev Eğlencesi Bölümü, 2013’ün aynı dönemine oranla<br />

ilk çeyrekteki gelirini yüzde 3 oranındaki artışla 4.63<br />

milyar dolar olarak gerçekleştirdi. Geniş ekranlı TV’ler<br />

ve uygun ödeme koşullarına bağlı olarak yüksek satış<br />

oranı ile 224.79 milyon dolarlık faaliyet karı elde etti. LG<br />

yeni Ultra HD TV ve OLED TV ürün gamı ve farklı ekran<br />

seçenekleriyle gelirini ikinci çeyrekte daha da artırmayı<br />

hedefliyor.<br />

Genç girişimciler<br />

yarışması...<br />

40 yılı aşkın süredir Türk çimento sektörünün öncüsü<br />

olan Çimsa, 2014 yılı ilk çeyrek döneme ilişkin finansal<br />

sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Buna göre, geçen yılın<br />

aynı dönemine göre satış hasılatı %19 artarak 225 milyon<br />

TL’ye ulaşmıştır. Şirketin ilk çeyrek net dönem karı<br />

ise 36 milyon TL olarak gerçekleşti.<br />

Çimento sektörünün gelişimini sürdürdüğünü belirten<br />

Çimsa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, “Geçen<br />

yıl olduğu gibi 2014 yılının ilk çeyreğinde de ülke genelinde<br />

gerçekleştirilen büyük altyapı ve üstyapı projelerinin<br />

yanında kentsel dönüşüm projelerinin kısmi etkisiyle<br />

çimento tüketiminde artış devam etti. Çimsa olarak faaliyet<br />

gösterdiğimiz bölgelerde de önemli altyapı yatırımları<br />

var. Bu yatırımların önümüzdeki dönemde de devam<br />

etmesini bekliyoruz.<br />

40 ülkeden 10 bine yakın üyesi bulunan global girişimcilik<br />

ağı Entrepreneurs’ Organization (EO), Türkiye şubesiyle de<br />

girişimcilik iklimini geliştirmeye yönelik çalışmalarına devam<br />

ediyor. Araştırmalara göre Türkiye girişimcilik beklentisi konusunda<br />

dünyanın gerisinde kalsa da, EO Türkiye Başkanı Can<br />

Bayraktar, çözümün gençlerin girişimciliğe yönlendirilmesi olduğunu<br />

söylüyor ve hatırlatıyor: “Erken evredeki öğrenci girişimcilere<br />

yönelik dünyadaki en önemli yarışma olarak kabul<br />

gören Global Student Entrepreneur Awards (GSEA)için son<br />

başvuru tarihi yaklaşıyor”. GSEA, lise, üniversite ve lisansüstü<br />

seviyesindeki öğrenci girişimcilere dünyanın 25 ülkesinden<br />

rakipleriyle bir araya gelme, medyada yer alma ve para ödülü<br />

kazanma fırsatı sunuyor. Yarışmanın Türkiye ayağı için son<br />

başvuru tarihi 30 Eylül. Washington DC’deki finallerde verilecek<br />

para ödülü ise 150 bin dolar.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5


Kısa Kısa<br />

Intel, sosyal medyası<br />

annelere emanet…<br />

Intel Türkiye, bu yıl Anneler Günü’nde çok özel bir çalışmaya<br />

imza atarak bugünden itibaren 3 gün boyunca tüm sosyal<br />

medya hesaplarını annelerin kontrolüne bırakıyor. Bu dünyada<br />

her şeyimizi emanet ettiğimiz annelerimiz artık teknoloji<br />

dünyasında da bizim yanımızda. “Bir anne, bir teknoloji<br />

şirketinin sosyal medya sayfalarını yönetseydi nasıl olurdu?”<br />

fikrinden yola çıkan Intel Türkiye’nin Facebook ve Twitter<br />

sayfaları oldukça ilginç ve eğlenceli diyaloglara sahne olacak.<br />

Teknolojinin o kadar da anlaşılamaz bir şey olmadığını 3 gün<br />

boyunca bizlere gösterecek annelerimiz, Anneler Günü olan<br />

Pazar günü sayfayı yine sahiplerine yani çocuklarına devrediyor.<br />

Intel Türkiye, doğduğumuz andan itibaren bizi sonsuz<br />

sevgisiyle saran, en çok düşünen, en çok koruyup kollayan<br />

annelerimize gerçek dünyada olduğu kadar sanal alemde de<br />

yanımızda oldukları için teşekkür ediyor ve tüm annelerin Anneler<br />

Günü’nü böyle özel bir çalışma ile kutluyor.<br />

Kale banyolara değer<br />

kattı, Altın Çekül’ü aldı...<br />

Yapı-Endüstri<br />

Merkezi<br />

(YEM) tarafından bu yıl<br />

22. kez düzenlenen, Türk<br />

yapı sektörünün en önemli<br />

ödüllerinden Altın Çekül<br />

Yapı Ürün Ödülü 2014’e,<br />

bütünsel tasarım anlayışı<br />

ile kullanıcıların beğenisine<br />

hitap eden Kale layık<br />

görüldü. Yapı malzemesi<br />

alanında yeni teknoloji ve ürünleri destekleyerek sektörün<br />

gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan YEM’in düzenlediği,<br />

Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde görev yapan akademisyenlerden<br />

oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilen<br />

ürünler arasından, 2014 yılının en iyi ürünü “Kale-Smart Yıkama<br />

Sistemli Asma Klozet” ve “Asma Klozet Entegre Kolay<br />

Montaj Kiti”seçildi. Kale Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan<br />

Sorumlu Başkan Yardımcısı Bahadır Kayan, Kale’nin, ‘Smart’<br />

felsefesi ile tasarladığı, tasarrufa yönelik, çevreci ürünlerle tüketicilere<br />

dost çözümler sunduğunu kaydetti.<br />

Boeing 2. Barış Kartalı<br />

Uçağını Teslim Etti...<br />

Boeing [NYSE: BA]<br />

Türkiye’nin savunma kabiliyetlerini<br />

daha da geliştirecek<br />

olan ikinci Barış<br />

Kartalı Havadan Erken<br />

Uyarı ve Kontrol uçağının<br />

(AEW&C) belirlenen takvime<br />

uygun şekilde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bu hafta<br />

teslim etti.<br />

AEW&C uçağı, filonun ana kumanda merkezi olan Konya<br />

Hava Üssü’ne geldi. İlki 31 Ocak’ta teslim edimiş<br />

olan Barış Kartalı AEW&C uçağının üçüncüsü de bu yıl<br />

içinde teslim edilecek. Boeing, dördüncü uçağı ise 2015<br />

yılı programında teslim etmeyi planlıyor.<br />

Barış Kartalı Programı, dört uçağın yanı sıra, görev mürettebat<br />

eğitimi, görev desteği ve sistem bakımına yönelik<br />

yer destek birimlerini de içeriyor. Türk Havacılık ve<br />

Uzay Sanayii A.Ş. (TAI), Türk Hava Yolları, HAVELSAN<br />

VE MİKES programın kilit tedarikçilerini oluşturmaktadır.<br />

SABRE Ödülleri<br />

sahiplerini buldu...<br />

İletişim<br />

sektörünün<br />

uluslararası arenada en<br />

prestijli ödüllerinden sayılan<br />

10. SABRE Ödülleri sahiplerini<br />

buldu. Türkiye’nin en<br />

iyi iletişim danışmanlığı şirketi<br />

Bersay oldu.Sektörün farklı<br />

hizmet dallarını, bulunduğu coğrafyaya göre kategorilendirip<br />

araştıran ve elde edilen bulgulara göre puanlayan<br />

SABRE Ödülleri’nin EMEA (Avrupa, Orta Doğu<br />

ve Afrika) bölgesi birincileri açıklandı. Türkiye gelişen<br />

rekabetçi şartları ve büyüyen ekonomisiyle ülke kategorisinde<br />

ilk kez ödül kapsamında bağımsız olarak<br />

yer aldı. Bu yıl EMEA bölgesinde 10’uncu defa verilen,<br />

Türkiye kategorisinde ilk kez Bersay’ın ödüllendirildiği<br />

SABRE 2014 Ödülleri 20 Mayıs’ta dağıtılacak. Londra<br />

The Roundhouse’da gerçekleştirilecek görkemli törenle<br />

EMEA bölgesinde yılın iletişim danışmanı seçilen<br />

Bersay’a ödülü verilecek.<br />

6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kısa Kısa<br />

Sustainable Brands İstanbul 2014...<br />

Sustainable<br />

Brands- Sürdürülebilir<br />

Markalar’<br />

konferanslar serisinin<br />

İstanbul<br />

ayağı, 28-29<br />

Mayıs tarihlerinde<br />

Swissotel<br />

The Bosphorus’ta<br />

gerçekleşiyor.<br />

İstanbul’da ikinci<br />

kez düzenlenen<br />

Sustainable<br />

Brands Istanbul<br />

2014’e yurt içi ve<br />

yurt dışından 65’in üzerinde konuşmacı katılıyor. Konferansta<br />

40’ı aşan oturum ve 3 workshop’la konuşmacılar<br />

ilham veren görüşlerini katılımcılarla paylaşıyor.<br />

Bu sene Yeniden Düşün, Yeniden Tasarla, Yeniden<br />

Yarat- Reimagine, Redesign, Regenerate teması ile<br />

marka, pazarlama, iletişim, inovasyon ve sürdürülebilirlik<br />

profesyonellerini buluşturan güçlü marka platformu<br />

Sustainable Brands İstanbul 2014, 28-29 Mayıs’ta Swissotel<br />

The Bosphorus’ta düzenleniyor. Değişen tüketici<br />

davranışları, marka değerlerini artıran yeni stratejiler,<br />

markalarda karlılığın değişen parametreleri, başarılı uygulamalar<br />

ve yenilikleri konuşulacağı Sustainable Brands<br />

İstanbul 2014’e 65’in üzerinde konuşmacı katılıyor. Konferansta<br />

2 gün süresince 40’ı aşan oturumların ve 3<br />

workshop’un yanı sıra bağımsız konuşmalar ve özel etkinlikler,<br />

ana ve paralel kulvarlarda gerçekleşecek. Sürdürülebilir<br />

Markalar Konferansları dünyanın çekim merkezleri<br />

olan San Diego, Londra, Rio de Janerio, Buenos Aires<br />

ve İstanbul’da düzenleniyor. Sustainable Brands Istanbul<br />

2014 ikinci yılında da global markalar ile güçlü Türk<br />

markalarını bir araya getiriyor.<br />

Konularında uzman moderatörlerin eşliğinde yapılacak<br />

atölye çalışmalarında katılımcılar beyin fırtınası yapma<br />

fırsatı buluyor, markaların başarısını artıracak yenilikçi<br />

araçlar ve yöntemler ortaya çıkıyor.<br />

17. West Anatolian Historic Rally...<br />

Klasik Otomobil Kulübü’nün uzun senelerdir organize<br />

ettiği ve bu sene 17.si düzenlenecek olan uluslararası<br />

nitelikteki “West Anatolian Historic Rally”, bu yıl 16-19<br />

Mayıs 2014 tarihlerinde Ege Bölgesi’nde düzenlenecek.<br />

Kuşadası-Söke-Torbalı-Selçuk etabında 2 gün boyunca<br />

sürecek 17. West Anatolian Historic Rally’e, her biri adeta<br />

birer sanat eseri değerinde yaklaşık 50 klasik otomobil<br />

katılacak.<br />

Shaia Hotels-Kuşadası Golf& Spa Resortsponsorluğunda<br />

gerçekleşecek olan ralli, ilk gün Kuşadası<br />

Golf&SpaResort’danstart alacak ve Selçuk taraflarında<br />

yapılacak. İkinci gün gene KuşadasıGolf&SpaResort’da<br />

nbaşlayacak 2. etap, Kuşadası ve Seferihisar arasında<br />

gerçekleşecek. Sabah 11:00’destart alacak olan rallinin<br />

finish’i ilk gün saat 19:00, ikinci gün saat 17:00 olacak.<br />

Yarışma sonuçları ve ödüller18 Mayıs gecesi düzenlenecek<br />

törenle sahiplerini bulacak.<br />

Kulüp yetkilileri bu yıl 19-20 Nisan’da düzenlenen ve rekor<br />

katılımın olduğu Bahar Rallisi gibi, bu yarışa da etkin<br />

bir katılım olacağını, Ege bölgesinde çok sayıda klasik<br />

otomobil tutkununun bulunduğunu ve bu kez İstanbul<br />

dışından da yoğun bir talep beklediklerini ifade ediyorlar.<br />

24 yıldır faaliyet gösteren Klasik Otomobil Kulübü amaçlarını<br />

şöyle açıklıyor. “Otomobillere, bilhassa döneminde<br />

belirli özelliklere sahip olan ve artık caddelerde pek rastlanamayan<br />

klasikleşmiş araçlara ilgi duyanları hedefliyoruz.<br />

Bunları korumak ve tekrar çalışır hale getirebilmek için<br />

uğraşı gösteren ve bu doğrultuda fikir alışverişinde bulunmak<br />

isteyen insanların bir araya gelmelerini sağlamak<br />

istiyoruz.”<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7


Yeni Ürünler<br />

Yeni Samsung Galaxy K zoom...<br />

4 farklı moduyla Yeni Acer...<br />

Acer Aspire Switch 10, kullanıcılara mobil iletişimin daha iyi<br />

bir yolunu sunan dört benzersiz moda sahiptir. Dizüstü bilgisayar,<br />

tablet, ekran ve çadır modlarıyla 2-in-1 dizüstü bilgisayar<br />

insanlara tek bir kullanım şeklini sunmak yerine kişilerin<br />

ürünü kullanmak istediği şekle adapte olabiliyor. Cihaz<br />

modlar arasında kolay geçiş ve mandalsız klavye yerleşimi<br />

için opsiyonel ilave depolama kapasiteleriyle birlikte manyetik<br />

bir çıkarılabilir Acer Snap Hinge tasarımı barındırıyor.<br />

Acer Aspire Switch 10, kullanıcılar nerede olursa olsunlar<br />

bir dokunuş daha bağlantıda olmalarına yardımcı olan ideal<br />

bir bilgisayardır. Ders çalışmak veya oyun oynamak isteyen<br />

gençlerden, hareket halindeyken çalışmak ve sosyal olarak<br />

bağlantıda kalmak için çok fonksiyonlu yöntemlere ihtiyaç<br />

duyan iş seyahatindeki kişilere kadar, Acer Aspire Switch 10<br />

dört farklı kullanım moduyla – dizüstü bilgisayar, tablet, ekran<br />

ve çadır – her ihtiyaca uyum sağlar.<br />

Acer Snap Hinge kullanıcıların bu dört mod arasında sorunsuzca<br />

geçiş yapabilmelerine izin verir. Mandalsız yerleşim<br />

için pazardaki diğer tüm dayanak menteşelerinden daha<br />

düzenli ve daha sorunsuz olan manyetik bir çıkarılabilir tasarıma<br />

sahip.<br />

Samsung Electronics, kamerasıyla öne çıkan yeni akıllı telefonu<br />

Galaxy K zoom’u tanıttı. Galaxy K zoom, gelişmiş dijital<br />

kamera teknolojisi ile Samsung’un Galaxy deneyimini bir<br />

araya getiriyor. Profesyonel kalitede görsel içerik üretme yeteneğine<br />

sahip, eğlenceli ve kullanımı kolay Galaxy K zoom;<br />

kolay çekim, gerçek ışık özellikleri gerçek optik zoom ve şık<br />

tasarımıyla kullanıcılara ihtiyaç duydukları mobil çözümleri<br />

sunuyor. Samsung Electronics Mobil İletişim Kıdemli Başkan<br />

Yardımcısı Sun Hong Lim Galaxy K zoom’u değerlendirerek<br />

şunları söyledi: “Galaxy K zoom; Samsung olarak,<br />

tüketicilerin çok farklı yapıdaki teknolojik taleplerini karşılama<br />

vizyonumuzu kanıtlıyor. Yeni Galaxy K zoom, kullanıcıların<br />

değer verdikleri önemli anları, kolayca ve inanılmaz<br />

netlikte görüntüleyip paylaşmalarını sağlıyor. Aynı zamanda,<br />

bir Galaxy akıllı telefonun rahatlığından ve sürekli bağlantı<br />

özelliklerinden yararlanarak ‘hepsi bir arada’ anlayışıyla bir<br />

mobil deneyim sunuyor” dedi.Optik zoom yapıldığında ve<br />

düşük ışık ortamlarında bile canlı ve net fotoğraf ve videolar<br />

(Full HD) çekebiliyor. Ayrıca cihazın Xenon flaşı, LED’lerden<br />

daha parlak bir ışık vererek görüntü kalitesini artırıyor ve doğal<br />

bir parlaklık veriyor.<br />

10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Yeni Ürünler<br />

Anneniz için Lenovo Yoga Tablet...<br />

Ashton Kutcher tarafından tasarlanan ve 18 saat pil ömrü ile<br />

prizlere veda etmemizi sağlayan Lenovo Yoga Tablet, anneler<br />

için ideal bir hediye seçeneği.<br />

Yoğun iş yaşamı, evin gündelik sıkıntıları, bir de çocukların<br />

bitmek bilmeyen istekleri… “Anneler her şeyin en güzelini<br />

hak eder” düşüncesinden yola çıkan Lenovo, bu yıl çok keyifli<br />

bir hediye seçeneği sunuyor. Kadınların hayran olduğu TV<br />

yıldızı Ashton Kutcher tarafından tasarlanan, şık, ergonomik<br />

ve trendlere uygun tasarımıyla göz dolduran Lenovo Yoga<br />

Tablet, farklı kullanım şekilleri ile de fark yaratıyor.<br />

Özel ayakçığı ile film ya da video izlerken dik şekilde, birşey<br />

yazarken de daha iyi bir görüntüleme açısı için yatay stand<br />

modunda kullanabileceği tabletin silindirik tutma kısmı ise el<br />

ergonomisine uygun olarak tasarlandığından daha rahat bir<br />

tutuş sağlıyor. Cihaz, kapalı modda elde tutulduğunda çok<br />

şık bir portföy çantayı andırdığından, annelerin ellerinden<br />

düşüremeyeceğini garanti ederiz.<br />

Yoga Tablet’i anneniz için bulunmaz yapan özellikleri bu kadar<br />

da değil. Opsiyonel klavyeye sahip cihaz, dokunmatik<br />

ekrana bir türlü ısınmayan annelerin de imdadına yetişiyor.<br />

Gümüş grisi rengi ve 8- 10 inç olmak üzere 2 ayrı versiyonuyla<br />

teknoloji mağazalarında satılan cihazın, rakiplerine kıyasla<br />

sağladığı fiyat avantajı da gözünüzden kaçmayacak.<br />

Yoga Tablet 8 inç - 599 TL<br />

Yoga Tablet 10 inç – 779 TL<br />

PlayStation®4, güncelleme...<br />

Sony Computer Entertainment Europe(SCEE)Play-<br />

Station®4 (PS4) oyun konsolunun, sosyal bağlantı<br />

seçeneklerini artıran ve oyun severlerin deneyimlerini daha<br />

anlamlı bir şekilde paylaşmasını daha da kolaylaştıran<br />

yeni özelliklere sahip sistem yazılımı güncellemesi sürüm<br />

1.70’i, 30 Nisan tarihinde yayınlayacağını açıkladı.<br />

PlayStation®Vita (PS Vita) sistem yazılımı da PS4 sistem<br />

yazılımı ile eşzamanlı olarak güncellenecek. Bu güncellemeler,<br />

birçoğu büyük bir heyecanla beklenen ve talep<br />

edilen çok sayıda yeni özellik ve iyileştirme sayesinde PS4<br />

sistemini daha da güçlendirecek.<br />

SCEE Pazarlama Direktörü Isabelle Tomatis, güncellemeyle<br />

ilgili olarak“Daha şimdiden dünya çapında 7 milyonu<br />

aşkın oyun severin yer aldığı bir topluluk oluşturan PS4’ün<br />

başarısından büyük bir gurur duyuyoruz. Başarımızın<br />

merkezinde, oyun severlerin hep yanında olmak yatıyor ve<br />

bu güncelleme de bunun çok güzel bir örneğini oluşturuyor.<br />

Topluluğumuzun sesine kulak vererek en çok beklenen ve<br />

talep edilen özellikleri sunduk. En çok sosyal bağlantıya<br />

sahip oyun konsolu olmak bizim için çok önemli” şeklinde<br />

konuştu.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11


Medya Dünyası<br />

Görev değişiklikleri...<br />

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />

Star gazetesi yazı işleri müdürlerinden Doğan Ertuğrul’un yayın<br />

ile yolları ayrıldı.<br />

Türkiye gazetesinde editör olarak görev yapan Adem Orhan<br />

gazeteden ayrıldı.<br />

Marie Claire dergisi genel yayın yönetmeni Ferhan İstanbullu<br />

Tuna görevinden ayrıldı, yerine Hande Tokmak getirildi.<br />

Marie Claire dergisinin yazı işleri müdürü Damla Gökdel editöryel<br />

direktörlük görevine geçti, derginin yazı işleri müdürlüğü<br />

kadrosuna şu an kimse atanmadı.<br />

Women’s Health dergisinde yazı işleri müdürlüğü görevini yürüten<br />

Sibel Yeşilçay, derginin genel yayın yönetmeni oldu.<br />

Habertürk gazetesi genel yayın yönetmenliği görevinden istifa<br />

eden Fatih Altaylı gazetedeki köşe yazarlığı görevine devam<br />

edecek.<br />

Sabah gazetesi Roma temsilcisi Yasemin Yalçın’ın yayın ile<br />

ilişiği kesildi.<br />

Star gazetesi yeni yayın koordinatörü Nuh Albayrak oldu.<br />

Atilla Akar Yurt gazetesi köşe yazarlığı görevinden ayrıldı.<br />

Habertürk gazetesi genel yayın yönetmenliği görevine Selçuk<br />

Tepeli atandı.<br />

Leyla İpekçi, Yeni Şafak gazetesinde Salı ve Cuma günleri yazılarını<br />

okurlarıyla buluşturacak.<br />

Platin dergisi haber müdürü Füsun Akay’ın yayın ile yolları<br />

ayrıldı. Akay, Eko IQ dergisinde haber müdürü olarak göreve<br />

başladı.<br />

Daha önceleri haberturk.com’un genel yayın yönetmeni yardımcılığı<br />

görevini yürüten Kürşat Oğuz<br />

ana gazetede yazı işleri müdürü oldu.<br />

Oğuz, bu görevi Emre Ergül ile birlikte<br />

yürütecek.<br />

Türkiye gazetesi yazı işleri müdürü Yücel<br />

Koç, haber müdürü Ercan Seki ve fotoğraf<br />

editörü Güliz Vural görevlerinden<br />

ayrıldılar. Gazetenin haberlerden sorumlu<br />

yazı işleri müdürlüğü görevine Sadık<br />

Söztutan, haber müdürlüğü görevine<br />

ise vekâleten Kazım Çeliker getirildi.<br />

Vatan gazetesi Washington temsilcisi İlhan<br />

Tanır yayın ile yollarını ayırdı.<br />

Aysun Öz, Habertürk gazetesi hafta<br />

sonu ekleri yönetmeni oldu.<br />

Sabah gazetesi köşe yazarı Süleyman<br />

Yaşar’ın yayın ile ilişiği kesildi.<br />

Akşam gazetesinde köşe yazarı olarak görev yapan Fikret<br />

Aydemir’in yayın ile yolları ayrıldı.<br />

Akşam gazetesi yazılarını yurt dışından kaleme alan köşe yazarı<br />

Fikret Aydemir’in yayın ile yolları ayrıldı.<br />

Mag dergisi halkla ilişkiler sorumlusu Seçil Özer görevinden<br />

ayrıldı, yerine Dilara Ertürk getirildi.<br />

Sabah gazetesinden ayrılan Süleyman Yaşar bundan böyle<br />

Taraf gazetesinde yazacak.<br />

Eren Erdem Karşı gazetesindeki genel yayın yönetmenliği<br />

görevinden ayrıldı, kendisinin görevini bundan böyle Kutlu<br />

Esendemir yürütecek. Erdem, gazetedeki yazılarına devam<br />

edecek.<br />

Karşı gazetesi insan kaynakları müdürü Deniz Çelik ve reklam<br />

müdürü Saynur Okuroğlu görevlerinden ayrıldılar.<br />

Yurt ve Bağımsız gazetelerinin Medya Grup Başkanı Tuncay<br />

Mollaveisoğlu’nun yayın ile yolları ayrıldı, yerine Merdan Yanardağ<br />

geçti.<br />

Akşam gazetesi köşe yazarı Fikri Akyüz’ün yayın ile yolları<br />

ayrıldı.<br />

Sol gazetesi genel yayın yönetmeni Kemal Okuyan görevinden<br />

ayrıldı, kendisinin yerine Aydemir Güler geçti.<br />

Salih Zengin, Sabah gazetesi hafta sonu eklerinde muhabir<br />

olarak göreve başladı.<br />

Ivana Sert bundan böyle Milliyet Televizyon ekinde ünlülerin<br />

kıyafetlerini yorumlayacak.<br />

Türkiye gazetesinde ekonomi müdürü olarak görev yapan İbrahim<br />

Kahveci’nin yayın ile ilişiği kesildi.<br />

Cüneyt Başaran, bundan böyle Çarşamba ve Cumartesi günleri<br />

ekonomi yazılarıyla Habertürk gazetesinde.<br />

Habertürk TV’de haber spikerliği, muhabirlik ve editörlük yapan<br />

Sorel Dağıstanlı Habertürk gazetesine geçti.<br />

İnci Hekimoğlu, Yurt gazetesi köşe yazarlığı görevinden ayrıldı.<br />

Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />

TGRT Haber reklam grup başkanı Mine Akdağ’ın yayın ile yolları<br />

ayrıldı. Kendisinin yerine, Tuğba Gençay getirildi.<br />

TRT Haber’de günlük haber sunan Mustafa Alcan’ın yayın ile<br />

ilişiği kesildi.<br />

TV 8’in yeni reklam genel müdürü Emre Taylar oldu.<br />

BJK TV’de genel yayın yönetmenliği görevinden ayrılan Tuğrul<br />

Yenidoğan’ın yerine Fuat Çağlar getirildi. Ayrıca TV’de haber<br />

müdürlüğü görevini ise Hakan Gündoğar üstlendi.<br />

Arzu Eğmir, TV 8’de dramalar direktörü olarak göreve başladı.<br />

Flash TV ekranlarında hafta içi her gün yayınlanan Ne Çıkarsa<br />

Bahtına programının sunucusu Sinem Yıldız’ ın yayın ile<br />

yolları ayrıldı, programı bunda böyle Hülya Bozkaya sunacak.<br />

Kanal A’da Ankara haber editörü olan Selahattin Serçe’nin,<br />

İstanbul haber müdürü Hüdaverdi Yıldırım’nin ve İstanbul temsilcisi<br />

olarak görev yapan Bedrettin Uğur’un kanal ile yolları<br />

ayrıldı.<br />

Erkan Dede, Beyaz TV İstanbul şubesi teknik müdürü oldu.<br />

A Haber’de yapımcı ve sunucu olarak görev<br />

yapan Selin Ongun’un yayın ile yolları ayrıldı.<br />

Elektronik Basında Görev Değişiklikleri<br />

www.tg.com.tr’nin haber müdürlüğü görevini<br />

yürüten Oğuzhan Müezzino’nun yayın ile<br />

yolları ayrıldı. Müezzino’nun yerine haber sitesinde<br />

editör olarak görev yapan Kadir Sönmez<br />

getirildi.<br />

Mevlüt Yeni, her Pazartesi online turizm gazetesi<br />

Turizmde Bu Sabah’ta yazacak.<br />

gazetevatan.com’da genel yayın yönetmenliği<br />

yapan Nilay Örnek’in yayın ile yolları ayrıldı.<br />

Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />

“Cem Ceminay Morning Show” hafta içi her<br />

gün 06:00 – 09:00 saatleri arasında bundan<br />

böyle Radyo Viva’da.<br />

Ulusal yayın yapan Kanaltürk’ün lisansı iptal edildi. Kanal bundan<br />

böyle tüm Türkiye’de değil, sadece Marmara bölgesinde<br />

izlenebilecek.<br />

Türkiye Gazeticiler Cemiyeti üyesi ve daha önceleri Son Saat,<br />

Zaman, Hizmet gibi gazetelerde görev yapan Selçuk Emre hayatını<br />

kaybetti.<br />

1980’li yıllarda AP (Associated Press)’in Türkiye muhabirliğini<br />

yapan Vedat Tayyar Erdamar yaşamını yitirdi.<br />

Kanal D’nin başrollerini Burak Özçivit ve Fahriye Evcen’in paylaştıkları<br />

“Çalıkuşu” dizisi bundan böyle Perşembe akşamları<br />

saat 20:00’de ekranlara gelecek.<br />

Yapımcılığını Barakuda Film’in üstlendiği Kanal D dizisi ‘Boynu<br />

Bükükler’ dizisi bundan sonra Cumartesi akşamları saat<br />

23:15’te yayınlanacak.<br />

Daha önceleri farklı sunucular ve kanallarla ekrana gelen ‘Bir<br />

Milyon Canlı Para’ programı yeni kanalında Mesut Yar’ın sunumuyla<br />

Pazartesi akşamları saat 20:00’de Kanal D’de.<br />

Otomotiv ve motor sporları programı ‘8. Etap’ artık her Pazar<br />

saat 13:10’da Kanal 24 ekranlarında olacak.<br />

Kanal D’de yayınlanan Çalıkuşu dizisi bundan böyle Cumartesi<br />

akşamları 23:00’de ekranlarda olacak.<br />

Star TV ekranlarında yayınlanan Kurt Seyit ve Şura dizisinin<br />

ismi yayın saati değişti. Dizi bundan böyle Kurt Seyit ve Şura<br />

İstanbul adıyla 21:30’da izleyicileriyle buluşacak.<br />

12 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Medya Dünyası<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13


Sanal mecra en


Röportaj<br />

gellenebilir mi?...<br />

eNroll Web Çözümleri Yönetici Ortağı<br />

Akgün Yardımcı<br />

Tüm erişimi engellemenin sanırım tek yolu ülkenin yurt dışı<br />

Internet çıkışını tamamen kapatmak diyebiliriz.<br />

Yani bırakın Youtube ya da Twitter’ı Gmail, Yahoo gibi yabancı<br />

çeşitli hizmetleri, yurt dışında barındırılan tüm<br />

Türk web sitelerinin de erişimini kapatmanız,<br />

Türkiye’den dünyaya giden ya da gelen tüm trafiği<br />

tamamen engelliyor olmak gerekli.<br />

Röportaj Elvin Ekşioğlu elvineksioglu@gmail.com<br />

- Sanal mecralarda gerçekten tüm - Erişim engelinden DNS, VPN ayarlarını<br />

erişim engellenebilir mi?<br />

kullanarak kurtulmak istenir-<br />

Tüm erişimi engellemenin sanırım tek ken ne gibi kayıplarımız oluyor?<br />

yolu ülkenin yurt dışı Internet çıkışını DNS basitçe, girmek istediğimiz sitenin<br />

tamamen kapatmak diyebiliriz. Yani açık adresini (aslen ip adresini) o mahalleyi<br />

bırakın Youtube ya da Twitter’ı Gmail,<br />

iyi bilen bir postacıya sormak<br />

Yahoo gibi yabancı çeşitli hizmetleri, gibi diyebiliriz. DNS sunucusunu değiştirmek<br />

yurt dışında barındırılan tüm Türk web<br />

ise; bize yanıt vermeyen ya da<br />

sitelerinin de erişimini kapatmanız, doğru adresi göstermeyen bir postacı<br />

Türkiye’den dünyaya giden ya da gelen olduğunda da postacıyı değiştirip başka<br />

tüm trafiği tamamen engelliyor olmak<br />

bir postacıya adres sormak diyebi-<br />

gerekli. Bir başka deyişle; sosyal ağlara<br />

liriz. O mahalledeki daha önceden se-<br />

ya da belirli sitelere erişimi ciddi nelerce bildiğimiz postacı yerine başka<br />

anlamda engelleyebilmek için yurtdışından<br />

mahalledeki bir postacıya sormanın<br />

hizmet veren VPN servislerine çok büyük bir maliyeti yok ama ufak<br />

erişimi de engellemek, bunu yapabilmek<br />

da olsa bu gidip gelmekten ötürü ek bir<br />

için de Türkiye’yi internetten tama-<br />

maliyet oluşturuyor.<br />

men koparmak gerekli.<br />

VPN yani sanal özel ağlarda ise durum<br />

Böyle bir durumda bile uydular üzerinden<br />

çok daha farklı. Bir kullanıcı Internet<br />

kısmi de olsa erişim imkânı devam üzerindeki veri trafiğini, gezintisini ta-<br />

edecektir.<br />

mamen yurt dışı kaynaklı bir VPN servisini<br />

Tabii böle bir durumu, böyle bir uygulamayı<br />

kullanarak yaptığında, gezindiği<br />

Türkiye’den de hiç kimsenin tüm içerik tüm sayfalara aslında yurt<br />

tasvip edeceğini, hiçbir yöneticinin de dışından erişmiş oluyor. Bu durum da<br />

uygun bulup aklına dahi getireceğini tüm bu veri trafiği için yurt dışına çıkmayı<br />

sanmam.<br />

ve dolayısıyla ülkeye ek bir maliyet<br />

oluşmasına sebep oluyor. Bunu basitçe<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /15


Röportaj<br />

şöyle örnekleyebiliriz; cep telefonu için<br />

kullandığınız ya da evde işte kullandığınız<br />

internet servis sağlayıcınız size aylık<br />

bir trafik limiti tanımlıyor, siz bu trafiğin<br />

üstünde bir trafik oluşturduğunuzda<br />

yani örneğin 5 GB lık kotanızı filmleri<br />

izleyerek doldurduğunuz ve geçtiğinizde<br />

ek bir bedel ödemek durumunda kalıyorsunuz.<br />

Servis sağlayıcınızın yani<br />

İnternet’e erişmek için para ödediğiniz<br />

kurumun bunu yapması doğal çünkü<br />

benzeri bir durum da onun için geçerli.<br />

Servis sağlayıcınızın maliyetleri içinde<br />

oluşan trafiğin önemli bir yeri var.<br />

Bir başka deyişle, İstanbul’da yaşayan<br />

bir kullanıcı ABD’deki bir VPN servisini<br />

kullanarak sunucuları Türkiye’de olan<br />

bir siteye eriştiğinde, kullanıcının erişmek<br />

istediği tüm içerik önce ABD’ye<br />

gidiyor sonra tekrar Türkiye’ye geri geliyor.<br />

Ülke olarak da biz bu gidip gelen ek<br />

veri trafiği için de altyapımıza yatırım<br />

yapmak ve ek maliyetler üstlenmek zorunda<br />

kalıyoruz.<br />

Bu ülke açısından maliyet konusunun<br />

16 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Ülke olarak da biz bu gidip<br />

gelen ek veri trafiği için de<br />

altyapımıza yatırım<br />

yapmak ve ek maliyetler<br />

üstlenmek zorunda kalıyoruz.<br />

yanı sıra kullanıcıların veri güvenliği<br />

konusu da var göz ardı edilmemesi<br />

gereken. VPN servisleri kullanırken,<br />

kendi rüştünü ispat etmiş ve mümkünse<br />

ücretli servisleri kullanmak güvenlik<br />

açısından daha doğru olur. Bilgisayarınızdan,<br />

telefonunuzdan ya da tabletinizden<br />

VPN ile İnternet’i gezindiğinizde<br />

tüm trafiğiniz size VPN servisini sağlayan<br />

kurumun eline geçiyor. Dolayısıyla<br />

girdiğiniz her bir site, açtığınız her sayfa,<br />

gönderdiğiniz her bilgi size bu sanal<br />

özel ağ servisini (VPN) sağlayan kuruluş<br />

tarafından görüntülenebilir.<br />

- 2014 İnternet yasasına rağmen neden<br />

YouTube ve Twitter engellendi?<br />

5651 sayılı yasa aslında zaten bir süredir<br />

yürürlükte idi ancak kısa bir süre<br />

önce ciddi değişikliklere uğradı. Bu<br />

değişiklikler arasında en önemlilerden<br />

biri Telekomünikasyon İletişim Başkanlığında<br />

başkana ihtiyati tedbir alma<br />

yetkisinin verilmesi idi. Zaten çok tartışılan<br />

konuların başında bu yer alıyor.<br />

Önemli bir diğer değişiklik de içerik<br />

yüzünden tüm sitenin kapanması yerine<br />

sitenin içindeki adreslere bölümlere<br />

erişimin kısıtlanabilmesi yönünde<br />

yapılan düzenleme. Bu düzenleme ile<br />

örneğin Twitter.com adresine erişimi


Röportaj<br />

tamamen kapatmak yerine, mahkemece<br />

ya da TİB başkanı tarafından Twitter.com<br />

altındaki bir adrese ya da adreslere<br />

erişim kısıtlanabiliyor. Eğer TİB<br />

başkanının ihtiyati tedbir kararı sonucu<br />

erişim engellenirse, bu durumda da 48<br />

saat içinde mahkeme tarafından bir<br />

karar alınması gerekiyor, bir karar söz<br />

konusu olmaz ise tedbir kararı tekrar<br />

kalkıyor.<br />

İnternet kullanımı ya da İnternette kişilik<br />

haklarını zedeleyecek içeriğin engellenmesi<br />

için düzenlemeler olması<br />

kesinlikle gerekli. Ancak mevcut yasal<br />

düzenlemenin iyileştirilmesi gereken<br />

çok tarafı var.<br />

Son dönemde olan uygulama ise biraz<br />

farklı oldu. Çeşitli mahkemelerin farklı<br />

hesaplar farklı içerikler nedeniyle,<br />

hesapların kapatılması yönünde aldığı<br />

kararları ilgili ağlara, sitelere tebliğ<br />

edememesi ya da bu kararların uygulanmaması<br />

nedeniyle ihtiyaten sitelerin<br />

erişimi engellendi. Sadece ilgili içerikler<br />

Twitter Türkiye’de doğrudan<br />

reklam satışını kendisi<br />

yapmıyor. Türkiye’de twitter’da<br />

reklam yayınlamak istediğinizde<br />

muhatabınız bir Türk şirketi<br />

ve tabii bu şirket de ülkemiz<br />

yasalarına göre hareket<br />

ediyor, faturasını kesiyor<br />

vergisini ödüyor.<br />

yapılabilirdi ama nedense böyle bir yol<br />

izlendi. Özetle engelleme hukuki değil<br />

idari bir karar idi. Sağlıklı bir hızlı çalışan<br />

bir adli sistemde bu kararların bu<br />

konularda da bilgi sahibi nöbetçi hakimler<br />

tarafında verilebilir olması belki çok<br />

daha etkili olacaktır.<br />

- Vergi ve şube açma konusu var bir<br />

de gündemde?<br />

Burada aslında bir konuya da açıklık<br />

getirmek gerekli. Twitter Türkiye’de<br />

doğrudan reklam satışını kendisi yapmıyor.<br />

2013 başından bu yana reklam<br />

satışları için anlaştığı bir şirket var.<br />

Türkiye’de twitter’da reklam yayınlamak<br />

istediğinizde muhatabınız bu şirket<br />

ve tabii bu şirket de ülkemiz yasalarına<br />

göre hareket ediyor, faturasını<br />

kesiyor vergisini ödüyor. Yani Twitter<br />

a zaten doğrudan reklam veremiyorsunuz<br />

ve size hizmeti sağlayan şirket<br />

Türkiye Cumhuriyetinde kurulmuş ve<br />

TC yasalarına göre işlem yapan, vergi<br />

ödeyen İstanbul merkezli bir işletme.<br />

Şube açma konusuna gelince, dünyadaki<br />

her web sitesi sahibi kurumun<br />

Türkiye’de şube açması mümkün ve<br />

anlamlı değil. Bununla beraber ülkemizden<br />

gelir elde eden bu ölçekteki<br />

yabancı bir işletmenin şubesi olmasa<br />

da belki bir temsilcisinin olması pek<br />

çok problemi ortadan kaldırır. Örneğin<br />

reklam satışlarını ülkemizdeki bir işletmeye<br />

verebildikleri gibi, reklam dışı<br />

konular için de bir temsilci çok faydalı<br />

olacaktır.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 17


Köşe<br />

Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />

(<br />

kelebeğin<br />

fırtınası)<br />

Sen neyin peşindesin?...<br />

Türk Hava Yolları’nın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk<br />

Bayramı’nda yayına giren yeni reklam filmi milyonların<br />

beğenisini kazandı.THY'nin bu filmi şimdiye kadar<br />

yayınlanan filmlerinden çok farklı. Sıcacık gülümsemeleri<br />

ve içten davranışlarıyla sempati toplayan minik oyuncuları<br />

hepimizi etkilemeyi başardı. Uçakları çok seven 4 köylü<br />

çocuğun kendi köylerine de uçak gelmesini hayal etmesi<br />

ve bunun için düğünden çaldıkları lambalarla köydeki<br />

toprak yolu piste dönüştürme çabaları çok sevimli. Hele<br />

bir de "çok istersek geler belki" yok mu, her izlediğimde<br />

''canııııımm'' diyorum ve yüzümde kocaman bir<br />

gülümseme oluşuyor. Bunların hepsi iyi güzel ama, işte o<br />

''ama'' bölümü işin sinir bozucu tarafı.<br />

Başka bir açıdan baktığınız zaman reklamın ana teması<br />

THY uçuşları değil, havalimanı olup olmaması. Hükümetin<br />

bütün seçim kampanyası boyunca İstanbul'da 3. havaalanı<br />

yapımı ile ilgili propagandası bu reklamla devam ediyor<br />

gibi görünüyor. Bu açıdan bakınca da o güzelim sıcacık<br />

duygular insanın yüzünde donup kalıyor. Neyse biz yine<br />

canımızı sıkmayalım, filme dönelim. Iğdır Havaalanının<br />

açılışını konu alan film, Antalya'nın Korkuteli ilçesine bağlı<br />

İmecik Köyü'nde çekilmiş. Filmin kahramanları, ilkokul<br />

öğrencileri Oğuzhan Yavuz, Elvan Büyükkursak, Nihat<br />

Küçükkursak ve Kerim Ardıç yönetmen Bahadır Karataş’ın<br />

köye gerçekleştirdiği ziyaretle keşfedilmiş. Birkaç<br />

deneme çekiminin ardından performansları beğenilen<br />

İmecik köyünün 4 çocuk yıldızı, hayatları boyunca<br />

unutamayacakları çok güzel bir deneyim yaşamışlar.<br />

Bisiklet, tablet bilgisayar, ayakkabı ve giyeceğin yanında<br />

ailelerine 1250 lira para verilen çocuklar, uçağa da ilk<br />

kez çekimler için İstanbul’a geldiklerinde binmişler. Hepsi<br />

birbirinden yetenekli çocuklardan, uçak başının üstünden<br />

yere doğru süzülürken asker selamı çakan Kerim Ardıç<br />

benim favorim :)<br />

Çocuk yıldızlar süper, yaratıcı ekip çok güzel bir iş<br />

çıkarmış, yapım da çok başarılı. Emeği geçen herkesi<br />

alkışlıyorum.<br />

Diğer dikkatimi çeken reklam ''Nudo'na su ko''.<br />

İsmi çok güzel düşünülmüş, Japonca gibi, sevimli ve<br />

komik olmuş. Ama sattıkları ne tam anlamadım. Kıvırcık<br />

şehriye diyor; sulu, çorbamsı, makarnamsı bişey. Reklam<br />

filmindeki oyuncu önce çatalla yiyip, sonra suyunu içiyor<br />

falan. Aman ne bileyim sulu sepken neydüğü belirsiz<br />

bişey gibi geldi bana. Merak edip web sitesinden ürünü<br />

inceledim. Sitedeki fotoğraflarında sulu falan değil,<br />

makarna kıvamında gibi duruyor. Alıp denemek lazım.<br />

Ama açıkca söyleyeyim, internet sitesinden bakmasaydım,<br />

denemek bile istemezdim. Reklam hoş, ama satışa<br />

yönlendirmede etkisi nedir görmek lazım.<br />

Yaz sezonu yaklaşırken dondurma reklamları haz kazandı<br />

yani pardon hız kazandı diyecektim :)<br />

Algida'nın sürekli cinsellik çağrıştıran haz peşindeysen<br />

reklam filmlerine Panda dondurma çok güzel bir gönderme<br />

yapmış. Algida olayın dozunu giitkçe artırdığı için artık<br />

mahalle bakkalından Magnum isteyemez hale geldik.<br />

Düşünsenize adam kalkıp ''ooo neyin peşindesin sen'' diye<br />

bıyık altından gülse ne cevap vereceğiz. ''haz peşindeyim''<br />

mi diyelim yani. Alt tarafı dondurma ya, nedir öyle ayılıp<br />

bayılmalar, göz süzmeler, uzaklara bakmalar falan. Panda<br />

pek çoğumuzun düşüncesini dile getirip bu saçmalıkları<br />

anlatan bir reklam çekmiş. Sosyal medyanın ilgisini çeken<br />

paylaşım rekorları kıran filmde olaydaki abartılı unsurların<br />

hepsiyle dalga geçiliyor. Dondurmadaki bu furya son<br />

zamanlarda çikolata reklamlarına da sıçramıştı. Çikolata<br />

yerken kendinden geçen, hayallere dalan, ya da ordan<br />

oraya hoplayıp zıplayan insanları gördükçe fenalık geliyor<br />

artık içime :)<br />

Son olarak Elidor'un canlandırıcı kuru şampuan<br />

reklamından bahsetmek istiyorum. Susuz yaz<br />

kapımızdayken, kuru şampuan ürünü çok tutacak gibi<br />

görünüyor :) Film çok ışıltılı, çok pırıltılı, pozitif enerji veren<br />

bir reklam olmuş. Saçınızı yıkayacak vaktiniz yoksa saç<br />

spreyi gibi saçınıza sıkıp birkaç dakika diplere masaj<br />

yapıyorsunuz. Hoooop pıspırıl havalı saçlar geri geliyor :)<br />

Vaat çok iddialı, alıp denemek lazım.<br />

Bu sayıdaki yazım her zaman bizim için en iyisini yapmaya<br />

çalışan, fedakar, canım annem için. Anneler günün kutlu<br />

olsun tatlı şukufem benim :)<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 19


Reklam Dünyası<br />

Burn’den,Futbol Dolu Bir Uygulama...<br />

renklerine bürünen uygulamada, kullanıcının girdiği bilgiler<br />

doğrultusunda kişiselleştirilmiş bir video hazırlanıyor. Binlerce<br />

taraftarın enerjisiyle hazırlanan videolar, kullanıcıların<br />

gönül verdikleri renklere desteklerini göstermelerini sağlıyor.<br />

Uygulamaya apps.facebook.com/bugunogun adresinden ve<br />

Burn Energy Drink Facebook sayfasından ulaşabilir<br />

https://www.facebook.com/BurnEnergy?ref=br_tf<br />

videonuzu paylaşabilirsiniz.<br />

Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Kulüpleri için özel<br />

ambalaj tasarımlarını satışa sunan Burn, binlerce taraftarın<br />

enerjisiyle hazırlanan reklam filminden yola çıkarak yeni bir<br />

Facebook uygulaması oluşturdu. Kullanıcıların mevcut reklam<br />

filmini kendi fotoğraflarıyla kişiselleştirebildiği videoda,<br />

maç günü evden stada gidene kadar yaşanılanlar yansıtılıyor.<br />

Kullanıcılar uygulamaya girdiklerinde, öncelikle taraftarı<br />

oldukları takımı seçiyor. O andan itibaren seçilen takımın<br />

Nike, #riskeverything 2014...<br />

Nike, #riskeverything 2014 futbol kampanyasının ikinci bölümü<br />

‘Kazanan Kalır’ı yayına soktu. İkinci reklam filminde<br />

ilk bölümün kahramanları Cristiano Ronaldo, Neymar Jr. ve<br />

Wayne Rooney’ın yanı sıra Zlatan Ibrahimovic, Eden Hazard,<br />

Andrea Pirlo, Gonzalo Higuain, Gerard Pique, Andrés<br />

Iniesta, Mario Gotze, Thiago Silva, Thibaut Courtois, Tim<br />

Howard ve David Luiz gibi ünlü futbolcular da yer aldı. Kobe<br />

Bryant, Jon Jones, Anderson Silva, Irina Shayk ve Yeşil<br />

Dev’in de aralarında bulunduğu diğer sporcular ve özel konukların<br />

da yer aldığı reklam filmi, iki takım arkadaşının bir<br />

parkta ‘Kazanan Kalır’ oyunundaki mücadelesi ile başlıyor.<br />

Mücadelenin başlamasından ve bahislerin açılmasından hemen<br />

sonra biri ‘Ben Cristiano Ronaldo’yum’ diyor ve rakibi de<br />

o halde kendisinin Neymar olacağını söylüyor.<br />

İster dünyanın en iyi oyuncusu olsun ister Brezilya’da sokaklarda<br />

oynayanlar olsun tüm futbolseverleri oyuna tutkuyla<br />

bağladıklarını söyleyen Nike Pazarlama Kurulu Başkanı Davide<br />

Grasso, ‘Kazanan Kalır’ın her genç oyuncunun arkadaşlarıyla<br />

arasındaki rekabeti öğrenmesini, kahramanı olan<br />

oyuncuyla oynama veya onun gibi olmaya çalışma deneyimlerini<br />

anlattığını belirtti. Davide Grasso, şöyle devam etti:<br />

“Korkusuz, heyecanlı ve eğlenceli oyuna inanıyoruz ve işte<br />

bu da bizim benimsemek istediğimiz bakış açısı. Nike oyuncuları<br />

uçlarda oynuyor; çünkü bir şeyi benzersiz ve sıra dışı<br />

kılmak için doğru zamanı biliyor. Biz oyunları bu dakikalar<br />

için izliyoruz, bunlar bize kendi oyunumuzu yaratmada ilham<br />

verici oluyor. İşte ‘Her Şeyi Ortaya Koy’ bu demek oluyor.<br />

Eğer o riskleri almaya hazırsan, ne yapabileceğinin söylenmesine<br />

ihtiyaç yoktur.”<br />

20 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Reklam Dünyası<br />

Vogue Eyewear yeni yüzü Ece Sükan...<br />

İtalyan gözlük markası Vogue Eyewear Ece Sükan’ın, Türkiye’deki<br />

yeni marka yüzü olduğunu duyurdu. Luxottica Türkiye<br />

Ülke Müdürü İlker Mat, Luxottica Türkiye Pazarlama<br />

Müdürü Ömer Altıkardeşler ve Ece Sükan’ın yer aldığı yeni<br />

sezon reklam filmi çekiminden kareler de ilk defa basına<br />

gösterildi. Vogue Eyewear Global Marka Direktörü Mariavittoria<br />

Di Stasi ve Luxottica Türkiye Ülke Müdürü İlker Mat, bu<br />

anlaşmadan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti. “Vogue<br />

Eyewear markası ile bu yıl dünyada bir ilki gerçekleştirerek<br />

Türkiye’deki lokal marka yüzümüz olarak Ece Sükan ile anlaştık.<br />

Ece Sükan yapmış olduğu her işte son derece başarılı<br />

olmuş, stil sahibi bir profesyonel. Onun moda dünyasındaki<br />

bu duruşu, Vogue Eyewear marka değerleri ile tamamen örtüşüyor.<br />

Ece Sükan’ı, bu işbirliği kapsamında Vogue Eyewear<br />

ile yan yana görmekten çok mutluyuz.” dedi.<br />

Ece Sükan ise şunları söyledi: “Vogue Eyewear markası ile<br />

çalışmak oldukça heyecan verici ve bu işbirliğinden keyif<br />

aldığımı belirtmeliyim. Reklam çekimlerinde benim de tanıttığım<br />

koleksiyon oldukça stil sahibi, bir o kadar da renkli.<br />

Umuyorum ki herkes koleksiyonu en az benim kadar beğenir.”<br />

Gillette ve McLaren Mercedes,<br />

Yeni Pazarlama Kampanyası...<br />

P&G’nin lider erkek bakım markası Gillette, F1 tarihinin<br />

en saygın ve başarılı ekiplerinden McLaren Mercedes ile<br />

sürdürdüğü işbirliğini 2014 yılında da güçlendiriyor. İki<br />

marka, “kusursuzluk teknolojisi” odaklı yenilikçi bir pazarlama<br />

kampanyası ile kullanıcılarının karşısına çıkmaya<br />

hazırlanıyor.<br />

Avrupa, Orta doğu ve Afrika’yı kapsayan bu kampanya,<br />

Gillette ve McLaren’ın ileriye dönük ve sürekli yenilenmeyi<br />

hedefleyen kusursuzluk teknolojisi anlayışıyla teknolojinin<br />

sınırlarını zorlamasından ilham alıyor. Erkek bakımında<br />

ileri teknoloji konusunda uzman Gillette’in, McLaren Mercedes<br />

F1 sürücüleri Jenson Button ve Kevin Magnussen’in<br />

yer alacağı pazarlama kampanyası; televizyon, dijital<br />

platformlar ve mağaza içi promosyon çalışmalarını kapsayacak.<br />

Yeni kampanya için büyük heyecan duyduklarını belirten<br />

Gillette Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Tıraş Bakımı Başkan<br />

Yardımcısı Hossam Ashour “Gillette’in erkeklerin kendilerini<br />

iyi hissetmelerini ve gerçekten iyi olmalarını sağlamak<br />

konusunda zengin bir birikimi var. Bu değerleri bizimle<br />

paylaşması açısından McLaren Mercedes’ten daha iyi bir<br />

ortak düşünemezdik. McLaren üstün mühendislik ve performans<br />

konusunda 40 yıldan daha uzun süredir yeniliklere<br />

imza atıyor. Bu yüzden tıraşta kusursuzluğun önemine olan<br />

inancımızı sergilemek için ideal bir iş ortağı” dedi.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /21


Reklam Dünyası<br />

Jessica Alba’lı, Magnum reklam film...<br />

Her yıl gerçekleştirdiği reklam kampanyaları çerçevesinde<br />

dünya starlarını ağırlayan Magnum, 25. yılını Hollywood yıldızı<br />

ve moda ikonu Jessica Alba ile kutlamanın heyecanını<br />

yaşıyor. Magnum’un Türkiye’de yayınlanacak reklam filmi<br />

için kamera karşısına geçen Alba, Los Angeles’taki Universal<br />

Stüdyoları’nda gerçekleşen çekimler boyunca sempatik<br />

tavırlarıyla büyük beğeni topladı.<br />

Reklam filminin yanı sıra markanın yenilikçi dijital çalışmalarında<br />

da boy gösterecek olan Jessica Alba, 2 gün süren<br />

çekimler boyunca enerjisi ile dikkat çekerken, haz tutkunlarına<br />

Mayıs ayında Türkiye’ye geleceğini de müjdeledi. Çekimler<br />

sırasında İstanbul’a geleceği için heyecanlı olduğunu<br />

belirten ünlü yıldız, “Çekimler çok keyifli ve eğlenceli geçti,<br />

haz tutkunları için Magnum’un 25. yılına özel, çok heyecanlı<br />

sürprizler hazırladık. İstanbul’a ilk kez geleceğim ve sahip<br />

olduğu tarihi zenginliği keşfetmeyi heyecanla bekliyorum.”<br />

dedi.<br />

22 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Reklam Dünyası<br />

Türk reklam pazarına yeni oyuncu...<br />

Yurt içi ve yurt dışındaki birçok kuruluşa dublaj,<br />

altyazı, çeviri ve teknik hizmet sağlayan<br />

SDS, uzman kadrosu ve teknik altyapısıyla<br />

sektörde etkin rol oynuyor. Ulusal ve uluslararası<br />

düzeyde yayın yapan birçok televizyon<br />

kanalına, video dağıtıcılarına ve önde gelen<br />

dijital platformlara hizmet veren SDS, yenilikleri<br />

yakından takip ederek, müşteri ve hizmet<br />

yelpazesini geliştirmeyi sürdürüyor.<br />

Reklam dağıtımında müşterilerine en iyiyi<br />

sunmak için yeni bir ortaklığa adım atan<br />

SDS, dünyanın en büyük reklam dağıtım<br />

şirketi Adstream’in Türkiye partneri oldu. 93<br />

ülkede 7/24 reklam dağıtım hizmeti vererek<br />

yıllık 60 milyon dolar kazanç elde eden<br />

Adstream, SDS ile Türkiye pazarına giriş<br />

yaptı. Bu ortaklığı kutlamak amacıyla Radisson<br />

Blu’da özel bir gece düzenledi. Saran Holding Yönetim<br />

Reklam dağıtımında pazarının en önemli oyuncularında<br />

‘Adstream’ Türkiye partnerini seçti. Saran Holding’in geniş<br />

Kurulu Başkanı Sadettin Saran ve Adstream CEO’su Gerry<br />

vizyonunun bir parçası olan Saran Digital Studios (SDS) ile<br />

Sutton’un katıldığı gecede, Sutton Türkiye pazarının hızlı bir<br />

bir anlaşma imzalayan Adstream, bu anlaşmayı Radisson<br />

şekilde gelişme gösterdiğini söyledi.<br />

Blu’da özel bir geceyle kutladı.<br />

PayPal, kampanyası...<br />

PayPal, ilk global marka kampanyasıyla insanların paraya<br />

dair düşüncelerine özgün bir bakış açısı getiriyor.<br />

Havas Worldwide tarafından geliştirilen “İnsan Ekonomisini<br />

Güçlendirmek” başlıklı global marka kampanyası,<br />

TV, basılı, dijital ve dış mekan mecralar aracılığıyla<br />

mağazalarda ve sosyal medyada insanlara ulaşacak.<br />

TV reklamları ilk olarak ABD, İngiltere, Almanya ve<br />

Avustralya’da yayınlanacak.<br />

PayPal Başkanı David Marcus “PayPal’ın, insanların<br />

paralarını kontrol etmelerine, keyifli deneyimler yaşayarak<br />

istedikleri gibi kullanmalarına yardımcı olmak adına bir<br />

sorumluluğu bulunmaktadır” dedi: “’İnsan Ekonomisini<br />

Güçlendirmek’ adlı kampanyamız, müşterilerimizin bizden<br />

ne beklemeleri ve talep etmeleri gerektiği konusunda bir<br />

beyan niteliğindedir. İnsanların arzu ettiklerine, istedikleri<br />

zaman sahip olmaları için güvenli, kolay ve rahat bir ödeme<br />

tecrübesi sunmak bizim önceliğimizdir.”<br />

PayPal Global Marka Başkan Yardımcısı Christina Smedley<br />

“PayPal olarak insanların paraya değil, paranın insanlığa<br />

hizmet ettiği bir dünyaya inanıyoruz” diyerek sözlerini<br />

şöyle sürdürdü: “Ürünlerimiz sayesinde insanların hayatına<br />

adeta sihirli bir değnekle dokunuyoruz. Gündelik hayatı<br />

kolaylaştırıyor ve dünyanın herkes için daha yaşanılabilir<br />

bir yer haline gelmesi için çalışıyoruz. Yeni kampanyanın<br />

ardındaki ruh, “Odağımız insanlar, kurumlar değil”<br />

anlayışıdır.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /23


Röportaj<br />

Hızlı okumanın fay<br />

Eğitimci ve Yazar<br />

Cahit Şimşek<br />

İş adamı, ofis personeli, uzman, yönetici, CEO...<br />

Hangi düzeyde olursanız olun, sektörünüzle ilgili<br />

yayınlar, günlük gazeteler, raporlar, dokümanlar, projeler<br />

ve e-postalar derken uzayan okunacaklar listesi<br />

zamanınızı gasp edebiliyor. 15 yıl önce bir yönetici<br />

günde 5-10 faks ve mektup okurken, bugün yaklaşık 200<br />

e-posta okumak durumunda kalıyor<br />

Röportaj Elvin Ekşioğlu elvineksioglu@gmail.com<br />

- Cahit Bey Hızlı Okuma Şampiyonasındaki<br />

Başarınızdan ve<br />

Kendinizden Biraz Bizlere Bahsedebilir<br />

Misiniz?<br />

Yaptığım işte en derin arzularımdan<br />

biri hizmet etmek. Bireyleri, takımları<br />

ve organizasyonları daha iyiye<br />

ve ileriye taşımak için bilgim, deneyimim<br />

ve varlığımla hizmet etmeyi<br />

kendime ilke belirledim. Gelişimi kafaya<br />

takan, hizmet etmeyi seven, en<br />

iyisini arayanların buluştuğu bir uzmanlık<br />

benim hedeflerim arasında.<br />

Öğrenmeye ve gelişime olan aşkımdan<br />

dolayı ‘kendimi yeniliyorum,<br />

gelişiyorum’ duygularını bana yaşatan<br />

her girişimimden, eylemimden<br />

çok fazla keyif alıyorum. ‘Yarın bugünden<br />

daha iyi olacağım’ diye düşünmek<br />

ve bu konuda bir şeyler yapabilmek<br />

yaptığım işe bağlılığımı ve<br />

inancımı artırıyor. 2008 yılında Dünya<br />

Hafıza Şampiyonu Melik DUYAR<br />

tarafından düzenlenen 2. TÜRKİYE<br />

HAFIZA OLİMPİYATI’nda”2008 yılı<br />

Türkiye Hızlı Okuma Şampiyonu”<br />

oldum. Bu güne kadar da rekorum<br />

24 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

egale edilemedi.<br />

- Hızlı Okuma Çalışanlara Nasıl<br />

Bir Katma Değer Sağlıyor?<br />

Öğrenme eylemini yaşamı boyunca<br />

sürdürülebilir hale getirmeyenler,<br />

profesyonel yaşamdan diskalifiye<br />

olma riskiyle karşı karşıya kalıyor.<br />

İş adamı, ofis personeli, uzman,<br />

yönetici, CEO... Hangi düzeyde<br />

olursanız olun, sektörünüzle ilgili<br />

yayınlar, günlük gazeteler, raporlar,<br />

dokümanlar, projeler ve e-postalar<br />

derken uzayan okunacaklar listesi<br />

zamanınızı gasp edebiliyor. 15 yıl<br />

önce bir yönetici günde 5-10 faks<br />

ve mektup okurken, bugün yaklaşık<br />

200 e-posta okumak durumunda<br />

kalıyor. Oysa okuma hızı, 15 yıl öncesinin<br />

yöneticisiyle aynı seviyede.<br />

Yani dakikada ortalama 150-180<br />

kelime. US News&WorldReport’un<br />

yayımladığı bir araştırmaya göre,<br />

bir üst düzey yöneticide, hafta boyunca<br />

ortalama 22 saat zaman ayırması<br />

gereken doküman birikiyor. .<br />

Bu eğitimlerle kısa bir zamanınızı<br />

ayırarak öğrendiklerinizin, ölçüle-


ydaları...


Röportaj<br />

meyecek kadar değerli olduğunu<br />

görüyorsunuz. Günde yalnızca 3-7<br />

dakika arasında zaman ayırarak<br />

okuma hızınızı 2 katına çıkarıp, iş<br />

hacminizi de en az 2 katına çıkarabiliyorsunuz.<br />

Kısaca açıklamak gerekirse<br />

Okuma hızı x 2 = İş hacmi<br />

x 2<br />

- İş Hayatında Dikkat Problemi ve<br />

Motivasyon Kaybı Yaşayan Çalışanlara<br />

Hızlı Okumanın Bir Katkısı<br />

Oluyor Mu?<br />

Dikkat, motivasyon ve odaklanmayı<br />

arttıran hızlı okuma eğitimimizle<br />

gerekiş yaşamında ki çalışanlar gerekse<br />

eğitim hayatında ki öğrenci<br />

ve akademisyenler çok daha verimli<br />

oluyor. Kaç yaşında olursanız olun,<br />

eğitim yaşamında öğrencileri yüksek<br />

performans gerektiren çok sayıda<br />

sınav bekliyor. Çoğu öğrenci bu<br />

çok önemli sınavlarda dikkatsizlikten,<br />

okuduğunu anlayamamaktan,<br />

motivasyon kaybından dolayı performansının<br />

altında başarı gösterebiliyor.<br />

Aynı durum iş yaşamında<br />

da geçerli. Çalışanlar gün içerisinde<br />

birçok e-mail, rapor veya doküman<br />

okumak zorunda. İş yaşamında yoğun<br />

stres altında çalışan çalışanlar<br />

motivasyon kaybı da yaşıyor.Bu da<br />

işlerinde verimli olamamalarına sebebiyet<br />

veriyor. Dikkat ve motivasyonun<br />

birleştiği hızlı okuma kursundan<br />

faydalanan ve hizligo.com’da<br />

eğitimini pekiştiren kişiler, çalışma<br />

hayatında okumadan kaynaklanan<br />

problemlerle rahatlıkla baş edebiliyor.Eğitimimizde<br />

yer alan dikkat ve<br />

konsantrasyonu geliştiren odaklanma,<br />

okumaya ritim ve ahenk katan<br />

okuma, okuma hızınızı ve anlama<br />

düzeyinizi ölçebileceğiniz okuma<br />

ve anlama çalışmaları gibi birçok<br />

alıştırma çalışma hayatındaki performansı<br />

oldukça arttırır.<br />

26 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Köşe<br />

Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />

(retorik<br />

)<br />

Ben nerde yanlış yaptım?<br />

Kişi kendini beğenmezse çatlarmış. Ben de kendimi<br />

beğenirim, bir çok kişi de. Ancak bu beğeni, kendinin<br />

yüzde yüz doğru olduğunu baştan kabul etme düzeyine<br />

geliyorsa işte orada bir problem var demektir. İşte bu<br />

noktada muhalif görüşlere tahammülsüzlük, devamlı bir<br />

sinirlilik hali, dıştan gelen tüm eleştrilere karşı, körlük ve<br />

sağırlık kendisini göstermeye başlar.<br />

Bu tahammülsüzlük, zaman içerisinde herkesin kendisine<br />

karşı olduğu, art niyetli olduğu, aslında herşeyi bu<br />

nedenle bilerek saptırdıkları gibi bir inancın pekişmesine<br />

ve zamanla paranoyak bir bozukluğun gelişmesine neden<br />

olur.<br />

Ardından yalnızlaşma, kendine tanrısal bir güç atfetme<br />

ve ard arda yanlış kararlar alıp bunlarda ısrar etme süreci<br />

gelir.<br />

Bu durum siyasi bir erkle buluştuğunda ise diktatörlük<br />

kaçınılmaz bir son olur. İşin en acı tarafı bu kişilerin<br />

kendilerinin bir diktatöre dönüştüğünü anlayabilecek<br />

zihinsel becerilerini artık kaybetmiş olmalarıdır.<br />

Dışarıdan kendilerine yöneltilen diktatör eleştrilerini<br />

asılsız hezeyanlar zannederek, kendi haklılıklarına<br />

olan inançlarını baskı ve zulümle diğer insanlara kabul<br />

ettirmeye çalışırlar.<br />

Diğer insanlara yaptıkları baskı ve zulmü de mazur<br />

gördükleri bir doğruları vardır artık. Çünkü diğer tüm<br />

insanlar onun kendi bilinç düzeyinin çok aşağısında<br />

yer almakta, aldatılmakta ve onun gördüğü doğruları<br />

görememektedir. Bu nedenle kendisinin yaptığı zulmü,<br />

sadece diğer insanları kendilerinden korumak için aldığı<br />

tedbirler olarak görme eğilimi güç kazanır.<br />

Bu insanlar gerçekle olan bağlarını, hezeyanlar<br />

içerisinde her geçen gün kaybetmeye mahkumdurlar.<br />

Onlar için artık gerçeğe tekrar bağlanmak kendi<br />

başlarına başarabilecekleri bir süreç değildir. Bu kişilerin<br />

psikiyatristlerden, doktorun takdirine göre belki bazı<br />

sağlık tesislerinde destek alarak tedavi olmaları gerekir.<br />

Bu tür rahatsızlıklar bir ayıp değil, hastalıktır. Bu nedenle<br />

kimseyi ayıplıyor değilim. Ancak bu tür rahatsızlığı olan<br />

zihinlere bir ülkenin kaderi teslim edilemeyeceği de çok<br />

açık bir gerçektir. Bugün konuşulması gereken ülkenin en<br />

üst makamına kimin aday olacağı değil, kimin ivedilikle<br />

Türk hekimlerine teslim olması gerektiğidir.<br />

Tüm bu acı hastalık sürecinin bizim başımıza gelmemesi<br />

için ise almamız gereken çok basit bir önlem vardır.<br />

Dışarıdan gelen eleştrileri peşinen reddetmek yerine<br />

"acaba ben hata yapmış olabilir miyim?" sorusunu<br />

kendimize sormak.<br />

Allahın sağlığını kaybeden tüm mağdurlara şifa vermesi<br />

dileklerimle, umuyorum ki bu millet zihni aydın liderlere<br />

çok kısa bir sürede kavuşacaktır. Yarınlarımız aydın,<br />

zihnimiz berrak olsun.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29


Kampanyalar<br />

Kasma Algida Classics Çubukla...<br />

Algida Classics’in 23 yıl sonra yepyeni bir marka konumlaması<br />

ile tüketicilerin karşısına çıkardıklarını söyleyen Algida<br />

Pazarlama Direktörü Leyal Eskin Yılmaz, “Türkiye’nin<br />

en çok satan dondurması Algida Classics’i bu yıl yeniden<br />

konumlandırdık. Hedef kitlemizi genç dondurma severler<br />

olarak belirledik. Reklam filmlerimizi de bu konumlandırma<br />

paralelinde hazırladık. Daha önce de dondurmayı kaşıklamak<br />

fiilini dilimize kazandırmıştık, şimdi de bu reklam<br />

filmleri ile kelime haznemize çubuklamak fiilini ekledik. Yeni<br />

ürünümüzün ve hayatın tadını yaşamaya davet eden yeni<br />

reklamlarımızın büyük beğeni toplayacağına inanıyoruz.<br />

Algida Classics Beyaz Karamel şimdiden sosyal medyanın<br />

en çok konuşulan dondurması oldu, reklam filmlerimizin de<br />

benzer bir etki yaratacağını düşünüyoruz” diye konuştu.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamın Başlığı: Algida Classics “Kas” & “Selfie”<br />

Reklamveren: Unilever<br />

Reklamveren Temsilcisi: Leyal Eskin Yılmaz,<br />

Kaan Camgöz, Tuğçe Aksoy, Murat Bal<br />

Reklam Ajansı: Alametifarika<br />

Kreatif Direktör: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal<br />

Yaratıcı Grup: Ozan Özüm Özbey, Aylin Çelik, Odisseas<br />

Sevsevme, Erkul Yazgan, Berat Pekmezci, Ozan Küme<br />

Stratejik Planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel,<br />

Ufuk Saygın<br />

Marka Direktörü : Gökhan Akbay<br />

Prodüksiyon: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz, Teğin Polat<br />

Prodüksiyon Şirketi: Kala Film<br />

Prodüktör: Serkan Tırmık<br />

Yönetmen: Onur Erdem<br />

Görüntü yönetmeni: August Jakobsson<br />

Post Prodüksiyon: Post43<br />

Müzik: Jingle House<br />

Beste: Nil Karaibrahimgil<br />

Düzenleme: Cüneyt Çağlayan<br />

Medya Ajansı: Mindshare<br />

Medya Planlama: Aslıhan Anarat, Burçak Akkan,<br />

İpek Dorak, Büke Bıçaker<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31


Kampanyalar<br />

Balparmak Katla Balla...<br />

Bal pazarının lider markası Balparmak’ın yeni ürünü Balparmak<br />

Katla Balla, ilk reklam kampanyası ile tüketicilere<br />

merhaba diyor. “Balın hep yanında” mesajıyla kurgulanan<br />

reklam filminde, kafede oturan gençlerin tek kullanımlık özel<br />

ambalajıyla sunulan Balparmak Katla Balla ile içeceklerini<br />

kolay yolla tatlandırabildikleri, balın sağlık ve lezzetini her<br />

yere rahatlıkla taşıyabildikleri eğlenceli bir dille anlatılıyor.<br />

Türkiye’de ilk ve tek Easy Snap teknolojisinin kullanıldığı<br />

ambalajıyla tüketicisiyle buluşan Katla Balla reklam filminde<br />

ünlü Rus şarkısı Kalinka Türkçe sözlerle yeniden yorumlanıyor.<br />

Ana mecrası televizyon olan kampanyanın radyo, basın,<br />

açık hava, indoor, dijital mecralarda ve satış noktalarında<br />

yoğun bir görünürlük ve tadım programıyla desteklenmesi<br />

planlanıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamın başlığı: Balparmak Katla Balla<br />

Reklamveren: Altıparmak Gıda<br />

Reklamveren Yetkilisi: Sumru Ordu, Ercan Şahin,<br />

Gömeç Şahin, Ayşe Özcan<br />

Reklam ajansı: UltraRPM<br />

Yaratıcı yönetmen: Cumhur Güçer<br />

Yaratıcı grup: Aren Selvioğlu, Furkan Civelek<br />

Müşteri ilişkileri: Demet Akpınar, Enhar Giritli<br />

Yapım şirketi: PTT Film<br />

Yönetmen: Gamze Turagay<br />

Medya ajansı: Universal Mccann<br />

Avea, yeni reklam filmi...<br />

Kullanılan mecralar: TV, radyo, basın, OOH, dijital<br />

Avea’nın yeni imaj reklam filmi,günümüzün hızlı ve karmaşık<br />

temposu içinde, değişim için bazen yeni bir heyecanın, yeni<br />

bir keşfin ya da içten bir paylaşımın yeterli olabileceğinihatırlatıyor…UltraRPM<br />

Reklam Ajansı tarafından hazırlanan ve<br />

yönetmenliğini Hakan Yonat’ın yaptığı reklam filminin çekimleri<br />

şehir içi ve şehir dışı olmak üzere toplam9 mekânda gerçekleştirildi.<br />

Filmin seslendirmesi Okan Bayülgen’e, müziği<br />

ise kendisi de bir Avea çalışanı olan Cenk Çelebioğlu’na ait.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Avea<br />

Reklam Veren Yetkilileri: Gelincik Onan, Beren Akdeniz,<br />

Gözde Sabuncu, Bilge Tütüncü<br />

Reklam Ajansı: UltraRPM<br />

Executive Kreatif Direktör : Hakkı Mısırlıoğlu<br />

Kreatif Direktör: Cumhur Güçer<br />

Yaratıcı Ekip: Aren Selvioğlu, Furkan Civelek,<br />

Gamze Öremiş, Süreyya Dilege<br />

Müşteri İlişkileri Ekibi: Melda Tarlan, Melissa Okçu<br />

Ajans Prodüktörü: İdris Özgül<br />

Prodüksiyon Şirketi: Kala<br />

Yönetmen: Hakan Yonat<br />

Müzik: Cenk Çelebioğlu<br />

Post Prodüksiyon: Sinefekt<br />

Fotoğraf Stüdyosu: 212<br />

Fotoğraf Sanatçısı: Emre Doğru<br />

32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

Bingo’dan “Şartlı Şurtlu” reklam...<br />

Filmde, Bingo’nun reklam yüzleri Binnur ve Gonca’nın büyük<br />

bir heyecanla stüdyodaki izleyicilere tanıttığı Bingo<br />

Krem Temizleyici’nin az eforla temizlik sağlayan, yağ, sabun<br />

artığı bırakmayan ve kireci çözme performansı yüksek, üstelik<br />

kolay durulanan ve mis gibi kokan temizlik özellikleri anlatılıyor.<br />

İzleyiciler ise bu özellikler karşısında mutluluklarını<br />

gizleyemiyorlar.<br />

Kuruma yapmayan kapak teknolojisi ile piyasaya sunulan<br />

Bingo Krem Temizleyici, mutfaklara limon çiçeğinin ferahlığını<br />

getirirken, banyo için geliştirilen özel amonyaklı formülü<br />

ise derinlemesine temizlikte fark yaratıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Hayat Kimya / Bingo<br />

Reklamveren Temsilcisi: Gülhan Eğilmez, Esra Gerek,<br />

Işıl Zorlu, Fulya Geylani<br />

Reklam Ajansı: Vietnam<br />

Creative Direktör: Gürkan Günaydın<br />

Creative Grup: Rıza Çankaya, Erdem Güngör,<br />

Kenan Çetinkaya<br />

Ajans Prodüktörü: Begüm Baran<br />

Müşteri İlişkileri: Tuse Tamer<br />

Prod şirketi: Kala Film<br />

Post Prodüksiyon: Sinefekt<br />

Yönetmen: Onur Erdem<br />

Prodüktör: Berna Öztürk, Hazer Baycan<br />

İçindeki enerji her şeye yeter...<br />

“İçindeki<br />

enerji her şeye yeter” diyerek, hem sorumluluklarımız hem<br />

de yapmak istediğimiz, bizi heyecanlandıran her şey için<br />

ihtiyacımız olan enerjinin içimizde olduğunu söyleyen Burn,<br />

şimdi de milyonlarca taraftara enerji verecek bir kampanyaya<br />

imza attı.<br />

Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray Kulüpleri için özel<br />

ambalaj tasarımları hazırlayarak satışa sunan Burn ayrıca,<br />

üç büyük takım için enerjisi yüksek üç büyük film hazırladı.<br />

Her birinde, gerçek taraftar gruplarının bir maç günü boyunca<br />

yaşadıklarının anlatıldığı filmlerde, çalışanından öğrencisine,<br />

herkesin içinde bir de renkli taraftar kimliğinin olduğu<br />

vurgulanıyor.<br />

Sadece fotoğraflarla hazırlanan filmlerin her birinde,<br />

300’den fazla fotoğraf karesi bulunuyor. Reklam filmine<br />

özel hazırlanan müziği ve coşkulu tezahüratlarıyla, üç ayrı<br />

filmden oluşan yeni Burn kampanyası, milyonlarca taraftara<br />

enerji vermek için hazırlandı.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Coca-Cola Türkiye<br />

Marka: Burn<br />

Reklam Ajansı: BÜRO<br />

Kreatif Direktör: İlker Zaharya, Esra Ayas Özalp<br />

Yaratıcı Ekip: Ceren Orun, Nilüfer Abaylı, Selin Saygın<br />

Müşteri Ekibi: Esra Kalender, Melis Tavaslıoğlu<br />

Yapımcı: Volkan Üstünel<br />

Prodüksiyon Şirketi: Rio Film<br />

Yönetmen: Özer Selik<br />

Müzik: Muratcan Tapan<br />

Medya Ajansı: Carat<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33


Kampanyalar<br />

DASK, yeni reklam filmi...<br />

yıl boyunca ekranlarda olacak. Yeni reklam filmi senaryolarının<br />

bir önceki reklam çekimlerinde Vanlı depremzedelerle<br />

yapılan sokak röportajlarından esinlenilerek oluşturulduğunu<br />

söyleyen DASK Koordinatörü İsmet Güngör “Bugüne kadar<br />

yaptığı çalışmalarla Türk halkının yüreğine dokunmuş bir yönetmenin<br />

işbirliği ile vermek istediğimiz mesajların izleyicilere<br />

en doğru şekilde ulaşacağına inanıyoruz”<br />

İlancılık Reklam Ajansı tarafından hazırlanan DASK’ın yeni<br />

reklam filminin prodüksiyonu Filmside’a ait. Reklam filmi için<br />

50 kişilik bir ekip çalıştı ve çekimler iki günde tamamlandı.<br />

Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK), “zorunlu misafirlik”<br />

konseptli iletişim kampanyasının yeni reklam filmlerini<br />

yönetmen Çağan Irmak çekti. Vanlı depremzedelerle yapılan<br />

röportajlarından esinlenilerek oluşturan yeni reklam filmleri<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: DASK<br />

Reklam Ajansı: İlancılık<br />

Reklamveren Yetkilileri: İsmet Güngör, Serpil Öztürk<br />

Müşteri İlişkileri: Viki Belman, Lora Cemal<br />

Strateji: İlker Barouh<br />

Kreatif Grup: Mithat Çalışkan, Eymür Oskay, Yılmaz Şahin<br />

Yapımevi: Filmside<br />

Yönetmen: Çağan Irmak<br />

Fotoğraf: Ahmet Tozar<br />

Her eve DYO lazım...<br />

DYO’nun yeni reklam kampanyasının yönetmenliğini Ezel<br />

Akay’ın yaptı. Reklam filminin çekimleri İstanbul Cankurtaran<br />

ve Zekeriyaköy’de gerçekleştirildi. İki gün süren çekimlerde,<br />

200 kişilik oyuncu ve figüran kadrosu ile 60 kişilik set<br />

ekibi görev aldı. Gerçek mekânların kullanıldığı filmin görüntü<br />

yönetmenliğini ise Joachim Berc üstlendi.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: DYO<br />

Reklamveren Temsilcisi: Bülent Tomaç,<br />

Yasemin Gezginer, Ebru Boztuna<br />

Reklam Ajansı: Drive Dentsu İstanbul<br />

Kreatif Direktör: Ersel Serdarlı<br />

Yaratıcı Grup: Elif Öztaş Saygıner, Onur Birinci,<br />

Mert Merdim, Deniz Gürlek, Muharrem Sezener<br />

Müşteri İlişkileri Grubu: Füsun Akay Eroğlu,<br />

R.Hande Altay<br />

Yönetmen: Ezel Akay<br />

Görüntü Yönetmeni: Joachim Berc<br />

Film Prodüksiyon: Contact Works<br />

Jingle: Dr. Jingle<br />

Orijinal Şarkı: Kanto – Nadir Göktürk<br />

Medya Ajansı: Vizeum<br />

Kullanılan Mecra: TV, basın, radyo, outdoor, dijital<br />

34 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

Pompomgiller Familia’nın filminde...<br />

Familia’nın yeni reklam filminde “Pompomgiller” ailesi kamera<br />

karşısında tüm sevimliliğiyle yerini alıyor. Çocukların<br />

sevdiği sevimli bir karakter olan penguenlerin animasyon karakterlerle<br />

anlatıldığı film, Familia’nın suya dayanıklı, emici<br />

ve yumuşak yapısını vurguluyor. Filmde, anne, baba ve 2<br />

çocuktan oluşan ailenin hikayesi ekranlara taşınıyor.<br />

Reklam filmindeki karakterler, Avatar, Ice Age, Madagaskar<br />

başta olmak üzere dünyaca ünlü pek çok animasyon<br />

filminin karakterlerini tasarlayan Coşku Özdemir ve Neda<br />

Nique’nun imzasını taşıyor. Birbirinden sevimli bu 4 karakter,<br />

sempatikliğiyle şimdiden çocukların beğenisini topluyor.<br />

Pompomgiller’in, Familia ailesine katılmasını anlatan ilk tanışma<br />

filmi, penguen ailesini izleyicilerle buluşturuyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklam veren: Hayat Kimya – Familia<br />

Reklamveren Temsilcisi: Aysel Aydın, Gül Yeşilay,<br />

Elif Yılmaz<br />

Reklam ajansı: Vietnam<br />

Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın<br />

Yaratıcı Grup Direktörü: Rıza Çankaya<br />

Sanat Yönetmeni: Umut Kısa, Kenan Çetinkaya<br />

Reklam Yazarı: Erdem Güngör, Aslı Sevim, Ayberk Çınar<br />

Müşteri İlişkileri: İlknur Korkmaz<br />

Ajans Prodüktörü: Begüm Baran<br />

Animasyon Yaratım: Robotika – Coşku Özdemir<br />

Karakter Tasarım: Fayeshu<br />

Müzik: Ses Sanayi<br />

Sen daha fazlasını yap!...<br />

Survivor’ın yarışmacıları Hilmi Cem ve Fatmagül’ün rol aldığı<br />

reklam filmi yayına girdi. Aksiyon dolu yeni reklam filminde<br />

sevilen ikili tüketicilere “Sen daha fazlasını yap!” diyor.<br />

Rexona bu filmle yalnızca bir deodorant değil, tüketicisi<br />

için bir motivasyon aracı olarak da konumlanıyor.<br />

Hem erkek hem de kadın deodorant serisinde yarattığı hareketle<br />

birlikte aktive olan yeni özel formülü sayesinde en<br />

hareketli anlarda bile ter kokusuna karşı koruma sağlamayayardımcı<br />

olan Rexona, değişen formülü ve yenilenen<br />

ürün ambalajlarıyla “Daha fazlasını yap, Rexona seni aslayarı<br />

yolda bırakmaz!” mesajını veriyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamın başlığı: Rexona Survivor<br />

Reklamveren: Unilever<br />

Reklamveren yetkilisi: Handem Çelenkler, Özge Özmen,<br />

Alperen Özkan<br />

Reklam ajansı: MANAJANS / JWT<br />

Yaratıcı yönetmen: Sami Basut<br />

Yaratıcı grup: Ümit Taşlı, Deniz Ergin<br />

Müşteri ilişkileri grubu: Mehmet Numanoğlu, Mila Telyaz,<br />

Burçin Birim<br />

Stratejik planlama: Aylin San, Sema Özyurt<br />

Ajans prodüksiyon grubu: Şafak Serter, Açelya Ülkümen,<br />

Mehmet Altar<br />

Yapım şirketi: Depo Film<br />

Yönetmen: Jonas Arnby<br />

Medya ajansı: Mindshare<br />

Medya planlamacı: Engin Bilaç, Başak Çavuş,<br />

Aslıhan Anarat<br />

Kullanılan mecralar: TV, Dergi, Gazete, Digjtal<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35


Kampanyalar<br />

Kinetix Kendine Çeker...<br />

paylaşılamayan başrolde, yakışıklı bir erkek değil; Kinetix<br />

ayakkabılar var.<br />

Günlük hayattan bir kesitin kurallarının değiştirerek<br />

hikayeleştirilmesiyle ortaya çıkan reklam filminin müziği<br />

Gürhan Berkel’e, yönetmenliği ise Barış Berberoğlu’na ait.<br />

Rahat, şık ve sportif modellerle yeni sezona renkli ve enerjik<br />

bir şekilde merhaba diyen Kinetix, yeni reklam filmiyle<br />

de adından söz ettiriyor. “Kinetix Kendine Çeker” sloganıyla<br />

yola çıkan Kinetix’in kuralları değiştiren reklam filminde<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Ziylan Grup<br />

Marka: Kinetix<br />

Reklamveren Yetkilisi: Jaklin Güner, Didem Şavluğ,<br />

Özgür Saraç<br />

Müzik: Gürhan Berkel<br />

Reklam Ajansı: Alametifarika<br />

Yaratıcı Yönetmen: Kenan Ünsal<br />

Marka Direktörü: Dilek Sezen<br />

Reklam Yazarı: Murat Yaylagül<br />

Sanat Yönetmeni: Ceyda Koç<br />

Grafiker: Ercan Tarhan<br />

Ajans Prodüktörü: Övgü Akgürgen, Sertuğ Alptekin,<br />

Berkay Tahmaz<br />

Yapım Şirketi: Terfilm Productions<br />

Fuse Tea’den, “akan” reklam filmi...<br />

Coca-Cola’nın, buzlu çay markası Fuse Tea, Nuri Alço ve<br />

Buğra Gülsoy’un rol aldığı, “Akıyo” isimli kampanyanın reklam<br />

filmiyle, ekranlarda yerini aldı.<br />

Farklılıkların birleşmesi ve kaynaşması anlamına gelen füzyon<br />

kelimesinden alınan ilhamla yaratılan Fuse Tea, siyah<br />

çay ve meyve aromalarının birleşmesiyle ortaya çıktı. Bu yönüyle<br />

tam bir füzyon ürün olan Fuse Tea’nin limonlu, şeftalili,<br />

mango & ananaslı ve karpuzlu olmak üzere dört farklı tadı<br />

bulunuyor.<br />

Reklam filmi, kafedeki genç kadının, “Şıp diye akacak, ama<br />

tadı kalacak birşeyiniz var mı?” diyerek, istediği içeceği tarif<br />

etmesiyle başlıyor. “Bunlar yan masadan” diyerek Fuse Tea<br />

getiren garsondan sonra kameralar, Fuse Tea içerek “Akıyo”<br />

diyen Nuri Alço’ya dönüyor. Sonraki sahnede içeceğin diğer<br />

“yan masa”dan, yani yakışıklı oyuncu Buğra Gülsoy tarafından<br />

gönderildiğini anlıyor ve genç kadının heyecanla Fuse<br />

Reklam Ajansı: Plasenta Conversation Agency<br />

Prodüksiyon Şirketi: Autonomy Prodüksiyon Evi<br />

Tea içtiğini görüyoruz.<br />

Yönetmen: Uygar Kutlu<br />

Post Prodüksiyon: İmaj<br />

Kampanya Künyesi<br />

Müzik: Kerem Doğrar – Tricks<br />

Reklamveren: Coca-Cola Company<br />

Kullanılan Mecralar: TV, Radyo, Açıkhava, Dijital, Sinema<br />

Ürün: Fuse Tea<br />

36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

Herkesin ayakkabıcısı FLO...<br />

“Herkesin ayakkabıcısı O, FLO” sloganıyla yayınlanan yeni<br />

reklam filminin Nil Karaibrahimgil imzalı jingle’ı şimdiden<br />

herkesin ağzına dolandı.<br />

Çekimleri üç gün süren ve önümüzdeki günlerde farklı<br />

versiyonlarıyla da ekranlara gelecek reklam filminin yapım<br />

şirketi f2/8, yönetmeni ise FelixDuart.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Ziylan Grup<br />

Marka: FLO<br />

Reklamveren Yetkilisi: Jaklin Güner, Didem Şavluğ, Özgür<br />

Saraç<br />

Reklam Ajansı: Alametifarika<br />

Yaratıcı Yönetmen: Kenan Ünsal<br />

Marka Direktörü: Dilek Sezen<br />

Reklam Yazarı: Murat Yaylagül<br />

Müzik: Nil’in İşleri<br />

Sanat Yönetmeni: Ceyda Koç<br />

Grafiker: Ercan Tarhan<br />

Ajans Prodüktörü: Berna Bulat, Sertuğ Alptekin<br />

Yapım Şirketi: f2/8<br />

Yapımcı: Kerem Çakmak<br />

Yönetmen: FelixDuart<br />

Hayat Su, 30. yaşında...<br />

“Hatırlanan Güzel Anlar, İçinde Hep Hayat Var” sloganıyla<br />

yola çıkan 30. Yıl Kampanyası izleyicilerle buluşuyor. Reklam<br />

filminde yer alan kişilerin çocukluk ve büyük hallerinin<br />

birbirine benzerliği de en önemli detaylardan biri. Reklam<br />

ajansı bu uyumu yakalamak için 350’si çocuk olmak üzere<br />

toplam 800 kişi ile görüşerek başarılı sonuca ulaşmış oldu.<br />

Sektörde bir ilk olan reklam kampanyası; 3 aylık hazırlık,<br />

800 görüşme, 2 set günü ve 6 haftalık post prodüksiyon süreçleri<br />

sonucunda izleyicilerle buluştu.<br />

Görüntü Yönetmeni: İsmail Çelik<br />

Prodüksiyon Amiri: Senem Çakmak<br />

Yönetmen Yardımcısı: Mustafa Hoş<br />

Kostüm Sorumlusu: RachelBenhabib<br />

Post Prodüksiyon: Post43<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Hayat Su<br />

Proje: 30. Yıl Kampanyası<br />

Reklamveren Yetkilisi: Yasemin Barkın, Ayşegül Eser,<br />

Göker Aykaç<br />

Reklam Ajansı: SesliHarfler<br />

Yaratıcı Yönetmen: Özgür Karaçak<br />

Yaratıcı Ekip: Can Özmert, Kansu Gül<br />

Marka Yöneticisi: Gözde Alptekin<br />

Marka Takımı: Selim Krespin, Nisa Ateş<br />

Reklam Yazarı: Atıl Önder, Tolga Sirkeci<br />

Sanat Yönetmeni: Gizem Arlı, Yusuf Özdoğan<br />

Tasarım: Derya Canca, Tuğçe Türkmen, Defne Savaşan,<br />

Berrin Seyirci<br />

Yazılım: Tolga Kaan Pinar, Mehmet Uzun, Erkan Eresen<br />

Fotoğraf: Adnan Sokol<br />

Jingle: Mehmet Yaranova, Tolga Türünz<br />

Yapım Şirketi: SO Prodüksiyon<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37


Kampanyalar<br />

Luppo Sufle ‘Bildiin gibi diil’...<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklam Ajansı: Proximity İstanbul<br />

Kreatif Ekip: Luppo Kreatif Ekibi<br />

Müşteri İlişkileri: Selen Öngör, Özge Budunç<br />

Prodüksiyon: Umut Tangör, Oben Özyakalı<br />

Yönetmen: Turgut Akaçık<br />

Demo Yönetmeni: Kağan Hanoğlu<br />

Prodüksiyon Şirketi: Autonomy<br />

Müzik: Özgür Buldum<br />

Reklamveren: Şölen<br />

Reklamveren Temsilcisi: Hayat Kapukaya, Ülkü Vural<br />

Şölen’in yepyeni ürünü Luppo Sufle’nin akıllarda iz bırakacak<br />

reklam filmi yayına girdi.“Luppo Sufle’yi bir kez tadan, bu<br />

lezzeti bir daha unutamaz ve olmadık yerde aklına gelir” fikrinden<br />

yola çıkan reklam filminin ilk sahnesindeantik Roma<br />

kentinin görüntüsü ekranlara geliyor.<br />

‘Bildiin gibi diil’ sloganı ile çıkan Luppo Sufle’nin bilinen<br />

diğer keklerden çok farklı olduğunu, bu yüzden de olmadık<br />

yerlerde akla gelebileceğini vurgulayan filmin yönetmen<br />

koltuğunda Turgut Akaçık oturuyor.<br />

Hediyemi görünce annem...<br />

Avrupa’nın bir numaralı elektronik market zinciri Media<br />

Markt, “Bir anne en çok ne kadar sevinebilir?” fikrinden yola<br />

çıktığı Publicis Bold imzalı yeni reklam kampanyasının filmini<br />

Ezel Akay yönetti<br />

40 kişilik bir mutfak ekibiyle, tüm gün süren Media Markt Anneler<br />

Günü kampanya filmi çekimleri İstanbul’da Polenezköy<br />

yakınlarında, Cumhuriyetköy’de bir çiftlik evinde gerçekleştirildi.<br />

Annelerin ne kadar sevinebileceğini merak edenleri, “Anneler<br />

Günü” hediyelerini almaları için mağazalarına davet eden<br />

Media Markt’ın yeni kampanyası, 6 Mayıs itibariyle televizyon,<br />

gazete ve dijital mecralarda yer alıyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Media Markt<br />

Marka: Media Markt<br />

Reklamveren Yetkilileri: Nurçin Koçoğlu,<br />

Çağanur Atay Uçtu, Volkan Çevik<br />

Reklam Ajansı: Publicis Bold<br />

Kreatif Direktör: Tarkan Barlas<br />

Yaratıcı Ekip: Sedef Karakaş (Sanat Yönetmeni),<br />

Barış Sinsi (Metin Yazarı)<br />

Müşteri İlişkileri Direktörü: Gözde Aldinç Atamer<br />

Müşteri İlişkileri Ekip: Egem Özgür (Süpervizör),<br />

Bahar Öztürk (Müşteri Temsilcisi)<br />

Ajans Yapımcısı: Arzu Köksal<br />

Medya Planlama Ajansı: Carat<br />

Yapım Şirketi: Contact Works<br />

Yönetmen: Ezel Akay<br />

Mecralar: TV, gazete, dijital<br />

38 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

Örümcek Adam ve Big Babol...<br />

Sony Pictures ile yapılan özel anlaşma kapsamında, Kampanya Künyesi<br />

İnanılmaz Örümcek Adam ve Big Babol markası, Big Müşteri: Perfetti Van Melle<br />

Babol’un yepyeni ürününde buluştu.<br />

Ürün: Big Babol<br />

Big Babol’un İnanılmaz Örümcek Adam’lı dikkat çekici Reklam Veren Yetkilileri: Serkan Ergün, Çiğdem Tüzüner,<br />

reklam filmi de televizyon ekranlarında yerini aldı.<br />

İdil Ziyaoğlu<br />

“İnanılmaz Örümcek Adam 2”yi sinema salonunda izleyen Reklam Ajansı: Selection<br />

çocuklar, Örümcek Adam’ın ekrandan kendilerine fırlattığı Yaratıcı Ekip: International Team Selection<br />

ağ ile büyük şaşkınlık yaşar. Üzerlerine fırlayan ağda bulunan<br />

Big Babol’u çiğneyip balon şişiren çocuklar, heyecan Medya Ajansı: Media Republic<br />

Lokasyon:İtalya - Milano<br />

dolu macerayı keyifle seyretmeye devam eder.<br />

Medya Planlama: Günay Aranoğlu, Yasin Aktürk<br />

Kullanılan Mecralar: Televizyon<br />

Aşkın resmi dondurması Cornetto...<br />

Aşkın resmi dondurması Cornetto, iki yeni ürünü In Love Toffee<br />

Krokan ve In Love Cookie’nin reklam filmiyle ekranlarda<br />

yer almaya başladı. Cornetto’nun marka yüzü Yalın, bu yıl<br />

hem reklam filminde rol aldı hem de filmin yaza damgasını<br />

vuracak aşk dolu müziğini yaptı.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamın başlığı: Cornetto In Love Cookie & Toffee<br />

Reklamveren: Unilever / Cornetto<br />

Reklamveren yetkilisi: Eser Lapanta, Zeynep Doğan,<br />

Nazlı Özcan, Gizem Erbaş<br />

Reklam ajansı: Lola/Lowe & Partners<br />

Yaratıcı yönetmen: Fran Torres<br />

Yaratıcı grup: Francisco Cassis<br />

Müşteri ilişkileri grubu: Tom Elliston, Pablo Arango<br />

Stratejik planlama: Mindshare<br />

Ajans prodüktörü: Cristina Español<br />

Yapım şirketi: República<br />

Medya ajansı: Mindshare<br />

Medya planlamacı: İpek Dorak<br />

Kullanılan mecralar: Sinema, Televizyon, Dijital<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39


Kampanyalar<br />

Mazhar Alanson inşaat denetiminde...<br />

Ünlü besteci ve yorumcu Mazhar Alanson, İstanbul<br />

Ataşehir’de hayata geçirilen Trendist Ataşehir projesinin<br />

ikinci reklam filmi ile bir kez daha ekranlarda. Marka yüzü<br />

olduğu projenin vaadlerini yerine getirip getirmediğini yerinde<br />

görmek isteyen ünlü sanatçı bu kez proje alanını ziyaret<br />

ediyor.<br />

Satış ofisinde proje ile ilgili bilgi alan ve örnek daireleri ziyaret<br />

eden Mazhar Alanson, tatlı sert üslubuyla aklındaki sorularını<br />

peş peşe sıralayarak, satış temsilcisinden bilgi alıyor.<br />

Bareti ile şantiye alanını da bizzat yerinde denetleyen ve<br />

inşaat süreci ile ilgili gelişmeleri öğrenen Mazhar Alanson,<br />

hızla yükselen proje karşınında memnuniyetini gizlemiyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Grey Yapı<br />

Reklam Ajansı: Türk Mutfağı İletişim Hizmetleri<br />

Ajans Başkanı: İbrahim Güler<br />

Kreatif Ekip: Alim Aras, Dilara Yeşildağlı, Fatih Akgül<br />

Müşteri İlişkileri: Melek Çakıcı<br />

Prodüksiyon Şirketi: Sugar Rush<br />

Yönetmen: Ali Erdemci<br />

Daha çok yaz...<br />

Pegasus’un yeni reklam filminde, Pegasus misafirlerinin yaz<br />

tatillerini yurt içinde ve yurt dışında diledikleri şehirlerde geçirerek<br />

yaz mevsimini dolu dolu hissederek yaşayabilecekleri<br />

fikri üzerinden iletişim yapılıyor. Yaza davet eden reklam<br />

filminin çekimleri, Barselona’da 9, Antalya ve Alanya’da ise 5<br />

ayrı mekanda, yaklaşık 35 ana oyuncu ve 90 figüran oyuncu<br />

ile gerçekleşti. Ana çekimlerde oyuncular dışında Türkiye’de<br />

yaklaşık 60 kişilik ekip yer aldı.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Kampanya adı: Daha çok yaz<br />

Reklamveren: Pegasus<br />

Reklamveren temsilcisi: Onur Dedeköylü,<br />

Sibel Yaman Kavuklu, Nazlı Elif Tan<br />

Reklam ajansı: Rafineri<br />

Yaratıcı yönetmen: Ufuk Uslu<br />

Yaratıcı grup lideri: Setenay Özcan Yıldırım<br />

Yaratıcı grup: Melih Edis, Cihan Eryılmaz, Yusuf Kayhan,<br />

Tuğkan Cabbar, Fırat Eren<br />

Stratejik planlama: Canan Pehlivanoğlu, Can Çalışkan,<br />

Tuna Ongu<br />

Marka takımı: Erbek Onur, Çağla İshak<br />

Ajans prodüktörü: Kerem İlbeyli<br />

Yönetmen: Serdar Dönmez<br />

Yapım şirketi: Depo film<br />

Yapımcılar: Ender Sevim, Melisa Gürkan<br />

40 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kampanyalar<br />

Yedigün Meyve Bahçesi...<br />

‘Türkiye Meyvesini Seçiyor’ kampanyası için çekilen reklam<br />

filminde meyvesini seçtirmeyen manavdan çıkarak Yedigün<br />

Meyve Bahçesi’ne girenler, istedikleri meyveleri seçmenin<br />

keyfini yaşıyor. Yedigün reklam filminde Kenan Doğulu’nun<br />

‘Aşk Oyunu’ isimli sevilen şarkısına yazılan yeni sözlerle, tüketicilere<br />

seçeneklerinin fazla olduğu ve istediklerini seçebilecekleri<br />

anlatılıyor.<br />

Siemens Ankastre’nin “mükemmel bir mutfak lüks değil” mesajıyla<br />

hazırladığı yeni reklam kampanyasının, cookControl68<br />

ankastre fırın için çekilen ilk filmi yayına girdi.<br />

Reklam filminde; tasarımıyla mutfaklara şıklık katan, teknolojik<br />

ve fonksiyonel özellikleriyle hayatı kolaylaştıran Siemens<br />

ankastre fırının, profesyonel aşçıların ustaca pişirdiği<br />

birçok yemeği, lezzetli ve kolay bir şekilde pişirdiği anlatılıyor.<br />

68 farklı yemeği aşçıların ustalığıyla pişirebilen cook-<br />

Control68 fırının üstün özellikleri, mutfakta yemek pişirmek<br />

için sıraya giren onlarca profesyonel aşçı üzerinden şaşırtıcı<br />

ve eğlenceli bir anlatımla sunuluyor.<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: YEDİGÜN<br />

Reklamveren yetkilileri: Deniz Aktürk Erdem,<br />

Seren Çankırı, Umut Pakkan, Melih Şener<br />

Reklam Ajansı: Karbonat<br />

Yaratıcı Yönetmen: Cenk Gümüşçüoğlu<br />

Strateji: Elif Özkacar<br />

Reklam Yazarı: Varol Döken<br />

Yaratıcı Ekip: Levent Aybay, Bora Gündüz, Elif Özkacar,<br />

Murat Can Erkahraman, Nilay Tan<br />

Ajans Prodüktörü: Metehan Korkmazel<br />

Marka Yönetimi: Nazlı Özçetin, Naz Kurtuluş<br />

Yapım Şirketi: ShortCut<br />

Yönetmen: Müfit Samık<br />

Yapımcı: Esra Seyrekbasan Onar<br />

PepsiCo Prodüksiyon Danışmanı: Sena Alpsan<br />

Jingle: JingleHouse<br />

Şarkı: Kenan Doğulu<br />

Koreografi: Sanem Demirkaya<br />

Mükemmel bir mutfak lüks değil...<br />

Kampanya Künyesi<br />

Reklamveren: Siemens Beyaz Eşya<br />

Reklamveren Yetkilisi: Ayşe Özkaya, Gamze Su<br />

Reklam Ajansı: Medina Turgul DDB<br />

Yaratıcı Bölüm Başkanı: Kurtcebe Turgul<br />

Kreatif Direktör: Gökhan Erol<br />

Yaratıcı Grup: Eren Koçaker, Engin Erden<br />

Müşteri İlişkileri Grubu: Aslı Bleda, Miray Türker,<br />

Filiz Şahin<br />

Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nedret Gürlek<br />

Yapım Şirketi: Shortcut<br />

Yönetmen: Ariel Goldenberg<br />

Müzik: Ömer Ahunbay<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 41


Arnavut


Gezi<br />

tluk’ta dört gün...<br />

Vize istemiyor olması ve ucuz uçak bileti<br />

alabildiğimiz için 4 günlük tatilimizi Arnavutluk’ta<br />

geçirmeye karar verdik. Pegasus havayollarından 240 TL’ye<br />

gidiş-dönüş uçak biletimizi aldıktan sonra, booking.com’dan<br />

merkeze yakın bir konumda otel rezervasyonu da yaptırdık.<br />

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / svldbn@gmail.com<br />

Vize istemiyor olması ve ucuz uçak bileti<br />

alabildiğimiz için 4 günlük tatilimizi<br />

Arnavutluk’ ta geçirmeye karar verdik.<br />

Pegasus havayollarından 240 TL’ ye<br />

gidiş – dönüş uçak biletimizi aldıktan<br />

sonra, booking.com’ dan merkeze<br />

yakın bir konumda otel rezervasyonu<br />

da yaptırdık.<br />

Uçağımız 14:20’ de kalktı ve 1,5 saatlik<br />

yolculuktan sonra Tiran’ a vardık. Tiran<br />

Rahibe Teresa Havaalanı oldukça<br />

küçük bir yer. Havaalanından çıkıp<br />

sağnak yağmur altında minibüs’ e<br />

binip, Tiran merkeze gitmek üzere yola<br />

koyulduk. Ulaşım çok ucuz:) Oldukça<br />

eski olan minibüs’ e 19 km’ lik yol için 5<br />

TL (250 Leke) ödedik.<br />

Merkezde inip oteli bulmak için yürümeye<br />

başladık. Biraz zor oldu ama<br />

2 tane polis sayesinde oteli bulduk<br />

ve onları eşliğinde otele vardık. Polis<br />

nezaretinde gidince, otel sahibi hanım<br />

biraz işkillendi ama durumu öğrenince<br />

sorun çıkmadı:)<br />

Eşyalarımız yerleştirip, turistik haritanında<br />

fotoğrafını çektikten sonra keşfe<br />

başladık. Haritanın aslını bulamadığımız<br />

için tüm gezi boyunca fotoğrafından<br />

faydalandık.<br />

Keşiften önce Arnavutluk hakkında<br />

biraz bilgi vereyim.<br />

Arnavutluk Cumhuriyeti, (Arnavutça:<br />

Republika e Shqipërisë), Balkan<br />

Yarımadası’nda yüzölçümü 28,748<br />

km² olan bir ülke. Komşuları kuzeyde<br />

Karadağ, kuzeydoğusunda Kosova,<br />

doğusunda Makedonya ve güneyinde<br />

Yunanistan. Ülkenin batısında da Adriyatik<br />

Denizi ve güneybatısında İyonya<br />

Denizi’ne kıyısı var.<br />

Arnavutlar, tarihçilere göre eski İlliryalıların<br />

devamı. Antik İllirya bugünkü<br />

Dalmaçya sahil bölgesi, (bugünkü Hırvatistan<br />

ve Karadağ) ve pek çok Roma<br />

İmparatoru bu bölgeden çıkmış.<br />

Enver Hoca’nın 1941 - 1985 yılları<br />

arası tüm dünyaya kapatarak komünist<br />

düzende yönettiği ülke olan Arnavutluk,<br />

neredeyse 50 yıl boyunca dünyadan<br />

izole bir şekilde yaşamış. Hiç bir<br />

Arnavutun ülke sınırları dışına çıkmasına<br />

izin verilmemiş, ve hiç bir yabancının<br />

da ülke topraklarına girmesine<br />

müsade edilmemiş. Kuzey Kore misali,<br />

ülke yıllarca dünyadan izole biçimde<br />

yaşamış. Enver Hoca zamanın tüm komünist<br />

güçleriyle kavga ederek giderek<br />

içine kapanmış ve tek başına kalmanın<br />

korkusuyla ülkenin 4 bir tarafına<br />

750.000 adet “bunker” (askeri sığınak)<br />

yaptırmış. Ülke nüfusu 3.5 milyon olduğu<br />

düşünülürse nerdeyse her 5 kişiye<br />

bir bunker düşmekte. Bunker’ ları ülkenin<br />

4 bir yanında görmek mümkün.<br />

Enver Hoca zamanında, Arnavutluk<br />

terlikten , ampüle , bisikletten , tuğlaya<br />

kadar herşeyi kendisi üretmiş ve kendi<br />

kendine yetmeye çalışmış. Enver<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 43


Gezi<br />

Hoca’nın ölümünden sonra komünist<br />

düzen devam etse de onun zamanındaki<br />

kadar sert geçmemiş. Mart<br />

1992‘de komünist düzen sona ermiş.<br />

92 - 98 yılları arası Enver Hoca zamanında<br />

kurulan tüm fabrikalar , devlet<br />

hizmet binaları, betonların içindeki<br />

demirlere kadar herşey talan edilmiş.<br />

Zamanında standart bir yaşam için<br />

herşeyi üretebilen ülke , artık hiçbirşey<br />

üretemez hale ge ip, tamamen dışarıya<br />

bağımlı hale gelmiş. Herkes işini<br />

kaybetmiş ve fakirlik yaygınlaşmış.<br />

2000’ den sonra yabancı fonların desteği<br />

ile ülke altyapsını yeniden inşaa<br />

etmeye başlamış ve halen de devam<br />

ediyor.<br />

Bu kısa bilgiden sonra gezi yazısına<br />

devam ediyorum :)<br />

Otelden ayrılmadan önce nerede<br />

yemek yiyebileceğimiz sorduk. Hanım<br />

efendi bizi otantik bir restaurant olan<br />

“Oda” isimli yere yönlendirdi. Restaurant<br />

Avni Rüstemi Caddesine giderken<br />

bir ara sokakta. Tiran’ ın bu kısmı<br />

gecekondu mahallesi gibi. Eski evler,<br />

pazarlar var.<br />

Caddede dolanırken bizi yağmur yakaladı,<br />

biz de gökkuşağını yakaladık.<br />

Hoca’nın ölümünden<br />

sonra komünist düzen devam<br />

etse de onun zamanındaki<br />

kadar sert geçmemiş.<br />

Mart 1992‘de komünist<br />

düzen sona ermiş.<br />

Bu caddede sıra sıra kafeler var fakat<br />

daha çok birahane tipinde yerler. Biranızı<br />

içip yemeğinizi yiyebiliyorsunuz.<br />

Burada kelle ve kokoreç oldukça talep<br />

görüyor. Sokakları dolaştıktan sonra<br />

Oda’ yı bulup daldık içeri.<br />

İçerisi otantik eşyalarla döşenmiş eski<br />

bir ev burası. Dışarıda minik bir bahçesi<br />

var. İçeride 2 gözlü bir restaurant.<br />

Duvarında aileye ait siyah beyaz<br />

fotoğraflar, el işi danteller, eski bakraçlar<br />

var. Oldukça şirin bir yer. Mekanı<br />

işleten hanım, İngilizce bilmiyor fakat<br />

yemek isimleri biraz Türkçe’ yi andırıyor.<br />

Ben arnavut ciğeri yemek istedim<br />

ama orada öyle bir şey yok:) Ciğer var<br />

fakat konsept farklı. Güveçte, peynir,<br />

soğan, salça ve baharatlarla pişmiş ciğer.<br />

Tadı 10 numara 5 yıldız. Resmen<br />

mest oldum yerken.<br />

Onun haricinde ıspanaklı Arnavut<br />

böreği ve içi peynir dolu biberlerden<br />

söyledik. Bir de söğüş salata. Onların<br />

mutfağında da bol bol salata, domates<br />

ve biber var. Damak tatları bizimkine<br />

çok yakın. Arnavutluk’ ta ev yapımı<br />

rakı da çok meşhur. Yemekle birlikte<br />

hanımefendi bize rakı da getirdi.<br />

44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Gezi<br />

Sonra gözümüze bir mekan<br />

kestirip biralarımız içtik.<br />

Tiran’ daki insanlar 2 tane<br />

turist kadını biraz yadırgadılar.<br />

Bizim rakının yerini tutmasa da tadı<br />

fena değil. Sek içiliyor bunlar. Bir iki<br />

çeşidini denedik, en çok böğürtlenden<br />

yapılanını sevdik.<br />

Yemeğimizi kalktık ve bir kafe ya da<br />

bara gidelim dedik. Biraz ileride bir<br />

mekanı gözümüze kestirmiştik. 3 katlı<br />

müstakil bir bina, çok şık bir yer, dışarıdan<br />

bara benziyor. Daldık içeriye 2<br />

hatun. İçeriye girince de dumur olduk.<br />

Bize bakan yaklaşık 3 kadar erkek :)<br />

Maç seyreden abiler, o bölgede kadınlar<br />

pek dışarıya çıkmıyor akşamları.<br />

Dışarıda yeme içme kültürleri yok.<br />

Meraklı bakışlar altında (kendimi “Arabesk”<br />

filminde İstanbul’ u soran Müjde<br />

Ar gibi hissettim:)) gidebileceğimiz mekan<br />

isimlerini sorduk. Barmen çocuk<br />

bir kağıda mekan isimlerini yazıp verdi<br />

ve hemen dışarı attık kendimizi.<br />

İskender Meydanına yürüyüp mekan<br />

sorabileceğimiz insanlara bakındık.<br />

Sonra da gayet medeni bir çift bulup<br />

atladık önlerine. Tiran’ ın en gelişmiş<br />

bölgesi ve eğlence merkezinin olduğu<br />

yer olan Blloku’ yu tarif etti bize.<br />

Tiran çok küçük bir yer olduğu için<br />

heryere yürüyerek çok rahat gidebiliyorsunuz.<br />

Nihayet Blloku’ u bulduk<br />

ve sokaklarını arşınladık.<br />

Sonra gözümüze bir mekan kestirip<br />

biralarımız içtik. Tiran’ daki insanlar<br />

2 tane turist kadını biraz yadırgadılar.<br />

Hele de Türkiye’ den geldiğimizi<br />

duyduklarında hayret dolu gözlerle<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /45


Gezi<br />

bize baktılar.<br />

Biralarımızı içip biraz da üşüyünce<br />

otele gidip uyumaya karar verdik. Giderken<br />

de boş Tiran sokaklarının tadını<br />

çıkardık.<br />

İskender Bey Meydanı ışıl ışıl görünüyordu.<br />

Burada da led aydınlatma şehrin<br />

tüm güzelliğini gözler önüne seriyor.<br />

Meydanın tam ortasında Arnavutların<br />

ulusal kahramanı İskender Bey’in atın<br />

üstünde olduğu bir heykel bulunuyor.<br />

Meydanın çevresinde Milli Tarih<br />

müzesi,Ethem Bey Camii,belediye binası<br />

ve diğer hükümet binaları bulunuyor.<br />

Sessiz Tiran sokaklarında yürüyüp<br />

otelimize gittik.<br />

Sabah odamızın içine doğan güneşle<br />

uyandık ve bu güneşli havayı denizin<br />

kenarında, Durres’ te geçirmeye karar<br />

verdik.<br />

Tiran’ da İngilizce bilen çok az olduğu<br />

için zor bela nereden otobüse binebileceğimizi<br />

öğrendik. 2 km kadar<br />

yürüdükten sonra minibüslerin kalktığı<br />

durağı bulduk. Minibüsler çok çok eski<br />

ve dökülmek üzere. Hızları 60 km’ yi<br />

geçmiyor. Durres – Tiran arası 38 km.<br />

Yaklaşık 1 saat süren yolculuğun ardından<br />

Durres’ e vardık. Otogarda inip<br />

sahile doğru yürüdük. Yine sora sora<br />

Arnavutluk’ un en büyük<br />

liman kenti.<br />

Durres’te görülecek yerler,<br />

Kral Zoro Sarayı, Antik<br />

Tiyatro,<br />

Durres Kalesi ve kiliseler.<br />

sahil yolunu bulduk.<br />

Sahilde bizi 15. yy’ da Bizanslılar<br />

tarafından inşa edilen Venetian kulesi<br />

karşıladı. Durres, Tiran’ dan sonra,<br />

Arnavutluk’ un 2. büyük şehri.<br />

Kale, günümüzde restaurant olarak<br />

kullanılıyor. Üst katın manzarası gayet<br />

iyi fakat şehirde pek iştah açıcı bir<br />

durum yok.<br />

Durres, Arnavutluk’ un Batı Avrupa’ ya<br />

açılan kapısı durumunda. Limandan<br />

her gün İtalya’ya dev feribotlar hareket<br />

ediyor. Arnavutluk’ un en büyük liman<br />

kenti. Durres’ te görülecek yerler, Kral<br />

Zoro Sarayı, Antik Tiyatro, Durres Kalesi<br />

ve kiliseler. Kule civarında hızlıca<br />

bir şeyler yedikten sonra Durres’ i gezmeye<br />

başladık. Parktaki şirin heykeller<br />

oldukça hoşumuza gitti.<br />

Sahil şeridindeki Pazar tezgahları ve<br />

satılan eşyalar halkın durumunu gayet<br />

açık bir şekilde gözler önüne seriyor.<br />

İstanbul’ un 30 yıl önceki hali geldi<br />

aklıma.<br />

Sahilde ayı oynatan çingeneler bile<br />

gördük. Fakat para karşılığında<br />

fotoğraf çektirdikleri için fotoğraflarını<br />

çekmedik. Hayvanların böyle şeylere<br />

alet edilmesine üzülüyorum.<br />

46 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Gezi<br />

Durres’ in bu kısmı nispeten daha<br />

zengin. Şık ve güzel restaurant’ lar var.<br />

Deniz çok berrak. Suyun dibini çok net<br />

görebiliyorsunuz.<br />

Minik sahil turunu da bitirip şehrin iç<br />

tarafına doğru yürüdük ve kaleden<br />

kalan surları gezdik. Artık surların içleri<br />

ev olarak kullanılıyor. Fakat son derece<br />

köhne evler.<br />

Şehir yeniden yapılandırılıyor. Yeni<br />

inşa edilen oteller ve binalar var.<br />

Sokak aralarını da gezip bitirince daha<br />

fazla vakit kaybetmeyip Tiran’ a dönelim<br />

dedik. Otogara gittik fakat oraya<br />

gidince fikrimizi değiştirip Elbasan’ a<br />

gitmeye karar verdik. Akşam Elbasan<br />

tava yer, öyle döneriz dedik:)<br />

Otogardan Elbasan minibüslerine bindik.<br />

Buradaki minibüsler daha da eski.<br />

Minibüs dolunca tıngır mıngır yola<br />

çıktık. Yine 60 km sürat ile:)<br />

Durres – Tiran arası 83 km fakat biz o<br />

yolu 2 saatte gittik. Yollar çok bozuk,<br />

delik deşik asfalt ve daracık. Aradaki<br />

tüm köylerde durduk. Darallar geldi<br />

gitti bana.<br />

Yol boyunca yüzlerce “bunker” gördük<br />

yeşil arazilerde. Dikkatimi en çok da<br />

yol üzerindeki mezarlar çekti. 50’ ye<br />

yakın mezar gördüm. Bunlar sadece<br />

gördüklerim. Hepsinin etrafı yapma<br />

çiçeklerle süslüydü.<br />

Elbasan, Arnavutluk’ un<br />

3. büyük şehri.<br />

Böylece 3 büyükleri gezmiş<br />

oluyoruz :)<br />

Fatih Sultan Mehmet’in<br />

1466’daki seferi sırasında,<br />

Fatih burada konaklamış ve<br />

buraya “İl-basan”<br />

ismini vermiş.<br />

2 saatlik yolculuğun ardından otogarda<br />

minibüsten indik ve zor bela şehir<br />

merkezini öğrendik. Meğerse minnacık<br />

bir yermiş.<br />

Merkezde kocaman bir meydan var.<br />

Herşey bu meydan da toplanmış. Meydana<br />

ulaşmak için Aqif Pasha Parkından<br />

geçiyorsunuz.<br />

Parkın hemen köşesinde etnoğrafya<br />

müzesi var fakat saat 15:00’ de kapanmış.<br />

Dolayısıyla içini gezemedik.<br />

Elbasan, Arnavutluk’ un 3. büyük şehri.<br />

Böylece 3 büyükleri gezmiş oluyoruz :)<br />

Fatih Sultan Mehmet’in 1466’daki<br />

seferi sırasında, Fatih burada konaklamış<br />

ve buraya “İl-basan” ismini vermiş.<br />

Büyük bir kalenin inşa ettirilmesinin<br />

ardından Osmanlı’nın sancağı haline<br />

gelmiş. Bu dönemde doğal olarak şehir<br />

gelişmiş ve Arnavutluk’ta İslam’ın<br />

merkezlerinden biri haline gelmiş.<br />

Ancak pek çok kilise de inşa edilmiş.<br />

Sonuçta Elbasan’da kozmopolit<br />

bir yapı oluşmuş. 2. Dünya Savaşı<br />

sırasında şehir bayağı tahrip edilmiş,<br />

sonrasında ise komünizmin idealleri<br />

doğrultusunda bir endüstri şehri haline<br />

gelmiş. Şehre girmeden önce bir tepeden<br />

aşağı iniyor minibüs, o sırada,<br />

endüstrileşmenin ve komünizmin<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 47


Gezi<br />

kalıntıları devasa fabrikalar karşımıza<br />

çıktı. Neredeyse ovayı kaplayan şehrin<br />

kıyısında, kahverengi, paslı, metalik<br />

endüstri tesisleri göğe yükselen<br />

bacalarıyla, masif yapılarıyla Mad-Max<br />

filminin dekorunu andırıyordu.<br />

Kaleyi sorduğumuzda parkın ilerisinde<br />

dediler. Bakındık ama kaleye benzer<br />

bir şey göremedik. Parkın içinden geçtikten<br />

sonra meydana çıktık ve kaleyi<br />

görünce dumur olduk. Kalede bi’ lokma<br />

bir şey çıktı. Tek katlı ev gibi bir kale.<br />

Meydanın bir köşesinde de Bezistanit<br />

Bazilikasının kalınıtılarına rastladık.<br />

Bazilikanın hemen yanında Remax<br />

emlaktan satılık tarihi bir hamam da<br />

bulduk. Minik meydanı gezdikten sonra<br />

sur içlerini de keşfetmek için sur kapısından<br />

içeri daldık. Sur kapısındaki<br />

çeşmeden de su içmeyi ihmal etmedik.<br />

İlk girişte 2 tane şık bar karşılıyor sizi<br />

sonra da betonarme evler. Sanırım<br />

burası Elbasan’ ın en lüks semti.<br />

Sur içindeki sokaklar oldukça eski ve<br />

taşlardan yapılmış. Evler de sokak<br />

da çok şirin. Kale içindeki gezinirken<br />

karşımıza Sultan Camii (Xhamia<br />

Mbretërore) çıktı. Cami 1492 yılında 2.<br />

Beyazıd tarafından yaptırılmış.1967’de<br />

kapatılan cami, 1990’da yeniden<br />

ibadete açılmış. Muhtemelen bu camii<br />

48 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />

Arnavut erkekleri kadınlara<br />

karşı çok kaba, tam<br />

anlamıyla hödükler.<br />

Orada kadınlar ikinci sınıf<br />

insan. Yemek muhteşem<br />

fakat servis rezildi.<br />

de yağmalanmış ve eski halinden eser<br />

kalmamış. Restora edilip kullanılmaya<br />

devam ediliyor.Saat kulesine<br />

ve meydana tekrar bakındıktan<br />

sonra Elbasan tava yemek için<br />

uygun bir mekan aradık.<br />

Kimse ingilizce bilmediği için<br />

mekanı bulmak oldukça zor<br />

oldu. İtalya’ da yaşayıp oralı<br />

olan bir tane abi bize yol gösterdi.<br />

Oranın en meşhur yeri<br />

Real Scampes’ miş.<br />

Mekan, kalenin yuvarlak kulelerinin<br />

içine yapılmış. Kapıdan<br />

girince ortam birden değişti.<br />

Yemyeşil bir bahçe, mis kokulu<br />

bahar çiçekleri. Mekana bayıldık.<br />

Babil’ in Asma Bahçeleri<br />

geldi aklıma.<br />

Bahçeyi mest olmuş bir vaziyette<br />

dolandıktan sonra yemek<br />

yemek için restaurant kısmına oturduk.<br />

Restaurant kısmı da oldukça şıktı.<br />

Arnavutluk’ ta gittiğim en güzel mekan<br />

burasıydı. Elbasan tava yemeğe<br />

gittiğimiz için onu sipariş ettik, yanına<br />

da kırmızı şarap. Tadı gerçekten<br />

muhteşemdi. Yemeğimizi yiyip güneşi<br />

de batırdıktan sonra hesabı isteyip<br />

kalkmak istedik.<br />

Arnavut erkekleri kadınlara karşı çok<br />

kaba, tam anlamıyla hödükler. Orada<br />

kadınlar ikinci sınıf insan. Yemek muhteşem<br />

fakat servis rezildi. Neredeyse<br />

biz gidip kendimiz alacaktık yeni şarap<br />

siparişlerini. Fiyat listesinde sadece<br />

yemeklerin fiyatı yazıyor, içkilerin ki<br />

yok. Bize kadeh şarap için 100 Leke<br />

demişti garson fakat adisyonda 175<br />

yazıyordu. Kasada hesabı öderken<br />

servis yapan çocuk 200 leke dedi.<br />

Sonra iki garson birbirine girdi. Aradaki<br />

farkı cebe indirecekmiş meğerse abi.<br />

Özetle, hesap öderken kontrol etmekte<br />

fayda var. Garsonlara kıl olmuş bir<br />

vaziyette oradan çıkıp minibüse bindik.<br />

Tiran minibüs’ ü doldu ve nihayet kalktık.<br />

Tiran – Elbasan arası 45 km. Yaklaşık<br />

1 saat sürüyor, dur kalk derken.<br />

Biz sıcak minibüse girince şarabın da


Gezi<br />

etkisiyle minibüste uyumuşuz. Minibüs<br />

bir yerde durdu ve herkes indi. Fakat<br />

bir sokak arası olduğu için biz nereye<br />

geldiğimizi anlamadık. Şöföre sorduk o<br />

da ingilizce bilmiyor. Sonra adam birini<br />

aradı telefonu bana verdi. Adam, sorun<br />

ne dedi, ben de biz Tiran’ a gitmek<br />

istiyoruz, adam da, orası Tiran dedi.<br />

Sonra şöföre İskender Bey meydanın<br />

sorarak kahkahalar eşliğinde meydana<br />

yürüdük. Meğerse Blloku’ nun paralinde<br />

bir yerdeymişiz.<br />

Yolda yürürken, Tiran’ a ilk geldiğimiz<br />

gün gözüme kestirdiğim pastanenin<br />

önünden geçtik, bu sefer pas geçmedik,<br />

içeri daldık.Ne kadar pasta varsa<br />

hepsini söyledik. Tiramisu beni hayal<br />

kırıklığına uğrattı. Revaniye benzer<br />

fakat beyaz renkli, üzeri karamelli,<br />

görünütüsü pek afilli olmayan bir pasta<br />

vardı. İşte ona bayıldım. Muhteşemdi.<br />

Tatlımızı yedikten sonra yine Blloku’n<br />

yolunu tuttuk ve bir mekana gidip sohbet<br />

idip bir şeyler içtik.<br />

Ertesi gün Tiran içinde dolaşıp, alış<br />

veriş yapmayı planladık. Sabah kalkıp<br />

güzel bir kahvaltı ettikten sonra şehrin<br />

ara sokaklarını dolaştık. Bunker’ lar<br />

burada yolumuza çıktı. Savaşaı hatırlatan<br />

şeylerin parklarda olması çok itici<br />

geldi bana.Minik bir göletin etrafında<br />

Teleferiğe bindik başladık<br />

dağa doğru yol almaya. Teleferik<br />

gidiş-dönüş fiyatı 800 leke.<br />

Yol epey uzun. Yukarı çıkarken<br />

sağnak yağmur ve sis bastırdı.<br />

Aşağıda görünen<br />

yerler çok güzeldi.<br />

yer alan Grand Park’ ı gezdik. Hava<br />

kapalı olduğu için parkta çok fazla<br />

durmadık. Onu da bitirdikten sonra<br />

yapacak bir şey kalmadı:) Şehir o<br />

kadar minik ki.Baktık saat daha erken<br />

Dajti dağına gidelim dedik. Bindik bir<br />

otobüse, son durakta indik.<br />

O sırada yağmur başladı. Orada bir<br />

beyefendiye oraya nasıl gideceğimizi<br />

sorduk. Eğer yakınsa yürümek istiyoruz<br />

dedik. Abi önce bir tipimize baktı,<br />

sonra da etrafa, dedi ki takip edin beni.<br />

Bizi dağa çıkan teleferiğe kadar götürdü.<br />

İyi ki de öyle yaptı yoksa kaybolurmuşuz.<br />

Teleferiğe bindik başladık dağa doğru<br />

yol almaya. Teleferik gidiş-dönüş fiyatı<br />

800 leke. Yol epey uzun. Yukarı çıkarken<br />

sağnak yağmur ve sis bastırdı.<br />

Aşağıda görünen yerler çok güzeldi.<br />

Kocaman bahçesi olan evler, sebze,<br />

meyve bahçeleri, yemyeşil bir doğa.<br />

Turist olarak gelen için güzel de, orada<br />

yaşayan için gerçekten zor bir hayat.<br />

Sağnak yağmurun altında teleferikten<br />

inip koşa koşa restauranta girdik. Dajti<br />

dağında lüks bir otel bir de restaurant<br />

mevcut. Islanan eşyalarımızı kaloriferin<br />

üzerine serip sis manzarası<br />

eşliğinde yemeğimizi yedik.Son teleferik<br />

18:30’ da hareket edeceği için biz<br />

de yemeğimizi yiyiyp keyif yaptıktan<br />

sonra yine merkeze döndük. O akşam<br />

son akşamımız olduğu için yine Blloku’<br />

a gittik. Zaten gidecek başka da yer<br />

yok:)Çok güzel mekanlar var fakat<br />

içeride sifara içildiği için çok rahatsız<br />

edici. Dumandan gözleri yanıyor<br />

insanın. O sebepten bir kaç mekan<br />

gezmek zorunda kaldık. Saat epey<br />

geç olunca da yağmur altında ıslana<br />

ıslana otele döndük.Ertesi sabah uçağımız<br />

erken saatte olduğu için sabah<br />

erken kalktık. Çantaları alıp otobüs<br />

durağına giderken yine İskender Bey<br />

meydanından geçtik. Farketik ki hiç<br />

tarihi mekan gezmemişiz. Sadece<br />

keyif tatili yapmışız. Hiç olmazsa bir iki<br />

fotoğrafımız olsun diye yağmur altında<br />

hatıra fotoğrafı çekilip havaalanına<br />

doğru yola çıktık.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 49


Sinema<br />

Ali Erdem Ekşioğlu<br />

Sinemanın Toplumdaki Etkisi...<br />

(<br />

reklam<br />

arası<br />

sinema)<br />

Sadece izlemenin değil yapmanın yapabilmenin etkisi, seçmenin seçebilmenin. Niye<br />

özgürlüktür sanat insanın kendini ifade etmesi ise. Sadece sanat yapan mı özgürdür.<br />

Sanat etrafına özgürlük dağıtır çünkü her gün aynı duvara bakan insana isteği desene,<br />

istediği renklere bakabilme özgürlüğü verir. Her gün aynı sözleri duyan adamın isteği<br />

kelimeleri okuyabilme, istediği fikirleri dinleme özgürlüğü verir. İstediğimiz dünyaları,<br />

hayallerimizi yansıtır sanat. İnsanın sınırlı hayal gücünü başkalarının yardımıyla<br />

genişletmesidir. Okuyucu anlamadan, boşlukları dolduramadan yazarın yazdıklarının ne<br />

anlamı vardır.<br />

Sinema sanatın bir bütünü gibidir. Resmin görselliği, anlatımın duysallığını,<br />

hikayenin empatisini tek bir eser içinde barındırır. İnsanların başka dünyalar başka<br />

hayatlara girdikleri bir boyuttur. Bizi en çok etkileyen şeyler izlediklerimiz midir, yoksa<br />

yaşadıklarımız mı? Yaşamamız için temiziyle, pisiyle, küfrüyle, tatlı diliyle, açığıyla,<br />

kapalısıyla her şeyi görmeli, duymalıyız gerçek hayattaki gibi aynen. İcra edildiği gibi,<br />

görülmesi istenildiği gibi. Sansürsüz; düz bir şekilde.<br />

Sansür ise sadece sanatçının ifade özgürlüğünü değil insanın istediklerini görme, okuma<br />

özgürlüğüne bir engeldir. Eserleri sansürlemek aynı zaman da görüşü de sansürlemek<br />

anlamına gelir. Yani dansçıyı dövmek değil daha çok izleyenin gözünü kapatmaya<br />

benzer. Aynı okulları kapatmanın öğretmeye değil öğrenmeye bir engel olması gibi.<br />

Haklarımızı yargı adı altında susturmalara yedirtmemeliyiz. Belki sanat karşılık veremez<br />

ama biz verebiliriz.<br />

50 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


20 yaşında


Kültür - Sanat<br />

Castrol ile Le Mans Heyecanı...<br />

100 yılı aşkınsüredir motor sporlarında dünyanın en iyi<br />

yarış takımları ile beraber çalışıp, sayısız başarılar elde<br />

eden Castrol, Türkiye’de de motor sporları tutkusu ve deneyiminibizzat<br />

son tüketiciye yaşatmak hedefiyle www.<br />

gucludeneyimler.com web sitesi üzerinden yepyeni bir<br />

kampanya serisine imza atıyor. Castrol Türkiye’nin sürekli<br />

olarak güncelleyeceği ve yeni etkinliklerini duyuracağı<br />

www.gucludeneyimler.com web sitesi üzerinden start alan<br />

kampanyanın ilk ayağında, en büyük hayalini paylaşan ve<br />

jüri tarafından seçilecek 2 talihli maceracı, Castrol EDGE<br />

destekli Audi Sport Takımı’yla 14-15 Haziran tarihlerinde<br />

Fransa’dadüzenlenecek 24 saatLe Mans yarışı heyecanına<br />

yerinde ortak olacak. 25 Mayıs gece yarısına kadar<br />

Castrol’ün www.gucludeneyimler.comadresli web sitesi<br />

üzerindenyaratıcı gücünü kullanarak, sınırlarını zorlayan<br />

en büyük hayalini paylaşanlar arasından seçilecek 2 talihli,<br />

aynı zamanda Castrol ve Audi’nin VIP konuğu olarak<br />

test sürüşleri dâhil olmak üzere benzersiz etkinlik ve konaklama<br />

ayrıcalıklarını da yaşama şansına erişecek.<br />

Karmakarışık...<br />

Aksigorta çalışanları<br />

tarafından 2008<br />

yılında kurulan “Ekmek<br />

Arası Tiyatro<br />

Kulübü”, İngiliz Yazar<br />

Ray Cooney’in<br />

“Karmakarışık” adlı<br />

oyunu ile tiyatroseverlerle<br />

buluşmaya<br />

hazırlanıyor.<br />

Bugüne kadar Aziz<br />

Nesin’in “Düdükçülerle<br />

Fırçacıların Savaşı”,<br />

Shakespeare’in “Bir<br />

Yaz Gecesi Rüyası”, Haldun Taner’in “Ay Işığında<br />

Şamata”, Haldun Dormen’in Amphytrion ve Moliere’in<br />

Cimri adlı oyunlarını sergileyen Aksigorta “Ekmek Arası<br />

Tiyatro Kulübü”, “Karmakarışık” adlı oyunu 14 Mayıs<br />

Çarşamba günü Ortaköy Afife Jale Sahnesi’nde saat<br />

20:00’de sergileyecek.<br />

Bir Dostluk Hikâyesi...<br />

Goody kedi - köpek mamalarının,<br />

Tiyatrokare ile birlikte<br />

hazırladığı ve tiyatro<br />

sanatçısı Nedim Saban tarafından<br />

kaleme alınan “Bir<br />

Dostluk Hikâyesi” adlı oyun,<br />

hayvan sevgisine duyarlı ve<br />

eğlenceli yaklaşımı ile şimdiye<br />

kadar 40’a yakın eğitim<br />

kurumunda ve sayısız kültür<br />

merkezinde sahnelendi.<br />

“Bir Dostluk Hikâyesi”, Goody’nin iş ortağı Hepsiburada.com’un<br />

misafir edeceği çocuklar için 10 Mayıs 2014<br />

tarihinde saat 14.00’de Profilo Kültür Merkezi’nde sahnelenecek.<br />

Goody Çocuk Tiyatrosu’nun “Bir Dostluk Hikâyesi” adlı<br />

müzikli çocuk oyunu ile ilgili tüm detaylara www.facebook.com/Goodymama’dan;<br />

Goody markalı ürünler ve<br />

markanın sahibi Türkiye’nin ilk yerli kuru mama üreticisi<br />

Tropikal Pet hakkındaki bilgiye ise www.goody.com.tr ve<br />

www.tropikalpet.com.tr adreslerinden ulaşılabilirsiniz.<br />

52 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>


Kültür - Sanat<br />

Diktatörlüğün Psikolojisi...<br />

İranlı Profesör Fathali M. Moghaddam’ın geçen sene Mayıs<br />

Ayı’nda Sn. Emine Erdoğan’a armağan ettiği kitap,<br />

Türkçe’ye çevrilerek raflardaki yerini aldı. 10 günde üçbinin<br />

üzerinde bir satışla, demokrasi ve psikoloji dengesini<br />

merak edenlere ışık tuttu.<br />

Kitapta, diktatörlüğün psikolojik analizi yapılırken; halkların<br />

diktatörlükten nasıl korunabileceklerine ve nasıl kurtulabileceklerine<br />

dair paha biçilmez öneriler de bulunuyor.<br />

Dünyadaki farklı diktatörlük örneklerini, psikolojik yaklaşımlarla<br />

sebep sonuç ilişkisine dayanarak ele alan Diktatörlüğün<br />

Psikolojisi; tarih, siyaset bilimi, psikoloji ve yaşanmış<br />

hikayeleri merak edenlere kolay ve anlaşılır bir dil ile<br />

roman tadında aktarıyor.<br />

Türkiye’de 3P Yayıncılık tarafından yayımlanan “Diktatörlüğün<br />

Psikolojisi”liderlik ve sosyal psikolojinin de incelendiği;<br />

okul, iş yaşamı ve günlük hayatta karşılaştığımız<br />

küçük büyük diktatörleri tanıma, anlama ve çözümlemeye<br />

dair ipuçlarını da içeriyor.<br />

Kokosnuss Türkiye’de...<br />

Sevimli, arkadaş canlısı, barışçı, sağlıklı beslenen ve çevreci<br />

yavru ateş ejderhası Kokosnuss’un maceraları 12<br />

kitap halinde Türkçe ’ye çevrildi. Çocukları her seferinde<br />

bambaşka ortamlara götürüp, farklı karakterlerle tanıştıran<br />

Kokosnuss, bir kitapta korsanlarla karşılaşırken, bir başka<br />

kitapta şövalyelerin esrarengiz dünyasına adım atıyor.<br />

Mumyalardan cadılara, vampirlerden Vikinglere dek farklı<br />

karakterlerle bir araya gelen Kokosnuss bir macerasında<br />

elinde define haritasıyla balta girmemiş gizemli ormanlarda<br />

hazine sandığını arıyor, bir başka macerasında<br />

Okyanus’a açılıyor, bir diğerindeyse Atlantis’i keşfediyor.<br />

Nefis çevirisi ve kaliteli baskısıyla abm Yayınevi tarafından<br />

çıkarılan seri şimdiden çocukların en favori kitaplarından<br />

biri olmayı başardı. Alman yazar ve çizer IngoSiegner tarafından<br />

ilk macerası 2002 yılında Almanya’da yayınlanan<br />

Kokosnuss, bugüne dek Avrupa’nın hemen hemen her<br />

ülkesinde yayınlandı, onlarca farklı dile çevrildi ve büyük<br />

bir beğeniyle okundu. Film çalışmaları devam eden Kokosnuss<br />

bugün Avrupa’nın en tanınan ve sevilen çocuk<br />

karakterleri arasında yer alıyor.<br />

<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 53

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!