marketing europe & anatolia Sayı: 034
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tarih: Ekim 2014 <strong>Sayı</strong>: 34<br />
retorik<br />
Siz de<br />
bir mum yakın...<br />
kelebeğin<br />
fırtınası<br />
Sütçünün itibarı<br />
iade edilsin...<br />
Türkiye’nin<br />
Yeni Logosu
İçindekiler<br />
<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
<strong>Sayı</strong>: 34 Tarih: Ekim 2014<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve<br />
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />
e-mail: eksantrik@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />
Elvin Ekşioğlu<br />
e-mail: elvin@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Haber ve Fotoğraflar<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nurgül Eryıldır Günay<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seval Duban<br />
Ekim Sölemez<br />
Danışman<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
Kısa Kısa 04 - 07<br />
Yeni Ürünler 10 - 11<br />
Medya Dünyası 12 - 15<br />
Röportaj 17 - 20<br />
kelebeğin fırtanası 23<br />
Reklam Dünyası 28 - 29<br />
İlan Rezervasyon<br />
Ayşe Yılmaz<br />
Yayın Türü<br />
Süreli Yayın<br />
Yönetim Yeri<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.<br />
Deniz Ap. No: 21 /15<br />
Kadıköy - İstanbul - Tr.<br />
Tel: +90 555 233 24 41<br />
e-mail: meadergi@gmail.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Agency Europe & Anatolia tarafından<br />
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri<br />
San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya<br />
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki<br />
görüşler ve hukuki<br />
sorumluluk yazarlara aittir.<br />
Röportaj 30 - 35<br />
retorik 37<br />
Kampanyalar 39 - 49<br />
Gezi 50 - 55<br />
Game On 56 - 59<br />
Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />
mobil: http://m-mea.eksantrik.com<br />
http://www.facebook.com/meadergi<br />
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />
Kültür Sanat 60 - 61<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1
Köşe<br />
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />
( editörden<br />
)<br />
Kim çıplak...<br />
Aslında bu ay size “Kral Çıplak” öyküsünü yazıp bu köşeyi kapatacaktım. Sonra<br />
baktım ki çıplak olan sadece kral değil, tüm teba soyunmuş kralla birlikte olmuş,<br />
çıplak olmayanları parmaklarıyla gösterip kahkahalar atarak eleştirmeye çalışıyorlar.<br />
Artık kral çıplak demek yeterli olmaktan çıkmış, tüm ahali çıplak, ancak mahcup bir<br />
fısıldamayla “haddim olmayarak ben giyinik kalmak istiyorum” diyebildim. Sonra kısık<br />
bir ses daha duydum. “ben de”, sonra bir ses daha “ben de” birden bu kısık sesler bir<br />
uğultuya dönüştü. “ben de, ben de, ben de” uğultu büyüdükçe fısıltılar haykırışlara<br />
dönüştü. artık kimsenin ne dediği tek tek seçilemiyor ama toplulukta büyük bir ses<br />
yükseliyordu “ben de, ben de” Anladım ki yalnız değilim. Benim gibi giyinik kalmak<br />
isteyen başkaları da var. O halde artık korkmadan söyleyebilirim. “Bu kral da çıplak,<br />
avanesi de çıplak.”<br />
Siz de korkmayın giyinik kalmak istiyorsanız haykırın “Çıplaksınız önce kendinize<br />
bakın sonra kahkaha atın” diye.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3
Kısa Kısa<br />
Uçan Arabanın Mucidi Pazarlama Zirvesi’nde...<br />
MCT Danışmanlık’ın<br />
her yıl geleneksel<br />
olarak düzenlediği<br />
“Pazarlama Zirvesi”,<br />
bu yıl dünyaca<br />
ünlü konukları ile<br />
katılımcıları geleceği<br />
yaratmaya davet ediyor.<br />
Bu yıl “Change<br />
The Game” konseptiyle<br />
15’inci kez<br />
düzenlenecek olan Pazarlama Zirvesi, dünyanın en iyi<br />
düşünürlerini ve girişimcilerini İstanbul’da Lütfi Kırdar<br />
Kongre ve Sergi Sarayı’nda bir araya getiriyor. Zirvenin<br />
sürprizleri arasında uçan arabanın mucidi Slovakyalı<br />
mühendis Stefan Klein gibi isimler yer alıyor.<br />
Her yıl pazarlama sektöründe binlerce profesyoneli bir araya<br />
getiren Pazarlama Zirvesi, bu yıl tüm kuralları yıkmaya<br />
ve kökünden değiştirmeye hazırlanıyor. 3-4 Aralık 2014<br />
tarihlerinde İstanbul’da 15’incisi düzenlenecek olan Pazarlama<br />
Zirvesi’nin bu yılki teması “Change The Game”.<br />
Bu tema aynı zamanda bu yılki Konferans Başkanı Peter<br />
Fisk’in yakında raflarda yerini alacak olan “Gamechanger”<br />
adlı kitabına ilham veren ve oyunu değiştirmek için gerekli<br />
10 fikri kapsıyor.<br />
Pazarlama Zirvesi’nin bu yılki en önemli sürprizlerinden biri<br />
de zirvede bu yıl ilk kez Türk inovasyon fikirlerinin en iyileri<br />
seçilecek olması. Zirvenin ikinci gününde yapılacak olan<br />
“Game Changers Turkey Ödül Töreni” ile yerel düzeyde<br />
fark yaratan ve kazanan işletme ve markalar, katılımcılarla<br />
buluşacak.<br />
“GREAT Startup” yarışmasının süresi uzatıldı...<br />
‘GREAT’ kampanyası kapsamında Türkiye’nin genç<br />
teknoloji girişimcilerine ulaşmayı hedefleyen ‘GREAT<br />
Startup’ yarışmasına gelen yoğun başvurular ve bu<br />
yöndeki talepler üzerine başvuru tarihi 15 gün uzatıldı.<br />
Yarışmanın son başvuru tarihi 15 Ekim olarak belirlendi.<br />
Şimdiye kadar gerçekleşen başvurular Türk ekonomisine<br />
katkı sağlama potansiyeline sahip projeler olarak<br />
öne çıkarken, 5 kategoride yapılacak yarışmada birinci<br />
olan şirketler,Birleşik Krallık’a seyahat hakkı kazanacak<br />
ve Birleşik Krallık’ta iş kurmak için danışmanlık hizmeti<br />
alacaklar.<br />
Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki ticaret ve yatırımı<br />
desteklemek amacıyla Birleşik Krallık Ticaret ve Yatırım<br />
Ajansı (UKTI) tarafından yürütülen GREAT kampanyası<br />
kapsamında,Türkiye’deki genç teknoloji şirketlerine yönelik<br />
düzenlenen‘GREAT Startup’ yarışmasınaçok sayıda<br />
başvuru yapıldı. Gelen yoğun başvurular ve belirlenen<br />
sürenin uzatılmasına yönelik talepler üzerine 30 Eylül<br />
olan son başvuru tarihi 15 gün uzatılarak 15 Ekim olarak<br />
belirlendi.‘GREAT Startup’ yarışmasına yapılan başvurular<br />
arasında Türk ekonomisine katkı sağlayacak nitelikte çok<br />
sayıda proje yer alıyor.<br />
‘GREAT Startup’ yarışmasına Türkiye’de yaşayan, en az<br />
bir yıl önce kurulmuş şirketinde ana hissedarlardan biri<br />
olan, 40 yaşını geçmemiş bütün girişimciler başvurabiliyor.<br />
‘Kadın Teknoloji Girişimcisi’, ‘Üniversiteli Genç Girişimci’,<br />
‘Anadolu’dan Teknoloji Girişimcisi’, ‘Sosyal Teknoloji<br />
Girişimcisi’ ve ‘Jüri Özel Ödülü’ olmak üzere 5 farklı kategoride<br />
ödül dağıtılacak .<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Coca-Cola Türkiye’de 50. Yaşını Kutluyor ...<br />
Coca-Cola’nın Türkiye’deki<br />
yolculuğu,<br />
1964’te “Dünyaca<br />
Meşhur Coca-Cola<br />
Şimdi de Memleketimizde”<br />
sloganı ile başladı.<br />
19 araçlık “Coca-Cola<br />
Kervanı”nın<br />
bando ve alkışlar eşliğinde<br />
tüm İstanbul’u<br />
dolaşmasının üzerinden tam yarım asır geçti. Türkiye’yi bölgesel<br />
ve stratejik bir yönetim üssü olarak konumlayan Coca-<br />
Cola’nın dünyadaki beş büyük yönetim merkezinden biri olan<br />
Avrasya ve Afrika Grubu, İstanbul’daki genel merkezinden<br />
yaklaşık 2 milyarlık bir nüfusu kapsayan 84 ülkeyi yönetir hale<br />
geldi. Bu yıl Türkiye’deki 50. yaşını kutlayan Coca-ColaSistemi,<br />
Türkiye’de Çorlu, Ankara, İzmir, Bursa, Mersin, Elazığ,<br />
Sapanca, Köyceğiz ve Hazar olmak üzere toplam dokuz fabrikada<br />
üretim gerçekleştirirken,portföyünde 8 farklı kategoride,<br />
16 farklı marka yer alıyor.<br />
McKinsey firmasına 50. yılına özel bir araştırma yaptırdı. Araştırmaya<br />
göre, Coca-Cola Türkiye ve şişeleyici ortağı Coca-Co-<br />
la İçecek’ten oluşan Coca-Cola Türkiye Sistemi’nin yarattığı her<br />
1 TL, ülke ekonomisine 6.8 TL olarak yansıyor.<br />
Araştırmaya göre, Coca-Cola Türkiye Sistemi, ülkedeki ana operasyonları,<br />
tedarikçileri ve müşterileri aracılığıyla, doğrudan ve<br />
dolaylı olarak 118 bin kişilik istihdam etkisi yaratıyor.<br />
Coca-Cola Türkiye Sistemi, tarım sektöründe 685 milyon TL katma<br />
değer yaratarak 145 bin çiftçi için gelir oluştururken; perakende<br />
sektöründe ise, 2,5 milyar TL katma değer yaratarak, sektöre<br />
katkı yapmaya devam ediyor.<br />
Araştırmayla Türkiye’deki 50’inci yılında yarattığı ekonomik etkiyi<br />
ölçümleyen Coca-Cola, bugüne kadar Türkiye’ye sosyal ve<br />
çevresel olarak da önemli katkılar sağladı. Coca-Cola Türkiye<br />
Sistemi, Coca-Cola Hayata Artı Vakfı aracılığıyla 2008-2013 yılları<br />
arasında çevre, fiziksel aktivite ve diğer toplumsal projelerle<br />
ilgili, 58 projeyle, 1,2 milyon insana ulaşarak, toplam 20 milyon<br />
TL’lik yatırım gerçekleştirmiş bulunuyor. Devam eden “Çık Dışarıya<br />
Oynayalım” ve “3.2.1 Başla!”projeleriyle çocukları ve gençleri<br />
daha aktif bir yaşama yönlendirmeyi hedefleyen Coca-Cola<br />
Türkiye Sistemi, Konya havzasında gerçekleştirdiği “Geleceğin<br />
Tarımı Projesi” ile de hem toprağın ve suyun korunmasını hem<br />
de çiftçilerin iklim değişikliğine uyumunu sağlamayı amaçlıyor.<br />
17. Rafineri ve Petrokimya Konferansı...<br />
STAR Rafinerisi projesi ile Türkiye’nin özel sektör eliyle<br />
yapılan ilk rafineri yatırımına ev sahipliği yapan İzmir,<br />
rafineri ve petrokimya sektörlerinin dünya devlerini ağırlamaya<br />
hazırlanıyor.<br />
SOCAR Türkiye’nin ana sponsoru olduğu 17. Orta ve<br />
Doğu Avrupa Rafineri ve Petrokimya Konferansı 14-16<br />
Ekim tarihleri arasında Hilton Oteli’nde gerçekleştirilecek.<br />
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın<br />
açılış konuşmasını yapacağı konferans hakkında bilgi<br />
veren SOCAR Türkiye Başkanı (CEO) ve Petkim Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Kenan Yavuz, 10 yıl önce rafineripetrokimya<br />
entegrasyonun taşıdığı önemi Türkiye’de<br />
anlatmaya başladıklarını söyledi. Dünyada gelişmiş<br />
ülkelerin ortak özelliklerinin, bu entegrasyonu başarıyla<br />
hayata geçirmeleri olduğunu kaydeden Yavuz, “Petkim<br />
Yarımadası’nda inşası süren STAR Rafinerisi projemiz,<br />
bu entegrasyonun dünyadaki özgün örneklerinden biri<br />
olacak. Yatırımlarımızla Avrupa’daki en önemli üretim üslerinden<br />
birini oluşturmak istiyoruz. İzmit-Yarımca’da ve<br />
İzmir-Aliağa’da 1970’li yıllarda devlet tarafından başarıyla<br />
gerçekleştirilen entegrasyon zinciri, bugün yeni halkalar<br />
eklenerek özel sektör mantığı ile yeniden hayat bulacak.<br />
5.6 Milyar Dolar yatırım bedeli ile ülkemizin özel sektör<br />
eliyle yapılan ilk rafinerisi olma özelliğini taşıyan yatırımla<br />
İzmir’e böylesine önemli bir konferans getirdiğimiz için<br />
mutluyuz. Bu konferansla dünyada ilgili sektörlerin dikkatini<br />
İzmir’e çekmeyi hedefliyoruz. SOCAR Türkiye olarak<br />
bizler de misafirlerimizi Petkim Yarımadası’nı gezdirerek<br />
yatırımlarımızı tanıtma imkanı bulacağız.” dedi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5
Kısa Kısa<br />
Yudum Dijital Reklam<br />
Ajansı Lowe İstanbul Oldu…<br />
Yudum Gıda, sosyal medya ve dijital reklam ajansını seçti.<br />
Lowe İstanbul Dijital, Yudum Gıda’nın Dijital Reklam Ajansı<br />
oldu. Lowe İstanbul Dijital bundan böyle Yudum Gıda’ya dijital<br />
pazarlama iletişimi kapsamında stratejik danışmanlık sunacak<br />
ve sosyal medya yönetiminden de sorumlu olacak.<br />
Lowe İstanbul Dijital, markalar en doğru strateji, en yaratıcı<br />
ve en eğlenceli haliyle dijital dünyada var olmasını sağlamak<br />
amacıyla 5 sene önce hayata geçti.<br />
Bu sürede onlarca markaya microsite, advergame, dijital<br />
projeler, sosyal medya stratejileri ve mobil uygulama gibi farklı<br />
çözümler sunarak hayata geçmesini sağladı.Lowe Istanbul’un<br />
tüm yaratıcı gücünü de arkasına alan dijital ekip, butik ajans<br />
titizliği ve dev kadro verimliliğiyle çalışmaktadır.<br />
Avansas.com,<br />
Contactplus tercih etti...<br />
Avansas.com’un<br />
iletişim<br />
danışmanı, sektörde 10.<br />
yılını kutlayan Contactplus<br />
İletişim Hizmetleri oldu. KO-<br />
Bİ’lerden büyük şirketlere ve<br />
bireysel müşterilerden kamu<br />
kuruluşlarına kadar tüm ofislerin<br />
her türlü ihtiyacını karşılayan<br />
Türkiye’nin ilk online<br />
ofis marketi Avansas.com, Contactplus ile birlikte yürüteceği<br />
çalışmalarla müşteri ağını daha da genişleterek, ofislerin zamandan<br />
ve paradan tasarruf etmelerini sağlamayı amaçlıyor.<br />
Contactplus, geliştireceği projelerle Avansas.com’un uzun<br />
vadeli bir iletişim süreci oluşturmasına katkıda bulunacak.<br />
Contactplus İletişim Hizmetleri, turizm markalarından sanayi<br />
sektörüne, hazır giyim firmalarından bilişim ve teknoloji şirketlerine<br />
farklı alanlarda 50’yi aşkın müşterisinin 70’in üzerinde<br />
markasına halkla ilişkiler alanında hizmet sunuyor. Contactplus,<br />
müşterilerine medya iletişimi, kurum içi iletişim, etkinlik<br />
ve proje yönetimi, sosyal sorumluluk projeleri geliştirilmesi gibi<br />
alanlarda bütünsel bir yaklaşımla hizmet veriyor.<br />
Sony Eurasia’da<br />
görev değişikliği...<br />
Sony PlayStation Grup<br />
Ürün Müdürü olarak<br />
atanan Mustafa Yiğit,<br />
yeni görevi kapsamında<br />
PlayStation’ın Türkiye’deki<br />
tüm operasyonlarının yönetiminini<br />
üstlenecek.<br />
Sony Eurasia’da 2011<br />
yılından bu yana PlayStation<br />
Ürün Müdürüolarak<br />
çalışan Mustafa Yiğit,<br />
PlayStation Grup Ürün Müdürlüğü görevine getirildi.<br />
Yeni görevi kapsamında PlayStation’ın Türkiye’deki tüm<br />
operasyonlarının yönetiminini üstlenecek olan Yiğit, Koç<br />
Üniversitesi İşletme Bölümü’nden tam burslu olarak<br />
2005 yılında mezun oldu.Sony’ye katılmadan önce ETİ<br />
ile Nestlé Türkiye’de pazarlama ve satış departmanlarında<br />
çeşitli yönetici pozisyonlarında görev aldı. Evli ve<br />
bir çocuk babası olan 1982 doğumlu Yiğit, iyi derecede<br />
İngilizce konuşuyor.<br />
3M Türkiye’de<br />
yapısal değişiklik...<br />
Çorlu Super Hub yatırımını<br />
bu yıl hayata geçirmeye<br />
hazırlanan 3M Türkiye’de,<br />
2011’den bu yana Üretim Direktörü<br />
olarak görev yapan<br />
Tamer Güneş, Tedarik Zinciri<br />
Direktörlüğü pozisyonuna<br />
atandı. Güneş, 3M Türkiye’nin<br />
Tedarik Zinciri Direktörlüğü<br />
görevi ile Türkiye’deki tüm üretim,<br />
satınalma, paketleme, lojistik, depolama ve fiziksel<br />
dağıtım operasyonlarını bir araya getiren Türkiye Tedarik<br />
Zinciri organizasyonunuyönetecek. 3M Türkiye, Super<br />
Hub olarak adlandırılan yeni üretim tesisini Çorlu’da<br />
kuruyor. Temelleri 2012 yılında atılan, 3M Türkiye’nin,<br />
yüksek kapasiteli üretim yaparak ve hem lokal, hem de<br />
uluslararası ihtiyaçlara cevap verebilecek olan Super<br />
Hub Çorlu tesisi, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesini<br />
kapsayan geniş bir coğrafyadaki üçüncü Super Hub tesisi<br />
olacak.<br />
6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Global Functional Excellence Award Türk Henkel’e...<br />
Global Functional<br />
Excellence Award<br />
2014’e kurumsal<br />
iletişim kategorisinde<br />
bu yıl Türkiye<br />
layık görüldü.<br />
Henkel’in global<br />
olarak şirket içinde<br />
verdiği en prestijli<br />
ödüllerden biri olan<br />
Global Functional<br />
Excellence Award<br />
2014, “Henkel’in<br />
Türkiye’deki 50.<br />
Yıldönümü” çalışmaları<br />
dolayısıyla “Kurumsal İletişim” kategorisinde bu yıl<br />
Türkiye’ye verildi.<br />
Henkel’in Türkiye’deki 50. Yıldönümü çalışmaları için Kurumsal<br />
İletişim departmanı ile birlikte şirketin farklı iş birimleri ve<br />
fonksiyonlarından çalışanların yer aldığı bir proje ekibi oluşturuldu.<br />
Tüm bu çalışmaların sonunda Türk Henkel, “Kurumsal<br />
İletişim” kategorisinde Global Functional Excellence Award<br />
2014’ü almaya hak kazandı.<br />
Türk Henkel Kurumsal İletişim Müdürü Hande Ardane, ödülden<br />
duyduğu mutluluğu ifade ederken “Henkel’in başarısı için 50. yıl<br />
ekibi olarak tutkuyla çalıştık. Global platformda da farkedilen çalışmalarımızın<br />
ödülünü de bizi çok mutlu eden Global Functional<br />
Excellence Award ile aldık. Bu özel ödül Türkiye’ye ilk kez geliyor,<br />
bu da gururumuzu bir kat daha artırıyor.” dedi.<br />
Henkel’in başarısını devam ettirebilmesi için stratejisinin mükemmel<br />
bir şekilde hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Aynı şekilde<br />
tutku, kendini işine adayan ekipler ve yüksek motivasyon<br />
da öyle. Global Functional Excellence Award da Henkel’in şirket<br />
içinde kurumsal fonksiyonlardaki mükemmel çalışmalarını onurlandırmak<br />
amacıyla Finansman, Satın Alma, İnsan Kaynakları,<br />
Kurumsal İletişim, Hukuk ve Bilgi İşlem olmak üzere her kurumsal<br />
fonksiyon dalında tüm dünyada sadece bir adet veriliyor.<br />
Ödülün değerlendirme kriterleri arasında; projenin Henkel için<br />
yarattığı değer, zorlukların üstesinden gelme, inovasyon ve yaratıcılık,<br />
strateji ve planlama, proje sonuçları, bütçe, zaman ve<br />
diğer ülkelere aktarılabilirlik yer alıyor. Seçim sürecinde öncelikle<br />
her kurumsal fonksiyonun finale kalan üç projesi ilgili fonksiyonun<br />
yürütme kurullarında seçiliyor. Son karar ise ise farklı fonksiyonlardan<br />
oluşan birimler arası global bir komite tarafından alınıyor.<br />
Turizmde reklam harcamaları 37 milyon lirayı aştı...<br />
Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED)<br />
Medya Takip Merkezi (MTM) verilerinden derlediği bilgilere<br />
göre, bu yılın ağustos ayında turizm sektörünün<br />
ilanları 37 milyon 668 bin liralık reklam değerine ulaştı.<br />
MTM verileri, ağustos ayında yazılı basında en fazla<br />
ilanı çıkan oteller, seyahat acentesi ve otobüs şirketlerinden<br />
derledi. Bu noktada her alanın ilk 10 firmasının<br />
ilanları dikkate alındı. İncelenen firmalar ise şöyle sıralanıyor:<br />
Ramada Plaza İzmit, Rixos Hotel, Sheraton Hotel,<br />
Golden Beach, Merit Royal Hotel, Voyage Hotels, WOW<br />
İstanbul, Holiday Inn Istanbul Airport, Akgün Hotel ,<br />
Crystal Hotel, Anı Tur, Metro Turizm, Etstur, Jolly Tours,<br />
Lady Travel, Setur, Kamil Koç, Coral Travel, Pronto Tour<br />
ve Kappa Tur.<br />
TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, bundan sonra turizm<br />
reklam harcamalarını aylık olarak açıklayacaklarını belirterek<br />
“Veriler incelendiğinde, 2014’ün ağustos ayında<br />
yazılı basında en fazla ilanları çıkan ve toplam alanı 60<br />
bin 872 sütun/cm kapsayan 10 otelin reklam adedinin<br />
603’e ulaştığı görülüyor” dedi.<br />
İlk 10 otel içinde, yerel basını da kullanarak 166 adet<br />
ilan veren Ramada Plaza İzmit adet bazında birinci sırada<br />
yer aldı. Ramada’nın ilanlarının reklam değeri 53 bin<br />
54 lira olarak hesaplanırken, ilk 10 otel içinde ilanlarının<br />
reklam değeri 2 milyon 43 bin 995 lirayı bulan Sheraton<br />
Hotel bu alanda ilk sırayı aldı. Sheraton’u ilanlarının reklam<br />
değeri 1 milyon 755 bin 855 lirayı bulan Rixos Hotel<br />
ikinci, ilanlarının reklam değeri 1 milyon 168 bin 244 liraya<br />
ulaşan Voyage Hotel üçüncü sırada izliyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7
Yeni Ürünler<br />
Sony CP-V10 Taşınabilir Şarj Cihazı...<br />
ve (yanlışlıkla açılma durumundaki) şarj kayıplarını önlemek<br />
için bir Açma/Kapama düğmesine sahip. Sony’nin Hibrit<br />
Jel Teknolojisi’ni kullanan CP-V10’‘un, 1.000 defa şarj<br />
sonrasında bile batarya kalitesinin yüzde 90’nını korumasını<br />
sağlayan lityum-iyon pili, bilgisayarların USB yuvası veya bir<br />
AC adaptörü ile şarj edilebiliyor .<br />
Siyah ve beyaz renklerde sunulan Sony’nin yeni CP-V10<br />
Taşınabilir Şarj Cihazı, 15 Ekim 2014’ten itibaren Türkiye’de<br />
satışa çıkacak.<br />
Sony’nin sunduğu yeni CP-V10 Taşınabilir Şarj Cihazı,<br />
10,000mAh’lik muazzam şarj kapasitesi ile akıllı telefon, tablet,<br />
kompakt dijital kamera ve diğer taşınabilir cihazlarınızı<br />
dört defaya kadar şarj edebilme özelliği sunuyor. Bu sayede,<br />
önceki gece cihazlarınızı şarj etmemiş olsanız dahi, yeni<br />
bir güne başlarken gönül rahatlığıyla evden çıkabilmenizi<br />
sağlıyor.<br />
Yaklaşık 245 gram ağırlığında olan CP-V10 Taşınabilir<br />
Şarj Cihazı, hafif bir plastik gövdeye, ne kadar enerjiniz<br />
kaldığını görmenize imkân veren dört LED pil göstergesine<br />
Basis, Peak’i tanıttı...<br />
Giyilebilir Teknoloji lideri Basis, spor ve uyku takip cihazı<br />
Peak’i tanıttı.<br />
Intel tarafından satın alınmasından sonra tanıtılan ilk cihaz<br />
olan yeni nesil Basis Peak, benzersiz dokunmatik ekranlı<br />
yapısıyla kalp atış hızını görüntülemede isabet oranını artırıyor.<br />
Spor, uyku ve sağlık uygulamaları için tasarlanan giyilebilir<br />
cihaz teknolojileri alanında lider olan ve geçtiğimiz aylarda<br />
Intel tarafından satın alınan Basis (www.mybasis.com),<br />
yeni nesil sağlık ve uyku takip cihazı Basis Peak’i duyurdu.<br />
Yeni parlak dokunmatik ekran tasarımı ve geliştirilmiş<br />
sensör teknolojisiyle Peak, herhangi bir sırt bağına ihtiyaç<br />
duymadan, egzersizler de dahil olmak üzere 7/24 kalp ritmi<br />
görüntüleme imkanı sunuyor. Peak ile Basis, kendine özgü<br />
otomatik aktivite takibi, gelişmiş uyku analizi ve gerçek davranış<br />
değişimlerine göre tasarlanmış kullanıcı deneyimini bir<br />
araya getirerek kendi kategorisindeki en kapsamlı spor ve<br />
uyku fotoğrafını çekiyor.<br />
Peak, iOS ve Android cihazlardan gelen arama ve yazışmalar<br />
gibi akıllı telefon bildirimlerini de gösterebilecek.<br />
10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Yeni Ürünler<br />
Galaxy K zoom’dan Sanal Tur...<br />
Samsung’un 10x optik zoom lens akıllı telefonu bir araya getiren<br />
yeni nesil ürünlerinden Galaxy K zoom’un “Sanal Tur”<br />
özelliğiyle bulunduğunuz ortamı saniyeler içinde 360 derecelik<br />
açıyla tarayıp paylaşabilirsiniz.<br />
Samsung Electronics’in bugüne kadar sunulan en gelişmiş<br />
kamera özellikleriyle kullanıcılarla buluşturduğu, benzersiz<br />
bir akıllı telefon olan Galaxy K zoom, sıradışı ve akıllı özellikleriyle<br />
ilgi çekiyor.<br />
Ürünün çekim modları içinde yer alan “Sanal Tur” özelliği,<br />
bulunduğunuz mekânı, hiçbir detayı kaçırmadan hızlı bir<br />
şekilde 360 derecelik açıyla taramanıza, görüntülemenize<br />
ve anında paylaşmanıza olanak sağlıyor. İçinde bulunduğunuz<br />
ortamı, tüm açılardan görüntüleyebileceğiniz “Sanal<br />
Tur” özelliğiyle, bir alanın tamamını görüntülemek için arka<br />
arkaya birkaç farklı kare çekip ayrı ayrı paylaştığınız günler<br />
geride kalıyor.<br />
Samsung Galaxy K zoom’un “Sanal Tur” özelliğini kullanmak<br />
aynı zamanda son derece kolay. Kamera içinden bu<br />
modu seçtiğinizde, makine size deklanşöre ne zaman basacağınızı<br />
hem yönlendirme oklarıyla hem de zamanlama<br />
Mini Drone...<br />
seçeneğiyle işaret ediyor. Size kalansa, sadece açınızı değiştirmeden<br />
olduğunuz yerde ya da ileriye-geriye doğru hareket<br />
ederek, dilediğiniz kareleri yakalamak. Çekimi tamamladığınızda<br />
Galaxy K zoom’un “Sanal Tur” modu, çektiğiniz<br />
kareleri sizin için en doğru biçimde birleştiriyor.<br />
CES 2014’te “Dijital Trendler” finalisti olan Rolling Spider ve<br />
Jumping Sumo, bulundukları her ortama eğlenceyi getiriyor.<br />
Cep telefonu ve tablet gibi mobil cihazlarla kumanda edilebilen,<br />
ve dünyanın ilk dört pervaneli Wi-Fi helikopteri<br />
olan AR.Drone’un yaratıcısı Parrot tarafından üretilen Mini<br />
Drone’lar, iOS ve Android, Kasım 2014 itibariyle Windows<br />
8.1 işletim sistemine sahip akıllı cep telefonları ve tabletlerle<br />
kontrol edilebiliyor.<br />
Parrot, oyun severlerin merakla beklediği ödüllü ‘Mini<br />
Drone’ları, Rolling Spider ve Jumping Sumo’yu piyasaya<br />
sunuyor. Mobicom tarafından Türkiye’ye getirilen Mini<br />
Drone’lar teknoloji tutkunlarıyla buluşuyor.<br />
Hem teknoloji tutkunlarının hem de oyun severlerin merakla<br />
beklediği Parrot’ın uçan robotları ‘Rolling Spider’ ve zıplayan<br />
robot ‘Jumping Sumo’ Mobicom tarafından Türkiye’ye getiriliyor.<br />
CES 2014’de En Yenilikçi Ürün, Mashable tarafından<br />
“En İyi Teknoloji”, The Verge tarafından “En İyi Drone”, Popular<br />
Mechanics tarafından “Editörün Seçimi” ödüllerini alan ve<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Yeni Şafak Gazetesi’nden ayrılarak Yeni Akit Gazetesi<br />
Ekonomi Servisi’nde görev almaya başlayan Ekonomi<br />
Gazetecileri Derneği üyesi Cevat Kışlalı, otomotiv editörlüğü<br />
yapacak ve sektörel eklerde görev alacak.<br />
• Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Hasan Arslan, Anadolu Ajansı Finans Haberleri Müdür<br />
Yardımcısı olarak atandı.<br />
• 18 yıldır gazete ve dergilerin reklam departmanlarında,<br />
reklam müdürlüğünden direktörlüğe ve genel müdürlüğe<br />
kadar birçok pozisyonda çalışan deneyimli isim Aylin<br />
Orhan, Hürriyet’e Reklam Grup Müdürü olarak atandı<br />
• Hürriyet Ekonomi Servisi’nin deneyimli isimlerinden<br />
Demet Cengiz’in yayın ile yolları ayrıldı.<br />
• TürkMedya Dergi Grubu’nda bulunan futbol dergisi<br />
FourFourTwo genel yayın yönetmeni Mustafa Sapmaz<br />
görevinden ayrıldı.<br />
• Geçtiğimiz hafta Hürriyet Gazetesi’nden ayrılan ekonominin<br />
deneyimli ismi Demet Cengiz, bundan böyle<br />
Sözcü’de haftalık söyleşiler yapacak ve iş dünyasından<br />
kulisleri yazacak.<br />
• Milat’ın Ankara Temsilciliği’ni yürüten Seyfi Uzunkök’ün<br />
yerine gazetede köşe yazarlığı yapan Bayram Zilan<br />
atandı.<br />
• Tuğrul Eryılmaz Radikal’den ayrıldıktan sonra Radikal<br />
2’yi tek başına yapan Nazan Özcan, Yurt Gazetesi<br />
ile anlaştı. Özcan, Yurt’ta “Serbest Kürsü” isimli yorum<br />
sayfalarının editörlüğünü yapacak ve Radikal 2 tadında<br />
haftalık fikir dergisi çıkaracak.<br />
• Bugün Gazetesi yazarı Gülay Göktürk, gazeteye veda<br />
ettiğini duyurdu. Göktürk, yeni adresi olan Akşam Gazetesi’ndeki<br />
ilk yazısıyla 13 Eylül Cumartesi günü okuyucusuyla<br />
buluştu.<br />
• Habertürk’ün Ekonomi Yazarı Yavuz Semerci yayındaki<br />
görevinden ayrıldı.<br />
- Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim<br />
Yıldız, gazete ile yollarını ayırdı.<br />
• Orhan Can, spor yazarı olarak Cumhuriyet Gazetesi’nin<br />
yazar kadrosu arasına katıldı.<br />
• İbrahim Yıldız’ın ayrılması ile boşalan Cumhuriyet Gazetesi<br />
Genel Yayın Yönetmenliği görevine Utku Çakırözer<br />
getirildi.<br />
• Sabah Gazetesi’nde uzun yıllar Diploması Muhabirliği<br />
yapan ve Temmuz ayında Enerji Piyasası Düzenleme<br />
Kurumu’nda (EPDK) Basın Danışmanlığı görevine atanan<br />
Mehmet Nayır, Başbakanlık Basın Danışman Yardımcılığı<br />
görevine getirildi.<br />
• Yavuz Alogan ve Uğur Civelek, Aydınlık’ın yazar kadrosuna<br />
katıldı.<br />
• Cemiyet hayatına dair özel haberleriyle tanınan usta gazeteci<br />
Ünal Demirkaya, yazılarına Sözcü Gazetesi’nde<br />
devam edecek.<br />
• Enis Berberoğlu, CHP’nin İletişim ve Medya İle İlişkilerden<br />
sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.<br />
• Posta Gazetesi yazar kadrosuna Erkut Can’ı dahil etti.<br />
Deneyimli gazeteci, gazetenin pazar eki Karnaval’da<br />
okuyucularıyla buluşacak.<br />
• Daha önce de BirGün de köşe yazıları yazan Enver<br />
Aysever, Ekim ayında tekrar okuyucuyla buluşacak.<br />
• Usta çizer Zafer Temoçin’in Cumhuriyet Gazetesi ile<br />
yolları ayrıldı.<br />
• Hazırladığı özel dosya ve haberlerle tanınan Milli Gazete<br />
muhabiri Mustafa Kılıç’ın yayından ayrıldı. Kılıç,<br />
bundan böyle Milat Gazetesi’nde politika editörlüğü ve<br />
köşe yazarlığı yapacak.<br />
• Avrupa Sabah’ta görev alan İlan Müdürü Mesut Çakar,<br />
Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı İsmail Erel ve Haber<br />
Merkezi sorumlusu Seyfi Alp’in yayınla ilişiği kesildi.<br />
Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />
• TGRT Haber’de gece sorumlusu ve sabah haberleri<br />
sunuculuğu görevini yürüten İbrahim Güneş, TGRT Haber<br />
Koordinatörü olarak yeni görevine başladı.<br />
• Bülent Ülgen, BJK TV’nin genel yayın yönetmenliği görevine<br />
getirildi.<br />
• Haber Prodüktörü Ercan Eren Gürsoy, Editör İpek Kıran<br />
ve Yayın Yönetim’den Fahri Kuş’un, 360 ile yolları<br />
ayrıldı.<br />
• Kısa bir süre önce TVEM ile anlaşan Can Dündar ve<br />
ekibinin, kanal ile yolları ayrıldı.<br />
• Özge ile Güzel Bir Gün’ün sunucusu Özge Uzun’un<br />
tv8’e veda etti.<br />
• Jülide Ateş, Gündüz Kuşağı haberlerini sunmak üzere<br />
Habertürk TV ile anlaştı.<br />
• NTV’de 1 yıldır Hafta Sonu programını sunan Pınar<br />
Ergüner, kanalla yollarını ayırdı.<br />
• BJK TV’nin Haber Müdürlüğü görevine, daha önce Kanaltürk<br />
TV’de Spor Bülteni’ni sunan Ufuk Kaan Karacan<br />
getirildi.<br />
• ATV’de Basınla İlişkiler Sorumlusu olarak görev alan<br />
Aslı Ertuğrul’un yayınla yolları ayrıldı.<br />
• ATV’de Kahvaltı Haberleri’ni sunan Salih Nayman görevinden<br />
ayrıldı. Bundan böyle Kahvaltı Haberleri’ni İbrahim<br />
Sadri sunacak.<br />
• Yaklaşık 2.5 yıldır Habertürk TV’de haber sunan Gazeteci<br />
Zafer Arapkirli ile yollar ayrıldı.<br />
• Star TV’nin Basınla İlişkiler Yönetmeni Mürsel Kan görevinden<br />
ayrıldı.<br />
•TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in yayınla ilişiği ke-<br />
12 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
sildi. Şahin, bundan böyle Samsun Valisi olarak görev<br />
alacak.<br />
•İMC TV’de muhabirlik yapan Michelle Demishevich’in<br />
yayınla yolları ayrıldı.<br />
• Deneyimli Gazeteci Emin Varol, TVEM Ankara Temsilciliği<br />
görevine getirildi.<br />
• Bir süre önce yayını durdurulan Kanal Sokak’ın genel<br />
yayın yönetmenliği görevine Yurt Gazetesi Yazarı İdris<br />
Akyüz geldi.<br />
• Uzun süredir Kanaltürk’te görev yapan Seyhan<br />
Soygür’ün kanalla yolları ayrıldı.<br />
• TGRT Haber Ankara Diplomasi muhabiri Burak Alganatay,<br />
24 televizyonu kadrosuna katıldı.<br />
Ajansta Görev Değişiklikleri<br />
• 8 yıldır gazetecilik yapan, son olarak da İHA’da özel<br />
haber muhabirliği yapan Emin Genç, inşaat şirketi<br />
ViaProperties’te Kurumsal İletişim Uzmanı olarak göreve<br />
başladı.<br />
Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />
• Takvim Gazetesi yazarı Arda Uskan, uzun süredir mücadele<br />
karaciğer yetmezliği nedeniyle hayata gözlerini<br />
yumdu.<br />
• Türk sinemasında, “Tosun Paşa” filminde canlandırdığı<br />
“Küçük Enişte Bekir” karakteriyle ünlenen 75 yaşındaki<br />
Tuncay Gürel hayatını kaybetti.<br />
Gazeteci Ercan Yılmaz, geçirdiği kalp krizi nedeniyle<br />
kaldırıldığı hastanede yaşama veda etti.<br />
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Basın Şeref Kartı<br />
sahibi Erdoğan Erentöz yaşamını yitirdi.<br />
• tv8 yayın serüvenine yeni logosuyla devam ediyor.<br />
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, sürekli basın kartı<br />
sahibi Suavi Kaptan hayata gözlerini yumdu.<br />
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Basın Şeref Kartı<br />
sahibi Foto Muhabiri Yılmaz Canel vefat etti.<br />
• Kanal D’nin başrollerinde Damla Sönmez, Barış Kılıç<br />
ve Canan Ergüder’in yer aldığı Güllerin Savaşı dizisi,<br />
6 Eylül’den itibaren artık, yeni bölümleri ile Cumartesi<br />
akşamları saat 20.00’de ekrana gelecek.<br />
• Yeni yayın döneminin başlamasıyla birlikte Star Ana<br />
Haber yeni saatinde ekranlara gelmeye başladı. Deneyimli<br />
haberci Nazlı Çelik’in sunumuyla Star Ana Haber<br />
18:30’da başlayacak.<br />
Başrollerinde Hüseyin Avni Danyal, Ayda Aksel, Ufuk<br />
Özkan, Ecem Özkaya Üstündağ, Mahir İpek ve Gözde<br />
Okur gibi isimlerin yer aldığı TRT 1’in sevilen dizisi Zengin<br />
Kız Fakir Oğlan’ın yayın günü değişti. Dizi çarşamba<br />
akşamları 19:55’te ekranlarda yer alacak.<br />
• Ramazan ayında ekranlara gelen Arda’nın Mutfağı,<br />
bundan böyle her cumartesi ve pazar saat 12:00’de tv8<br />
ekranlarında olacak.<br />
• Yayıncılık dünyasının önde gelen isimlerinden Kezban<br />
Akçalı hayatını kaybetti.<br />
• Başrollerini Şenay Gürler, Ege Aydan, Selin Şekerci ve<br />
Deniz Baysal’ın paylaştığı Kaçak Gelinler’in yayın günü<br />
değişti. Kaçak Gelinler, bundan böyle cumartesi akşamları<br />
saat 20:00’de izleyicisiyle buluşacak.<br />
• Çarkıfelek, hafta içi her akşam 17:00’de Kanal D ek-<br />
ranlarında olacak.<br />
• FOX’un yeni dizisi Kadim Dostum’un yayın gününde<br />
değişikliğe gidildi. Dizi, bundan böyle çarşamba akşamları<br />
19:45’te ekranlara gelecek.<br />
• Yetenek Sizsiniz Türkiye, yeni yayın dönemine yeni<br />
kanalında yeni jürileriyle merhaba dedi. Eser Yenenler,<br />
Özgü Namal ve Murat Boz’un jüri koltuğuna oturduğu<br />
Yetenek Sizsiniz Türkiye, 13 Eylül Cumartesi günü saat<br />
19:45’te tv8 ekranlarında izleyicisiyle buluştu.<br />
• Çukurova Gazeteciler Cemiyeti üyesi S. Erol ERK vefat<br />
etti.<br />
• Ali İhsan Varol’un sunumuyla daha önce Bloomberg<br />
HT ve Show TV’de yayınlanan Kelime Oyunu, yeni sezona<br />
FOX ekranlarında merhaba dedi. Kelime Oyunu<br />
pazartesi, salı, çarşamba akşamları saat 23:15’te ekranlarda<br />
yer alacak.<br />
• Kim Milyoner Olmak İster’i bundan böyle Selçuk<br />
Yöntem sunacak. Kim Milyoner Olmak İster, Selçuk<br />
Yöntem’in sunumuyla 15 Eylül Pazartesi akşam ATV’de<br />
yeni sezona başladı.<br />
• Ekranların uzun soluklu dizisi Kurtlar Vadisi, 12. sezonuna<br />
yeni kanalında devam ediyor. Kurtlar Vadisi, 18<br />
Eylül Perşembe akşamı saat 20:00’de 230. bölümüyle<br />
Kanal D ekranlarında yeni sezona başladı.<br />
• Daha önceleri çarşamba akşamları ekrana gelen Kızılelma,<br />
yeni sezona merhaba dediği 19 Eylül tarihinden<br />
itibaren cuma akşamları ekranlarda yer alacak<br />
• Eser Yenenler, İbrahim Büyükak ve Oğuzhan Koç’un<br />
sunuculuğunu yaptığı 3 Adam programı tv8’e transfer<br />
oldu. 3 Adam, 19 Eylül’den itibaren tv8 ekranlarında.<br />
• Başrollerini Pelin Akil, Berk Oktay, Çağdaş Onur Öztürk<br />
ve Ceren Hindistan’ın paylaştığı Aşktan Kaçılmaz<br />
dizisinin yayın saati değişti. Aşktan Kaçılmaz, bundan<br />
böyle pazar akşamları 22:15’de ekranlarda yer alacak.<br />
• Başrollerinde Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay’ın<br />
yer aldığı Star TV’nin iddialı dizisinin ismi değişti. Ben<br />
Olsaydım ismiyle ekranlarda yer alması beklenen dizinin<br />
adı Paramparça oldu.<br />
• 2001 - 2008 yılları arasında TRT 1 de yayınlanan Küçük<br />
Şeyler programı, Yaşama Yerleşmek adıyla yeni<br />
formatı ve güncellenmiş konularıyla Prof. Dr. Üstün<br />
Dökmen’in rehberliğinde yeniden ekrana geliyor. Yaşama<br />
Yerleşmek, 21 Eylül Pazar günü saat 18.00’de TRT<br />
1 ekranlarında yayın serüvenine yeniden başladı.<br />
• Kayseri’de yerel bir radyo kanalı olan Kolej FM’de<br />
programcılık yapan Mehmet Aslankaya, aracıyla kırmızı<br />
ışıkta beklediği sırada silahlı saldırıya uğrayarak hayatını<br />
kaybetti.<br />
• Kanal D’nin ana haber sunucularından Gözde Atasoy,<br />
işadamı Emirhan Kökçü ile hayatını birleştirdi.<br />
• Şarkıcı ve sunucu Gülben Ergen, haber sunucusu Erhan<br />
Çelik ile dünyaevine girdi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13
Medya Dünyası<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 15
Tas
Röportaj<br />
arımda Estetik...<br />
Arzum Elektrikli Ev Aletleri<br />
Alp Somyürek<br />
Arzum ismi, 1966 yılında şirketin kurucusu üç Kolbaşı<br />
kardeşin ortak arzusunu simgeleme fikrinden ortaya çıkmıştır. Bu<br />
da gitmek istediğimiz noktayı da çok doğru tanımlıyor.<br />
Günümüzde ihtiyaçları karşılayacak her kalite ve fiyatta o kadar<br />
çok seçenek var ki bu ortamda rekabet etmek hem zor, hem de<br />
başarılı olunsa bile gerçek bir tatmin yaratmıyor.<br />
Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
- Alp Somyürek kimdir? Biraz kendinizden<br />
ve ihracat pazarlarımız arasında mekik<br />
ve iş yaşamınızdan bahseder dokuyorum. Arzum’da bulunduğum 5<br />
misiniz?<br />
yıllık dönemde 1 milyon milin üzerinde<br />
1990 yılında Boğaziçi Üniversitesi uçtum.<br />
Elektrik – Elektronik Mühendisliği bölümünden<br />
- Günümüz pazarlama trendlerinde<br />
mezun oldum. Yaklaşık 6 yıl ürünün ihtiyaç olarak satın alınma-<br />
Vestel ARGE’sinde çalıştıktan sonra sı dışında arzu nesnesi olarak sahip<br />
1996 yılında Vestel Dış Ticaret’e geçtim.<br />
olma isteği uyandırması yöntemi hız-<br />
Vestel’in ihracatının 5 yıl içerisinde la yaygınlaşmaya başladı.<br />
80 milyon dolar seviyelerinden 1 milyar Arzum ismi bana hemen bunu çağrıştırdı.<br />
doların üzerine çıktığı dönemde, bölge<br />
Arzum ismi nereden geliyor?<br />
müdürlüğü, pazarlama müdürlüğü Özel bir hikayesi var mı?<br />
ve genel müdür yardımcılığı yaptım. Arzum ismi, 1966 yılında şirketin kurucusu<br />
Ardından, 2001 yılında İngiltere’de<br />
üç Kolbaşı kardeşin ortak arzu-<br />
satın aldıkları teknoloji firması Cabot sunu simgeleme fikrinden ortaya çıkmıştır.<br />
Communications’ın başında 6 yıl geçirdim.<br />
Bu da gitmek istediğimiz noktayı<br />
Bu süre içerisinde geliştirdiğimiz da çok doğru tanımlıyor. Günümüzde<br />
yazılım, İngiltere’deki karasal yayıncılık<br />
ihtiyaçları karşılayacak her kalite ve<br />
pazarında yüzde 80’lere varan paya fiyatta o kadar çok seçenek var ki bu<br />
ulaştı. 2010 yılında da Arzum Elektrikli ortamda rekabet etmek hem zor, hem<br />
Ev Aletlerine katıldım. Kariyerim boyunca<br />
de başarılı olunsa bile gerçek bir tatmin<br />
hep yeni pazarlar ve yeni ürünlerden yaratmıyor. Ama siz o güne kadar ya-<br />
sorumlu oldum. Vestel yıllarımda ekibimle<br />
ratılmamış, düşünülmemiş ya da hayal<br />
birlikte ilk uydu alıcısı, ilk düz ek-<br />
bile edilmemiş bir ürün ya da hizmet orratılmamış,<br />
ranlı TV, ilk bilgisayar monitörü, ilk DVD taya çıkartırsanız, ufacık bir ilgi bile yaratmayı<br />
Player ihracatlarını yaptık.<br />
başarırsanız, bunun getireceği<br />
Evim hala İngiltere’de. Türkiye, İngiltere tatminin çok daha büyük ve kalıcı oldu<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /17
Röportaj<br />
ğunu düşünüyorum. Arzum’daki işimi<br />
bu açıdan seviyorum, aynı hayallere<br />
koşuyoruz.<br />
- Arzum ne zaman, nerede kuruldu?<br />
Kuruluş öyküsünü kısaca anlatır<br />
mısınız?<br />
Biraz önce de bahsettiğim üç kardeş<br />
önce 1953 yılında Günay İthalat’ı kurmuşlar.<br />
O dönem markalaşma fikri henüz<br />
oluşmamış. Günay İthalat firması,<br />
bilinen yabancı markaları ithal ederek<br />
Türkiye’de dağıtıyordu. Firma olarak<br />
ufak çapta üretim işine girilerek vantilatör,<br />
portakal sıkacağı, ütü gibi ürün-<br />
Eylül ayında lanse ettiğimiz<br />
otomatik<br />
Türk Kahvesi Makinası<br />
Arzum OKKA örnek olarak<br />
verilebilir. Bu ürünler hem<br />
yurtiçinde, hem de yurtdışında<br />
Reddot, IF, Good Design, Plus<br />
X gibi pek çok ödül kazandı<br />
ve kazanmaya devam ediyor.<br />
ler üretilmiş. İlerleyen dönemde şirketin<br />
büyümesiyle Arzum markası ortaya<br />
çıkmıştır. 1966 yılındaki markalaşma<br />
Arzum’un tarihindeki ilk kırılma noktasıdır.<br />
İkinci kırılım noktası ise 1990’ların<br />
ortasında Uzakdoğu’yu keşfetmemizle<br />
gerçekleşmiştir. Sektörümüzde<br />
Çin’in dev bir üretim makinası olarak<br />
önlenemeyen yükselişini ilk keşfeden<br />
firmalardan biri olduk. Arzum olarak<br />
önce stratejik bir ortaklıkla, ardından<br />
da kendi firmamızla bir ayağımızı oraya<br />
koymayı başardık.<br />
2000’li yıllarda ise şirket bir yandan<br />
kurumsallaşırken diğer yandan Arzum<br />
ürünlerinde inovasyona gidilmiştir. Arzum<br />
olarak 2001 krizinden aldığımız<br />
derslerden birisi, şirketin finanstan<br />
başlayarak bütün fonksiyonlarında<br />
profesyonellere emanet edilme ihtiyacı<br />
olmuştur. Hızla yükselen pazar<br />
payıyla Arzum, yerli ve yabancı yatırımcıların<br />
dikkatini çekmeye başlamıştır.<br />
2008 yılında yine sektörde bir<br />
ilk gerçekleştirilerek yüzde 49 hisseyle<br />
Arzum finansal bir ortağa sahip olmuştur.<br />
Bunlara paralel olarak her biri pek çok<br />
ödül taşıyan ürünler üretilmeye başlanmıştır.<br />
İlk elektrikli cezve, elektrikli<br />
çay makinası, sürgülü ekmek kızartma<br />
makinası gibi. Son olarak 2014<br />
yılının Eylül ayında lanse ettiğimiz<br />
otomatik Türk Kahvesi Makinası Arzum<br />
OKKA örnek olarak verilebilir. Bu<br />
ürünler hem yurtiçinde, hem de yurtdışında<br />
Reddot, IF, Good Design, Plus X<br />
gibi pek çok ödül kazandı ve kazanmaya<br />
devam ediyor.<br />
- Elektrikli ev aletleri sektörünün<br />
Türkiye’de geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?<br />
Bu gelişmede<br />
Arzum’un marka konumlandırması<br />
nasıl, nerede duruyor?<br />
Türkiye her şeyden önce elektrikli ev<br />
aletleri sektöründe ciddi bir üretim üssü.<br />
Hem yerli, hem de yabancı markalara<br />
üretim yapan pek çok tesis var. Ürün<br />
18 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Röportaj<br />
ve hizmet kalitemizden ödün vermeden<br />
ve yenilikçi ürünlerimizi ön plana çıkartarak,<br />
yakın coğrafyamızdan başlayıp<br />
Arzum’u elektrikli ev aletleri sektöründe<br />
bir dünya markası yapmayı hedefliyoruz.<br />
Bununla ilgili stratejilerimiz planladık.<br />
Çıktığımız bu yolda, yukarıda<br />
bahsettiğimiz ‘ihtiyaç ürünleri’nden ziyade<br />
‘arzu ürünleri’ en önemli kozumuz<br />
olacak.<br />
- Arzum’un ürün gamında hangi kategoriler<br />
var? Her markanın bir amiral<br />
gemisi oluyor. Arzum’un amiral<br />
gemisi ürünü hangisi?<br />
Arzum’un ürün gamı 8 kategoriden<br />
oluşuyor: Gıda Hazırlama, İçecek Hazırlama,<br />
Pişirme ve Kızartma, Kişisel<br />
Bakım, Ütü, Temizlik, Tava/Tencere<br />
ve Aksesuar Grubu. En kuvvetli olduğumuz<br />
kategoriler Gıda Hazırlama ve<br />
İçecek Hazırlama. Geleneksel olarak<br />
Arzum’un mutfak içindeki yeri ayrı diyebiliriz.<br />
Pazar payı araştırmalarında<br />
mutfak ürünleri söz konusu olduğunda<br />
genelde birinci sırada yer alıyoruz.<br />
Türkiye’de bir ilk olan 6 bıçaklı Blendart<br />
serisi blenderlarımız, buzu bile parçalayan<br />
gücüyle önce çıkan ürünlerimiz var.<br />
Ancak bu yıl temizlik kategorisine yatırım<br />
yaparak, bu konuda atağa geçtik.<br />
- Büyük şehirlerde satılan ürünlerinizle,<br />
Anadolu’da satılan ürünler<br />
arasında farklılıklar var mı? Ülkenin<br />
doğusu ve batısı aynın ürünlere mi<br />
ilgi gösteriyor, yoksa yöresel olarak<br />
farklar oluşuyor mu?<br />
Yöresel olarak farklılıklar olabiliyor.<br />
Sözgelimi, ailelerin daha kalabalık olduğu<br />
Anadolu’da büyük hazneli pişiriciler;<br />
fritözler, pilav makinalarının yanı<br />
sıra mutfak robotları ve kıyma makinaları<br />
daha fazla satılıyor.<br />
- İhracat yaptığınız ülkeler hangileri?<br />
Türkiye üretiminizin ne kadarını ihraç<br />
ediyorsunuz? Türkiye pazarında<br />
ya da yurtdışında rakip gördüğünüz<br />
ülke ya da markalara ilişkin rekabet<br />
şartlarını değerlendirir misiniz?<br />
En büyük ihracat<br />
pazarlarımız, Almanya, Irak<br />
ve İran. Yurtdışındaki<br />
rakiplerimizi iki gruba<br />
ayırmak mümkün: Birincisi<br />
dünya markası olan rakipler,<br />
diğeri de her ülkenin<br />
kendi yerel markaları.<br />
30 ülkeye ihracat yapıyoruz. Yıllık satışlarımızın<br />
yaklaşık yüzde 10’unu ihracat<br />
oluşturuyor. En büyük ihracat pazarlarımız,<br />
Almanya, Irak ve İran. Yurtdışındaki<br />
rakiplerimizi iki gruba ayırmak<br />
mümkün: Birincisi dünya markası olan<br />
rakipler, diğeri de her ülkenin kendi yerel<br />
markaları. Dünya markaları genelde<br />
kaliteli ürünleri ve marka bilinirlikleri ile<br />
öne çıkarken, yerel markalar tüketicileri<br />
düşük fiyatlarla cezbetmeye çalışıyorlar.<br />
Bu ortam içerisinde biz uzun vadeli<br />
düşünerek, kalitemizden ödün vermeden,<br />
kendimizi dünya markaları arasında<br />
konumlandırmayı amaçlıyoruz.<br />
İnsanların güvenini kazanıp bizden gönül<br />
rahatlığıyla ikinci, üçüncü kez ürün<br />
almalarını ve bizi çevrelerindekilere<br />
tavsiye etmelerini hedefliyoruz. Bu açıdan<br />
satış sonrası servis ağına da önem<br />
veriyoruz. Hangi ülkede olursak olalım,<br />
ürünümüzü satmaktan ziyade, müşteri<br />
kitlemizle bir gönül bağı kurmaya, bize<br />
sadık bir müşteri kitlesi oluşturmaya<br />
özen gösteriyoruz. Bu anlamda her<br />
ülkenin koşullarını en iyi bilen, bizimle<br />
uyumlu çalışacak yerel ve uzun soluklu<br />
iş ortaklarımız var.<br />
- Arzum’un sürdürülebilir gelişim,<br />
inovasyon ve enerji verimliliği konularına<br />
bakışı nasıl? ARGE faaliyetlerinizden<br />
söz eder misiniz?<br />
Ciromuzdan ARGE’nin aldığı payı takip<br />
ediyoruz. Şu anda yüzde 1 seviyesinde<br />
olan bu payı önümüzdeki 5 yıl içerisinde<br />
yüzde 3’e çıkartmayı hedefliyoruz.<br />
Özellikle bizim için stratejik öneme<br />
sahip mutfakla ilgili ürünlerde patent<br />
portföyümüzü zenginleştiriyoruz. Enerji<br />
verimliliğinin yanı sıra kablosuz enerji<br />
aktarımı konularını da yakından takip<br />
ediyoruz. Bizce bu iki alan elektrikli ev<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 19
Röportaj<br />
Bunu yaparken mevcut kaliteli portföaletlerinde<br />
önümüzdeki 10 yıla damgalarını<br />
vuracaklar.<br />
- Bildiğim kadarıyla pek çok ödüllü<br />
ürününüz var. Bu konuda biraz bilgi<br />
verir misiniz?<br />
Arzum Fırrın olarak adlandırdığımız<br />
sürgülü ekmek kızartma makinamız<br />
tam bir ödül avcısı. Bu ürünümüz Amerika,<br />
Avrupa, Çin ve Türkiye’de toplam<br />
yedi yarışmada ödül aldı. Bunların en<br />
bilinenleri Reddot, IF, Good Design ve<br />
Plus X. Fırrın ile 100 yıldır değişmeyen<br />
ekmek kızartma dünyasına yepyeni bir<br />
açı kazandırdık. Çıktığı ilk günden bu<br />
yana bütün ekmek kızartma makinaları<br />
aynı prensiple çalışırlar; içine ekmeği<br />
üstten koyarsınız, düğmeye basarsınız<br />
ve beklersiniz. Kızartma işlemi bittiğinde<br />
makina otomatik olarak ekmeği<br />
yukarı doğru atar. Biz ise, makinanın<br />
içine bir kızak mekanizması koyarak<br />
ekmeğin dikey değil, yatay hareketle<br />
yerleştirilmesini ve çıkartılmasını sağladık.<br />
Böylece, tüketicileri standart dilimlenmiş<br />
ekmeklere mahkum etmeden,<br />
Trabzon ekmeği de dahil olmak üzere<br />
20 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Arzum Fırrın olarak<br />
adlandırdığımız<br />
sürgülü ekmek kızartma<br />
makinamız tam bir ödül avcısı.<br />
Bu ürünümüz Amerika,<br />
Avrupa, Çin ve Türkiye’de<br />
toplam<br />
yedi yarışmada ödül aldı.<br />
farklı boyutlardaki ekmekleri kızartabilmelerine,<br />
simit, poğaça gibi mamulleri<br />
ısıtabilmelerine olanak yarattık. Ekmek<br />
makinanın içinden kızakla birlikte çıkartıldığı<br />
için parmak yakma ve makinanın<br />
dibine biriken kırıntıları temizleme sorunlarını<br />
da ortadan kaldırdık.<br />
- Arzum’un uzun vadeli hedefleri ve<br />
yeni projelerinizden bahseder misiniz?<br />
Uzun vadede mutfaktaki gücümüzü<br />
daha da pekiştirmeyi hedefliyoruz.<br />
yümüzün yanısıra kendi tasarımımız<br />
olan ürünlere de ağırlık vereceğiz. Kendimizi<br />
rekabetten ayrıştırmak stratejik<br />
önceliğimiz olacak. Vizyonumuzda, en<br />
değerli elektrikli ev aletleri şirketler grubu<br />
olmak söylemi var. Bunu gerçekleştirmek<br />
için sıradışı işlere devam etmemiz<br />
gerektiğine inanıyoruz.<br />
- Son olarak tüketicilere vereceğiniz<br />
tüyolar var mı? Elektrikli ev aletleri<br />
alırken nelere dikkat etsinler?<br />
Tüketicilere tavsiyemiz; fiyatın cazibesine<br />
kapılmadan, üründe kaliteyi ön<br />
planda tutmaları yönüne. Ucuz ürün<br />
kısa vadede avantajlı görünebilir ama<br />
zaman geçtikçe kaliteli ürün hem performans,<br />
hem de dayanıklılık açısından<br />
ucuzuna oranla her zaman daha avantajlı.<br />
Aileler küçülüyor, mutfaklar birer iş<br />
mekanı olmanın yanısıra aynı zamanda<br />
birer sunum mekanına dönüşüyorlar, o<br />
yüzden tasarımlarda estetik de ön plana<br />
çıkıyor. İnsanlar elektrikli ev aletlerini<br />
dolaplara saklamak istemiyorlar, göz<br />
önünde durarak mutfaklarına şıklık katmalarını<br />
da bekliyorlar.
Köşe<br />
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
(<br />
kelebeğin<br />
fırtınası)<br />
Sütçünün itibarı iade edilsin...<br />
Merhaba<br />
Bu yıl kurban bayramı ve hayvanları koruma günü aynı<br />
tarihe geldi. Hayvan dostuyum, o kadar ki, sırf onları<br />
sevdiğim için et yemekten vazgeçtim, vejetaryen oldum.<br />
O nedenle kurban bayramı benim için hep zor geçiyor.<br />
Okuyucularımın affına sığınarak kurban sözcüğünü<br />
kullanmadan sadece "bayramınız" kutlu olsun demek<br />
istiyorum.<br />
Ramazan bayramı öncesi Kent Şekerleme'nin basın<br />
toplantısına davetliydim. Yeni reklam filmini gösterip, yeni<br />
ürünlerini tanıtmışlardı. O gün ilginç birşey öğrendim.<br />
Hepimizin "Madlen" çikolata olarak bildiğimiz ince kare ya<br />
da yuvarlak çikolatanın ismi aslında yaprak çikolataymış.<br />
"Madlen" ismini ilk olarak Kent Şekerleme kullanmış. Yani<br />
bir nevi yaprak çikolatanın adını koymuşlar. Ben olsam<br />
bunu reklamlarımda ön plana çıkarırdım.<br />
Organik beslenme çılgınlığının tavan yaptığı bir dönem<br />
yaşıyoruz. Hatta şifalı otları tavsiye eden doktorların<br />
çıktığı sabah programları reyting rekorları kırıyor. Biraz<br />
da bu aşırılıklarla dalga geçtiği için Sek Yoğurt'un yeni<br />
reklam filmini çok sevdim. Filmde bebeğini katkısız ve<br />
doğal besinlerle büyütmek isteyen annenin olayı abartıp<br />
çiftlikte inekten süt sağmaya çalıştığını görüyoruz. Sedef<br />
Avcı'nın anneyi canlandırdığı filmde şehirli genç bir kadın<br />
için inekten süt sağmanın ne kadar zor ve zahmetli olduğu<br />
hatta neredeyse imkansız olduğu gözler önüne seriliyor.<br />
Ve tam burada Sek yoğurt sahneye çıkıyor: katkısız ve<br />
doğal!<br />
Bu katkısız ve doğal kavramı son zamanlarda çok kafamı<br />
karıştırmaya başladı. Ben çocukken annem sütçüden<br />
süt alır, kaynatır yoğurt yapardı. Sonra o kapıda satılan<br />
sütlerin bakteri yuvası olduğu söylendi. Öyle abartılı<br />
kampanyalar yapıldı ki içmeye devam edersek ölürüz<br />
zannettik. Sütçüden vazgeçtik, bakkaldan günlük şişe süt<br />
alma dönemini başlattık. Böylece sağlığımızı korumuş<br />
olacaktık. Yıllar geçti, sanayileşen gıda maddelerinin<br />
yediğimiz içtiğimiz pek çok şeyin kanserojen maddeler<br />
içerdiğini öğrendik. Yeniden işlemden geçmemiş, doğal<br />
besinleri aramaya başladık. Eskiden şekli düzgün görünen<br />
yiyecekler revaçtaydı, şimdi nerde eğri büğrü meyve sebze<br />
varsa herkes onların peşine düştü. Neden; çünkü sözde<br />
organik! Yakında sokak sütçüleri tekrar kapıları çalmaya<br />
başlarsa şaşmamak lazım :)<br />
Çocukların cinsel istismarı, Allah düşmanımın başına<br />
vermesin denecek türden, insanlık dışı, mide bulandıran<br />
korkunç bir olay. Son yıllarda medyada haber olan<br />
vakaların sayısı da ne yazık ki oldukça fazla. Böyle bir<br />
gerçek varken Koton firmasının çocuk koleksiyonu reklam<br />
filmi ''Koton Kids'' beni şoke etti. İlkokul hatta anaokul<br />
çağındaki minicik kızın makyajlı görüntüsü, küçücük erkek<br />
çocuğun sanki yetişkin bir erkek gibi gösterildiği film bir çok<br />
çevreden de bolca eleştiri aldı. Koton'un bunca eleştiriye<br />
rağmen hala reklamlarını geri çekmemesinin mantığı nedir<br />
onu da anlamış değilim!<br />
Eski sayılardan birinde bahsetmiştim. Topçular, popçular<br />
derken ekonomistler de reklamlarda oynamaya başladı<br />
diye. Şimdi de tarihçiler reklam sahnesine çıktı. İlber<br />
Ortaylı'nın sosyal medyada çokca yer alan ''cahil insana<br />
tahammülüm yok'' capsleri reklama da yansımış. Findeks<br />
kredi notu için çekilen seri reklamda İlber Hoca'nın cahil<br />
insanlara tahammül edemediği konusu işlenmiş. Filmler<br />
güzel ama genelde genç ve öğrenci kesimi reklamda<br />
kullanıldığı için bahsi geçen ''kredi notu''nun tam olarak<br />
ne olduğu anlaşılmıyor. Ben de bu yazıyı hazırlarken<br />
nasıl birşey bu Findeks diye düşünüp, bugün internet<br />
sitesine girince ne olduğunu anladım. Kredi notu dediği<br />
şeyin okulla falan ilgisi yok. 9 tane bankanın oluşturduğu<br />
ortak bir platform. En basit anlatımıyla şöyle: buraya kayıt<br />
oluyorsunuz ve size bankadan kredi alıp alamayacağınızı<br />
söylüyor. En azından reklamın sonunda üye bankaların<br />
logoları geçse daha doğru olurdu. Üniversite kredi notu<br />
zannedilip reklam güme gidebilir, benden söylemesi.<br />
Bu sayıdaki yazım başta evimizin neşesi kurt köpeğimiz<br />
Paşa, sonra benim korkak kızım tekir kedim Toprak, ve<br />
evimizin yeni üyesi Amazon papağanı Burak için. Sizlerle<br />
yaşamak hayatı daha güzel kılıyor. İyi ki varsınız...<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 23
Röportaj<br />
Türkiye’nin Yeni LoL<br />
Türkiye’nin yeni logosunu<br />
reklamcılara sorduk. Tarafsız bir gözle<br />
değerlendirmelerini istedik<br />
bu logo gücü keşfetmek bir yana,<br />
baskın yayılmacı kültüre teslim olmuş,<br />
fakir ve şark kurnazı bir kalitesizlik içerisinde<br />
eskiyi antika diye kakalayacak<br />
üçkağıtçı esnaf algısı yaratıyor.<br />
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />
Ümit Ülker<br />
Uzun uzadıya yazmam gerekirse Cyrano<br />
de Bergerac’ın ünlü burun tiradına<br />
taş çıkartacak bir eleştiri yazabilirdim.<br />
Ama yerim dar. Aslen reklamcı olmayan<br />
bir bey’in (haşa huzurdan beyin değil)<br />
bireysel ilişkileriyle pazarladığı bu<br />
logo ve slogandan Kasım ayında ciddi<br />
bir patlama bekliyorum. Hazır önümüz<br />
Şükran Günü yani Thanksgiving Day.<br />
“Turkey Discover The Potential” sloganıyla<br />
hindi satışlarında patlama yapabiliriz.<br />
O kadar.<br />
24/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Nurgül Günay Eryıldır<br />
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihraç<br />
edilen Türk mallarının üzerine konulacak<br />
olan yeni logoyu tanıttı. Bundan<br />
böyle Türk malları üzerinde ‘’Made in<br />
Turkey’’ yerine ‘’Turkey Discover the<br />
potential’’ yani ‘’Türkiye gücü keşfet’’<br />
logosu yer alacak.<br />
Logoda Türkler’in tarihte kilim, halı, el<br />
sanatları, mimari gibi alanlarda kullandıkları<br />
kültürel motiflerden esinlenilmiş<br />
ve onlara çağdaş anlamlar yüklenmiş.<br />
8 MOTİF 8 SİMGE<br />
Buna göre logoyu oluşturan 8 motif;<br />
yükselişi, sinerjiyi, dünyayı, buluşmayı,<br />
doğu ve batıyı, inovasyonu, birlikteliği<br />
ve harmoniyi simgeliyor.<br />
‘’Türkiye Markası’’ tanıtım toplantısına<br />
katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip<br />
Erdoğan’ın ifadesiyle yeni logo ve<br />
‘Gücü Keşfet’ sloganı yeni Türkiye’nin<br />
özgüveninin simgesi.<br />
Törende konuşan Türkiye İhracatçılar<br />
Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet<br />
Büyükekşi’nin yeni logoyla ilgili anlatımı<br />
da şöyle: ‘’Turkey kelimesini oluşturan<br />
işaret dili, ilhamını bu topraklar<br />
üzerindeki medeniyet hazinesinin temel<br />
sembollerinden alıyor. Bu yüzden<br />
logomuz sadece Türkiye Cumhuriyetini<br />
değil, onu besleyen tüm kadim medeniyetlerin<br />
esintilerini taşıyan bir sentez<br />
niteliğindedir. Bu logo açıkça şunu söy-
Röportaj<br />
ogosu...<br />
Turan Asan<br />
Beykent üniversitesi, MYO grafik Tasarımı<br />
bölüm başkanı.<br />
lemektedir, ‘Yeni Türkiye, artık kendisini<br />
besleyen tüm evrensel ve kadim değerlerle<br />
barışık bir sentezdir’ Turkey Discover<br />
the Potential, bu teklif, bu işaret,<br />
tüm paydaşların birlikte çalışmasının,<br />
en geniş katılımlı iş birliğinin sonucudur”.<br />
Buyrun bu da yeni logonun bende<br />
uyandırdığı duygu:<br />
Annem eskiden artan kumaşlardan<br />
kare parçalar kesip birbirine ekleyerek<br />
yatak örtüsü dikerdi. Bu logoyu ilk gördüğümde<br />
o yatak örtüleri aklıma geldi.<br />
Hatta geçen yıl yine böyle birşey yapmaya<br />
kalkıştı, hepimiz birden ‘’aman<br />
anne ya hiç güzel olmuyor yapma artık<br />
böyle şeyler’’ diyip kadıncağızı üzdük.<br />
Nerden bilecektik uluslararası bir ajansın<br />
kalkıp annemin yaptığı gibi yamalı<br />
bohça benzeri logo tasarlayacağını.<br />
Logonun akılda kalıcı olması yanında,<br />
ait olduğu ürün ya da hizmetle anlamlı<br />
bir bağ kurması gerekir. Yeni Türkiye<br />
logosu bir çok simgeyi üzerinde barındırırken<br />
akılda kalmak yerine aksine<br />
karmaşa yaratıyor.<br />
Diğer bir sorun tekstil ürünlerinin etiketlerinde<br />
ya da antetli kağıt vb yerlerde<br />
küçük boyutta kullanılmak istendiği zaman<br />
ne olacak? Örneğin bir fuara katılıyoruz<br />
ve küçük yaka rozeti yaptırmak<br />
istiyoruz. Rozet üzerindeki simgeler o<br />
minik rozette asla görünmeyecek, içinde<br />
mavimtırak bir renk olan Turkey yazısı<br />
olarak yakamızda bulunacak.<br />
Sonuç 8 motif, 8 simge, olacak size hikaye..<br />
Yeni logo Türkiye’nin alameti farikası<br />
mıdır?<br />
Yeni logo “Turkey” “logotype”ın içerisine<br />
bir takım şekiller, işaretler yerleştirilerek<br />
bir çeşit farkındalık, yaratıcılık sergilenmeye<br />
ve öyküsünükurmayayönelerek<br />
bir çeşit tutarlılık sergilenmeye çalışıldığı,<br />
logo tanıtım toplantısında izah<br />
ve ikna çabalarınagirişilmiştir. Ancak<br />
gerçekten yüceltildiği gibi Türkiye’nin<br />
kimliği olacak biçimde estetik, artistik<br />
ve anlamsal nitelikte mi?<br />
“Turkey” logosunu tipografi bağlamında<br />
incelediğimiz zaman kullanılan font özgün<br />
yaratım yada logotype üzerinde yaratıcı<br />
çözümlemeden uzak bir yaklaşımla<br />
tasarlandığı aşikardır. “Logotype”ın<br />
içerisine bir takım sembollerin, şekillerin,<br />
imgelerin kullanılması yeni bir logo<br />
çözümleme uslubu değil, daha önce bir<br />
çok firma logosunu bu “moda” çerçevesine<br />
logolarını yenilemişlerdir. Ancak<br />
bu tarz yaklaşım ilk yapılan grafik ürünü<br />
açısından yenilik getirsede logonun<br />
yaratım kuralı olan yalınlık, özgünlük,<br />
estetik, akılda kalıcılık ve kalıcı olma<br />
özelliğinden çok uzak olduğu,Turkey ve<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /25
Röportaj<br />
diğer logolardan da yeteri kadar anlaşılmaktadır.<br />
Turkey logosunu anlamsal olarak irdelendiğinde,<br />
logonun tanıtımında iddia<br />
edildiği gibi Osmanlı – Selçuklu<br />
motifleri, ikonları logotype’ın içindeki<br />
karmaşadan hangi göstergeler olduğu<br />
anlaşılmamaktadır. Kaldıki Türkiye<br />
çoğrafyası, millattan önce ve sonra çok<br />
önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış<br />
ve bu uygarlıkların yaratıları Selçuklu-<br />
Osmanlı’dan daha çok günümüze kadar<br />
dünya mirası olarak gelebilmiştir.<br />
Bu logonun Turizm amaçlı Türkiyenin<br />
tanıtımında kullanılacağını düşününce<br />
doğru sembol tercihinde de bulunamamıştır.<br />
Oysaki Ülkeler bağlamında<br />
yaratılacak logodaki sembol tercihi<br />
tek ve yalın yapılmalı, aynı zamanda<br />
sembol ülkenin alameti farikası olmalıdır.<br />
Örneğin “Japonya’nın güneşi” , “<br />
Avustralya’nın kangurusu” “Meksikanın<br />
Aztek ikonları” karmaşa yaratmadan<br />
yalın bir biçimde “logotype” ve<br />
sembolayrı, fakat brarada kompoze<br />
edilmişlerdir. Bu yüzden çarpıcılık, farkındalık<br />
ön plana çıkabilmiştir.<br />
Renk olgusu açısından “Turkey” logosunu<br />
analiz ettiğimizde “turkuvaz - Osmanlı<br />
renk göstergesi” kısmen doğru<br />
olmasına rağmen diğer ülkelerin logolarına<br />
baktığımızda kendileriyle özdeşleşen<br />
ulasal renklerini tercih etmişlerdir.<br />
Dolayısıyla Türkiye de logosunda<br />
kurumsal rengini kullanması iletişim ve<br />
atıf açısında daha doğru olurdu.<br />
Türkey logosunun küçük boyutlarda<br />
basımı gözardı edimişe benziyor. Logo<br />
küçüldüğünde, İçinde iddia edilen motifler,<br />
semboller görüntülerini anlamlarını<br />
yitirecek sadece birer dokudan<br />
ibaret kalacaktır. Hele logo tanıtımında<br />
“TURKMALI” yerine kullanma tavsiyesini,<br />
ürünlerin üzerindeki uygulamasını<br />
merak ediyorum doğrusu.<br />
Türkey logosuyla beraber yeni sloganda<br />
lanse edildi. “Discover potential”<br />
Slogan“gücü keşfet” olarak çevirisi<br />
yapıldı. Motiflerle bezeli logo ve slogan<br />
birbirini anlatma- ve anlamlandırmadan<br />
son derece uzaktır. Burada<br />
tanıtım amaçlı tasarlanan bu logonun<br />
Türkiye’nin hangi gücünü keşfe vurgu<br />
yaptığı anlaşılmamaktadır.<br />
Türkey logosu, sembolüyle, rengiyle,<br />
tipografisiyle, özgünlüğüyle, yaratıcılığıyla,<br />
estetiğiyle,akılda kalıcılığıyla,<br />
yalınlığıyla bilimsel ve sanatsal değerlere<br />
dayalı olarak tasarlanmalıydı, bu<br />
değerlere uyulmadığı takdirde daha<br />
çok “turkey” logosu göreceğiz ki bu<br />
ikincisiydi.<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
Son günlerin moda tabiri Yeni<br />
Türkiye’nin yeni markasını oluşturmak<br />
için bir logo çalışması yapılmış. Logodan<br />
beklenen güçlü bir Türkiye markasının<br />
oluşmasında görsel farkındalık<br />
yaratması. Ancak yerine oturmayan<br />
bazı şeyler var gibi. Öncelikle bu logo<br />
eğer güçlü bir Türkiye imajına katkıda<br />
bulunacaksa neden iddiasının aksine<br />
İngilizcenin baskınlığını kabul ettiğini<br />
tüm dünyaya ilan ederek zaten ilk<br />
başta 1-0 yenik pozisyona geçtiği bir<br />
alt mesaj içeriyor. Yaşı müsait olanlar<br />
hatırlarlar uluslararası alanda yazılan<br />
mektuplarda adres bölümüne “Turkey”<br />
yerine “Türkiye” yazmaya başlayalı 20<br />
yıl kadar oldu. Bu değişimi uluslararası<br />
alanda “Türkiye”nin saygınlığını arttırmak<br />
için hayata geçirmiştik. Ancak bu<br />
logo son 20 yıldaki bu çabayı sıfırlayacak<br />
bir aşağılık duygusuyla yola çıkıyor.<br />
Tabii ki eğer ihracat gelirlerimizi arttırmak<br />
istiyorsak, bir Türkiye markası<br />
oluşturulması şart. “Üstün Alman Mühendisliği”,<br />
“Japon Teknolojisi”, “Dinamik<br />
İtalyan Tasarımı” ya da “Paris<br />
Modası” gibi katma değer yaratacak<br />
bir Türkiye algısının oluşması, fiyat rekabetinin<br />
Çin tekelinde olduğu dünya<br />
pazarında ürünlerimizin fiyat rekabetine<br />
dayalı olarak değil, kalite algısına<br />
dayalı olarak yüksek değerle yer almasını<br />
sağlayacaktır. Ancak bunun yolu<br />
yayılmacı İngilizce hakimiyetini baştan<br />
kabul ederek olmayacaktır. Bu sadece<br />
yanlışlardan biri. Keşke tek yanlış bu<br />
olsaydı. Bir dil revizyonuyla işi kurtarabilirdik.<br />
Maalesef logonon tutulur hiçbir<br />
yanı yok.<br />
Kıtlık yıllarındaki zorunlu tasarrufun<br />
bir icadı olan 40 yama deri ve tekstil<br />
ürünlerini hatırlatan yapısıyla direkt<br />
olarak fakirlik algısı yaratan logomuz<br />
eğer Sultanahmet’te halı tüccarlarına<br />
yapılmış olsaydı üzerindeki eli belinde<br />
vb. kilim motifleri belki işe yarayabilirdi.<br />
Ancak güçlü bir ülke algısı yaratmaktan<br />
çok uzak. Bazıları kültürel zenginlik<br />
ya da mozaik yorumu yapabilir ancak<br />
maalesef öyle bir algı yaratmıyor. Daha<br />
çok ana okulu el işi dersinde lise mezunu<br />
bir eğitmenin öğrencinin önünden<br />
aldığı kırpıntıları bir kağıda yapıştırıp<br />
veliye pazarladığı izlenimi yaratıyor.<br />
Sözün özü bu logo gücü keşfetmek bir<br />
yana, baskın yayılmacı kültüre teslim<br />
olmuş, fakir ve şark kurnazı bir kalitesizlik<br />
içerisinde eskiyi antika diye kakalayacak<br />
üçkağıtçı esnaf algısı yaratıyor.<br />
Keşke bu konuda tüm reklam ajanslarının<br />
eşit şartlarda bedeli ödenmiş bir<br />
konkura çağırıldığı geniş bir organizasyon<br />
yapılsa ve şeffaf akademik değerlendirmeler<br />
sürece eklemlendirilebise<br />
ve logo öyle oluşturulsaydı. Belki gerçek<br />
Türkiye markası ortaya çıkabilirdi.<br />
26 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
Türk otomotiv sektöründe ilk kez...<br />
Nissan yeni Qashqai lansmanıyla Türk otomotiv sektöründe ilk kez<br />
kullanılan Blippar uygulamasını, yeni Juke modelinin lansmanında<br />
da akıllı telefon ve tablet kullanıcılarına sundu.<br />
B-Crossover segmentinin yaratıcısı ve lideri Nissan Juke, yenilenen<br />
tasarımı ve özellikleriyle sınıfının trend belirleyicisi olmaya<br />
devam ederken, dijital platformda da farklı ve eğlenceli bir iletişim<br />
deneyimi sunuyor. Akıllı telefon ve tabletlere ücretsiz yüklenebilen<br />
Blippar uygulaması, interaktif içeriğiyle görselleri sabit bir görüntü<br />
olmanın ötesine taşıyarak geleneksel medyayı, yenilikçi dijital bir<br />
mobil platformda birleştiriyor.<br />
Akıllı telefon ve tabletlere Blippar’ın yüklenmesinin ardından Yeni<br />
Juke’un ilan ve broşürlerinin üzerine tutulan uygulama ile interaktif<br />
“My Burberry”...<br />
Burberry, Londra’nın yağmur sonrası büyüleyici kokan çiçek<br />
bahçelerinden esinlenerek yarattığı yeni parfümü “My<br />
Burberry” ile moda ve güzellik dünyasını bir araya getiriyor.<br />
Parfüm; My Burberry’nin hazır giyim koleksiyonu, aksesuar-<br />
bir deneyim başlatılıyor.<br />
Blippar ile Yeni Juke’un kişiselleştirme özellikleri kullanıcılar tarafından<br />
deneyimlenirken, 360 derecelik platformda farklı açılardan<br />
görüntüleme yapılabiliyor ve reklam filmi de izlenebiliyor. Yeni Nissan<br />
Juke ile ilgili merak edilenler ise Blippar uygulamasında yer<br />
alan ‘sizi arayalım’ kolaylığıyla Nissan bayileri tarafından iletişime<br />
geçilerek gideriliyor.<br />
larını içinde barındıran kapsül koleksiyonu ve ikonik trençkot<br />
renk paletinden ilham alan makyaj koleksiyonu ile birlikte tanıtılıyor.<br />
My Burberry global kampanyası için, dünyaca ünlü<br />
moda ikonları Kate Moss ve Cara Delevingne ilk kez kamera<br />
karşısına geçti. İki farklı jenerasyonun mükemmel birlikteliği.<br />
Kate Moss ve Cara Delevingne’nin fotoğrafları, Christopher<br />
Bailey’nin kreatif direktörlüğünde Mario Testino tarafından<br />
çekildi. Bu kampanya ile iki topmodel, iki farklı jenerasyonun<br />
benzersiz uyumunu hayata geçirdiler.<br />
28 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
IAB ABD MixxAwards...<br />
Dünyanın en yaratıcı dijital kampanyalarını ödüllendiren<br />
ve bu yıl 10.’su düzenlenen IAB ABD MixxAwards’da<br />
Türkiye’den 2 çalışma ödül aldı.<br />
Yarışmada IAB Rising Stars Mobile Rich Media Display<br />
Gümüş Mixx Ödülü’nü, Mobilike ve Ontarget’ın Ford için<br />
hazırladığı Ford Focus Timeline Projesi; Custom Mobile<br />
Reach Media Display Kategorisi Bronz Mixx Ödülü’nü<br />
ise,Mindshare Turkey ve Mobilike’ınJohnson & Johnson için<br />
hazırladığı Acuvue Contact Lenses Projesi kazandı.<br />
Dünyanın en iyi dijital reklamlarının yarıştığı 10.IAB MixxAwards<br />
Gala Gecesi 30 Eylül akşamı New York’da gerçekleşti.<br />
Kendi alanındaen iyilerin ödül aldığı Mixx’de kazanan<br />
kampanyalar, dijitalin pazarlama karmasındaki güçlü etkisini<br />
yansıtan değerli bir platform oluşturuyor.<br />
IAB ABD MixxAwards’da 119 proje finale kaldı. 119 projenin<br />
yalnızca 28’i ABD dışındaki ülkelerden seçildi. 28 projenin<br />
4’ü Türkiye’den başvuranlara aitti. İnteraktif reklam ekosisteminden<br />
gelen 34 kişilik ana değerlendirme jürisi New York’ta<br />
bir araya gelerek, gün boyu süren tartışmalar sonuncunda<br />
en iyi interaktif reklamları belirledi ve Yılın En İyilerini seçti.<br />
ABD merkezli MixxAwards, 4 senedir Türkiye’de de düzenleniyor.<br />
MixxAwards Türkiye’de ödül alan birçok kampanya,<br />
uluslararası arenalarda da boy göstererek, çoğu yarışmadan<br />
ödülle dönüyor. MixxAwards Türkiye bu yıl 5. kez düzenlenecek<br />
ve ödül töreni 18 Şubat 2015’te yapılacak.<br />
Kazananlar listesi<br />
http://www.iab.net/mixxawards/gallery2014/MIXXAwardWinners_pressrelease2014.pdf<br />
Come and See...<br />
Tüketicilerin fotoğraf çekme ve paylaşma yöntemlerinin değiştiği<br />
gözleminden yola çıkan Canon, kullanıcıları sürekli<br />
şekil değiştiren fotoğraflama serüvenlerinde desteklemeye<br />
ve onlara ilham vermeye devam ediyor.<br />
‘Come and See’ kampanyasına, dünyanın en büyük fotoğraflama<br />
ve görüntüleme fuarı olan Photokina’da start verildi.<br />
Bu kampanya, Canon’un yeni iletişim stratejisini destekleyen<br />
ilk etkinlik olacak. Eylül 2014’ten itibaren EMEA çapında<br />
gündeme alınan kampanya, kreatif etkinliklerden oluşan<br />
kapsamlı bir formatta hayata geçirilecek. 15 Eylül’de Fox kanalında<br />
ilk reklam yayınıyla birlikte duyurulan kampanya; 16<br />
Eylül’den itibaren etki alanı geniş, basılı malzemeleri ve açık<br />
alan etkinliklerini içeren bir kampanya olarak devam ediyor.<br />
Canon Avrupa Tüketici Görüntüleme Pazarlama Direktörü<br />
Nigel Taylor şunları söyledi: “Fotoğraflar aracılığıyla hikaye<br />
anlatmak gün geçtikçe popülerlik kazanıyor ve sadece bu yıl<br />
içinde bir trilyon görüntü çekileceği tahmin ediliyor, dolayısıyla<br />
bu ortamda bir görüntüleme şirketi olmak kadar daha<br />
heyecan verici bir şey olamaz. 80 yıldan beri tüketicilerimizi,<br />
çekimler yaparak, bunları paylaşıp yazdırarak ve fotoğrafların<br />
tadını çıkararak kendi benzersiz hikayelerini anlatmaya<br />
teşvik ediyoruz. Bu yeni görüntüleme dünyasında, tüketicilerimize<br />
sadece her zaman sevgiyle anacakları değerli anlarını<br />
yakalamaları, saklamaları ve paylaşmalarını sağlayan araçlar<br />
sağlamak için değil, aynı zamanda önlerine çıkan anları<br />
ve deneyimleri açığa çıkarabilecekleri ilhamı da vermek için<br />
çabalıyoruz.”<br />
Daha fazla bilgi edinmek için Come and See web sitesi<br />
www.canon-<strong>europe</strong>.com/comeandsee<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /29
Röportaj<br />
Türkiye’de Bebek<br />
Numil Gıda Ürünleri<br />
Medikal Direktörü<br />
Dr. Yalım Üner<br />
Bu durumda ne yapmalı, imdada yetişen bebek mamaları<br />
hakkında yeterli bilgiye sahip miyiz? Bebek beslenmesi pazarında<br />
hangi gelişmeler yaşanıyor, Türkiye’deki durum nedir?<br />
Bu konularla ilgili bilgi almak için Milupa Bebek Mamalarının<br />
Türkiye’de dağıtım ve pazarlamasını yapan<br />
Numil Gıda Ürünleri’nin<br />
Medikal Direktörü Dr. Yalım Üner’e sorularımı yöneltiyorum.<br />
Röportaj Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
Türkiye, diğer Avrupa ülkelerine rum<br />
göre hala genç bir nüfusa sahip. - Milupa markası hakkında biraz bilgi<br />
2013 yılı sonu adrese dayalı nüfus<br />
almak istiyoruz. Milupa kaç yıldır<br />
sayımına göre Türkiye’de 0-2 yaş Türkiye’de? Menşei nedir?, nerede<br />
grubundaki çocukların sayısı 4 milyona<br />
üretiliyor? Hangi ülkelerde satışa<br />
yakın (3 milyon 671 bin 143). sunuluyor?<br />
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın pek çok Şirketimiz 1984 yılında Milupa Bebek<br />
konuşmasında dile getirdiği her aileye<br />
Mamalarının Türkiye’de dağıtım ve<br />
en az 3 çocuk önerisiyle önü-<br />
pazarlamasını yapmak üzere faaliyete<br />
müzdeki yıllarda çocuk sayısı daha başlamıştır. Türkiye’de sağlıklı nesillere<br />
da artacak gibi görünüyor. Hepimizin hizmetin bu sene 30. yılını kutluyoruz.<br />
canı ciğeri minik bebekler için en iyi Türkiyede Nutricia Anne Bebek Beslenmesi<br />
beslenme anne sütü. Anne sütüyle<br />
olarak önceliğimiz, anneleri, be-<br />
büyüyen sağlıklı ve mutlu bebekler beklerini beslemek için doğru seçimleri<br />
hepimizin hayali. Ama ya anne sütü<br />
yapabilmelerini desteklemektir.<br />
yeterli değilse...<br />
Türkiye’deki pediatristler, yetkili makamlar<br />
Bu durumda ne yapmalı, imdada<br />
ve annelerle uzun yıllardır birlikte<br />
yetişen bebek mamaları hakkında çalışıyoruz. Türkiye’de, son 20 yılda,<br />
yeterli bilgiye sahip miyiz? Bebek<br />
bebeğini ilk 6 ay sadece anne sütüyle<br />
beslenmesi pazarında hangi besleyen annelerin sayısı %2,9’dan<br />
gelişmeler yaşanıyor, Türkiye’deki (1993), %62,5’a (2010) çıkmıştır<br />
durum nedir? Bu konularla ilgili<br />
ve bu olumlu gelişmede, eğitim<br />
bilgi almak için Milupa Bebek programlarımızla önemli bir katkıda<br />
Mamalarının Türkiye’de dağıtım ve bulunduğumuza inanmaktayız. Tek<br />
pazarlamasını yapan Numil Gıda hedefimiz, daha çok anne sütü alan,<br />
Ürünleri’nin Medikal Direktörü Dr. doğru beslenen, sağlıklı bebeklerdir.<br />
Yalım Üner’e sorularımı yöneltiyo-<br />
Konularında<br />
uzmanlaşmış<br />
30/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Mamaları...
Röportaj<br />
fabrikalarımız sağlıklı hammaddelerin<br />
bulunabildiği ülkelerde faaliyet göstermektedirler.<br />
Hammadde ve kalite<br />
standardı nedenleriyle her mamayı her<br />
ülkede üretmiyoruz. İngiltere, Hollanda,<br />
Fransa, Almanya, Polonya ve Çek<br />
Cumhuriyet’lerindeki fabrikalarımızda<br />
tüm Avrupa Birliği ülkeleri için üretilen<br />
mamalardan ülkemizin ihtiyacı kadar<br />
hacimleri ithal ediyoruz. Aynı fabrikalardan<br />
üretilen ürünlerimiz 150 farklı<br />
dünya ülkesine dağıtılıyor.<br />
- Bebek gıdalarında en önemli faktör<br />
sağlıklı beslenme. Bu konuda<br />
Milupa’nın Ar-Ge çalışmalarından<br />
bahseder misiniz?<br />
Nutricia, lokal ihtiyaçları belirleyerek ve<br />
bu ihtiyaçları en iyi şekilde karşılamak<br />
için klinik çalışmalar yapan global bir<br />
politika izlemektedir. Merkezi Utrecht<br />
Hollanda olan AR-GE çalışmalarımız,<br />
Shangai ve Singapor’daki merkezler<br />
de dahil toplam 3 merkezden devam<br />
etmektedir. AR-GE için yıllık 276<br />
32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Bebek gıdalarını bebek sütleri<br />
(0-6 ay bebekler), devam sütleri<br />
(6-12 ay bebekler), büyüme<br />
sütleri (1 yaş sonrası), ve ek<br />
gıdalar olarak en basit şekli<br />
ile 4 kategoride<br />
incelemek mümkün.<br />
m€ bütçe ayırıyoruz. Bu bütçe ile lokal<br />
araştırmaları global gelişmeler<br />
ile birleştirip, bebeklerin sağlığı için<br />
kullanıyoruz.<br />
Hollanda Utrecht’te, çok büyük özel<br />
bir merkez sadece anne sütünü<br />
araştırmaktadır. Ayrıca, sağlıklı bebeklerin<br />
mamalarının yanında, sağlık<br />
problemleri yaşayan bebekler için<br />
de çok geniş bir ürün yelpazemiz<br />
bulunmaktadır. Alerji, sindirim problemi<br />
olan, kusan, prematüre doğan bebekler<br />
gibi, özel tıbbi tedavi gerektiren bebekler<br />
için de geniş klinik araştırmalarla<br />
etkinliği kanıtlanan bir ürün portföyümüz<br />
bulunmaktadır ve Avrupa’nın<br />
farklı üniversite ve hastanelerinde çok<br />
merkezli AR-GE çalışmaları devamlı<br />
olarak sürdürülmektedir. Bu ürünlerin<br />
tamamını ülkemizde bulundurmaktayız.<br />
- Ar-Ge çalışmalarının dışında üretim<br />
ve paketleme aşamaları da<br />
çok önemli. Milupa’nın uyguladığı<br />
prosedür nedir, sağlığa uygunluğu<br />
için hangi analizlerden geçiyor?<br />
Türkiye’ye ithal ettiğimiz ürünlerimiz<br />
Avrupa’da üretilmektedir.Tüm ürünler<br />
standart şekilde 170 ayrı kontrol<br />
ile 1000’in üzerinde kalite ve güvenlik<br />
testinden geçmektedir. Ürünlerin<br />
her biri için üretildiği Avrupa Ülkesi<br />
otoritesinden resmi garanti belgesi<br />
alınmaktadır. Daha sonra tüm ürünler<br />
tekrar Türkiye gümrüğünde, Tarım<br />
Bakanlığı tarafından aynı analizlere<br />
(mikrobiyolojik ve GDO) tabi tutulur<br />
ve uygunluk raporu alındıktan sonra<br />
ithalatı gerçekleşir. Türkiye’de 30 yıldır<br />
anne ve bebeklerin başta anne sütü olmak<br />
üzere güvenli ve doğru beslenme<br />
ile sağlıklı gelişimine destek olmak için<br />
çalışıyoruz.<br />
- Bebek gıdalarını kaç kategoriye<br />
ayırabiliriz? Bebek maması pazarının<br />
büyüklüğü nedir? Gelişmiş ülkeler<br />
ve Türkiye’yi karşılaştırırsak bebek<br />
gıdaları tüketimi açısından farklar<br />
var mı?<br />
Bebek gıdalarını bebek sütleri (0-6 ay<br />
bebekler), devam sütleri (6-12 ay bebekler),<br />
büyüme sütleri (1 yaş sonrası),<br />
ve ek gıdalar olarak en basit şekli ile<br />
4 kategoride incelemek mümkün. Aynı<br />
zamanda bebek sütleri kategorisinin<br />
içerisinde prematüre, sindirim sorunu<br />
olan, allerjik ve kusan bebekler<br />
için de özel beslenme ürünlerimiz<br />
bulunmaktadır. Türkiye’de şu an için<br />
bebek pazarı yaklaşık 600 milyon TL<br />
dir.
Röportaj<br />
Türkiye’de çok erken aylarda,<br />
gereğinden fazla miktarda ek gıdaya<br />
geçiş görülmektedir. Bu da bebeği<br />
anne sütü faydalarından mahrum<br />
bırakmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü,<br />
6.aydan sonra da 2 yaşına kadar günde<br />
en az 500 ml anne sütü verilmesini tavsiye<br />
etmektedir. Anne sütü yetersiz veya<br />
yoksa aynı miktarın bebeğin yaşına uygun<br />
biberon maması ile tamamlanması<br />
önerilir. Oysa ülkemizde çoğunlukla<br />
katı besin ile tamamlanmaktadır. Bu<br />
dönemde bebeğe verilmesi gereken<br />
katı gıda, günde 2 çay bardağı ile sınırlı<br />
kalmalıdır. Anne sütünün önemi bilen<br />
gelişmiş ülkelerde bu bilinç çok daha<br />
fazla oturmuş durumdadır. Neredeyse<br />
bebeğin 3 yaşına kadar tükettiği her<br />
besin, bebek için özel üretilmiş süt ve<br />
ek gıdalardan oluşmaktadır. Bu da bebek<br />
beslenmesi pazarının Türkiye’de<br />
küçük kalmasına sebeptir. Türkiye’de<br />
bebek başına yıllık tüketim oranı 17<br />
kilolarda iken bu miktar Fransa’da 162<br />
kilolardadır. Özellikle Polonya anne sütü<br />
Bu da bebek beslenmesi<br />
pazarının Türkiye’de küçük<br />
kalmasına sebeptir. Türkiye’de<br />
bebek başına yıllık tüketim<br />
oranı 17 kilolarda iken<br />
bu miktar Fransa’da 162<br />
kilolardadır.<br />
kullanım oranı olarak Türkiye ile çok<br />
benzerdir, doğar doğmaz %98 oranında<br />
anne sütü kullanımı bulunmaktadır. Ancak<br />
Polonya’da örneğin Polonya’da<br />
anne sütü sonrası ve yetersizliğinde<br />
bebeğe özel ürünlerin kullanım miktarı<br />
bebek başına 150 kg lerdedir.<br />
- Milupa’nın Türkiye pazarındaki<br />
büyüme hedefleri nelerdir? Yakın<br />
gelecekte burada da bir üretim tesisi<br />
kurabilir mi?<br />
Nutricia Anne Bebek Beslenmesi olarak;<br />
öncelikle annelere, bebeklerini doğru<br />
besleyebilmeleri için yardımcı olmaya<br />
çalışıyoruz. Bu amaç ile şirketimiz her<br />
yıl belli bir tempoyla büyüyor ve pazarda<br />
liderliğini koruyor. Türkiye’de üretime<br />
geçmek üzere yatırım yapmak, fabrika<br />
açmak çok arzu ettiğimiz bir hedef ve<br />
umuyoruz ki bir gün bu hayalimizi<br />
gerçekleştireceğiz. 2013 yılını %20<br />
büyüme ile bitirdik, 2014 skorlarımızda<br />
benzer seviyelerde. Bizim için bu<br />
rakamın anlamı;artan anne sütü bilinci,<br />
emziren anne beslenmesinin öneminin<br />
anlaşılması ve bebek beslenmesindeki<br />
yanlışları gidermektir. Daha fazla<br />
bebeği önce sütü, sonrasında emziren<br />
anne ürünleri ile buluşturmamız, ilk 1<br />
yıl mümkünse inek sütünden ve diğer<br />
yanlış gıdalardan korumamız gerekiyor.<br />
Fabrika yatırımlarını bu hedefler<br />
gerçekleştikten sonra netleştirmek<br />
daha doğru olacaktır.<br />
- Anneler bebek maması alırken nasıl<br />
karar veriyor? Doktor tavsiyesi,<br />
arkadaş önerisi, markaya duyulan<br />
güven vb. en çok hangi faktörden<br />
etkileniyor?<br />
Hekim tavsiyesi annelerin kararında<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /33
Röportaj<br />
en önemli rolü oynamaktadır. Varsa,<br />
ilk bebekteki annenin tecrübeleri, yakın<br />
cevreden edinilen bilgiler, annelerin<br />
media ve digital dünyadan yaptıkları<br />
araştırmalar kararlarını oluşturmakta<br />
yardımcı olmaktadır.<br />
Biz her konuda olduğu gibi, burada<br />
da önemli konunun uzmanlarına yani<br />
sağlık personeline sorulması gerektiğini<br />
düşünüyoruz. Sağlık Bakanlığı da<br />
yayınladığı kamu spotlarında annelerin<br />
bebek beslenmesi ilgili sorularını<br />
hekimine sormasını önermektedir.<br />
İnsan hayatında ilk 1000 gün içindeki<br />
beslenme tüm hayatı etkiler. Bu<br />
dönemde örneğin komşudan duyularak<br />
yapılabilecek bir hatanın bedeli ağır<br />
olabilir. Sağlık personelinin önemini annelerimize<br />
sizin aracılığınızla bir kere<br />
daha hatırlatmak isteriz.<br />
- Son yıllarda bebeklerin anneleri<br />
için de beslenmeye yardımcı ürünler<br />
geliştirildi. Bu ürünlere neden ihtiyaç<br />
var? Bu konuda da biraz bilgi<br />
34 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Genel bir bilgi olarak<br />
“Sağlıklı beslenmenin sağlıklı<br />
yaşamı uzatacağı” bilinir.<br />
Bebekler için üretilen ürünlerin<br />
sağlık standardı erişkin<br />
gıdalarından çok farklıdır.<br />
verir misiniz?<br />
İyi beslenen canlının iyi sütü olur.<br />
Doğanın kanunudur. Bizim de anneler<br />
için çok önemli yepyeni bir<br />
ürünümüz var, Lactamil. Türkiye’deki<br />
annelerin besin ihtiyaçlarına göre<br />
geliştirlmiştir. Bir mama firması olarak,<br />
anne sütünü destekleyen, emziren<br />
annenin beslenmesine katkıda bulunan<br />
bu ürün şirket olarak hepimizi çok<br />
heyecanlandırmaktadır. Bebek beslenmesinde<br />
anne sütünün önemini yıllarca<br />
beslenme eğitimlerinde dile getirdik.<br />
Şimdi kendi ürün yelpazemizde de, bu<br />
bilinci kanıtlayan bir ürüne yer vermek,<br />
amacımızı desteklemektedir. Yeni ürünler<br />
hep olacaktır, Numil pazarda lider<br />
olduğu müddetçe her zaman yeniliklerin<br />
öncüsü olmaya devam edecektir.<br />
- Son soru olarak ‘‘köpek maması<br />
yiyorum’’ diyerek esprili bir şekilde<br />
bunu yalanlasa da Ajda Pekkan’ın<br />
genç kalmak için bebek maması<br />
yediği ortaya atılmıştı. Bebek<br />
maması yemek insanı gençleştirir<br />
mi:)<br />
Genel bir bilgi olarak “Sağlıklı beslenmenin<br />
sağlıklı yaşamı uzatacağı”<br />
bilinir. Bebekler için üretilen ürünlerin<br />
sağlık standardı erişkin gıdalarından<br />
çok farklıdır. Çok daha sıkı kontrollere<br />
tabi olunduğu için böyle bir yorum<br />
yapılabilir. Burada bizim önerimiz yine<br />
uzmanlara danışarak, eğer bir özel ihtiyaç<br />
varsa, buna yönelik olarak yaşa ve<br />
yaşam tarzına uygun beslenme tarzının<br />
seçilmesidir.
Röportaj<br />
6 aylık İpek'in annesi Elif Bakır– Organizatör<br />
Mamayla beslenen bebekler daha mı kilolu oluyor?<br />
Sağlık Personeline sorularak seçilmiş doğru kullanılan mama böyle bir<br />
sonuca neden olmaz. Bebek Beslenme Uzmanlarının çalıştığı Anne<br />
Danışma Hatlarımız bu konuda da annelerin yanındadır.<br />
2 aylık Yaman’ın annesi Halide Güçlü - Bankacı:<br />
Mama satın alırken nelere dikkat etmeliyiz?<br />
Hekiminizin, Aile Sağlığı Merkezindeki hekim ve hemşirenizin<br />
düşüncelerini alınız. Sağlık Bakanlığı Beslenme Rehberi, anne föylerini<br />
okuyunuz.<br />
9 aylık Derin'in annesi Yeliz Avcı - Eczacı<br />
Mama alerjiye neden olabilir mi?<br />
Tüm besin maddelerine ve hatta anne sütüne bebeğin alerjisi olabilir.<br />
Hekiminize danışmak en doğru davranış olacaktır.<br />
19 aylık Ömer'in annesi Burcu Bingöl - Bankacı<br />
Mamalar şeker ya da tatlandırıcı içeriyor mu?<br />
Nutricia Bebek Beslenme Ürünleri Biberon Mamaları şeker ya da<br />
tadlandırıcı içermez. Böyle bir hata anne sütünün bırakılmasına neden<br />
olur.<br />
11 aylık Öykü'nün annesi Deniz Erdinç - Yazılım Uzmanı<br />
Bebekler kaç aylık olana kadar mama verilebilir?<br />
Dünya Sağlık Örgütü ilk bir yıl içinde mümkünse inek sütü verimemesini<br />
önermektedir. Otoritelerce ilk 2 yıl anne sütüne devam edilmesi önerildiği<br />
için mamaya da bu süreyle devam etmek doğrudur. Diğer türlü çocuğun<br />
süt ihtiyacını doğru olarak karşılamak mümkün olmaz. Diğer gıdalarla da<br />
bebeğin sütten alabileceği besin öğelerini verebilmek mümkün değildir.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /35
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Siz de bir mum yakın...<br />
Nasıl bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz? İşte bu soruyu<br />
hergün defalarca kendimize sormak ve ne yapıyorsak,<br />
kimin ardından gidiyorsak ya da ardımızda kimlere<br />
önderlik ediyorsak bu sorunun yanıtına göre yapmamız<br />
gerekiyor. Soru basit, hatırlaması da kolay "nasıl bir<br />
Türkiye'de yaşamak istiyoruz?"<br />
İktidar partisine baktığımızda bize çok aydınlık seçenekler<br />
sunduğunu söylemek mümkün değil. En azından benim<br />
yaşamak istediğim Türkiye iktidarın vaadettiği ülke değil.<br />
Haremlik selamlık miting alanları, Ortadoğu bataklığına<br />
saplanmış bir dış politika, kurumsallıktan uzak fırsatçı<br />
esnaf mantığıyla dizayn edilmiş bir ekonomi, sadece<br />
seçim yapmayı tek başına demokrasi için yeterli gören<br />
bir demokrasi anlayışı, kuvvetler ayrılığı ilkesinin tek<br />
adam yönetimine evrildiği bir organizasyon yapısı,<br />
kız çocuklarının kadın olarak kategorize edildiği bir<br />
ilköğretim, dindarlık referansı üzerinden yapılandırılmış,<br />
bilimsellikten uzak bir eğitim sistemi, tarikatlardan ve<br />
hurafelerden müteşekkil bir din anlayışı, insan hayatının<br />
değersizleştirildiği bir yüce devlet kurgusu, kutuplaşmış<br />
birbirine düşman topluluklardan oluşan bir halk, bilginin<br />
ve özgür düşüncenin tukaka ilan edildiği, cehaletin<br />
bilgiye karşı kışkırtıldığı bir anlayış, her türlü ahlaksızlığın<br />
iktidara hizmet ediyorsa meşru, her türlü meşru hakkın<br />
iktidar aleyhineyse hainlik ilan edildiği bir zihniyet, çağdaş<br />
uygarlık hedefini 500 yıl öncesinde arayan bir vizyon ve<br />
bunlara benzer neler neler.<br />
İşte iktidarın sözde "Yeni" aslen "Geri" Türkiyesi'nin bize<br />
vaadettiği gelecek bu. Peki tekrar soralım biz "nasıl bir<br />
Türkiye'de yaşamak istiyoruz?<br />
Ben aydınlık bir Türkiye'de yaşamak istiyorum. Kadın<br />
erkek herkesin omuz omuza, kimsenin dini, ırkı, cinsiyeti<br />
için ayrımcılığa tabi tutulmadığı, demokratik hakların<br />
dünyadaki en ileri seviyesinin hayat bulduğu, bilgi ve<br />
özgür düşüncenin yüceltildiği, cehaletin bilgiden intikam<br />
aldığı değil, eğitimin cehaleti yok ettiği, herkesin kendi<br />
dinini, yaşam tarzını özgürce yaşadığı, devletin ise bir<br />
dinin kurallarına göre değil, özgürlükçü, demokratik<br />
yasalarla yönetildiği, vatandaşın yüce devletin tebası<br />
değil, devletin vatandaşlarının hizmetçisi olduğu,<br />
tarihinden ders alan ama gelecek vizyonuyla gelişimini<br />
yapılandıran, dış politikasını Ortadoğu bataklığına<br />
saplamamış ama refahıyla Ortadoğu ülkeleri için de bir<br />
örnek olan, yüzü uygarlığa dönük, kendi teknolojisini,<br />
kendi sanatını, kendi ekonomisini en üst düzeye çıkarmış<br />
ve bu kazanımlarını halkının refahı için kullanmış, liderleri<br />
boş ağızlı olmayan ama konuştukları zaman sadece<br />
kendi vatandaşları değil tüm dünyanın dikkat kesildiği ve<br />
şimdi belki aklıma gelmeyen sizin aklınıza gelen ne kadar<br />
olumlu meziyet varsa bünyesinde toplamış bir Türkiye'de<br />
yaşamak istiyorum.<br />
Ben bu soruyu hergün kendime soruyorum ve aldığım<br />
cevapla ülkenin gidişini örtüştüremediğim için yazıyorum,<br />
konuşuyorum bu fikirleri yaygınlaştırmak için emek<br />
harcıyorum. Siz de kendi cevaplarınıza bakın, eğer<br />
Türkiye'nin gidişiyle örtüşüyorsa şanslısınız ama<br />
örtüşmüyorsa siz de bana katılın, yazın konuşun<br />
ya da yazanları, konuşanları paylaşın bu fikirlerin<br />
canlanmasına, ülkemizin geleceğini aydınlatmaya katkıda<br />
bulunun. Karanlığı yenmek için bir mum yakmak gerekir.<br />
Ben yakıyorum siz de yakın.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37
Kampanyalar<br />
Vivident; Zombileri Aşka Getirdi!...<br />
Şimdiye kadar çekilen Vivident Storming reklamlarında gördüğümüz<br />
muzip melek karakteri yeni reklam filminde güçlü,<br />
modern, dişi bir kahraman olarak karşımıza çıkıyor.<br />
Türkiye pazarı için özel olarak hazırlanan reklam filminin çekimleri,<br />
Milano’daki eski bir tekstil fabrikasında gerçekleştirildi.<br />
Fabrika, özel dekorlar ve efektler sayesinde terkedilmiş,<br />
karanlık bir çıkmaz sokağa dönüştürüldü. Zombilerin özel<br />
makyajı ve oyuncuların kıyafetleri saatler süren titiz çalışmalar<br />
ile hazırlandı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Müşteri: Perfetti Van Melle Türkiye<br />
Ürün: Vivident Storming<br />
Reklam Veren Yetkilileri: Serkan Ergün – PVM Türkiye<br />
Pazarlama Direktörü; Çiğdem Serim – Sakız Grubu Kıdemli<br />
Marka Müdürü; İdil Ziyaoğlu – Sakız Grubu Marka Müdürü<br />
Emin Alev – Sakız Grubu Marka Müdür Yardımcısı<br />
Reklam Ajansı: Selection<br />
Yaratıcı Ekip: International Team Selection<br />
Lokasyon: Milano - İtalya<br />
Medya Ajansı: Media Republic<br />
Medya Planlama: Günay Aranoğlu, Erkin Çoker<br />
Kampanya Mecraları:TV, Sinema, İnternet, Açıkhava<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39
Kampanyalar<br />
Rutkay Aziz NESCAFÉ3ü1, yüzü...<br />
NESCAFÉ3ü1 Arada’yı gençlerle buluşturma görevini üstlenen<br />
üstad Rutkay Aziz, elinden geldiğince iyi bir kahvenin<br />
tadını tarif etmeye çalışıyor. Tİlk olarak bir resim heykel<br />
atölyesinde başlayan maceralar izleyenleri bakalım nerelere<br />
götürecek? Rutkay Aziz serinin diğer filmlerinde de<br />
NESCAFÉ3ü1 Arada’nın yüzü olmaya devam edecek.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: NESCAFÉ<br />
Reklamveren Yetkilisi: Burçin Alev Ekşi, Miray Tok Çakır,<br />
Elif Yonca Çevik, Emre Tabak<br />
Reklam Ajansı: Publicis Yorum<br />
Yaratıcı Grup: Adnan Elmasoğlu, Ali Bozkurt, Emrah Kural,<br />
Cihangir Gümüş<br />
Müşteri İlişkileri: Özlem Öğüt, Eda Altan, Ceysun Giritli<br />
Stratejik Planlama: Selda Sedes, Zeynep Bortaçina<br />
Medya Planlama ve Satın Alma: Mindshare<br />
Prodüksiyon: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil<br />
Kullanılan Mecra: TV<br />
Yönetmen: Umut Aral<br />
Prodüksiyon Şirketi: Atlantik Film<br />
Alın, deneyin gerisini dert etmeyin...<br />
Hepsiburada.com’un “Kolay İade” uygulaması için hazırlanan<br />
reklam filmi de eğlenceli içeriğiyle televizyonda ve internet<br />
sitelerinde kullanıcıların en çok ilgisini çeken reklamlar<br />
arasında yer alıyor. Reklam ajansı Alametifarika’nın hazırladığı<br />
reklam filminin yönetmenliğini Tolga Karaçelik üstlendi.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Film müziği: Nilinişleri<br />
Yönetici Kreatif Direktör: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal<br />
Kreatif Direktör: Can Çelikbilek<br />
Yaratıcı Ekip: Serhat Bayram, Can Dağlı, Leman Köksal,<br />
Erdem Güngör, Seden Padır, Nilüfer Acar.<br />
Strateji: Başar Sarıkaya, Serra Akyel.<br />
Ajans Prodüktörü: Sertuğ Alptekin, Berkay Tahmaz,<br />
Teğin Polat.<br />
Yapım Şirketi: Vana Film<br />
Prodüksiyon Şirket: Post43<br />
Yönetmen: Tolga Karaçelik<br />
Görüntü Yönetmeni: Taylan Sancaktar<br />
Prodüktör: Seda Özdemir, Sarper Soyuret<br />
Kullanılan Mecralar: TV, internet, basın ilanı, radyo<br />
40 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
COLIN’S bize uyar...<br />
Murat Boz’un ilk kez bir giyim markasının reklam filminde rol<br />
aldığı “COLIN’S bize uyar” kampanyasının ikinci filmi yayına<br />
girdi. Çekimleri İstanbul’da 3 gün süren yeni reklam filminde<br />
Murat Boz’a yine 2013 Rusya Güzeli Elmira Abdrazakova<br />
eşlik etti. İkinci reklam filminin yönetmenliğini de ilk film gibi<br />
Özer Feyzioğlu yaptı. Romantik komedi tadındaki reklam filminin<br />
çekimleri, keyifli anlara sahne oldu. Üç günlük yoğun<br />
ve yorucu tempoya rağmen, Murat Boz’un neşesi ve pozitifliği<br />
sete renk kattı. Çekimlerde mekan olarak İTÜ Maslak<br />
Kampüsü, Sabiha Gökçen Havalimanı ve Beykoz Kundura<br />
Fabrikası kullanıldı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: COLIN’S: Tarık Gülsün, Bike Geçkinli,<br />
Aslı Ayhan, Selçuk Dabanlı, Aytaç Dalyan, Özge Ulusoy<br />
Reklamveren Marka Danışmanı: Hakan Senbir<br />
Film Prodüksiyon Şirketi: 2012<br />
Yönetmen: Özer Feyzioglu<br />
Post Prodüksiyon: Sinefekt<br />
Medya ajansı: Veritas<br />
sahibinden.com’da yoksa; yoktur!...<br />
Rafineri Reklam Ajansı tarafından hazırlanan reklam filmlerinin<br />
yönetmenliğini Serdar Dönmez’in üstlendi. Çekimleri 4<br />
gün süren emlak ve vasıta filminde; İstanbul’un farklı semtlerinde<br />
yaklaşık 20 ayrı mekan kullanıldı, 3 ana karakter ve<br />
50 yan karakterin yanı sıra, 200 yardımcı oyuncu rol aldı.<br />
Sahibinden.com reklam kampanyasının iddiası da ortaya çıkıyor;<br />
“aradığınız ev ya da araba sahibinden.com’da yoksa<br />
muhtemelen öyle bir ev / araba yoktur”.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Müşteri: sahibinden.com<br />
Müşteri Yetkilisi: Boğaç Göncü, Gülşah Kunç, Selen Yığın,<br />
Tuba Pilavcı<br />
Reklam ajansı: Rafineri<br />
Adı: Ev / Araba<br />
Yaratıcı yönetmen: Emre Kaplan<br />
Metin yazarı: Can Erdoğan, Ali Şener, Kerim Gürsel,<br />
Doğu Göçük, Gökhan Özdemir<br />
Sanat yönetmeni: Emrah Güzel<br />
Marka takımı: İlke Güner, Virna Estroti, Aslı Aksu<br />
Yapım şirketi: Depo Film<br />
Yönetmen: Serdar Dönmez<br />
Yapımcı: Ender Sevim<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 41
Kampanyalar<br />
“Generali Ali”...<br />
çözülebileceğini gösteriyor.<br />
Çekimleri İstanbul’da 1 günde gerçekleştirilen reklam filminin<br />
prodüksiyonunu Spark Film üstlendi, yönetmenliğini Emre<br />
Şahin yaptı.<br />
Leo Burnett İstanbul yaratıcı ekibi tarafından yapılan Reklam<br />
filmi kaza, yolda kalma gibi herkesin sıkça karşılaşabileceği<br />
ve stres yaşatan bir durumun çok kolay bir şekilde<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Veren: Generali<br />
Reklam Veren Temsilcisi: Petar Dobric, Jakub Drobec,<br />
Hande Altay<br />
Reklam Ajansı: Leo Burnett İstanbul<br />
Kreatif Direktör: Emrah Akay, Oktar Akın<br />
Kreatif Ekip: Emrah Akay, Koray Şahan, Ersin Pekin,<br />
Aysu Erenuluğ, Barış Çetin, Arca Ataerkil<br />
Müşteri İlişkileri: Gonca Alper, Ece Özyurt, Aysu Sıldır,<br />
Ayşegül Ilgaz<br />
Stratejik Planlama Grup Direktörü: İsmail Seval<br />
Ajans Prodüktörü: Sevinç Metuçin Öktem,<br />
Erman Karahisarlı, Canan Polat<br />
Yönetmen: Emre Şahin<br />
Yapım Şirketi: Spark Film Collective<br />
Post Prodüksiyon: Mojo<br />
Ziller okul için çalıyor...<br />
“Okul heyecanı FLO’da başlar” diyerek öğrencilerin dikkatini<br />
çeken reklam filminin eğlenceli melodisi de okul hayatının<br />
enerjisini yansıtıyor.<br />
Okul alışverişi için ilk adresin FLO olduğuna vurgu yapan<br />
reklam filminde, ayakkabılar öğrencilerin yaşlarına göre<br />
çeşitlendirilerek karşınıza çıkıyor.FLO’nun okula dönüş<br />
koleksiyonunda yer alan babetler, loafer ayakkabılar, spor<br />
ayakkabılar ve daha birçok model reklam filminde okul zili<br />
eşliğinde en eğlenceli şekilde ekrana geliyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren:FLO<br />
Reklamveren temsilcisi: Didem Şavluğ, Özgür Saraç,<br />
Nuray Yazgan<br />
Reklamajansı:Alametifarika<br />
Kreatif Direktörler: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal<br />
Yaratıcı Ekip:Ceyda Koç, Nuri Gülver<br />
Ajans Prodüktörleri: Berkay Tahmaz, Özgür Dağgez<br />
Prodüksiyon Şirketi: Post43<br />
Müzik:Nil’in İşleri<br />
42 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Şimdi değilse ne zaman?...<br />
Acer, hayallerini ertelemek için devamlı bahaneler bulanlara<br />
: “Şimdi değilse ne zaman? Sen değilsen kim?” diye soruyor<br />
ve kendi maceralarını www.hayatiminmacerasi.com ‘a tıklayarak<br />
yaşamaya ve paylaşmaya bekliyor.<br />
Hayatiminmacerasi.com üzerinden kullanıcılar birbirinden<br />
heyecanlı ve eğlenceli maceralardan dilediklerini seçecek<br />
ve Facebook akışlarında oraya gitmiş gibi görülecekler.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Müşteri: Acer Türkiye<br />
Uygulamanın başlığı: Hayatımın Macerası<br />
Kampanya adresi: www.hayatiminmacerasi.com<br />
Uygulama Tipi: Interaktif Uygulama<br />
Uygulama Sahibi: Acer Türkiye<br />
Marka Yetkilisi: Semanur Aksoy<br />
Dijital Ajans: workattack<br />
Creative Director/Copywriter: Bengisu Gençay<br />
Art Director: Neslin Çavuşoğlu<br />
Sosyal Medya Yöneticisi: Semih Tüfekçi<br />
Teknosa’nın artık 81 ilde...<br />
Yönetmenliğini Koray Güzey’in üstlendiği filmin animasyonu<br />
Anima İstanbul, müziği ise Emre Irmak tarafından<br />
yapıldı.<br />
TBWA\ISTANBUL tarafından Teknosa için hazırlanan “81 İl”<br />
filmi yayında.<br />
Teknosa’nın artık 81 ilde de var olduğunu anlatan animasyon<br />
filminde karakterimiz Trakya’dan yola çıkıyor ve Ege’de<br />
zeytin toplayıp İç Anadolu’da balona binerek tüm Türkiye’yi<br />
dolaşıyor. Film boyunca karakterimizin yolculuğuna güzel,<br />
keyifli bir müzik eşlik ediyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Teknosa<br />
Reklam Ajansı: TBWA\ISTANBUL<br />
CCO: İlkay Gürpınar<br />
Kreatif Direktör: Volkan Karakaşoğlu<br />
Yaratıcı Ekip: Güney Soykan, Yiğit İrde, Ezgi Tanyeri<br />
Marka Ekibi: Esra Özkan, Tuğba Balcı, Özge Keskin<br />
CSO: Toygun Yılmazer<br />
Stratejik Planlama Ekibi: Nisan Danışman,<br />
Emirhan Çelikbilek<br />
Prodüksiyon Ekibi: Pelin Güneş, Melis İnceoğlu<br />
Yönetmen: Koray Güzey<br />
Yapımcı: Gizem Ergezgin<br />
Prodüksiyon Şirketi: Anima İstanbul<br />
Post Prodüksiyon Şirketi: Anima İstanbul<br />
Müzik: Emre Irmak<br />
Medya Ajansı: Mediacom<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 43
Kampanyalar<br />
“Dükkan Sizin” ...<br />
Garanti Bankası yeni reklam filmiyle ekranlarda yer alıyor.<br />
Filmde, dükkanının açılışını yapan bir esnafın tereddütleri,<br />
Garanti’den aldığı hizmet ve ürünler sayesinde ortadan kalkıyor;<br />
esnaf Garanti ile işini kolayca büyütebileceğine ikna<br />
oluyor. Market sahibinin açılış anında yaşadığı telaşın gösterildiği<br />
filmde rol alan İzzet Altınmeşe’ye, Garanti’nin tosbağası<br />
eşlik ediyor.<br />
Çekimlerin 1 günde, animasyonun ise 3 haftada tamamlandığı<br />
reklam filminin yönetmenliğini Turgut Akaçık üstlendi.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Garanti Bankası<br />
Reklam ve medya ekibi: Burcu Tokcan,<br />
Sinem Görgöz İnnice, Saba Şimşeker<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Alametifarika Ekibi: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal,<br />
Can Çelikbilek, Barış Alkan, Caner Apaydın, Sertuğ Alptekin,<br />
Berkay Tahmaz, Özgür Dağgez, Burcu Atış Topçu<br />
Yapım Şirketi: Autonomy<br />
Yönetmen: Turgut Akaçık<br />
Müzik: Jingle House<br />
‘’Yeni bir hayata’’...<br />
Enza Home’un yeni satış kampanyası eğlenceli ve sıcak bir<br />
tonla izleyenlerle buluşuyor.<br />
İki gün boyunca elli kişilik bir ekibin çekimlerini tamamladığı<br />
‘’ Yeni bir Hayata’’ reklam filmi, aynı zamanda fiyat bilgilerini<br />
de reklam filmine entegre ederek izleyicilerine ‘’ulaşılabilir<br />
tasarım’’ vurgusu yapıyor.<br />
Reklam filminin kreatif sürecini Vietnam Reklam Ajansı üstlenirken,<br />
yapım sürecini Vana Film sahipleniyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam veren: Yataş Grup<br />
Reklam veren Temsilcisi: Nevzat Yıldız,<br />
Selmin Gündoğdu, Dilek Toyga<br />
Reklam Ajansı: Vietnam<br />
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın<br />
Yaratıcı Grup: Rıza Çankaya<br />
Müşteri İlişkileri: Melike Karamehmetoğlu, Ersin Çetinkaya<br />
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran<br />
Yönetmen: Barış Çolak<br />
Görüntü Yönetmeni: Tolga Kutlar<br />
Yapım Şirketi: Vana Film<br />
44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Colombia...<br />
Colombia Turbodown reklam filmi sinema adaptasyonu.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Colombia<br />
Yapım Şirketi: Eksantrik Prodüksiyon<br />
Prodüktör: Elvin Ekşioğlu<br />
Yönetmen: Abdullah Ekşioğlu<br />
Post- Prodüksiyon: Eksantrik-Express<br />
Mecra: Sinema<br />
“Molfix Yenidoğan”...<br />
Molfix’in en sevilen reklamlarından birisi olan “Molfix Yenidoğan”<br />
reklam filmi yeniden ekranlarda. Molfix’in sahiplendiği<br />
‘’göbek bağı oyuntusu’’ özelliğine vurgu yapan film,<br />
animatik anlatımla anne ve babaların duygularına dokunarak<br />
heyecanlarına ortak oluyor.<br />
Seslendirmesini Okan Yalabık’ın yaptığı film, bir babanın<br />
aşk hikâyesini ve bu aşkın meyvesi, en değerli varlıkları,<br />
bebeklerinin hayatlarına getirdiği tatlı heyecanı anlatıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Hayat Kimya<br />
Reklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer,<br />
Gülşen Serin Bakır, Aysun Nayır, Özden Özden<br />
Reklam Ajansı: Vietnam<br />
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın<br />
Sanat Yönetmeni: Onur Eker<br />
Metin Yazarı: Gaye Basmacı<br />
Müşteri İlişkileri: Ceren Gül<br />
Ajans Prodüktörü: Cengiz Karadeniz<br />
Prodüksiyon Şirketi: 1000 Volt<br />
Yönetmen: Luca Schenato<br />
Medya Ajansı: Speed Medya<br />
Müzik: Jingle House<br />
Dublaj sanatçıları: Okan Yalabık, Zeyno Günenç<br />
Kullanılan Mecralar: TV, internet.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 45
Kampanyalar<br />
Isıcam’dan ‘Cam Alıcı...<br />
TV’lerin yanı sıra radyo, basın, internetin de yer aldığı birçok<br />
mecrada yayınlanıyor.<br />
Isıcam’ın 40’ıncı yıl etkinlikleri kapsamındaTBWA\İstanbul<br />
tarafından hazırlanan reklam filminde, ünlü oyuncu Wilma-<br />
Elles ile oyuncu ve dublaj sanatçısı Gamze Gözalan, kamera<br />
karşısına geçti. Gamze Özalan’ın, komşusu WilmaElles’e<br />
yakıt faturasından dert yandığı filmde,Elles ona Isıcam Konfor<br />
ile faturaların nasıl azalacağını anlatıyor.<br />
Yeni teknoloji ürünü olan, ısıtma ve soğutma enerjisinde tasarruf<br />
sağlayan ‘Isıcam Konfor’un yeni reklam kampanyası;<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren:Isıcam Konfor<br />
Reklam Ajansı: TBWA\İstanbul<br />
ECD: Emre Kaplan<br />
Yaratıcı Ekip: Ali Şener, Burak Kunduracıoğlu, Yiğit İrde,<br />
Demet Toprak, Emir Yüksel<br />
Marka Ekibi: Didem Tamer Gül, Yasemin Tolunay,<br />
Melih Mermutlu<br />
CSO: Toygun Yılmazer<br />
Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik<br />
Prodüksiyon Ekibi: Ceyda KayaçetinSchulte, Pelin Güneş,<br />
Gizem İnan<br />
Prodüksiyon Şirketi:Autonomy<br />
Yönetmen: Uygar Kutlu<br />
Post Prodüksiyon:Otomat<br />
Müzik:Opus Audio / Mehmet Yaranona, Tolga Türünz<br />
Kullanılan Mecralar: TV, basın, radyo, internet, açıkhava –<br />
billboard-otobüs –metro-panolar- otobüs durakları<br />
“Hayat meydan okumaktır”...<br />
Mitsubishi yeni reklam filmiyle tüketicilere “hayata meydan<br />
okumaları” için sesleniyor. Yeni nesil otomobili Mitsubishi<br />
Outlander’ın reklam filmini tüketicilerle buluşturan Mitsubishi,<br />
sürdürülebilir sürüş keyfi için dayanıklı ve güvenilir araçlar<br />
ürettiğini reklam filmiyle yansıtıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Marka: Mitsubishi Outlander<br />
Reklamveren: Temsa Motorlu Araçlar<br />
Dağıtım ve Pazarlama A.Ş.<br />
Reklamveren Temsilcileri: Aytuğ Bük, Nilpar Tunaboylu<br />
Reklam Ajansı: İlancılık<br />
Müşteri İlişkileri: Atılay Bingöl, Lora Cemal<br />
Yaratıcı Ekip: Mithat Çalışkan, Eymür Oskay, Duygu Yücel,<br />
Yılmaz Şahin, İbrahim Sıvar<br />
Post Prodüksiyon: IPD<br />
46 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Yeni “atıştırmalık”...<br />
Twitto’nun reklam filmi, futbol karşılaşmalarının duayen sesi<br />
Ertem Şener ile, basketbol maçlarının efsane spikeri Murat<br />
Kosova’nın seslendirmeleriyle dikkatleri üzerine çekiyor.<br />
Twitto reklam kampanyasının yaratıcı ajansı Mod Ajans, yapımcısı<br />
ise Terra Film House.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Şimşek A.Ş.<br />
Reklamveren Yetkilileri: Hakverdi Aydın, Nasuh Şişik<br />
Kreatif Ajans: Mod Ajans<br />
Yaratıcı Ekip: Ragıp Öztürk, Ali Ender Uysal,<br />
Sefa Öncül, Barış Arslan, Cemil Keskin, Neslihan Başol<br />
Müşteri İlişkileri: Elvan Şentürker, Gizem Çelikman<br />
Yapımcı:Terra Film House - Murathan Kodaman /<br />
Ferda Bravo Kodaman<br />
Yönetmen: Hakan Algül<br />
Medya Ajansları: Starcom, Reksan<br />
Pr Ajansı: prEkstra İletişim Danışmanlık<br />
Seramik VitrA’dır...<br />
tanıklık ediyor.<br />
VitrA; yeni reklam filmini, izleyicilerle buluşturdu. “Hayranlık<br />
uyandıran evlerde seramik VitrA’dır” sloganıyla UltraRPM<br />
Reklam Ajansı tarafından hazırlanan reklam filminde; tatile<br />
giden komşusunun kedisini beslemek üzere eve giren bir<br />
karı-koca rol alıyor. Kediyi ararken evi dolaşan çift, evin<br />
farklı alanlarında kullanılan VitrA seramiklerinin; yüzey,<br />
doku, ebat ve renk alternatifleriyle hayranlık yarattığına<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam Veren: VitrA<br />
VitrA Ekibi: Orçin Egemen, Elif Özalkan, Algın Can,<br />
Hande Üreten<br />
Reklam Ajansı: UltraRPM<br />
Executive Kreatif Direktör: Hakkı Mısırlıoğlu<br />
Yaratıcı Grup: Cumhur Güçer, Duygu Yegül,<br />
Furkan Civelek<br />
Müşteri Grubu: Melda Tarlan, Demet Akpınar,<br />
Enhar Giritli Baydar<br />
Yapım şirketi: Böcek Yapım<br />
Yönetmen: Kıvanç Barıönü<br />
Post Prodüksiyon: İmaj<br />
Ajans Prodüktörü: İdris Özgül<br />
Fotoğrafçı: Bomonti / Kerem Sanlıman<br />
Medya Ajansı: Carat<br />
PR Ajansı: A&B İletişim<br />
Dijital Ajans: Ping<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 47
Kampanyalar<br />
Çok mu çok modayız...<br />
Mavi’nin Gold; daha fit, daha esnek ve daha ince görünüme<br />
imza atıyor. Sınırsız hareket özgürlüğünü vurgulayan Ali Taran<br />
imzalı “Çok mu çok modayız” reklam filminde, Serenay<br />
aksiyon sahneleriyle dikkat çekiyor. Hız ve esnekliğin göz<br />
önünde olduğu kampanyada, Serenay’a, Hollywood aksiyon<br />
filmlerinin dikkat çeken ismi Chase Armitage eşlik ediyor. Çekimleri<br />
3 gün süren film; Kapalıçarşı’nın çatısı, Yeni Cami’nin<br />
geçit ve merdivenleri, Büyük Han’ın galerileri, Bomonti Eski<br />
Bira Fabrikası’nın avlusu ve Galata teraslarında geçiyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Mavi<br />
Reklam Kampanyası: Çok mu çok modayız!<br />
Reklamın Yıldızı: Serenay Sarıkaya<br />
Rol Arkadaşı: Chase Armitage<br />
Reklam Ajansı: Ali Taran<br />
Yönetmen: Cemal Alpan<br />
Görüntü Yönetmeni: Simon Coull<br />
Stil Editörü: Carlo Alberto Pregnolato<br />
Fotoğraflar: Riccardo Tinelli<br />
“I am the Pompacı”...<br />
BP’nin marka yüzü Mustafa Sandal’ın başrolünü BP pompacısı<br />
ile paylaştığı yen ireklam filmi yayına girdi. Yeni reklamda<br />
ayrıca, bir öncekinde olduğu gibi Mustafa Sandal’ın<br />
“Bombacı” adlı şarkısının,geçtiğimiz aylarda sosyal medyada<br />
ses getiren uyarlaması olan “I am the Pompacı” versiyonu<br />
da kullanılıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın Başlığı: Uğurlama<br />
Reklamveren: BP Petrolleri A.Ş.<br />
Reklamveren Temsilcisi: Deniz Güloğlu, Görkem Önal,<br />
Sabiha Arabacı<br />
Reklam Ajansı: Ogilvy & Mather Istanbul<br />
Prodüksiyon Şirketi: Kala Film<br />
Yönetmen: Hakan Yonat<br />
Post Prodüksiyon: Post Modern<br />
Müzik: Mustafa Sandal, Atakan Ilgazdağ<br />
PR Ajansı: Ogilvy PR Istanbul<br />
Medya Ajansı: MindShare<br />
Kullanılan Mecralar: TV<br />
Medya Ajansı: MindShare<br />
Kullanılan Mecralar: TV<br />
48 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Pompomgiller’in Maceraları...<br />
Familia’nın sevimli penguen ailesi Pompomgiller, yeni reklam<br />
filminde Familia Parfümlü Tuvalet Kağıdı’nın özelliklerini<br />
anlatıyor. . Filmde senaryo, alışverişe çıkan sevimli babanın<br />
banyo kokusunu almayı unutmasıyla başlıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam veren: Hayat Kimya – Familia<br />
Reklam veren Temsilcisi: Aysel Aydın,<br />
Gül Yeşilay Coşkun, Elif Yılmaz Okçuoğlu<br />
Reklam ajansı: Vietnam<br />
Yaratıcı Yönetmen: Gürkan Günaydın<br />
Yaratıcı Grup Direktörü: Rıza Çankaya<br />
Sanat Yönetmeni: Umut Kısa, Kenan Çetinkaya<br />
Reklam Yazarı: Erdem Güngör, Aslı Sevim,<br />
Ayberk Çınar, Besime Yıldız<br />
Müşteri İlişkileri: İlknur Korkmaz<br />
Ajans Prodüktörü: Begüm Baran<br />
Animasyon Yaratım: Robotika – Coşku Özdemir<br />
Karakter Tasarım: Fayeshu<br />
Bellona halı...<br />
Bellona’nın modern tesislerinde geçen yeni reklam filminde,<br />
2015 yılı halı modelleri Şevval Sam’ın sesi ve güzelliğiyle<br />
birlikte seyirciye ulaşıyor. Bellona’nın sımsıcak renkleri ve<br />
birbirinden güzel desenlerinin yer aldığı filmde, ipliklerin<br />
nasıl halıda hayat bulduğunu, showroom alanında nasıl<br />
sergilendiğini göstermesinin ardından Bellona ürünleriyle<br />
uyumlu halıların seyirciye ulaşmasıyla son buluyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Prodüksiyon Şirketi: FilmColony Production Company<br />
Yönetmen: Can Evrenol<br />
Yapımcı: Tolga Erener<br />
Reklamveren: Bellona - Murtaza Durmuş/ Mehmet Emin<br />
Çakıcı, Ebru Çalışkan<br />
Ajans: Piramit Tasarım & Reklamcılık<br />
Kreatif Ekip: Deniz Köker, Beste Köker, Sibel Aydın<br />
Müşteri ilişkileri: Deniz Sesli, Ayşe Işın, Damla Özeren<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /49
Cennetin Minik Bi
Gezi<br />
r Demo’su, Bali...<br />
Yaz gelip de tatil kaşıntılarım tutunca Bali’ ye dalışa giden bir<br />
gruba zorla ek oldum :) Zed biletimi aldım tarih gelince de ekiple,<br />
havaalanında bi’ lokmacık tanıştık.<br />
Bali uçuşu Katar aktarmalı. Bi’ lokmacık muhabbeti uçakta<br />
koyulaştıraraktan Doha, Katar’ a kadar birlikte gittik.<br />
Katar’ dan Bali’ ye gideceğiz.<br />
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com<br />
Yaz gelip de tatil kaşıntılarım tutunca<br />
Bali’ ye dalışa giden bir gruba zorla ek<br />
oldum :) Zed biletimi aldım tarih gelince<br />
de ekiple, havaalanında bi’ lokmacık<br />
tanıştık.<br />
Bali uçuşu Katar aktarmalı. Bi’ lokmacık<br />
muhabbeti uçakta koyulaştıraraktan<br />
Doha, Katar’ a kadar birlikte gittik. Katar’<br />
dan Bali’ ye gideceğiz. Fakat benim<br />
bilet, zed bilet (THY personeli, indirimli<br />
bilet), uçakta yer olmadığı için ben binemedim<br />
ve Katar havaalanında mahsur<br />
kaldım. Ekip bindi gitti. Ben bir başıma<br />
havaalanında kala kaldım :( Gece saat<br />
23:00. Satış ofisinde bakıyoruz, sonraki<br />
günlerin uçakları da dolu ve günde<br />
sadece 1 uçuş var. Farklı aktarma<br />
versiyonları deniyoruz ama hepsi dolu.<br />
Müslümanların Ramazan Bayramı ve<br />
hepsi de müslüman ülkeler. Baktım<br />
sabah 07:00’ de Jakarta’ ya uçak var.<br />
Onda da yer yok. Dediler ki bekleyin,<br />
gelmeyen olursa sizi alırız. Ben sabah<br />
06:00’ ya kadar bir başıma havaalanında<br />
18 derecede titreyerek bekledim.<br />
Neyse ki uykusuzluk sorunu olan bir<br />
arkadaşım var da, sabaha kadar whats<br />
up’ tan sohbetiyle bana eşlik etti :)<br />
Sabah 06:00’ da gittim müşteri servisine,<br />
baktılar yer yok. Ben hem üşümüş<br />
hem uykusuz vaziyetteyim neredeyse<br />
ağlayacağım. Satış ofisindeki abi halime<br />
acıdı sanırım, bana camsit denilen,<br />
hostes koltuğu verdi. Ben ona razı<br />
olaraktan atladım uçağa. 9 saat sonra<br />
Jakarta’ ya indim. Saat farkından dolayı<br />
yine gece :( 2 gündür gündüz yüzü<br />
görmüyorum. Oradan da Bali’ ye, Denpasar’<br />
a gitmem lazım. Meşekkatli bir<br />
araştırmadan sonra Sumatra üzerinden<br />
aktarmalı Denpasar uçağı buldum. Sabah<br />
05:00’ te uçak kalktı ve Sumarta’<br />
ya gittik. 2 saat de orada bekledikten<br />
sonra nihayet Bali’ ye vardım. Bakmayın<br />
böyle anlattığıma, resmen macera<br />
oldu, 3 günlük yolculuk.<br />
Neyse ki arkadaşlar havaalanına araç<br />
göndertip beni aldırdılar. 3 saat araba<br />
yolculuğundan sonra otele vardım. Ve<br />
gördüğüm manzara karşısında ne yorgunluk<br />
kaldı ne gerginlik. Deniz kenarında<br />
tek odalı tek katlı bungalov tipi<br />
evler, muhteşem frangi pani çiçekleri<br />
ve palmiye ağaçları. Ortam inanılmaz<br />
güzel... Kaldığımız otel aslında bir tatil<br />
köyü gibi. Müstakil evlerden oluşuyor.<br />
Çoğunluk bir odalı, süitler çok odalı.<br />
Evler kocaman bir arazi üzerine serpiştirilmiş.<br />
Çatıları yukarıya doğru uzun ve<br />
sazlardan yapılmış.<br />
Tek sorun havanın çok erken kararması.<br />
Biz İstanbul’ da 21:00’ de havanın<br />
kararmasına alışığız burada 17:30’ da<br />
hava kararıyor. Bünye de güneş saatine<br />
ayarlı olduğu için erkenden uyku bastırıyor.<br />
İlk akşamı kalıbı fazla yormadan,<br />
yemek yiyip, üzerine de Türkiye’ den itinayla<br />
taşınmış rakıdan içerek kapattık.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 51
Gezi<br />
Kaldığımız odaların banyolarının üzeri<br />
açık, yani açık havada tuvalete gidip,<br />
duş alıyorsunuz. İlk etapta yadırgansa<br />
da sonra alışıyorsunuz. Hatta eve dönünce<br />
de banyoda daral geliyor :)<br />
Ertesi gün, dalış olduğu için erken kalkıp<br />
saat 07:00 gibi dalış teknesine doluştuk.<br />
O kadar çok özlemişim ki dalışı,<br />
kalbim pır pır heyecandan. Minik bir<br />
yolculuktan sonra dalış bölgesine vardık.<br />
Sonra da sırayla atladık suya.<br />
Bali volkanik bir ada ve dalış bölgesi<br />
de Agung Yanardağı’ nın eteğinde Tulamben<br />
adında bir yer. Yanardağa çok<br />
yakın olması sebebiyle suyun altı da<br />
volkanik kayalarla dolu. Dip yapısı siyah<br />
ve karanlık. Bir sürü canlı var. Hatta<br />
bir keresinde 2 tane köpekbalığına<br />
rastladık. Fakat hayvanların o kadar<br />
çok üzerlerine gitmişiz ki mercanların<br />
altına kaçıp, saklandılar bizden.<br />
Tulamben’ de dalış için kaldığımız 5<br />
gün boyunca günde 3’ er dalış yaptık.<br />
Bir gün de Amed üzerinden Nusa Penida’<br />
ya gidip orada daldık. Orada suyun<br />
altı bembeyaz kum. Su turkuaz rengi.<br />
Kısacası muhteşem :)<br />
Tabii o kadar güzel ki, su altında ben<br />
kendimi kaybedip oradan oraya yüzerken<br />
dizimi mercanlara sürttüm. O gün<br />
Bali volkanik bir ada<br />
ve dalış bölgesi de<br />
Agung Yanardağı’ nın<br />
eteğinde Tulamben adında bir<br />
yer. Yanardağa çok yakın olması<br />
sebebiyle suyun altı da<br />
volkanik kayalarla dolu.<br />
pek bir şey olmadı ama sonrasında o<br />
mercanlar benim dizimde büyümeye<br />
devam etti. Hatta bir ara tüm bacağımdan<br />
mercanlar çıkacak diye korktum :(<br />
5 gün boyunca gündüzleri su altında<br />
lay lay lom şeklinde geçirdik. 1 günü de<br />
çevre gezisi ile geçirdik. Hocamız bizi<br />
gezdirmesi için 2 tane araç ve rehber<br />
ayarlamış, sağolsun.<br />
Hep birlikte çıkıp önce pirinç tarlalarını<br />
gezdik. Yani uzaktan bakıp fotoğraf<br />
çektik.Çünkü oralar bataklık.<br />
Sonra yola devam ederken trafik başladı.<br />
Biz de meraklanıp indik arabadan.<br />
Bir de baktık yöresel kıyafetler giyinmiş<br />
kadın ve erkekler sembolik cenazeler<br />
taşıyıp, ölü yakma törenine gidiyorlar.<br />
Bali’ de insanlar Ağustos ayı haricinde<br />
ölürlerse, toprağa gömülüyorlar<br />
sanırım. Ağustos olunca da oldukları<br />
yerlerden alınıp tapınaklarda yakılıyor.<br />
Ağustos ayı boyunca “Cremation Ceremony”<br />
dedikleri ölü yakma törenleri<br />
düzenleniyor. Ağustos ayında cennetin<br />
kapıları açıldığı için ruhlar cennete gidiyormuş.<br />
Töreni de pas geçip Tırta Gangga su<br />
sarayına gittik. 1946 yılında Karangsem’<br />
de,1 hektarlık bir alana inşa edi-<br />
52 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
len sarayın yanı sıra, arazide, havuz,<br />
pirinç terasları ve heykeller var.<br />
Tırta Gangga’ yı da gezip dolaştıktan<br />
sonra Ujung Sarayına geçtik. Yine Karangsem’<br />
de yer alan saray 1909 yılında<br />
Alman Dutch van Den Hentz ve<br />
Çinli Loto Ang isimli mimarlar tafından<br />
inşa edilmiş. Arazinin içinde kocaman 3<br />
tane havuz var. Hatta 1 tanesinde balık<br />
bile yetiştiriyorlar.<br />
Yalnız bu balık havuzunun yanından<br />
geçerken burnunuzun direği kırılıyor.<br />
Hava sıcak, su hem çamurlu hem de<br />
pis, üzerine bir de balık kokusu. Korkunç<br />
bir koku. Okyanusta bir ada olup<br />
da havuzda balık avlamak tuhaf.<br />
Ujung Saray Parkı oldukça büyük bir<br />
arazinin içinde. Etraf yemyeşil, kenarlarında<br />
rengarenk çiçeklerin süslediği<br />
havuzlar, havuzların üzerine inşa edilmiş<br />
sarayalar. Manzara ve atmosfer<br />
gerçekten mükemmel.<br />
Bu harika yer 1963 yılında Agung yanardağının<br />
patlaması sebebiyle 1975<br />
yılında da deprem sebebiyle hasar görmüş<br />
ve onarılmış. Bazı binalarda bu<br />
hasarların izlerine rastlıyorsunuz.<br />
Ailenin kaldığı saray ise şu an müze<br />
şeklinde. Yalnız saray ve müze deyince<br />
aklınıza öyle kocaman binalar, bir sürü<br />
Bu harika yer 1963 yılında<br />
Agung yanardağının patlaması<br />
sebebiyle 1975 yılında da<br />
deprem sebebiyle hasar görmüş<br />
ve onarılmış.<br />
mal mülk gelmesin.İçinde iki üç tane<br />
odası olan son derece sade bir bina.<br />
Avrupa’ da gördüğümüz saraylarla hiç<br />
ilgisi yok.<br />
Tulamben’ de ayrıca gezilmesi gereken<br />
Beshakih Tapınağı var fakat biz dalışlardan<br />
fırsat bulamadığımız için orayı<br />
gezemedik. Belki bir daha ki sefere.<br />
Gündüzleri dalış, arada bir gün gezi<br />
ve akşamları da Bali masajı ardından<br />
sohbet muhabbet şeklinde bir hafta bir<br />
zaman geçirdik Tulamben’ de.<br />
Bali masajı demişken ondan bahsetmeden<br />
geçmek olmaz. Masaj için baş<br />
kısmı delik olan ahşap yataklar var.<br />
Üzeri deri kaplı. Bikinilerizi giyip geliyorsunuz<br />
sonra yüz üstü yatıyorsunuz.<br />
Balili hanımlar mis kokulu lavanta yağlarını<br />
alıyor ve ellerine sürerek yavaş<br />
yavaş tüm vücudunuza masaj yapıyor.<br />
Arka kısım bittikten sonra sırt üstü yatıyorsunuz.<br />
Masaj yapılmadık yeriniz<br />
kalmıyor neredeyse. İnanılmaz rahatlatıcı.<br />
Doğanın kucağında masaj :)<br />
Bazı arkadaşlarımız o kadar rahatladı<br />
ki, horultu sesleri eşlik etti doğaya :)<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /53
Gezi<br />
Tatil boyunca sık sık masajla şımarttık<br />
kendimiz.<br />
Sabah erken saatlerde balığa çıkan balıkçı<br />
tekneleri biz kahvaltı ederken dönmeye<br />
başlıyorlardı. Bir gün dalış rehberinden<br />
bizim için balık almasını rica etti.<br />
O da sağolsun bizi kırmadı. Şansımıza<br />
orkinos varmış. o akşam mangal yandı<br />
ve orkinoslar salata eşliğinde servis<br />
edildi. Ahhh, bir de rakı olaydı :)<br />
14 kişilik ekibimizin hepsi birbirinden<br />
güzel ve eğlenceli kişilerden oluşuyordu.<br />
Masajlardan sonra havanın da<br />
kararmasıyla birlikte hepimiz masa başında<br />
yerlerimizi alıp hoş sohbetlere<br />
daldık. Bazı geceler de havuz başı partileri<br />
ve bahçe partileri yaptık.<br />
Çok şeker iki arkadaşımızın evlilik yıldönümleri<br />
tatil tarihimize denk geldiği<br />
için onların için de çok güzel kutlama<br />
yaptık. Bali’ ye özgü saronglarımızı giyinip<br />
nikah tazelettirdik :) Dilerim hep<br />
mutlu olsunlar.<br />
Son derece dost canlısı ve güler yüzlü<br />
otel işletmesi de bu güzel çiftler için düğün<br />
pastası hazırladılar. O da çok tatlı<br />
sürpriz oldu.<br />
Palmiye ağaçları ve mis kokulu çiçeklerin<br />
altında tatil yapmak çok keyifli.<br />
Huzur, dinginlik ve sessizlik arayanlara<br />
Palmiye ağaçları<br />
ve mis kokulu çiçeklerin<br />
altında tatil yapmak çok keyifli.<br />
Huzur,<br />
dinginlik ve sessizlik<br />
arayanlara<br />
Tulamben’i tavsiye ederim.<br />
Tulamben’ i tavsiye ederim.<br />
Bali’ nin bu bölgesi biraz daha yöresel<br />
ve çok şehirleşmemiş. Hatta şöyle ki;<br />
evinizin yüksekliği bahçenizdeki ağaçtan<br />
daha yüksek olamaz. Halkın ekonomik<br />
geliri çok düşük ve çok fakirler.<br />
Çok az şeye sahipler. Materyallere yani<br />
eşyalara bağımlılıkları yok. Evleri genelde<br />
tek odalı. Çok az eşyalayı var.<br />
Televizyonları yok mesela. Ne kadar<br />
şanslılar.<br />
Eczane ve doktor çok az var mesela.<br />
Reiki ile iyileştiriyorlar kendilerini veya<br />
birbirlerini.<br />
Hindu dinine mensuplar ve gerçekten<br />
tüm gerekliliklerini yerine getiriyorlar.<br />
Buradaki aileler evlerde değil tapınaklarda<br />
yaşıyorlar aslında. Evlerinde tapınak<br />
yok, tapınaklarında ev var. Her ailenin<br />
ekonomik şartlarına göre tapınağı<br />
var. Tapınağın girişinde de minik plakalar<br />
çakılı. Plakaların üzerinde, orada<br />
yaşayan kişilerin bilgileri var. Böylece<br />
hangi tapınakta kim var görebiliyorsunuz.<br />
Tapınağın her köşesinde tanrıları<br />
var. Her sabah bu tanrıalara şükranlarını<br />
sunmak için yiyecek, içecek vs<br />
sunuyorlar. Bazen sigara, ciklet bile<br />
gördüğünüz oluyor. Arabası olanları ön<br />
54 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
konsol üzerinde mutlaka şükran sepeti<br />
oluyor. Balık ızgara yaptığımız akşam<br />
mangalı yapan arkadaş bir parça da<br />
tanrıların sunağına bırakmıştı:)<br />
Toplu ibadetleri gereği akşamları büyük<br />
tapınaklarda bir araya gelip toplu<br />
ibadetler yapıyorlar. Sanırım bunlar bir<br />
süre sonra eğlenceğe dönüşüyor çünkü<br />
önünden geçerken baktığımızda herkes<br />
çok şen görünüyordu.<br />
Bu tapınak ve ibadet işi iyi güzel de etraf<br />
yiyeceklerden dolayı çok pis kokuyor.<br />
Çünkü sabah konan yiyecekler gün<br />
boyu sokaklarda kalıyor ve onlar çöpe<br />
atılmıyor. Oldukları yerde, bir hayvan<br />
gelip de onları yiyene kadar kalıyorlar.<br />
Bu da korkunç bir koku oluşmasına sebep<br />
oluyor.<br />
İşte, Bali’ nin bir kısmı yani Tulamben<br />
böyle. Daha sırada Ubud ve Kuta var.<br />
Ama onları sonra yazacağım. Yoksa<br />
çok uzun olacak. Editör hanımefendi<br />
çok yer kaplıyorum diye fırça çekmesin<br />
sonra :)<br />
Eleştiri ve önerileriniz için:<br />
seval@sevalduban.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /55
Röportaj Game On<br />
inFAMOUS Second<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seattle<br />
Günümüz Amerika'sında Seattle'ın<br />
kalablık sokaklarında gezinme şansı.<br />
Kahraman/Terörist<br />
Oyun boyunca yapıcağınız seçimlerle<br />
maceranıza yön verin
Son...<br />
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
Derin Karakter Gelişimi<br />
Yeni Bir Düzen<br />
Güçlerinizi keşfetmeden geliştirme fırsatı ve Aramızda dolaşan süper insanlara uyum<br />
hiç bitmeyen bir gelişim ağacı.<br />
sağlayamayan dünyanın aldığı yeni şekli<br />
ve düzeni Delsin Rowe'un gözlerinden<br />
keşfedin.
Game On<br />
Seattle’ın sokaklarında farklı, esşiz<br />
insanların haklarını arayan Delsin<br />
Rowe’un hikayesini anlatan Infamous:<br />
Second Son geniş bir open world<br />
tecrübesiyle oyuncularla 21 Mart 2014<br />
tarihinde buluştu. PS4 platformuna<br />
göre geliştirilen oyun birçok farklı<br />
mekaniğe, akıcı ve rahat kontrollere<br />
ve muhteşem grafiklere sahip. Oyun<br />
PlayStation 4’ün performans imkanlarını<br />
sonuna kadar kullanırken aynı<br />
zamanda ilgi çekici, merak uyandıran<br />
ve aslında biraz da sembolik bir<br />
hikayesi var. İnsanüstü güçler keşfetmez<br />
ve büyülenmezken bile oyun<br />
sizi aynı heyacanla ekran başında<br />
tutabiliyor.<br />
Oyun boyunca yapmanız gereken<br />
bazı seçimlerle bu yolculuğunuzun<br />
ne yönde olucağınızı belirliyor. Zengin<br />
karakter gelişimini yeni seçimlerinizle<br />
iyice çeşitli ve derin bir hale<br />
sokuyorsunuz. Oyunun size sunduğu<br />
seçimlerle sekil alan hikaye de<br />
Sizin için deneyimleyip<br />
montajladığımız<br />
review videosunu<br />
http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
adresinden izleyebilirsiniz.<br />
geniş Open World’ün yanında sizi<br />
oyunu daha fazla oynamaya itiyor.<br />
Oyunu bitirseniz bile farklı seçimler<br />
yaparak nerelere gelebiliceğinizi<br />
öğrenme isteği sizi yine controllerlarınıza<br />
bağlıyor.<br />
Bazı insanların olağanüstü güçleri<br />
olduğunu duyan ve korkan halkı<br />
baskıcı bir zihniyetle “koruyan”<br />
D.U.P güçlerine karşı bir başka<br />
olağanüstü birey ya da onların<br />
deyişiyle “conduit” olarak bu rejim<br />
ve denetime günümüz Seattle’ın da<br />
karşı çıkarken, askerlerle savaşmakdan<br />
bıkarsanız Open World’ün size<br />
sunduğu çeşitli yollarla da “anarşik”<br />
hareketlerinize devam edebilirsiniz.<br />
Duvarları boyamakdan, güvenlik<br />
kameralarını kırmaya, takip cihazları<br />
indirmekden, sivil polisler bulmaya<br />
kadar birçok farklı mekanik tecrübe<br />
edebilirsiniz.<br />
Eğer third person aksiyon oyunları<br />
sizin zevkinize uygunsa bu oyun<br />
kesinlikle size göre. Küçük detaylardan<br />
eğlenmek istiyorsanız da yine<br />
Infamous: Second Son kesinlikle tercih<br />
etmeniz gereken bir çalışma. Sizin için<br />
deneyimlediğimiz bu oyuna GameOn<br />
ekibi olarak 10 üzerinden 8 veriyor ve<br />
size iyi oyunlar diliyoruz.<br />
58 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Game On<br />
Skylanders Trap Team...<br />
Skylanders Trap Team’de Kaos Skylands’i ele geçirme<br />
çabalarına devam ediyor. Kaos, baştan aşağı sihirli<br />
madde Traptanium’dan yapılmış olan ve Skylands’in en<br />
korkunç kötü adamlarını içinde tutan Cloudcracker Hapishanesinin<br />
yerini tespit etmiştir. Kendi kötü adamlar ordusunu<br />
kurmak isteyen Kaos hapishaneyi havaya uçurur ve<br />
en çok aranan kötü adamlar serbest kalırken, parçalanan<br />
Traptaniumkırıkları da Tuzaklar şeklinde Dünya’ya düşer.<br />
Portal Master’lara düşen görev güçlü TraptaniumTuzaklarını<br />
kullanarak kaçan tüm kötü adamları yakalamak ve<br />
çok geç olmadan Kaos’u yenmek!<br />
Skylanders Trap TeamPortal Master’ların Skylands’in en<br />
çok aranan kötülerini “tuzakla yakalama” ve onlarla oyunda<br />
oynama yeniliğini sunuyor. Oyun TraptaniumTuzakları<br />
ile oyunun oynanışına benzersiz bir yenilik kazandırıyor.<br />
Bu yeni oyuncak türü TraptaniumPortal’ınaTM yerleştirildiğinde<br />
Portal Master’lar oyundaki bir çok özel kötüyü<br />
“yakalayabilecek” ve onları sihirli biçimde Skylands’ten<br />
gerçek dünyaya getirebilecekler.<br />
http://www.aralgame.com<br />
Just Dance’la Dilediğiniz Zaman Oynayın...<br />
Ubisoft® Electronic Entertainment Expo (E3) fuarında<br />
Just Dance® 2015 ve Just Dance® Now’ın geliştirilmekte<br />
olduğunu duyurdu. Just Dance 2015 dünyanın<br />
#1 numaralı dans oyunu serisinin en yeni oyunu ve 24<br />
Ekim’de tüm hareket-kontrollü oyun platformları için piyasada<br />
olacak. 2009 yılından beri 50 milyonun üzerinde<br />
satan bir seri olan Just Dance dünyanın dört bir yanındaki<br />
oyuncular tarafından sevilerek oynanan bir popkültür<br />
fenomeni haline geldi.<br />
Geçtiğimiz yıl çıkan Just Dance 2014 dünya çapında<br />
tüm platformlarda en çok satan dokuzuncu video oyunu,<br />
tatil döneminde ise en çok satan dördüncü video oyunu<br />
olmuştu.<br />
Just Dance 2015 bugüne kadarki en interaktif özellikler<br />
ve en iyi şarkı listesiyle geliyor. Oyuncuların en sevdiği<br />
özelliklerden devasa çoklu oyuncu modu World Dance<br />
Floor, video yaratıcı Autodance ve şarkılara eşlik edeceğiniz<br />
Karaoke özellikleri yeni oyun için yenilenerek geri<br />
geliyor. 40’tan fazla şarkı herkes için birşeyler sunacak.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /59
Kültür - Sanat<br />
‘Hayatın Dengesi’...<br />
Tüketicileri dengeli tuz tüketimi konusunda bilinçlendirmeyi<br />
görev bilen Estuz’un tuz kullanımında duyarlılığı artırmak<br />
amacıyla başlattığı Hayatın Dengesi Fotoğraf Yarışması’na<br />
ilgi büyük. Belgesel ve haber fotoğrafçısı Haluk Çobanoğlu,<br />
fotoğrafın duayen hocalarından Doç. Dr. Hüseyin Eryılmaz,<br />
fotoğrafçı Firdevs <strong>Sayı</strong>lan, tecrübeli fotoğraf editörü Umut<br />
Sülün, ünlü reklamcı A. Selim Tuncer, Estuz Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Vedat Özdemir, Efsina Genel Müdürü Özgür<br />
Özdemir ve iletişim Danışmanı Mustafa Kaya’dan oluşan<br />
yarışma jürisi, sonuçları değerlendirerek kazananları 3<br />
Aralık 2014 tarihinde açıklayacak. Yarışmaya son başvuru<br />
tarihi ise 30 Kasım 2014.<br />
Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF)<br />
danışmanlığında yürütülen “Hayatın Dengesi” ana temalı<br />
yarışmaya, seçici kurul üyeleri, TFSF temsilcisi ve onların<br />
birinci derece yakınları dışında, Türkiye’de ikamet eden<br />
herkes katılabiliyor. www.estuz.com/hayatindengesi/web<br />
sitesi üzerinden elektronik ortamda yükleme yaparak<br />
başvuruların yapıldığı ve bir kişinin en çok üç eserle<br />
katılabildiği yarışmada, birinciye 5.000 TL, ikinciye 3.000<br />
TL ve üçüncüye 2.000 TL’lik para ödülü dağıtılacak. Ayrıca<br />
bir kişiye de 1.000 TL’lik mansiyon verilecek.<br />
13:Kurtuluşa Doğru...<br />
Hayat oyununda<br />
kurallara göre oynamak<br />
diye bir şey yoktur.<br />
Blöf yaparak kazanmak<br />
vardır…<br />
Jessie, terapiye<br />
gittiği doktorun tavsiyesi<br />
üzerine akıl<br />
hastanesine yatırılır.<br />
Tedavisiyle ilgilenen<br />
doktorun, kendisini<br />
ölümcül projelerine<br />
dahil etmek istediğini<br />
öğrendiğinde ise akıl<br />
almaz olayların merkezinde yer aldığını fark eder.<br />
Bu karmaşanın içinde Pietr da bir yandan Jessie’yi<br />
kapatıldığı yerden çıkarmak için uğraşırken, diğer yandan<br />
da annesini kurtarma planları yapmaktadır. Pietr<br />
hayatını ortaya koyma pahasına da olsa sevdiklerini<br />
özgürlüğe kavuşturabilecek midir?<br />
Filmekimi...<br />
(İKSV) tarafından 13. kez<br />
düzenlenen Filmekimi bu<br />
yıl yine Vodafone FreeZone<br />
sponsorluğunda<br />
gerçekleştirilecek.<br />
İstanbul ayağı 11-17 Ekim<br />
tarihlerinde yapılacak<br />
İKSV tarafından Vodafone<br />
FreeZone<br />
sponsorluğunda<br />
gerçekleştirilecek 13.<br />
Filmekimi, her yıl olduğu<br />
gibi merakla beklenen<br />
göz alıcı filmleri izleyiciyle<br />
buluşturacak. Yeni sinema sezonunun habercisi olan<br />
Filmekimi’nin 13’üncüsünde, prömiyerini Sundance, Berlin,<br />
Cannes, Venedik, Toronto gibi saygın festivallerde<br />
yapan, Godard, Cronenberg, Leigh, Loach ve Sissako<br />
gibi ustaların son yapıtlarının da aralarında bulunduğu<br />
43 film sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. 11-17<br />
Ekim tarihlerinde, 7 gün boyunca İstanbul’da olacak 13.<br />
Filmekimi, Ekim ayı boyunca da Ankara, İzmir, Bursa,<br />
Diyarbakır, Şanlıurfa ve Trabzon’u ziyaret edecek.<br />
60/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kültür - Sanat<br />
Endgame: Çağrı...<br />
Genç yetişkin edebiyatında<br />
fenomen olmaya aday<br />
Endgame, 7 Ekim’de tüm<br />
dünyayla aynı anda Pena<br />
Yayınları’ndan çıkacak.<br />
Dünyanın her yerinden<br />
okuyucular Endgame’in<br />
bulmacasını çözüp 500 bin<br />
dolar değerindeki altını kazanmak<br />
için yarışacak.<br />
Endgame, sinema, bilgisayar<br />
oyunu, sosyal ağlar, bir<br />
dizi hikaye ve sayısız interaktif<br />
uygulamayı kapsayan yapısıyla dünyada şimdiye<br />
kadar yapılmış en kapsamlı kitap projesi. Google kitabın<br />
oyun platformunu hayata geçirirken, filmin çekimini ise<br />
20th Century Fox üstleniyor.<br />
“On iki Oyuncu. Bedenen gençler ama kadim bir geçmişten<br />
geliyorlar. Binlerce yıl önce yaratıldılar ve seçildiler. O günden<br />
beri hazırlanıyorlar. Doğaüstü değiller. Ne uçabilir ne<br />
de kurşunu altına çevirebilirler. Ölüm geldiğinde onların da<br />
yapacak bir şeyleri yok. Onlar için de, hepimiz için de. Onlar<br />
Dünya’nın mirasçıları ve Büyük Kurtuluş Bulmacası’nı<br />
çözmeliler. Biri yapmalı, yoksa hepimiz yok oluruz.”<br />
Pena Yayınları, ABD’li yazar James Frey’in şimdiden<br />
dünyada fenomen olmaya aday kitap dizisinin ilk romanı<br />
“Endgame:Çağrı”yı Türkçe olarak, 7 Ekim’de dünyada<br />
38 ülkeyle aynı anda yayınlayacak. Macera Fenerbahçe<br />
Stadı’nda başlıyorRoman, bir maç sırasında Fenerbahçe<br />
Stadı’na düşen bir meteorla başlıyor ve bu, dünyanın<br />
sonunu getirecek felaketlerin ilki<br />
oluyor. Doğduklarından beri dünyayı<br />
kurtarmak için yetiştirilen,<br />
farklı niteliklere ve güçlere sahip<br />
13-20 yaş arası 12 genç ise bu<br />
işaretle birlikte kendi medeniyetlerinin<br />
kurtuluşu için her biri üçlemenin<br />
bir cildine konu olan 3<br />
anahtarı bulmak için amansız bir<br />
mücadeleye girişiyor.<br />
VİKO Çocuk Tiyatrosu...<br />
VİKO’nun çocuk tiyatrosu ekibi ile çocukları enerji verimliliği<br />
konusunda bilgilendirmek üzere sahnelediği “Aydınlık<br />
Bir Gelecek İçin” adlı çocuk oyunu yeniden perdelerini<br />
açıyor.Ders zilinin çalmasıyla birlikte ‘Aydınlık Bir Gelecek<br />
İçin Okullarda Enerji Verimliliği’ projesine yeniden start veren<br />
VİKO, bu yıl 100 bin öğrenciye ulaşmayı amaçlıyor. Üç<br />
yıldır sürdürülen proje,ilkokul çağındaki öğrencilere enerji<br />
verimliliği, doğal kaynakların korunması, geri dönüşüm ve<br />
elektrikli ev kazalarına karşı korunma konularında bilinç<br />
kazandırmak amacıyla hayata geçiriliyor.<br />
Kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki örnek projeleri<br />
ile tanınan VİKO’nun oluşturduğu VİKO Çocuk<br />
Tiyatrosu,teması enerji verimliliği olan ‘Aydınlık Bir Gelecek’<br />
isimli oyununu yeniden sergilemeye başlıyor. Oyun,<br />
İstanbul’da her gün bir okulda öğrencilere ücretsiz olarak<br />
sahnelenecek.Yeni eğitim öğretim yılının başlaması ile<br />
birlikte perdelerini ilk kez Maltepe ilçesi okullarında açacak<br />
olan tiyatro ekibi, bu yıl 100 bin öğrenciye ulaşmayı<br />
amaçlıyor. VİKO,İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte<br />
yürütülen‘Aydınlık Bir Gelecek İçin Okullarda Enerji<br />
Verimliliği’ projesinde 3 yılda 250 bin öğrenciye ulaşmayı<br />
başardı. Büyük hedef ise 2020 yılına kadar 1 milyon öğrenciye<br />
ulaşmak.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 61