marketing europe & anatolia Sayı: 039
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tarih: Mart 2015 <strong>Sayı</strong>: 39<br />
retorik<br />
Sorumsuzluğun<br />
sorumluluğu<br />
büyüktür...<br />
kelebeğin<br />
fırtınası<br />
Diline,<br />
beline<br />
hakim ol!<br />
Hedef Kitle<br />
ne diyor...
İçindekiler<br />
<strong>Sayı</strong>: 39 Tarih: Mart 2015<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve<br />
Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.<br />
e-mail: eksantrik@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />
Elvin Ekşioğlu<br />
e-mail: elvin@eksantrik.com<br />
P.K.: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.<br />
Haber ve Fotoğraflar<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nurgül Eryıldır Günay<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seval Duban<br />
Ekim Sölemez<br />
Danışman<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
İlan Rezervasyon<br />
Ayşe Yılmaz<br />
Yayın Türü<br />
Süreli Yayın<br />
<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Yönetim Yeri<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
Feneryolu Mh. Fahri Açan Cad.<br />
Deniz Ap. No: 21 /15<br />
Kadıköy - İstanbul - Tr.<br />
Tel: +90 555 233 24 41<br />
e-mail: meadergi@gmail.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Agency Europe & Anatolia tarafından<br />
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />
Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri<br />
San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya<br />
da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, makalelerdeki<br />
görüşler ve hukuki<br />
sorumluluk yazarlara aittir.<br />
Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />
mobil: http://m-mea.eksantrik.com<br />
http://www.facebook.com/meadergi<br />
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />
Kısa Kısa 04 - 07<br />
Teknoloji 10 - 13<br />
Medya Dünyası 14 - 15<br />
Röportaj 16 - 19<br />
kelebeğin fırtanası 21<br />
Reklam dünyası 22 - 23<br />
Röportaj 24 - 27<br />
retorik 29<br />
Kampanyalar 31 - 39<br />
Gezi 40 - 49<br />
Game On 50 - 53<br />
Kültür Sanat 54- 55<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1
Köşe<br />
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />
( editörden<br />
)<br />
8 Mart Dünya Kadınlar Günü...<br />
Bir önceki sayıda Beko ile yaşadığım ürün değiştirme sorunundan bahsetmiş ve<br />
satış sonrası destekte müşterinin beklentisinin karşılanamamasının markalaşmanın<br />
önündeki en büyük engellerden olduğuna değinmiştim. Beko ile olan ürün değiştirme<br />
sorunumu bir hafta içinde hallettikleri için Beko’nun halkla ilişkiler firması Lobby<br />
İletişim ve Etkinlik Danışmanlığına teşekkür ediyorum.<br />
Mart benim için özel günlerle dolu bir ay. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ardından 30<br />
Mart eşim Abdullah Ekşioğlu’nun doğum günü. Eşim beni mazur görürse ben öncelikle<br />
Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamak istiyorum. Umarım kadınların iş, siyaset ve<br />
sosyal hayatta erkeklerle eşit olarak yerlerini alabilmeleri, ahlak ve töre maskesi<br />
giydirilmiş cinsiyet ayrımcılığının sonlandırılabilmesine bir adım daha yaklaşabiliriz.<br />
Bu vesileyle önümüzdeki genel seçimlerde kadın adayların sayısının artması için<br />
hangi parti olursa olsun mensubu olduğunuz partiye baskı yapmayı unutmayın.<br />
Unutmayın ki toplumun her kesimini temsil etmeyen bir meclisten asla tam anlamıyla<br />
bir demokrasi çıkmayacaktır. Normal olanı istemek bazıları için ütopya olarak<br />
değerlendirilebiliyor. Oysa kadınlar toplumun yarısını oluşturduğuna göre meclisin de<br />
yarısında temsil edilmeleri ütopya değildir.<br />
Cinsiyet eşitliği öncelikle zihinlerimizde hatta öncelikle kadınların zihinlerinde aşması<br />
gereken bir engeldir. Eğer biz zihnimizde bu engeli aşabilirsek eşitsizlik diye bir sorun<br />
kalmayacaktır diye düşünüyorum.<br />
Bu arada iyi ki doğdun Abdullah :)<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3
Kısa Kısa<br />
Sabancı Holding’in 2014 yılı sonuçları...<br />
Sabancı Holding’in 2014 yılı sonuçlarını açıkladığı<br />
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı<br />
ve Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul gerçekleştirildi.<br />
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı<br />
toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: 2015’te<br />
ABD’de büyümenin yüzde 3’e yakın olacağı tahmin ediliyor.<br />
Son haftalardaki ekonomik ön göstergeler hafif bir<br />
yavaşlamaya işaret edebilir, ama temelde ABD’de büyüme<br />
hız kazandı. Sabancı Topluluğu için 2014 hedeflerimize<br />
ulaştığımız, faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde liderliğimizi<br />
sürdürdüğümüz, pazar payımızı artırdığımız, başarılarla<br />
dolu bir yıl oldu. 2015 yılında da aynı motivasyonla<br />
ve tüm paydaşlarımızla birlikte başarılarımızı devam<br />
ettireceğimize inanıyorum”.dedi.<br />
Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul ise, Sabancı<br />
Topluluğu’nun 2014 yılı finansal sonuçlarını açıkladı. Kurtul<br />
şöyle dedi;“Kombine net satışlarımız 2013’e göre %23<br />
artışla 44,2 milyar TL, banka dışı kombine net satışımızise<br />
2013’e göre %27 artışla 27,3 milyar TL oldu. 2014 yılında<br />
konsolide net karımız%20 artışla 2 milyar 79 milyon TL<br />
olarak gerçekleşti. 2014 yılında yüzde 57’sini enerji<br />
sektörüne olmak üzere 3 milyar TL’lik yatırımyaptık.Ana<br />
ortaklığa ait konsolide sermayemiz 19,2 milyar TL, net<br />
aktif değerimiz ise 30,8 milyar TL oldu. Sabancı Holding<br />
olarak 11 halka açık şirketimizle, IMKB piyasa değerinin<br />
%11’ini oluşturuyoruz. 2014’de Topluluğumuzda 1,860<br />
yeni istihdam ile çalışan sayımız 60 bini geçti”.<br />
Şişecam Topluluğu’nun 2014 yılı cirosu...<br />
Şişecam TopluluğuYönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel<br />
Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman,2014 yılı mali sonuçlarına<br />
ilişkin yaptığı değerlendirmede, Topluluğun bazı pazarlarda<br />
yaşanan olumsuzluklara rağmen tüm ürün gruplarında<br />
elde ettiği başarıyla 2014 yılı net satış gelirlerinin 6 milyar<br />
876 milyon TL, net karının 420 milyon TL, FAVÖK hacminin<br />
ise 1,4 milyar TL seviyesinde gerçekleştiğini belirtti.<br />
Topluluğun tarihinde ilk kez uluslararası satışlarının Türkiye<br />
satışlarını aştığını vurgulayan Ahmet Kırman, “Türkiye<br />
cam sektörünün lider firması olan ve 3 kıtada 13 ülkede<br />
ürettiği ürünlerini 7 kıtada, 150 ülkeye ulaştıran Şişecam,<br />
Türkiye başarısının yanı sıra 2014 yılında uluslararası<br />
satışlarında da önemli bir gelişme sağladı. Türkiye’den<br />
yapılan ihracat ile yurtdışı üretiminden satışların toplamını<br />
ifade eden uluslararası satışların toplam satışlar içindeki<br />
payı yüzde 52’ye ulaştı ve böylece Topluluk tarihinde ilk kez<br />
uluslararası satışlar Türkiye satışlarını aştı. Bu kapsamda<br />
Şişecam Topluluğu olarak 2014 yılında Türkiye’den<br />
gerçekleştirilen ihracat da 837 milyon dolara ulaştı” diye<br />
konuştu.<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Koç Holding’in, 2014 yılı sonuçları…<br />
Koç Holding, 2014 yılını hem yurt içinde hem yurt dışında<br />
gerçekleşen zorluklara karşın başarılı sonuçlarla kapatırken,<br />
toplam konsolide satış gelirleri 68,6 milyar TL, ana ortaklığaait<br />
net dönem kârı ise 2,7 milyar TL olarak gerçekleşti. Koç<br />
Holding’in 2014 yılı finansal sonuçlarını değerlendiren Koç<br />
Holding CEO’su Turgay Durak, “Tüm dünyada ve ülkemizde<br />
ekonomik ve siyasi dalgalanmalara sahne olan 2014<br />
yılını Koç Topluluğu olarak başarılı sonuçlarla kapattık.<br />
Topluluğumuz açısından 2014 yılının önemi, tarihimizin en<br />
büyük yatırım dönemi olmasıydı. Her zaman olduğu gibi<br />
işimize odaklandık. Uzun vadeli düşündük, ülkemiz için çok<br />
çalışarak yatırımlarımızı planladığımız zamanlarda ve bütçelerle<br />
tamamladık. Bu yıl da Ar-Ge yatırımları ve patent<br />
geliştirme konusundaki liderliğimizi koruduk. 2014’te toplam<br />
kombine 7,6 milyar TL tutarında rekor bir yatırıma imza attık.<br />
Son 3 yılda gerçekleştirdiğimiz toplam yatırım rakamı ise 19<br />
milyar TL’ye ulaştı. Koç Topluluğu olarak Türkiye’nin uzun vadeli<br />
büyüme potansiyeline olan inancımızla, ülkemize en yüksek<br />
katkıyı sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Ülkemiz<br />
ve Topluluğumuz için yarattığımız katma değer ve başarılı<br />
sonuçlar, 85 bini aşkın çalışanımız ve yöneticilerimiz, birlikte<br />
çalışarak milyonlarca tüketicinin hayatına dokunduğumuz<br />
10 bini aşkın bayimiz, güçlü yan sanayi şirketlerimiz ve<br />
çalışanlarımızı temsil eden sendikalar ile oluşturduğumuz<br />
sinerjinin, büyük bir aile olduğumuzun en önemli göstergesi.<br />
Bu başarıya katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum. 2015<br />
yılı yeni yatırımlarımızın meyvelerini alacağımız bir yıl olacak.<br />
Yeni yatırım projeleri geliştirmekten de geri durmayacağız.<br />
Özellikle yurt dışında büyüme hedefine yönelik çalışmalara,<br />
yeni ürün, marka, Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarına topyekün<br />
devam edeceğiz” diye konuştu.<br />
Erdemir grubu 50.yılını kutluyor...<br />
2015 yılında 50. yılını kutlamaya hazırlanan Erdemir Grubu,<br />
2014 yılında sergilediği üstün üretim, ihracat ve borsa performansına<br />
ek olarak finansal göstergeleriyle de başarısını kanıtlıyor.<br />
Aktif büyüklüğü 15.9 milyar TL (6.9 milyar dolar) olan ve<br />
Avrupa Birliği ülkeleri içinde 3. büyük demir-çelik üreticisi unvanına<br />
sahip Erdemir Grubu, 2014 yılını küresel dalgalanmalara<br />
rağmen, bir önceki yıla göre yüzde 15 artışla 1.14 milyar<br />
dolar gibi dikkat çekici bir FAVÖK (Faiz Amortisman ve Vergi<br />
Öncesi Kar) rakamıyla kapattı. Ulusal ve ihracat olmak üzere<br />
toplam satış miktarını bir önceki yıla göre yüzde 5 yükselten<br />
Erdemir Grubu, 5.3 milyar dolarlık toplam ciroya ulaşarak bir<br />
başka önemli finansal sonuca imzasını attı. 2014 yılında 40<br />
farklı ülkeye ulaşan ihracatı ve yurt dışında açtığı ofisleriyle<br />
de Türkiye’den doğan “dünya klasında bir global endüstri markası”<br />
olma hedefine adım adım ilerleyen Erdemir Grubu, 2015<br />
yılından itibaren başlayarak 2019 yılına kadar olan süreçte ise<br />
1 milyar doları aşan yeni yatırımlar yapacak.<br />
Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, “Erdemir<br />
Grubu için 2014 yılı dönüşüm hareketimizin başlangıç yılı oldu”<br />
dedi. “Hedefimiz dünyanın en iyi çelik üreticileri sıralamasında<br />
ilk 3’e girmek” diyen Pandır, “Erdemir’i sadece üretim ve verimlilik<br />
açısından sınırlı kalmayıp güçlü finansal pozisyonu, şirket<br />
kültürü ve sosyal etki bakımından dünya klasında bir şirket<br />
yapmayı hedefliyoruz. Dünyanın saygın çelik araştırma şirketlerinden<br />
biri olan World Steel Dynamics’in (WSD) dünyanın en<br />
iyi çelik üreticileri listesinde en iyi 36 şirket arasında 10. sırada<br />
yer alıyoruz. Bu listeye Türkiye’den giren tek şirketiz. Geçen yıl<br />
belirlediğimiz ‘Vizyon 2020’ adını taşıyan hedef plan çerçevesinde<br />
dünya klasında bir şirket olma vizyonumuzun tarihini ve<br />
yol haritasını ortaya koyduk. Önümüzdeki 5 yıl içinde dünyanın<br />
en iyilerinden biri olmak için çalışacağız” diye konuştu. Pandır,<br />
6 farklı şirketini tek bir çatı altında toplayan Erdemir Grubu,<br />
“Tek Hedef, Tek Yürek, Çelikten Gelecek” sloganıyla harekete<br />
geçtiklerini ifade etti.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5
Kısa Kısa<br />
Shell Türkiye’ye<br />
Ülke İletişim Müdürü…<br />
Shell Türkiye’ye Ülke<br />
İletişim Müdürü olarak<br />
Meltem Okyar Perdeci<br />
atandı.<br />
İletişim sektöründe 15<br />
yılı aşan tecrübeye<br />
sahip Meltem Okyar<br />
Perdeci, İstanbul Üniversitesi<br />
İletişim Fakültesi<br />
Halkla İlişkilerve<br />
Tanıtım bölümü mezunudur.<br />
Shell Türkiye<br />
Ülke İletişim Müdürü<br />
görevine atanmadan önce HSBC Türkiye’de Çalışan İletişimi<br />
Kıdemli Yöneticisi olarak çalışan Perdeci, öncesinde EnerjiSA<br />
İletişim Müdürü görevini sürdürmekteydi. Perdeci, profesyonel<br />
iş yaşamında ayrıca MPR İletişim Danışmanlığı bünyesinde<br />
Türkiye’de faaliyet gösteren ve sektörünün lideri ulusal ve<br />
uluslararası birçok markanın Müşteri İlişkileri Direktörlüğü’nü<br />
yürütmüştür.<br />
Schneider Electric’te atama...<br />
Orta Doğu Teknik Üniversitesi<br />
Elektrik Elektronik Mühendisliği<br />
Bölümü’nden 1995 yılında<br />
mezun olan Cihan Karamık,<br />
1999 yılında Schneider Electric<br />
Ailesi’ne teknik eğitim uzmanı<br />
olarak katıldı. Karamık sırasıyla<br />
Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Pazarlama<br />
Proje Müdürlüğü, Ticari<br />
Verimlilik Sorumluluğu, Proje<br />
Geliştirme Müdürlüğü ve son olarak da Enerji Verimliliği Müdürlüğü<br />
görevlerini yürüttü.<br />
1 Ocak 2015 tarihi itibarıyla Kamu ve Stratejik İlişkiler Direktörlüğü<br />
görevine atanan Cihan Karamık, aynı zamanda EYODER<br />
(Enerji Yönetimi Derneği) Başkan Yardımcılığı ve ENVER<br />
(Enerji Verimliliği Derneği) İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu<br />
Üyeliği görevlerini de sürdürüyor.<br />
Güç Sistemleri, enerji verimliliği, enerji yönetimi ve sürdürülebilirlik<br />
alanlarında uzmanlıkları olan Cihan Karamık, başarılı iş<br />
yaşamının yanısıra çok sayıda teknik yayın, eğitim, seminer<br />
ve konferansa katkı sağlayarak bilgi birikimini ve deneyimlerini<br />
sektörle paylaşmayı görev bilmektedir.<br />
KasapDöner Lefkoşa’da...<br />
Global Restoran Yatırımları’nınkonsept<br />
ve lezzetiyle<br />
farklılaşan markası<br />
KasapDöner’in Lefkoşa<br />
restoranı, KKTC Cumhurbaşkanı<br />
Derviş Eroğlu’nun<br />
da katıldığı törenle açıldı.<br />
“Hambuger çocuklarına<br />
yedirmeye geliyoruz” sloganıyla<br />
yola çıkan Kasap-<br />
Döner, Kıbrıslı lezzet tutkunlarıyla<br />
buluştu.<br />
Türkiye’nin ilk fast-casual<br />
döner restoranı KasapDöner, sıradışı lezzeti ve farklılaşan<br />
konseptini, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin başkenti<br />
Lefkoşa’ya da taşıdı. KasapDöner’in Lefkoşa şubesinin açılışı,<br />
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun katıldığı bir törenle<br />
yapıldı.<br />
İstanbul, Ankara ve Bodrum’da 22 restoranı bulunan Kasap-<br />
Döner, KKTC’deki ilk restoranında,uygun fiyat-kaliteli hizmet<br />
dengesini koruyarak misafirlerine hizmet verecek.<br />
Muzipo Kids,<br />
Salt İletişim’i tercih etti...<br />
Türkiye’nin İlk Çocuk<br />
Hareket Üssü Muzipo<br />
Kids,360 derece stratejik<br />
iletişim ve dijital iletişim<br />
danışmanlığı hizmetleri<br />
veren SALT İletişim Grupile<br />
anlaştı.<br />
Dijital pazarlama ile tam<br />
entegre olmuş çağdaş bir yapı ve yeni nesil medya iletişimi<br />
anlayışıyla hizmet veren SALT İletişim Grup, müşteri portföyünü<br />
genişletmeye devam ediyor.<br />
Beş farklı şehirdeki 18 merkezinde, 18 ay- 12 yaş aralığındaki<br />
çocukların, fiziksel gelişimine hareket eğitimi dersi ile katkıda<br />
bulunmakla beraber; yaratıcılığını artırıcı oyun ve atölye<br />
çalışmaları ile hem eğlendiren hem de her açıdan gelişimlerini<br />
sağlayan Muzipo Kids, 360 derece stratejik ve dijital iletişim<br />
danışmanlığı hizmetleri veren SALT İletişim Grup’u iş ortağı<br />
olarak seçti.Muzipo Kids merkezlerindeebeveyn – çocuk<br />
workshopları geçekleşiyor, çocuklar ebeveynleri ile birlikte<br />
doğum günü partilerini verebiliyor, grup olarak aktivitelere<br />
katılabiliyor.<br />
6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Hedef “hedef kitle” konferansı...<br />
Tüm dünyada 645<br />
milyonun üzerinde<br />
insanın kullandığı<br />
Twitter, markaların<br />
ve kuruluşların hedef<br />
kitle odaklı pazarlama<br />
çalışmaları için eşsiz<br />
bir kaynak haline geldi.<br />
“Anındalık” özelliğiyle<br />
diğer sosyal ağlara<br />
kıyasla çok daha etkin<br />
analizler sağlayan Twitter, belirli hedef kitle gruplarına<br />
mesajlarını ulaştırmak isteyen markaların iştahını<br />
kabartıyor.<br />
Twitter’ın hedef kitleye ulaşma açısından taşıdığı<br />
önem, 6 Mart 2015 tarihinde İstanbul Ritz Carlton<br />
Otel’de düzenlenecek olan HEDEF “HEDEF KİTLE”<br />
konferansında masaya yatırılacak. Türkiye’de seçim<br />
kampanyaları kapsamında kullanılan siyasal iletişimin<br />
pazarlama stratejilerine sunduğu katkılara odaklanan<br />
ilk konferans olma niteliğindeki HEDEF “HEDEF KİTLE”<br />
konferansında, ABD’de Obama ve Clinton başkanlık<br />
dönemlerinde Twitter’ı eşsiz bir verimlilikle kullanan siyasal<br />
iletişim danışmanları söz alarak, dijital çağda hedef kitleye<br />
ulaşmanın yeni yollarını katılımcılarla paylaşacaklar.<br />
Son 1 yıl içerisinde aktif tweet yazan 20 bin üniversite<br />
öğrencisini kapsayan analizde, öğrencilerin %56’sının<br />
para kaynağı olarak ebeveynlerini gördüğü ortaya çıktı.<br />
Araştırma ayrıca, üniversite sınavlarına hazırlanan 10<br />
bin kişilik öğrencilik hedef kitle grubunun yüzde 23’ünün<br />
gelecekleriyle ilgili karar veremediklerini ortaya koyuyor.<br />
Üniversiteden yeni mezun olmuş 10 bin kişilik grubun gelecekle<br />
ilgili düşünceleri analiz edildiğinde, 10 yıl içinde<br />
yaşamlarındaki her şeyin değişeceğini düşünenlerin<br />
oranının %44 olduğu görülüyor. Araştırmada gençlerin<br />
duyduğu öncelikli kaygıların ise “gelecek”, “geçim” ve<br />
“kazanç” olduğu söyleniyor. Twitter’da hedef kitle analizi<br />
daha da daraltılabiliyor. Gonzo Insight’ın yaptığı analizde,<br />
KPSS’ye hazırlanan 10 bin kişilik öğrenci kitlesinin %57’si<br />
en çok zorlandıkları dersin matematik olduğunu belirtiyor.<br />
JCI’ın 100. Yılında Avrupa Konferansı İstanbul’da...<br />
JCI’ın (Junior Chamber International – Genç Liderler<br />
ve Girişimciler Derneği) düzenlediği en büyük bölgesel<br />
etkinliklerden biri olan Avrupa Konferansı bu yıl 3 – 6<br />
Haziran tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak. İstanbul<br />
Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek konferansa<br />
60 ülkeden 2.000 üyenin katılması bekleniyor. JCI üyesi<br />
olmayanların katılımına da açık olan konferans kapsamında<br />
paneller, eğitimler, münazara yarışmaları, ülke<br />
geceleri, konuk konuşmacılar ve zengin sosyal aktiviteler<br />
yer alacak.<br />
100. yıl için rekabet yoğun oldu.<br />
JCI 2015 Avrupa Konferansı Direktörlüğü’nü üslenen<br />
JCI Türkiye eski başkanlarından Gülboy Güryel yaptığı<br />
açıklamada, JCI’ın 100. yılında bu çapta bir organizasyona<br />
ev sahipliği yapmaktan büyük gurur duyduklarını<br />
belirtti. Güryel, “2015 yılının JCI için ayrı bir anlamı bulunuyor.<br />
Bu yıl derneğimiz 100. yılını kutluyor. Bu sebeple<br />
Avrupa Konferansı’nın yapılacağı şehir seçiminde<br />
rekabet daha da yoğun oldu. İstanbul’un seçilmesi için<br />
Türkiye yönetimi ve üyelerimiz yoğun çaba gösterdiler.<br />
Avrupa’nın dört bir yanından 2.000 üyemizi dört gün<br />
boyunca İstanbul’da ağırlayacağız. JCI üyeleri, iş yaşamında<br />
lider görevler üstlenen, kendini geliştirmeye ve<br />
toplumda pozitif gelişim yaratmaya inanan bireyler. Böyle<br />
özel bir kitlenin ülkemizde bir araya gelecek olması büyük<br />
bir fırsat. Konferans boyunca delegelerimize zengin<br />
bir program sunacağız. Amacımız tüm katılımcıların yeni<br />
bilgi ve becerilerle, birbirinden güzel anılarla konferansı<br />
tamamlamalarını sağlamak. Pozitif değişim için bireylerin<br />
gelişimine inanan bir dernek olacak bu konferansın<br />
katılımcıların hayatına zenginlik katmasını sağlayacağız”<br />
dedi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7
Teknoloji<br />
Toshiba Satellite<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
5 Yıl Garanti<br />
Toshiba Satellite L50-B garanti süresi<br />
kavramını yeni bir botuta taşıyıp 5 yıl<br />
garanti veriyor. Bu süre neredeyse bir<br />
notebook'un ortalama kullanım süresi.<br />
Satış Sonrası Hizmetler<br />
Bu ürünün belki de en avantajlı yanı,<br />
iddialı satış sonrası desteği. Garanti<br />
süresince adresten alıp, adrese teslimi de<br />
içeren destek hizmetleri takdire değer.
L50-B...<br />
Teknoloji Youtube: http://www.youtube.com/channel/UCUDykjtNp_Smfkv7_ZGYcFQ<br />
4. Nesil i5 İşlemci<br />
Oyun Meraklılarına Özel<br />
Satellite L50-B 4. nesil i5 işlemci, Notebook'larında oyun oynamak isteyenler<br />
8GB genişletilebilir hafıza ve<br />
AMD Radeon R7 M260'ın sunduğu<br />
1 TB 5400 RPM Serial ATA hard disc 2 GB'lık video belleğinden oldukça<br />
ile yüksek bir performans sunuyor. memnun kalacaklar.
Teknoloji<br />
Bu ay tanıtacağımız ürün yine<br />
Toshiba'dan geldi. Sizin için Toshiba<br />
Satellite L50-B Notebook'u test ettik.<br />
Ürünün bizi en fazla etkileyen yönü<br />
Toshiba'nın 5 yıla çıkardığı garanti<br />
süresi ve satış sonrası destek için<br />
garanti süresi boyunca adresten<br />
alınıp, adrese teslimi de içeren<br />
taahhüdü oldu. Satış sonrası destek,<br />
özellikle elektronik cihaazlar için hayati<br />
bir önem taşıyor.<br />
Ürünün teknik özelliklerine bakacak<br />
olursak L50-B 4. nesil i5 işlemci,<br />
genişletilebilir 8 GB bellek, 2 GB video<br />
bellek, 1 TB hard disc kapasitesi ile<br />
yüksek performanslı bir segmentte yer<br />
alıyor.<br />
Hard disc her ne kadar sonradan<br />
değiştirilebilen bir parça olsa da<br />
artık notebooklarda bir sistem<br />
kuruluş DVD'si gelmediği, sistemin<br />
ayrılan hard disc bölümlerinden<br />
otomatik kurulduğunu göz önünde<br />
bulundurursak, yeni aldığımız bir<br />
notebookda hard disci değiştirmek,<br />
servise başvurmanız gereken zahmetli<br />
bir süreç oluyor. Bu nedenle 1 TB'lik<br />
hard disci önemsiyoruz.<br />
Satellite L50-B 6 saat pil ömrüne<br />
Sizin için deneyimleyip<br />
montajladığımız<br />
review videosunu<br />
http://www.youtube.com/channel/<br />
UCUDykjtNp_Smfkv7_ZGYcFQ<br />
adresinden izleyebilirsiniz.<br />
sahip, bu da taşırken elektriğe<br />
bağımlılığınızı bir nebze ortadan<br />
kaldırıyor.<br />
Satellite L50-B'nin üzerinde ethernet,<br />
HDMI, monitör girişi 1 adet USB<br />
2.0, 2 adet USB 3.0, SD Card ve<br />
ses girişleri bulunuyor. Slim bir<br />
DVD yazıcı ve tabii ki webcam de<br />
standart donanımda yer alıyor. Bu<br />
notebookun yeniliklerinden biri de<br />
USB' slotundan bir cihazınızı şarj<br />
etmek istediğinizde notebookunuzu<br />
açık tutma zorunluluğunuzu ortadan<br />
kaldırmış olması. Notebookunuz kapalı<br />
konumdayken de USB slotlarından<br />
birine elektrik vermeye devam<br />
ediyor. Böylelikle başka bir cihazınızı<br />
rahatlıkla şarj edebiliyorsunuz.<br />
Satellite L50-B 4 fatklı renk<br />
seçeneğiyle satışa sunulmuş.<br />
Siyah, beyaz, gümüş ve bordo renk<br />
seçenekleri oldukça şık. 15,6 inclik<br />
ekran boyutuna karşın oldukça ince ve<br />
hafif bir tasarımı var.<br />
Windows 8.1 işletim sistemiyle gelen<br />
L50-B, ilk kurulumda windows 8'e<br />
göre güncelleme süresinde bir avantaj<br />
sağlıyor. 2000 TL'nin az üzerinde yer<br />
alan fiyatı, performansıyla ve son<br />
günlerde hızla artan döviz fiyatlarına<br />
bakıldığında Satellite L50-B'yi<br />
segmentinde avantajlı bir kategoriye<br />
sokuyor. Fiyatıyla da bizce alınabilir bir<br />
notebook.<br />
12 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Teknoloji<br />
Giyilebilir Teknolojide Huawei...<br />
Huawei, Mobil Dünya Kongresi 2015’te yenilikçi ve akıllı giyilebilir<br />
cihazlarını görücüye çıkardı. Huawei,yeni nesil Tüketici<br />
Ürünlerivizyonu çerçevesinde, en yeni Huawei Watch,<br />
Talkband ve MediaPad modellerini tanıttı.<br />
Huawei Tüketici Ürünleri Grubu CEO’su Richard Yu şunları<br />
kaydetti: “Tüketicilere kişisel verilerine ve kayıtlarına hızla<br />
erişme ve depolama imkânı sunan yeni nesil giyilebilir cihazlar;<br />
Big Data ve Cloud teknolojileri eşliğinde sektördeki<br />
en önemli ürün gruplarından biri haline gelecek. Bugün<br />
sunduğumuz ürünler, Huawei’nin yaratıcılığı teşvik ederken<br />
ilham verme ve tüketicinin giyilebilir cihaz deneyimini güçlendirecek<br />
değerler yaratma konusundaki taahhüdünü de ortaya<br />
koyuyor. Giyilebilir cihazlarımız, kişisel ihtiyaçlar doğrultusunda<br />
en iyi akıllı çözümleri sağlamak için birbirlerine bağlı<br />
ve senkronize olacak. Giyilebilir cihazların bu sektördeki en<br />
önemli trendlerden biri olarak yer bulacağına şüphemiz yok.<br />
Huawei Tüketici Ürünleri Grubu, markanın teknolojisi ve yenilikçilik<br />
vizyonu eşliğinde, giyilebilir cihazlar sektöründe lider<br />
olmayı hedeflemektedir.”<br />
FLY IQ4511 Tornado...<br />
Metal kasaya sahip Fly<br />
IQ4511 Tornado, hem ön<br />
hem de arka yüzeyinde<br />
darbe ve çizilmelere<br />
daha dayanıklı Corning<br />
Gorilla Glass 3 cam kullanarak<br />
önemli bir fark<br />
13MP Sony Sensör<br />
Arka Kamera ve 5MP ön<br />
kameraya sahip olan Fly<br />
IQ4511 Tornado, tüketici<br />
tercihlerinde en önemli<br />
kriterlerden biri olan kamera<br />
performansında<br />
da uygun fiyatına<br />
karşın üstün performans<br />
sunuyor. Akıllı<br />
telefonun arka tarafında<br />
bulunan 13 MP’lik kamera;<br />
net, keskin ve<br />
yüksek çözünürlükte<br />
fotoğrafların çekile-<br />
bilmesine izin verirken aynı zamanda Full HD kalitesinde<br />
video kayıtları yapılmasına da olanak tanıyor. Otomatik odaklama<br />
özelliği ve F2.0 Aperture Lens ile kamera deneyimini<br />
bir üst noktaya taşıyor.<br />
Yeni nesil uygulamalar ve oyunların çok daha yüksek performans<br />
ile çalıştırılmasını sağlamak için MT6592 1.4Ghz<br />
8 Çekirdekli İşlemci barındıran IQ4511 Tornado, 2 GB<br />
belleğe ve 16 GB dahili hafızaya sahip. Ayrıca depolama<br />
alanı MicroSD ile 64GB’a çıkartılabiliyor. Sekiz çekirdek<br />
sayesinde IQ4511 Tornado, Android 4.4.2 KitKat işletim<br />
sisteminin widget ve arka plan işlemlerinin sorunsuz bir<br />
şekilde yürütülmesini ve bir yandan oyun, müzik veya video<br />
uygulamalarının hızlı bir şekilde çalıştırılabilmelerine imkan<br />
tanıyor. 2000mAh bataryaya sahip Fly IQ4511 Tornado pazarda<br />
son teknolojiye sahip ve uygun fiyatlı inovatif bir ürün<br />
olarak konumlandırılıyor.<br />
Mart ayında Türkiye’de pazara sunulan IQ4511 Tornado,<br />
949 TL’lik tavsiye edilen son kullanıcı fiyatı ile önde gelen<br />
perakende satış mağazalarında raflarda yerini aldı.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Cumhuriyet Gazetesi’inde gazetenin Genel Yayın Yönetmeni<br />
Utku Çakırözer başta olmak üzere deneyimli<br />
gazeteci Mustafa Kemal Erdemol ve muhabir Hatice<br />
Tuncer’in gazete ile yolları ayrıldı.<br />
• Akşam Gazetesi Magazin Müdür Yardımcısı olarak görev<br />
yapan Önder Sarıahmetoğlu, PPR İletişim’e transfer<br />
oldu.<br />
• Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Rober<br />
Koptaş’ın gazete ile yolları ayrıldı.<br />
• Cumhuriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmenliği<br />
görevine Can Dündar getirildi.<br />
• Sözcü Gazetesi’nin Ankara<br />
Haber Müdürlüğü görevine<br />
Emin Özgönül getirildi.<br />
• Cumhuriyet Gazetesi’nin 37<br />
yıllık usta yazarı Işık Kansu’nun<br />
gazete ile yolları ayrıldı.<br />
• Deneyimli gazeteci Evrim Ergin,<br />
Yönetim Kurulu Basın Danışmanı<br />
olarak Limak Şirketler<br />
Grubu’na katıldı.<br />
• Cumhuriyet Gazetesi’nde pazar<br />
günleri yazan Ali Haydar<br />
Nergis’in gazete ile yolları ayrıldı.<br />
• Deneyimli gazeteci Belma<br />
Toprak, Canyaş İletişim’de<br />
Medya Direktörlüğü görevine getirildi.<br />
• Star Gazetesi Yayın Koordinatörü görevine Yücel Koç<br />
getirildi.<br />
• Deneyimli gazeteci Doğan Satmış, Cumhuriyet<br />
Gazetesi’nin Yazı İşleri kadrosuna getirildi.<br />
• Habertürk Gazetesi Ankara gece İstihbarat Şefi Serhat<br />
Akkan ve İstanbul Yazı İşleri’nde şef editör olarak görev<br />
yapan Tarık Dağlıoğlu’nun gazete ile yolları ayrıldı.<br />
• Sözcü Gazetesi, deneyimli polis muhabiri Kamil<br />
Elibol’u kadrosuna kattı.<br />
• Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yardımcılığı<br />
görevine Tahir Özyurtseven atandı.<br />
• Cumhuriyet Gazetesi’nde geçtiğimiz günlerde yazılarına<br />
son verilen Işık Kansu, yazılarıyla okuyucularına<br />
merhaba dedi.<br />
• Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet Gazetesi’nden istifa<br />
eden Genel Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu ve Yazı<br />
İşleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç, gazeteye geri<br />
döndü.<br />
• Yeni Şafak Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapan Hilal<br />
Kaplan’ın, gazete ile yolları ayrıldı.<br />
• Murat Kelkitlioğlu, Akşam Gazetesi’nin Genel Yayın<br />
Yönetmenliğine getirildi. Akşam Gazetesi Yayın Koordinatörlüğü<br />
Aydın Türkmen, Güneş Görsel Yönetme-<br />
ni Özgür Özkan, Akşam Gazetesi Görsel Yönetmeni,<br />
Ekonomi Müdürü Onur Demirhisar da Akşam Gazetesi<br />
Yazı İşleri Müdürü oldu. Akşam Gazetesi’nin Yazı İşleri<br />
Müdürü Hakan Oktay ise Haber Koordinatörü olarak görevlendirildi.<br />
• Güneş Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Turgay<br />
Güler oldu.<br />
• Radikal’de köşe yazısı yazan gazeteci Tayfun Atay’ın<br />
gazeteyle yolları ayrıldı.<br />
Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Ülke TV ekranlarında ‘Bıçak Sırtı’ programının yapımcısı<br />
Ersoy Dede, Ülke TV’den ayrıldı.<br />
• Halk TV muhabiri Makbule<br />
Cengiz’in kanal ile yolları ayrıldı.<br />
• TVEM Haber Koordinatörlüğü<br />
görevine Bülent Çöltekin getirildi.<br />
• 360 TV Reklam Genel Müdür<br />
Yardımcılığı görevine Canan Esmer<br />
Kapancıoğlu getirildi.<br />
• Artı 1 TV’de “Hilal’le Artı Muhabbet”<br />
programını sunan ünlü<br />
ekran yüzü Hilal Ergenekon’un<br />
kanal ile yolları ayrıldı.<br />
• CNN Türk’ün başarılı editörü<br />
Eyüp Karasakal’ın kanalla yollarını<br />
ayırdı.<br />
Medya Dünyasındaki Değişiklikleri<br />
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi, sürekli basın kartı<br />
sahibi Burhanettin Şener vefat etti.<br />
• Radyovizyon Dergisi 4 yıl aradan sonra yayın hayatına<br />
yeniden başladı.<br />
• Cumhuriyet Gazetesi Ankara Muhabiri Barkın Şık hayatını<br />
kaybetti.<br />
• Zaman Gazetesi yazarı Fikret Ertan geçirdiği kalp krizi<br />
nedeniyle hayatını kaybetti.<br />
• Yönetmenliğini Levent Türkan’ın yaptığı TRT1 ekranlarında<br />
Cumartesi günleri yayınlanan ‘Beni Böyle Sev’<br />
dizisinin yayın günü değişti. Dizi artık Cuma günleri yayınlanacak.<br />
• TV8’de yayınlanan Bu Tarz Benim programının ismi<br />
İşte Benim Stilim olarak değişti.<br />
• Doğaçlama tiyatro formatını ekranlara kazandıran, eğlenceli<br />
şov programı Mahşer-i Cümbüş, artık canlı yayınla<br />
Cuma akşamları ekrana gelecek.<br />
• Star TV’de yayınlanan Kardeş Payı dizisinin yayın saati<br />
değişti. Her Perşembe saat 22.00’da yayınlanan dizi<br />
artık 20.30’da ekrana gelecek.<br />
• Gazeteci Nuh Köklü hayatını kaybetti.<br />
• Türkiye’nin ilk Ultra HD televizyon kanalı TRT 4K, Türksat<br />
üzerinden uydu yayınına başladı.<br />
• Gazeteci Erol Özkan, 65 yaşında hayatını kaybetti.<br />
14 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Medya Dünyası<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 15
Markalaşma
Röportaj<br />
k için farklılaş...<br />
Nusret Kayhan Apaydın<br />
VİKO Türkiye CEO<br />
Günümüzde markalaşmanın da temel unsuru farklılaşmak,<br />
farklılaşmış olmanın en önemli göstergelerinden<br />
bir tanesi de kurumsal itibardır.<br />
Bu itibarı oluşturmak ve yönetmek ise<br />
stratejik bir yaklaşım gerektirir.<br />
Yalnızca paydaşlarla kurulan doğrudan iletişimle bunu başarmak<br />
oldukça zor olup; kuruluşun bütün<br />
fonksiyonlarınca sahiplenilmesi gereken bir anlayıştır.<br />
Röportaj Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />
- Nusret Kayhan Apaydın kimdir?<br />
Kendinizden kısaca bahseder misiniz?<br />
1983 yılında ODTÜ Endüstri Mühendisliği<br />
bölümünden mezun oldum ve profesyonel<br />
iş hayatına merhaba dedim.<br />
32 yıllık iş yaşamımda rulman üretiminden<br />
uçak motor üretimine, hastane<br />
kuruluşundan FMCG sektörüne yayılan<br />
birçok alanda farklı deneyimler yaşadım<br />
ve yöneticilik görevleri üstlendim.<br />
Evli ve 2 çocuk babasıyım. Spor yapmak,<br />
kitap okumak ve yeterince zaman<br />
ayıramasam da amatörce resim yapmak,<br />
şiir yazmak hobilerim arasında<br />
yer alıyor.<br />
- VİKO’nun sektör şirketlerinden<br />
farklılaşmasında kurumsal iletişim<br />
stratejilerinin katkısı nedir?<br />
Günümüzde markalaşmanın da temel<br />
unsuru farklılaşmak, farklılaşmış olmanın<br />
en önemli göstergelerinden bir<br />
tanesi de kurumsal itibardır. Bu itibarı<br />
oluşturmak ve yönetmek ise stratejik bir<br />
yaklaşım gerektirir. Yalnızca paydaşlarla<br />
kurulan doğrudan iletişimle bunu<br />
başarmak oldukça zor olup; kuruluşun<br />
bütün fonksiyonlarınca sahiplenilmesi<br />
gereken bir anlayıştır. Kurumların karlılığını,<br />
varlığını ve itibarını sürdürebilmesi<br />
için; amaçlarını, hedeflerini ve<br />
değerlerini doğru yöntem ve teknikler<br />
kullanarak ilgili paydaşlarına anlamlı bir<br />
şekilde aktarabilmesi gerekir. Müşteri,<br />
çalışan, kalite, hedef odaklılık ile sürdürülebilirlik,<br />
yenilikçilik, mükemmeliyetçilik<br />
ve verimliliğin VİKO’nun sekiz<br />
temel değerini oluşturmasının arkasında<br />
yatan asıl yaklaşım işte budur.<br />
Sahip olduğumuz bu değerler aslında<br />
markamızın öz değerine ve dolayısı ile<br />
paydaşlarımıza katkı sunan en önemli<br />
varlıklarımızdır. VİKO olarak temel<br />
değerlerimizi destekleyen bir anlayışta<br />
ve tüm paydaşlarımıza dokunacağımız<br />
derinlikte bir kurumsal iletişim stratejisine<br />
sahip olduğumuzu, bu kapsamda<br />
önemli farklar yarattığımızı söyleyebiliriz.<br />
Çünkü farklı beklenti ve algıları ancak<br />
bu şekilde yönetebilir ve sürdürülebilir<br />
başarı elde edebilirsiniz.<br />
- Rekabet açısından çok sayıda<br />
oyuncunun bulunduğu bir sektörde<br />
markalaşma başarısının arkasında<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /17
Röportaj<br />
yatan dinamiği bizimle paylaşabilir<br />
misiniz?<br />
Kuruluşlar geleceklerini markalarına<br />
yaptıkları yatırımlarla hazırlar. Bu kapsamda<br />
atılan her adım ve her doğru<br />
yatırım markayı tüketicilerinin gönlünde<br />
bir yere taşır. Güçlü ve bilinirliği<br />
yüksek bir marka olmanın ön koşulu<br />
ise entelektüel sermayeden geçmektedir.<br />
Bir kuruluşun entelektüel sermayesini<br />
artırması, fiziksel ve finansal yatırımlar<br />
haricindeki diğer tüm alanlarda<br />
da dengeli sonuçlar üretmesine bağlıdır.<br />
Marka, müşterisine farklıyı ve değerliyi<br />
sunan, özellikleri, yenilikleri ve<br />
faydaları ile müşterilerini en kısa yoldan<br />
buluşturan bir değerler zinciridir. VİKO,<br />
35 yıldır devam eden mükemmellik yolculuğunda<br />
hep ilkleri uygulayan kuruluş<br />
olmuş, yeni ürün sunmaktan öte müşte-<br />
Kuruluşlar geleceklerini<br />
markalarına yaptıkları<br />
yatırımlarla hazırlar.<br />
Bu kapsamda atılan her adım<br />
ve her doğru yatırım<br />
markayı tüketicilerinin gönlünde<br />
bir yere taşır.<br />
rileri için değer yaratmaya odaklanmıştır.<br />
Bu yolculukta atılan adımların ne<br />
kadar doğru olduğunun tesciline birçok<br />
kez şahitlik etmiş bulunuyoruz. Örneğin,<br />
geçtiğimiz ay açıklanan ve Superbrands<br />
Türkiye’nin Nielsen’e yaptırdığı<br />
araştırma sonuçlarına göre belirlenen<br />
Süper Markalar arasında VİKO’da yer<br />
aldı. Bu başarı bizler için hem bir gurur<br />
vesilesi, hem de yaptığımız yatırımların<br />
ne kadar doğru olduğunun bir tescili niteliğindedir.<br />
- VİKO’nun Panasonic’e bağlanması<br />
aynı zamanda ilginç bir birleşme<br />
öyküsü, peki bu nasıl oldu,<br />
Panasonic’in VİKO ‘yla birlikte yeni<br />
hedefleri neler?<br />
Panasonic tüm dünyada ağırlıklı olarak<br />
elektronik ürünlerle tanınıyor. Fakat bu<br />
dev kuruluş ilk olarak 1918 yılında tıpkı<br />
VİKO gibi elektrik tesisat malzemeleri<br />
üretimi ile faaliyetlerine başlamıştır.<br />
Panasonic Grubu’na bağlı olarak faaliyet<br />
gösteren 4 farklı şirket bulunmakta.<br />
VİKO’nun bağlı olduğu grup ise<br />
ekolojik çözümler sunan Eco Solutions<br />
Şirketi’dir. Eco Solutions Şirketi, VİKO<br />
ürün gamına paralel olan alanlarda<br />
Asya ülkerinde, özellikle de Tayvan, Vietnam,<br />
Filipinler, Endonezya, Japonya,<br />
Kore ve Tayland gibi ülkelerdeki pazar<br />
liderliğini sürdürmektedir. Ancak Panasonic<br />
ile birlikte oluşan yeni vizyonumuz<br />
bizlere, 2018 yılında elektrik anahtarı<br />
ve priz sektöründe dünyada 1 numara<br />
olmayı işaret ediyor. Bu hedefin ardında<br />
yatan anlam ise Panasonic’in 2018<br />
yılında 100. Yılını kutlayacak olması.<br />
Panasonic için VİKO’nun Türkiye’deki<br />
konumu çok stratejik bir öneme sahip<br />
ve bu stratejik konumdan alınacak güç<br />
ile birlikte Afrika, Orta Doğu ve Asya’nın<br />
doğusundaki pazar payının arttırılması<br />
hedeflenmektedir<br />
- VİKO’un inovasyon konusuna bakışı<br />
nasıl?<br />
İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin<br />
baş döndürücü bir hızla gelişmesi<br />
tüketici tercihlerinde de bir dönüşüm<br />
yaşanmasına neden oldu. Bu anlamda<br />
artık yeni nesil bir tüketici grubu ile karşı<br />
karşıya olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.<br />
Küreselleşen pazarlardaki artan<br />
rekabet, ürün sayısını artırdığı gibi,<br />
bu ürünleri birbirinden ayıran özelliklere<br />
sahip olmasını da adeta bir zorunluluk<br />
haline getirdi. Maliyet açısından daha<br />
efektif ürünlere yönelen müşteriler, ürü-<br />
18 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Röportaj<br />
nün ambalajından, çevreye zarar verip<br />
vermediğine ve hatta enerji verimliliğine<br />
katkısına kadar birçok parametreyi<br />
tercih sebebi olarak görmekte. İnovasyon<br />
ise bu rekabetçi ortamda avantaj<br />
sağlama, fark yaratma ve yeni değerler<br />
üretme adına artık adeta kaçınılmaz<br />
bir kavram. VİKO olarak 2010 yılından<br />
bu yana faydaları ölçülebilen değerler<br />
üretmek ve rekabet avantajı sağlamak<br />
amacıyla INNOVİKO projesini yürütmekteyiz.<br />
Amacımız çalışanlarımızca<br />
inovasyonun anlaşılması, inovatif fikirlerin<br />
üretilmesi ve tartışılması, böylelikle<br />
yenilikçiliğimizin sürdürülebilirliği için<br />
inovasyonun bir kurum kültürü olarak<br />
VİKO DNA’sına yerleşmesiydi. Ayrıca<br />
bu alandaki çalışmalarımız nedeni<br />
ile PERYÖN “Yenilikçilik ve İnovasyon<br />
Kültürü Yaratma Başarı Ödülü” ile İSO<br />
İnovasyon Büyük Ödülüne layık görüldüğümüzü<br />
belirtmeliyim.<br />
- ARGE faaliyetlerinizden ve<br />
ARGE’nin VİKO’ya katkılarından söz<br />
eder misiniz?<br />
VİKO kurulduğu günden bu yana Ar-Ge<br />
ve tasarım çalışmalarını odak noktası<br />
olarak görmüş ve bu alana ayrı bir<br />
önem vermiştir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji<br />
Bakanlığı tarafından da onaylı<br />
olan Ar-Ge merkezimiz ile yetenekli<br />
insan kaynağımız, her ülke insanı için<br />
ayrı düşünüp üreten hız ve donanıma<br />
sahiptir. VİKO’nun ürün çeşitliliğini inovasyon<br />
ve kalite ile buluşturabilmedeki<br />
bu hızı, global tercihlere cevap verebilme<br />
yeteneği olarak önemli bir avantaja<br />
dönüşmekte ve yeni ürün sunma<br />
dinamiklerimizi olumlu etkilemektedir.<br />
63 çalışanımızın hizmet verdiği AR-<br />
GE Merkezimiz için 2014 yılında ayırdığımız<br />
bütçenin ciromuzdaki payı %<br />
3 civarındadır. VİKO AR-GE Merkezi,<br />
inovasyon boyutları yüksek, TÜBİTAK<br />
destekli TEYDEP projeleri ve üniversite-sanayi<br />
iş birliği kapsamında San-<br />
Tez projeleri gerçekleştirmeye devam<br />
etmektedir.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 19
Sita İletişim’de markanız değerlidir...<br />
Sita İletişim 1993 yılından beri tam<br />
ajan hizmeti vermeye devam ediyor.<br />
• Reklam kampanyaları<br />
• Reklam/tanıtım filmi yapımı<br />
• Konsept oluşturma<br />
• Etkinlik organizasyonu<br />
• Fuar ve etkinlik için stant tasarımı<br />
• Medya planlama ve satın alma<br />
Tel: (0212) 274 85 75<br />
info@sitailetisim.com<br />
www.sitailetisim.com
Köşe<br />
Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com<br />
(<br />
kelebeğin<br />
fırtınası)<br />
Diline, beline hakim ol!<br />
Özgecan Aslan, adı gibi yüzü de güzel gencecik bir<br />
çiçek daha soldu :( Dünden beri bu konuyu yazmaya<br />
çalışıyorum. Ama öyle vahşice bir cinayet ki, beynimdeki<br />
her sözcük klavyeye lanet olsun cümleleriyle yansıyor.<br />
O masum gözler hunharca saldılar sonucu acı içinde<br />
kapandı. Anladım ki bu acıyı tarif edecek sözcükler yok!<br />
Nur içinde yat Özgecan. Bu dünyayı senin için<br />
güzelleştiremedik, umarım gittiğin yerde ışıl, ışıl huzur<br />
içinde uyursun...<br />
Markaların toplumsal olaylara karşı duyarlılıkları çok<br />
önemli. Artık sadece satış hedefli reklam kampanyaları<br />
yeterli olmuyor. Markayla tüketici arasında bir tür duygusal<br />
bağ kurmak, tüketicinin kalbini fethetmek başarının<br />
anahtarları arasında. Özgecan Aslan'ın ardınlar binlerce<br />
insan ''Kadına Şiddete Hayır'' demek için ''İsyan'' etti.<br />
Sosyal medyada bu konuyla ilgili hastagler trend topic<br />
oldu. Binlerce marka arasından sadece Filli Boya bu<br />
olaya kayıtsız kalmadı. Özgecan Aslan'ın anısına<br />
#Özgecanicin hastagı ile televizyonlarda yayınlanan<br />
reklam filmi, kısa sürede sosyal medyanın gündeminde<br />
ilk sıralara çıktı. Saat 21.00 ve 22.00'de tüm ulusal<br />
kanallarda yayınlanan reklamda, siyah ekran üzerinde<br />
'SİMSİYAH' ve #özgecanicin ifadelerine yer verildi. İlk<br />
izlediğimde herhangi bir marka logosu olmadığı için, bu<br />
reklamın bir sivil toplum kuruluşu tarafından yapıldığını<br />
zannettim. Sonrasında sosyal medyada bu reklamın<br />
Filli Boya'ya ait olduğu haberi yayıldı. Ardından da bir<br />
anda Filli Boya'yı övenler ve sövenler olarak yüzlerce<br />
paylaşım gördük. Ben övenlerden yanayım. Sövenlerin<br />
ortak görüşüne göre, reklamda marka görünmese de<br />
sonradan öğrenilmesi, markanın ölü soyuculuğu yaptığı<br />
anlamına geliyormuş. Korkunç bir vahşetin reklam<br />
malzemesi olarak kullanılmasından dolayı rahatsız<br />
olmuşlar. Ben böyle düşünenlere şöyle bir soru sormak<br />
istiyorum. Bir yakınız vefat ettiğinde gazeteye vefat ilanı<br />
verirken ailenizin reklamını mı yapmış oluyorsunuz? Tepki<br />
gösteren insanların yazdıkları küfürlü paylaşımlar, bu olayı<br />
kınamaya çalışırken yine ''kadına yönelik taciz, tecavüz''<br />
içerikli sözcüklerle dolu! Bu nasıl bir anlayış akıl alır gibi<br />
değil!<br />
Buradan tüm erkeklere sesleniyorum: Birine kızdığınızda,<br />
hakaret etmek istediğinizde, özü kadına yönelik taciz ve<br />
tecavüz içeriği olan sözcükleri kullanmayın! Bu düşünce<br />
yapınızı değiştirin! Kullanıldığınız sözcüklere dikkat edin,<br />
kadına şiddete karşıysanız önce dilinizi tutun. Bu anlayış<br />
değişmezse bugün diline sahip olamayan, yarın beline de<br />
sahip olamayabilir!<br />
Bu acı olayların ardından yeni yayına giren Ford reklamı<br />
dikkatimi çeken reklamlardan biri oldu. Kar, kış demeden<br />
düğün-dernek, iş-güç her konuda her an yollarda.<br />
Türkiye'nin dört bir yanındaki insanların hayatından<br />
minik kesitler var. Türkiye'nin Ford'u sözünün hakkını<br />
veren enerjisi yüksek bir reklam olmuş. Ancak filmin son<br />
karelerinde karla kaplı durakta servis bekleyen minik<br />
çocukları görünce içim sızladı. Dağ başı gibi bir yerde<br />
yanlarında bir büyük olmadan minicik çocuklar servise<br />
biniyor. Ne yazık ki bir sürü kayıp çocuk vakası var,<br />
çocukların başına gelmedik kalmıyor. Böyle bir gerçek<br />
varken reklamda çocukların yalnız başlarına yolculuk<br />
etmesini normalmiş gibi göstermek yanlış bir davranış<br />
olmuş. Tamamen iyi niyetle hazırlanmış bir reklam<br />
olduğundan hiç şüphem yok, ama yine de bu tür ayrıntılara<br />
dikkat etmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.<br />
Son olarak 28 Şubat'ta yaşamını yitiren dünyaca ünlü usta<br />
romancımız Yaşar Kemal'i anmak istiyorum. Hepimiz için<br />
büyük bir kayıp. O'nun çok bilinen, bugünlerde yine çok<br />
anlamlı olan değerli sözlerini aktarmak istiyorum:<br />
''İnsɑn, evrende gövdesi kɑdɑr değil, yüreği kɑdɑr yer<br />
kɑplɑr.''<br />
''Zulmün aɾtsın ki çabuk zeval bulasın. Anadoluda zalimleɾ<br />
için böyle deɾleɾ.''<br />
''O iyi insanlaɾ o güzel atlaɾa binip çekip gittileɾ. Demiɾin<br />
tuncuna insanın piçine kaldık''<br />
Bu sayıdaki yazım, şiddete uğramış, taciz ve tacavüz<br />
mağduru, vahşi cinayetlere kurban gitmiş tüm kadınlar için!<br />
Dünya kadınlar gününüz kutlu olsun...<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 21
Reklam Dünyası<br />
Nars Medya’dan Türkiye’de bir ilk...<br />
Nars<br />
Medya’dan<br />
Türkiye’de bir ilk:<br />
Yerel reklam verenler<br />
Ulusal TV<br />
kanallarında prime<br />
time’da bile uygun<br />
fiyatlı reklam verebilecek.<br />
Nars, çeşitli ülkelerden<br />
sonra<br />
Türkiye’de de ulusal<br />
mecra ve kanallarda<br />
yerel/bölgesel<br />
reklam yayınlama imkânlarını yerel reklam verenlerin ve<br />
ajansların hizmetine sunuyor. Nars Medya tarafından hayata<br />
geçirilen reklam teknolojisi Nars, düşük reklam bütçeleri<br />
nedeniyle hedef kitlesine ulaşamayan yerel ve bölgesel firmalara,<br />
ulusal TV’lerde en çok izlenen dizi ve programlarda<br />
reklam yayınlama imkânı sunuyor. Bulundukları veya hedefledikleri<br />
bölgeye göre, bütçelerine uygun şekilde, bölgesel<br />
özelleştiriyor. Nars ayrıca TV reklamlarının yanında dijital ve<br />
mobil reklam alternatiflerine de yer veriyor. Nars Medya Genel<br />
Direktörü Boğaç Say, yeni reklam çözümüyle ilgili şunları<br />
söylüyor: “Nars aracılığıyla, yerel reklamların hedef bölgelerde<br />
ulusal TV kanallarında gösterimi artık mümkün. Herkes<br />
aynı diziyi seyrederken her il ve her bölge kendi bant reklamlarını<br />
izleyecek. Örneğin, yeni açılan bir hastane, bulunduğu<br />
ve hedeflediği bölgede hedef kitlesine reklamlarını izlettirme<br />
şansına sahip olacak. Adana’da etkinlik duyurusu yapmak<br />
isteyen bir AVM ile Antalya’da yeni açılan bir hastane reklamı<br />
aynı kanalda aynı anda kendi bölgelerinde izlenecek. Reklam<br />
verenler bu sayede, reklamlarının yayınlandığı bölgelerdeki<br />
hedef kitleleriyle iletişim bilgilerini paylaşarak etkileşim<br />
sağlama imkânına sahip olacaklar. Aynı 10 saniyelik zaman<br />
dilimi için bant reklam ve akan yazı reklamlarını bölgelere<br />
ayıran Nars sayesinde yerel ve bölgesel reklam verenler için<br />
ulusal yayın yapan mecralardan reklam alanı satın alımı çok<br />
daha ekonomik hale gelecek. Asgari maliyetle en çok hedeflediği<br />
coğrafi hedef kitleye ulaşmak isteyen perakende ya<br />
da hizmetle bağlantılı küçük işletmeler için Nars’ın büyük bir<br />
fırsat olacağını düşünüyoruz. Şu anda Nars, D-Smart’ta ki<br />
test dönemini sürdürüyor.<br />
hedef kitle bazlı bant ve akan yazı reklam yayınlama avantajı<br />
sunan Nars, reklamları coğrafi alanlara bölümlendirerek<br />
Yokohama Chelsea ile İmza Attı...<br />
YOKOHAMA, İngiltere Premier Liginin favori takımlarından<br />
Chelsea Futbol Kulübü ile 5 yıllık dev sponsorluk anlaşması<br />
imzaladı. Bu sponsorluk ile kulüp, 5 yıl boyunca formalarında<br />
ve stadyumunda Yokohama logosunu kullanacak.<br />
Türkiye’de Bayraktar Grubu güvencesiyle satışa sunulan<br />
Yokohama Lastikleri, global büyüme stratejisi kapsamında<br />
dev bir işbirliğine imza attı. Japon lastik markası Yokohama,<br />
İngiltere’nin futbol devi Chelsea kulübüne 5 yıl süreyle sponsorluk<br />
desteği vereceğini açıkladı.<br />
Temmuz 2015’te başlayacak anlaşma kapsamında; Yokohama<br />
5 yıl boyunca takımın forma göğüs sponsorluğunu üstlenecek.<br />
Ayrıca Yokohama’nın logosu stadyumda yer alacak<br />
ve markanın çeşitli reklam ve promosyonel malzemelerinde<br />
de Chelsea FC antrenörü ile oyuncular kullanılabilecek.<br />
Dünyaca ünlü oyuncuları kadrosunda bulundurmasının yanı<br />
sıra Chelsea FC, alanındaki en başarılı isimlerden biri olan<br />
teknik adam Jose Mourinho tarafından çalıştırılıyor.<br />
22 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
Vogue Eyewear yeni yüzü...<br />
Vogue Eyewear, 2015 İlkbahar - Yaz reklam kampanyasını,<br />
yeni marka yüzü Brezilyalı model Adriana Lima ile sunuyor.<br />
Dünya çapında lanse edilen reklam kampanyası; genç, yenilikçi<br />
ve moda öncüsü kadınlara hitap ediyor. Kampanya,<br />
Vogue Eyewear’in neşeli ve rengarenk karakterini mükemmel<br />
bir şekilde yansıtıyor.<br />
Ünlü model Adriana Lima çekimler sırasında kampanya ile<br />
ilgili şu açıklamada bulundu: “Vogue Eyewear reklam kampanyasını<br />
kendi ülkem olan Brezilya’da çekmek çok özeldi.<br />
Bu benzersiz koleksiyon canlı renkleri ve feminen dokunuşları<br />
ile her kadın ve her durum için son derece ideal”.<br />
Vogue Eyewear’ın bu reklam kampanyasında Adriana<br />
Lima’nın yanı sıra uluslararası iki çekici ilham perisi daha<br />
yer alıyor: Hintli aktris Deepika Padukone ve Çinli aktris Liu<br />
Shi-Shi. Kampanyanın yüzleri; tarzları, çekicilikleri ve birinci<br />
sınıf karizmaları ile ünlü olan üç kadın. Bu reklam kampanyasında<br />
Adriana Lima marka ile ilk kez çalışırken; Deepika<br />
Padukone ve Liu Shi-Shi ise 2013 uluslararası Vogue Eyewear<br />
reklam kampanyasında önceden yer aldı.Çekimlerde<br />
yer alan koleksiyonlar, modellerin kişiliklerini ve tarzlarını<br />
tamamen yansıtarak onlar tarafından bizzat seçilmiştir.<br />
Veet’in de reklam yüzü Adriana...<br />
Veet’in reklam yüzü Brezilyalı top model Adriana Lima, 21<br />
Şubat sabahı The House Hotel’de basınla buluştu. Çekim<br />
öncesi Reckitt Benckiser Türkiye Pazarlama Direktörü<br />
Vishal Kalia ile birlikte basının karşısına çıkan Lima, artık ikinci<br />
evi gibi gördüğü İstanbul’da Veet Türkiye’nin en başarılı<br />
kampanyalarından birini başlatmak için hazır oldukları<br />
mesajını verdi.<br />
Veet’in ikinci yıl da yüzü olarak anılmaktan büyük keyif<br />
aldığını, çok yaratıcı ve dinamik bir ekiple çalıştıklarını dile<br />
getiren Adriana Lima, başarılı bir kampanyaya daha imza<br />
atmaya hazır olduklarını belirtti.<br />
Reckitt Benckiser Türkiye Pazarlama Direktörü Vishal Kalia<br />
da, “Veet olarak Türk kadınının yıllardır pürüzsüz güzellik<br />
sırrının bir parçası olmaktan ve bu anlamda onlara yeni<br />
ürünler sunmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz. Adriana<br />
Lima ile geçtiğimiz yıl çok başarılı ve keyifli bir iş birliğine<br />
imza attık. Veet olarak, dünyaca ünlü bir top modeli ikinci<br />
kez, Türkiye’de çekilen reklam filmimizde oynatmaktan ve<br />
İstanbul’da ağırlamaktan gurur duyuyoruz” dedi.<br />
Veet’in bu yılki reklam filmi her zamankinden daha da iddialı.<br />
Güzelliğini ortaya çıkarması konusunda Türk kadınını cesaretlendirmek<br />
için adım atan Veet, başrolünde Adriana<br />
Lima’nın oynayacağı yeni reklam filminde, pek çok ödüllü<br />
projeye imza atan dünyaca ünlü İsveçli yönetmen Anders<br />
Hallberg ile çalışıyor. Adriana Lima, ünlü yönetmenle daha<br />
önce ABD’de çok ses getiren Superbowl reklamında bir araya<br />
gelmişti.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /23
Röportaj<br />
Hedef kitle ne diy<br />
Her marka sürekli olarak, hedef kitlesine ulaşacak, akılda<br />
kalacak yeni reklamlar yayınlamaya çalışıyor. Markalaşma<br />
sürecinin belki de en göz önünde olan süreci yayınlanan<br />
ilan ve reklamlar.<br />
Peki bu çalışmalardan hengileri akılda kalmış, hangi reklamlar<br />
hedef kitleyi etkilemiş, değişik meslek gruplarından bir kaç kişiyle<br />
mini bir kamuoyu yoklaması yaptık. Tabii ki bu mini çalışmanın<br />
dışında kalan markalar hedef kitlesine ulaşamamış anlamına<br />
gelmiyor. Bu konuda sağlıklı bir bilgi ancak geniş kapsamlı bir<br />
araştırmayla ortaya çıkabilir. Bizimki hafızalarımızı biraz<br />
tazelemeyi amaçlıyor. Bakın hedef kitle ne diyor?<br />
Röportaj Elvin Ekşioğlu elvinekşioğlu@gmail.com<br />
Cemal Ustaoğlu<br />
Oyuncu<br />
Hayatım boyunca beni en çok etkileyen<br />
reklamı geçen yıl bir yabancı derginin<br />
içinde gördüm.<br />
Bir karavan reklamıydı. Lacivert bir<br />
gece, buzullar ve karla kaplı bir ova.<br />
Ovanın ortasında bir karavan, karavanın<br />
sarı sıcak penceresinden görünen<br />
bir fotograf.<br />
Anne, baba, çocuklar, dede ve nine hep<br />
birlikte neşe içinde yemek yiyiyorlar.<br />
Huzur,mutluluk,güven,aile,sevgi bundan<br />
güzel anlatılamazdı sanırım.<br />
Çok etkilenmiştim, duygusalmıyım neyim?<br />
Dilara Egeli<br />
Cam Sanatçısı<br />
Beni bugüne kadar en çok etkileyen<br />
reklam be reklamlar hep Kent şekerlerinin<br />
reklamı oldu.<br />
Neden derseniz;<br />
Reklamlarında genellikle yaşlı insanları<br />
kullanıyorlar ve reklamların temasında<br />
hep Türk genel adet ve örflerini ön plana<br />
çıkartıyorlar.<br />
Özlemek ve özlemi vurguluyorlar.<br />
Aynı zamanda bütün reklamlarının<br />
sonu mutlu bitiyor.<br />
Özellikle şeker bayramlarından önce<br />
çektikleri reklamlarda.<br />
24/ <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
or?...
Röportaj<br />
Emine Akça<br />
Finans Sorumlusu<br />
THY Iğdır reklam filmi beni çok etkileyen<br />
reklamlardan biri oldu.<br />
O masum köylü çocuklarının içten,<br />
doğal kendi halleri çok özlediğimiz<br />
masumiyeti sergiledi. Kendi becerileriyle<br />
yolları ışıklandırma denemeleri,<br />
koşturmaları, çocukça çabaları, rol<br />
değil gerçek gibiydi.<br />
Reklamın sonunda uçak inip de kaptan<br />
bunlara göz kırpınca yüzlerindeki<br />
başarmanın sevinci, benim de<br />
sevincim oldu. Her gördüğümde kanal<br />
değiştirmeden keyifle izlediğim bir<br />
reklamdı. İşin içinde çocukların masumiyeti<br />
olunca neşe, sevinç doluyor<br />
içimize.<br />
Fatma EKŞİ<br />
ŞOB - Şube Hizmetleri<br />
Sistem Güvenlik ve Destek Yetkilisi<br />
1863 Darüşşafaka Cemiyeti<br />
*** üzerinde okul üniforması, hırkasının<br />
önü düğmelenmemiş, dağınık uzun<br />
sarı saçlarıyla koşturan o küçük kız<br />
cocuğunu hepimiz hatırlıyoruzdur.<br />
Önce mahalledeki teyze hırkasını<br />
düğmeliyor, bakkal amcası öğlen<br />
yemeğini hazırlamış çantasına koyuyor<br />
karşılığında sıcacık bir öpücük alıyor<br />
yanağına, ışıklarda bekleyen genç<br />
kadın saçlarını toplarken vapurdaki çift<br />
derslerine yardım ediyor. Çiçekçi teyzesi<br />
nazar boncuğunu takıyor yakasına<br />
ve okuluna varıyor nihayetinde. Okulun<br />
ismine biraz burukta olsa tebessümle<br />
bakıyor.<br />
Birçoğumuz bunları yaşamadık,<br />
şanslıydık. Sabah annemiz bizi biraz<br />
daha uyuyalım diye kahvaltıyı<br />
hazırladıktan sonra uyandırmış,<br />
saçımızı toplamış, beslenme<br />
çantalarımız zaten hazır, dersler<br />
akşamdan bitmişti. Servisimiz kapıya<br />
kadar gelir. Annemiz yanı başımızda,<br />
babamız arkamızdaydı. Onların ilgisi<br />
ve sevgisiyle büyüdük. Düşünecek, ya<br />
da daha doğrusu endişe edecek bir şey<br />
yoktu hayatımızda. Rahattık velhasıl. Bu<br />
reklamı her izlediğimde aynı duyguyla<br />
düşüncelere dalıyorum. Hayatımızda<br />
olan ama önem vermediğimiz küçük<br />
şeylerin ne kadar büyük olduğu. Peki<br />
bizim gibi şanslı olmayanlar? Hiçbir<br />
şey yapmadığım gerçeğiyle yüzyüze<br />
geldim. Onları düşünen kimse yok<br />
muydu?<br />
Neyse ki güzel ülkemde onları düşünen<br />
insanlarda var. 1863 yılında Yusuf Ziya<br />
Paşa ve dört arkadaşı tarafından kuruldu<br />
tarihimizin eğitim alanındaki ilk<br />
sivil toplum örgütü: Darüşşafaka Cemiyeti.<br />
Kurulduktan 10 yıl sonrada kendi<br />
binasında, babası hayatta olmayan ve<br />
maddi durumu yetersiz çocuklara yatılı<br />
eğitim vermeye başladılar. Beş tane<br />
idealist adam bize azla çok olunacağını<br />
gösterdi. Kurum her yıl daha da büyüdü<br />
ve imkansızlıklar içindeki yüzlerce<br />
çocuğa kolej seviyesinde eğitim verir<br />
hale geldi. 152 yıllık bu güzide kurum<br />
her yıl sınavla öğrenci almaya devam<br />
ediyor.<br />
Bir dakika bile sürmeyen bu reklam<br />
beni kendime getirmişti. Neler yapabilirim<br />
diye düşünenler http://www.darussafaka.org<br />
sayfasını ziyaret edin derim.<br />
Gülcan Tingir<br />
Kuaför<br />
Fly Pegasus reklamını beğeniyorum,<br />
beni “günübirlik” te olsa bir yerlere kaçmaya<br />
teşvik ediyor.<br />
Melis BOSTAN<br />
Öģrenci<br />
Bu yıl ki favori reklamım sahiplerinin<br />
ortak dili ile wolkswagen oldu. Akıllıca<br />
yapıldığını düşündüğüm bu reklam<br />
sadece marka olayına girmeyip gerçek<br />
hayattan kesitleri filmin icersine<br />
taşıdı.beni etkileyen basit ve bilindik<br />
birşeyler beklerken aslında bizi şaşırtıp<br />
farklı bir olaya çekmesiydi.Arabanın<br />
içinde iltifatlar yağdırırken dışarıdan<br />
bakıldıģında tam tersi algılandığını<br />
aslında insanların birbirine saygı duyup<br />
ikisininde yoldan geri çekilmeleri gayet<br />
iyiydi.Konuşma reklamın kalitesi Gerek<br />
tanıtımı gerekse topluma mesaj veren<br />
bu reklam benim için mükemmellik derecesinde.<br />
26 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Röportaj<br />
bulmak gerçekten zor. Bu ilanda son<br />
derece zeki bir mizah uygulandığını<br />
düşünüyorum. Mesaj kısa ve vurucu.<br />
Görsel son derece yalın. Ancak<br />
bende okuyucu olarak yarattığı<br />
etki inanılmaz. Belki de rekabetin çok<br />
arttığı bu dönemde biraz sadeleşmeye,<br />
görselden çok mesaja odaklanmaya<br />
ihtiyacımız var.<br />
gelir bence hayali ile giriştirdikleri çocuk<br />
oyunu birden gerçeğe dönüşmüş ve güzel<br />
şeyler hayal edince başlar iç görüsü<br />
ortaya çıkmış.<br />
Çocukların hayalini kurup kendilerince<br />
bir havaalanı inşa etmesi, uçağın<br />
geleceğine inanarak beklemeleri ve<br />
sabah uçağın gelişini görmeleri beni<br />
en çok etkileyen kısmı oldu, kendi<br />
çocukluğumdaki o sınırsız hayalleri<br />
hatırlatan reklam filmi hayal edince<br />
neler olabileceğini güzel bir hikâye ile<br />
anlatmış.<br />
23 Nisan’da yayınlanan reklam filmi<br />
sosyal medya on binlerce kez<br />
paylaşılması ve konuşulması da bir<br />
yandan ne kadar etkileyici bir kampanya<br />
olduğunu kanıtlıyor.<br />
Üveys El Karani Ekşi<br />
Sosloyog / Dış Ticaret<br />
Esprisni, mesajını ve hedef kitlesini çok<br />
başarılı bir şekilde kesistirebilmiş bir<br />
reklam olduğunu düşünüyorum.<br />
Ayrıca her izlediğimde beni gülümsetiyor<br />
:)<br />
Simla Sürmen<br />
İnsan Kaynakları<br />
Ok ilan vermişti. “Olsaydık olmazdın”<br />
demişti.Bu ilanı, içinde bulunduğumuz<br />
dönem açısından değerlendirildiğinde<br />
oldukça cüretkar buldum. Özellikle sosyal<br />
medyada çok ciddi yansıma buldu<br />
ve çoğu kişi tarafından beğenildi. Bir<br />
çok ajansın yaratıcılık konusunda rekabet<br />
ettiği dönemimizde, okuyucuya/izleyiciye<br />
gerçekten etki edecek temalar<br />
Yunus Emre Nebioğlu<br />
Stratejik Planlama<br />
Geçtiğimiz yıl içinde en çok etkilendiğim<br />
kampanya “Türkiye’de uçmadığımız<br />
tek bir yer kalsa dünyada en çok noktaya<br />
uçmuşuz ne fayda” sözüyle LOWE<br />
İstanbul’un çektiği Türk Hava Yolları<br />
reklam filmi oldu.<br />
Gökyüzünde uçan uçağın Iğdır’a<br />
gelemeyeceğini düşünüp, çok istersek<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 27
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Sorumsuzluğun sorumluluğu büyüktür...<br />
Borsada ya da piyasada spekülasyon yaparak,<br />
dengeleri bozmak, bazı yatırım enstrümanlarının<br />
değer kazanmasına ya da kaybetmesine neden olmak<br />
ciddi bir suçtur. Ülkemizde bunu yaptığı için hayatı<br />
boyunca borsadan men edilen ya da hapis cezası alan<br />
iş adamlarını belki hatırlarsınız. Peki bir şey, normal<br />
vatandaş için suçsa, değişik devlet görevlerinde yer alan<br />
kişiler için de suç olması gerekmez mi?<br />
Yasalar düzenlenirken, devletin en üst görevinde yer<br />
alan cumhurbaşkanının bu makama geldiyse kendi<br />
sorumluluğunu taşıyabileceği varsayımı üzerine yapılmış.<br />
O nedenle Cumhurbaşkanlığı sorumsuz bir makamdır.<br />
Bir cumhurbaşkanı ancak vatana ihanet suçundan<br />
yargılanabilir. Bu sorumsuzluk cumhurbaşkanına<br />
suç işleme özgürlüğü vermek için değil, suç olacak<br />
eylemleri yapmayacak bilinçte olduğu varsayımıyla<br />
hareket edildiğinden makama duyulan saygı gereği<br />
düzenlenmiştir. Örneğin biz bir cumhurbaşkanının<br />
tarafsızlık ilkesine sadık kalacağını varsayarız.<br />
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarını bir parti çıkarına<br />
propaganda için kullanmayacağını varsayarız. Makamı<br />
dolayısıyla kendisine verilen yetki ve imkanları kişisel<br />
hırs ve çıkarları için kullanmayacağını varsayarız. Aile<br />
bireylerine yüksek maaşlarla uydurma danışmanlık<br />
makamları tahsis etmeyeceğini varsayarız. Bulunduğu<br />
makamın itibarını aile bireylerinin ticari faaliyetleri için<br />
kullanmayacağını varsayarız. Uluslararası ilişkilerde,<br />
kendi istkbal ve hezeyanlarını değil, ulusal çıkarları<br />
ön planda tutacağını varsayarız. Ülkedeki her ihale,<br />
atama ve hatta özel teşebbüslerin yönetimine müdahale<br />
etmeyeceğini, medya organlarına ahlaksız baskılarda<br />
bulunmayacağını en azından anayasayı sürekli ihlal<br />
etmeyeceğini varsayarız.<br />
Bu varsayımımız biraz da insan olarak fıtratımızda<br />
bulunan başkalarına inanma ve güvenme eğilimimizden<br />
kaynaklanır. Keşke bu varsayımlarımızın hepsi doğru<br />
olsa ve cumhurbaşkanlığı gibi yüce bir makama erişmiş<br />
kişiler, sorumsuzluk ilkesinin kendilerine yüklediği büyük<br />
sorumluluğun bilincinde olabilseler, bugün bambaşka bir<br />
Türkiye'de yaşıyor olurduk.<br />
Ancak biz bu Türkiye'de yaşıyoruz. Bizim ülkemizde<br />
kişisel görüşüme göre devlet ciddiyeti konusunda zaafları<br />
bulunanlar, yine kişisel kanaatime göre hak etmedikleri<br />
bir makamı işgal ettiklerinde işler pek de yasalarda ön<br />
görüldüğü gibi yürümüyor.<br />
Örneğin bir cumhurbaşkanı sonuçlarını düşünmeden<br />
Anayasa kitapcığını başbakana fırlatıyor. Başbakan<br />
çıkıp, bunu kamuoyuna açıklıyor, piyasalar allak bullak<br />
oluyor, döviz fiyatları fırlıyor ve vatandaş bir gecede<br />
fakirleşiyor ya da başka bir cumhurbaşkanı bu ülkenin<br />
bir brökratı olan Merkez Bankası Başkanı'na sözümona<br />
ayar vermek için kamuoyu önünde açıklamalar yapıyor,<br />
hızını alamıyor hakaretler ediyor bu tavrını aylarca<br />
sürdürüyor, memlekette döviz fiyatları alıp başını<br />
gidiyor ve bu gizli devalüasyonda vatandaş bir kez<br />
daha fakirleştiriliyor. Tabii ki bu arada döviz birikimi olan<br />
"şanslı" azınlık da zenginleşmiş oluyor. İşin daha acı<br />
tarafı ne hiç kimse bu spekülasyonlara dur diyebiliyor ne<br />
de bu makamlarda bulunanlar duracakları noktaya karar<br />
verebiliyor. Başıbozuk bir piyasada yatırımcı da vatandaş<br />
da çaresiz ve güvensizlik içerisinde sadece durumu<br />
uzaktan izleyebiliyorlar. Neymiş efendim mizacı buymuş.<br />
O mizacın memleket ekonomisine son birkaç ayda verdiği<br />
zarar kimin cebinden çıkacak orası herkesce malum ama<br />
zahirde meçhul. Ben de bu doğruları yazmaya devam<br />
edeceğim ne de olsa benim mizacım da bu.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29
Kampanyalar<br />
Türkiye Vestelleniyor...<br />
Vestel’in yeni reklam filmi, dünyanın en son teknolojisine sahip<br />
Vestel akıllı telefonların, tabletlerin, 4K UHD televizyonların,<br />
rekortmen çamaşır ve bulaşık makinelerinin üretildiği<br />
ve bu ürünlere en iyi tasarım markası ödüllerini kazandıran<br />
tasarımlarının yapıldığı Vestel City görüntüleriyle başlıyor.<br />
Bu görüntülerin ardından Kenan İmirzalıoğlu, Türkiye’de<br />
dünyanın en son teknolojilerinin üretildiğini epik bir dille seyirciye<br />
anlatıyor. Film, gururla kameraya bakan Vestel çalışanlarının<br />
görüntüleriyle sona eriyor.<br />
Büyük bir kısmı Vestel City’de geçen filmin yönetmenliğini<br />
Gönenç Uyanık, prodüksiyonunu Depo Film yaptı. Tamamı<br />
Manisa’da gerçekleştirilen çekimler üç gün sürdü.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Vestel<br />
Reklam Ajansı: Concept<br />
Reklamveren Yetkililer: Feza Turunçoğlu Erim,<br />
Berna Aşkın, Bengisu Dinçer<br />
Kreatif Direktör: Kerem Özkut<br />
Yaratıcı Ekip: Ertuğ Tuğalan, Namık Ergin, Engin Erden,<br />
Erhan Dursun, Remzi Cem Erguvan, Cansu Erdinç<br />
Marka Ekibi: Arda Görgün, Ekin Kutevu,<br />
Zeynep Kahvecioğlu, Sinem Tacir<br />
Stratejik Planlama: Hakan Demir, Suphi Can Sarıgöllü<br />
Ajans Prodüktörü: Mert Turan, Kasım Bektaş<br />
Prodüksiyon Şirketi: Depo Film<br />
Yönetmen: Gönenç Uyanık<br />
Post-Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt<br />
Müzik: Güntaç Özdemir<br />
Medya Ajansı: MediaCom<br />
Kullanılan Mecralar: Televizyon, Basın, Radyo, Açıkhava,<br />
Dijital<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31
Kampanyalar<br />
Hem İçimiz Hem Kalbimiz Isınsın...<br />
Knorr, Türk Kızılayı ile birlikte hayata geçirdiği “Hem İçimiz Reklamveren Yetkilisi: Toloy Tanrıdağlı, Ece Bağatur,<br />
Hem Kalbimiz Isınsın” projesini yeni reklam kampanyasıyla Özlem Şencan<br />
duyuruyor. Knorr, tüketicilerin satın aldıkları her Knorr Ezogelin<br />
çorbası için Türk Kızılayı Aşevlerine 1 kase çorba ba-<br />
Kreatif Direktör: Can Faga<br />
Reklam Ajansı: Lowe İstanbul<br />
ğışlayacak.<br />
Yaratıcı Grup: Volkan Dalkılıç, Eray Hökelek,<br />
Deniz Yükselci<br />
Kampanya Künyesi<br />
Müşteri ilişkileri G.: Taflan Yörük, Sultan Engin,<br />
Reklamın Başlığı: Hem İçimiz Hem Kalbimiz Isınsın İdil Kibaroğlu<br />
Reklamveren: Unilever Knorr<br />
Strateji Grup Direktörü: Yusuf Muslubaş<br />
Ofiste malzeme derdine son...<br />
Avansas.com, renkli işadamı Faik Öztürk’ün “cimri patron”<br />
karakteriyle izleyicileri güldürdüğü online reklam filminin ardından,<br />
bu defa da farklı sektörlere özel hizmetlerini üç ayrı<br />
televizyon reklamıyla tanıtıyor.<br />
Reklamlarda kendi sektörlerini temsil eden bir muhasebeci,<br />
bir avukat ve bir mimar, “cep yakan ofis giderlerinden, malzeme<br />
almak için kapı kapı dolaşmaktan ve zaman kaybetmekten<br />
şikayet ederken”, masalarına aniden düşen Avansas<br />
kutularını görünce önce şaşırıyor, sonra seviniyor.<br />
Her biri “Ofiste malzeme derdine son” sloganıyla sona eren<br />
eğlenceli reklam filmlerinin künyesi ise şöyle:<br />
Kampanya Künyesi<br />
Marka: Avansas.com<br />
Pazarlama Direktörü: Sedat ANAK<br />
Marka Müdürü: Yavuz Öner<br />
Kıdemli Marka Uzmanı / Reklam Yazarı: Serhat Şahin<br />
Yapım Şirketi: FDS Film<br />
Yönetmen: Hikmet Kerem Özcan<br />
Ses: Jinglehouse<br />
32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Hediye Bulucu...<br />
Hepsiburada.com, Sevgililer Günü kampanyasını eğlenceli<br />
bir reklam filmi ile tüketicilerle buluşturuyor.<br />
“Guru” adlı reklam filminde hepsiburada.com’un Sevgililer<br />
Günü alışverişi için sunduğu ürün çeşitliliği ve avantajlar eğlenceli<br />
bir şekilde anlatılıyor. Guru kıyafetleri içinde izlediğimiz<br />
reklam filminin kahramanı, kendisinden alışveriş için fikir<br />
isteyenlere hepsiburada.com’u öneriyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın Başlığı: Hepsiburada.com – Guru<br />
Reklamveren: Hepsiburada.com<br />
Reklamveren Temsilcisi: Özgür Doğan, Ayça Özdem,<br />
Buket Kayalar, Azerhan Doğan<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Yönetici Kreatif Direktörler: Emrah Karpuzcu,<br />
Kenan Ünsal<br />
Kreatif Direktör: Can Çelikbilek<br />
Yaratıcı Grup: Serhat Bayram, Can Dağlı<br />
Stratejik Planlama: Başar Sarıkaya, Serra Akyel,<br />
Emir Kutlu<br />
Müşteri İlişkileri Direktörü: Gökhan Akbay<br />
Marka Direktörü: Başak Sarıoğlu<br />
Prodüksiyon Direktörü: Sertuğ Alptekin<br />
Prodüksiyon: Berkay Tahmaz, Teğin Polat<br />
Prodüksiyon Şirketi: DCC Film<br />
Prodüktör: Ömer Abra<br />
Evdeki Sos...<br />
Bir ev partisi ortamının yansıtıldığı reklam filminde Calve’ninRanch,<br />
BBQ, Acı Sos veSarımsaklı Mayonez’isayesindeağırlıklı<br />
dışarıda tüketilen yemeklerin artık evde de<br />
aynı lezzete kavuştuğu anlatılıyor.<br />
“Evdeki Ses” şarkısının, “Evdeki Sos” olarak yeniden yorumlandığı<br />
reklam filminde genç oyuncu Can Sipahi rol alıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın başlığı: Calve “Evdeki Sos”<br />
Reklamveren: Unilever<br />
Reklamveren Yetkilisi: Ertuğrul Bilgin, Mine Mavi,<br />
Merve Yavuzcan, Can Franko<br />
Reklam ajansı: Ogilvy&Mather<br />
Yaratıcı yönetmen:Tolga Büyükdoğanay<br />
Yaratıcı grup: Arzu Uzunali, Doruk Özer, Deniz Sencan<br />
Müşteri ilişkileri G.: Murat Derman, Birgül Çavuşoğlu<br />
Stratejik Planlama: Pelin Aydın<br />
Ajans Prodüktörü: Fulya Akay, Begüm Özkul<br />
Yapım şirketi: Autonomy<br />
Medya ajansı: Mindshare<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33
Kampanyalar<br />
Sıcak Yuvam...<br />
DemirDöküm; sıcaklık, aile ve sevgi konseptlerini birleştiren<br />
“Sıcak Yuvam” kampanyasını Instagram üzerinden başlattı.<br />
31 Mart Salı gününe kadar devam edecek yarışmaya katılmak<br />
için #sicakyuvam hashtagi ile fotoğraf paylaşmak ya da<br />
benimsicakyuvam.com’a gelmek yeterli.<br />
Yüklenen fotoğrafların moderasyon sonrası web sitesinde<br />
yayınlanması sonucu konsepte en uygun fotoğraflar jüri tarafından<br />
seçiliyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: DemirDöküm<br />
Reklamveren Yetkilisi: Batuhan Tuncay<br />
Reklam Ajansı: Krombera<br />
Kreatif Direktör: Tolga Hancı<br />
Kreatif Ekip Yöneticisi: Aybars Bengi<br />
Proje Yöneticisi: Ömer Kılavuz<br />
Yaratıcı Ekip: Emre Çakmak, Eren Bora, Tuncay Kınalı<br />
Marka Ekibi: İlke Çakıl<br />
Kullanılan Mecralar: Mikro Site, Facebook,Twitter,<br />
Instagram<br />
Aşkta cesur olan kazanır...<br />
Aşkın markası Cornetto, sevgililer günü için özel olarak hazırlanan<br />
yepyeni bir kısa aşk filmiyle gençleri aşkta cesur olmaya<br />
davet ediyor. Gençlerin aşklarını doyasıya yaşamaları<br />
için onları cesaretlendiren Cornetto’nun kısa aşk filminde, 4<br />
farklı hikaye yer alıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın başlığı: Aşkta Cesur Olan Kazanır<br />
Reklamveren: Unilever / Algida Cornetto<br />
Reklamveren yetkilisi: Leyal Eskin Yılmaz,<br />
Derya Cantutan, Nazlı Özcan<br />
Reklam ajansı: Wanda Digital<br />
Yaratıcı yönetmen: Enis Baruh<br />
Yaratıcı grup: Merve Özekli, Armağan Ükünç,<br />
Alican Düzen, Mert Taner<br />
Müşteri ilişkileri grubu: Sinem Çomarlı<br />
Ajans prodüktörü: Kerem Aygün<br />
Yapım şirketi: GoGo Project<br />
Yönetmen: Murat Şenoy<br />
Görüntü Yönetmeni: Murat Akay<br />
Post Prodüksiyon Şirketi: Sinefekt<br />
Müzik: Jingleist - Çağdaş Göktuna<br />
Medya ajansı: Mindshare<br />
Medya planlamacı: Mindshare<br />
Kullanılan mecralar: Dijital<br />
34 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Digitürk ile “Oscarlıyorum”...<br />
filmlerin orijinal hikayelerinden bir hayli uzak olduğundan<br />
aslında filmleri izlememiş oldukları anlaşılıyor.<br />
Medina Turgul DDB tarafından hazırlanan ‘Oscarlıyorum’<br />
reklam filmlerinin yönetmenliğini Ketche yaparken, yapım<br />
şirketi görevini ise Renkli Filmler üstlendi.<br />
Digiturk’ün reklam yüzleri Anıl İlter ve Osman Karagöz’ün<br />
başrolünde oynadığı reklam filmlerinde ikili “Oscarlıyorum”<br />
isimli bir sinema programında Her, Gravity, Grand Budapest<br />
Hotel ve Star Wars filmlerini entellektüel bir şekilde yorumlaya<br />
çalışıyor. İkilinin yaptıkları komik ve eğlenceli yorumlar<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Digiturk<br />
Reklamveren temsilcisi: Kadri Mutlu, Gonca Kahraman,<br />
Sejda Olcaş, Zeynep Sarptır, Özlem Özdemir<br />
Ajans: Medina Turgul DDB<br />
Yaratıcı yönetmen: Gökhan Erol<br />
Yaratıcı grup: Erçin Sadıkoğlu, Fatih Yılmaz, Fatma Öcal<br />
Müşteri ilişkileri grubu: Yasemin Altan, Sezen Şerez,<br />
Gökçe Er, Ayşegül Al<br />
Ajans Prodüktörü: Gülengül Arlıel, Nisan Turgul<br />
Yapım Şirketi: Renkli Filmler<br />
Yönetmen: Ketche<br />
Prodüktör: Vural Turunç, Halil Çalık<br />
Post Prodüksiyon: 1000 Volt<br />
Bu sevgi devam ediyor...<br />
Elidor’un 5. kez en sevilen saç bakım markası seçilişini Meryem<br />
Uzerli ile kutladığı reklam filmi çekimleri 2 gün boyunca<br />
Berlin’de gerçekleşti.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamınbaşlığı: Bu Sevgi Devam Ediyor!<br />
Reklamveren: Unilever<br />
Reklamveren yetkilisi:Handem Çelenkler, Valya Hubeş<br />
Reklamajansı: MANAJANS / J. Walter Thompson<br />
İstanbul<br />
Yaratıcı yönetmen: Sami Basut<br />
Yaratıcı grup: Sanlı Kayabölen, Tunçhan Kalkan,<br />
Deniz Ergin, Aksel Ceylan<br />
Müşteri ilişkileri grubu: Ece Özyurt, Setenay Ergin,<br />
Göksu Karaman<br />
Stratejik planlama: Yuda Sağman<br />
Ajans prodüktörü: Şafak Serter<br />
İnteraktif İletişim Direktörü: Emre Süvari<br />
Dijital Proje Yöneticisi: Gökhan Akıncı<br />
Yapım şirketi: Depo Film<br />
Yönetmen: Yücel Yolcu<br />
Medya ajansı: Mindshare<br />
Medya planlamacı: Mehmet Göçmen, Şafak Çınar,<br />
BaşakÇavuş<br />
Kullanılan mecralar: TV, Dergi, Gazete, Digjtal<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35
Kampanyalar<br />
Sevgililer Günü’nü #KutluyoruzCunku...<br />
“Sevgililer Günü’nü #KutluyoruzCunku” kampanyası; “Aşkın<br />
açamayacağı kapı”, “Aşk sayesinde su gibi akan zaman”<br />
ve “Aşkın hayatları aydınlatması” gibi kavramları gündelik<br />
hayatta sıkça kullandığımız ama anlam yüklemediğimiz<br />
objelere(kapı kolu, duş başlığı, led ampul) gönderme yaparak,<br />
Sevgililer Günü’nün temel duygusu “AŞK” ile anlamlandırdı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Koçtaş<br />
Reklamveren Yetkilisi: Çiğdem Eray<br />
Reklam Ajansı: Krombera<br />
Kreatif Direktör: Tolga Hancı<br />
Kreatif Ekip Yöneticisi: Aybars Bengi<br />
Yaratıcı Ekip: Onur Bulakbaşı, Hilal Yücel<br />
Marka Ekibi: Derin Kaşkal, Melis Buket Algın<br />
Paha Biçilemez Sürprizler...<br />
MasterCard’ın, 21 yıldır sponsoru olduğu Şampiyonlar Ligi<br />
için kart sahiplerine sunduğu ayrıcalıkları ve Şampiyonlar<br />
Ligi Berlin Finali’ne gitme fırsatını tanıtan “Paha Biçilemez<br />
Sürprizler” projesinin yeni internet videosu, dijital mecralarda<br />
yayına girdi. Reklam filminin kahramanları ise, her<br />
şeyden habersiz halı sahada maç yapmaya gelen 12 futbol<br />
sever ve dünyaca ünlü İtalyan hakem Pierluigi Collina oldu.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: MasterCard<br />
Reklamveren Yetkilisi: Ceren Türkben Kaya, Ayça Özol<br />
Reklam Ajansı: Voden<br />
VP: Taylan Eker<br />
Kreatif Direktör: Erdem Ateş<br />
Ajans Prodüktörü: Mert Bilen<br />
Yönetmen: Kağan Erturan<br />
Marka Yöneticisi: Sezen Ahıskal<br />
Art Direktör: Faruk Şişko<br />
Yapım Şirketi: Hacıyatmaz Film<br />
Mecra: Online<br />
36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Bir Dost...<br />
Media Markt’ın, tüketicileri “Bir Dost”u olarak gören, her zaman<br />
onların iyiliğini isteyen ve elektronik alışverişinde en<br />
doğru seçimi yapmaları için onları uyaran karakteri, Sevgililer<br />
Günü’nü yalnız geçireceklere mutlu olmanın tek yolunun<br />
çift olmaktan geçmediğini farklı öneriler ile anlatıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Media Markt Türkiye<br />
Reklamveren Yetkilileri: Nurçin Koçoğlu,<br />
Çağanur Atay Uçtu, Volkan Çevik<br />
Reklam Ajansı: Saatchi & Saatchi İstanbul<br />
Kreatif Direktör: Tarkan Barlas<br />
Yaratıcı Ekip: Zeynep Yalçınkaya (Reklam Yazarı), Sedef<br />
Karakaş (Sanat Yönetmeni)<br />
Müşteri İlişkileri Ekibi: Mehmet Kaptan (Müşteri Direktörü),<br />
Bahar Dikmen (Müşteri Süpervizörü)<br />
Ajans Prodüktörleri: Arzu Köksal, Turgay Güven<br />
Yönetmen: Ezel Akay<br />
Yapım Şirketi: Contact Film Works<br />
Medya Ajansı: Carat<br />
Dijital İletişim Ajansı: Wanda Digital<br />
Çevir, tat, batır...<br />
Oreo’nun, ilk reklam filmi televizyon kanallarında gösterime<br />
girdi. Reklam filminde, küçük bir kız, babasına Oreo’nun<br />
dünyaca ünlü “Çevir, tat, batır!” ritüeliyle nasıl yeneceğini<br />
öğretiyor. Sadece Oreo’nun bir çocuğun ailesiyle gülümseten<br />
anlar yaşatabileceğini anlatan reklam kampanyası, bir<br />
annenin gözünden çocuğunun babasıyla yaşadığı bu mutluana<br />
odaklanıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Oreo<br />
Reklamveren Yetkilileri: Elif Emiroğlu, Duygu Özer<br />
Kreatif Reklam Ajansı: FCB İstanbul<br />
Ajans Başkanı: Elif Onay<br />
Yaratıcı Ekip: Yavuzhan Gel, Çağlar Cengiz, Cem Haşimi,<br />
Pınar Cingöz<br />
Müşteri İlişkileri Ekibi: Ceren Çubukçu, Yağmur Erengül,<br />
Melis Çubukçuoğlu<br />
Prodüksiyon Şirketi: Atlantik Film<br />
Yönetmen:Bruno Chiche<br />
Post-Prodüksiyon Şirketi: İmaj<br />
Müzik:Jingle Farm<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37
Kampanyalar<br />
Efsanevi Gece’ye hazır mısın?...<br />
Nestlé DAMAK Gece”reklam filmi TV’lerde yayına başladı. Kampanya Künyesi<br />
Reklamda, Nestlé DAMAK Gece’nin, yüzde 55 kakao oranı Reklamveren: Nestle Türkiye<br />
ve bitter çikolatayla fıstığın kışkırtıcı buluşması ile sunduğu Reklam Ajansı: Saatchi & Saatchi İstanbul<br />
yepyenideneyim anlatılıyor.<br />
Kreatif Direktör: Tarkan Barlas<br />
Saatchi & Saatchi İstanbul reklam ajansı tarafından çekilen Kreatif ekip: Zeynep Yalçınkaya, Müge Özalpay,<br />
reklam filminde izleyiciye yeni Nestlé DAMAK Gece’nin “efsanevi<br />
bir lezzet” olduğu mesajı aktarılıyor.<br />
Stratejik Planlama: Sinan Demirez, Gizem Ateş<br />
Sedef Karakaş<br />
Müşteri ilişkileri Ekibi: İlke Güner, Celil Kaya<br />
Ajans Prodüktörü: Arzu Köksal, Ceyhun Sevil<br />
OPET’in “Sevince” temalı reklam filmi...<br />
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından 9kez üst üste seçilen<br />
‘Müşteri Memnuniyeti En Yüksek Şirket’ ve Mediacat<br />
Dergisi’nin İpsos işbirliği gerçekleştirdiği ‘Lovemark- Aşkla<br />
bağlanılan marka’ araştırmasında “Türkiye’nin En Sevilen<br />
Akaryakıt Şirketi” seçilen OPET, yeni reklam filmiyle<br />
Türkiye’ye teşekkür ediyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Müşteri: Opet<br />
Reklam Ajansı: Rafineri<br />
Yaratıcı Yönetmen: Emre Kaplan<br />
Metin Yazarı: Can Erdoğan<br />
Sanat Yönetmeni: Emrah Güzel, Yiğit Gümüş<br />
Marka Takımı: Dilek Uçarlı, Erbek Onur, Aslı Aksu,<br />
Gizem Gürzoğlu<br />
Stratejik Planlama: Canan Pehlivanoğlu<br />
Ajans Prodüktörü: Kerem İlbeyli, Levent Köstepen<br />
Yapım Şirketi: Anima İstanbul<br />
Yönetmen: Walky Talky<br />
Müzik: Erkin Koray<br />
38 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
b2b Encounters...<br />
Bosphours Encounters’in sağlık turizmine ilişkin dördüncü<br />
tanıtım filmi Eksantrik Prodüksiyon’un çalışmasıyla<br />
İstanbul’un birçok yerinden çekilen görüntülerle<br />
gerçekleştirildi.<br />
Kentin güzelliklerini çeşitli açılardan gözler önüne seren<br />
filmin geçtiğimiz yıl yine Eksantrik Prodüksiyon tarafından<br />
yapılmış ve oldukça beğeni almıştı. Film uluslararası sağlık<br />
fuarlarında ve internet mecrasında kullanılacak.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Bosphours Encounters<br />
Reklamveren Yetkilisi: Mert Akkök<br />
Yapım Şirketi: Eksantrik Prodüksiyon<br />
Prodüktör: Elvin Ekşioğlu<br />
Yönetmen: Abdullah Ekşioğlu<br />
Post- Prodüksiyon: Eksantrik-Express<br />
Mecra: İnternet<br />
Ebru temalı reklam filmi...<br />
2015’in ilk reklam filminde geleneksel Türk sanatlarından biri<br />
olan ebru sanatı ile Türkiye Finans logosunun yapılışını ekranlarda<br />
izliyoruz. Türkiye Finans’ın ve özünde katılım bankacılığının<br />
temel değerlerine dikkat çeken reklam filmi,ebru<br />
sanatının güzelliği ve estetiğinigözler önüne seriyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Türkiye Finans<br />
Ürün: İmaj Kampanyası<br />
Reklamveren Yetkilisi: Nalan Çiğdem Belgutay<br />
Reklam Ajansı: Manual Effect<br />
Prodüksiyon Firması: Neverland<br />
Yönetmen: Burak Köprülü<br />
Görüntü Yönetmeni: Murat Akay<br />
Yapımcı: Türker Akkuş & Ayşin Batman Keskin<br />
Ebru Sanatçısı:Tüzin Tiryaki<br />
Müzik: Onur Cumaoğlu<br />
Medya Ajansı: Mindshare<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39
İs
Gezi<br />
keçe Karnavalı...<br />
3 – 4 yıldır, Yunanistan İskeçe’ de yapılan<br />
karaval sohbetlerine tanık oluyordum.<br />
Benim babam İskeçe doğumlu ama ben hiç gitmedim oralara.<br />
İçten içe merak ediyorum. Bir gün maillere bakarken<br />
fırsat sitelerinden birinde İskeçe Karnaval turu gördüm.<br />
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com<br />
3 – 4 yıldır, Yunanistan İskeçe’ de yapılan<br />
karaval sohbetlerine tanık oluyordum.<br />
Benim babam İskeçe doğumlu<br />
ama ben hiç gitmedim oralara. İçten içe<br />
merak ediyorum. Bir gün maillere bakarken<br />
fırsat sitelerinden birinde İskeçe<br />
Karnaval turu gördüm. Hemen aldım<br />
biletimi. Sonra 3 arkadaşım daha aldı.<br />
Bunu duyan annem geri kalır mı. O da<br />
kankasıyla organize olup tura katıldı.<br />
Cuma akşamı 22:30’ da Kadıköy’ den<br />
kalkan otobüse binip yola çıktık. Bizim<br />
gruptan bir arkadaşımız yanına yolluk<br />
da almış. Yolda sohbet muhabbet derken,<br />
vakit nasıl geçti anlamadık. Pazaryeri<br />
sınır kapısına kadar geldik. Hafta<br />
sonu yapılacak karnavala Türkiye’ den<br />
çok fazla giden olduğu için İpsala sınır<br />
kapısı çok yoğunmuş. O yüden bizim<br />
tur Pazaryeri’ ni tercih etti. Sınırdan<br />
geçtikten sonra Kavala’ ya doğru yol<br />
aldık. Sabah 8 gibi Kavala’ ya vardık.<br />
Kavala’ da bizi güneşli ama birazcık soğuk<br />
bir hava karşıladı. Sanırım sabah<br />
erken saat olduğu için hava serindi.<br />
Taşoz’dan göçen göçmenler tarafından,<br />
MÖ 6. yüzyılda, Neapolis; Yunanca<br />
“Yeni Şehir” adıyla kurulan Kavala,<br />
1912 yılına kadar 525 yıl boyunca Osmanlı<br />
İmparatorluğunun bir parçasıymış.<br />
Bu küçük şehire, 16. yüzyılın ortasında<br />
İbrahim Paşa, Sadrazam ve<br />
Kanuni Sultan Süleyman bir su kemeri<br />
yaptırarak, Kavala’nın gelişmesine katkıda<br />
bulunmuşlar.<br />
Şehirde tepeye kurulmuş olan kale ise<br />
ortaçağdan kalma. Osmanlı, Panagia<br />
tepesindeki bu Bizans kalesini de genişleterek<br />
şehre katkıda bulunmuş. Günümüzde<br />
bu iki yapı da şehrin önemli<br />
simgelerinden.<br />
Sabahın erken saatlerinde vardığımız<br />
Kavala’ da, kahvaltı yapmak ve şehirde<br />
kısa bir tur yapmak üzere otobüsten<br />
indik. Otobüsün bizi bıraktığı yer deniz<br />
kenarı, sanıyorum Kavala Liman’ ı. Henüz<br />
afyon patlamadığı için konuya pek<br />
hakim değiliz.<br />
Baktık hava güneşli, denizin de kenarındayız,<br />
dedik ki şöyle güzel bir kafede<br />
oturup kahve keyfi yapalım. Mekan<br />
bakınırken karşımıza şirin bir pastane<br />
çıktı. Vitrini görünce hemen daldık içeri.<br />
Fırından yeni çıkmış börekler, mis gibi<br />
kahve kokusu. Mmmmmhhh nefis. Yiyeceklerimizi<br />
alıp dışarda bir masaya<br />
oturduk. Keyifle kahvaltımızı ettik. Sonra<br />
da şehir gezisi yapmak için grubun<br />
geri kalanına katılmak üzere otobüsün<br />
olduğu yere gittik.<br />
Otobüsün orada gruba katıldık. Sonra<br />
etrafa bakınıp fotoğraf çekerken bir de<br />
baktık ki grup yok. Meğerse vakit az<br />
olduğu için hızlandırılmış tur yapılıyormuş.<br />
İlk kez yurtdışına tur ile çıktım ve<br />
sanırım da son olacak.<br />
Biz limanda fotoğraf çekince grubu kaybettik<br />
sonra baktık orada bankta oturan<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 41
Gezi<br />
birileri var, onlara sorduk, kalabalık gördünüz<br />
mü diye. Su kemerlerinin oraya<br />
doğru gittiler deyince biz de yolumuzu<br />
o yöne çevirdik. Rampa yukarı tırmanırken<br />
solumuzda Agios Nikolaos Kilisesi’<br />
ni gördük.<br />
Osmanlılar döneminde camii olan Agios<br />
Nikolaos Kilisesi, Kanuni’nin damadı<br />
olan Sadrazam İbrahim Paşa (Pargalı<br />
İbrahim) tarafından yaptırılmış. Eski adı<br />
da Maktul İbrahim Paşa Camii. Şehir<br />
yunanlılara kalınca, camii olmuş, klise.<br />
Yeni adı da Agios Nikolaos Kilisesi. Kim<br />
peki bu Aziz Nikolaos ? Bildiğimiz Noel<br />
Baba.<br />
Nole Baba, M.S. 250 yılında Likia’nın<br />
Patara ilçesinde dünyaya gelmiş ve<br />
Demre’ de yaşamış. M.S. 330 yılında<br />
6 Aralık’ ta ölmüş. 6 Aralık günü, Aziz<br />
Nikolaos’u anma günü olarak kutlanıyor.<br />
Adı Nikolaos olan Hristiyanlar,<br />
bugünü isim günü olarak kutlar. Ama<br />
bizim için Aziz Nikolaos, Noel’de birçok<br />
yere giderek çocuklar için getirdiği hediyeleri<br />
evlerinin bacasından atan tontoş<br />
dededir.<br />
Biz daha camiye yakından bakmak için<br />
karşıdan karşıya geçene kadar bizim<br />
grup yine kayboldu. Daha fazla geride<br />
Şehir yunanlılara kalınca,<br />
camii olmuş, klise.<br />
Yeni adı da Agios Nikolaos<br />
Kilisesi. Kim peki bu Aziz<br />
Nikolaos ? Bildiğimiz<br />
Noel Baba.<br />
kalmamak için camiiye uzaktan bakıp<br />
koştura koştura yukarı çıkmaya devam<br />
ettik. Camiden uzaklaşınca karşımıza<br />
kocaman su kemerleri çıktı.<br />
16. yüzyılın ortasında Kanuni Sultan<br />
Süleyman tarafından yaptırılan ve şehri<br />
neredeyse baştanbaşa saran tarihi su<br />
kemeri, Kavala’nın gelişmesine oldukça<br />
katkıda bulunmuş. Kavala, Osmanlı<br />
döneminde Balkanlar’ın en önemli<br />
merkezlerinden biriymiş. Kanuni zamanında<br />
şehir, Akdeniz’deki donanma için<br />
üs görevini görmüş. Kavala’ nın gelişimine<br />
katkıda bulunmuş olan kemerler<br />
şimdi de şehri süslüyorlar.<br />
Su kemerlerine hayran hayran baktıktan<br />
sonra grubu aradık ama bulmak<br />
ne mümkün. Su kemerlerinin oradan<br />
yukarı çıkıldığında sokak sizi kaleye<br />
götürüyor. Bize de kale gezmek mantıklı<br />
geldiği için grup oradadır diye düşündük.<br />
Fakat yollarda kimseyi göremeyince<br />
hızlıca çıktılar sandık. Biz de<br />
Çağla’ yla ikimiz koştur koştur yürümeye<br />
başladık. Yol dik, giysiler kalın.<br />
Bir süre sonra kan ter içinde kaldık.<br />
Kalenin içindeki daracık sokaklarda<br />
geçip bayrağın dikili olduğu noktaya<br />
çıkmak niyetindeyiz. Grup orada diye<br />
42 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
tahmin ediyoruz. Biz koştururken sokak<br />
arasından havlayarak çıkan bir<br />
köpek aklımızı aldı. Olduğumuz yerde<br />
kaldık. Benim ısırılma tecrüben olduğu<br />
için epey tırstım. Hatta cardio yaptım:)<br />
Baktık köpeğin susacağı yok, gözümüzü<br />
karartıp üzerine yürüdük. Dışardan<br />
son derece cesur görünüyor olsamda<br />
kalbim pıt pıt, aştık köpeği. Zor bela<br />
kaleye ulaşınca da bomboş bir alan<br />
karşıladı bizi. Ortada kimsecikler yok.<br />
Meğerse bizimkiler orada değilmiş. Görevli<br />
de “delimisiniz siz, burada ne işiniz<br />
var” manasına gelen şaşkın bir ifadeyle<br />
bize baktı. Biz hiç bozuntuya vermeden<br />
şehir manzarasını izledik.<br />
Sonra da, dillerini bilmediğimiz için sevimli<br />
sevimli gülümseyip aşağı, şehre<br />
doğru yola koyulduk.<br />
Baktık ki grup yok ortada, tur rehberimizi<br />
aradık. Bizimki hızlandırılmış tur<br />
olduğu için kale, programda yokmuş.<br />
Onlar Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ nın<br />
heykelini görmeye gitmişler. Biz onu<br />
kaçırdık tabii. Aslına bakarsanız, dönüp<br />
de internetten araştırınca aslında<br />
çok şey kaçırdığımızı farkettim. Kavala’<br />
Dışardan son derece cesur<br />
görünüyor olsamda kalbim<br />
pıt pıt, aştık köpeği.<br />
da gezip keyif yapmak için 2 gün şart.<br />
1919 Yunan-Türk Savaşı’ndan sonra<br />
Kavala, aldığı işçi göçleriyle birlikte<br />
yeni bir refah dönemine girmiş. Bu<br />
büyüme tarım ve endüstri alanında ol-<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /43
Selanik Yunanistan’ın<br />
Atina’ dan sonra ikinci en<br />
büyük kenti.<br />
Makedonya bölgesinin<br />
Yunanistan içinde kalan<br />
kesiminin başkenti.<br />
Gezi<br />
muş. Tütün işleme ve tütün ticareti alanında<br />
oldukça büyük bir yere sahipmiş.<br />
Bizler hep Kavala’ yı ünlü “Kavala Kurabiyesi”<br />
ile biliyoruz. Bütün bademli,<br />
üzeri pudra şekerli, nefis kurabiyeler.<br />
İsmi Kavala Kurabiyesi olmasına rağmen,<br />
esas yeri İskeçe. Bademler İskeçe’<br />
de yetiştiriliyor. Kurabiyeler İskeçe’<br />
de yapılıyor ama ismi Kavala Kurabiyesi.<br />
Ve biz henüz kurabiye almadık.<br />
Kavala’ ya ayrılan süre bittiği için otobüse<br />
doluşup Selanik’ e doğru yola çıktık.<br />
Kavala – Selanik arası 150 km. Yaklaşık<br />
2 saat sonra Selanik’ e vardık.<br />
Selanik Yunanistan’ın Atina’ dan sonra<br />
ikinci en büyük kenti. Makedonya bölgesinin<br />
Yunanistan içinde kalan kesiminin<br />
başkenti. Google maps’ te mekan<br />
adresi bakarken adresleri Macedonia,<br />
Thessaloniki olarak görünce şaşırmıştım.<br />
Meğerse burası Makedon bölgesiymiş.<br />
Selanik şehrinin adı Yunanca,<br />
Thessalos ve Niki kelimelerinin birleşiminden<br />
oluşuyor ve Thessalian Zaferi<br />
anlamına geliyor. Adını Makedon prensesi,<br />
aynı zamanda Büyük İskender’in<br />
kız kardeşi Thessalonike ‘den alıyor.<br />
Kral Filip, kızının Thesally’de alınan<br />
büyük zafer günü doğması üzerine kızının<br />
Thesallonike olarak yani Thesallonian<br />
Zaferi olarak adlandırılmasını<br />
buyurmuş. Modern Yunanca’da şehir<br />
Θεσσαλονίκη (Thessaloniki) olarak adlandırılmakta,<br />
Türkçe gibi diğer dillerde<br />
de bu isimin farklı varyasyonları kullanılıyor.<br />
Selanik’ te ilk durağımız Aziz Dimitrios<br />
Kilisesi(Agios Dimitrios Kilisesi) oldu.<br />
Atatürk’ün Evi ile aynı caddede bulunan<br />
Aziz Dimitrios kilisesi, 413 yılında<br />
İllirikos lideri Leontios’un emriyle bir bazilika<br />
olarak yapılmış.<br />
Hikaye şöyle: Selanik aristokrasisinden<br />
Dimitrios, bir Roma vatandaşı ve<br />
Roma ordu subayıymış. Hristiyanlığı<br />
kabul edip çeşitli dini faaliyetlerde bulunmuş.<br />
M.S.303 yılında tutuklanıp,bir<br />
halk hamamının alt katına hapsedilmiş<br />
ve orada boynu vurulmuş. Sonrasında,<br />
hristiyanlar şehidin bedenini öldürüldüğü<br />
yere gömmüşler<br />
Geleneklere göre şehidin öldürüldüğü<br />
yere, 4. yüzyılda küçük bir tapınak<br />
yapılmış. Bu küçük tapınağın yerine<br />
413 yılında İllirikos lideri Leontios’un<br />
emriyle güzel bir bazilika yapılmış. Bu<br />
kilise 7.yüzyılda bir yangında yok olmuş<br />
fakat kısa sürede yerine yenisi<br />
yapılmış. Daha sonraki yıllarda kilise<br />
44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
zararlar görmüş, işgallere uğramış, hasarlar<br />
görmüş. Osmanlı egemenliğinde<br />
camiye dönüştürülmüş ve müslümanların<br />
hizmetine sunulmuş ve cami olarak<br />
kullanılmış.<br />
1917 yılında bu tarihi kilise, Selanik’in<br />
büyük kısmını yok eden yangında tamamıyla<br />
yanmış. Yanmış olan bina<br />
daha sonraki yıllarda onarılmış ve 1949<br />
yılında tekrar hristiyanların ibadetine<br />
açılmış.<br />
Biz de hızlıca kilisenin içini gezdik. Sonra<br />
mum alıp dilek diledik ve tura devam<br />
ettik. Ne de olsa hızlandırılmış tur. Tekrar<br />
otobüse doluşup Atatürk’ün Evi’ ne<br />
geldik.<br />
Ben orada çok duygulandım. Hayranı<br />
olduğum bir liderin evine girecek, onun<br />
büyüdüğü yeri görecek olmak beni çok<br />
heyecanlandırdı.<br />
Ev yakın zamanda restore edilmiş.<br />
İçeride Ata’ mızın ve sevgili annesinin<br />
balmumu heykelleri var. Duvara yansıtılmış<br />
projeksiyon cihazlarından Ata’<br />
Tekrar otobüse doluşup<br />
Atatürk’ün Evi’ ne geldik.<br />
Ben orada çok duygulandım.<br />
Nur içinde yat Ata’ m.<br />
mızın hayatıyla ilgili filmleri izleyebiliyorsunuz.<br />
Bunların yanı sıra evde Ata’ mızın kullandığı<br />
bazı kişiler eşyalar da sergileniyor.<br />
Kendisine çok yakışan beyaz yelekli<br />
takımı da bu eşyalar arasında.<br />
Sert mizacının ardında, kendisine bu<br />
kadar saygı duyulmasına, hayran olunmasına,<br />
peşinden , yolundan gidilip,<br />
lider kabul edilmesini çok doğal karşılıyor<br />
insan, ona dair bir şeyler görünce.<br />
Nur içinde yat Ata’ m.<br />
Evden çıkıp bahçedeki yüzyıllık nar<br />
ağacına dokunup gövdesini okşadıktan<br />
sonra Ata’ mızın evine veda edip oradan<br />
ayrıldık.<br />
Sırada var Beyaz Kule.<br />
Beyaz Kule, Selanik surlarının, şehrin<br />
doğu tarafında sahil surları ile birleştiği<br />
köşede yükselmekte ve etrafındaki<br />
duvarlar ortadan kalktığından bugün<br />
yalnız başına, deniz kenarında bir yeşil<br />
sahanın ortasında bulunuyor. Çok eski<br />
çağlarda burası şehir surlarının denize<br />
açıldığı yermiş. Kulenin 15. veya 16.<br />
yüzyıllarda Venediklilerce inşa edildiği<br />
sanılıyor. Defalarca hasar görüp yeniden<br />
onarılan kule, son olarak Kanuni<br />
Sultan Süleyman döneminde (1520-<br />
1566) yeniden inşa edilmiş.<br />
Osmanlı döneminde garnizon ve hapishane<br />
olarak kullanılan kule, verdiği<br />
hizmete göre de halk arasında ismi değişmiş.<br />
16. yy ”Aslan Kulesi” olarak anılan<br />
yapıya daha sonra Yeniçeri Kulesi<br />
denir olmuş. Yapı zindan olarak kullanılırken<br />
1826’da Sultan II. Mahmud’un<br />
emri üzerine kuledeki tutukluların hepsi<br />
kılıçtan geçirilince ise adı, “Kan Kulesi”<br />
olarak değiştirilmiş.Osmanlı-Türk dö<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /45
Gezi<br />
neminde, Beyaz Kuleye; ayrıca Kalamarya<br />
Kulesi adı da verilmişti. Kulenin<br />
50 arşın (38 m.) boyunda, 5 adım (3 -<br />
3,5 m.) eninde duvarları varmış. Fakat<br />
1869 yılında, sahile rıhtım inşa edilmesi<br />
sebebiyle kale duvarları yıktırılmış.<br />
Selanik, Birinci Balkan Savaşı’nın sonunda<br />
1912 yılında Osmanlı’dan ayrılarak<br />
Yunan Devleti’ne katıldığında ise<br />
kule, arınmayı temsil eden sembolik<br />
bir vaftiz işleminden geçerek beyaza<br />
boyanmış ve bundan sonra da “Beyaz<br />
Kule” olarak anılmış. Fakat zaman içinde<br />
beyaz boyalar döküldüğünden, kule<br />
gerçek rengine dönmüş.Beyaz Kule, şu<br />
an Bizans Medeniyeti Muzesine ait ve<br />
1985 yılından beri Selanik tarihinin sergilendiği<br />
bir müze olarak ziyarete açık.<br />
Otobüsümüz Beyaz Kule’ nin önünde<br />
bizi indirince biz de müze giriş biletlerimizi<br />
alıp kuleye tırmanmaya başladık.<br />
Her katta farklı bir sergi var. Merdivenlerden<br />
çıkıp serginin olduğu kata ulaşıyorsunuz.<br />
Böylece sergiyi gezerken<br />
dinlenmiş oluyorsunuz :)<br />
Sergiler değil de en üst nokta muhteşemdi.<br />
Manzara 10 numara 5 yıldız :)<br />
Görüntü İzmir Kordon’ u andırıyor. O<br />
yüzden insan kendini memleketinde<br />
gibi hissediyor :) Yukarıdan manzara<br />
Sırada var Beyaz Kule.<br />
Manzara 10 numara 5 yıldız :)<br />
Görüntü İzmir Kordon’ u<br />
andırıyor.<br />
O yüzden insan kendini<br />
memleketinde gibi hissediyor :)<br />
iyi güzel de biraz da sahili gezmek lazım.<br />
Orada kalamar, midye, bira yapamadan<br />
dönmek olmaz. Kaleden koşar<br />
adım çıkarak kendimiz Selanik sokaklarına<br />
attık.<br />
Beya Kule, Selanik’ in en hareketli<br />
caddelerinin kesiştiği yerde kalıyor.<br />
İsimlerini yazmak isterdim ama Yunan<br />
alfabesinden hiç anlamıyorum. Sadece<br />
sahildeki bulvarın adını biliyorum, Nikis.<br />
Biz Nikis Bulvarı’ na paraleş sokaktan<br />
başladık, yürümeye. Yol boyunca<br />
bizi harika pastane ve kafeler karşıladı.<br />
Biz de daha fazla dayanamayıp bir<br />
tanesine daldık. Bunlar da bizim gibi,<br />
harika pastalar yapıyorlar:) Bir çok Avrupa<br />
ülkesinde böyle pastalar görmek<br />
imkansız.<br />
Pastalarımızı alıp elimizde yiye yiye sahile<br />
indik. Sahil boyunca bir sürü kafe,<br />
bar ve balık lokantası var. Hava da güneşli<br />
olunca, insanlar cıvıl cıvıl sohbet<br />
ediyorlar mekanlarda. Boş yer bulmak<br />
hayli zor. Biz mis gibi kalamar kokusu<br />
gelen bir mekana oturduk ve kalamar<br />
bira söyledik. Güneşli havada keyif<br />
yaptıktan sonra buluşma noktasına<br />
gidip otobüsle konaklayacağımız otele<br />
gittik.<br />
46 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
Otelimiz, Aristoteles Meydanı ‘ na 2 km<br />
uzaklıkta çok cici bir yerdi. Hemen odalara<br />
yerleştik, duş aldık, üzerimizi değiştirip<br />
tekrar dışarı çıktık. Ne de olsa<br />
vakit az. Değerlendirmek lazım. Önce<br />
taksi ile Aristoteles Meydanı’ na gittik.<br />
5 Ağustos 1917 yılında, Selanik şehrinde<br />
çıkan büyük yangında şehrin<br />
büyük kısmı hasar görmüş. Aristoteles<br />
Meydanı, yangından sonra 1918 yılında,<br />
Fransız mimar Ernest Hébrard tarafından<br />
dizayn edilmiş ama meydanın<br />
büyük kısmı 1950’lerde inşa edilmiş.<br />
Meydan, Bizans ve Batı Avrupa mimari<br />
tarzı birleşiminin karakteristik örneği.<br />
Meydanın sembolü olan iki yapı, “Olympion”<br />
ve “Electra Palace Otel” sırasıyla,<br />
50’ li ve 60’ lı yıllarda inşa edilirken,<br />
Aristoteles Meydanı son halini<br />
1960 yılında almış.<br />
Meydanda yürüyüp kafelere, mağazalara<br />
göz attıktan sonra akşam yemeği<br />
için “Fullmeze” isimli restauranta doğru<br />
yürümeye başladık. Biz latin harflerle<br />
olan ismini biliyoruz ama mekanları<br />
tabelaları Yunan alfabesi. Foursquare’<br />
den tekrar mekana bakıp, harfleri<br />
karşılaştıraraktan mekanı bulup daldık<br />
içeri. Burası çok şirin bir Yunan Meyhanesi.<br />
Fullmeze’ de yiyecek<br />
siparişi vermek<br />
kolay çünkü menü de<br />
Türkçe ‘ de var.<br />
Biz gittiğimizde mekan sakindi fakat<br />
ilerleyen saatlerde dışarıda mileet sıra<br />
bekliyordu, oturmak için. Fullmeze’ de<br />
yiyecek siparişi vermek kolay çünkü<br />
menü de Türkçe ‘ de var. O yüzden masayı<br />
güzel mezelerle donattık ve yanına<br />
da Uzo söyledik. Hakikaten tavsiye<br />
ettikleri kadar var. Mezeler son derece<br />
lezzetli, garsonlar çok sıcak kanlı ve<br />
güler yüzlü. Biz eper bir süre oturduktan<br />
sonra kalkıp Selanik sokaklarını arşınladık.<br />
Cumartesi gecesi olduğu için<br />
sokaklar çok kalabalık ve cıvıl cıvıldı.<br />
Bir kaç mekana daha uğrayıp bir iki bira<br />
içtikten sonra otele geri döndük.<br />
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra Selanik<br />
Kalesi’ ne gittik.<br />
Selanik surları erken Hıristiyan ve Bizans<br />
askeri mimarisinin en iyi korunmuş<br />
anıtlarından biriymiş. 19. yüzyılın<br />
sonlarında, Cassander (M.Ö. 316) tarafından<br />
kentin temeli oluşturmak için<br />
yapılmış ve 20. yüzyılın başında uzun<br />
bir bakım süreci geçirmiş. 3, 4, 5. yüzyıllarda<br />
ana yapı evresi tamamlanmış<br />
olsada, zaman içindeonarım, ilaveler<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /47
Gezi<br />
ve değişiklikler olmuş. Bu da kentin<br />
savunmasının, tarih boyunca zorlu bir<br />
süreçten geçtiğinin göstergesi.<br />
Selanik surları, şehrin dört tarafını içine<br />
ve şehri çevreleyen şekildeymiş. Surların<br />
görünüşü bir masa biçiminde olup,<br />
uzunluğu yaklaşık olarak 8 km, yüksekliği<br />
ortalama olarak 10 ile 12 metre<br />
civarında ve kalınlığı 5 metreye ulaşıyormuş.<br />
Yamaçların yan taraflarında<br />
dikdörtgen kuleler inşa edilmiş. Surların<br />
güneybatısında, 4. Yüzyılda, büyük<br />
Konstantin tarafından yapılmış bir de<br />
yapay liman varmış. Kuzeydoğusunda<br />
ise bitişik şekilde Akropoli varmış ve<br />
dikdörtgen kule ile dönüşümlü üçgen<br />
çıkmadan oluşan ayrı bir surdan oluşuyormuş.<br />
Selanik’in dört ana giriş kapısı<br />
varmış. İki kapısı batıya açılıyormuş,<br />
«Hirisi Kapı ve Litaia Kapısı». Diğer<br />
iki ise kapı doğuya açılıyormuş, «Kassandreotiki<br />
Kapısı yada diğer adıyla<br />
Kalamaria Kapısı, Yeni Hirisi Kapısı».<br />
Bu kapıların dışında bir çok küçük kapıda<br />
mevcutmuş. Bu küçük kapılar<br />
gennelikle askeri hizmetli amaçlar için<br />
kullanılmaktaymış.<br />
Takip eden yüzyıllarda, deprem, saldırılar<br />
vs. sonucunda surlarda onarım ve<br />
restorasyon kaçınılmaz hale gelmiş.<br />
48 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Selanik’in dört ana giriş kapısı<br />
varmış. İki kapısı batıya<br />
açılıyormuş, «Hirisi Kapı ve<br />
Litaia Kapısı». Diğer iki ise<br />
kapı doğuya açılıyormuş, «Kassandreotiki<br />
Kapısı yada diğer<br />
adıyla Kalamaria Kapısı.<br />
1430’da Osmanlılar tarafından işgalindan<br />
sonra surlarda, çevre duvarlarında<br />
ve büyük kulelerde, örneğin Beyaz<br />
Kule ve Yedi Kulede yeni düzenlemeler<br />
yapılmış.Osmanlılar tarafından karargah<br />
olarak hizmet etmek için yeniden<br />
inşa edilmiş ve mevcut yedi kulesinden<br />
dolayı Yedikule / Eptapyrgion olarak<br />
adlandırılmış. Deniz surları, doğu ve<br />
batı kara surlarının bazı bölümleri 1873
Gezi<br />
ve 1911 yılları arasında yıkılmış.<br />
Kaleyi hızlı bir şekilde gezdikten sonra<br />
tekrar otobüse binerek İskeçe’ ye doğru<br />
yola çıktık. Selanik – İskeçe arası<br />
200 km. Dün akşamki uzonun ve yorgunluğun<br />
da katkısıyla biz yol boyunca<br />
uyuduk. İskeçe’ ye karnavala gidiyoruz.<br />
Fakat karnaval sebebiyle şehre araç<br />
sokulmuyor. Şehir dışında kocaman bir<br />
arazi tahsis edilmiş. Gelen tüm araçlar<br />
orada parkediyor sonra belediye otobüslerine<br />
binerek karnaval alanına gidiyor.<br />
Biz de otobüse binerek karnaval alanına<br />
gittik.<br />
Karnaval sebebiyle cadde kapatılmış.<br />
Geçit töreni için hazırlıklar yapılmış. Yol<br />
boyunca hoparlörler dizilmiş ve bangır<br />
bangır müzik çalıyor. Sokak aralarında<br />
çeşit çeşit kostümlerle dolaşan karnaval<br />
katılımcıları. Karnavalın başlamasına<br />
1 saat olduğu için biz de ara sokaklara<br />
girip kahvaltı edip kahve içelim<br />
dedik.<br />
İskeçe, Türkler’ in en yoğun bulunduğu<br />
yerlerden biri. Diğerleri de İskeçe’ nin<br />
doğusundaki Gümülcine ve Dedeağaç.<br />
Türkler yoğun olunca Türkçe bilen de<br />
çok haliyle :) Yolda denk geldiğimiz bir<br />
kaç grubun Türkçe konuşuyor olması<br />
çok hoşumuza gitti. Hep birlikte hatıra<br />
fotoğrafı çekildik :)<br />
Karnaval saati gelip de müzik daha da<br />
artınca biz de yol kenarında yerimizi<br />
aldık.<br />
Senede 1 kez, Şubat ayının son Pazar<br />
günü yapılan geleneksel karnavalın<br />
hikayesi şöyle; Karnaval, Meryem<br />
Ana’nın oğlu, İsa’nın öldürüleceğine<br />
dair dedikodulara dayanıyor. Meryem’in<br />
oğlu, İsa’nın ileride peygamber olacağına<br />
ilişkin söylentiler artınca o dönemin<br />
yöneticileri durumdan rahatsız olur.<br />
Çözüm için de İsa’ nın öldürülmesine<br />
karar verilir. Meryem’ e de, oğlunun<br />
bulunup katledileceği haberi gelir. Mahalle<br />
halkı İsa’nın askerler tarafından<br />
bulunamaması için çocukların hepsinin<br />
yüzlerini boyarlar ve tanınmaz hale<br />
İskeçe, Türkler’ in en yoğun<br />
bulunduğu yerlerden biri.<br />
Diğerleri de İskeçe’ nin<br />
doğusundaki<br />
Gümülcine ve Dedeağaç.<br />
getirirler.Ha bugün ha yarın askerlerin<br />
gelip İsa’yı öldüreceklerinden korkarlar.<br />
Korkulu geçen 10 günün ardından bu<br />
haberlerin asılsız olduğu ortaya çıkar.<br />
İsa ve diğer çocuklar yıkanıp, boyalardan<br />
kurtulup, temizlenirler ve Pazartesi<br />
gününe tertemiz başlarlar. 10 gün süresince<br />
İsa’yı yüzü boyalı şekilde sakladıktan<br />
sonra dedikoduların asılsız olduğunu<br />
öğrenince şükür orucu tutmaya<br />
başlarlar. Karnaval ve 10 günlük oruç,<br />
temiz Pazartesi ve sonrasın da Paskalyaya<br />
kadar dayanan, hayvansal gıdadan<br />
uzak yaşam ile Hıristiyanlarda bu<br />
geleneksel hale gelir ve her yıl kutlanır.<br />
Biz kenarda uslu uslu karnavalı seyrederken,<br />
karnavalcılar bizi de boyadılar.<br />
İlk başta geçenler neşeli neşeli dansedip<br />
geçip gittiler. Saat ilerleyip uzo ve<br />
soğun da etkisiyle insanlar daha da çok<br />
coşmaya başladılar.<br />
Saat ilerledikçe müzik de insanlar da<br />
coştu ve karnaval çok eğlenceli bir hal<br />
aldı. Herkesin ağzında düdük, müziğe<br />
eşlik ediyordu. Biz hızlandırılmış tura<br />
katıldığımız için karnavalın kapanışına<br />
kadar kalamadık. Saat 16:30 gibi<br />
oradan ayrıldık. Ve sadece karnaval<br />
alanını görebildik. Tekrar bizi getiren<br />
otobüslere binmek üzere yola koyulduğumuzda<br />
kafelerin önünde bira için<br />
sosis patates yapan insanları gördük.<br />
İşte o an isayan ettik. Ne işimiz var bizim<br />
turla yaaaa, diyerekten. Gezmeye<br />
kendin gideceksin arkadaş. İstediğin<br />
zaman istediğini yapacaksın. Vakit mekan<br />
sınırlaman olmayacak. Bu tur bizi<br />
hiç kesmedi ve tadı damağımızda kaldı.<br />
Yunanistan’ a tekrar gitmek gerek. Hele<br />
de benim kesin gitmem lazım. Benim<br />
babam İskeçe doğumlu. Bir sonraki gezide<br />
altını üstüne getireceğim.<br />
Aklımız hala karnavaldayken yüzümüzdeki<br />
boyaları temizleyip Türkiye’ ye<br />
dönmek üzere yola çıktık. Ve ben bu<br />
sefer home, sweet home diyemiyorum,<br />
çünkü aklım komşuda kaldı.<br />
Eleştiri ve yorumlar için<br />
seval@sevalduban.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /49
Game On<br />
The Order 1886...<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Ağır, Sağlam ve Sürükleyici bir<br />
Hikaye<br />
Sizi koltuğunuz en uç köşesine ve<br />
akciğerinizdeki son nefese hapsedicek bir<br />
oyun<br />
İnanılmaz Grafikler<br />
Hem karakter tasarımı, hem de çevre<br />
dizaynlarıyla ağızları açık bırakan bir<br />
oyum
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
SteamPunk<br />
Şövalyelik<br />
Ne kadar Tesla'yla beraber savaşsak da İngiltere kraliçesi adına onur ve azimle<br />
tasarımlar daha çok steam punk bir tarzı savaşma ayrıcalığı<br />
çağrıştırıyor.
Game On<br />
Victorian İngilteresini steampunky bir<br />
stillle beğenimize sunan ve 2015'in en<br />
çok beklenen oyunlarından biri olan<br />
The Order 1886, 20 Şubatta piyasaya<br />
çıktı. Charles Darwin, Nikola Tesla,<br />
Jack the Ripper ve hatta Kral Arthur'u<br />
bile The Order'ın fantastik hilkayesinin<br />
ayaklara basmasına yardımcı olan<br />
önemli tarihsel figurler arasında.<br />
Oyun kurt adam benzeri bir yaratığa<br />
dönüşen ve saldıganlaşan "half breed"<br />
ya da "lycan"lar ile normal insanlar<br />
arasındaki düzeni korumak için Kral<br />
Arthur'un başlattığı Order, bizim<br />
anlıcağımız şekilde yuvarlak masa<br />
şövalyeleri etrafında şekilleniyor.<br />
Biz Sir Galahad adında karizmatik,<br />
kendi başına buyruk, onurlu bir<br />
sövalyeye hayat veriyoruz. Sir<br />
Galahad bana oyunun büyük<br />
bölümünde The Last of Us'dan Joel'ı<br />
hatırlatsa da, Galahad kraliçesine<br />
adanmış, ülkesi için savaşan bir<br />
şövalye iken Joel daha çok kendi<br />
çıkarları ve hayatı için savaşan bir<br />
karakter. Sir Galahad hakkında beni<br />
en çok şaşırtan şey ise Galahad'in<br />
gerçekten Arthur efsanesinde yer alan<br />
bir şövalye olması, muhtemel diğer<br />
karakter ve şövalyelerin de gerçekliğe<br />
uygunlukları etkileyici.<br />
52 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Oyunun The Last of Us'la olan<br />
benzerlikleri burda bitmiyor. Hareket<br />
animasyonları, dünyanın çeşitli<br />
yerlerinde bulunabilicek hikaye<br />
destekleyici belge, mektuplar içeriyor.<br />
Kısa olmasına rağmen çok dolu bir<br />
tecrübeydi, sürükleyici ve ekrana<br />
bağlayan bir hikayesi olmasının<br />
yanında farklıydı.<br />
Sizin için deneyimleyip<br />
montajladığımız<br />
review videosunu<br />
http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
adresinden izleyebilirsiniz.<br />
PS4 sisteminde gördüğüm en iyi<br />
grafiklere ve en iştihamlı görüntülere<br />
sahip. Ses sanatçıları ve müzikler<br />
de oyuncuyu bu ambiansın içinde<br />
yutuyor.<br />
Kısa da olsa tekrar tekrar<br />
oynayacağım ve her seferinden aynı<br />
zevki alıcağıma emin olduğum büyük<br />
bir yapım, kesinlikle alınmaya ve<br />
oynanmaya değer bir oyun özellikle<br />
de steampunk stilini ve third person<br />
shooterları seven oyuncular için. The<br />
Order 1886 sağlam ve heyecanlı<br />
bir hikaye arayanlar için bir oyun<br />
kesinlikle koşmak ve ateş etmek<br />
isteyenler için değil. İyi Oyunlar.
Game On<br />
Battlefield Hardline...<br />
Battlefield Hardline’da polis olmayı ve suç fantezisini<br />
sonuna kadar yaşayın. Bu heyecanlı gişe rekortmeni<br />
oyun Battlefield’in çoklu oyuncu anlarının yoğun izlerini<br />
duygu yüklü bir hikaye ve çağdaş televizyon suç dramasının<br />
anılarıyla bir araya getiriyor.Tek oyunculu savaşta, bir<br />
zamanlar orduda güvendiği insanlardan öç almak isteyen,<br />
ülkeyi saran bir kan davasının peşine düşen genç bir<br />
dedektif Nick Mendoza olacaksınız.<br />
Çoklu oyuncuda, suçluları avlayacak, mahzenlere baskın<br />
yapacak ve Heist ve Rescue gibi yeni polis ve heves<br />
edilen suçlu rollerine bürüneceksiniz.<br />
Beta dünyadaki tüm oyuncular için PC’de Origin,<br />
PlayStation®4, PlayStation®3 bilgisayar eğlence sistemi,<br />
Microsoft Xbox One oyun ve eğlence sistemi ve Xbox<br />
360® video oyun ve eğlence sistemi için sunulacak.<br />
VisceralGames bugün ayrıca oyunculara tek kişilik ve<br />
çokluoyuncumodlarındaki hikaye, hız ve strateji üzerinde<br />
yapılan yeniliklerin Battlefield Hardline’ı nasıl mükemmel<br />
bir FPS deneyimi haline getirdiğini gösteren detaylı bir<br />
fragman da yayınladı. “What’s New in Battlefield Hardline”<br />
fragmanını izlemek içinhttps://www.youtube.com/watc<br />
h?v=IvKFoTPm1gQ&feature=youtu.be<br />
Grand Theft Auto V...<br />
lurlar ve birbirleri de dahil olmak üzere kimseye güvenemeyecekleri<br />
bu acımasız şehirde hayatta kalabilmek için<br />
tehlikeli soygunlara kalkışırlar.<br />
PC için Grand Theft Auto V Los Santos ve BlaineCounty’nin<br />
her zamankinden daha etkileyici görünmesini sağlayacak<br />
önemli görsel ve teknik geliştirmeleri de beraberinde<br />
getiriyor. Büyük ölçüde arttırılmış çizim mesafeleri, 4K<br />
çözünürlüğe kadar destekli 60fps’te çizilen ekranlara<br />
ek olarak oyuncular bir çok yenilik ve geliştirme ile de<br />
karşılaşacaklar:<br />
RockstarGames’in başarılı açık dünya oyunu Grand<br />
Theft Auto V, PC’ye geliyor.<br />
Genç bir sokak dolandırıcısı, emekli bir banka soyguncusu<br />
ve korkutucu bir psikopat kendilerini yeraltı suç<br />
dünyası, Amerikan hükümeti ve eğlence sektörünün en<br />
korkutucu ve en bozuk yönlerinin içine girmiş halde bu-<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 53
Kültür - Sanat<br />
Hugh Jackman’ın Avrupa’daki tek şovu...<br />
2009 yılında Academy Ödülleri’ni sunan dünyaca ünlü<br />
aktör Hugh Jackman 17 – 20 Mart tarihleri arasında<br />
İstanbul Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde olacak.<br />
Jackman’a sergileyeceği “An Evening With Hugh Jackman”<br />
isimli Broadway şovunda 32 kişilik bir orkestra ve<br />
dans ekibi eşlik edecek.<br />
“Wolverine” ”X-Men” ve “Les Misérables” ile milyonların<br />
hayranlığını kazanan ve Broadway şovlarıyla tanınan<br />
Hugh Jakcman tüm Avrupa’daki tek şovu “An Evening<br />
With Hugh Jackman” için İstanbul’da olacak. 17 – 20 Mart<br />
tarihleri arasında Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde<br />
İstanbullu ve Avrupalı sanatseverlerle buluşacak.<br />
Hugh Jackman’a İstanbul’daki şovunda 32 kişilik bir orkestra<br />
ve dans ekibi eşlik edecek. Doğaçlama skeçlere de yer<br />
vereceği şov Jackman’ın NewYork’tan sonraki ilk gösterisi<br />
olacak.<br />
Etkinlik Tarihleri: 17 -18-19-20 Mart Cumartesi<br />
Etkinlik saati: 21:00<br />
Bilet fiyatları: 210, 452, 599, 750, 975 TL<br />
www.biletix.com ,www.zorlucenterpsm.com<br />
Gerçekten Mavi...<br />
Elvin Ekşioğlu’nun ikinci<br />
senaryo kitabı Gerçekten<br />
Mavi, hayatının son<br />
demlerindeki bir kadının<br />
kabuğunu kırarak hayalini<br />
gerçekleştirmesinin<br />
destansı, naif ve komedi<br />
olmasa bile zaman<br />
zaman güldüren<br />
romantik öyküsünü ele<br />
alıyor.<br />
Kitabı Google e- kitapda<br />
bulabilirsiniz.<br />
https://books.google.<br />
com.tr/books?id=cjfZBgAAQBAJ&pg=PP1&lpg=PP1&<br />
dq=ger%C3%A7ekten+mavi+senaryo&source=bl&ots<br />
=D_Glq-1fWD&sig=46AQlARxfXKWSe4XlsF9SJqwka0<br />
&hl=tr&sa=X&ei=29n0VJbIH6rlywPh8YLYAg&ved=0CB<br />
sQ6AEwAA#v=onepage&q&f=false<br />
Kadınlar Günü Konseri...<br />
İzmirli kadın besteci<br />
Özge Gülbey<br />
Usta’nın ilk kez seslendirilecek<br />
eserleri<br />
Tolga Taviş yönetiminde<br />
İZDOB Elhamra<br />
Sahnesi’nde<br />
seslendirilecek.<br />
İzmirli kadın besteci<br />
Özge Gülbey<br />
Usta’nın eserleri ilk<br />
kez İzmir Devlet Opera<br />
ve Balesi Dünya<br />
Kadınlar Günü<br />
Konseri’nde seslendirilecek.Klarinet<br />
Özlem Tanrıkulu, fagot Esra Taviş ve Aşkın Usta, Piyano<br />
ise Cemile Cabbar Kızılateşli’nin katılacağı konserde<br />
İZDOB Orkestrası’nı Tolga Taviş yönetecek. Konser 7<br />
Mart Cumartesi günü İZDOB Elhamra Sahnesi’nde saat<br />
20.00’de gerçekleşecek.<br />
54 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kültür - Sanat<br />
Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri...<br />
Dünyanın en büyük fotoğrafçılık yarışması olan Sony Dünya<br />
Fotoğraf Ödülleri 2015’de Profesyonel, Açık ve Gençlik<br />
kategorilerinde finale kalan isimler açıklandı. Geçtiğimiz<br />
yıl çekilen dünyanın en iyi çağdaş fotoğraflarının ödüllendirileceği<br />
2015 yarışmasının katılımcı sayısı, 171 ülkeden<br />
173.444 fotoğraf ile 2014 yılına göre %24 artışla yarışmanın<br />
sekiz yıllık tarihindeki en yüksek düzeyine ulaştı.<br />
Dünya Fotoğraf Akademisi’nden bir uzman heyet tarafından,<br />
isim vermeden gerçekleştirilen seçmelerin ardından,<br />
dünyanın dört bir yanından geniş bir yelpazeye yayılmış<br />
profesyonel ve amatör fotoğrafçıların çektiği ilham verici,<br />
dikkat çekici ve düşündürücü çalışmalar ortaya çıkarıldı.<br />
13 Profesyonel, 10 Açık ve 3 Gençlik kategorisinde, jüri<br />
üyeleri finale kalan fotoğrafçıların bilindik konulara karşı<br />
sergiledikleri cesur yaklaşımdan ve bu fotoğrafçıların<br />
jüri üyelerini bugüne kadar hiç görmedikleri görüntü ve<br />
hikâyeler ile şaşırtma yeteneklerinden son derece etkilendiler.<br />
“Yılın Fotoğrafçısı” unvanı ve 25 bin dolarlık<br />
büyük ödülün yanı sıra Sony’den profesyonel fotoğraf<br />
ekipmanları kazanma şansını yakalamak üzere yarışacak<br />
adayların final listesi bugün açıklandı. Yarışmanın<br />
kazananları ise 23 Nisan tarihinde duyurulacak<br />
Sepetine Sığmayan Keşif...<br />
Her gün mama kabına konan yemeği yiyip, pencerenin<br />
önündeki sepetinden dışarıdaki hayatı seyreden ve hayaller<br />
kuran kedi Keşif, bir gün papağan Pollyanna ile tanışır.<br />
Günlerinin aslında ne kadar monoton olduğunu fark<br />
ettiğinde üzülse de, hayallerinin gerçeğe dönüşebileceğini<br />
öğrenince çok heyecanlanır. Polly’nin rehberliğinde hayallerine<br />
adım adım yaklaşan Keşif’i<br />
bazı engeller yıldırmaya çalışacaktır: Erteleme, korku, pişmanlik.Tüm<br />
bunlarla nasıl mücadele edeceğini öğrenen<br />
Keşif, hayallerine ulaşmaya<br />
artık çok daha yakındır.<br />
Siz de hayatta daha fazlasını hak ettiğinizi biliyor, ancak<br />
“nasıl elde edeceğiniz” sorusu karşısında cevapsız kalıyorsanız…<br />
Sepetine Sığmayan Keşif ile içinizde var olan potansiyelin<br />
farkına varacak<br />
ve tıpkı Keşif gibi hedeflerinize açılan kapıların anahtarlarını<br />
bir bir bulacaksınız.<br />
Samantha Babington’un Sayfa 6 yayınlardan çıkan kitabı<br />
222 sayfa.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> /55