İsim ve Sıfat Tevhidi
Mektebe -> Kitablarımız -> İsim ve Sıfat Tevhidi (Ömer Faruk)
Mektebe -> Kitablarımız -> İsim ve Sıfat Tevhidi (Ömer Faruk)
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>İsim</strong> <strong>ve</strong> <strong>Sıfat</strong>lar <strong>Tevhidi</strong><br />
edilirse), o zaman şeriatın hepsi de tevil edilmelidir. 44<br />
Şâyet bu âyetler hakkında, “bunlar mütaşâbittandır<br />
(anlamlarını sadece Allah bilir)” denilirse, o zaman şeriatın<br />
hepsi müteşâbih olmalıdır. Zira şeriatların hepsi,<br />
Allah (azze <strong>ve</strong> celle)’nin sema’da olduğunda <strong>ve</strong> meleklerin<br />
vahiyle semadan peygamberlere indiğinde ittifak halindedirler…”<br />
45<br />
2. Kaide: Kur’ân <strong>ve</strong> Sünnet’te geçen isim <strong>ve</strong> sıfat<br />
nasları, teşbîh <strong>ve</strong> tekyîf yapılmaksızın Allah’a layık<br />
olan/yaraşan zâhir anlamları üzere anlaşılmalıdır:<br />
Zâhir anlamdan maksad, arap dilini bilenlerden selim<br />
(bozulmamış) bir akla (fehme, anlayışa) sahip olan<br />
kimselerin, herhangi bir kelime <strong>ve</strong>ya cümleyi işittikle-<br />
44. Yani bu durumda diğer nasların da tevile müsait olması gerekir.<br />
Nitekim namaz, zekat, oruç, hac gibi Allah (azze <strong>ve</strong> celle)’nin emirlerini<br />
farklı manalara tevil eden kâfir bâtiniyye fırkası, Allah’ın<br />
(sallallahu aleyhi <strong>ve</strong> sellem) istiva, el, yüz gibi sıfatlarını tevil<br />
edenlerin bu sıfatları tevil etmelerini ileri sürerek, yaptıkları tevillerin<br />
de meşru olacağını savunmuşlardır. Keza ahiret, cennet<br />
<strong>ve</strong> cehennem naslarını başka anlamlara tevil etmiş olan kâfir<br />
felsefeciler de bu tevillerini aynı gerekçeyle meşrulaştırmaya<br />
çalışmışlardır. (Bkz: Medâricu’s Sâlikîn, İbnu’l Kayyim, 3/353,<br />
Îsâru’l Hakk ale’l Halk, İbnu’l Vezîr, sy:136)<br />
45. Sy: 66. Ayrıca İbn Rüşd’ün bu sözlerini İbnu’l Kayyim (rahimehullah)<br />
da “es-Savâiku’l Mursele” isimli eserinde nakletmiştir;<br />
2/404.<br />
45