24.08.2017 Views

HOTEL RESTAURANT MAGAZINE AĞUSTOS 2017 SAYISI

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SWISSOTEL / MOSCOW<br />

OTEL MOBİLYALARI, OTEL EKİPMANLARINDA 33 YIL<br />

İTALYA ALMANYA FRANSA İNGİLTERE RUSYA İSVİÇRE<br />

TÜRKİYE YUNANİSTAN GÜRCİSTAN AZERBAYCAN TÜRKMENİSTAN İSPANYA<br />

YENİ ÜRÜNLERİMİZDEN<br />

Karşılama Tepsisi<br />

Banyo Buklet Tepsi<br />

Ceviz Sehpa, Varaklı<br />

Hareketli Ayna<br />

Giysi, Kravat Askısı<br />

Ayakkabı Bağlama<br />

Karşılama Tepsisi<br />

Kaydırmaz Tepsi<br />

Tüm ürünlerde isteğe bağlı renk, ebat ve özel tasarım imkanı<br />

Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.<br />

Fabrika-Showroom: İstanbul caddesi No: 16 Hadımköy, İstanbul Tel: 0212 771 3366<br />

www.demodek.com


<strong>HOTEL</strong> RONESANS / PARIS<br />

OTEL MOBİLYALARI, OTEL EKİPMANLARINDA 33 YIL<br />

İTALYA ALMANYA FRANSA İNGİLTERE RUSYA İSVİÇRE<br />

TÜRKİYE YUNANİSTAN GÜRCİSTAN AZERBAYCAN TÜRKMENİSTAN İSPANYA<br />

YENİ ÜRÜNLERİMİZDEN<br />

Mantar Sehpa<br />

Minibar Dolabı<br />

Karşılama Tepsisi<br />

Banyo Buklet<br />

Çanta Askısı<br />

Karşılama Tepsisi<br />

Varaklı Masa<br />

Cilalı Masif Sehpa<br />

Tüm ürünlerde isteğe bağlı renk, ebat ve özel tasarım imkanı<br />

Demo Dekorasyon Mobilya Üretim A. Ş.<br />

Fabrika-Showroom: İstanbul caddesi No: 16 Hadımköy, İstanbul Tel: 0212 771 3366<br />

www.demodek.com


Otelde konforun en büyük ölçüsü yataklar<br />

Editör<br />

Müşterilerin ilgisini çekmek ve onlara daha iyi bir gece refahı sunmak artık üzerine güzel<br />

yastıkların dizildiği ve şahane çarşafları olan yatakların çok ötesinde bir şey. Bir adım önde<br />

olmak için oteller her detaya dikkat ediyorlar. Alman Fraunhofer Enstitüsü tarafından yapılan bir<br />

araştırma, otel sahipleri ve yöneticileri için müşteri memnuniyetini artırma konusunda çok önemli<br />

ipuçları veriyor. Araştırmacıların elde ettikleri verilere göre bir otelde müşteri tatmininin en önemli<br />

kriterinin yatak olduğunu belirtiyor. Araştırma verileri otel müşterileri ile yapılan görüşmeler<br />

sonucunda elde edilmiş. Müşterilerin yüzde 98’i kendileri için otelde başka hiçbir şeyin yatak,<br />

karyola ve baza kadar önemli olmadığını bildirmiş. Fakat ne yazık ki müşterilerin sadece yüzde 35’i<br />

kaldıkları oteldeki yataktan memnun olduğunu belirtmiş.<br />

Günümüz otel yatakları sektörü her bir kolunda yenilikçi, kaliteli, özgün ve teknolojik çözümleriyle<br />

öne çıkıyor. Bugünün üretim kapasitesi, ürünleri ve hedeflerine baktığımızda dünyada gelişen<br />

teknoloji ve yaklaşımları sektöre adapte etme konusunda memnuniyet verici gelişmeler içerisinde<br />

olduğumuzu görüyoruz. Bunun en güzel örnekleri ise, bu ayki dosya konumuz içerisinde<br />

haberleştirerek sayfalarımıza taşıdığımız otel yatakları sektörünün en deneyimli ve güçlü<br />

markaları…<br />

Hicran Özbük, turizm sektörünün genç, dinamik ve deneyimli isimlerinden… İstanbul Kongre ve<br />

Ziyaretçi Bürosu Genel Müdürlüğü ile birlikte İstanbul Shopping Fest’i de dört yıldır düzenleyen<br />

bir profesyonel o. Şehrin markalaşma yarışında bayrağı önden taşıyacak kadar İstanbul aşığı,<br />

heyecanlı ve keşfe gönüllü… 10 parmağında 10 marifet demekle abartmış olmayacağımız tecrübeli<br />

isim şimdilerde ICCA Akdeniz Bölge Başkanlığı göreviyle turizm sektöründeki başarılarını<br />

perçinliyor. Turizm sektöründe üç ayrı şapkayı başarıyla taşıyan Hicran Özbük ile yeni görevini,<br />

İstanbul’a dair hedeflerini ve gelecek projelerini bu röportajımızda konuştuk.<br />

Televizyonun siyah beyaz olduğu 80’li dönemlerde henüz bir çocuktu Serkan Bozkurt. Nerede<br />

dilini bilmediği bir programa denk gelse, ekrana öylece mıhlanır, ismini cismini bilmediği kelimeler<br />

üzerinden türlü hayaller kurardı… Her aşçının kendince bir dönüşüm hikayesi var elbette ama<br />

Chef’s Table Mutfak Akademisi’nin kurucusu, deneyimli şef Serkan Bozkurt’unki bana daha farklı<br />

bir yolculukmuş gibi geldi. Okula gitmeyi çok seven bir çocuğun yabancı dilin cazibesine kapılarak<br />

yeşerttiği aşçılık hikayesi ile Serkan Bozkurt’u ‘şefin gözünden’ bölümüzde ağırladık.<br />

Yazın bu sıcak günlerinde keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz söyleşilerimiz, gündemi mercek<br />

altına aldığımız haber konularımız ve şehrin en seçkin mekanlarında yaptığımız özel çekimlerimiz<br />

ile sizlerleyiz!...<br />

Keyifli okumalar dilerim.<br />

Hatice Ünal Bilen<br />

İmtiyaz Sahibi<br />

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK<br />

İç ve Dış Tic.Ltd.Şti. Adına H. FERRUH IŞIK<br />

GENEL MÜDÜR<br />

SORUMLU MÜDÜR<br />

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ<br />

YAYIN DANIŞMANLARI<br />

MEHMET SÖZTUTAN<br />

mehmet.soztutan@img.com.tr<br />

YUSUF OKÇU<br />

yusuf.okcu@img.com.tr<br />

HATİCE ÜNAL BİLEN<br />

hatice.unal@img.com.tr<br />

Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ<br />

Prof. Dr. İSMAİL KAYA<br />

Doç. Dr. Murat Doğdubay<br />

GÜRKAN BOZTEPE<br />

Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı<br />

TURGUT AY<br />

Türkiye Aşçılar ve Şefler<br />

Federasyonu Başkan Yrd.<br />

REKLAM KOORDİNATÖRÜ<br />

CONSEPT TASARIM<br />

BİLGİ İŞLEM<br />

SOSYAL MEDYA<br />

FOTOĞRAF EDİTÖRÜ<br />

EMİR ÖMER ÖCAL<br />

emir.ocal@img.com.tr<br />

FATMA DEMİRBAĞ<br />

fatma.demirbag@img.com.tr<br />

Emre YENER<br />

emre.yener@img.com.tr<br />

Songül ÇEK<br />

songul.cek@img.com.tr<br />

HAKKI GÜNERKAN<br />

hakki.gunerkan@img.com.tr<br />

website<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com<br />

e-mail<br />

info@img.com.tr<br />

KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ<br />

MUHASEBE ve<br />

FİNANS MÜDÜRÜ<br />

ABONE ve DAĞITIM<br />

CTP - BASKI<br />

İRTİBAT BÜROLARIMIZ<br />

ADRES<br />

EBRU PEKEL<br />

ebru.pekel@img.com.tr<br />

MUSTAFA AKTAŞ<br />

mustafa.aktas@img.com.tr<br />

NURTEN DEMİR<br />

nurten.demir@img.com.tr<br />

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.<br />

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi<br />

İhlas Plaza No:11 A/41<br />

Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL<br />

Tel: 0212 454 30 00<br />

BURSA +90.224 211 44 50-51<br />

KONYA +90.332 238 10 71<br />

Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok<br />

No:1 Kat:4<br />

Güneşli-Bağcılar/İstanbul<br />

Tel: +90 212 604 51 00<br />

Faks: +90 212 604 51 35<br />

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın<br />

hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.


içindekiler<br />

38<br />

antre<br />

6 Sektörden kısa haberler<br />

gündem<br />

20 İnegöl’de turizm konuşulacak<br />

‘DOSTUM’<br />

22 TUROYD Çin pazarı için düğmeye<br />

bastı<br />

24 ISTOTEP workshop serilerinin<br />

2. si Expedia ile tamamlandı<br />

26 TÜROB geleneksel öğle yemeği<br />

gerçekleşti<br />

28 İstanbul’da Shopping Fest rüzgarı<br />

esti<br />

29 İstanbul fiyat stresinde<br />

30 Türk turizmine Almanya’dan büyük<br />

destek<br />

31 Arabasına atlayan Yunanistan’a<br />

gidiyor<br />

33 Antalya temmuzda 5 milyonu aştı<br />

34 Ayık: Turist sayısı artıyor, turizm<br />

gelirimiz artmıyor<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com<br />

40 46<br />

yeni yatırımlar<br />

36 Carlson Rezidor, <strong>2017</strong> yılı içinde<br />

Türkiye’de 7 otel açıyor<br />

38 Türkiye’deki ilk DoubleTree by Hilton<br />

Resort oteli Kemer’de açılacak<br />

40 Eski İstanbul’un yeni gözbebeği;<br />

Yüksel İstanbul Yenikapı Hotel<br />

42 The Ritz-Carlton, denize açılıyor<br />

43 Riverside Mansion Hotel, 2018’de<br />

oda sayısını 2’ye katlayacak<br />

44 Tuzla, Viaport Marina ile deniz<br />

turizminde devler ligine çıktı<br />

45 Ingenico Group, Türkiye’de kendi<br />

TSM merkezini kurdu<br />

iş’te kadın<br />

46 3 şapka 1 iş insanı: Hicran Özbük<br />

marka<br />

50 Oğuz Kıral: Natuzzi ile güçlü bir<br />

şekilde büyümeye devam edeceğiz<br />

52 RATIONAL yine evinde, Landsberg’de<br />

53 Meiko 90. yılını kutluyor<br />

54 Kamsan Sandalye, yıl yıl açacağı<br />

mağazalarla büyüyecek<br />

56 İnoksan, gözünü ABD’den sonra Çin<br />

pazarına dikti<br />

57 LAMP 83 büyümeye devam ediyor<br />

58 Zümrüt Doyran: 2018’de yurt içi-yurt<br />

dışı pazarlama ve satış faaliyetlerimizi<br />

artıracağız<br />

62 Narin Epsilon Serisi ile sofralarda<br />

sonbahar esintisi<br />

63 Sektör firmalarından kısa haberler<br />

dosya<br />

64 Otel yatakları<br />

etkinlik<br />

80 MICE’ciler hem eğitim aldılar hem<br />

motive oldular<br />

şef’in gözünden<br />

82 ‘Lisan’slı şef: Serkan Bozkurt


dosya<br />

Otel Yatakları<br />

64 82 100<br />

gastro güncel<br />

86 Taksiler bundan böyle Gastronomi<br />

Turizmi için kilometre açacak<br />

88 Metro’dan Gıda İsrafını Önleyen Yeni<br />

Uygulama: Gurme Kutusu<br />

89 Gastro Entertainment en lezzetli<br />

markaları bir araya getiriyor<br />

90 Güvenilir Eller’ hedefi ikiye katladı<br />

91 Gıda girişimcileri Chobani desteğiyle<br />

dünyaya açılıyor<br />

92 Oteller ve lokantalar için Türk halkı<br />

ne kadar harcıyor?<br />

93 Malatya Kayısısına AB’den ‘Coğrafi<br />

İşaret’ tescili<br />

gastro aktüel<br />

94 Gastronomi sektöründen kısa<br />

haberler<br />

hijyen<br />

98 Maratem’den bakterilere karşı el<br />

yıkama ürünü<br />

99 Kärcher gıda sektöründe sıcak<br />

basınçlı yıkayıcıları öneriyor<br />

yeni mekan<br />

100 Bir steakhouse’dan çok daha<br />

fazlası: Scarlet Etiler<br />

104 Alaçatı’da bitmeyen deniz keyfi:<br />

Spiaggia Grande<br />

106 150 yıllık İSKENDER, Nişantaşı’nda<br />

108 Karski, Yalıkavak’ta<br />

110 BigChefs, Sabiha Gökçen Dış<br />

Hatlar Teminali’nde açıldı<br />

111 Mado, son şubesini Ürdün’de açtı<br />

fuar<br />

112 The Hotel Show’a büyük ilgi<br />

114 Gıda’da ihracat pazarının kapısı<br />

CNR EXPO’da açılacak<br />

116 Seramiksan, yenilikçi ürünleriyle<br />

Cersaie’de<br />

117 WorldFood Istanbul Eylül için<br />

gün sayıyor<br />

hotel-tech<br />

118 Mitsubishi Electric’ten dünyanın<br />

geleceği için çevreci teknolojiler<br />

120 Turizmde dönüşenler rekabette<br />

öne geçiyor<br />

122 Geleceğin gezgin grubu “sosyal<br />

medyacılar”<br />

ürün<br />

124 Dekorasyonda mozaik tasarımın yıldızı;<br />

Studio Mosaics<br />

ürünler<br />

126-127-128 Yeni ürünler<br />

www.hotelrestaurantmagazine.com


8<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Jolly Tur’dan Güneydoğu’daki turizm<br />

seferberliğine farklı bir boyut<br />

Jolly Tur, turizm kadar sosyal sorumluluk çalışmalarında da en güzele,<br />

en iyiye odaklanmış projeleriyle dikkat çekiyor. 2016’daki sıkıntılı sürece<br />

rağmen, GAP Turları’na devam ederek bölge turizmine katkısını kesintisiz<br />

sürdüren Jolly Tur, şimdi de Şanlıurfa’ya çağrı merkezi kurdu. 25 kişilik<br />

kadro ile yola çıkan Jolly Tur, işsizlik oranının yüksek olduğu şehirlerden<br />

biri olan Şanlıurfa’nın istihdamına katkıda bulundu. Jolly Tur Yönetim<br />

Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Figen Erkan, sosyal sorumluluk olarak<br />

nitelendirdikleri bu projeyle Şanlıurfa’nın istihdamına katkıda bulunmaktan<br />

ve bölgede turizmin bir meslek alanı olarak benimsenmesinin yolunu<br />

açmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarının altını çizdi.<br />

Bodrum’da denize sıfır bir yaşam…<br />

Olaverde, Bodrum’un en gözde beldesi Gündoğan’da gerçek denize sıfır<br />

konumu ile sizi hayallerinizle buluşturuyor. Günün her anı sakin denizi<br />

ile mükemmel bir yaşam deneyimi vaat eden Olaverde, Bodrum’da<br />

nadir bulunan büyüleyici bir kumsala da sahip. İdeal konumu ile sabah<br />

güneşini gören Olaverde, sunduğu birçok imkan ile de Gündoğan’ın en<br />

gözde projesi…<br />

TAV’dan yılın ilk yarısında<br />

511 milyon avro ciro<br />

Havalimanı işletmeciliğinde Türkiye’nin dünyadaki önemli markası TAV<br />

Havalimanları, <strong>2017</strong> yılının ilk yarısında 51 milyon yolcuya hizmet verdi.<br />

Konsolide cirosunu 2016’nın aynı dönemine göre yüzde 2 artıran şirket 60<br />

milyon avro net kar açıkladı. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani<br />

Şener “Havalimanlarımızdaki yolcu trafiği <strong>2017</strong> yılının ikinci çeyreğinde<br />

pozitif ivmeyi yakaladı. Bu yıl da portföyümüzü büyütmek için iş geliştirme<br />

ve yatırım çalışmalarına hız kesmeden devam ettik. Haziran ayında<br />

Suudi Arabistan Sivil Havacılık İdaresi (GACA) ile Yanbu, Qassim ve Hail<br />

havalimanlarının geliştirilmesi ve işletmesi için sözleşmeleri imzaladık.<br />

Medine havalimanındaki başarımızı bu havalimanlarında da tekrarlamak<br />

istiyoruz.” dedi.<br />

TUROYD, Anadolu’da otelcileri bir<br />

araya getiriyor<br />

Türkiye genelinde otel yöneticilerinin ilk kez bir araya gelerek<br />

oluşturduğu, Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) tarafından<br />

organize edilen, TUROYD Güneydoğu Anadolu Bölgesel yürütme<br />

kurulu toplantıları Siirt, Batman ve Diyarbakır’da gerçekleştirildi.<br />

İlk toplantısını 5 Temmuz’da Diyarbakır’da Radisson Blu’da<br />

gerçekleştiren TUROYD Yönetim Kurulu Üyeleri ile bölgesel<br />

dinamikleri, otelciliğin ve turizmin gündemini değerlendirdi.<br />

Anadolu’da turizmcileri bir araya getiren bu toplantılar sırasında<br />

konuşan TUROYD Başkanı Ali Can Aksu yaptığı açıklamada; “Işığın<br />

geldiği yönü iyi gözlerseniz karanlıklarınız aydınlığa dönüşür.<br />

Hepimizin ortak paydası turizm ve istikrar. Mezopotamya’nın ve bu değerli tarihi coğrafyasında turizm ile barış köprülerinin kurulmasını<br />

istiyoruz. Bu topraklardan korkmayın! Artık güvendeyiz. Bu topraklarda huzur var, samimiyet var, sevgi var. Sizleri burada sevgiyle<br />

misafir etmek istiyoruz. Gelin kaynaşalım var olalım bir olalım diri olalım aydınlığa yol alalım” dedi.


10<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Emirates ve flydubai, ortaklık<br />

anlaşmasıyla güçlerini birleştiriyor<br />

Emirates ve flydubai, yeni bir ortaklığa imza atarak iki yüz ’den fazla<br />

destinasyona erişim sağlıyor. Yönetimleri birbirlerinden bağımsız şekilde<br />

devam eden iki havayolu, operasyon büyütme ve büyümeye ivme sağlama gibi<br />

konularda birbirlerinin ağını kuvvetlendirecek. Yenilikçi nitelikteki ortaklık,<br />

kod paylaşımının ötesine geçerek koordinasyon imkânı veren programlamayla<br />

beraber bütünleşik ağ ortaklığını içeriyor. Bu ortaklık modeli flydubai<br />

müşterilerine Emirates’in bünyesinde bulunan altı kıtaya yayılmış, dünya<br />

çapındaki uçuş noktalarından kusursuz şekilde yararlanma imkânı tanıyor.<br />

Emirates müşterileri ise flydubai’nin kuvvetli bölgesel ağına erişim kazanıyor.<br />

Eser Hotel’lere davetlisiniz…<br />

Yazın, güneşin ve soğuk havuz suyunun tadını çıkarmak için çok uzaklara<br />

gitmenize gerek kalmadı. Eser Hoteller Grubuna ait Büyükçekmece ve Silivri<br />

otelleri Aquapark yaz eğlencesi ile sizlere şehirde küçük tatil molaları sunuyor.<br />

Büyükçekmece’deki Eser Premium Hotel’de gündüz gökyüzünü izleyerek<br />

havuzun keyfini çıkarıp akşamları sahilde serin yürüyüşlerle anın tadını<br />

çıkarmaksa size kalıyor. Ya da Silivri’deki Eser Diamond Hotel’de tüm gün<br />

kumsalın ve denizin tadını sonuna kadar çıkarıp rahatlayabilirsiniz. Keyfinize<br />

keyif katacak şehir otellerimizde hafta sonları için planlayacağınız küçük<br />

tatillerle anılarınıza unutulmaz anlar ekleyin. Üstelik aile konaklamalarında<br />

özel avantajlar sizleri bekliyor.<br />

Palmarina Bodrum Barcelona’da<br />

Türkiye’yi tanıttı, sıra Hamburg’da<br />

İş ortakları, sektörün VIP isimleri ile beraber 800’den fazla kişiyi ağırlayan ve<br />

onlara da yelkenli deneyimi yaşatan Palmarina Bodrum, gelen ziyaretçilere<br />

de Türkiye’yi ve Bodrum’u tanıttı. Barcelona’nın merkezinde bulunan,<br />

Extreme Club’da, konuklarını Türkiye’yi temsil edecek lezzetlerle ağırlayan<br />

Palmarina Bodrum Pazarlama ve PR Müdürü Derya Akyüz, yapılan<br />

sponsorluk çalışmasının bir sonraki Extreme Sailing Series yarışlarının bir<br />

ayağını da Bodrum’a getirmede çok önemli hedef olduğunu belirtti. “Yarışı<br />

dünya çapında destekliyoruz, aynı zamanda da ülkemizi ve Palmarina’nın<br />

da değer kattığı Bodrum’u tanıtıyoruz. Barcelona’da ilgi çok büyük oldu.<br />

Ülkemiz ve bizim için yelken sporları önemli, bunun için Palmarina Bodrum<br />

olarak elimizden gelen desteği veriyoruz” dedi.<br />

Prontotour’a yeni CMO<br />

Turizm sektörünün önde gelen markalarından Prontotour,<br />

pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı’na deneyimli isim<br />

Gürkan Erol’u getirdi. CMO (Chief Marketing Officer) olarak göreve<br />

başlayan Erol; markanın tüm pazarlama, iletişim faaliyetlerine<br />

ilave olarak satış, e-ticaret, CRM, inovasyon ve müşteri deneyimi<br />

alanlarını da kapsayan pazarlamadan sorumlu Genel Müdür<br />

Yardımcılığı görevini de üstlenecek. 1968 doğumlu Gürkan Erol,<br />

Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirmesinin ardından Boğaziçi Üniversitesi<br />

Makina Mühendisliği bölümünden mezun oldu.


12<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Akfen Holding, %40’lık hissesini IFM<br />

Investors’a devrediyor<br />

<strong>2017</strong> yılında Akfen Yenilenebilir Enerji’nin yüzde 33’ünü EBRD ve IFC’ye, TAV<br />

Havalimanları Holding’deki yüzde 8.1’lik hissesini Fransa merkezli Aéroports de<br />

Paris şirketine devreden Akfen Holding, Türkiye’ye bir başka dev yabancı yatırımı<br />

daha çekmeyi başararak Mersin Uluslararası Limanı’ndaki yüzde 50 hissedeki<br />

yüzde 40’lık payın 869 milyon dolara devri için Avustralyalı altyapı fonu IFM<br />

Investors ile hisse devir sözleşmesi imzaladı.<br />

Crowne Plaza Florya yeni Genel<br />

Müdürü<br />

Volkan Öztürkler oldu<br />

Turizm ve otelcilik sektöründe uluslararası deneyime sahip, sektörün genç<br />

ve dinamik yöneticilerinden Volkan Öztürkler, Crowne Plaza Florya’nın Genel<br />

Müdürü olarak göreve başladı. 20 yılı aşkın turizm ve otelcilik deneyimine sahip<br />

Öztürkler, sırasıyla Boca West Country Club, Boca Resort & Club, The Ritz<br />

Carlton, Rixos gibi lüks segment markalarda üst kademe yöneticilik ve genel<br />

müdürlük pozisyonlarında görev yapmıştır. Intercontinental Hotels Group’a<br />

bağlı Crowne Plaza oteller zincirinin en yeni üyelerinden biri olan Crowne Plaza<br />

Istanbul Florya, Volkan Öztürkler’in yönetimi ile birlikte city-resort konseptini<br />

öne çıkartarak misafirlerinin memnuniyeti için yüksek kalitede hizmet sunmaya<br />

odaklanacaktır.<br />

Corendon Airlines Türkiye’nin En Büyük<br />

500 Şirketi arasında<br />

Türkiye’nin önde gelen turistik havayollarından Corendon Airlines, şirketleri net<br />

satışlar, faiz/vergi öncesi kar-zarar, aktif toplam ve öz kaynak değerlerine göre<br />

sıralayan Fortune 500 Türkiye listesine 284.sıradan girerek, 6. kez “Türkiye’nin en<br />

büyük 500 şirketi” arasında yer aldı.<br />

Hilton İstanbul Kozyatağı’nda<br />

üst düzey atama<br />

World Travel Awards 2015 ve 2016’da iki yıl üst üste ‘’Türkiye’nin<br />

En İyi Şehir Oteli’’ seçilen Hilton İstanbul Kozyatağı’nda üst düzey<br />

bir atama gerçekleştirilerek otelin Satış Direktörlüğü görevine Ilgın<br />

Eğilmezer getirildi. 2005 yılında Marmara Üniversitesi Turizm ve<br />

Otel İşletmeciliği bölümünden mezun olan Eğilmezer, profesyonel<br />

hayata Radisson Blu Asia’da Satış & Pazarlama departmanında<br />

başladı. Ardından sırasıyla, Wyndham Grand Kalamış ve Crowne<br />

Plaza Asia’da Kıdemli Kurumsal Satış Uzmanı görevlerinde<br />

bulunan Ilgın Eğilmezer, 2015 yılında Hilton İstanbul Kozyatağı’nda<br />

Kurumsal Satış Müdürü olarak çalışmaya başladı. 2016 yılında<br />

otelin Satış Direktör Yardımcısı olarak atanan Eğilmezer, bundan<br />

sonra görevine Hilton İstanbul Kozyatağı Satış Direktörü olarak<br />

devam edecek.


‘PROJELERİNİZİ’<br />

YAPIYORUZ VE YENİLİYORUZ.


14<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

İngiltere uçuşlarında uygulanan<br />

elektronik cihaz yasağı kalktı<br />

İngiltere uçuşlarında uygulanan<br />

elektronik cihaz yasağı kalktı<br />

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) uçuşları sonrası İngiltere uçuşlarında<br />

uygulanan elektronik cihaz yasağı kaldırıldı. Yasağın kaldırılması ile ilgili<br />

değerlendirmelerde bulunan Atlasglobal Yönetim Kurulu Başkanı Murat<br />

Ersoy “Önemli bir sorunu geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İngiltere<br />

uçuşlarındaki yasağın kalkması Türk turizmine önemli katkılar sağlayacak” diye<br />

konuştu.<br />

Sofa Hotel Nişantaşı’nın 7. kat gizemi…<br />

Türkiye’deki ilk HIP otel olma özelliğinin yanı sıra, İstanbul’un sıra dışı oteli Sofa<br />

Hotel’in 7. katı sıra dışı konseptlere ev sahipliği yapan 7 farklı suitiyle, hayata gizem<br />

katmak isteyen misafirlerine sürprizlerle dolu alanlar sunuyor. Nişantaşı’nın mistik<br />

atmosferiyle sarmaş dolaş olan Sofa Hotel, 7. Katında yer alan suitlerinden biri olan<br />

No:701 Umar Suit’te, keyifli akşamüstü partileri, neşeli basın kahvaltıları ya da çok<br />

özel unutulmaz romantik konaklamalara ev sahipliği yaparak farkını bir kez daha<br />

baştan sona ortaya koyuyor.<br />

Radisson Blu Bosphorus Hotel<br />

Istanbul’a<br />

yeni genel müdür<br />

Konaklama sektöründe 20 yılı aşkın bir süredir görev yapan Rob Kucera,<br />

Carlson Rezidor Kuzey Afrika Bölge Müdürü olarak Dubai’ye atanan Bert<br />

Fol’den sonra Radisson Blu Bosphorus Hotel İstanbul’un Genel Müdürü<br />

olarak atandı. Aslen bir Güney Afrikalı / Çek Cumhuriyetli çift vatandaşlığı<br />

olan Rob, İngilizce ve Çek dillerini bilmektedir. Intec Collect and Wits Hotel<br />

okulundan otelcilik diploması almış ve Cornell Üniversitesi İleri Genel Müdür<br />

Programından mezun olmuştur.<br />

2018, Çin’de Türkiye Turizm<br />

yılı ilan edildi<br />

Turizm sektöründe yaşanan gelişmeler ve karşılaşılan sorunlara<br />

ilişkin tüm konuları ilgili mercilerin dikkatine sunan TÜRSAB,<br />

Birlik Üyesi Çin Halk Cumhuriyeti’yle çalışan acentalar ile bir<br />

araya geldi. 3 Ağustos’ta TÜRSAB Genel Merkez’de gerçekleşen<br />

toplantıda, 2018 yılının Çin Halk Cumhuriyeti’nde Türkiye Turizm<br />

yılı ilan edilmesi kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na<br />

sunulmak üzere yapılması planlanan etkinlikler konuşuldu. Çin<br />

Halk Cumhuriyeti ile çalışan acentalarla bir araya gelen TÜRSAB<br />

yetkilileri planlanan etkinlikler hakkında acentaların fikirlerini<br />

aldı. Etkinlik toplantısında; Çin Halk Cumhuriyeti pazarına<br />

hâkim olan acentaların yönlendirmeleriyle 2018 yılında Çin Halk<br />

Cumhuriyeti’nde Türkiye tanıtımına yönelik neler yapılabileceği<br />

değerlendirildi.


16<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Barlas Küntay kabri başında anıldı<br />

Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği, TTYD’nin Kurucusu ve Onursal Başkanı<br />

Merhum Barlas Küntay mezarı başında anıldı. Törende Türkiye Turizm<br />

Yatırımcıları Derneği- TTYD Başkanı Oya Narin, rahmetli Turizm Bakanı,<br />

Barlas Küntay’ın 1980’li yıllarda attığı temellerin Türk turizminin dünya<br />

turizminde önemli yere gelmesinde büyük payı olduğunu söyledi. TTYD<br />

Başkanı Oya Narin, merhum Barlas Küntay’ın önderliğinde kurulan TTYD’nin<br />

turizmde 25 milyar dolarlık yatırımı bulunduğunu ve 400 bin kişiye istihdam<br />

yarattığını belirterek “Turizmde yaşanan sıkıntılara rağmen kendisinden<br />

aldığımız emaneti kararlılıkla, büyüterek devam ettiriyoruz” dedi.<br />

Emirates Türkiye’deki 30. yılını<br />

kutluyor<br />

Yıllardır Türkiye’den dünyaya seyahat ve ticareti güçlendirmek için<br />

bir ilham kaynağı olan ve dünyanın en büyük uluslararası taşıyıcısı ile<br />

‘Dünyanın En İyi Hava Yolu’ olmaya layık görülen Emirates, Türkiye’ye<br />

gerçekleştirdiği uçuşların 30. yıl dönümünü kutluyor. İlk olarak 31<br />

Temmuz 1987 tarihinde İstanbul seferlerine başlayan Emirates,<br />

374 koltuk kapasiteli Boeing 727 tipi uçaklarıyla haftada iki defa<br />

gerçekleştirdiği operasyonlarla, sadece bir senede 15.600’dan fazla<br />

yolcu taşıdı. Emirates şu anda Boeing 777-300 tipi uçaklarla İstanbul<br />

Atatürk Havalimanı’ndan haftada 11 sefer yapıyor.<br />

İstanbul Sabiha<br />

Gökçen’de yolcu artışı<br />

Temmuz’da çift haneye<br />

ulaştı<br />

2009 yılından bu yana yolcu artışında sürekli Avrupa’nın<br />

en hızlı büyüyen havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen<br />

Uluslararası Havalimanı, Temmuz ayında yine büyük bir<br />

başarıya imza attı. Geçen yıl Temmuz ayında 2.6 milyon<br />

yolcuya ev sahipliği yapan İstanbul Sabiha Gökçen, geride<br />

bıraktığımız Temmuz ayında ise yolcu sayısını yüzde 13 oranında artırdı. Sabiha Gökçen’den geçen ay toplam 3 milyon 24 bin 119 yolcu<br />

geçiş yaptı. Temmuz ayında iç hat yolcu sayısı yüzde 12 artarak, 2 milyon olurken, dış hat yolcu sayısı ise yüzde 15 artışla 1 milyon<br />

olarak gerçekleşti.<br />

Bavul.com,<br />

faaliyetlerini<br />

durdurma kararı<br />

aldı<br />

Uçak bileti, otel rezervasyon ve tur hizmeti veren bavul.com, faaliyetlerini<br />

Eylül ayı itibarıyla durdurma kararı aldı. Bavul.com yönetimi,<br />

önümüzdeki döneme ait tüm seyahatlerin güvence altında olduğunu<br />

belirterek, seyahatler tamamlanana kadar müşteri hizmetlerinin<br />

servis vermeye devam edeceğini ifade etti, “Bu kararımızda pazarda<br />

oluşan aşırı rekabetçi fiyat politikalarının karlılığı oldukça azaltması ve<br />

tedarikçilerimizin çoğuna yaptığımız ödemelerin Euro cinsinden olması<br />

ve kurdaki hızlı değişiklikler etkili olmuştur.” açıklamasında bulundu.


18<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

antre<br />

Celestyal Cruises ile Yunan Adaları’nda<br />

güz güzelliğini keşfet<br />

Uluslararası cruise markası Celestyal Cruises sıra dışı turlarıyla Yunan<br />

Adaları’nı keşfe çıkarmaya devam ediyor. Yazın son demlerinde işte size<br />

kendinizi zinde ve iyi hissedeceğiniz ‘adıyla müsemma’ bir rota önerisi:<br />

Celestyal Nefeli ile Euphoric Aegean Turları. 3, 4 ve 7 gecelik alternatifleriyle<br />

Euphoric Aegean Turları Eylül ayında başlayacak, Ekim sonuna kadar devam<br />

edecek. Tur programı kapsamında Celestyal Nefeli yolcularını İzmir’in Çeşme<br />

limanından alacak. 3 gecelik Euphoric Aegean Turları’nda Mikonos, Atina,<br />

Santorini; 7 gecelik turlarda ise bu limanların dışında Girit Hanya, Rodos ve<br />

Naphlion da gezilecek.<br />

Four Seasons Hotel Sultanahmet<br />

dünyanın en iyileri listesinde<br />

Four Seasons Hotel Sultanahmet, dünyanın en prestijli seyahat<br />

dergilerinden Travel + Leisure’nin The World’s Best listesine<br />

Türkiye’den seçilen tek otel oldu. 21 yıldır misafirlerine tarihle iç içe<br />

bir konaklama deneyimi sunan Four Seasons Hotel Sultanahmet,<br />

Travel + Leisure okurlarının belirlediği The World’s Best listesinde<br />

‘Avrupa’daki En İyi 15 Otel’ içinde 8. sırada yer alarak, başarısını<br />

uluslararası düzeyde bir kez daha tescil etmiş oldu.<br />

TUYED’te görev değişikliği<br />

Kerem Köfteoğlu görevini<br />

Hasan Arslan’a devretti<br />

Yedi dönemdir Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği<br />

Başkanlığı’nı yürüten Kerem Köfteoğlu, görevi Başkan<br />

Yardımcısı Hasan Aslan’a devretti. Konuyla ilgili olarak<br />

TUYED Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, Kerem<br />

Köfteoğlu’nun yoğun programlarından dolayı yıllardır<br />

üstlendiği TUYED Başkanlığı görevini bıraktığı bilgisi<br />

paylaşılarak, “Bundan sonra TUYED Başkanlığını Hasan<br />

Arslan arkadaşımız yürütecektir” denildi.<br />

Wi-Fi’a<br />

olan talep<br />

gittikçe<br />

yükseliyor<br />

Dünyanın önde gelen mobil uydu iletişimi sağlayıcısı Inmarsat’ın pazar<br />

araştırması şirketi GfK iş birliğiyle üçüncüsünü gerçekleştirdiği “Uçuş<br />

Sırasında Bağlanabilirlik Araştırması” sonuçlarına göre uçaklarda<br />

sunulan genişbant hizmeti havayolu endüstrisini değiştiriyor ve<br />

yolcuların uçuş deneyimine ilişkin beklentilerinde devrim niteliğinde bir<br />

dönüşüm ortaya koyuyor. Yolcuların büyük bir çoğunluğu artık 30.000 fit<br />

yükseklikte uçarken de aynı karada sahip oldukları gibi yüksek seviyede<br />

bağlanabilirlik ve çevrimiçi hizmetlere erişim hizmetinden yararlanmak<br />

istiyor. Hal böyleyken, yolcuların %60’ı Wi-Fi kullanımının bir lüks<br />

olmaktan çıkıp zorunluluk haline geldiğini savunuyor. Tüm dünyada uçuş<br />

esnasında yüksek kaliteli Wi-Fi deneyimi yaşayan yolcuların çoğunluğu<br />

(%61), havayolu seçimi yaparken belirledikleri önceliklerde Wi-Fi’yı uçuş<br />

sırasında sunulan eğlencelere göre daha üst sıralara yerleştiriyor.


20<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

İnegöl’de turizm<br />

konuşulacak<br />

‘DOSTUM’!<br />

Bursa’nın İnegöl ilçesi şimdiye kadar<br />

mobilyası ve köftesiyle tanınıyordu.<br />

İnegöl’ün özellikle doğa turizminde<br />

sahip olduğu saklı kalmış değerler<br />

bundan sonra çok konuşulacak.<br />

Bu değerleri belediye bünyesinde<br />

kurulan İNTURAŞ (İnegöl Turizm A.Ş)<br />

koordinasyonunda oluşturulan İnegöl<br />

Turizm Tanıtım Platformu dünya ve<br />

Türkiye’de vitrine çıkaracak.


İnegöl’ün saklı kalmış güzelliklerinin<br />

artık açığa çıkma zamanın geldiğine<br />

inanan İnegöl Belediye Başkanı Alinur<br />

Aktaş, bu güzellikleri Turizm Yazarları<br />

ve Gazetecileri Derneği’nden (TUYED) bir<br />

heyete tanıttı. İnegöl’ün mobilya, kaplıca,<br />

köfte ve ayçekirdeğinde markalara<br />

sahip olduğunu belirten Aktaş, “Doğa<br />

turizminde de ciddi artılarımız var.<br />

Bunları Türkiye ve dünyaya daha iyi<br />

tanıtmak adına İnegöl Turizm Tanıtım<br />

Platformunu kurduk” dedi.<br />

Aktaş: “İnegöl’de üniversite<br />

açarak gençleri de bölgemize<br />

çekeceğiz”<br />

TUYED üyelerinin turizmde bir hedefiniz<br />

var mı sorusunu yanıtlayan Aktaş şunları<br />

söyledi: “Turizme biraz geç girdik bu<br />

yüzden şimdilik rakamsal bir hedef<br />

belirlemedik. Belediye olarak özel<br />

sektör mantığıyla iş yapıyoruz. İnegöl’de<br />

üniversite açarak gençleri de bölgemize<br />

çekeceğiz. Kurşunlu’da bir eko turizm<br />

alanı oluşturacağız. İlçemizde artık<br />

birileri turizme kafa yoruyor. Kent Müzesi,<br />

Mobilya Ağaç Sanayi Müzesi, Ortaköy<br />

Kervansarayı, İshakpaşa Külliyesi, Cuma<br />

Camii, Tarihi Kapalı Çarşı ve termal<br />

merkezimiz Oylat ile Oylat Mağarasını<br />

öne çıkaracağız. Doğa turizminde<br />

saklı güzelliklerimizi de tanıtıp, yakın<br />

olduğumuz Ankara ve İstanbul’daki<br />

doğaseverleri ilçemize çekeceğiz.”<br />

şunları söyledi: “Burada İnegöl’e gelen<br />

doğaseverlere yöresel kahvaltı yapma<br />

imkanı sunuyoruz. Bakraçta yoğurdu<br />

eskiden yapıldığı gibi, gerçek ev mayasıyla<br />

hazırlayıp misafirlerimize ikram etmeyi<br />

planlıyoruz. Kimyon ile kekik arası bir tadı<br />

olan yöreye özgü Çıbrıka baharatını da<br />

tanıtacağız.”<br />

Köftenin hası, Orhan Köfte’de<br />

tadıldı<br />

Orhan Köfte’nin sahibi Orhan Çelik,<br />

TUYED heyetine İnegöl köftesi, Oylat AŞ<br />

Pazarlama Müdürü Özgür Yıldız bölgedeki<br />

termal sularının yararları, Oylat ATV’nin<br />

sahibi Agah Oktay Özcan da doğanın<br />

içinde düzenlenen parkurlar hakkında<br />

bilgiler verdi. TUYED üyeleri ayrıca<br />

Hamamlı Köyü Muhtarı Recep Ötünmek’in<br />

davetlisi olarak Sabahattin Oruç’un<br />

nektarı bahçesinde dalından meyve<br />

koparıp yediler. Baldan Dondurma’nın<br />

sahibi Ercan Yıldız’ın ikramıyla da<br />

serinlediler.<br />

Doğaya saygı DOSTUM!<br />

Tanıtım gezisi boyunca TUYED heyetiyle<br />

birlikte olan İNTURAŞ Koordinatörü Nezir<br />

Kuyumcu, doğaseverlere hizmet vermek<br />

üzere Doğa Sporları ve Turizm Merkezi’ni<br />

(DOSTUM) oluşturdukları belirterek<br />

faaliyetler hakkında şu bilgileri verdi:<br />

“DOSTUM 80 bin metrekarelik bir alana<br />

sahip. Burada, atv, motocross sahası,<br />

bisiklet parkuru, uçuş pisti, okçuluk<br />

eğitim sahası, deniz bisikleti, kampçılık,<br />

balıkçılık alanı, yamaç paraşütü hangar<br />

ve kafeteryamızla hizmet veriyoruz. Hem<br />

doğaseverler hem de çocuklar burada<br />

keyifle zaman geçirebiliyor.”<br />

Doğaseverlere yöresel kahvaltı<br />

ayrıcalığı<br />

Yerel lezzetleri anneannelerinin<br />

yaptığı şekilde ortaya çıkarıp, İnegöl’e<br />

geleceklere ikram edeceklerini belirten<br />

Kuyumcu, İNTURAŞ bünyesinde faaliyet<br />

gösteren, kadın emeğini değerlendirmek<br />

adına Hilmiye Köyü’nde Oylat Çiftlik<br />

adıyla hizmet veren birim hakkında ise


22<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

TUROYD Çin<br />

pazarı için<br />

düğmeye<br />

bastı!<br />

Türkiye ve Çin işbirliğinin turizmde en önemli adımı olacak,<br />

TUROYD-ÇİN BTL Hospitality projesi imzalandı.<br />

Türkiye genelinde otel yöneticilerinin<br />

ilk kez bir araya gelerek oluşturduğu,<br />

Turizm Otel Yöneticileri Derneği<br />

(TUROYD) ile bünyesinde Çin’in en lüks otel<br />

zinciri WEI Retreat, Hotels & Preference<br />

ve Dormitory markalarını barındıran Çin<br />

merkezli BTL Hospitality, arasında ülke<br />

turizmini geliştirmek amacıyla işbirliği<br />

anlaşmasını imzaladı. TUROYD Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Ali Can Aksu, Başkan<br />

Yardımcısı Murat Yumak, Turoyd Yönetim<br />

Kurulu Üyeleri, Mr. Philip WEI (BTL<br />

Founder ), Mr. Mars MAO (BTL Culture<br />

Director), Mr. Klaus Petter LILLVIK (BTL<br />

Regional Director Eastern Europe),<br />

Semih Erken (BTL) katılımıyla Lionel<br />

Hotel Istanbul ev sahipliğinde yapılan<br />

toplantıda, turizm alanında hem yurtdışına<br />

turist gönderme hem de turist ağırlama<br />

konusunda dünyanın yeni büyüğü olma<br />

yolunda hızla ilerleyen Çin ile Türkiye’ye<br />

lüks segment ve münferit seyahat eden<br />

Çinli turistleri getirmek, gelen turistlerin<br />

konaklama ihtiyacını karşılamak, BTL’in<br />

bünyesinde yer alan BTL Akademi ile<br />

Türkiye’deki otel çalışanlarına ihtiyaç<br />

duyulan “lüks servis” eğitimlerini vermek<br />

konuları değerlendirildi.<br />

“Gelin, güçlerimizi birleştirelim”<br />

Türkiye ve Çin iş birliğinin turizmde<br />

en önemli adımı olacak TUROYD-ÇİN<br />

BTL Hospitality projesinde konuşan Mr.<br />

Philip WEI (BTL Founder), Çin’in son 30<br />

yılda çok büyük bir yol kat ettiğini, Çin<br />

ve Türkiye’nin 4 bin yıllık bir hikayesinin<br />

olduğunu belirterek, “Bu bizim kanımızda,<br />

DNA’mızda var. Çinliler ile Türkler aynı.<br />

Gelin bu gücümüzü birleştirelim. Her iki<br />

ülke olarak turizm ve otelcilik anlamında<br />

büyük değer ortaya koyalım.” dedi.<br />

Türkiye’nin Çin açısından çok önemli bir<br />

pazar olduğuna değinen Wei, konuşmasına<br />

şöyle devam etti: “Çinli turistler her<br />

gün daha çok yurt dışına açılıyor.<br />

Kültürlerimiz benzer. İpek Yolu iki ülkenin<br />

topraklarından geçiyor. Çinliler için Türk<br />

kültürü ve tarihi önemli. Önümüzdeki<br />

sene Çin de Türk yılı. Yüzlerce milyon<br />

Çinli yurt dışına açılıyor. Bu anlaşmanın<br />

büyük bir atılım olacağını düşünüyoruz.<br />

Çin turizmi değişiyor. Eskiden grup turları<br />

tercih edilirken, artık bireysel seyahat<br />

etmek istiyorlar ve niş destinasyonları<br />

üst segment konaklama tesislerini tercih<br />

ediyorlar.” dedi.<br />

“Türkiye’de kriz varsa<br />

yöneticilerimizi dünyanın<br />

öbür tarafına neden transfer<br />

etmeyelim?”<br />

TUROYD Başkanı Ali Can Aksu ise yaptığı<br />

açıklamada şunları söyledi: “Bizim sizler<br />

gibi samimi ve ufku geniş insanlara<br />

ihtiyacımız var. Siz bize bunu yapacağız<br />

demiyorsunuz ama beraber planlayalım<br />

diyorsunuz, en önemlisi bu. Bize balık<br />

yemeyi değil, balığı tutmayı öğretiyorsunuz.<br />

Bu çok önemliydi. Hakikaten şirketi<br />

incelediğimiz zaman kısa vadede olsa<br />

da özellikle Mr. Wei’nın hikayesi çok<br />

önemli. Hepimizin başaramayacağı bir<br />

başarı öyküsüne sahip. Bu konuyla ilgili<br />

bundan sonra ortak gerçekleştireceğimiz<br />

projelerde bugün hayırlısıyla BTL firması<br />

ile beraber TUROYD olarak bir protokol<br />

imzalıyoruz. Bu sadece toplantıyla sınırlı<br />

kalmayacak. Tüm arkadaşlarımızla<br />

oturacağız, Çin pazarından en etkin<br />

nasıl yararlanabiliriz, onu konuşacağız.<br />

Management yapıyorlar, dünyada birçok<br />

oteli yönetiyorlar ve Türk otel yöneticisini<br />

ciddi anlamda başarılı buluyorlar ve bizim<br />

başarılı insanlarla çalışmaya da ihtiyacımız<br />

var. Neden olmasın, Türkiye’de kriz varsa<br />

yöneticilerimizi dünyanın öbür tarafına<br />

neden transfer etmeyelim, önünüzü<br />

açalım, bu konuyla ilgili bilgilendirme<br />

yapalım. Bundan sonra inşallah çok farklı<br />

çalışmalarla karşınıza çıkmak istiyoruz.”<br />

“Çin ve Hint pazarlarına<br />

odaklanmalıyız”<br />

Aksu yurt dışında özellikle Çin ve Hint<br />

pazarlarına odaklanılması gerektiğinin<br />

altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:<br />

“Odaklanmamız gereken iki pazar var. Çin<br />

ve Hint pazarı. Bugüne kadar ülke turizmi<br />

olarak her türlü tavizi verdik. Avrupalı şu<br />

an politik olarak bizi tercih etmiyor. Biz<br />

farklı pazarlara bakmak zorundayız. Kısa<br />

vadede otelcinin yüzü gülüyor. Ancak uzun<br />

vadeli hedeflerle yürümeliyiz.”


24<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

ISTOTEP workshop serilerinin 2. si<br />

Expedia ile tamamlandı<br />

İstanbul Otelciler Platformu, workshop eğitim serilerinin ikincisini Expedia ile yaptı.<br />

The Sofa Hotel Nişantaşı’nda gerçekleşen panelde konuşan ISTOTEP Başkanı Barış<br />

Türer, eğitim toplantılarının ay ay devam edeceğini belirterek, Aralık ayında İstanbul<br />

otelciliğinin en iyilerini seçecekleri bir ödül gecesinin de ilk duyurusunu yaptı.<br />

İstanbul Otelciler Platformu (ISTOTEP)<br />

tarafından düzenlenen Expedia Eğitim<br />

Paneli 9 Ağustos Perşembe günü The<br />

Sofa Hotel Nişantaşı’nda gerçekleşti. İlki<br />

POYD İstanbul iş birliği ile Radisson Blu<br />

Pera’da düzenlenen workshop serilerinin<br />

ikincisine ISTOTEP Başkanı Barış Türer,<br />

Başkan Yardımcısı İlker Karadağ’ın yanı<br />

sıra The Sofa Hotel Yönetim Kurulu<br />

Başkanı ve Türkiye Turizm Yatırımcıları<br />

Derneği Başkan Yardımcısı Ali Güreli,<br />

The Sofa Hotel Genel Müdürü Cantekin<br />

Temizer de konuşmacı olarak katıldı.<br />

Güreli: “Sıkıntıları fırsata<br />

dönüştürme zamanı”<br />

Panelin açılışında konuşan Ali Güreli,<br />

İstanbul ve Türkiye turizmine dair<br />

değerlendirmelerde bulunarak,<br />

2016 yılında kan kaybeden turizmin<br />

<strong>2017</strong> yılında da ciddi sıkıntılar içinde<br />

olduğunu kaydetti. Bu dönemi fırsata<br />

dönüştürmenin sektör adına önemli bir<br />

adım olacağını ifade eden Güreli, “Her<br />

sıkıntının yanında bir avantaj, bir fırsat<br />

vardır çünkü. Sıkıntıları konuşarak da


vakit kaybetmeyin.” dedi. Türkiye Turizm<br />

Yatırımcıları Derneği olarak Bakanlıklar<br />

ile yakın temas halinde olduklarını<br />

aktaran Güreli, “Yarın İstanbul’da<br />

olacağını bildiğimiz yeni Kültür ve<br />

Turizm Bakanımız Numan Kurtulmuş ile<br />

bir araya geleceğiz. Bu defa konumuz<br />

İstanbul ve sorunları olacak. Çünkü<br />

İstanbul çok sıkıntı çekiyor. Her ne kadar<br />

doluluklarımız bir seviyeye geldiyse de<br />

fiyatlarımız malum. Önümüzdeki aylarda<br />

ve yıllarda bu fiyatları nasıl yukarıya<br />

çekebiliriz, doluluklarımızın devamlılığını<br />

nasıl sağlarız, onu planlamamız<br />

gerekiyor.” diye konuştu.<br />

“İBB ile bir tanıtım projesi<br />

başlattık”<br />

Bu doğrultuda İstanbul Büyükşehir<br />

Belediyesi ile Contemporary paralelinde<br />

bir tanıtım projesi başlattıklarını<br />

açıklayan Güreli, İBB’nin 50 milyon<br />

TL’lik bir sermayeyle katkıda bulunduğu<br />

bu projeyle İstanbul’u tüm dünyaya<br />

da tanıtımını yapacakları bir sanat<br />

şölenine dönüştürmeyi planladıklarını<br />

anlattı. Projenin Contemporary ile sınırlı<br />

kalmayacağını söyleyen Güreli, <strong>2017</strong><br />

yılında başlayan projenin 2024 yılına<br />

kadar hız kesmeden devam edeceğini<br />

aktardı.<br />

“Sektörün ihracatçı kabul<br />

edilmesi için TİM ile görüşme<br />

halindeyiz”<br />

Konuşmasının devamında Türkiye<br />

İhracatçılar Meclisi nezdinde turizm<br />

sektörünün ihracatçı sektörü kabul<br />

edilmesi ve ihracata verilen bütün<br />

teşviklerin turizm sektörüne verilmesi<br />

anlamında da bir çalışma yapıldığı<br />

bilgisini de paylaşan Güreli, “Bu konuda<br />

iyi bir noktaya geldik, fakat henüz bir<br />

netice almadığımız için sadece ön fikir<br />

paylaşabiliyorum. Bu gerçekleştiği<br />

takdirde sektörümüz adına çok önemli<br />

bir fırsat ve destek olacaktır.” dedi.<br />

Turizm sektörünün mevcut sorunlarını<br />

aşabilmesi adına ortak aklın gerekliliğine<br />

inandığını kaydeden Güreli, “Önemli olan<br />

bir arada konuşabilmektir. Bu dönem<br />

bize bunu öğretecek. Daha önce çok fazla<br />

yapmadık. Bu anlamda Barış (Türer)<br />

arkadaşımıza çalışmalarından dolayı<br />

tebrik ediyorum. Bir araya gelmek birlikte<br />

çalışmak çok kıymetli.” dedi.<br />

“Booking.com kararını yanlış<br />

buluyorum”<br />

Sözlerini noktalarken booking.com ile<br />

ilgili kısa bir açıklamada da bulunan<br />

Güreli, “Eklemek isterim ki, booking.<br />

com ile ilgili kararı son derece yanlış<br />

buldum. Türkiye’nin çok daha fazla bu<br />

gibi mekanizmalara ihtiyacı var. Ama<br />

çok fazla da komisyon ödememiz lazım.”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Temizer: “Büyük hedefler için<br />

glokal olmak lazım”<br />

Panel, Ali Güreli’nin konuşmasının<br />

ardından Expedia İstanbul Bölge<br />

Müdürü Petek Gürsoy ve Cem Çetin’in<br />

sunumları ile devam etti. Eğitim<br />

toplantısının bir diğer konuşmacısı<br />

ise The Sofa Hotel Genel Müdürü<br />

Cantekin Temizer oldu. Konuşmasında<br />

İstanbul’un markalaşmasında algı<br />

yönetiminin önemine dikkat çeken<br />

Temizer, bu yolda sektörün birlikte<br />

hareket etmesinin değerine işaret<br />

ederek, günümüzde büyük hedefler için<br />

glokal olmanın gerekliliğine vurgu yaptı.<br />

“Bunu yapmanızı çok saygıdeğer ve<br />

önemli buluyorum. Tek başına ve global<br />

değilseniz, platformda kat hizmetlisi<br />

ve spa müdürü kalmaya mahkum<br />

olursunuz.” sözleriyle konuşmasını<br />

sürdüren Temizer, “Bu platformda<br />

yapılan aktiviteleri, TÜROB, TÜROFED<br />

gibi derneklerle koordinasyonlu<br />

olarak yapmak lazım. Çünkü oradaki<br />

arkadaşlarımız da çok tecrübeliler.<br />

Bu aşamada kısa orta ve uzun<br />

vadede hedefler koymalısınız.Müşteri<br />

çeşitlendirmesini çok dikkatli yapmamız<br />

lazım. Expedia’yı zorlamamız lazım.”<br />

şeklinde konuştu.<br />

Türer: “İstanbul otelciliğinin<br />

en iyilerine ödül vermeye<br />

hazırlanıyoruz”<br />

Expedia eğitim paneli, ISTOTEP Başkanı<br />

Barış Türer’in kapanış konuşması ile<br />

son buldu. Eğitim toplantılarının ay<br />

ay devam edeceğini açıklayan Türer,<br />

“Aralık ayında çok büyük bir ödül töreni<br />

yapılacak. İstanbul Otelciler Platformu<br />

olarak, İstanbul’un en iyi genel müdürü,<br />

en iyi ön büro müdürü, en iyi iş oteli<br />

kategorilerinde sizlerin huzurunda hak<br />

eden ödülleri dağıtmayı planlıyoruz.” diye<br />

konuştu.


26<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

TÜROB<br />

Geleneksel<br />

Öğle Yemeği<br />

gerçekleşti<br />

TÜROB Geleneksel Öğle Yemeği 27 Temmuz Perşembe günü Holiday Inn Airport<br />

Istanbul Hotel’de sektör temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi.<br />

İstanbul Vali Yardımcısı İsmail Gültekin<br />

ve İstanbul İl Kültür ve Turizm<br />

Müdürü Coşkun Yılmaz’ın da katıldığı<br />

toplantıda bir konuşma yapan Türkiye<br />

Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı<br />

Timur Bayındır, konuşmasının başında<br />

Numan Kurtulmuş’un yeni Kültür ve<br />

Turizm Bakanımız olarak atanmasını<br />

memnuniyetle karşıladıklarını ifade<br />

ederek, “Sektör olarak zorlu bir dönemden<br />

geçtiğimiz bu süreçte kabine değişikliğinin<br />

de hayırlı olmasını diliyoruz. Sayın<br />

Kurtulmuş’un deneyimli bir siyasetçi<br />

olarak özel sektör ile el ele sektörün<br />

sorunlarına eğileceğine ve olumlu adımlar<br />

atacağına inanıyoruz. Yeni Bakanımız<br />

ile hızlı ve verimli bir yol alabilmeyi ümit<br />

ediyoruz.” dedi.<br />

Timur Bayındır, yemekli toplantıda özetle<br />

şu ana başlıklara değindi:<br />

“Pozitif yansımalar var dedik ama<br />

arzu ettiğimiz günleri maalesef henüz<br />

yakalayamadık”<br />

“<strong>2017</strong> yılının ilk yarısını geride bıraktık.<br />

Geçen yıla göre daha pozitif bir dönem<br />

içerisinde olduğumuz söylemek yanlış<br />

olmaz. Ülke genelindeki kaygı ve tedirginlik<br />

azaldıkça, turizme olan direkt yansımaları<br />

da fark ediyoruz. Pozitif yansımalar var<br />

dedik, ama arzu ettiğimiz günleri maalesef<br />

henüz yakalayamadık. Durma noktasına<br />

gelen ya da oldukça düşüş gösteren<br />

kaynak pazarlarımız, özellikle iş ve kongre<br />

turizmindeki kayıp ve tabii ki, dolulukların<br />

artmasına rağmen gelirlerimizin azalması<br />

iş hacmimize ilişkin öncelikli sıkıntılarımız.<br />

Hızlı yaşanan düşüşlerin, çıkışları ne yazık<br />

ki aynı hızla olamıyor. Ancak, yaşanan<br />

sıkıntılar tüm ekonomiye ve sosyal hayata<br />

etki edince, doğal olarak biz turizmcilerin<br />

de stresi ve beklentileri artıyor.”<br />

“Türkiye kongre turizmindeki daralmayı<br />

KDV muafiyeti uygulaması ile aşabilir”<br />

Bu noktada iki temel segmente dikkatleri<br />

çeken Bayındır, kongre ve kruvaziyer<br />

turizmindeki gelişmelerin sektörü<br />

eski günlerine döndürmeye yardımcı<br />

olacağını kaydederek, “ Bu konuda, ana<br />

pazarımız konumundaki Avrupa’ya özel<br />

önem verilmelidir. Avrupa’dan ülkemize<br />

gelen turist sayısı artmadığı durumda,<br />

Ortadoğu ve Rusya’dan kaydedilecek<br />

artışların aradaki farkı kapatması mümkün<br />

değildir.” dedi. Kongre turizminde son<br />

10 yıldaki atağıyla dünya markası haline<br />

gelen Türkiye ve İstanbul’un 2016 yılında<br />

sıralamada gerilere düştüğünü belirten<br />

Bayındır, “ICCA Raporuna göre, 2016<br />

yılı itibariyle Türkiye ilk 20’deki, İstanbul<br />

ise ilk 10’daki yerlerini kaybetti. Türkiye<br />

ve İstanbul 2016 yılında ilk 50 içinde de<br />

yer bulamadı. Sıralamada yeniden eski<br />

seviyeye dönmemiz, hiçbir olumsuzluk<br />

olmaması durumunda en az 3-4 yıl sürer.<br />

Çünkü uluslararası bir kongre bugünden<br />

yarına alınmıyor. Kongre turizmi, kısa vade<br />

değil, uzun vadeli planlama gerektiriyor.<br />

2021-2022 yıllarında gerçekleşecek bir<br />

kongreye şimdiden teklifler alınıyor,<br />

kongre yapılacak merkez açıklanıyor.<br />

Kongre Turizmi için verilen tekliflerde,<br />

tercih edilebilir olmak için, ülkemizin<br />

şu şartlarda ihtiyaç duyduğu en önemli<br />

farklılık, KDV muafiyeti uygulaması olarak<br />

öne çıkmakta, ancak bu yönde ülkemizde<br />

bir düzenleme bulunmamaktadır. Türkiye<br />

bu yönde yaşanan daralmayı KDV muafiyeti<br />

uygulaması ile aşabilir.” şeklinde konuştu.<br />

“İstanbul’un acilen limana ihtiyacı var”<br />

Türkiye’de son 15 yılda çok önemli atak<br />

yapan kruvaziyer turizminin de ağır darbe<br />

aldığını da kaydeden Bayındır, birçok<br />

uluslararası cruise şirketinin 800’den<br />

fazla gemi rotalarından Türkiye’yi<br />

çıkardığını ifade etti. Bununla birlikte<br />

sektörde en büyük darbeyi, en büyük<br />

potansiyeli olan İstanbul’un aldığını<br />

söyleyen Bayındır, “Neredeyse artık gemi<br />

gelmiyor. 2015 yılında uğrayan gemi<br />

sayısı 345 iken, 2016 yılında 56’ya düştü.<br />

Gelen yolcu sayısı ise 600 binden, 44<br />

bine geriledi. Salı Pazarı’ndaki inşaatın,<br />

limanı kapatmasının da etkisiyle İstanbul,<br />

kruvaziyer turizminden neredeyse<br />

tamamen çıktı. İstanbul’un bu sektördeki<br />

potansiyelini kullanabilmesi için acilen<br />

limana ihtiyacı var. Bununla beraber,<br />

Birliğimizin kruvaziyer turizmi için önemli<br />

bir girişimde bulunarak, Bakanlığımız<br />

ile çalışmalara başladığını belirtmek<br />

isterim.” diye konuştu. Bayındır, Ukrayna<br />

ve Rusya’daki fuarlarda yapılan ikili<br />

görüşmelerde Karadeniz’de Odessa-<br />

İstanbul ve Soçi-İstanbul parkurlarında<br />

kruvaziyer turlarının başlatılması için<br />

iki ülke tarafından çalışma yapılmasının<br />

karşılıklı olarak değerlendirildiğini de<br />

sözlerine ekledi.


28<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

İstanbul’da Shopping Fest rüzgarı esti<br />

1-16 Temmuz tarihleri arasında 7.si gerçekleşen İstanbul ShoppingFest (İSF) bu yıl<br />

ilklere sahne oldu. İstanbul’un dört bir yanında festival coşkusunu yaşatan İSF’nin<br />

kapanış töreni Venezia AVM’de gerçekleşti.<br />

İstanbul’u alışveriş destinasyonu<br />

olarak cazibe merkezi haline<br />

getirmek amacıyla düzenlenen<br />

İstanbul Shopping Fest, şehirde renkli<br />

etkinliklere ev sahipliği yaptı. “Sen Hiç<br />

Kapalıçarşı’yı Gördün mü” sloganıyla<br />

tarihi Kapalıçarşı’da gerçekleştirilen<br />

etkinliklere İstanbullular ve turistler<br />

büyük ilgi gösterirken, keşif rotalarıyla<br />

tarihi çarşının çok bilinmeyen sokakları<br />

yeniden hatırlatıldı. Festival kapsamında<br />

özellikle zanaatkarlar ile genç<br />

sanatçıların buluşmaları büyük ilgiyle<br />

takip edildi.<br />

Design İSF büyük ilgi gördü<br />

Festival alışveriş merkezleri, Akasya,<br />

Capitol, Emaar Square Mall, Forum<br />

İstanbul, İstinyePark, Kanyon, Palladium,<br />

Venezia ve Zorlu Center’da kurulan<br />

“Design İSF” alanları, ziyaretçileri<br />

alışveriş fırsatlarının yanı sıra tasarım<br />

ve sanat ile buluşturdu. Design İSF<br />

alanlarında katılımcılar moda dünyasının<br />

tanınmış tasarımcılarının yanı sıra<br />

mücevher, aksesuar, mobilya, seramik,<br />

grafik, kumaş, kitap, kırtasiye, cam, takı,<br />

aydınlatma, organik gıda gibi alanlara<br />

fark katan üreticilerin ürünlerine ulaşma<br />

imkanı buldu. Design İSF alanlarında<br />

sergilerden dans gösterilerine, müzik<br />

dinletilerinden atölye çalışmalarına<br />

kadar birbirinden renkli etkinliklerle<br />

ziyaretçilere farklı bir deneyimler<br />

yaşatıldı.<br />

Topbaş: “Keşke İstanbul’da<br />

olsam diyecekler”<br />

Şehirde festival coşkusunu yaşatan<br />

İstanbul Shopping Fest’in kapanış töreni<br />

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı<br />

Kadir Topbaş’ın katılımıyla Venezia<br />

AVM’de gerçekleşti. Kadir Topbaş<br />

törende yaptığı konuşmada; İstanbul’da<br />

her yerde farklı güzellikler olduğunu<br />

belirterek, “Shopping Fest de bunlardan<br />

biri. Dünyanın merkezinde olan bu şehir<br />

için başka ülkelerde yaşayanlar keşke<br />

İstanbul’da olsam, İstanbul’da yaşasam<br />

diyecekler. Bunun için çalışıyoruz.”<br />

dedi. Törende, festivale katkılarından<br />

dolayı festival alışveriş merkezleri ile<br />

destekleyen kurum ve kuruluşlar Türk<br />

Hava Yolları, TAV Havalimanları Holding,<br />

İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası<br />

Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme<br />

A.Ş (İSG), Türkiye Seyahat Acentaları<br />

Birliği (TÜRSAB), Türkiye Otelciler Birliği<br />

(TUROB), Turizm Restaurant Yatırımcıları<br />

ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) ve<br />

Karnaval Media Group’a teşekkür<br />

plaketi sunuldu. Törende dünyada en<br />

çok fotoğrafı paylaşılan 5. şehir olan<br />

İstanbul’un resmi sosyal medya hesabı<br />

oneistanbul ile festival süresince<br />

gerçekleştirilen instagram yarışmasında<br />

#oneistanbul ve #istshopfest etiketiyle<br />

paylaşılan alışveriş konulu fotoğraflar<br />

arasından seçilen fotoğrafların sahipleri<br />

de ödüllendirildi. Sema Asa Gönenç<br />

birinciliğe, Elif Özdoğru ikinciliğe, Duygu<br />

Mencik üçüncülüğe, Sabri Hacıoğlu<br />

jüri özel ödülüne layık görüldü. Birinci<br />

THY’den Uzakdoğu/Amerika uçuş bileti,<br />

ikinci Avrupa bileti, üçüncü iç hat bileti,<br />

jüri özel ödülünün sahibi de F1 sürüş<br />

deneyimi kazandı.


İstanbul fiyat stresinde<br />

Sadece İstanbul’da oda geliri kaybı 1 milyar Euro<br />

Konaklama sektöründe geçen yılın üzerinde doluluklar oluşmasına rağmen gelirler hâlâ<br />

istenen düzeyde değil. İstanbul Haziran <strong>2017</strong>’de yine en büyük gelir kaybı yaşayan Avrupa<br />

destinasyonu oldu.<br />

Türkiye genelinde konaklama<br />

sektöründe doluluk oranları geçen<br />

yılın üzerine çıkmasına rağmen<br />

düşen fiyatlar nedeniyle konaklama<br />

sektöründe elde edilen gelirler hâlâ<br />

Avrupa’nın en son sırasında yer alıyor.<br />

Özellikle İstanbul, Haziran <strong>2017</strong>’de,<br />

en büyük gelir kaybı yaşayan Avrupa<br />

destinasyonu oldu. Araştırma şirketi<br />

STR Global’in Türkiye Otelciler Birliği<br />

(TÜROB) hazırladığı ‘Haziran <strong>2017</strong> Ülke<br />

Performans Raporu’ açıklandı. İstanbul,<br />

Antalya ve Ankara’da STR sistemine<br />

dahil otellerin verilerinin ortalamasına<br />

göre, Türkiye’nin Haziran <strong>2017</strong> otel<br />

dolulukları, 2016 yılının aynı dönemine<br />

yüzde 0.1 artarak yüzde 44.6 olarak<br />

kaydedildi. Türkiye, Haziran <strong>2017</strong>’de<br />

oda başı gelirlerde 31 Euro ile Avrupa<br />

ülkeleri arasında son sırada yer aldı.<br />

Ocak-Haziran dönemine kapyayan yılın ilk<br />

yarısında ise Türkiye genelinde doluluklar<br />

geçen yılın aynı dönemine göre yüzde<br />

50.8’den yüzde 53.3’e yükselirken, oda<br />

başı gelirler 39.4 Euro’dan 32.7 Euro’ya<br />

geriledi.<br />

Avrupa’nın en düşük fiyatı<br />

İstanbul’da<br />

Turizmde içinde bulunduğu sıkıntıyı<br />

aşmaya çalışan İstanbul’da ise Haziran<br />

2016’da yüzde 39.9 olan doluluk oranı,<br />

Haziran <strong>2017</strong>’de yüzde 8.5 artarak, yüzde<br />

43.2 olarak ölçüldü. ADR (Average Daily<br />

Rate) olarak adlandırılan ortalama günlük<br />

satılan oda bedeli 71.1 Euro olarak,<br />

2016’ya göre yüzde 17.5 düşüş gösterdi.<br />

Haziran 2016’da bu rakam 86.2 olmuştu.<br />

Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde<br />

edilen gelirlerde ise (RevPAR) geçen yıla<br />

oranla yüzde 10.5 düşüş yaşandı ve 30.7<br />

Euro olarak ölçüldü. Haziran 2016’da<br />

bu rakam 34.3 Euro olmuştu. İstanbul,<br />

Haziran <strong>2017</strong>’de, ADR’sindeki yüzde 17.5<br />

düşüş ve RevPar’daki yüzde 10.5 düşüş<br />

ile en büyük gelir kaybı yaşayan Avrupa<br />

destinasyonu oldu. Ocak–Haziran <strong>2017</strong><br />

döneminde ise doluluk oranı, geçen yılın<br />

aynı dönemindeki yüzde 49.2’den yüzde<br />

53.3’e yükseldi. Ortalama günlük satılan<br />

oda bedeli 96.2 Euro’dan 72.3 Euro’ya,<br />

oda başı elde edilen gelir 47.3 Euro’dan<br />

38.5 Euro’ya geriledi.<br />

Koz olarak kullanılıyor<br />

Dolulukları yorumlayan TÜROB Başkanı<br />

Timur Bayındır, geçen yıl aynı dönemde<br />

güvenlik sorununa ilişkin ciddi bir kaygı<br />

ortamı hakimken, bu yıl sakinleşme<br />

olmasına rağmen doluluk artışının aksine<br />

gelirlerde pozitif etkinin söz konusu<br />

olmadığını söylesi. Bayındır, “STR’nin<br />

doluluk oranları dikkate alındığında,<br />

TÜROB olarak yaptığımız hesaplamada,<br />

2015-<strong>2017</strong> dönemindeki ilk yarı<br />

rakamlarına göre sadece İstanbul’da oda<br />

gelirleri kaybı yaklaşık 1 milyar Euro’yu<br />

buluyor. Bu rakama yüksek sezon olarak<br />

adlandırdığımız ikinci yarı dahil değil. Onu<br />

da dahil ettiğimizde rakam katlanacaktır”<br />

dedi. “Turistlerin gelmesi ve doluluk<br />

oranı meselesi dışında, asıl sorun bütçedestinasyon<br />

imajının yarattığı strestir.<br />

Güvenlik ve risk meselesi özellikle<br />

İstanbul’un pazar fiyatlamasında adeta<br />

bir koz haline gelmiştir” diyen Bayındır,<br />

özellikle Antalya’da geçen yıla göre gelir<br />

anlamında toparlanma görüldüğünü<br />

belirterek, “Doluluk oranlarında önemli<br />

bir değişim olmaması ve gelirin artması<br />

hizmete açık otel sayısı ve yerli turistin<br />

etkisi olarak yorumlanabilir” diye<br />

konuştu.<br />

Antalya yükseldi<br />

Antalya’da Haziran <strong>2017</strong> otel dolulukları<br />

bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla<br />

yüzde 0.3 artarak yüzde 55.3 oldu.<br />

Haziran 2016’da bu oran yüzde 55.2.<br />

Ortalama günlük satılan oda bedeli 101.2<br />

Euro olarak, Haziran 2016’ya göre yüzde<br />

19.2 artış gösterdi. Haziran 2016’da bu<br />

rakam 84.9 Euro olmuştu. Toplam oda<br />

sayısı üzerinden odabaşı elde edilen<br />

gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde<br />

19.6 artış yaşandı ve 56 Euro olarak<br />

ölçüldü. Haziran 2016’da bu rakam 46.8<br />

Euro olmuştu. İlk 6 ayda ise doluluk<br />

oranı, geçen yılın aynı dönemindeki<br />

yüzde 50.7’den yüzde 54.1’e yükselirken;<br />

ortalama günlük satılan oda bedeli 64.8<br />

Euro’dan 59.9 Euro’ya, oda başı elde<br />

edilen gelir 32.8 Euro’dan 32.4 Euro’ya<br />

geriledi.


30<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Türk<br />

turizmine<br />

Almanya’dan<br />

büyük<br />

destek!<br />

Almanya’dan<br />

Türkiye’ye gelen<br />

tüm uçakların dolu<br />

uçtuğunu, satışların<br />

iyi gittiğini bildiren<br />

Türk Acenteciler<br />

Birliği (COOP TRR)<br />

CEO’su Cumhur<br />

Sefer, “Türkiye’deki<br />

tatil imkanları ve<br />

otellerdeki fiyatkalite<br />

dengesi<br />

Almanları<br />

cezbetmeye devam<br />

ediyor” dedi.<br />

Avrupa’daki Türk seyahat<br />

acentecilerini tek çatı altında<br />

buluşturan Türk Acenteciler<br />

Birliği (COOP TRR) CEO’su Cumhur<br />

Sefer, Almanya ve Türkiye arasındaki<br />

son dönemde yaşanan olumsuzluklara<br />

rağmen Türkiye’ye yönelik satışların<br />

yüksek ivmeyle devam ettiğini söyledi.<br />

Geçen yıldan bu yana Türkiye’ye yönelik<br />

uçuşlarda bir miktar kapasite düşüşü<br />

yapıldığını hatırlatan Sefer, var olan<br />

tüm uçakların ise tam dolu uçtuğunu<br />

belirtti. Sefer, “Almanya’dan yapılan<br />

rezervasyonlarda iptal yok, aksine talep<br />

aynı ivmeyle sürüyor. Belki yeni koltuk<br />

eklenmiyor ama tüm koltuklar dolu.<br />

Alman turistler için özellikle de çocuklu<br />

aileler için Türkiye, cazip tatil ülkesi<br />

olmaya devam ediyor” diye konuştu. Türk<br />

otellerinin fiyat ve yüksek kalite dengesi<br />

nedeniyle Almanlar için tercih nedeni<br />

olduğunun altını çizen Sefer, gelecek yılın<br />

çok daha iyi olması için COOP TRR olarak<br />

çalıştıklarını aktardı.<br />

Almanya’daki beş önemli fuarda<br />

stant açılacak<br />

COOPTRR’nin 2018 yılı Türkiye satışlarına<br />

destek olmak için Almanya’daki beş<br />

önemli fuarda stant açarak Alman<br />

turizmciler ve tatilcilerle buluşacağını<br />

açıklayan Cumhur Sefer, katılacakları<br />

fuarları şöyle sıraladı: Stuttgart’taki CMT<br />

(13-21 Ocak 2018), Hannover’daki ABF<br />

(31 Ocak - 04 Şubat 2018), Hamburg’daki<br />

Reisen Hamburg (07-11 Şubat 2018),<br />

Essen’deki Reise+Camping Essen 21-<br />

25 Şubat 2018 ve Nurnberg’deki Messe<br />

Freizeit Nurnberg (28 Şubat - 4 Mart<br />

2018). Bu fuarlarda Türk otellerini daha<br />

iyi tanıtacaklarını, Türkiye’den gelecek<br />

otellere ve acentelere de stantlar<br />

vereceklerini anlatan Sefer, sıcak satış<br />

da yapacaklarını kaydetti. Almanya’nın<br />

beş şehrindeki bu fuarların tüketiciler<br />

ile buluşmak için büyük fırsat olduğuna<br />

dikkat çeken Sefer, “COOP TRR çatısı<br />

altındaki seyahat acenteleri ele ele<br />

vererek 2018’de Türkiye turizminin çok<br />

daha iyi olması için çalışıyor. COOP<br />

TRR Türkiye Temsilcimiz Hasan Çetin,<br />

otellerle birebir görüşerek tanıtım<br />

hamlemizin kapsamını genişletiyor”<br />

dedi. COOPTRR’nin Almanya’nın Essen<br />

kentinde 18 Kasım <strong>2017</strong> tarihinde geniş<br />

kapsamlı bir çalıştay düzenleyeceğini de<br />

hatırlatan Sefer, bu çalıştaya Türkiye’den<br />

de çok katılımcı beklediklerini söyledi.<br />

Almanya’daki çoğu tur operatörünün<br />

gelecek yılın yaz kataloglarını çıkardığı<br />

bir dönemde düzenleyecekleri bu<br />

çalıştayın önemini vurgulayan Sefer şöyle<br />

konuştu: “COOPTRR olarak yaptığımız<br />

ilk çalıştay çok ilgi görmüş ve ses<br />

getirmişti. 18 Kasım’da yapacağımız bu<br />

ikinci çalıştayın kapsamı çok daha geniş<br />

olacak. Türkiye’den de gelip tanıtım<br />

yapmak isteyen turizmciler için küçük<br />

bir fuar alanı oluşturacağız. Ayrıca sağlık<br />

turizminin de aralarında olacağı konular<br />

belirleyip özel alanlarda küçük çalıştaylar<br />

yapacağız. Avrupa’dan ve Rusya’dan<br />

turizmcilerle biraraya geleceğiz. COOP<br />

TRR olarak Avrupa ve Almanya’da<br />

yapacağımız tanıtım ve imaj çalışmaları<br />

Türkiye’ye önemli bir katkı sağlayacak.”


Arabasına<br />

atlayan<br />

Yunanistan’a<br />

gidiyor!<br />

Yunanistan her yıl 1 milyonu aşan sayıda Türk turistini ağırlarken,<br />

ülkeden Türkiye’ye gelen turist sayısı ise son 3 yıldır geriliyor.<br />

Yunanistan her yıl 1 milyona yakın<br />

Türk turisti ağırlarken, Yunan<br />

turizmciler ülkeden Türkiye’ye<br />

gelen turist sayısının da eski günlere<br />

dönmesini istiyor. Yunanistan’dan<br />

Türkiye’ye gelen turist sayısının yeniden<br />

artışa geçmesi için Yunan turizmcilerden<br />

iş birliği teklifleri yağıyor. Bu amaçla<br />

girişimlerde bulunan Kuzey Yunanistan<br />

Ticaret Odası ve Yunan turizm örgütleri,<br />

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) heyetini<br />

Selanik’de ağırladı. Başkan Timur<br />

Bayındır’ın yanı sıra Yönetim Kurulu<br />

Üyesi Taner Yallagöz, Genel Müdür<br />

İsmail Taşdemir ve TÜROB Üyesi Nuri<br />

Kalyoncu’dan oluşan TÜROB heyeti<br />

Selanik’te temaslarda bulundu ve Kuzey<br />

Yunanistan Ticaret Odası tarafından<br />

düzenlenen ‘Türk-Yunan Turizminin<br />

Geliştirilmesi’ konulu çalıştayda Yunan<br />

turizmcilerle bir araya geldi.<br />

120 bin Türk, Selanik’e gitti<br />

Selanik temaslarıyla ilgili bir açıklama<br />

yapan TÜROB Başkanı Timur Bayındır,<br />

“Ortak çalışmalar ve temasların<br />

artırılması ile Yunanistan’dan ülkemize<br />

olan turist akışının eski günlerine<br />

dönmesini hedefliyoruz. Hedefimiz kısa<br />

sürede Yunanistan’dan gelen turist<br />

sayısını 1 milyona çıkarmak. Yunan<br />

turizmcilerin sadece Türkiye’den<br />

Yunanistan’a giden turist sayısının<br />

artması konusunda değil, Yunanistan’dan<br />

Türkiye’ye gelen turist sayısının yeniden<br />

artışa geçmesi konusunda da büyük bir<br />

arzusu bulunuyor” dedi. 2016’da sadece<br />

Selanik’i 120 bin Türk turistin ziyaret<br />

ettiğine işaret eden Bayındır, şunları<br />

söyledi: “Bu sadece otelde kalanları<br />

ifade ediyor. Günübirlik gidenler ya da<br />

yazlık ev kiralayanlar bu rakama dahil<br />

değil. Bu 120 bin kişinin sadece 16<br />

bini acenteler aracılığıyla, geri kalanı<br />

da kendi araçlarıyla gitmiş. Yunan<br />

turizmciler, acenteler vasıtasıyla ülkeye<br />

gidişlerin ve Yunanistan’dan Türkiye’ye<br />

gelişlerin artmasını istiyor. Türkiye’den<br />

Yunanistan’a gidenler ağırlıklı bireysel.<br />

Yunanistan’dan ise grup olarak geliyorlar.<br />

Ayrıca Yunan turistler ağırlıklı İstanbul’a<br />

gelirken tanıtımlarda İstanbul’un yanı<br />

sıra Türkiye’nin Yunan pazarında Bursa,<br />

Trabzon, Çanakkale, İzmir, Eskişehir ve<br />

Kayseri gibi destinasyonları da ön plana<br />

çıkaracağız.”<br />

Türk turist artışı sürüyor<br />

“Türkiye’yi kaybetmek istemiyorlar”<br />

diyen Bayındır, “Yunan turizmciler<br />

bize, turizmde Türkiye’nin yerini hiç bir<br />

ülke dolduramayacağını ifade ettiler.<br />

Türk turistin harcama kapasitesi de<br />

oldukça yüksek. Türklerin yüzde 80’i<br />

Yunan Adaları’nı ve Kuzey Yunanistan’ı<br />

tercih ediyor. Kalan yüzde 20’si Atina ve<br />

diğer yerlere gidiyor. Bu yıl Türkiye’den<br />

ülkeye giden turist sayısında ise yüzde<br />

15 civarında artış meydana geldiğini<br />

ilettiler” dedi. “Selanik’te, Yunan<br />

meslektaşlarımızla iki ülke turizmini<br />

daha iyi şekilde nasıl geliştirebileceğimizi<br />

değerlendirdik” diyen Bayındır, “Yunan<br />

turizmcilerin bize verdiği mesaj şu:<br />

İki ülkenin toplam nüfusu 90 milyonu<br />

aşıyor. Ancak karşılıklı olarak sadece<br />

1.5 milyonluk turizm hacmi var.<br />

Bizden 1 milyona yakın turist gidiyor.<br />

Oradan 500 bin turist geliyor. Halbuki<br />

bu hacmin ez an 10 milyon olması<br />

lazım. Bunun için de ortak tanıtım<br />

çalışmaları ve etkinlikler yapılması<br />

kararı alındı. Siyasetin turizmden<br />

ayrıştırılması gerekiyor. Türkiye ile iş<br />

yapma konusunda çok istekliler. En<br />

kısa süre içinde bir workshop çalışması<br />

yapacağız. Tanıtımlara başlayacağız” diye<br />

konuştu. Bayındır, Yunan turizmcilerin<br />

daha önce dile getirdikleri bir öneriyi<br />

tekrarladıklarına dikkat çekerek,<br />

“Uçaklara verilen yakıt desteği benzeri<br />

bir teşvik uygulamasının ülkelerinden<br />

Türkiye’ye otobüsle yapılacak turistik<br />

turlarda talebi artıracağını düşünüyorlar”<br />

dedi.


Antalya temmuzda 5 milyonu aştı<br />

Antalya’ya gelen<br />

yabancı ziyaretçi<br />

sayısı temmuz ayı<br />

sonu itibariyle geçen<br />

yıla göre %65 artış<br />

göstererek 5 milyon<br />

21 bin kişi olarak<br />

gerçekleşti.<br />

Antalya’ya gelen yabancı ziyaretçi<br />

sayısı temmuz ayı sonu itibariyle 5<br />

milyon 21 bin kişi olarak gerçekleşti.<br />

Gelenlerin ülkelere göre dağılımında<br />

Rusya 2 milyon kişi ile toplamın üçte<br />

birinden fazlasını oluşturarak ilk sırada<br />

yer aldı. Rusya’nın 2016’da uyguladığı<br />

yasak nedeniyle geçen yıl zor günler<br />

yaşayan turizm kenti Antalya, bu yıl<br />

özellikle Rus turistlerin ilgisiyle büyük bir<br />

toparlanma sürecine girdi. Antalya’daki<br />

turist sayısı Temmuz ayının bitmesine<br />

günler kala 5 milyon barajını aştı. Antalya<br />

Havalimanı Mülki İdare Amirliği’nin<br />

verilerine göre, 28 Temmuz Cuma günü<br />

itibariyle Antalya’ya gelen toplam turist<br />

sayısı 5 milyon 21 bin 5 kişiye ulaştı. Geçen<br />

yıla göre yüzde 62 artış gösteren turist<br />

sayısı, toplamda 2015 rakamlarına da<br />

yaklaştı.<br />

2 milyonu Rusya’dan<br />

Antalya’ya 28 Temmuz itibariyle gelen<br />

toplam 5 milyon 21 bin 5 turistin büyük<br />

bölümünü Rus turistler oluşturdu.<br />

Haziran ayı sonu itibariyle 1 milyon 321<br />

bin olan Rus turist sayısı, Temmuz ayında<br />

2 milyonu aştı. Rusya ile birlikte Ukrayna<br />

ve diğer BDT ülkelerindeki yükselişler<br />

Temmuz ayında da devam etti.


34<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gündem<br />

Ayık: “Turist sayısı artıyor,<br />

turizm gelirimiz artmıyor”<br />

<strong>2017</strong> yılının ilk 6 aylık dönemini<br />

değerlendiren TÜROFED Başkanı<br />

Sayın Osman Ayık, Ocak-Mayıs<br />

döneminde Türkiye’yi ziyaret eden yabancı<br />

sayısının geçen yılın aynı dönemine<br />

göre %5,55 artış göstererek 8.762.509<br />

olarak gerçekleştiğini açıkladı.<br />

Osman Ayık, konuyla ilgili şu bilgileri<br />

paylaştı:<br />

“Gene aynı dönem ülkemize en çok<br />

ziyaretçi gönderen ilk beş ülke sırasıyla;<br />

Rusya Federasyonu, Gürcistan, Almanya,<br />

İran ve Bulgaristan’dır. İlk beş ayda<br />

Avrupa’dan gelen ziyaretçi sayısında<br />

geçen yıla göre %17,10’luk azalış olmuştur.<br />

Rusya Federasyonu’ndan gelen<br />

ziyaretçi sayısında ise %571,86 oranında<br />

artış mevcuttur.<br />

“İstanbul’da toparlanma zaman<br />

alacak”<br />

Önemli turizm merkezlerimizi ele aldığımızda<br />

İstanbul’da 2016 yılının Şubat<br />

ayında başlayan düşüş devam etmektedir.<br />

2015 yılı ile 2016 yılı Ocak-Aralık<br />

rakamları karşılaştırıldığında 2016<br />

yılında yaklaşık %19 oranında azalma<br />

meydana gelmiş ve bu senenin ilk altı<br />

aylık rakamları incelendiğinde geçen<br />

seneye göre %5 oranında düşüşün<br />

devam ettiği görülmektedir. Bu yılı, 2015<br />

yılı rakamları ile karşılaştırdığımızda<br />

bu düşüş %23’ü bulmuştur. Suudi<br />

Arabistan, Irak, Kuveyt, Cezayir, Ürdün,<br />

Lübnan, Suriye, Tunus, Mısır, Fas,<br />

Libya, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap<br />

Emirlikleri, Yemen, Filistin, Umman ve<br />

Sudan’ın oluşturduğu Arap ülkelerinden<br />

gelen ziyaretçiler sayısı geçen seneye<br />

göre %47 artmıştır. Ayrıca gelen yabancı<br />

ziyaretçiler içerisindeki payı %57<br />

oranında artarak %23’e yükselmiştir.<br />

İstanbul’u ziyaret eden müşteri profilinin<br />

farklılığı toparlanmanın zaman alacağına<br />

işaret etmektedir.<br />

Artışlar 2015’in gerisinde<br />

Antalya’nın ilk 6 aylık rakamları incelendiğinde<br />

geçen yıla göre %55<br />

oranında artış yaşanmıştır. Yaz sezonunun<br />

başlamasıyla Rusya, Ukrayna<br />

ve Belarus’tan gelen yabancı ziyaretçi<br />

sayısındaki yüksek artış bu rakamın<br />

oluşmasına neden olmuştur. Yalnız<br />

bu yılın rakamlarının 2015 yılının<br />

rakamlarının %17,6 oranında gerisinde<br />

olduğu unutulmamalıdır. Birinci kaynak<br />

pazarımız olan Almanya’dan gelen<br />

ziyaretçi sayısındaki ilk 6 aylık kümülatif<br />

rakamda geçen seneye göre düşüş<br />

yaşanmasına rağmen geçen yıl Haziran<br />

ayında gerçekleşen rakamı bu yıl yakalamış<br />

olması ilerleyen dönemler için umut<br />

vericidir.<br />

Muğla ilimizin ilk 6 ayı değerlendirildiğinde<br />

hem yerli hem de yabancı turist<br />

sayısında artış yaşandığı görülmektedir.<br />

Bu yıl, 2016 yılına göre %13 artış<br />

yaşanmasına rağmen 2015 yılının<br />

rakamlarının %32 oranında gerisindedir.<br />

Bölgenin en önemli kaynak pazarı olan<br />

İngiltere’deki düşüş devam etmektedir.<br />

Bunun yanında Rusya Federasyonu,<br />

Beyaz Rusya, Ukrayna ve İsrail’den<br />

gelen ziyaretçi sayısında yüksek artışlar<br />

yaşanmıştır ama bu artışlar 2015 yılı<br />

rakamlarının yakalanmasına yeterli<br />

olmamıştır.<br />

İzmir’de altı aylık veriler 2016 seviyesinin<br />

yakalandığını göstermektedir. İzmir’e<br />

<strong>2017</strong>’nin altı aylık döneminde gelen<br />

yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 1,1 artarak<br />

249 binden 252 bine çıkmıştır. İzmir, kriz<br />

öncesi dönemde 2015 yılı ilk altı ayında<br />

425 bin ziyaretçi ağırlamıştı.


Turizm geliri 2016’ya göre %17<br />

düşüşte<br />

TÜİK’in açıkladığı ilk çeyrek raporunda;<br />

turizm gelirimiz 3,4 Milyar ABD Doları<br />

olarak gerçekleşerek geçen yıla göre %17<br />

oranında düşüş göstermiştir. <strong>2017</strong> yılının<br />

ilk üç ayındaki turizm gelirimiz ise 2015<br />

yılının %31 oranında gerisinde kalmıştır.<br />

Bilindiği gibi turizm; sektör olarak yegane<br />

yerinde ihracat yaptığımız sektördür. Bu<br />

anlamda hizmet ihracatında dışarıdan en<br />

çok döviz kazandıran ekonomik faaliyet<br />

alanıdır. Turizm gelirindeki düşüşe<br />

rağmen ilk çeyrekte oluşan dış ticaret<br />

açığını karşılama oranı yaklaşık %27<br />

olarak gerçekleşmiştir. Bu dış ticaret<br />

açığını karşılama oranının yılın geri kalan<br />

döneminde yükseleceğini inanıyoruz.<br />

“Turizmde en büyük sorun,<br />

arz-talep dengesizliği”<br />

Turizm sektörünün karşı karşıya olduğu<br />

birçok sorun mevcuttur. Bu sorunları<br />

çeşitli mecralarda dile getirdik: Gelirlerdeki<br />

düşüş, maliyetlerin artması,<br />

belediyelerin ve Maliye Bakanlığı’nın<br />

talep ettiği vergiler, turizm sektörü için<br />

açıklanan desteklerin yetersiz ve işlevsiz<br />

olması, kredi desteği, tanıtım alanında<br />

daha etkin olunması, imaj, güvenlik algısı,<br />

günübirlik evler ve anlık kimlik bildirim<br />

uygulamasındaki belirsizlikler, kalifiye<br />

personel sıkıntısı vs.<br />

Bunların yanı sıra, Türkiye geneli<br />

açısından baktığımızda İstanbul, Ege<br />

ve Akdeniz kıyı bölgelerindeki yatak<br />

arzındaki artış ve arz-talep dengesindeki<br />

bozulma en büyük sorunların başındadır.<br />

Ayrıca online pazarlamanın payı artarak<br />

tüm dünyada büyümektedir. Bu nedenle,<br />

Türk vatandaşlarının Booking.com<br />

aracılığıyla Türkiye’de bulunan otellere<br />

ulaşamaması iç pazarı olumsuz olarak<br />

etkilemekte, bundan en büyük zararı da<br />

küçük ve orta boy işletmeler ile münferit<br />

pazarlama yapan tesisler görmektedir.<br />

<strong>2017</strong>’nin ikinci yarısında Rus pazarı, eski<br />

Doğu Blok ülkeleri ve Bağımsız Devletler<br />

Topluluğu ülkelerinden gelen talepteki<br />

artış ile başta Almanya olm ak üzere<br />

Avrupa ve Orta Avrupa pazarında ise son<br />

dakika satışlarının artarak devam etmesini<br />

bekliyoruz.<br />

“Sayısal anlamda 2016’dan<br />

daha iyi bir sezon geçireceğiz”<br />

Sonuç olarak, sayısal anlamda 2016’dan<br />

daha iyi bir sezon geçireceğiz. Ancak<br />

toplamda 2015 rakamlarına ulaşılabilmesi<br />

açısından Avrupa pazarındaki genel<br />

seyrin belirleyici olacağına inanıyoruz.<br />

Ege bölgesini ele aldığımızda yurt<br />

dışından direkt uçuşların bulunması;<br />

İzmir, Bodrum ve Dalaman bölgelerine<br />

yabancı ziyaretçilerin taleplerini arttıracaktır.<br />

Özellikle Denizli ve Kapadokya<br />

gibi önemli ören yerlerinin bulunduğu<br />

bölgelerimizde iç pazarı hareketlendirmek<br />

adına ören yerleri giriş ücretlerinin<br />

makul seviyelere çekilmesi ve<br />

belirli günlerde ücretsiz giriş sağlanması<br />

yönünde talepler almaktayız. Kapadokya’dan<br />

bahsetmişken fotografik<br />

uygunluğu ve Ortodoksların en önemli<br />

merkezlerinden biri olması sebebiyle<br />

Rus ziyaretçiler açısından Kapadokya’nın<br />

popülaritesi artmış durumdadır ve bu bizi<br />

sevindirmektir. Yalnız Kapadokya Havalimanı’nın<br />

tadilatının halen bitmemesi<br />

ve ne zaman biteceğinin belirsiz olması<br />

bölgeye ulaşımı zorlaştırmaktadır.<br />

Körfez ülkelerinin birbirleriyle yaşadığı<br />

sıkıntı, turizm açısından Karadeniz<br />

bölgemizi de etkilemektedir. Kayda<br />

değer bir iptal gerçekleşmemiştir, ancak<br />

krizin derinleşmesi halinde iptal endişesi<br />

yaşanmaktadır. Gaziantep mutfağı<br />

ile UNESCO’nun yaratıcı şehirler ağına<br />

dahil olmuştur. Bu, tanıtım ve pazarlama<br />

açısından çok büyük bir değerdir. Gaziantep<br />

mutfağının kazandığı bu başarının,<br />

Ege, Hatay ve Adana mutfağı için de ilham<br />

kaynağı olması gerekmektedir. Ayrıca<br />

UNESCO tarafından Aydın’da bulunan<br />

Afrodisias Antik Kenti’nin Dünya Mirası<br />

Listesine alınması sevindirici bir haberdir.<br />

Şanlıurfa’da bulunan Göbeklitepe’nin ve<br />

diğer bekleme listesinde yer alan değerlerimizin<br />

de bu kapsama dahil edileceğine<br />

inanıyoruz.”


hotel restaurant<br />

36 & hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Carlson Rezıdor, <strong>2017</strong> yılı içinde<br />

Türkiye’de 7 otel açıyor<br />

Carlson Rezidor Hotel Group, bu yıl Türkiye’de 7 otel açmaya<br />

hazırlanıyor. Açılacak otellerin 4’ü İstanbul, 1’i İzmir diğer 2’si ise<br />

Diyarbakır ve Samsun’da yer alıyor.


Dünyanın en hızlı büyüyen otelcilik<br />

şirketlerinden Carlson Rezidor<br />

Hotel Group, bu yıl Türkiye’de<br />

7 otel açmaya hazırlanıyor. Açılacak<br />

otellerin 4’ü İstanbul, 1’i İzmir diğer<br />

2’si ise Diyarbakır ve Samsun’da yer<br />

alıyor ve grubun Türkiye’nin seçkin<br />

destinasyonlarındaki marka varlığını<br />

güçlendiriyor.<br />

Willis: “<strong>2017</strong>, Grubumuz için çok<br />

heyecanlı bir dönem olacak”<br />

Rezidor Hotel Group Orta Doğu, Türkiye<br />

ve Afrika Bölgesi Başkan Yardımcısı Mark<br />

Willis şu açıklamada bulundu: “<strong>2017</strong>,<br />

Grubumuz için hem otel açılışlarının yılı<br />

hem de çok heyecanlı bir dönem olacak.<br />

Türkiye’de açılacak 7 otelle, son birkaç<br />

yıldır ekibimizin yaptığı çalışmaların<br />

meyvelerini ve otel sahiplerinin bize<br />

duydukları güveni görüyoruz. Özellikle,<br />

Türkiye gibi önemli bir pazarda<br />

büyümeye devam ediyor, bölgedeki<br />

coğrafi varlığımızı genişletmekten<br />

memnuniyet duyuyoruz. İkonik ve şık<br />

Radisson Blu, yeni bir enerjiye sahip<br />

olan ekonomik Park Inn by Radisson<br />

yeni destinasyonlara geliyor.” Willis<br />

şöyle devam etti: “Dünya çapında saygı<br />

gören bir otelcilik grubu ve işine tutkuyla<br />

bağlı otelcilik profesyonellerinin işvereni<br />

olarak, bölgede ciddi iş potansiyeli<br />

yaratmaktan da mutluluk duyuyoruz.<br />

Halihazırda işletmesini üstlendiğimiz<br />

13 otelimiz ve geliştirmekte olduğumuz<br />

10 yeni otelimiz bulunuyor, böylece<br />

önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde<br />

5.000 oda ile Türkiye’de faaliyet<br />

göstermeye devam ediyor<br />

olacağız.”<br />

Açılışlara devam!<br />

İstanbul’da grubun<br />

Türkiye’deki ilk Residence<br />

projesi olan, Radisson<br />

Blu Residence, Istanbul<br />

Batışehir grubun son<br />

yıllarda en<br />

önemli<br />

açılışlarından biri oldu. <strong>2017</strong>’nin Şubat<br />

ayında açılan Residence, misafirlerine<br />

171 daire ile servis verirken, lobi katında<br />

yer alan Larder Restoran, 5 farklı toplantı<br />

salonu seçeneği ve özel spa alanı ile tüm<br />

gün boyunca hizmet veriyor.<br />

Grubun en yeni oteli Park Inn by Radisson<br />

ise <strong>2017</strong> yılının ilk çeyreğinde İzmir’de<br />

açıldı. İzmir’in en güzel yerlerinden<br />

Pasaport’ta yer alan 4 yıldızlı otel; iş,<br />

kültür, eğlence ve alışveriş merkezlerinin<br />

yanı sıra uluslararası elçiliklere de<br />

yürüme mesafesinde bulunuyor. Otel,<br />

her biri “Next Gen” konseptiyle dizayn<br />

edilmiş olan toplam 137 odası ile hizmet<br />

vermektedir. Park Inn by Radisson Hotel<br />

& Residence Istanbul Odayeri 98 odası, 2<br />

toplantı salonu, içerisinde hamam, sauna,<br />

kapalı yüzme havuzu bulunan spa’sı, tüm<br />

gün hizmet verecek restoran ve barı ile<br />

İstanbul’un yükselen yıldızı Odayeri’nde<br />

yılın dördüncü çeyreğinde açılacak.<br />

İstanbul’un Anadolu yakasında lüks<br />

konut projeleri kadar iş merkezlerinin<br />

de yakınında, Istanbul Uluslararası<br />

Finans Merkezinin (IFFC) yanında seçkin<br />

bir konumda yer alacak Park Inn by<br />

Radisson Istanbul Ataşehir, 80 misafir<br />

odası, 2 toplantı<br />

salonu, gym,<br />

ana restoran ve<br />

barı ile<br />

misafirlerine<br />

hizmet<br />

verecek ve<br />

<strong>2017</strong>’nin<br />

son<br />

çeyreğinde açılacak. <strong>2017</strong>’nin üçüncü<br />

çeyreğinde açılması planlanan<br />

İstanbul’un Anadolu yakasında<br />

konumlanan Park Inn by Radisson<br />

Asia Istanbul Kavacık, Boğaz’ın kuzey<br />

ucundaki Beykoz ilçesinde yer alıyor.<br />

Çağdaş ihtiyaçlara göre tasarlanan<br />

110 oda ve süitin yer alacağı otelin<br />

uluslararası mutfaklı restoranı ve barı<br />

gün boyu açık olacak. Balo salonu dahil<br />

çeşitli etkinlik ve toplantı mekanlarının<br />

yanı sıra otelde bir spor salonuyla<br />

hamam ve bakım odaları içeren bir spa<br />

da sunulacak.<br />

Yatırımlar Anadolu’da da hızla<br />

devam ediyor!<br />

Türkiye’nin önemli iş merkezlerinden<br />

Diyarbakır’da yılın ilk çeyreğinde<br />

açılan Radisson Blu Hotel Diyarbakır,<br />

şehrin merkezinde konumlanmış 170<br />

misafir odası, balo salonu ve toplantı<br />

salonu seçenekleri, executive lounge<br />

ile misafirlerinin günün yorgunluğunu<br />

atacakları şehir manzaralı alanları,<br />

heyecan verici yeni restoran ve barlara<br />

ev sahipliği yapmaktadır. Samsun<br />

şehir merkezine yakınlığı ile The Park<br />

Inn by Radisson Samsun, <strong>2017</strong>’nin<br />

ikinci çeyreğinde açılan ve 137 misafir<br />

odası, çok yönlü menüsünde gün boyu<br />

lezzetli atıştırmalıklar ve yemekler<br />

sunan restoranı, lobi barı şehirde geçen<br />

yoğun bir günün ardından rahatlamak<br />

ve sosyalleşmek için ideal bir ortam<br />

sağlayacak. Otel misafirleri<br />

aynı zamanda son teknoloji<br />

aletlerle donatılmış fitness<br />

merkezinden, toplantı<br />

salonlarından ve<br />

kapalı otoparktan<br />

faydalanabilecek.


38<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Türkiye’deki ilk<br />

DoubleTree by<br />

Hılton Resort<br />

oteli<br />

2018’de<br />

Kemer’de<br />

açılacak<br />

Hilton, Türkiye’deki ilk<br />

DoubleTree by Hilton Resort<br />

otelini duyurdu. Yeni DoubleTree<br />

by Hilton, Hilton’un Türkiye’de<br />

halihazırda faaliyet gösteren<br />

50’yi aşkın oteli arasına katılacak.<br />

Hilton 2018’in başında 324 odalı yeni oteli<br />

DoubleTree by Hilton Antalya Kemer otelini<br />

açmak üzere, Hasançebi İnşaat Turizm<br />

Yatırımları ve Ticaret Anonim Şirketi ile franchise<br />

anlaşması imzaladı. Tesis, faaliyete geçmesi<br />

ile birlikte, geniş kumsalı ile Hilton markasının<br />

Antalya’daki ilk resort oteli olacak. Batı Toros<br />

Dağları manzarasına sahip otelde özel plaj, altı<br />

restoran, dört bar, açık ve kapalı yüzme havuzu,<br />

spa tesisleri, fitness merkezi, tenis kortu ve üç<br />

konferans salonu bulunacak.


hotel restaurant<br />

40 & hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Eski İstanbul’un yeni gözbebeği<br />

Yüksel İstanbul Yenikapı Hotel


Yüksel Holding, İstanbul turizmine Mayıs <strong>2017</strong>’de hizmete açtığı Yüksel<br />

İstanbul Yenikapı Hotel ile bir yeni yatırım daha kazandırdı. 54 odalı otel, iş<br />

ve eğlence hayatının kalbinde misafirlerini dört yıldız konseptinde ağırlıyor.<br />

2011 yılında Crowne Plaza İstanbul<br />

Harbiye’yi hizmete açan Yüksel<br />

Holding, ikinci yatırımını Yüksel<br />

İstanbul Yenikapı Hotel ile gerçekleştirdi.<br />

Mayıs <strong>2017</strong>’den bu yana dört yıldız<br />

konseptinde misafirlerini ağırladıklarını<br />

söyleyen Otel Genel Müdürü İlhan Erer,<br />

yatırım ile ilgili şu bilgileri aktardı:<br />

Erer: “Eski İstanbul’un<br />

gözbebeğindeyiz”<br />

“Binlerce yıldır seyyahların ve tacirlerin<br />

en gözde durağı olmuş İstanbul,<br />

köklü uygarlıkların ölümsüz eserleri,<br />

uluslararası fuar alanları, çeşitli<br />

sektörlerin kalbinin attığı iş ve ticaret<br />

merkezleri, tarihi ve modern sanatın en<br />

gözde örneklerinin sergilendiği müzeleri<br />

ile 24 saat yaşayan; birbirinden bağımsız<br />

birçok noktada atan pek çok kalbi olan<br />

bir kent. Dört yıldızlı otelin bu değişik<br />

noktaları ticaretten sanata, eğlenceden<br />

kültüre İstanbul’un kalplerinin birleştiren<br />

can damarlarının kesiştiği yerde, dünyanın<br />

eskimeyen cazibe merkezi eski İstanbul’un<br />

göz bebeğinde yer alıyor.”<br />

54 odalı<br />

<strong>2017</strong> Mayıs ayında kapılarını açan Yüksel<br />

İstanbul Yenikapı Hotel’in 1 suit, 22<br />

superior, 10 deluxe, 13 standart ve 8<br />

family oda olmak üzere toplamda 54<br />

odası bulunuyor. Otelin menülerini ise<br />

aynı zamanda Crowne Plaza İstanbul<br />

Harbiye’nin de Executive Şefliğini yapan<br />

Musa Şener hazırlıyor. “Gününüze<br />

lobi katta yer alan restoranımızın<br />

uluslararası mutfaklardan hazırlanan<br />

eşsiz lezzetlerimiz ve açık büfe kahvaltımız<br />

ile başladıktan birkaç dakika sonra<br />

kendinizi surlarla çevrili Tarihi Yarımada’yı<br />

keşfederken ve dünyaca ünlü eserleri<br />

ziyaret ederken bulabilirsiniz.” diyen<br />

Erer, “İş ya da eğlence… İstanbul’a geliş<br />

nedeniniz ne olursa olsun, misafirimiz<br />

olduğunuz süre boyunca, geleneksel<br />

konukseverliğimiz ve Yuksel İstanbul<br />

Yenikapı uluslararası standartlarda hizmet<br />

anlayışı ile sizi rahat ettirmeye kararlıyız.”<br />

şeklinde sözlerini tamamlıyor.<br />

“İstanbul’a geliş<br />

nedeniniz ne olursa olsun,<br />

misafirimiz olduğunuz<br />

süre boyunca, geleneksel<br />

konukseverliğimiz ve<br />

Yuksel İstanbul Yenikapı<br />

uluslararası standartlarda<br />

hizmet anlayışı ile sizi rahat<br />

ettirmeye kararlıyız.”


42<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

The Rıtz-Carlton<br />

Denize açılıyor!<br />

The Ritz-Carlton, ödüllü lüks otel markasının<br />

yanı sıra lüks yatçılık hizmeti ve zamansız<br />

stilini de denize getiriyor. 2018’in Mayıs<br />

ayında rezervasyon almaya başlayacak<br />

The Ritz-Carlton, Türk konuklarını da Cruise<br />

deneyimine bekliyor.<br />

The Ritz-Carlton, uzun vadeli bir<br />

işletme anlaşması çerçevesinde<br />

lüks konukseverlik hizmeti<br />

sağlamaya hazırlanıyor. The Ritz-Carlton<br />

Yat Koleksiyonu girişimi, seyir endüstrisi<br />

için benzersiz bir deneyimi temsil ediyor.<br />

Bu serideki üç lüks yatın ilki 2019 yılının<br />

dördüncü çeyreğinde denize açılmayı<br />

planlıyor ve The Ritz-Carlton’ı hem<br />

karada hem de denizde lüks konaklama<br />

sağlayan tek kuruluş olarak ayırıyor.<br />

Yatçılığın ve gemiciliğin bu özgün<br />

kombinasyonu, rahat, zarif ve hoş bir<br />

atmosferde dünyayı keşfetmek isteyen<br />

konuklar için yepyeni bir lüks seyahat<br />

deneyimi olacak.<br />

İmza destinasyonlara yolculuk<br />

Geminin güzergahı, The Ritz-Carlton’un<br />

lüks tatil beldelerinin yaşam biçimini ve<br />

bir yat tatili ruhunu yansıtmak amacıyla<br />

geliştiriliyor. İmza destinasyonlara<br />

uğranılacak yolculuk, yedi ile on<br />

gün arasında değişiyor. Birinci gemi<br />

Akdeniz, Kuzey Avrupa, Karayipler ve<br />

Latin Amerika gibi çeşitli duraklarda<br />

mevsim değişikliğine göre seyahat<br />

edecek. Geminin boyutu sebebiyle, yat<br />

Capri ve Portofino’dan St. Barths’a ve<br />

eski Cartagena kentine kadar özgün<br />

diye nitelendirilen, büyük gemiler<br />

için ulaşılabilir olmayan benzersiz<br />

lokasyonlarda bulunacak. Gece<br />

konaklama ve gündüz liman bağlantılarını<br />

içeren rahat bir tempoda, konuklara<br />

benzersiz bir deneyim sunacak.<br />

149 suitten oluşacak<br />

Özel olarak tasarlanmış küçük kapasiteli<br />

gemi 298 yolcuya kadar ağırlayacak<br />

ve her biri kendi balkonlu 149 suitten<br />

oluşacak. Yatta ayrıca, modern işçilik ve<br />

iç mekan tasarımları ile birlikte The Ritz-<br />

Carlton ve önde gelen gemi dizayn firması<br />

Tillberg Design of Sweden tarafından<br />

tasarlanan iki 138 metrekarelik lüks<br />

dubleks çatı katı suitleri yer alacak.<br />

Yerleşik alandaki deneyim, ikonik Ritz-<br />

Carlton markasının tanınmış olduğu<br />

yüksek konforu ve benzersiz düzeyde<br />

bireysel konuk hizmetini yansıtacak.<br />

Yolculuk boyunca konuklar ultralüks<br />

gemi seyahati ve özel yatçılık<br />

sektörlerinde eşi benzeri görülmeyen,<br />

gezgin bir tarzda şımartılacaklar. The<br />

Ritz-Carlton yatlarında, Sven Elverfeld’in<br />

yaptığı restoran Aqua, The Ritz-<br />

Carlton’daki Michelin üç yıldızlı restoranı<br />

Wolfsburg, Ritz- Carlton Spa imzalı<br />

Panorama Lounge ve şarap barı gibi<br />

seçenekleri sunuyor. Buna ek olarak, yat,<br />

yerel şefler, müzisyenler ve sanatçılar ile<br />

işbirliği yaparak, benzersiz ve deneyimsel<br />

yollarla hem karada hem de denizde<br />

tecrübe edebilmeleri için benzersiz bir<br />

yolculuk vaat ediyor.


Riverside Mansion Hotel,<br />

2018’de mevcut oda sayısını 2’ye katlayacak<br />

Riverside Mansion Hotel, gelecek yıl yapılacak ilave oda yatırımıyla, mevcut oda sayısını<br />

2’ye katlamayı hedefliyor.<br />

Pers dilinde ‘Güzel Atlar Ülkesi’<br />

anlamına gelen Kapadokya, Peri<br />

bacaları, taş evleri ve doğasıyla<br />

büyülü bir yolculuğa çıkarmaya devam<br />

ediyor. Sadece çömlek atölyeleri ve<br />

halılarıyla ünlü olmayan Avanos, taş<br />

evleriyle de görenleri zaman yolculuğuna<br />

çıkarıyor. Kapadokya Avanos’ta 1912<br />

yılında ev olarak yapılan taş konak, 2016<br />

yılından itibaren Riverside Mansion<br />

Hotel olarak hizmet veriyor. Yerli ve<br />

yabancı misafirler, 105 yıllık 7 odalı bu<br />

taş konakta, farklı duygulara kapılarak,<br />

adeta peri masalının büyüsünü yaşıyor.<br />

Riverside Mansion Hotel’de, gelecek yıl<br />

yapılacak ilave oda yatırımıyla, mevcut<br />

oda sayısının 2’ye katlaması hedefleniyor.<br />

Çinli ve Asyalı turistleri ağırlıyor<br />

Feride ve Uğur Şeker çiftinin, 2016<br />

yılında turizme kazandırdıkları Riverside<br />

Mansion Hoteli, yerli misafirlerin yanı<br />

sıra, Çin, Endonezya, Kore, Tayland,<br />

Malezya, Tayvan gibi ülkelerden turistleri<br />

ağırlıyor. Geçtiğimiz yıl açılan otelin tam<br />

da krize denk geldiğini anlatan Uğur<br />

Şeker, şunları söyledi:<br />

“2016 yılı Mart ayında hizmete başlayan<br />

otelimizdeki 7 odamız, birbirinden farklı<br />

büyüklükte ve dekordadır. Açıldığımız yıl,<br />

kriz yılı olmasına rağmen, iç pazardan<br />

ve yurtdışı pazarlardan yoğun ilgi<br />

gördük. Yurtiçi pazarının yanı sıra, Asya<br />

ülkelerinden turistleri ağırladık. 2016,<br />

hizmet vermeye başladığımız ilk yıl<br />

olmasına rağmen %55’in üzerinde bir<br />

doluluk sağlandık. Bu yılın ilk 8 ayında<br />

ise, geçen yıla göre dolulukta %15 bir<br />

artışı yakaladık. 2018 yılının, geçtiğimiz<br />

iki yıldan daha iyi olmasını beklemekteyiz.<br />

Tahmini doluluğumuz %65’i geçecektir”<br />

dedi.<br />

Yatırım yapacak, oda sayısını<br />

2’ye katlayacak<br />

Tarihi çok eskilere dayanan<br />

Kapadokya’nın, tüm dünyanın görmeyi<br />

istediği eşsiz bir dokuya sahip olduğunu<br />

kaydeden Uğur Şeker, konuşmasına söyle<br />

devam etti: “Son dönemlerde turizmde<br />

yaşanan kriz, diğer bölgelerde olduğu gibi<br />

Kapadokya’yı da olumsuz etkiledi. Geçmiş<br />

yıllarda Avrupa, Amerika, Japonya ve<br />

Avustralya pazarlarından turistleri<br />

ağırlayan bölgemiz, şuan ağırlıklı olarak<br />

Çin ve Asya ülkelerinden turistleri misafir<br />

ediyor. Önümüzdeki yıldan itibaren,<br />

krizin etkilerinin daha da azalacağını<br />

öngörüyoruz. Tarihe ve kültüre meraklı<br />

olan turistler, yeniden bölgemize yoğun<br />

ilgi göstermeye başlayacaktır. Otelimizin<br />

şuan 7 odası bulunuyor ve 2018 yılında<br />

ilave 6 oda daha yapmayı planlıyoruz.<br />

Butik bir otel olarak, konaklama, kahvaltı<br />

çeşidi ve kalitemizden ödün vermeyerek<br />

yolumuza devam edeceğiz” diye konuştu.<br />

Araştırmacı yazar, profesyonel rehber<br />

Faruk Pekin’in “Kapadokya, Kayalardaki<br />

Şiirsellik” gezi rehberi kitabına da<br />

değinen Uğur Şeker, bölgenin korunarak<br />

geleceğe taşınmasının öneminin altını<br />

çizerken, mevcut güzergahların yanı sıra<br />

yeni güzergahların da oluşturularak,<br />

1,7 olan gecelemenin yükseltilmesinin<br />

önemini sözlerine ekledi.


44<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni yatırımlar<br />

Tuzla, Viaport Marina ile deniz turizminde<br />

devler ligine çıktı<br />

2015 yılında Via Properties tarafından 1 milyar TL maliyetle hayata geçirilen Viaport<br />

Marina, son 2 yılda Tuzla’ya önemli derecede katma değer sağlayarak, adeta ilçeyi<br />

İstanbul’un göz bebeği haline getirdi.<br />

Denizcilik sektörünün<br />

deneyimlenmemiş projesi olarak<br />

lanse edilen, içerisinde alışveriş<br />

merkezi, tema park, konser alanı,<br />

akvaryumu, eğlence merkezi, fuar<br />

meydanı gibi etaplardan oluşan Viaport<br />

Marina, Tuzla’yı devler ligine çıkardı.<br />

750 yat kapasitesine sahip<br />

Türkiye’nin en yeni marinasına sahip,<br />

mega yatların da yanaşabildiği Viaport<br />

Marina 750 yat kapasitesine sahip iki ayrı<br />

marinadan oluşuyor. Sosyal yaşamın<br />

ortasında konumlanan marina, tek<br />

sahiplerinin son dönemde en çok tercih<br />

ettiği lokasyonlardan biri olarak ortaya<br />

çıkıyor.<br />

Coşkun Bayraktar: “Viaport<br />

Marina İstanbul’un marka yüzü”<br />

Projenin İstanbul’un marka yüzlerinden<br />

biri haline geldiğini belirten Via<br />

Properties Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Coşkun Bayraktar, “Projemize geçtiğimiz<br />

yıl 15 milyon yerli-yabancı ziyaretçi<br />

ağırladık. Bu yıl ise bu rakam 25 milyon<br />

kişiye çıkacak.” diye konuştu.<br />

“Rüzgarı tersine çevirdik”<br />

Denizcilik sektörü adına ise kurdukları<br />

Via Fuarcılık ile düzenledikleri fuarlarla<br />

bugüne kadar sektörü Tuzla’ya<br />

taşıdıklarını kaydeden Coşkun Bayraktar,<br />

“Tuzla bugüne kadar denizciliğin,<br />

tersanelerin kalbiydi. Şimdi ise tekne<br />

sahiplerinin en çok ilgilendiği marinaların<br />

arasında Viaport Marina bulunuyor.<br />

Rüzgarı tersine çevirdik ve özelleştirilmiş,<br />

halktan soyutlanmış marinaların yanı<br />

sıra, eğlence ve sosyal yaşamı da<br />

marinanın yanı başına yerleştirdik” diye<br />

konuştu. Coşkun Bayraktar, “Dünyadaki<br />

tüm örneklere bakıldığında, biz dünyada<br />

eşi olmayan bir projeye imza attık.<br />

İnsanlar Viaport Marina ile denizle<br />

barıştırdık ve denizin ortasına kadar<br />

yürünebilen bir marina inşa ettik” dedi.


Ingenıco Group,<br />

3 milyon dolar<br />

yatırım ile<br />

Türkiye’de<br />

kendi TSM<br />

merkezini<br />

kurdu<br />

3 milyon dolar yatırım ile<br />

Türkiye’de kendi TSM Merkezini<br />

(Trusted Service Manager) kuran<br />

Ingenico Group, Türkiye’de<br />

büyümeye devam ediyor.<br />

Uçtan uca ödeme konusunda dünyanın<br />

ve Türkiye’nin lider şirketi Ingenico<br />

Group, Türkiye’ye yatırım yapmaya<br />

devam ediyor. Ingenico’nun, 3 milyon dolar<br />

yatırımla hayata geçirdiği ve YazarkasaPOS<br />

cihazlarının yönetiminin yapıldığı TSM<br />

Merkezi (Trusted Service Manager),<br />

kayıtdışı ekonomi ile mücadeleye destek<br />

olurken, farklı uygulama ve modellerle<br />

esnafa para kazandıracak, sektöre<br />

hizmet verebilecek. Ingenico Türkiye<br />

Genel Müdürü Alpay Sidal, Ingenico<br />

bünyesinde kurulan TSM Merkezi ile ilgili<br />

olarak şöyle konuştu: “YazarkasaPOS<br />

cihazlarının yönetiminin yapıldığı TSM<br />

Merkezini 3 milyon dolarlık yatırımla kendi<br />

bünyemizde hayata geçirdik. Böylece<br />

bu alanda tüm sektöre hizmet verirken,<br />

farklı uygulamalarımızı daha etkin bir<br />

biçimde hayata geçirip esnafımızın ek gelir<br />

kazanmasını sağlayacağız.”<br />

Tüm kurumların ERP<br />

sistemlerine entegrasyonu TSM<br />

üzerinden<br />

Yasal bir zorunluluk gereği geliştirilen<br />

Ingenico TSM server, gelişen yapısıyla<br />

Ingenico‘nun tüm operasyonlarının takip<br />

edildiği yaşayan ve gittikçe büyüyen bir<br />

sisteme dönüştü. TSM bugün sadece<br />

Ingenico yazarkasaPOS’lardan geçen<br />

işlemleri takip etmiyor, buna ek olarak<br />

satış, operasyon, faturalama, bakım<br />

onarım süreçlerinde de kullanılıyor.<br />

Bankaların ve bakım onarım firmalarının<br />

kısacası; Ingenico’nun hizmet aldığı<br />

ve hizmet verdiği tüm kurumların<br />

ERP sistemlerine entegrasyonu TSM<br />

üzerinden başarı ile sağlanıyor. TSM ayrıca<br />

işyerlerinin yazarkasaPOS’lar üzerinden<br />

KDV fişi vermesinin ötesinde, para<br />

kazanmalarını sağlayacak katma değerli<br />

hizmetlerin de altyapısını oluşturuyor.<br />

Sidal: “Türkiye’ye duyduğumuz<br />

güven bizi hiç yanıltmadı”<br />

Türkiye pazarına duyduğu güveni<br />

vurgulayan Ingenico Türkiye Genel Müdürü<br />

Alpay Sidal Ingenico’nun diğer yatırımları<br />

hakkında şu bilgileri verdi: “Ingenico<br />

Group olarak Türkiye pazarına giriş<br />

yaptığımız 1998 yılından bu yana Türkiye’ye<br />

duyduğumuz güven bizi hiç yanıltmadı.<br />

Bunun meyvelerini de topluyoruz. Sıfırdan<br />

girdiğimiz yazarkasa pazarda, yeni nesil<br />

ÖKC sayımız 160 bin adedi, yani yüzde<br />

17’yi geçti. AR-GE çalışmalarımıza<br />

hız kesmeden devam ettik. Organize<br />

perakendeciler için yaptığımız avantajlı<br />

yeni iş modelleri, Turkcell satış<br />

uygulaması, Tax Free uygulamaları,<br />

Zubizu, Sodexo, Ticket gibi uygulamalar<br />

Ingenico yazarkasaPOS’ lar da halihazırda<br />

çalışmakta ve kullanıcılarına avantajlar<br />

sağlamaktadır. Ingenico markasını<br />

tercih edenler için tek bir cihazda hem<br />

yazarkasa kullanımı sağlanıyor hem de<br />

ek uygulamalar ile esnafımıza kazanç ve<br />

maliyet avantajı getiriyoruz.”<br />

Ingenico’nun cihazları ile ek<br />

gelir sağlamak mümkün<br />

Sidal sözlerine şöyle devam etti: “Çoklu<br />

banka uygulaması kullanan 1000 adetten<br />

fazla ÖKC’si olan organize perakendecilere<br />

özel imkanlar başta olmak üzere, altın<br />

kampanyamız ve ek uygulamalarımız ile<br />

esnafımızı desteklemeye devam ettik,<br />

ediyoruz. Amacımız ÖKC cihazımızı<br />

sadece fiş kesen bir cihaz olmaktan<br />

öteye taşıyarak, uygulama merkezi haline<br />

getirip esnafımızın günlük iş akışında ek<br />

gelirler sağlamasına destek olabilmektir.<br />

Bu sebeple sadece KDV fişi veren cihaz<br />

almanın ötesinde ek gelir elde etmek<br />

isteyen mükelleflerimizin ilk tercihi son<br />

dönemde Ingenico oldu.”


hotel restaurant<br />

46 & hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

3 şapka<br />

1 iş insanı<br />

Hicran<br />

Özbük<br />

Hicran Özbük, turizm sektörünün<br />

genç, dinamik ve deneyimli<br />

isimlerinden… İstanbul Kongre<br />

ve Ziyaretçi Bürosu Genel Müdürlüğü<br />

ile birlikte İstanbul Shopping Fest’i de<br />

düzenleyen bir profesyonel o. Şehrin<br />

markalaşma yarışında bayrağı önde<br />

taşıyacak kadar İstanbul aşığı ve keşfe<br />

gönüllü… 10 parmağında 10 marifet<br />

demekle abartmış olmayacağımız<br />

tecrübeli isim, şimdilerde ICCA Akdeniz<br />

Bölge Başkanlığı göreviyle turizm<br />

sektöründeki başarılarını perçinliyor.<br />

Turizm sektöründe üç ayrı şapkayı<br />

başarıyla taşıyan Hicran Özbük ile yeni<br />

görevini, İstanbul’a dair hedeflerini ve<br />

gelecek projelerini bu röportajımızda<br />

konuştuk.<br />

İstanbul Kongre ve Ziyaretçi<br />

Bürosu ve İstanbul Shopping<br />

Fest Genel Müdürlüğü ile<br />

beraber şimdilerde ICCA<br />

Akdeniz Bölge Başkanlığı<br />

görevini de üstlendiniz. Hicran<br />

Hanım, turizmle tanışmanızı<br />

ve bugünlere geliş hikayenizi<br />

bizimle paylaşır mısınız?<br />

Öncelikle, turizm bir sektör olarak<br />

hayalimde yoktu. Bir şeyler üretmeye dair<br />

hedeflerim oldu hep. Kadının ön plana<br />

çıkmaya başladığı dönemlerdi onlar.<br />

Evlenip anne olmak gibi bir yönelimim<br />

olmadı, daha çok iş dünyasında bir<br />

yerlere gelmek, bir kadın gücüyle var<br />

olmaktı belki de emelim.<br />

Mühendis olmaktan çok mühendislik<br />

okumayı istedim mesela. Çünkü analitik<br />

zekamın farkındaydım. Matematik ve


fiziğe ilgim vardı. Böylece İstanbul<br />

Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği<br />

bölümünü bitirdim. Beni mutlu<br />

eden bir öğrenim alanı oldu. Çünkü<br />

görünenin altını inceliyor olmak beni<br />

çok heyecanlandırmıştı. Gördüğümüzü<br />

zannettiğimiz dünyanın katmanlarına<br />

indikçe aslında ondan ibaret olmadığını<br />

kavramak son derece etkileyiciydi.<br />

Yeryüzünün altındaki madenler,<br />

sıcak sular, deprem hatları… Her biri<br />

keşfedilmeyi bekleyen bir cevherdi benim<br />

için. Bu arayış ve keşfetme merakım<br />

ileriki yıllarda özellikle insan beyninin<br />

derinliklerini incelemek konusunda itici<br />

güç oldu. Son 12-13 yıldır da aslında çok<br />

okuduğum, çalıştığım, eğitim aldığım<br />

bir alan bu zaten. İnsan beyni, düşünce<br />

sistemi, bilinçaltı, korteksin altındaki<br />

derinlikleri incelemek de aslında o zaman<br />

aldığım eğitimle örtüşmüş gibi oldu bir<br />

bakıma.<br />

Sözünü ettiğiniz bu inceleme,<br />

keşfetme merakı ile profesyonel<br />

iş yaşamına ilk adımı nerede<br />

attınız?<br />

Zaten aileden tekstilci olduğumuz için<br />

kendi işimizi yapmak üzere bir planım<br />

vardı. Mezun olduktan sonra tekstil ve<br />

moda alanında çalışmaya başladım. İlk<br />

olarak kumaş sattım. Direkt kendi işimi<br />

yaparak mezun oldum zaten. Uzun yıllar<br />

tekstil ve modanın bütün alanlarında<br />

çalıştım. Amerika’ya gidip New York’ta<br />

iki sene kadar çalıştım. Bir noktada,<br />

yeni alanlarda kendimi geliştirmek,<br />

üretmek inancıyla sektör değiştirmeye<br />

karar verdim. O dönem, Avrupa Birliği<br />

ile alakalı bir teklif almıştım. Proje<br />

hazırlık sürecinde Ortadoğu Teknik<br />

Üniversitesi’nde Avrupa Entegrasyonu<br />

alanında yüksek lisans yaptım.<br />

Yüksek lisansımı bitirdiğim sırada,<br />

Özbekistan’dan reddedemeyeceğim bir<br />

teklif aldım. O da, bir ilaç firmasının<br />

genel müdürlüğüydü. Orta Asya en<br />

merak ettiğim yerlerden biriydi. Tatil<br />

için değil ama iş teklifi maksatlı olunca<br />

açıkçası maceracı geldi bana. Önce<br />

havasını koklamak için bir ön keşifle<br />

Taşkent’i gördüm, beğendim ve işi kabul<br />

ederek yerleştim. Çok cengaver olduğum<br />

söylendi o yıllarda. Hatta Büyükelçimiz<br />

Kemal Asya, lacivert pasaportla üstelik<br />

de kadın başıma burada çalışmamı<br />

çok cesurca bulmuştu, iyi hatırlarım…<br />

Haksız da değildi hani. İki ülkenin<br />

resmi ilişkilerinin çok da iyi olmadığı<br />

bir dönemdi. O yüzden Taşkent’in beni<br />

kariyer anlamında çok zorlayan, ama<br />

bir o kadar da güçlendiren bir serüven<br />

olduğunu söyleyebilirim.<br />

Benim anladığım kadarıyla<br />

jeofizik okumak heyecan,<br />

arayış ve keşfediş merakınızı<br />

eğiten bir araç olmuş. Mesleği<br />

icra etmemiş ama gelecek<br />

ideallerinize eğitiminizi kılavuz<br />

etmişsiniz. Peki nereye kadar<br />

“yeni” yi bulmak?<br />

Yeni bir alana girmek, keşfetmek, yeni bir<br />

alana katkı sağlamak beni gerçekten çok<br />

motive ediyor. Yeni bir sektöre geçmeyi<br />

çok seviyorum. O zaman sektöre dair<br />

bütün detayları incelemeye başlıyorum.<br />

Literatür taraması yapıyor, o konuda<br />

yazılan tezleri araştırıyorum, sektörün<br />

dinamiklerini inceliyorum. Deloitte<br />

gibi kurumların her sene yayınladığı<br />

raporları okuyorum. Sektörün önde gelen<br />

insanlarıyla sohbet edip aynı zamanda<br />

genel bir toparlama yapmış da oluyorum.<br />

İlaç sektörüne vedanız ne<br />

şekilde gerçekleşti?<br />

Özbekistan’dan alacaklarımı almıştım,<br />

göreceklerimi görmüştüm. Bir de<br />

dediğim gibi ilişkilerin çok iyi olduğu<br />

bir dönem değildi. Dolayısıyla iş olarak<br />

da zorlanıyordum. Buhara, Semerkant<br />

gibi muhteşem coğrafyalara gittim.<br />

Benim orada olduğum dönemde<br />

gerçekten satışlar çok arttı. Çok<br />

güzel insanlarla tanıştım, bunu da<br />

söylemeden geçemeyeceğim. Her ne<br />

kadar gerimizden geliyor gibi olsalar<br />

da kendinizi çok yakın hissettiğiniz bir<br />

coğrafya. İstanbul’dan birkaç teklif<br />

vardı. Amerika’da bir iki konu vardı. O<br />

motivasyonla tekrar Türkiye’ye döndüm.<br />

Buraya dönüşümde trafik kazası gibi<br />

talihsiz bir olay yaşadım. O sebeple<br />

iş dünyasını rölantiye alıp, lojistik ve<br />

gümrük sektöründe bir yardım ricasıyla<br />

çalışmaya başladım, bir firmanın genel<br />

müdür yardımcılığını yaptım. Aslında<br />

baktığınızda ticaretle uğraşanlar için<br />

bilinmesi gereken bir alan olduğunu<br />

fark ettim. Avrupa Entegrasyonu yüksek<br />

lisansım dolayısıyla bir alt yapım vardı<br />

zaten.<br />

“İstanbul Shopping Fest ile<br />

turizme geçiş yaptım”<br />

O sektörde de biraz vakit geçirdikten<br />

sonra artık turizmin vakti gelmişti.<br />

İstanbul Shopping Fest’ten gelen bir<br />

teklifle turizme geçtim.<br />

Teklif 2013 yılında İstanbul Ticaret<br />

Odası’ndan geldi. İstanbul Shopping<br />

Fest de zaten İstanbul Ticaret Odası<br />

ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin<br />

ortak yapısı. Bu teklif de beni çok<br />

heyecanlandırdı, sonuçta çok farklı<br />

sektörlerde çalışmıştım. Turizm çok yeni<br />

ve farklı bir alan olacaktı.<br />

Kendi işinizi yaparken veyahut<br />

başkalarının yanında çalışırken<br />

önceliğiniz satış ve pazarlamaya yönelik<br />

oluyor. İstanbul gibi bir şehri pazarlamak,<br />

tanıtmak ise bambaşka bir deneyim.<br />

Neticede bir kuruma para kazandırmaya<br />

çalışmıyorsunuz, işin sosyal boyutu da<br />

var. Şehirlinin cebine yarayacak bir işe<br />

katkı sağlıyorsunuz. O yüzden teklifi<br />

büyük sevinçle, havalara uçarak kabul<br />

etmiştim. İstanbul Shopping Fest’in o<br />

kadar çok dokunduğu nokta var ki… Şehri<br />

çok iyi tanımanız ve alışveriş merkezleri<br />

ile markalar bütünlüğünü çok iyi biliyor<br />

olmanız lazım. İşin bir de festival tarafı<br />

var ki insanların ilgisini çekecek bir<br />

organizasyon becerisi ve yetkinliği gerek.<br />

Dolayısıyla birçok alanda çalışmam<br />

gerekti. Açık konuşmak gerekirse,<br />

alışveriş turizmi içinde olduğumuz ama<br />

çok iyi bildiğim bir alan değildi. Daha<br />

sonra bunu nasıl çeşitlendiririz derken<br />

yanına deneyimi koyduk, dünyanın her<br />

tarafında da böyle. Globalleşen dünyada<br />

bütün markalara ulaşabiliyorsunuz.<br />

Alışveriş yapmanın yanına yemek yemek,<br />

tarihi mekanları gezmek gibi farklı<br />

deneyimleri kattığınızda seyahat daha<br />

anlamlı hale geliyor. Biz de İstanbul<br />

Shopping Fest’i anlatırken tam da bunu<br />

yapıyoruz. Dolayısıyla dört sene evvel<br />

turizme geçmiş oldum.


48<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

iş’te kadın<br />

“Hırslı değilim ama<br />

çalışkanım. Ekip çalışmasının<br />

değerine ve başarısına<br />

inananlardanım. Benim<br />

en büyük şansım, hep en<br />

iyi ekiplere denk gelmem<br />

oldu. Çalışma hayatında<br />

çok titiz ve mükemmeliyetçi<br />

olmadığım gibi, olay çıkartan<br />

biri de değilim. İstanbul<br />

gibi bir sorumluluğun<br />

altında işinizi en iyi şekilde<br />

yapmaya çalışırken<br />

zaman zaman gerildiğiniz,<br />

korktuğunuz oluyor. Zaten<br />

insanlar korktuğu zaman<br />

aslında seslerini daha da<br />

yükseltmeye başlar. O<br />

yüzden arkadaşlarıma hep<br />

şunu söylerim: ‘Arkadaşlar<br />

sesim yükseliyorsa, biraz<br />

tersleştiysem bilin ki<br />

korkmuşumdur.’<br />

“Ben dolaştıkça İstanbul’u<br />

tanımadığımı fark ediyorum”<br />

İstanbul sizin için neyi ifade<br />

ediyor? Birkaç cümleyle<br />

anlatmanızı istesem?<br />

Ben Ankara doğumluyum ama<br />

İstanbul’da büyüdüm. Çok klişe olacak<br />

belki ama İstanbul aşık olunası bir şehir.<br />

Özellikle dünyayı gezip dolaştıktan sonra<br />

bu fikir daha da oturuyor. Ne kadar güzel<br />

bir şehirde yaşadığınızı çok daha iyi<br />

kavrıyorsunuz. İnanamıyorsunuz, nasıl<br />

bu kadar şanslı olduk, bu kadar güzel<br />

bir coğrafyanın üzerinde oturuyoruz<br />

diye. İşin her boyutu güzel. Şu an içinde<br />

bulunduğumuz manzara çok güzel. Üç<br />

ayrı imparatorluğun üzerinde oturuyoruz.<br />

Bunlara rağmen şehri gezdikçe yeterince<br />

tanımadığımı da fark ediyorum. Son 4<br />

yıldır, özellikle de turizme girdikten sonra<br />

Ayasofya’ya farklı bakmaya başladım<br />

mesela. Hafta sonları arkadaşlarımla<br />

Balat’a gider, sohbet ederdik. Ama şimdi<br />

bir Kariye Müzesi’nden çıkıp Balat turları<br />

yaptığımda bölgeye çok daha farklı bir<br />

gözle bakar oldum. Şehrin pazarlama<br />

noktalarını gözlemliyorum çoğu zaman.<br />

Ve şunu düşünüyorum, İstanbul’da<br />

aslında turizmi çeşitlendirmek için<br />

elimizde her şey var. Mesela alışveriş<br />

turizmi. Kapalıçarşı’dan başlayın, cadde<br />

boyu mağazalar, alışveriş merkezleri<br />

sıra sıra… Yeme içme, gastronomi<br />

turizmi dediğinizde Osmanlı, Ege,<br />

Doğu, Güneydoğu, hangi mutfakları<br />

ararsanız yüzlercesi var. Kültür deseniz,<br />

orası leb-i derya, muhteşem... Şu an<br />

bulunduğumuz yerin altında kat kat tarih<br />

yükseliyor. Dolayısıyla İstanbul’u ne kadar<br />

tanıyorsunuz derseniz, “Ben dolaştıkça<br />

İstanbul’u tanımadığımı fark ediyorum.”<br />

derim.<br />

İstanbul Shopping Fest<br />

geçtiğimiz Temmuz ayında<br />

gerçekleşti. Bu yılki sonuçlar<br />

turizmin malum ortamında ne<br />

şekilde karşılık buldu?<br />

İstanbul Shopping Fest’in bu yıl<br />

yedincisini düzenledik. Dünyadaki<br />

trendler, destinasyonların kendi<br />

pazarlamalarını kendilerinin yapmaları<br />

yönünde gelişiyor. Her bölge mutlaka<br />

bir ürünü, bir özelliğiyle kendini öne<br />

çıkarmaya çalışıyor. Şehirlerin farklı<br />

özelliklerini öne çıkarmalarını doğru<br />

buluyorum, Bu bir alışveriş festivali<br />

de olabilir. Bu yıl festivalimiz güzel<br />

geçti. Hem yerli hem yabancı hem<br />

de İstanbullulara hitap eden üçayaklı<br />

bir organizasyondu. Elbette turizmde<br />

yaşananlar üzüntü vericiydi. Böyle<br />

bir dönemde festival düzenlemek<br />

daha önemli bir hale geldi. Çünkü


sürdürülebilir projelerinizi yurt dışında<br />

anlatmaya devam ettikçe daha güven<br />

veren bir ülke oluyorsunuz. Öyle ki,<br />

Shopping Fest yapmak isteyen Bakü,<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı kanalıyla bize<br />

ulaşarak görüş ve deneyimlerimizden<br />

faydalanmak istediler.<br />

Ayrıca, İstanbul Shopping Fest<br />

dediğinizde herkesin aklına farklı bir şey<br />

gelir. Alışveriş, herkeste güzel bir duygu<br />

bırakır. Festivalin içinde eğlence vardır.<br />

Dolayısıyla üç güzel kavramın yan yana<br />

durduğu bir projeye devam etmek, bu<br />

dönemde çok önemli. Bu yıl farklı olarak,<br />

festivalde bir miktar daha tasarımı ön<br />

plana çıkarmaya çalıştık. O da bizce çok<br />

güzel bir karşılık gördü.<br />

Bir sonraki yıl için buradan<br />

paylaşmak istediğiniz yeni<br />

sürprizler, gelişmeler var mı?<br />

Şu an yok, festival yorgunluğunu atmaya<br />

çalışıyoruz. Eylül ayında Yönetim<br />

Kurulumuz ile bir araya gelir ve 2018’in<br />

konseptini konuşmaya başlarız diye<br />

düşünüyorum. Çünkü gerçekten kısa bir<br />

organizasyon gibi görünse de çalışmalar<br />

çok önceden başlıyor.<br />

Festivalin bu dönemde turizm<br />

ekonomisine katkısı ne oldu?<br />

Elinizde açıklayabileceğiniz<br />

veriler, rakamlar var mı?<br />

İstanbul Shopping Fest, tek başına ne<br />

turist artışını sahiplenebilir ne yerli<br />

kredi kartı artışını ne de yabancı kredi<br />

kartı artışını… Ama tüm bunlara katkı<br />

sağlayan önemli bir projedir. Biz festivali<br />

değerlendirirken de bu verilere bakıyoruz.<br />

Geçen iki haftalık dönemde elimize<br />

ulaşan yabancı kredi kartı verileri oldu.<br />

Yabancı kredi kartı alışveriş tutarlarında<br />

artış oranları yüzde 62 olmuş mesela.<br />

Bizi çok mutlu eden bir sonuç bu. İran,<br />

Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Rusya gibi<br />

ülkeler var bunun içinde. Tabii ki alışveriş<br />

için gelen coğrafya Ortadoğu ve Kuzey<br />

Afrika’yı kapsayan MENA Bölgesi, bir<br />

miktar da Orta Asya ve Azerbaycan gibi<br />

alım gücü yüksek ülkeler var.<br />

İstanbul Shopping Fest ve ICVB<br />

Genel Müdürlüğü ile beraber<br />

ICCA Akdeniz Bölge Başkanlığı’nı<br />

da unvanlarınız arasına kattınız.<br />

Yeni görevinizin hayırlı uğurlu<br />

olmasını dilerim. Biraz da bu<br />

yeni pozisyonunuzdan bahseder<br />

misiniz?<br />

Konuşmanın en başından beri turizmde<br />

çeşitlenmenin önemine vurgu yaptım.<br />

Dolayısıyla sektörün çeşitlendirilmesi<br />

adına yürütülecek pek çok çalışma bizleri<br />

bekliyor. Baktığımızda kongre turizmi de<br />

aslında Türkiye’nin çok başarılı olduğu<br />

bir segment ya da daha geniş söylersek<br />

MICE sektörü. İstanbul bu anlamda çok<br />

başarılı bir coğrafya. Bu sebeple ICVB<br />

Genel Müdürlüğünü yürütmek çok farklı<br />

değil, sadece kongrenin dengelerini, o<br />

alanın dinamiklerini hızlıca öğrenmek<br />

gerekti. Neden İstanbul’a gelsinler,<br />

alışveriş yapsınlar, burada yesinler,<br />

içsinler, para harcansınlar, dolaşsınlar ve<br />

kongrelerini yapsınlar şeklinde bir davet<br />

unsuru olmamız gerekiyor. Birbirine çok<br />

benzer aslında. Yerli ya da yabancı bir<br />

turisti İstanbul’a getirmenin çok farklı<br />

yöntemleri söz konusu olsa da hepsinin<br />

bir bütün olduğunu düşünüyorum.<br />

Turizmin geldiği noktada, gelen turist<br />

sayısı düştükçe kongre alanında da bir<br />

düşüş yaşandı. Ama ne sevindirici ki,<br />

İstanbul’un çok çabuk toparlanan bir<br />

yapısı var. Dünya turizm destinasyonları<br />

arasında yüksek bir cezbediciliği var<br />

çünkü.<br />

Röportajımızın ilk başında “üç<br />

şapka, tek iş insanı” demiştim.<br />

Günümüzde köşeleri kapılmış bir<br />

sektörde tek koltuğu almak bile<br />

zorken, üç ayrı unvana sahip<br />

olmayı çok kıymetli görüyorum.<br />

Çok açık sormak istiyorum,<br />

ideallerinizde yeni bir koltuk var<br />

mı?<br />

Tabii bunlar bir ekip çalışması, öncelikle<br />

onu söyleyeyim. Şu an tabii turizmle<br />

devam edeceğim. Bu gerçekten zorlayıcı<br />

bir alan. Türkiye turizminin hızlı bir<br />

şekilde toparlanması lazım. Çünkü<br />

40’a yakın sektör turizmden besleniyor,<br />

faydalanıyor. Ekonominin yüzde 25’ini<br />

toparlayan bir sektörden bahsediyoruz.<br />

Turist geliyor ya da gelmiyor şekline<br />

indirgememek lazım bu sektörü.<br />

Gerçekten çok insanın çok ekmek yediği<br />

bir sektör. Turizmi seviyorum. İstanbul’a<br />

katkı sağlayacak işler yapmayı seviyorum.<br />

Devam eden çalışmalarımızda kongre ve<br />

toplantı sektörü anlamında da İstanbul’u<br />

anlatmaya devam edeceğiz. ICCA MED<br />

Chapter Başkanlığına aday olduk ve iki<br />

yıllığına devraldık. Çünkü bizim için şehri<br />

uluslararası platformlarda tanıtmak ve<br />

anlatmak çok önemli. ICCA (Uluslararası<br />

Kongreler ve Konvansiyonlar Birliği),<br />

dünyada bütün kongrelerin, birliklerin<br />

çatı örgütü. Dolayısıyla oralarda<br />

İstanbul’un da bir yönetim sandalyesinin<br />

olmasının gerekliliğine inandık. Onun<br />

dışında gözümü diktiğim başka bir koltuk<br />

şimdilik yok.<br />

Turizm erkek egemen bir sektör<br />

olarak biliniyor. Bu alandaki<br />

kadın dayanışmasını nasıl<br />

yorumluyorsunuz?<br />

Açıkçası ben hangi sektör olursa olsun,<br />

kadın ve erkek ayrımını yapı olarak<br />

sevmiyorum. İnsan ayrımını sevmiyorum.<br />

İş kadını ve iş adamı yaklaşımlarını da<br />

sevmiyorum. İş insanı demeyi seviyorum<br />

çünkü neticede bunların giydiğimiz bir<br />

giysi olduğunu düşünüyorum.<br />

Bununla beraber kadın olmaya dair<br />

zorluklar yaşamıyor da değilim. Zaman<br />

zaman barışçıl ve insancıl yaklaşımı<br />

sorgulatsa da dediğiniz gibi toplumun<br />

daha ataerkil, daha maskülen bir yapı<br />

olması sebebiyle de oyunu onların<br />

kurallarıyla oynadığımız da oluyor.<br />

Özel yaşamınızda neler<br />

yaparsınız?<br />

Doğanın içinde olmayı seviyorum. Bu<br />

haftasonu bol bol atv’nin üstünde gezdim.<br />

İçinde heyecanın olduğu adrenalin<br />

sporlarını seviyorum. Kayak yapmak,<br />

kaya tırmanışı gibi. Aladağlar’da tırmanış<br />

yapmaya başladım. Turizmin çok<br />

farklılaştığı bir alan orası. Çok fazla dağcı<br />

Türkiye’ye gelir ama kimseler bilmez.<br />

Onlar bizden hızlı keşfederler. Sıkıcı ve<br />

çok gerçekçi gelecek bir cümle, ama<br />

haftasonu bile yanımda sektöre ait bir<br />

şeyler vardır. Sürekli kendimi geliştirmeyi<br />

ve bir taraftan da okumayı seviyorum. Çok<br />

bahsetmediğim aslında aile danışmanlığı<br />

yönüm var. Haftasonları eğer vaktim<br />

varsa seans yapıyorum. Aile danışmanlığı<br />

yüksek lisansım da var aynı zamanda.


hotel restaurant<br />

50 & hi-tech<br />

marka röportaj<br />

Oğuz Kıral<br />

“Natuzzi ile güçlü bir şekilde<br />

büyümeye devam edeceğiz”<br />

“Natuzzi ile güçlü bir şekilde büyümeye devam edeceğiz. Natuzzi adını<br />

taşıyan Cemil Topuzlu, Levent ve Üsküdar’daki Emaar AVM’de yer alan<br />

mağazalarımıza çok yakında yeni Natuzzi mağazaları eklemeyi planlıyoruz”<br />

Türkiye’deki mobilya sektörünün<br />

öncü markalarından Fatih Kıral<br />

Mobilya ve Dekorasyon, 1980 yılında<br />

bir aile mesleği olarak çıktığı yola yeni<br />

iş birliktelikleriyle devam ediyor. Son<br />

olarak İtalyan mobilya tasarımının dünya<br />

çapındaki öncülerinden Natuzzi ile 2016<br />

Mayıs itibaren birlikte çalışmaya başlayan<br />

markanın ‘yetkili bayilik’ anlaşmasının<br />

kapsamını ve Natuzzi ile ilgili gelecekteki<br />

projelerini Natuzzi Mağazalardan<br />

Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Oğuz Kıral<br />

anlattı.<br />

Natuzzi mağazalarını ne<br />

zaman açtınız? Markanın<br />

temsilciliği Fatih Kıral Mobilya<br />

ve Dekorasyon bünyesine nasıl<br />

katıldı?<br />

İtalyan mobilya tasarımının dünya<br />

çapındaki öncülerinden Natuzzi ile<br />

2016 Mayıs itibaren birlikte çalışmaya<br />

başladık. Natuzzi ile Fatih Kıral Mobilya<br />

& Dekorasyon olarak anlaşmamız “yetkili<br />

bayilik” bazında işliyor.<br />

Natuzzi ürünleri, usta elinden<br />

çıkan tasarımlarıyla biliniyor.<br />

Biraz anlatır mısınız koleksiyon<br />

serilerini?<br />

Bir marangozun oğlu olarak iş yaşamına<br />

başlayan Pasquale Natuzzi tarafından<br />

1959 yılında kurulan Natuzzi, aradan<br />

geçen yaklaşık 60 yıllık sürede “usta işi”<br />

yaklaşımını terk etmemiş bir marka.<br />

Dünya çapında sekiz tesisi ve 12 ofisiyle<br />

beş kıtada 123 ülkeye mobilya ihraç eden<br />

Natuzzi, kuşkusuz teknolojinin bütün<br />

olanaklarından yararlanarak üretim


yapıyor. Ancak bir mobilyayı “seçkin<br />

mobilya” yapan şey, “finishing”in, yani<br />

“son dokunuş”un mükemmelliğidir<br />

ki Natuzzi, üretim sürecinin bütün<br />

aşamalarında hakiki İtalyan ustalarının<br />

dokunuşlarından asla vazgeçmemiştir.<br />

Natuzzi dünya pazarına başta kanepe,<br />

koltuk ve yatak olmak üzere ev döşemesi,<br />

aydınlatma, aksesuar, oturma odası<br />

mobilyalarından oluşan “Natuzzi Italia”<br />

ve deri kanepe seçeneklerinden oluşan<br />

“Natuzzi Editions” markalarını sunuyor.<br />

Geçtiğimiz yılsonunda dünya piyasalarına<br />

tanıtılan “Natuzzi Italia” koleksiyonu,<br />

Natuzzi felsefesini en iyi yorumlayan<br />

Studio Memo tasarımcıları Maurizio<br />

Manzoni ve Roberto Tapinassi’nun<br />

yanı sıra dünyanın en iyileri arasında<br />

yer alan Victor Vasilev, Claudio Bellini,<br />

Mauro Lipparini, Bernhardt ve Vella gibi<br />

tasarımcıların imzasını taşıyor.<br />

Oturma grupları ergonomik ve oldukça<br />

konforlu olmalarıyla mı öne çıkıyor?<br />

Natuzzi’nin mottosu “1959’dan beri<br />

konforun adı”dır ve Natuzzi’nin oturma<br />

ve uzanmaya yönelik tüm ürünlerinin<br />

benzersiz olarak nitelenmesinde, işçilik<br />

kadar ergonomi ve konfora verilen<br />

büyük önem başrolleri oynar. Ayrıca<br />

kanepelerde surround ve mekanizma<br />

teknolojisi de ön plandadır. Natuzzi,<br />

bir mobilya ürününün uyması gereken<br />

uluslararası standartları en üst<br />

düzeyde yerine getirmekle yetinmez,<br />

büyük yatırımlarla kurulan Kalite<br />

Laboratuvarı’nda en ufak bir parçadan<br />

ürünün bütününe kadar her ayrıntıyı<br />

testten geçirir.<br />

Deri ve kumaş özelliklerini<br />

anlatır mısınız?<br />

Natuzzi, dünyanın en iyileri arasından<br />

seçilen ve grubun özel tabakhanelerinde<br />

titiz işlemlere tabi tutulan deriler<br />

kullanır. Bu yüzden Natuzzi ürünlerindeki<br />

kullanılan deriler uzun ömürlüdür<br />

ve yaş aldıkça daha da güzelleşir.<br />

“Natural” serisinde, malzemenin orijinal<br />

karakteristiklerini koruyan özel işlemler<br />

uygulanarak derinin doğal güzelliğini<br />

koruması sağlanır. “Protecta” serisi<br />

de derinin doğal güzelliğine dokunmaz<br />

ancak onu lekelerden korumak için ince<br />

bir koruyucu katmanla kaplanır.<br />

Natuzzi deriye gösterdiği hassasiyeti<br />

kumaş seçimi ve kullanımında da uygular.<br />

Dünyanın en iyi kumaş üreticilerinden<br />

gelen kumaş kılıflar Natuzzi Araştırma<br />

ve Geliştirme laboratuvarlarında çok<br />

sayıda kalite testine tabi tutulur. Pek<br />

çok yıkamadan sonra bile güzelliklerini<br />

koruyan kumaşlarda sayısız renk ve<br />

kompozisyonun yanı sıra ketenden<br />

pamuğa, kadife kordonludan<br />

ısmarlamaya kadar geniş bir seçenek<br />

yelpazesi sunulur.<br />

Yatak odaları nasıl farklılaşıyor<br />

diğer İtalyan tasarımlarından?<br />

Natuzzi’nin geleneksel İtalyan mobilya<br />

zevkinden beslenen bir yanı var, en büyük<br />

fark bu yaklaşımdan kaynaklanıyor. Yedi<br />

yatak modelinin yedisi de birbirinden<br />

farklıdır ama 1950’ler ruhunu yansıtma<br />

noktasında buluşurlar. Ergonomi<br />

ve konforu en üst düzeyde sunan<br />

teknolojiyle üretilmişlerdir ama yatak<br />

odasında aranan sıcaklığı da alabildiğine<br />

yansıtırlar. Yatak başlığından kasa<br />

ayağına kadar her ayrıntı bütünlüğü korur<br />

ama kendisini de gösterir. Ana malzeme<br />

olarak deri ve kumaş malzemenin<br />

kullanıldığı yatakların şiltelerinde<br />

hipoalerjenik şilte tercih edilmiştir.<br />

Aksesuar, halı ve aydınlatma<br />

serileri nasıl çeşitleniyor?<br />

Halı konusunu açıklamaktan gurur<br />

duyuyorum çünkü Natuzzi, halı<br />

koleksiyonunu küresel pazara “Dünyanın<br />

en iyi halılarını Türkiye ve Hindistan'da<br />

bulduk” cümlesiyle tanıtıyor. Nitekim<br />

Natuzzi portföyündeki halılar yün ve<br />

viskoz gibi kaliteli materyallerden, klasik<br />

Türk işçiliğinin sık düğümlü ve pürüzsüz<br />

örgü sistemiyle üretilmiş olan halılardan<br />

oluşuyor. Kuşkusuz Natuzzi burada<br />

da kendi kurallarını koyuyor ve tüm el<br />

yapımı halıların hipoalerjenik olmasını ve<br />

üretiminde çocuk işçi kullanılmamasını<br />

şart koşuyor. Vazolar, dergi rafları,<br />

aynalar, yastıklar, saatler ve diğer pek<br />

çok üründen oluşan Natuzzi aksesuarları,<br />

detaya gösterilen özen ve usta işi<br />

yapısıyla öne çıkar. Natuzzi aydınlatma<br />

serisi ise klasik çizgiden fütürist yoruma<br />

kadar geniş bir seçenek listesi oluşturur.<br />

Natuzzi aksesuarları ve aydınlatmalarının<br />

her biri asla seri üretim izlenimi<br />

vermeyen, bulundukları ortama değer<br />

katan, mekânı benzersiz kılan ürünlerdir.<br />

Natuzzi ile ilgili gelecekteki<br />

hedefleriniz, projeleriniz neler?<br />

Natuzzi ile güçlü bir şekilde büyümeye<br />

devam edeceğiz. Natuzzi adını taşıyan<br />

Cemil Topuzlu, Levent ve Üsküdar’daki<br />

Emaar AVM’de yer alan mağazalarımıza<br />

çok yakında yeni Natuzzi mağazaları<br />

eklemeyi planlıyoruz. Bodrum, Antalya ve<br />

Florya’daki Fatih Kıral mağazaları içinde<br />

ise Natuzzi’ye özel bölümlerde hizmet<br />

vermeyi sürdürüyoruz.


52<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

RATIONAL yine evinde,<br />

Landsberg’de<br />

19 Temmuz <strong>2017</strong> tarihinde Landsberg am Lech’deki yerleşkesinin<br />

genişletilmesi için temelleri atan RATIONAL AG, bu tesisin genişletilmesiyle<br />

üretim kapasitesini önemli ölçüde arttırmış olacak.<br />

RATIONAL’ın şu anda dünya çapında mevcut çalışan sayısı ortalama<br />

1900’dür ve yaklaşık 900’ü Landsberg’de çalışmaktadır. Sadece<br />

Landsberg’de yapılan RATIONAL buharlı kombilerin üretimi, mükemmel<br />

kalitesi ve en iyi lojistik servisi ile öne çıkmakla birlikte; modernize edilmiş<br />

üretim akışı operasyonları, ideal ve ergonomik olarak tasarlanmış çalışma<br />

istasyonları ile karakterize edilmektedir. Mevcut üretim holü 16.000 metrekare<br />

alana genişletilecek şekilde, binalara ve sistemlere yaklaşık 35 milyon £<br />

yatırım yapılmaktadır. Böylece Landsberg merkezli buharlı kombi pazar lideri,<br />

devam eden şirket büyümesini desteklemeye yönelik olarak daha da iyi üretim<br />

koşulları yaratmıştır.<br />

Mevcut üretim holü<br />

16.000 metrekare alana<br />

genişletilecek şekilde,<br />

binalara ve sistemlere<br />

yaklaşık 35 milyon €<br />

yatırım yapılmaktadır.


Meiko<br />

90. yılını<br />

kutluyor<br />

Merkezi Almanya'nın Offenburg<br />

kentinde bulunan makine üreticisi<br />

Meiko, sadece endüstriyel bulaşık<br />

yıkama tarihinin önemli bir parçası<br />

olmakla kalmıyor, firmanın hikayesi<br />

aynı zamanda, uzun bir geçmişi pazarı<br />

belirleyen konumuyla nasıl başarılı<br />

bir şekilde birleştirdiğini gösteriyor.<br />

Bunun nadir görülen bir kombinasyon<br />

olduğunu belirten Meiko CEO'su Dr.<br />

Müh. Stefan Scheringer sözlerine<br />

şöyle devam ediyor: "Finans kuruluşu<br />

Creditreform'un verilerine göre Alman<br />

firmalarının ortalama yaşı 18. Aktif olarak<br />

faaliyet gösteren Alman firmalarının<br />

sadece %1.5'i 100 yaşın üzerinde. Bu<br />

da Meiko'nun 1927'den beri doğru işler<br />

yaptığını gösteriyor".<br />

Scheringer: “İnovasyon ve<br />

güven odaklı ilerliyoruz”<br />

Şirketin sekizinci CEO'su Stefan<br />

Scheringer, Meiko’daki yönetim sayısının,<br />

firma tarihine bakıldığında, bu denli az<br />

olmasını şu sözlerle değerlendiriyor:<br />

"Bu durum, Meiko'nun değerlerine<br />

derinden bağlı bir kurum olduğunu<br />

gösteriyor. Bir yandan inovasyon odaklı,<br />

öte yandan güven esasına dayanan ve<br />

olumlu anlamda muhafazakar bir çizgide<br />

ilerliyoruz. Böylece çalışanlarımıza<br />

ve müşterilerimize istikrar, kimlik ve<br />

güvenlik sunuyoruz."<br />

Bulaşık makinesinin geçmişi, 1850<br />

yılında ilk patent başvurularını yapan<br />

Joel Houghton ve L. A. Alexander'a kadar<br />

uzanıyor. Ancak bulaşık makinelerinde<br />

çığır açan kişi, Josephine Cochrane<br />

adında bir kadındı. Cochrane patentini<br />

1885 yılında almış (bir kadının aldığı ilk<br />

patent) ve makinelerini "Cochrane’s<br />

Crescent Washing Machine Company"<br />

adlı firması aracılığıyla sadece otel<br />

ve restoranlara satmıştır. 1927'de<br />

Offenburg'da dünyayı daha temiz<br />

hale getirme hedefiyle yola çıkan<br />

Oskar Meier ve Franz Konrad, bu<br />

hedef doğrultusunda dünyanın en iyi<br />

makinelerini üretmeye karar vermişler.<br />

Fikirlerinin peşinde koşan mühendis<br />

Meier ve iş adamı Konrad, şirketlerine<br />

de kendi genlerindeki DNA'yı aktarıp,<br />

sağduyulu olmayı, akıllı davranmayı ve<br />

risk peşinde koşmadan hırslı olmayı<br />

şirketin değerleri haline getirmişler.<br />

Konuya dair Stefan Scheringer şöyle<br />

diyor: "Bir firmanın çökmesi veya yıllar<br />

boyu ayakta kalması bazen tek bir karara<br />

bağlıdır. Yapısal değişiklikleri, ekonomik<br />

krizleri ve dünya savaşlarını risk alanlar<br />

değil, küçük ama sürekli iyileştirmelerle,<br />

performanslarını geliştirmeye<br />

odaklananlar atlatıyor." Bu esnada<br />

büyük inovasyonların ve müşteriler<br />

için olağanüstü iyileştirmelerin ortaya<br />

çıkması da Meiko yönetimine göre doğal<br />

bir sonuç. Scheringer bu sonuca bir<br />

ekleme yapılması gerektiğini belirtiyor:<br />

"Müşterilerimize yakın olmak ve dünyayı<br />

sadece daha temiz hale getirmek değil,<br />

bunu akıllı yöntemlerle yapmak istiyoruz."<br />

Devrim niteliğinde teknolojiler<br />

Bunun sonucunda da endüstriyel bulaşık<br />

yıkama teknolojisinde, %40 maliyet<br />

tasarrufu sağlayan Mi-Q ve teknoloji ile<br />

konforu bir araya getiren ve tasarımın<br />

önemini bir kez daha vurgulayan<br />

tezgahaltı bulaşık makinesi M-iClean gibi<br />

devrim niteliğinde gelişmeler yaşandı. 90.<br />

yılında M-iClean H’i lanse eden Meiko,<br />

21. yüzyılda ve kaynakların kısıtlı olduğu<br />

bir çağda, işletmecinin VE kullanıcının<br />

ihtiyaçlarına odaklanarak giyotin tip<br />

bulaşık makinesinin otomatik sistemlerle<br />

tamamen yeniden tasarlanabileceğini<br />

göstermiş oldu. Bugün Meiko tüm<br />

dünyada teknoloji lideridir – sadece<br />

bulaşık yıkamada değil, aynı zamanda<br />

ördek, sürgü gibi tıbbi ürünlerin temizliği<br />

ve dezenfeksiyonunda da. Avrupa ve<br />

hatta Avustralya'daki itfaiyeler de,<br />

solunum koruma maskeleri ve kişisel<br />

koruyucu ekipmanların temizliği söz<br />

konusu olduğunda, Meiko uzmanlarının<br />

bilgi birikimine güveniyorlar. Ancak<br />

Meiko'nun 90 yıllık geçmişi, firmayı<br />

ayakta tutan temel yapı taşının, sadece<br />

süregelen inovasyonlar değil, aynı<br />

zamanda ürünlerin ayrılmaz bir parçası<br />

olan hizmetler de olduğunu gösterir.<br />

Meiko Academy Yöneticisi Hartmut<br />

Henselmann: "Meiko Academy ile hem<br />

ürün portföyümüzü tamamlıyoruz, hem<br />

de çözüm ortağı olarak, makine üretimi<br />

konusundaki uzmanlığımızdan çok daha<br />

fazlasını sunabileceğimizi gösteriyoruz."<br />

Meiko servisi de, ürünlerin efsanevi<br />

şöhretine katkı sağlıyor: Tüm dünyada,<br />

Meiko kuruluşlarında çalışan 600'den<br />

fazla servis personelinin yanı sıra 4.500<br />

yetkili servis personeli, güvenilirliği ile ün<br />

salmış makinelerin, herhangi bir sorun<br />

yaşanması durumunda, kısa süre içinde<br />

tekrar çalışmasını sağlıyor.


hotel restaurant<br />

54 & hi-tech<br />

marka röportaj<br />

Kamsan Sandalye<br />

Yıl yıl açacağı mağazalarla büyüyecek!<br />

2012 yılında İnegöl Organize Sanayi<br />

Bölgesi’nde başladığı faaliyetlerine<br />

son üç yıldır Yenice Organize Sanayi<br />

Bölgesi’ndeki fabrikasında sürdüren<br />

Kamsan Sandalye, 2018 yılında açmayı<br />

planladığı İstanbul mağazasıyla beraber<br />

orta ve uzun vadede yıl be yıl büyük<br />

şehirlerde mağazalaşarak daha kolay<br />

ulaşılabilir bir konuma gelmek istiyor.<br />

Kamsan Sandalye firma sahibi Kamuran<br />

Tanrıverdi şirketin Horeca sektörüne<br />

yönelik üretimlerini, pazar hedeflerini ve<br />

2018 yılına ilişkin projelerini anlattı.<br />

Kamsan Sandalye’nin kuruluşundan söz<br />

ederek; üretim kapasitesinden ve ürün<br />

portföyünden bahseder misiniz?<br />

Kamsan Sandalye, 2012 yılında İnegöl<br />

Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyetlerine<br />

başlamış olup, 2014 yılından itibaren<br />

ise Yenice Organize Sanayi Bölgesi’nde<br />

kendi üretim sistematiğine uygun olarak<br />

inşa ettiği ve öz sermayesine kattığı,<br />

3.850 metrekare kapalı alana sahip<br />

üretim tesislerinde faaliyetlerine devam<br />

etmektedir. Tesisimizde aylık ortalama<br />

üretim miktarımız 9.500 adettir. Üretim<br />

bandımızda ev tipi (salon, mutfak) yemek<br />

sandalye ve masaları, restoran ve otel<br />

projeleri için ürünler ve yine kafeterya<br />

ve fast food projelerine uygun ürünler<br />

bulunmaktadır.


Otel, restoran ve turistik işletmelere<br />

yönelik üretimleriniz hakkında bilgi<br />

verir misiniz? Ürünleriniz yurt içi ve<br />

yurt dışı pazarlarda ağırlıklı hangi bölge<br />

ve projelerde yer alıyor?<br />

Açıkçası 2016 yılı ilk çeyreğine kadar<br />

ağırlıklı üretimimiz ev tipi ürünlerdeydi.<br />

Ancak o dönem ve sonrasında Kamsan<br />

kalitesini ve markasını projelerinde<br />

görmek isteyen iş ortaklarımızın talepleri<br />

bizi bu yönde yeni çalışmalar yapmaya<br />

teşvik etti. Şu anda mevcut üretimimizin<br />

%45’ini proje bazlı özel ürünlere ayırmış<br />

durumdayız. Bu bağlamda standart<br />

modellerimizin dışında proje ihtiyacına<br />

uygun ürünlerin de tasarımını yapıp<br />

hayata geçiriyoruz.<br />

İhracat yapıyor musunuz?<br />

İhracatımız gün geçtikçe yükselen bir<br />

ivmeye sahip. Yoğun olarak çalıştığımız<br />

ülkelerin başında Irak, Libya, Ürdün,<br />

İsrail ve Cezayir gibi<br />

Ortadoğu ülkeleri<br />

var. Bunun haricinde<br />

Yunanistan, Romanya,<br />

Bulgaristan ve<br />

Almanya gibi Balkan<br />

ve Avrupa ülkelerine<br />

de ihracatımız devam<br />

ediyor. Yurt dışında<br />

henüz bitmiş projeden<br />

ziyade ürün tedariki<br />

anlamında yoğun<br />

çalışıyoruz. Özellikle<br />

hizmet sektöründe<br />

önümüze partner<br />

olmak isteyen çok proje geliyor. Fakat<br />

biz bu noktada biraz titiz davranmak<br />

zorundayız. Satış ve pazarlamadaki<br />

önceliğimiz; Kamsan markasının<br />

güvenilirliğini ve marka değerini hak<br />

edecek projelerde yer alabilmek.<br />

Firmanız <strong>2017</strong> yılına hangi yeni<br />

ürünlerle girdi? Bu yılki tasarım<br />

stratejisini nasıl kurguladınız?<br />

<strong>2017</strong> yılına hazırlanırken mobilya tarzının<br />

son zamanlarda doğal ahşap ve doğal<br />

kaplamalı ürünlere doğru yoğunlaşmasını<br />

göz önünde bulundurarak bizler de Ar-Ge<br />

çalışmalarımızı bu doğrultuda yürüttük.<br />

Şu anda mevcut üretimimizde yoğun talep<br />

gören yeni ürünlerimizin birçoğu doğal<br />

ceviz, meşe ve kayın ağacının natürel<br />

renkleri ve yine bu ağaçların doğal<br />

kaplamalarının kullanıldığı ürünlerden<br />

oluşmakta. Geride bıraktığımız <strong>2017</strong><br />

yılının ilk yarısında öngörülerimizde<br />

yanılmadığımızı görüyoruz. Birçok<br />

projede yeni tasarımlarımız kullanıldı<br />

ve talep gelmeye de devam ediyor. Bu<br />

bağlamda yaptığımız işin doğruluğu ve<br />

bundan duyduğumuz mutluluk bizim için<br />

itici bir güç oluşturuyor. Hep daha yeniyi<br />

ve hep daha iyiyi arayan bir anlayışla<br />

sektördeki yerimizi kalıcı hale getirmek<br />

istiyoruz.<br />

Bugün itibari ile kaç mağazaya<br />

ulaştınız? Bu yılki hedefiniz nedir?<br />

Üretimimizin de bulunduğu Bursa<br />

İnegöl ilçesinde 1.350 metrekare mevcut<br />

teşhir alanı ve ilaveten 1.000 metrekare<br />

proje tadilatı devam eden toplam 2.350<br />

metrekarelik teşhir alanına sahip olan<br />

mağazamızda hizmet vermekteyiz.<br />

Hedefimiz kısa vadede 2018 yılına<br />

girdiğimizde İstanbul mağazamızı açmak.<br />

Orta ve uzun vadede ise; takip eden<br />

her yıl için özellikle büyük şehirlerde<br />

mağazalaşıp daha kolay ulaşılabilir bir<br />

konumda bulunmak.<br />

Genel olarak markanızın tasarım<br />

algısını, konsept yaklaşımlarını nasıl<br />

anlatırsınız?<br />

Tasarımlarımızda daha çok doğal<br />

malzemeyi modern çizgilerde kullanmaya<br />

çalışıyoruz. Ahşabın sıcaklığını<br />

ürün kullanıcısına aktarabilmek ve<br />

bulunduğumuz zamanın yaşam çizgilerini<br />

ürünlerimize yansıtarak kendi tarzımızı<br />

oluşturuyoruz.<br />

Sandalye tasarlarken ana kriterleriniz<br />

neler oluyor? Son 10 - 15 yılda otel ve<br />

restoranlarda gelişen trendlere bağlı<br />

olarak otel ve restoran tasarımları<br />

da bir hayli gelişti. Siz markanızı bu<br />

değişimin neresinde görüyorsunuz?<br />

Ürün tasarımında ilk kriterimiz ortaya<br />

çıkan ürünün kullanımının rahat olması,<br />

yani insan anatomisine uygun olmasıdır.<br />

Yapmış olduğunuz ürün sadece göze<br />

hitap ederse vitrinde sergilemekten<br />

öteye gidemezsiniz. Kamsan olarak bu<br />

konuda oldukça iddialı olduğumuzu<br />

söyleyebilirim. Öncelikle rahatlık ve<br />

konfor ve tabii ikinci olarak da görsel<br />

detaylar ön plana çıkıyor. Bu iki ana<br />

öğeyi doğru harmanlayabilirseniz kalite<br />

yolundaki en önemli basamaklardan<br />

birini geçmiş olursunuz. Bizim ürün<br />

konseptimizde olmazsa olmazlarımız<br />

bunlar.<br />

Genel olarak Türk mobilya sektörünün<br />

ilerlemesini nasıl görüyorsunuz?<br />

Mobilya üretim standartları dünyada<br />

ve Türkiye’de ne tür değişiklikler<br />

gösteriyor?<br />

Mobilya sektöründe birçok firma Ar-<br />

Genin önemini kavramış durumda.<br />

Bu anlamda Türk mobilya sektörünün<br />

önünün açık olduğunu düşünüyorum.<br />

Artık kendi tasarımlarımızı hayata<br />

geçirip kendi tarzımızı mobilyaya<br />

yansıtabiliyoruz. Bu da dış özellikle dış<br />

pazarda Türk mobilyasının aranılır hale<br />

gelmesini sağlıyor. Yıllarca süren taklitçi<br />

zihniyetten kurtulmuş olmamız sektörün<br />

en büyük artılarından biri bence.


56<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

İnoksan,<br />

37. yılında<br />

gözünü<br />

ABD’den sonra<br />

Çin pazarına<br />

dikti<br />

5 kıtada 80 ülkeye yaptığı<br />

ihracatla endüstriyel mutfağın<br />

globalleşen markası İnoksan,<br />

37. yaşını kutladığı bugünlerde<br />

Çin pazarına açılmak üzere<br />

hazırlıklarını tamamlamak üzere<br />

olduğunu açıkladı.<br />

Bursa’da küçük bir işletme olarak<br />

yola çıkan İnoksan, bugün 20.000<br />

m² kapalı alanda yaptığı üretime<br />

ve 140 milyon TL ciroya sahip bir sektör<br />

lideri olarak 37. yaşını kutluyor. Yeni<br />

yaşında yurtdışı hedeflerini de büyüten<br />

İnoksan, özellikle Çin pazarında Türk<br />

mühendislerinin imzasını taşıyan<br />

inovatif Inosmart Touch Kombi Fırın<br />

ve Bulaşık Makineleri ile önemli<br />

atılımlar gerçekleştirmeye hazırlanıyor.<br />

Hali hazırda ABD pazarında döner<br />

ocakları ile faaliyet gösteren ve yakın<br />

zamanda buradaki pazar payını set<br />

altı bulaşık makinalarıyla artırmayı<br />

hedefleyen İnoksan, ABD’nin önde<br />

gelen firmalarından biri ile işbirliğine<br />

de gitti. İnoksan, elektrik, gaz ve<br />

su gibi teknik aksamlarının Avrupa<br />

standartlarından farklı olması nedeniyle<br />

ABD standartlarına uygun olarak yeniden<br />

geliştirdiği set altı bulaşık makinesini<br />

Bursa’daki fabrikasında hijyen ve güvenlik<br />

sistemleri ile CE standartlarının üzerinde<br />

üretecek.<br />

“Bizim için artık daha fazlasını<br />

yapma zamanı”<br />

37. yılı olan <strong>2017</strong>’yi ihracat yılı ilan<br />

ederek, yüzde 15 büyüme hedefi koyan<br />

İnoksan, başarılı girişimleri sayesinde<br />

yılsonunda bu hedefi aşmayı öngörüyor.<br />

5 kıtada 80 ülkeye ihracat yaptıklarını<br />

aktaran İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Vehbi Varlık, “Gelirimizin yüzde 35’ini<br />

oluşturan ihracat payımızı yüzde 50’ye<br />

çıkarmayı hedefliyoruz. Çünkü bizim<br />

için artık daha fazlasını yapma zamanı.”<br />

dedi. ABD pazarı için yaptıkları önemli<br />

atılımların ardından, yakın zamanda Çin<br />

pazarına da hızlı bir giriş yapacaklarını<br />

ifade eden Varlık, “Çin’de Inosmart Touch<br />

Kombi Fırın ve Bulaşık Makinelerimizin<br />

toptan satışı için <strong>2017</strong> başından bu yana<br />

çalışmalar yapıyoruz. Burada bizim için<br />

büyük bir potansiyel var. Planlarımız<br />

doğrultusunda ilerleyerek, orta vadede<br />

Çin’e binlerce kombi fırın ve bulaşık<br />

makinesi satışı gerçekleştirmeyi<br />

hedefliyoruz” diye konuştu.


LAMP 83<br />

büyümeye<br />

devam ediyor<br />

Son yıllarda istikrarlı şekilde<br />

büyümeye ve gelişmeye devam<br />

eden LAMP 83, <strong>2017</strong>’nin ilk altı<br />

ayını başarıyla kapattı.<br />

54 yıllık tarihiyle aydınlatma<br />

sektörünün öncü kuruluşu olan<br />

LAMP 83, sene başından bu yana<br />

bir yandan yeni ve prestijli projelere<br />

imza atarken, bir yandan da ürün gamı<br />

ve verdiği hizmet açısından gelişimini<br />

sürdürüyor. LAMP 83, ihracat kanadındaki<br />

atağını Birleşik Arap Emirlikleri ve<br />

Ukrayna ülke distribütörlükleri ile devam<br />

ettirirken; özellikle mimari ofisler,<br />

aydınlatma tasarım ofisleri, proje firmaları<br />

ve kamu kurumları ile olan bağlarını<br />

da kuvvetlendirdi. Başkent Ankara’daki<br />

faaliyetlerini hızlandıran LAMP 83, katıldığı<br />

40. Yapı Fuarı’nda da, hem sıra dışı standı<br />

hem de geçen yıla göre %20 oranında<br />

artan ziyaretçi sayısı ile göz doldurdu. Öte<br />

yandan ilk kez Yapı Fuarı’nda sergilenen;<br />

istenen şekil ve uzunlukta kullanılabilmesi<br />

sayesinde sınırsız mimari aydınlatmanın<br />

kapılarını açarak, adeta aydınlatmada<br />

devrim yapan yeni ürün Wiggle da büyük<br />

beğeni topladı.<br />

Ceyişakar: “Yeni ürünler ve yeni<br />

yatırımlara devam ediyoruz”<br />

Tüm bu gelişmelerin ışığında <strong>2017</strong>’nin ilk<br />

yarısını değerlendiren LAMP 83 Yönetim<br />

Kurulu Üyesi ve CEO’su Batu Ceyişakar,<br />

“<strong>2017</strong>’nin ilk yarısında yaptığımız<br />

çalışmalar, attığımız yeni adımlar ve ortaya<br />

çıkan sonuçlardan memnunuz. Bu şekilde<br />

devam edersek, seneyi istediğimiz oranda<br />

bir büyüme kaydederek kapatacağız. Öte<br />

yandan ürün gamı ve müşterilerimize<br />

verdiğimiz hizmet alanlarında yeniliklerin<br />

peşinde koşmaya devam ediyoruz. Yılın<br />

ikinci yarısında çıkarmayı planladığımız<br />

yeni ürünlerin yanı sıra, aydınlatma çağrı<br />

merkezi ve elektronik ticaret platformu<br />

gibi yeni uygulamaları da; ikinci altı aylık<br />

dönemde hayata geçirmeyi planlıyoruz.<br />

Şirketin büyümesi ve gelişmesine paralel<br />

olarak, kadromuzu da büyütüp istihdam<br />

yaratmayı da sürdürüyoruz.” dedi.


hotel restaurant<br />

58 & hi-tech<br />

marka röportaj<br />

Zümrüt<br />

Doyran<br />

“2018’de yurt<br />

içi-yurt dışı<br />

pazarlama ve satış<br />

faaliyetlerimizi<br />

artıracağız”<br />

“<strong>2017</strong> gerek global gerekse ülkemizde pek çok ekonomik zorluğu ve fırsatı içinde<br />

barındıran bir yıl olarak sürüyor. Pazarlama ve satış faaliyetlerimizi aksatmadan<br />

devam ettiriyoruz. Yeni ve devam eden projelerimiz var. 2018 hedeflerimizde ise<br />

gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki pazarlama ve satış faaliyetlerimizi artırarak<br />

devam ettirmeyi planlıyoruz.”<br />

2010 yılından bu yana Kolsan çatısı<br />

altında hareketli ve sabit mobilya<br />

ürünlerinde beş yıldızlı otel projeleri<br />

ağırlıklı olmak üzere restoran, cafe, ofis,<br />

hastana, alışveriş merkezi ve mağaza<br />

gibi her türlü proje için üretim yapan<br />

Hotelya, 2018 yılında yurt içi ve yurt<br />

dışındaki pazarlama ve satış faaliyetlerini<br />

artırarak devam ettirecek. Pazarlama ve<br />

satış faaliyetlerini aksatmadan bu yılki<br />

çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen<br />

Hotelya Kurucusu ve Genel Müdürü<br />

Zümrüt Doyran ile firmanın Horeca<br />

sektörüne yönelik, üretim, proje ve<br />

yatırım planlamalarını konuştuk.<br />

Hotelya’yı tanıtarak faaliyetlerinden ve<br />

ürün gamından bahseder misiniz?<br />

Turizm sektörünün çok yakından tanıdığı<br />

firmamız 40 yıl önce mobilya üretimine<br />

başladı ve 30 yılı aşkın sürede edindiği<br />

deneyimlerle yurt içinde ve yurt dışında<br />

birçok projede üretici kimliğiyle sektörün<br />

öncülerinden biri olmayı başardı.<br />

Kolsan 40 yıllık deneyimiyle en üst<br />

noktaya getirdiği üretim kalitesini, 2010<br />

yılında grup şirketi olarak kurulan yeni<br />

markası Hotelya ile satış- pazarlama,<br />

projelendirme, üretim, takip alanlarında<br />

daha da ileriye götürdü. Hotelya<br />

olarak kurulduğumuz günden bu yana<br />

hareketli ve sabit mobilya ürünlerinde<br />

beş yıldızlı otel projeleri daha yoğun<br />

olmak üzere AVM, hastane, restoran,<br />

ofis, cafe, mağaza gibi her türlü proje<br />

için üretim yapıyoruz. Uzman mimari<br />

ekibimiz ile projelere sadece üretici<br />

ve satıcı olarak değil aynı zamanda<br />

çözüm ortağı olarak da destek veriyoruz.<br />

Müşteri portföyümüzün %90'ını turizm<br />

sektörünün oluşturduğu bir ortamda<br />

müşterilerimiz genellikle mimari<br />

gruplarla çalışıyorlar. Mimari ekiplerin<br />

tasarımlarını gerçekleştirdikleri her<br />

proje, ekibimiz tarafından hayata<br />

geçiriliyor. Bu çok modern bir poliüretan<br />

sandalye olabileceği gibi, altın varaklı<br />

klasik bir koltuk da olabiliyor. Biz<br />

müşterilerimize "Siz hayal edin, biz<br />

yapalım, hayata geçirelim" diyoruz.<br />

Sektörde bizi farklı kılan en büyük<br />

özelliğimiz bu.<br />

Firmanızın yurt içi ve yurt dışı pazar payı<br />

nedir? İhracat yapıyor musunuz?<br />

Yurt dışında bugüne kadar çok ciddi<br />

işler yaptık. Üretimimizin yaklaşık %60’ı<br />

yurt dışı için yapılıyor. Yurt içinde zincir<br />

şeklinde yaptığımız -Hilton, Sheraton,<br />

Rixos, Holiday Inn, Hyatt Recency- gibi<br />

otellerin yurt dışındaki otellerini de<br />

yapmaya devam ediyoruz. Zincir şeklinde<br />

olan bu oteller, yapılmış olan işler<br />

sonrasında bizimle çalışmaya devam<br />

ediyor. Bu da kalitemize güvenin bir<br />

sonucudur diye düşünüyorum. Yurt<br />

içinde birçok Hilton Otelinde ürünlerimiz<br />

bulunuyor. Bu beğeni doğrultusunda<br />

birçok yurt dışı Hilton projesinde<br />

mobilyalarımız bulunuyor. Yine Hyatt<br />

Regency otelleri de buna benzer bir<br />

örnek. Yurt içi zincirlerden sonra


Rostov Hyatt Regency gibi birçok Hyatt<br />

projesinde yer aldık. Aynı şekilde Dubai<br />

Rixos, Erbil Divan, Srilanka Sheraton<br />

bunlara benzer örnekler. Çok yoğun<br />

şekilde Moskova’da işlerimiz oluyor.<br />

Geçtiğimiz yıl Rusya’da işlerimiz her<br />

sektörde olduğu gibi bizde de yavaşladı<br />

fakat <strong>2017</strong> itibarıyla yine eski hızına<br />

yaklaştı. Kazakistan’daki birçok projeyle<br />

de ilgileniyoruz. Dubai’de de farklı<br />

yatırımlarımız var. Ürünlerimizi satan,<br />

projelerde birlikte devam ettiğimiz yerel<br />

firmalarla iş birliği halindeyiz.<br />

Horeca sektöründe üretim<br />

kriterlerinizi neler belirliyor? Kalite<br />

standartlarınızdan bahseder misiniz?<br />

Her projenin kendine özgü farklı bir<br />

konsepti oluyor. Yapının bulunduğu<br />

konum, projeden beklenenler,<br />

yatırımcının tercihleri konsepti<br />

oluşturmakta etkili. Bu konsepte uygun<br />

olarak projenin ihtiyaçlarını en iyi şekilde<br />

karşılayacak olan ürünler de mimarlar<br />

tarafından belirleniyor. Her proje bizim<br />

için aslında yeniliklerle dolu. Standart<br />

bir koleksiyonu olmayan bir firma<br />

olarak her projeye yönelik yeni butik<br />

üretimler yapıyoruz. Üretim öncesinde<br />

her projeyi plan üzerinden çalışarak<br />

ürünlerin birlikte koordinasyonunu da<br />

kontrol ediyoruz. Bazen birbiriyle uyumlu<br />

olması gereken ürünlerde ölçüler<br />

olması gerekenden farklı olabiliyor. Bu<br />

ürünlerin doğru ölçülerle üretimi için<br />

gerekli düzeltmeleri yapıyoruz. Otel<br />

ve ev mobilyalarının üretim detayları<br />

birbirinden çok farklılık gösteriyorlar.<br />

Otel mobilyaları sirkülasyona bağlı<br />

olarak çok daha yoğun kullanılıyor. Ev<br />

mobilyalarına göre çok daha sağlam ve<br />

bu yoğun kullanıma özel bazı özelliklere<br />

sahip olması gerekiyor. Bu sebeple<br />

kullanılan ahşap da sünger de daha<br />

farklıdır. Daha sert, stabil ve seneler<br />

sonra da aynı kalacak şekilde olması<br />

gerekiyor. Kalite denilince ürünün<br />

sağlamlığı ve uzun ömürlü olması ön<br />

plana çıkıyor. Ürünün sağlamlığı ve uzun<br />

ömürlü olması için iskeletinde kullanılan<br />

ahşabın ve süngerinin kalitesi çok önemli.<br />

Projede belirtilen detaylara ve ürünün<br />

gerekliliğine uygun olarak hassasiyetle<br />

üretim gerçekleştiriyoruz.<br />

Bu yıl Horeca sektörüne en çok hangi<br />

tasarım trendleri hakimdi? Bu trendler<br />

2018 yılında nasıl bir seyir gösterecek?<br />

Genç tasarımcılar binlerce yıl öncesinin<br />

ürünlerini günümüze uyarlayarak<br />

geçmiş ile gelecek arasında bir denge<br />

yaratma çabasındalar. 2018’de Akdeniz<br />

esintisi hayatımızın her alanında kendini<br />

göstermeye başlayacak. Örneğin, moda<br />

ve tekstilde düz kumaşlar yerini katmanlı<br />

pile, krinkle kumaşlara bırakacak.<br />

Önemli olan sunulan ürünlerin nasıl<br />

modernize edildiği; geçmiş sadece<br />

detaylarda göze çarpacak. Doğal taş ve<br />

mermerin yeniden hayat bulacağını ve<br />

yuvarlak formlarda tasarlanan nesnelerin<br />

ön plana çıkacağını düşünüyorum.<br />

Bazen birbirinden farklı malzemeler<br />

ile mermer de bir araya getirilecek.<br />

Bakır rengi önümüzdeki yıllarda oldukça<br />

dikkat çeken bir pozisyona sahip olacak.<br />

Kullanılan aksesuarlarda, hatta iç<br />

mekan tasarımında ahşap ürünlerle<br />

kombinlenebilecek. Metal parçalar için<br />

yıllardır kullanılan parlak, pürüzsüz<br />

yüzeyler yerini çekiçle dövülmüş, lazerle<br />

işlenmiş, okside edilmiş mat dokulara<br />

bırakacak. Az işlenmiş ahşap, doğal<br />

formunda, yıkanmış, fırçalanmış, islenmiş<br />

ve yakılmış olarak evlerimizi süsleyecek.<br />

Ahşap artık doğada olduğundan farklı<br />

gösterilmeyecek. Bunun yanı sıra ahşabın<br />

her rengi moda olacak. Örneğin kara<br />

ağaç, sedir gibi farklı renklerden oluşan<br />

mobilya kompozisyonları trend olacak.<br />

Müşteriye seçim yapmak yerine tüm<br />

renklerden oluşan kombinler sunulacak.<br />

Mobilya sektörünün Türkiye’deki<br />

genel durumu hakkında neler<br />

söyleyebilirsiniz? Hotelya<br />

olarak sektörde kendinizi nasıl<br />

konumlandırıyorsunuz?<br />

Mobilya sektörü son iki yılda ülkemizin<br />

içinde bulunduğu bazı durumlardan<br />

dolayı zor bir dönem geçirdi ve maalesef<br />

bu dönemde birçok firma zarar gördü.<br />

Güçlü olarak bu dönemi atlatan firmalar<br />

için önümüzde çok daha iyi bir dönem<br />

olduğuna inanıyorum. Yoğunlukla hizmet<br />

verdiğimiz turizm sektöründe meydana<br />

gelen yatırımları durdurma, yavaşlatma<br />

gibi durumlar doğal olarak her firma<br />

gibi bizleri de etkiledi. Bu dönemi yurt<br />

dışı projelerle ilgilenen firmalar daha<br />

rahat atlattı. Şu an yurt içi piyasaların da<br />

düzelmesi ile beraber iş yoğunluğumuzda<br />

artış oldu. Sektörde firmamız üretici<br />

kimliğiyle 30 yılı aşkın bir süredir yapmış<br />

olduğu referanslarıyla tanınmaktadır.<br />

Bu bilinirlik ve sektörde kazandığımız<br />

güvenirlik sebebiyle devam eden<br />

projelerin çok büyük bir kısmı biz daha<br />

onlara ulaşmadan bizden teklif talep<br />

etmektedir. Fabrikamızda yurt içi ve yurt<br />

dışı projelerimiz çok yoğun bir şekilde<br />

devam etmekte olup, eş zamanlı 10-15<br />

otel projesinin üretimi sürekli olarak<br />

devam etmektedir.<br />

Teknolojiye ve Ar-Ge’ye yatırımlarınız<br />

konusunda bilgiler verebilir misiniz?<br />

Sabit ahşap üretimimizde teknolojiyi<br />

yakından takip ederek makina<br />

parkurumuzu sürekli geliştiriyoruz. Fakat<br />

döşemeli üretimimizde durum biraz daha<br />

farklı. Standart bir ürünü bulunmayan<br />

bir firma olarak her proje için yeni<br />

butik üretim yapılıyor. Her projede yeni<br />

ürünler yapıldığı için Ar Ge grubumuza<br />

çok fazla iş düşüyor. Bu da her projede<br />

gerek model gerek kalite gerekse yeni<br />

teknikler anlamında ürünü ve detayları<br />

çözerek ürünleri hayata geçirmemiz<br />

anlamına geliyor. Her projede ortalama<br />

20 yeni ürün olduğu düşünülürse Ar-Ge<br />

grubumuzun binlerce yeni ürünü hayata<br />

geçirmek için çalıştığını söyleyebiliriz.<br />

Butik üretimler sebebiyle de emek yoğun<br />

işgücüne bağlı olarak çalışıyoruz.<br />

Hotelya için <strong>2017</strong> nasıl geçiyor?<br />

Horeca sektörüne yönelik hangi<br />

projeleri gerçekleştirdiniz? 2018 yılına<br />

ilişkin hedefleriniz nelerdir?<br />

<strong>2017</strong> gerek global gerekse ülkemizde<br />

pek çok ekonomik zorluğu ve fırsatı<br />

içinde barındıran bir yıl olarak sürüyor.<br />

Pazarlama ve satış faaliyetlerimizi<br />

aksatmadan devam ettiriyoruz. Yeni<br />

projelerimiz var, devam eden projelerimiz<br />

var. Var gücümüzle güzel projelere<br />

imza atmaya devam ediyoruz. 2018<br />

hedeflerimizde ise gerek yurt içinde<br />

gerekse yurt dışındaki pazarlama ve


hotel restaurant<br />

60 & hi-tech<br />

marka röportaj<br />

satış faaliyetlerimizi artırarak devam<br />

ettirmeyi planlıyoruz. Kalitesiyle bilinen<br />

referanslarıyla tanınan bir firma olarak<br />

satış ekibimiz Türkiye’deki tüm projelerle<br />

ilgilenmeye çalışıyor. Bize ulaşamayan<br />

müşterilerimizle de bir araya gelmek<br />

için satış departmanımızı genişleterek<br />

çalışmalarımıza devam edeceğiz.<br />

Son olarak Qatar Fuarı’na katıldınız.<br />

Fuardan da bahseder misiniz kısaca?<br />

Fuarlar, kendimizi tanıtabilmek ve yeni<br />

işbirliktelikleri yaratmak adına çok<br />

önemli. Hotelya olarak sektöre yön<br />

veren fuarları yakından takip ediyoruz.<br />

Qatar Fuarı’nda çok önemli dönüşler<br />

aldık. Detayları netleştirdiğimiz ve ilk<br />

siparişlerini aldığımız projeler oldu.<br />

Hedef pazarlarımıza uygun olarak<br />

fuarlara katılmaya devam edeceğiz.<br />

Yakın zamanda yurt içinde veya yurt<br />

dışında contract projesi yaptınız<br />

mı? Proje veya ürünler olarak yer<br />

aldığınız contract projelerinden en<br />

yeni ve prestijli olanı hakkında teknik<br />

açıklamalarda bulunabilir misiniz? Bu<br />

projelere ait bir motto, bir hikaye varsa<br />

detaya inebilir misiniz?<br />

Genellikle otel projelerinin yoğun<br />

olduğu referanslarımız içinde rezidans,<br />

AVM, hastane, ofis, konut, restoran<br />

gibi mobilya ihtiyacı olan tüm yapı<br />

tipleri bulunuyor. Çoğunlukla 5 yıldızlı<br />

projelere hizmet veriyoruz. Hilton,<br />

Sheraton, Hyatt Regency, Holiday Inn,<br />

Fairmont, Rixos gibi otel projeleri<br />

yanında 5 yıldızlı diyebileceğimiz Nobu,<br />

Frankie, Fenix, Angelique gibi restoran<br />

zincirleri de referanslarımızın küçük<br />

bir kısmını oluşturuyor. Zincir şeklinde<br />

olan projelerin yurt dışı projelerinde de<br />

tercih edilir olmamız, üretimimizden<br />

memnun kalındığı için sanırım,<br />

Moskova’da, Bakü’de, Londra’da,<br />

Astana’da, Marakeş’te, Filipinler’de, Kula<br />

Lumpur’da, Erbil ve daha birçok ülkede<br />

devam ediyor. Bu projelerden örnek<br />

vermek gerekirse; Yurt içinde; Safranbolu<br />

Hilton Garden Inn, Tuzla Holiday Inn Otel,<br />

İstanbul Fairmont Otel, Samsun Radisson<br />

Blu Otel, Arel Üniversitesi Yurt Binası,<br />

Yoo İstanbul Konut Projesi, İstanbul<br />

Remedy Hospital projeleri<br />

Yurt dışında; Dubai Rixos, Filipinler<br />

Grand Hyatt Hotel, Kıbrıs Malpas Hotel,<br />

Bakü Winterpark Hotel projelerini<br />

sıralayabiliriz.<br />

Filipinler Grand Hyatt Hotel projesinin<br />

ürün detayları için çok yoğun bir süreç<br />

geçirildi. İstanbul’da ürün bazında<br />

detayların netleştirildiği 3 gün süren<br />

toplantımız oldu. Bu toplantıya Projenin<br />

iç tasarımını üstlenen Japonya’da<br />

bulunan bir mimarlık ofisinden 3 mimar,<br />

Avusturalya’dan Hyatt Proje koordinatörü,<br />

Hırvatistan’dan proje yetkilisi katıldı.<br />

Dünyanın farklı ülkelerinden gelen ve<br />

konularında uzman bu kişilerle yapılan<br />

toplantılarda ürün kalitemizi, projeye ve<br />

detaylara hakimiyetimiz memnuniyetle<br />

karşılandı.<br />

Contract projelerinde yer almanın belli<br />

şartları var mı? Müşteri mi sizi bulur<br />

yoksa siz mi müşteriye ulaşırsınız?<br />

Contract projelerinde yer almanız<br />

için firmalardan istenen ön talepler<br />

bulunuyor. Özellikle yurt dışı projelerinde<br />

ihaleye girilebilmesi için bu taleplerin<br />

eksiksiz bildirilmesi gerekiyor. Firma<br />

bilgileriniz ve tarihçeniz, üretim ve<br />

finans gücünüz, referanslarınız bu<br />

projeleri karşılayacak nitelikte olması bu<br />

projelerde yer almanıza fayda sağlıyor.<br />

Contract ürünler için yurt dışında<br />

Amerika, Avrupa Birliği, İngiltere ve<br />

Rusya gibi ülkelerde belli standartlar<br />

bulunmakta. Bu standartlardan<br />

hangilerine uygun çözümler<br />

sunmaktasınız?<br />

Bu ülkeler arasında en yoğun standartlar<br />

İngiltere’de bulunuyor. İngiltere’de<br />

yaptığımız projelerimizde de tüm<br />

standartlarına uygun olarak yaptığımız<br />

üretimlerimiz büyük beğeni almıştır. Yurt<br />

dışında birçok ülkede bitirmiş olduğumuz<br />

ve şu anda da devam eden projelerimiz<br />

bulunmaktadır. Her ülkenin belirlemiş<br />

olduğu standartlara uygunlukta hiçbir<br />

sorun yaşamıyoruz.


Presenting<br />

18 - 20 SEP <strong>2017</strong><br />

DUBAI WORLD TRADE CENTRE<br />

DUBAI SERVES A WORLD<br />

OF HOSPITALITY<br />

Discover the A - Z of restaurant, bar and café solutions<br />

at the global melting point for multicultural cuisine<br />

GCC foodservice<br />

market<br />

Growing at<br />

CAGR of 6.8%<br />

Set to reach US$24.5b<br />

(Dh89.9b) by 2018<br />

Reflecting the soaring demand for new, adventurous leisure and dining experiences,<br />

GulfHost will define your performance in the fast-moving hospitality arena.<br />

Get your free ticket at gulfhost.ae<br />

Organised by<br />

Co-located events<br />

Endorsed by<br />

Powered by


62<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

marka<br />

Narin “Epsilon” serisi ile sofralarda<br />

sonbahar esintisi<br />

Sonbaharda sofralar Narin’in altın kaplama, retro ve desenli<br />

‘Epsilon’ model çatal – bıçak – kaşık serileri ile renkleniyor.<br />

1967 yılından bugüne Türkiye’de<br />

züccaciye ve endüstriyel mutfak<br />

sektörünün önde gelen firmaları<br />

arasında yer alan Narin; 50. yılını<br />

kutladığı bu sene, birbirinden zarif<br />

koleksiyonlarını tüketicilerinin<br />

beğenisine sunuyor. Farklı desen<br />

seçenekleri ile her zevke hitap eden<br />

Narin; uzun süre kullanıma dayanıklı<br />

olan Epsilon model çatal kaşık bıçak<br />

serileri ile şık davet sofralarına en tatlı<br />

sonbahar esintilerini getirecek.<br />

1994 yılından bu yana ürün<br />

çeşidine çatal-kaşık-bıçak ve ev<br />

serilerinin yanında masaüstü<br />

aksesuarları, horeca ve açık<br />

büfe ekipmanlarını ekleyen<br />

Narin, üretim hattını yeni<br />

teknolojilere adapte ederek<br />

altyapısını güçlendirmeye,<br />

müşteri ihtiyaç ve beklentilerini<br />

etkin bir şekilde karşılamaya<br />

devam ediyor.


MOSDER, EFIC Toplantısında<br />

sektör dernekleriyle bir araya geldi<br />

marka güncel<br />

Avrupa Mobilya Sekötörü’nün tüm paydaşlarını bir araya getiren Avrupa<br />

Mobilya Üreticileri Birliği (EFIC), dünya ekonomisinin önemli taşlarından<br />

biri olan mobilya sektörünün karşılaştığı spesifik zorluklara ve fırsatlara<br />

dikkat çekmek amacıyla geçtiğimiz günlerde Belçika’nın başkenti Brüksel’de<br />

üyelerini topladı.<br />

Türkiye mobilya sektörünün yüzde 75’ini temsil eden MOSDER’in katılım<br />

sağladığı toplantıda üyeler, mobilya sektöründeki döngüsel ekonominin<br />

prensiplerini tartıştı. Bu farkındalıkla günümüz firmaları için döngüsel<br />

ekonominin önemli bir noktaya geldiğinin altını çizen MOSDER Başkanı<br />

Nuri Öztaşkın,“Günümüzün en önemli gündem maddesi sürdürülebilirlik.<br />

Dolayısıyla ekonominin de sürdürülebilir olması en önemli konu. Bu<br />

nedenle Türkiye mobilya sektörünün pozitif yönlü büyümesi ve gelişmesi<br />

için döngüsel ekonomiye önem vermeliyiz. Yani üretimden atık yönetimine,<br />

çevre yönetiminden kullanılan malzemeye kadar her şeyi detaylıca incelemek<br />

gerekmektedir. Dolayısıyla kaynakların mümkün olduğu kadar geri<br />

dönüşümden kazanılması ve atıkların mümkün olduğu kadar yeni kaynaklara<br />

dönüşebilmesi yönünde çalışmalıyız ki sektörün gelişimini destekleyelim.<br />

Çünkü bizim sektörün geleceği için fazlasını yapmamız gerekiyor ve panel<br />

endüstrisi de halihazırda yeni imalat teknolojilerine yatırım yapıyor” dedi.<br />

Panasonic İran’da ilk 5 şirket içinde, yeni<br />

hedef zirve<br />

100. yaşını kutlayacağı 2018 yılında elektrik anahtar ve priz<br />

sektöründe global pazar lideri olmayı hedefleyen Panasonic, bu<br />

hedefine ulaşmak için gerçekleştirdiği aksiyonlarına her geçen gün<br />

bir yenisini ekliyor. Ülkemizde son yıllarda gerçekleşen en büyük<br />

yatırımlardan birisine imza atarak VİKO markasını bünyesine<br />

katan ve geçtiğimiz Nisan ayında Panasonic Eco Solutions Elektrik<br />

Sanayi ve Ticaret A.Ş unvanı ile yeniden yapılanan kuruluş, Orta<br />

Doğu pazarında da gücünü giderek artırıyor. Türkiye’yi en stratejik<br />

bölgeler arasında ele alan Panasonic, İran pazarına ihracat<br />

gerçekleştiren şirketler arasında ilk sırada yer alıyor. Panasonic<br />

Eco Solutions Türkiye bu hedeflerinin bir yansıması olarak<br />

İran Distribütörü Tabnac Electric üst yönetiminden Abdullah<br />

Doroudian, Muhammed Doroudian, Muhammed Doroudian ve<br />

Hamid Jafari’nin ev sahipliğinde yaklaşık 250 kişinin katılımı ile<br />

Espinas Palace Oteli’nde önemli bir organizasyon gerçekleştirdi.<br />

Yandex.Taxi ve Uber 6 ülkede güçlerini birleştirdi<br />

Rusya’nın çevrimiçi taksi uygulaması Yandex.Taxi ile sürücülü araç kiralama şirketi Uber, büyük bir anlaşmaya imza attı. Bireysel<br />

otomobil kullanımına ve toplu taşımaya önemli bir alternatif oluşturacak yeni araç paylaşım modelinin Rusya özelinde taksi<br />

sektöründen de %5-6 civarında pay alması bekleniyor. Büyüyen dijital ekonomiye önemli bir katkı sağlayacak yeni uygulama şöyle<br />

işleyecek: Kullanıcılar için Yandex.Taxi ve Uber uygulamaları daha önce olduğu gibi çalışacak. Sürücüler ise hem Yandex.Taxi hem<br />

de Uber uygulamalarından kullanıcı almalarını sağlayan entegre bir platforma geçecek. Entegre sürücü platformu sayesinde hizmet<br />

verecek araç sayısı önemli oranda artacak. Bununla birlikte, yolcuların bekleme süreleri azalmış olacak. Yolcular daha uygun<br />

fiyatlarla seyahat etme avantajına kavuşurken, sürücüler saat başına daha fazla müşteriye hizmet verebilecek


Otelde konforun<br />

en büyük ölçüsü<br />

yataklar<br />

Hazırlayan: Gizem Yıldız<br />

Müşterilerin ilgisini çekmek ve onlara<br />

daha iyi bir gece refahı sunmak artık<br />

üzerine güzel yastıkların dizildiği ve<br />

şahane çarşafları olan yatakların çok<br />

ötesinde bir şey. Bir adım önde olmak<br />

için oteller her detaya dikkat ediyorlar.<br />

Alman Fraunhofer Enstitüsü tarafından<br />

yapılan bir araştırma, otel sahipleri ve<br />

yöneticileri için müşteri memnuniyetini<br />

artırma konusunda çok önemli ipuçları<br />

veriyor. Araştırmacıların elde ettikleri<br />

verilere göre bir otelde müşteri<br />

tatmininin en önemli kriterinin yatak<br />

olduğunu belirtmiştir. Araştırma<br />

verileri otel müşterileri ile yapılan<br />

görüşmeler sonucunda elde edilmiş.<br />

Müşterilerin yüzde 98’i kendileri için<br />

otelde başka hiçbir şeyin yatak, karyola<br />

ve baza kadar önemli olmadığını<br />

bildirmiş. Fakat ne yazık ki müşterilerin<br />

sadece yüzde 35’i kaldıkları oteldeki<br />

yataktan memnun olduğunu belirtmiş.<br />

Yine Alman olan AGR adlı kuruluş bel<br />

ve sırt ağrıları konusunda çalışmalar<br />

yapıyor ve kampanyalar düzenliyor.<br />

Kuruluş yataklar, yastıklar, sandalyeler,<br />

seminer odaları gibi konularda belirli<br />

kriterleri karşılayan otellere “bel ve sırt<br />

dostu” sertifikası veriyor. AGR, konu ile<br />

ilgili açıklamasında otellerin müşteri<br />

memnuniyetini artırmak için wellness,<br />

televizyon veya yeme içme gibi<br />

konularda maliyetlerden kaçınmadığını<br />

fakat genellikle yatak konusunu ihmal<br />

ettiğini belirtiyor. Müşteriler doğal<br />

olarak otellerde evlerindeki yataklardan<br />

daha iyilerini bekler. Buna birçoğu<br />

kavuşur ve yatak farklılıklarından ve<br />

özellikle de büyüklüklerinden dolayı<br />

peşinen kısmen mutlu olurlar da.<br />

Müşteriyi her alanda memnun etmek<br />

otellerin asıl amaçlarından biridir.<br />

Otellerin odaları ihtiyaca göre tek<br />

kişilik, çift kişilik, üç kişilik ya da daha<br />

fazla kapasitede olup aile ya da grup<br />

misafir odası şekilde ayarlanmıştır.<br />

Orta, lüks, süit, kral dairesi gibi<br />

değişik kalite standartlarında olan<br />

bu odaların sunduğu hizmetler de<br />

farklıdır. Rahatlığı maksimum seviyede<br />

yaşamak için konforlu yatak seçimi<br />

en önemli etkenlerden biridir. Oteller<br />

lüks otel yatak modelleri seçiminde<br />

öncelikle müşterinin rahat etmesini<br />

ön plana almaktadır. Pamuklu, elyaf<br />

ve silikon karışımı olan yataklar sıcak<br />

yaz aylarında terinizi emeceği için<br />

terleme şikâyetiyle gece uykunuz<br />

bölünmez. Yatağın ortası ya da kenarına<br />

yattığınızda aynı rahatlığı hissetmeniz<br />

için tasarlanan yataklar daha çok<br />

tercih edilmektedir. Ergonomik ve<br />

sırt sağlığınıza uygun modeller de<br />

seçimlerin arasında alternatif olabilir.<br />

Günümüz otel yatakları sektörü her<br />

bir kolunda yenilikçi, kaliteli, özgün ve<br />

teknolojik çözümleriyle öne çıkıyor.<br />

Bugünün üretim kapasitesi, ürünleri<br />

ve hedeflerine baktığımızda dünyada<br />

gelişen teknoloji ve yaklaşımları<br />

sektöre adapte etme konusunda<br />

memnuniyet verici gelişmeler içerisinde<br />

olduğumuzu görüyoruz. Bunun en güzel<br />

örnekleri ise, bu ayki dosya konumuz<br />

içerisinde haberleştirerek sayfalarımıza<br />

taşıdığımız otel yatakları sektörünün en<br />

deneyimli ve güçlü markaları…


66<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

dosya / röportaj<br />

Mert Alsan<br />

“Otel ne kadar<br />

lüks olursa olsun<br />

sunabileceği<br />

en cazip ürün<br />

yataktır”<br />

Planet Mobilya, kurulduğu günden bu<br />

yana gerçekleştirdiği projeler ve grup<br />

şirketlerinin 65 yılı aşkın know how’u ile<br />

otellerin ihtiyaçlarına yönelik ürünler<br />

üreterek, kusursuz müşteri memnuniyeti<br />

sağlıyor.<br />

Binlerce farklı konuk ağırlayan<br />

oteller, memnuniyeti ilk sırada<br />

tutuyor. Bu memnuniyetin<br />

mihenk taşlarından biri olan<br />

yatakları Planet Yatak Proje işler ve<br />

Kurumsal Satış Müdürü<br />

Mert Alsan’a sorduk. “Uzun<br />

yıllar konforunu, hijyenini ve<br />

formunu koruyabilecek ürünler<br />

ancak ileri teknoloji, tecrübe ve<br />

mükemmeliyetçi bir yaklaşımla<br />

ortaya çıkmaktadır” diyen Alsan, bu<br />

yılki üretim hedefini 600.000 adet<br />

yatak olarak kaydetti.<br />

Otellerde konforlu uyku sunmak<br />

büyük bir vaat. Planet Mobilya<br />

olarak, bu vaadin altını hangi<br />

ürün, servis ve hizmetlerinizle<br />

dolduruyorsunuz?<br />

Malumunuz firmamız sektöründe<br />

Türkiye ve Dünyada söz sahibi,<br />

kumaş, sünger, demir çelik<br />

fabrikalarına ve nakliye filosuna<br />

sahip bir grubun üyesidir. Bu<br />

minvalde alanında tek entegre<br />

yatak firmasıdır. Tüm proseslere<br />

hakim bir firma olarak, bu bilgiyi,<br />

teknoloji, ar-ge ve dev üretim<br />

kapasiteleriyle birleştirerek böyle<br />

bir vaatte bulunuyor ve yıllardır<br />

gerçekleştiriyoruz. Otellerimizin<br />

ağırladıkları misafir kitlesi<br />

sundukları konsepte göre şekil<br />

alıyor. Gelir seviyesi, hitap edilen<br />

ülke veya bölgeye göre alışkanlıklar<br />

benzerlik arz ediyor. Misafirlerin,<br />

gelmiş oldukları ülkelerdeki, ait<br />

oldukları gelir seviyesinin talep<br />

ettiği konfor, uyku ve kullanım<br />

alışkanlıklarına benzer nitelikte<br />

yatak beklentisi içerisinde olmaları<br />

hasebiyle bu doğrultuda ürünleri<br />

pazara sunuyoruz.<br />

Bir otel yatağının kullanım<br />

ömrü nedir, ne kadar süreyle<br />

değiştirilmeli?<br />

Otel yatakları deformasyondan<br />

kaynaklanan fiziksel kullanım<br />

ömründen ziyade sağlık sorunlarına<br />

yol açmaması açısından değişimi<br />

yapılması gereken, hijyenik bir<br />

üründür. İyi korunmamış ve<br />

düzenli efektif temizlenmemiş<br />

bir yatak toz akarları ve yatak<br />

böceklerinin yuvası daha kötüsü<br />

enfeksiyona sebep olabilen bazı<br />

mikropların üreyebildiği bir mecra<br />

olabilmektedir. Bu sebeplerle,<br />

sorunun cevabı, otelin yatağı ne<br />

kadar iyi koruduğu, bakımını ve<br />

temizliğini ne sıklıkta ve nitelikte<br />

yaptığıyla doğrudan ilgilidir. Özellikle<br />

su geçirmez alez kullanımı, yatağı<br />

düzenli çevirmek, derin temizlik gibi<br />

süreçler yatağın sağlıklı kullanım<br />

ömrünü uzatmaktadır. Ancak soruya<br />

net bir cevap vermek gerekirse<br />

teamüllere göre 3-10 yıl arasında<br />

değişim yapılmaktadır.


Otel sektöründeki toplam pazar<br />

payınız ve yıllık net üretiminiz<br />

nedir?<br />

Konaklama sektöründeki payımız<br />

yıllara göre değişmekle beraber<br />

ülkemizde %7 civarındadır. Bu yıl<br />

ki üretim hedefimiz 600.000 adet<br />

yataktır.<br />

Konaklama sektörüne sunduğunuz<br />

yataklar üretiminizin ne kadarına<br />

tekabül ediyor?<br />

Global satışlarımızla birlikte yurtiçi<br />

ve yurtdışı toplamda, konaklama<br />

sektörüne sunduğumuz yataklar<br />

üretimimizin %10 civarına tekabül<br />

etmektedir.<br />

konforu ve diğer özellikleri tecrübe<br />

edilmiş ürünlerimizden seçim<br />

yapmaktadır.<br />

Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />

Otel ve sunduğu hizmetler ne kadar<br />

lüks olursa olsun, misafirlerine<br />

sunabileceği en cazip ürün<br />

yataktır. Uzun yıllar konforunu,<br />

hijyenini ve formunu koruyabilecek<br />

ürünler ancak ileri teknoloji, tecrübe<br />

ve mükemmeliyetçi bir yaklaşımla<br />

ortaya çıkmaktadır.<br />

Bir otel yatağını diğerlerinden<br />

ayıran temel farklılıkları nelerdir?<br />

Otel yataklarının, ev kullanımlardan<br />

farkı, bir çok değişik yatak kullanım<br />

alışkanlığına sahip tüketici için<br />

optimal kalitede, uygun konforda<br />

ve sağlamlıkta bir ürün olması<br />

gerekliliğidir. Ev tüketicisi için geniş<br />

yatak koleksiyonumuzdan kişiye<br />

özel yatak önerilebilmekte iken,<br />

otellerde tüm vücut tipleri ve uyku<br />

alışkanlıkları için uygun yataklar<br />

sunmak gerekmektedir. Bununla<br />

birlikte ileri düzeyde güvenlik ve<br />

sağlık konularında sertifikasyon<br />

ihtiyacı olabilmektedir. Bazı tesisler,<br />

konfor, sağlık, sağlamlık ve güvenlik<br />

şartlarını içeren kendine özel teknik<br />

şartnameler oluşturarak satın<br />

alma yapmakta iken birçok tesis<br />

de hali hazırda bizlerin kendilerine<br />

sunduğu, sertifikasyonlara sahip,


hotel restaurant<br />

68 & hi-tech<br />

dosya / otel yatakları<br />

Türkiye’nin en<br />

prestijli dünya<br />

devi zincir otelleri<br />

İşbir Yatak’ı<br />

tercih ediyor<br />

İşbir Yatak’ın son teknolojiyi kullanılarak<br />

ürettiği Ar-Ge’leri dünyanın en prestijli zincir<br />

otelleri tarafından tercih ediliyor. Müşteri<br />

memnuniyetini ön planda zincir oteller,<br />

Ar-Ge çalışmaları İşbir Yatak tarafından<br />

gerçekleştirilen özellikli, rahat, konforlu ve<br />

sağlıklı ürünleri tercih ediyor.<br />

Dünya devlerinin tercihi ihtiyaca göre; VISCOSTAR Viskoelsatik Akıllı Yataklar, Pocket<br />

Spring Paket Yaylı Yataklar, Lateksit Yaysız Yataklar, Coilsit Yaylı Yatakların yanı<br />

sıra özel reçete çalıştığı otel yatakları ile otellerin terciklerine çözüm buluyor.<br />

Öz: “Ar-Ge çalışmalarımızla kişisel tercihleri de cevaplayan teknolojileri sunuyoruz”<br />

Müşterinin ne istediğine kulak veren ve bu amaçla da sürekli çalışan ve üreten bir<br />

firma olmanın karşılığını dünyanın en prestijli otelleri tarafından tercih edilerek alıyoruz<br />

diyen İşbir Yatak Genel Müdür Yardımcısı İlham Öz, tercih edilme nedenlerini ise şöyle<br />

sıralıyor: “Her biri dünya devi ve hepsinin önceliği müşteri memnuniyeti. İşbir Yatak<br />

olarak bizim de önceliğimiz bu ve bu nedenle de ortak noktada buluşmamız zor olmuyor.<br />

Ar-Ge çalışmalarımızla kişisel tercihleri de cevaplayan teknolojileri sunuyoruz. Uykunun<br />

önemini anlıyor ve anlaşılması için de çabalıyoruz. Bu nedenle de tüm ürünlerimiz sağlık,<br />

rahatlık ve konforu arayan insanlara özel üretiliyor. İşbir Yatak Uyku Merkezleri’nde yer<br />

alan her ürün insan sağlığını önemseyen, konforlu ve rahat uykuyu ihtiyacı olanlarla<br />

buluşturan ürünlere sahip. Dünya devleri de bu titizliğimizin ve çabamızın farkında o<br />

nedenle de tercih ediliyoruz.”


Yataklarda<br />

alerjenleri<br />

azaltmada<br />

“AllergoProtect”<br />

çözümü<br />

Hohenstein and Centa-Star toz akarlarının<br />

sebep olduğu alerjen rahatsızlıklarını<br />

azaltmak için özel yataklar geliştirdi.<br />

Ürünün dayanıklılık testlerinin Avrupa<br />

Merkezî Alerji Araştırma Kuruluşu’nca<br />

yapıldığı bu yeni ürün, ECARF Kalite<br />

Mührü ile ödüllendirildi.<br />

Dünya nüfusunun yüzde on ila on beş<br />

oranındaki bir bölümümün toz akarlarına<br />

karşı alerjileri olduğu ve astımın dünyada en<br />

sık görülen rahatsızlıklardan biri olduğu biliniyor.<br />

Üstelik bu oranın yıllar içinde giderek arttığı da<br />

gözlemleniyor. Milyonlarca insan, sabahları burun<br />

akıntılarıyla, hapşırma ataklarıyla, tahriş olmuş göz<br />

kapaklarıyla ve hatta nefes alamaz halde uyanıyor.<br />

Bu semptomlar günlük hayatlarını bozan etkileriyle<br />

birleştiğinde, önleyici tedbirlere ne kadar fazla<br />

ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarıyor.<br />

Yakınlarda, Hohenstein Grubuna dahil William<br />

Kuster Hijyen Enstitüsü tekstil esaslı alerji önleme<br />

araştırmaları sonunda geliştirdiği negatif elektrik<br />

yüklü tekstil apreleriyle yeni bir ürün geliştirdi.<br />

En sıkı insani ekoloji koruma<br />

garantili<br />

Centa-Star firmasıyla işbirliği yapan bu enstitü,<br />

bu ürünü AllergoProtect adıyla, pazara sürmeye<br />

hazırlanıyor. Bu yenilik yatakta kullanılan üç kat<br />

ürünün bileşiminden oluşuyor ve alerjik etkenlerin<br />

% 99,5’unu yatak dolgu maddesinin içinde tutmayı<br />

başarıyor. Bu koruma silkelenme ve sarsılma gibi<br />

mekanik zorlanmalarda dahi görevini yapmaya<br />

devam edebiliyor. Yeni ürün AllergoProtect en<br />

sıkı insani ekoloji koruma spesifikasyonlarını<br />

garantileyen Oeko-Tex Class I tarafından Standard<br />

100 olarak belgelendirildi. Ürünün dayanıklılık<br />

testlerinin Avrupa Merkezî Alerji Araştırma<br />

Kuruluşu’nca yapıldığı bu yeni ürün, ECARF Kalite<br />

Mührü ile ödüllendirildi.


70<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

dosya / röportaj<br />

Uraz Solmaz<br />

“Otel yatakları<br />

her özellikteki<br />

insana ortak<br />

konfor sunmalı”<br />

Sabah Yatak, farklı vücut formları için en<br />

optimal yatağı sunmakla birlikte, yüksek<br />

hijyen ve alternatif özellikleri buluşturuyor.<br />

Üretiminin %70’ini konaklama<br />

sektörü için gerçekleştiren<br />

Sabah Yatak, otel yataklarında<br />

maksimum konforu hedefliyor. Sabah<br />

Yatak’ın otel yataklarındaki sektörel<br />

faaliyetlerini öğrenmek adına<br />

Satış ve Pazarlama Müdürü Uraz<br />

Solmaz ile söyleşi gerçekleştirdik.<br />

İhracat faaliyetlerinde ürünün uyku<br />

alışkanlıklarına uygun olmasına özen<br />

gösterdiklerini kaydeden Solmaz,<br />

hijyenik açıdan yatakların 5 ila 7<br />

yıl arasında değişmesi gerektiğini<br />

belirtti.<br />

Binlerce farklı formda kişinin<br />

konakladığı otellerde konforlu<br />

uyku sunmak büyük bir vaat… Bu<br />

vaadinizi destekleyen özellikler<br />

nelerdir?<br />

Otel yatakları 7 yaşındaki bir<br />

çocuktan 70 yaşındaki bir adama<br />

çok geniş hedef kitleye sahip bir<br />

üründür. Dolayısıyla yaş, kilo ve<br />

vücut özellikleri olarak değişkenlik<br />

gösteren bireylere en optimal ürünü<br />

sunmak zorundayız. Bu kriterlerin<br />

yanında uyku alışkanlıkları da<br />

farklılık gösteriyor. Biz Türk milleti<br />

olarak genelde biraz daha sert<br />

formlu yatakları seviyoruz ama<br />

İskandinavları böyle bir yatakta<br />

mümkün değil yatıramazsınız.<br />

İkinci gün şikayet etmeye başlar.<br />

Onlar daha yumuşak yataklarda<br />

uyumaktan hoşlanıyorlar. Bu<br />

yüzden otelin talebinden önce biz<br />

onları yönlendiriyoruz. Pek çok<br />

beş yıldızlı otel ile çalışıyoruz,<br />

sadece Türkiye değil, yurtdışında<br />

da pek çok otele yatak veriyoruz.<br />

Bu firmalar çalışırken çok ciddi<br />

araştırmalar yapıyorlar ve bir reçete<br />

oluşturduklarında, o reçete hakikaten<br />

optimal bir reçete oluyor. Bizim yatak<br />

ürün gamımız da bu reçetelerin<br />

toparlanmasıyla oluşuyor. İç<br />

piyasadan farklılıkları var. Öncelikle<br />

buralarda hijyen çok yüksek olmalı,<br />

kumaşlarda kullanılan bir takım özel<br />

malzemeler var; bakteri oranları<br />

düşürülüyor, alev geciktiricilik,<br />

yanmayla ilgili çok ciddi standartlar<br />

var. Tabii yay sistemleri de itinayla<br />

oluşturuluyor.<br />

Otel yataklarının kaç yıl süreyle<br />

değiştirilmesi gerekiyor?<br />

Sağlıklı ve konforlu bir uyku için<br />

yatakların yıpranması veya eskimesi<br />

beklenmemelidir. Hijyenik açıdan<br />

yatakların mutlaka 5 ile 7 yıl arası<br />

sürelerde yenilenmesi, değiştirilmesi<br />

gereklidir.<br />

Konaklama sektöründeki pazar<br />

payınız ve yıllık net üretiminiz<br />

nedir?<br />

Yıllık yatak üretimimiz 300.000 adet,<br />

baza üretimimiz ise 250.000 adet<br />

civarıdır. Otel Pazar payımız bugün<br />

Türkiye’de gerçekten çok yüksek.<br />

Bizim %50-55 arası toplu işlerimiz,<br />

%30-35 arası ihracatımız var. Bunun<br />

yanında tabi askeri tesisler, öğrenci<br />

yurtları vb. alanlara da hizmet<br />

veriyoruz.<br />

Konaklama sektörüne sunduğunuz<br />

yataklar üretiminizin ne kadarına<br />

tekabül ediyor?<br />

Üretimimizin %70’i konaklama<br />

sektörüne tekabül etmektedir.<br />

Otel yataklarının diğer yataklardan<br />

farkları nelerdir?<br />

Otel yatağında mutlaka olması<br />

gereken özellikler, en önemlisi 7’den<br />

70’ e her yaşa hitap edebilecek bir<br />

ortopediye sahip olmalı. 40 kg’ dan<br />

150 kg’ a kadar farklı kiloda insan<br />

için ortak konforu sunmalı, dayanıklı<br />

olmalı, maksimum hijyen sağlamalı,<br />

alev geciktirici özelliğe mutlaka sahip<br />

olmalı, maksimum konforu size<br />

sunarken de aynı zamanda ekonomik<br />

olabilmelidir.


72<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

dosya / otel yatakları<br />

İstikbal’den<br />

bambaşka<br />

yatak…<br />

İstikbal’in yeni ürün serisinden Comfort<br />

Sleep yatak, Magnarest kumaş teknolojisiyle<br />

dikkat çekerken, kullanılan yay sisteminin<br />

farklılığı ile tüketicilerin beğenisine sunuldu.<br />

Uyku esnasında omurga<br />

sağlığını destekleyen Comfort<br />

Sleep yatak, estetik görünüşü<br />

ile de dikkatleri üzerine<br />

topluyor.<br />

Uykuya geçiş süresini kısaltmak ve güne enerjik başlamak isteyenlere ideal<br />

bir çözüm sunmak için gerekli Ar-Ge çalışmalarını tamamlayan İstikbal, yeni<br />

ürününde Magnarest teknolojisini kullanarak bambaşka bir yatak üretti.<br />

Magnarest teknolojisi ile uykuya geçişi hızlanıyor, uyku kalitesi artıyor<br />

İstikbal, Comfort Sleep yatak serisinde kullandığı Magnarest teknolojisi ile uykuya<br />

geçişi hızlandırmaya yardımcı olarak uyku kalitesini artırmayı hedeflerken, kenardan<br />

ortaya doğru değişken yay sistemi ile rahat uykunun kapılarını aralıyor. Uyku esnasında<br />

omurga sağlığını destekleyen Comfort Sleep yatak aynı zamanda estetik görünüşü ile de<br />

dikkatleri üzerine topluyor.


Bellona Four<br />

Seasons<br />

ile 4 mevsimlik<br />

konfor<br />

Türkiye’nin dev markası Bellona, yatak<br />

teknolojisine kattığı yeniliklerle bir ilke<br />

daha imza attı. “Four Seasons” adıyla<br />

üretilen yataklar, çiftlerin uyku sırasında<br />

dönüşlerden etkilenmemeleri için pocket<br />

yay sistemi ile tasarlandı.<br />

Doğal dolgu malzemeleri ile maksimum hava geçirgenliği bir araya getirilirken,<br />

pamuk ve yün gibi malzemelerle hazırlanan ped katmanı tüketici tercihine göre iki<br />

farklı işleve göre yapıldı. İhtiyaç duyulması halinde kolaylıkla değiştirilebilir ped;<br />

yazın pamuklu yüzey, kışın yünlü yüzey kullanılarak tek yatakta dört mevsim rahatlık<br />

sunuyor.<br />

Doğal malzemeler kullanılıyor<br />

Kullanılan doğal malzemeler sayesinde hava alma kapasitesi en üst düzeye ulaşılan<br />

yatakta vücut ısısı dengeleniyor ve uyku sırasında terlemeler en aza indiriliyor.


hotel restaurant<br />

74 & hi-tech<br />

dosya / otel yatakları<br />

Yataş Duchess<br />

Comfort ile<br />

gece boyu<br />

kesintisiz uyku<br />

Yatak ve uyku ürünleri konusunda farklı<br />

ihtiyaçlara yönelik geliştirdiği yataklar ile<br />

sağlıklı, kesintisiz ve konforlu bir uyku için<br />

çalışan Yataş’ın Dushess Comfort ürünü ile<br />

artık uykular hiç bölünmüyor, kesintisiz ve<br />

konforlu uykuların devri başlıyor.<br />

Yatak ve uyku ürünleri konusunda uzmanlığı ve geliştirdiği yeni teknolojiler ile<br />

sağlıklı, kesintisiz ve konforlu bir uyku için çalışan Yataş, ödüllü Tencel ve Purotex<br />

teknolojileri ile geliştirdiği Duchess Comfort yatağı, kesintisiz uyku isteyenlerin<br />

beğenisine sunuyor.<br />

Ekstra rahatlık hissi<br />

Duchess Comfort, modern tasarımlı uyku pedi ile de maksimum basınç dağılımı yapıyor<br />

ve ekstra rahatlık hissi veriyor. Yataş Dushess Comfort’la artık uykular hiç bölünmüyor,<br />

kesintisiz ve konforlu uykuların devri başlıyor.


Yaz<br />

sıcağında<br />

serin rüyalar<br />

Adını ve teknolojisini, İtalya’nın dünyaca<br />

ünlü lüks spor otomobil markası<br />

Lamborghini’den alan yeni nesil yataklar,<br />

kişiye özel uyku çözümleri sunuyor.<br />

Markanın Monaco model ortopedik ürünü,<br />

özel jel dokusu sayesinde yazları serin<br />

tutarken, 3D bant sistemi ile dizayn edilmiş<br />

nefes alabilen bielastic kumaş yüzey ise<br />

terlemeyi engelliyor.<br />

160*200, 180*200 ve 200*200<br />

ölçülerindeki yatak, İtalya’daki tesislerde<br />

el değmeden üretilip özel vakumlu hijyen<br />

paket içinde Türkiye’ye geliyor.<br />

Giyim ve aksesuardan mobilyaya kadar farklı pek çok özel ürüne adını veren dünyaca ünlü otomobil markası By<br />

Tonino Lamborghini’nin yatakları, Türkiye’de Yatcop güvencesiyle 120’nin üzerinde satış noktasında sağlıklı uyku<br />

sunuyor. Markanın <strong>2017</strong> tasarımı Monaco model yatağı, içerisinde bulunan memosoft dolgu malzemesi sayesinde,<br />

vücudun yüzeye temas noktalarındaki tüm boşlukları doldururken, uyku süresince bedeni tam olarak sarıp, yatış<br />

pozisyonundan ötürü oluşabilecek eklem ağrıları ve omurga bozukluklarının da önüne geçiyor.<br />

İdeal uyku çözümü sunuyor<br />

Oda içindeki elektrikli ve elektronik cihazların neden olduğu manyetikleşmeyi engelleyen yaysız teknolojisi, mite ve akar<br />

gibi sağlığa zararlı bakterilerin oluşumuna izin vermeyen hava sirkülasyonlu kumaş yapısı, boşlukta duruyormuş hissi<br />

veren süpersoft kapitone dolgusu ile Monaco model yataklar, kullanıcılarına en ideal uyku çözümü vaad ediyor.


hotel restaurant<br />

76 & hi-tech<br />

dosya / röportaj<br />

Mahmut Aksoy<br />

“Vaadimiz kalite<br />

ve tecrübemizdir”<br />

“İç pazarda konaklama sektöründe<br />

aktif olarak rol almıyoruz ama yurt<br />

dışı konaklama sektöründe saygın<br />

referanslarımız var. Konaklama sektöründe<br />

kendi halkımızdan çok dünya insanlarına<br />

hitap ediyoruz.”<br />

Otel yataklarının tüm misafirlere<br />

ortak bir konfor sağlama<br />

noktasında önemli bir yeri<br />

olduğunu ifade eden Kuştüyü<br />

Mobilya Genel Müdürü Mahmut<br />

Aksoy ile konaklama sektörüne<br />

yönelik çalışmalarını konuştuk.<br />

Otel misafirlerine konforlu uyku<br />

sunmak önemli bir vaat. Kuştüyü<br />

Mobilya olarak bu vaadinizi<br />

destekleyen özellikleriniz,<br />

ayrıcalıklarınız nelerdir?<br />

2005 yılından beri üretim<br />

yapıyoruz ve kaliteden asla<br />

taviz vermiyoruz. Modern tesis<br />

anlayışımız ve teknolojinin tüm<br />

imkânlarını değerlendiren kalite<br />

kontrol yönetimimiz mevcut.<br />

Müşterilerimizin ihtiyaçlarını ve<br />

özellikle mağduriyet yaşamaları<br />

durumunda mağduriyetlerini net bir<br />

çizgide karşılıyoruz. 16 yıldır çeşitli<br />

dünya ülkelerine ihracat yapıyoruz.<br />

İhracat yapacağımız pazarların<br />

nelerden hoşlandığını, hangi konfor<br />

özelliğini tercih ettiğini iyi biliyoruz.<br />

Bizim vaadimiz kalitemiz ve<br />

tecrübemizdir.<br />

Otel yataklarının kaç yıl süreyle<br />

değiştirilmesi gerekiyor?<br />

Otel yatakları için değişim süresi 2<br />

yıldır ama biz kalite standartlarını<br />

artırarak ürüne 8 yıla kadar garanti<br />

verebiliyoruz.<br />

Sektördeki pazar payınız ve yıllık<br />

net üretiminiz nedir?<br />

İç pazarda konaklama sektöründe<br />

aktif olarak rol almıyoruz ama yurt<br />

dışı konaklama sektöründe saygın<br />

referanslarımız var. Konaklama<br />

sektöründe kendi halkımızdan çok<br />

dünya insanlarına hitap ediyoruz.<br />

Mesela Asya ülkesinden gelen bir<br />

kişi hangi özellikte bir yatak ister?<br />

Ya da Amerika standartları nedir?<br />

Bunları çok iyi biliyor ve takip<br />

ediyoruz.<br />

Konaklama sektörüne sunduğunuz<br />

yataklar üretiminizin ne kadarına<br />

tekabül ediyor?<br />

Sezona göre değişim gösterebiliyor.<br />

2 ay boyunca üretimimizi konaklama<br />

sektörüne ayırdığımız da oluyor.<br />

Ama yıl bazında üretimimizin<br />

ortalama %30’una tekâmül ediyor.<br />

Otel yataklarını diğer yataklardan<br />

ayrıştıran özellikleri nelerdir?<br />

Otel yataklarının farkı şudur; tüm<br />

misafirlerin rahat etmesi gerekir.<br />

Optimum konforu sağlamak için de<br />

ülke pazarını tanımak ve dolayısıyla<br />

yatak sektöründe tecrübeli olmak<br />

gerekir. Rahat ve geç deforme olan<br />

bir yatağın kısa zamanda bozulması<br />

pek mantıklı gelmiyor. Malzemelerin<br />

iyi ayarlanması önemlidir. Günlük<br />

kullanımda kişi kaliteli bir yatağı<br />

belki 10 yıl kullanır ama otel<br />

yatakları öyle değil, binlerce konuğu<br />

ağırlayıp hepsini memnun etmeli.


Yatakta<br />

okumayı<br />

sevenlere<br />

Lazzoni’den<br />

Hexa Yatak<br />

Hemen herkesin yatmadan önce yaptığı<br />

alışkanlıklardan biridir kitap okumak. İnsan<br />

heyecanlı bir kitap okurken yarıda kesmek<br />

yerine devam etmek istiyor. Kitap okuma<br />

keyfini dilediğiniz an yaşamanız için Lazzoni,<br />

Hexa Yatak ile ritminize ayak uyduruyor.<br />

Oteller için de<br />

uygulanabilir bir tasarıma<br />

sahip olan ürün, göz<br />

kamaştıran şıklığı ile sıra<br />

dışı olduğu kadar bazalı<br />

olması ile de oldukça<br />

kullanışlı!..<br />

Güne güzel başlamanın yolu da yatak odamızda çektiğimiz huzurlu bir uykudan<br />

geçiyor. Bir dünya markası olan Lazzoni Mobilya, yeni tasarladığı Hexa Yatak<br />

ile huzurlu bir günün kapısını aralıyor. Konforunuz, şıklığınız ve rahatlığınız<br />

için en ince detayların düşünüldüğü Hexa Yatak’ın, eşsiz kumaş ve derileri ile yatak<br />

bazasında kullanılan piston ve latalar yüksek kaliteli Lazzoni için özel olarak üretilen<br />

materyallerdir. Okumayı sevenlere özel olarak tasarlanan yatak başlığının ortasında ve<br />

üstünde bulunan 3 dereceli ışıklar ise gözlerinizi yormadan okuma alışkanlığınıza başka<br />

bir boyut kazandıracak.


hotel restaurant<br />

78 & hi-tech<br />

dosya / makale<br />

Otel<br />

odalarındaki<br />

görünmez<br />

tehlike<br />

Otellerde müşteri memnuniyetinin en temel<br />

faktörü, odaların temizliği. İnsan sayısı ve<br />

sirkülasyonun fazla olduğu işletmelerde<br />

yeterli hijyen sağlanmadığında ise yatak,<br />

döşeme ve halı gibi noktalar gözle<br />

görülemeyen mite’lara ev sahipliği yapıyor.<br />

Buna bağlı olarak bu ortamlarda bulunan<br />

insanlar üzerinde alerjik etkilerin görülme<br />

riski de artıyor. Endüstriyel hijyen ürünlerinin<br />

öncü markası Maratem, işletmelerde hijyen<br />

standartlarını geliştirecek yeni Anti-Mite<br />

ürünü ile yaşam alanlarının daha sağlıklı<br />

olmasına yardımcı olurken uzun süre koruma<br />

sağlıyor.<br />

İşletmelerde misafirlerin rahat<br />

etmesi ve kesintisiz bir uyku,<br />

müşteri memnuniyetini olumlu<br />

etkiliyor. Özellikle alerjik bünyeye<br />

sahip otel misafirlerinin konaklama<br />

sırasında ortaya çıkabilecek<br />

nefes almada güçlük, baş ağrısı,<br />

ciltte kaşıntı gibi şikayetlerini<br />

engellemek için yatakların, halıların<br />

ve koltukların periyodik olarak özel<br />

ürünlerle temizlenmesi gerekiyor.<br />

İşletmelerin çözüm ortağı Eczacıbaşı<br />

Profesyonel’in endüstriyel hijyen<br />

markası Maratem, yeni ürünü<br />

Maratem Anti-Mite ile mite’ların<br />

sebep olduğu alerjik rahatsızlıkların<br />

önüne geçiyor.<br />

Yataklarda ve yatak<br />

örtülerine dikkat!<br />

Sağlıklı uyku uyumak ve düzgün<br />

nefes almak yaşamanın en temel<br />

gereksinimlerindendir. İnsanlarda<br />

günlük hayatta sıklıkla karşılaşılan<br />

nefes daralması, burun tıkanıklığı,<br />

göz sulanması, uykunun bölünmesi<br />

ciltte kaşıntı ya da hapşırık gibi<br />

şikayetler insanların hayat kalitesini<br />

düşüren etkenlerdir.<br />

Kum tanesinden daha küçük<br />

Mite adı verilen akarlar; gözle<br />

görülemeyen, ancak mikroskop<br />

altında görülebilen, 0,1 – 0,5 mm<br />

çapında, bir kum tanesinden daha<br />

küçük boyutlardaki canlılardır. 20-<br />

30°C sıcaklıkta, %60-70 oranında<br />

nem içeren ortamlar yaşamaları<br />

için en ideal ortamlardır. Mite’lar<br />

sıcak ve nemli ortamları severler<br />

ve insanlardan dökülen ölü deri<br />

hücreleri, saç, kıl, kepek ve diğer<br />

organik maddelerden beslenirler.<br />

İnsanlarda çoğu zaman alerjik<br />

reaksiyona ve çeşitli rahatsızlıklara<br />

neden olan başlıca mite’lar şöyledir:<br />

• Isıran mite’lar<br />

• Skabi tipi (uyuz hastalığına neden<br />

olan) mite’lar<br />

• Toz akarları<br />

Miteların sebep olduğu<br />

rahatsızlıklar nelerdir?<br />

İnsan nüfusunun yüzde 10’unun ve<br />

alerjik insanların neredeyse yüzde<br />

80’inin, mite’lara ve bunlardan çıkan<br />

atıklara alerjisi vardır. Mite’ların ve<br />

bunların dışkılarının, döküntülerinin<br />

solunması birçok insanda astım,<br />

burun mukozasında enflamasyon<br />

gibi alerjik reaksiyonlara neden olur.<br />

İnsanlarda; mite’lara ve yarattıkları<br />

atıklara maruz kalma derecesine<br />

göre gözlerde kaşıntı ya da astım<br />

atakları gibi etkiler görülebilir.<br />

Mite’ların insanlar üzerinde yarattığı<br />

başlıca rahatsız edici alerjik etkiler<br />

şöyledir:<br />

• Kronik rinit: Burun akması,<br />

hapşırma şikâyetleri<br />

• Atopik dermatit sendromu<br />

(egzema): Özellikle eklem<br />

bölgelerinde ciltte kızarıklık, kaşıntı<br />

şikâyetleri<br />

• Allerjik astım: Allerjenlerin sebep<br />

olduğu nefes darlığı, hızlı nefes alıp<br />

verme<br />

Yatak odalarında<br />

görünmeyen tehdit


Yataklar mite’lar için mükemmel<br />

bir ortamdır. Mite’lar çarşafların<br />

arasına gizlenir ve ölü deri<br />

hücreleri ile beslenirler. Bununla<br />

birlikte mobilyalarda, yastıklarda<br />

ve halılarda yaşarlar. Ölü deri,<br />

kepek gibi insanların organik<br />

döküntüleri ile beslenirler. Özellikle<br />

yıkanamayan ve nadiren temizlenen<br />

koltuk döşemeleri, halılar, yer<br />

döşemeleri gibi alanlar mite’ların<br />

yaşaması için oldukça elverişli<br />

alanlardır. Otellerdeki yataklar,<br />

çarşaflar, yastıklar ve yastık<br />

kılıfları, yatak örtüleri, odalarda ve<br />

ortak alanlarda bulunan halılar,<br />

koltuk ve yer döşemeleri mite’ların<br />

üremesi ve yaşaması için en elverişli<br />

ortamlardır.<br />

Bir yatak 100 bin ile 2<br />

milyon arasında mite<br />

barındırabilir<br />

Mite’ların yaşamımızda kapladığı<br />

yeri ve büyüklüğünü daha iyi<br />

anlayabilmek için mite’lar ile ilgili<br />

rakamlara biraz daha dikkatli<br />

bakmak gerekir.<br />

• İnsanlar bir yılda ortalama 3,6 kg<br />

civarında deri dökerler ve bu deri<br />

döküntüleri milyonlarca mite için<br />

mükemmel bir yiyecek kaynağıdır.<br />

• Ortalama bir yatak 100.000<br />

ile 2.000.000 arasında mite<br />

barındırabilir.<br />

• Bir gram (yaklaşık yarım çay<br />

bardağı) toz, 1.000 kadar mite ve<br />

bu mite’ların ürettiği 250.000 kadar<br />

dışkı pisliği içerir.<br />

• Halının 1 metre karesinde yaklaşık<br />

100.000 kadar mite yaşıyor olabilir.<br />

• Yaşına göre yatağınız bir milyon<br />

ile 10 milyon arasında mite’a ev<br />

sahipliği yapıyor olabilir.<br />

• Bir mite ortalama 80 günlük<br />

yaşam döngüsü boyunca 1.000 kadar<br />

alerjen atık partikülü üretebilir.<br />

• Ortalama bir yatağın ağırlığı ilk<br />

alındıktan 10 yıl sonra mite’ların<br />

üzerinde birikmesi nedeniyle iki<br />

katına çıkar<br />

• Bir yastığın ağırlığı, bir yılın<br />

ardından üzerinde biriken mite’lar<br />

nedeniyle %10 oranında artar.<br />

• Tek bir mite günde 20 adet dışkı<br />

üretir ve her bir dışkıda insanlarda<br />

alerjiye neden olan bir protein yer<br />

alır.<br />

• Yatak örtüsünde 100.000 ile 10<br />

milyon arasında mite bulunabilir.<br />

• 2 senelik kuş tüyü ve sentetik<br />

yastıklardaki mite miktarı<br />

ortalama bir şekilde kullanılan diş<br />

fırçasının üzerinde bulunan mantar<br />

miktarından daha fazladır.<br />

Hijyen kontrolleri ile<br />

mite’lardan kurtulunabiliyor<br />

Mite’lara bağlı alerji, bilimsel olarak<br />

kanıtlanmış çevresel kontroller ile<br />

önlenebilir. Mite’lardan kurtulmanın<br />

ve korunmanın birçok yolu vardır.<br />

Mite’ları yok etmenin başlıca yolları<br />

şöyledir:<br />

• Yüksek vakumlamak kapasitesine<br />

sahip bir süpürge ile tüm<br />

mobilyaların süpürülmesi,<br />

mümkünse HEPA filtreli makinelerin<br />

kullanılması<br />

• Yatak çarşaflarının ve şiltelerin 60<br />

derecede yıkanması<br />

• Antialerjik yatak ya da yastık<br />

kılıflarının kullanılması<br />

• Ortamın düzenli olarak<br />

havalandırılması ve ortamın neminin<br />

düşürülmesi<br />

• Halı ve döşemelerin etkili şekilde<br />

temizlenmesi<br />

• Etkili bir mite öldürücü ürününün<br />

kullanılması<br />

Çalışma alanlarında riskin<br />

boyutu nedir?<br />

Otel ve ofis gibi alanlarda bulunan<br />

insan sayısı ve sirkülasyonu,<br />

evdekinden daha fazla olduğundan,<br />

bu gibi alanlarda yer alan yatak,<br />

döşeme ve halı gibi noktalarda<br />

mite popülasyonu daha yüksektir.<br />

Buna bağlı olarak otel ve ofis gibi<br />

ortamlarda insanlar üzerinde alerjik<br />

etkilerin görülme riski, evdekine<br />

oranla daha fazladır. Otellerde<br />

müşteri memnuniyetinin en temel<br />

faktörü, odaların temizliğidir.<br />

Bununla birlikte rahat ve deliksiz<br />

bir uyku, müşteri memnuniyetini<br />

%100 olumlu etkiler. Özellikle alerjik<br />

bünyeye sahip otel misafirlerinin<br />

konaklama sırasında nefes<br />

almada güçlük, burun tıkanıklığı,<br />

baş ağrısı, ciltte kaşıntı gibi<br />

şikayetlerle rahatsızlanması, hiçbir<br />

otel çalışanının istemeyeceği ve<br />

kaçınacağı bir durumdur. Bu gibi<br />

durumların yaşanmaması için<br />

özellikle otellerde yataklar, halılar,<br />

koltuk ve yer döşemesi gibi alanların<br />

periyodik olarak mite’ları öldüren<br />

ve mite’ların üremesini engelleyen<br />

bir ürünle muamele edilmesi<br />

gerekmektedir. İşletmelere ev dışı<br />

tüketim alanında çözümler sunan<br />

Eczacıbaşı Profesyonel’in ürünü<br />

Maratem Anti-Mite, mite’ların<br />

sebep olduğu alerjik şikâyetlerin ve<br />

buna bağlı astım riskinin elimine<br />

edilmesine yardımcı olur, uzun süre<br />

koruma sağlar. Maratem Anti-Mite;<br />

yatak, halı, kilim, koltuk, perde,<br />

araba koltuğu, pelüş gibi yüzeylerde<br />

kullanılabilir. Maratem Anti-Mite<br />

kokusuzdur ve leke bırakmaz.<br />

Maratem Anti-mite kauçuk benzeri<br />

bir maddeden yapılmış katı bir<br />

çekirdeğe sahip nanokapsüler etken<br />

madde akarisit ile doldurulmuştur.<br />

Etken madde, katı çekirdekten<br />

kontrollü ve belirli bir oranda<br />

salınarak 3 ay boyunca mite’lara<br />

karşı koruma sağlar.<br />

Eczacıbaşı Profesyonel daha sağlıklı<br />

bir toplumun öneminin bilincinde<br />

olup yaşam alanlarının daha hijyenik<br />

hale getirilmesi amacıyla çalışmalar<br />

yürütüyor. Bu kapsamda Eczacıbaşı<br />

Profesyonel’in işletmelere sunduğu<br />

özel çözümler ile hijyenik ortamlar<br />

sağlanarak hastalıkların yayılma<br />

riski azaltılıyor. Müşterilerine<br />

özel çözümler sunan Eczacıbaşı<br />

Profesyonel, 1 yıl içerisinde 6000’in<br />

üzerinde çalışana eğitim veren,<br />

konusunda uzman kadroya sahip<br />

EP Akademi birimi ile işletmelere<br />

eğitim, denetim ve danışmanlık<br />

alanında çözümler sunuyor.


80<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

etkinlik<br />

MICE’ciler hem eğitim aldılar hem<br />

motive oldular!<br />

I-MICE Derneği, eğitim programının ikincisini Crowne Plaza Istanbul Asia’da gerçekleştirdi. Tüm<br />

sektör paydaşları temsilcilerinin de yer aldığı iki günlük programda MICE’ciler hem Selim Geçit ve<br />

Melissa Ayça Yıldıran’dan eğitim aldılar hem de Nilüfer konseri ve Viaport Eğlence Merkezi’nde<br />

geçirdikleri eğlenceli saatlerle motive oldular…<br />

Uluslararası MICE Derneği, ikinci<br />

eğitim organizasyonunu Crowne<br />

Plaza İstanbul Asia Hotel’in<br />

sponsorluğunda ve Uluslararası<br />

MICE Derneği eğitim komisyonunun<br />

koordinasyonunda 29-30 Temmuz<br />

tarihlerinde gerçekleştirdi. Tüm sektör<br />

paydaşları temsilcileri ile birlikte MICE<br />

yapan acentecilerin yoğun katılımı ile<br />

düzenlenen programın 29 Temmuz<br />

Cumartesi günü gerçekleşen ilk gününde<br />

İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü Coşkun<br />

Yılmaz da yer aldı.<br />

Yılmaz: “Tüm gücümüzle<br />

derneğin yanındayız”<br />

Etkinliğin açılışında kısa bir konuşma<br />

yapan İstanbul İl Kültür Turizm Müdürü<br />

Coşkun Yılmaz şunları söyledi: “Çok<br />

kısa zamanda önemli derecede yol<br />

alan derneğin, sektör paydaşlarını bir<br />

araya getirmesi ve paydaşların kişisel<br />

gelişimine yönelik projeler ve eğitimler<br />

gerçekleştirmesini önemsiyoruz. Ülke ve<br />

sektör olarak zor bir süreçten geçiyoruz.<br />

Bu süreçten de maalesef en çok yara<br />

alan segmentlerin başında MICE, yani


kurumsal organizasyonlar yapanların<br />

olduğu malumumuzdur. Bu süreci<br />

atlatmanın başında da bir ve beraber<br />

olmak geliyor. Dolayısıyla beraber<br />

olmanız, sorunları ve problemleri masaya<br />

yatırıp birlikte çözüm aramanız ve birlikte<br />

proje üretmeniz son derece olumlu. İl<br />

Kültür ve Turizm Müdürlüğü olarak tüm<br />

gücümüzle derneğin yanında olduğumuzu<br />

ve tüm çalışmalarını desteklediğimizi<br />

belirtmek isterim.”<br />

Söyler: “Çok kısa zamanda<br />

önemli yol kat ettik”<br />

Organizasyonda konuşan Uluslararası<br />

MICE Derneği Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Serdar Söyler, “Derneğimiz kurulduğu<br />

günden beri sektör ve paydaşları<br />

için fayda üretmektedir. Çok kısa bir<br />

zaman dilimi içerisinde önemli bir<br />

yol kat ettik fakat yapılacak daha çok<br />

şey var. En önemlisi güzel ülke ve<br />

güzel şehrimizin tekrar eski günlerine<br />

dönmesi için var gücümüzle birlikte<br />

çalışmaya ve üretmeye devam etmemiz<br />

gerekmektedir.” dedi.<br />

tarafından “İkna Bilimi Ve Etki Prensipleri<br />

& Kritik Düşünme Ve Kritik Karar<br />

Verme” eğitimlerini aldılar. Akşamında<br />

ise katılımcıları güzel bir sürpriz<br />

bekliyordu. Söz konusu MICE’çılar olunca<br />

işin içinde hep verim kadar keyif de<br />

oluyor elbette. Otelin kardeş işletmesi<br />

olan Via Port Marina Arena’da, Nilüfer<br />

konseri bekleyen katılımcıları müthiş bir<br />

performans ve repertuarla MICE’çılar,<br />

haftanın yorgunluğunu ve stresini atma<br />

fırsatı yakaladılar. 30 Temmuz Pazar<br />

günü ise derneğin eğitmenlerinden<br />

Melissa Ayça Yıldıran, Tadımlık NLP<br />

Eğitimi verdi. Katılımcılar, kendi beyin<br />

işletim sistemlerini fark edip, temsil<br />

dillerini keşfederken, sosyal ve iş<br />

yaşantılarında daha başarılı ilişkiler<br />

kurabilecekleri hayatlarının fotoğrafını<br />

çekerek yaşam akışlarının farkındalığına<br />

ulaştıkları keyifli çalışmalar yaptılar.<br />

sosyal sorumluluk projesi ve 2 eğitim<br />

organizasyonu gerçekleştirdi. Derneğimiz<br />

sektörü bir araya getirmek adına müthiş<br />

bir çaba içerisinde. Biz olabilirsek<br />

birlikte hareket edersek aşamayacağımız<br />

engel yok.” dedi. Tüm etkinlikleri<br />

çok aktif sosyal medya ve mailing ile<br />

duyurduklarını belirten Kurt, önümüzdeki<br />

günlerde eğitim organizasyonlarının<br />

yanı sıra, sektör paydaşlarını bir<br />

araya getirerek sorunları ve projeleri<br />

masaya yatıracakları toplantılar<br />

düzenleyeceklerinin de bilgisini<br />

paylaşarak, “Yine ilerleyen günlerde yurt<br />

içi ve yurt dışı temsilcilikler ile birlikte<br />

B2B toplantılarımıza başlayacağız.” dedi.<br />

Geçit’ten “İkna Bilimi ve Etki<br />

Prensipleri & Kritik Düşünme ve<br />

Kritik Karar Verme” eğitimi<br />

Katılımcılar 29 Temmuz Cumartesi<br />

günü Uluslararası MICE Derneği<br />

eğitmenlerinden olan Selim Geçit<br />

Kurt: “Biz olabilirsek<br />

aşamayacağımız engel yok”<br />

Etkinlikte kısa bir röportaj veren<br />

Uluslararası MICE Derneği 2. Başkanı<br />

Hüseyin Kurt ise, “Derneğimiz, 7 ay<br />

içerisinde 8. etkinliğini gerçekleştirmiştir.<br />

Şuana kadar yapılan tüm etkinliklerimizi<br />

sponsorlarımızın desteğiyle,<br />

üyelerimiz öncelikli olmak üzere<br />

ücretsiz gerçekleştirdik. Uluslararası<br />

MICE Derneği bugüne dek; network<br />

etkinlikleri, Yurt içinde 1 fam trip, 1


hotel restaurant<br />

82 & hi-tech<br />

şefin gözünden<br />

Lisanslı<br />

şef<br />

Serkan<br />

Bozkurt<br />

Fotoğraf: Hakkı Günerkan<br />

Chef’s Table Mutfak<br />

Akademisi’nin bugün ve<br />

gelecekte öncelikli hedef<br />

olduğunu belirten Serkan<br />

Bozkurt, “Benim buradaki<br />

en önemli görevlerimden<br />

bir tanesi, öğrencilerime<br />

rehberlik yapmak. Bu iş o<br />

kadar kolay değil çünkü.<br />

Akademiyi ileri bir seviyeye<br />

taşımak ve sosyal sorumluluk<br />

projelerine elimden geldiğince<br />

katkıda bulunmak benim<br />

için değerli. Yarın ticari<br />

olarak ikinci bir konuya girer<br />

miyim, şu an için öyle bir<br />

planlamam yok. Dediğim<br />

gibi Akademi benim için<br />

öncelikli.” diyor.


Televizyonun siyah beyaz olduğu<br />

80’li dönemlerde henüz bir<br />

çocuktu Serkan Bozkurt. Nerede<br />

dilini bilmediği bir programa denk<br />

gelse, ekrana öylece mıhlanır, ismini<br />

cismini bilmediği kelimeler üzerinden<br />

türlü hayaller kurardı… Her aşçının<br />

kendince bir dönüşüm hikayesi var<br />

elbette ama Chef’s Table Mutfak<br />

Akademisi’nin kurucusu, deneyimli şef<br />

Serkan Bozkurt’unki bana daha farklı bir<br />

yolculukmuş gibi geldi. Okula gitmeyi<br />

çok seven bir çocuğun yabancı dilin<br />

cazibesine kapılarak yeşerttiği bir aşçılık<br />

hikayesi çünkü onunkisi. Öyle ki bir dili<br />

öğrenmek uğruna 11 yaşındaki küçük bir<br />

çocuğun evinden, ailesinden uzakta yatılı<br />

bir okulda eğitim almayı göze alması…<br />

Anadolu sınavlarını kazanarak Bolu<br />

Mengen Anadolu Aşçılık Meslek Lisesi’ne<br />

kaydolması… Üstelik de soyağacında<br />

tek bir aşçının bile olmadığı bir ailenin<br />

içinden sektöre profesyonelliği ve<br />

donanımıyla ilham katan bir şef olarak<br />

değer katması… Yabancı bir lisana<br />

heves ederek yollara düşen Bozkurt için<br />

kendine bir o kadar yabancı bir dünyaya<br />

adapte olmak da zor olmaz kuşkusuz<br />

ki… Mutfaklarda üst sınıfların uygulama<br />

derslerine katılırken kendisine değişik<br />

gelen her şeye duyduğu ilgi gibi mutfağa<br />

da ilgi duyar ve son sözü “Neden bu<br />

mesleği yapmayayım ki” olur, anlattığına<br />

göre. “İnanmak başarmanın yarısı” derler<br />

ya hani, sonrası çorap söküğü gibi gelir.<br />

Küçük bir çocuk olmasına rağmen daha<br />

ilk yaşlarından aklıselim kararlarıyla<br />

akranlarına çalım attığını düşündüğüm<br />

Bozkurt, yine doğru bir kararla<br />

Türkiye’nin en eski ve köklü turizm<br />

otelcilik okullarından biri olan Tekirdağ<br />

Anadolu Turizm Otelcilik Lisesi’ne kaydını<br />

yaptırır.<br />

Sonra gelsin ödüller, yağsın<br />

övgüler…<br />

Serkan Bozkurt ilk olarak 1997 Kasım<br />

ayında Türkiye’yi Avrupa’daki Turizm ve<br />

Otelcilik Okulları Birliği’nin düzenlediği<br />

yarışmada temsil hakkı kazanır.<br />

Budapeşte’den “En İyi Ulusal Yemek<br />

Ödülü” kupası ile dönmek mesleğe<br />

yeni adım atan bir çocuk için az şey<br />

değildir elbette. “Tabii şimdi Avrupa’dan,<br />

Almanya’dan en klas arabalarla<br />

gelindiği, çikolataların oralarda bir başka<br />

lezzette olduğunu düşündüğünüz bir<br />

dünyadan çocuk kimliğinizle ödüllerle<br />

dönüyorsunuz. Haliyle bu müthiş bir<br />

güven veriyor insana. En çok da gelecek<br />

adına motive oluyorsunuz.” sözleriyle<br />

o anki hislerini paylaşan Bozkurt’un<br />

hikayesi diğerlerinden farklı dedim ya<br />

hani, Cuma’dan bitirdiği liseyi Pazartesi<br />

günü iş başı yaptığı ilk profesyonel<br />

deneyimiyle taçlandıracak denli üstelik!<br />

Mutfağın sonunun<br />

olmadığını söyleyen<br />

Bozkurt, “Mutfakta oyun<br />

oynarsınız. Ortaya bir<br />

havuç koyalım, 100 tane<br />

senaryo yazalım. Ama<br />

teknik bilirseniz yazarsınız<br />

o senaryoyu. Havuçtan<br />

jöle de olur, kraker, cips,<br />

dondurma, muhallebi de<br />

olur. Yeter ki tekniği bilin ve<br />

uygulayın!” diyor.<br />

İlk işi, Crowne Plaza Ataköy<br />

mutfağı olur<br />

stanbul’da iki elin 10 parmağını<br />

aşmayacak beş yıldızlı otel sayısına<br />

sahipken, dönemin en inovatif mutfağına<br />

sahip oteli Crowne Plaza İstanbul<br />

Ataköy’de ilk profesyonel mutfak<br />

deneyimini yaşar, Bozkurt. Bugün<br />

Türkiye’de Maximilian J.W Thomae,<br />

Eyüp Kemal Sevinç, Ümit Yüksel, Yusuf<br />

Yaran, Levent Karahan, Tarkan Özdemir<br />

gibi marka şefleri çıkaran Doruk<br />

Restaurant’ın fine dining mutfağında<br />

o da pek çok tecrübe kazanır. Hatta<br />

ilk yarışmaya hazırlayan ustalarımdan<br />

dediği, şimdilerde Swiss Hotel Bosphorus<br />

Genel Müdürlüğünü üstlenen Uğur<br />

Talayan mesleği kendisine daha sevdirir<br />

ve inceliklerini öğrenerek yarışmalara<br />

hazırlanır. Üç buçuk yılın ardından yine<br />

radikal bir kararla üniversite eğitimi<br />

almak üzere sınavlara giren Bozkurt,<br />

“Beş yıldızlı bir otel mutfağında çalışırken<br />

kendimde üniversite okuma ihtiyacı<br />

hissettim. Oysa temelinde meslek olarak<br />

da iyi bir noktaya gelmiştim. Sınava<br />

girdim. Ege Üniversitesi Yiyecek İçecek<br />

İşletmeciliğini kazandım. Bugünkü<br />

gastronomi bölümlerinin ilk versiyonudur<br />

o. İlk açılanlar arasında çok iyi bir bölüm<br />

ve üniversite.” diyerek aşçılık becerisini<br />

nasıl yüksek bir eğitimle üst seviyelere<br />

taşıdığının da bilgisini paylaşıyor.<br />

“Üniversiteyi cebe koydum,<br />

sonra çalışmaya devam ettim”<br />

Dinlerken de anlıyorum ki, Serkan<br />

Bozkurt’un hayatında karar almak ve<br />

uygulamak çocuk oyuncağı kadar basit<br />

ama bir o kadar da temelleri sağlam<br />

atılmış bir yaşam biçimi. “Birgün off<br />

günümde babamla Bornova’ya gittik.<br />

Kaydımı yaptırdım, bir saat içinde onu<br />

dondurup çalışmaya devam ettim.<br />

Üniversiteyi bir cebe koydum, garanti<br />

ettim, sonra çalışmaya devam ettim.”<br />

sözleri sanırım ona dair bu düşüncelerimi<br />

destekler nitelikte. Bir tarafta mesleki<br />

anlamda kendi ayakları üzerinde<br />

durabilme çabası diğer tarafta aşçılığı<br />

eğitimle bir üst seviyeye çıkarma hevesi<br />

ev enerjisi… Ama ikisinin eşit seviyelerde<br />

gitmesi şartıyla tabii. Aksi halde hep bir<br />

eksiklik hep bir yetmezlik, Bozkurt’un<br />

dünyasında. Deneyimli şef onu da şu<br />

sözleriyle anlatıyor:“Bir gün yine işten<br />

geldim, beni bir şeyler rahatsız ediyor.<br />

Sadece okulda durmak… Bir taraftan<br />

üniversitede okuyorum ama sanki<br />

mesleki olarak da geriye gidiyorum.<br />

Michelin yıldızlı bir yere gitmem lazım<br />

dedim ve otele gittim. Sağ olsunlar dört<br />

koldan yardımcı oldular. Hop, Berlin<br />

Intercontinental’e yazı yazıldı ve ben<br />

Almanya’da Berlin InterContinental<br />

Otel’in içinde bir Michelin yıldızlı a<br />

la carte restoranı olan bir restorana<br />

girdim.”<br />

“Doğudan batıya dünyanın<br />

birçok noktasında pişirdim,<br />

sundum, yarıştım”<br />

Berlin tecrübesinden sonra üniversite<br />

eğitimini de tamamlayan Bozkurt,<br />

ardından yaklaşık 6 yıl boyunca Hilton<br />

Parksa Oteli’nde çalışır. Aşama aşama<br />

sous şefliğe kadar yükselir. Vatani görevi<br />

için gittiği Ankara’da o dönemin Genel<br />

Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın<br />

karargahtaki özel mutfağında yemekler<br />

pişirir. Yarışmalar, ödüller derken ikinci<br />

bir üniversite diplomasını da cebine<br />

koyan Bozkurt, Karaca firmasının ilk<br />

televizyon programı için 2002 yılında<br />

bu defa kamera önünde yemeklerini<br />

pişirmeye devam eder. “Bugüne kadar<br />

20 küsür ülkede Tükiye’yi temsil ettim.<br />

Çok şükür, doğudan batıya dünyanın<br />

birçok noktasında yemek pişirdim, sunum


84<br />

yaptım, yarıştım. 2008’de Almanya<br />

Erfurt Olimpiyatları’nda ülkemiz adına<br />

yarışan ilk beş kişiden biriydim. 2009’da<br />

ülkemi Almanya’nın üç Michelin yıldızlı<br />

restoranı Vendom ile birlikte temsil etme<br />

fırsatım oldu. Yine aynı sene o dönemin<br />

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafında<br />

Cumhuriyet resepsiyonuna davet edildim.<br />

O benim için büyük onurdur. Bir yıl kadar<br />

havalimanının restoran menülerini ve<br />

maliyetlerini hazırladım.” sözleriyle<br />

mesleki yolculuğunu anlatmaya devam<br />

eden Bozkurt, “Velhasıl televizyon<br />

programı, yarışma, kitap derken çok<br />

şükür kendi mesleğimle ilgili her<br />

mecrada bir şekilde yer aldım. İlk yemek<br />

kitabımı 24 yaşımda bastırdım.” deyince<br />

tüm bunlar arasında kendisine en keyif<br />

veren projesini paylaşmasını istiyorum.<br />

“Bana en keyif veren projem,<br />

Karaca için son yaptığım<br />

içeriktir”<br />

Toplu taşıma araçlarından bir öngörüm,<br />

bir fikrim var aslında. Bir süredir<br />

metro, metrobüs ve şehir hatlarının<br />

ekranlarında dönen Serkan Bozkurt<br />

görüntüleri tecrübeli şefin anlattığına<br />

göre en kıymet verdiği projelerinden<br />

biriymiş. Karaca firması ile uzun senelere<br />

dayanan gönül bağını yeni bir projeyle<br />

güçlendirmenin memnuniyetini yaşadığını<br />

dile getiren Bozkurt şöyle diyor: “Son<br />

zamanlarda bana en keyif veren projem,<br />

Karaca için şu son yaptığım içerik. Bu<br />

projemizde sadece yemek yapmak değil,<br />

sebeplerini anlattığım, hayatımızın<br />

içinde çoğu zaman sebeplerini hiç<br />

bilmeden yaptığımız konuları açığa<br />

kavuşturmaktı. Benim için et nasıl<br />

mühürlenir, etin yapısını anlatmak,<br />

insanlara nasıl pişirileceğini öğretmek<br />

çok daha değerli. Ben niye şefim ki,<br />

diğer insanlardan farkım ne? Her<br />

aşçının farkının olması gereken nokta<br />

bu ki zaten. Asıl bunları insanlara<br />

verdiğimde çok mutlu oluyorum. Çok<br />

basit bir örnek, hoşaf ile komposto<br />

arasındaki fark nedir? Komposto yaş<br />

meyveden yapılır, hoşaf kuru meyveden<br />

yapılır. İnsanların ömürleri boyunca<br />

onlarla taşıyabileceği bir bilgi bendense<br />

en büyük mutluluk işte. Bunları insanlara<br />

yükleyebilmek büyük keyif veriyor.”<br />

Chef’s Table Mutfak Akademisi<br />

için ilk adımlar…<br />

Devamında 26 yıllık mesleki<br />

tecrübesini markayı<br />

konumlandırmak düşüncesiyle<br />

akademi boyutuna taşıma kararı<br />

alan Serkan Bozkurt, 2011 yılında<br />

Chef’s Table’ın ilk adımlarını atar.<br />

Onun geleceğe dönük idealleri<br />

başkadır çünkü, kendine ait bir<br />

restoran açma hayaliyle yanıp<br />

tutuşan şeflerin aşçıların aksine!..<br />

Mutfağın renkli dünyasına gönül<br />

verecek insanlara sektörel<br />

ve uluslararası tecrübelerini<br />

aktaracağı bir liman olmak<br />

ister daha çok. “Sadece yemek<br />

yapayım değil benim telaşım.<br />

Teoriyle pratiği entegre eden<br />

bir mutfak yaklaşımı bizimkisi.<br />

Neyi neden yaptığını ve daha<br />

neler türetebileceğini gösteren<br />

bir anlayış en çok da.” Sözleriyle<br />

akademinin kuruluş amacını<br />

özetleyen Bozkurt, bunun üzerine<br />

Türkiye’de ilk defa U düzende bir<br />

mutfak sistemi kurmuş. Normal<br />

ses tonuyla konuşma metresi<br />

veya uzaklığı içerisinde bir alan<br />

düşünün… 15 kişilik bir grup<br />

sayısıyla… Bir toplantı salonu<br />

düzeninde hem yemeklerin<br />

pişirildiği hem birebir iletişimin<br />

kurulduğu hem de dinleyip<br />

üretildiği…<br />

Bu düzenler şimdi o kadar yaygın ki,<br />

kulağımıza hoş gelmesinin yanı sıra<br />

takdirle onayladığımız bir sistem artık, U<br />

düzeni.<br />

Mesleğinde son derece<br />

yenilikçi ve modern bir çizgiye<br />

sahip olan Serkan Bozkurt,<br />

bugün aşçılara beyaz önlük<br />

dışında siyah ve turkuazı<br />

da sevdiren bir tasarımcı şef<br />

olarak öne çıkıyor.<br />

“Dünya Şefler Birliği<br />

Uluslararası Mesleki Yeterlilik<br />

Sertifika (Professional Cook-<br />

Commis Chef) Programını<br />

Türkiye’de uygulayan tek<br />

akademiyiz”<br />

Chef’s Table Mutfak Akademisi’nin<br />

kurucusu Serkan Bozkurt’un mesleğe<br />

inovatif katkıları bununla da sınırlı değil<br />

elbette! Bir şefin kurduğu akademinin<br />

başarı olarak da ayrıcalıklı ve sıra dışı<br />

olması lazım! “Ne bileyim, içerik olarak<br />

bir nüans olması lazımdı. Nitekim<br />

bugün uluslararası zincirlere çok ciddi<br />

öğrenci kazandıran bir markayız.”<br />

diyen Bozkurt’un mutfak akademisi<br />

Ağustos 2015’ten bu yana WACS (Dünya<br />

Şefler Birliği) tarafından uluslararası<br />

standartlarda en iyi eğitim veren aşçılık<br />

okulları arasında akredite edilmiş.<br />

Farklılık mı dedik? Özellikle şu detayın da<br />

altını çizmek istiyor: “Ama bizim farkımız<br />

şu, akredite olmak ayrı sertifika programı<br />

ayrı. Biz uluslararası sertifika programını<br />

Türkiye’de kendi kulvarında uygulayan tek<br />

noktayız. Bizim öğrencimiz Milli Eğitim<br />

Bakanlığı’ndan sertifikasını kazanabildiği<br />

gibi WACS’ta belirtilen gerekli koşulları<br />

yerine getirdiğinde uluslararası mesleki<br />

sertifikayı da kazanma hakkını elde<br />

ediyor.”


“Chef’s Table artık dünyaya<br />

öğrenci yollayan bir marka”<br />

Hazır yeri gelmişken Bozkurt’a Chef’s<br />

Table için yeni projeler var mı diye<br />

soruyorum. Akademinin İstanbul’dan<br />

dünyaya öğrenci yollayan bir yapılanmaya<br />

eriştiğini söyleyen Bozkurt, “Türkiye’nin<br />

de ihtiyacı olan bu değil mi? Fransız<br />

ve İtalyanlar bu noktaya nasıl geldiler<br />

sanıyorsunuz? Biz de bu alanda pay sahibi<br />

olmak isteyen azimli ve güçlü bir ülkeyiz.<br />

Bu doğrultuda Chef’s Table olarak katkı<br />

sağlamaya devam edip, sayıları 3’ler 5’ler<br />

değil, 100’ler seviyesine çıkararak marka<br />

değerimizi artırmak en büyük hedefim.<br />

Turizm için, Türk gastronomisi için, yerel<br />

ürünlerimizin tanıtımı ve imajımız için bu<br />

adımları çok kıymetli buluyorum.” diyor.<br />

“Mantıklı olan her şey<br />

denenebilir”<br />

Bu arada deneyimli şefi biraz daha<br />

yakından tanımak istiyorum. Kendini<br />

anlatmakta hiç de zorlanmayan Bozkurt,<br />

mutfakta mantık arayan bir şef olduğunu<br />

söylüyor öncelikle. Kendini<br />

Akademi’de bir çalışan olarak<br />

gördüğünü belirten deneyimli şefi<br />

daha yakından tanımak istiyorum.<br />

Anlatıyor: “Stajyer arkadaşımla<br />

geçer aynı işi yaparım. Böyle<br />

başladım böyle devam ederim.<br />

Yalnız herkesin yapması gereken<br />

sorumlulukları bilmesi lazım.<br />

Mantıklı olduğu sürece her<br />

şey denenebilir. Hiçbir ayrım<br />

yapmam. İnsanların işini severek<br />

ve isteyerek yapması gerektiğine<br />

inanırım. Aynı şeyi yapmayı da hiç<br />

sevmem. Sıkılırım çünkü. Benim<br />

hep yeni bir şeyler bulmam<br />

lazım. İnsanları şaşırtacak<br />

fikirlerin benden çıkması lazım. Böyle<br />

alıştım, hep bu mantaliteyle mesleğimi<br />

yaptım. İnovatif bir şefim. Yeni fikirler,<br />

yeni projeler daha çok seviyorum. Ben<br />

yapılmışı yapmayı pek sevmem. Çünkü<br />

heyecan vermiyor, bitmiş, birileri yapmış.<br />

Var olanı yapmışsam bile benden bir katkı<br />

olması şart.”<br />

“Kardeşlerime en büyük<br />

tavsiyem, sabır sabır sabır!”<br />

Son olarak mutfağa, gastronomiye<br />

gönül veren gençlere de değerli<br />

tavsiyelerde bulunan Serkan Bozkurt,<br />

keyifli söyleşimize şu sözleriyle son<br />

noktayı koyuyor: “Genç arkadaşlarım<br />

çok şanslılar. İnternetten her şeye,<br />

her şefe ulaşabiliyorlar. Yalnız onlara<br />

önemli bir tavsiyem var, sabretmeden<br />

hiçbir şey olmuyor. Sabırsızlık en başta<br />

gidiyor. Hızlı hedefler ve çabuk ulaşmak…<br />

Kardeşlerime en büyük tavsiyem sabır,<br />

sabır, sabır! Emeksiz yemek yok ve<br />

sadece şekil oluşturmak ile iyi bir tabak<br />

yapmakla da olmuyor. Neden tabağı<br />

yaptığını, sebebini, tekniğini de bilirsen<br />

o zaman başarılı oluyorsun. Eğitime,<br />

tezgaha önem versinler. Geleceğini<br />

aydınlık tutabileceği şefleri, işletmeleri<br />

takip edip kapılarını yıpratıp biz burada<br />

olmak istiyoruz desinler. Yoksa sadece<br />

yemek yapmakla bu iş olmuyor.”<br />

Serkan Bozkurt için lezzetli<br />

olsun yeter. Söylediğine<br />

göre midesinde fajitaya da<br />

yer var, noodle’a da, türlü<br />

çeşit deniz mahsullerine de!<br />

Yeter ki absürd olmasın,<br />

yenilebilir ve lezzetli olsun!


hotel restaurant<br />

86 & hi-tech<br />

gastro güncel<br />

İstanbul’daki taksiler bundan böyle<br />

Gastronomi Turizmi için kilometre açacak!<br />

İstanbul’daki 17.395<br />

taksici GTD tarafından<br />

hazırlanan İstanbul<br />

Lezzet Haritası<br />

uygulamasıyla bundan<br />

böyle kendi taksisinin<br />

gurmesi olacak.<br />

Talep eden yerli ve<br />

yabancı turistler için<br />

kilometrelerini bir de<br />

Gastronomi Turizmi<br />

için açacak!<br />

Gastronomi Turizmi Derneği ve<br />

İstanbul Taksiciler Esnaf Odası 1<br />

Ağustos Salı günü Wyndham Grand<br />

İstanbul Kalamış Marina’da düzenlenen<br />

basın lansmanı ile değerli bir iş birliğinin<br />

imzasını duyurdu. Gastronomi Turizmi<br />

Derneği Başkanı Gürkan Boztepe,<br />

İstanbul Taksiciler ve Esnaf Odası<br />

Başkanı Yahya Uğur ve Eski Turizm<br />

Bakanı Bülent Akarcalı’nın yanı sıra<br />

dernek üyeleri ve basın mensuplarının<br />

katılımı ile gerçekleşen toplantıda<br />

konuşan GTD Başkanı Gürkan Boztepe,<br />

“İstanbul’da 17.395 taksiye İstanbul<br />

Lezzet Haritası yüklenmesiyle artık<br />

yerli yabancı turistlere GTD tarafından<br />

onaylanmış mekanlar, hazırlanmış özel<br />

bir uygulama tarafından önerilecek.<br />

Taksiler turistleri uygulamalar sayesinde<br />

aynı zamanda bir lezzet durağına<br />

götürebilecek.” dedi.<br />

Boztepe: “Taksiciler en önemli<br />

paydaşlarımız”<br />

Eylül ayında birinci yılını doldurmaya<br />

hazırlanan Gastronomi Turizmi<br />

Derneği’nin kuruluşundan bu yana ana<br />

misyonunun Türk ürünlerini ve mutfağını<br />

dünyada tanıtmak olduğunun altını<br />

çizen Gürkan Boztepe şöyle konuştu:<br />

“Biz diyoruz ki Türk ürünleri dünyada<br />

bir tane. Biz bunu biliyoruz ama dünya<br />

bilmiyor. Dernek olarak en önemli<br />

misyonumuz yerel ürünlerimizi ve<br />

mutfağımızı tanıtmak oldu. Bu anlamda<br />

taksiciler de en önemli paydaşlarımız.<br />

Çünkü bir havalimanına indiğinizde ilk<br />

gördüğünüz taksiciler oluyor. Neredeyse<br />

ilk imaj, ilk izlenim onların üzerinden<br />

oluşuyor. İstanbul Taksiciler ve Esnaf<br />

Odası Başkanı Yahya Uğur da bunun<br />

farkındalığıyla hizmet veren bir başkan.<br />

Bu vizyonla bizler bugün önemli bir iş


irliğine imza atmanın mutluluğunu<br />

yaşıyoruz.”<br />

Turistler, Türk mutfağı ve<br />

ürünlerini tanıyan restoranlara<br />

yönlendirilecek<br />

İstanbul’da 17.395 taksiye İstanbul<br />

Lezzet Haritası yüklenmesiyle artık yerli<br />

ve yabancı turistlere GTD tarafından<br />

onaylanmış mekanların özel bir uygulama<br />

tarafından önerileceği bilgisini veren<br />

Boztepe, “Taksiler İstanbul’a gelen<br />

turistleri bu uygulamalar sayesinde bir<br />

lezzet durağına götürebilecek.” dedi.<br />

GTD olarak mekan seçiminde son derece<br />

titiz davrandıklarını ifade eden Boztepe,<br />

“Bu konuda çok seçiciyiz. Listemize<br />

Türk mutfağı ve Türk ürünlerini tanıyan<br />

restoranları dahil ettik.” diye konuştu.<br />

Uğur: “Yeni Türkiye, yeni<br />

İstanbul diyoruz ama yeni taksi<br />

diyemiyoruz”<br />

Bugün aynı zamanda düzenlenen sürpriz<br />

doğum günü kutlamasıyla yeni yaş<br />

gününün de heyecanını yaşayan İstanbul<br />

Taksiciler ve Esnaf Odası Başkanı Yahya<br />

Uğur ise yaptığı konuşmada İstanbul<br />

genelinde 17.395 taksi, 35 bin çalışan<br />

ile birlikte 55 bin kişilik bir ailenin 45<br />

yıldır başkanlığını yapmaktan duyduğu<br />

gururu paylaşarak, “Yeni Türkiye,<br />

yeni İstanbul diyoruz ama yeni taksi<br />

diyemiyoruz. Bugün taksiciliğin bir el<br />

kitabi yok mu diyenler için internet<br />

üzerinden oluşturuluyor. En önemlisi<br />

İstanbul’un turizmine ve güvenliğine<br />

katkıda bulunduğumuza inanıyoruz.<br />

Bugün baktığımızda taksicilik sadece<br />

taksicilikten ibaret değil. Taksicilik<br />

bu şehrin bir sürü istifadesini içinde<br />

barındıran bir meslek diyoruz. Bu<br />

iş birliği ile Türk turizmine faydalı<br />

olacağımız inancıyla gururlanıyoruz.<br />

Bu sadece turizm ekonomisine katkı<br />

değil elbette. Aynı zamanda bizler de<br />

kazanıyoruz. Bu şehre katkıda bulunmak<br />

zorundayız. Biz taksiciyiz, yemekten çok<br />

anlamayız. Ama biz en iyilerini seçmeyi<br />

GTD’ye bıraktık.”<br />

“Az parayla çok büyük faydalar<br />

sağlayacak bir uygulama”<br />

İstanbul Lezzet Haritası uygulamasının<br />

çok yüksek bir bütçeli program<br />

olmadığının altını çizerek konuşmasını<br />

sürdüren Uğur, “Ama bana göre az<br />

parayla çok büyük faydalar getirecek bir<br />

program. Bundan sonra göreceğiz ki,<br />

artık eski taksiler olmayacak. Kendini her<br />

geçen gün yenileyen, teknolojisiyle söz<br />

sahibi, müşterileri doğru uygulamalarla<br />

yönlendirecek yeni araçlarla işimize<br />

devam edeceğiz.” dedi.<br />

Akarcalı: “Takside ÖTV kalkmalı,<br />

taksiciler rahat ettirilmeli”<br />

Eski Turizm Bakanı Bülent Akarcalı<br />

ise, İstanbul taksi esnafının gastronomi<br />

turizmine sahip çıkmasının önemli bir<br />

hamle olduğunu belirterek, “Batı’daki<br />

olay İstanbul’da başlıyorsa önemlidir.<br />

Siyasî hayatımda bugüne dek yemek<br />

yemediğim yer kalmadı. İçlerinde en<br />

görkemlisi Çin’dekiydi. Muazzam bir<br />

yemekti. Ama baktığınızda hepsi birbirinin<br />

aynı. Ben Batı ve Asya’nın mutfağında bir<br />

Türk mutfağının zenginliğini göremedim<br />

açık konuşmak gerekirse. Devlete gitmek<br />

işin kolaycılığıdır. Taksiciler esnafı bu<br />

görevi yerine getiriyorsa başkalarının da<br />

bunu yapması lazım.” dedi.<br />

Kitle turizminin sektörün en büyük<br />

kanayan yaralarından biri olduğunu dile<br />

getiren Akarcalı, “Turizm aslında kişinin<br />

kendi iradesiyle geldiği, kendi kendine<br />

dolaşabildiği bir düzende yürümeli.<br />

Bu noktada taksicinin önemi büyük.<br />

Onları desteklemek, teşvik etmek de<br />

devletin işi. Takside ÖTV kalkmalıdır.<br />

Şoför esnafına sahip çıkmamız ve işini<br />

rahatlıkla yapmasını sağlamamız lazım.<br />

Nasıl ki buradaki otel misafirlerine<br />

rahat ve konforlu konaklama imkanları<br />

sunuyorsak, aynı şekilde taksicilere de<br />

güzel bir ortam sağlamalıyız ki, onlar<br />

da turiste gereken hassasiyeti ve özeni<br />

gösterebilsinler. Sonuç olarak hayırlı<br />

olsun diyorum.” diyerek sözlerini<br />

noktaladı.


88<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

Metro’dan Gıda<br />

İsrafını Önleyen<br />

Yeni Uygulama<br />

‘Gurme Kutusu’<br />

Metro Toptancı Market, gıda kayıp ve atıklarını önlemek amacıyla ilk adımını Nisan ayında attığı<br />

Metro Gıda Hareketi’nin devam projesi niteliğinde olan “Metro Gurme Kutuları”nı hayata geçirdi.<br />

Metro’nun restoran ve kafeler ile iş birliği kapsamında, tüketiciler tabaklarında kalan yemekleri<br />

‘Metro Gurme Kutuları’ ile paket yaptırarak değerlendirebilecekler.<br />

Gıda kayıplarının boyutları ve önemi<br />

hakkında kamuoyunda farkındalık<br />

oluşturmak amacıyla başlatılan<br />

Metro Gıda Hareketi yolculuğunun bir<br />

sonraki durağı “Metro Gurme Kutuları”<br />

oldu. Gıda kayıp ve atıklarının önlenmesi<br />

ve milli kaynak israfının son bulması<br />

amacıyla son tüketiciler için hazırlanan<br />

Metro Gurme Kutuları, İstanbul’daki 14<br />

restoranda hayata geçirildi. Projenin<br />

gelecek dönemde de büyüyeceğini<br />

belirten Metro yetkilileri “Restoran<br />

ve kafeler ile gerçekleştirdiğimiz iş<br />

birliği çerçevesinde ‘Metro Gurme<br />

Kutuları’ ile son kullanıcıları gıda kayıp<br />

ve atıkları konusunda bilinçlendirerek,<br />

sipariş verip tüketemedikleri ürünleri<br />

değerlendirecekleri gurme kutularını<br />

kullanıma sunuyoruz. Restoranlarda<br />

‘Metro Gurme Kutuları’ ile tabakta<br />

kalan yemekleri paket yaptırarak, bu<br />

ürünlerin çöpe gitmesine engel olarak bu<br />

yemekleri bir başka öğünde tüketebilir ya<br />

da hayvan dostlarınızla kalan yemekleri<br />

paylaşabilirsiniz.” diye bilgi verdi.<br />

‘Metro Gurme Kutuları’nı Bulabileceğiniz<br />

Restoranlar: Ağa Restoran, Alancha,<br />

Basta, Feriye Palace, Hacı Apdullah,<br />

Kırıntı, Midpoint, Nev Kanyon, Nicole,<br />

Osmani, Sahrap Pera, Şahin, Welldone,<br />

Yanyalı Fehmi. Gurme Kutularını yakın<br />

zamanda birçok restoranda daha<br />

bulabileceksiniz.<br />

Türkiye’de gıda kayıp atık ve<br />

kayıpları ne durumda?<br />

Türkiye’de üretilen 49 milyon ton<br />

meyve ve sebzenin yüzde 25-40’ının<br />

üretim ve dağıtım zinciri aşamasında<br />

kayba uğradığını veya satış ve tüketim<br />

aşamasında atık haline dönüştüğünü<br />

görüyoruz. TÜBİTAK araştırma verilerine<br />

göre, en iyimser tahminle kayba uğrayan<br />

ürün miktarı 11,6 milyon ton. Bu da yıllık<br />

yaş sebze-meyve ihracatımızın tam 4<br />

katına karşılık geliyor. Parasal açıdan<br />

bakacak olursak, Türkiye’de sebze<br />

meyve ticareti 100 milyar TL civarında,<br />

bu miktarın minimum 25 milyar liralık<br />

bölümü kayba uğruyor. Eğer yukarıda<br />

sözünü edilen gidişata ‘dur’ denmezse;<br />

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin<br />

verilerine göre 2016-<strong>2017</strong> döneminde;<br />

buğdayda 2 milyon 81 bin, domateste 1<br />

milyon 537 bin, şeker pancarında 642 bin,<br />

arpada 563 bin, karpuzda 487 bin, mısırda<br />

378 bin, üzümde 328 bin, elmada 322 bin,<br />

biberde 268 bin, patateste 223 bin ton<br />

ürün kaybedilecek.<br />

Metro – TÜBİTAK Araştırması<br />

Hakkında<br />

Bu bakış açısıyla gıda kayıpları<br />

konusunda karşı karşıya kalınan<br />

durumu, proje çerçevesinde bilimsel bir<br />

yaklaşımla ele alındı. Metro, bunun bir<br />

milli kaynak israfı olduğunun bilincinde<br />

olarak, meyve ve sebzede ağır kayıpları<br />

önlemek için TÜBİTAK’la birlikte fire<br />

nedenlerini araştırdığı ortak bir çalışma<br />

gerçekleştirdi. TÜBİTAK ile birlikte<br />

fire nedenlerini tespit etmek üzere<br />

marul, domates ve şeftali ürünlerini<br />

baz alan, 8 ay süren bir araştırma<br />

yapıldı. Ürünlerin iyi koşullarda ve kötü<br />

koşullarda tedarikini temel alan bu<br />

araştırma neticesinde kötü koşullarda<br />

tedarik edilen ürünün, iyi koşulda tedarik<br />

edilene kıyasla 9 kat daha fazla atığa<br />

dönüştüğünü gözlemlendi. Tedarik<br />

zincirinin altı aşamasının iyi ve kötü<br />

koşul örneklemleriyle yapılan araştırma<br />

sürecinin sonucunda; iyi tedarik zinciri<br />

uygulamaları ile önemli miktarda ürünün<br />

kaybedilmesinin önüne geçilmesinin<br />

mümkün olduğunu, yaşanan kayıpların<br />

en çok olduğu aşamaların paketleme ve<br />

nakliye olduğu görüldü.<br />

Metro Toptancı Market ne<br />

yapıyor?<br />

Metro, üreticilerin çeşitli zorluklarla ve kıt<br />

kaynaklarla ürettiği meyve ve sebzelerin<br />

çöpe atılmaması ve milli kaynakların<br />

israf olmaması için, kayıp ve atıkların<br />

en aza indirilmesi amacıyla tedarik<br />

zinciri ve satış koşullarını geliştiriyor ve<br />

standartlara uygun yatırım yapıyor.<br />

Tüketim analizleri yaparak; doğru miktar,<br />

kalite ve özellikte planlı üretim yaptırma<br />

hedefiyle kayıpları en aza indiriyor.<br />

Doğru ambalaj, paketleme ve soğuk<br />

zincirin kırılmadan ürünlerin nakliyesi<br />

konusunda uluslararası standartlarda<br />

uygulamaları hayata geçiriyor. ‘0’<br />

kilometre yaklaşımı doğrultusunda yerel<br />

alımları tedarik zincirinin önemli bir<br />

parçası olarak görüyor. Doğrudan üretici<br />

ve üretici örgütleri ile çalışarak üreticileri<br />

eğitiyor, kalite ve miktar açısından<br />

doğru ürünlerin üretilmesini, doğrudan<br />

üreticinin kazanmasını sağlıyor.


Gastro Entertainment en lezzetli<br />

markaları bir araya getiriyor<br />

Gastro Entertainment Show, ulusal ve uluslararası üst markaları dünyaca ünlü<br />

şefler ve uluslararası gurme medyası ile bir çatı altında toplamaya hazırlanırken, en<br />

özel yemekleri tatmanız ve hayatın lezzetini yakalamanız için sizleri bekliyor.<br />

Gurmeler, gastronomlar, şefler,<br />

kendi mutfağının şefi olanlar,<br />

mutfak sanatını geliştirenler,<br />

markalar ve mutfak sanatlarının önde<br />

gelen uzmanları 16-17 Eylül tarihleri<br />

arasında Volkswagen Arena’da<br />

gerçekleşecek Gastro Entertainment’ta<br />

buluşuyor. Etkinlik, katılımcılara yerel<br />

lezzetlerden ve dünya mutfağından<br />

sağlıklı gıdalar sunarken, trend yaratan<br />

ve hayatımıza renk katan kanaat<br />

önderlerinin katılımlarıyla bir lezzet<br />

şöleni yaşatıyor.<br />

Türk mutfağını tanıtacak<br />

Gastro Entertainment; eşsiz lezzetlerin,<br />

kültürel çeşitliliğinin yanı sıra Türk<br />

mutfağının değerlerini de dünya<br />

standartları kalitesinde sunarak, Anadolu<br />

lezzetlerinin dünyaca kabulünü ve<br />

tanıtılmasını amaçlıyor. Düzenlenecek<br />

Gastro Entertainment Show’da<br />

katılımcılar gurme lezzetlerin tadına<br />

varacak. Etkinlik, 2 gün boyunca ünlü<br />

sanatçıların canlı performansları ve<br />

katılımcıların yapacakları konuşmalar<br />

ile eşsiz bir deneyim yaşatacak. Misafir<br />

ülkelerin katılacağı organizasyonda<br />

uluslararası gurme yazarları, gıda<br />

firmaları ve lezzet tasarımcıları ile “food<br />

artist”ler boy gösterecek.<br />

Pirinçcioğlu: “Türk gıda<br />

markalarının dünya pazarlarına<br />

açılmasını amaçlıyoruz”<br />

Gastro Entertainment Show İcra<br />

Kurulu Başkanı Yasemin Pirinçcioğlu;<br />

amaçlarının bu etkinlikle birlikte Türk<br />

gıda markalarının dünyada bilinirliğini<br />

pekişmesini ve dünya pazarlarına<br />

açılmasını sağlamak olduğunu belirtti.


90<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

gastro güncel<br />

‘Güvenilir Eller’ hedefi ikiye katladı<br />

Güvenilir Eller Gıda Güvenliği Online Eğitim projesinde, 1 yılda 10.000 şef<br />

gıda güvenliği eğitimi almaya başladı.<br />

Ev dışı gıda sektöründe her iki<br />

işletmeden birine ulaşan Unilever<br />

Food Solutions, şeflerin gıda<br />

güvenliği alanındaki beklentilerini<br />

karşılamak amacıyla Gıda Güvenliği<br />

Derneği iş birliğiyle başlattığı ‘Güvenilir<br />

Eller’ gıda güvenliği eğitim projesinde,<br />

ilk yılın sonunda 5 bin hedefini ikiye<br />

katlanarak, 10 bin şef gıda güvenliği<br />

eğitimi almaya başladı. Türkiye<br />

genelinde 74 şehirden 10 bin şef ilk yılın<br />

sonunda gıda güvenliği eğitimi almaya<br />

başladı. 6 binden fazla şef ise eğitimleri<br />

tamamlayarak Gıda Güvenliği Derneği<br />

onaylı sertifika almaya hak kazandı.<br />

Arsan: “Bugüne kadar 74<br />

şehirden 10 bin şefimiz<br />

eğitimlere katıldı”<br />

Unilever Food Solutions Türkiye, Orta<br />

Asya ve İran Genel Müdürü Önder<br />

Arsan Güvenilir Eller projesi için<br />

yaptığı değerlendirmede, “Unilever<br />

Food Solutions olarak, TNS araştırma<br />

şirketiyle gerçekleştirdiğimiz ‘Türkiye<br />

Şef Araştırması’na katılan şeflerin<br />

%80’inin ‘Gıda Güvenliği’ alanında<br />

eğitim almayı en öncelikli ihtiyacı<br />

olarak tanımladı. En önemli iş ortağımız<br />

şeflerden aldığımız bu değerlendirmeyle<br />

harekete geçtik. Gıda Güvenliği Derneği<br />

işbirliğiyle Türkiye’nin ilk ve tek online<br />

gıda güvenliği eğitim-sertifika programı<br />

‘Güvenilir Eller’ projesini geçtiğimiz yıl<br />

başlattık. Amacımız online platform<br />

üzerinden Türkiye genelindeki tüm<br />

şeflerin bu eğitim içeriğine kolayca<br />

ulaşmasını sağlamaktı. Gıda Güvenliği<br />

Derneği tarafından içeriği oluşturulan<br />

ve beş modülden oluşan online eğitim<br />

programıyla, gıda güvenliği konusunda<br />

temel bilgileri şeflerimize veriyoruz.<br />

Eğitimi tamamlayan şeflerimize<br />

isimlerine özel Türkiye Gıda Güvenliği<br />

Derneği onaylı sertifikalarını adreslerine<br />

gönderiyoruz. Bugüne kadar Türkiye<br />

genelinde 74 şehirden, 10 bin şefimiz<br />

guvenilireller.com’a kayıt olarak<br />

eğitimlere başladı.<br />

“Sektörün desteğini ve<br />

sahiplenmesini önemli<br />

görüyoruz”<br />

Projemizde hedeflerin ileri taşınmasında<br />

sektör temsilcilerinin desteği ve<br />

sahiplenmesi çok önemli görüyoruz.<br />

Geçen yıl projeye başlarken hedefimizi,<br />

üç yılda ülkemizin dört bir yanındaki<br />

30.000 şefimizin gıda güvenliği eğitimini<br />

tamamlayarak sertifika almalarını<br />

sağlamak olarak açıklamıştık. Sektör<br />

meslek birliklerinin projeye desteğiyle<br />

birlikte hedefi bir yıl için 36.500 şefin<br />

online gıda güvenliği eğitimi alması<br />

olarak güncelledik.”


Gıda<br />

girişimcileri<br />

Chobani<br />

desteğiyle<br />

dünyaya<br />

açılıyor<br />

Chobani adlı yoğurt markasıyla sıfırdan başlayan bir girişimci olarak 10 yıl<br />

içerisinde ABD’de gıda devleri arasına giren Hamdi Ulukaya, Türkiye’den bir<br />

dünya markası çıkarmak isteyen genç girişimciler için 5 milyon dolar ayırdı.<br />

Geçtiğimiz aylarda TIME dergisi<br />

tarafından dünyanın en etkili 100<br />

kişisi arasında gösterilen Hamdi<br />

Ulukaya, girişimci adayları ve dünyaya<br />

açılmak isteyen startup’lar için iki<br />

ayrı destek programı başlattı. Hamdi<br />

Ulukaya Girişimi (HUG) adıyla oluşturulan<br />

Girişimci Adayı ve Startup Destek<br />

Programları, her yıl Türkiye’nin dört<br />

bir yanından başvuru alarak karşılıksız<br />

eğitim ve danışmanlık desteği verecek.<br />

Bu yıl Türkiye’nin dört bir yanından<br />

3300 girişimci adayı ve 394 startup’ın<br />

başvurduğu programa 24 girişimci adayı<br />

ve 6 startup katılmaya hak kazandı.<br />

Hayaller kuluçkadan çıkmaya<br />

hazır<br />

Hamdi Ulukaya’nın Startup Destek<br />

Programı’na seçilen altı Türk<br />

girişiminden ikisi, gıda alanında faaliyet<br />

gösteriyor. Üç hafta boyunca ABD’de<br />

kendileri için özel olarak hazırlanan<br />

kampa katılan Unibble ve AgriKey<br />

markalarının kurucuları Didem Bakır<br />

ve Atakan Atalay, Chobani Kuluçka<br />

Merkezi’nde ve New York üniversitesinde<br />

marka yaratma, pazarlama, sosyal<br />

medya, yaratıcılık, müşteri ilişkileri,<br />

ortaklıklar gibi konularda eğitim alan<br />

girişimciler aynı zamanda firmalarını ABD<br />

pazarını yakından tanıma ve bağlantılar<br />

kurma fırsatı buldu.<br />

Ulukaya: “HUG girişimciliğin<br />

gücünü iyilik namına harekete<br />

geçirecek”<br />

Chobani kurucusu ve CEO’su Hamdi<br />

Ulukaya, konuya ilişkin şunları söyledi:<br />

“Girişimcilik, şu dünyada iyilik namına bir<br />

şeyler yapabilmek için inanılmaz bir güç<br />

kaynağı; Chobani’deki yolculuğumdan<br />

öğrendiğim en önemli şeylerden biri bu.<br />

Bizim HUG’daki amacımız işte o gücü<br />

harekete geçirmek, Türkiye’nin dört bir<br />

yanındaki genç girişimcilerin potansiyelini<br />

ve tutkusunu su yüzeyine çıkarmak.<br />

Geçtiğimiz ay boyunca bu muhteşem<br />

startup’ları ve girişimci adaylarını<br />

Amerika’da ağırlamaktan büyük<br />

mutluluk duydum. Onlar artık Chobani<br />

ailesinin birer üyesi. Şimdi Türkiye’de<br />

ve hatta dünyada fark yaratmak üzere<br />

bir yolculuğa çıkıyorlar. Bu yolculuğun<br />

onları nereye taşıyacağını görmek için<br />

sabırsızlanıyorum.”<br />

ABD kampında neler<br />

vardı?<br />

Kamp boyunca Hamdi<br />

Ulukaya, hayallerini<br />

ekonomik ve toplumsal<br />

faydaya dönüştürmek<br />

isteyen Türkiyeli genç<br />

girişimciler ile bizzat<br />

ilgilendi. Ulukaya her<br />

fırsatta katılımcılarla<br />

bilgi ve deneyimlerini<br />

paylaşarak onlara bir<br />

girişimcinin “mutlaka” ve<br />

“asla” larını aktardı.


hotel restaurant<br />

92 & hi-tech<br />

gastro güncel<br />

Oteller ve lokantalar için Türk halkı<br />

ne kadar harcıyor?<br />

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı verilere göre; Türkiye’de hane halkları<br />

bütçelerinden en fazla payı konut ve kira harcamasına ayırdı. Lokanta ve otel<br />

harcamalarının payı ise, % 6.4’te kaldı.<br />

Hanehalkı bütçe araştırmasının 2016 yılı<br />

sonuçlarına göre; Türkiye genelinde<br />

hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı<br />

harcamalar içinde en yüksek payı %25.2 ile konut<br />

ve kira harcamaları alırken, ikinci sırayı %19.5 ile<br />

gıda ve alkolsüz içecek harcamaları aldı. Toplam<br />

tüketim harcamalarında en düşük payı alan<br />

harcama grupları ise %2 ile sağlık ve %2.3 ile<br />

eğitim hizmetleri oldu.<br />

Eşdeğer fert başına aylık ortalama<br />

tüketim harcaması, 1 642 TL<br />

Hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate<br />

alınarak hesaplanan eşdeğer fert başına aylık<br />

ortalama tüketim harcaması 2015 yılında 1 455 TL<br />

iken 2016 yılında 1 642 TL olarak tahmin edildi.<br />

Toplam harcamalardaki payı en fazla<br />

artan grup ulaştırma oldu<br />

Araştırma sonuçlarına göre, ulaştırma<br />

harcamalarının payı bir önceki yıla göre 1.2<br />

puanlık artışla %17’den %18.2’ye yükseldi. Alkollü<br />

içecekler, sigara ve tütün grubunun payı %4.2’ten<br />

%4.4’e, mobilya ve ev eşyalarının payı, %6.1’den<br />

%6.3’e; eğitim hizmetlerinin payı ise %2.2’den<br />

%2.3’e yükseldi. Diğer taraftan, konut ve kira<br />

harcamalarının toplam harcamalardaki payı bir<br />

önceki yıla göre 0.8 puanlık düşüşle %26’dan<br />

%25.2’ye geriledi. Ayrıca, gıda ve alkolsüz içecek<br />

harcamalarının payı %20.2’den %19.5’e, eğlence ve<br />

kültür harcamalarının payı %2.9’dan %2.8’e, çeşitli<br />

mal ve hizmet harcamalarının payı ise %4.3’den<br />

%4.2’ye düştü.<br />

Otel ve lokanta harcamalarında<br />

değişim yok<br />

Giyim ve ayakkabı (%5.2), sağlık (%2), haberleşme<br />

(%3.7) ile lokanta ve otel (%6.4) harcamalarının<br />

payı ise 2016 yılında da değişmedi.


Malatya Kayısısı, Avrupa Birliği’nden<br />

‘Coğrafi İşaret’ tescili aldı<br />

Metro Toptancı Market’in Türkiye gündemine<br />

taşıdığı ve büyük önem verdiği Coğrafi İşaretli<br />

Ürünlerin sayısı her geçen gün artıyor.<br />

Son olarak dünyanın en lezzetli kayısısı<br />

olarak bilinen Malatya Kayısısı da Avrupa<br />

Komisyonu’ndan da Coğrafi işaret tescili<br />

aldı. Malatya Kayısısı, bundan böyle Avrupa<br />

pazarında, marketlerde ve raflarda, AB resmi<br />

coğrafi işaret amblemiyle satışa sunulacak.<br />

Türkiye’nin en önemli coğrafi<br />

işaretli ürünlerinin başında gelen<br />

ve Malatya’nın en önemli geçim<br />

kaynağı olan kayısı 2016 yılında yapılan<br />

79.171 tonluk ihracatı ile önemli<br />

ürünlerimizden biri olarak ön plana<br />

çıkıyor. Metro Toptancı Market ise başta<br />

Rusya, Almanya ve Avusturya olmak<br />

üzere 16 ülkeye yıllık 355 ton Malatya<br />

kayısısı ihraç ediyor.<br />

Metro Türkiye, Coğrafi İşaretli<br />

Ürünlere sahip çıkıyor<br />

Coğrafi İşaretli Ürünlerin kırsal<br />

kalkınmayı ve sürdürülebilir tarımı<br />

desteklediği inancıyla konuyu 2012<br />

yılında Türkiye gündemine taşıdıklarını<br />

belirten Metro Toptancı Market Genel<br />

Müdürü Kubilay Özerkan, “Henüz<br />

ülkemizde insanların coğrafi işaretin<br />

ayrımında olmadığı günlerde, biz bu<br />

konuyu memleket meselesi olarak<br />

gördük ve sahip çıktık. Coğrafi İşaretli<br />

Ürünlere özel bir proje geliştirerek, yerel<br />

ürün tedarikçilerini desteklemeyi ve<br />

unutulmaya yüz tutmuş ürünleri tekrar<br />

gün ışığına çıkarmayı hedefledik. Bu<br />

proje sayesinde bugüne kadar, kaybolma<br />

tehlikesi yaşayan 80’den fazla ürüne<br />

sahip çıkıldı. Türkiye’deki ve Avrupa’daki<br />

birçok Metro mağazasının raflarında<br />

bugün Aydın incirinden Diyarbakır<br />

karpuzuna, Taşköprü sarımsağından<br />

Finike portakalına kadar 80’in üzerinde<br />

coğrafi işaret tesciline sahip ve aday ürün<br />

yer alıyor.” şeklinde konuştu.<br />

Dünyanın en iyi kayısısı olarak<br />

nitelendirilen Malatya Kayısısının da<br />

Coğrafi İşaret tescil sürecinde destek<br />

verdiklerini vurgulayan Özerkan, “Bu<br />

süreçte Malatya Ticaret ve Sanayi Odası<br />

ile iş birliği yaptık. Hem prosedürler<br />

konusunda onlara yol gösterdik<br />

hem de Malatya kayısısının ticaretini<br />

geliştiriyoruz. Bugün Metro raflarında<br />

satışa sunduğumuz Malatya Kayısısını,<br />

100 aktif üreticinin bulunduğu Sınırlı<br />

Sorumlu Karacaköy Tarımsal Kalkınma<br />

Kooperatifi’nden alıyoruz.” dedi.


hotel restaurant<br />

94 & hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Constance Hotels & Resorts’e<br />

üç ödül birden<br />

Bu yıl ikincisi gerçekleşen Dünya Lüks Restaurant Ödülleri’nde,<br />

Constance Hotels & Resorts aldığı ödüller ile törene damgasını<br />

vurdu. Alınan ödüllerin gururuyla, Constance Halaveli Genel Müdürü<br />

Dominik Kuenstl ‘’Constance Halaveli hiçbir yere benzemiyor. Ekibimiz<br />

cenneti parmak uçlarınıza koyuyor ve her şey misafirlerimizin en<br />

iyileri tadabilmeleri için tasarlanıyor. Zarif ve yenilikçi mutfağımız<br />

misafirlerimizi her gün şaşırtıyor. Hizmetimizi yeni bir düzeye getiren,<br />

daima ileriye taşıyan ekibimizle gurur duyuyorum” dedi.<br />

ZUBİZU ile otel rezervasyonu<br />

yapmak çok kolay<br />

Hayatı kolaylaştıran ve ayrıcalıklarla dolu bir dünyayı kullanıcıları ile<br />

buluşturan ZUBİZU, yakın zamanda hayata geçen Otel Rezervasyon Özelliği<br />

ile kullanıcılarının yaz planlarına hız katıyor. Uygulamaya eklenen özellik, D<br />

Maris Bay, argos in Cappadocia, Il Riccio Bodrum, D-Resort Göcek, D-Resort<br />

Sibenik, Murat Reis Ayvalık, D-Resort Grand Azur, Park Hyatt Istanbul Maçka<br />

Palas, Grand Hyatt Istanbul, Soho House Istanbul ve Maçakızı Bodrum<br />

otellerinde kolaylıkla rezervasyon yapılmasını sağlıyor.<br />

Barilla’dan Güneş<br />

Karababa’ya<br />

önemli görev<br />

Gıda devi Barilla’nın Türkiye<br />

Genel Müdürlüğünü 2007 yılında<br />

üstlenerek, Filiz Gıda’nın Barilla<br />

A.Ş.’ye dönüştürülme çalışmaları<br />

başta olmak üzere hayata geçirdiği<br />

stratejilerle 2014’ten bu yana Barilla<br />

Asya, Afrika, Avustralya bölgesinin<br />

Başkan Yardımcılığı’nı da yürüten Güneş<br />

Karababa, Barilla’da önemli bir görev<br />

üstleniyor. 10 yıllık başarılı performansı<br />

ile Barilla Gıda’yı Türkiye pazarında<br />

her yıl pazarın üzerinde büyüten ve şirketin cirosunu 3 katına çıkaran<br />

Güneş Karababa, 1 Ağustos <strong>2017</strong> tarihinden itibaren AAA Bölgesi Başkan<br />

Yardımcısı olarak Büyük Çin Bölgesi’nin başına atandı. Karababa’dan<br />

boşalan Türkiye Genel Müdürlük görevini ise 1 Eylül <strong>2017</strong>’den itibaren<br />

Barilla’nın İtalya’da Müşteri Hizmetleri Başkan Yardımcılığı ve Satış<br />

Direktörlüğü’nü yürüten Piero Mirra devralacak.<br />

Yazın En Güzel<br />

Lezzetleri<br />

The House Cafe’lerd<br />

Yıllardır değişmeyen kalite anlayışı ve klasikleşen<br />

lezzetleriyle vazgeçilmez adreslerden biri olan The<br />

House Cafe; İstanbul’un en güzel semtlerinde yer<br />

alan şubelerinde, yazın en güzel lezzetlerini sunuyor.<br />

Yaz menüsünde, mevsimin en güzel sebze ve<br />

meyvelerinin kullanıldığı sağlıklı ve leziz seçenekleri<br />

bir arada sunan The House Cafe’nin menüsünde<br />

ön plana çıkan lezzetlerden bazıları; yoğurtlu yaz<br />

çorbası, kuru cacık salatası, trüflü yaz kabakları<br />

salatası, mozzarella & domates salatası, avokadolu<br />

sahanda yumurta, kıymalı&yoğurtlu erişte ve yedi<br />

tahıllı vejeteryan dostu pizza.


Muratbey,<br />

AB’ye ihracat onayı aldı<br />

Yenilikçi ve lezzetli ürünleriyle peyniri günün her saati tüketilebilen sağlıklı atıştırmalığa çeviren<br />

Muratbey, Türkiye’den Avrupa Birliği’ne (AB) süt ve süt ürünleri ihracatı yapmak için onay aldı. Muratbey<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, bu önemli gelişmeden sonra ihracat hacimlerini genişletmeye<br />

odaklanacaklarını belirten Erol, “Muratbey markasını zaten başta Fransa, Belçika, Danimarka, Almanya,<br />

İtalya, Macaristan, İsveç olmak üzere 28 AB ülkesi ile ABD, Rusya, Kuveyt, Ürdün, BAE, Fas, KKTC,<br />

Kazakistan, Bahreyn’in aralarında bulunduğu 60 ülkede tescillendirdik. Firma olarak şimdi Avrupa’daki<br />

işimizi geliştirecek önemli bir eşiği aşmış olduk” dedi.<br />

S.Pellegrino “Dünyanın En İyi Genç Şefi”<br />

Yarışmasının sonuçları açıklandı<br />

Tüm dünyada İtalyan yaşam stilinin ve “fine dining” konseptinin<br />

temsilcisi S. Pellegrino’nun 3. kez düzenlediği Genç Şef<br />

yarışmasının Akdeniz Ülkeleri Bölgesi finali Tel Aviv’de gerçekleşti.<br />

Yoğun ilgi gören ve her yıl 3 bini aşkın genç şefin başvurduğu<br />

“S.Pellegrino Young Chef” yarışmasının Akdeniz Ülkeleri Bölgesi<br />

finalinde; Türkiye, Kıbrıs, Yunanistan, Malta ve İsrail’den toplam<br />

10 yarışmacı finale kalmak için yarıştı. 10 genç şef hazırladıkları<br />

tabakları, 2018 yılında İtalya’da yapılacak büyük finale gidebilmek<br />

için jürinin beğenisine sundu. Genç şeflerin tarifleri, “malzemelerin<br />

kullanılma biçimleri”, “yaratıcılık”, “yemeğin sunumu” ve<br />

“şefin vizyonu” olarak sıralanan 5 “Altın Kural” doğrultusunda<br />

değerlendirildi.<br />

Billur Tuz Avrupa Tuz<br />

Üreticileri Birliği’ne<br />

üye oldu<br />

Avrupa’daki en büyük tuz<br />

üreticilerini çatısı altında<br />

toplayan EuSalt - European Salt<br />

Producers’Association’ın (Avrupa<br />

Tuz Üreticileri Birliği) Billur Tuz’u<br />

üyeliğe kabul etti. Türkiye’de tuz<br />

deyince akla gelen ilk marka olan<br />

Billur Tuz, Brüksel’de yapılan<br />

Genel Kurul’da, tuz sektörünün<br />

uluslararası temsilcisi olan<br />

Avrupa Tuz Üreticileri Birliği’nin<br />

25. üyesi oldu. EuSalt tuz<br />

sektöründe kaliteli üretim,<br />

enerji ve kaynak verimliliği,<br />

biyoçeşitliliğin korunması dahil<br />

olmak üzere birçok alanda en<br />

iyi uygulamaları teşvik etmenin<br />

yanında toplumsal bilinç ve<br />

farkındalık kazandırmak için<br />

kuruldu.<br />

Selfie çılgınlığı<br />

şimdi Latte’lerde!<br />

Q Gıda çatısı altında hizmet veren<br />

HuQQa ve HuQQabaz, günün her<br />

saatine hitap eden menüsü ve kaliteli<br />

hizmet anlayışıyla Türkiye’de gıda<br />

sektöründe ilkleri gerçekleştirmeye<br />

devam ediyor. Atmosferi, çeşitliliği<br />

ve kalitesiyle keyifli vakit geçirmek<br />

isteyenlerin uğrak noktası olan HuQQa<br />

ve HuQQabaz ‘Latte Köpüğünü’<br />

kahveyle desenleyerek misafirlerine<br />

sunuyor. Kendilerini ve sevdiklerini tatlı<br />

bir sürprizle şımartmak, kahve keyfini<br />

eğlenceli hale getirmek isteyenler<br />

için arzu ettikleri fotoğraf veya figürü<br />

kahvelere taşınıyor. Selfie Latte ile bir<br />

ömür hatırası olacak kahveler, HuQQa<br />

ve HuQQabaz ayrıcalığı ile misafirlere<br />

sunuluyor.


hotel restaurant<br />

96 & hi-tech<br />

gastro aktüel<br />

Türkiye Norveç uskumrusunu sevdi<br />

Halk arasında ‘Norveç palamudu’ adıyla da bilinen Norveç uskumrusu, özellikle<br />

‘balık ekmek’ olarak Türkiye’de en çok sevilen sokak lezzetleri arasında yer<br />

alıyor. Norveç Deniz Ürünleri Konseyi Türkiye Direktörü Maria Kivijärvi Heggen,<br />

Türkiye’nin bu yıl en fazla Norveç uskumrusu ithal eden ülkeler arasında<br />

ikinci sıraya yükseldiğini belirterek, “Uskumru mevsiminin başlangıcından<br />

itibaren, yağ ve Omega 3 seviyesi açısından en iyi seviyeye ulaştığı sonbahar<br />

ayları boyunca Boğaz kıyılarında çok daha fazla uskumru tüketileceğine<br />

eminiz.” dedi.<br />

Gina’dan özel lezzetlere davet!<br />

İstanbul’un sofistike İtalyan restoranı Gina, mevsime özgü malzemelerle<br />

menüsünde yenilikler yapmaya devam ediyor. Geleneksel İtalyan tatlarını<br />

kendine özgü yorumu ile sunan Gina menüsündeki çeşitlilik ile de farkını ortaya<br />

koyuyor. Ağustos ayının öne çıkan lezzetlerinden Buharda Kaya Levreği taze ve<br />

mevsimsel içeriği ile beğeni topluyor. Balığın yanında garnitür olarak servis edilen<br />

bezelye ve bakla, kum midyesi eşsiz bir uyum yakalıyor. Çıtır soğan halkaları ile<br />

lezzetlendirilen Buharda Kaya Levreği, hodan çiçekleriyle renklendirilerek şık bir<br />

sunum ile misafirlere servis ediliyor.<br />

Marmara Balık Restaurant’ ta<br />

brunch keyfi<br />

Renaissance Polat Istanbul Hotel’in yenilenen restoranı Marmara Balık’ta,<br />

17 Eylül’den itibaren her pazar 11.00 - 14.30 saatleri arasında brunch keyfi<br />

misafirlerini bekliyor. Otelin ödüllü şefleri tarafından hazırlanacak brunch<br />

büfesinde; et çeşitleri, döner, Türk mutfağının enfes mezeleri, ev yapımı<br />

makarnalar, noodle’lar, mantılar, ızgaralar, omlet ve pancake seçenekleri<br />

baştan çıkarıcı tatlılar ve kahvaltılık çeşitleri dileyenlere şampanya<br />

eşliğinde servis edilecek.<br />

Mondelēz International yönetiminde<br />

görev değişikliği<br />

Mondelēz International’da CEO Irene Rosenfeld ‘in<br />

ayrılmasının ardından halen McCain Foods CEO’su<br />

olarak görev yapan Dirk Van de Put yeni CEO olarak<br />

seçildi. Dirk Van de Put yeni görevine Kasım <strong>2017</strong>’de<br />

başlayacak ve şirketin yönetim kuruluna dahil<br />

olacak. Rosenfeld ise 31 Mart 2018 tarihine kadar<br />

yönetim kurulu başkanlığı görevine devam edecek.<br />

Rosenfeld ayrılığı ile ilgili olarak yaptığı açıklamada<br />

“Mondelēz International‘ın 90 bin çalışanıyla dünya<br />

çapında gerçekleştirdiği başarılarından gurur<br />

duyuyorum. CEO’luğum süresince sektörümüz<br />

birçok beklenmeyen değişime şahit oldu. Biz<br />

bu değişikliklere her zaman kolay adapte olup,<br />

yatırımcılarımız için değer ortaya koyduk. 3 ayrı<br />

kıtada görev yapmış olan Van de Put, gelişmekte<br />

olan ve gelişmiş pazarların ticari operasyonlarında<br />

derin tecrübeye sahip. “ dedi.


Türkiye, Amerika’nın en büyük gıda fuarı<br />

Fancy Food’ta partner ülke<br />

Türk gıda ürünleri, dünyanın en büyük gıda ithalatçısı Amerika Birleşik<br />

Devletleri’nde en büyük gıda fuarı Summer Fancy Food Show Fuarı’nda<br />

görücüye çıkarken, Türkiye’de fuarda partner ülke olarak yer alacak. Amerika<br />

Birleşik Devletleri’nin New York kentinde bu yıl 25-27 Haziran <strong>2017</strong> tarihleri<br />

arasında 63. kez düzenlenecek olan Summer Fancy Food Show Fuarı’nda<br />

Türkiye Milli Katılı Organizasyonu’nu 1998 yılından bu yana olduğu gibi Ege<br />

İhracatçı Birlikleri üstleniyor. Normal şartlar altında Summer <strong>2017</strong> Fancy<br />

Food Fuarı’nda tanıtım yapma imkânı olmadığını belirten Ege İhracatçı<br />

Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk, Partner ülke tanıtımında<br />

birçok alanda poster ve her türlü mecrada tanıtımı yapılabildiğini, Fuarda<br />

yaklaşık 50.000 ziyaretçinin her ortamda Türkiye logosu ile karşılaşacağını<br />

kaydetti.<br />

Mado 300’ü devirdi<br />

Türkiye’nin dört bir yanındaki şubeleriyle Türk insanını doğal Maraş<br />

dondurmasıyla buluşturan Mado, Safranbolu’da da kapılarını açtı.<br />

Maraş dondurmasının yanında Türk mutfağının lezzetleri, sütlü ve<br />

şerbetli tatlıları menüsünde barındıran Mado, Safranbolu’daki ilk<br />

kafe restoranıyla artık Karabük’te de hizmet verecek. Ayrıca Bursa,<br />

Edirne ve Amasya’da açılışı yapılan yeni Mado kafe restoranları,<br />

yöresel tatları Türkiye’yle buluşturacak. Ankara’daki yatırımlarına<br />

devam eden ve Türkiye’deki şubelerinin sayısını 309’a ulaştıran<br />

Mado, Başkent’teki 31’inci kafe restoranını da hizmete açtı.<br />

Yemek<br />

randevularının<br />

vazgeçilmez<br />

adresi, Pelit<br />

Aktaşlar Türkiye’de<br />

pide sektörünü büyütüyor<br />

Tüketim alışkanlıklarının değişmesi, ev dışında vakit<br />

geçirilen mekanların ulaşılabilirliğinin artması ve bireylerin<br />

yaşam standartlarının yükselmesi gibi nedenlerle<br />

Türkiye’de hazır yemek sektörü hızla büyüyor. Son yıllarda<br />

büyümesiyle dikkat çeken bu zincirin başında ‘pidecilik’ de<br />

yer alıyor. <strong>2017</strong> yılı sonunda pide sektörünün büyüme rekoru<br />

kıracağının altını çizen Aktaşlar Lezzet Grubu Yönetim<br />

Kurulu Başkanı Tamer Aktaş, restorancılık alanında<br />

hizmet verdiği Nelipide markasıyla ayrıca Türkiye’de ilk<br />

kez dondurulmuş pideyi de market zincirlerine, kantin ve<br />

otellere taşıdı. Aktaş, bu milli lezzeti tüm dünyaya tattırmayı<br />

hedefliyor.<br />

60 yıldır çikolata ve pasta ustalığıyla<br />

sektörün öncü markası olan Pelit,<br />

Türk ve dünya mutfağının farklı<br />

tatlarına kendi yorumunu katarak<br />

oluşturduğu restoran menüsü ile sabah<br />

kahvaltısı, öğle ve akşam yemeklerinin<br />

vazgeçilmez durağı oluyor. Pelit’in<br />

menüsünde, yeşilin her tonunu<br />

görebileceğiniz salatalar, birbirinden<br />

leziz kebaplar ve ızgara çeşitleri iştah<br />

kabartıyor. Küçük veya büyük boy<br />

salata çeşitlerinin arasında; Nar Taneli<br />

Tahıl Salatası; Baharatlı Etli Salata<br />

ve Asya Salata öne çıkarken Türk<br />

mutfağının vazgeçilmezleri arasında<br />

yer alan kebaba Balkan esintilerini<br />

taşıyan Pelit, Rumeli Kebap, Etli ve<br />

Köfteli Çökertme, Dana Madalyon ile de<br />

hem gözünüze hem de damak zevkinize<br />

hitap ediyor.


hotel restaurant<br />

98 & hi-tech<br />

hijyen<br />

Maratem’den<br />

bakterilere karşı el yıkama ürünü<br />

Maratem Antibakteriyel Köpük<br />

El Yıkama Ürünü, hijyen önlemi<br />

alınması gereken otel, restoran<br />

ve hastane gibi tesislerde<br />

çalışanlar için etkili bir kişisel<br />

hijyen sunarken sirkülasyonu<br />

yüksek işletmelerde ziyaretçi<br />

hijyeni için alternatif oluşturuyor.<br />

Mikropların kişiler ve yiyecekler aracılığıyla<br />

bulaşma riskinin yüksek olduğu yüksek<br />

sirkülasyona sahip işletmelerde hem çalışan<br />

güvenliği hem de müşteri memnuniyeti için el yıkama<br />

ve dezenfeksiyonu kurallarına uyulması gerekiyor.<br />

Eczacıbaşı Profesyonel bünyesinde yer alan endüstriyel<br />

temizlik ürünlerinin öncü markası Maratem,<br />

işletmelere sunduğu Antibakteriyel Köpük El Yıkama<br />

Ürünü ile çalışanları bakteri ve virüslere karşı koruyor.<br />

Cildi bakterilere karşı korurken,<br />

nemlendiriyor<br />

Bakterilerin büyüme ve üremesini durdurma özelliğine<br />

sahip Antibakteriyel Köpük El Yıkama Ürünü, bakteri<br />

ve virüslere karşı etkin bir dezenfeksiyon sağlıyor.<br />

Dermatolojik olarak test edilen dezenfektan cilt pH’ına<br />

uygun formülüyle sık kullanımda dahi nemlendirmeye<br />

yardımcı oluyor, hoş kokusuyla ferahlık veriyor. Köpük<br />

formu sayesinde işletmelerde daha az su tüketimi ile<br />

ekonomik kullanım sağlayan Antibakteriyel Köpük El<br />

Yıkama Ürünü, hem normal sıvı sabuna hem de normal<br />

köpük sabuna göre daha yüksek hijyen standartlarının<br />

sağlanması için işletmelere mükemmeli sunuyor.


Kärcher gıda sektöründe<br />

sıcak basınçlı yıkayıcıları öneriyor!<br />

Basınçlı yıkama makinelerinin mucidi Kärcher, özellikle gıda sektöründe hijyen ve<br />

temizlik için ekonomik ve etkili bir çözüm olan sıcak basınçlı yıkayıcıları öneriyor.<br />

Temizlik ve hijyen denildiğinde<br />

basınçlı yıkayıcılar olmazsa<br />

olmazlardan. Diğer temizlik<br />

yöntemlerine kıyasla, basınçlı<br />

yıkayıcıların temizlik gücü daha yüksek<br />

ve su tüketimi daha düşük oluyor.<br />

Sıcak basınçlı yıkayıcılarda ise basınçlı<br />

yıkamanın avantajları daha da artıyor.<br />

85 °C’ye kadar ısıtılmış su, inatçı kirleri<br />

çok daha hızlı ve etkili çıkarabiliyor.<br />

Basınçlı yıkama makinelerinin mucidi<br />

Kärcher, özellikle gıda sektöründe<br />

hijyen ve temizlik için ekonomik ve<br />

etkili bir çözüm olan sıcak basınçlı<br />

yıkayıcıları öneriyor.Gıda sektöründe<br />

üretim yapılan iç alanlarda egzoz çıkışı<br />

olamayacağı için elektrikle ısıtma<br />

yapan sıcak basınçlı yıkayıcılar ön plana<br />

çıkıyor. Bu alanlardaki yağlı, kirli ve<br />

hijyen sağlanmak istenen alanları diğer<br />

makinelere göre en az 3 kat verimlilikle<br />

temizleyen Kärcher sıcak basınçlı<br />

yıkayıcılar, kullanıcılara zamandan da<br />

tasarruf sağlıyor.<br />

Hem çevre dostu hem ekonomik<br />

profesyonel temizlik çözümü<br />

Temizlik sırasında ısı kullanılması, kir<br />

ve yağın daha kolay parçalanmasını<br />

sağlıyor. Hatta sıcaklık her 10 °C<br />

yükseldiğinde kimyasal süreçler<br />

hızlanıyor ve reaksiyon süresi yarı<br />

yarıya düşüyor. Soğuk su temizlik<br />

maddeleriyle birleştiğinde etkili bir<br />

temizlik sağlasa da, sıcak su kullanan<br />

basınçlı yıkayıcılar etkili temizliği çok<br />

daha kısa bir sürede ve ekonomik bir<br />

şekilde sağlıyor. Yağ, reçine gibi inatçı<br />

kirler sıcak suyla temas ettiklerinde<br />

parçalanmaya başladığı için, soğuk suya<br />

oranla çok daha az temizlik malzemesi<br />

kullanmak gerekiyor. Hatta bazı<br />

durumlarda tek başına sıcak basınçlı<br />

su yeterli olabiliyor. Sıcak basınçlı su<br />

hem çevre dostu hem de kullanıcının<br />

bütçesini de rahatlatıyor. Alman temizlik<br />

devi Kärcher, bu sebeple sıcak basınçlı<br />

yıkayıcıları öneriyor. Kärcher, sıcak<br />

su kullanan bu yıkayıcıların, özellikle<br />

yüksek hijyen standartlarına sahip<br />

kurumsal ve profesyonel alanlar için<br />

ideal olduğunu belirtiyor.<br />

Sıcak basınçlı yıkayıcılar nasıl<br />

çalışıyor?<br />

Su ilk olarak, yerden kazanmak için<br />

iki kez bükülmüş ısıtma bobinlerine<br />

sahip brülör kazanında ısıtılıyor. Düşük<br />

emisyonlu yakıcı, standart ısıtma yağı<br />

veya biyodizel ile çalışabiliyor. Alternatif<br />

olarak, bazı makinelerde elektrikli<br />

ısıtıcı da bulunabiliyor. Tam kapasite<br />

ve maksimum çalışma basıncında<br />

(ortalama bir makine için yaklaşık 700<br />

l/h ve 120 bar) yüksek basınçlı su en<br />

fazla 85 °C’ye kadar ısıtılıyor. Suyun<br />

hacmini düşürerek, ısıtma bobininde<br />

sıcaklığı 155 °C’ye varan buhar üretiliyor<br />

ve bu işlem sonucunda yüzey temizliği<br />

için ideal buhar temizleme aşamasına<br />

geçiliyor.


100<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan / özel<br />

Bir steakhouse’dan çok daha fazlası<br />

Scarlet Etiler<br />

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />

İstanbul’da etin, müziğin, içecek<br />

menüsünün ve servisin “en iyileri”<br />

kategorisine rahatlıkla koyabileceğimiz<br />

bir mekanı var artık! Bundan yaklaşık<br />

beş ay önce Türkiye’nin en genç et<br />

ustalarından Süleyman Dilek’in bir<br />

ortaklı yapıyla hizmete açtığı Scarlet, ne<br />

sadece bir steakhouse ne bir lounge ne<br />

de tek başına bir bar! Üçünü İstanbul’un<br />

yemesi içmesi en keyifli lokasyonlarından<br />

Etiler’de estetik, konfor ve güçlü servisle<br />

buluşturan mekan, kırmızının cazibesi ve<br />

şıklığında daha kapısından girer girmez<br />

insanı kendine hayran bırakıyor, baştan<br />

söyleyelim! Misafirlerinin steakhouse<br />

kültüründen fazlasını bulacağı Scarlet’te<br />

ürün gamından sunumuna, marka<br />

kimliğinden dekorasyonuna, personel<br />

giysilerinden servis malzemelerine kadar<br />

her noktada özel bir ağırlama deneyimi<br />

yaşıyorsunuz. Mekanda sipariş verdiğiniz<br />

et menünüz bile siyah eldivenle sofranıza<br />

servis ediliyor.


Benzersiz et işleme, et pişirme<br />

teknikleri ve müşterileri<br />

ile kurduğu samimiyetiyle<br />

tanınan Süleyman Dilek,<br />

şimdi kendi mekânı olan<br />

Scarlet için “İşimizi aşkla,<br />

tutkuyla yaparken bizi<br />

en iyi ifade edecek ismin,<br />

duyguların en koyusuna<br />

ait bu kavramla ifade<br />

edilebileceğine inandık. Bu<br />

nedenle İstanbul’a yeni nesil<br />

bir steakhouse-şehir kulübü<br />

kazandırırken aşkın ve<br />

yaşamın rengi kırmızıyla yola<br />

çıktık.” diyor.<br />

14 yaşından beri et kesen emin<br />

ellerde<br />

İstanbul’a yeni nesil Steakhouse-Şehir<br />

Kulübü kazandırmak amacıyla yola çıkan<br />

Scarlet’in kurucu ortağı Süleyman Dilek,<br />

mesleğe 14 yaşından beri gönül vermiş<br />

bir et sevdalısı. O hem mutfakta hem<br />

salonda hem de işin idari kısmında arı<br />

gibi çalışıyor. Sektörde etin piri olarak<br />

nam salan Cüneyt Asan’ın Bostancı’daki<br />

Günaydın Kasap’ına çırak olarak<br />

girdiğinde kasapçılar çarşısında tek bir<br />

dükkan olduğunu söyleyen Dilek, “Şimdiki<br />

gibi dizi dizi steakhouselar, kebapçılar,<br />

dönerciler yoktu tabii.” diyor ve ustasına<br />

da “Sağolsun Cüneyt abi (Asan) bize<br />

evlatları gibi baktı. Her koşulda destek ve<br />

yardımcı oldu.” sözleriyle hakkını teslim<br />

etmeyi de ihmal etmiyor.<br />

27 yaşında en son Etiler Günaydın<br />

Restaurant’ın müdürlüğünü yaptıktan<br />

sonra Asan ile 15 yıllık teşrik-i mesaisini<br />

tamamladığını anlatan Dilek, bu dönemde<br />

Amerika’yı baştan sona gezdiğini<br />

söylüyor. Dilek, tabir-i caizse hayalinin<br />

ilk temellerini de o yoğun seyahatler<br />

sırasında inşa ediyor.<br />

Her hafta düzenli DJ<br />

performanslarının sunulan<br />

mekânda özel toplantılar,<br />

kutlamalar, iş yemekleri<br />

için iki adet VIP odası ve<br />

bu odalarda isteğe göre<br />

oluşturulan menüler, özel<br />

müzik seçenekleri gibi<br />

hizmetler de bulunuyor.<br />

Ortalama 60 kişinin çalıştığı<br />

mekânın kapasitesi VIP<br />

bölümler dâhil 250 kişi.<br />

Deneyenleri kendine müptela<br />

eden içecek menüsü<br />

İyi yemek, iyi içki, kaliteli müzik, keyifli<br />

bir mekân arayan herkesin günün ve<br />

gecenin her saatinde geçen beş ayda<br />

müdavimi olduğu mekan, Dilek’in<br />

bahsettiğine göre özel kokteylleri ve<br />

alkollü seçenekleriyle de iddialı. Öyle ki<br />

hiçbir firmayla sponsorluk anlaşması<br />

olmayan mekanın barında 330 adetlik<br />

zengin şarap kavı haricinde 800 adet alkol<br />

seçeneği bulunuyor. “Büyük bir alana<br />

yayılan barımızda farklı beğenilere hitap<br />

edecek çok özel kokteyllerimiz, dünyanın<br />

en iyi şaraplarından oluşan kavımız ve<br />

kendi tariflerimizi içeren şuruplarımız<br />

var. Barımızı adeta bir laboratuvar gibi<br />

tasarladık. Doğal ürünlerle hazırlanmış,<br />

deneyenlerin müptelası olacağına<br />

inandığımız bir içecek menüsü hazırladık.<br />

Her şeyi taze olarak alıp, kendimiz<br />

kurutuyor, özel tütsülerle sunuyoruz.”<br />

sözleriyle ürün, servis ve hizmet<br />

ayrıcalıklarını anlatan Dilek, barın önünde<br />

bara ait özel atıştırmalıkları tatmak,<br />

yemek harici gelen misafirleri ağırlamak<br />

için bir roundtable bulunduğunu ifade<br />

ederek, bar ve restaurant menülerinin<br />

birbirinden farklı olarak tasarlandığını,<br />

geç bir saatte yalnızca müzik dinleyip<br />

içki içmek için gelecek misafirlerini<br />

düşünerek zengin bir atıştırmalık<br />

seçeneği de sunduklarını dile getiriyor.<br />

Dünya mutfağından en seçkin<br />

lezzetleri ve birbirinden<br />

özel kokteylleri ile Etiler’de<br />

kapılarını açan Scarlet,<br />

ayrıcalıklı ambiyansı, zengin<br />

menüsü, özgün dekorasyonu<br />

ve servis ayrıcalığı ile<br />

şimdiden İstanbulluların<br />

ve ziyaretçilerinin gözdesi<br />

oldu. Yalnızca en iyi etlerden<br />

oluşan bir steakhouse<br />

menüsüne sahip olmayan<br />

mekanda vejetaryenler içinde<br />

alternatif menüler bulunuyor.


Bahçeden sofraya<br />

800 metrekarelik alanda<br />

hizmet veren Scarlet’i diğer<br />

mekanlardan ayıran bir<br />

önemli özelliği de, organik<br />

tarım yapmak üzere ekip<br />

biçtikleri bahçesi. Bazı bitkileri<br />

bulmakta zorluk çektiklerini dile<br />

getiren Dilek, tohumları yurt dışından<br />

getirmek suretiyle Frenk üzümü, kekik,<br />

biberiye, Arnavut biberi, fesleğen,<br />

nane ve salatalık gibi bitkileri kendi<br />

bahçelerinde yetiştirdiklerini söylüyor.<br />

Yolu Scarlet<br />

Etiler’e düşenler<br />

için Brezilya<br />

döneri, et sushi,<br />

dana kaburga Asado’yu<br />

tatmadan mekandan<br />

ayrılmamalarını tavsiye ediyoruz.<br />

Tatlı severler için ise önerimiz tiramisu, cheseecake,<br />

çilekli milföy ve krepella…<br />

“Bir dünya markası olmak için<br />

yola çıktık”<br />

İstanbul’da Etiler dışında farklı<br />

bir lokasyonda şubeleşmeyi<br />

düşünmediklerini son olarak sözlerine<br />

ekleyen Dilek, önümüzdeki dönemde<br />

yurt dışında markalaşmak gibi bir<br />

planlarının olduğunu belirterek sözlerini<br />

şöyle tamamlıyor: “İlk olarak İstanbul’u<br />

bir sene boyunca oturtmak istiyoruz.<br />

Ortaklık teklifleri de alıyoruz ama Etiler<br />

dışında şehirde bir başka şube açmak<br />

gibi bir düşüncemiz yok. Yurt dışına<br />

daha sıcak bakıyoruz. Londra, New York<br />

ve Dubai hedeflerimiz arasında. Zaten<br />

Scarlet’i açarken bir dünya markası<br />

olmak için yola çıktık. Dünyanın en<br />

önemli şehirleri ve işlek caddelerinde<br />

olmak istiyoruz.”


104<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

Alaçatı’da<br />

bitmeyen deniz keyfi<br />

Spiaggia Grande<br />

Spiaggia Grande; plaj, restoran ve etkinlik alanıyla Alaçatı’da hem gündüz, hem de<br />

akşam eğlencesinin vazgeçilmezi oldu.


Spiaggia Grande; muhteşem konumu, berrak denizi,<br />

etkileyici mimarisi ile şık ve doğal ortamında yer alan 400<br />

kişilik şezlong, loca, VIP oturma grubuyla Alaçatı’nın en<br />

yeni plajı. Müzik direktörlüğünü Salih Saka’nın üstlendiği mekan<br />

da konfor ve huzur ön planda tutulurken, hafta sonlarında DJ<br />

etkinlikleri ve canlı performanslar eğlenceyi bir üst seviyeye<br />

taşıyor.<br />

Yemeği daha ciddiye alanları da unutmuyor!<br />

Spiaggia Grande’nin restoranı plaj keyfi için odun ateşinde<br />

İtalyan pizzaları, pide ve burger’ler sunarken, yemeği daha<br />

ciddiye alanları da unutmuyor. Ünlü şef Ramazan Uçar,<br />

konuklarını deniz ürünlerinin ağırlıklı olduğu, dünya mutfağını<br />

Ege otları ile zenginleştiren bir menü ile karşılıyor. Akşam<br />

yemeği için özel bir menüsü bulunan restoran, son yılların<br />

popüler lezzetlerinden suşiye de önemli bir yer veriyor.<br />

Restoranda hafta içinde canlı müzik akşamları gerçekleşirken,<br />

Spiaggia Grande zaman zaman Kenan Doğulu, Antonis Remos<br />

gibi Türk ve yabancı sanatçıların konserlerine de ev sahipliği<br />

yapıyor.<br />

Sabah 10’dan gece 24’e kadar hizmet veren Spiaggia Grande’de hem plaj kullanımı,<br />

hem de iddialı restoran-barında akşam yemeği için rezervasyon yapılması<br />

öneriliyor. Güneşin sunset barın kokteylleriyle uğurlanacağı Spiaggia Grande,<br />

masmavi denizin üstünde Çeşme’nin yeni “büyük plajı”.


hotel restaurant<br />

106 & hi-tech<br />

yeni mekan / özel<br />

150 yıllık İSKENDER artık Nişantaşı’nda!..<br />

Bursa Heykel’den de aşina olduğumuz İSKENDER, İstanbul’daki ilk şubesini Nişantaşı’nda açtı<br />

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç<br />

Kökleri 1867’ye dayanan, Bursa’nın<br />

önde gelen markalarından,<br />

İskender Efendi’nin fikriyle doğup,<br />

gastronomi dünyasında nam salan<br />

Tanınmış Marka İSKENDER, benzersiz<br />

lezzet ve 150 yıllık hikayesini, yeni<br />

adresiyle İstanbul Nişantaşı’na taşıdı.<br />

Mekan mutfaktaki hüneri kadar her<br />

detayında yaşattığı 150 yıllık hikayesi,<br />

İskenderoğlu Ailesinin köklü tarihi ve<br />

dünden bugüne bu özel gastronomik<br />

kültürü sergileyen konseptiyle de büyük<br />

ilgi görüyor.<br />

Lezzetini aile mirasından alan<br />

kebap<br />

Türk mutfağı dendiğinde akla ilk gelen<br />

imza lezzetlerin başında gelen döner<br />

kebap tadını tamamen ailenin özel<br />

pişirme tekniklerinden ve her biri özenle<br />

seçilen malzemelerden alıyor. Başta en<br />

ideal ve kaliteli etler olmak üzere, döner<br />

kebabı lezzetlendiren pide, tereyağı,<br />

sos, yoğurt, domates ve yeşilbiber<br />

malzemelerinin her biri özenle toplanıyor<br />

ve hazırlanıyor. İSKENDER’in döner<br />

kebabını yeme geleneğini tamamlayan bir<br />

diğer eşlikçi ise kuru üzümlerden özenle<br />

hazırlanan, Osmanlı’dan günümüze Türk<br />

mutfağının en özel tatlarından şıra olarak<br />

öne çıkıyor.<br />

Mahmut Anlar tasarladı<br />

Döner kebap lezzetini günümüze büyük<br />

özen ve titizlikle taşıyan 3. nesil Neslihan,<br />

İlgihan ve İskender İskenderoğlu, kendi<br />

zevklerini de yansıtan, alanında uzman,<br />

mimarlık dünyasının fark yaratan ismi<br />

Mahmut Anlar ile uzun süredir çalışıyor.<br />

Bursa’daki şubeleri ile birlikte, Mahmut<br />

Anlar’ın genç ekibiyle kurduğu yeni<br />

şirketi GeoID’nin tasarımını ve kardeş<br />

şirket olan Geometre’nin uygulamasını<br />

gerçekleştirdiği İstanbul Nişantaşı<br />

şubelerinde de fark yarattılar. Ünlü<br />

mimar ve ekibi, İSKENDER’in köklü<br />

ve lezzetli hikayesinden aldığı ilhamı,<br />

metropol yaşamı ve modern dokunuşlarla<br />

harmanlayarak, bu kültürün dokusunu<br />

bozmadan tüm detaylarında yansıtıyor.<br />

Dış mekan tasarımı başta olmak üzere<br />

ağırlıklı olarak ahşabın öne çıktığı<br />

dekorasyonu modern aydınlatmalar ve<br />

cam efektleri tamamlıyor. İskenderoğlu<br />

Ailesi’nin 2. nesli Cevat İskenderoğlu’nun<br />

yıllarca biriktirdiği nadir, el işi antika<br />

tabak koleksiyonu da adeta birer<br />

sanat eseri gibi duvarlarda incelikle<br />

sergileniyor. Cam üzerine tasarlanmış<br />

İskender’in dünden bugüne ikonik<br />

dönemlerini, önemli anlarını fotoğraflarla<br />

sergileyen grafik görseli incelemek<br />

ise oldukça keyifli. Bahçe kısmı da<br />

İskender’in ve Mahmut Anlar’ın doğaya<br />

saygılı duruşunu sergiliyor.<br />

Müdavimleri iyi bilir ama<br />

ilk defa deneyimleyecek<br />

olanlar için küçük bir<br />

not: Mekan, ismi gibi<br />

iskenderiyle değil, döner<br />

kebabıyla meşhur. Sırf<br />

sütlü kadayıf yemek için<br />

bile tercih edilebilir.


hotel restaurant<br />

108 & hi-tech<br />

yeni mekan<br />

Karski<br />

Yalıkavak’ta<br />

Yalıkavak’ta doğa ile iç içe ferah bir atmosferin içinde<br />

tandır kuyusu ve kuzu çevirmesi ile şimdiden dillere<br />

dolaşan Karski Et Lokantası, sunduğu benzersiz et çeşitleri<br />

ile konuklarını ağırlıyor.


Bodrum’un değişmeyen adresi Karski<br />

Et Lokantası, ziyaretçilerine doğa<br />

içinde lezzetli et çeşitleri alternatifi<br />

sunuyor. Kış aylarının tüm yorgunluğunun<br />

atılabileceği mükemmel bir tatilde<br />

damak tadını da göz ardı etmeyenler için<br />

Karski lezzetli bir seçenek. Menüsü ile<br />

iddialı olan mekan, sıcak başlangıçlarda<br />

odun ızgara da pişmiş peynirli, tereyağlı<br />

patlıcan, etli yaprak sarma ve kuru<br />

patlıcan dolması, yaprak ızgara ciğer ile<br />

kendine özgü lezzet sunuyor. Tereyağında<br />

kuzu böbrek dilimleri, koç yumurtası,<br />

uykuluk, özellikle sakatat severlerin<br />

favorileri arasında yer alıyor.<br />

Etin cinsine göre pişirilerek<br />

sunuluyor<br />

Karski Et Lokantası’nın ara sıcaklar<br />

alternatifinde tereyağlı işkembe, sote<br />

tava ve kağıtta kokoreç her zaman aynı<br />

lezzetle aynı tazelikle servis ediliyor.<br />

Mini içli köfteler ise Karski menüsünün<br />

en sürprizli tatları arasında sayılabilir.<br />

Mekanda et çeşitleri, Balıkesir’de<br />

Kuzunun sırtında yer<br />

alan ve nadir bulunan<br />

lezzetli bölüme verilen<br />

Karski kısmından ismini<br />

alan mekan Yalıkavak’ta<br />

bulunan eski bir taş<br />

köy evi. Balıkesir’de ve<br />

Bodrum’da et entegre<br />

tesisi bulunan ve Bodrum<br />

Et’in sahibi Adnan Şen<br />

tarafından açılan mekan<br />

doğal yapısına uygun<br />

olarak şık ve huzurlu bir et<br />

lokantasına dönüştürüldü.<br />

Taş binanın orijinal tarzı<br />

korunarak dekore edilmiş<br />

taş ev içerisinde mandalina<br />

ve limon ağaçları bulunan<br />

mekan, bahçe ve kapalı<br />

alanı ile toplamda 120<br />

kişilik kapasiteye sahip.<br />

2014 tarihinde açılan<br />

mekan, ete dair her türlü<br />

seçeneğinin bulunabileceği,<br />

yaz kış hizmet veriyor.<br />

ve Bodrum’da kendilerine ait et<br />

tesislerinde işlendikten ve yeterli zaman<br />

dinlendirildikten sonra et severlere<br />

sunuluyor. Karski’ de etin cinsine<br />

göre kuyu tandır, kara fırın ve Arjantin<br />

tarzı ızgara ocaklarda özenle pişirilip<br />

konuklara sunuluyor. Servis aralarında<br />

sürpriz ikramlarla ve özenle seçilmiş<br />

güler yüzlü bir servisle konuklarına keyifli<br />

bir ortam yaşatıyor.<br />

Dana ve kuzu Karski’yi<br />

tatmadan çıkmayın!<br />

Ana yemek lezzetleri arasında mekana<br />

ismini veren dana ve kuzu Karski,<br />

Karski sevenler için özenle hazırlanıyor.<br />

Kuzunun sırt bölümünden elde edilen<br />

Karski, dağ kekiği, karabiber, pul biber<br />

ve zeytinyağı ile harmanlanıyor. Odun<br />

fırınında pişmiş kuzu incik, tavuk şiş ve<br />

kuzu külbastı da Karski Et Lokantası<br />

menüsünün en tercih edilen lezzetleri<br />

arasında yer alıyor. Mekan lezzetli<br />

yemeklerin yanı sıra haftanın iki günü<br />

çarşamba ve cumartesi günleri canlı<br />

müzikle de konuklarına eşsiz bir gün<br />

yaşatıyor.


110<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

yeni mekan<br />

BigChefs<br />

Sabiha<br />

Gökçen<br />

Dış Hatlar<br />

Teminali’nde<br />

açıldı<br />

Enfes lezzetleri ve eşsiz<br />

sunumları ile artık Sabiha<br />

Gökçen Havalimanı Dış<br />

Hatlar Terminali’nde<br />

yerini alan BigChefs, sıcak<br />

atmosferi, güler yüzlü ekibi<br />

ve ayrıcalıklı sunumları ile<br />

yolculuklarınızda lezzetli<br />

başlangıçlar yapmak için<br />

misafirlerine kapılarını açtı.<br />

Bulunduğu tüm lokasyonlarda<br />

damakta iz bırakan lezzetleri ile<br />

vazgeçilmez buluşma noktası olan<br />

BigChefs Sabiha Gökçen Havalimanı<br />

şubesi, dünyanın farklı yerlerinde de<br />

eşsizliğini sürdüreceğine dair yeşil ışık<br />

yakıyor. Geleneksel tatların modern<br />

sunumu ile birleştiği mevsimine uygun<br />

eşsiz lezzetleri 7’den 70’e herkesin<br />

damak zevkine uyum sağlıyor.<br />

Yurt dışı şubelerine ilk olarak Orta<br />

Doğu’da körfez ülkeleriyle başlangıç<br />

yapan BigChefs, Suudi Arabistan ve son<br />

olarak Kuveyt’i de şubeleri arasına kattı.<br />

BigChefs, Türkiye ile dünya ülkelerinin<br />

geçiş noktası olan Sabiha Gökçen<br />

Havalimanın’da 43. Şubesiyle hizmet<br />

vermeyi sürdürüyor.<br />

10. yılını kutluyor<br />

<strong>2017</strong> yılı ile 10. yılını kutlayan BigChefs,<br />

yenilenen yüzü ile Sabiha Gökçen Dış<br />

Hatlar şubesi içerisinde Big Market’i<br />

açarak bir ilki daha gerçekleştiriyor ve<br />

artık evlerinizde yer almaya hazırlanıyor.<br />

Yolculuklarınızın başlangıcında<br />

BigChefs ekibi tarafından özel olarak<br />

reçetelendirilen eşsiz lezzetlerinin<br />

tadını çıkartırken, Big Market’ta yer alan<br />

BigChefs etiketli ürünleri keşfetmeye<br />

doyamayacaksınız. Evinizde rahatça<br />

kullanabileceğiniz, sevdiklerinize hediye<br />

edebileceğiniz, kullanışlı olduğu kadar bir<br />

o kadar şık, BigChefs etiketli ürünlerine<br />

Sabiha Gökçen Dış Hatlar BigChefs’ten<br />

kolayca sahip olabilirsiniz.


Dünya çapında büyüyen Mado, son<br />

şubesini Ürdün’de açtı<br />

Dünyanın dört<br />

bir yanında açılan<br />

şubelerine bir<br />

yenisini ekleyen<br />

Mado’nun son<br />

hizmet noktası,<br />

Ürdün’ün başkenti<br />

Amman’da<br />

misafirlerine<br />

kapılarını açtı.<br />

Doğal, katkısız keçi sütü ile hazırlanan<br />

Maraş dondurmasının 167 yıllık<br />

hikâyesi, Mado ile Türkiye sınırlarını<br />

aştı. Hizmet ağı her geçen gün genişleyen<br />

Mado19 ülkede 39’uncu şubesini açtı.<br />

Mado son olarak Ürdün’de açtığı şubesiyle<br />

dünyanın dört bir yanındaki hizmet<br />

noktalarına bir yenisini ekledi.<br />

Kanbur: “Ekonomik ilişkilere<br />

olumlu yansıyor”<br />

Açılışa katılan Mado Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mehmet Kanbur, “Ürdün’de hizmete açtığımız<br />

yeni şubemiz, Mado’nun dünyaya açılma<br />

projesinde önemli bir noktada bulunuyor.<br />

Türkiye’nin en güçlü markalarından biri<br />

olan Mado’yu Ürdün’le tanıştırmaktan çok<br />

mutluyuz” dedi. Mehmet Kanbur, Türkiye<br />

ile Ürdün ilişkilerindeki yakınlığın iki ülke<br />

arasındaki ekonomik ilişkilere de olumlu<br />

yansıdığını dile getirdi.<br />

Mado 19 ülkede hizmet veriyor<br />

Mado’nun Ürdün’deki yeni şubesinin açılışına<br />

Ürdün Sanayi ve Ticaret Bakanı Yarub Qudah,<br />

Ürdün Ekonomi eski Bakanı Mohammad<br />

Abu-Hammour, Ürdün Sanayi Odası Başkanı<br />

Adnan Abul Ragheb, Amman Sanayi Odası<br />

Başkanı Ziad Homsi, Ürdün İslami Bankası<br />

Başkanı Dr. Moussa Shehadeh ve Ürdün’ün<br />

önde gelen isimleri katıldı. Ürdün’le birlikte<br />

yurt dışında 39’uncu şubesini hizmete açan<br />

Mado, yurt dışı açılışlarına hız kesmeden<br />

devam edecek.


hotel restaurant<br />

112 & hi-tech<br />

fuar<br />

The Hotel<br />

Show’a<br />

büyük ilgi<br />

18-20 Eylül <strong>2017</strong><br />

tarihlerinde World<br />

Trade Center Fuar<br />

alanında yapılacak<br />

olan fuar bu yıl 18.<br />

kez düzenleniyor ve<br />

Türkiye’den de çok<br />

sayıda katılımcı ve<br />

ziyaretçi çekiyor.<br />

Dubai, ağırlama ve eğlence<br />

sektörüne inovasyonlar ve<br />

yeni fikirler getirmek suretiyle<br />

yeniden tanımlıyor. Dubai şehrinin<br />

dünyanın en önemli seyahat ve turizm<br />

destinasyonlarından birisi olması<br />

nedeniyle şehirde yapılan The Hotel<br />

Show Dubai 18 yıldır sektöre büyük<br />

katkılarda bulunan bir etkinlik.<br />

600 firma katılıyor<br />

Fuara sektörün hemen her<br />

segmentinden yaklaşık 600 firma<br />

katılıyor ve 50 binden fazla profesyonel<br />

ziyaretçi, 85 ülkeden gelen en yeni<br />

ürünleri ve hizmetleri görme imkanı<br />

buluyor. Bu yıl özellikle konuk<br />

deneyimlerinden yola çıkarak dekor,<br />

oda içi teknolojiler, restoranlar, eğlence<br />

tesisleri ve personel kıyafet tasarımları<br />

gibi özel konulara ağırlık verilecek.<br />

Küresel operasyonlarıyla meşhur<br />

otel zincirlerinden ünlü restoranlara,<br />

hızlı hizmet mekanlarından bireysel<br />

kafelere kadar ağırlama sanayinin uğrak<br />

noktaları ve bu mekanlardaki ürün ve<br />

hizmetlerin profesyonel bir sunumla<br />

gerçekleşeceği fuara Türkiye’den de ilgi<br />

büyük.<br />

Ağırlama haftasında altı<br />

etkinlik düzenlenecek<br />

The Hotel Show’un yapılacağı hafta<br />

Dubai’de Ağırlama Haftası çünkü aynı<br />

hafta toplamda altı etkinlik organize<br />

edilerek konuk ağırlamanın her yönü<br />

görücüye çıkıyor. Bunlardan beş tanesi<br />

Dubai’nin en büyük fuar merkezi olan<br />

World Trade Center Sergi ve Toplantı<br />

alanında GulfHost, The Specialty Food<br />

Festival, SEAFEX Middle East, Yummex<br />

Middle East ve The Hotel Show gibi 5<br />

önemli fuar yapılıyor.


Küresel operasyonlarıyla<br />

meşhur otel zincirlerinden<br />

ünlü restoranlara, hızlı<br />

hizmet mekanlarından<br />

bireysel kafelere kadar<br />

ağırlama sanayinin uğrak<br />

noktaları ve bu mekanlardaki<br />

ürün ve hizmetlerin<br />

profesyonel bir sunumla<br />

gerçekleşeceği fuara Türkiye’den<br />

de ilgi büyük.


hotel restaurant<br />

114 & hi-tech<br />

fuar<br />

‘Gıda’da 1<br />

milyar dolarlık<br />

ihracat<br />

pazarının<br />

kapısı CNR<br />

EXPO’da<br />

açılacak<br />

Türkiye’de ilk kez gıda,<br />

ambalaj ve ev dışı tüketim<br />

sektörleri, CNR Food İstanbul-<br />

CNR Ambalaj fuarları ile<br />

Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve<br />

Tedarikçileri Buluşmasıyla CNR<br />

EXPO Yeşilköy’de bir araya<br />

gelecek. Ekonomi Bakanlığı’nın<br />

Uluslararası Rekabetçiliğin<br />

Geliştirilmesi (URGE) Projesi<br />

kapsamında düzenlenecek alım<br />

heyeti organizasyonu ile CNR<br />

EXPO’da 45 ülkeden toplam 1<br />

milyar dolar ithalat bütçesi olan<br />

99 firma ağırlanacak.<br />

Gıda sektörünün en kapsamlı uluslararası ticaret platformu olma<br />

hedefiyle Türkiye’de ilk defa gıda, ambalaj ve ev dışı tüketim<br />

sektörleri CNR EXPO Yeşilköy çatısı altında buluşturuluyor.<br />

CNR Holding tarafından, İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar<br />

ve Mamulleri İhracatçıları Birliği ile Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri<br />

Derneği’nin iş birliğinde ‘CNR FOOD İstanbul, CNR Ambalaj İstanbul<br />

fuarları ve Ev Dışı Tüketim Ürünleri ve Tedarikçilerinin buluşması’<br />

20-23 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek. Gıda sektöründe yapılan<br />

kapsamlı organizasyonda, Türkiye’nin en kapsamlı alım heyetleri<br />

organizasyonlarından birine ev sahipliği yapılacak.<br />

Türk gıda firmalarına ihracatlarını artırma imkanı<br />

Ekonomi Bakanlığı’nın Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi<br />

(URGE) Projesi kapsamında düzenlenecek alım heyeti organizasyonu<br />

ile CNR EXPO’da 45 ülkeden toplam 1 milyar dolar ithalat bütçesi<br />

olan 99 firma ağırlanacak. İtalya, Almanya, İngiltere, Yunanistan, İran,<br />

Irak, Libya, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Cezayir, Tunus, KKTC,<br />

Azerbaycan, Rusya’nın yanı sıra, sektörün hedef pazarlarından olan<br />

Avrupa ve MENA bölgesinden de VIP alım heyetlerinin aralarında<br />

bulunduğu dünyanın dört bir yanından gelen alıcılar, Türk gıda<br />

firmalarına ihracatlarını artırma imkanı sağlayacak.<br />

84 ülkeden 65 bin ziyaretçi<br />

Üç sektörün tek çatı altında buluşturulduğu organizasyon 80 bin<br />

metrekarelik alanda, 84 ülkeden 65 bin yerli ve yabancı ziyaretçi<br />

hedefiyle düzenlenecek. Gıda toptancıları, zincir marketler, tekil<br />

ve zincir otel, restoran, cafe, yemek ve catering şirketleri gibi<br />

kurumların işletme sahipleri satın almacıları, şefleri tarafından yoğun<br />

ilgi görecek olan organizasyon ile kısa bir sürede Sial Paris, Anuga<br />

Köln, Gulfood Dubai gibi uluslararası gıda fuarlarına rakip olma<br />

hedefleniyor.


hotel restaurant<br />

116 & hi-tech<br />

fuar<br />

Seramiksan,<br />

yenilikçi<br />

ürünleriyle<br />

Cersaie’de<br />

Sektörün köklü ve yenilikçi<br />

markası Seramiksan, geniş<br />

ürün yelpazesini, 25 - 29<br />

Eylül tarihinde İtalya’da<br />

düzenlenecek olan uluslararası<br />

seramik fuarı Cersaie’de<br />

sektör profesyonellerinin<br />

ve ziyaretçilerin beğenisine<br />

sunuyor.<br />

Seramiksan, seramiğin dünya başkenti Bologna’da sektörün<br />

profesyonellerini bir araya getiren uluslararası seramik ve banyo<br />

aksesuarları fuarı Cersaie’de ileri teknolojisi, benzersiz tasarımlarıyla<br />

oluşturduğu ürünlerini sergiliyor. Seramiksan, 25 - 29 Eylül tarihlerinde<br />

Bologna Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan Cersaie’de, banyo, mutfak,<br />

tüm yaşam alanları ve kamusal alanlar için kullanılabilecek seramik, granit<br />

karolardan oluşan yeni ürün çeşitlerini ve vitrifiye ürünlerini ziyaretçilerle<br />

buluşturuyor.<br />

Koleksiyon güçlü bir Ar-Ge çalışmasıyla oluşturuldu<br />

Güçlü ARGE çalışmaları sonucu koleksiyonda yer alan özellikle çok yoğun<br />

yaya trafiği olan havalimanları, istasyonlar, metro sistemleri ve AVM’lerde<br />

kullanılmak üzere tasarlanan 60x60, 60x120 ve 120 x120 unglazed porcelain<br />

(sırsız porselen) ürünlerin yoğun ilgi görmesi bekleniyor. Türkiye’de ilk defa<br />

Seramiksan tarafından leke tutmayan, bakteri barındırmayan nano teknoloji<br />

ile üretilen ürünler, üstün teknolojisi ile ürettiği mat, parlak ve full lappato<br />

ürünler de Cersaie’de yerini alıyor. Dünyadaki en modern vitrifiye üretim<br />

tesisine sahip olan Seramiksan, su tasarrufu sağlayan ürünleri, kanalsız<br />

Rimles klozetleri ve farklı modellerdeki lavaboları, 2,5 – 4 lt. su ile fonksiyon<br />

yapan yeni oval ve kare takımlarını da fuarda sergiliyor.<br />

Noyan: “Cersaie’de Türkiye’yi temsil etmekten dolayı gurur<br />

duyuyoruz”<br />

Cersaie’ye 10.kez katılmanın gururunu yaşadıklarını belirten Seramiksan<br />

İhracat Müdürü Rifat Noyan: “<strong>2017</strong> yılına hızlı bir giriş yaparak önce<br />

UNICERA’da ardından ISH Fuarı’nda sergilediğimiz ürünlerimiz büyük<br />

beğeni topladı. Global trendleri yakından takip ederek güçlü ARGE<br />

çalışmalarımız sonucu oluşturduğumuz ürün yelpazemizi bu yıl da fuarda<br />

sektör profesyonelleri ile buluşturacağız. Seramiksan farkını ortaya<br />

koyacağımız ürünlerimizle Cersaie’de Türkiye’yi temsil etmekten dolayı<br />

gurur duyuyoruz.” dedi.


WorldFood<br />

Istanbul<br />

Eylül<br />

için gün<br />

sayıyor<br />

25 yıllık tecrübesiyle<br />

Uluslararası<br />

Gıda Ürünleri ve<br />

Teknolojileri Fuarı -<br />

WorldFood Istanbul;<br />

fayda sağlayacak<br />

çeşitli etkinlik ve<br />

konferanslarıyla 7-10<br />

Eylül <strong>2017</strong> tarihleri<br />

arasında Tüyap’ta<br />

sektör liderlerini bir<br />

araya getirecek…<br />

Gıda ürünleri ve teknolojileri ile ilgili<br />

sektörü buluşturan Uluslararası<br />

Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı<br />

- WorldFood Istanbul, tüm katılımcıların<br />

fayda sağlayabileceği bir platform<br />

oluşturabilmek için çalışmalarını<br />

sürdürüyor. Bu yıl 7-10 Eylül <strong>2017</strong><br />

tarihleri arasında 25. kez gıda sektörünü<br />

bir araya getirerek olan Uluslararası<br />

Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı -<br />

WorldFood Istanbul; T.C. Gıda, Tarım ve<br />

Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Gıda ve<br />

İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu<br />

(TGDF), KOSGEB, TÜGİDER ve PAKDER<br />

tarafından da destekleniyor. Tüyap Fuar<br />

ve Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek<br />

olan Uluslararası Gıda Ürünleri ve<br />

Teknolojileri Fuarı - WorldFood Istanbul;<br />

500’e yakın yerli - yabancı firma ve<br />

1.200’den fazla markanın en son ürün,<br />

hizmet ve teknolojilerini sergilemeye<br />

hazırlanıyor. Türkiye’nin lider<br />

sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen<br />

ITE Turkey’in grup şirketleri arasında<br />

yer alan EUF – E Uluslararası Fuarcılık<br />

tarafından düzenlenen WorldFood<br />

Istanbul; geçmişten geleceğe tüm<br />

zamanların en önemli sektörleri<br />

arasında yer alan gıda sektörünün tüm<br />

bileşenlerini tek bir çatı altında bir araya<br />

getiriyor. İş hacmi sayesinde Türkiye<br />

ekonomisine ve istihdamına da büyük<br />

katkılar sağlayan gıda sektörünün<br />

ilerlemesine olanak sağlayan WorldFood<br />

Istanbul; fuar katılımcılarına yeni bilgi<br />

edinmelerinin yanı sıra farklı pazarlarda<br />

iş yapma fırsatı da sunuyor.<br />

Bu yıl birbirinden ilgi çekici<br />

etkinlikleriyle dikkat çekecek<br />

Türkiye’nin dünyaya açılan gıda vitrini<br />

olma özelliği taşıyan fuar, bu yıl<br />

birbirinden ilgi çekici etkinlikleriyle de<br />

dikkatleri üzerine çekiyor. Fuar ile eş<br />

zamanlı gerçekleştirilecek inovasyon<br />

ve yemek yarışmaları; görsel bir şölen<br />

ile birlikte toplantılara lezzetli bir mola<br />

verdirecek. “Gıda satın almasında<br />

kalite standartları”, “Perakendede<br />

global vizyon” ve “Türk gıda pazarı,<br />

ithalat prosedürleri, tüketici talepleri,<br />

perakende dinamikleri” konularını<br />

içeren konferanslar da katılımcılara<br />

gıda sektörü hakkında detaylı bilgi<br />

akışı sağlayacak. Bunlara ek olarak;<br />

uluslararası satın alma heyetinin<br />

ağırlanacağı ve B2B iş görüşmelerinin<br />

organize edileceği Retail Center<br />

(Perakende ve Zincir Market iş<br />

görüşmeleri) alanı ve Azerbaycan,<br />

Kazakistan, Ukrayna, Körfez Ülkeleri,<br />

Tunus, Fas, İran, Orta Doğu ve<br />

Avrupa’dan gelecek satın alma heyetleri<br />

de farklı işbirliklerini mümkün kılacak.<br />

Fuarın açılışına az bir zaman kaldığını<br />

belirten ITE Turkey Gıda Grup Direktörü<br />

Semi Benbanaste, “Artan nüfusun<br />

ve değişen yaşam standartlarının<br />

etkisiyle gıda ürünlerindeki ihtiyaçlar<br />

da değişiklik gösteriyor. Kişiler, tüm<br />

dünyada yetişen her türlü gıda ürününe<br />

kolay bir şekilde ulaşmayı bekliyor. Bu<br />

durum gıda endüstrisini ve teknolojisinin<br />

gelişmesine ışık tutuyor. Bu doğrultuda<br />

gıda sektörü her geçen gün büyümeye<br />

devam ediyor. Bu yılki fuarımızda da<br />

sektörün öncülerini bir araya getirerek<br />

gelişimine katkı sağlamayı planlıyoruz.<br />

Katılımcıların yüz yüze görüşerek sıcak<br />

ilişkiler kurduğu, yeni pazarlar ve yeni<br />

müşteriler için oldukça verimli bir<br />

platform olan fuarımız her yıl olduğu gibi<br />

<strong>2017</strong> yılında da sektöre katkı sağlamayı<br />

hedefliyor.” dedi.


118<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

hotel-tech<br />

Mitsubishi<br />

Electric’ten<br />

dünyanın<br />

geleceği için<br />

çevreci teknolojiler<br />

Dünyanın önde gelen çevre dostu şirketlerinden Mitsubishi Electric, 100’üncü<br />

yıldönümü olan 2021 yılına kadar ürün kullanımı ve üretimden kaynaklanan<br />

karbondioksit salımını yüzde 30 azaltmayı hedefliyor.<br />

İleri teknolojisini dünya genelinde<br />

toplumların yaşam kalitesini artırmak<br />

ve gelecek nesillere sürdürülebilir bir<br />

dünya sağlamak için kullanan Mitsubishi<br />

Electric, tüm faaliyetlerini “küresel ve<br />

önde gelen çevre dostu” bir şirket olma<br />

hedefi doğrultusunda şekillendiriyor.<br />

Çevre yönetimi konusundaki tutumunu<br />

ifade eden “Eco Changes” (Eko<br />

Değişim) ilkesi çerçevesinde, hem kendi<br />

çalışanlarının hem de toplumun ekobilinç<br />

düzeyini artırmak için çalışan<br />

Mitsubishi Electric, 100. yıldönümü olan<br />

2021 yılına kadar çevreyle ilgili önemli<br />

hedefler belirlemiş durumda. Markanın<br />

bu kapsamda; toplumun karbon salımını<br />

düşürmeye, geri dönüşüme dayalı bir<br />

toplum yaratmaya, biyolojik çeşitliliğe<br />

saygı duyarak doğaya uyum sağlamaya<br />

ve çevre bilincini artırmaya yardımcı<br />

olmayı amaçladığını belirten Mitsubishi<br />

Electric Türkiye Başkanı Şevket<br />

Saraçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü;<br />

“Mitsubishi Electric Corporation olarak,<br />

2021 hedeflerimiz paralelinde ürün<br />

kullanımından kaynaklanan CO2 salımını<br />

2001 mali yılına kıyasla, üretimden<br />

kaynaklanan CO2 salımını ise 1991 mali<br />

yılına göre yüzde 30 oranında azaltmayı<br />

amaçlıyoruz. Bu noktada <strong>2017</strong> Çevre<br />

Raporumuz, hedeflerimize ulaşma<br />

yolunda önemli adımlar atıldığını ortaya<br />

koyuyor.”<br />

Sera gazı ve CO2 emisyonları<br />

hedefin üzerinde bir<br />

performansla azaltıldı<br />

Mitsubishi Electric’in <strong>2017</strong> Japon mali<br />

yılına (1 Nisan 2016 - 31 Mart <strong>2017</strong><br />

dönemi) ilişkin Çevre Raporu’na göre<br />

temel hedeflere ulaşıldığını bildiren<br />

Şevket Saraçoğlu, rapor sonuçlarına<br />

ilişkin şu bilgileri aktardı; “Mitsubishi<br />

Electric Corporation, üretim tesislerinin<br />

yenilenmesi ve operasyonel süreçlerin<br />

gözden geçirilmesi gibi birtakım<br />

faaliyetler sonucunda, toplam yıllık sera<br />

gazı emisyonlarını 1,43 milyon ton olarak<br />

belirlenen hedefin de altında bir rakama,<br />

1,34 milyon tona düşürmeyi başardı.<br />

Tesislerde klimaların ve aydınlatmaların<br />

değiştirilmesi ve Nesnelerin İnterneti<br />

(IoT) teknolojilerinin benimsenmesi<br />

sayesinde üretimde verimlilik arttı ve<br />

bunun sonucunda enerjiden kaynaklanan<br />

CO2 miktarı 23 bin ton azaltıldı. Başta<br />

endüstriyel mekatronik ürünleri ve<br />

elektrikli ev aletleri olmak üzere 106<br />

Mitsubishi Electric eko-ürününün neden<br />

olduğu CO2 emisyonları, hedefin üzerinde<br />

bir performansla yüzde 35 azaltıldı.<br />

CO2 harici emisyonlar ise CO2 eşdeğeri<br />

bazında 260 bin tona düşürüldü.”


Toplam su tüketiminde 40 bin<br />

metreküp tasarruf<br />

Mitsubishi Electric Corporation’ın,<br />

Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI-<br />

World Resources Institude) tarafından<br />

geliştirilen su riski değerlendirme<br />

aracı WRI Aqueduct’u kullanarak, su<br />

riski tedbirlerine en çok ihtiyaç duyulan<br />

küresel üretim sahalarına öncelik<br />

verdiğini belirten Saraçoğlu, bunun<br />

sonucunda toplam su tüketiminin 40 bin<br />

metreküp azaltıldığını söyledi. Saraçoğlu,<br />

markanın arıtılan atık suların soğutma<br />

sistemlerinde yeniden kullanılması gibi<br />

bazı tedbirler sayesinde kümülatif su geri<br />

dönüşüm oranının iyileştirilmesine katkı<br />

sağladığının da altını çizdi.<br />

Çalışanlarını çevre için harekete<br />

geçmeye teşvik ediyor<br />

Mitsubishi Electric’in çevresel farkındalık<br />

konusundaki çalışmalarına dikkat çeken<br />

Saraçoğlu, şu açıklamalarda bulundu;<br />

“Çalışanlarını, doğayı gözlemlemeleri<br />

ve çevre için bireysel olarak harekete<br />

geçmeleri konusunda teşvik eden<br />

Mitsubishi Electric, zarar görmüş<br />

ormanlık alanları iyileştirmeye ve<br />

doğayı korumaya yönelik faaliyetler<br />

düzenliyor. Mitsubishi Electric’in <strong>2017</strong><br />

Çevre Raporu’na göre; Japonya’da nadir<br />

ve endemik türler de dahil olmak üzere<br />

doğanın korunması ve desteklenmesi<br />

amacıyla 10 iş sahasında “Yaşayan<br />

Canlılar Çalışmaları” yürütülerek,<br />

çalışmaya katılan iş sahası sayısı<br />

toplamda 17’ye çıkarıldı. Şirket<br />

bünyesinde gerçekleştirilen Mitsubishi<br />

Electric açık hava sınıflarına ve Satoyama<br />

Orman Koruma Projesi’ne 3 bin 500<br />

kişinin katılması hedeflenirken, çevre<br />

duyarlılığı yüksek çalışanların yoğun ilgisi<br />

sonucunda bu sayı 5 bin 100 seviyesine<br />

ulaştı.”<br />

Saraçoğlu, Mitsubishi Electric’in dünya<br />

genelinde yer alan 90 fabrikasındaki hava<br />

kirliliği, su kirliliği, kimyasal maddeler,<br />

sera gazı emisyonları ve atık bertarafı gibi<br />

çevresel risklerin azaltılması için çeşitli<br />

girişimlerde bulunulmasının ardından<br />

tüm fabrikalar için 100 üzerinden<br />

ortalama 90 puana ulaşıldığını da bildirdi.<br />

Binalar, sanayi ve alt yapı<br />

projeleri için çevre dostu<br />

teknolojiler<br />

Mitsubishi Electric’in tüm ürün ve<br />

çözümlerinin ileri teknoloji, kalite<br />

ve enerji tasarrufu çerçevesinde<br />

geliştirildiğinin altını çizen Saraçoğlu,<br />

“Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de<br />

çevre dostu binalar, tesisler ve alt yapı<br />

projelerinin iklimlendirme, otomasyon,<br />

asansör, yürüyen merdiven ve görsel<br />

veri sistemleri için iddialı bir çözüm<br />

ortağıyız” diyerek şu bilgileri aktardı;<br />

“Türkiye’de çevreci, kullanıcı dostu ve<br />

uzun ömürlü otomasyon çözümlerimizle<br />

işletmelerde ve projelerde ciddi oranda<br />

enerji tasarrufu sağlıyoruz. Mitsubishi<br />

Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan<br />

dijital fabrika konseptimiz e-F@ctory<br />

ile fabrikalara çok daha hızlı, verimli<br />

ve çevreci üretim imkanı tanıyoruz.<br />

Konut, ofis ve endüstriyel klima<br />

sistemleri alanında sistem ömrünü<br />

tamamlayana kadar çevreye dost bir<br />

yaklaşımla maksimum enerji tasarrufu<br />

sağlayacak sorunsuz bir performans<br />

sunmayı hedefliyoruz. Mitsubishi<br />

Electric tarafından icat edilen ve sadece<br />

markamızın asansörlerinde bulunan<br />

kabin içi yüke göre asansör hızını<br />

belirleme teknolojimizle de yüksek enerji<br />

tasarrufu sağlıyor ve karbondioksit<br />

salımını azaltıyoruz.”


120<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

hotel-tech<br />

Turizmde<br />

dönüşenler,<br />

fark oluşturup<br />

rekabette<br />

öne geçiyor!<br />

Dijital dönüşümü,<br />

müşterilerle<br />

etkileşimde bulunmak<br />

ve rekabette avantaj<br />

kazanmak için<br />

sürekli daha iyi yollar<br />

bulmayı sağlayan<br />

bir araç olarak<br />

tanımlayan great<br />

Ajans Yönetici Ortağı<br />

Saygın Karabay,<br />

dijital dönüşümün<br />

etkilendiği en büyük<br />

sektörün kuşkusuz<br />

turizm olduğunu<br />

söylüyor.<br />

Özellikle son 20 yılda tüketiciler<br />

için oldukça hız kazanan dijital<br />

kullanım artık şirketlerin kendilerini<br />

ve hizmetlerini geliştirerek alışılageldik<br />

klasik yöntemlerini dönüştürmesine<br />

neden oldu. Dolayısıyla firmalar; zamana<br />

uyum sağlayabilmek, rekabet üstünlüğü<br />

ele geçirmek ve iş verimliliğini en üst<br />

düzeye çıkarmak için dijital teknolojileri<br />

tüm süreçlerinde kullanmaya yöneldiler.<br />

Yapılan araştırmalara göre insanların<br />

%90’ından fazlası seyahatleri öncesinde<br />

gideceği yeri online olarak araştırıyor ve<br />

yarısı da rezervasyon kararını bu şekilde<br />

veriyor. Dolayısıyla turizm şirketleri için<br />

online dünyada yer almanın yadsınamaz<br />

bir hal aldığını söyleyen great Ajans<br />

Yönetici Ortağı Saygın Karabay, “Kişilerin<br />

deneyimlerini paylaştığı gerçek yorumlar,<br />

online olarak rezervasyon ve ödeme<br />

yapabilme, mobil bir uygulama varlığı,<br />

hali hazırda çok kullanılan uygulamalar<br />

üzerindeki bilinirlik ve adaptasyon gibi<br />

unsurlar artık standart olarak görülüyor.<br />

Yenilikçi teknolojiler arasında AR ve<br />

VR uygulamalarla fark ortaya koymaya<br />

çalışan sektör oyuncuları var.” diyor.<br />

Turizmciler mutlaka dijital<br />

dönüşüme yönelmeli!<br />

Turizm sektöründe yer alan her firmanın,<br />

hem iş yükünü azaltması hem insanların<br />

erişimine her yoldan açık olabilmesi hem<br />

de işine sorunsuz devam edebilmesi<br />

için dijital dönüşüme mutlaka önem<br />

vermesi gerektiğinin altını çizerek<br />

turizm işletmeleriyle her mecrada<br />

karşılaşabilmenin altında maddi ve teknik<br />

olarak ciddi bir yatırımın bulunduğunu<br />

ifade ediyor.<br />

Maliyet kontrolü şart<br />

Dijital dönüşümün, turizm şirketlerinin<br />

öncelikli ihtiyaçlarına göre planlı<br />

yapılması gerektiğini, bir anda tüm<br />

süreçlerin dijitale başlamasının<br />

yönetilemez bir hal alabileceğini<br />

vurgulayan Karabay, mutlaka maliyet<br />

kontrolü ile ilerlenmesi ve işinin uzmanı<br />

kişi ve kurumlarla çalışılması gerektiğinin<br />

de altını çiziyor. Dijital dönüşüm<br />

konusunda turizmcilerin dışarıdan alacağı<br />

destek kadar kendi içindeki yapılanmanın<br />

da hayati öneme sahip olduğunu söyleyen<br />

Karabay, “bu tarz bir operasyon sürecinde<br />

mutlaka şirket içinde görevlendirme<br />

yapılması ve mümkünse bir departman<br />

kurulması gerekir. Zira önümüzdeki<br />

asırda, bu departmanlar zorunlu hale<br />

gelecek ve şirketin muhasebe biriminden<br />

daha önemli bir hal alacak” yorumunda<br />

bulunuyor.


122<br />

hotel restaurant<br />

& hi-tech<br />

hotel-tech<br />

Geleceğin<br />

gezgin grubu<br />

“sosyal medyacılar”<br />

Küresel seyahat endüstrisi için ileri teknoloji çözümlerinin önde gelen sağlayıcısı<br />

ve işlemcilerinden biri olan Amadeus, araştırma şirketi Frost&Sullivan ile<br />

seyahat endüstrisine yön verecek olan gezgin gruplarını belirledi. Geleceğin 6<br />

gezgin grubundan biri “sosyal medyacılar” olacak.<br />

Türkiye’de 1994 yılından beri<br />

faaliyet gösteren, küresel seyahat<br />

endüstrisinin ileri teknoloji<br />

çözümleri sağlayıcısı Amadeus’un<br />

Türkiye Genel Müdürü Eric Willems,<br />

“Turizm endüstrisine teknolojik bakış<br />

açısı ve kullanıcı bakış açısı üzerinden<br />

iki farklı yorum getiren araştırmamız,<br />

13 yıl sonrası için yollara düşecek olan<br />

gezgin gruplarına dair öngörülerde<br />

bulunmaya çalışıyor. Geleceğin gezgin<br />

grupları raporu ile gelecekte tüketicilerle<br />

daha iyi iletişim kurarak, onların<br />

ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sunmak<br />

isteyen seyahat sektörü oyuncularına<br />

yol gösteriyoruz” dedi. Raporda en<br />

dikkat çekici grubun “sosyal medya”<br />

gezginleri olduğuna vurgu yapan Willems,<br />

“Seyahat onlar için sosyal sermaye<br />

demek; her anlarını sosyal medyada<br />

paylaşıyorlar. Onlar için önemi olan<br />

takipçilerinin beğenisi. Çok kişinin takip<br />

ettiği, yapılması gerekenler listeleri<br />

gibi araçları kullanarak seyahatlerini<br />

planlıyorlar. Markalarla işbirliği yaparak,<br />

sosyal medyadaki kimliklerini kazanca<br />

çevirebiliyorlar. Uçuş sırasında, otel<br />

odalarında, eğlence ve deneyimler söz<br />

konusu olduğunda kişiselleştirilmiş<br />

seçenekler sunulmasından hoşlanıyorlar.<br />

Sosyal medyadaki etki puanlarını<br />

artıracak markalar ve seyahatler bu<br />

gruptakilerin ilgi alanına giriyor” diye<br />

konuştu.<br />

“Tatillerimizi gitmeden<br />

deneyimleyebileceğiz”<br />

Teknolojinin seyahat endüstürisine<br />

entegrasyonunun tamamlanmasıyla<br />

gezginlerin tatillerini rezervasyon<br />

sürecinde deneyimleyebileceğine<br />

dikkat çeken Eric Willems, “Sanal<br />

gerçekliğin hayatımızın her alanına<br />

giriş yaptığı dönemde turizm endüstrisi<br />

de bu teknolojiyi satın almadan önce<br />

deneyimlemek amacıyla kullanabilecek.<br />

Gezginler sanal gerçeklik ile ön izleme<br />

yaparak seçeneklerinin neler olduğunu<br />

deneyimleyerek öğrenecekler. Böylece<br />

oluşabilecek hayal kırıklığı riskine karşı<br />

da önlem alınmış olacak. Teknolojik<br />

değişim hızını artırmaya devam ederken<br />

insanların ihtiyaçlarına hitap etmek için<br />

teknolojinin bir araç olduğunun altını<br />

çizen rapor, gezginleri motive eden ana<br />

nedenler çerçevesinde altı seyahat gezgin<br />

grubu hakkında bizlere ışık tutuyor.<br />

Kimi zorunlu, kimi kişisel gelişim gibi<br />

nedenlerle seyahat eden gezginler birçok<br />

farklı amaç ve motivasyona sahipler”<br />

dedi.


Amadeus ve Frost&Sullivan<br />

hazırladığı raporda yer alan<br />

diğer 5 gezgin grubu;<br />

Zoraki gezginler<br />

Belirli bir toplantıya katılmak, bir<br />

müşteriyle buluşmak ya da bayram gibi<br />

özel günlerde ailelerini görmek için<br />

seyahat ediyorlar. Her şeyin sorunsuz<br />

ilerlemesini istiyorlar. Uçak biletlerini<br />

satın alırken tercihleri, seyahat sırasında<br />

ekstra ödemeden ilk paketin içinde<br />

olması. İş seyahatlerinin esnekliğini<br />

en iyi şekilde yönetmeyi ve kişisel<br />

seyahati tek bir seyahate dönüştürmeyi<br />

tercih ediyorlar. Seyahatlerinin çok<br />

öncesinden rezervasyon yapabilmek<br />

onlar için önemli.Sık seyehat edip hava<br />

alanlarında çok zaman geçirdiklerinden,<br />

kendilerini oyalayacak her türlü<br />

eğlenceye sıcak bakıyorlar. Genelde<br />

belirli bir amaçla seyahat ediyor olsalar<br />

da, planlarıyla uyumlu, boş vakitlerini<br />

değerlendirebilecekleri tekliflere açıklar.<br />

Rahatlık arayanlar<br />

Zamanları kısıtlı olduğundan onlar için<br />

tatilin anlamı dinlenmek. Bütün seyahat<br />

planlamalarını onlar adına başkalarının<br />

üstlenmesini tercih ediyorlar. Sunulan<br />

seçeneklerin basit ve anlaşılır olmasını<br />

istiyorlar. Tercihleri, güvenlik, konfor ve<br />

kolaylık vaat eden şirketlerin sunduğu<br />

paket programlar.<br />

Ödül avcıları<br />

Tatil, onlar için çok çalışıp yorulmaları<br />

karşılığında aldıkları ve fazlasıyla<br />

hak ettiklerini düşündükleri bir ödül.<br />

Merkezde kendilerinin olduğu aktiviteler<br />

için zaman ve alan yaratma eğilimindeler.<br />

Helikopterle uçmak veya bir dağın<br />

zirvesindeki egzotik bir spa’da yorgunluk<br />

atmak gibi kendilerini ‘’şımartacak’’<br />

aktiviteler için zaman ayırıyorlar.<br />

Konfor ve verimlilik arasındaki dengeyi<br />

sağlamak için, bilgilerinden yola çıkılarak<br />

‘’kişiselleştirilmiş’’ seyahatlere sıcak<br />

bakıyorlar. Havalimanı’nda kendileriyle<br />

özel olarak ilgilenen görevliler ya da<br />

hızlandırılmış check-in gibi VIP hizmetler<br />

satın aldıkları oluyor. Kendilerini iyi<br />

hissettirecek, sağlık kontrolü veya spa<br />

ziyareti hizmetlerin sunulmasından da<br />

hoşlanıyorlar.<br />

Kültür Meraklıları<br />

Seyahat onlar için yeni kültürlerleri<br />

yakından tanımak için bir fırsat. Pek<br />

bilinmeyen yerleri keşfetmeyi tercih<br />

ediyorlar. Deneyimleri ne kadar<br />

gerçekçiyse, o kadar çok keyif alıyorlar.<br />

Daha ziyade online sosyal platformlardaki<br />

tavsiyelere göre hareket ediyorlar.<br />

Etikçiler<br />

Seyahat ederken etik değerleri de<br />

gözetiyorlar. Örneğin gidecekleri yerin<br />

turizmine katkıda bulunmak gibi bir<br />

amaçları olabiliyor. Kendileriyle aynı<br />

değerleri gözeten seyahat markalarını<br />

tercih ediyorlar. Markaların açık şekilde<br />

ekolojik ve etik kaygılar taşımasına önem<br />

veriyorlar. ‘’Sanal gezi’’ fikrine, sanal<br />

gerçeklik gözlükleriyle siyasi veya etnik<br />

sebeplerden dolayı gidilemeyen yerleri<br />

‘’ziyaret etme’’ye sıcak bakıyorlar.<br />

Seyahat ederken etik değerleri<br />

gözettikleri için ‘’geri vermek’’ başlıca<br />

motivasyonlardan biri. Örneğin, gittikleri<br />

yerde bir okulun inşasına veya alt yapı<br />

çalışmalarına katkıda bulunuyorlar.<br />

Mümkün olduğunca küçük bir karbon<br />

ayak izi bırakacak seyahat araçlarını<br />

tercih ediyorlar. Bu nedenle de ‘’yeşil<br />

programlar’’ uygulayan şirketleri tercih<br />

ediyorlar. Çevreyi korumak adına uçarken<br />

geniş koltuk aralığı gibi lükslerden seve<br />

seve feragat edebiliyorlar.


hotel restaurant<br />

124 & hi-tech<br />

ürün<br />

Dekorasyonda mozaik tasarımın yıldızı<br />

Studio Mosaics<br />

Trend oluşturan<br />

tasarımlara imza atan<br />

Tureks Stone, Studio<br />

Mosaics koleksiyonu ile<br />

mermer ve doğal taşların<br />

eşsiz dokusunu özgün<br />

mozaik formlarla yaşam<br />

alanlarına yansıtıyor.<br />

Tureks Stone, farklı renkler ve<br />

özgün desenlerden oluşan Studio<br />

Mosaics koleksiyonu ile mekanlara<br />

estetik kazandırıyor. Mermerin doğal<br />

renk tonlarını geometrik formlarda<br />

yansıtan Studio Mosaics, yaşam<br />

alanlarına çarpıcı bir görünüm katıyor.<br />

16 tasarım, 63 renk alternatifi<br />

16 özgün modelden oluşan Studio<br />

Mosaics koleksiyonu, 63 renk alternatifi<br />

ile her zevke hitap ediyor. Petek<br />

formlardan örgülü desenlere, kare ve<br />

dikdörtgen geçişli formlardan ahşap<br />

dokusu görünümüne, çoklu geometrik<br />

formlardan tekrarlı üçgen formlara<br />

ve kontrast renklere kadar geniş<br />

bir seçenek yelpazesi sunan Studio<br />

Mosaics, mekanlarda güçlü bir algı<br />

oluşturmayı başarıyor.<br />

Tureks Stone’un iddialı ürünleri<br />

arasında özel koleksiyon, dekorasyonda<br />

yenilik arayanlar için ideal bir ürün<br />

olarak öne çıkıyor.


hotel restaurant<br />

126 & hi-tech<br />

ürünler<br />

Legrand’dan anahtarsız<br />

cihazların anahtarı<br />

Led ışıklı anahtarlı fişiyle Legrand, kaliteyi estetikle buluşturarak<br />

yaşam alanlarınıza konfor sunmaya devam ediyor. Modern<br />

ve minimalist tasarımın yanı sıra beyazın saflığını yaşam<br />

alanlarına taşıyan led ışıklı anahtarlı fişiyle Legrand, güvenli LED<br />

teknolojisiyle kullanıcısının tasarruf yapmasına olanak tanıyor. On/<br />

Off tuşuyla da güvenli bir kullanım imkanı sunan bu ürün, Alman<br />

ve Fransız standartı ile uyumlu fişi sayesinde beğeni topluyor.<br />

Cycling deneyimi hiç bu kadar keyifli olmamıştı!<br />

Life Fitness, portföyüne yeni eklediği ICG’nin cycling uzmanlığı<br />

ve Life Fitness tecrübesi ile üretilen IC4, IC5, IC6 ve IC7’den<br />

oluşan cycling filosunu tüketicinin beğenisine sunuyor. İlk<br />

kez cycling deneyimleyeceklerin ve cycling profesyonellerin<br />

ortak noktası IC filosunun en son modeli IC7, kullanıcı ve<br />

eğitmen için en hassas WattRate® Güç Ölçer özelliğine sahip.<br />

CoachByColor ile yoğunluk kılavuzu gibi özellikleri barındıran<br />

bisiklet, kullanıcının egzersiz boyunca diğer kullanıcılar ve<br />

eğitmen ile etkileşimde kalmasını sağlıyor. Life Fitness IC7,<br />

gücünü kendinden alan jeneratörlü Wattrate TFT konsola<br />

sahip. 300 derece manyetik direnç ve kullanıcı yardım destek<br />

özellikleriyle de hem konforlu hem de üst düzey sürüş sağlıyor.<br />

IC7’nin “ICG Training” aplikasyonu da spor yaparken size<br />

interaktif dünyanın kapılarını açıyor. Tüm bu üstün özellikleri<br />

ile Life Fitness IC cycling filosu, spor hayatınızın başrol<br />

oyuncusu olmaya aday.<br />

Şarjını unutanlar için<br />

Panasonic Eco Solutions’tan<br />

yeni USB priz<br />

Cep telefonundan MP3 playerlara, taşınabilir elektronik cihazlar<br />

bugün hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. En önemli sorunsa<br />

tüm bu cihazların şarjının kısa sürede tükeniyor olması. Hele bir<br />

de şarj cihazınızı ya da adaptörünüzü yanınıza almadıysanız asıl<br />

sorun o zaman başlıyor. Elektrik anahtarı ve priz sektörünün<br />

lider ismi Panasonic Eco Solutions Türkiye şimdi yeni ürünüyle<br />

bu konuya etkili bir çözüm sunuyor. VİKO markalı USB prizleri,<br />

elektronik cihazları, adaptöre ihtiyaç duymadan USB bağlantı<br />

kablosuyla şarj etmenizi olanaklı hale getiriyor.


hotel restaurant<br />

128 & hi-tech<br />

ürünler<br />

Geberit Piave ve Brenta ile<br />

üst düzey hijyen<br />

Geberit, inovasyon bakış açısının dışa vurumu olan<br />

fotoselli batarya sistemleriyle yaşam alanlarını<br />

yenilikçi çözümlerle buluşturmaya devam ediyor.<br />

İnce ve zarif olmasının dışında sağlamlığıyla da göze<br />

çarpan Piave ve Brenta bataryaları, hem ankastre<br />

hem de tezgah üstü modelleriyle mekanların<br />

gereksinimlerine göre çözümler sunuyor. Geberit,<br />

Piave ve Brenta bataryaları ile 7/24 çalışan mekanları<br />

işlevsel ve güvenilir ürünlerle buluşturuyor. Her tür<br />

lavabo tasarımıyla rahatlıkla uyum sağlayabilen ve<br />

ankastre kullanımı için 170 ve 220 mm’lik ölçüleriyle<br />

kullanıcısının beğenisini kazanan Piave ve Brenta,<br />

incelik, zariflik ve sağlamlığının yanı sıra hızlı ve<br />

hatasız olarak montaj yapılabilme özellikleriyle de ön<br />

plana çıkıyor. Çekici bir fiyat-performans dengesinin<br />

yanı sıra kullanıcısına sunduğu enerji ve su<br />

tasarrufuyla da öne çıkan Geberit fotoselli bataryalar,<br />

elektrikli, pilli ve dinamolu olmak üzere üç farklı güç<br />

kaynağı seçeneğiyle takipçileriyle buluşuyor.<br />

TP-Link’ten yüksek<br />

kazançlı<br />

WiFi USB Adaptörü<br />

Kablosuz ağ pazarında dünya lideri olan TP-Link, başta masaüstü bilgisayar kullanıcıları olmak üzere yeni nesil WiFi standardına<br />

sahip olmayan bilgisayar kullanıcıları için yeni USB adaptör çözümünü duyurdu. En yeni WiFi standardı olan 802.11ac destekli Archer<br />

T9UH, yüksek hız, esnek bağlantı, geniş kapsama alanı gibi WiFi konusunda tüm beklentileri karşılayabilen yüksek performanslı<br />

bir ürün. Masaüstü PC ya da taşınabilir bilgisayarlarla kullanılabilen ürün, yüksek hızda ağa sahip olan ama bilgisayarlarında yeni<br />

teknoloji WiFi desteği olmayan kullanıcılar için ideal bir çözüm. Archer T9UH, şık ve kullanımı kolaylaştıran esnek bir tasarıma<br />

sahip. Kolay takılıp çıkarılan adaptörü ve ürünün kablo ile PC’ye bağlandığında takılacağı USB standı ile kullanımı ve bağlantıyı<br />

kolaylaştırıyor. Ürünün kurulumu da çok basit. WPS tuşuna basarak yönlendirici ile eşleşiyor ve kullanıma hazır hale geliyor.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!