Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
‘Oce Colorado 1640’<br />
Printtek’in yıldızı oldu!<br />
Canon’un, hızlı baskı ihtiyacı olan firmalara yönelik olarak geliştirdiği ileri teknoloji<br />
baskı makinesi ‘Oce Colorado 1640, LED’li kurutma sistemi ve hızı ile Printtek Baskı<br />
Teknolojileri ve Kağıt Fuarı’nın ilgi odağı oldu. Printtek’te lansmanı yapılan, rulodan ruloya<br />
baskı makinesi Colarado 1640’ta, Canon patentli UVgel teknolojisi de ilk kez kullanılıyor.<br />
Advertorial<br />
Canon, teknolojinin hızlı ilerleyişi ve günümüzde hızın daha fazla<br />
önem kazanmasıyla, çağa uygun özelliklerde geliştirdiği UV Jel<br />
teknolojisiyle çalışan ilk baskı makinesi Oce Colorado 1640’ı<br />
Printtek Baskı Teknolojileri ve Kağıt Fuarı’nda tanıttı. ‘Oce Colorado<br />
1640’ kurutma sistemi ve hızı ile fuar ziyaretçilerinin ilgi<br />
odağı oldu. Canon ‘Oce Colorado 1640’ın gördüğü ilgiden mutluluk<br />
duyduklarını aktaran Canon Eurasia B2B Pazarlama Müdürü<br />
İsmet Özdemir, “Canon patentli UV Jel teknolojisi, baskının<br />
anında kurumasını sağlıyor ve kullanıma hızla hazır hale getiriyor.<br />
Canon UVgel, baskı yapılan yüzeye hızlı tutunması ve hızlı kuruması<br />
sayesinde teslimat sürelerini kısaltarak zamandan tasarruf<br />
sağlıyor,” dedi.<br />
Canon, baskı makinesinde çıtayı yükseltti<br />
Canon’un tüm baskı makinelerinde iddialı olduğu pürüzsüz ve<br />
yüksek görüntü kalitesine ek olarak, endüstriyel hız ilkesi ile geliştirilen<br />
Oce Colorado 1640’ın, LED’li kurutma sistemi ile buharlaştırmalı<br />
kurutmaya ihtiyaç bırakmayarak kullanım kolaylığı<br />
sağladığını aktaran Özdemir, şu bilgileri verdi:<br />
“Baştan sona verimlilik için Baskı Hizmeti Sağlayıcıları (PSPler)<br />
tek bir cihazla; birçok farklı uygulama üretmek, işletim maliyetlerini<br />
düşürmek, anında kurutma özelliği ile verimlilikte artış ve<br />
yüksek baskı hızına ihtiyaç duymaktalar. Bilişim çağında baskı<br />
sektörünün en akıllı, en hızlı ve en dayanıklı ürünü Oce Colorado<br />
1640 ile bu ihtiyaçlara tam anlamıyla cevap verebiliyoruz.”<br />
Canon UVgel teknolojisi hakkında<br />
-Canon UVgel teknolojisinde düşük ısıtmalı bir sistem kullanılır.<br />
Canon UVgel mürekkep damlacıkları, 28°C’deki medya<br />
plateni tarafından kontrol edilen malzeme üzerine bırakılır.<br />
-Teknolojideki bu temel fark, Canon UVgel teknolojisini duvar<br />
kağıdı gibi yüksek geometrik doğruluk gerektiren uygulamalar<br />
için ideal bir seçenek haline getirir.<br />
-Canon UVgel mürekkep, su bazlı değildir. Diğer teknolojilerle<br />
kıyaslandığında bu, medya kabarmasıyla bağlantılı sorunları<br />
ortadan kaldırır.<br />
-Mevcut teknolojilerde kullanılan mürekkeplere kıyasla dış mekan<br />
baskı kalitesi, laminasyonsuz kullanımda dahi aşınma direnci<br />
ve yıkanabilme/silinebilme kapasitesi daha yüksek düzeydedir.<br />
-Koku yaymayacak şekilde geliştirilmesi nedeniyle sağlık açısından<br />
hassas ortamlar dahil tüm iç mekanlarda kullanılabilmektedir.
İmtiyaz Sahibi<br />
İstmag Magazin Gazetecilik<br />
İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. adına<br />
H. Ferruh Işık<br />
Genel Müdür<br />
Mehmet Söztutan<br />
mehmet.soztutan@img.com<br />
Reklam Müdürü<br />
Hakan Girgin<br />
hakan.girgin@img.com.tr<br />
Yayın Editörü<br />
Tarık Oral<br />
tarik.oral@img.com.tr<br />
Art Direktör<br />
İsmail Gürbüz<br />
ismail.gurbuz@img.com.tr<br />
Grafik Tasarım<br />
Sami Aktaş<br />
sami.aktas@img.com.tr<br />
Sorumlu Müdür<br />
Cüneyt Aktürk<br />
cuneyt.akturk@img.com.tr<br />
Dış İlişkiler Müdürü<br />
Yusuf Okçu<br />
yusuf.okcu@img.com.tr<br />
Kurumsal İletişim Müdürü<br />
Ebru Pekel<br />
ebru.pekel@img.com.tr<br />
Muhasebe ve Finans Müdürü<br />
Mustafa Aktaş<br />
mustafa.aktas@img.com<br />
Bilgi İşlem<br />
Emre YENER<br />
emre.yener@img.com.tr<br />
Abone<br />
İsmail Özçelik<br />
ismail.ozcelik@img.com.tr<br />
CTP - Baskı<br />
Vizyon Basımevi<br />
Deposite İş Merk.A6 Blok, Kat:3<br />
No:309 Başakşehir<br />
Tel: 0212 671 61 51<br />
info@vizyonbasimevi.com.tr<br />
Adres<br />
Evren Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş<br />
Merkezi B Blok No:3 Kat:1<br />
Güneşli - Bağcılar<br />
İSTANBUL / TURKEY<br />
Tel : +90 212 604 51 00<br />
Fax : +90 212 604 51 35
editör<br />
Sektördeki gelişmeler umut verici<br />
Sektörde zaman zaman gerçekleşen şirket birleşmelerine son dönemde daha sık şahit olmaya başladık. Global ölçekte<br />
kendini ispat etmiş yabancı şirketlerin ülkemizdeki yerli firmalarla birlikteliğe gitmeleri aslında sevindirici bir durum.<br />
Sanayi devrimini kaçırmış bir ülkenin iş adamları olarak, bu tür şirket birleşmelerini teknoloji transferi olarak değerlendirmekte<br />
fayda var. Rekabetin her alanda fiyat ve kalite ekseninde gerçekleşiyor olması üreticiyi hızlı ve sürekli bir değişim<br />
ve gelişim sürecinin içine alıyor. Ülke olarak her ne kadar coğrafya ve sahip olduğumuz genç nüfus gibi kendimize özgü<br />
avantajlarımız bulunsa da global pazarda güçlü bir aktör olabilmemiz, teknolojik bakımından belli bir çıtaya yükselmedikçe<br />
mümkün gözükmüyor.<br />
Uluslararası şirketlerin ülke sınırlarını sanallaştırdığı bu dönemde rekabet arenası da global bir ölçeğe bürünmekte. Böylesi<br />
geniş bir alanda hegemon şirketler ve hızlı üretilebilen taklik ürünler arasında marka olarak var olabilmek gerçekten<br />
zor. Kaliteli ürünü uygun fiyata üretme zorunluluğu yine bizi en başa, teknoloji sahibi ve sürdürülebilir olmaya götürmekte.<br />
Sektörde gerçekleşen yarışmalar, kongreler, sempozyum gibi çabalar belli bir bilincin ve standartın oluşmasına hizmet<br />
etmekte. Bu tarz çalışmaların sayısı arttıkça sektör, tüm bileşenleriyle birlikte her anlamda daha verimli ve daha zengin<br />
bir hale gelecektir. Bu tür oluşumlara imkan sağlamak ve içinde yer almak takdire şayan hiç şüphesiz. Ancak böylesi güzel<br />
amaçlara hizmet eden bu tür organizasyonlar zaman zaman manüpilasyonlara da maruz kalabiliyor. Bu türk faaliyetlerde<br />
görev alırken eğitim/öğretim ve ait olduğu kültür sonucu bir şekilde edindiği üslubunu destur edinerek ziyaretçi kitlesini<br />
hesaba katmayan tutumlar sergilemek, her kesimden takdirle karşılanan bu çalışmaların itibarını da gölgelemekte. Sektöre<br />
hizmet eden her oluşuma karşı tek tek ihsanda bulunamasakda en azından gölge etmemeyi becerebilmeliyiz.<br />
Faydalı bir sayı olması dileğiyle…<br />
Tarık Oral
İçindekiler<br />
18 - “Düşük karbonlu ekonomiye geçiş için<br />
faaliyetler gerçekleştiriyoruz”<br />
22 - TOKİ’den 35 “Mahalle” projesine ödül<br />
96 - Çimsa, <strong>Yapı</strong> Kimyasalları<br />
Sektörüne ışık tutuyor<br />
103 - Şişecam Topluluğu<br />
4. Sürdürülebilirlik Raporu’nu Yayınladı<br />
106 - Vezirköprü Orman Ürünleri<br />
<strong>2017</strong>’de %26 büyüdü<br />
112 -“21.yüzyıl şımarma yüzyılı değildir,<br />
kaynakları iyi kullanmalıyız”<br />
REKLAM İNDEKSİ<br />
ABS YAPI ELEMANLARI.............................45<br />
ABS YAPI ELEMANLARI.............................47<br />
ARMUTLU TATİL KÖYÜ............................135<br />
ASSAN ALÜMİNYUM.................................99<br />
BAUMIT.................................................115<br />
BOSCH INDUSTRIAL.................................55<br />
BRAAS.....................................................93<br />
BUDERUS................................................57<br />
CANON....................................................11<br />
CANON ADVERTORIAL...............................10<br />
ÇİMSA.....................................................97<br />
DAIKIN........................160 – ARKA KAPAKİÇİ<br />
DOKA KALIP ve İSKELELERİ............ÖN KAPAK<br />
ERYAP...................................................105<br />
ESER REKLAM............................. 150 – 151<br />
GNYAPI & MANTOLAMA KONFERANSI ’ 2018.. 159<br />
HAKAN PLASTİK.......................................67<br />
HP........................................... ARKA KAPAK<br />
HUZURLU İNŞAAT...................................131<br />
İKLİMSA..................................................63
INTEK KALIP VE İSKELE........................ 2 – 3<br />
KAR GROUP..................................... 84 – 85<br />
KİLSAN..................................................121<br />
KUZULUK TERMAL OTEL.........................137<br />
LAYHER İSKELE SİSTEMLERİ.....................43<br />
ME-SA İMALAT...................................... 6 – 7<br />
ONDULINE.............................................109<br />
ÖZLER KALIP VE İSKELE...................12 – 13<br />
PERİ KALIP ve İSKELELER ... ÖN KAPAKİÇİ –1<br />
R+T ASIA...............................................157<br />
R+T ASIA ADVERTORIAL..........................156<br />
SAMSUNG...............................................79<br />
SARAY ALÜMİNYUM.......................... 72 – 73<br />
SERAMİKSAN.........................................127<br />
SODEX 2018.........................................155<br />
SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM KOLEKTİFİ.........23<br />
TAYF ÇATI..............................................123<br />
TMS TÜFEKÇİOĞLU MÜHENDİSLİK......... 4 – 5<br />
TÜMSAN.......................................128 - 129<br />
UNICERA ’ 2018....................................147<br />
URTİM KALIP VE İSKELE........................ 8 – 9<br />
VİKO.......................................................89
“Düşük karbonlu ekonomiye geçiş<br />
için faaliyetler gerçekleştiriyoruz”<br />
“Türk çimento sektörü olarak, mega projelerin hayata geçirilmesi, güvenli yapı<br />
stoğunun geliştirilmesi ve ülkemiz yollarının sağlam ve güvenli hale getirilmesinde rol<br />
almanın yanı sıra, doğal hayatın korunması ve insanlığın geleceği için sorumluluklarımızı<br />
da yerine getiriyoruz.”<br />
1964 yılında çimento sektöründe faaliyette<br />
bulunmak üzere kurulan Çimento<br />
Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS),<br />
Türkiye çapında faaliyetlerini sürdürmekte.<br />
ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Tufan<br />
Ünal ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızda<br />
kedilerine merak ettiklerimizi sorduk.Bize<br />
vakit ayırdıkları için kendilerine teşekkür<br />
ediyor, tüm çalışmalarında kendilerine başarılar<br />
diliyoruz.<br />
ÇEİS’in çevreye yönelik<br />
çalışmalarından bahseder misiniz?<br />
Çevre, enerji verimliliği, yenilenebilir<br />
enerji kullanımı gibi konular ne<br />
zamandan bu yana ÇEİS’in öncelikli<br />
konuları arasında?<br />
ÇEİS olarak, verimliliğin doğal hayat ve insanlığın<br />
geleceği için önemini biliyor, bu<br />
bilinçle de çeşitli çalışmalar yürütüyoruz.<br />
Örneğin, yukarıda da bahsetmiş olduğum<br />
gibi, atıktan ürettiğimiz enerjinin kapsamını<br />
genişletmek amacıyla Çevre ve Şehircilik<br />
Bakanlığı ile görüşmelerimizi aralıksız<br />
sürdürüyoruz.<br />
ÇEİS tarafından yürütülen faaliyetlerin<br />
yanı sıra, üye şirketlerimizle birlikte gerçekleştirdiğimiz<br />
yatırımlar da söz konusu.<br />
Türk çimento sektörü olarak, yatırımlarımızı<br />
yeni fabrika alımı, mevcut fabrika modernizasyonu<br />
ve verimliliği artırmaya yönelik<br />
çalışmalar olarak üç başlığa ayırıyoruz.<br />
Yatırımlarımızı yönetirken dikkat ettiğimiz<br />
husus ise talep fazlası arz yaratmamak.<br />
Sektörümüzün kapasite kullanım oranına<br />
baktığımızda 2007 yılında %100 seviyesine<br />
ulaştığını görüyoruz. Arz-talep dengesizliğinin<br />
ise 2008-2009 yılı itibariyle baş<br />
gösterdiğini söyleyebiliriz. Sektörümüzün<br />
2016 yılında klinker kapasite kullanım<br />
oranının %87 civarında gerçekleştiğinin<br />
de altını çizmek isterim. Tüm bunlar şu<br />
anlama geliyor; sektörümüzde yeni yatırıma/yatımcıya<br />
değil, verimliliğe yönelik<br />
yatırımların ön plana çıkarılmasına ihtiyaç<br />
var. Bu itibarla, özellikle 2008 yılından bu<br />
yana çevresel verimliliği arttırmaya yönelik<br />
yatırımlarımıza hız kazandırdık.<br />
Sektörümüz özellikle atıktan enerji üretiminde<br />
önemli bir ivme yakaladı. Bu konudaki<br />
çevre politikamızı şöyle özetleyebilirim:<br />
İlk etapta güvenli depolama veya<br />
kapsülleme gerçekleştiriyoruz, ardından<br />
bu atıkları enerjiye dönüştürüyoruz ve<br />
böylece kaynak kazanımı gerçekleştirmiş<br />
oluyoruz. Bundan sonraki aşamalar ise<br />
18<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Aktüel<br />
atıkların hammadde olarak geri kazanımı,<br />
birden çok defa yeniden kullanımı, daha<br />
az tüketme ve tüketimden kaçınma olarak<br />
devam ediyor. Daha açık bir ifadeyle, atıkları<br />
yakarak enerjisinden faydalanırken,<br />
kül olarak kalan kısım hammadde olarak<br />
kullanılarak son ürünü de çimentoya dönüştürüyoruz.<br />
Atıkların çimento fabrikalarında<br />
bertaraf edilmesiyle, kullanılan fosil<br />
yakıt miktarında önemli azalma sağlıyoruz.<br />
Çimento sektöründe atık ısının<br />
enerjiye dönüştürülmesi ne<br />
zamandan bu yana gündemde?<br />
Atık ısıdan enerji üretimi de sektörümüzün<br />
CO2 salınımının azaltılması konusunda<br />
yürüttüğü en önemli uygulamalardan biri.<br />
İlk olarak Akçansa Çimento Fabrikası’nda,<br />
Eylül 2011 yılında devreye alındı.<br />
2016 yılı sonu itibariyle, sektörümüzde 10<br />
fabrikada 18 hat ile toplam 100,7 MW gücünde<br />
atık ısı geri kazanım tesisi yatırımı<br />
daha gerçekleştirildi. Toplam 5 hatta 34,0<br />
MW elektrik üretimine imkân tanıyacak 4<br />
fabrikaya ait yatırımların da birkaç yıl içinde<br />
devreye alınmasını bekliyoruz, böylece<br />
135 MW lık bir enerji hiçbir fosil yakıt kullanılmadan<br />
üretilmiş olacak ve bu da yıllık<br />
yaklaşık 400 bin hanenin elektriğinin sıfır<br />
karbon salınımı ile karşılanması anlamına<br />
gelecektir.<br />
“Bir yılda ülkemizde ortaya çıkan<br />
belediye çöplerinden 7 milyon ton<br />
ek yakıt üretmek ve kullanmak<br />
mümkün. Üretilen 7 milyon ton ek<br />
yakıt ile yıllık 1,7 milyon ton CO2<br />
azaltımı yapmak ve belediye katı<br />
atıklarını %80 oranında azaltmak<br />
mümkün olacak. Atık ikame oranı<br />
Avrupa’da %60 seviyelerine ulaştı.<br />
Türkiye’de ise bu oran henüz<br />
%4 civarında. Bu oranı yukarı<br />
seviyelere çıkardıkça hem çevreye<br />
hem ülke ekonomisine büyük<br />
katkı sağlanacak” diyorsunuz.<br />
Türkiye neden Avrupa’nın bu kadar<br />
gerisinde? Bu konuda özel sektöre /<br />
kamuya düşen görevler neler? Doğru<br />
atık yönetiminin ekonomik katkısı<br />
ne boyutta olacak?<br />
Çevresel sürdürülebilirlik anlamında referans<br />
niteliğinde olan Avrupa Birliği, yapı<br />
olarak, yürüttükleri ekonomik faaliyetlerin<br />
çevreye olan etkisini inceleyen ülkelerden<br />
oluşmaktadır. AB atık yönetimine baktığımızda<br />
düzenli depolama, kompostlama,<br />
geri dönüşüm, geri kazanım, yakma, atıklardan<br />
enerji üretimi teknolojileri geliştirme,<br />
uygulama ve eğitim yöntemleri ile<br />
çevreyi korumaya yönelik iyi uygulama örneklerini<br />
oluşturduklarını görüyoruz.<br />
Türkiye’de atık yönetimine ilişkin düzenlemeler<br />
de AB direktifleri doğrultusunda<br />
geliştirilmiş ve ülke şartlarına uygun yönetmelikler<br />
yayımlanmıştır. Ancak yakma,<br />
kompostlama, düzenli depolama gibi yöntemler<br />
bazı kentlerde kullanılmaya başlamakla<br />
birlikte yeterli düzeye henüz erişememiş,<br />
uygun katı atık hazırlanmasındaki<br />
sorunlar yeterince çözülememiştir.<br />
Atık yönetimi konusunda Avrupa ülkeleri<br />
ile aramızda ciddi bir mesafe olduğu gerçeğine<br />
ek olarak, AB çevre mevzuatının<br />
gerektirdiği atık su arıtma tesisleri, düzenli<br />
çöp depolama alanları vb. yatırımların<br />
tamamlanması için büyük mali kaynaklara<br />
ihtiyaç duyulmaktadır.<br />
Gelişmiş ülkelere baktığımızda, çevresel<br />
sürdürülebilirlik konusunun çoğunlukla<br />
özel şirketlere emanet edildiğini görüyoruz.<br />
Türk çimento sektöründe de alternatif<br />
yakıt kullanımı giderek yaygınlaşmakta.<br />
Tufan Ünal / ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Söz konusu alternatif yakıtlar arasında belediye<br />
atıkları, endüstriyel atıklar, ömrünü<br />
tamamlamış lastikler gibi pek çok atık yer<br />
alıyor. Sendika olarak, atıktan ürettiğimiz<br />
enerjinin kapsamını genişletmek için Çevre<br />
ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmelerimizi<br />
devam ettiriyoruz.<br />
Kamuya düşen görev ise belediyelerin<br />
toplama ve bertaraf yükümlülüğünde olan<br />
atıkların entegre bir yaklaşımla yönetilmesi<br />
esasıdır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar<br />
doğrultusunda, katı atık düzenli<br />
depolama tesisi sayısının yıldan yıla artış<br />
gösterdiğini de gözlemleyebiliyoruz.<br />
“Çevreyle dost çimento” nasıl olur?<br />
Türk çimento sektörü olarak, mega projelerin<br />
hayata geçirilmesi, güvenli yapı stoğunun<br />
geliştirilmesi ve ülkemiz yollarının<br />
sağlam ve güvenli hale getirilmesinde rol<br />
almanın yanı sıra, doğal hayatın korunması<br />
ve insanlığın geleceği için sorumluluklarımızı<br />
da yerine getiriyoruz.<br />
ÇEİS’e üye 32 kuruluşa bağlı 63 tesiste,<br />
yukarıda detaylı olarak anlatmış olduğum<br />
çeşitli yatırımlarla, çevresel sürdürülebilirlik<br />
ve enerji verimliliğine yönelik çalışmalar<br />
gerçekleştiriliyor. Enerjinin ve suyun<br />
verimli kullanılması, Karbon salımının<br />
azaltılması, alternatif yakıt ve hammadde<br />
kullanımı, atıkların azaltılması, habitatın<br />
korunumu gibi çeşitli faaliyetlerle doğal<br />
hayatın sürdürülebilirliğine katkı sağlıyoruz.<br />
Tüm bu çalışmalarımıza paralel olarak,<br />
karbon ayak izine karşı tüm dünyada<br />
giderek yaygınlaşan harekete destek kapsamında,<br />
daha çevreci bir çimento türü<br />
olan katkılı çimento kullanımını da sektör<br />
genelinde artırıyoruz.<br />
Çimento üretimindeki CO2 salımınının ana<br />
kaynağı yüksek ısıda pişirilen klinkerden<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 19
Aktüel<br />
kaynaklanmaktadır. Klinker ve katkıların<br />
beraber öğütülmesi ile elde edilen çimentonun<br />
katkı oranı yüksek, klinker oranı<br />
düşük tiplerinde CO2 salımı daha azdır.<br />
Alternatif yakıtlardan olan arıtma çamuru,<br />
karbondioksit emisyonu açısından nötr olduğu<br />
kabul edilen saf biyokütleden oluşmakta<br />
ve buna ek olarak pek çok alternatif<br />
yakıtta, içinde bulunan odun ya da kağıt<br />
parçaları nedeniyle yüksek miktarda biyokütle<br />
içermekte olup, CO2 emisyonlarının<br />
azaltılmasını sağlamaktadır. Çimento üretimi<br />
sonucu açığa çıkan CO2 emisyonunu<br />
azaltmak ve doğal kaynakları daha verimli<br />
kullanmak için alternatif yakıt ve alternatif<br />
hammadde kullanımı sektörümüzde giderek<br />
artış göstermektedir.<br />
Ayrıca, yukarıda da bahsetmiş olduğum<br />
çimento fabrikalarında hızla yaygınlaşan<br />
atık ısıdan enerji üretimi, sektörümüzün<br />
CO2 salınımının azaltılması konusunda yürüttüğü<br />
en önemli uygulamalardan biridir.<br />
Diğer taraftan, gerek şehirleşme ve artan<br />
nüfus, gerekse de teknolojik gelişmelerin<br />
etkisiyle, ülkemizde mega projelerin<br />
ve konut inşaatlarının arttığını görüyoruz.<br />
Söz konusu dönüşüm çevremizde “betonlaşma”<br />
algısıyla yönlendiriliyor. Ancak,<br />
betonun kullanımı, yapıların estetik görünümü<br />
ve dayanıklılığını artırma amacıyla<br />
da yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle, beton<br />
kullanımına yönelik algının, bu etkenler<br />
göz önüne alınarak değişmesi gerektiğini<br />
düşünüyorum.<br />
Düşük karbon ekonomisi; döngüsel<br />
ekonomi bugün gelişmiş ülkelerin<br />
öncelikli hedefleri arasında.<br />
Türkiye’de tablo nasıl?<br />
Döngüsel ekonomik modele doğru daha<br />
fazla ilerlemek, dünyanın en büyük ekonomileri<br />
arasında yer alan 19 ülke ve Avrupa<br />
Birliği Komisyonu’ndan oluşan G20 ülkelerinin<br />
ana stratejilerinden biri olarak karşımıza<br />
çıkıyor. Türkiye’nin de dahil olduğu<br />
bu oluşumun, 2016 yılında gerçekleştirdiği<br />
zirvede, en önemli başlıklar arasında<br />
düşük karbonlu ekonomiye geçiş ve yeşil<br />
büyüme ile enerji ve iklim değişikliği konuları<br />
yer aldı.<br />
Climate Transperency, G20 zirvesine katılan<br />
her ülke için bir rapor hazırladı. Bu<br />
rapora baktığımızda Türkiye’nin düşük karbonlu<br />
ekonomi performansının geçmişini,<br />
mevcut durumunu ve gelecek performans<br />
göstergelerini, emisyonları ve iklim politikası<br />
performansı hakkında bilgi sahibi<br />
olabiliyoruz. Türkiye’nin Climate Transperency<br />
karnesinde sera gazı emisyonlarının<br />
hızla artış gösterdiği ve önümüzdeki<br />
yıllarda daha da hızla artması beklendiği<br />
dikkat çekiyor, buna karşın halen G20 ortalamasından<br />
düşük görünüyor. Türkiye<br />
ekonomisinin enerji yoğunluğu da G20<br />
ortalamasının altında kalıyor. Gelecek<br />
dönem modelleri kömürün enerji arzındaki<br />
payında bir düşüş öngörmüyor; bu,<br />
hâlihazırda planlama aşamasında olan<br />
yeni termik santrallerden kaynaklanacak<br />
büyük enerji miktarı beklentisine dayandırılıyor.<br />
Türkiye’nin yenilenebilir enerjileri<br />
ise görece iyi olarak değerlendiriliyor<br />
ve hatta pozitif bir trend olarak görülüyor.<br />
Türkiye’de kişi başı 833 kWh başlangıç<br />
noktasıyla, kişi başı elektrik tüketiminin<br />
giderek arttığını da rapordan çıkartabiliyoruz<br />
ancak diğer G20 ülkelerine kıyasla<br />
hala görece düşük kalıyor. Tüm bu verilerden<br />
çıkan sonuç, Türkiye’yi iklim politikalarındaki<br />
düşüş trendini belirlemede<br />
uluslararası zayıf aktörlerden biri olarak<br />
göstermektedir. Dünyanın gelişmiş ülkelerine<br />
baktığımızda çevre bilinci, güvenlik<br />
ve sürdürülebilirlik ilkelerini iş dünyasına<br />
emanet ettiklerini gözlemliyoruz. Türk çimento<br />
sektörü de gelişmekte olan ülkemizin<br />
en önemli gelir kaynağını oluşturan<br />
inşaat sektörünün bir kolu olarak önemli<br />
bir yer tutuyor. Ve biz de sektör olarak,<br />
düşük karbonlu ekonomiye geçiş için<br />
yukarıda bahsettiğim faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.<br />
Söz konusu faaliyetlerimiz,<br />
enerji maliyetlerinde azalmanın yanı sıra,<br />
enerji fiyatlarındaki yükselişin yaratacağı<br />
ilave maliyet riskinin azalması, elektrik<br />
arz güvenilirliğinin arttırılması, çevresel<br />
vizyonun güçlenmesi, CO2 emisyonlarının<br />
azaltılması ve CO2 ticaretine olanak<br />
sağlaması amaçlarına da hizmet etmekte<br />
ve çevre korumasının özünü oluşturmaktadır.<br />
Verimliliğe yönelik söz konusu<br />
yatırımlarımız ile sektör olarak dünyadaki<br />
rekabetçi gücümüzü önümüzdeki dönemde<br />
daha da artıracağımız gibi, ülkemizin<br />
döngüsel ekonomiye geçiş sürecine de<br />
katkı sağlayacağımıza olan inancım<br />
tamdır.<br />
20<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Aktüel<br />
B: Levent Pelesen / İZODER Yönetim Kurulu Başkanı<br />
İZODER Başkanı Levent Pelesen:<br />
“Sağlıklı ve güvenli evlerde yaşamak herkesin hakkı”<br />
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1985 yılında aldığı kararla ilan ettiği ’13 Ekim Dünya<br />
Konut Günü’ dolayısıyla bir açıklama yapan İZODER Başkanı Levent Pelesen, “Herkese<br />
yetecek konut üretimi ve çevreci kentleşmenin daha da önem kazandığı günümüzde; sağlıklı<br />
ve güvenli evlerde yaşamak tüm insanların hakkı” dedi.<br />
Tüm dünyada hükümetlere ve yerel yönetimlere<br />
insan yerleşiminin önemini<br />
hatırlatmak amacı ile Birleşmiş Milletler<br />
tarafından ilan edilen ‘World Habitat Day’<br />
ülkemizde ‘Dünya Konut Günü’ adı altında<br />
kutlanıyor. İnsan yerleşimi ile ilgili konuların<br />
tümünü içeren Dünya Konut Günü, her<br />
yıl bir konu veya sorunlardan birine vurgu<br />
yapıyor.<br />
İZODER Yönetim Kurulu Başkanı Levent<br />
Pelesen, ‘Dünya Konut Günü’ dolayısıyla<br />
yaptığı açıklamada, ‘’Barınma, tüm insanların<br />
hakkıdır. Dünya Konut Günü, bu hakkı<br />
tüm insanlığa hatırlatmak için ilan edilmiş<br />
bir gündür. Barınma hakkı bilincinin<br />
geliştirilmesi için daha çok çalışmalıyız.<br />
Her birey için yeterli konut üretimi gerçekleştirmeli,<br />
çevreye duyarlı kentleşmeye<br />
özen göstermeliyiz’’ dedi. Barınma ihtiyacını<br />
karşılarken doğa ile barışık olabilmenin<br />
sırrının yine doğada gizli olduğunu<br />
ifade eden Levent Pelesen, “Barındığımız<br />
ya da bizleri koruyan alanları oluştururken,<br />
doğa ile uyumu yakalayan canlıları örnek<br />
alırsak; daha sağlıklı, güvenli ve en önemlisi<br />
doğaya saygılı yapılar meydana getiririz”<br />
diye konuştu.<br />
İZODER olarak, çevre dostu yapıların en<br />
önemli unsuru haline gelen ‘yalıtım’ konusunda<br />
kamu ve kamuoyunu bilinçlendirmeyi<br />
görev edindiklerini belirten İZODER Başkanı<br />
Levent Pelesen, şunları söyledi: “Yalıtım<br />
bilincini yaygınlaştırmak amacıyla 24 yıldır<br />
faaliyet gösteren ‘Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları<br />
Derneği İZODER’ olarak; günümüzde,<br />
dünyanın en önemli gündem konuları<br />
haline gelen ‘enerji’, ‘çevre’ ve ‘istihdam’<br />
kavramlarıyla direkt ilişkili bir sektörü temsil<br />
ediyoruz. Yalıtım sektörü, önemli ölçüde<br />
enerji ithal eden Türkiye ekonomisi için kritik<br />
önem taşıyor. Bugün gelişmiş ülkeler sıfır<br />
enerjili konutlar, pasif evler gibi konseptlere<br />
yönelmiş durumda. Türkiye’nin, İklim Değişikliği<br />
Paris Anlaşması’ndaki gibi uluslararası<br />
taahhütlerini yerine getirmesi, binalarda<br />
enerji verimliliği açısından yalıtımın sağlıklı<br />
gelişmesi yaşamsal önemdedir. Ayrıca ülke<br />
olarak tüm binalarımızın debreme karşı dayanıklı<br />
hale getirilmesi için su yalıtımı hayati<br />
önem taşımaktadır. Bunun yanı sıra hızlı<br />
kentleşmenin en önemli sorunlarından biri<br />
haline gelen kontrolsüz ses ve gürültüye karşı<br />
ses yalıtımı uygulamalarıyla başta çocuklarımız<br />
olmak üzere sağlığımızı korumalıyız.<br />
Yangına karşı ise en hızlı ve en güvenli şekilde<br />
yangın mahallinin terk edilmesini sağlayacak<br />
önlemler yangın yalıtımı ile mümkün<br />
olacaktır. Daha güvenli, sağlıklı, konforlu ve<br />
çevre dostu yapılara kavuşmamız için ülke<br />
olarak yalıtım bilincini artırmalıyız.”<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 21
TOKİ’den 35 “Mahalle” projesine ödül<br />
Bu yıl “Mahalle” temasıyla gerçekleştirilen ‘7 İklim 7 Bölge Ulusal Mimari ve Kentsel Tasarım<br />
Fikir Yarışması’nın ödülleri sahiplerini buldu. TOKİ ve iştirak şirketi Emlak Konut GYO tarafından<br />
düzenlenen ve 123 projenin değerlendirildiği yarışmada, 35 eser ödül almaya hak kazandı.<br />
Aktüel<br />
ve gayretin ürünü olan ödüllü eserlerin<br />
hayata geçirilmeden rafa kalkmasından<br />
mustarip olan mimarlık dünyamıza verdiğimiz<br />
sözü yerine getiriyoruz. Projeler kağıt<br />
üzerinde kalmayacak. 2014’te düzenlediğimiz<br />
mimari yarışmasının ödüllü eserleri,<br />
11.250 konutu kapsayan özgün tasarımlar<br />
olarak üretimdedir. Aynı şekilde ödüllü<br />
mahallerimizi de, nihai bir değerlendirmeyi<br />
takiben katıldıkları coğrafi bölgelerde inşa<br />
etmeye başlayacağız.” dedi.<br />
Ergün Turan / TOKİ Başkanı<br />
Mimarlık ve şehircilik uygulamalarında<br />
“mahalle” odaklı fikir ve arayışların önünü<br />
açabilmek amacıyla TOKİ ve iştirak şirketi<br />
Emlak Konut GYO tarafından “Mahalle”<br />
teması ile düzenlenen 7 İklim 7 Bölge<br />
Ulusal Mimari Kentsel Tasarım Fikir Yarışması<br />
sonuçlandı. 19 Ekim Perşembe TOKİ<br />
İstanbul Hizmet Binası’nda gerçekleştirilen<br />
ödül töreninde, mimarlık dünyası ve<br />
sektör temsilcileri bir araya geldi.<br />
TOKİ Başkanı Ergün Turan törende, 2014<br />
yılında yeniledikleri üretim yaklaşımlarıyla<br />
yeni bir çizgide konut üretimine başladıklarını<br />
vurgulayarak, az katlı yapılanmayı<br />
esas alan, bölgelerin yerel mimari çizgilerinden<br />
esinlenilen, mahalle konseptinde<br />
yeni yerleşimler kurulmakta olduğunu<br />
belirtti.<br />
“Mahalle, şehir modelinde en temel<br />
ölçek”<br />
2014’teki 7 İlkim 7 Bölge Ulusal Mimari<br />
ve Kentsel Tasarım Fikir Yarışması’nı<br />
‘Gelenekten Geleceğe’ konsepti ile düzenlediklerini<br />
hatırlatan Turan, “Kentsel<br />
yaşamla birlikte unutmaya başladığımız<br />
komşuluk ve mahalle olgusunu tekrar hayata<br />
geçirmek için bu yıl ‘Mahalle’ konseptiyle<br />
düzenlemeye karar verdik. Mahalle,<br />
şehirlerimizin geleneksel ve kadim değerlerinin<br />
günümüz yaşam koşullarına taşınmasında,<br />
bütün değerleri barındırması bakımından<br />
model olan en temel ölçekti. Bu<br />
nedenle, ‘mahalle’ dedik.” açıklamasında<br />
bulundu.<br />
Ödüllü Mahalle Projeleri<br />
Turan, Mahalle temasına mimarlık dünyasının<br />
gösterilen ilgi ve ortaya çıkan başarılı<br />
sonuçların, insan ölçeği- aidiyet- nitelikli<br />
sosyal çevre uyumu bakımından bu<br />
alandaki toplumsal arayışı da yansıttığına<br />
işaret etti. Ekiplerin, mimar, şehir plancısı,<br />
sosyolog, restoratör vb. ile disiplinler<br />
arası bir planlamayla yarışmaya katıldığını<br />
söyleyen Turan, yüksek katılımla gerçekleşen;<br />
123 projenin katıldığı yarışmanın<br />
ödüllü “Mahalle” projelerinin, önceki yarışmada<br />
olduğu gibi inşa edileceğini açıkladı.<br />
Turan, “TOKİ olarak, büyük bir emek<br />
Genç mimarlara fırsat<br />
“Projelerde önceliğimiz bölgesel çizgiler ve<br />
iklim koşullarıyla uyumlu, insanların uzun<br />
yıllar boyunca kaliteli ve huzurla yaşayabileceği<br />
bir yaşam alanının olmasıdır.” diyen<br />
Turan, şöyle devam etti: “Çok katlı yapılar<br />
yerine yatay mimari ile daha düşük katlı,<br />
hastanesi, okulu ve ibadethaneleriyle kendi<br />
içinde merkezi bulunan hayat merkezleri<br />
kurmayı hedefliyoruz. Yarışmalarla birlikte<br />
mimarlık öğrencileri ve genç mimarlarımıza<br />
kendilerini geliştirme ve ülkemiz mimarisini<br />
hak ettiği noktalara çıkarma fırsatı sunuyoruz.<br />
Ülke olarak elimizde yüzyıllara dayanan<br />
Türk mimari örnekleri var ve biz bunu bir<br />
fırsat olarak görüp iyi değerlendirmeliyiz.”<br />
Ödül alan projeler inşa edilecek<br />
Her bölgeye ayrı ayrı verilen ödüllerde, 1’inci<br />
125 bin TL, 2’nci 100 bin TL, 3’üncü 75 bin<br />
TL ve mansiyon sahipleri 35 bin TL ödül aldı.<br />
Ödül almaya hak kazanan projeler, kendi<br />
bölgelerinde inşa edilecek.<br />
Yarışmacıların disiplinler arası bir planlama<br />
ile katıldıkları yarışmada, ekiplerde en az bir<br />
mimar, şehir plancısı ve peyzaj mimarı bulunması<br />
şartı arandı. Mimarlık öğrencileri ise<br />
yarışmaya yardımcı olarak katılabildi.<br />
22<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Atılgan Royal<br />
Doka Kalıp - İskele Genel Müdürü Ender Özatay:<br />
“2018’i ‘Verimlilik Yılı’ ilan ettik”<br />
“Önümüzdeki yılı, müşterilerimizle olan ilişkilerimizi güçlendireceğimiz bir yıl olarak<br />
görüyoruz. Müşterilerimizin bugüne kadar bize karşı takındıkları olumlu tutumun karşılığı ve<br />
geri bildirimi şeklinde değerlendirmeye çalışacağız. 150 yıldır bize karşı duyulan güveni teyit<br />
eden çalışmalar içerisinde olacağız.”<br />
1868 yılında Avusturya’da ahşap işletme<br />
atölyesi olarak faaliyete başlayan Doka,<br />
günümüzde sektöründe marka bilinirliği<br />
ve güvenilirliği en yüksek olan uluslararası<br />
bir kalıp-iskele firmasıdır. İlk olarak 1985<br />
yılında ülkemizde faaliyetlerine başlayan<br />
Doka, o tarihten bu güne kadar Doka Türkiye<br />
olarak kendi sorumlu olduğu Türkmenistan,<br />
Azerbaycan ve Irak’a uzanan geniş<br />
bölgede faaliyetlerini başarılı bir şekilde<br />
gerçekleştirmekte. Doka Türkiye Genel<br />
Müdürü Ender Özatay ile Doka Türkiye’nin<br />
<strong>2017</strong> yılındaki faaliyetlerini ve gelecek yıla<br />
dönük planlarını ele almaya çalıştık. 2018<br />
yılının Doka’nın 150. yaşını kutlayacağı bir<br />
24<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
yıl olacağından bahseden Sayın Özatay;<br />
önümüzdeki yıla dönük farklı ve renkli pek<br />
çok faaliyetlere ve projelere imza atacaklarını<br />
ifade etti. Tüm stratejilerinin<br />
Doka’nın 150. yılı çerçevesinde şekilleneceğinin<br />
altını çizen Özatay, önümüzdeki<br />
yılın Doka Türkiye için büyümenin<br />
değil, karlılığın ve niteliğin konuşulduğu<br />
bir yıl olacağını anlattı.<br />
Türk kalıp-iskele sektörü hakkında<br />
kısaca bilgi verir misiniz?<br />
Türkiye, dünya kalıp ve iskele sektöründe<br />
çok önemli bir yerde. Ülkemizin bu<br />
alandaki tüm ihtiyacı yerli üreticilerin<br />
üretimleriyle karşılanmakta. Böylelikle<br />
endüstrimiz de bu yönde sürekli bir<br />
gelişim içerisinde bulunuyor. Global ölçekte<br />
bir kıyaslamaya gidildiğinde, sektörümüz<br />
dünyada sayılı Kalıp ve İskele<br />
üreticilerinden birisi durumunda. Tabii<br />
bu durum her şeyin kusursuz olduğu<br />
anlamını taşımıyor. Ülkemiz bu anlamda<br />
bir taraftan önemli bir üretim gücüyken<br />
diğer taraftan da ürün teknolojisi<br />
olarak dışa bağımlı halde. Maalesef<br />
Ar&Ge yapmak yerine sadece yurt dışında<br />
Ar&Ge’si yapılan ürünlerin üretimini<br />
yapıyor olmamız, yurt dışında geliştirilen<br />
ürünlerin ülkemizde üretilmesi dışında<br />
teknolojik anlamda bir değer ifade etmiyor.<br />
Umarım yerli firmalar, gerek yabancı<br />
firmalarla bilgi paylaşımı şeklinde<br />
bir iş birliği çerçevesinde gerekse kendi<br />
çalışmalarını hızlandırarak, bu alandaki<br />
eksikliklerini giderme yoluna giderler.<br />
Böylece kısa süre içerisinde sahip olduğumuz<br />
potansiyel ve iş gücünü daha verimli<br />
ve etkili kullanabiliyor hale geliriz.<br />
Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarında<br />
hangi konulara ağırlık<br />
veriyorsunuz?<br />
Biz geleceğin artık şantiyelerde insan<br />
gücüyle değil tamamen robotlarla imal<br />
edilen konutlarda olacağını düşünüyoruz.<br />
Bu perspektifimiz doğrultusunda<br />
<strong>2017</strong> yılında Amerika’da Contour Crafting<br />
firmasını satın aldık. Bu firma hali<br />
hazırda konut üretimi yapacak robotların<br />
üretimini yapıyor ve bu konuda teknoloji<br />
geliştiriyor.<br />
Dünyanın nüfus artış hızının sürekli<br />
yükselmesiyle konut ihtiyacı da artmakta.<br />
Şu an kullanılan geleneksel üretim<br />
şekli belli bir süre sonra yetersiz kalacak.<br />
Altyapı ve konut üretimlerinde zamanla<br />
insan gücü olmadan daha hızlı<br />
bir üretim şekline ihtiyaç duyulacak.<br />
Doka bunu şimdiden ön görerek bu<br />
alandaki yatırımlarını yapmaya başladı.<br />
Üretim hızını biraz daha somutlaştırmak<br />
adına örnek vermek gerekirse, bu<br />
sistemle 100 m 2 bir konut 20 saat gibi<br />
kısa bir sürede yapılabiliyor. Şu an bu<br />
sistemle kurulmuş Dubai’de bir medya<br />
merkezi dahi bulunmakta. Az önce de<br />
bahsettiğim gibi, insan gücü olmaksızın<br />
yapı üretimi robotla gerçekleştiren<br />
teknolojiyi üreten, tamamen bu alanda<br />
faaliyet gösteren bir firmayı satın aldık<br />
ve Ar&Ge’mizi orta ve uzun vadeli periyodlarla<br />
bu yeni sisteme entegre etmenin<br />
altyapısını oluşturuyoruz.Ayrıca;<br />
geçen yıl geliştirdiğimiz başka bir inovasyona<br />
daha değinmek isterim. Concremote<br />
adlı, betonun içine önceden<br />
yerleştirdiğimiz sensörlerle tüm bilgileri<br />
bir merkezde toplayıp işledikten sonra,<br />
cep telefonunuza indirdiğiniz bir uygulama<br />
aracılığıyla betonun ne zaman priz<br />
aldığı, kalıbın sökülüp sökülmemesine<br />
dair bilgilere erişebiliyorsunuz. Bu teknoloji<br />
sektörde şu anda sadece bizde<br />
bulunmakta. Biz isteriz ki, sektördeki<br />
rakiplerimiz olan diğer aktörler de,<br />
bu tarz önemli verilerin işlenebileceği<br />
teknolojilere sahip olsunlar. Bu inovasyonlar<br />
sektörün genel standartlarını<br />
yükseltecek en önemli etkenler. Bu<br />
anlamda kapımızı çalan herkese elimizden<br />
gelen hizmeti sunmaktan da mutluluk<br />
duyarız.<br />
Sektörde dernekleşme çabası hala<br />
sürmekte. Maalesef, kapsayıcı ve<br />
güçlü bir ses duyamıyoruz. Bu konuda<br />
neler söylemek istersiniz?<br />
Sektörümüzün dernekleşmesinde ne<br />
yazık ki sektörü kapsayacak bir çalışma<br />
yapılmadı. Bunların en önemlisi,<br />
tüzüklerinde de yer verdikleri şekliyle<br />
Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı<br />
firmaları dernek üyeliğine kabul etmemeleri.<br />
Yerli ya da yabancı diye bir<br />
takım sebeplerden firmaları ayırarak<br />
bir dernek oluşumuna gitmenin kapsayıcılıktan<br />
ve temsilden uzak kısır bir<br />
organizasyondan öteye gidebileceğini<br />
sanmıyorum. Bu bağlamda mevcut<br />
dernek oluşumlarının kalıp ve iskele<br />
sektörünü temsil etmekten uzak olduğunu<br />
belirtmek isterim. Dernekleşme<br />
çalışmalarının başarılı bir örneğini<br />
tüm sektörlerde görebilirsiniz. İzoder,<br />
Suder, Çatıder, İmsad gibi organizasyonlar<br />
mevcut sektörlerinde yerli & yabancı<br />
firma ayrımını yapmaksızın tüm<br />
sektörleri temsil eden yapılardır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 25
Ülkemizde gerçekleşen büyük<br />
ölçekli projelerin hemen hemen<br />
tamamında yer alıyorsunuz.<br />
Buralardan aldığınız geri dönüşler ne<br />
yönde gerçekleşiyor?<br />
Gayet başarılı ve olumlu geri dönüşler almaktayız.<br />
Örnek vermek gerekirse, İzmit<br />
Doka Kalıp - İskele<br />
Genel Müdürü Ender Özatay<br />
Körfez Geçişi, Kuzey Marmara Otoyolu ve<br />
3. Havalimanı gibi projeler birbiriyle ilişkili<br />
projeler. Biz bunların tamamında yer aldık.<br />
Bizim çalışmalarımızdan gayet memnun<br />
kaldılar. Bu tür büyük ve nitelikli projelerde<br />
tercih edilmeye devam edeceğimize inanıyorum.<br />
Özellikle alt yapı çalışmaları olan<br />
otoyollar, tüneller, hastaneler gibi projelerde<br />
tercih ediliyoruz ve önümüzdeki sene<br />
için de bu şekilde devam edeceğimizi düşünüyorum.<br />
Özellikle son 3 yıldır zorlu ve<br />
spesifik projelerin yanında pazar payımızı<br />
artırmak adına tabana da yayılmaya başladık.<br />
Köprü ve konut projeleri gibi genel projelere<br />
karşı da olumlu yaklaşıyor, çalışmayı<br />
üstlenmekten çekinmiyoruz. Şu an faal olduğumuz<br />
247 tane şantiyemiz mevcut.<br />
Dünya genelinde sektör sizce<br />
en hızlı hangi bölgede büyüme<br />
kaydetti?<br />
Global ölçekte baktığımızda, bu yıl en çok<br />
büyüme sürpriz bir şekilde Avrupa Bölgesinde<br />
gerçekleşti. Mülteci akınlarının olması,<br />
yeni konut ihtiyaçları ve az da olsa<br />
kentsel dönüşüm çalışmalarının etkisiyle<br />
Avrupa’da bir inşaat furyası başlamış<br />
durumda. Özellikle Almanya’da Kalıp ve<br />
İskele sektörü tarihinde görülmemiş bir<br />
şekilde Euro bazında %20 bir büyüme<br />
gerçekleştirdi. Aslında bu gelişme Türk firmaları<br />
için de büyük bir fırsat oluşturmuş<br />
durumda. Yerli firmalar için bu yeni durum<br />
Avrupa pazarında rekabet edebilmek adına<br />
bir avantaj olarak görülmeli. Biraz geç<br />
kalınmış olsa da hala bir fırsat var diye<br />
düşünüyorum.<br />
Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlarınız<br />
veya projeleriniz neler olacak?<br />
Önümüzdeki yılın da bu yıl gibi iyi bir yıl<br />
olacağını düşünüyoruz. Türkiye’nin genel<br />
Mersin Liman Köprüsü<br />
26<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
3. Havalimanı<br />
büyümesi, <strong>Yapı</strong> ve İnşaat Sektörü’ne tamamen<br />
yaslanmış durumda. Bu sebepten<br />
bu sektördeki büyümenin hız kesmeden<br />
devam edeceğini öngörüyoruz.<br />
Biz ayrıca sektördeki gelişmeleri sayısal<br />
bazda da takip edebiliyoruz. Elimizdeki<br />
verilere dayanarak 2018 yılında gerçekleşecek<br />
projelerin bu yılkinden daha az<br />
olmayacağını söyleyebiliriz.<br />
Yeni yatırım ve proje anlamında ise,<br />
2016 yılında yaptığımız 74 milyon TL<br />
yatırıma ilave olarak <strong>2017</strong> yılında da ülkemizde<br />
40 milyon Liranın üzerinde bir<br />
yatırım gerçekleştirdik. Aynı zamanda,<br />
yılbaşında hedeflediğimiz oranın üzerinde<br />
hemen hemen 3 katı bir büyüme<br />
gerçekleştirdik. Bu hızlı büyümenin kendi<br />
içinde riskleri de bulunmakta. Bu sebepten<br />
önümüzdeki yıl tamamen karlılığı ve<br />
verimliliği artırmaya odaklanacağız.<br />
O halde, 2018 yılında odak<br />
noktanız ne olacak?<br />
2018 yılı için iki ana stratejimiz bulunmakta.<br />
Bir tanesi ‘İş Stratejisi’ ve diğeri<br />
‘İletişim Stratejisi’ olacak. 2018 yılının<br />
150. Yılımız olması hasebiyle ‘İletişim’<br />
alanındaki tüm çalışmalar ve stratejileri<br />
bu perspektifte ele almayı planlıyoruz.<br />
Gerçekleşecek tüm faaliyetlerimiz bu<br />
ana fikir etrafında şekillenecek. Oluşturacağımız<br />
tüm stratejilerimiz de bu alanda<br />
kümelenecek. Müşterilerimizle olan<br />
ilişkilerimiz ve medyayla olan bağımızı<br />
yine bu zeminde daha da güçlendirmeyi<br />
planlıyoruz. Bu yılı, müşterilerimizle ilişkilerimizi<br />
güçlendirme ve bir geri bildirim/<br />
besleme şeklinde değerlendirmeye çalışacağız.<br />
150 yıldır bize karşı duyulan<br />
güven ve itimadı teyit eden çalışmalar<br />
içerisinde olacağız.<br />
İş Stratejimize geldiğimizde ise; 2018<br />
yılını ‘Verimlilik Yılı’ olarak ilan etmiş<br />
durumdayız. Tüm iş birimleri ve üretim,<br />
iç organizasyonlarımız, müşterilerimize<br />
olan yaklaşımlarımız ve pazarda seçeceğimiz<br />
projelerimiz gibi tüm süreçlerde<br />
hedef ve odak noktamız, verimliliğimizi<br />
daha yüksek noktaya taşımak şeklinde<br />
olacak. Genel ciromuzu artırmak yerine<br />
karlılığımızı esas alacağız. Yine bu bağlamda<br />
şu anda 78 olan personel sayımızı<br />
yeni yıla girmeden 110’a çıkarmayı planlıyoruz.<br />
Daha fazla istihdam ile verimliliğimizi<br />
artırırken iç yapımızda da niteliksel<br />
farklılıklara gideceğiz. <strong>2017</strong> yılının ilk 9<br />
ayına baktığımızda çok güçlü çift haneli<br />
bir büyüme kaydettiğimizi görüyoruz.<br />
2018 yılında bu büyümenin tek haneye<br />
yakın çift haneli olmasını planlıyoruz.<br />
Hızlı ve ciro bazında bir büyüme yerine,<br />
karlılık odaklı ve istihdamı da artırarak<br />
niteliğin ve verimliliğin ön plana çıkacağı<br />
bir çalışma yılı olacak.<br />
Doka Kalıp ve İskele Sistemleri<br />
olarak kurumsal sosyal sorumluluk<br />
alanında önemli çalışmalara<br />
imza atıyorsunuz. Biraz da sosyal<br />
sorumluluk çalışmalarınızdan<br />
bahsetmek ister misiniz?<br />
Şirketimiz (Doka Genel Merkezi) geçen<br />
yıl Doka Vakfı adında bir vakıf kurdu. Bu<br />
vakıf her ülkede 2018 yılı içerisinde eğitim<br />
projelerine destek verme kararı aldı.<br />
Bizler de Doka Türkiye olarak, Ege bölgesinde<br />
bir köyde gerçekleşmek üzere eğitimle<br />
ilgili bir proje çalışması yaptık. Şu<br />
an geliştirilme aşamasındayız. Doka Genel<br />
Merkezinden onay aldığımız takdirde<br />
projemiz planlanan faaliyetlerine başlayacak.<br />
Bunun yanı sıra her yıl düzenli olarak<br />
mühendislik gruplarına, üniversitelere ve<br />
meslek kulüplerine maddi yardım ve Ar&-<br />
Ge hizmeti anlamında destekler veriyoruz.<br />
İstihdam ve personel eğitimi<br />
anlamında ne tür sıkıntılar<br />
yaşıyorsunuz?<br />
Bahsettiğim gibi önümüzdeki yıla 110 personel<br />
ile girmeyi planlıyoruz. Bu alandaki<br />
en çok alım mühendis ve üretim ustası<br />
şeklinde gerçekleşecek. İstihdamında<br />
en çok zorlandığımız personeller genelde<br />
üretim ustaları oluyor. Bu alanda yetişmiş<br />
insan bulabilmek gerçekten zor. Bu alanda<br />
atılması gereken adımların farkında<br />
olmakla birlikte, gerek meslek odaları,<br />
gerekse üniversiteler ve özel sektör anlamında<br />
bir araya gelerek yeterli çalışmaları<br />
gerçekleştiremediğimizi de üzülerek ifade<br />
etmeliyim.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 27
Çözüm Ortağı<br />
Doka Kalıp - İskele Sistemleri<br />
Amasya ve Tokat’ı kavuşturdu<br />
Ülkemizde sayısız köprü ve viyadük projesine kalıp-iskele sistemleri ve mühendislik hizmeti<br />
sunan Doka, Amasya Çevre Yolu projesinin de çözüm ortağı oldu. Karayolları 7. Bölge<br />
Müdürlüğü tarafından yapılan Amasya’daki projenin kilit noktalarından biri olan Amasya-<br />
Tokat Kavşak Yolu Köprüsü Doka sistemleri ile hızlı ve en güvenli şekilde inşa edilecek.<br />
Amasya Çevre Yolu projesi trafik çilesine<br />
son verecek. Karadeniz Bölgesi’nin, Türkiye’nin<br />
iç ve güney bölgeleriyle bağlantı<br />
noktası olan Amasya-Tokat arasındaki<br />
şehirlerarası geçişin şehir merkezinin içinden<br />
geçmesi sebebiyle oluşan trafiğe son<br />
verecek projenin, hem şehirlerarası ulaşımı<br />
kolaylaştırması hem de şehir içi trafiğini<br />
rahatlatması bekleniyor.<br />
Amasyalılar tarafından büyük bir heyecanla<br />
beklenen bu büyük projenin en önemli<br />
noktalarından biri olan 264 m uzunluğundaki<br />
Kavşak Yolu Köprüsü, çevre yolunun<br />
mevcut Amasya- Tokat yoluna katılımını<br />
sağladığı için ayrı bir önem teşkil ediyor.<br />
Zorlu şekillere uygun kalıp sistemi 2 adet<br />
kenar ayak ve 5 adet orta ayaktan oluşan<br />
Kavşak köprüsünün sahip olduğu eğri<br />
geometrik yapının ve projenin bulunduğu<br />
arazinin yarattığı zorluklara Doka mühendisleri<br />
yine en uygun çözümü buldu.<br />
Projeye temin edilen Top 50 Kalıp Sistemi,<br />
Frami Xlife Çerçeveli Kalıp Sistemi<br />
ve d2 Yüksek Kapasiteli Ağır Yük Taşıyıcı<br />
İskele Sistemi sayesinde kavşak köprüsünün<br />
inşaatı en hızlı ve en güvenli şekilde<br />
sürdürülüyor.<br />
Bağlantı köprüsü olması nedeniyle çok<br />
hareketli bir geometriye sahip olan köprü<br />
inşaatı için farklı geometrilere uyum sağlayabilen<br />
yapısı ile Doka d2 Yüksek Kapasiteli<br />
Ağır Yük Taşıyıcı İskelesi en ideal çözüm<br />
sağlandı. İskele sisteminde yer alan<br />
ve her yüksekliğe hitap eden 3 tip 1,53<br />
m genişliğindeki ana çerçeve, krikolu ayak<br />
ve krikolu başlık sayesinde yükseklik ayarları<br />
istenilen şekilde yapılabiliyor. Böylelikle<br />
içerisinde farklı yükseklikler barındıran<br />
projeler için en ideal ve kolay çözüm sağlanabiliyor.<br />
Ayrıca galvanizli yapısı ve milimlik et kalınlığı<br />
sayesinde burkulma veya herhangi bir<br />
bozulmaya olanak sağlamadığı için işçiler<br />
için de en güvenli çalışma ortamı sağlanmış<br />
oldu.<br />
28<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Aktüel<br />
THBB’den<br />
sektöre özel iş sağlığı ve güvenliği eğitimi<br />
Türkiye Hazır Beton Birliği, üye firmaların 18 binden<br />
fazla personelini iş sağlığı ve güvenliği konusunda<br />
eğitmeyi hedefliyor.<br />
Yavuz Işık / Avrupa Hazır Beton Birliği<br />
(ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Türkiye’de standartlara uygun beton üretilmesi<br />
ve inşaatlarda doğru beton uygulamalarının<br />
sağlanması için çalışan Türkiye<br />
Hazır Beton Birliği (THBB), beton ve ilgili<br />
sektörlerin gelişimine yönelik faaliyetlerine<br />
devam ediyor. Kalite, çevre, iş sağlığı<br />
ve güvenliği, eğitim ve sürdürülebilirlik<br />
uygulamalarıyla hazır beton sektörünün<br />
gelişimine büyük katkı sağlayan THBB,<br />
kuruluşundan bu yana örnek çalışmalara<br />
imza atıyor. THBB son olarak, üye firmaların<br />
tesislerindeki tüm çalışanların özel<br />
bir iş sağlığı ve güvenliği eğitiminden geçirilmesi<br />
hedefiyle yola çıktı. Bu kapsamda<br />
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu<br />
ile uyumlu hazır beton sektörüne yönelik<br />
temel iş sağlığı ve güvenliği eğitim içeriği<br />
hazırlandı. Hazırlanan eğitim dokümanları<br />
ve ekleri 30 adet video ile zenginleştirilerek<br />
daha verimli hale getirildi. Hazır beton<br />
sektörüne özel bu içeriğin hazırlanmasının<br />
ardından THBB, “6331 Sayılı İSG Kanunu<br />
Kapsamında Temel İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
Eğitimi” kapsamında “Hazır Beton Sektörüne<br />
Yönelik İSG Eğiticisinin Eğitimi Semineri”<br />
düzenleyecek. THBB tarafından<br />
hazırlanan özel eğitim içeriği kullanılarak<br />
ekim ayından itibaren 3 ayrı gruba birer<br />
günlük eğiticinin eğitimi semineri verilecek.<br />
Düzenlenecek özel eğitimlerle üye<br />
firmaların hazır beton tesislerinde iş sağlığı<br />
ve güvenliğinden sorumlu personellerin<br />
eğitilmesi ve bu eğitmenlerin çalıştıkları<br />
tesislerdeki personeli bu özel içeriği kullanarak<br />
eğitmesi hedefleniyor. <strong>Yapı</strong>lan çalışma<br />
sonunda Türkiye Hazır Beton Birliği<br />
üyesi 87 firmanın 18 binden fazla çalışan<br />
iş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitilmiş<br />
olacak.<br />
İş sağlığı ve güvenliği konularına<br />
dikkat çekilecek<br />
THBB’nin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki<br />
çalışmalarıyla ilgili değerlendirmelerde<br />
bulunan Avrupa Hazır Beton<br />
Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu<br />
Başkanı Yavuz Işık, “THBB olarak kalite,<br />
çevre, eğitim ve sürdürülebilirlik konularında<br />
çalışmalarımızı sürdürürken, sektörümüzde<br />
iş sağlığı ve güvenliği konularına<br />
dikkat çekmek için de çalışmalar gerçekleştiriyoruz.<br />
2010 yılından bu yana hazır<br />
beton sektöründe iş kazalarını önlemek<br />
ve farkındalığı artırmak amacıyla üyelerimizin<br />
katıldığı Mavi Baret İş Güvenliği Yarışmalarını<br />
düzenliyoruz. Son olarak, üye<br />
firmaların tesislerindeki tüm çalışanların<br />
özel bir iş sağlığı ve güvenliği eğitiminden<br />
geçirilmesi hedefiyle yola çıktık. Bu kapsamda<br />
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği<br />
Kanunu ile uyumlu hazır beton sektörüne<br />
yönelik özel bir temel iş sağlığı ve güvenliği<br />
eğitim içeriği hazırladık. Hazır beton<br />
sektörüne yönelik olarak eğitim dokümanı<br />
hazırlanması ve sonrasında eğitim verilmesi<br />
vesilesiyle sektörümüzde iş sağlığı<br />
ve işçi güvenliği uygulamaları konusundaki<br />
hassasiyeti artırmayı ve insana verilen<br />
değerin altını çizmeyi hedefliyoruz. Bu çalışmamız<br />
hazır beton ve ilgili sektörlerde<br />
iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının artmasına<br />
katkı sağlayacak.” dedi.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 29
Merzifon’da AB Projesinde PERI İmzası!<br />
Merzifon Evsel Atıksu Arıtma Tesisi<br />
İnşaatı Projesi<br />
30<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
Proje hakkında genel bilgiler:<br />
PROJE<br />
: MERZİFON EVSEL ATIKSU ARITMA TESİSİ İNŞAATI İŞİ<br />
YERİ<br />
: MERZİFON / AMASYA<br />
İŞVEREN<br />
: ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI AB BİRLİĞİ YATIRIMLARI DEPARTMANI<br />
ANA YÜKLENICI FIRMA : GEZER ENDÜSTRİ İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.<br />
KALIP SISTEMLERI : TRIO PERDE KALIP SİSTEMİ<br />
SERVİS<br />
: PERI ANKARA<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 31
Merzifon Evsel Atıksu Arıtma Tesisi projesi<br />
ile Türk mevzuatı ve AB müktesebatına<br />
uygun olarak Merzifon Belediyesi için bir<br />
Atıksu yönetim sisteminin kurulması, bölgedeki<br />
çevre kirliliğinin kademeli olarak<br />
azaltılması hedeflenmektedir. Proje Merzifon’un<br />
geleceği için büyük bir önem taşımaktadır.<br />
Projeyi GEZER Endüstri İnşaat<br />
San. Ve Tic. A.Ş. üstlenmiştir.<br />
Şantiye şefi Cihangir Emre AKYÜZ projenin<br />
8952 m³/gün kapasiteli (44.760 nüfus<br />
eşdeğer) karbon içeriği giderimi yapan<br />
Biyolojik Arıtma Tesisi İnşaatı olduğunu<br />
belirtti. Ayrıca proje kapsamında;<br />
•Tüm mekanik ekipman ve enstrümantasyon<br />
temini, PLC ve SCADA kullanımı ile tesisin<br />
otomatik kontrolünün yapılması,<br />
•Havalandırmalı Kum ve Yağ Tutucu binası<br />
inşaatı,<br />
•Havalandırma Havuzları (3936m³) inşaatı,<br />
•Son Çökeltme Havuzları inşaatı,<br />
•Aerobik Çamur Çürütücü Sistemi binası<br />
inşaatı,<br />
•Çamur Susuzlaştırma Binası inşaatı,<br />
•Koku Giderim Sistemi Binası inşaatı,<br />
•Havalandırma Havuzları ve Blower Binası<br />
inşaatı,<br />
•İşletme Binası inşaatı,<br />
•Atölye Binası inşaatı,<br />
•Diğer tüm inşaat işleri,<br />
•Tesisin 90 gün işletilmesi,<br />
•Tesisin 1 yıl süre ile teknik takip ve refakatının<br />
yapılması,<br />
İşlerinin yapılacağını aktardı.<br />
Uzman gücü, kaynakları, tecrübeli çalışan<br />
kadrosu ve bilgi birikimini bünyesinde toplayan<br />
GEZER Endüstri İnşaat San. Ve Tic.<br />
A.Ş. 30 yıldır çağdaş ilkeleri, ileri teknolojisi,<br />
kalite bilinci ve yansıttığı güvenle<br />
endüstriyel tesisler, inşaat ve çevre teknolojileri<br />
sektöründe büyük projelere imza<br />
atarak bu AB projesini de hızlı ve kaliteli<br />
bir şekilde yürütmektedir.<br />
POJEDE KULLANILAN PERI KALIP<br />
SİSTEMLERİ HAKKINDA TEMEL<br />
BİLGİLER<br />
TRIO PERDE KALIBI<br />
TRIO kalıp sistemi; çelik veya alüminyum<br />
karkas sisteminin üzerine 18 mm’lik kalıp<br />
kontraplağının “plywood 240 gr/m² fenol<br />
kaplı” özel perçinler yardımıyla sabitlenmesi<br />
ile oluşur. TRIO kalıp sistemindeki<br />
perçin aplikasyonunun bir özelliği de beton<br />
yüzeyinde hiçbir iz bırakmamasıdır.<br />
Böylece beton döküm esaslarına uyulduğu<br />
taktirde yüzeyde en ufak bir pürüze<br />
bile rastlanmaz. TRIO kalıp sistemi genel<br />
olarak 60cm, 120 cm, 270 cm, 330 cm<br />
olmak üzere 4 yükseklikten ve 30 cm den<br />
başlayıp 30 ar cm aralıklarla artan 6 ge-<br />
32<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
nişlikten oluşur. Ayrıca bu panel yüksekliklerine<br />
ait TWE ve TGE köşe elemanları<br />
mevcuttur. TRIO 270 cm’lik panel max<br />
81.0 kN/m2 , TRIO 330 cm‘lik panel ise<br />
max 83.0 kN/ m2 lik taze beton basınçlarına<br />
karşı dayanıklıdır. TRIO 2.70 x 2.40<br />
cm’lik standart çelik panelin ağırlığı 328<br />
kg, TRIO 2.70 x 0.90 cm’lik alüminyum<br />
panelin ağırlığı ise 70 kg’dır.<br />
TRIO kalıp sisteminde kullanılan tek bağlantı<br />
elemanı BFD kilittir. Tek bir bağlantı<br />
elemanı ile bütün sistem yatayda ve düşeyde<br />
aynı hizaya getirilir ve paneller sıkıca<br />
birleştirilir. BFD kilit sistemi, panellerin<br />
yatayda ve düşeydeki bağlantılarını sağlamasının<br />
yanı sıra iki panel arasındaki<br />
10cm’ ye kadar olan boşluklarda ahşap<br />
dolgu elemanı konarak bu paneller arasındaki<br />
bağlantıyı sağlar, maksimum çekme<br />
kuvveti kapasitesi 20kN dur. TRIO kalıp<br />
sistemi 12.00 m lik bir yüksekliğe ek bir<br />
önlem alınmasına ihtiyaç duymadan BFD<br />
kilit sistemi ile ulaşabilir. BFD kilit sisteminin<br />
tek bir kişi tarafından ve sadece bir<br />
çekiç yardımıyla monte ve demonte edilebilmesi<br />
TRIO kalıp sisteminin şantiyedeki<br />
aplikasyonunun büyük ölçüde hızlandırır.<br />
Aşağıda BFD kilit ve BFD kilit ile panellerin<br />
bağlanmasına ait bir uygulama görülmektedir.<br />
TRIO kalıp sisteminin bir yüzünde, kalıp<br />
sistemini şaküle almak için şakül payandaları<br />
ve beton dökümü esnasında çalışanların<br />
güvenliğini ve rahat çalışmasını<br />
sağlamak amacıyla betonlama konsolu<br />
bulunur. Payandalar sisteme tespit kafaları<br />
yardımı ile kolayca adapte edilir. TRIO<br />
kalıp sistemi, diğer PERI sistemlerinde olduğu<br />
gibi tie-rod lar ile ankre edilir. Tie-rod<br />
ların çekme yükü 90 kN dur.<br />
TRIO kalıp sisteminin diğer PERI sistemleri<br />
ile CB, SB, FB180-2, ASG160, KGF240,<br />
SKS gibi senkronize olabilmesi, karmaşık<br />
ve özel projelerde kullanıcıya çok geniş<br />
bir çözüm yelpazesi sunar. TRIO kalıp sistemi,<br />
perde, temel ve kolon kalıpları için<br />
ideal ve pratik bir çözümdür.<br />
Proje Müdürü Serkan Bolsoy;<br />
Atıksu arıtma tesisleri karakteri gereği zorlu ve deneyim gerektiren imalat metotları barındırmaktadır.<br />
Kalıp ve iskele alanında yıllardır çözüm ortağımız olan PERI ile projemizde<br />
emniyetli ve kaliteli imalatlar yapıyoruz. Özellikle betonarme perde duvar imalatlarında,<br />
projemizde bulunan değişik kesit, geometri ve yüksekliklere TRIO kalıp sistemi sayesinde<br />
kolay çözümler bulabildik. TRIO sistemin kolay ve güvenli montaj-demontaj yapılabilmesi,<br />
bizlere emniyetli, süratli ve rahat çalışabilme imkânı sundu. Teşekkürler PERI.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 33
PERI DUO<br />
Tek bir sistem ile<br />
perde, kolon ve döşeme imalatı<br />
DUO kalıp sistemi çok kolay taşınabildiği ve düşük bir ağırlığa<br />
sahip olduğu için yenilikçi bir sİstemdir. Sadece malzeme<br />
yapısından dolayı değil, tüm tasarım konsepti ile yenilikçi bir<br />
sistemdir. Sistem, çok az sayıda malzeme çeşitliliği ile kolon,<br />
perde ve döşeme imalatlarının gerçekleşmesini sağlar.<br />
Panel ve betonla temas eden yüzey elemanına ek olarak, çoğu<br />
DUO elemanı politek malzemeden üretilmiştir. Bu yeni geliştirilen<br />
ürün, oldukça hafif olmasının yanı sıra, yüksek taşıma<br />
kapasitesine sahiptir.<br />
<strong>Malzeme</strong> yapısının dışında, kalıp elemanlarının kolay bir şekilde<br />
tutulması ve taşınabilmesine de oldukça önem verilmiştir.<br />
DUO sistemine ait neredeyse tüm uygulamalar herhangi bir harici<br />
alete ihtiyaç duyulmadan yapılır ve çalışma adımları oldukça<br />
kolaydır. Kalıp uygulamaları hakkında çok az bir tecrübeye<br />
sahip kişiler bile DUO sistemi ile çok hızlı ve verimli bir şekilde<br />
çalışabilir. Perde, kolon ve döşeme imalatında kullanılan sistem<br />
elemanlarının çoğu, çalışanların performans ve verimliliği<br />
arttırır.<br />
Advertorial<br />
DUO paneller yatay ve dikey uygulamalar için kullanılabilir.<br />
Yatırım ve lojistik maliyetinin yanısıra, çalışanların eğitim ücretini<br />
de en aza indirir.<br />
Bu sistemin en büyük avantajı birden fazla alanda kullanılabilir<br />
olmasıdır. Paneller kolon, perde ve döşeme imalatı için<br />
kullanılabilir. Buna ek olarak, köşe ve bağlantı elemanı gibi<br />
malzemeler birden çok uygulamada kullanılabilecek şekilde<br />
tasarlanmıştır. Bu sayede sahadaki malzeme çeşitliliği ihtiyacı<br />
azalır ve daha sade ve rahat uygulama alanları oluşturulur.<br />
DUO’nun tüm kullanım süreci gözlemlenirse avantajları belirgin<br />
bir şekilde görülebilir. Kullanıcılar bu çok yönlü kalıp sistemi<br />
ile daha verimli kullanım elde eder, daha az istifleme<br />
alanına ihtiyaç duyulur ve sahaya transfer ücretleride önemli<br />
derecede azalır.<br />
Her görev için ergonomik kullanım Hafif, el ile taşınabilen, vinçsiz kullanım<br />
Sistem elemanlarının kullanım kolaylığı ve düşük ağırlığı<br />
iş sahasında üretim verimliliğini arttırır.<br />
DUO sisteme ait elemanların hiç biri 25 kg’dan fazla değildir.<br />
Bu sayede vince gerek duyulmaz, el ile taşınabilir. Personeller<br />
için, düşük ağırlıklarla çalışmak daha az yorucu olduğu için,<br />
günlük çalışma konsantrasyonunu yükseltir ve sahadaki iş<br />
kazası riskini azaltır. Bunun yanı sıra, elemanların hiç birinde<br />
keskin kenar olmadığı için yaralanma olasılığını da minimuma<br />
indirir.<br />
Yine de vinç kullanılması zorunlu ise, düşük kaldırma kapasiteli<br />
vinçler yeterli olacaktır. Bu sayede ekstra vinç masrafı da<br />
azaltılabilir.<br />
DUO bağlantı elemanı, sistem elemanlarının kullanımının<br />
çok kolay olduğunun en iyi örneğidir.<br />
DUO bağlantı elemanı doğrudan çerçeve boşluğuna geçirilip,<br />
hiçbir alete ihtiyaç duyulmadan el ile 90 derece döndürülerek<br />
monte edilir. Bu bağlantı tam anlamıyla panelleri aynı hizaya<br />
getirir. Monte edildikten sonra bu kilitlerin dışa doğru çıkıntılı
ir yapıda olmaması, panellerin üst üste konularak çok kolay<br />
istiflenebilmelerine olanak tanır.<br />
Bağlantı elemanları;<br />
, Panelleri birbirine bağlamak için,<br />
, Köşe elemanlarının panellerle bağlantısı için,<br />
, Dolgu elemanlarının duvar kalınlığı belirleme elemanı ile bağlantısında,<br />
kullanılır.<br />
DUO paneller üzerindeki kiriş boşlukları kolay tutabilme<br />
imkanı sağlarken aynı zamanda bağlantı elemanının<br />
monte edildiği yer olarak görev yapar.<br />
DUO sistem elemanlarının karakteristik özellikleri,<br />
kolay kullanımı ve düşük ölçülerde olmalarıdır.<br />
Bağlantı elemanları pürüzsüz bir şekilde panelleri birbirine<br />
bağlarken, monte halde panel üzerinde dışa<br />
doğru çıkıntılı bir yapıda değildir ve düz bir görünüm<br />
sunar.<br />
Betonla temas eden yüzey elemanının kolay değişimi Sadece bir kaç vida ile kolay bir bakım olanağı<br />
DUO’nun önemli bir özelliği de betonla temas eden yüzey<br />
elemanının herhangi bir özel alete ihtiyaç duyulmadan kolay<br />
bir şekilde değiştirilmesidir.<br />
DUO sistem elemanları ve betonla temas eden yüzey elemanı politekden<br />
yapıldığı için oldukça uzun ömürlüdür. Düzgün kullanım<br />
ve düzenli bakım ile DUO elemanları yıllar boyunca kullanılabilir.<br />
Betonla temas eden yüzey üzerindeki küçük sıyrıklar kolaylıkla tamir<br />
edilebilir. Gerekli ise bu eleman değiştirilebilir.<br />
Kolon Kalıbı Standart Uygulamaları 5 cmlik artışlarla kare ve dikdörtgen kolonlar<br />
DUO ile kenar uzunları 15 cmden 55 cm’ye kadar ve 5 cmlik artışlarla tie-roda<br />
gerek duyulmadan dikdörtgen ve kare kolon imalatları yapılabilir.<br />
Çok Amaçlı Panel DMP 45 ya da DMP 75, Köşe bağlantı elemanı ve DUO Chamfer<br />
Strip Kolon imalatı için kullanılır.<br />
2 çok amaçlı panel birbirine, DUO köşe bağlantı elemanı ve DUO köşe saplamasıyla doğru açıda bağlanır.<br />
Kolon ölçülerine göre 5’er cmlik artış veya azaltma uygulanabilir.<br />
Köşe bağlayıcısı kolayca panele<br />
takılır ve sonra çok amaçlı<br />
panele DUO köşe saplaması ile<br />
bağlanır ve güvenli hale gelir.<br />
DUO’nun döşeme kalıbı olarak kullanılması Güvenli şekilde sistematik kurulum<br />
DUO oldukça hafiftir ve 30 cm beton kalınlığına kadar kirişsiz döşemeler için döşeme kalıbı<br />
olarak kullanılabilir. Kurulumu oldukça pratik elemanları, döşeme kenarı veya dolgu gerektiren<br />
diğer boşluklar gibi çeşitli uygulamalara olanak tanır. DUO ile döşeme kalıbı kurulumu<br />
bir alt döşeme kotundan rahatlıkla yapılabilir. DUO ızgaralı yapısı sayesinde yandaki resimde<br />
görüldüğü gibi bir yardımcı ekipman ile kolayca kaldırılarak yatay konumuna getirilebilir. Kurulumu<br />
oldukça basit olan bu kalıp sistemi ile daha önce bu kalıp hakkında eğitimi olmayan<br />
bir personel bile kolayca kurulumunu gerçekletirebilir.
Kuzey Marmara Otoyolu Projesi<br />
‘TMS’ ile yol alıyor<br />
Ülkemizin en büyük metropolleri ve sanayi<br />
bölgelerini barındıran Marmara Bölgesinin<br />
ulaşımını rahatlatmak adına yapılan Yavuz<br />
Sultan Selim Köprüsü ve bağlantı yolları<br />
ile faaliyete alınan Kuzey Marmara Otoyolu<br />
Projesinin devamı niteliğindeki projede Avrupa<br />
yakasında E-5 ile TEM ve 15 Temmuz<br />
Şehitler Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet<br />
Köprüsü üzerindeki trafik yoğunluğunu<br />
azaltacak, bununla birlikte yapılan Üçüncü<br />
Havalimanına da yolcu ulaşımının hızlı<br />
olarak aktarımını sağlayacaktır. Anadolu<br />
Yakasında ise Kurtköy – Liman Bağlantı<br />
yolu ile Adapazarı - Akyazı kesimleriyle<br />
Karadeniz ve Anadolu bölgelerine ulaşımı<br />
sağlayacak ülkemiz için önemli bir ulaşım<br />
yatırımıdır. Proje toplam olarak 7 kesimden<br />
oluşmaktadır. Bu kesimlerin 3. Kesim<br />
kapsamında Yavuz Sultan Selim Köprüsü<br />
ve bağlantı yolları aktif olarak kullanılmaktadır.<br />
TMS Kalıp ve İskele sistemleri bu<br />
önemli projenin Liman – İzmit arasındaki<br />
5.kesimde çözüm ortağı olmaktadır. 5.kesim<br />
37 km anayol, 7 km bağlantı yolları ve<br />
17 km kavşak kolları olmak üzere toplam<br />
61 km uzunluktan ve 43 m yol genişliğinden<br />
oluşmaktadır.<br />
TMS Kalıp ve İskele sistemleri bu önemli<br />
proje de Menfez, Viyadük Temel ve Viyadük<br />
Ayaklarının tüm kalıp ihtiyaçlarını sağlamaktadır.<br />
Vermiş olduğumuz sistemler ;<br />
Simpex Menfez Perde Kalıpları: Proje de<br />
L: 12,10 m. uzunluğunda h: 3,00 m yüksekliğinde<br />
toplam 8 takım menfez perde<br />
kalıbı tedariği sağlanmıştır.<br />
Simpex Viyadük Temel Kalıpları: 18m.x<br />
18m. ebatlarında h: 3,00 m yüksekliğinde<br />
36<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
toplam 2 takım temel kalıbı projede kullanılmaya<br />
devam etmektedir.<br />
Simpex Viyadük Ayak Kalıpları: Projede 2<br />
tip ayak için kalıp üretimi ve çözümü firmamız<br />
tarafından yapılmıştır. Bunlardan ilki 4<br />
takım h:3,60 m. yüksekliğinde “H” kesit,<br />
ikincisi 3 takım h:4,20 m yüksekliğinde<br />
kutu kesittir. “H” kesit Kocaeli Sevindikli<br />
köyü bölgesinde, kutu kesit Kocaeli Sepetçi<br />
köyü bölgesinde kullanılmaktadır.<br />
Ayak kalıpları ayrıca sistemimizin bütünleyici<br />
parçası olan tırmanma gruplarına<br />
da sahiptir. Simpex Temel, Perde ve Ayak<br />
kalıpları Kaufmann HT-20 ahşap kiriş ile<br />
çelik kuşakların kelepçe ile bağlantısıyla<br />
oluşturulan beton yüzey kısmında 18<br />
veya 21 mm plywood ile kullanıma imkan<br />
sağlayan sistemimizdir. İlk kurulum aşamasından<br />
sonra saha da bulunan vincin<br />
kapasitesine göre büyük paneller halinde<br />
kolaylıkla deplase edilmekte ve işçiliği büyük<br />
oranda avantajlı konuma getirmektedir.<br />
Bu paneller düz perdeler de bağlantı<br />
elemanı ve kama ile, köşelerde köşe panoları<br />
ile, alın kısımlarında alın panosu ve<br />
çektirme elemanlarıyla birleştirilip kalıp<br />
haline getirilmektedir. Sistemin bütünlüğünü<br />
sağlamak için 90 kN çekme yükü<br />
kapasiteli SAH Tie-rod ile kalıp karşılıklı<br />
birleştirilmektedir ve payanla sistemlerimiz<br />
ile birlikte şaküle alınmaktadır. Simpex<br />
sisteminin en büyük avantajı diğer<br />
projelerde çözüm ortaklarımızın sorunsuz<br />
halde ufak revizyonlarla tekrar bu kalıp<br />
sistemini kullanabilmesidir. Sistemin en<br />
büyük temel parçası olan HT-20 Kirişler,<br />
yaklaşık 25 yıldır Türkiye distribütörü olduğumuz<br />
Avusturya menşeili Kauffmann<br />
marka olup orta gövdesi masif ahşaptır ve<br />
uçlarında standart plastik koruma başlıkları<br />
bulunmaktadır. Ayak Kalıplarında kullanılan<br />
tırmanma sistemlerimiz 160 cm<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 37
Çözüm Ortağı<br />
(TR-K 160) ve 240 cm (TR-K 240) genişliğindedir.<br />
Projeye uygun olarak özel ankrajlar<br />
ile yapıya sabitlenmektedir ve yapıda<br />
kalıcı olarak kalmamaktadır. Kullanılan<br />
ankrajlar kendi özel anahtarı vasıtasıyla<br />
sökülüp bir üst dökümde birçok kez kullanılabilmektedir.<br />
240 cm genişliğindeki<br />
tırmanma grubumuz da kalıbın ileri-geri<br />
gitmesini sağlayan özel itme – çekme<br />
sistemi bulunmakta olup bu sistem sayesinde<br />
kalıp sisteminde sadece tie-rodların<br />
sökülmesiyle kalıp açılabilmekte ve<br />
hızlıca bir üst döküme deplase edilerek<br />
kullanıma hazır hale getirilebilmektedir.<br />
Kutu kesitli ayak kalıplarımızın iç kısımda<br />
hem çalışma alanı hem de iş güvenliği açısından<br />
SP-K şaft platform kiriş sistemimiz<br />
kullanıma öngörülmüştür ve sorunsuz kullanılmaktadır.<br />
Bu projede ayrıca Türkiye distribütörü olduğumuz<br />
Strukturas firması ile birlikte<br />
MSS(Movable Scaffolding System) sistemini<br />
kurmaktayız ve yakın zamanda faaliyete<br />
alacağız. Norveç menşeili firma köprü<br />
yapım ekipmanları konusunca oldukça<br />
tecrübeli bir firma olup dengeli konsol ve<br />
MSS sisteminde Dünya’daki öncü firmalardan<br />
biri olduğunu bir çok projesinde<br />
ispatlamıştır.<br />
TMS Kalıp ve İskele sistemleri olarak tırmanır<br />
kalıp sistemleri ve özel mühendislik<br />
çözümleriyle Dubai’deki köprü projemiz ile<br />
birlikte ülkemizin önemli yatırımlarından<br />
biri olan Kuzey Marmara Otoyolu projesinde<br />
yer almaktan büyük mutluluk ve gurur<br />
duymaktadır.<br />
38<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Aktüel<br />
<strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri Kalkınma<br />
Bakanı Lütfi Elvan ile bir araya geldi<br />
İnşaat sektörünün en önemli oyuncularından oluşan <strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri Federasyonu<br />
(YÜF) tarafından düzenlenen, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın onur konuşmacısı olarak<br />
katıldığı yemekte sektöre dair önemli açıklamalar yapıldı.<br />
YÜF Yönetim Kurulu Başkanı Şefik<br />
Tüzün; “Ülke Ekonomisine 9.6<br />
Milyar Ciro 92 Bin Kişiye İstihdam<br />
Sağlıyoruz.’’<br />
Sektör değerlendirmesi hakkında bir sunum<br />
yapan <strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri Federasyonu<br />
(YÜF) Yönetim Kurulu Başkanı M.<br />
Şefik Tüzün, TÜİK tarafından son açıklanan<br />
verilere göre, <strong>2017</strong> yılının ilk 8 ayında<br />
Türkiye’de satılan konut sayısı %7,7 oranında<br />
artış ile 890 bine yükseldiğine dikkat<br />
çekti. Buna paralel olarak yapı ürünleri<br />
üreticileri sektörünün de 2016 yılında 9,6<br />
milyar dolarlık ciroya ulaştığını <strong>2017</strong> yılı<br />
hedefinin ise 10 milyar dolar olduğunu<br />
açıkladı.<br />
YÜF Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Şefik Tüzün<br />
Sürdürülebilir büyümesi ile Türkiye ekonomisinin<br />
lokomotifi olan inşaat sektörünün<br />
bütününü oluşturan temsilcilerin bir araya<br />
gelmesiyle kurulan <strong>Yapı</strong> Ürünleri Üreticileri<br />
Federasyonu (YÜF) tarafından düzenlenen<br />
yemekte gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde<br />
bulunuldu. Kalkınma Bakanı<br />
Lütfi Elvan’ın onur konuşmacısı olarak katıldığı<br />
yemekte poroz beton, beton yollar<br />
ve bariyerler, konutta kaliteli beton kullanımı,<br />
belediye çöplerinin sektörde atık<br />
yakıt olarak kullanımı, yapı malzemeleri<br />
üretiminin sürdürülebilir ekonomik katkısı<br />
gündem maddelerini oluşturdu.<br />
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ; “<strong>Yapı</strong><br />
Ürünleri Üreticileri 6 milyar dolara<br />
yakın ihracat gerçekleştirerek<br />
ekonomimizin mimarı olmuştur”<br />
Sektör temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye<br />
Cumhuriyeti Kalkınma Bakanı Lütfi<br />
Elvan, yapı malzemeleri sektörü, ülke için<br />
oluşturduğu istihdam ve katma değere ek<br />
olarak, önemli bir ihracat potansiyeline de<br />
sahip olduğuna dikkat çekerek : “ Özellikle<br />
çimento ihracatında önemli bir konumda<br />
olan ülkemiz, uluslararası piyasalarda<br />
konumunu güçlendirerek yapı malzemesi<br />
ihracatını çok daha ileri seviyelere çıkarmayı<br />
hedeflemektedir. <strong>Yapı</strong> malzemeleri<br />
sektöründe büyük ölçüde yerli hammadde<br />
kullanılmaktadır. Net ihracat fazlası veren<br />
Türkiye Cumhuriyeti<br />
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan<br />
sektör, ülkemize döviz girdisi sağlamaktadır.<br />
Özellikle çimento, hazır beton, kireç<br />
sektörlerinde 2010-2016 yılları arasında<br />
toplam olarak 6 milyar dolara yakın ihracat<br />
gerçekleştirilmiştir. Buna karşın aynı<br />
dönemde bu malzemeler bazında ithalat<br />
toplamı 170 milyon dolar dolaylarındadır.<br />
Bu ciddi bir başarıdır” dedi.<br />
Beton Yol Kullanım Önerisine Açığız<br />
Yıllık üretim hacmiyle Türkiye Avrupa’daki<br />
beton üretiminin lideri konumunda yer alıyor.<br />
Ayrıca ülkemiz, Dünya genelinde ise<br />
Çin ve Amerika Birleşik Devletleri’nden<br />
sonra en çok beton üreten üçüncü ülke<br />
konumda bulunuyor. Konuyla ilgili YÜF yönetiminden<br />
bilgi alan Bakan Elvan, gerekli<br />
ülkenin milli değerlerine sahip çıkarak,<br />
beton yol kullanım öneri tekliflerine açık<br />
olduklarının da altını çizdi.<br />
Sel Felaketleri Poroz Beton<br />
Kullanımıyla En Aza İndirilebilir<br />
Türkiye’nin milli değerlerine sahip çıkma<br />
misyonuyla hareket ettiklerini söyleyen<br />
Tüzün: ‘Uzun yıllar poroz beton kullanımını<br />
gündeme taşıyoruz. Son yıllarda özellikle<br />
İstanbul gibi metropollerde yaşanan sel<br />
felaketleri poroz beton kullanımını tekrar<br />
gündeme getirdi. Çünkü özellikle alt yapı<br />
sorunu ve yollarda kullanılan malzemelerin<br />
su geçirmez oluşu felaketin boyutunu<br />
artırmıştır. Yollarda ve geniş yüzey alanı<br />
bulunan parklarda, otoparklarda poroz<br />
beton kullanımının yaygınlaşmasıyla bu<br />
tarz olumsuzlukların yaşanmasının önüne<br />
geçilebilecektir. Poroz beton uygulamaları<br />
geçirimsiz klasik kaplama yüzeylerinin aksine<br />
yağmur suyunun kaplama yüzeyinden<br />
geçişine izin vererek suyu kirletmeden yeraltı<br />
suyuna ulaştırmaktadır” dedi.<br />
Beton Yol Kullanımıyla 1,3 Milyar<br />
Dolardan Fazla Tasarruf Sağlanabilir<br />
Sunumunda Türkiye’nin 2016 yılı sonunda<br />
cari açığının 32,6 milyar dolar olarak açıklandığına<br />
değinen Tüzün, bu tablonun içinde,<br />
petrol ürünleri ithalatı hatırı sayılır bir<br />
yer tuttuğunun altını çizdi. Türkiye’de her<br />
yıl 25 milyon ton petrol ithal edildiğini ve ithalata<br />
bağımlılık oranının yüzde 98 seviyesinde<br />
seyrettiğine de dikkat çeken Tüzün,<br />
:“Beton yol ve beton bariyer teknolojilerinden<br />
yeterince faydalanılması halinde ülke<br />
ekonomisine özellikle hammaddenin yerli<br />
sermayeden karşılanabilmesi adına önemli<br />
avantajlar sağlayacak, uzun ömürlü olması<br />
nedeniyle siz uygulayıcılara ciddi zaman<br />
kazandıracak ve en önemlisi ülkemizde etkin<br />
kullanımı halinde her 3 yılda bir Avrasya<br />
tüneli projesi kadar tasarruf sağlayarak<br />
cari açığın azalmasına neden olacaktır. Bu<br />
nedenle beton yolların alternatif bir seçenek<br />
olarak kullanılması gündemimizde yer<br />
almalı. Ayrıca trafikte güvenliği arttırmak<br />
için beton bariyer kullanımının önemi acı<br />
gerçeklerle karşımıza çıkmaktadır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 39
Markalı projelerin öncelikli tercihi<br />
Özler Kalıp ve İskele Sistemleri<br />
Kadıköy ilçesine bağlı Fikirtepe mahallesinde yaklaşık 7 yıl önce başlayan Kentsel Dönüşüm<br />
Projeleri hız kesmeden yükselmesiyle devam ediyor. ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri,<br />
hayata geçirilen bu markalı konut projelerinde de firmaların öncelikli tercihi…<br />
Son yıllardaki projelerinde ÖZLER’i Kalıp<br />
ve İskele Sistemleri konusunda çözüm ortağı<br />
olarak gören Haldız İnşaat, Transform<br />
Fikirtepe projesinde de ÖZLER Kalıp ve<br />
İskele Sistemlerinin ürünlerini tercih etti.<br />
2016 yılının Mart ayında başlayan projenin<br />
bitiş tarihi Mart 2018 olarak ön görülmekte.<br />
22,5 dönüm arazi üzerine kurulacak<br />
olan Transform Fikirtepe 160.500 m² lik<br />
inşaat alanına sahip. 1.080 konut ve 12<br />
ticari ünite içeren 4 bloktan oluşmakta.<br />
Hayatın değişimine yön verecek ve yalnızca<br />
Fikirtepe’nin değil İstanbul’un da geleceğine<br />
çok yakışacak bu proje Kadıköy’ün<br />
kalbinde ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri<br />
ile yükseliyor. Projede tercih dilen tescilli<br />
ürünümüz Rapido Panel Perde Kalıp Sistemi,<br />
kalıp montaj aşamalarını ve süresini<br />
azaltan, kule vinç sistemi ile kolaylıkla kullanılan<br />
betonarme yapıların inşa süresini<br />
kısaltan, iş gücünden tasarruf eden özel-<br />
40<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
Neden Rapido ® Panel Perde Kalıp Sistemi tercih edilmeli?<br />
- Kalıp işçiliği süresini azaltır.<br />
- Kalıp sirkülasyon süresini düşürür.<br />
- Kalıp kurulumu için özel montaj gerektirmez.<br />
- Zamandan ve işçilikten kazanç sağlar.<br />
- Kalıp kurulumu hızlı ve kolaydır.<br />
- Kullanım ömrü uzundur.<br />
- Esnek bir sistemdir. Tüm ebatlardaki perde ve kolon imalatında rahatlıkla<br />
kullanılabilir.<br />
likleri ile inşaatlarda benzersiz kolaylıklar<br />
sağlıyor. Üstelik tek bir projede değil farklı<br />
projelerde de rahatlıkla kullanılabilen vibrasyona<br />
dayanıklı düzgün beton yüzey sağlayan<br />
ve en-boy fark etmeksizin her türlü<br />
ebada ve yüksekliğe uyarlanabilen özellikleri<br />
bir arada barındırıyor. Rapido ® Panel<br />
Perde Kalıp Sistemi panellerimiz 25 farklı<br />
tipte üretiliyor. 30-45-60-75-90-120 cm<br />
genişlik ve 60-90-120-150-270-300-330<br />
cm yükseklik ölçüleri ile hazırlanan ürünlerimiz,<br />
şantiyelere kullanıma hazır olarak<br />
gönderiliyor. Panel kalıp sistemi ana çerçevesinde<br />
Welser Profile’ in ÖZLER için<br />
özel olarak tasarladığı mukavemet değeri<br />
yüksek profiller ve panellerin yüzeyinde<br />
21 mm Birch Plywood kullanılıyor. Tüm<br />
panel kalıp sistemleri otomatik gazaltı<br />
kaynak makineleri kullanılarak üretiliyor.<br />
Fırın Boya teknolojisi kullanılarak boyanan<br />
ürünlerimiz isteğe bağlı olarak galvaniz ile<br />
de kaplanabiliyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 41
Çözüm Ortağı<br />
Basit ve hızlı çerçeveli iskele:<br />
Layher Şimşek ® İskele<br />
Basit ve tartışmasız en hızlı monte edilen geçmeli çerçeveden oluşan bu sistem cepheler<br />
için mükemmel çözümler sunar. Sadece altı temel element ile -çerçeve, platform, korkuluk,<br />
tekmelik, çapraz ve ayarlı ayak mili- Layher klasiği olarak “şimşek hızında” iskele kurulur.<br />
Her türlü ihtiyaca cevap verecek geniş<br />
yelpazede ara elemanlar, kelepçeler ya<br />
da konsol gibi parçalar bütün sistemi<br />
tamamlar. Sistemin tüm parçaları korozyona<br />
karşı 60-80 µm sıcak daldırma galvaniz<br />
ile korunmaktadır. Kurulumunu tek<br />
bir kişinin bile yapabileceği şekilde tasarlanan<br />
bu sistem çok hızlı kurulur ve sökülür.<br />
Sistemin tamamı TS EN 12810,<br />
TS EN 12811 ’e uygun üretilmiştir. Tüm<br />
diğer Layher sistem ve ürünleriyle birlikte<br />
kullanılabilir. Çelikten üretilmiş Layher<br />
Şimşek ® (İnşaat) İskele’nin yanı sıra<br />
aynı teknik özelliklere sahip alüminyum<br />
Layher Şimşek ® (İnşaat) İskele de, daha<br />
hafif olması sayesinde, size hem kurum<br />
ve söküm, hem de taşıma kolaylığı sağlamaktadır.<br />
42<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
Saray Alüminyum<br />
ürünlerinin ortak noktası: ‘Kalite’<br />
Kaliteden ödün vermeden, tüketicilerini daima en kaliteli ürünlerle buluşturan Saray,<br />
alüminyum kompozit panel imalatında nem dayanımı, asit dayanımı, UV dayanımı renk ve<br />
parlaklık stabilitesi açısından dünyada bilinen en dayanıklı boya olan Polivinilden Florür<br />
(Pvdf) tercih ederek binaların dış cephesinin uzun yıllar ilk günkü gibi kalmasını sağlıyor.<br />
Talin Saraylı / Saray Grup Yönetim Kurulu Üyesi<br />
İstanbul Güneşli ve Tekirdağ Çerkezköy’de<br />
toplam 90 bin m² kapalı alanda üretim yapan<br />
Saray Alüminyum, ürettiği iç ve dış<br />
cephe sistemleri ile sektörün önde gelen<br />
kuruluşlarından biri olarak tüketicilerini<br />
daima en iyi ürünlerle buluşturmaya devam<br />
ediyor. Yaklaşık 40 senedir sektöre<br />
hizmet veren Saray Alüminyum, binalarda<br />
dayanıklılığı ve estetiği bir arada sunuyor.<br />
Ürettiği ürünlerde şehirlerin ihtiyacını göz<br />
önünde bulunduruyor.<br />
İstanbul gibi deniz kenarı, egzoz ve hava<br />
kirliliğinin yüksek olduğu şehirlerde, yapıların<br />
dış cephelerinde kullanılacak olan<br />
alüminyum kompozit panelin imalatında<br />
mutlaka Polivinilden Florür (Pvdf) boya kullanılması<br />
gerektiğine dikkat çeken Saray<br />
Grup Yönetim Kurulu Üyesi Talin Saraylı<br />
şunları ifade etti:<br />
“Alüminyum kompozit panel imalatında<br />
kullanılabilecek en dayanıklı boya, kimyasal<br />
dayanım, nem dayanımı, renk ve parlaklık<br />
kalıcılığıyla Polivinilden Florür (Pvdf)<br />
boyadır. Pvdf boyalar nem dayanımı, asit<br />
dayanımı, UV dayanımı renk ve parlaklık<br />
stabilitesi ile de diğer boyalardan kalite<br />
olarak ayrılıyor. <strong>Yapı</strong>nın dış cephesinin<br />
kısa zamanda deforme olmasını önlemek<br />
amacıyla, özellikle İstanbul gibi deniz kenarı<br />
ve asit yağmurunun yüksek olduğu<br />
yerlerde, binaların dış cephesinde mutlaka<br />
Pvdf boya tercih edilmelidir.”<br />
44<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çözüm Ortağı<br />
İstanbul Lojistik 10 araçlık yeni<br />
yatırımında da yine MAN’ı tercih etti<br />
Lojistik sektörünün kurumsal ve çok yönlü markalarından İstanbul Lojistik’in 10 araçlık yeni<br />
yatırımında da tercihi yine MAN oldu. Alınan yeni araçlarla birlikte İstanbul Lojistik’in 70<br />
araçlık güçlü filosundaki MAN sayısı 55’e ulaştı.<br />
İstanbul Lojistik’in aldığı 10 adet MAN<br />
TGX 18.460 4x2 LLS-U çekicinin teslimat<br />
töreni, Ankara Akyurt’taki MAN tesislerinde<br />
gerçekleştirildi. Törende MAN Kamyon<br />
ve Otobüs Ticaret A.Ş. Araç Teslimat Sorumlusu<br />
Salim Kibar, 10 aracı temsilen<br />
dev MAN anahtarını İstanbul Lojistik Hizm.<br />
Tas. Ltd. Şti. Satın Alma Müdürü Onur<br />
Alemdar’a teslim etti.<br />
2005 yılında kurulan İstanbul Lojistik’in,<br />
başta Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa<br />
ve İspanya olmak üzere birçok ülkeye<br />
hizmet verdiğini vurgulayan Onur Alemdar,<br />
“Almanya’daki firmamız İstanbul Lojistik<br />
GmbH’ın da çekicilerinin tamamı, Almanya<br />
plakalı MAN TGX 18.500’lerden oluşuyor.<br />
MAN araçları ile olan tüm tecrübelerimiz,<br />
yeni yatırımlarımız için de önemli bir referans<br />
oluşturuyor. MAN araçları, sundukları<br />
yüksek nitelikler, üstün performans ve konfor<br />
olanaklarının yanı sıra yakıt tasarrufu ve<br />
düşük işletme giderleri de fark yaratıyor. Üstelik<br />
MAN sunduğu tüm bu ayrıcalıklarda çıtayı,<br />
Euro 6C ile çok daha yükseklere taşıdı”<br />
dedi. MAN’ın müşterilerine karşı sergilediği<br />
‘yaşam boyu iş ortağı’ yaklaşımına da vurgu<br />
yapan Salim Kibar da, “Bu nedenle MAN<br />
Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.’nin gerek<br />
bireysel ve gerekse kurumsal müşterileri ile<br />
işbirlikleri çok uzun soluklu olur. İstanbul Lojistik<br />
de uzun yıllara dayanan köklü ve güçlü<br />
işbirliği içinde olduğumuz, sektörün güzide<br />
kuruluşları arasında yer alıyor. İki firma<br />
arasındaki bu güzel işbirliğinin önümüzdeki<br />
yıllarda da güçlenerek süreceğine inancımız<br />
tamdır” açıklamasında bulundu.<br />
46<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
DOSYA KONULARI:<br />
İKLİMLENDİRME SİSTEMLERİ<br />
ASANSÖR SİSTEMLERİ<br />
GENİŞ FORMAT YAZICILAR
İKLİMLENDİRME SİSTEMLERİ<br />
Günümüzde pek çok insanın yaşamının önemli bir bölümü kapalı mekanlarda<br />
geçmekte. Bu mekanlar gerek hacim, gerekse barındırdıkları insan sayısı olarak<br />
büyük boyutlara ulaşmış durumda. Başlıca fuar, konferans, tiyatro, sinema salonları,<br />
alışveriş merkezleri ve pencereleri açılmayan yüksek binaların yaşanabilir hâlde<br />
tutulması için ‘İklimlendirme Sistemleri’ mecburi hale gelmiş durumda.<br />
ASANSÖR SİSTEMLERİ<br />
Asansörler, dikey olarak yük ve insan taşımada kullanılan bir araçtır. Daha<br />
yüksek ve derin yapıların yapılmasıyla, insanların ve yüklerin üst ve alt<br />
katlara ulaşabilmesi ihtiyacı asansörleri zorunlu kılmış.<br />
GENİŞ FORMAT YAZICILAR<br />
Mimari, mühendislik ve inşaat firmaları, zemin planlarından CAD çizimleri,<br />
CAM detaylı planları ve yerleşim planlarına kadar birçok işlem için geniş format<br />
yazıcıları kullanmakta.
“Sektörü bir araya getirici çeşitli<br />
organizasyonlar gerçekleştiriyoruz”<br />
“Memnuniyetle belirtmek isterim ki, 60-70 ülkeye ihracat yapan hatta ismini kolay telaffuz<br />
edemediğimiz birçok ülkeye mal satan firmalarımız mevcut. Her yeni pazarın kendileri için<br />
bir şans olduğunu gören ve riski yaymak için çalışan firma sayımız oldukça fazla.”<br />
Salih Zeki Poyraz / İklimlendirme Sanayi<br />
İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Günümüzde insan yaşamının olmazsa olmaz<br />
parçası haline gelen İklimlendirme, kaliteli<br />
ve sağlıklı bir yaşamın da şartlarından<br />
bir tanesi. İklimlendirme Sektörü, günlük<br />
yaşantımızın %90’ını geçirdiğimiz iç ortamlarda,<br />
hava kalitesinin daha konforlu ve<br />
hijyenik olabilmesi için faaliyet göstermekte.<br />
Bu bağlamda bizler de dosya konumuz<br />
çerçevesinde İklimlendirme Sanayi İhracatçıları<br />
Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Salih<br />
Zeki Poyraz’a Türkiye İklimlendirme sektörü<br />
hakkında merak ettiklerimizi sorduk.<br />
Birliğinizin kuruluş amacı ve<br />
misyonundan bahsederek, şu an<br />
gündemdeki faaliyetleriniz hakkında<br />
bizi bilgilendirir misiniz?<br />
Öncelikle İklimlendirme deyince biz sektör<br />
olarak ne anlıyoruz ona değinmek gerekir.<br />
Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Tesisat<br />
ve Yalıtım ürünlerini barındıran ve içinde<br />
bulunulan ortamın kullanıcı ihtiyaçlarına<br />
göre şartlandırılmasını sağlayan bir sektör.<br />
Sanayi dışı elektrik kullanımından yaklaşık<br />
olarak %55 oranında pay alan ve çevre ile<br />
direk temas halinde olan bir sektör. Sektörümüzün<br />
ihracatı çok parçalı bir yapıya sahipti.<br />
Firmalarımız Elektrik-Elektronik, Makine,<br />
Demir-Demir Dışı Metaller, Kimya gibi<br />
sektörlere üyeydi ve buralardan ihracat gerçekleştiriyordu.<br />
Birçok sektör altına yayılmış<br />
sektörümüz sesini duyuramayan, kendini<br />
ifade edemeyen bir konumdaydı. İSİB<br />
Sektör ihracatını bir çatı altına toplamak,<br />
sektör sorunlarına tek elden çare aramak,<br />
sektörümüz ile ilgili bilgilere daha rahat<br />
ulaşmak amacıyla kuruldu. Sektör ürünlerini<br />
6 ana ürün grubu altında ifade ediyoruz.<br />
Bunlar; Isıtma, Soğutma Klima, Tesisat ve<br />
Havalandırma Sistem ve Elemanları ile Yalıtım<br />
<strong>Malzeme</strong>leri olarak sıralanabilir.<br />
Sektördeki hızlı gelişmeler nedeniyle iklimlendirme<br />
sektörü bağımsız bir sektör haline<br />
gelmiştir. Bu kapsamda, sektörün yoğun<br />
çalışmaları ile İklimlendirme Sanayi İhracatçıları<br />
Birliği (İSİB) 2011 yılı Ekim ayında<br />
kurulmuş ve 2012 yılı Ocak ayı itibariyle faalliyetlerine<br />
başlamıştır.<br />
50<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Birliğinizin üye yapısı ve üyelerinize<br />
sunulan olanaklardan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği öncelikle<br />
firmalara bir arada bulunma, birlikte<br />
daha güçlü olma şansı sunuyor. Sektörü<br />
bir araya getirici çalıştaylar, üye toplantıları,<br />
STK’lar ile çeşitli organizasyonlar ve faaliyet<br />
gerçekleştiriyoruz. Sektörümüzü yurt<br />
dışında gerek fuar katılımları ve sektörel<br />
heyet organziasyonları gerekse uluslararası<br />
sektörel örgütler nezdinde temsil ediyoruz.<br />
Ülke notları, ürün raporları hazırlıyor ve üyelerimize<br />
servis ediyoruz. İhracatçı Birliği firmalarımızın<br />
sadece beyanname onaylattığı<br />
bir yapı olarak görülmemeli. Firmalarımızın<br />
bilgi edinebilecekleri, kendilerini tanıtan ve<br />
sorunlarına çare arayan bir yapı olarak görülsün<br />
istiyoruz. Bununla birlikte sektör firmalarımızın<br />
bazılarının bilgi sahibi olmadığı<br />
başka bir konu var. Firmalar ihracatları sırasında<br />
belli oranda nispi aidat ödüyor. İSİB’e<br />
üyelik olmaması durumunda bu kaynağın<br />
bir kısmı diğer sektör Birliklere aktarılıyor<br />
ve başka sektörlerin faaliyetleri için kullanılıyor.<br />
İSİB üyeliği ile bu kaynak yine sektör<br />
firmaları için kullanılsın istiyoruz.<br />
Bilindiği gibi İhracatçı Birlikleri Devlet Yardımları<br />
kapsamında da çeşitli hizmetleri<br />
yürütüyor. Bu alanda Genel Sekreterliğimiz<br />
çok hızlı ve doğru bir şekide bu işlemleri<br />
gerçekleştiriyor. Bu konuda bir de mobil<br />
uygulama yazılımı yapılarak firmalarımızın<br />
kullanımına sunuldu.<br />
Ayrıca İSİB bünyesinde oluşturduğumuz üye<br />
veri tabanı sayesinde ihracatçı firmalarımızın<br />
tanıtımını sağlıyoruz. Ayrıca sektörde<br />
faaliyet gösteren firmalarımızın kullanımına<br />
açtığımız insan kaynakları modülü de güzel<br />
bir proje oldu. Üye firmalarımız hedef ülke<br />
belirlerken ve ihracat pazarlarını genişletirken<br />
Birliğimize bilgi ve veri sağlanması<br />
anlamında her an danışabilirler. Bu konuda<br />
da gereken tüm desteği veriyoruz. Her yıl<br />
düzenledğimiz Başarılı İhracatçılar Ödül Töreni<br />
ile de üyelerimize ihracat performanslarına<br />
göre ödül veriyoruz.<br />
Sektörünüzün ihracat yapısı ve<br />
üyelerinizin ihracata yönelik<br />
çalışmaları hakkında bilgi verir<br />
misiniz?<br />
Her firmanın kendine özgü bir ihracat planlaması<br />
ve stratejisi var. Fuarlara katılmak,<br />
alıcı firmaları ziyaret etmek ve/veya misafir<br />
etmek, yurtdışında yerel ortak ile çalışmak<br />
vs. Tabiki bu çalışmaların başarısı firmanın<br />
yapısı ve yapılan çalışmanın sürekliliği ile<br />
alakalı. Memnuniyetle belirtmek isterim ki,<br />
60-70 ülkeye ihracat yapan hatta ismini<br />
kolay telaffuz edemediğimiz birçok ülkeye<br />
mal satan firmalarımız mevcut. Her yeni pazarın<br />
kendileri için bir şans olduğunu gören<br />
ve riski yaymak için çalışan firma sayımız<br />
oldukça fazla. Tek ülke ile sınırlı kalmanın<br />
risklerini de biz her fırsatta ihracatçımıza<br />
anlatıyoruz.<br />
Üretim kalitesini artırmak ve kalifiye<br />
eleman yetiştirebilmek için ne gibi<br />
çalışmalar yapıyorsunuz?<br />
İklimlendirme ürünleri ve sistemleri doğru<br />
uygulama yapılmasını gerektiren bir yapıya<br />
sahip. Bu nedenle işinin ehli olmayan kişiler<br />
tarafından uygulama yapılması sektörümüz<br />
hakkında olumsuz intiba oluşmasına<br />
sebep oluyor. Biz bu problemi çözmek<br />
amacıyla ülkemizde uzman mühendislik<br />
uygulamasının başlatılmasını istiyoruz.<br />
Bizim bu konuda tamamlanmış bir projemiz<br />
mevcut ve işin yürüyüşüne yönelik<br />
tüm akış şeması oluşturulmuş durumda.<br />
Ancak halen makine mühendisleri odasından<br />
konunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na<br />
aktarılmasını bekliyoruz.<br />
Türkiye olarak bir yerlere geleceksek bunu<br />
mühendislik ile başaracağız. Daha nitelikli<br />
ürün üretmek için genel mühendislik disiplinleri<br />
yerine daha alt disiplinler için mühendislik<br />
yapılarına ihtiyacımız var. Otomobili<br />
de iklimlendirme sistemini de aynı<br />
eğitimi almış kişilerin tasarlaması, üretmesi<br />
beklenmemeli. Biz sektör olarak iklimlendirme<br />
mühendisi programına ihtiyaç<br />
duyuyoruz. Bu konuda bazı üniversitelerde<br />
pilot uygulamalar yapılıyor ve akademisyenlerimizle<br />
program oluşturulması için bir<br />
araya gelerek çalışmaya devam ediyoruz.<br />
Sektörün acil çözüm bekleyen<br />
sorunları neler? Bu sorunların<br />
çözümü için ne tür adımlar atılmalı?<br />
Her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde<br />
de bir çok sorun var. Dünyanın<br />
200’den fazla noktasına ihracat gerçekleştiren<br />
sektörümüz yurt içinde ürün<br />
satmakta büyük sorunlar yaşamaktadır.<br />
İhalelerde yerli ürünlerin %15 oranında<br />
avantajlı fiyatla alınması hususunda kararlar<br />
varken biz daha düşük bedelle daha<br />
kaliteli ürünlerimizi satamıyoruz. Biz ülkemizin<br />
de bizim ürettiğimiz kaliteli ürünleri<br />
kullanmasını sektörümüzün farkına varmasını<br />
istiyoruz.<br />
Bununla birlikte ÖTV uygulamasında bazı<br />
sorunlar devam ediyor. Bazı ürünlerimiz<br />
ÖTV uygulamasına tabi iken bazı ürünler<br />
bu uygulama kapsamında yer almıyor. Bu<br />
durum kaliteli ve doğru üretim yapan üreticimize<br />
zarar vermektedir. Konuyla ilgili<br />
olarak vergi idaresi ile görüşmelere devam<br />
ediyoruz.<br />
Sektörümüzün bir çok sektör ile ortak<br />
sorunları olduğu gibi özel sorunları da<br />
mevcut. Ortak sorunlarımızdan bir kaçı da<br />
şöyle sıralanabilir. Nitelikli personel eksikliği,<br />
ulaşım ağının geliştirilmesi, merdiven<br />
altı üretimin engellenememesi, yeni yapılan<br />
binalarda yalıtım malzemesi ve ısıtma<br />
için baca gazlarının kullanımının yeterince<br />
teşvik edilmemesi, uzman mühendis uygulamasına<br />
ihtiyaç duyulması bazı önemli<br />
sektörel sorunlar olarak sıralanabilir. Bu<br />
sorunların çözümleri için halen girişimlerimiz<br />
devam ediyor ve her platformda da<br />
gündeme getiriyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 51
Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su<br />
“Türkiye’yi Avrupa’nın iklimlendirme üssü<br />
yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz”<br />
“Türkiye’de 50 milyon dolarlık yatırım yapmayı ve 2018-2019 yıllarında Avrupa’daki üretimin<br />
bir kısmını Türkiye’deki üretim tesislerine kaydırmayı planlıyoruz. VRV dediğimiz merkezi sistemler<br />
ürünlerinin Türkiye’de üretilmesi için harekete geçtik.”<br />
Isıtma, soğutma ve havalandırma alanında<br />
Türkiye’nin en geniş ürün gamına sahip<br />
olan Daikin, 2011 yılında Airfel’i satın<br />
alarak Türkiye iklimlendirme sektörünün<br />
iddialı bir yatırımcısı konumuna gelmiştir.<br />
Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder’e Daikin<br />
Türkiye’deki son gelişmeleri ve önümüzdeki<br />
dönem için planlarını sorduk. Her<br />
zaman olduğu gibi yine samimi cevaplarıyla<br />
bizleri karşılayan sayın Önder’e teşekkür<br />
ediyoruz.<br />
Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />
faaliyet alanlarından ve hedef<br />
kitlenizden bahseder misiniz?<br />
Daikin, 1924 yılında Japonya’da kurulmuş<br />
bir şirket. Isıtma, soğutma, havalandırma<br />
ve florokimyasal ürünlerinde dünya lideri<br />
konumundayız. 150 ülkede 60 bin çalışanımız<br />
ile faaliyet gösteriyoruz. Türkiye’nin<br />
de aralarında yer aldığı 90 ülkede üretim<br />
tesisimiz mevcut, global ciromuz ise 20<br />
milyar doları buluyor.<br />
Daikin, 2011 yılında Türkiye’de Airfel’i<br />
satın alarak doğrudan yatırımcı oldu. Köklü<br />
ve büyük bir Japon şirketi ile Türk insanının<br />
sinerjisi bir araya geldi ve Daikin<br />
Türkiye; üretim tesisleri, Ar-Ge’ye verdiği<br />
önem ve sürekli yeni ürünler geliştirmesiyle<br />
Avrupa’nın yıldızlarından biri oldu.<br />
Bugün Sakarya’da bulunan üretim tesislerimiz,<br />
7 bölge müdürlüğümüz, 300 bayimiz,<br />
22 kadın girişimci Sakura bayimiz,<br />
500 satış noktamız ve 500’ün üzerindeki<br />
yetkili servisimizle Türkiye’nin geniş bir<br />
coğrafyasında faaliyet gösteriyoruz. Ciromuz<br />
2016 sonunda 2015’e kıyasla yüzde<br />
34 artış göstererek 1 milyar TL’ye ulaştı.<br />
52<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Daikin’in hedef kitlesi ise, iklimlendirme<br />
çözümlerine ihtiyaç duyan bireysel ve<br />
ticari kullanıcılar. Daikin Türkiye olarak<br />
konut, ofis, turizm, eğitim, AVM, hastane<br />
ve endüstriyel sanayi alanları gibi<br />
birçok alanda faaliyet gösteren pek çok<br />
önemli marka ile işbirliği içindeyiz. Dünyanın<br />
en büyük fizik laboratuvarı olan<br />
CERN’de bile 2012 yılından bu yana Daikin<br />
kullanılıyor. Birlikte çalıştığımız tüm<br />
iş ortaklarımıza enerji verimliliği yüksek,<br />
yatırım ve çalışma maliyeti düşük, aynı<br />
zamanda tasarımı ile de beğeni toplayan<br />
çözümler üretiyoruz.<br />
Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />
ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />
geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Daikin olarak soğutma ve havalandırma<br />
alanında Türkiye’nin en geniş ürün gamına<br />
sahip şirketiyiz. Ürün portföyümüzde<br />
bireysel kullanım amaçlı ürünlerimizin<br />
yanı sıra, ticari ve endüstriyel iklimlendirme<br />
çözümleri bulunuyor. Ar-Ge ve inovasyon<br />
çalışmalarımız ile Ururu Sarara<br />
ve Emura gibi az elektrik tüketerek yüksek<br />
verimlilik sağlayan ve nem düzeyini<br />
ayarlama, havayı bakterilerden temizleme,<br />
hareketli kanatlar, internet üzerinden<br />
programlanabilme gibi avantajlar<br />
sunan cihazlar üretiyoruz. Daikin patentli<br />
VRV uygulamaları, Altherma hava<br />
kaynaklı ısı pompaları, fancoil üniteleri<br />
ve hava temizleyiciler de müşterilerimize<br />
sunduğumuz ürünler arasında. Daikin<br />
olarak yalnızca soğutma değil, ısıtma<br />
alanında da yatırımlar gerçekleştiriyoruz.<br />
Daikin Türkiye olarak 2016 yılında<br />
elde ettiğimiz 1 milyar liralık cironun<br />
yaklaşık 200 milyonunu ısıtma ürünlerinden<br />
elde ettik. Bu alanda hedefimiz<br />
net: soğutmada olduğu gibi ısıtmada da<br />
dünyanın 1 numarası olmak. Bunun için<br />
attığımız en önemli adım ise Daikin Avrupa<br />
Tasarım Merkezi EDC ve Türkiye’deki<br />
Ar-Ge mühendislerinin 3 yıllık çalışması<br />
sonucunda ortaya çıkan sonucunda Daikin<br />
Premix Tam Yoğuşmalı Kombi. Bu<br />
ürünümüzü <strong>2017</strong>’nin Eylül ayında kullanıcıların<br />
beğenisine sunduk. sonucunda<br />
Daikin Kombi, 40 cm’lik eni, 59 cm’lik<br />
boyu, 25.5 cm’lik derinliği ve 27 kg’lık<br />
ağırlığıyla segmentinin en küçük hacimli<br />
yoğuşmalı kombisi. Bu ürünümüz Daikin<br />
markamız altında piyasaya sürdüğümüz,<br />
doğalgaz ile çalışan ilk cihaz olma niteliği<br />
de taşıyor. 7 milyon liralık yatırımla<br />
ortaya çıkan bu seriyi genişletmeyi planlıyoruz.<br />
2020 yılına kadar ısıtma grubuna<br />
5 milyon liralık yatırım daha yapacağız.<br />
Bunun yanı sıra, Daikin iştiraki olan<br />
Airfel ve Daylux markalarımızın kombi<br />
ve kazan serileri de ısıtma grubundaki<br />
ürünlerimiz arasında yer alıyor. Airfel<br />
markamızla ayrıca şofben ve radyatör<br />
üretimi de gerçekleştiriyoruz.<br />
En son piyasaya sunmuş olduğunuz<br />
en küçük kombiniz hakkında ne tür<br />
geri bildirimler alıyorsunuz?<br />
Daikin Premix Tam Yoğuşmalı Kombi, piyasaya<br />
sunduğumuz ilk günden beri büyük ilgiyle<br />
karşılanıyor. Bu ürünümüz, yer sorunu<br />
olan mekanlarda rahatlıkla kullanılabildiği<br />
gibi, tasarım harikası oluşuyla da mekanların<br />
ve yapıların modern görünümüne katkıda<br />
bulunuyor. Bu ürünümüzle tanışan ve ısıtma<br />
sorunu yaşayan kullanıcıların eski kombileriyle<br />
vedalaşacağını düşünüyoruz.<br />
Önümüzdeki dönemde yeni<br />
yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />
olacak?<br />
Türkiye, Daikin için önemli bir üretim merkezi<br />
ve biz de bu konumu daha da güçlendirmek<br />
için yatırımlarımızı sürdürüyoruz.<br />
Daikin tüm dünyada Fusion20 isimli bir<br />
program yürütüyor. Daikin Türkiye olarak<br />
bu program doğrultusunda 2020 yılına<br />
ilişkin hedeflerimizi belirledik. Bu yol haritası<br />
doğrultusunda üretim tesislerimizden<br />
yurtdışı satış kanallarımıza kadar pek<br />
çok yeniliğe gittik. Türkiye’de 50 milyon<br />
dolarlık yatırım yapmayı ve 2018-2019<br />
yıllarında Avrupa’daki üretimin bir kısmını<br />
Türkiye’deki üretim tesislerine kaydırmayı<br />
planlıyoruz. VRV dediğimiz merkezi sistemler<br />
ürünlerinin Türkiye’de üretilmesi<br />
için harekete geçtik. Türkiye’yi Avrupa’nın<br />
iklimlendirme üssü yapmak için var gücümüzle<br />
çalışıyoruz. 2020 yılı ciro hedefimiz<br />
1.6 milyon TL’ye ulaşmak. Çalışan sayımızı<br />
1.500 kişiye, ihracatımızı da 200 milyon<br />
dolara çıkarmayı hedefliyoruz.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Daikin, yüksek teknolojisi ve kalitesiyle<br />
hep takdir edilen bir marka. Gelecekte<br />
çevre dostu ürünler ve sistemler herkes<br />
için vazgeçilmez hale gelecek. Biz Daikin<br />
olarak bugünden yatırımlarımızı yapıyoruz.<br />
Özel bir önem atfettiğimiz çevre dostu ve<br />
yüksek teknolojiye sahip akıllı ürünlerle<br />
gelecekte de öncü marka olacağımıza ve<br />
sektöre yön vereceğimize inanıyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 53
Dosya<br />
Sıcakta, soğukta güvenli tesisat sistemlerinde<br />
GF Hakan Plastik Flexa ®<br />
PEX-B Boru Sistemleri<br />
Günümüz tesisat sistemlerinin ihtiyaçlarına güvenli ve ekonomik şekilde yanıt veren<br />
GF Hakan Plastik Flexa ® PEX-B Boru Sistemleri, iki farklı ürünü ile mobil tesisat sistemleri,<br />
yerden ısıtma sistemleri, sıcak su ve soğuk su hatları için kolay uygulama, yüksek performans,<br />
düşük bakım maliyeti gibi avantajları da beraberinde sunuyor.<br />
Flexa®, GF Hakan Plastik’in silan yöntemi<br />
ile polietilenden üretilen çapraz bağlı<br />
boru sistemi olarak ürün grubunda yer<br />
alıyor. EN ISO 15875-2 ve DIN 16892 sistem<br />
standartlarına uygun olarak üretilen<br />
Flexa ® ,<br />
-Standart PEX-B Boruları,<br />
-Oksijen bariyerli PEX-B Boruları olarak iki<br />
farklı şekilde 16mm’den 32mm’ye kadar<br />
değişik ebatlarda kullanıma sunuluyor.<br />
Flexa®, sıcak ve soğuk su dağıtım sistemleri,<br />
yerden ısıtma sistemleri, içme<br />
suyu sistemleri gibi alanların yanı sıra buz<br />
pistleri, kar eritme sistemleri gibi değişik<br />
alanlar için de tercih ediliyor. %100 hijyenik<br />
özelliğe sahip olan borularda, oksijen<br />
bariyer katmanı ile ortamdaki oksijenin<br />
borudan geçen suyun ve dolayısı ile tesisatın<br />
içerisine geçmesi, tesisatın metalik<br />
aksamlarının korozyona uğraması ve<br />
paslanması engelleniyor. Bu sayede hem<br />
tesisatın ömrü uzuyor, hem de gereksiz<br />
bakım ve tadilat masraflarının önüne geçilebiliyor.<br />
Yaşam alanı konforu için döşeme<br />
altı ısıtma<br />
Isıtma sistemlerinin amacı, gerekli sıcaklığı<br />
sağlayarak konforlu iç mekan şartlarını<br />
yaratmaktır. Oda içerisindeki havanın sıcaklığı<br />
ile duvarların yüzey sıcaklıkları arasında<br />
düşük sıcaklık farklarının olması da<br />
önemlidir. Döşeme altı ısıtma sistemleri,<br />
konforlu oda ortamlarının yaratılması açısından<br />
en ideal çözüm olarak gösteriliyor.<br />
Alerji ve astımı olan kişiler ve çocukların<br />
güvenliği açısından da koruma sağlıyor.<br />
Sistem ayrıca, bina içi ısıtma sistemleri<br />
için daha az enerji tüketimi ile uygun maliyetli<br />
bir çözüm sunuyor. PEX-B Boru Sistemleri,<br />
döşeme altı ısıtma sistemlerinde<br />
hafif olması, yüksek ısı direnci göstermesi,<br />
hızlı ve kolay montaj yapılabilmesi açısından<br />
öne çıkıyor. GF Hakan Plastik Flexa ®<br />
çapraz bağlı PEX borular, kullanım ve uygulama<br />
esnasında herhangi bir fiziksel<br />
bozulma meydana geldiğinde ısı ile eski<br />
hallerine döndürülebiliyor. Bu şekilde hafıza<br />
özelliğine sahip boruların, kılıflı kullanım<br />
alternatifi de bulunuyor. Kılıflı çapraz bağlı<br />
PEX-B borularda kılıflar, tesisat sisteminde<br />
bir hasar söz konusu olduğunda zemin yüzeyine<br />
zarar vermeden boruların değiştirilmesini<br />
sağlıyor. Kılıf borulu PEX-B sistemi,<br />
uygulamalarda kılıf ile PEX boru arasında<br />
hava boşluğu yaratarak ısı izolasyonu yapıyor<br />
ve suyun ısı kaybını azaltıyor.<br />
54<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Bosch Termoteknik;<br />
yoğuşmalı kombide yine pazar lideri<br />
Dosya<br />
Termoteknik iş kolunda dünyanın ve Türkiye’nin önde<br />
gelen şirketleri arasında yer alan Bosch Termoteknik,<br />
Manisa fabrikasında gerçekleştirdiği, Bosch ve<br />
Buderus markalı yoğuşmalı kombi üretimleri ile açık<br />
ara pazar lideri konumunda bulunuyor.<br />
Bosch Grubu’nun termoteknik iş kolunda faaliyet gösteren şirketi Bosch Termoteknik,<br />
pazardaki diğer rakipleriyle arasını giderek açıyor.<br />
İngiliz BRG Building Solutions firması tarafından <strong>2017</strong> yılında Avrupa Isıtıcı Pazarına<br />
ilişkin olarak yayımlanan raporuna göre Bosch Termoteknik, yoğuşmalı<br />
kombi kategorisinde Bosch ve Buderus markalarıyla pazarda liderliği elinde<br />
bulunduruyor. Bosch 2016 yılı genelinde sektörde birinci olurken, Buderus ise<br />
ikincilikle onu takip etti.<br />
Bosch Termoteknik, 2016 yılında 700 bin adet kombi üretimiyle tarihi bir rekor<br />
kırdı. Bosch’un dünyadaki en büyük kombi üretim merkezi olan Manisa Fabrikasında<br />
25 yılda üretilen kombi sayısı 6 milyon adedi aştı.<br />
Termoteknik iş kolunda dünya çapında öne çıkan tesisler arasında yer alan<br />
Bosch Termoteknik Manisa Fabrikası’nda, dünyanın dört bir yanındaki 41 ülke<br />
için, 551 ayrı tip kombinin imalatı yapılıyor. Üretimde kullanılan ana komponent<br />
ve parçaların imalatı da fabrikada yapılıyor. Bu hammadde ve komponentlerin<br />
yaklaşık %70’i yerli yan sanayiden temin edilerek üretim gerçekleştiriliyor.<br />
Bosch Termoteknik’in Deventer’deki fabrikasına<br />
Türk Gaz Şirketlerinden ziyaret<br />
Isıtma soğutma sektörünün önde gelen şirketlerinden<br />
Bosch Termoteknik, sektörü destekleyici<br />
aktivitelerine devam ediyor. Bu kapsamda Gazmer<br />
iş birliği ile düzenlenen Türkiye’nin farklı şehirlerindeki<br />
gaz şirketlerinde çalışan yetkililerden<br />
oluşan 30 kişilik uzman kadrosunu 28 – 30 Eylül<br />
tarihlerinde Bosch’un Hollanda’nın Deventer kentindeki<br />
fabrikasında ağırladı. Üretim süreçlerini<br />
yerinde görme fırsatı yakalayan yetkililere fabrika<br />
ve süreçleri hakkında da bilgi verildi. Bosch Termoteknik’in<br />
konusunda uzman ekibi tarafından<br />
katılımcılara ürünler, Hollanda pazarı ve gaz onay<br />
süreçlerindeki işleyişler hakkında da detaylı bilgi<br />
paylaşılıp katılımcılardan gelen sorular cevaplandı.<br />
Fabrika turunun ardından katılımcılar fabrikadan<br />
ayrıldılar. Fabrika ziyareti sonrasında kısa bir<br />
şehir turu yapan katılımcılar birlikte yenen akşam<br />
yemeği ile keyifli vakit geçirdiler. Katılımcılar verimli<br />
geçen bu organizasyon sonunda memnuniyetlerini<br />
de dile getirdiler.<br />
56<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
“Wilo’da yenilikler hiçbir zaman bitmez”<br />
“Hangi ihtiyaç için olursa olsun tüm ürünlerimizin ortak özelliği yüksek performanslı, verimli,<br />
bakımı kolay, uzun ömürlü ve güvenilir olmalarıdır. Bunlarla birlikte satış sonrası hizmet<br />
konusunda çok hassas davranıyoruz.”<br />
Isıtma, soğutma, klima, su temini, atıksu<br />
arıtma ve tahliyesi gibi ihtiyaçlara yönelik<br />
hizmet ve çözümleri ile 145 yıldır faaliyetlerini<br />
sürdüren Wilo’yu endüstri ve altyapı<br />
projelerinde, toplu konut inşaatlarında,<br />
stadyumlarda veya dev ulaşım projelerinde<br />
değişmez bir çözüm ortağı olarak görmek<br />
her zaman mümkün. Wilo Türkiye<br />
Genel Müdür Ercüment Yalçın’a bu büyük<br />
başarının arkasında yatan değerleri sorduk.<br />
Türkiye’deki faaliyetleri ve geleceğe<br />
dair planlarını da ele aldğımız bu çalışmamız<br />
için kendilerine teşekkür ediyoruz.<br />
Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />
faaliyet alanlarından ve hedef<br />
kitlenizden bahseder misiniz?<br />
Wilo olarak 145 yıllık deneyimimizle, pompa<br />
ve pompa sistemleri alanında oyun<br />
kurucu markalardan biriyiz. Müşterilerimize<br />
özel, sistem verimliliği ve azami enerji<br />
tasarrufu sağlayacak ürünler sunuyoruz.<br />
Wilo Türkiye olarak grubumuzun Yakın<br />
Doğu Satış Bölgesi’nin merkezinde yer alıyoruz.<br />
Azerbaycan, Türkmenistan, Lübnan,<br />
Ercüment Yalçın / Wilo Türkiye Genel Müdürü<br />
İsrail, Suriye ve Irak’ı kapsayan 7 ülkenin<br />
faaliyetleri bize bağlı olarak yürüyor. Türkiye’deki<br />
25. yılımızı kutladığımız <strong>2017</strong><br />
yılında hizmet alanımızı genişletmek için<br />
önemli bir proje başlattık. Yeni dönem<br />
stratejimizde bireylerin de hayatında Wilo<br />
kalitesinin farkını hissettirmeyi amaçlıyoruz.<br />
Bunun için “Initial Line” adını verdiğimiz<br />
domestik bir ürün kataloğu oluşturduk.<br />
B2B’de lider bir marka olan Wilo<br />
perakende pazarına da adım atmış oldu.<br />
Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />
ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />
geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Isıtma alanında sunduğumuz ürünleri; evlerde,<br />
ticari yapılarda ve endüstri alanında<br />
ihtiyaç duyulan çözümlere yönelik olarak<br />
farklı başlıklara ayırabiliriz. Ev sahipleri<br />
için akıllı çözümlerle konutlarda kısa süre<br />
içinde enerji tasarrufu sağlıyoruz. Bir ve<br />
iki katlı evler için ihtiyaca uygun çözümler<br />
sunarken inşaat firmaları da ürünlerimizi<br />
kolay montaj özelliği ve uzun ömürlü olmaları<br />
nedeniyle tercih ediyor.<br />
58<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Ticari yapılarda da sistemlerimiz, maksimum<br />
verimlilik sağlıyor. Bu sayede son<br />
kullanıcılar ve müteahhitler işletim maliyetlerini<br />
önemli ölçüde azaltabildiği gibi<br />
gayrimenkullerinin değerini de uzun vadede<br />
artırabiliyorlar.<br />
Bildiğiniz gibi artan enerji fiyatları, özellikle<br />
endüstri sektörü için büyük maliyet oluşturuyor.<br />
Biz Wilo olarak, endüstri alanında<br />
da kârlı ve uzun vadeli çözümler sunarak<br />
şirketlerin başarısına katkı sağlamaya çalışıyoruz.<br />
Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />
ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />
inşaat firmalarına ve kullanım<br />
aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />
avantajlar sunuyorsunuz?<br />
Hangi ihtiyaç için olursa olsun tüm ürünlerimizin<br />
ortak özelliği yüksek performanslı,<br />
verimli, bakımı kolay, uzun ömürlü ve güvenilir<br />
olmalarıdır. Bunlarla birlikte satış<br />
sonrası hizmet konusunda çok hassas<br />
davranıyoruz. Düzenli olarak eğitimler vererek<br />
servislerimizin donanımlarını geliştiriyoruz.<br />
Müşterilerimizin ihtiyaç duydukları<br />
anlarda 7/24 yanında oluyoruz.<br />
Portföyünüze eklemeyi<br />
düşündüğünüz farklı ürünler olacak<br />
mı? Ürün portföyünüzü genişletirken<br />
hangi kıstaslara dikkat ediyorsunuz?<br />
Grubumuz dünyada ve Türkiye’de sektörün<br />
dijital öncü kuruluşu olma yolunda ilerliyor.<br />
Sektörde enerji verimliliği ile birlikte<br />
dijitalleşme konusunu da sahiplendik.<br />
İçinde bulunduğumuz dijital çağda kullanıcıların<br />
hayatını kolaylaştıracak akıllı ürünlerle<br />
portföyümüzü genişletiyoruz. Wilo’da<br />
yenilikler hiçbir zaman bitmez. Portföyümüze<br />
standartları yükselten yeni ürünler<br />
eklemeye devam edeceğiz.<br />
Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />
nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />
yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />
bizlerle paylaşır mısınız?<br />
Grubumuzun global cirosu 1.3 milyar<br />
Euro’yu geçiyor. Türkiye’de sektörün lideri<br />
olarak bu ciroya önemli oranda katkı sağlıyoruz.<br />
2015, yüzde 25 büyüme ile bizim<br />
için adeta bir sıçrama yılı olmuştu. Dünyada<br />
ve Türkiye’de pek çok ekonomik zorluğun<br />
yaşandığı 2016’da ve <strong>2017</strong>’de de<br />
istikrarımızı bozmadan büyüme başarısını<br />
gösterdik. Biz kendini işine adamış, kaliteli,<br />
genç ve dinamik bir grubuz. Bu özelliklerimizle<br />
2018’de de faaliyet gösterdiğimiz<br />
alanlarda yeni başarılar elde edeceğimize<br />
şüphem yok.<br />
Önümüzdeki dönemde yeni<br />
yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />
olacak?<br />
Önümüzdeki dönemde en çok üzerinde<br />
duracağımız proje, Ekim <strong>2017</strong>’de<br />
lansmanını yaptığımız Initial Line ürün<br />
serisi olacak. Bu serideki yeni ürünler,<br />
su temini ile atıksu pompa ve sistemlerinden<br />
oluşuyor. Başlangıç olarak 13<br />
ürün ve 35 farklı model ile pazara giriş<br />
yaptık. Initial Line ürün serimizle “Artık<br />
perakende pazarında da varız” diyoruz.<br />
Bundan böyle son kullanıcıların hayatına<br />
dokunacağız. Bu segmentte müşterilerimizin<br />
ihtiyaçlarına yönelik kaliteli ürünleri<br />
ulaşılabilir fiyatlarla sunacağız. Yaygın<br />
satış noktalarımız ve yetkin teknik<br />
servislerimizle müşterilerimizi memnun<br />
etmeyi, perakende pazarına ağırlığımızı<br />
koymayı hedefliyoruz.<br />
Wilo, perakende pazarına adım<br />
atacağı ürün serisi “Initial Line”ı tanıttı<br />
Uzman ve öncü kimliğiyle pompa sistemleri sektöründe en çok tercih edilen marka<br />
olan Wilo, daha fazla kullanıcıya fayda sağlamak için yeni bir projeye başladı.<br />
Wilo’nun Tuzla’daki merkezinde Kadir Çöpdemir’in sunuculuğunda gerçekleştirilen<br />
lansmanda, domestik segmentteki bu yeni ürün gamıyla daha önce yer almadıkları<br />
perakende pazarına adım attıkları belirten Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın,<br />
şu açıklamaları yaptı:<br />
“Wilo olarak dünyada 145 yılımızı, Türkiye’de ise 25. yılımızı kutluyoruz. Teknoloji ve<br />
enerji verimliliğinde fark yaratarak büyük projelerin çoğunda yer aldığımız bu dönemde,<br />
yeni ürün gamımız Initial Line serisiyle birlikte hizmet alanımızı daha da genişletiyoruz.<br />
Bu segmentte müşterilerimizin ihtiyacını daha da doğru analiz ederek onlara<br />
kaliteli ürünleri ulaşılabilir fiyatlarla sunmayı hedefliyoruz.”<br />
“Yaygın servis ağımızdan son kullanıcılarımız da faydalanacak”<br />
Wilo Türkiye olarak domestik ürün gamıyla son kullanıcıların hayatına dokunarak,<br />
ürünlerin kullanım safhasında problem yaşanmaması ve ürün ömrü boyunca hizmet<br />
ve kalitenin maksimum seviyede olması için sistemler geliştirdiklerini de söyleyen<br />
Ercüment Yalçın sözlerine şu şekilde devam etti:<br />
“Yaygın satış noktaları ve yetkin teknik servislerimizle birlikte domestik alanda da<br />
müşterilerimizi memnun etmeye devam edeceğiz.”<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 59
“Biz ürün değil, çözüm sağlayan<br />
bir anlayışa sahibiz”<br />
“Tüm ürünlerde güvenlik ve verimlilik en önemli farklılığımız. Biz şirket felsefesi olarak<br />
çevrenin bizlere emanet edildiğinde inanıyoruz ve bu emaneti bizden sonraki nesillere daha<br />
iyi bırakmak için ciddi ARGE faaliyeti yaparak ürünlerimizi geliştiriyoruz.”<br />
90 yıllık bir firma olan Ariston Thermo<br />
Grubu; Ariston – Chaffoteaux – Elco –Atag<br />
gibi markalar ile sektörde en fazla ülkeye<br />
ihracat yapan şirket konumunda. 170’den<br />
fazla ülkeye ihracat yapan şirketin özellikle<br />
‘Ariston’ markası birçok ülkede firma<br />
isminin önüne geçmiş ve ürün grubunun<br />
tanımlamasında kullanılır hale gelmiş durumda.<br />
Ariston Genel Müdürü Turgay Dağ<br />
ile şirket faaliyetleri, markaları ve önümüzdeki<br />
döneme yönelik planları hakkında<br />
konuştuk.<br />
Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />
faaliyet alanlarından ve hedef<br />
kitlenizden bahseder misiniz?<br />
Dünyanın birçok yerinde 22 tane stratejik<br />
fabrikamız ve 19 tane ARGE merkezimiz<br />
bulunmakta. ARGE çalışmaları grup içinde<br />
çok önemli, Arge harcamalarımızın oranı<br />
toplam ciromuzun %5 ine ulaşıyor. Bu<br />
konu biliyorsunuz gelişmiş ve gelişmekte<br />
olan ülkelerin ayrılmasında kullanılan<br />
önemli bir KPI ve gelişmekte olan birçok<br />
ülkede %3 seviyelerinde. %5’lik olan harcama<br />
bu sebeple sizlerin de bizi tanımanız<br />
için kritik bir değer. Şirketimizin büyümesi<br />
son dönemlerde oldukça hızlı olmakta ve<br />
genel büyüme satın almalardan gelmekte.<br />
Geçen sene ve bu sene Kanada ve Amerika’da<br />
firmalar satın aldık, bir ay önce kadar<br />
da İsrail’de bir firmanın satın alması<br />
gerçekleşti. Şirketimizin en önemli fokus<br />
alanları elektrikli ısıtıcılar + yenilenebilir<br />
enerji + gazlı ısıtıcılar + güneş enerji sistemleri<br />
ve brülör grupları.<br />
60<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />
ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />
geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Isıtma konusunda çok ciddi bir ürün grubumuz<br />
var. Dünyanın her yerinde bizim bir<br />
ürünümüz kullanılıyor. Termosifon ve kombi<br />
ürünleri ciromuzun önemli bir bölümünü<br />
oluşturuyor. Ürünlerimiz Avrupa pazarında<br />
kullanıldığı için, ulaştığımız enerji –güvenlik<br />
ve çevre duyarlılığı en üst standartlarda.<br />
Fonksiyonellik ve İtalyan dizayn anlayışımız<br />
hemen fark ediliyor. Şu an piyasada<br />
olan X ve ONE serileri yıllarca kapalı dolaplar<br />
içinde kalan Kombileri bir anda beyaz<br />
eşya gibi evin en önemli lokasyonlarına taşıdı.<br />
Enerji ve verimlilik konularında kendi<br />
üretimimiz olan ısı pompaları rakiplerimize<br />
göre bizi farklı kılıyor.<br />
Markalarımız her bölge için özel bir strateji<br />
ile pazarda yerini alıyor. Birçok markanın<br />
olmadığı Nijerya (140 milyon Nüfus) – Endonezya<br />
(250 milyon Nüfus) – Çin (1milyardan<br />
fazla) - Hindistan (1.2 Milyar) gibi<br />
marketlerde biz ilk sıralarda yer alıyoruz.<br />
Yeni stratejimiz ile aynı başarıyı Amerika<br />
pazarında da göstermek için, son 2 senedir<br />
bu pazarlara da ağırlık verdik.<br />
Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />
ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />
inşaat firmalarına ve kullanım<br />
aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />
avantajlar sunuyorsunuz?<br />
Biz ürün değil, çözüm sağlayan bir anlayışa<br />
sahibiz. Ciddi büyüklükteki kazanlar<br />
20 dakika içinde sökülüp monte edilerek<br />
çok dar alanlarda rakipsiz bir avantaj sağlıyor.<br />
Tüm ürünlerde güvenlik ve verimlilik<br />
en önemli farklılığımız. Biz şirket felsefesi<br />
olarak çevrenin bizlere emanet edildiğinde<br />
inanıyoruz ve bu emaneti bizden sonraki<br />
nesillere daha iyi bırakmak için ciddi ARGE<br />
faaliyeti yaparak ürünlerimizi geliştiriyoruz<br />
Portföyünüze eklemeyi<br />
düşündüğünüz farklı ürünler<br />
olacak mı? Ürün portföyünüzü<br />
genişletirken hangi kıstaslara<br />
dikkat ediyorsunuz?<br />
Isı pompalarında üretim şirket bünyesinde<br />
başladı. Bu sene termosifonlarda<br />
da ısı pompalı modellerimiz pazarda ilk<br />
defa yer alacak. En büyük farklılık tüm<br />
ürünlerin birlikte çalışabilmesi ve tüketicinin<br />
her daim ulaşabileceği sistemlere<br />
sahip olması.<br />
Turgay Dağ / Ariston Genel Müdürü<br />
Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />
nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />
yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />
bizlerle paylaşır mısınız?<br />
Türkiye de bir üretim tesisimiz yok, ısı<br />
pazarında lokalde fabrikanız yok ise ve<br />
radyatör üretmiyorsanız pazar şartları sizin<br />
için herkesten farklı gelişiyor. Biz şu<br />
anda %6,5’luk bir pazar payına sahibiz<br />
kombi ürün grubunda %14 kadar da termosifonlarda<br />
Pazar payımız var. Kombide<br />
Türkiye’de stratejik bir firma olmak için uğraşıyoruz<br />
ve hedefimiz %10’luk bir pazar<br />
payına ulaşmak.<br />
Önümüzdeki dönemde yeni<br />
yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />
olacak?<br />
En büyük yatırımımızı Türkiye’de saha ekibine<br />
yaptık. Yeni ürünler ve yeni ekibimiz<br />
ile bu sene adetsel bazda ciddi büyüme<br />
yakaladık. 2018 yılı bizim için en iyi yıllarımızdan<br />
birisi olacak gibi duruyor.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
ERP dediğimiz, Avrupa’da uzun süre önce<br />
geçişi yapılan yüksek enerji verimli ürünlerin,<br />
Türkiye’de de kullanılması en büyük<br />
arzum. Ülkemizin en büyük cari açığı enerjiden<br />
geliyor ve bu yeni yüksek verimli ürün<br />
uygulaması ile ciddi bir enerji tasarrufu<br />
sağlanacak..<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 61
Dosya<br />
Baymak’tan yeni nesil ısı pompaları<br />
Baymak, havadan aldığı enerji ile dört mevsim iklimlendirme sağlayan ısı pompası serisine<br />
yepyeni iki model daha ekledi. Baymak’ın en son DC inverter teknolojisine sahip yeni Split<br />
ve Monoblok ısı pompaları düşük enerji tüketimi, çevre dostu teknolojisi, ekonomik mod<br />
özelliği ve taşınabilir paneli sayesinde kullanıcılarına konfor sunuyor.<br />
Geniş ürün gamıyla her türlü<br />
ihtiyaca yönelik çözümler sağlayan<br />
Baymak, hava kaynaklı<br />
ısı pompası serisinin iki yeni<br />
modeli enerji sınıfı ısıtmada<br />
A++, soğutmada A+ özelliği<br />
ve EN 14511’e göre 4,4 ile<br />
4,8 arasında değişen yüksek<br />
COP değerleri sayesinde yüksek<br />
verim sunarken düşük<br />
enerji tüketimiyle de kazanç<br />
sağlıyor.<br />
LCD ekrana sahip kontrol paneli<br />
kablo ile taşınarak harici<br />
bir şekilde de kullanıma olanak<br />
sağlayan Baymak’ın yeni<br />
nesil Split ve Monoblok hava<br />
kaynaklı ısı pompası ürünleri,<br />
kontrol altyapısı ve ErP uyumlu<br />
düşük enerji tüketimli frekans<br />
konvertörlü sirkülasyon<br />
pompası ile verimlilik<br />
değerlerinde öne çıkıyor.<br />
Baymak’ın yeni nesil ısı<br />
pompaları, -2°C dış hava<br />
sıcaklığında 60°C gibi yüksek<br />
çıkış suyu sıcaklığı ve<br />
düşük sesle çalışma özelliğiyle<br />
en zorlu hava koşullarında<br />
bile kesintisiz konfor<br />
ve yüksek performans<br />
sunuyor. Monoblok tip<br />
ürünler akışkan borulaması<br />
gerektirmeyen kompakt<br />
bir tasarıma sahipken<br />
Split tip modeller ise, hafif<br />
dış ünite tasarımıyla kullanıcılara<br />
kolay montaj imkanı<br />
da sağlıyor. En son DC inverter kompressör<br />
teknolojisine sahip Baymak ısı<br />
pompaları, ne kadar ısıtma yüküne ihtiyaç<br />
olduğunu hassas bir şekilde hesaplayarak<br />
yalnızca evin ihtiyacı kadar elektrik tüketiyor.<br />
Baymak hava kaynaklı ısı pompaları<br />
6,8,9,10,12,14 ve 16 kW kapasiteleri ile<br />
apartman dairesinden villaya farklı mekanlarda<br />
hem ısıtma hem de soğutma için<br />
merkezi sistem konforunu tek çatı altında<br />
sağlıyor. Dört mevsim ideal iklimlendirme<br />
konforunu yaşatan yeni nesil Baymak ısı<br />
pompaları iki farklı ortam için gerekli olabilecek<br />
çıkış suyu sıcaklıklarını birbirinden<br />
bağımsız olarak ayarlayabiliyor. Kullanım<br />
sıcak suyunda ise kullanıcı tercihine göre<br />
boylerde bakteri oluşumunun önlenmesi<br />
için suyun sıcaklığını istenilen zamanlarda<br />
yüksek sıcaklık seviyelerine çıkartabiliyor.<br />
62<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Kubilay Çiftci / İklimlendirme Teknolojileri Genel Müdürü<br />
“Ar-Ge çalışmaları ve yatırımları ile<br />
daha rekabetçi hale geleceğiz”<br />
“Sektörün 2023’te hedeflediği büyüklüğün %60’ının Türkiye’de üretilen ürün ve hizmetlerle<br />
karşılanması bekleniyor. Bu gelişmeler sektörün Türkiye için istihdam açısından da önemli<br />
bir öneme ulaşacağı anlamına geliyor”<br />
Yüksek kalite anlayışı ile üretim yapan<br />
AIRPLUS, Havalandırma ve Klima Sektöründe<br />
daima zirvede olma hedefi doğrultusunda<br />
çalışmalarıın sürdürmekte. AIRPLUS<br />
Genel Müdürü Kubilay Çiftci ile dosya konumuz<br />
çerçevesinde röportaj gerçekleştirdik.<br />
Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />
faaliyet alanlarından ve hedef<br />
kitlenizden bahseder misiniz?<br />
İklimlendirme sektöründe 10 senedir %100<br />
Türk Sermayesi ile üretim yapan ve hizmet<br />
veren AIRPLUS İKLİMLENDİRME TEKNO-<br />
LOJİLERİ’nin ürünleri, Türkiye’nin yanısıra,<br />
Azerbaycan, Gürcistan, Türkmenistan, Kazakistan,<br />
Irak ve İran gibi farklı iklimlere sahip<br />
bir çok ülkede yıllardır kullanılıyor. AIRPLUS,<br />
üretimini halihazırda İstanbul Çekmeköy’deki<br />
tesisinde kalifiye personeli ile yapıyor.<br />
Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />
nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />
yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />
bizlerle paylaşır mısınız?<br />
AIRPLUS’ın 2016 yılında kendi markasıyla<br />
yaptığı üretiminin yüzde 82’sini iç pazara<br />
kanalize ettiklerini kaydeden Kubilay ÇİFT-<br />
Cİ, söz konusu yılda %31 büyüklerini dile<br />
getirdi. ÇİFTCİ, <strong>2017</strong>’yi ise %20’nin üzerinde<br />
büyüme ile bitirmeyi hedefledikleri<br />
bilgisini verdi.<br />
Büyüme hedeflerine ulaşmadaki temel<br />
faktörün yine satış sonrası hizmet ve inovatif<br />
ürünler olacağının altını çizen ÇİFTCİ,<br />
“İstikrarlı büyüme, AIRPLUS için önemli bir<br />
konu. Bunun yanı sıra Türkiye’de Avrupa<br />
teknolojisini kullanmaya devam ederek,<br />
yeni ürünlerimizi de pazara sunmayı planlıyoruz”<br />
diye konuştu. 2018’de ise yapacağımız<br />
lokasyon ve makina yatırımı ve ile<br />
%25 oranında büyümeyi hedefliyoruz.<br />
Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />
ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />
geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Portföyünüze eklemeyi düşündüğünüz<br />
farklı ürünler olacak mı? Ürün portföyünüzü<br />
genişletirken hangi kıstaslara dikkat<br />
ediyorsunuz?<br />
Çok Fonksiyonlu DX Hijyenik Paket Klima<br />
Santrali ve Düşük Gürültü Seviyeli Kompakt<br />
Tavan Tipi Isı Geri Kazanım Cihazı’nı<br />
2015 yılında pazara sunduklarını anlatan<br />
Kubilay ÇİFTCİ, “2016’da ise Elektrostatik<br />
Filtreli Davlumbaz Santrali’nin tanıtımını<br />
gerçekleştirdik. <strong>2017</strong> başında AIRPLUS’ın<br />
özel tasarımıyla pazara sunduğumuz Ta-<br />
64<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
van Tipi Fan Coil Ünitesi ve yine <strong>2017</strong>’de<br />
pazara sunduğumuz “Isı pompalı tavan<br />
tipi ısı geri kazanım cihazı”nın yanında<br />
Aralık <strong>2017</strong>’de de ‘Aksiyal Fan’ımızı müşterilerin<br />
beğenisine sunmaya hazırlanıyoruz”<br />
şeklinde konuştu. AIRPLUS’ın ürün<br />
gamı HVAC projelerinin tamamını kapsayacak<br />
şekilde oldukça geniş: Klima Santrali<br />
(müşteri isteğine bağlı olarak otomatik<br />
kontrol panolu / ihtiyaca göre özel tasarım),<br />
DX Bataryalı Klima Santrali (otomatik<br />
kontrol panolu / ihtiyaca göre özel tasarım),<br />
Çatı Tipi Paket Klima Santrali (Rooftop),<br />
Hijyenik Tip Paket Klima Santrali,<br />
Tavan Tipi Fan Coil Ünitesi, Havuz Nem<br />
Alma Santrali, Davlumbaz Santrali (Elektrostatik<br />
Filtreli), Tavan Tipi Isı Geri Kazanım<br />
Cihazı, DX Bataryalı Tavan Tipi Isı Geri<br />
Kazanım Cihazı, Dik Tip Isı Geri Kazanım<br />
Cihazı, Hücreli Aspiratör, Vantilatör, Sıcak<br />
Hava Apareyi (Aksiyal/Radyal Fanlı), Yer<br />
Konvektörü, Şaft Damperi, Sığınak Fanı,<br />
Kanal Tipi Fan, Kanal Tipi Isıtıcı (Elektrikli/<br />
Sulu Tip), HEPA Filtre Kutusu.<br />
“Uluslararası standartlarda ürün imal<br />
etmek şart”<br />
Sektör hakkında da bilgiler veren Kubilay<br />
ÇİFTCİ, Türkiye iklimlendirme sektörünün<br />
ihracatta, uluslararası ölçekli şirketleri,<br />
nitelikli ve genç iş gücü, Ar-Ge çalışmaları<br />
ve yatırımları ile daha rekabetçi hale geldiğini<br />
söyledi. Tüketici bilincinin artması ve<br />
kişi başına düşen milli gelirin yükselmesi<br />
ile ‘konforlu yaşam’ koşullarının ‘alt limit’<br />
haline geldiğini anlatan ÇİFTCİ, “İç pazarda<br />
oluşan bu durum iklimlendirme sektörü<br />
için bir fırsat oluyor fakat, ekonomik dalgalanmalar<br />
göz önüne alındığında ihracat<br />
yine de zorunluluk haline geliyor. İhracat<br />
ve iç pazara satışları dengelişekilde devam<br />
ettirmenin şartı ise güncel teknolojiyi<br />
takip ederek, uluslararası standartlarda<br />
ürün imal edebilmek” dedi.<br />
Öte yandan küresel ısınmanın etkisinin<br />
her geçen gün daha da fazla hissedildiği<br />
bir değişim süreci içine girildiğinin altını<br />
çizen Kubilay ÇİFTCİ, , “Sektörün 2023’te<br />
hedeflediği büyüklüğün %60’ının Türkiye’de<br />
üretilen ürün ve hizmetlerle karşılanması<br />
bekleniyor. Bu gelişmeler sektörün<br />
Türkiye için istihdam açısından da önemli<br />
bir öneme ulaşacağı anlamına geliyor”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Önümüzdeki dönemde yeni<br />
yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />
olacak?<br />
2018 başında yine İstanbul’daki yeni<br />
lokasyonumuzda üretime devam etmeyi<br />
planlıyoruz. Yeni lokasyonun vereceği<br />
avantajlar, öncelikle daha büyük üretim<br />
alanında adetsel olarak üretim hatlarımızın<br />
artışı gerçekleşecek. Mevcut makina<br />
parkımızı daha verimli kullanabileceğiz ve<br />
üretimi ilave makina yatırımı ile destekleyeceğiz.<br />
Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />
ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />
inşaat firmalarına ve kullanım<br />
aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />
avantajlar sunuyorsunuz?<br />
İlk yatırım maliyeti, ekipman ve işçilik<br />
kalitesi, enerji verimliliği, projeye uygun<br />
esnek çözüm alternatifleri, uygun teslim<br />
süreleri ve AIRPLUS’ın özgün tasarımı pazarda<br />
öne çıkan ve bizi farklılaştıran özelliklerimiz<br />
ama bence AIRPLUS markası en<br />
çok, kaliteli bir ürünü satın aldıktan sonra<br />
sorunsuz işletmenin de elde edileceğinin<br />
garantisini vermemiz sebebiyle tercih ediliyor.<br />
Kurulum ve devreye almanın ardından,<br />
çözüm ortaklığı anlayışıyla, yurtiçi ve<br />
yurtdışında, gerek talep üzerine gerekse<br />
bakım hizmet anlaşmalarıyla servis hizmeti<br />
vermekteyiz. Ürünlerimizin garanti süresinden<br />
sonraki dönemde de sürekli olarak<br />
sağlıklı ve verimli şekilde çalışmaya devam<br />
etmesini temin etmek amacıyla AIRP-<br />
LUS bakım-hizmet anlaşmaları yapılmakta<br />
ve bu sayede ürünlerimizde iş sürekliliği<br />
maksimum seviyeye ulaşmaktadır. Bu hizmet,<br />
AIRPLUS’ın merkezi servis ekibi tarafından<br />
verildiği gibi yetkili servislerimiz<br />
tarafından da verilmektedir.<br />
Satış sonrası hizmetleriniz hakkında<br />
kısaca bilgi verir misiniz?<br />
Uzman servis kadromuz ve yetkili servislerimizle,<br />
yeterli teknik donanım, yedek<br />
parça-işçilik garantisi, uygun fiyatlı yedek<br />
parça-servis ücretleri, güleryüzlü hizmet ve<br />
profesyonel yaklaşım ile en kısa sürede hizmet<br />
verilerek yüksek müşteri memnuniyeti<br />
sağlanmaktadır. Müşterilere sunduğumuz<br />
servis hizmetleri için 1 senelik işçilik garantisi<br />
vermekteyiz.<br />
Ürünlerimizin çoğu, uzaktan bağlantı yapılarak<br />
çalışma şartları tarafımızdan online<br />
olarak izlenebilmekte, arıza halinde sistem<br />
AIRPLUS servis ekibine otomatik olarak<br />
alarm göndermektedir. Bu erişim sayesinde<br />
belirli arızalara müdahale uzaktan yapılabilmekte,<br />
zaman ve masraftan tasarruf<br />
sağlanmakta, müdahale anlık olabilmektedir.<br />
Ürünlerin tasarım aşamasından devreye<br />
alınmasına kadar geçen süreçte sürekli<br />
müşteri ile temasta kalan AIRPLUS, bu süreçte<br />
belirlenen bazı dinamik ihtiyaçların da<br />
giderilmesini sağlayarak müşteri memnuniyeti<br />
oluşturmaktadır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 65
Dosya<br />
Vaillant Group Türkiye, Sürdürülebilirlik<br />
Ödülü’ne layık bulundu<br />
Bu yıl ilk kez düzenlediği “İş Yaşamında Kadın Liderliği” paneli büyük ilgi gören ve<br />
kadın çalışan sayısını artırmaya öncelik veren Vaillant Group Türkiye, Vaillant Group<br />
Sürdürülebilirlik Ödülleri Çalışanlar kategorisinde ödül kazandı. Vaillant Group Türkiye İK<br />
Direktörü Nilüfer Birdal ödülü Vaillant Group CEO’su Dr Carsten Voigtländer’ın elinden aldı.<br />
Vaillant Group Türkiye, 8 Mart Dünya Kadınlar<br />
Günü nedeniyle düzenlediği “İş Yaşamında<br />
Kadın Liderliği” paneli ile Vaillant<br />
Group şirketleri arasında verilen S.E.E.D.S<br />
Ödülü’ne layık bulundu. Dört kategoride<br />
ödüllerin dağıtıldığı organizasyonda, bu yıl<br />
yapılan 34 başvuru arasından seçilen Vaillant<br />
Group Türkiye; panele gösterilen yüksek<br />
katılım, ulusal basında çok sayıda habere<br />
konu olma ve kadın çalışan oranını artırma<br />
önceliği nedeniyle ödüle hak kazandı. Vaillant<br />
Group Türkiye’nin Çalışanlar kategorisindeki<br />
ödülünü, düzenlenen törenle İK Direktörü<br />
Nilüfer Birdal Vaillant Group CEO’su<br />
Dr Carsten Voigtländer’dan aldı. Adını, filizlenerek<br />
değişimi başlatma özelliği taşıyan “tohum”dan<br />
alan S.E.E.D.S Ödülleri, Vaillant<br />
Group bünyesinde iki yılda bir düzenleniyor.<br />
S.E.E.D.S organizasyonu; Çevre, Çalışanlar,<br />
Geliştirme ve Ürünler ile Toplum kategorilerinde<br />
sürdürülebilirlik yaklaşımına gösterilen<br />
katkıya ödül veriyor. Bu yarışmayla birlikte<br />
Vaillant Group; çalışana, çevreye, ürün gelişimine<br />
ve topluma karşı sorumluluklarını<br />
yerine getirerek karlı ve dengeli bir şekilde<br />
büyümeyi hedeflediğini ortaya koyuyor.<br />
Öncelik, kadın çalışan oranını<br />
artırmak<br />
Vaillant Group Türkiye’nin, kadınların kurumsal<br />
yaşamdaki varlıklarını ve ilham veren<br />
hikayelerini daha geniş kitlelere ulaştırmalarına<br />
destek olmak amacıyla 8 Mart Dünya<br />
Kadınlar Günü’nde düzenlediği “İş Yaşamında<br />
Kadın Liderliği” panelinde, kadın kimliğinin<br />
liderliğe etkisi, ön yargılara rağmen fark<br />
yaratan kadın hikayeleri ele alındı. Vaillant<br />
Group Türkiye’nin farklı bölümlerinde çalışan<br />
ve kariyer imkanlarını iyi değerlendirerek<br />
yüksek performans gösteren kadın çalışanlar,<br />
kendi hikayelerini katılımcılarla paylaştı.<br />
Kadının aile içinde yakaladığı eğitim ve gelişim<br />
fırsatları, kurumsal ortamda kadının hayatı,<br />
kadının diğer rolleriyle kurumsal rolün<br />
etkileşimi, iş ve özel yaşam dengesi, onları<br />
başarıya götüren kişilik özellikleri, yetkinlikleri,<br />
değerleri ve erdemleri de konu başlıkları<br />
arasında yer aldı. Panele dinleyici olarak katılan<br />
tüm çalışanlara, kendi biricik hikayelerini<br />
oluşturma ve güzel bir geleceği birlikte<br />
şekillendirme konusunda aktif rol alma çağrısı<br />
yapıldı. Vaillant Group Türkiye, panelde,<br />
1709 çalışanın sadece yüzde 13’ünü oluşturan<br />
226 kadın çalışanı olduğunu belirterek,<br />
sektör geneline uyumlu olan bu oranı yeterli<br />
görmediklerini ve yükseltmek için çaba harcayacaklarını<br />
da açıkladı. İK departmanı,<br />
kadın çalışanları başarıya giden yolculuklarında<br />
güçlendirmeyi ve kadın çalışan oranını<br />
artırmayı öncelikleri arasına aldı. Kadınlara<br />
‘daha fazla fırsat vermek’ için neler yapılabileceği<br />
konusundaki çalışmalar da Vaillant<br />
Group Türkiye’nin liderlik gündemine girdi<br />
66<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
“2018 yılını ortalama %15 büyüme ile<br />
kapatmayı hedefliyoruz”<br />
“Uygulama esnasında inşaat firmalarının ihtiyaçlarına yönelik en uygun çözümleri tek elden<br />
sunabiliyoruz. Kendimize ait üretim tesisimiz olduğu için, uygulanacak projede bizden ne tür<br />
bir ısıtma çözümü bekleniyor ise buna en uygun ürünleri en hızlı biçimde üretebiliyoruz.”<br />
ile de toplu konut, otel, hastane, yurt gibi<br />
yerlerin de ısıtma ve sıcak su ihtiyaçlarına<br />
kurumsal çözümler sunuyoruz.<br />
2004 yılında kurulan Daxom, ülke geneline<br />
yayılan 50’ye yakın toptancı bayisinin<br />
yanı sıra yaklaşık 350 satış noktası<br />
ve yaygın servis ağı ile hizmet vermekte.<br />
Daxom Genel Müdürü Aydın Çetin ile gerçekleştirdikleri<br />
faaliyetler ve önümüzdeki<br />
döneme dair plan ve projeleri üzerine konuştuk.<br />
Firmanızın kısa tarihçesiyle beraber<br />
faaliyet alanlarından ve hedef<br />
kitlenizden bahseder misiniz?<br />
DAXOM ticari markası ile 2004 yılından bu<br />
yana ısı cihazları sektöründe faaliyet gösteren<br />
firmamız, başlangıçta, yurt dışından<br />
ithal ettiği ürünleri Türkiye pazarına sunarken,<br />
şu anda İstanbul Ümraniye’deki yaklaşık<br />
2 bin 500 metrekarelik kapalı alanda<br />
yılda ortalama 17-18 bin adet yoğuşmalı<br />
duvar tipi kazan, elektrikli kombi, hermetik<br />
şofben, yoğuşmalı şofben ve elektrikli şofben<br />
üretimi gerçekleştiriyor. DAXOM, ülke<br />
geneline yayılan 50’ye yakın toptancı bayisinin<br />
yanı sıra yaklaşık 350 satış noktası<br />
ve yaygın servis ağı ile hizmet veriyor. Daire<br />
ve villalar için bireysel kullanım dışında<br />
yüksek kapasiteli yoğuşmalı şofbenlerimiz<br />
Piyasaya sunduğunuz ürünler<br />
ve özellikle ‘ısıtma’ alanında<br />
geliştirdiğiniz sistemler hakkında<br />
bilgi verir misiniz?<br />
Ürün gamımızda farklı ısıtma çözümlerine<br />
yönelik modellerimiz bulunuyor. Sıcak su<br />
ihtiyacı için hermetik ve yoğuşmalı şofbenlerimiz<br />
bulunuyor. Bu modeller içinde, yerli<br />
üretimimiz olan ve Dünyanın en ince hermetik<br />
şofbeni özelliğine sahip Daxom Plus<br />
da yer alıyor. Tercihe göre doğalgaz veya<br />
LPG ile çalışan şofbenlerin yanı sıra bir de<br />
elektrikli şofben grubumuz var. Isıtma tarafındaki<br />
ana ürünlerimiz iki tip. Bunlardan<br />
birisi özellikle doğalgaz hattı bulunmayan<br />
bölgelerdeki binaların ısıtması için geliştirilen<br />
elektrikli kombilerimiz. Bu gruptaki<br />
ürünler, aynı zamanda güneş enejisi sistemleriyle<br />
de uyumlu olduğu için kullanıcılarına<br />
önemli ölçüde tasarruf sunuyor. Bir<br />
diğeri ise duvar tipi yoğuşmalı kazanlar.<br />
Bunlar doğalgaz veya lpg ile uyumlu olarak<br />
çalışıyor. Kaskad bağlantıları ile 256 taneye<br />
kadar kazan birbirine bağlanabiliyor.<br />
Bu sayede örneğin bir kazan 400 metrekarelik<br />
bir villanın ısıtılmasına yeterken,<br />
kaskad bağlantıları ile birlikte aynı anda<br />
çalışan çok sayıda kazan 40 bin metrekarelik<br />
bir alanı ısıtabiliyor.<br />
Geliştirdiğiniz sistemler ve<br />
ürünleriniz ile uygulama esnasında<br />
inşaat firmalarına ve kullanım<br />
aşamasında son tüketiciye ne gibi<br />
avantajlar sunuyorsunuz?<br />
Uygulama esnasında inşaat firmalarının<br />
ihtiyaçlarına yönelik en uygun çözümleri<br />
tek elden sunabiliyoruz. Kendimize ait<br />
üretim tesisimiz olduğu için, uygulanacak<br />
projede bizden ne tür bir ısıtma çözümü<br />
bekleniyor ise buna en uygun ürünleri en<br />
hızlı biçimde üretebiliyoruz. Son tüketici<br />
tarafındaki en önemli avantajımız ise<br />
yaygın servis ağımız sayesinde montaj ve<br />
bakım konusunda bir sorun yaşanmıyor.<br />
Yerli üretimden ötürü yedek parça tedariği<br />
de hızlı ve uygun maliyetli oluyor.<br />
68<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Portföyünüze eklemeyi<br />
düşündüğünüz farklı ürünler olacak<br />
mı? Ürün portföyünüzü genişletirken<br />
hangi kıstaslara dikkat ediyorsunuz?<br />
Evet farklı ürünler üzerinde çalışıyoruz. Isıtıma<br />
cihazlarına paralel olarak endüstriyel<br />
ürünler ve solar enerji ile ilgili çalışmalarımız<br />
devam ediyor.<br />
Türkiye’deki mevcut pazar payınız<br />
nedir? Geçen yılki cironuz ve 2018<br />
yılı beklentilerinizi birkaç kelimeyle<br />
bizlerle paylaşır mısınız?<br />
Şu anda yılda ortalama 17-18 bin<br />
adetlik bir üretimimiz söz konusu.<br />
Bu da pazarın %20’sine denk geliyor.<br />
Ülke ekonomimizin büyüme modeli<br />
içinde inşaat sektörünün önemli bir<br />
payı var. Markalı konut projelerinin ve<br />
sayıları sürekli artan kentsel dönüşüm<br />
alanlarının yanı sıra, devlet eliyle yapılan<br />
çok sayıda toplu konut, yurt şehir<br />
hastanesi ve okul gibi projeler söz<br />
konusu. Bunun yanı sıra başta turizm<br />
bölgelerimiz olmak üzere ülke genelinde<br />
pek çok yeni otel projesi de hayata<br />
geçiriliyor. Ve tüm bu projelerin ortak<br />
noktası, ısıtma sistemlerine ihtiyaç<br />
duyuluyor olması. Dolayısıyla bu saydığım<br />
alanlardaki büyüme sürdükçe, yerli<br />
bir tedarikçi olarak bizim de üretim<br />
ve satış hedeflerimiz her yıl daha yukarı<br />
çıkıyor. Daxom olarak 2018 yılını<br />
ortalama %15 büyüme ile kapatmayı<br />
hedefliyoruz.<br />
Aydın Çetin / Daxom Genel Müdürü<br />
Önümüzdeki dönemde yeni<br />
yatırımlarınız ve projeleriniz neler<br />
olacak?<br />
Önümüzdeki dönemlerde mevcuttaki ürün<br />
gamımızdan farklı olarak endüstriyel alanda<br />
kullanılabilecek gazlı ve elektrikli cihazlarla<br />
ilgili ve solar enerji üzerine yatırımlarımız<br />
söz konusu olacak.<br />
Manisa Büyükşehir Belediyesi’de<br />
Alarko Carrier imzası<br />
Manisa Büyükşehir Belediyesi, içme suyu temini için yapılan projenin ikinci etabında yine<br />
Alarko Carrier ürünlerini tercih etti.<br />
Geniş ürün yelpazesiyle su basınçlandırma<br />
segmentinde Türkiye’nin lider markalarından<br />
Alarko Carrier’ın 90 adet noryl<br />
fanlı dalgıç pompası, Manisa Büyükşehir<br />
Belediyesi’ne bağlı merkez ilçe ve köylerinde<br />
kullanılacak. Ürünler, Alarko Carrier’ın<br />
Gebze’deki üretim merkezinde yapılan<br />
tüm fabrika ve kontrol testlerinin ardından<br />
belediye yetkililerine teslim edildi.<br />
İçme suyu ihtiyacının karşılanmasında büyük<br />
şehir belediyelerinin tercih ettiği noryl<br />
fanlı Alarko dalgıç pompalar, yatırımı kısa<br />
sürede geri ödeyen kesintisiz bir su kaynağı<br />
olarak öne çıkıyor. İşletmelerde gerekli<br />
suyun sağlanmasında yüksek verimi<br />
ve uzun ömrüyle kullanıcıların tercih ettiği<br />
pompalar, özellikle içme ve kullanım suyu<br />
temininde sıkça tercih ediliyor. Müstakil<br />
evlerden gökdelenlere kadar tüm binalarda<br />
çeşitli amaçlarla kullanılan pompalar,<br />
hidrofor gibi suyun depolanmasını da sağlıyor.<br />
Alarko Carrier, ürünlerindeki tüm bu üstün<br />
teknik özelliklerin yanı sıra, sağladığı sürekli<br />
ve kaliteli hizmet ve hızlı yedek parça<br />
teminiyle de en çok tercih edilen markalar<br />
arasında yer alıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 69
Dosya<br />
Beko tam yoğuşmalı kombi ile evler bu kış da sımsıcak<br />
Özel seçenek ve avantajlarla tüketicilere sunulan Beko premix tam yoğuşmalı<br />
kombi, ısınırken tasarruf sağlıyor.<br />
4 yıldız enerji verimliliği sınıfında bulunan<br />
Beko BK 20 Y PRMX tam yoğuşmalı kombi<br />
yüzde 109,1 (%30 kısmi yükte) verimlilik<br />
sunuyor. Geniş modülasyon aralığı ile yüksek<br />
verim ve yakıt tasarrufu sağlayan üründe<br />
bulunan Cold Burner Door teknolojisi,<br />
kapağın ısınmasını engelleyerek ısı kayıplarını<br />
minimum seviyede tutuyor.<br />
Çevre Dostu özellikleriyle öne çıkan Beko<br />
kombi, premix yanma teknolojisi sayesinde<br />
zararlı baca gazı çıkışını en aza indiriyor.<br />
Böylece karbondioksit salınımını azaltarak<br />
sera etkisini de minimize ediyor.<br />
Premix yanma teknolojisi, hermetik baca<br />
sistemi, elektronik ateşleme ve alev modulasyonu,<br />
LCD ekran, arıza uyarı sistemi<br />
ürünün diğer önemli özellikleri arasında<br />
yer alıyor. Akış sensörü ile yüksek konforlu<br />
sıcak su imkanı sağlayan Beko kombide<br />
baca tıkanmasına karşı emniyet sistemi,<br />
aşırı ısınma emniyet sistemi ve alev kontrol<br />
emniyet sistemi bulunuyor.<br />
Beko’nun kombi kampanyasında eski kombisini<br />
getirenlere, enerji tasarruflu Beko<br />
yoğuşmalı kombilerde 200 TL indirim ve<br />
Bonus’a özel peşin fiyatına 10 ay taksit<br />
avantajı da sunuluyor. Bu kampanyadan<br />
faydalanan tüketicilere aynı zamanda ütü<br />
de hediye ediliyor.<br />
Beko, tüketicinin montaj hizmetiyle ilgili hayatını<br />
kolaylaştıran ‘’Kombi Montaj Hizmet<br />
Kartı’’ uygulamasını da Ekim ayı itibarıyla<br />
tüketiciyle buluşturuyor.Tüketiciler, satın<br />
alacakları kombiyi tesisatçı yerine Beko<br />
yetkili servisine montaj yaptırmak istediği<br />
durumda bayi, kombiyle birlikte Kombi<br />
Montaj Hizmet Kartını da 240 TL fiyatla<br />
tüketiciye ulaştırıyor. Beko servisi aşağıda<br />
maddeler halinde belirtilen hizmetleri Beko<br />
servis güvencesi ve hizmet kalitesiyle<br />
tüketicilere sunuyor.<br />
Danfoss Soğutma Sistemleri’nden yeni Verimlilik Formülü<br />
Danfoss Soğutma Sistemleri, profesyonellerin<br />
endüstriyel defrost performansını iyileştirmelerine<br />
yardımcı olacak yeni bir Verimlilik Formülü geliştirdi.<br />
Endüstriyel soğutmada Verimliliğin Formülü, etkileyici sonuçlar veren ve birlikte<br />
üstün verimlilik sağlayan ayrı iki kısımdan oluşuyor. Bilinen en verimli<br />
defrost metodu olan likit tahliyesi, Danfoss ICF Valf İstasyonunun ile birleştirilerek<br />
modern ve verimli çözümler sunan bir formül ortaya çıkıyor.<br />
Verimlilik Formülünün bir sonucu olarak Danfoss’un yeni ICFD<br />
Defrost Modülü<br />
Danfoss’un yeni ICFD Defrost Modülü, Danfoss’un Verimlilik Formülünün bir<br />
sonucu olarak ortaya çıkıyor. Geniş çapta kabul gören ICF Valf İstasyonuna<br />
likit bazlı tahliye modülünün eklendiği bu çözüm, profesyonellerin ıslak emiş,<br />
likit, sıcak gaz ve defrost tahliye hatlarında ICF Valf İstasyonu ile donatılmış bir<br />
evaporatör kullanmalarına izin verir. Yeni ICF Defrost Modülü, karşılaştığınız<br />
zorlukların üstesinden gelmek ve endüstriyel soğutmada optimum verimlilik<br />
sağlamak üzere geliştirilmiştir. Artan verimliliğin sağladığı avantajların bir kısmı,<br />
enerji tüketiminin azalması, kompresör yükünün düşürülmesi ve kompresöt<br />
kapasitesinin rahatlatılması, çalışma ve tesisat verimliliğinin artırılması ile<br />
defrost performansının iyileştirilmesi olarak dikkat çeker.<br />
70<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
DemirDöküm Erzurum’daki iş ortaklarıyla buluştu<br />
“Erzurum’da iş ortaklarımızla birlikte<br />
büyümeye devam edeceğiz”<br />
DemirDöküm, Erzurum’daki 100’ü aşkın iş ortağı ile bir araya geldi. Toplantıda<br />
DemirDöküm Satış Direktörü Ufuk Atan; “2018’de merkez ve ilçelerde varlığımızı artırıp,<br />
iş ortaklarımızla yatırıma devam edip, yüksek enerji tasarrufu sağlayan ürünlerimizi<br />
Erzurumlularla buluşturacağız” dedi.<br />
Türkiye’de Bozüyük fabrikasında iklimlendirme<br />
sektörü için geliştirdiği ürünleriyle<br />
50 ülke ihracat gerçekleştiren DemirDöküm,<br />
iş ortakları ve müşterileri ile buluşmalarına<br />
devam ediyor. <strong>2017</strong>’yi yatırım yılı<br />
ilan eden DemirDöküm, üst düzey yöneticileri<br />
ve bölge sorumlularının katılımıyla<br />
Erzurum’daki iş ortakları ve müşterileri ile<br />
buluştu. 100’ü aşkın yetkili satıcı, müteahhit<br />
ve ustanın katılımı ile gerçekleşen<br />
toplantıda, şirketin satışa sunduğu yeni<br />
ürünler tanıtılırken, ürünlerin teknik eğitimleri<br />
verildi. Etkinlikte DemirDöküm’ün<br />
<strong>2017</strong> ve 2018 yılı hedefleri, Ar-Ge, inovasyon,<br />
dijital dönüşüm çalışmaları, kombi,<br />
şofben, panel radyatör, merkezi sistem ve<br />
ERP geçişi hakkındaki detaylar katılımcılarla<br />
paylaşıldı.<br />
“1965 YILINDAN BUGÜNE<br />
ERZURUMLULARIN HİZMETİNDEYİZ”<br />
Toplantıda DemirDöküm’ün Türkiye yapılanmasında<br />
önemli bir yere sahip olan<br />
Erzurum’da 1965 yılından bugüne hizmet<br />
verdiğini belirten DemirDöküm Satış Direktörü<br />
Ufuk Atan; “Erzurum’da ilk olarak<br />
Tesmal <strong>Yapı</strong> ile yaptığımız iş ortaklığı bugün<br />
52’nci yılına ulaştı.<br />
Yarım asırdır Erzurum’daki değerli iş ortaklarımızla<br />
birlikte kombi, şofben, panel radyatör,<br />
merkezi sistemlerimiz ile Erzurumlu<br />
tüketicilerimize konfor sağladık.<br />
Şanlı tarihi, eserlerinin yanı sıra kış sporlarıyla<br />
da son yılların gözdesi olan Erzurum,<br />
büyümeye, yenilenmeye devam ediyor.<br />
Şehir merkezinin yanı sıra 2018 yılında<br />
Horosan, Oltu ve Pasinler ilçelerinde doğalgazın<br />
aktif olarak kullanıma geçmesi<br />
bekleniyor.<br />
DemirDöküm olarak bu geçiş sürecinde<br />
Erzurumluları yüksek enerji tasarrufu<br />
sağlayan cihazlarımızla buluşturmak<br />
için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.<br />
Son olarak yetkili satıcı ailesine Tespa<br />
Ticaret’in eklendiğini belirten Atan şöyle<br />
konuştu; “Bu önemli iş birliğinin hayırlara<br />
vesile olmasını ve uzun soluklu olmasını<br />
temenni ediyoruz.<br />
DemirDöküm olarak merkezde ve ilçelerde<br />
Erzurumluların iklimlendirme ihtiyaçlarını<br />
yenilikçi ürünlerimizle karşılamaya;<br />
daha da yoğun bir şekilde devam<br />
edeceğiz” dedi.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 71
“Kurumsal yaklaşımımızla,<br />
ülkemizde asansör sektörünün<br />
gelişmesine katkıda bulunuyoruz”<br />
“Köklü bir firma olarak, Türkiye’de önemli yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün Türkiye’nin en<br />
büyük 500 sanayi kuruluşu içinde yer alan tek asansör firmasıyız. ‘Önce emniyet’ ilkesi ile<br />
kendi fabrikamızda geliştirdiğimiz ürünler ve sunduğumuz servis hizmetiyle, kullanıcıların<br />
güvenini kazandık.”<br />
Dünya çapında sadece asansör şirketleri<br />
içinde değil tüm şirketler arasında hizmet<br />
ve servis mükemmelliği noktasında piyasanın<br />
lideri konumunda olan Otis, müşterilerinin<br />
her anlamda tam güvenini kazanmayı<br />
amaç edinmiş. Otis Türkiye Genel<br />
Müdürü Özgür Aren ile şirketin son dönemdeki<br />
faaliyetleri ve sektöre dair konuştuk.<br />
Öncelikle, firmanızın kısa<br />
tarihçesiyle birlikte sizleri tanıyabilir<br />
miyiz?<br />
1865’te İstanbul’da kurulan ve 1921’den<br />
bu yana kesintisiz olarak asansör sektöründe<br />
faaliyet gösteren Türk firması Buga,<br />
1991 yılında Buga Otis (Otis Türkiye) adını<br />
aldı. Otis, 1975’te yürüyen merdiven imalatı<br />
yapan ilk firma oldu. Bugün Otis Türkiye,<br />
yılda 2.000 adet asansör ve yürüyen merdiven/yol<br />
kapasitesi ile bulunduğu bölgede<br />
önemli bir üretim üssü olarak konumlanıyor.<br />
Türkiye’nin ‘en yüksek’, ‘en hızlı’, ‘çift<br />
katlı’ ve ‘akıllı yolcu yönlendirme’ sistemine<br />
sahip asansörlerini üreten öncü bir firma<br />
olarak; yenilikçi asansörlerimizi, konut<br />
sektörünün de beklentilerini dikkate alarak<br />
geliştiriyoruz. En yüksek binalarda olduğu<br />
gibi en gözde konut projelerinde de Otis<br />
Türkiye’nin asansörleri kullanıyor.<br />
Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />
projelerinizden biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Akmerkez, Finansbank Kristal Kule, Sabancı<br />
Center, İş Kuleleri, Kanyon, İstanbul<br />
Sapphire, Zorlu Center ve Levent 199<br />
gibi yüksek binaların yanı sıra, Türkiye<br />
genelindeki prestijli AVM’lerin ve konut<br />
projelerinin servis hizmeti Otis tarafından<br />
veriliyor. 30 yıl önce <strong>Yapı</strong> Kredi Bankası<br />
Genel Müdürlük binasının asansörleri Otis<br />
tarafından inşa edilmişken, 30 yıl sonra<br />
modernizasyon çalışmaları da yine Otis tarafından<br />
yapıldı.<br />
74<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />
olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />
firmalarına ve son kullanıcıya ne gibi<br />
farklılıklar ve avantajlar sunuyorsunuz?<br />
Otis Türkiye; ‘asansör’, ‘yürüyen merdiven’<br />
ve ‘yürüyen yol’ üretimi ile birlikte,<br />
‘montaj’ ve ‘servis’ alanındaki çalışmalarını<br />
da aralıksız sürdürüyor. Türkiye’nin<br />
en geniş servis ağıyla 5 Bölge Müdürlüğü<br />
ve Gaziantep, Trabzon ve Erzurum’da açılan<br />
Otis şubeleri ile birlikte İstanbul’daki<br />
Boğaziçi, Çekmeköy, Maltepe, Atakent,<br />
Bahçeşehir şubeleriyle kaliteli servis hizmetini<br />
en hızlı şekilde sağlıyor. Ayrıca büyük<br />
projelere servis hizmeti sağlamak için<br />
İstanbul’da ‘Majör Proje’ servis şubesini<br />
açan Otis Türkiye, dev projelere uzman bir<br />
ekiple servis hizmeti veriyor.<br />
+++Güvenlik, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik<br />
konuları çerçevesinde son dönemde<br />
ne gibi yenilikleriniz bulunmakta?<br />
Her yapının ihtiyacına özel çözümler üretmeye<br />
önem veriyoruz. Elektrik kesildiğinde<br />
dahi 100 defa daha çalışma kapasitesine<br />
sahip olan ‘Gen2 Switch’ asansörler, yüksek<br />
enerji sarfiyatı ve asansörde kalma<br />
korkusunu geride bırakıyor. Yolculuğunuza<br />
güvenle devam etmenizi sağlayan yeni nesil<br />
asansörümüz, saç kurutma makinesinden<br />
daha az enerji harcıyor.<br />
Yüksek Otis teknolojisi ile üretilen asansörlerde<br />
bulunan ReGen tahrik sistemi, tam<br />
yüklü kabinin aşağı, hafif yüklü kabinin yukarı<br />
doğru hareketi esnasında açığa çıkan<br />
elektriği şebekeye geri kazandırıyor. Böylece<br />
enerji tasarrufu yüzde 75’e ulaşıyor.<br />
Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan<br />
kaynağını ve teknolojik altyapıyı yeterli<br />
buluyor musunuz? Daha iyisi için<br />
neler yapılmalı?<br />
Günümüzde dünya bambaşka bir yöne<br />
gidiyor ve enerji verimli ürünler önem kazanıyor.<br />
Biz de enerji verimli ünitelerimizle<br />
sektöre öncülük etmeye devam ediyoruz.<br />
Otis Türkiye olarak, mühendislik uygulamalarımızı<br />
ve Ar-Ge faaliyetlerimizi genişletiyor,<br />
enerji verimli üniteler geliştirmeyi<br />
sürdürüyoruz. Şu an firmamızda çalışan<br />
sayısı 1000’e yaklaştı. İnsana yatırım yapmaya<br />
devam ediyoruz. Asansör sistemlerinde<br />
geldiğimiz son teknolojiyi en yeni<br />
projelerde hayata geçiriyoruz.<br />
Yurtiçinde ve yurtdışında eğitimlere dahil<br />
olduk, regülasyonlara hızlı uyum sağladık.<br />
Uzman ekibimizle başarılı bir dönem geçirdik.<br />
Türkiye’nin prestijli projelerine özel<br />
asansör üretimi yapmaya devam ettik.<br />
Bir projeye başlamadan önce en çok<br />
nelere dikkat edersiniz?<br />
Proje tipine göre ünitelerin adet ve özelliklerini<br />
değerlendiriyoruz. Otis mühendislerince<br />
geliştirilen özel bir logaritmaya sahip<br />
Otis Plan+ trafik analiz programımız sayesinde<br />
doğru kapasite, hız ve adet bilgisini<br />
projenin henüz dizayn aşamasında müşterimizle<br />
paylaşıyoruz. Örneğin AVM’lerin<br />
otoparka iniş katlarında çocuk arabası ve<br />
alışveriş arabası kullanılacağını öngörerek<br />
yürüyen merdiven yerine yürüyen yol öneriyoruz.<br />
Kültür sanat merkezlerinde müzik<br />
aletlerinin taşımasına elverişli büyüklükte<br />
ama aynı zamanda çok sessiz üniteler tercih<br />
ediyoruz. Yüksek katlı ofis binalarında<br />
CompassPlus Akıllı Yolcu Yönlendirme<br />
Sistemi kullanıyoruz. Bugün asansör sektörünün<br />
lideri olarak, binalardaki ulaşımı<br />
hızlandırıp kullanıcıya vakit kazandırıyoruz.<br />
‘CompassPlus’ sistemiyle de uzun asansör<br />
kuyruğuna son veriyoruz.<br />
Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />
öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />
proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />
Mühendislik uygulamalarımızı ve Ar-Ge faaliyetlerimizi<br />
daha da geliştireceğiz. Asansör<br />
sistemlerinde geldiğimiz son teknolojiyi<br />
en yeni projelerde hayata geçiriyoruz.<br />
Binalardaki ulaşımı hızlandırarak kullanıcıya<br />
vakit kazandırmaya devam ediyoruz. 1<br />
saniyede 7 metre katederek ‘Türkiye’nin<br />
en hızlı asansörü’ unvanını elde eden<br />
ve aynı kuyu içinde iki kabinin yer aldığı<br />
‘Double Deck’ asansörlerimizle ilklere<br />
imza atıyoruz. ‘Double Deck’ sistemi ile<br />
birlikte kullanıcıyı tanıyan ‘Compass’ sistemiyle<br />
de, yoğun binalarda oluşan uzun<br />
asansör kuyruğuna son veriyoruz. Bugün<br />
İstanbul’daki gökdelenlerin yoğun olarak<br />
yer aldığı Büyükdere Caddesi’ndeki yüksek<br />
binaların ve yeni inşa edilen dev projelerin<br />
çoğunda Otis asansörleri kullanılıyor.<br />
Özgür Aren / Otis Türkiye Genel Müdürü<br />
Köklü bir firma olarak, Türkiye’de önemli<br />
yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün Türkiye’nin<br />
en büyük 500 sanayi kuruluşu içinde<br />
yer alan tek asansör firmasıyız. ‘Önce<br />
emniyet’ ilkesi ile kendi fabrikamızda geliştirdiğimiz<br />
ürünler ve sunduğumuz servis<br />
hizmetiyle, kullanıcıların güvenini kazandık.<br />
Kurumsal yaklaşımımızla, ülkemizde<br />
asansör sektörünün gelişmesine katkıda<br />
bulunduk. Emniyet ve performansını artırdığımız<br />
enerji verimli ürünlerimizle, en<br />
fazla asansör ihracatı yapan Türk firması<br />
olduk. Üretimimizin yüzde 25’ini ihraç<br />
ediyoruz. Öncü kimliğimizle sürdürdüğümüz<br />
çalışmalar sonucu, bugün dünya devi<br />
Otis’in Avrupa’daki en önemli 3 üretim<br />
üssünden biri haline geldik.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 75
“Misyonumuz;<br />
Kentsel yaşamın akışını geliştirmek”<br />
“Gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz her projemizde, “Müşterilerimize nasıl değer katabiliriz,<br />
müşterilerimize ve çevreye nasıl daha faydalı olabiliriz?” sorularını sorarak yola çıkarız.”<br />
Asansör ve yürüyen merdiven sektöründe<br />
global bir lider olan KONE, asansör, yürüyen<br />
merdiven ve otomatik bina kapıları<br />
alanında müşterilerine modern çözümler<br />
sunmakta. KONE Türkiye Genel Müdürü<br />
Haldun Ulusoy ile, müşterilerine sundukları<br />
hizmetler, genel şirket faaliyetleri ve<br />
önümüzdeki döneme dair yeni plan ve projelerini<br />
konuştuk.<br />
Öncelikle, firmanızın kısa tarihçesiyle<br />
birlikte sizleri tanıyabilir miyiz?<br />
KONE, asansör ve yürüyen merdiven sektörünün<br />
global liderlerinden biri konumunda.<br />
1910 yılında Finlandiya’da kurulmuş olan<br />
şirketimiz, yüzyılı aşkın bir süredir kendisini<br />
müşterilerinin ihtiyaçlarını anlamaya<br />
adamış bulunuyor. Şirketimiz asansörler,<br />
yürüyen merdivenler ve otomatik bina kapıları<br />
için yenilikçi ve eko-etkin çözümler<br />
sunuyor. Hedefimiz; gittikçe kentleşen bir<br />
ortamda insanların binaların içinde sorunsuz,<br />
güvenli, rahat ve bekleme olmaksızın<br />
hareket etmelerini mümkün kılan çözümler<br />
geliştirmek ve sağlamak suretiyle en iyi<br />
insan akışı deneyimini sunmak.<br />
Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />
projelerinizden biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Avrupa’nın en büyük ve kapsamlı projesi<br />
olan Ağaoğlu Maslak 1453 projesinde<br />
KONE olarak ürünlerimizle yer alıyoruz.<br />
Bunun yanı sıra birçok otel, konut ve hastane<br />
projesinde de yer aldık ve yer almaya<br />
devam edeceğiz<br />
Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />
olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />
firmalarına ve son kullanıcıya<br />
ne gibi farklılıklar ve avantajlar<br />
sunuyorsunuz?<br />
KONE Asansör olarak, inovasyona ve dolayısıyla<br />
AR-GE çalışmalarına büyük değer<br />
veriyoruz. FORBES dergisinin her sene düzenlediği<br />
dünyanın en inovatif 100 şirketi<br />
sıralamasında KONE ilk 50 firma arasına<br />
girmeyi başaran tek asansör firmasıdır ve<br />
bunu 2011 yılından beri her sene ilk 50’ye<br />
girerek tekrarlamaktadır. Bu sebeple KO-<br />
NE’nin en güçlü yanlarından birisi yenilikçi<br />
ürünler üretmesidir diyebilirim.<br />
KONE olarak, son dönemde “Erişim Çözümleri”<br />
ile sektörde adımızdan söz ettiriyoruz.<br />
İnsan erişiminde asansör, yürüyen<br />
merdiven, turnike ve kartlı geçiş sistemlerimiz<br />
ile hizmet veriyoruz. Turnike ve kartlı<br />
geçiş sistemleri, ürün yelpazemize eklendi.<br />
Günümüz teknolojisinde bu sistemler,<br />
asansöre ulaşmadan önceki durak olduğundan<br />
bir bütünlük taşıyor ve zaman yönetimi<br />
ile konfor konusunda oldukça iddialı<br />
çözümler sunuyor. Gelecek dönemde de<br />
yeni “Erişim Çözümleri” ile sektörde fark<br />
yaratmayı hedefliyoruz.<br />
IBM ile imzaladığımız anlaşma son derece<br />
heyecan verici ve en iyi insan akışı deneyimini<br />
sunmaya yönelik önemli bir adımı<br />
teşkil ediyor. Birbirine bağlı bir dünyada faaliyet<br />
gösteriyoruz ve IBM ile yaptığımız bu<br />
ortaklık sayesinde gelişmiş uzaktan arıza<br />
tespit ve öngörülebilirlik gibi yeni çözümlere<br />
sahip olmamız, müşterilerimize daha<br />
iyi hizmetler ve ekipmanlarımızı kullanan<br />
insanlar için mükemmel deneyimler sunmamız<br />
anlamına geliyor.<br />
Polaris destinasyon kontrol sistemimiz,<br />
trafik kontrol performansı ile sektöründe<br />
lider konumda. Ayrıca açık ve anlaşılır yönlendirme<br />
ve akıllı yolcu gruplandırma özellikleriyle<br />
yüksek konfor da sağlıyor. Yenilikçi,<br />
dokunmatik ekranlar ve yeni bir akıllı<br />
telefon uygulaması dahil, kullanıcı dostu<br />
ve çekici kullanıcı arayüzleri ile de dikkat<br />
çekiyor. Mevcut asansörlerin performans<br />
ve verimlilik artışını hemen sağlayacak şekilde<br />
sorunsuz ve kesintisiz modernizasyon<br />
gerçekleştiriyor.<br />
Turnike çözümlerimiz, hızlı ve konforlu<br />
erişim sağlarken, inanları doğru yöne yönlendiriyor<br />
ve entegre kart okuyucular ile<br />
erişim haklarını kontrol edebiliyor. KONE<br />
tasarım ekibi tarafından en kaliteli malzemeler<br />
kullanılarak geliştirilen turnike<br />
çözümlerimiz; erişim, esneklik ve insan<br />
akışının kontrolü konularında bilinen standartların<br />
üzerine çıkıyor. Göze hoş gelen<br />
tasarımlarıyla da modern ofis binaları, plazalar,<br />
havalimanları vb. yapıların mimari<br />
tarzını ideal şekilde tamamlıyor. Ayrıca yenilikçi<br />
özellikleriyle kullanıldığı binaları çok<br />
daha verimli hale getirerek değer katıyor.<br />
İleriki dönemlerde “KONE Residential<br />
Flow” adını verdiğimiz çözümümüz ile akıllı<br />
erişim sistemlerimizi müşterilerimizin evlerine<br />
kadar ulaştırıyor olacağız.<br />
Güvenlik, enerji verimliliği<br />
ve sürdürülebilirlik konuları<br />
çerçevesinde son dönemde ne gibi<br />
yenilikleriniz bulunmakta?<br />
KONE olarak, eko etkin teknolojilerimizle<br />
tanınıyoruz. Yenilenen asansör çözümlerimiz,<br />
sektör lideri enerji tüketim düzeylerine<br />
ek olarak %35 oranında düşüş<br />
sağlıyor. Eko etkin bir KONE asansörün<br />
takılması, binaların karbon ayak izini dü-<br />
76<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
şürebilir, enerji maliyetlerinden tasarruf<br />
edebilir ve LEED –BREEAM gibi önemli<br />
yeşil bina akreditasyonlarının alınmasına<br />
yardımcı olabilir.<br />
Bir binanın tüm enerji tüketiminin %2’si<br />
ile %10’u asansör ve yürüyen merdivenler<br />
tarafından gerçekleştirilir ve binalar<br />
dünyadaki enerji tüketiminin %40’ından<br />
sorumludur. Kent alanları büyüyüp enerji<br />
fiyatları giderek artarken, KONE’nin önündeki<br />
sorun, çevresel olarak etkin olmanın<br />
yanı sıra insan akışını da sorunsuz şekilde<br />
gerçekleştirecek binalar tasarlamaktır.<br />
Bugün satın alınan bir KONE asansör ya<br />
da yürüyen merdiven, 2050 yılına ve hatta<br />
sonrasına uzanacak bir kullanım ömrüne<br />
sahip olacak şekilde tasarlanıyor. Sistemlerimiz,<br />
binaların ekolojik ayak izini düşük<br />
tutarken, toplam maliyeti düşük tutacak<br />
enerji tasarrufu çözümlerini de içerisinde<br />
barındırıyor. Bakım ve modernizasyon servisleri,<br />
ekipmanların kullanım ömrü boyunca<br />
etkili bir şekilde çalışmasına ve estetik<br />
görünmesine yardımcı oluyor.<br />
Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan<br />
kaynağını ve teknolojik altyapıyı<br />
yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi<br />
için neler yapılmalı?<br />
Sektörde kalifiye ara eleman sıkıntısı çekiliyor.<br />
Özellikle montajda usta çırak ilişkisi<br />
ile yetişmiş elemanlar çoğunlukta. Bunu<br />
bir nebze olsun gidermek için, KONE olarak<br />
meslek liseleri ile iş birliği yapıyoruz.<br />
Samandıra Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde<br />
bir asansör ve yürüyen merdiven<br />
laboratuvarımız bulunuyor. Her sene 30’u<br />
aşkın okul öğrencisi eğitim görüyor, 10’u<br />
aşkın son sınıf öğrencisi de KONE’de 1 yıl<br />
boyunca staj yapıyor. Bizler de yeni işe aldığımız<br />
her elemanı bu eğitim merkezimizde,<br />
sahada eğiterek ve her çalışanımıza<br />
her yıl 40 saati aşkın eğitim vererek, sektöre<br />
eleman yetiştirmeye çalışıyoruz. Yeni<br />
Haldun ULUSOY / KONE Türkiye Genel Müdürü<br />
çıkan yönetmelikle, her bakım teknisyeni<br />
ve montaj elemanının eğitim durumuna<br />
göre bir merkezden sertifikalandırılması<br />
ve yetkinliğinin test edilmesi gerekiyor. Bu<br />
sayede sadece yetkin elemanların sahaya<br />
çıkmasına izin veriliyor ki bu son derece<br />
olumlu bir uygulama.<br />
Sertifikasyon merkezlerinin artmasını,<br />
meslek liseleri ve meslek yüksek okullarında<br />
asansör, yürüyen merdiven bölümlerinin<br />
açılmasını, artan işsizlik oranlarının<br />
azalmasında ve sektörün kalifiye eleman<br />
ihtiyacının karşılanmasında faydalı olacak<br />
adımlar olarak görüyorum.<br />
Bir projeye başlamadan önce en çok<br />
nelere dikkat edersiniz?<br />
Şirketimizin amacı, gün geçtikçe daha çok<br />
kentleşen bir çevrede insanların sarsıntısız,<br />
güvenli ve rahat bir şekilde binalarda<br />
beklemeden hareket etmelerini sağlayan<br />
çözümler geliştirerek sunmak ve en iyi<br />
People Flow ® deneyimini sunmaktır. Misyonumuz;<br />
kentsel yaşamın akışını geliştirmek.<br />
Gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz<br />
her projemizde, “Müşterilerimize<br />
nasıl değer katabiliriz, müşterilerimize ve<br />
çevreye nasıl daha faydalı olabiliriz?” sorularını<br />
sorarak yola çıkarız. Projelerimiz<br />
öncesi, projelerin tamamlanması için yeterli<br />
kaynaklarımızın olup olmadığını doğru<br />
analiz ederek, ürünlerimizi zamanında ve<br />
düzgün teslim etmeye azami gayret gösteririz.<br />
Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />
öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />
proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />
KONE olarak, son dönemde “Erişim Çözümleri”<br />
ile sektörde adımızdan söz ettiriyoruz.<br />
İnsan erişiminde asansör, yürüyen<br />
merdiven, turnike ve kartlı geçiş sistemlerimiz<br />
ile hizmet veriyoruz. Turnike ve<br />
kartlı geçiş sistemleri, ürün yelpazemize<br />
yeni eklendi. Günümüz teknolojisinde bu<br />
sistemler, asansöre ulaşmadan önceki<br />
durak olduğundan bir bütünlük taşıyor ve<br />
zaman yönetimi ile konfor konusunda oldukça<br />
iddialı çözümler sunuyor. Gelecek<br />
dönemde de yeni “Erişim Çözümleri” ile<br />
sektörde fark yaratmayı hedefliyoruz.<br />
Asansör sektöründe birçok ürünümüzün<br />
yanı sıra farklılık yaratacak 2 ürünümüzden<br />
özellikle bahsetmek isterim. Üstün<br />
teknoloji ile donatılmış Nanospace adını<br />
taşıyan asansör çözümümüz, en dar kuyular<br />
için en büyük kabin ölçülerini müşteriye<br />
sunuyor. Asansör kuyusunun da paketin<br />
içinde olduğu yeni ürünümüz Prospace<br />
ise sadece 10 cm kuyu dibi ölçüsüne sığabiliyor.<br />
Ayrıca KONE CombiSpace adını<br />
verdiğimiz yeni bir modernizasyon ürünü<br />
geliştiriyoruz. Tasarımında kullanışlılık<br />
olan ürünümüz, ayrıca mevcut makine dairelerinin<br />
kullanılması sayesinde maliyete<br />
karşı duyarlı bir seçenek.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 77
“Her projeyi ince eleyip sık dokuruz”<br />
“Devletimizin teşviki ile tüm yeni yapı ve kurulu mimari projeler engelileri de düşünülerek<br />
dizayn ediliyor. Bu doğrultuda belediyeler , müteahhit firmalar ve bizlerin üçgenin de yeni<br />
atılımlar oluşuyor. Her yer, her mekan ve her alan engellilerin de erişebileceği yer olmalı.”<br />
Dosya<br />
Uygulama<br />
teknikleriniz ve<br />
kullanmış olduğunuz<br />
ürünler açısından<br />
inşaat firmalarına<br />
ve son kullanıcıya<br />
ne gibi farklılıklar<br />
ve avantajlar<br />
sunuyorsunuz?<br />
Hali hazırda sürdürdüğümüz<br />
engelli asansörü<br />
üretimimize, yurt dışından<br />
ithal ettiğimiz koltuk<br />
merdiven asansörlerini<br />
ekledik. Bu asansörler<br />
sayesinde mimari dar<br />
Doğan Hüseyin Kazan<br />
Nur Asansör Sistemleri Genel Müdürü<br />
alanlardan erişmesi<br />
mümkün olmayan yerlerde<br />
de bu hizmetlere yer vermeye başladık. Dolayısıyla inşaat firmalarının<br />
sıklıkla arzu ettiği kibar ve az maliyetli çözümleri kendilerine<br />
sunmuş olduk. Nur Asansör olarak bu bakış açısıyla tüm alanlarda<br />
mimari anlamda bazı dezavantajlı olan bölgelere müdahale edebiliyoruz.<br />
İnşaat firmalarını da bu ölçüde epey rahatlattğımızı düşünüyoruz.<br />
Kurulduğu günden bu yana kaliteden ödün vermeden profesyonel iş<br />
ahlakı ile engelli asansör kurulumu ve tamiri alanında hizmet veren<br />
Nur Asansör, engelli vatandaşlarımız için doğru tespit yapıp, konforlu<br />
ve kaliteli bir asansör hizmeti sunmakta. Nur Asansör Sistemleri<br />
Genel Müdürü Doğan Hüseyin Kazan ile ülkemizde maalesef gerektiği<br />
kadar önemi görememiş olan bu spesifik alanda gerçekleştirdikleri<br />
faaliyetler üzerine konuştuk.<br />
Öncelikle,firmanızın kısa tarihçesiyle birlikte sizi<br />
tanıyabilir miyiz?<br />
2015 sene itibari ile engelli asansörleri sistemleri ve erişilebilirlik<br />
üzerine faaliyetlerimiz başladı.Kısa vadede büyük işler ve projeler<br />
üstlendik. Genç ,dinamik ve kararlı yapımız sayesinde tüm projelerin<br />
altından azmimizle çıktık. Nur Asansör olarak bu dinamik yapıyı<br />
tecrübe ile birleştirerek daha iyi bir geleceğe adım atma arzusundayız.<br />
Birkaç örnekle üstlenmiş olduğunuz projelerinizden biraz<br />
bahseder misiniz?<br />
Yurt genelinde birçok projeye imza attık. Bu projelerin tamamından<br />
alnımızın akıyla çıkmayı başardık. Bütün yurt genelinde devam eden<br />
SSK-SGK yenileme çalışmaları bu projelerin başında gelmektedir.<br />
Onlarca asansör ve platform yenilemeleri ve tedariğini karşılayan<br />
Nur Asansör daha birçok farklı projeye de imza atmıştır.<br />
Güvenlik, enerji verimliliği ve sürdürebilirlik konuları<br />
çerçevesinde son dönemde ne gibi yenilikleriniz<br />
bulunmakta?<br />
Basit bir dille ifade edecek olursak kullanılan motorların elektrik<br />
tüketiminde epey bir yol katettik. Daha sonra motorlarda kullanılan<br />
380 V tritaze elektriği 220 V monotaze elektriğe çevirerek bu konuda<br />
büyük bir adım attığımızı düşünüyoruz. Ülke ekonomisine de<br />
büyük bir katkıda bulunduğumuzu bilmekteyiz. Ürünlerimizin hepsi<br />
güvenlik paketleridir. Bu sayede refleksleri düşük olan vatandaşlarımızında<br />
güvenliğini sağlamayı Nur Asansör olarak vazife ediniyoruz.<br />
Bu bağlamda üstümüze düşeni yapmaya devam ediyoruz.<br />
Bir projeye başlamadan önce en çok nelere dikkat<br />
edersiniz?<br />
Bize gelen projelerin tamamı mimar ve mühendis arkadaşlarımız<br />
tarafından itina ile inceleniyor. Bazı mimari problemler olan yerlere<br />
küçük dokunuşlarla daha kolay hale getiriyoruz. Bizim için önemli<br />
olan projenin onaylarının ve evraklarının tam olmasıdır. Hata kabul<br />
etmeyen bir sektör olduğu için her projeyi ince eleyip sık dokuruz.<br />
Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz ne<br />
doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />
Devletimizin teşviki ile tüm yeni yapı ve kurulu mimari projeler engelileri<br />
de düşünülerek dizayn ediliyor. Bu doğrultuda belediyeler,<br />
müteahhit firmalar ve bizlerin üçgenin de yeni atılımlar oluşuyor.<br />
Her yer, her mekan ve her alan engellilerin de erişebileceği yer<br />
olmalı. Bu doğrultuda yeni yılla beraber kanuni zorunluluk haline<br />
gelecek mimari yapıların dönüşmesini doğru buluyoruz. Bu konuda<br />
devletimize minnettarız. Çünkü artık engellileri de düşünen doğru<br />
bir politika izleniyor.<br />
78<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
“Türkiye genelinde prestijli projelere<br />
imza atıyoruz”<br />
“Mitsubishi Electric Asansör olarak amacımız; Dünya’nın en büyük asansör firması olmak<br />
veya en çok asansörü satan firması olmak değil, Dünya’nın en kaliteli asansör üreticisi<br />
unvanını bu sektörde faaliyet gösterdiğimiz zaman boyunca elimizde tutmaktır.”<br />
yürüten Eta Melco Dış Ticaret Ltd. Şti. olarak,<br />
Mitsubishi Electric Asansör ve Yürüyen<br />
Merdiven Sistemleri’nin Türkiye’deki<br />
tek yetkili temsilcisi konumundayız. 1988<br />
yılında İstanbul’da kurulan şirketimiz Eta<br />
Melco Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin Ankara<br />
temsilcilik ofisi 2002 yılında, Antalya ofisi<br />
2006’da ve İzmir ofisi 2016’da hizmete<br />
girdi. Merkez ofisimiz ve temsilciliklerimizin<br />
yanı sıra Bursa’da bulunan teknik ofisimizle<br />
birlikte Türkiye genelinde prestijli<br />
projelerin asansör ve yürüyen merdiven<br />
projelerine imza atıyoruz.<br />
Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />
projelerinizden biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
<strong>2017</strong> yılı içerisinde almış olduğumuz projelerin<br />
birkaçından bahsedersek; İstanbul<br />
Şehir Üniversitesi, Ankara Söğütözü<br />
Residence, Elite World Hotel Asia, Nisa<br />
Hastanesi, Bulgurlu İş Merkezi, Acıbadem<br />
Maslak Etap 2 Hastane Projesi, Avrupa<br />
Konutları Kale 2 gibi konut, sağlık, otel ve<br />
hastane sektörünün öncü projelerinde yer<br />
almaktayız.<br />
Japonya’nın en büyük asansör ve yürüyen<br />
merdiven üreticilerinden biri olarak bugüne<br />
kadar birçok ilke imza atan Mitsubishi<br />
Electric, dünya genelinde pek çok farklı<br />
sektöre yönelik ürünler üretmektedir. Ülkemizde<br />
ise Mitsubishi Electric Corporation<br />
ortaklığı ile kurulan Eta Melco Elevator<br />
CO LLC’ nin Türkiye operasyonlarını yürüten<br />
Eta Melco Dış Tic. Ltd. Şti. Mitsubishi<br />
Electric Asansör ve Yürüyen Merdiven<br />
sistemlerinin tek yetkili temsilci konumundadır.<br />
Eta Melco Dış Tic. Ltd. Şti. Genel<br />
Müdür Yardımcısı H. Avni BEZMEZ ile geliştirdikleri<br />
sistemler, Türkiye’deki faaliyetleri<br />
ve sektöre dair konuştuk.<br />
Öncelikle, firmanızın kısa<br />
tarihçesiyle birlikte sizleri tanıyabilir<br />
miyiz?<br />
1930’lardan bu yana asansör ve yürüyen<br />
merdiven sektörünün gelişimine yüksek<br />
katma değer sağlayan markamız; konfor,<br />
güvenlik ve dizayn konularındaki yenilikleriyle<br />
öne çıkıyor. Sektöre kazandırmış<br />
olduğumuz yeniliklere örnek olarak; Mitsubishi<br />
Electric’e özgü bir mühendislik<br />
harikası olan spiral yürüyen merdiveni, ilk<br />
zigzag asansörü, Yokohama Tower’ın saniyede<br />
12,5 metreyle Guinness Rekorlar<br />
Kitabı’na giren yüksek hızlı asansörünü<br />
verebiliriz. Bu örneklere; dünyanın ilk tristör<br />
ile kontrol edilen asansörü, “değişken<br />
voltaj değişken frekans” teknolojisinin<br />
icadı ve bu teknolojinin ana tahrik motorlarına<br />
ve kapı motorlarına da uygulanması<br />
gibi pek çok madde eklemek mümkün.<br />
Mitsubishi Electric Corporation ortaklığıyla<br />
kurulan Eta Melco Elevator CO LLC ise<br />
asansör ve yürüyen merdiven alanında uzman,<br />
global bir kuruluş olarak faaliyet gösteriyor.<br />
Dünyanın önde gelen mimarlık ve<br />
inşaat şirketleriyle işbirliği yaparak otel,<br />
çarşı, iş merkezi gibi büyük ve görkemli<br />
yapılara asansör ve yürüyen merdiven<br />
sistemleri tesisi gerçekleştiren Eta Melco<br />
Elevator CO LLC, aynı zamanda bakım ve<br />
danışmanlık hizmeti de veriyor. Merkezi<br />
Dubai’de bulunan ve dünyanın çeşitli ülkelerinde<br />
24 temsilcilik ofisi bulunan Eta<br />
Melco Co LLC’nin Türkiye operasyonlarını<br />
Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />
olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />
firmalarına ve son kullanıcıya ne gibi<br />
farklılıklar ve avantajlar sunuyorsunuz?<br />
İnşaat firmaları ile proje aşamasında çalışmaya<br />
başlıyoruz ve süreç boyunca çözüm<br />
odaklı bir yaklaşım sergiliyoruz. Projelerin<br />
başlangıcından sonuna kadar asansör,<br />
yürüyen merdiven ve yürüyen bant sistemlerinin<br />
dizayn, tesis/montaj, bakım ve diğer<br />
tüm teknik hizmetleri konusunda tüm<br />
sorumluluğu üstlenerek yüksek kalitede<br />
hizmet sunuyoruz. Dünyada pek çok ilke<br />
imza atarak sektöre öncülük eden Mitsubishi<br />
Electric’in ileri teknolojisiyle dizayn<br />
edilen yenilikçi ve çevreci asansörlerimizle<br />
inşaat firmalarının projelerine katma değer<br />
sağlıyoruz. Dolayısıyla inşaat firmaları,<br />
tüm proje süreci boyunca kesintisiz ve<br />
doğru bilgiler ışığında almış olduğu hizmet<br />
ve nitelikli ürünler sayesinde çalışmalarına<br />
sağlıklı bir şekilde devam edebiliyor.<br />
Güvenlik, enerji verimliliği<br />
ve sürdürülebilirlik konuları<br />
çerçevesinde son dönemde ne gibi<br />
yenilikleriniz bulunmakta?<br />
Asansör, yürüyen merdiven ve yürüyen<br />
80<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
bant sistemlerinin satış, montaj, bakım ve<br />
servis alanlarında hizmet veriyoruz. Kalite<br />
politikamız kapsamında müşterilerimize,<br />
hizmet verdiğimiz her alanda en üst seviyede<br />
kalite, güvenlik ve konforu taahhüt<br />
ediyoruz. Mitsubishi Electric’in ileri teknolojisiyle<br />
üretilen inovatif ürünlerimizi,<br />
uzman kadromuzun danışmanlık, montaj<br />
ve bakım konularındaki deneyimiyle birleştirerek<br />
yüksek müşteri memnuniyeti sağlıyoruz.<br />
Asansörlerde VVVF Invertör kontrol<br />
teknolojisini başarıyla geliştiren ilk firma<br />
konumundayız.<br />
Teknoloji öncüsü Mitsubishi Electric’in,<br />
Original Expert System ve Fuzzy-Logic teknolojisini<br />
kullanarak geliştirdiği Supervisory<br />
System, operasyonda verimlilik sağlıyor<br />
ve kullanıcı memnuniyetini artırıyor.<br />
Asansörlerimizde kullandığımız özel bir<br />
tasarım olan Al Supervisory System sayesinde,<br />
mevcut trafik akışı sistem bilgisayarında<br />
hafızaya alınarak bekleme süreleri<br />
ve enerji sarfiyatı minimuma indiriliyor, sorunsuz<br />
servis hizmeti sağlanıyor. Endüksiyon<br />
motorlarını, yüksek verimli sabit manyetik<br />
alan teknolojisine sahip motorlarla<br />
değiştirerek bir ilke imza atan ve sektöre<br />
öncü olan Mitsubishi Electric, bu teknoloji<br />
sayesinde daha küçük ve daha az enerji<br />
harcayan dişlisiz tahrik mekanizmaları geliştirdi.<br />
En önemli özelliklerimizden biri de<br />
asansörlerimizin sahip oldukları ileri teknoloji<br />
sayesinde yaklaşık 20-25 sene boyunca<br />
modernizasyona ihtiyaç duymuyor<br />
olması. Asansörlerimizin üretimi, nakliyesi<br />
ve yerinde montaj aşamalarının tümünde<br />
çevreye duyarlı bir şekilde hareket ediyoruz.<br />
Mitsubishi Electric asansörlerinde<br />
sabit manyetik alan teknolojisine sahip<br />
dişlisiz motorlar kullanıldığı için yağlama<br />
minimize edilmiş oluyor. Asansörlerin<br />
belirli bir süre çağrı almaması durumunda<br />
aydınlatma ve fanlar otomatik olarak<br />
kapatılıyor, kat gösterge aydınlatmaları<br />
bir kademe düşürülüyor. Kabin içerisinde<br />
yanlış çağrı butonuna tekrar basılması<br />
durumunda çağrı iptal edilip asansörün<br />
gereksiz yere durması önleniyor. Asansör<br />
tavanlarında LED aydınlatma kullanılarak<br />
hem tasarruf sağlanıyor hem de aydınlatma<br />
maliyetleri minimuma indiriliyor.<br />
Enerji tasarrufu açısından önem taşıyan<br />
tüm bu özellikler, sahip olduğumuz çevreci<br />
yaklaşımı özetliyor. Az enerji harcayan<br />
çevreye duyarlı asansörlerimiz sayesinde<br />
aynı zamanda işletme maliyetlerinin azaltılmasına<br />
ve ülke ekonomisine de katkıda<br />
bulunuyoruz.<br />
Asansörlerimiz rejeneratif (frenleme enerjisinin<br />
geri kazanımı) özelliği sayesinde,<br />
ısı enerjisinin bina elektrik şebekesine<br />
kullanılabilir enerji olarak geri verilmesine<br />
imkan tanıyor. Bu sistem ile yüzde 35’e<br />
varan oranlarda enerji tasarrufu yapılarak<br />
yılda yaklaşık 1.400 kg CO2 salımı azaltılabiliyor.<br />
Dünyanın tek spiral yürüyen merdiven<br />
üreticisi olan Mitsubishi Electric, dikey<br />
taşımacılık sektöründe de lider markalardan<br />
biri konumunda. Geleneksel ve özel<br />
yapım düz yürüyen merdivenlerden spiral<br />
yürüyen merdivenlere kadar farklı ürünler<br />
geliştiren bir marka olarak, sistemlerimizde<br />
en yüksek güvenilirlik, dayanıklılık ve<br />
emniyetle birlikte işletim etkinliği sağlayan<br />
yenilikçi mühendislik uygulamaları ve<br />
enerji verimli teknolojiler kullanıyoruz.<br />
Dünya genelinde dikkat çeken ileri teknolojimizin<br />
yanı sıra Türkiye’de de hizmet<br />
yeterliliğini Türk standartlarına göre kanıtlayıp<br />
belgelendirmiş bir firmayız. Şirket<br />
yönetimimizi uluslararası standartlar doğrultusunda<br />
standardize ederek ISO 9001<br />
Belgesi almaya hak kazandık. Son olarak<br />
ise uluslararası arenada kabul görmüş İş<br />
Sağlığı ve Güvenliği Yönetimi Standardı<br />
OHSAS 18001 ve Uluslararası Çevre Yönetimi<br />
Standardı ISO 14001 belgelerini<br />
aldık. Şirket vizyonumuz çerçevesinde, ülkemiz<br />
ve insanımıza verdiğimiz değerin bir<br />
ifadesi olan bu standartlara bağlı kalarak<br />
faaliyetlerimize devam ediyoruz.<br />
Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan<br />
kaynağını ve teknolojik altyapıyı<br />
yeterli buluyor musunuz? Daha iyisi<br />
için neler yapılmalı?<br />
Türkiyede asansör sektöründe nitelikli<br />
eleman problemi uzun yıllardır yaşanan bir<br />
gerçek. Asansör sektörü çok tehlikeli işler<br />
sınıfında. Bu sebeple istihdam edilen personelin<br />
sertifikasyonu gerekli. Teknolojik<br />
altyapı olarak ta belli kategorilerde üretim<br />
yeterli olsa da gelişimi için üretim yapan<br />
firmaların Ar-Ge harcamalarını arttırmaları<br />
gerekiyor.<br />
H. Avni BEZMEZ<br />
Nitelikli eleman problemi ise Asansör sistemleri<br />
Mesleki ve Teknik Liselerinin arttırılması<br />
ile olabilir. Bu konuda da Asansör<br />
derneklerinin bazılarının önemli ve yapıcı<br />
çalışmalarını medyadan öğrenmek mutluluk<br />
verici. Ancak bunlarının sayısının daha<br />
da arttırılması gerekiyor.<br />
Önümüzdeki dönem için hedef ve öngörüleriniz<br />
ne doğrultuda? Yeni proje/yatırımlarınız<br />
olacak mı?<br />
Mitsubishi Electric Asansörlerinin sürekli<br />
gelişen ileri teknolojisi ile yeni ürünler ve<br />
sistemler kullanıcıların hizmetine sunulmaktadır.<br />
Önümüzdeki yıllar için yeni ürün<br />
ve sistemler tasarım ve geliştirme aşamasında<br />
olup bunlar ile ilgili duyurular daha<br />
sonra yapılacaktır.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Mitsubishi Electric Asansör olarak amacımız;<br />
Dünya’nın en büyük asansör firması<br />
olmak veya en çok asansörü satan firması<br />
olmak değil, Dünya’nın en kaliteli asansör<br />
üreticisi unvanını bu sektörde faaliyet<br />
gösterdiğimiz zaman boyunca elimizde<br />
tutmaktır.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 81
“Çevreye zararlı hiçbir malzeme<br />
üretimin hiçbir noktasında kullanılmıyor”<br />
“En çok dikkat ettiğimiz, kişinin ihtiyacını tam olarak anlayıp anlamadığımız ve doğru ürünü<br />
sunup sunamadığımız. Sonrasında ise güvenlik ve kişinin konforu geliyor.”<br />
LiftArt isminden de anlaşılacağı gibi asansör<br />
sistemleri konusunda uzmanlaşmış,<br />
almış olduğu işleri asansör sanatı olarak<br />
gören ve sanatçı titizliğinde çalışan bir firma<br />
konumunda. Liftart Asansör ve Kaliteli<br />
Yaşam Sistemleri Genel Müdürü Serdar<br />
Süreyya ile dosya konumuz çerçevesinde<br />
röportaj çalışması gerçekleştirdik. “Ürettiğimiz<br />
ve sattığımız tüm ürün ve hizmetler<br />
ile insanların yaşamlarını daha konforlu<br />
hale getirmek istiyoruz” diyen sayın Süreyya,<br />
tüm insanların ve engellilerin yaşam<br />
standartlarının yükseltilmesi için çalışmalarına<br />
devam edeceklerinin altını çiziyor.<br />
Öncelikle, firmanızın kısa<br />
tarihçesiyle birlikte sizleri tanıyabilir<br />
miyiz?<br />
Şirketimiz 1958 den beri taşıma, kaldırma<br />
ve istifleme konularında uzmanlaşmıştır.<br />
Merdiven kullanmakta zorlanan kişiler için<br />
katlar arası seyahati kolaylaştırıcı metotlar<br />
sunmaktayız. Bu konudaki çözümlerimiz<br />
kullanıcılar ihtiyaçları doğrusunda<br />
şekillenmektedir; dikey çalışan asansör<br />
yani ev asansörü, merdivenler için merdiven<br />
asansörü, birkaç basamaklık kot farkı<br />
olan yerler için de sahne asansörü çözümlerini<br />
sunmaktayız. 2004 yılında Hollandalı<br />
merdiven asansörü konusunda dünya<br />
devlerinden Handicare firmasının Türkiye<br />
Temsilcisi, <strong>2017</strong> yılının başında da Avrupa’nın<br />
en büyük engelli asansörü üreticisi<br />
olan İtalyan Vimec firmasının Türkiye Ana<br />
Temsilcisi olduk.<br />
Bir kaç örnekle üstlenmiş olduğunuz<br />
projelerinizden biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Öncelikle merdiven asansörü konusunda<br />
birçok ünlü iş adamı, sanatçı, milletvekili<br />
ve kurumlara koltuklu merdiven asansörü<br />
ve engelli platformu ile engelli asansörü<br />
montajı yaptık. Bunların içerisinde Enka Holding’den<br />
tutunda, Alman Hastanesi, Tiyatro<br />
Sanatçısı Ahmet Gülhan, ünlü besteci Mustafa<br />
Sağyaşar gibi birçok ismi bilinen kişiler<br />
var, burada hepsinin ismini veremiyorum,<br />
bazıları isimlerinin gizli kalmasını istiyorlar.<br />
Ayrıca birçok belediye, valilik, kaymakamlık,<br />
müze gibi kuruluşlar da var. Örnek vermek<br />
gerekirse Edirne Valiliği, Çorum Valiliği, Çorum<br />
Kaymakamlığı, Kadir Has Müzesi, Harbiye<br />
Askeri Müze vs.<br />
Uygulama teknikleriniz ve kullanmış<br />
olduğunuz ürünler açısından inşaat<br />
firmalarına ve son kullanıcıya<br />
ne gibi farklılıklar ve avantajlar<br />
sunuyorsunuz?<br />
En önemli ve farklı olduğumuz nokta,<br />
asansör sistemlerimizin dünyadaki en<br />
gelişmiş sistemler olması, arıza riskinin<br />
82<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
çok çok az olması, diğer markalardan en<br />
az 2 kat uzun ömürlü olması ve sorunsuz<br />
çalışması. Örneğin diğer markaların asansörlerinde<br />
1 adet sürüş motoru yani ana<br />
motor bulunurken bizde 2 adet ana motor<br />
vardır. Bunu yedek motor gibi düşünmeyin,<br />
2 motor senkronize çalışıyor ama her<br />
birisi %50 randımanla çalışıyor. Böylece<br />
motorlar hiçbir zaman yorulmuyor, kapasiteleri<br />
düşmüyor ve uzun ömürlü oluyorlar.<br />
Ve en önemlisi de bunun için fark ücreti<br />
ödemiyorsunuz. Yani şöyle düşünün 1500<br />
motor araba yerine 3000 motor araba alıyorsunuz<br />
ve aynı parayı ödüyorsunuz. Üstelik<br />
harcadıkları enerji de aynı. Böylece<br />
sistemimiz diğer markalardan çok daha<br />
fazla tercih ediliyor.<br />
Güvenlik, enerji verimliliği<br />
ve sürdürülebilirlik konuları<br />
çerçevesinde son dönemde ne gibi<br />
yenilikleriniz bulunmakta?<br />
Çevreye zararlı hiçbir malzeme üretimin<br />
hiçbir noktasında kullanılmıyor. 9000, IP,<br />
CE, EN, EMT gibi belgelerimiz mevcut. Bu<br />
belgeler periyodik olarak yenilenmektedir.<br />
Türkiye’de bu alanda yetişmiş insan kaynağını<br />
ve teknolojik altyapıyı yeterli buluyor<br />
musunuz? Daha iyisi için neler yapılmalı?<br />
Her asansör firmasında çalışan montörler,<br />
teknik servis personelleri kısa zaman<br />
çalıştıktan sonra ayrılıp kendi başlarına iş<br />
yapmaya çalışıyorlar. Bu da yapılacak işin<br />
ve hizmetin kalitesini düşürüyor. Çünkü<br />
yeterli eğitimleri, tecrübeleri yok. Ve bazı<br />
arkadaşların vergi mükellefi olmadıklarını<br />
da duyuyoruz.<br />
Bir projeye başlamadan önce en çok<br />
nelere dikkat edersiniz?<br />
En çok dikkat ettiğimiz, kişinin ihtiyacını<br />
tam olarak anlayıp anlamadığımız ve doğru<br />
ürünü sunup sunamadığımız. Sonrasında<br />
ise güvenlik ve kişinin konforu geliyor.<br />
Montajın düzgün ve kaliteli yapılmasını ise<br />
hiç bahsetmiyorum bile; bu zaten olmazsa<br />
olmaz.<br />
Önümüzdeki dönem için hedef ve<br />
öngörüleriniz ne doğrultuda? Yeni<br />
proje/yatırımlarınız olacak mı?<br />
Merdiven asansörü ve engelli asansörü<br />
sektöründe iyi bir ismimiz var ve sektördeki<br />
payımızı her geçen gün arttırıyoruz. Bayi<br />
ağımız genişlemekte ve fiyatlarımız makul<br />
seviyede. Dolayısı ile satış hedeflerimize<br />
çabuk ulaşıyoruz ve yeni hedefler belirliyoruz.<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Bize bu fırsatı verdiğiniz için öncelikle<br />
size teşekkür ederim. Özellikle koltuklu<br />
merdiven asansörü ülkemizde yeni yeni<br />
tanınmaya başladığı için engelli asansörü<br />
gibi düşünülüyor, buradaki engelli<br />
kelimesinin sakat anlamında kullanıyorum.<br />
Oysa engel kelimesi çok geniştir,<br />
yaşlılık, spor yaralanmaları, fiziksel geçici<br />
rahatsızlıklar da insanın önünde bir<br />
engeldir ve bazıları sırf engelli denmesin<br />
diye bu tip asansörleri satın almak istemiyorlar.<br />
Ve aslında engellerine engel<br />
katıyorlar. Bu sebeple merdiven asansörünü<br />
engelli asansörü gibi düşünmemek<br />
gerekli. Bu konunun iyice anlaşılması ve<br />
özümsenmesi gerekir.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 83
“Epson olarak son derece iddialıyız”<br />
“Mimari çizimlerde, projelerde en önemli konular detay hakimiyeti ve renk ayrımları.<br />
Baskıda maksimum hassasiyet gerekli. Epson olarak geniş format yazıcılarımızdan bu<br />
sektöre uygun ve oldukça tercih edilen birçok modelimiz var.”<br />
Ersel Şamiloğlu / Epson Türkiye Pro-Grafik Kanal Müdürü<br />
Ev tipi yazıcılardan geniş format yazıcılara,<br />
POS’tan kurumsala uzanan ciddi bir<br />
ürün gamına sahip olana Epson, satış<br />
sonrası hizmetlerde de fazlasıyla iddialı.<br />
Epson Türkiye Pro-Grafik Kanal Müdürü<br />
Ersel Şamiloğlu’na Epson hakkında merak<br />
ettiklerimizi sorduk.<br />
Firmanızın genel faaliyetleri ve<br />
Türkiye’deki tarihçesi hakkında<br />
kısaca bilgi verir misiniz?<br />
Epson merkezi Japonya’da bulunan, inovasyon<br />
odaklı bir teknoloji devi aslında.<br />
Dünya genelinde 72 bine yakın istihdam<br />
ve AR-GE’ye günde ortalama 1.3 milyon<br />
$ ayrılıyor olması büyüklüğümüzün altını<br />
çizecek verilerden sadece ikisi. Şirketimiz<br />
mürekkep püskürtmeli ve dijital baskı<br />
sistemlerinden 3LCD projeksiyonlara,<br />
akıllı gözlüklerden endüstriyel robotlara<br />
kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor.<br />
Türkiye’de özellikle odaklandığımız ana<br />
ürün gruplarımız tüm yazıcı çözümlerimiz<br />
ki ev tipinden geniş formata, POS’tan<br />
kurumsala uzanan ciddi bir yelpaze söz<br />
konusu, projeksiyonlar ve tarayıcılar.<br />
Türkiye ofisimiz 2000 yılından bu yana<br />
faaliyette. Bizim yapılanmamızda ürünlerimiz<br />
distribütörlerimiz ve bayilerimiz üzerinden<br />
satılmakta. Uzun süreye dayalı ve<br />
güçlü bir ağımız var. Değinmek istediğim<br />
bir konu da satış sonrası hizmetler.<br />
Ürünlerinizin ihtiyaçları karşılayacak kalitede<br />
ve son teknolojide olması elbette<br />
ki ana şart ancak satış yapıldıktan sonra<br />
da müşterinizin yanında olmalısınız. Bizim<br />
satış sonrası teknik servis ağımız da<br />
oldukça güçlü ve elbette kullanıcılarımız<br />
için son derece büyük avantaj.<br />
86<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Yeni nesil ürünlerinizden örnekler<br />
verebilir misiniz?<br />
Bizim ana hedefimiz sürekli gelişen ve<br />
değişen ihtiyaçlara bire bir cevap verebilmek.<br />
Dolayısıyla sürekli yeni ürün geliştiriyoruz.<br />
Geniş format yazıcı tarafını<br />
ele alırsak eğer Epson olarak bu alanda<br />
signage ve tekstil baskı olmak üzere iki<br />
ana segmentte ürünlerimiz mevcut. Son<br />
yeniliklerden birkaç örnek vermek gerekirse<br />
tekstil tarafında geniş format yazıcı<br />
modellerimizden SC-F2000’i tamamen yeniledik.<br />
Bu sayede 27 saniyede 1 t-shirt<br />
üretmek mümkün şimdi. Dış mekan baskı<br />
ve yapı malzemeleri tarafında Epson geniş<br />
format yazıcıların kalitesi ve yapabildikleri<br />
ise yine oldukça ayrıştırıcı. Dış mekan<br />
baskıda laminasyon gerekmeksizin 3 yıl<br />
kalıcılık garantisi veren SC-S40610, SC-<br />
S60610 ve SC-S80610 modelimiz var<br />
mesela. Veya tek bir makineyle neredeyse<br />
bir dekorasyon merkezi açabilecek kadar<br />
fazla ürün üretebilirsiniz. Misal ahşaba,<br />
seramiğe, mermere vb. aklınıza gelebilecek<br />
birçok malzemenin tasarıma dökülmüş<br />
hali transfer baskı tekniği ile bizim<br />
F6200, F7200 ve F9200 modellerimizle<br />
yapılabiliyor.<br />
Mimarlık ve mühendislik ofislerinin<br />
tercih ettiği ürünleriniz hangileri?<br />
Mimari çizimlerde, projelerde en önemli<br />
konular detay hakimiyeti ve renk ayrımları.<br />
Baskıda maksimum hassasiyet gerekli.<br />
Epson olarak geniş format yazıcılarımızdan<br />
bu sektöre uygun ve oldukça tercih<br />
edilen birçok modelimiz var. SC-T3200<br />
SC-T5200 ve SC-T7200 serileri uygun örnekler<br />
olacaktır. Bu sektörde fotoğraf baskısı<br />
da bir o kadar önemli malum ve Epson<br />
olarak bu alanda da son derece iddialıyız.<br />
<strong>Yapı</strong> Sektörüne özel sunmuş<br />
olduğunuz çözümler nelerdir?<br />
<strong>Yapı</strong> sektörü çok geniş bir alan. Burada<br />
son dönemin yükselen trendi olan ‘kişiselleştirilmiş<br />
tasarım ve baskı’ konusuna<br />
değinmek isterim. İnsanlar kitlesel üretim<br />
mamullerini elbette halen kullanıyor ancak<br />
herkes kıyafetinde, evinde, ofisinde<br />
kendisine özel üretilmiş, farklı ürünler arıyor.<br />
Mesela evinizin banyosunu ele alalım.<br />
Banyonuzun bir duvarının en sevdiğiniz<br />
manzara resmiyle, istediğiniz ölçülerdeki<br />
seramikle donatılması artık mümkün.<br />
Veya çocuğunuzun odasındaki gardrobun<br />
kapağını kendi yaptığı bir resimle tamamen<br />
kaplayıp farklılaştırabilirsiniz. Oturma<br />
grubunuzun döşemelerini, yastıklarınızı,<br />
perdelerinizi ve duvar kâğıtlarınızı Epson<br />
yazıcıların sahip olduğu üstün baskı teknolojileri<br />
sayesinde rahatlıkla yaratabilir,<br />
yani kişiye özel dediğimiz baskıları yapı<br />
sektöründe de uygulayabilirsiniz Epson<br />
olarak geniş format yazıcılarımızla bu konuda<br />
oldukça iddialıyız.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 87
Dosya<br />
Konica Minolta,<br />
‘Printtek <strong>2017</strong>’de yepyeni bir vizyon sundu<br />
04 - 08 Ekim tarihleri arasında TÜYAP’ta düzenlenen Printtek <strong>2017</strong> Fuarı’na katılan Konica<br />
Minolta, baskı profesyonellerinin ihtiyaçlarına yönelik en yeni donanım ve yazılım çözümlerini<br />
tanıttı. Yeni ürünlerin lansmanını yapan Konica Minolta standına ilgi yoğun oldu.<br />
Lansmanı yapılan yüksek üretim kapasitesi<br />
ve renk tutarlılığı ile öne çıkan AccurioPress<br />
C6100 ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği<br />
ürünlerden biri oldu. Entegre Color Care<br />
ünitesi ile gerçek zamanlı otomatik renk yönetimi<br />
ve ön-arka baskı düzeltme gibi özellikleri<br />
olan cihaz,<br />
ofsete yakın baskı kalitesine sahip.<br />
350 gsm dubleks baskı özelliğine sahip<br />
AccruioPrint C2070 ise tek geçiş çift taraflı<br />
tarama, USB’den yazdırma ve USB’ye<br />
tarama özelliği ile ürün gamındaki diğer<br />
cihazlardan farklılaştı. Fogra sertifikasına<br />
sahip AccruioPrint C2070 yüksek hacimli<br />
iş yüküne sahip profesyonellerin beğenisini<br />
kazandı.<br />
Konica Minolta standında lansmanı yapılan<br />
bir diğer cihaz, dakikada 136 sayfa baskı<br />
hızına sahip AccurioPress 6136 oldu. Ürün<br />
özellikle yüksek hacimli siyah beyaz üretim<br />
yapan profesyoneller için ideal bir çözüm<br />
sunuyor.<br />
Kuru toner tabanlı, geniş format, plan kopya<br />
ve poster baskıları için siyah beyaz ve renkli<br />
dijital baskı sistemi olan, yüksek üretkenlik<br />
sunan KIP 860 da stantta yer alarak cazip<br />
işletme maliyeti ile dikkat çekti.<br />
Lansmanını geçen sene yaptığı bizhub PRO<br />
958 de stantta yer alan bir diğer ürün oldu.<br />
Giriş seviyesi veya daha düşük hacimli fotokopi<br />
ve çoğaltma işleri için uygun bizhub<br />
PRO 958’e uygun maliyeti nedeniyle özellikle<br />
kopyalama merkezleri rağbet etti.<br />
88<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Türkiye inovasyonun üssü oluyor<br />
Fujifilm Ortadoğu ve Türkiye başkanı Jun Hiuchi: “Kazakistan’dan Güney Afrika’ya uzanan ve<br />
Ortadoğu’yu da kapsayan geniş coğrafyada, potansiyelinden dolayı İstanbul’u inovasyonun<br />
merkezi olarak konumlandırdık.”<br />
Dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden<br />
Fujifilm, fotoğraftan medikale, grafik<br />
sistemlerden endüstriyel ürünlere kadar<br />
uzanan teknolojik alt yapısını girişimcilere<br />
açıyor. Yıllık global cirosunun yüzde 7’sini<br />
AR-GE’ye ayıran Fujifilm, Japonya, Amerika,<br />
Hollanda, İspanya ve İngiltere’den<br />
sonra altıncı ‘Açık İnovasyon Merkezi’ni<br />
İstanbul’da hayata geçirdi.<br />
Fujifilm’in İstanbul merkez binasında faaliyet<br />
gösterecek olan “Açık İnovasyon<br />
Merkezi”nin açılışı önceki gün yapıldı. Fujifilm<br />
Ortadoğu ve Türkiye Başkanı Jun Higuchi’nin<br />
ev sahipliğinde gerçekleştirilen<br />
davete Bağcılar Belediye Başkanı Lokman<br />
Çağırıcı, İstanbul Ticaret Odası ve Sağlık<br />
Bakanlığı yetkilileriyle farklı üniversitelerden<br />
üst düzey yetkililer katıldı. Konuklara,<br />
Jun Higuchi, Fujifilm Türkiye Genel Müdürü<br />
Cengiz Metin ve Fujifilm Avrupa İnovasyon<br />
Merkezi Direktörü Sander Vermeulen tarafından<br />
Açık İnovasyon Merkezi’nin faaliyetleri<br />
hakkında bilgi verildi.<br />
TÜRKİYE 15 ÜLKENİN YÖNETİM<br />
MERKEZİ<br />
Başarılı çalışmalar nedeniyle daha önce<br />
Kazakistan, Özbekistan ve Azerbaycan’ın<br />
da içinde bulunduğu 15 ayrı ülkenin yönetim<br />
merkezi olan Fujifilm Türkiye, şimdi<br />
de “İnovasyon Üssü” oldu. Açık İnovasyon<br />
Merkezi, Türkiye’nin yanı sıra Kafkaslar,<br />
Orta Asya, Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika<br />
ülkelerinden gelen fikirlerle farklı teknolojilerin<br />
geliştirilmesine ev sahipliği yapacak.<br />
Fujifilm’in Türkiye’deki ana faaliyet alanları<br />
olan medikal sistemler, grafik sistemler,<br />
endüstriyel ürünler, dijital kamera ve<br />
fotoğraf baskı ürünlerinin dışında; global<br />
know-how’ı da tüm şirketlere, üniversitelere<br />
ve girişimcilere açık olacak. Öncelikli<br />
olarak “Sağlık, enerji, çevre ve endüstri”<br />
konularında çalışmaları, projeleri ve fikirleri<br />
olan potansiyel iş ortakları; iş birliği<br />
fırsatlarını değerlendirmek için bu merkezi<br />
ziyaret edebilecek.<br />
İNOVASYONDAN GELEN DEĞER<br />
Fujifilm’in inovasyona büyük önem verdiğinin<br />
ve bunu logosuyla birlikte kullandığı<br />
global bir slogana dönüştürdüğünün altını<br />
çizen Fujifilm Ortadoğu ve Türkiye Başkanı<br />
Jun Higuchi, “Value from Innovation’ (İnovasyondan<br />
Gelen Değer) sloganı Fujifilm’in<br />
90<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Dosya<br />
Cengiz Metin / Fujifilm Türkiye Genel Müdürü<br />
potansiyelini ortaya çıkarıyor. Bununla beraber,<br />
yarının iş kollarını ve yaşam tarzını<br />
yaratmak için yenilikçi teknolojileri, ürünleri<br />
ve hizmetleri sürekli olarak geliştirmeye<br />
yönelik taahhüdünü anlatıyor. İnovasyon<br />
merkezimiz, gelişmiş teknolojilerle geleceğe<br />
öncülük edecek. Devlet kurumları ile<br />
de iş birliği yaparak, ihtiyaç duyulan araştırma<br />
ve geliştirme projelerine katkı sağlamaktan<br />
mutluluk duyacağız” dedi.<br />
“İLHAM VERECEK”<br />
“Misyonumuz; sürdürülebilir kurumsal faaliyetlerimiz<br />
sayesinde dünya çapındaki<br />
tüm insanların yaşam kalitesini arttırmaya<br />
Jun Higuchi / Fujifilm Ortadoğu ve Türkiye Başkanı<br />
yardımcı olmaktır.” diyen Fujifilm Ortadoğu<br />
ve Türkiye Başkanı Jun Higuchi, “Fujifilm<br />
Türkiye Açık İnovasyon Merkezi yaklaşık<br />
50 ülkeye hizmet verecek. Kazakistan’dan<br />
Güney Afrika’ya uzanan ve Orta Doğu’yu<br />
da kapsayan geniş coğrafyada, potansiyelinden<br />
dolayı İstanbul’u inovasyonun<br />
merkezi olarak konumlandırdık. Fujifilm’in<br />
tüm global know-how’ını iş dünyasına ve<br />
fikirlere açıyoruz. Açık İnovasyon Merkezi’miz,<br />
küresel yeniliklerin keşfedilmesine<br />
olanak sağlayacak. Fotoğraf filmiyle başladık;<br />
medikale kadar uzanan çok sayıda<br />
temel teknoloji geliştirdik. Çok daha ileri<br />
ürünleri geliştirmek amacıyla bu teknolojileri<br />
etkin bir şekilde kullanıma soktuk.<br />
Bu merkez, Fujifilm’in teknik ilerlemelerini<br />
takip etmek isteyen geniş bir coğrafyadaki<br />
girişimcilere ve yeni teknolojiler ile yakın<br />
ilişki kurmak isteyenlere ilham verecek.<br />
Gelin, fikirlerinizi teknolojimizle harmanlayalım”<br />
dedi.<br />
AÇIK ÇAĞRI<br />
Fujifilm Türkiye Genel Müdürü Cengiz Metin<br />
de iş birliği çağrısı yaparak, “Öncelikli<br />
olarak devlet kurumları ve üniversitelerle<br />
iş birliği halinde olacağız” dedi. İnovasyon<br />
alanında buluşmak için ortak bir platform<br />
oluşturduklarını, Fujifilm’in oldukça zengin<br />
teknolojik alt yapısını ve bilgi birikimini<br />
geniş bir yelpazede sunacaklarını belirten<br />
Cengiz Metin şöyle devam etti, “Sağlık,<br />
endüstri ve teknoloji alanında çözümlerimiz<br />
var. Burada iş ortaklarımızla önemli<br />
projeleri geliştirerek anlaşmalar yapmayı<br />
hedefliyoruz. Buradan açık çağrı yapmak<br />
istiyorum, mevcut fikirleri olanlarla karşılıklı<br />
ürün geliştirmeleri yaparak inovatif<br />
çözümler sunmak istiyoruz. Fujifilm’in<br />
derin teknolojisini Türkiye ile paylaşmaya<br />
hazırız.”<br />
“TÜRKİYE ÇOK AVANTAJLI”<br />
İnovasyon merkezinin açılışı için Hollanda’dan<br />
gelen Fujifilm Avrupa İnovasyon<br />
Merkezi Direktörü Sender Vermeulen<br />
ise, Türkiye’nin coğrafi konumu itibariyle<br />
çok avantajlı olduğunu belirterek,<br />
“İnanıyoruz ki, Türkiye’de çok olumlu<br />
gelişmeler kaydedeceğiz. Buradaki bilgi<br />
alışverişlerini sürekli araştırıyor ve geliştiriyor<br />
olacağız” dedi<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 91
Japon baskı sistemleri devi Riso,<br />
Türkiye’de büyümeye devam ediyor<br />
Dosya<br />
Türkiye’de 25 yıldır baskı sistemleri alanında faaliyet gösteren Japonya merkezli Riso, gelişmekte<br />
olan pazarlarda büyüme hedefinin bir parçası olarak Türkiye’de dağıtım ağını genişletiyor.<br />
Tamer Kuş / Riso Türkiye Ülke Satış Müdürü<br />
Japonya merkezli baskı sistemleri devi<br />
Riso, Türkiye’de hızlı büyüme kararı aldı.<br />
25 yıldır Türkiye’de faaliyette bulunan<br />
Riso, yeniden yapılanarak satışlarını artırmayı<br />
hedefliyor. Bu kapsamda Türkiye’nin<br />
lider baskı çözümleri şirketi Elektroser ile<br />
satış ve satış sonrası servis hizmeti alanında<br />
işbirliği anlaşması imzaladı. Riso<br />
Türkiye ve Elektroser, hızla büyüyen inkjet<br />
pazarında lider konumlarını güçlendirmeyi<br />
planlıyor.<br />
%25 büyüyecek<br />
Riso Türkiye Genel Müdürü Tomohiro Yoshikai<br />
işbirliğini şöyle açıkladı: “1946 yılında<br />
Japonya’da kurulan ve baskı sistemlerinde<br />
dünya lideri olan Riso, Türkiye’de<br />
hızlı büyüme kararı aldı. Bu kapsamda<br />
satış ağımızı da güçlendirmeye<br />
başladık. Baskı makineleri<br />
ve yazıcı üretiminin<br />
ötesinde kendi sarf malzemelerimizi<br />
de üretiyoruz. Riso’nun<br />
global deneyimiyle<br />
Elektroser’in yerel gücünü<br />
birleştireceğiz. Riso Türkiye<br />
ve Elektroser bu işbirliğiyle<br />
dağıtım yapısını genişletiyor.<br />
Hedefimiz avantaj<br />
sağlayan teknolojilerimizi<br />
iş ortaklarımızla ve son kullanıcı<br />
ile buluşturmak ve<br />
iş akışlarına pozitif katkıda<br />
bulunmak. Orta vadede<br />
Riso Türkiye olarak yüzde<br />
25 büyümeyi planlıyoruz.”<br />
Elektroser Genel Müdürü<br />
Öncü Güyer ise şöyle konuştu:<br />
“Elektroser olarak<br />
1981 yılından bu yana<br />
müşterilerin kopyalama<br />
işlemlerinde ihtiyaçlarına<br />
göre baskı çözümleri sunuyoruz.<br />
500 kişiyi aşkın<br />
uzman kadromuz, Türkiye<br />
çapında 15 farklı bölge<br />
müdürlüğü ve bayilerimizle<br />
Öncü Güyer<br />
Elektroser Genel Müdürü<br />
satış öncesi ve sonrası servis hizmeti<br />
veriyoruz. Hedefimiz daha fazla son kullanıcıya<br />
ulaşmak.”<br />
Tomohiro Yoshikai<br />
Riso Türkiye Genel Müdürü<br />
PRINTTEK <strong>2017</strong>’de açıklandı<br />
Söz konusu anlaşma, Avrasya ve Türkiye’nin<br />
en önemli sektör buluşması olan<br />
PRINTTEK <strong>2017</strong> Uluslararası Baskı Teknolojileri<br />
ve Kâğıt Fuarı’nda açıklandı. Anlaşmayı<br />
Riso Türkiye Genel Müdürü Tomohiro<br />
Yoshikai ve Elektroser Genel Müdürü<br />
Öncü Güyer imzaladı. Riso Türkiye, pazarda<br />
hedeflediği büyümeyi Elektroser ile gerçekleştirmeyi<br />
planlıyor. Elektroser’in geniş<br />
müşteri portföyü, uzman kadrosu ve geniş<br />
dağıtım yapısı ile birlikte daha fazla son<br />
kullanıcıya ulaşma ve dokunma imkânı<br />
bulacak olan Riso Türkiye, büyüyen inkjet<br />
pazarında daha da güçlenecek.<br />
92<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Çimsa; Türkiye ve dünya beyaz çimento<br />
pazarına öncülük etmeye devam ediyor<br />
Türkiye’de ve dünyada önde gelen çimento ve yapı malzemeleri üreticilerinden biri olan<br />
Çimsa’nın bugün ulaştığı başarının ardında yenilikçi yaklaşımı yatıyor. Çimsa, Türkiye’nin ilk<br />
ve tek T.C. Bilim, Sanayii ve Teknoloji Bakanlığı onaylı Çimento Araştırma ve Uygulama<br />
Merkezi Formülhane’de 2000 yılından bu yana, katma değeri yüksek ve özel ihtiyaçlara yönelik<br />
özel ürünler geliştiriyor.<br />
Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, özel<br />
ürünleri ve farklı hizmet anlayışı ile global<br />
bir marka olarak uluslararası arenada<br />
güçlü bir oyuncu konumunda olduklarını<br />
belirterek, “45 yıldır Türkiye coğrafyasına<br />
yayılmış olan çimento ve hazır beton tesisleriyle<br />
ülke ekonomisine katkı sağlarken,<br />
65’ten fazla ülkeye yaptığımız ihracatla, 6<br />
farklı ülkede bulunan 7 terminalimizle aynı<br />
zamanda uluslararası bir çimento üreticisiyiz.<br />
Özel çimentolar konusunda dünyanın<br />
sayılı üreticilerinden biri olarak, inovasyon<br />
ve müşteri destek hizmetlerinde de uluslararası<br />
standartlarda hizmet vermekteyiz.<br />
Hem çimento hem çimentonun kullanıldığı<br />
her alanda yüksek bilgi ve beceriye sahip<br />
olan Çimento Araştırma ve Uygulama Merkezimiz<br />
Formülhane’de karlılığı yüksek,<br />
çimento sektöründe ve son kullanıcılarda<br />
fark yaratacak yeni ürün geliştirme programları<br />
hazırlayarak üretim, pazarlama ve<br />
kalite birimleri ile bu çalışmaları son ürün<br />
haline getirmekteyiz. Aynı zamanda yurt içi<br />
ve yurt dışında, Çimsa ürünlerini kullanan<br />
müşterilerimize hem laboratuvar desteği<br />
vermekte hem de bizzat işletmelerine giderek<br />
müşterilerimizin üretimlerini geliştirmekteyiz.”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Özel performans içeren çözümler<br />
Özel ürünlerde Çimsa’nın global bir marka<br />
olmasının en önemli nedenini, ürünlerin<br />
performans odaklı yapısı ve güvenilirliği<br />
olarak açıklayan Çimsa Beyaz Çimento<br />
ve Özel Ürünler Satış ve Pazarlama Genel<br />
Müdür Yardımcısı Ülkü Özcan, “«Formülün<br />
adı» çatısı altında yapmış olduğumuz çalışmalar<br />
sonucunda en uygun çözümleri<br />
geliştirmeye çalıştık. Bu sayede iş ortaklarımıza<br />
tek bir üründen oluşan portföyler<br />
yerine, her bir sektörün ihtiyaçlarına odaklanılarak<br />
titizlikle formülize edilmiş ve o<br />
segmente özel performans içeren çözümler<br />
sunuyoruz.<br />
Türkiye’nin ilk kalsiyum alüminat çimento<br />
94<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Sektörel<br />
markası olan Isıdaç40’ı, aynı özellikleri ve<br />
yeni yüzüyle Çimsa Aluminates adı altında<br />
pazara sunduk. Çimsa Aluminates ailesi<br />
altında yapı kimyasalları uygulamalarına<br />
özel olarak geliştirdiğimiz RECIPRO, refrakter<br />
uygulamalarına özel olarak geliştirdiğimiz<br />
REFRO, teknik beton uygulamalarına<br />
özel olarak geliştirdiğimiz RESISTO ve<br />
genel kullanıma uygun kalsiyum alüminat<br />
çimento agregası REGO yer almaktadır.<br />
Dünyanın en güçlü beyaz çimento markası<br />
Çimsa Süper Beyaz’ı da yüksek beyazlık<br />
gerektiren reçetelerde yer almak üzere<br />
çatı marka olarak konumlandırdık. Çimsa<br />
Süper Beyaz ailesi altında, yapı kimyasalları<br />
uygulamalarına özel olarak MOTIVA,<br />
tamamen özel bir klinkerden prekast uygulamaları<br />
için üretilmiş olan INSPIRA, karo<br />
uygulamaları için özel olarak, yine özel<br />
klinkerden üretilmiş olan yeni ürünümüz<br />
MONDA bulunmaktadır. GRC uygulamaları<br />
için EXTERA, genel kullanıma yönelik geliştirdiğimiz<br />
kendini ve havayı temizleyen<br />
ürünümüz NONA, antibakteriyel ürünümüz<br />
CEMENTHA ile iş ortaklarımıza değer yaratmaktayız.<br />
Betonda ise global trendleri<br />
takip ederek yurtiçindeki kamu ve özel<br />
projelerin brüt beton uygulamalarına yönelik<br />
geliştirdiğimiz, yüksek dayanıklılığa<br />
sahip Çimsa Süper Beyaz çimentomuzla<br />
üretilen BEYSADE markası ile kullanıcılara<br />
daha az çimento dozajı ile maliyet avantajı<br />
sağlarken, betonda estetiği yakalamayı<br />
hedefliyoruz. Hız gerektiren uygulamalarda<br />
yüksek erken dayanımı sayesinde, kalıpta<br />
kalma ve kür süresini azaltarak son<br />
kullanıcılara katma değerli ürünler üretme<br />
fırsatını sunmaktayız.<br />
<strong>Yapı</strong> Kimyasalları Semineri ile sektörün<br />
önde gelen üreticileri biraraya geldi<br />
Gerek yurtiçinde gerekse yurt dışında katıldığımız<br />
seminer, sempozyum ve fuarlarla<br />
farklı sektörlerdeki iş ortaklarımızla bir<br />
araya geliyoruz. Daha önceki yıllarda da<br />
katılım sağladığımız, 2018’de ABD’de düzenlenecek<br />
olan World of Concrete Fuarı<br />
için hazırlıklarımıza başladık. Yıl ortasında<br />
yurtiçindeki iş ortaklarımızla bir araya<br />
gelerek yıl değerlendirmesini yapıyor, ge-<br />
Nevra Özhatay / Çimsa Genel Müdürü<br />
liştirebileceğimiz ortak projeler üzerinde<br />
çalışıyoruz. Her sene gerçekleştirdiğimiz<br />
ve bu sene de 21 Eylül’de 3.’sünü düzenlediğimiz<br />
<strong>Yapı</strong> Kimyasalları Semineri<br />
ile sektörün önde gelen üreticilerini ve bu<br />
konudaki akademik çalışmaları bir araya<br />
getirerek sektördeki yenilikleri konuşuyor<br />
aynı zamanda karşılıklı bilgi paylaşımında<br />
bulunuyoruz. Bu platform katılımcılar tarafından<br />
beklediğimizin çok üstünde bir ilgiyle<br />
gerçekleşti. Farklı sektörlerdeki üreticilerin<br />
de katılımı ile bu platformların daha<br />
da yaygınlaştırılmasını planlıyoruz. ’’ dedi.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 95
Sektörel<br />
Çimsa,<br />
<strong>Yapı</strong> Kimyasalları Sektörüne ışık tutuyor<br />
Nevra Özhatay / Çimsa Genel Müdürü<br />
<strong>Yapı</strong> malzemeleri sektörünün global oyuncusu,<br />
Sabancı Holding iştiraki olan Çimsa,<br />
iş ortaklarıyla birlikte sektörün geleceğine<br />
ışık tutan trendleri ve dinamikleri değerlendirdiği<br />
3. <strong>Yapı</strong> Kimyasalları Semineri’ni<br />
21 Eylül’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde<br />
gerçekleştirdi. Yüksek katılımla gerçekleşen<br />
seminerde, yapı kimyasalları sektöründeki<br />
inovatif uygulamalar ve teknik<br />
gelişmeler hakkında bilgi verildi.<br />
Sabancı Holding Çimento Grup<br />
Başkanı Mehmet Hacıkamiloğlu:<br />
“Mersin’deki Ar-Ge Merkezimiz<br />
Formulhane, tam bir inovasyon<br />
üssü olarak faaliyet gösteriyor ve<br />
yapı kimyasalları sektörüne yön<br />
veren ürünler geliştirerek dünyada<br />
da topluluğumuzu başarıyla temsil<br />
ediyor. ” dedi.<br />
Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı<br />
Mehmet Hacikamiloğlu, seminer açılışında<br />
yaptığı konuşmada,<br />
“Biz, Sabancı Grubu olarak 2000’li yılların<br />
başından itibaren teknoloji ve inovasyon<br />
konularını odağımıza aldık. Ekonomik, toplumsal<br />
ve çevresel değer yaratma misyonuyla<br />
hareket ederken; inovasyon ve sürdürülebilirlik<br />
gibi alanlara düzenli olarak<br />
yatırım yaptık.<br />
Çimsa, bu açıdan birçok ilke imza atan,<br />
sektör tredlerine öncülük eden bir Sabancı<br />
Holding iştirakidir. Mersin’deki Formülhane,<br />
çimento sektörünün onaylı ilk Ar-Ge<br />
Merkezi olarak, tam bir inovasyon üssü<br />
Mehmet Hacıkamiloğlu / Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı<br />
olarak faaliyet gösteriyor ve yapı kimyasalları<br />
sektörüne yön veren ürünler geliştirerek<br />
dünyada da topluluğumuzu başarıyla<br />
temsil ediyor.<br />
Çimsa olarak, ülkemiz çimento sektörünün<br />
gelişimine öncülük ediyor; yenilikçi<br />
ürün ve hizmet kapasitemiz ile yatırımlarımıza<br />
aralıksız devam ediyoruz. Bu yaklaşımımız<br />
ile sadece Türkiye’de değil aynı<br />
zamanda tüm dünyada Türkiye çimento<br />
sektörünü gururla temsil ediyoruz.<br />
Sürdürülebilirlik anlayışımız ise Çimsa’yı<br />
Formülün Adı yapıyor. Bizler çalışmalarımızla,<br />
toplumumuza, çevremize ve ülkemize<br />
değer yaratmak vizyonuyla hareket<br />
ediyoruz. “ şeklinde konuştu.<br />
Özhatay: “Tüm iş süreçlerimizde<br />
bize ışık tutan sürdürülebilirlik<br />
anlayışımız, Çimsa’yı Formülün Adı<br />
yapıyor.”<br />
Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay<br />
yaptığı konuşmada Türkiye çimento sektörünün<br />
global bir oyuncusu olarak inovasyona<br />
yaptıkları yatırımlara ve çimento<br />
sektörüne öncülük eden yenilikçi uygulamalara<br />
değinerek, “2000 yılında kurulan<br />
ve bu yıl Mart ayında T.C. Bilim, Sanayi ve<br />
Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen,<br />
Türkiye çimento sektöründeki yegâne Ar-<br />
Ge Merkezi Formülhane, inovasyon üssü<br />
olarak bize Formülün Adı çatısı altında çeşitli<br />
özellikte çimentolar sunuyor.<br />
Formülün Adı aslında yenilikçi ve ihtiyaca<br />
özel ürünler olarak genişleyen ürün portföyümüzdür.<br />
Yenilikçi çözümlerimizin sizin<br />
ürünlerinize sağladığı performans ve sizin<br />
müşteride yarattığınız değer bizim asıl hedefimizdir.”<br />
dedi.<br />
Formülhane’de sektöründe ve son kullanıcıda<br />
fark yaratacak yeni ürün geliştirme<br />
programları hazırladıklarını sözlerine<br />
ekleyen Özhatay, “Yurt içi ve yurt dışında<br />
Çimsa ürünlerini kullanan müşterilerimize<br />
hem laboratuvar desteği veriyor hem bizzat<br />
işletmelerine giderek müşterilerimizin<br />
üretimlerini geliştirmelerine destek oluyoruz.<br />
Bu çalışmalarımızla, pazarın gelişimi<br />
için katma değer yaratıyoruz. Yarattığımız<br />
bu değeri zenginleştirmenin yanı sıra, bugün<br />
65’ten fazla ülkeye ihracat yapan bir<br />
şirket olarak ürünlerimiz dünyanın dört bir<br />
yanında, geleceğin inşasında kullanılırken;<br />
merkezimizin tescillenmesini rekabet<br />
gücümüzü artırmak adına çok değerli buluyorum.”<br />
şeklinde konuştu.<br />
96<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Sektörel<br />
Temsa İş Makinaları<br />
ekonomiye değer katıyor<br />
Türkiye’nin önde gelen iş makinaları şirketi olan Sabancı Holding iştiraklerinden<br />
Temsa İş Makinaları, hizmet verdikleri lojistik sektöründen madene, inşaat sektöründen<br />
depo çözümlerine kadar gerçekleştirdikleri iş birliklerini ve yarattıkları sinerjiyi paylaşmak<br />
amacıyla 23 Ekim’de bir basın toplantısı gerçekleştirdi.<br />
Geniş bir katılımla Çırağan Kempinski İstanbul’da<br />
gerçekleşen toplantıda, Temsa<br />
İş Makinaları Genel Müdürü Eşref Zeka,<br />
iş makinaları sektörüne giriş hikayesinden,<br />
sektörler arası yarattıkları sinerjiyle<br />
çözüm ortaklığına uzanan yolculuklarını<br />
basın mensuplarıyla paylaştı.<br />
Eşref Zeka konuşmasında, 1983’teki<br />
Komatsu distribütörlüğüyle başlayan,<br />
2013’te de Japon Marubani Grubu iştirakiyle<br />
bir ortaklığa dönüşen, bugün ise<br />
iş makinaları ve maden makinaları üretiminde<br />
dünyanın lider markası Komatsu ile<br />
birlikte, Volvo Trucks, Crown, Terex Finlay<br />
ve Dieci markalarının distribütörlüğüne<br />
uzanan başarı hikayesine değindi. Global<br />
iş birlikleri ile birçok sektörün ihtiyaçlarına<br />
bütünsel olarak cevap verebilecek bir sinerji<br />
yarattıklarını belirten Zeka, “Bugün<br />
burada farklı sektörlerin bir araya gelmesinden<br />
doğan sinerjinin ne kadar anlamlı<br />
ve önemli olduğunu vurgulamak için toplandık.<br />
İş kolları arasında bir sinerji yaratarak,<br />
müşterilerimize sadece bir ürün<br />
ya da hizmet sunmuyoruz, beraberinde<br />
işlerine değer katmayı hedefliyoruz. Bu<br />
anlayışla yola çıkarak, iş yapış şeklimizi<br />
geliştirdik. Birçok farklı sektörde uçtan<br />
uca çözüm sunar hale geldik. Marka iş<br />
birliklerimiz ile müşterilerimize hem performans<br />
ve verimliliklerini arttırabilecekleri<br />
hem de işletim maliyetlerinde tasarruf<br />
sağlayabilecekleri ürünler ve güçlü bir<br />
satış sonrası destek hizmeti sunuyoruz.<br />
Müşterilerimize bütünsel hizmet vermek<br />
için çalışıyoruz,” dedi.<br />
Eşref Zeka<br />
98<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
“Yatırım fırsatlarını değerlendirmeye<br />
devam ediyoruz”<br />
“Assan Alüminyum olarak, müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmanın ve korumanın,<br />
markayı güçlendiren ve bağlılık yaratan en temel ilke olduğuna inanıyoruz. Tescillenen Ar-Ge<br />
merkezimizde müşterilerimize özel, katma değerli çözümler tasarlıyor olacağız.”<br />
Assan Alüminyum, Kibar Grubu çatısı altında<br />
1988 yılında kuruldu. İstanbul Tuzla ve<br />
Kocaeli Dilovası tesislerinde üretim yapan<br />
Assan Alüminyum, yassı alüminyum sektöründe<br />
yıllık 300 bin tona ulaşan kurulu<br />
kapasitesi ile Türkiye’nin açık ara lider<br />
kuruluşu durumunda. Yine yakın bir dönemde<br />
ulaşacağı 100 bin ton alüminyum<br />
folyo üretim kapasitesi ile ise Avrupa’nın<br />
ilk üç üreticisinden biri olacak. Assan Alüminyum<br />
Genel Müdürü Göksal Güngör bizlere<br />
önümüzdeki dönem hedefleri, şirket<br />
faaliyetleri ve fuardaki izlenimlerini anlattı.<br />
Firmanızın tarihçesi hakkında kısaca<br />
bilgi verir misiniz?<br />
1300’ü aşkın çalışanı bulunan Assan Alüminyum,<br />
rulo, levha, folyo ve boyalı rulo<br />
ürünleri ile distribütör, inşaat, ulaştırma,<br />
dayanıklı tüketim ve ambalaj gibi çok çeşitli<br />
sektörlere hizmet veriyor. Avrupa’nın<br />
en önemli üreticilerinden biri olarak, her<br />
yıl birçok müşterimiz tarafından yılın tedarikçisi<br />
unvanına layık görülüyoruz.<br />
Ayrıca Assan Alüminyum olarak her geçen<br />
yıl verimliliğimizi ve kapasite kullanımımızı<br />
artırıyoruz. 2016 yılını 258.400 ton satış<br />
rakamıyla ve yüzde 6,2 büyüme göstererek<br />
tamamladık. 2016 senesini hedeflerimize<br />
paralel olarak tamamlayarak, çeyrek<br />
milyon tonu aşan ilk Türk yassı alüminyum<br />
üreticisi olduk. 2016 itibariyle ISO Türkiye’nin<br />
en büyük sanayi kuruluşları listesinde<br />
41. sırada yer alırken <strong>2017</strong> yılında<br />
hedefimizi daha da yükselterek 266.000<br />
ton seviyelerine çıkardık.<br />
Ürün gruplarınızdan biraz bahseder<br />
misiniz?<br />
Bahsetmiş olduğum gibi Assan Alüminyum,<br />
rulo, levha, folyo ve boyalı rulo ürünleri<br />
ile distribütör, inşaat, ulaştırma, dayanıklı<br />
tüketim ve ambalaj gibi çok çeşitli<br />
sektörlere hizmet veriyor. Sağladığı avantajlar<br />
nedeniyle kalite odaklı üretim yapan<br />
alanlarda alüminyum tercih sebebi oluyor.<br />
İnşaat sektöründe de sürdürülebilirliğin ön<br />
planda olduğu bir ürün olması nedeniyle<br />
alüminyum sıklıkla tercih ediliyor. Isı iletkenliği,<br />
korozyona yüksek direnci, kolay<br />
şekil verilebilir olması, estetik oluşu ve<br />
yangın dayanımı inşaat uygulamalarında<br />
öne çıkan özellikleri oluyor. Isı iletkenliği<br />
sayesinde ısıtma, soğutma, izolasyon<br />
malzemelerinin ve dış cephe malzemele-<br />
100<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Sektörel<br />
rinin üretiminde önemli enerji tasarrufu<br />
sağlıyor. Plastik çerçeveli çift cam uygulamalarında<br />
bile cam çıtalarının alüminyumdan<br />
üretilmesi iki cam arasındaki<br />
oksijen ve nem geçirgenliğini engelliyor.<br />
Yüksek korozyon direnci, parlak ve boyalı<br />
görünümleri ile sadece rutin bakımlarının<br />
yapılarak görünümünü uzun yıllar koruyor.<br />
Kolay şekil verilebildiği için inşaat sektöründe<br />
tasarım esnekliği sağlıyor. Avrupa<br />
Birliği EN normlarına göre alüminyum A1,<br />
yani yanmaz ve yangına katkıda bulunmaz<br />
malzemeler sınıfındadır. Bu sayede konvansiyonel<br />
inşaat malzemelerine göre alüminyum<br />
bir adım öne geçiyor. Ayrıca alüminyum<br />
üretimi endüstriyel uygulamalar<br />
arasında çevreyi en az etkileyen endüstrilerden<br />
biridir.<br />
Tüm bu üstün özelliklerinden dolayı alüminyum<br />
yapı malzemeleri üretiminde özel<br />
bir yere sahiptir.<br />
Assan Alüminyum olarak ise inşaat sektörüne<br />
sunduğumuz ürünler, işlendikten<br />
sonra dış cephe kaplama, reklam panosu,<br />
boyama, izolasyon, cam çıtası, sıva<br />
ve köşe profilleri, asma tavan, sandwich<br />
panel, cami kubbesi, trapez, kenetli çatı,<br />
çatı aksesuarları, yağmur oluğu, kompozit<br />
panelpanjur ve garaj kapısı gibi birçok<br />
farklı ürüne dönüşebiliyor.<br />
Artan rekabet koşulları ve piyasa<br />
şartları doğrultusunda firmanızı<br />
ön plana çıkaran ayrıcalıklarınız<br />
nelerdir?<br />
Assan Alüminyum’un temel marka değerlerinden<br />
biri olan yenilikçilik ilkesinden<br />
yola çıkarak, tecrübe ve uzmanlığımızı<br />
kullanarak ürün ve süreçlerin her boyutunda<br />
faydalı yenilikler yapıyoruz. Bu sayede<br />
müşterilerimizin gözünde hem hızlı<br />
değişen rekabet koşullarına göre esnek<br />
çözümler sunan, hem de uzun süreli ve<br />
güvene dayalı ilişkilere önem veren bir iş<br />
ortağı olarak konumlanıyoruz.<br />
Assan Alüminyum olarak, müşteri memnuniyetini<br />
en üst seviyede tutmanın ve korumanın,<br />
markayı güçlendiren ve bağlılık<br />
yaratan en temel ilke olduğuna inanıyoruz.<br />
Tescillenen Ar-Ge merkezimizde müşterilerimize<br />
özel, katma değerli çözümler<br />
tasarlıyor olacağız. Daha kaliteli ve daha<br />
verimli çıktılar elde etme amacıyla sürekli<br />
iyileştirme çalışmaları yapıyor, proses<br />
inovasyonları sayesinde sektöre ve müşterilerimize<br />
özel geliştirdiğimiz ürünler,<br />
müşterilerimizin nihai üretimlerinden ve<br />
ürünlerinden daha iyi performans almalarına<br />
olanak sağlıyoruz.<br />
Göksal Güngör / Assan Alüminyum Genel Müdürü<br />
AluExpo <strong>2017</strong> Fuarını ziyaret eden<br />
yurt içi ve yurt dışı ziyaretçi oranlarını<br />
nasıl buldunuz? Sizin için yeterli bir<br />
ziyaretçi rakamına ulaşıldı mı?<br />
ALUEXPO <strong>2017</strong> Fuarı, 33 ülkeden 156’sı<br />
yabancı olmak üzere toplam 314 katılımcıyı,<br />
77 ülkeden 11 bin sektörü yakından takip<br />
eden ziyaretçi ile buluşturdu. AluExpo<br />
Türkiye yassı alüminyum sektörünün üretiminin<br />
yarısından fazlasını gerçekleştiren<br />
Assan Alüminyum için de çok önemli bir<br />
fuar.<br />
AluExpo fuar her geçen sene daha global<br />
bir bakış açısı kazanıyor. Aynı zamanda<br />
fuarla eş zamanlı olarak düzenlenen, Yürütme<br />
Kurulu Başkanlığı görevinde yer aldığım<br />
ALUS’08 Alüminyum Sempozyumu<br />
da bu sene oldukça başarılı geçti. Hem<br />
ülkemizden, hem de yurt dışından kendi<br />
konusunda uzman ve tanınmış 6 konuk<br />
konuşmacı sunumlar gerçekleştirdi. Aynı<br />
zamanda yine kendi alanlarında uzman kişiler<br />
tarafından 50 bildiri sunuldu.<br />
AluExpo <strong>2017</strong> fuarının ve Alüminyum Sempozyumu’nun<br />
Assan Alüminyum açısından<br />
başarılı ve verimli geçtiğini söyleyebiliriz.<br />
Assan Alüminyum’un yakın<br />
gelecekte yapmayı düşündüğü<br />
atılımlar hakkında bilgi alabilir<br />
miyiz?<br />
Öncelikle yatırımlarımızda dünyamızdaki<br />
kaynakların hızla tükendiğini göz önünde<br />
bulundurarak çevreye verdiğimiz önemi<br />
her zaman ön planda tutuyoruz. Alüminyum<br />
%100 geri dönüştürülebilirliği sayesinde<br />
doğası gereği çevre dostu bir üründür.<br />
Assan Alüminyum bünyesinde hali<br />
hazırda faaliyet gösteren geri dönüşüm<br />
tesisimizde, geri dönüşümün en etkili biçimde<br />
yapılması sağlanıyor. Bunun yanı<br />
sıra 2016 senesinde bünyemize bir de yenilenebilir<br />
enerji üretim tesisi dahil ederek<br />
sürdürülebilirliği sağlamak için bir önemli<br />
adım daha atmış olduk. Sürdürülebilirliğe<br />
verdiğimiz önem artarak devam ediyor.<br />
Önümüzdeki yıllarda katma değeri yüksek<br />
alanlarda yatırım yapmayı hedefliyoruz.<br />
Küresel pazarlarda söz sahibi bir oyuncu<br />
olma hedefiyle önemli kararlara imza<br />
atıyoruz. Ülkemizde pazar liderliğimizi pekiştirerek,<br />
Batı Avrupa’daki kuvvetli varlığımızı<br />
devam ettireceğiz. Kuzey Amerika’da<br />
ise başlangıç aşamasında bir yapı kurarak<br />
önümüzdeki dönemde satış kanallarının<br />
oluşturulması projemizi başlatıyoruz. Ayrıca<br />
kapasite artırımı yatırımlarımızla beraber<br />
mümkün olabilecek her coğrafyada<br />
yatırım fırsatlarını da değerlendirmeye devam<br />
ediyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 101
Şişecam Türkiye’deki cam ambalaj<br />
kapasitesini 1,2 milyon tona çıkaracak<br />
Şişecam Topluluğu, Eskişehir Cam Ambalaj Fabrikası’nda yapacağı yeni fırın yatırımıyla<br />
Türkiye’deki yatırımlarına bir yenisini daha ekliyor. Topluluk bünyesinde faaliyet gösteren<br />
Şişecam Cam Ambalaj’ın yeni fırını yaklaşık 240 milyon TL’lik yatırımla 2018 yılının ikinci<br />
yarısında faaliyete geçecek.<br />
Şişecam Topluluğu, Eskişehir Cam Ambalaj<br />
Fabrikası’nda hayata geçireceği dördüncü<br />
fırınla Türkiye’deki yatırımlarına bir<br />
yenisini daha ekliyor. Şişecam Topluluğu<br />
bünyesinde faaliyet gösteren Şişecam<br />
Cam Ambalaj’ın yeni fırınının yaklaşık 240<br />
milyon TL’lik yatırımla 2018 yılının ikinci<br />
yarısında faaliyete geçmesi planlanıyor.<br />
Türkiye dahil toplam dört ülkedeki 2,3<br />
milyon ton/yıl üretim hacmiyle dünyanın<br />
beşinci büyük cam ambalaj üreticisi olan<br />
Şişecam Cam Ambalaj, Eskişehir Fabrikası’nda<br />
yapacağı son fırın yatırımıyla Türkiye’deki<br />
yıllık üretim kapasitesini yaklaşık<br />
1,2 milyon tona ulaştırmış olacak.<br />
Bursa, Eskişehir ve Mersin’de kurulu üç<br />
fabrikasıyla Türkiye’nin en büyük cam ambalaj<br />
üreticisi Şişecam Cam Ambalaj, Haziran<br />
ayında gerçekleştirdiği 120 milyon<br />
TL’lik yatırımla Türkiye’deki kapasitesini 1<br />
milyon ton seviyesine çıkarmıştı.<br />
Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan<br />
Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet<br />
Kırman, yatırıma ilişkin yaptığı açıklamada,<br />
bugün dünyanın cam ev eşyasında<br />
üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda beşinci<br />
büyük üreticisi olduklarına dikkat<br />
çekerek, “Dünyadaki en büyük 10 soda<br />
üreticisi arasında yer almamızın yanı sıra<br />
krom kimyasallarında da dünya lideriyiz.<br />
13 ülkede üretim faaliyetlerini sürdüren<br />
Topluluğumuz, ulaştığı kapasite büyüklüğünü<br />
ve teknolojik gücünü yenilikçilik, yaratıcılık,<br />
uzmanlık ve yetişmiş insan gücü<br />
gibi özellikleriyle pekiştirmekte ve değişen<br />
102<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Sektörel<br />
pazar koşullarına uygun ürün ve hizmet<br />
kalitesiyle geleceğe güvenle bakmaktadır”<br />
dedi.<br />
“Hem ülke ekonomisine hem de<br />
üretime yaptığımız katkılara bir<br />
yenisini ekledik”<br />
Türkiye için değer yaratmayı sürdürdüklerinin<br />
altını çizen Kırman, Topluluğumuz,<br />
kuruluşundan bu yana geçen 81 yılı aşkın<br />
sürede kazanımlarını yine ülkemize yatırmış<br />
ve dünyada kendi alanında söz sahibi<br />
konuma gelmiştir. Şişecam Topluluğu olarak<br />
sürdürülebilir büyüme hedefiyle çalışmalarımızı<br />
yürütüyoruz. Bu yatırımla Türkiye’deki<br />
en büyük cam ambalaj fırınımızı<br />
açmış olacağız ve ülke ekonomisine yaptığımız<br />
katkılara bir yenisini daha ekleyeceğiz”<br />
dedi. Eskişehir Cam Ambalaj Fabrikası’nın<br />
2013 yılında kurulduğunu hatırlatan<br />
Kırman, “Bu fabrikadaki dördüncü fırın yatırımımız<br />
ile dört yıldır üretim faaliyetlerimizi<br />
gerçekleştirdiğimiz Eskişehir’de hem ülke<br />
ekonomisine hem de üretime yaptığımız<br />
katkılara bir yenisini daha ekleyecek olmanın<br />
mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.<br />
Şişecam Topluluğu’nun mevcut tesislerini<br />
teknolojik gelişmelerin gereği olarak sürekli<br />
olarak yenilediğini belirten Kırman, “Eskişehir<br />
Cam Ambalaj Fabrikası’nda hayata<br />
geçireceğimiz dördüncü fırın ile son teknoloji<br />
ile üretim yapmaya devam edeceğiz.<br />
Söz konusu fırını Endüstri 4.0 stratejisine<br />
uygun şekilde donatacağız” diye konuştu.<br />
Prof. Dr. Ahmet Kırman<br />
Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü<br />
Şişecam Topluluğu 4. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı<br />
Dünyanın cam ev eşyasında üçüncü, cam ambalaj ve düzcamda beşinci büyük üreticisi<br />
konumundaki Şişecam Topluluğu’nun, Sürdürülebilirlik Raporu bu yıl dördüncü kez yayınlandı.<br />
Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü<br />
Prof. Dr. Ahmet Kırman “Şişecam Topluluğu sürdürülebilir büyüme<br />
modeli kapsamında, küresel pazarda ilk üç arasında yer alma<br />
hedefimize ulaşmak için yürütmekte olduğumuz stratejik planın<br />
öncelikli unsurları arasında, sürdürülebilirlik ilkelerine uyum yer<br />
alıyor. Yarattığımız değerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla,<br />
süreçlerimizin sürdürülebilirlik perspektifinden değerlendirilmesine<br />
ve önceliklendirdiğimiz unsurların iş stratejilerimize entegre edilmesine<br />
kararlılıkla devam ediyoruz. 2016-<strong>2017</strong> döneminde BİST<br />
Sürdürülebilirlik Endeksi’ne girmiş olmamız, bu bağlamdaki yüksek<br />
performansımızın en önemli göstergelerinden biridir” dedi.<br />
Şişecam Topluluğu küresel bir aile<br />
Topluluk adına sürdürülebilirlik faaliyetlerini değerlendiren Şişecam<br />
Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü<br />
Prof. Dr. Ahmet Kırman, topluluk olarak faaliyetlerini sosyal sorumluluk,<br />
insana ve çevreye duyarlı bir yaklaşımla sürdürdüklerini ifade<br />
etti. Kırman sözlerine şöyle devam etti: “13 ülkede 22.000’e yakın<br />
çalışanımızla dünyanın önde gelen sanayi kuruluşları arasında yer<br />
alan küresel bir aileyiz. Yarattığımız küresel değeri artırarak devam<br />
ettirmenin en önemli unsuru olan çalışanlarımız için mutlu,<br />
üretken, verimli, güvenli ve farklılıklara saygılı bir çalışma ortamı<br />
oluşturmaya yönelik uygulamalarımıza devam etmekteyiz. Bir dünya<br />
şirketi olarak, yarattığımız değeri bugünkü seviyesine taşımamızın<br />
ve sürdürülebilir kılmamızın temelinde faaliyetlerimizi sosyal<br />
sorumluluk bilincinin yanı sıra insana ve çevreye duyarlı bir yaklaşımla<br />
sürdürmemiz yatıyor. Paydaşlarımız için yarattığımız değerin<br />
sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla, süreçlerimizin sürdürülebilirlik<br />
perspektifinden değerlendirilmesine ve önceliklendirdiğimiz<br />
unsurların iş stratejilerimize entegre edilmesine kararlılıkla devam<br />
ediyoruz.”<br />
Topluluğun 2011 yılından bu yana sürdürdüğü Türkiye’nin en kapsamlı<br />
sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projelerinden biri olan<br />
“Cam Yeniden Cam” Projesi ile toplumsal davranış değişikliği yaratarak<br />
geri dönüşüm toplumuna geçişe destek olmaya 2016 yılında<br />
da devam ettiğini vurgulayan Prof. Dr Kırman, “Proje başlangıcından<br />
bu yana, toplamda 233.000 ilköğretim öğrencisine geri dönüşüm<br />
konusunda eğitimler verilmiş, 17.400 adet kumbara hibe edilmiş<br />
ve 740.000 ton cam ambalaj atığının geri dönüşümü sağlanmıştır.<br />
Diğer taraftan, Raporlama döneminde gerçekleştirdiğimiz enerji verimliliği<br />
projeleri ile toplam 590.700 GJ enerji tasarrufu sağlanmış<br />
ve 25.800 t CO2 salımı engellenmiştir” diye konuştu.<br />
Kurumsal yönetim ilkeleri topluluğun temel taşlarından biri<br />
Kurumsal yönetim ilkelerinin Topluluğun temel taşlarından birini<br />
oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Kırman, “Hayata geçirilen yönetim<br />
uygulamaları sonucunda 2015 yılında yapılan değerlendirmeye<br />
göre 93,53 (10 üzerinden 9,35) olan Kurumsal Yönetim Derecelendirme<br />
notumuz 2016 yılı içerisinde 94,41’e yükseldi. Elde ettiğimiz<br />
bu başarıyı daha ileri noktalara taşımak için Topluluk olarak<br />
dürüstlük, şeffaflık, tarafsızlık ile yasalara ve düzenlemelere uyum<br />
ana prensipleri çerçevesinde çalışmalarımızı geliştirerek sürdürmek<br />
öncelikli hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Sürdürülebilir<br />
büyüme anlayışımızın temelinde, iş süreçlerimizi esnek ve çözüm<br />
odaklı bir yapıyla daha etkin bir şekilde yönetmek ve verimliliğimizi<br />
üst seviyelerde korumak yer alıyor” dedi.<br />
Görme engelliler için hazırlanan ilk sürdürülebilirlik raporu<br />
Görme engelli çalışanların rapora erişebilmesini sağlamak amacıyla<br />
rapor, sesli kitap olarak da hazırlatıldı ve Şişecam’ın kurumsal<br />
web sitesinde yer aldı. Ayrıca, dağıtılan tüm broşürlere braille alfabesi<br />
ile yazılmış bir bölüm eklenerek, rapora sesli kitap olarak<br />
erişilebilecek web sayfasının adresi verildi. Görme engelli paydaşların<br />
daha kolay erişebilmesini sağlamak amacıyla Rapor, Türkçe<br />
ve İngilizce dillerinde sesli kitap” olarak hazırlatıldı.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 103
Sektörel<br />
Su yalıtımının adı 10 yıldır aynı<br />
<strong>Yapı</strong> sektöründe 10. yılını dolduran Bonus|Focus Membran bitümlü su yalıtımı örtüleri,<br />
üretildiği ilk günden beri yapıları suyun yıpratıcı etkilerinden koruyor, yapıların ömrünü<br />
uzatmaya devam ediyor.<br />
Jeolojik konumu gereği dünyanın en etkin<br />
deprem kuşaklarından birinde yer alan ülkemizde<br />
sık sık yaşanan şiddetli depremlerde<br />
bilinçsiz yapılaşma nedeniyle evler<br />
yıkılıyor, can kayıpları yaşanıyor. Depreme<br />
karşı can ve mal kaybı yaşanmaması<br />
için gerekli tedbirleri almak büyük önem<br />
taşıyor. Bunların başında ise binalara su<br />
yalıtımı yaptırmak geliyor. Suyun yapılara<br />
verdiği hasar, özellikle deprem tehdidinin<br />
bulunduğu bölgelerde can ve mal güvenliği<br />
açısından tehdit oluşturuyor. Herhangi bir<br />
yoldan yapıya sızan su, donarak veya kimyasal<br />
tepkimelere girerek yapının özelliğini<br />
yitirmesine yol açıyor. Bu durum da yapının<br />
taşıma kapasitesine ve bina ömrüne<br />
olumsuz etkilerde bulunuyor.<br />
Bonus|Focus Membran, yapıların suyun<br />
neden olduğu olumsuz etkilere karşı korunması<br />
ve yaşam alanlarında konforlu bir<br />
su izolasyonu sağlanması amacı ile kullanılan,<br />
her detaya uygun çözümler sunan<br />
su yalıtımı malzemesi olarak karşımıza<br />
çıkıyor. Bonus|Focus Membran yapıların<br />
temel, perde, bodrum, bahçe, teras ve<br />
çatıları ile köprü, viyadük gibi farklı yüklere<br />
maruz kalan alanlar için de 10 yıldır en<br />
uygun su yalıtım çözümü sunuyor.<br />
Üretimine başlandığı 2007 yılından bugüne<br />
60 Milyon m2’nin üzerinde kullanımı<br />
ile ülkemizin su yalıtımı alanındaki lider<br />
markalarından olan Bonus Membran, yarım<br />
asırlık sanayicilik tecrübesi ve yalıtım<br />
sektöründe 17 yıla yaklaşan üretici kimliğine<br />
sahip Eryap Grup’un Silivri’deki %100<br />
Türk sermayeli ve yüksek teknolojiye sahip<br />
tesislerinde üretiliyor. Bonus Membran<br />
ulusal ve uluslararası geçerliliği olan<br />
tüm sertifikasyonunu tamamlayarak tescilli<br />
bir marka olmanın tüm gereklerini on<br />
yıldır yerine getiriyor. Yurt içindeki kullanımının<br />
yanı sıra çeşitli ülkelere ihraç edilen<br />
Bonus Membran, AB normlarına uygunluk<br />
anlamına gelen CE standartlarına sahip<br />
olarak yalıtımın “iyisini” sunuyor.<br />
Sağlıklı ve konforlu yapılar için su<br />
yalıtımı, su yalıtımı için BONUS<br />
Depreme karşı yapıların en önemli koruyucu<br />
kalkanı olan su yalıtımı, taşıyıcı donatıyı<br />
paslanmaktan koruyor. Türkiye’de<br />
yapıların yüzde 85’inde su yalıtımı bulunmazken<br />
yalıtım yapılmayan binalar 10 yıl<br />
içinde taşıma kapasitesinin yüzde 66’sını<br />
kaybediyor. Bonus|Focus Membran bitüm<br />
esaslı bir yalıtım malzemesi olup, içerisinde<br />
yapısını güçlendirici farklı dayanımdaki<br />
taşıyıcılar ve polimerler içermektedir. Bu<br />
polimerler malzemeye farklı dayanımlar<br />
katmakla beraber ürünün kolay uygulanmasında<br />
ve mükemmel bir su izolasyonu<br />
sağlamasında başrol oynuyor.<br />
104<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Vezirköprü Orman Ürünleri<br />
<strong>2017</strong>’de %26 büyüdü<br />
Turanlar Group Yönetim Kurulu Başkanı Murat Turan üretim tesislerinin bulunduğu<br />
Samsun’un Vezirköprü ilçesinde İstanbul’dan gelen basın mensuplarını ağırladı. Basın<br />
mensupları ile sohbet eden Turan, grubun üretim hacmi, yeni yatırımları, ihracattaki<br />
durumları, sektördeki hizmetleri ve yeni ürünleri hakkında bilgi verdi.<br />
7-8 Ekim tarihleri arasında fabrikayı ziyarete<br />
gelen basın mensuplarını önce yemekte<br />
ağırlayan Murat Turan gazetecilerin sorularını<br />
yanıtladı. Vezirköprü Orman Ürünleri<br />
Üretim Tesisleri’nin bahçesinde düzenlenen<br />
öğle yemeğinde davetlerine katılan<br />
basın mensuplarına teşekkür ederek söze<br />
başlayan Murat Turan ‘’Bugünlere nasıl<br />
geldiğimizi, neler yaptığımızı, neler başarmaya<br />
çalıştığımızı dilimizin döndüğünce<br />
sizlere anlatmaya çalışacağız. Öncelikle<br />
şunu ifade etmek isterim ki çok ayrıcalıklı<br />
bir ilçedesiniz. Tarihi, kültürü M.Ö. 2000’li<br />
yıllara dayanan bir ilçede Türkiye’nin çok<br />
özel tesislerinden birindesiniz. Burada güzel<br />
bir hikaye var umarım bizim Vezirköprü’de<br />
20 yıldır aldığımız keyfi sizlerde bu<br />
hafta sonu alırsınız. Bizler de tüm program<br />
boyunca sizlerle olacağız. Hepiniz tekrar<br />
hoş geldiniz’’ dedi.<br />
KARADENİZ’İN TEK ENTEGRE<br />
TESİSİ<br />
Yemek süresince ve fabrika gezisi sırasında<br />
basının sorularını yanıtlayan Murat<br />
Turan ‘’Vezirköprü’de 200 bin m 2 açık<br />
alan olmak üzere 160 bin m 2 kapalı alanda<br />
üretim yapıyoruz’’ dedi. Vezirköprü’de<br />
500 kişiyi doğrudan istihdam ettiklerini,<br />
bunun yanı sıra orman köylüsü, nakliyecisi<br />
ve kooperatifleri ile düşünürseniz binlerce<br />
kişiye istihdam sağladıklarını ifade eden<br />
Turan ‘’Burası birçok açıdan Türkiye’de<br />
model fabrikalardan biridir. Orman ürünleri<br />
sektörü ormana yakın olmalı, bizde<br />
orman bölgesinde olduğumuz için daha<br />
ekonomik çalışabiliyoruz. Bu da bize avantaj<br />
sağlıyor. Bu fabrikaların ormanlara sağladığı<br />
çok önemli bir katkısı vardır. Bunu<br />
sık sık dile getiriyorum. Bizler ormanların<br />
çöpçüsüyüz. Fabrikaya yoğun olarak gelen<br />
hammadde ormanların bakımı sonucu ortaya<br />
çıkan atıklardır. Ağaçlar budanır, dalları<br />
bizlere gelir. Biz bunları parayla satın<br />
alırız. Bize hammaddeyi sağlayan orman<br />
köylüsüdür. Türkiye’de yaklaşık 6 milyon<br />
orman köylüsü var. Devlet orman köylüsünü<br />
çalıştırır, ağaçların bakımını yaptırır.<br />
Ormanları temizletir. Bizler bu atıklarla<br />
beraber hem ormana finansman sağlarız,<br />
hem orman köylülerini istihdam ederiz,<br />
hem de bu çöpten parke yapar, ihraç eder<br />
ve ülkeye döviz kazandırırız. Bu fabrikalar<br />
106<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Sektörel<br />
neredeyse sıfırdan ülkeye katma değer yaratan<br />
fabrikalardır’’ dedi.<br />
“<strong>2017</strong>’DE %26 BÜYÜDÜK’’<br />
Vezirköprü Orman Ürünleri’nde MDF, sunta,<br />
kontrplak ürettiklerini söyleyen Turan<br />
“Tutkalımızın hammaddesini dahi burada<br />
kendimiz üretiyoruz. Tamamen entegre bir<br />
tesisiz. Böyle bir tesis dünyada yok denecek<br />
kadar az. Rusya ile rekabet edebilmenin<br />
yolu tamamen entegre olmaktan geçiyor.<br />
Turanlar Group olarak 1953’ten beri<br />
soruları şöyle yanıtladı. “Kağıt hiç aklımızda<br />
olmayan bir projeydi. Kağıdın çok fazla<br />
çeşidi var. Bizim burada ürettiğimiz kağıt<br />
nitelikli ve özellikli dediğimiz filtre kağıtları<br />
grubuna giriyor. Bu tesisi 2008 yılında<br />
Gürcistan’dan aldık. Tesisi Türkiye’ye taşıyıp<br />
üzerine ciddi yatırımlar yaparak poşet<br />
çay kağıdı üretmeye başladık. Bugün Güney<br />
Amerika’dan Çin’e kadar ihracat yapıyoruz.<br />
Bizim için yepyeni bir endüstri dalı<br />
ve hedefleri çok büyük olan bir yatırım. Çin<br />
ile Almanya arasında böyle bir üretim yok.<br />
“Kağıt hiç aklımızda olmayan bir projeydi. Kağıdın çok fazla<br />
çeşidi var. Bizim burada ürettiğimiz kağıt nitelikli ve özellikli<br />
dediğimiz filtre kağıtları grubuna giriyor. Bu tesisi 2008<br />
yılında Gürcistan’dan aldık. Tesisi Türkiye’ye taşıyıp üzerine<br />
ciddi yatırımlar yaparak poşet çay kağıdı üretmeye başladık.<br />
Bugün Güney Amerika’dan Çin’e kadar ihracat yapıyoruz.”<br />
sektördeyiz. 10 yıldır da laminat parke<br />
üretiyoruz. 10 yıl önce Türkiye’de laminat<br />
parke kullanılıyordu ama bunun %50’si<br />
ithaldi. Bugün geldiğimiz noktada üretimimizle,<br />
ürün kalitemizle artık bizler yurtdışına<br />
ihracat yapıyoruz. İhracat oranımız her<br />
yıl artıyor. Bu tesiste sadece parke olarak<br />
yılda 25 milyon m 2 parke üretiyoruz.<br />
Şu anda üretilen parkenin neredeyse tamamını<br />
satıyoruz. Bu yıl 2016 yılına göre<br />
%26 büyüme gösterdik. Bu oran da her yıl<br />
artıyor. <strong>2017</strong>’de 10 milyon dolarlık ihracatımız<br />
var. Önümüzdeki yıl bu rakam çok<br />
daha büyüyecek’’ diye konuştu.<br />
Parke olarak ihracata Doğu Avrupa ile başladıklarını<br />
dile getiren Murat Turan, Orta<br />
Doğu Bölgesi’ne, İran’a, Kuzey Afrika ve<br />
Doğu Avrupa’ya ihracat yaptıklarını sözlerine<br />
ekledi.<br />
“ÜRETTİĞİMİZ KAĞIDI DÜNYADA<br />
SADACE 5 FİRMA ÜRETEBİLİYOR”<br />
Çay poşeti üretimine nasıl başladıklarının<br />
hikayesini anlatan Murat Turan sorulan<br />
Bizim için ufku açık bir konu. Üretimimiz<br />
belli bir büyüklüğe ulaştığı zaman tesisi<br />
başka bir yere taşıyacağız. Dünyada sadece<br />
5 firma filtre kağıdı üretiyor. Üretimi<br />
çok zor bir ürün. 2008 yılından 2015’e kadar<br />
üretime geçme çalışmalarımız sürdü.<br />
Yapacağımız yeni yatırımlarla bu alanı büyütüp,<br />
çeşitlendireceğiz. Örneğin otomobil<br />
firmaları filtre kağıdını dışarıdan alıyor.<br />
Çok büyük bir pazar biz ilerleyen dönemde<br />
bu sektöre de hizmet verip dışa bağımlılığı<br />
keseceğiz” dedi.<br />
“SATIŞ VE PAZARLAMA<br />
STRATEJİLERİMİZİ DEĞİŞTİRDİK”<br />
Parke üretiminde çok ciddi rekabet olduğuna<br />
değinen Turan ‘’Sektörün eskilerinden<br />
olarak sektöre bir değişim getirdik. Satış<br />
şeklini ve pazarda var olma şeklini değiştirdik.<br />
Peli Parke Türkiye’nin her tarafında<br />
bayileri kanalıyla satılıyor. Toptancılar kanalı<br />
ile dağıtımları yapılıyor. Parkenin marka<br />
değerini artırdık. Bu marka bilinirliliğiyle<br />
beraber kapı üretmeye başladık. Parke ile<br />
Murat Turan / Turanlar Group Yönetim Kurulu Başkanı<br />
“Devlet orman köylüsünü çalıştırır, ağaçların bakımını<br />
yaptırır. Ormanları temizletir. Bizler bu atıklarla beraber hem<br />
ormana finansman sağlarız, hem orman köylülerini istihdam<br />
ederiz, hem de bu çöpten parke yapar, ihraç eder ve ülkeye<br />
döviz kazandırırız. Bu fabrikalar neredeyse sıfırdan ülkeye<br />
katma değer yaratan fabrikalardır.’’<br />
kapı uyumu istenen bir üründü. Kapı konusunda<br />
Türkiye’de çok fazla marka yok.<br />
Bu eksikliği görüp kapı üretmeye başladık.<br />
Parke ile kombine, renkleri ve desenleri<br />
birbirine uyumlu kapı üretelim dedik. Ve<br />
bunu başardık. Bugün Peli Parke, Peli DK<br />
(dekoratif iç mekan kapıları) Türkiye’nin<br />
her yerinde satılmaya başlandı.<br />
“ÖZEL ORMANCILIK TEŞVİK<br />
EDİLMELİ’’<br />
Sektörün eksikliğine de değinen Turan<br />
‘’Orman bizde devletin. Devletin yüksek<br />
maliyetini hammadde olarak yüklenmek<br />
durumunda kalıyoruz. Özel ormancılık Türkiye’de<br />
daha yoğun bir şekilde teşvik edilse<br />
yurt dışında daha rekabetçi olabiliriz.<br />
Ve daha kolay ihracat yapabiliriz. Çünkü<br />
aynı üstün teknoloji, kaliteli üretim bizde<br />
de mevcut. Şimdilik baş edebiliyoruz. Ama<br />
gelecekte özel ormancılık mutlaka desteklenmeli,<br />
teşvik edilmeli’’ diye konuştu.<br />
“BU YILKİ PARKE CİROMUZ 400<br />
MİLYON TL”<br />
Vezirköprü Orman Ürünleri’nin <strong>2017</strong> yılında<br />
sadece parke grubunda 350-400<br />
milyon lira cirosu olduğunu belirten Turan<br />
Turanlar Group olarak 750 milyon ciroları<br />
olduğunu da belirtti. Genç ekiple yola<br />
devam ettiklerini dile getiren Murat Turan<br />
sohbet sonrası basın mensuplarıyla beraber<br />
üretim tesislerini dolaştı.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 107
Sektörel<br />
Çatılarınızı Isoline ve Rufoline ile koruyun!<br />
Onduline Avrasya’nın kiremitler için özel olarak ürettiği kiremit altı su yalıtım levhaları<br />
Isoline ve Rufoline, dayanıklı ve sağlam yapıları ile kiremitlerinizin ihtiyaç duyduğu<br />
%100 su geçirimsiz bir sistem sunuyor.<br />
Türkiye’de TS 562 standardında üretilen tüm Marsilya tipi kiremitlerle<br />
uyumlu olan Isoline, aynı zamanda Onduline Avrasya ürün<br />
ailesinin diğer yüksek kaliteli kiremitleri, Isoporto, Isoflorans ve<br />
San Marco kiremitleriyle; Rufoline ise, alaturka kiremitlerle gerçekleştirilen<br />
renovasyon projelerinde yapının tarihi dokusuna uygun<br />
olarak kolay ve hızlıca uygulanabiliyor.<br />
Kiremit altı su yalıtım ürünlerinde sıklıkla görülen delinme (perforasyon)<br />
problemi Isoline ve Rufoline’in uygulama yöntemi sayesinde<br />
ortadan kalkıyor. Çatı konstrüksiyonuna oluk tepelerinden<br />
monte edilen Isoline ve Rufoline su yalıtım levhaları, suyun çivi<br />
deliklerine ulaşmasına izin vermeden olukları vasıtasıyla tahliye<br />
edilmesini sağlıyor.<br />
Isoline ve Rufoline’nin oluklarının altında bulunan boşluklar, ısı<br />
yalıtım malzemelerinin üzerinde hava sirkülasyonu meydana getirerek<br />
yapı içindeki buharın yoğuşmadan atılmasına yardımcı<br />
oluyor. Ayrıca, kiremitlerle levhalar arasında oluşan hava akımı<br />
kiremitlerin çabuk kurumasına imkan veriyor.<br />
Yüksek mukavemetli yapılarının mümkün kıldığı uygulama sistemiyle<br />
kaplama tahtasından %70’e varan oranlarda tasarruf ettiren<br />
Isoline ve Rufoline kiremit altı su yalıtım levhaları bu sayede<br />
toplam çatı maliyetini azaltıyor. Boşluklu konstrüksiyon, ahşabın<br />
nefes almasını sağlıyor ve böylece kullanıcılara uzun ömürlü bir<br />
sistem sunuyor.<br />
Onduline Avrasya garantisiyle pazara sunulan Isoline ve Rufoline,<br />
tüm Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye’de geçerli olan standartlara<br />
göre üretilmekte ve CE belgesine sahip.<br />
108<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Sektörel<br />
Sektörel<br />
Baumit Makine Sıvaları:<br />
<strong>Yapı</strong> ömrü boyunca yüksek performans<br />
Baumit’in yüksek mukavemet hedefleyen formüllere sahip mineral esaslı makine sıvaları<br />
ile maksimum güçte duvarlar.<br />
Tümüyle mineral esaslı Baumit ince sıvaları,<br />
sağlığa zararlı bir madde içermemeleri<br />
ve doğal alkali özellikleri ile ortamdaki<br />
nem oranını dengede tutarak sağlıklı ortamlar<br />
yaratıyor. Hassas ayarlanmış hammadde<br />
dağılımı ile doğru şartlarda uygulandığında<br />
yüzey çatlaklarının minimum<br />
seviyede olduğu duvarlara en ağır eşyalar<br />
bile güvenle asılabiliyor. Çünkü sürdürülebilir<br />
bir kalite anlayışı ile geliştirilen<br />
sistemlerle oluşturulan duvarların her bir<br />
metrekaresi aynı güce sahip oluyor. Farklı<br />
yüzey tipleri için geliştirilen Baumit makine<br />
sıvaları, gaz beton, tuğla ve beton zeminlerin<br />
tamamına kolaylıkla uygulanabiliyor.<br />
Baumit’in iç mekanlar için geliştirdiği,<br />
yüksek tutunma özelliğine sahip olması<br />
nedeni ile projelerin özellikle tercih ettiği<br />
ürün Primo 1, iç mekanda sıva olarak en<br />
iyi fiyat-performans seviyesini sunuyor.<br />
MPI 25 ise ince dokulu yapısı ve kolay uygulanabilme<br />
özelliği ile duvarların son kat<br />
boyaya hazırlanmasında rahatlık sağlıyor.<br />
Dış cepheler için Baumit’in gaz beton<br />
duvarlar üzerine ön serpmesiz uygulama<br />
imkanına olanak vermesi açısından MPA<br />
35L sıvası da öne çıkan ürünleri arasında.<br />
Ayrıca yüksek aderans özelliği ile MPA<br />
35; iri taneli yapısı ile dolgu kabiliyeti ve<br />
zorlu iklim şartlarına gösterdiği yüksek direnç<br />
ile Primo 2 ürünleri dış cephelerde<br />
yüksek performans gösteriyor. 40 kg’lik<br />
paketlerde sunulan sıva sistemlerinin<br />
büyük projeler için silolu sevkiyatı da yapılabiliyor.<br />
Proje alanında dolumu yapılan<br />
silolarda ürün, silo altı ürün taşıma sistemi<br />
ile kullanım noktasına taşınıyor. 140<br />
metreye kadar ürün sevk edebilen sistem,<br />
daha yüksek noktalara ara pompa ile ürün<br />
basabiliyor. Silolu ürün kullanımı projelere<br />
stok alanı, nakliye, ürün kullanımı, güvenlik<br />
gibi konularda da avantajlar sağlıyor.<br />
110<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong><br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 10
Sektörel<br />
E.C.A.’nın iki yeni serisi Avrupa’dan<br />
ödülle döndü<br />
Geliştirdiği teknoloji ve yeniliklerle insan sağlığını ve çevresel duyarlılığı ön planda tutan<br />
E.C.A, armatür ürün ailesine ezber bozan 2 yeni seri ekledi. Dünya’da ilk kez E.C.A.<br />
tarafından geliştirilen Hygiene Plus teknolojisine de sahip Icon ve Purity armatürler<br />
A Design Award ve Iconic Awards tasarım yarışmalarından ödülle döndü.<br />
İşlevsellik ve ergonomik kullanım sunmasının<br />
yanı sıra, sade geometrik formların<br />
minimalist çekiciliğine ve elegant görünüme<br />
sahip olan ürünler kullanıldıkları<br />
mekânlara estetik katkı sağlıyor. Özgün<br />
tasarımının yanı sıra 3 farklı boyda lavabo<br />
bataryası, çıkış ucundan yön değiştiricili<br />
özel banyo bataryası ve ankastre banyo-lavabo<br />
ürünleriyle farklı ve özel hissetmek<br />
isteyenler yeni bir seri.<br />
Uluslar arası tasarım yarışmalarının en<br />
prestijlilerinden İtalyan A Design Award<br />
ve Alman Iconic Awards tasarım yarışmalarında<br />
E.C.A. Icon ve Purity serilerindeki<br />
ürünlerine ödül aldı. A Design Award’ta<br />
Icon serisi lavabo, banyo, eviye armatürleri<br />
Gold seviyesinde; Purity serisi, lavabo,<br />
banyo, eviye armatürleri Silver seviyesinde<br />
ödüle layık görülürken; Iconic Award tasarım<br />
yarışması ürün kategorisinde Purity<br />
Lavabo Bataryası ve Icon Banyo bataryası<br />
ödül aldı.<br />
E.C.A. Purity, modern mekanlara<br />
kusursuz estetik sunuyor<br />
Geometri ve estetiğin kusursuz birleşimiyle<br />
meydana gelen E.C.A. Purity armatür<br />
serisi, modern mekanlar için ideal bir tercih<br />
oluşturuyor. Minimalizmin temel alındığı<br />
seride, pürüzsüz yüzeyler ve yumuşak<br />
hatlar ile yalın bir görünüm hedeflenirken,<br />
kullanım ergonomisi ürünleri ön plana çıkartıyor.<br />
İnovatif E.C.A. Purity serisi kullanıcı dostu<br />
ürünleri, ince ve zarif çizgileri ile dikkat<br />
çekiyor. Tüm şıklığının yanında sunduğu<br />
3 boy lavabo alternatifi ve ankastre banyo-lavabo<br />
ürünleriyle Purity özel mekanlara<br />
sahip olmak isteyenler için çok güçlü<br />
bir aday..<br />
Sektöre yenilikçi bir bakış açısı ile tasarlanan<br />
seri, E.C.A. kalitesi ile beğenilere<br />
sunuluyor.<br />
Armatürde özgün tasarımın yeni<br />
çizgisi: E.C.A. Icon serisi<br />
İnce ve şık tasarımıyla dikkatleri üzerine<br />
çeken E.C.A. Icon serisi, özgün tasarımıyla<br />
armatür dünyasında fark yaratıyor.<br />
Süreklilik ve bütünlük konseptini ayrıntılarında<br />
yansıtan E.C.A. Icon koleksiyonu<br />
ürünleri, dinamik ve net çizgilerle yuvarlak<br />
hatların estetik birleşiminden oluşan detaylar<br />
barındırıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 111
YEM’de düzenlenen mimarlık haftası oturumlarında<br />
paydaşlar mimarlarlardan beklentilerini dile getirdi…<br />
“21.yüzyıl şımarma yüzyılı değildir,<br />
kaynakları iyi kullanmalıyız”<br />
<strong>Yapı</strong>-Endüstri Merkezi (YEM)’de 2-6 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri arasında<br />
gerçekleşen “Mimarlık Haftası” etkinliklerinde mimarlık,<br />
paydaşların gözünden mercek altına alındı.<br />
Architect’ isimli filmde söylenildiği gibi bir<br />
mimar için müşteriyi mükemmel yapan ilham<br />
vermesidir. Bu ilişkiyi ne kadar doğru<br />
yürütürseniz sonuç o kadar başarılı olur.”<br />
Şengül Öymen Gür: “21. yüzyıl<br />
şımarma yüzyılı değildir”<br />
Farklı meslek disiplininden temsilcilerinin<br />
ağırlandığı bir hafta süren etkinlikte ilk<br />
gün ERA Mimarlık Kurucusu Prof. Dr. Ertun<br />
Hızıroğlu moderatörlüğünde başlayan<br />
“Eğitimcilerle Mimarlık” konulu oturumda<br />
mimarlık, eğitim profesyonelleriyle masaya<br />
yatırıldı. 2 Ekim <strong>2017</strong> Dünya Mimarlık<br />
Günü temasının “İklim Değişikliği için Harekete<br />
Geç!” olduğunu anımsatan Beykent<br />
Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık<br />
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şengül<br />
Öymen Gür, dünyanın giderek ısındığını<br />
ve enerji sıkıntısı yaşandığını belirtti. “21.<br />
yüzyıl şımarma yüzyılı değildir” diyen Gür,<br />
dünyanın doğal kaynaklarının dört gezegen<br />
daha varmış gibi umarsızca kullanıldığının<br />
altını çizdi.<br />
Enis Öncüoğlu’nun yönettiği “İşverenlerle<br />
Mimarlık” konulu ikinci oturumda<br />
ise başarılı projelerde, işveren ve mimar<br />
ilişkisindeki uyumun önemine dikkat çekildi.<br />
Oturumda ilk sözü alan İBB Üstyapı<br />
Projeler Müdürlüğü Müdür Yardımcısı<br />
Mimar Kadriye Karabulut, “İşveren dokuyu,<br />
malzemeyi tanıyınca mimara yardımcı<br />
olabiliyor. Ne istediğinizi bildiğiniz zaman,<br />
işveren-mimar ilişkisi hızlı ilerliyor. ‘The<br />
Güzin Konuk: “İnsan ve çevre odaklı<br />
yeni bir yaşam modeli inşa edilecek”<br />
Mimarlığın tasarımcılarla tartışıldığı ikinci<br />
günde; aydınlatma, akustik, iç mimarlık ve<br />
peyzaj mimarlığı konuları ele alındı ve kentsel<br />
tasarımın mimarlık açısından önemi<br />
masaya yatırıldı. “Kentsel Tasarımcılarla<br />
Mimarlık” oturumunun moderatörlüğünü<br />
üstlenen MSGSÜ Mimarlık Fakültesi Şehir<br />
Planlama Bölümü Emekli Öğretim Üyesi<br />
Prof. Dr. Güzin Konuk, kentlerin 21. yüzyılda<br />
mutlaka stratejik açıdan ele alınması<br />
gerektiğinin altını çizdi. Bunun için de bilgi<br />
tabanlı değişimin esas alınmasının önemine<br />
dikkat çeken moderatör, “Geleceğin en<br />
önemli mekânları kentlerdir. Önümüzdeki<br />
112<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Mimari<br />
yüzyıl boyunca, makine ve araç değil, insan<br />
ve ekolojik çevre odaklı yeni bir kent<br />
ve yeni yaşam modeli inşa edilecek,” diye<br />
konuştu.<br />
Ali Faruk Göksu: “Kentlerimiz İçin<br />
Yeni Hikâyeler Yazmalıyız”<br />
Ali Faruk Göksu, ‘Etki’ ve ‘Etkileşim’ kavramlarının<br />
bugünün kent sorunlarını yeni<br />
bir bakış açısıyla ele almada önemli bir<br />
rol üstlendiğini belirterek yeni nesil mimar<br />
ve şehir plancılarına seslendi: “Artık<br />
tasarımcının bilindik rolü değişime uğradı.<br />
Bir tasarımcı sadece kendi başına<br />
oturup tasarım yapmaya odaklanmanın<br />
ötesinde farklı bir ‘Etkileşim’ ortamında<br />
neler yapabileceğini, hangi rolleri üstlenebileceğini<br />
düşünmeli. Bunun için de yeni<br />
kavramlara ve bu yeni kavramları yaratacak<br />
kent kuramcılarına, hikâye yazıcılığına<br />
ihtiyaç var. Kentlerin hikâyelerini yeniden<br />
yazacak gençler sayesinde ancak yeni bir<br />
kent modeli oluşturabiliriz. Ancak bu sayede<br />
karakteri ve estetiği olmayan kentler<br />
yaratmaktan kurtulabiliriz.” Göksu, “Tasarımın<br />
artık pek çok alt dalı var. Sosyal<br />
Etki tasarımcısı olun. Tasarım bir strateji<br />
geliştirme, bir çözüm bulma işidir,” diye<br />
konuştu.<br />
Tasarım süreçlerinin entegre olmasının ve<br />
takım çalışmasının öneminin vurgulandığı,<br />
aydınlatma tasarımı, akustik, içmimarlık<br />
ve peyzaj mimarlığı disiplinlerinin ele alındığı<br />
“Tasarımcılarla Mimarlık” oturumunu<br />
yöneten Oğuz Bayazıt Mimarlık Kurucusu<br />
Oğuz Bayazıt ise bir sanat dalı olan mimarlığı<br />
bilimle bezemek gerektiğini söyledi ve<br />
şöyle devam etti: “Mesleğin neresinde<br />
olursak olalım yaptığımızla hayal ettiğimiz<br />
her zaman örtüşmeyebilir. Mimarlık<br />
diploması, ehliyet almak gibi. Arabayı kullanmayı<br />
yıllar içinde öğreniyorsunuz. Tasarım<br />
hangi diplomaya sahip olursak olalım<br />
his ve düşünceyle ortaya çıkan bir sonuç.<br />
Entegre tasarım süreci günümüzde çok<br />
önemli.”<br />
Etkinliğin üçüncü gününde ise mimarlık,<br />
mühendislerle masaya yatırılırken; elektrik,<br />
mekanik cephe, yangın, inşaat mühendisliği<br />
ve statik konuları ele alındı.<br />
Mimar ve mühendislerin ortak çalışmasını<br />
büyük bir orkestraya benzeterek “Mühendislerle<br />
Mimarlık” konulu oturumu açan<br />
moderatör Aydan Volkan, mimarlığı ortak<br />
üretim modeli olarak gördüğünü söyledi<br />
ve “Hayal ettiğiniz yapının işverenin ihtiyaç<br />
programına uygun olması için mühendislik<br />
disipliniyle entegre çalışmak gerekiyor. Bu<br />
entegrasyona önem vermeliyiz,” diye konuştu.<br />
Ekotasarım Genel Müdürü Gürkan<br />
Görgün, bir mimari tasarımın başarısının<br />
bu mimari tasarımı oluşturan paydaşların<br />
birbiriyle olan ilişkisinde yattığına dikkat<br />
çekti ve “Tasarım sürecinin en önemli unsurlarından<br />
biri koordinasyon toplantıları<br />
ve bilgi akışının her paydaşa zamanında<br />
doğru olarak ulaşması. Oysa son zamanda<br />
yapılan hatalardan biri işverenin ucuz<br />
olsun diye birbirini tanımayan ekipler kurması<br />
ve herkesin ayrı telden çalması. Mimar<br />
kendi ekibini kurmalı, tasarımın ruhu<br />
çok önemli,” dedi.<br />
Yusuf B. Tımbır: “Mimarlar tasarımın<br />
daha başında mühendisleri işin içine<br />
sokmalıdır”<br />
YEM’in Mimarlık Haftası etkinlikleri kapsamında<br />
üçüncü gününde “İnşaat Mühendisleriyle<br />
Mimarlık” konulu ikinci oturumunda<br />
mimar ve mühendislerin aynı dili<br />
konuşmasının önemi vurgulandı. Mimarlarla<br />
mühendisler arasında çekişme olduğu<br />
iddialarını sorgulayarak oturumu başlatan<br />
Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık Kurucu<br />
Ortağı Hasan Çalışlar, “Eskiden mimar ve<br />
mühendis aynı kişiydi; çelik icat edildi ve<br />
farklı meslekler ortaya çıktı,” dedi.<br />
YBT <strong>Yapı</strong>sal Tasarım Hizmetleri Kurucusu<br />
Yusuf B. Tımbır, “Mühendisler mimarlarla<br />
çalışmaya başladıkları zaman mimarın<br />
mühendise tasarım için pay bırakması<br />
gerekiyor. Eğer hesap makinesiymiş gibi<br />
bakarsanız çözümsüzlük yaşanabiliyor.<br />
Tasarımın başında yapı mühendisin fikrini<br />
almak gerekir” diye konuştu. İTÜ Mimarlık<br />
Fakültesi <strong>Yapı</strong> ve Deprem Mühendisliği<br />
Birimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oğuz Cem<br />
Çelik ise “Güvenlik açısından en ağır sorumluluğu<br />
alarak tasarım sürecine katılı-<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 113
Mimari<br />
yor, yapı mühendisliği yapıyoruz,” diyerek<br />
sözlerine başladı ve gençlere şu tavsiyelerde<br />
bulundu: “Mimar ve mühendislerin<br />
öğrencilikten itibaren birlikte çalışmayı<br />
öğrenmesi lazım. Birlikte yarışmalara katılabilir<br />
ve ortak ders alabilirler. Staj imkânlarından<br />
maksimim fayda sağlayacak<br />
şekilde yararlanmalılar.”<br />
Mimarlık Haftası etkinliklerinin dördüncü<br />
gününde mimarların yeni teknolojiler<br />
ve malzeme üreticileriyle ilişkisi üzerine<br />
odaklanıldı. “Yeni Teknolojilerle Mimarlık”<br />
konulu ilk oturumu mimarların tarih<br />
ve sosyoloji bilmesi gerektiği kadar artık<br />
yeni teknolojiye de kendisini hazırlaması<br />
gerektiğini vurgulayarak açan moderatör<br />
Gökhan Avcıoğlu, bu gelişmenin mimarlık<br />
eğitiminin gözden geçirilmesi anlamına<br />
geldiğini söyledi.<br />
Salih Küçüktuna: “Mimarlar<br />
teknoloji kullanımında geriden<br />
geliyor”<br />
Mimarlığın çok tutucu ve en eski mesleklerden<br />
biri olduğunu ve yeniliklere direnç<br />
gösterdiğini dile getiren Salih Küçüktuna,<br />
“Bu nedenle mimarlar teknoloji kullanımında<br />
geriden geliyor. Teknolojinin kullanımının<br />
tüm üniversite eğitimine yayılması<br />
gerekiyor,” dedi. Oturumun devamında<br />
sözü alan Yüksek Mimar İnşaat Leyla İlman<br />
Yörür de artık inşaat sektöründe robotların<br />
devreye girdiğini belirterek inşaat<br />
sektörünü muhafazakar kalmak ve yeni<br />
teknolojiye entegre olamamakla eleştirdi.<br />
Aydonat Atasever: “3D Printer ile ev basabilir<br />
hale geleceğiz”<br />
Söyleşinin en ilginç açıklaması ise 3D<br />
Printer’ın çok yakında mimarlığa daha fazla<br />
faydası olacağının haberini veren Zaxe<br />
3D Teknolojileri Kurucusu Aydonat Atasever’den<br />
geldi: “Mimarın tasarım safhasında<br />
kafasında düşündüğü unsurlar bugün<br />
üç boyutlu maketler halinde basılabiliyor.<br />
Çok yakın zamanda ev de basılabilecek.<br />
<strong>Yapı</strong> küçük boyutlar halinde parçalanacak,<br />
bunlar birleştirilip ev oluşturulacak. Bu bileşkelerin<br />
her biri 3D printer’ın kütüphanesinde<br />
yer alacak.”<br />
“Mimar tasarımına sahip çıkarsa o<br />
ürün standart haline geliyor”<br />
TUŞPA Nilüfer Kozikoğlu Mimarlık ve Urban<br />
Atölye Kurucusu Nilüfer Kozikoğlu’nun<br />
moderatörlüğünde başlayan “<strong>Malzeme</strong><br />
Üreticileriyle Mimarlık” konulu oturumda<br />
mimarların tedarikçilere karşı talepkar<br />
olmasının ürün geliştirme sürecine katkısı<br />
ve etkileri vurgulandı. Assa Abloy İş<br />
Birim Yöneticisi Bilal Kafalıer, Işıklar <strong>Yapı</strong><br />
Ürünleri Pazarlama Müdürü Dilek Karaköz<br />
Toruş, Braas Çatı Sistemleri Pazarlama<br />
ve Satış Müdürü Hamdullah Abiş, Türk<br />
Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak<br />
ve Şişecam Düzcam Mimari Cam<br />
Projeleri Ürün Yönetim Şefi Yudum Demirkol’un<br />
konuşmacı olarak katıldığı oturumda,<br />
verilen ortak mesaj, hayalim var diye<br />
gelen mimarın tedarikçiyi zorladığı, bunun<br />
da gelişime yön verdiği oldu. Üreticileri<br />
zorlayan faktörlerin bina tasarımcıları ve<br />
mimarlar olduğuna işaret eden yorumlarda,<br />
estetikten yoksun zihniyet anlayışının<br />
değiştiği, ürünün mimari ve tasarım kısmının<br />
ön plana çıktığı belirtildi. Projesine<br />
sahip çıkan, ağırlığını koyan ve işvereni<br />
malzeme seçiminde yönlendiren mimarların<br />
her geçen gün arttığının ifade edildiği<br />
oturumda, eğitim aşamasında malzemeyle<br />
tanışılması gerektiği vurgulanırken,<br />
mimarların malzeme seçimi sonrasında<br />
dahi sahada olmaları, malzemesini iyi tanıması<br />
gerektiği çağrısı yapıldı. Mimarların<br />
yeni taleplerinin, yapı malzemesi üreticisi<br />
sektör paydaşlarını yeni ürünler yapmaya<br />
teşvik ettiği vurgulanan panelde, geleceğe<br />
yönelik ortak mesaj, hem üretim hem<br />
tasarım aşamalarında dijitalleşmenin geleceğin<br />
konusu olduğu, ürün sistem ve<br />
performansı üzerine söz sahibi olanların<br />
mimarlar olması gerektiği oldu.<br />
“Yeni <strong>Yapı</strong>lan Statların Ruhu Yok”<br />
Etkinliğin son gününde Uğur Vardan, Caner<br />
Eler ve Can Öz’ün katıldığı “Bir Kültür<br />
Fizik Alanı Olarak Spor” konulu ilk oturumda<br />
ise spor bir kültür olarak ele alındı ve<br />
mimarlığın tipolojilerinden biri olarak spor<br />
yapılarının iyi örnekleri üzerine konuşuldu.<br />
Yurtdışındaki stadyumların ulaşım sorunu<br />
olmadığına dikkat çeken Can Yayınları ve<br />
Socrates Genel Müdürü Can Öz, stadyum<br />
yeri seçilirken öncelikle toplu taşımaya<br />
önem verilmesi gerektiğini vurguladı.<br />
Stadyumların şehirden uzakta ve şehir kültüründen<br />
izole bir şekilde yapılmasına karşı<br />
olduğunu belirten Öz, “Müsabaka öncesinde<br />
ve sonrasındaki taraftarın yarattığı<br />
festival havası bir şehircilik kültürüdür ve<br />
çok güzeldir. Şehre de katkı sağlar,”dedi.<br />
Uğur Vardan “Yeni yapılan stadları “çok<br />
güzel yapılar” olarak nitelendiren Vardar,<br />
bu spor yapılarının birbirlerine çok benzediğini<br />
ve ruhlarını kaybettiğini” ekledi. Caner<br />
Eler ise genel anlamda eski stadyumlara<br />
bir özlemin olduğunu ama taraftarın<br />
sayıca artması ve artık daha konforlu yapılara<br />
ihtiyaç duyulması ile bu eski yapıların<br />
yerine yenilerin gelmesinin bir zorunluluk<br />
arz ettiğini söyledi. Engellilere yönelik tasarımın<br />
her zaman göz ardı edildiğini ifade<br />
eden Eler, engelli bir birey olarak yaşadığı<br />
sıkıntıları dinleyicilerle paylaştı.<br />
Ahu Bade Nilgün: “Y kuşağı<br />
değerleriyle yaşıyor ama değerlerinin<br />
ne olduğunun farkında değil”<br />
“Y Kuşağı ve Mimarlık” konulu son oturumda<br />
ise dönemin en popüler konusu<br />
kuşaklar arası iletişim tartışıldı ve Y kuşağı<br />
odağında mimarlık perspektifinden<br />
sektörün insan kaynağı ele alındı. Antik<br />
dönem Yunan filozofu Aristo’nun 2300 yıl<br />
önce “Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış,<br />
yetişkinlere karşı saygısızlar,” dediğini<br />
hatırlatan Bakırküre Mimarlık Kurucusu<br />
Gürhan Bakırküre, moderatörlüğünü yaptığı<br />
oturumu, kuşaklar arası problemlerin<br />
her dönemde karşımıza çıktığını söyleyerek<br />
açtı. NBS İnsan Kaynakları ve Yönetim<br />
Danışmanlığı Kurucu Ortağı, Eğitmen<br />
Ahu Bade Nilgün “1980-2000 arasında<br />
doğanlar Y kuşağını oluşturuyor. Bu nesil<br />
işi, güzel ve keyifli bir hayat yaşamak,<br />
eğlenmek için kullanılacak bir araç olarak<br />
görüyor. Başarı odaklılar ama günümüzde<br />
bu başarının tanımı değişmiş durumda,”<br />
dedi ve ekledi: “Yeni nesli güruh değil,<br />
birey olarak görmekte fayda var. Y kuşağı<br />
değerleriyle yaşıyor ama bu değerlerin<br />
ne olduğunun farkında değil. Y kuşağının<br />
işten ayrıldığı yerler, değerleriyle uyuşmayan<br />
firmalardır. Önce kendi değeriniz nedir<br />
onu bulmalısınız. Çalışan memnuniyetine<br />
önem veren şirketler, bunun farkında olarak<br />
insan kaynağını planlıyor.”<br />
114<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
TAGO Architects’ten Sharjah’a<br />
Kentsel Dönüşüm Projesi<br />
TAGO Architects tarafından Sharjah’ta tasarlanan “Sharjah Kentsel Dönüşüm Projesi” barındırdığı<br />
açık ve yarı açık sosyal alanlar, konutlar, ticari fonksiyonlu alanlar ve eğitim yapıları ile, bölgenin<br />
köklü sanayi merkezi Sharjah’ın ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlayacak.<br />
İstanbul merkez ofisinin dışında Tokyo,<br />
Bükreş, Kiev ve Dubai’deki ofislerinde<br />
Avrupa, Orta Asya ve Uzakdoğu’da projeler<br />
üreten Mimar Gökhan Aktan Altuğ<br />
önderliğindeki Tago Architects, Birleşik<br />
Arap Emirlikleri’ni oluşturan 7 emirlikten<br />
biri olmakla birlikte, üçüncü en büyük ve<br />
kalabalık kenti olan Sharjah’ta 75.000<br />
m²’lik alanda uygulanacak olan bir kentsel<br />
dönüşüm projesine imza attı. 2020<br />
yılında inşaatına başlanacak olan projenin,<br />
tamamlandığında bünyesinde bulundurduğu<br />
açık ve yarı açık sosyal alanlar,<br />
konutlar, ticari fonksiyonlu alanlar ve eğitim<br />
yapıları ile, bölgenin sanayi merkezi<br />
Sharjah’ın gelişimine önemli katkılar sağlaması<br />
hedefleniyor.<br />
Mevcut durumda niteliksiz sanayi yapılarının,<br />
konutların ve küçük ticari birimlerin<br />
116<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Mimari<br />
bulunduğu, toplam 4 adada, 75.000 m²<br />
‘nin üzerinde tasarlanan kentsel dönüşüm<br />
projesi, masterplan çalışması ve mimari<br />
avan projelerinin tasarımını içeriyor.<br />
Coğrafi ve kültürel veriler ana<br />
kriter<br />
Tago Architects’in ilk olarak, adaların kendi<br />
içindeki dağılımlarını ve fonksiyonlarını<br />
ele aldığı projenin önemli unsurlarından<br />
biri olan eğitim fonksiyonunu oluşturan 2<br />
adet eğitim yapısının konumlandırılması,<br />
detaylı ve büyük alanlar kaplayan yapılar<br />
olmaları nedeniyle öncelik kazanmış.<br />
Eğitim yapılarının dışında kalan alanlara<br />
ise konut ve ticari birimler yerleştirilmiş.<br />
Proje kapsamında, T şeklindeki ana hatların<br />
üzerinde yer alan yaya geçitlerinin,<br />
alt geçitlerin ve trafik ışıklarının konumlarına<br />
kadar incelen nitelikte bir planlama<br />
çalışması yapılmış.<br />
Proje kapsamında tasarlanan adalar,<br />
şehir planına göre köşelerde geriye çekilerek<br />
küçük ölçekte meydanlar oluşturulmuş.<br />
Böylece planlı bir şekilde gridal<br />
olarak gelişmesi istenen kent yapısına<br />
uyulmuş. Coğrafi ve kültürel verilerin ana<br />
tasarım kriterlerinden biri olduğu projede<br />
AVM yapısının üzeri kapatılarak kontrollü<br />
bir iç bahçe yaratılmış. Mahremiyetin<br />
sağlanması için bahçe kotu konut kotundan<br />
1,5 metre aşağıya çekilmiş. İç<br />
bahçe iki parçalı bir paravanla ayrılarak<br />
ve iki adet havuz kullanılarak kadınlar ve<br />
erkekler için ayrı alanlar oluşturulmuş.<br />
Merkezde bir meydan oluşturularak sosyal<br />
alan ihtiyacı karşılanmış.<br />
Proje, bölgenin çok sıcak ve güneşli iklim<br />
koşullarına uygun olarak tasarlanmış.<br />
Masterplanda, özellikle yaya yolları üzerinde<br />
dar sokaklar oluşturularak doğal<br />
ventilasyon sağlanmış. Cephede kullanı-<br />
Mimar Gökhan Aktan Altuğ<br />
lan GRC kaplama malzemesi, değiştirilebilir<br />
olmasıyla cephede yıl boyunca sıcak<br />
hava ve güneşe maruz kalmaktan dolayı<br />
oluşacak hasarların giderilmesi için iyi<br />
bir çözüm olmuş. Cephe tasarımında<br />
konforlu iç mekanların önemsendiği, çok<br />
şeffaf olmayan bir yaklaşım benimsenmiş.<br />
Ticari alanlara yerleştirilen arkatlar<br />
ile de gölge alanlar oluşturulularak gün<br />
içinde hareketli sokaklar hedeflenmiş.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 117
““Bu projede yaşayacak kişilerin tüm<br />
ihtiyaçlarına nasıl cevap verebiliriz?”<br />
sorusunu her zaman soruyoruz.”<br />
“Ulaşımı kolay ve sosyal hayattan kopmadan şehrin<br />
imkânlarından kolaylıkla faydalanılabilecek konut projeleri<br />
inşa ediyoruz. Çukurova Balkon projemizde de sunduğumuz<br />
tüm bu olanaklarla, şehir yaşamının zorluklarını<br />
kolaylaştırıyoruz.”<br />
Tamer Son / Çukurova Gayrimenkul<br />
Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Kuruluşundan bugüne sektörünün öncü<br />
firmaları arasında yer alan Çukurova Gayrimenkul,<br />
günümüz modern yaşamının tüm<br />
gerekliliklerini tespit ederek konumdan<br />
ulaşıma, merkezi noktalara yakınlıktan<br />
sağladığı sosyal olanaklara kadar ihtiyaç<br />
duyulan tüm öncelikleri projelerinde bir<br />
araya getirmeyi başarıyor. 1993 yılından<br />
beri faaliyetleri sürdüren Çukurova Gayrimenkul’ün<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Tamer<br />
Son ile genel şirket faaliyetleri ve son dönemde<br />
gerçekleştirdikleri Çukurova Balkon<br />
Projesi özelinde konuştuk.<br />
Öncelikle kendinizden ve<br />
şirketinizin kısa tarihçesiyle beraber<br />
faaliyetlerinden bahseder misiniz?<br />
1965 Adana doğumluyum. Marmara Üniversitesi<br />
Fen-Edebiyat Fakültesi mezunuyum.<br />
İlk iş hayatıma öğretmen olarak başladım.<br />
Daha sonra aileme destek olmak<br />
amacıyla gayrimenkul danışmanlığı alanında<br />
faaliyet gösteren şirketimizde görev<br />
aldım. Adana, Mersin ve İstanbul’da toplamda<br />
10 gayrimenkul danışmanlığı ofisi<br />
kurarak işlerimizi büyüttük. Bu dönemde<br />
edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak<br />
daha büyük bir açılım yapmaya karar verdik<br />
ve inşaat sektörüne giriş yaptık.<br />
SON Grup bünyesindeki şirketlerimizden<br />
biri olan Çukurova Gayrimenkul, inşaat<br />
sektöründe 1993 yılından beri faaliyet<br />
gösteriyor. Kuruluşundan bugüne sektörünün<br />
öncü firmaları arasında yer alan<br />
118<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Mimari<br />
Çukurova Gayrimenkul, günümüz modern<br />
yaşamının tüm gerekliliklerini tespit ederek<br />
konumdan ulaşıma, merkezi noktalara<br />
yakınlıktan sağladığı sosyal olanaklara kadar<br />
ihtiyaç duyulan tüm öncelikleri projelerinde<br />
bir araya getiriyor.<br />
Çukurova Gayrimenkul olarak bugüne<br />
kadar Adana, Mersin ve İstanbul’da pek<br />
çok prestijli konut projesine imza attık.<br />
Mersin’de ortaklarımızla birlikle hayata<br />
geçirdiğimiz yazlık projesi Liparis 2 ve Liparis<br />
4’ün yanı sıra yine Adana’da proje<br />
ortaklarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz<br />
TMT Park Life, TMT Gölvadi, Yüzevler,<br />
Platinkent, Eserkent gibi projelere imza<br />
attık. Ayrıca Çukurova Gayrimenkul olarak<br />
Çukurova Residence, Çukurova Kent,<br />
Çukurova Park ve Çukurova Villaları gibi<br />
nitelikli konut projeleri gerçekleştirdik.<br />
Kartal’da inşa ettiğimiz adalar ve deniz<br />
manzaralı Adanuspark ile rotamızı İstanbul’a<br />
çevirdik ve ardından yine bölgenin<br />
sembol projelerinden biri olan Çukurova<br />
Tower’ı hayata geçirdik. 2015 yılının Mayıs<br />
ayında yine Kartal’da Çukurova Balkon<br />
projesine başladık. Yenilikçi, çevreci ve<br />
müşteri odaklı bir yaklaşımla faaliyetlerimizi<br />
sürdürüyoruz. Şehircilik anlayışına<br />
sahip projelerimizi insana ve doğaya saygılı<br />
konseptlerle geliştiriyoruz. Keyifli ve<br />
kaliteli yaşam alanlarını kârlı yatırım fırsatları<br />
ile birleştirmeyi misyon edinen firmamız,<br />
bilgi birikimini ve deneyimini estetik,<br />
teknoloji, lüks ve konfor ile bütünleyerek<br />
bulunduğu bölgeye değer katan modern<br />
projeler inşa ediyor.<br />
‘Çukurova Balkon Projesi’ hakkında<br />
biraz bilgi verir misiniz?<br />
Kartal’da 19 ve 20 katlı iki bloktan oluşan<br />
bir rezidans projesi olan Çukurova Balkon,<br />
1+1’den 4+1’e kadar çeşitli büyüklük ve<br />
özellikte 261 konuttan ve sosyal yaşam<br />
alanlarından oluşuyor. Ön tarafı Marmara<br />
Denizi ve adalar, arka tarafı ise orman<br />
manzaralı olan Çukurova Balkon’da tüm<br />
daireler balkonlu. Bazı dairelerde konumuna<br />
ve büyüklüğüne göre iki ya da üç<br />
balkon, bazı 2+1 ve 3+1 dairelerde ise<br />
30 metreye kadar teras bulunuyor. Bahçe<br />
katlarında 20 metrekare bahçe kullanım<br />
alanı ve bahçe çıkışları da mevcut.<br />
Kartal Adliye Sarayı’na ve Maltepe Park<br />
AVM’ye 1,5 kilometre, Kartal metrosuna<br />
ve yeni açılacak İKEA’ya 600 metre, Aydos<br />
Ormanı yürüyüş parkuruna 2 dakika<br />
mesafede konumlanan Çukurova Balkon,<br />
merkezi konumu sayesinde kolay ulaşım<br />
imkânı sağladığı gibi aynı zamanda şehrin<br />
gürültüsü ve trafiğinden uzak, ormanın<br />
yanı başında oksijen deposu gibi bir bölgede<br />
eşsiz manzara sunuyor. Çevresindeki<br />
hastane, alışveriş merkezi, okul gibi<br />
sosyal imkanlar ile her türlü ihtiyaca cevap<br />
verebiliyor. Araçla Bağdat Caddesi’ne<br />
yaklaşık 15 dakika, köprülere ortalama<br />
20 dakika uzaklıkta olan projemiz, Sabiha<br />
Gökçen Havaalanı’na ve Kartal-Pendik<br />
Deniz Otobüsü İskelelerine de çok yakın.<br />
%85’i yeşil alandan oluşan projemizde<br />
ayrıca 750 metrekarelik iki katlı kapalı<br />
sosyal tesis alanı mevcut. Projenin sosyal<br />
alanları içinde; yarı olimpik açık yüzme<br />
havuzu, açık alanda tenis kortu, basketbol<br />
sahası, çok amaçlı saha, barbekü ve<br />
yürüyüş alanı yer alıyor. Hobi odası, çocuk<br />
oyun alanları, çocuk yüzme havuzu,<br />
fitness merkezi, sauna ve buhar odası,<br />
kafeterya, toplantı odaları, fotokopi odası,<br />
hobi odaları, kapalı otopark ise projenin<br />
diğer sosyal alanlarını oluşturuyor. Kapalı<br />
otoparklarda 1+1, 2+1 ve 3+1 daireler<br />
için birer, 4+1 daireler içinse ikişer araçlık<br />
park yeri bulunuyor. Kameralı güvenliğin<br />
bulunduğu projemizde, zemin katta bulunan<br />
depo alanları ardiye olarak kullanabiliyor.<br />
Çukurova Gayrimenkul olarak, müşterilerimizden<br />
aldığımız geri bildirimleri her<br />
zaman gelecek projelerimizde kendimize<br />
rehber ediniyoruz. Bugüne kadarki tecrübelerimizden<br />
de biliyoruz ki, bazı müşterilerimiz<br />
için mutfağın geniş olması çok<br />
önemli, bazıları içinse salonun ya da çocuk<br />
odalarının. Biz de bu noktadan hareketle<br />
Çukurova Balkon’da büyüklükleri 65<br />
ila 273 metrekare arasında değişen tüm<br />
dairelerin iç mimarisini birbirinden farklı<br />
şekilde kurguladık. Aynı büyüklükteki dairelerin<br />
bile iç mimarisi ve metrekare dağılımının<br />
değiştiği projemizde, tercihe göre<br />
kimi dairelerin salonu, kimi dairelerin ise<br />
mutfak ya da yatak odaları farklı büyüklüklerde<br />
bulunuyor.<br />
Bu projenin çevresine ve şehir<br />
yaşamına etkileri sizce nasıl<br />
gerçekleşecek?<br />
Yaşanılan bölgede güven ve huzur içinde<br />
kaliteli zaman geçirilebilecek sosyal donatıların<br />
olması özellikle büyük şehirlerde<br />
motivasyon açısından avantaj sağlıyor.<br />
Ayrıca çocuklu ailelerin oturacakları konutların<br />
aktif ve güvenilir sosyal ortamlara<br />
sahip olmaları, çocukların özgüvenli bireyler<br />
olarak yetişmesi açısından da oldukça<br />
önemli. Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde<br />
trafik ciddi bir problem. Bu doğrultuda<br />
ulaşımı kolay, merkezi lokasyonu<br />
ve hayatı kolaylaştıracak nitelikleriyle ön<br />
plana çıkan konut projeleri şehir yaşamına<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 119
Mimari<br />
olumlu yönde etki ediyor. Çukurova Gayrimenkul<br />
olarak her zaman merkezi lokasyonlarda<br />
ve gelişime açık bölgelerde prim<br />
potansiyeli yüksek projeler inşa ediyoruz.<br />
Projelerimizi hayata geçirirken detaylara<br />
büyük önem veriyoruz. “Bu projede yaşayacak<br />
kişilerin tüm ihtiyaçlarına nasıl<br />
cevap verebiliriz?” sorusunu her zaman<br />
soruyoruz ve projelerimizi konumundan<br />
mimarisine, sosyal donatılarından yaşamı<br />
kolaylaştıracak diğer tüm detaylarına kadar<br />
bu bakış açısıyla oluşturuyoruz. Ulaşımı<br />
kolay ve sosyal hayattan kopmadan<br />
şehrin imkânlarından kolaylıkla faydalanılabilecek<br />
konut projeleri inşa ediyoruz.<br />
Çukurova Balkon projemizde de sunduğumuz<br />
tüm bu olanaklarla, şehir yaşamının<br />
zorluklarını kolaylaştırıyoruz. Ayrıca projemiz<br />
deniz ve orman manzaralı balkonları,<br />
geniş terasları ve bahçe kullanım alanları<br />
ile şehrin içinde doğanın güzelliklerini yaşama<br />
ve stresten arınma imkanı sunuyor.<br />
Dünya genelinde yaygın hale<br />
gelen kentsel dönüşüm projeleri<br />
hakkında neler düşünüyorsunuz?<br />
Başarılı olduğunu düşündüğünüz bir<br />
kaç örnek projeyi bizimle paylaşır<br />
mısınız?<br />
Kentsel dönüşüm ülkemiz, ekonomimiz<br />
ve insanımız için zorunlu bir süreç. Geçmişten<br />
gelen çarpık kentleşme sorununun<br />
çözülmesi, gecekonduların ve sosyal donatılardan<br />
yoksun yaşam alanlarının yeniden<br />
yaratılması, kentlerin kültürümüze ve<br />
mimarimize uygun, çağdaş yapılara kavuşması<br />
için bu fırsat çok iyi değerlendirilmeli<br />
ve bu konuya milli bir dava gözüyle bakmalıyız.<br />
Türkiye’nin son 10 yılda çok büyük bir<br />
gelişme kat ettiğini ve önemli bir noktaya<br />
ulaştığını söyleyebiliriz. Özellikle kentsel<br />
dönüşüm konusunda yaşanan gelişmeler<br />
sayesinde lüks konut projeleri, gerek inşaat<br />
kaliteleri gerekse sosyal donatıları ve<br />
sunduğu diğer hizmetlerle Avrupa ülkeleri<br />
ile yarışır duruma geldi. Ulaşım ağındaki<br />
gelişmelere paralel olarak alternatif yaşam<br />
alanları oluşturuldu ve pek çok bölgenin<br />
yatırım değeri hızla artış göstermeye<br />
başladı.<br />
Türk Mimarisinin geleceği,<br />
kullanılan malzemeler ve estetik<br />
açıdan sizce nasıl şekillenecek?<br />
Ülkemizde küreselleşmenin bir yansıması<br />
olarak mimari ve tasarımın gittikçe geliştiğini<br />
görüyoruz. Artık projeler modern mimari<br />
tarzı yansıtan yapılar olarak şekilleniyor.<br />
Şehre modern bir görünüm kazandıran<br />
kullanışlı yaşam alanları planlanıyor. Yürütülen<br />
kentsel dönüşüm çalışmaları sonucunda<br />
ise kültürümüze uygun, çağdaş<br />
tasarımlar yapılmaya özen gösteriliyor.<br />
Proje Künye Bilgileri:<br />
İklimlendirme Sistemleri<br />
: Arçelik<br />
Yalıtım / Çatı&Cephe Sistemleri :<br />
Schüco marka PVC ve TSE Belgeli ısı yalıtımlı camlar<br />
Kapılar<br />
: Sur Kapı<br />
Oda Kapıları<br />
: Negna<br />
Ankastre<br />
: Arçelik leisure<br />
Vitrifiye<br />
: Vitra<br />
Armatürler<br />
: Vitra, Artema<br />
Seramikler<br />
: Vitra<br />
Oda Otomasyon Sistemleri : Oda termostadı - Rehau<br />
Servis Asansörleri<br />
: Kone<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Genç nüfusa sahip ülkemizde yılda yaklaşık<br />
600 bin konut ihtiyacı bulunuyor. Kentsel<br />
dönüşümü ve yenilenmesi gereken<br />
konutları da düşündüğümüzde bu rakam<br />
yılda yaklaşık 1 milyon konuta ulaşıyor.<br />
Bu noktada gerek inşaatın sürdürülebilir<br />
büyümesi ve ekonomik kalkınmaya katkı<br />
sağlaması gerekse ülke insanımızın güvenli,<br />
dayanıklı, sağlıklı, konforlu ve uzun<br />
ömürlü konutlara sahip olmasının kolaylaştırılması<br />
için sektörün önündeki engellerin<br />
kaldırılması ve cazip teşvikler sağlanması<br />
şart. Deprem ülkesi Türkiye’de<br />
inşaat sektörünün bekleme lüksü yok.<br />
Arsa maliyetlerinin yüksek olması sektörü<br />
ciddi anlamda zorluyor. Öncelikle arsa<br />
maliyetlerinin düşmesi için devletin arsa<br />
üretmesi çok faydalı olur. Devlet arsa<br />
üretip inşaat firmalarına satmaz ya da<br />
uygun şartlarda kat karşılığı vermezse konut<br />
fiyatlarının düşmesini beklemek hayal<br />
olur. <strong>Yapı</strong>lan son düzenlemelerle sektöre<br />
nefes aldıran tapu harcı, noter bedeli ve<br />
satıştaki KDV rakamı konusundaki oran<br />
ve uygulamaların önümüzdeki dönemde<br />
eskiye dönmesiyle sektörün yükü tekrar<br />
artacak. Mevcut iyileştirmelerle süreli de<br />
olsa düşen bu oranların bir miktar daha<br />
düşürülmesi ve genele yayılmasına ek<br />
olarak sıkı bir denetim sistemi kurulması<br />
da sağlanırsa hem devletin harç kazanımı<br />
hem de yerel yönetimlerin emlak vergileri<br />
reel olarak artar. İnşaat sektöründe çok<br />
yaygın olan kayıt dışılık, kayıt altındaki firmalar<br />
için haksız rekabete neden olurken<br />
aynı zamanda devleti ciddi anlamda vergi<br />
kaybına uğratıyor. İnşaat sektöründeki<br />
tüm düzenlemelerin süreli teşvikler yerine<br />
kalıcı uygulamalarla hayata geçirilmesi<br />
çok daha etkili olur.<br />
Yurtdışında belli bir sermaye yapısına<br />
ulaşmadan, yeterli kadrolara sahip olmadan<br />
ve belli oranda iş bitirmeden inşaat<br />
sektörüne giriş yapılamıyor. Ancak maalesef<br />
ülkemizde yıllardır süregelen alışkanlıkla<br />
hangi sektörde hareketlilik varsa o<br />
sektöre akın edilir. İnşaat sektörü de en<br />
cazip sektörlerden biri olarak görülür. 80<br />
milyona yakın nüfusa sahip Türkiye’de bugün<br />
yaklaşık 330 bin müteahhit varken,<br />
80 milyonu aşkın nüfuslu Almanya’da bu<br />
sayı sadece 2.700, tüm Avrupa’da ise 25<br />
bin civarında. Türkiye, yaklaşık 1 milyar<br />
375 milyon nüfuslu Çin’den sonra inşaat<br />
sektöründe dünya ikincisi konumundayken,<br />
müteahhit sayısı olarak da Çin’den<br />
sonra ikinci. Bu müteahhit enflasyonu engellenmeli.<br />
Sektörün en büyük sıkıntısının<br />
çözülmesi için gerekli düzenlemelerin en<br />
kısa sürede yapılması ve isteyen herkesin<br />
kolaylıkla bu sektöre girişinin önlenmesi<br />
gerekiyor. Uygun şartları sağlayanlar gayrimenkul<br />
yatırımcısı olabilir, ancak her isteyen<br />
inşaatını yapamamalı.<br />
120<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Mimari<br />
Ataşehir’in Yeni Çekim Merkezini<br />
Studio Vertebra tasarladı:<br />
Ataşehir Belediyesi Kent Parkı<br />
Studio Vertebra imzalı Ataşehir Belediyesi Kent Parkı, toplam 61.000 m²’lik bir alanda<br />
barındırdığı sergi alanları, performans merkezi, gastronomi merkezi ve çocuklar için etkinlik<br />
alanları gibi fonksiyonlarıyla, tamamlandığında Ataşehir için bir çekim merkezi oluşturacak<br />
ve bölgenin sosyal hayatına nitelikli bir kamusal alan kazandıracak.<br />
ofisi Studio Vertebra tarafından, İstanbul<br />
Ataşehir’de 61.000 m²’lik bir alanda tasarlanan<br />
Ataşehir Belediyesi Kent Parkı,<br />
birçok fonksiyonu içinde barındırıyor. Bulunduğu<br />
bölgeyi canlandırıp bir çekim merkezi<br />
oluşturması hedeflenerek tasarlanan<br />
projede, bölgenin sosyal hayatına nitelikli<br />
bir zemin kazandırmak amacıyla sergi<br />
alanları, performans merkezi, gastronomi<br />
merkezi, şef restoranları, kitap kafe ve<br />
çocuklar için etkinlik alanları gibi fonksiyonlar<br />
planlanmış. Kendine has niteliklere<br />
sahip olan her kütle, cephe ve form hissi<br />
olarak bir bütünlük oluşturuyor. Yerleştirilen<br />
tüm işlevlerin kendi başlarına çekim<br />
oluşturması ve armonik olarak birbirlerini<br />
desteklemesi, Studio Vertebra’nın “tümel<br />
proje anlayışı”nı yansıtıyor.<br />
Nitelikli, büyük bir park olarak tanımlanabilecek<br />
projenin yaklaşık %85’ini yeşil<br />
alanlar oluşturuyor ve yapılaşma belirli<br />
bir noktada toplanarak yeşil alan bütünlüğü<br />
sağlanıyor. Arazide yer alan mevcut<br />
eğim, yapıların kademeli olarak yerleşmesine<br />
imkân sağlamış. Projenin ana<br />
odağı olan meydan ve etrafındaki birimler<br />
bodrum katta bütünleşerek bölgenin<br />
otopark ihtiyacını karşılamış. Endüstriyel<br />
bir yaklaşım ile tasarlanan yapılarda<br />
geniş saçaklara, taş duvarlara ve çelik<br />
kolonlara yer verilmiş.<br />
Proje bir park olması bakımından; yürüyüş<br />
parkurları, bisiklet yolları gibi uzamsal düzenlemeler<br />
barındırıyor. Parkurlarda, noktasal<br />
sosyal bileşke noktaları oluşturmak<br />
ve hat boyunca dinamik bir tecrübe yaşatmak<br />
için “seyyar”, küçük ölçekli yeme –<br />
içme birimlerine yer verilerek, küçük avlular<br />
da oluşturulmuş.<br />
5.000 kişilik açık aktivite alanı, yeşil zemine<br />
sahip olarak tasarlanmış ve ses izolasyonu<br />
doğal bitkilerle sağlanacak şekilde<br />
düzenlenmiş. Bu alan çok amaçlı düşünülerek<br />
toplu spor aktiviteleri, festivaller,<br />
konserler gibi aktivitelere imkân verecek<br />
şekilde planlanmış.<br />
Kuruluşundan bu yana mimari, iç mimari<br />
ve restorasyon alanlarında ulusal ve uluslararası<br />
ölçekte ‘çok disiplinli’ çalışmalar<br />
yürüten, Baş Mimar Gencer Yalçın, Y. Mimar<br />
Dilşad Öktem Aslaner, Y. Mimar Bahar<br />
Yücel ve İç Mimar Efe Kağan Hızar’ın<br />
ortaklığındaki İstanbul merkezli tasarım<br />
Proje Künyesi:<br />
Proje : Ataşehir Belediyesi Kent Parkı<br />
Konum : İstanbul, Türkiye<br />
İşveren : Hel Mimarlık ve Çalışkan İş Ortaklığı<br />
Proje Tipi: Kentsel Düzenleme<br />
Toplam İnşaat Alanı: 11.000 m²<br />
Toplam Düzenleme Alanı: 61.000 m²<br />
122<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
“Kentsel dönüşüm ve kentsel korumanın<br />
büyük ölçekte beraber ele alınması doğru<br />
sonuca ulaşmada etkili olacaktır”<br />
“Kentsel dönüşüm sanayi devrimiyle birlikte gelen şehirleşmenin getirdiği bir sonuç ve<br />
ihtiyaç. Bu duruma savaşlar da ayrı bir boyut kazandırmış. Guangzou, La Defense bunun<br />
dünya çapındaki örnekleri.”<br />
İstanbul’un pekçok farklı noktasında ses<br />
getiren projelere imza atan Royal Group,<br />
iddialı projeleriyle faaliyetlerini sürdürmekte.<br />
Tüm projelerini hayallerden ilham alarak<br />
gerçekleştirdiklerini ifade eden Royal<br />
Group Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Çehreli<br />
ile keyifli bir söyleşi düzenledik.<br />
Şirketinizin kısa tarihçesi ile birlikte<br />
çalışma sahaları ve faaliyetleri<br />
hakkında bilgi verir<br />
misiniz?<br />
Biz 2013 yılında geçmişleri inşaat, sanayi<br />
ve ticaret olan 3 yatırımcının proje bazlı<br />
sermayede güç birliği yaptığı bir oluşumuz.<br />
Bugüne kadar birlikte birçok projeye imzamızı<br />
attık. Royal Group olarak farkımız,<br />
sadece iyi yapılar inşa etmek değil. Farkımız;<br />
hayallerden ilham almak. Amacımız<br />
ise müşterilere sadece bir konut değil bir<br />
yaşam tarzı sunmak.<br />
<strong>Yapı</strong>m ya da plan aşamasında olan<br />
projelerinizden birkaç örnek verebilir<br />
misiniz?<br />
Royal Group, ilk olarak Topselvi’deki Skyblue<br />
İstanbul Rezidans projesiyle işe başladı.<br />
Başarı ve memnuniyetle kule inşaatını<br />
bitirerek konut sahiplerine anahtarlarını<br />
teslim ettik.<br />
Şu anda Royal Garden Kartal Rezidans<br />
projesi, 400’den fazla daire inşaatı ile<br />
devam ediyor. İnşaatın %70’i tamamlandı<br />
diyebilirim. <strong>2017</strong> yılının sonunda anahtar<br />
teslimi yapacağız. Ayrıca Kartal’ın yeni<br />
trendi olan Yakacık bölgesinde iki büyük<br />
proje; Royal Garden Yakacık ve Royal<br />
Garden Yaka Park’ın hazırlıkları tüm hızıyla<br />
devam ediyor. Birkaç ay içerisinde bu<br />
projelerimizin yapımına başlamayı düşünüyoruz.<br />
<strong>Yapı</strong>mı tamamlanmak üzere olan<br />
Royal Marin Business Center projesi de<br />
yakında hizmete girecek. Özellikle bu proje,<br />
bizim için İstanbul genelinde bir ilk olacak.<br />
Mimari çizimi ile fark yaratan proje,<br />
Tolga Çehreli / Royal Group Yönetim Kurulu Başkanı<br />
fonksiyonel büyük ofis alanları ile büyük<br />
lüks bir yat formunda tasarlandı. Projenin<br />
planı ve tasarımı çok beğenildi. Şimdiden<br />
çok fazla taleple karşı karşıyayız ve tüm<br />
bu talepleri değerlendiriyoruz.<br />
‘Royal Garden Yakacık Projesi’<br />
hakkında biraz bilgi verir misiniz?<br />
70 milyon TL yatırımla hayata geçirilen<br />
proje, 13 kattan oluşan 5 ayrı bloğu ile<br />
Yakacık’ta hayata geçiriliyor. Royal Garden<br />
Yakacık projesinde, insanların yaşam<br />
alanlarındaki konforları düşünülerek en<br />
küçük daire 125, en büyük daire ise 300<br />
124<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Mimari<br />
metrekare şeklinde tasarlandı. Üstelik<br />
tüm daireler; ileri teknoloji, yüksek kalite<br />
ve güvenlik ile donatılmış durumda. Ayrıca<br />
tüm dairelere kapalı otopark imkanı sunuluyor.<br />
Toplamda 242 dairenin yer alacağı<br />
projede 2+1, 3+1, 5+1dairelerin yanı sıra<br />
3+1, 4+1, 5+1 dubleks daireler bulunuyor.<br />
Deniz görme seviyesinin 4.kattan itibaren<br />
başladığı proje, Dragos, Kadıköy ve<br />
Çamlıca Tepesi’nin de içinde olduğu 360<br />
derece panoramik bir manzara sunuyor.<br />
Royal Garden Yakacık projesinde, hem<br />
konutlara hem de iş yerlerine yer veriliyor.<br />
Dairelerin yanı sıra blokların altında yer<br />
alacak cafe, restaurant ve mağazalarla bir<br />
yaşam merkezi kurmayı hedefleyen Royal<br />
Group bölgeye farklı bir yapı anlayışı getiriyor.<br />
Ayrıca lokasyon itibariyle zengin bir<br />
ulaşım ağıyla çevrili proje önemli bağlantı<br />
yollarına, metro, okul, hastane ve AVM’lere<br />
çok yakın bir mesafede yer alıyor.<br />
Bu projenin çevresine ve şehir<br />
yaşamına etkileri sizce nasıl<br />
gerçekleşecek?<br />
Royal Garden Yakacık projesi, çevresinde<br />
yükselen birçok projeden farklı olarak<br />
konut ve iş yerlerini birlikte ele alıyor. Bu<br />
durum; hem daire sahipleri için hem de<br />
bölge sakinleri için büyük bir alışveriş kolaylığı<br />
sağlayacak. Ayrıca blokların altında<br />
yer alacak kafe ve restaurantlar Yakacık<br />
semtini önemli bir buluşma noktası haline<br />
getirecek. Bunun dışında ekonomik<br />
anlamda da ciddi bir hareketlenme getirecek<br />
olan proje yüksek yatırım değeriyle de<br />
yatırım hedefiyle gelen kişiler için oldukça<br />
büyük avantajlar sunuyor.<br />
Kentsel Dönüşüm Yönetmeliği’nde<br />
birtakım değişiklikler yapıldı. Siz bu<br />
değişimi nasıl<br />
yorumluyorsunuz?<br />
Yatay yapılaşmaya yönelik düzenleme<br />
kapsamında hafriyat ve iksa işlerinin ayrı<br />
bir ruhsata bağlanması, cephe bütünlüğü<br />
için alınan kararlar bizim açımızdan olumlu<br />
yönleri diyebilirim. Ancak geçiş süreci<br />
için tanınan zaman çok kısıtlı. Kentsel dönüşüm<br />
kapsamındaki etkisini ise zaman<br />
içinde göreceğiz .<br />
Dünya genelinde yaygın hale gelen<br />
kentsel dönüşüm projeleri hakkında<br />
neler düşünüyorsunuz? Başarılı<br />
olduğunu düşündüğünüz bir kaç<br />
örnek projeyi bizimle paylaşır<br />
mısınız?<br />
Kentsel dönüşüm sanayi devrimiyle birlikte<br />
gelen şehirleşmenin getirdiği bir sonuç<br />
ve ihtiyaç. Bu duruma savaşlar da ayrı bir<br />
boyut kazandırmış. Guangzou, La Defense<br />
bunun dünya çapındaki örnekleri. Ülkemiz<br />
de sanayileşme ile gelen nüfusun belli<br />
bölgelerde yoğunlaşması ise büyükşehirlerde<br />
ciddi bir dönüşümü zorunlu kıldı.<br />
Özelikle İstanbul’ da deprem gerçeğiyle de<br />
birlikte son dönemde kentsel dönüşüm<br />
ayrıca ele alınıyor. Kentsel dönüşüm ve<br />
kentsel korumanın büyük ölçekte beraber<br />
ele alınması doğru sonuca ulaşmada etkili<br />
olacaktır.<br />
Türk Mimarisinin geleceği, kullanılan<br />
malzemeler ve estetik açıdan sizce<br />
nasıl şekillenecek?<br />
Türk inşaat sektörü yurt içinde ve yut dışında<br />
başarılı projelere imza atıyor. Bunun<br />
en önemli ayağı mimari projeler. <strong>Malzeme</strong><br />
sektöründeki gelişmeler konfor ve estetik<br />
anlamda daha da iyi projelerin gelişmesine<br />
imkan sağlayacak.<br />
Proje Künye Bilgileri:<br />
İklimlendirme Sistemleri<br />
Yalıtım / Çatı&Cephe Sistemleri<br />
hazırlandı.<br />
Kapılar<br />
Oda Kapıları<br />
Ankastre<br />
Işık Sistemleri<br />
Vitrifiye<br />
Armatürler<br />
Seramikler<br />
Yangın Güvenlik Ekipmanları<br />
Bina Otomasyonu<br />
Bariyer Ve Otopark Sistemleri<br />
Servis Asansörleri<br />
Son olarak eklemek istedikleriniz?<br />
Biz Royal Group olarak her projemizin<br />
merkezine ‘insan mutluluğunu’ koyan ve<br />
‘önce insan’ diyerek yola çıkan büyük bir<br />
aileyiz. Ve ailemize katılacak üyelerimize<br />
bir evden çok daha fazlasını vadediyoruz.<br />
Biz, rotasına hayallerin yön verdiği ve doğanın<br />
kalbinde bir yaşam sunan işlere<br />
imzasını atarak mutluluğun gölgesinde bir<br />
yaşam standardı vadediyoruz.<br />
: Mitsubishi Elektric<br />
: AB shomburg, kenet çatı sistemi ile çatı örtüsü<br />
: Yüksek güvenlikli dış kapı<br />
: Ahşap kaplama, dekoratif ve modern<br />
: Franke<br />
: Schneider, GMled, Pelsan<br />
: KALE<br />
: KALE<br />
: ÇANAKKALE SERAMİK<br />
: COFEM<br />
: CH-TECH<br />
: Dorma KABA, Ch tech, BFT<br />
: KONE<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 125
Urban Atölye’den mimarlık ve yapı<br />
sektörü için inovatif organik bir ürün:<br />
Alve0sis<br />
Mimari<br />
Dünya GRC sektörünün lider şirketi Fibrobeton tarafından<br />
üretilen Alve0sis, kanopi ve çardak pavyon uygulamaları ile<br />
cephe strüktürlerinde kullanılabilecek yeni bir sistem olarak<br />
öne çıkıyor. İnovatif ürün ilk olarak IV. Antalya Uluslararası<br />
Mimarlık Bienali’nde sergileniyor.<br />
Mimar Nilüfer Kozikoğlu / Urban Atölye Kurucusu<br />
Nilüfer Kozikoğlu’nun vizyonunda çalışan,<br />
zanaat odaklı tasarım stüdyosu Urban<br />
Atölye, mimarlık ve yapı sektörünü yeni<br />
bir inovatif ürünle tanıştırıyor. Alve0sis<br />
adlı ürün, IV. Antalya Uluslararası Mimarlık<br />
Bienali’nde sektörle buluştu. Çok yönlü<br />
boru yapının adı olan Alve0sis,mantar<br />
miselleri gibi canlıların üreyebildiği kumaş<br />
bir ağ üzerinde yenilikçi bir teknikle üretildi.<br />
Ürün, kodla üretilen sayısal modelinden,<br />
sonunda mantar miselleribarındıran<br />
ve kemik yapısına kadar organik-dinamik<br />
yapısal özelliğiyle öne çıkıyor. Alve0sis,<br />
ilk kez 22 Eylül - 13 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri<br />
arasında IV. Antalya Uluslararası Mimarlık<br />
Bienali’nde ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.<br />
Fibrobeton üretti<br />
Türkiye’nin yeni nesil mimarlık ve şehircilik<br />
alanında radikal üretim ve tasarımlarıyla<br />
tanınan Urban Atölye kurucusu<br />
Mimar Nilüfer Kozikoğlu’nun dizayn ettiği<br />
Alve0sis, dünya GRC sektörünün lider şirketi<br />
Fibrobeton tarafından üretildi. Ürünün<br />
formu; sayısal modelden, otomatik olarak<br />
elde edilen kumaş kalıplarının metal bir<br />
çerçeveye asılarak gerilmesi ile ortaya<br />
çıktı, beton püskürtülerek katı biçim kazandırıldı.<br />
Kozikoğlu, “Üründe kullandığımız<br />
dolgu mantarlar, formun yüzeyindeki<br />
deliklerden görülebilir. Ürün, hem dıştan<br />
boşluklu hem de içi boş bir yapıyı oluşturma<br />
sürecini anlatıyor” dedi.<br />
Hangi alanlarda kullanılacak?<br />
Mimarlık ve yapı sektöründe güncel mimari<br />
gelişmelere açık her kesimin Alve0sis’in<br />
hedef kitlesini oluşturduğunu vurgulayan<br />
Nilüfer Kozikoğlu, ürünün patent başvurusunu<br />
da yaptıklarını ifade etti. Kozikoğlu,<br />
şunları söyledi: “Alve0sis taşıyıcı sisteminin<br />
boşluklu olması, binalarda tesisat<br />
alanında olanaklar vaat ediyor. Kanopi,<br />
pavyon ve cephe uygulamalar, ürünün ilk<br />
akla gelen kullanım alanlarıdır. Yenilikçi<br />
tasarım ve üretim yöntemi, yerinde imalatta<br />
olduğu kadar hazır bileşen üretimlerinde<br />
de kullanılabiliyor.”<br />
Teknolojik ve çevreci üstünlükleri<br />
Nilüfer Kozikoğlu, ürünün teknolojik üstünlükleri<br />
konusuna da değindiği konuşmasında<br />
“AlveOsis, hafiflik/sağlamlık oranı<br />
yüksek bir ağyapıdır. Minimal yüzeylerde<br />
söz konusu olan süreklilik kalitesi, karmaşık<br />
geometrileri üretmemizi sağlayan sayısal<br />
tasarım ve kalıp üretme yöntemiyle,<br />
güncel bir araştırmanın sonucunda sağlanmıştır”<br />
şeklinde konuştu.Ürünün doğal<br />
döngülerle iç içe olmasını hedeflediklerinikaydeden<br />
Kozikoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:<br />
“AlveOsis’in üretildiği kalıp teknolojisi daha<br />
az karbon ayak izi getiriyor. Günümüzde<br />
‘doğayı yapıyı çürüten değil ayakta tutan,<br />
canlandıran özne olarak görmeye doğru bir<br />
akıl değişimi’ söz konusudur. Alveosis, bu<br />
düşünce biçiminin bir ürünüdür.”<br />
126<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Proje<br />
“Pendik, gayrimenkul<br />
yatırımcılarının yeni gözdesi oldu”<br />
Sabiha Gökçen Havalimanı’na yakınlığınınyanı sırayeni yapılan bağlantı yollarıyladikkat çeken<br />
Pendik; gayrimenkul yatırımcılarının gözdesi haline geldi. 20’den fazla nitelikli konut projesinin<br />
yükseldiği Pendik, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin çok konuşulacak projelerine ev sahipliği yapacak.<br />
Şenol Üçüncü / Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi<br />
Gayrimenkul yatırımları açısından İstanbul’un<br />
parlayan yıldızı haline gelen Pendik;<br />
nitelikli ve yatırım potansiyeli yüksek<br />
konut projelerine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.<br />
Sabiha Gökçen Havalimanı’nın<br />
yanı sıra, bölgede ulaşımı kolay hale getiren<br />
yeni bağlantı yolları sayesinde bölgede<br />
bir yandan arsa stokları erirken, bir yandan<br />
da değerli konut projeleri yükseliyor.<br />
Değerleme raporları, inşaat sektörünün<br />
İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki yeni<br />
genişleme bölgesinin Pendik hattı olduğunu<br />
ortaya koyuyor. Bunda Sabiha Gökçen<br />
Havalimanı’nın uçuş trafiğinin artmasının,<br />
sanayi bölgelerine yakın konumunun, eğitim<br />
kurumlarına yakınlığının katkısı bulunuyor.<br />
Öte yandan; Türkiye’nin teknoloji geliştirme<br />
kapasitesine katkı yapmak amacıyla<br />
Sabiha Gökçen Havalimanı’nın hemen<br />
yanı başında 250 hektarlık alan üzerinde<br />
oluşturan İstanbul Teknopark’da bölgeye<br />
istihdam ve nitelik açısından ayrı bir değer<br />
kazandırıyor. Geniş arsa stokuyla dikkat<br />
çeken bölgede üretim aşamasında 20’nin<br />
üzerinde konut projesiyer alıyor.<br />
Yarım asırlık bilgi ve tecrübenin ardından<br />
bölgeye yatırım yapma kararı alan firmalardan<br />
biri de; Kar Group… İnşaat sektörüne<br />
hazır betondan, yapı kimyasallarına ve<br />
hatta asfalta kadar üretici olarak hizmet<br />
veren Kar Group Yönetim Kurulu Üyesi Şenol<br />
Üçüncü, Pendik bölgesinin gelişiminin<br />
devam edeceğine dikkat çekti. Bölgeyle<br />
ilgili değerlendirmelerde bulunan Şenol<br />
Üçüncü, “Sabiha Gökçen Havalimanı’nın<br />
yanı sıra sanayi bölgeleri ile eğitim kurumlarına<br />
olan yakınlığı nedeniyle istihdam ve<br />
ikamet sayısının artacağını ve yeni konutlara<br />
ihtiyaç olacağını düşünüyoruz. Ayrıca;<br />
Körfez Geçişi Projesi’yle kara ulaşımının<br />
yanı sıra bölgedeki liman ve marinaların<br />
da etkinliği artacak. Güllübağlar’dan geçecek<br />
yeni bağlantı yolu sayesinde ise havaalanına<br />
ulaşım kısalacak.<br />
Bu bölgede Türkiye’nin bu sektördeki en<br />
büyük oyuncularından en küçük inşaat firmalarına<br />
kadar herkes yer bakıyor. Önümüzdeki<br />
yıllarda Türkiye’nin çok konuşulacak<br />
projeleri bu bölgede yer alacak.<br />
Bölgeye yatırımlar sürecek<br />
Tüm bu verilerden yola çıkarak biz de<br />
bölgeye inandık ve bundan 50 yıl önce<br />
Trabzon’dan İstanbul’a geldiğimizde ticaret<br />
hayatına başladığımız Pendik’e yatırım<br />
yapma kararı aldık.<br />
Önümüzdeki günlerde ön talep toplama<br />
sürecine başlayacağımız ‘Kar<strong>Yapı</strong> Edonia<br />
Garden’ projemiz; Sabiha Gökçen Havalimanı’na<br />
4 km, Marmara Üniversitesi Hastanesi’ne<br />
1.5 km, hızlı feribota 7 km ve<br />
Gedik Üniversitesi’ne yürüme mesafesinde<br />
bulunuyor.<br />
Pendik hızlı tren garı ile Pendik Devlet<br />
Hastanesi’ne yakınlığıyla dikkat çeken<br />
proje; Pendik Marina, Tuzla Marina ve<br />
Marmaray’a da kolay ulaşım sağlayan bir<br />
konumda inşa ediliyor.<br />
‘Kar<strong>Yapı</strong> Edonia Garden’, yapımı devam<br />
eden Şeyhli metro istasyonu projeye birkaç<br />
dakikalık yürüme mesafesinde bulunuyor.<br />
Bu metro istasyonu, site sakinlerine<br />
Kadıköy’e kadar çok rahat yolculuk etme<br />
ve İstanbul Anadolu Yakası’nın en büyük<br />
alışveriş merkezi Viaport’a ve Sabiha Gökçen<br />
Havaalanına çok kısa sürede ve kolay<br />
bir şekilde ulaşma imkânı sunuyor. Sabiha<br />
Gökçen-Pendik metrosunun 2018’de,<br />
Pendik Kaynarca-Tuzla metrosunun ise<br />
2020’de tamamlanmasıyla bölgenin daha<br />
da değerli hale gelmesini bekliyoruz.<br />
Projemizin hemen yanında okul, afet koordinasyon<br />
merkezi, yakınında otobüs ve<br />
minibüs durakları yer alıyor. Projenin etrafı,<br />
ulaşımı kolay hale getiren yeni bağlantı<br />
yollarıyla çevrili. Projeden E-5’eve sahile<br />
araçla 5 dakikada, yürüyerek ise yine dakikalar<br />
içinde ulaşmak mümkün oluyor. Biz<br />
de fırsat çıktıkça bu değerli bölgede yeni<br />
yatırımlar gerçekleştirmeyi planlıyoruz”<br />
diye konuştu.<br />
130<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Proje<br />
Meydan Ardıçlı görücüye çıktı<br />
Özyurtlar Bahaş Ortak Girişimi, Esenyurt’ta inşa ettiği Meydan Ardıçlı projesini satışa sundu.<br />
Bin 683 konut ve 121 ticari üniteden oluşan Meydan Ardıçlı, şirket bünyesinde 60 aya varan<br />
vade imkanıyla lansmana çıktı.<br />
Bugüne kadar 60 bin kişiyi ev sahibi yapan<br />
Özyurtlar Holding ve sekiz ayrı sektörde<br />
faaliyet gösteren Bahaş Holding,<br />
merakla beklenen Meydan Ardıçlı projesini<br />
görücüye çıkardı. Özyurtlar ve Bahaş iş<br />
birliğiyle hayata geçirilen Meydan Ardıçlı,<br />
Esenyurt’un en önemli akslarından Doğan<br />
Araslı Bulvarı üzerinde inşa ediliyor. Konut<br />
blokları, rezidans ve alışveriş merkezinden<br />
oluşan Meydan Ardıçlı, bin 683 konut<br />
ve 121 ticari üniteyi bünyesinde barındırıyor.<br />
2019 yılının son çeyreğinde teslim<br />
edilmesi planlanan Meydan Ardıçlı, 1+0,<br />
1+1, 2+1, 3,5+1 ve 4,5+1 olmak üzere<br />
beş ayrı daire seçeneği sunuyor. Meydan<br />
Ardıçlı projesinde alışılagelmiş olan<br />
3+1 ve 4+1 daireler yer almazken, fazladan<br />
altı metrekarelik odalarla konutlar<br />
çok daha kullanışlı hale geliyor. Projenin<br />
metrekare birim fiyatı 3 bin ila 4 bin TL<br />
arasında değişirken, konutların metrekare<br />
büyüklükleri ise 41 ila 228 metrekare<br />
arasında farklılık gösteriyor. Konutlarla eş<br />
zamanlı olarak satışa sunulan ticari alanların<br />
büyüklükleri ise 35 ila bin 122 metrekare<br />
arasında planlandı.<br />
Yatırım değeri 545 milyon TL<br />
67 bin metrekare alan üzerinde 230 bin<br />
metrekare kapalı alanda inşa edilecek<br />
olan Meydan Ardıçlı, toplam 27 bloktan<br />
oluşuyor. Yatırım değeri 545 milyon TL<br />
olan proje, iki ila yedi kat arasında değişen<br />
yatay mimariye uygun bloklar şeklinde<br />
inşa ediliyor. İstanbul’un gelişen bölgesi<br />
Esenyurt Doğan Araslı Bulvarı üzerine<br />
konumlandırılan Meydan Ardıçlı, ulaşım<br />
rahatlığı açısından dikkat çekiyor. Hem<br />
oturumcu hem de yatırımcı için cazip imkanlar<br />
sunan projede F bloklar prestij kitlesine,<br />
A ve D bloklar genç kitleye, B ve C<br />
bloklar ailelere hitap ediyor.<br />
60 aya kadar vade fırsatı<br />
Meydan Ardıçlı projesinde lansmana özel,<br />
sınırlı sayıda daire için fazladan indirim<br />
fırsatı sunuluyor. 60 aya kadar şirket bünyesinde<br />
vade imkanı sunulan projede, peşin<br />
alımlarda ise ekstra yüzde 10 indirim<br />
fırsatı var. 15 Ekim’e kadar sürecek olan<br />
kampanyada ayrıca kişiye özel ödeme planı<br />
da seçenekler arasında yer alıyor.<br />
Meydan Ardıçlı projesini, Bahaş Holding<br />
iş birliğiyle gerçekleştireceklerini belirten<br />
Özyurtlar Bahaş Ortak Girişimi Eş Başkanı<br />
Tamer Özyurt, projenin hem modern mimariyi<br />
hem de geçmişin estetiğini içinde<br />
barındırdığını söyledi. Bölgenin ulaşım<br />
akslarıyla dikkat çektiğini vurgulayan Özyurt,<br />
projenin içinde yer alan metronun<br />
Ardıçlı İstasyonu’yla ulaşım sorununu kökten<br />
çözdüğünü ifade etti. Özyurt, bölgenin<br />
iş ve sosyal yaşamı bir arada sürdürmeye<br />
olanak sağladığını kaydetti.<br />
Bahaş Holding Yönetim Kurulu Başkan<br />
Yardımcısı Abdüssamet Bahadır ise lokasyona<br />
vurgu yaparak, temeli atılarak yapımına<br />
başlanan Meydan Ardıçlı projesinin<br />
Ardıçlı Evleri’ne komşu konumda yer aldığını<br />
bildirdi. Meydan Ardıçlı projesi içinden<br />
metronun geçtiğini anlatan Bahadır, “Sosyal<br />
yaşamın hareketli olduğu bu bölgede<br />
Meydan Ardıçlı projesi ev sahipleri hayatın<br />
dinamik temposunu yaşarken, aynı zamanda<br />
evlerinden uzaklaşmadan günlük<br />
ihtiyaçlarını karşılayabilecekler. Meydan<br />
Ardıçlı’nın kalbi olarak görülen meydanlar,<br />
kamuya açık yapısıyla sosyal hayatı daha<br />
da zenginleştirecek” dedi.<br />
Merkezi noktalara çok yakın<br />
Esenyurt’un Doğan Araslı Bulvarı üzerinde<br />
Bahçeşehir girişi ve TEM bağlantı yolu<br />
üzerinde hayata geçirilen Meydan Ardıçlı,<br />
yeni hizmete geçen İstinye Üniversitesi Liv<br />
Hastanesi’ne 200 metre uzaklıkta yer alıyor.<br />
TEM Otoyolu’na 850 metre, Esenyurt<br />
İlköğretim Okulu’na 320 metre mesafede<br />
yer alan proje, toplu taşımanın sağladığı<br />
kolay ulaşım avantajıyla da dikkat çekiyor.<br />
Alışveriş noktalarına çok yakın mesafede<br />
yer alan Meydan Ardıçlı, Akbatı AVM’ye<br />
800 metre, Torium AVM’ye, Marmarapark<br />
AVM’ye, 5M Migros’a, Carrefour’a, Bauhaus<br />
ve Koçtaş <strong>Yapı</strong>market’e ise 5 dakika<br />
mesafede bulunuyor.<br />
132<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Proje<br />
Yeşil ve gökyüzü<br />
‘Gökorman’la buluşuyor<br />
Gayrimenkul sektöründeki 43 yıllık deneyimi ile daima yeniliklere<br />
öncülük eden ve proje geliştirdiği bölgeleri cazibe<br />
merkezi haline getiren Sinpaş, Anadolu yakasındaki 18.<br />
projesi Gökorman ile yine yepyeni bir konsepte imza atıyor.<br />
Sinpaş GYO’nun Anadolu Yakası’ndaki en<br />
yeni projesi Gökorman; yeşil ve modern<br />
mimarisiyle dünyanın en güzel kentlerinden<br />
İstanbul’a yakışacak bir proje olarak<br />
hayata geçmeye hazırlanıyor. Gökorman,<br />
şehri ve doğayı buluşturan modern mimari<br />
anlayışıyla yaşam konforu ve yatırım arayışında<br />
olan herkesi cezbediyor.<br />
Şile yolu üzerinde yükselecek Gökorman<br />
ağaçlarla çevrili katları, Türkiye’de ilk kez<br />
gökyüzüne uzanan yeşil mimarisiyle İstanbul<br />
Anadolu Yakası’nın göz kamaştıran<br />
yıldızı olmaya aday.<br />
“Pencerenizi uçsuz bucaksız orman<br />
manzarasına açın’’<br />
Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacemer:<br />
‘Sinpaş’ın farkı; kimsenin girmeye<br />
cesaret edemediği yerlere girip, oraları cazibe<br />
merkezi haline getirmek. Bundan 40<br />
yıl öncesinin Türkiye’sinde ev inşa etmek,<br />
adeta ustaların elinde olan, küçük ve bireysel<br />
girişimlerdi. O dönemde kurumsal<br />
firmalar hele hele ülke düzeyinde markalaşmış<br />
kurumlar yoktu. Sinpaş, böyle bir<br />
ortamda marka projelerle yazlık evler ve<br />
siteler yapma hedefi ile yola koyulan ilk<br />
şirket oldu. 43 yıldır hep farklı ve yenilikçi<br />
olabilmek için çalıştı ve sayısız ilklere<br />
imza attı. Bu illkler Superbrands 2016<br />
Türkiye’de bize, gayrimenkul alanında özel<br />
sektörün iki defa üst üste seçilen tek ‘süper<br />
marka’sı ünvanını kazandırdı.’ dedi.<br />
Dünyada çevre dostu ve kendine yeten<br />
binaların ihtiyaç haline geldiğini, yaşayan,<br />
nefes alan ve oksijen üreten dikey<br />
Seba Gacemer / Sinpaş GYO Genel Müdürü<br />
projelerin geleceğin mimarisine aday olduğunu<br />
vurgulayan Gacemer, bu mimarinin<br />
bir örneği olan Gökorman’ı şöyle<br />
anlattı:<br />
“Gökorman; ağaçlarla çevrili katları, Türkiye’de<br />
ilk kez gökyüzüne uzanan doğası,<br />
modern mimarisi ve yatırım değeriyle,<br />
yeşili gökyüzüyle buluşturuyor. Projemiz<br />
özgün mimarisiyle İstanbul’a nefes aldıracak.<br />
Pencerenizi gökyüzü ve orman<br />
manzarasına açacağınız Gökorman’da<br />
doğanın güzelliklerine komşu olacaksınız.<br />
Cephesinde taşıdığı 200 ağaç ve<br />
2000’den fazla peyzaj bitkisiyle yılda 4<br />
tona yakın karbonu oksijene dönüştürecek<br />
Gökorman size nefes aldıracak. Gökorman,<br />
sakinlerine Anadolu Yakası’nın<br />
kalbinde kentli kimliğin yanı sıra doğaya<br />
ne kadar yakın olduklarını da hissetme<br />
olanağı sunacak. Yatırımcısına da giderek<br />
artan değer kazandıracak. ”<br />
Avantajlı lokasyon, yatırım<br />
değerini de artırıyor<br />
1+1 daireden 4+1 daire tipine kadar<br />
farklı seçeneklerle planlanan Gökorman’da<br />
yer alan ev tiplerinin %70’i<br />
100 m2’den büyük dairelerle ailelere<br />
seslenirken, geri kalan daireler ise iş<br />
merkezlerine ve metroya yakınlığı ile<br />
genç profesyonelleri hedefliyor.Şile yolu<br />
üzerinde Çekmeköy-Ümraniye aksında<br />
yükselecek Gökorman, Ataşehir’e 10<br />
dakika, Ikea ve Metro’ya 4 dakika, 3.<br />
Köprü ve TEM’e birkaç dakika mesafede<br />
olmasıyla çok avantajlı bir lokasyona sahip.<br />
Gökorman’ın kolay ulaşım sağlanan<br />
avantajlı konumu, aynı zamanda ideal<br />
bir yatırım fırsatı da sunuyor. Gökorman,<br />
köklü eğitim kurumlarına, gelişmiş donanımlı<br />
sağlık kuruluşlarına, alışveriş ve iş<br />
merkezlerine yakınlığıyla da öne çıkıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 133
Proje<br />
Kartal’ın çehresi değişiyor<br />
Zer Kartal Adi Ortaklığı’ndan<br />
60 milyon TL’lik dev yatırım<br />
Zer Kartal Adi Ortaklığı’nın Ceylan İnşaat ve Artuklu Yatırım işbirliğiyle hayat bulan projesi<br />
Zer Kartal Projesi kapsamında büyük bir özveriyle çalıştıklarını belirten stratejik iş ortakları;<br />
işbirliklerinin geçmişi ve Zer Kartal’ın kentsel dönüşüm kapsamında önemli bir proje<br />
olduğunun altını çizdi.<br />
Muammer Ceylan / Ceylan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Kenan Kösen / Artuklu Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Zer Kartal Adi Ortaklarından Ceylan İnşaat<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ceylan,<br />
Artuklu Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Kenan Kösen, Artuklu Yatırım Emlak<br />
A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Keleşoğlu,<br />
Artuklu Yatırım Emlak A.Ş Yönetim<br />
Kurulu Üyesi Süleyman İbrahim, Ceylan<br />
İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı<br />
Ozan Ceylan, Artuklu Yatırım Emlak A.Ş<br />
Genel Müdürü Fuat Taştan ve Mutlu Er’in<br />
yanı sıra çok sayıda davetlinin de hazır bulunduğu<br />
lansmanda; projenin bütün detayları<br />
paylaşıldı.<br />
‘Zaman’ın değerini biliyor…<br />
75 m² ile 155 m² aralığındaki 1+1, 2+1 ve<br />
3+1 daire seçenekleriyle, çekirdek ailelerden<br />
kalabalık ailelere kadar farklı kesimlere<br />
hitap edecek proje; konumuyla da kullanıcılarına<br />
konfor sağlayacak. Metro, E-5<br />
ve otoban bağlantı yolu sayesinde sakinlerinin<br />
hayatını kolaylaştıracak Zer Kartal;<br />
sahile 15 dakika mesafede olmasının yanı<br />
sıra sakinlerini özel güvenlik tarafından<br />
7/24 korunma imkanı da sunacak. Site<br />
içerisinde, hareket sensörlü kameralar ve<br />
görüntülü konuşma sistemlerine sahip<br />
Zer Kartal, güvenli bir yaşamı sahipleriyle<br />
buluşturuyor. Sosyal donatılarıyla farklılaşan<br />
Zer Kartal; açık yüzme havuzu, çocuk<br />
yüzme havuzu, çocuk oyun alanları mini sinema<br />
salonu, fitness center, SPA (sauna,<br />
buhar odası, şok havuzu, hamam) gibi pek<br />
çok sosyal alanı bünyesinde barındırıyor.<br />
Muammer Ceylan: “Zer Kartal’da<br />
mahalle kültürü yeniden hayat<br />
bulacak”<br />
Lansmanda açıklamalarda bulunan Ceylan<br />
İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Muammer<br />
Ceylan, “Kartal’ın tarihi değerinin<br />
farkında olunması ve eskiden olduğu gibi<br />
yeniden değer görmesi en büyük arzumuz.<br />
Bu denli önemli bölgelerin yeniden hatırlanması<br />
ve hak ettiği itibarı yeniden kazanması<br />
gerektiği görüşündeyiz. İşte bu projeye<br />
başlamamızın en büyük sebeplerinden<br />
biri de bu bakış açımızın ve medeniyetlerin<br />
beşiği olan İstanbul’umuza duyduğumuz<br />
saygıdır. Bu projeyle birlikte Ceylan İnşaat<br />
olarak, 35 yıllık tecrübesini Zer Kartal’a<br />
yansıtıyor ve İstanbul’un yükselen bölgesinde<br />
yeni bir değere imza atıyoruz. Bunu<br />
yaparken de semtin geçmişten bugüne<br />
dokusunu korumaya ve yaşatmaya özen<br />
gösterdik. Konseptini ise yine bölgenin<br />
ihtiyaçlarına paralel olacak şekilde karma<br />
kullanım olarak belirledik. Öte yandan İstanbullular<br />
için eski mahalle kültürü çok<br />
önemli. Biz o mahallelerin içinde doğduk,<br />
doyasıya yaşadık ve büyüdük. Şimdilerde<br />
ise o sıcak mahalle hayatını, insanların<br />
birbirleriyle yakalayacağı samimi komşuluk<br />
ilişkisini, çocukların sokaklarda keyif<br />
içinde oynadığı oyunları özlemle anar olduk.<br />
Bu açıdan da Zer Kartal’ın İstanbul<br />
önemli bir açığı kapatacağına gönülden<br />
inanıyoruz. Projemizin sakinlerine sunduğu<br />
sosyal donatılarla, bu kültürü yeniden<br />
yaşatacağımızı biliyoruz. Ve herkesin ev<br />
sahibi olmasını isteyen iki stratejik iş ortağı<br />
olarak, projemize 10 yıllık kullanım<br />
garantisi; 90 ay faizsiz firma taksit avantajıyla<br />
taçlandırıyoruz” dedi.<br />
“İstanbul’u yepyeni ve bambaşka bir<br />
yaşam merkezi ile buluşturuyoruz”<br />
Artuklu Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı<br />
Kenan Kösen ise Zer Kartal’ın Türkiye<br />
ekonomisine olduğu kadar vatandaşların<br />
yaşam kalitesine de katkı sağlayacak<br />
olan bir proje olduğunu söyledi. Zer Kartal’ın<br />
kentsel dönüşüm kapsamında üstlenilen<br />
bir proje olduğunu söyleyen Kösen,<br />
“Projemiz özellikle İstanbul’un en büyük<br />
sorunlarından biri olan çarpık kentleşme<br />
ile mücadele konusunda atılmış çok<br />
önemli bir adımdır. Bu büyük proje sayesinde<br />
gecekondu alanları şehir planlaması<br />
ile yeniden düzenlenerek, daha konforlu,<br />
daha nezih ve daha kaliteli yaşam alanları<br />
haline getiriliyor. Kalitenin, doğru bir<br />
ekip ile daha da değerleneceği anlayışı ile<br />
Artuklu olarak Zer Kartal projesinde Türkiye’nin<br />
en seçkin firmalarından biri olan<br />
Ceylan İnşaat ile emek ortaklığı yaptık. Bunun<br />
dolayı çok mutluyuz. Zer Kartal ayrıca<br />
konumu, mimarisi ve teknik özellikleri ile<br />
sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin de en<br />
prestijli projelerinden biri olarak yaşama<br />
biraz daha değer katmak için hayata geçirildi.<br />
İstanbul’un ortasından İstanbul’u<br />
seyreden, ilk katından son katına kadar<br />
Marmaray’a ve adalara hakim, hem şehrin<br />
göbeğinde hem şehrin karmaşasından<br />
uzak konum özellikleri ile Zer Kartal, farkını<br />
kendiliğinden ortaya koydu.”<br />
134<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Proje<br />
aksına komşu bir karma proje. Tahincioğlu’nun<br />
karma projelerdeki uzmanlığıyla<br />
geliştirilen Nidapark Bomonti, iyi düşünülmüş<br />
ve doğru planlanmış projesiyle isteyene<br />
manzara, isteyene teras, isteyene de<br />
bahçe keyfi sunuyor.”<br />
Nidapark Bomonti’den Tarihi<br />
Yarımada Manzarası<br />
Nidapark Bomonti projesi; Nidapark Bomonti<br />
Teras, Nidakule Bomonti Ofis, Nidapark<br />
Bomonti Kule, Nidapark Bomonti<br />
Meydan, Nidapark Bomonti Suit olmak<br />
üzere 5 bölümden oluşuyor. İstanbul ve<br />
tarihi yarımada manzarasını gözler önüne<br />
seren Nidapark Bomonti Kule’de 1+1’den<br />
4,5+1’e kadar daire tipleri bulunuyor. Nidapark<br />
Bomonti Teras ise geniş terasları<br />
ve yatay yerleşimiyle iç bahçedeki peyzaj<br />
alanıyla keyifli bir ortam sunarak 1+1’den<br />
4+1’e kadar değişen daire tipleriyle alternatif<br />
sunuyor. Proje içerisinde kapalı<br />
ve açık yüzme havuzu, havuz çevresinde<br />
dinlenme ve güneşlenme terası, fitness<br />
Tahincioğlu’ndan tarihi<br />
semte yakışır proje:<br />
Nidapark Bomonti<br />
Hayata geçirdiği ayrıcalıklı projelerle gayrimenkul sektörünün<br />
öncülerinden olan Tahincioğlu’nun, 100 yılı aşkın tarihiyle<br />
İstanbul’un prestijli semti ve şehrin yeni gözdesi Bomonti’de<br />
hayata geçirdiği yeni projesi Nidapark Bomonti’de satışlar<br />
başladı.<br />
Gayrimenkul sektörünün önde gelen isimlerinden<br />
Tahincioğlu imzasıyla İstanbul’un<br />
100 yılı aşkın tarihi semti Bomonti’de hayata<br />
geçirilen lüks konut projesi Nidapark<br />
Bomonti projesinde satışlar başladı. Farklı<br />
bölümlerden oluşan ve mülk sahiplerine<br />
şehrin kalbinde konforlu yaşam alanları<br />
sunan Nidapark Bomonti’de daire fiyatları<br />
KDV dâhil 714.000 TL’den başlıyor. Projenin<br />
3 yıl sonra teslim edilmesi planlanıyor.<br />
Projenin tanıtımı amacıyla düzenlenen<br />
basın toplantısında konuşan Tahincioğlu<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Özcan Tahincioğlu,<br />
İstanbul’un merkezi noktalarından Şişli<br />
Bomonti’de yükselen Nidapark Bomonti<br />
projesiyle rezidans, ofis ve alışveriş alanlarıyla<br />
ayrıcalıklı bir yaşam alanı sunduklarını<br />
söyledi. Özcan Tahincioğlu projeye<br />
ilişkin şu bilgileri verdi: “100 yılı aşkın<br />
tarihiyle, İstanbul’un en eski semtlerinden<br />
prestij sahibi semti Bomonti, şehrin<br />
yeni gözdesi konumunda. İstanbul’un en<br />
önemli ulaşım akslarının üstünde, şehrin<br />
eğlence, kültür ve sanat hayatının kalbinde<br />
yer alan Bomonti’de ‘Kolay Ulaşılan,<br />
Zor Vazgeçilen’ Nidapark Bomonti projemizle<br />
hem semt, hem de mülk sahiplerine<br />
konforlu bir yaşam sunmaya hazırlıyor,<br />
dedi.<br />
100 yıllık tarihin içinde Nidapark<br />
Bomonti<br />
Nidapark Bomonti; 100 yılı aşkın tarihiyle,<br />
eski İstanbul’un prestij sahibi semti Bomonti’nin<br />
ve şehrin yeni gözdesi olmaya<br />
aday bir proje olduğunu dile getiren Tahincioğlu<br />
Genel Müdürü Alpaslan Çalım şu<br />
bilgileri verdi: “Nidapark Bomonti Kule, Nidapark<br />
Bomonti Teras, Nidapark Bomonti<br />
Suit, Nidakule Bomonti Ofis, Nidapark<br />
Bomonti Meydan’dan oluşan Nidapark<br />
Bomonti; Beyoğlu, Beşiktaş ve Maslak<br />
Özcan Tahincioğlu<br />
Tahincioğlu Yönetim Kurulu Başkanı<br />
salonu bulanan projede 1+1 ve 2+1 daireler<br />
için birer adet, 3+1 daireler için ikişer<br />
adet ve 4+1 daireler için üç otopark yeri<br />
tahsis edilirken, kapalı otoparklardan doğrudan<br />
tüm dairelere asansör ile ulaşım imkânı<br />
bulunuyor. Ödemelerde cazip ödeme<br />
avantajları da dikkat çekiyor. Projede %5<br />
peşinat, 6 ay sonra %5 ara ödeme, 12 ay<br />
sonra %10 ara ödeme, %80’lik kısmı 60<br />
aya kadar<br />
% 0 faiz, 61-120 aylık seçilen vadelerde<br />
ise % 0.45 aylık faiz imkânı yer alıyor. Satışlarda<br />
anlaşmalı olan Vakıfbank, Halkbank,<br />
Akbank’tan kredi seçeneklerinden<br />
yararlanılabiliyor. Projede peşin alım yapmak<br />
isteyenlere ise %15 indirim yapılıyor.<br />
136 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Sektörün<br />
İKLİMLENDİRME<br />
SİSTEMLERİ<br />
Baymak<br />
Bosch<br />
Daikin<br />
Form<br />
SERAMİK & MERMER<br />
Decovita Decovita<br />
Bien<br />
Çanakkale Seramik<br />
Graniser<br />
Tureks Stone<br />
BOYA<br />
Dyo<br />
AHŞAP<br />
AGT<br />
AYDINLATMA<br />
ELEMANLARI<br />
Legrand
’ leri<br />
SIHHİ TESİSAT<br />
Danfoss<br />
VİTRİFİYE<br />
Kale<br />
OTOMASYON<br />
Panasonic<br />
ELEKTRİKLİ<br />
EL ALETLERİ<br />
Hilti
Ürün<br />
Kale Banyo, yeni koleksiyonu ‘Anglosaxon’<br />
Ece Yalım Design Studio tarafından tasarlanan Anglosaxon koleksiyonu,<br />
klasik çizgileriyle banyolara sanatsal bir bakış açısı kazandırıyor.<br />
Krom ve altın renklerin bir arada sunulduğu koleksiyonda,<br />
hem metal ayaklı konsolda hem de boy dolabı üzerinde kullanılan<br />
mermer tezgah, banyolara seçkin bir görünüm katıyor.<br />
İsmini taşıyan döneme tasarımda öykünen Anglosaxon, kullanıldığı<br />
mekana gösteriş getiriyor. Seriyi tamamlayan havluluk özelliği<br />
entegre edilmiş aplik seçeneği ise mekana yenilikçi çözümler<br />
getiriyor.<br />
Anglosaxon koleksiyonu, 90 cm ebatlı mermer tezgahlı metal<br />
ayaklı konsol, yuvarlak ayna, aydınlatmalı boy dolap (ultra lake),<br />
kumaş aplik (pirinç), cam aplik (pirinç ve buzlu cam) modülleri ile<br />
tüketicinin beğenisine sunuluyor.<br />
Stil ve özgürlük için Valena<br />
Legrand, geleneksel ve modern çizgilerin mükemmel uyumunu sunan Valena<br />
anahtar-priz serisi ile yaşam alanlarına farklı bir stil katıyor.<br />
Gelişmiş teknolojisi, farklı renk seçenekleri, sade ve şık tasarımıyla evinizi ve<br />
yaşam alanlarınızı renklendiren Valena, kübik ve satine alüminyum renklerinin<br />
yanı sıra barok altın, kızıl ahşap ve mat altın seçenekleriyle modern tasarımlara<br />
yenilikçi çözümler sunuyor. Beyaz, beyaz inci ve kazayağı desenli yeni çerçeveleriyle<br />
de beğeni toplayan Valena; beyaz rengin parıltısı ve özgün tasarımıyla size<br />
yeni kombinasyonlar yapmanız için daha çok alan sunuyor.<br />
Kullanıcısına montaj kolaylığı da sunan Valena, sürdürülebilirlik bakış açısıyla<br />
tasarlanarak yüzde 30’a kadar enerji tasarrufu sağlıyor. Şık, güvenli, modern<br />
ve estetikte üst segmente yer alan Valene, bu bileşenleriyle beğeni topluyor.<br />
140 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Ürün<br />
Çanakkale Seramik’in yeni serisi Sanremo<br />
içi ve banyolarda kullanılıyor. Estetik ve şık bir görünüm arayanlar<br />
için özel olarak üretilen Sanremo, 3 modülden oluşan floral dekor<br />
seçeneği ile alternatif bir tarz yaratma olanağı sağlıyor.<br />
Çanakkale Seramik yenilikçi duvar ve yer karolarından oluşan<br />
Sanremo, beyaz ve gri renk seçenekleriyle sunuluyor.<br />
Gelişmiş ürün teknolojisiyle tüketicilerin beğenisine hitap eden<br />
Çanakkale Seramik derinlikli tasarıma sahip yeni karo serisi Sanremo<br />
ile mekanlara yepyeni bir soluk getiriyor.<br />
Sanremo serisi; 30x90 cm rektifiyeli parlak duvar karoları ve<br />
60x60 cm rektifiyeli, sırlı granit yer karolarından oluşuyor. Dekoratif<br />
ve stil sahibi beğeniye hitap eden Sanremo, özellikle konut<br />
Kışın ‘Gri-Beyaz’ hakimiyeti<br />
Türkiye’nin en köklü boya markası<br />
DYO, kasım ayında mekanlarını<br />
yenileyecek olanlara<br />
‘’gri-beyaz’’ Renk Damlası kartelasındaki<br />
renkleri öneriyor.<br />
DYO’nun, doğadan ilham alarak<br />
hazırladığı Renk Yağmuru<br />
kartelasında yer alan gri beyaz<br />
renkler mekanı asil bir hale getirirken,<br />
saf ve temiz bir ortam<br />
yaratılmasına yardımcı oluyor.<br />
Beraber kullanıldığı tüm renklerin<br />
etkilerini artıran beyaz, griyle<br />
birlikte kullanıldığında mekana<br />
iyilik ve mükemmellik katıyor.<br />
UYUM VE AHENK<br />
DYO’nun “gri-beyaz” Renk Damlası<br />
kartelasını tercih edenler<br />
bu açık tonlarla, mekanlara duruluğu<br />
taşıyor. Saflığı ve dinginliği<br />
temsil eden ‘’gri- beyaz’’ kullanıldığı alanlarda rahatlatıcı bir atmosfer yaratıyor.<br />
Grinin tonları özellikle ışığı yansıtan beyaz renk ile kombine edildiğinde mekana gerçeklik ve sahicilik<br />
kazandırıyor. Yalın mekanlar tercih eden sofistike seçim sahibi insanlar, yaşam alanlarında ‘’gri-beyaz’’<br />
tonlarını kullanarak uyum ve ahengi bir arada yaşıyorlar.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 141
Ürün<br />
Panasonic’ten güvenliğinizi düşünen<br />
kablosuz duman dedektörü…<br />
Yangına karşı güvenliği sağlamak için basit bir alarmdan çok daha<br />
fazlası gerekiyor. PANASONIC yangın algılama çözümleri, tüm<br />
alanlarda çok yönlü koruma sağlamak üzere tasarlanmış bulunuyor.<br />
PANASONIC kablosuz adreslenebilir interaktif fotoelektrik<br />
duman dedektörü 4611, özellikle kabloları saklamanın zor olduğu<br />
ve uzatmaların gerektiği binalar için ideal… 85 dB dahili sireni<br />
olan ürün, 170 m’ye kadar transmisyon aralığı (açık hava) ve 6 yıllık<br />
pil ömrü ile dikkat çekiyor. Ürünün bir diğer özelliği ise yüksek<br />
esneklik… Her bir COM devresine 4’e kadar baz istasyonu ve her<br />
bir baz istasyonunda 16’ya kadar dedektör konumlandırılabiliyor.<br />
PANASONIC kablosuz adreslenebilir interaktif fotoelektrik duman<br />
dedektörü 4611, tüm PANASONIC dedektörlerde olduğu gibi algılama<br />
işlevselliğini artıran esnek dedektör algoritması sayesinde<br />
yapay zeka yeteneğiyle donatılmış olarak satışa sunuluyor. Dedektörün<br />
içinde 54 ayrı çalışma modu bulunuyor ve dedektör ilgili<br />
modu çevreden ‘öğrenerek’ otomatik olarak seçebiliyor. Yüksek<br />
doğruluk ve yanlış uyarı vermeme konusundaki başarısı ürünün<br />
kanıtlanmış özellikleri arasında... Kurulumu ve bakımı kolayca yapılabildiği<br />
için de ürün, toplam maliyette yüksek avantaj sağlıyor.<br />
Mutfak ve banyolarda mermer şıklığı<br />
dinamizmle buluştu<br />
banyolara hareket kazandırıyor. İnovatif yeni tasarımlar arasında<br />
dikkat çeken Monument, mermer deseni ve rölyefli yapısıyla uygulandığı<br />
alanlarda sadeliği dinamizmle buluşturuyor. Geliştirdiği kaliteli,<br />
şık ve özgün tasarımlarıyla sektörünün en güçlüleri arasında<br />
yer alan Graniser Seramik, ürün yelpazesini sade ve şık mermer<br />
desenini rölyef dinamizmi ile hareketlendiren ‘Monument’ ile genişletiyor.<br />
Geçmişten günümüze mutfak ve banyoların vazgeçilmezi<br />
olan mermer dokuları sade şıklığını rölyef efekti ile hareketlendiren<br />
tasarım, modern dekorasyona tam uyum sağlıyor. Gri ve<br />
beyaz renk seçeneği bulunan Monument’in duvar karoları 30x60<br />
düz veya rölyefli, yer karoları ise 60x60 ölçülerinde mevcut.<br />
Türkiye’nin lider seramik karo üreticileri arasında bulunan Graniser<br />
Seramik, koleksiyonuna eklediği yeni tasarımlarıyla mutfak ve<br />
142 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Ürün<br />
Yepyeni tasarımıyla Bosch Condens 7000i W çok sessiz<br />
Condens 7000i W uygun boyutları sayesinde çok az yer<br />
kaplıyor. Ön kapağı tamamen dayanıklı ve kırılmaz camdan<br />
yapılan Condens 7000i Yoğuşmalı kombi modern<br />
tasarımı ile dikkat çekiyor. Siyah ve beyaz olmak üzere<br />
iki farklı renk seçeneği bulunan Condens 7000i W kombileraynı<br />
zamanda 36 desibel sessizlik sunuyor.<br />
CT100 oda kumandası ile uzaktan kontrol<br />
Condens 7000i w Yoğuşmalı Kombiler, hem oda sıcaklığı<br />
hem de dış hava sıcaklığına göre ayarlanabilen CT100<br />
akıllı oda kumandası ile kullanılabiliyor. Bu kumandanın<br />
en dikkat çekici özelliği, mobil telefona ya da tablete yüklenen<br />
bir uygulama ile kombiyi, istenilen yerden istenilen<br />
anda açıp kapatabilmesi.<br />
Bu uygulama sayesinde ev ya da işyerlerindeki Condens<br />
7000i w, kilometrelerce uzaktan bile istenilen ortam sıcaklığına<br />
ayarlanabiliyor. Böylece, ısıtma sezonu boyunca<br />
gerekli olan ısıtma ihtiyacı kadar ısı üretilirken, hem yakıt<br />
tasarrufu hem de ısınma konforu bir arada sağlanıyor.<br />
Sonbahar kokan evler!<br />
taş grubundaki Rainforest ise, ismini aldığı yağmur ormanlarında<br />
şekillenen taşların desenini, kahverengi ve gold seçenekleriyle<br />
seramiğe aktarıyor. Aydınlık ve ışıltılı bir görünümü olan seri, özellikle<br />
mutfaklara sıcacık bir hava katıyor.<br />
Dört mevsim Decovita<br />
Decovita’nın tüm ürün gruplarında olduğu gibi hem yer hem de<br />
duvarda kullanılabilen seriler, iç mekanların yanı sıra binaların<br />
dış cephelerinde de uzun yıllar boyunca ilk günkü canlılığını ve<br />
kalitesini koruyor. Özel bir sır tekniği uygulanan ürünler, bahar<br />
yağmurlarından, dondurucu soğuklardan ya da yakıcı güneşten<br />
etkilenmiyor.<br />
Trendleri belirleyen tasarımlarını mükemmel baskı ve renk kalitesiyle<br />
sunan Decovita, doğanın eşsiz bir güzelliğe büründüğü sonbaharın<br />
huzurunu yaşam alanlarına getiriyor.<br />
Decovita’nın mermer grubunda yer alan yeni serisi New Age, toprak<br />
tonlarındaki renk seçenekleri ve üç boyut hissi veren zengin<br />
damarlı yapısıyla salonlarda zamansız bir şıklık sunuyor. Doğal<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 143
Ürün<br />
Daikin’den Daylux Premix Yoğuşmalı<br />
Kazan ile yüksek performans ve düşük<br />
yakıt tüketimi<br />
İklimlendirme devi Daikin, soğutmada olduğu gibi ısıtmadaki iddiasını da artırırken, geniş<br />
ürün gamı ile farklı ihtiyaçlara farklı çözümler sunmaya devam ediyor. Daikin Isıtma Ailesi’nin<br />
merkezi sistemle ısınan binalar için geliştirdiği Daylux premix brülörlü tam yoğuşmalı duvar<br />
tipi kazan, verimlilik ve tasarruf oranlarını en üst düzeye taşıyor.<br />
Doğru hava uzmanı Daikin’in ısıtma konusundaki iddiasını yansıtan Daylux premix brülörlü<br />
tam yoğuşmalı duvar tipi kazan; sahip olduğu üstün özellikler sayesinde, kullanıcılarının ısıtma<br />
ve sıcak su ihtiyacını en verimli şekilde karşılıyor. Premix yoğuşma teknolojisi ile yüzde<br />
109’a varan yüksek verimlilik ve düşük yakıt sarfiyatı sağlayan Daylux kazan, düşük emisyon<br />
oranıyla da ısıtmanın çevreye etkisini en aza indiriyor.<br />
Danfoss’dan, yeni nesil iSave 21 Plus<br />
Temiz su kaynaklarının kıtlığı, birçok bölgede hayati önem taşımakla<br />
birlikte yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler gerektirir. Desalinasyon<br />
teknolojisinin öncülerinden olan Danfoss, temiz su<br />
kaynağına karşı artan talebi çevreye zarar vermeden karşılamak<br />
için en yüksek enerji verimliliğine sahip yüksek basınçlı çözümler<br />
sunuyor.<br />
Danfoss, son olarak Deniz Suyu Ters Ozmos Sistemleri (SWRO)<br />
tesislerinin giderek artan enerji tasarrufu talebini karşılamak<br />
amacıyla kıyı ve açık denizlerde kullanılmak üzere yeni nesil iSave<br />
21 enerji geri kazanım cihazını geliştirdi.<br />
Enerji maliyetlerinde yüzde 60’a varan oranda tasarruf sağlayan<br />
yüksek verimli iSave 21 Plus, mevcut SWRO çözümlerine kolayca<br />
entegre edilerek ilk dakikadan itibaren tasarrufa başlıyor. Tek bir<br />
kompakt ünitede entegre basınç eşanjörünü, destek pompasını<br />
ve motoru bir araya getiren yeni iSave 21 Plus ERD, büyüklüğü<br />
110 ila 350 m3 arasında değişen tesislerde optimum verimlilik<br />
sağlıyor ve kısa sürede kendini amorti ediyor.<br />
Hilti ölçme cihazlarında yeni bir sayfa açıyor<br />
Üstün performans ve dayanıklılığa sahip ürünleriyle fark yaratan inovatif marka Hilti, Ar-Ge temelli kaliteli çözümleriyle<br />
inşaat ve el aletleri sektörüne katma değer sağlamaya devam ediyor. Hilti’nin <strong>2017</strong> ürün gamında<br />
yer alan yeni ürünü PD-CS Lazermetre, benzersiz dokunmatik ekranının yanı sıra ön ve arka kameralarıyla<br />
ölçme cihazlarında yeni bir sayfa açıyor.<br />
Hilti PD-CS Lazermetre’nin kameralı ölçüm özelliği, bir yapının<br />
sadece uzaklığını kamera ile ölçtükten sonra cephe alanını,<br />
cephedeki pencerelerin alanlarını ve bina yüksekliğini<br />
lazermetre üzerinden ölçme fırsatı sunuyor. Aynı zamanda<br />
bu ölçüler ürünün dokunmatik ekranı sayesinde çekilen<br />
fotoğraf üzerine not alınıp, ister maille ister dropbox ile<br />
paylaşılabiliyor. Android işletim sistemine sahip olan Hilti<br />
PD-CS Lazermetre’ye mail adresi, dropbox ve farklı ölçüm<br />
uygulamaları kolaylıkla yüklenebiliyor.<br />
144 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Ürün<br />
AGT ile sonbaharın trend renkleri evinizde<br />
Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası AGT, dekorasyonda<br />
bu sonbaharın moda renklerini açıkladı. Yaz sezonunda<br />
açık, soft renkler oldukça popülerken; sonbaharda ise daha koyu<br />
meşe-gri tonları ve bunlarla kombinlenebilen renkler ön plana çıkacak.<br />
Daha sıcak ve koyu tonlarda mobilya ve yer döşemeleri<br />
yükselişe geçecek, pastel tonlar popülerliğini koruyacak.<br />
AGT, sonbaharla birlikte mevsimin doğal güzelliğinden ilham<br />
alarak tasarladığı, ahşabın sıcaklığını yansıtan yepyeni ürünlerini<br />
tüketicilerin beğenisine sunuyor. AGT, tabiatın doğal renk ve<br />
dokusunu taşıyan, derzler yardımıyla birbirinden ayrılan “Natura<br />
Line/ Plus” serisiyle evlere bambaşka bir havaya büründürüyor.<br />
Natura Line ve Natura Plus serisinin Ilgaz meşe, Selge, Meriç<br />
gibi sekiz farklı renk seçeneği bulunuyor. Milano’dan esinlenerek<br />
tasarlanan yeni “Concept” parke serisi dünyanın modasını evlere<br />
taşıyor. Scala, Loreto, Moderna gibi farklı seçenekleri barındıran<br />
Concept Serisi, eşsiz tasarımı ve özel renkleriyle göz alıyor. Kir ve<br />
leke dayanımı yüksek parkeler, kolay temizlenmeleri sayesinde<br />
hijyenik bir yaşam alanı yaratmanıza yardımcı oluyor.<br />
Baymak’tan Yer Tipi Premix Brülörlü Yoğuşmalı<br />
Kazan Teknolojisi “Magnus”<br />
Dünyamızda çevre dostu ürünlerin giderek daha da önem kazandığı bu dönemde Magnus<br />
kazanlar, düşük emisyon değerleri ile çevre dostu ürün özelliklerine sahiptir. Baymak<br />
Magnus hastane, okul, otel, yüksek katlı konut ve bina projeleri, endüstriyel tesislerde<br />
ve yüksek çalışma basıncı ile özellikle de gökdelenlerde rahatlıkla kullanılmaktadır.<br />
Magnus enerji tasarrufu ve yüksek verimliliği ile “yenilenebilir enerjili binalarda ve LEED<br />
projelerinde” kullanılabilme özelliğine de sahiptir.<br />
Tek cihazla 285 kw kapasiteden 1300 kw kapasiteye kadar 12 farklı kapasitede binanın<br />
ısı ihtiyacına cevap verebilen Magnus yoğuşmalı kazanlar, kapasite ihtiyacına bağlı<br />
olarak, tek kaskad kontrol paneli ile 15 adet kazanı kaskad olarak çalıştırabilir. Farklı<br />
ısıtma ihtiyaçlarını karşılayabilir, projelere komple çözüm üretebilir. Yüksek kapasitesinin<br />
yanında, kompakt boyutları ve kazana montajlı taşıma tekerlekleri sayesinde kolay<br />
taşınma imkanı da vermektedir.<br />
Magnus; kazan eşanjörü maksimum 7 bar çalışma basıncıyla özellikle yüksek katlı binalarda<br />
kullanım kolaylığı sağlar. Silindirik paslanmaz fiber kaplı brülörü ve modülasyonlu<br />
fan kontrol sistemi ile beraber enerji tasarruflu sağlayarak, sessiz çalışır. Kazanlar ısı gücü kapasitesine bağlı olarak %20-100 oranlarına<br />
varan değerlerde modülasyon yaparak; yakıt tasarrufu sağlar.<br />
Bien koleksiyonları ile zeminlerde ‘Hareket zamanı’<br />
Seramik sektörünün önemli oyuncularından, tasarımları ile iddialı<br />
ve ödüllü marka Bien Seramik rustik, retro tarzı özel koleksiyonlarıyla<br />
sektörde fark yaratmaya devam ediyor. Üstün kalite ve son<br />
teknoloji ile ürünlerini tasarlayan Bien Seramik’in bu özel koleksiyonları<br />
zeminlere hareket kazandırıyor.<br />
Mekanlara özgün bir karakter de kazandıran retro ve rustik tarzı<br />
karolar, yaşam alanlarının yanı sıra kafe, restoran, teraslar ve<br />
ofisler için de ideal bir seçenek oluşturuyor. En yeni koleksiyonları<br />
ile dikkatleri üzerine çeken Bien’in renkli tasarımları bohem tarz<br />
yaratmak isteyenlerin de beğenileri arasında yer alıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 145
Ürün<br />
Tureks Stone evlerinizi modern çizgilerle buluşturuyor<br />
Dünyanın en popüler ikilileri arasında yer alan siyahla beyaz, Tureks Stone ile mekanlarınıza<br />
geliyor. Tureks Stone’nun yeni koleksiyonlarında yer alan siyah ve beyaz mermer karolar<br />
modern görüntüsüyle göz kamaştırıyor. Beyazın sadeliğini siyahın şıklığı ile bütünleyen farklı<br />
geometrik formlara sahip<br />
koleksiyonlar, hem klasik<br />
hem de modern bir görünüm<br />
isteyenlerin tercihi<br />
oluyor.<br />
Farklı doku ve tasarım<br />
alternatifleriyle farklı<br />
zevklere zengin alternatifler<br />
sunan koleksiyon,<br />
duvar, zemin ve tezgah<br />
arkalarında rahatlıkla kullanılabiliyor.<br />
Güvenli ve<br />
uzun ömürlü kullanımıyla<br />
mekanlara kalıcı çözümler<br />
sunan seri, Tureks<br />
Stone’in 1.Levent ve Tuzla’da<br />
bulunan showroomunda<br />
kullanıcılarını<br />
bekliyor.<br />
FORM’dan TROKE Duman Tahliye Sistemleri<br />
FORM’un İzmir Pancar Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında<br />
ürettiği TROKE Duman Tahliye Kapakları, Türkiye’deki ilk yerli<br />
CE Sertifikalı duman tahliye kapağı olma özelliği taşıyor.<br />
TROKE pnömatik duman tahliye kapağının yapısı “nanojel dolgulu”<br />
polikarbon olduğundan ısı iletimi düşüktür. Bu özelliği ile iklimlendirme<br />
sistemine ek yük getirmez. Güneşin olumsuz etkilerini<br />
binaya yansıtmaz. EN12101-2 sertifikalı ilk ve tek Türk Malı duman<br />
tahliye kapağı TROKE, endüstriyel tesisler, lojistik depolar,<br />
ticari binalar, turizm tesisleri, kültür ve spor merkezleri için yangınlara<br />
karşı güvenli, mimari açıdan da estetik çözümler sunar.<br />
146 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Kısa Kısa<br />
Aslandağ Grup ihracatını 3 katına çıkardı<br />
Son dönemde katma değeri yüksek ihracat ürünlerine bir yenisi<br />
daha eklendi: Altın Mutfak. Aslandağ Grubu’nun hazır mutfak sektörüne<br />
kazandırdığı yüzde 100 yerli üretim olan Tresette Mutfak,<br />
yurt içinde lüks konut projelerinin vazgeçilmez markası olurken Ortadoğulu<br />
tüketicilerin de merceğine girdi. Kapaklarında kullanılan<br />
altın tozuyla şaşaalı bir görünüme kavuşan Altın Mutfak, beden<br />
ve el ergonomisine uygun kullanıcı dostu tasarımı, enerji tasarrufu<br />
sağlayan hareket algılayıcılı aydınlatmalı led sistem teknolojisi,<br />
kalın ve dayanıklı kapakları, çevreye sağlık açısından uygunluğu bulunan<br />
kanserojen madde kullanılmadığını belirten CE belgesi, 70<br />
kg taşıyacak kapasitede çekmece rayları, bluemotion teknolojisi<br />
kullanılarak geliştirilen frenli kapaklar ile üst düzeyde güvenlik ve<br />
kapak kapandığında ses çıkarmama özelliği, sararmayan, dayanıklı<br />
üst yüzey, kırılmaz camıyla dikkat çekiyor. 200 bin TL’lik Altın Mutfak’ın<br />
yapımı için tam 3 ay sıra beklenilmesi gerekiyor.<br />
Akçansa’nın Biyoçeşitlilik Proje<br />
Yarışması başvuruları için son<br />
gün 20 <strong>Kasım</strong><br />
Akçansa’nın, maden<br />
sahalarının biyolojik<br />
değerini artırmayı<br />
amaçlayan projeler<br />
üretilmesi ve bu yöndeki<br />
farkındalıkların<br />
artırılması amacıyla<br />
düzenlediği Biyoçeşitlilik<br />
Proje Yarışması’na<br />
başvurular<br />
başladı.<br />
Biyoçeşitlilik Proje<br />
Yarışması’nda bu<br />
yıl iki kategori yer<br />
alıyor. Yarışmaya,<br />
madencilik ekolojisi<br />
konusundaki bilgileri<br />
artıracak ve/veya<br />
madencilik alanlarında<br />
gelişmiş biyoçeşitlilik,<br />
peyzaj ve su<br />
yönetimi sağlayacak<br />
bilimsel projeler için<br />
Bilimsel Araştırma Kategorisi’ne öğrenciler, akademisyenler, bilim<br />
adamları, uzmanlar ve STK’lar başvurabiliyor.<br />
Maden sahaları ve gerçekleştirilen faaliyetlerin toplumla daha iyi<br />
bağlantı kurması ve madencilik alanlarındaki biyoçeşitlilik konularında<br />
daha geniş bir kitleyi bilinçlendirmeye ve eğitmeye yardımcı<br />
olacak projeler için açılan Sosyal Fayda Kategorisi’ne ise<br />
tüm birey ve okullar, öğrenciler, STK’lar, gençlik kulüpleri, çevre<br />
örgütleri katılabiliyor.<br />
Büyük ödül 30.000 Euro<br />
Ulusal düzeyde, bilimsel araştırma ve sosyal fayda kategorilerinde<br />
ilk iki sırayı alan projelere 2.500 ve 5.000 Euro ödül verilecek.<br />
BASF, WorldSkills yarışması ile genç<br />
boya teknisyenlerini destekliyor<br />
Akademik olmayan mesleklere yönelik bir dünya şampiyonası<br />
olan WorldSkills, 1950’den bu yana dünyanın dört bir yanındaki<br />
stajyerler, genç ve yetenekli işçilerin birçok kategoride birbirleriyle<br />
yarışarak bireysel mesleklerdeki becerilerini ölçüyor.<br />
Yarışma aynı zamanda, dünya genelindeki gençleri ticari veya<br />
teknik bir meslek kazanma konusunda motive etmeyi amaçlıyor.<br />
Yarışmacılar, ulusal ve bölgesel ön elemeler sonrasında<br />
iki yılda bir gerçekleştirilen dünya şampiyonasına katılmaya<br />
hak kazanıyor. Geleceğin boya teknisyenlerini ve genç yetenekleri<br />
desteklemek amacıyla BASF Boya Bölümü, 2019 yılı<br />
sonuna kadar WorldSkills yarışmasının global sponsoru olmasını<br />
sağlayacak sözleşmeyi imzaladı.<br />
148 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Kısa Kısa<br />
Kılıçoğlu 90. yılını bir kez de bayileri ile kutladı<br />
Geçtiğimiz aylarda Eskişehir’de özel bir resepsiyonla 90. yılını kutlayan<br />
Kılıçoğlu Kiremit, Türkiye’nin dört bir yanından davet ettiği 300<br />
bayisi ile 90. yıla özel bir buluşma düzenledi. Kılıçoğlu 90 yılını bu<br />
kez paydaşları ile birlikte Antalya Belek’te bulunana Susesi Luxury<br />
Resort Otel’de kutladı. 300 bayinin eşleri ve aileleriyle katıldığı<br />
organizasyon 5 Ekim Perşembe akşamı düzenlenen ‘’Hoş Geldiniz’’<br />
kokteyli ile başladı. Düzenlenen kokteylde tüm misafirleri selamlayan<br />
Yönetim Kurulu Başkanı Savaş Özaydemir bayilere ve ailelerine<br />
katılımları için teşekkür etti. Kılıçoğlu’nun 90 yıllık köklü tarihinde<br />
bayilerin çok önemli bir rolü olduğunu belirten Savaş Özaydemir<br />
100. yılı da hep birlikte kutlamayı dilediklerini sözlerine ekledi.<br />
Özaydemir konuşmasını bitirmeden önce Kılıçoğlu Yöneticilerini ve<br />
Satış Ekibini ve Bölge Distribütörlerini sahneye davet etti. Tüm paydaşların<br />
da iştirak ettiği kutlama coşkulu ve renkli geçti.<br />
“Geleceğin Kentleri, Kentlerin<br />
Geleceği”<br />
Nüfus artışı şehirlerin daha fazla insanı barındırabilmesi için<br />
genişlemesine neden oluyor. Refahın adil bir şekilde dağılması,<br />
sosyal adalet daha da önem kazanıyor. Şehirlerimiz bir<br />
yandan günümüz sorunlarına çözüm ararken, bir yandan da<br />
geleceği şekillendirmeye çalışıyor. İşte bu doğrultuda Mimar<br />
Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi iş birliği<br />
ile gerçekleştirilecek 3.Yeşil Binalar Ötesi Konferansı’nda Geleceğin<br />
Kentleri, Kentlerin Geleceği ele alınacak.<br />
Yeşil Rapido, 3.Yeşil Binalar ve Ötesi Konferansı, Dünya Şehircilik<br />
Günü olarak kutlanan 8 <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> tarihinde “Future<br />
& Cities - Geleceğin Kentleri, Kentleri Geleceği” teması<br />
çerçevesinde yine sürdürülebilirlik ve daha yaşanabilir yapılı<br />
çevre kavramının altını çizerek, sonuç odaklı paylaşımlara<br />
sahne olacak. Konferansa konuk konuşmacı olarak iki ünlü<br />
İngiliz Mimar Bob Allies ve Peter Barber katılacak. <strong>Yapı</strong>, enerji<br />
ve yönetimi, toplu taşıma, çevre, atık yönetimi konuları yetkili<br />
isimler tarafından ele alınacak. Konferans’ta, Peter Barber’in<br />
yanı sıra ülkemizin önde gelen STK’ları, proje geliştiricileri, mimarları<br />
ve akademisyenleri, yapı sektörünün profesyonelleri,<br />
karar verici kamu kurumlarının yetkilileri, geleceğin şehirlerini<br />
konuşmak üzere bir araya gelecekler.<br />
Daikin efsanevi Japon Grubu<br />
Ondekoza’yı İstanbullular ile<br />
buluşturdu<br />
Japonya İstanbul Başkonsolosluğu ve iklimlendirme sektörünün<br />
devi Daikin işbirliği ile Türkiye turnesine çıkan Ondekoza,<br />
23 Ekim Pazartesi akşamı çok özel bir konser ile İstanbullu<br />
müzikseverlerle buluştu.<br />
Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşen ve iki saat süren<br />
konserde, Ondekoza geleneksel davul ritimleri ve hareket<br />
dolu olağanüstü performansı ile İstanbullu müzikseverlere eğlence<br />
dolu anlar yaşattı.<br />
İstanbul’da dinleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan Ondekoza,<br />
24 Ekim Salı akşamı saat 19:00’da İstanbul Beşiktaş Akatlar<br />
Kültür Merkezi’nde bir konser daha gerçekleştirecek.<br />
Ondekoza, Ekim ayında çıktığı Türkiye turnesi kapsamında 19<br />
Ekim’de Bursa ve 22 Ekim’de İzmir’de birer konser gerçekleştirmiş,<br />
Uzakdoğu’nun eşsiz ritimlerinden oluşan performansları<br />
ile sanatseverlerin büyük beğenisini kazanmıştı.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 149
Ege Vitrifiye’den <strong>2017</strong> Cersaie Fuarı’nda tasarım şöleni!<br />
Merter Savaş / Ege Vitrifiye Genel Müdürü<br />
Her sene olduğu gibi bu sene de Cersaie Fuarı’nda kendini tüm<br />
dünyaya tanıtan firma, Premium serilerini, kanalsız klozetlerini,<br />
ince bantlı ve renkli lavabolarını 25-29 Eylül tarihlerinde profesyonellerin<br />
beğenisine sundu. Avrupa tasarım ödülüne layık görülen Finikia<br />
serisi, denizden ilham alan Catamaran serisi, Anti-bakteriyel<br />
Selge serisi ve özenle hazırlanan tüm ürünler ziyaretçilerden tam<br />
not aldı. Ege Vitrifiye Genel Müdürü Merter Savaş; “Cersaie fuarı<br />
sektör profesyonellerini bir araya getiren büyük ve önemli bir organizasyon.<br />
1983’ten beri düzenlenen fuar, hem seramik sektörü<br />
hem de inşaat sektörü için önemli bir buluşma noktası olmaktadır.<br />
Firmamız özel tasarlanan yeni standıyla Cersaie fuarında fark yaratmış,<br />
markasını ve ürünlerini dünyanın dört bir yanından gelen ilgililerin<br />
beğenisine sunmuştur. Fuar süresince standımızda aldığımız<br />
görüşler ile 2018 ürün portföyüne yön verilecektir” diye belirtiyor.<br />
Dünyanın en büyük seramik fuarı Cersaie’de Seramiksan farkı<br />
Tüm yaşam alanları ve kamusal alanlar için geniş ürün yelpazesine<br />
sahip olan Seramiksan, seramiğin başkenti Bologna’da<br />
düzenlenen Cersaie’de sektör temsilcilerinden ve ziyaretçiler tarafından<br />
yoğun ilgi gördü. Güçlü Ar-Ge çalışmaları sonucu Seramiksan’ın<br />
koleksiyonunda yer alan özellikle çok yoğun yaya trafiği<br />
olan havalimanları, istasyonlar,<br />
metro sistemleri ve AVM’lerde kullanılmak<br />
üzere tasarlanan 60x60,<br />
60x120 ve 120 x120 ve 60x60 20<br />
mm porselen karolar ve 20 x 120,<br />
30 x 120 ebatlarıyla renkli gövdeleriyle<br />
fark yaratan ahşap görünümlü<br />
seramikler oldukça beğenildi.<br />
Dünyadaki en modern vitrifiye üretim<br />
tesisi ile el değmeden vitrifiye<br />
üretebilen Seramiksan’ın farklı<br />
renk ve modeldeki vitrifiye gurubunu<br />
da fuarda sergiledi. Su tasarrufu<br />
sağlayan ürünleri, kanalsız Rimles<br />
klozetleri ve farklı modellerdeki lavaboları,<br />
2,5 – 4 lt. su ile fonksiyon<br />
yapan yeni oval ve kare takımları<br />
büyük beğeni topladı.<br />
Seramiksan İhracat Müdürü Rifat<br />
Noyan: “Dünyadaki en son trendleri<br />
yakından takip ederek oluşturduğumuz yenilikçi ürünlerimizle<br />
Cersaie’ye 10. kez katılmış olmanın gururunu yaşıyoruz. Güçlü<br />
Ar-Ge çalışmalarımız sonucu oluşturduğumuz koleksiyonumuza<br />
dünyanın en önemli seramik fuarında ziyaretçilerin ve sektör profesyonellerinin<br />
yoğun ilgi göstermesi bizi çok mutlu etti.<br />
152 <strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
Fuar<br />
Cersaie Fuarı’nın sonbahar trendleri Ege Seramik’te!<br />
Autumn <strong>2017</strong> Koleksiyonu<br />
kapsamında 30 yeni<br />
serisinin lansmanını gerçekleştiren<br />
firma Cersaie’<br />
de trend rüzgarları estirdi.<br />
Özellikle fosilleşmiş<br />
ahşap görünümlü tam<br />
parlak yüzeyli yeni serisi<br />
Symi ile tüm dikkatleri<br />
üzerine çeken Ege Seramik,<br />
yine yeni bir trendin<br />
öncüsü olacak gibi görünüyor.<br />
Fuarın bekledikleri gibi<br />
çok yoğun bir ilgi ile<br />
geçtiğini belirten Genel<br />
Müdür Göksen Yedigüller<br />
‘Ege Seramik olarak<br />
Göksen Yedigüller / Ege Seramik Genel Müdürü<br />
yeni trendlerin öncüsü ve<br />
yaratıcısı olma iddiamızın ne kadar haklı ve gerçekçi olduğunu<br />
geçirdiğimiz Cersaie Fuarı ile bir kere daha görmüş olduk. Çok yoğun<br />
ilgi gördüğümüz ve Autumn <strong>2017</strong> Koleksiyonumuza tam not<br />
aldığımız bir fuar geçirdik. Özellikle fosilleşmiş ahşap görünümlü<br />
yeni Symi Serimizin gördüğü ilgi yeni bir trendin daha öncüsü olacağımızı<br />
kanıtlar nitelikteydi.’ dedi.<br />
Seranit Grup Cersaie Fuarı’na damgasını vurdu<br />
<strong>Yapı</strong> sektörünün köklü kuruluşlarından ve Türk seramiğinin önemli<br />
temsilcilerinden Seranit Grup, sektörün en büyük ve önemli fuarı<br />
Cersaie’de yeni koleksiyonlarını sergiledi. Her yıl İtalya’nın Bologna<br />
kentinde dünyanın çeşitli ülkelerinden sektör profesyonellerini<br />
buluşturan Cersaie Fuarı’nda Seranit Grup, Seranit Porselen ve<br />
Serra Seramik’in 2018 koleksiyonlarını sektöre tanıtarak büyük<br />
beğeni topladı. Fuarda Seranit’in yenilikçi porselen duş karosu<br />
Aquanit’e olan ilgi bu sene de oldukça fazlaydı.<br />
2018 koleksiyonu görücüye çıktı<br />
Bu yılki fuarda Seranit Porselen ve Serra Seramik’in yeni serilerinden<br />
oluşan 2018 koleksiyonları ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.<br />
Seranit Grup standında ebat çeşitliliği ön plana çıktı. Bu yıl<br />
40x120, 30x90, 30x120, 90x90, 60x120 ve 70x70 ebatlarına<br />
ek olarak üretimine yeni başlanan 22,5x135 ebatlı ürünler de<br />
stantta sergilendi.<br />
Seranit Grup; Seravista ve Duostone gibi ödüllü ve inovatif ürünlerinin<br />
yanı sıra, Aquanit porselen duş karosu ile geçtiğimiz yıl<br />
olduğu gibi bu yıl da ilgi odağı oldu.<br />
Aquanit, zeminde kullanılan karo ile aynı hizada uygulanıyor ve uygulanma<br />
yöntemi sayesinde banyolarda kesintisiz bir mekan hissi<br />
uyandırıyor. 80x80 cm, 90x90 cm, 80x120 cm,90x135 cm gibi<br />
dört farklı standart üretim ölçüsüne ek olarak standart dışı özel<br />
ebatlarda istenilen mekana uygun olarak da kesilebilen Aquanit,<br />
küçük banyolardan büyük banyolara kadar her yerde uygulanabiliyor.<br />
6 farklı modeli ile hastane, otel, bakım evi, ev, spor merkezleri,<br />
spa alanları ve havuz duşları gibi alanlarda da kullanım<br />
olanağı sağlıyor.<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong> 153
Fuar<br />
ISIDEM Yalıtım 25 Eylül’de Polonya’nın<br />
Krakow şehrinde düzenlenen Global Insulation<br />
konferansına katılarak, elastomerik<br />
kauçuk köpüğü kalite kontrol test metotları<br />
ile ilgili sunum gerçekleştirdi. Tüm<br />
dünyadan yalıtım sektörü üst düzey yöneticilerinin,<br />
hammadde tedarikçilerinin,<br />
akademisyenlerin, analistlerin ve finansçıların<br />
ağırlandığı konferansta, yalıtım uygulamaları,<br />
teknolojileri ve sektörün geleceği<br />
değerlendirildi.<br />
Elastomerik kauçuk köpüğü kalite kontrol<br />
süreçlerinin yeni test metotlarıyla sektörün<br />
geleceğine yön verdiklerini dile getiren<br />
ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü Murat<br />
Erenoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:<br />
“Teknolojik üretim prosesleri, nitelikli iş<br />
Murat Erenoğlu / ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü<br />
Isıdem Yalıtım Global<br />
Insulation’da<br />
Türkiye’yi temsil etti<br />
ISIDEM Yalıtım, yalıtım sektöründe dünyanın en önemli<br />
organizasyonlarından biri olan bu yıl Polonya’nın Krakow<br />
şehrinde düzenlenen Global Insulation organizasyonuna<br />
katılarak, sunum gerçekleştiren tek Türk firması oldu.<br />
gücü, güçlü Ar-Ge altyapısı ve başarılı ihracat<br />
performansıyla Türkiye ekonomisine,<br />
sanayisine ve global yalıtım sektörüne<br />
verdiğimiz katkıyı her geçen gün artırıyoruz.<br />
TS EN 14304 standardının Su Buharı<br />
Difüzyon Direnç testlerini uluslararası akredite<br />
laboratuvarları kullanarak ve kendi<br />
kalite ve Ar- Ge laboratuvarımızda Coolflex<br />
elastomerik kauçuk köpüğü levhaları<br />
için TS EN 12086 standardına ve boruları<br />
için TS EN 13469 standardına göre ölçmekteyiz.<br />
Bu testler uzun süren (2 – 3<br />
ay), toleransları çok sıkı olan ve sonuçları<br />
birçok parametreden etkilenebilen testlerdir.<br />
TS EN 14304 standardında su buharı<br />
difüzyon direnci testlerine bir de EN ISO<br />
15106-3 standardında indirek test metodu<br />
tanımlanmıştır. ISIDEM Yalıtım olarak<br />
direk ve indirek test metodu arasında<br />
korelasyon oluşturmak için bir dizi başarılı<br />
testler gerçekleştirdik. Bu çalışmanın<br />
sonucunda elastomerik kauçuk köpüğü<br />
yalıtım malzemesi Su Buharı Difüzyon Direnç<br />
testinde zaman ve maliyet anlamında<br />
verimlilik sağladık. Yalıtım malzemesi üreticilerinin<br />
bu çalışmamızdan faydalanması<br />
için konferansta, çalışmamızın sonuçlarını<br />
katılımcılar ile paylaşma imkânı yakaladık.<br />
Global Insulation, yalıtım malzemesi üreticilerinin<br />
katıldığı ve yalıtım sektörünün<br />
her açısından tartışıldığı, dünya üzerinde<br />
yalıtım pazarının trendlerinin belirlendiği,<br />
hatta yön verildiği ve her yıl farklı şehirlerde<br />
gerçekleştirilen uluslararası bir<br />
platformdur. Krakow’daki konferansta<br />
sunum gerçekleştiren tek Türk markası<br />
olarak ülkemizi en iyi şekilde temsil ettik.<br />
Gelecek yıllarda, Global Insulation<br />
konferanslarında kalite güvence ve Ar-Ge<br />
konularında yaptığımız çalışmaları sektör<br />
ile paylaşmak üzere benzer platformlarda<br />
yer alacağız.”<br />
Sektörün en yüksek su buharı<br />
difüzyon direnç katsayısı Coolflex’te<br />
Coolflex elastomerik kauçuk köpüğü Yüksek<br />
Su Buharı Difüzyon Direnci Katsayısı<br />
ile korozyon riskini minimuma indirmek<br />
adına μ ≥ 10.000 değeri ile üretiliyor.<br />
Bu değer şu ana kadar TSE tarafından<br />
tescillenmiş ürünler arasında sektörün en<br />
yüksek su buharı difüzyon direnç katsayısı<br />
olma özelliği taşıyor. Kapalı gözenekli ve<br />
homojen dağılımlı hücre yapısı sayesinde<br />
uygulandığı tesisatlarda maksimum<br />
termal performans ve yoğuşma kontrolü<br />
sağlayan Coolflex ürünleri, TS EN 13501-<br />
1 yangın yönetmeliğine göre levhalarda<br />
B,s3-d0, borularda BL,s2-d0 yangın performansıyla<br />
uluslararası standartlara uygunluğuyla<br />
öne çıkıyor.<br />
154<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>
R + T Asya her zaman gündemde<br />
Advertorial<br />
Bir önceki fuara göre neredeyse %15 daha<br />
fazla artışla 31149 (2016: 27.088) ziyaretçi<br />
fuara katıldı. Ziyaretçilerin sayısı, son iki yılda<br />
% 39 artarak, bu fuarın Asya’daki en önemli<br />
sektörel etkinlik olduğunu gösterdi.<br />
9,291 uluslararası konukla (2016: 6,850)<br />
yurtdışından gelen ziyaretçileri de bir önceki<br />
fuardan daha yüksekti.<br />
Çin dışında, ziyaretçiler çoğunlukla Tayvan,<br />
Hindistan, Avustralya, Kore ve ABD’den geldi.<br />
Bir sonraki R + T Asya fuarı 20-22 Mart<br />
2018’de Şanghay’da yapılacak.<br />
http://rtasia.org/en/visitor-pre-registration-yapi
AGT’nin “Dijital Platform Projesi”<br />
İntermob Fuarı’nda büyük ilgi gördü<br />
Fuar<br />
Türkiye’nin önde gelen mobilya bileşenleri markası AGT, dünya pazarında önemli bir yere<br />
sahip olan İntermob Fuarı’na katıldı. AGT, yeni ürünlerinin ve dijital dönüşüm projelerinin<br />
lansmanını gerçekleştirdiği fuarda ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı.<br />
Şirzat Subaşı / AGT Genel Müdürü<br />
Ahşabı teknoloji ve tasarımla buluşturan<br />
AGT, 14-18 Ekim <strong>2017</strong> tarihleri arasında<br />
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen<br />
İntermob Fuarı’na katıldı. Ahşap,<br />
orman ürünleri ve teknolojileri alanlarında<br />
trendlerin belirlendiği, mobilya yan sanayi<br />
ve aksesuarları sektörlerinin öncü firmalarının<br />
en yeni ürün ve hizmetlerini görücüye<br />
çıkardığı İntermob Fuarı’nda AGT, dünyaya<br />
daha kolay hizmet vermek ve sınırları ortadan<br />
kaldırmak amacıyla hayata geçirdiği<br />
Dijital Platform Projesi’nin lansmanını gerçekleştirdi.<br />
Dijital Platform’da sektörde bir ilk<br />
Türkiye’nin En Sosyal 500 Şirketi arasında,<br />
mobilya bileşenleri sektöründe ise<br />
birinci sırada yer alan AGT’nin Dijital Dönüşüm<br />
Projesi kapsamında oluşturduğu,<br />
müşterilerine ürünü satın almadan önce<br />
kendi mekanlarında döşenmiş halini görüntüleme<br />
imkanı tanıyan dijital platform,<br />
ziyaretçiler tarafından büyük ilgi gördü.<br />
Ziyaretçiler markanın yeni ürünlerini canlı<br />
olarak deneyimleme ve yakından tanıma<br />
şansı buldu. İnovasyona büyük önem veren<br />
AGT, bu uygulamanın sektörün dünyaya<br />
açılan penceresi olmasını hedefliyor.<br />
Sonbahar renkleri, kış trendleri<br />
AGT, sonbaharla birlikte mevsimin doğal<br />
güzelliğinden ilham alarak tasarladığı,<br />
ahşabın sıcaklığını yansıtan yepyeni ürünlerini<br />
katılımcıların beğenisine sundu. Tabiatın<br />
doğal renk ve dokusunu taşıyan,<br />
derzler yardımıyla birbirinden ayrılan “Natura<br />
Line/ Plus” ve Milano’dan esinlenerek<br />
tasarlanan “Concept” parke serileriyle<br />
dünya modası ziyaretçilerle buluşurken<br />
markanın yeni parke serileri fuarın ilgi<br />
odağı oldu. Doğanın mucizesi 14 mm yeni<br />
lamine parke serisi Legno, farklı kalınlıklarda<br />
tercih edebileceğiniz Natura Slim/<br />
Large ve bu sezon mekanlarınıza taptaze<br />
renkleri taşıyacak olan Bella Serileri<br />
fuarda ilk defa ziyaretçilerin beğenisine<br />
sunuldu. AGT’nin dünya standartlarındaki<br />
MDF’si kullanılarak üretilen AGT Panel’e<br />
yeni eklenen taş dokular, metalik tonlar<br />
gibi trend olan 11 farklı renk ise katılımcılardan<br />
tam not aldı.<br />
Dijital Dönüşüm sürecek<br />
Sektörün öncülerini ve dünya markalarını<br />
buluşturan İntermob Fuarı’nın AGT için<br />
son derece verimli geçtiğini söyleyen AGT<br />
Genel Müdürü Şirzat Subaşı, “Öncü ve<br />
trendleri belirleyen marka olma misyonumuzu;<br />
yatırımda, Ar-Ge’de, dijitalleşmede,<br />
ürün inovasyonunda sektöre getirdiğimiz<br />
yeniliklerle sürdürüyoruz. Bu yıl Türkiye’nin<br />
En Sosyal 500 Şirketi arasında mobilya<br />
bileşenleri sektöründe ise birinci sırada<br />
yer almayı başardık. Sosyal medyayla entegreyiz<br />
ve dijital pazarlama faaliyetlerimiz<br />
sayesinde de, sosyal medyada sektörün<br />
en beğenilen ve en çok takip edilen markasıyız.<br />
Lansmanını İntermob Fuar’ında<br />
gerçekleştirdiğimiz Dijital Dönüşüm Projemizde<br />
bu iletişimi daha da güçlendirecek.<br />
Endüstri 4.0 kapsamındaki Dijital Dönüşüm<br />
Projemiz ile sürdürülebilir büyüme<br />
stratejisi ve operasyonel verimlilik üzerine<br />
dijitalleşme çalışmalarımıza devam ediyoruz.<br />
Hem Dijital Platform Projemize olan<br />
ilgi hem de yeni ürün ve renklerimize gelen<br />
beğeniler beklediğimizin üzerindeydi. Bunun<br />
yanı sıra ulusal ve uluslararası sektör<br />
profesyonelleriyle iletişim halinde olmak;<br />
yepyeni projelerle karşılaşmak bizim için<br />
oldukça verimliydi.”<br />
158<br />
<strong>Yapı</strong> <strong>Malzeme</strong> <strong>Kasım</strong> <strong>2017</strong>