14.12.2012 Views

HABERLER - Diyanet İşleri Başkanlığı

HABERLER - Diyanet İşleri Başkanlığı

HABERLER - Diyanet İşleri Başkanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

din-düşünce-yorum<br />

nasıl anlamlı ise, ölüm de anlamlıdır<br />

ve hiçbir zaman bir yok oluş<br />

değildir. Esasen yaşanılan dünya<br />

hayatı, ahiret hayatının bir<br />

tarlası konumundadır. Aslında<br />

ölüm, dünya hayatındaki amellerimizin<br />

karşılığını göreceğimiz bir<br />

başlangıç ve ebedî âlemin giriş<br />

noktasıdır. O açıdan ölüm aslında<br />

bir son değil, yeni bir hayatın<br />

başlangıcıdır.<br />

Hayatın bütün zorluklarına rağmen<br />

kulluk bilincini bir an bırakmayan<br />

ve bu şuurda ömrünü<br />

geçiren müminlerden Yüce Allah<br />

şöyle bahsetmektedir:<br />

“Allah’ın yüceltilmesine ve içlerinde<br />

adının anılmasına izin<br />

verdiği evlerde, hiçbir ticaretin<br />

ve hiçbir alışverişin, kendilerini,<br />

Allah’ı anmaktan, namazı<br />

kılmaktan, zekâtı vermekten<br />

alıkoymadığı birtakım adamlar,<br />

buralarda sabah akşam O’nu<br />

tespih ederler. Onlar, kalplerin<br />

ve gözlerin dikilip kalacağı bir<br />

günden korkarlar.” (Nûr, 36-37)<br />

Bu şekilde davranan insanlara,<br />

bire ondan yedi yüze kadar vaad<br />

edilen ecir ve sevaptan başka<br />

aynı zamanda, özelliği ve miktarı<br />

açıklanmayan, nasıl ve ne kadar<br />

olduğu hatırlara gelmeyen ilâhî<br />

nimetler, Allah (c.c.) tarafından<br />

kendilerine bağışlanacaktır. (Elmalılı<br />

Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an<br />

Dili, sad: İsmail Karaçam ve diğerleri,<br />

İstanbul, tsz, VI, 29)<br />

Yine ibadetin ve kulluğun bir<br />

ömür boyu yapılması gerektiği<br />

ayette şu şekilde ifade edilir:<br />

“Sen şimdi Rabbini hamd ile<br />

tesbih et ve secde edenlerden<br />

ol. Ve sana yakîn (ölüm) gelinceye<br />

kadar Rabbine ibadet et!”<br />

(Hicr, 98-99) Ayet-i kerimesiyle<br />

Cenab-ı Hak, kâfirlerin alayları<br />

ve diğer kötü sözleri sebebiyle,<br />

Hz. Peygamber'in kalbinin daralmasını<br />

ortadan kaldırmak, onun<br />

22<br />

Ağustos 2010 - 136<br />

teessürünü izale etmek istemiştir.<br />

Bu da tesbih ve namazla<br />

mümkün olur. Onun için kendisinin<br />

geleceğinden şüphe duyulmayan<br />

ölüm gelinceye kadar,<br />

insanoğlunun kulluğa ve ibadete<br />

secde ederek tevazu ile devam<br />

etmesi istenmektedir. (Mehmed<br />

Vehbi, Hulâsat’ül Beyân Fî Tefsîr’il<br />

Kur’an, İstanbul, tsz, VII, 2778)<br />

Hz. Mevlânâ, söz sultanlığı, zamanı<br />

aşmışlığı ve baş döndüren<br />

derinlikleriyle değil, kulluğuyla<br />

coşar ve şöyle haykırır: “Kul oldum,<br />

kul oldum, kul oldum! Ben<br />

Sana hizmette iki büklüm oldum.<br />

Kullar âzad olunca şâd olur; ben<br />

Sana kul olduğumdan dolayı şâd<br />

oldum.” Mevlânâ bu dizeleriyle<br />

kulluğun en yüksek mertebesinden<br />

hitapta bulunur. Yaratan'a<br />

teslimiyetin en büyük özgürlük<br />

ve bahtiyarlık olduğunu haykırırken,<br />

sevincini yürekten hissedenler<br />

açısından dünya hayatının<br />

daha bir anlamlı ve yaşanmaya<br />

değer olduğunu ifade eder.<br />

Mertebelerin en yükseği, cennet<br />

kaygısına ve cehennem korkusuna<br />

bağlı kalmadan sırf Allah için,<br />

O’nun rızasını kazanmak için<br />

kulluk edilmesidir. Bu manada<br />

Râbia el-Adeviyye'nin: “Ya Rab,<br />

kurb-i cemâline yemin ederim<br />

ki, ben Sana cehennem korkusu<br />

veya cennet arzu ve iştiyakıyla<br />

ibâdet etmedim… Ben, Sen, Sen<br />

olduğun için Sana ibâdet ettim.”<br />

sözleri oldukça manidardır! O<br />

Rab olduğundan dolayı, kulluk<br />

etmeye layık yegâne varlık kendisi<br />

olduğu için kulluk etmek,<br />

baş tâcı edilecek bir davranıştır.<br />

Bütün dünyevî ve uhrevî kaygıları<br />

bir kenara bırakarak O’na, O<br />

olduğu için kulluk etmek, ibadet<br />

etmek her şeyin üstündedir. Bu,<br />

kulluk şuurunun zirvesidir. Kul<br />

kendi kulluğunu idrak ederse, o<br />

zaman Rabbini en güzel şekilde<br />

tanımış olacak, gereken teslimiyeti<br />

de gösterecektir.<br />

Netice olarak yapılan kulluk<br />

sonucu, kişi bu dünyada yapmış<br />

olduğu en küçük bir iyiliğin<br />

mükâfatını da, en küçük kötülüğün<br />

cezasını da görecektir.<br />

(Zilzâl, 7-8)

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!