HABERLER - Diyanet İşleri Başkanlığı

ir ayet bir yorum
ve davranışları süslü, iyi, güzel
ve cazip gösterir ve kolaylaştırır.
(En’âm, 43; Muhammed, 25) İnsanları
fakirlikle korkutur. (Bakara,
268) Allah’ın zikrini ve gerçekleri
unutturur. (Mücadele, 19; En’âm,
68) Kişi ile kardeşi arasına fitne
sokar. (Yusuf, 100) Kişiyi fitneye
düşürür, azdırır ve Hak yoldan
saptırır. (A’râf, 27, 175, 202; Nisa,
60) Alevli ateşe çağırır. (Lokman,
21) Böylece insanları hüsrana
sürükler. Yüce Allah, peygamberleri
ve kitapları vasıtasıyla
insanları şeytanın düşmanlığına
karşı uyarmıştır. “Ey iman edenler!
Hepiniz topluca barış ve
güvenliğe (İslam’a) girin. Şeytanın
adımlarını izlemeyin. Çünkü
o, size apaçık bir düşmandır.”
(Bakara, 208; Nur, 21) "Şüphesiz
şeytan sizin için bir düşmandır.
Öyle ise (siz de) onu düşman
tanıyın. O, kendi taraftarlarını
ancak alevli ateşe gireceklerden
olmaya çağırır." (Fatır, 6) buyurmuştur.
3. Allah’ın kelamını görmezlikten
gelip şeytanlara uyanlar
ahirette pişman olurlar
Allah’ın Kelamını görmezlikten
gelip şeytana uyanlar, ibadet
ve salih amelleri terk edenler,
haram ve günah bataklığına
dalanlar, bir ömrü isyan içinde
geçirenler özellikle kâfirler, ahirette
pişman olacaklardır. Çünkü
dünyada şeytana uyarak yaptıklarının
bir faydası olmayacak,
şeytana uyduğuna pişmanlık duyacaktır:
Tahlil ettiğimiz ayette
bu husus şöyle dile getirilmiştir:
“Sonunda bize geldiğinde, yoldaşına,
-Keşke seninle aramız,
doğu ile batı kadar uzak olsaydı!
Ne kötü bir arkadaş, der! Onlara,
bu temenniniz bugün size
asla fayda vermez. Çünkü siz
zulmettiniz. Hepiniz azapta ortaksınız,
denir.”
44
Ağustos 2010 - 136
Kur'an-ı Kerim’de inkâr ve isyan
edenlerin ahirette pişman olacakları
birçok ayette bildirilmektedir.
Şu ayetler bu gerçeği çok
güzel dile getirmektedir:
- “İnkâr edenler, 'Keşke Müslüman
olsaydık' diye çok arzu
edeceklerdir.” (Hicr, 2)
- “(Kâfirler), ateşin karşısında
durdurulduğunda; 'Keşke dünyaya
geri döndürülsek de Rabbimizin
ayetlerini yalanlamasak
ve müminlerden olsak' dedikleri
vakit (onların hallerini) bir görsen!”
(En’âm, 27)
- “Yüzlerinin ateşte bir yandan
bir yana döndürüleceği gün
(kâfirler),'Keşke Allah’a ve Peygambere
itaat etseydik' diyeceklerdir.
Yine (kâfirler) 'Ey Rabbimiz! Biz
önderlerimize ve büyüklerimize
itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar'
diyeceklerdir.” (Ahzab,
66-67)
- “O gün zalim kimse, ellerini
ısırıp şöyle diyecektir: Ne olurdu
ben de peygamberle beraber
aynı yolu tutsaydım! Yazıklar
olsun bana, keşke falanı dost
edinmeseydim! Andolsun,
Kur’an bana geldikten sonra
beni ondan o saptırdı. Zaten
şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”
(Furkan, 27-29)
- “Keşke toprak olaydım!” (Nebe’,
40) diye temenni edecek olan
kâfire; “(Amellerinin yazılı olduğu)
kitabı sol tarafından verilince
şöyle der: Keşke kitabım
bana verilmeseydi. Hesabımın
ne olduğunu da bilmeseydim.
Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.
Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.
Saltanatım da yok olup
gitti.” (Yüce Allah bu kimselere
şöyle diyecektir:) “Onu yakalayıp
bağlayın. Sonra onu cehenneme
atın. Sonra uzunluğu
yetmiş arşın olan zincire vurun
onu. Çünkü o, Yüce Allah’a iman
etmiyordu. Yoksulu doyurmaya
teşvik etmiyordu. Bu sebeple,
bugün burada onun samimi
bir dostu yoktur. Gıslîn (kanlı
irinden) başka bir yiyeceği de
yoktur. Onu günahkârlardan
başkası yemez.” (Hâkka, 25-36)
Gelecekte ve ahirette pişman
olmamak için şartlarına uygun
iman etmek, salih ameller işlemek,
Kur'an’ı okumak, anlamak,
hükümlerini uygulamak ve başkalarına
anlatmak, haram ve
günahlardan sakınmak gerekir.
Yoksa ahirette, “Keşke bu hayatım
için önceden bir şey yapsaydım.”
(Fecr, 24) diye temenni
eder ama iş işten geçmiş olur.
Sonuç olarak, Kur'an yüce
Allah’ın insanlık âlemine son
mesajıdır, bütün insanların rehberidir.
Kur'an’ı görmezlikten
gelenler, Kur'an’ın hayat veren
sesine kulak tıkayanlar, Kur'an’ın
hükümlerini özel, aile ve toplum
hayatında uygulamaya koymayanlar,
şeytanın tuzağına düşmüş
olurlar. Şeytanın tuzağına
düşenler, Kur'an’a yönelmedikçe
bu bataklıktan kurtulamaz, felaha
ve huzura eremezler. Ahirette
pişman olurlar, ama iş işten
geçmiş olur.
Pişman olmamak için Kur'an’a
sarılmak, Kur'an’ı sadece okunup
rafa kaldırılan bir kitap
olmaktan kurtarıp hayat kitabı
hâline getirmek gerekir. Kur'an’a
sarılanlar salih ve muslih, iyi
ve iyiliksever insanlardır. Allah
bu kimselerin ecrini dünya ve
ahirette zayi etmez. Yüce Rabbimiz,
“Kitaba sımsıkı sarılanlar
ve namazı dosdoğru kılanlara
gelince, şüphesiz biz, salih ve
muslih olanların mükâfatını zayi
etmeyiz.” (A’raf, 170) müjdesini
vermektedir.