marketing europe & anatolia Sayı: 081
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
marketing europe & anatolia
Tarih: Ocak 2019 Sayı: 81
retorik
Yorumsuz...
2019
Hoşgeldi...
İçindekiler
marketing
europe & anatolia
Sayı: 81 Tarih: Ocak 2019
İmtiyaz Sahibi
Eksantrik Film Prodüksiyon
P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr.
Genel Yayın Yönetmeni ve
Sorumlu Yazı İşler Müdürü
Elvin Ekşioğlu
e-mail: elvineksioglu@gmail.com
Haber ve Fotoğraflar
Agency Europe & Anatolia
http://aea.eksantrik.com
aeanews@gmail.com
Katkıda Bulunanlar
Nurgül Eryıldır Günay
Ali Erdem Ekşioğlu
Seval Duban
Kübra Nebioğlu
Yusuf Yener Günay
Danışman
Abdullah Ekşioğlu
İlan Rezervasyon
Ayşe Yılmaz
Kısa Kısa 04 - 07
Teknoloji 10 - 11
retorik 13
Medya Dünyası 14 - 15
Röportaj 16 - 24
Reklam dünyası 28 - 29
Yayın Türü
Süreli Yayın
Yönetim Yeri
Agency Europe & Anatolia
e-mail: meadergi@gmail.com
marketing europe & anatolia
Agency Europe & Anatolia tarafından
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film
Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir
bölümü yayıncısının izni olmaksızın
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara,
makalelerdeki görüşler ve hukuki
sorumluluk yazarlara aittir.
Bu derginin yayınlanma sürecinde
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.
http://www.meadergi.com
mobil: http://m.meadergi.com
http://www.facebook.com/meadergi
instagram: meadergi
https://twitter.com/meadergi
Röportaj 30 - 33
Kampanyalar 35 - 39
Gezi 40 - 46
Game On 48 - 51
Kültür Sanat 52 - 53
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.
marketing europe & anatolia / 1
Köşe
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com
( editörden
)
2019 Hoşgeldi...
Merhaba,
Yeni ylınız kutlu olsun, yeni yılın tüm Türkiye'ye huzur, güven, istikrar getirmesini
diliyorum.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da kampanyalar özel sayımızı yayınladık. Türkiye reklamcılık
tarihinde çok önemli bir yer alan kampanyalar özel sayımızda her yıl olduğu gibi
bu yıl da 2018 yılı kampanya künyelerini toplu halde ücretsiz okuyabilir, digital
kütüphanenizde arşivleyebilirsiniz.
Dergimiz yine dopdolu. Haber sayfalarımız, teknoloji sayfalarımız, kampanya
sayfalarımız yine büyük bir özenle hazırlandı. Sektörden arkdaşlardan 2018
yılı değerlendirmeleri ve 2019 yılı öngörülerini yazmalarını istedim. Sektörün
görüşlerini röportaj sayfalarımızdan okuyabilirsiniz. Gezi yazarımız Seval Duban
Romanya gezisinin 3. bölümünü sizler için kaleme aldı. Ali Erdem Ekşioğlu Gameon
sayfalarımızda bu ay Battlefield V oyununu deneyimleyip yazdı.Yazarmız Abdullah
Ekşioğlu, yine bizlere yeni pencereler açtı. Bizim için her ay olduğu gibi bu ay da
koşuşturma ve dergimizi tarafsız bir bakış açısıyla hazırlama telaşıyla geçti.
Dergimizin okuma, görüntülenme sayılarını her sayımızda vermekten gurur duyuyorum.
Çünkü Türkiye'nin en çok okunan marketing dergisi olmaktan çok mutluyum. Dergimizin
okunma sayısı aylık 10.000 kişiye ulaştı :)
Mutluyuz, gururluyuz :)
Medya takip kuruluşlarının izleme ve ölçme değerlendirme verilerine göre
sayfalarımızın değeri her geçen gün artıyor :)
Sevgiler,
marketing europe & anatolia / 3
Kısa Kısa
12. TEB Akıl Fikir Yarışması...
Türk -Ekonomi Bankası
(TEB tarafından düzenlenen,
finans alanında
yenilikçi ve yaratıcı
fikirlerin ödüllendirildiği
TEB Akıl Fikir Yarışması
başvuruları için bir hafta
kaldı. 2006 yılından bu
yana sektöre yenilikçi
fikirler ve yaratıcı projeler
kazandıran TEB Akıl
Fikir Yarışması için 15
Ocak’a kadar yarışmanın web sitesi www.icatcikar.com
üzerinden başvuru yapılabilecek.
‘İcat Çıkar’ sloganıyla bu yıl 12.’sini düzenlenen TEB Akıl
Fikir Yarışması için başvuruların sona ermesine bir hafta
kaldı. Türk Ekonomi Bankası (TEB) tarafından sektöre
yenilikçi ve yaratıcı ürünler kazandırmak, müşteri deneyimini
iyileştirmek ve inovasyon kültürünü yaygınlaştırmak
amacıyla düzenlenen ve her yıl daha da büyüyen bir ilgiyle,
en önemli açık inovasyon uygulamalarından biri olan
TEB Akıl Fikir Yarışması, bu yıl da ‘Üniversite Öğrencisi-
Yeni Mezun’, ‘Müşteri’ ve ‘Teknolojik Girişimci’ olmak üzere
üç ayrı kategoride düzenlenecek.
‘Üniversite Öğrencisi-Yeni Mezun’ ve ‘Müşteri’ kategorilerinde
bankacılık ürün ve hizmetleriyle ilgili yenilikçi, yaratıcı
fikir ve projeler; ‘Teknolojik Girişimci’ kategorisinde ise sektör
bağımsız teknoloji tabanlı projeleri olan tüm girişimciler
15 Ocak 2019 tarihine kadar www.icatcikar.com üzerinden
başvuruda yapabilecek.
Jürinin sektörün önde gelen isimlerden oluştuğu
yarışmada, katılımcıları finansal ödüllerin yanı sıra TEB’de
kariyer fırsatları, Roland Garros Seyahati ve TEB Girişim
Evi’ne katılım önceliği bekliyor. Ayrıca en inovatif üç proje
sahibi Bahçeşehir Üniversitesi tarafından MBA bursu ile
ödüllendiriliyor.
‘Üniversite Öğrencisi – Yeni Mezun’ Kategorisi’nin birincisi
25 bin TL, ikincisi 15 bin TL, üçüncüsü ise 10 bin TL ödül
kazanıyor. Garros’a katılma hakkı kazanıyor. İkinci olan
TEB müşterisi 15 bin TL, üçüncü ise 10 bin TL’lik ödülün
sahibi oluyor.
Gereksizse Kapat, Geleceği Aydınlat…
oluşturduğu VİKO by Panasonic Çocuk Tiyatrosu, teması
enerji verimliliği olan ‘Aydınlık Bir Gelecek’ isimli oyununu
sergileyerek çocukları bu konuda bilinçlendiriyor.
Panasonic Eco Solutions Türkiye, İstanbul İl Milli Eğitim
Müdürlüğü ile birlikte yürütülen ‘Aydınlık Bir Gelecek İçin
Okullarda Enerji Verimliliği’ projesinde yaklaşık 7 yılda 620
bin ilkokul öğrencisine ulaşarak bir rekora imza attı. Büyük
hedef ise 1 milyon öğrenciye ulaşmak.
Kurumsal Marka Yönetim Genel Müdürü Aysel Özaltınok
“İçinde bulunduğumuz dönemde, gelecek kuşaklara
daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak
Toplumdaki enerji kültürü ve verimlilik bilincinin artırılmasına sorumluluğu. Hepinizin bildiği gibi doğal kaynaklarımız
yönelik olarak 1981 yılından bu yana her yıl Ocak ayının tükeniyor, küresel ısınma giderek daha büyük bir tehdit
ikinci haftası Enerji Tasarrufu Haftası olarak kutlanıyor. haline geliyor, çevre kirleniyor. Ülke olarak enerjinin büyük
Her geçen gün tükenen doğal kaynaklar ve kirlenen çevre, bir bölümünü ithal ettiğimizi de özellikle belirtmek istiyorum.
Ve tüm bu nedenlerle toplumun tüm kesimleri olarak
dünyamızın ve insanlığın geleceğini tehlikeye atıyor. Enerji
için ödenen bedeller ise her geçen gün artıyor. Bu enerji verimliliği ve doğal kaynakların bilinçli tüketimi
bağlamda geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın konularında daha sorumlu yaklaşımlar sergilemeliyiz.”
enerji kullanımı ve tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi şeklindeki sözleri ile projeye verdikleri önemi ifade ediyor.
büyük önem taşıyor. Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin
4 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
PepsiCo’nun yeni fabrikası...
tüketicilerin damak tadına uygun tariflere göre hazırlanmış
Lay’s, Doritos ve Ruffles markalarının geniş çeşitliliğe sahip
atıştırmalık ürünleri üretiliyor. Burada üretilen Doritos
ürünlerinin yaklaşık yüzde 25’i Romanya, Bulgaristan,
Moldova, Litvanya, Estonya, Polonya, Makedonya, Kosova,
Arnavutluk ve Sırbistan’a ihraç ediliyor. İnşaatında 500
kişinin çalıştığı fabrika faaliyete geçmesiyle birlikte 300
kişiye iş olanağı yaratıyor.
PepsiCo Avrupa ve Sahra-altı Afrika Başkanı Silviu Popovici
tesis yatırımı ile ilgili şöyle konuştu: “PepsiCo olarak
56 yıldır Türkiye’nin zengin tarihinin bir parçası olmaktan
gurur duyuyoruz. Bugün ise, Manisa’da kurduğumuz yeni
PepsiCo’nun yeni fabrikası, Manisa Organize Sanayi
yiyecek fabrikamız, Türkiye’ye yatırımlarımızın önemli bir
Bölgesi’nde 47 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam
100 bin metrekarelik bir alan üzerine kuruldu. Bu
dönüm noktasını oluşturuyor ve Türkiye halkına, ekonomisine
ve geleceğine olan inancımızı simgeliyor.”
alanın seçiminde, lojistik konumu, Organize Sanayi
PepsiCo, Türkiye’nin 24 farklı şehrinde tarımsal faaliyet
Bölgesi’nin yatırıma uygun altyapısı, eğitimli işgücü ve
yürütüyor ve kullandığı patates ve mısırın yüzde 100’ünü
belirli hammadde kaynaklarına yakınlığı gibi bir dizi temel
yine Türkiye’nin yerel üreticilerinden satın alıyor. Manisa
kriter rol oynadı.
fabrikasının faaliyete geçmesiyle birlikte PepsiCo’nun yerel
çiftçilerden satın aldığı patates ve mısır miktarı yüzde
Türkiye’de PepsiCo’nun altıncı fabrikası olan Manisa
fabrikasında, en yüksek kalite standartlarında ve yerel
14 oranında arttı.dedi.
Penti, 2018 yılında % 29 büyüdü...
Penti, 2018 yılını % 29 büyüme ve 1.1 milyar TL ciro ile ile kapatan Penti, 2019 yılında
kapadı. 2019 yılında mağaza sayısını 620’ye çıkaracak Kazakistan’dan Kanada’ya 5
olan marka, 1.5 milyar TL ciro hedefliyor. Dünyanın
doğusundan batısına her noktasına adım atmayı hedefleyen
kıtada 50 yeni mağaza açmayı
hedefliyor. Penti Yönetim Ku-
marka, Kazakistan’dan Kanada’ya 5 kıtada 50 yeni rulu Başkanı Sami Kariyo,
mağaza açacak.
İç giyim, bacak giyim, ev giyim ve plaj giyim kategorilerinde
Türkiye’nin en sevilen ve tercih edilen Türkiye’nin
lovemark’ı Penti, 2023’ye giden yolda çizdiği gelecek
projeksiyonuna hız kesmeden devam ediyor. 2018
yılında %25’i LFL olmak üzere toplamda %29 oranında
bir büyümeyle cirosunu 1.1 milyar TL’ye çıkaran Penti, 1
yılda metrekare başına 3500 ziyaretçiyle Türkiye nüfusundan
fazla ziyaretçiyi mağazalarında ağırladı. 2019 yılı
sonunda, cirosunu 1.5 milyar TL’ye çıkarmayı hedefleyen
Penti’nin 2018 yılı performansını ve gelecek dönem stratejilerini
Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo ve Penti
Giyim A.Ş. CEO’su Mert Karaibrahimoğlu anlattı.
Global marka olma yolunda beş kıtada 620 mağaza…
2018 yılını yurt içinde 62 ilde 364, yurtdışında ise 30’u
aşkın ülkede 170 olmak üzere toplamda 534 mağaza
“Penti olarak 2018 yılı yurt
dışı operasyonlarımızda %82
büyüme gösterdik. 2019 yılı sonuna
kadar yurtiçi ve yurtdışı
toplam mağaza sayımızı 620’ye
çıkararak dünya üzerinde adım
atmadık kıta bırakmayacağız” dedi.
İran, Arnavutluk, Kosova Makedonya, Gürcistan, Azerbaycan
ve Suudi Arabistan’da yıllardır devam ettirdiği pazar
liderliğini kimseye bırakmadıklarını belirten Kariyo, 2018
yılında yeni girdikleri Karadağ, Kuveyt, Ürdün ve Lübnan
gibi ülkelerde de pazar liderliğine oynadıklarını ifade etti.
Sami Kariyo, “2019 yılının ilk ayında Amerika kıtasındaki
ilk mağazamızı açacağız. Ayrıca Yunanistan pazarına
da giriş yaparak Avrupa, Ortadoğu ve Balkanlardaki hızlı
büyümemize devam edeceğiz” dedi.
marketing europe & anatolia / 5
Kısa Kısa
PRİDA İletişim Ödülleri...
İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği’nin (İDA) bu yıl ikincisini
düzenlediği PRİDA İletişim Ödülleri’ne başvuruların
online değerlendirme süreci tamamlandı ve finale kalan
projeler belli oldu.
İletişim danışmanlığı sektörünün Türkiye’nin toplumsal
kalkınmasındaki rolünü göstermek, paydaşlarına kattığı
değerin bilinmesini sağlamak ve yeni projelerin üretilmesini
teşvik etmek amacıyla İDA’nın başlattığı PRİDA İletişim
Ödülleri’nde finale kalan 99 proje açıklandı. İletişim profesyonelleri,
sektör yayınlarının temsilcileri ve akademisyenlerden
oluşan jüri heyetinin değerlendirmesi sonucunda
finale kalan projelerin tam listesine www.pridaodulleri.org
web sitesinden ulaşılabiliyor.
23 Ocak’ta düzenlenmesi planlanan ödül töreninde
‘Stratejik İletişim’, ‘Pazarlama İletişimi’, ‘Dijital ve Sosyal
Medya’, ‘Özel Ödüller’, ‘Sürdürülebilir Başarı Ödülleri’ ve
‘İletişim Emektarları’ olmak üzere 6 ana başlık altında 35
kategoride sahiplerine takdim edilecek.
Atama...
Nielsen’nin yeni Medya
Müşteri Hizmetleri ve Pazarlama
Direktörü Mehmet Fazıl
Kanyılmaz oldu. Nielsen’de
Medya Müşteri Hizmetleri ve
Pazarlama Müdürü olarak
görev yapan Mehmet Fazıl
Kanyılmaz, gösterdiği yüksek
performans sonrası Müşteri Hizmetleri ve Pazarlama
Direktörü olarak atandı.
Doğuş Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni 2005 yılında
tamamlayan Mehmet Fazıl Kanyılmaz, medya kariyerine
2009 yılında Turkuvaz Medya Grubu’nda Yönetici
Adayı (MT) olarak başladı. Minika çocuk kanalının kurulum
aşamasında görev alan Kanyılmaz, 2011-2014
arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde sürdürdüğü
eğitimi kapsamında University of California Los Angeles
(UCLA) Film Production ve University of Southern
California’da (USC) İletişim Yönetimi Master
programlarını tamamladı.
Atama...
Ömer Barbaros Yiş, lisans eğitimini
Koç Üniversitesi İşletme ve Ekonomi
Bölümlerinde çift anadal olarak,
Ekonomi Yüksek lisansını Universitat
Autonoma De Barcelona’da
tamamladı. Profesyonel iş hayatına
2006 yılında Kurumsal ve Bireysel
Fiyatlandırma Uzmanı olarak Turkcell’de başlayan Yiş,
Pazarlama bünyesinde çeşitli Kıdemli Ürün Yöneticisi
pozisyonlarında bulundu. 2010 - 2013 yılları arasında
kariyerine Peppers & Rogers Grup’ta Global Telekom
Sektörü Direktörü olarak devam etmiştir. 2013 yılında
Türk Telekom bünyesinde sırasıyla Mevcut Müşteri Yönetimi
Direktörlüğü, Değerli Müşteriler Yönetimi Direktörlüğü,
Sabit Ürünler Gelir Yönetimi rollerini üstlendi.
2017 yılından bu yana Turkcell’de görev yapan Yiş,
Stratejik ve Odaklı Pazarlama Direktörü rolü ardından
Bireysel Pazarlama Direktörü olarak görevine devam
etmektedir. Kendisi, 18 Aralık 2018 itibarıyla görevine
ek olarak Turkcell Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı
görevine vekaleten atanmıştır.
6 / marketing europe & anatolia
Kısa Kısa
Shell’in, Türkiye’deki yatırımları...
Shell, Türkiye’de yatırımlarına inde 11 farklı kategoride 1500’den fazla ürün sunuyor.
hız kesmeden devam ediyor Shell & Turcas, Shell Select marketlerde sunduğu ürünlerini
misafirlerinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştiriyor.
Her gün 1 milyondan fazla misafirine
hizmet veren Shell & Shell Select Marketleri ziyaret eden misafirler, çekirdekten
Turcas, Shell Select marketleri taze çekilmiş kahve, fırın ürünleri ve özel şefler tarafından
ile sektörüne öncülük ediyor. tasarlanan lezzetli deli2go sandviçler alabiliyorlar.
Shell Select marketleri ile 2013 Shell & Turcas CEO’su Felix Faber, istasyonlarından
yılında bir ilke imza atan Shell & akaryakıt alan her 2 kişiden birinin Shell Select marketlerimizi
de ziyaret ettiğini söyledi: “Genç, dinamik nüfu-
Turcas, aradan geçen 5 yılda,
42 şehirde 360 noktaya ulaştı. Shell Select marketlerde su ve büyüyen ekonomisi ile Türkiye, Shell için öncelikli ülkeler
arasında yer alıyor. Shell & Turcas olarak Türkiye’ye
kahveden sandviçe, soğuk sıkım meyve suyundan
çiğ köfteye 1500 farklı ürün sunuluyor.Shell, dünyada her zaman olduğu gibi yatırım yapmaya devam ediyoruz.
70’den fazla ülkede 44 bin satış noktası ile dünyanın Türkiye çapında 42 şehirde 360 adet özel konseptli Shell
tek marka altında konumlanan en büyük perakende Select marketimiz ile misafirlerimizin akaryakıt dışındaki
şirketi özelliğini taşıyor. Dünya genelinde 500 bin ön ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. 2020 yılında Shell Select Market
sayısını 500’e çıkarmayı hedefliyoruz.”
saha çalışanı ile her gün 30 milyon, Türkiye’de ise 15
bin ön saha çalışanı ile her gün 1 milyondan fazla misafire
hizmet veriyor. Sektörü yeni nesil market formatı devam ettiğini belirten Faber, yılda yaklaşık 2 milyon
Starbucks ve Kahve Dünyası ile başarılı iş birliklerinin
Shell Select ile tanıştıran Shell & Turcas, Türkiye’de 42 adet deli2go sandviç ve 2.5 milyon bardak kahve satışı
şehirde 360 noktada bulunan Shell Select marketler- gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.
İşbirliği...
Dünyada 63. yılını kutlayan
Golin, moda ve perakendecilik
iletişimi alanındaki
deneyimini, 1 Ocak 2019 itibariyle
çalışmaya başladığı
Hemington ile sürdürecek.
Hemington, yüzde yüz saflık
ve doğallık prensibiyle dünyanın seçilmiş noktalarından
temin ettiği en iyi kalite ipliklerle hazırladığı koleksiyonlarıyla
erkek giyim deneyimini yepyeni bir noktaya
taşıyor.
Hemington koleksiyonları, Akmerkez AVM, Akasya AVM,
Bağdat Caddesi Suadiye, Nişantaşı City’s AVM, Mall of
İstanbul AVM, Ataköy A Plus AVM, Bursa Sur Yapı Marka
AVM konsept mağazalar ve www.hemington.com.tr
sitesinde müşterileriyle buluşturuyor.
Golin İstanbul, Hemington’a stratejik iletişim danışmanlığı
çatısı altında marka iletişimi, medya ilişkileri, konu,
etkinlik ve sponsorluk yönetimi,liderlik iletişimi,influencer
marketing,sosyal medya ve içerik üretimi kapsamlarında
hizmet verecek.
İşbirliği...
KIA, yeni dönem iletişim
çalışmaları için Communication
Partner’la anlaştı.
75 yıllık global hikayesi ve
teknolojik alt yapısıyla otomotiv
sektörünün öncü markalarından KIA’nın iletişim
danışmalığını Communication Partner yürütecek.
Güney Koreli otomotiv devi KIA, yeni yıla yeni iletişim
ajansıyla başladı. Anadolu Grubu çatısı altındaki Çelik
Motor distribütörlüğüyle Türkiye pazarında faaliyet
gösteren KIA, iletişim danışmanlığı hizmeti için Communication
Partner’la anlaştı.
Otomotiv sektöründe 75 yılı geride bırakan, global
bağımsız araştırma ve danışmanlık şirketi Interbrand’in
“2018’in en iyi markaları” araştırmasında 71. sırada yer
alan KIA, Türkiye’de 18 yıldır Çelik Motor güvencesiyle
kullanıcılarıyla buluşuyor. başlıklarında topluyor.
Ajans, kurucusu olduğu Communication Platform ile
İstanbul dışında sekiz ilde de hizmet veriyor.
marketing europe & anatolia / 7
Teknoloji
Tak çalıştır, unut gitsin...
Technopc, yeni teknoloji
harikası, 8’inci nesil Intel
Core işlemcili Mini PC’si
H385 modelini satışa sundu.
Gücünden taviz vermeden
küçük hacimli mini
bilgisayara geçip konfor
alanını arttırmak isteyenlerin
ilk tercihi olacak
H385, 3 ekrana görüntü
verme ve sadece binde 2 arıza oranına sahip. Ayrıca, yarı
endüstriyel yapıdaki cihaz, ‘Tak çalıştır, unut gitsin’ diyerek
tanımlanabilir
Türkiye’de bilgisayar üretiminde ilk yerli malı belgesini alan,
Türkiye’de mini bilgisayarların kullanılmasında öncülük eden
ve bu alanda en çok modele sahip olan Technopc, 8’inci nesil
Intel Core işlemcili Mini PC’si H385 modelini satışa sundu.
Technopc Yönetici Ortağı Murat Yücel, ürünün üstün özelliklere
sahip olduğunu belirtti. Yücel, yüksek performanslı
desktop işlemciler kullanılan H385’in çalışma hızı ve yüksek
benchmark score’larının rakiplerine göre bir adım önde
olduğunu söyledi.
Yücel, H385’in standart desktop bilgisayarların gücünden
taviz vermeden küçük hacimli mini bilgisayara geçip konfor
alanını arttırmak isteyen küçükten büyüğe tüm işletmelerin
tercihi olacağını da anlatarak, “Güçlü grafik altyapısı ve hızlı
disk teknolojileri ile geleneksel masa üstü bilgisayarlardan
bile daha hızlı bir model H385” dedi. Yücel, “H385’in üzerinde
2 adet Display, 1 adet HDMI ve 1 adet VGA port olmak
üzere 4 farklı ekran çıkışı var. 3 farklı ekrana aynı anda
görüntü verebilen H385, çoklu bağlantı noktalarıyla da tercih
sebebi olacak. Ayrıca enerjide de tasarruf sağlıyor. H385
modelimiz SATA ve SSD disklere göre daha hızlı ve düşük
enerji tüketimi ile çalışmasını sağlayan NVM teknolojisine
sahip” diyerek model hakkında bilgi verdi.
1 adet RS 232 com porta sahip olan H385, ayrıca metal
kasası ve özel soğutma sistemi ile uzun ömürlü kullanım
kolaylığı sunuyor. Cihaz, binde 2 gibi düşük bir arıza oranına
sahip. Cihazın diğer bir artısı ise sahip olduğu TPM güvenlik
modülü sayesinde üstün veri güvenliği sağlaması. Yarı
endüstriyel bir yapıya sahip olan cihaz, ‘Tak çalıştır, unut gitsin’
diyerek tanımlanabilir.
Casper VIA G3...
Casper, yeni akıllı telefonu VIA G3’ü kullanıcıyla buluşturdu.
Sahip olduğu yapay zekâ teknolojisi, alternatif renk
seçenekleri ve geniş ekran deneyimiyle trendlere göz kırpan
VIA G3, Casper’ın bugüne kadar ürettiği en büyük ekranlı
akıllı telefon.
Casper’ın VIA G3, ekran boyutundan alternatif renk
seçeneklerine, 2 katmanlı Incell teknolojisine sahip
ekranından çentik boyuna kadar güncel akıllı telefon
trendleriyle uyumlu fiyat performans oranındaki iddiasıyla
da kullanıcının yeni favorisi olmaya aday.
Geniş ekranı ile kullanıcıların görsel ve video deneyimini
bir adım ileriye taşıyan VIA G3, %81.2 ekran gövde, 6.22’’
geniş ekran boyutuna sahip. Çarpıcı ekran tasarımı sayesinde
oyun oynarken, sosyal medyada gezinirken ve video
izlerken daha fazla ayrıntının görünür olmasını sağlıyor.
Bununla birlikte geniş ekranı, elde tutuş ergonomisiyle fark
yaratıyor. VIA G3, diğer VIA modellerine göre daha küçük
olan çentik kullanımı sayesinde ekranda daha fazla bildirime
de yer açıyor.
10 / marketing europe & anatolia
Teknoloji
LG, CineBeam 4K projektörü...
LG’nin CES 2019’da tanıtacağı en yeni CineBeam projektörü,
yapay zeka teknolojisiyle üstün bir kullanıcı deneyimi
ve şaşırtıcı bir görüntü kalitesi sunuyor.
LG Electronics (LG), CES 2019’da kısa mesafeden görüntü
teknolojisine (UST) sahip ikinci nesil CineBeam Laser 4K
projektörünü (model HU85L) tanıtacak. LG’nin CES 2019
İnovasyon Ödülü’nün de sahibi olan cihaz; duvar, zemin
veya tavan gibi herhangi bir düz yüzeyde çarpıcı 4K görüntü
yansıtabilen kompakt tasarımıyla rakipleri arasından kolayca
sıyrılabiliyor.
UST teknolojisine sahip LG CineBeam Laser 4K, duvardan 5
cm’den biraz daha fazla uzağa yerleştirilerek 90 inçlik diyagonal
bir görüntü oluşturabiliyor. 18 cm uzağa yerleştirildiğinde
ise projektör, 120 inç büyüklüğünde ve oldukça parlak bir
görüntü üretiyor. Basit bir kuruluma sahip kullanıcı dostu
cihaz, sinematik bir ölçekte çarpıcı görüntüleme deneyimi
sağlıyor.
2,500 ANSI lümen ve 4K UHD çözünürlüğü sunan LG
CineBeam Laser 4K, izleyicideki sanal gerçeklik hissini
artırıyor. HU85L projektör, geniş renk gamı sayesinde yüksek
doğrulukta renk üreterek, görüntülenen her resmin
gerçekliğini artırıyor, ayrıca mükemmel bir siyah seviyesi de
sunuyor. LG CineBeam’da bulunan USB, Ethernet ve HDMI
bağlantı seçenekleri izleyenlere film, şov gibi farklı içerikteki
görüntüleri de izleme fırsatı sunuyor.
Yapay Zeka Teknolojisi*, müşterilerin, LG’nin Yapay Zeka
çözümü olan ThinQ’nun doğal dil işleme özelliklerine erişmek
için sesli komutları kullanmalarını sağlıyor. LG CineBeam
Laser 4K’ya, bu Yapay Zeka Teknolojisinin dahil edilmesi
de maksimum kullanıcı rahatlığını getiriyor. Örneğin cihaza
“Film bittikten sonra projektörü kapat.” ya da “YouTube’da
yoga videoları oynat.” gibi komutlar verilebiliyor.
Dıesel Saatlerine Mavi Dokunuş...
saat tutkunlarının bu sezon da favorisi olacak.
Mat mavi renk kasası ve gri kadranıyla cesur erkekleri tavlayacak
MS9 Chrono ve mat siyah ağırlıklı yalın bir tasarıma
sahip Stigg modelleri Diesel 2019 koleksiyonunun iddialı
modelleri arasında yerini alıyor.
Diesel 2019 saat modelleri Saat&Saat mağazalarında ve
www.saatvesaat.com.tr’de sizleri bekliyor.
Diesel bu sezon pozitif enerji yayan mavi ile siyah renklerini
bir araya getirerek sportif ve retro bir saat koleksiyonu
sunuyor. Her dönem cesur stiliyle farkını ortaya koyan Diesel,
mat siyah ağırlıklı saat modellerinde yer alan mavi detaylarla,
yeni koleksiyonuna sportif ve şık bir görünüm katıyor.
Motor tutkunlarının DNA’sından ilham alan Diesel Mega
Chief modeli, 51mm paslanmaz çelik kasasıyla geniş kasalı
marketing europe & anatolia / 11
Köşe
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com
(retorik
)
Yorumsuz...
“Ey Oğul!
Beysin!
Bundan sonra öfke bize; uysallık sana…
Güceniklik bize; gönül almak sana..
Suçlamak bize; katlanmak sana..
Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana..
Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar
bize; adalet sana..
Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama
sana…
Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana..
Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek,
şekillendirmek sana..
Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala
yardımcın olsun.
Beyliğini mübarek kılsın.
Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın.
Uzaklara iletsin.
Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl
ve kalp versin.
Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de
düşünce, fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü
açmalıyız.
Tıkanıklığı temizlemeliyiz.
Oğul!
Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede
ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında
savrulur gidersin..
Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için
daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!..
Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir.
Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense
bile bağrında kalır.
Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir.
Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme.
Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan
da bu irfandır.
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında
ölürler.
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin
fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır.
Ananı ve atanı say!
Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.
Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur,
çöllere dönersin.
Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme;
bildin deme!
Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın
zedelenir…
Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken
fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı!
Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar
emniyette değildir.
Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine
doru, yiğidin iyisine deli derler.
En büyük zafer nefsini tanımaktır.
Düşman, insanın kendisidir.
Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.
Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü
ortak malı değildir.
Ülke sadece idare edene aittir.
Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur.
Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini
oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir
ki, yaşayamadılar..
İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz.
Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar.
Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri
iflah etmez.
Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!..
Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar.
Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa
kavuşturur.
Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin
değil, bırakmayanın ardından ağlamalı…
Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.
Savaşı sevmem.
Kan akıtmaktan hoşlanmam.
Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir.
Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır.
Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir.
Bey memleketten öte değildir.
Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.
Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok.
Çünkü, zaman yok, süre az!..
Yalnızlık korkanadır.
Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz.
Yalnız başına kalsa da!
Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin.
Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir.
Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!..
Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.
Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini
unutmayasın…”
Şeyh Edebali, 13. Yüzyıl, Söğüt-Bilecik-Türkiye
marketing europe & anatolia / 13
Medya Dünyası
Görev değişiklikleri...
Medya Dünyasından Diğer Haberler
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri
• Esquire Genel Yayın Yönetmeni Togan Noyan’la yollar
ayrıldı.
• 2010 yılından bu yana Sabah gazetesinde önemli görevlerde
bulunan ve son olarak gazetenin okur temsilciliğini
yapan İbrahim Altay, Daily Sabah Genel Yayın
Yönetmenliği görevine getirildi.
• Hürriyet Gazetesi Seyahat İlavesi Yayın Yönetmeni
Serkan Ocak görevinden ayrıldı.
• Vatan Gazetesi ekonomi editörü Emre Eser artık Hürriyet
Ekonomi’de çalışma hayatını sürdürecek.
• Sabah Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Prof. Şükrü
Hanioğlu, artık gazetede yazmayacağını açıkladı.
• Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bartu Soral, sosyal medya
hesabından gazetedeki yazılarına son verildiğini
açıkladı.
• Posta İzmir’in uzun süredir Ege Bölge Temsilciliği yürüten
Bülent Zarif görevinden ayrıldı, yerine Hürriyet Muhabiri
Banu Şen atandı. Şen, Posta Ege’nin Genel Yayın
Yönetmeni oldu.
• 15 yıldır Milliyet gazetesi ve Milliyet.com.tr bünyesinde
görev yapan tecrübeli haberci Musa Kesler grup içi bir
transfer ile Hürriyet gazetesine geçti.
• Demirören Medya Özel Ekler Direktörlüğü’ne deneyimli
gazeteci Eren Aka atandı.
Görsel Basında Görev Değişiklikleri
• Habertürk sunucusu Buse Biçer, Ciner Grubu’nun bir
diğer kanalı Bloomberg HT’ye transfer oldu.
• Gazeteci Pınar Işık Ardor Beyaz TV ile anlaştı.
• CNN Türk Haber Merkezi’nde 5 yıldır muhabir olarak
görev yapan Pınar Çıtak Koygunkanalla yollarını ayırdı.
• Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Kurucu ve Yönetim
Kurulu Başkanı Celal Toprak, TGRT Haber Ekonomi
Haberleri Müdürü olarak göreve başladı.
• Turkuvaz Medya Grubu çatısı altında yayınlanan “Bebeğim
ve Biz” dergisi yayın hayatına son verdi.
• Hilal Tv, 13 yıllık yayınlarına son veriyor. Kanalda program
yapan Ebubekir Kurbanoğlu, kanalın ekonomik sıkıntılar
nedeniyle programına son verdiğini ve bundan
böyle programlar yapılmayacağını duyurdu.
• Bu sene 4. kez verilen ‘Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’
sahiplerini buldu. Milliyet.com. tr çevreye duyarlılık gösteren,
toplumu çevre ve geri dönüşüm konusunda bilinçlendirmeye
yönelik haberleri nedeniyle basın dalında bu
ödüle layık görüldü.
• Gazeteci, yazar ve spor adamı Avni Erboy, Avrupa Fair
Play Birliği (EFPM) tarafından bu yıl ilk kez verilen ve
“Büyük Ödül” olarak adlandırılan “European Fair Play
Movement Fair Play SPIRIT Award 2018 (2018 Avrupa
Fair Play Hareketi, Fair Play Ruhu Ödülü)nü törenle aldı.
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 2018 Sedat Simavi
Ödülleri’n de Gazetecilik Ödülü’ne Sözcü yazarı Çiğdem
Toker layık görüldü.
• Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu tarafından engellilere
yönelik katkı veren ve çalışma gerçekleştiren kurum
ve kuruluşlara ‘Onur Ödülleri’ verildi. Gecede Star TV
Ana Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik ödüle
layık görüldü.
• beIN Media Group, iki film kanalı beIN Movies Comedy
ve beIN Movies Festival kanallarıyla ilgili flaş bir karara
imza attı. İki kanalını televizyon yayınına kapatan beIN
Media, bu kanallarda yayınlanan filmlerin beIN Connect
uygulamasından ulaşaılabileceğini duyurdu.
• Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin yayınladığı “Foto
Muhabiri” dergisi son sayısını geçtiğimiz ay hayatını
kaybeden usta foto muhabiri Ara Güler’e ayırdı.
• 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği
(GSYİAD) tarafından düzenlenen “Sarı Kırmızı Kareler”
fotoğraf ve video yarışmasında, Anadolu Ajansı (AA)
foto muhabirleri Elif Öztürk Özgöncü, Salih Zeki Fazlıoğlu
ve Berk Özkan ödüle layık görüldü.
• İhlas Medya Gurubu ailesi, Dünya Gazeteciler Derneğince
düzenlenen “Yılın En İyi Oscar Ödülleri” töreninde
yılın en iyi özel haber ajansı ödülüne layık görülürken,
TGRT Haber kanalında yayınlanan Ekrem Açıkel ile Ana
Haber programı yılın en iyi haber programı seçildi.
• 45. Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde en iyi en iyi kadın
sunucu ödülüne Müge Anlı layık görüldü.
14 / marketing europe & anatolia
Medya Dünyası
marketing europe & anatolia / 15
Röportaj
2018 - 2019 değer
Yakup Barouh - İlancılık Reklam Ajansı Başkanı
Cemil Bayram - W’ART Reklam Ajansı Ajans Başkanı
Yelda Benezra - Hap İstanbul Kurucusu
Selçuk Akyüz - Lansman Istanbul
Ümit Çelebi - Bcom Brand Communication, CEO
Eray Dengiz - Badbaz Dijital İletişim Kurucu Ortağı
Sevda SOLAK - TimePR Ajans Başkanı
Yakup Barouh
İlancılık Reklam Ajansı Başkanı
2018 yılını değerlendirmesini ve 2019
yılı için öngörülerimi, son yıllarda öne
çıkan PESTEL analizi ışığında ele almak
istiyorum. Aslında PESTLE analizi,
bir kuruluş üzerinde etkisi olan makroçevresel
faktörleri analiz etmek kullanılan
araçtır. SWOT analizinde kullanılan
tehditleri ve zayıflıkları tanımlamak
amacıyla kullanılır.
Açılımı; P – Political (Politik), E – Economic
(Ekonomik), S – Social (Sosyal),
T – Technological (Teknolojik), L – Legal
(Yasal) ve E – Environmental (Çevresel)
şeklindedir.
2018’i geride bırakıp 2019’u
karşılamaya hazırlandığımız şu günlerde
2018 değerlendirmeleri ve 2019 hedeflerine ilişkin,
piyasanın görüşlerini sizlerle paylaşmak için,
reklamcı ve iletişimci
dostlarımızın görüşlerine
kulak verdik.
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com
Bir marka, dünyanın herhangi bir yerinde
faaliyetini sağlıklı bir şekilde yürütmek
için bu analizi mutlaka yapmalı ve
gelecek hedeflerini buna göre şekillendirmelidir.
Ben, geçtiğimiz yılın değerlendirmesini
ve önümüzdeki yıl hakkındaki öngörülerimi,
PESTEL analizinin en başında
yer alan “Politika” faktörü ile ele almak
istiyorum.
Her türlü ekonomik gelişme, tüm dünyadaki
ve özellikle gelişmiş ülke hükümetlerinin
siyasi alandaki karar ve stratejileri
çerçevesinde şekillenir. Bu her
zaman böyle olagelmiştir.
Ancak 2018’de bunun en üst seviyede
yaşadığımızı söyleyebilirim. Dünya liderlerinin
aldıkları siyasi kararlar ya da
sosyal medyayı yoğun kullanarak dile
getirdikleri söylemler, küresel ekonomide
olduğu gibi ülke ekonomimizde de
sert dalgalanmalara neden olmuştur.
2019’da da benzer şekilde siyasi hamlelerin
gelmesi muhtemeldir. Kuruluşların
önde gelen yöneticileri, artık sa-
16 / marketing europe & anatolia
lendirmeleri...
Röportaj
dece küresel ya da ulusal ekonomide
olabilecekleri değil, hükümetlerin politik
arenadaki tutumlarını da öngörebilme
zorunlulukları ortaya çıkmıştır.
Sadece Türkiye’deki değil, tüm dünyadaki
her ölçekteki kuruluş ya da marka
yöneticileri, bundan sonraki süreçte refleks
olarak daha temkinli olacaklarıdır.
Dinamizmini ya da en azından pozisyonunu
korumak isteyen her kuruluş için
elbette ki büyüme ve gelişme hedefi
vazgeçilmezdir.
Ancak 2019’da özellikle yeni yatırımlar
için hem uluslararası hem de lokal kuruluşların
daha kontrollü hareket edeceklerini
düşünüyorum.
Şartlar ne olursa olsun, yeni konjonktüre
göre taşlar yerine oturur ve denge bir
şekilde oluşur. Yeni yılda da bu dengelerin
oluşacağını ve politik gelişmelere
koşut olarak ekonominin yeniden şekilleneceğini
düşünüyorum.
18 / marketing europe & anatolia
Dinamizmini ya da en
azından pozisyonunu
korumak isteyen
her kuruluş için elbette ki
büyüme ve gelişme hedefi
vazgeçilmezdir.
Cemil BAYRAM
W’ART Reklam Ajansı Ajans Başkanı
Ajanslar, teknoloji ile müşteri yakınlaşmasına
katkı sağlarken ülke ekonomisinin
etkisinde kalarak 2018 yılının
ikinci çeyreğinde belirli bütçelerden dolayı
ivme kaybı yaşadığını gözlemliyoruz.
Özellikle gıda ve inşaat sektöründe
olan dalgalanmalar yılın
ikinci yarısında sert geçtiğinden enflasyon
yüksek, karlılık ve talep düşük
olduğunu rekabetin 2018 yılı için zor
geçtiğini söyleyebiliriz.
Önceki yıllara nazaran sektörde görmediğimiz
bazı durumlarda gerçekleştiğini
günü kurtarma yönünde kararların
alındığını zaman zaman gördük.
Rekabetin artacağı piyasada; tüketici
kitlesinin beklentilerini doğru okuyarak,
marka vaadini gerçekleştirmeye yönelik
iletişim hizmetlerinin organize edilmesiyle
rekabeti domine etmek önem
kazanıyor. Haliyle iç piyasadaki birçok
iş, kalitesiyle işte budur diyebileceğimiz
kampanya veya projeler göremiyoruz.
2018 yılı için aklımda kalan bir kaç reklam
kampanyası, geçen yıl başlayan
Allianz Türkiye – Allianz Seninle kampanyanın
tuttuğunu görmüşler devamını
getirerek cesaretli, acaba dedirterek
ikilemde bırakıyor. Bir diğer aklımda
kalan Ünye Belediyesine yapılmış olduğu
neredeyse bir Ödül alması gereken
bir tanıtım film kampanyasıydı. Filmin
görselliği ve hikayesel anlatılış biçimi
etkileyici yanı sıra Ünye’yi Anadolu’da
hiç bilmeyenler için farkındalık oluşturduğunu
gözlemliyorum.
Son olarak gözüme çarpan farklı bir
diğer kampanya Vodafone’nun Metin
Nerede? diye çıkış yaptığı Türk aileleri
ve internet kullanımı konusunda çok
güçlü bir içgörüyü, güzel yorumlayarak
hayata geçirilmiş olarak bir kampanya
olarak görüyorum.
Onca şeylere rağmen keyifle ve tutkuyla
yapılmış her projenin dönem farketmeksizin
yüce olduğunu görüyorum.
Millet olarak Televizyon ve dijital çağ
ile bir bağ oluşturduğumuzu bildiğimizden
dijitalde hızlanan bir nesil ve tüketim
mevcut oldukça fazla ve görünen
o Reklam harcamaları özellikle son 5
yılda geleneksel medyadan dijital içerik
platformlarına doğru müthiş bir hızla
kayıyor. Daha dün sadece sosyal
medya platformları olarak nitelendirilen
dev teknoloji şirketleri, önce kitlesel bir
Röportaj
erişime ulaştı ve sonrasında da hepsi
birer reklam mecrası olarak pastanın
önemli bir kısmını aldı.
2019 yılı için basılı gazete ve dergiler,
kendi dijital versiyonlarına ya da yeni
medya mecralarına doğru evrildiler.
Video içerik gündelik hayatımızın en
önemli unsuru haline geldi, mobil cihazlar
içerik tüketimi için en fazla vakit
harcanan mecra olmaya devam edecek
gibi görünüyor.
Halen küresel ölçekte dijitalin televizyonu
geçerek en büyük mecra konumuna
ulaştığını biliyoruz. Bu bağlamda
ülkemizde ilk altı ayda yine çift haneli
büyüme elde edilebilirse, İkinci yarıda
markaların orta – uzun vadede kazançlı
olacağını, Dijitalin bu bilince sahip markalar
için
ideal reklam mecrası olduğunu anlamaya
uzun süre devam edecek gibi görünüyor.
Keyifle ve tutkuyla yapılmış her
projenin dönem farketmeksizin
yüce olduğunu görüyorum.
Yelda Benezra
Hap İstanbul Kurucusu
Istanbul’un global ve büyük bircok ajansında
uzun yıllar art director olarak çalıştım.
Daha tasarım odaklı is yapabilmek
için kendi tasarım ofisimi kurdum.
Benim için en büyük problem ajanslarda
fabrikasyon, fikir ve görsel anlamda
tekrarlanan ve tatmin etmeyen işlerin
ortaya çıkmasıydı. Aynı vizyonu paylaştığım
müşteriye ulaşma şansım yoktu.
Daha finansal odaklı yaklaşımdan,
tasarım odaklı bir yaklaşıma ulaşmak
istiyordum. Kendi tasarım ofisimi kurduğumdan
beri tasarım odaklı düşünen ve
dünya trendlerini takip eden ve vizyonu
olan / sektöre yeni giren/girmiş müşteriler
beni hergün daha fazla bulmaya
başladı. Küçük oluşumları küçümseme
ve yetersiz görme algısı yavaş yavaş
değişiyor. Ve müşteriler küçük oluşumlarla
daha iyi iletişimde olup daha
iyi hizmet aldığını fark etmeye başladı.
Problem olarak düşündüğüm algı
zaman içinde kırılıyor ve bu bizi daha
iyisini arayan bir ekip olarak çok mutlu
ediyor. Aynı vizyonu paylaştığımız girişimcilerle
çalışmak en heyecan verici.
Sıfırdan bir markayı yaratmak ve her
aşamasında müşteri ile aynı heyecanı
hissetmek işin en zevkli kısmı. Eskiden
küçük bir ekiple çalışmak istemeyecek
bir sürü marka, tanışma emailleri atıyor.
Bu da bize mutluluk veriyor.
Ekonominin gidişatı kötü olsa da, türk
yatırımcısı cesur. Vizyonu ve birikimi
olan müşteriler, yaratıcı projelerle her
marketing europe & anatolia / 19
Röportaj
ayak uzuvları daima iki biçimde görügün
bizi şaşırtmaya devam ediyor. Genelde
çalıştığımız markalar Türkiye pazarını
hedefleyen ama yüzü Avrupa’ya
dönük olan girişimler. Şuanda yeni çalıştığımz
büyük bir proje var, isim çalımasından,
tüm branding çalışmasına
kadar, en büyük eforumuz farklı ülkelerde
nasıl işleyeceğini planlamak. Her
platformda değişiklerle markayı hayata
geçirmek.
Kreatif süreçler, genelde müşterilerimizle
aynı lisanı konustuğumuz için
akıcı ve sonuca çok çabuk ulaşıyor.
Tüm müşterilerle aynı vizyonu paylaştığımız
için çok ortak noktamız oluyor ve
bir süre sonra dostluğa da dönüşüyor.
Ödüller konusunda girişimlerimiz yok.
Kendimizi ödül alarak ispat etmek için
bir kaygımız yok. Biraz klişe gelebelir
ama bunun sebebi ise, zaten yaptığımız
işlerin bize yeni müşteriler getirmesi
bize en büyük ödül.
Ekip olarak modular bir sisteme sahibiz.
Yapımız projenin büyüklüğüne göre genişliyor
ya da küçülüyor. Her gelen proje
kendi içinde farklı ihtiyaçlar doğuruyor.
Doğru insanları bir araya getirmek
konusunda deneyimliyiz. Böylece bütçe
20 / marketing europe & anatolia
Ekonominin gidişatı
kötü olsa da, türk yatırımcısı
cesur. Vizyonu ve birikimi
olan müşteriler, yaratıcı
projelerle her gün bizi
şaşırtmaya devam ediyor.
lüyor (Çift başparmaklılık ya da çift üç
parmaklılık). Bu da şu demek: Bir hata
olunca vücut en son doğru kopyalanan
dosyanızı çağırıyor ve onu yineliyor.
Bir bilgi akış önceliği sistemi olan tasarımda
da bunun böyle olduğu söylenebilir.
Bugün biyomimik yöntemlerle
yapılıyor birçok tasarım. Bu alanda mimarlar
ve endüstriyel tasarımcılar, dünyada
sözü geçen pazarlama iletişimi
uzmanlarından çok ilerideler. Lansman
İstanbul olarak üç yıl içindeki hedefimiz
teknoloji ürüten bir reklam ve tasarım
ajansı haline gelmek.
Bilinen tüm çizgi üstü ajanslar bilinen
tüm markaları iç piyasaya pazarlıyorlar.
Biz tam tersini yapmak için kurulduk:
Türkiye’den dünya devi markalar çıkarmak
için çalışıyoruz.
“Gemileri karadan yürütelim.” diyen bir
CMO kovulmaktan çekinir. Bunu ancak
şirketin patronu söyleyebilir. Dolayısıyla
biz kovulamayacak biriyle çalışmak
zorundayız. Böyle birini bulmak da kolay
değil.
İhracatımızın %68’i ithalata dayalı.
Yani Türkiye’nin hizmetler sektöründeki
payını artırmamız gerekiyor. Millî hekaygısından
dolayı, vizyonumuzun tutmadığı
projelerde çalışmak zorunda
kalmıyoruz.
Selçuk Akyüz
Lansman Istanbul
– “Herkes Mersine gidiyorsa biz tam
tersine gitmeliyiz... “ olarak çevrilebilir
ünlü İngiliz iletişim tasarımcısı John
Hegarty’nın felsefesi.
Gerçekten de simetride veri yoktur.
Bu yüzden denden koyarız. Herkesin
Mersin’e gitmesi bilgi değildir. Bir kişinin
tersine gitmesi yeni bilgidir, yani
bilgi asimetriden doğar. Bateson Yasası
diyor ki, mutasyona uğrayan el ve
Röportaj
defimiz 2023’te 500 milyar dolar... Bu
hedefin önemli kısmını kültür ve turizm
alanında yaratılacak gelirlerle kapatabiliriz.
Sektörel fuarlarda inanılmaz potansiyel
var. Birçok firma yöneticisi, sadece
fişi prize takmakla yüzlerce milyon
dolar kazanacak, piyonu bir kare itse
vezir olacak ama bu hamleyi görmüyor.
Örneğin bu yaz (50 metre üstü) onlarca
yeni mega yat siparişi yaratabiliriz. Ama
bu kadar siparişe yanıt verecek düzeyde
bir tersane bulamıyoruz. Dolayısıyla
yüzlerce milyon Euro kazanılamadan
orada kuzu kuzu yatıyor.
Türkiye’yi 2023 yılına kadar marka ülke
yapmak için gece gündüz çalışıyoruz.
Turizmden Isparta gülüne, gemi ve
yat endüstrisinden dericiliğe, balıkçılığa,
her sektörden, her şehirden dünya
çapında markalar yaratmak için buradayız.
Uluslararası fuarlara katılıyorsanız
bizi mutlaka arayın; size Harvard
Üniversitesi’nin kaynaklarıyla hazırladığımız
küçük pazar araştırmalıklarından
ikram edelim.
Örneğin fıstık gibi ülkeyiz ama fıstık ihracatımız
istenen noktada değil. 11 milyon
dolarlık Avustralya fıstık pazarından
aldığımız pay 200 bin dolar. Fransa
Türkiye’den 1 milyon dolarlık parfüm bitkisi
alıyor, 22 milyon dolara parfüm olarak
geri satıyor. Viyana Kuşatması’nda
bırakılan kahve çuvallarına fesli marka
basıp dünyaya satıyorlar.
Sırf buraları toparlasak milyarlarca dolar
döviz girdisi yaratırız. Daha marka
şehirler, turizm gelirleri, kültürel gelirler
“Gemileri karadan yürütelim.”
diyen bir CMO
kovulmaktan çekinir.
var. Yazılım, tasarım ve teknolojik anlamdaki
fırsatlara henüz değinmedik
bile. Yani dememiz o ki, bu ülkenin taşı
toprağı altın; gelin bu parıltıyı önce hedef
ülkelere sonra dövize çevirelim.
Lansman’ın Lansmanı
“Tereciye tere satıyorsan bizi ara yiğidim!”
minvalinde küçük bir sosyal medya
kampanyasıyla iş fikrimizi test etmek
istedik. Bu kadar ilgi beklemiyorduk.
Tebrik telefonları alıyoruz; size özel pasaport
verilmesi lazım diyenler, ortaklık
teklif edenler, bizim adımıza bizden çok
heyecanlananlar oluyor. Bu tip şeyler
bizi yüreklendiriyor. Onlarca farklı sektörden
ve bölgeden ihracatçıyla görüşüyoruz.
2019 yılının beklenin aksine
parlak geçeceğini, en azından ihracat
dünyasında görülmemiş fırsatlar görüldüğünü
rahatlıkla söyleyebilirim.
Bu vesileyle herkese mutlu, sağlıklı,
kazançlı bir yeni yıl dilerim.
marketing europe & anatolia / 21
Röportaj
Ümit Çelebi
Bcom Brand Communication, CEO
2018 yılı tüm iş dünyası için olduğu gibi
reklam camiası için de ürkütücü bir yıl
oldu. 2018 bir ekonomik kriz yılı olmaktan
çok bizler için bir belirsizlik ve gelecekten
korkmanın krizini yaşadığımız
bir yıldı.
Reklam sektörü de 2019 yılında ne
olacağını, nasıl bir ekonomik daralma
yaşanacağını, hangi sektörleri ne kadar
etkileyeceğini ve bu zor sürecin
tüm 2019 ile birlikte 2020’yi de kapsayıp
kapsamayacağını merak ediyor. 35
yıldır iş dünyasının içinde olan finans
masteri ile pazarlama yapan biri olarak
beni daima krizler değil belirsizlikler
tedirgin etmiştir. Kötü durumları biliyorsanız
stratejilerinizi ve çözümleri ona
göre hazırlarsınız. Bence kriz belirsizliktir.
Şu anda bir belirsizlik içinde olduğumuz
net. Kahinlik yapıp ne olacağını
tahmin etmek yerine, tüm olumsuz
koşullarda verimliliği artırmak adına
ne yapmamız gerektiğine odaklanmayı
tercih ediyorum.
Dünya genelinde puslu bir hava, politik
krizler ve bunlara bağlı olarak ekonomik
daralmalar yaşanıyorsa, bu bizlere
de yansıyacak. Kendi bölgemizin ve
ekonomimizin özgün sorunları ile bu
negatif durum ne yazık ki daha da büyüme
riski taşıyor.
35 yıllık bir reklamcı ve 23 yıllık
iletişim&pazarlama akademisyeni olarak
bu tarz krizlerin üstesinden, planlı
ve stratejik hedefler doğrultusunda kalifiye
kadrolarla, iş ortaklarına saygılı
şekilde çalışanların başarılarıyla gelineceğine
inanıyorum.
Ekonomik daralmalardan bağımsız
olarak; iletişim ve reklam sektörü sürekli
kalite krizi ile karşı karşıya. Günümüzde
bir işin amatörü olmak ile profesyoneli
olmak arasında kavramsal bir
kargaşa yaşıyoruz. Örneğin, iPhone
ile photoshop yapan herkes bu alanda
4 yıl eğitim almış, sonra yıllarca bu işi
yapmış kişilerden daha bilge oluyor ve
işin profesyoneli olan kişilere akıl verme
cesaretine sahip hale geliyor. Gelinen
noktada herkes kendi işinin ehli olmak
yerine diğerinin işine ahkam kesen
olma başarısının peşine düşüyor.
Yılların pazarlama direktörlerinin brieflerini
saçma bulan genç reklamcıları
gözlemlediğim kadar kendi sosyal
medya hesabını çok iyi yönettiğini düşündüğü
için ajansına metin dayatan,
hiç grafik eğitimi olmadan font belirleyen
reklamverenleri bile görüyorum.
2019’un toplum olarak birbirimize saygı
duyduğumuz, birbirimizin birikimi
üzerine ek bilgiler yüklediğimiz, el ele
vererek ortak geleceğimiz için birbirimizin
uzmanlık alanlarına ve bilgilerine
güvendiğimiz, farklılıklarına hoşgörü
ve saygıyla yaklaştığımız bir yıl olma-
Ekonomik
daralmalardan bağımsız
olarak;
iletişim ve reklam
sektörü sürekli kalite krizi
ile karşı karşıya.
sını diliyorum. Bu toplumun küçük bir
parçası olarak biz pazarlamacıların,
markalarımızın başarısı için güç ve birikimlerimizi
uyumla değerlendirmemiz,
kişisel güç gösterilerimize ve egolarımıza
yenilmememiz gerekiyor. Aksi halde
ülke ekonomisi için olduğu gibi sorumlu
olduğumuz markalar ve fikir ürettiğimiz
iş ortaklarımız için de çok zor bir yıl olacaktır.
Her şerde bir hayır vardır deyip; global
ekonomik sorunların yaşanabileceği
2019 yılında ajans, reklamveren demeden,
taraf olmadan birlikte sorumlu
olduğumuz markaların başarısı için güç
birlikteliği yapmalıyız.
Ajanslar müşterilerinin gelirlerini artırmaya,
satışlarını teşvik etmeye
odaklanmalı, reklamveren ise ajansını
maddi manevi desteklemeli ve birlikte
çalışmalıdır. Bu koşullar sağlandığında
darboğazlar başarı ile aşılabilir. Sağlıklı
olan giderleri düşürmek değil gelirleri
artırabilmektir. Bu nedenle önceliğimizin
reklam harcamalarını kesmek yerine
satışları artırmak olması gerekiyor.
Şuursuz harcamalar yapmak ne kadar
hatalı ise panikle yapılan küçülmeler de
o kadar hatalı olacaktır. Tüm bu nedenlerle
2019, birlikte hareket ettiğimiz bir
22 / marketing europe & anatolia
Röportaj
Planlarımızda İstanbul ve
Bodrum dışında bir şehirde
daha ofis açma niyetimiz var.
yıl olmalı.
Pantone her yıl olduğu gibi bu yıl da
‘yılın rengi’ni belirledi. 2019 için seçilen
renk “Pantone Living Coral” yani canlı
mercan. Bu rengin alt metninde iyimserlik
ve mutluluk arayışı olması boşuna
değil. Dünya iyimserlik ve mutluluk
arayışı içinde. 2019’da başarı zıtlaşmalarda,
didişmelerde değil iyimserlik ve
mutlu olmayı bilmekte gizli olacak.
Eray Dengiz
Badbaz Dijital İletişim Kurucu Ortağı
2018 yılını geride bırakıp, 2019 yılına
girerken dijital’in her geçen gün geliştiğini
görüyoruz. Dijital için ayrılan bütçeler
artarken, küçük ve büyük demeden
kobi veya startup olsun her şirket dijital
içerisinde olmak ve bu yolda bir şeyler
yapmak için bilinçlenmeye başladı.
2018 yılında etkilerini hissettiğimiz kriz
ortamının, 2019 yılına da yansıyacağına
ve bu yolda şirketlerin ajanslar konusunda
daha titiz davranacağını düşünmekteyiz.
Bu yıl, Badbaz Dijtal İletişim
için verimli bir yıl oldu. Mayıs ayında
Bodrum ofisimizi ve ekibimizi kurduk.
Bu yolda farklı markalarla çalışmak ve
İstanbul dışında hizmet vermenin farklılığını
yaşamaya başladık. Bizler için de
yepyeni bir deneyim oldu. 2018 yılında
ayrıca geleceğe yatırım olarak gördüğümüz
farklı konular üzerinde durduk.
İstanbul dışında ofis açmanın yanı sıra,
şirket olarak e-fatura’ya geçiş yaptık.
Artık kağıt kullanımını azaltarak, çoğu
işlemimizi internet ortamından yapmaya
başladık. 2018 yılında ofisimizdeki
çalışanlara, artık ofiste olma zorunluluğunu
kaldırdık. Kendileri, tıpkı freelance
gibi dışarıda, evde veya bir kafede
çalışabiliyorlar. Kullandığımız programlar,
ekibimiz, faturalarımız ve ofislerimiz
artık daha özgür ve daha yenilikçi bir
bakış açısı kazandı. Yeni getirdiğimiz
bu düzeni de müşterilerimize anlatarak,
onların da desteğini aldık. Bu şekilde
daha verimli bir çalışmanın yanı sıra,
özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirdeki
yaşamanın zorluğunu da bir nebze
olsun azaltmış bulunmaktayız.
2019 yılı itibariyle planlarımızda İstanbul
ve Bodrum dışında farklı bir şehirde
daha ofis açma niyetimiz var. Özellikle
dijitale yatırım yapabilecek şirketleri
belirliyor ve ortaya çıkardığımız strateji
doğrultusunda kendimize öncelikli iller
seçiyoruz. Bu iller arasında özellikle
gelecek sene itibariyle bir ilimizi daha
yakın incelemeye aldık ve yakın zamanda
orada da bir ofis ve ekip kurma
niyetindeyiz. Ayrıca Badbaz Dijital İletişim
olarak 2019 ve 2020 planlarımızda
marketing europe & anatolia / 23
Röportaj
yurtdışına açılma düşüncelerimiz var.
Bu yolda da, gerekli adımları şimdiden
atmaya başladık.
Yeni yaptığımız düzenlemeler ve teknolojinin
gelişmesini de kullanarak
geleceğin şirketi olma yolunda ilerliyoruz.
Yakın zamanda müşteriler de bu
konuda değişim yaşayacak ve ajans
ile müşteri ilişkileri de bu yolda daha
sağlam adımlar atacaktır. Toplantıların
daha kısa ve verimli olacağını, teknolojinin
faydalarını kullanarak daha az ama
sıklığı fazla toplantıların etkili olacağını
düşünüyoruz. Bu süreçte; geleceği düşünerek
yapılandırılan şirketlerin daha
efektif bir hale geleceğini ve ajansların
da buna ayak uyduracağını öngörüyoruz.
Badbaz Dijital İletişim olarak geleceğin
değişiminin bugün olduğunu ve
gelecekte buna öncülük etme niyetinde
olduğumuzu hissediyoruz.
Sevda SOLAK
TimePR Ajans Başkanı
Markalar, insanın algı haritasında rek-
Ne yazık ki
aralarında
köklü yapıların da olduğu
pek çok ajansın kapandığını
yahut reklam
ya da sosyal medya
ajansları ile
birleştiğini gördük.
lamın yaptığı resim ve halkla ilişkilerin
yazdığı hikayelerle yerlerini alır... Kurumlar
ve markalar için bu kadar kritik
öneme sahip halkla ilişkiler ve iletişim
danışmanlığı alanı için ne yazık ki 2018
çok da parlak bir yıl olmadı. Nitekim global
araştırmalar da sektörün son yıllarda
yaşadığı sıkıntıları ortaya koyuyor.
Öyle ki “The Holmes Report”un 2018
ortasında açıkladığı 2017 sonuçlarına
göre sektör, 2009 global ekonomik krizinden
bu yana en durgun günlerini yaşadı.
Global PR sektörü 2017 ve 2018
yıllarında sadece yüzde 5 büyüdü.
Sektörün hacmi ise bir önceki sene ile
aynı, yani 15 milyar dolar seviyesinde
gerçekleşti.
Geçen sene dünyanın en hacimli 10
PR markası bir önceki seneye kıyasla
sadece yüzde 0.9 oranında gelir artışıyla
5 milyar dolar ciro elde etmişti. Bu
tablo 2009 küresel finansal krizinden
bu yana daralmanın en fazla olduğu yıl
anlamına geliyor.
Sektördeki orta ölçekli kurumlara baktığımızda
tablonun o denli karamsar
olmadığını görüyoruz. 2018’de özellikle
orta ölçekli ajansların esnek yapıları
sayesinde hem lokal hem de global
alanda çok iyi işler yaptığına şahit olduk.
Özellikle Avrupa’daki halkla ilişkiler
ajansları dijitalleşme konusunda
önemli bir hız kazandı.
Türkiye’ye baktığımızda ise diğer tüm
sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüz
de çalkantılı bir yıl geçirdi. Ekonomik
dalgalanmalar kurumların iletişim
ve pazarlama politikalarını önemli ölçüde
etkiledi. Ne yazık ki aralarında köklü
yapıların da olduğu pek çok ajansın
kapandığını yahut reklam ya da sosyal
medya ajansları ile birleştiğini gördük.
Bu durum bize 2019 PR trendleri ile ilgili
önemli ipuçları veriyor. Dijitalleşemeyen
kurumların ne yazık ki esnekliğini
kaybettiği aşikâr. Bu nedenle 2019’da
PR sektörünün de kendi Sanayi 4.0’ını
başlatması gerektiğine inanıyorum. Dijital
dönüşümün kurumlara, halkla ilişkilerin
iletişim kurma misyonunu yeniden
hatırlatacağını, itibar yönetimi konusunda
kasları gelişmiş yetenekli ve deneyimli
halkla ilişkiler uzmanlarının öne
çıkacağını düşünüyorum. İletişim uzmanlarının
önümüzdeki dönemde karşılaşacağı
iki ana sorun yapay zeka ve
makineleşme olacak. İletişimi sağlıklı
devam ettirmek için ajanslar bu yeni
dilleri okumayı öğrenmek durumunda
kalacak. Böyle bir dönemde de sanal
dünyada kaybolan pek çok marka yönünü
PR ile bulacak.
24 / marketing europe & anatolia
Reklam Dünyası
2019 Pirelli Takvimi...
bulundu: “Bu projeye diğer fotoğrafçılardan farklı bir şekilde
yaklaşmak istedim ve bunun en iyi yolunun ne olacağını düşündüm.
Sonuçta, derinliği olan ve bir öykü anlatan, güzel
nitelikli fotoğraflar aradım. Sadece bir kişinin portresinden
daha fazlası olan, bir film karesi gibi görünen bir şey yaratmak
istedim. Takvime bakanların, en saf haliyle fotoğrafçılığı
amaçladığımı, çektiğim kadınları araştırdığımı ve günümüz
kadınlarının pozitif vizyonunu ileten bir durum yarattığımı
görmelerini istedim.” dedi.
Albert Watson tarafından Nisan ayında Miami ve New
York’ta çekilen “Dreaming” temalı 2019 Pirelli Takvimi, Milano’daki
modern sanat mekanı Pirelli HangarBicocca’da tanıtıldı.
Takvimde, kırk çekimden oluşan bir akışta Gigi Hadid
ile Alexander Wang, Julia Garner, Misty Copeland ile Calvin
Royal III ve Laetitia Casta ile Sergei Polunin tarafından canlandırılan
karakterlerin öyküleri anlatılıyor. Renkli ve siyah
beyaz fotoğraflar, Albert Watson’un film sanatına duyduğu
tutkudan alınan ilhamla sinematik 16:9 formatında çekildi.
Watson, 2019 Pirelli Takvimi ile ilgili şu değerlendirmede
QNB’nin Marka Elçisi Neymar Jr...
QNB Group, Paris Saint Germain forması giyen Brezilyalı futbol
yıldızı Neymar Jr’ı Grubun “Uluslararası Marka Elçisi” olarak
atadığını açıkladı.
Anlaşma, global marka elçisi olarak grubun pazarlama
kampanyalarında ve reklam platformlarında yer alacak Neymar
Jr’ın tüm pazarlama haklarını QNB’ye veriyor.
Bankanın Neymar Jr ile yaptığı ortaklık, dünya genelindeki
müşterilerine en iyi bankacılık ürünlerini sunma ve 4,2 milyar ABD
doları değerindeki marka görünürlüğünü artırma taahhüdü ve tutku-
sunu yansıtan temel değerlerini ve 2020 itibariyle Orta Doğu, Afrika
ve Güneydoğu Asya’nın lider bankası olma vizyonunu destekliyor.
Facebook, Twitter ve Instagram’da yaklaşık 209 milyon takipçisiyle
olağanüstü bir sosyal medya varlığına sahip olan Neymar Jr’ın
QNB’nin yeni global marka elçisi olarak seçilmesi, Banka’nın dünya
çapında büyüyen uluslararası şube ağı ile müşterilerinin hayatlarını
zenginleştirmeye yönelik taahhüdünün bir yansıması olacak.
QNB Group İletişim Genel Müdürü Yousef Darwish imza töreninde
yaptığı konuşmada: “Markamızla aynı değerleri paylaşan ve
mükemmelliğe ulaşmak için fırsatların peşinde koşmaktan asla
vazgeçmeyen Neymar’ın QNB ailesine katılması bizim için büyük
bir mutluluk. Dünyanın en etkili 100 ismi arasında yer alan Neymar
Jr, dünya çapında hayranlarına en yüksek mükemmeliyet
standartlarına ulaşmak için ilham veren gerçek bir spor ikonu.
Neymar Jr şüphesiz, müşterilerimize istisnai bir deneyim sunmak
için bize ilham verecek, bizimle aynı değerleri paylaşan en iyi
marka elçisi. Neymar Jr ile olan bu ortaklık, küresel iş stratejilerimiz
doğrultusunda büyük bir özveriyle çalıştığımız uluslararası
pazarlarda marka bilinilirliğimizi artırma çabalarımızı desteklerken,
büyüyen uluslararası ağımızda faaliyet gösterdiğimiz toplumları
geliştirme konusundaki çabalarımızı da güçlendirecek” dedi.
28 / marketing europe & anatolia
Reklam Dünyası
İnternet Reklamlarına Vergi
Uygulaması...
1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle,
Google, Youtube, Facebook gibi yurt dışı platformlara
ve İnternet Fenomeni olarak tabir edilen kişilere verilecek
reklamlar ve aracılık hizmetleri, ödemeler üzerinden
stopaj uygulamasıyla vergiye tabi olacak.
Mobil pazarlamanın ve ilgili teknolojilerin gelişimine öncülük
eden MMA (Mobil Pazarlama Birliği) Türkiye, 19 Aralık
2018 tarihli Resmî Gazete ’de yayınlanan, İnternet Ortamında
Verilen Reklam Hizmetlerinin Vergi Kapsamına Alınması
konulu 476 sayılı Cumhurbaşkanı kararı hakkında bilgi ve
görüş aktardı.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecek olan “İnternet Ortamında
Verilen Reklam Hizmetlerinin Vergi Kapsamına Alınması”
konulu karar, mobil pazarlama ve reklamcılığı da yakından
ilgilendiriyor.
Karar uyarınca internet ortamında reklam hizmeti verenlere
veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık
edenlere yapılacak ödemeler, ödeme yapılan kişinin vergi
mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, belirlenmiş oranlarda
stopaj vergisine tabi olacak.
Gerçek kişilere ve dar mükellefiyete tabi kurumlara yapılacak
ödemelere uygulanacak stopaj oranı yüzde 15 olarak belirlenirken;
Türkiye’de kurumlar vergisi mükellefi olan kurumlara
yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacak.
MMA Türkiye Hukuk Danışmanı Özlem Baysal Sezgin söz
konusu karar ile ilgili olarak şu açıklamayı getirdi: “Google,
Youtube, Facebook gibi yurt dışında kurulu şirketler üzerinden
ya da internet fenomenleri tarafından verilen reklam hizmetleri,
bu düzenleme ile vergiye tabi olacak bu şirketlere,
kişilere ve onlara aracılık eden şirket ya da kişilere yapılacak
ödemelere belirtilen oranlarda stopaj uygulanması gerekecek.”
Sektörel regülasyonların faydalı olduğunu ve mobil reklamcılığı
ilgilendiren bu kararın da sektörün yararına olacağını düşündüklerini
belirten MMA Türkiye & MENA Bölge Direktörü
Melis Ertem, “Lokal yayıncılar ve platformlar datalarını daha
efektif şekilde analiz edip kullanarak global platformlarla eş
değer hedefleme imkanları sundukça rekabetin daha da gelişeceğine
inanıyoruz” şeklinde konuştu.
marketing europe & anatolia / 29
Keşif D
Röportaj
Dünyası Projesi...
Öznur Çatı
Henkel Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü
Keşif Dünyası’nın konsepti ve programı,
2011 yılında Henkel uzmanlarının
desteği ile birlikte
Ruhr Üniversitesi Bochum’da Kimya Eğitim Bilimi Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Katrin Sommer
önderliğinde geliştirildi.
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com
- Şirket olarak KSS projelerine genel
bakış açınız nedir?
- Kurumsal sosyal sorumluluk, Henkel’in
tarihinde köklü bir yere sahip. Kurumsal
Vatandaşlık Programı’mızın üç ana
modülü bulunuyor. Bunlardan ilki; çalışan
ve emeklilerimizin gönüllülüğe
dayalı çalışmalarını desteklediğimiz
“Kurumsal Gönüllülük Programı”mız.
Bu kapsamda şirket emeklilerimizin
ve çalışanlarımızın projelerine finansal
destek, ürün desteği ve ücretli izin
desteği veriliyor. Çalışanlar bir okulun
tiyatro salonunun restorasyonu, kimsesiz
çocuklara destek, hayvan barınaklarının
bakımı, sokakta çalışan çocuklara
meslek kazandırılması vb. pek çok gönüllü
proje gerçekleştiriyorlar.
İkincisi; kurum ve ürün markalarının
katılımı ile yapılan projeler. Örneğin;
Tursil ile Anadolu’da ihtiyacı bulunan
okullara kütüphane ve kitaplıklar yapıldı.
Schwarzkopf markamız AÇEV
ile anlamlı bir iş birliğine imza atarak,
okul öncesi eğitime destek verdi. Loctite
markamız ile orman kuruldu. Ürün
markalarımız ile de birçok proje gerçekleştirilmekte.
Üçüncüsü de doğal afetler meydana
geldiğinde Fritz Henkel Vakfı tarafından
sunulan yardımlar.
- Keşif Dünyası projesini anlatabilir
misiniz?
- 40 yılı aşkın tarihi boyunca Henkel
hep gelişim sağlamak, marka ve teknolojilerini
daha da mükemmelleştirmek,
yenilikçi ürünlerle tüketicilere daima
daha iyisini sunmak için çalıştı. İnovasyonlara
bu kadar önem veren bir firma
olarak, çocukların içindeki kâşifi erken
yaşlarda ortaya çıkarmak için Keşif
Dünyası girişimini hayata geçirdik.
Keşif Dünyası’nın konsepti ve programı,
2011 yılında Henkel uzmanlarının
desteği ile birlikte Ruhr Üniversitesi
Bochum’da Kimya Eğitim Bilimi Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Katrin Sommer önderliğinde
geliştirildi. Keşif Dünyası’nda
kullanılan deney malzemeleri ve çalışma
kitapçıkları tamamen çocuklara özel
olarak, uzmanlar tarafından hazırlandı.
Eğitim materyalleri içinde çizgi filmler,
çocuklara özel boyama sayfaları, deney
malzemeleri vb. pek çok materyal
marketing europe & anatolia / 31
Röportaj
bulunuyor. Programda onlara bilimi
sevdirecek eğitici ve eğlenceli deneyler
yer alıyor. Bilim atölyelerimizin, çocuklara
bilimi sevdirmenin yanında bir katkısı
daha var: İçinde doğayı korumaya
teşvik etmek üzere, sürdürülebilirlik ile
ilgili bir modülümüz de bulunuyor.
Keşif Dünyası projesini, Almanya ve
Rusya’dan sonra uygulayan üçüncü
ülkeyiz. Projeyi 2015 yılından bu yana
Türkiye’de Yaratıcı Çocuklar Derneği
iş birliği ile gerçekleştiriyoruz. Okullarda
ve çeşitli etkinliklerde ücretsiz olarak
düzenlediğimiz bilim atölyelerinde,
Yaratıcı Çocuklar Derneği bünyesinde
bulunan profesyonel eğitimciler ve uzmanlar
görev alıyor.
- Projenin amaçları nelerdir?
- Keşif Dünyası ile temel amacımız,
çocukların erken yaşta bilim ile ilgilenmeye
teşvik edilmesi. Bunun sırrı ise
aslında eğitim metodolojisinde yatıyor.
Çünkü atölye çalışmalarında çocuklara
bir şey anlatmak yerine, uygulamalı bilim
atölyeleri ile onların deneyerek keşfetmeleri
sağlanıyor. Bilim ve keşfet-
mek, merak ve soru sormakla başlıyor.
Çocuklar, küçük yaşlarda hayatı algılamaya
çalışırken büyük bir merak içinde
pek çok soru soruyorlar ve ne oluyorsa
sonradan soru sormayı unutuyorlar.
Soru sormak, sonrasında sorularına
cevap aramaya çalışmak, bazen doğru
bazen yanlış yapabilmek bilim için
önemli. Merak, soru sorma cesaretine
sahip olmak ve öğrenirken eğlenmek
Keşif Dünyası’nın temelini oluşturuyor.
- Keşif Dünyası çocuklara ne öğretiyor?
Keşif Dünyası projesini,
Almanya ve Rusya’dan
sonra uygulayan
üçüncü ülkeyiz
- Çocuklara öğrettiği ilk şey keşfetmekten
keyif almak! Birbirinden eğlenceli
deneyleri yaparken merak etmek, “neden”
sorusunu bolca kullanırken bir şeyin
nedenini anlamaya çalışmak, Keşif
Dünyası’nın çocuklara kazandırmak
istediği özellikler... Çocuklar bu proje
ile ayrıca sürdürülebilirlik için daha az
tüketmenin, tekrar kullanmanın ve geri
dönüştürmenin önemini de öğreniyorlar.
- Bu proje ile şimdiye kadar kaç öğrenciye
ulaştınız?
- 2012 yılında ilk olarak Almanya’daki
okullarda uygulanmaya başlanan Keşif
Dünyası projesi, 2014 yılında uluslararası
oldu. Bugün Türkiye ile birlikte
Rusya, Arjantin, Polonya, İtalya, Birleşik
Arap Emirlikleri, Hindistan, Şili ve
İrlanda, projenin gerçekleştiği diğer ülkeler
durumunda. Projeye bugüne kadar
25 binden fazla çocuk katıldı. Eğitimlerde
100’den fazla öğretmen görev
aldı. Şu anda da üç kıtada 35’ten fazla
eğitmen, düzenli olarak sınıflarda çocuklara
eğitim veriyor.
Keşif Dünyası projesi kapsamında ülkemizde
ise 2014-2015 eğitim öğretim
yılından itibaren Yaratıcı Çocuklar
Derneği iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz
347 atölye çalışması ile 14 bin 246 öğrenciye
ulaştık. 15 bininci öğrencimize
ise Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın
Maslak kampüsünde eğitime açtığımız,
Keşif Dünyası’nın Türkiye’deki ilk merkezinde
ulaşacağız.
- Çocuklar Keşif Dünyası’nda ne gibi
deneyler yapıyorlar? Çocukların
yaş aralığı nedir?
- Atölye çalışmalarına 8-10 yaş arasındaki
çocuklar katılıyor. Çocuklar, okullardaki
bilim atölyelerinde yapıştırma,
yıkama, temizleme ve sürdürülebilirlik
dahil olmak üzere çeşitli konularda
deneyler yapıyorlar. Deneylerde araştırmalarını
su, limon, yumurta kabuğu
gibi malzemeler üzerinde yapıyorlar.
“Keşif Dünyası” projesinde, yarınlara
yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için
çocuklara özellikle doğa sevgisi ve sürdürülebilirlik
bilinci kazandırılmaya büyük
önem veriliyor.
- Keşif Dünyası projesi kapsamında,
dünyadaki ilk laboratuvarınızı
Türkiye’de açtınız. Bu konuda ilk
32 / marketing europe & anatolia
Röportaj
olarak ülkemizi seçme sebebiniz ne
oldu? Karar sürecinizi anlatır mısınız?
- Keşif Dünyası kapsamında Türkiye’de
yaklaşık 15 bin çocuğa ulaşmanın
mutluluğu ve gururu ile daha çok öğrenciye
ulaşmak üzere laboratuvar
projemizi geliştirdik. Darüşşafaka Eğitim
Kurumları’nın eğitimdeki yüksek
kalitesi ve saygınlığı ise bizim bu konudaki
tercihimizi belirleyen etkenler
oldu. Darüşşafaka, 155 yıllık “eğitimde
fırsat eşitliği” misyonuyla eğitim veren,
aynı zamanda ülkemizin ve dünyanın
en saygın eğitim kurumlarından. Keşif
Dünyası’nın kimya laboratuvarını;
çocuklarımızın çağdaş, özgüvene sahip,
topluma karşı sorumluluk sahibi
bireyler olarak yetişmesi için çalışan;
Darüşşafaka’da açmaktan gurur duyuyoruz.
- Açılan laboratuvarın Keşif Dünyası
ve Henkel açısından önemi nedir?
- Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın
Projeye bugüne kadar
25 binden fazla çocuk katıldı.
Eğitimlerde 100’den fazla
öğretmen görev aldı.
Maslak’taki kampüsünde eğitime açtığımız
laboratuvar, Keşif Dünyası projesinin
Türkiye’deki ilk ve dünyadaki
üçüncü merkezi olma özelliğini taşıyor.
- Başka okullar da bu laboratuvardan
yararlanabilecek mi?
- Laboratuvarımız, Keşif Dünyası projemiz
kapsamında gerçekleştirilecek
bilim atölyelerinin yanı sıra Darüşşafaka
Eğitim Kurumları’nda yapılacak fen
bilimleri derslerinde de öğrenci ve öğretmenler
tarafından kullanılacak. Aynı
zamanda, Keşif Dünyası projesine öğrenci
göndererek katılmak isteyen diğer
okullara da açık olacak. Farklı okullar
kesifdunyasi@darussafaka.com adresinden
randevu alarak pazartesi ve salı
günleri, 10.00 – 12.00 saatleri arasında
Keşif Dünyası bilim atölyesine ücretsiz
şekilde katılabilecek.
- Laboratuvar yılda kaç öğrenciye
hizmet verecek?
- Laboratuvarımızın Darüşşafaka öğrencileri
ile birlikte, yılda 3.500 öğrenciye
uygulamalı bilim eğitimi vermesini
hedefliyoruz.
- Henkel’in bu alanda önümüzdeki
döneme yönelik projeleri neler?
- Hedeflerimizi şirketimizin stratejisinden
hareketle belirliyoruz. Projelerimizi
bu stratejiye bakarak çiziyoruz. Hedefimiz;
stratejik proseslerimizi ve projelerimizi
iletişim bağlamında hayata
geçirerek değer yaratmak, Henkel’e ve
topluma değer katan projeler yapmaya
devam etmek olacak.
Bu kapsamda Keşif Dünyası girişimini
daha da genişleterek, daha fazla öğrencinin
bundan yararlanmasını ve İstanbul
dışındaki öğrencilerin de bilim
atölyelerine ulaşmasını sağlamak için
çalışacağız.
marketing europe & anatolia / 33
Kampanyalar
Herkesin de işine geldi...
Kuveyt Türk, inovatif ürün ve hizmetlerini tanıttığı dijital reklam
kampanyasının devam serisini yayınladı. “Herkesin de
işine geldi” sloganının kullanıldığı dört yeni reklam filminde,
sevilen oyuncu Bilal Çatalçekiç, haşere ilaçlama uzmanından
astronota kadar birbirinden eğlenceli karakterleri canlandırdı.
Yeni reklam serisinde Kuveyt Türk’ün bireysel, KOBİ ve ticari
müşterilerine hitap eden inovatif ürünleri XTM, Cebim
POS, Online Finansman ve Senin Bankan ürünlerinin iletişimi
yapıldı.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Kuveyt Türk Katılım Bankası
Reklamveren Temsilcisi: Emre Memiş, Fırat Keçili,
Semih Karakaya
Reklam Ajansı: Gram İstanbul
Ajans Başkanı: Nurcan Yıldız
Kreatif Direktör: Tarık Akın
Reklam Yazarı: Serhan Özden
Sanat Yönetmeni: Tolga Akın
Müşteri İlişkileri: Simla Pamuk, Yeliz Tezcan,
Selen Beşikçi
marketing europe & anatolia / 35
Kampanyalar
Boyner’in yeni reklam filmi...
Boyner, yeni yıl alışverişi için özel olarak hazırlanan kampanyanın
reklam filminde izleyicilere eğlenceli anlar yaşatıyor.
“Yeni Yıl Coşkusu Boyner’de Başlar Tüm Türkiye’ye
Yayılır” diyen ve Boyner mağazalarında yaşanan yeni yıl heyecanını
yansıtan reklam filmi, müzikle senkronlu bir şekilde
tasarlanan rengarenk ışık animasyonlarıyla dikkat çekiyor.
Kampanya Künyesi
Marka Yönetimi ve İletişim Genel Müdür Yardımcısı: Burcu
Körpeağaç
Executive Kreatif Direktör: Emre Kaplan, Ayşe Bali
Kreatif Direktör: Ali Şener
Grouphead: Gizem Şengüler
Art Direktör: Sevil Şimşek, Pelin Ün, Emel Karadeniz
Metin Yazarı: Deniz Dülgeroğlu
Müşteri İlişkileri: Tarçın Köprülü, Emel Cansu Özdemir,
Burak Karakurt
Ajans Prodüktörü: Şafak Serter, İpek Savaş
Crax’layarak...
Tuzlu atıştırmalık sevenlerin vazgeçilmezi Eti Crax, herkesin
hayatında öğrenirken zorlandığı ya da öğrenmeye zaman
bulamadığı konuları “Crax’layarak” eğlenceye çeviriyor.
Eti Crax, yeni kampanyasının ilk iki filminde Future Perfect
Tense ve Sürrealizm’i eğlenceli bir dille öğretiyor. Sosyal
medyada büyük ilgi gören bu iki film toplamda 10 milyondan
fazla izlendi 22 binden fazla paylaşıldı
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Eti
Reklamveren yetkilisi: Didem Usluer Özel, Ebru Üstün,
Nida Kermen, Emir İşeri, Belis Akyel
Reklam ajansı: Kompüter
Post prodüksiyon: Basthead, Autonomy
Müzik: 25m2
36 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
Garanti Bankası reklam filmi...
Garanti’nin, Engin Günaydın ile Dilan Çiçek Deniz’in babakızı,
Ayşen Gruda’nın da babaanne karakterini canlandırdığı
ve Ugi’nin eşlik ettiği yeni yıl reklam filmi yayında. Kampanyanın
yeni filminde Ayhan Sabit, bu sefer hepimizi şaşırtıyor.
Hep birlikte oturulan yeni yıl sofrasının ise tek eksiği vardır;
Ugi. Ancak yeni yılın bir araya getiren gücü ve umut veren
havası tüm aile ile birlikte Ayhan Sabit’i de sarmıştır. Ve filmin
sonunda kendisinden hiç beklenmeyen bir hareket ile
hepimizi şaşırtmayı başarır.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Garanti Bankası
Reklamveren Ekibi: Burcu Tokcan,
Saba Şimşeker, Armağan Tulunay Dölek,
Duygu Karabaş, Tolga Aygör, Eren Yüce,
Buse Kaya
Reklam Ajansı: Alametifarika
Kreatif Direktör: Ozan Özüm Özbey,
Odisseas Sevsevme
Kreatif Ekip: Caner Apaydın, Deniz Yükselci,
Buğra Birgin, Enes Hadzibegovic,
Deniz Eroğlu, Ümit Şentürk, Selin Topçu,
Ercan Tarhan
Müşteri İlişkileri Ekibi: Duygu Yılmaz, Özge Öncül
Stratejik Planlama Ekibi: Berra Katlav, Alara Akkamış
Ajans Prodüksiyon Ekibi:Teğin Polat, Övgü Akgürgen,
Merve Haklı
Medya Planlama: Cereyan , Group M
Özdilek’ten yeni reklam kampanyası...
Özdilek, son dönemin ses getiren ve sevilen isimlerinden
Brezilyalı Oyuncu Jessica May ile yeni reklam filminde tekrar
bir araya geldi. Yeni yıl temalı reklam filminde, yatak
odalarını yenilemek isteyenler için ipuçları veriliyor. Snow
House Nevresim Takımı ve Yıldız Kırmızı Bornoz’un tanıtıldığı
reklam filminin ardından, ekrana sürpriz bir yeni yıl koleksiyonu
geliyor. Yeni yıl koleksiyonunun capcanlı renkleri
ve baskılarıyla hazırlanan First Company pijama ve sabahlıklara,
Snow House Nevresim Takımı’na ve Yıldız Kırmızı
Bornoz’a; Özdilek mağazalarından ve www.ozdilekteyim.
com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
Kampanya Künyesi
Reklam veren: Özdilek Ev Tekstili
Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar
Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar
Oyuncu: Jessica May
Müzik: Cordelia Gartside - Waking
Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar
Kullanılan Mecralar: TV - Radyo
marketing europe & anatolia / 37
Kampanyalar
Havalar Değişse de Vız Gelir...
Doğal ürünleri tercih eden sağlıklı yaşam tutkunları için dünyanın
en mucizevi besini olan balı, doğal ve saf diğer arı
ürünleriyle bir araya getirerek Apitera Serisi’ni hazırlayan
Balparmak, yeni reklam filminde arıların mucizevi salgısı
propolis içeren ApiteraZen’in, her mevsim yanınızda olduğunu
anlatıyor.
Doğal ve gerçek balı, diğer arı ürünleri ile bir araya getirerek
yenilikçi ve katma değerli ürünler sunan Balparmak’ın,
Apitera Serisi’nden ApiteraZen ürünü için hazırlanan reklam
filmi yayına girdi.
Kampanya Künyesi
Reklamın Başlığı: Balparmak Apitera -
Doğanın Gücü Yanında
Reklamveren: Balparmak
Reklamveren Temsilcisi: Dr. Pınar Nokay, Cemil Durgun,
Demet Umezu, Ayça Zengin Sarı, Elif Gökçe Aydoğmuş
Kreatif Ajans: TBWA\İstanbul
Hayran Bırakan Kasırga...
sapındaki kumandası sayesinde çekim gücünü
eğilmeye ihtiyaç duymadan tek tıkla ayarlama
imkânı da sunuyor.
Vestel Küçük Ev Aletleri ailesinin yeni kahramanı Vestel Kasırga
A9000 toz torbalı elektrikli süpürge, geniş hacmi ve
1.319 TL’lik tavsiye edilen perakende satış fiyatıyla tozları
hapsetmeye geliyor. Kasırga A9000 yüzde 99,99 toz filtreleme
performansı sayesinde, süpürge fırçasından giren
tozu filtreleyerek hapseder, çekilen tozun tekrar evin içine
salınmasını engeller. 700 W motor gücü, ve A enerji sınıfı
ile dikkat çeken süpürge 63 dB ses seviyesine sahip. Ayrıca
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Vestel
Reklamveren Yetkilileri: Tunç Berkman, Feza
Turunçoğlu Erim, Ayşe Tokgöz, Esra Nadar, Özgecan
Akbulut,
Gediz Sağlam
Reklam Ajansı: Concept
Yönetici Kreatif Direktör: Kerem Özkut
Kreatif Direktör: Sedat Dündar, Umut Dizdar
Yaratıcı Ekip: Barış Özdemir, Bülent Ekel, Emre
Günaydın, Furkan Yaman, Irıs
Marka Direktörü: Berna Aşkın
Marka Yöneticisi: Serap Balaban
Stratejik Planlama: Tuğay Güven, İpek Kardeşler
Ajans Prodüktörü: Mert Turan, Hilal Kınalıada
38 / marketing europe & anatolia
Kampanyalar
n11pro’nun reklam filmi...
n11.com bünyesinde kurulan şirketler için Toptan Alışveriş
Platformu n11pro yeni reklam kampanyasıyla Türkiye’nin
her yerinden toptancılara sesleniyor. Tüm ürünlerin toptan
alışverişe açık olduğu ve toptancıların işlerini dijitale taşıyan
toptan alışveriş platformu n11pro’nun eğlenceli reklam filmi
radyo ve dijital mecralarda yayına girdi.
n11.com bünyesinde hayata geçen Türkiye’nin Toptan Alışveriş
Platformu n11pro yeni reklam kampanyasında toptan
alışveriş yapan şirketlere sunduğu ayrıcalıkları anlatıyor.
Her bölümde farklı bir sektörden kullanıcının iş yerine konuk
olan n11pro’nun reklam filmlerine eğlenceli bir jingle
eşlik ediyor. Toptan alışverişe dijitalde yeni bir soluk getiren
n11pro’yu kullananların hikayelerinden yola çıkarak hazırlanan
üç farklı reklam filmi, platformda sunulan çeşitli ödeme
sistemlerinin kolaylığı, baremli fiyat avantajı ve ürün/tedarikçi
çeşitliliği ile sözü işin uzmanlarına bırakıyor. Binlerce ürün
ve tedarikçiyi tek bir çatı altında toplayan n11pro’nun reklam
filminde; mobilyacı, nalbur ve satın alma uzmanı gibi farklı
sektörlerden toptan alışveriş yapan kullanıcıların ağzından
n11pro’nun faydaları anlatılıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: n11pro
Reklamveren Yetkilisi: Zafer Özçelik, Tuba Güven, Naz
Özerden İncili
Reklam Ajansı: Karbonat
Yaratıcı Başkan: Cenk Gümüşcüoğlu
Yaratıcı Ekip Lideri: Varol Döken
Yaratıcı Grup: Ziya Levent Aybay, Burak Güngör
OMO ve Yumoş Yeni Reklam Filmi...
OMO ve Yumoş, yeni dijital filminde çevre ve bütçe dostu
yeni paketleriyle Y kuşağına sesleniyor. Filmde farklı gençleri
İstanbul’un dört bir yanında kaykay üstü, salıncak ve
hatta bir evin çatısı gibi beklenmedik yerlerde ve durumlarda
görüyor, onların OMO ve Yumoş’un Trendy paketleriyle
eğlendikleri heyecanlı anlara tanıklık ediyoruz. Jonglörler
ve gerçek hayatta sosyal medyada bu eğlenceli oyuna
katılanların oyuncu olarak yer aldığı film, dijital mecralarda
yayınlanıyor.
Kampanya Künyesi
Reklamveren: Unilever
Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson
Yaratıcı Yönetmen:Sami Basut
Reklam Yazarı: Deniz Ergin, Cem Etyemez
Sanat Yönetmeni:Şükran Genç, Hasan Çalışkan,
Nurgül İletir
Ajans Prodüktörleri: Ahmet Bayık, Elif Mermer
Stratejik Planlama: Berkant Avcı, Mervenaz Mete
Müşteri Grubu: Leslie Krespin, Ece Özyurt, Sevim Özgür,
Alanur Akyıldız
marketing europe & anatolia / 39
Balkanların en fa
Gezi
ntastik ülkesi 3...
Salina Turda’yı da gezdikten sonra yeni şehirler keşfetmek için
yola çıkıyoruz. Sıradaki bölge Alba Iulia olacaktı ancak
vaktimiz yetmeyecek korkusuyla orayı pas geçiyoruz. Görülecek
yerlerini gelmeden önce çalışmıştık ve feda edilebilecek bir yer
olduğuna karar verdik. Ve rotamızı Hunedoara’ ya çevirdik.
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com
Salina Turda’yı da gezdikten sonra yeni
şehirler keşfetmek için yola çıkıyoruz.
Sıradaki bölge Alba Iulia olacaktı ancak
vaktimiz yetmeyecek korkusuyla
orayı pas geçiyoruz. Görülcek yerlerini
gelmeden önce çalışmıştık ve feda edilebilecek
bir yer olduğuna karar verdik.
Ve rotamızı Hunedoara’ya çevirdik.
Turda ile Hunedoara arası 2 saatlik bir
yol. Hunedoara da diğerleri gibi minik
bir yerleşim yeri ve en önemli turistik
yeri Corvin Castle (Castelul Corvinilor).
Hunedoara’ya yol alırken gökyüzünde
kapkara yağmur bulutları belirdi ve biraz
sonra da çok şiddetli bir dolu başladı.
İstanbul’daki dolu felaketinden sonra
çok korktuğum için epey panikledim.
Daha fazla doluya maruz kalmamak
için hemen arabayı yol kenarında bir
ağacın altına çektim. Dolu bitip de yağmura
çevirince yola çıkıp Hunedoara’ya
vardık. Hedefimiz Corvin Castle (Castelul
Corvinilor) olduğu için navigasyona
orayı yazıp direk oraya gittik.
Corvinilor Kalesi, Romanya’nın en
büyük ve gösterişli kalelerinden biri.
1400’lü yıllarda, Gotik tarzda, Anjou
ailesi tarafından yaptırılan, kale tarihte
bir çok kez yangın geçirmiş. Anjou ailesinden
kalan yıkıntılar üzerine, John
Hunyadi bugün ki şatoyu yaptırmış.
Corvinilor Kalesi’ne dışardan bakıp da
büyülenmemek mümkün değil. Ben
içeriye girmeden önce uzun uzun dışardan
izledim ve bakmaya doyamadım.
Benim gibi düşünen bir çok yapımcı
olmalı ki burada bir sürü film çekilmiş.
Yapılan en son film de Dehşetin Yüzü
(The Nun). Filmin bir kısmı bu şatoda
çekilmiş.
Şatoya gitmek için nehrin üzerindeki
bir köprüden geçiyorsunuz ve büyük
kapıdan içeri giriyorsunuz. Kapı, büyük
bir avluya açılıyor. Bu avludan da diğer
binalara giriş var. Binalardan birinde,
şatonun eski duvar ve taşları sergileniyor.
Zamanla kırılıp dökülmüş heykel ve
duvar parçaları bu salonda. Sonrasında
kırılan yerlere yenisi yapılıp eklenmiş.
Diğer bir salonda da John Hunyadi ve o
şatoda yaşayanlara ait eşyaların sergilendiği
bir alan var. El yazması kitaplar,
mühürler, paralar, miğfer ve zırhlar, vs.
Bir başka binada ise, şövalyelerin toplandığı
büyük bir salon var. Salonun
muhteşem apsisli tavanı muhteşem görünüyor.
Diğer kısımlar da ise hapishane,
odalar ve işkence odaları var.
16. yüzyıl başlarında Romanya toprağı
olan Eflak ve Boğdan, Türk hakimiyeti
altında birer derebeylikmiş. Askeri ve
diplomatik açıdan Osmanlı Sultanının
emrine göre hareket eder ve yıllık vergi
verirlermiş. İdarecileri de Osmanlı
Padişahları tarafından tayin edilirmiş.
Eflak ve Boğdan derebeyleri kendilerini
Avrupalıların saldırılarından korumak
için Osmanlı idaresinde kalmayı
marketing europe & anatolia / 41
Gezi
arzu ediyorlarmış. O dönemler, Eflak
ve Boğdan halkı, Avusturyalılar, Ruslar,
Tatarlar, Kazaklar ve Lehlerden ibaret
bölgedeki diğer ordulara karşı Osmanlı
ordusunun yanında yer almışlar. Ancak,
1711 yılında Osmanlı-Rus Harbi
esnasında bu derebeyleri isyan ederek,
Deli Petro’ya yardım etmişler.
Yaklaşık bir asır Türk idaresindeki derebeyliklerin
bu isyanları üzerine Eflak ve
Boğdan tahtları “voyvodalık” adı altında
yeni bir sisteme konulmuş. Voyvodalık
sonrasında da ortalık karışmış çünkü
kendi Rusya artık Osmanlı’nın iç işlerine
de karışmaya başlamış.
Bu dönemlerde, hapishane ve işkence
için kullanılan Corvin Şatosu’nda çok
fazla Osmanlı askeri esir alınmış. Hatta,
bir rivayete göre kalenin bahçesinde
bulunan su kuyusu 3 Türk esir tarafından
özgürlükleri karşılığında yapılmış.
Tam 15 yıl 28 gün süren, kuyunun yapılması
sonunda kalenin komutanı ben
kararımdan vazgeçtim deyip onları öldürmüş.
Başka bir rivayet de şatoda ayıların
bulunduğu bir bölümünde olması. Yaşlanan,
hastalanan veya artık iş göre-
Corvinilor Kalesi, Romanya’nın
en büyük ve gösterişli
kalelerinden biri.
meyen esirler de ayının kafesine atılıp,
yem yapılıyormuş.
Son bir tane daha:( Bir dönem, burada
tutsak edilen, susuzluktan ölüme terk
edilmişler. Susuzluktan ölmekte olan
42 / marketing europe & anatolia
Gezi
insanlar, duvara “suyunuz var ama ruhunuz
yok” yazmış, osmanlıca.
Tabii sadece türkler tutsak edilmemiş
bu kalede. Söylenene göre Vlad Dracul
yani Kont Drakula da bu şatoda 4 yıl
esir edilmiş.
Eveeet, rivayetleri bir kenara bırakıp
şatoyu gezmeye devam ediyoruz. Şatonun
hem yuvarlak hem de diktörtgen
kuleleri var ve bunlar şatoya çok estetik
bir görünüm kazandırıyor. Diktörtgen
olan kulelere çıkıp manzara izlemek
mümkün. Surların üzerinde de yürünecek
yerler var ve oradan türk esirlerin
yaptığı kuyuya çıkış var. Geçmişte çok
kötü anlara ev sahipliği yapmış olsa da
şato çok ihtişamlı görünüyor.
Sadece Corvin Şatosu’nu görmek için
Hunedoara’ya gelinirmiş. Şatonun hemen
çıkışında bir de korku tüneli gibi
Susuzluktan ölmekte olan
insanlar, duvara “suyunuz var
ama ruhunuz yok” yazmış,
osmanlıca.
bir yer var. İşkence ve korkunç yaratıkların
olduğu bir yer. Ancak biz içeri girip
bakmadık çünkü Corvin Şatosu’nun rivayetleri
bile insanın içini ürpertiyor.
Corvin Şatosu’ nu gezdikten sonra Sibiel’
e doğru yola çıkıyoruz. Hunedoara
ile Sibiel arası 1,5 saat kadar sürüyor.
Aslına bakarsanız Sibiel’de yapılacak
pek de bir şey yok. Şirin sokaklarında
dolanıp, renkli evleri fotoğraflayabilirsiniz.
Sibiel’in en popüler olduğu kısım
ise ziraat turizmi.
Biz, Sibiel’e vardığımızda sağnak yağmur
yağıyordu. Ancak çok acıktığımız
için durup yemek yemek istedik. Arabayı
park ettikten sonra bir İtalyan restorantı
bulup yemeğe oturduk.
Yemekten sonra da Sibiu’ya doğru yola
koyulduk. Sibiel ile Sibiu arası yarım
saat sürüyor.
Sibiu, 2007’de Avrupa Kültür Başkenti
marketing europe & anatolia / 43
Benim en çok dikkatimi çeken,
evlerin çatılarındaki
pencereler oldu.
Gezi
seçilmiş ancak şimdiye kadar gezdiğimiz
yerlerden daha farklı bir atmosferi
var. Benim en çok dikkatimi çeken,
evlerin çatılarındaki pencereler oldu.
Evlerin çatıları çok yüksek ve çatılarda
küçük pencereler var. Ancak pencereler,
gözü andırıyor. Sanki siz gezerken
şehir sizi izliyor gibi bir ruh haline bürünüyor
insan.
Aracımızı otoparka park ettikten sonra
Yalan Köprüsü’nün (Bridge of Lies) üstünden
değil altından geçip eski şehri
gezmeye koyulduk.
Şehrin tarihi merkezinde bulunan ve
trafiğe kapalı olan Yalan Köprüsü’nün
üzerinden geçtikten sonra bir daha hiç
yalan söylememeniz gerekiyor. Yalan
Köprüsü aynı zamanda Sibiu şehrinin
bir sembolü. 1659 yılında ahşaptan yapılan
köprü, 1859’ da dökme demirden
tekrar yapılmış. Ocnei caddesi üzerinde
inşa edilen yaya köprüsü, Aşağı
Kenti, Yukarı Kasaba’ ya bağlayan köprü
2000’ li yıllarda, Sibiu ilçesindeki tarihi
eserlere dahil edilmiş ve eski Avrupa
Kültür Başkenti’ nin gerçek bir sembolü
olmuş. Lies Brigde ile ilgili de bir sürü
efsane var tabii. En ünlü efsane, köprünün
kulaklara ve açıklanamayan bir
güce sahip olduğu. Üzerinden geçenler
birbirlerine yalan söylediğinde köprü
çığlık atmaya başlıyormuş. Bu nedenle,
yerel halk bu köprüde yalan konuşmaktan
korkarmış.
Lies Bridge’yi arkamızda bırakıp, Turnul
Sfatului’ye (The Tower of the Council)
yani Konsül Kulesine varıyoruz.
Bu kulenin ne zaman yapıldığına dair
net bir bilgi yok. Eski belgelere bakıldığında
1324 yılında ilk kez adı anılmış
ancak yapılan kazı çalışmalarında,
1025 – 1235 yılları arasında, Andrew II
döneminde basılmış olan sikkelerden
bulunmuş. Zamanla hasar gören kule
defalarca onarılmış ve üzerine kat çıkılmış.
Kulenin üst katlarına çıkmak için
spirial bir merdiven kullanılıyor. Biz de
merdivenlere yönelip Turnul Sfatului’yi
gezmeye çıkıyoruz. Kulenin katlarında
çeşitli resim sergileri vardı biz gittiğimizde.
Benim en çok hoşuma giden,
elinde bıçaıyla duran cellat oldu. Bir
de üst katlarda bulunan saat. Bu antik
saat, Bernberg’ de (Saksonya) “J.J.
Fuchs&Fii” tarafından yapılmış. Bana
Prag’daki saat eskizlerini hatırlattı.
Bu fantastik kule, 1917’de Alman ordusu
tarafından ele geçirilmiş. Sonrasında,
tahıl deposundan tutun da yangın
gözlem noktasına, hapishaneye hatta
doğa bilimi müzesine kadar bir çok kullanım
amacına hizmet etmiş. Ayrıca da
1962 ve 1998 yılları arasında, Brukenthal
Ortaçağ Sergileri Müzesi’ nin bir bölümünü
barındırmış.
Kuleden şehir izledikten sonra ki bence
şehir bizi izliyordu, eski kenti dolaşmak
için aşağı indik. Ancak bizim gittiğimiz
gün festival tarzında bir eğlence vardı
ve meydana kocaman bir çadır kurulmuştu.
İçinde de jaz konseri vardı ancak
bizi sokakta müzik yapan perküsyon
grubu daha çok cezbetti. Hatta
güzel birer kahve alıp bir süre onları
izlmeye koyulduk.
Sibiu’da da oyalandıktan sonra bir sonraki
gezi noktasına doğru yola çıktık.
Bir sonra ki yer, Arefu.
Sibiu ile Arefu arası yaklaşık 3 saat
sürüyor, yani google maps öyle gösteriyordu,
biz, tatili planı yaparken. Arabaya
binip rotayı çizdirdik ve yola koyulduk.
Rota yaklaşık 3 saat gösterdi
biz de yola çıktık.
Biz yola çıktığımızda vakit öğleden
sonraydı ve güneş gökyüzünde muhteşem
bir şekilde parıldıyordu, etrafta
muhteşem ormanlar, radyoda güzel
bir müzik tam keyif yapmalık yol. Karşımızdaki
dağların üzerinde karlar pırıl
pırıl parlarken birden yol rampaya
döndü. Sonrasında keskin virajlar ve
muhteşem bir orman. Yalnız normal olmayan
bir şey vardı, yolda bizden başka
kimse yok. Sadece geliş tarafında
çok nadir bir araba geçiyordu. Bir süre
virajlar çok keskinleşti ve çok yavaş
ilerlemeye başladık. Navigasyona bakıyoruz
zaman hep aynı hiç azalmıyor.
44 / marketing europe & anatolia
Gezi
Gidiyoruz ama fayda etmiyor.
Yaklaşık bir saat virajlı yollarda debelendikten
sonra bisiklet binen bir adam
gördük. Yanına yaklaşıp yolu sorduk.
Adam bize Transfagaraşan yolundasınız
ve yukarıda yol kapalı, boşuna çıkmayın
dedi. İşte o zaman benim moral
bitti. O yolu komple geri dönüp tekrar
otobana çıkıp, aşağı yoldan gitmemiz
gerekiyormuş. Doğru yola çıkmamız
toplam 2 saati buldu.
Doğru yolup da hedefimize doğru ilerlerken
hava da karardı tabi. Bir süre
sonra daracık otobanda orman eteğinde
yol aldıktan sonra virajlı köy yollarına
girdik. 10 – 15 hanelik köylerden
geçerken yol da bozulmaya başladı ve
bir süre sonra toprak yola çıktık. Tabii
ben bu arada habire Mustafa’ya söyleniyorum,
yine yanlış yola soktun bizi
diye. Ben dır dır ederken yol iyice yokuş
oldu ve yerler taşlı toprak karışımı
bir şey. Bir ara patinaj çekmeye başladık.
Araba otomatik, vites küçültüp
arabayı da kurtaramıyorsun. Bir ara
arabadaki tüm ikaz lambaları yanmaya
başladı. Ben iyiden iyiye tırsmaya
başladım çünkü yakın çevrede yerleşim
yeri yok ve telefon çekmiyor. Kurda
kuşa yem olacağız oralarda:( Epey
bir debelendikten sonra yola çıktık.
Önceden otel de
bakmadık.
Kaldık sokakta.
Bizim Arefu’ya varmamız gece 1 oldu.
Önceden otel de bakmadık. Kaldık sokakta.
Arabayı kenara çekip booking
üzerinden yer aramaya başladık. Bir
kaç tane ev bulup onlara bakalım dedik.
İlk bulduğumuza gidebilmek için yine
köy yoluna girdik, epey bir çamur içinde
gittikten sonra kocaman bahçe içinde
bir yere vardık. Arabayı park edip ışık
olan yere girdik. Bir ne görelim, bir dönemler
“Evli ve Çocuklu” dizisinin evinde
gibi olduk. Leopar desenli taytlar
giymiş ablalar, bir kaç tane Al Bundy
kılıklı adam, masada 4-5 tane boş viski
şişesi. Durumu anlatınca otel sahibini
çağırmaya gittiler. Otel dediğime bakmayın,
iki katlı köy evi. Adam yatağından
kalktı bize odaları göstermeye.
Köy evi yaklaşık 50 senelik bir bina.
Nerdeyse yıkılacak. Odalardaki yatakların
ortası çökmüş. Halıların rengi
pislikten belli olmuyor ve ısıtıcı yok.
Ev buz gibi. Biz teşekkür ederip, koşar
adım uzaklaştık oradan. Sonra da
Arefu’nun merkezine vardık. Merkezde
4 katlı kocaman bir bina gördük ve müzikten
yıkılıyor ortalık. Büyük ihtimalle
düğün salonu dedik. Sonra baktık, yanında
hotel yazıyor. Arabayı park edip
düğün salonuna girdik. Meğerse gerçekten
otelmiş ancak parti olduğu için
çok gürültülü ortam.
Resepsiyondaki kadına yer var mı dedik,
evet dedi. Görelim diye üst kata
çıktık. Bina yeni, odalar hiç kullanılmamış,
pırıl pırıl. Hemen zıpladık tabii.
Biz kalalım burada dedik ama kadın
gürültüden rahatsız oluruz diye tavsiye
marketing europe & anatolia / 45
Gezi
etmedi. Biz kalmışız sokakta, kadın gürültü
diyor. Aldık oda anahtarlarını çıktık
yukarı ama sanki davul odada çalıyor.
Baktık olmayacak biz de indik partiye.
Sonra iki tane bira içip ancak uyuduk.
Romanlar şimdiye kadar gördüğüm en
eğlenceli insanlar. Oynamayı dans etmeyi
çok seviyorlar :)
Ertesi gün kalktığımızda otel son derece
sessizdi. Dere manzarasına karşı
kahvaltımızı ettikten sonra Poienari
Castle’ı ziyaret etmek için yola çıktık.
Poienari Kalesinin giriş kısmı ana caddeye
bakıyor. Cadde üzerinde bir kamp
alanı bir de yüksek gerilimin dağıtıldığı
bir trafo merkezi var. İkisinin arasında
bir orman yolu. Poienari Kalesine çıkmak
için bu yolu takip ediyorsunuz ve
yukarı ulaşmak için 1480 tane merdiven
çıkmanız gerekiyor.
Biz aheste aheste merdivenleri çıkmaya
koyulduk. Manzara çok güzel ancak
merdivenler çok dik. İnsan nefes nefese
kalıyor. Orta yaşın üstü bir çok insan
merdivenleri gördükten sonra vazgeçiyor
kaleden.
Biz hırs yapıp çıktık hepsini ve bizi
muhteşem bir manzara karşıladı. Tezgahı
kur, akşama kadar demlen.
Kalenin hemen çıkışında sizi kazığa
geçirilmil iki asker karşılıyor. Bunlar
vitrin mankeni ve kan görüntüsü veren
boyalar var üzerlerinde.
Karpat dağlarının eteklerinde, Arges
46 / marketing europe & anatolia
Nehrine bakan kısma yapılan bu kale
13. yüzyılın başlarında, ilk Walachian
hükümdarları tarafından inşa edilmiş.
Sonrasında Vlad Tepeş burayı keşfetmiş
ve kendine mesken edinmiş.
1462’de, Türkler kaleye saldırdırdığında
Vlad Tepeş, kaçıp kurtulmuş. Kale,
1476 yılında Vlad’ ın ölümünden sonra
uzun yıllar kullanılmasına rağmen,
16. yüzyılın ilk yarısında yeniden terk
edilmiş ve zaman ve hava koşullarının
tahribatına yenik düşmüş. 1888’ deki,
büyük heyelan, kalenin bir kısmını yıkmış.
Sonrasında onarımı yapılmış ve
duvarlarının ve kulelerinin kalıntıları bu
güne kadar ayakta kalmayı başarmış.
Şimdilerde ise en dikkat çeken turistik
yerlerden biri.
Tezgahı kur,
akşama
kadar demlen.
Kaleyi gezip dolaştıktan sonra aşağı inmeye
hazırlanırken, orada çalışan görevliyle
karşılaştık. Ne güzel manzarası
olan bir yerde çalışıyorsun dedim, o da
“evet ama her gün 1480 tane merdiven
çıkıp, iniyorum” dedi :)
Poienari Kalesi’ni gezdikten sonra
muhteşem bir manzaraya sahip olan
Vidraru Barajı’na doğru yola koyulduk.
1966 yılında yapılan hidroelekterik barajı,
avrupa’ nın beşinci en büyük barajı.
Baraj duvarlarının gerisinde ise
muhteşem Vidraru gölü uzanıyor. Argeş
Nehri üzerinde bulunan bu baraj
yolu, aynı zamanda Transfagaraşan
yolu üzerinde.
Baraj gölünün yanında muhteşem ormanlar,
konaklamak için masal gibi
oteller var. Cennet gibi bir yer. Baraj
yolunun hemen bitiminde bir de seyir
kulesi var. Oraya çıkıp muhteşem Arefu
manzarasını izleyebilirsiniz. Seyir terasının
hemen üst tarafında da metal bir
Prometheus heykeli var. Yunan mitolojisinde,
Olimpos Dağı’ ndan ateş yakıp,
insanlara vermiş olan antik Titan,
elektriği sembolize etmek için elinde
bir şimşek çakması tutuyor. Bu fantastik
heykele bakınca insanın aklına He-
Man çizgi filmi geliyor.
Barajın bir başka özelliği ise alınan
güvenlik önlemleri. Eğer olur da barajda
bir çatlak veya sızıntı olursa, dağın
eteklerine yerleştirilmiş olan dinamitler
patlayarak kayaları parçalayacak ve
şehrin sular altında kalmasına mani
olacak.
Bu muhteşem manzarayı seyretmeye
doyamadık ancak yola çıkmamız gerektiği
için Arefu’ya veda edip Bükreş’e
doğru yola çıktık.
Arefu ile Bükreş arası yaklaşık 3 saat
sürüyor. O gün uçağımız olduğu için
Bükreş’te eski şehri (Piata Romana) ve
sarayı dolaşıp, kahve içecek kadar zamanımız
oldu
Bükreş’i, Doğu’nun Paris’i yapmak istiyen
komünist lider Çavuşesku kentin
bütün sokaklarını, kendi sarayına çıkacak
şekilde planlatarak yaptırmış.
Bükreş’te tüm yollar, saraya çıkıyor. Ancak
saray şu anda parlamento ve müze
olarak kullanılıyor. Piata Relovuiei yani
İnkılâp Meydanı, Arcul de Triumf, Parcul
Herastrau, Victoriei Street gezilmesi
gereken yerler arasında. Fakat bizim
zamanımız olmadığı için gezemedik.
Arabamızı teslim edip, uçağımıza binerek
evin yolunu tuttuk.
Game On
Battlefield V...
Battlefield V...
Ali Erdem Ekşioğlu
Takım Oyunu
Battlefield'den alıştığımızın üstünde bir
takım anlayışı ve önem kazanan kişisel
roller.
Gerçeküstü Grafikler
Büyüleyici savaş sahneleri, birebir döneme
uygun silah ve araçlar, gerçekçi ve çok
katmanlı haritalar.
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn
Savaş Hikayeleri
Aceleci İlk Sürüm
Farklı karakterlerin kahramanlık An itibariyle hataların oyun tecrübenizi
öykülerine şahit olduğumuz kısa tek kirlettiği ve sizi oyunun atmosferinden çekip
oyunculu hikayeler.
çıkardığı bir Battlefield dünyası.
Gameon
EA Dice’ın Battlefield serisinin İkinci
Dünya Savaşı döneminde geçen yeni
oyunu Battlefield 5 oyuncu ile buluştu.
Oyun 6-8 saatlik bir hikâye ve 8 farklı
çoklu oyuncu haritasından oluşuyor.
EA Dice’tan alıştığımız şekilde harita
tasarımları, grafikleri, dönem silahları
ve araçlarının aynı şekilde tasarımları
ve grafikleri çağdaş oyunlarını geride
bırakacak bir kalitede uygulanmış.
Bunun yanında silahların geri tepmesi,
sesleri ve etkileri de benzer şekilde
türdeşlerinden kendini ayırmayı
başarıyor.
Fakat bu üst düzey grafiklerin ve
mekaniklerin kullanıma sunulmasında
aceleci bir tavrın etkileri hissediliyor.
Haritaların her moda uygun olmaması,
bazı çoklu oyuncu modlarında
savunan ya da saldıran tarafın bariz
ve ezici avantajlara sahip olması
anlamına geliyor bu da oyun kalitesini
ve zevkini doğal olarak düşürüyor.
Benzer bir etkiyi ister menüde
isterse oyun içinde karşınıza çıkan
hatalar yaratıyor. Aceleci oyunlarda
gördüğümüz gibi Battlefield 5’de
de önümüzdeki güncellemelerle bu
hataların azalacağını söylemek çok
cüretkâr bir tahmin olmaz ama şu an ki
haliyle bu hatalar, özellikle arka arkaya
karşınıza çıktığında, oyuncuda bir
kültür şoku etkisi yaratıyor.
50 / marketing europe & anatolia
Sizin için deneyimleyip
montajladığımız
review videosunu
http://www.youtube.com/user/meaGameOn
adresinden izleyebilirsiniz.
Haritalardaki tasarım defolarını ve
hatalarını aştığınız zaman karşınıza
iyice törpülenmiş bir dinamik çıkıyor.
Canınızın yenilenmemesi gibi küçük
değişikliklerle takım arkadaşlarınıza
artık daha muhtaçsınız ve bu da
zorunlu bir takım oyunu hissi yaratıyor.
Rollerin önemi bu gibi değişikliklerle
arttığı gibi, rol gözetmeksiniz
herkesin takım arkadaşlarını hayata
geri döndürme becerisine sahip
olması takımınızla hareket etmenizi
ödüllendiriyor ve iletişim içindeki
oyunculara avantaj sağlıyor.
Tek oyunculu hikayesi daha önceki
oyunlar kadar yüzeysel ve zayıf
olmasa da kesinlikle oyunun güçlü bir
yanı değil. Yaklaşık 2 saat süren üç
farklı savaş hikayesinden oluşan tek
oyunculu mod size farklı karakterlerin
öykülerini anlatıyor. Çoğunlukla
kişisel kahramanlıklar üzerine kurulu
bu hikayeler bu denli büyük çaplı
bir savaşta samimiyetsiz ve yersiz
duruyor. Aynı zamanda Battlefield’ın
mekaniksel olarak daha güçlü
olduğu topyekûn savaştan oyuncuyu
uzaklaştırmak da çok doğru bir tercih
olmamış. Hikâyenin güçlü unsurları
da genelde topyekûn savaş ortamına
dönülen sayılı anlarda geliyor. Tüm
FPS sever okurlarımıza öneririm.
Gameon
Predator X27...
Acer’ın, Predator X27, Türkiye’de satışa sunuldu. Etkileyici
derecede net görüntüler, canlı renkler ve olağanüstü akıcı
performansıyla oyun deneyimini geliştiren monitör, 27 inç ekran
boyutu, 144 Hz yüksek yenileme hızı ve göz takip teknolojisinin
yanı sıra 4K çözünürlükte NVIDIA G-SYNC HDR ile
oyun deneyimini yeni bir seviyeye çıkarıyor. Predator X27,
14.000 TL’den başlayan fiyatlarla oyun severlerle buluşuyor.
Quantum Dot teknolojisinden yararlanan Predator X27, Adobe
RGB renk alanının %99’unu destekleyerek daha parlak,
daha doygun ve daha doğru bir renk gamıyla çok daha canlı
görüntüler oluşturuyor. Belirli renklerde ışık yayan nano
boyutunda çeşitli tür noktalarla kaplanan bir Quantum Dot
filmine sahip yeni ekranlar, renk saflığını ve etkinliğini artırarak
standart monitörlere göre çok daha geniş bir renk gamı
sunabiliyor.
Acer Predator X27, 4K (3840 x 2160) çözünürlük, 144 Hz
yenileme hızı, 4 ms tepki süresi ve 1000 nit parlaklık seviyesi
sayesinde inanılmaz derecede canlı ve hareket bulanıklığı
olmayan görüntüler sunuyor. Acer HDR Ultra teknolojisinden
yararlanan monitör, yalnızca gerektiğinde yanacak
şekilde her biri ayrı ayrı kontrol edilen 384 adet alandaki
gelişmiş yerel LED aydınlatma özelliğiyle yüksek dinamik
menzil teknolojisinin izin verdiği en iyi kontrast kalitesini
sağlıyor. Ürün yalnızca daha geniş ve daha doygun bir renk
gamı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda geleneksel dinamik
menzilli monitörlere göre çok daha yüksek parlaklık veriyor.
GAMMIX S11 Pro SSD...
ADATA Technology, oyuncular için ürettiği XPG GAMMIX
S11 Pro PCIe Gen 3x4 M.2 2280 SSD modelini duyurdu.
Yeni SSD modeli firmanın oyunculara mümkün olan en
yüksek performansı verecek donanımlar üretme hedefine
olan bağlılığını gösteriyor.
Gelişmiş 3D NAND Flash yongalarla üretilen XPG GAM-
MIX S11 Pro, yüksek kapasite, daha iyi verimlilik değerleri,
daha yüksek güvenilirlik ve TBW değerleri sunuyor. Yüksek
hızlı PCIe Gen 3x4 arayüzünü kullanan ve NVMe 1.3
ile SLC önbellekleme teknolojileri ve DRAM tampon bellek
gibi özellikleri sayesinde saniyede 3500MB’a kadar okuma
ve 3000 MB’a kadar yazma hızları sunabiliyor. GAMMIX
S11
SSD’lerin gerçek performansında önemli bir gösterge olan
rasgele okuma ve yazma becerisi bakımından da iddialı
olan GAMMIX S11 Pro, 390K/380K IOPS’a kadar çıkabiliyor.
Böylelikle kullanıcılar sistem açılışında, büyük boyutlu
dosyaların transferinde ve oyunlarda yüksek hızlar ve kısa
tepkime süreleri elde edebiliyor.
GAMMIX S11 Pro performans kadar veri güvenliğine de
önem veriyor. LDPC (Düşük Yoğunluklu Parite Kontrolü)
hata düzeltme kodu teknolojisinden faydalanan ürün, geniş
bir yelpazedeki veri hatalarını tespit ederek kullanıcıların veri
kaybı yaşamasını önlüyor. Ayrıca Uçtan Uca Veri Koruması
ve RAID desteği de olan SSD, verilere izinsiz ulaşımı engellemenin
yanında veri aktarımının istikrarlı biçimde sürdürülmesini
de sağlıyor.
Üç farklı kapasite seçeneğiyle gelen GAMMIX S11 Pro
SSD’nin yakın zamanda 256GB için 439TL, 512GB için
769TL ve 1TB’lık model için 1479TL fiyat etiketiyle raflarda
yer alması bekleniyor. Ürünle ilgili ayrıntılı bilgi için xpg.com/
tr/feature/596 adresini ziyaret edin.
marketing europe & anatolia / 51
Kültür - Sanat
Türk Resminden Seçkiler...
Caddebostan Kültür Merkezi 36 sanatçının eserlerinin yer
aldığı “Klasikten Çağdaşa Türk Resminden Seçkiler” adlı
karma sergiye ev sahipliği yapıyor.
Türk resim sanatı tarihinden bir seçki niteliği taşıyan sergi,
Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne geçişle beraber
Çağdaş Türk Resim Sanatı’nın öncüleri olan ve Türk
Sanatı’na katkılar sağlayan sanatçıların eserlerini içeriyor.
Sergide Nadide Akdeniz, Erol Akyavaş, M. Sadık Altınok,
Fethi Arda, Maide Arel, Ruhi Bey (Arel), Aydın Ayan, Cafer
Bater, Bedri Baykam, H. Vecih Bereketoğlu, Şefik Bursalı,
İlhan Berk, Nurullah Berk, Sabri Berkel, Cihat Burak, Şefik
Bursalı, Gül Derman, Abidin Dino, Feyhaman Duran,
Devrim Erbil, Turan Erol, Leyla Gamsız, Hamit Görele,
Mehmet Güleryüz, Mürşide İçmeli, Ergin İnan, Zeki Faik
İzer, Ercüment Kalmık, Oya Zaim Katoğlu, Mustafa Pilevneli,
İbrahim Safi, Süleyman Saim Tekcan, Berna Türemen,
Burhan Uygur, Eşref Üren, Turgut Zaim’in eserleri
yer alıyor. “Klasikten Çağdaşa Türk Resminden Seçkiler”
karma sergi 26 Ocak’a kadar Kadıköy Belediyesi Caddebostan
Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde görülebilir.
Müzikte Romantik
Dönem Bestecileri...
Klasisizmin her bakımdan
kuralcılığına
başkaldıran
Romantik Dönemin müzik
duayenleri, Serhan Bali’nin
“Müzikte Romantik Dönem
Bestecileri”nde anlatılıyor.
VakıfBank Kültür Yayınları
aracılığıyla okurla buluşan
kitapta, 19. yüzyıl müziği incelenirken Paganini’den
Donizetti’ye, Brahms’tan Chopin ve Schubert’e kadar
73 bestecinin sıradışı yaşamı ve eserleri yer alıyor.
VakıfBank Kültür Yayınları tarafından yayımlanan, Serhan
Bali’nin kaleme aldığı “Müzikte Romantik Dönem
Bestecileri”, konu ettiği dönemi klasik müzik duayenleri
üzerinden ele alıyor. Tam 73 bestecinin hayatı,
yaşamının kırılma noktaları ve çalışmalarının aktarıldığı
kitap, “19. yüzyıl müziği” olarak da geçen dönemin
icracılarının sanatını gözler önüne seriyor.
Alakent Kilisesi...
Koç Üniversitesi Stavros Niarchos
Vakfı Geç Antik Çağ ve
Bizans Araştırmaları Merkezi’nin
(GABAM) ilk kitabı, “Alakent
Kilisesi: Myra’da Bir Bizans
Yapısı (12. – 13. Yüzyıllar)”
Türkçe ve İngilizce iki ayrı cilt
olarak yayımlandı.
“Alakent Kilisesi: Myra’da Bir Bizans
Yapısı (12. – 13. Yüzyıllar)”
başlıklı kitap, 2010-2013 yılları arasında Antalya’nın
Demre İlçesi’nde bulunan Myra Antik Kenti’nin Roma
dönemi tiyatrosuna 250 metre uzaklıkta bulunan bir
orta Bizans dönemi kilisesinin kazısından restorasyonuna
kadar olan tüm aşamalarını ele alıyor. GABAM
Direktörü Engin Akyürek’in editörlüğünü yaptığı kitap,
Koç Üniversitesi Yayınları ve Yapı Kredi Yayınları’nın
satış noktalarından ve Pandora Kitapevi’nde satışa
sunulacak.
52 / marketing europe & anatolia
Kültür - Sanat
Olağanüstü Makineleri Sergisi...
Zamanı aşan fikirleri, bakış açısı ve felsefesiyle modern
mekaniğin babası kabul edilen; Artuklu Sarayı’nın
26 yıl başmühendisliğini yapan, Anadolu’nun en büyük
mucidi Cezeri’nin olağanüstü makineleri, 15 yıllık titiz
bir çalışmayla 800 yıl aradan sonra yeniden canlanıyor!
Orta Çağ’ın en büyük dâhisi kabul edilen Cezeri’nin, 15
Şubat’ta UNIQ Expo’da ziyaretçilerin karşısına çıkacak
makineleriyle geçmiş, bugün ve gelecek arasında sıra
dışı bir yolculuğa hazır olun.
Dünyanın ilk insansı robotları, şifresi Enigma’dan bile
güçlü kilitler, bugün hâlâ kullandığımız 4 zamanlı dişli
mekanizmalar, zamanı hassas şekilde ölçen saatler ve
krank mili.Mühendisliği sanatla, bilimi hayatla buluşturan
Cezeri’den öğreneceğimiz pek çok şey var.
Merkezine Cezeri’yi yerleştirerek mekanik tarihinin
görkemli hikayesini ilham verici bir şekilde sunacak
“Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri Sergisi”, 15 Şubat’ta
UNIQ Expo’da kapılarını açıyor. 15 yıl boyunca üzerinde
büyük bir titizlikle çalışılan Cezeri’nin kendi kitabı Kitab-ül
Hiyel’indeki tarife uygun ve çalışır vaziyette üretilen makinalarını
karşımıza çıkaracak sergi, adeta bir bilim tarihi
arkeolojisi sayılabilecek yapısıyla dünyada bir ilk olma
özelliğini taşıyor. 1500 m2’lik alanda, içerisinde boyutları 4
metreyi bulan dev makinelerle birlikte 66 farklı alete, makineye
ve çeşitli düzeneklere yer veren sergi, 7’den 77’ye
herkese ilham kaynağı olmaya hazır.
“Bavul” 6 Ocak’ta İstanbul’da…
Senaryosunu Sam Bobrick’in yazdığı usta yönetmen Levent
Tülek’in oturduğu “Bavul”, Zeytinburnu Belediyesi
Külür Sanat Merkezi’nda sahneleniyor.
6 Ocak Pazar akşamı sahnelenecek olan oyunun oyuncu
kadrosunda sahnelerin usta isimlerinden Bekir Aksoy, Çiçek
Dilligil, Yasemin Hadivent ve Mert Asutay’ın yer alıyor.
“Bavul” tiyatro oyunu, son derece zıt iki insanın çılgın, delice
ve kahkaha dolu karşılaşmalarını konu alıyor.
Çaresiz ve huysuz bir adamın bavulunun havaalanında
yalnız ve meraklı bir kadının bavulu ile karışması ile başlayan
hikaye tuhaf ve komik olayların birbirini kovalamaya
başlamasıyla devam ediyor.
Yapımcılığını Karart Kültür Sanat tarafından Osman
Genç’in üstlendiği “Bavul” insan ilişkilerini, aşkları, sevgileri,
yalnızlıkları doğru insan-yanlış insan tartışmasını ve
günümüz insanının mutluluktan ne anladığını esprili ve
renkli bir biçimde anlatan çılgın, delidolu bir oyun.
marketing europe & anatolia / 53