marketing europe & anatolia Sayı: 081
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Tarih: Ocak 2019 <strong>Sayı</strong>: 81<br />
retorik<br />
Yorumsuz...<br />
2019<br />
Hoşgeldi...
İçindekiler<br />
<strong>marketing</strong><br />
<strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
<strong>Sayı</strong>: 81 Tarih: Ocak 2019<br />
İmtiyaz Sahibi<br />
Eksantrik Film Prodüksiyon<br />
P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr.<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve<br />
Sorumlu Yazı İşler Müdürü<br />
Elvin Ekşioğlu<br />
e-mail: elvineksioglu@gmail.com<br />
Haber ve Fotoğraflar<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
http://aea.eksantrik.com<br />
aeanews@gmail.com<br />
Katkıda Bulunanlar<br />
Nurgül Eryıldır Günay<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Seval Duban<br />
Kübra Nebioğlu<br />
Yusuf Yener Günay<br />
Danışman<br />
Abdullah Ekşioğlu<br />
İlan Rezervasyon<br />
Ayşe Yılmaz<br />
Kısa Kısa 04 - 07<br />
Teknoloji 10 - 11<br />
retorik 13<br />
Medya Dünyası 14 - 15<br />
Röportaj 16 - 24<br />
Reklam dünyası 28 - 29<br />
Yayın Türü<br />
Süreli Yayın<br />
Yönetim Yeri<br />
Agency Europe & Anatolia<br />
e-mail: meadergi@gmail.com<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Agency Europe & Anatolia tarafından<br />
Süreli yayınlanan bir e-dergidir.<br />
Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film<br />
Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir<br />
bölümü yayıncısının izni olmaksızın<br />
çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.<br />
Tüm ilanların sorumluluğu firmalara,<br />
makalelerdeki görüşler ve hukuki<br />
sorumluluk yazarlara aittir.<br />
Bu derginin yayınlanma sürecinde<br />
hiçbir ağaç zarar görmemiştir.<br />
http://www.meadergi.com<br />
mobil: http://m.meadergi.com<br />
http://www.facebook.com/meadergi<br />
instagram: meadergi<br />
https://twitter.com/meadergi<br />
Röportaj 30 - 33<br />
Kampanyalar 35 - 39<br />
Gezi 40 - 46<br />
Game On 48 - 51<br />
Kültür Sanat 52 - 53<br />
Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 1
Köşe<br />
Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com<br />
( editörden<br />
)<br />
2019 Hoşgeldi...<br />
Merhaba,<br />
Yeni ylınız kutlu olsun, yeni yılın tüm Türkiye'ye huzur, güven, istikrar getirmesini<br />
diliyorum.<br />
Her yıl olduğu gibi bu yıl da kampanyalar özel sayımızı yayınladık. Türkiye reklamcılık<br />
tarihinde çok önemli bir yer alan kampanyalar özel sayımızda her yıl olduğu gibi<br />
bu yıl da 2018 yılı kampanya künyelerini toplu halde ücretsiz okuyabilir, digital<br />
kütüphanenizde arşivleyebilirsiniz.<br />
Dergimiz yine dopdolu. Haber sayfalarımız, teknoloji sayfalarımız, kampanya<br />
sayfalarımız yine büyük bir özenle hazırlandı. Sektörden arkdaşlardan 2018<br />
yılı değerlendirmeleri ve 2019 yılı öngörülerini yazmalarını istedim. Sektörün<br />
görüşlerini röportaj sayfalarımızdan okuyabilirsiniz. Gezi yazarımız Seval Duban<br />
Romanya gezisinin 3. bölümünü sizler için kaleme aldı. Ali Erdem Ekşioğlu Gameon<br />
sayfalarımızda bu ay Battlefield V oyununu deneyimleyip yazdı.Yazarmız Abdullah<br />
Ekşioğlu, yine bizlere yeni pencereler açtı. Bizim için her ay olduğu gibi bu ay da<br />
koşuşturma ve dergimizi tarafsız bir bakış açısıyla hazırlama telaşıyla geçti.<br />
Dergimizin okuma, görüntülenme sayılarını her sayımızda vermekten gurur duyuyorum.<br />
Çünkü Türkiye'nin en çok okunan <strong>marketing</strong> dergisi olmaktan çok mutluyum. Dergimizin<br />
okunma sayısı aylık 10.000 kişiye ulaştı :)<br />
Mutluyuz, gururluyuz :)<br />
Medya takip kuruluşlarının izleme ve ölçme değerlendirme verilerine göre<br />
sayfalarımızın değeri her geçen gün artıyor :)<br />
Sevgiler,<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 3
Kısa Kısa<br />
12. TEB Akıl Fikir Yarışması...<br />
Türk -Ekonomi Bankası<br />
(TEB tarafından düzenlenen,<br />
finans alanında<br />
yenilikçi ve yaratıcı<br />
fikirlerin ödüllendirildiği<br />
TEB Akıl Fikir Yarışması<br />
başvuruları için bir hafta<br />
kaldı. 2006 yılından bu<br />
yana sektöre yenilikçi<br />
fikirler ve yaratıcı projeler<br />
kazandıran TEB Akıl<br />
Fikir Yarışması için 15<br />
Ocak’a kadar yarışmanın web sitesi www.icatcikar.com<br />
üzerinden başvuru yapılabilecek.<br />
‘İcat Çıkar’ sloganıyla bu yıl 12.’sini düzenlenen TEB Akıl<br />
Fikir Yarışması için başvuruların sona ermesine bir hafta<br />
kaldı. Türk Ekonomi Bankası (TEB) tarafından sektöre<br />
yenilikçi ve yaratıcı ürünler kazandırmak, müşteri deneyimini<br />
iyileştirmek ve inovasyon kültürünü yaygınlaştırmak<br />
amacıyla düzenlenen ve her yıl daha da büyüyen bir ilgiyle,<br />
en önemli açık inovasyon uygulamalarından biri olan<br />
TEB Akıl Fikir Yarışması, bu yıl da ‘Üniversite Öğrencisi-<br />
Yeni Mezun’, ‘Müşteri’ ve ‘Teknolojik Girişimci’ olmak üzere<br />
üç ayrı kategoride düzenlenecek.<br />
‘Üniversite Öğrencisi-Yeni Mezun’ ve ‘Müşteri’ kategorilerinde<br />
bankacılık ürün ve hizmetleriyle ilgili yenilikçi, yaratıcı<br />
fikir ve projeler; ‘Teknolojik Girişimci’ kategorisinde ise sektör<br />
bağımsız teknoloji tabanlı projeleri olan tüm girişimciler<br />
15 Ocak 2019 tarihine kadar www.icatcikar.com üzerinden<br />
başvuruda yapabilecek.<br />
Jürinin sektörün önde gelen isimlerden oluştuğu<br />
yarışmada, katılımcıları finansal ödüllerin yanı sıra TEB’de<br />
kariyer fırsatları, Roland Garros Seyahati ve TEB Girişim<br />
Evi’ne katılım önceliği bekliyor. Ayrıca en inovatif üç proje<br />
sahibi Bahçeşehir Üniversitesi tarafından MBA bursu ile<br />
ödüllendiriliyor.<br />
‘Üniversite Öğrencisi – Yeni Mezun’ Kategorisi’nin birincisi<br />
25 bin TL, ikincisi 15 bin TL, üçüncüsü ise 10 bin TL ödül<br />
kazanıyor. Garros’a katılma hakkı kazanıyor. İkinci olan<br />
TEB müşterisi 15 bin TL, üçüncü ise 10 bin TL’lik ödülün<br />
sahibi oluyor.<br />
Gereksizse Kapat, Geleceği Aydınlat…<br />
oluşturduğu VİKO by Panasonic Çocuk Tiyatrosu, teması<br />
enerji verimliliği olan ‘Aydınlık Bir Gelecek’ isimli oyununu<br />
sergileyerek çocukları bu konuda bilinçlendiriyor.<br />
Panasonic Eco Solutions Türkiye, İstanbul İl Milli Eğitim<br />
Müdürlüğü ile birlikte yürütülen ‘Aydınlık Bir Gelecek İçin<br />
Okullarda Enerji Verimliliği’ projesinde yaklaşık 7 yılda 620<br />
bin ilkokul öğrencisine ulaşarak bir rekora imza attı. Büyük<br />
hedef ise 1 milyon öğrenciye ulaşmak.<br />
Kurumsal Marka Yönetim Genel Müdürü Aysel Özaltınok<br />
“İçinde bulunduğumuz dönemde, gelecek kuşaklara<br />
daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak<br />
Toplumdaki enerji kültürü ve verimlilik bilincinin artırılmasına sorumluluğu. Hepinizin bildiği gibi doğal kaynaklarımız<br />
yönelik olarak 1981 yılından bu yana her yıl Ocak ayının tükeniyor, küresel ısınma giderek daha büyük bir tehdit<br />
ikinci haftası Enerji Tasarrufu Haftası olarak kutlanıyor. haline geliyor, çevre kirleniyor. Ülke olarak enerjinin büyük<br />
Her geçen gün tükenen doğal kaynaklar ve kirlenen çevre, bir bölümünü ithal ettiğimizi de özellikle belirtmek istiyorum.<br />
Ve tüm bu nedenlerle toplumun tüm kesimleri olarak<br />
dünyamızın ve insanlığın geleceğini tehlikeye atıyor. Enerji<br />
için ödenen bedeller ise her geçen gün artıyor. Bu enerji verimliliği ve doğal kaynakların bilinçli tüketimi<br />
bağlamda geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın konularında daha sorumlu yaklaşımlar sergilemeliyiz.”<br />
enerji kullanımı ve tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi şeklindeki sözleri ile projeye verdikleri önemi ifade ediyor.<br />
büyük önem taşıyor. Panasonic Eco Solutions Türkiye’nin<br />
4 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
PepsiCo’nun yeni fabrikası...<br />
tüketicilerin damak tadına uygun tariflere göre hazırlanmış<br />
Lay’s, Doritos ve Ruffles markalarının geniş çeşitliliğe sahip<br />
atıştırmalık ürünleri üretiliyor. Burada üretilen Doritos<br />
ürünlerinin yaklaşık yüzde 25’i Romanya, Bulgaristan,<br />
Moldova, Litvanya, Estonya, Polonya, Makedonya, Kosova,<br />
Arnavutluk ve Sırbistan’a ihraç ediliyor. İnşaatında 500<br />
kişinin çalıştığı fabrika faaliyete geçmesiyle birlikte 300<br />
kişiye iş olanağı yaratıyor.<br />
PepsiCo Avrupa ve Sahra-altı Afrika Başkanı Silviu Popovici<br />
tesis yatırımı ile ilgili şöyle konuştu: “PepsiCo olarak<br />
56 yıldır Türkiye’nin zengin tarihinin bir parçası olmaktan<br />
gurur duyuyoruz. Bugün ise, Manisa’da kurduğumuz yeni<br />
PepsiCo’nun yeni fabrikası, Manisa Organize Sanayi<br />
yiyecek fabrikamız, Türkiye’ye yatırımlarımızın önemli bir<br />
Bölgesi’nde 47 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam<br />
100 bin metrekarelik bir alan üzerine kuruldu. Bu<br />
dönüm noktasını oluşturuyor ve Türkiye halkına, ekonomisine<br />
ve geleceğine olan inancımızı simgeliyor.”<br />
alanın seçiminde, lojistik konumu, Organize Sanayi<br />
PepsiCo, Türkiye’nin 24 farklı şehrinde tarımsal faaliyet<br />
Bölgesi’nin yatırıma uygun altyapısı, eğitimli işgücü ve<br />
yürütüyor ve kullandığı patates ve mısırın yüzde 100’ünü<br />
belirli hammadde kaynaklarına yakınlığı gibi bir dizi temel<br />
yine Türkiye’nin yerel üreticilerinden satın alıyor. Manisa<br />
kriter rol oynadı.<br />
fabrikasının faaliyete geçmesiyle birlikte PepsiCo’nun yerel<br />
çiftçilerden satın aldığı patates ve mısır miktarı yüzde<br />
Türkiye’de PepsiCo’nun altıncı fabrikası olan Manisa<br />
fabrikasında, en yüksek kalite standartlarında ve yerel<br />
14 oranında arttı.dedi.<br />
Penti, 2018 yılında % 29 büyüdü...<br />
Penti, 2018 yılını % 29 büyüme ve 1.1 milyar TL ciro ile ile kapatan Penti, 2019 yılında<br />
kapadı. 2019 yılında mağaza sayısını 620’ye çıkaracak Kazakistan’dan Kanada’ya 5<br />
olan marka, 1.5 milyar TL ciro hedefliyor. Dünyanın<br />
doğusundan batısına her noktasına adım atmayı hedefleyen<br />
kıtada 50 yeni mağaza açmayı<br />
hedefliyor. Penti Yönetim Ku-<br />
marka, Kazakistan’dan Kanada’ya 5 kıtada 50 yeni rulu Başkanı Sami Kariyo,<br />
mağaza açacak.<br />
İç giyim, bacak giyim, ev giyim ve plaj giyim kategorilerinde<br />
Türkiye’nin en sevilen ve tercih edilen Türkiye’nin<br />
lovemark’ı Penti, 2023’ye giden yolda çizdiği gelecek<br />
projeksiyonuna hız kesmeden devam ediyor. 2018<br />
yılında %25’i LFL olmak üzere toplamda %29 oranında<br />
bir büyümeyle cirosunu 1.1 milyar TL’ye çıkaran Penti, 1<br />
yılda metrekare başına 3500 ziyaretçiyle Türkiye nüfusundan<br />
fazla ziyaretçiyi mağazalarında ağırladı. 2019 yılı<br />
sonunda, cirosunu 1.5 milyar TL’ye çıkarmayı hedefleyen<br />
Penti’nin 2018 yılı performansını ve gelecek dönem stratejilerini<br />
Penti Yönetim Kurulu Başkanı Sami Kariyo ve Penti<br />
Giyim A.Ş. CEO’su Mert Karaibrahimoğlu anlattı.<br />
Global marka olma yolunda beş kıtada 620 mağaza…<br />
2018 yılını yurt içinde 62 ilde 364, yurtdışında ise 30’u<br />
aşkın ülkede 170 olmak üzere toplamda 534 mağaza<br />
“Penti olarak 2018 yılı yurt<br />
dışı operasyonlarımızda %82<br />
büyüme gösterdik. 2019 yılı sonuna<br />
kadar yurtiçi ve yurtdışı<br />
toplam mağaza sayımızı 620’ye<br />
çıkararak dünya üzerinde adım<br />
atmadık kıta bırakmayacağız” dedi.<br />
İran, Arnavutluk, Kosova Makedonya, Gürcistan, Azerbaycan<br />
ve Suudi Arabistan’da yıllardır devam ettirdiği pazar<br />
liderliğini kimseye bırakmadıklarını belirten Kariyo, 2018<br />
yılında yeni girdikleri Karadağ, Kuveyt, Ürdün ve Lübnan<br />
gibi ülkelerde de pazar liderliğine oynadıklarını ifade etti.<br />
Sami Kariyo, “2019 yılının ilk ayında Amerika kıtasındaki<br />
ilk mağazamızı açacağız. Ayrıca Yunanistan pazarına<br />
da giriş yaparak Avrupa, Ortadoğu ve Balkanlardaki hızlı<br />
büyümemize devam edeceğiz” dedi.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 5
Kısa Kısa<br />
PRİDA İletişim Ödülleri...<br />
İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği’nin (İDA) bu yıl ikincisini<br />
düzenlediği PRİDA İletişim Ödülleri’ne başvuruların<br />
online değerlendirme süreci tamamlandı ve finale kalan<br />
projeler belli oldu.<br />
İletişim danışmanlığı sektörünün Türkiye’nin toplumsal<br />
kalkınmasındaki rolünü göstermek, paydaşlarına kattığı<br />
değerin bilinmesini sağlamak ve yeni projelerin üretilmesini<br />
teşvik etmek amacıyla İDA’nın başlattığı PRİDA İletişim<br />
Ödülleri’nde finale kalan 99 proje açıklandı. İletişim profesyonelleri,<br />
sektör yayınlarının temsilcileri ve akademisyenlerden<br />
oluşan jüri heyetinin değerlendirmesi sonucunda<br />
finale kalan projelerin tam listesine www.pridaodulleri.org<br />
web sitesinden ulaşılabiliyor.<br />
23 Ocak’ta düzenlenmesi planlanan ödül töreninde<br />
‘Stratejik İletişim’, ‘Pazarlama İletişimi’, ‘Dijital ve Sosyal<br />
Medya’, ‘Özel Ödüller’, ‘Sürdürülebilir Başarı Ödülleri’ ve<br />
‘İletişim Emektarları’ olmak üzere 6 ana başlık altında 35<br />
kategoride sahiplerine takdim edilecek.<br />
Atama...<br />
Nielsen’nin yeni Medya<br />
Müşteri Hizmetleri ve Pazarlama<br />
Direktörü Mehmet Fazıl<br />
Kanyılmaz oldu. Nielsen’de<br />
Medya Müşteri Hizmetleri ve<br />
Pazarlama Müdürü olarak<br />
görev yapan Mehmet Fazıl<br />
Kanyılmaz, gösterdiği yüksek<br />
performans sonrası Müşteri Hizmetleri ve Pazarlama<br />
Direktörü olarak atandı.<br />
Doğuş Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni 2005 yılında<br />
tamamlayan Mehmet Fazıl Kanyılmaz, medya kariyerine<br />
2009 yılında Turkuvaz Medya Grubu’nda Yönetici<br />
Adayı (MT) olarak başladı. Minika çocuk kanalının kurulum<br />
aşamasında görev alan Kanyılmaz, 2011-2014<br />
arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde sürdürdüğü<br />
eğitimi kapsamında University of California Los Angeles<br />
(UCLA) Film Production ve University of Southern<br />
California’da (USC) İletişim Yönetimi Master<br />
programlarını tamamladı.<br />
Atama...<br />
Ömer Barbaros Yiş, lisans eğitimini<br />
Koç Üniversitesi İşletme ve Ekonomi<br />
Bölümlerinde çift anadal olarak,<br />
Ekonomi Yüksek lisansını Universitat<br />
Autonoma De Barcelona’da<br />
tamamladı. Profesyonel iş hayatına<br />
2006 yılında Kurumsal ve Bireysel<br />
Fiyatlandırma Uzmanı olarak Turkcell’de başlayan Yiş,<br />
Pazarlama bünyesinde çeşitli Kıdemli Ürün Yöneticisi<br />
pozisyonlarında bulundu. 2010 - 2013 yılları arasında<br />
kariyerine Peppers & Rogers Grup’ta Global Telekom<br />
Sektörü Direktörü olarak devam etmiştir. 2013 yılında<br />
Türk Telekom bünyesinde sırasıyla Mevcut Müşteri Yönetimi<br />
Direktörlüğü, Değerli Müşteriler Yönetimi Direktörlüğü,<br />
Sabit Ürünler Gelir Yönetimi rollerini üstlendi.<br />
2017 yılından bu yana Turkcell’de görev yapan Yiş,<br />
Stratejik ve Odaklı Pazarlama Direktörü rolü ardından<br />
Bireysel Pazarlama Direktörü olarak görevine devam<br />
etmektedir. Kendisi, 18 Aralık 2018 itibarıyla görevine<br />
ek olarak Turkcell Pazarlama Genel Müdür Yardımcılığı<br />
görevine vekaleten atanmıştır.<br />
6 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kısa Kısa<br />
Shell’in, Türkiye’deki yatırımları...<br />
Shell, Türkiye’de yatırımlarına inde 11 farklı kategoride 1500’den fazla ürün sunuyor.<br />
hız kesmeden devam ediyor Shell & Turcas, Shell Select marketlerde sunduğu ürünlerini<br />
misafirlerinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştiriyor.<br />
Her gün 1 milyondan fazla misafirine<br />
hizmet veren Shell & Shell Select Marketleri ziyaret eden misafirler, çekirdekten<br />
Turcas, Shell Select marketleri taze çekilmiş kahve, fırın ürünleri ve özel şefler tarafından<br />
ile sektörüne öncülük ediyor. tasarlanan lezzetli deli2go sandviçler alabiliyorlar.<br />
Shell Select marketleri ile 2013 Shell & Turcas CEO’su Felix Faber, istasyonlarından<br />
yılında bir ilke imza atan Shell & akaryakıt alan her 2 kişiden birinin Shell Select marketlerimizi<br />
de ziyaret ettiğini söyledi: “Genç, dinamik nüfu-<br />
Turcas, aradan geçen 5 yılda,<br />
42 şehirde 360 noktaya ulaştı. Shell Select marketlerde su ve büyüyen ekonomisi ile Türkiye, Shell için öncelikli ülkeler<br />
arasında yer alıyor. Shell & Turcas olarak Türkiye’ye<br />
kahveden sandviçe, soğuk sıkım meyve suyundan<br />
çiğ köfteye 1500 farklı ürün sunuluyor.Shell, dünyada her zaman olduğu gibi yatırım yapmaya devam ediyoruz.<br />
70’den fazla ülkede 44 bin satış noktası ile dünyanın Türkiye çapında 42 şehirde 360 adet özel konseptli Shell<br />
tek marka altında konumlanan en büyük perakende Select marketimiz ile misafirlerimizin akaryakıt dışındaki<br />
şirketi özelliğini taşıyor. Dünya genelinde 500 bin ön ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. 2020 yılında Shell Select Market<br />
sayısını 500’e çıkarmayı hedefliyoruz.”<br />
saha çalışanı ile her gün 30 milyon, Türkiye’de ise 15<br />
bin ön saha çalışanı ile her gün 1 milyondan fazla misafire<br />
hizmet veriyor. Sektörü yeni nesil market formatı devam ettiğini belirten Faber, yılda yaklaşık 2 milyon<br />
Starbucks ve Kahve Dünyası ile başarılı iş birliklerinin<br />
Shell Select ile tanıştıran Shell & Turcas, Türkiye’de 42 adet deli2go sandviç ve 2.5 milyon bardak kahve satışı<br />
şehirde 360 noktada bulunan Shell Select marketler- gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.<br />
İşbirliği...<br />
Dünyada 63. yılını kutlayan<br />
Golin, moda ve perakendecilik<br />
iletişimi alanındaki<br />
deneyimini, 1 Ocak 2019 itibariyle<br />
çalışmaya başladığı<br />
Hemington ile sürdürecek.<br />
Hemington, yüzde yüz saflık<br />
ve doğallık prensibiyle dünyanın seçilmiş noktalarından<br />
temin ettiği en iyi kalite ipliklerle hazırladığı koleksiyonlarıyla<br />
erkek giyim deneyimini yepyeni bir noktaya<br />
taşıyor.<br />
Hemington koleksiyonları, Akmerkez AVM, Akasya AVM,<br />
Bağdat Caddesi Suadiye, Nişantaşı City’s AVM, Mall of<br />
İstanbul AVM, Ataköy A Plus AVM, Bursa Sur Yapı Marka<br />
AVM konsept mağazalar ve www.hemington.com.tr<br />
sitesinde müşterileriyle buluşturuyor.<br />
Golin İstanbul, Hemington’a stratejik iletişim danışmanlığı<br />
çatısı altında marka iletişimi, medya ilişkileri, konu,<br />
etkinlik ve sponsorluk yönetimi,liderlik iletişimi,influencer<br />
<strong>marketing</strong>,sosyal medya ve içerik üretimi kapsamlarında<br />
hizmet verecek.<br />
İşbirliği...<br />
KIA, yeni dönem iletişim<br />
çalışmaları için Communication<br />
Partner’la anlaştı.<br />
75 yıllık global hikayesi ve<br />
teknolojik alt yapısıyla otomotiv<br />
sektörünün öncü markalarından KIA’nın iletişim<br />
danışmalığını Communication Partner yürütecek.<br />
Güney Koreli otomotiv devi KIA, yeni yıla yeni iletişim<br />
ajansıyla başladı. Anadolu Grubu çatısı altındaki Çelik<br />
Motor distribütörlüğüyle Türkiye pazarında faaliyet<br />
gösteren KIA, iletişim danışmanlığı hizmeti için Communication<br />
Partner’la anlaştı.<br />
Otomotiv sektöründe 75 yılı geride bırakan, global<br />
bağımsız araştırma ve danışmanlık şirketi Interbrand’in<br />
“2018’in en iyi markaları” araştırmasında 71. sırada yer<br />
alan KIA, Türkiye’de 18 yıldır Çelik Motor güvencesiyle<br />
kullanıcılarıyla buluşuyor. başlıklarında topluyor.<br />
Ajans, kurucusu olduğu Communication Platform ile<br />
İstanbul dışında sekiz ilde de hizmet veriyor.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 7
Teknoloji<br />
Tak çalıştır, unut gitsin...<br />
Technopc, yeni teknoloji<br />
harikası, 8’inci nesil Intel<br />
Core işlemcili Mini PC’si<br />
H385 modelini satışa sundu.<br />
Gücünden taviz vermeden<br />
küçük hacimli mini<br />
bilgisayara geçip konfor<br />
alanını arttırmak isteyenlerin<br />
ilk tercihi olacak<br />
H385, 3 ekrana görüntü<br />
verme ve sadece binde 2 arıza oranına sahip. Ayrıca, yarı<br />
endüstriyel yapıdaki cihaz, ‘Tak çalıştır, unut gitsin’ diyerek<br />
tanımlanabilir<br />
Türkiye’de bilgisayar üretiminde ilk yerli malı belgesini alan,<br />
Türkiye’de mini bilgisayarların kullanılmasında öncülük eden<br />
ve bu alanda en çok modele sahip olan Technopc, 8’inci nesil<br />
Intel Core işlemcili Mini PC’si H385 modelini satışa sundu.<br />
Technopc Yönetici Ortağı Murat Yücel, ürünün üstün özelliklere<br />
sahip olduğunu belirtti. Yücel, yüksek performanslı<br />
desktop işlemciler kullanılan H385’in çalışma hızı ve yüksek<br />
benchmark score’larının rakiplerine göre bir adım önde<br />
olduğunu söyledi.<br />
Yücel, H385’in standart desktop bilgisayarların gücünden<br />
taviz vermeden küçük hacimli mini bilgisayara geçip konfor<br />
alanını arttırmak isteyen küçükten büyüğe tüm işletmelerin<br />
tercihi olacağını da anlatarak, “Güçlü grafik altyapısı ve hızlı<br />
disk teknolojileri ile geleneksel masa üstü bilgisayarlardan<br />
bile daha hızlı bir model H385” dedi. Yücel, “H385’in üzerinde<br />
2 adet Display, 1 adet HDMI ve 1 adet VGA port olmak<br />
üzere 4 farklı ekran çıkışı var. 3 farklı ekrana aynı anda<br />
görüntü verebilen H385, çoklu bağlantı noktalarıyla da tercih<br />
sebebi olacak. Ayrıca enerjide de tasarruf sağlıyor. H385<br />
modelimiz SATA ve SSD disklere göre daha hızlı ve düşük<br />
enerji tüketimi ile çalışmasını sağlayan NVM teknolojisine<br />
sahip” diyerek model hakkında bilgi verdi.<br />
1 adet RS 232 com porta sahip olan H385, ayrıca metal<br />
kasası ve özel soğutma sistemi ile uzun ömürlü kullanım<br />
kolaylığı sunuyor. Cihaz, binde 2 gibi düşük bir arıza oranına<br />
sahip. Cihazın diğer bir artısı ise sahip olduğu TPM güvenlik<br />
modülü sayesinde üstün veri güvenliği sağlaması. Yarı<br />
endüstriyel bir yapıya sahip olan cihaz, ‘Tak çalıştır, unut gitsin’<br />
diyerek tanımlanabilir.<br />
Casper VIA G3...<br />
Casper, yeni akıllı telefonu VIA G3’ü kullanıcıyla buluşturdu.<br />
Sahip olduğu yapay zekâ teknolojisi, alternatif renk<br />
seçenekleri ve geniş ekran deneyimiyle trendlere göz kırpan<br />
VIA G3, Casper’ın bugüne kadar ürettiği en büyük ekranlı<br />
akıllı telefon.<br />
Casper’ın VIA G3, ekran boyutundan alternatif renk<br />
seçeneklerine, 2 katmanlı Incell teknolojisine sahip<br />
ekranından çentik boyuna kadar güncel akıllı telefon<br />
trendleriyle uyumlu fiyat performans oranındaki iddiasıyla<br />
da kullanıcının yeni favorisi olmaya aday.<br />
Geniş ekranı ile kullanıcıların görsel ve video deneyimini<br />
bir adım ileriye taşıyan VIA G3, %81.2 ekran gövde, 6.22’’<br />
geniş ekran boyutuna sahip. Çarpıcı ekran tasarımı sayesinde<br />
oyun oynarken, sosyal medyada gezinirken ve video<br />
izlerken daha fazla ayrıntının görünür olmasını sağlıyor.<br />
Bununla birlikte geniş ekranı, elde tutuş ergonomisiyle fark<br />
yaratıyor. VIA G3, diğer VIA modellerine göre daha küçük<br />
olan çentik kullanımı sayesinde ekranda daha fazla bildirime<br />
de yer açıyor.<br />
10 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Teknoloji<br />
LG, CineBeam 4K projektörü...<br />
LG’nin CES 2019’da tanıtacağı en yeni CineBeam projektörü,<br />
yapay zeka teknolojisiyle üstün bir kullanıcı deneyimi<br />
ve şaşırtıcı bir görüntü kalitesi sunuyor.<br />
LG Electronics (LG), CES 2019’da kısa mesafeden görüntü<br />
teknolojisine (UST) sahip ikinci nesil CineBeam Laser 4K<br />
projektörünü (model HU85L) tanıtacak. LG’nin CES 2019<br />
İnovasyon Ödülü’nün de sahibi olan cihaz; duvar, zemin<br />
veya tavan gibi herhangi bir düz yüzeyde çarpıcı 4K görüntü<br />
yansıtabilen kompakt tasarımıyla rakipleri arasından kolayca<br />
sıyrılabiliyor.<br />
UST teknolojisine sahip LG CineBeam Laser 4K, duvardan 5<br />
cm’den biraz daha fazla uzağa yerleştirilerek 90 inçlik diyagonal<br />
bir görüntü oluşturabiliyor. 18 cm uzağa yerleştirildiğinde<br />
ise projektör, 120 inç büyüklüğünde ve oldukça parlak bir<br />
görüntü üretiyor. Basit bir kuruluma sahip kullanıcı dostu<br />
cihaz, sinematik bir ölçekte çarpıcı görüntüleme deneyimi<br />
sağlıyor.<br />
2,500 ANSI lümen ve 4K UHD çözünürlüğü sunan LG<br />
CineBeam Laser 4K, izleyicideki sanal gerçeklik hissini<br />
artırıyor. HU85L projektör, geniş renk gamı sayesinde yüksek<br />
doğrulukta renk üreterek, görüntülenen her resmin<br />
gerçekliğini artırıyor, ayrıca mükemmel bir siyah seviyesi de<br />
sunuyor. LG CineBeam’da bulunan USB, Ethernet ve HDMI<br />
bağlantı seçenekleri izleyenlere film, şov gibi farklı içerikteki<br />
görüntüleri de izleme fırsatı sunuyor.<br />
Yapay Zeka Teknolojisi*, müşterilerin, LG’nin Yapay Zeka<br />
çözümü olan ThinQ’nun doğal dil işleme özelliklerine erişmek<br />
için sesli komutları kullanmalarını sağlıyor. LG CineBeam<br />
Laser 4K’ya, bu Yapay Zeka Teknolojisinin dahil edilmesi<br />
de maksimum kullanıcı rahatlığını getiriyor. Örneğin cihaza<br />
“Film bittikten sonra projektörü kapat.” ya da “YouTube’da<br />
yoga videoları oynat.” gibi komutlar verilebiliyor.<br />
Dıesel Saatlerine Mavi Dokunuş...<br />
saat tutkunlarının bu sezon da favorisi olacak.<br />
Mat mavi renk kasası ve gri kadranıyla cesur erkekleri tavlayacak<br />
MS9 Chrono ve mat siyah ağırlıklı yalın bir tasarıma<br />
sahip Stigg modelleri Diesel 2019 koleksiyonunun iddialı<br />
modelleri arasında yerini alıyor.<br />
Diesel 2019 saat modelleri Saat&Saat mağazalarında ve<br />
www.saatvesaat.com.tr’de sizleri bekliyor.<br />
Diesel bu sezon pozitif enerji yayan mavi ile siyah renklerini<br />
bir araya getirerek sportif ve retro bir saat koleksiyonu<br />
sunuyor. Her dönem cesur stiliyle farkını ortaya koyan Diesel,<br />
mat siyah ağırlıklı saat modellerinde yer alan mavi detaylarla,<br />
yeni koleksiyonuna sportif ve şık bir görünüm katıyor.<br />
Motor tutkunlarının DNA’sından ilham alan Diesel Mega<br />
Chief modeli, 51mm paslanmaz çelik kasasıyla geniş kasalı<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 11
Köşe<br />
Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com<br />
(retorik<br />
)<br />
Yorumsuz...<br />
“Ey Oğul!<br />
Beysin!<br />
Bundan sonra öfke bize; uysallık sana…<br />
Güceniklik bize; gönül almak sana..<br />
Suçlamak bize; katlanmak sana..<br />
Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana..<br />
Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar<br />
bize; adalet sana..<br />
Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama<br />
sana…<br />
Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana..<br />
Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek,<br />
şekillendirmek sana..<br />
Ey Oğul!<br />
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah Teala<br />
yardımcın olsun.<br />
Beyliğini mübarek kılsın.<br />
Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın.<br />
Uzaklara iletsin.<br />
Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl<br />
ve kalp versin.<br />
Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de<br />
düşünce, fikir ve dualarla bize va’dedilenin önünü<br />
açmalıyız.<br />
Tıkanıklığı temizlemeliyiz.<br />
Oğul!<br />
Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede<br />
ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında<br />
savrulur gidersin..<br />
Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için<br />
daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!..<br />
Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir.<br />
Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense<br />
bile bağrında kalır.<br />
Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir.<br />
Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme.<br />
Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan<br />
da bu irfandır.<br />
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında<br />
ölürler.<br />
Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.<br />
Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin<br />
fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır.<br />
Ananı ve atanı say!<br />
Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.<br />
Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur,<br />
çöllere dönersin.<br />
Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme;<br />
bildin deme!<br />
Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın<br />
zedelenir…<br />
Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken<br />
fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı!<br />
Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar<br />
emniyette değildir.<br />
Haklı olduğun mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine<br />
doru, yiğidin iyisine deli derler.<br />
En büyük zafer nefsini tanımaktır.<br />
Düşman, insanın kendisidir.<br />
Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.<br />
Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü<br />
ortak malı değildir.<br />
Ülke sadece idare edene aittir.<br />
Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur.<br />
Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini<br />
oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir<br />
ki, yaşayamadılar..<br />
İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz.<br />
Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar.<br />
Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri<br />
iflah etmez.<br />
Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!..<br />
Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar.<br />
Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa<br />
kavuşturur.<br />
Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin<br />
değil, bırakmayanın ardından ağlamalı…<br />
Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli.<br />
Savaşı sevmem.<br />
Kan akıtmaktan hoşlanmam.<br />
Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir.<br />
Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır.<br />
Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir.<br />
Bey memleketten öte değildir.<br />
Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz.<br />
Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok.<br />
Çünkü, zaman yok, süre az!..<br />
Yalnızlık korkanadır.<br />
Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz.<br />
Yalnız başına kalsa da!<br />
Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin.<br />
Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir.<br />
Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!..<br />
Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.<br />
Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.<br />
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini<br />
unutmayasın…”<br />
Şeyh Edebali, 13. Yüzyıl, Söğüt-Bilecik-Türkiye<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 13
Medya Dünyası<br />
Görev değişiklikleri...<br />
Medya Dünyasından Diğer Haberler<br />
Yazılı Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Esquire Genel Yayın Yönetmeni Togan Noyan’la yollar<br />
ayrıldı.<br />
• 2010 yılından bu yana Sabah gazetesinde önemli görevlerde<br />
bulunan ve son olarak gazetenin okur temsilciliğini<br />
yapan İbrahim Altay, Daily Sabah Genel Yayın<br />
Yönetmenliği görevine getirildi.<br />
• Hürriyet Gazetesi Seyahat İlavesi Yayın Yönetmeni<br />
Serkan Ocak görevinden ayrıldı.<br />
• Vatan Gazetesi ekonomi editörü Emre Eser artık Hürriyet<br />
Ekonomi’de çalışma hayatını sürdürecek.<br />
• Sabah Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Prof. Şükrü<br />
Hanioğlu, artık gazetede yazmayacağını açıkladı.<br />
• Cumhuriyet Gazetesi yazarı Bartu Soral, sosyal medya<br />
hesabından gazetedeki yazılarına son verildiğini<br />
açıkladı.<br />
• Posta İzmir’in uzun süredir Ege Bölge Temsilciliği yürüten<br />
Bülent Zarif görevinden ayrıldı, yerine Hürriyet Muhabiri<br />
Banu Şen atandı. Şen, Posta Ege’nin Genel Yayın<br />
Yönetmeni oldu.<br />
• 15 yıldır Milliyet gazetesi ve Milliyet.com.tr bünyesinde<br />
görev yapan tecrübeli haberci Musa Kesler grup içi bir<br />
transfer ile Hürriyet gazetesine geçti.<br />
• Demirören Medya Özel Ekler Direktörlüğü’ne deneyimli<br />
gazeteci Eren Aka atandı.<br />
Görsel Basında Görev Değişiklikleri<br />
• Habertürk sunucusu Buse Biçer, Ciner Grubu’nun bir<br />
diğer kanalı Bloomberg HT’ye transfer oldu.<br />
• Gazeteci Pınar Işık Ardor Beyaz TV ile anlaştı.<br />
• CNN Türk Haber Merkezi’nde 5 yıldır muhabir olarak<br />
görev yapan Pınar Çıtak Koygunkanalla yollarını ayırdı.<br />
• Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Kurucu ve Yönetim<br />
Kurulu Başkanı Celal Toprak, TGRT Haber Ekonomi<br />
Haberleri Müdürü olarak göreve başladı.<br />
• Turkuvaz Medya Grubu çatısı altında yayınlanan “Bebeğim<br />
ve Biz” dergisi yayın hayatına son verdi.<br />
• Hilal Tv, 13 yıllık yayınlarına son veriyor. Kanalda program<br />
yapan Ebubekir Kurbanoğlu, kanalın ekonomik sıkıntılar<br />
nedeniyle programına son verdiğini ve bundan<br />
böyle programlar yapılmayacağını duyurdu.<br />
• Bu sene 4. kez verilen ‘Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’<br />
sahiplerini buldu. Milliyet.com. tr çevreye duyarlılık gösteren,<br />
toplumu çevre ve geri dönüşüm konusunda bilinçlendirmeye<br />
yönelik haberleri nedeniyle basın dalında bu<br />
ödüle layık görüldü.<br />
• Gazeteci, yazar ve spor adamı Avni Erboy, Avrupa Fair<br />
Play Birliği (EFPM) tarafından bu yıl ilk kez verilen ve<br />
“Büyük Ödül” olarak adlandırılan “European Fair Play<br />
Movement Fair Play SPIRIT Award 2018 (2018 Avrupa<br />
Fair Play Hareketi, Fair Play Ruhu Ödülü)nü törenle aldı.<br />
• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) 2018 Sedat Simavi<br />
Ödülleri’n de Gazetecilik Ödülü’ne Sözcü yazarı Çiğdem<br />
Toker layık görüldü.<br />
• Türkiye Sağırlar Milli Federasyonu tarafından engellilere<br />
yönelik katkı veren ve çalışma gerçekleştiren kurum<br />
ve kuruluşlara ‘Onur Ödülleri’ verildi. Gecede Star TV<br />
Ana Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik ödüle<br />
layık görüldü.<br />
• beIN Media Group, iki film kanalı beIN Movies Comedy<br />
ve beIN Movies Festival kanallarıyla ilgili flaş bir karara<br />
imza attı. İki kanalını televizyon yayınına kapatan beIN<br />
Media, bu kanallarda yayınlanan filmlerin beIN Connect<br />
uygulamasından ulaşaılabileceğini duyurdu.<br />
• Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nin yayınladığı “Foto<br />
Muhabiri” dergisi son sayısını geçtiğimiz ay hayatını<br />
kaybeden usta foto muhabiri Ara Güler’e ayırdı.<br />
• 1905 Galatasaraylı Yönetici ve İş İnsanları Derneği<br />
(GSYİAD) tarafından düzenlenen “Sarı Kırmızı Kareler”<br />
fotoğraf ve video yarışmasında, Anadolu Ajansı (AA)<br />
foto muhabirleri Elif Öztürk Özgöncü, Salih Zeki Fazlıoğlu<br />
ve Berk Özkan ödüle layık görüldü.<br />
• İhlas Medya Gurubu ailesi, Dünya Gazeteciler Derneğince<br />
düzenlenen “Yılın En İyi Oscar Ödülleri” töreninde<br />
yılın en iyi özel haber ajansı ödülüne layık görülürken,<br />
TGRT Haber kanalında yayınlanan Ekrem Açıkel ile Ana<br />
Haber programı yılın en iyi haber programı seçildi.<br />
• 45. Pantene Altın Kelebek Ödülleri’nde en iyi en iyi kadın<br />
sunucu ödülüne Müge Anlı layık görüldü.<br />
14 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Medya Dünyası<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 15
Röportaj<br />
2018 - 2019 değer<br />
Yakup Barouh - İlancılık Reklam Ajansı Başkanı<br />
Cemil Bayram - W’ART Reklam Ajansı Ajans Başkanı<br />
Yelda Benezra - Hap İstanbul Kurucusu<br />
Selçuk Akyüz - Lansman Istanbul<br />
Ümit Çelebi - Bcom Brand Communication, CEO<br />
Eray Dengiz - Badbaz Dijital İletişim Kurucu Ortağı<br />
Sevda SOLAK - TimePR Ajans Başkanı<br />
Yakup Barouh<br />
İlancılık Reklam Ajansı Başkanı<br />
2018 yılını değerlendirmesini ve 2019<br />
yılı için öngörülerimi, son yıllarda öne<br />
çıkan PESTEL analizi ışığında ele almak<br />
istiyorum. Aslında PESTLE analizi,<br />
bir kuruluş üzerinde etkisi olan makroçevresel<br />
faktörleri analiz etmek kullanılan<br />
araçtır. SWOT analizinde kullanılan<br />
tehditleri ve zayıflıkları tanımlamak<br />
amacıyla kullanılır.<br />
Açılımı; P – Political (Politik), E – Economic<br />
(Ekonomik), S – Social (Sosyal),<br />
T – Technological (Teknolojik), L – Legal<br />
(Yasal) ve E – Environmental (Çevresel)<br />
şeklindedir.<br />
2018’i geride bırakıp 2019’u<br />
karşılamaya hazırlandığımız şu günlerde<br />
2018 değerlendirmeleri ve 2019 hedeflerine ilişkin,<br />
piyasanın görüşlerini sizlerle paylaşmak için,<br />
reklamcı ve iletişimci<br />
dostlarımızın görüşlerine<br />
kulak verdik.<br />
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />
Bir marka, dünyanın herhangi bir yerinde<br />
faaliyetini sağlıklı bir şekilde yürütmek<br />
için bu analizi mutlaka yapmalı ve<br />
gelecek hedeflerini buna göre şekillendirmelidir.<br />
Ben, geçtiğimiz yılın değerlendirmesini<br />
ve önümüzdeki yıl hakkındaki öngörülerimi,<br />
PESTEL analizinin en başında<br />
yer alan “Politika” faktörü ile ele almak<br />
istiyorum.<br />
Her türlü ekonomik gelişme, tüm dünyadaki<br />
ve özellikle gelişmiş ülke hükümetlerinin<br />
siyasi alandaki karar ve stratejileri<br />
çerçevesinde şekillenir. Bu her<br />
zaman böyle olagelmiştir.<br />
Ancak 2018’de bunun en üst seviyede<br />
yaşadığımızı söyleyebilirim. Dünya liderlerinin<br />
aldıkları siyasi kararlar ya da<br />
sosyal medyayı yoğun kullanarak dile<br />
getirdikleri söylemler, küresel ekonomide<br />
olduğu gibi ülke ekonomimizde de<br />
sert dalgalanmalara neden olmuştur.<br />
2019’da da benzer şekilde siyasi hamlelerin<br />
gelmesi muhtemeldir. Kuruluşların<br />
önde gelen yöneticileri, artık sa-<br />
16 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
lendirmeleri...
Röportaj<br />
dece küresel ya da ulusal ekonomide<br />
olabilecekleri değil, hükümetlerin politik<br />
arenadaki tutumlarını da öngörebilme<br />
zorunlulukları ortaya çıkmıştır.<br />
Sadece Türkiye’deki değil, tüm dünyadaki<br />
her ölçekteki kuruluş ya da marka<br />
yöneticileri, bundan sonraki süreçte refleks<br />
olarak daha temkinli olacaklarıdır.<br />
Dinamizmini ya da en azından pozisyonunu<br />
korumak isteyen her kuruluş için<br />
elbette ki büyüme ve gelişme hedefi<br />
vazgeçilmezdir.<br />
Ancak 2019’da özellikle yeni yatırımlar<br />
için hem uluslararası hem de lokal kuruluşların<br />
daha kontrollü hareket edeceklerini<br />
düşünüyorum.<br />
Şartlar ne olursa olsun, yeni konjonktüre<br />
göre taşlar yerine oturur ve denge bir<br />
şekilde oluşur. Yeni yılda da bu dengelerin<br />
oluşacağını ve politik gelişmelere<br />
koşut olarak ekonominin yeniden şekilleneceğini<br />
düşünüyorum.<br />
18 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Dinamizmini ya da en<br />
azından pozisyonunu<br />
korumak isteyen<br />
her kuruluş için elbette ki<br />
büyüme ve gelişme hedefi<br />
vazgeçilmezdir.<br />
Cemil BAYRAM<br />
W’ART Reklam Ajansı Ajans Başkanı<br />
Ajanslar, teknoloji ile müşteri yakınlaşmasına<br />
katkı sağlarken ülke ekonomisinin<br />
etkisinde kalarak 2018 yılının<br />
ikinci çeyreğinde belirli bütçelerden dolayı<br />
ivme kaybı yaşadığını gözlemliyoruz.<br />
Özellikle gıda ve inşaat sektöründe<br />
olan dalgalanmalar yılın<br />
ikinci yarısında sert geçtiğinden enflasyon<br />
yüksek, karlılık ve talep düşük<br />
olduğunu rekabetin 2018 yılı için zor<br />
geçtiğini söyleyebiliriz.<br />
Önceki yıllara nazaran sektörde görmediğimiz<br />
bazı durumlarda gerçekleştiğini<br />
günü kurtarma yönünde kararların<br />
alındığını zaman zaman gördük.<br />
Rekabetin artacağı piyasada; tüketici<br />
kitlesinin beklentilerini doğru okuyarak,<br />
marka vaadini gerçekleştirmeye yönelik<br />
iletişim hizmetlerinin organize edilmesiyle<br />
rekabeti domine etmek önem<br />
kazanıyor. Haliyle iç piyasadaki birçok<br />
iş, kalitesiyle işte budur diyebileceğimiz<br />
kampanya veya projeler göremiyoruz.<br />
2018 yılı için aklımda kalan bir kaç reklam<br />
kampanyası, geçen yıl başlayan<br />
Allianz Türkiye – Allianz Seninle kampanyanın<br />
tuttuğunu görmüşler devamını<br />
getirerek cesaretli, acaba dedirterek<br />
ikilemde bırakıyor. Bir diğer aklımda<br />
kalan Ünye Belediyesine yapılmış olduğu<br />
neredeyse bir Ödül alması gereken<br />
bir tanıtım film kampanyasıydı. Filmin<br />
görselliği ve hikayesel anlatılış biçimi<br />
etkileyici yanı sıra Ünye’yi Anadolu’da<br />
hiç bilmeyenler için farkındalık oluşturduğunu<br />
gözlemliyorum.<br />
Son olarak gözüme çarpan farklı bir<br />
diğer kampanya Vodafone’nun Metin<br />
Nerede? diye çıkış yaptığı Türk aileleri<br />
ve internet kullanımı konusunda çok<br />
güçlü bir içgörüyü, güzel yorumlayarak<br />
hayata geçirilmiş olarak bir kampanya<br />
olarak görüyorum.<br />
Onca şeylere rağmen keyifle ve tutkuyla<br />
yapılmış her projenin dönem farketmeksizin<br />
yüce olduğunu görüyorum.<br />
Millet olarak Televizyon ve dijital çağ<br />
ile bir bağ oluşturduğumuzu bildiğimizden<br />
dijitalde hızlanan bir nesil ve tüketim<br />
mevcut oldukça fazla ve görünen<br />
o Reklam harcamaları özellikle son 5<br />
yılda geleneksel medyadan dijital içerik<br />
platformlarına doğru müthiş bir hızla<br />
kayıyor. Daha dün sadece sosyal<br />
medya platformları olarak nitelendirilen<br />
dev teknoloji şirketleri, önce kitlesel bir
Röportaj<br />
erişime ulaştı ve sonrasında da hepsi<br />
birer reklam mecrası olarak pastanın<br />
önemli bir kısmını aldı.<br />
2019 yılı için basılı gazete ve dergiler,<br />
kendi dijital versiyonlarına ya da yeni<br />
medya mecralarına doğru evrildiler.<br />
Video içerik gündelik hayatımızın en<br />
önemli unsuru haline geldi, mobil cihazlar<br />
içerik tüketimi için en fazla vakit<br />
harcanan mecra olmaya devam edecek<br />
gibi görünüyor.<br />
Halen küresel ölçekte dijitalin televizyonu<br />
geçerek en büyük mecra konumuna<br />
ulaştığını biliyoruz. Bu bağlamda<br />
ülkemizde ilk altı ayda yine çift haneli<br />
büyüme elde edilebilirse, İkinci yarıda<br />
markaların orta – uzun vadede kazançlı<br />
olacağını, Dijitalin bu bilince sahip markalar<br />
için<br />
ideal reklam mecrası olduğunu anlamaya<br />
uzun süre devam edecek gibi görünüyor.<br />
Keyifle ve tutkuyla yapılmış her<br />
projenin dönem farketmeksizin<br />
yüce olduğunu görüyorum.<br />
Yelda Benezra<br />
Hap İstanbul Kurucusu<br />
Istanbul’un global ve büyük bircok ajansında<br />
uzun yıllar art director olarak çalıştım.<br />
Daha tasarım odaklı is yapabilmek<br />
için kendi tasarım ofisimi kurdum.<br />
Benim için en büyük problem ajanslarda<br />
fabrikasyon, fikir ve görsel anlamda<br />
tekrarlanan ve tatmin etmeyen işlerin<br />
ortaya çıkmasıydı. Aynı vizyonu paylaştığım<br />
müşteriye ulaşma şansım yoktu.<br />
Daha finansal odaklı yaklaşımdan,<br />
tasarım odaklı bir yaklaşıma ulaşmak<br />
istiyordum. Kendi tasarım ofisimi kurduğumdan<br />
beri tasarım odaklı düşünen ve<br />
dünya trendlerini takip eden ve vizyonu<br />
olan / sektöre yeni giren/girmiş müşteriler<br />
beni hergün daha fazla bulmaya<br />
başladı. Küçük oluşumları küçümseme<br />
ve yetersiz görme algısı yavaş yavaş<br />
değişiyor. Ve müşteriler küçük oluşumlarla<br />
daha iyi iletişimde olup daha<br />
iyi hizmet aldığını fark etmeye başladı.<br />
Problem olarak düşündüğüm algı<br />
zaman içinde kırılıyor ve bu bizi daha<br />
iyisini arayan bir ekip olarak çok mutlu<br />
ediyor. Aynı vizyonu paylaştığımız girişimcilerle<br />
çalışmak en heyecan verici.<br />
Sıfırdan bir markayı yaratmak ve her<br />
aşamasında müşteri ile aynı heyecanı<br />
hissetmek işin en zevkli kısmı. Eskiden<br />
küçük bir ekiple çalışmak istemeyecek<br />
bir sürü marka, tanışma emailleri atıyor.<br />
Bu da bize mutluluk veriyor.<br />
Ekonominin gidişatı kötü olsa da, türk<br />
yatırımcısı cesur. Vizyonu ve birikimi<br />
olan müşteriler, yaratıcı projelerle her<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 19
Röportaj<br />
ayak uzuvları daima iki biçimde görügün<br />
bizi şaşırtmaya devam ediyor. Genelde<br />
çalıştığımız markalar Türkiye pazarını<br />
hedefleyen ama yüzü Avrupa’ya<br />
dönük olan girişimler. Şuanda yeni çalıştığımz<br />
büyük bir proje var, isim çalımasından,<br />
tüm branding çalışmasına<br />
kadar, en büyük eforumuz farklı ülkelerde<br />
nasıl işleyeceğini planlamak. Her<br />
platformda değişiklerle markayı hayata<br />
geçirmek.<br />
Kreatif süreçler, genelde müşterilerimizle<br />
aynı lisanı konustuğumuz için<br />
akıcı ve sonuca çok çabuk ulaşıyor.<br />
Tüm müşterilerle aynı vizyonu paylaştığımız<br />
için çok ortak noktamız oluyor ve<br />
bir süre sonra dostluğa da dönüşüyor.<br />
Ödüller konusunda girişimlerimiz yok.<br />
Kendimizi ödül alarak ispat etmek için<br />
bir kaygımız yok. Biraz klişe gelebelir<br />
ama bunun sebebi ise, zaten yaptığımız<br />
işlerin bize yeni müşteriler getirmesi<br />
bize en büyük ödül.<br />
Ekip olarak modular bir sisteme sahibiz.<br />
Yapımız projenin büyüklüğüne göre genişliyor<br />
ya da küçülüyor. Her gelen proje<br />
kendi içinde farklı ihtiyaçlar doğuruyor.<br />
Doğru insanları bir araya getirmek<br />
konusunda deneyimliyiz. Böylece bütçe<br />
20 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Ekonominin gidişatı<br />
kötü olsa da, türk yatırımcısı<br />
cesur. Vizyonu ve birikimi<br />
olan müşteriler, yaratıcı<br />
projelerle her gün bizi<br />
şaşırtmaya devam ediyor.<br />
lüyor (Çift başparmaklılık ya da çift üç<br />
parmaklılık). Bu da şu demek: Bir hata<br />
olunca vücut en son doğru kopyalanan<br />
dosyanızı çağırıyor ve onu yineliyor.<br />
Bir bilgi akış önceliği sistemi olan tasarımda<br />
da bunun böyle olduğu söylenebilir.<br />
Bugün biyomimik yöntemlerle<br />
yapılıyor birçok tasarım. Bu alanda mimarlar<br />
ve endüstriyel tasarımcılar, dünyada<br />
sözü geçen pazarlama iletişimi<br />
uzmanlarından çok ilerideler. Lansman<br />
İstanbul olarak üç yıl içindeki hedefimiz<br />
teknoloji ürüten bir reklam ve tasarım<br />
ajansı haline gelmek.<br />
Bilinen tüm çizgi üstü ajanslar bilinen<br />
tüm markaları iç piyasaya pazarlıyorlar.<br />
Biz tam tersini yapmak için kurulduk:<br />
Türkiye’den dünya devi markalar çıkarmak<br />
için çalışıyoruz.<br />
“Gemileri karadan yürütelim.” diyen bir<br />
CMO kovulmaktan çekinir. Bunu ancak<br />
şirketin patronu söyleyebilir. Dolayısıyla<br />
biz kovulamayacak biriyle çalışmak<br />
zorundayız. Böyle birini bulmak da kolay<br />
değil.<br />
İhracatımızın %68’i ithalata dayalı.<br />
Yani Türkiye’nin hizmetler sektöründeki<br />
payını artırmamız gerekiyor. Millî hekaygısından<br />
dolayı, vizyonumuzun tutmadığı<br />
projelerde çalışmak zorunda<br />
kalmıyoruz.<br />
Selçuk Akyüz<br />
Lansman Istanbul<br />
– “Herkes Mersine gidiyorsa biz tam<br />
tersine gitmeliyiz... “ olarak çevrilebilir<br />
ünlü İngiliz iletişim tasarımcısı John<br />
Hegarty’nın felsefesi.<br />
Gerçekten de simetride veri yoktur.<br />
Bu yüzden denden koyarız. Herkesin<br />
Mersin’e gitmesi bilgi değildir. Bir kişinin<br />
tersine gitmesi yeni bilgidir, yani<br />
bilgi asimetriden doğar. Bateson Yasası<br />
diyor ki, mutasyona uğrayan el ve
Röportaj<br />
defimiz 2023’te 500 milyar dolar... Bu<br />
hedefin önemli kısmını kültür ve turizm<br />
alanında yaratılacak gelirlerle kapatabiliriz.<br />
Sektörel fuarlarda inanılmaz potansiyel<br />
var. Birçok firma yöneticisi, sadece<br />
fişi prize takmakla yüzlerce milyon<br />
dolar kazanacak, piyonu bir kare itse<br />
vezir olacak ama bu hamleyi görmüyor.<br />
Örneğin bu yaz (50 metre üstü) onlarca<br />
yeni mega yat siparişi yaratabiliriz. Ama<br />
bu kadar siparişe yanıt verecek düzeyde<br />
bir tersane bulamıyoruz. Dolayısıyla<br />
yüzlerce milyon Euro kazanılamadan<br />
orada kuzu kuzu yatıyor.<br />
Türkiye’yi 2023 yılına kadar marka ülke<br />
yapmak için gece gündüz çalışıyoruz.<br />
Turizmden Isparta gülüne, gemi ve<br />
yat endüstrisinden dericiliğe, balıkçılığa,<br />
her sektörden, her şehirden dünya<br />
çapında markalar yaratmak için buradayız.<br />
Uluslararası fuarlara katılıyorsanız<br />
bizi mutlaka arayın; size Harvard<br />
Üniversitesi’nin kaynaklarıyla hazırladığımız<br />
küçük pazar araştırmalıklarından<br />
ikram edelim.<br />
Örneğin fıstık gibi ülkeyiz ama fıstık ihracatımız<br />
istenen noktada değil. 11 milyon<br />
dolarlık Avustralya fıstık pazarından<br />
aldığımız pay 200 bin dolar. Fransa<br />
Türkiye’den 1 milyon dolarlık parfüm bitkisi<br />
alıyor, 22 milyon dolara parfüm olarak<br />
geri satıyor. Viyana Kuşatması’nda<br />
bırakılan kahve çuvallarına fesli marka<br />
basıp dünyaya satıyorlar.<br />
Sırf buraları toparlasak milyarlarca dolar<br />
döviz girdisi yaratırız. Daha marka<br />
şehirler, turizm gelirleri, kültürel gelirler<br />
“Gemileri karadan yürütelim.”<br />
diyen bir CMO<br />
kovulmaktan çekinir.<br />
var. Yazılım, tasarım ve teknolojik anlamdaki<br />
fırsatlara henüz değinmedik<br />
bile. Yani dememiz o ki, bu ülkenin taşı<br />
toprağı altın; gelin bu parıltıyı önce hedef<br />
ülkelere sonra dövize çevirelim.<br />
Lansman’ın Lansmanı<br />
“Tereciye tere satıyorsan bizi ara yiğidim!”<br />
minvalinde küçük bir sosyal medya<br />
kampanyasıyla iş fikrimizi test etmek<br />
istedik. Bu kadar ilgi beklemiyorduk.<br />
Tebrik telefonları alıyoruz; size özel pasaport<br />
verilmesi lazım diyenler, ortaklık<br />
teklif edenler, bizim adımıza bizden çok<br />
heyecanlananlar oluyor. Bu tip şeyler<br />
bizi yüreklendiriyor. Onlarca farklı sektörden<br />
ve bölgeden ihracatçıyla görüşüyoruz.<br />
2019 yılının beklenin aksine<br />
parlak geçeceğini, en azından ihracat<br />
dünyasında görülmemiş fırsatlar görüldüğünü<br />
rahatlıkla söyleyebilirim.<br />
Bu vesileyle herkese mutlu, sağlıklı,<br />
kazançlı bir yeni yıl dilerim.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 21
Röportaj<br />
Ümit Çelebi<br />
Bcom Brand Communication, CEO<br />
2018 yılı tüm iş dünyası için olduğu gibi<br />
reklam camiası için de ürkütücü bir yıl<br />
oldu. 2018 bir ekonomik kriz yılı olmaktan<br />
çok bizler için bir belirsizlik ve gelecekten<br />
korkmanın krizini yaşadığımız<br />
bir yıldı.<br />
Reklam sektörü de 2019 yılında ne<br />
olacağını, nasıl bir ekonomik daralma<br />
yaşanacağını, hangi sektörleri ne kadar<br />
etkileyeceğini ve bu zor sürecin<br />
tüm 2019 ile birlikte 2020’yi de kapsayıp<br />
kapsamayacağını merak ediyor. 35<br />
yıldır iş dünyasının içinde olan finans<br />
masteri ile pazarlama yapan biri olarak<br />
beni daima krizler değil belirsizlikler<br />
tedirgin etmiştir. Kötü durumları biliyorsanız<br />
stratejilerinizi ve çözümleri ona<br />
göre hazırlarsınız. Bence kriz belirsizliktir.<br />
Şu anda bir belirsizlik içinde olduğumuz<br />
net. Kahinlik yapıp ne olacağını<br />
tahmin etmek yerine, tüm olumsuz<br />
koşullarda verimliliği artırmak adına<br />
ne yapmamız gerektiğine odaklanmayı<br />
tercih ediyorum.<br />
Dünya genelinde puslu bir hava, politik<br />
krizler ve bunlara bağlı olarak ekonomik<br />
daralmalar yaşanıyorsa, bu bizlere<br />
de yansıyacak. Kendi bölgemizin ve<br />
ekonomimizin özgün sorunları ile bu<br />
negatif durum ne yazık ki daha da büyüme<br />
riski taşıyor.<br />
35 yıllık bir reklamcı ve 23 yıllık<br />
iletişim&pazarlama akademisyeni olarak<br />
bu tarz krizlerin üstesinden, planlı<br />
ve stratejik hedefler doğrultusunda kalifiye<br />
kadrolarla, iş ortaklarına saygılı<br />
şekilde çalışanların başarılarıyla gelineceğine<br />
inanıyorum.<br />
Ekonomik daralmalardan bağımsız<br />
olarak; iletişim ve reklam sektörü sürekli<br />
kalite krizi ile karşı karşıya. Günümüzde<br />
bir işin amatörü olmak ile profesyoneli<br />
olmak arasında kavramsal bir<br />
kargaşa yaşıyoruz. Örneğin, iPhone<br />
ile photoshop yapan herkes bu alanda<br />
4 yıl eğitim almış, sonra yıllarca bu işi<br />
yapmış kişilerden daha bilge oluyor ve<br />
işin profesyoneli olan kişilere akıl verme<br />
cesaretine sahip hale geliyor. Gelinen<br />
noktada herkes kendi işinin ehli olmak<br />
yerine diğerinin işine ahkam kesen<br />
olma başarısının peşine düşüyor.<br />
Yılların pazarlama direktörlerinin brieflerini<br />
saçma bulan genç reklamcıları<br />
gözlemlediğim kadar kendi sosyal<br />
medya hesabını çok iyi yönettiğini düşündüğü<br />
için ajansına metin dayatan,<br />
hiç grafik eğitimi olmadan font belirleyen<br />
reklamverenleri bile görüyorum.<br />
2019’un toplum olarak birbirimize saygı<br />
duyduğumuz, birbirimizin birikimi<br />
üzerine ek bilgiler yüklediğimiz, el ele<br />
vererek ortak geleceğimiz için birbirimizin<br />
uzmanlık alanlarına ve bilgilerine<br />
güvendiğimiz, farklılıklarına hoşgörü<br />
ve saygıyla yaklaştığımız bir yıl olma-<br />
Ekonomik<br />
daralmalardan bağımsız<br />
olarak;<br />
iletişim ve reklam<br />
sektörü sürekli kalite krizi<br />
ile karşı karşıya.<br />
sını diliyorum. Bu toplumun küçük bir<br />
parçası olarak biz pazarlamacıların,<br />
markalarımızın başarısı için güç ve birikimlerimizi<br />
uyumla değerlendirmemiz,<br />
kişisel güç gösterilerimize ve egolarımıza<br />
yenilmememiz gerekiyor. Aksi halde<br />
ülke ekonomisi için olduğu gibi sorumlu<br />
olduğumuz markalar ve fikir ürettiğimiz<br />
iş ortaklarımız için de çok zor bir yıl olacaktır.<br />
Her şerde bir hayır vardır deyip; global<br />
ekonomik sorunların yaşanabileceği<br />
2019 yılında ajans, reklamveren demeden,<br />
taraf olmadan birlikte sorumlu<br />
olduğumuz markaların başarısı için güç<br />
birlikteliği yapmalıyız.<br />
Ajanslar müşterilerinin gelirlerini artırmaya,<br />
satışlarını teşvik etmeye<br />
odaklanmalı, reklamveren ise ajansını<br />
maddi manevi desteklemeli ve birlikte<br />
çalışmalıdır. Bu koşullar sağlandığında<br />
darboğazlar başarı ile aşılabilir. Sağlıklı<br />
olan giderleri düşürmek değil gelirleri<br />
artırabilmektir. Bu nedenle önceliğimizin<br />
reklam harcamalarını kesmek yerine<br />
satışları artırmak olması gerekiyor.<br />
Şuursuz harcamalar yapmak ne kadar<br />
hatalı ise panikle yapılan küçülmeler de<br />
o kadar hatalı olacaktır. Tüm bu nedenlerle<br />
2019, birlikte hareket ettiğimiz bir<br />
22 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Röportaj<br />
Planlarımızda İstanbul ve<br />
Bodrum dışında bir şehirde<br />
daha ofis açma niyetimiz var.<br />
yıl olmalı.<br />
Pantone her yıl olduğu gibi bu yıl da<br />
‘yılın rengi’ni belirledi. 2019 için seçilen<br />
renk “Pantone Living Coral” yani canlı<br />
mercan. Bu rengin alt metninde iyimserlik<br />
ve mutluluk arayışı olması boşuna<br />
değil. Dünya iyimserlik ve mutluluk<br />
arayışı içinde. 2019’da başarı zıtlaşmalarda,<br />
didişmelerde değil iyimserlik ve<br />
mutlu olmayı bilmekte gizli olacak.<br />
Eray Dengiz<br />
Badbaz Dijital İletişim Kurucu Ortağı<br />
2018 yılını geride bırakıp, 2019 yılına<br />
girerken dijital’in her geçen gün geliştiğini<br />
görüyoruz. Dijital için ayrılan bütçeler<br />
artarken, küçük ve büyük demeden<br />
kobi veya startup olsun her şirket dijital<br />
içerisinde olmak ve bu yolda bir şeyler<br />
yapmak için bilinçlenmeye başladı.<br />
2018 yılında etkilerini hissettiğimiz kriz<br />
ortamının, 2019 yılına da yansıyacağına<br />
ve bu yolda şirketlerin ajanslar konusunda<br />
daha titiz davranacağını düşünmekteyiz.<br />
Bu yıl, Badbaz Dijtal İletişim<br />
için verimli bir yıl oldu. Mayıs ayında<br />
Bodrum ofisimizi ve ekibimizi kurduk.<br />
Bu yolda farklı markalarla çalışmak ve<br />
İstanbul dışında hizmet vermenin farklılığını<br />
yaşamaya başladık. Bizler için de<br />
yepyeni bir deneyim oldu. 2018 yılında<br />
ayrıca geleceğe yatırım olarak gördüğümüz<br />
farklı konular üzerinde durduk.<br />
İstanbul dışında ofis açmanın yanı sıra,<br />
şirket olarak e-fatura’ya geçiş yaptık.<br />
Artık kağıt kullanımını azaltarak, çoğu<br />
işlemimizi internet ortamından yapmaya<br />
başladık. 2018 yılında ofisimizdeki<br />
çalışanlara, artık ofiste olma zorunluluğunu<br />
kaldırdık. Kendileri, tıpkı freelance<br />
gibi dışarıda, evde veya bir kafede<br />
çalışabiliyorlar. Kullandığımız programlar,<br />
ekibimiz, faturalarımız ve ofislerimiz<br />
artık daha özgür ve daha yenilikçi bir<br />
bakış açısı kazandı. Yeni getirdiğimiz<br />
bu düzeni de müşterilerimize anlatarak,<br />
onların da desteğini aldık. Bu şekilde<br />
daha verimli bir çalışmanın yanı sıra,<br />
özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirdeki<br />
yaşamanın zorluğunu da bir nebze<br />
olsun azaltmış bulunmaktayız.<br />
2019 yılı itibariyle planlarımızda İstanbul<br />
ve Bodrum dışında farklı bir şehirde<br />
daha ofis açma niyetimiz var. Özellikle<br />
dijitale yatırım yapabilecek şirketleri<br />
belirliyor ve ortaya çıkardığımız strateji<br />
doğrultusunda kendimize öncelikli iller<br />
seçiyoruz. Bu iller arasında özellikle<br />
gelecek sene itibariyle bir ilimizi daha<br />
yakın incelemeye aldık ve yakın zamanda<br />
orada da bir ofis ve ekip kurma<br />
niyetindeyiz. Ayrıca Badbaz Dijital İletişim<br />
olarak 2019 ve 2020 planlarımızda<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 23
Röportaj<br />
yurtdışına açılma düşüncelerimiz var.<br />
Bu yolda da, gerekli adımları şimdiden<br />
atmaya başladık.<br />
Yeni yaptığımız düzenlemeler ve teknolojinin<br />
gelişmesini de kullanarak<br />
geleceğin şirketi olma yolunda ilerliyoruz.<br />
Yakın zamanda müşteriler de bu<br />
konuda değişim yaşayacak ve ajans<br />
ile müşteri ilişkileri de bu yolda daha<br />
sağlam adımlar atacaktır. Toplantıların<br />
daha kısa ve verimli olacağını, teknolojinin<br />
faydalarını kullanarak daha az ama<br />
sıklığı fazla toplantıların etkili olacağını<br />
düşünüyoruz. Bu süreçte; geleceği düşünerek<br />
yapılandırılan şirketlerin daha<br />
efektif bir hale geleceğini ve ajansların<br />
da buna ayak uyduracağını öngörüyoruz.<br />
Badbaz Dijital İletişim olarak geleceğin<br />
değişiminin bugün olduğunu ve<br />
gelecekte buna öncülük etme niyetinde<br />
olduğumuzu hissediyoruz.<br />
Sevda SOLAK<br />
TimePR Ajans Başkanı<br />
Markalar, insanın algı haritasında rek-<br />
Ne yazık ki<br />
aralarında<br />
köklü yapıların da olduğu<br />
pek çok ajansın kapandığını<br />
yahut reklam<br />
ya da sosyal medya<br />
ajansları ile<br />
birleştiğini gördük.<br />
lamın yaptığı resim ve halkla ilişkilerin<br />
yazdığı hikayelerle yerlerini alır... Kurumlar<br />
ve markalar için bu kadar kritik<br />
öneme sahip halkla ilişkiler ve iletişim<br />
danışmanlığı alanı için ne yazık ki 2018<br />
çok da parlak bir yıl olmadı. Nitekim global<br />
araştırmalar da sektörün son yıllarda<br />
yaşadığı sıkıntıları ortaya koyuyor.<br />
Öyle ki “The Holmes Report”un 2018<br />
ortasında açıkladığı 2017 sonuçlarına<br />
göre sektör, 2009 global ekonomik krizinden<br />
bu yana en durgun günlerini yaşadı.<br />
Global PR sektörü 2017 ve 2018<br />
yıllarında sadece yüzde 5 büyüdü.<br />
Sektörün hacmi ise bir önceki sene ile<br />
aynı, yani 15 milyar dolar seviyesinde<br />
gerçekleşti.<br />
Geçen sene dünyanın en hacimli 10<br />
PR markası bir önceki seneye kıyasla<br />
sadece yüzde 0.9 oranında gelir artışıyla<br />
5 milyar dolar ciro elde etmişti. Bu<br />
tablo 2009 küresel finansal krizinden<br />
bu yana daralmanın en fazla olduğu yıl<br />
anlamına geliyor.<br />
Sektördeki orta ölçekli kurumlara baktığımızda<br />
tablonun o denli karamsar<br />
olmadığını görüyoruz. 2018’de özellikle<br />
orta ölçekli ajansların esnek yapıları<br />
sayesinde hem lokal hem de global<br />
alanda çok iyi işler yaptığına şahit olduk.<br />
Özellikle Avrupa’daki halkla ilişkiler<br />
ajansları dijitalleşme konusunda<br />
önemli bir hız kazandı.<br />
Türkiye’ye baktığımızda ise diğer tüm<br />
sektörlerde olduğu gibi bizim sektörümüz<br />
de çalkantılı bir yıl geçirdi. Ekonomik<br />
dalgalanmalar kurumların iletişim<br />
ve pazarlama politikalarını önemli ölçüde<br />
etkiledi. Ne yazık ki aralarında köklü<br />
yapıların da olduğu pek çok ajansın<br />
kapandığını yahut reklam ya da sosyal<br />
medya ajansları ile birleştiğini gördük.<br />
Bu durum bize 2019 PR trendleri ile ilgili<br />
önemli ipuçları veriyor. Dijitalleşemeyen<br />
kurumların ne yazık ki esnekliğini<br />
kaybettiği aşikâr. Bu nedenle 2019’da<br />
PR sektörünün de kendi Sanayi 4.0’ını<br />
başlatması gerektiğine inanıyorum. Dijital<br />
dönüşümün kurumlara, halkla ilişkilerin<br />
iletişim kurma misyonunu yeniden<br />
hatırlatacağını, itibar yönetimi konusunda<br />
kasları gelişmiş yetenekli ve deneyimli<br />
halkla ilişkiler uzmanlarının öne<br />
çıkacağını düşünüyorum. İletişim uzmanlarının<br />
önümüzdeki dönemde karşılaşacağı<br />
iki ana sorun yapay zeka ve<br />
makineleşme olacak. İletişimi sağlıklı<br />
devam ettirmek için ajanslar bu yeni<br />
dilleri okumayı öğrenmek durumunda<br />
kalacak. Böyle bir dönemde de sanal<br />
dünyada kaybolan pek çok marka yönünü<br />
PR ile bulacak.<br />
24 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
2019 Pirelli Takvimi...<br />
bulundu: “Bu projeye diğer fotoğrafçılardan farklı bir şekilde<br />
yaklaşmak istedim ve bunun en iyi yolunun ne olacağını düşündüm.<br />
Sonuçta, derinliği olan ve bir öykü anlatan, güzel<br />
nitelikli fotoğraflar aradım. Sadece bir kişinin portresinden<br />
daha fazlası olan, bir film karesi gibi görünen bir şey yaratmak<br />
istedim. Takvime bakanların, en saf haliyle fotoğrafçılığı<br />
amaçladığımı, çektiğim kadınları araştırdığımı ve günümüz<br />
kadınlarının pozitif vizyonunu ileten bir durum yarattığımı<br />
görmelerini istedim.” dedi.<br />
Albert Watson tarafından Nisan ayında Miami ve New<br />
York’ta çekilen “Dreaming” temalı 2019 Pirelli Takvimi, Milano’daki<br />
modern sanat mekanı Pirelli HangarBicocca’da tanıtıldı.<br />
Takvimde, kırk çekimden oluşan bir akışta Gigi Hadid<br />
ile Alexander Wang, Julia Garner, Misty Copeland ile Calvin<br />
Royal III ve Laetitia Casta ile Sergei Polunin tarafından canlandırılan<br />
karakterlerin öyküleri anlatılıyor. Renkli ve siyah<br />
beyaz fotoğraflar, Albert Watson’un film sanatına duyduğu<br />
tutkudan alınan ilhamla sinematik 16:9 formatında çekildi.<br />
Watson, 2019 Pirelli Takvimi ile ilgili şu değerlendirmede<br />
QNB’nin Marka Elçisi Neymar Jr...<br />
QNB Group, Paris Saint Germain forması giyen Brezilyalı futbol<br />
yıldızı Neymar Jr’ı Grubun “Uluslararası Marka Elçisi” olarak<br />
atadığını açıkladı.<br />
Anlaşma, global marka elçisi olarak grubun pazarlama<br />
kampanyalarında ve reklam platformlarında yer alacak Neymar<br />
Jr’ın tüm pazarlama haklarını QNB’ye veriyor.<br />
Bankanın Neymar Jr ile yaptığı ortaklık, dünya genelindeki<br />
müşterilerine en iyi bankacılık ürünlerini sunma ve 4,2 milyar ABD<br />
doları değerindeki marka görünürlüğünü artırma taahhüdü ve tutku-<br />
sunu yansıtan temel değerlerini ve 2020 itibariyle Orta Doğu, Afrika<br />
ve Güneydoğu Asya’nın lider bankası olma vizyonunu destekliyor.<br />
Facebook, Twitter ve Instagram’da yaklaşık 209 milyon takipçisiyle<br />
olağanüstü bir sosyal medya varlığına sahip olan Neymar Jr’ın<br />
QNB’nin yeni global marka elçisi olarak seçilmesi, Banka’nın dünya<br />
çapında büyüyen uluslararası şube ağı ile müşterilerinin hayatlarını<br />
zenginleştirmeye yönelik taahhüdünün bir yansıması olacak.<br />
QNB Group İletişim Genel Müdürü Yousef Darwish imza töreninde<br />
yaptığı konuşmada: “Markamızla aynı değerleri paylaşan ve<br />
mükemmelliğe ulaşmak için fırsatların peşinde koşmaktan asla<br />
vazgeçmeyen Neymar’ın QNB ailesine katılması bizim için büyük<br />
bir mutluluk. Dünyanın en etkili 100 ismi arasında yer alan Neymar<br />
Jr, dünya çapında hayranlarına en yüksek mükemmeliyet<br />
standartlarına ulaşmak için ilham veren gerçek bir spor ikonu.<br />
Neymar Jr şüphesiz, müşterilerimize istisnai bir deneyim sunmak<br />
için bize ilham verecek, bizimle aynı değerleri paylaşan en iyi<br />
marka elçisi. Neymar Jr ile olan bu ortaklık, küresel iş stratejilerimiz<br />
doğrultusunda büyük bir özveriyle çalıştığımız uluslararası<br />
pazarlarda marka bilinilirliğimizi artırma çabalarımızı desteklerken,<br />
büyüyen uluslararası ağımızda faaliyet gösterdiğimiz toplumları<br />
geliştirme konusundaki çabalarımızı da güçlendirecek” dedi.<br />
28 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Reklam Dünyası<br />
İnternet Reklamlarına Vergi<br />
Uygulaması...<br />
1 Ocak 2019 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek yeni düzenlemeyle,<br />
Google, Youtube, Facebook gibi yurt dışı platformlara<br />
ve İnternet Fenomeni olarak tabir edilen kişilere verilecek<br />
reklamlar ve aracılık hizmetleri, ödemeler üzerinden<br />
stopaj uygulamasıyla vergiye tabi olacak.<br />
Mobil pazarlamanın ve ilgili teknolojilerin gelişimine öncülük<br />
eden MMA (Mobil Pazarlama Birliği) Türkiye, 19 Aralık<br />
2018 tarihli Resmî Gazete ’de yayınlanan, İnternet Ortamında<br />
Verilen Reklam Hizmetlerinin Vergi Kapsamına Alınması<br />
konulu 476 sayılı Cumhurbaşkanı kararı hakkında bilgi ve<br />
görüş aktardı.<br />
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girecek olan “İnternet Ortamında<br />
Verilen Reklam Hizmetlerinin Vergi Kapsamına Alınması”<br />
konulu karar, mobil pazarlama ve reklamcılığı da yakından<br />
ilgilendiriyor.<br />
Karar uyarınca internet ortamında reklam hizmeti verenlere<br />
veya internet ortamında reklam hizmeti verilmesine aracılık<br />
edenlere yapılacak ödemeler, ödeme yapılan kişinin vergi<br />
mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, belirlenmiş oranlarda<br />
stopaj vergisine tabi olacak.<br />
Gerçek kişilere ve dar mükellefiyete tabi kurumlara yapılacak<br />
ödemelere uygulanacak stopaj oranı yüzde 15 olarak belirlenirken;<br />
Türkiye’de kurumlar vergisi mükellefi olan kurumlara<br />
yapılacak ödemelerden vergi kesintisi yapılmayacak.<br />
MMA Türkiye Hukuk Danışmanı Özlem Baysal Sezgin söz<br />
konusu karar ile ilgili olarak şu açıklamayı getirdi: “Google,<br />
Youtube, Facebook gibi yurt dışında kurulu şirketler üzerinden<br />
ya da internet fenomenleri tarafından verilen reklam hizmetleri,<br />
bu düzenleme ile vergiye tabi olacak bu şirketlere,<br />
kişilere ve onlara aracılık eden şirket ya da kişilere yapılacak<br />
ödemelere belirtilen oranlarda stopaj uygulanması gerekecek.”<br />
Sektörel regülasyonların faydalı olduğunu ve mobil reklamcılığı<br />
ilgilendiren bu kararın da sektörün yararına olacağını düşündüklerini<br />
belirten MMA Türkiye & MENA Bölge Direktörü<br />
Melis Ertem, “Lokal yayıncılar ve platformlar datalarını daha<br />
efektif şekilde analiz edip kullanarak global platformlarla eş<br />
değer hedefleme imkanları sundukça rekabetin daha da gelişeceğine<br />
inanıyoruz” şeklinde konuştu.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 29
Keşif D
Röportaj<br />
Dünyası Projesi...<br />
Öznur Çatı<br />
Henkel Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü<br />
Keşif Dünyası’nın konsepti ve programı,<br />
2011 yılında Henkel uzmanlarının<br />
desteği ile birlikte<br />
Ruhr Üniversitesi Bochum’da Kimya Eğitim Bilimi Bölüm<br />
Başkanı Prof. Dr. Katrin Sommer<br />
önderliğinde geliştirildi.<br />
Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com<br />
- Şirket olarak KSS projelerine genel<br />
bakış açınız nedir?<br />
- Kurumsal sosyal sorumluluk, Henkel’in<br />
tarihinde köklü bir yere sahip. Kurumsal<br />
Vatandaşlık Programı’mızın üç ana<br />
modülü bulunuyor. Bunlardan ilki; çalışan<br />
ve emeklilerimizin gönüllülüğe<br />
dayalı çalışmalarını desteklediğimiz<br />
“Kurumsal Gönüllülük Programı”mız.<br />
Bu kapsamda şirket emeklilerimizin<br />
ve çalışanlarımızın projelerine finansal<br />
destek, ürün desteği ve ücretli izin<br />
desteği veriliyor. Çalışanlar bir okulun<br />
tiyatro salonunun restorasyonu, kimsesiz<br />
çocuklara destek, hayvan barınaklarının<br />
bakımı, sokakta çalışan çocuklara<br />
meslek kazandırılması vb. pek çok gönüllü<br />
proje gerçekleştiriyorlar.<br />
İkincisi; kurum ve ürün markalarının<br />
katılımı ile yapılan projeler. Örneğin;<br />
Tursil ile Anadolu’da ihtiyacı bulunan<br />
okullara kütüphane ve kitaplıklar yapıldı.<br />
Schwarzkopf markamız AÇEV<br />
ile anlamlı bir iş birliğine imza atarak,<br />
okul öncesi eğitime destek verdi. Loctite<br />
markamız ile orman kuruldu. Ürün<br />
markalarımız ile de birçok proje gerçekleştirilmekte.<br />
Üçüncüsü de doğal afetler meydana<br />
geldiğinde Fritz Henkel Vakfı tarafından<br />
sunulan yardımlar.<br />
- Keşif Dünyası projesini anlatabilir<br />
misiniz?<br />
- 40 yılı aşkın tarihi boyunca Henkel<br />
hep gelişim sağlamak, marka ve teknolojilerini<br />
daha da mükemmelleştirmek,<br />
yenilikçi ürünlerle tüketicilere daima<br />
daha iyisini sunmak için çalıştı. İnovasyonlara<br />
bu kadar önem veren bir firma<br />
olarak, çocukların içindeki kâşifi erken<br />
yaşlarda ortaya çıkarmak için Keşif<br />
Dünyası girişimini hayata geçirdik.<br />
Keşif Dünyası’nın konsepti ve programı,<br />
2011 yılında Henkel uzmanlarının<br />
desteği ile birlikte Ruhr Üniversitesi<br />
Bochum’da Kimya Eğitim Bilimi Bölüm<br />
Başkanı Prof. Dr. Katrin Sommer önderliğinde<br />
geliştirildi. Keşif Dünyası’nda<br />
kullanılan deney malzemeleri ve çalışma<br />
kitapçıkları tamamen çocuklara özel<br />
olarak, uzmanlar tarafından hazırlandı.<br />
Eğitim materyalleri içinde çizgi filmler,<br />
çocuklara özel boyama sayfaları, deney<br />
malzemeleri vb. pek çok materyal<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 31
Röportaj<br />
bulunuyor. Programda onlara bilimi<br />
sevdirecek eğitici ve eğlenceli deneyler<br />
yer alıyor. Bilim atölyelerimizin, çocuklara<br />
bilimi sevdirmenin yanında bir katkısı<br />
daha var: İçinde doğayı korumaya<br />
teşvik etmek üzere, sürdürülebilirlik ile<br />
ilgili bir modülümüz de bulunuyor.<br />
Keşif Dünyası projesini, Almanya ve<br />
Rusya’dan sonra uygulayan üçüncü<br />
ülkeyiz. Projeyi 2015 yılından bu yana<br />
Türkiye’de Yaratıcı Çocuklar Derneği<br />
iş birliği ile gerçekleştiriyoruz. Okullarda<br />
ve çeşitli etkinliklerde ücretsiz olarak<br />
düzenlediğimiz bilim atölyelerinde,<br />
Yaratıcı Çocuklar Derneği bünyesinde<br />
bulunan profesyonel eğitimciler ve uzmanlar<br />
görev alıyor.<br />
- Projenin amaçları nelerdir?<br />
- Keşif Dünyası ile temel amacımız,<br />
çocukların erken yaşta bilim ile ilgilenmeye<br />
teşvik edilmesi. Bunun sırrı ise<br />
aslında eğitim metodolojisinde yatıyor.<br />
Çünkü atölye çalışmalarında çocuklara<br />
bir şey anlatmak yerine, uygulamalı bilim<br />
atölyeleri ile onların deneyerek keşfetmeleri<br />
sağlanıyor. Bilim ve keşfet-<br />
mek, merak ve soru sormakla başlıyor.<br />
Çocuklar, küçük yaşlarda hayatı algılamaya<br />
çalışırken büyük bir merak içinde<br />
pek çok soru soruyorlar ve ne oluyorsa<br />
sonradan soru sormayı unutuyorlar.<br />
Soru sormak, sonrasında sorularına<br />
cevap aramaya çalışmak, bazen doğru<br />
bazen yanlış yapabilmek bilim için<br />
önemli. Merak, soru sorma cesaretine<br />
sahip olmak ve öğrenirken eğlenmek<br />
Keşif Dünyası’nın temelini oluşturuyor.<br />
- Keşif Dünyası çocuklara ne öğretiyor?<br />
Keşif Dünyası projesini,<br />
Almanya ve Rusya’dan<br />
sonra uygulayan<br />
üçüncü ülkeyiz<br />
- Çocuklara öğrettiği ilk şey keşfetmekten<br />
keyif almak! Birbirinden eğlenceli<br />
deneyleri yaparken merak etmek, “neden”<br />
sorusunu bolca kullanırken bir şeyin<br />
nedenini anlamaya çalışmak, Keşif<br />
Dünyası’nın çocuklara kazandırmak<br />
istediği özellikler... Çocuklar bu proje<br />
ile ayrıca sürdürülebilirlik için daha az<br />
tüketmenin, tekrar kullanmanın ve geri<br />
dönüştürmenin önemini de öğreniyorlar.<br />
- Bu proje ile şimdiye kadar kaç öğrenciye<br />
ulaştınız?<br />
- 2012 yılında ilk olarak Almanya’daki<br />
okullarda uygulanmaya başlanan Keşif<br />
Dünyası projesi, 2014 yılında uluslararası<br />
oldu. Bugün Türkiye ile birlikte<br />
Rusya, Arjantin, Polonya, İtalya, Birleşik<br />
Arap Emirlikleri, Hindistan, Şili ve<br />
İrlanda, projenin gerçekleştiği diğer ülkeler<br />
durumunda. Projeye bugüne kadar<br />
25 binden fazla çocuk katıldı. Eğitimlerde<br />
100’den fazla öğretmen görev<br />
aldı. Şu anda da üç kıtada 35’ten fazla<br />
eğitmen, düzenli olarak sınıflarda çocuklara<br />
eğitim veriyor.<br />
Keşif Dünyası projesi kapsamında ülkemizde<br />
ise 2014-2015 eğitim öğretim<br />
yılından itibaren Yaratıcı Çocuklar<br />
Derneği iş birliğinde gerçekleştirdiğimiz<br />
347 atölye çalışması ile 14 bin 246 öğrenciye<br />
ulaştık. 15 bininci öğrencimize<br />
ise Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın<br />
Maslak kampüsünde eğitime açtığımız,<br />
Keşif Dünyası’nın Türkiye’deki ilk merkezinde<br />
ulaşacağız.<br />
- Çocuklar Keşif Dünyası’nda ne gibi<br />
deneyler yapıyorlar? Çocukların<br />
yaş aralığı nedir?<br />
- Atölye çalışmalarına 8-10 yaş arasındaki<br />
çocuklar katılıyor. Çocuklar, okullardaki<br />
bilim atölyelerinde yapıştırma,<br />
yıkama, temizleme ve sürdürülebilirlik<br />
dahil olmak üzere çeşitli konularda<br />
deneyler yapıyorlar. Deneylerde araştırmalarını<br />
su, limon, yumurta kabuğu<br />
gibi malzemeler üzerinde yapıyorlar.<br />
“Keşif Dünyası” projesinde, yarınlara<br />
yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için<br />
çocuklara özellikle doğa sevgisi ve sürdürülebilirlik<br />
bilinci kazandırılmaya büyük<br />
önem veriliyor.<br />
- Keşif Dünyası projesi kapsamında,<br />
dünyadaki ilk laboratuvarınızı<br />
Türkiye’de açtınız. Bu konuda ilk<br />
32 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Röportaj<br />
olarak ülkemizi seçme sebebiniz ne<br />
oldu? Karar sürecinizi anlatır mısınız?<br />
- Keşif Dünyası kapsamında Türkiye’de<br />
yaklaşık 15 bin çocuğa ulaşmanın<br />
mutluluğu ve gururu ile daha çok öğrenciye<br />
ulaşmak üzere laboratuvar<br />
projemizi geliştirdik. Darüşşafaka Eğitim<br />
Kurumları’nın eğitimdeki yüksek<br />
kalitesi ve saygınlığı ise bizim bu konudaki<br />
tercihimizi belirleyen etkenler<br />
oldu. Darüşşafaka, 155 yıllık “eğitimde<br />
fırsat eşitliği” misyonuyla eğitim veren,<br />
aynı zamanda ülkemizin ve dünyanın<br />
en saygın eğitim kurumlarından. Keşif<br />
Dünyası’nın kimya laboratuvarını;<br />
çocuklarımızın çağdaş, özgüvene sahip,<br />
topluma karşı sorumluluk sahibi<br />
bireyler olarak yetişmesi için çalışan;<br />
Darüşşafaka’da açmaktan gurur duyuyoruz.<br />
- Açılan laboratuvarın Keşif Dünyası<br />
ve Henkel açısından önemi nedir?<br />
- Darüşşafaka Eğitim Kurumları’nın<br />
Projeye bugüne kadar<br />
25 binden fazla çocuk katıldı.<br />
Eğitimlerde 100’den fazla<br />
öğretmen görev aldı.<br />
Maslak’taki kampüsünde eğitime açtığımız<br />
laboratuvar, Keşif Dünyası projesinin<br />
Türkiye’deki ilk ve dünyadaki<br />
üçüncü merkezi olma özelliğini taşıyor.<br />
- Başka okullar da bu laboratuvardan<br />
yararlanabilecek mi?<br />
- Laboratuvarımız, Keşif Dünyası projemiz<br />
kapsamında gerçekleştirilecek<br />
bilim atölyelerinin yanı sıra Darüşşafaka<br />
Eğitim Kurumları’nda yapılacak fen<br />
bilimleri derslerinde de öğrenci ve öğretmenler<br />
tarafından kullanılacak. Aynı<br />
zamanda, Keşif Dünyası projesine öğrenci<br />
göndererek katılmak isteyen diğer<br />
okullara da açık olacak. Farklı okullar<br />
kesifdunyasi@darussafaka.com adresinden<br />
randevu alarak pazartesi ve salı<br />
günleri, 10.00 – 12.00 saatleri arasında<br />
Keşif Dünyası bilim atölyesine ücretsiz<br />
şekilde katılabilecek.<br />
- Laboratuvar yılda kaç öğrenciye<br />
hizmet verecek?<br />
- Laboratuvarımızın Darüşşafaka öğrencileri<br />
ile birlikte, yılda 3.500 öğrenciye<br />
uygulamalı bilim eğitimi vermesini<br />
hedefliyoruz.<br />
- Henkel’in bu alanda önümüzdeki<br />
döneme yönelik projeleri neler?<br />
- Hedeflerimizi şirketimizin stratejisinden<br />
hareketle belirliyoruz. Projelerimizi<br />
bu stratejiye bakarak çiziyoruz. Hedefimiz;<br />
stratejik proseslerimizi ve projelerimizi<br />
iletişim bağlamında hayata<br />
geçirerek değer yaratmak, Henkel’e ve<br />
topluma değer katan projeler yapmaya<br />
devam etmek olacak.<br />
Bu kapsamda Keşif Dünyası girişimini<br />
daha da genişleterek, daha fazla öğrencinin<br />
bundan yararlanmasını ve İstanbul<br />
dışındaki öğrencilerin de bilim<br />
atölyelerine ulaşmasını sağlamak için<br />
çalışacağız.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 33
Kampanyalar<br />
Herkesin de işine geldi...<br />
Kuveyt Türk, inovatif ürün ve hizmetlerini tanıttığı dijital reklam<br />
kampanyasının devam serisini yayınladı. “Herkesin de<br />
işine geldi” sloganının kullanıldığı dört yeni reklam filminde,<br />
sevilen oyuncu Bilal Çatalçekiç, haşere ilaçlama uzmanından<br />
astronota kadar birbirinden eğlenceli karakterleri canlandırdı.<br />
Yeni reklam serisinde Kuveyt Türk’ün bireysel, KOBİ ve ticari<br />
müşterilerine hitap eden inovatif ürünleri XTM, Cebim<br />
POS, Online Finansman ve Senin Bankan ürünlerinin iletişimi<br />
yapıldı.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Kuveyt Türk Katılım Bankası<br />
Reklamveren Temsilcisi: Emre Memiş, Fırat Keçili,<br />
Semih Karakaya<br />
Reklam Ajansı: Gram İstanbul<br />
Ajans Başkanı: Nurcan Yıldız<br />
Kreatif Direktör: Tarık Akın<br />
Reklam Yazarı: Serhan Özden<br />
Sanat Yönetmeni: Tolga Akın<br />
Müşteri İlişkileri: Simla Pamuk, Yeliz Tezcan,<br />
Selen Beşikçi<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 35
Kampanyalar<br />
Boyner’in yeni reklam filmi...<br />
Boyner, yeni yıl alışverişi için özel olarak hazırlanan kampanyanın<br />
reklam filminde izleyicilere eğlenceli anlar yaşatıyor.<br />
“Yeni Yıl Coşkusu Boyner’de Başlar Tüm Türkiye’ye<br />
Yayılır” diyen ve Boyner mağazalarında yaşanan yeni yıl heyecanını<br />
yansıtan reklam filmi, müzikle senkronlu bir şekilde<br />
tasarlanan rengarenk ışık animasyonlarıyla dikkat çekiyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Marka Yönetimi ve İletişim Genel Müdür Yardımcısı: Burcu<br />
Körpeağaç<br />
Executive Kreatif Direktör: Emre Kaplan, Ayşe Bali<br />
Kreatif Direktör: Ali Şener<br />
Grouphead: Gizem Şengüler<br />
Art Direktör: Sevil Şimşek, Pelin Ün, Emel Karadeniz<br />
Metin Yazarı: Deniz Dülgeroğlu<br />
Müşteri İlişkileri: Tarçın Köprülü, Emel Cansu Özdemir,<br />
Burak Karakurt<br />
Ajans Prodüktörü: Şafak Serter, İpek Savaş<br />
Crax’layarak...<br />
Tuzlu atıştırmalık sevenlerin vazgeçilmezi Eti Crax, herkesin<br />
hayatında öğrenirken zorlandığı ya da öğrenmeye zaman<br />
bulamadığı konuları “Crax’layarak” eğlenceye çeviriyor.<br />
Eti Crax, yeni kampanyasının ilk iki filminde Future Perfect<br />
Tense ve Sürrealizm’i eğlenceli bir dille öğretiyor. Sosyal<br />
medyada büyük ilgi gören bu iki film toplamda 10 milyondan<br />
fazla izlendi 22 binden fazla paylaşıldı<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Eti<br />
Reklamveren yetkilisi: Didem Usluer Özel, Ebru Üstün,<br />
Nida Kermen, Emir İşeri, Belis Akyel<br />
Reklam ajansı: Kompüter<br />
Post prodüksiyon: Basthead, Autonomy<br />
Müzik: 25m2<br />
36 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
Garanti Bankası reklam filmi...<br />
Garanti’nin, Engin Günaydın ile Dilan Çiçek Deniz’in babakızı,<br />
Ayşen Gruda’nın da babaanne karakterini canlandırdığı<br />
ve Ugi’nin eşlik ettiği yeni yıl reklam filmi yayında. Kampanyanın<br />
yeni filminde Ayhan Sabit, bu sefer hepimizi şaşırtıyor.<br />
Hep birlikte oturulan yeni yıl sofrasının ise tek eksiği vardır;<br />
Ugi. Ancak yeni yılın bir araya getiren gücü ve umut veren<br />
havası tüm aile ile birlikte Ayhan Sabit’i de sarmıştır. Ve filmin<br />
sonunda kendisinden hiç beklenmeyen bir hareket ile<br />
hepimizi şaşırtmayı başarır.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Garanti Bankası<br />
Reklamveren Ekibi: Burcu Tokcan,<br />
Saba Şimşeker, Armağan Tulunay Dölek,<br />
Duygu Karabaş, Tolga Aygör, Eren Yüce,<br />
Buse Kaya<br />
Reklam Ajansı: Alametifarika<br />
Kreatif Direktör: Ozan Özüm Özbey,<br />
Odisseas Sevsevme<br />
Kreatif Ekip: Caner Apaydın, Deniz Yükselci,<br />
Buğra Birgin, Enes Hadzibegovic,<br />
Deniz Eroğlu, Ümit Şentürk, Selin Topçu,<br />
Ercan Tarhan<br />
Müşteri İlişkileri Ekibi: Duygu Yılmaz, Özge Öncül<br />
Stratejik Planlama Ekibi: Berra Katlav, Alara Akkamış<br />
Ajans Prodüksiyon Ekibi:Teğin Polat, Övgü Akgürgen,<br />
Merve Haklı<br />
Medya Planlama: Cereyan , Group M<br />
Özdilek’ten yeni reklam kampanyası...<br />
Özdilek, son dönemin ses getiren ve sevilen isimlerinden<br />
Brezilyalı Oyuncu Jessica May ile yeni reklam filminde tekrar<br />
bir araya geldi. Yeni yıl temalı reklam filminde, yatak<br />
odalarını yenilemek isteyenler için ipuçları veriliyor. Snow<br />
House Nevresim Takımı ve Yıldız Kırmızı Bornoz’un tanıtıldığı<br />
reklam filminin ardından, ekrana sürpriz bir yeni yıl koleksiyonu<br />
geliyor. Yeni yıl koleksiyonunun capcanlı renkleri<br />
ve baskılarıyla hazırlanan First Company pijama ve sabahlıklara,<br />
Snow House Nevresim Takımı’na ve Yıldız Kırmızı<br />
Bornoz’a; Özdilek mağazalarından ve www.ozdilekteyim.<br />
com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklam veren: Özdilek Ev Tekstili<br />
Reklam Ajansı: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar<br />
Kreatif Direktör: Ramiz Bayraktar<br />
Oyuncu: Jessica May<br />
Müzik: Cordelia Gartside - Waking<br />
Prodüksiyon Şirketi: ZIT Görsel ve İşitsel Sanatlar<br />
Kullanılan Mecralar: TV - Radyo<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 37
Kampanyalar<br />
Havalar Değişse de Vız Gelir...<br />
Doğal ürünleri tercih eden sağlıklı yaşam tutkunları için dünyanın<br />
en mucizevi besini olan balı, doğal ve saf diğer arı<br />
ürünleriyle bir araya getirerek Apitera Serisi’ni hazırlayan<br />
Balparmak, yeni reklam filminde arıların mucizevi salgısı<br />
propolis içeren ApiteraZen’in, her mevsim yanınızda olduğunu<br />
anlatıyor.<br />
Doğal ve gerçek balı, diğer arı ürünleri ile bir araya getirerek<br />
yenilikçi ve katma değerli ürünler sunan Balparmak’ın,<br />
Apitera Serisi’nden ApiteraZen ürünü için hazırlanan reklam<br />
filmi yayına girdi.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamın Başlığı: Balparmak Apitera -<br />
Doğanın Gücü Yanında<br />
Reklamveren: Balparmak<br />
Reklamveren Temsilcisi: Dr. Pınar Nokay, Cemil Durgun,<br />
Demet Umezu, Ayça Zengin Sarı, Elif Gökçe Aydoğmuş<br />
Kreatif Ajans: TBWA\İstanbul<br />
Hayran Bırakan Kasırga...<br />
sapındaki kumandası sayesinde çekim gücünü<br />
eğilmeye ihtiyaç duymadan tek tıkla ayarlama<br />
imkânı da sunuyor.<br />
Vestel Küçük Ev Aletleri ailesinin yeni kahramanı Vestel Kasırga<br />
A9000 toz torbalı elektrikli süpürge, geniş hacmi ve<br />
1.319 TL’lik tavsiye edilen perakende satış fiyatıyla tozları<br />
hapsetmeye geliyor. Kasırga A9000 yüzde 99,99 toz filtreleme<br />
performansı sayesinde, süpürge fırçasından giren<br />
tozu filtreleyerek hapseder, çekilen tozun tekrar evin içine<br />
salınmasını engeller. 700 W motor gücü, ve A enerji sınıfı<br />
ile dikkat çeken süpürge 63 dB ses seviyesine sahip. Ayrıca<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Vestel<br />
Reklamveren Yetkilileri: Tunç Berkman, Feza<br />
Turunçoğlu Erim, Ayşe Tokgöz, Esra Nadar, Özgecan<br />
Akbulut,<br />
Gediz Sağlam<br />
Reklam Ajansı: Concept<br />
Yönetici Kreatif Direktör: Kerem Özkut<br />
Kreatif Direktör: Sedat Dündar, Umut Dizdar<br />
Yaratıcı Ekip: Barış Özdemir, Bülent Ekel, Emre<br />
Günaydın, Furkan Yaman, Irıs<br />
Marka Direktörü: Berna Aşkın<br />
Marka Yöneticisi: Serap Balaban<br />
Stratejik Planlama: Tuğay Güven, İpek Kardeşler<br />
Ajans Prodüktörü: Mert Turan, Hilal Kınalıada<br />
38 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kampanyalar<br />
n11pro’nun reklam filmi...<br />
n11.com bünyesinde kurulan şirketler için Toptan Alışveriş<br />
Platformu n11pro yeni reklam kampanyasıyla Türkiye’nin<br />
her yerinden toptancılara sesleniyor. Tüm ürünlerin toptan<br />
alışverişe açık olduğu ve toptancıların işlerini dijitale taşıyan<br />
toptan alışveriş platformu n11pro’nun eğlenceli reklam filmi<br />
radyo ve dijital mecralarda yayına girdi.<br />
n11.com bünyesinde hayata geçen Türkiye’nin Toptan Alışveriş<br />
Platformu n11pro yeni reklam kampanyasında toptan<br />
alışveriş yapan şirketlere sunduğu ayrıcalıkları anlatıyor.<br />
Her bölümde farklı bir sektörden kullanıcının iş yerine konuk<br />
olan n11pro’nun reklam filmlerine eğlenceli bir jingle<br />
eşlik ediyor. Toptan alışverişe dijitalde yeni bir soluk getiren<br />
n11pro’yu kullananların hikayelerinden yola çıkarak hazırlanan<br />
üç farklı reklam filmi, platformda sunulan çeşitli ödeme<br />
sistemlerinin kolaylığı, baremli fiyat avantajı ve ürün/tedarikçi<br />
çeşitliliği ile sözü işin uzmanlarına bırakıyor. Binlerce ürün<br />
ve tedarikçiyi tek bir çatı altında toplayan n11pro’nun reklam<br />
filminde; mobilyacı, nalbur ve satın alma uzmanı gibi farklı<br />
sektörlerden toptan alışveriş yapan kullanıcıların ağzından<br />
n11pro’nun faydaları anlatılıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: n11pro<br />
Reklamveren Yetkilisi: Zafer Özçelik, Tuba Güven, Naz<br />
Özerden İncili<br />
Reklam Ajansı: Karbonat<br />
Yaratıcı Başkan: Cenk Gümüşcüoğlu<br />
Yaratıcı Ekip Lideri: Varol Döken<br />
Yaratıcı Grup: Ziya Levent Aybay, Burak Güngör<br />
OMO ve Yumoş Yeni Reklam Filmi...<br />
OMO ve Yumoş, yeni dijital filminde çevre ve bütçe dostu<br />
yeni paketleriyle Y kuşağına sesleniyor. Filmde farklı gençleri<br />
İstanbul’un dört bir yanında kaykay üstü, salıncak ve<br />
hatta bir evin çatısı gibi beklenmedik yerlerde ve durumlarda<br />
görüyor, onların OMO ve Yumoş’un Trendy paketleriyle<br />
eğlendikleri heyecanlı anlara tanıklık ediyoruz. Jonglörler<br />
ve gerçek hayatta sosyal medyada bu eğlenceli oyuna<br />
katılanların oyuncu olarak yer aldığı film, dijital mecralarda<br />
yayınlanıyor.<br />
Kampanya Künyesi<br />
Reklamveren: Unilever<br />
Reklam Ajansı: Manajans J. Walter Thompson<br />
Yaratıcı Yönetmen:Sami Basut<br />
Reklam Yazarı: Deniz Ergin, Cem Etyemez<br />
Sanat Yönetmeni:Şükran Genç, Hasan Çalışkan,<br />
Nurgül İletir<br />
Ajans Prodüktörleri: Ahmet Bayık, Elif Mermer<br />
Stratejik Planlama: Berkant Avcı, Mervenaz Mete<br />
Müşteri Grubu: Leslie Krespin, Ece Özyurt, Sevim Özgür,<br />
Alanur Akyıldız<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 39
Balkanların en fa
Gezi<br />
ntastik ülkesi 3...<br />
Salina Turda’yı da gezdikten sonra yeni şehirler keşfetmek için<br />
yola çıkıyoruz. Sıradaki bölge Alba Iulia olacaktı ancak<br />
vaktimiz yetmeyecek korkusuyla orayı pas geçiyoruz. Görülecek<br />
yerlerini gelmeden önce çalışmıştık ve feda edilebilecek bir yer<br />
olduğuna karar verdik. Ve rotamızı Hunedoara’ ya çevirdik.<br />
Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com<br />
Salina Turda’yı da gezdikten sonra yeni<br />
şehirler keşfetmek için yola çıkıyoruz.<br />
Sıradaki bölge Alba Iulia olacaktı ancak<br />
vaktimiz yetmeyecek korkusuyla<br />
orayı pas geçiyoruz. Görülcek yerlerini<br />
gelmeden önce çalışmıştık ve feda edilebilecek<br />
bir yer olduğuna karar verdik.<br />
Ve rotamızı Hunedoara’ya çevirdik.<br />
Turda ile Hunedoara arası 2 saatlik bir<br />
yol. Hunedoara da diğerleri gibi minik<br />
bir yerleşim yeri ve en önemli turistik<br />
yeri Corvin Castle (Castelul Corvinilor).<br />
Hunedoara’ya yol alırken gökyüzünde<br />
kapkara yağmur bulutları belirdi ve biraz<br />
sonra da çok şiddetli bir dolu başladı.<br />
İstanbul’daki dolu felaketinden sonra<br />
çok korktuğum için epey panikledim.<br />
Daha fazla doluya maruz kalmamak<br />
için hemen arabayı yol kenarında bir<br />
ağacın altına çektim. Dolu bitip de yağmura<br />
çevirince yola çıkıp Hunedoara’ya<br />
vardık. Hedefimiz Corvin Castle (Castelul<br />
Corvinilor) olduğu için navigasyona<br />
orayı yazıp direk oraya gittik.<br />
Corvinilor Kalesi, Romanya’nın en<br />
büyük ve gösterişli kalelerinden biri.<br />
1400’lü yıllarda, Gotik tarzda, Anjou<br />
ailesi tarafından yaptırılan, kale tarihte<br />
bir çok kez yangın geçirmiş. Anjou ailesinden<br />
kalan yıkıntılar üzerine, John<br />
Hunyadi bugün ki şatoyu yaptırmış.<br />
Corvinilor Kalesi’ne dışardan bakıp da<br />
büyülenmemek mümkün değil. Ben<br />
içeriye girmeden önce uzun uzun dışardan<br />
izledim ve bakmaya doyamadım.<br />
Benim gibi düşünen bir çok yapımcı<br />
olmalı ki burada bir sürü film çekilmiş.<br />
Yapılan en son film de Dehşetin Yüzü<br />
(The Nun). Filmin bir kısmı bu şatoda<br />
çekilmiş.<br />
Şatoya gitmek için nehrin üzerindeki<br />
bir köprüden geçiyorsunuz ve büyük<br />
kapıdan içeri giriyorsunuz. Kapı, büyük<br />
bir avluya açılıyor. Bu avludan da diğer<br />
binalara giriş var. Binalardan birinde,<br />
şatonun eski duvar ve taşları sergileniyor.<br />
Zamanla kırılıp dökülmüş heykel ve<br />
duvar parçaları bu salonda. Sonrasında<br />
kırılan yerlere yenisi yapılıp eklenmiş.<br />
Diğer bir salonda da John Hunyadi ve o<br />
şatoda yaşayanlara ait eşyaların sergilendiği<br />
bir alan var. El yazması kitaplar,<br />
mühürler, paralar, miğfer ve zırhlar, vs.<br />
Bir başka binada ise, şövalyelerin toplandığı<br />
büyük bir salon var. Salonun<br />
muhteşem apsisli tavanı muhteşem görünüyor.<br />
Diğer kısımlar da ise hapishane,<br />
odalar ve işkence odaları var.<br />
16. yüzyıl başlarında Romanya toprağı<br />
olan Eflak ve Boğdan, Türk hakimiyeti<br />
altında birer derebeylikmiş. Askeri ve<br />
diplomatik açıdan Osmanlı Sultanının<br />
emrine göre hareket eder ve yıllık vergi<br />
verirlermiş. İdarecileri de Osmanlı<br />
Padişahları tarafından tayin edilirmiş.<br />
Eflak ve Boğdan derebeyleri kendilerini<br />
Avrupalıların saldırılarından korumak<br />
için Osmanlı idaresinde kalmayı<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 41
Gezi<br />
arzu ediyorlarmış. O dönemler, Eflak<br />
ve Boğdan halkı, Avusturyalılar, Ruslar,<br />
Tatarlar, Kazaklar ve Lehlerden ibaret<br />
bölgedeki diğer ordulara karşı Osmanlı<br />
ordusunun yanında yer almışlar. Ancak,<br />
1711 yılında Osmanlı-Rus Harbi<br />
esnasında bu derebeyleri isyan ederek,<br />
Deli Petro’ya yardım etmişler.<br />
Yaklaşık bir asır Türk idaresindeki derebeyliklerin<br />
bu isyanları üzerine Eflak ve<br />
Boğdan tahtları “voyvodalık” adı altında<br />
yeni bir sisteme konulmuş. Voyvodalık<br />
sonrasında da ortalık karışmış çünkü<br />
kendi Rusya artık Osmanlı’nın iç işlerine<br />
de karışmaya başlamış.<br />
Bu dönemlerde, hapishane ve işkence<br />
için kullanılan Corvin Şatosu’nda çok<br />
fazla Osmanlı askeri esir alınmış. Hatta,<br />
bir rivayete göre kalenin bahçesinde<br />
bulunan su kuyusu 3 Türk esir tarafından<br />
özgürlükleri karşılığında yapılmış.<br />
Tam 15 yıl 28 gün süren, kuyunun yapılması<br />
sonunda kalenin komutanı ben<br />
kararımdan vazgeçtim deyip onları öldürmüş.<br />
Başka bir rivayet de şatoda ayıların<br />
bulunduğu bir bölümünde olması. Yaşlanan,<br />
hastalanan veya artık iş göre-<br />
Corvinilor Kalesi, Romanya’nın<br />
en büyük ve gösterişli<br />
kalelerinden biri.<br />
meyen esirler de ayının kafesine atılıp,<br />
yem yapılıyormuş.<br />
Son bir tane daha:( Bir dönem, burada<br />
tutsak edilen, susuzluktan ölüme terk<br />
edilmişler. Susuzluktan ölmekte olan<br />
42 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
insanlar, duvara “suyunuz var ama ruhunuz<br />
yok” yazmış, osmanlıca.<br />
Tabii sadece türkler tutsak edilmemiş<br />
bu kalede. Söylenene göre Vlad Dracul<br />
yani Kont Drakula da bu şatoda 4 yıl<br />
esir edilmiş.<br />
Eveeet, rivayetleri bir kenara bırakıp<br />
şatoyu gezmeye devam ediyoruz. Şatonun<br />
hem yuvarlak hem de diktörtgen<br />
kuleleri var ve bunlar şatoya çok estetik<br />
bir görünüm kazandırıyor. Diktörtgen<br />
olan kulelere çıkıp manzara izlemek<br />
mümkün. Surların üzerinde de yürünecek<br />
yerler var ve oradan türk esirlerin<br />
yaptığı kuyuya çıkış var. Geçmişte çok<br />
kötü anlara ev sahipliği yapmış olsa da<br />
şato çok ihtişamlı görünüyor.<br />
Sadece Corvin Şatosu’nu görmek için<br />
Hunedoara’ya gelinirmiş. Şatonun hemen<br />
çıkışında bir de korku tüneli gibi<br />
Susuzluktan ölmekte olan<br />
insanlar, duvara “suyunuz var<br />
ama ruhunuz yok” yazmış,<br />
osmanlıca.<br />
bir yer var. İşkence ve korkunç yaratıkların<br />
olduğu bir yer. Ancak biz içeri girip<br />
bakmadık çünkü Corvin Şatosu’nun rivayetleri<br />
bile insanın içini ürpertiyor.<br />
Corvin Şatosu’ nu gezdikten sonra Sibiel’<br />
e doğru yola çıkıyoruz. Hunedoara<br />
ile Sibiel arası 1,5 saat kadar sürüyor.<br />
Aslına bakarsanız Sibiel’de yapılacak<br />
pek de bir şey yok. Şirin sokaklarında<br />
dolanıp, renkli evleri fotoğraflayabilirsiniz.<br />
Sibiel’in en popüler olduğu kısım<br />
ise ziraat turizmi.<br />
Biz, Sibiel’e vardığımızda sağnak yağmur<br />
yağıyordu. Ancak çok acıktığımız<br />
için durup yemek yemek istedik. Arabayı<br />
park ettikten sonra bir İtalyan restorantı<br />
bulup yemeğe oturduk.<br />
Yemekten sonra da Sibiu’ya doğru yola<br />
koyulduk. Sibiel ile Sibiu arası yarım<br />
saat sürüyor.<br />
Sibiu, 2007’de Avrupa Kültür Başkenti<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 43
Benim en çok dikkatimi çeken,<br />
evlerin çatılarındaki<br />
pencereler oldu.<br />
Gezi<br />
seçilmiş ancak şimdiye kadar gezdiğimiz<br />
yerlerden daha farklı bir atmosferi<br />
var. Benim en çok dikkatimi çeken,<br />
evlerin çatılarındaki pencereler oldu.<br />
Evlerin çatıları çok yüksek ve çatılarda<br />
küçük pencereler var. Ancak pencereler,<br />
gözü andırıyor. Sanki siz gezerken<br />
şehir sizi izliyor gibi bir ruh haline bürünüyor<br />
insan.<br />
Aracımızı otoparka park ettikten sonra<br />
Yalan Köprüsü’nün (Bridge of Lies) üstünden<br />
değil altından geçip eski şehri<br />
gezmeye koyulduk.<br />
Şehrin tarihi merkezinde bulunan ve<br />
trafiğe kapalı olan Yalan Köprüsü’nün<br />
üzerinden geçtikten sonra bir daha hiç<br />
yalan söylememeniz gerekiyor. Yalan<br />
Köprüsü aynı zamanda Sibiu şehrinin<br />
bir sembolü. 1659 yılında ahşaptan yapılan<br />
köprü, 1859’ da dökme demirden<br />
tekrar yapılmış. Ocnei caddesi üzerinde<br />
inşa edilen yaya köprüsü, Aşağı<br />
Kenti, Yukarı Kasaba’ ya bağlayan köprü<br />
2000’ li yıllarda, Sibiu ilçesindeki tarihi<br />
eserlere dahil edilmiş ve eski Avrupa<br />
Kültür Başkenti’ nin gerçek bir sembolü<br />
olmuş. Lies Brigde ile ilgili de bir sürü<br />
efsane var tabii. En ünlü efsane, köprünün<br />
kulaklara ve açıklanamayan bir<br />
güce sahip olduğu. Üzerinden geçenler<br />
birbirlerine yalan söylediğinde köprü<br />
çığlık atmaya başlıyormuş. Bu nedenle,<br />
yerel halk bu köprüde yalan konuşmaktan<br />
korkarmış.<br />
Lies Bridge’yi arkamızda bırakıp, Turnul<br />
Sfatului’ye (The Tower of the Council)<br />
yani Konsül Kulesine varıyoruz.<br />
Bu kulenin ne zaman yapıldığına dair<br />
net bir bilgi yok. Eski belgelere bakıldığında<br />
1324 yılında ilk kez adı anılmış<br />
ancak yapılan kazı çalışmalarında,<br />
1025 – 1235 yılları arasında, Andrew II<br />
döneminde basılmış olan sikkelerden<br />
bulunmuş. Zamanla hasar gören kule<br />
defalarca onarılmış ve üzerine kat çıkılmış.<br />
Kulenin üst katlarına çıkmak için<br />
spirial bir merdiven kullanılıyor. Biz de<br />
merdivenlere yönelip Turnul Sfatului’yi<br />
gezmeye çıkıyoruz. Kulenin katlarında<br />
çeşitli resim sergileri vardı biz gittiğimizde.<br />
Benim en çok hoşuma giden,<br />
elinde bıçaıyla duran cellat oldu. Bir<br />
de üst katlarda bulunan saat. Bu antik<br />
saat, Bernberg’ de (Saksonya) “J.J.<br />
Fuchs&Fii” tarafından yapılmış. Bana<br />
Prag’daki saat eskizlerini hatırlattı.<br />
Bu fantastik kule, 1917’de Alman ordusu<br />
tarafından ele geçirilmiş. Sonrasında,<br />
tahıl deposundan tutun da yangın<br />
gözlem noktasına, hapishaneye hatta<br />
doğa bilimi müzesine kadar bir çok kullanım<br />
amacına hizmet etmiş. Ayrıca da<br />
1962 ve 1998 yılları arasında, Brukenthal<br />
Ortaçağ Sergileri Müzesi’ nin bir bölümünü<br />
barındırmış.<br />
Kuleden şehir izledikten sonra ki bence<br />
şehir bizi izliyordu, eski kenti dolaşmak<br />
için aşağı indik. Ancak bizim gittiğimiz<br />
gün festival tarzında bir eğlence vardı<br />
ve meydana kocaman bir çadır kurulmuştu.<br />
İçinde de jaz konseri vardı ancak<br />
bizi sokakta müzik yapan perküsyon<br />
grubu daha çok cezbetti. Hatta<br />
güzel birer kahve alıp bir süre onları<br />
izlmeye koyulduk.<br />
Sibiu’da da oyalandıktan sonra bir sonraki<br />
gezi noktasına doğru yola çıktık.<br />
Bir sonra ki yer, Arefu.<br />
Sibiu ile Arefu arası yaklaşık 3 saat<br />
sürüyor, yani google maps öyle gösteriyordu,<br />
biz, tatili planı yaparken. Arabaya<br />
binip rotayı çizdirdik ve yola koyulduk.<br />
Rota yaklaşık 3 saat gösterdi<br />
biz de yola çıktık.<br />
Biz yola çıktığımızda vakit öğleden<br />
sonraydı ve güneş gökyüzünde muhteşem<br />
bir şekilde parıldıyordu, etrafta<br />
muhteşem ormanlar, radyoda güzel<br />
bir müzik tam keyif yapmalık yol. Karşımızdaki<br />
dağların üzerinde karlar pırıl<br />
pırıl parlarken birden yol rampaya<br />
döndü. Sonrasında keskin virajlar ve<br />
muhteşem bir orman. Yalnız normal olmayan<br />
bir şey vardı, yolda bizden başka<br />
kimse yok. Sadece geliş tarafında<br />
çok nadir bir araba geçiyordu. Bir süre<br />
virajlar çok keskinleşti ve çok yavaş<br />
ilerlemeye başladık. Navigasyona bakıyoruz<br />
zaman hep aynı hiç azalmıyor.<br />
44 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Gezi<br />
Gidiyoruz ama fayda etmiyor.<br />
Yaklaşık bir saat virajlı yollarda debelendikten<br />
sonra bisiklet binen bir adam<br />
gördük. Yanına yaklaşıp yolu sorduk.<br />
Adam bize Transfagaraşan yolundasınız<br />
ve yukarıda yol kapalı, boşuna çıkmayın<br />
dedi. İşte o zaman benim moral<br />
bitti. O yolu komple geri dönüp tekrar<br />
otobana çıkıp, aşağı yoldan gitmemiz<br />
gerekiyormuş. Doğru yola çıkmamız<br />
toplam 2 saati buldu.<br />
Doğru yolup da hedefimize doğru ilerlerken<br />
hava da karardı tabi. Bir süre<br />
sonra daracık otobanda orman eteğinde<br />
yol aldıktan sonra virajlı köy yollarına<br />
girdik. 10 – 15 hanelik köylerden<br />
geçerken yol da bozulmaya başladı ve<br />
bir süre sonra toprak yola çıktık. Tabii<br />
ben bu arada habire Mustafa’ya söyleniyorum,<br />
yine yanlış yola soktun bizi<br />
diye. Ben dır dır ederken yol iyice yokuş<br />
oldu ve yerler taşlı toprak karışımı<br />
bir şey. Bir ara patinaj çekmeye başladık.<br />
Araba otomatik, vites küçültüp<br />
arabayı da kurtaramıyorsun. Bir ara<br />
arabadaki tüm ikaz lambaları yanmaya<br />
başladı. Ben iyiden iyiye tırsmaya<br />
başladım çünkü yakın çevrede yerleşim<br />
yeri yok ve telefon çekmiyor. Kurda<br />
kuşa yem olacağız oralarda:( Epey<br />
bir debelendikten sonra yola çıktık.<br />
Önceden otel de<br />
bakmadık.<br />
Kaldık sokakta.<br />
Bizim Arefu’ya varmamız gece 1 oldu.<br />
Önceden otel de bakmadık. Kaldık sokakta.<br />
Arabayı kenara çekip booking<br />
üzerinden yer aramaya başladık. Bir<br />
kaç tane ev bulup onlara bakalım dedik.<br />
İlk bulduğumuza gidebilmek için yine<br />
köy yoluna girdik, epey bir çamur içinde<br />
gittikten sonra kocaman bahçe içinde<br />
bir yere vardık. Arabayı park edip ışık<br />
olan yere girdik. Bir ne görelim, bir dönemler<br />
“Evli ve Çocuklu” dizisinin evinde<br />
gibi olduk. Leopar desenli taytlar<br />
giymiş ablalar, bir kaç tane Al Bundy<br />
kılıklı adam, masada 4-5 tane boş viski<br />
şişesi. Durumu anlatınca otel sahibini<br />
çağırmaya gittiler. Otel dediğime bakmayın,<br />
iki katlı köy evi. Adam yatağından<br />
kalktı bize odaları göstermeye.<br />
Köy evi yaklaşık 50 senelik bir bina.<br />
Nerdeyse yıkılacak. Odalardaki yatakların<br />
ortası çökmüş. Halıların rengi<br />
pislikten belli olmuyor ve ısıtıcı yok.<br />
Ev buz gibi. Biz teşekkür ederip, koşar<br />
adım uzaklaştık oradan. Sonra da<br />
Arefu’nun merkezine vardık. Merkezde<br />
4 katlı kocaman bir bina gördük ve müzikten<br />
yıkılıyor ortalık. Büyük ihtimalle<br />
düğün salonu dedik. Sonra baktık, yanında<br />
hotel yazıyor. Arabayı park edip<br />
düğün salonuna girdik. Meğerse gerçekten<br />
otelmiş ancak parti olduğu için<br />
çok gürültülü ortam.<br />
Resepsiyondaki kadına yer var mı dedik,<br />
evet dedi. Görelim diye üst kata<br />
çıktık. Bina yeni, odalar hiç kullanılmamış,<br />
pırıl pırıl. Hemen zıpladık tabii.<br />
Biz kalalım burada dedik ama kadın<br />
gürültüden rahatsız oluruz diye tavsiye<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 45
Gezi<br />
etmedi. Biz kalmışız sokakta, kadın gürültü<br />
diyor. Aldık oda anahtarlarını çıktık<br />
yukarı ama sanki davul odada çalıyor.<br />
Baktık olmayacak biz de indik partiye.<br />
Sonra iki tane bira içip ancak uyuduk.<br />
Romanlar şimdiye kadar gördüğüm en<br />
eğlenceli insanlar. Oynamayı dans etmeyi<br />
çok seviyorlar :)<br />
Ertesi gün kalktığımızda otel son derece<br />
sessizdi. Dere manzarasına karşı<br />
kahvaltımızı ettikten sonra Poienari<br />
Castle’ı ziyaret etmek için yola çıktık.<br />
Poienari Kalesinin giriş kısmı ana caddeye<br />
bakıyor. Cadde üzerinde bir kamp<br />
alanı bir de yüksek gerilimin dağıtıldığı<br />
bir trafo merkezi var. İkisinin arasında<br />
bir orman yolu. Poienari Kalesine çıkmak<br />
için bu yolu takip ediyorsunuz ve<br />
yukarı ulaşmak için 1480 tane merdiven<br />
çıkmanız gerekiyor.<br />
Biz aheste aheste merdivenleri çıkmaya<br />
koyulduk. Manzara çok güzel ancak<br />
merdivenler çok dik. İnsan nefes nefese<br />
kalıyor. Orta yaşın üstü bir çok insan<br />
merdivenleri gördükten sonra vazgeçiyor<br />
kaleden.<br />
Biz hırs yapıp çıktık hepsini ve bizi<br />
muhteşem bir manzara karşıladı. Tezgahı<br />
kur, akşama kadar demlen.<br />
Kalenin hemen çıkışında sizi kazığa<br />
geçirilmil iki asker karşılıyor. Bunlar<br />
vitrin mankeni ve kan görüntüsü veren<br />
boyalar var üzerlerinde.<br />
Karpat dağlarının eteklerinde, Arges<br />
46 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Nehrine bakan kısma yapılan bu kale<br />
13. yüzyılın başlarında, ilk Walachian<br />
hükümdarları tarafından inşa edilmiş.<br />
Sonrasında Vlad Tepeş burayı keşfetmiş<br />
ve kendine mesken edinmiş.<br />
1462’de, Türkler kaleye saldırdırdığında<br />
Vlad Tepeş, kaçıp kurtulmuş. Kale,<br />
1476 yılında Vlad’ ın ölümünden sonra<br />
uzun yıllar kullanılmasına rağmen,<br />
16. yüzyılın ilk yarısında yeniden terk<br />
edilmiş ve zaman ve hava koşullarının<br />
tahribatına yenik düşmüş. 1888’ deki,<br />
büyük heyelan, kalenin bir kısmını yıkmış.<br />
Sonrasında onarımı yapılmış ve<br />
duvarlarının ve kulelerinin kalıntıları bu<br />
güne kadar ayakta kalmayı başarmış.<br />
Şimdilerde ise en dikkat çeken turistik<br />
yerlerden biri.<br />
Tezgahı kur,<br />
akşama<br />
kadar demlen.<br />
Kaleyi gezip dolaştıktan sonra aşağı inmeye<br />
hazırlanırken, orada çalışan görevliyle<br />
karşılaştık. Ne güzel manzarası<br />
olan bir yerde çalışıyorsun dedim, o da<br />
“evet ama her gün 1480 tane merdiven<br />
çıkıp, iniyorum” dedi :)<br />
Poienari Kalesi’ni gezdikten sonra<br />
muhteşem bir manzaraya sahip olan<br />
Vidraru Barajı’na doğru yola koyulduk.<br />
1966 yılında yapılan hidroelekterik barajı,<br />
avrupa’ nın beşinci en büyük barajı.<br />
Baraj duvarlarının gerisinde ise<br />
muhteşem Vidraru gölü uzanıyor. Argeş<br />
Nehri üzerinde bulunan bu baraj<br />
yolu, aynı zamanda Transfagaraşan<br />
yolu üzerinde.<br />
Baraj gölünün yanında muhteşem ormanlar,<br />
konaklamak için masal gibi<br />
oteller var. Cennet gibi bir yer. Baraj<br />
yolunun hemen bitiminde bir de seyir<br />
kulesi var. Oraya çıkıp muhteşem Arefu<br />
manzarasını izleyebilirsiniz. Seyir terasının<br />
hemen üst tarafında da metal bir<br />
Prometheus heykeli var. Yunan mitolojisinde,<br />
Olimpos Dağı’ ndan ateş yakıp,<br />
insanlara vermiş olan antik Titan,<br />
elektriği sembolize etmek için elinde<br />
bir şimşek çakması tutuyor. Bu fantastik<br />
heykele bakınca insanın aklına He-<br />
Man çizgi filmi geliyor.<br />
Barajın bir başka özelliği ise alınan<br />
güvenlik önlemleri. Eğer olur da barajda<br />
bir çatlak veya sızıntı olursa, dağın<br />
eteklerine yerleştirilmiş olan dinamitler<br />
patlayarak kayaları parçalayacak ve<br />
şehrin sular altında kalmasına mani<br />
olacak.<br />
Bu muhteşem manzarayı seyretmeye<br />
doyamadık ancak yola çıkmamız gerektiği<br />
için Arefu’ya veda edip Bükreş’e<br />
doğru yola çıktık.<br />
Arefu ile Bükreş arası yaklaşık 3 saat<br />
sürüyor. O gün uçağımız olduğu için<br />
Bükreş’te eski şehri (Piata Romana) ve<br />
sarayı dolaşıp, kahve içecek kadar zamanımız<br />
oldu<br />
Bükreş’i, Doğu’nun Paris’i yapmak istiyen<br />
komünist lider Çavuşesku kentin<br />
bütün sokaklarını, kendi sarayına çıkacak<br />
şekilde planlatarak yaptırmış.<br />
Bükreş’te tüm yollar, saraya çıkıyor. Ancak<br />
saray şu anda parlamento ve müze<br />
olarak kullanılıyor. Piata Relovuiei yani<br />
İnkılâp Meydanı, Arcul de Triumf, Parcul<br />
Herastrau, Victoriei Street gezilmesi<br />
gereken yerler arasında. Fakat bizim<br />
zamanımız olmadığı için gezemedik.<br />
Arabamızı teslim edip, uçağımıza binerek<br />
evin yolunu tuttuk.
Game On<br />
Battlefield V...<br />
Battlefield V...<br />
Ali Erdem Ekşioğlu<br />
Takım Oyunu<br />
Battlefield'den alıştığımızın üstünde bir<br />
takım anlayışı ve önem kazanan kişisel<br />
roller.<br />
Gerçeküstü Grafikler<br />
Büyüleyici savaş sahneleri, birebir döneme<br />
uygun silah ve araçlar, gerçekçi ve çok<br />
katmanlı haritalar.
GameOn Youtube: http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
Savaş Hikayeleri<br />
Aceleci İlk Sürüm<br />
Farklı karakterlerin kahramanlık An itibariyle hataların oyun tecrübenizi<br />
öykülerine şahit olduğumuz kısa tek kirlettiği ve sizi oyunun atmosferinden çekip<br />
oyunculu hikayeler.<br />
çıkardığı bir Battlefield dünyası.
Gameon<br />
EA Dice’ın Battlefield serisinin İkinci<br />
Dünya Savaşı döneminde geçen yeni<br />
oyunu Battlefield 5 oyuncu ile buluştu.<br />
Oyun 6-8 saatlik bir hikâye ve 8 farklı<br />
çoklu oyuncu haritasından oluşuyor.<br />
EA Dice’tan alıştığımız şekilde harita<br />
tasarımları, grafikleri, dönem silahları<br />
ve araçlarının aynı şekilde tasarımları<br />
ve grafikleri çağdaş oyunlarını geride<br />
bırakacak bir kalitede uygulanmış.<br />
Bunun yanında silahların geri tepmesi,<br />
sesleri ve etkileri de benzer şekilde<br />
türdeşlerinden kendini ayırmayı<br />
başarıyor.<br />
Fakat bu üst düzey grafiklerin ve<br />
mekaniklerin kullanıma sunulmasında<br />
aceleci bir tavrın etkileri hissediliyor.<br />
Haritaların her moda uygun olmaması,<br />
bazı çoklu oyuncu modlarında<br />
savunan ya da saldıran tarafın bariz<br />
ve ezici avantajlara sahip olması<br />
anlamına geliyor bu da oyun kalitesini<br />
ve zevkini doğal olarak düşürüyor.<br />
Benzer bir etkiyi ister menüde<br />
isterse oyun içinde karşınıza çıkan<br />
hatalar yaratıyor. Aceleci oyunlarda<br />
gördüğümüz gibi Battlefield 5’de<br />
de önümüzdeki güncellemelerle bu<br />
hataların azalacağını söylemek çok<br />
cüretkâr bir tahmin olmaz ama şu an ki<br />
haliyle bu hatalar, özellikle arka arkaya<br />
karşınıza çıktığında, oyuncuda bir<br />
kültür şoku etkisi yaratıyor.<br />
50 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong><br />
Sizin için deneyimleyip<br />
montajladığımız<br />
review videosunu<br />
http://www.youtube.com/user/meaGameOn<br />
adresinden izleyebilirsiniz.<br />
Haritalardaki tasarım defolarını ve<br />
hatalarını aştığınız zaman karşınıza<br />
iyice törpülenmiş bir dinamik çıkıyor.<br />
Canınızın yenilenmemesi gibi küçük<br />
değişikliklerle takım arkadaşlarınıza<br />
artık daha muhtaçsınız ve bu da<br />
zorunlu bir takım oyunu hissi yaratıyor.<br />
Rollerin önemi bu gibi değişikliklerle<br />
arttığı gibi, rol gözetmeksiniz<br />
herkesin takım arkadaşlarını hayata<br />
geri döndürme becerisine sahip<br />
olması takımınızla hareket etmenizi<br />
ödüllendiriyor ve iletişim içindeki<br />
oyunculara avantaj sağlıyor.<br />
Tek oyunculu hikayesi daha önceki<br />
oyunlar kadar yüzeysel ve zayıf<br />
olmasa da kesinlikle oyunun güçlü bir<br />
yanı değil. Yaklaşık 2 saat süren üç<br />
farklı savaş hikayesinden oluşan tek<br />
oyunculu mod size farklı karakterlerin<br />
öykülerini anlatıyor. Çoğunlukla<br />
kişisel kahramanlıklar üzerine kurulu<br />
bu hikayeler bu denli büyük çaplı<br />
bir savaşta samimiyetsiz ve yersiz<br />
duruyor. Aynı zamanda Battlefield’ın<br />
mekaniksel olarak daha güçlü<br />
olduğu topyekûn savaştan oyuncuyu<br />
uzaklaştırmak da çok doğru bir tercih<br />
olmamış. Hikâyenin güçlü unsurları<br />
da genelde topyekûn savaş ortamına<br />
dönülen sayılı anlarda geliyor. Tüm<br />
FPS sever okurlarımıza öneririm.
Gameon<br />
Predator X27...<br />
Acer’ın, Predator X27, Türkiye’de satışa sunuldu. Etkileyici<br />
derecede net görüntüler, canlı renkler ve olağanüstü akıcı<br />
performansıyla oyun deneyimini geliştiren monitör, 27 inç ekran<br />
boyutu, 144 Hz yüksek yenileme hızı ve göz takip teknolojisinin<br />
yanı sıra 4K çözünürlükte NVIDIA G-SYNC HDR ile<br />
oyun deneyimini yeni bir seviyeye çıkarıyor. Predator X27,<br />
14.000 TL’den başlayan fiyatlarla oyun severlerle buluşuyor.<br />
Quantum Dot teknolojisinden yararlanan Predator X27, Adobe<br />
RGB renk alanının %99’unu destekleyerek daha parlak,<br />
daha doygun ve daha doğru bir renk gamıyla çok daha canlı<br />
görüntüler oluşturuyor. Belirli renklerde ışık yayan nano<br />
boyutunda çeşitli tür noktalarla kaplanan bir Quantum Dot<br />
filmine sahip yeni ekranlar, renk saflığını ve etkinliğini artırarak<br />
standart monitörlere göre çok daha geniş bir renk gamı<br />
sunabiliyor.<br />
Acer Predator X27, 4K (3840 x 2160) çözünürlük, 144 Hz<br />
yenileme hızı, 4 ms tepki süresi ve 1000 nit parlaklık seviyesi<br />
sayesinde inanılmaz derecede canlı ve hareket bulanıklığı<br />
olmayan görüntüler sunuyor. Acer HDR Ultra teknolojisinden<br />
yararlanan monitör, yalnızca gerektiğinde yanacak<br />
şekilde her biri ayrı ayrı kontrol edilen 384 adet alandaki<br />
gelişmiş yerel LED aydınlatma özelliğiyle yüksek dinamik<br />
menzil teknolojisinin izin verdiği en iyi kontrast kalitesini<br />
sağlıyor. Ürün yalnızca daha geniş ve daha doygun bir renk<br />
gamı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda geleneksel dinamik<br />
menzilli monitörlere göre çok daha yüksek parlaklık veriyor.<br />
GAMMIX S11 Pro SSD...<br />
ADATA Technology, oyuncular için ürettiği XPG GAMMIX<br />
S11 Pro PCIe Gen 3x4 M.2 2280 SSD modelini duyurdu.<br />
Yeni SSD modeli firmanın oyunculara mümkün olan en<br />
yüksek performansı verecek donanımlar üretme hedefine<br />
olan bağlılığını gösteriyor.<br />
Gelişmiş 3D NAND Flash yongalarla üretilen XPG GAM-<br />
MIX S11 Pro, yüksek kapasite, daha iyi verimlilik değerleri,<br />
daha yüksek güvenilirlik ve TBW değerleri sunuyor. Yüksek<br />
hızlı PCIe Gen 3x4 arayüzünü kullanan ve NVMe 1.3<br />
ile SLC önbellekleme teknolojileri ve DRAM tampon bellek<br />
gibi özellikleri sayesinde saniyede 3500MB’a kadar okuma<br />
ve 3000 MB’a kadar yazma hızları sunabiliyor. GAMMIX<br />
S11<br />
SSD’lerin gerçek performansında önemli bir gösterge olan<br />
rasgele okuma ve yazma becerisi bakımından da iddialı<br />
olan GAMMIX S11 Pro, 390K/380K IOPS’a kadar çıkabiliyor.<br />
Böylelikle kullanıcılar sistem açılışında, büyük boyutlu<br />
dosyaların transferinde ve oyunlarda yüksek hızlar ve kısa<br />
tepkime süreleri elde edebiliyor.<br />
GAMMIX S11 Pro performans kadar veri güvenliğine de<br />
önem veriyor. LDPC (Düşük Yoğunluklu Parite Kontrolü)<br />
hata düzeltme kodu teknolojisinden faydalanan ürün, geniş<br />
bir yelpazedeki veri hatalarını tespit ederek kullanıcıların veri<br />
kaybı yaşamasını önlüyor. Ayrıca Uçtan Uca Veri Koruması<br />
ve RAID desteği de olan SSD, verilere izinsiz ulaşımı engellemenin<br />
yanında veri aktarımının istikrarlı biçimde sürdürülmesini<br />
de sağlıyor.<br />
Üç farklı kapasite seçeneğiyle gelen GAMMIX S11 Pro<br />
SSD’nin yakın zamanda 256GB için 439TL, 512GB için<br />
769TL ve 1TB’lık model için 1479TL fiyat etiketiyle raflarda<br />
yer alması bekleniyor. Ürünle ilgili ayrıntılı bilgi için xpg.com/<br />
tr/feature/596 adresini ziyaret edin.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 51
Kültür - Sanat<br />
Türk Resminden Seçkiler...<br />
Caddebostan Kültür Merkezi 36 sanatçının eserlerinin yer<br />
aldığı “Klasikten Çağdaşa Türk Resminden Seçkiler” adlı<br />
karma sergiye ev sahipliği yapıyor.<br />
Türk resim sanatı tarihinden bir seçki niteliği taşıyan sergi,<br />
Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne geçişle beraber<br />
Çağdaş Türk Resim Sanatı’nın öncüleri olan ve Türk<br />
Sanatı’na katkılar sağlayan sanatçıların eserlerini içeriyor.<br />
Sergide Nadide Akdeniz, Erol Akyavaş, M. Sadık Altınok,<br />
Fethi Arda, Maide Arel, Ruhi Bey (Arel), Aydın Ayan, Cafer<br />
Bater, Bedri Baykam, H. Vecih Bereketoğlu, Şefik Bursalı,<br />
İlhan Berk, Nurullah Berk, Sabri Berkel, Cihat Burak, Şefik<br />
Bursalı, Gül Derman, Abidin Dino, Feyhaman Duran,<br />
Devrim Erbil, Turan Erol, Leyla Gamsız, Hamit Görele,<br />
Mehmet Güleryüz, Mürşide İçmeli, Ergin İnan, Zeki Faik<br />
İzer, Ercüment Kalmık, Oya Zaim Katoğlu, Mustafa Pilevneli,<br />
İbrahim Safi, Süleyman Saim Tekcan, Berna Türemen,<br />
Burhan Uygur, Eşref Üren, Turgut Zaim’in eserleri<br />
yer alıyor. “Klasikten Çağdaşa Türk Resminden Seçkiler”<br />
karma sergi 26 Ocak’a kadar Kadıköy Belediyesi Caddebostan<br />
Kültür Merkezi Sanat Galerisi’nde görülebilir.<br />
Müzikte Romantik<br />
Dönem Bestecileri...<br />
Klasisizmin her bakımdan<br />
kuralcılığına<br />
başkaldıran<br />
Romantik Dönemin müzik<br />
duayenleri, Serhan Bali’nin<br />
“Müzikte Romantik Dönem<br />
Bestecileri”nde anlatılıyor.<br />
VakıfBank Kültür Yayınları<br />
aracılığıyla okurla buluşan<br />
kitapta, 19. yüzyıl müziği incelenirken Paganini’den<br />
Donizetti’ye, Brahms’tan Chopin ve Schubert’e kadar<br />
73 bestecinin sıradışı yaşamı ve eserleri yer alıyor.<br />
VakıfBank Kültür Yayınları tarafından yayımlanan, Serhan<br />
Bali’nin kaleme aldığı “Müzikte Romantik Dönem<br />
Bestecileri”, konu ettiği dönemi klasik müzik duayenleri<br />
üzerinden ele alıyor. Tam 73 bestecinin hayatı,<br />
yaşamının kırılma noktaları ve çalışmalarının aktarıldığı<br />
kitap, “19. yüzyıl müziği” olarak da geçen dönemin<br />
icracılarının sanatını gözler önüne seriyor.<br />
Alakent Kilisesi...<br />
Koç Üniversitesi Stavros Niarchos<br />
Vakfı Geç Antik Çağ ve<br />
Bizans Araştırmaları Merkezi’nin<br />
(GABAM) ilk kitabı, “Alakent<br />
Kilisesi: Myra’da Bir Bizans<br />
Yapısı (12. – 13. Yüzyıllar)”<br />
Türkçe ve İngilizce iki ayrı cilt<br />
olarak yayımlandı.<br />
“Alakent Kilisesi: Myra’da Bir Bizans<br />
Yapısı (12. – 13. Yüzyıllar)”<br />
başlıklı kitap, 2010-2013 yılları arasında Antalya’nın<br />
Demre İlçesi’nde bulunan Myra Antik Kenti’nin Roma<br />
dönemi tiyatrosuna 250 metre uzaklıkta bulunan bir<br />
orta Bizans dönemi kilisesinin kazısından restorasyonuna<br />
kadar olan tüm aşamalarını ele alıyor. GABAM<br />
Direktörü Engin Akyürek’in editörlüğünü yaptığı kitap,<br />
Koç Üniversitesi Yayınları ve Yapı Kredi Yayınları’nın<br />
satış noktalarından ve Pandora Kitapevi’nde satışa<br />
sunulacak.<br />
52 / <strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong>
Kültür - Sanat<br />
Olağanüstü Makineleri Sergisi...<br />
Zamanı aşan fikirleri, bakış açısı ve felsefesiyle modern<br />
mekaniğin babası kabul edilen; Artuklu Sarayı’nın<br />
26 yıl başmühendisliğini yapan, Anadolu’nun en büyük<br />
mucidi Cezeri’nin olağanüstü makineleri, 15 yıllık titiz<br />
bir çalışmayla 800 yıl aradan sonra yeniden canlanıyor!<br />
Orta Çağ’ın en büyük dâhisi kabul edilen Cezeri’nin, 15<br />
Şubat’ta UNIQ Expo’da ziyaretçilerin karşısına çıkacak<br />
makineleriyle geçmiş, bugün ve gelecek arasında sıra<br />
dışı bir yolculuğa hazır olun.<br />
Dünyanın ilk insansı robotları, şifresi Enigma’dan bile<br />
güçlü kilitler, bugün hâlâ kullandığımız 4 zamanlı dişli<br />
mekanizmalar, zamanı hassas şekilde ölçen saatler ve<br />
krank mili.Mühendisliği sanatla, bilimi hayatla buluşturan<br />
Cezeri’den öğreneceğimiz pek çok şey var.<br />
Merkezine Cezeri’yi yerleştirerek mekanik tarihinin<br />
görkemli hikayesini ilham verici bir şekilde sunacak<br />
“Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri Sergisi”, 15 Şubat’ta<br />
UNIQ Expo’da kapılarını açıyor. 15 yıl boyunca üzerinde<br />
büyük bir titizlikle çalışılan Cezeri’nin kendi kitabı Kitab-ül<br />
Hiyel’indeki tarife uygun ve çalışır vaziyette üretilen makinalarını<br />
karşımıza çıkaracak sergi, adeta bir bilim tarihi<br />
arkeolojisi sayılabilecek yapısıyla dünyada bir ilk olma<br />
özelliğini taşıyor. 1500 m2’lik alanda, içerisinde boyutları 4<br />
metreyi bulan dev makinelerle birlikte 66 farklı alete, makineye<br />
ve çeşitli düzeneklere yer veren sergi, 7’den 77’ye<br />
herkese ilham kaynağı olmaya hazır.<br />
“Bavul” 6 Ocak’ta İstanbul’da…<br />
Senaryosunu Sam Bobrick’in yazdığı usta yönetmen Levent<br />
Tülek’in oturduğu “Bavul”, Zeytinburnu Belediyesi<br />
Külür Sanat Merkezi’nda sahneleniyor.<br />
6 Ocak Pazar akşamı sahnelenecek olan oyunun oyuncu<br />
kadrosunda sahnelerin usta isimlerinden Bekir Aksoy, Çiçek<br />
Dilligil, Yasemin Hadivent ve Mert Asutay’ın yer alıyor.<br />
“Bavul” tiyatro oyunu, son derece zıt iki insanın çılgın, delice<br />
ve kahkaha dolu karşılaşmalarını konu alıyor.<br />
Çaresiz ve huysuz bir adamın bavulunun havaalanında<br />
yalnız ve meraklı bir kadının bavulu ile karışması ile başlayan<br />
hikaye tuhaf ve komik olayların birbirini kovalamaya<br />
başlamasıyla devam ediyor.<br />
Yapımcılığını Karart Kültür Sanat tarafından Osman<br />
Genç’in üstlendiği “Bavul” insan ilişkilerini, aşkları, sevgileri,<br />
yalnızlıkları doğru insan-yanlış insan tartışmasını ve<br />
günümüz insanının mutluluktan ne anladığını esprili ve<br />
renkli bir biçimde anlatan çılgın, delidolu bir oyun.<br />
<strong>marketing</strong> <strong>europe</strong> & <strong>anatolia</strong> / 53