06.12.2019 Views

marketing europe & anatolia Sayı: 091

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

marketing europe & anatolia

Tarih: Aralık 2019 Sayı: 91

retorik

Hepimiz iki

yüzlüyüz.

kelebeğin fırtınası

Dijital medyanın

yükselişi

Yeni Yılınız

Kutlu olsun...



İçindekiler

Sayı: 91 Tarih: Aralık 2019

İmtiyaz Sahibi

Eksantrik Film Prodüksiyon

P.K.: 112 34725 Fenerbahçe - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni ve

Sorumlu Yazı İşler Müdürü

Elvin Ekşioğlu

e-mail: elvineksioglu@gmail.com

Haber ve Fotoğraflar

Agency Europe & Anatolia

http://aea.eksantrik.com

aeanews@gmail.com

Katkıda Bulunanlar

Nurgül Eryıldır Günay

Ali Erdem Ekşioğlu

Seval Duban

Kübra Nebioğlu

Yusuf Yener Günay

Danışman

Abdullah Ekşioğlu

İlan Rezervasyon

Ayşe Yılmaz

Yayın Türü

Süreli Yayın

marketing

europe & anatolia

Yönetim Yeri

Agency Europe & Anatolia

e-mail: meadergi@gmail.com

marketing europe & anatolia

Agency Europe & Anatolia tarafından

Süreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film

Prodüksiyon’a aittir. Tamamı ya da bir

bölümü yayıncısının izni olmaksızın

çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.

Tüm ilanların sorumluluğu firmalara,

makalelerdeki görüşler ve hukuki

sorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecinde

hiçbir ağaç zarar görmemiştir.

http://www.meadergi.com

mobil: http://m.meadergi.com

http://www.facebook.com/meadergi

instagram: meadergi

https://twitter.com/meadergi

Kısa Kısa 04 - 07

Teknoloji 10 - 11

retorik 13

Medya Dünyası 14 - 15

Röportaj 16 - 18

kelebeğin fırtanası 21

Reklam dünyası 22 - 23

Kampanyalar 25 - 33

Gezi 34 - 41

Game On 42 - 43

Bir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

Kültür Sanat 44 - 45

marketing europe & anatolia / 1



Köşe

Elvin Ekşioğlu / elvin@eksantrik.com

( editörden

)

Yeni Yılınız Kutlu Olsun...

Merhaba,

Bu ay gündem çok dolu, siz reklamcı, iletişimci, sosyal medyacı tüm marketing

çalışanları bu ay konferansları kaçırmamak için koşturacaksınız :)

Eeee tabi ben ve arkadaşlarım, sizinle beraber, gideyemeyen arkadaşlarımız için

en son gelişmeleri takip edip yazacağız.

Yine yoğun bir ay ve gündemi geride bıraktık. Artık yeni yıl heyecanını yavaş

yavaş yaşamaya başladık. Ben şimdiden yeni yılın hepimize sağlık, mutluluk, bol

kazanç ve başarılar getirmesini diliyorum.

marketing europe & anatolia'nın yeni sayısını yine titiz bir çalışmayla hazırladık.

Yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana her fırsatta dile getirdiğimiz,

hiçbir cemaate hizmet etmeyen, aldığı ilan kadar basılmayan, paylaştıkça

çoğalan, tam bağımsız, tarafsız sadece ve sadece doğru bildiğini yazan bir dergi

olma sözümüzün sadece sözde olmadığını çıkardığımız her sayımızda siz değerli

okuyucularımıza ispat ettiğimizi düşünüyorum.

Yeni yıl medya planlarınıza bizim dergimizi de dahil edip, temsilcisi olduğunuz

müşterilerinizin ilanlarıyla bizi bu yürüyüşümüzde desteklemenizi, dergimizi bizim

dergimiz olarak değil kendi derginiz olarak paylaşmanızı, yaygınlaştırmanızı

diliyorum.

Dergimiz yine dopdolu. Haber sayfalarımız, teknoloji sayfalarımız, kampanya

sayfalarımız yine büyük bir özenle hazırlandı. Ali Erdem Ekşioğlu Gameon

sayfalarımızı hazırladı. Gezi yazarımız Seval Duban Kızıldeniz dalış gezisini sizin

için yazdı. Yazarlarımız Abdullah Ekşioğlu, Nurgül Günay Eryıldır yazılarıyla yine

bizlere yeni pencereler açtılar. Bizim için her ay olduğu gibi bu ay da koşuşturma

ve dergimizi tarafsız bir bakış açısıyla hazırlama telaşıyla geçti.

Herkese iyi yıllar diliyorum :)

Sevgiler

marketing europe & anatolia / 3


Kısa Kısa

Perakende Günleri 2019...

Bu sene yenilik ve uzmanlıklara odaklanan Perakende

Günleri 2019, kendi rekorunu kırarak 49 oturumda 68

konuşmacıyı ağırladı.Perakende sektörünün en verimli

buluşma platformu olarak tüm sektörü bir araya getiren

Perakende Günleri, bu yıl yeni yeri Haliç Kongre

Merkezi’nde 4-5 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleşti.

Perakende Günleri 2019’un bu seneki yeniliklerinden biri

de ‘Uzmanlık Sahneleri’ oldu.

‘Perakende Güneşi Ödülleri’ kategoriler halinde iki gün

süren etkinlik boyunca sahiplerine takdim edildi.

Perakende Güneşi Ödülleri 2019’un kategorileri arasında

‘ATÜ Perakendeye Katkı Özel Ödülü’, ‘En Başarılı Profesyonel

Yönetici Ödülü’, ‘En Başarılı İnsan Kaynakları

Uygulaması Ödülü’, ‘Onur Ödülü’ olmak üzere 5 ayrı kategoride

veriliyor.

Perakende Güneşi 2019 Ödülü’ne hak kazananlar;

* Yaşam Boyu Onur Ödülü

Beyti Güler – Beyti Kurucusu

* En Başarılı Profesyonel Yönetici Ödülü

Didem Aydın

Zorlu Gayrimenkul Genel Müdürü

Mete Yurddaş

Watsons Türkiye Genel Müdürü

*ATÜ Perakendeye Katkı Özel Ödülü

Gizia Gate

* En Başarılı Müşteri Deneyimi

Tadında Anadolu

* En Başarılı İnsan Kaynakları Uygulaması Ödülü (Poldy

Sponsorluğunda)

Tab Gıda

Sürdürülebilir Gelecek...

Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörünün lider

şirketi Anadolu Hayat Emeklilik, sürdürülebilirlik politikası

kapsamında önceki yıllarda olduğu gibi operasyonel faaliyetleri

sonucunda oluşan karbon ayak izini, sürdürülebilir

enerji kaynaklarına yaptığı katkıyla sıfırlayarak karbon

nötr oldu.

Tüm faaliyetlerinde ekonomik, sosyal ve çevresel değer

yaratmayı gözeten Anadolu Hayat Emeklilik, çevre dostu

enerji kaynaklarına destek vermeyi sürdürüyor. Gelecek

kuşaklara daha yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için

sürdürülebilir enerji kaynaklarına yaptığı katkıyla bu sene

de operasyonel faaliyetleri sonucunda oluşan karbon ayak

izini sıfırladı.

Düşük karbonlu ekonomiye geçiş konusunda herkese

büyük görevler düştüğünü dile getiren Anadolu Hayat

Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, “Ülke ekonomisine

ve toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmak amacıyla tüm

iş süreçlerinde sürdürülebilirliği temel aldıklarının altını

çizdi. “Sürdürülebilir Gelecek” için hem ürünlerimiz hem

de sosyal sorumluluk projelerimizle sektörün öncülerinden

biri olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

4 / marketing europe & anatolia


Kısa Kısa

Kız Kardeşim projesi 2020...

törü Prof. Dr. Mehmet Karaca ve Habitat Derneği Başkanı

Sezai Hazır tarafından ödül verildi. Program kapsamında

Türkiye genelinden 29 ilden restoran sahibi olan ve yerel

lezzetler üzerine çalışan 114 girişimci kadının başvuruları

değerlendirildi.

Coca-Cola Türkiye, TOBB, Habitat Derneği ve İTÜ işbirliği

ile hayata geçen Kız Kardeşim Projesi sağladığı eğitimler

ile kadınları girişimciliğe hazırlamaya devam ediyor.

Bugüne kadar 20 bin kadına destek olan Kız Kardeşim

Projesinde 2020 yılında 10 bin kadına ulaşılması

hedefleniyor. 2020 eğitim programına sıfır atık felsefesi,

denizlerin önemi ve korunması, denizlerin nasıl kirlendiği

Kız Kardeşim Projesi kapsamında yerel lezzetler üzerine

ve atıkların ayrıştırılması konuları da ekleniyor.

çalışan girişimci kadınların desteklenmesi amacıyla hayata

geçirilen Yerel Lezzet Girişimciliği Destek Programı

Program kapsamında restoran sahibi olan 29 ilden 114

girişimci kadının başvuruları değerlendirildi. 29 ilde

kazananları düzenlenen toplantı ile tanıtıldı. Toplantıda

yapılan ön değerlendirmeler sonucunda işletmesinde en

belirlenen kriterlere göre iş geliştirme hibesi almaya hak

fazla 5 kişiyi istihdam eden ve işini büyütmeyi hedefleyen

27 girişimci işletme sahibi kadın, İstanbul’da üç gün

kazanan 11 girişimci kadına Türkiye Odalar ve Borsalar

Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Coca-Cola

süren Yerel Lezzet Kampı’na davet edilerek hızlandırıcı

Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölgesi Başkanı Evguenia

Stoichkova, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ)

eğitimlere katıldı

Rek-

Geri Dönüşüm Seferberliği...

PAGEV, plastik sektöründe ezberleri bozacak bir

kampanyayı hayata geçiriyor. “Plastiğin doğada yeri yok,

hayatımızda yeri çok” sloganıyla kamuoyunu geri dönüşüm

konusunda bilinçlendirecek kampanya, PAGEV’in bu yıl

14.’sünü, “İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Perspektifinden

Geri Dönüşüm” ana teması ile organize ettiği Türk Plastik

Endüstri Kongresi’nin açılışında tanıtıldı. PAGEV yan

kuruluşu PAGÇEV ile 6 yılda 1 milyon 36 bin ton ambalaj

atığını geri dönüştürerek Türkiye ekonomisine 2 milyar

882 milyon TL’lik katkı sağladı.

PAGEV’in plastiklerin hayatımızdaki yerine vurgu yapan

ve bilinçli tüketim ile geri dönüşüm konusunda kamuoyunu

bilinçlendirmeye yönelik kampanyası “Plastiğin doğada

yeri yok, hayatımızda yeri çok” sloganıyla yürütülecek.

PAGEV bu kampanyayla 7’den 70’e herkesi geri dönüşüm

zincirinin bir parçası olmaya davet ediyor.

PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu “Toplum olarak amacımızın

sıfır atık olması ve dönüştürülebilen her malzemenin yine

doğaya en az yükü oluşturacak biçimde dönüştürülebilmesini

yüreklendirmek gerekirken bugün tüm çevresel sorunları

neredeyse sadece plastiğe bağlamış bir gündemle karşı

karşıyayız. Oysa plastik geçtiğimiz yüzyıla kadar medeniyetin,

insani ve teknolojik kazanımların ulaşamadığı yerlere

ve sınıflara bu imkânları götürmüş, kolektif zenginliğin

demokratikleşmesini sağlamış mucize bir malzeme. Bunu

unutuyoruz. Sağlık ve güvenlik teknolojilerindeki yeri doldurulamaz

kullanımını, temiz suyu taşıma oranını, günlük

hayatımızdaki yerini, kolay dönüştürülebilir oluşunu unutup

denizde yüzen şişe ve torbaları anımsıyoruz sadece.

Ama o torbalar ve şişeler kendi kendine mi oralara gitti?

Bunu da belki yeterince düşünmüyoruz. İşte biz bunları

düşündürmeyi, plastiği olması gereken yere oturtmayı

ve dönüştürmeyi insanların aklına sokmayı hedefliyoruz.

Çünkü evet plastiğin doğada yeri yok ama hayatımızda

yeri, işi çok! Dönüştürelim.”

marketing europe & anatolia / 5


Kısa Kısa

19. Altın Pusula Heyecanı Başladı...

Türkiye Halkla İlişkiler Derneği - TÜHİD tarafından bu

sene 19.’su gerçekleştirilecek “Altın Pusula Türkiye Halkla

İlişkiler Ödülleri”ne başvurular başlıyor. Yarışmaya

projeleriyle katılmak isteyen kuruluşlar, www.altinpusula.

org sitesinden başvurularını yapabilecek. Aynı zamanda

proje dosyalarını online olarak sisteme yükleyebilecekler.

TÜHİD Yönetim Kurulu Başkanı Gonca Karakaş, bu yıl

19.’su gerçekleştirilecek Türkiye Halkla İlişkiler Ödülleri’ne

ilişkin şöyle konuştu: “Altın Pusula TÜHİD tarafından sektöre

kazandırılan, iş dünyası, kamu sektörü ve üniversitelerin

de yakından takip ettiği, sürdürülebilirliğini kanıtlamış,

etik değerlere önem veren kapsayıcı bir programdır. Her

yıl sektörümüzün ulusal ve uluslararası gelişmelerine

göre güncellenen bir platforma sahibiz. Birleşmiş Milletler

Kalkınma Programı-UNDP işbirliğiyle, Altın Pusula’ya

katılan tüm projeler arasından, topluma, çevreye, ekonomiye

değer katan bir projeye de bu yıl dokuzuncu kez

UNDP Özel Ödülü’nü takdim edeceğiz. Altın Pusula’nın

19.’sunu düzenliyor olmaktan onur duyuyor ve tüm iletişim

projelerini yarışmamıza davet ediyoruz.”

19. Altın Pusula’ da büyük ödül, jüri özel ödülü ve kategori

ödüllerinin yanı sıra ‘Betûl Mardin Geleceği Şekillendiren

Liderler Ödülü’ ve ‘Alâeddin Asna Kurumsal Sorumlulukta

Tutarlılık ve Süreklilik Ödülü’ bu yıl beşinci kez sahiplerini

bulacak. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı – UNDP

işbirliğiyle verilen ‘UNDP Özel Ödülü’ de bu yıl dokuzuncu

defa “sürdürülebilir kalkınmayı” içeren projelerden birine

takdim edilecek. Ayrıca, TÜHİD – KAGİDER işbirliğiyle

verilen ‘TÜHİD - KAGİDER 1e1 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Ödülü’ de bu yıl dördüncü kez takdim edilecek.

Atama...

Henkel, şirketin mevcut

CEO’su Hans Van

Bylen’ın kişisel sebeplerden

ötürü CEO

görevini yürütmeyeceğini

açıkladı. Bylen, yaklaşık

35 yıldır şirket içinde

önemli görevlerde bulundu,

bunun yaklaşık

15 yılında Yönetim Kurulu’nda yer aldı ve geride

bıraktığımız 4 yıl boyunca CEO görevini sürdürdü. Hans

Van Bylen, CEO pozisyonunu 1 Ocak 2020’den itibaren

geçerli olacak şekilde Carsten Knobel’a devredecek.

Henkel’e 1995 yılında katılmış olan Carsten Knobel,

2012 yılından bu yana Yönetim Kurulu’nda yer alıyor,

ayrıca Finans, Satın alma ve Entegre İş Çözümleri

alanlarında liderlik gerçekleştiriyor. CFO pozisyonunu

kendisinden devralacak kişi ise ilerleyen zamanlarda

belirlenecek.

Atama...

Microsoft Türkiye’de Çözüm Grubundan

Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı

görevine atanan Cem Kubilay 1976 doğumlu.

İlkokulu Ankara ve Trabzon’da,

ortaokul ve liseyi Edirne Anadolu

Lisesi’nde okuyan Kubilay, Trakya Üniversitesi

İşletme bölümünü bitirdikten

sonra, üniversite yıllarında yarı zamanlı olarak çalışmaya başladığı

Migros Türk TAŞ’de bilgi işlem departmanında profesyonel

iş yaşamına giriş yaptı.

Migros Türk’teki 8 yıllık dönemden sonra, Teradata’ya danışman

olarak geçiş yapan Cem Kubilay, ulusal ve uluslararası

birçok projede aktif görev aldığı altı yılın ardından Profesyonel

Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Kubilay,

2012 yılında Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ne Büyük Veri Ürün

Ailesi Satış Sorumlusu olarak Microsoft’a geçiş yaptı. Microsoft

içerisinde Orta Doğu ve Afrika, Orta ve Doğu Avrupa bölgelerinde

çalışan Cem Kubilay, Microsoft Türkiye’de Çözüm

Grubu Teknik Grup Müdürü olarak çalışmalarına devam etti.

1,5 yılın ardından Microsoft Türkiye Çözüm Grubundan Sorumlu

Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna atanan Cem

Kubilay, evli ve 2 çocuk babası.

6 / marketing europe & anatolia


Kısa Kısa

Pritt, Çocuklar İçin Üretiyoruz...

“Çocuklar İçin Üretiyoruz” projesi kapsamında şimdi 50

TOÇEV’li çocuğun bir yıllık eğitimine destek sağlıyor.

Eğitim, geleceğin aydınlık nesillerinin yetiştirilmesi

açısından büyük önem taşıyor. Bugün birçok çocuğumuz

da eğitim imkanlarından yararlanarak ülkemizin

geleceğinde pay sahibi olmak için istek duyuyor. Çocukları

desteklemeyi ve onların hayalini kurdukları her şeyi ifade

edebilmelerine yardımcı olmayı, var olduğu 1969’dan bu

yana misyonunun ayrılmaz bir parçası olarak kabul eden

Pritt markası da 50. yılını kutlarken bu anlayışını bir kez

daha ortaya koyuyor. Çocukların en sevdiği markalar

arasında gelen Pritt, 50. yıl kutlamaları kapsamında, kalplerinde

eğitim ışığı taşıyan çocuklara eğitim olanakları

sunan TOÇEV ile birlikte hareket ediyor. Güçlü marka,

gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk çalışması ile 1 yıl

boyunca 50 TOÇEV’li çocuğun eğitimine destek verecek.

TOÇEV, Türkiye’nin çeşitli illerinde maddi yetersizlik

nedeniyle okuyamayan çocuklara bütün eğitim hayatları

Pritt, 50. yılını çok özel bir sosyal sorumluluk projesi ile boyunca maddi manevi destek veriyor ve çocukların temel

kutluyor. Henkel’in lider markası, 50. yılı için başlattığı ihtiyaçlarını karşılıyor.

İşbirliği...

Portföyünde Pull & Bear,

Oysho, Starbucks Coffee,

İşbir Yatak ve Stone

Group gibi ulusal ve uluslararası

arenada büyük

markalara hizmet veren Target Digital, yeni dönemde

markalarının arasına dünya markası olan Bisse’yi de

ekledi.

Target Digital vizyonu, markaların desktop ve mobil cihazlardan

en fazla değerielde etmelerini sağlayarak

kullanıcıların yaşamlarını iyileştirmektir. Target Digital’in

reklam platformu sayesinde markalar, dünya çapında

kullanıcılarıdoğru hedefleyerek amaçladıkları noktaya

hızlıca ulaşabilmektedirler. Ajansolarak Digital Reklam,

Programatik, Sosyal Medya Yönetimi ve Reklamları,

Google Adwords Reklamları, Influencer Pazarlama,

Web & Yazılım, Kreative Çalışmalar gibi alanlarda markalara

hizmet vermekteler.

İşbirliği...

Med Partners

Reklam ve Halkla

İlişkiler, kendinden

yapışkanlı ürün

ve çözümlerde

dünya lideri marka

tesa Bant’ın halkla

ilişkiler çalışmalarındaki çözüm ortağı oldu.

Portföyünde birçok ulusal ve uluslararası marka bulunan

Med Partners Reklam ve Halkla İlişkiler Ajansı, tesa Bant

ile anlaşma sağladı. Ajans, bundan böyle tesa’nın Türkiye

genelinde halkla ilişkiler alanında gerçekleştireceği

tüm çalışmalarında firmaya yardımcı olacak. Carl Paul

Beiersdorf tarafından 1882 yılında Hamburg’da kurulan

Beiersdorf Grup markalarından tesa Bant, global olarak

faaliyet gösteriyor.

marketing europe & anatolia / 7




Teknoloji

Philips OLED + 934...

Philips TV, önde gelen Uluslararası Elektronik Fuarı (IFA)’da

yeni koleksiyonunu tanıttı. İngiliz müzik markası Bowers &

Wilkins’in Philips TV’yle devam eden işbirliği kapsamında

üretilen, en iyi görüntü kalitesinin Dolby Atmos ses sistemiyle

birleştirildiği iki yeni amiral gemisi model (OLED+) Berlin’de

gerçekleşen IFA Fuarı’nda tanıtıldı.

Philips TV, efsanevi İngiliz müzik şirketi Bowers & Wilkins

işbirliğinde ürettiği yeni premium modellerle (Philips OLED

+ 934 ve 2019 yılı EISA En İyi Ev Sinema Sistemi Ödüllü

OLED + 984) sınırları bir kez daha zorluyor.

TV’lerde bulunan son model OLED panelleri ve 3. nesil P5

görüntü işleme pakedi sayesinde görüntü kalitesi performans

çıtası yükseliyor. İzleyiciler daha net ve canlı renkler,

doğal cilt tonları ve renk kontrastlarına sahip görüntüler

izleyebilmesinin yanında; tasarımlarda kullanılan Kvadrat

kumaş, cam ve metal sayesinde Avrupa tasarımı en yüksek

seviyeye çıkıyor.

Bowers&Wilkins tasarım ilkesi kapsamında markanın tüm

ürünlerinde bulunan fiziksel olarak birbirinden ayrışmış ancak

akustik olarak sesi optimize eden çoklu sürücülü hoparlör

sistemleri de TV’lerde bulunuyor.

OLED+934 modelinde bulunan hoparlör üzerine monte

edilmiş olan Dolby Atmos yukarı doğru yükseltici ünitesi

Philips’in bu sistemi kullandığı ilk TV olmasının yanında

ayrıca iki modelde de Dolby Atmos şifre çözücü bulunuyor.

Honor 9X...

HONOR 9X, ülkemizde ‘Benimizim’ temalı Special Edition

kutularla satışa sunuldu. Erken davranan kullanıcıları

bekleyen özel kutularda HONOR BAND 5 akıllı bileklik hediyesi

çıkacak.

HUAWEI Technologies çatısı altında gençlere yönelik

teknolojik ürünleriyle değer yaratan HONOR merakla beklenen

HONOR 9X modelini bugün itibarıyla Vodafone Online

Mağaza, Vodafone Yanımda uygulaması, Vatan Bilgisayar,

Hepsiburada, Trendyol ve N11 üzerinden 2699 TL fiyat etiketiyle

satışa sundu. Ürün çok yakında Turkcell, Türk Telekom

ve A101’de de yerini alacak.

4 farklı personayı ifade eden özel tasarım kutularda özel

hediyelerle.

Gençlerin farklı yaşam biçimlerini ve tarzlarını yansıtan, her

biri farklı tasarıma sahip dört özel sürüm kutuda HONOR

9X’i ilk satın alan kısıtlı sayıda kullanıcıyı, akıllı telefonun

yanı sıra HONOR Band 5 akıllı bileklik ve kutunun temasına

uygun bir pin hediyesi bekliyor.

10 / marketing europe & anatolia


Teknoloji

Canon EOS Ra...

Canon, evrenin derinliklerini keşfetmek isteyen fotoğraf

meraklılarını full frame astrofotografi makinesi EOS Ra ile

tanıştırıyor. Gecenin karanlığında gökyüzünün gizli renklerini

ortaya çıkarmak isteyenlerin net kareler yakalamalarını

sağlayan EOS Ra, hafif ve kompakt olmasıyla da farkını ortaya

koyuyor.

Takımyıldızları artık çok yakınınızda

Bilgisayar bağlantısına ve harici güce ihtiyacı olmayan EOS

Ra, uzay fotoğrafçılığı tutkunlarına olağanüstü kalitede

görüntü yakalama imkanı tanıyor. Uzun süre yıldızları ve

gökyüzünü fotoğraflamayı sevenler için ideal olan EOS Ra,

ergonomik yapısıyla fotoğrafçıların kontrolünü maksimum

düzeye taşıyor. Değişken açılı dokunmatik ekranı, 30 kata

kadar büyüterek odak kontrolü yapma avantajıyla EOS Ra,

her türlü pozisyonda rahatlıkla kullanılıyor. Aynı zamanda

elektronik vizör donanımı sayesinde karanlıkta net karelerin

elde edilmesine olanak tanıyor. EOS Ra, 4K video ve 4K zaman

aşımlı çekim becerileri sayesinde 4K video işlevine sahip

olan ilk astro fotoğraf makinesi oluyor.

Gökyüzünün muhteşem rengini keşfedin EOS R fotoğraf

makinesiyle aynı özelliklere sahip EOS Ra modelinin hızlı

ve -6EVi gibi düşük ışık seviyelerinde odaklanma becerisi

bulunuyor. Yaklaşık 30,3 milyon etkin pikselliii 35 mm full

frame CMOS sensörü ve DIGIC 8 görüntü işlemcisine sahip

astrofotoğrafi makinesi EOS Ra, yeni kızıl ötesi bloklama

filtresiyle (IR filtresi) fazla hidrojen alfa ışığını ileterek

gökyüzünün kendine özgü kırmızı rengini net ve berrak

yakalayabiliyor.

Dünyanın ötesinde optik mükemmellik

Aynasız tasarımı ve full frame sensörüyle EOS Ra, mekanik

ayna sisteminin kullanılmaması sayesinde titreşimleri en aza

indiriyor ve net görüntüler elde edilmesini sağlıyor.

ADATA RGB SSD...

ADATA Technology, Mayıs ayında duyurusunu yaptığı XPG

SPECTRIX S40G RGB SSD modelini ülkemizde satışa sundu.

Marka, saniyede 3500MB’a kadar okuma ve 3000MB’a

kadar yazma hızı sunabilen S40G’nin yüksek performansı,

RGB aydınlatması ve avantajlı fiyatıyla oyuncuların

beğenisini kazanmayı hedefliyor.

SPECTRIX S40G oyunculara mümkün olan en yüksek veri

aktarım hızlarını sunarak, daha kısa yükleme süreleriyle

oyun deneyimini geliştirmeyi hedefliyor. NVMe protokolünü

destekleyen ürün, PCIe Gen3x4 arabiriminin potansiyelini

sonuna kadar kullanarak saniyede 3500MB’a varan okuma

hızlarına ulaşabiliyor. S40G’nin yazma hızı ise modelin

kapasitesine göre 1200MB/s ila 3000MB/s arasında

değişiyor.

Sıkı kontrollerden geçen 3D NAND Flash yongalarla üretilen

XPG S40G, 2 milyon saat hatalar arası ortalama süre

değerine sahip. Ayrıca ürün sahip olduğu LDPC (Düşük

Yoğunluklu Eşlik Kontrolü) hata düzeltme kodu teknolojisi

sayesinde geniş bir aralıktaki muhtemel hataları saptayıp

düzeltebiliyor. Bu sayede ürün kullanıcılarına hem sorunsuz

veri transferi hem de uzun kullanım ömrü sunuyor.

SPECTRIX S40G’nin 256GB’lık modelini 326TL’den,

512GB’lık modelini 506TL’den başlayan fiyatlarla önde gelen

çevrimiçi mağazalardan satın almak mümkün. Ürünün

1TB kapasiteli modeline ise 999TL’den başlayan fiyatlarla

sahip olunabiliyor.

marketing europe & anatolia / 11



Köşe

Abdullah Ekşioğlu / eksioglu70@gmail.com

(retorik

)

Hepimiz iki yüzlüyüz.

Her konuda iki yüzlü ve çifte standartlıyız. Demokrasi

anlayışımız kendi özgürlük ihtiyaçlarımızla sınırlı.

Ahlak anlayışımız sevmediğimiz insanları eleştirmekten

ibaret ve namus anlayışımız başkasının bacak arasına

mahsus. Şeriatı din, dini şekil, şekli farz zanneden

bir avuç putperestin “aydınlattığı” ilahi dünyamız ile

bilimsel temelden yoksun akıl yürütmelerimiz arasında

oluşan çelişkilerin girdabında zayıf ahlaki değerlerimizi

gizleme çabasıyla dillendirdiğimiz yüksek volümlü

serzenişlerimizin hedefleri hep ötekiler olmaya mahkûm.

Örneğin kendisini laik ya da sol tandanslı diye adlandıran

biri için, kendini din adamı diye etiketlemiş birinin, bir

devlet ya da vakıf görevlisinin vesaire reşit olmayan birine

yaptığı cinsel istismar büyük bir eleştiri konusudur. Böyle

bakınca kulağa ahlaki bir duruş gibi geliyor. Bence de

cinsiyeti, yaşı, rızası ne olursa olsun failleri ve mağdurları

hangi sosyal sınıf, siyasi görüş, dini fraksiyondan

olurlarsa olsunlar reşit olmayan birinin cinsel istismarı

karşısında durmamız gereken bir konudur. Ne güzel

ahlaken kendimizi konumlandırdığımız yerin sağladığı

üstünlüğün kibrini yaşıyoruz derken benim gibi bir sivri

dilli çıkıp da aynı ahlaki duruşu kapıcısının reşit olmayan

oğlu ile “aşk yaşayan” eşcinsel sanatçı dostlarınıza

karşı da gösterdiniz mi? Evsiz çocukları çorba parasına

kandırıp istismar ettiği benim bile kulağıma gelen ama

siyaseten ya da sosyal olarak sizin karşı grubunuzda yer

almayan edebiyatçıların ölümlerinin ardından döktüğünüz

gözyaşlarıyla ıslanmış monitörlerinizden yaptığınız sosyal

medya paylaşımlarını yukarıdaki ahlaki duruşumuzun

neresine gizlemeyi düşünüyorsunuz. İki yüzlüsünüz, belki

ben de öyleyim ama en azından bunu itiraf ediyorum, siz

gizliyorsunuz.

Tabii ki bu iki yüzlülük sadece laik ve sol tandanslılara

mahsus değil, kendisini mütedeyyin, dindar diye

tanımlayan kişilerin de ahlaki sığlıktan azade olduğunu

kim iddia edebilir. Bu kişiler yaşam tarzları kendi

hurafeleriyle örtüşmeyen kişileri, fütursuzca eleştirme

hakkını kendilerinde görüp, her türlü zayıflıklarını şekli

birtakım simgelerin arkasına gizlemekle düştükleri kibir

tuzağının içerisinde savrulurken, aynı duyarlılığı din

maskesi altında her türlü dolandırıcılık ve sapkınlığı

yapmaktan geri durmayan sözde kanaat önderlerine

karşı da gösteriyorlar mı? Siz de iki yüzlüsünüz. Hem de

Allah’a iftira edecek kadar iki yüzlü ve cüretkarsınız. Belki

ben de öyleyim ama en azından bunu gizlemiyorum.

Siz adınıza ister şeyh deyin ister hoca, isterse din alimi,

önce Allah’ı sonra toplumu kandırdığınızı sanacak kadar

körleşmiş günahkarlarsınız.

Bu ahlaki alana sadece küçük bir örnekti. Yüzlerce

örnek sıralayabilirim. Sadece ahlaki olarak değil, siyasi,

ticari, sosyal ve düşünsel alanda da iki yüzlüyüz. Her

şey bana göre, benim ihtiyaçlarıma, çıkarlarıma, istikbal

beklentilerime göre olduğunda doğru, iyi, güzel. Değilse

kötü, yanlış ve çirkin.

Aslında siyasi kutuplaşmanın da düşmanlıkların ve

nefretlerin de altında bu iki yüzlü duruşumuz yatmıyor

mu? İktidarın “ya benim gibi düşünmelisin ya da vatan

hainisin” tezinin, muhalefetin demokrasiyi iktidarı

ele geçirene kadar kullanılacak bir argüman olarak

görme zafiyetiyle mağlup edilemeyeceğini görüp bunu

söyleyemeyecek kadar iki yüzlüyüz.

Muhalefetin demokrasi sevdası, iktidarın gücüne

olan ihtiyacının tezahüründen başka bir gerekçeye

dayanmıyorsa iktidar değişimi demokratikleşmenin

bir adımı olabilir mi? İki yüzlülüğü bu kadar sindirmiş

bir toplumda hangi siyasi görüş iktidara gelirse gelsin,

ötekinin ihtiyaçları, kaygıları öncelikli olabilir mi? Yine de

duyduğumuz her sesi kendi ahlaki harabemizin altında

kurtarılmayı bekleyen kayıp benliklerimize bir umut

olarak yorumluyor, üzerimizdeki molozları temizleyerek

gömüldüğümüz cahil bencillikten kendimizi kurtarmak

yerine, bir kahramanın “orada kimse var mı?” demesini

bekliyoruz. Ama unutmayalım biz iki yüzlü oldukça

bugün kahraman diye sarıldıklarımız yarın kendisinden

kurtulmaya çalıştıklarımız olmaya mahkumdur. Sözün

özü, problemi ne iktidarda ne de muhalefette aramak

doğrudur. Problem bizim iki yüzlülüğümüzdür ve

çözümü de yine bizdedir. Kurtarıcı beklemek, birilerine

umut bağlamak yerine hatırlamamız gereken Amasya

Genelgesi’nde yer alan şu maddedir “Milletin istiklâlini,

yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.”

marketing europe & anatolia / 13


Medya Dünyası

Görev değişiklikleri...

Alpay, kanalın “Yönetim Kurulu Başkanı Danışmanı” olarak

atandı.

• Azra Akın program sunuculuğu yapmak için Woman TV ile

anlaştı.

• Demirören Haber Ajansı DHA, polis muhabiri Hüseyin

Coşkun’u görevinden aldı.

• İhlas Haber Ajansı’ndan ayrılan Oğuzcan Yazar, edinilen

bilgiye göre Demirören Haber Ajansı ile anlaşmaya vardı.

Yazar’ın DHA’nın İstanbul İstihbarat Servisi’nde görev yapacağı

bildirildi.

Yazılı Basında Görev Değişiklikleri

• 27 yıldır Hürriyet gazetesinde muhabir ve köşe yazarı olarak

görev yapan Ayşe Arman görevinden ayrıldı.

• Dream Tv’nin eski yayın yönetmeni ve son olarak Radyo D

ile yollarını ayıran Şafak Ongan, henüz isim konusunda netlik

kazanmayan rap müzik üzerine çıkacak olan dergide Genel

Yayın Yönetmeni olarak görev alacak.

• Habertürk gazetesinden ayrılan köşe yazarı Serpil Yılmaz’ın

yeni adresi Sözcü Gazetesi oldu.

• Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Başkanlığına İçel TV Yönetim

Kurulu Başkanı Kaya Tepe getirildi.

• Cumhuriyet gazetesi kültür/sanat servisi biriminin başına

Yazgülü Aldoğan getirildi.

• Kısa bir süre önce Hürriyet gazetesinde görev yapan İpek

Özbey, Cumhuriyet Gazetesi ile anlaştı.

• Gazeteci Hasan Çetinkaya Demirören Medya’da ‘Dijital Yayınlar

Haber Akış Sorumlusu’ olarak göreve atandı.

• Hürriyet Gazetesi yazı işleri editörlüğünden ayrılan gazeteci

Deniz Türsen, Bloomberg Businessweek Türkiye’de göreve

başladı.

• Milliyet.com.tr ile yolları geçtiğimiz yıl ayrılan Hüseyin Özdemir,

aralık ayından itibaren hürriyet.com.tr’nin Genel Yayın

Yönetmeni olarak göreve başlayacak.

Görsel Basında Görev Değişiklikleri

• NTV Haber yönetmeni Esra Doğru Özçörekçi kanal ile yollarını

ayırdı.

•TRT Müzik kanalı koordinatörü Süleyman Bektaş görevinden

alındı.

• İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabiri Oğuzcan Yazar görevinden

istifa etti.

• RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin Türksat’tan istifa etti.

• Faruk Bildirici, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), kurulundan

çıkarıldı.

• Uzun yıllar radyolarda Sarı Şeker Sema ismiyle program yapan

Sema Emek, CNN Türk’te yayınlanan 7. Vites programının

sunucusu oldu.

• Radyocu Oktay Şenol, Best FM’den ayrılarak Biz 10 TV’ye

transfer oldu.

• ATV’de Dijital İçerik Yönetmeni olarak görev yapan Sibel Yaşar

Şişman görevinden ayrıldı.

• Ekonomi kanalı Ekotürk’te çeşitli programlar yapan Yalın

• Halk TV ile yollarını ayıran gazeteci Uğur Dündar, çok yakında

Tele 1 TV’de, Demokrasi Arenası’na başlayacağını duyurdu.

Medya Dünyasından Diğer Haberler

• Gazeteci Ceyhun Kuburlu, 22 Kasım itibariyle Radyospor ve

Ajansspor’da yeni görevine başlıyor.

• Polis Radyosu’nun Genel Koordinatörlüğüne Murat Kazanasmaz

getirildi.

• Hürriyet Gazetesinde editör ve yazar olarak çalışan gazeteci

Kenan Başaran, Radyospor ve Ajansspor ile anlaştı. Başaran

14 Kasım Perşembe günü Radyospor’da yayın hayatına başladı.

• Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Üyesi gazeteci Erdoğan Sevgin

vefat etti.

• TRT Çocuk 11. yılını birbirinden güzel içerikler ve sevilen çizgi

dizilerin karakterleri ile kutluyor.

• Magazin Gazetecileri Derneği (MGD) Altın Objektif

Ödülleri’nin listesi açıklandı. Ödül töreninde Milliyet Cadde gazetesi

muhabirlerinden; Senem Aydın, Uğur Yücel röportajıyla

‘Yılın Röportajı’, Umut Ünver ise Kıvılcım Ural’ın ‘Dört Aylık

Hamile’ haberiyle ‘Yılın Haberi’ ile ödülüne layık görüldü.

• İstanbul Gazeteciler Derneği’nin düzenlediği ‘Zirvedeki Gazeteciler’

ödül töreninde, Sayfa Düzeni dalında Yenigün gazetesinden

Engin Çağlar ödüle layık görüldü.

• TLC ekranlarında yeni bir program başlıyor. Ev sahiplerinin

işçiliğini kendilerinin yapacağı “Bırak Ben Yapayım”, 3

Kasım’dan itibaren her Pazar, saat 14:30’da TLC’de olacak.

• Yeniçağ gazetesi yazarı Batuhan Çolak, Yeniçağ’ın Youtube

üzerinden de okuyucularıyla buluşacağının haberini verdi. Yeniçağ

TV yakında izleyicisiyle buluşacak.

• Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Hürriyet gazetesinde

olan toplu işten çıkarımlar için Savcılığa görev çağrısında bulundu.

• Kırşehir Basın Konseyi (KBK) Yönetimi, UNESCO Müzik

ağı adaylık başvurusunun olumlu sonuçlandığını belirterek

Kırşehir’in müzik ağı ve kültürel yapısına ilişkin açıklamalarda

bulundu.

• İstanbul Gazeteciler Derneği’nin düzenlediği ‘Zirvedeki Gazeteciler’

ödül töreninde, Gelecek vad eden gazeteciler alanında

Sözcü Gazetesi muhabiri Sibel Gülersöyler ve DENGE

Gazetesi muhabiri Tolga Öztürk ödüle layık görüldü.

14 / marketing europe & anatolia


Medya Dünyası

marketing europe & anatolia / 15


Röportaj

Tesa; Türkiye’de 2

tesa Bant

Türkiye Genel Müdürü

ve Yönetim Kurulu Üyesi

Mete Konuralp

Kendinden yapışkanlı ürün ve çözümlerde tesa Bant,

ülkemizdeki 25. yılını kutluyor.

Türkiye’yi, Doğu Avrupa Bölgesi içerisinde önemli büyüme

noktalarından biri olarak seçen güçlü kuruluş, ülkemizdeki

operasyonlarının yanı sıra Türk Cumhuriyetlerine ihracatı da

Türkiye üzerinden yürütüyor.

Elvin Ekşioğlu / elvineksioglu@gmail.com

- Bize biraz tesa Bant’ı anlatırmısınız?

- Carl Paul Beiersdorf tarafından 1882

yılında Hamburg’da kurulan Beiersdorf

Grup markalarından tesa Bant, global

olarak faaliyet gösteriyor. Kuruluş, kendinden

yapışkanlı ürünlerin üretimini

gerçekleştirerek nihai tüketiciler, endüstriyel

ve profesyonel müşterileri için

çözüm sunuyor.

125 yıllık geçmişi olan ve 100’ün üzerinde

ülkede faaliyet gösteren tesa Bant,

bugün dünya genelinde 4.900’den fazla

çalışanı, 7 bölgesel yönetim merkezi,

14 üretim tesisi, 500’den fazla Ar-Ge

çalışanı ve 7.000’in üzerindeki ürün çeşitliliğiyle

global boyutta hizmet veriyor.

- tesa Bant’ın ülkemizdeki faaliyetlerini

değerlendirir misiniz?

- Son yıllarda ülkemizin de yer aldığı

Doğu Avrupa bölgesi tesa açısından giderek

önem kazandı.

Ülkemiz de Doğu Avrupa, Türk Cumhuriyetleri

ve Orta Doğu pazarlarına yakın

konumu sayesinde bu coğrafyada

anahtar rol üstleniyor.

Türkiye’de 25 yıl süresince ortaya koyduğumuz

yüksek performans, endüstriyel

ve perakende alanında sağladığımız

başarılar, kuruluşumuzun Türkiye

pazarına olan güvenini pekiştirdi. Bu

zaman zarfında lokal pazar dinamiklerine

uygun şekilde ürün sunabilmek için

çeşitli makine yatırımları yaparak ürün

işleme faaliyetlerimizi hayata geçirdik.

Kuruluşumuzdan bugüne bayilerimiz,

direkt müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle

karşılıklı güven üzerine kurmuş

olduğumuz iş birliklerinin yanı sıra ekibimizin

sabırlı, titiz ve azimli çalışmaları

sayesinde de önemli başarılara imza

atmış bulunuyoruz.

Bu çerçevede ülkemizin potansiyeline

olan inancımız ve uluslararası yatırımcıya

verilen önem, ileride gerçekleştirebileceğimiz

yeni yatırımlarımız adına,

bizim için çok değerli bir motivasyon

kaynağına dönüşüyor.

16 / marketing europe & anatolia


5.yılında...


Röportaj

- tesa bant’ın pazardaki hedefleri nelerdir?

- tesa’nın satışları arasında endüstriyel

alanda; otomotiv, elektronik, ambalaj,

basım, kağıt, inşaat, enerji (rüzgar,

güneş) gibi sektörlerin dışında; etkin

marka ve ürün korunması için güvenlik

konseptleri gibi farklı endüstriyel

sektörler için uygulamalar da büyük

yer tutuyor. tesa aynı zamanda, sağlık

alanında ilaçlı plasterlerin geliştirilmesi

için ilaç endüstrisiyle de ortak çalışmalar

yapıyor. Dev kuruluş, farklı sektörlerdeki

bayilikleri aracılığıyla ülke genelinde

hizmet sağlarken nihai müşteriler

için pazara sunduğu 300’ün üzerinde

ürünle de tüketicilerin evlerinde ve ofislerinde

çalışmalarını kolaylaştırıyor.

tesa, teknik hırdavat ve nalbur faaliyet

alanında ise geniş ürün yelpazesiyle

boyacı ve mimarlara hizmet veriyor.

- tesa Bant’ın hedefleri nelerdir?

-tesa, 4 ülkede 4 şirket alımı gerçekleştirdi.

Dünya genelinde cirosu 1 milyar

Euro’nun üzerinde olan tesa, Mart

2017’den bu yana büyüme stratejileri

çerçevesinde dört farklı ülkede gerçekleştirdiği

şirket alımlarıyla, yeni

uzmanlık ve teknoloji deneyimleri edinerek

inorganik olarak da büyüme sağladı.

nie wieder bohren AG (Almanya),

18 / marketing europe & anatolia

Ar-Ge merkezlerinde ise 500

araştırmacının yenilikçi fikirler

geliştirmek için görev yapıyor.

Polymount International BV’nin (Hollanda)

Twinlock bölümü, FormFormForm

Ltd. (Birleşik Krallık) ve Functional Coatings,

Inc. (ABD); tesa’nın satın alımlarını

gerçekleştirdiği şirketler arasında

yer aldı.

- Arge çalışmalarınız nelerdir?

Satışlarımızın %5’i araştırma ve geliştirmeye

gidiyor.gerçekleştirdikleri yeniliklerin,

tesa’nın başarısı ve dinamik büyümesinin

temel nedeni olduğunu söyledi.

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve

Asya’da Ar-Ge laboratuvarlarının bulunduğunu,

bu Ar-Ge merkezlerinde

ise 500 araştırmacının yenilikçi fikirler

geliştirmek için görev yapıyor. tesa her

yıl ürettiği yaklaşık 100 yeni buluşun

birçoğu için patent başvurusunda bulunuyor.

Satışlarımızın da %5’i araştırma

ve geliştirmeye gidiyor. Öte yandan bir

üretim şirketi olarak tesa, çevreye karşı

olan sorumluluklarını yerine getirirken

ISO 14001 çevresel yönetim sistemlerini

de uyguluyor. Başta eğitim olmak

üzere farklı alanlarda sosyal sorumluluk

faaliyetlerini hassasiyetle tüm dünyada

yönetiyor.




Köşe

Nurgül Eryıldır Günay / nurguleryildir@gmail.com

(

kelebeğin

fırtınası)

Dijital medyanın yükselişi

Ve bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yine pek çok şey

yaşadık. Olumsuzluklar karşısında yılmadık, hep umuda

sarıldık, yolumuza devam ettik. Yazımın başında 2020

yılının vatana, millete hayırlı olmasını diliyorum.

***

2019 yılı reklam yatırımları açısından geçmiş yıllar

nazaran düşüş yaşıyor. 2019 yılın ilk 6 aylık Medya ve

Reklam Yatırımları Raporu bu yıl, sektördeki pek çok

derneğin biraraya gelerek, birlikte çalışmalarıyla ortaya

çıktı. Reklamcılar Derneği, Açıkhava Reklamcıları Vakfı

(ARVAK), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB TR),

Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık

Derneği (MMA), yıllardır kendi mecraları özelinde kendi

metodolojileri ile hazırlayarak açıkladığı veriler bu yıl ilk

kez bir araya getirildi. Gelişen teknoloji ve güncel sektör

dinamiklerine en uygun hale getirmek adına yeni bir

metodoloji ile hazırlandı.

Raporun sonuçları reklam yatırımlarındaki mecraların

değişimini gözler önüne serdi.*

İlk altı ayda toplam medya ve reklam yatırımları 5,4 milyar

TL olarak gerçekleşti.

Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2019 ilk

6 Ay Raporu’na göre medya yatırımları 2019 yılının ilk altı

ayında 2018 yılının aynı dönemine göre %3,8 düşerek

4.327 milyon TL olarak gerçekleşti. Yaratıcı işler, yapım,

baskı, BTL, sponsorluk ve reklamveren hizmet bedellerini

içeren ve toplam yatırımların %25’ini oluşturan reklam

yatırımları ise 1.080 milyon TL oldu. Toplam medya ve

reklam yatırımları ise ilk altı ayda 5,4 milyar TL olarak

gerçekleşti.

Dijital mecralarının yükselişi

Güncel haberleri takip etmek için Twitter, sosyal yaşam,

eğlence için Instagram ve Facebook kullanımının artması

şirketleri bu yıl daha fazla sosyal medya reklmlarına

yönlendirdi. Medya yatırımlarında en büyük payı yılın ilk

yarısında da %48,1 ile bir kez daha televizyon kuruluşları

aldı. Televizyonun ardından önemli bir sıçrayış yaparak

sektörde söz sahibi olan dijital mecralar %31,0 ile 2. sırada

yerini aldı. Üçüncü sırada %9,1 ile açıkhava takip etti.

Yılın ilk altı ayında en büyük düşüş basın yatırımlarında

yaşandı. Basın yatırımları %30,9 düşerek % 6,8 pazar

payı ile dördüncü sıradaki yerini korudu. 2019 yılının ilk

yarısında televizyonlara yapılan medya yatırımı 2.083

milyon TL olarak gerçekleşirken, dijital mecralara 1.343

milyon TL’lik yatırım yapıldı.

2019 yılının ilk altı ayında medya yatırımları arasında dijital

mecralara yapılan yatırımlar önemli ölçüde arttı. Dijital

mecralara yapılan yatırım 2018 yılının aynı dönemine

göre %10,8 arttı. Medya yatırımları arasında en fazla

paya sahip olan TV yatırımları ise %7 azaldı. Açıkhava

yatırımları %1,8 düşüşle 395 milyon TL, basın yatırımları

yüzde 30,9 düşüşle 294 milyon TL, radyo yatırımları

%5.1 düşerek 157 milyon TL olarak gerçekleşti. Sinema

yatırımları söz konusu dönemde %8,2 arttı ve 55 milyon TL

oldu. Radyonun toplam medya yatırımlarındaki payı %3,6

olurken sinemanın payı %1,3’te kaldı.

Dijital mecralarda toplam 1.343 milyon TL’lik yatırım içinde

en fazla payı 773 milyon TL ile display aldı. Display’deki

artış yüzde 10 olarak gerçekleşirken bu alanda gösterim/

tıklama bazlı mecraların payı yüzde 68, videoların yüzde

24, native’in payı yüzde 8 olarak gerçekleşti. Dijital mecra

yatırımlarında display’i yüzde 12 artışla arama motoru,

yüzde 8 artış ile ilanlar izledi. Bu yatırımların yüzde 18,5’ini

sosyal medya, yüzde 59,5’ini mobil platform %67,7’sini

programatik yatırımlar oluşturdu. İlk yarıda 395 milyon

TL olarak gerçekleşen açıkhava medya yatırımlarının 45

milyon TL’sini %59 artışla dijital açıkhava, 59 milyon TL’sini

yüzde 14 düşüşle büyük alan ve 291 milyon TL’sini %5

düşüşle reklam üniteleri yatırımları oluşturdu.

Yılın 2. yarısı için rapor önümümüzdeki Ocak ayında

açıklanır sanıyorum. Mecra sıralamasında bir değiliklik

olacağını zannetmiyorum. Ama gidişata bakılırsa

önümüzdeki 5 yıl içinde televizyon reklamları dijital

mecraların arkasında 2. sıraya gerileyebilir.

Yeni yılda başta ailem, dostlarım, sevgili okuyucularım

olmak üzere tüm iyi insanlara sağlık diliyorum. Daha güzel

bir dünya için, iyilik, dostluk, sevgi, saygı ve dayanışmanın

hayatımızın her alanında olmasına ihtiyacımız var.

2020 yılı hayallerimizi gerçeğe dönüştürsün...

* Kaynak: Reklamcılar Derneği

marketing europe & anatolia / 21


Reklam Dünyası

Yaratıcılık Tek, Biz Hepimiz...

Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması ile yaratıcılık

31. kez ödüllendiriliyor. Bu yıl, “Yaratıcılık Tek, Biz Hepimiz”

mottosuyla gerçekleştirilen organizasyonun en uzun gece

21 Aralık’ta düzenlenecek töreninde kazananlar ödülleriyle

buluşurken, pazarlama ve reklam dünyasının tüm paydaşlarının

güç birliği de kutlanacak.

Snippet Ads, flo.com.tr...

Türkiye’nin en prestijli yaratıcılık ve pazarlama etkinliği Kristal

Elma Yarışması’nda bu yıl yaratıcılıkta sınır tanımayan,

tüketicinin zihninde ve gönlünde etki bırakan projeler 31. kez

ödüllendirilecek. Bu yılki mottosu “Yaratıcılık Tek Biz Hepimiz”

olan organizasyon, reklamcılık dünyasının başarılarının

onurlandırıldığı bir kutlama niteliği taşıyor. “31. Kristal Elma

Yarışması” kapsamında ödüller en uzun gece 21 Aralık’ta

Hasköy İplik Fabrikası’nda sahiplerini bulacak.

Reklamcılar Derneği tarafından Türkiye’de pazarlama ve

reklam ekositeminin tüm paydaşlarıyla gelişerek ve güçlenerek

devamını sağlamak amacıyla hayata geçirilen Kristal

Elma’da, 31 yıldır sektörün tüm kesimlerindeki yaratıcılar ve

iyi fikirler tek bir platformda toplanıyor. Yaratıcılığın gönül ve

inanç işi olduğunu vurgulayan Reklamcılar Derneği Başkanı

Volkan İkiler, “Reklam sektörü bir ilişkiler zinciri. Yaratıcılığı

artırma, toplumun tüm kesimlerini kapsayan fikirleri ortaya

çıkarma hedefiyle yapımcısından yönetmenine, grafikerinden

metin yazarına sektörün tüm birimleriyle güç birliği yapıyoruz.

Bu nedenle yaratıcılığı 31. kez ödüllendirirken, sektörümüzün

bugünlere ulaşması yolunda emek veren her bir

bireyin ve unsurun başarılarını da kutluyoruz” dedi.

RTB House, Yapay Zekâ Pazarlama Laboratuvarı ile Yaratıcılık

Laboratuvarının ilk ürünlerinden biri olan Snippet

Ads ile Flo.com.tr’de elde edilen gelişmeleri açıkladı. Buna

göre, teknoloji alanında yenilikçi yaklaşımlarıyla öne çıkan

FLO,hem ürün öneri sistemi hem de daha dinamik ve markaya

göre özelleştirilen reklamlar sayesinde oturum başına

maliyetlerini düşürürken, geri dönüşleri de artırdı. Böylece

şirket, dijital reklam harcamalarını çok daha verimli hale getirdi.

Türkiye ayakkabı sektörünün lider ve öncü mağazası FLO,

dijital yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. 2019 yılı

ilk ayında online satışlarının toplam satışlar içindeki hacminin

yüzde 11’i aştığını belirten FLO Mağazacılık Pazarlama

Direktörü Mustafa Kemal Temel, “Tüm yapıda önemli bir

ciro elde etmenin getirdiği sorumluluklar, dijital reklam faaliyetlerinde

de yeni arayışlara girmemize sebep oldu. Statik

görsellerin ötesine geçerek tüketicilerin arzu ettiği kişiselleştirilmiş

reklamları sunmanın dönüşleri artıracağını öngörüyorduk.

RTB House’un geliştirdiği, hareketli bir yapı sunan

Snippet Ads, kısa sürede Yapay Zekâ teknolojisi sayesinde

yeni trafik kampanyalarını daha etkili hale getirdi ve daha

iyi performans elde edilmesini sağlayan etkili bir sistem ortaya

çıkardı. Kampanya, daha fazla yatırım yapılmasını gerektirmeksizin

Google Analytics oturum maliyetlerinin yüzde

55 oranında düşmesine ve yüzde 384 daha fazla oturumun

elde edilmesine yardımcı oldu. Snippet Ads sayesinde reklamların

tıklanma oranı (CTR) yüzde 172 arttı,” dedi.

22 / marketing europe & anatolia


Reklam Dünyası

Doğru Alan Adı Seçme İpuçları...

GoDaddy, küçük işletme

sahipleri ve

girişimcilerin markaları

için farklı alan adı

uzantılarını tercih etmelerinin

avantajlarını

nasıl değerlendirebileceklerine

dair bilgi ve

ipuçları paylaştı. .com

alan adı uzantısının

halen en popüler

uzantı olduğunu belirten

GoDaddy, bu nedenle işletmelerin aklında olan pek çok

alan adının başkası tarafından alınmış olabileceğini vurguladı.

Bugün kullanımda olan çeşitli alternatif alan adı uzantıları

ise işletmelere yaratıcılıklarını alan adlarına yansıtma

fırsatını sunuyor.

GoDaddy Türkiye, MENA ve Güney Afrika Kıdemli Bölge

Direktörü Selina Bieber, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

“İşletmeler pazarlama ve reklam çalışmalarını yaparken mesajlarını

hedef kitlelerine uygun ve anlamlı bir şekilde iletme

konusunu akıllarında bulundurmalılar. Ocak 2019 itibariyle

internette 1,94 milyar web sitesi var . Bugün kullanıma sunulan

çeşitli alan adı uzantısı alternatifleri de küçük işletme

sahipleri ve girişimcilerin ne iş yaptıklarını veya lokasyonlarını

direkt olarak göstermelerine yardımcı olabilir. Aynı zamanda

bu uzantılar sayesinde yaratıcılıklarını online varlıklarına

yansıtma fırsatı yakalayabilir, online pazarlama faaliyetlerinde

rakiplerinden farklılaşabilir ve fark edilir olabilirler.”

Alan adı nasıl seçilir

Alan adı (domain), bir web sitesini görüntülemek için tarayıcıların

adres kısmına girilen adrestir. Alan adı uzantısı ise bu

adresin nasıl bittiğini ifade ediyor. Örneğin, kullanılabilir olup

olmaması ve işletme sahiplerinin planları doğrultusunda bir

işletmenin alan adı isletmeadi.com veya isletmeadi.istanbul

olabilir.

GoDaddy, alan adı ve alan adı uzantısı seçiminde işletmelerin

göz önünde bulundurması gerekenleri şöyle sıraladı:

• Hedefler: Bir küçük işletme sahibi veya girişimcinin alan

adını almadan önce web sitesi ve online varlığı ile hangi hedeflere

ulaşmak ve hangi konulara odaklanmak istediğine

karar vermesi gerekiyor. Örneğin, fiziksel mağazasına daha

fazla müşteri çekmek isteyen bir işletme lokasyonunu öne

çıkarmak isteyebilir. Özgün bir ürün veya hizmet sunan bir

işletme ise web sitesinde ürün ve hizmetlerini öne çıkarmayı

tercih edebilir.

• Hedef kitle: Web sitesi kurulumu ve yönetiminin her alanında

hedef kitleye odaklanmak oldukça önemli. İşletme sahiplerinin

alan adı uzantısı seçerken hedef kitlelerini, onların

aklında neyin rahat kalabileceğini ve onlar için neyin anlamlı

olacağını düşünmeleri gerekiyor.

• Markalama: İşletme sahiplerinin aynı zamanda markalarını

ve markalarının nasıl temsil edileceğini de göz önünde bulundurmaları

gerekiyor. Aralarında seçim yapılabilecek pek

çok alan adı uzantısı bulunduğundan, markalarına uygun bir

uzantı bulma şansları daha yüksek. Örneğin, bir pizza restoranı

için sundukları ürün yüksek ihtimalle markalarının bir

parçasıdır. Bu doğrultuda hangi ürünü sunduklarının net ve

kolay bir şekilde anlaşılabilmesi için lezzetkosesi.pizza gibi

bir alan adını tercih edebilirler.

• Pazarlama: Bir işletmenin ne iş yaptığını net bir şekilde

gösteren alan adı uzantıları işletmelerin pazarlama çalışmalarına

da katkıda bulunacaktır. İnsanlar, lezzetkosesi.com

yerine lezzetkosesi.pizza adresine gittiklerinde işletmenin

hangi ürünü sunduğunu anında görebilirler. Bu sayede işletme

sahibi pazarlama çalışmalarında farklı mesajlara odaklanarak

hedef kitlesine neden onu tercih etmeleri gerektiğini

anlatabilir.

GoDaddy aynı zamanda pek çok işletmenin online marka

kimliklerini korumak için birden fazla alan adı kaydettirdiğini

belirtti. Örneğin, lezzetkosesi.pizza alan adının sahibi başkası

almadan önce lezzetkosesipizza.istanbul alan adını da almak

isteyebilir. Birden fazla alan adı almayı göz önünde bulundururken

söz konusu alan adlarının işletmeye ve işletme

hedeflerine uygun olduğundan emin olmak da önem taşıyor.

Alan adı uzantısı seçenekleri nelerdir?

GoDaddy, Türkiye’de popüler olan alternatif beş alan adını

şu şekilde listeledi:

•.istanbul and .ist: Restoranlar, kafeler, butik oteller, sanat

galerileri, butikler, tesisatçılar, kuru temizlemeciler, muhasebecilerin

de aralarında bulunduğu, İstanbul’daki yerel işletmeler

arasında popüler olan alan adı uzantıları.

•.design: Grafik tasarımcılar, web geliştiriciler ve web tasarımcılar,

iç mimarlar, moda tasarımcıları vb. uygun bir alan

adı uzantısı.

•.tech: IT uzmanları, web geliştiriciler, yazılım geliştiriciler,

UX tasarımcıları gibi teknoloji sektöründe faaliyet gösteren

işletmeler için anlamlı bir alan adı uzantısı.

•.photography: İşletmenin sunduğu hizmeti net bir şekilde

gösteren ve fotoğrafçı arayanların işletmeyi kolayca bulabilmesine

katkı sağlayabilecek bir alan adı uzantısı.

•.online: Farklı sektörlerde faaliyet gösteren küçük işletme

ve girişimcilere uygun bir alan adı uzantısı. Online kelimesi

24 dilde anlaşılabilir bir kelime ve bu sayede .online alan adı

uzantısı globale oynayan işletmeler için de avantajlı olabilir.

GoDaddy, Türkiye’deki küçük işletmeler için online varlıklarını

oluşturmalarını sağlayacak, kolay kullanılabilir ve uygun

maliyetli dijital araçlar sunuyor.

marketing europe & anatolia /23



Kampanyalar

#sokağınözgürruhu...

Özgür sokak ruhunun temsilcisi Twist, enerjisiyle zamana

meydan okuyan tasarımlardan oluşan koleksiyonunu Kasım

ayı itibariyle TV izleyicileriyle buluşturuyor. Rap müziğin öncülerinden

Ceza’nın yorumuyla hayallerinin peşinden koşan

Twister’lara seslenen reklam filminin hikayesi ise tarzıyla

zamanın ötesinde olmayı seven modaseverlere yönelik silüetler

sunuyor. Film kapanışında dikkatleri çeken markanın

sloganı; #sokağınözgürruhu olarak karşımıza çıkıyor.

Kampanya Künyesi

Reklamveren: TWIST

Söz & Müzik: Ceza

Prodüksiyon Şirketi: PPR İstanbul

Prodüktör: Metin Kıcır, Ekin Erekli

Medya Planlama Ajansı: Cereyan Medya

Yönetmen: Dilek Altan

Marka Ekibi: Azra Zeyrek, Ayça Sularöz

Kreatif Direktör: Hilal Şendur

Art Direktör: Ali Topçuoğlu

marketing europe & anatolia / 25


Kampanyalar

sahibinden.com’un yeni reklam filmi...

ve CGI teknolojisi ile insan sayısı çoğaltılarak 200 bin oyuncu

oluşturuldu.

Reklam filminde, sahibinden.com’daki kullanıcı ve ilan sayısının

çokluğu ve bunun faydası; kalabalığın yardımlaşmasıyla

ev değiştiren bir ailenin taşınma hikayesi sembolize

edilerek anlatılıyor.

Rafineri Reklam Ajansı tarafından hazırlanan ve yönetmenliğini

Bahadır Karataş’ın üstlendiği filmin çekimleri 3 gün sürdü.

Ön yapım süreci yaklaşık 45 gün olan film, 95 kişilik ekip

tarafından çekildi ve filmde toplam 500 yardımcı oyuncu rol

aldı. Çekimlerin ardından, 20 gün süren post prodüksiyon

çalışmasında 3D modelleme tekniğiyle objeler oluşturuldu

Kampanya Künyesi

Reklamveren: sahibinden.com

Reklamveren Temsilcisi: Gülşah Kunç, Merve Yıldız,

Özden Akyıldız

Reklam Ajansı: Rafineri

Executive Kreatif Direktör: Emre Kaplan

Kreatif Direktörler: Ali Şener, Setenay Özcan Yıldırım

Kreatif Group Head: Koray Doyran, Gizem Şengüler

Art Direktör: Aylin Ocak

Metin Yazarı: Anıl Tiryaki, Orkun Süslü, Deniz Dülgeroğlu

Müşteri Ekibi: Erbek Onur, Çağla Ishak

Ajans Prodüksiyon: Şafak Serter, Açelya Ülkümen

Yapımcı: Filmpark

Yönetmen: Bahadır Karataş

Post Prodüksiyon: Sinefekt

Müzik: Jingle Jackson – Emre Irmak

Mecra: TV, Sinema, Dijital Kanallar

AAA Avansas!...

Avansas, yeni reklam kampanyasında işyerlerine sunduğu

“AAA Avansas!” dedirten çözümleri öne çıkarıyor.

Her iki reklam filminde de işyeri eksiklerinin karşılanması

için iş vereniyle konuşan çalışanların, tam o esnada çıkagelen

Avansas kuryesi ile yüzünün güldüğünü görüyoruz.

Hem dijital kanallarda hem de TV’de aynı anda yayına girip

seyirciyle buluşan yeni reklam filmleriyle büyük beğeni toplayan

Avansas, kampanya kapsamında yıl içerisinde farklı

kanallardan iletişim çalışmalarını sürdürecek.

Kampanya Künyesi

Reklamveren: AVANSAS

Reklamveren Yetkilisi: Mahmut Tüzün, Ersin Topçuoğlu,

Tanju Öztürk

Reklam Ajansı: Lokal

Kreatif Direktör: Ali Göral

Kreatif Grup: Hakan Küçükyılmaz, Alican Arıcan,

Gizem Horoz, Didem Özbek

Müşteri İlişkileri Direktörü: Onur Baki

Stratejik Planlama: Haluk Sicimoğlu, Anıl Alpay

Müşteri İlişkileri: Büşra Özen, Nazlı Müldür

Sosyal Medya: Merve Aktaş

Ajans Prodüktörü: Koral Ant

Yönetmen: Duygu Güzelmeriç

Prodüksiyon Şirketi: Norr Film

Müzik: 3K1A Music

26 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

#AşkiçinRiskAl...

Groupama, sigortayı günlük yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacı

olarak konumladığı #YaşamakRiskAlmaktır kampanyasını,

outdoor ve dijital mecralardan sonra televizyona taşıdı.

“Her anın tadını çıkarman için Groupama Kasko Sigortası”

sloganlı reklam filmi, Groupama’nın araç sahiplerine sunduğu

konfor ve güveni aktarıyor

Groupama Sigorta, tüketicilerle sıcak diyaloğunu iletişim

kampanyalarına taşıma kararının ardından #KafanaTakma-

SigortanGroupama, #AşkiçinRiskAl gibi çok ilgi gören çalışmalar

gerçekleştirdi. Firma, hareket özgürlüğünde sigortanın

katkısına dikkat çekmek üzere #YaşamakRiskAlmaktır

temalı üç farklı animasyon filmle tüketicilere ulaştı.

Kampanya Künyesi

Reklamveren: Groupama Sigorta

Reklamveren Yetkilisi: Okan Gülşen,

Huriye Gül Küçüközkan, Gözde Kazak

Reklam Ajansı: Lokal

Kreatif Direktör: Ali Göral

Kreatif Grup: Hakan Küçükyılmaz, Rahman Yıldız,

Samet Üstündağ, Didem Özbek

Müşteri İlişkileri Direktörü: Onur Baki

Müşteri İlişkileri: Büşra Özen

Dijital Müşteri İlişkileri Süpervizörü: Nazlı Müldür

Sosyal Medya: Merve Aktaş

Ajans Prodüktörü: Koral Ant

İllüstrasyon: Mert Tugen

Animasyon: Oğuzhan Gündüz

Bak Ciğerim, Akciğerim...

Başrolünde Metin Tekin’in yer aldığı ve

dijital medya kanallarında yayınlanan farkındalık

filmi, hayatın tıpkı futbol gibi iyi

yönetilmesi gerektiğine ve akciğer sağlığına

dikkat çekiyor. #bakciğerim filminde,

en sık görülen kanser türü olan1,2 akciğer

kanserine karşı uyarılara kulak vermenin

önemi de vurgulanıyor. Metin Tekin, geçmeyen

inatçı öksürük, göğüs ağrısı ve

iştahsızlık durumunda3 ertelemeden doktora

başvurulması gerektiğini söylüyor ve

“Hayat sahasına hep birlikte çıkalım ve

sevdiklerimizle bu oyunu sağlıklı oynayalım”

çağrısında bulunuyor.

2018 yılında Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı için Ahmet

Mümtaz Taylan ile bir kampanya filmine imza atan Roche

İlaç Türkiye, bu yıl da Türk Tıbbi Onkoloji Derneği (TTOD)

ve efsane futbolcu Metin Tekin ile bir araya geldi ve dünya

genelinde önemi giderek artan akciğer kanserine dikkat çekmek

için “Bak Ciğerim, Akciğerim” sloganıyla bir farkındalık

kampanyası daha hazırladı.

Kampanya Künyesi

Proje Adı: Bak Ciğerim Akciğerim

Reklamveren: Roche

Reklam Ajansı: Tazefikir

Produksiyon: Kasafilm

marketing europe & anatolia /27


Kampanyalar

İnterneti Tadında Kullan...

Samsung

Türkiye

‘İnterneti Tadında

Kullan’ isimli dijital

farkındalık

çekmeye

ediyor.

ilgisini

devam

İnterneti

sorumlu kullanma

konusunda

Electronics

kampanyasıyla

kullanıcıların

toplumsal

bir farkındalık

yaratmayı

amaçlayan İnterneti

Tadında Kullan

isimli kampanyanın ikinci filmi ‘Hayatı Kaçırma’ (JOMO-

Joy of Missing Out) yayınlandı.

Reklam filminde ilk sahnede, kafasını kaldırmadan elindeki

telefona bakan kadın, insanları, uçan kuşları ve uçurtmaları

maalesef görmüyor. İkinci sahnede ise bir adam, konser görüntülerini

kaydedip arkadaşlarıyla paylaşmak için o anı yaşayamıyor.

Üçüncü sahnede ellerindeki telefonlardan tanışma

uygulamalarına bakarak yürüyen iki yetişkin birbirleriyle

çarpışıyorlar ancak dikkatlerini ellerindeki telefondan çekmediği

için birbirlerinin farkına varmıyor ve yollarına devam ediyorlar.

Filmin son sahnesinde ise parkta yürüyen ve elindeki

telefondan kedi ve köpeğin komik bir videosunu izleyen bir

öğrenci telefonun ekranına o kadar konsantre oluyor ki etrafında

gerçekten oynayan kedi ve köpeğin varlığının farkına

varamıyor.

Kampanya Künyesi

Kampanya sahibi: Samsung Electronics Türkiye

Reklamveren temsilcileri: Samsung Electronics Türkiye

Kullanılan Mecralar: Dijital

Reklam Ajansı: Cheil Worldwide Türkiye

Prodüksiyon: Jeton Studio

Medya Planlama Ajansı: Publicis One Türkiye

PR Ajansı: Medyaevi İletişim Danışmanlığı

Art Director: Ahmet İltaş

İlüstrasyon: Nurullah Öztürk, Ahmet İltaş

Animatör: Selahattin İltaş

Beko Dem® Çay Makinesi...

Beko’nun yeni reklam filminde ünlü sanatçı Fedon,

genç bir çiftin mutfağında bir anda beliriyor

ve eğlence başlıyor. Mutfakta gördüğü her şeyi

kırarak ilerleyen Fedon, Beko Dem® çay makinesinin

cam demliğini de kırmaya çalışıyor.

Ancak Beko Dem®, 4 kata kadar daha dayanıklı

demliğinde yer alan 4X4’lük cam teknolojisi sayesinde

kolay kırılmıyor. Bugüne kadar her şeyi

kırabilen Fedon durum karşısında biraz şaşırıyor.

Beko Dem®’in lezzetli çayıyla ortam yine neşesine

kavuşuyor.

McCANN İstanbul imzalı filmin, prodüksiyonu Organic

Film’e, müziği Çikolata Müzik Fabrikası’na

ait. Yönetmen koltuğundaysa Gökdeniz Uslu oturuyor.

Kampanya Künyesi

Kreatif Direktör: Can Bilginer

Kreatif Ekip: Tuğba Karaman, Berker Akagündüz,

Tankut Ağdemir

Sosyal Medya: Onur Ersen, Emre Candan, Cemil Haşimi

Müşteri İlişkileri Ekibi: Pelin Toykan, Asena Cansu Böke,

İlayda Serter

Ajans Prodüksiyon Ekibi: Zeynep Doğu, Derya Soyman,

Ozan Dündar

Arçelik Dijital Pazarlama Ekibi: Metin Çerasi, Selis Aykan

Yüksel

28 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Hiç Çıkarma...

Huawei, Türkiye’deki ilk akıllı saat reklamını Watch GT 2

için çekti. Reklam filminde beyaz yakalı genç çalışanlar

üzerinden Watch GT 2’nin haftalarca süren pil performansına

ve günlük hayatta sağladığı faydalara odaklanıyor.

Beyaz yakalı genç profesyonellerin günlük süreçlerini

inceleyen marka, reklam filminin çekimlerini de bu trendlere

uygun olarak gerçekleştirdi.

Kampanya Künyesi

Reklamveren: HUAWEI Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu

Reklam Ajansı: Blab

Reklamveren Temsilcileri: Ertan Şensoy, Bengi Güven,

Kemal Çifci, Kaan Arlı, Mustafa Can Akbaş, Selin Karahan

Yönetmen: Turgut Akaçık

Prodüksiyon Şirketi: Kala

Post Prodüksiyon Şirketi: 1000 Volt

Müzik Yapım Şirketi: All Stars Music, 25m2 – Cenk Çelebioğlu

Garanti BBVA’dan yeni reklam filmi...

Garanti BBVA’nın KOBİ’lerle olan güçlü bağını konu alan

film, kovulduğunu düşünen Aynan Sabit’in masasını toplarken

kendi kendine yaptığı duygu yüklü konuşmayla başlıyor.

Kendisinin yerine geldiğini düşünen Arzu Hanım’ın aslında

kim olduğunu öğrendiğinde şaşkınlığını gizleyemeyen Ayhan,

Ugi’ye verdiği tepkilerle izleyicileri güldürüyor.

Kampanya Künyesi

Reklamın Başlığı: Garanti BBVA KOBİ’lerin Yanında

Reklamveren: Garanti BBVA

Reklamveren Ekibi: Burcu Tokcan, Duygu Karabaş, Eren

Yüce, Armağan Tulunay Dölek, Buse Kaya, Özgür Dağgez

Reklam Ajansı: Alametifarika

Kreatif Direktör: Ozan Özüm Özbey, Odisseas Sevsevme

Ajans Ekibi: Zeynep Oray, Erçin Sadıkoğlu, Buğra Birgin,

Enes Hadzibegovic, Selin Topçu, Talip Özer, Ercan Tarhan,

Duygu Yılmaz, Özge Öncül, Berra Katlav, Alara Akkamış,

Murat Demir, Gülin Sarpel, Merve Haklı

Medya Ajansı: GroupM

Medya Ajansı Ekibi: Mesut Şefizade, Barış Burçoğlu, Ceren

Albeniz, Çisil Demirci

Ayhan Çiftçi, Efe İlhan, Mert Öztürk, Gülşah Alben

Yapımevi & Yönetmen: TerFilm – Serdar Erener

Post-Prodüksiyon: Filimişleri, Anima

marketing europe & anatolia / 29


Kampanyalar

Biscolata Nirvana...

Biscolata Mood’un yeni reklam filminde Biscolata erkeği, yoğun

Biscolata çikolatalı ve incecik çıtır çıtır bisküvili her bir

Mood’u özenle hazırlıyor.

Biscolata Mood’un incecik çıtır bisküvisinin üzerindeki desenlere

göre birbirinden farklı mekanlarda geçen reklam

filminde hayatı doya doya yaşayan kadın, her ısırıkta Mood’unu

yükseltiyor.

Depo Film imzası taşıyan keyifli reklam filminin yönetme koltuğunda

Elif Kalkan yer alıyor.

Kampanya Künyesi

Reklam Veren: Şölen Çikolata

Reklam Veren Temsilcileri: Hayat Kapukaya Turaman,

Didem Evgülü, Mehtap Şahin, Rita Oskanyan

Reklam Ajansı: VMLY&R İstanbul

Yönetici Kreatif Direktör: Ayşe Aydın Erdoğan

Kreatif Direktör: Mehmet Güney

Yaratıcı Grup Başkanı: Uğur Sönmez, Cüneyt Özalp

Yaratıcı Ekip: Cem Etyemez, Ümit Aydın, Ozan Yücekuş,

Aleyna Korkmaz, Kübra Bayrakdar

Müşteri İlişkileri: Aşkın Baş, Deniz Atalay, Viket Rodrig,

Uğur Ekmekciler

Stratejik Planlama: Koray Serin, Burcu Yurtseven

Ajans Prodüktörü: Baran Saraç, Zeynep Tanyeli,

Umut Tangör

Müzik Yapım Şirketi: Nil’in İşler

Yapım Şirketi: Depo

Yönetmen: Elif Kalkan

Garanti BBVA’dan QR Kod...

Garanti BBVA, QR Kod uygulamasını konu alan yeni reklam

filmini yayınladı. Duygu Sabit’i canlandıran Dilan Çiçek

Deniz’in dijital dansıyla dikkat çeken reklam filmi fark yaratan

eğlenceli anlarla dolu.

Garanti BBVA, yeni reklam filminde karta gerek kalmadan

ATM’lerden para çekme teknolojisi QR Kod’u keyifli bir şekilde

anlatıyor.

Kampanya Künyesi

Reklamın Başlığı: Garanti BBVA Cebi Sevdiren Banka

Reklamveren: Garanti BBVA

Reklamveren Ekibi: Burcu Tokcan, Saba Şimşeker, Büşra

Konan, Armağan Tulunay Dölek, Buse Kaya, Özgür Dağgez

Reklam Ajansı: Alametifarika

Kreatif Direktör: Ozan Özüm Özbey, Odisseas Sevsevme

Ajans Ekibi: Zeynep Oray, Erçin Sadıkoğlu, Buğra Birgin,

Enes Hadzibegovic, Selin Topçu, Talip Özer, Ercan Tarhan,

Duygu Yılmaz, Özge Öncül, Berra Katlav, Alara Akkamış,

Murat Demir, Gülin Sarpel, Merve Haklı

Medya Ajansı: GroupM

Medya Ajansı Ekibi: Mesut Şefizade, Barış Burçoğlu, Ceren

Albeniz, Emre Ulus,

Ayhan Çiftçi, Efe İlhan, Mert Öztürk, Gülşah Alben

Yapımevi & Yönetmen: PTOT Film – Ozan Açıktan

Post-Prodüksiyon: Filimişleri, Anima, Baran Baran

30 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Trendyol Yeni Reklam...

prodüksiyon ve kreatif süreçler Trendyol’un kendi bünyesindeki

ajansı, Trendyol Marketing Solutions ekibi yürüttü,

yönetmen koltuğuna Can Pehlivanlı oturdu.

Kampanya Künyesi

Reklam Yazarı: Sezer Üstüngel

Sanat Yönetmeni: Müge Pekçetin

Yönetmen: Can Pehlivanlı

Trendyol, 25 – 29 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirdiği

Efsane Günler kampanyası için hazırladığı ve Gülse Birsel,

Enis Arıkan, Vedat Milor, Fernando Muslera, Aybüke

Pusat & Furkan Andıç ve Burcu Esmersoy’un yer aldığı

altı filmden oluşan TV reklamlarını yayınladı. Reklam

kampanyasında, ünlü isimlerin günlük hayatlarına eşlik

ediyor ve onların gözlerini Trendyol indirimlerinden alamamaları

sonucu düştükleri eğlenceli hallere tanıklık ediyoruz.

Filmlerin prodüksiyonunu Norr Film üstlenirken, tüm

Karaca, yeni reklam filmi...

Kampanya Künyesi

Reklamveren: Karaca

Reklam Ajansı:VMLY&R İstanbul

Reklamveren Yetkilisi: Galip Bağcı, Sultan Köse

Yönetici Kreatif Direktör: Ayşe Aydın Erdoğan

Kreatif Direktör: Mehmet Güney

Yaratıcı Grup Başkanı: Can Yıldız, Ozan Aslan

Yaratıcı Ekip:Orkun Süslü, Cem Işık, Tansu Demirok,

Nuray Güney, Aykut Küç, Özgür Kahraman

Genel Müdür: Arda Görgün

Müşteri ilişkileri: Meltem Şuekinci, Özde Oldaç,Özlem

Delikanlı

Ajans Prodüktörü: Alihan Dobada, Umut Tangör

Karaca, yeni reklam filminde incinin tarihler boyunca kadınlar Prodüksiyon Şirketi: Norr Film

için önemine değiniyor. TReklam filminin yaratıcı ajansı Prodüktör: Ülgen Demir

VMLY&R İstanbul’un kaleme aldığı reklam filmi, 3 farklı mekânda,

6 farklı dekorla 60 kişilik bir ekiple çekildi. Çekim-

Görüntü Yönetmeni: Soykut Turan

Yönetmen: Fatih Kızılgök

lerinin 4 günde tamamlandığı Karaca Fine Pearl reklamının Post Prodüksiyon: 1000 Volt

prodüksiyonu Norr Film tarafından gerçekleştirildi. Reklam Müzik: Mono Jingles / Arda Algül

filminin yönetmen koltuğunda ise Fatih Kızılgök oturuyor.

marketing europe & anatolia / 31


Kampanyalar

Biscolata Mood...

Biscolata Mood’un yeni reklam filminde Biscolata erkeği, yoğun

Biscolata çikolatalı ve incecik çıtır çıtır bisküvili her bir

Mood’u özenle hazırlıyor.

Depo Film imzası taşıyan keyifli reklam filminin yönetme koltuğunda

Elif Kalkan yer alıyor.

Kampanya Künyesi

Reklam Veren: Şölen Çikolata

Reklam Veren Temsilcileri: Hayat Kapukaya Turaman,

Didem Evgülü, Mehtap Şahin, Rita Oskanyan

Reklam Ajansı: VMLY&R İstanbul

Yönetici Kreatif Direktör: Ayşe Aydın Erdoğan

Kreatif Direktör: Mehmet Güney

Yaratıcı Grup Başkanı: Uğur Sönmez, Cüneyt Özalp

Yaratıcı Ekip: Cem Etyemez, Ümit Aydın, Ozan Yücekuş,

Aleyna Korkmaz, Kübra Bayrakdar

Müşteri İlişkileri: Aşkın Baş, Deniz Atalay, Viket Rodrig,

Uğur Ekmekciler

Stratejik Planlama: Koray Serin, Burcu Yurtseven

Ajans Prodüktörü: Baran Saraç, Zeynep Tanyeli,

Umut Tangör

Müzik Yapım Şirketi: Nil’in İşler

Yapım Şirketi: Depo

Yönetmen: Elif Kalkan

Çiğne, Gülümse, Özgüvenini Tazele...

Vivident markasının yeniden konumlandırması kapsamında

yenilenen iletişim stratejisi, logo ve ambalajlarının lansmanının

yapıldığı reklam filmi izleyicilerle buluştu.

Film, özgüven gerektiren bu anlarda Vivident sakızlarını çiğneyerek

özgüvenlerini tazeleyip harekete geçen 3 karaktere

odaklanıyor. Karakterlerin etrafındaki şaşkın ve imrenen bakışlar

yerini coşku ve beğeniye bırakıyor.

Motivasyonel ve enerjik bir tonda ilerleyen film, Vivident

markasının’’ Çiğne, Gülümse, Özgüvenini Tazele’’ sloganı

etrafına kurulan yeni konumlandırmasını ekrana yansıtıyor.

Kampanya Künyesi

Reklamveren: Perfetti Van Melle Türkiye - Vivident

Reklamveren Yetkilileri: Nalan Özgür, Çiğdem Tüzüner

Serim, İdil Önce, Göksu Çıkıkcı, Erdi Özmen, Çağla Eken

Reklam Ajansı: BEING ÇÖZÜM

Yaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Umut Esin,

Oktay Nezih Can, İrem Alkan

Marka Ekibi: Yusuf Ziya Erdönmez, Elif Onat Bozkurt,

İrem Terzi

Stratejik Planlama Ekibi: Ahmet Yener, Deniz Atalay,

Beliz Atalay

Prodüksiyon Ekibi: Evrim Saraçoğlu, İrem Akalın

Prodüksiyon Şirketi: Organic Film

Post Prodüksiyon: İmaj

Yönetmen: Bora Egemen

Kullanılan Mecralar: TV, Dijital, Radyo, Açıkhava

32 / marketing europe & anatolia


Kampanyalar

Havayı Da Temizleyen Süpürgesi...

Pro’nun yüksek hijyen sağlama özelliğine

vurgu yapıyor. Üçüncü filmde;

Fakir Filter Pro ile evi süpüren anne

ve kızını kucağına alıp uçak gibi

uçuran bir baba yer alıyor. Küçük

kız, pilot anonsu yaparak havadaki

tozları temizleme özelliğine vurgu

yapıyor.

Fakir Hausgeräte’nin yeni üstün teknolojili “Havayı Da

Temizleyen Süpürgesi” Filter Pro’nun, üç farklı konseptte

hazırlanan reklam filmleri yayında.

Birinci filmde; Fakir Filter Pro ile evini süpüren bir adam

ve o anda kalkıp silkinen köpeğinin etrafa saçılan tüyleri

üzerinden yüksek emiş gücü ve ionizer teknolojisine vurgu

yapılıyor. İkinci filmde; annesi evi süpürürken hava durumu

şeklinde evdeki toz durumunu anlatan küçük kız, Filter

Kampanya Künyesi

Reklamveren: Fakir Hausgeräte

Reklamveren Sorumlusu: Fakir

Hausgeräte Pazarlama Müdürü

Esra Özden Türköz

Prodüksiyon Şirketi: 25 Film

Kreatif Direktör: Zeynep Karakaşoğlu

Yönetmen: Abdülbaki Yavuz

Seslendiren: Günyol Bakoğlu

Müzik: Jingle House

Kullanılan Mecralar: TV, Sosyal Medya

Senin Bir Tarzın Var...

Piano Jewellery, birbirinden şık altın takıların yakın planda

izlendiği ve dinamik geçişlerin hakim olduğu reklam filminin

çekimlerini tamamladı. Yönetmen Silvyo Behmoaras’ın çektiği

ve yeni nesil rap sanatçısı Rozz Kalliope’nin “Senin Bir

Tarzın Var” şarkısını seslendirdiği Piano Jewellery’nin reklam

filmi Kasım ayında sinema salonlarında gösterimde olacak.

Kampanya Künyesi

Marka: Piano Jewellery

Yapım: PW Ajans // Premiere Works x Rafkat

Yönetmen: Silvyo Behmoaras

Görüntü Yönetmeni: Firar Güney Kayran

Söz : Ali Hikmet Yavuz – Gülşah Şenkal

Müzik: 3K1A Music – Deniz Erdoğan

Seslendiren: Rozz Kalliope

marketing europe & anatolia / 33


Kız


Gezi

ıldeniz’de Dalış...

Dergimizin

Ekim sayısında Petra,

Kasım sayısında Wadi Rum yolculuğumuzu yazmıştım.

Şimdi de kaldığımız

yerden devam edip Akabe’ ye geçiyoruz.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban / seval@sevalduban.com

Dergimizin Ekim sayısında Petra, Kasım

sayısında Wadi Rum yolculuğumuzu

yazmıştım. Şimdi de kaldığımız yerden

devam edip Akabe’ye geçiyoruz.

Wadi Rum’da çöl ortasında, kaya kovuğunda

güne başladıktan sonra bir kısım

yolu ciplerle bir kısım yolu da develerle

gittikten sonra arabalarımızı park ettiğimiz

yere vardık. Ancak otoparktan

çıkmak pek kolay olmadı çünkü biri,

aracımızın dibine park etmiş. Arabayı

öne doğru hareket ettirince de ön tekerlekler

kuma girdi ve kuma saplanıp

kaldık. Bizi gören bir abi hemen yardımımıza

geldi ve arabayı ittirip, kaktırıp,

otoparktan çıkardık. Sonra da düştük

Akabe yollarına.

Wadi Rum ile Akabe arası yaklaşık 80

km. Ancak Akabe, Ürdün geneline göre

çok farklı. Akabe’ye girerken tekrar polis

kontrolünden geçiliyor hatta bazen

gümrük ofisine bile alabiliyorlar, sizi.

Bizi aldılar, pasaportlarımızı kontrol

edip sonra bıraktılar.

Bizim Akabe ziyaretimizin amacı, dalış.

3 gece boyunca teknede konaklayıp, 4

gün dalış yapacağız. Tekne, Ayla diye

bir yerde, Hyatt Regency Beach Club

önünde bağlı. Arabaları park edip, dalış

malzemelerimiz ve bavulları alıp tekneye

biniyoruz. Anlaşmamıza göre teknede

bizden başka kimse olmayacaktı

çünkü teknede 5 kamara var ve biz 11

kişiyiz. Ancak sığabiliyoruz. Fakat biz

tekneye bindiğimizde bizden başka 7

kişi daha vardı. Öyle olunca biz durumdan

hoşlanmadık tabii. Ancak tekne sahibi

o kadar karaktersiz ki özür bile dilemedi.

Arap ülkelerindeki bu sahtekarlık

çok mide bulandırıcı :(

Kaderimize boyun eğip, cümbür cemaat

denize açıldık. Dalış noktasına varınca

da bizim ekip, 3 gruba ayrıldı ve her

gruba birer dalış rehberi atandı. Sırayla

hepimiz atlayıp, dalışa başladık. Dalışı

çok özlediğimiz için acayip mutlu olduk

tabii. Fakat rehber çok acemi olduğu

için 100 bar havamız varken, 45 dakika

sonra dalışı bitirdi. Hevesimiz kursağımızda

kalınca sinirlendik.

Dalış yaptığımız yer Kızıldeniz ve sualtında

milyonlarca minik renkli balıklar

var. İnsan kendini kocaman bir akvaryumun

içinde gibi hissediyor. Sadece

balıklar değil, mercanlar da inanılmaz

güzel ve göz alıcı ve dokunursanız da

can yakıcı.

Dalış yaptığımız yer, Kızıldenizin en

kuzeydoğusu. Sina yarım adasının en

iç kısımda kalan körfez kısmı. Bu minik

kısıma hem Ürdün’ün hem de İsrail’in

kıyısı var.

Kızıldeniz, Afrika ile Asya arasında yer

alan, Hint Okyanusu’na bağlı bir deniz.

Kızıldeniz adı, Yunanca Ερυθρά

Θάλασσα ve Latince “Mare Rubrum”

un çevirisinden almış. Kızıldeniz, yerel

halk tarafından şap denilen mercan ka-

marketing europe & anatolia / 35


Gezi

savaş pozisyonunda yerleştirilmiş.

Biraz önce de bahsettiğim gibi ilk dalış

bizim için hayalkırıklığı oldu. Sadece,

Balon Balığı, Altın Balığı, Anemon Balığı,

Papağan Balığı, rengarenk deniz

tarakları, vs şeyler gördük sadece.

İlk dalıştan sonra bir yemek molası verdik.

Tekenede yemek alternatifi genelde

gittiğiniz tekne ve ödediğiniz ücret

ile alakalı oluyor. Mısır’da konakladığımız

M/Y Odessey’deki yemeklerin

Kızıldeniz, yerel halk

tarafından şap denilen mercan

kayalıklarından dolayı “Şap

Denizi” olarak da bilinmekte.

yalıklarından dolayı “Şap Denizi” olarak

da bilinmekte. Süveyş körfezinin kuzey

ucundaki Kulzüm şehrinden dolayı

Bahrü’l-Kulzüm ve üzerindeki, halk

arasında şap denilen mercan kayalıklarından

dolayı da Şap denizi adlarıyla

tanınıyor. İçinden çıkılmaz güç durumlara

işaret eden “şapa oturmak” tabiri,

bu denizin kıyıya yakın sığ sularında

seyreden küçük gemi ve kayıkların sık

sık mercan kayalıklarına oturmasından

kaynaklanmış. Bugün de özellikle

Hint Okyanusu’ndan girişte rastlanan

mercan kayalıkları ve küçük adacıklar

Bâbülmendeb civarını, deniz ulaşımı

açısından tehlikeli kılmakta. Daha öncesinde

Mısır’dan çıktığımız dalış gezisinde

bir kaç tane şapa oturmuş yük

gemisi görmüştük.

Aslında, Ürdün, dalış gezileri için Mısır

kadar popüler değil. Ancak, bölgede

dalış turizmini geliştirmek için

Kızıldeniz’de Akabe limanı açıklarında

askeri sualtı müzesi açılmış. Askeri yetkililer,

bölgede bir deniz savaş müzesi

oluşturmak için Akabe limanı açıklarında

28 metre derinliğe savaş tankı ve

helikopter gibi 19 savaş aracı batırmış.

Üstelik de bu savaş araçları Akabe limanı

kıyılarındaki mercan kayalıklarına

36/ marketing europe & anatolia


Gezi

muhteşem olmasına rağmen burada ki

yemek çok vasattı. Domates, salata söğüş,

köri soslu patates, lahana salatası

ve tavuk. Ben tavuktan nefret ettiğim

için patates ve salata ile yetindim.

Sonrasında ilk dalışa benzer iki dalış

daha yaptıktan sonra günü bitirip marinaya

geri döndük. Marinaya dönünce,

tekne sahibi, klimaların çalışmadığı için

bize, otel konaklamasını önerdi. Biz de

bir gece önce çölde uyuduğumuz için

tekneye nazaran daha temiz pak yerde

kalıp, duş almayı daha mantıklı bulduk.

Teklifi hemen kabul ettik. Tekne sahibi

bize bir araç ayarladı, merkezde bir de

otel ayarladı (otel parasını da kendisi

ödedi). Hep birlikte otele gidip, odaları

paylaştık. Sonra da yemek yemek üzere

dışarı çıktık. Gittiğimiz yer, Akabe’nin

merkezi (Old Town Souk). Merkez kısım

hem çok sıcak hem de baharatlı

yemeklerden dolayı, sokaklar çok ağır

bir şekilde yağ ve yemek kokuyor. Sokaklarda

bir sürü baharatçılar var. Ancak

yemek yediğimiz yerin adını hiç

hatırlamıyorum.

Bir restaurant’ın önündeki masalara

oturup yemek siparişi verdik. Ben jumbo

karides ve içecek olarak da mango

suyu söyledim. Mango suyu gelince

zevkten dört köşe oldum çünkü konsantre

değil gerçek mango suyu geldi.

Akabe, Ürdün’ün güneyinde,

Akabe Körfezi

kıyısında yer alan önemli bir

liman şehri.

Onu bir dikişte içip bir tane daha söyledim.

Sonrasında jumbo karides geldi

ancak çok fazla baharatlı sos kullandıkları

için tadı karidesten başka her şeye

benziyordu. Neyse ki mango güzeldi de

akşamı kurtardık.

Yemekten sonra biraz sokakları dolaşıp,

marketten içecek bir şeyler aldık.

Niyetimiz bir bara gidip oturmaktı ancak

yemekten sonra öyle bir ağırlık çöktü ki

direk otele döndük. Odada biralarımızı

içtikten sonra uyuya kalmışız.

Akabe, Ürdün’ün güneyinde, Akabe

Körfezi kıyısında yer alan önemli bir

liman şehri. Akabe vilayetinin merkezi

olan şehrin nüfusu 70.000 civarında.

Şehir Ürdün’ün denize açılan tek limanı

olması sebebiyle stratejik bir öneme sahip.

Ülkede çıkan fosfatın büyük çoğunluğunun

nakliyesi , Akabe limanından

yapılıyor.

Akabe’nin hemen yanında

İsrail’in Elyat şehri yer alıyor.

Ürdün, halkının çeşitliliği ve özellikle

ülkede yaşayan Filistinli’lerden dolayı

Orta doğu’da dikkat çekiyor. Söylenene

göre nüfusun yarısı Filistinli’lerden oluşuyor.

Ürdün’de diğer orta doğu ülkeleri

gibi petrol ve doğalgaz kaynakları

yok. Ancak çok fazla turist alan tursitik

bölgeleri var, Wadi Rum, Lut Gölü (Tuz

Gölü), Petra ve Akabe gibi. Petrolü ve

doğal gazı yok ama en yüksek para

birimi onların. Ürdün Dinarı, sterlinden

bile daha pahalı.

Akabe, dalış haricinde kültürel ve deniz

turzimi için de uygun. Akabe’de İstanbul

gibi, şehir sürekli değişip, gelişiyor. Biraz

önce teknenin bağlı olduğu yer olan

Ayla ismini telaffuz etmiştim. Ayla Oasis,

şehrin en yeni gözde modern yerleşim

yeri. İsrail’in Elyat sınırında yer

alıyor. Bir yaşam kompleksi olan Ayla,

4,3 milyon metrekarelik alana kurulmuş

ve 17 km sahili var. Kopmlex içerisinde,

golf sahası, yapay göller, marina,

oteller gece kulüpleri, alış veriş merkezi

ve beach club’lar yer alıyor. Özetle,

sadece Ayla Oasis’de vakit geçirip, 10

numara 5 yıldız bir tatil yapabilirsiniz.

Ayla ismini ilk gördüğümde bana garip

gelmişti, sonradan öğrendim ki Arap

Yarımadası dışında inşa edilen ilk İslam

şehriymiş, Ayla.

Ancak bu tarihi kent, yeni kurulan Ayla

Oasis ile aynı yerde değil. Antik kent,

K. Hussein St.’te (K. Hussein Caddesi)

yer alıyor. MS 650 yılında Akabe’de

marketing europe & anatolia /37


Gezi

kurulmuş olan Ayla, İslamiyet’in 622

yılında kente ulaşması ile, 7 ve 11.

yüzyıllar arasında Filistin’in en önemli

limanı olarak kullanılmış. Bu antik kent

hem Hicaz’ın ambarı, hem de Mısır’dan

gelen hacıların, Mekke’ye giderken konakladıkları

şehir ve ticari bir liman olmuş.

Emevilerin inşaa ettiği ve daha sonra

Haçlı Seferleri sırasında saldırıya uğrayan

bu şehir zengin bir ticaret merkeziymiş.

Misr adı verilen mimariye

dayanarak inşa edilmiş olan Ayla’da

kazı çalışmaları 1989 yılında başlamış.

Buradan çıkan tarihi eserler Arkeoloji

Müzesi’nde sergileniyormuş. Tabiisi de

biz müzeyi gezmedik.

Ayla tarihi kentinin hemen yanında bir

de kilise kalıntıları bulunuyor. 4. yüzyıldan

kalma Roma Kilisesi’nin kalıntılarını

görülebilirsiniz ancak pek bir şey

kalmamış.

Akabe’deki tarihi yapıların en önemlisi,

Akabe Kalesi. Memluk Sultanı Kansu

Gavri tarafından yaptırılan kale hala

çok heybetli görünüyor.

Bunların haricinde, Aqaba Heritage Museum

ve Şerif Hüseyin Camii’ni de ge-

Antik kent,

K. Hussein St.’te (K. Hussein

Caddesi) yer alıyor.

zebilirsiniz. Şerif Hüseyin, İngiliz Ajansı

Lawrence ile Arap isyanına öncülük

eden kişi. Bu cami de onun adına yaptırılmış.

Akabe’nin sembolü olan beyaz

renkli Şerif Hüseyin Cami, Ürdün’ün en

büyük kubbeli camisiymiş.

Eveeett, az biraz Akabe’deki gezilecek

yerlerden bahsettikten sonra gezimize

dönelim. Akşam otelde kalıp, sabah da

kahvaltımızı ettikten sonra tekrar tekneye

gittik. Ancak teknedeki misafirler

hala oradaydılar. Neyseki odaların bir

kısmını boşaltmışlardı. Biz kamaraya

eşyalarımızı koyup, yerleştik. Sonra da

dalış bölgesine doğru yola çıktık.

Dalış yapacağımız yer Japanese Garden.

Maximum 30 metre derinliğinde

olan Japanese Garden’da, ateş mercanları,

lahanaya benzeyen mercanlardan,

siyah mercanlar, aslan balıkları,

melekbalıkları, cornetfish (bunun Türkçe’sini

bilmiyorum) , müren, orfozlar,

resifler, kelebek balıkları gibi bissürü,

rengarenk şey var. biz bütün ekip atladık

suya.

Bu sefer gruplara ayrılmadık. Hep birlikte

dalıp goy goy yapalım dedik. Hep

birlikte olunca daha eğlenceli oluyor.

Japanese Garden’da çok eğlendik. Arkadaşlarımızın

bir kısmı fotoğraf çekerken

biz de etraftaki canlılarla oynaştık.

Yanlız, bir tane kutu balığı bana fena

sardırdı. Uzun süre peşimde dolaştı.

Dönüp baktığımda, göz göze gelince

daha da hızlanıp göz hizama gelmeye

başladı. Paletimle, uzaklaştırmaya çalışıyorum

ama umurunda değil. Sonra

umudu kesmiş olacak ki peşimi bıraktı.

Keyifli Japanese Garden dalışından

sonra hepimiz mtlu bir şekilde tekneye

döndük. Yine aynı menüden oluşan

öğle yemeğinin ardından biraz şekerleme

yaptık sonra ikinci dalış olan Cedar

Pride wreck (gemi batığı) için hazırlandık.

Bu sefer gruplara ayrıldık ancak

Nilüfer kulağındaki problemden dolayı

dalışa katılmadı. Sadece ben ve dalış

rehberi kaldık.

Cedar Pride gemi batığı, Akabe’nin en

popüler dalış noktası. Lübnan bandıralı

olan bu yük gemisi, 1982’de çıkan

yangında çok büyük hasar almış. 27 m

derinlikte bulunan enkazdan çok şahane

bir resif oluşmuş. İçeride çok çeşitli

canlılardan oluşan bir yaşam başlamış.

Gemi batırılırken içeride bir kısım hava

boşluğu oluşmuş. Gemi içinden oraya

girip, yukarı çıktığınızda o hava boşluğuna

erişiyorsunuz. Hatta oraya ulaşıp

ağzınızdan regülatörün maps’ı çıkarıp

nefes alabiliyorsunuz. Biz de rehberle

o boşluğa çıktık ama ben maps’ımı çıkarmadım.

Kim bilir kaç kişinin nefesi

vardır ve çok pistir. Hijyenik olmaz düşüncesiyle

maps ağzımda, bakındıktan

sonra dalışa devam ettik. Hijyen önemli.80

metre uzunluğunda olan gemi dalış

için çok eğlenceli. Bir yerinden girip

diğer tarafından çıkıyorsunuz. Daracık

koridorlar, karanlık odalar, içinde yaşayan

canlılarla tam eğlencelik olmuş.

38 / marketing europe & anatolia


Gezi

Ancak ben karanlıktan çok korkutuğum

için bazen tırstığım oldu. Ama çok keyif

aldım.

Geminin olduğu yer dalış şamandırasıyla

işaretlenmiş. O yüzden kıyıdan,

şnorkel ile dalış yapanlar için de kolay

bulunabiliyor. Geminin sancak tarafı

10 metre derinlikte ve şnorkel ile dalındığında

da görülebilecek seviyede. O

yüzden hem acemi hem de deneyimli

dalgıçlar için harika bir yer.

Ben bu batık dalışından acayip çok keyif

aldım, tüpüm bitene kadar da doya

doya daldım. Sonra batığa veda edip

dalışı bitirdik.

Üçüncü dalışı yakınlarda bir reef’te

yaptık. O da ilk dalış gibi minnak balıklar

ve mercanlarla doluydu. Dev akvaryumda

dolanıp, hayran hayran su altını

izledik.

Üçüncü dalıştan sonra tekne tekrar marinaya

yanaştı. Biz de duşlarımızı alıp

yemek yemek için dışarı çıktık. Ayla

Oasis, merkezden uzak ve tam olarak

açılmamış. Dolayısıyla içeride çok az

mekan var. bizim teknenin karşısında

Hyatt Regency Otel vardı. Dışardan

bakınca da çok büyük görünüyordu.

Biz de Nilüfer ile içine bakmaya girdik.

Baktık ki içeride çok güzel restaurantlar

var, orada yemek yemeye karar verdik.

Lübnan bandıralı olan bu yük

gemisi, 1982’de çıkan yangında

çok büyük hasar almış.

Açık büfe yemek, 25 JOD ancak akollü

içecekler hariç. Üstelik canlı müzik de

var. bizim diğer ekip, araç ile old town’a

gitti. Biz de Nilüfer ile Hyatt Regency’de

kaldık. Otelin mutfağı çok zengin olduğundan

çok çeşit yemek vardı ve

hepsi de çok lezzetliydi. Ben en çok

mezgit balığını sevdim. Yemek mezgit

olunca da yanına Yeni Rakı lazım geldi.

Barda görür görmez gözüme kestirmiştim

zaten.

Yemeklerimii alıp, bahçede kendimiz

güzel bir masa bulduk. Bir yanda deniz,

bir yanda hoş ezgilerle canlı müzik;

inanılmaz keyifli oldu. Müzikleri bizim

türkülere çok benziyordu ki çoğu da aynıydı.

Müzik kültürüm çok olmadığı için

bu konuda çok detay veremeyeceğim

ama Nazende sevgilim şarkısını bile

söylediler. Belki böyle yazınca beni anlarsınız.

Biz ortamı ve yemekleri çok sevdiğimiz

için epeyce oturduk orada. Saat

geç olunca da uyumak üzere tekneye

geri döndük. Ancak teknede, kötü

bir sürpriz karşıladı bizi, kamaranın içi

sivrisinek doluydu. Tabii, klima da çalışıyor.

Klimanın bozuk olduğuna pek

inanmamıştım ben çünkü arap ırkı hiç

güven vermiyor bana. O yüzden alt kısımda

mürettabatın olmadığı bir vakit,

Nilüfer’ın itirazlarına rağmen, sigorta

ve gösterge panellerini kurcaladım. Klima

gerçekten çalışmıyormuş.

Kamaradaki sivrisinek ve sıcak yüzünden

orada uyuyamayacağımı anlayıp,

yorganı ve yastığı alıp üst kata çıktım.

Niyetim orta kattaki havuzlukta uyumak.

Benim gibi düşünen başkaları da

marketing europe & anatolia /39


Ağustos ayında ben,

Seçil ve Özgül’ün

doğum günleri vardı :)

Gezi

olmuş. Kendime bir yer bulup, yorganı

serdim, yastığı da koyup, yattım. Sabaha

kadar deliksiz uyumuşum. Sabah

güneşi üzerime vurup da yanmaya başlayınca

uyandım. Bir süre sonra herkes

uyandı ve kahvaltımızı ettik.

Kahvaltıdan sonra tekneye günübirlik

tatilciler geldi. Hepsi tombik tombik teyzeler.

Hiç biri dalış yapmıyor. Öyle teknede

takılmaya ve yüzmeye gelmişler.

Bir rahat vermediler bize teknede.

Dalış için tekrar marinadan ayrıldık. Diğer

günlere nazaran biraz daha erken

ayrılmıştık. Erken saatler, köpek balıklarının

beslenme saatleri. O yüzden,

dalış liderimiz köpek balığı görebileceğimizi

söyledi. Ancak onun için biraz

derin dalış yapacakmışız. Derin dediği

30 – 35 metre civarı. Nilüfer ile birlikte

hazırlanıp, dalışa başladık. Ancak dalış

yaptığımız bölgenin adını hatırlamıyorum.

Bir reef’in yanında dalışa başladık.

Reef, duvar gibi ve aşağısı oldukça derin.

Reef boyunca epey dolandık ancak

köpek balığı göremedik. Kurbağa balığı

ve su kaplumbağası gördük sadece,

bir de bissürü renkli minik balıklar. Ama

köpek balığı görebilme düşüncesi bizi

çok heyecanlandırmıştı. Köpek balığı

göremedik ama dalış yapmaktan dolayı

aldığımız keyifle yukarı çıktık. Aynı menüden

oluşan öğlen yemeğinden sonra

ikinci dalışa başladık. İkinci dalış, bir

tane uçak batığı ve sonra da tank ba-

40 / marketing europe & anatolia

tığı. İlki, C130 Hercules transport aircraft.

Kral II. Abdullah’ın, dalış turizmine

kazandırdığı batıklardan biri olan kargo

uçağı batığı, 16 metre derinliğinde bulunuyor.

Kargo uçağı olduğu için tamamen

boş sadece kokpit kısmı var görsel

olarak. Ancak kokpit kısmı da görülmeye

değer çünkü o kısımda üzerinde pilot

giysisi bulunan bir iskelet var. Ben

uzaktan görünce emin olamamıştım

ancak yakınına gidip de görünce epey

hoşuma gitti. İyi fikir.

Uçak 16 metre derinlikte bulunuyor ve

dip yüzeyi dümdüz. Uçağın boyu, kuyruk

ile birlikte 30 metre, kanat aralığı ise

40 metre civarında. Oldukça büyük bir

uçak ve içi de kocaman. Oldukça rahat

hareket dilebiliyor içinde İçinin kocaman

olmasına rağmen yine de orada

bulunmak biraz ürkütücü.

Uçakta görülecek pek fazla bir şey olmadığı

için çok vakit geçiremedik orada,

sonra da su altından giderek tank

batığına ulaştık.

“Tank” olarak bilinen M42 “Duster”

uçaksavar aracı, uçağa çok yakın. 1999

yılında batırılan, paletli tank yaklaşık 6

metre derinlikte ve sahile çok yakın. O

yüzden plajdan yüzüp, şnorkel ile dalan

da çok insan var. biz dalış yaptığımız

sırada yukarıda en az 50 kişi vardı. Bir

sürü bacak ve popo, dalış sırasında

öyle şeyler görmek hiç eğlenceli değil.

Dalışın bütün gizemini bozuyor. İnsan

kalabalığı yüzünden ağız tadıyla fotoğraf

bile çekemedik. Çok sığ olduğu için

bir sürü de acemi dalgıç var, tabii. Dalış

liderleri, adamları enselerinden tutmuş,

çekiştire çekiştire daldırıyorlar. Onlar

da uzaylı görmüş masum köylüler gibi,

etrafa gülücükler saçarak, takılıyorlar :)

Bizim için komik bir deneyim oldu.

Tankı da gördükten sonra tekneye döndük.

Üçüncü dalışta her hangi bir batık

falan yoktu. Biz yine cümbür cemaat

dalıp, dalışın keyfini çıkardık.

Akabe’de üç farklı dalış bölgesi var ancak

bunlar bir birine çok yakın; North

Bay, Visitors Bay ve South Bay. Oralarda

da şu dalış noktaları var. North

Bay’de; Power Station, First Bay South,

First Bay North, Eal Garden. , Visitors

Bay’de; King Abdalla Reef, Black

Rock, Cable Reef, Rainbow Reef, Cedar

Pride (Wreck), Japanese Gardens,

Gorgone I ve Gorgone II. South Bay’de

C130 Hercules transport aircraft, The

Tank and 7 Sisters, New Canyon –

Olivers Canyon, Yellowstone Reef,

Blue Coral, Kiwi Reef ve Moon Valley

and Puffer Rock. Bu bilgilerin kaynağı:

http://www.dive-inaqaba.com/dive-sites/.

Dilerseniz dalış haritalarına oradan

da bakabilirsiniz.

Marinaya vardığımızda, yemek için dışarıya

çıkmak yerine, dışardan yemek

söyledik. Ortaya karışık yaptırdık; kebap,

et ve deniz ürünleri. Sonra hepimiz

üst havuzlukta toplanıp hep birlikte

yemek yedik. Ağustos ayında ben, Seçil

ve Özgül’ün doğum günleri vardı. Bir

tanecik hocamız Mehmet Emre, bunu

unutmamış ve doğum günü kutlaması

için kocaman bir pasta almış. Yanına

da şampanya. O akşam üçümüzün doğum

gününü kutlayıp, eğlendik .

Akşam yine kamaraya inemeyip, yuka-


Gezi

rıda uyuduk. Açık havada yıldızların altında

uyumak hepimize iyi geldi. Ertesi

gün dalışlarımızın son günü olacak.

Son gün de yine cümbür cemaat dalmayı

tercih ettik. Bizler su üstünde olduğu

kadar su altında da, birlikte çok

eğleniyoruz. Ancak son gün, uçak batığına

tekrar daldık. Fotoğraflar falan

çekip, uçakta oynadık biraz.

O gün de 3 dalış yaptıktan sonra dalış

malzemelerimizi yıkayıp, tekneye astık.

Hava çok sıcak olacağı için biz marinaya

gidene kadar çabucak kurudular.

Oradaki rüzgarlara, fön rüzgarları adını

verdik çünkü çok sıcak.

Ben dalışa giderken, dalış elbiselerimi,

regülatörümü, maske ve paletlerimi

götürdüm sadece. Bir de dalış bilgisayarımı.

BC’yi (denge yeleği) tekneden

kiraladım. Çok malzeme taşımaya

üşendim. Donanım açısından dalış, çok

meşşekkatli bir spor. Bir sürü ekipman

var ve onları yıkayıp, tuzdan arındırmak

çok zor. Dalış işi, hiç tembellere göre

değil.

Tekne marinaya yanaştığında biz bavullarımızı

hazırlamıştık bile. Vakit kaybetmeden

yola çıkalım dedik, çünkü

bizim araç eski ve gitmiyor. Biz diğer

arkadaşlardan önce yola çıktık.

Akabe’den sonra roatamız, Amman. Bir

gece de Amman’da kalıp, döneceğiz.

Akabe ile Amman arası yaklaşık 340 km

ve 4,5 saat falan sürüyor. Amman’a gitmek

için iki farklı rota var; Jordan Valley

Highway (otoyol) ve Desert Highway.

Biz, kısa olduğu için Dead Sea’nin kıyısından

geçen Jordan Valley Highway’i

tercih ettik.

Arabayı ben kullanacağım için hava kararmadan

yolun bir kısmını almak istedim.

O yüzden yemek falan yemeden

direk yola çıktık. İlk benzinciye uğrayı

depoyu doldurduk. Su, çikolata ve ıvır

zıvır alıp yola koyulduk. Saat 19:00 gibi

Ayla Oasis’ten çıkmış olduk.

Otoban dedikleri yol, tek şerit bir yol ve

çölün ortasında gidiyorsunuz. Etrafta

Kargo uçağı batığı, 16 metre

derinliğinde bulunuyor.

Kargo uçağı olduğu için

tamamen boş sadece kokpit

kısmı var görsel olarak

hiç bir şey yok. Arabada radyo, teyp vs

hiç bir şey çalışıyor. Arada bir Nilüfer,

spotify açıyor ancak çölde internet olmadığı

için o da çalışmıyor. Hava kararana

kadar bir şekilde idare ettik. Ancak

hava karardıktan sonra o yol, bitmek

bilmedi. Gece yolda giderken, karşıdan

gelen araçların farları insanın gözlerini

mahvediyor. Yollarda hiç aydınlatma

yok, o yüzden herkes uzun farları kullanıyor.

O da sürücülerin gözlerini mahvediyor.

Karşıdan gelen araçların çoğu

kamyon ve geçerlerken arabayı savuruyorlar,

resmen. Çöl boyunca bir iki

de kum fırtınasına denk geldik. Arabayı

hortumun içine alıp uçuracak sandım

bir ara. Tüm bu zorluklar yetmiyormuş

gibi bir de kasisler var. yerleşim yerlerine

yaklaşırken yollarda çok geniş kasisler

var. hava karanlık olduğu için kasisleri

görmüyorsunuz. Bir çok yerde,

kasis uyarı işareti de yok. Ancak üzerinden

uçarken far ediyorsunuz kasisi :(

Böyle zorlu yollarda araba kullanarak

6 ssat sonra Amman’a vardık. Yolda

hiç mola vermediğimiz için çok acıktık.

Hemen Google maps açıp en yakın Mc

Donalds’ı bulduk. Otele uğramadan direk

oraya gittik çünkü o saatte tek açık

yer orasıydı.

Amman’daki Mc Donald’s şimdiye

kadar gördüğüm en teknolojik Mc

Donald’s idi. Kiosk üzerinden sipariş

verip, kredi kartı ile ödeyip sonra da

yemeğnizi alabiliyorsunuz. Üstelik angus

eti seçeneği de var. hamburgerdeki

köfte de gerçek etten yapılmış. Çok

iyiydi. Yemeğimizi yedikten sonra otelimize

zor attık kendimizi. 6 saat araba

kullanmak çok yormuş beni.

Uçağımız öğlen vakti olduğu için

Amman’ı gezme şansımız olmadı.

Otelde kahvaltımızı edip kalıbı dinlendirdikten

sonra Polonyalı arkadaşlarımızla

vedalaştık ve havaalanına doğru

yola çıktık. Dandik arabamızı iade ettikten

sonra evimize döndük.

marketing europe & anatolia /41


Gameon

Xbox One S All-Digital...

Xbox One S All-Digital, Türkiye’deki oyun severlerle buluştu.

Xbox One S All-Digital Türkiye’de satışa çıktı. Disk sürücüsü

bulunmayan konsol, kullanıcılarına tamamen dijital bir oyun

deneyimi sunuyor.

Tamamen dijital oyunlardan oluşan ve her yerden erişilebilen

kütüphanesiyle dikkat çeken ürün, gücünü bulut teknolojisinden

alıyor. Kullanıcılar, oyunlarını, kayıtlarını, yedeklerini

bulutta saklayabiliyor ve istedikleri yere kolayca taşıyabiliyor.

Türkiye’de ilk olarak Hepsiburada ve Vatan Bilgisayar’da satışa

sunulan Xbox One S All-Digital, içerisinde Sea of Thieves,

Minecraft ve Forza Horzion 3 oyunları ön yüklü olarak

geliyor.

Yeni çıkan oyunları anında oynama şansı

Xbox One S All-Digital, ön sipariş ve ön yükleme imkanlarıyla

sabırsız oyuncuları sevindiriyor. Yeni çıkacak oyunları

heyecanla bekleyen ve herkesten önce oynamak isteyen

kullanıcılar, Xbox One S All-Digital sayesinde oyunları çıktıkları

an oynayabiliyor. Dijitale yönelen oyun severler, Adil

Kullanım Kotası’nın da kaldırılmasının ardından fiziksel yerine

sınırsızca indirebildikleri dijital oyunları tercih ediyor. Ayrıca

Xbox Game Pass ile 100’ün üzerinde oyunu keşfederek

ve indirerek dijital oyun kütüphanesini genişletebiliyor. Xbox

konsolları ve PC’lere özel bir servis olan Game Pass, aylık

29.99 TL fiyatıyla her ay yeni ve güncel oyunları kullanıcılarına

sunuyor.

Yüksek performansına göre uygun fiyat

4K çözünürlüğüyle Ultra HD video akışı sunan ürün, 1TB

HDD depolama alanıyla da dikkat çekiyor. Xbox One S All-

Digital içerisinde 8 çekirdekli 1,75 GHz Custom Jaguar işlemci,

1,4 teraflopluk ekran kartı ve 8 GB DDR3 RAM bulunuyor.

Wolfteam Türkiye Kupası...

Netmarble Türkiye’nin, Wolfteam oyunu için

düzenlediği ve Türkiye’nin en güçlü espor takımlarının

mücadelesine sahne olan Wolfteam Türkiye Kupası

muhteşem bir derbiyle final yaptı. 1907 Fenerbahçe

ve Galatasaray Espor takımları Estanbul Gaming

Center’da karşı karşıya geldi. Şampiyonluk kupasına

uzanan Galatasaray Espor 35 Bin TL’lik ödülün sahibi

oldu.

Wolfteam Türkiye Kupası’nın sahibi Galatasaray Espor

Wolfteam Türkiye Kupası lig aşamasını 48 puanla

rekor kırarak lider tamamlayan 1907 Fenerbahçe Üst

Kodu haritasında başlayan maçı 16-13’lük sayıyla

kaybetti. 1907 Fenerbahçe Şehir Meydanı haritasında

oynan ikinci maçı 16-8 skorla kazanarak durumu eşitledi. Saray

Haritası’nda oynanan üçüncü maçı Galatasaray Espor

16-7 kazanarak tekrar öne geçti ancak büyük bir çekişmeye

sahne olan dördüncü maçın oynandığı İstasyon Haritası’nda

maçı 16-15 ile 1907 Fenerbahçe kazandı ve durumu 2-2’ye

getirdi. Kapadokya Haritası’nda oynanan beşinci ve son maçta

Galatasaray Espor oyuna ağırlığını koydu ve maçı 16-11

kazanarak şampiyonluğa ulaştı.

Şampiyonluk kupasını Galatasaray Espor Takım Kaptanı

Cenk ‘CombatStar’ Erşahin’e Netmarble EMEA Marketing

ve Operasyon Direktörü Mesut Üzümcü takdim etti. Son

3 yıldır 1907 Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu turnuvada

Galatasaray Espor ilk defa rakibine üstünlük sağlayarak

şampiyon oldu. Bu yıl kupayı alan Galatasaray Espor takım

kaptanı Cenk ‘CombatStar’ Erşahin geçtiğimiz yıl da 1907

Fenerbahçe’nin kaptanı olarak kupaya uzanmıştı.

42 / marketing europe & anatolia


Gameon

Overwatch 2...

Dünya çapında 50 milyondan fazla oyuncu* hedeflere ulaşmak,

payload’ları itmek ve gelecek için mücadele etmek için

Blizzard Entertainment’ın sevilen takım bazlı nişancılık oyunu

Overwatch®’ta bir araya gelecek. Bugün, biletleri tamamen

tükenen BlizzCon 2019’da seyircilerin ve yayına çevrimiçi

katılan milyonların huzurunda Blizzard Entertainment,

Overwatch dünyasına ve hikâyesine daha yakından bakan

ve orijinal oyunun eleştirmenlerden tam not alan dünya kalitesindeki

PvP (oyunculara karşı) rekabetini daha da ileriye

taşıyan devam oyunu Overwatch 2’yi duyurdu.

Oyuncular Overwatch 2’de dünyayı çevreleyen korkunç tehditlerle

başa çıkabilmek için işbirliği görevlerine katılarak takımlar

oluşturan, güçlerini arttıran ve birbirlerine destek olarak

ayakta kalmayı başaran dünya kahramanlarının rollerine

bürünecek. Rekabetçi Overwatch’ın evrimleşmiş yeni halinde

oyuncular, birbirleriyle de savaşmaya devam edecek ve

var olan başarımları ile loot koleksiyonlarını daha da ileri

taşıyacaklar. Oyunun yeni kahraman listesi, yeni jenerasyon

kahramanları, uluslararası ölçekteki yeni haritaları ve ilk kez

oyunda yer alacak Push haritası ile Overwatch dünyasının

sınırları daha da genişleyecek.

“Overwatch 2 ile ilk oyunun çıkışından beri oyuncuların oynamak,

bizimse oluşturmak istediğimiz işbirlikçi, hikâye odaklı

deneyimi ortaya koyuyoruz,” diyor Blizzard Entertainment’ın

başkanı J. Allen Brack. “Bu destansı hikâyeyi oyunun içinde

anlatmak, oyunculara Overwatch ile ilgili sevdikleri her şeyi

ve çok daha fazlasını deneyimletmek, favori kahramanlarını

geliştirmek ve kişiselleştirmek etrafına örülü yepyeni işbirlikçi

(co-op) bir deneyim sunmak için sabırsızlanıyoruz.”

StarCraft II...

Sons of Korhal’ın lideri olan Arcturus Mengsk nihayet

Starcraft II evrenine giriş yaptı ve tüm gaddarlığıyla

iradesini herkese kabul ettirmeye hazır. Mengsk, bir

Co-op Komutanı olarak zorunlu hizmet altındaki işçi

ve askerleriyle rakiplerine hemen baskı kuruyor ve

oyunun ilk safhalarından itibaren gücünü kabul ettiriyor.

Kolayca gözden çıkarılabilen askerleri, alt edildiklerinde

silahlarını düşürüyor ve başka bir asker

bunu yerden alarak savaşa devam edebiliyor.

Mengsk, enerji yerine İmparatorluk Yetkileri adında bir

kaynak kullanıyor. Bu kaynağı, Kraliyet Muhafızlarını

eğiterek veya onların rütbelerini arttırarak

oluşturuyorsunuz. İmparatorluk Yetkileri büyüdükçe

Mengsk daha güçlü ve tartışmalı yeteneklere sahip

oluyor. Hemen StarCraft II’ye girerek Mengsk’in sadık ve

devasa ordularını kontrol etmeyi deneyebilirsiniz. Mengsk’i

daha yakından tanımak için lütfen şu bağlantılara göz atın:

Yeni Co-op Zorluk Seviyesi: Brutal +

Co-op oyuncuları, mevcut Hard ve Brutal ayarlarının ötesinde

bir zorluk seviyesini deneyimleme şansı bulacak.Brutal + seviyesinde

oynarken Amon birden fazla mutator’un avantajını

kazanacak ve bunların her biri oyunun zorluğunu kend-

ine has bir biçimde arttıracak. Bir arkadaşınızla güçlerinizi

birleştirerek Brutal+ zorluğunun 6 farklı seviyesi arasından

seçim yapabileceksiniz. Bunların her biri git gide daha da

zorlu (ve büyük ödüller sunan) bir hal alacak. Brutal +, ayrıca

rastgele mutator setleri oluşturarak oyuncular için bir Mutasyon

Sınavı (Mutation Challenge) ortaya çıkaracak. Bu sınavı

başarıyla geçenler ilave deneyim kazanacaklar.Brutal+

ayarında kendinizi sınamaya hazır mısınız?

marketing europe & anatolia / 43


Kültür - Sanat

Zana’art Fotoğraf Sergisi...

Zana’art Fotoğraf Sergisi Lexus Dolmabahçe Showroom’da

sanatseverlerle buluştu. Yaptıkları farklı mesleklerin

yanında fotoğraf sanatına da gönül veren Prof. Dr. Oktay

Demirkesen, Prof. Dr. Bülent Alıcı, Ahmet Apdiç ve

Şeref Atik’in Anadolu’nun çeşitli yerlerinde kaybolmaya

yüz tutmuş meslekleri fotoğrafladıkları Zana’art Fotoğraf

Sergisi’ne iş ve sanat dünyasından çok sayıda sanatsever

katıldı. 8 Aralık Pazar gününe kadar Süzer Plaza’da

devam edecek sergide, teknolojik gelişmelerle birlikte

değişime uğrayan üretim ve tüketim alışkanlıklarının

çağlar boyu süren geleneksel meslekler üzerindeki etkileri,

dört fotoğrafçının objektifinden anlatılan bir hikaye

ile sanatseverlere aktarılıyor.Oktay Demirkesen, bu projeyi

geliştirerek devam etmek istediklerini ifade ederken,

Bülent Alıcı da sanatseverler açısından bu serginin yeni

bir soluk getireceğini ifade etti. Ahmet Apdiç Zana’art

Fotoğraf Sergisi’ni uyumlu bir ekip çalışmasının ürünü

olarak tanımlarken, Şeref Atik ise fotoğraf severleri bu sergide

gözleriyle değil kalpleriyle gören bir grup fotoğrafçının

çektiği karelerin beklediğini söyledi.

Sağlıklı Yaşam

Kuralları...

Kitap okumayan çocuk kalmasın

diye kaliteli kitapları uygun fiyatlarla

Şok işbirliğiyle sunan Sabri Ülker

Vakfı “Sağlıklı Yaşam Kuralları”

adını taşıyan çocuk kitaplarını, Türkiye

genelinde tüm Şok Marketler’de

anne, baba ve çocuklarla buluşturdu.

Sabri Ülker Vakfı, bu kez toplumun

daha geniş kesimlerine ulaşmak hedefiyle Sabri Ülker

Vakfı Yayınları’nı hayata geçirdi. Çocuk Kitapları, Popüler

Bilim ve Akademik Yayınlar olmak üzere üç farklı

kategori de alanının çok satanları ve gelecek vaat eden

yeni eserlerini bünyesine alarak okurla buluşturacak

olan Sabri Ülker Vakfı Yayınları, uluslararası alanda tıp

ve beslenme alanında ses getiren kitapları da Türkçe’ye

kazandıracak.

Seri, “Dikkat Zehirli Olabilir”, “Gözünü Dört Aç”, “Haydi

Banyoya”, “Haydi Hareket Et”, “Sakin Ol”, “Yeterli ve

Dengeli Beslen” adını taşıyan altı kitaptan oluşuyor.

Hayvan Çiftliği...

George Orwell’in kült eseri Hayvan

Çiftliği kitaba özel tasarlanan

çamurdan heykel fotoğraflarının

yer aldığı koleksiyon baskısıyla

raflarda. 20. yüzyılın totaliter rejimlerini

zamana meydan okuyan,

geleceğe ibret niteliğinde

bir anlatıya dönüştüren, 70’in

üzerinde dile çevrilmiş hikâyenin

tüm kahramanları; Snowball,

Napoleon, Squealer, Boxer ve diğerleri, bu kez

çamurdan heykel olarak sayfalarda canlanıyorlar. Kendi

kendilerini yönetmek için çiftliğin gaddar sahibini deviren

ve kendi bağımsızlıklarını ilan eden hayvanların

birbirine düşürülmesinin, adaletsiz düzenin yine yolunu

bulmasının ve bir ütopyadan adım adım inşa edilen

korku rejiminin hikâyesi, tüm insanlığa bırakılmış bir

uyarı niteliğinde. George Orwell’in modern zaman fablı

Hayvan Çiftliği, koleksiyonerler için hazırlanan bu özel

baskısıyla bir kez daha okurların karşısında.

44 / marketing europe & anatolia


Kültür - Sanat

İBB Şehir Tiyatroları Aralık Ayı...

İbb Şehir Tiyatroları Aralık Ayında 1’i Yeni, 35 Oyunla Seyirciyle

Buluşuyor

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Aralık

ayında 1’i yeni, 35 oyunla seyirci karşısına çıkıyor. Aralık

ayında sahnelenecek oyunlar:

Amanvermez Avni, Uzlaşma, Ay Işığında Şamata, Çın

Sabahta, On İki Öfkeli Adam, İki Efendinin Uşağı, Ay

Carmela!, Şahane Züğürtler, Hisse-i Şayia, Can Yeleği,

Hastalık Hastası, Kahvede Şenlik Var, Macbeth, Tatlı

Kaçık, Komik-i Şehir Naşit Bey, Hayal-i Temsil, Ocak’ta

Bahar, Vahşi Batı, Ben Çağırmadım, Matruşka, 12. Gece,

Karıncalar-Bir Savaş Vardı, Saadet Hanım ve çocuk oyunları

Yaşayan Sayfalar(Yeni Oyun), Üzgün Ağaçlar Ülkesi,

Bisküvi Adam, Rüya, Yaşasın Barış, Pollyanna, Bir Kümes

Hikâyesi, Harikalar Mutfağı, Palyaço Prens, Bir Gün Ayakkabımın

Teki, Karagöz Çiftlik Bekçisi, Elma Kurdu Kırtık.

Zorlu PSM’de Tango...

Dans ve caz dolu yepyeni bir hafta ile Zorlu PSM’de izleyicinin

temposu bu hafta da bir an bile düşmeyecek.

Dünya Tango Günü’ne özel repertuvarı ile Tango esinli klasik

müzik bestecilerinden film müziklerine kadar uzanan

topluluk TangoNEVA, Türkçe pop’un en çok sevilen isimlerinden,

müzik kariyerinde imza attığı başarılarla hafızalarımıza

kazınan sevilen müzisyen Ayşegül Aldinç, bir yol,

bir arayış, bir kayboluş ve bir yeniden yaradılış hikayesi

olan Cevat Şakir’in Halikarnas Balıkçısı’na dönüşmesini

anlatan “Mavi Sürgün” ve heavy metal dünyasının en

geniş vizyonlu ekiplerinden Amorphis PSM izleyicisinin

sabırsızlıkla beklediği etkinlikler arasında haftanın öne çıkanları

olarak göze çarpıyor.

Zorlu PSM, 11 Aralık Dünya Tango Günü’ne özel repertuvarı

ile TangoNEVA’yı ağırlıyor. Tamamıyla kadınlardan

kurulu, repertuvarı farklı dillerde Klasik Tango şarkılarından

Piazzolla’nın Tango Nuevo’suna, Tango esinli klasik

müzik bestecilerinden film müziklerine kadar uzanan topluluk,

2012 yılında piyanist Ayşe Nil Ülgener tarafından

kuruldu. İstanbul Devlet Senfoni, İstanbul Devlet Opera

ve Bale, Borusan İstanbul Filarmoni ve Tekfen Filarmoni

orkestralarının kıymetli altı üyesinden oluşan TangoNEVA

müzisyenleri, uzun yıllara dayanan klasik müzik alanındaki

deneyimlerini Tango türüne taşımaktadır.

marketing europe & anatolia /45


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!