marketing europe & anatolia Sayı:092
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
1993’te açılan ,
Japon Kültür Evi’nin
amacı Budizm dinini anlatmak
ve yaygınlaştırmak.
Gezi
gınlaştırmak. Oldukça büyük bir alana
kurulmuş olan Japon Kültür Evi’nin girişinde
içerisinde bir göletin de bulunduğu
bir bahçe, Japon mimarisinde inşa
edilmiş evler ve bir de kütüphane bulunuyor.
Ayrıca Japon kültürüne ait yiyeceklerin
satıldığı minik bir de mağaza
var. Kiraz ağaçlarının ve bir de minik
çan kulesinin bulunduğu bahçe çok
güzel ancak ben Aralık ayında gittiğim
için pek çok ağaç yapraklarını döküp,
kurumuştu. Sanırım buranın en güzel
zamanı Nisan ve Mayıs ayları.
Japon Kültür Evi’nin yaptığı etkinlikler
arasında; Budist festivalleri, çay törenleri,
müzikal veya tiyatro gösterileri,
kiraz ağaçları bahçe festivallerinin
düzenlenmesi, müzik etkinlikleri, temel
Budist metinleri için okuma ve çalışma
çevreleri, sergiler, geleneksel Japon
sanatlarındaki tanıtım kursları (fırça
boyama, hat sanatı, İkebana, enstrümantal
müzik, dans ve yemek pişirme),
Japonca dersleri, film gösterimleri ve
güncel temalar üzerine tartışma toplantıları
bulunuyor.
Biz saatini denk getiremediğimiz için bu
etkinliklerde hiç birine katılamadık ama
muhteşem bahçeyi gezip, dolaştık.
Japon Kültür Evi’nden sonra rotamızı
Oberkassel’e çevirdik. Bu bölge daha
çok büyük şirketlerin kampüslerinin bulunduğu
bir yer. Vodafone, Ericsson,
ZTE, T-Mobile vs gibi bir çok büyük şir-
44 / marketing europe & anatolia
ketin bu bölgede kampüsleri bulunuyor.
Oberkassel’in, Ren’e yakın kısmında
ise yine yerleşim yerleri bulunuyor. Burada
da Noel Pazarları kurulmuş ancak
Altstadt’taki kadar büyük ve eğlenceli
değiller. Bu bölgenin en hareketli yeri
Belsenplatz. Bir çok kafe, restaurant,
mağaza ve market, Belsenplatz’ta bulunuyor.
Yemek yemek ve biraz da dinlenmek
üzere, eskiden bira fabrikası olarak hizmet
veren Alter Bahnhof Oberkassel
adlı restauranta oturuyoruz. Düsseldorf’taki
restaurantlar iyi güzel de içerisi
çok ağır yemek kokuyor. Bu kokular
beni çok rahatsız ediyor. Sırf bu kokular
yüzünden restaurant fobisi oluştu bende.
Yemeğimizi yedikten sonra tekrar Altstadt
bölgesine geri dönüyoruz. Avrupa
ülkelerinde 2-3 günden fazla kalınca
benim canım sıkılıyor çünkü yapacak
hiç bir şey bulamıyorum. Ancak bir bara
gidip bir şeyler içip vakit öldürebiliyoruz.
Biz de vakit geçirmek için Ratinger
Caddesine gidiyoruz çünkü en canlı sokak
orası. Bir de Bolkerstraße var, çok
canlı olan ancak orası çok gürültülü olduğu
için bu akşamlık tercih etmiyoruz.
Ratinger Caddesinde yürürken bir binanın
önünde sıraya girmiş insanlar
dikkatimizi çekiyor. Merak edip bakıyoruz
ki, gece kulübü varmış. O akşam
canlı müzik varmış. Ancak çok kalabalık
olduğu için ve bizim de biletimiz
olmadığı için içeri girmiyoruz. Onun
yerine Beuys’de oturup bira içiyoruz.
Akşam vakit geçirmek için bu cadde oldukça
keyifli.
Ertesi gün kahvaltıdan sonra
Aquazoo’yu görmek için trene binip
Kaiserswerther’e gidiyoruz. Aquazoo
Löbbecke Museum kocaman bir parkın
(Nordpark) içinde yer alan bir akvaryum.
1987’de inşa edilen daha sonra yenilenerek
2017 yılında yeniden hizmete
açılan Aquazoo Löbbecke Museum’da
500’den fazla canlı bulunuyor. İsmi
akvaryum ama içeride sürüngenler,
sinekler, kuşlar da bulunuyor. Dışında
bulunan amazon bahçesinde de bir
çok çeşit timsah bulunuyor. Ben binayı
dışardan görünce çok küçümsemiştim
ancak içeri girince fikrim değişti. Gerçekten
çok harika bir müze yapmışlar.
İlk başta tek hücreli canlıların sergilendiği
bölüm var. Sonra balıkların olduğu
akvaryumlar. Hatta ortada bir tane akvaryum
var, kocaman. İçinde gezinen
mantalar o kadar güzel ki. Oturup saatlerce
izleyesi geliyor insanın. Sonrasında
denizaltında kullanılan ekipmanların
olduğu bir kısım var. Oraya bir de ilk
denizaltı olan Nautilus’un bir prototipini
koymuşlar.
Bir diğer kısımda sinekler, arılar, örümcekler
ve böcekler var. Bazı panolarda
böceklerin kesitleri bulunuyor bu sayede
iç yapısını görebiliyorsunuz. Ancak
bu kısım insanın içini ürpertiyor :)
Diğer kısımda merkitler ve hamster’lar
var. Sonrasında kelebekler yer alıyor.
Binanın içerisi papatya gibi. Her yaprağında
farklı türde canlılar bulunuyor.