11.05.2020 Views

Nalbur Teknik Dergisi Mayıs

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Mayıs 2020






Profesyonellerin İhtiyacını Karşılar

Darbesiz Matkap / Darbeli Matkap

DF0300 10 mm / HP0300 10 mm

Maks. Kitleme Torku

42 N·m

Foto: DF0300

Üstün Kullanım ve Kompakt Yapı

Darbesiz Matkap

DF0300

Darbeli Matkap

HP0300


Anahtarsız

Otomatik

Mandren

Tek El İle Kolay Uç Değişimi

Mandren

Kapasitesi

1.0-10mm

Kompakt Toplam Uzunluk

DF0300: 220mm, HP0300: 235mm

Mekanik 2 Vites

Yüksek / Düşük: 0 - 1,500 / 0 - 450

20 Kademe Tork Ayarı

Foto: DF0300

Darbesiz Matkap

DF0300

Tetikten Devir

Ayar Kontrolü

Darbeli Matkap

HP0300

Ergonomik Yumuşak

Tutma Sapı

Aksesuar

Kanca

Seti

Parça No

194759-0

Bits Tutucu

Parça No.

452947-8

HP0300 only




İçindekiler

1 2 1 8

İnşaat Malzemeleri Sanayisine

COVID-19 Etkisi Arttı

İzeltaş, 25 Bin Adet Siperlikli

Maske Üretiyor

2 0 4 0

Salgın Sonrası Kobilerin ve İstihdamın Korunması

İçin Alınması Gereken Tedbirler

İşçinin COVİD-19’a Yakalanması

İş Kazası Kapsamında mıdır?

4 6 5 0

Yasin Tufan / Genel Müdür

Tufan Boya “Her İşin Başı Sağlık”

Parolasıyla Faaliyetlerine Devam Ediyor

Evren Pala – Bölge Satış Sorumlusu

“Önerilen Tedbirleri Harfiyen Uygulayarak Üretime

Aralıksız Devam Ettik”

Reklam

İndeks

AKÇALI BOYA....................................... 21

AREL KİMYA......................................... 25

ASKAYNAK ............................... Ö.K.K-39

ATEŞ İNŞ......................................... 28-29

AYDIN PLASTİK.................................... 63

BEYBİ İŞ GÜV.................................. 32-33

CETAFORM....................................Ö.K.İ-1

ÇELİK HORTUM................64-65 İNSÖRT

ERKAN MAKİNA................................... 23

İZELTAŞ................................................ 19

KANAT................................................... 46

KANCA............................................. 41-43

KARAM İŞ GÜV..................................... 37

KARBOSAN........................................ A.K

MADE İLAN........................................... 69

MAGMAWELD.................................. 15-17

NT İMAJ..................................................11

REİS MAKİNA...................................... 4-5

RENK PLASTİK..................................... 66

RİCO..................................................... 35

SEDA ENDÜSTRİ................................ 6-7

SELSİL................................................. 2-3

TİGİAD.................................................. 73

TUFAN BOYA...................................... Ö.K

UĞUR HIRDAVATÇILIK.................. A.K.İ.K

YAKAR KARDEŞLER............................ 47

YAPARLAR ............................................. 9

YAPI FUARI........................................... 67



Her işin başı

sağlık!

Süreç hepimizin malumu… Türkiye’de koronavirüs

tanısına rastlandığından beri büyük bir özveri ve

mücadeleyle, salgını en az hasarla atlatmak için

devletin yaptığı çalışmalar ve uygulamalar ile toplumun

genel olarak yasaklara riayet etmesi bugün

itibariyle vaka ve ölüm sayısını düşüş eğilimine

sokmamızı sağladı. Umarız ki önümüzdeki günlerde

pandemi daha da azalarak bir yerde nihayet

bulur ve sona erer. Bu dönemde büyük bir özveri

ve fedakârlık sergileyerek adeta cephede savaş

veren tüm sağlık çalışanlarımıza dergi grubu olarak

şükranlarımızı sunuyoruz. Allah tüm sağlık çalışanlarımıza

güç ve sağlık versin.

Voli Fuar Hizmetleri A.Ş.

Adına İmtiyaz Sahibi

Hüseyin Ferruh IŞIK

Sorumlu Müdür

Mustafa Aktaş

mustafa.aktas@voli.com.tr

Yayın Editörü

Murat Uludasdemir

murat.uludasdemir@voli.com.tr

Editörden

Elbette bu dönemin birçok psikolojik ve ekonomik

etkisi de oldu. Kısa ve orta vadede bu etkilerin süreceği

de öngörülüyor. Umarız ki bütün olumsuz

etkiler çok kısa zamanda en az hasarla atlatılır ve

insanlar normal hayatlarına kaldıkları yerden devam

eder. İşin ekonomisine ve dolayısıyla bağlı olduğumuz

hırdavat ve nalburiye sektörüne bakacak

olursak; diğer tüm sektörler de olduğu gibi hırdavat

sektöründe de doğal olarak bir talep daralması ve

durgunluk söz konusu.

Fakat neticede hayat devam ediyor ve firmalar

da düşük seyirde de olsa faaliyetlerine bir şekilde

devam etmeye çalışıyor. Üretimden pazarlama ve

satış stratejilerine kadar farklı kanallar üzerinden

farklı çalışmalarla süreci atlamaya çalışan birçok

firma var. Biz de bu sayımızda pandemi sürecinde

yaptıkları çalışmalar hakkında firmalarımızdan

bilgiler almaya çalıştık. Bu dönemde bize açıklamaları

ile dönüş yapan firmalarımıza da ayrıca

teşekkür ediyoruz. Uzaktan çalışma düzeni ile

hazırladığımız Mayıs sayımızda firmalarımızın bu

süreçte yaptığı çalışmalar ile ilgili dosya konumuzun

yanında, sektörü ilgilendiren aktüel haberlere

de yer verdik.

Dileriz ki bir sonraki sayımızda malum salgından

kurtulmuş ve daha güzel haberler vermek üzere

sayımızı size sunmuş oluruz. Sağlıcakla kalmanız

temennisiyle keyifli okumalar…

Reklam Müdürü

Zülküf Karadayı

zulkuf.karadayi@voli.com.tr

Finans Müdürü

Mustafa Aktaş

mustafa.aktas@voli.com.tr

Kurumsal İletişim Müdürü

Nehir Çetiner

nehir.cetiner@voli.com.tr

Grafik Tasarım

M.Cüneyt Er

cuneyt.er@voli.com.tr

CTP-Baskı

İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi

İhlas Plaza No:11 A/41

Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL

Tel: +90 212 454 30 00

Fax: +90 212 454 34 94

www.ihlasmatbaacilik.com

Murat Uludaşdemir

Adres

15 Temmuz Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi

B Blok No: 6-1/41 Kat:3

Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY

Tel: +90 212 604 51 00 Fax: +90 212 604 51 35



Sektörel

İnşaat Malzemeleri Sanayisine

COVID-19 Etkisi Arttı

Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen

aylık sektör raporunu açıkladı. ‘Türkiye İMSAD Nisan 2020 Sektör Raporu’na

göre; Covid-19 salgınının inşaat malzemeleri sanayisi üzerindeki olumsuz etkisi

nisan ayında daha yoğun hissedildi. Türkiye İMSAD üyeleri ile nisan ayının ilk

yarısında yapılan ve tüm alt sektörleri kapsayan “Covid-19 Salgınının İnşaat

Malzemeleri Sanayisine Etkisi” anketi sonuçlarına göre inşaat malzemesi

sanayisinin yüzde 85’inin sipariş iptali ile karşılaştığı görüldü. Ankete göre iç

pazarın yüzde 25,8’i yüksek oranda sipariş, iş, proje iptali yaşadı. Siparişlerde

iptal yaşamayan inşaat malzemeleri üreticilerinin oranı ise yüzde 14,5 oldu.

İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat

Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)

tarafından hazırlanan ‘Nisan 2020 Sektör Raporu’nda

şu tespitler yer aldı: Covid-19 salgınından ilk etkilenen

sektörlerden biri olan inşaat sektöründe, mevcut işler

seviyesi ile alınan yeni işler seviyeleri nisan ayında sert

şekilde düştü. TÜİK inşaat sektörü güven endeksi 2020

yılına çok önemli bir artış ile başlamış sektörün güven

endeksi yeni yılın ilk üç ayında 22,1 puan birden artmıştı.

Ancak nisan ayında Covid-19 salgını etkisi ile TÜİK inşaat

sektörü güven endeksinde çok sert bir gerileme yaşandı.

Güven endeksi bir önceki aya göre 35,9 puan birden

düştü. Güven endeksi son yıllardaki en düşük ikinci

seviyesine indi.

Mevcut inşaat

işleri seviyesi nisan

ayında 36,4

puan düştü

İnşaat sektörü

mevcut işler seviyesi

kademeli ve

istikrarlı bir artış

eğilimine girmiş,

yeni yılda da kış aylarındaki olumsuz mevsimsellik etkilerine

rağmen artmıştı. Ancak nisan ayında mevcut işlerde

Covid-19 salgını etkisi ile çok sert bir daralma yaşandı.

TÜİK verilerine göre inşaat işleri mevcut seviyesi bir önceki

aya göre 36,4 puan birden geriledi.

Yeni alınan inşaat işleri seviyesi 26,9 puan geriledi

İnşaat sektöründe alınan yeni iş siparişleri 2020 yılı ocak

ayında 2018 kriz sonrası en yüksek seviyesine ulaştı.

Ancak Covid-19 salgınının olumsuz etkileri nedeniyle

yeni alınan iş siparişleri TÜİK verilerine göre nisan ayında

26,9 puan geriledi. Böylece yeni alınan iş siparişleri

tarihin en düşük seviyesine indi. Yeni alınan siparişler

.

14 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

ve mevcut izolasyon koşulları içinde sektördeki işlerde

önemli bir durgunluk yaşanması bekleniyor.

Talep yetersizliği faaliyetleri sınırladı

Covid-19 salgını inşaat sektöründeki faaliyetleri sınırlayan

faktörler oluşturdu. Talep yetersizliği bunların başında

geldi. Son dönemde iyileşme gösteren talepte

nisan ayında sert bir bozulma yaşandı. Talep yetersizliği

faktörünün neden olduğu olumsuz etki 2019 yılında

yaşanan talep durgunluğundaki seviyeye indi. Talepteki

toparlanmanın Covid-19 salgınının seyrine bağlı olduğu

görülüyor.

İnşaat sektöründeki daralma malzeme siparişlerinde

iptallere yol açtı

Covid-19 salgınının inşaat malzemeleri sanayi üzerindeki

etkisi nisan ayında daha yoğun olarak hissedildi. Tüm

iktisadi faaliyetlerde olduğu gibi inşaat sektörü ve inşaat

malzemeleri sanayisi de salgından giderek daha çok

etkilenmeye başladı. Yurtiçi ve yurtdışında hem mevcut

siparişlerde iptaller yaşandı hem de yeni siparişlerde sert

düşüşler görüldü. Yurtiçi ve yurtdışı siparişlerdeki iptaller

inşaat malzemeleri sanayisinde yarı mamul ve nihai mamul

stok birikimine yol açtı. İlave stoklar sanayi üzerine

yeni stok finansmanı maliyetini de yükledi.

İnşaat malzemeleri sanayisinin yüzde 85’i sipariş iptalleri

ile karşılaştı

Türkiye İMSAD üyeleri ile nisan ayının ilk yarısında yapılan

ve inşaat malzemeleri sanayisinin tüm alt sektörlerini

kapsayan “Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri

Sanayisine Etkisi’ anketinde önemli bulgular ortaya çıktı.

Buna göre iç pazarın yüzde 25,8’i yüksek oranında sipariş,

iş, proje iptalleri yaşadı. Sipariş iptali yaşamayan üreticilerin

oranı yüzde 14,5 oldu. Sanayinin yaklaşık yüzde

85’i sipariş iptalleri ile karşılaştı.


Sektörel

Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine

Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020

Şekil.1 Yurtiçi Siparişlerde Gelişmeler

Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine

Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020

Yurtdışı tarafında ise daha yüksek oranda sipariş, iş ve

proje iptalleri yaşandı. Sanayinin yüzde 46,8’i yurtdışından

yüksek iptaller ile karşılaştı.

İnşaat malzemeleri sanayisi iyileşme için yaz aylarını

bekliyor

Nisan ayında online gerçekleşen “COVID-10/EKONO-

Mİ-20” başlıklı Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nda

ise katılımcılarla interaktif olarak yapılan ankete

göre; inşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayisinin

faaliyetlerinde toparlanma Covid-19 salgını ile

mücadelede alınacak sonuçlara bağlı olacak. Bu çerçevede

inşaat malzemeleri sanayisinin paydaşları salgının

kontrol altına alınarak günlük vaka sayılarındaki

düşüşün yaz aylarında gerçekleşeceğini düşünüyor.

Şekil.4 Salgın Kontrol Altına Alınarak Günlük Vaka

Sayıları Ne Zaman En Aza Geriler

Şekil.2 Yurtdışı Siparişlerde Gelişmeler

Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine

Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020

Covid-19, 2020 yılı satış bütçelerini olumsuz etkileyecek

Ankete göre Covid-19 salgını inşaat malzemeleri sanayisinde

2020 yılı satış bütçelerini olumsuz etkileyecek.

Sanayicilerin yüzde 56,5’i 2020 yılında Covid-19

nedeniyle satış bütçelerinin yüzde 20 ve üzerinde daralabileceğini

öngörüyor. Yüzde 30,6’sı salgın nedeniyle

2020 yılı satış bütçelerinde yüzde 10-20 arasında

düşüş bekliyor. Yüzde 12,9’u ise 2020 yılı satış bütçelerinin

yüzde 10’a kadar düşeceği beklentisi içinde.

Salgının, 2020 yılı satış bütçesi üzerinde etkisi olmayacağını

düşünen ise bulunmuyor.

Kaynak: Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları Online Anket, 21 Nisan

2020

İhracat pazarlarında ciddi ölçüde küçülme bekleniyor

Dünya ekonomisinde 2020 yılında yüzde 4,2’lik küçülme

bekleniyor ve bu daralma bölgeler itibarıyla farklılıklar

gösteriyor. Türkiye’nin en önemli inşaat malzemeleri ihracat

pazarlarında yüksek daralmalar öngörülüyor. Gelişmiş

ülkelerde daralma beklentisi yüzde 6,1, Euro bölgesinde

yüzde 7,5, AB-27’de ise yüzde 7,1 seviyesinde.

ABD’de yüzde 5,9, diğer gelişmiş ülkelerde ise yüzde 4,6

daralma beklentisi söz konusu. Gelişen ülkelerde, Çin ve

Hindistan dışarıda bırakıldığında 2020 yılında yüzde 3,2

daralma bekleniyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin

2020 yılında yüzde 3,3 küçüleceği tahmin ediliyor.

Sahra Afrika ülkelerinin de uzun yıllar sonra 2020 yılında

yüzde 1,6 küçülmesi bekleniyor.

Şekil.3 Covid-19’un İnşaat Malzemeleri Sanayinde

2020 Yılı Satış Bütçelerine Olası Etkileri

15


Sektörel

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu:

“Salgın Felaketini Ancak Kolektif Şuur

İle Atlatabiliriz”

Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının

32’ncisi, küresel salgın nedeniyle ilk kez internet üzerinden gerçekleştirildi.

‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlığı altında düzenlenen toplantıda online

katılımcılara seslenen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu,

“Türkiye İMSAD olarak, üyelerimizle birlikte salgına karşı her türlü tedbiri büyük

bir ciddiyetle uyguluyoruz. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele

ederek en az kayıpla atlatabiliriz. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz

ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir” dedi.

Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri

Derneği) tarafından 32’inci kez düzenlenen ‘Gündem

Buluşmaları’ toplantısı, 20 Nisan Salı günü ilk kez internet

üzerinden, Demirdöküm ve GF Hakan Plastik’in

katkılarıyla gerçekleştirildi. Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim

Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü

Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın

yaptığı ‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlıklı online ‘Gündem

Buluşmaları’ toplantısı; inşaat malzemesi sanayicileri,

iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri

tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantının konuşmacısı

Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat

Gürlesel, küresel salgının etkisi altındaki ekonomi ve

inşaat malzemesi sektöründe yaşanan son gelişmeleri

anlattı.

Salgını ancak kolektif şuur ile en az kayıpla atlatabiliriz

Tüm dünyanın küresel salgına karşı mücadele ettiğini

belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun

Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, bu zor süreçte

üyelerimizle birlikte, kamunun aldığı her türlü tedbirin

yanı sıra bireysel ve kurumsal önlemleri ciddiyetle sürdürüyoruz.

Türkiye İMSAD üyesi sanayicilerimiz, öncelikle

çalışanların sağlığını korumak, ofis ve fabrikaları

salgından uzak tutmak için tüm önlemleri ilk günden

itibaren uyguluyor. Salgın felaketini ancak kolektif şuur

ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz” diye konuştu.

Ekonominin inşaat malzemeleri sanayisine ihtiyacı var

İnşaat malzemeleri sektörünün salgınının etkilerini

mart ayı itibarıyla net bir şekilde hissetmeye başladığını

belirten Tayfun Küçükoğlu, şöyle konuştu: “İnşaat

malzemeleri sanayisinin üretimi ve iç pazardaki satışları

azalırken, ihracatta da gerileme yaşandı. Ayrıca

mart ayında önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi ve

yurtdışı siparişlerde de keskin bir düşüş yaşandığını

görüyoruz. Sektörümüz geçen seneye göre 2020’nin

ilk aylarında büyüme trendine girmişken, bir kez daha

.

16 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

küçülmeye gidiyor. İnşaat malzemesi sektörünün küçülmeye

gitmesi telafisi zor hasarlar bırakabilir. Oluşturduğu

potansiyel ve iş hacmi açısından sünger sektör

olmasından dolayı Türkiye ekonomisinin inşaat

malzemesi sanayisine ihtiyacı var. Zorlu bir dönemden

geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir

büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir.”

Küresel pazarda fiyat odaklı mücadele başlayacak

‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının moderatörü Türkiye

İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan,

şunları söyledi: “Ocak ve şubat ayları sektör adına

iyi geçmişken, herkesin siparişinin, heyecanının arttığı,

ihracatın da belli bir ivme kazandığı bir yılın başındayken

tüm dünyayı etkileyen küresel salgınla karşı karşıya

kaldık. Peki bu süreçte ne yapacağız?.. Bugün sanayinin

sürdürülebilir büyümesinin önemi ortaya çıktı.

İnşaat sektörü ülkemiz için lokomotif bir sektör. Engellerimiz

var, ‘mücbir sebep’ kapsamına inşaat malzemeleri

sanayisinin büyük bir bölümünün alınmaması tedarik

zincirinin kopmasına neden olur. İstihdamı korumak

çok önemli. Yakın pazarlara odaklanmalıyız. Bizim için

çok önemli olan, 100 milyar dolar ihracat ve ithalatın

yapıldığı AB pazarını kaybetmemeliyiz. Bundan sonra

tedarik zincirinin kısaldığı, maliyetin düştüğü, limanlara

kolay ulaşıldığı, taşımanın daha kolay yapılabildiği bir

hayatı kurgulamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde

hızlı olmak, maliyeti düşürmek son derece kritik çünkü

uluslararası pazarda fiyat odaklı bir mücadele olacak.”

Dünya ihracatı nisan ayında daha da daralacak

Küresel salgının dünya ve Türkiye ekonomisine etkisini

grafiklerle anlatan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı

Dr. Can Fuat Gürlesel, tüm dünyada alınan önlemlerin

ekonomide geri dönüşü sağlamaya yeterli olup olmayacağının

merak edildiğini belirterek, “Nisan başında

başlayan izolasyonlar nedeniyle şu anda dünyada 2,2

milyar çalışan iş başında değil. Dünyada toplam istih-



.

18 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Sektörel

dam ise 2,7 milyar. Salgın tehdidinin sürmesi halinde

kişi başı gelir itibarıyla en düşük yüzde 20’lik grubun

içine yaklaşık 547,6 milyon kişinin daha düşebileceği

şeklinde bir öngörü var. Şu anda dünyada gelir kayıplarının

yanı sıra yoksullaşma gibi kalıcı etkilerin üzerinde

ciddi şekilde duruluyor. Dünya ihracatında mart

sonu itibarıyla yüzde 15’lik bir daralma görünüyor. Bu

daralma nisanda daha yüksek bir oranda gerçekleşecek”

dedi.

Siparişler tarihin en düşük seviyesinde

İnşaat malzemesi sanayisinin mart ayı endeks sonuçlarına

da değinen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Mart ayı sonuçlarına

göre yurt içi satışlarda ciddi düşüş var. Yurtiçi

siparişler tarihin en düşük seviyesine geriledi. İhracat

da mart ayında sert düştü, alınan siparişlerin de azalması

bize nisan ayı ihracatında ciddi bir gerileme yaşanacağını

gösteriyor” diye konuştu.

Sektörün son durumunu yansıtan anket açıklandı

Gürlesel ayrıca Türkiye İMSAD bünyesindeki tüm alt

sektörlerin katılımı ile gerçekleştirilen ‘COVID-19 Salgınının

İnşaat Malzemeleri Sanayisine Etkisi’ anketinin

sonuçlarını da katılımcılarla paylaştı. 13 Nisan’da tamamlanan

ankette çok güncel veriler olduğunu vurgulayan

Gürlesel, öne çıkan sonuçları şöyle özetledi:

Üreticilerin yüzde 59,7’si sipariş iptali ile karşı karşıya

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 59,7’si yurtiçi

müşterilerinden sınırlı ölçüde sipariş/iş/proje iptalleri

yaşıyor. Yurtdışından iptaller ise yüzde 46,8 ile yüksek

miktarda gerçekleşiyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin

yüzde 46,8’i yurtiçi tedarik ve teslimatta sınırlı ölçüde

lojistik sıkıntısı yaşıyor. Yurtdışı tedarik ve teslimatta

ise yüzde 30,6 oranında yüksek miktarda sıkıntı

görülüyor. Üreticilerin 4’te 3’ü yurtdışı lojistikte sıkıntı

yaşıyor. Üreticilerin yüzde 56,5’i yurtiçi tahsilatta sınırlı

ölçüde sıkıntı yaşıyor. Yurtiçi tahsilatta yüksek miktarda

sıkıntı yaşayanların oranı yüzde 27,4. Yurtdışı tahsilatta

ise yüksek miktarda sıkıntı oranı yüzde 16,1 ile

şimdilik daha düşük kalıyor. Yurtdışında tahsilat sorunu

yaşamayanların oranının da yüksek olduğu görülüyor.

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 50’si hammadde

ve girdi tedarikinde sınırlı ölçüde sıkıntı yaşıyor.

Yüksek miktarda sıkıntı çekenlerin payı yüzde 8,1 ile

düşük seviyede. Sıkıntı yaşamayanlar ise yüzde 41,9’u

oluşturuyor.

Sektörün yüzde 90’a yakını farklı koşullarda üretime

devam ediyor

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 43,5’inin nisan

ayından itibaren üretime kısmen ara vereceği görülüyor.

Yüzde 41,9’u beyaz yakalılar evde, mavi yakalılar

iş başında olmak üzere faaliyetlerini tam kapasite sürdürecek.

Aynen devam edeceklerin oranı yüzde 11,3,

tamamen ara verenler ise yüzde 3,3… Aslında üreticilerin

yüzde 90’a yakınının farklı koşullarda üretime

devam edeceği görülüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin

yüzde 45,2’sinin bayiler ile ilişkileri aynen devam

ediyor. Yüzde 50’si ise bazı bayilerinin ödemeleri öteleme

talebi ile karşılaşıyor. Ayrılan ve mal iade eden bayi

oranları ise çok düşük seviyede kalıyor.

Salgının satış bütçelerini yüzde 20 ve üzerinde etkilemesi

bekleniyor

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 54,9’u salgının

mayıs-haziran ayına kadar süreceği öngörüsü ile hazırlık

yapıyor. Üreticilerin yüzde 30,6’sı salgının sonbahara

kadar süreceğini öngörüyor. Yüzde 14,5’i ise salgının

bu yılsonuna kadar süreceğini düşünüyor. İnşaat

malzemeleri üreticilerinin yüzde 56,5’i salgının 2020

yılı satış bütçelerine yüzde 20 ve üzerinde olumsuz

etki edeceğini düşünüyor. Yüzde 30,6’sı ise bu oranın

yüzde 10-20 arasında gerçekleşmesini bekliyor.



Sektörel

İzeltaş, 25 Bin Adet Siperlikli

Maske Üretiyor

Tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Corona virüsü (Covid-19)

pandemisine karşı toplum sağlığını korumak adına canını dişine takarak

çalışan sağlık çalışanlarına bir destek de İZELTAŞ’tan geldi. Virüs ile

mücadeleye destek kapsamında İZELTAŞ’ın Işıkkent’teki üretim tesislerinde 25

bin adet siperlikli maske üretiliyor.

‘Tasarımı da üretimi de bize ait’

İZELTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ender

Yorgancılar, bu dönemde risk altında büyük

emeklerle mücadele eden sağlık çalışanlarına

teşekkür ederek, şunları söyledi:

“Toplum olarak kendimizi, çalışanlarımızı

korurken bir yandan da elimizde bulunan

imkanları bu sürece destek olmak için kullanıyoruz.

Bu konuda ilk günden bu yana kafa

yorduk. Maskeleri tamamen kendi imkanlarımızla

hazırladık. Ar-Ge ve proje ekibimiz

tasarımını yaptı. Beş gün gibi kısa bir sürede

kalıbını hazırladık. Üretim ekibimiz tüm

teknik donanımlarını kullanarak büyük bir

hevesle üretimi gerçekleştirdi. 5 bin adedi

tamamladık ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne

teslim ettik. İlk planda sağlık çalışanlarımıza

gönderilen bu siperlikli maskeleri, kendi

çalışanlarımıza ve bayi çalışanlarımıza da

gönderiyoruz. İhtiyaç halinde her zaman yeniden

üretime hazır durumdayız. Bireylere

ve kurumlara bu süreçte büyük sorumluluklar

düşüyor. Hep birlikte bu süreci sağduyu

ve dayanışma ile atlatacağız” dedi.

.

20 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Salgın Sonrası Kobilerin ve İstihdamın Korunması İçin

Alınması Gereken Tedbirler

Covid-19 olarak isimlendirilen bir virüsün birkaç ay içerisinde küresel bir

pandemiye dönüştüğü günlerden geçiyoruz. 25 Nisan itibariyle küresel

olarak hastalığa yakalanan insan sayısı 3 milyona doğru giderken ekonomik

olarak da sorunlar artan bir hızda büyümeye devam ediyor. Ocak- Mart

aylarında Çin ekonomisinin neredeyse durma noktasına gelmesi arz zincirinin

bozulmasına yol açmış ve diğer ekonomilerde yavaşlamaya sebep olmuştu.

Ortaya konan ilk analizlerde bu salgının küresel ekonomide yarım puanlık

(% 0,5) bir düşüşe neden olacağı öngörülmekteydi. Ancak salgının Çin’in

sınırlarını aşması ve hatta bugün 1 milyona dayanan hasta sayısıyla yeni salgın

merkezinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ye dönüşmesi ekonomik sorunların

daha da büyümesine ve öngörülerin de kötüleşmesine yol açtı. OECD veya

diğer uluslararası finansal kuruluşların son dönemde yaptıkları tahminlerde

küresel çıktının ilk çeyrekte %7-8 oranında düşeceği yılsonunda ise içerisinden

geçtiğimiz izolasyonun süresine göre %2 ila %4 arasında bir daralmanın

ekonomileri beklediği öngörülmektedir.

Makro düzeyde yaşanan bu kriz kuşkusuz

ilk olarak turizm ve havacılık sektörünü

vurmuş durumda. Birçok ülkede

uygulanan uçuş yasakları nedeniyle

kargo uçakları haricinde neredeyse tüm

havacılık sektöründe faaliyetler askıya

alındı. Hava trafiğinin durmuş olması havacılık

ve turizm sektöründe önümüzdeki

günlerde ciddi iflaslar ve işte çıkarmalarla

sonuçlanacağını öngörmek zor değil.

Ülkeler arası ticari faaliyetlerin azalması,

üretimin olmaması ya da talep yetersizliği

nedeniyle birçok sektörde ciddi

gelir kayıplarına yol açmaktadır. DTÖ

hem de talep tarafında kesintilere yol açarak piyasaları

ekonomistleri 2020’de küresel ticaretin büyümesi için derinden sarsmıştır. Öyle ki petrol fiyatlarında talebin

tahminlerini keskin bir şekilde düşürdüler. Nisan ayı düşmesi nedeniyle yaşanan fiyat düşüşü, Suudi Arabistan’ın

üretimi artırma kararıyla daha da hızlanmıştır.

başında 2020 yılında öngörülen artış %3’ten %2,7’ye

düşürüldü. DTÖ aşağı yönlü risklerin yüksek olduğunu Bu raporun kaleme alındığı günlerde OPEC+ ülkeleri

ve 2020’ye dair bu güncel projeksiyonunun daha normal

ticari ilişkilere geri dönüşe bağlı olduğuna dikkat talep baskısı devam edecektir. Petrol üreten ülkelerin

üretimde azalmaya gitse de fiyatlardaki aşağı yönlü

çekiyor.

mali yapısındaki bozulmalar ve bu sektörde çalışanların

işten çıkarılma riski ekonomik krizin kötüleşmesine

Otomotiv ve tekstil sektörü de bu bağlamda örnek olarak

verilebilir. 2020 krizi iktisat tarihinde, arz ve talep yol açacaktır.

krizinin eş anlı olarak ekonomileri nasıl vurduğu ve Makroekonomik anlamda özellikle gelişmekte olan ülkeler

için önemli bir risk de finansal sektörde yaşanan

bu sırada uygulanan politika başarıları ve yanlışlarıyla

anılacak. İktisadi krizlerin doğasında ortaya çıkan güven kaybıdır. Özel ve kamu kesiminde borçluluk

talep yanlı veya arz yanlı olması farklı politika teorilerinin

ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ancak 2020 krizi lasları ve borçların geri ödenememe riskleri ciddi güven

oranları yüksek olan gelişmekte olan ülkelerde şirket if-

küresel durgunluğun yaşandığı bir dönemde hem arz kayıplarına yol açmaktadır. Ayrıca, krizin derinleşeceği

.

22 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com



.

24 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Sektörel

beklentisi borsalarda önemli

kayıplara sebep olmakta

ve yatırımcıların likit iştahını

Diğer taraftan tüketicilerin

hem gelir kaybı yaşaması

hem de sosyal izolasyon

kabartmaktadır. Mart ayında

nedeniyle tüketim alışkanları

gelişmekte olan piya-

salardan 83.3 milyar dolar

sermaye çıkışı yaşanması

bunun önemli bir göstergesidir.

Benzer şekilde TC

Merkez Bankasındaki yabancı

para rezervleri Şubat

ve davranışları desalardan

ğişmektedir. Restoran ve

eğlence harcamaları sıfıra

inmiş, tekstil talebi düşmektedir.

Ayrıca kriz nedeniyle

insanların gelecek kaygısı

tasarruflarında artışa yol

ayında brüt 77.5 milyar dolar

açmaktadır. Özellikle tasarruf

iken Nisan başında açık-

lanan verilere göre 58.2 milyar

artışları salgın sonlanan

rası için de normalleşmeyi

dolara gerilemiştir. Borç

yavaşlatma potansiyeli

ödemeleri gibi döviz çıkışları

devam etmesine rağmen,

başta turizm olmak üzere

dış gelirlerde yaşanan düşme

ve bunun da ötesinde

hızlı sermaye çıkışları nedeniyle

döviz rezervleri kısa

bir sürede azalmıştır.

Ekonomik faaliyetlerde ortaya

çıkan bu sert duruş

nedeniyle birçok hükümet

art arda büyük miktarlarda teşvik paketleri açıkladılar.

Örneğin, ABD toplam milli gelirinin yüzde 10’u, Almanya

ve İngiltere ise yüzde 5’ine denk gelen büyüklüklerde

teşvik uygulamalarıyla ekonomik durgunluğunun

önüne geçmeye çalışıyorlar. Diğer taraftan FED ve Avrupa

Merkez Bankası (ECB) piyasadan tahvil alımları

yaparak 2 trilyon dolar ve 750 milyar Euro nakit parayı

piyasaya süreceklerini ilan ettiler. Aynı şekilde IMF,

üye ülkelere bu süreçte daha önce uyguladığı politika

reformlarına dayalı kredi verme uygulamasından farklı

olarak daha doğrudan kredi imkanı sağlayacağını ilan

etti.

Ülkemizde de Cumhurbaşkanlığı tarafından kademeli

olarak ilan edilen desteklerle özellikle firmaların nakit

akışları, istihdamda süreklilik ve sosyal desteklerin öne

çıktığı görülmektedir. Krizin kendine has doğası uzun

bir süredir görmediğimiz düzeyde devletlerin hem mali

hem de parasal olarak piyasalara müdahalesi ve nakit

akışı sağlamalarına neden olmaktadır. Mikro düzeyde

taşımaktadır. Bu noktada

KOBİ’lerin süreci sağlıklı

bir şekilde atlatabilmesi ve

işsizlik nedeniyle gelirlerini

kaybeden ailelerin korunması

için seçici politikaların

hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Devletin krize müdahalesi

sırasında özellikle gelir

kaybı yaşayan kesimleri ilk

planda hedef alması, normalleşme sürecinde ise KO-

Bİ’lerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için araçlar geliştirmesi

gerekmektedir. Ancak, burada zaten borç stoku

yüksek olan ekonomi için istismarların önüne geçecek

ve seçici destekler uygulanmalıdır. Özellikle gelişmekte

olan ülkelerdeki borç stokunun salgın sonrasında ekonomileri

tehdit eden bir duruma ulaşması muhtemeldir.

Uluslararası finans kuruluşları veya fonların bu borç

krizi sırasında yerel varlıkları satın almaya başlaması

ulusal ekonomiler için risk oluşturmaktadır.

Bu bağlamda, devletlerin yerli firmalarını özellikle stratejik

sektörleri koruma noktasında özel önlemler alması

gerekmektedir. Yaşanan iktisadi krizin kısa, orta

ve uzun vadede etkileri analiz edilmeli ve detaylı yol

haritaları çıkarılmalıdır. Ekonomi çarklarının dönmesini

sağlayacak önlemler yanında, hem gelişmiş hem de

gelişmekte olan ülkelerde uygulanan politikaların yan

etkilerinden kaçınmak için neler yapılması gerektiği

planlanmalıdır.

krizin gidişatına baktığımızda ise hane halkı açısından

özellikle düşük gelirli çalışanlarınrisk altında olduğunu,

firmalar açısından ise sektörlere bağlı olarak etkilerin

değiştiğini söylemek mümkündür. Gündelik ücretle çalışan

veya krizin etkilediği sektörlerde çalışanlar bu dönemde

önemli bir gelir kaybı yaşamaktadırlar. Sektörel

ÖNERİLER

Ekonominin ani bir şekilde yavaşladığı bu günlerde

ekonomik gelişmenin motoru olan, ihracatın ve istihdamın

büyük kısmını yüklenen KOBİ’lere özel koruma

önlemleri gerekmektedir.

olarak turizm, seyahat, restoran ve kafeler başta olmak

üzere KOBİ’lerin satışları durma noktasına gelmiş durumdadır.

Özellikle genç istihdamının yüksek olduğu

bu işyerlerinin kapalı kaldığı sürelerin uzaması işsizlik

ve sosyal sorunların giderek artmasına yol açacaktır.

Bu bağlamda aşağıdaki öneriler sunulmuştur;

1. Kriz yönetimi ve sonrasında alınacak önlemler için tavsiye

verebilecek bir “Ekonomi Bilim Kurulu” kurulmalıdır.

2. Bakanlıklar arasındaki bilgi akışının hızlanması ve alınan ka-



.

26 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Sektörel

rarların sahada sağlıklı bir şekil- de uygulanması için bir “Ekonomi

Koordinasyon” birimi oluşturulmalıdır.

3. KOBİ’lerin kriz yönetimi ve gelecek planlaması noktasında

bilgi eksiklikleri bulunmaktadır. Bundan dolayı, KOSGEB ve üniversite

işbirlikleri kurularak KOBİ’lere yönelik eğitim faaliyetlerinin

artırılması gerekmektedir. Örneğin; Kriz yönetimi, finansal

planlama, insan kaynakları yönetimi, e-ihracat, inovatif ürün geliştirme,

online satış ve dijital pazarlama vb. konularda uzaktan

eğitim platformu kurularak eğitimler organize edilmelidir.

4. KOBİ’lerde dijital dönüşüm çalışmaları başlamakla birlikte yavaş

ilerlemektedir. Bu bağ- lamda, sektörel bazda dijital dönüşüm

iyi uygulama örnekleri ortaya konmalı ve hayata geçirilmesi

hususunda destek sağlanmalıdır.

5. KOBİ’leri bir araya toplayan dijital bir platformda tecrübe paylaşımına

ve iş birliğine yönelik bir oluşum kurulmalıdır.

6. Türkiye çapında KOBİ’lerin ihtiyacına yönelik stajyer havuzu

oluşturulmalı ve üniversite öğrencileri bulundukları şehirlerde

haftada en az iki gün çalışarak KOBİ’lere hem iş desteği hem

de ters mentörlük yapmalıdır.

7. Dijital dönüşüm gerçekleştiren ve online olarak aktif satışlar

yapan KOBİ’ler vergi indirimi vb. araçlarla teşvik edilmelidir.

8. Arz zincirinin bozulması KOBİ’ler için önemli bir risk teşkil

etmektedir. İthal ara malları temini için kamu koordinasyonu

sağlanarak benzer sektörlerde çalışan firmaların ortak hareket

etmesi sağlanmalı, böylelikle alımda rekabet gücünün artışı ve

arz güvenliği sağlanmalıdır.

9. KOBİ’ler kitlesel fonlama gibi yeni finansman yöntemlerini

kullanması teşvik edilmeli, bu konuda bilgilendirilmelidir.

10. KOBİ’ler sadece öz sermayeleri ile büyümemeli aynı zamanda

hisselerini satarak yatırım almalı ve finansmanını bu şekilde

sağlamalıdır. Buna yönelik kamu kurumları destek vermelidir.

11. Paya dayalı kitlesel fonlama platformları KOBİ’lere tüm vatandaşların

yatırım yapabilmesinin önünü açmalıdır.

12. KOBİ’leri desteklemek amacıyla faizsiz tahviller ihraç edilmeli

ve bunlar KOBİ’lere finansman olarak sağlanmalıdır.

13. KOBİ destekleme sandığı kurularak, KOBİ’lerin olası krizlere

karşı ihtiyatlı hareket etmeleri için yönlendirilmelidir.

14. Melek yatırımcılar, KOBİ’lere yatırım yapmaları konusunda

teşvik edilmeli ve buna uygun yasal mevzuat hazırlanmalıdır.

15. Üretimde kümelenme oranları artırılmalı, lojistik ağları buna

göre şekillenmeli ve KOBİ’lerin özelleşmiş bölgelerde çalışması

teşvik edilmelidir.

16. Finansal anlamda hayata geçirilen borç ve vergi ertelemeleri

üç aylık geçici nitelikten uzun döneme yayılması gerekmektedir.

17. Uluslararası işbirlikleri kurulması için bir platform oluşturulması

ve devlet tarafından KOBİ’lere iş geliştirme yardımı yapılması

gerekmektedir.

18. İş kanununda gerekli değişiklikler yapılarak esnek çalışma

nezdinde bir üst kurul aracılığıyla, KOBİ’lerin haklarının korunması

ve alacaklarının takibi için yasal destek ve danışmanlık

sağlanmalı, ticaret ateşeleri aktif olarak sürece dâhil edilmelidir.

23. Kobilerin cari alacaklarının sigorta kapsamına alınması için

alacak sigortası zorunlu hale getirilmelidir.

24. Kamu tarafından verilen çeşitli kredi destek ve güvencelerinin

istismar edilmesinin önlenmesi amacıyla BDDK ile Hazine

ve Maliye Bakanlığı arasında ortak bir komisyon kurulmalı ve bu

süreçteki kredi-alacak ilişkileri takip edilmelidir.

25. KGF kapsamında büyük firmalara ayrıcalık sağlanmasının

önüne geçilmesi ve her düzeyde KOBİ’nin eşit derecede imkânlardan

faydalanmasının önü açılmalıdır.

26. Özel bankaların geçmiş dönem alacaklarının KGF üzerinden

tahsil edilmesinin önüne geçilmelidir.

27. Verilen nakit ve kredi desteklerinin doğru şekilde kullanılması

için KOBİ’lerin takip edilmesi, gerekli denetim ve bilgilendirmelerin

yapılması gerekmektedir.

28. Ödenmeyen çeklerin finansal akışı bozmaması için BDDK

nezdinde bir çek takas merkezi oluşturularak firmaların alacak

ve vereceklerinin denkleştirilmesi sağlanmalıdır.

29. Gıda, tekstil, kimya, demir-çelik gibi önümüzdeki aylarda

ihracat potansiyeli yüksek sektörlere özel teşvikler getirilmelidir.

30. Çalışma ortamlarının düzenlenmesi ve sağlık önlemleri konusunda

özel planlama ve destek sağlanmalıdır.

31. Tüketim alışkanlarındaki değişim ve tasarruflarda yaşanacak

olan artışlar nedeniyle ortaya çıkacak olan talep açığının

önlenmesi için düşük gelirli grupların desteklenmesi, arz fazlası

olan ürünlerde devletin nihai alıcı olabileceği bir modelin geliştirilmesi

gerekmektedir.

32. Talebin yeniden canlanması için KDV ve ÖTV oranları düşürülmelidir.

33. Özellikle hijyen kavramının gündeme geldiği bu günlerde,

gıda sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin temel ihtiyaç malzemeleri

başta olmak üzere, hijyenik koşullarda üretilmiş organik

ürünleri ya da paketlenmiş ürünleri online pazar da dâhil

olmak üzere satış modelleri geliştirmesi teşvik edilmeli.

34. Turizm sektörü özellikle Türkiye’nin önemli gelir ve döviz

kaynakları arasındadır.

Sağlık ve hijyen konusunda turizm sektörüne yönelik alınacak

ekstra önlemler, bunun için bütçe ayrılması ve atılan adımların da

duyurulması suretiyle halkta bir güvenin oluşturulması bu sektörlerin

tamamen durma noktasına gelmesine engel olacaktır.

35. Devletin KOBİ’lere yönelik politikaları belirlerken, hedeflerin

ve bu hedefleri ölçme kriterlerinin başlangıçta açık bir şekilde

belirlenmesi gereklidir. Ayrıca politikaların amacına ulaşıp ulaşamadığı,

kontrol grupları üzerinden gözlenmelidir.

İçinden geçmekte olduğumuz COVID-19 salgınıyla ülkemiz

imkânı sağlanmalıdır.

ekonomisinde karşılaşılan zorlukları alınacak tedbirlerle

fırsata çevirmek gerekmektedir. Özellikle küçük orta boy

19. Ücretlerden alınan SGK primi ve vergiler azaltılmalıdır.

işletmelerin yaşadığı mali sorunların aşılması için alınacak

20. KOBİ’ler üzerindeki maliyetler azaltılarak kayıt dışı ekonomi

tedbirlerin ve verilecek desteklerin krizi fırsata çevirmede

oranı düşürülmelidir.

kritik önemi haiz olduğunu görmekteyiz. Bunun için yapılması

21. Kira stopaj vergileri KOBİ’ler üzerinden alınıp, mülk sahibi

tarafından karşılanmalıdır.

22. Kriz nedeniyle uluslararası firmaların vermiş oldukları siparişlerde

iptal ve çeşitli mağ- duriyetler yaşanmaktadır. Bakanlık

gerekenler bu raporda analiz edilip önerilerimiz sıra-

lanmıştır. Bütün bu tedbirler ve uygulamalar ile ekonominin

can damarı ve istihdamın ana kaynağı olan işletmelerimizin

rahatlayacağını ümit etmekteyiz.


AREL KİMYA

T: +90 342 235 14 66

M: +90 532 548 17 73

arelkimya-27@hotmail.com

www.arelkimyaltd.com.tr


Sektörel

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Nisan ayı ihracat rakamlarını açıkladı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Nisan ayı geçici dış ticaret verilerini açıkladı.

Nisan ayında ihracat, Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre yüzde 41,4 düşüşle

8 milyar 993 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 3,7 düşüşle 172

milyar 706 milyon dolara ulaştı.

TİM Başkanı İsmail Gülle

Covid-19 pandemisinin küresel büyüme ve ticarete

yönelik öngörüleri değiştirdiğine dikkat çeken TİM

Başkanı İsmail Gülle, buna karşılık Türkiye’nin aldığı

tedbirlerin ve mart ayının ikinci yarısına kadar kendisini

koruyabilmesinin etkisiyle ilk çeyrekte yüzde 5-6

büyümesini öngördüklerini belirtti. Gülle, nisan ayı ihracat

rakamlarının virüs salgınının küresel ticaret üzerinde

beklenen negatif etkilerinin gözlemlendiği bir tabloya

işaret ettiğini belirterek şunları kaydetti: “İhracat

rakamlarımız, nisan ayında düşüşe işaret etse de bu

rakamların ardındaki nice kahramanlıkları da öncelikle

paylaşmak isteriz. Tüm zorluklara rağmen süregelen

ihracatımız, ülkemizin bu zorlu dönemde sergilediği

birlik ve beraberliği, ihracatçılarımızın ülkemize hizmet

için gösterdikleri feraseti, sağlık çalışanlarımızın gecesini

gündüzüne katarak ortaya koyduğu fedakarlığı, bu

süreçten alnımızın akıyla çıktığımızda karşımıza çıkacak

yeni fırsatları, böyle bir dönemde dahi devletimizin

ortaya koyduğu gücü ve pek çok coğrafyaya uzattığı

.

28 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı nisan

ayında 8 milyar 993 milyon dolar oldu

yardım elini ve aynı zamanda milletimizin nice milletlere

ilham olmuş azmini temsil etmektedir. Gün umutsuzluk

günü değil, yarınlardaki fırsatlara hazırlanma günüdür.

Covid-19 sürecinde daralan uluslararası ticaretin

etkilerini, ihracatta yaşanan kaybı telafi edecek başlıkları

ve süreç sonunda oluşacak yeni dünya düzeninde

daha güçlü bir şekilde yer almak için eylem planlarını

devreye aldık. Unutulmayalım ki, ihracat hedeflerimiz

Covid-19’dan büyük. Ülkemiz ihracatı bu zorlu süreçten

güçlenerek alnının akıyla çıkacaktır. Biz hiç yılmadan

‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ hedefine doğru

giden yolda kararlı yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.”

Sanal Ticaret Heyetleri Mayıs’ta başlıyor

Covid-19 sürecinde ihracatçılar için devreye aldıkları

eylem planlarına değinen Gülle, bu kapsamda Çin,

Hollanda ve ABD Büyükelçileriyle online ortamda yapılan

“TİM Export Talks” panelleriyle salgın sonrası

süreçte hangi ürün ve sektörlerde fırsatların gelişeceğini

değerlendirmeyi sürdüreceklerini belirtti. İhracatçı

birliklerinden TİM’e iletilen 40 sorun ve talebin Ekonomik

İstikrar Kalkanı paketinde hızlı bir şeklide karşılık

bulduğunu ve Ticaret Bakanlığı’nın ‘Temazssız İhracat’

uygulamasıyla ihracatın önündeki engellerin kaldırıldığını

hatırlatan Gülle, “Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak

bizler de, ‘Yeni nesil ticaret diplomasisi’ faaliyetleri

kapsamında ihracatçılarımızın bu süreçten daha fazla

olumsuz etkilenmemesi adına sanal ticaret heyetleri

düzenleme noktasında çalışmalara başladık. Yaptığımız

analizlere dayanarak hedef ve öncelikli ülkelerin

28’inin ticaret müşavirleri ve ataşelikleriyle yapılan görüşmeler

sonucu heyetleri gerçekleştireceğimiz ülkeleri

belirledik. İlk etapta sanal ticaret heyetlerimize Mayıs

ayının hemen başından itibaren, Kenya, Özbekistan,

Güney Kore ve Hindistan’la başlıyoruz” dedi.

En stratejik sektörler Gıda ve Medikal

Gülle, salgının başladığı günden bu yana tarım sektörlerinin

küresel salgının ortaya çıkardığı talep şoklarından

en az etkilenen sektörler olduğunu belirterek ”Bu

sektörlerden bazıları nisan ayı ihracatlarını artırmayı


Sektörel

da başardı. Bu süreç özellikle gıda ve medikal ürünlerin

ne kadar stratejik sektörler olduğunu bizlere tekrar

hatırlatması bakımından mühim. Ülkemiz tedarik zincirinde

ne kadar kritik bir konumda olduğunu ve bu sektörlerde

kendine yetmekle kalmayıp birçok dünya ülkesine

tıbbi malzeme yardımı yapabilecek güçte olduğu

göstermiştir. Salgın sonrası dönemde, Türkiye salgının

zirve yaptığı bu günlerde ülkelere uzattığı yardım elinin

ve tedarik anlamında sağladığı güvenin meyvelerini

toplayacaktır” şeklinde konuştu.

Maske üretiminde aylık 1,5 milyar hedefine yaklaşıldı

Başta sağlık çalışanları olmak üzere Türkiye’nin virüsle

mücadelesine katkı sağlamak adına ‘Biz bize yeteriz’

diyerek ihracatın vazgeçilmez gücü fabrikaları seferber

ettiklerini hatırlatan Gülle, şunları kaydetti: “Ülke sathındaki

bütün ihracatçı birliklerimizle giriştiğimiz Üretim

Seferberliği’nde günde 1 milyon maske üretimini ne

mutlu bizlere ki, mevcut çalışmalarımızı genişleterek

bugün 15 milyonun üzerinde bir kapasiteye ulaştırmayı

başardık. Ancak bunu da yeterli görmüyoruz, imalatçı

ihracatçılarımızın engin tecrübesi ve üretim kabiliyetleriyle

ülkemiz için her zaman daha iyisine odaklanıyoruz.

Üretim kapasitemizi, artık günde 50 milyon, aylık

bazda 1,5 milyar seviyelerine çekebilme hedefimize

yakınız. Elbette çalışmalarımız ulusal düzeyle sınırlı

değil. Türkiye’nin tüm hijyen ürünler ve maske üretiminde

küresel ölçekte önemli bir üretici ve tedarikçi olduğunu

göstermek adına, Türkiye Tanıtım Grubu olarak

yurtdışındaki büyük alıcı grupların CEO’larına, işbirliği

içerisinde bulunduğumuz ülkelerin resmi kurumlarına,

kanaat önderlerine ve basın mensuplarına Türk hijyen

kiti gönderiyoruz.”

Nisan’da 919 firma ihracat ailesine katıldı

Nisan ayı ihracatına ilişkin detaylara değinen TİM Başkanı

Gülle, şu bilgileri verdi: “Türkiye ekonomisinin bugünü

ve geleceği açısından vazgeçilmez bir sacayağı

olduğu perçinlenmiş olan ihracatımıza yönelik farkındalık

ve TİM olarak ülkemizin her noktasında yürüttüğümüz

KOBİ ihracat Seferberliği eğitimlerimizin en

net sonucu olarak; nisan ayında ihracat ailemize 919

firmamızın katıldığını bildirmekten memnuniyet duyuyorum.

İhracata yeni başlayan bu firmalarımız nisan

ayında 44,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Firma

özelinde bakıldığında, nisan ayı içerisinde toplam

29.761 firmamız ihracat gerçekleştirdi.”

53 ülkeye ihracat 163 milyon dolar arttı

Türkiye küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen

nisan ayında 53 ülkeye ihracatını 163 milyon dolar

artırmayı başardı. Bu 53 ülkenin 46’sında artış yüzde

10’un, 32’sinde ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti.

Bu ülkeler arasında, geçtiğimiz yılın nisan ayına göre

41,1 milyon dolar ihracat artışıyla Güney Kore, 18 milyon

dolar ihracat artışıyla Türkmenistan ve 14,8 milyon

dolar ihracat artışıyla Hong Kong dikkat çekti.

Lider Kimyevi Maddeler oldu

Nisan ayının lideri, 1 milyar 285 milyon dolarlık ihracat

ile Kimyevi Maddeler sektörü oldu. Onu 903 milyon

166 bin dolar ihracat ile Çelik ve 620 milyon 608 bin

dolar ile Elektrik Elektronik sektörleri takip etti. Geçtiğimiz

yılın aynı ayına göre Kimyevi Maddeler sektöründe

yüzde 27,3, Çelik sektöründe yüzde 26,9, Elektrik

Elektronik sektöründe yüzde 33,8 oranında düşüş gerçekleşti.

Nisan ayının en güçlü performansına imza

atanlar ise yüzde 46,5 artışla 198 milyon dolar ihracata

ulaşan Fındık ve Mamulleri, yüzde 15,2 artışla 144 milyon

dolara ulaşan Meyve Sebze Mamulleri ve yüzde

5,1 artışla 119 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Yaş

Meyve ve Sebze sektörleri oldu.

AB’nin ihracattaki payı yüzde 41,6’ya geriledi

Nisan ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 205 ülke

ve bölgede dalgalandırmayı başardı. En çok ihracat

gerçekleştirilen ilk 3 ülke ise 862 milyon dolar ile Almanya,

606 milyon dolar ile ABD ve 564 milyon dolar

ile Irak oldu. İlk 10 ülkenin ihracattaki payı yüzde 45,7

olurken, ilk 20 ülkede bu pay yüzde 65,5’e yükseldi.

Aralarında ABD, Almanya, İtalya ve Irak’ın da yer aldığı

tam 12 ülkeye her sektör ihracat gerçekleştirmeyi

başardı. En büyük pazar olan Avrupa Birliği’nin ihracattaki

payı 3,7 milyar dolarlık bir hacim ile yüzde 41,6

seviyesine düştü.

En dikkat çekici ihracat artışı Kırıkkale’de yaşandı

İllerin ihracatına bakıldığında; nisan ayında 17 il ihracatını

artırdı. En çok ihracat gerçekleştiren ilk 3 il sırasıyla;

3 milyar 662 milyon dolarla İstanbul, 583,4 milyon

dolarla İzmir ve 551,9 milyon Ankara oldu. En dikkat

çekici artışlar ise; yüzde 76 artışla 1,3 milyon dolar ihracata

imza atan Kırıkkale, yüzde 61 artışla 11,6 milyon

dolara ulaşan Kastamonu ve yüzde 38 artışla 2,3

milyon dolar ihracat yapan Erzincan’da yaşandı. Zonguldak’ta

hazırgiyim sektörü ihracatını 77 kat artırırken,

Düzce’de Fındık sektörü ihracatını 32 katına çıkarttı.

Kastamonu’da Demir Demir-Dışı Metaller sektörünün

ihracatını 23 katına, Mardin’de ise Makina sektörünün

ihracatını 15 katına çıkardığı görüldü.

168 ülkeye 3 milyar TL ile ihracat yapıldı

Ay boyunca 168 ülkeye ihracatta 3 milyar TL tutarında

ihracat gerçekleştirildi. 4152 firma ihracat işlemlerinde

Türk Lirasını tercih etti.

Paritenin olumsuz etkisi 149,4 milyon dolar oldu

Miktar bazında ihracat ise nisanda geçen yılın aynı

ayına göre yüzde 12,5 düşüşle 11 milyon ton olarak

gerçekleşti. Son olarak, nisan ayında Euro dolar paritesinin

etkisi negatif yönlü 149,4 milyon dolar oldu.

29




Sektörel

Corona (COVİD-19) Salgını İle Mücadelede

Kişisel Koruyucu Donanımların Önemi

Bir Kez Daha Anlaşıldı

Koronavirüs pandemisinin tüm dünyayı tehdit ettiği günlerde yayınladığımız

basın bülteninde, tehlikenin yaklaştığını ve bu salgınla mücadele sırasında

hangi tip KKD‘lerin (Kişisel Koruyucu Donanım) önem taşıdığını, ürünlerin

zor bulunmasının nedenini ve bu sorunun toplum sağlığı için ne denli önem

taşıdığını beyan etmiştik. Covid-19 virüsünün dünya gündemine geldiği

günden bu yana, tüm ülkeler KKD stoklayarak hazırlık yaparken ülkemizde bir

yıldır 2019/1 sayılı İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ kapsamında

KKD ithalatı engellenmekte ve KKD ithalatçısı birçok firmanın ticaret yapma

özgürlüğü elinden alınmaktadır.

Riskin en yüksek seviyelerde hissedildiği bugünlerde,

yaptığımız çağrıların karşılık görmesi neticesinde koruyucu

maskelerde bir yıldır süre gelen yüksek vergi

oranlarının kaldırılması ve ithalatın önünde bariyer olan

ITKIB Kayıt Sistemi Uygulamasının askıya alınması ile

koruyucu maske ithalatının önünün açılmasını toplum

sağlığı için atılmış en önemli adımlardan biri olarak görüyor;

ancak yeterli bulmuyoruz.

.

32 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Ülkemizde pandeminin tehdidi ortadan kalkana kadar

evden çıkılmamasının en yetkili makamlar tarafından

önerilmesine karşın milyonlarca işçi hala çalışmak zorunda.

Sanayinin durmaması, ekonomimizin ayakta

kalması için gerekli olmakla beraber toplu alanlarda

çalışan milyonlarca işçi salgından ve iş kazalarından

korunmak için KKD kullanmak zorundadır. Salgını önlemenin

bir yolu da çalışan herkesi korumaktan geçmektedir.

Türkiye’nin KKD sektörünü temsil eden, üyeleri arasında

bu ürünlerin en güvenilir üreticileri ve distribütörleri

olan derneğimiz; toplum sağlığının riske edilmemesi

için aşağıdaki önerilerin dikkate alınmasını talep etmektedir.

* Toplum sağlığı için alınan olağanüstü kararlarda STK

ve sektör temsilcilerinin görüşleri alınmalı ve süreç dışında

tutulmamalıdır.

* Salgınla mücadele devam ederken öncelik tabi ki

sağlık personelini korumak olmalı; ancak 6331 sayılı

yasa ile KKD kullanması zorunlu olan ve bu dönemde

kalabalık ortamlarda çalışarak yüksek risk taşıyan milyonlarca

işçinin öncelikle koruyucu maske ve diğer tüm


Sektörel

KKD’lere ulaşmasının

önü açılmalıdır.

* Koruyucu maske üreten

fabrikalar, günümüzde

özel sektör ve sanayiye

zorunlu olarak sırtını dönmüş

durumdadır. Tüm

KKD üreticilerinin, sanayi

ve halka satış yapan özel

sektöre de ürün tedarik

etmesi sağlanmalıdır.

* Koruyucu maske ve

tulum üreten üreticilerimizin

hammaddeye ulaşmakta

yaşadıkları sorunlar

ortadan kaldırılmalı,

hammadde ithalatında

uygulanan vergiler sıfırlanmalı,

maske üreticilerimizin

en yüksek girdisi

olan hammadde fiyatlarının

düşmesi için yerli hammadde üreticilerinin kriz dönemindeki

fiyat politikası denetlenmelidir.

* Yerli üreticilere kapasite artırımı noktasında bölge ayrımı

yapılmaksızın makine yatırımı ve istihdam destekleri

verilmelidir.

* Yüksek talep ve arz eksikliğini fırsata çeviren merdiven

altı üreticiler tespit edilmeli, insan sağlığını riske

atan standart dışı sahte ürünlere karşı denetimler

sıklaştırılmalı, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler

Bakanlığı tarafından yapılan ürün testlerinin sayısı arttırılmalıdır.

* KKD üretimi mesleki yeterlilik gerektiren bir meslek

grubu sınıfına sokulmalı, sektör dışından teknik bilgiye

sahip olmayan kişilere üretim izni verilmemelidir.

* Salgın süresince anlaşıldığı üzere KKD’ler insan sağlığını

koruyan ürünlerdir ve geçmişte olduğu gibi gelecekte

de insan sağlığını korumaya devam edecektir.

Bu nedenle söz konusu can güvenliği olduğu için koruyucu

maske, iş eldiveni, iş kıyafeti, iş ayakkabısı gibi

KKD’ler, ithalata engel olan ITKIB Kayıt Sistemi uygulamasından

süresiz muaf tutulmalıdır.

* Dünyanın en önemli KKD ihracatçısı olan Avrupa ülkelerinde

uygulanan ihracat yasağı nedeniyle sanayimizin

ekipmansız kalması yaklaşan başka bir risktir. Bu

nedenle Asya ülkelerinden yapılan KKD ithalatlarında

alınan ilave gümrük vergileri kaldırılmalıdır.

* Sağlık personelinin, sanayi çalışanlarının ve münferit

halkın ihtiyacı olan KKD’ye kolay ulaşabilmesi için üretici

ve ithalatçı firmaların temsilcileri dinlenmeli, açıklanan

ekonomik tedbir ve destek paketlerinden faydalandırılarak

bu süreçte faaliyetlerini aksatmadan devam

etmeleri sağlanmalıdır.

Candan Akartürk Hikmet Kütükçü Levent Yılmaz Erkan Ateş

Başkan Yrd. Başkan Yrd. Yönetim Kur.Üyesi Sayman

TİGİAD HAKKINDA

Arda Ataoğlu

Yönetim Kurulu Başkanı

1999 yılında kurulan, İş güvenliği ve işçi sağlığı alanında kişisel koruyucu ekipmanların tedariki ile sektöre üre ci, ithalatçı veya danışman

olarak hizmet veren üyelerin oluşturduğu, 100’e yakın üye rması olan bir ça dernek r. Türkiye’de kullanılan kişisel koruyucu donanımların

en az %90’ı TİGİAD bünyesindeki üyeler tara ndan üre ldiği veya ithal edildiği tahmin edilmektedir. TİGİAD ayrıca ESF (Avrupa Güvenlik

Fe- derasyonu) üyesidir ve Türkiye’yi temsil etmektedir.

Yönetim Kurulu Başkanı: Arda ATAOĞLU (0532 407 63 62)

Adres: Plaza Cubes O ce Büyükdere Cd., Kırgülü Sok. Metrocity AVM, D Blok No:4 K:4, PK:34394 Levent / İSTANBUL

İletişim: 0212 367 49 67 / giad@ giad.org.tr / www. giad.org.tr

33


C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



Sektörel

Henkel, 2025’e Kadar Karbon Ayak

İzini Yüzde 65 Oranında Azaltmayı

Planlıyor

Henkel, bu yılki hedeflerinden üçünü zamanından önce

gerçekleştirdi: Karbondioksit salınımları yüzde 31 oranında

azaltıldı ve bir ton ürün başına düşen atık miktarı

yüzde 40 oranında aşağı çekildi. İş sağlığı ve güvenliği

alanındaki yüzde 42 oranında bir ilerleme ile Henkel

bu alandaki 2020 hedefinden daha üst düzeyde bir gelişme

kaydetti. Bir ton ürün başına tüketilen su miktarı

ise 2010’a kıyasla yüzde 28 oranında azaldı. Bu da,

yüzde 30 oranında azalma hedefine ulaşmanın oldukça

mümkün olduğuna işaret etmektedir.

Şirket, üretimlerinden kaynaklanan karbon ayak izini

2025’e kadar yüzde 65 oranında azaltmayı planlıyor.

Henkel bu hedefe enerji verimliliğini sürekli artırarak ve

kullandığı elektriği yenilenebilir kaynaklardan sağlayarak

ulaşmayı amaçlıyor. Henkel buna ek olarak, marka

ve teknolojilerini müşterilerin, tüketicilerin ve tedarikçilerin

2025’e kadar uzanan 10 yıl boyunca 100 milyon

ton karbondioksit tasarruf etmelerine yardım amacıyla

güçlendirmek istiyor.

2025 İçin Yeni Ambalajlama Hedefleri

Döngüsel bir ekonomiyi teşvik etmek amacıyla sürdürülebilir

ambalajlama alanında gerçekleştirdiği ilerleme

ve faaliyetleri daha ileri taşımak hedefiyle Henkel, 2025

için yeni ve daha da iddialı sürdürülebilir hedefler belirledi:

* Kalıntıların geri dönüştürülebilirliği etkileme ya da geri dönüşüm

akışlarını kirletme ihtimali bulunan yapıştırıcı ürünler hariç.

.

36 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Henkel, 2025 yılı için yeni ambalajlama hedefleri ile plastik atıkları azaltmayı ve

önlemeyi hedefliyor. Henkel, sürdürülebilirliğin her boyutunda gerçekleştirdiği

gelişme ve ilerlemenin detaylarıyla ortaya konulduğu 29. Sürdürülebilirlik

Raporu’nu yayınladı. Henkel aynı zamanda, geleceğe yönelik stratejik

çerçevesini ve sürdürülebilir ambalajlama ve iklimin korunması gibi önemli

alanlardaki yeni hedeflerini ana hatlarıyla açıkladı.

%100 geri dönüştürülebilir ya da yeniden kullanılabilir*:

Tüm Henkel ambalajları geri dönüştürülebilir ya

da yeniden kullanılabilir* olacak.

Fosil esaslı plastikleri %50 oranında azaltmak: Henkel,

tüketim ürünlerinde fosil kaynaklı geri dönüştürülmemiş

plastik miktarını yüzde 50 oranında azaltmayı

amaçlıyor. Bu hedef ise tüketim ürünlerinde kullanılan

geri dönüştürülmüş plastik oranını, küresel ölçekte yüzde

30 seviyesinin üzerine çıkarmak, plastik kullanımını

azaltmak ve yenilenebilir biyolojik kaynaklarla üretilen

plastiğin kullanımındaki artış ile gerçekleşecektir.

Sıfır atık: Henkel, atıkların doğaya bırakılmasını engellemek

için katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu sebeple

şirket, atık toplama ve geri dönüşüm girişimlerini destekliyor

ve kapalı döngü geri dönüşümü teşvik etmek

amacıyla yenilikçi çözüm ve teknolojilere yatırım yapıyor.

Henkel geri dönüşüm hakkında bilgilendirme

yoluyla her yıl 2 milyardan fazla tüketiciye ulaşmayı

hedefliyor.



Sektörel

Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker:

“Çelik Kasa Talebi Artış Trendinde”

Son yıllarda çelik kasa satışlarında yaşanan artış trendine dikkat çeken Kale

Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker, Koronavirüs salgını

sonrasında güvenlik ihtiyacının çoğalmasıyla birlikte, bu artışın devam etmesini

öngördüğünü dile getirdi.

Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker

Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih

Teker, Türkiye’de güvenliğin lider markası Kale Kilit

bünyesinde yer alan Kale Çelik Kasa satışları hakkında

bilgi vererek, salgın sebebiyle artan güvenlik ihtiyacı

karşısında değerli varlıklarını evde koruma altına

almak isteyenler için çelik kasaların özelliklerini anlattı.

Semih Teker, son yıllarda çelik kasa taleplerinde artış

olduğuna dikkat çekerek, “Döviz kurlarındaki hareketlenme

ile birlikte 2018 yılının sonundan itibaren çelik

kasa satışlarında gözle görülür bir artış trendi gözlemliyoruz.

Bu talep artışı hem ofis tipi yüksek güvenlikli betonlu

çelik para kasalarına, hem de ev tipi küçük çelik

kasaların satışlarına yansıyor. Artış trendi 2020 yılının

ilk aylarında da devam etti. Aynı şekilde son dönemde

salgınla birlikte artan güvenlik ihtiyacından dolayı,

salgın sonrası da bu artışın devam edeceğini düşünüyoruz”

dedi.

“Darbelere karşı güçlendirilmiş malzeme kullanılıyor”

Hırsızlık, gasp ya da yangın gibi durumlara karşı kıymetli

eşyaların evde güvenli bir şekilde muhafaza

edilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Semih Teker,

“Çelik, dayanıklılığı ve uzun süre kullanıma uygun

olması sebebiyle kasaların daha da güvenli olmasını

sağlıyor. TSE tarafından hırsızlığa karşı direnci test

edilerek onaylanan Kale Çelik Kasa’lar; oksijen kay-

.

38 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

nağı, elektrikli testere, matkap gibi malzemelere karşı

uzun süre direnç gösteriyor. Ayrıca gövdesi ve kapağı

güçlendirilmiş beton ile kuvvetlendirilerek, ciddi oranda

ağırlaştırılıyor. Özel talep olan durumlarda zemine

veya duvara montajlama hizmeti ile ekstra güvenlik

sağlanabiliyor. Kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik, ticari

kasa modelleri, ankastre kasa modelleri, zırhlı kasa

modelleri, yangına dayanıklı kasa modelleri gibi birçok

farklı ürün seçeneklerimiz bulunuyor. Farklı renk seçenekleriyle

öne çıkan ev tipi kasalar ise küçük ve hafif

olması nedeniyle ev, otel ve ofis kullanımlarında tercih

ediliyor.

“Kale Çelik Kasalar açılamamasıyla ünlü”

Kale Çelik Kasaların açılamamasıyla ünlü olduğuna

dikkat çeken Semih Teker, “Kasalarımızın art niyetli

girişimlere karşı açılamamasıyla ilgili çok sayıda müşteri

teşekkürü alıyoruz. Örneğin; kuyumcuların yoğun

olarak yer aldığı bir iş merkezine gece hırsız giriyor ve

aynı firmanın farklı marka kasalarını açıp içindekilerini

alıyor. Ancak Kale Çelik Kasa onca müdahaleye ve

darbe almasına rağmen açılmıyor. Sonrasında iş yeri

sahibi güzel bir teşekkür yazısıyla başından geçen olayı

bize aktarıyor. Darbelere karşı koyan kasalarımızı

da konsept mağazamızda sergiliyoruz. Kullanıcılarımız

Kale Çelik Kasalarla tüm değerli varlıklarını koruma altına

alarak, her türlü hırsızlık olayına karşı riski en aza

indirgeyebilir” dedi.



.

40 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Sektörel

Permolit ile Sağlık ve Güzellik Bir Arada!

Permolit, her zaman en iyi kaliteyi en uygun fiyata sunma hedefiyle en ileri teknolojileri

kullanarak ürettiği dünya standardında boyalarıyla evlerimiz için hem

sağlık hem de güzelliği bir arada sunuyor.

Permomax Serisi ile her cephede maksimum hijyen

Permolit’in en ileri teknolojilerle ürettiği Permomax

Serisi maksimum hijyen için her cephede güvenle uygulanabilir

ve nereye uygulanırsa uygulansın oraya

maksimum direnç gösterir. Evinizin dış cephesi hem

yıllara meydan okusun hem de güzelliğiyle komşularınızı

büyülesin istiyorsanız Permomax Dış Cephe Boyası

mükemmel bir seçim.

bambaşka bir hava katar. Gelin isterseniz Permomax

Serisi’ni yakından inceleyelim.

Monotip Antipas Boya

Monotip Antipas Boya ile paslı yüzeyler tarihe karışıyor.

Permomax Antibakteriyel Tavan Boyası

Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış antibakteriyel

son kat tavan boyası olan Permomax Antibakteriyel,

hastane, ameliyathane gibi sağlık kuruluşlarında,

laboratuvar, okul, kreş ve çocuk odalarında, gıda

üretim tesisi ve depo gibi hijyenik yüzey elde etmek

istenilen mekanlar için özel üretilmiştir. Organik Uçucu

Madde Miktarı (VOC) ile çevre dostu Permomax Antibakteriyel,

Her türlü paslı veya paslanır metal yüzeyde uy-

gulanabilen astar ve son kat boyası Permolit Monotip;

pas oluşumunu önleyen özel yapısı, parlak ve mat

seçenekleriyle uygulandığı her alana ayrı bir güzellik

getiriyor. Solvent bazlı, alkid bağlayıcı esaslı, kurşun

içermeyen yapısıyla güvenle uygulayabileceğiniz Permolit

Monotip ile paslı yüzeylerle bir daha karşılaşmamak

üzere vedalaşabilirsiniz.

sunduğu mükemmel beyazlık ile sağlıklı bir

görünüm elde etmek için idealdir, uygulandığı yüzeylerin

nefes almasını sağlar.

Permokapı ile kapı gibi kapılar

Her türlü mdf, kaplama, masif ahşap yüzeylere rahatlıkla

uygulanabilen, kurşun

Permomax İpek Mat Antibakteriyel İç Cephe Boyası

Core-Shell teknolojisi ile üretilen ve tam silinebilir su

bazlı son kat iç cephe boyası olan Permomax İpek Mat,

içermeyen yapısıyla güvenle

uygulanabilen Permokapı

Amerikan Kapı Boyası,

uygulandığı yüzeyi yıllarca genç tutar. Antibakteriyel yüzey temizleyicileri gibi

yapısı sayesinde ortamdaki havayı sağlıklı tutan, düşük

Uçucu Organik Bileşik (VOC) değeri ile çevre dostu

Permomax İpek Mat Antibakteriyel, leke tutmama

özelliğiyle hayatınızı kolaylaştırır, ipek mat parlaklığıyla

da uygulandığı yüzeye bambaşka bir hava katar. Eviniz

ya da ofisinize ipeksi bir dokunuş için en ideal seçim.

kimyasal etkilerin yanı sıra

darbe gibi fiziksel etkilere

karşı da dirençlidir. Permokapı’nın

yıllarca sararmayan

yapısı, mükemmel örtücülüğü

ve kolay uygulanabilir

yapısıyla kapılarınız yıllara

Permomax Mat Antibakteriyel İç Cephe Boyası

Yapısındaki silikon ve özel

meydan okurken, ahşabın

doğallığını da ortaya çıkarır.

katkı maddeleri sayesinde

duvarlara nefes aldıran

teknolojiye sahip Permomax

Permosil ile lekeleri kolayca sil

Nefes alabilen, örtücülüğü yüksek ve uygulaması kolay

Mat Antibakteriyel,

bir iç cephe boyası olan Permosil Silikonlu İç Cephe

rutubetli ortamlarda da

Boyası da Permolit’in en ileri teknolojileriyle üretiliyor.

güvenle uygulanabilir. Küf

ve mantar oluşumunu da

Silinebilir yapısı sayesinde kolayca temizlenen Permosil’le

lekeler gidici, güzellik kalıcıdır.

engelleyerek uygulandığı

yüzeyleri korur, sağlıklı ve

mutlulukla yaşanan mekanlar

oluşturur.

Permovernik ile ahşap yüzeyler hep doğal

Permolit’in 25 yıllık deneyimiyle üretilen Permovernik

Vernikli Ahşap Koruyucu’yu kurşun içermediği için iç

ve dış mekandaki her türlü ahşap yüzeyde gönül rahatlığıyla

Permomax Dış Cephe Boyası

Su bazlı yapısı ve ultra silikon teknolojisi ile yıllara

meydan okuyan Permomax Dış Cephe, yüksek su iticiliğine

sahip olduğu için zorlu hava koşullarına karşı

kullanabilirsiniz. Sadece UV ışınlarına değil,

yıllara karşı da dayanıklı olan Permolit Permovernik

ahşabın doğal yapısını koruyarak her zaman şık kalmasını

sağlar.



Sektörel

İşçinin COVİD-19’a Yakalanması İş

Kazası Kapsamında mıdır?

İş kazası; gerek 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda gerekse 5510

sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmış

olup kısaca, “İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme

sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle

getiren olay” şeklinde ifade edilebilir.

5510 sayılı Kanun uyarınca sigortalının işyerinde bulunduğu

sırada meydana gelen veya işveren tarafından

yürütülmekte olan iş dolayısıyla yaşanan olayların

yanı sıra;

• Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere

gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen

zamanlarda,

• Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için

ayrılan zamanlarda ve

• Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı

yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında

meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan

bedenen ya da ruhen özre uğratan olayların da iş kazası

olduğu açıktır.

Salgın hastalık ile ilgili 4857 sayılı İş Kanununda açık

bir düzenleme olmamakla birlikte; “işçinin haklı nedenle

derhal fesih hakkı” başlıklı 24/3. maddesi zorlayıcı

sebeplerden bahsetmiş ve “işçinin çalıştığı işyerinde

bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek

zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa” işçiye bildirim süresini

beklemeksizin derhal iş akdini feshetme hakkı tanımıştır.

İlgili maddede, anılan zorlayıcı sebeplerin ne

olduğu açıkça yer almamakla birlikte; yüksek yargı kararları

ile sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle

ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina

uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenler olarak

belirlenmiştir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/9116 E.,

2019/16141 K. ve 18.09.2019 tarihli ilamı)

Öte yandan mevzuatın iş kazasını sigortalıyı zarara

uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik)

bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı

gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun

illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı

hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu

ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı,

yasada olmadığı halde, herhangi başkaca kısıtlayıcı

bir koşulun varlığı aranmamalıdır. (Yargıtay 21. Hukuk

Dairesi’nin 2018/5018 E., 2019/2931 K., 15.4.2019 tarihli

kararı)

Yargıtay içtihatları doğrultusunda iş kazası tespitinde

illiyet bağının teşkil ettiği önem ortada olup, başkaca

bir kısıtlayıcı koşulun varlığı söz konusu olamayacaktır.

.

42 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

İşçinin işin yapıldığı yerde olmadığı zamanlarda dahi

uygun illiyet bağının kurulabildiği durum ve koşullarda

işverenin sorumluluğuna gidilmektedir. Yargıtay

21. Hukuk Dairesi’nin 2006/9017 E., 2007/7874 K. ve

10.05.2007 tarihli kararı; “Rusya’daki işyerinde davalı

şirketin işçisi olarak çalışmakta iken 04.06.2004 günü

işyerine ait yatakhanede uyurken kalp krizi geçirerek

ölmesi şeklinde meydana geldiği bildirilen olayın , davalı

işveren yönünden iş kazası olduğu tartışmasızdır.”

şeklinde olup işçinin yatakhanede uyuduğu sırada kalp

krizi geçirmesi işveren açısından iş kazası sayılmıştır.

2 Nisan itibariyle vaka sayısı bir milyonu aşan ve tüm

dünyanın bir çözüm aradığı Covid-19, 11 Mat 2020 tarihinde

Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan

edildi. Dünya’da Covid-19’un görülmediği ülke neredeyse

kalmamışken Türkiye’de ilk Covid-19 vakasına

11 Mart 2020 tarihinde rastlanmıştı. Takip eden günlerde

vaka sayısının ve beraberinde Covid-19’a bağlı

ölümlerin de artması ile birlikte gerek kamu gerek özel

sektörde çeşitli önlemler alınmaya başlanmış, bazı firmalar

uzaktan çalışma sistemine geçmiş, bazı firmalar

ise çalışanlarını nöbetleşe çalıştırma yöntemini benimsemiştir.

Tüm bu yaşanan gelişmeler akıllara bir işçinin

Covid-19’a yakalanması halinde bunun iş kazası sayılıp

sayılmayacağı sorusunu getirmektedir.

Henüz bu soruya verilecek net bir cevap olmamakla



.

44 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Sektörel

birlikte, Covid-19’un iş kazası sayılıp sayılmayacağı

konusunda Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2019 yılında

H1N1 ile ilgili vermiş olduğu bir karardan yola çıkarak

değerlendirme yapılacak gibi görünüyor. İşveren tarafından

Ukrayna’ya sefere gönderilen ve H1N1 hastalığına

yakalanan tır şoförünün durumunu ele alan Yargıtay

21. Hukuk Dairesi’nin 2018/5018 E., 2019/2931 K.,

15.4.2019 tarihli kararı;

“Dava, iş kazası sonucu ölüm olduğunun tespitine ilişkindir.

Tır şoförü olan murisin davalı işveren tarafından

Ukrayna’ya sefere gönderildiği, H1N1 virüsünün bulaşması

sonucu daha sonra vefat ettiğinden ölümün iş

kazası nedeniyle olduğunun tespiti istenilmiş, mahkemece

davanın reddine karar verilmiştir.

Yasada iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan

bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay olarak

tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam

ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun

daha sonra gerçekleşmesi mümkündür. Yani,

iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, buna bağlı

olarak zarar derhal gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme

olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da

ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında

uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla olay iş kazası

kabul edilmelidir.

Somut olayda, tır şoförü olan davacı murisinin

26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya

sefere gönderildiği, 11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye

giriş yaptığı, Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1

virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği,

murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği

şikâyetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu

takdirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün

öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği, buna

göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte

olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında

bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan

H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana

gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği

açıktır.

SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BO-

ZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya

iadesine, 15.04.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.”

Şeklinde olup, iş sebebiyle gittiği yerde salgın hastalığa

yakalanan tır şoförünün başına gelen bu olayı iş

kazası olarak kabul etmektedir. Bu kapsamda işçilerin

Covid-19’a yakalanması durumunda; yasadaki şartlar

ile birlikte uygun illiyet bağının varlığı halinde iş kazası

olarak sayılması ve işverene iş kazası kapsamında hukuki

sorumluluk yüklenmesi muhtemeldir.

Öte yandan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyince

30.03.2020 tarihinde yayınlanan bildiride; sağlık çalışanı

olan ya da sağlık hizmetlerinde çalışanların Covid-19’a

yakalanmaları durumunda, hastalığın yapılan

işle yakın bağı gözetilerek meslek hastalığı bildirimi yapılması

gerektiğini belirtmiş ve sağlık çalışanları özelinde

uygulamada birlik sağlanmaya çalışılmıştır.

Ancak tekrar hatırlatmakta fayda olacaktır ki; henüz bu

konuda yasal bir düzenleme yapılmadığından belirsizlik

sürmekte ve geçmiş yıllardaki yüksek yargı kararları

doğrultusunda hukuki çıkarımlar yaparak işverenlerin

Covid-19’un iş kazası kapsamında olabileceği yönünde

önlemlerini almaları önem arz etmektedir.



Sektörel

Pandemi Döneminde Satış Ekibi

Yönetmenin 6 Altın Kuralı

Dünyayı ve Türkiye’yi derinden etkilemeye devam eden Kovid-19 (Koronavirüs)

Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay Şener

Türkiye’nin önde gelen saha satış yönetimi uygulaması

Ekmob’a göre Kovid-19 (Koronavirüs) salgınında

şirketlerin düşen performanslarını artırmak için değişmeleri

gerekiyor. Dünyayı derinden etkileyen salgın,

çalışanların büyük bölümünü evden çalışmak zorunda

bırakmıştı. Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay

Şener’e göre bazı önemli stratejileri hayata geçirerek

uzaktan çalışmayla da satış ekiplerinin performansını

yüksek tutmak mümkün.

Video ve telekonferans kültürü edinin:

Çoğu firmanın evden çalışmaya başlaması ile beraber,

satış süreçlerimizde alışkın olduğumuz yüz yüze

toplantılar bir süre için askıya alındı. Artık saha ekipleri

evlerinde ve satış toplantılarını video konferanslar ve

telefon görüşmeleri ile yönetiyorlar. Müşterilere ürünü

telekonferans veya videokonferans yöntemiyle tanıtmak

ve satış yapmak en faydalı yol olarak görünüyor.

Müşterinize güven verin:

Bu durum sizin için ne kadar yeniyse, müşterileriniz için

de okadar yeni. Bu sebeple karşı tarafa kendini güvende

hissettirmeniz çok önemli. Dikkat edilmesi gereken

birkaç püf nokta olarak:

.

46 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

salgını, çalışanların büyük bölümünü evden çalışmak zorunda bıraktı. Şirketlerin

büyük bir kısmı daha önceden hazırlıklı olmadıkları bu duruma adapte olmak için

stratejilerini değiştirmek zorunda kalıyor. Saha satış yönetimi teknolojileri şirketi

Ekmob şirketlere satışlarını artırmaya yönelik önerilerde bulunuyor.

• Müşterilerinizle konferans saati ve içeriğini önden

paylaşın. Karşı tarafı motive edecek, konferansınıza

yüklediği anlam artacaktır.

• Kesinlikle tüm katılımcılara e-posta daveti gönderin.

Eğer video konferans yapacaksanız konum bölümüne

toplantı linkini ekleyin. Saat ve içerik de belirtin.

• Konferansta belirteceğiniz her detaya önden çalışın.

Karşı tarafa güzel bir deneyim sunun.

• 10 dakikadan uzun toplantı yapmayın. İnsanlar ev

ortamındayken çok fazla dikkat dağıtıcı element olduğunu

unutmayın.

Mevcut müşterilere odaklanın:

Salgın sürecinde yeni müşteri edinme konusu daha zor

olacak.

Gün içinde aktif olun:

Mobil olarak çalışmaya alışkın olan satış ekipleri için

bu ani değişiklik zor olabilir. Bu süreçte verimlilikleri

düşmemesi ve sağlıklı kalmaları adına gün içerisinde

aktif olmaları çok önemli. Bu yeni ve zorunlu çalışma

şekli satış yöneticileri için de geçerli.

Ekibin moralini yüksek tutun:

Bir satış lideri olarak, ekibi güvende tutmak, etkili

uzaktan çalışma politikaları oluşturmak gerekir. Toplantılarda

günlerini nasıl daha verimli kullanacaklarını

sağlayacak tavsiyeler verin ve ekibinizi motive edin.

Mümkün mertebe dünyadan ve ülkemizden pozitif haberleri

paylaşın.

Kampanya düzenleyin:

Hem yeni müşteri ediniminde hem mevcut müşterilerinize

nefes verecek şekilde kampanyalar düzenleyin.

Bu kampanyalar indirim kampanyaları da olabilir,

tamamlayıcı hizmetlerin ücretsiz verilmesi de olabilir,

ödeme vadelerinin rahatlatılması da! Karınızın düşmesinin

müşteri kaybından daha az etkisi olacağını göz

önünde bulundurun bu kötü günlerde kuracağınız güven

esaslı ilişkilerin de ömür boyunca sürecini unutmayın.



Sektörel

Tufan Boya “Her İşin Başı Sağlık”

Parolasıyla Faaliyetlerine Devam Ediyor

İstanbul ve Denizli’deki fabrika, depo ve ofislerinde gerekli tüm önlemleri

alarak faaliyetlerine devam eden Tufan Boya, koronavirüs salgını sürecini

hasarsız atlatmak amacıyla “her işin başı sağlık ” düşüncesi ile çalışmalarını

sürdürüyor. Salgın sürecinde riskleri ve fırsatları iyi yönetebilen firmaların

rekabete bir adım öne geçeceğini belirten Tufan Boya Genel Müdürü Yasin

Tufan, devletin önerdiği tüm sağlık önlemlerine riayet ettiklerini söyleyerek

yaşanan süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

ve gerekli önlemleri almaktadır. Bu süreçte tüm personelimize

gerekli sağlık ekipmanları ve sair destekler

verilmekte ve süreci hasarsız atlatmak üzere önlemler

alınmaktadır.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Yaşadığımız süreç diğer krizlerden farklı olarak insan

sağlığını tehdit etmekte olduğundan dolayı “her işin

başı sağlık ”düşüncesinden hareketle en önemli şey

olan sağlığımıza dikkat etme birinci önceliğimiz. Kısa

vadede piyasalarda bir belirsizlik olduğu ve olacağı

Yasin Tufan / Genel Müdür

kesin olmakla beraber, devletimizin aldığı ve alacağı

önlemlerle beraber orta ve uzun vadede memleketimizin

bu krizi de Allah’ın izni ile atlatacağı konusunda

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler

paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç

sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve Herkese sağlıklı günler dilerim.

inancımız tamdır.

dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?

Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sektörümüzü

de etkilemekte ve belirsizlikler artmaktadır. Ancak

krizlerin fırsatları da beraberinde getirdiği bir gerçektir.

Önemli olan bu süreci tüm paydaşlarımızla birlikte sağlıklı

ve sıhhatli bir şekilde atlatıp önümüzdeki süreci iyi

okumaya çalışmaktır.

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm

önerileriniz nelerdir?

Yaşadığımız bu salgın sürecinde riskleri ve fırsatları iyi

yönetebilen firmalar rekabette bir adım öne geçecek.

Tabiri caiz ise enseyi karartmadan önüne bakanlar ve

gerek müşteri gerek tedarikçi tüm paydaşlarıyla ilişkilerini

iyi ve düzgün yönetenler orta ve uzun vadede yoluna

devam edecektir.

Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar

hakkında bilgi verebilir misiniz?

Firmamız gerek İstanbul gerekse Denizli lokasyonlarındaki

tüm depo, fabrika ve ofislerinde devletimizin

önerdiği tüm sağlık önerilerine harfiyen riayet etmekte

.

48 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Beybi Pandemi Sürecinde Alternatif

Ürün Kasyer’i Hizmete Sundu

Eldiven sektörünün lider markası Beybi, koronavirüs sürecinde aldığı önlemler

çerçevesinde üretim kapasitesini düşürerek çalışmalarına devam ediyor.

Salgın sürecinde tek kullanımlık eldivenlerin stoklarında yetersizlik olacağını

düşünerek bu ürünlerin alternatifi olarak Kasyer eldivenini hızlıca üreterek

piyasa sunan Beybi, internet sitesi üzerinden de satışlarına devam ediyor.

Pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler

veren, Beybi İş Güvenliği Bölge Satış Müdürleri

Vedat Karlı ve Okhan Pekel’in değerlendirmeleri ise şu

şekilde:

“Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını dolayısı

ile piyasaların durgunluğu

birçok firmayı etkilediği gibi

Beybi’yi de etkilemiştir. Çalışanların

sağlık durumlarında

yaşanabilecek problemleri

ve virüsün yayılmasını

engellemek adına alınan

önlemler neticesinde bazı

firmalar kapanma durumu

ile karşı karşıya kalmıştır.

Bazılarının ise kapasitelerini

düşürdüğünü üzülerek belirtmek

isteriz.

Beybi olarak üretim kapasitemizi

bizde birçok firma gibi

düşürerek durgun olan piyasada

stok maliyetlerimizi ve

doğabilecek zararları minimuma

indirmeyi hedefledik.

İçinde bulunduğumuz durum

neticesinde birçok sektörde

yer alan beyaz yakalılar, artık

işlerini evlerinden yönetmeye

başlamıştır.

Beybi İş Güvenliği olarak bu

sıkıntılı dönemde tek kullanımlık

eldivenlerin stoklarında

yetersizlik olacağını

düşünerek bu ürünlerin alternatifi

olarak Kasyer eldivenini

hızlıca üreterek piyasaya

sunduk. Bu ürünümüz

yıkanabilen, gıda temasına

uygun, polyester örme bir eldivendir.

KASYER eldivenini

temas yok Beybi sloganıyla

hem hali hazırda ki müşteri-

.

50 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

lerimize hem de Beybi online shop internet sitemizden

hızlıca satışa sunmuş bulunmaktayız.

Kısıtlamaların azalması ile birlikte işlerin artacağını, eski

günlerimize geri döneceğimizi ve yeni dünyanın farklı alternatifler

sunacağını düşünmekteyiz.”

Vedat Karlı – Okhan Pekel / Beybi İş Güvenliği Bölge Satış Müdürleri


Sektörel

.

51 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com


Röportaj

“Önerilen Tedbirleri Harfiyen

Uygulayarak Üretime Aralıksız

Devam Ettik”

Kovid-19 pandemisi sürecinde faaliyetlerine ara vermeden devam eden

Evren Pala – Bölge Satış Sorumlusu

Yaşanan süreç sonunda tüm stratejilerin gözden geçirilmesi

gerektiğini belirten Retta El Aletleri Bölge Satış

Sorumlusu Evren Pala, sadece satış - pazarlamada değil,

insan kaynakları noktasında da çalışan sağlığı gibi

konuların ön plana çıktığı bir süreç doğduğunu söyledi.

Sağlık bakanlığının önerdiği tedbirleri harfiyen uyguladıklarının

altını çizen Pala, Retta El Aletleri olarak pandemi

sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında dergimize

bilgiler verdi.

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler

paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç

sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve

dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?

Covid-19 Salgın hastalığının tüm insanlığa büyük bir

ders olduğu kanaatindeyim. Bu süreçte benim de kendimce

çıkardığım dersler oldu. İşlerin evden de yapılabileceğini

hepimiz öğrendik. Ailemize ve kendimize az

.

52 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Retta El Aletleri, evden çalışma, üretim personeli seyreltmesi, personel servis

sayısı arttırılması gibi tedbirlerle çalışmalarını sürdürüyor. Sürecin zorluğunu göz

önünden bulundurarak satış ve sevkiyatlarını kesintisiz sürdüren Retta El Aletleri,

sektöre destek olmak adına dolar/TL kur çarpanını belli bir miktar aşağıda

tutarak bayilerine de destek sağlamış oldu.

zaman ayırdığımızın farkına vardık. Gereksiz alışverişlerle

zamanı ve parayı nasıl kullanmamız gerektiğini hatırladık.

Özetle gelmiş geçmiş bütün öğretilerin temelindeki

iyi olmanın, temiz olmanın ne denli mühim olduğunu

tekrar anımsadık.

Sektörümüz için baktığımızda, vadeli satışların belirli

teminat ve ipoteklere dayandırmasının zorunlu olduğu

kanaati kesinlik kazandı. Bugün sattığınız ürünlerin

nakdi olarak 6 ay sonra kasanıza girmesinin, karanlık

bir denize atılan taşın nereye düştüğünü görmek kadar

zor olduğunu anladık. İhracatın önemini iyi kavramamız

gerektiğini, ancak yurt içi satışlarında amiral gemimiz olduğunu

hatırladık.

Bu süreçte sektörümüz ciddi kayıplar yaşadı dersek,

bence diğer sektörlere haksızlık ederiz. Zira bu zor zamanlarda

birçoğumuz ekmeği bile evimizde üretmeyi

seçtik. Belki iki aydır kendimize yeni kıyafetler almadık,

kuaför hizmeti alamadık ama hırdavat sektörü maske, eldiven,

koruyucu malzeme ve dezenfektan gibi ürünlerin

üretim ve satışı ile bir nebze olsun karlılığını ve varlığını

sürdürmeyi başardı.

Biz şirket olarak salgın sürecinde üretime hiç ara vermeden

devam ettik, satış ve sevkiyatlarımızda kesintisiz

sürdü. Sektöre destek olmak adına dolar/TL kur çarpanımızı

%10 gibi aşağıda tutarak bayilerimize rekabet gücü

ve karlılık sağladık.

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz

nelerdir?

Tüm stratejilerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Sadece

satış - pazarlama değil, insan kaynakları noktasında, çalışan

sağlığı gibi konuların da ön plana çıktığı bir süreç

doğdu. Personel davranışlarında, gözlenmesi gereken

bir unsur da, artık hijen kurallarına uyum olacak. Tertip

ve düzenli çalışanların nitelik bakımından önem kazanacağını

düşünüyorum.

Çünkü bu firma vizyonunu, olumlu ya da olumsuz etki-


Röportaj

leyecek ana bir unsur olacak. Hiç kimse tozlu bir rafta,

uzun süre beklediği belli olan bir ürünü almak istemez.

Özellikle bayilerimiz noktasında önerim; hijyen kurallarına

dikkat etsinler, daha temiz raflar, daha temiz ürünler

görmek istiyorum. Tezgâhtar arkadaşlara çok iş düşüyor

öncelikle kendilerinin ve ailelerinin sağlığı için sosyal

mesafeye dikkat etmeleri çok önemli. Ayrıca bir önemli

hususta satışlarda olabildiğince vadeli satışları azaltarak

devam edilmesi, gerek kur dalgalanmaları gerekse

salgın hastalığın henüz bir bilinmezlik olması hasebiyle,

firmalar kendilerini olabildiğince garantiye alsınlar.

Hepimiz ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerektiğini

unutmayalım.

Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında

bilgi verebilir misiniz?

Biz firma olarak sağlık bakanlığımızın önerdiği tedbirleri

harfiyen uyguladık, evden çalışma, üretim personeli seyreltmesi,

personel servis sayısı arttırılması gibi tedbirlerin

yanı sıra, şirket ve ürün dezenfeksiyon çalışmalarımızı

halen devam ettiriyoruz. Tüm çalışanlarımıza maske

eldiven vb… koruyucu ürünler sağladık.

Üretime ara vermeden devam ettik, satış ve sevkiyatlarımızda

bu süreçte hiç durmadı. Dolar kuru noktasında

bayilerimize elimizden geldiğince destek olduk olmaya

devam ediyoruz. İş seyahatlerimize ara verdik normalleşme

sürecine göre iş seyahat planlarımıza tekrar

başlayacağız. Bu süreci iş imeceleriyle de sürdürerek,

şirket içinde elimizden geldiğince birbirimize destek olup

departmanlar arası bir dayanışma ile aile bağlarımızı da

kuvvetlendiriyoruz. Bu da, personeldeki aidiyet duygusunu

arttıran bir atölye çalışmasına dönüşüyor. Her çalışan

birbirinin iş alanındaki zorluklarını gözlemleme imkanı

bulabiliyor, çözüm fikirleri doğabiliyor. Azim ve inovasyonla,

Ar-Ge çalışmalarımıza daha fazla zaman ayırabiliyoruz.

Bayilerimizin kullanımında olan B2B satış sistemimizi

daha da pratik hale getiriyoruz. E-ticaret yapan

bayilerimizin işini kolaylaştıracak çözümlerin müjdesini

de yakında paylaşacağız.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Evde kalalım olabildiğince evde kalalım. Umarım ki bu

kötü rüya olabildiğince çabuk son bulur. Biz bize yeteriz

elbette ama unutmayalım ki “Bir Türk Dünya’ya Bedeldir.”

Ve bizim insanlığa öğreteceğimiz çok şeyler var. Birlik

olmanın, idare etmenin ve destek olmanın ne demek

olduğunu, zor zamanların böylece aşılacağını tüm insanlığa

öğreteceğiz. Bu süreçte tüm sağlık çalışanlarımıza

şükranlarımı sunuyorum.

53


Sektörel

Sait Demirci El Aletleri, Salgın

Sürecinde Önlemlerini Alarak Yurt

İçi ve Yurt Dışı Çalışmalarına Devam

Ediyor

“11 Mart’ta Ülkemizde görülen ilk vakadan sonra Sait Demirci El

Aletleri olarak 12-15 Mart tarihleri arasında düzenlenen İstanbul

Hırdavat Fuarına katılımımızı sağladık. Fuar, iyi geçmiş olmasına

rağmen bütün dünyayı saran Covid-19 virüsü nedeniyle müşterilerin

talepleri üzerine bazı siparişlerimizin teslimatları ve müşterilerin sipariş

onaylarında ertelemeler yaşandı.

Bu dönemden sonra devletimizin

almış olduğu tüm

önlemleri aldık. Çalışanlarımızın

ve iş ortaklarımızın

sağlıklarını da düşünerek

bütün önlemeleri aldık. Hem

fabrikada üretimde çalışan

işçilerimizin hem de mağaza

çalışanlarımıza maske

kullanımı tedariki ile hijyen

malzemeleri tedariki ve fabrika

girişinde ateş ölçerlerle

testler yaparak gerekli önlemlerimizi

aldık.

Sektörümüzle ilgili olarak

yurt içi pazarımızda küçük

bir daralma olsa da sokağa

çıkma kısıtlaması olmadığı

dönemlerde üretimimize ara

vermeden yurt içindeki müşterilerimize

hizmet vermeye

devam ettik.

Yurt dışı pazarında ise gümrükleri

çalışan ve pazarlarında

herhangi bir sorun

yaşamayan ülkelere pazarlama

faaliyetlerimiz devam

etti. Ülke ekonomisine katkı

sağlayacak her türlü satışı

yapma gayretinde bulunmaya

çalıştık. Bu dönemi en az

hasarla atlatmak için bütün

önlemlerimi almaya çalıştık.”

.

54 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com



Röportaj

Green Air Tools, Müşterileri ile İletişimi

Sıklaştırarak Salgın Sürecinde Hizmet

Sunmaya Devam Ediyor

Salgın sürecinde yenilikçi kararlar almak durumda kaldıklarını ve müşterilerle

daha sık iletişim kurarak süreci atlamaya çalıştıklarını belirten Yeşil Dış Ticaret

Genel Müdürü Erdal Yeşil, süreç içerisinde yaptıkları çalışmalar hakkında

dergimize açıklamalarda bulundu.

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler

paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç

sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve

dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?

Covid-19 salgını nedeniyle hem psikolojik hem de

mental olarak durma noktasına gelen sektörümüzde

daralma olmuştur. Şehirlerarası yolculuğun olmaması

hizmet ettiğimiz müşterilerimize ulaşma noktasında

eksikliklere neden olmuştur. İçerisinde bulunduğumuz

durum, firmamızı da yakından etkilemiş olup çözüm

noktasında yenilikçi kararlar almamıza neden olmuştur.

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm

önerileriniz nelerdir?

Yaşanan bu süreçte mevcut müşterilerimizle birlikte iletişim

halinde olarak süreci atlatmaya ve hizmetlerimizi

Erdal Yeşil / Genel Müdür

.

56 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

eksiksiz yerine getirme hususunda üzerimize düşen

görevleri yapmaya devam etmekteyiz.

Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar

hakkında bilgi verebilir misiniz?

Biz firma olarak bu dönemde elektronik ortamda müşterilerimize

ulaşıp, ihtiyaçları doğrultusunda internet ve

telefon yoluyla kesintisiz olarak sevkiyat ve hizmetlerimize

devam etmekteyiz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Yaşamış olduğumuz bu pandemi döneminde birliktelik

ve güç birliği içerisinde olursak ülkemiz ve hırdavat

sektörü olarak en kısa zamanda başarılı sonuçlar alacağımızdan

eminiz. Bu süreci umuyoruz en kısa zamanda

atlatıp tekrar eski güzel ve sağlıklı günlerimize

kavuşuruz.



Röportaj

Dirim Metal, Ar-Ge Çalışmalarını

Hızlandırarak Pandemi Sonrası

Döneme Hazırlanıyor

Koronavirüs

salgını sebebiyle

üretimlerine

geçici bir süre

ara vermek

zorunda kalan

Dirim Metal,

yaşanan

süreci, Ar-Ge

çalışmaları

yaparak yeni

ürün geliştirme

ve iyileştirme

çalışmalarıyla

değerlendiriyor.

Mevcut pandemi sürecini, ileriki dönemi düşünerek en

iyi bir şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını belirten

Dirim Metal Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Türk, bu

dönemi Ar-Ge çalışmalarını hızlandırarak, iç ve dış pazar

için yeni ürünlerin üretilmesi ve global pazardaki

mevcut konumlarını daha ileriye götürmek için hazırlık

süreci olarak değerlendirdiklerini söyledi. Pandemi süreci

içerisinde gerekli tüm önlemleri alarak ve kurallara

riayet ederek faaliyetlerine devam ettiklerini kaydeden

Atilla Türk, yaşanan süreç ve sektörle ilgili değerlendirmelerde

bulundu.

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler

paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç

sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve

dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?

Çin’in Wuhan kentinde başlayıp dünyaya yayılan koronavirüsün,

dünya ekonomilerini etkilediği gibi bizleri de

.

58 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Dirim Metal Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Türk

olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. 2020 yılının ilk

çeyreğinde bariz bir ekonomik daralma yaşadık. Salgının

neden olduğu ekonomik darbe, önümüzdeki günlerle

global ve yerel piyasalarda resesyon riskini ortaya

koyabilir. Bildiğiniz üzere salgından dolayı birçok tesis

üretimlerini durdurmak ya da asgariye indirmek zorunda

kaldı. Bizler de önlemler doğrultusunda üretimimize

ara vermek zorunda kaldık. Elbette hükümetimizin aldığı

önlemler ve verdiği destekler, bir nebze olsun piyasaların

rahatlamasına yardımcı olmuştur. Ama risklerin

tamamen ortadan kalktığını söylemek biraz acelecilik

olur diye düşünüyorum.

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm

önerileriniz nelerdir?

Biliyoruz ki krizin en önemli özelliği önceden tahmin

edilememesi ya da bilinemeyen bir anda ortaya çıkmasıdır.

Diğer özelliği de Covid-19 gibi hızlı yayılmasıdır.

Bu süreçte çözüm önerilerimiz ise; toplam kalite yöne-


Röportaj

timinin firmalarda uygulanması için çaba sarf edilmeli.

Yeni tekniklerden yararlanarak yüksek kalite, düşük

maliyet ve hız doğrultusunda firmaların bünyelerine uygun

değişiklikler yapılmalı. Bana göre en önemli tedbir,

mali ve finansal disiplinin sağlanması olmalıdır.

Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar

hakkında bilgi verebilir misiniz?

İş ve işçi sağlığı açısından bütün kural ve kararlara uymaya

çalıştığımız belirtmek isterim. Alınması gereken

tüm önlemleri bizlere yapılan bilgilendirmeler doğrultusunda

eksiksiz yerine getirmeye çalıştık. Esnek çalışma,

iş yeri dezenfektasyonu, sosyal mesafe gibi...

Üretim ve iş olarak ise; bu süreçte Ar-Ge altyapımızı

destekledik. Ve bu dönemi, Ar-Ge çalışmalarımızı hızlandırarak,

iç ve dış pazar için yeni ürünlerin üretilmesi

ve sektör bazlı global pazardaki mevcut konumuzu daha

ileriye götürmek için hazırlık süreci olarak değerlendirdik.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Ben tüm yüreğimle inanıyorum ki birlik ve beraberlikle

koronavirüs mücadelesini kazanacağız. Ve güzel günlerin

bizleri beklediğine inancım sonsuz. Ben sözlerimi

bir atasözümüzle bitirmek isterim: “Kurt kışı atlatır ama

yediği ayazı unutmaz.” Bu dönem tüm dünya için bir

ayaz oldu İnşaaAllah bundan sonrası için tüm önlemlerimiz

tam olur.

59


Röportaj

Erba Çelik Kürek Tedbirli Olarak

Çalışmalarına Devam Ediyor

Erba Çelik Kürek- Ayhan Özsaraç

“Koronavirüs, çağımızın vebası olarak ülkemizde görüldükten

sonra piyasaları olumsuz etkiledi. Bunun

etkisini en çok hisseden, sosyal mesafesi olmayan ve

mesafe tanımayan sektörlerde yaşıyoruz.

İnşaat sektörü olarak etkilenmedik dersek doğru olmaz.

Üretici bir firma olarak; bazı bölgelerde virüs endişesi

.

60 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Salgın sürecinde aldığı tedbirlerle üretime devam eden Erba Çelik Kürek,

perakende sektöründeki işletmelerinde de önlemlerini alarak süreci atlatmaya

çalışıyor. Normal zamanlarda sektörün en hareketli olduğu dönemlerin bu

dönemler olduğunu fakat şu anda çok stabil bir durumun gözlendiğini belirten

firma yetkilisi Ayhan Özsaraç, pandemi süreci içinde yaptıkları çalışmalar

hakkında bilgiler verdi.

ile toptan olarak ürettiğimiz malzemelerimizi piyasanın

durgunluğu üzerine pazarlayamaz olduk. Her bölgede

endişe ve durgunluk gözlemlemekteyiz. Sektörümüzün

en hareketli zamanları olması gerekirken şu anda stabil

bir piyasa durumu söz konusu. Dünyadaki konjonktürü

de takip ettiğimiz kadarı ile diğer dünya ülkelerini

ülkemizden daha vahim bir durumda olduğunu düşünüyoruz.

Ülkemizin bu pandemiyi en az zararla atlatacağı

kanısındayız.

Genel olarak ERBA ÇELİK KÜREK üreticisi olarak ve

ayrıca perakende sektöründe işletmelerimiz de çalışan

personel ve müşterilerimizin sosyal mesafeyi kontrol

ederek imalat, satış ve alışverişlerde dikkat edilmesi

hususunda hem sözlü hem yazılı; hem de işaretlerle

ikazlar yapmaktayız. Personellerimizin maske ile ve

gerektiği yerlerde siperlikle hizmet vermeleri hususunda

tedbir almış bulunmaktayız. Ayrıca müşterimizin

maskesiz alışveriş yapmalarına engel olup maskelerini

takmaları hususunda ikaz etmekteyiz. Maskesi olmayan

müşterilerimize de tarafımızdan maske verilerek

alışveriş yapmalarını sağlamaktayız.”



Röportaj

Fen-İş Makina, Üretim ve Ar-Ge

Çalışmalarına Aralıksız Devam Ediyor

Fen-İş Makina, koronavirüs salgını sürecinde ürün iyileştirme, yeni ürün üretme

ve yurt içi, yurt dışı pazarlama faaliyetlerine ağırlık vermiş durumda. Tedarik

konusunda Türkiye’de ve yurt dışında bulunan bayilerini mağdur etmemek

Firma Yetkilisi Tuncay Akkuş

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler

paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç

sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve

size yansımaları hakkında neler söylersiniz?

Dünya çapında etkili olan Covid-19 Koronavirüs salgını

nedeni ile birçok dünya ülkesinde üretim, dağıtım

ve tedarik zincirlerinde ciddi kırılmalar yaşandığı bir

süreçteyiz. 2019 yılında ürettiği ürünlerin %68’ini ihraç

eden Fen-iş Makina olarak, bu dönemde yurtdışında siparişlerin

bir kısmı satış olarak gerçekleşirken bir kısım

siparişlerimiz ertelenmek durumunda kaldı. Biz sağlık

bakanlığımızın uyarı ve önlemlerini firmamızın tüm kademelerinde

uyguladık.

Tedarik konusunda Türkiye’de

ve yurt dışında bulunan

bayilerimizi mağdur

.

62 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

amacıyla çalışmaya ve üretmeye devam ettiklerini belirten Fen-İş Makine

firma yetkilisi Tuncay Akkuş, pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında

bilgiler vererek, sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

etmemek amacıyla çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz.

Salgın sonrasında tüm sektörler açısından yabancı

pazarlarda, durumu avantaja çevirebilecek bir Türkiye

tablosu gözükmekte. Küresel tedarik zincirinin kırılması

ve yönünü değiştirmesi beklenen bu salgın krizinin sonunda

tüm firmalarımız kaliteli ve ulaşılabilir fiyatlar ile

rekabete hazır halde olmalı.

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz

nelerdir?

Bu süreçte Ar&Ge çalışmalarına önem verilmeli. Ürettiğimiz

ürünleri daha kaliteli hale getirmek, yeni ürünler

üreterek yurtdışı pazarlarda yabancı rakiplere karşı hem

fiyat hem kalite olarak tercih edilebilir olma amacında olmalıyız.

Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında

bilgi verebilir misiniz?

Fen-iş Makine olarak mevcut üretime ara vermeden devam

ediyoruz. Ürün iyileştirme, yeni ürün üretme ve yurt

içi, yurt dışı pazarlama faaliyetlerine ağırlık verdiğimiz bir

dönemdeyiz. Üreticiler olarak bu salgından sonra karşılaşacağımız

birikmiş taleplere hızlı şekilde cevap verebilir

olmak zorundayız.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Ülkemizde ve dünyada yaşanan bu zor zamanları alınan

önlemlere uyarak en kısa sürede geride bırakıp normale

dönmeyi temenni eder, başta milletimize ve tüm insanlığa

sağlıklı günler dilerim.


Röportaj

“Kısa Vadede Oluşan Olumsuz

Durumun Pozitife Dönüşmesini

Umuyoruz”

Salgın sürecinde yatırımlarına devam ederek çalışmalarını sürdüren Safeset,

daralan piyasa taleplerine karşın önümüzdeki dönemden umutlu. Safeset

Genel Müdürü Ahmet Yıldırım Pandemi süreci ile ilgili olarak yaptıkları

çalışmalar hakkında bilgiler vererek sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili

olarak çözüm önerileriniz nelerdir?

Yaşanan süreçte devletimizin bizim

gibi imalatçı firmaları desteklemesini

sürdürmesini bekliyorum. Finansal

desteklere ulaşmanın kolaylaştırılması

ve şartlarının gevşetilmesi

gerektiğini düşünüyorum. Herkesin

içinde bulunduğumuz durumda birbirine

karşı anlayışlı olması ve elinden

geldiğince birbirimizi destekleyerek

bu zorlu süreci birlikte atlatıp

salgın sonrası oluşacak yeni düzende

yerimizi almamız gerekiyor.

Safeset Genel Müdürü Ahmet Yıldırım

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler

paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç

sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve

size yansımaları hakkında neler söylersiniz?

Son dönemde dünya çapında salgın bir hastalık haline

gelen Covid-19 virüsü bütün ülkeleri ve dolayısıyla firmaları

ekonomik olarak etkiledi. Birçok ülke ve firma resesyona

girdi. Bu süreç, doğal olarak bizi de olumsuz yönde

etkiledi. Çalışan personelimizin güvenliğini sağlayacak

şekilde üretimimiz devam ediyor fakat satış rakamlarımız

azaldı. Ülkemiz salgınla mücadeleyi kararlı ve etkin

bir şekilde sürdürüyor. Umuyorum ki kısa vadede oluşan

bu olumsuz tablo, kısa bir zaman içerisinde kontrol altına

alınarak pozitife dönecektir.

Elbette diğer bütün sektörler

gibi, bizim sektörde de

bir talep daralmasıyla karşı

karşıyayız. Önümüzdeki

günlerde salgın hastalığın

etkisini hafifletmesi ve alınan

önlemlerin gevşetilmesiyle

satışlarımızın dengeye

gelmesini beklemekteyim.

Firma olarak bu dönemde yaptığınız

çalışmalar hakkında bilgi

verebilir misiniz?

Firma olarak yıllardır kazandığımızı, işimizi geliştirmek

üzere yatırım olarak kullandık. Makine parkurumuzu, çalışan

sayımızı, ürün portföyümüzü genişlettik. Bu dönemde

yatırımlarımız azalsa da sürdürmeyi planlamaktayız.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Son olarak, birlik ve beraberliğimizi koruyarak, ülkemizin

ve sektörümüzün gelişmesini devam ettirmek için çok

sıkı çalışmayı sürdürmeliyiz. Salgın sonrası dünya pazarında

oluşabilecek fırsatları iyi değerlendirip ülkemizin

gelişimine katkı sunmalıyız.

63


Röportaj

“Dijital Dönüşümün Hırdavat

ve Nalburiye Sektörünü Pozitif

Etkileyeceğini Düşünüyoruz”

Nalburiye ve hırdavat sektörü de diğer birçok sektörde olduğu gibi dijital

dönüşümden etkileniyor. Pazarlama ve satış kanallarının çeşitlenmesi ile

dijital platformların birçok farklı seçeneğinden yararlanmak isteyen firmalar,

kendilerini ve kadrolarını dijital dönüşüme entegre etmek için çalışmalarını ve

pazarlama stratejilerini değişime göre biçimlendirmeye devam ediyor.

Hakan Berk Saraç / CEO

Nalburla.com da bu dönüşüm çerçevesinde hizmetlerini

internet üzerinden kullanıcılara ulaştırmak için kurulmuş

bir girişim. Firmanın CEO’su Hakan Berk Saraç,

hedeflerinin “kurumsal kimlik” ve “alırken kazan” ilkeleriyle

inşaat sektöründe kullanılan tüm malzemeleri,

platformları aracılığıyla alıcı ve satıcılarla buluşturarak,

Türkiye’de sektörel anlamda öncü olmak olduğunu

söylüyor.

Öncelikle firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz?

Merhabalar, ismim Hakan Berk SARAÇ. İnşaat mühendisiyim.

Bota İnşaat ve Zay İnşaat şirketler grubunun

CEO’suyum. 20 yılı aşkın süredir alt ve üst yapıya dair

projelerde kamu yapım işleri kapsamında müteahhitlik

hizmeti veriyoruz. Uzun yıllardır içinde bulunduğumuz

sektörde “Nalburla.com” adı altında oluşturduğumuz

projede farklı bir vizyon ortaya koyarak; alıcı olduğumuz

malzemelerin, E-Ticaret ve E-Bayilik sistemiyle

.

64 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

satışlarını gerçekleştirerek kapsamlı bir online pazar

oluşturmak istiyoruz.

Hırdavat ve nalburiye sektöründe E-Ticaret girişimi

yaparak neleri hedeflediniz?

Her sektörde E-Ticaret anlamında yapılan birçok proje

var. Türkiye’de 16.000 tane E-Ticaret yapan online

alışveriş platformu var. Ülke genelinde diğer sektörlerde

herkes tarafından bilinen başarılı projeler var iken

hırdavat ve nalburiye alanlarında bu gelişim henüz

kendini tamamlamış durumda değil. Hedefimiz “kurumsal

kimlik” ve “alırken kazan” ilkeleriyle inşaat sektöründe

kullanılan tüm malzemeleri platformumuz da alıcı ve

satıcılarla buluşturarak, Türkiye’de sektörel anlamda

öncü olmak.

Hırdavat sektörü açısından bakacak olursanız sektörün

gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce


Röportaj

dijital dönüşüm hırdavat ve nalburiye sektörünü

nasıl etkiliyor?

Sektörün gelişimini yakından takip ediyorum. Ülkemiz

adına çok değerli üreticilerimiz var. Kalite standartları

yüksek ürünleri kullanıcılarla buluşturuyorlar. Yeni

malzemeler üretmeye ve geliştirmeye devam ediyorlar.

Bu günlerde dünya genelinde salgın hastalık tehditliyle

karşı karşıyayız. Süreçte herkesin dijital platformları

sıkça kullandığını görmek mümkün. Dönüşümün hırdavat

ve nalburiye sektöründe de hızla büyüyerek pozitif

etki oluşturmasını bekliyoruz.

E-Ticaret girişimi olarak pazarlama faaliyetlerinizi

nasıl yürütüyorsunuz?

Ticaret yapılırken pazarlama onu tamamlayan en

önemli faktörlerin başında yer alıyor. Ticaret de bugüne

kadar alıcı tarafta olduğumuz için; satıcılardan neler

beklendiğini, nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiğini, ticaret

ahlakı, ticaret hukuku gibi kavramları iyi biliyoruz.

Stratejimizi belirledik, pazarlama operasyon şemamızı

oluşturduk. Müşterilerin ilgisini çekebilecek, kolay ve

güvenilir alışveriş yapabileceği, kaliteli hizmet alabilecekleri

ve temsilcilerle bire bir irtibata geçebilecekleri

platformda saydığımız politikalarla yürütüyoruz.

Dijital alanda kendinizi görünür kılmak ve potansiyel

müşterilerinize ulaşmak için neler yapıyorsunuz?

Dijital alanlarda yer almak için basın yayın organları,

arama motorları, sosyal medya uygulamalarını kullanıyoruz.

Sektördeki müşteri kitlesini yakalamak için belirli

filtre kriterleri oluşturduk. Meslek grubu, hangi alanda

hizmet verdikleri, talep ettikleri ürünler, yaş grubu gibi

birçok sınıflandırmayı göz önünde bulunduruyoruz.

Müşterilerden gelen talepler ve değerlendirmeler (şikâyetler,

istekler vs.) dijital alanda nasıl karşılık buluyor?

Müşterilerimiz bizim için çok değerliler. Taleplerine,

önerilerine ve değerlendirmelerine hassasiyet gösteriyoruz.

Şikayetlerine en etkili çözümü bulabilmek için

hemen devreye giriyoruz. Memnun kalmaları, dijital ortamda

kendilerini güvende hissetmeleri ve yeniden bizi

tercih etmeleri hizmet politikamızın temelini oluşturuyor

diyebilirim.

Sektörel olarak 2020 yılının geride kalan dönemini

ve önümüzdeki dönemle ilgili beklentilerinizi bizimle

paylaşır mısınız?

Sektörel açıdan ilk çeyrek yılda hareketli bir dönemi

geride bıraktık. Dünya genelinde yaşan malum sebeplerden

ötürü ikinci çeyrek durgun geçiyor. Temennimiz

önümüzdeki süreçte normalleşme adımları atılarak, piyasaların

normale dönmesi yönündedir. Dijital pazarında

büyük bir yeri ve katkısı olacağı inancındayız.

“Nalburla Alın, Alırken Kazanın, Güvende Kalın”

65




Sektörel

Ayvaz Koronavirüs Sürecinde Başarılı

Uygulamalar Ortaya Koyuyor

Ayvaz, dünyanın öncelikli gündemi haline gelen Koronavirüs salgın sürecinde

sektöre örnek teşkil eden başarılı uygulamalar ortaya koyuyor.

Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut

Mekanik tesisat sektörünün köklü firması Ayvaz, yeni tip

Koronavirüs salgını sürecinde üretimden satışa, planlamadan

kurumsal iletişime kadar tüm alanlarda etkin bir

“dönüşüm” gerçekleştiriyor. Böylesi kritik bir dönemde

“üretici” olmanın sorumluluğuyla hareket eden firma,

salgınla mücadele döneminde müşterilerin ve çalışanların

sağlığından ödün vermeden çalışmaya ediyor.

Konuyla ilgili bilgi veren Ayvaz İcra Kurulu Başkanı

Serhan Alpagut, “Ayvaz büyük bir şirket. Sadece merkez

fabrikamızda 500’ün üzerinde personel çalışıyor.

Tedarikçilerimiz, bayilerimiz ve iş ortaklarımızı da düşünürsek

Ayvaz bugün sadece ülkemizde binlerce ferdi

olan kocaman bir aile. İyi günde bu büyük ailenin ferdi

olmanın gururunu yaşıyorduk, şimdi ise sorumluluğunu

taşıyoruz. Önlemlerimiz, aksiyonlarımız ve geleceğe

dair planlarımızda hep bu perspektifi göz önünde bulunduruyoruz”

dedi.

Koronavirüs riskinin ülkemizde ciddileştiği anda önlemlerini

devreye soktuklarını söyleyen Alpagut “Öncelikle

personelimizi, fabrikalarımızı ziyarete gelen misafirlerimizi

ve temas halinde olduğumuz kişileri korumaya yönelik

bir dizi önlem ve düzenlemeyi hayata geçirmiştik.

Şimdi ise bu önlemlerin ikinci fazına geçtik. Satış ve diğer

tüm faaliyetlerimizi ofisten değil evden yürütebilmek

için gerekli planlama ve altyapımızı kurduk, ekipçe şu

an herhangi bir aksama olmadan çalışmalarımızı yürütebiliyoruz”

dedi.

Anahtar Kelimemiz “Dönüşüm”

Ayvaz’ın kurumsal sosyal medya hesaplarının bu dönemde

daha etkin birer iletişim aracı haline dönüştüğü-

.

68 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

nü söyleyen İcra Kurulu Başkanı, anahtar kelimelerinin

“dönüşüm” olduğunu söyledi. Bşından sonuna iş yapış

biçimlerinin bu süreçte ciddi oranda değiştiğini dile getiren

Serhan Alpagut “Koronavirüs hayatımızdaki her

şeye etki ediyor. Ona direnmek değil uyumlanmak zorunda

olduğumuzu en başından biliyoruz. Bu süreçte

biz de kendimizi ve iş yapış biçimimizi dönüştürüyoruz.

Basın bültenleri yerine, sosyal medyayı daha yoğun kullanıyoruz.

Yüz yüze toplantı yapmak yerine video konferans

yoluyla tüm ekip bir araya gelebiliyoruz. Eskiden

eğitim uzmanı arkadaşlarımız Türkiye’nin dört bir yanında

seminer veriyorlardı; şimdi çalışma odalarındaki bilgisayarlarla

tüm dünyaya “webinar” veriyorlar.

Basılı broşür yerine dijital broşürler dağıtıyoruz” diyerek

şirketlerindeki gelişmeleri aktardı.

Alpagut sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu süreci virüs

ülkemize gelmeden çok önce, Çin’de salgın ilk başladığı

andan itibaren küresel olarak yakından takip etmeye

başladık. Bildiğiniz üzere Ayvaz’ın Çin’de bir fabrikası

var.

İlk olarak o fabrikamızda gerekli önlemleri aldık ve süreci

orada deneyimledik. Çin fabrikamızın Koronavirüs

şartlarına göre dönüşümünü başarıyla gerçekleştirdikten

sonra, yeni çalışma sistemini alıp Rusya, Bulgaristan

ve Polonya’daki fabrikalarımıza uyguladık. Son olarak

tüm fabrikalarımızdan gelen bilgileri değerlendirdik

ve Hadımköy’deki merkez fabrikamız için gelişmiş bir

Koronavirüs çalışma sistemini hayata geçirdik.

Ne yapacağımızı çok iyi bildiğimiz için de, fabrikamızın

dönüşüm sürecini çok hızlı şekilde hayata geçirebildik.

İşyeri hekimimiz ve hemşiremiz başta olmak üzere Covid-19

ekibimize bu süreçte göstermiş oldukları özveri

ve emek için çok teşekkür ediyoruz.

Koronavirüse karşı bizim gibi bir şirkette alınabilecek

önlemler aslında belli. Seyahat engelleri, yemekhane

düzeni, servis düzeni, personel bilgilendirmeleri, teknik

ekipman temini, sosyal mesafenin her noktada korunması,

ortak alanların hijyeni, personelin düzenli sağlık

kontrolü, vardiya düzenlemeleri ve home-ofis çalışma

sistemi gibi belli anahtar konular var. Biz bu konularda

üst düzeyde önlemler aldığımız için, şu ana kadar sıkıntı

yaşamadık. Rusya, Bulgaristan, Polonya ve Çin’deki

fabrikalarımız gibi merkez fabrikamız da bu süreçte çalışmaya

devam etti.

Ayvaz olarak ne müşterilerimizi ne de çalışanlarımızı

mağdur etmemeye kararlıyız. “


Sektörel

Filli Boya’dan

Huzur Veren Renk Önerileri!

Günlük hayatın koşuşturmacası içinde ‘renk’ seçimleri bize sıradan kararlar

gibi gözüküyor ancak bilimsel araştırmalar renklerin insan üzerindeki etkilerinin

tahmin edebileceğimizin çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. Renklerin

üzerimizde hem fiziksel hem ruhsal yönden şaşırtıcı etkileri bulunuyor. Bu

yaklaşımla Filli Boya, evde kaldığımız bu dönemde en güvenli yaşam ve konfor

alanımız için ideal renk önerileri sunuyor.

Evlerimizde yepyeni bir hayat oluşturmanın

pek çok yolu var. Bu yollardan

en etkili olanı yaşam alanımızı yeni

baştan renklendirmek... Renkler, klişeleri

yıkanların ve sınırları kaldırmak

isteyenlerin en büyük gücü!

Hepimiz evimize girdiğimiz anda huzurlu

ve mutlu hissetmek isteriz. Yanlış

renk seçimi ve dekorasyon bu durumu

tam aksi bir hale çevirebilir. Burada

önemli olan, yaptığınız değişikliklerin

anlamlı olmasıdır. Doğru ve anlamlı

değişiklikler evinizin hem güzel hem de

işlevsel olmasını sağlar.

Duvarlarınız için seçeceğiniz renk,

evinize dinginlik kazandırıp huzurlu

hissetmenizde önemli bir rol oynar.

Bu nedenle renk tercihinizi pastel tonlar

yönünde kullanabilir, evinizin tamamında bir uyum

yakalayabilirsiniz. Böylece koyu kahverengi ahşap

mobilyalarınız bile evinizin yatıştırıcı

halini bozamayacaktır. Ayrıca konsantrasyon

ve odaklanmayı destekleyen gri

tonlar, derin düşünce ve meditasyon ile

ilgili pastel maviler, enerji veren kırmızı

tonları kendinizi iyi hissettirecek renkler

olarak yaşam alanlarınızı sarabilir.

Filli Boya’nın Aktif Silikon Teknolojisi ile

güçlendirilen yeni ve yenilikçi iç cephe

ürün serisi Momento; “Tam Silinebilirlik”

ve “Yıkanabilirlik” özellikleri ve geniş

renk skalasıyla yaşam alanlarında tazelenmiş

bir ferahlık hissi oluşturuyor.

Pastel tonlarında Momento Silan Hasır

310 rengi öne çıkarken, gri tonlarda;

Momento Silan Andezit 30, pastel mavilerde;

Momento Silan Kozmik 105,

Momento Silan Kozmik 115, Momento

Silan Kozmik 240, kırmızı tonlarında ise Momento Silan

Koral 215 rengi dikkat çekiyor.

69


Sektörel

ÇEİS’ten 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’ne Özel Sektörel Farkındalık Çalışması:

“SEN’den Başlar…

Bulaştırmamak Senin Elinde!”

Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), Uluslararası Çalışma Örgütü

(ILO) tarafından belirlenen 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü

kapsamında 2014 yılından bu yana gerçekleştirdiği etkinliklerin 2020 yılı

temasını “Solunum Yoluyla Bulaşan Hastalıklar” olarak belirledi. Türkiye’nin iş

sağlığı ve güvenliği eğitim merkezine sahip tek işveren sendikası olarak dikkat

çeken ÇEİS, gerçekleştirdiği çeşitli çalışmalar ile üye fabrikalarının çalışanlarını

Nisan ayı boyunca bilinçlendirdi.

ÇEİS ilk olarak, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan

“Yeni Koronavirüs Riskine Karşı 14 Kural”

başlıklı bilgilendirme dokümanını, çalışanlara doğrudan

ulaşmak adına, Amerikan servis formatına getirdi

ve yemekhanelerde kullanılması için fabrikalara iletti.

Eş zamanlı olarak, solunum yoluyla bulaşan hastalıklar

konusunda farkındalığı arttırmak adına tüm sektör

çalışanlarıyla baretlerine yapıştırılmak üzere etiketler

paylaştı. Biyolojik etkenlere bağlı olarak meydana gelebilecek

solunum yoluyla bulaşan hastalıkların yayılımının

önlenmesi için izlenecek hareket tarzını, görev

ve sorumlulukları tanımlamak amacıyla “Bulaşıcı Hastalıklara

Yönelik Koruyucu Önlemler Prosedürü” hazırlayarak

tüm sektörle paylaştı. Salgın sürecinin en çok

vurgulanan noktalarından el yıkama konusunu da atlamayan

ÇEİS, fabrikalarla etkili ve doğru el yıkamanın

UV ışıkları ile simule edilerek deneyimlendiği el yıkama

eğitim kitini de tüm üye fabrikalarıyla paylaştı. Çalışanlar

ve aileleri için salgınların önlenmesi ve sınırlandırılması

için alınması gereken önlemlere ilişkin bilgilerin

yer aldığı “Solunum Yolu ile Bulaşan Hastalıklar: Yeni

Koronavirüs Salgın Rehberi” isimli bir kitapçık da hazırlayan

sendika, herkesin faydalanabilmesi adına kitapçığı

kurumsal internet sitesi üzerinden de erişime açtı.

Yaklaşık 19 bin sektör çalışanına ulaşan çalışmalar

ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat ÇALBIYIK

kapsamında gerçekleştirilen bu faaliyetlere ek olarak,

tüm fabrikaların ilgili yöneticileriyle, bulaşıcı hastalık

Çimento sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin tamamına

yakınının üyesi olduğu ÇEİS, uzun yıllardır şısında neler yapılabileceğini anlatan yönlendirici bilgi-

salgını nedeniyle ortaya çıkabilecek acil durumlar kar-

gelenek haline getirdiği 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve ler içeren dokümanlar paylaşıldı.

Güvenliği Günü etkinliklerini bu yıl “Solunum Yoluyla ÇEİS, “SEN’den Başlar... Bulaştırmamak Senin Elinde!”

sloganıyla gerçekleştirdiği çalışmalar ile dünyayı

Bulaşan Hastalıklar” teması kapsamında gerçekleştirdi.

Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de devam eden etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı önemi

salgınla mücadele sürecinde sendika, “SEN’den Başlar...

Bulaştırmamak Senin Elinde!” sloganıyla, üye şir-

artırılması, çimento sektöründe sürekli hale getirilme-

daha da artan kişisel hijyen konusunda farkındalığın

ketlerinin fabrikalarındaki çalışanları Nisan ayı başından

itibaren çeşitli çalışmalarla bilgilendirdi.

amaçlıyor.

si ve bu konuda bir davranış değişikliği sağlanmasını

.

70 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

“ÇEİS olarak tüm sektörlere örnek olmak

istiyoruz”

Türk çimento sektörü için iş sağlığı ve

güvenliği konusunun büyük bir önem taşıdığının

altını çizen ÇEİS Yönetim Kurulu

Başkanı Suat ÇALBIYIK, 28 Nisan

dolayısıyla yaptığı açıklamada şunları

söyledi;

“Hem Türk çimento sektörü, hem de

ÇEİS olarak iş sağlığı ve güvenliğine büyük

önem veriyoruz. Bizim için fabrikalarımıza

sağlıklı gelen işçilerin, gün sonunda ailelerine

sağlıklı bir şekilde kavuşması her şeyden önce geliyor.

Bu hassasiyet bizi Türkiye’nin İş Sağlığı ve Güvenliği

Eğitim Merkezi’ne sahip ilk sendikası yaptı…

İş sağlığı ve güvenliği bilincini tüm çalışanlarımız için

alışkanlık haline getirmek adına her yıl 28 Nisan Dünya

İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nü geniş bir katılımla

kutluyoruz. Bu yıl ne yazık ki hepimiz için zorlu koşullar

söz konusu. İçinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte,

çalışanlarımızı bilinçlendirerek kişisel sağlıklarını korumalarına

destek olmak da sektör olarak en önemli sorumluluk

alanlarımızdan biri. Koronavirüs salgını tüm

dünyaya yeniliklere, farklılıklara açık olmanın önemini

bir kez daha hatırlattı. Yalnızca sağlıklı olmamız halinde

bu sürece katkı sağlayabileceğimizi unutmadan,

kurallara uyarak ve bu kuralları bir yaşam tarzı haline

getirerek kendimize, çevremize ve dünyaya katkı sağlamak

durumundayız. Bu nedenle bu yılın temasını

solunum yoluyla bulaşan hastalıklar olarak belirledik.

Bu kapsamda çalışanlarımızın sosyalleştikleri yemekhaneleri

bilgilendirici dokümanlar ile donattık. Sadece

çalışanlarımızı değil, ailelerini de düşünerek, “Yeni Koronavirüs

Salgın Rehberi” isimli bilgilendirici bir kitapçık

hazırladık.

Ayrıca etkili el

yıkamanın inceliklerini

deneyimleyerek

gösterdiğimiz

bir çalışmaya

da imza attık.

İnanıyorum ki,

tüm bu çalışmalar ile sektörün solunum yoluyla bulaşan

hastalıklar konusundaki farkındalık düzeyine olumlu

yönde katkı sunabildik.” dedi.

Çimento sektörünün iş sağlığı ve güvenliği alanında

yaptığı yatırımların oldukça önemli geri dönüşleri olduğunu

da vurgulayan Suat ÇALBIYIK; “Sıfır İş Kazası”

ilkesini benimseyen sektörümüz, son 10 yılda iş sağlığı

ve güvenliğine 150 milyon TL’nin üzerinde yatırım yaparak,

bu konuda önemli bir duruş sergiledi. Buna ek

olarak, ÇEİS’in tek başına yaptığı yatırımın tutarı yaklaşık

10 milyon TL’yi buldu. İSG mevzuatı kapsamında

çok tehlikeli sınıfta yer alan çimento sektörü, bu alanda

gıpta edilen bir performans gösterdi. Biz bu sorumluluk

bilinci ile yatırımlarımıza devam ederek tüm sektörler

için yol gösterici olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

71


Sektörel

TİM’den Koronavirüsle

Mücadele İçin Üretim Seferberliği

TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları başta olmak üzere Türkiye

genelinde maske ve dezenfektan ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye’nin Koronavirüsle

mücadelesine destek olmak amacıyla bünyesindeki

61 ihracatçı birliğiyle beraber üretim seferberliği

başlattı. TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları

başta olmak üzere Türkiye genelinde maske ve dezenfektan

ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. “Bugüne kadar

ihracatımız için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz”

sloganıyla başlayan üretim kapsamında; 1 milyon adet

tıbbi maske ve 100 bin litre dezenfektan üretilecek.

TİM Başkanı İsmail Gülle, “Tüm iş dünyasının iyi niyetle,

parça parça emek sarf ettiği bu süreçte, TİM olarak,

bu mücadeleyi bir seferberliğe dönüştürecek şekilde

koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok büyük hazır giyim,

kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık çalışanlarımızın

ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta yaşanan maske

ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını aşmak adına bir

milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor, üretim çarklarımızı

Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz günlük 1

milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon adet

maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak,

bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız

için üretiyoruz“ dedi.

.

72 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ile 90 bin ihracatçısıyla

Türkiye’de ihracatın tek çatı kuruluşu olan Türkiye

İhracatçılar Meclisi (TİM), “Bugüne kadar ihracatımız

için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla

üretim seferberliği başlatarak Türkiye’nin Koronavirüsle

mücadelesine destek oluyor. Ülkemizde ilk koronavirüs

vakasının ardından tıbbi maske ve dezenfektan

fiyatlarındaki yüksek seyir ve merdiven altı üretimin de

önüne geçilmesi hedeflenen bu seferberlik kapsamında;

1 milyon adet tıbbi maske ve 100 bin litre dezenfektan

üretimi yapılacak ve Sağlık Bakanlığı’na teslim

edilecek.

TİM Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Hazır Giyim ve

Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa

Gültepe, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri

İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, İstanbul

Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB)

Başkanı Ahmet Öksüz başlatılan üretim seferberliğine

ilişkin kamuoyu bilgilendirmesi yaptı.

“Yerli ve milli üretim bilinciyle üretmek zorundayız”

TİM Başkanı İsmail Gülle açıklamasında, ülkemizin

tüm kurumlarıyla birlikte yürüttüğü bu topyekün müca-


Sektörel

delede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade

ettiği gibi devletin tüm birimleriyle beraber görevlerinin

başında olduğunu belirterek şunları söyledi: “Dünya

ekonomisini adım adım takip eden ihracatçılar olarak

bu küresel virüs salgınının tüm dünyaya şu hususu

öğrettiğinin farkındayız: İthalat ucuz olsa bile gelemeyebilir.

Yerli ve milli üretim bilinciyle her ürünü kendi ihtiyacımızın

da ötesinde üretmek zorundayız. Bu yalın

gerçeğin idrakiyle, vatan sathında verilen koronavirüse

karşı sağlık mücadelesinde, bu mücadelenin kahramanları

sağlık çalışanlarımızın her daim yanlarında

olacağımıza söz veriyoruz. Tüm iş dünyasının iyi niyetle,

parça parça emek sarf ettiği bu süreçte, TİM olarak,

bu mücadeleyi bir seferberliğe dönüştürecek şekilde

koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok büyük hazır giyim,

kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık çalışanlarımızın

ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta yaşanan maske

ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını aşmak adına bir

milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor, üretim çarklarımızı

Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz günlük 1

milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon adet

maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak,

bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız

için üretiyoruz.”

Zorlu süreçlerde millet ile tek vücut olup var gücüyle

çalışmayı kutsal bir görev olarak kabul ettiklerini söyleyen

TİM Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlayışla

Ticaret Bakanlığımızın destekleri ve 61 İhracatçı

Birliğimiz ile koordine olarak, yerli ve milli 1 milyon adet

maske ve 100 bin litre dezenfektan üreterek Sağlık

Bakanlığı’mızın emrine sunuyor ve seferberliğimizin

ilk adımını atıyoruz. Salgının ülkemizde yayınlamasını

önlemek, teşhisi ve tedavisini yapmak için gece gündüz

gayretle çalışan başta Sağlık Bakanlığımız olmak

üzere tüm yetkililerimize, değerli hekimlerimiz ve diğer

tüm sağlık personelimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.”

“TİM olarak, ‘evde kalın’ diyoruz”

İhracatın saha neferleri olarak üzerlerine düşen ne

varsa vazife olarak kabul edip icra edeceklerini söyleyen

Gülle, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da ‘evinizden

çıkmayın’ yönlendirmeleri doğrultusunda TİM olarak,

‘evde kalın’ diyor ve bu zorlu günleri birlikte aşacağımıza

inanıyoruz. Birlik ve beraberlik duygularımızın en

üst düzeyde olacağı sağlıklı günler diliyoruz” mesajını

verdi.

“İhracatçılarımız için tüm imkanlar seferber edilmiş

durumdadır”

Gülle, virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren

Türkiye’de gerekli önlemlerin hızlıca uygulamaya

geçtiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanımızın

açıkladığı parasal ve mali tedbirlerle

oluşturulan 100 milyar TL’lik paket önümüzdeki günlerde

ikincil ve üçüncül aşamaları ile ihracatçılarımızın

bütününün beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürecektir.

Açıklanan paketin ardından kamu, katılım ve

özel bankaların tüm kredi taksit ve ödemelerinde esneklik

sağlanacaklarına dair açıklamaları iş dünyamız

için ayrıca moral olmuştur. İhracatçılarımıza yönelik

ek önlemler konusunda ise ilgili tüm bakanlıklarımız

ile temaslarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir.

İhracatçılarımızın ürünlerini dünyaya yetiştirmek adına

talep ettikleri kargo uçaklarının sayısının artırılması

adına tüm imkanlar seferber edilmiş durumdadır. Bilhassa,

Irak ve İran sınır kapılarında devreye alınan

temassız ihracatın Kapıkule’de de uygulanması konu-

73


.

74 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Sektörel

sunda Ticaret Bakanlığımız ile birlikte çalışmalar devam

etmektedir. Alınan tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan

bu olumlu görüntünün sürmesini diliyoruz. Bu noktada,

tüm bu süreci proaktif bir şekilde yürüttüğümüz Sayın

Bakanımız Ruhsar Pekcan’a şükranlarımızı ifade ederim.

“100 tesiste günlük 1 milyon maske üreteceğiz”

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği

(İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe ise “Sanayi ve Teknoloji

Bakanımız Mustafa Varank Bey, maske talebindeki

hızlı artışla birlikte fiyatlar yükselince LC Waikiki’ye

piyasanın dengelenmesi için maske üretimi önerdi. LC

Waikiki ve TAHA Grup olarak biz de bu öneri üzerine ilk

aşamada 3 milyon maskeyi üretip Sağlık Bakanlığı’na

hibe etme kararı aldık. Elbette bu zorlu süreci atlatmak

için tüm sektörün sorumluluk alması ve elini taşın altına

koyması gerekiyor. Bu anlayıştan hareketle maske

üretimi için Türkiye İhracatçılar Meclisi öncülüğünde

kampanya başlatmaya karar verdik. Salgınla mücadelede

canları pahasına, gece gündüz demeden çalışan

hekimlerimizin ve tüm sağlık çalışanlarımızın ihtiyacı

olan maskelerin üretimi için adeta seferberlik ilan ettik.

Türkiye’nin dört bir yanında yaklaşık 100 tesisimizi

çok hızlı bir şekilde organize ediyoruz. Sektör olarak bir

hafta içinde günde 1 milyon adet maske üretim kapasitesi

yaratacağız. Maske konusunda hekimlerimiz de

halkımız da asla endişelenmesin. Salgının gidişatına

ve ihtiyaca göre kapasiteyi daha da arttırabileceğiz”

dedi.

“Aylık 2,5 milyon litre dezenfektan üretme kapasitemiz

bulunuyor”

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları

Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister şunları kaydetti:

“Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte Türkiye’nin

ihracattaki ikinci büyük sektörü olan kimya sektörünün

birliği İKMİB olarak ‘Önce Sağlık’ anlayışıyla

hareket ediyor ve sorumluluğumuz gereği vatani bir

görevi daha üstleniyoruz. İlk günden beri, başta Sayın

Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sağlık Bakanlığımız,

Bakanlıklarımız ile Bilim Kurulumuzun aldığı kararlar

ve tedbirler doğrultusunda, hızla sağlık sektörümüzün

ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bir üretim seferberliği

başlatıyoruz. Gece gündüz demeden tarihi bir özveriyle

adeta cansiperane çalışan tüm hekimlerimiz ile sağlık

personelimiz için başta dezenfektan ve temizlik malzemeleri

olmak üzere gerekli olan her türlü kimyasalların

tedariğini İKMİB olarak sağlayacağız. Bu kapsamda,

İKMİB üyesi üreticilerimizden sağlayacağımız tonlarca

dezenfektan ürününü, koronavirüs salgınında ülkemiz

adına hayati bir sorumluluk üstlenen Sağlık Bakanlığı’mızın

emrine sunuyoruz. İlgili kurumlarımız da bu

konudaki talepleri bize iletebilirler. Aylık 2,5 milyon litre

dezenfektan üretme kapasitemiz bulunuyor.”

“Bu zor günleri el birliği ile atlatacağız”

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği

(İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz de “Tekstil ve hammaddeleri

sektörü olarak bu süreçte üzerimize düşen tüm

sorumlulukları layıkıyla yerine getiriyoruz. Ülkemizin

salgınla mücadelede en çok ihtiyaç duyduğu stratejik

ürün gruplarından biri olan maske, eldiven ve koruyucu

giysi üretiminde firmalarımız 7 gün 24 saat durmaksızın

üretimlerine devam etmektedir. Maske üreticisi firmalarımızın

ihtiyaç duyabileceği hammaddeye ilişkin

ithalat bağımlılığımız bulunmamaktadır. Bu kapsamda

firmalarımızın yurt içinde hammaddeye kolay erişimi

için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Firmalarımızın

aylık yaklaşık 40 milyon maske üretim kapasitesi

bulunuyor. Bu hassas süreçte stokçuluk yapan firmalara

karşı Bakanlıklarımızın aldığı önlemleri yürekten

destekliyoruz. İhtiyaç halinde tüm tekstil işletmelerimizi

koruyucu maske ve giysi üretim tesisine dönüştürebiliriz.

Bu zor günleri hep birlikte el birliği ile atlatacağız”

şeklinde konuştu.



Sektörel

T.C. Ticaret Bakanlığı, Fahiş Fiyatlarla

Ürün Satan Firmalara Ceza Kesti

T.C. Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu Başkanlığı, 25 Mart 2020 tarihli basın

bülteninde Covid-19 salgını nedeniyle yüksek talep gören maske, kolonya

ve dezenfektan gibi ürünleri rekabet kurallarına aykırı ve fahiş fiyatlarla satışa

sunan firma ve şahıslara kesilen cezaları kamuoyu ile paylaştı.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un

62’nci maddesinde haksız ticari uygulamalar şu şekilde

tanımlanmıştır:

“ (1) Bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine

uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği

grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin

ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya

önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız

olduğu kabul edilir. Özellikle aldatıcı veya saldırgan

nitelikte olan uygulamalar ile yönetmelik ekinde yer alan

uygulamalar haksız ticari uygulama olarak kabul edilir.

Tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamalar yasaktır.”

Söz konusu tanımda da ifade edildiği üzere, bir ticari

uygulamanın haksız olarak nitelendirilebilmesi için bu

uygulamanın, mesleki özeninin gereklerine uymama ve

tüketicinin ekonomik davranış biçimini bozacak bir etkide

bulunma şeklindeki iki unsuru bir arada taşıması gerekmektedir.

Mesleki özen kavramına ilişkin

olarak 6502 sayılı Kanun ve Ticari

Reklam ve Haksız Ticari

Uygulamalar Yönetmeliğinde

açık bir tanıma yer verilmemekle

birlikte, özellikle Yönetmeliğin

Doğruluk ve dürüstlük başlıklı 7

nci maddesinin;

“(2) Reklamlar, ekonomik ve

sosyal sorumluluk bilinci içinde

ve haksız rekabete yol açmayacak

şekilde hazırlanmalıdır.

(4) Reklamlar, tüketicinin güvenini kötüye kullanamaz ya

da onun tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar edemez.

(5) Reklamlar, aşağıda sayılan haller başta olmak üzere,

hiçbir konuda tüketiciyi doğrudan veya dolaylı olarak yanıltabilecek

ifade ya da görüntüler içeremez:

a) Malın; yapısı, bileşimi, tedariki, faydası, riski, aksesuarları,

üretim yöntemi ve tarihi, amaca uygunluğu, kullanım

şekli, kullanım ömrü ve alanları, teknik özellikleri,

verim ve performansı, miktarı, menşei, çevreye etkisi gibi

özellikleri

ç) Mal veya hizmetin değeri ve ödenecek gerçek toplam

fiyatı,”

hükümlerinden görüleceği üzere haksız rekabete yol

.

76 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

açan, tüketicilerin bilgi ve tecrübe eksikliklerinden faydalanmaya

çalışan, tüketicileri özellikle satın alacakları malların

niteliği ve değeri konusunda yanıltan uygulamaların

mesleki özene aykırı eylemler olduğu açıktır.

Diğer taraftan, özellikle malların fiyatlarının etkilenmesi

suretiyle tüketicilerin ekonomik davranışlarını bozucu eylemler

ise; Yönetmeliğin, Haksız Ticari Uygulama Olarak

Kabul Edilen Örnek Uygulamalar başlıklı ekinin 19 uncu

maddesinde “Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat

değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan

etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan

mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın

artış yapmak.” şeklinde belirtilmektedir.

COVID-19 salgını ile birlikte kamuoyunun dikkatinin virüs

ve etkileri üzerinde yoğunlaştığı göz önüne alındığında

tüketicilerin salgın ile bireysel mücadele kaygısıyla gerek

maske, kolonya ve dezenfektan gibi temel ihtiyaç haline

gelen tıbbi malzemelere gerekse gıda maddelerine yönelik

yoğun bir şekilde talep göstermeleri

doğal bir tepki halini

almıştır.

Diğer taraftan, gösterilen bu talebe

karşılık olarak kimi satıcıların

fiyatları maliyetlerin ötesinde

arttırma yoluna gitmeleri ve bu

şekilde arz yönünde rakiplerinin

makul fiyatlar ile mal edinmesi ve

edindikleri bu malları tüketicilere

piyasanın normal işleyişi içerisinde

sunmalarını engellemiştir. Talep yönünde ise, bu

faaliyetlerin, tüketicilerin özellikle gelirleri ve ileriye dönük

harcama beklentileri üzerinde bir baskının bulunduğu bu

gibi durumlarda rasyonel bir biçimde fiyatların oluşmasına

katkıda bulunmalarının önüne geçtiği ortadadır.

Söz konusu eylemlerin diğer bir etkisi de, tüketiciler nezdinde

anılan ürünlere aşırı talep olması dolayısıyla ürün

fiyatlarının yükseldiği dolayısıyla gelecekte temel ihtiyaç

haline gelen bu ürünlerin temininin zor ya da aşırı pahalı

olabileceği şeklinde intiba uyandırılmasıdır.

Sonuç olarak, belirtilen satıcılar yukarıda yer verilen ürün

gruplarının gerek arz zinciri güvenliğini gerekse fiyatlarını

olumsuz bir biçimde etkileyecek piyasa bozucu uygulamalarda

bulunmuşlardır.


TÜRK YAPI SEKTÖRÜNÜN LİDER YAPI FUARI

TURKISH BUILDING INDUSTRY’S and REGION’S BIGGEST GATHERING

43.

24 - 28 AĞUSTOS / AUGUST 2020

Yeni Tarih

New Dates

Organizatör / Organiser

Hyve Build Fuarcılık A.Ş. | Tic. Sic. No: 758423 | Mersis No: 0947046442400015


Sektörel

Google’da Bahçe Aletleri

Aramaları Arttı

İnsanlar evde kaldığımız şu dönemde

keyifli vakit geçirmenin yollarını bulmak

için arayış halindeler. 20 Nisan

haftasını kapsayan Google Arama

Trendleri raporu, yapılan aramaların

eğlence ve kişisel bakım kategorilerinde

yoğunlaştığını gösteriyor. Rapor,

yaza hazırlıktan evcil hayvan edinmeye,

aile ve arkadaşlarla online ortamda

vakit geçirmekten kişisel bakıma

ve yemek pişirmeye dair üretken fikirlere

yönelik aramaları yoğunlaştı.

Umutlar arttı, aramalar bahçede yoğunlaştı

Havaların ısınmasıyla virüsün etkisinin

azalacağı yönünde çıkan haberler, Google SMB Premier Partneri EG Bilişim

insanları yaz mevsimine hazırlıklı girmek

için teşvik etti. Türkiye’de bahçe

Teknolojileri’nin CEO’su Gökhan Bülbül

işlerine yönelik olarak “çapa makinesi”,

“çim tohumu”, “bahçe aydınlatma” ve “sineklik fiyatları”

aramalarında artış gözlemlendi. Mutfağa yönelik

aramalarda ise “somon”, “çilekli milkshake”, “şekerli kurabiye

tarifi” ve “fırında ekmek” aramaları yükselişteydi.

Fransa kedi, Türkiye köpek sahiplenmeyle ilgilendi

Google Arama Trendleri raporundan çıkan sonuçlar, insanların

evcil hayvan sahiplenme ile ilgili merakının arttığına

işaret ediyor. Rapora göre, Fransa’da “kedi sahiplenme”,

Türkiye’de ise “köpek sahiplenme” aramalarında

artış yaşandı. Bunun yanı sıra insanlar evde keyifli vakit

geçirmeye yönelik aramalar da yaptılar. Türkiye’de “ka-

.

78 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Karantina döneminde evde kalan insanlar umutlarını ve morallerini taze

tutmaya çalışıyor. Farklı ülkelerin internette öne çıkan aramalarının açıklandığı

Google Arama Trendleri’ne göre, Türkiye’de “bahçe aletleri”, “kareoke

mikrofonu”, “köpek sahiplenme” ve “şekerli kurabiye” aramaları arttı.

raoke mikrofonu”, Norveç’te ve Belçika’da

“online aktiviteler” kelimeleri

sıkça aratıldı.

İngiltere’de “bronzlaşma yağı” aramaları

arttı

Karantina döneminde insanlar kişisel

bakımda kendi kendilerine yapılabileceklerin

sınırını keşfetme imkânı

buldular. Özellikle saç ve cilt bakımı

konusunda yoğun arama mevcut. İngiltere’de

“saça limon suyu bakımı” ve

“bronzlaşma yağı”, Güney Afrika’da

“cilt ürünleri” aramaları artış gösterdi.

Türkiye’de ise “sıkılaştırıcı tonik”,

”siyah nokta temizleyici”, “saç rengi

açma” aramaları çoğaldı.

İnsanlar evde kaldıkça şirketler dijitalleşmek

zorunda kalacak

Google SMB Premier Partneri EG Bilişim Teknolojileri’nin

CEO’su Gökhan Bülbül, Google Arama Trendleri

raporunun insanların evde geçirdikleri zamanı nitelikli

hale getirme gayretinde olduklarını gösterdiğini söyledi.

Firmaların oluşan yeni ihtiyaçlara destek olabilecek çözümler

geliştirmesinin bu dönemde önemli bir fırsat olabileceğinin

altını çizen Bülbül, online ortamda geçirilen

zamanın artmasının şirketlerin dijitalleşme sürecini hızlandıracağını

vurguladı.



Sektörel

Dezenfektanlar ve Dezenfektan

Kullanımı Hakkında Bilgi Notu

Temizlik ürünleri daha çok kirlerin ortamdan uzaklaştırılması

ve temizlik amacıyla kullanılırken, dezenfektanlar

kişilerin genel ve özel hijyeni, araç-gereç hijyeni

ve çalışan personel hijyeninin sağlanması amaçlarıyla

mikroorganizmaların ortamdan uzaklaştırılması için

kullanılmaktadır. Kullanılacak temizlik ürünleri ve dezenfektan

seçiminde temizlik ve dezenfeksiyon sağlama

etkinliğinin yanı sıra sağlık üzerine olabilecek

olumsuz etkileri de dikkate alınmalıdır. Bu derlemede,

dezenfektanların etki mekanizmaları, kullanım alanları

kimyasal ve sağlık etkileri özetlenmiştir.

Dezenfektana Ait Nedenler

1- Yoğunluk: Kimyasal maddeler yoğun eriyikler halinde

iken mikrobisid, sulu veya düşük konsantrasyonlarda

da mikrobistatik etkiye sahiptirler. Ancak, yoğun

eriyikler, ekonomik olmadığı gibi, hem vücuda ve hem

de eşya üzerine zararlı etkide bulunurlar. Yoğunluğun

artması ile mikrobisidal etki arasındaki bu bağlantı devamlı

değildir. Belli bir konsantrasyondan sonra, artık

tesirin değişmediği görülür. Örn. dezekfektanın başlangıçtaki

yoğunluğu %1 iken, bu %2‘ye çıkarılırsa etkisinin

de, bir misli artacağı anlamına gelmez veya etki bir

misli artmayabilir (belki, bir miktar artabilir). İkinci kez

yoğunluk bir kat daha (%4) artırılırsa, öldürme oranında

eskiye oranla büyük bir artış görülmez. Bu durum,

konsantrasyonun artmasıyla, öldürme oranının sabit

kaldığı bir düzeye kadar devam eder. Bundan sonra

yoğunluk artsa da, öldürme oranı değişmez. Bu nedenle

de, dezenfektanların en iyi etki sağladığı bir optimal

yoğunlukları vardır. Bu optimal yoğunluk fenol için %2-

5‘dir.

2- Kimyasal yapısı: Dezenfektanlar kimyasal yapılarına

göre organik ve inorganik olmak üzere 2 kısma ayrılırlar.

Organiklerin etkisi yapılarındaki karbon ve hidrojen

sayıları ile orantılı olarak artar. İnorganiklerin tesiri ise

bunların suda iyonize olma kabiliyeti ile ilişkilidir. Fazla

iyonize olabilen asitler (HC, H2SO4, vs.) veya alkaliler

(NaOH, KOH, vs.), etki bakımından, daha az iyonize

olanlardan, daha fazla etkiye sahiptirler.

Mikroplara Ait Nedenler

1- Mikroorganizmaların karakteri: Dezenfektanların

etkili olabilmesinde mikropların karakterlerinin önemi

fazladır. Vejetatif formlar, genellikle, kapsüllü olanlardan

ve sporlardan çok daha duyarlıdırlar. Etrafında balmumu

tabakası olan Mikroorganizmalar dezenfektanlara,

diğer etkenlerden, daha fazla direnç gösterirler.

Mantarlar ve mantar sporları da dezenfektanlara karşı

.

80 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

genellikle az duyarlıdırlar.

2- Mikroorganizmaların yaşı: Üreme ve yayılma döneminde

olan mikroplar, durma ve ölme periodundan,

daha hassastırlar ve kısa bir süre içinde dezenfektanlar

tarafından ortadan kolaylıkla kaldırılabilirler. Tek bir

mikroorganizmadan oluşmuş kültürdeki bütün mikropların

dirençleri birbirinin aynı olmayıp aralarında farklar

vardır. Bazılarının az, diğerlerinin ise çok dirençli olmasına

karşın populasyonun büyük çoğunluğu ortalama

bir duyarlığa sahiptir ve bu değerler, birbirine yakındır.

Ekstrem limitlere sahip (çok az ve çok fazla duyarlı)

bakterilerin sayısı ise genellikle azdır. Bu durum normal

bir dağılım karakteri gösterir. Böyle bir populasyonda,

çok duyarlı olanlardan, az duyarlı olanlara doğru ölme

süresinde bir uzama görülür. En duyarlılar ilk önce ve

daha az duyarlılar da, direnç sırasına göre, daha sonra

ölürler.

3- Mikroorganizmaların sayısı: Dezenfekte edilecek ortamda

ne kadar fazla ve aynı zamanda çeşitli tür ve

karakterde mikrop bulunursa, bunları öldürmek için geçen

süre de o oranda fazladır. Çok kontamine yerler,

malzeme, eşya, vs. için süre normalinden daha fazla

olmalıdır.

4- Mutantlar: Dezenfektanlar uygun seçilmez, yoğunluğu

iyi ayarlanmaz ve yeterli süre boyunca kullanılmazlarsa

hem etkisi istenilen derecede olmaz ve hem de o

dezenfektana karşı dirençli yeni generasyonlar meydana

gelebilir. Bu oluşan nesiller, artık o dezenfektandan

etkilenmezler. Böyle durumları göz önüne alarak dezenfektanların

seçimini iyi yapmalı, prospektüse uygun

olarak kullanmalı ve icap ederse başka bir etkili dezenfektandan

da yararlanmalıdır.

Diğer Nedenler

1- Süre: Bir dezenfektanın kimyasal yönden etkili ola-


Sektörel

bilmesi için, yeterli bir süre mikroplarla temas etmesi

gereklidir. Bu zaman dilimi, dezenfektanın kimyasal

karakterine ve kullanılan yere göre değişebileceği gibi,

mikroorganizmanın özelliğine (kapsül, spor, mikrop

türü, Gram pozitif, Gram negatif mikroplar, vs.) ve kökenine

de (bakteri, virüs, mantar) bağlıdır. Etki süresi

kısa olursa, mikrobisid etkiden ziyade, mikrobistatik tesir

elde edilir ve mutantlar oluşabilir.

2- Sıcaklık: Eritken olarak veya sulandırmak için kullanılan

sıvının ılık veya sıcak olması, dezenfektanların

etkileri üzerine olumlu yönde tesir eder. Isı, yüzey

gerilimini azaltır, viskoziteyi düşürür, buna karşın iyonizasyonu

arttırır. Sıcaklık düştükçe iyonizasyon ve etki

azalır, buna karşılık öldürme süresi uzar. Isı, ayrıca,

kimyasal ve fiziksel reaksiyonların hızını da arttırır. Bu

nedenle sıcaklık ile süre birbirine ters orantılıdır (ısı arttıkça

öldürme süresi kısalır). Örn. fenolün 10 °C‘ de ve

%1.45 konsantrasyonu ile 20 °C‘ de %1.15 yoğunluğunun

etkisi, 30 dakika içinde aynıdır.

3- Ortamın pH‘sı: Ortamın asitlik veya alkalilik derecesi,

optimal pH limitlerinden ne kadar fazla ayrılırsa,

mikropların dirençleri üzerine olumsuz yönde etkiler ve

ölme sürelerini kısaltır. Hidrojen iyon konsantrasyonu

aynı zamanda dezenfektanların iyonizasyonuna da

etki eder. Her dezenfektanın, en fazla iyonize olabildiği

minimal ve maksimal pH limitleri vardır.

4- Dış maddeler: Dezenfeksiyonun başarılı olabilmesi

için, mikropların, kimyasal maddelerle direk temasa

gelmesi çok önemlidir. Etrafı organik (kan, serum, vücut

sıvıları, idrar, dokular, mukoid salgı, vs.) ve diğer

maddelerle (toz, toprak, yaprak, v.s.) sarılı olan mikropların

ölmesi mümkün değildir. Böyle örtücü role sahip

dış maddeler, aynı zamanda, dezenfektanları inaktive

edebileceği gibi, etkisiz olan veya başka tesire sahip

bileşikler haline de getirebilirler. Bu nedenle, bir yeri

veya bir eşyayı dezenfekte etmeden önce kaba temizliği

yapılır ve bundan sonra uygun olduğu saptanan dezenfektanla

uygulamaya geçilir.

5- Ozmotik basınç: Ozmotik basıncın mikroplar üzerine

etkisi fazladır. Dezenfektanlar, içinde eridikleri veya

sulandırıldıkları sıvının ozmotik basıncını arttırırlar. Bu

durum, hücre duvarlarının yarı geçirgenlik özelliğini bozar

ve bakterilerin ölümüne neden olur.

6- Yüzey gerilimi: Dezenfektanların diğer bir özelliği

de, ortamın yüzey gerilimini düşürerek hücre duvarının

semipermeabilitesini bozmasıdır. Yüzey geriliminin

düşmesi ile dezenfektan, bakteri yüzeyi ile direk ve sıkı

temasa gelir ve dezenfektanın ıslatma ve yayılma kabiliyeti

de artar. Bu durum ortamdaki kimyasal maddelerin

bakteri yüzeyinde toplanmasına ve beslenmenin

bozulmasına neden olur. Bazı hallerde kombine dezenfektanın

kullanılması, ozmotik basıncı yükseltmek

ve yüzey gerilimini düşürmek için gerekli olabilir.

7- Oligodinamik etki: Bazı kimyasal maddelerin yoğun

konsantrasyonları toksik olmasına karşın, düşük

yoğunluktaki eriyikleri ise, aksine üremeyi teşvik edici

bir etkiye sahip olunabilir. Bakır (Cu), altın (Au) ve gümüş

(Ag) böyle tesire sahiptirler. Bu maddeler, mikrop

ekilen bir katı besi üzerine konursa, metal iyonlarının

yayılması nedeniyle etraflarında dar veya geniş bir inhibisyon

alanı meydana gelir. Bunun genişliği, madde

içindeki esas metalin yoğunluğuna bağlıdır. Ancak,

yayılan metalin oranı az ise, inhibisyon alanı yerine,

normalden çok daha fazla bir üreme halkası görülebilir.

8- Kimyasal antagonism: Bazı kimyasal maddelerin

etkisi diğer, substanslar tarafından inaktive edilebilir,

değiştirilebilir veya etkisi olmayan başka şekle dönüştürülebilir.

Örn. dilue HgCl2 ün etkisi, ortamda glutation

veya sistein bulunursa veya katılırsa, giderilir. Bu

maddeler HgCl2 ile birleşerek, bakteri enzimlerindeki

(---SH) gruplarının serbest ve aktif kalmasını sağlarlar.

Çünkü HgCl2, sülfidril gruplarına karşı özel bir affinitesi

vardır.

9- Mikroorganizmaların direk temas: Dezenfektanların

etkili olabilmesi ve infeksiyon etkenlerinin yok edilebilmesi

için, Mikroorganizmaların direk teması önemlidir.

Bu husus, mutlaka yerine getirilmesi gereken ilk ve

önemli noktalardan biridir. Bu amaçla, dezenfeksiyondan

önce iyi bir temizlik yapılmalıdır.

10- Uygulama tekniği: Dezenfektanların kullanılmasında

bazı tekniklerden yararlanılır. Bunlardan birinin

seçimi (tütsü, püskürtme, yıkama, daldırma silme, vs.)

tatbik edilecek yere ve dezenfektana göre değişir. Bu

yöntemler dezenfektanların prospektüslerinde bildirilmiştir.

Mikroorganizmaları Etkileme derecelerine göre dezenfektanlar

1. Yüksek Düzey Dezenfeksiyon: Sporisit özelliği olan

kimyasallarla sterilizasyon için gerekenden (3 saat ve

üzeri) daha kısa sürede (10-20 dakika) uygulanan dezenfeksiyon

şeklidir. Çok dirençli bir kısım bakteri sporları

dışında tüm mikroorganizmalar inaktive olur.

2. Orta Düzey Dezenfeksiyon: Bakteri sporlarına etki

göstermeyen, fakat mikobakteri, zarfsız virüs ve diğer

mikroorganizmalara etkili olan dezenfeksiyon seviyesidir.

3. Düşük Seviye Dezenfeksiyon: Bakteri sporu, mikobakteri

ve zarfsız virüslere etkisiz olan ancak bir kısım

vejetatif mikroorganizmaları etkileyebilen dezenfeksiyon

seviyesidir.

Etki mekanizmalarına göre dezenfektanlar

· Fenol ve türevleri: Bu maddeler sitoplazma zarındaki

oksidaz ve dehidrogenazlarla geri dönüşümsüz olarak

bağlanarak hücre içi bileşiklerin dışarı çıkmasına neden

olur.

· Alkil grubu: Krezol, lizol. Klor grubu: Hekzaklorofen.

Organik çözücüler: Sitoplazma zarının lipid yapısını

bozarak ve hücre proteinini denatüre ederek etki ederler.

Örn. kloroform, alkoller ve toluen.

· Hücre Proteinlerini Denatüre Edenler Örn. alkol, aseton,

organik çözücüler.

· Protein ve Nükleik Asitlerin Fonksiyonel Gruplarında

81


.

82 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Sektörel

Modifikasyon Yapanlar Ağır metaller (örn. civa, bakır,

çinko), oksitleyici ajanlar (örn. peroksitler), alkilleyici

ajanlar (örn. formalin, etilen oksit).

· Enzimlerin İşlevini Bozarak veya Değiştirerek Etki

Edenler Örn. kuarterner amonyum bileşenleri, okside

edici maddeler, formaldehid, etilen oksit.

· Bakteri Sporlarına Etki Edenler Kuarterner amonyum

bileşenleri germinasyon aşamasında etkilidir. Fenol,

sporun oluşum aşamasına etki eder. Gluteraldehid,

formaldehid, hipoklorit, iyot, hidrojen peroksit ve etilen

oksit olgun spor aşamasında etkilidir.

kullanıldığında pH 7.5-8.5 aralığında sporisit özelliği

vardır. %2 yoğunlukta vejetatif bakterileri 2 dakikada,

mikobakterileri 20 dakikada, sporlu bakterileri ise ancak

3 saatte öldürebilmektedir. Yüksek düzey dezenfeksiyon

için oda ısısında 20 dakika temas süresi yeterlidir.

Metal için koroziv olmadığı gibi plastik ve lastik

materyale zarar vermemektedir.

· Ortofitalaldehid (OPA): %0.55 1,2-benzenedikarboksialdehid

ya da OPA, şeffaf, soluk mavi pH`sı 7.5 olan

Kimyasal yapılarına göre Dezenfektanlar;

bir solüsyondur. Oldukça geniş bir etkinlik alanı vardır.

· Fenol ve fenol bileşikleri: Krezol, lizol, hekzaklorofen. Bilinen göz ve burun pasajına ait irritan etkisi yoktur.

· Klor ve klor bileşikleri: Hipoklorit.

pH 3-9 arasında mükemmel stabilizasyonu mevcuttur.

· İyot ve iyot bileşikleri: İyodoforlar, povidon iyot.

Mikroorganizmalar ve sporlar üzerinde oldukça geniş

· Aldehidler: Formaldehid, Gluteraldehid.

bir etkinliği vardır. Toksisitesi gluteraldehitten daha az

· Alkoller: Etil alkol, isopropil alkol.

ve mikobakterilere daha hızlı etkilidir.

· Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkolyum klorür · Perasetik asit: Perasetik asit ya da peroksiasetik asit

(zefiran).

tüm mikroorganizmalar üzerine etkinliği olan bir sterilizandır.

Oldukça hızlı etkili bir sporisittir. Yüksek düzey

· Amonyum komponentleri ve diguanidler: Klorheksidin,

setrimit.

dezenfeksiyon için 5-10 dakika yeterlidir. Dayanıksız

· Hidrojen peroksit

ve pahalı bir bileşiktir. Ayrıca, bazı metaller üzerinde

· Etilen oksit

korozyona neden olur. Yoğun çözelti ile temas halinde

cilt yanıkları ve göz hasarı oluşabilir.

· Hidrojen peroksit (H2O2): Hidrojen peroksit oldukça

fazla mikroorganizmaya, bakteriye, mantara, virüse

ve spora etkinliği olan bir maddedir. Toksik olmayan

bir bileşiktir. Stabilize formları uzun süre dayanıklıdır.

%7.5`lik çözeltisi 10 dakikada yüksek düzey dezenfeksiyon

sağlar. Genel temizlik ve dezenfeksiyon için

%1-3 yoğunluğunda kullanılır.

· Hidrojen peroksit ve perasetik asit: %0.23 perasetik

asit ve %7.35 hidrojen peroksitin bakteriyel sporlar ve

tüm mikroorganizmalar üzerinde etkinliği gösterilmiştir.

Özellikle gluteraldehide dirençli mikobakterileri etkisiz

hale getirmektedir.

Yüksek düzey dezenfeksiyon için kullanılan bileşikler:

maddedir. Koroziv ve tahriş edicidir. Organik maddeler-

· Klordioksit (ClO2 ): Yüksek derecede okside edici bir

· Gluteraldehid: Satüre dialdehid olan gluteraldehid etkin

bir dezenfektan ve kimyasal sterilizan olarak kabul yon için 5 dakika yeterlidir.

den ve ışıktan etkilenir. Yüksek derecede dezenfeksi-

edilmiştir. Sıvı solüsyonu asidik olan gluteraldehidin · Süperoksitlenmiş (elektrolize) su - Hipokloroz asit:

sporisit özelliği yoktur. Yalnızca alkali solüsyon olarak HOCl formülüne sahip bir zayıf asittir. Tuzlu suya elekt-


Sektörel

rik akımı (950 mV) uygulanarak elde edilen elektrolize

su mikroorganizmalara karşı geniş bir etki spektrumu

gösterdiğinden dezenfeksiyon işlemlerinde kullanılabilir.

Elektrotlara voltaj uygulandığında iyonlar yüklerine

göre ayrılır ve anot bölgesinde asidik çözelti (anolit),

katot bölgesinde ise alkali çözelti (katolit) oluşur. Anolit

içerisindeki maddelere (hipokloroz asit hipoklorit iyonları,

erimiş oksijen, ozon, süperoksit radikalleri…) bağlı

olarak güçlü oksidasyon potansiyeli ve yüksek derecede

antimikrobik aktivite gösterir. Bakteri, mantar, parazit

ve virüsleri hızlı bir şekilde öldürür. Sporlara etkisi

ise yavaştır. Ancak dayanıklı değildir ve uygulama yerinde

üretilmesi gerekir. Sert yüzeylerin ve su sistemlerinin

dezenfeksiyonunda kullanılabilmektedir. Özellikle

gıdalarla temas eden yüzeylerin dezenfeksiyonunda

güvenli bir yöntemdir.

Orta ve düşük düzey dezenfeksiyon için kullanılan

bileşikler:

· Alkoller: Gram-pozitif (MRSA ve VRE dahil) ve

gram-negatif mikroorganizmalara, mikobakterilere,

funguslara ve herpes simpleks virüs (HSV), HIV, influenza

virüs, respiratuar sinsityal virüs (RSV), hepatit

B virüsü (HBV), adenovirüs, rotavirüs ve rinovirüs gibi

çeşitli virüslere karşı güçlü inhibitör etkinliğe sahiptir.

Buharlaştıklarından yüzey temizliğinde kullanılmaları

tavsiye edilmez.

· Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkonyum klorür,

setil-piridinyum klorür, alkil dimetil benzil amonyum

klorür bu gruptan olan dezenfektanlardır. Genel olarak

katyonik deterjan özelliği gösteren yüzeye etkili bir dezenfektandır.

Hasta cildine temas eden tansiyon manşonu

ve steteskop gibi kritik olmayan aletlerin yüzeylerinin

temizliğinde de kullanılabilmektedir. Alkil dimetil

benzil amonyum klorür hastanelerde kullanılan başlıca

bileşiktir. Fungusid, bakterisid ve virüsid olarak etkinliği

vardır.

· Fenolikler: Yüksek konsantrasyonlarda kullanılan fenol

deriveleridir. Ortofenilfenol ve ortho-benzyl-para-chlorofenol

şeklinde kullanılır. Fungusid, tüberkülosid ve

virüsid olarak kullanılmaktadır. Kritik olmayan tıbbi cihazların

temizliğinde kullanılması önerilmektedir.

· İyodoforlar: İyot ve polivinil pirolidon bileşiği olan povidon

iyodür en sık kullanılan iyodofor olup bakterisidal,

tüberkülosidal, virüsidal ve fungusidal etki gösterir.

Sporisit etkileri yoktur. Sıklıkla antiseptik olarak kullanılmasının

yanında kan kültür şişelerinin ve medikal

ekipmanların, hidroterapi tanklarının termometrelerin

ve kullanıldıktan sonra endoskopların temizliğinde kullanılmaktadır.

Kaynakça;

https://www.turkiyeklinikleri.com/article/en-deterjanlar-ve-dezenfektanlar-etki-mekanizmalari-kullanim-alanlari-ve-saglik-etkileri-76575.html

http://www.mikrobiyoloji.org/TR/Genel/BelgeAltKardes.aspx?F6E10F-

8892433CFFA79D6F5E6C1B43FF6B12BC5704C951AB

https://www.das.org.tr/kitaplar/kitap2009/pdf/109-120%20Ufuk%20

Abbasoglu.pdf

Not: Dezenfektanlar ve Dezenfektan Kullanımı Hakkında Bilgi Notu başlıklı

makale Kimya Mühendisleri Odasının http://www.kmo.org.tr/genel/

bizden_detay.php?kod=5068&tipi=0&sube=0 adresinden alınmıştır.

83


Sektörel

Türk Boya ve Yapı/Ahşap Kimyasalları

Sektörü Latin Amerika’ya Açılıyor

Ticaret Bakanlığı’nın geçen hafta açıkladığı ticaretin devamı için yeni

yöntemlerden biri olan sanal ticaret heyetlerinin ilki İstanbul Kimyevi Maddeler

ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından 11-22 Mayıs tarihlerinde

“Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti” olarak gerçekleştirilecek. İKMİB’in boya

ve yapı/ahşap kimyasalları sektörüne yönelik ilk defa gerçekleştireceği

“Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti” kapsamında 30 Nisan Perşembe günü

Kolombiya pazarı hakkında bilgi veren bir webinar düzenlendi.

32 firmanın katılması beklenen sanal ticaret

etkinliğinde, katılımcılar 11- 22 Mayıs

tarihleri arasında Skype üzerinden

ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecek.

11-22 Mayıs 2020 tarihleri arasında düzenlenecek

Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti

organizasyonuna boya ve yapı/ ahşap

kimyasalları sektöründe faaliyet gösteren

13 Türk firması katılacak. Skype üzerinden

gerçekleşecek ikili iş görüşmelerinde

her katılımcı firmanın minimum 8 görüşme

yapması, görüşmelere danışman ve tercüman

dahil edilmesi planlanıyor. Program

kapsamında yapı marketleri, inşaat

malzemeleri toptancıları, proje firmaları,

mimarlık ofisleri gibi farklı alıcı grupları ile

görüşmeler yapılacak.

Pelister: “Latin Amerika pazarı sektörümüz

açısından büyük bir potansiye-

İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister

le sahip”

Zoom aracılığıyla 30 Nisan 2020 tarihinde düzenlenen

Etkinlik hakkında bilgi veren İKMİB Yönetim

Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Ticaret Bakan-

webinara, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı

İsmail Gülle, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister,

T.C. Bogota Ticaret Müşaviri Türker Kocamış,

lığımız geçtiğimiz günlerde ticaretin devamı için yeni

normalleşmenin en önemli realitesi olacak dijital ticaret

İKMİB Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri, İstanbul

Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB)

uygulamaları konusunda bir açıklama yayımladı. Sanal

ticaret heyetleri bu uygulamalardan biri olacak. Biz

Genel Sekreteri Dr. S. Armağan Vurdu, ProColombia

de İKMİB olarak ilk sanal ticaret heyetini düzenlemenin

onurlu heyecanını yaşıyoruz. Bu kapsamda 11-22

Yetkilisi Carlos Vega ile Posse Herrera Abogados Firması

Yetkili Müdürü Juan David Barbosa’nın yanı sıra

Mayıs 2020 tarihleri arasında Kolombiya Sanal Ticaret

firma temsilcilerinden oluşan toplam 88 kişi katıldı.

Heyeti organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Bu organizasyonumuz

kimya sektörünün alt sektörü boya, yapı

Kolombiya’daki güncel pazar durumuna ilişkin değerlendirmenin

yapıldığı webinarda yapı malzemeleri,

kimyasalları ve alt yapı plastikleri sektörümüzü kapsayacak

şekilde gerçekleşecek. Organizasyonumuza

yapı kimyasalları ve boya sektörleri hakkında sunum

yapıldı, sektörlerin ithalatındaki kurallar, pazardaki

ülkemizden bu sektörlerde 13 firmamız, Kolombiya,

ürünler ve fiyatlar hakkında bilgiler paylaşıldı ve firmaların

soruları yanıtlandı. Kolombiya dışında Meksika,

Peru, Ekvador, Meksika, Şili, Kosta Rika, Paraguay, Arjantin,

El Salvador, Panama ve Uruguay’dan 32 firma

Panama, Kosta Rika, Ekvator, Peru, Şili, Paraguay,

katılacak. Bu firmalarımız Skype üzerinden karşılıklı

Arjantin, Uruguay, El Salvador gibi 10 ülkeden yaklaşık

ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecekler” dedi.

.

84 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

Latin Amerika inşaat malzemeleri sektörü pazarının,

özellikle kimya alt sektörlerinden boya, yapıştırıcı ve

yapı kimyasalları, plastik borular gibi ürün grubu açısından

büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren

Pelister, “Aslında bu organizasyonu Mart ayının

sonunda Kolombiya’ya Sektörel Ticaret Heyeti olarak

gerçekleştirecektik ancak koronavirüs salgını sebebiyle

ertelemek zorunda kaldık. Başta Ticaret Bakanlığımız

olmak üzere, Türkiye İhracatçılar Meclisimiz ile

beraber çalışmalara başlayarak bu projeyi hayata geçirdik.

Kimya sektörü olarak Güney Amerika pazarına

ayrıca önem veriyoruz. Karşılıklı olarak yatırım dahil

olmak üzere ticari ve ekonomik ilişiklerimizin genişlemesini

savunuyor buna göre de elimizden geldiğince iş

dünyamızı bölgeye ısındırmaya çalışıyoruz. Bunun için

gerek sanal gerekse fiili olarak benzer ticari organizasyonlara

devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Ürün tanıtımı için özel web sitesi hazırlandı

Firmaların ürün tanıtımlarını, hazırladıkları https://www.

turkishbuildingchemicals.com/ sitesi üzerinden yapacaklarını

belirten Pelister, “Düzenleyeceğimiz sanal ticaret

heyetimiz ile boya, yapı kimyasalları ve inşaat malzemeleri

sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın Latin

Amerika pazarını tanımalarını, Kolombiya ve komşu ülkelerdeki

alıcılar ile iş görüşmeleri gerçekleştirmelerini

ve iş görüşmeleri sonrasında programı değerlendirerek

sonraki stratejinin belirlenmesini amaçlıyoruz. Firmalarımızın

ürün tanıtımlarını yapabilmeleri için özel bir site

hazırladık. Son bir aydır kullandığımız bu web sitesi üzerinden

ürün tanıtımları yapılmaya devam edecek. Sanal

olarak gerçekleştirdiğimiz bu ilk organizasyonu başarıyla

tamamlamayı arzu ediyoruz. Bu deneyim diğer ihracatçı

birliklerimiz için de bir örnek olacak. İhracatımıza ciddi

katkıları olacağına inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Latin Amerika bölgesine diğer sektörler için de sanal

ticaret yolda

Uzun zamandır başta Panama ve Meksika olmak üzere

Latin Amerika ülkelerine ilgi gösterdiklerini ifade

eden Pelister, şöyle devam etti: “Bu yönde çalışmalarımız

devam ediyordu. Geçen sene özellikle kozmetik ile

ilgili çok başarılı bir heyet gerçekleştirmiştik. Bu sene

de ikincisini sanal ticaret heyeti olarak yapmayı planlıyoruz.

Latin Amerika bölgesine kozmetik sektörümüz

başta olmak üzere diğer sektörlerimiz için de sanal ticaret

heyeti yapmayı planlıyoruz. Radarımızda olan bu

bölgeye hem ürünlerimizi tanıtmak hem kalitemizi göstermek,

aynı zamanda ikili iş görüşmelerimizin artması

için bu sanal ticaret heyetini bir fırsat olarak görüyorum.

Üretimi fazla olmayan Latin Amerika ülkelerine önem

vermemiz gerekiyor. Belki bir sonraki aşamada orada

ortak üretimleri yapabilecek duruma geleceğiz. Dolayısıyla

bu sanal ticaret heyetimizin verimli geçmesini diliyorum.

Katılımcı kimya ihracatçısı firmalarımıza ikili iş

görüşmelerinde başarılar diliyor, Ticaret Bakanlığımıza

ve TİM’e desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.”

85


akım değerleri yangına da sebep olabilir. Ülkemizde meydana gelen her 4

yangından biri elektrik kaynaklı kazalar olarak kayıtlara geçiyor. Ancak gerekli

önlemleri almak çok da zor değil.

Sektörel

Yangın, Can ve Mal Kaybı

Riskine Karşı Kaçak Akım Rölesi

Yaşam alanlarında meydana gelebilecek bir kaçak akım yüksek değerlere

ulaşırsa, can kaybına yol açabilir. Yalıtım hatasının neden olduğu kaçak

Melis Aktay

Panasonic Life Solutions Türkiye Ürün Pazarlama Uzmanı, TR Pazarlama Bölümü

Kaçak Akım Rölesinin Önemi

Topraklama, elektrik ile çalışan cihazlarda olası bir

elektrik kaçağı tehlikesine karşı alınan hayati bir önlemdir.

Akımın toprağa aktarılarak uzaklaştırılmasını

sağlar. İnsan hayatını ve cihazların kullanım ömrünü

riske atmamak için elektrik kaçağı riskine karşı topraklamanın

doğru yapılması ve sağlıklı bir şekilde çalışması

kesinlikle çok önemlidir.

Ne yazık ki kimi zaman topraklama işleminin düzgün

yapılmamış olması, çeşitli izolasyon ve yalıtım hataları

sebebiyle kaçak akım (artık akım) tehlikesini ortaya

çıkarıyor. Bu tür durumlarda kaçak akım, canlı yaşamı

ve kullanılan elektrikli cihazların ömrü için büyük bir

tehlike oluşturuyor.

İstatistiklerle de bakmak istersek, İstanbul Büyükşehir

Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nın yayınladığı istatistiksel

rapora göre, 2015-2019 arası beş yıllık dönemin

ortalaması göz önüne alındığında, yangınların

yaklaşık %23,8 gibi yüksek bir oranının elektrik kaynaklı

kazalardan olduğu gözlemlenmiş bulunuyor.

Bu kazaların önüne geçebilmek için yerel mevzuatı-

.

86 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

mıza baktığımızda da birçok madde bulunduğunu görüyoruz.

Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği’nin 18. maddesinde

“Elektrik ana dağıtım noktalarına yangından

korumaya yönelik kaçak akım rölesinin (300 mA anma

kaçak akım değerine sahip kaçak akım rölesi) kullanılması,

tali dağıtım noktalarına ise hayat korumaya

yönelik kaçak akım rölesinin (30 mA anma kaçak akım

değerine sahip kaçak akım rölesi) düzeneği ile birlikte

termik manyetik şalter veya otomatik sigorta (ayrı ayrı

veya birlikte) konulması ve tüm koruma düzenleri arasında

seçicilik sağlanması” maddesi yer almaktadır.

Kaçak Akım Koruma Rölesinin Temel Koruma Konseptive

Çalışma Prensibi

Kaçak akım koruma rölesi, elektromanyetik prensiplere

göre çalışan ve elektrik şebekesinde faz ve nötr

arasındaki farkı devamlı olarak ölçerek, bir fark akımı

algıladığında hattı keserek sistemleri ve insan hayatını

koruma işlemi gerçekleştiren koruma cihazıdır. Kaçak

akım koruma rölesinin içinden geçen akımları taşıyan

ve koruyan devreye ait aktif yani faz ve nötr iletkenlerinde

meydana gelen manyetik alanı algılayan toroidal

transformatör kullanılır. Toroidal transformatör, faz ve

nötr’deki akımların yönü ve büyüklüğünü göz önüne

alarak fark akımını hesaplar. Normal işletme şartlarında

beklenen, fazlardan gelen akımın nötrden aynen

dönerek vektörel toplamlarının sıfır olmasıdır. Anormal

durumlarda, yani izolasyon hatası, kablolama hatası

gibi durumlar meydana geldiğinde, dengesiz akımların

meydana getirdiği kaçak manyetik akım, cihazın açtırma

bobinine kaçak akım gönderir ve bu akım daimi

mıknatısın çekme kuvvetini yenerek sistemin açtırmasını

sağlar.

Kaçak Akım Koruma Rölelerinde Seçim

Yaşam alanlarında meydana gelebilecek bir kaçak

akım yüksek değerlere ulaşırsa, can, mal kaybı ve yangınlara

yol açabilir.

Bunun önüne geçebilmek için, kaçak akım koruma rölesinin

görevi de yalıtım hatasından kaynaklanan hata

akımını algılamak ve algılanan kaçak akım değerinin


Sektörel

belirlenen değerlerin

üzerine

çıkması

durumunda

bağlı bulunduğu

devreyi

kesmektir. Kaçak

akım koruma

eşik değerlerinde

de;

a. 30 mA’de

Hayat (İnsan

Koruma),

b.300 mA’da da Tesisat

(Yangın Koruma) koruma

fonksiyonunu gerçekleştirir.

Anma Akımı

Kaçak akım koruma röleleri,

kendilerinden önce bağlanan

otomatik sigorta veya

kompakt şalterin anma akımına

eşit veya büyük olmalıdır.

Kaçak akım koruma

rölelerinden geçen akımın,

kaçak akım koruma rölelerinin

nominal anma akımından büyük olmamasına dikkat

edilmelidir.

Seçicilik

Kaçak akım koruma röleleri G (gecikmesiz) ve

S (gecikmeli) olmak üzere üretilirler.

S Tipi Kaçak Akım Rölesi: Seri bağlı kullanılan kaçak

akım koruma rölelerinden şebekeye yakın olanın selektif

(S) olması durumunda, hata anında sadece ilgili

yüke yakın olan kaçak akım koruma rölesinin açması

sağlanır. Böylece sadece hatanın olduğu kısımda

enerji kesilir, diğer yerler normal

çalışmalarına devam eder.

değişebilir. Panasonic Life Solutions Türkiye olarak,

VİKO marka ürünlerimizde kaçak akımı zarar vermeden

etkisiz kılmak için ürün kalitemize büyük önem

vermekteyiz.

Kaçak akım, tehlikeli eşik değerlere ulaştığında insan

hayatını tehdit edebilecek boyutta risk taşıyor. Aynı zamanda

yalıtım hatasından kaynaklanan kaçak akım,

belli değerlerde yangın tehlikesi de oluşturuyor. Kaçak

akım koruma röleleri, sisteme ek maliyet getireceği düşünülerek

tesisatlarda kullanılmaz ise maddi ve manevi

kayıplar yaşanabilir. İnsan hayatının ve yaşam alanlarının

yangınlardan korunması için, tesisatlarda kaçak

akım rölelerinin mutlaka uygun standartlar göz önünde

bulundurularak seçilmesi, topraklama sistemi ve otomatik

sigortaların yanında sistem tamamlayıcısı olarak

kullanılması gerekiyor.

Kaçak Akımın İnsan Vücuduna

Olan Etkileri Nelerdir?

Elektriğin faydaları saymakla bitmezken

yanlış uygulamaların, ihmaller

sonucu oluşabilecek elektrik

kazalarındaki tehlike boyutları

da bir o kadar büyük. Özellikle

elektrik akımı ile temas, ağır yaralanmalara

hatta ölümlere dahi

sebep olabiliyor. Kaçak akımın

insan vücuduna etkisi; maruz

kalınan gerilimin büyüklüğüne,

vücut direncine, akımın şiddetine,

elektrik akımının kaynağı ile

geçen temas süresine ve akımın

vücutta izlediği yola bağlı olarak

87


Yangın emniyeti battaniyesi

Yangın emniyet battaniyesi genellikle mutfak veya

elektrik aksamlarından kaynaklanan yangınların sön-

Sektörel

Bu Öneriler ile Küçük Ev Yangınlarını

Kolayca Söndürebilirsiniz

Küçük ev yangınları her ne kadar müdahale edilebilir olsa da yanlış hamleler

sonucunda kontrolden çıkabilir ve büyük hasarlara yol açabilir. 150 yılı aşkın

köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali

Sigorta, can ve mal güvenliğini korumak için küçük ev yangınlarına yönelik

yapılması gerekenleri paylaştı.

Yangın alarm sensörleri

Çıkan veya çıkması muhtemel yangın

durumlarında erken müdahale oldukça

önemlidir. Dolayısıyla küçük ev yangınlarının

önüne geçmek ve can güvenliğinizi

sağlamak için evinizde çalışır

vaziyette yangın alarm sensörleri bulundurun.

Ayrıca bu sensörlerin bakımını

düzenli periyodik aralıklarla yaptırın.

Yangın tüpü

Küçük ev yangınlarını söndürmek için

en bilinen ve en çok tercih edilen yöntem

yangın tüpü kullanımıdır. Ancak bazı

yangın tüplerinin yangını körüklediğini

unutmayın. Köpüklü yangın tüplerinin

kızartma tavalarından kaynaklanan yangınların söndürülmesinde,

su bazlı yangın tüplerinin ise elektrikli

cihazlardan kaynaklanan yangınların söndürülmesinde

dürülmesinde kullanılır.

kesinlikle kullanılmaması gerekiyor. Dolayısıyla yangın

tüpü satın alırken kullanım alanlarına yönelik bilgi sahibi

olun. Ayrıca yangın tüpünü çocukların ulaşamayacağı

yerlerde muhafaza edin.

.

88 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Bu noktada dikkat etmeniz

gereken en önemli husus ise satın alacağınız battaniyenin

kalitesidir.

Eylem planı

Yangın durumlarında soğukkanlı olmak ve paniğe

kapılmamak yangına karşı doğru hamleler yapmanızı

sağlayacaktır. Dolayısıyla ani yangın durumlarına

yönelik bir eylem ve tahliye planı hazırlayın. Bu tarz

durumlarda önceliğin can güvenliğiniz olduğunu unutmayın.

Ayrıca müdahale edemediğiniz yangın durumlarında

hızlıca itfaiyeyi bilgilendirmeyi ihmal etmeyin.

Karbonat ve tuz

Karbonat ve tuz, trans ve yemeklik yağlardan kaynaklanan

yangınların söndürülmesinde etkili olan iki farklı

üründür. Karbonat kullanımı yangını oksijensiz bıraktığı

ve karbondioksit yaydığı için küçük ev yangınlarının

söndürülmesinde oldukça etkili ve tavsiye edilen bir

yöntemdir.


Sektörel

Filli Boya’dan Koronavirüs’e Karşı Mücadele İçin

16 Milyon Liralık Büyük Destek Paketi

Filli Boya koronavirüsle mücadele kapsamında toplamda 16 milyon TL’lik destek

paketini hayata geçirdi. Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na

2 milyon liralık destekte bulunan Filli Boya, öğrencilerimizin yeni döneme tertemiz

ve hijyenik şartlarda başlayabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na 10 milyon lira

değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği boya yardımı yaptı. Filli

Boya ayrıca 25 bin adet gıda destek kolisini Filli Ustalar’ın evlerine dağıtarak her

zaman yanlarında olduğunu gösterdi.

Ülkemizin beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu, dayanışma

ve iş birliği ile koronavirüs salgınını yenmeye çalıştığı

bu günlerde Filli Boya’dan büyük bir destek geldi.

Toplumun her kesimine dokunan 3 destek paketini hayata

geçiren Filli Boya bu kapsamda Biz Bize Yeteriz

Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na 2 milyon

liralık katkıda bulundu.

Filli Boya ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı

protokol kapsamında koronavirüse karşı alınan tedbirler

doğrultusunda okullarından ayrı kalan çocuklarımızı

da düşündü. Filli Boya içinde bulunduğumuz zor dönemde

okullarımızın fiziki koşullarını iyileştirmek, hijyenik

olarak önümüzdeki eğitim öğretim yılına hazır hale

getirmek ve çocuklara umut aşılamak için 10 milyon lira

değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği

boya yardımı yaptı. Bu destekle öğrenciler eğitime

yeni renkleriyle ve tertemiz olarak merhaba diyecek.

Filli Boya üçüncü olarak ise, yaşanan zorlu dönemde

en önemli iş ortaklarından gördüğü ve daralan gelirleri

sebebiyle her zamankinden daha fazla destek olunması

gerektiğine inandığı boya ustalarına da katkı sağlıyor.

Filli Boya bu doğrultuda, Filli Ustalar ve ailelerinin

temel ihtiyaçlarını karşılayacak 25 bin gıda destek kolisini

ustaların evlerine dağıttı.

BU SÜRECİ DAYANIŞMA İLE AŞABİLİRİZ…

Yaşanan gelişmelerle birlikte duygu ve düşüncelerini

dile getiren Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu;

“Sadece ülkemiz değil, tüm dünya büyük bir sınavdan

geçiyor. Daha önce hiç yaşamadığımız, büyük

ve küresel bir sorunla boğuşuyoruz. Bu süreci ancak

birlik, beraberlik ve dayanışma içinde aşabiliriz. Bugün

‘ben’ değil, ‘biz’ demenin ne kadar doğru bir haslet olduğunu

bir kez daha görüyoruz. Betek Boya olarak bu

süreçte ülkemiz ve insanımız için her zaman olduğu

gibi üstümüze düşeni yapıyoruz. Bu kapsamda Biz

Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na

2 milyon liralık destekte bulunduk. Şu anda okullarından

uzak olan çocuklarımıza umut olmak, onları

bu zor dönemde biraz da heyecanlandırmak istedik.

Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu

Bu amaçla çocuklarımızın yeni eğitim öğretim yılında

daha iyi şartlarda eğitim alabilmesi için 10 milyon lira

değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği

boyayı okullarımıza gönderdik. Bu sayede eğitimlerine

çok daha renkli ve hijyenik bir şekilde devam etmiş olacaklar.

Yine her zaman olduğu gibi bu dönemde de en

büyük paydaşlarımızdan boya ustalarımızın da yanındayız.

Bu anlayışla 25 bin adet gıda destek kolisini Filli

Ustaların evlerine ulaştırdık” dedi.

89


Ödüllü ofis ve konut projeleri ile uluslararası çapta başarılara imza atan Elips

Tasarım Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Feza Ökten Koca, evlerimizden çalıştığımız

bugünlerde verimliliği ve motivasyonu artırmak için mimari açıdan dikkat

edilmesi gereken noktaları aktardı.

Sektörel

“Evdeki Çalışma Ortamları Küçük

Dokunuşlarla Konforlu ve Kullanıcı

Sağlığına Uygun Hale Getirilebilir”

Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Y.Mimar Feza Ökten

Koca, tüm dünyanın Covid-19 salgını ile savaştığı ve

evlerden çalışmaya başladığı bugünlerde hem verimliliği

artırmak hem de motive olmak için mimari açıdan dikkat

edilmesi gereken noktaları aktardı. Öncelikle home-office

olarak kullandığımız mekanın, evde kendine özgü bir

alan, alan yoksa da bir köşe olması gerektiğini dile getiren

Feza Ökten Koca’ya göre, çalışma

sırasında kullanıcı sağlığına uygun

ergonomik bir masa ve ofis sandalyesi

kullanmak oldukça önemli.

Bugüne kadar iş dışındaki faaliyetlerimiz

için kullandığımız evlerimizin

şimdi bu farklı fonksiyonlara da cevap

vermek zorunda olduğunu vurgulayan

Y.Mimar Feza Ökten Koca, dışarıdan

destek almadan, kendi yapacağımız

küçük dokunuşlarla evlerimizde mümkün

olduğunca konforlu çalışma alanlarını

oluşturabileceğimizi belirtiyor.

“Her evde çalışma odası

kullandığımız

olarak tasarlanmış bir alan

bulunmayabilir. Ve şu anda

yaşadığımız durumda eşler

ve çocuklardan oluşan bir

evde, aynı anda çocuklar online

dersi takip ederken, anne

ve baba home-office olarak

çalışma ve toplantı yapmak

zorunda kalıyor. Tabii ki herkesin

kendine ait bir çalışma

odası olmayabilir” diyen Feza

Ökten Koca, çocukların kendi

odalarında, kendi çalışma

masalarında bu duruma çok

daha hızlı adapte olabildiğini

ancak anne ve baba için durumun

çok daha zor olduğunu

sözlerine ekliyor.

Mesleğe göre mekan pay-

.

90 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

laşımı yapmanın en doğrusu olacağını belirten mimar,

bilgisayar haricinde kağıt kalem gibi malzemelere ihtiyaç

duyan kişilerin, belki de yaşam alanındaki büyük yemek

masasını çalışma masası olarak kullanmasının doğru bir

tercih olabileceğini dile getiriyor ve ekliyor: “Kimi zaman

camlı bir balkon veya camlı küçük bir teras alanı da çok

iyi bir home-office alanı olarak kullanılabilir. Çalışırken

gün ışığından maksimum oranda faydalanacağımız

ve yeterli temiz hava alabileceğimiz

bir noktada konumlanmalıyız.

Geceleri ise, çalışma ortamında genel

bir aydınlatmadan ziyade yeterli bir noktasal

aydınlatma gereken konforu sağlayacaktır.”

Çalışma alanında kullanıcının konsantrasyonunu

bozacak detaylar olmaması

gerektiğini aktaran Feza Ökten Koca

ergonomik bir masa ve ofis sandalyesi

kullanmanın oldukça önemli olduğunu

sözlerine ekliyor. Yemek masasında

sandalyelerde

saatlerce oturmanın sağlık

sorunlarına yol açabileceğini

aktaran mimar, yaşam alanının

genelde aile ile paylaşılmasından

dolayı özellikle gürültünün

konsantrasyonu bozmasını önlemek

için kulaklık kullanmanın

faydalı olacağını vurguluyor:

“Home-office ortamının sadece

bireysel olarak kullanılmadığını

da unutmamak gerekir, sıklıkla

yapılan sanal toplantılar sırasında

karşıya verilecek görüntü

de iyi düşünülmelidir, ekranda

yüzümüz net görünmeli ve arkamızda

belirecek görüntünün

de toplantı konsantrasyonunu

bozmayacak sadelikte olmasına

dikkat edilmelidir.”


Sektörel

THEA IQ MULTIS ile Daha Akıllı Bir

Dünyaya Adım Atın

Dünya artık dijital çağda… Akıllı teknolojiler ise artık herkesin hayatının bir

parçası olma yolunda. Alanında dünyanın önde gelen markalarından

Panasonic tarafından geliştirilen Thea IQ KNX Multi Fonksiyonel Anahtarlar ile

tüm evin kontrolü parmaklarınızın ucunda.

Thea IQ KNX Multi Fonksiyonel

Anahtar; aydınlatma, perde-panjur

ve iklimlendirme kontrolünü tek

bir noktadan yaparak mekânlarda

konfor ve enerji tasarrufu sunuyor.

Dünyanın ilk LED’li elektrik anahtarı

olan Thea Blu’nun yalın çizgilerini

koruyan ürün, Panasonic’in yüksek

teknolojisi ile donatılmış bulunuyor.

Sadelik ve şıklığı ön planda tutmasının

yanı sıra mekânlardaki birçok

fonksiyonu yönetebilmesi sayesinde

de hem evlerde ve ofislerde hem

otel, restoran gibi ticari işletmelerde

rahatlıkla kullanılabiliyor.

MultiS ile konforun ötesine geçin...

Mekanlardaki fonksiyonların artışı

ile birlikte teknolojik çözümlere duyulan ihtiyaç günden

güne çoğalıyor. Firmaların bu talebe karşılık farklı çözümleri

var. Teknolojinin önde gelen isimlerinden Panasonic’in

bu ihtiyaca yönelik çözümü ise MultiS… Doğru

iklimlendirme kontrolü, konforumuz kadar sağlığımız

için de önemli. Özellikle yerden ısıtma sistemlerinde

zeminden yükselen sıcak hava, ayak rahatsızlığı ve

astım gibi hastalıkları tetikleyebiliyor. Çözüm ise basit:

Zemin sıcaklığını optimum düzeyde tutmak. Bunun için

tasarlanan sistemler olmakla birlikte MultiS, dahili zemin

probu girişi ile ayrı bir ürüne ihtiyaç bırakmadan

zemin sıcaklığını istediğiniz değerde sabitliyor. Klima

ve fan coil sistemlerini kontrol edebilen ve dahili nem

sensörüne sahip olan ürünün, pencere kontağı bağlamak

için bir de harici girişi var. Bu sayede cam açıldığında

iklimlendirmeyi durdurarak enerji tasarrufu da

sağlıyor.

Kolaylık mı, sadelik mi? Peki, her ikisine birden ne

dersiniz?

MultiS, 12 fonksiyonu kontrol etmesinin yanında, konvansiyonel

ısıtma sistemlerini ve klima sistemlerini de

tek noktadan yönetebiliyor. Kalitesi ile farklılık sağlayan

ürün, metal görünümü ile de dikkatleri üzerine çekiyor.

Işık geçiren özel bir malzeme ile kaplı olan ön kapağın

arkasında etiketleme alanı ve yaklaşım sensörü bulunuyor.

Bu sayede ürün, kullanılmadığında ışıklar kapalı

ve yalın bir görüntü sunarken, elinizi yaklaştırdığınızda

belirginleşen ikonları ile kullanım kolaylığı sunuyor.

MultiS bu özellikleriyle, teknolojiyi sevenlerin ve sadeliğe

önem verenlerin tercihi olmaya aday. Ürün, sergilendiği

fuarlarda mimar ve mühendislerden de tam not

almayı başarıyor.

91


Yaşar Grubu’nun uluslararası markası DYO Boya, kurulduğu günden bu yana

ilklere öncülük etmeye devam ediyor. ‘DYO Transocean’ markası ile denizcilik

sektöründe dikkat çeken DYO, uluslararası deniz boyaları alanında öne çıkıyor.

DYO Transocean deniz boyalarında standartların göstergesi kabul edilen

sertifikalara da sahip.

Sektörel

DYO Boyaları “DYO Transocean”

Markası ile Denizlerde de İddialı

%100 yerli ve milli sermayeli bir marka olarak faaliyet

gösterdiği her alanda gücünü köklerinden alan DYO,

uluslararası sertifikalı ürünlerini ülkemizde üretmenin

gururunu sektörle paylaşıyor. Boya sektörüne ilk adımını

deniz boyalarıyla atan DYO, “DYO Transocean”

markasında, uluslararası deneyimini, uzman ekip desteğini

ve en yeni teknolojilerini birlikte sunuyor.

Üstün teknoloji kullanan, boya sektöründe ilk AR-GE

merkezini kuran DYO’nun sektöre sunduğu ‘DYO Transocean’,

ürün kullanım vaatleri açısından da sektör için

oldukça önemli. Ürün korozyona karşı dirençli olması,

üstün parlak görünümü, uzun süre dayanıklılığını koruması,

düşük VOC değere sahip olması, iyi ıslatma

ve yapışma özellikleri taşımasıyla üst seviyede kalite

sunuyor.

“DYO Transocean” markası ile tercih portföyünü geniş-

.

92 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

leten DYO, piyasaya sunduğu shop primer, astar, antikorozif

ürünler, son kat boyaları ve antifouling ürünlerle

tüketiciye zengin alternatif oluşturuyor.

Türkiye’nin Boya Devi DYO Denizlerde de İddialı

Uluslararası deneyimlerin rehberliğinde ülkemizde üretilen

DYO Transocean, gemi işletmecilerinden tersanelere

kadar sektördeki tüm paydaşların ihtiyaçlarına

cevap veriyor.

“DYO Transocean” deniz boyaları tedarik zinciri, hizmet

kalitesi ve geniş renk yelpazesi ile gemi sahiplerine

hizmette sınır tanımıyor.

Sektörün yenilikçi ve öncü markası DYO Boya, içinden

geçtiğimiz bu zorlu dönemde de her sektörde piyasaya

kaliteli ve güvenli ürün sunan yerli ve milli marka olmanın

haklı gururunu taşıyor.


Sektörel

Nippon Paint ile

Daha Modern ve Daha Etkileyici Duvarlar

İç mekanlarda yeni çözümler arayanlar, Nippon Paint ile farklı tekniklerin ve

desenlerin yer aldığı yeni bir dünya keşfediyor. Göz alıcı renkler, şık dokular ve

modern desenler, Nippon Paint farkıyla yaşam alanlarına yansıyor…

Sosyal mesafeyi koruyarak,

çok daha fazla zaman geçirdiğimiz

evimizde konforlu

bir dekorasyon ve buna

uygun bir duvar boyası bizi

daha mutlu kılıyor ve huzurlu

hissettiriyor. Bu doğrultuda

ev yenileme sırasında

attığımız ilk adımlardan biri

genellikle duvarları boyamak

oluyor.

İç mekanlarda yeni çözümler

sunan Nippon Paint’in

Creative Effect Grubu sağlıklı

boya ürünleri duvarlara

sedef, saten, metalik, toprak

ve sim efektleri vererek mekanlarınız

için sıra dışı alternatifler

oluşturuyor. Nippon

Paint, özel efektli ve dokulu

ürünleriyle artık yaşam

alanlarıa daha farklı, daha

modern ve daha etkileyici

ürünler sunuyor.

Metal parlaklığını kumlu

dokusuyla harmanlayan

Nippon Paint Breeze duvarlarda

farklı yansımalar

elde edilmesini sağlıyor.

Antik metal dokusunu altın

ve gümüş efektleriyle birleştirerek

üç farklı görünüm

sunan Nippon Paint Rusty

ile mekanlar, geçmişin izlerini

günümüze taşıyor. Nippon

Paint Duchesse Satin

Sandy, satenin çekici dokusunu,

ince kumlu ve parlak

yapısını evlerin duvarlarına

yansıtıyor. Saten şıklığı ve

kusursuzluğu Nippon Paint

Duchesse Satin ile duvarları

kaplıyor. Işıltılı simli görünümü

ile Nippon Paint Glow

ise mekanları renklendiriyor.

93


Sektörel

Nef Projelerinin Tercihi GF Hakan

Plastik Ürünleri

Nef Sancaktepe, Nef Reserve Kandilli ve Nef Çekmeköy

projelerinin temiz ve atık su tesisatları GF Hakan

Plastik Aquasystem PP-R ve PVC ürünleri ile döşendi.

6 blok üzerinde 453 ofis ve daireden oluşan Nef Sancaktepe;

407 konuttan oluşan Nef Reserve Kandilli ile

3 farklı projede toplam 1.600 ofis ve daireden oluşan

Nef Çekmeköy’de tercih edilen Aquasystem PP-R boru

sistemleri, konutlarda suya sağlıklı ve güvenli şekilde

.

94 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com

Projelerinin odağına tasarım ve inovasyonu alan Nef‘in, suyun sağlıklı taşınması

yolunda tercihi GF Hakan Plastik ürünleri oldu.

ulaşılması; tesisat sistemlerinin sorunsuz bir şekilde

uzun ömürlü çalışması açısından tercih ediliyor.

İhracat pazarında da GF Hakan Plastik’in en çok tercih

edilen ürünlerinden biri olan Aquasystem PP-R, korozyona

dayanıklı yapısı ile kireçlenme ve paslanma

gibi etkenleri ortadan kagulsldırıyor. Yüksek sıcaklığa

ve basınca karşı son derece dirençli olan ürünler, PN

20-25 basınç sınıflarına uygun olarak sıcak ve soğuk

su kullanımında 50 yıllık çalışma olanağı sağlıyor.

Aqasystem PP-R sistemleri içme suyu sistemlerinin

yanı sıra merkezi ısıtma sistemleri, sıcak-soğuk su

sistemleri, klima sistemleri ve güneş kolektörlerinde de

kullanılabiliyor.

Alt yapı sistemlerinde kullanılan, dayanıklı ve sızdırmazlık

özelliği taşıyan PVC boru sistemleri ile projelerin

atık su drenajları sağlıklı bir şekilde kuruluyor. PVC

sistemler, yüksek darbe dayanımı, korozyona uğramayan,

yanmaz ve rijit yapısı ile yapı sektöründe öne çıkıyor.

GF Hakan Plastik ürünlerinin uzmanlığı, yapıların geleceğe

güvenle ulaşmasına katkı sağlıyor.


Sektörel

Bien ‘Magnıfıque’ ile Sıra Dışı Mekanlar

Seramik sektörünün öncülerinden Bien’in, 2020 yılı

koleksiyonu ‘’Magnifique’’ adına yakışır bir koleksiyon.

Fransızca’da ‘’Muhteşem’’ anlamına gelen ve ismini bu

kelimeden alan ‘’Magnifique’’ koleksiyonu, siyahın asaletini

üzerindeki altın sarısı desenlerle zarif bir şekilde

sunuyor. Cam gibi parlayan yüzeyi ile lüksü tanımlayan

koleksiyon büyük ebadın kullanım kolaylığını da beraberinde

getiriyor. 120x180 cm ebadı, özgün tasarımı ile

dikkat çeken ‘’Magnifique’’ mekanlarda iddiasını benzersiz

bir şekilde ortaya koyuyor.

Bien Mineral Vitrifiye Serisi İle

Banyolarınız Renklensin

Tasarımlarında doğadan ilham alan Bien’in ürettiği Mineral

Vitrifiye Serisi organik formları ve zengin renk alternatifleriyle

karar vericiler için güçlü bir

seçenek oluşturuyor.

Banyolara inovatif çözümler sunan

Bien’in, No-Rim (kanalsız) teknolojisi kullanarak

ürettiği, 52 cm olan Mineral Asma

Klozet Easy Wash özelliğiyle, zarif ve ince

çizgilere sahip. 12 farklı renkte üretilen

Mineral Asma Klozetler, yavaş kapanan

ince kapağı ve gizli montaj özelliği sayesinde

mekanla bütünleşiyor. Minimum 2,5

litre, maksimum 4 litre su ile temizlenen

ürün, suyun tasarruflu kullanılması özelliğiyle de çevre

dostu.

95


Sektörel

Marshall’dan 10 Pratik Boyama İpucu

Marshall uzmanlarının açıkladığı 10 pratik ev boyama ipuçlarıyla herkesin ufak

dounuşlar yapması mümkün! Evinin rengini yenilemek isteyenler için geniş renk

yelpazesiyle herkesin zevkine uygun seçenekler sunan Marshall, birkaç basit

ipucuyla evde boya yapmanın sırlarını açıklıyor.

Renklendir Hayatı” sloganıyla hayatımıza renk katmaya

devam eden Türkiye’nin önde gelen boya markası mesi ise dördüncü ipucu… Antibakteriyel boyalar, yük-

Boyaların öncelikle ihtiyacı karşılayacak şekilde seçil-

Marshall’ın dekorasyon uzmanları genellikle evde vakit

geçirilen bugünlerde evinin boyasını değiştirmek ğine sahip boyalar vb. bununla beraber, mat, ipek mat

sek silinebilme özelliğine sahip boyalar, silinme özelli-

isteyenlerin işini kolaylaştıracak 10 ipucunu bir araya ve yarı mat gibi parlaklık değerleri de boya seçiminde

göz önüne alınmalıdır deniyor. Beşincisi ipucu ise

getirdi.

Uzmanlara göre öncelikle iyi bir planlama ve gerekli

tüm malzemeleri toparlamak için vakit ayırmak gerekiyor.

Tam işin ortasındayken eksik bir malzeme olduğunu

fark etmek işi uzatacağından gerekli her şeyin el

altında bulunduğundan emin olmak ilk kural.

Uzmanların dikkat çektiği ikinci konu kullanılan malzemenin

kaliteli olması. Bunun önemine vurgu yapan

Marshall uzmanları kalitesiz boyalardan uzak durulması

gerektiği aksi halde duvarlarda daha fazla boya

katına ihtiyaç olacağını, bu durumunda boya ve işçilik

maliyetlerini arttıracağını hatta boyaların görünümünü

ve silinmesini olumsuz etkileyeceğini vurguluyorlar.

Önemli üçüncü nokta ise uygulamada yüzey temizliğine

dikkat edilmesi olarak ön plana çıkıyor. Başarılı

bir boya işlemi için boya uygulanacak zeminlerin, kuru,

sağlam ve temiz olmasının sağlanmasının kritik öneme

sahip olduğu belirtiliyor.

seçilecek rengin, kişiyi ve ortamı temsil etmesi olarak

adlandırılıyor. Renk seçiminde, renk kartelalarını, Marshall

Gör-Boya uygulamasının kullanımının

önemine dikkat çekiliyor.

Ayrıca renklerin, evin eşyalarından,

aldığı ışıktan etkilendiği, bu nedenle

boyama öncesinde, boyanacak

rengi duvarın bir kısmına uygulayarak

ortamda en fazla bulunulacak

zaman diliminde gözlemlemenin

önemli olduğu söyleniyor. Altıncı

öneri olarak boyamaya başlamadan

önce, tüm kullanılacak boya,

ve diğer malzeme ve ekipmanların

yanınınızda olduğundan emin olun,

sonra da boyanmayacak alanları,

koruyucu örtü ve kağıt maskeleme

bantları ile koruma altına alın böylelikle

istenmeyen kazaların önceden

önüne geçmek mümkün olabilir.

Yedinci öneri ne kadar boya kullanılacağını

tespit edilmesi. Bunun için,

.

96 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

ürün teknik bültenlerine, ilgili web sitelerine

bakılabilir. Boya kullanılmadan önce karıştırılmalı,

sonra, kullanılacak miktar kadar

boya, ambalaj üzeri teknik bültende belirtilen

oranda inceltilmeli ve sıçratmamak için boya

eleği kullanılmalı.

Sekizinci ipucu olarak fırça ve rulo seçiminin

önemine vurgu yapan uzmanlar, uygulamalarda

hem fırçaya hem de Ruloya ihtiyacınız

olacaktır. Kestirmeler için, 2.5 ya da 3 numara

kestirme fırçasına, Geniş alanların boyanması

için ise 20 cm genişliğinde saten ruloya

ihtiyacınız olacaktır. İhtiyaca göre daha dar

geniş alanlarınız için ise, 10 cm genişliğinde

parmak rulo kullanabilirsiniz. Boyaya

başlamadan önce fırça ve rulonuzu yıkayın,

böylelikle, duvarda tüy bırakmasını önlemiş

olursunuz diyorlar.

Dokuzuncu öneri olarak kestirmelere öncelik verilmesi

gerektiği söylenirken; Tavanın ardından, yapılacak

duvar boyaması, öncelikle, boyanmayacak alanlar ile

boyanacak alanların kesiştiği noktaların kestirme fırçası

kullanılarak boyanması ile başlanır. (Tavan dipleri,

kapı, pencere kenarları, priz etrafları, süpürgelik kenarları

vb.) Daha sonra rulo uygulamalarına geçilir. Duvar

üzerine başlarken, kapının sağı ya da solu olacak şekilde

bir duvar seçin ve duvar duvar ilerleyin. Duvara

Rulonuzu değdirdikten sonra, Tavandan, tabana doğru,

hiç kaldırmadan hareketler halinde boyayın böylelikle

dalgalanmaların önüne geçeceksiniz deniyor. Son olarak

boyama esnasında, etrafa sıçrayan ya da bulaşan

boyalarınızı daha kurumadan nemli bir bez ile temizleyebilirsiniz.

Fırça ve rulonuzu ertesi günü kullanacaksanız,

naylon ile sarıp, hava almayacak şekilde bir

ambalajda muhafaza edebilirsiniz.

Kullanmadığınız boyalarınızı, inceltilmemiş olarak bir

süre daha saklayabilirsiniz, saklamada esas, boyanın

hava ile temas etmemesi, kuru ve direkt betona temas

etmeyecek alanlarda muhafaza edilmesidir deniyor.

Zorlandığınız yerde, mutlaka ustanızdan destek isteyin.

97




Aradığınız uzun ömür ve

yüksek performans ise

53 yıllık ustaya güvenin!

EN 13743

Șimdi her 18 top AXOP21 Rulo Zımpara alımınıza

1 adet Rulo Zımpara Standı hediye*

AXOP21 Rulo Zımpara

Ahșap, alüminyum, zamak ve düșük alașımlı çeliklerin zımparalanması

için uygundur. X standart pamuklu bez mesneti ile yarı açık kaplanmıș

Alüminyum Oksit așındırıcı yapısına sahiptir.

(0212) 698 90 90

satis@karbosan.com.tr

/karbosan

*Kampanya 150mm x 50m, 200mm x 50m

ve 250mm x 50m ürünlerde geçerli olup

kampanya detayları ve koșullar için

bayiinizi veya bizi arayabilirsiniz.

www.karbosan.com.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!