You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Mayıs 2020
Profesyonellerin İhtiyacını Karşılar
Darbesiz Matkap / Darbeli Matkap
DF0300 10 mm / HP0300 10 mm
Maks. Kitleme Torku
42 N·m
Foto: DF0300
Üstün Kullanım ve Kompakt Yapı
Darbesiz Matkap
DF0300
Darbeli Matkap
HP0300
Anahtarsız
Otomatik
Mandren
Tek El İle Kolay Uç Değişimi
Mandren
Kapasitesi
1.0-10mm
Kompakt Toplam Uzunluk
DF0300: 220mm, HP0300: 235mm
Mekanik 2 Vites
Yüksek / Düşük: 0 - 1,500 / 0 - 450
20 Kademe Tork Ayarı
Foto: DF0300
Darbesiz Matkap
DF0300
Tetikten Devir
Ayar Kontrolü
Darbeli Matkap
HP0300
Ergonomik Yumuşak
Tutma Sapı
Aksesuar
Kanca
Seti
Parça No
194759-0
Bits Tutucu
Parça No.
452947-8
HP0300 only
İçindekiler
1 2 1 8
İnşaat Malzemeleri Sanayisine
COVID-19 Etkisi Arttı
İzeltaş, 25 Bin Adet Siperlikli
Maske Üretiyor
2 0 4 0
Salgın Sonrası Kobilerin ve İstihdamın Korunması
İçin Alınması Gereken Tedbirler
İşçinin COVİD-19’a Yakalanması
İş Kazası Kapsamında mıdır?
4 6 5 0
Yasin Tufan / Genel Müdür
Tufan Boya “Her İşin Başı Sağlık”
Parolasıyla Faaliyetlerine Devam Ediyor
Evren Pala – Bölge Satış Sorumlusu
“Önerilen Tedbirleri Harfiyen Uygulayarak Üretime
Aralıksız Devam Ettik”
Reklam
İndeks
AKÇALI BOYA....................................... 21
AREL KİMYA......................................... 25
ASKAYNAK ............................... Ö.K.K-39
ATEŞ İNŞ......................................... 28-29
AYDIN PLASTİK.................................... 63
BEYBİ İŞ GÜV.................................. 32-33
CETAFORM....................................Ö.K.İ-1
ÇELİK HORTUM................64-65 İNSÖRT
ERKAN MAKİNA................................... 23
İZELTAŞ................................................ 19
KANAT................................................... 46
KANCA............................................. 41-43
KARAM İŞ GÜV..................................... 37
KARBOSAN........................................ A.K
MADE İLAN........................................... 69
MAGMAWELD.................................. 15-17
NT İMAJ..................................................11
REİS MAKİNA...................................... 4-5
RENK PLASTİK..................................... 66
RİCO..................................................... 35
SEDA ENDÜSTRİ................................ 6-7
SELSİL................................................. 2-3
TİGİAD.................................................. 73
TUFAN BOYA...................................... Ö.K
UĞUR HIRDAVATÇILIK.................. A.K.İ.K
YAKAR KARDEŞLER............................ 47
YAPARLAR ............................................. 9
YAPI FUARI........................................... 67
Her işin başı
sağlık!
Süreç hepimizin malumu… Türkiye’de koronavirüs
tanısına rastlandığından beri büyük bir özveri ve
mücadeleyle, salgını en az hasarla atlatmak için
devletin yaptığı çalışmalar ve uygulamalar ile toplumun
genel olarak yasaklara riayet etmesi bugün
itibariyle vaka ve ölüm sayısını düşüş eğilimine
sokmamızı sağladı. Umarız ki önümüzdeki günlerde
pandemi daha da azalarak bir yerde nihayet
bulur ve sona erer. Bu dönemde büyük bir özveri
ve fedakârlık sergileyerek adeta cephede savaş
veren tüm sağlık çalışanlarımıza dergi grubu olarak
şükranlarımızı sunuyoruz. Allah tüm sağlık çalışanlarımıza
güç ve sağlık versin.
Voli Fuar Hizmetleri A.Ş.
Adına İmtiyaz Sahibi
Hüseyin Ferruh IŞIK
Sorumlu Müdür
Mustafa Aktaş
mustafa.aktas@voli.com.tr
Yayın Editörü
Murat Uludasdemir
murat.uludasdemir@voli.com.tr
Editörden
Elbette bu dönemin birçok psikolojik ve ekonomik
etkisi de oldu. Kısa ve orta vadede bu etkilerin süreceği
de öngörülüyor. Umarız ki bütün olumsuz
etkiler çok kısa zamanda en az hasarla atlatılır ve
insanlar normal hayatlarına kaldıkları yerden devam
eder. İşin ekonomisine ve dolayısıyla bağlı olduğumuz
hırdavat ve nalburiye sektörüne bakacak
olursak; diğer tüm sektörler de olduğu gibi hırdavat
sektöründe de doğal olarak bir talep daralması ve
durgunluk söz konusu.
Fakat neticede hayat devam ediyor ve firmalar
da düşük seyirde de olsa faaliyetlerine bir şekilde
devam etmeye çalışıyor. Üretimden pazarlama ve
satış stratejilerine kadar farklı kanallar üzerinden
farklı çalışmalarla süreci atlamaya çalışan birçok
firma var. Biz de bu sayımızda pandemi sürecinde
yaptıkları çalışmalar hakkında firmalarımızdan
bilgiler almaya çalıştık. Bu dönemde bize açıklamaları
ile dönüş yapan firmalarımıza da ayrıca
teşekkür ediyoruz. Uzaktan çalışma düzeni ile
hazırladığımız Mayıs sayımızda firmalarımızın bu
süreçte yaptığı çalışmalar ile ilgili dosya konumuzun
yanında, sektörü ilgilendiren aktüel haberlere
de yer verdik.
Dileriz ki bir sonraki sayımızda malum salgından
kurtulmuş ve daha güzel haberler vermek üzere
sayımızı size sunmuş oluruz. Sağlıcakla kalmanız
temennisiyle keyifli okumalar…
Reklam Müdürü
Zülküf Karadayı
zulkuf.karadayi@voli.com.tr
Finans Müdürü
Mustafa Aktaş
mustafa.aktas@voli.com.tr
Kurumsal İletişim Müdürü
Nehir Çetiner
nehir.cetiner@voli.com.tr
Grafik Tasarım
M.Cüneyt Er
cuneyt.er@voli.com.tr
CTP-Baskı
İHLAS GAZETECİLİK A.Ş.
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi
İhlas Plaza No:11 A/41
Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL
Tel: +90 212 454 30 00
Fax: +90 212 454 34 94
www.ihlasmatbaacilik.com
Murat Uludaşdemir
Adres
15 Temmuz Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi
B Blok No: 6-1/41 Kat:3
Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY
Tel: +90 212 604 51 00 Fax: +90 212 604 51 35
Sektörel
İnşaat Malzemeleri Sanayisine
COVID-19 Etkisi Arttı
Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen
aylık sektör raporunu açıkladı. ‘Türkiye İMSAD Nisan 2020 Sektör Raporu’na
göre; Covid-19 salgınının inşaat malzemeleri sanayisi üzerindeki olumsuz etkisi
nisan ayında daha yoğun hissedildi. Türkiye İMSAD üyeleri ile nisan ayının ilk
yarısında yapılan ve tüm alt sektörleri kapsayan “Covid-19 Salgınının İnşaat
Malzemeleri Sanayisine Etkisi” anketi sonuçlarına göre inşaat malzemesi
sanayisinin yüzde 85’inin sipariş iptali ile karşılaştığı görüldü. Ankete göre iç
pazarın yüzde 25,8’i yüksek oranda sipariş, iş, proje iptali yaşadı. Siparişlerde
iptal yaşamayan inşaat malzemeleri üreticilerinin oranı ise yüzde 14,5 oldu.
İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat
Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD)
tarafından hazırlanan ‘Nisan 2020 Sektör Raporu’nda
şu tespitler yer aldı: Covid-19 salgınından ilk etkilenen
sektörlerden biri olan inşaat sektöründe, mevcut işler
seviyesi ile alınan yeni işler seviyeleri nisan ayında sert
şekilde düştü. TÜİK inşaat sektörü güven endeksi 2020
yılına çok önemli bir artış ile başlamış sektörün güven
endeksi yeni yılın ilk üç ayında 22,1 puan birden artmıştı.
Ancak nisan ayında Covid-19 salgını etkisi ile TÜİK inşaat
sektörü güven endeksinde çok sert bir gerileme yaşandı.
Güven endeksi bir önceki aya göre 35,9 puan birden
düştü. Güven endeksi son yıllardaki en düşük ikinci
seviyesine indi.
Mevcut inşaat
işleri seviyesi nisan
ayında 36,4
puan düştü
İnşaat sektörü
mevcut işler seviyesi
kademeli ve
istikrarlı bir artış
eğilimine girmiş,
yeni yılda da kış aylarındaki olumsuz mevsimsellik etkilerine
rağmen artmıştı. Ancak nisan ayında mevcut işlerde
Covid-19 salgını etkisi ile çok sert bir daralma yaşandı.
TÜİK verilerine göre inşaat işleri mevcut seviyesi bir önceki
aya göre 36,4 puan birden geriledi.
Yeni alınan inşaat işleri seviyesi 26,9 puan geriledi
İnşaat sektöründe alınan yeni iş siparişleri 2020 yılı ocak
ayında 2018 kriz sonrası en yüksek seviyesine ulaştı.
Ancak Covid-19 salgınının olumsuz etkileri nedeniyle
yeni alınan iş siparişleri TÜİK verilerine göre nisan ayında
26,9 puan geriledi. Böylece yeni alınan iş siparişleri
tarihin en düşük seviyesine indi. Yeni alınan siparişler
.
14 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
ve mevcut izolasyon koşulları içinde sektördeki işlerde
önemli bir durgunluk yaşanması bekleniyor.
Talep yetersizliği faaliyetleri sınırladı
Covid-19 salgını inşaat sektöründeki faaliyetleri sınırlayan
faktörler oluşturdu. Talep yetersizliği bunların başında
geldi. Son dönemde iyileşme gösteren talepte
nisan ayında sert bir bozulma yaşandı. Talep yetersizliği
faktörünün neden olduğu olumsuz etki 2019 yılında
yaşanan talep durgunluğundaki seviyeye indi. Talepteki
toparlanmanın Covid-19 salgınının seyrine bağlı olduğu
görülüyor.
İnşaat sektöründeki daralma malzeme siparişlerinde
iptallere yol açtı
Covid-19 salgınının inşaat malzemeleri sanayi üzerindeki
etkisi nisan ayında daha yoğun olarak hissedildi. Tüm
iktisadi faaliyetlerde olduğu gibi inşaat sektörü ve inşaat
malzemeleri sanayisi de salgından giderek daha çok
etkilenmeye başladı. Yurtiçi ve yurtdışında hem mevcut
siparişlerde iptaller yaşandı hem de yeni siparişlerde sert
düşüşler görüldü. Yurtiçi ve yurtdışı siparişlerdeki iptaller
inşaat malzemeleri sanayisinde yarı mamul ve nihai mamul
stok birikimine yol açtı. İlave stoklar sanayi üzerine
yeni stok finansmanı maliyetini de yükledi.
İnşaat malzemeleri sanayisinin yüzde 85’i sipariş iptalleri
ile karşılaştı
Türkiye İMSAD üyeleri ile nisan ayının ilk yarısında yapılan
ve inşaat malzemeleri sanayisinin tüm alt sektörlerini
kapsayan “Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri
Sanayisine Etkisi’ anketinde önemli bulgular ortaya çıktı.
Buna göre iç pazarın yüzde 25,8’i yüksek oranında sipariş,
iş, proje iptalleri yaşadı. Sipariş iptali yaşamayan üreticilerin
oranı yüzde 14,5 oldu. Sanayinin yaklaşık yüzde
85’i sipariş iptalleri ile karşılaştı.
Sektörel
Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine
Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020
Şekil.1 Yurtiçi Siparişlerde Gelişmeler
Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine
Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020
Yurtdışı tarafında ise daha yüksek oranda sipariş, iş ve
proje iptalleri yaşandı. Sanayinin yüzde 46,8’i yurtdışından
yüksek iptaller ile karşılaştı.
İnşaat malzemeleri sanayisi iyileşme için yaz aylarını
bekliyor
Nisan ayında online gerçekleşen “COVID-10/EKONO-
Mİ-20” başlıklı Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nda
ise katılımcılarla interaktif olarak yapılan ankete
göre; inşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayisinin
faaliyetlerinde toparlanma Covid-19 salgını ile
mücadelede alınacak sonuçlara bağlı olacak. Bu çerçevede
inşaat malzemeleri sanayisinin paydaşları salgının
kontrol altına alınarak günlük vaka sayılarındaki
düşüşün yaz aylarında gerçekleşeceğini düşünüyor.
Şekil.4 Salgın Kontrol Altına Alınarak Günlük Vaka
Sayıları Ne Zaman En Aza Geriler
Şekil.2 Yurtdışı Siparişlerde Gelişmeler
Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine
Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020
Covid-19, 2020 yılı satış bütçelerini olumsuz etkileyecek
Ankete göre Covid-19 salgını inşaat malzemeleri sanayisinde
2020 yılı satış bütçelerini olumsuz etkileyecek.
Sanayicilerin yüzde 56,5’i 2020 yılında Covid-19
nedeniyle satış bütçelerinin yüzde 20 ve üzerinde daralabileceğini
öngörüyor. Yüzde 30,6’sı salgın nedeniyle
2020 yılı satış bütçelerinde yüzde 10-20 arasında
düşüş bekliyor. Yüzde 12,9’u ise 2020 yılı satış bütçelerinin
yüzde 10’a kadar düşeceği beklentisi içinde.
Salgının, 2020 yılı satış bütçesi üzerinde etkisi olmayacağını
düşünen ise bulunmuyor.
Kaynak: Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları Online Anket, 21 Nisan
2020
İhracat pazarlarında ciddi ölçüde küçülme bekleniyor
Dünya ekonomisinde 2020 yılında yüzde 4,2’lik küçülme
bekleniyor ve bu daralma bölgeler itibarıyla farklılıklar
gösteriyor. Türkiye’nin en önemli inşaat malzemeleri ihracat
pazarlarında yüksek daralmalar öngörülüyor. Gelişmiş
ülkelerde daralma beklentisi yüzde 6,1, Euro bölgesinde
yüzde 7,5, AB-27’de ise yüzde 7,1 seviyesinde.
ABD’de yüzde 5,9, diğer gelişmiş ülkelerde ise yüzde 4,6
daralma beklentisi söz konusu. Gelişen ülkelerde, Çin ve
Hindistan dışarıda bırakıldığında 2020 yılında yüzde 3,2
daralma bekleniyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin
2020 yılında yüzde 3,3 küçüleceği tahmin ediliyor.
Sahra Afrika ülkelerinin de uzun yıllar sonra 2020 yılında
yüzde 1,6 küçülmesi bekleniyor.
Şekil.3 Covid-19’un İnşaat Malzemeleri Sanayinde
2020 Yılı Satış Bütçelerine Olası Etkileri
15
Sektörel
Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu:
“Salgın Felaketini Ancak Kolektif Şuur
İle Atlatabiliriz”
Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının
32’ncisi, küresel salgın nedeniyle ilk kez internet üzerinden gerçekleştirildi.
‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlığı altında düzenlenen toplantıda online
katılımcılara seslenen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu,
“Türkiye İMSAD olarak, üyelerimizle birlikte salgına karşı her türlü tedbiri büyük
bir ciddiyetle uyguluyoruz. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele
ederek en az kayıpla atlatabiliriz. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz
ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir” dedi.
Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri
Derneği) tarafından 32’inci kez düzenlenen ‘Gündem
Buluşmaları’ toplantısı, 20 Nisan Salı günü ilk kez internet
üzerinden, Demirdöküm ve GF Hakan Plastik’in
katkılarıyla gerçekleştirildi. Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim
Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü
Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın
yaptığı ‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlıklı online ‘Gündem
Buluşmaları’ toplantısı; inşaat malzemesi sanayicileri,
iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri
tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantının konuşmacısı
Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat
Gürlesel, küresel salgının etkisi altındaki ekonomi ve
inşaat malzemesi sektöründe yaşanan son gelişmeleri
anlattı.
Salgını ancak kolektif şuur ile en az kayıpla atlatabiliriz
Tüm dünyanın küresel salgına karşı mücadele ettiğini
belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun
Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, bu zor süreçte
üyelerimizle birlikte, kamunun aldığı her türlü tedbirin
yanı sıra bireysel ve kurumsal önlemleri ciddiyetle sürdürüyoruz.
Türkiye İMSAD üyesi sanayicilerimiz, öncelikle
çalışanların sağlığını korumak, ofis ve fabrikaları
salgından uzak tutmak için tüm önlemleri ilk günden
itibaren uyguluyor. Salgın felaketini ancak kolektif şuur
ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz” diye konuştu.
Ekonominin inşaat malzemeleri sanayisine ihtiyacı var
İnşaat malzemeleri sektörünün salgınının etkilerini
mart ayı itibarıyla net bir şekilde hissetmeye başladığını
belirten Tayfun Küçükoğlu, şöyle konuştu: “İnşaat
malzemeleri sanayisinin üretimi ve iç pazardaki satışları
azalırken, ihracatta da gerileme yaşandı. Ayrıca
mart ayında önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi ve
yurtdışı siparişlerde de keskin bir düşüş yaşandığını
görüyoruz. Sektörümüz geçen seneye göre 2020’nin
ilk aylarında büyüme trendine girmişken, bir kez daha
.
16 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
küçülmeye gidiyor. İnşaat malzemesi sektörünün küçülmeye
gitmesi telafisi zor hasarlar bırakabilir. Oluşturduğu
potansiyel ve iş hacmi açısından sünger sektör
olmasından dolayı Türkiye ekonomisinin inşaat
malzemesi sanayisine ihtiyacı var. Zorlu bir dönemden
geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir
büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir.”
Küresel pazarda fiyat odaklı mücadele başlayacak
‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının moderatörü Türkiye
İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan,
şunları söyledi: “Ocak ve şubat ayları sektör adına
iyi geçmişken, herkesin siparişinin, heyecanının arttığı,
ihracatın da belli bir ivme kazandığı bir yılın başındayken
tüm dünyayı etkileyen küresel salgınla karşı karşıya
kaldık. Peki bu süreçte ne yapacağız?.. Bugün sanayinin
sürdürülebilir büyümesinin önemi ortaya çıktı.
İnşaat sektörü ülkemiz için lokomotif bir sektör. Engellerimiz
var, ‘mücbir sebep’ kapsamına inşaat malzemeleri
sanayisinin büyük bir bölümünün alınmaması tedarik
zincirinin kopmasına neden olur. İstihdamı korumak
çok önemli. Yakın pazarlara odaklanmalıyız. Bizim için
çok önemli olan, 100 milyar dolar ihracat ve ithalatın
yapıldığı AB pazarını kaybetmemeliyiz. Bundan sonra
tedarik zincirinin kısaldığı, maliyetin düştüğü, limanlara
kolay ulaşıldığı, taşımanın daha kolay yapılabildiği bir
hayatı kurgulamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde
hızlı olmak, maliyeti düşürmek son derece kritik çünkü
uluslararası pazarda fiyat odaklı bir mücadele olacak.”
Dünya ihracatı nisan ayında daha da daralacak
Küresel salgının dünya ve Türkiye ekonomisine etkisini
grafiklerle anlatan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı
Dr. Can Fuat Gürlesel, tüm dünyada alınan önlemlerin
ekonomide geri dönüşü sağlamaya yeterli olup olmayacağının
merak edildiğini belirterek, “Nisan başında
başlayan izolasyonlar nedeniyle şu anda dünyada 2,2
milyar çalışan iş başında değil. Dünyada toplam istih-
.
18 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
dam ise 2,7 milyar. Salgın tehdidinin sürmesi halinde
kişi başı gelir itibarıyla en düşük yüzde 20’lik grubun
içine yaklaşık 547,6 milyon kişinin daha düşebileceği
şeklinde bir öngörü var. Şu anda dünyada gelir kayıplarının
yanı sıra yoksullaşma gibi kalıcı etkilerin üzerinde
ciddi şekilde duruluyor. Dünya ihracatında mart
sonu itibarıyla yüzde 15’lik bir daralma görünüyor. Bu
daralma nisanda daha yüksek bir oranda gerçekleşecek”
dedi.
Siparişler tarihin en düşük seviyesinde
İnşaat malzemesi sanayisinin mart ayı endeks sonuçlarına
da değinen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Mart ayı sonuçlarına
göre yurt içi satışlarda ciddi düşüş var. Yurtiçi
siparişler tarihin en düşük seviyesine geriledi. İhracat
da mart ayında sert düştü, alınan siparişlerin de azalması
bize nisan ayı ihracatında ciddi bir gerileme yaşanacağını
gösteriyor” diye konuştu.
Sektörün son durumunu yansıtan anket açıklandı
Gürlesel ayrıca Türkiye İMSAD bünyesindeki tüm alt
sektörlerin katılımı ile gerçekleştirilen ‘COVID-19 Salgınının
İnşaat Malzemeleri Sanayisine Etkisi’ anketinin
sonuçlarını da katılımcılarla paylaştı. 13 Nisan’da tamamlanan
ankette çok güncel veriler olduğunu vurgulayan
Gürlesel, öne çıkan sonuçları şöyle özetledi:
Üreticilerin yüzde 59,7’si sipariş iptali ile karşı karşıya
İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 59,7’si yurtiçi
müşterilerinden sınırlı ölçüde sipariş/iş/proje iptalleri
yaşıyor. Yurtdışından iptaller ise yüzde 46,8 ile yüksek
miktarda gerçekleşiyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin
yüzde 46,8’i yurtiçi tedarik ve teslimatta sınırlı ölçüde
lojistik sıkıntısı yaşıyor. Yurtdışı tedarik ve teslimatta
ise yüzde 30,6 oranında yüksek miktarda sıkıntı
görülüyor. Üreticilerin 4’te 3’ü yurtdışı lojistikte sıkıntı
yaşıyor. Üreticilerin yüzde 56,5’i yurtiçi tahsilatta sınırlı
ölçüde sıkıntı yaşıyor. Yurtiçi tahsilatta yüksek miktarda
sıkıntı yaşayanların oranı yüzde 27,4. Yurtdışı tahsilatta
ise yüksek miktarda sıkıntı oranı yüzde 16,1 ile
şimdilik daha düşük kalıyor. Yurtdışında tahsilat sorunu
yaşamayanların oranının da yüksek olduğu görülüyor.
İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 50’si hammadde
ve girdi tedarikinde sınırlı ölçüde sıkıntı yaşıyor.
Yüksek miktarda sıkıntı çekenlerin payı yüzde 8,1 ile
düşük seviyede. Sıkıntı yaşamayanlar ise yüzde 41,9’u
oluşturuyor.
Sektörün yüzde 90’a yakını farklı koşullarda üretime
devam ediyor
İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 43,5’inin nisan
ayından itibaren üretime kısmen ara vereceği görülüyor.
Yüzde 41,9’u beyaz yakalılar evde, mavi yakalılar
iş başında olmak üzere faaliyetlerini tam kapasite sürdürecek.
Aynen devam edeceklerin oranı yüzde 11,3,
tamamen ara verenler ise yüzde 3,3… Aslında üreticilerin
yüzde 90’a yakınının farklı koşullarda üretime
devam edeceği görülüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin
yüzde 45,2’sinin bayiler ile ilişkileri aynen devam
ediyor. Yüzde 50’si ise bazı bayilerinin ödemeleri öteleme
talebi ile karşılaşıyor. Ayrılan ve mal iade eden bayi
oranları ise çok düşük seviyede kalıyor.
Salgının satış bütçelerini yüzde 20 ve üzerinde etkilemesi
bekleniyor
İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 54,9’u salgının
mayıs-haziran ayına kadar süreceği öngörüsü ile hazırlık
yapıyor. Üreticilerin yüzde 30,6’sı salgının sonbahara
kadar süreceğini öngörüyor. Yüzde 14,5’i ise salgının
bu yılsonuna kadar süreceğini düşünüyor. İnşaat
malzemeleri üreticilerinin yüzde 56,5’i salgının 2020
yılı satış bütçelerine yüzde 20 ve üzerinde olumsuz
etki edeceğini düşünüyor. Yüzde 30,6’sı ise bu oranın
yüzde 10-20 arasında gerçekleşmesini bekliyor.
Sektörel
İzeltaş, 25 Bin Adet Siperlikli
Maske Üretiyor
Tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Corona virüsü (Covid-19)
pandemisine karşı toplum sağlığını korumak adına canını dişine takarak
çalışan sağlık çalışanlarına bir destek de İZELTAŞ’tan geldi. Virüs ile
mücadeleye destek kapsamında İZELTAŞ’ın Işıkkent’teki üretim tesislerinde 25
bin adet siperlikli maske üretiliyor.
‘Tasarımı da üretimi de bize ait’
İZELTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ender
Yorgancılar, bu dönemde risk altında büyük
emeklerle mücadele eden sağlık çalışanlarına
teşekkür ederek, şunları söyledi:
“Toplum olarak kendimizi, çalışanlarımızı
korurken bir yandan da elimizde bulunan
imkanları bu sürece destek olmak için kullanıyoruz.
Bu konuda ilk günden bu yana kafa
yorduk. Maskeleri tamamen kendi imkanlarımızla
hazırladık. Ar-Ge ve proje ekibimiz
tasarımını yaptı. Beş gün gibi kısa bir sürede
kalıbını hazırladık. Üretim ekibimiz tüm
teknik donanımlarını kullanarak büyük bir
hevesle üretimi gerçekleştirdi. 5 bin adedi
tamamladık ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne
teslim ettik. İlk planda sağlık çalışanlarımıza
gönderilen bu siperlikli maskeleri, kendi
çalışanlarımıza ve bayi çalışanlarımıza da
gönderiyoruz. İhtiyaç halinde her zaman yeniden
üretime hazır durumdayız. Bireylere
ve kurumlara bu süreçte büyük sorumluluklar
düşüyor. Hep birlikte bu süreci sağduyu
ve dayanışma ile atlatacağız” dedi.
.
20 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Salgın Sonrası Kobilerin ve İstihdamın Korunması İçin
Alınması Gereken Tedbirler
Covid-19 olarak isimlendirilen bir virüsün birkaç ay içerisinde küresel bir
pandemiye dönüştüğü günlerden geçiyoruz. 25 Nisan itibariyle küresel
olarak hastalığa yakalanan insan sayısı 3 milyona doğru giderken ekonomik
olarak da sorunlar artan bir hızda büyümeye devam ediyor. Ocak- Mart
aylarında Çin ekonomisinin neredeyse durma noktasına gelmesi arz zincirinin
bozulmasına yol açmış ve diğer ekonomilerde yavaşlamaya sebep olmuştu.
Ortaya konan ilk analizlerde bu salgının küresel ekonomide yarım puanlık
(% 0,5) bir düşüşe neden olacağı öngörülmekteydi. Ancak salgının Çin’in
sınırlarını aşması ve hatta bugün 1 milyona dayanan hasta sayısıyla yeni salgın
merkezinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ye dönüşmesi ekonomik sorunların
daha da büyümesine ve öngörülerin de kötüleşmesine yol açtı. OECD veya
diğer uluslararası finansal kuruluşların son dönemde yaptıkları tahminlerde
küresel çıktının ilk çeyrekte %7-8 oranında düşeceği yılsonunda ise içerisinden
geçtiğimiz izolasyonun süresine göre %2 ila %4 arasında bir daralmanın
ekonomileri beklediği öngörülmektedir.
Makro düzeyde yaşanan bu kriz kuşkusuz
ilk olarak turizm ve havacılık sektörünü
vurmuş durumda. Birçok ülkede
uygulanan uçuş yasakları nedeniyle
kargo uçakları haricinde neredeyse tüm
havacılık sektöründe faaliyetler askıya
alındı. Hava trafiğinin durmuş olması havacılık
ve turizm sektöründe önümüzdeki
günlerde ciddi iflaslar ve işte çıkarmalarla
sonuçlanacağını öngörmek zor değil.
Ülkeler arası ticari faaliyetlerin azalması,
üretimin olmaması ya da talep yetersizliği
nedeniyle birçok sektörde ciddi
gelir kayıplarına yol açmaktadır. DTÖ
hem de talep tarafında kesintilere yol açarak piyasaları
ekonomistleri 2020’de küresel ticaretin büyümesi için derinden sarsmıştır. Öyle ki petrol fiyatlarında talebin
tahminlerini keskin bir şekilde düşürdüler. Nisan ayı düşmesi nedeniyle yaşanan fiyat düşüşü, Suudi Arabistan’ın
üretimi artırma kararıyla daha da hızlanmıştır.
başında 2020 yılında öngörülen artış %3’ten %2,7’ye
düşürüldü. DTÖ aşağı yönlü risklerin yüksek olduğunu Bu raporun kaleme alındığı günlerde OPEC+ ülkeleri
ve 2020’ye dair bu güncel projeksiyonunun daha normal
ticari ilişkilere geri dönüşe bağlı olduğuna dikkat talep baskısı devam edecektir. Petrol üreten ülkelerin
üretimde azalmaya gitse de fiyatlardaki aşağı yönlü
çekiyor.
mali yapısındaki bozulmalar ve bu sektörde çalışanların
işten çıkarılma riski ekonomik krizin kötüleşmesine
Otomotiv ve tekstil sektörü de bu bağlamda örnek olarak
verilebilir. 2020 krizi iktisat tarihinde, arz ve talep yol açacaktır.
krizinin eş anlı olarak ekonomileri nasıl vurduğu ve Makroekonomik anlamda özellikle gelişmekte olan ülkeler
için önemli bir risk de finansal sektörde yaşanan
bu sırada uygulanan politika başarıları ve yanlışlarıyla
anılacak. İktisadi krizlerin doğasında ortaya çıkan güven kaybıdır. Özel ve kamu kesiminde borçluluk
talep yanlı veya arz yanlı olması farklı politika teorilerinin
ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ancak 2020 krizi lasları ve borçların geri ödenememe riskleri ciddi güven
oranları yüksek olan gelişmekte olan ülkelerde şirket if-
küresel durgunluğun yaşandığı bir dönemde hem arz kayıplarına yol açmaktadır. Ayrıca, krizin derinleşeceği
.
22 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
.
24 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
beklentisi borsalarda önemli
kayıplara sebep olmakta
ve yatırımcıların likit iştahını
Diğer taraftan tüketicilerin
hem gelir kaybı yaşaması
hem de sosyal izolasyon
kabartmaktadır. Mart ayında
nedeniyle tüketim alışkanları
gelişmekte olan piya-
salardan 83.3 milyar dolar
sermaye çıkışı yaşanması
bunun önemli bir göstergesidir.
Benzer şekilde TC
Merkez Bankasındaki yabancı
para rezervleri Şubat
ve davranışları desalardan
ğişmektedir. Restoran ve
eğlence harcamaları sıfıra
inmiş, tekstil talebi düşmektedir.
Ayrıca kriz nedeniyle
insanların gelecek kaygısı
tasarruflarında artışa yol
ayında brüt 77.5 milyar dolar
açmaktadır. Özellikle tasarruf
iken Nisan başında açık-
lanan verilere göre 58.2 milyar
artışları salgın sonlanan
rası için de normalleşmeyi
dolara gerilemiştir. Borç
yavaşlatma potansiyeli
ödemeleri gibi döviz çıkışları
devam etmesine rağmen,
başta turizm olmak üzere
dış gelirlerde yaşanan düşme
ve bunun da ötesinde
hızlı sermaye çıkışları nedeniyle
döviz rezervleri kısa
bir sürede azalmıştır.
Ekonomik faaliyetlerde ortaya
çıkan bu sert duruş
nedeniyle birçok hükümet
art arda büyük miktarlarda teşvik paketleri açıkladılar.
Örneğin, ABD toplam milli gelirinin yüzde 10’u, Almanya
ve İngiltere ise yüzde 5’ine denk gelen büyüklüklerde
teşvik uygulamalarıyla ekonomik durgunluğunun
önüne geçmeye çalışıyorlar. Diğer taraftan FED ve Avrupa
Merkez Bankası (ECB) piyasadan tahvil alımları
yaparak 2 trilyon dolar ve 750 milyar Euro nakit parayı
piyasaya süreceklerini ilan ettiler. Aynı şekilde IMF,
üye ülkelere bu süreçte daha önce uyguladığı politika
reformlarına dayalı kredi verme uygulamasından farklı
olarak daha doğrudan kredi imkanı sağlayacağını ilan
etti.
Ülkemizde de Cumhurbaşkanlığı tarafından kademeli
olarak ilan edilen desteklerle özellikle firmaların nakit
akışları, istihdamda süreklilik ve sosyal desteklerin öne
çıktığı görülmektedir. Krizin kendine has doğası uzun
bir süredir görmediğimiz düzeyde devletlerin hem mali
hem de parasal olarak piyasalara müdahalesi ve nakit
akışı sağlamalarına neden olmaktadır. Mikro düzeyde
taşımaktadır. Bu noktada
KOBİ’lerin süreci sağlıklı
bir şekilde atlatabilmesi ve
işsizlik nedeniyle gelirlerini
kaybeden ailelerin korunması
için seçici politikaların
hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Devletin krize müdahalesi
sırasında özellikle gelir
kaybı yaşayan kesimleri ilk
planda hedef alması, normalleşme sürecinde ise KO-
Bİ’lerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için araçlar geliştirmesi
gerekmektedir. Ancak, burada zaten borç stoku
yüksek olan ekonomi için istismarların önüne geçecek
ve seçici destekler uygulanmalıdır. Özellikle gelişmekte
olan ülkelerdeki borç stokunun salgın sonrasında ekonomileri
tehdit eden bir duruma ulaşması muhtemeldir.
Uluslararası finans kuruluşları veya fonların bu borç
krizi sırasında yerel varlıkları satın almaya başlaması
ulusal ekonomiler için risk oluşturmaktadır.
Bu bağlamda, devletlerin yerli firmalarını özellikle stratejik
sektörleri koruma noktasında özel önlemler alması
gerekmektedir. Yaşanan iktisadi krizin kısa, orta
ve uzun vadede etkileri analiz edilmeli ve detaylı yol
haritaları çıkarılmalıdır. Ekonomi çarklarının dönmesini
sağlayacak önlemler yanında, hem gelişmiş hem de
gelişmekte olan ülkelerde uygulanan politikaların yan
etkilerinden kaçınmak için neler yapılması gerektiği
planlanmalıdır.
krizin gidişatına baktığımızda ise hane halkı açısından
özellikle düşük gelirli çalışanlarınrisk altında olduğunu,
firmalar açısından ise sektörlere bağlı olarak etkilerin
değiştiğini söylemek mümkündür. Gündelik ücretle çalışan
veya krizin etkilediği sektörlerde çalışanlar bu dönemde
önemli bir gelir kaybı yaşamaktadırlar. Sektörel
ÖNERİLER
Ekonominin ani bir şekilde yavaşladığı bu günlerde
ekonomik gelişmenin motoru olan, ihracatın ve istihdamın
büyük kısmını yüklenen KOBİ’lere özel koruma
önlemleri gerekmektedir.
olarak turizm, seyahat, restoran ve kafeler başta olmak
üzere KOBİ’lerin satışları durma noktasına gelmiş durumdadır.
Özellikle genç istihdamının yüksek olduğu
bu işyerlerinin kapalı kaldığı sürelerin uzaması işsizlik
ve sosyal sorunların giderek artmasına yol açacaktır.
Bu bağlamda aşağıdaki öneriler sunulmuştur;
1. Kriz yönetimi ve sonrasında alınacak önlemler için tavsiye
verebilecek bir “Ekonomi Bilim Kurulu” kurulmalıdır.
2. Bakanlıklar arasındaki bilgi akışının hızlanması ve alınan ka-
.
26 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
rarların sahada sağlıklı bir şekil- de uygulanması için bir “Ekonomi
Koordinasyon” birimi oluşturulmalıdır.
3. KOBİ’lerin kriz yönetimi ve gelecek planlaması noktasında
bilgi eksiklikleri bulunmaktadır. Bundan dolayı, KOSGEB ve üniversite
işbirlikleri kurularak KOBİ’lere yönelik eğitim faaliyetlerinin
artırılması gerekmektedir. Örneğin; Kriz yönetimi, finansal
planlama, insan kaynakları yönetimi, e-ihracat, inovatif ürün geliştirme,
online satış ve dijital pazarlama vb. konularda uzaktan
eğitim platformu kurularak eğitimler organize edilmelidir.
4. KOBİ’lerde dijital dönüşüm çalışmaları başlamakla birlikte yavaş
ilerlemektedir. Bu bağ- lamda, sektörel bazda dijital dönüşüm
iyi uygulama örnekleri ortaya konmalı ve hayata geçirilmesi
hususunda destek sağlanmalıdır.
5. KOBİ’leri bir araya toplayan dijital bir platformda tecrübe paylaşımına
ve iş birliğine yönelik bir oluşum kurulmalıdır.
6. Türkiye çapında KOBİ’lerin ihtiyacına yönelik stajyer havuzu
oluşturulmalı ve üniversite öğrencileri bulundukları şehirlerde
haftada en az iki gün çalışarak KOBİ’lere hem iş desteği hem
de ters mentörlük yapmalıdır.
7. Dijital dönüşüm gerçekleştiren ve online olarak aktif satışlar
yapan KOBİ’ler vergi indirimi vb. araçlarla teşvik edilmelidir.
8. Arz zincirinin bozulması KOBİ’ler için önemli bir risk teşkil
etmektedir. İthal ara malları temini için kamu koordinasyonu
sağlanarak benzer sektörlerde çalışan firmaların ortak hareket
etmesi sağlanmalı, böylelikle alımda rekabet gücünün artışı ve
arz güvenliği sağlanmalıdır.
9. KOBİ’ler kitlesel fonlama gibi yeni finansman yöntemlerini
kullanması teşvik edilmeli, bu konuda bilgilendirilmelidir.
10. KOBİ’ler sadece öz sermayeleri ile büyümemeli aynı zamanda
hisselerini satarak yatırım almalı ve finansmanını bu şekilde
sağlamalıdır. Buna yönelik kamu kurumları destek vermelidir.
11. Paya dayalı kitlesel fonlama platformları KOBİ’lere tüm vatandaşların
yatırım yapabilmesinin önünü açmalıdır.
12. KOBİ’leri desteklemek amacıyla faizsiz tahviller ihraç edilmeli
ve bunlar KOBİ’lere finansman olarak sağlanmalıdır.
13. KOBİ destekleme sandığı kurularak, KOBİ’lerin olası krizlere
karşı ihtiyatlı hareket etmeleri için yönlendirilmelidir.
14. Melek yatırımcılar, KOBİ’lere yatırım yapmaları konusunda
teşvik edilmeli ve buna uygun yasal mevzuat hazırlanmalıdır.
15. Üretimde kümelenme oranları artırılmalı, lojistik ağları buna
göre şekillenmeli ve KOBİ’lerin özelleşmiş bölgelerde çalışması
teşvik edilmelidir.
16. Finansal anlamda hayata geçirilen borç ve vergi ertelemeleri
üç aylık geçici nitelikten uzun döneme yayılması gerekmektedir.
17. Uluslararası işbirlikleri kurulması için bir platform oluşturulması
ve devlet tarafından KOBİ’lere iş geliştirme yardımı yapılması
gerekmektedir.
18. İş kanununda gerekli değişiklikler yapılarak esnek çalışma
nezdinde bir üst kurul aracılığıyla, KOBİ’lerin haklarının korunması
ve alacaklarının takibi için yasal destek ve danışmanlık
sağlanmalı, ticaret ateşeleri aktif olarak sürece dâhil edilmelidir.
23. Kobilerin cari alacaklarının sigorta kapsamına alınması için
alacak sigortası zorunlu hale getirilmelidir.
24. Kamu tarafından verilen çeşitli kredi destek ve güvencelerinin
istismar edilmesinin önlenmesi amacıyla BDDK ile Hazine
ve Maliye Bakanlığı arasında ortak bir komisyon kurulmalı ve bu
süreçteki kredi-alacak ilişkileri takip edilmelidir.
25. KGF kapsamında büyük firmalara ayrıcalık sağlanmasının
önüne geçilmesi ve her düzeyde KOBİ’nin eşit derecede imkânlardan
faydalanmasının önü açılmalıdır.
26. Özel bankaların geçmiş dönem alacaklarının KGF üzerinden
tahsil edilmesinin önüne geçilmelidir.
27. Verilen nakit ve kredi desteklerinin doğru şekilde kullanılması
için KOBİ’lerin takip edilmesi, gerekli denetim ve bilgilendirmelerin
yapılması gerekmektedir.
28. Ödenmeyen çeklerin finansal akışı bozmaması için BDDK
nezdinde bir çek takas merkezi oluşturularak firmaların alacak
ve vereceklerinin denkleştirilmesi sağlanmalıdır.
29. Gıda, tekstil, kimya, demir-çelik gibi önümüzdeki aylarda
ihracat potansiyeli yüksek sektörlere özel teşvikler getirilmelidir.
30. Çalışma ortamlarının düzenlenmesi ve sağlık önlemleri konusunda
özel planlama ve destek sağlanmalıdır.
31. Tüketim alışkanlarındaki değişim ve tasarruflarda yaşanacak
olan artışlar nedeniyle ortaya çıkacak olan talep açığının
önlenmesi için düşük gelirli grupların desteklenmesi, arz fazlası
olan ürünlerde devletin nihai alıcı olabileceği bir modelin geliştirilmesi
gerekmektedir.
32. Talebin yeniden canlanması için KDV ve ÖTV oranları düşürülmelidir.
33. Özellikle hijyen kavramının gündeme geldiği bu günlerde,
gıda sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin temel ihtiyaç malzemeleri
başta olmak üzere, hijyenik koşullarda üretilmiş organik
ürünleri ya da paketlenmiş ürünleri online pazar da dâhil
olmak üzere satış modelleri geliştirmesi teşvik edilmeli.
34. Turizm sektörü özellikle Türkiye’nin önemli gelir ve döviz
kaynakları arasındadır.
Sağlık ve hijyen konusunda turizm sektörüne yönelik alınacak
ekstra önlemler, bunun için bütçe ayrılması ve atılan adımların da
duyurulması suretiyle halkta bir güvenin oluşturulması bu sektörlerin
tamamen durma noktasına gelmesine engel olacaktır.
35. Devletin KOBİ’lere yönelik politikaları belirlerken, hedeflerin
ve bu hedefleri ölçme kriterlerinin başlangıçta açık bir şekilde
belirlenmesi gereklidir. Ayrıca politikaların amacına ulaşıp ulaşamadığı,
kontrol grupları üzerinden gözlenmelidir.
İçinden geçmekte olduğumuz COVID-19 salgınıyla ülkemiz
imkânı sağlanmalıdır.
ekonomisinde karşılaşılan zorlukları alınacak tedbirlerle
fırsata çevirmek gerekmektedir. Özellikle küçük orta boy
19. Ücretlerden alınan SGK primi ve vergiler azaltılmalıdır.
işletmelerin yaşadığı mali sorunların aşılması için alınacak
20. KOBİ’ler üzerindeki maliyetler azaltılarak kayıt dışı ekonomi
tedbirlerin ve verilecek desteklerin krizi fırsata çevirmede
oranı düşürülmelidir.
kritik önemi haiz olduğunu görmekteyiz. Bunun için yapılması
21. Kira stopaj vergileri KOBİ’ler üzerinden alınıp, mülk sahibi
tarafından karşılanmalıdır.
22. Kriz nedeniyle uluslararası firmaların vermiş oldukları siparişlerde
iptal ve çeşitli mağ- duriyetler yaşanmaktadır. Bakanlık
gerekenler bu raporda analiz edilip önerilerimiz sıra-
lanmıştır. Bütün bu tedbirler ve uygulamalar ile ekonominin
can damarı ve istihdamın ana kaynağı olan işletmelerimizin
rahatlayacağını ümit etmekteyiz.
AREL KİMYA
T: +90 342 235 14 66
M: +90 532 548 17 73
arelkimya-27@hotmail.com
www.arelkimyaltd.com.tr
Sektörel
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Nisan ayı ihracat rakamlarını açıkladı.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Nisan ayı geçici dış ticaret verilerini açıkladı.
Nisan ayında ihracat, Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre yüzde 41,4 düşüşle
8 milyar 993 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 3,7 düşüşle 172
milyar 706 milyon dolara ulaştı.
TİM Başkanı İsmail Gülle
Covid-19 pandemisinin küresel büyüme ve ticarete
yönelik öngörüleri değiştirdiğine dikkat çeken TİM
Başkanı İsmail Gülle, buna karşılık Türkiye’nin aldığı
tedbirlerin ve mart ayının ikinci yarısına kadar kendisini
koruyabilmesinin etkisiyle ilk çeyrekte yüzde 5-6
büyümesini öngördüklerini belirtti. Gülle, nisan ayı ihracat
rakamlarının virüs salgınının küresel ticaret üzerinde
beklenen negatif etkilerinin gözlemlendiği bir tabloya
işaret ettiğini belirterek şunları kaydetti: “İhracat
rakamlarımız, nisan ayında düşüşe işaret etse de bu
rakamların ardındaki nice kahramanlıkları da öncelikle
paylaşmak isteriz. Tüm zorluklara rağmen süregelen
ihracatımız, ülkemizin bu zorlu dönemde sergilediği
birlik ve beraberliği, ihracatçılarımızın ülkemize hizmet
için gösterdikleri feraseti, sağlık çalışanlarımızın gecesini
gündüzüne katarak ortaya koyduğu fedakarlığı, bu
süreçten alnımızın akıyla çıktığımızda karşımıza çıkacak
yeni fırsatları, böyle bir dönemde dahi devletimizin
ortaya koyduğu gücü ve pek çok coğrafyaya uzattığı
.
28 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı nisan
ayında 8 milyar 993 milyon dolar oldu
yardım elini ve aynı zamanda milletimizin nice milletlere
ilham olmuş azmini temsil etmektedir. Gün umutsuzluk
günü değil, yarınlardaki fırsatlara hazırlanma günüdür.
Covid-19 sürecinde daralan uluslararası ticaretin
etkilerini, ihracatta yaşanan kaybı telafi edecek başlıkları
ve süreç sonunda oluşacak yeni dünya düzeninde
daha güçlü bir şekilde yer almak için eylem planlarını
devreye aldık. Unutulmayalım ki, ihracat hedeflerimiz
Covid-19’dan büyük. Ülkemiz ihracatı bu zorlu süreçten
güçlenerek alnının akıyla çıkacaktır. Biz hiç yılmadan
‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ hedefine doğru
giden yolda kararlı yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.”
Sanal Ticaret Heyetleri Mayıs’ta başlıyor
Covid-19 sürecinde ihracatçılar için devreye aldıkları
eylem planlarına değinen Gülle, bu kapsamda Çin,
Hollanda ve ABD Büyükelçileriyle online ortamda yapılan
“TİM Export Talks” panelleriyle salgın sonrası
süreçte hangi ürün ve sektörlerde fırsatların gelişeceğini
değerlendirmeyi sürdüreceklerini belirtti. İhracatçı
birliklerinden TİM’e iletilen 40 sorun ve talebin Ekonomik
İstikrar Kalkanı paketinde hızlı bir şeklide karşılık
bulduğunu ve Ticaret Bakanlığı’nın ‘Temazssız İhracat’
uygulamasıyla ihracatın önündeki engellerin kaldırıldığını
hatırlatan Gülle, “Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak
bizler de, ‘Yeni nesil ticaret diplomasisi’ faaliyetleri
kapsamında ihracatçılarımızın bu süreçten daha fazla
olumsuz etkilenmemesi adına sanal ticaret heyetleri
düzenleme noktasında çalışmalara başladık. Yaptığımız
analizlere dayanarak hedef ve öncelikli ülkelerin
28’inin ticaret müşavirleri ve ataşelikleriyle yapılan görüşmeler
sonucu heyetleri gerçekleştireceğimiz ülkeleri
belirledik. İlk etapta sanal ticaret heyetlerimize Mayıs
ayının hemen başından itibaren, Kenya, Özbekistan,
Güney Kore ve Hindistan’la başlıyoruz” dedi.
En stratejik sektörler Gıda ve Medikal
Gülle, salgının başladığı günden bu yana tarım sektörlerinin
küresel salgının ortaya çıkardığı talep şoklarından
en az etkilenen sektörler olduğunu belirterek ”Bu
sektörlerden bazıları nisan ayı ihracatlarını artırmayı
Sektörel
da başardı. Bu süreç özellikle gıda ve medikal ürünlerin
ne kadar stratejik sektörler olduğunu bizlere tekrar
hatırlatması bakımından mühim. Ülkemiz tedarik zincirinde
ne kadar kritik bir konumda olduğunu ve bu sektörlerde
kendine yetmekle kalmayıp birçok dünya ülkesine
tıbbi malzeme yardımı yapabilecek güçte olduğu
göstermiştir. Salgın sonrası dönemde, Türkiye salgının
zirve yaptığı bu günlerde ülkelere uzattığı yardım elinin
ve tedarik anlamında sağladığı güvenin meyvelerini
toplayacaktır” şeklinde konuştu.
Maske üretiminde aylık 1,5 milyar hedefine yaklaşıldı
Başta sağlık çalışanları olmak üzere Türkiye’nin virüsle
mücadelesine katkı sağlamak adına ‘Biz bize yeteriz’
diyerek ihracatın vazgeçilmez gücü fabrikaları seferber
ettiklerini hatırlatan Gülle, şunları kaydetti: “Ülke sathındaki
bütün ihracatçı birliklerimizle giriştiğimiz Üretim
Seferberliği’nde günde 1 milyon maske üretimini ne
mutlu bizlere ki, mevcut çalışmalarımızı genişleterek
bugün 15 milyonun üzerinde bir kapasiteye ulaştırmayı
başardık. Ancak bunu da yeterli görmüyoruz, imalatçı
ihracatçılarımızın engin tecrübesi ve üretim kabiliyetleriyle
ülkemiz için her zaman daha iyisine odaklanıyoruz.
Üretim kapasitemizi, artık günde 50 milyon, aylık
bazda 1,5 milyar seviyelerine çekebilme hedefimize
yakınız. Elbette çalışmalarımız ulusal düzeyle sınırlı
değil. Türkiye’nin tüm hijyen ürünler ve maske üretiminde
küresel ölçekte önemli bir üretici ve tedarikçi olduğunu
göstermek adına, Türkiye Tanıtım Grubu olarak
yurtdışındaki büyük alıcı grupların CEO’larına, işbirliği
içerisinde bulunduğumuz ülkelerin resmi kurumlarına,
kanaat önderlerine ve basın mensuplarına Türk hijyen
kiti gönderiyoruz.”
Nisan’da 919 firma ihracat ailesine katıldı
Nisan ayı ihracatına ilişkin detaylara değinen TİM Başkanı
Gülle, şu bilgileri verdi: “Türkiye ekonomisinin bugünü
ve geleceği açısından vazgeçilmez bir sacayağı
olduğu perçinlenmiş olan ihracatımıza yönelik farkındalık
ve TİM olarak ülkemizin her noktasında yürüttüğümüz
KOBİ ihracat Seferberliği eğitimlerimizin en
net sonucu olarak; nisan ayında ihracat ailemize 919
firmamızın katıldığını bildirmekten memnuniyet duyuyorum.
İhracata yeni başlayan bu firmalarımız nisan
ayında 44,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Firma
özelinde bakıldığında, nisan ayı içerisinde toplam
29.761 firmamız ihracat gerçekleştirdi.”
53 ülkeye ihracat 163 milyon dolar arttı
Türkiye küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen
nisan ayında 53 ülkeye ihracatını 163 milyon dolar
artırmayı başardı. Bu 53 ülkenin 46’sında artış yüzde
10’un, 32’sinde ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti.
Bu ülkeler arasında, geçtiğimiz yılın nisan ayına göre
41,1 milyon dolar ihracat artışıyla Güney Kore, 18 milyon
dolar ihracat artışıyla Türkmenistan ve 14,8 milyon
dolar ihracat artışıyla Hong Kong dikkat çekti.
Lider Kimyevi Maddeler oldu
Nisan ayının lideri, 1 milyar 285 milyon dolarlık ihracat
ile Kimyevi Maddeler sektörü oldu. Onu 903 milyon
166 bin dolar ihracat ile Çelik ve 620 milyon 608 bin
dolar ile Elektrik Elektronik sektörleri takip etti. Geçtiğimiz
yılın aynı ayına göre Kimyevi Maddeler sektöründe
yüzde 27,3, Çelik sektöründe yüzde 26,9, Elektrik
Elektronik sektöründe yüzde 33,8 oranında düşüş gerçekleşti.
Nisan ayının en güçlü performansına imza
atanlar ise yüzde 46,5 artışla 198 milyon dolar ihracata
ulaşan Fındık ve Mamulleri, yüzde 15,2 artışla 144 milyon
dolara ulaşan Meyve Sebze Mamulleri ve yüzde
5,1 artışla 119 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Yaş
Meyve ve Sebze sektörleri oldu.
AB’nin ihracattaki payı yüzde 41,6’ya geriledi
Nisan ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 205 ülke
ve bölgede dalgalandırmayı başardı. En çok ihracat
gerçekleştirilen ilk 3 ülke ise 862 milyon dolar ile Almanya,
606 milyon dolar ile ABD ve 564 milyon dolar
ile Irak oldu. İlk 10 ülkenin ihracattaki payı yüzde 45,7
olurken, ilk 20 ülkede bu pay yüzde 65,5’e yükseldi.
Aralarında ABD, Almanya, İtalya ve Irak’ın da yer aldığı
tam 12 ülkeye her sektör ihracat gerçekleştirmeyi
başardı. En büyük pazar olan Avrupa Birliği’nin ihracattaki
payı 3,7 milyar dolarlık bir hacim ile yüzde 41,6
seviyesine düştü.
En dikkat çekici ihracat artışı Kırıkkale’de yaşandı
İllerin ihracatına bakıldığında; nisan ayında 17 il ihracatını
artırdı. En çok ihracat gerçekleştiren ilk 3 il sırasıyla;
3 milyar 662 milyon dolarla İstanbul, 583,4 milyon
dolarla İzmir ve 551,9 milyon Ankara oldu. En dikkat
çekici artışlar ise; yüzde 76 artışla 1,3 milyon dolar ihracata
imza atan Kırıkkale, yüzde 61 artışla 11,6 milyon
dolara ulaşan Kastamonu ve yüzde 38 artışla 2,3
milyon dolar ihracat yapan Erzincan’da yaşandı. Zonguldak’ta
hazırgiyim sektörü ihracatını 77 kat artırırken,
Düzce’de Fındık sektörü ihracatını 32 katına çıkarttı.
Kastamonu’da Demir Demir-Dışı Metaller sektörünün
ihracatını 23 katına, Mardin’de ise Makina sektörünün
ihracatını 15 katına çıkardığı görüldü.
168 ülkeye 3 milyar TL ile ihracat yapıldı
Ay boyunca 168 ülkeye ihracatta 3 milyar TL tutarında
ihracat gerçekleştirildi. 4152 firma ihracat işlemlerinde
Türk Lirasını tercih etti.
Paritenin olumsuz etkisi 149,4 milyon dolar oldu
Miktar bazında ihracat ise nisanda geçen yılın aynı
ayına göre yüzde 12,5 düşüşle 11 milyon ton olarak
gerçekleşti. Son olarak, nisan ayında Euro dolar paritesinin
etkisi negatif yönlü 149,4 milyon dolar oldu.
29
Sektörel
Corona (COVİD-19) Salgını İle Mücadelede
Kişisel Koruyucu Donanımların Önemi
Bir Kez Daha Anlaşıldı
Koronavirüs pandemisinin tüm dünyayı tehdit ettiği günlerde yayınladığımız
basın bülteninde, tehlikenin yaklaştığını ve bu salgınla mücadele sırasında
hangi tip KKD‘lerin (Kişisel Koruyucu Donanım) önem taşıdığını, ürünlerin
zor bulunmasının nedenini ve bu sorunun toplum sağlığı için ne denli önem
taşıdığını beyan etmiştik. Covid-19 virüsünün dünya gündemine geldiği
günden bu yana, tüm ülkeler KKD stoklayarak hazırlık yaparken ülkemizde bir
yıldır 2019/1 sayılı İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ kapsamında
KKD ithalatı engellenmekte ve KKD ithalatçısı birçok firmanın ticaret yapma
özgürlüğü elinden alınmaktadır.
Riskin en yüksek seviyelerde hissedildiği bugünlerde,
yaptığımız çağrıların karşılık görmesi neticesinde koruyucu
maskelerde bir yıldır süre gelen yüksek vergi
oranlarının kaldırılması ve ithalatın önünde bariyer olan
ITKIB Kayıt Sistemi Uygulamasının askıya alınması ile
koruyucu maske ithalatının önünün açılmasını toplum
sağlığı için atılmış en önemli adımlardan biri olarak görüyor;
ancak yeterli bulmuyoruz.
.
32 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Ülkemizde pandeminin tehdidi ortadan kalkana kadar
evden çıkılmamasının en yetkili makamlar tarafından
önerilmesine karşın milyonlarca işçi hala çalışmak zorunda.
Sanayinin durmaması, ekonomimizin ayakta
kalması için gerekli olmakla beraber toplu alanlarda
çalışan milyonlarca işçi salgından ve iş kazalarından
korunmak için KKD kullanmak zorundadır. Salgını önlemenin
bir yolu da çalışan herkesi korumaktan geçmektedir.
Türkiye’nin KKD sektörünü temsil eden, üyeleri arasında
bu ürünlerin en güvenilir üreticileri ve distribütörleri
olan derneğimiz; toplum sağlığının riske edilmemesi
için aşağıdaki önerilerin dikkate alınmasını talep etmektedir.
* Toplum sağlığı için alınan olağanüstü kararlarda STK
ve sektör temsilcilerinin görüşleri alınmalı ve süreç dışında
tutulmamalıdır.
* Salgınla mücadele devam ederken öncelik tabi ki
sağlık personelini korumak olmalı; ancak 6331 sayılı
yasa ile KKD kullanması zorunlu olan ve bu dönemde
kalabalık ortamlarda çalışarak yüksek risk taşıyan milyonlarca
işçinin öncelikle koruyucu maske ve diğer tüm
Sektörel
KKD’lere ulaşmasının
önü açılmalıdır.
* Koruyucu maske üreten
fabrikalar, günümüzde
özel sektör ve sanayiye
zorunlu olarak sırtını dönmüş
durumdadır. Tüm
KKD üreticilerinin, sanayi
ve halka satış yapan özel
sektöre de ürün tedarik
etmesi sağlanmalıdır.
* Koruyucu maske ve
tulum üreten üreticilerimizin
hammaddeye ulaşmakta
yaşadıkları sorunlar
ortadan kaldırılmalı,
hammadde ithalatında
uygulanan vergiler sıfırlanmalı,
maske üreticilerimizin
en yüksek girdisi
olan hammadde fiyatlarının
düşmesi için yerli hammadde üreticilerinin kriz dönemindeki
fiyat politikası denetlenmelidir.
* Yerli üreticilere kapasite artırımı noktasında bölge ayrımı
yapılmaksızın makine yatırımı ve istihdam destekleri
verilmelidir.
* Yüksek talep ve arz eksikliğini fırsata çeviren merdiven
altı üreticiler tespit edilmeli, insan sağlığını riske
atan standart dışı sahte ürünlere karşı denetimler
sıklaştırılmalı, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler
Bakanlığı tarafından yapılan ürün testlerinin sayısı arttırılmalıdır.
* KKD üretimi mesleki yeterlilik gerektiren bir meslek
grubu sınıfına sokulmalı, sektör dışından teknik bilgiye
sahip olmayan kişilere üretim izni verilmemelidir.
* Salgın süresince anlaşıldığı üzere KKD’ler insan sağlığını
koruyan ürünlerdir ve geçmişte olduğu gibi gelecekte
de insan sağlığını korumaya devam edecektir.
Bu nedenle söz konusu can güvenliği olduğu için koruyucu
maske, iş eldiveni, iş kıyafeti, iş ayakkabısı gibi
KKD’ler, ithalata engel olan ITKIB Kayıt Sistemi uygulamasından
süresiz muaf tutulmalıdır.
* Dünyanın en önemli KKD ihracatçısı olan Avrupa ülkelerinde
uygulanan ihracat yasağı nedeniyle sanayimizin
ekipmansız kalması yaklaşan başka bir risktir. Bu
nedenle Asya ülkelerinden yapılan KKD ithalatlarında
alınan ilave gümrük vergileri kaldırılmalıdır.
* Sağlık personelinin, sanayi çalışanlarının ve münferit
halkın ihtiyacı olan KKD’ye kolay ulaşabilmesi için üretici
ve ithalatçı firmaların temsilcileri dinlenmeli, açıklanan
ekonomik tedbir ve destek paketlerinden faydalandırılarak
bu süreçte faaliyetlerini aksatmadan devam
etmeleri sağlanmalıdır.
Candan Akartürk Hikmet Kütükçü Levent Yılmaz Erkan Ateş
Başkan Yrd. Başkan Yrd. Yönetim Kur.Üyesi Sayman
TİGİAD HAKKINDA
Arda Ataoğlu
Yönetim Kurulu Başkanı
1999 yılında kurulan, İş güvenliği ve işçi sağlığı alanında kişisel koruyucu ekipmanların tedariki ile sektöre üre ci, ithalatçı veya danışman
olarak hizmet veren üyelerin oluşturduğu, 100’e yakın üye rması olan bir ça dernek r. Türkiye’de kullanılan kişisel koruyucu donanımların
en az %90’ı TİGİAD bünyesindeki üyeler tara ndan üre ldiği veya ithal edildiği tahmin edilmektedir. TİGİAD ayrıca ESF (Avrupa Güvenlik
Fe- derasyonu) üyesidir ve Türkiye’yi temsil etmektedir.
Yönetim Kurulu Başkanı: Arda ATAOĞLU (0532 407 63 62)
Adres: Plaza Cubes O ce Büyükdere Cd., Kırgülü Sok. Metrocity AVM, D Blok No:4 K:4, PK:34394 Levent / İSTANBUL
İletişim: 0212 367 49 67 / giad@ giad.org.tr / www. giad.org.tr
33
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Sektörel
Henkel, 2025’e Kadar Karbon Ayak
İzini Yüzde 65 Oranında Azaltmayı
Planlıyor
Henkel, bu yılki hedeflerinden üçünü zamanından önce
gerçekleştirdi: Karbondioksit salınımları yüzde 31 oranında
azaltıldı ve bir ton ürün başına düşen atık miktarı
yüzde 40 oranında aşağı çekildi. İş sağlığı ve güvenliği
alanındaki yüzde 42 oranında bir ilerleme ile Henkel
bu alandaki 2020 hedefinden daha üst düzeyde bir gelişme
kaydetti. Bir ton ürün başına tüketilen su miktarı
ise 2010’a kıyasla yüzde 28 oranında azaldı. Bu da,
yüzde 30 oranında azalma hedefine ulaşmanın oldukça
mümkün olduğuna işaret etmektedir.
Şirket, üretimlerinden kaynaklanan karbon ayak izini
2025’e kadar yüzde 65 oranında azaltmayı planlıyor.
Henkel bu hedefe enerji verimliliğini sürekli artırarak ve
kullandığı elektriği yenilenebilir kaynaklardan sağlayarak
ulaşmayı amaçlıyor. Henkel buna ek olarak, marka
ve teknolojilerini müşterilerin, tüketicilerin ve tedarikçilerin
2025’e kadar uzanan 10 yıl boyunca 100 milyon
ton karbondioksit tasarruf etmelerine yardım amacıyla
güçlendirmek istiyor.
2025 İçin Yeni Ambalajlama Hedefleri
Döngüsel bir ekonomiyi teşvik etmek amacıyla sürdürülebilir
ambalajlama alanında gerçekleştirdiği ilerleme
ve faaliyetleri daha ileri taşımak hedefiyle Henkel, 2025
için yeni ve daha da iddialı sürdürülebilir hedefler belirledi:
* Kalıntıların geri dönüştürülebilirliği etkileme ya da geri dönüşüm
akışlarını kirletme ihtimali bulunan yapıştırıcı ürünler hariç.
.
36 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Henkel, 2025 yılı için yeni ambalajlama hedefleri ile plastik atıkları azaltmayı ve
önlemeyi hedefliyor. Henkel, sürdürülebilirliğin her boyutunda gerçekleştirdiği
gelişme ve ilerlemenin detaylarıyla ortaya konulduğu 29. Sürdürülebilirlik
Raporu’nu yayınladı. Henkel aynı zamanda, geleceğe yönelik stratejik
çerçevesini ve sürdürülebilir ambalajlama ve iklimin korunması gibi önemli
alanlardaki yeni hedeflerini ana hatlarıyla açıkladı.
%100 geri dönüştürülebilir ya da yeniden kullanılabilir*:
Tüm Henkel ambalajları geri dönüştürülebilir ya
da yeniden kullanılabilir* olacak.
Fosil esaslı plastikleri %50 oranında azaltmak: Henkel,
tüketim ürünlerinde fosil kaynaklı geri dönüştürülmemiş
plastik miktarını yüzde 50 oranında azaltmayı
amaçlıyor. Bu hedef ise tüketim ürünlerinde kullanılan
geri dönüştürülmüş plastik oranını, küresel ölçekte yüzde
30 seviyesinin üzerine çıkarmak, plastik kullanımını
azaltmak ve yenilenebilir biyolojik kaynaklarla üretilen
plastiğin kullanımındaki artış ile gerçekleşecektir.
Sıfır atık: Henkel, atıkların doğaya bırakılmasını engellemek
için katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu sebeple
şirket, atık toplama ve geri dönüşüm girişimlerini destekliyor
ve kapalı döngü geri dönüşümü teşvik etmek
amacıyla yenilikçi çözüm ve teknolojilere yatırım yapıyor.
Henkel geri dönüşüm hakkında bilgilendirme
yoluyla her yıl 2 milyardan fazla tüketiciye ulaşmayı
hedefliyor.
Sektörel
Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker:
“Çelik Kasa Talebi Artış Trendinde”
Son yıllarda çelik kasa satışlarında yaşanan artış trendine dikkat çeken Kale
Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker, Koronavirüs salgını
sonrasında güvenlik ihtiyacının çoğalmasıyla birlikte, bu artışın devam etmesini
öngördüğünü dile getirdi.
Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker
Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih
Teker, Türkiye’de güvenliğin lider markası Kale Kilit
bünyesinde yer alan Kale Çelik Kasa satışları hakkında
bilgi vererek, salgın sebebiyle artan güvenlik ihtiyacı
karşısında değerli varlıklarını evde koruma altına
almak isteyenler için çelik kasaların özelliklerini anlattı.
Semih Teker, son yıllarda çelik kasa taleplerinde artış
olduğuna dikkat çekerek, “Döviz kurlarındaki hareketlenme
ile birlikte 2018 yılının sonundan itibaren çelik
kasa satışlarında gözle görülür bir artış trendi gözlemliyoruz.
Bu talep artışı hem ofis tipi yüksek güvenlikli betonlu
çelik para kasalarına, hem de ev tipi küçük çelik
kasaların satışlarına yansıyor. Artış trendi 2020 yılının
ilk aylarında da devam etti. Aynı şekilde son dönemde
salgınla birlikte artan güvenlik ihtiyacından dolayı,
salgın sonrası da bu artışın devam edeceğini düşünüyoruz”
dedi.
“Darbelere karşı güçlendirilmiş malzeme kullanılıyor”
Hırsızlık, gasp ya da yangın gibi durumlara karşı kıymetli
eşyaların evde güvenli bir şekilde muhafaza
edilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Semih Teker,
“Çelik, dayanıklılığı ve uzun süre kullanıma uygun
olması sebebiyle kasaların daha da güvenli olmasını
sağlıyor. TSE tarafından hırsızlığa karşı direnci test
edilerek onaylanan Kale Çelik Kasa’lar; oksijen kay-
.
38 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
nağı, elektrikli testere, matkap gibi malzemelere karşı
uzun süre direnç gösteriyor. Ayrıca gövdesi ve kapağı
güçlendirilmiş beton ile kuvvetlendirilerek, ciddi oranda
ağırlaştırılıyor. Özel talep olan durumlarda zemine
veya duvara montajlama hizmeti ile ekstra güvenlik
sağlanabiliyor. Kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik, ticari
kasa modelleri, ankastre kasa modelleri, zırhlı kasa
modelleri, yangına dayanıklı kasa modelleri gibi birçok
farklı ürün seçeneklerimiz bulunuyor. Farklı renk seçenekleriyle
öne çıkan ev tipi kasalar ise küçük ve hafif
olması nedeniyle ev, otel ve ofis kullanımlarında tercih
ediliyor.
“Kale Çelik Kasalar açılamamasıyla ünlü”
Kale Çelik Kasaların açılamamasıyla ünlü olduğuna
dikkat çeken Semih Teker, “Kasalarımızın art niyetli
girişimlere karşı açılamamasıyla ilgili çok sayıda müşteri
teşekkürü alıyoruz. Örneğin; kuyumcuların yoğun
olarak yer aldığı bir iş merkezine gece hırsız giriyor ve
aynı firmanın farklı marka kasalarını açıp içindekilerini
alıyor. Ancak Kale Çelik Kasa onca müdahaleye ve
darbe almasına rağmen açılmıyor. Sonrasında iş yeri
sahibi güzel bir teşekkür yazısıyla başından geçen olayı
bize aktarıyor. Darbelere karşı koyan kasalarımızı
da konsept mağazamızda sergiliyoruz. Kullanıcılarımız
Kale Çelik Kasalarla tüm değerli varlıklarını koruma altına
alarak, her türlü hırsızlık olayına karşı riski en aza
indirgeyebilir” dedi.
.
40 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Permolit ile Sağlık ve Güzellik Bir Arada!
Permolit, her zaman en iyi kaliteyi en uygun fiyata sunma hedefiyle en ileri teknolojileri
kullanarak ürettiği dünya standardında boyalarıyla evlerimiz için hem
sağlık hem de güzelliği bir arada sunuyor.
Permomax Serisi ile her cephede maksimum hijyen
Permolit’in en ileri teknolojilerle ürettiği Permomax
Serisi maksimum hijyen için her cephede güvenle uygulanabilir
ve nereye uygulanırsa uygulansın oraya
maksimum direnç gösterir. Evinizin dış cephesi hem
yıllara meydan okusun hem de güzelliğiyle komşularınızı
büyülesin istiyorsanız Permomax Dış Cephe Boyası
mükemmel bir seçim.
bambaşka bir hava katar. Gelin isterseniz Permomax
Serisi’ni yakından inceleyelim.
Monotip Antipas Boya
Monotip Antipas Boya ile paslı yüzeyler tarihe karışıyor.
Permomax Antibakteriyel Tavan Boyası
Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış antibakteriyel
son kat tavan boyası olan Permomax Antibakteriyel,
hastane, ameliyathane gibi sağlık kuruluşlarında,
laboratuvar, okul, kreş ve çocuk odalarında, gıda
üretim tesisi ve depo gibi hijyenik yüzey elde etmek
istenilen mekanlar için özel üretilmiştir. Organik Uçucu
Madde Miktarı (VOC) ile çevre dostu Permomax Antibakteriyel,
Her türlü paslı veya paslanır metal yüzeyde uy-
gulanabilen astar ve son kat boyası Permolit Monotip;
pas oluşumunu önleyen özel yapısı, parlak ve mat
seçenekleriyle uygulandığı her alana ayrı bir güzellik
getiriyor. Solvent bazlı, alkid bağlayıcı esaslı, kurşun
içermeyen yapısıyla güvenle uygulayabileceğiniz Permolit
Monotip ile paslı yüzeylerle bir daha karşılaşmamak
üzere vedalaşabilirsiniz.
sunduğu mükemmel beyazlık ile sağlıklı bir
görünüm elde etmek için idealdir, uygulandığı yüzeylerin
nefes almasını sağlar.
Permokapı ile kapı gibi kapılar
Her türlü mdf, kaplama, masif ahşap yüzeylere rahatlıkla
uygulanabilen, kurşun
Permomax İpek Mat Antibakteriyel İç Cephe Boyası
Core-Shell teknolojisi ile üretilen ve tam silinebilir su
bazlı son kat iç cephe boyası olan Permomax İpek Mat,
içermeyen yapısıyla güvenle
uygulanabilen Permokapı
Amerikan Kapı Boyası,
uygulandığı yüzeyi yıllarca genç tutar. Antibakteriyel yüzey temizleyicileri gibi
yapısı sayesinde ortamdaki havayı sağlıklı tutan, düşük
Uçucu Organik Bileşik (VOC) değeri ile çevre dostu
Permomax İpek Mat Antibakteriyel, leke tutmama
özelliğiyle hayatınızı kolaylaştırır, ipek mat parlaklığıyla
da uygulandığı yüzeye bambaşka bir hava katar. Eviniz
ya da ofisinize ipeksi bir dokunuş için en ideal seçim.
kimyasal etkilerin yanı sıra
darbe gibi fiziksel etkilere
karşı da dirençlidir. Permokapı’nın
yıllarca sararmayan
yapısı, mükemmel örtücülüğü
ve kolay uygulanabilir
yapısıyla kapılarınız yıllara
Permomax Mat Antibakteriyel İç Cephe Boyası
Yapısındaki silikon ve özel
meydan okurken, ahşabın
doğallığını da ortaya çıkarır.
katkı maddeleri sayesinde
duvarlara nefes aldıran
teknolojiye sahip Permomax
Permosil ile lekeleri kolayca sil
Nefes alabilen, örtücülüğü yüksek ve uygulaması kolay
Mat Antibakteriyel,
bir iç cephe boyası olan Permosil Silikonlu İç Cephe
rutubetli ortamlarda da
Boyası da Permolit’in en ileri teknolojileriyle üretiliyor.
güvenle uygulanabilir. Küf
ve mantar oluşumunu da
Silinebilir yapısı sayesinde kolayca temizlenen Permosil’le
lekeler gidici, güzellik kalıcıdır.
engelleyerek uygulandığı
yüzeyleri korur, sağlıklı ve
mutlulukla yaşanan mekanlar
oluşturur.
Permovernik ile ahşap yüzeyler hep doğal
Permolit’in 25 yıllık deneyimiyle üretilen Permovernik
Vernikli Ahşap Koruyucu’yu kurşun içermediği için iç
ve dış mekandaki her türlü ahşap yüzeyde gönül rahatlığıyla
Permomax Dış Cephe Boyası
Su bazlı yapısı ve ultra silikon teknolojisi ile yıllara
meydan okuyan Permomax Dış Cephe, yüksek su iticiliğine
sahip olduğu için zorlu hava koşullarına karşı
kullanabilirsiniz. Sadece UV ışınlarına değil,
yıllara karşı da dayanıklı olan Permolit Permovernik
ahşabın doğal yapısını koruyarak her zaman şık kalmasını
sağlar.
Sektörel
İşçinin COVİD-19’a Yakalanması İş
Kazası Kapsamında mıdır?
İş kazası; gerek 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda gerekse 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmış
olup kısaca, “İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme
sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle
getiren olay” şeklinde ifade edilebilir.
5510 sayılı Kanun uyarınca sigortalının işyerinde bulunduğu
sırada meydana gelen veya işveren tarafından
yürütülmekte olan iş dolayısıyla yaşanan olayların
yanı sıra;
• Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere
gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen
zamanlarda,
• Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için
ayrılan zamanlarda ve
• Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı
yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan
bedenen ya da ruhen özre uğratan olayların da iş kazası
olduğu açıktır.
Salgın hastalık ile ilgili 4857 sayılı İş Kanununda açık
bir düzenleme olmamakla birlikte; “işçinin haklı nedenle
derhal fesih hakkı” başlıklı 24/3. maddesi zorlayıcı
sebeplerden bahsetmiş ve “işçinin çalıştığı işyerinde
bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek
zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa” işçiye bildirim süresini
beklemeksizin derhal iş akdini feshetme hakkı tanımıştır.
İlgili maddede, anılan zorlayıcı sebeplerin ne
olduğu açıkça yer almamakla birlikte; yüksek yargı kararları
ile sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle
ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina
uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenler olarak
belirlenmiştir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/9116 E.,
2019/16141 K. ve 18.09.2019 tarihli ilamı)
Öte yandan mevzuatın iş kazasını sigortalıyı zarara
uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik)
bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı
gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun
illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı
hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu
ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı,
yasada olmadığı halde, herhangi başkaca kısıtlayıcı
bir koşulun varlığı aranmamalıdır. (Yargıtay 21. Hukuk
Dairesi’nin 2018/5018 E., 2019/2931 K., 15.4.2019 tarihli
kararı)
Yargıtay içtihatları doğrultusunda iş kazası tespitinde
illiyet bağının teşkil ettiği önem ortada olup, başkaca
bir kısıtlayıcı koşulun varlığı söz konusu olamayacaktır.
.
42 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
İşçinin işin yapıldığı yerde olmadığı zamanlarda dahi
uygun illiyet bağının kurulabildiği durum ve koşullarda
işverenin sorumluluğuna gidilmektedir. Yargıtay
21. Hukuk Dairesi’nin 2006/9017 E., 2007/7874 K. ve
10.05.2007 tarihli kararı; “Rusya’daki işyerinde davalı
şirketin işçisi olarak çalışmakta iken 04.06.2004 günü
işyerine ait yatakhanede uyurken kalp krizi geçirerek
ölmesi şeklinde meydana geldiği bildirilen olayın , davalı
işveren yönünden iş kazası olduğu tartışmasızdır.”
şeklinde olup işçinin yatakhanede uyuduğu sırada kalp
krizi geçirmesi işveren açısından iş kazası sayılmıştır.
2 Nisan itibariyle vaka sayısı bir milyonu aşan ve tüm
dünyanın bir çözüm aradığı Covid-19, 11 Mat 2020 tarihinde
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan
edildi. Dünya’da Covid-19’un görülmediği ülke neredeyse
kalmamışken Türkiye’de ilk Covid-19 vakasına
11 Mart 2020 tarihinde rastlanmıştı. Takip eden günlerde
vaka sayısının ve beraberinde Covid-19’a bağlı
ölümlerin de artması ile birlikte gerek kamu gerek özel
sektörde çeşitli önlemler alınmaya başlanmış, bazı firmalar
uzaktan çalışma sistemine geçmiş, bazı firmalar
ise çalışanlarını nöbetleşe çalıştırma yöntemini benimsemiştir.
Tüm bu yaşanan gelişmeler akıllara bir işçinin
Covid-19’a yakalanması halinde bunun iş kazası sayılıp
sayılmayacağı sorusunu getirmektedir.
Henüz bu soruya verilecek net bir cevap olmamakla
.
44 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
birlikte, Covid-19’un iş kazası sayılıp sayılmayacağı
konusunda Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2019 yılında
H1N1 ile ilgili vermiş olduğu bir karardan yola çıkarak
değerlendirme yapılacak gibi görünüyor. İşveren tarafından
Ukrayna’ya sefere gönderilen ve H1N1 hastalığına
yakalanan tır şoförünün durumunu ele alan Yargıtay
21. Hukuk Dairesi’nin 2018/5018 E., 2019/2931 K.,
15.4.2019 tarihli kararı;
“Dava, iş kazası sonucu ölüm olduğunun tespitine ilişkindir.
Tır şoförü olan murisin davalı işveren tarafından
Ukrayna’ya sefere gönderildiği, H1N1 virüsünün bulaşması
sonucu daha sonra vefat ettiğinden ölümün iş
kazası nedeniyle olduğunun tespiti istenilmiş, mahkemece
davanın reddine karar verilmiştir.
Yasada iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan
bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay olarak
tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam
ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun
daha sonra gerçekleşmesi mümkündür. Yani,
iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, buna bağlı
olarak zarar derhal gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme
olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da
ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında
uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla olay iş kazası
kabul edilmelidir.
Somut olayda, tır şoförü olan davacı murisinin
26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya
sefere gönderildiği, 11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye
giriş yaptığı, Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1
virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği,
murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği
şikâyetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu
takdirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün
öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği, buna
göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte
olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında
bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan
H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana
gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği
açıktır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BO-
ZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya
iadesine, 15.04.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.”
Şeklinde olup, iş sebebiyle gittiği yerde salgın hastalığa
yakalanan tır şoförünün başına gelen bu olayı iş
kazası olarak kabul etmektedir. Bu kapsamda işçilerin
Covid-19’a yakalanması durumunda; yasadaki şartlar
ile birlikte uygun illiyet bağının varlığı halinde iş kazası
olarak sayılması ve işverene iş kazası kapsamında hukuki
sorumluluk yüklenmesi muhtemeldir.
Öte yandan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyince
30.03.2020 tarihinde yayınlanan bildiride; sağlık çalışanı
olan ya da sağlık hizmetlerinde çalışanların Covid-19’a
yakalanmaları durumunda, hastalığın yapılan
işle yakın bağı gözetilerek meslek hastalığı bildirimi yapılması
gerektiğini belirtmiş ve sağlık çalışanları özelinde
uygulamada birlik sağlanmaya çalışılmıştır.
Ancak tekrar hatırlatmakta fayda olacaktır ki; henüz bu
konuda yasal bir düzenleme yapılmadığından belirsizlik
sürmekte ve geçmiş yıllardaki yüksek yargı kararları
doğrultusunda hukuki çıkarımlar yaparak işverenlerin
Covid-19’un iş kazası kapsamında olabileceği yönünde
önlemlerini almaları önem arz etmektedir.
Sektörel
Pandemi Döneminde Satış Ekibi
Yönetmenin 6 Altın Kuralı
Dünyayı ve Türkiye’yi derinden etkilemeye devam eden Kovid-19 (Koronavirüs)
Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay Şener
Türkiye’nin önde gelen saha satış yönetimi uygulaması
Ekmob’a göre Kovid-19 (Koronavirüs) salgınında
şirketlerin düşen performanslarını artırmak için değişmeleri
gerekiyor. Dünyayı derinden etkileyen salgın,
çalışanların büyük bölümünü evden çalışmak zorunda
bırakmıştı. Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay
Şener’e göre bazı önemli stratejileri hayata geçirerek
uzaktan çalışmayla da satış ekiplerinin performansını
yüksek tutmak mümkün.
Video ve telekonferans kültürü edinin:
Çoğu firmanın evden çalışmaya başlaması ile beraber,
satış süreçlerimizde alışkın olduğumuz yüz yüze
toplantılar bir süre için askıya alındı. Artık saha ekipleri
evlerinde ve satış toplantılarını video konferanslar ve
telefon görüşmeleri ile yönetiyorlar. Müşterilere ürünü
telekonferans veya videokonferans yöntemiyle tanıtmak
ve satış yapmak en faydalı yol olarak görünüyor.
Müşterinize güven verin:
Bu durum sizin için ne kadar yeniyse, müşterileriniz için
de okadar yeni. Bu sebeple karşı tarafa kendini güvende
hissettirmeniz çok önemli. Dikkat edilmesi gereken
birkaç püf nokta olarak:
.
46 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
salgını, çalışanların büyük bölümünü evden çalışmak zorunda bıraktı. Şirketlerin
büyük bir kısmı daha önceden hazırlıklı olmadıkları bu duruma adapte olmak için
stratejilerini değiştirmek zorunda kalıyor. Saha satış yönetimi teknolojileri şirketi
Ekmob şirketlere satışlarını artırmaya yönelik önerilerde bulunuyor.
• Müşterilerinizle konferans saati ve içeriğini önden
paylaşın. Karşı tarafı motive edecek, konferansınıza
yüklediği anlam artacaktır.
• Kesinlikle tüm katılımcılara e-posta daveti gönderin.
Eğer video konferans yapacaksanız konum bölümüne
toplantı linkini ekleyin. Saat ve içerik de belirtin.
• Konferansta belirteceğiniz her detaya önden çalışın.
Karşı tarafa güzel bir deneyim sunun.
• 10 dakikadan uzun toplantı yapmayın. İnsanlar ev
ortamındayken çok fazla dikkat dağıtıcı element olduğunu
unutmayın.
Mevcut müşterilere odaklanın:
Salgın sürecinde yeni müşteri edinme konusu daha zor
olacak.
Gün içinde aktif olun:
Mobil olarak çalışmaya alışkın olan satış ekipleri için
bu ani değişiklik zor olabilir. Bu süreçte verimlilikleri
düşmemesi ve sağlıklı kalmaları adına gün içerisinde
aktif olmaları çok önemli. Bu yeni ve zorunlu çalışma
şekli satış yöneticileri için de geçerli.
Ekibin moralini yüksek tutun:
Bir satış lideri olarak, ekibi güvende tutmak, etkili
uzaktan çalışma politikaları oluşturmak gerekir. Toplantılarda
günlerini nasıl daha verimli kullanacaklarını
sağlayacak tavsiyeler verin ve ekibinizi motive edin.
Mümkün mertebe dünyadan ve ülkemizden pozitif haberleri
paylaşın.
Kampanya düzenleyin:
Hem yeni müşteri ediniminde hem mevcut müşterilerinize
nefes verecek şekilde kampanyalar düzenleyin.
Bu kampanyalar indirim kampanyaları da olabilir,
tamamlayıcı hizmetlerin ücretsiz verilmesi de olabilir,
ödeme vadelerinin rahatlatılması da! Karınızın düşmesinin
müşteri kaybından daha az etkisi olacağını göz
önünde bulundurun bu kötü günlerde kuracağınız güven
esaslı ilişkilerin de ömür boyunca sürecini unutmayın.
Sektörel
Tufan Boya “Her İşin Başı Sağlık”
Parolasıyla Faaliyetlerine Devam Ediyor
İstanbul ve Denizli’deki fabrika, depo ve ofislerinde gerekli tüm önlemleri
alarak faaliyetlerine devam eden Tufan Boya, koronavirüs salgını sürecini
hasarsız atlatmak amacıyla “her işin başı sağlık ” düşüncesi ile çalışmalarını
sürdürüyor. Salgın sürecinde riskleri ve fırsatları iyi yönetebilen firmaların
rekabete bir adım öne geçeceğini belirten Tufan Boya Genel Müdürü Yasin
Tufan, devletin önerdiği tüm sağlık önlemlerine riayet ettiklerini söyleyerek
yaşanan süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
ve gerekli önlemleri almaktadır. Bu süreçte tüm personelimize
gerekli sağlık ekipmanları ve sair destekler
verilmekte ve süreci hasarsız atlatmak üzere önlemler
alınmaktadır.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Yaşadığımız süreç diğer krizlerden farklı olarak insan
sağlığını tehdit etmekte olduğundan dolayı “her işin
başı sağlık ”düşüncesinden hareketle en önemli şey
olan sağlığımıza dikkat etme birinci önceliğimiz. Kısa
vadede piyasalarda bir belirsizlik olduğu ve olacağı
Yasin Tufan / Genel Müdür
kesin olmakla beraber, devletimizin aldığı ve alacağı
önlemlerle beraber orta ve uzun vadede memleketimizin
bu krizi de Allah’ın izni ile atlatacağı konusunda
Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler
paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve Herkese sağlıklı günler dilerim.
inancımız tamdır.
dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?
Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sektörümüzü
de etkilemekte ve belirsizlikler artmaktadır. Ancak
krizlerin fırsatları da beraberinde getirdiği bir gerçektir.
Önemli olan bu süreci tüm paydaşlarımızla birlikte sağlıklı
ve sıhhatli bir şekilde atlatıp önümüzdeki süreci iyi
okumaya çalışmaktır.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm
önerileriniz nelerdir?
Yaşadığımız bu salgın sürecinde riskleri ve fırsatları iyi
yönetebilen firmalar rekabette bir adım öne geçecek.
Tabiri caiz ise enseyi karartmadan önüne bakanlar ve
gerek müşteri gerek tedarikçi tüm paydaşlarıyla ilişkilerini
iyi ve düzgün yönetenler orta ve uzun vadede yoluna
devam edecektir.
Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Firmamız gerek İstanbul gerekse Denizli lokasyonlarındaki
tüm depo, fabrika ve ofislerinde devletimizin
önerdiği tüm sağlık önerilerine harfiyen riayet etmekte
.
48 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Beybi Pandemi Sürecinde Alternatif
Ürün Kasyer’i Hizmete Sundu
Eldiven sektörünün lider markası Beybi, koronavirüs sürecinde aldığı önlemler
çerçevesinde üretim kapasitesini düşürerek çalışmalarına devam ediyor.
Salgın sürecinde tek kullanımlık eldivenlerin stoklarında yetersizlik olacağını
düşünerek bu ürünlerin alternatifi olarak Kasyer eldivenini hızlıca üreterek
piyasa sunan Beybi, internet sitesi üzerinden de satışlarına devam ediyor.
Pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler
veren, Beybi İş Güvenliği Bölge Satış Müdürleri
Vedat Karlı ve Okhan Pekel’in değerlendirmeleri ise şu
şekilde:
“Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını dolayısı
ile piyasaların durgunluğu
birçok firmayı etkilediği gibi
Beybi’yi de etkilemiştir. Çalışanların
sağlık durumlarında
yaşanabilecek problemleri
ve virüsün yayılmasını
engellemek adına alınan
önlemler neticesinde bazı
firmalar kapanma durumu
ile karşı karşıya kalmıştır.
Bazılarının ise kapasitelerini
düşürdüğünü üzülerek belirtmek
isteriz.
Beybi olarak üretim kapasitemizi
bizde birçok firma gibi
düşürerek durgun olan piyasada
stok maliyetlerimizi ve
doğabilecek zararları minimuma
indirmeyi hedefledik.
İçinde bulunduğumuz durum
neticesinde birçok sektörde
yer alan beyaz yakalılar, artık
işlerini evlerinden yönetmeye
başlamıştır.
Beybi İş Güvenliği olarak bu
sıkıntılı dönemde tek kullanımlık
eldivenlerin stoklarında
yetersizlik olacağını
düşünerek bu ürünlerin alternatifi
olarak Kasyer eldivenini
hızlıca üreterek piyasaya
sunduk. Bu ürünümüz
yıkanabilen, gıda temasına
uygun, polyester örme bir eldivendir.
KASYER eldivenini
temas yok Beybi sloganıyla
hem hali hazırda ki müşteri-
.
50 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
lerimize hem de Beybi online shop internet sitemizden
hızlıca satışa sunmuş bulunmaktayız.
Kısıtlamaların azalması ile birlikte işlerin artacağını, eski
günlerimize geri döneceğimizi ve yeni dünyanın farklı alternatifler
sunacağını düşünmekteyiz.”
Vedat Karlı – Okhan Pekel / Beybi İş Güvenliği Bölge Satış Müdürleri
Sektörel
.
51 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
“Önerilen Tedbirleri Harfiyen
Uygulayarak Üretime Aralıksız
Devam Ettik”
Kovid-19 pandemisi sürecinde faaliyetlerine ara vermeden devam eden
Evren Pala – Bölge Satış Sorumlusu
Yaşanan süreç sonunda tüm stratejilerin gözden geçirilmesi
gerektiğini belirten Retta El Aletleri Bölge Satış
Sorumlusu Evren Pala, sadece satış - pazarlamada değil,
insan kaynakları noktasında da çalışan sağlığı gibi
konuların ön plana çıktığı bir süreç doğduğunu söyledi.
Sağlık bakanlığının önerdiği tedbirleri harfiyen uyguladıklarının
altını çizen Pala, Retta El Aletleri olarak pandemi
sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında dergimize
bilgiler verdi.
Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler
paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve
dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?
Covid-19 Salgın hastalığının tüm insanlığa büyük bir
ders olduğu kanaatindeyim. Bu süreçte benim de kendimce
çıkardığım dersler oldu. İşlerin evden de yapılabileceğini
hepimiz öğrendik. Ailemize ve kendimize az
.
52 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Retta El Aletleri, evden çalışma, üretim personeli seyreltmesi, personel servis
sayısı arttırılması gibi tedbirlerle çalışmalarını sürdürüyor. Sürecin zorluğunu göz
önünden bulundurarak satış ve sevkiyatlarını kesintisiz sürdüren Retta El Aletleri,
sektöre destek olmak adına dolar/TL kur çarpanını belli bir miktar aşağıda
tutarak bayilerine de destek sağlamış oldu.
zaman ayırdığımızın farkına vardık. Gereksiz alışverişlerle
zamanı ve parayı nasıl kullanmamız gerektiğini hatırladık.
Özetle gelmiş geçmiş bütün öğretilerin temelindeki
iyi olmanın, temiz olmanın ne denli mühim olduğunu
tekrar anımsadık.
Sektörümüz için baktığımızda, vadeli satışların belirli
teminat ve ipoteklere dayandırmasının zorunlu olduğu
kanaati kesinlik kazandı. Bugün sattığınız ürünlerin
nakdi olarak 6 ay sonra kasanıza girmesinin, karanlık
bir denize atılan taşın nereye düştüğünü görmek kadar
zor olduğunu anladık. İhracatın önemini iyi kavramamız
gerektiğini, ancak yurt içi satışlarında amiral gemimiz olduğunu
hatırladık.
Bu süreçte sektörümüz ciddi kayıplar yaşadı dersek,
bence diğer sektörlere haksızlık ederiz. Zira bu zor zamanlarda
birçoğumuz ekmeği bile evimizde üretmeyi
seçtik. Belki iki aydır kendimize yeni kıyafetler almadık,
kuaför hizmeti alamadık ama hırdavat sektörü maske, eldiven,
koruyucu malzeme ve dezenfektan gibi ürünlerin
üretim ve satışı ile bir nebze olsun karlılığını ve varlığını
sürdürmeyi başardı.
Biz şirket olarak salgın sürecinde üretime hiç ara vermeden
devam ettik, satış ve sevkiyatlarımızda kesintisiz
sürdü. Sektöre destek olmak adına dolar/TL kur çarpanımızı
%10 gibi aşağıda tutarak bayilerimize rekabet gücü
ve karlılık sağladık.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz
nelerdir?
Tüm stratejilerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Sadece
satış - pazarlama değil, insan kaynakları noktasında, çalışan
sağlığı gibi konuların da ön plana çıktığı bir süreç
doğdu. Personel davranışlarında, gözlenmesi gereken
bir unsur da, artık hijen kurallarına uyum olacak. Tertip
ve düzenli çalışanların nitelik bakımından önem kazanacağını
düşünüyorum.
Çünkü bu firma vizyonunu, olumlu ya da olumsuz etki-
Röportaj
leyecek ana bir unsur olacak. Hiç kimse tozlu bir rafta,
uzun süre beklediği belli olan bir ürünü almak istemez.
Özellikle bayilerimiz noktasında önerim; hijyen kurallarına
dikkat etsinler, daha temiz raflar, daha temiz ürünler
görmek istiyorum. Tezgâhtar arkadaşlara çok iş düşüyor
öncelikle kendilerinin ve ailelerinin sağlığı için sosyal
mesafeye dikkat etmeleri çok önemli. Ayrıca bir önemli
hususta satışlarda olabildiğince vadeli satışları azaltarak
devam edilmesi, gerek kur dalgalanmaları gerekse
salgın hastalığın henüz bir bilinmezlik olması hasebiyle,
firmalar kendilerini olabildiğince garantiye alsınlar.
Hepimiz ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerektiğini
unutmayalım.
Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında
bilgi verebilir misiniz?
Biz firma olarak sağlık bakanlığımızın önerdiği tedbirleri
harfiyen uyguladık, evden çalışma, üretim personeli seyreltmesi,
personel servis sayısı arttırılması gibi tedbirlerin
yanı sıra, şirket ve ürün dezenfeksiyon çalışmalarımızı
halen devam ettiriyoruz. Tüm çalışanlarımıza maske
eldiven vb… koruyucu ürünler sağladık.
Üretime ara vermeden devam ettik, satış ve sevkiyatlarımızda
bu süreçte hiç durmadı. Dolar kuru noktasında
bayilerimize elimizden geldiğince destek olduk olmaya
devam ediyoruz. İş seyahatlerimize ara verdik normalleşme
sürecine göre iş seyahat planlarımıza tekrar
başlayacağız. Bu süreci iş imeceleriyle de sürdürerek,
şirket içinde elimizden geldiğince birbirimize destek olup
departmanlar arası bir dayanışma ile aile bağlarımızı da
kuvvetlendiriyoruz. Bu da, personeldeki aidiyet duygusunu
arttıran bir atölye çalışmasına dönüşüyor. Her çalışan
birbirinin iş alanındaki zorluklarını gözlemleme imkanı
bulabiliyor, çözüm fikirleri doğabiliyor. Azim ve inovasyonla,
Ar-Ge çalışmalarımıza daha fazla zaman ayırabiliyoruz.
Bayilerimizin kullanımında olan B2B satış sistemimizi
daha da pratik hale getiriyoruz. E-ticaret yapan
bayilerimizin işini kolaylaştıracak çözümlerin müjdesini
de yakında paylaşacağız.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Evde kalalım olabildiğince evde kalalım. Umarım ki bu
kötü rüya olabildiğince çabuk son bulur. Biz bize yeteriz
elbette ama unutmayalım ki “Bir Türk Dünya’ya Bedeldir.”
Ve bizim insanlığa öğreteceğimiz çok şeyler var. Birlik
olmanın, idare etmenin ve destek olmanın ne demek
olduğunu, zor zamanların böylece aşılacağını tüm insanlığa
öğreteceğiz. Bu süreçte tüm sağlık çalışanlarımıza
şükranlarımı sunuyorum.
53
Sektörel
Sait Demirci El Aletleri, Salgın
Sürecinde Önlemlerini Alarak Yurt
İçi ve Yurt Dışı Çalışmalarına Devam
Ediyor
“11 Mart’ta Ülkemizde görülen ilk vakadan sonra Sait Demirci El
Aletleri olarak 12-15 Mart tarihleri arasında düzenlenen İstanbul
Hırdavat Fuarına katılımımızı sağladık. Fuar, iyi geçmiş olmasına
rağmen bütün dünyayı saran Covid-19 virüsü nedeniyle müşterilerin
talepleri üzerine bazı siparişlerimizin teslimatları ve müşterilerin sipariş
onaylarında ertelemeler yaşandı.
Bu dönemden sonra devletimizin
almış olduğu tüm
önlemleri aldık. Çalışanlarımızın
ve iş ortaklarımızın
sağlıklarını da düşünerek
bütün önlemeleri aldık. Hem
fabrikada üretimde çalışan
işçilerimizin hem de mağaza
çalışanlarımıza maske
kullanımı tedariki ile hijyen
malzemeleri tedariki ve fabrika
girişinde ateş ölçerlerle
testler yaparak gerekli önlemlerimizi
aldık.
Sektörümüzle ilgili olarak
yurt içi pazarımızda küçük
bir daralma olsa da sokağa
çıkma kısıtlaması olmadığı
dönemlerde üretimimize ara
vermeden yurt içindeki müşterilerimize
hizmet vermeye
devam ettik.
Yurt dışı pazarında ise gümrükleri
çalışan ve pazarlarında
herhangi bir sorun
yaşamayan ülkelere pazarlama
faaliyetlerimiz devam
etti. Ülke ekonomisine katkı
sağlayacak her türlü satışı
yapma gayretinde bulunmaya
çalıştık. Bu dönemi en az
hasarla atlatmak için bütün
önlemlerimi almaya çalıştık.”
.
54 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Röportaj
Green Air Tools, Müşterileri ile İletişimi
Sıklaştırarak Salgın Sürecinde Hizmet
Sunmaya Devam Ediyor
Salgın sürecinde yenilikçi kararlar almak durumda kaldıklarını ve müşterilerle
daha sık iletişim kurarak süreci atlamaya çalıştıklarını belirten Yeşil Dış Ticaret
Genel Müdürü Erdal Yeşil, süreç içerisinde yaptıkları çalışmalar hakkında
dergimize açıklamalarda bulundu.
Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler
paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve
dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?
Covid-19 salgını nedeniyle hem psikolojik hem de
mental olarak durma noktasına gelen sektörümüzde
daralma olmuştur. Şehirlerarası yolculuğun olmaması
hizmet ettiğimiz müşterilerimize ulaşma noktasında
eksikliklere neden olmuştur. İçerisinde bulunduğumuz
durum, firmamızı da yakından etkilemiş olup çözüm
noktasında yenilikçi kararlar almamıza neden olmuştur.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm
önerileriniz nelerdir?
Yaşanan bu süreçte mevcut müşterilerimizle birlikte iletişim
halinde olarak süreci atlatmaya ve hizmetlerimizi
Erdal Yeşil / Genel Müdür
.
56 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
eksiksiz yerine getirme hususunda üzerimize düşen
görevleri yapmaya devam etmekteyiz.
Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar
hakkında bilgi verebilir misiniz?
Biz firma olarak bu dönemde elektronik ortamda müşterilerimize
ulaşıp, ihtiyaçları doğrultusunda internet ve
telefon yoluyla kesintisiz olarak sevkiyat ve hizmetlerimize
devam etmekteyiz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Yaşamış olduğumuz bu pandemi döneminde birliktelik
ve güç birliği içerisinde olursak ülkemiz ve hırdavat
sektörü olarak en kısa zamanda başarılı sonuçlar alacağımızdan
eminiz. Bu süreci umuyoruz en kısa zamanda
atlatıp tekrar eski güzel ve sağlıklı günlerimize
kavuşuruz.
Röportaj
Dirim Metal, Ar-Ge Çalışmalarını
Hızlandırarak Pandemi Sonrası
Döneme Hazırlanıyor
Koronavirüs
salgını sebebiyle
üretimlerine
geçici bir süre
ara vermek
zorunda kalan
Dirim Metal,
yaşanan
süreci, Ar-Ge
çalışmaları
yaparak yeni
ürün geliştirme
ve iyileştirme
çalışmalarıyla
değerlendiriyor.
Mevcut pandemi sürecini, ileriki dönemi düşünerek en
iyi bir şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını belirten
Dirim Metal Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Türk, bu
dönemi Ar-Ge çalışmalarını hızlandırarak, iç ve dış pazar
için yeni ürünlerin üretilmesi ve global pazardaki
mevcut konumlarını daha ileriye götürmek için hazırlık
süreci olarak değerlendirdiklerini söyledi. Pandemi süreci
içerisinde gerekli tüm önlemleri alarak ve kurallara
riayet ederek faaliyetlerine devam ettiklerini kaydeden
Atilla Türk, yaşanan süreç ve sektörle ilgili değerlendirmelerde
bulundu.
Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler
paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve
dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz?
Çin’in Wuhan kentinde başlayıp dünyaya yayılan koronavirüsün,
dünya ekonomilerini etkilediği gibi bizleri de
.
58 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Dirim Metal Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Türk
olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. 2020 yılının ilk
çeyreğinde bariz bir ekonomik daralma yaşadık. Salgının
neden olduğu ekonomik darbe, önümüzdeki günlerle
global ve yerel piyasalarda resesyon riskini ortaya
koyabilir. Bildiğiniz üzere salgından dolayı birçok tesis
üretimlerini durdurmak ya da asgariye indirmek zorunda
kaldı. Bizler de önlemler doğrultusunda üretimimize
ara vermek zorunda kaldık. Elbette hükümetimizin aldığı
önlemler ve verdiği destekler, bir nebze olsun piyasaların
rahatlamasına yardımcı olmuştur. Ama risklerin
tamamen ortadan kalktığını söylemek biraz acelecilik
olur diye düşünüyorum.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm
önerileriniz nelerdir?
Biliyoruz ki krizin en önemli özelliği önceden tahmin
edilememesi ya da bilinemeyen bir anda ortaya çıkmasıdır.
Diğer özelliği de Covid-19 gibi hızlı yayılmasıdır.
Bu süreçte çözüm önerilerimiz ise; toplam kalite yöne-
Röportaj
timinin firmalarda uygulanması için çaba sarf edilmeli.
Yeni tekniklerden yararlanarak yüksek kalite, düşük
maliyet ve hız doğrultusunda firmaların bünyelerine uygun
değişiklikler yapılmalı. Bana göre en önemli tedbir,
mali ve finansal disiplinin sağlanması olmalıdır.
Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar
hakkında bilgi verebilir misiniz?
İş ve işçi sağlığı açısından bütün kural ve kararlara uymaya
çalıştığımız belirtmek isterim. Alınması gereken
tüm önlemleri bizlere yapılan bilgilendirmeler doğrultusunda
eksiksiz yerine getirmeye çalıştık. Esnek çalışma,
iş yeri dezenfektasyonu, sosyal mesafe gibi...
Üretim ve iş olarak ise; bu süreçte Ar-Ge altyapımızı
destekledik. Ve bu dönemi, Ar-Ge çalışmalarımızı hızlandırarak,
iç ve dış pazar için yeni ürünlerin üretilmesi
ve sektör bazlı global pazardaki mevcut konumuzu daha
ileriye götürmek için hazırlık süreci olarak değerlendirdik.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Ben tüm yüreğimle inanıyorum ki birlik ve beraberlikle
koronavirüs mücadelesini kazanacağız. Ve güzel günlerin
bizleri beklediğine inancım sonsuz. Ben sözlerimi
bir atasözümüzle bitirmek isterim: “Kurt kışı atlatır ama
yediği ayazı unutmaz.” Bu dönem tüm dünya için bir
ayaz oldu İnşaaAllah bundan sonrası için tüm önlemlerimiz
tam olur.
59
Röportaj
Erba Çelik Kürek Tedbirli Olarak
Çalışmalarına Devam Ediyor
Erba Çelik Kürek- Ayhan Özsaraç
“Koronavirüs, çağımızın vebası olarak ülkemizde görüldükten
sonra piyasaları olumsuz etkiledi. Bunun
etkisini en çok hisseden, sosyal mesafesi olmayan ve
mesafe tanımayan sektörlerde yaşıyoruz.
İnşaat sektörü olarak etkilenmedik dersek doğru olmaz.
Üretici bir firma olarak; bazı bölgelerde virüs endişesi
.
60 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Salgın sürecinde aldığı tedbirlerle üretime devam eden Erba Çelik Kürek,
perakende sektöründeki işletmelerinde de önlemlerini alarak süreci atlatmaya
çalışıyor. Normal zamanlarda sektörün en hareketli olduğu dönemlerin bu
dönemler olduğunu fakat şu anda çok stabil bir durumun gözlendiğini belirten
firma yetkilisi Ayhan Özsaraç, pandemi süreci içinde yaptıkları çalışmalar
hakkında bilgiler verdi.
ile toptan olarak ürettiğimiz malzemelerimizi piyasanın
durgunluğu üzerine pazarlayamaz olduk. Her bölgede
endişe ve durgunluk gözlemlemekteyiz. Sektörümüzün
en hareketli zamanları olması gerekirken şu anda stabil
bir piyasa durumu söz konusu. Dünyadaki konjonktürü
de takip ettiğimiz kadarı ile diğer dünya ülkelerini
ülkemizden daha vahim bir durumda olduğunu düşünüyoruz.
Ülkemizin bu pandemiyi en az zararla atlatacağı
kanısındayız.
Genel olarak ERBA ÇELİK KÜREK üreticisi olarak ve
ayrıca perakende sektöründe işletmelerimiz de çalışan
personel ve müşterilerimizin sosyal mesafeyi kontrol
ederek imalat, satış ve alışverişlerde dikkat edilmesi
hususunda hem sözlü hem yazılı; hem de işaretlerle
ikazlar yapmaktayız. Personellerimizin maske ile ve
gerektiği yerlerde siperlikle hizmet vermeleri hususunda
tedbir almış bulunmaktayız. Ayrıca müşterimizin
maskesiz alışveriş yapmalarına engel olup maskelerini
takmaları hususunda ikaz etmekteyiz. Maskesi olmayan
müşterilerimize de tarafımızdan maske verilerek
alışveriş yapmalarını sağlamaktayız.”
Röportaj
Fen-İş Makina, Üretim ve Ar-Ge
Çalışmalarına Aralıksız Devam Ediyor
Fen-İş Makina, koronavirüs salgını sürecinde ürün iyileştirme, yeni ürün üretme
ve yurt içi, yurt dışı pazarlama faaliyetlerine ağırlık vermiş durumda. Tedarik
konusunda Türkiye’de ve yurt dışında bulunan bayilerini mağdur etmemek
Firma Yetkilisi Tuncay Akkuş
Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler
paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve
size yansımaları hakkında neler söylersiniz?
Dünya çapında etkili olan Covid-19 Koronavirüs salgını
nedeni ile birçok dünya ülkesinde üretim, dağıtım
ve tedarik zincirlerinde ciddi kırılmalar yaşandığı bir
süreçteyiz. 2019 yılında ürettiği ürünlerin %68’ini ihraç
eden Fen-iş Makina olarak, bu dönemde yurtdışında siparişlerin
bir kısmı satış olarak gerçekleşirken bir kısım
siparişlerimiz ertelenmek durumunda kaldı. Biz sağlık
bakanlığımızın uyarı ve önlemlerini firmamızın tüm kademelerinde
uyguladık.
Tedarik konusunda Türkiye’de
ve yurt dışında bulunan
bayilerimizi mağdur
.
62 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
amacıyla çalışmaya ve üretmeye devam ettiklerini belirten Fen-İş Makine
firma yetkilisi Tuncay Akkuş, pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında
bilgiler vererek, sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
etmemek amacıyla çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz.
Salgın sonrasında tüm sektörler açısından yabancı
pazarlarda, durumu avantaja çevirebilecek bir Türkiye
tablosu gözükmekte. Küresel tedarik zincirinin kırılması
ve yönünü değiştirmesi beklenen bu salgın krizinin sonunda
tüm firmalarımız kaliteli ve ulaşılabilir fiyatlar ile
rekabete hazır halde olmalı.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz
nelerdir?
Bu süreçte Ar&Ge çalışmalarına önem verilmeli. Ürettiğimiz
ürünleri daha kaliteli hale getirmek, yeni ürünler
üreterek yurtdışı pazarlarda yabancı rakiplere karşı hem
fiyat hem kalite olarak tercih edilebilir olma amacında olmalıyız.
Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında
bilgi verebilir misiniz?
Fen-iş Makine olarak mevcut üretime ara vermeden devam
ediyoruz. Ürün iyileştirme, yeni ürün üretme ve yurt
içi, yurt dışı pazarlama faaliyetlerine ağırlık verdiğimiz bir
dönemdeyiz. Üreticiler olarak bu salgından sonra karşılaşacağımız
birikmiş taleplere hızlı şekilde cevap verebilir
olmak zorundayız.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Ülkemizde ve dünyada yaşanan bu zor zamanları alınan
önlemlere uyarak en kısa sürede geride bırakıp normale
dönmeyi temenni eder, başta milletimize ve tüm insanlığa
sağlıklı günler dilerim.
Röportaj
“Kısa Vadede Oluşan Olumsuz
Durumun Pozitife Dönüşmesini
Umuyoruz”
Salgın sürecinde yatırımlarına devam ederek çalışmalarını sürdüren Safeset,
daralan piyasa taleplerine karşın önümüzdeki dönemden umutlu. Safeset
Genel Müdürü Ahmet Yıldırım Pandemi süreci ile ilgili olarak yaptıkları
çalışmalar hakkında bilgiler vererek sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili
olarak çözüm önerileriniz nelerdir?
Yaşanan süreçte devletimizin bizim
gibi imalatçı firmaları desteklemesini
sürdürmesini bekliyorum. Finansal
desteklere ulaşmanın kolaylaştırılması
ve şartlarının gevşetilmesi
gerektiğini düşünüyorum. Herkesin
içinde bulunduğumuz durumda birbirine
karşı anlayışlı olması ve elinden
geldiğince birbirimizi destekleyerek
bu zorlu süreci birlikte atlatıp
salgın sonrası oluşacak yeni düzende
yerimizi almamız gerekiyor.
Safeset Genel Müdürü Ahmet Yıldırım
Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler
paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç
sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve
size yansımaları hakkında neler söylersiniz?
Son dönemde dünya çapında salgın bir hastalık haline
gelen Covid-19 virüsü bütün ülkeleri ve dolayısıyla firmaları
ekonomik olarak etkiledi. Birçok ülke ve firma resesyona
girdi. Bu süreç, doğal olarak bizi de olumsuz yönde
etkiledi. Çalışan personelimizin güvenliğini sağlayacak
şekilde üretimimiz devam ediyor fakat satış rakamlarımız
azaldı. Ülkemiz salgınla mücadeleyi kararlı ve etkin
bir şekilde sürdürüyor. Umuyorum ki kısa vadede oluşan
bu olumsuz tablo, kısa bir zaman içerisinde kontrol altına
alınarak pozitife dönecektir.
Elbette diğer bütün sektörler
gibi, bizim sektörde de
bir talep daralmasıyla karşı
karşıyayız. Önümüzdeki
günlerde salgın hastalığın
etkisini hafifletmesi ve alınan
önlemlerin gevşetilmesiyle
satışlarımızın dengeye
gelmesini beklemekteyim.
Firma olarak bu dönemde yaptığınız
çalışmalar hakkında bilgi
verebilir misiniz?
Firma olarak yıllardır kazandığımızı, işimizi geliştirmek
üzere yatırım olarak kullandık. Makine parkurumuzu, çalışan
sayımızı, ürün portföyümüzü genişlettik. Bu dönemde
yatırımlarımız azalsa da sürdürmeyi planlamaktayız.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Son olarak, birlik ve beraberliğimizi koruyarak, ülkemizin
ve sektörümüzün gelişmesini devam ettirmek için çok
sıkı çalışmayı sürdürmeliyiz. Salgın sonrası dünya pazarında
oluşabilecek fırsatları iyi değerlendirip ülkemizin
gelişimine katkı sunmalıyız.
63
Röportaj
“Dijital Dönüşümün Hırdavat
ve Nalburiye Sektörünü Pozitif
Etkileyeceğini Düşünüyoruz”
Nalburiye ve hırdavat sektörü de diğer birçok sektörde olduğu gibi dijital
dönüşümden etkileniyor. Pazarlama ve satış kanallarının çeşitlenmesi ile
dijital platformların birçok farklı seçeneğinden yararlanmak isteyen firmalar,
kendilerini ve kadrolarını dijital dönüşüme entegre etmek için çalışmalarını ve
pazarlama stratejilerini değişime göre biçimlendirmeye devam ediyor.
Hakan Berk Saraç / CEO
Nalburla.com da bu dönüşüm çerçevesinde hizmetlerini
internet üzerinden kullanıcılara ulaştırmak için kurulmuş
bir girişim. Firmanın CEO’su Hakan Berk Saraç,
hedeflerinin “kurumsal kimlik” ve “alırken kazan” ilkeleriyle
inşaat sektöründe kullanılan tüm malzemeleri,
platformları aracılığıyla alıcı ve satıcılarla buluşturarak,
Türkiye’de sektörel anlamda öncü olmak olduğunu
söylüyor.
Öncelikle firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Merhabalar, ismim Hakan Berk SARAÇ. İnşaat mühendisiyim.
Bota İnşaat ve Zay İnşaat şirketler grubunun
CEO’suyum. 20 yılı aşkın süredir alt ve üst yapıya dair
projelerde kamu yapım işleri kapsamında müteahhitlik
hizmeti veriyoruz. Uzun yıllardır içinde bulunduğumuz
sektörde “Nalburla.com” adı altında oluşturduğumuz
projede farklı bir vizyon ortaya koyarak; alıcı olduğumuz
malzemelerin, E-Ticaret ve E-Bayilik sistemiyle
.
64 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
satışlarını gerçekleştirerek kapsamlı bir online pazar
oluşturmak istiyoruz.
Hırdavat ve nalburiye sektöründe E-Ticaret girişimi
yaparak neleri hedeflediniz?
Her sektörde E-Ticaret anlamında yapılan birçok proje
var. Türkiye’de 16.000 tane E-Ticaret yapan online
alışveriş platformu var. Ülke genelinde diğer sektörlerde
herkes tarafından bilinen başarılı projeler var iken
hırdavat ve nalburiye alanlarında bu gelişim henüz
kendini tamamlamış durumda değil. Hedefimiz “kurumsal
kimlik” ve “alırken kazan” ilkeleriyle inşaat sektöründe
kullanılan tüm malzemeleri platformumuz da alıcı ve
satıcılarla buluşturarak, Türkiye’de sektörel anlamda
öncü olmak.
Hırdavat sektörü açısından bakacak olursanız sektörün
gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce
Röportaj
dijital dönüşüm hırdavat ve nalburiye sektörünü
nasıl etkiliyor?
Sektörün gelişimini yakından takip ediyorum. Ülkemiz
adına çok değerli üreticilerimiz var. Kalite standartları
yüksek ürünleri kullanıcılarla buluşturuyorlar. Yeni
malzemeler üretmeye ve geliştirmeye devam ediyorlar.
Bu günlerde dünya genelinde salgın hastalık tehditliyle
karşı karşıyayız. Süreçte herkesin dijital platformları
sıkça kullandığını görmek mümkün. Dönüşümün hırdavat
ve nalburiye sektöründe de hızla büyüyerek pozitif
etki oluşturmasını bekliyoruz.
E-Ticaret girişimi olarak pazarlama faaliyetlerinizi
nasıl yürütüyorsunuz?
Ticaret yapılırken pazarlama onu tamamlayan en
önemli faktörlerin başında yer alıyor. Ticaret de bugüne
kadar alıcı tarafta olduğumuz için; satıcılardan neler
beklendiğini, nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiğini, ticaret
ahlakı, ticaret hukuku gibi kavramları iyi biliyoruz.
Stratejimizi belirledik, pazarlama operasyon şemamızı
oluşturduk. Müşterilerin ilgisini çekebilecek, kolay ve
güvenilir alışveriş yapabileceği, kaliteli hizmet alabilecekleri
ve temsilcilerle bire bir irtibata geçebilecekleri
platformda saydığımız politikalarla yürütüyoruz.
Dijital alanda kendinizi görünür kılmak ve potansiyel
müşterilerinize ulaşmak için neler yapıyorsunuz?
Dijital alanlarda yer almak için basın yayın organları,
arama motorları, sosyal medya uygulamalarını kullanıyoruz.
Sektördeki müşteri kitlesini yakalamak için belirli
filtre kriterleri oluşturduk. Meslek grubu, hangi alanda
hizmet verdikleri, talep ettikleri ürünler, yaş grubu gibi
birçok sınıflandırmayı göz önünde bulunduruyoruz.
Müşterilerden gelen talepler ve değerlendirmeler (şikâyetler,
istekler vs.) dijital alanda nasıl karşılık buluyor?
Müşterilerimiz bizim için çok değerliler. Taleplerine,
önerilerine ve değerlendirmelerine hassasiyet gösteriyoruz.
Şikayetlerine en etkili çözümü bulabilmek için
hemen devreye giriyoruz. Memnun kalmaları, dijital ortamda
kendilerini güvende hissetmeleri ve yeniden bizi
tercih etmeleri hizmet politikamızın temelini oluşturuyor
diyebilirim.
Sektörel olarak 2020 yılının geride kalan dönemini
ve önümüzdeki dönemle ilgili beklentilerinizi bizimle
paylaşır mısınız?
Sektörel açıdan ilk çeyrek yılda hareketli bir dönemi
geride bıraktık. Dünya genelinde yaşan malum sebeplerden
ötürü ikinci çeyrek durgun geçiyor. Temennimiz
önümüzdeki süreçte normalleşme adımları atılarak, piyasaların
normale dönmesi yönündedir. Dijital pazarında
büyük bir yeri ve katkısı olacağı inancındayız.
“Nalburla Alın, Alırken Kazanın, Güvende Kalın”
65
Sektörel
Ayvaz Koronavirüs Sürecinde Başarılı
Uygulamalar Ortaya Koyuyor
Ayvaz, dünyanın öncelikli gündemi haline gelen Koronavirüs salgın sürecinde
sektöre örnek teşkil eden başarılı uygulamalar ortaya koyuyor.
Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut
Mekanik tesisat sektörünün köklü firması Ayvaz, yeni tip
Koronavirüs salgını sürecinde üretimden satışa, planlamadan
kurumsal iletişime kadar tüm alanlarda etkin bir
“dönüşüm” gerçekleştiriyor. Böylesi kritik bir dönemde
“üretici” olmanın sorumluluğuyla hareket eden firma,
salgınla mücadele döneminde müşterilerin ve çalışanların
sağlığından ödün vermeden çalışmaya ediyor.
Konuyla ilgili bilgi veren Ayvaz İcra Kurulu Başkanı
Serhan Alpagut, “Ayvaz büyük bir şirket. Sadece merkez
fabrikamızda 500’ün üzerinde personel çalışıyor.
Tedarikçilerimiz, bayilerimiz ve iş ortaklarımızı da düşünürsek
Ayvaz bugün sadece ülkemizde binlerce ferdi
olan kocaman bir aile. İyi günde bu büyük ailenin ferdi
olmanın gururunu yaşıyorduk, şimdi ise sorumluluğunu
taşıyoruz. Önlemlerimiz, aksiyonlarımız ve geleceğe
dair planlarımızda hep bu perspektifi göz önünde bulunduruyoruz”
dedi.
Koronavirüs riskinin ülkemizde ciddileştiği anda önlemlerini
devreye soktuklarını söyleyen Alpagut “Öncelikle
personelimizi, fabrikalarımızı ziyarete gelen misafirlerimizi
ve temas halinde olduğumuz kişileri korumaya yönelik
bir dizi önlem ve düzenlemeyi hayata geçirmiştik.
Şimdi ise bu önlemlerin ikinci fazına geçtik. Satış ve diğer
tüm faaliyetlerimizi ofisten değil evden yürütebilmek
için gerekli planlama ve altyapımızı kurduk, ekipçe şu
an herhangi bir aksama olmadan çalışmalarımızı yürütebiliyoruz”
dedi.
Anahtar Kelimemiz “Dönüşüm”
Ayvaz’ın kurumsal sosyal medya hesaplarının bu dönemde
daha etkin birer iletişim aracı haline dönüştüğü-
.
68 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
nü söyleyen İcra Kurulu Başkanı, anahtar kelimelerinin
“dönüşüm” olduğunu söyledi. Bşından sonuna iş yapış
biçimlerinin bu süreçte ciddi oranda değiştiğini dile getiren
Serhan Alpagut “Koronavirüs hayatımızdaki her
şeye etki ediyor. Ona direnmek değil uyumlanmak zorunda
olduğumuzu en başından biliyoruz. Bu süreçte
biz de kendimizi ve iş yapış biçimimizi dönüştürüyoruz.
Basın bültenleri yerine, sosyal medyayı daha yoğun kullanıyoruz.
Yüz yüze toplantı yapmak yerine video konferans
yoluyla tüm ekip bir araya gelebiliyoruz. Eskiden
eğitim uzmanı arkadaşlarımız Türkiye’nin dört bir yanında
seminer veriyorlardı; şimdi çalışma odalarındaki bilgisayarlarla
tüm dünyaya “webinar” veriyorlar.
Basılı broşür yerine dijital broşürler dağıtıyoruz” diyerek
şirketlerindeki gelişmeleri aktardı.
Alpagut sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu süreci virüs
ülkemize gelmeden çok önce, Çin’de salgın ilk başladığı
andan itibaren küresel olarak yakından takip etmeye
başladık. Bildiğiniz üzere Ayvaz’ın Çin’de bir fabrikası
var.
İlk olarak o fabrikamızda gerekli önlemleri aldık ve süreci
orada deneyimledik. Çin fabrikamızın Koronavirüs
şartlarına göre dönüşümünü başarıyla gerçekleştirdikten
sonra, yeni çalışma sistemini alıp Rusya, Bulgaristan
ve Polonya’daki fabrikalarımıza uyguladık. Son olarak
tüm fabrikalarımızdan gelen bilgileri değerlendirdik
ve Hadımköy’deki merkez fabrikamız için gelişmiş bir
Koronavirüs çalışma sistemini hayata geçirdik.
Ne yapacağımızı çok iyi bildiğimiz için de, fabrikamızın
dönüşüm sürecini çok hızlı şekilde hayata geçirebildik.
İşyeri hekimimiz ve hemşiremiz başta olmak üzere Covid-19
ekibimize bu süreçte göstermiş oldukları özveri
ve emek için çok teşekkür ediyoruz.
Koronavirüse karşı bizim gibi bir şirkette alınabilecek
önlemler aslında belli. Seyahat engelleri, yemekhane
düzeni, servis düzeni, personel bilgilendirmeleri, teknik
ekipman temini, sosyal mesafenin her noktada korunması,
ortak alanların hijyeni, personelin düzenli sağlık
kontrolü, vardiya düzenlemeleri ve home-ofis çalışma
sistemi gibi belli anahtar konular var. Biz bu konularda
üst düzeyde önlemler aldığımız için, şu ana kadar sıkıntı
yaşamadık. Rusya, Bulgaristan, Polonya ve Çin’deki
fabrikalarımız gibi merkez fabrikamız da bu süreçte çalışmaya
devam etti.
Ayvaz olarak ne müşterilerimizi ne de çalışanlarımızı
mağdur etmemeye kararlıyız. “
Sektörel
Filli Boya’dan
Huzur Veren Renk Önerileri!
Günlük hayatın koşuşturmacası içinde ‘renk’ seçimleri bize sıradan kararlar
gibi gözüküyor ancak bilimsel araştırmalar renklerin insan üzerindeki etkilerinin
tahmin edebileceğimizin çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. Renklerin
üzerimizde hem fiziksel hem ruhsal yönden şaşırtıcı etkileri bulunuyor. Bu
yaklaşımla Filli Boya, evde kaldığımız bu dönemde en güvenli yaşam ve konfor
alanımız için ideal renk önerileri sunuyor.
Evlerimizde yepyeni bir hayat oluşturmanın
pek çok yolu var. Bu yollardan
en etkili olanı yaşam alanımızı yeni
baştan renklendirmek... Renkler, klişeleri
yıkanların ve sınırları kaldırmak
isteyenlerin en büyük gücü!
Hepimiz evimize girdiğimiz anda huzurlu
ve mutlu hissetmek isteriz. Yanlış
renk seçimi ve dekorasyon bu durumu
tam aksi bir hale çevirebilir. Burada
önemli olan, yaptığınız değişikliklerin
anlamlı olmasıdır. Doğru ve anlamlı
değişiklikler evinizin hem güzel hem de
işlevsel olmasını sağlar.
Duvarlarınız için seçeceğiniz renk,
evinize dinginlik kazandırıp huzurlu
hissetmenizde önemli bir rol oynar.
Bu nedenle renk tercihinizi pastel tonlar
yönünde kullanabilir, evinizin tamamında bir uyum
yakalayabilirsiniz. Böylece koyu kahverengi ahşap
mobilyalarınız bile evinizin yatıştırıcı
halini bozamayacaktır. Ayrıca konsantrasyon
ve odaklanmayı destekleyen gri
tonlar, derin düşünce ve meditasyon ile
ilgili pastel maviler, enerji veren kırmızı
tonları kendinizi iyi hissettirecek renkler
olarak yaşam alanlarınızı sarabilir.
Filli Boya’nın Aktif Silikon Teknolojisi ile
güçlendirilen yeni ve yenilikçi iç cephe
ürün serisi Momento; “Tam Silinebilirlik”
ve “Yıkanabilirlik” özellikleri ve geniş
renk skalasıyla yaşam alanlarında tazelenmiş
bir ferahlık hissi oluşturuyor.
Pastel tonlarında Momento Silan Hasır
310 rengi öne çıkarken, gri tonlarda;
Momento Silan Andezit 30, pastel mavilerde;
Momento Silan Kozmik 105,
Momento Silan Kozmik 115, Momento
Silan Kozmik 240, kırmızı tonlarında ise Momento Silan
Koral 215 rengi dikkat çekiyor.
69
Sektörel
ÇEİS’ten 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’ne Özel Sektörel Farkındalık Çalışması:
“SEN’den Başlar…
Bulaştırmamak Senin Elinde!”
Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), Uluslararası Çalışma Örgütü
(ILO) tarafından belirlenen 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü
kapsamında 2014 yılından bu yana gerçekleştirdiği etkinliklerin 2020 yılı
temasını “Solunum Yoluyla Bulaşan Hastalıklar” olarak belirledi. Türkiye’nin iş
sağlığı ve güvenliği eğitim merkezine sahip tek işveren sendikası olarak dikkat
çeken ÇEİS, gerçekleştirdiği çeşitli çalışmalar ile üye fabrikalarının çalışanlarını
Nisan ayı boyunca bilinçlendirdi.
ÇEİS ilk olarak, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan
“Yeni Koronavirüs Riskine Karşı 14 Kural”
başlıklı bilgilendirme dokümanını, çalışanlara doğrudan
ulaşmak adına, Amerikan servis formatına getirdi
ve yemekhanelerde kullanılması için fabrikalara iletti.
Eş zamanlı olarak, solunum yoluyla bulaşan hastalıklar
konusunda farkındalığı arttırmak adına tüm sektör
çalışanlarıyla baretlerine yapıştırılmak üzere etiketler
paylaştı. Biyolojik etkenlere bağlı olarak meydana gelebilecek
solunum yoluyla bulaşan hastalıkların yayılımının
önlenmesi için izlenecek hareket tarzını, görev
ve sorumlulukları tanımlamak amacıyla “Bulaşıcı Hastalıklara
Yönelik Koruyucu Önlemler Prosedürü” hazırlayarak
tüm sektörle paylaştı. Salgın sürecinin en çok
vurgulanan noktalarından el yıkama konusunu da atlamayan
ÇEİS, fabrikalarla etkili ve doğru el yıkamanın
UV ışıkları ile simule edilerek deneyimlendiği el yıkama
eğitim kitini de tüm üye fabrikalarıyla paylaştı. Çalışanlar
ve aileleri için salgınların önlenmesi ve sınırlandırılması
için alınması gereken önlemlere ilişkin bilgilerin
yer aldığı “Solunum Yolu ile Bulaşan Hastalıklar: Yeni
Koronavirüs Salgın Rehberi” isimli bir kitapçık da hazırlayan
sendika, herkesin faydalanabilmesi adına kitapçığı
kurumsal internet sitesi üzerinden de erişime açtı.
Yaklaşık 19 bin sektör çalışanına ulaşan çalışmalar
ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat ÇALBIYIK
kapsamında gerçekleştirilen bu faaliyetlere ek olarak,
tüm fabrikaların ilgili yöneticileriyle, bulaşıcı hastalık
Çimento sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin tamamına
yakınının üyesi olduğu ÇEİS, uzun yıllardır şısında neler yapılabileceğini anlatan yönlendirici bilgi-
salgını nedeniyle ortaya çıkabilecek acil durumlar kar-
gelenek haline getirdiği 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve ler içeren dokümanlar paylaşıldı.
Güvenliği Günü etkinliklerini bu yıl “Solunum Yoluyla ÇEİS, “SEN’den Başlar... Bulaştırmamak Senin Elinde!”
sloganıyla gerçekleştirdiği çalışmalar ile dünyayı
Bulaşan Hastalıklar” teması kapsamında gerçekleştirdi.
Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de devam eden etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı önemi
salgınla mücadele sürecinde sendika, “SEN’den Başlar...
Bulaştırmamak Senin Elinde!” sloganıyla, üye şir-
artırılması, çimento sektöründe sürekli hale getirilme-
daha da artan kişisel hijyen konusunda farkındalığın
ketlerinin fabrikalarındaki çalışanları Nisan ayı başından
itibaren çeşitli çalışmalarla bilgilendirdi.
amaçlıyor.
si ve bu konuda bir davranış değişikliği sağlanmasını
.
70 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
“ÇEİS olarak tüm sektörlere örnek olmak
istiyoruz”
Türk çimento sektörü için iş sağlığı ve
güvenliği konusunun büyük bir önem taşıdığının
altını çizen ÇEİS Yönetim Kurulu
Başkanı Suat ÇALBIYIK, 28 Nisan
dolayısıyla yaptığı açıklamada şunları
söyledi;
“Hem Türk çimento sektörü, hem de
ÇEİS olarak iş sağlığı ve güvenliğine büyük
önem veriyoruz. Bizim için fabrikalarımıza
sağlıklı gelen işçilerin, gün sonunda ailelerine
sağlıklı bir şekilde kavuşması her şeyden önce geliyor.
Bu hassasiyet bizi Türkiye’nin İş Sağlığı ve Güvenliği
Eğitim Merkezi’ne sahip ilk sendikası yaptı…
İş sağlığı ve güvenliği bilincini tüm çalışanlarımız için
alışkanlık haline getirmek adına her yıl 28 Nisan Dünya
İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nü geniş bir katılımla
kutluyoruz. Bu yıl ne yazık ki hepimiz için zorlu koşullar
söz konusu. İçinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte,
çalışanlarımızı bilinçlendirerek kişisel sağlıklarını korumalarına
destek olmak da sektör olarak en önemli sorumluluk
alanlarımızdan biri. Koronavirüs salgını tüm
dünyaya yeniliklere, farklılıklara açık olmanın önemini
bir kez daha hatırlattı. Yalnızca sağlıklı olmamız halinde
bu sürece katkı sağlayabileceğimizi unutmadan,
kurallara uyarak ve bu kuralları bir yaşam tarzı haline
getirerek kendimize, çevremize ve dünyaya katkı sağlamak
durumundayız. Bu nedenle bu yılın temasını
solunum yoluyla bulaşan hastalıklar olarak belirledik.
Bu kapsamda çalışanlarımızın sosyalleştikleri yemekhaneleri
bilgilendirici dokümanlar ile donattık. Sadece
çalışanlarımızı değil, ailelerini de düşünerek, “Yeni Koronavirüs
Salgın Rehberi” isimli bilgilendirici bir kitapçık
hazırladık.
Ayrıca etkili el
yıkamanın inceliklerini
deneyimleyerek
gösterdiğimiz
bir çalışmaya
da imza attık.
İnanıyorum ki,
tüm bu çalışmalar ile sektörün solunum yoluyla bulaşan
hastalıklar konusundaki farkındalık düzeyine olumlu
yönde katkı sunabildik.” dedi.
Çimento sektörünün iş sağlığı ve güvenliği alanında
yaptığı yatırımların oldukça önemli geri dönüşleri olduğunu
da vurgulayan Suat ÇALBIYIK; “Sıfır İş Kazası”
ilkesini benimseyen sektörümüz, son 10 yılda iş sağlığı
ve güvenliğine 150 milyon TL’nin üzerinde yatırım yaparak,
bu konuda önemli bir duruş sergiledi. Buna ek
olarak, ÇEİS’in tek başına yaptığı yatırımın tutarı yaklaşık
10 milyon TL’yi buldu. İSG mevzuatı kapsamında
çok tehlikeli sınıfta yer alan çimento sektörü, bu alanda
gıpta edilen bir performans gösterdi. Biz bu sorumluluk
bilinci ile yatırımlarımıza devam ederek tüm sektörler
için yol gösterici olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
71
Sektörel
TİM’den Koronavirüsle
Mücadele İçin Üretim Seferberliği
TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları başta olmak üzere Türkiye
genelinde maske ve dezenfektan ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye’nin Koronavirüsle
mücadelesine destek olmak amacıyla bünyesindeki
61 ihracatçı birliğiyle beraber üretim seferberliği
başlattı. TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları
başta olmak üzere Türkiye genelinde maske ve dezenfektan
ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. “Bugüne kadar
ihracatımız için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz”
sloganıyla başlayan üretim kapsamında; 1 milyon adet
tıbbi maske ve 100 bin litre dezenfektan üretilecek.
TİM Başkanı İsmail Gülle, “Tüm iş dünyasının iyi niyetle,
parça parça emek sarf ettiği bu süreçte, TİM olarak,
bu mücadeleyi bir seferberliğe dönüştürecek şekilde
koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok büyük hazır giyim,
kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık çalışanlarımızın
ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta yaşanan maske
ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını aşmak adına bir
milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor, üretim çarklarımızı
Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz günlük 1
milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon adet
maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak,
bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız
için üretiyoruz“ dedi.
.
72 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ile 90 bin ihracatçısıyla
Türkiye’de ihracatın tek çatı kuruluşu olan Türkiye
İhracatçılar Meclisi (TİM), “Bugüne kadar ihracatımız
için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla
üretim seferberliği başlatarak Türkiye’nin Koronavirüsle
mücadelesine destek oluyor. Ülkemizde ilk koronavirüs
vakasının ardından tıbbi maske ve dezenfektan
fiyatlarındaki yüksek seyir ve merdiven altı üretimin de
önüne geçilmesi hedeflenen bu seferberlik kapsamında;
1 milyon adet tıbbi maske ve 100 bin litre dezenfektan
üretimi yapılacak ve Sağlık Bakanlığı’na teslim
edilecek.
TİM Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Hazır Giyim ve
Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa
Gültepe, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri
İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, İstanbul
Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB)
Başkanı Ahmet Öksüz başlatılan üretim seferberliğine
ilişkin kamuoyu bilgilendirmesi yaptı.
“Yerli ve milli üretim bilinciyle üretmek zorundayız”
TİM Başkanı İsmail Gülle açıklamasında, ülkemizin
tüm kurumlarıyla birlikte yürüttüğü bu topyekün müca-
Sektörel
delede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade
ettiği gibi devletin tüm birimleriyle beraber görevlerinin
başında olduğunu belirterek şunları söyledi: “Dünya
ekonomisini adım adım takip eden ihracatçılar olarak
bu küresel virüs salgınının tüm dünyaya şu hususu
öğrettiğinin farkındayız: İthalat ucuz olsa bile gelemeyebilir.
Yerli ve milli üretim bilinciyle her ürünü kendi ihtiyacımızın
da ötesinde üretmek zorundayız. Bu yalın
gerçeğin idrakiyle, vatan sathında verilen koronavirüse
karşı sağlık mücadelesinde, bu mücadelenin kahramanları
sağlık çalışanlarımızın her daim yanlarında
olacağımıza söz veriyoruz. Tüm iş dünyasının iyi niyetle,
parça parça emek sarf ettiği bu süreçte, TİM olarak,
bu mücadeleyi bir seferberliğe dönüştürecek şekilde
koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok büyük hazır giyim,
kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık çalışanlarımızın
ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta yaşanan maske
ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını aşmak adına bir
milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor, üretim çarklarımızı
Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz günlük 1
milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon adet
maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak,
bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız
için üretiyoruz.”
Zorlu süreçlerde millet ile tek vücut olup var gücüyle
çalışmayı kutsal bir görev olarak kabul ettiklerini söyleyen
TİM Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlayışla
Ticaret Bakanlığımızın destekleri ve 61 İhracatçı
Birliğimiz ile koordine olarak, yerli ve milli 1 milyon adet
maske ve 100 bin litre dezenfektan üreterek Sağlık
Bakanlığı’mızın emrine sunuyor ve seferberliğimizin
ilk adımını atıyoruz. Salgının ülkemizde yayınlamasını
önlemek, teşhisi ve tedavisini yapmak için gece gündüz
gayretle çalışan başta Sağlık Bakanlığımız olmak
üzere tüm yetkililerimize, değerli hekimlerimiz ve diğer
tüm sağlık personelimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
“TİM olarak, ‘evde kalın’ diyoruz”
İhracatın saha neferleri olarak üzerlerine düşen ne
varsa vazife olarak kabul edip icra edeceklerini söyleyen
Gülle, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da ‘evinizden
çıkmayın’ yönlendirmeleri doğrultusunda TİM olarak,
‘evde kalın’ diyor ve bu zorlu günleri birlikte aşacağımıza
inanıyoruz. Birlik ve beraberlik duygularımızın en
üst düzeyde olacağı sağlıklı günler diliyoruz” mesajını
verdi.
“İhracatçılarımız için tüm imkanlar seferber edilmiş
durumdadır”
Gülle, virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren
Türkiye’de gerekli önlemlerin hızlıca uygulamaya
geçtiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanımızın
açıkladığı parasal ve mali tedbirlerle
oluşturulan 100 milyar TL’lik paket önümüzdeki günlerde
ikincil ve üçüncül aşamaları ile ihracatçılarımızın
bütününün beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürecektir.
Açıklanan paketin ardından kamu, katılım ve
özel bankaların tüm kredi taksit ve ödemelerinde esneklik
sağlanacaklarına dair açıklamaları iş dünyamız
için ayrıca moral olmuştur. İhracatçılarımıza yönelik
ek önlemler konusunda ise ilgili tüm bakanlıklarımız
ile temaslarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir.
İhracatçılarımızın ürünlerini dünyaya yetiştirmek adına
talep ettikleri kargo uçaklarının sayısının artırılması
adına tüm imkanlar seferber edilmiş durumdadır. Bilhassa,
Irak ve İran sınır kapılarında devreye alınan
temassız ihracatın Kapıkule’de de uygulanması konu-
73
.
74 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
sunda Ticaret Bakanlığımız ile birlikte çalışmalar devam
etmektedir. Alınan tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan
bu olumlu görüntünün sürmesini diliyoruz. Bu noktada,
tüm bu süreci proaktif bir şekilde yürüttüğümüz Sayın
Bakanımız Ruhsar Pekcan’a şükranlarımızı ifade ederim.
“
“100 tesiste günlük 1 milyon maske üreteceğiz”
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
(İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe ise “Sanayi ve Teknoloji
Bakanımız Mustafa Varank Bey, maske talebindeki
hızlı artışla birlikte fiyatlar yükselince LC Waikiki’ye
piyasanın dengelenmesi için maske üretimi önerdi. LC
Waikiki ve TAHA Grup olarak biz de bu öneri üzerine ilk
aşamada 3 milyon maskeyi üretip Sağlık Bakanlığı’na
hibe etme kararı aldık. Elbette bu zorlu süreci atlatmak
için tüm sektörün sorumluluk alması ve elini taşın altına
koyması gerekiyor. Bu anlayıştan hareketle maske
üretimi için Türkiye İhracatçılar Meclisi öncülüğünde
kampanya başlatmaya karar verdik. Salgınla mücadelede
canları pahasına, gece gündüz demeden çalışan
hekimlerimizin ve tüm sağlık çalışanlarımızın ihtiyacı
olan maskelerin üretimi için adeta seferberlik ilan ettik.
Türkiye’nin dört bir yanında yaklaşık 100 tesisimizi
çok hızlı bir şekilde organize ediyoruz. Sektör olarak bir
hafta içinde günde 1 milyon adet maske üretim kapasitesi
yaratacağız. Maske konusunda hekimlerimiz de
halkımız da asla endişelenmesin. Salgının gidişatına
ve ihtiyaca göre kapasiteyi daha da arttırabileceğiz”
dedi.
“Aylık 2,5 milyon litre dezenfektan üretme kapasitemiz
bulunuyor”
İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları
Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister şunları kaydetti:
“Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte Türkiye’nin
ihracattaki ikinci büyük sektörü olan kimya sektörünün
birliği İKMİB olarak ‘Önce Sağlık’ anlayışıyla
hareket ediyor ve sorumluluğumuz gereği vatani bir
görevi daha üstleniyoruz. İlk günden beri, başta Sayın
Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sağlık Bakanlığımız,
Bakanlıklarımız ile Bilim Kurulumuzun aldığı kararlar
ve tedbirler doğrultusunda, hızla sağlık sektörümüzün
ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bir üretim seferberliği
başlatıyoruz. Gece gündüz demeden tarihi bir özveriyle
adeta cansiperane çalışan tüm hekimlerimiz ile sağlık
personelimiz için başta dezenfektan ve temizlik malzemeleri
olmak üzere gerekli olan her türlü kimyasalların
tedariğini İKMİB olarak sağlayacağız. Bu kapsamda,
İKMİB üyesi üreticilerimizden sağlayacağımız tonlarca
dezenfektan ürününü, koronavirüs salgınında ülkemiz
adına hayati bir sorumluluk üstlenen Sağlık Bakanlığı’mızın
emrine sunuyoruz. İlgili kurumlarımız da bu
konudaki talepleri bize iletebilirler. Aylık 2,5 milyon litre
dezenfektan üretme kapasitemiz bulunuyor.”
“Bu zor günleri el birliği ile atlatacağız”
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği
(İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz de “Tekstil ve hammaddeleri
sektörü olarak bu süreçte üzerimize düşen tüm
sorumlulukları layıkıyla yerine getiriyoruz. Ülkemizin
salgınla mücadelede en çok ihtiyaç duyduğu stratejik
ürün gruplarından biri olan maske, eldiven ve koruyucu
giysi üretiminde firmalarımız 7 gün 24 saat durmaksızın
üretimlerine devam etmektedir. Maske üreticisi firmalarımızın
ihtiyaç duyabileceği hammaddeye ilişkin
ithalat bağımlılığımız bulunmamaktadır. Bu kapsamda
firmalarımızın yurt içinde hammaddeye kolay erişimi
için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Firmalarımızın
aylık yaklaşık 40 milyon maske üretim kapasitesi
bulunuyor. Bu hassas süreçte stokçuluk yapan firmalara
karşı Bakanlıklarımızın aldığı önlemleri yürekten
destekliyoruz. İhtiyaç halinde tüm tekstil işletmelerimizi
koruyucu maske ve giysi üretim tesisine dönüştürebiliriz.
Bu zor günleri hep birlikte el birliği ile atlatacağız”
şeklinde konuştu.
Sektörel
T.C. Ticaret Bakanlığı, Fahiş Fiyatlarla
Ürün Satan Firmalara Ceza Kesti
T.C. Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu Başkanlığı, 25 Mart 2020 tarihli basın
bülteninde Covid-19 salgını nedeniyle yüksek talep gören maske, kolonya
ve dezenfektan gibi ürünleri rekabet kurallarına aykırı ve fahiş fiyatlarla satışa
sunan firma ve şahıslara kesilen cezaları kamuoyu ile paylaştı.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un
62’nci maddesinde haksız ticari uygulamalar şu şekilde
tanımlanmıştır:
“ (1) Bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine
uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği
grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin
ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya
önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız
olduğu kabul edilir. Özellikle aldatıcı veya saldırgan
nitelikte olan uygulamalar ile yönetmelik ekinde yer alan
uygulamalar haksız ticari uygulama olarak kabul edilir.
Tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamalar yasaktır.”
Söz konusu tanımda da ifade edildiği üzere, bir ticari
uygulamanın haksız olarak nitelendirilebilmesi için bu
uygulamanın, mesleki özeninin gereklerine uymama ve
tüketicinin ekonomik davranış biçimini bozacak bir etkide
bulunma şeklindeki iki unsuru bir arada taşıması gerekmektedir.
Mesleki özen kavramına ilişkin
olarak 6502 sayılı Kanun ve Ticari
Reklam ve Haksız Ticari
Uygulamalar Yönetmeliğinde
açık bir tanıma yer verilmemekle
birlikte, özellikle Yönetmeliğin
Doğruluk ve dürüstlük başlıklı 7
nci maddesinin;
“(2) Reklamlar, ekonomik ve
sosyal sorumluluk bilinci içinde
ve haksız rekabete yol açmayacak
şekilde hazırlanmalıdır.
(4) Reklamlar, tüketicinin güvenini kötüye kullanamaz ya
da onun tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar edemez.
(5) Reklamlar, aşağıda sayılan haller başta olmak üzere,
hiçbir konuda tüketiciyi doğrudan veya dolaylı olarak yanıltabilecek
ifade ya da görüntüler içeremez:
a) Malın; yapısı, bileşimi, tedariki, faydası, riski, aksesuarları,
üretim yöntemi ve tarihi, amaca uygunluğu, kullanım
şekli, kullanım ömrü ve alanları, teknik özellikleri,
verim ve performansı, miktarı, menşei, çevreye etkisi gibi
özellikleri
ç) Mal veya hizmetin değeri ve ödenecek gerçek toplam
fiyatı,”
hükümlerinden görüleceği üzere haksız rekabete yol
.
76 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
açan, tüketicilerin bilgi ve tecrübe eksikliklerinden faydalanmaya
çalışan, tüketicileri özellikle satın alacakları malların
niteliği ve değeri konusunda yanıltan uygulamaların
mesleki özene aykırı eylemler olduğu açıktır.
Diğer taraftan, özellikle malların fiyatlarının etkilenmesi
suretiyle tüketicilerin ekonomik davranışlarını bozucu eylemler
ise; Yönetmeliğin, Haksız Ticari Uygulama Olarak
Kabul Edilen Örnek Uygulamalar başlıklı ekinin 19 uncu
maddesinde “Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat
değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan
etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan
mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın
artış yapmak.” şeklinde belirtilmektedir.
COVID-19 salgını ile birlikte kamuoyunun dikkatinin virüs
ve etkileri üzerinde yoğunlaştığı göz önüne alındığında
tüketicilerin salgın ile bireysel mücadele kaygısıyla gerek
maske, kolonya ve dezenfektan gibi temel ihtiyaç haline
gelen tıbbi malzemelere gerekse gıda maddelerine yönelik
yoğun bir şekilde talep göstermeleri
doğal bir tepki halini
almıştır.
Diğer taraftan, gösterilen bu talebe
karşılık olarak kimi satıcıların
fiyatları maliyetlerin ötesinde
arttırma yoluna gitmeleri ve bu
şekilde arz yönünde rakiplerinin
makul fiyatlar ile mal edinmesi ve
edindikleri bu malları tüketicilere
piyasanın normal işleyişi içerisinde
sunmalarını engellemiştir. Talep yönünde ise, bu
faaliyetlerin, tüketicilerin özellikle gelirleri ve ileriye dönük
harcama beklentileri üzerinde bir baskının bulunduğu bu
gibi durumlarda rasyonel bir biçimde fiyatların oluşmasına
katkıda bulunmalarının önüne geçtiği ortadadır.
Söz konusu eylemlerin diğer bir etkisi de, tüketiciler nezdinde
anılan ürünlere aşırı talep olması dolayısıyla ürün
fiyatlarının yükseldiği dolayısıyla gelecekte temel ihtiyaç
haline gelen bu ürünlerin temininin zor ya da aşırı pahalı
olabileceği şeklinde intiba uyandırılmasıdır.
Sonuç olarak, belirtilen satıcılar yukarıda yer verilen ürün
gruplarının gerek arz zinciri güvenliğini gerekse fiyatlarını
olumsuz bir biçimde etkileyecek piyasa bozucu uygulamalarda
bulunmuşlardır.
TÜRK YAPI SEKTÖRÜNÜN LİDER YAPI FUARI
TURKISH BUILDING INDUSTRY’S and REGION’S BIGGEST GATHERING
43.
24 - 28 AĞUSTOS / AUGUST 2020
Yeni Tarih
New Dates
Organizatör / Organiser
Hyve Build Fuarcılık A.Ş. | Tic. Sic. No: 758423 | Mersis No: 0947046442400015
Sektörel
Google’da Bahçe Aletleri
Aramaları Arttı
İnsanlar evde kaldığımız şu dönemde
keyifli vakit geçirmenin yollarını bulmak
için arayış halindeler. 20 Nisan
haftasını kapsayan Google Arama
Trendleri raporu, yapılan aramaların
eğlence ve kişisel bakım kategorilerinde
yoğunlaştığını gösteriyor. Rapor,
yaza hazırlıktan evcil hayvan edinmeye,
aile ve arkadaşlarla online ortamda
vakit geçirmekten kişisel bakıma
ve yemek pişirmeye dair üretken fikirlere
yönelik aramaları yoğunlaştı.
Umutlar arttı, aramalar bahçede yoğunlaştı
Havaların ısınmasıyla virüsün etkisinin
azalacağı yönünde çıkan haberler, Google SMB Premier Partneri EG Bilişim
insanları yaz mevsimine hazırlıklı girmek
için teşvik etti. Türkiye’de bahçe
Teknolojileri’nin CEO’su Gökhan Bülbül
işlerine yönelik olarak “çapa makinesi”,
“çim tohumu”, “bahçe aydınlatma” ve “sineklik fiyatları”
aramalarında artış gözlemlendi. Mutfağa yönelik
aramalarda ise “somon”, “çilekli milkshake”, “şekerli kurabiye
tarifi” ve “fırında ekmek” aramaları yükselişteydi.
Fransa kedi, Türkiye köpek sahiplenmeyle ilgilendi
Google Arama Trendleri raporundan çıkan sonuçlar, insanların
evcil hayvan sahiplenme ile ilgili merakının arttığına
işaret ediyor. Rapora göre, Fransa’da “kedi sahiplenme”,
Türkiye’de ise “köpek sahiplenme” aramalarında
artış yaşandı. Bunun yanı sıra insanlar evde keyifli vakit
geçirmeye yönelik aramalar da yaptılar. Türkiye’de “ka-
.
78 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Karantina döneminde evde kalan insanlar umutlarını ve morallerini taze
tutmaya çalışıyor. Farklı ülkelerin internette öne çıkan aramalarının açıklandığı
Google Arama Trendleri’ne göre, Türkiye’de “bahçe aletleri”, “kareoke
mikrofonu”, “köpek sahiplenme” ve “şekerli kurabiye” aramaları arttı.
raoke mikrofonu”, Norveç’te ve Belçika’da
“online aktiviteler” kelimeleri
sıkça aratıldı.
İngiltere’de “bronzlaşma yağı” aramaları
arttı
Karantina döneminde insanlar kişisel
bakımda kendi kendilerine yapılabileceklerin
sınırını keşfetme imkânı
buldular. Özellikle saç ve cilt bakımı
konusunda yoğun arama mevcut. İngiltere’de
“saça limon suyu bakımı” ve
“bronzlaşma yağı”, Güney Afrika’da
“cilt ürünleri” aramaları artış gösterdi.
Türkiye’de ise “sıkılaştırıcı tonik”,
”siyah nokta temizleyici”, “saç rengi
açma” aramaları çoğaldı.
İnsanlar evde kaldıkça şirketler dijitalleşmek
zorunda kalacak
Google SMB Premier Partneri EG Bilişim Teknolojileri’nin
CEO’su Gökhan Bülbül, Google Arama Trendleri
raporunun insanların evde geçirdikleri zamanı nitelikli
hale getirme gayretinde olduklarını gösterdiğini söyledi.
Firmaların oluşan yeni ihtiyaçlara destek olabilecek çözümler
geliştirmesinin bu dönemde önemli bir fırsat olabileceğinin
altını çizen Bülbül, online ortamda geçirilen
zamanın artmasının şirketlerin dijitalleşme sürecini hızlandıracağını
vurguladı.
Sektörel
Dezenfektanlar ve Dezenfektan
Kullanımı Hakkında Bilgi Notu
Temizlik ürünleri daha çok kirlerin ortamdan uzaklaştırılması
ve temizlik amacıyla kullanılırken, dezenfektanlar
kişilerin genel ve özel hijyeni, araç-gereç hijyeni
ve çalışan personel hijyeninin sağlanması amaçlarıyla
mikroorganizmaların ortamdan uzaklaştırılması için
kullanılmaktadır. Kullanılacak temizlik ürünleri ve dezenfektan
seçiminde temizlik ve dezenfeksiyon sağlama
etkinliğinin yanı sıra sağlık üzerine olabilecek
olumsuz etkileri de dikkate alınmalıdır. Bu derlemede,
dezenfektanların etki mekanizmaları, kullanım alanları
kimyasal ve sağlık etkileri özetlenmiştir.
Dezenfektana Ait Nedenler
1- Yoğunluk: Kimyasal maddeler yoğun eriyikler halinde
iken mikrobisid, sulu veya düşük konsantrasyonlarda
da mikrobistatik etkiye sahiptirler. Ancak, yoğun
eriyikler, ekonomik olmadığı gibi, hem vücuda ve hem
de eşya üzerine zararlı etkide bulunurlar. Yoğunluğun
artması ile mikrobisidal etki arasındaki bu bağlantı devamlı
değildir. Belli bir konsantrasyondan sonra, artık
tesirin değişmediği görülür. Örn. dezekfektanın başlangıçtaki
yoğunluğu %1 iken, bu %2‘ye çıkarılırsa etkisinin
de, bir misli artacağı anlamına gelmez veya etki bir
misli artmayabilir (belki, bir miktar artabilir). İkinci kez
yoğunluk bir kat daha (%4) artırılırsa, öldürme oranında
eskiye oranla büyük bir artış görülmez. Bu durum,
konsantrasyonun artmasıyla, öldürme oranının sabit
kaldığı bir düzeye kadar devam eder. Bundan sonra
yoğunluk artsa da, öldürme oranı değişmez. Bu nedenle
de, dezenfektanların en iyi etki sağladığı bir optimal
yoğunlukları vardır. Bu optimal yoğunluk fenol için %2-
5‘dir.
2- Kimyasal yapısı: Dezenfektanlar kimyasal yapılarına
göre organik ve inorganik olmak üzere 2 kısma ayrılırlar.
Organiklerin etkisi yapılarındaki karbon ve hidrojen
sayıları ile orantılı olarak artar. İnorganiklerin tesiri ise
bunların suda iyonize olma kabiliyeti ile ilişkilidir. Fazla
iyonize olabilen asitler (HC, H2SO4, vs.) veya alkaliler
(NaOH, KOH, vs.), etki bakımından, daha az iyonize
olanlardan, daha fazla etkiye sahiptirler.
Mikroplara Ait Nedenler
1- Mikroorganizmaların karakteri: Dezenfektanların
etkili olabilmesinde mikropların karakterlerinin önemi
fazladır. Vejetatif formlar, genellikle, kapsüllü olanlardan
ve sporlardan çok daha duyarlıdırlar. Etrafında balmumu
tabakası olan Mikroorganizmalar dezenfektanlara,
diğer etkenlerden, daha fazla direnç gösterirler.
Mantarlar ve mantar sporları da dezenfektanlara karşı
.
80 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
genellikle az duyarlıdırlar.
2- Mikroorganizmaların yaşı: Üreme ve yayılma döneminde
olan mikroplar, durma ve ölme periodundan,
daha hassastırlar ve kısa bir süre içinde dezenfektanlar
tarafından ortadan kolaylıkla kaldırılabilirler. Tek bir
mikroorganizmadan oluşmuş kültürdeki bütün mikropların
dirençleri birbirinin aynı olmayıp aralarında farklar
vardır. Bazılarının az, diğerlerinin ise çok dirençli olmasına
karşın populasyonun büyük çoğunluğu ortalama
bir duyarlığa sahiptir ve bu değerler, birbirine yakındır.
Ekstrem limitlere sahip (çok az ve çok fazla duyarlı)
bakterilerin sayısı ise genellikle azdır. Bu durum normal
bir dağılım karakteri gösterir. Böyle bir populasyonda,
çok duyarlı olanlardan, az duyarlı olanlara doğru ölme
süresinde bir uzama görülür. En duyarlılar ilk önce ve
daha az duyarlılar da, direnç sırasına göre, daha sonra
ölürler.
3- Mikroorganizmaların sayısı: Dezenfekte edilecek ortamda
ne kadar fazla ve aynı zamanda çeşitli tür ve
karakterde mikrop bulunursa, bunları öldürmek için geçen
süre de o oranda fazladır. Çok kontamine yerler,
malzeme, eşya, vs. için süre normalinden daha fazla
olmalıdır.
4- Mutantlar: Dezenfektanlar uygun seçilmez, yoğunluğu
iyi ayarlanmaz ve yeterli süre boyunca kullanılmazlarsa
hem etkisi istenilen derecede olmaz ve hem de o
dezenfektana karşı dirençli yeni generasyonlar meydana
gelebilir. Bu oluşan nesiller, artık o dezenfektandan
etkilenmezler. Böyle durumları göz önüne alarak dezenfektanların
seçimini iyi yapmalı, prospektüse uygun
olarak kullanmalı ve icap ederse başka bir etkili dezenfektandan
da yararlanmalıdır.
Diğer Nedenler
1- Süre: Bir dezenfektanın kimyasal yönden etkili ola-
Sektörel
bilmesi için, yeterli bir süre mikroplarla temas etmesi
gereklidir. Bu zaman dilimi, dezenfektanın kimyasal
karakterine ve kullanılan yere göre değişebileceği gibi,
mikroorganizmanın özelliğine (kapsül, spor, mikrop
türü, Gram pozitif, Gram negatif mikroplar, vs.) ve kökenine
de (bakteri, virüs, mantar) bağlıdır. Etki süresi
kısa olursa, mikrobisid etkiden ziyade, mikrobistatik tesir
elde edilir ve mutantlar oluşabilir.
2- Sıcaklık: Eritken olarak veya sulandırmak için kullanılan
sıvının ılık veya sıcak olması, dezenfektanların
etkileri üzerine olumlu yönde tesir eder. Isı, yüzey
gerilimini azaltır, viskoziteyi düşürür, buna karşın iyonizasyonu
arttırır. Sıcaklık düştükçe iyonizasyon ve etki
azalır, buna karşılık öldürme süresi uzar. Isı, ayrıca,
kimyasal ve fiziksel reaksiyonların hızını da arttırır. Bu
nedenle sıcaklık ile süre birbirine ters orantılıdır (ısı arttıkça
öldürme süresi kısalır). Örn. fenolün 10 °C‘ de ve
%1.45 konsantrasyonu ile 20 °C‘ de %1.15 yoğunluğunun
etkisi, 30 dakika içinde aynıdır.
3- Ortamın pH‘sı: Ortamın asitlik veya alkalilik derecesi,
optimal pH limitlerinden ne kadar fazla ayrılırsa,
mikropların dirençleri üzerine olumsuz yönde etkiler ve
ölme sürelerini kısaltır. Hidrojen iyon konsantrasyonu
aynı zamanda dezenfektanların iyonizasyonuna da
etki eder. Her dezenfektanın, en fazla iyonize olabildiği
minimal ve maksimal pH limitleri vardır.
4- Dış maddeler: Dezenfeksiyonun başarılı olabilmesi
için, mikropların, kimyasal maddelerle direk temasa
gelmesi çok önemlidir. Etrafı organik (kan, serum, vücut
sıvıları, idrar, dokular, mukoid salgı, vs.) ve diğer
maddelerle (toz, toprak, yaprak, v.s.) sarılı olan mikropların
ölmesi mümkün değildir. Böyle örtücü role sahip
dış maddeler, aynı zamanda, dezenfektanları inaktive
edebileceği gibi, etkisiz olan veya başka tesire sahip
bileşikler haline de getirebilirler. Bu nedenle, bir yeri
veya bir eşyayı dezenfekte etmeden önce kaba temizliği
yapılır ve bundan sonra uygun olduğu saptanan dezenfektanla
uygulamaya geçilir.
5- Ozmotik basınç: Ozmotik basıncın mikroplar üzerine
etkisi fazladır. Dezenfektanlar, içinde eridikleri veya
sulandırıldıkları sıvının ozmotik basıncını arttırırlar. Bu
durum, hücre duvarlarının yarı geçirgenlik özelliğini bozar
ve bakterilerin ölümüne neden olur.
6- Yüzey gerilimi: Dezenfektanların diğer bir özelliği
de, ortamın yüzey gerilimini düşürerek hücre duvarının
semipermeabilitesini bozmasıdır. Yüzey geriliminin
düşmesi ile dezenfektan, bakteri yüzeyi ile direk ve sıkı
temasa gelir ve dezenfektanın ıslatma ve yayılma kabiliyeti
de artar. Bu durum ortamdaki kimyasal maddelerin
bakteri yüzeyinde toplanmasına ve beslenmenin
bozulmasına neden olur. Bazı hallerde kombine dezenfektanın
kullanılması, ozmotik basıncı yükseltmek
ve yüzey gerilimini düşürmek için gerekli olabilir.
7- Oligodinamik etki: Bazı kimyasal maddelerin yoğun
konsantrasyonları toksik olmasına karşın, düşük
yoğunluktaki eriyikleri ise, aksine üremeyi teşvik edici
bir etkiye sahip olunabilir. Bakır (Cu), altın (Au) ve gümüş
(Ag) böyle tesire sahiptirler. Bu maddeler, mikrop
ekilen bir katı besi üzerine konursa, metal iyonlarının
yayılması nedeniyle etraflarında dar veya geniş bir inhibisyon
alanı meydana gelir. Bunun genişliği, madde
içindeki esas metalin yoğunluğuna bağlıdır. Ancak,
yayılan metalin oranı az ise, inhibisyon alanı yerine,
normalden çok daha fazla bir üreme halkası görülebilir.
8- Kimyasal antagonism: Bazı kimyasal maddelerin
etkisi diğer, substanslar tarafından inaktive edilebilir,
değiştirilebilir veya etkisi olmayan başka şekle dönüştürülebilir.
Örn. dilue HgCl2 ün etkisi, ortamda glutation
veya sistein bulunursa veya katılırsa, giderilir. Bu
maddeler HgCl2 ile birleşerek, bakteri enzimlerindeki
(---SH) gruplarının serbest ve aktif kalmasını sağlarlar.
Çünkü HgCl2, sülfidril gruplarına karşı özel bir affinitesi
vardır.
9- Mikroorganizmaların direk temas: Dezenfektanların
etkili olabilmesi ve infeksiyon etkenlerinin yok edilebilmesi
için, Mikroorganizmaların direk teması önemlidir.
Bu husus, mutlaka yerine getirilmesi gereken ilk ve
önemli noktalardan biridir. Bu amaçla, dezenfeksiyondan
önce iyi bir temizlik yapılmalıdır.
10- Uygulama tekniği: Dezenfektanların kullanılmasında
bazı tekniklerden yararlanılır. Bunlardan birinin
seçimi (tütsü, püskürtme, yıkama, daldırma silme, vs.)
tatbik edilecek yere ve dezenfektana göre değişir. Bu
yöntemler dezenfektanların prospektüslerinde bildirilmiştir.
Mikroorganizmaları Etkileme derecelerine göre dezenfektanlar
1. Yüksek Düzey Dezenfeksiyon: Sporisit özelliği olan
kimyasallarla sterilizasyon için gerekenden (3 saat ve
üzeri) daha kısa sürede (10-20 dakika) uygulanan dezenfeksiyon
şeklidir. Çok dirençli bir kısım bakteri sporları
dışında tüm mikroorganizmalar inaktive olur.
2. Orta Düzey Dezenfeksiyon: Bakteri sporlarına etki
göstermeyen, fakat mikobakteri, zarfsız virüs ve diğer
mikroorganizmalara etkili olan dezenfeksiyon seviyesidir.
3. Düşük Seviye Dezenfeksiyon: Bakteri sporu, mikobakteri
ve zarfsız virüslere etkisiz olan ancak bir kısım
vejetatif mikroorganizmaları etkileyebilen dezenfeksiyon
seviyesidir.
Etki mekanizmalarına göre dezenfektanlar
· Fenol ve türevleri: Bu maddeler sitoplazma zarındaki
oksidaz ve dehidrogenazlarla geri dönüşümsüz olarak
bağlanarak hücre içi bileşiklerin dışarı çıkmasına neden
olur.
· Alkil grubu: Krezol, lizol. Klor grubu: Hekzaklorofen.
Organik çözücüler: Sitoplazma zarının lipid yapısını
bozarak ve hücre proteinini denatüre ederek etki ederler.
Örn. kloroform, alkoller ve toluen.
· Hücre Proteinlerini Denatüre Edenler Örn. alkol, aseton,
organik çözücüler.
· Protein ve Nükleik Asitlerin Fonksiyonel Gruplarında
81
.
82 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Modifikasyon Yapanlar Ağır metaller (örn. civa, bakır,
çinko), oksitleyici ajanlar (örn. peroksitler), alkilleyici
ajanlar (örn. formalin, etilen oksit).
· Enzimlerin İşlevini Bozarak veya Değiştirerek Etki
Edenler Örn. kuarterner amonyum bileşenleri, okside
edici maddeler, formaldehid, etilen oksit.
· Bakteri Sporlarına Etki Edenler Kuarterner amonyum
bileşenleri germinasyon aşamasında etkilidir. Fenol,
sporun oluşum aşamasına etki eder. Gluteraldehid,
formaldehid, hipoklorit, iyot, hidrojen peroksit ve etilen
oksit olgun spor aşamasında etkilidir.
kullanıldığında pH 7.5-8.5 aralığında sporisit özelliği
vardır. %2 yoğunlukta vejetatif bakterileri 2 dakikada,
mikobakterileri 20 dakikada, sporlu bakterileri ise ancak
3 saatte öldürebilmektedir. Yüksek düzey dezenfeksiyon
için oda ısısında 20 dakika temas süresi yeterlidir.
Metal için koroziv olmadığı gibi plastik ve lastik
materyale zarar vermemektedir.
· Ortofitalaldehid (OPA): %0.55 1,2-benzenedikarboksialdehid
ya da OPA, şeffaf, soluk mavi pH`sı 7.5 olan
Kimyasal yapılarına göre Dezenfektanlar;
bir solüsyondur. Oldukça geniş bir etkinlik alanı vardır.
· Fenol ve fenol bileşikleri: Krezol, lizol, hekzaklorofen. Bilinen göz ve burun pasajına ait irritan etkisi yoktur.
· Klor ve klor bileşikleri: Hipoklorit.
pH 3-9 arasında mükemmel stabilizasyonu mevcuttur.
· İyot ve iyot bileşikleri: İyodoforlar, povidon iyot.
Mikroorganizmalar ve sporlar üzerinde oldukça geniş
· Aldehidler: Formaldehid, Gluteraldehid.
bir etkinliği vardır. Toksisitesi gluteraldehitten daha az
· Alkoller: Etil alkol, isopropil alkol.
ve mikobakterilere daha hızlı etkilidir.
· Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkolyum klorür · Perasetik asit: Perasetik asit ya da peroksiasetik asit
(zefiran).
tüm mikroorganizmalar üzerine etkinliği olan bir sterilizandır.
Oldukça hızlı etkili bir sporisittir. Yüksek düzey
· Amonyum komponentleri ve diguanidler: Klorheksidin,
setrimit.
dezenfeksiyon için 5-10 dakika yeterlidir. Dayanıksız
· Hidrojen peroksit
ve pahalı bir bileşiktir. Ayrıca, bazı metaller üzerinde
· Etilen oksit
korozyona neden olur. Yoğun çözelti ile temas halinde
cilt yanıkları ve göz hasarı oluşabilir.
· Hidrojen peroksit (H2O2): Hidrojen peroksit oldukça
fazla mikroorganizmaya, bakteriye, mantara, virüse
ve spora etkinliği olan bir maddedir. Toksik olmayan
bir bileşiktir. Stabilize formları uzun süre dayanıklıdır.
%7.5`lik çözeltisi 10 dakikada yüksek düzey dezenfeksiyon
sağlar. Genel temizlik ve dezenfeksiyon için
%1-3 yoğunluğunda kullanılır.
· Hidrojen peroksit ve perasetik asit: %0.23 perasetik
asit ve %7.35 hidrojen peroksitin bakteriyel sporlar ve
tüm mikroorganizmalar üzerinde etkinliği gösterilmiştir.
Özellikle gluteraldehide dirençli mikobakterileri etkisiz
hale getirmektedir.
Yüksek düzey dezenfeksiyon için kullanılan bileşikler:
maddedir. Koroziv ve tahriş edicidir. Organik maddeler-
· Klordioksit (ClO2 ): Yüksek derecede okside edici bir
· Gluteraldehid: Satüre dialdehid olan gluteraldehid etkin
bir dezenfektan ve kimyasal sterilizan olarak kabul yon için 5 dakika yeterlidir.
den ve ışıktan etkilenir. Yüksek derecede dezenfeksi-
edilmiştir. Sıvı solüsyonu asidik olan gluteraldehidin · Süperoksitlenmiş (elektrolize) su - Hipokloroz asit:
sporisit özelliği yoktur. Yalnızca alkali solüsyon olarak HOCl formülüne sahip bir zayıf asittir. Tuzlu suya elekt-
Sektörel
rik akımı (950 mV) uygulanarak elde edilen elektrolize
su mikroorganizmalara karşı geniş bir etki spektrumu
gösterdiğinden dezenfeksiyon işlemlerinde kullanılabilir.
Elektrotlara voltaj uygulandığında iyonlar yüklerine
göre ayrılır ve anot bölgesinde asidik çözelti (anolit),
katot bölgesinde ise alkali çözelti (katolit) oluşur. Anolit
içerisindeki maddelere (hipokloroz asit hipoklorit iyonları,
erimiş oksijen, ozon, süperoksit radikalleri…) bağlı
olarak güçlü oksidasyon potansiyeli ve yüksek derecede
antimikrobik aktivite gösterir. Bakteri, mantar, parazit
ve virüsleri hızlı bir şekilde öldürür. Sporlara etkisi
ise yavaştır. Ancak dayanıklı değildir ve uygulama yerinde
üretilmesi gerekir. Sert yüzeylerin ve su sistemlerinin
dezenfeksiyonunda kullanılabilmektedir. Özellikle
gıdalarla temas eden yüzeylerin dezenfeksiyonunda
güvenli bir yöntemdir.
Orta ve düşük düzey dezenfeksiyon için kullanılan
bileşikler:
· Alkoller: Gram-pozitif (MRSA ve VRE dahil) ve
gram-negatif mikroorganizmalara, mikobakterilere,
funguslara ve herpes simpleks virüs (HSV), HIV, influenza
virüs, respiratuar sinsityal virüs (RSV), hepatit
B virüsü (HBV), adenovirüs, rotavirüs ve rinovirüs gibi
çeşitli virüslere karşı güçlü inhibitör etkinliğe sahiptir.
Buharlaştıklarından yüzey temizliğinde kullanılmaları
tavsiye edilmez.
· Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkonyum klorür,
setil-piridinyum klorür, alkil dimetil benzil amonyum
klorür bu gruptan olan dezenfektanlardır. Genel olarak
katyonik deterjan özelliği gösteren yüzeye etkili bir dezenfektandır.
Hasta cildine temas eden tansiyon manşonu
ve steteskop gibi kritik olmayan aletlerin yüzeylerinin
temizliğinde de kullanılabilmektedir. Alkil dimetil
benzil amonyum klorür hastanelerde kullanılan başlıca
bileşiktir. Fungusid, bakterisid ve virüsid olarak etkinliği
vardır.
· Fenolikler: Yüksek konsantrasyonlarda kullanılan fenol
deriveleridir. Ortofenilfenol ve ortho-benzyl-para-chlorofenol
şeklinde kullanılır. Fungusid, tüberkülosid ve
virüsid olarak kullanılmaktadır. Kritik olmayan tıbbi cihazların
temizliğinde kullanılması önerilmektedir.
· İyodoforlar: İyot ve polivinil pirolidon bileşiği olan povidon
iyodür en sık kullanılan iyodofor olup bakterisidal,
tüberkülosidal, virüsidal ve fungusidal etki gösterir.
Sporisit etkileri yoktur. Sıklıkla antiseptik olarak kullanılmasının
yanında kan kültür şişelerinin ve medikal
ekipmanların, hidroterapi tanklarının termometrelerin
ve kullanıldıktan sonra endoskopların temizliğinde kullanılmaktadır.
Kaynakça;
https://www.turkiyeklinikleri.com/article/en-deterjanlar-ve-dezenfektanlar-etki-mekanizmalari-kullanim-alanlari-ve-saglik-etkileri-76575.html
http://www.mikrobiyoloji.org/TR/Genel/BelgeAltKardes.aspx?F6E10F-
8892433CFFA79D6F5E6C1B43FF6B12BC5704C951AB
https://www.das.org.tr/kitaplar/kitap2009/pdf/109-120%20Ufuk%20
Abbasoglu.pdf
Not: Dezenfektanlar ve Dezenfektan Kullanımı Hakkında Bilgi Notu başlıklı
makale Kimya Mühendisleri Odasının http://www.kmo.org.tr/genel/
bizden_detay.php?kod=5068&tipi=0&sube=0 adresinden alınmıştır.
83
Sektörel
Türk Boya ve Yapı/Ahşap Kimyasalları
Sektörü Latin Amerika’ya Açılıyor
Ticaret Bakanlığı’nın geçen hafta açıkladığı ticaretin devamı için yeni
yöntemlerden biri olan sanal ticaret heyetlerinin ilki İstanbul Kimyevi Maddeler
ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından 11-22 Mayıs tarihlerinde
“Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti” olarak gerçekleştirilecek. İKMİB’in boya
ve yapı/ahşap kimyasalları sektörüne yönelik ilk defa gerçekleştireceği
“Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti” kapsamında 30 Nisan Perşembe günü
Kolombiya pazarı hakkında bilgi veren bir webinar düzenlendi.
32 firmanın katılması beklenen sanal ticaret
etkinliğinde, katılımcılar 11- 22 Mayıs
tarihleri arasında Skype üzerinden
ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecek.
11-22 Mayıs 2020 tarihleri arasında düzenlenecek
Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti
organizasyonuna boya ve yapı/ ahşap
kimyasalları sektöründe faaliyet gösteren
13 Türk firması katılacak. Skype üzerinden
gerçekleşecek ikili iş görüşmelerinde
her katılımcı firmanın minimum 8 görüşme
yapması, görüşmelere danışman ve tercüman
dahil edilmesi planlanıyor. Program
kapsamında yapı marketleri, inşaat
malzemeleri toptancıları, proje firmaları,
mimarlık ofisleri gibi farklı alıcı grupları ile
görüşmeler yapılacak.
Pelister: “Latin Amerika pazarı sektörümüz
açısından büyük bir potansiye-
İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister
le sahip”
Zoom aracılığıyla 30 Nisan 2020 tarihinde düzenlenen
Etkinlik hakkında bilgi veren İKMİB Yönetim
Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Ticaret Bakan-
webinara, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı
İsmail Gülle, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister,
T.C. Bogota Ticaret Müşaviri Türker Kocamış,
lığımız geçtiğimiz günlerde ticaretin devamı için yeni
normalleşmenin en önemli realitesi olacak dijital ticaret
İKMİB Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri, İstanbul
Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB)
uygulamaları konusunda bir açıklama yayımladı. Sanal
ticaret heyetleri bu uygulamalardan biri olacak. Biz
Genel Sekreteri Dr. S. Armağan Vurdu, ProColombia
de İKMİB olarak ilk sanal ticaret heyetini düzenlemenin
onurlu heyecanını yaşıyoruz. Bu kapsamda 11-22
Yetkilisi Carlos Vega ile Posse Herrera Abogados Firması
Yetkili Müdürü Juan David Barbosa’nın yanı sıra
Mayıs 2020 tarihleri arasında Kolombiya Sanal Ticaret
firma temsilcilerinden oluşan toplam 88 kişi katıldı.
Heyeti organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Bu organizasyonumuz
kimya sektörünün alt sektörü boya, yapı
Kolombiya’daki güncel pazar durumuna ilişkin değerlendirmenin
yapıldığı webinarda yapı malzemeleri,
kimyasalları ve alt yapı plastikleri sektörümüzü kapsayacak
şekilde gerçekleşecek. Organizasyonumuza
yapı kimyasalları ve boya sektörleri hakkında sunum
yapıldı, sektörlerin ithalatındaki kurallar, pazardaki
ülkemizden bu sektörlerde 13 firmamız, Kolombiya,
ürünler ve fiyatlar hakkında bilgiler paylaşıldı ve firmaların
soruları yanıtlandı. Kolombiya dışında Meksika,
Peru, Ekvador, Meksika, Şili, Kosta Rika, Paraguay, Arjantin,
El Salvador, Panama ve Uruguay’dan 32 firma
Panama, Kosta Rika, Ekvator, Peru, Şili, Paraguay,
katılacak. Bu firmalarımız Skype üzerinden karşılıklı
Arjantin, Uruguay, El Salvador gibi 10 ülkeden yaklaşık
ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecekler” dedi.
.
84 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
Latin Amerika inşaat malzemeleri sektörü pazarının,
özellikle kimya alt sektörlerinden boya, yapıştırıcı ve
yapı kimyasalları, plastik borular gibi ürün grubu açısından
büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren
Pelister, “Aslında bu organizasyonu Mart ayının
sonunda Kolombiya’ya Sektörel Ticaret Heyeti olarak
gerçekleştirecektik ancak koronavirüs salgını sebebiyle
ertelemek zorunda kaldık. Başta Ticaret Bakanlığımız
olmak üzere, Türkiye İhracatçılar Meclisimiz ile
beraber çalışmalara başlayarak bu projeyi hayata geçirdik.
Kimya sektörü olarak Güney Amerika pazarına
ayrıca önem veriyoruz. Karşılıklı olarak yatırım dahil
olmak üzere ticari ve ekonomik ilişiklerimizin genişlemesini
savunuyor buna göre de elimizden geldiğince iş
dünyamızı bölgeye ısındırmaya çalışıyoruz. Bunun için
gerek sanal gerekse fiili olarak benzer ticari organizasyonlara
devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Ürün tanıtımı için özel web sitesi hazırlandı
Firmaların ürün tanıtımlarını, hazırladıkları https://www.
turkishbuildingchemicals.com/ sitesi üzerinden yapacaklarını
belirten Pelister, “Düzenleyeceğimiz sanal ticaret
heyetimiz ile boya, yapı kimyasalları ve inşaat malzemeleri
sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın Latin
Amerika pazarını tanımalarını, Kolombiya ve komşu ülkelerdeki
alıcılar ile iş görüşmeleri gerçekleştirmelerini
ve iş görüşmeleri sonrasında programı değerlendirerek
sonraki stratejinin belirlenmesini amaçlıyoruz. Firmalarımızın
ürün tanıtımlarını yapabilmeleri için özel bir site
hazırladık. Son bir aydır kullandığımız bu web sitesi üzerinden
ürün tanıtımları yapılmaya devam edecek. Sanal
olarak gerçekleştirdiğimiz bu ilk organizasyonu başarıyla
tamamlamayı arzu ediyoruz. Bu deneyim diğer ihracatçı
birliklerimiz için de bir örnek olacak. İhracatımıza ciddi
katkıları olacağına inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Latin Amerika bölgesine diğer sektörler için de sanal
ticaret yolda
Uzun zamandır başta Panama ve Meksika olmak üzere
Latin Amerika ülkelerine ilgi gösterdiklerini ifade
eden Pelister, şöyle devam etti: “Bu yönde çalışmalarımız
devam ediyordu. Geçen sene özellikle kozmetik ile
ilgili çok başarılı bir heyet gerçekleştirmiştik. Bu sene
de ikincisini sanal ticaret heyeti olarak yapmayı planlıyoruz.
Latin Amerika bölgesine kozmetik sektörümüz
başta olmak üzere diğer sektörlerimiz için de sanal ticaret
heyeti yapmayı planlıyoruz. Radarımızda olan bu
bölgeye hem ürünlerimizi tanıtmak hem kalitemizi göstermek,
aynı zamanda ikili iş görüşmelerimizin artması
için bu sanal ticaret heyetini bir fırsat olarak görüyorum.
Üretimi fazla olmayan Latin Amerika ülkelerine önem
vermemiz gerekiyor. Belki bir sonraki aşamada orada
ortak üretimleri yapabilecek duruma geleceğiz. Dolayısıyla
bu sanal ticaret heyetimizin verimli geçmesini diliyorum.
Katılımcı kimya ihracatçısı firmalarımıza ikili iş
görüşmelerinde başarılar diliyor, Ticaret Bakanlığımıza
ve TİM’e desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.”
85
akım değerleri yangına da sebep olabilir. Ülkemizde meydana gelen her 4
yangından biri elektrik kaynaklı kazalar olarak kayıtlara geçiyor. Ancak gerekli
önlemleri almak çok da zor değil.
Sektörel
Yangın, Can ve Mal Kaybı
Riskine Karşı Kaçak Akım Rölesi
Yaşam alanlarında meydana gelebilecek bir kaçak akım yüksek değerlere
ulaşırsa, can kaybına yol açabilir. Yalıtım hatasının neden olduğu kaçak
Melis Aktay
Panasonic Life Solutions Türkiye Ürün Pazarlama Uzmanı, TR Pazarlama Bölümü
Kaçak Akım Rölesinin Önemi
Topraklama, elektrik ile çalışan cihazlarda olası bir
elektrik kaçağı tehlikesine karşı alınan hayati bir önlemdir.
Akımın toprağa aktarılarak uzaklaştırılmasını
sağlar. İnsan hayatını ve cihazların kullanım ömrünü
riske atmamak için elektrik kaçağı riskine karşı topraklamanın
doğru yapılması ve sağlıklı bir şekilde çalışması
kesinlikle çok önemlidir.
Ne yazık ki kimi zaman topraklama işleminin düzgün
yapılmamış olması, çeşitli izolasyon ve yalıtım hataları
sebebiyle kaçak akım (artık akım) tehlikesini ortaya
çıkarıyor. Bu tür durumlarda kaçak akım, canlı yaşamı
ve kullanılan elektrikli cihazların ömrü için büyük bir
tehlike oluşturuyor.
İstatistiklerle de bakmak istersek, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nın yayınladığı istatistiksel
rapora göre, 2015-2019 arası beş yıllık dönemin
ortalaması göz önüne alındığında, yangınların
yaklaşık %23,8 gibi yüksek bir oranının elektrik kaynaklı
kazalardan olduğu gözlemlenmiş bulunuyor.
Bu kazaların önüne geçebilmek için yerel mevzuatı-
.
86 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
mıza baktığımızda da birçok madde bulunduğunu görüyoruz.
Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği’nin 18. maddesinde
“Elektrik ana dağıtım noktalarına yangından
korumaya yönelik kaçak akım rölesinin (300 mA anma
kaçak akım değerine sahip kaçak akım rölesi) kullanılması,
tali dağıtım noktalarına ise hayat korumaya
yönelik kaçak akım rölesinin (30 mA anma kaçak akım
değerine sahip kaçak akım rölesi) düzeneği ile birlikte
termik manyetik şalter veya otomatik sigorta (ayrı ayrı
veya birlikte) konulması ve tüm koruma düzenleri arasında
seçicilik sağlanması” maddesi yer almaktadır.
Kaçak Akım Koruma Rölesinin Temel Koruma Konseptive
Çalışma Prensibi
Kaçak akım koruma rölesi, elektromanyetik prensiplere
göre çalışan ve elektrik şebekesinde faz ve nötr
arasındaki farkı devamlı olarak ölçerek, bir fark akımı
algıladığında hattı keserek sistemleri ve insan hayatını
koruma işlemi gerçekleştiren koruma cihazıdır. Kaçak
akım koruma rölesinin içinden geçen akımları taşıyan
ve koruyan devreye ait aktif yani faz ve nötr iletkenlerinde
meydana gelen manyetik alanı algılayan toroidal
transformatör kullanılır. Toroidal transformatör, faz ve
nötr’deki akımların yönü ve büyüklüğünü göz önüne
alarak fark akımını hesaplar. Normal işletme şartlarında
beklenen, fazlardan gelen akımın nötrden aynen
dönerek vektörel toplamlarının sıfır olmasıdır. Anormal
durumlarda, yani izolasyon hatası, kablolama hatası
gibi durumlar meydana geldiğinde, dengesiz akımların
meydana getirdiği kaçak manyetik akım, cihazın açtırma
bobinine kaçak akım gönderir ve bu akım daimi
mıknatısın çekme kuvvetini yenerek sistemin açtırmasını
sağlar.
Kaçak Akım Koruma Rölelerinde Seçim
Yaşam alanlarında meydana gelebilecek bir kaçak
akım yüksek değerlere ulaşırsa, can, mal kaybı ve yangınlara
yol açabilir.
Bunun önüne geçebilmek için, kaçak akım koruma rölesinin
görevi de yalıtım hatasından kaynaklanan hata
akımını algılamak ve algılanan kaçak akım değerinin
Sektörel
belirlenen değerlerin
üzerine
çıkması
durumunda
bağlı bulunduğu
devreyi
kesmektir. Kaçak
akım koruma
eşik değerlerinde
de;
a. 30 mA’de
Hayat (İnsan
Koruma),
b.300 mA’da da Tesisat
(Yangın Koruma) koruma
fonksiyonunu gerçekleştirir.
Anma Akımı
Kaçak akım koruma röleleri,
kendilerinden önce bağlanan
otomatik sigorta veya
kompakt şalterin anma akımına
eşit veya büyük olmalıdır.
Kaçak akım koruma
rölelerinden geçen akımın,
kaçak akım koruma rölelerinin
nominal anma akımından büyük olmamasına dikkat
edilmelidir.
Seçicilik
Kaçak akım koruma röleleri G (gecikmesiz) ve
S (gecikmeli) olmak üzere üretilirler.
S Tipi Kaçak Akım Rölesi: Seri bağlı kullanılan kaçak
akım koruma rölelerinden şebekeye yakın olanın selektif
(S) olması durumunda, hata anında sadece ilgili
yüke yakın olan kaçak akım koruma rölesinin açması
sağlanır. Böylece sadece hatanın olduğu kısımda
enerji kesilir, diğer yerler normal
çalışmalarına devam eder.
değişebilir. Panasonic Life Solutions Türkiye olarak,
VİKO marka ürünlerimizde kaçak akımı zarar vermeden
etkisiz kılmak için ürün kalitemize büyük önem
vermekteyiz.
Kaçak akım, tehlikeli eşik değerlere ulaştığında insan
hayatını tehdit edebilecek boyutta risk taşıyor. Aynı zamanda
yalıtım hatasından kaynaklanan kaçak akım,
belli değerlerde yangın tehlikesi de oluşturuyor. Kaçak
akım koruma röleleri, sisteme ek maliyet getireceği düşünülerek
tesisatlarda kullanılmaz ise maddi ve manevi
kayıplar yaşanabilir. İnsan hayatının ve yaşam alanlarının
yangınlardan korunması için, tesisatlarda kaçak
akım rölelerinin mutlaka uygun standartlar göz önünde
bulundurularak seçilmesi, topraklama sistemi ve otomatik
sigortaların yanında sistem tamamlayıcısı olarak
kullanılması gerekiyor.
Kaçak Akımın İnsan Vücuduna
Olan Etkileri Nelerdir?
Elektriğin faydaları saymakla bitmezken
yanlış uygulamaların, ihmaller
sonucu oluşabilecek elektrik
kazalarındaki tehlike boyutları
da bir o kadar büyük. Özellikle
elektrik akımı ile temas, ağır yaralanmalara
hatta ölümlere dahi
sebep olabiliyor. Kaçak akımın
insan vücuduna etkisi; maruz
kalınan gerilimin büyüklüğüne,
vücut direncine, akımın şiddetine,
elektrik akımının kaynağı ile
geçen temas süresine ve akımın
vücutta izlediği yola bağlı olarak
87
Yangın emniyeti battaniyesi
Yangın emniyet battaniyesi genellikle mutfak veya
elektrik aksamlarından kaynaklanan yangınların sön-
Sektörel
Bu Öneriler ile Küçük Ev Yangınlarını
Kolayca Söndürebilirsiniz
Küçük ev yangınları her ne kadar müdahale edilebilir olsa da yanlış hamleler
sonucunda kontrolden çıkabilir ve büyük hasarlara yol açabilir. 150 yılı aşkın
köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali
Sigorta, can ve mal güvenliğini korumak için küçük ev yangınlarına yönelik
yapılması gerekenleri paylaştı.
Yangın alarm sensörleri
Çıkan veya çıkması muhtemel yangın
durumlarında erken müdahale oldukça
önemlidir. Dolayısıyla küçük ev yangınlarının
önüne geçmek ve can güvenliğinizi
sağlamak için evinizde çalışır
vaziyette yangın alarm sensörleri bulundurun.
Ayrıca bu sensörlerin bakımını
düzenli periyodik aralıklarla yaptırın.
Yangın tüpü
Küçük ev yangınlarını söndürmek için
en bilinen ve en çok tercih edilen yöntem
yangın tüpü kullanımıdır. Ancak bazı
yangın tüplerinin yangını körüklediğini
unutmayın. Köpüklü yangın tüplerinin
kızartma tavalarından kaynaklanan yangınların söndürülmesinde,
su bazlı yangın tüplerinin ise elektrikli
cihazlardan kaynaklanan yangınların söndürülmesinde
dürülmesinde kullanılır.
kesinlikle kullanılmaması gerekiyor. Dolayısıyla yangın
tüpü satın alırken kullanım alanlarına yönelik bilgi sahibi
olun. Ayrıca yangın tüpünü çocukların ulaşamayacağı
yerlerde muhafaza edin.
.
88 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Bu noktada dikkat etmeniz
gereken en önemli husus ise satın alacağınız battaniyenin
kalitesidir.
Eylem planı
Yangın durumlarında soğukkanlı olmak ve paniğe
kapılmamak yangına karşı doğru hamleler yapmanızı
sağlayacaktır. Dolayısıyla ani yangın durumlarına
yönelik bir eylem ve tahliye planı hazırlayın. Bu tarz
durumlarda önceliğin can güvenliğiniz olduğunu unutmayın.
Ayrıca müdahale edemediğiniz yangın durumlarında
hızlıca itfaiyeyi bilgilendirmeyi ihmal etmeyin.
Karbonat ve tuz
Karbonat ve tuz, trans ve yemeklik yağlardan kaynaklanan
yangınların söndürülmesinde etkili olan iki farklı
üründür. Karbonat kullanımı yangını oksijensiz bıraktığı
ve karbondioksit yaydığı için küçük ev yangınlarının
söndürülmesinde oldukça etkili ve tavsiye edilen bir
yöntemdir.
Sektörel
Filli Boya’dan Koronavirüs’e Karşı Mücadele İçin
16 Milyon Liralık Büyük Destek Paketi
Filli Boya koronavirüsle mücadele kapsamında toplamda 16 milyon TL’lik destek
paketini hayata geçirdi. Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na
2 milyon liralık destekte bulunan Filli Boya, öğrencilerimizin yeni döneme tertemiz
ve hijyenik şartlarda başlayabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na 10 milyon lira
değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği boya yardımı yaptı. Filli
Boya ayrıca 25 bin adet gıda destek kolisini Filli Ustalar’ın evlerine dağıtarak her
zaman yanlarında olduğunu gösterdi.
Ülkemizin beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu, dayanışma
ve iş birliği ile koronavirüs salgınını yenmeye çalıştığı
bu günlerde Filli Boya’dan büyük bir destek geldi.
Toplumun her kesimine dokunan 3 destek paketini hayata
geçiren Filli Boya bu kapsamda Biz Bize Yeteriz
Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na 2 milyon
liralık katkıda bulundu.
Filli Boya ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı
protokol kapsamında koronavirüse karşı alınan tedbirler
doğrultusunda okullarından ayrı kalan çocuklarımızı
da düşündü. Filli Boya içinde bulunduğumuz zor dönemde
okullarımızın fiziki koşullarını iyileştirmek, hijyenik
olarak önümüzdeki eğitim öğretim yılına hazır hale
getirmek ve çocuklara umut aşılamak için 10 milyon lira
değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği
boya yardımı yaptı. Bu destekle öğrenciler eğitime
yeni renkleriyle ve tertemiz olarak merhaba diyecek.
Filli Boya üçüncü olarak ise, yaşanan zorlu dönemde
en önemli iş ortaklarından gördüğü ve daralan gelirleri
sebebiyle her zamankinden daha fazla destek olunması
gerektiğine inandığı boya ustalarına da katkı sağlıyor.
Filli Boya bu doğrultuda, Filli Ustalar ve ailelerinin
temel ihtiyaçlarını karşılayacak 25 bin gıda destek kolisini
ustaların evlerine dağıttı.
BU SÜRECİ DAYANIŞMA İLE AŞABİLİRİZ…
Yaşanan gelişmelerle birlikte duygu ve düşüncelerini
dile getiren Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu;
“Sadece ülkemiz değil, tüm dünya büyük bir sınavdan
geçiyor. Daha önce hiç yaşamadığımız, büyük
ve küresel bir sorunla boğuşuyoruz. Bu süreci ancak
birlik, beraberlik ve dayanışma içinde aşabiliriz. Bugün
‘ben’ değil, ‘biz’ demenin ne kadar doğru bir haslet olduğunu
bir kez daha görüyoruz. Betek Boya olarak bu
süreçte ülkemiz ve insanımız için her zaman olduğu
gibi üstümüze düşeni yapıyoruz. Bu kapsamda Biz
Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na
2 milyon liralık destekte bulunduk. Şu anda okullarından
uzak olan çocuklarımıza umut olmak, onları
bu zor dönemde biraz da heyecanlandırmak istedik.
Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu
Bu amaçla çocuklarımızın yeni eğitim öğretim yılında
daha iyi şartlarda eğitim alabilmesi için 10 milyon lira
değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği
boyayı okullarımıza gönderdik. Bu sayede eğitimlerine
çok daha renkli ve hijyenik bir şekilde devam etmiş olacaklar.
Yine her zaman olduğu gibi bu dönemde de en
büyük paydaşlarımızdan boya ustalarımızın da yanındayız.
Bu anlayışla 25 bin adet gıda destek kolisini Filli
Ustaların evlerine ulaştırdık” dedi.
89
Ödüllü ofis ve konut projeleri ile uluslararası çapta başarılara imza atan Elips
Tasarım Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Feza Ökten Koca, evlerimizden çalıştığımız
bugünlerde verimliliği ve motivasyonu artırmak için mimari açıdan dikkat
edilmesi gereken noktaları aktardı.
Sektörel
“Evdeki Çalışma Ortamları Küçük
Dokunuşlarla Konforlu ve Kullanıcı
Sağlığına Uygun Hale Getirilebilir”
Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Y.Mimar Feza Ökten
Koca, tüm dünyanın Covid-19 salgını ile savaştığı ve
evlerden çalışmaya başladığı bugünlerde hem verimliliği
artırmak hem de motive olmak için mimari açıdan dikkat
edilmesi gereken noktaları aktardı. Öncelikle home-office
olarak kullandığımız mekanın, evde kendine özgü bir
alan, alan yoksa da bir köşe olması gerektiğini dile getiren
Feza Ökten Koca’ya göre, çalışma
sırasında kullanıcı sağlığına uygun
ergonomik bir masa ve ofis sandalyesi
kullanmak oldukça önemli.
Bugüne kadar iş dışındaki faaliyetlerimiz
için kullandığımız evlerimizin
şimdi bu farklı fonksiyonlara da cevap
vermek zorunda olduğunu vurgulayan
Y.Mimar Feza Ökten Koca, dışarıdan
destek almadan, kendi yapacağımız
küçük dokunuşlarla evlerimizde mümkün
olduğunca konforlu çalışma alanlarını
oluşturabileceğimizi belirtiyor.
“Her evde çalışma odası
kullandığımız
olarak tasarlanmış bir alan
bulunmayabilir. Ve şu anda
yaşadığımız durumda eşler
ve çocuklardan oluşan bir
evde, aynı anda çocuklar online
dersi takip ederken, anne
ve baba home-office olarak
çalışma ve toplantı yapmak
zorunda kalıyor. Tabii ki herkesin
kendine ait bir çalışma
odası olmayabilir” diyen Feza
Ökten Koca, çocukların kendi
odalarında, kendi çalışma
masalarında bu duruma çok
daha hızlı adapte olabildiğini
ancak anne ve baba için durumun
çok daha zor olduğunu
sözlerine ekliyor.
Mesleğe göre mekan pay-
.
90 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
laşımı yapmanın en doğrusu olacağını belirten mimar,
bilgisayar haricinde kağıt kalem gibi malzemelere ihtiyaç
duyan kişilerin, belki de yaşam alanındaki büyük yemek
masasını çalışma masası olarak kullanmasının doğru bir
tercih olabileceğini dile getiriyor ve ekliyor: “Kimi zaman
camlı bir balkon veya camlı küçük bir teras alanı da çok
iyi bir home-office alanı olarak kullanılabilir. Çalışırken
gün ışığından maksimum oranda faydalanacağımız
ve yeterli temiz hava alabileceğimiz
bir noktada konumlanmalıyız.
Geceleri ise, çalışma ortamında genel
bir aydınlatmadan ziyade yeterli bir noktasal
aydınlatma gereken konforu sağlayacaktır.”
Çalışma alanında kullanıcının konsantrasyonunu
bozacak detaylar olmaması
gerektiğini aktaran Feza Ökten Koca
ergonomik bir masa ve ofis sandalyesi
kullanmanın oldukça önemli olduğunu
sözlerine ekliyor. Yemek masasında
sandalyelerde
saatlerce oturmanın sağlık
sorunlarına yol açabileceğini
aktaran mimar, yaşam alanının
genelde aile ile paylaşılmasından
dolayı özellikle gürültünün
konsantrasyonu bozmasını önlemek
için kulaklık kullanmanın
faydalı olacağını vurguluyor:
“Home-office ortamının sadece
bireysel olarak kullanılmadığını
da unutmamak gerekir, sıklıkla
yapılan sanal toplantılar sırasında
karşıya verilecek görüntü
de iyi düşünülmelidir, ekranda
yüzümüz net görünmeli ve arkamızda
belirecek görüntünün
de toplantı konsantrasyonunu
bozmayacak sadelikte olmasına
dikkat edilmelidir.”
Sektörel
THEA IQ MULTIS ile Daha Akıllı Bir
Dünyaya Adım Atın
Dünya artık dijital çağda… Akıllı teknolojiler ise artık herkesin hayatının bir
parçası olma yolunda. Alanında dünyanın önde gelen markalarından
Panasonic tarafından geliştirilen Thea IQ KNX Multi Fonksiyonel Anahtarlar ile
tüm evin kontrolü parmaklarınızın ucunda.
Thea IQ KNX Multi Fonksiyonel
Anahtar; aydınlatma, perde-panjur
ve iklimlendirme kontrolünü tek
bir noktadan yaparak mekânlarda
konfor ve enerji tasarrufu sunuyor.
Dünyanın ilk LED’li elektrik anahtarı
olan Thea Blu’nun yalın çizgilerini
koruyan ürün, Panasonic’in yüksek
teknolojisi ile donatılmış bulunuyor.
Sadelik ve şıklığı ön planda tutmasının
yanı sıra mekânlardaki birçok
fonksiyonu yönetebilmesi sayesinde
de hem evlerde ve ofislerde hem
otel, restoran gibi ticari işletmelerde
rahatlıkla kullanılabiliyor.
MultiS ile konforun ötesine geçin...
Mekanlardaki fonksiyonların artışı
ile birlikte teknolojik çözümlere duyulan ihtiyaç günden
güne çoğalıyor. Firmaların bu talebe karşılık farklı çözümleri
var. Teknolojinin önde gelen isimlerinden Panasonic’in
bu ihtiyaca yönelik çözümü ise MultiS… Doğru
iklimlendirme kontrolü, konforumuz kadar sağlığımız
için de önemli. Özellikle yerden ısıtma sistemlerinde
zeminden yükselen sıcak hava, ayak rahatsızlığı ve
astım gibi hastalıkları tetikleyebiliyor. Çözüm ise basit:
Zemin sıcaklığını optimum düzeyde tutmak. Bunun için
tasarlanan sistemler olmakla birlikte MultiS, dahili zemin
probu girişi ile ayrı bir ürüne ihtiyaç bırakmadan
zemin sıcaklığını istediğiniz değerde sabitliyor. Klima
ve fan coil sistemlerini kontrol edebilen ve dahili nem
sensörüne sahip olan ürünün, pencere kontağı bağlamak
için bir de harici girişi var. Bu sayede cam açıldığında
iklimlendirmeyi durdurarak enerji tasarrufu da
sağlıyor.
Kolaylık mı, sadelik mi? Peki, her ikisine birden ne
dersiniz?
MultiS, 12 fonksiyonu kontrol etmesinin yanında, konvansiyonel
ısıtma sistemlerini ve klima sistemlerini de
tek noktadan yönetebiliyor. Kalitesi ile farklılık sağlayan
ürün, metal görünümü ile de dikkatleri üzerine çekiyor.
Işık geçiren özel bir malzeme ile kaplı olan ön kapağın
arkasında etiketleme alanı ve yaklaşım sensörü bulunuyor.
Bu sayede ürün, kullanılmadığında ışıklar kapalı
ve yalın bir görüntü sunarken, elinizi yaklaştırdığınızda
belirginleşen ikonları ile kullanım kolaylığı sunuyor.
MultiS bu özellikleriyle, teknolojiyi sevenlerin ve sadeliğe
önem verenlerin tercihi olmaya aday. Ürün, sergilendiği
fuarlarda mimar ve mühendislerden de tam not
almayı başarıyor.
91
Yaşar Grubu’nun uluslararası markası DYO Boya, kurulduğu günden bu yana
ilklere öncülük etmeye devam ediyor. ‘DYO Transocean’ markası ile denizcilik
sektöründe dikkat çeken DYO, uluslararası deniz boyaları alanında öne çıkıyor.
DYO Transocean deniz boyalarında standartların göstergesi kabul edilen
sertifikalara da sahip.
Sektörel
DYO Boyaları “DYO Transocean”
Markası ile Denizlerde de İddialı
%100 yerli ve milli sermayeli bir marka olarak faaliyet
gösterdiği her alanda gücünü köklerinden alan DYO,
uluslararası sertifikalı ürünlerini ülkemizde üretmenin
gururunu sektörle paylaşıyor. Boya sektörüne ilk adımını
deniz boyalarıyla atan DYO, “DYO Transocean”
markasında, uluslararası deneyimini, uzman ekip desteğini
ve en yeni teknolojilerini birlikte sunuyor.
Üstün teknoloji kullanan, boya sektöründe ilk AR-GE
merkezini kuran DYO’nun sektöre sunduğu ‘DYO Transocean’,
ürün kullanım vaatleri açısından da sektör için
oldukça önemli. Ürün korozyona karşı dirençli olması,
üstün parlak görünümü, uzun süre dayanıklılığını koruması,
düşük VOC değere sahip olması, iyi ıslatma
ve yapışma özellikleri taşımasıyla üst seviyede kalite
sunuyor.
“DYO Transocean” markası ile tercih portföyünü geniş-
.
92 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
leten DYO, piyasaya sunduğu shop primer, astar, antikorozif
ürünler, son kat boyaları ve antifouling ürünlerle
tüketiciye zengin alternatif oluşturuyor.
Türkiye’nin Boya Devi DYO Denizlerde de İddialı
Uluslararası deneyimlerin rehberliğinde ülkemizde üretilen
DYO Transocean, gemi işletmecilerinden tersanelere
kadar sektördeki tüm paydaşların ihtiyaçlarına
cevap veriyor.
“DYO Transocean” deniz boyaları tedarik zinciri, hizmet
kalitesi ve geniş renk yelpazesi ile gemi sahiplerine
hizmette sınır tanımıyor.
Sektörün yenilikçi ve öncü markası DYO Boya, içinden
geçtiğimiz bu zorlu dönemde de her sektörde piyasaya
kaliteli ve güvenli ürün sunan yerli ve milli marka olmanın
haklı gururunu taşıyor.
Sektörel
Nippon Paint ile
Daha Modern ve Daha Etkileyici Duvarlar
İç mekanlarda yeni çözümler arayanlar, Nippon Paint ile farklı tekniklerin ve
desenlerin yer aldığı yeni bir dünya keşfediyor. Göz alıcı renkler, şık dokular ve
modern desenler, Nippon Paint farkıyla yaşam alanlarına yansıyor…
Sosyal mesafeyi koruyarak,
çok daha fazla zaman geçirdiğimiz
evimizde konforlu
bir dekorasyon ve buna
uygun bir duvar boyası bizi
daha mutlu kılıyor ve huzurlu
hissettiriyor. Bu doğrultuda
ev yenileme sırasında
attığımız ilk adımlardan biri
genellikle duvarları boyamak
oluyor.
İç mekanlarda yeni çözümler
sunan Nippon Paint’in
Creative Effect Grubu sağlıklı
boya ürünleri duvarlara
sedef, saten, metalik, toprak
ve sim efektleri vererek mekanlarınız
için sıra dışı alternatifler
oluşturuyor. Nippon
Paint, özel efektli ve dokulu
ürünleriyle artık yaşam
alanlarıa daha farklı, daha
modern ve daha etkileyici
ürünler sunuyor.
Metal parlaklığını kumlu
dokusuyla harmanlayan
Nippon Paint Breeze duvarlarda
farklı yansımalar
elde edilmesini sağlıyor.
Antik metal dokusunu altın
ve gümüş efektleriyle birleştirerek
üç farklı görünüm
sunan Nippon Paint Rusty
ile mekanlar, geçmişin izlerini
günümüze taşıyor. Nippon
Paint Duchesse Satin
Sandy, satenin çekici dokusunu,
ince kumlu ve parlak
yapısını evlerin duvarlarına
yansıtıyor. Saten şıklığı ve
kusursuzluğu Nippon Paint
Duchesse Satin ile duvarları
kaplıyor. Işıltılı simli görünümü
ile Nippon Paint Glow
ise mekanları renklendiriyor.
93
Sektörel
Nef Projelerinin Tercihi GF Hakan
Plastik Ürünleri
Nef Sancaktepe, Nef Reserve Kandilli ve Nef Çekmeköy
projelerinin temiz ve atık su tesisatları GF Hakan
Plastik Aquasystem PP-R ve PVC ürünleri ile döşendi.
6 blok üzerinde 453 ofis ve daireden oluşan Nef Sancaktepe;
407 konuttan oluşan Nef Reserve Kandilli ile
3 farklı projede toplam 1.600 ofis ve daireden oluşan
Nef Çekmeköy’de tercih edilen Aquasystem PP-R boru
sistemleri, konutlarda suya sağlıklı ve güvenli şekilde
.
94 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Projelerinin odağına tasarım ve inovasyonu alan Nef‘in, suyun sağlıklı taşınması
yolunda tercihi GF Hakan Plastik ürünleri oldu.
ulaşılması; tesisat sistemlerinin sorunsuz bir şekilde
uzun ömürlü çalışması açısından tercih ediliyor.
İhracat pazarında da GF Hakan Plastik’in en çok tercih
edilen ürünlerinden biri olan Aquasystem PP-R, korozyona
dayanıklı yapısı ile kireçlenme ve paslanma
gibi etkenleri ortadan kagulsldırıyor. Yüksek sıcaklığa
ve basınca karşı son derece dirençli olan ürünler, PN
20-25 basınç sınıflarına uygun olarak sıcak ve soğuk
su kullanımında 50 yıllık çalışma olanağı sağlıyor.
Aqasystem PP-R sistemleri içme suyu sistemlerinin
yanı sıra merkezi ısıtma sistemleri, sıcak-soğuk su
sistemleri, klima sistemleri ve güneş kolektörlerinde de
kullanılabiliyor.
Alt yapı sistemlerinde kullanılan, dayanıklı ve sızdırmazlık
özelliği taşıyan PVC boru sistemleri ile projelerin
atık su drenajları sağlıklı bir şekilde kuruluyor. PVC
sistemler, yüksek darbe dayanımı, korozyona uğramayan,
yanmaz ve rijit yapısı ile yapı sektöründe öne çıkıyor.
GF Hakan Plastik ürünlerinin uzmanlığı, yapıların geleceğe
güvenle ulaşmasına katkı sağlıyor.
Sektörel
Bien ‘Magnıfıque’ ile Sıra Dışı Mekanlar
Seramik sektörünün öncülerinden Bien’in, 2020 yılı
koleksiyonu ‘’Magnifique’’ adına yakışır bir koleksiyon.
Fransızca’da ‘’Muhteşem’’ anlamına gelen ve ismini bu
kelimeden alan ‘’Magnifique’’ koleksiyonu, siyahın asaletini
üzerindeki altın sarısı desenlerle zarif bir şekilde
sunuyor. Cam gibi parlayan yüzeyi ile lüksü tanımlayan
koleksiyon büyük ebadın kullanım kolaylığını da beraberinde
getiriyor. 120x180 cm ebadı, özgün tasarımı ile
dikkat çeken ‘’Magnifique’’ mekanlarda iddiasını benzersiz
bir şekilde ortaya koyuyor.
Bien Mineral Vitrifiye Serisi İle
Banyolarınız Renklensin
Tasarımlarında doğadan ilham alan Bien’in ürettiği Mineral
Vitrifiye Serisi organik formları ve zengin renk alternatifleriyle
karar vericiler için güçlü bir
seçenek oluşturuyor.
Banyolara inovatif çözümler sunan
Bien’in, No-Rim (kanalsız) teknolojisi kullanarak
ürettiği, 52 cm olan Mineral Asma
Klozet Easy Wash özelliğiyle, zarif ve ince
çizgilere sahip. 12 farklı renkte üretilen
Mineral Asma Klozetler, yavaş kapanan
ince kapağı ve gizli montaj özelliği sayesinde
mekanla bütünleşiyor. Minimum 2,5
litre, maksimum 4 litre su ile temizlenen
ürün, suyun tasarruflu kullanılması özelliğiyle de çevre
dostu.
95
Sektörel
Marshall’dan 10 Pratik Boyama İpucu
Marshall uzmanlarının açıkladığı 10 pratik ev boyama ipuçlarıyla herkesin ufak
dounuşlar yapması mümkün! Evinin rengini yenilemek isteyenler için geniş renk
yelpazesiyle herkesin zevkine uygun seçenekler sunan Marshall, birkaç basit
ipucuyla evde boya yapmanın sırlarını açıklıyor.
Renklendir Hayatı” sloganıyla hayatımıza renk katmaya
devam eden Türkiye’nin önde gelen boya markası mesi ise dördüncü ipucu… Antibakteriyel boyalar, yük-
Boyaların öncelikle ihtiyacı karşılayacak şekilde seçil-
Marshall’ın dekorasyon uzmanları genellikle evde vakit
geçirilen bugünlerde evinin boyasını değiştirmek ğine sahip boyalar vb. bununla beraber, mat, ipek mat
sek silinebilme özelliğine sahip boyalar, silinme özelli-
isteyenlerin işini kolaylaştıracak 10 ipucunu bir araya ve yarı mat gibi parlaklık değerleri de boya seçiminde
göz önüne alınmalıdır deniyor. Beşincisi ipucu ise
getirdi.
Uzmanlara göre öncelikle iyi bir planlama ve gerekli
tüm malzemeleri toparlamak için vakit ayırmak gerekiyor.
Tam işin ortasındayken eksik bir malzeme olduğunu
fark etmek işi uzatacağından gerekli her şeyin el
altında bulunduğundan emin olmak ilk kural.
Uzmanların dikkat çektiği ikinci konu kullanılan malzemenin
kaliteli olması. Bunun önemine vurgu yapan
Marshall uzmanları kalitesiz boyalardan uzak durulması
gerektiği aksi halde duvarlarda daha fazla boya
katına ihtiyaç olacağını, bu durumunda boya ve işçilik
maliyetlerini arttıracağını hatta boyaların görünümünü
ve silinmesini olumsuz etkileyeceğini vurguluyorlar.
Önemli üçüncü nokta ise uygulamada yüzey temizliğine
dikkat edilmesi olarak ön plana çıkıyor. Başarılı
bir boya işlemi için boya uygulanacak zeminlerin, kuru,
sağlam ve temiz olmasının sağlanmasının kritik öneme
sahip olduğu belirtiliyor.
seçilecek rengin, kişiyi ve ortamı temsil etmesi olarak
adlandırılıyor. Renk seçiminde, renk kartelalarını, Marshall
Gör-Boya uygulamasının kullanımının
önemine dikkat çekiliyor.
Ayrıca renklerin, evin eşyalarından,
aldığı ışıktan etkilendiği, bu nedenle
boyama öncesinde, boyanacak
rengi duvarın bir kısmına uygulayarak
ortamda en fazla bulunulacak
zaman diliminde gözlemlemenin
önemli olduğu söyleniyor. Altıncı
öneri olarak boyamaya başlamadan
önce, tüm kullanılacak boya,
ve diğer malzeme ve ekipmanların
yanınınızda olduğundan emin olun,
sonra da boyanmayacak alanları,
koruyucu örtü ve kağıt maskeleme
bantları ile koruma altına alın böylelikle
istenmeyen kazaların önceden
önüne geçmek mümkün olabilir.
Yedinci öneri ne kadar boya kullanılacağını
tespit edilmesi. Bunun için,
.
96 Mayıs 2020 . www.istanbulhirdavatfuari.com
Sektörel
ürün teknik bültenlerine, ilgili web sitelerine
bakılabilir. Boya kullanılmadan önce karıştırılmalı,
sonra, kullanılacak miktar kadar
boya, ambalaj üzeri teknik bültende belirtilen
oranda inceltilmeli ve sıçratmamak için boya
eleği kullanılmalı.
Sekizinci ipucu olarak fırça ve rulo seçiminin
önemine vurgu yapan uzmanlar, uygulamalarda
hem fırçaya hem de Ruloya ihtiyacınız
olacaktır. Kestirmeler için, 2.5 ya da 3 numara
kestirme fırçasına, Geniş alanların boyanması
için ise 20 cm genişliğinde saten ruloya
ihtiyacınız olacaktır. İhtiyaca göre daha dar
geniş alanlarınız için ise, 10 cm genişliğinde
parmak rulo kullanabilirsiniz. Boyaya
başlamadan önce fırça ve rulonuzu yıkayın,
böylelikle, duvarda tüy bırakmasını önlemiş
olursunuz diyorlar.
Dokuzuncu öneri olarak kestirmelere öncelik verilmesi
gerektiği söylenirken; Tavanın ardından, yapılacak
duvar boyaması, öncelikle, boyanmayacak alanlar ile
boyanacak alanların kesiştiği noktaların kestirme fırçası
kullanılarak boyanması ile başlanır. (Tavan dipleri,
kapı, pencere kenarları, priz etrafları, süpürgelik kenarları
vb.) Daha sonra rulo uygulamalarına geçilir. Duvar
üzerine başlarken, kapının sağı ya da solu olacak şekilde
bir duvar seçin ve duvar duvar ilerleyin. Duvara
Rulonuzu değdirdikten sonra, Tavandan, tabana doğru,
hiç kaldırmadan hareketler halinde boyayın böylelikle
dalgalanmaların önüne geçeceksiniz deniyor. Son olarak
boyama esnasında, etrafa sıçrayan ya da bulaşan
boyalarınızı daha kurumadan nemli bir bez ile temizleyebilirsiniz.
Fırça ve rulonuzu ertesi günü kullanacaksanız,
naylon ile sarıp, hava almayacak şekilde bir
ambalajda muhafaza edebilirsiniz.
Kullanmadığınız boyalarınızı, inceltilmemiş olarak bir
süre daha saklayabilirsiniz, saklamada esas, boyanın
hava ile temas etmemesi, kuru ve direkt betona temas
etmeyecek alanlarda muhafaza edilmesidir deniyor.
Zorlandığınız yerde, mutlaka ustanızdan destek isteyin.
97
Aradığınız uzun ömür ve
yüksek performans ise
53 yıllık ustaya güvenin!
EN 13743
Șimdi her 18 top AXOP21 Rulo Zımpara alımınıza
1 adet Rulo Zımpara Standı hediye*
AXOP21 Rulo Zımpara
Ahșap, alüminyum, zamak ve düșük alașımlı çeliklerin zımparalanması
için uygundur. X standart pamuklu bez mesneti ile yarı açık kaplanmıș
Alüminyum Oksit așındırıcı yapısına sahiptir.
(0212) 698 90 90
satis@karbosan.com.tr
/karbosan
*Kampanya 150mm x 50m, 200mm x 50m
ve 250mm x 50m ürünlerde geçerli olup
kampanya detayları ve koșullar için
bayiinizi veya bizi arayabilirsiniz.
www.karbosan.com.tr