18.06.2020 Views

BEACON MAY 2020

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ANMA

ANMA

Oya Berk (’65)

Derin Erpulat (’11)

(Didem Erel Erpulat’ın (’87) kızı, Defne Erpulat’ın (’17) ablası)

Ülker Baysal Dumlupınar (’71)

Benim Tanıdığım Ülker

Manisalı bir doktor babanın üç kızından

biriydi. En sevdiğim yanı kahkahasıydı.

O her zaman içinde bulunduğu

durumu kabullenip, yaşama devam

eden ve hiç yakınmayan biriydi.

Oysa bayağı da zorluklar yaşadı ama

hepsini kocaman bir yürek ve kahkaha

ile kucakladı. Muhitindeki herkesle

özellikle esnafla dosttu. Herkesin

hatırını sorar, gönlünü alırdı. Ben

onunla vakit geçirmeyi çok severdim.

Gülerdik beraber. Torunu ile de odanın

altını üstüne getirerek

Sevgili Oya ile Orta ve Lise’de

çok güzel günler geçirdik.

Üniversite’ye gittiğimiz İstanbul’da

ilk seneden sonra nedense

yollarımız ayrıldı. Yıllar sonra

İstanbul’a döndüğümde Oya’yı

tekrar buldum. Arada buluşmak,

eski günleri anmak bizi mutlu

ediyordu. Oya’yı her hatırlayışımda

Tarih dersinde Fikret Hanım’la

tahtaya şemalar çizişi gözümün

önüne gelir.

Derse çok özenle hazırlanır, Fikret

kovboyculuk ve askercilik oynardı.

Torunu ona bayılırdı. En önemlisi

hayatta hiç önyargısı yoktu. Ablası

Ülkü Baysal İskit (’67) gibi. Herkesi

anlamaya çalışırdı. Filmlerden

konuşmayı severdik. Onunla

muhabbet çok keyifliydi. Herkesi,

hayatı bu kadar çok severken biraz

da kendini koruyabilseydi. Onun sabrı,

güzel yüreği ve kahkahası hep bana

yol gösterecek.

Kerime Arsan (’70)

Hanım’ın tam istediği şekilde

sunumlar yapardı. Son olarak

Doğuş Üniversite’sinde İngiliz

Edebiyatı hocası idi.

Öğrencilerinin Facebook’ta

yazdıklarını okudukça hoca olarak

ne kadar sevildiğini ve takdir

edildiğini görüp içim sevinçle

doluyor. Bu bizim tanıdığımız, çok

sevdiğimiz, akıllı ve eğitici Oya’ydı

diyorum.

Rengin Çayırlı Şirvancı (’65)

Hayatına dokunduğu herkesin

bir yerinde yaşıyor ve onları

koruyor Derin. Geçmiş zaman

kullanmayacağım çünkü bizim

geleceğimiz geçmişle karıştı

artık, nitekim Derin’den öncesini

de bilmiyorum ben. Ama şunu

biliyorum ki, onun bize bıraktıkları

hayatımız boyunca bizimle olsun

diyeymiş meğer.

Kalemim Derin’inki kadar kuvvetli

değil maalesef ama karakteri

ismiyle bir olmuş Derin’imizi ve

onun renklerini birazcık da olsun

anlatmak için elimden geleni

yapacağım.

Derin, ufacık zarif elleriyle

dokunduğu her şeyi güzelleştirir.

Çok farklı bir ışıltısı vardır, enerji

saçar etrafına. Bir bakarsınız bir

sınıf arkadaşına komik bir akrostiş

şiir yazmış ve yüzünde muzur bir

gülümseme; bir bakarsınız büyük

bir ciddiyetle bir organizasyon

düzenliyor, hemen sonra da

canı dedeciğini fizik tedavisine

götürüyor.

Amerikan Koleji, Alsancak, Alaçatı

ve üniversite çevresindeki en

küçüğünden en büyüğüne herkesi

tanır. Tanımakla da kalmaz, herkesle

öyle ya da böyle kendi gibi derinliği

olan ilişkiler kurar. Derin daha küçük

yaştan bir insan ilişkileri uzmanı

olduğundan, Bilgi Üniversitesi’nde

Halkla İlişkiler okuması kimseyi

şaşırtmamıştı. Farklı dönemlerden

mezunları bir araya getirip MOODS

gösterisini hayata geçirmesi

veya New York’ta Clinton ailesiyle

röportaj yapmak için seçilmesi de…

Derin hep kendinden önce

başkalarını düşünür, ben ona ne

zaman “çok empati yapıyorsun,

biraz da kendini düşün” desem,

günün sonunda bir yolunu bulur ve

bana empati ve fedakarlık yapmayı

aşılayan o olur. Hiç farketmeden

hep bir adım öteye taşır sizi Derin.

Ve hala dünyada onun sayesinde

umut dolu şeyler gerçekleşiyor.

Öyle ki, herkes Derin’in anısını en

güzel şekilde yaşatmak için elinden

geleni yapıyor; burs fonları, kız

yurdu, ormanlar, çocuk kitapları,

sohbetler, maratonlar… Derinimiz,

hep istediği gibi, hayatlara

dokunmaya devam ediyor.

Hayatı ve kendini çok güzel ti’ye

alır Derin. Zor günlerde “Diyelim ki

bir şey oldu, yine bir şey olmaz!”

deyişi, her şeye verebilecek

eğlenceli bir cevabı olması umarım

bize rehber olmaya devam eder.

Şimdi düşününce, Derin bize onun

için göz yaşı dökerken bile, yine

onu düşünüp gülümseyebilme

hediyesini vermiş meğer.

Bizi her neşelendirmek istediğinde

söylediğin gibi “Arriba” (yukarı

anlamına geliyor) diyerek yukarı

bakıp sana gülümsüyoruz Derinim.

Sen hep bizimlesin.

Zeynep Mançe (’10)

Aramızdan bir Yıldız Kaydı

İpek Kubat (’20)

Ödel Ünsal Yakar (’72)

Ödel, Ege Üniversitesi Gazetecilik

Yüksek Okulu mezuniyeti sonrası

gazeteciliğin yanı sıra seramik

sanatıyla da ilgilenerek 1993

yılında İzmir Resim Heykel

Müzesi seramik atölyesine katıldı.

İlerleyen yıllarda Uluslar arası

Seramik Akademisi üyesi Bingül

Başarır gözetiminde seramik

çalışmalarına devam ederek yurt

içinde ve dışında 50’den fazla

karma ve 5 kişisel sergi açıp, 8

ödül aldı. 2007- 2017 yılları arası

İzmir Resim Heykel Müzesi’nde

seramik dersleri verdi. Seramik,

porselen ve cam çalışmalarına

kendi atölyesinde devam etti. Yerli

ve yabancı sanat dergilerinde

sanat haberleri ve çeviriler yaptı.

Saygın bir sanatçı olarak sanat

dünyasında yerini aldı. Kıkır kıkır

gülmesi, cana yakın konuşmaları

ile her daim hatırlayacağımız

arkadaşımız nurlar içinde yatsın.

Sınıf Arkadaşları

Güzeller güzeli, iyilik timsali

arkadaşımız İpek,

Senin gibi iyiliği içinden gelen çok

az insan var bu dünyada. Senin

için kibarlık, özveri ve samimiyet

her zaman bir hayat tarzı. Elinin

değdiği her iş senin güzelliğine

bürünür, insanlarla konuşurken

gözlerinin içi güler, yanında olan

herkesi güldürmeyi başarırsın,

sokakta gördüğün bir hayvan veya

bir çiçek bile yüzünde tebessümün

yerleşmesine neden olur. Bu dünya

için o kadar masum, o kadar iyisin ki

seni sözcüklerle anlatabilmek çok

zor; Çok ince düşünceli ve hassas

ama bir o kadar da tanıdığımız

en güçlü insan, canın sıkıldığında

izlediğin Sünger Bob’a kıkır kıkır

gülen aynı zamanda kemale ermiş

birisinin dahi sahip olamayacağı

olgunluktaki düşüncelere sahip

olman gibi…

Her anın tadını çıkaracak kadar

çılgın arkadaşımız, 19 yıllık

yaşamının hakkını verdiğine emin

olabilirsin. Arkanda her zaman

senin yıldızının ışığına sığınacak bir

çok kişi bıraktığından hiç şüphen

olmasın. O ışığın, ilerlediğimiz bu

yolda hepimize rehber olacak ve

izin asla silinmeyecek.

Seni çok seviyoruz ve çok

özlüyoruz.

2020 Dönem Arkadaşları

120 The Beacon

The Beacon 121

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!