You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SÖYLEŞİ
Begüm Tatari (’98)
SÖYLEŞİ
Mitosların Uyanışı’ndan Hamam’a
Ekin Balcıoğlu (’09)
“Benim kabilemin, Rus hamamındaki insanlar
olduğunu fark ettim.”
Mimar bir anne ile İzmir’in köklü sanat galerilerinden birinin kurucusu
olan ressam bir babanın tek çocuğu. Armut dibine düşmüş, o da yaratıcı
işlerle uğraşıyor. Moda tasarımı, güzel sanatlar ve görsel sanatlar eleştirisi
alanlarında eğitim almış. Sanat pratiği resim alanında yoğunlaşmış;
New York, San Francisco, Londra, İzmir, İstanbul, Bodrum ve Sofya’da
kişisel ve karma sergiler açmış. IMPACT Social Entrepreneurship Award
ve Murphy & Cadogan Contemporary Art Award’a lâyık görülmüş. Şu
sıralar ise gündeminin odak noktasında, yeni çıkaracağı Hamam adlı
dergi bulunuyor.
Ekin’le, iç tasarımını Annesinin yaptığı Be Water Coffee & Book Store’da,
kendi tablolarının asılı olduğu duvarın dibindeki masada buluştuk.
Londra’dan New York ve San Francisco’ya, Amerikan yerlilerinin yaşam
alanından Rus hamamlarına gittiğimiz, yaklaşık 1,5 saatlik bir söyleşi
yaptık. Sade, dingin, zarif, kendini özenli ve tutkulu bir şekilde ifade
eden Ekin, yaşamın içinde su gibi akıyor. Buluşma yerimiz, bu açıdan da
manidar olmuş.
ACI mezuniyetinden sonra hayatın
nasıl ilerledi?
ACI’dan mezun olduktan sonra
Londra’ya taşındım ve Central
Saint Martins College of Art &
Design’da eğitimime başladım.
CSM çok sanatsal bir okul, moda
tasarımı okurken sanata daha
fazla ilgi duymaya başladım ve
sanatın kalbimin alanı olduğunu
fark ettim. Londra’da 4 yıl yaşadım
ve sonrasında ABD’de hem sanat
hem de yazmayla ilgili yüksek lisans
yapmaya karar verdim. Çift yüksek
lisans yapmayı planladığım için San
Francisco’daki California College
of the Arts’a başvurdum ve kabul
edildim. Güzel sanatlar (Master of
Fine Arts) ve görsel eleştiri (Visual
and Critical Arts) programlarını
Mitosların Uyanışı
bir araya getiren çift anadal
programında eğitimimi sürdürdüm.
San Francisco’da çok keyifli 3 yıl
geçirdim. Doğası, enerjisi ve havası
bana çok güzel günler yaşattı.
Okul bittikten sonraki yaz Kuzey
Dakota’da yerli Amerikalılar’ın kutsal
topraklarına yapılmak istenen
petrol boru hattına (Dakota Access
Pipeline) ya da bizim deyişimizle Kara
Yılan’a karşı Standing Rock direnişine
katıldım. Amerikan yerlilerinin kutsal
toprakları ve mezarlıklarını da tehdit
eden rota, Missouri Nehri’nden
iki defa geçip aynı zamanda bu
bölgede yaşayan yerlilerin su
kaynaklarına yönelik ciddi bir tehdit
oluşturmaktaydı. Bir arkadaşımla
beraber, San Francisco’dan
Standing Rock’a 2.000 mil karayolu
seyahati yaptım. Su koruyucularının
arasına katılıp, dondurucu soğukta
çadırlarda kalıp komün hayatı
yaşadık. Dünyanın her yerinden
gelen yerliler, aktivistler, sanatçılar,
gazeteciler, çevreciler, cesur ve
açık yürekliler ile bir araya geldik.
Protestolara katıldık, ritüellerde yer
aldık, birlikte yemek yaptık, şarkı
söyledik, güldük, savaştık. Su, doğa
ve barış için el ele verdik. Yaşadığım
en özel deneyimlerden biriydi. San
Francisco’ya geri döndüğümde New
York City’e gitmeye karar verdim.
Şehri keşfetmek istiyordum.
38 The Beacon
The Beacon 39