Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
SÖYLEŞİ
Destina Akgün (’76)
SÖYLEŞİ
Her Mekân
Ayrı Bir
Yolculuk
En sevdiğim bir projem yok ama taşını okşadığım, duvarını
elleyip, sevdiğim çok projem var!
Dünya tarihinin en eski mesleklerinden
biri olarak anılır mimarlık... Romalı mimar
Vitruvius da M.Ö. I. yüzyılda mimarlığın
tanımını yaparken, işlevsellik kadar estetik
ve sanatsal değerinin öneminden bahseder.
Tüm disiplinleri barındıran, iç içe geçmiş bir
inşâ sanatıdır ona göre... Sanat ve mimarlık...
Birbirine çok yakışan, birbirini tamamlayan
iki kavram... Tıpkı şimdi okuyacağınız
anne, kız gibi… Hale Balcıoğlu (‘81) ve Ekin
Balcıoğlu(‘09)
Bu meslekte otuz beşinci yılını dolduran,
A Mimarlık şirketinin kurucusu ve ortağı
mimar Hale Balcıoğlu ile İzmir’in bol yokuşlu
semtlerinden Köprü’deki tarihi evin içindeki
ofisinde buluşup keyifli bir söyleşi yaptık.
Hale Balcıoğlu Dokuz Eylül Üniversitesi
Mimarlık bölümü 1985 yılı mezunu. İzmirli
ressam ve mimar Nafi Çil ilk hocası olmuş,
onun atölyesinde yetişmiş.
Aslında, hep aklında İstanbul’da tasarım
okumak varmış. Lise son sınıfta ani bir
şekilde babasının vefatı nedeniyle annesine,
ailesine destek olmak için İzmir’de kalmaya
karar vermiş.
Hastalık sürecinde, babam bana bir gün
“Kızım, mimar olmayı düşünür müsün?” diye
sormuştu. Sanırım bendeki ışığı görmüştü.
Bu sözü içime çok işledi, gönlümde yer etti.
O yüzden bunu babamın vasiyeti olarak
gördüm ve İzmir’de kalıp mimarlık okumaya
kadar verdim. Tek tercihimdi, kazandım.
Mezun olduktan sonra da aklım hep
yurtdışında, özellikle Londra’daydı. Sanırım
sonunda İzmir’in kaderim olduğunu anladım,
burada kalmaya karar verdim. Ama yine
de iş hayatımın ilk on, on beş yılını kabıma
sığamadığım, başka başka yerlere gitme
arzusuyla dolu olduğum günler olarak
hatırlıyorum.
Hale Balcıoğlu
34 The Beacon
The Beacon 35