null
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Kışa Dönen Bahar: Arapların Yıkılan Umutları
Talha ÇELİK
Tarihin akışı içinde
bazen çok küçük
olaylar akışın
yönünü bir anda değiştirebilir
ve bu bazen öyle
derinden etki yaratır ki değişimin
hızına inanamazsınız.1914’te
Saraybosna’da
bir Sırp gencinin ateşlediği
tabancanın peşinden
kopan, bizi de içine alan
fırtınayı gayet iyi biliyoruz.
İlk dünya savaşının belki
de en trajik sonucu son
Türk-İslam imparatorluğunun
yeryüzünden silinmesiydi.
İstikrar sebebi olan
bu siyasi yapının bıraktığı
boşluğun ne kadar derin
olduğunu anlamak için
Balkanlara, Kafkaslara,
Kuzey Afrika’ya ve Orta
Doğuya bakmak yeterlidir.
Şimdi gelin, tıpkı 1914’teki
gibi hiç beklenmedik bir
anda başlayarak statükoyu
sarsan fakat zamanla bir
insanlık dramına dönüşen
olaylar zincirinin başladığı
yere, Tunus’a gidelim.
ARKA PLAN
2010 yılının 17 Aralık
gününde Tunus’ta seyyar
satıcı Muhammet Buazizi,
kötü yaşam koşuları ve zabıtanın
tezgahına el koymasına
tepki olarak kendini
ateşe verdi. Bu protesto
girişimi kısa sürede tüm
ülkeye yayıldı ve Tunus’ta
halk sokaklara döküldü. 23
yıldır Tunus’u idare eden
diktatör Zeynel Abidin bin
Ali geniş kitlesel eylemlere
daha fazla dayanamadı ve
istifa ederek ülkeden ayrıldı.
Bu, modern Ortadoğu
-15-
tarihinde görülmemiş bir
şeydi. Yıllardır ülkesini
demir yumrukla yöneten
bir diktatör halkın büyük
direnişi sonucu ülkeden
kaçmak zorunda kalıyordu.
Olayın etkisi bir
yangın gibi çevre ülkelere
sıçradı. Amerika ve İsrail
güdümündeki Mısır diktatörü
Hüsnü Mübarek de
aynı akıbete uğrayacaktı.
Mısır’da da halk ayaklandı.
Kahire, İskenderiye ve
Luksor’da sadece bir gecede
18 milyon insanın toplanıp
rejimin devrilmesini
istediği günler yaşanmıştı.
Hüsnü Mübarek ABD ve
İsrail’den beklediği desteği
alamayınca istifa etti. Mısır
gibi bir ülkede, Mübarek
gibi bir diktatörü deviren
rüzgarın, daha çok yere