5.Ulusal Speleoloji Sempozyumu
Mağara Araştırma Derneği 5.Ulusal Speleoloji Sempozyumu
Mağara Araştırma Derneği 5.Ulusal Speleoloji Sempozyumu
- TAGS
- mad
- magara
- caves
- arkeolojik
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Giriş
2009 yılı boyunca İstanbul Teknik Üniversite’sinden Dr. Çiğdem Aygün’ün proje yöneticiliği altında
yürütmüş olduğumuz Topkapı Sarayı ve Ayasofya Müzesi altındaki sarnıç, kuyu ve tünellerin araştırılması
projesi; mağaracı kimdir, çalışma alanları nelerdir sorusunu kendimize bir kez daha sormamıza
yol açtı.
Bir seneyi aşkın süre boyunca yapmış olduğumuz çalışmalar sırasında, insan yapımı yeraltı
boşluklarında çalışmanın teknik zorluklarını, tehlikelerini ve risklerini doğrudan gözlemleme şansı
elde ettik, çalışma tekniklerimizi edindiğimiz tecrübeler doğrultusunda ilerlettik. En önemlisi de doğal
ortamlarda, mağaralarda çalışmaya alışık olan biz mağaracıların, teknik donanımız ve tecrübelerimiz
ile arkeolojik ve mimari araştırmalara yapabileceğimiz katkıların önemini kavradık.
Tarihi ve mimari önemi olan, insan tarafından inşa edilmiş ya da kazılarak yapılmış yeraltı strüktürlerinin
araştırılması, farklı disiplinlerin bir araya gelmesini gerektirir. Bu araştırmalar esnasında
speleolojik araştırma tecrübesine, tekniklerine ve ekipmanlarına sıkça ihtiyaç duyulur. Ancak, bu birikim
ve teknikler mutlaka, mimarlık, şehir planlamacılığı, arkeoloji ve ölçüm gibi belirli profesyonel
beceriler ile desteklenmelidir.
Geçmiş Araştırmalar
Araştırılmayı bekleyen sayısız insan yapımı yeraltı yapılarına sahip olan ülkemizde, bu çalışmalara
bugüne kadar yeterli ilginin gösterilmemiş olmasının çeşitli nedenleri vardır:
Ülkemizde çalışılmayı bekleyen sayısız tarihi önemi olan yeryüzü yapıları bulunmaktadır ve bu
yapıların araştırılması her zaman öncelik kazanmış, daha fazla ilgi görmüştür.
Yeraltı strüktürlerinin araştırılması teknik zorluklar hatta riskler içerir. Bu nedenle, özellikli
donanımlar ve speleolojik aktivite becerisi, tecrübesi gerektirir.
Kazılarak yapılmış yeraltı strüktürlerinin araştırılması yeryüzü araştırmaları ile kıyaslandığında
daha problemlidir.
Yeraltı tarihi ve mimari mirasını araştırabilecek, teknik ve bilimsel becerisi olan, diğer disiplinler
ile işbirliği yapabilecek mağaracı sayısının yetersizliği ya da becerilerini sunabilecek mağaracılara
erişim zorluğu, bu konuda çalışma yapan araştırmacıları çözümsüz ve desteksiz bırakmaktadır.
Ülkemizde, speleolojik metotlar kullanılarak yapılmış olan araştırmalar oldukça az ancak bir o
kadar da önemlidir. Aşağıda listelenen bu çalışmaların çoğu ne yazık ki yabancı mağaracıların desteği
alınarak yapılmıştır.
1986 yılında Boğaziçi Üniversitesi Mağara Araştırma Kulübü (BÜMAK), Ayasofya Müzesi’nin o
dönem müdürü Alparslan Koyunlu’nun çağrısı üzerine Ayasofya Müzesi Narteks’inin altında yer alan
büyük sarnıç ve etrafındaki dehlizler ile Arkeoloji Müzesi altında bulunan sarnıcın ölçümünü yapmış,
bu çalışmalar müze müdürüne teslim edilmiştir.
1991 ve 1992 yıllarında, ‘Commissione Nazionale Cavita Artificial’e (İnsan Yapımı Yeraltı Boşlukları
Araştırma Komisyonu) bağlı Cenova’lı mağaracılar, Kültür Bakanlığı ile ortak bir çalışmayla, Kapadokya
yeraltı şehirlerinde son derece kapsamlı araştırmalar yapmıştır. Bu çalışmalar sonucunda Sivasa,
Tatların, Örentepe, Ağıllı, Derinkuyu, Tilköy, Zile, Dulkadirli ve İnlimurat’taki yeraltı şehirleri, Göreme
Deresi ve Kılıçlar Vadisindeki su dağıtım yapıları, Civelek’teki mağaralar araştırılmış, bölgedeki yeraltı
yapıları ile ilgili ilk dijital arşiv oluşturulmuştur. Bu çalışmaların sonuçları Roberto Bixio ve Vittorio
Castellani tarafından birçok farklı makale ile sunulmuştur. Çalışmalar esnasında:
• Yer altı yapıları ölçülmüş ve haritalanmış
• Topografik çalışmalar ile yeraltı yapılarının yerleri haritada işaretlenmiş
• Coğrafi haritaların ve yeraltı yapılarının konumlarının rekonstrüksiyonu yapılmış
48