07.05.2023 Views

SİYASALLI SAYI 02/MAYIS-HAZİRAN 2023

Dönüşüm Merhaba, Değerli okurlarımız, Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı? Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur. Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir. Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir. Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır. Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.

Dönüşüm
Merhaba,
Değerli okurlarımız,
Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı?
Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur.
Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir.
Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir.
Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır.
Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.








SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ticaret sözleşmesi de 5 yıl süreyle Cumhuriyet

iktisadını resmen dondurmuş, işleyemez hale

getirmiştir (Boratav, 2013, pp. 43–44). Fakat

bunlar, yarı-sömürge ekonominin

parçalarından, yabancı sermayenin

kontrolündeki demiryollarının sırayla

devletleştirilmesini önleyememiştir. Bunu tütün

rejisi ve limanların millileştirilmesi izlemiştir. 1927

tarihli Teşvik-i Sanayi kanunu ile sanayi

sermayesi oluşturma yönünde önemli bir adım

atılmış ve sermayeye geniş teşvikler verilmeye

başlanmıştır. Lozan’ın beraberinde getirdiği

ticaret sözleşmesinin bitiş tarihi olan 1928’den bir

sene sonra yaşanacak olan Büyük Buhran ise

Cumhuriyet iktisadında görülecek makas

değişimini kolaylaştırmış, hızlandırmış ve kararlı

hale getirmiştir. Bu döneme kadar Türkiye

dünya ekonomisine hammadde ihraç ederek

ve tüketim malı ithal ederek katılmaktayken bu

konum krizin ardından değişecektir. (Boratav,

2013, pp. 44–59) Veya en azından değiştirilmek

istenecektir.

1929 VE SANAYİLEŞME

1929 Krizi ile beraber Cumhuriyet iktisadı Serdar

Şahinkaya’nın ifadesi ile makas değiştirmiştir.

(Şahinkaya, 2019, p. 22)

hal ve tarım ve madencilik ürünleri ihraç eden

bir ülke olarak sürdürdüğü rol Kemalist kadroyu

en başından beri rahatsız etmekteydi.

Cumhuriyet’i kuran kadrolar, Türkiye

Cumhuriyeti’ni çağdaş uygarlık düzenine

ulaştıracak birikim mekanizmasının

‘’sanayileşme’’ ile sağlanabileceği konusunda

berrak ve kararlıydı. (Şahinkaya, 2019, pp. 33–34)

1929 Ekonomik Krizi ile ülke çapında küçük

imalat yapan atölyelerin pek çoğu iflas etmiş,

sermaye birikim stratejisi sorunu daha belirgin

biçimde ön plana çıkmıştı. Krizin ardından

Cumhuriyet birtakım tedbirler almak zorunda

kalmıştır. Kriz, Türkiye’de bireylerin elindeki

sermayenin yetersizliğini ve devletin

yönlendirme yapmasından ziyade iktisatta

lokomotif olması gerektiğini göstermiştir.

(Şahinkaya, 2019, p. 57) Bunlardan sonra ise

sermaye birikim stratejisi, ‘’ yerli sanayileşme’’

olarak belirlenmiştir. Kemalist kadroların

Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri zihinlerinde

olan ‘’sanayileşme’’ fikrinin artık bir ‘’cihazlanma’’

projesine dönüşmesi şart olmuştur.

ARAŞTIRMA

Milli İktisat anlayışına ve 1923 İzmir İktisat

Kongresi kararlarına göre ekonomi, ‘’devletin

bireyleri zenginleştirecek ortamı ve desteği

sağlaması ve böylece oluşacak yeni burjuvazinin

yabancı sermayeyle ‘eşit koşullarda’ iş birliği ve

ortaklık ilişkileri içine girerek gelişmeyi ve

sanayileşmeyi gerçekleştirmesi’’ üzerine

kurulmalıydı. (Boratav, 2013, p. 61) Fakat bu

planın başarılı olamayacağı ve hatta olmadığı

1929 Krizi ile beraber kanıtlandı.

Ağırlıkla Kapitalist dünyada hissedilen 1929

Ekonomik Krizi sırasında Türkiye ekonomisi dışa

kapanarak devlet öncülüğünde milli bir

sanayileşme denemesine girmiştir. Korumacıdevletçi

sanayileşme hamlesi, neredeyse

1908’den beri uygulanan Milli İktisat ilkelerinin

terse çevrilmiş halidir.(Boratav, 2013, p. 59)

Türkiye’nin dünya piyasasında mamul mallar it-

Kemalistler, siyasi bağımsızlığın ancak ve ancak

iktisadi bağımsızlıkla korunabileceğinin

farkındaydı ve bu sanayileşme mecburiyetini

devletçi ve halkçı bir temele oturtma

gayesindeydiler. Bu planda başta Türkiye’de

halihazırda bulunan hammadde

kaynaklarından başlamalıydı, yani hareketin

başlangıç noktası ile bitiş noktası ülkenin malı

olmalıydı. (Şahinkaya, 2019, pp. 35–37)

Devletçiliğe giden yolu 1929 Buhranı hızlandırdı.

30 Ağustos 1930’da İsmet İnönü Sivas

demiryolunun açılış töreninde ‘’iktisadi yolumuz

SİYASALLI DERGİSİ MAYIS-HAZİRAN 2023

16

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!