07.05.2023 Views

SİYASALLI SAYI 02/MAYIS-HAZİRAN 2023

Dönüşüm Merhaba, Değerli okurlarımız, Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı? Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur. Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir. Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir. Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır. Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.

Dönüşüm
Merhaba,
Değerli okurlarımız,
Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı?
Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur.
Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir.
Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir.
Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır.
Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.








SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ARAŞTIRMA

19

şu anda da görülebileceği üzere Çin pazarında

kalite yerine miktarın önemli olduğu bir anlayış

ortaya çıkmaya başlamış ve ikinci planlama

evresinde birazdan bahsedeceğimiz

problemlere sebebiyet verecek bir kültürel yapı

oluşmuştur. Bu dönemde benimsenen

endüstriyel üretime geçiş politikası ile halkın

büyük bir kısmı tarımsal üretim yapılan

alanlarda çelik üretmeye teşvik edilmiştir. Hali

hazırda tarımsal üretimin sürekli ve hızlı bir

şekilde yapılmaya çalışılmasından dolayı

kalitesiz ürünler ortaya çıkarken bir yandan da

uzmanlaşmadan yoksun bir alana el atılması

Çin için iflas bayrağının çekilmesinin habercisi

olarak görülmüştür. Yüksek miktarda döviz ve

ticari mal getirisi sağlayacağı düşünülen bu

plan zamanla iki alanda yetersiz kalındığının

anlaşılması sonrası ülkede çok büyük bir kıtlığa

sebep olmuştur. Tarım arazilerinin azaltılması,

yanlış üretim yöntemleri ve uzmanlaşma

olmadan geliştirilen meslek dalları sonrası ülke

hem paradan hem de gıda stoğundan yoksun

bir döneme girmiş, 1959-1962 yılları arasında 20

milyon insan hayatını kaybetmiştir. Artık önü

alınması mümkün olmayan bir kaosa sebep

olan bu politika ve teşviklere karşı sesler

yükselmiş, ülkenin sahip olduğu sınırlı

kaynakların bu kadar sayıda insanı

beslemesinin zor olduğunun ve aynı zamanda

ekonomik büyümenin nüfus politikalarına

bağımlı olarak geliştiğinin fark edilmesi üzerine

değişime gitmeye karar kılmışlardır. (Clayton;

2012).

Bu yaşananlar ülkede doğumların da büyük

oranda düşmesine sebep olmuş ve 1962

yılından itibaren devlet “ne kadar çocuk o kadar

mutluluk” sloganından uzaklaşarak aile

kurumuna müdahil olmaya başlamıştır.

1970’lerin ilk dönemi itibariyle ‘’Aile Planlaması

Ofisi’’ daha az sayıda bireylerinden oluşan aile

ve daha geç yaşta sahip olunan çocuğun teşvik

edildiği bir anlayış ile aileler üzerinde denetim

kurmaya başlamış ve 1980’e kadar nüfus

artışının %1 olması planlanmıştır. 1970’lerin

sonuna gelindiğinde ise bu hedefe ekonomik

yönler de eklenmiş ve yıllık kişi başına düşen

gelirin 4 katına çıkartılması hedeflenmiştir. Bu

SİYASALLI DERGİSİ MAYIS-HAZİRAN 2023

kısa vadeli olarak sayılabilecek hedeflerin

hepsinin temelinde anlaşılacağı üzere nüfus

büyüme oranının düşürülmesi yatmaktadır. Az

nüfus fazla gelir mantığı bir zaman sonra “tek

çocuk politikası” olarak evrimleşmiş ve Çin’in bu

alandaki dönüm noktası olmuştur.

1958 yılından bir Çin propaganda afişi

Tek Çocuk Politikası ile İkinci Dalga

Mao Zedong’un 1976 yılındaki ölümü sonrası

1978 yılında de facto olarak devlet başkanlığına

başlayan geçen Deng Xiaoping ekonomik

gelişmeye ve nüfus büyüme oranında azalmaya

odaklanmıştır. Bu iki temel odak sonrası devlet

vatandaşlarından bir çocuktan fazlasını

yapmamasını istemiş, bu isteğini

gerçekleştirmek adına da birtakım önlemler

almıştır. Şehirlerde yaşayan aileler hali hazırda

hem işlerinden kaynaklı olarak hem de

ekonomik geçimlerini sağlamaları açısından tek

çocuk politikasına sıcak bakarlarken kırsal

bölgelerde yaşayan ve kültürel bağlarla yetişen

ailelere bu politikayı sıkı bir şekilde takip ettirmek

zor olacaktı. Düzgün uygulanması için

politikalara uyanlara ekonomik teşvikler ve

istihdam imkanları sunulurken aşanlar için ise

zorunlu kürtaj gibi yaptırımlar uygulanmaya

karar verilmiştir. Bazı azınlık gruplar adına

istisnalar yapılmış olsa da devlet bu konuda son

derece net davranmıştır.

Bu tek çocuk politikası genel olarak nüfus artışını

düşürse de Çin’in demografik yapısı üzerinde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!