SİYASALLI SAYI 02/MAYIS-HAZİRAN 2023
Dönüşüm Merhaba, Değerli okurlarımız, Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı? Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur. Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir. Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir. Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır. Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.
Dönüşüm
Merhaba,
Değerli okurlarımız,
Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı?
Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur.
Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir.
Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir.
Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır.
Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
büyük olumsuz etkiler oluşturmuştur. İstenilen
orana erişilmeye çalışılırken cinsiyet
yoğunluğunun nasıl düzenleneceği hesaba
yeterince katılmamış olacak ki zamanla erkek
nüfusun kadın nüfusa oranla %4 civarında
daha fazla hale gelmiştir. Bu orantısız dağılım
köylüler arasında kız çocuklarını aldırmaları ve
terk etmeleriyle de daha da büyümüş ve bir
zaman sonra bekar nüfusun yetersizliğinden
kaynaklı olarak evlilik oranlarında düşüşler ve
yaşlı nüfusta artışlarla karşılaşılmıştır.
Kırsal alanlarda yaşamlarını devam ettirenlerin
yeterince ekonomik birikimi olmaması ve
çocuklarını da bir birikim olarak görmeleri de
bu tek çocuk politikasının atladığı sorunlardan
bir tanesi olmuştur. Yaşlanan nüfusun bakıma
ve ekonomik desteğe ihtiyacının yanı sıra tek
çocuğuna bakmak zorunda olması onların
geçimlerini sağlamakta zorlanacağı gerçeğini
ortaya koymuştur. Kente göç eden işçiler
arasında kırsaldaki kadar büyük bir sorun
yoktur. Kentin sağladığı ekonomik imkanlar
insanlar için iyi sayılabilecek düzeyde kabul
edilirken kırsala yeterli önem verilmemiştir. Bu
durum tek çocuk politikasının kırsalda çok az
da olsa esnek uygulanmasına sebep olsa da
Çin nüfusuna etkisi gözardı edilemeyecek bir
durumdur.
Üçüncü Dalga ve Dönüşüm
2015 yılına kadar bu politika uygulanmaya
devam edilse de o yıl gelen bir açıklamaya
göre Çin tek çocuk sisteminden vazgeçme
kararı almıştır. Yükselen ve gelişen ülkede artık
büyük kıtlık döneminde görülen bir reforma
ihtiyaç duyulmazken hesaplamalara göre 1980
sonrası doğum oranlarında ciddi bir düşüş
gözlenmiş ve bu düşüş giderek devam
etmektedir. 65 yaş üstü kesim toplam nüfusun
%10’una ulaşmaya başladığı zaman müdahale
edilmeye başlanmıştır. 2013 yılında daha
öncesinde bahsettiğimiz Aile Planlaması Ofisi
kaldırılarak Sağlık Bakanlığı’yla birleştirilmiş ve
70’lerdeki ani çalışmaların aksine bu sefer
planlı ve programlı bir politika geçişi
yapılmıştır. (Dou, Xiao; 2018)
Önceden katı bir şekilde belirlenen yaptırımlar
yavaş yavaş kaldırılmış, çocuk doğumlarının
devlet onayıyla olması yerine artık yalnızca
nüfusa kaydının yaptırılması gerektiği söylenmiş
ve düşen doğurganlık oranının yol açtığı
yaşlanmayı durdurmak adına daha gevşek bir
tavır sergilenmeye başlanmıştır. Fakat bütün bu
gevşemeye rağmen aileler yeterli derecede
ikinci çocuk sahip olma eğilimine
girmemişlerdir. Aileler hala uzun dönemli olarak
planladıkları aile ekonomileri ve çocuk bakım
hizmetlerinin yeterli derecede olmadığını
düşünmelerinden dolayı genişlemeye sıcak
bakmamış, devlet yıkılması zor bir engeli kendisi
yaratmıştır.
Tek çocuk propagandası afişi
Çin’de zamanla uygulanan politikalar
demografik yapının ciddi bir şekilde değişmesine
sebebiyet verirken önümüzdeki 15 yıl
içerisinde çalışan ve çoğunluğu oluşturan nüfus
aralığı olan 20-64 yaş grubunun %65’ten %57’ye
düşerek 70 milyon insan azalacağı
öngörülmektedir. Buna bağlı olarak hali hazırda
artan 65+ yaş grubunun üyeleri de aynı oranda
yükselmeye devam edecek ve planlanan
istikrara ulaşım zorlaşacaktır. (Attane, Isabelle;
2022)
Bütün bu gelişmelerin hemen ardından
2020’de Çin’deki doğum oranları 12 milyon
olarak açıklanmış ve 1961’den sonra en düşük
doğum oranına ulaşılmıştır. Bu oran hükümetin
teşvikleri daha da geliştirmesine ve politikalarını
2 çocuk yerine 3 çocuk olarak değiştirmesine se-
SİYASALLI DERGİSİ MAYIS-HAZİRAN 2023
ARAŞTIRMA
20