SİYASALLI SAYI 02/MAYIS-HAZİRAN 2023
Dönüşüm Merhaba, Değerli okurlarımız, Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı? Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur. Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir. Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir. Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır. Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.
Dönüşüm
Merhaba,
Değerli okurlarımız,
Bu ay Siyasallı dergisi olarak ele aldığımız dosya konusu "Dönüşüm" olarak belirledik. Peki, nedir bu dönüşüm kavramı?
Dönüşüm, kelime anlamı itibariyle bir şeyin eski halinden farklı bir hale dönüşmesi, dönüştürülmesi anlamına gelir. Felsefe, sosyoloji, psikoloji, ekonomi, siyaset gibi birçok alanda kullanılan dönüşüm kavramı, genellikle bir değişim sürecini ifade eder. Bu süreçte, bir şey ya da bir olgu, önceki halinden farklı bir şekle bürünür ve yeni bir yapı oluşur.
Sosyal dönüşüm, toplumsal yapıdaki değişimleri ifade ederken, ekonomik dönüşüm, ekonomik yapıdaki değişimleri ifade eder. Sanayi devrimi gibi büyük değişimlerin yanı sıra, bireysel olarak da dönüşümler yaşanabilir.
Dönüşüm süreci, genellikle birçok faktörün etkisi altında gerçekleşir. Bu faktörler arasında teknolojik gelişmeler, kültürel etkileşimler, ekonomik koşullar, siyasi kararlar gibi birçok etken yer alır. Dönüşüm, zaman zaman hızlı ve ani bir şekilde gerçekleşirken, bazen de yavaş ve uzun süreli bir süreç olabilir.
Bu ayki dosya konumuz olan "Dönüşüm", farklı alanlarda gerçekleşen bu değişim süreçlerini ve dönüşümleri ele alacak. Dönüşümün nedenleri, sonuçları, etkileri ve süreçleri üzerinde duracağız. Umarız bu dosya konumuz, sizlere farklı bakış açıları sunarak, düşüncelerinizi zenginleştirecek ve hayatınıza katkı sağlayacaktır.
Siyasallı dergisi olarak, bu ay da sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Keyifli okumalar, dönüşüm dolu mutlu aydınlık bir gelecek dileriz.
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ARAŞTIRMA
ÖZ
Çin, günümüzde 1 milyar 441 milyon 800 bin
kişilik bir nüfusa sahiptir ve aynı zamanda
dünyanın en kalabalık ülkesi unvanını da
elinde bulundurmaktadır. 1949 yılında Çin Halk
Cumhuriyeti (ÇHC)’nin kurulmasından bu
yana Çin, gelişmeye ve büyümeye
odaklanmıştır. Ekonomik, teknolojik ve askeri
anlamdaki büyümelerinin yanı sıra sosyal
anlamda da gelişmeler yaşamış, bu gelişmeler
Çin’in nüfus oranı üzerinde de etkiler
yaratmıştır. Çin’in ekonomik gelişiminin nüfus
oranına entegre edilmesi ile gelişiminin
önünün açılacağına dair görüşlerin
benimsenmesi üzerine Çin nüfus politikalarına
ağırlık vermiştir. 1 milyara dayanan nüfusun
düşürülmesi için parti yönetimi -Çin Komünist
Partisi- ilk adımlarını atarak doğum oranını
ölüm oranıyla dengede tutmaya çalışmıştır. Bu
gelişmeler zaman içerisinde 3 dalga olarak
bölünmüş ve evrimleşmiştir. Günümüzde Çin
1961’den sonra ilk kez nüfus oranlarında düşüş
yaşamış ve yeni politikalar benimseyerek farklı
bir döneme girmiştir. Bu yazıda ise genel
olarak Çin’in izlediği politikaların detaylarına
değinerek bu değişimin nedenlerini
aydınlatmaya çalışacağız.
Anahtar kelimeler:
Nüfus, Çin, Doğum Oranı, Tek Çocuk Politikası
Great Leap Forward ve Birinci Dalga
1949’da ÇHC’nin kuruluşundan hemen sonra
yüksek doğum oranları teşvik edilmiştir. Bu
dönemde tıpkı Sovyetlerin politikalarına benzer
olarak kültürel yoğunluğun ve popülasyonun
bilinci bir şekilde artırılarak gelişmenin önünün
açılacağına, geniş ailelerin maddi olarak
desteklenerek toplumdaki mutluluğun da
artmasına sebep olacağına dair bir düşünce
hakimdir. Bu dönemin genel anlayışı Sovyet
benzeri bir gelişim modeline bağlı olarak
arttırılmış insan gücü kullanımı ve nüfus
yoğunluğu üzerine kurulmuştur. Ücra
köşelerde kalan köylük bölgeler de dahil olmak
üzere ülkenin her yerinde yüksek bir üretim
anlayışı benimseyen devlet politikaları direkt
olarak ailelerin doğum oranlarını da etkilemiş ve
hem tarımsal hem de endüstriyel üretimde
aşırılık hedeflenmiştir. Bu politikalar yavaş yavaş
değil son derece hızlı bir şekilde nüfus artışına
sebep olmuş ve nüfus 1954 yılında 600 milyona
ulaşmıştır. 5 sene içerisinde 60 milyon kadar bir
yükselişle karşı karşıya kalan Çin hükümeti 2
adet 5 yıllık plandan oluşan bu yeni komünist
atılım politikası ile tarımda üretim araçlarının
ortak kullanılması ile kolektif bir üretime dayalı
ekonomi modeli oluşturmayı hedeflemişti. İlk
planın başarılı bir şekilde sonuçlanmasından
sonra Çin hem ekonomik hem sosyal hem de
endüstriyel anlamda yükselişe geçmiş ve “Great
Leap Forward” adı verilen ikinci 5 yıllık
planlamayı yürürlüğe koymuştur. Günümüzde
SİYASALLI DERGİSİ MAYIS-HAZİRAN 2023
18