05.02.2024 Views

Sektörmaden Dergisi 89 sayı

CUMHURİYETİN 100.YILINDA MADENCİLİK Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı'ndan Haberler Türkiye’den Haberler Röportaj: En büyük kurşun-çinko yataklarımız Hakkari’de Makale: Felaketler Çağı Antroposen Makale: Kömürün Kendiliğinden Yanma Eğilimini Belirlemek İçin Kullanılan Deneysel Yöntemlerin Değerlendirilmesi Makale: Toz Patlamaları - 2 Dünyadan Haberler Teknolojinin Nimetleri Etkinlik Takvimi Maden Borsası Bulmaca

CUMHURİYETİN 100.YILINDA MADENCİLİK
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı'ndan Haberler
Türkiye’den Haberler
Röportaj: En büyük kurşun-çinko
yataklarımız Hakkari’de
Makale: Felaketler Çağı
Antroposen
Makale: Kömürün Kendiliğinden
Yanma Eğilimini Belirlemek İçin
Kullanılan Deneysel Yöntemlerin
Değerlendirilmesi
Makale: Toz Patlamaları - 2
Dünyadan Haberler
Teknolojinin Nimetleri
Etkinlik Takvimi
Maden Borsası
Bulmaca

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

MAKALE

ği özellikleri ayrıntılı bir şekilde öğrenme imkânı

vardır. Bu deneylerin azot, hava ve başka gazlarla

yapılabilmesi, oksidasyona ve sıcaklığa bağlı gözlemlenen

değişimleri birbirinden ayırt edebilme

imkânı sağlamaktadır. Ayrıca 10 mg civarı numune

ihtiyacı avantaj teşkil etmektedir .TGA deneyinde

kömür bünyesinde azot akışı altında kaybedilen

nem miktarı, hava akışı altında oksijenin kömür

yüzeyine kemisorpsiyonunun gerçekleşmesi ile

kütle artışı vb. etkiler yüksek hassasiyetli (duyarlılıkla)

izlenebilmektedir. Ayrıca DSC ölçümü ile

kömürün sıcaklığa bağlı görünür öz ısısı belirlenebilir,

meydana gelen hal değişimleri ve değişim

ısıları, ısınma ve oksidasyon sonucu tükettiği veya

ürettiği enerjiler hesaplanabilir. DTA’nın da bu

verilerin yorumlanmasına dahil edilmesi ile, ekzotermik

ve endotermik süreçler birbirinden ayırt

edilebilir. Üstün özelliklerinden birisi de, düşük

sıcaklıklardan başlayarak çok yüksek sıcaklıklara

çıkılabilmesidir. Kısa analiz deneyi ile elde edilebilecek

nem, kül, uçucu madde ve sabit karbon içeriği

sonuçlarını da yaklaşık olarak sağlamaktadır.

Avantajlarının yanında bu deneylerin sabit sıcaklık

artışıyla gerçekleştirilmesi (Mohalik, ve diğerleri,

2022) ve zamana bağlı veriyi doğrudan üretememesi,

her numunenin deney sonu sıcaklığına taşınmasına

sebep olmaktadır.

2.4. Adyabatik yöntemler

Adyabatik yöntemlerde birçok farklı modifikasyonda

deney uygulamaları mevcuttur. Bu deneylerde

temel prensip numunenin çevresiyle ısı

alışverişinin kesilmesi ya da ihmal edilebilir bir seviyeye

indirilmesidir. Numune üzerinden hava, saf

oksijen veya farklı bir karışım geçirilerek oksidasyon

gerçekleştirilmektedir. Bu şartlar bir etüvün

içinde oluşturulmakta, malzemenin kendiliğinden

ısınması sağlanmaktadır. Zamana bağlı olarak sıcaklık

verisi elde edilerek sadece bir indis değerle

kalmayıp, kendiliğinden yanma sürecinin simülasyonu

da yapılmış olmaktadır (Beamish & Theiler,

2019; Arisoy, Beamish, & Yoruk, 2017).

Adyabatik yöntemlerden olan R70 deneyinde, öncesinde

azot akışı altında kurutulmuş kömür üzerinden

gösterebilmektedir. Üstelik kömürün yüksek heterojenlikte bir malzeme olması ve istif içindeki

damarlar arasında kömürleşme farkı gibi sebeplerle (nedenlerle) birbirine çok yakın konumdaki

numunelerde bile bu durum gerçekleşebilmektedir. Yerüstü veya yeraltı sondajlarından elde

edilebilecek karot numunelerinin deney zamanına kadar oksidasyonu engelleyecek şekilde saklanması

sonucunda düşük sıcaklıkta kendiliğinden yanma süreci daha duyarlı analiz edilebilmektedir. Deney

esnasında Şekil 2’de verilen eğriye benzer sıcaklık - zaman grafikleri üretilmektedir.

daha sonra saf oksijen geçirilerek numunenin kendiliğinden

ısınması sağlanmaktadır. Bu şekilde elde edilen

zamana bağlı sıcaklık eğrisinden 70°C’ye gelindiği

anda sıcaklık artış hızı hesaplanmaktadır (Şekil 1). Bu

değerler 7 risk sınıfına ayrılarak kömürün kendiliğinden

yanma eğilimini simgeleyen bir indis olmaktadır

(Beamish & Theiler, 2019). R70 değeri önceki bölümlerde

verilen indisler gibi işlevsel olmasına rağmen kurutulmuş

numuneyle çalışılması sebebiyle kömürdeki

nemin etkisini ortadan kaldırmaktadır. Numunenin kurutulması

deney süresini kısaltmasına rağmen, kömür

Şekil 2. Bir kuluçka testinde elde edilen

bünyesinde madde kaybı, enerji tüketen hal değişimi

zamana bağlı sıcaklık eğrisi (Yoruk &

ve oksidasyona elverişli yeni yüzey oluşturması gibi

Arisoy, 2021).

kaybı, önemli enerji etkileri tüketen atlamaktadır. hal değişimi ve oksidasyona elverişli yeni yüzey oluşturması gibi önemli etkileri

atlamaktadır.

Şekil 2’deki eğride kabaca üç bölge bulunmaktadır.

İlk oksidasyon rampası, oyalanma bölgesi ve

ısıl sürüklenme bölgesi olarak tarif edilebilecek bu

bölgeler fiziksel ve kimyasal değişimler neticesinde

oluşmaktadır. İlk oksidasyon rampası makromoleküllerin

bünyesinde bulunan hidroksitli grupların

yakıtlandırmasıyla (yakılmasıyla) görece kısa süre

içinde tamamlanmaktadır. Bu bölgenin ortalarında

halihazırda yüksek karbon monoksit ve karbon dioksit

üretimi söz konusudur. Oyalanma bölgesine

ulaşırken birim zamanda oksidasyon azalmakta ve

bu gazların üretimini azaltmaktadır. Tanımlanan

bölgede gerçekleşen oksidasyon sonucu oluşan

Şekil Şekil 1. Queensland 1. Queensland ve ve New New South South Wales kömürlerinin R70 değerleri (Beamish ısının & Theiler, büyük 2015). kısmı bünyede bulunan nemin faz

kömürlerinin R70 değerleri (Beamish &

Kuluçka Theiler, testi 2015). uygulamaları, nemin etkisini adyabatik yöntemlere dahil ederek indis değiştirmesi değerler için üretmenin harcanmaktadır. Dolayısıyla bir

yanında kendiliğinden yanma açısından en fazla risk taşıyan düşük ranklı kömürleri sonraki hedeflemektedir.

reaksiyon için aktivasyon enerjisi kolayca

Düşük ranklı kömürlerde aynı havza içindeki numunelerde nem değerleri karşılanamamaktadır. çok yüksek saçılım Sıcaklık 105°C’nin üzerine

Kuluçka testi uygulamaları, nemin etkisini adyabatik

gösterebilmektedir. Üstelik kömürün yüksek heterojenlikte bir malzeme olması çıktıktan ve sonra istif reaksiyonlar içindeki ve ısınma ivmelenmektedir

çok yakın (Soylu, konumdaki ve diğerleri, 2024). Bu aşama-

yöntemlere dahil ederek indis değerler üretmenin yanında

kendiliğinden yanma açısından en fazla risk ta-

damarlar arasında kömürleşme farkı gibi sebeplerle (nedenlerle) birbirine

numunelerde bile bu durum gerçekleşebilmektedir. Yerüstü veya yeraltı dan sondajlarından sonra ısıl sürüklenme elde başlamakta ve kısa süre

şıyan düşük ranklı kömürleri hedeflemektedir. Düşük

edilebilecek karot numunelerinin deney zamanına kadar oksidasyonu engelleyecek

sonra

şekilde

deney

saklanması

sonu sıcaklığına ulaşılmaktadır. Isıl

ranklı kömürlerde aynı havza içindeki numunelerde

sonucunda düşük sıcaklıkta kendiliğinden yanma süreci daha duyarlı analiz edilebilmektedir.

sürüklenme bölgesinde

Deney

Arrhenius formuna uyan

nem değerleri çok yüksek saçılım gösterebilmektedir.

esnasında Şekil 2’de verilen eğriye benzer sıcaklık - zaman grafikleri üretilmektedir.

homojen reaksiyonlar gerçekleşmektedir (Yoruk

Üstelik kömürün yüksek heterojenlikte bir malzeme

& Arisoy, 2021). Kuluçka süreci boyunca birim

olması ve istif içindeki damarlar arasında kömürleşme

zamanda sıcaklık değişimi, birim zamanda oksijen

tüketimi ve anlık reaksiyon hızı büyük ölçüde

farkı gibi sebeplerle (nedenlerle) birbirine çok yakın

konumdaki numunelerde bile bu durum gerçekleşebilmektedir.

Yerüstü veya yeraltı sondajlarından elde

oksidasyon rampasında bulunan çeşitli sıcaklıklar-

paraleldir. Bu veri üzerinde sıcaklık artış hızını ilk

edilebilecek karot numunelerinin deney zamanına kadar

oksidasyonu engelleyecek şekilde saklanması so-

belirli bir sıcaklığa ulaşması için gereken zaman

da belirleyerek indis değerler üretilmiştir. Ayrıca

nucunda düşük sıcaklıkta kendiliğinden yanma süreci

bir indis teşkil ederek kömürün göçük bölgesinde

daha duyarlı analiz edilebilmektedir. Deney esnasında

kendi haline bırakıldığında geçen süreyle eşleştirilebilmektedir.

Böylece planlama aşamasında ma-

Şekil 2’de verilen eğriye benzer sıcaklık - zaman grafikleri

üretilmektedir.

dencilik açısından uygulanabilir ve pratik veriler

üretilmektedir. Ayrıca deneyde kullanılan düşük

ısınma eğilimli numuneler belirli bir sıcaklığa kadar

çıkıp tekrar soğumaktadır. Diğer yöntemlerde

bu davranışı izlemek mümkün değildir.

Kuluçka testi sırasında sistemden tahliye olan gazdan

numune alındığında kendiliğinden yanma sonucu

üretilen bileşiklerin oranları belirlenebilmektedir.

Bu şekilde çeşitli gazların sıcaklıkla değişimi hakkında

veri toplanmaktadır. Ocak şartları ve kömürün

Şekil 2. Bir kuluçka testinde elde edilen zamana bağlı sıcaklık gaz eğrisi içeriği, (Yoruk elde & Arisoy, edilen 2021). veriyle kıyaslanarak ihbar

Şekil 2’deki eğride kabaca üç bölge bulunmaktadır. İlk oksidasyon edici rampası, gazlar ve oyalanma kendiliğinden bölgesi ve yanmanın ısıl farklı safhalarında

ve kimyasal ocak değişimler havasında neticesinde oluşması beklenebilecek

sürüklenme bölgesi olarak tarif edilebilecek bu bölgeler fiziksel

oluşmaktadır. İlk oksidasyon rampası makromoleküllerin bünyesinde bulunan hidroksitli grupların

gaz konsantrasyonları hakkında bilgiler üretilebilir.

yakıtlandırmasıyla (yakılmasıyla) görece kısa süre içinde tamamlanmaktadır. Bu bölgenin ortalarında

halihazırda yüksek karbon monoksit ve karbon dioksit üretimi söz konusudur. Oyalanma bölgesine

ulaşırken birim zamanda oksidasyon azalmakta ve bu gazların üretimini azaltmaktadır. Tanımlanan

bölgede gerçekleşen oksidasyon sonucu oluşan ısının büyük kısmı bünyede bulunan nemin faz

değiştirmesi için harcanmaktadır. Dolayısıyla bir sonraki reaksiyon 3. Tali için yöntemler

aktivasyon enerjisi kolayca

karşılanamamaktadır. Sıcaklık 105 o C’nin üzerine çıktıktan sonra reaksiyonlar ve ısınma

ivmelenmektedir (Soylu, ve diğerleri, 2024). Bu aşamadan sonra ısıl sürüklenme başlamakta ve kısa

süre sonra deney sonu sıcaklığına ulaşılmaktadır. Isıl sürüklenme Adyabatik bölgesinde yöntemlerin Arrhenius yanında formuna uyan gerek kömür gerekse

homojen reaksiyonlar gerçekleşmektedir (Yoruk & Arisoy, kendiliğinden 2021). Kuluçka yanmaya süreci ilişkin boyunca faydalı birim bilgiler üreten tali

zamanda sıcaklık değişimi, birim zamanda oksijen tüketimi deneyler ve anlık vardır. reaksiyon Kısa hızı kimyasal büyük Analiz ölçüde bunların başında

paraleldir. Bu veri üzerinde sıcaklık artış hızını ilk oksidasyon rampasında bulunan çeşitli sıcaklıklarda

gelmektedir. Nem, kül, uçucu madde ve sabit karbon

belirleyerek indis değerler üretilmiştir. Ayrıca belirli bir sıcaklığa ulaşması için gereken zaman bir indis

teşkil ederek kömürün göçük bölgesinde kendi değerleri haline bırakıldığında üzerinden kömür geçen hakkında süreyle birçok temel bilgi

eşleştirilebilmektedir. Böylece planlama aşamasında madencilik ortaya açısından çıkarılmaktadır. uygulanabilir Elementel ve pratik analiz ile kömürün

kendiliğinden yanması sürecinde reaksiyona giren elementlerin

oranları belirlenebilmektedir. Özellikle kükürt

ve pirit oranının belirli seviyelerde reaksiyonu destekleyici

olması bu analizi daha önemli hale getirmektedir.

Bunların yanında farklı sıcaklıklarda farklı organik radikallerin

reaksiyonları taşıması sebebiyle bunların belirlendiği

kızılötesi spektroskopi deneyleri kullanışlıdır

(Soylu, ve diğerleri, 2024).

4. Türkiye özelinde kömürlerin

kendiliğinden yanma eğilimi

Türkiye’de yaklaşık 20,84 milyar ton kömür rezervi

bulunmaktadır ve bunun yaklaşık %92’si

linyit, geriye kalanı ise taş kömürüdür (TKİ,

2022). Bunlara ek olarak Şırnak çevresinde yaklaşık

80 milyon ton asfaltit rezervi bildirilmiştir

(Kavak, 2011). Bu dağılıma göre linyit rezervleri

ön plana çıkmaktadır. Linyitlerde kendiliğinden

yanma sorunu daha yaşlı kömürlere kıyasla

yüksektir. Taş kömürlerinin kendiliğinden yanma

Şekil 2. Bir kuluçka testinde elde edilen zamana bağlı sıcaklık eğrisi (Yoruk & Arisoy, 2021).

46 SEKTÖRMADEN

Şekil 2’deki eğride kabaca üç bölge bulunmaktadır. İlk oksidasyon rampası, oyalanma bölgesi ve ısıl

SEKTÖRMADEN 47

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!