Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
22<br />
<strong>Sahil</strong> <strong>Güvenlik</strong> Dergisi ° Ağustos 2007<br />
SESSİZ KALMA veya SESSİZ KALMA!<br />
[ Hazırlayan ] Fatih ALP | Dz. Kd. Ütğm.<br />
Çalışanlar, yenilikçi ve yaratıcı düşüncenin kaynağı<br />
olduğu halde, genellikle kurumu ile ilgili görüş<br />
ve fikirlerini üstleriyle konuşmakta isteksiz<br />
davranmaktadırlar. Sessiz kalma; Yrd.Doç.Dr.<br />
Ayşehan YAZICI’ nın Önce Kalite Dergisi, ARALIK<br />
2006 sayısındaki “Örgütlerde Sessiz Kalma” başlıklı<br />
yazısında belirttiği üzere; tüm kurum ve kuruluşlarda<br />
yaygın bir davranış olmasına rağmen bu konuda çok<br />
az çalışma vardır. Hatta bu nedenle batmış bir çok<br />
şirket ya da çökmüş bir çok kurum hatta yıkılmış bir<br />
çok ülke ve medeniyet bulunmaktadır.<br />
Çalışanların karşılaştığı sorunları veya sahip oldukları<br />
endişeleri dile getirmek yerine sessiz kalmayı tercih<br />
etmesi ve bu kişilerin çokluğu kurumlarında hiç<br />
istenmeyen sonuçlara neden olabildiği gibi taşıdıkları<br />
anlam da farklı olabilir. Sessizlik, genelde mevcut<br />
durumun kabullenilmesi gibi anlaşılsa da, mevcut<br />
durumu onaylamama anlamına da gelebilir. Ya da<br />
sessiz kalan kişi ya da toplulukların bir fikrinin<br />
olmaması gibi görünse de, herhangi bir fikir veya<br />
bilginin gün ışığına çıkmaması, bu nedenle de gizli<br />
kalması anlamına da gelebilmektedir.<br />
Sessiz kalma veya sessizlik, kelime olarak anlamından<br />
da anlaşılacağı üzere içinde neleri barındırdığı<br />
belli olmayan bir muammadır ve içinde neleri<br />
barındırdığını tespit etmek zordur, bu nedenle de<br />
yorumlanması kolay değildir. Yukarıda belirtildiği<br />
gibi, geleneksel anlamda onaylama anlamına<br />
gelmesine karşın son yıllarda duygusal bir davranış<br />
olarak muhalefet anlamına da gelmektedir. Bu aynı<br />
zamanda kişilerin veya toplulukların her türlü bilgi<br />
ve düşüncesini, bunun içinde yenilikçi ve yaratıcı<br />
düşünceler de dahil, bilinçli olarak esirgemesi<br />
anlamına da gelir. Bu durum, kendisini yeniliğe ve<br />
gelişime adamış yöneticilerin en çok dikkat etmesi<br />
gereken konulardan biridir. Bu duruma neden olan<br />
sebepleri belirleyerek, sebepleri ortadan kaldırmaya<br />
çalışmak; çalışanların sessiz kalmamalarını<br />
sağlayacak, böylece yenilikçi ve yaratıcı fikirler<br />
ortaya çıkmaya başlayacaktır. Çözümlenemez gibi<br />
görünen bir çok soruna etkili ve pratik çözümler<br />
bulunduğu gibi performans artımında temel bir<br />
faktör olan motivasyonun süratle arttığı somut<br />
olarak görülecektir. Bu işleyiş zincirleme bir reaksiyon<br />
gibidir. Bu ivmeyi yakalayan kurumların gelişmesi ve<br />
kalkınması kaçınılmaz olup karşısına çıkan engelleri<br />
de aşması kolaylaşır.<br />
Herhangi bir sorunu çözerek sorundan anlık<br />
kurtulmak yerine sorunun sebebini ortadan<br />
kaldırarak soruna köklü bir çözüm bulmak<br />
felsefesinden yola çıkarsak; öncelikle sessiz kalmaya<br />
neden olan sebepleri belirlemek gerekir. Çünkü<br />
çalışanların sessizliğini, “sorunlarınızı neden<br />
söylemiyorsunuz?” veya özlü bir deyiş ile “Derdini<br />
söylemeyen derman bulamaz” gibi söylemlerle<br />
ortadan kaldıramazsınız. Öncelikle sessizliğe<br />
neden olan sebepleri ortadan kaldırmaya çalışmak<br />
gerekmektedir. Nedenler ortadan kalktığında<br />
çalışanların sessiz kalmamaları sağlanmış olacak,<br />
böylece yenilikçi ve yaratıcı fikirler ortaya çıkmaya<br />
başlayacaktır. Yenilikçi ve yaratıcı fikirlerin ortaya<br />
çıkması ise, çözümlenemez gibi görünen birçok<br />
soruna etkili ve pratik çözümlerin bulunması<br />
demektir. Sorunların süratli ve etkileyici şekilde<br />
çözümlenebildiği kurumlarda performans da ivmeli<br />
şekilde artar ve bu artış somut olarak görülür. Bu<br />
işleyiş, zincirleme bir reaksiyon gibidir. Bu ivmeyi<br />
yakalayan kurumların gelişmesi ve kalkınması<br />
kaçınılmaz olup karşısına çıkan engelleri aşması da<br />
kolaylaşır.<br />
Sessiz kalmaya neden olan etkenler; kişilere,<br />
kurumlara, yönetim şekillerine göre hatta kültürlere<br />
göre farklılıklar gösterebilir. Ancak bu sebepler, temel<br />
olarak iki başlık altında toplanabilir.<br />
1. Yöneticilerin Baskısı:<br />
Baskı, sivil ve askeri olmak üzere tüm kurum ve<br />
kuruluşlarda olması kaçınılmaz bir unsurdur. Bu<br />
baskı yapılması şart olan ve kuralları değişmeyen iş ve<br />
görev anlamında kararında olmak şartıyla muhakkak<br />
olması gereken bir unsurdur. Buna karşın yenilikçilik<br />
ve yaratıcılık anlamında ise, kanunlar ve teamüller<br />
dahilinde, kesinlikle olmaması gereken bir unsurdur.<br />
2. Çevre ve Ortamın Tepkisi:<br />
Yeniliğe açık olmayan veya mevcut durağan ortamın<br />
prim verdiği kişiler ve topluluklar yenilikçi fikirlere<br />
tepki gösterirler. Çünkü bu tür fikirler, ortamın<br />
gelişmesine neden olacak, gelişen ve değişen ortamda<br />
herkes değişmeye mecbur olacaktır. Bu da durağan<br />
kişi ve toplulukların daha çok çalışmasına yani<br />
rahatlarının bozulmasına neden olacaktır. Yeniğe<br />
karşı çıkılan ortamları, yeniliğe kasten karşı çıkanlar<br />
ve yenilikçiliğin faydalarını bilmeyenlerin cehaletten<br />
dolayı karşı çıkmaları olarak ikiye ayırabiliriz. Yeniliğe<br />
kasten karşı çıkanların yöneticiler tarafından,<br />
yasaların verdiği yetkilerle bertaraf edilerek etkisiz<br />
hale getirilmeleri biz zorunluluktur. Çünkü bu<br />
tür kişilerin kanser hücresi gibi diğer kişileri de<br />
zehirleme ihtimali vardır. Yenilikçi ve yaratıcı fikirlere<br />
bilgisizlikten dolayı karşı çıkanlar ise eğitim ve<br />
telkinler ile önce bilgi sahibi edilmeli,<br />
daha sonra ise artan motivasyon ve<br />
somut iyileştirmelerin de görülmesiyle<br />
yenilikçi ve yaratıcı bireyler ve