18.01.2013 Views

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler ... - Turuz.info

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler ... - Turuz.info

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler ... - Turuz.info

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yazıtlarda rastlanan ogı, og, ogu ses grupları çağdaş Kırgızca’da uzun /ū/ sesine<br />

dönüşmüştür. Kelime başlarında, ortasında ve sonunda görülen bu gruplarda /g/ damak<br />

sesi komşu seslilerin etkisi altında süreklileşerek işaretsiz (ø) hâle dönüşmüştür.<br />

Grupların içinde etkileşim tek yönlü gerçekleşmiş değil, seslilerin etkisi ile sessiz eriyip<br />

düştüyse, sessizin etkisi altında ilk hecede bulunan geniş yuvarlak sesli darlaşmıştır:<br />

boguz > muuz-da- ‘boğaz’ ve ‘boğazlayıp öldür-’ (Kırgızca’da kelimenin kökü *muuz<br />

yok, ondan türeyen fiil biçimi muuzda- bulunmaktadır), ogıl > uul ‘oğul’, tog- > tuu- ‘aş-<br />

, geç-, doğ-’. Sadece yogun > coon ‘yoğun, kalın’ kelimesinde sesli geniş olarak<br />

kalmıştır.<br />

Orhun Türkçesi’nde kelime sonunda yaygın olan ıg, ig, ug, üg ses grupları çağdaş<br />

Kırgızca’da uzun seslilere gelişmiştir: elig > elüü ‘elli’, katıg > katuu ‘katı, sert’, keçig ><br />

keçüü ‘geçit’, kiçig > kiçüü ‘küçük’, tirig > tirüü ‘diri’, ulug > uluu ‘büyük’, arıg > aruu<br />

‘arı’. Bazı kelimelerde bu gelişme daha ileriye gitmiş olduğu, hatta imla kurallarınca<br />

kabul edildiği söylenebilir: sarıg > sarı ‘sarı’, süçig > çüçü ‘tatlı’, ölüg > ölü ‘ölü’, kiçig<br />

> kiçi ‘küçük’. Bu durumun birkaç açıklaması olabilir: Birincisi, Kırgızca bu kelimeleri<br />

daha ileri gelişim aşamasına ulaşmış başka Türk lehçelerinden kabul etmiş olabilir;<br />

ikincisi diğerlerine nazaran daha sıkça kullanılmasından dolayı bu aşamaya gelmiş<br />

olabilir. Gerçi, sonuncusu bizce gerçeğe daha yakındır. Konuşmada özellikle sonu uzun<br />

sesliyle tamamlanan kelimeden sonra gelen sözcüğün önsesi sesliyle başlıyorsa uzun<br />

seslinin kısaldığını ve düzleştiğini görüyoruz. Örneğin, yazıda katuu ayt- söylenişi katı<br />

ayt- ‘sert söyle-’ şeklindedir.<br />

İdi, yadag kelimelerinde peltek /d/ sesi Kırgızca’da düşmüş ve uzun ünlünün<br />

ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Böylece idi > ee ‘iye’, yadag > cöö ‘yaya’ olarak<br />

değişmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi Kırgızca’nın bazı ağızlarında ‘iye’ anlamındaki<br />

ee kelimesinin yerine onun daha eski şekli olan eye ve ege kullanılmaktadır. Yadag<br />

kelimesinde d > y > ø olmuştur, /g/ artdamak sesi süreklileşmiş /ğ/, sonra çift dudak /w/<br />

sesine dönmüş, /w/ sesi önündeki kalın düz sesliyi /a/ yuvarlaklaştırmıştır /o/. Sızmalı<br />

öndamak sessizi olan /y/nin çevresinde sesliler üzerindeki inceltici etkisi ile kalın<br />

yuvarlak /o/ sesi ince sıradan karşıtına /ö/ dönmüştür: yadag > cöö.<br />

İkegü, üçegü kelimelerinin sonunda yer alan {-egü} topluluk sayı sıfatı ekinin<br />

fonetik gelişimini Kononov şöyle gösteriyor: -egü / -agu > -evi / -avı > -ev / -av > -ü / -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!