Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Belmâya Naci'nin düşünüp de yapamadığını, Mine, Ressam Âbid ve kumpanyası yaptılar.<br />
Haliç'te eski zamanın kalyonlarına benzer, hurda bir tekne buldular. Tekneyi bir haftalığına<br />
kiraladılar. Bir tarafa çekip, türlü resimler, panolar, bayraklar, kâğıt fenerlerle donattılar.<br />
Güvertesine tiyatro sahnesine benzer bir set oturttular. Setin dört yanına canavar ve cehennem<br />
zebanilerinden resimlerle kaplı siyah örtüler çektiler... Sini şeklinde alçak masalar, yuvarlak yer<br />
minderleri, daracık şilteler, küçücük halılar... Sabunla yıkanmış, geniş ve uzun güverte ve<br />
güvertenin üzerinde, kıç tarafında dümen kasası, baş tarafında da sintineye inen merdiven<br />
kaportası...<br />
Gemi, Belmâ'nın yalısı önünde, 40-50 metre açıkta demirli... Kıçında ve direğinde de beyaz zemin<br />
üzerine kırmızı iki levha: «Şafak»... Geminin ismi.<br />
Vakit gecenin ilk saatleri... Renk renk fenerler, içlerinde birer mum, ışıldıyor ve her taraf mumdan<br />
geçilmiyor... Hıncahınç... Belmâ'nın yalıda verdiği partiden bütün figürler... Ayrıca solcu basın,<br />
tiyatro temsilcileri ve tanınmış politikacılar... Daveti tertip edenler beyaz pantalonlu, çıplak ayak ve<br />
gemici fanilâlı... öbürleri, daha doğrusu, apıştırmaya, çenelerini düşürmeye baktıkları burjuvalar<br />
her zamanki kıyafetlerinde..<br />
Belmâ, set karşısında bir hasır koltuğa oturmuş, kaygılı bir ciddiyet içinde... Etrafındaki sosyete<br />
zariflerini dinler gibi yapıyor... Naci ortalarda yok...<br />
Bir curcunadır gidiyor..-, Birbiri peşinden çingene oyunları, zeybek dansları, şiir koroları ve Eski<br />
Yunan dilberleri şeklinde giyinmiş, ellerinde testiler, içki dağıtan kızlar... Herkes, kimi ayakta, kimi<br />
uzanmış, kimi çomelmiş: mest... Belmâ, bu numaraların arkasında gizli bir kasıt sezinler gibi<br />
dikkatli... Bütün eski âdetler, inanışlar, eserler ve bütün yeni oluşlar, özenişler ve yeltenişlerle alay<br />
eden numaralar üst üste birbirini kovalıyor...<br />
Setin iki kanatlı perdesinin içinden, vücudu gizli bir kafa çıktı:<br />
— Sevgili davetlilerimiz!.. Komünist ihtilâlinin en gö-zükara hareketlerinden biri olarak körfezden<br />
Neva Nehrine geçip toplarını Petersburg kışlık sarayına çeviren «Şafak» gemisine şeref verdiniz! O<br />
günün dibe oturacağından korkmayan, nehre giren ve kendisine yol bulan zırhlısı, memleketimizde<br />
işte böyle, halimizi gösteren ihtiyar bir salapurya biçiminde simgeleniyor-, toplarımız da, alay,<br />
hiciv, kahkaha ve b'^tün 'eskileri, bayatları, kokmuşları sahnelemek... Perde açılıyor!<br />
Kafa içeri çekildi ve perde açıldı:<br />
Solda ve taht'a benzer bir koltukta duvaklı (Dülsine).. Karşısında, sağ dizi yere dayalı, sol dizi dik,<br />
Don Kişot... Sevgilisinin başında, kartondan pırıl pırıl bir taç... Naylondan sahte ipeklere<br />
boğulmuş... Bilekleri birer inci dizisiyle halkalı çıplak ayaklar... Don Kişot parlak tenekeden bir<br />
zırh içinde, başı miğferli ve sağ elinde ucu yere değik, kartondan kılıç...<br />
Don Kişot, miğferinin teneke ağızlığı içinden haykırıyor:<br />
— Sevgili (Dülsine)m benim!.. Yalnız ayaklarına dünyanın bütün değirmenlerini kurban edeceğim,<br />
örnek kadın, simge kadın, ruh. Kadın! Kadın, erkeğin fâtihlik remzidir, sen de kadınlığın<br />
sembolüsün!.. Sen olmasaydın ben olmazdım; ben olmayınca da fâtihlik olamazdı. Ama seni bir.<br />
türlü fethedemiyor; kendinden geçirtip teslim alamıyorum! Kılıcımın rüzgârıyla dönen değirmen<br />
kanatları mızrağımla delik deşik oluyor da sen nasıl yara almayabiliyorsun?.. Yoksa her defa<br />
kılıcımı kıran şeffaf bir büyücü perdesi mi çektin önüne?..<br />
(Dülsine) incecik sesiyle heceledi:<br />
— Perdeyi del ve öl!<br />
— Ne yapmamı, ne olmamı istiyorsun?<br />
— Kendini insanlara ve bana inandırmanı istiyorum!<br />
— Đnsanlık bana inanıyor!<br />
— Sen inanan insanlığı göster bana! Don Kişot eliyle arka perdeyi gösteriyor:<br />
— Şurada, şu perdenin ardında!<br />
— Aç da görelim!<br />
Don Kişot başı o tarafa doğru:<br />
— Đnsanlık, gel!