Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
— Ayol siz bizim asistanımız gibi değil, profesörümüz gibi konuşuyorsunuz!<br />
— Ne münasebet efendim; soruyorsunuz, ben de söylüyorum.<br />
— Anne ısrar etme! Ben kolay kolay evlenemem artık...<br />
— Buna mecbursun Naci; hayatına bir düzen verebilmen için bir evin, bir de kadının olmak<br />
lâzım...<br />
— Evim var ya...<br />
— Kadınsız ev boş kafestir.<br />
— Kiminle anne, nasıl, nerede, ne zaman?..<br />
— Sununla, bununla V>mr?vie değil... Sana uygun düşecek, sana ve evine bakacak, eli var, dili<br />
yok-bir. kadın..<br />
— Kadın bir çamaşır makinesi midir ki, gidip de uygununu bulayım ve satın alayım?..<br />
— Sana böylesi lâzım... Ondan sonra kendini rahatça işine verebilirsin.<br />
— Kim bulabilir böylesini?.. Mobilyacıya model verir gibi kapı kapı gezip aramam mı gerekiyor?<br />
— Ben bulurum, gerekirse kapı kapı ben dolaşırım.<br />
— Bırak anne bu gayretleri, işi oluruna bırak!. Ve gömüldü kitaplarına...<br />
Husmen Ağa'dan aldığı kitaplardan birinin iç sahife-sinde ne görsün?.. Yeni harflerle bir yazı:<br />
«Bu kitaptan bazı parçalan bana dedem okudu. Zevkten eridim. Kadın ermişlere ait bu kitap...<br />
Seyyidetünnefi-se isimli kadın ermiş, bitişiğinde oturan bir hristiyan ailenin ricası üzerine,<br />
evlerinde felçli ve yatağından kıpırdayamaz halde bir genç kızı, bir-iki saat için beklemeğe gidiyor.<br />
Aile bu müddet içinde mühim bir iş için sokağa çıkmaya mecbur... Hâsta kız o kadar güzel ki,<br />
kadın ermiş dayanamıyor ve Allah'ım bu kızı iyi et, diye dua ediyor. Ailesi döndüğü zaman görüyor<br />
ki, kızları, müslüman veli-yenin dizleri üstündedir ve iyi olmuştur. Anasını ve babasını görünce<br />
üzerlerine koşuyor. Ağlıyorlar ve müslüman oluyorlar. Ah, keşke ben de bu kadın ermişin<br />
zamanında yaşasaydım da onun hizmetçisi olsaydım.»<br />
Naci düzgünce bir el yazısı ve cümleleştirmeyle Hatçe1 nin kaleminden çıkma bu notu görünce asıl<br />
ağlayan, dakikalarca ağlayan kendisi oldu. Ve kitabı baştan başa okudu.<br />
Duhter-i Kâab isimli veliye... Kölesine âşık... Oda ona.. Ne türlü?.. Anlatılamaz. Bir gün sabrı<br />
tükenen güzel delikanlı, güzellikte kendisinden ileride Duhter-i Kâab'm önüne dikiliyor.<br />
Söylenebilecek hiçbir sözü yok... Yalnız<br />
88<br />
ileriden ellerini uzatmakla kalıyor... Kadınsa ayakta ve dim dik:<br />
— Ben diyor; efendim.g^im ve ona cezbeliyim. Bu halimi senin üzerine sıçrattım ki, bana tutu'asın<br />
ve sen de onu bulasın...<br />
Ve bir şiir okuyor:<br />
«Gerçek aşka bir oyunla geçtim<br />
Zehirden şifaya geç, kemend onun elinde...<br />
Naci muammasını bu kadın ermişin dilinde çözülmüş buldu.<br />
Bir de sevginin hedefini bile bile bu hedef uğrunda birbirine tutulmanın sırrı:<br />
Bir velînin cariyesi Selime...<br />
— Seni azad edeyim!.<br />
— Đstemem!<br />
— Nikâh edeyim, zevcem ol!<br />
— Đstemem!<br />
— Sebep?<br />
— Bir ân bile senden ayrılmak istemem! Zevcen elmam için beni azad edeceğin bir anlık<br />
nâmahremliğe bile tahammülüm yok!<br />
Kendisini o veliye benzetemese de, Hatçe'yi, Selime'ye benzetir gibi oldu. ,<br />
.