29.01.2017 Views

Necip Fazıl Kısakürek - Aynadaki Yalan

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

— Hayır anne, yazıyorum!<br />

(Tez)ine malzeme olarak karıştırdığı kitaplardan bambaşka bir dünya devşirdi. Ve eserinin dünyaya<br />

açılan ka-- pisini unutur gibi oldu. Đçinde fıkırdadığı kaynar suda fikrin soğukkanlı iklimi eriyip<br />

gidiyor ve yaşamak dururken tarif etmek diye bir şey kalmıyordu. Ama bu dünyayı o âleme<br />

bağlamak için hissiz fikre el atmaya mecburdu.<br />

Öyle bir âlemdi ki bu, içinde hiçbir madde ve fizik zoru yoktu. Nehirler tersine akabiliyor, yer<br />

çekimi göğe doğru yön değiştirebiliyor, zaman olduğu yerde donabir*ror, mekân tavla zarı kadar<br />

küçülebiliycrdu.<br />

Bu âlemin dünya nizamına bakışı da, fildişi kaldırımlarında nur heykeli insanların gidip geldiği<br />

(metropoliş-medineHerde, kimsenin kimseyle itişip kakışmadığı ideal cemiyetten haber veriyordu.<br />

— Hiç ölmeyecek gibi dünya, hemen ölecek gibi ahi-ret...»<br />

Đki dünya arası bundan daha muhteşem bir asma köprü kurulabilir miydi?.. Tasavvuf, dünyayı<br />

miskin ve acizce bırakmayı değil, tam tasarruf altına aldıktan sonra zengin ve kudretli olarak<br />

gözden düşürmeyi emrediyordu. Bundan daha şahane bir muvazene düşünülebilir miydi?<br />

Tasavvufun cemiyete tatbikindeki bütün sır şu noktadaydı:<br />

Allah'da fâni olmak gayesinin, mürşidde fâni olmakla başlayan ilk basamağı, cemiyette,<br />

kalabalıkların, idrak çilesi çeken üstün insanlarda fâni olması şeklinde bir basamağa yol açabilirdi.<br />

Đkinci basamak ve onun yepyeni bir<br />

101<br />

idare ve devlet nizamı... Böyle bir idare şekline de «münevverler aristokrasisi- ismi verilebilir; bu<br />

idarede ferd ve sınıf hakları, o şahıs ve sınıflardan ziyade fikir çilekeşlerine ısmarlanabilirdi. Günün<br />

baş derdi, Bâtılın istibda-diyle hürriyetin suistimali arasında gezen muvazenesizlik, ancak<br />

dışlarından değil de içlerinden, yani vicdanlarından kilitli ellerde düzelebilirdi. Bu da, tasavvufun,<br />

sır idrakinin, ezelde kanunlaşmış ve ebedle müjdelenmiş eseri olurdu. Ve Đslama yepyeni bir<br />

davranışla öz revşini verecek olan bu dünya görüşü herhangi bir şahsın malı değil, Allah Resulünün<br />

getirdiği nizam yumağından çekilmiş bir iplik yerine geçer ve nefsine hiçbir istiklâl ve benlik<br />

tanımazdı.<br />

Her şey (tez) inde olduğu gibi, Đşlâmı Đslâmda arayıp bulmak, insanlığa tek model olarak tanıtmak<br />

ve miskal miktarı zam ve tarh kabul etmemek hikmetinde toplanıyordu.<br />

Dünya çapında heykeltraş (Roden)e, heykellerini nasıl yaptığı, yaparken ne düşündüğü ve hangi<br />

ölçüye bağlandığı sorulur.<br />

Cevap-.<br />

— Ben heykelimi yaparken, onu mermer içine gömülü hazır bir vücut gibi hayal ederim. Çekicim<br />

onun şurasına burasına geldikçe dururum. Adetâ mermerde gizli heykelin üzerindeki moloz<br />

tabakasını soyanm ve eserimi meydana çıkarırım.<br />

(Roden)in bu tarifinde üstün idrak metodu vecd anlayışında toplanıyor ve bildiğini, anladığını<br />

sanmaya karşı gerçek bilme ve anlamayı kabuktan içerilerde arama ve inandıktan sonra bulma<br />

cehdine yol veriyor.<br />

îşte tüm mesele; nur topu Đslâmı asırlar boyunca üzerine yığılan küf, pas ve moloz tabakalarından<br />

sıyırıp ortaya<br />

koyma dâvası!.. Ve onun aslında dışarıdan hiçbir şeye muhtaç olmadığını kestirme şuuru...<br />

Đnsanoğlunu satıh üzeri buluşlarla bunca şımartan ve yolunu bulduğu hissini veren müsbet bilgilerin<br />

vecde ve sonsuzluk iştiyakına bağlanmasındaki sır, tasavvufta...<br />

Veli: .<br />

— «Bir ilmin yanlışı onun son aşamasında belli olur.» Bunun yanında, hiçbir merhalede<br />

duraklâmaksızın<br />

hakikati arama cehdi yine tasavvufta...<br />

Resul:<br />

— Yârabbi, eşyanın hakikatini bana olduğu gibi göster!» '<br />

Tekâmül, devamlı tekâmül, hiç bir oluşta mıhlanıp kalmamak ve her ân yenilenmek hamlesi...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!