29.01.2017 Views

Necip Fazıl Kısakürek - Aynadaki Yalan

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

— Hiçbir rahatsızlığım yok gibi geliyor bana... Ve Naci'ye bakıp gözlerinin içiyle gülümsedi.<br />

66<br />

Naci o gece, yatağında uykuyu ararken hep Hatçe'yle uğraşmaktadır. Đlk mektebini köyde bitirmiş,<br />

büyük şehirle fotoğraflardan başka hiçbir teması olmamış, orta mektep talebesine benzer bir kılıkla<br />

Đstanbul'a inmiş ilkbaharının Tik ayında bu genç kız, olanca basitliği içinde gitgide muammalaşıyor<br />

gözünde... Zaten Naci basitlerden çok korkar. Uydurma ve yakıştırma giriftlerin mahrum olduğu<br />

sırrı çok defa basitlerde görür.<br />

Çok defa sırt çevirdiğimiz basitlerin dilsiz tarafından ne karmaşık mahiyetler taşıdığını sonradan<br />

farkederiz.<br />

Hatçe de böyle oluyor. Ona ilk rastlayışı, aldığı intiba, bir resim sergisindeki tablo gibi yakında bile<br />

uzak kalışı, Belmâ kasırgası içinde benliğinin ormanında ağaçlar kökünden sokulurken kıza bir<br />

kuru yaprak kadar olsun dikkat etmeyişi, peşinden annesinin kendisine danışmadan köyü<br />

boylaması, Hatçe'yi gözüne kestirişi, Husmen Ağa ile can-ciğer oluşu ve işte şimdi onun hastalanıp<br />

dedesinin kolunda şehre gelişi ve kendilerine misafir oluşu... Bunlar hep irâdesinin davetli olmadığı<br />

bir masal dünyasına çekildiğini ve bir gün Hatçe üzerinde derin bir murakabeye memur<br />

bulunduğunu ihtar ediyor. Hatçe bir hayranlık tebessümüdür. Mine bir diş gıcırtısı... Belmâ ise<br />

beyin uru...<br />

Beyin urundan kurtulmak için diş gıcırtısına pabuç bırakmamak safhasında, şimdi, mâna, renk ve<br />

lezzetini Mısırçarşısı baharatına benzettiği, kadınlık fenninin her şubesinde acemi ve ibtidâi bir köy<br />

kızıyla mı uğraşacaktır? — Adam sen de, diye geçirdi içinden; hâdiselerin akışı ve bazı nisbetlerin<br />

geçit resmi yardım ediyor bu kıza... Bakalım hangi noktaya varacak bu çizgi?..<br />

Sabahleyin mesud tavırlı annenin bahçe kapısına kadar uğurlamasıyla, Naci, Hatçe ve dedesi<br />

Boğaziçi vapu-<br />

67<br />

rundalar... Hatçe, dudaklarında aynı hayranlık tebessümü, boğazı, yalıları ve iskelelerde gidip galen<br />

insanları seyrediyor.<br />

— Đstanbul'u nasıl buldun Hatçe?<br />

Hatçe manzaralardan gözünü koparıp Naci'yo çevirdi:<br />

— Anlatamiyacağım kadar güzel...<br />

— Ne tarafları güzel?..<br />

— Denizi, gökleri, camileri, evleri...<br />

Naci uzaklarda yüksek bir binayı gösterdi:<br />

— Şu gökdelen dedikleri nasıl şey?..<br />

— Onlar canavara benziyor. Đstanbul'u yemeğe gelmişler.<br />

Naci ve Husmen Ağa gülüştüler. Üç saatten beri hastanedeler...<br />

Hususî odasında profesör bir takım tahlil raporlarına bakıyor. Karşısında Hatçe, Naci ve Husmen<br />

Ağa...<br />

Profesör gözlüğünü çıkarıp Husmen Ağa'ya döndü:<br />

— Torununuzun hemen yatması gerekiyor. Husmen Ağa üzgün...<br />

— Fakat hastaneye yatmasını gerektiren bir hali görünmüyor kızm!..<br />

— Siz onu anlayamazsınız! Hem de derhal yatması lâzım...<br />

Husmen Ağa, kıza sordu:<br />

— Ne dersin kızım? Hatçe bir saffet timsâli:<br />

— Ne yapalım, yatalım... Ama ayn bir oda olsun... Profesör atıldı:<br />

— Elbette ayn ve hususi bir oda... Merak etme kızım!.. Dede kaygılı:<br />

— Doktor Bey, hastalığı neymiş kızin?<br />

— Biz onu ayrıca Naci Beyle görüşürüz. O size anlatır. Ben hemen emrini vereyim de odanıza<br />

çıkın!.. Siz de isterseniz büyük babası sıfatıyla hastanın odasında kalabilirsiniz. Ayrı bir karyola<br />

ilave ederler. Biz Naci Bey'le buradayız.<br />

Emir verildi. Dede ve torun bir hemşire refakatinde çıktılar

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!