EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA MÄRZ2017
www.europa-journal.net
www.europa-journal.net
Erfolgreiche ePaper selbst erstellen
Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.
© Andy Wenzel / BKA<br />
Wir sagen JA<br />
Avusturya Halkı<br />
SPÖ’lü Başbakan<br />
Kern’den memnun<br />
SEÇİM ANKETİ: AŞIRI SAĞCILAR İLK<br />
SIRADA AMA OYLARI AZALIYOR<br />
zu<br />
SAYFA 8<br />
© ÖVP / Jakob Glaser<br />
ÖSTERREICH<br />
‘Hükümetten<br />
çıraklara çok<br />
büyük destek’<br />
Başbakan Yardımcısı Mitterlehner<br />
Yeni Çıraklık Kampanyasını Tanıttı<br />
SAYFA 5<br />
UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />
<strong>HABER</strong><br />
VRUP<br />
A A<br />
<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />
SAYI: 64 MART 2017 - AUSGABE: 64 MÄRZ 2017<br />
P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />
Retour- und Postsendungen: Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
R<br />
E<br />
C H<br />
www.europa-journal.net<br />
I<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
Sebastian Kurz<br />
Integration durch<br />
Unternehmertum<br />
ZUSAMMEN:ÖSTERREICH<br />
sucht die 10 besten<br />
Gründungsideen<br />
SEITE 9<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
Türk vatandaşlığını yasa dışı olarak taşımayı sürdürenler devletin takibinde...<br />
AVUSTURYA’DA ATİB’E KARŞI BAŞLAYAN ARAŞTIRMALARDAN<br />
SONRA YENİ HEDEF ARTIK ÇİFTE VATANDAŞ TÜRKLER. ŞİMDİ<br />
HERKES BİR SONRAKİ ADIMIN NE OLACAĞINI MERAK EDİYOR...<br />
Çifte Vatandaş<br />
TÜRKLER<br />
Hedef Tahtasında<br />
SAYFA 16<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Aşırı Sağcılar Oy Kaybediyor,<br />
Avrupa Birliği Rahatlıyor...<br />
"Avrupa için<br />
bir oy, aşırılığa<br />
karşı bir oydur."<br />
"Eine Stimme für<br />
Europa, eine Stimme<br />
gegen Extremisten."<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (Die Grünen)<br />
ALEV KORUN:<br />
Wen soll ÖVPs und<br />
SPÖs „Leit-Kultur“<br />
leiten?<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
SAYFA 8<br />
"A vote for Europe,<br />
a vote against<br />
extremists."<br />
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
NURTEN YILMAZ:<br />
Von Köpfen<br />
und Tüchern<br />
SEITE 6 SEITE 8<br />
© Andrei Pungovschi/European Forum Alpbach<br />
Avrupa’da işveren, işyerinde<br />
başörtüsünü yasaklayabilir<br />
SAYFA 4<br />
Viyana Üniversitesi’nde İslam<br />
Eğitimi sonbaharda başlıyor<br />
İnnsbruck Üniversitesi<br />
İslamla ilgili bir Web<br />
sitesi hizmete sundu<br />
SAYFA 7<br />
www.islamportal.at<br />
Uni Innsbruck<br />
bietet Webportal<br />
zum Islam<br />
SEITE 7<br />
SAYFA 7<br />
Univ.-Prof. Mag. Dr. Zekirija Sejdini
MART 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 2<br />
AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />
Yazının başlığını İspanyolcadan<br />
aldım. Türkler demek. Bu ifade,<br />
İspanya'nın A Corûna şehrinde<br />
1906 yılında kurulmuş ve halen<br />
İspanya birinci liginde oynayan<br />
köklü futbol kulübü Deportivo La<br />
Coruna takımının taraftarları için de<br />
kullanılır. Bunun ardında göz yaşartan<br />
bir kadirşinaslık öyküsü yatar.<br />
Önce onu paylaşayım.<br />
Anlatıldığına göre, Osmanlı İmparatorluğu’nun<br />
muhteşem padişahlarından<br />
Kanuni Sultan Süleyman’ın<br />
(1494-1566) donanma komutanı ve<br />
Kaptan-ı Deryası Barbaros Hayrettin<br />
Paşa (1478-1546), İspanya kralı<br />
ve kraliçesinin dönemin Yahudilerine<br />
karşı yaptığı kötü muamelelerden<br />
dolayı, bu ülkeye, Galipçe<br />
bölgesine yardıma gider. Kendisini<br />
ve askerlerini A Corûna halkının<br />
gençleri karşılar ve yardımcı olurlar.<br />
Aralarında bir dostluk kurulur. Galipçe<br />
Bölgesi’nin bir başka takımı<br />
olan Celtavigo ise bu dostluğu hazmedemez.<br />
Türk dostu olan Corûnalı<br />
gençleri “Deportivo şehrinde<br />
yaşayan Türkler” diye adlandırıp,<br />
değersizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya<br />
çalışırlar. Onlarla karşılaştıklarında<br />
da “Siz Türkler gibi<br />
barbarsınız” diyerek alay ederler(!).<br />
A Corûna şehrinin değerbilir insanları<br />
ise “Türk olmanın aşağılanacak,<br />
alay edilecek bir durum olmadığını”,<br />
aksine “gurur duyulacak<br />
Los Turcos<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />
Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />
mcakir@anadolu.edu.tr<br />
bir şey olduğunu” göstermek<br />
için, “Evet, biz Türkler gibiyiz;<br />
onlar gibi güçlü ve cesuruz.” diyerek<br />
Los Turcos lakabını benimserler.<br />
Kendilerini aşağılamaya çalışan<br />
Celtavigo halkını da Portekizliler ile<br />
yaptıkları işbirliği gerekçesiyle hain<br />
ilan ederler.<br />
Aradan geçen yıllar yeryüzünde her<br />
daim mazlum halkların yardımına<br />
koşan aziz milletimizin bıraktığı<br />
anıları silemez. Aksine grup<br />
arasında 500 sene önce başlayan<br />
bu rekabet Celtavigo ile Deportivo<br />
arasında oynanan ve Galiçya<br />
Derbisi olarak adlandırılan futbol<br />
maçlarına da yansır. Nitekim 30<br />
Kasım 2006 tarihinde Fenerbahçe<br />
Spor Kulübü ile Celtavigo Spor Kulübü<br />
arasında oynanan UEFA kupası<br />
futbol maçında Celta taraftarları bu<br />
tarihi rekabete atıfta bulunmak,<br />
Türklere karşı duydukları olumsuz<br />
duygularını dışa vurmak için tribünde<br />
Kürdistan pankartı açmış,<br />
bölücülere destek vermiştir. Bugünün<br />
Deportivo La Coruna futbol<br />
takımı yeşil sahalardaki mücadelesini<br />
geçmişlerine saygılarının ve<br />
Türklerle dostluklarının göstergesi<br />
olarak Los Turcos yani Türkler lakabıyla<br />
devam ettirmekte, zaman<br />
zaman da Türkler ile dostluklarına<br />
atıfta bulunan etkinlikler düzenlemektedir.<br />
Konuyla ilgili başka örnekler de verilebilir.<br />
İtalya’da, Belçika’da veya<br />
dünyanın her hangi bir köşesinde<br />
kendini Türk olarak gören köyler,<br />
kentler veya insanlara rastlamak;<br />
bu konuyla ilgili bir habere rastlamak<br />
şaşırtıcı olmasın.<br />
Küresel emperyalist güçlerin devletimize,<br />
milletimize türlü baskılar ve<br />
şantajlar yaptığı anlarda bile Türklere<br />
duyulan sempati ortadan kalkmamıştır.<br />
Çünkü Türkler, insanlara<br />
kök aidiyetiyle bakmaz; Yunus Emre’nin<br />
deyişiyle “Kamu âlem birdir<br />
bize”. Türk ifadesinde ırkçılık ve<br />
diğer unsurları ayrıştırmak yoktur.<br />
Bununla birlikte, diğer milletlerde<br />
olduğu gibi, kendi tarihinin ve kültürünün<br />
bilinci ve bundan duyduğu<br />
derin hoşnutluk ve gurur vardır. Onların<br />
Türklüğü de milliyetçiliği de,<br />
“Ne mutlu Türküm diyene” anlayışı<br />
üzerine kurulmuştur. Dayandığı yer<br />
de, etnik veya mezhepsel milliyetçilik<br />
değil, Türk milletine duyulan<br />
bağlılık, hissiyattır.<br />
Yurt dışında yaşayan her bir<br />
soydaşımızın siyasi görüşü ne<br />
olursa olsun kendini Türk olarak<br />
adlandırmaktan imtina etmek<br />
bir yana, göğsünü gererek Türk<br />
olduğunu söylemekten çekinmemesi;<br />
birbirine kenetlenmesi,<br />
yaşadıklarından ibret alıp, dersler<br />
çıkararak kendilerinden sonraki<br />
kuşakları da bu anlayışla yetiştirmek<br />
için gerekli girişimlerde bulunması<br />
en doğal hakkıdır. İçlerinden<br />
çıkan bazı menfaatperestlerin zaten<br />
yeterince kamplara bölünmüş olan<br />
Avrupalı Türk toplumu üzerinde<br />
siyasi baskıların oluşmasına neden<br />
olacak boyutlarda arayışlara<br />
düştüğü görülmektedir. Avrupalı<br />
Türklerin yaşadıkları, yurttaşlık<br />
hakkı edindikleri, Aristofanes’in son<br />
komedi oyunu Plutos‘daki ifadesiyle<br />
ubi bene, ibipatria 1 (mutlu<br />
oldukları anayurt) olarak gördükleri<br />
ülkelere bağlılıkları ikide bir sorgulanmamalı;<br />
toplum bağlı olanlar,<br />
daha bağlı olanlar, en bağlı olanlar<br />
gibi klişeler üreterek daha fazla gerilip<br />
ayrıştırılmamalıdır. Avusturya<br />
veya bir başka ülkede yaşayan ve<br />
bu ülkenin vatandaşı olan Avrupalı<br />
Türkler, Türkiye’ye ait oldukları<br />
kadar, yaşadıkları ülkelere de<br />
anayasal vatandaşlık bağları ile<br />
bağlıdır ve yaşadıkları ülkelerde Polonya,<br />
Macaristan, İtalya vb. kökenli<br />
vatandaşları kadar da sözsahibidir.<br />
Türkiye kökenli her bir Avrupalı<br />
Türk, yaşadığı ülkede yurttaş olmanın<br />
bilinci ile hareket etmekte ve<br />
yükümlülüklerini yerine getirmeye<br />
çalışmaktadır. Onların Türk kökenli<br />
Avusturyalı vd. olmaları onların<br />
meşrebinden, mezhebinden ayrılmasını<br />
gerektirmez. Onlar zaten<br />
davranış biçimi, yaşayış tarzı ile<br />
kendilerine gereken tanımı<br />
yapmışlar, kendilerinden Avrupalı<br />
Türk olarak söz ettirmeye<br />
başlamışlardır.<br />
Türkiye kökenli Avrupalı Türkler,<br />
kendini bilmezlerin sonu gelmeyen<br />
itham, hakaret ve cehaletlerine<br />
karşı dik durabilecek gücü ve söyleyecek<br />
sözü tarih sayfalarında<br />
görebilir, tarih bilgisi ile özgüvenlerini<br />
pekiştirebilirler. Unutmasınlar<br />
ki açık denizlerde savaşılmadan<br />
karada fetih olmaz. İnsan hangi<br />
coğrafyada hangi kimlikle yaşarsa<br />
yaşasın, niyeti iyi olduktan ve düzenini<br />
kurduktan sonra, iyi bir işi ve<br />
aşı da oldukça kendisi ve çevresi ile<br />
barışık, rahat ve onurlu bir hayat<br />
sürebilir.<br />
Tarihin hiçbir döneminde Türk<br />
olmak, Türk kimliği ile yaşamak<br />
kolay olmadı. Türk kimliğini<br />
taşımak, iki kefeli bir terazide satış<br />
yapmaya benzer; bazen ayarı bozuk<br />
teraziyi dengelemek için hafif gelen<br />
kefeye konan ağırlık misali, yaşanan<br />
tüm olumsuzlukları abra gibi<br />
taşımak; bazen de dostlarla duygudaşlığı<br />
yaşarken kefenin dengesini<br />
şaşırmamak gerekir.<br />
1 “İnsanın kendini iyi hissettiği yer vatanıdır” ifadesi<br />
Aristofanes’in son komedi oyunu Plutos‘daki 1151. dizede<br />
geçer ve Latince (aktaran Cicero, Gespräch in Tusculum 5,37)<br />
“Patria est, ubicumque est bene” ifadesi Friedrich Hückstädt’ın<br />
bir şarkısında nakarat olarak geçer (Gedichte, Rostock 1806).<br />
6€<br />
Hızlı Havale*<br />
Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />
• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />
bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />
memlekete gönderiyoruz.<br />
• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />
ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />
güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />
Haftaiçi uzun çalışma<br />
saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />
Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />
Cumartesi günleri de açık!<br />
* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />
Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />
DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />
Entgeltliche Einschaltung
3 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MART 2017<br />
‘‘Almanca<br />
zorunluluğu<br />
anayasaya<br />
aykırı’’<br />
Salzburg’lu iki hukuk profesörü<br />
okul teneffüslerinde Almanca<br />
zorunluğunun orantısız<br />
ve izin verilemez bir müdahale<br />
olduğunu ve Yukarı Avusturya<br />
ÖVP-FPÖ koalisyonun talep ettiği<br />
ülke çapında eğitim yasası<br />
değişikliğinin yeterli bir temele<br />
dayanmadığını açıkladı.<br />
Bilirkişiden hukuk profesörü<br />
Walter Pfeil: ‘‘Okul yönetmeliği<br />
üzerinden genel bir Almanca<br />
zorunluluğu getirmek<br />
anayasaya aykırıdır. Siyasi olarak<br />
karar veremem ancak<br />
hukuki olarak anayasa buna<br />
izin vermiyor ve eyalet yasa<br />
koyucuları da bunun için<br />
yetkili değildir. Yürürlükte olan<br />
kanunlara göre de bu teklif<br />
düşünülemez. İnsan hakları<br />
sözleşmesinde özel hayatı korumayı<br />
garanti eden temel hak<br />
olarak bir düzenleme vardır.<br />
Dil de bu düzenlemeye aittir.<br />
Ona yaptırım uygulama da<br />
açıkça anayasaya aykırıdır.’’<br />
Dil eğitimi araştırmacısı Hans-<br />
Jürgen Krumm ise: ‘‘Eğitim dili<br />
Almanca teneffüste değil, öğretmenle<br />
derste öğrenilir. Dil<br />
yasağının Almancayı kuvvetlendireceği<br />
umudu tam bir<br />
safsatadır.’’<br />
Wie es scheint, begnügen sich die<br />
Sozialpartner in Österreich mit<br />
den hunderten kollektivvertraglichen<br />
Mindestlöhnen, statt eine<br />
gesetzliche Verankerung des<br />
Mindestlohns und des Mindeststundensatzes<br />
in Österreich voranzutreiben.<br />
Wir brauchen in<br />
Österreich beides: starke Kollektivverträge<br />
und einen gesetzlich<br />
verankerten Mindestlohn.<br />
Die Aussagen von Bundeskanzler<br />
Kern in diesem Zusammenhang<br />
sind wenig glaubwürdig. Dieser<br />
hatte zuletzt einen gesetzlichen<br />
Mindestlohn von 1500€ brutto<br />
gefordert. Wenn es Bundeskanzler<br />
Kern ernst meinen würde,<br />
dann gäbe es wohl die volle<br />
Unterstützung vonseiten der Gewerkschaft<br />
für seinen Vorschlag.<br />
Abgeordneter zum Tiroler Landtag<br />
AHMET DEMİR:<br />
Mindestlohn:<br />
Gesetzliche Verankerung<br />
wie in Deutschland<br />
gefordert<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
Die Sozialpartner müssen sich<br />
ernsthafter mit dem Thema<br />
auseinandersetzen. Die Menschen<br />
brauchen eine Sozialpartnerschaft,<br />
die sich für sie einsetzt<br />
und dafür sorgt, dass der<br />
jahrelange Abwärtstrend bei<br />
den Löhnen, und somit auch<br />
bei den Pensionen, beendet wird.<br />
Ein gesetzlich festgeschriebener<br />
Mindestlohn mit Mindeststundensätzen<br />
wie in Deutschland<br />
wäre ein großer Schritt. Dort<br />
hat man mit 24 Paragraphen<br />
das Problem gelöst und Raum<br />
für Übergangslösungen zugelassen.<br />
Deshalb braucht es einen<br />
Mindestlohn von 1700€ brutto,<br />
damit ein menschenwürdiges<br />
Leben über der Armutsschwelle<br />
möglich ist.<br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Yeşiller Partisi Milletvekili AHMET DEMİR:<br />
Asgari Ücret: Almanya’da<br />
olduğu gibi yasallaştırılmalı<br />
Asgari ücret konusunda açıklamalar<br />
yapan Ahmet Demir: ‘‘Avusturya’da<br />
görüldüğü gibi Sosyal Ortaklar asgari<br />
ücret konusunda bunu ve asgari<br />
saat ücretini yasallaştırma yerine<br />
yüzlerce toplu sözleşmelerle yetiniyor.<br />
Avusturya’da her ikisine de ihtiyaç<br />
var: Güçlü toplu sözleşmeler ve<br />
asgari ücretin yasallaştırılması...<br />
Başbakanın bu konu ile alakalı demeçleri<br />
pek inandırıcı değil. En son<br />
olarak 1.500 €’́luk bir asgari ücret talebi<br />
vardı. Eğer Başbakan bu konuda<br />
ciddi olmuş olsaydı, onun bu talebi<br />
sendikalardan da destek görürdü.<br />
Sosyal Ortaklar bu konuyla ciddi olarak<br />
uğraşmak zorunda. İnsanların<br />
kendileri için çalışan, yıllardır genel<br />
anlamda düşüş yaşayan maaşlarda<br />
ve buna bağlı olan emekliliklere<br />
dur diyen sosyal ortaklara ihtiyacı var.<br />
Almanya’daki gibi asgari ücretin ve<br />
asgari saat ücretinin yasallaştırılması<br />
büyük bir ilerleme olacak. Almanya'da<br />
24 madde ile bu sorun çözülmüş<br />
ve bir geçiş sürecine de yer<br />
verilmiş bulunmakta. Bundan dolayı<br />
yoksulluk eşiğinin üstünde insanca yaşayabilmek<br />
için 1.700 € ́luk bir asgari<br />
ücrete ihtiyaç var.<br />
(Yoksulluk eşiği bir ülkenin ortalama<br />
gelirine % 60 sabitlenmişdir. Birleşmiş<br />
Milletler bunu % 66 olarak belirlese de<br />
toplumda % 60 olarak biliniyor.)<br />
© Tiroler Grüne / Sebastian Müller<br />
DAMIT AUS<br />
DEN SCHERBEN DER<br />
VERGANGENHEIT<br />
EINE ZUKUNFT OHNE<br />
GEWALT WIRD.<br />
Jeden Tag helfen wir Frauen und unterstützen sie<br />
und ihre Kinder auf dem Weg zurück in ein stabiles<br />
und angstfreies Leben.<br />
frauenhaeuser-wien.at
MART 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 4<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Bir rüyayla başladı herşey;<br />
Öyle bir rüya ki, etkisi<br />
Günler, aylar, hatta yıllarca sürdü,<br />
Sonra ümit ve niyaza dönüştü …<br />
Önce çok istemek,<br />
Sonra gönülden dilemek gerekirmiş meğer,<br />
Eğer birşeyi çok arzu ederse insan,<br />
Gün gelir Dua'lar, niyazlar sahibini bulur,<br />
Dileyenin kalbine aşk, gönlüne yol olurmuş.<br />
Vakit tamam! Hazırlanın!<br />
Yola çıkıyoruz;<br />
Malın, evladın, dünyaya ait her ne<br />
varsa, birgün fayda vermeyeceğini<br />
anlayanların, madde ile manayı<br />
ayırt etmeye başlayan, artık nefsine<br />
dur demeye hazırlanan, huzuru arayanların,<br />
kısacası mazisine veda<br />
etmek isteyen tüm yolcuların çıktığı<br />
bir yola çıkıyoruz.<br />
İlk durağımız Medine. Medeniyetin<br />
doğduğu şehir. Peygamberin övgüsüne<br />
mazhar, alemlere rahmet,<br />
mübarek bedenine misafir olmuş<br />
beldeye, hoşgörününün, kardeşliğin<br />
dünyaya yayıldığı şehre,<br />
güller diyarına, güllerin efendisine,<br />
gidiyoruz.<br />
Bir gece vakti giriyoruz şehre, ilahi<br />
davete icabet edercesine sevinçli,<br />
bir o kadar da heyacanlı… Nefesler<br />
tutulmuş, sanki herkes kim olduğunu<br />
dahi unutmuş, hep bir<br />
ağızdan çıkan salat ve selamlarla,<br />
Sebastian Kurz:<br />
‘Yeni yabancılara<br />
5 yıl sonra sosyal<br />
yardım imkânı’<br />
Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz,<br />
asgari geçim yardımı (Mindestsicherung)<br />
ve mağduriyet yardımı<br />
(Notstandshilfe) gibi sosyal<br />
hizmetlerin yeni gelen yabancılara<br />
kısıtlanmasını önerdi.<br />
Kurz: ‘‘Doğu Avrupa’da artan<br />
işsizlik sebebiyle AB’ye gelen<br />
yabancılara 5 yıl kaldıktan sonra<br />
sosyal yardımlar verilmeli’’ dedi.<br />
A<br />
VRUP<br />
<strong>HABER</strong><br />
A<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />
Katrin VORHAUSER<br />
İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />
Mehmet İNAK<br />
Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />
Hasan KESKİN<br />
Türkiye Temsilcisi<br />
Mag. Ahmet ZUBİ<br />
23.03.2017 - 24.04.2017<br />
SAYI: 64 MART 2017 - MÄRZ 2017 AUSGABE: 64<br />
ANSCHRIFT - ADRES<br />
<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />
Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />
Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />
Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />
gazetemiz sorumlu değildir.<br />
www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />
R<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
ilerliyoruz, Medine sokaklarında…<br />
Kimsede uyku yok bu gece, gökyüzü<br />
yıldızlarla bezenmiş. Sanki Rasulullah,<br />
hicret ederken yıldızları da<br />
yanında getirmiş… Yerde, gökte ne<br />
varsa saf saf hizaya durmuş, sağanak<br />
sağanak rahmet yağmakta...<br />
O’nun ravzasını görebilmek, cennet<br />
bahçesinde kısacıkta olsa huzura<br />
durmak, secdede yaratanla buluşmak<br />
için, bin bir güçlükle, saatlerce<br />
süren bekleyişler başlar… Heyecan<br />
dorukta! İşte cennet bahçesinin<br />
önündesiniz, beklenen an gelmiş,<br />
huzura kabul edilmişsiniz. En sevgilinin<br />
huzurunda edeple eğilen<br />
başlardan sadece birisiniz. Tarifi<br />
mümkün olmayan bir haldesiniz.<br />
Dillerde Dua'lar, kalplerde pişmanlık<br />
ve ümit…<br />
…Sanki Peygamber, az önce şuradan,<br />
ashabıyla yeni geçmiş gibi, gül<br />
kokuyor, Mescid-i Nebevi'nin her<br />
karesi. Nereye bakarsanız bakın,<br />
peygamberi bir hoşgörü sinmiş insanların<br />
üstüne. Omuz omuza durduğunuz<br />
saflarda, ne güzel insanlar<br />
var... Gülümsüyor, selam veriyorlar,<br />
hem yanlarında, hem kalplerinde<br />
yer veriyorlar size. Zaman duruyor<br />
sanki, mahşeri bir kalabalık ve<br />
siz mübarek beldede, emin ellerdesiniz…<br />
Her vakit namazını O´nun yanı başında<br />
kılmak için can atar, her ezan<br />
YASEMİN KARAGÖZ<br />
yasemin-ka@hotmail.com<br />
VAHYİN KALBİNE YOLCULUK<br />
Özgürlükler kıtası Avrupa’dan Müslümanlara<br />
bir şok daha. Lüksemburg'da<br />
bulunan Avrupa Adalet<br />
Divanı aldığı kararla; ‘İşveren işyerinde<br />
dünya görüşüne ilişkin sembolleri<br />
yasaklamışsa ve bunun da<br />
gerekçeleri belirtiliyorsa başörtüsü<br />
takılmasına izin vermeyebilir.’<br />
okunuşunda Bilal Habeşi`yi hatırlarsınız.<br />
Orada bir başka güzeldir<br />
ezanlar, Ayet-i kerimeler, salatu selamlar.<br />
Güzeldir, Hz. Muhammed`i<br />
(s.a.v) sevmek, hayran olmak, huzurunda<br />
gözyaşı dökmek, dertleşmek...<br />
Kirlenen toprağı nasıl<br />
arındırırsa yağmur, işte öylece arındırıyor<br />
kirlenen ruhu, gözlerden süzülen<br />
sessiz gözyaşları. Kalplerde<br />
kopan fırtınalar olmasa hiç dile gelir<br />
miydi göz pınarları… Ama nafile!<br />
YETMEZ! Sözlerini dillere destan,<br />
sünnetlerini başa taç, gönüllere<br />
miraç etmedikten sonra…<br />
Hele bir de seher vakti var ki,<br />
asla unutamayacağınız manzaralara<br />
gebe. Sabah ezanı okunmaya başladı<br />
mı, insan seli akar sokaklara,<br />
yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk ne<br />
ararsan… Gidişler hep aynı yöne…<br />
İşte yeşil kubbe görünüyor… İçinizden<br />
bir ses: „Ben böyle bir manzarayı<br />
dünyanın hiçbir yerinde<br />
görmedim. Ya Rab! Mahşerde de<br />
böyle bir olmayı, birlik olmayı,<br />
Peygamber efendimizin sancağı<br />
altında toplanabilmeyi nasip et“<br />
der sanki…<br />
Medine'de gezerken, ünlü çarşılarını,<br />
hurma bahçelerini, her milletten<br />
misafirlerini, hoşgörü kokan<br />
sokakları görür, eski tren garından<br />
geçerken de ecdadımızı yadeder,<br />
İslam medeniyetine olan katkılarından<br />
dolayı birkez daha teşekkür<br />
edersiniz. Her insanın görmesi<br />
gereken yerleri görürür,<br />
hissetmesi gerekenleri, hisseder ve<br />
bir kalbiniz olduğuna kanaat getirirsiniz.<br />
Sanki oraya aitmiş gibi<br />
hemen alışıverirsiniz.<br />
Medine'ye gelinir de Uhut Dağı'na<br />
çıkılmaz mı hiç?… İşte Uhut Dağı'nda,<br />
okçular tepesindesiniz. Bir<br />
toz bulutunda, savaşın tam ortasında<br />
gibi hissedersiniz. Sanki İslam<br />
ordusunun yenilgisine ağlayan<br />
meleklerin ayak seslerini duyar,<br />
toprağa sıcak sıcak damlayan şehit<br />
kanlarının her damlasında, şehadetlerine<br />
şahitlik eder toprağın<br />
feryadını duyarsınız. İmamlar anlatadursun,<br />
herşey canlanır gözünüzde…<br />
Vahşinin Hz. Hamza'yı nasıl<br />
şehit ettiği gelir aklınıza, o anki<br />
ıstırabı ta içinizde hissedersiniz.<br />
Ya Peygamberin mübarek dişinin<br />
kırılması… Bilmem ki ne demeli…<br />
Acı hatıralarla dolu Uhut Dağı<br />
ve ötesi…<br />
Ve birgün, ayrılık günü gelir çatar.<br />
Bir sevgiliden ayrılırken nasıl<br />
hüzünlenirse insan, siz de öyle<br />
hüzünlenir, ıstırabı ta kalbinizde<br />
hissedersiniz. Vahyin kalbine doğru<br />
çıktığınız yol devam eder ve siz<br />
tekrar geleceğinize söz verir,<br />
cennette kavuşmak dileğiyle yola<br />
devam edersiniz.<br />
AB‘de 7<br />
milyon<br />
Türk<br />
yaşıyor<br />
Avrupa Birliği (AB) içinde en<br />
fazla Türk nüfusa sahip ülke 3<br />
milyon ile Almanya. Onu takip<br />
eden ülkeler ve barındırdıkları<br />
Türk nüfus sırasıyla şöyle:<br />
Fransa (900 bin), Bulgaristan<br />
(800 bin), İngiltere (500 bin),<br />
Hollanda (480 bin), Avusturya<br />
(360-500 bin arasında, kesin<br />
rakam bilinmiyor), Yunanistan<br />
(350 bin), Belçika (220 bin),<br />
Danimarka (93 bin), Romanya<br />
(65 bin) ve İtalya (19 bin). Kıbrıs<br />
meselesi özel bir durum. Sadece<br />
Türkiye Cumhuriyeti’nin tanıdığı<br />
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde<br />
ise 300 bini aşkın Türk<br />
yaşıyor.<br />
Avrupa Adalet Divanı: "İşyerleri çalışanların dini sembol<br />
niteliğinde kıyafet giymelerine yasak getirebilir"<br />
Avrupa’da işveren, işyerinde<br />
başörtüsünü yasaklayabilir<br />
Kopftuchverbot durch EuGH beschlossen<br />
Unternehmen dürfen ihren Arbeitnehmerinnen das Tragen eines islamischen Kopftuchs verbieten<br />
(1. Bölüm)<br />
Avusturya’da yaşayan<br />
Türklerin sayısı 360 bin<br />
ile 500 bin arasında...<br />
OLAYIN GEÇMİŞİ<br />
Karara konu olan ilk şikâyet Belçika'da<br />
yaşayan Müslüman bir kadın<br />
tarafından yapıldı. Samira Achibata,<br />
bir güvenlik şirketinde resepsiyon<br />
görevlisi olarak çalışmaya başladıktan<br />
üç yıl sonra başörtüsü takmaya<br />
başladı. İşyerinde başörtüsü kullanılmayacağını<br />
belirten şirket, Achibata'yı<br />
işten çıkardı. İşyeri kararına<br />
siyasi, felsefi ve dini görüşleri görünür<br />
şekilde sembolize eden işaretlerin<br />
işyeri yönetmeliğine uygun<br />
olmadığını gerekçe gösterdi. Bunun<br />
üzerine kadın çalışan, şirket aleyhine<br />
Belçika Mahkemesi'ne dava<br />
açtı. Belçika Mahkemesi, dosyayı<br />
Yargıtay'a gönderdi. Belçika Yargıtayı<br />
da, konuyu Avrupa Birliği'nin en<br />
üst hukuk organı olan Lüksemburg'daki<br />
Avrupa Adalet Divanı'na<br />
havale etti.<br />
İŞYERİ HAKLI<br />
İşyerinin gerekçesini yerinde bulan<br />
Avrupa Adalet Divanı bu koşullarda<br />
başörtüsü yasağının ayrımcılık olarak<br />
değerlendirilemeyeceğine karar<br />
verdi. Belirli dini ve dünya görüşüne<br />
sahip kişilerin haksızlığa uğramasına<br />
yol açabilecek bir yönetmelikte<br />
"dolaylı olarak ayrımcılıktan" söz<br />
edilebileceğini, ancak böyle bir yönetmeliğin<br />
müşterilere karşı siyasi,<br />
dini ve felsefi tarafsızlığın korunması<br />
ile savunulabileceği kaydedildi.<br />
Kararda böyle bir kuralın,<br />
özellikle müşterilerle doğrudan temasta<br />
olan kişiler için önemli<br />
olduğu vurgulandı.<br />
EMSAL TEŞKİL EDİYOR<br />
Belçika'daki olayla ilgili alınan karar<br />
bütün Avrupa Birliği ülkeleri için<br />
emsal teşkil ediyor. Avrupa Birliği<br />
ülkelerindeki mahkemelerin alacakları<br />
kararda Avrupa Adalet Divanı'nın<br />
bu hükmüne uygun hareket<br />
etmesi gerekiyor.<br />
KADINLARA AYRIMCILIK<br />
Bu karar Avrupa’da yaşayan Müslüman<br />
kadınların ayrımcılığa uğramasına<br />
ve işsiz kalmalarına yeni bir<br />
kapı açmış oldu.<br />
© FotoHiero / pixelio.de
5 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MART 2017<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Emekliliğe<br />
ayrılanların<br />
sayısında<br />
büyük artış<br />
Sosyal İşler Bakanlığı’na bağlı emeklilik<br />
denetim biriminin son verilerine göre<br />
özel veya kendi işinde çalışanlarda doğrudan<br />
emekliliği tanınanlarda yaklaşık<br />
%18’lik bir artış var. Memurlardaki<br />
artış ise hemen hemen %50’yi buldu.<br />
Sistemin finanse edilebilirliği için iyi<br />
bir haber; Emekliye ayrılma yaşı yükselişe<br />
geçmiş durumda.<br />
Avusturyalı ortalama 60 yaşın biraz<br />
üstünde emekliye ayrılıyor...<br />
2016’da Avusturyalılar 2015’e göre 2<br />
ay daha geç emekliye ayrıldı. Emekliye<br />
ayrılma yaşı ortalama 2016’da 60 yıl 4<br />
ay oldu. 2014’de emeklilik yaşı 59.8 idi.<br />
Burada dikkat edilmesi gereken husus<br />
önceleri malulen emekli olarak değerlendirilip<br />
rehabilitasyon ödeneği alanların<br />
geçen yıllarda istatistikten çıkarılması<br />
ve böylece bir miktar artışta<br />
katkıları olmasıdır.<br />
Verilerdeki sayılar yasal emeklilik sigortası,<br />
çalışanlar ve hem de kendi işleri<br />
olanlar için geçerlidir. 2016’daki bu<br />
büyük artışın sebebi öncelikle yasal<br />
emeklilik alanında yaşanan artıştan dolayıdır.<br />
Kendi işyeri olan bireylerin bilakis<br />
doğrudan emekliye ayrılma yaşında<br />
düşüş vardır.<br />
Ekonomi Bakanı Reinhold Mitterlehner<br />
(ÖVP) geçtiğimiz günlerde<br />
hükümetin çıraklıkla ilgili<br />
yeni kampanyasını tanıttı. 54<br />
çırak mesleği 2020’ye kadar<br />
dijitalleşmenin gereksinimlerine<br />
göre değiştiriliyor. Çırakların<br />
uluslararasılaştırması yurtdışında<br />
dil kurslarının parayla desteklenmesi<br />
yoluyla yapılacak.<br />
Bakan Mitterlehner çıraklık mesleklerinin<br />
yeni koşullara uygun<br />
hale getirilmemesi durumunda<br />
dijitalleşmenin işyerlerine maddi<br />
yük olacağı konusunda uyardı.<br />
İkili eğitim sisteminde mükemmel<br />
uzman işgücü yetiştirileceği<br />
için rekabette büyük avantajlar<br />
getiriyor. Diğer yandan diğer ülkeler<br />
de eğitim sistemlerini düzelteceklerinden,<br />
Avusturya da<br />
yenilemek zorunda.<br />
Bazı meslekler 2020’ye kadar<br />
değişikliğe uğruyor<br />
2017 çırak meslekleri paketinde<br />
sekiz yeni ya da modernize edilmiş<br />
meslek yer alıyor. Perakendecilikte<br />
dijital satış, lastik ve<br />
kükürtle sertleştirme tekniklerinde<br />
tanı bilgisayarlarının yoğun<br />
şekilde kullanılması gibi. 2020’ye<br />
kadar değişiklik yapılacak dijital<br />
ağırlıklı çırak meslekleri şunlar:<br />
Bilişim teknolojisi, kimya tekniği,<br />
© ÖVP / Jakob Glaser<br />
Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı<br />
Reinhold Mitterlehner (ÖVP) Hükümetin<br />
Çıraklıkla İlgili Yeni Kampanyasını Tanıttı<br />
‘Çıraklık<br />
bitirme sınavına<br />
hazırlık<br />
kurslarının tüm<br />
masrafları<br />
karşılanacak’<br />
bisiklet mekatronik, kurulum ve<br />
bina tekniği, kaportacı, e-ticaret<br />
satış elemanlığı.<br />
Çıraklara finansal destek<br />
1 Temmuz’dan itibaren çıraklık<br />
bitirme sınavına hazırlık kurslarının<br />
tüm masrafları karşılanıyor.<br />
Şimdiye dek katılımcılar ödedikleri<br />
tutarın 250 eurosunu geri alıyordu.<br />
Bazı mesleklerin özellikle<br />
teknik niteliklerin kurs masrafları<br />
800 euroya kadar çıkıyordu.<br />
Devamla çıraklara uluslararası<br />
nitelik kazandırılacak. Bunun için<br />
çırakların yurt dışında yapacakları<br />
dil kursları bedava oluyor. İki<br />
haftaya kadar dil için yurt dışında<br />
kalma destekleniyor. Mesleki<br />
yurt dışında kalma sayısı<br />
şu anda yılda 750 kişiden daha<br />
yukarıya çıkartılıyor.<br />
Avusturya’da yaklaşık<br />
107 bin çırak var<br />
Tüm Avusturya’da şu anda 28<br />
binin üzerinde çırak işletmesi<br />
yaklaşık 110 bin çırağı eğitiyor.<br />
Her sene 33 bin ilk senesinde<br />
olan yeni çırak ise buna ekleniyor.<br />
İş Piyasası Kurumu’nda<br />
(AMS) şu anda 3.391 boş yer<br />
çırakları bekliyor. İşletmeler ve<br />
AMS bu kampanyada söz konusu<br />
değişiklikler için 361 milyon euro<br />
yatırım yapacak.<br />
© BMI / Gerd Pachauer<br />
Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka (ÖVP):<br />
‘‘9 eyalette uyuşturucu kontrolü için<br />
tükürük test araçları kullanılacak’’<br />
Kenevir, ekstasi, afyon, kokain ve<br />
amfetamin gibi uyuşturucu kullanımının<br />
ispatı için 9 Mart 2017’den<br />
itibaren tüm eyaletlerde tükürük<br />
testi cihazı kullanılmaya başlandı.<br />
Senelerce polis direksiyonda uyuşturucu<br />
madde kullanıcılarını tespite<br />
çalıştı. Bu nedenle her bir eyalet için<br />
bir tükürük testi cihazı satın alındı<br />
ve toplam bu 9 cihaz için 55.620<br />
Neun Speichelvortestgeräte<br />
zum Drogennachweis<br />
im Einsatz<br />
euro ödendi. Cihazların kullanımına<br />
dair karar geçtiğimiz günlerde İçişleri<br />
Bakanı Wolfgang Sobotka tarafından<br />
çıkarıldı. Sobotka: “Bundan<br />
böyle polis trafikte yalnız alkol kullananları<br />
değil, uyuşturucu kullanıcılarını<br />
da bu cihazlar sayesinde<br />
tespit edebilecek. Taşıtı sürenler<br />
sorumlu davranacak şekilde direksiyonda<br />
oturmalıdır. Mesele tüm trafiktekilerin<br />
güvenliğidir.<br />
Şimdiye kadar polis sürücünün görünüşünden<br />
yola çıkıyordu. Çoğunlukla<br />
tıbbi muayeneyi gerektiren<br />
belirsizlikler olurdu. Şimdi bu kusurlar<br />
giderilecek. Cihaz tükürükte<br />
uyuşturucu izleri belirlerse sürücü<br />
etki altında olup olmadığının tespiti<br />
için hükümet doktoruna götürülecek.<br />
Cihazla testi yapan polisler<br />
cihazı kullanma konusunda ve etkilenme<br />
durumunu tanımada cihazı<br />
kullanmadan önce eğitime tabi tutuluyorlar.”<br />
Ülke genelinde<br />
çalınan<br />
bisikletlerin<br />
yüzde 90’ı<br />
bulunamıyor...<br />
Avusturya’da 2016<br />
yılında 27.465<br />
bisiklet çalındı<br />
Avusturya Trafik Kulübü’nün<br />
(VCÖ) açıklamasına göre ülkede<br />
toplam 6,4 milyon bisiklet kullanımda<br />
ve geçen yıl her 230<br />
bisikletten biri çalındı. Resmi rakamlara<br />
göre 2014 yılında<br />
28.274, 2015 yılında 28.018 ve<br />
2016 yılında ise toplam 27.465<br />
bisiklet çalındığı kayıtlara geçti..<br />
Hırsızlık olaylarının Burgenland,<br />
Salzburg ve Aşağı Avusturya<br />
eyaletlerinde artış gösterdiğini<br />
belirten VCÖ yetkilileri, diğer<br />
eyaletlerde ise düşüş olduğunu<br />
açıkladı.<br />
VCÖ, İçişleri Bakanlığı verilerine<br />
göre 2 bin bisiklet hırsızlığı olayının<br />
ise aydınlatıldığını belirtti.<br />
Hırsızlık Sigortası Önerisi<br />
VCÖ yetkilileri, bisikletlerin iyi<br />
bir kilitle sürekli kilitli bırakılmasını<br />
ayrıca çalınan bisikletlerin<br />
bulunduğunda sahiplerine<br />
tekrar kolaylıkla ulaştırılabilmesi<br />
için seri numarası veya mevcut<br />
bilgilerin kaydedilmesinin önemini<br />
vurguladı. Bununla birlikte<br />
VCÖ, yüzde 90 oranında çalınan<br />
bisikletlerin bulunulamadığı düşünüldüğünde<br />
Hırsızlık Sigortası<br />
yapmanın da faydalı olacağı önerisinde<br />
bulunuyor.<br />
Aşağı Avusturya’da ev ve daire sahiplerine 1.000 euro destek...<br />
Alarm düzeneği köpeklerden<br />
hemen sonra hırsızları caydırmak<br />
için ikinci en başarılı yöntem. Bu<br />
nedenle Aşağı Avusturya eyaleti<br />
emniyet müdürlüğü ve ticaret<br />
odası ile birlikte bir inisiyatif kapsamında<br />
emniyetli bir kapı taktırma<br />
ya da bir alarm düzeneği<br />
kurdurma karşılığında yapılan<br />
masrafın en fazla %30’unu karşılamayı<br />
garanti ediyor.<br />
Yakında eyalet valisi olacak<br />
Johanna Mikl-Leitner: “1.000 euro<br />
alarm düzeneği ve 1.000 euro<br />
emniyetli kapı için olmak üzere en<br />
fazla 2.000 euro destek verilir.<br />
“güvenle oturma” inisiyatifiyle<br />
eyaletimizde yaşayan insanların<br />
güvenlik duygusunu kuvvetlendirmek<br />
istiyoruz. Tecrübelerimizden<br />
ve suçlar istatistiğinden biliriz ki,<br />
faillerin %40’ı güvenlik önlemlerinin<br />
alındığını görünce yapacaklarından<br />
cayar. İnisiyatif şimdilik 2<br />
yılla sınırlandırıldı. Her bir yıl için 5<br />
milyon euroluk bütçe ayrıldı. Destek<br />
için başvurular 1 Nisandan itibaren<br />
yapılabilecek.”<br />
Eyalet emniyet müdürü Franz<br />
Prucher: “Geçen yıl tüm büyük suç<br />
olaylarını aydınlattık. En önemli ve<br />
büyük mesele bizim için hala ev,<br />
konut ve firma soygunlarıyla mücadele<br />
etmektir.” dedi.<br />
Aşağı Avusturya’da 2016 yılında<br />
toplam 2.549 ev ve konut soyuldu.<br />
2015’e göre %9.2lik bir gerileme<br />
var. Bu sayının “güvenle oturma”<br />
inisiyatifiyle daha da düşmesi<br />
bekleniyor.
MART 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 6<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Alev Korun<br />
Abgeordnete zum<br />
Naonalrat (Die Grünen)<br />
alev.korun@gruene.at<br />
Wen soll ÖVPs und SPÖs<br />
„Leit-Kultur“ leiten?<br />
Eine Szene aus meinem Amerikanistik-<br />
Studium an der Uni Innsbruck Anfang<br />
der 1990er Jahre fällt mir in letzter Zeit<br />
immer wieder ein, wenn mit Nachdruck<br />
vor allem MigrantInnen und Flüchtlingen<br />
gegenüber betont wird, „Bei uns sind<br />
Frauen und Männer gleichberechtigt“.<br />
Ich sitze in der Amerikanistik-Vorlesung.<br />
Der Star-Professor unseres Instituts erzählt<br />
fasziniert von mehreren Autoren,<br />
deren Erzählkunst er in höchsten Tönen<br />
lobt. Dann fällt der Satz: "I mean, this is<br />
MALE fiction! Something is happening<br />
in these stories!" ("Ich meine, das ist<br />
MÄNNLICHE Erzählkunst. In diesen Geschichten<br />
PASSIERT etwas!"). Er lacht<br />
sein Publikum an, das zu ca. 97 Prozent<br />
aus weiblichen Studierenden besteht.<br />
Ich schaue mich um, ob ich die einzige<br />
bin, die schwer irritiert ist. Unsicheres<br />
Kichern, verwirrte Gesichter. Niemand in<br />
der Vorlesung wagt das auszusprechen,<br />
was wahrscheinlich vielen durch den<br />
Kopf geht: Wie trauen Sie sich, vor fast<br />
nur weiblichen Studierenden Literatur<br />
von Frauen derart herunterzumachen, in<br />
der angeblich "nichts passiert"? Die Verwirrung<br />
im Raum dürfte der Professor<br />
dann doch wahrgenommen haben, er<br />
räuspert sich, entschuldigt sich kurz,<br />
er habe es nicht so gemeint.<br />
Die Realverfassung in unserem Österreich<br />
ist, dass Frauen nur 30 Prozent der<br />
Parlamentsabgeordneten ausmachen,<br />
obwohl sie 51 Prozent der Bevölkerung<br />
stellen. Und Frauen verdienen noch<br />
immer um 21,7 Prozent weniger in der<br />
Stunde als Männer.<br />
Trotz dieser gelebten Ungleichheit steht<br />
zum Beispiel in der Broschüre für den<br />
"Wertekurs", der nur und ausschließlich<br />
für Flüchtlinge und Eingewanderte vorgesehen<br />
ist: "In Österreich darf man<br />
nicht diskriminiert werden, wenn man<br />
eine Stelle sucht oder bereits eine Arbeit<br />
hat". Schön wäre es!<br />
Es ist natürlich auch in anderen Ländern<br />
verlockend, sich im Vergleich zu „Fremden“<br />
in einem günstigen Licht zu sehen<br />
bzw. in einer idealisierten Form darzustellen.<br />
Schließlich definiert man die eigene<br />
Identität oft durch die Abgrenzung<br />
vom "Anderen". Die Krise, die zur Phantasie<br />
einer „Leit-Kultur“ geführt hat, ist<br />
aber eine viel tiefergehende.<br />
Sie lässt sich mit folgender Begebenheit<br />
plastisch schildern: Eine junge, gebürtige<br />
Wienerin mit türkisch-kurdischen Großeltern<br />
beteiligte sich vor ein paar Jahren<br />
an einer „Integrationsdiskussion“ mit<br />
den Worten „Wir Österreicher könnten<br />
...“. Eine ältere Wienerin daraufhin verwundert:<br />
„Wenn schon Leute wie Sie<br />
sagen, sie seien Österreicher, was sind<br />
dann WIR?“.<br />
Die Definitionsmacht, zu bestimmen,<br />
wer als Österreicher gesehen wird bzw.<br />
wer sich als solcher bezeichnen darf, ist<br />
brüchig geworden. Jetzt trauen sich<br />
"sogar" Leute, die Öztürk oder Agbogbe<br />
heißen, sich Hiesige zu nennen. Das<br />
rüttelt an der bisherigen Rangordnung,<br />
wer sich als zugehörig definieren<br />
„durfte“, wer also zum „Wir“ gehörte.<br />
Die Verunsicherung und die Frage der<br />
älteren Dame ist also nachvollziehbar:<br />
„Was sind dann jene, die bisher das 'Wir'<br />
für sich beansprucht haben, wenn das<br />
'Wir' sich verändert“?<br />
Der deutsche Soziologe Armin Nassehi<br />
bezeichnet diese Verunsicherung als<br />
„einen erbitterter werdenden Kulturkampf<br />
darüber, wer die narrative Autorität<br />
hat, darüber zu entscheiden, was<br />
sagbare Sätze sind, was als ‚normal’ gilt“.<br />
Die bisher gesellschaftlich vorherrschenden<br />
Schichten seien „Modernisierungsverlierer<br />
in dem Sinn, dass sie die<br />
Autorität verloren haben, widerspruchsfrei<br />
zu sagen, was das richtige Leben“-<br />
oder wer eben ein „echter Österreicher<br />
/ eine echte Österreicherin“ sei.<br />
Die „Leit-Kultur“ kommt hier als „Heilungsversprechen“<br />
ins Spiel. Sie soll die<br />
alte Ordnung wieder herstellen, die<br />
Unübersichtlichkeit beseitigen und ImmigrantInnen,<br />
Flüchtlingen, aber auch<br />
Frauen und Homosexuellen ihren gesellschaftlichen<br />
("minderwertigen", untergeordneten)<br />
Platz wieder zuweisen.<br />
Deshalb das „Leitende“ an der „Leit-Kultur“.<br />
Es ist also kein Zufall, sondern das<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
Herzstück der "Leit-Kultur", dass es (wieder/weiterhin)<br />
Leitende und Geleitete,<br />
Definierende und Definierte geben soll<br />
in der Gesellschaft. Die wiederholte Forderung<br />
der ÖVP nach einer "Leit-Kultur",<br />
der sich viele SPÖ-Politiker angeschlossen<br />
haben, soll also wieder durchsetzen,<br />
"wer Herr im Haus ist" in Österreich. Das<br />
Gegenteil wäre eine Gesellschaft von<br />
Gleichen, gleichberechtigten BürgerInnen,<br />
die auf Augenhöhe und demokratisch<br />
Lösungen für die Probleme ihrer<br />
GEMEINSAMEN Gesellschaft aushandeln;<br />
und zwar OHNE Herr-Unterworfener-Beziehung.<br />
Wie weiter?<br />
Die Vielfalt der Lebensentwürfe, das Nebeneinander<br />
von ganz unterschiedlichen<br />
Orientierungen, Muttersprachen, Religionen<br />
und ähnlichem ist eine Tatsache<br />
und wird sich nicht in Luft auflösen. Dass<br />
es nur einen einzigen gesellschaftlich<br />
akzeptierten Lebensentwurf gäbe, ist<br />
eine Illusion, somit auch das Versprechen<br />
der "Leit-Kultur". Es geht darum,<br />
mit der real existierenden Vielfalt unserer<br />
Gesellschaften umzugehen. Das<br />
heißt, „unsere Werte“ sind von Demokratie,<br />
Rechtsstaatlichkeit, Menschenwürde,<br />
Mitbestimmung und Antidiskriminierung<br />
abzuleiten. Statt Kulturalisierung<br />
und Festschreiben der Unterschiede,<br />
geht es um eine gleichberechtigte<br />
Teilhabe an der Gesellschaft. Statt<br />
Identitätspolitik und Hierarchisierung<br />
geht es um Rechte der INDIVIDUEN in<br />
ihrer Unterschiedlichkeit. Gerade da sind<br />
Frauenrechte als Menschenrechte unverhandelbar.<br />
Statt den Neuankömmlingen<br />
in Österreich von oben herab zu<br />
predigen, "Bei uns sind Männer und Frauen<br />
gleich", geht es darum, Menschenwürde<br />
und Menschenrechte für ALLE,<br />
und damit selbstverständlich die Menschenwürde<br />
und –rechte auch von Frauen,<br />
als "unsere Werte" klarzustellen.<br />
Dann würde allerdings auch so mancher<br />
gebürtiger Österreicher "unseren Werten"<br />
nicht immer ganz entsprechen. In<br />
diesem Sinne: Auf zur gemeinsamen Verteidigung<br />
unserer demokraschen Werte!<br />
Çevre ve Ulaştırma Bakanlıklarından Önemli Destek Projesi...<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
(LK)- Salzburg eyaletinin her<br />
köşesinden yaşları 16 ile 20<br />
arasında yaklaşık 50 genç kendi<br />
hazırladıkları teklifleri konuşmak<br />
üzere toplandılar.<br />
Eyalet meclis başkanı Brigitta<br />
Pallauf toplantı hakkında şöyle<br />
konuştu: “Gençlik eyalet meclisi,<br />
gençlerin siyasete ilgisiz<br />
olmadığını bir kez daha ispatlamıştır.<br />
Konuşmalar çok canlı<br />
geçti. Teklifler somut olarak<br />
sonradan da takip edildi. Gençlik<br />
meclisinin kararları hem<br />
Salzburg valiliğine hem de eyalet<br />
gençlik danışma kuruluna<br />
sunulacak. Yönetim eyalet<br />
meclisinin dilekçe komisyonuna<br />
raporunu sunacak.”<br />
Toplantıya katılan gençlerin<br />
nasıl seçildiği konusunda da<br />
Pallauf şu açıklamaları yaptı:<br />
“Gençlerin davetinde iyi bir<br />
karışım olmasına dikkat ettik.<br />
Gençlerin Salzburg’un tüm ilçelerinden,<br />
farklı okul tiplerinden<br />
ve yaş gruplarından olması<br />
bizim için önemliydi. Seçme işlemi<br />
değerini gösterdi, çok iyi<br />
bir geri dönüş yakaladık.”<br />
6 konu, 12 teklif<br />
Gençlerin hazırladığı 12 teklif<br />
şu 6 konu başlığında oldu:<br />
1. Çevre, 2. Katılım, demokrasi<br />
ve hukuk, 3. Eğitim, ileri eğitim,<br />
okul ve spor, 4. Boş zaman ve<br />
hareketlilik, 5. Sosyal işler,<br />
entegrasyon ve fırsat eşitliği,<br />
6. Ekonomi, maliye ve işgücü<br />
pazarı.<br />
Gençlik meclisinde teklifler<br />
meclisteki partilerin gençlik<br />
sözcüleriyle de görüşüldü. Eyalet<br />
yönetimi de soru cevap<br />
şeklinde toplantıya katıldı.<br />
Pallauf toplantıyla ilgili son olarak<br />
şunları vurguladı: “Eyalet<br />
meclisi ve valilik gençlerin önerilerinin<br />
uygulanma imkânlarını<br />
kontrol edecek. Gençlik meclisinde<br />
alınan tüm kararlar hem<br />
eyalet meclisi gençlik danışma<br />
kuruluna hem de valiliğe sunulacak.<br />
Yönetim daha sonra dilekçe<br />
komisyonuna kapsamlı<br />
bir rapor verecek.”<br />
Elektrikli Taşıtlara 4.000 Euro Teşvik<br />
Ulaştırma ve Çevre Bakanlıklarıyla<br />
oto ithalatçıları 1 Mart 2017’den<br />
beri ilk kez elektrikli araba alan şahıslara<br />
4.000 euroluk destek primi<br />
veriyor. 2017’nin başından itibaren<br />
elektrikli taşıt alanlar destek primi<br />
için www.umweltfoerderung.at<br />
adresinden başvuru yapabilirler.<br />
Elektrikli taşıtlar paketi teşvikler<br />
için ayrılan toplam miktar 72 milyon<br />
euro. Bu para 16 bin adete<br />
kadar elektrikli araba satın alımı,<br />
elektrikli bisiklet ve ticari araçların<br />
sağlanması, özel yükleme istasyonlarının<br />
edinimi ve kamuya ait<br />
e-istasyonlarının yaygınlaştırılması<br />
için harcanacak. Elektrikli otoların<br />
plakaları kendine has ve yeşil<br />
renkte olacak.<br />
Ulaştırma Bakanı Jörg Leichtfried:<br />
“Elektrikli otoya geçiş yapan tüm<br />
Avusturyalılar için satın alma primimiz<br />
önemli bir teşvik. 16 bine varan<br />
yeni elektrikli otolar yollara çıkıyor<br />
ve bu çevre dostu trafik için önemli<br />
bir adım.”<br />
Çevre Bakanı Andrä Rupprechter’in<br />
konu hakkında ifadeleri ise şunlar:<br />
“Elektrikli hareketliliğe geçiş yapmak<br />
istiyorsak yasaklar yerine çekici<br />
şeyler ortaya koymalıyız. Tam<br />
burada 72 milyon euroluk teşvik<br />
paketi yerine oturuyor. Bununla<br />
hareketlilik dönemecinde vatandaşlarımıza,<br />
işletmelerimize, illerimize<br />
ve beldelerimize destek<br />
oluyoruz. Bu da daha fazla yaşam<br />
kalitesi, güçlü bir ekonomi ve daha<br />
iyi bir çevre anlamına gelir.”<br />
Bireysel müşteriler elektrikli ya da<br />
yakıt hücreli otolar için teşvik<br />
miktarı olarak 4.000 euro alacak.<br />
Hibrid taşıtlar 1.500 euro ile destekleniyor.<br />
Elektrikli mopet ve motosiklet<br />
için 750 euro teşvik alıyor.<br />
İşletmeler ve dernekler için de destekler<br />
genişletildi. Bunların elektrikli<br />
otolar alması halinde 3.000<br />
euro, hibrid alması halinde 1.500<br />
euro destek olacak. Elektrikli bisiklet<br />
için 750 euro, yeni elektrikli<br />
hafif bir araç için 1.000 euro, elektrikli<br />
minibüs ya da elektrikli hafif<br />
bir ticari araç için 20.000 euroya<br />
kadar destek mümkün.<br />
Her iki bakanlık ta elektrikli hareketlilik<br />
paketi çerçevesinde ilaveten<br />
yükleme istasyonu yapılmasını da<br />
destekleyecek. Kamuya açık yükleme<br />
istasyonun alt yapısının<br />
kurulması için de 10.000 euroya<br />
E-Autos -<br />
Ankaufprämie<br />
von 4.000<br />
Euro startet<br />
Jörg Leichtfried, Verkehrsminister:<br />
"Mit unserer<br />
Ankaufprämie gibt es<br />
erstmals ein Zuckerl für<br />
alle Österreicherinnen<br />
und Österreicher, die auf<br />
ein privates E-Auto umsteigen.<br />
Wir bringen damit<br />
bis zu 16.000 neue Elektroautos<br />
auf die Straße.<br />
Das ist ein wichtiger<br />
Schritt für mehr umweltfreundlichen<br />
Verkehr."<br />
www.umweltfoerderung.at<br />
Rund 50 Jugendliche diskutierten beim Jugendlandtag im Chiemseehof<br />
Salzburg’da Gençler,<br />
Gençlik Eyalet<br />
Meclisi’nde Toplandı<br />
kadar destek olacak. Özel alanda<br />
“Wallbox” yükleme istasyonunun<br />
ya da akıllı yükleme kablosunun<br />
alınmasında ise 200 euro destek<br />
geliyor.<br />
Hizmet: Özel şahıslar, işletmeler,<br />
beldeler ve dernekler elektrikli<br />
taşıtlarının destekleme primleri için<br />
www.umweltfoerderung.at adresine<br />
başvurularını yapabilirler.<br />
© Johannes Schindlegger / Akzente Salzburg<br />
© bmvit / Johannes Zinner
7 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MART 2017<br />
Avustur ya Entegrasyon Fonu (ÖIF) Avrupai İslam konulu bir panel düzenledi<br />
Yeni Proje: 'Avrupai İslam'<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Viyana (OTS)- Avusturya Entegrasyon<br />
Fonu (ÖIF) geçtiğimiz günlerde<br />
Viyana Üniversitesi’nde "İslam’ın<br />
Avrupa’ya ne kadar ihtiyacı var?"<br />
konulu bir uzmanlar paneli düzenledi.<br />
150‘den fazla kişinin izlediği<br />
panelin konuşmacıları Münster<br />
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mouhanad<br />
Khorchide, Viyana Üniversitesi’nden<br />
Prof. Dr. Ednan Aslan ve<br />
Dr. Evrim Ersan Akkılıç, İnnsbruck<br />
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zekirija<br />
Sejdini ve Orta Doğu uzmanı Dr.<br />
Karin Kneissl Avrupa İslamı’nın<br />
meselelerini tartıştılar. Prof. Sejdini<br />
ayrıca İnnbruck Üniversitesi’nde<br />
geliştirilen İslam platformu<br />
www.islamportal.at internet sayfasının<br />
tanıtımını yaptı.<br />
‘Avrupai İslam’ entegrasyon<br />
için baz olabilir...<br />
Münster Üniversitesi İslam Teolojisi<br />
merkezi İslam dini eğitimi<br />
profesörü Mouhanad Khorchide<br />
panelde içeriksel bir İslamın Avrupa’daki<br />
Müslümanların entegrasyonu<br />
için çok önemli olduğuna<br />
vurgu yaparak şunları söyledi: "İçerikler<br />
insanları ve inananlar İslamı<br />
etkiler. Bunun için -İslam teolojisi<br />
Avrupa’da Müslümanların yaşadığı<br />
modern toplumla ne kadar uyuşuyor?-<br />
sorusunu kendimize sormalıyız.<br />
Müslümanlar kendilerini ne<br />
www.islamportal.at<br />
İnnsbruck Üniversitesi İslamla ilgili bir Web sitesi hizmete sundu<br />
Uni Innsbruck<br />
bietet Webportal<br />
zum Islam<br />
Ein neues Webportal der Universität<br />
Innsbruck will einen<br />
wissenschaftlich fundierten Zugang<br />
zum Islam bieten. Der<br />
Innsbrucker Professor für Islamische<br />
Religionspädagogik Zekirija<br />
Sejdini ist der Leiter des<br />
Portals. Dieses gezielte Angebot<br />
solle, laut Zekirija Sejdini,<br />
Vorurteile gegenüber dem<br />
Islam als Religion abbauen und<br />
fundiert Auskunft geben.<br />
„Damit wollen wir einen Beitrag<br />
zur Versachlichung der Islam-<br />
Debatte leisten. Zugleich setzen<br />
wir uns natürlich auch kritisch<br />
mit der Religion auseinander,<br />
allerdings fern von Marktgeschrei<br />
und Hysterie."<br />
kadar Avrupa ile özleştiriyor sorusu<br />
da sorulmalıdır. Avrupa’daki<br />
demokratik ilişkiler İslamı siyasi<br />
etkilerden bağımsız yeniden yorumlamak<br />
için birçok fırsat<br />
sunmaktadır."<br />
Viyana Üniversitesi İslam Araştırma<br />
Enstitüsü Başkanı ve İslam<br />
dini eğitim profesörü Ednan Aslan<br />
panelde Avrupa tarzı İslamı savundu.<br />
Aslan şöyle konuştu: "Avrupa<br />
tarzı İslam coğrafi bir dağılım<br />
değildir, aksine bir zihniyettir.<br />
Müslümanlar İslamı zamanımızın<br />
meselelerine uygun yeniden yorumlamak<br />
ve bunu yansıtmak<br />
meselesiyle karşı karşıyadır. Günümüzde<br />
kim İslamı 13. Yüzyılın<br />
kaynaklarıyla haklı göstermeye çalışırsa,<br />
o İslamı anlamamıştır. Yeni<br />
anlayış cesaret ister ve ancak bu<br />
sadece İslamı zenginleştirir."<br />
Orta Doğu uzmanı Karin Kneissl’a<br />
göre Avrupa tarzı İslamın genel kuralı<br />
siyaset ve dinin ayrılması olmalı.<br />
"Geçmişte dini mensupluk<br />
eski Yugoslavya’da Müslümanlar<br />
için bir konu değildi fakat son on<br />
yılda önemi çok arttı. Avusturya’da<br />
birlikte yaşamanın işlevliği için<br />
vatandaşlık kimliğinin ön planda<br />
olması son derece önemli. Dinin<br />
bireylerin ‘şahsi meselesi’ olduğunu<br />
netleştirmek zorundayız."<br />
İnnsbruck Üniversitesi Mart<br />
ayı itibariyle İslam ile ilgili<br />
bilimsel verilere dayalı erişim<br />
sağlayan bir web sitesini hizmete<br />
sundu. Sitenin idaresini<br />
İnnsbruck’dan İslam dini eğitim<br />
profesörü Zekirija Sejdini<br />
çalışma arkadaşlarıyla birlikte<br />
yapıyor. Site yurtiçi ve yurt dışındaki<br />
modern İslamı savunan<br />
Mouhanad Khorchide gibi<br />
İslam alimleri tarafından da<br />
destekleniyor. Site aynı zamanda<br />
ilgilenenlere araştırmacıların<br />
cevaplayacağı soru<br />
sorma imkânını da sunuyor.<br />
Sitenin sorumlusu profesör<br />
Sejdini yeni site hakkında<br />
şunları söylüyor: ''Sitenin kuruluş<br />
amacı bir din olarak İslamla<br />
ilgili ön yargıları yıkmak<br />
ve bilime dayalı bilgiler sunmak.<br />
Böylelikle İslam tartışmasının<br />
nesnelleştirilmesine katkı<br />
sağlamak. Aynı zamanda tabi<br />
ki dine eleştirisel yaklaşmak<br />
istiyoruz, ama bu yaklaşım histeriden<br />
ve agresif söylemlerden<br />
uzak olmalı.''<br />
Univ.-Prof. Mag. Dr. Zekirija Sejdini<br />
© integrationsfonds<br />
Panelde yeni internet platformu<br />
www.islamportal.at tanıtıldı<br />
Prof. Dr. Zekirija Sejdini İnnsbruck<br />
Üniversitesi tarafından geliştirilen<br />
www.islamportal.at adlı web sayfasını<br />
tanıttı. Konseptin ana noktasının<br />
Avusturya ve Avrupa’da<br />
birlikte yaşamaya, kültüre ve<br />
değerlere odaklanan Avrupa tarzı<br />
bir İslam olduğunu vurguladı.<br />
Sayfanın İslamla ilgili çok farklı konularda<br />
bilimsel, tarafsız, içeriksel<br />
ve eleştirisel bilgiler sunduğunu<br />
ifade etti.<br />
Avusturya Entegrasyon Fonu’nun<br />
işletme müdürü Franz Wolf da panelde<br />
söz alarak şunları söyledi:<br />
"Avusturya’da şu anda yaklaşık<br />
700 bin Müslüman yaşıyor. Bununla<br />
birlikte ‘Avusturya’da İslamı<br />
Islam-Ausbildung an Uni Wien soll im Herbst starten<br />
İslam Eğitimi sonbahar<br />
döneminde Viyana<br />
Üniversitesi’nde başlıyor<br />
Yeni İslam Yasası ile öngörülen<br />
akademik İslam eğitimi<br />
Viyana Üniversitesi’nde<br />
sonbahar döneminde<br />
başlıyor ve bunun<br />
için kısa bir süre önce<br />
İslam İlahiyat Araştırmaları<br />
Enstitüsü kuruldu.<br />
Lisans eğitimi verilecek bu<br />
alanda İslami din adamları<br />
yetiştirilecek ve geleceğin<br />
imamlarına teolojik temel<br />
kazandırılacak. Şimdiye<br />
kadar imamlar yetişmiş<br />
olarak İslam ülkelerinden<br />
geliyordu ve bunlar sıklıkla<br />
Almancalarının yetersizliği<br />
nedeniyle eleştirilere yol<br />
açıyordu. Viyana Üniversitesi<br />
rektör yardımcısı<br />
Heinz Fassmann: “Bölümde<br />
toplam 6 profesör bulunacak.<br />
İslam teolojisi<br />
Almanca konuşulan bölgelerdeki<br />
üniversitelere yeni<br />
konduğu için, ders verecek<br />
uygun eğitmen bulunması<br />
güç ve akademik yeni<br />
nesil az yetişmiş. Bundan<br />
dolayı Viyana Üniversitesi<br />
adım adım stratejisini uygulayacak.<br />
Aynı zamanda<br />
yeni akademik nesli oluşturacak<br />
kişiler ortaya çıkarılacak.”<br />
Profesörlerin seçilme işleminde<br />
kalite sağlanması<br />
özellikle çok önemli. Bu kişiler<br />
İslamı temsil etmeli,<br />
bilime karşı sorumlu olmalı,<br />
siyasi ve dini gruplardan<br />
bağımsız olmalı.<br />
Böyle şahsiyetleri adaylık<br />
başvurularından filtrelemek<br />
de üniversitenin sorumluluğunda<br />
bulunuyor.<br />
Son adımda profesörler<br />
üniversite rektörü tarafından<br />
görevlendirilecekler.<br />
oluşturan ne ve kim İslam için<br />
konuşabilir?’ sorularının henüz net<br />
bir cevabı yok. Hedef ılımlı ve<br />
hoşgörülü İslamı savunan her<br />
ılımlı gücü desteklemek olmalıdır.<br />
İnnsbruck Üniversitesinin geliştirdiği<br />
bu internet platformu burada<br />
çok önemli bir katkı sağlayacaktır."<br />
Daha detaylı bilgi için:<br />
www.islamportal.at<br />
Podiumsdiskussion "Wie viel Europa braucht der Islam?"<br />
Avusturya İslam Cemaati<br />
yeni profesörler hakkında<br />
bilgilendirilecek, kurum<br />
görüş bildirebilecek ancak<br />
veto hakkı olmayacak.”<br />
İslam Teolojisi eğitimi 6<br />
sömestrlik lisans eğitimi<br />
şeklinde olacak. Yüksek lisans<br />
(master) eğitimi mevcut<br />
olan İslam Pedagojisi<br />
bölümünde yapılacak.<br />
Fassmann: “Yeni bölümden<br />
genelde umduğum<br />
inanç yoluyla bir ayrışma<br />
değil, bir nebze daha<br />
fazla birliktelik duygusu.<br />
Bu uzun vadeli bir proje<br />
ama çok değerli olduğunu<br />
düşünüyorum.”
MART 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 8<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />
Açıklanan Dünya Servet Raporu’na göre<br />
Avusturya’da 2017 yılı itibariyle 30 milyon<br />
euronun üzerinde serveti olan toplam 790<br />
kişi var. 2015 yılında 2.300 Avusturyalı<br />
süper zengin mevcut iken bu rakamda<br />
Nurten YILMAZ<br />
Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />
nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />
Von Köpfen<br />
und Tüchern<br />
Das Recht auf ein unabhängiges und<br />
selbstbestimmtes Leben steht allen<br />
Frauen zu, egal woher sie kommen. Wir<br />
SozialdemokratInnen wollen die Emanzipation<br />
durch Frauenförderung und gesetzlichen<br />
Schutz vor Gewalt und<br />
Abhängigkeit stärken. Ein aktuelles<br />
Thema ist die Durchsetzung von 1.500 €<br />
Mindestlohn, wovon speziell 200.000<br />
Frauen profitieren. Über Förderungen,<br />
Bildungsangebote und Informationen<br />
wollen wir SPÖ-Frauen ein selbstbestimmtes<br />
Leben aller Frauen ermöglichen.<br />
Uns geht’s um Empowerment, Frauenund<br />
Kinderrechte und Gleichstellung. Darüber<br />
wird viel zu wenig geredet, stattdessen<br />
beherrscht den Diskurs wieder mal<br />
die sogenannte „Kopftuchfrage“. Auch<br />
hier gilt für mich: Niemand darf einer<br />
Frau, einem Mädchen das Tragen aufzwingen<br />
– mit welchen Gründen auch<br />
immer. Niemand darf eine Frau, die in der<br />
Öffentlichkeit ein Kopftuch trägt, umgekehrt<br />
zwingen, dieses abzunehmen. Wichtiger<br />
ist, was eine Frau im Kopf hat, nicht<br />
was sie trägt. Zu unterscheiden ist dieses<br />
Thema von der Vollverschleierung (Burka,<br />
Niqab). Diese ist ein Symbol der Unterdrückung<br />
von Frauen, weil sie Frauen<br />
massiv einschränkt. Die Regierung hat sich<br />
geeinigt, dass es hier ein Verhüllungsverbot<br />
im öffentlichen Raum geben soll.<br />
Zurück zum Kopftuch: Wie ist das aber in<br />
Firmen und am Arbeitsplatz? Wie das Verhältnis<br />
von Religionsfreiheit und Unternehmenspolitik?<br />
Da gab es am 14.3. ein<br />
wichtiges Urteil vom Europäischen Gerichtshof<br />
(nachlesbar: https://goo.gl/Cqn0ZP).<br />
Anlassfall war die Entlassung einer muslimischen<br />
Frau, die als Rezeptionistin gearbeitet<br />
und eines Tages ihrem Arbeitgeber<br />
mitgeteilt hat, dass sie künftig während<br />
der Arbeitszeit das Kopftuch trägt. Der Arbeitgeber<br />
löste das Arbeitsverhältnis auf<br />
und berief sich auf eine betriebsinterne<br />
Vereinbarung, wonach es Beschäftigten<br />
untersagt ist, sichtbare Zeichen ihrer politischen,<br />
philosophischen oder religiösen<br />
Überzeugung zu tragen. Der EuGH hat<br />
hier festgestellt, dass dies keine unmittelbare<br />
Diskriminierung der Frau darstellt,<br />
eben WEIL es eine interne Regelung gab,<br />
die ALLE betrifft und NICHT NUR religiöse<br />
Symbole umfasst. Umgekehrt heißt das:<br />
NUR ein „Kopftuchverbot“ im Betrieb<br />
verstößt natürlich gegen EU-Recht.<br />
Avusturya’da 790 süper zengin var...<br />
büyük bir gerileme oldu.<br />
Avusturya’da en zengin aile 35,4 milyar<br />
servet ile Porsche & Piëch olurken, ikinci<br />
sırada 7,3 milyar euro ile Red Bull’un sahibi<br />
Mateschitz ailesi yer aldı.<br />
‘Meslek okullarında ders saatleri arttırılacak’<br />
Çırakların okuldaki ders saatleri<br />
bölüme göre farklılık gösteriyor:<br />
Turizmde 1.080 saat,<br />
ticarette 1.080-1.260 saat,<br />
kuaför, çiçekçi, fırıncı v.b 1200<br />
saat, oto teknisyeni 1.440 saat.<br />
Bilirkişinin incelediği yeni yasa<br />
tasarısına göre gelecekte tüm<br />
çıraklar en az 1.260 saat meslek<br />
eğitimi alacaklar.<br />
Avrupa Komisyonu Başkanı<br />
Jean-Claude Juncker:<br />
"Avrupa için bir oy,<br />
aşırılığa karşı bir oydur."<br />
"A vote for Europe,<br />
a vote against<br />
extremists."<br />
"Eine Stimme für<br />
Europa, eine Stimme<br />
gegen Extremisten."<br />
Aşırı Sağcılar Kaybediyor,<br />
Avrupa Birliği Rahatlıyor...<br />
Avusturya Cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayan<br />
aşırı sağ ile mücadele bütün hızıyla<br />
devam ediyor. Avusturya’da hayal kırıklığına<br />
uğrayan aşırı sağcıların büyük önem verdiği<br />
Hollanda genel seçimleri de sonuçlandı.<br />
İslam, göçmen ve mülteci düşmanlığı ile ön<br />
plana çıkan ve ülkesini Avrupa Birliği’nden<br />
(AB) çıkarmayı vadeden aşırı sağcı Özgürlük<br />
Partisi ve lideri Geert Wilders yenilgiye<br />
uğradı ve partisinin oy oranı tahminlerin<br />
altında kaldı. Sandıktan Başbakan Mark<br />
Rutte'nin partisi zaferle çıktı.<br />
7 TÜRK KÖKENLİ MECLİSTE<br />
Hollanda'daki parlamento seçimlerinde meclise<br />
girebilmek için Türk kökenli toplam 27<br />
aday yarıştı ve farklı partilerden 7 Türk kökenli<br />
aday milletvekili seçilmeyi başardı. Alacağı<br />
sonucun merakla beklendiği Türklerin<br />
kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye kazandı.<br />
AB RAHATLADI<br />
Başbakan Rutte önderliğindeki Özgürlük ve<br />
Demokrasi İçin Halk Partisi'nin (VVD) zaferi<br />
ve AB'den çıkılmasını savunan, İslam ve göçmen<br />
karşıtı Geert Wilders'in Özgürlük Partisi'nin<br />
(PVV) beklentilerin altında oy alması<br />
AB ülkelerine derin bir nefes aldırdı ve çıkan<br />
sonuçlar Avrupa'yı rahatlattı.<br />
Hem çıraklık sözleşmesi olan<br />
hem de düzenli bir staj yeri<br />
bulamayıp kurumsal çıraklık<br />
programına katılan gençler<br />
pratik eğitimlerinin yanında<br />
bir meslek okuluna gitmek<br />
zorundalar. Sonbahar döneminden<br />
itibaren her bölümde<br />
asgari 1.260 saat kuralı geçerli<br />
olacak.<br />
LİDERLERDEN MESAJLAR:<br />
Almanya Başbakanı Angela Merkel: "Rutte ile<br />
arkadaş, komşu ve Avrupalı olarak işbirliğine<br />
devam etmek için sabırsızlanıyorum."<br />
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande:<br />
"Rutte'yi tebrik ediyorum. Bu zafer aşırı eğilimlere<br />
karşı alınmış bir zaferdir."<br />
İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni: "Bu seçimler<br />
Avrupa yanlıları için bir zaferdir. Nexit<br />
(Hollanda’nın AB’den çıkışı) olmayacak. Hollanda'da<br />
Avrupa karşıtları seçimi kaybetti."<br />
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude<br />
Juncker: "Avrupa için bir oy, aşırılığa karşı<br />
bir oydur."<br />
Almanya Başbakanlık seçimlerinde Angela<br />
Merkel’e karşı mücadele edecek Sosyal Demokrat<br />
Partili Martin Schulz: "Geert Wilders<br />
Hollanda seçimlerini kazanamadı. Rahatladım.<br />
Ancak bizim açık ve özgür bir Avrupa<br />
için mücadeleye devam etmemiz gerekiyor."<br />
SPD Kanzlerkandidat<br />
Martin Schulz:<br />
"Geert Wilders konnte die Wahl in NL<br />
nicht gewinnen. Ich bin erleichtert.<br />
Wir müssen aber weiter für ein offenes<br />
und freies Europa kämpfen!"<br />
Yeni yasadan 110 bin çırak<br />
etkileniyor...<br />
Yeni yasadan 149 meslek okulundaki<br />
110 bin çırak etkileniyor.<br />
Toplamda 200 ders planı<br />
üzerinde ya yenilikler yapılacak<br />
ya da yeniden düzenlenecek.<br />
Avusturya Eğitim Bakanlığı’nın<br />
açıklamasına göre bütün sınıfların<br />
yeni sisteme uydurulmasından<br />
sonra yeni düzenleme<br />
yılda 8.5 milyon euroluk ek bir<br />
harcama getirecek. Giderler<br />
eşit şekilde federal devlet ve<br />
eyaletler arasında paylaştırılacak.<br />
Başbakan Christian Kern’e<br />
(SPÖ) göre okul saatlerinin arttırılması<br />
çıraklığa daha büyük<br />
bir değer katacak ve kaliteyi<br />
yükseltecek.<br />
© Andrei Pungovschi/European Forum Alpbach<br />
SEÇİM ANKETİ: AŞIRI SAĞCILAR İLK SIRADA AMA OYLARI AZALIYOR<br />
Avusturya Halkı Başbakan<br />
Christian Kern’den memnun<br />
Wien (OTS) - Profil Dergisi tarafından yapılan güncel<br />
seçim anketine göre, aşırı sağcı Avusturya Özgürlükler<br />
Partisi (FPÖ), ülke genelinde birinci sıradaki<br />
yerine koruyor, ancak oylarında geçtiğimiz aylara<br />
göre düşüş mevcut.<br />
“Bu pazar parlamento seçimleri olsa hangi partiye<br />
oy verirdiniz?” sorusuna ankete katılanların % 31’i<br />
FPÖ dedi. Christian Kern’in Başbakan olmasından<br />
itibaren oylarını arttırarak yükselişe geçen Sosyal<br />
Demokrat Parti (SPÖ), FPÖ ile arasındaki farkı<br />
kapatmaya devam ediyor ve katılımcıların % 29’u<br />
bu partiyi destekliyor. Avusturya Halk Partisi (ÖVP)<br />
ise % 22’i ile üçüncü sırada.<br />
Yeşiller Partisi (Die Grünen) % 12’ye yükselirken,<br />
Neos Partisi ise % 5’e gerilemiş durumda. Ayrıca<br />
“Sebastian Kurz ÖVP’nin başında olursa bu partiye<br />
oy veririm” diyenlerin oranı ise % 26.<br />
OY ORANLARI:<br />
FPÖ: % 31 SPÖ: % 29 ÖVP: % 22<br />
Grüne: % 12 Neos: %5<br />
Başbakan olarak kimi görmek istiyorsunuz?<br />
Christian Kern (SPÖ) : % 39<br />
Heinz-Christian Strache (FPÖ) : % 17<br />
Reinhold Mitterlehner (ÖVP) : % 10<br />
© Andy Wenzel / BKA
MÄRZ 2017<br />
Refugee Bike Kitchen<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Fahrräder reparieren mit Flüchtlingen<br />
Wien (OTS) - Runter vom Sofa, rauf aufs Rad:<br />
Dazu verlocken die ersten warmen Sonnenstrahlen.<br />
Aber hat der Drahtesel den Winter<br />
auch gut überstanden? Braucht die Kette Öl,<br />
die Schaltung eine Nachjustierung? Dann wird<br />
es Zeit für ein Service.<br />
Eine günstige Gelegenheit dazu bietet die<br />
Refugee Bike Kitchen (im Pavillon X des ehemaligen<br />
Geriatriezentrums am Wienerwald). Dort leisten<br />
Asylwerber technische Hilfestellung bei kleinen<br />
Reparaturen. Werkbänke, Werkzeug und gängige<br />
Ersatzteile sind vorhanden und werden<br />
zum Selbstkostenpreis abgegeben. Die Nutzung<br />
der Werkstatt selbst ist kostenlos, Spendengelder<br />
sind allerdings willkommen – mit<br />
ihnen wird das Ersatzteillager wieder gefüllt.<br />
Auch nach einem Unternehmen, das spezielles<br />
Werkzeug zur Verfügung stellt, wird derzeit gesucht.<br />
© Fonds Soziales Wien<br />
Das Kind spiegelt die Sprache der Eltern<br />
Als sprachliches Vorbild für das Kind geben Eltern nicht nur ihre Sprache weiter,<br />
sondern auch ihre Sicht auf die Welt<br />
Die Flüchtlinge freuen sich, Wienerinnen und<br />
Wiener beim Werkeln an ihren Rädern zu<br />
unterstützen. „Dabei kann ich Deutsch üben<br />
und etwas über das Leben in Österreich<br />
lernen“, freut sich Watiq M, der regelmäßig in<br />
der Werkstatt mitarbeitet. Auch Stefan Höfer,<br />
"wieder wohnen"-Teamleiter im Pavillon X, ist<br />
begeistert: „Unsere Bewohner sind dankbar,<br />
dass sie hier aufgenommen wurden, sich nützlich<br />
machen und anderen helfen können. Es ist<br />
schön, zu beobachten, wie beim gemeinsamen<br />
Reparieren neue Bindungen entstehen.“<br />
Hintergrund<br />
Die "wieder wohnen" – Betreute Unterkünfte<br />
für wohnungslose Menschen gemeinnützige<br />
GmbH ist mit rund 2.400 Schlaf- und Wohnplätzen<br />
die größte Anbieterin der Wiener<br />
Wohnungslosenhilfe.<br />
Seit Herbst 2015 ist<br />
das Tochterunternehmen<br />
des Fonds Soziales<br />
Wien auch in<br />
der Grundversorgung<br />
für Flüchtlinge tätig.<br />
Im ehemaligen Geriatriezentrum<br />
am Wienerwald<br />
betreut sie<br />
in drei Pavillons bis<br />
zu 630 Asylwerberinnen<br />
und Asylwerber.<br />
Die Refugee Bike<br />
Kitchen entstand ursprünglich<br />
zur Reparatur<br />
und Wartung<br />
von Fahrrädern der<br />
Bewohnerinnen und<br />
Bewohner, wurde aber<br />
rasch für alle Radlerinnen<br />
und Radler<br />
geöffnet.<br />
Wer die Beziehung zu seinem Kind<br />
reflektiert, der denkt darüber<br />
nach. Man versucht, möglichst<br />
einen Blick von außen darauf zu<br />
werfen, um Klarheit zu bekommen.<br />
Reflektieren bedeutet auch<br />
zurückwerfen, ein Bild zurückwerfen<br />
– so wie es ein Spiegel mit uns<br />
tut. Eltern sehen sich oft gespiegelt<br />
in ihren Kindern. Sie erkennen<br />
Gesten, Ausdrücke und so manchen<br />
Tonfall wieder.<br />
Man muss kein Psychologe sein,<br />
um zu wissen, dass wir als Eltern<br />
unseren Kindern die Erziehung<br />
vorleben und sie von uns das aufnehmen,<br />
was sie täglich mit uns<br />
erleben. Auch in der sprachlichen<br />
Entwicklung ist es so. Kinder orientieren<br />
sich an den Sprachgewohnheiten<br />
und Praktiken ihrer<br />
Eltern.<br />
Sprachliche Vorbilder<br />
Mutter und Vater sind die ersten<br />
und anfangs wichtigsten sprachlichen<br />
Vorbilder. Das Kind hängt<br />
voller Hingabe an den Lippen der<br />
Eltern und lauscht der Stimme, die<br />
ihm so vertraut ist. Und so entwickelt<br />
sich Stück für Stück seine<br />
Sprache. In manchen Fällen, wenn<br />
es zwei davon gibt oder gar drei,<br />
entwickeln sich gleichzeitig mehrere<br />
Sprachen. Dadurch entsteht<br />
eine Fülle von sprachlichen Möglichkeiten<br />
für das Kind – aber auch<br />
für die Eltern.<br />
Lernen vom Kind<br />
Wenn es um die Sprache geht, die<br />
wir mit Kindern verwenden – die<br />
Inhalte, den Wortschatz –, lässt<br />
die Natur uns alleine den für uns<br />
"richtigen" Weg zu finden. Wie<br />
sehr Kinder darauf achten, wie wir<br />
mit ihnen sprechen, ist mir in<br />
einem Gespräch mit meiner Tochter<br />
wieder bewusst geworden.<br />
Spreche ich mit ihr Deutsch, achte<br />
ich sehr darauf zu gendern. Ich<br />
sage zum Bespiel "deine Freundinnen<br />
und Freunde" und nicht einfach<br />
"Freunde". Oder ich spreche<br />
von "Partnerinnen", wenn sowieso<br />
kein Mann dabei ist.<br />
Sprache macht Wirklichkeit, und<br />
es ist mir wichtig, die Frau in meinem<br />
Kind zu stärken, auch durch<br />
meine Sprache. Im Bulgarischen<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
hingegen wird viel weniger gegendert.<br />
Und so habe ich in einem<br />
Gespräch zu meiner Tochter auf<br />
Bulgarisch gesagt: "Die Pädagogen<br />
in deinem Kindergarten ..." Ich<br />
verwendete die verallgemeinernde<br />
Funktion des Maskulinums.<br />
Sie sah mich misstrauisch<br />
an. Zuerst dachte ich, sie weiß<br />
nicht, was das Wort bedeutet.<br />
Dann korrigierte sie mich: "Pädagoginnen<br />
meinst du doch, Mama.<br />
Es sind alle Frauen." Und ich war<br />
dankbar, von meiner Vierjährigen<br />
zu lernen, achtsamer zu sein. Die<br />
Geister, die ich rief, will ich gar<br />
nicht mehr loswerden.<br />
Abwechslungsreiche Wortwahl<br />
Wir formen mit unserer Sprache<br />
also auch maßgeblich die Wahrnehmung<br />
unserer Kinder auf die<br />
Welt und geben ihnen das Werkzeug<br />
dafür, das Wahrgenommene<br />
weiterzuentwickeln und zu formen.<br />
Gerade bilinguale Kinder<br />
haben besonders viele Werkzeuge<br />
zur Verfügung, die sie von der<br />
einen Sprache in die andere übertragen<br />
können. Das Wunderbare<br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Statement von<br />
Sebastian Kurz,<br />
Außen- und Integrationsminister<br />
Integration<br />
durch<br />
Unternehmertum<br />
Integration ist ein wechselseitiger Prozess<br />
von Geben und Nehmen, sowie Fördern<br />
und Fordern. In diesem Sinne launchte<br />
ZUSAMMEN:ÖSTERREICH ein Gründungsprogramm<br />
für Migrantinnen und Migranten,<br />
die sich beruflich mit einer besonderen<br />
Idee in Österreich verwirklichen wollen. All<br />
jene, die eine gute Geschäftsidee haben<br />
und unternehmerisch tätig sein möchten,<br />
können sich bewerben. Nach erfolgreicher<br />
Auswahl werden die Gründerinnen und<br />
Gründer über zwei Jahre hinweg mit intensivem<br />
Mentoring, modularen Trainings und<br />
Know-How unterstützt, um ihr Ziel, nämlich<br />
ein florierendes Geschäftsmodell zu erreichen,<br />
unterstützt.<br />
Das Programm zielt darauf ab ein nachhaltiges<br />
Netzwerk zu schaffen und die Gründerinnen<br />
und Gründer mit den richtigen<br />
Entscheidungsträgern zusammen zu führen.<br />
Gleichzeitig sollen Vorurteile abgebaut<br />
und Motivation geschaffen werden. Genau<br />
mit diesem Motto habe ich bereits<br />
von Mag. Zwetelina Ortega<br />
INTEGRATION / SPRACHE - 9<br />
ZUSAMMEN:ÖSTERREICH<br />
sucht die 10 besten Gründungsideen<br />
2011 die Aktion ZUSAMMEN:ÖSTERREICH<br />
ins Leben gerufen, die ursprünglich dazu<br />
diente durch die ernannten Integrationsbotschafterinnen<br />
und -botschafter positive<br />
Beispiele für gelungene Integration vor<br />
den Vorhang zu holen. Durch diese Vorbilder<br />
für gelungene Integration zeigen<br />
wir Wege für ein gelungenes Miteinander<br />
auf.<br />
Die Integrationsbotschafterinnen und<br />
-botschafter besuchen Schulen und Veranstaltungen<br />
und begegnen dadurch Vorurteilen<br />
in offenen Gesprächen. Sie schaffen<br />
damit Motivation bei Schülerinnen und<br />
Schülern mit und ohne Migrationshintergrund,<br />
ihre Chancen in Bildung und Beruf<br />
wahrzunehmen. Das nun gelaunchte<br />
Gründungsprogramm von ZUSAMMEN:<br />
ÖSTERREICH soll innovativ denkende<br />
Führungspersönlichkeiten bei den ersten<br />
Schritten in das erfolgreiche Unternehmertum<br />
begleiten. Ich wünsche dabei besonders<br />
viel Erfolg!<br />
Weitere Informationen dazu und zum Bewerbungsprozess gibt es unter:<br />
www.zusammen-oesterreich.at/wer-ist-zoe/akademie-gruenderinnen/<br />
ist, dass es ganz unbewusst und<br />
ohne Anstrengung für das Kind<br />
passiert. Wenn wir auf eine abwechslungsreiche<br />
Wortwahl achten,<br />
so öffnen wir unserem Kind<br />
weitere Fenster in die Welt. Die<br />
Sprache, die wir mit unserem Kind<br />
verwenden, wird seine Sprache<br />
werden. Je achtsamer wir damit<br />
umgehen, desto besser können<br />
wir seinen Spracherwerb begleiten.<br />
Kinder wollen mit uns im<br />
Dialog sein.<br />
Eltern fragen mich oft, was sie tun<br />
können, damit ihr Kind sich gut in<br />
zwei Sprachen entwickelt, damit<br />
es nicht verwirrt ist und keine der<br />
beiden Sprachen ablehnt. Mein<br />
Rat: am besten bei sich selbst<br />
beginnen. Auf die eigene Sprache,<br />
eine sorgsame Kommunikation<br />
achten und auch darauf, welche<br />
Sprachgewohnheit man dem Kind<br />
vorlebt. Denn wer dem Kind<br />
beim Sprechen genau zuhört,<br />
wird viel über dessen Spracherwerb<br />
erfahren.<br />
Ursprünglich erschienen am 24.01.2017,<br />
www.derstandard.at<br />
Zur Autorin:<br />
Mag. Zwetelina Ortega ist Sprachwissenschaftlerin, Autorin<br />
und Expertin für Mehrsprachigkeit. Sie ist Gründerin des<br />
"Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung<br />
und kreative Sprachförderung" (www.linguamulti.at).<br />
Dort bietet sie Beratung und Workshops für mehrsprachige<br />
Erziehung an und arbeitet mit Eltern, PädagogInnen und<br />
Kindern. Ortega ist mit Bulgarisch, Spanisch und Deutsch<br />
aufgewachsen. In diesen drei Sprachen verfasst sie auch<br />
ihre literarischen Texte. 2012 erschien der Gedichtband<br />
"Aз und tú" (Edition Yara).<br />
Sie war Dozentin an der Universität Wien und leitet derzeit<br />
Fortbildungen an der Pädagogischen Hochschule Wien.<br />
Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775<br />
© Felicitas Matern / feelimage.at<br />
© Magdalena Possert<br />
Kommende Termine für Eltern:<br />
LIMU Café – der Treff für Eltern mehrsprachiger Kinder: Miwoch, 10.05.2017, 18.30 - 20.30 Uhr<br />
Ich erziehe mein Kind mehrsprachig - wie es mir gelingt: Samstag, 27.05.2017, 10.00 - 14.00 Uhr<br />
Mehrsprachige Erziehung von Geburt an: Freitag, 23.06.2017, 10.00 - 14.00 Uhr<br />
Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung und kreative Sprachförderung,<br />
Beratung und Workshops für mehrsprachige Erziehung<br />
Therapiezentrum Gersthof, Klostergasse 31-33, 1180 Wien<br />
Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775, www.linguamulti.at
MÄRZ 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
MÄDCHEN UND FRAUEN / BERUF - 10<br />
© OVE / Joseph Krpelan<br />
Mädchen können Technik!<br />
Wien (OTS) - „Was soll ich werden und wie<br />
komme ich zu meinem Traumjob?“ – das sind<br />
die zwei häufigsten Fragen, wenn es um die<br />
Berufswahl geht. Girls! TECH UP – die Initiative<br />
von femOVE, der Plattform für Expertinnen<br />
und weibliche Führungskräfte im OVE Österreichischer<br />
Verband für Elektrotechnik, – zeigt<br />
auf, dass die Elektrotechnik und Informationstechnik<br />
mit ihren Bereichen wie Elektronik,<br />
Automatisierungstechnik, Sensorik oder Energiewirtschaft<br />
zukunftsorientierte, gut bezahlte<br />
und faszinierende Jobs mit Perspektiven für<br />
Mädchen aufweisen. Girls! TECH UP bietet<br />
jedoch noch viel mehr:<br />
Mitmach-Stationen und<br />
begeisternde Vorbilder<br />
Am Freitag, den 20. Oktober 2017, findet im<br />
Ingenieurhaus in Wien die zweite Auflage des<br />
Erlebnis-Tages für Schülerinnen im Alter von 12<br />
bis 16 Jahren statt, der wieder ganz unter dem<br />
Motto steht: „Du kannst Technik!“. An den<br />
Girls! TECH UP<br />
Ständen bekannter Unternehmen<br />
der Branche warten anregende<br />
technische Mitmach-Aufgaben<br />
auf die Mädchen. Spaß<br />
und Erfolgserlebnisse stehen<br />
dabei im Vordergrund, Expertinnen<br />
stecken mit ihrer Begeisterung<br />
für ihren Beruf in der<br />
Elektro- und Informationstechnik<br />
an, Personalist/innen informieren<br />
über konkrete Berufsmöglichkeiten<br />
in der Branche.<br />
Und eine Frage wird bei den<br />
Speed-Datings mit Expertinnen<br />
und Lehrlingen sicher geklärt: Was macht<br />
z. B. eine Elektronikerin oder eine Energietechnikerin<br />
wirklich?<br />
Rollenbilder als Schlüsselfaktor<br />
„Die Berufswahl wird vielfach von gängigen<br />
Klischees beeinflusst, die den gerade in der<br />
Technik attraktiven Karrieremöglichkeiten<br />
nicht gerecht werden. Bewusstseinsbildung<br />
und Rollenbilder sind hier Schlüsselfaktoren,<br />
um diese Klischees aufzubrechen. Mit Girls!<br />
TECH UP zeigt femOVE die vielfältigen Möglichkeiten<br />
in der Elektro- und Informationstechnik<br />
auf und unterstützt damit eine<br />
zukunftsorientierte Berufswahl“, bekräftigt<br />
OVE-Generalsekretär Dipl.-Ing. Peter Reichel<br />
das Engagement des Verbandes.<br />
Weitere Infos zum Programm sowie die<br />
Anmeldemöglichkeit zur Veranstaltung finden<br />
sich auf der Projekt-Webseite unter:<br />
www.ove.at/femOVE/GirlsTechUp<br />
Wichtige Anlauf- und Beratungsstellen gefördert<br />
FEMAIL und Amazone<br />
Bregenz (VLK) – Das Fraueninformationszentrum<br />
FEMAIL und der Verein Amazone zählen<br />
seit Jahren zu den wichtigsten Partnern des<br />
Landes Vorarlberg in frauen- und gleichstellungspolitischen<br />
Fragen. Für ihre engagierte<br />
Arbeit und ihre vielfältigen Veranstaltungsund<br />
Informationsangebote werden die beiden<br />
Einrichtungen im laufenden Jahr mit Landesbeiträgen<br />
von in Summe mehr als 400.000<br />
Euro unterstützt, berichtet Landesrätin<br />
Katharina Wiesflecker.<br />
"Das FEMAIL ist als Informationsplattform für<br />
Frauen sowohl in ihrer privaten als auch beruflichen<br />
Lebenssituation und als kompetente<br />
Beratungsdrehscheibe in Sachen Frauengesundheit<br />
seit langem bekannt und geschätzt.<br />
Hier haben Frauen die Möglichkeit, Auskünfte<br />
und Rat zu bekommen und sich untereinander<br />
zu vernetzen", betont Wiesflecker. Umso<br />
mehr begrüßt sie es, dass FEMAIL neben der<br />
Geschäftsstelle in Feldkirch seit einiger Zeit<br />
auch eine Außenstelle in Lustenau unterhält<br />
und damit auch im Unterland, der bevölkerungsreichsten<br />
Region des Landes, mit einem<br />
festen Standort vertreten ist.<br />
Die Amazone in Bregenz ist als viel frequentierter<br />
Treffpunkt "for girls only" die österreichweit<br />
einzige Einrichtung dieser Art und<br />
hat sich über die eigenen Räume hinaus zur<br />
Impulsgeberin und Info-Drehscheibe in<br />
Sachen Mädchenarbeit entwickelt. Ziel von<br />
Amazone ist es, Freiräume für Mädchen und<br />
junge Frauen zwischen zehn und achtzehn<br />
Jahren zu schaffen, damit sie ihre selbstbestimmte<br />
Persönlichkeit entfalten können.<br />
Das vielfältige Veranstaltungs-<br />
und Beratungsangebot<br />
dreht sich<br />
um die Themenschwerpunkte<br />
Ausbildung, Gesundheit,<br />
Gewalt, Kultur,<br />
Multimedia, Arbeit,<br />
Politik und Sexualität.<br />
"Damit fördert das<br />
Mädchenzentrum Amazone<br />
die Entwicklung<br />
in Richtung reale Chancengleichheit<br />
für Mädchen<br />
und Frauen in<br />
allen Bereichen des<br />
Lebens", so Landesrätin<br />
Wiesflecker.<br />
Mehr als jedes 3. Unternehmen von Frauen geführt<br />
oder<br />
Geld zurück! 1<br />
Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />
alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />
Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />
sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />
Rechtzeitig aktiv werden:<br />
Gezieltes & intensives Training<br />
für die Zentralmatura!<br />
Şimdi aktif bir şekilde, hedefe<br />
odaklı ve yoğun bir eğitim<br />
ile Yeni Sınav Sistemi‘ne<br />
(Zentralmatura) hazırlanın.<br />
Tirols Gründerinnen mit 53,6 % an Spitze<br />
„Während bereits jedes dritte Unternehmen<br />
in Tirol von Frauen geführt wird, haben die<br />
Frauen bei Unternehmensgründungen im<br />
Vorjahr schon die Nase vorne gehabt und<br />
führen mit 53,6 Prozent“, stellte Wirtschaftslandesrätin<br />
Patrizia Zoller-Frischauf zum<br />
Weltfrauentag fest. „Die Wirtschaft wird auf<br />
allen Ebenen zunehmend weiblich.“<br />
Frauen punkten in Organisation<br />
und Kommunikation<br />
Wie die Statistiken der Wirtschaftskammer<br />
Tirol zeigen, gibt es in Tirol 12.304 Unternehmerinnen.<br />
„Den höchsten Frauenanteil<br />
weisen dabei die Sparten Gewerbe und Handwerk,<br />
Tourismus und Freizeitwirtschaft sowie<br />
Handel auf“, betont die Landesrätin. „Als<br />
Stärkefelder von Frauen schätzt man ihr<br />
persönliches Fachwissen und ihre Branchenkenntnisse<br />
ein. Und sie sind überzeugt, in<br />
der Organisation und in der Kommunikation<br />
besonders punkten zu können.“<br />
Zunehmende Ausbildungsqualität bringt<br />
mehr Unternehmen<br />
Frauen gründen meist Einzel- oder kleinere<br />
Unternehmen. LRin Zoller-Frischauf: „Die Beweggründe<br />
zum Schritt in die Selbständigkeit<br />
sind für Frauen vielfältig. Besonders die Möglichkeit,<br />
flexibel über ihre Zeit zu verfügen,<br />
ihre eigene Chefin zu sein und eine neue<br />
berufliche Perspektive zu ergreifen, stehen<br />
im Vordergrund.“<br />
Von den Universitäten weiß man, dass mehr<br />
Frauen als Männer studieren. Mit der zunehmenden<br />
Ausbildungsqualität geht auch der<br />
Wunsch nach dem eigenen Unternehmen<br />
Hand in Hand. Und Wirtschaftslandesrätin<br />
Patrizia Zoller-Frischauf ist überzeugt:<br />
„Der Vormarsch der Frauen auf allen Ebenen<br />
der Unternehmen ist zum ökonomischen Vorteil<br />
der Betriebe.“<br />
Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />
Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />
1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />
INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />
HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />
SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />
WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />
TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />
WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />
Entgeltliche Einschaltung
11 - SALZBURG / KINDER UND JUGEND<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
MÄRZ 2017<br />
Sie suchen günstige Kinderkleidung<br />
und Spielsachen?<br />
Schauen Sie vorbei!<br />
Samstag, 1. April 2017<br />
9 bis 16 Uhr<br />
Parkhotel Brunauer<br />
Elisabethstraße 45a | 5020 Salzburg<br />
Kostenloses Rahmenprogramm: Beratung | Kinderfreunde | Snacks & Getränke<br />
Entgeltliche Einschaltung<br />
(LK) Ihre Sicht von Europa haben<br />
Salzburger Schülerinnen und Schüler<br />
beim Online-Wettbewerb "#EU your<br />
vision" in Videobeiträgen dargestellt.<br />
Die Siegerbeiträge wurden im<br />
Haus für Mozart ausgezeichnet.<br />
Pallauf: Europa ist nicht<br />
irgendwer, irgendwo<br />
"Danke für die insgesamt 26 Beiträge<br />
von 19 teilnehmenden Schulen.<br />
Als bekennende Europäerin<br />
freut es mich sehr, dass die tolle Initiative<br />
so gut angenommen wurde.<br />
Es ist für mich vor allem ein positives<br />
Zeichen, das klar ist: Wir alle gemeinsam<br />
sind die EU. Nicht irgendwer<br />
oder ein Ort irgendwo.", so Pallauf.<br />
Einreichungen quer durch die<br />
Schultypen und Bezirke<br />
"Jeder Beitrag ist ein Geschenk. Ich<br />
bin persönlich tief beeindruckt, wie<br />
Wettbewerb "EU - your vision"<br />
Europa aus Sicht der Salzburger Jugend<br />
witzig, kreativ, kritisch und professionell<br />
die Schülerinnen und Schüler<br />
ihre Zukunfts-Vorstellungen von der<br />
EU in das Medium Video verpackt<br />
haben", streute Gritlind Kettl, Initiatorin<br />
und Organisatorin des Wettbewerbs,<br />
den Teilnehmenden Rosen.<br />
1. Platz: Make EU not war<br />
In dem mit dem Hauptpreis bedachten<br />
Beitrag "Make EU not war"<br />
wollen die Schülerinnen und Schüler<br />
ihre Vision der EU und deren<br />
Werte und Eigenschaften, die ihnen<br />
besonders am Herzen liegen, näherbringen.<br />
Die Jury zum Siegervideo: "Der Beitrag<br />
ist in mehreren Sprachen abgefasst<br />
und stellt die Kompetenzen der<br />
Schülerinnen und Schüler eindrucksvoll<br />
unter Beweis."<br />
2. Platz: Der EU-Verstand<br />
In die Rolle des "EU-Verstands"<br />
schlüpft ein Schüler des Herz-Jesu-<br />
Gymnasiums im gleichnamigen Beitrag<br />
und erklärt, warum in der EU<br />
vieles leichter wäre, würde man<br />
öfter auf ihn hören. Für die Jury<br />
besticht das Video durch seine<br />
"schlichte, aber sehr exakte Kameraführung<br />
und Motivauswahl. Inhaltlich<br />
werden die Errungenschaften<br />
der EU in verständlicher Weise auf<br />
lokale Ebene heruntergebrochen, so<br />
begreifbar gemacht"<br />
3. Platz: 1MoreSecond<br />
Einen humorvollen Zugang der EU<br />
und ihrer Position in der Welt haben<br />
die Macher von "1MoreSecond" der<br />
HTL Salzburg gewählt. Nach dem<br />
Motto "America first – European<br />
Union Second" werden die europäischen<br />
Besonderheiten in einem direkten<br />
Appell an den US-Präsidenten<br />
aufgeführt. "Bildauswahl und Grafiken<br />
überzeugen durch ihre Pointen -<br />
ein sehr gelungenes Beispiel für die<br />
Mischung aus realen Bildern und<br />
cartoonartigen Clips und Grafiken",<br />
so die Jurybegründung.<br />
Alle Wettbewerbsvideos finden sich unter<br />
www.yourvision-eu.at/videos.<br />
Das Landes-Medienzentrum hat aus den Einreichungen einen<br />
Trailer zusammengestellt.<br />
© LMZ / Neumayr SB<br />
© SOS-Kinderdorf<br />
Energiedetektive, Photovoltaik und Elektromobilität<br />
Nachhaltiger Umgang mit Ressourcen<br />
(HP) "Das SOS Kinderdorf Seekirchen gibt Kindern<br />
und Jugendlichen nicht nur ein Zuhause<br />
und die Geborgenheit einer Familie. Es vermittelt<br />
mit den geplanten Projekten Energiedetektive,<br />
Photovoltaik und Elektromobilität<br />
den Kindern und Jugendlichen im SOS-Kinderdorf<br />
auch, wie wertvoll unsere Ressourcen<br />
sind", zeigte sich Landesrat Josef Schwaiger<br />
nach seinem Besuch im SOS-Kinderdorf in<br />
Seekirchen erfreut.<br />
Anlässlich anstehender Projekte, die Umwelt<br />
und Ressourcen nicht nur technologisch sondern<br />
auch pädagogisch in den Fokus stellen<br />
sollen, hatte SOS-Kinderdorf Standortleiter<br />
Wolfgang Arming, Energielandesrat Schwaiger<br />
zu einem Besuch eingeladen. "Unser Ziel ist<br />
es, Kinder und Jugendliche in SOS-Kinderdorf-<br />
Angeboten für Energieverbrauch, Ressourcenknappheit<br />
und nachhaltiges ökologischsinnvolles<br />
Denken und Handeln zu sensibilisieren",<br />
erklärte Arming.<br />
Geplant ist ein altersgerechtes Umwelt-Bildungsprogramm,<br />
bei dem die Kinder und Jugendlichen<br />
schon in den Entwicklungsprozess<br />
eingebunden werden sollen. Zusätzlich zur<br />
internen professionellen pädagogischen Begleitung<br />
will man auch externe Profis in<br />
Sachen Umwelt mit an Bord holen.<br />
"Ich bin davon überzeugt, dass es keine bessere<br />
Art der Bewusstseinsbildung gibt, als<br />
Kinder hautnah und spielerisch<br />
erleben zu lassen, wie Sonnenenergie<br />
und andere erneuerbare<br />
Energieträger sinnvoll<br />
genutzt werden können. Die<br />
Kinder von heute sind jene, die<br />
durch ihr Handeln in Zukunft<br />
entscheiden, wie wir mit unseren<br />
Ressourcen und damit auch<br />
der Energie umgehen werden.<br />
Es gibt kaum wertvollere Beiträge<br />
zur Erreichung der Klimaund<br />
Energieziele des Landes<br />
Salzburg", lobte Schwaiger die<br />
Initiative.<br />
Land sucht Salzburger Waldchampions<br />
Das Spannende am Wettbewerb ist nicht das Ziel<br />
(LK) Mit dem Internationalen Tag des Waldes,<br />
startete das Land Salzburg heuer erstmals die<br />
Aktion "Salzburger Waldchampion". Alle<br />
sechsten Schulstufen in den Bezirken Stadt<br />
Salzburg, Flachgau und Tennengau sind dabei<br />
aufgerufen, mitzumachen. Anmeldeschluss ist<br />
der 30. April. Als Sieger wird jene Klasse gekürt,<br />
die mit ihrer Begeisterung für die Vielfältigkeit<br />
des Lebensraumes Wald hervorsticht.<br />
Sie wird dabei auch einen Preis erhalten.<br />
"Das Spannende an dem Wettbewerb ist nicht<br />
das Ziel, sondern der Weg zum Waldchampion",<br />
so der Initiator der Aktion, Landesrat<br />
Josef Schwaiger. "Die Jugendlichen verbringen<br />
dabei interessante, aufregende und mitunter<br />
auch geheimnisvolle Stunden im Wald aber<br />
auch in der Schule mit Forstleuten,<br />
Holz, Wild, Natur und Abenteuern."<br />
Wissen um den Wald am besten<br />
im Wald zu erlernen<br />
Wissen um den Wald kann man aber<br />
am besten dort erlernen, wo man<br />
es auch erleben kann, im Wald. "Das<br />
Wissen um den Wald spielerisch zu<br />
erwerben, ist Basis der waldpädagogischen<br />
Arbeit. Neben den Waldkindergärten<br />
ist es auch in den Schulen<br />
wichtig, den Kindern und Jugendlichen<br />
den Lebensraum Wald näherzubringen",<br />
betonte Landesforstdirektor<br />
Michael Mitter.<br />
Waldtag in den Bezirken<br />
Zielgruppe dieser Veranstaltungen sind Schulklassen<br />
der sechsten Schulstufe, die sich mit<br />
zur Verfügung gestellten Unterlagen zum<br />
Thema Waldfunktionen auf einen Waldtag in<br />
ihrem Bezirk vorbereiten können. An diesem<br />
Tag wird das erworbene Wissen bei einzelnen<br />
Stationen, betreut von Försterinnen und<br />
Förstern des Landesforstdienstes und anderer<br />
Organisationen, vertieft und es wird in spielerischer<br />
Form ein Wettbewerb veranstaltet. Die<br />
Sieger aus jedem Bezirk werden zu den Salzburger<br />
Waldchampions gekürt. Die Abschlussveranstaltung<br />
für 2017 wird im Salzburger<br />
Freilichtmuseum in Großgmain stattfinden.<br />
Foto: Archiv
MÄRZ 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
SPORT UND BEWEGUNG - 12<br />
Bewegung im Kindes- und Jugendalter hat<br />
eine besonders hohe Relevanz, deshalb wurden<br />
im Jahr 2010 zu diesem Thema Leitlinien<br />
von der Weltgesundheitsorganisation (WHO)<br />
veröffentlicht. Diese fanden auch Eingang<br />
in die österreichischen Empfehlungen für<br />
gesundheitswirksame Bewegung, in denen es<br />
unter anderem heißt: "Um die Gesundheit zu<br />
fördern, sollten Kinder und Jugendliche jeden<br />
Tag insgesamt mindestens 60 Minuten mit<br />
zumindest mittlerer Intensität körperlich aktiv<br />
sein".<br />
Warum ist Bewegung für Kinder<br />
und Jugendliche so wichtig?<br />
Körperliche Bewegung hat eine Reihe an langals<br />
auch kurzfristig positiven Auswirkungen auf<br />
die physische und psychische Gesundheit von<br />
Kindern und Jugendlichen:<br />
• Verbesserung der Herz-Kreislauf Funktion<br />
Regelmäßige Bewegung verbessert die allgemeine<br />
kardiovaskuläre Physiologie, hat einen<br />
positiven Einfluss auf Blutdruck, Blutgefäße<br />
und Blutwerte, gleichzeitig trägt sie langfristig<br />
dazu bei, das Risiko für Herzinfarkte und das<br />
Metabolische Syndrom zu senken.<br />
• Prävention von Übergewicht und Adipositas<br />
Der mit regelmäßiger körperlicher Aktivität<br />
einhergehende höhere Kalorienverbrauch<br />
trägt dazu bei, Übergewicht und Adipositas<br />
vorzubeugen und ein gesundes Körpergewicht<br />
zu erhalten.<br />
• Erhöhung der kognitiven Leistungsfähigkeit<br />
Körperliche Aktivität verbessert die Konzentrationsfähigkeit<br />
und hat einen positiven Einfluss<br />
auf schulische Leistungen.<br />
• Verbesserung der Muskel-Skelett-<br />
Gesundheit<br />
Die Grundlage für stabile und feste Knochen<br />
wird im Kindes- und Jugendalter gelegt.<br />
Falsche Ernährung und zu wenig Bewegung<br />
können verhindern, dass in der körperlichen<br />
Entwicklung die maximale Knochendichte erreicht<br />
wird. Darüber hinaus trägt regelmäßige<br />
Bewegung zur Muskelkräftigung und somit zur<br />
Entwicklung des aktiven Bewegungsapparats<br />
bei.<br />
Warum ist sie so wichtig?<br />
Bewegung für Kinder und Jugendliche<br />
• Verbesserung des allgemeinen Wohlbefindens<br />
Regelmäßige körperliche Bewegung wirkt anregend<br />
auf die Durchblutung in der Hirnregion,<br />
wodurch es zu einer erhöhten Zirkulation<br />
von Endorphinen, Adrenalin und Noradrenalin<br />
kommt, was sich wiederum positiv auf allgemeine<br />
Gemütslage, Selbstbewusstsein und<br />
Konzentration auswirkt, bei einer gleichzeitigen<br />
Regulation und Reduktion von Stress und<br />
Wut.<br />
• Verbesserung der psychischen Gesundheit<br />
Neben dem vorteilhaften Einfluss auf das allgemeine<br />
Wohlbefinden, schlägt sich regelmäßige<br />
moderate bis intensive körperliche<br />
Aktivität in einer Verbesserung der subjektiven<br />
Schlafqualität nieder, beugt Angstzuständen<br />
und Depression vor, fördert mentale Stärke<br />
und psychische Widerstandskraft und ist mit<br />
einem höheren Maß an Neugierde und Erkundungsfreude<br />
assoziiert. Darüber hinaus kann<br />
Bewegung im Rahmen von sportlichen Teamaktivitäten<br />
zur Entwicklung von sozialen Kompetenzen<br />
beitragen.<br />
• Verringerung der Wahrscheinlichkeit für gesundheitliches<br />
Risikoverhalten<br />
Körperlich aktive Jugendliche<br />
beginnen seltener zu rauchen<br />
und konsumieren weniger häufig<br />
exzessiv Alkohol.<br />
• Langfristige Verringerung des<br />
Risikos für bestimmte Formen<br />
von Krebs<br />
Regelmäßige intensive körperliche<br />
Aktivität wird mit einer<br />
langfristigen Reduktion des Risikos<br />
für Brust-, Gebärmutter-,<br />
Darm- und Nierenkrebs in<br />
Zusammenhang gebracht.<br />
Wie häufig sind österreichische Schülerinnen<br />
und Schüler körperlich aktiv?<br />
Die Häufigkeit der körperlichen Aktivität wurde<br />
im Rahmen der HBSC-Studie abgefragt. Die Definition<br />
von "körperlicher Aktivität" orientiert<br />
sich dabei an jener der WHO, und umfasst jene<br />
Aktivitäten, die eine moderate bis hohe Intensität<br />
aufweisen, d.h. den Pulsschlag erhöhen<br />
bzw. zum Schwitzen oder außer Atem bringen.<br />
Die österreichischen HBSC-Ergebnisse aus<br />
2013/14 zeigen, dass nur 17,4% der Schülerinnen<br />
und Schüler im Alter zwischen 11 und 17<br />
Jahren die WHO-Bewegungsempfehlungen<br />
von 60 Minuten moderater bis intensiver<br />
körperlicher Betätigung täglich erfüllen.<br />
Fernseh-, Spielkonsolen-, Smartphone-, Computernutzung<br />
und Ähnliches stehen in engem<br />
Zusammenhang mit dem Bewegungsverhalten,<br />
da davon ausgegangen werden<br />
kann, dass Kinder und Jugendliche<br />
während dieser Beschäftigungen<br />
körperlich weitgehend<br />
inaktiv sind - durchschnittlich<br />
verbringen die Schülerinnen und<br />
Schüler täglich etwa 5,4 Stunden<br />
an Schultagen und 7,5 Stunden<br />
an schulfreien Tagen damit.<br />
Zur Studie:<br />
Die „Health Behaviour in Schoolaged<br />
Children (HBSC)“-Studie ist<br />
eine regelmäßig alle vier Jahre<br />
stattfindende Erhebung der<br />
WHO und eine der größten<br />
Kinder- und Jugendgesundheitsstudien<br />
in Europa.<br />
Quelle: Bundesministerium für Gesundheit und Frauen<br />
Initiative bringt 12.000 Kinder auf die Pisten<br />
„Volksschulen zum Schnee"<br />
(NLK) Mit einer fulminanten „Volksschulparty"<br />
feierten kürzlich in der Familienarena St. Corona<br />
am Wechsel 235 Kinder den Saison-<br />
Höhepunkt der Initiative „Volksschulen zum<br />
Schnee". Bei traumhaften Verhältnissen und<br />
auf perfekten Pisten hatten die Kinder aus<br />
Niederösterreich und Wien viel Spaß beim<br />
Skifahren und Spielen im Schnee. Mehr als<br />
12.000 Volksschulkinder kamen heuer durch<br />
die Initiative des Landes gemeinsam mit der<br />
Wirtschaftskammer Niederösterreich und der<br />
Niederösterreich-Werbung zum Skifahren auf<br />
Niederösterreichs Pisten.<br />
Die Schulsportinitiative „Volksschulen zum<br />
Schnee" können Volksschulklassen aus ganz<br />
Ostösterreich in Anspruch nehmen. „Für<br />
jedes Kind und jede Schule ist bei dieser Aktion<br />
das Richtige dabei. Die Anfahrtswege halten<br />
sich in Grenzen und mit dem Gutschein<br />
für eine weitere Tageskarte, die alle teilnehmenden<br />
Kinder erhalten, wird der Spaß im<br />
Schnee auch nach der Volksschul-Aktion<br />
Wien (OTS/RK) - Von Sport an der frischen<br />
Luft, Garteln oder Natur genießen in den<br />
städtischen Parks bis hin zu Tipps gegen<br />
Pollenallergie oder Frühlingsrezepte - auf der<br />
neuen Überblicksseite zum Thema Frühling<br />
auf wien.at ist alles Wissenswerte rund um<br />
Angebote und Aktivitäten für Stadt-BewohnerInnen<br />
zum Start der warmen Jahreszeit<br />
einen Klick entfernt. Die Themenseite ist<br />
unter www.wien.gv.at/thema abrufbar.<br />
Die besten Laufstrecken,<br />
Radrouten<br />
und Stadtwanderwege<br />
sind auf der Themenseite<br />
verlinkt, genauso<br />
wie Adressen<br />
und Öffnungszeiten<br />
der stätischen Parks<br />
und Naherholungsgebiete.<br />
Für Garten-Fans gibt<br />
es Know-How der<br />
Stadtgärten für die<br />
eigene Grün-Oase im<br />
Garten, Hof, Balkon<br />
oder Blumenkisterl<br />
vor dem Fenster.<br />
Ebenso gibt es Tipps<br />
und Services für Pollen-AllergikerInnen<br />
inklusive Pollen-Radar<br />
im Kreis der Familie verlängert", sagt Wirtschaftskammer<br />
Niederösterreich-Präsidentin<br />
Sonja Zwazl.<br />
Die Organisatoren des Events - der Landesskiverband<br />
Niederösterreich mit seinem<br />
Präsidenten Wolfgang Labenbacher und die<br />
Niederösterreichische Bergbahnen Beteiligungsgesellschaft<br />
mit Geschäftsführer Mag.<br />
Markus Redl - lockten neben den Skikursen<br />
auch mit einem actionreichen Rahmenprogramm.<br />
Bei einem Skirennen wurden<br />
Nachwuchstalente für die Michaela Dorfmeister-Skimittelschule<br />
Lilienfeld gesucht,<br />
die Biathleten zeigten den Kindern eine<br />
für sie neue Sportart und die Kinderdisco<br />
heizte allen noch einmal so richtig ein.<br />
"Für alle Kinder war es ein toller Skitag,<br />
die Fortgeschrittenen sind beim Skirennen<br />
gefordert worden und für die Beginner<br />
war das große Kinderskiland mit seinen<br />
Förderbändern perfekt“, so Sportlandesrätin<br />
Dr. Petra Bohuslav.<br />
Alle Freizeit-Angebote für den Frühling<br />
Service-Portal Wien.at<br />
und Bio-Wetter für einen unbeschwerten<br />
Start in den Frühling.<br />
Frühlingsrezepte zum Download oder als<br />
Gratis-Broschüre, zusammengestellt vom<br />
Klimaschutzprogramm Wien runden das<br />
Frühlingsangebot ab.<br />
Service-Link:<br />
www.wien.gv.at/thema/
13 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MART 2017<br />
Taklidinin mümkün<br />
olmadığı açıklanan yeni<br />
50 euroluk banknotlar<br />
4 Nisan’da piyasada<br />
Yeni 50<br />
Eurolar<br />
Nisan’da<br />
Çıkıyor<br />
Avrupa Merkez Bankası 5'lik,<br />
10'luk ve 20'lik kağıt paraların<br />
ardından yenileme çalışmasına<br />
50'liklerle devam ediyor.<br />
Yeni 50 euroluk banknotlar 4<br />
Nisan 2017 tarihinden itibaren<br />
piyasaya çıkacak.<br />
Yeni banknot basılmasının başlıca<br />
nedeni sahtesini yapmanın<br />
zorlaştırılmasıdır ve bu banknotlara<br />
daha fazla güvenlik önlemleri<br />
getirilmiştir.<br />
Yetkililer, eski 50’lik banknotların<br />
yürürlükte kalmaya devam<br />
edeceğini ve aşamalı olarak AB<br />
üyesi devletlerin merkez bankaları<br />
tarafından değiştirileceğini<br />
kaydettiler.<br />
2018’de ise yeni 100'lük ve<br />
200'lük banknotların çıkacağı<br />
açıklandı.<br />
SCHULE?<br />
Ich geh mal<br />
ins BIZ<br />
LEHRE?<br />
Im BerufsInfoZentrum bist du richtig,<br />
wenn es um deine Berufswahl geht.<br />
Ob du mit der Schulklasse, mit Freundinnen und Freunden<br />
oder allein kommst – die Berater/innen der BerufsInfoZentren<br />
(BIZ) des AMS informieren und beraten dich gerne rund um<br />
deine Ausbildungs- und Berufswahl.<br />
Weitere Infos unter www.ams.at/biz<br />
www.ams.at/biz<br />
STUDIUM?<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
İşsizlikten en çok kadın<br />
göçmenler etkileniyor<br />
Eğitim seviyesi yükseldikçe<br />
işsiz kalma riski azalıyor...<br />
İstatistiksel olarak Avusturya’da<br />
yaşayan kadın göçmenler Avusturyalı<br />
yerli kadınlardan daha az<br />
oranda çalışma hayatında. Göçmen<br />
kökenli kadınların sadece<br />
%57’si çalışıyor. Göçmen kökenli<br />
olmayan Avusturyalı kadınların ise<br />
%70’i iş hayatında yerini alıyor.<br />
Avusturya Entegrasyon Fonu (ÖIF)<br />
geçtiğimiz haftalarda kutlanan<br />
Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle<br />
Avusturya’daki kadınlarla ilgili<br />
bazı istatistikler yayınladı. Bu<br />
verilere göre:<br />
Göçmen kadınlar özellikle<br />
işsizlikten etkileniyor<br />
2015’de göçmen kadınların Avusturyalı<br />
hemcinslerine göre işsizlik<br />
oranı iki kat fazlaydı (göçmen<br />
kadınlarda %13, Avusturyalılarda<br />
%7). İşsiz göçmen kadınlar içinde<br />
en büyük iki grubu Suriye’den<br />
gelen mülteciler (%75) ve Afganistan’dan<br />
gelenler (%56) oluşturdu.<br />
Onları sırasıyla Kosova’dan (%46)<br />
ve Sırbistan’dan (%41) gelenler izledi.<br />
Çalışma hayatında göçmen<br />
kadınlar yılda yaklaşık net 16 bin<br />
euro kazanıyor, bu miktar da göçmen<br />
olmayan hemcinsinin yılda<br />
kazandığı paranın %80’nine tekabül<br />
ediyor.<br />
Eğitim düzeyleri farklı<br />
dağılım gösteriyor<br />
Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa<br />
Ekonomik Alanı (EWR) ülkeleri ve<br />
İsviçre’den gelen kadın göçmenlerin<br />
eğitim seviyeleri Avusturyalı<br />
hemcinslerine göre daha iyi. Bu<br />
kadınların %31’i üniversite mezunu<br />
iken, Avusturyalı kadınların<br />
sadece %18’i bir üniversite bitirmiş.<br />
Avusturya’ya eskiden en fazla<br />
işçi göndermiş Türkiye ve Eski<br />
Yugoslavya’dan gelen kadınların<br />
eğitim seviyeleri ise oldukça<br />
düşük. Türkiye’den gelenlerin<br />
%70’i, eski Yugoslavya’dan gelenlerin<br />
ise %40’ı sadece zorunlu eğitimi<br />
tamamlamış.<br />
Mi granti nn e n h äufi ger vo n A r beitsl osi gkei t betrof fen<br />
Avusturya kadın nüfusunun<br />
%18.4’ünü Avusturya dışında<br />
doğanlar oluşturuyor<br />
Açıklanan verilere göre 2016 yılı<br />
sonu itibarıyla Avusturya’da yaklaşık<br />
812.600 yurt dışında doğmuş<br />
kadın yaşıyor. Avusturya’daki tüm<br />
kadınların %14’ü yabancı bir ülke<br />
pasaportu taşıyor. 10 yabancı uyruklu<br />
kadından altısı bir AB ülkesi,<br />
geri kalan dördü ise üçüncü bir<br />
dünya ülkesinden geliyor.<br />
2010-2015 yılları arasında 174<br />
binden fazla kadın Avusturya’ya<br />
geldi. Yeni gelenler içinde en<br />
büyük grubu 21.600 kişiyle Romenler<br />
uluşturdu. Onları sırasıyla<br />
19.100 kişiyle Almanlar, 19.000<br />
kişiyle Macarlar izledi. Göçle gelen<br />
kadınların %40’ı üçüncü dünya<br />
ülkelerinden. Bunların içinde ise<br />
en büyük grupları 10.400 kişiyle<br />
Suriyeliler ve 8.400 kişiyle Afganlılar<br />
oluşturdu.<br />
Ländlelehre.at<br />
Das Lehrlingsportal –<br />
aus dem Ländle für das Ländle<br />
Die Themen Lehrlings Recruiting, Demographie,<br />
Fachkräftemangel und fehlende<br />
Jugend sind in allen Vorarlberger Unternehmen<br />
präsent und aktueller denn<br />
je – nicht zu vergessen: Lehre = Bildung =<br />
Zukunft. Um es auf den Punkt zu bringen:<br />
Die Wirtschaft benötigt dringend Lehrlinge<br />
und zukünftige Fachkräfte in allen<br />
Branchen.<br />
Stefan Ganahl von ländlelehre.at ist der<br />
Ansicht, dass es noch mehr an Übersicht<br />
und Information braucht. Es gibt zwar<br />
regionale Plattformen, aber kaum eine,<br />
die gebündelt über die Lehrstellen aus<br />
dem ganzen Land informiert. Wie notwendig<br />
ein solcher Dreh- und Angelpunkt<br />
im Ländle ist, hat das Projekt-Team nicht<br />
zuletzt durch die vielen Gespräche mit<br />
den Unternehmen erkannt.<br />
Das Internetportal ländlelehre.at ist eine<br />
neutrale, regional unabhängige<br />
Plattform, die über<br />
sämtliche Lehrausbildungen<br />
in Vorarlberg informiert<br />
und offene Lehrstellen<br />
auflistet. Dies<br />
kommt einerseits den Unternehmen<br />
zu Gute, die<br />
richtigen Lehrlinge zu finden<br />
– und hilft andererseits<br />
den Jugendlichen bei der<br />
Suche nach einer geeigneten<br />
Lehrstelle.<br />
Die Projektverantwortlichen<br />
haben eine multifunktionelle<br />
Plattform gestaltet:<br />
Die Unternehmen wickeln den gesamten<br />
Prozess – Ausschreibung der Lehrstellen,<br />
Sichtung der Bewerbungen, Vereinbarung<br />
der Schnuppertermine, Zu- und Absagen<br />
und vieles mehr – unkompliziert und<br />
vollautomatisiert über das Portal ab.<br />
Das Lehrstellenportal setzt auf Mobilität,<br />
freie Gestaltung des Firmenauftritts,<br />
Zeitersparnis (Die Lehrbetriebe können<br />
alle Bewerbungen standardisiert und professionell<br />
über die Website abwickeln)<br />
und hat auch eine eigene Plattform für<br />
Lehrlinge: Die Unternehmen bleiben mit<br />
Ihren Lehrlingen in Kontakt – via Social<br />
Media, News, Veranstaltungen u. v. m.<br />
© Dieter Schütz / pixelio<br />
Entgeltliche Einschaltung
MART 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 14<br />
Amerikan Psikoloji Derneği'nin araştırmasına göre gençlerin üçte<br />
ikisi hayatında strese bağlı performans düşüklüğü yaşıyor<br />
Gençlerin çoğu büyük<br />
stres altında yaşıyor<br />
Yeni nesli gençler, önceki jenerasyonlara<br />
göre daha fazla strese maruz kalıyor. Ayrıca<br />
bu gençler stresle başedebilme konusunda<br />
da öncekilere göre daha fazla zorluk<br />
yaşıyor. Amerikan Psikoloji Derneği tarafından<br />
yapılan araştırmaya göre gençlerin<br />
yüzde 12'sine anksiyete tanısı konulmuş<br />
durumda. Bu oran kendilerinden önceki<br />
jenerasyonlardan iki kat daha fazla.<br />
Gençler arasında stresin en fazla olduğu<br />
grup ise üniversite öğrencileri. Yoğun akademik<br />
programlar, gelecek kaygısı, gittikçe<br />
pahalılaşan eğitim masrafları (özellikle<br />
Amerika'da üniversite mezunları hayata<br />
binlerce dolar eğitim kredisi borcuyla başlıyor)<br />
öğrencilerin aşırı<br />
stres ve aksiyeteye varan<br />
ruh hali içerisine girmesine<br />
neden oluyor.<br />
Eğitimlerinden sonrada<br />
stres yaşayan gençlerin<br />
üçte ikisinde ise büyük bir<br />
performans kaybı yaşanıyor.<br />
Gelişen enformasyon<br />
teknolojisiyle birlikte büyüyen<br />
bu jenerasyonun<br />
yaşam alışkanlıkları da öncekilere<br />
göre farklı. Yapılan<br />
araştırmalar gençlerde düzensiz<br />
uyku probleminin<br />
yüksek derecede olduğunu<br />
gösteriyor.<br />
STRESE NEDEN OLAN 8 FAKTÖR<br />
Anksiyeteyi sadece düzenli uykuyla açıklamak<br />
tek başına yeterli olmuyor. Kötü uyku<br />
alışkanlıklarının yanı sıra yemek öğünlerine<br />
gereken önemi vermemek, aşırı kahve<br />
tüketimi, sürekli oturmak, telefon kullanımının<br />
fazlalaşması, mesai saatlerinin belirsizleşmesi,<br />
sürekli evde vakit geçirmek<br />
ve anksiyete problemi olan insanlarla dışarı<br />
çıkmak gibi başlıklar da stresi arttıran<br />
faktörlerden.<br />
YARDIM ALINMALI<br />
Stresle başa çıkmakda zorlanan gençler ve<br />
ailelerine mutlaka uzman desteği almaları<br />
öneriliyor.<br />
Gençler arasında<br />
en fazla stresi<br />
üniversiteye giden<br />
öğrenciler yaşıyor...<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Sigarayı Nasıl Bıraktım?<br />
Bundan yaklaşık 7 yıl önce<br />
başladım sigaraya. İlk zamanlarda<br />
benim için zordu sigara<br />
içicisiyim demek. Gizli içmeler<br />
kendini bir zaman sonra arkadaş<br />
çevresinde içmeye, daha sonra<br />
aile içinde de artık rahatlıkla<br />
içmeye kadar vardı. Her zaman<br />
karşı olduğum ve içenleri anlamadığımdan<br />
dolayı sonraları<br />
söylemekte zorlanmıştım. Aslında<br />
çok fazla geçmişim yok bir<br />
zamanlar severek dudaklarımın<br />
arasından düşürmediğim ince<br />
çubukla.<br />
Yıllarca çok severek, her yemekten<br />
sonra, gece gezmelerimde,<br />
özellikle arabada seyahat ederken<br />
sol elimde tutarak camı<br />
hafif açıp, o küçük aralıktan külü<br />
rüzgarın da yardımıyla yok<br />
etmek benim için zevkten de<br />
öteydi. Kışın içimi ısıtması, metabolizmamı<br />
gereğinden fazla<br />
hızlandırması, güzel bir yemeğin<br />
üzerine çektiğim o ilk dumanın<br />
mutluluğunu size anlatamam.<br />
Paketlerin üzerlerindeki yazılar,<br />
dişleri dökülmüş, ciğerleri çürümüş<br />
insanlar hiçbiri umurumda<br />
değildi. Nasıl olsa sağlıklıydım<br />
ve hasta olmadan bir an önce<br />
bırakabilirdim.<br />
Fakat bir zaman sonra kendimdeki<br />
değişiklikleri fark etmeye<br />
başladım. Geçmek bilmeyen bir<br />
öksürüğüm vardı artık ve kendimi<br />
halsiz, uykusuz ve yorgun<br />
hissediyordum. Baş dönmeleri,<br />
mide bulantıları, koku ve tat alamama,<br />
içmediğimdeki huzursuzluklar…<br />
Bunlardan bahsetmiyorum<br />
bile. Ve sonra bir an<br />
geldi artık bırakmak istediğimi<br />
fark ettim. Nasıl olsa uzun yıllar<br />
Facebook veya Twitter’e göz<br />
atmak, Whatsapp ya da Viber'den<br />
kısa bir mesaj yazmak, e- postaları<br />
kontrol etmek, daima ve her yerde<br />
erişilebilir olmak bunlar uzun süredir<br />
günlük yaşantımızın bir parçası<br />
oldu. Akıllı telefonumuzu her durumda<br />
kontrol eder olduk. Kısa,<br />
anlık bir dikkatsizliğin ne kadar<br />
kötü sonuçlar doğurabileceğini düşünmüyoruz.<br />
Bu felaketler yalnız<br />
trafikte değil, oyun alanlarında da<br />
kendini gösteriyor. 2008’den<br />
2015’e oyun alanlarındaki 10 yaş<br />
altı çocuk kaza sayısı iki kat, 5 yaş<br />
altı çocukların ise üç kat artmış<br />
bulunuyor. Bu sonuçlar trafik güvenliği<br />
danışma meclisinin son<br />
araştırmalarından birinin sonuçları.<br />
Bu birim; Kärnten, Aşağı Avusturya,<br />
Vorarlberg, Salzburg ve Viyana’daki<br />
oyun alanlarında ‘çocuğu<br />
denetleyen ve çocuk ikilisini’ izledi<br />
ve 10 denetmenden 9’unun dikkatinin<br />
çocuğun yerine başka şeyler<br />
üzerinde olduğunu saptadı. Dikkati<br />
çocuklardan dağıtan ilk şey (%42)<br />
mobil telefonda yazı yazma ve internette<br />
dolaşma; ikincisi ise diğer<br />
kişilerle koyu sohbet ve telefonlaşma.<br />
Yine araştırmaya göre<br />
2016’da da oyun alanlarındaki<br />
çocuk kazaları artmaya devam etti.<br />
Ocak-Eylül arası 9 ayda kaza geçiren<br />
çocuk sayısı 2015’te kaza geçiren<br />
toplam çocuk sayısından 800<br />
kişi daha fazla oldu.<br />
Birkaç saniye bile belirleyici<br />
Trafik güvenliği danışma meclisinin<br />
(KFV) araştırmasında ulaştığı<br />
sonuç, denetmenlerin dikkatini dağıtan<br />
en büyük 'suçlu' akıllı telefonların<br />
kullanımı. Olan kazaların<br />
en belirgin ortak özelliği ise aniden<br />
ve ön uyarısız gerçekleşmesi. Çocuğun<br />
birkaç saniyelik bile olsa<br />
gözden kaçırılması çocuğun salıncaktan<br />
düşmesine, parmaklarının<br />
tahterevallide sıkışmasına neden<br />
olabiliyor.<br />
Anne-Babaların bilinçli<br />
olması gerekir<br />
Akıllı telefonları her yerde ve her<br />
an kullanmanın ne kadar dikkat dağıtıcı<br />
olabileceğinin ve bunun sonucunda<br />
da istenmeyen tehlikeli<br />
sonuçlar doğabileceğinin her ebeveyn<br />
farkında değildir. KFV’nin bir<br />
anketinde akıllı telefon sahibi olan<br />
her 5 ebeveynden sadece biri telefondan<br />
dolayı ciddi dikkat dağınıklığı<br />
yaşadığını hissettiğini söylüyor.<br />
1/3 ise bunu bazen hissediyor.<br />
Çocuklarını gözetim sırasında da<br />
ebeveynlerin 1/3’i akıllı telefon<br />
Ömer Erkan<br />
omererkan92@hotmail.com<br />
içmeyen birisi olduğumdan<br />
bunun kolay olacağını sanmıştım.<br />
Kaç kere başlayıp bıraktığımı<br />
sayamadım, inanın. Belki<br />
10 belki 100. Her defasında<br />
başarısız oldum.<br />
Daha sonrasında Allen Carr yöntemiyle<br />
tanıştım. Bu bir reklam<br />
değil, yanlış anlamayın. Zaten<br />
reklama da ihtiyaçları yok. Youtube’da<br />
Allen Carr yöntemiyle<br />
sigaradan vazgeçen insanların<br />
hikayelerini izlemeye başladım<br />
öncelikle. 1 saatlik sigara<br />
bıraktırma videosunu izledikten<br />
sonra artık kararımı vererek<br />
hayatımdan tamamen çıkartmak<br />
için kendime bir tarih belirledim.<br />
Öncelikle ‘‘bu işi kafanda bitirmelisin’’<br />
sözünü asla hafife<br />
almayın. Çünkü sigara gerçekten<br />
siz istemedikten sonra<br />
bağımlılık yapmayan bir madde.<br />
Gerçekten kafanızda bitirmediğiniz<br />
sürece bu ‘‘illetten’’ vazgeçmeniz<br />
zor. İstediğiniz kadar<br />
nikotin hapları, sakızları, çayları<br />
artık neler var ise tüketin,<br />
başarılı olamazsınız. Akupunktur<br />
da buna dahil. Beyniniz de bitirmediğiniz<br />
sürece!<br />
Ve o gün geldiğinde tarihi ve<br />
saati not alın. Akıllı telefonunuz<br />
var ise aplikasyon indirin. Kaç<br />
saattir sigara içmediğinizi ve vücudunuzda<br />
nelerin iyileştiğini<br />
görün. Sakın sigaranın yerine<br />
başka bir şey koymayın.<br />
Atıştırmalık, çerez aramayın.<br />
Bunların hiçbirine ihtiyacınız olmayacak.<br />
Boool bol su için ve<br />
yürüyüş yapın. İnternette sigarayı<br />
bırakmış kişilerin bloglarını<br />
ziyaret edin. Bu konuda yazılan<br />
Artan kazalarda en büyük 'suçlu' akıllı telefonların kullanımı...<br />
yazıları okuyun. Ve sadece 3 gün<br />
dayanın. Vücudunuzdan 3<br />
günün sonunda nikotin tamamen<br />
çıkmış olacak ve siz artık<br />
özgür olacaksınız. Kafanızı uzun<br />
bir süre bununla yorun ve artık<br />
ne kadar temiz bir insan olduğunuzu<br />
kendinize inandırın.<br />
Çıkın yürüyün, hatta koşun,<br />
mutlu olun. Artık özgürüm<br />
deyin herkese. Herkese bundan<br />
bahsedin. Sigarayı bıraktığınızı<br />
ve kaç gündür içmediğinizi anlatın.<br />
Ve o an geldiğinde canınız<br />
istediğinde sadece 2 dakika dayanın.<br />
Yakmayın o sigarayı.<br />
Bakın 2 dakika sonra aklınızdan<br />
nasıl tamamen çıktığını göreceksiniz.<br />
İlk günlerde canınız defalarca<br />
isteyecek ama bu günler<br />
geçtikçe azalacak ve artık<br />
aklınıza dahi gelmeyecek. Sigara<br />
içen arkadaşlarınızdan uzaklaşın<br />
ve kendinize hobi edinin. Yürüyüşlere<br />
çıkın, kitap okuyun,<br />
film seyredin. İnanın dünyanın<br />
sonunun gelmediğini göreceksiniz.<br />
İlk günler çok zorlandığımda<br />
sokaklara çıkıp ağladığımı bile<br />
biliyorum. Ki ben en çok<br />
sevdiğim insandan ayrılmışçasına<br />
kopamamıştım sigaradan.<br />
Şu an kokusuna bile<br />
tahammül edemiyorum. Kafanızda<br />
iyice bitirin. Onu bir<br />
düşman olarak görün ve kendinize<br />
inanın, yapabilirsiniz!<br />
Oyun alanlarındaki çocuk<br />
kaza sayıları yükseliyor<br />
kullanımının dikkatlerini dağıttığını<br />
itiraf ediyor. KFV yöneticisi Othmar<br />
Thann: "Çocuklar tehlikeyi sıklıkla<br />
doğru değerlendiremiyor ve yetişkinlerden<br />
farklı düşünüyor. Bundan<br />
da önemlisi ebeveyn ya da<br />
denetmen sorumluluğu üstlenmeli<br />
ve küçükleri tehlikeli durumlardan<br />
koruyabilmeli ve bunları da tüm<br />
dikkatleriyle yapmalı."
15 - AVUSTURYA<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
MART 2017<br />
Medyanın yönlendirmesi ile Avusturyalılar tatil için<br />
başka ülkeleri tercih ediyor...<br />
Türkiye rezervasyonlarında<br />
çok büyük düşüş...<br />
Avrupa’da bazı ülkelerle<br />
Türkiye arasındaki siyasi gerilim<br />
ve medyanın yaptığı bilinçli<br />
karalama kampanyaları<br />
Avusturya’da<br />
gayrimenkul<br />
satışlarında rekor<br />
Bir emlak şirketinin verilerine<br />
göre 2016, Avusturya’da gayrimenkul<br />
satışlarının tavan yaptığı<br />
bir yıl olarak kayıtlara geçti. En<br />
pahalı gayrimenkul Viyana’daki<br />
bir otel kompleksi (169 milyon<br />
euro) ve en yüksek cironun yapıldığı<br />
belde ise Kitzbühel oldu.<br />
Düşük faizli zamanlarda evler ve<br />
arsalar popüler bir yatırım seçeneğidir.<br />
Geçen yıl 27 milyar euro<br />
değerinde gayrimenkul satıldı.<br />
En yüksek cirolu emlak satışı sözleşmeleri<br />
Viyana’da yapıldı. Yapılan<br />
19.490 sözleşmenin toplam<br />
tutarı 8.22 milyar euro oldu. Viyana’dan<br />
sonraki sıralama ise şöyle:<br />
Graz (4.877 obje, 1.14 milyar<br />
euro), Salzburg (2.519 mülkiyet<br />
kaydı, 940 milyon euro), İnnsbruck<br />
(2.145 obje, 577 milyon<br />
euro), Linz (2.111 mülk, 622 milyon<br />
euro), Klagenfurt (1.802 gayrimenkul,<br />
351 milyon euro)<br />
En pahalı gayrimenkuller Viyana’da<br />
169 milyon euroya bir<br />
otel kompleksi, 80 milyon euroya<br />
bir ev, 58 milyon euroya bir EKZ<br />
hissesi yine 58 milyon euroya bir<br />
bina arsası, 48 milyon euroya bir<br />
Avusturyalıların tatil rezervasyonlarında<br />
artarak olumsuz<br />
etkisini gösteriyor. Terör<br />
korkusu ve Türkiye'de 15<br />
2016 yılında 27 milyar euroluk gayrimenkul satıldı<br />
ev ve Salzburg’ta 42.5 milyon euroluk<br />
bir ev oldu.<br />
Tirol‘de emlak satışları Avusturya’daki<br />
genel eğilimin biraz üstünde<br />
gerçekleşti. 2016’da 11.129<br />
gayrimenkul satışının toplam tutarı<br />
2.9 milyar euro oldu.<br />
Tirol eyaletinin en çok gayrimenkul<br />
satılan ilçeleri ve miktarları<br />
sırasıyla şöyle: İnnsbruck çevresi<br />
2528 mülk, İnnsbruck şehir merkezi<br />
2.145, Kufstein 1.373, Kitzbühel<br />
1.211, Schwaz 1.032, Landeck<br />
954, İmst 812, Lienz Doğu Tirol<br />
611 ve Reutte 460.<br />
Emlak satış bedelleri tutarlarının<br />
en yüksek olduğu ilçeler: Kitzbühel<br />
717 milyon euro, İnnsbruck<br />
şehir 596 milyon, İnnsbruck çevresi<br />
577 milyon, Schwaz 239 milyon,<br />
Landeck 142 milyon, İmst<br />
125 milyon, Lienz 100 milyon ve<br />
Reutte 65 milyon.<br />
2016’da Tirol’de kayıt edilen mülkiyet<br />
satışlarının en pahalı altı<br />
tanesi Kitzbühel’de yedincisi de<br />
Kitzbühel yakınındaki Reith’da yer<br />
alıyor. Bunların hepsi de değerleri<br />
10 ile 24 milyon euro değişen lüks<br />
müstakil evler.<br />
Temmuz'da yaşanan kalkışma,<br />
Türkiye turizminde<br />
önemli bir düşüşü beraberinde<br />
getirdi.<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
Günlük 12 saat çalışmak<br />
sağlık yönünden sakıncalı<br />
Günlük çalışma saatlerinin ne<br />
kadar olması gerektiği tartışması<br />
her zaman olduğundan daha güncel.<br />
Konuyla ilgili Halk Sağlığı Merkezi<br />
çevre hijyen bölümü ve çevre<br />
hekimliğinden Gerhard Blasche ve<br />
Daniela Haluza’nın yaptığı bir araştırma<br />
yayımlandı. 12 saatlik bir iş<br />
gününden sonra insandaki bitkinlik<br />
ciddi bir günlük yorgunluğa<br />
sebebiyet veriyor.<br />
Günlük yorgunluğun gün içindeki<br />
boş vakitlerle normal yollarla<br />
giderilmesi oldukça zor. Diğer yandan<br />
bu yorgunluğun içinde hastalık<br />
riski, kaza tehlikesi ve<br />
hata sıklığı gizli. Bunun için<br />
Aşağı ve Yukarı Avusturya’daki<br />
yaşlılar evlerinde<br />
çalışan yaşlı bakıcılarının<br />
günlük 12 saat çalışması<br />
sırasında ne kadar<br />
yük altında oldukları da<br />
araştırıldı.<br />
Sonuç; Günlük 12 saat çalışmada<br />
yorgunluk artışı<br />
boş bir gününkinden 3.5<br />
kat daha fazla. Bunun dışında<br />
art arda günde 12<br />
saat çalışma yorgunluğu<br />
önemli ölçüde arttırıyor.<br />
Araştırmaya göre art arda<br />
günlük 12 saat çalışmadan<br />
sonra tamamen dinlenebilmek<br />
için 3 günlük izin<br />
almak gerekiyor. Genelde<br />
her insanda günde 10 saat<br />
İNANILMAZ GERİLEME<br />
Avusturya Seyahat Acenteleri<br />
Birliği Başkanı Josef<br />
Peterleither’in açıklamasına<br />
göre geçen yıl da Türkiye rezervasyonları<br />
zaten yaklaşık<br />
%40 düşmüştü. Bu yıl daha<br />
da artarak yine yarı yarıya<br />
düşebileceği öngörülüyor.<br />
2014 yılında 250 bin Avusturyalı<br />
Türkiye’de tatil yaparken<br />
bu rakamın 2017<br />
yılında 30 bine gerileyeceği<br />
öngörülüyor.<br />
AVUSTURYA BASINI’NDA<br />
KARA KAMPANYA<br />
Peterleither, Türkiye ile ilgili<br />
rezervasyonlardaki inanılmaz<br />
düşüşün aslında korku<br />
durumundan çok, Avusturya<br />
basınında devamlı çıkan<br />
olumsuz haberlerle ilgili olduğunu<br />
belirterek medyayı<br />
eleştiriyor ve ''Türkiye hakkında<br />
ne zaman olumlu bir<br />
şey duyduk ya da yazıldı?<br />
Yapılan olumsuz haberler<br />
seyahat edeceklerin kararını<br />
doğrudan etkiliyor.''<br />
SON DAKİKA REZERVAS-<br />
YONLARI ARTABİLİR<br />
Peterleither ayrıca ''Avusturyalılar<br />
daha çok İtalya,<br />
Yunanistan ve İspanya’da<br />
rezervasyonlarını yapıyorlar.<br />
Türkiye ya da Uzak Doğu son<br />
dakikada rezervasyon yapanlar<br />
için son bir seçenek<br />
olabilir. Kısa süreli rezervasyonlar<br />
öngörülüyor. Avusturyalılar<br />
beklemede ve<br />
durumun nasıl gelişeceğine<br />
bakıyorlar. Fiyat indirimleri<br />
ve en önemlisi diğer ülkelerde<br />
kapasite azalması olması<br />
durumunda Türkiye<br />
rezervasyonlarında hareketlenme<br />
olabilir.’’<br />
HALKIN TERCİHİNİ<br />
‘GÜVENLİK’ ETKİLİYOR<br />
Avusturyalılar prensipte her<br />
geçen gün seyahatlerinde<br />
emniyete daha çok önem<br />
veriyorlar. Bu nedenle seyahat<br />
acentelerinde, uzun<br />
gemi turları ve herşeyin<br />
dahil olduğu tatil seçeneklerinde<br />
bir artış var.<br />
ALMANLAR DA TÜRKİYE’Yİ<br />
TERCİH ETMİYOR<br />
Alman kamuoyu araştırma<br />
şirketi GFK’nın yaptığı analize<br />
göre de, Almanların da<br />
tatil için Türkiye tercihlerinde<br />
önemli oranda gerileme<br />
görüldü ve Almanların<br />
Türkiye rezervasyonları bir<br />
önceki yıla göre yüzde 58<br />
düşüş gösterdi. 2017 yılında<br />
Türkiye’yi tercih eden Almanların<br />
sayısı ciddi oranda<br />
azalacak.<br />
çalışmanın ardından performans<br />
düşmesi görülüyor. İşte ya da trafikteki<br />
yüksek kaza riski de buna<br />
dahil.<br />
Araştırmadan çıkan başka bir<br />
sonuç ise kural olarak çalışma<br />
saatinin 8 saatten fazla olmaması.<br />
Blasche: "Günlük 8 saat çalışma<br />
düzenlemesi sağlıklı bir temel olarak<br />
görünüyor. Kim senelerce haftada<br />
50 saat ve üzeri çalışırsa,<br />
onun için kalp ve damar hastalıkları<br />
riski ya da ruhsal hastalıkların<br />
artışı yüksek olur ve bu özellikle<br />
kadınlar için geçerli. Bu onların çalışmalarına<br />
ilaveten çocuk bakımı<br />
yükü nedeniyle de olabilir."<br />
Uzun iş günleri ya da arasız işler de<br />
mantıklı değildir. İlerlemiş yorgunluk<br />
nedeniyle bir verim alabilmek<br />
için orantısız daha büyük bir çaba<br />
gerekir. Üstelik bastırılmış bir yorgunluk<br />
boş vaktin keyfini de çıkarmaya<br />
engel olur. Genelde kişi<br />
performans odaklı toplumda ‘kendini<br />
harcamaya’ yönelir, bu nedenle<br />
işletmeler çalışanlar için<br />
molalar koymalı ve onların bu molalardan<br />
gerçek anlamda yararlanmalarını<br />
teşvik etmelidir.
MART 2017<br />
<strong>HABER</strong><br />
<strong>AVRUPA</strong><br />
AVUSTURYA - 16<br />
Avusturya Devleti Çifte<br />
Vatandaş Türklerin Peşinde<br />
Resmi daireler Türk vatandaşlığını yasa dışı<br />
olarak taşımayı sürdürenleri araştırıyor...<br />
Avusturya’da 300 binin üstünde<br />
Türk yaşıyor ve yaklaşık 116 bini<br />
bu ülke vatandaşı. Avusturya vatandaşlığına<br />
geçenlerin kaçının<br />
yasa dışı olarak Türk vatandaşlığını<br />
taşıdığı ise bilinmiyor. Bu durum<br />
Tirol eyaletinde geçtiğimiz yıllarda<br />
resmi makamların dikkatini çekti.<br />
Tirol eyaleti valiliği vatandaşlık<br />
dairesi yöneticisi Martin Plunger<br />
konu hakkında şöyle konuştu:<br />
''2012’de örnek bir işlem yürüttük.<br />
Bir Türk bayanın 1997’de<br />
Avusturya vatandaşlığına geçtikten<br />
bir yıl sonra Türk vatandaşlığını<br />
yeniden aldığı tespit edildi.<br />
Bu ise Avusturya vatandaşlığını<br />
doğrudan kaybetme anlamına<br />
gelir. Nitekim idare mahkemesi<br />
kadının itirazını reddetti. Bu olaydan<br />
sonra birkaç eski olayı araştırdık.<br />
Bir çalışanımız bu iş için<br />
görevlendirildi. 2015 ve 2016’da<br />
24 Türk kökenli, Tirol’de çifte vatandaşlık<br />
dolayısıyla Avusturya<br />
vatandaşlığından çıkarıldı. On kişinin<br />
işlemi ise devam ediyor.''<br />
Olayların büyük bir kısmının<br />
kaynağı 1996-2000 arası döneme<br />
dayanıyor ve Avusturya makamlarının<br />
aile birleşimlerinde bireylerin<br />
nüfus kayıtlarına bakması<br />
sırasında durum ortaya çıkıyor.<br />
Avusturya’da ne kadar çift vatandaş<br />
Türk’ün yaşadığı resmi makamlarca<br />
bilinmiyor. Türkiye’de<br />
2015 milletvekili seçimleri çerçevesinde<br />
Avusturya’da oy kullanan<br />
Türk vatandaşlarının sayısından<br />
yola çıkan resmi makamlar, ülkede<br />
10 binin üstünde ‘yasal olmayan<br />
çifte vatandaş’ olduğu<br />
kanaatinde. Çünkü 2015 seçimleri<br />
sonrası açıklanan sayılar Avusturya’da<br />
seçime katılımın %45 olduğu<br />
ve 48.020 kişinin oy verdiği<br />
yönündeydi.<br />
Bununla birlikte yaklaşık 106 bin<br />
kişinin oy verebileceği hesaplanmıştı.<br />
Avusturya İstatistik Kurumu’na<br />
göre ise 1 Ocak 2016<br />
itibariyle -seçimden kısa bir süre<br />
sonra- Avusturya’da 18 yaş üstü<br />
oy verebilecek sadece 93 bin Türk<br />
vatandaşı yaşıyordu. Bu sonuca<br />
göre 13 bin ilave seçmen için<br />
yasa dışı olan çift vatandaşlık durumu<br />
ortaya çıkıyordu.<br />
AŞIRI SAĞ LİDERDEN DAHA SERT<br />
POLİTİKA TALEBİ...<br />
FPÖ lideri Heinz-Christian Strache<br />
ve partisinin Türkiye ve Türk politikası<br />
giderek sertleşiyor ve hükümetten<br />
de Türklere karşı daha<br />
sert tedbiler alması isteniyor.<br />
Strache, Türkiye ve Türkler konusunda<br />
düşünce ve isteklerini<br />
söyle sıralıyor:<br />
-Türkiye’ye karşı daha sert bir dış<br />
politika izlenmeli.<br />
-Avusturya’daki Türklerin çifte<br />
vatandaş olup olmadıkları çok sıkı<br />
kontrol edilmeli.<br />
-Ankara’dan çifte vatandaşlık hakkında<br />
bilgi gelmedikçe hiçbir surette<br />
Türklere yeni vatandaşlık<br />
verilmemeli. Çifte vatandaş sayısının<br />
10 binlerce olduğu tahmin ediliyor<br />
bu rakam kesinleştirilmeli.<br />
-Oyların kullanıldığı Türk konsolosluklarının<br />
önüne kontrol noktaları<br />
Ö<br />
S<br />
<strong>EUROPA</strong><br />
T<br />
E<br />
R R<br />
<strong>JOURNAL</strong><br />
I<br />
E<br />
C H<br />
konularak daha sıkı takip sağlanabilir,<br />
girişlerde kontrol yapılabilir.<br />
SOBOTKA: UYGUN DEĞİL<br />
ÖVP’li İçişleri Bakanı Wolfgang<br />
Sobotka olası çifte vatandaşların<br />
konsolosluklarda takibine olumlu<br />
bakmıyor. ‘‘Buralara giden herkes<br />
tek tek kontrol edilemez. Bunun<br />
dışında konsolosluk ve büyükelçiliğe<br />
giden herkesin amacı oy vermek<br />
değil, farklı iş ve problemler<br />
için de buralara gidiliyor.<br />
Yasa dışı çifte vatandaşlığın üzerine<br />
tabii ki gidilmeli. Çifte vatandaşlığın<br />
kanıtlanması durumunda<br />
zaten Avusturya vatandaşlığı yasayla<br />
geri alınıyor. Burada da<br />
resmi kurumların klasik araştırmaları<br />
devam ettirilmektedir. Somut<br />
delillerin oluşması ya da varlığı<br />
durumunda olaylar tek tek incelenecektir.’’<br />
dedi.