26.03.2017 Aufrufe

EUROPA JOURNAL - HABER AVRUPA MÄRZ2017

www.europa-journal.net

www.europa-journal.net

MEHR ANZEIGEN
WENIGER ANZEIGEN

Erfolgreiche ePaper selbst erstellen

Machen Sie aus Ihren PDF Publikationen ein blätterbares Flipbook mit unserer einzigartigen Google optimierten e-Paper Software.

© Andy Wenzel / BKA<br />

Wir sagen JA<br />

Avusturya Halkı<br />

SPÖ’lü Başbakan<br />

Kern’den memnun<br />

SEÇİM ANKETİ: AŞIRI SAĞCILAR İLK<br />

SIRADA AMA OYLARI AZALIYOR<br />

zu<br />

SAYFA 8<br />

© ÖVP / Jakob Glaser<br />

ÖSTERREICH<br />

‘Hükümetten<br />

çıraklara çok<br />

büyük destek’<br />

Başbakan Yardımcısı Mitterlehner<br />

Yeni Çıraklık Kampanyasını Tanıttı<br />

SAYFA 5<br />

UNABHÄNGIGE MONATLICHE ZEITUNG FÜR WIRTSCHAFT, INTEGRATION UND BILDUNG<br />

<strong>HABER</strong><br />

VRUP<br />

A A<br />

<strong>AVRUPA</strong>’NIN AYLIK BAĞIMSIZ EKONOMİ, ENTEGRASYON VE EĞİTİM GAZETESİ<br />

SAYI: 64 MART 2017 - AUSGABE: 64 MÄRZ 2017<br />

P.b.b. Verlagsort: 6020 Innbruck 11Z038817M<br />

Retour- und Postsendungen: Inak - Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

R<br />

E<br />

C H<br />

www.europa-journal.net<br />

I<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Sebastian Kurz<br />

Integration durch<br />

Unternehmertum<br />

ZUSAMMEN:ÖSTERREICH<br />

sucht die 10 besten<br />

Gründungsideen<br />

SEITE 9<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

Türk vatandaşlığını yasa dışı olarak taşımayı sürdürenler devletin takibinde...<br />

AVUSTURYA’DA ATİB’E KARŞI BAŞLAYAN ARAŞTIRMALARDAN<br />

SONRA YENİ HEDEF ARTIK ÇİFTE VATANDAŞ TÜRKLER. ŞİMDİ<br />

HERKES BİR SONRAKİ ADIMIN NE OLACAĞINI MERAK EDİYOR...<br />

Çifte Vatandaş<br />

TÜRKLER<br />

Hedef Tahtasında<br />

SAYFA 16<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Aşırı Sağcılar Oy Kaybediyor,<br />

Avrupa Birliği Rahatlıyor...<br />

"Avrupa için<br />

bir oy, aşırılığa<br />

karşı bir oydur."<br />

"Eine Stimme für<br />

Europa, eine Stimme<br />

gegen Extremisten."<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (Die Grünen)<br />

ALEV KORUN:<br />

Wen soll ÖVPs und<br />

SPÖs „Leit-Kultur“<br />

leiten?<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

SAYFA 8<br />

"A vote for Europe,<br />

a vote against<br />

extremists."<br />

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

NURTEN YILMAZ:<br />

Von Köpfen<br />

und Tüchern<br />

SEITE 6 SEITE 8<br />

© Andrei Pungovschi/European Forum Alpbach<br />

Avrupa’da işveren, işyerinde<br />

başörtüsünü yasaklayabilir<br />

SAYFA 4<br />

Viyana Üniversitesi’nde İslam<br />

Eğitimi sonbaharda başlıyor<br />

İnnsbruck Üniversitesi<br />

İslamla ilgili bir Web<br />

sitesi hizmete sundu<br />

SAYFA 7<br />

www.islamportal.at<br />

Uni Innsbruck<br />

bietet Webportal<br />

zum Islam<br />

SEITE 7<br />

SAYFA 7<br />

Univ.-Prof. Mag. Dr. Zekirija Sejdini


MART 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 2<br />

AKADEMİSYEN GÖRÜŞÜ<br />

Yazının başlığını İspanyolcadan<br />

aldım. Türkler demek. Bu ifade,<br />

İspanya'nın A Corûna şehrinde<br />

1906 yılında kurulmuş ve halen<br />

İspanya birinci liginde oynayan<br />

köklü futbol kulübü Deportivo La<br />

Coruna takımının taraftarları için de<br />

kullanılır. Bunun ardında göz yaşartan<br />

bir kadirşinaslık öyküsü yatar.<br />

Önce onu paylaşayım.<br />

Anlatıldığına göre, Osmanlı İmparatorluğu’nun<br />

muhteşem padişahlarından<br />

Kanuni Sultan Süleyman’ın<br />

(1494-1566) donanma komutanı ve<br />

Kaptan-ı Deryası Barbaros Hayrettin<br />

Paşa (1478-1546), İspanya kralı<br />

ve kraliçesinin dönemin Yahudilerine<br />

karşı yaptığı kötü muamelelerden<br />

dolayı, bu ülkeye, Galipçe<br />

bölgesine yardıma gider. Kendisini<br />

ve askerlerini A Corûna halkının<br />

gençleri karşılar ve yardımcı olurlar.<br />

Aralarında bir dostluk kurulur. Galipçe<br />

Bölgesi’nin bir başka takımı<br />

olan Celtavigo ise bu dostluğu hazmedemez.<br />

Türk dostu olan Corûnalı<br />

gençleri “Deportivo şehrinde<br />

yaşayan Türkler” diye adlandırıp,<br />

değersizleştirmeye, itibarsızlaştırmaya<br />

çalışırlar. Onlarla karşılaştıklarında<br />

da “Siz Türkler gibi<br />

barbarsınız” diyerek alay ederler(!).<br />

A Corûna şehrinin değerbilir insanları<br />

ise “Türk olmanın aşağılanacak,<br />

alay edilecek bir durum olmadığını”,<br />

aksine “gurur duyulacak<br />

Los Turcos<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Prof. Dr. Mustafa ÇAKIR<br />

Anadolu Üniversitesi Yurtdışı Türkler Araştırma Merkezi Müdürü – Eskişehir<br />

mcakir@anadolu.edu.tr<br />

bir şey olduğunu” göstermek<br />

için, “Evet, biz Türkler gibiyiz;<br />

onlar gibi güçlü ve cesuruz.” diyerek<br />

Los Turcos lakabını benimserler.<br />

Kendilerini aşağılamaya çalışan<br />

Celtavigo halkını da Portekizliler ile<br />

yaptıkları işbirliği gerekçesiyle hain<br />

ilan ederler.<br />

Aradan geçen yıllar yeryüzünde her<br />

daim mazlum halkların yardımına<br />

koşan aziz milletimizin bıraktığı<br />

anıları silemez. Aksine grup<br />

arasında 500 sene önce başlayan<br />

bu rekabet Celtavigo ile Deportivo<br />

arasında oynanan ve Galiçya<br />

Derbisi olarak adlandırılan futbol<br />

maçlarına da yansır. Nitekim 30<br />

Kasım 2006 tarihinde Fenerbahçe<br />

Spor Kulübü ile Celtavigo Spor Kulübü<br />

arasında oynanan UEFA kupası<br />

futbol maçında Celta taraftarları bu<br />

tarihi rekabete atıfta bulunmak,<br />

Türklere karşı duydukları olumsuz<br />

duygularını dışa vurmak için tribünde<br />

Kürdistan pankartı açmış,<br />

bölücülere destek vermiştir. Bugünün<br />

Deportivo La Coruna futbol<br />

takımı yeşil sahalardaki mücadelesini<br />

geçmişlerine saygılarının ve<br />

Türklerle dostluklarının göstergesi<br />

olarak Los Turcos yani Türkler lakabıyla<br />

devam ettirmekte, zaman<br />

zaman da Türkler ile dostluklarına<br />

atıfta bulunan etkinlikler düzenlemektedir.<br />

Konuyla ilgili başka örnekler de verilebilir.<br />

İtalya’da, Belçika’da veya<br />

dünyanın her hangi bir köşesinde<br />

kendini Türk olarak gören köyler,<br />

kentler veya insanlara rastlamak;<br />

bu konuyla ilgili bir habere rastlamak<br />

şaşırtıcı olmasın.<br />

Küresel emperyalist güçlerin devletimize,<br />

milletimize türlü baskılar ve<br />

şantajlar yaptığı anlarda bile Türklere<br />

duyulan sempati ortadan kalkmamıştır.<br />

Çünkü Türkler, insanlara<br />

kök aidiyetiyle bakmaz; Yunus Emre’nin<br />

deyişiyle “Kamu âlem birdir<br />

bize”. Türk ifadesinde ırkçılık ve<br />

diğer unsurları ayrıştırmak yoktur.<br />

Bununla birlikte, diğer milletlerde<br />

olduğu gibi, kendi tarihinin ve kültürünün<br />

bilinci ve bundan duyduğu<br />

derin hoşnutluk ve gurur vardır. Onların<br />

Türklüğü de milliyetçiliği de,<br />

“Ne mutlu Türküm diyene” anlayışı<br />

üzerine kurulmuştur. Dayandığı yer<br />

de, etnik veya mezhepsel milliyetçilik<br />

değil, Türk milletine duyulan<br />

bağlılık, hissiyattır.<br />

Yurt dışında yaşayan her bir<br />

soydaşımızın siyasi görüşü ne<br />

olursa olsun kendini Türk olarak<br />

adlandırmaktan imtina etmek<br />

bir yana, göğsünü gererek Türk<br />

olduğunu söylemekten çekinmemesi;<br />

birbirine kenetlenmesi,<br />

yaşadıklarından ibret alıp, dersler<br />

çıkararak kendilerinden sonraki<br />

kuşakları da bu anlayışla yetiştirmek<br />

için gerekli girişimlerde bulunması<br />

en doğal hakkıdır. İçlerinden<br />

çıkan bazı menfaatperestlerin zaten<br />

yeterince kamplara bölünmüş olan<br />

Avrupalı Türk toplumu üzerinde<br />

siyasi baskıların oluşmasına neden<br />

olacak boyutlarda arayışlara<br />

düştüğü görülmektedir. Avrupalı<br />

Türklerin yaşadıkları, yurttaşlık<br />

hakkı edindikleri, Aristofanes’in son<br />

komedi oyunu Plutos‘daki ifadesiyle<br />

ubi bene, ibipatria 1 (mutlu<br />

oldukları anayurt) olarak gördükleri<br />

ülkelere bağlılıkları ikide bir sorgulanmamalı;<br />

toplum bağlı olanlar,<br />

daha bağlı olanlar, en bağlı olanlar<br />

gibi klişeler üreterek daha fazla gerilip<br />

ayrıştırılmamalıdır. Avusturya<br />

veya bir başka ülkede yaşayan ve<br />

bu ülkenin vatandaşı olan Avrupalı<br />

Türkler, Türkiye’ye ait oldukları<br />

kadar, yaşadıkları ülkelere de<br />

anayasal vatandaşlık bağları ile<br />

bağlıdır ve yaşadıkları ülkelerde Polonya,<br />

Macaristan, İtalya vb. kökenli<br />

vatandaşları kadar da sözsahibidir.<br />

Türkiye kökenli her bir Avrupalı<br />

Türk, yaşadığı ülkede yurttaş olmanın<br />

bilinci ile hareket etmekte ve<br />

yükümlülüklerini yerine getirmeye<br />

çalışmaktadır. Onların Türk kökenli<br />

Avusturyalı vd. olmaları onların<br />

meşrebinden, mezhebinden ayrılmasını<br />

gerektirmez. Onlar zaten<br />

davranış biçimi, yaşayış tarzı ile<br />

kendilerine gereken tanımı<br />

yapmışlar, kendilerinden Avrupalı<br />

Türk olarak söz ettirmeye<br />

başlamışlardır.<br />

Türkiye kökenli Avrupalı Türkler,<br />

kendini bilmezlerin sonu gelmeyen<br />

itham, hakaret ve cehaletlerine<br />

karşı dik durabilecek gücü ve söyleyecek<br />

sözü tarih sayfalarında<br />

görebilir, tarih bilgisi ile özgüvenlerini<br />

pekiştirebilirler. Unutmasınlar<br />

ki açık denizlerde savaşılmadan<br />

karada fetih olmaz. İnsan hangi<br />

coğrafyada hangi kimlikle yaşarsa<br />

yaşasın, niyeti iyi olduktan ve düzenini<br />

kurduktan sonra, iyi bir işi ve<br />

aşı da oldukça kendisi ve çevresi ile<br />

barışık, rahat ve onurlu bir hayat<br />

sürebilir.<br />

Tarihin hiçbir döneminde Türk<br />

olmak, Türk kimliği ile yaşamak<br />

kolay olmadı. Türk kimliğini<br />

taşımak, iki kefeli bir terazide satış<br />

yapmaya benzer; bazen ayarı bozuk<br />

teraziyi dengelemek için hafif gelen<br />

kefeye konan ağırlık misali, yaşanan<br />

tüm olumsuzlukları abra gibi<br />

taşımak; bazen de dostlarla duygudaşlığı<br />

yaşarken kefenin dengesini<br />

şaşırmamak gerekir.<br />

1 “İnsanın kendini iyi hissettiği yer vatanıdır” ifadesi<br />

Aristofanes’in son komedi oyunu Plutos‘daki 1151. dizede<br />

geçer ve Latince (aktaran Cicero, Gespräch in Tusculum 5,37)<br />

“Patria est, ubicumque est bene” ifadesi Friedrich Hückstädt’ın<br />

bir şarkısında nakarat olarak geçer (Gedichte, Rostock 1806).<br />

6€<br />

Hızlı Havale*<br />

Havalenizi DenizBank ile yapın, Türkiye’nin 81 şehrinde 4.200 noktaya anında ulaşın!<br />

• DenizBank A.Ş.’nin 700’ü aşkın şubesine göndereceğiniz havaleleri<br />

bir saat içinde Türkiye’de hiçbir ek masraf kesilmeden<br />

memlekete gönderiyoruz.<br />

• Havalelerinizi ister Avusturya genelindeki 27 şubemizden,<br />

ister internet şubemiz üzerinden online yapın, paranızı hesaplı,<br />

güvenli ve hızlı bir şekilde memlekete ulaştıralım!<br />

Haftaiçi uzun çalışma<br />

saatlerimizle hizmetinizdeyiz.<br />

Ayrıca Viyana şubelerimiz<br />

Cumartesi günleri de açık!<br />

* Bireysel müşterilerin DenizBank A.Ş., İş Bankası ve Halk Bankası’na yaptıkları 200 Euro’ya kadar olan havaleleri için bir sonraki değişikliğe kadar geçerli ücret.<br />

Müşteri Hizmetleri 0800 88 66 00, www.denizbank.at<br />

DenizBank bir Sberbank grubu kuruluşudur.<br />

Entgeltliche Einschaltung


3 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART 2017<br />

‘‘Almanca<br />

zorunluluğu<br />

anayasaya<br />

aykırı’’<br />

Salzburg’lu iki hukuk profesörü<br />

okul teneffüslerinde Almanca<br />

zorunluğunun orantısız<br />

ve izin verilemez bir müdahale<br />

olduğunu ve Yukarı Avusturya<br />

ÖVP-FPÖ koalisyonun talep ettiği<br />

ülke çapında eğitim yasası<br />

değişikliğinin yeterli bir temele<br />

dayanmadığını açıkladı.<br />

Bilirkişiden hukuk profesörü<br />

Walter Pfeil: ‘‘Okul yönetmeliği<br />

üzerinden genel bir Almanca<br />

zorunluluğu getirmek<br />

anayasaya aykırıdır. Siyasi olarak<br />

karar veremem ancak<br />

hukuki olarak anayasa buna<br />

izin vermiyor ve eyalet yasa<br />

koyucuları da bunun için<br />

yetkili değildir. Yürürlükte olan<br />

kanunlara göre de bu teklif<br />

düşünülemez. İnsan hakları<br />

sözleşmesinde özel hayatı korumayı<br />

garanti eden temel hak<br />

olarak bir düzenleme vardır.<br />

Dil de bu düzenlemeye aittir.<br />

Ona yaptırım uygulama da<br />

açıkça anayasaya aykırıdır.’’<br />

Dil eğitimi araştırmacısı Hans-<br />

Jürgen Krumm ise: ‘‘Eğitim dili<br />

Almanca teneffüste değil, öğretmenle<br />

derste öğrenilir. Dil<br />

yasağının Almancayı kuvvetlendireceği<br />

umudu tam bir<br />

safsatadır.’’<br />

Wie es scheint, begnügen sich die<br />

Sozialpartner in Österreich mit<br />

den hunderten kollektivvertraglichen<br />

Mindestlöhnen, statt eine<br />

gesetzliche Verankerung des<br />

Mindestlohns und des Mindeststundensatzes<br />

in Österreich voranzutreiben.<br />

Wir brauchen in<br />

Österreich beides: starke Kollektivverträge<br />

und einen gesetzlich<br />

verankerten Mindestlohn.<br />

Die Aussagen von Bundeskanzler<br />

Kern in diesem Zusammenhang<br />

sind wenig glaubwürdig. Dieser<br />

hatte zuletzt einen gesetzlichen<br />

Mindestlohn von 1500€ brutto<br />

gefordert. Wenn es Bundeskanzler<br />

Kern ernst meinen würde,<br />

dann gäbe es wohl die volle<br />

Unterstützung vonseiten der Gewerkschaft<br />

für seinen Vorschlag.<br />

Abgeordneter zum Tiroler Landtag<br />

AHMET DEMİR:<br />

Mindestlohn:<br />

Gesetzliche Verankerung<br />

wie in Deutschland<br />

gefordert<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

Die Sozialpartner müssen sich<br />

ernsthafter mit dem Thema<br />

auseinandersetzen. Die Menschen<br />

brauchen eine Sozialpartnerschaft,<br />

die sich für sie einsetzt<br />

und dafür sorgt, dass der<br />

jahrelange Abwärtstrend bei<br />

den Löhnen, und somit auch<br />

bei den Pensionen, beendet wird.<br />

Ein gesetzlich festgeschriebener<br />

Mindestlohn mit Mindeststundensätzen<br />

wie in Deutschland<br />

wäre ein großer Schritt. Dort<br />

hat man mit 24 Paragraphen<br />

das Problem gelöst und Raum<br />

für Übergangslösungen zugelassen.<br />

Deshalb braucht es einen<br />

Mindestlohn von 1700€ brutto,<br />

damit ein menschenwürdiges<br />

Leben über der Armutsschwelle<br />

möglich ist.<br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Yeşiller Partisi Milletvekili AHMET DEMİR:<br />

Asgari Ücret: Almanya’da<br />

olduğu gibi yasallaştırılmalı<br />

Asgari ücret konusunda açıklamalar<br />

yapan Ahmet Demir: ‘‘Avusturya’da<br />

görüldüğü gibi Sosyal Ortaklar asgari<br />

ücret konusunda bunu ve asgari<br />

saat ücretini yasallaştırma yerine<br />

yüzlerce toplu sözleşmelerle yetiniyor.<br />

Avusturya’da her ikisine de ihtiyaç<br />

var: Güçlü toplu sözleşmeler ve<br />

asgari ücretin yasallaştırılması...<br />

Başbakanın bu konu ile alakalı demeçleri<br />

pek inandırıcı değil. En son<br />

olarak 1.500 €’́luk bir asgari ücret talebi<br />

vardı. Eğer Başbakan bu konuda<br />

ciddi olmuş olsaydı, onun bu talebi<br />

sendikalardan da destek görürdü.<br />

Sosyal Ortaklar bu konuyla ciddi olarak<br />

uğraşmak zorunda. İnsanların<br />

kendileri için çalışan, yıllardır genel<br />

anlamda düşüş yaşayan maaşlarda<br />

ve buna bağlı olan emekliliklere<br />

dur diyen sosyal ortaklara ihtiyacı var.<br />

Almanya’daki gibi asgari ücretin ve<br />

asgari saat ücretinin yasallaştırılması<br />

büyük bir ilerleme olacak. Almanya'da<br />

24 madde ile bu sorun çözülmüş<br />

ve bir geçiş sürecine de yer<br />

verilmiş bulunmakta. Bundan dolayı<br />

yoksulluk eşiğinin üstünde insanca yaşayabilmek<br />

için 1.700 € ́luk bir asgari<br />

ücrete ihtiyaç var.<br />

(Yoksulluk eşiği bir ülkenin ortalama<br />

gelirine % 60 sabitlenmişdir. Birleşmiş<br />

Milletler bunu % 66 olarak belirlese de<br />

toplumda % 60 olarak biliniyor.)<br />

© Tiroler Grüne / Sebastian Müller<br />

DAMIT AUS<br />

DEN SCHERBEN DER<br />

VERGANGENHEIT<br />

EINE ZUKUNFT OHNE<br />

GEWALT WIRD.<br />

Jeden Tag helfen wir Frauen und unterstützen sie<br />

und ihre Kinder auf dem Weg zurück in ein stabiles<br />

und angstfreies Leben.<br />

frauenhaeuser-wien.at


MART 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 4<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Bir rüyayla başladı herşey;<br />

Öyle bir rüya ki, etkisi<br />

Günler, aylar, hatta yıllarca sürdü,<br />

Sonra ümit ve niyaza dönüştü …<br />

Önce çok istemek,<br />

Sonra gönülden dilemek gerekirmiş meğer,<br />

Eğer birşeyi çok arzu ederse insan,<br />

Gün gelir Dua'lar, niyazlar sahibini bulur,<br />

Dileyenin kalbine aşk, gönlüne yol olurmuş.<br />

Vakit tamam! Hazırlanın!<br />

Yola çıkıyoruz;<br />

Malın, evladın, dünyaya ait her ne<br />

varsa, birgün fayda vermeyeceğini<br />

anlayanların, madde ile manayı<br />

ayırt etmeye başlayan, artık nefsine<br />

dur demeye hazırlanan, huzuru arayanların,<br />

kısacası mazisine veda<br />

etmek isteyen tüm yolcuların çıktığı<br />

bir yola çıkıyoruz.<br />

İlk durağımız Medine. Medeniyetin<br />

doğduğu şehir. Peygamberin övgüsüne<br />

mazhar, alemlere rahmet,<br />

mübarek bedenine misafir olmuş<br />

beldeye, hoşgörününün, kardeşliğin<br />

dünyaya yayıldığı şehre,<br />

güller diyarına, güllerin efendisine,<br />

gidiyoruz.<br />

Bir gece vakti giriyoruz şehre, ilahi<br />

davete icabet edercesine sevinçli,<br />

bir o kadar da heyacanlı… Nefesler<br />

tutulmuş, sanki herkes kim olduğunu<br />

dahi unutmuş, hep bir<br />

ağızdan çıkan salat ve selamlarla,<br />

Sebastian Kurz:<br />

‘Yeni yabancılara<br />

5 yıl sonra sosyal<br />

yardım imkânı’<br />

Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz,<br />

asgari geçim yardımı (Mindestsicherung)<br />

ve mağduriyet yardımı<br />

(Notstandshilfe) gibi sosyal<br />

hizmetlerin yeni gelen yabancılara<br />

kısıtlanmasını önerdi.<br />

Kurz: ‘‘Doğu Avrupa’da artan<br />

işsizlik sebebiyle AB’ye gelen<br />

yabancılara 5 yıl kaldıktan sonra<br />

sosyal yardımlar verilmeli’’ dedi.<br />

A<br />

VRUP<br />

<strong>HABER</strong><br />

A<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Gazete Kurucusu (Gründerin)<br />

Katrin VORHAUSER<br />

İmtiyaz Sahibi (Herausgeber und Inhaber)<br />

Mehmet İNAK<br />

Genel Yayın Yönetmeni (Chefredaktion)<br />

Hasan KESKİN<br />

Türkiye Temsilcisi<br />

Mag. Ahmet ZUBİ<br />

23.03.2017 - 24.04.2017<br />

SAYI: 64 MART 2017 - MÄRZ 2017 AUSGABE: 64<br />

ANSCHRIFT - ADRES<br />

<strong>HABER</strong> <strong>AVRUPA</strong> - <strong>EUROPA</strong> <strong>JOURNAL</strong><br />

Roßbachstr. 10 - 6020 Innsbruck<br />

Baskı-Druck: Medien-Druck Salzburg GmbH<br />

Yayımlanan köşe yazıları ve reklamların içeriğinden<br />

gazetemiz sorumlu değildir.<br />

www.europa-journal.net - info@europa-journal.net<br />

R<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

ilerliyoruz, Medine sokaklarında…<br />

Kimsede uyku yok bu gece, gökyüzü<br />

yıldızlarla bezenmiş. Sanki Rasulullah,<br />

hicret ederken yıldızları da<br />

yanında getirmiş… Yerde, gökte ne<br />

varsa saf saf hizaya durmuş, sağanak<br />

sağanak rahmet yağmakta...<br />

O’nun ravzasını görebilmek, cennet<br />

bahçesinde kısacıkta olsa huzura<br />

durmak, secdede yaratanla buluşmak<br />

için, bin bir güçlükle, saatlerce<br />

süren bekleyişler başlar… Heyecan<br />

dorukta! İşte cennet bahçesinin<br />

önündesiniz, beklenen an gelmiş,<br />

huzura kabul edilmişsiniz. En sevgilinin<br />

huzurunda edeple eğilen<br />

başlardan sadece birisiniz. Tarifi<br />

mümkün olmayan bir haldesiniz.<br />

Dillerde Dua'lar, kalplerde pişmanlık<br />

ve ümit…<br />

…Sanki Peygamber, az önce şuradan,<br />

ashabıyla yeni geçmiş gibi, gül<br />

kokuyor, Mescid-i Nebevi'nin her<br />

karesi. Nereye bakarsanız bakın,<br />

peygamberi bir hoşgörü sinmiş insanların<br />

üstüne. Omuz omuza durduğunuz<br />

saflarda, ne güzel insanlar<br />

var... Gülümsüyor, selam veriyorlar,<br />

hem yanlarında, hem kalplerinde<br />

yer veriyorlar size. Zaman duruyor<br />

sanki, mahşeri bir kalabalık ve<br />

siz mübarek beldede, emin ellerdesiniz…<br />

Her vakit namazını O´nun yanı başında<br />

kılmak için can atar, her ezan<br />

YASEMİN KARAGÖZ<br />

yasemin-ka@hotmail.com<br />

VAHYİN KALBİNE YOLCULUK<br />

Özgürlükler kıtası Avrupa’dan Müslümanlara<br />

bir şok daha. Lüksemburg'da<br />

bulunan Avrupa Adalet<br />

Divanı aldığı kararla; ‘İşveren işyerinde<br />

dünya görüşüne ilişkin sembolleri<br />

yasaklamışsa ve bunun da<br />

gerekçeleri belirtiliyorsa başörtüsü<br />

takılmasına izin vermeyebilir.’<br />

okunuşunda Bilal Habeşi`yi hatırlarsınız.<br />

Orada bir başka güzeldir<br />

ezanlar, Ayet-i kerimeler, salatu selamlar.<br />

Güzeldir, Hz. Muhammed`i<br />

(s.a.v) sevmek, hayran olmak, huzurunda<br />

gözyaşı dökmek, dertleşmek...<br />

Kirlenen toprağı nasıl<br />

arındırırsa yağmur, işte öylece arındırıyor<br />

kirlenen ruhu, gözlerden süzülen<br />

sessiz gözyaşları. Kalplerde<br />

kopan fırtınalar olmasa hiç dile gelir<br />

miydi göz pınarları… Ama nafile!<br />

YETMEZ! Sözlerini dillere destan,<br />

sünnetlerini başa taç, gönüllere<br />

miraç etmedikten sonra…<br />

Hele bir de seher vakti var ki,<br />

asla unutamayacağınız manzaralara<br />

gebe. Sabah ezanı okunmaya başladı<br />

mı, insan seli akar sokaklara,<br />

yaşlı, genç, kadın, erkek, çocuk ne<br />

ararsan… Gidişler hep aynı yöne…<br />

İşte yeşil kubbe görünüyor… İçinizden<br />

bir ses: „Ben böyle bir manzarayı<br />

dünyanın hiçbir yerinde<br />

görmedim. Ya Rab! Mahşerde de<br />

böyle bir olmayı, birlik olmayı,<br />

Peygamber efendimizin sancağı<br />

altında toplanabilmeyi nasip et“<br />

der sanki…<br />

Medine'de gezerken, ünlü çarşılarını,<br />

hurma bahçelerini, her milletten<br />

misafirlerini, hoşgörü kokan<br />

sokakları görür, eski tren garından<br />

geçerken de ecdadımızı yadeder,<br />

İslam medeniyetine olan katkılarından<br />

dolayı birkez daha teşekkür<br />

edersiniz. Her insanın görmesi<br />

gereken yerleri görürür,<br />

hissetmesi gerekenleri, hisseder ve<br />

bir kalbiniz olduğuna kanaat getirirsiniz.<br />

Sanki oraya aitmiş gibi<br />

hemen alışıverirsiniz.<br />

Medine'ye gelinir de Uhut Dağı'na<br />

çıkılmaz mı hiç?… İşte Uhut Dağı'nda,<br />

okçular tepesindesiniz. Bir<br />

toz bulutunda, savaşın tam ortasında<br />

gibi hissedersiniz. Sanki İslam<br />

ordusunun yenilgisine ağlayan<br />

meleklerin ayak seslerini duyar,<br />

toprağa sıcak sıcak damlayan şehit<br />

kanlarının her damlasında, şehadetlerine<br />

şahitlik eder toprağın<br />

feryadını duyarsınız. İmamlar anlatadursun,<br />

herşey canlanır gözünüzde…<br />

Vahşinin Hz. Hamza'yı nasıl<br />

şehit ettiği gelir aklınıza, o anki<br />

ıstırabı ta içinizde hissedersiniz.<br />

Ya Peygamberin mübarek dişinin<br />

kırılması… Bilmem ki ne demeli…<br />

Acı hatıralarla dolu Uhut Dağı<br />

ve ötesi…<br />

Ve birgün, ayrılık günü gelir çatar.<br />

Bir sevgiliden ayrılırken nasıl<br />

hüzünlenirse insan, siz de öyle<br />

hüzünlenir, ıstırabı ta kalbinizde<br />

hissedersiniz. Vahyin kalbine doğru<br />

çıktığınız yol devam eder ve siz<br />

tekrar geleceğinize söz verir,<br />

cennette kavuşmak dileğiyle yola<br />

devam edersiniz.<br />

AB‘de 7<br />

milyon<br />

Türk<br />

yaşıyor<br />

Avrupa Birliği (AB) içinde en<br />

fazla Türk nüfusa sahip ülke 3<br />

milyon ile Almanya. Onu takip<br />

eden ülkeler ve barındırdıkları<br />

Türk nüfus sırasıyla şöyle:<br />

Fransa (900 bin), Bulgaristan<br />

(800 bin), İngiltere (500 bin),<br />

Hollanda (480 bin), Avusturya<br />

(360-500 bin arasında, kesin<br />

rakam bilinmiyor), Yunanistan<br />

(350 bin), Belçika (220 bin),<br />

Danimarka (93 bin), Romanya<br />

(65 bin) ve İtalya (19 bin). Kıbrıs<br />

meselesi özel bir durum. Sadece<br />

Türkiye Cumhuriyeti’nin tanıdığı<br />

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde<br />

ise 300 bini aşkın Türk<br />

yaşıyor.<br />

Avrupa Adalet Divanı: "İşyerleri çalışanların dini sembol<br />

niteliğinde kıyafet giymelerine yasak getirebilir"<br />

Avrupa’da işveren, işyerinde<br />

başörtüsünü yasaklayabilir<br />

Kopftuchverbot durch EuGH beschlossen<br />

Unternehmen dürfen ihren Arbeitnehmerinnen das Tragen eines islamischen Kopftuchs verbieten<br />

(1. Bölüm)<br />

Avusturya’da yaşayan<br />

Türklerin sayısı 360 bin<br />

ile 500 bin arasında...<br />

OLAYIN GEÇMİŞİ<br />

Karara konu olan ilk şikâyet Belçika'da<br />

yaşayan Müslüman bir kadın<br />

tarafından yapıldı. Samira Achibata,<br />

bir güvenlik şirketinde resepsiyon<br />

görevlisi olarak çalışmaya başladıktan<br />

üç yıl sonra başörtüsü takmaya<br />

başladı. İşyerinde başörtüsü kullanılmayacağını<br />

belirten şirket, Achibata'yı<br />

işten çıkardı. İşyeri kararına<br />

siyasi, felsefi ve dini görüşleri görünür<br />

şekilde sembolize eden işaretlerin<br />

işyeri yönetmeliğine uygun<br />

olmadığını gerekçe gösterdi. Bunun<br />

üzerine kadın çalışan, şirket aleyhine<br />

Belçika Mahkemesi'ne dava<br />

açtı. Belçika Mahkemesi, dosyayı<br />

Yargıtay'a gönderdi. Belçika Yargıtayı<br />

da, konuyu Avrupa Birliği'nin en<br />

üst hukuk organı olan Lüksemburg'daki<br />

Avrupa Adalet Divanı'na<br />

havale etti.<br />

İŞYERİ HAKLI<br />

İşyerinin gerekçesini yerinde bulan<br />

Avrupa Adalet Divanı bu koşullarda<br />

başörtüsü yasağının ayrımcılık olarak<br />

değerlendirilemeyeceğine karar<br />

verdi. Belirli dini ve dünya görüşüne<br />

sahip kişilerin haksızlığa uğramasına<br />

yol açabilecek bir yönetmelikte<br />

"dolaylı olarak ayrımcılıktan" söz<br />

edilebileceğini, ancak böyle bir yönetmeliğin<br />

müşterilere karşı siyasi,<br />

dini ve felsefi tarafsızlığın korunması<br />

ile savunulabileceği kaydedildi.<br />

Kararda böyle bir kuralın,<br />

özellikle müşterilerle doğrudan temasta<br />

olan kişiler için önemli<br />

olduğu vurgulandı.<br />

EMSAL TEŞKİL EDİYOR<br />

Belçika'daki olayla ilgili alınan karar<br />

bütün Avrupa Birliği ülkeleri için<br />

emsal teşkil ediyor. Avrupa Birliği<br />

ülkelerindeki mahkemelerin alacakları<br />

kararda Avrupa Adalet Divanı'nın<br />

bu hükmüne uygun hareket<br />

etmesi gerekiyor.<br />

KADINLARA AYRIMCILIK<br />

Bu karar Avrupa’da yaşayan Müslüman<br />

kadınların ayrımcılığa uğramasına<br />

ve işsiz kalmalarına yeni bir<br />

kapı açmış oldu.<br />

© FotoHiero / pixelio.de


5 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART 2017<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Emekliliğe<br />

ayrılanların<br />

sayısında<br />

büyük artış<br />

Sosyal İşler Bakanlığı’na bağlı emeklilik<br />

denetim biriminin son verilerine göre<br />

özel veya kendi işinde çalışanlarda doğrudan<br />

emekliliği tanınanlarda yaklaşık<br />

%18’lik bir artış var. Memurlardaki<br />

artış ise hemen hemen %50’yi buldu.<br />

Sistemin finanse edilebilirliği için iyi<br />

bir haber; Emekliye ayrılma yaşı yükselişe<br />

geçmiş durumda.<br />

Avusturyalı ortalama 60 yaşın biraz<br />

üstünde emekliye ayrılıyor...<br />

2016’da Avusturyalılar 2015’e göre 2<br />

ay daha geç emekliye ayrıldı. Emekliye<br />

ayrılma yaşı ortalama 2016’da 60 yıl 4<br />

ay oldu. 2014’de emeklilik yaşı 59.8 idi.<br />

Burada dikkat edilmesi gereken husus<br />

önceleri malulen emekli olarak değerlendirilip<br />

rehabilitasyon ödeneği alanların<br />

geçen yıllarda istatistikten çıkarılması<br />

ve böylece bir miktar artışta<br />

katkıları olmasıdır.<br />

Verilerdeki sayılar yasal emeklilik sigortası,<br />

çalışanlar ve hem de kendi işleri<br />

olanlar için geçerlidir. 2016’daki bu<br />

büyük artışın sebebi öncelikle yasal<br />

emeklilik alanında yaşanan artıştan dolayıdır.<br />

Kendi işyeri olan bireylerin bilakis<br />

doğrudan emekliye ayrılma yaşında<br />

düşüş vardır.<br />

Ekonomi Bakanı Reinhold Mitterlehner<br />

(ÖVP) geçtiğimiz günlerde<br />

hükümetin çıraklıkla ilgili<br />

yeni kampanyasını tanıttı. 54<br />

çırak mesleği 2020’ye kadar<br />

dijitalleşmenin gereksinimlerine<br />

göre değiştiriliyor. Çırakların<br />

uluslararasılaştırması yurtdışında<br />

dil kurslarının parayla desteklenmesi<br />

yoluyla yapılacak.<br />

Bakan Mitterlehner çıraklık mesleklerinin<br />

yeni koşullara uygun<br />

hale getirilmemesi durumunda<br />

dijitalleşmenin işyerlerine maddi<br />

yük olacağı konusunda uyardı.<br />

İkili eğitim sisteminde mükemmel<br />

uzman işgücü yetiştirileceği<br />

için rekabette büyük avantajlar<br />

getiriyor. Diğer yandan diğer ülkeler<br />

de eğitim sistemlerini düzelteceklerinden,<br />

Avusturya da<br />

yenilemek zorunda.<br />

Bazı meslekler 2020’ye kadar<br />

değişikliğe uğruyor<br />

2017 çırak meslekleri paketinde<br />

sekiz yeni ya da modernize edilmiş<br />

meslek yer alıyor. Perakendecilikte<br />

dijital satış, lastik ve<br />

kükürtle sertleştirme tekniklerinde<br />

tanı bilgisayarlarının yoğun<br />

şekilde kullanılması gibi. 2020’ye<br />

kadar değişiklik yapılacak dijital<br />

ağırlıklı çırak meslekleri şunlar:<br />

Bilişim teknolojisi, kimya tekniği,<br />

© ÖVP / Jakob Glaser<br />

Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı<br />

Reinhold Mitterlehner (ÖVP) Hükümetin<br />

Çıraklıkla İlgili Yeni Kampanyasını Tanıttı<br />

‘Çıraklık<br />

bitirme sınavına<br />

hazırlık<br />

kurslarının tüm<br />

masrafları<br />

karşılanacak’<br />

bisiklet mekatronik, kurulum ve<br />

bina tekniği, kaportacı, e-ticaret<br />

satış elemanlığı.<br />

Çıraklara finansal destek<br />

1 Temmuz’dan itibaren çıraklık<br />

bitirme sınavına hazırlık kurslarının<br />

tüm masrafları karşılanıyor.<br />

Şimdiye dek katılımcılar ödedikleri<br />

tutarın 250 eurosunu geri alıyordu.<br />

Bazı mesleklerin özellikle<br />

teknik niteliklerin kurs masrafları<br />

800 euroya kadar çıkıyordu.<br />

Devamla çıraklara uluslararası<br />

nitelik kazandırılacak. Bunun için<br />

çırakların yurt dışında yapacakları<br />

dil kursları bedava oluyor. İki<br />

haftaya kadar dil için yurt dışında<br />

kalma destekleniyor. Mesleki<br />

yurt dışında kalma sayısı<br />

şu anda yılda 750 kişiden daha<br />

yukarıya çıkartılıyor.<br />

Avusturya’da yaklaşık<br />

107 bin çırak var<br />

Tüm Avusturya’da şu anda 28<br />

binin üzerinde çırak işletmesi<br />

yaklaşık 110 bin çırağı eğitiyor.<br />

Her sene 33 bin ilk senesinde<br />

olan yeni çırak ise buna ekleniyor.<br />

İş Piyasası Kurumu’nda<br />

(AMS) şu anda 3.391 boş yer<br />

çırakları bekliyor. İşletmeler ve<br />

AMS bu kampanyada söz konusu<br />

değişiklikler için 361 milyon euro<br />

yatırım yapacak.<br />

© BMI / Gerd Pachauer<br />

Avusturya İçişleri Bakanı Wolfgang Sobotka (ÖVP):<br />

‘‘9 eyalette uyuşturucu kontrolü için<br />

tükürük test araçları kullanılacak’’<br />

Kenevir, ekstasi, afyon, kokain ve<br />

amfetamin gibi uyuşturucu kullanımının<br />

ispatı için 9 Mart 2017’den<br />

itibaren tüm eyaletlerde tükürük<br />

testi cihazı kullanılmaya başlandı.<br />

Senelerce polis direksiyonda uyuşturucu<br />

madde kullanıcılarını tespite<br />

çalıştı. Bu nedenle her bir eyalet için<br />

bir tükürük testi cihazı satın alındı<br />

ve toplam bu 9 cihaz için 55.620<br />

Neun Speichelvortestgeräte<br />

zum Drogennachweis<br />

im Einsatz<br />

euro ödendi. Cihazların kullanımına<br />

dair karar geçtiğimiz günlerde İçişleri<br />

Bakanı Wolfgang Sobotka tarafından<br />

çıkarıldı. Sobotka: “Bundan<br />

böyle polis trafikte yalnız alkol kullananları<br />

değil, uyuşturucu kullanıcılarını<br />

da bu cihazlar sayesinde<br />

tespit edebilecek. Taşıtı sürenler<br />

sorumlu davranacak şekilde direksiyonda<br />

oturmalıdır. Mesele tüm trafiktekilerin<br />

güvenliğidir.<br />

Şimdiye kadar polis sürücünün görünüşünden<br />

yola çıkıyordu. Çoğunlukla<br />

tıbbi muayeneyi gerektiren<br />

belirsizlikler olurdu. Şimdi bu kusurlar<br />

giderilecek. Cihaz tükürükte<br />

uyuşturucu izleri belirlerse sürücü<br />

etki altında olup olmadığının tespiti<br />

için hükümet doktoruna götürülecek.<br />

Cihazla testi yapan polisler<br />

cihazı kullanma konusunda ve etkilenme<br />

durumunu tanımada cihazı<br />

kullanmadan önce eğitime tabi tutuluyorlar.”<br />

Ülke genelinde<br />

çalınan<br />

bisikletlerin<br />

yüzde 90’ı<br />

bulunamıyor...<br />

Avusturya’da 2016<br />

yılında 27.465<br />

bisiklet çalındı<br />

Avusturya Trafik Kulübü’nün<br />

(VCÖ) açıklamasına göre ülkede<br />

toplam 6,4 milyon bisiklet kullanımda<br />

ve geçen yıl her 230<br />

bisikletten biri çalındı. Resmi rakamlara<br />

göre 2014 yılında<br />

28.274, 2015 yılında 28.018 ve<br />

2016 yılında ise toplam 27.465<br />

bisiklet çalındığı kayıtlara geçti..<br />

Hırsızlık olaylarının Burgenland,<br />

Salzburg ve Aşağı Avusturya<br />

eyaletlerinde artış gösterdiğini<br />

belirten VCÖ yetkilileri, diğer<br />

eyaletlerde ise düşüş olduğunu<br />

açıkladı.<br />

VCÖ, İçişleri Bakanlığı verilerine<br />

göre 2 bin bisiklet hırsızlığı olayının<br />

ise aydınlatıldığını belirtti.<br />

Hırsızlık Sigortası Önerisi<br />

VCÖ yetkilileri, bisikletlerin iyi<br />

bir kilitle sürekli kilitli bırakılmasını<br />

ayrıca çalınan bisikletlerin<br />

bulunduğunda sahiplerine<br />

tekrar kolaylıkla ulaştırılabilmesi<br />

için seri numarası veya mevcut<br />

bilgilerin kaydedilmesinin önemini<br />

vurguladı. Bununla birlikte<br />

VCÖ, yüzde 90 oranında çalınan<br />

bisikletlerin bulunulamadığı düşünüldüğünde<br />

Hırsızlık Sigortası<br />

yapmanın da faydalı olacağı önerisinde<br />

bulunuyor.<br />

Aşağı Avusturya’da ev ve daire sahiplerine 1.000 euro destek...<br />

Alarm düzeneği köpeklerden<br />

hemen sonra hırsızları caydırmak<br />

için ikinci en başarılı yöntem. Bu<br />

nedenle Aşağı Avusturya eyaleti<br />

emniyet müdürlüğü ve ticaret<br />

odası ile birlikte bir inisiyatif kapsamında<br />

emniyetli bir kapı taktırma<br />

ya da bir alarm düzeneği<br />

kurdurma karşılığında yapılan<br />

masrafın en fazla %30’unu karşılamayı<br />

garanti ediyor.<br />

Yakında eyalet valisi olacak<br />

Johanna Mikl-Leitner: “1.000 euro<br />

alarm düzeneği ve 1.000 euro<br />

emniyetli kapı için olmak üzere en<br />

fazla 2.000 euro destek verilir.<br />

“güvenle oturma” inisiyatifiyle<br />

eyaletimizde yaşayan insanların<br />

güvenlik duygusunu kuvvetlendirmek<br />

istiyoruz. Tecrübelerimizden<br />

ve suçlar istatistiğinden biliriz ki,<br />

faillerin %40’ı güvenlik önlemlerinin<br />

alındığını görünce yapacaklarından<br />

cayar. İnisiyatif şimdilik 2<br />

yılla sınırlandırıldı. Her bir yıl için 5<br />

milyon euroluk bütçe ayrıldı. Destek<br />

için başvurular 1 Nisandan itibaren<br />

yapılabilecek.”<br />

Eyalet emniyet müdürü Franz<br />

Prucher: “Geçen yıl tüm büyük suç<br />

olaylarını aydınlattık. En önemli ve<br />

büyük mesele bizim için hala ev,<br />

konut ve firma soygunlarıyla mücadele<br />

etmektir.” dedi.<br />

Aşağı Avusturya’da 2016 yılında<br />

toplam 2.549 ev ve konut soyuldu.<br />

2015’e göre %9.2lik bir gerileme<br />

var. Bu sayının “güvenle oturma”<br />

inisiyatifiyle daha da düşmesi<br />

bekleniyor.


MART 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 6<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Alev Korun<br />

Abgeordnete zum<br />

Naonalrat (Die Grünen)<br />

alev.korun@gruene.at<br />

Wen soll ÖVPs und SPÖs<br />

„Leit-Kultur“ leiten?<br />

Eine Szene aus meinem Amerikanistik-<br />

Studium an der Uni Innsbruck Anfang<br />

der 1990er Jahre fällt mir in letzter Zeit<br />

immer wieder ein, wenn mit Nachdruck<br />

vor allem MigrantInnen und Flüchtlingen<br />

gegenüber betont wird, „Bei uns sind<br />

Frauen und Männer gleichberechtigt“.<br />

Ich sitze in der Amerikanistik-Vorlesung.<br />

Der Star-Professor unseres Instituts erzählt<br />

fasziniert von mehreren Autoren,<br />

deren Erzählkunst er in höchsten Tönen<br />

lobt. Dann fällt der Satz: "I mean, this is<br />

MALE fiction! Something is happening<br />

in these stories!" ("Ich meine, das ist<br />

MÄNNLICHE Erzählkunst. In diesen Geschichten<br />

PASSIERT etwas!"). Er lacht<br />

sein Publikum an, das zu ca. 97 Prozent<br />

aus weiblichen Studierenden besteht.<br />

Ich schaue mich um, ob ich die einzige<br />

bin, die schwer irritiert ist. Unsicheres<br />

Kichern, verwirrte Gesichter. Niemand in<br />

der Vorlesung wagt das auszusprechen,<br />

was wahrscheinlich vielen durch den<br />

Kopf geht: Wie trauen Sie sich, vor fast<br />

nur weiblichen Studierenden Literatur<br />

von Frauen derart herunterzumachen, in<br />

der angeblich "nichts passiert"? Die Verwirrung<br />

im Raum dürfte der Professor<br />

dann doch wahrgenommen haben, er<br />

räuspert sich, entschuldigt sich kurz,<br />

er habe es nicht so gemeint.<br />

Die Realverfassung in unserem Österreich<br />

ist, dass Frauen nur 30 Prozent der<br />

Parlamentsabgeordneten ausmachen,<br />

obwohl sie 51 Prozent der Bevölkerung<br />

stellen. Und Frauen verdienen noch<br />

immer um 21,7 Prozent weniger in der<br />

Stunde als Männer.<br />

Trotz dieser gelebten Ungleichheit steht<br />

zum Beispiel in der Broschüre für den<br />

"Wertekurs", der nur und ausschließlich<br />

für Flüchtlinge und Eingewanderte vorgesehen<br />

ist: "In Österreich darf man<br />

nicht diskriminiert werden, wenn man<br />

eine Stelle sucht oder bereits eine Arbeit<br />

hat". Schön wäre es!<br />

Es ist natürlich auch in anderen Ländern<br />

verlockend, sich im Vergleich zu „Fremden“<br />

in einem günstigen Licht zu sehen<br />

bzw. in einer idealisierten Form darzustellen.<br />

Schließlich definiert man die eigene<br />

Identität oft durch die Abgrenzung<br />

vom "Anderen". Die Krise, die zur Phantasie<br />

einer „Leit-Kultur“ geführt hat, ist<br />

aber eine viel tiefergehende.<br />

Sie lässt sich mit folgender Begebenheit<br />

plastisch schildern: Eine junge, gebürtige<br />

Wienerin mit türkisch-kurdischen Großeltern<br />

beteiligte sich vor ein paar Jahren<br />

an einer „Integrationsdiskussion“ mit<br />

den Worten „Wir Österreicher könnten<br />

...“. Eine ältere Wienerin daraufhin verwundert:<br />

„Wenn schon Leute wie Sie<br />

sagen, sie seien Österreicher, was sind<br />

dann WIR?“.<br />

Die Definitionsmacht, zu bestimmen,<br />

wer als Österreicher gesehen wird bzw.<br />

wer sich als solcher bezeichnen darf, ist<br />

brüchig geworden. Jetzt trauen sich<br />

"sogar" Leute, die Öztürk oder Agbogbe<br />

heißen, sich Hiesige zu nennen. Das<br />

rüttelt an der bisherigen Rangordnung,<br />

wer sich als zugehörig definieren<br />

„durfte“, wer also zum „Wir“ gehörte.<br />

Die Verunsicherung und die Frage der<br />

älteren Dame ist also nachvollziehbar:<br />

„Was sind dann jene, die bisher das 'Wir'<br />

für sich beansprucht haben, wenn das<br />

'Wir' sich verändert“?<br />

Der deutsche Soziologe Armin Nassehi<br />

bezeichnet diese Verunsicherung als<br />

„einen erbitterter werdenden Kulturkampf<br />

darüber, wer die narrative Autorität<br />

hat, darüber zu entscheiden, was<br />

sagbare Sätze sind, was als ‚normal’ gilt“.<br />

Die bisher gesellschaftlich vorherrschenden<br />

Schichten seien „Modernisierungsverlierer<br />

in dem Sinn, dass sie die<br />

Autorität verloren haben, widerspruchsfrei<br />

zu sagen, was das richtige Leben“-<br />

oder wer eben ein „echter Österreicher<br />

/ eine echte Österreicherin“ sei.<br />

Die „Leit-Kultur“ kommt hier als „Heilungsversprechen“<br />

ins Spiel. Sie soll die<br />

alte Ordnung wieder herstellen, die<br />

Unübersichtlichkeit beseitigen und ImmigrantInnen,<br />

Flüchtlingen, aber auch<br />

Frauen und Homosexuellen ihren gesellschaftlichen<br />

("minderwertigen", untergeordneten)<br />

Platz wieder zuweisen.<br />

Deshalb das „Leitende“ an der „Leit-Kultur“.<br />

Es ist also kein Zufall, sondern das<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

Herzstück der "Leit-Kultur", dass es (wieder/weiterhin)<br />

Leitende und Geleitete,<br />

Definierende und Definierte geben soll<br />

in der Gesellschaft. Die wiederholte Forderung<br />

der ÖVP nach einer "Leit-Kultur",<br />

der sich viele SPÖ-Politiker angeschlossen<br />

haben, soll also wieder durchsetzen,<br />

"wer Herr im Haus ist" in Österreich. Das<br />

Gegenteil wäre eine Gesellschaft von<br />

Gleichen, gleichberechtigten BürgerInnen,<br />

die auf Augenhöhe und demokratisch<br />

Lösungen für die Probleme ihrer<br />

GEMEINSAMEN Gesellschaft aushandeln;<br />

und zwar OHNE Herr-Unterworfener-Beziehung.<br />

Wie weiter?<br />

Die Vielfalt der Lebensentwürfe, das Nebeneinander<br />

von ganz unterschiedlichen<br />

Orientierungen, Muttersprachen, Religionen<br />

und ähnlichem ist eine Tatsache<br />

und wird sich nicht in Luft auflösen. Dass<br />

es nur einen einzigen gesellschaftlich<br />

akzeptierten Lebensentwurf gäbe, ist<br />

eine Illusion, somit auch das Versprechen<br />

der "Leit-Kultur". Es geht darum,<br />

mit der real existierenden Vielfalt unserer<br />

Gesellschaften umzugehen. Das<br />

heißt, „unsere Werte“ sind von Demokratie,<br />

Rechtsstaatlichkeit, Menschenwürde,<br />

Mitbestimmung und Antidiskriminierung<br />

abzuleiten. Statt Kulturalisierung<br />

und Festschreiben der Unterschiede,<br />

geht es um eine gleichberechtigte<br />

Teilhabe an der Gesellschaft. Statt<br />

Identitätspolitik und Hierarchisierung<br />

geht es um Rechte der INDIVIDUEN in<br />

ihrer Unterschiedlichkeit. Gerade da sind<br />

Frauenrechte als Menschenrechte unverhandelbar.<br />

Statt den Neuankömmlingen<br />

in Österreich von oben herab zu<br />

predigen, "Bei uns sind Männer und Frauen<br />

gleich", geht es darum, Menschenwürde<br />

und Menschenrechte für ALLE,<br />

und damit selbstverständlich die Menschenwürde<br />

und –rechte auch von Frauen,<br />

als "unsere Werte" klarzustellen.<br />

Dann würde allerdings auch so mancher<br />

gebürtiger Österreicher "unseren Werten"<br />

nicht immer ganz entsprechen. In<br />

diesem Sinne: Auf zur gemeinsamen Verteidigung<br />

unserer demokraschen Werte!<br />

Çevre ve Ulaştırma Bakanlıklarından Önemli Destek Projesi...<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

(LK)- Salzburg eyaletinin her<br />

köşesinden yaşları 16 ile 20<br />

arasında yaklaşık 50 genç kendi<br />

hazırladıkları teklifleri konuşmak<br />

üzere toplandılar.<br />

Eyalet meclis başkanı Brigitta<br />

Pallauf toplantı hakkında şöyle<br />

konuştu: “Gençlik eyalet meclisi,<br />

gençlerin siyasete ilgisiz<br />

olmadığını bir kez daha ispatlamıştır.<br />

Konuşmalar çok canlı<br />

geçti. Teklifler somut olarak<br />

sonradan da takip edildi. Gençlik<br />

meclisinin kararları hem<br />

Salzburg valiliğine hem de eyalet<br />

gençlik danışma kuruluna<br />

sunulacak. Yönetim eyalet<br />

meclisinin dilekçe komisyonuna<br />

raporunu sunacak.”<br />

Toplantıya katılan gençlerin<br />

nasıl seçildiği konusunda da<br />

Pallauf şu açıklamaları yaptı:<br />

“Gençlerin davetinde iyi bir<br />

karışım olmasına dikkat ettik.<br />

Gençlerin Salzburg’un tüm ilçelerinden,<br />

farklı okul tiplerinden<br />

ve yaş gruplarından olması<br />

bizim için önemliydi. Seçme işlemi<br />

değerini gösterdi, çok iyi<br />

bir geri dönüş yakaladık.”<br />

6 konu, 12 teklif<br />

Gençlerin hazırladığı 12 teklif<br />

şu 6 konu başlığında oldu:<br />

1. Çevre, 2. Katılım, demokrasi<br />

ve hukuk, 3. Eğitim, ileri eğitim,<br />

okul ve spor, 4. Boş zaman ve<br />

hareketlilik, 5. Sosyal işler,<br />

entegrasyon ve fırsat eşitliği,<br />

6. Ekonomi, maliye ve işgücü<br />

pazarı.<br />

Gençlik meclisinde teklifler<br />

meclisteki partilerin gençlik<br />

sözcüleriyle de görüşüldü. Eyalet<br />

yönetimi de soru cevap<br />

şeklinde toplantıya katıldı.<br />

Pallauf toplantıyla ilgili son olarak<br />

şunları vurguladı: “Eyalet<br />

meclisi ve valilik gençlerin önerilerinin<br />

uygulanma imkânlarını<br />

kontrol edecek. Gençlik meclisinde<br />

alınan tüm kararlar hem<br />

eyalet meclisi gençlik danışma<br />

kuruluna hem de valiliğe sunulacak.<br />

Yönetim daha sonra dilekçe<br />

komisyonuna kapsamlı<br />

bir rapor verecek.”<br />

Elektrikli Taşıtlara 4.000 Euro Teşvik<br />

Ulaştırma ve Çevre Bakanlıklarıyla<br />

oto ithalatçıları 1 Mart 2017’den<br />

beri ilk kez elektrikli araba alan şahıslara<br />

4.000 euroluk destek primi<br />

veriyor. 2017’nin başından itibaren<br />

elektrikli taşıt alanlar destek primi<br />

için www.umweltfoerderung.at<br />

adresinden başvuru yapabilirler.<br />

Elektrikli taşıtlar paketi teşvikler<br />

için ayrılan toplam miktar 72 milyon<br />

euro. Bu para 16 bin adete<br />

kadar elektrikli araba satın alımı,<br />

elektrikli bisiklet ve ticari araçların<br />

sağlanması, özel yükleme istasyonlarının<br />

edinimi ve kamuya ait<br />

e-istasyonlarının yaygınlaştırılması<br />

için harcanacak. Elektrikli otoların<br />

plakaları kendine has ve yeşil<br />

renkte olacak.<br />

Ulaştırma Bakanı Jörg Leichtfried:<br />

“Elektrikli otoya geçiş yapan tüm<br />

Avusturyalılar için satın alma primimiz<br />

önemli bir teşvik. 16 bine varan<br />

yeni elektrikli otolar yollara çıkıyor<br />

ve bu çevre dostu trafik için önemli<br />

bir adım.”<br />

Çevre Bakanı Andrä Rupprechter’in<br />

konu hakkında ifadeleri ise şunlar:<br />

“Elektrikli hareketliliğe geçiş yapmak<br />

istiyorsak yasaklar yerine çekici<br />

şeyler ortaya koymalıyız. Tam<br />

burada 72 milyon euroluk teşvik<br />

paketi yerine oturuyor. Bununla<br />

hareketlilik dönemecinde vatandaşlarımıza,<br />

işletmelerimize, illerimize<br />

ve beldelerimize destek<br />

oluyoruz. Bu da daha fazla yaşam<br />

kalitesi, güçlü bir ekonomi ve daha<br />

iyi bir çevre anlamına gelir.”<br />

Bireysel müşteriler elektrikli ya da<br />

yakıt hücreli otolar için teşvik<br />

miktarı olarak 4.000 euro alacak.<br />

Hibrid taşıtlar 1.500 euro ile destekleniyor.<br />

Elektrikli mopet ve motosiklet<br />

için 750 euro teşvik alıyor.<br />

İşletmeler ve dernekler için de destekler<br />

genişletildi. Bunların elektrikli<br />

otolar alması halinde 3.000<br />

euro, hibrid alması halinde 1.500<br />

euro destek olacak. Elektrikli bisiklet<br />

için 750 euro, yeni elektrikli<br />

hafif bir araç için 1.000 euro, elektrikli<br />

minibüs ya da elektrikli hafif<br />

bir ticari araç için 20.000 euroya<br />

kadar destek mümkün.<br />

Her iki bakanlık ta elektrikli hareketlilik<br />

paketi çerçevesinde ilaveten<br />

yükleme istasyonu yapılmasını da<br />

destekleyecek. Kamuya açık yükleme<br />

istasyonun alt yapısının<br />

kurulması için de 10.000 euroya<br />

E-Autos -<br />

Ankaufprämie<br />

von 4.000<br />

Euro startet<br />

Jörg Leichtfried, Verkehrsminister:<br />

"Mit unserer<br />

Ankaufprämie gibt es<br />

erstmals ein Zuckerl für<br />

alle Österreicherinnen<br />

und Österreicher, die auf<br />

ein privates E-Auto umsteigen.<br />

Wir bringen damit<br />

bis zu 16.000 neue Elektroautos<br />

auf die Straße.<br />

Das ist ein wichtiger<br />

Schritt für mehr umweltfreundlichen<br />

Verkehr."<br />

www.umweltfoerderung.at<br />

Rund 50 Jugendliche diskutierten beim Jugendlandtag im Chiemseehof<br />

Salzburg’da Gençler,<br />

Gençlik Eyalet<br />

Meclisi’nde Toplandı<br />

kadar destek olacak. Özel alanda<br />

“Wallbox” yükleme istasyonunun<br />

ya da akıllı yükleme kablosunun<br />

alınmasında ise 200 euro destek<br />

geliyor.<br />

Hizmet: Özel şahıslar, işletmeler,<br />

beldeler ve dernekler elektrikli<br />

taşıtlarının destekleme primleri için<br />

www.umweltfoerderung.at adresine<br />

başvurularını yapabilirler.<br />

© Johannes Schindlegger / Akzente Salzburg<br />

© bmvit / Johannes Zinner


7 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART 2017<br />

Avustur ya Entegrasyon Fonu (ÖIF) Avrupai İslam konulu bir panel düzenledi<br />

Yeni Proje: 'Avrupai İslam'<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Viyana (OTS)- Avusturya Entegrasyon<br />

Fonu (ÖIF) geçtiğimiz günlerde<br />

Viyana Üniversitesi’nde "İslam’ın<br />

Avrupa’ya ne kadar ihtiyacı var?"<br />

konulu bir uzmanlar paneli düzenledi.<br />

150‘den fazla kişinin izlediği<br />

panelin konuşmacıları Münster<br />

Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mouhanad<br />

Khorchide, Viyana Üniversitesi’nden<br />

Prof. Dr. Ednan Aslan ve<br />

Dr. Evrim Ersan Akkılıç, İnnsbruck<br />

Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zekirija<br />

Sejdini ve Orta Doğu uzmanı Dr.<br />

Karin Kneissl Avrupa İslamı’nın<br />

meselelerini tartıştılar. Prof. Sejdini<br />

ayrıca İnnbruck Üniversitesi’nde<br />

geliştirilen İslam platformu<br />

www.islamportal.at internet sayfasının<br />

tanıtımını yaptı.<br />

‘Avrupai İslam’ entegrasyon<br />

için baz olabilir...<br />

Münster Üniversitesi İslam Teolojisi<br />

merkezi İslam dini eğitimi<br />

profesörü Mouhanad Khorchide<br />

panelde içeriksel bir İslamın Avrupa’daki<br />

Müslümanların entegrasyonu<br />

için çok önemli olduğuna<br />

vurgu yaparak şunları söyledi: "İçerikler<br />

insanları ve inananlar İslamı<br />

etkiler. Bunun için -İslam teolojisi<br />

Avrupa’da Müslümanların yaşadığı<br />

modern toplumla ne kadar uyuşuyor?-<br />

sorusunu kendimize sormalıyız.<br />

Müslümanlar kendilerini ne<br />

www.islamportal.at<br />

İnnsbruck Üniversitesi İslamla ilgili bir Web sitesi hizmete sundu<br />

Uni Innsbruck<br />

bietet Webportal<br />

zum Islam<br />

Ein neues Webportal der Universität<br />

Innsbruck will einen<br />

wissenschaftlich fundierten Zugang<br />

zum Islam bieten. Der<br />

Innsbrucker Professor für Islamische<br />

Religionspädagogik Zekirija<br />

Sejdini ist der Leiter des<br />

Portals. Dieses gezielte Angebot<br />

solle, laut Zekirija Sejdini,<br />

Vorurteile gegenüber dem<br />

Islam als Religion abbauen und<br />

fundiert Auskunft geben.<br />

„Damit wollen wir einen Beitrag<br />

zur Versachlichung der Islam-<br />

Debatte leisten. Zugleich setzen<br />

wir uns natürlich auch kritisch<br />

mit der Religion auseinander,<br />

allerdings fern von Marktgeschrei<br />

und Hysterie."<br />

kadar Avrupa ile özleştiriyor sorusu<br />

da sorulmalıdır. Avrupa’daki<br />

demokratik ilişkiler İslamı siyasi<br />

etkilerden bağımsız yeniden yorumlamak<br />

için birçok fırsat<br />

sunmaktadır."<br />

Viyana Üniversitesi İslam Araştırma<br />

Enstitüsü Başkanı ve İslam<br />

dini eğitim profesörü Ednan Aslan<br />

panelde Avrupa tarzı İslamı savundu.<br />

Aslan şöyle konuştu: "Avrupa<br />

tarzı İslam coğrafi bir dağılım<br />

değildir, aksine bir zihniyettir.<br />

Müslümanlar İslamı zamanımızın<br />

meselelerine uygun yeniden yorumlamak<br />

ve bunu yansıtmak<br />

meselesiyle karşı karşıyadır. Günümüzde<br />

kim İslamı 13. Yüzyılın<br />

kaynaklarıyla haklı göstermeye çalışırsa,<br />

o İslamı anlamamıştır. Yeni<br />

anlayış cesaret ister ve ancak bu<br />

sadece İslamı zenginleştirir."<br />

Orta Doğu uzmanı Karin Kneissl’a<br />

göre Avrupa tarzı İslamın genel kuralı<br />

siyaset ve dinin ayrılması olmalı.<br />

"Geçmişte dini mensupluk<br />

eski Yugoslavya’da Müslümanlar<br />

için bir konu değildi fakat son on<br />

yılda önemi çok arttı. Avusturya’da<br />

birlikte yaşamanın işlevliği için<br />

vatandaşlık kimliğinin ön planda<br />

olması son derece önemli. Dinin<br />

bireylerin ‘şahsi meselesi’ olduğunu<br />

netleştirmek zorundayız."<br />

İnnsbruck Üniversitesi Mart<br />

ayı itibariyle İslam ile ilgili<br />

bilimsel verilere dayalı erişim<br />

sağlayan bir web sitesini hizmete<br />

sundu. Sitenin idaresini<br />

İnnsbruck’dan İslam dini eğitim<br />

profesörü Zekirija Sejdini<br />

çalışma arkadaşlarıyla birlikte<br />

yapıyor. Site yurtiçi ve yurt dışındaki<br />

modern İslamı savunan<br />

Mouhanad Khorchide gibi<br />

İslam alimleri tarafından da<br />

destekleniyor. Site aynı zamanda<br />

ilgilenenlere araştırmacıların<br />

cevaplayacağı soru<br />

sorma imkânını da sunuyor.<br />

Sitenin sorumlusu profesör<br />

Sejdini yeni site hakkında<br />

şunları söylüyor: ''Sitenin kuruluş<br />

amacı bir din olarak İslamla<br />

ilgili ön yargıları yıkmak<br />

ve bilime dayalı bilgiler sunmak.<br />

Böylelikle İslam tartışmasının<br />

nesnelleştirilmesine katkı<br />

sağlamak. Aynı zamanda tabi<br />

ki dine eleştirisel yaklaşmak<br />

istiyoruz, ama bu yaklaşım histeriden<br />

ve agresif söylemlerden<br />

uzak olmalı.''<br />

Univ.-Prof. Mag. Dr. Zekirija Sejdini<br />

© integrationsfonds<br />

Panelde yeni internet platformu<br />

www.islamportal.at tanıtıldı<br />

Prof. Dr. Zekirija Sejdini İnnsbruck<br />

Üniversitesi tarafından geliştirilen<br />

www.islamportal.at adlı web sayfasını<br />

tanıttı. Konseptin ana noktasının<br />

Avusturya ve Avrupa’da<br />

birlikte yaşamaya, kültüre ve<br />

değerlere odaklanan Avrupa tarzı<br />

bir İslam olduğunu vurguladı.<br />

Sayfanın İslamla ilgili çok farklı konularda<br />

bilimsel, tarafsız, içeriksel<br />

ve eleştirisel bilgiler sunduğunu<br />

ifade etti.<br />

Avusturya Entegrasyon Fonu’nun<br />

işletme müdürü Franz Wolf da panelde<br />

söz alarak şunları söyledi:<br />

"Avusturya’da şu anda yaklaşık<br />

700 bin Müslüman yaşıyor. Bununla<br />

birlikte ‘Avusturya’da İslamı<br />

Islam-Ausbildung an Uni Wien soll im Herbst starten<br />

İslam Eğitimi sonbahar<br />

döneminde Viyana<br />

Üniversitesi’nde başlıyor<br />

Yeni İslam Yasası ile öngörülen<br />

akademik İslam eğitimi<br />

Viyana Üniversitesi’nde<br />

sonbahar döneminde<br />

başlıyor ve bunun<br />

için kısa bir süre önce<br />

İslam İlahiyat Araştırmaları<br />

Enstitüsü kuruldu.<br />

Lisans eğitimi verilecek bu<br />

alanda İslami din adamları<br />

yetiştirilecek ve geleceğin<br />

imamlarına teolojik temel<br />

kazandırılacak. Şimdiye<br />

kadar imamlar yetişmiş<br />

olarak İslam ülkelerinden<br />

geliyordu ve bunlar sıklıkla<br />

Almancalarının yetersizliği<br />

nedeniyle eleştirilere yol<br />

açıyordu. Viyana Üniversitesi<br />

rektör yardımcısı<br />

Heinz Fassmann: “Bölümde<br />

toplam 6 profesör bulunacak.<br />

İslam teolojisi<br />

Almanca konuşulan bölgelerdeki<br />

üniversitelere yeni<br />

konduğu için, ders verecek<br />

uygun eğitmen bulunması<br />

güç ve akademik yeni<br />

nesil az yetişmiş. Bundan<br />

dolayı Viyana Üniversitesi<br />

adım adım stratejisini uygulayacak.<br />

Aynı zamanda<br />

yeni akademik nesli oluşturacak<br />

kişiler ortaya çıkarılacak.”<br />

Profesörlerin seçilme işleminde<br />

kalite sağlanması<br />

özellikle çok önemli. Bu kişiler<br />

İslamı temsil etmeli,<br />

bilime karşı sorumlu olmalı,<br />

siyasi ve dini gruplardan<br />

bağımsız olmalı.<br />

Böyle şahsiyetleri adaylık<br />

başvurularından filtrelemek<br />

de üniversitenin sorumluluğunda<br />

bulunuyor.<br />

Son adımda profesörler<br />

üniversite rektörü tarafından<br />

görevlendirilecekler.<br />

oluşturan ne ve kim İslam için<br />

konuşabilir?’ sorularının henüz net<br />

bir cevabı yok. Hedef ılımlı ve<br />

hoşgörülü İslamı savunan her<br />

ılımlı gücü desteklemek olmalıdır.<br />

İnnsbruck Üniversitesinin geliştirdiği<br />

bu internet platformu burada<br />

çok önemli bir katkı sağlayacaktır."<br />

Daha detaylı bilgi için:<br />

www.islamportal.at<br />

Podiumsdiskussion "Wie viel Europa braucht der Islam?"<br />

Avusturya İslam Cemaati<br />

yeni profesörler hakkında<br />

bilgilendirilecek, kurum<br />

görüş bildirebilecek ancak<br />

veto hakkı olmayacak.”<br />

İslam Teolojisi eğitimi 6<br />

sömestrlik lisans eğitimi<br />

şeklinde olacak. Yüksek lisans<br />

(master) eğitimi mevcut<br />

olan İslam Pedagojisi<br />

bölümünde yapılacak.<br />

Fassmann: “Yeni bölümden<br />

genelde umduğum<br />

inanç yoluyla bir ayrışma<br />

değil, bir nebze daha<br />

fazla birliktelik duygusu.<br />

Bu uzun vadeli bir proje<br />

ama çok değerli olduğunu<br />

düşünüyorum.”


MART 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 8<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

© Parlamentsdirektion / PHOTO SIMONIS<br />

Açıklanan Dünya Servet Raporu’na göre<br />

Avusturya’da 2017 yılı itibariyle 30 milyon<br />

euronun üzerinde serveti olan toplam 790<br />

kişi var. 2015 yılında 2.300 Avusturyalı<br />

süper zengin mevcut iken bu rakamda<br />

Nurten YILMAZ<br />

Abgeordnete zum Nationalrat (SPÖ)<br />

nurten.yilmaz@parlament.gv.at<br />

Von Köpfen<br />

und Tüchern<br />

Das Recht auf ein unabhängiges und<br />

selbstbestimmtes Leben steht allen<br />

Frauen zu, egal woher sie kommen. Wir<br />

SozialdemokratInnen wollen die Emanzipation<br />

durch Frauenförderung und gesetzlichen<br />

Schutz vor Gewalt und<br />

Abhängigkeit stärken. Ein aktuelles<br />

Thema ist die Durchsetzung von 1.500 €<br />

Mindestlohn, wovon speziell 200.000<br />

Frauen profitieren. Über Förderungen,<br />

Bildungsangebote und Informationen<br />

wollen wir SPÖ-Frauen ein selbstbestimmtes<br />

Leben aller Frauen ermöglichen.<br />

Uns geht’s um Empowerment, Frauenund<br />

Kinderrechte und Gleichstellung. Darüber<br />

wird viel zu wenig geredet, stattdessen<br />

beherrscht den Diskurs wieder mal<br />

die sogenannte „Kopftuchfrage“. Auch<br />

hier gilt für mich: Niemand darf einer<br />

Frau, einem Mädchen das Tragen aufzwingen<br />

– mit welchen Gründen auch<br />

immer. Niemand darf eine Frau, die in der<br />

Öffentlichkeit ein Kopftuch trägt, umgekehrt<br />

zwingen, dieses abzunehmen. Wichtiger<br />

ist, was eine Frau im Kopf hat, nicht<br />

was sie trägt. Zu unterscheiden ist dieses<br />

Thema von der Vollverschleierung (Burka,<br />

Niqab). Diese ist ein Symbol der Unterdrückung<br />

von Frauen, weil sie Frauen<br />

massiv einschränkt. Die Regierung hat sich<br />

geeinigt, dass es hier ein Verhüllungsverbot<br />

im öffentlichen Raum geben soll.<br />

Zurück zum Kopftuch: Wie ist das aber in<br />

Firmen und am Arbeitsplatz? Wie das Verhältnis<br />

von Religionsfreiheit und Unternehmenspolitik?<br />

Da gab es am 14.3. ein<br />

wichtiges Urteil vom Europäischen Gerichtshof<br />

(nachlesbar: https://goo.gl/Cqn0ZP).<br />

Anlassfall war die Entlassung einer muslimischen<br />

Frau, die als Rezeptionistin gearbeitet<br />

und eines Tages ihrem Arbeitgeber<br />

mitgeteilt hat, dass sie künftig während<br />

der Arbeitszeit das Kopftuch trägt. Der Arbeitgeber<br />

löste das Arbeitsverhältnis auf<br />

und berief sich auf eine betriebsinterne<br />

Vereinbarung, wonach es Beschäftigten<br />

untersagt ist, sichtbare Zeichen ihrer politischen,<br />

philosophischen oder religiösen<br />

Überzeugung zu tragen. Der EuGH hat<br />

hier festgestellt, dass dies keine unmittelbare<br />

Diskriminierung der Frau darstellt,<br />

eben WEIL es eine interne Regelung gab,<br />

die ALLE betrifft und NICHT NUR religiöse<br />

Symbole umfasst. Umgekehrt heißt das:<br />

NUR ein „Kopftuchverbot“ im Betrieb<br />

verstößt natürlich gegen EU-Recht.<br />

Avusturya’da 790 süper zengin var...<br />

büyük bir gerileme oldu.<br />

Avusturya’da en zengin aile 35,4 milyar<br />

servet ile Porsche & Piëch olurken, ikinci<br />

sırada 7,3 milyar euro ile Red Bull’un sahibi<br />

Mateschitz ailesi yer aldı.<br />

‘Meslek okullarında ders saatleri arttırılacak’<br />

Çırakların okuldaki ders saatleri<br />

bölüme göre farklılık gösteriyor:<br />

Turizmde 1.080 saat,<br />

ticarette 1.080-1.260 saat,<br />

kuaför, çiçekçi, fırıncı v.b 1200<br />

saat, oto teknisyeni 1.440 saat.<br />

Bilirkişinin incelediği yeni yasa<br />

tasarısına göre gelecekte tüm<br />

çıraklar en az 1.260 saat meslek<br />

eğitimi alacaklar.<br />

Avrupa Komisyonu Başkanı<br />

Jean-Claude Juncker:<br />

"Avrupa için bir oy,<br />

aşırılığa karşı bir oydur."<br />

"A vote for Europe,<br />

a vote against<br />

extremists."<br />

"Eine Stimme für<br />

Europa, eine Stimme<br />

gegen Extremisten."<br />

Aşırı Sağcılar Kaybediyor,<br />

Avrupa Birliği Rahatlıyor...<br />

Avusturya Cumhurbaşkanlığı seçimi ile başlayan<br />

aşırı sağ ile mücadele bütün hızıyla<br />

devam ediyor. Avusturya’da hayal kırıklığına<br />

uğrayan aşırı sağcıların büyük önem verdiği<br />

Hollanda genel seçimleri de sonuçlandı.<br />

İslam, göçmen ve mülteci düşmanlığı ile ön<br />

plana çıkan ve ülkesini Avrupa Birliği’nden<br />

(AB) çıkarmayı vadeden aşırı sağcı Özgürlük<br />

Partisi ve lideri Geert Wilders yenilgiye<br />

uğradı ve partisinin oy oranı tahminlerin<br />

altında kaldı. Sandıktan Başbakan Mark<br />

Rutte'nin partisi zaferle çıktı.<br />

7 TÜRK KÖKENLİ MECLİSTE<br />

Hollanda'daki parlamento seçimlerinde meclise<br />

girebilmek için Türk kökenli toplam 27<br />

aday yarıştı ve farklı partilerden 7 Türk kökenli<br />

aday milletvekili seçilmeyi başardı. Alacağı<br />

sonucun merakla beklendiği Türklerin<br />

kurduğu DENK Partisi ise 3 sandalye kazandı.<br />

AB RAHATLADI<br />

Başbakan Rutte önderliğindeki Özgürlük ve<br />

Demokrasi İçin Halk Partisi'nin (VVD) zaferi<br />

ve AB'den çıkılmasını savunan, İslam ve göçmen<br />

karşıtı Geert Wilders'in Özgürlük Partisi'nin<br />

(PVV) beklentilerin altında oy alması<br />

AB ülkelerine derin bir nefes aldırdı ve çıkan<br />

sonuçlar Avrupa'yı rahatlattı.<br />

Hem çıraklık sözleşmesi olan<br />

hem de düzenli bir staj yeri<br />

bulamayıp kurumsal çıraklık<br />

programına katılan gençler<br />

pratik eğitimlerinin yanında<br />

bir meslek okuluna gitmek<br />

zorundalar. Sonbahar döneminden<br />

itibaren her bölümde<br />

asgari 1.260 saat kuralı geçerli<br />

olacak.<br />

LİDERLERDEN MESAJLAR:<br />

Almanya Başbakanı Angela Merkel: "Rutte ile<br />

arkadaş, komşu ve Avrupalı olarak işbirliğine<br />

devam etmek için sabırsızlanıyorum."<br />

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande:<br />

"Rutte'yi tebrik ediyorum. Bu zafer aşırı eğilimlere<br />

karşı alınmış bir zaferdir."<br />

İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni: "Bu seçimler<br />

Avrupa yanlıları için bir zaferdir. Nexit<br />

(Hollanda’nın AB’den çıkışı) olmayacak. Hollanda'da<br />

Avrupa karşıtları seçimi kaybetti."<br />

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude<br />

Juncker: "Avrupa için bir oy, aşırılığa karşı<br />

bir oydur."<br />

Almanya Başbakanlık seçimlerinde Angela<br />

Merkel’e karşı mücadele edecek Sosyal Demokrat<br />

Partili Martin Schulz: "Geert Wilders<br />

Hollanda seçimlerini kazanamadı. Rahatladım.<br />

Ancak bizim açık ve özgür bir Avrupa<br />

için mücadeleye devam etmemiz gerekiyor."<br />

SPD Kanzlerkandidat<br />

Martin Schulz:<br />

"Geert Wilders konnte die Wahl in NL<br />

nicht gewinnen. Ich bin erleichtert.<br />

Wir müssen aber weiter für ein offenes<br />

und freies Europa kämpfen!"<br />

Yeni yasadan 110 bin çırak<br />

etkileniyor...<br />

Yeni yasadan 149 meslek okulundaki<br />

110 bin çırak etkileniyor.<br />

Toplamda 200 ders planı<br />

üzerinde ya yenilikler yapılacak<br />

ya da yeniden düzenlenecek.<br />

Avusturya Eğitim Bakanlığı’nın<br />

açıklamasına göre bütün sınıfların<br />

yeni sisteme uydurulmasından<br />

sonra yeni düzenleme<br />

yılda 8.5 milyon euroluk ek bir<br />

harcama getirecek. Giderler<br />

eşit şekilde federal devlet ve<br />

eyaletler arasında paylaştırılacak.<br />

Başbakan Christian Kern’e<br />

(SPÖ) göre okul saatlerinin arttırılması<br />

çıraklığa daha büyük<br />

bir değer katacak ve kaliteyi<br />

yükseltecek.<br />

© Andrei Pungovschi/European Forum Alpbach<br />

SEÇİM ANKETİ: AŞIRI SAĞCILAR İLK SIRADA AMA OYLARI AZALIYOR<br />

Avusturya Halkı Başbakan<br />

Christian Kern’den memnun<br />

Wien (OTS) - Profil Dergisi tarafından yapılan güncel<br />

seçim anketine göre, aşırı sağcı Avusturya Özgürlükler<br />

Partisi (FPÖ), ülke genelinde birinci sıradaki<br />

yerine koruyor, ancak oylarında geçtiğimiz aylara<br />

göre düşüş mevcut.<br />

“Bu pazar parlamento seçimleri olsa hangi partiye<br />

oy verirdiniz?” sorusuna ankete katılanların % 31’i<br />

FPÖ dedi. Christian Kern’in Başbakan olmasından<br />

itibaren oylarını arttırarak yükselişe geçen Sosyal<br />

Demokrat Parti (SPÖ), FPÖ ile arasındaki farkı<br />

kapatmaya devam ediyor ve katılımcıların % 29’u<br />

bu partiyi destekliyor. Avusturya Halk Partisi (ÖVP)<br />

ise % 22’i ile üçüncü sırada.<br />

Yeşiller Partisi (Die Grünen) % 12’ye yükselirken,<br />

Neos Partisi ise % 5’e gerilemiş durumda. Ayrıca<br />

“Sebastian Kurz ÖVP’nin başında olursa bu partiye<br />

oy veririm” diyenlerin oranı ise % 26.<br />

OY ORANLARI:<br />

FPÖ: % 31 SPÖ: % 29 ÖVP: % 22<br />

Grüne: % 12 Neos: %5<br />

Başbakan olarak kimi görmek istiyorsunuz?<br />

Christian Kern (SPÖ) : % 39<br />

Heinz-Christian Strache (FPÖ) : % 17<br />

Reinhold Mitterlehner (ÖVP) : % 10<br />

© Andy Wenzel / BKA


MÄRZ 2017<br />

Refugee Bike Kitchen<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Fahrräder reparieren mit Flüchtlingen<br />

Wien (OTS) - Runter vom Sofa, rauf aufs Rad:<br />

Dazu verlocken die ersten warmen Sonnenstrahlen.<br />

Aber hat der Drahtesel den Winter<br />

auch gut überstanden? Braucht die Kette Öl,<br />

die Schaltung eine Nachjustierung? Dann wird<br />

es Zeit für ein Service.<br />

Eine günstige Gelegenheit dazu bietet die<br />

Refugee Bike Kitchen (im Pavillon X des ehemaligen<br />

Geriatriezentrums am Wienerwald). Dort leisten<br />

Asylwerber technische Hilfestellung bei kleinen<br />

Reparaturen. Werkbänke, Werkzeug und gängige<br />

Ersatzteile sind vorhanden und werden<br />

zum Selbstkostenpreis abgegeben. Die Nutzung<br />

der Werkstatt selbst ist kostenlos, Spendengelder<br />

sind allerdings willkommen – mit<br />

ihnen wird das Ersatzteillager wieder gefüllt.<br />

Auch nach einem Unternehmen, das spezielles<br />

Werkzeug zur Verfügung stellt, wird derzeit gesucht.<br />

© Fonds Soziales Wien<br />

Das Kind spiegelt die Sprache der Eltern<br />

Als sprachliches Vorbild für das Kind geben Eltern nicht nur ihre Sprache weiter,<br />

sondern auch ihre Sicht auf die Welt<br />

Die Flüchtlinge freuen sich, Wienerinnen und<br />

Wiener beim Werkeln an ihren Rädern zu<br />

unterstützen. „Dabei kann ich Deutsch üben<br />

und etwas über das Leben in Österreich<br />

lernen“, freut sich Watiq M, der regelmäßig in<br />

der Werkstatt mitarbeitet. Auch Stefan Höfer,<br />

"wieder wohnen"-Teamleiter im Pavillon X, ist<br />

begeistert: „Unsere Bewohner sind dankbar,<br />

dass sie hier aufgenommen wurden, sich nützlich<br />

machen und anderen helfen können. Es ist<br />

schön, zu beobachten, wie beim gemeinsamen<br />

Reparieren neue Bindungen entstehen.“<br />

Hintergrund<br />

Die "wieder wohnen" – Betreute Unterkünfte<br />

für wohnungslose Menschen gemeinnützige<br />

GmbH ist mit rund 2.400 Schlaf- und Wohnplätzen<br />

die größte Anbieterin der Wiener<br />

Wohnungslosenhilfe.<br />

Seit Herbst 2015 ist<br />

das Tochterunternehmen<br />

des Fonds Soziales<br />

Wien auch in<br />

der Grundversorgung<br />

für Flüchtlinge tätig.<br />

Im ehemaligen Geriatriezentrum<br />

am Wienerwald<br />

betreut sie<br />

in drei Pavillons bis<br />

zu 630 Asylwerberinnen<br />

und Asylwerber.<br />

Die Refugee Bike<br />

Kitchen entstand ursprünglich<br />

zur Reparatur<br />

und Wartung<br />

von Fahrrädern der<br />

Bewohnerinnen und<br />

Bewohner, wurde aber<br />

rasch für alle Radlerinnen<br />

und Radler<br />

geöffnet.<br />

Wer die Beziehung zu seinem Kind<br />

reflektiert, der denkt darüber<br />

nach. Man versucht, möglichst<br />

einen Blick von außen darauf zu<br />

werfen, um Klarheit zu bekommen.<br />

Reflektieren bedeutet auch<br />

zurückwerfen, ein Bild zurückwerfen<br />

– so wie es ein Spiegel mit uns<br />

tut. Eltern sehen sich oft gespiegelt<br />

in ihren Kindern. Sie erkennen<br />

Gesten, Ausdrücke und so manchen<br />

Tonfall wieder.<br />

Man muss kein Psychologe sein,<br />

um zu wissen, dass wir als Eltern<br />

unseren Kindern die Erziehung<br />

vorleben und sie von uns das aufnehmen,<br />

was sie täglich mit uns<br />

erleben. Auch in der sprachlichen<br />

Entwicklung ist es so. Kinder orientieren<br />

sich an den Sprachgewohnheiten<br />

und Praktiken ihrer<br />

Eltern.<br />

Sprachliche Vorbilder<br />

Mutter und Vater sind die ersten<br />

und anfangs wichtigsten sprachlichen<br />

Vorbilder. Das Kind hängt<br />

voller Hingabe an den Lippen der<br />

Eltern und lauscht der Stimme, die<br />

ihm so vertraut ist. Und so entwickelt<br />

sich Stück für Stück seine<br />

Sprache. In manchen Fällen, wenn<br />

es zwei davon gibt oder gar drei,<br />

entwickeln sich gleichzeitig mehrere<br />

Sprachen. Dadurch entsteht<br />

eine Fülle von sprachlichen Möglichkeiten<br />

für das Kind – aber auch<br />

für die Eltern.<br />

Lernen vom Kind<br />

Wenn es um die Sprache geht, die<br />

wir mit Kindern verwenden – die<br />

Inhalte, den Wortschatz –, lässt<br />

die Natur uns alleine den für uns<br />

"richtigen" Weg zu finden. Wie<br />

sehr Kinder darauf achten, wie wir<br />

mit ihnen sprechen, ist mir in<br />

einem Gespräch mit meiner Tochter<br />

wieder bewusst geworden.<br />

Spreche ich mit ihr Deutsch, achte<br />

ich sehr darauf zu gendern. Ich<br />

sage zum Bespiel "deine Freundinnen<br />

und Freunde" und nicht einfach<br />

"Freunde". Oder ich spreche<br />

von "Partnerinnen", wenn sowieso<br />

kein Mann dabei ist.<br />

Sprache macht Wirklichkeit, und<br />

es ist mir wichtig, die Frau in meinem<br />

Kind zu stärken, auch durch<br />

meine Sprache. Im Bulgarischen<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

hingegen wird viel weniger gegendert.<br />

Und so habe ich in einem<br />

Gespräch zu meiner Tochter auf<br />

Bulgarisch gesagt: "Die Pädagogen<br />

in deinem Kindergarten ..." Ich<br />

verwendete die verallgemeinernde<br />

Funktion des Maskulinums.<br />

Sie sah mich misstrauisch<br />

an. Zuerst dachte ich, sie weiß<br />

nicht, was das Wort bedeutet.<br />

Dann korrigierte sie mich: "Pädagoginnen<br />

meinst du doch, Mama.<br />

Es sind alle Frauen." Und ich war<br />

dankbar, von meiner Vierjährigen<br />

zu lernen, achtsamer zu sein. Die<br />

Geister, die ich rief, will ich gar<br />

nicht mehr loswerden.<br />

Abwechslungsreiche Wortwahl<br />

Wir formen mit unserer Sprache<br />

also auch maßgeblich die Wahrnehmung<br />

unserer Kinder auf die<br />

Welt und geben ihnen das Werkzeug<br />

dafür, das Wahrgenommene<br />

weiterzuentwickeln und zu formen.<br />

Gerade bilinguale Kinder<br />

haben besonders viele Werkzeuge<br />

zur Verfügung, die sie von der<br />

einen Sprache in die andere übertragen<br />

können. Das Wunderbare<br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Statement von<br />

Sebastian Kurz,<br />

Außen- und Integrationsminister<br />

Integration<br />

durch<br />

Unternehmertum<br />

Integration ist ein wechselseitiger Prozess<br />

von Geben und Nehmen, sowie Fördern<br />

und Fordern. In diesem Sinne launchte<br />

ZUSAMMEN:ÖSTERREICH ein Gründungsprogramm<br />

für Migrantinnen und Migranten,<br />

die sich beruflich mit einer besonderen<br />

Idee in Österreich verwirklichen wollen. All<br />

jene, die eine gute Geschäftsidee haben<br />

und unternehmerisch tätig sein möchten,<br />

können sich bewerben. Nach erfolgreicher<br />

Auswahl werden die Gründerinnen und<br />

Gründer über zwei Jahre hinweg mit intensivem<br />

Mentoring, modularen Trainings und<br />

Know-How unterstützt, um ihr Ziel, nämlich<br />

ein florierendes Geschäftsmodell zu erreichen,<br />

unterstützt.<br />

Das Programm zielt darauf ab ein nachhaltiges<br />

Netzwerk zu schaffen und die Gründerinnen<br />

und Gründer mit den richtigen<br />

Entscheidungsträgern zusammen zu führen.<br />

Gleichzeitig sollen Vorurteile abgebaut<br />

und Motivation geschaffen werden. Genau<br />

mit diesem Motto habe ich bereits<br />

von Mag. Zwetelina Ortega<br />

INTEGRATION / SPRACHE - 9<br />

ZUSAMMEN:ÖSTERREICH<br />

sucht die 10 besten Gründungsideen<br />

2011 die Aktion ZUSAMMEN:ÖSTERREICH<br />

ins Leben gerufen, die ursprünglich dazu<br />

diente durch die ernannten Integrationsbotschafterinnen<br />

und -botschafter positive<br />

Beispiele für gelungene Integration vor<br />

den Vorhang zu holen. Durch diese Vorbilder<br />

für gelungene Integration zeigen<br />

wir Wege für ein gelungenes Miteinander<br />

auf.<br />

Die Integrationsbotschafterinnen und<br />

-botschafter besuchen Schulen und Veranstaltungen<br />

und begegnen dadurch Vorurteilen<br />

in offenen Gesprächen. Sie schaffen<br />

damit Motivation bei Schülerinnen und<br />

Schülern mit und ohne Migrationshintergrund,<br />

ihre Chancen in Bildung und Beruf<br />

wahrzunehmen. Das nun gelaunchte<br />

Gründungsprogramm von ZUSAMMEN:<br />

ÖSTERREICH soll innovativ denkende<br />

Führungspersönlichkeiten bei den ersten<br />

Schritten in das erfolgreiche Unternehmertum<br />

begleiten. Ich wünsche dabei besonders<br />

viel Erfolg!<br />

Weitere Informationen dazu und zum Bewerbungsprozess gibt es unter:<br />

www.zusammen-oesterreich.at/wer-ist-zoe/akademie-gruenderinnen/<br />

ist, dass es ganz unbewusst und<br />

ohne Anstrengung für das Kind<br />

passiert. Wenn wir auf eine abwechslungsreiche<br />

Wortwahl achten,<br />

so öffnen wir unserem Kind<br />

weitere Fenster in die Welt. Die<br />

Sprache, die wir mit unserem Kind<br />

verwenden, wird seine Sprache<br />

werden. Je achtsamer wir damit<br />

umgehen, desto besser können<br />

wir seinen Spracherwerb begleiten.<br />

Kinder wollen mit uns im<br />

Dialog sein.<br />

Eltern fragen mich oft, was sie tun<br />

können, damit ihr Kind sich gut in<br />

zwei Sprachen entwickelt, damit<br />

es nicht verwirrt ist und keine der<br />

beiden Sprachen ablehnt. Mein<br />

Rat: am besten bei sich selbst<br />

beginnen. Auf die eigene Sprache,<br />

eine sorgsame Kommunikation<br />

achten und auch darauf, welche<br />

Sprachgewohnheit man dem Kind<br />

vorlebt. Denn wer dem Kind<br />

beim Sprechen genau zuhört,<br />

wird viel über dessen Spracherwerb<br />

erfahren.<br />

Ursprünglich erschienen am 24.01.2017,<br />

www.derstandard.at<br />

Zur Autorin:<br />

Mag. Zwetelina Ortega ist Sprachwissenschaftlerin, Autorin<br />

und Expertin für Mehrsprachigkeit. Sie ist Gründerin des<br />

"Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung<br />

und kreative Sprachförderung" (www.linguamulti.at).<br />

Dort bietet sie Beratung und Workshops für mehrsprachige<br />

Erziehung an und arbeitet mit Eltern, PädagogInnen und<br />

Kindern. Ortega ist mit Bulgarisch, Spanisch und Deutsch<br />

aufgewachsen. In diesen drei Sprachen verfasst sie auch<br />

ihre literarischen Texte. 2012 erschien der Gedichtband<br />

"Aз und tú" (Edition Yara).<br />

Sie war Dozentin an der Universität Wien und leitet derzeit<br />

Fortbildungen an der Pädagogischen Hochschule Wien.<br />

Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775<br />

© Felicitas Matern / feelimage.at<br />

© Magdalena Possert<br />

Kommende Termine für Eltern:<br />

LIMU Café – der Treff für Eltern mehrsprachiger Kinder: Miwoch, 10.05.2017, 18.30 - 20.30 Uhr<br />

Ich erziehe mein Kind mehrsprachig - wie es mir gelingt: Samstag, 27.05.2017, 10.00 - 14.00 Uhr<br />

Mehrsprachige Erziehung von Geburt an: Freitag, 23.06.2017, 10.00 - 14.00 Uhr<br />

Beratungszentrum Linguamulti - mehrsprachige Erziehung und kreative Sprachförderung,<br />

Beratung und Workshops für mehrsprachige Erziehung<br />

Therapiezentrum Gersthof, Klostergasse 31-33, 1180 Wien<br />

Kontakt: z.ortega@linguamulti.at oder +436769669775, www.linguamulti.at


MÄRZ 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

MÄDCHEN UND FRAUEN / BERUF - 10<br />

© OVE / Joseph Krpelan<br />

Mädchen können Technik!<br />

Wien (OTS) - „Was soll ich werden und wie<br />

komme ich zu meinem Traumjob?“ – das sind<br />

die zwei häufigsten Fragen, wenn es um die<br />

Berufswahl geht. Girls! TECH UP – die Initiative<br />

von femOVE, der Plattform für Expertinnen<br />

und weibliche Führungskräfte im OVE Österreichischer<br />

Verband für Elektrotechnik, – zeigt<br />

auf, dass die Elektrotechnik und Informationstechnik<br />

mit ihren Bereichen wie Elektronik,<br />

Automatisierungstechnik, Sensorik oder Energiewirtschaft<br />

zukunftsorientierte, gut bezahlte<br />

und faszinierende Jobs mit Perspektiven für<br />

Mädchen aufweisen. Girls! TECH UP bietet<br />

jedoch noch viel mehr:<br />

Mitmach-Stationen und<br />

begeisternde Vorbilder<br />

Am Freitag, den 20. Oktober 2017, findet im<br />

Ingenieurhaus in Wien die zweite Auflage des<br />

Erlebnis-Tages für Schülerinnen im Alter von 12<br />

bis 16 Jahren statt, der wieder ganz unter dem<br />

Motto steht: „Du kannst Technik!“. An den<br />

Girls! TECH UP<br />

Ständen bekannter Unternehmen<br />

der Branche warten anregende<br />

technische Mitmach-Aufgaben<br />

auf die Mädchen. Spaß<br />

und Erfolgserlebnisse stehen<br />

dabei im Vordergrund, Expertinnen<br />

stecken mit ihrer Begeisterung<br />

für ihren Beruf in der<br />

Elektro- und Informationstechnik<br />

an, Personalist/innen informieren<br />

über konkrete Berufsmöglichkeiten<br />

in der Branche.<br />

Und eine Frage wird bei den<br />

Speed-Datings mit Expertinnen<br />

und Lehrlingen sicher geklärt: Was macht<br />

z. B. eine Elektronikerin oder eine Energietechnikerin<br />

wirklich?<br />

Rollenbilder als Schlüsselfaktor<br />

„Die Berufswahl wird vielfach von gängigen<br />

Klischees beeinflusst, die den gerade in der<br />

Technik attraktiven Karrieremöglichkeiten<br />

nicht gerecht werden. Bewusstseinsbildung<br />

und Rollenbilder sind hier Schlüsselfaktoren,<br />

um diese Klischees aufzubrechen. Mit Girls!<br />

TECH UP zeigt femOVE die vielfältigen Möglichkeiten<br />

in der Elektro- und Informationstechnik<br />

auf und unterstützt damit eine<br />

zukunftsorientierte Berufswahl“, bekräftigt<br />

OVE-Generalsekretär Dipl.-Ing. Peter Reichel<br />

das Engagement des Verbandes.<br />

Weitere Infos zum Programm sowie die<br />

Anmeldemöglichkeit zur Veranstaltung finden<br />

sich auf der Projekt-Webseite unter:<br />

www.ove.at/femOVE/GirlsTechUp<br />

Wichtige Anlauf- und Beratungsstellen gefördert<br />

FEMAIL und Amazone<br />

Bregenz (VLK) – Das Fraueninformationszentrum<br />

FEMAIL und der Verein Amazone zählen<br />

seit Jahren zu den wichtigsten Partnern des<br />

Landes Vorarlberg in frauen- und gleichstellungspolitischen<br />

Fragen. Für ihre engagierte<br />

Arbeit und ihre vielfältigen Veranstaltungsund<br />

Informationsangebote werden die beiden<br />

Einrichtungen im laufenden Jahr mit Landesbeiträgen<br />

von in Summe mehr als 400.000<br />

Euro unterstützt, berichtet Landesrätin<br />

Katharina Wiesflecker.<br />

"Das FEMAIL ist als Informationsplattform für<br />

Frauen sowohl in ihrer privaten als auch beruflichen<br />

Lebenssituation und als kompetente<br />

Beratungsdrehscheibe in Sachen Frauengesundheit<br />

seit langem bekannt und geschätzt.<br />

Hier haben Frauen die Möglichkeit, Auskünfte<br />

und Rat zu bekommen und sich untereinander<br />

zu vernetzen", betont Wiesflecker. Umso<br />

mehr begrüßt sie es, dass FEMAIL neben der<br />

Geschäftsstelle in Feldkirch seit einiger Zeit<br />

auch eine Außenstelle in Lustenau unterhält<br />

und damit auch im Unterland, der bevölkerungsreichsten<br />

Region des Landes, mit einem<br />

festen Standort vertreten ist.<br />

Die Amazone in Bregenz ist als viel frequentierter<br />

Treffpunkt "for girls only" die österreichweit<br />

einzige Einrichtung dieser Art und<br />

hat sich über die eigenen Räume hinaus zur<br />

Impulsgeberin und Info-Drehscheibe in<br />

Sachen Mädchenarbeit entwickelt. Ziel von<br />

Amazone ist es, Freiräume für Mädchen und<br />

junge Frauen zwischen zehn und achtzehn<br />

Jahren zu schaffen, damit sie ihre selbstbestimmte<br />

Persönlichkeit entfalten können.<br />

Das vielfältige Veranstaltungs-<br />

und Beratungsangebot<br />

dreht sich<br />

um die Themenschwerpunkte<br />

Ausbildung, Gesundheit,<br />

Gewalt, Kultur,<br />

Multimedia, Arbeit,<br />

Politik und Sexualität.<br />

"Damit fördert das<br />

Mädchenzentrum Amazone<br />

die Entwicklung<br />

in Richtung reale Chancengleichheit<br />

für Mädchen<br />

und Frauen in<br />

allen Bereichen des<br />

Lebens", so Landesrätin<br />

Wiesflecker.<br />

Mehr als jedes 3. Unternehmen von Frauen geführt<br />

oder<br />

Geld zurück! 1<br />

Immer für Sie & Ihr Kind da - für alle Schulklassen und<br />

alle Fächer von der Volksschule bis zur Matura!<br />

Herzaman sizin ve çocuğunuz için burada - bütün<br />

sınıflar ve dersler için, İlkokul‘dan Matura‘ya kadar.<br />

Rechtzeitig aktiv werden:<br />

Gezieltes & intensives Training<br />

für die Zentralmatura!<br />

Şimdi aktif bir şekilde, hedefe<br />

odaklı ve yoğun bir eğitim<br />

ile Yeni Sınav Sistemi‘ne<br />

(Zentralmatura) hazırlanın.<br />

Tirols Gründerinnen mit 53,6 % an Spitze<br />

„Während bereits jedes dritte Unternehmen<br />

in Tirol von Frauen geführt wird, haben die<br />

Frauen bei Unternehmensgründungen im<br />

Vorjahr schon die Nase vorne gehabt und<br />

führen mit 53,6 Prozent“, stellte Wirtschaftslandesrätin<br />

Patrizia Zoller-Frischauf zum<br />

Weltfrauentag fest. „Die Wirtschaft wird auf<br />

allen Ebenen zunehmend weiblich.“<br />

Frauen punkten in Organisation<br />

und Kommunikation<br />

Wie die Statistiken der Wirtschaftskammer<br />

Tirol zeigen, gibt es in Tirol 12.304 Unternehmerinnen.<br />

„Den höchsten Frauenanteil<br />

weisen dabei die Sparten Gewerbe und Handwerk,<br />

Tourismus und Freizeitwirtschaft sowie<br />

Handel auf“, betont die Landesrätin. „Als<br />

Stärkefelder von Frauen schätzt man ihr<br />

persönliches Fachwissen und ihre Branchenkenntnisse<br />

ein. Und sie sind überzeugt, in<br />

der Organisation und in der Kommunikation<br />

besonders punkten zu können.“<br />

Zunehmende Ausbildungsqualität bringt<br />

mehr Unternehmen<br />

Frauen gründen meist Einzel- oder kleinere<br />

Unternehmen. LRin Zoller-Frischauf: „Die Beweggründe<br />

zum Schritt in die Selbständigkeit<br />

sind für Frauen vielfältig. Besonders die Möglichkeit,<br />

flexibel über ihre Zeit zu verfügen,<br />

ihre eigene Chefin zu sein und eine neue<br />

berufliche Perspektive zu ergreifen, stehen<br />

im Vordergrund.“<br />

Von den Universitäten weiß man, dass mehr<br />

Frauen als Männer studieren. Mit der zunehmenden<br />

Ausbildungsqualität geht auch der<br />

Wunsch nach dem eigenen Unternehmen<br />

Hand in Hand. Und Wirtschaftslandesrätin<br />

Patrizia Zoller-Frischauf ist überzeugt:<br />

„Der Vormarsch der Frauen auf allen Ebenen<br />

der Unternehmen ist zum ökonomischen Vorteil<br />

der Betriebe.“<br />

Nur für Neukunden: Testen Sie 2 kostenlose Schnupperstunden!<br />

Sadece yeni öğrenciler için: 2 ücretsiz deneme saatine katılabilirsiniz.<br />

1 Sondertarif: Aktionsbedingungen unter www.schuelerhilfe.at/fuenfwegodergeldzurueck.<br />

INNSBRUCK, Salurner Str. 18, 0512 / 570557<br />

HALL, Stadtgraben 1, 05223 / 52737<br />

SCHWAZ, Münchner Str. 48, 05242 / 61077<br />

WÖRGL, Speckbacherstr. 8, 05332 / 77951<br />

TELFS, Obermarktstr. 2, 05262 / 63376<br />

WWW.SCHUELERHILFE.AT<br />

Entgeltliche Einschaltung


11 - SALZBURG / KINDER UND JUGEND<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

MÄRZ 2017<br />

Sie suchen günstige Kinderkleidung<br />

und Spielsachen?<br />

Schauen Sie vorbei!<br />

Samstag, 1. April 2017<br />

9 bis 16 Uhr<br />

Parkhotel Brunauer<br />

Elisabethstraße 45a | 5020 Salzburg<br />

Kostenloses Rahmenprogramm: Beratung | Kinderfreunde | Snacks & Getränke<br />

Entgeltliche Einschaltung<br />

(LK) Ihre Sicht von Europa haben<br />

Salzburger Schülerinnen und Schüler<br />

beim Online-Wettbewerb "#EU your<br />

vision" in Videobeiträgen dargestellt.<br />

Die Siegerbeiträge wurden im<br />

Haus für Mozart ausgezeichnet.<br />

Pallauf: Europa ist nicht<br />

irgendwer, irgendwo<br />

"Danke für die insgesamt 26 Beiträge<br />

von 19 teilnehmenden Schulen.<br />

Als bekennende Europäerin<br />

freut es mich sehr, dass die tolle Initiative<br />

so gut angenommen wurde.<br />

Es ist für mich vor allem ein positives<br />

Zeichen, das klar ist: Wir alle gemeinsam<br />

sind die EU. Nicht irgendwer<br />

oder ein Ort irgendwo.", so Pallauf.<br />

Einreichungen quer durch die<br />

Schultypen und Bezirke<br />

"Jeder Beitrag ist ein Geschenk. Ich<br />

bin persönlich tief beeindruckt, wie<br />

Wettbewerb "EU - your vision"<br />

Europa aus Sicht der Salzburger Jugend<br />

witzig, kreativ, kritisch und professionell<br />

die Schülerinnen und Schüler<br />

ihre Zukunfts-Vorstellungen von der<br />

EU in das Medium Video verpackt<br />

haben", streute Gritlind Kettl, Initiatorin<br />

und Organisatorin des Wettbewerbs,<br />

den Teilnehmenden Rosen.<br />

1. Platz: Make EU not war<br />

In dem mit dem Hauptpreis bedachten<br />

Beitrag "Make EU not war"<br />

wollen die Schülerinnen und Schüler<br />

ihre Vision der EU und deren<br />

Werte und Eigenschaften, die ihnen<br />

besonders am Herzen liegen, näherbringen.<br />

Die Jury zum Siegervideo: "Der Beitrag<br />

ist in mehreren Sprachen abgefasst<br />

und stellt die Kompetenzen der<br />

Schülerinnen und Schüler eindrucksvoll<br />

unter Beweis."<br />

2. Platz: Der EU-Verstand<br />

In die Rolle des "EU-Verstands"<br />

schlüpft ein Schüler des Herz-Jesu-<br />

Gymnasiums im gleichnamigen Beitrag<br />

und erklärt, warum in der EU<br />

vieles leichter wäre, würde man<br />

öfter auf ihn hören. Für die Jury<br />

besticht das Video durch seine<br />

"schlichte, aber sehr exakte Kameraführung<br />

und Motivauswahl. Inhaltlich<br />

werden die Errungenschaften<br />

der EU in verständlicher Weise auf<br />

lokale Ebene heruntergebrochen, so<br />

begreifbar gemacht"<br />

3. Platz: 1MoreSecond<br />

Einen humorvollen Zugang der EU<br />

und ihrer Position in der Welt haben<br />

die Macher von "1MoreSecond" der<br />

HTL Salzburg gewählt. Nach dem<br />

Motto "America first – European<br />

Union Second" werden die europäischen<br />

Besonderheiten in einem direkten<br />

Appell an den US-Präsidenten<br />

aufgeführt. "Bildauswahl und Grafiken<br />

überzeugen durch ihre Pointen -<br />

ein sehr gelungenes Beispiel für die<br />

Mischung aus realen Bildern und<br />

cartoonartigen Clips und Grafiken",<br />

so die Jurybegründung.<br />

Alle Wettbewerbsvideos finden sich unter<br />

www.yourvision-eu.at/videos.<br />

Das Landes-Medienzentrum hat aus den Einreichungen einen<br />

Trailer zusammengestellt.<br />

© LMZ / Neumayr SB<br />

© SOS-Kinderdorf<br />

Energiedetektive, Photovoltaik und Elektromobilität<br />

Nachhaltiger Umgang mit Ressourcen<br />

(HP) "Das SOS Kinderdorf Seekirchen gibt Kindern<br />

und Jugendlichen nicht nur ein Zuhause<br />

und die Geborgenheit einer Familie. Es vermittelt<br />

mit den geplanten Projekten Energiedetektive,<br />

Photovoltaik und Elektromobilität<br />

den Kindern und Jugendlichen im SOS-Kinderdorf<br />

auch, wie wertvoll unsere Ressourcen<br />

sind", zeigte sich Landesrat Josef Schwaiger<br />

nach seinem Besuch im SOS-Kinderdorf in<br />

Seekirchen erfreut.<br />

Anlässlich anstehender Projekte, die Umwelt<br />

und Ressourcen nicht nur technologisch sondern<br />

auch pädagogisch in den Fokus stellen<br />

sollen, hatte SOS-Kinderdorf Standortleiter<br />

Wolfgang Arming, Energielandesrat Schwaiger<br />

zu einem Besuch eingeladen. "Unser Ziel ist<br />

es, Kinder und Jugendliche in SOS-Kinderdorf-<br />

Angeboten für Energieverbrauch, Ressourcenknappheit<br />

und nachhaltiges ökologischsinnvolles<br />

Denken und Handeln zu sensibilisieren",<br />

erklärte Arming.<br />

Geplant ist ein altersgerechtes Umwelt-Bildungsprogramm,<br />

bei dem die Kinder und Jugendlichen<br />

schon in den Entwicklungsprozess<br />

eingebunden werden sollen. Zusätzlich zur<br />

internen professionellen pädagogischen Begleitung<br />

will man auch externe Profis in<br />

Sachen Umwelt mit an Bord holen.<br />

"Ich bin davon überzeugt, dass es keine bessere<br />

Art der Bewusstseinsbildung gibt, als<br />

Kinder hautnah und spielerisch<br />

erleben zu lassen, wie Sonnenenergie<br />

und andere erneuerbare<br />

Energieträger sinnvoll<br />

genutzt werden können. Die<br />

Kinder von heute sind jene, die<br />

durch ihr Handeln in Zukunft<br />

entscheiden, wie wir mit unseren<br />

Ressourcen und damit auch<br />

der Energie umgehen werden.<br />

Es gibt kaum wertvollere Beiträge<br />

zur Erreichung der Klimaund<br />

Energieziele des Landes<br />

Salzburg", lobte Schwaiger die<br />

Initiative.<br />

Land sucht Salzburger Waldchampions<br />

Das Spannende am Wettbewerb ist nicht das Ziel<br />

(LK) Mit dem Internationalen Tag des Waldes,<br />

startete das Land Salzburg heuer erstmals die<br />

Aktion "Salzburger Waldchampion". Alle<br />

sechsten Schulstufen in den Bezirken Stadt<br />

Salzburg, Flachgau und Tennengau sind dabei<br />

aufgerufen, mitzumachen. Anmeldeschluss ist<br />

der 30. April. Als Sieger wird jene Klasse gekürt,<br />

die mit ihrer Begeisterung für die Vielfältigkeit<br />

des Lebensraumes Wald hervorsticht.<br />

Sie wird dabei auch einen Preis erhalten.<br />

"Das Spannende an dem Wettbewerb ist nicht<br />

das Ziel, sondern der Weg zum Waldchampion",<br />

so der Initiator der Aktion, Landesrat<br />

Josef Schwaiger. "Die Jugendlichen verbringen<br />

dabei interessante, aufregende und mitunter<br />

auch geheimnisvolle Stunden im Wald aber<br />

auch in der Schule mit Forstleuten,<br />

Holz, Wild, Natur und Abenteuern."<br />

Wissen um den Wald am besten<br />

im Wald zu erlernen<br />

Wissen um den Wald kann man aber<br />

am besten dort erlernen, wo man<br />

es auch erleben kann, im Wald. "Das<br />

Wissen um den Wald spielerisch zu<br />

erwerben, ist Basis der waldpädagogischen<br />

Arbeit. Neben den Waldkindergärten<br />

ist es auch in den Schulen<br />

wichtig, den Kindern und Jugendlichen<br />

den Lebensraum Wald näherzubringen",<br />

betonte Landesforstdirektor<br />

Michael Mitter.<br />

Waldtag in den Bezirken<br />

Zielgruppe dieser Veranstaltungen sind Schulklassen<br />

der sechsten Schulstufe, die sich mit<br />

zur Verfügung gestellten Unterlagen zum<br />

Thema Waldfunktionen auf einen Waldtag in<br />

ihrem Bezirk vorbereiten können. An diesem<br />

Tag wird das erworbene Wissen bei einzelnen<br />

Stationen, betreut von Försterinnen und<br />

Förstern des Landesforstdienstes und anderer<br />

Organisationen, vertieft und es wird in spielerischer<br />

Form ein Wettbewerb veranstaltet. Die<br />

Sieger aus jedem Bezirk werden zu den Salzburger<br />

Waldchampions gekürt. Die Abschlussveranstaltung<br />

für 2017 wird im Salzburger<br />

Freilichtmuseum in Großgmain stattfinden.<br />

Foto: Archiv


MÄRZ 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

SPORT UND BEWEGUNG - 12<br />

Bewegung im Kindes- und Jugendalter hat<br />

eine besonders hohe Relevanz, deshalb wurden<br />

im Jahr 2010 zu diesem Thema Leitlinien<br />

von der Weltgesundheitsorganisation (WHO)<br />

veröffentlicht. Diese fanden auch Eingang<br />

in die österreichischen Empfehlungen für<br />

gesundheitswirksame Bewegung, in denen es<br />

unter anderem heißt: "Um die Gesundheit zu<br />

fördern, sollten Kinder und Jugendliche jeden<br />

Tag insgesamt mindestens 60 Minuten mit<br />

zumindest mittlerer Intensität körperlich aktiv<br />

sein".<br />

Warum ist Bewegung für Kinder<br />

und Jugendliche so wichtig?<br />

Körperliche Bewegung hat eine Reihe an langals<br />

auch kurzfristig positiven Auswirkungen auf<br />

die physische und psychische Gesundheit von<br />

Kindern und Jugendlichen:<br />

• Verbesserung der Herz-Kreislauf Funktion<br />

Regelmäßige Bewegung verbessert die allgemeine<br />

kardiovaskuläre Physiologie, hat einen<br />

positiven Einfluss auf Blutdruck, Blutgefäße<br />

und Blutwerte, gleichzeitig trägt sie langfristig<br />

dazu bei, das Risiko für Herzinfarkte und das<br />

Metabolische Syndrom zu senken.<br />

• Prävention von Übergewicht und Adipositas<br />

Der mit regelmäßiger körperlicher Aktivität<br />

einhergehende höhere Kalorienverbrauch<br />

trägt dazu bei, Übergewicht und Adipositas<br />

vorzubeugen und ein gesundes Körpergewicht<br />

zu erhalten.<br />

• Erhöhung der kognitiven Leistungsfähigkeit<br />

Körperliche Aktivität verbessert die Konzentrationsfähigkeit<br />

und hat einen positiven Einfluss<br />

auf schulische Leistungen.<br />

• Verbesserung der Muskel-Skelett-<br />

Gesundheit<br />

Die Grundlage für stabile und feste Knochen<br />

wird im Kindes- und Jugendalter gelegt.<br />

Falsche Ernährung und zu wenig Bewegung<br />

können verhindern, dass in der körperlichen<br />

Entwicklung die maximale Knochendichte erreicht<br />

wird. Darüber hinaus trägt regelmäßige<br />

Bewegung zur Muskelkräftigung und somit zur<br />

Entwicklung des aktiven Bewegungsapparats<br />

bei.<br />

Warum ist sie so wichtig?<br />

Bewegung für Kinder und Jugendliche<br />

• Verbesserung des allgemeinen Wohlbefindens<br />

Regelmäßige körperliche Bewegung wirkt anregend<br />

auf die Durchblutung in der Hirnregion,<br />

wodurch es zu einer erhöhten Zirkulation<br />

von Endorphinen, Adrenalin und Noradrenalin<br />

kommt, was sich wiederum positiv auf allgemeine<br />

Gemütslage, Selbstbewusstsein und<br />

Konzentration auswirkt, bei einer gleichzeitigen<br />

Regulation und Reduktion von Stress und<br />

Wut.<br />

• Verbesserung der psychischen Gesundheit<br />

Neben dem vorteilhaften Einfluss auf das allgemeine<br />

Wohlbefinden, schlägt sich regelmäßige<br />

moderate bis intensive körperliche<br />

Aktivität in einer Verbesserung der subjektiven<br />

Schlafqualität nieder, beugt Angstzuständen<br />

und Depression vor, fördert mentale Stärke<br />

und psychische Widerstandskraft und ist mit<br />

einem höheren Maß an Neugierde und Erkundungsfreude<br />

assoziiert. Darüber hinaus kann<br />

Bewegung im Rahmen von sportlichen Teamaktivitäten<br />

zur Entwicklung von sozialen Kompetenzen<br />

beitragen.<br />

• Verringerung der Wahrscheinlichkeit für gesundheitliches<br />

Risikoverhalten<br />

Körperlich aktive Jugendliche<br />

beginnen seltener zu rauchen<br />

und konsumieren weniger häufig<br />

exzessiv Alkohol.<br />

• Langfristige Verringerung des<br />

Risikos für bestimmte Formen<br />

von Krebs<br />

Regelmäßige intensive körperliche<br />

Aktivität wird mit einer<br />

langfristigen Reduktion des Risikos<br />

für Brust-, Gebärmutter-,<br />

Darm- und Nierenkrebs in<br />

Zusammenhang gebracht.<br />

Wie häufig sind österreichische Schülerinnen<br />

und Schüler körperlich aktiv?<br />

Die Häufigkeit der körperlichen Aktivität wurde<br />

im Rahmen der HBSC-Studie abgefragt. Die Definition<br />

von "körperlicher Aktivität" orientiert<br />

sich dabei an jener der WHO, und umfasst jene<br />

Aktivitäten, die eine moderate bis hohe Intensität<br />

aufweisen, d.h. den Pulsschlag erhöhen<br />

bzw. zum Schwitzen oder außer Atem bringen.<br />

Die österreichischen HBSC-Ergebnisse aus<br />

2013/14 zeigen, dass nur 17,4% der Schülerinnen<br />

und Schüler im Alter zwischen 11 und 17<br />

Jahren die WHO-Bewegungsempfehlungen<br />

von 60 Minuten moderater bis intensiver<br />

körperlicher Betätigung täglich erfüllen.<br />

Fernseh-, Spielkonsolen-, Smartphone-, Computernutzung<br />

und Ähnliches stehen in engem<br />

Zusammenhang mit dem Bewegungsverhalten,<br />

da davon ausgegangen werden<br />

kann, dass Kinder und Jugendliche<br />

während dieser Beschäftigungen<br />

körperlich weitgehend<br />

inaktiv sind - durchschnittlich<br />

verbringen die Schülerinnen und<br />

Schüler täglich etwa 5,4 Stunden<br />

an Schultagen und 7,5 Stunden<br />

an schulfreien Tagen damit.<br />

Zur Studie:<br />

Die „Health Behaviour in Schoolaged<br />

Children (HBSC)“-Studie ist<br />

eine regelmäßig alle vier Jahre<br />

stattfindende Erhebung der<br />

WHO und eine der größten<br />

Kinder- und Jugendgesundheitsstudien<br />

in Europa.<br />

Quelle: Bundesministerium für Gesundheit und Frauen<br />

Initiative bringt 12.000 Kinder auf die Pisten<br />

„Volksschulen zum Schnee"<br />

(NLK) Mit einer fulminanten „Volksschulparty"<br />

feierten kürzlich in der Familienarena St. Corona<br />

am Wechsel 235 Kinder den Saison-<br />

Höhepunkt der Initiative „Volksschulen zum<br />

Schnee". Bei traumhaften Verhältnissen und<br />

auf perfekten Pisten hatten die Kinder aus<br />

Niederösterreich und Wien viel Spaß beim<br />

Skifahren und Spielen im Schnee. Mehr als<br />

12.000 Volksschulkinder kamen heuer durch<br />

die Initiative des Landes gemeinsam mit der<br />

Wirtschaftskammer Niederösterreich und der<br />

Niederösterreich-Werbung zum Skifahren auf<br />

Niederösterreichs Pisten.<br />

Die Schulsportinitiative „Volksschulen zum<br />

Schnee" können Volksschulklassen aus ganz<br />

Ostösterreich in Anspruch nehmen. „Für<br />

jedes Kind und jede Schule ist bei dieser Aktion<br />

das Richtige dabei. Die Anfahrtswege halten<br />

sich in Grenzen und mit dem Gutschein<br />

für eine weitere Tageskarte, die alle teilnehmenden<br />

Kinder erhalten, wird der Spaß im<br />

Schnee auch nach der Volksschul-Aktion<br />

Wien (OTS/RK) - Von Sport an der frischen<br />

Luft, Garteln oder Natur genießen in den<br />

städtischen Parks bis hin zu Tipps gegen<br />

Pollenallergie oder Frühlingsrezepte - auf der<br />

neuen Überblicksseite zum Thema Frühling<br />

auf wien.at ist alles Wissenswerte rund um<br />

Angebote und Aktivitäten für Stadt-BewohnerInnen<br />

zum Start der warmen Jahreszeit<br />

einen Klick entfernt. Die Themenseite ist<br />

unter www.wien.gv.at/thema abrufbar.<br />

Die besten Laufstrecken,<br />

Radrouten<br />

und Stadtwanderwege<br />

sind auf der Themenseite<br />

verlinkt, genauso<br />

wie Adressen<br />

und Öffnungszeiten<br />

der stätischen Parks<br />

und Naherholungsgebiete.<br />

Für Garten-Fans gibt<br />

es Know-How der<br />

Stadtgärten für die<br />

eigene Grün-Oase im<br />

Garten, Hof, Balkon<br />

oder Blumenkisterl<br />

vor dem Fenster.<br />

Ebenso gibt es Tipps<br />

und Services für Pollen-AllergikerInnen<br />

inklusive Pollen-Radar<br />

im Kreis der Familie verlängert", sagt Wirtschaftskammer<br />

Niederösterreich-Präsidentin<br />

Sonja Zwazl.<br />

Die Organisatoren des Events - der Landesskiverband<br />

Niederösterreich mit seinem<br />

Präsidenten Wolfgang Labenbacher und die<br />

Niederösterreichische Bergbahnen Beteiligungsgesellschaft<br />

mit Geschäftsführer Mag.<br />

Markus Redl - lockten neben den Skikursen<br />

auch mit einem actionreichen Rahmenprogramm.<br />

Bei einem Skirennen wurden<br />

Nachwuchstalente für die Michaela Dorfmeister-Skimittelschule<br />

Lilienfeld gesucht,<br />

die Biathleten zeigten den Kindern eine<br />

für sie neue Sportart und die Kinderdisco<br />

heizte allen noch einmal so richtig ein.<br />

"Für alle Kinder war es ein toller Skitag,<br />

die Fortgeschrittenen sind beim Skirennen<br />

gefordert worden und für die Beginner<br />

war das große Kinderskiland mit seinen<br />

Förderbändern perfekt“, so Sportlandesrätin<br />

Dr. Petra Bohuslav.<br />

Alle Freizeit-Angebote für den Frühling<br />

Service-Portal Wien.at<br />

und Bio-Wetter für einen unbeschwerten<br />

Start in den Frühling.<br />

Frühlingsrezepte zum Download oder als<br />

Gratis-Broschüre, zusammengestellt vom<br />

Klimaschutzprogramm Wien runden das<br />

Frühlingsangebot ab.<br />

Service-Link:<br />

www.wien.gv.at/thema/


13 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART 2017<br />

Taklidinin mümkün<br />

olmadığı açıklanan yeni<br />

50 euroluk banknotlar<br />

4 Nisan’da piyasada<br />

Yeni 50<br />

Eurolar<br />

Nisan’da<br />

Çıkıyor<br />

Avrupa Merkez Bankası 5'lik,<br />

10'luk ve 20'lik kağıt paraların<br />

ardından yenileme çalışmasına<br />

50'liklerle devam ediyor.<br />

Yeni 50 euroluk banknotlar 4<br />

Nisan 2017 tarihinden itibaren<br />

piyasaya çıkacak.<br />

Yeni banknot basılmasının başlıca<br />

nedeni sahtesini yapmanın<br />

zorlaştırılmasıdır ve bu banknotlara<br />

daha fazla güvenlik önlemleri<br />

getirilmiştir.<br />

Yetkililer, eski 50’lik banknotların<br />

yürürlükte kalmaya devam<br />

edeceğini ve aşamalı olarak AB<br />

üyesi devletlerin merkez bankaları<br />

tarafından değiştirileceğini<br />

kaydettiler.<br />

2018’de ise yeni 100'lük ve<br />

200'lük banknotların çıkacağı<br />

açıklandı.<br />

SCHULE?<br />

Ich geh mal<br />

ins BIZ<br />

LEHRE?<br />

Im BerufsInfoZentrum bist du richtig,<br />

wenn es um deine Berufswahl geht.<br />

Ob du mit der Schulklasse, mit Freundinnen und Freunden<br />

oder allein kommst – die Berater/innen der BerufsInfoZentren<br />

(BIZ) des AMS informieren und beraten dich gerne rund um<br />

deine Ausbildungs- und Berufswahl.<br />

Weitere Infos unter www.ams.at/biz<br />

www.ams.at/biz<br />

STUDIUM?<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

İşsizlikten en çok kadın<br />

göçmenler etkileniyor<br />

Eğitim seviyesi yükseldikçe<br />

işsiz kalma riski azalıyor...<br />

İstatistiksel olarak Avusturya’da<br />

yaşayan kadın göçmenler Avusturyalı<br />

yerli kadınlardan daha az<br />

oranda çalışma hayatında. Göçmen<br />

kökenli kadınların sadece<br />

%57’si çalışıyor. Göçmen kökenli<br />

olmayan Avusturyalı kadınların ise<br />

%70’i iş hayatında yerini alıyor.<br />

Avusturya Entegrasyon Fonu (ÖIF)<br />

geçtiğimiz haftalarda kutlanan<br />

Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle<br />

Avusturya’daki kadınlarla ilgili<br />

bazı istatistikler yayınladı. Bu<br />

verilere göre:<br />

Göçmen kadınlar özellikle<br />

işsizlikten etkileniyor<br />

2015’de göçmen kadınların Avusturyalı<br />

hemcinslerine göre işsizlik<br />

oranı iki kat fazlaydı (göçmen<br />

kadınlarda %13, Avusturyalılarda<br />

%7). İşsiz göçmen kadınlar içinde<br />

en büyük iki grubu Suriye’den<br />

gelen mülteciler (%75) ve Afganistan’dan<br />

gelenler (%56) oluşturdu.<br />

Onları sırasıyla Kosova’dan (%46)<br />

ve Sırbistan’dan (%41) gelenler izledi.<br />

Çalışma hayatında göçmen<br />

kadınlar yılda yaklaşık net 16 bin<br />

euro kazanıyor, bu miktar da göçmen<br />

olmayan hemcinsinin yılda<br />

kazandığı paranın %80’nine tekabül<br />

ediyor.<br />

Eğitim düzeyleri farklı<br />

dağılım gösteriyor<br />

Avrupa Birliği (AB) ve Avrupa<br />

Ekonomik Alanı (EWR) ülkeleri ve<br />

İsviçre’den gelen kadın göçmenlerin<br />

eğitim seviyeleri Avusturyalı<br />

hemcinslerine göre daha iyi. Bu<br />

kadınların %31’i üniversite mezunu<br />

iken, Avusturyalı kadınların<br />

sadece %18’i bir üniversite bitirmiş.<br />

Avusturya’ya eskiden en fazla<br />

işçi göndermiş Türkiye ve Eski<br />

Yugoslavya’dan gelen kadınların<br />

eğitim seviyeleri ise oldukça<br />

düşük. Türkiye’den gelenlerin<br />

%70’i, eski Yugoslavya’dan gelenlerin<br />

ise %40’ı sadece zorunlu eğitimi<br />

tamamlamış.<br />

Mi granti nn e n h äufi ger vo n A r beitsl osi gkei t betrof fen<br />

Avusturya kadın nüfusunun<br />

%18.4’ünü Avusturya dışında<br />

doğanlar oluşturuyor<br />

Açıklanan verilere göre 2016 yılı<br />

sonu itibarıyla Avusturya’da yaklaşık<br />

812.600 yurt dışında doğmuş<br />

kadın yaşıyor. Avusturya’daki tüm<br />

kadınların %14’ü yabancı bir ülke<br />

pasaportu taşıyor. 10 yabancı uyruklu<br />

kadından altısı bir AB ülkesi,<br />

geri kalan dördü ise üçüncü bir<br />

dünya ülkesinden geliyor.<br />

2010-2015 yılları arasında 174<br />

binden fazla kadın Avusturya’ya<br />

geldi. Yeni gelenler içinde en<br />

büyük grubu 21.600 kişiyle Romenler<br />

uluşturdu. Onları sırasıyla<br />

19.100 kişiyle Almanlar, 19.000<br />

kişiyle Macarlar izledi. Göçle gelen<br />

kadınların %40’ı üçüncü dünya<br />

ülkelerinden. Bunların içinde ise<br />

en büyük grupları 10.400 kişiyle<br />

Suriyeliler ve 8.400 kişiyle Afganlılar<br />

oluşturdu.<br />

Ländlelehre.at<br />

Das Lehrlingsportal –<br />

aus dem Ländle für das Ländle<br />

Die Themen Lehrlings Recruiting, Demographie,<br />

Fachkräftemangel und fehlende<br />

Jugend sind in allen Vorarlberger Unternehmen<br />

präsent und aktueller denn<br />

je – nicht zu vergessen: Lehre = Bildung =<br />

Zukunft. Um es auf den Punkt zu bringen:<br />

Die Wirtschaft benötigt dringend Lehrlinge<br />

und zukünftige Fachkräfte in allen<br />

Branchen.<br />

Stefan Ganahl von ländlelehre.at ist der<br />

Ansicht, dass es noch mehr an Übersicht<br />

und Information braucht. Es gibt zwar<br />

regionale Plattformen, aber kaum eine,<br />

die gebündelt über die Lehrstellen aus<br />

dem ganzen Land informiert. Wie notwendig<br />

ein solcher Dreh- und Angelpunkt<br />

im Ländle ist, hat das Projekt-Team nicht<br />

zuletzt durch die vielen Gespräche mit<br />

den Unternehmen erkannt.<br />

Das Internetportal ländlelehre.at ist eine<br />

neutrale, regional unabhängige<br />

Plattform, die über<br />

sämtliche Lehrausbildungen<br />

in Vorarlberg informiert<br />

und offene Lehrstellen<br />

auflistet. Dies<br />

kommt einerseits den Unternehmen<br />

zu Gute, die<br />

richtigen Lehrlinge zu finden<br />

– und hilft andererseits<br />

den Jugendlichen bei der<br />

Suche nach einer geeigneten<br />

Lehrstelle.<br />

Die Projektverantwortlichen<br />

haben eine multifunktionelle<br />

Plattform gestaltet:<br />

Die Unternehmen wickeln den gesamten<br />

Prozess – Ausschreibung der Lehrstellen,<br />

Sichtung der Bewerbungen, Vereinbarung<br />

der Schnuppertermine, Zu- und Absagen<br />

und vieles mehr – unkompliziert und<br />

vollautomatisiert über das Portal ab.<br />

Das Lehrstellenportal setzt auf Mobilität,<br />

freie Gestaltung des Firmenauftritts,<br />

Zeitersparnis (Die Lehrbetriebe können<br />

alle Bewerbungen standardisiert und professionell<br />

über die Website abwickeln)<br />

und hat auch eine eigene Plattform für<br />

Lehrlinge: Die Unternehmen bleiben mit<br />

Ihren Lehrlingen in Kontakt – via Social<br />

Media, News, Veranstaltungen u. v. m.<br />

© Dieter Schütz / pixelio<br />

Entgeltliche Einschaltung


MART 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 14<br />

Amerikan Psikoloji Derneği'nin araştırmasına göre gençlerin üçte<br />

ikisi hayatında strese bağlı performans düşüklüğü yaşıyor<br />

Gençlerin çoğu büyük<br />

stres altında yaşıyor<br />

Yeni nesli gençler, önceki jenerasyonlara<br />

göre daha fazla strese maruz kalıyor. Ayrıca<br />

bu gençler stresle başedebilme konusunda<br />

da öncekilere göre daha fazla zorluk<br />

yaşıyor. Amerikan Psikoloji Derneği tarafından<br />

yapılan araştırmaya göre gençlerin<br />

yüzde 12'sine anksiyete tanısı konulmuş<br />

durumda. Bu oran kendilerinden önceki<br />

jenerasyonlardan iki kat daha fazla.<br />

Gençler arasında stresin en fazla olduğu<br />

grup ise üniversite öğrencileri. Yoğun akademik<br />

programlar, gelecek kaygısı, gittikçe<br />

pahalılaşan eğitim masrafları (özellikle<br />

Amerika'da üniversite mezunları hayata<br />

binlerce dolar eğitim kredisi borcuyla başlıyor)<br />

öğrencilerin aşırı<br />

stres ve aksiyeteye varan<br />

ruh hali içerisine girmesine<br />

neden oluyor.<br />

Eğitimlerinden sonrada<br />

stres yaşayan gençlerin<br />

üçte ikisinde ise büyük bir<br />

performans kaybı yaşanıyor.<br />

Gelişen enformasyon<br />

teknolojisiyle birlikte büyüyen<br />

bu jenerasyonun<br />

yaşam alışkanlıkları da öncekilere<br />

göre farklı. Yapılan<br />

araştırmalar gençlerde düzensiz<br />

uyku probleminin<br />

yüksek derecede olduğunu<br />

gösteriyor.<br />

STRESE NEDEN OLAN 8 FAKTÖR<br />

Anksiyeteyi sadece düzenli uykuyla açıklamak<br />

tek başına yeterli olmuyor. Kötü uyku<br />

alışkanlıklarının yanı sıra yemek öğünlerine<br />

gereken önemi vermemek, aşırı kahve<br />

tüketimi, sürekli oturmak, telefon kullanımının<br />

fazlalaşması, mesai saatlerinin belirsizleşmesi,<br />

sürekli evde vakit geçirmek<br />

ve anksiyete problemi olan insanlarla dışarı<br />

çıkmak gibi başlıklar da stresi arttıran<br />

faktörlerden.<br />

YARDIM ALINMALI<br />

Stresle başa çıkmakda zorlanan gençler ve<br />

ailelerine mutlaka uzman desteği almaları<br />

öneriliyor.<br />

Gençler arasında<br />

en fazla stresi<br />

üniversiteye giden<br />

öğrenciler yaşıyor...<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Sigarayı Nasıl Bıraktım?<br />

Bundan yaklaşık 7 yıl önce<br />

başladım sigaraya. İlk zamanlarda<br />

benim için zordu sigara<br />

içicisiyim demek. Gizli içmeler<br />

kendini bir zaman sonra arkadaş<br />

çevresinde içmeye, daha sonra<br />

aile içinde de artık rahatlıkla<br />

içmeye kadar vardı. Her zaman<br />

karşı olduğum ve içenleri anlamadığımdan<br />

dolayı sonraları<br />

söylemekte zorlanmıştım. Aslında<br />

çok fazla geçmişim yok bir<br />

zamanlar severek dudaklarımın<br />

arasından düşürmediğim ince<br />

çubukla.<br />

Yıllarca çok severek, her yemekten<br />

sonra, gece gezmelerimde,<br />

özellikle arabada seyahat ederken<br />

sol elimde tutarak camı<br />

hafif açıp, o küçük aralıktan külü<br />

rüzgarın da yardımıyla yok<br />

etmek benim için zevkten de<br />

öteydi. Kışın içimi ısıtması, metabolizmamı<br />

gereğinden fazla<br />

hızlandırması, güzel bir yemeğin<br />

üzerine çektiğim o ilk dumanın<br />

mutluluğunu size anlatamam.<br />

Paketlerin üzerlerindeki yazılar,<br />

dişleri dökülmüş, ciğerleri çürümüş<br />

insanlar hiçbiri umurumda<br />

değildi. Nasıl olsa sağlıklıydım<br />

ve hasta olmadan bir an önce<br />

bırakabilirdim.<br />

Fakat bir zaman sonra kendimdeki<br />

değişiklikleri fark etmeye<br />

başladım. Geçmek bilmeyen bir<br />

öksürüğüm vardı artık ve kendimi<br />

halsiz, uykusuz ve yorgun<br />

hissediyordum. Baş dönmeleri,<br />

mide bulantıları, koku ve tat alamama,<br />

içmediğimdeki huzursuzluklar…<br />

Bunlardan bahsetmiyorum<br />

bile. Ve sonra bir an<br />

geldi artık bırakmak istediğimi<br />

fark ettim. Nasıl olsa uzun yıllar<br />

Facebook veya Twitter’e göz<br />

atmak, Whatsapp ya da Viber'den<br />

kısa bir mesaj yazmak, e- postaları<br />

kontrol etmek, daima ve her yerde<br />

erişilebilir olmak bunlar uzun süredir<br />

günlük yaşantımızın bir parçası<br />

oldu. Akıllı telefonumuzu her durumda<br />

kontrol eder olduk. Kısa,<br />

anlık bir dikkatsizliğin ne kadar<br />

kötü sonuçlar doğurabileceğini düşünmüyoruz.<br />

Bu felaketler yalnız<br />

trafikte değil, oyun alanlarında da<br />

kendini gösteriyor. 2008’den<br />

2015’e oyun alanlarındaki 10 yaş<br />

altı çocuk kaza sayısı iki kat, 5 yaş<br />

altı çocukların ise üç kat artmış<br />

bulunuyor. Bu sonuçlar trafik güvenliği<br />

danışma meclisinin son<br />

araştırmalarından birinin sonuçları.<br />

Bu birim; Kärnten, Aşağı Avusturya,<br />

Vorarlberg, Salzburg ve Viyana’daki<br />

oyun alanlarında ‘çocuğu<br />

denetleyen ve çocuk ikilisini’ izledi<br />

ve 10 denetmenden 9’unun dikkatinin<br />

çocuğun yerine başka şeyler<br />

üzerinde olduğunu saptadı. Dikkati<br />

çocuklardan dağıtan ilk şey (%42)<br />

mobil telefonda yazı yazma ve internette<br />

dolaşma; ikincisi ise diğer<br />

kişilerle koyu sohbet ve telefonlaşma.<br />

Yine araştırmaya göre<br />

2016’da da oyun alanlarındaki<br />

çocuk kazaları artmaya devam etti.<br />

Ocak-Eylül arası 9 ayda kaza geçiren<br />

çocuk sayısı 2015’te kaza geçiren<br />

toplam çocuk sayısından 800<br />

kişi daha fazla oldu.<br />

Birkaç saniye bile belirleyici<br />

Trafik güvenliği danışma meclisinin<br />

(KFV) araştırmasında ulaştığı<br />

sonuç, denetmenlerin dikkatini dağıtan<br />

en büyük 'suçlu' akıllı telefonların<br />

kullanımı. Olan kazaların<br />

en belirgin ortak özelliği ise aniden<br />

ve ön uyarısız gerçekleşmesi. Çocuğun<br />

birkaç saniyelik bile olsa<br />

gözden kaçırılması çocuğun salıncaktan<br />

düşmesine, parmaklarının<br />

tahterevallide sıkışmasına neden<br />

olabiliyor.<br />

Anne-Babaların bilinçli<br />

olması gerekir<br />

Akıllı telefonları her yerde ve her<br />

an kullanmanın ne kadar dikkat dağıtıcı<br />

olabileceğinin ve bunun sonucunda<br />

da istenmeyen tehlikeli<br />

sonuçlar doğabileceğinin her ebeveyn<br />

farkında değildir. KFV’nin bir<br />

anketinde akıllı telefon sahibi olan<br />

her 5 ebeveynden sadece biri telefondan<br />

dolayı ciddi dikkat dağınıklığı<br />

yaşadığını hissettiğini söylüyor.<br />

1/3 ise bunu bazen hissediyor.<br />

Çocuklarını gözetim sırasında da<br />

ebeveynlerin 1/3’i akıllı telefon<br />

Ömer Erkan<br />

omererkan92@hotmail.com<br />

içmeyen birisi olduğumdan<br />

bunun kolay olacağını sanmıştım.<br />

Kaç kere başlayıp bıraktığımı<br />

sayamadım, inanın. Belki<br />

10 belki 100. Her defasında<br />

başarısız oldum.<br />

Daha sonrasında Allen Carr yöntemiyle<br />

tanıştım. Bu bir reklam<br />

değil, yanlış anlamayın. Zaten<br />

reklama da ihtiyaçları yok. Youtube’da<br />

Allen Carr yöntemiyle<br />

sigaradan vazgeçen insanların<br />

hikayelerini izlemeye başladım<br />

öncelikle. 1 saatlik sigara<br />

bıraktırma videosunu izledikten<br />

sonra artık kararımı vererek<br />

hayatımdan tamamen çıkartmak<br />

için kendime bir tarih belirledim.<br />

Öncelikle ‘‘bu işi kafanda bitirmelisin’’<br />

sözünü asla hafife<br />

almayın. Çünkü sigara gerçekten<br />

siz istemedikten sonra<br />

bağımlılık yapmayan bir madde.<br />

Gerçekten kafanızda bitirmediğiniz<br />

sürece bu ‘‘illetten’’ vazgeçmeniz<br />

zor. İstediğiniz kadar<br />

nikotin hapları, sakızları, çayları<br />

artık neler var ise tüketin,<br />

başarılı olamazsınız. Akupunktur<br />

da buna dahil. Beyniniz de bitirmediğiniz<br />

sürece!<br />

Ve o gün geldiğinde tarihi ve<br />

saati not alın. Akıllı telefonunuz<br />

var ise aplikasyon indirin. Kaç<br />

saattir sigara içmediğinizi ve vücudunuzda<br />

nelerin iyileştiğini<br />

görün. Sakın sigaranın yerine<br />

başka bir şey koymayın.<br />

Atıştırmalık, çerez aramayın.<br />

Bunların hiçbirine ihtiyacınız olmayacak.<br />

Boool bol su için ve<br />

yürüyüş yapın. İnternette sigarayı<br />

bırakmış kişilerin bloglarını<br />

ziyaret edin. Bu konuda yazılan<br />

Artan kazalarda en büyük 'suçlu' akıllı telefonların kullanımı...<br />

yazıları okuyun. Ve sadece 3 gün<br />

dayanın. Vücudunuzdan 3<br />

günün sonunda nikotin tamamen<br />

çıkmış olacak ve siz artık<br />

özgür olacaksınız. Kafanızı uzun<br />

bir süre bununla yorun ve artık<br />

ne kadar temiz bir insan olduğunuzu<br />

kendinize inandırın.<br />

Çıkın yürüyün, hatta koşun,<br />

mutlu olun. Artık özgürüm<br />

deyin herkese. Herkese bundan<br />

bahsedin. Sigarayı bıraktığınızı<br />

ve kaç gündür içmediğinizi anlatın.<br />

Ve o an geldiğinde canınız<br />

istediğinde sadece 2 dakika dayanın.<br />

Yakmayın o sigarayı.<br />

Bakın 2 dakika sonra aklınızdan<br />

nasıl tamamen çıktığını göreceksiniz.<br />

İlk günlerde canınız defalarca<br />

isteyecek ama bu günler<br />

geçtikçe azalacak ve artık<br />

aklınıza dahi gelmeyecek. Sigara<br />

içen arkadaşlarınızdan uzaklaşın<br />

ve kendinize hobi edinin. Yürüyüşlere<br />

çıkın, kitap okuyun,<br />

film seyredin. İnanın dünyanın<br />

sonunun gelmediğini göreceksiniz.<br />

İlk günler çok zorlandığımda<br />

sokaklara çıkıp ağladığımı bile<br />

biliyorum. Ki ben en çok<br />

sevdiğim insandan ayrılmışçasına<br />

kopamamıştım sigaradan.<br />

Şu an kokusuna bile<br />

tahammül edemiyorum. Kafanızda<br />

iyice bitirin. Onu bir<br />

düşman olarak görün ve kendinize<br />

inanın, yapabilirsiniz!<br />

Oyun alanlarındaki çocuk<br />

kaza sayıları yükseliyor<br />

kullanımının dikkatlerini dağıttığını<br />

itiraf ediyor. KFV yöneticisi Othmar<br />

Thann: "Çocuklar tehlikeyi sıklıkla<br />

doğru değerlendiremiyor ve yetişkinlerden<br />

farklı düşünüyor. Bundan<br />

da önemlisi ebeveyn ya da<br />

denetmen sorumluluğu üstlenmeli<br />

ve küçükleri tehlikeli durumlardan<br />

koruyabilmeli ve bunları da tüm<br />

dikkatleriyle yapmalı."


15 - AVUSTURYA<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

MART 2017<br />

Medyanın yönlendirmesi ile Avusturyalılar tatil için<br />

başka ülkeleri tercih ediyor...<br />

Türkiye rezervasyonlarında<br />

çok büyük düşüş...<br />

Avrupa’da bazı ülkelerle<br />

Türkiye arasındaki siyasi gerilim<br />

ve medyanın yaptığı bilinçli<br />

karalama kampanyaları<br />

Avusturya’da<br />

gayrimenkul<br />

satışlarında rekor<br />

Bir emlak şirketinin verilerine<br />

göre 2016, Avusturya’da gayrimenkul<br />

satışlarının tavan yaptığı<br />

bir yıl olarak kayıtlara geçti. En<br />

pahalı gayrimenkul Viyana’daki<br />

bir otel kompleksi (169 milyon<br />

euro) ve en yüksek cironun yapıldığı<br />

belde ise Kitzbühel oldu.<br />

Düşük faizli zamanlarda evler ve<br />

arsalar popüler bir yatırım seçeneğidir.<br />

Geçen yıl 27 milyar euro<br />

değerinde gayrimenkul satıldı.<br />

En yüksek cirolu emlak satışı sözleşmeleri<br />

Viyana’da yapıldı. Yapılan<br />

19.490 sözleşmenin toplam<br />

tutarı 8.22 milyar euro oldu. Viyana’dan<br />

sonraki sıralama ise şöyle:<br />

Graz (4.877 obje, 1.14 milyar<br />

euro), Salzburg (2.519 mülkiyet<br />

kaydı, 940 milyon euro), İnnsbruck<br />

(2.145 obje, 577 milyon<br />

euro), Linz (2.111 mülk, 622 milyon<br />

euro), Klagenfurt (1.802 gayrimenkul,<br />

351 milyon euro)<br />

En pahalı gayrimenkuller Viyana’da<br />

169 milyon euroya bir<br />

otel kompleksi, 80 milyon euroya<br />

bir ev, 58 milyon euroya bir EKZ<br />

hissesi yine 58 milyon euroya bir<br />

bina arsası, 48 milyon euroya bir<br />

Avusturyalıların tatil rezervasyonlarında<br />

artarak olumsuz<br />

etkisini gösteriyor. Terör<br />

korkusu ve Türkiye'de 15<br />

2016 yılında 27 milyar euroluk gayrimenkul satıldı<br />

ev ve Salzburg’ta 42.5 milyon euroluk<br />

bir ev oldu.<br />

Tirol‘de emlak satışları Avusturya’daki<br />

genel eğilimin biraz üstünde<br />

gerçekleşti. 2016’da 11.129<br />

gayrimenkul satışının toplam tutarı<br />

2.9 milyar euro oldu.<br />

Tirol eyaletinin en çok gayrimenkul<br />

satılan ilçeleri ve miktarları<br />

sırasıyla şöyle: İnnsbruck çevresi<br />

2528 mülk, İnnsbruck şehir merkezi<br />

2.145, Kufstein 1.373, Kitzbühel<br />

1.211, Schwaz 1.032, Landeck<br />

954, İmst 812, Lienz Doğu Tirol<br />

611 ve Reutte 460.<br />

Emlak satış bedelleri tutarlarının<br />

en yüksek olduğu ilçeler: Kitzbühel<br />

717 milyon euro, İnnsbruck<br />

şehir 596 milyon, İnnsbruck çevresi<br />

577 milyon, Schwaz 239 milyon,<br />

Landeck 142 milyon, İmst<br />

125 milyon, Lienz 100 milyon ve<br />

Reutte 65 milyon.<br />

2016’da Tirol’de kayıt edilen mülkiyet<br />

satışlarının en pahalı altı<br />

tanesi Kitzbühel’de yedincisi de<br />

Kitzbühel yakınındaki Reith’da yer<br />

alıyor. Bunların hepsi de değerleri<br />

10 ile 24 milyon euro değişen lüks<br />

müstakil evler.<br />

Temmuz'da yaşanan kalkışma,<br />

Türkiye turizminde<br />

önemli bir düşüşü beraberinde<br />

getirdi.<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

Günlük 12 saat çalışmak<br />

sağlık yönünden sakıncalı<br />

Günlük çalışma saatlerinin ne<br />

kadar olması gerektiği tartışması<br />

her zaman olduğundan daha güncel.<br />

Konuyla ilgili Halk Sağlığı Merkezi<br />

çevre hijyen bölümü ve çevre<br />

hekimliğinden Gerhard Blasche ve<br />

Daniela Haluza’nın yaptığı bir araştırma<br />

yayımlandı. 12 saatlik bir iş<br />

gününden sonra insandaki bitkinlik<br />

ciddi bir günlük yorgunluğa<br />

sebebiyet veriyor.<br />

Günlük yorgunluğun gün içindeki<br />

boş vakitlerle normal yollarla<br />

giderilmesi oldukça zor. Diğer yandan<br />

bu yorgunluğun içinde hastalık<br />

riski, kaza tehlikesi ve<br />

hata sıklığı gizli. Bunun için<br />

Aşağı ve Yukarı Avusturya’daki<br />

yaşlılar evlerinde<br />

çalışan yaşlı bakıcılarının<br />

günlük 12 saat çalışması<br />

sırasında ne kadar<br />

yük altında oldukları da<br />

araştırıldı.<br />

Sonuç; Günlük 12 saat çalışmada<br />

yorgunluk artışı<br />

boş bir gününkinden 3.5<br />

kat daha fazla. Bunun dışında<br />

art arda günde 12<br />

saat çalışma yorgunluğu<br />

önemli ölçüde arttırıyor.<br />

Araştırmaya göre art arda<br />

günlük 12 saat çalışmadan<br />

sonra tamamen dinlenebilmek<br />

için 3 günlük izin<br />

almak gerekiyor. Genelde<br />

her insanda günde 10 saat<br />

İNANILMAZ GERİLEME<br />

Avusturya Seyahat Acenteleri<br />

Birliği Başkanı Josef<br />

Peterleither’in açıklamasına<br />

göre geçen yıl da Türkiye rezervasyonları<br />

zaten yaklaşık<br />

%40 düşmüştü. Bu yıl daha<br />

da artarak yine yarı yarıya<br />

düşebileceği öngörülüyor.<br />

2014 yılında 250 bin Avusturyalı<br />

Türkiye’de tatil yaparken<br />

bu rakamın 2017<br />

yılında 30 bine gerileyeceği<br />

öngörülüyor.<br />

AVUSTURYA BASINI’NDA<br />

KARA KAMPANYA<br />

Peterleither, Türkiye ile ilgili<br />

rezervasyonlardaki inanılmaz<br />

düşüşün aslında korku<br />

durumundan çok, Avusturya<br />

basınında devamlı çıkan<br />

olumsuz haberlerle ilgili olduğunu<br />

belirterek medyayı<br />

eleştiriyor ve ''Türkiye hakkında<br />

ne zaman olumlu bir<br />

şey duyduk ya da yazıldı?<br />

Yapılan olumsuz haberler<br />

seyahat edeceklerin kararını<br />

doğrudan etkiliyor.''<br />

SON DAKİKA REZERVAS-<br />

YONLARI ARTABİLİR<br />

Peterleither ayrıca ''Avusturyalılar<br />

daha çok İtalya,<br />

Yunanistan ve İspanya’da<br />

rezervasyonlarını yapıyorlar.<br />

Türkiye ya da Uzak Doğu son<br />

dakikada rezervasyon yapanlar<br />

için son bir seçenek<br />

olabilir. Kısa süreli rezervasyonlar<br />

öngörülüyor. Avusturyalılar<br />

beklemede ve<br />

durumun nasıl gelişeceğine<br />

bakıyorlar. Fiyat indirimleri<br />

ve en önemlisi diğer ülkelerde<br />

kapasite azalması olması<br />

durumunda Türkiye<br />

rezervasyonlarında hareketlenme<br />

olabilir.’’<br />

HALKIN TERCİHİNİ<br />

‘GÜVENLİK’ ETKİLİYOR<br />

Avusturyalılar prensipte her<br />

geçen gün seyahatlerinde<br />

emniyete daha çok önem<br />

veriyorlar. Bu nedenle seyahat<br />

acentelerinde, uzun<br />

gemi turları ve herşeyin<br />

dahil olduğu tatil seçeneklerinde<br />

bir artış var.<br />

ALMANLAR DA TÜRKİYE’Yİ<br />

TERCİH ETMİYOR<br />

Alman kamuoyu araştırma<br />

şirketi GFK’nın yaptığı analize<br />

göre de, Almanların da<br />

tatil için Türkiye tercihlerinde<br />

önemli oranda gerileme<br />

görüldü ve Almanların<br />

Türkiye rezervasyonları bir<br />

önceki yıla göre yüzde 58<br />

düşüş gösterdi. 2017 yılında<br />

Türkiye’yi tercih eden Almanların<br />

sayısı ciddi oranda<br />

azalacak.<br />

çalışmanın ardından performans<br />

düşmesi görülüyor. İşte ya da trafikteki<br />

yüksek kaza riski de buna<br />

dahil.<br />

Araştırmadan çıkan başka bir<br />

sonuç ise kural olarak çalışma<br />

saatinin 8 saatten fazla olmaması.<br />

Blasche: "Günlük 8 saat çalışma<br />

düzenlemesi sağlıklı bir temel olarak<br />

görünüyor. Kim senelerce haftada<br />

50 saat ve üzeri çalışırsa,<br />

onun için kalp ve damar hastalıkları<br />

riski ya da ruhsal hastalıkların<br />

artışı yüksek olur ve bu özellikle<br />

kadınlar için geçerli. Bu onların çalışmalarına<br />

ilaveten çocuk bakımı<br />

yükü nedeniyle de olabilir."<br />

Uzun iş günleri ya da arasız işler de<br />

mantıklı değildir. İlerlemiş yorgunluk<br />

nedeniyle bir verim alabilmek<br />

için orantısız daha büyük bir çaba<br />

gerekir. Üstelik bastırılmış bir yorgunluk<br />

boş vaktin keyfini de çıkarmaya<br />

engel olur. Genelde kişi<br />

performans odaklı toplumda ‘kendini<br />

harcamaya’ yönelir, bu nedenle<br />

işletmeler çalışanlar için<br />

molalar koymalı ve onların bu molalardan<br />

gerçek anlamda yararlanmalarını<br />

teşvik etmelidir.


MART 2017<br />

<strong>HABER</strong><br />

<strong>AVRUPA</strong><br />

AVUSTURYA - 16<br />

Avusturya Devleti Çifte<br />

Vatandaş Türklerin Peşinde<br />

Resmi daireler Türk vatandaşlığını yasa dışı<br />

olarak taşımayı sürdürenleri araştırıyor...<br />

Avusturya’da 300 binin üstünde<br />

Türk yaşıyor ve yaklaşık 116 bini<br />

bu ülke vatandaşı. Avusturya vatandaşlığına<br />

geçenlerin kaçının<br />

yasa dışı olarak Türk vatandaşlığını<br />

taşıdığı ise bilinmiyor. Bu durum<br />

Tirol eyaletinde geçtiğimiz yıllarda<br />

resmi makamların dikkatini çekti.<br />

Tirol eyaleti valiliği vatandaşlık<br />

dairesi yöneticisi Martin Plunger<br />

konu hakkında şöyle konuştu:<br />

''2012’de örnek bir işlem yürüttük.<br />

Bir Türk bayanın 1997’de<br />

Avusturya vatandaşlığına geçtikten<br />

bir yıl sonra Türk vatandaşlığını<br />

yeniden aldığı tespit edildi.<br />

Bu ise Avusturya vatandaşlığını<br />

doğrudan kaybetme anlamına<br />

gelir. Nitekim idare mahkemesi<br />

kadının itirazını reddetti. Bu olaydan<br />

sonra birkaç eski olayı araştırdık.<br />

Bir çalışanımız bu iş için<br />

görevlendirildi. 2015 ve 2016’da<br />

24 Türk kökenli, Tirol’de çifte vatandaşlık<br />

dolayısıyla Avusturya<br />

vatandaşlığından çıkarıldı. On kişinin<br />

işlemi ise devam ediyor.''<br />

Olayların büyük bir kısmının<br />

kaynağı 1996-2000 arası döneme<br />

dayanıyor ve Avusturya makamlarının<br />

aile birleşimlerinde bireylerin<br />

nüfus kayıtlarına bakması<br />

sırasında durum ortaya çıkıyor.<br />

Avusturya’da ne kadar çift vatandaş<br />

Türk’ün yaşadığı resmi makamlarca<br />

bilinmiyor. Türkiye’de<br />

2015 milletvekili seçimleri çerçevesinde<br />

Avusturya’da oy kullanan<br />

Türk vatandaşlarının sayısından<br />

yola çıkan resmi makamlar, ülkede<br />

10 binin üstünde ‘yasal olmayan<br />

çifte vatandaş’ olduğu<br />

kanaatinde. Çünkü 2015 seçimleri<br />

sonrası açıklanan sayılar Avusturya’da<br />

seçime katılımın %45 olduğu<br />

ve 48.020 kişinin oy verdiği<br />

yönündeydi.<br />

Bununla birlikte yaklaşık 106 bin<br />

kişinin oy verebileceği hesaplanmıştı.<br />

Avusturya İstatistik Kurumu’na<br />

göre ise 1 Ocak 2016<br />

itibariyle -seçimden kısa bir süre<br />

sonra- Avusturya’da 18 yaş üstü<br />

oy verebilecek sadece 93 bin Türk<br />

vatandaşı yaşıyordu. Bu sonuca<br />

göre 13 bin ilave seçmen için<br />

yasa dışı olan çift vatandaşlık durumu<br />

ortaya çıkıyordu.<br />

AŞIRI SAĞ LİDERDEN DAHA SERT<br />

POLİTİKA TALEBİ...<br />

FPÖ lideri Heinz-Christian Strache<br />

ve partisinin Türkiye ve Türk politikası<br />

giderek sertleşiyor ve hükümetten<br />

de Türklere karşı daha<br />

sert tedbiler alması isteniyor.<br />

Strache, Türkiye ve Türkler konusunda<br />

düşünce ve isteklerini<br />

söyle sıralıyor:<br />

-Türkiye’ye karşı daha sert bir dış<br />

politika izlenmeli.<br />

-Avusturya’daki Türklerin çifte<br />

vatandaş olup olmadıkları çok sıkı<br />

kontrol edilmeli.<br />

-Ankara’dan çifte vatandaşlık hakkında<br />

bilgi gelmedikçe hiçbir surette<br />

Türklere yeni vatandaşlık<br />

verilmemeli. Çifte vatandaş sayısının<br />

10 binlerce olduğu tahmin ediliyor<br />

bu rakam kesinleştirilmeli.<br />

-Oyların kullanıldığı Türk konsolosluklarının<br />

önüne kontrol noktaları<br />

Ö<br />

S<br />

<strong>EUROPA</strong><br />

T<br />

E<br />

R R<br />

<strong>JOURNAL</strong><br />

I<br />

E<br />

C H<br />

konularak daha sıkı takip sağlanabilir,<br />

girişlerde kontrol yapılabilir.<br />

SOBOTKA: UYGUN DEĞİL<br />

ÖVP’li İçişleri Bakanı Wolfgang<br />

Sobotka olası çifte vatandaşların<br />

konsolosluklarda takibine olumlu<br />

bakmıyor. ‘‘Buralara giden herkes<br />

tek tek kontrol edilemez. Bunun<br />

dışında konsolosluk ve büyükelçiliğe<br />

giden herkesin amacı oy vermek<br />

değil, farklı iş ve problemler<br />

için de buralara gidiliyor.<br />

Yasa dışı çifte vatandaşlığın üzerine<br />

tabii ki gidilmeli. Çifte vatandaşlığın<br />

kanıtlanması durumunda<br />

zaten Avusturya vatandaşlığı yasayla<br />

geri alınıyor. Burada da<br />

resmi kurumların klasik araştırmaları<br />

devam ettirilmektedir. Somut<br />

delillerin oluşması ya da varlığı<br />

durumunda olaylar tek tek incelenecektir.’’<br />

dedi.

Hurra! Ihre Datei wurde hochgeladen und ist bereit für die Veröffentlichung.

Erfolgreich gespeichert!

Leider ist etwas schief gelaufen!